Cumartesi
14
VUBAT
İM
Onuncu TU
No. 3137
M
İdare: Nuruosmaniye No. İT BATIRT Tel adresi: «YTNİ SABAH» tSTANBUL Telefon: >0705
A B O N I
Türkiye Senelik MOO K* ( aylık 1K4 » I ayUk 400 » 1 aylık W i
10
1
1
»
BIDILÎ
Recebi
MOC •WK 1000 •W

rcuRuj
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MUDAFİİYİZ
[ ~ x r i \ -( *. '

Amerikada Sovyet elçisin n faaliyeti
Vagington: 13 (A.A.) — Sovyet büySk elçisi Aleıandre Panyuehkln bugün on dakika müddetle Dışişleri Müsteşan Robort Lovett’le görüşmüştür. Büyük elçinin bu sabahki talebiyle yapılan bu görüşme sonunda Panyuehkin, gazetecilere mU«ak«-re konusu hakkında laahat vermekten kaçınmıştır.
Yabancı Bankalara Yatırılan Para Mikdarı ve Sahihleri



.T-
•)
»1
b - - •2 r
i4Amer ikadaki mevduat 58 milyon dolar civarındadır, bundan başka İsviçre ve Ingilterede de bu kabilden mevduat bulunabilir...,,

aliye Bakam tâki isim ve delil istiyor





s
Bankalardaki mevduatın gizli kalması her memlekette bir emniyet prensibidir., işin esası böyle olduğuna göre Amerikadaki mevduat mes’elesi ne şekilde ortaya çıkıyor?
Ankara, 13 Millet Meclisi bugün saat 15 tc Cev- t&r Ertan’ın-^fürklye haritaları hak-, det Kerim Incedayımıı başkanlığın- k ndaki Ba$₺ikanlıktan sorusuna
(Hususi) — Büyük da toplandı. Bitlis Milletvekili Muh- , I ı
I
Hilmi Uran ın itirafları
IHalk Partisinden memleketin istediği bundan sonra gölge f etmemesidir. Kendisinden gurd hesabına biiyiik fayda ve | menfaat beklenmiyor. Yalnız istenilen şey, şu ağızlardan | düşmiyert Demokrasi lâkırdısının tahakkuku İçin ufacık bir | | himmet sarfetmektir. Pojis salâhiyet kanunu ve seçim ka- > i nunu değiştirilsin, matbuat kanamı ilga edilsin ve milletin | 1 arzusunu ve hâkimiyetini göstı rmc»i için yeni seçimler • -------------------------— yapılsın. ----------------—-----------------
alk Partisinin genel başkan vekili ve geçen seçi- . mi Halk Partisi namına kabinede İçişleri Bakanı sıfatile mükemmel ve başarılı surette idare ve tedvir eden Hilmi l’ran is-tanbııla gelmiş ve gazetelere hir demeçte bulunmuştur.
Bütün Halk Partili ileri gelenleri gibi her ağız açmada bu zat da bir cevher çıkarmak âdetiııde-
* dir. Düşününüz ki bir zamanlar Sararoğlunun kabine arkadaşı filan Raif Karadeniz de ııe harikalar sarfederdi. Meselâ Sııad Ha^-' ri ürküblü kabineden dışarı atıl- 1 dığı vakit acaba bunun sebebi ııe ola diye kendisine bir soru tevcih edildiği vakit: «Ben ııe bileyim, bu iş Tekel Bakanı ile Başbakan arasında cereyan etmiştir. Aııeak onlar dâıanın künhüııü bilirler» diyerek kabinede müşterek ınes'ıı-liyetin Saraçoğlu ve kendisi tarafından nasıl anlaşıldığını apaçık isbat etmişti.
Demokrat Parti içinde artık halledildiği bildirilen ihtilâf hakkında düşüncesi sorulan Hilmi L’ran diyor ki: «Demokrat Partinin büyücek bir kriz geçirmekte olduğu muhakkaktır. Biz karışmak istemiyoruz, lâf kısmen partimize veya yumuşak bir yol zünden çıkmış dahi olsa
Bu sözlerle Halk Partisi genel başkan vekili siyasî hayatımızda zuhura gelebilecek bütün huzursuzluklardan bizzat llalk Partisi-
* nin nasıl sorumlu olduğunu tevil yolile itiraf etmiş bulunuyor.
Doğrudur, yirmi beş yıl tek p ır
H
bu işe hiç liattfı ihtikardı sert tutma yü-
...»



3
A

tinin ezici ve boğucu havasını bu memleket balkına zorla teneffüs ettirdikten sonra öyle kötü ve sa-(Devamı Sa., 3; Sû., 4 de)
H
Başbakan yardımcısı Faik Ahmed Barutçu Bakanlıklardan bu hususta istenen cevablann gelmemiş olduğu nu bildirerek önümüzdeki cuma günü cevab vereceğini söyledi. Çoruh Milletvekili Asım Us un Merkez Ban kasına Mark olarak yatırılmış bulunan Türk alacakları hakkındaki sorusuna geçildi.
MALÎYE BAKANININ BÎRÎNCt İZAHATI
Maliye Bakanı izahat vererek ezcümle şunları söyledi:
— Asını Us arkadaşımızın önergesinde bahis mevzuu tediyeler vâki-dir. Ancak hukııkt dunun önergedeki .şekilde değildir. Mevcud kjoring anlaşmasına göîe. Almanyadan sipariş yapan tüccarimiz siparij bedelinin üçte bir veya dörtte birini Merkez Bankasına yatırmaktadırlar. Yatırılan bu mikdar Alman Bankalarına bildirilmekte ve Almanyadakl (Devamı Sa., 5; Sü„ 3 de)
♦ T
İr
Bakanı II alto \uzmİ Keşmir



’>(.* I
V. -,
’-.‘r
* J
Ali Ihsan
Sabis'in affı

I
Sadık Aldoğan: “Milletten aldığım vekâleti, hiç bir kanunla bağlı görmiyerek kullanacak, hu husunta ne bir sual sorduracak ne de cevab vereceğim,, dedi
Aldof^Hiıın dokunul sonra îOÖ ya kar^ı 12H reyie devre oonuna bırakıldı
Ankara: 13 (Hu9usî) — Meclisin bugünkü toplantısında gündem de bulunan mevzuların müzakere sini müteakib Afyon milletvekili General Sadık Aldoğanın milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Başbakanlık ve karma komisyonun raporunun mü zakeresine geçilmiştir:
Komisyon raponsnun okunmasını müteakib bütün sıralardan 25 -30 milletvekili birden söz istemiştir. Bu sırada Sadık Aldoğan ayağa kalkarak «İlk önce ben söyli-yeyim» demiş ve talebi -doğru , «doğru* seslerile tasvib edilmiştir.

General Sadık Aldoğan
Sawk-Aldoğan kürsüye gelerek şunları söylemiştir:
Sadık Aldoğan kürsüde
— Yazılı olarak konuşmaktan pek zevk almam. Fakat hcyecanı-ma hâkim olamıyacağını için müsaadenizle kâğıttan okuyayım. (Al ^kışlar). Bu kürsüye karma komisyon raporuna karşı kendimi müdafaa etmek için çıkmıyorum. Mil Iet kürsüsüne Aldoğan ancak millet hâkimiyetini kullanmak için çıkar. Müsaadenizle millî hâkimiyetin kayıtsız şartsız olduğundan ne anladığımı bir milletvekilinin (Devamı Sa„ 5; Sil., 6 da)

“Hıdırlı,, köylüleri açız diye haykırıyor
Sel felâketinin korkunç tafsilâtı
makamlara bil-dönüm arazi

---o——
Meclis dün bir karara varamadı
*

II
-
Pazartesiye tekrar görüşülecek ---------------o----
Ankara, 13 (Hususî) — Meclisin dünkü toplantısında en son olarak Ali İhsan SAblsin affı baklandaki tasarının müzakeresine geçilmiş, Behçet Kemal Çağlar demiştir ki:
— Bu husus h&kkında komisyon sözcüsünün izahat vermesini istiyorum. Bugünkü İstanbul gazetelerinde Ali İhsan Sabisin çıkan beyanatında İhsan Sabts Meclisten aıfını değil, adlî bir hatânın tashihini istediğini söylüyor Adlî hatâların tarhıi^mer-cil Meclis değildir. İhsan S; Meclisten affını mı istemişin (Devamı Sa., 3; Sıt”, l de)
a

Çarpışma Egedenizinde cereyan etti. Türk gemileri bâdema Türk kara sularında seyretmeleri için emir aldılar
- . ■
Gümrük Bakanlığının emri
Ankaradan dün verilen bir haberde de Gümrük ve Tekel Bakan lığı bu civardaki sahil muhafaza karakollarını takviye için alâkadarlara emir vermiştir.
Ankaradan verilen tafsilat
Ankara 13 (Hususî)—Ankaraya gelen haberlere göre son günlerde Yunan çetecileri Ege denizinde-(Devamı Sa,, 3 Sik, 6 da/
Londra: 13 (B. B. C.) — Britsh United Press Ajansının îstanbul-dan bildirdiğine göre son günlerde denizlerde de faaliyette bulunan Yunan çetecileri Ege denizinde 10 Türk motörüne hücum etmişlerdir. Yunan çetecileri, Türk sahillerine kadar motörleri takib etmiştir. Türk hükümeti, gemilerin Türk kara sularım takiben sefer etmelerini kararlaştırmıştır.
f Yeni yol siyasetimiz


4
Köylüler felâketi vukuundan iki ay önce rcsnıî dirmilfler amma aldıran olmamış... Huyun (H0 bin) sular altında bulunuyor
Seller altında Adatvadan bir görünüş








Toprak Ofis G. Md. lüğünden iki mektub
Amerikalı yol mütehassısı M’. Hilts dün şayan; dikkat bir konuşma
AKVIMDEN BİR YAPRAK
Adana: 10 Şubat (Hususî mu-kahirimizden) — Maraşın kurtuluş bayramına iştirâk etmek üzere buraya gelen Demokrat millet-
[Pek yakında okuyucularına senenin en mühim siyasî tefrikasını sunacağın; müjdelemiş bulunuyor...
Baştan sona hayret ve İbret verici ifşaatla dolu olan bu fevkalâde tefrikanın memleket hattâ dünya çapında bir hâdise yaratacağını vo dilden dile dolaşaoağını şimdiden İddia edebiliriz...
YENİ SABAH
Demokrat Partiden istifasına kadar
•*>
Kenan Öner’in
siyasî hâtıraları
Önümüzdeki günlerde «Yeni Sabah-, da bağlıyacak olan bu büyük tefrikayı okuyucularımız genle bir alâka v« merak ile takib edeceklerdir., ı

vekilleri ile gazeteciler
Palas > da bir müddet dinlendikten sonra iki defa üstüsün seylab felâketine uöramış (Hıdırlı) köyüne gitmişler, felâket gören köylü-(Devamı Sa„ 5; Sil., 1 de)
«Pamuk
Tüccar Derneği
(Memleket ölçüsünde bir yolsuzluk) vc (Gaılb bir tavzih mektubu) başlığı altında neşrettiğimiz yazılara cevaben Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünden aşağıdaki inek (Devam* Sa., 6; Sü., I de)
Başkanınm Beyanatı
Para rejimimizde değişiklik şarttır
L Akosman “Di| Ticaretimizdeki buhranın izalesi, rejimin dolara göre
İstanbul Tüccar Demeği başkanı İzzet Akosman tarafından dün Galatadaki Yolcu 8alonu lokantasında bir baaın toplantısı tertib edilmiştir:
liret Akosman; Tüccar Derneği Dış Ticaret Komisyonunun bir buçuk aylık «ürekli mesaisi «onun da vaniaıı kararlan ayn ayn b«-

teıbiti ile kabildir., „
lirimi® «özlerine şöyle devam etmiştir:
Hayat pahalılığının bnşlıca sebebi «îç piyasa fiyatlarına müessir olan ihracat eşyamız dünya fiyat seviyesinden yükseldi; yani 7 Eylül karariyle fiyatlarımızı dünya plyasalaruıa getirmek üzere yaptı (Devamı S»., 9; 9ü., 9 M
Air. Hilts dUnJcIl Banın konferansında
Amerikanın Tiirklyeye yardım misyonunun, yollar grupu direktörü, Mr. II. E. Hilts, dün sabahki ekspres le Ankaradan şehrimize gelmiş ve aaat 17 do Amerikan Haberler BÜ rosunda yaptığı bir basın toplantı-(Devamı Sa., 5; SÜ„ 4 deJ
Bir yudum su yok mu?
o zaman bu mevzua dokunacak bir yazı yazsam okuyucularımda sudan bir yazı hissini uyandıracağım dİ- F------------
yo endişe öderim; ( halbuki çok şükür ı j...............
mevzu kıtlığına kıran girmemiştir; Amerika bankalarına yatırılan 154 milyon dolardan tutunuz da, yazmakla tükenmlyen (Tek Tip) ekmeğe kadar neler var.
Sudan bahsediyorsak onun da bugün bir derd halini almış bulunması dola-yısile bahsediyoruz.
Evetl Su yok. Yıkanacak suyu kas-detmiyoruın. O( günlük dordlerlmlzdon biridir... İçecek suyu söylüyorum.
Geçen gün Emlnönünde, Köprüde, Karaköyde biraz karbonat alabilmek için bir bardak su aradım; bulamadım. Suoıı diye baş vurduğum dükkânlar (8ııyu kaldırdıkla dodiler. Sucu yok; sebil yok; çeşme yok; sebilci yok. Rıh tınıdan ofillip deniz suyu içilmez ki...
Her no kadar yağmurlu hazalarda Eminönü moydanında gölcükler peydalı oluyorsa da henüz bunlarm suyunun İçmeğe aalih olablleoeğlno dair
BM
henüz belediye rapor vermemiştir. Şu güzel sular memleketi olan İstanbul-da bir bardak suya hasrot çökeceği» miz kimin aklına ge-
ULUNAY
_________I Es
Eskiden
kânları vardı: Yaylı bir bağrı yanıkları dâvot ederdi. Kar gl» bı mermer üstündo ıslak siyah bir çuhaya dizilmiş tertemiz billûr bardakları, musluğa bağladığı tülbenddeo süzülen su He doldurur sunardı.
No suyu isterseniz içerdiniz. Taşde-lon mİ? Hünkâr mı? Kayışdağı mı? Sırmakeş dünyanın lak ını?
Bugün
Hamıdiye
Hatırlarım: Beykozda bir sucu Hacı Elendi vardı: Bu adam "Karakulağa çıkar, clıle doldurur ve uzun ınüd- • det küpten küpe aktararak dinlendirir; öyle satardı; Hacı Efendi için şöyle bir fıkra anlatırlar:
Bir gün adamın biri «Haoı Efendi! demiş. Bana bir bardak, yedi senelik
ILÛt/m sayfayı çevtnna.
sucu dük* çıngırakla
mi? Tomruk mu? en güzel suyu olan
Yoksa Karaku*
(âb-ı-hayat) gibi suyunu içenler azdı.
sunulan
SAYFA;?
zmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm?
Atatürk’e suîkasdın tafsilâtı ve içyüzü
Yatan C
— Haberim yok efendim.
— Şimdi okunacak dinlersiniz. (Program okundu, maznunun ademi malûmat beyan etmesi üze-çine Said bey getirildi./
— Adınız?
— Sait.
— Pederiniz kimdir?
— Mehmed Ali bey.
— Kaç senedenberi Kemal bejin yanında oturuyorsunuz?
— 339 senesinde idi. 335 senesinde Millî Mahsulât şirketine memur tâyin edilmiştim. O vakit kendisine şirkette kalıp kalmıya-cağunı sordum; «Kalacaksın debiler.
— Kemal bejin idaresinde muhasebeci mi idiniz?
— Evet efendim.
(Kendisine program gösterildi, Dialûmatı soruldu.)
— Bendeniz bunu 339 senesinde j’azdım, bunu zannedersem Hiisnil j’ahud Edlıem beylerden biri dikte ettiler, j’azdım, bir kaç tane istinsah ettik. En ziyade Hüs nü bej’ olduğunu zannediyorum.
Hüsnü bej’ — Hajır efendim, ben programı yazdırmadım, aldanıyorlar.
Said bej’ — Ne olduğunu sorduğum zaman Ne kadar alâkadarsınız? dediler, tecessüs ve roe rakını arttırmamak için ısrar etmedim.
Hüsnü bej" — Niçin j'azdığımı inkâr edeyim. Mahrem bir şeyi niçin gidip Said bej'e yazdırayım ve bunu saklıyajım; hatırlasam arzederim.
Reis — (Said beye) kej’fiyeti tahkik etmediniz mi?
Said bej' — Tecessüs lafzından sonra araştırmağı muvafık bulmadım.
Reis — O sırada memlekette in tihabat oluyordu. Kemal beyin ha raketlerini bilmiyor mu idiniz, siz fırka hayatında bulunmadınız mı?
Said bej' — Bendenize numara tahtında j’azdırıyorlardı. Ne gibi bir inaksa d takib edildiğini bilmek te mazurum. Fırka hayatında bulunmadım.
Reis — (Müddeiumumiye) — Program hakkında Said beye sora cağınız bir şey var mı?
Müddeiumumi — Hajır efendim. Reis (Said beyin çıkarılmasını
t

3ir yudum su yokmu?
(BaffaraA 1 incide;
Karakulak ver!» Haoı doldurmuş vermiş; adam tatmış; dili ile damağının arasında bir mJhekke vurmuş... «Hacı Efendi! demiş. Sen sana yedi senelik dedim. Beş senelik demedim!»
Hacı: diyerek muş...
Artık
«Affedersin. Yanlışlık oldu!» yeniden doldurmuş ve sun-

suya mı? Suouya mı? Yoksa müşteriye mi hayran olmak lâzımdır? Orasını siz tâyin ediniz.
Bütün/ bu külfetiorin mukabili* de oeş para idi. Bugün bir bardağa kırk « para veriyoruz; Karakulak ne kelime? Terkos dahi bulamıyoruz.
Sucular: «Kırk paraya idare etmiyor domişler. BoMiye: «İlle kırk paraya satacaksınızl> demiş; onlar da suculuğu terketmışter.
Biz Türktor için âdeta bir nev? keyif verici madde gibidir; hattâ Bariyerin bir ismi de (8ulor» dır; yazın oraya gider; bilhassa su içmek için tıçı sardalyesi yerdik.
Belediye bu fiyata sattırmaman amma evvelâ halkın sokakta su ihtiyacını temin etmeli de ondan sonra ortaya çıkmalı. Sucuyu kırk paraya sat-tırabilmek hususunda tehdidini ikaa muktedir olamayınca bu işe karışmaması lâzım gelir.
Ayıb degıı a... Ben bira sevmem, başımı ağrıtır; şarabı hazmodemem; rakı uykumu getirir. Hararetim olduğu zaman buz gibi bir bardak suyun lezzetini hiç bir içkide bulamam. Fakat gelin de o bir »ardak suyu bulun bakalım.
Burada sucuya bardağı kırk paradan fazlaya eu sattırmıyan belediye, vapurlarda bardağı on kuruşa içilen su i e m ağzını bhe açmıyor.
işitiyor musunuz? Su dediğimiz zaman bize sunulan hamam suyu gibi ılık ııuıyun bardağını on kuruşa içiyoruz...
Bundan sonra benim gibi 6U meraklıları için yapılacak şey boynumuza bir (termos) şişesi takarak şehirde öyle dolaşmaktır.
İşte görüyorsunuz kİ su mevzuu öyle sudan mevzu doğildir. Şair:
Su uyuc, düMnea uyur, hastu’j-hicrâu uyumaz! Üeıniş. Biz bunu;
Su uyur. Belediye uyur, (Bizler* gibi) hasta-i-alşâa uyumaz, tekline koyarsak ısabot etınlş oluruz. •
YE N I SABAH
-Cü
(4 ŞUB AT 194tt
OkUYLCU

r
Tefrika Wo* 17£
| emrettikten sonra Hüsnü beye) — Programdan haberdar olmadığını: da ısrar ediyor musunuz? Cavic bey de bu programın tanzim edil diğini söyledi!
— Efendim haberim olsa söli-yejdm, çünkü tanzim etmediğin bir şey için «tebyiz etmedim» dt mekte mahzur görmüyorum. Yoksa arzederim.
— Suikasd hakkında Ali beyir müracaatından haberdar değil mi siniz?
— Hajur efendim, katiyen hatırlamıyorum, hatırlasana arzederim.
— O halde hatırladığınızda bize haber gönderirsiniz, getirtiriz, böyle on beş gün sonra hatırlayıp müracaat edenler oldu. Şimdi Kemal beji son defa ne zaman gördünüz ?
— Arcfcden bir gün evvel saat dört buçukta.
— Giderken ne söyledi?
— ( Pazar günü geleceğim.» dedi.
— Halbuki Hasib «bayramda gelmij’eceğini söyledi » dij’or.
— Efendim bayramda. yazıhane kapalı idi, fakat pazar günü geleceğini söylemişti.
— Peki sonra gelmedi mi?
— Hayır efendim, gelmedi.
— Bunu nejre hamlettiniz?
— Bilmem efendim, bayram mü nasebetile gelmijeceğine hamlettim.
— BajTamdan sonra kendisini aramadınız mı?
— Hajnr efendim.
— Hasib «Gittik, evinde aradık, bulamadık»- diyor?
— Hasib evine öteberi götürür dü; belki o gitmiştir, fakat ben git medim.
— Buvram münasebetile evine gitmedin mi ?
— Gitmedim bayramda gitmezdim, jazıhanede bayramlaşırdık. (Burada'KaraKemalin âtideki nıek tubu okundu.)
( Muhterem beyim, masruf olan mesayii âlileri şayan şükrandır. Sürüklenmemek ihtiyatını elde tutarak çalışılmak üzere İsmail bej’ le müdavelei efkâr edildi. Noktai, nazarımızı zatı âlilerine izah edecektir hürmetlerini takdim ederim efendim.» 4 Teşrinisani 340
(Devamı var)
Haydarpaşa - Ankara «rostmZn Yalaklı ekspres kaldırıldı
Haydarpaşa—Ankara arasında Vagonli Şirketi tarafından işletilmekte olan yataklı ekspres, evvelki akşamdan itibaren, bir müddet 1-çln kaldırılmıştır.
Bu münasebetle yataklı — muh. telit ekspres, treni, saat 18.15 dc hareket edecektir.
Bir kamyon tramvaya çur.pUı
Şofur Mehmed idaresindeki 4028 plaka sayılı kamyon evvelki akşam Akiarayda Topkapı—Bahçekapı tramvayı ile çarpışmıştır. Sadme neticesinde iyımyon devrilmiş ve tramvayın ön kısmı hasara uğramıştır.



'!
r i

F.-

y
H'
Şühheli bir ölüm
AJLuiz Yahe adında bir tacir dün sabah Gala tada Enternasyonal ote ündeki odasında ölü olarak bulunmuştur.
Adalet doktoru ölümü şüpheli gör mü» cesed morga kaldırılmıştır.
Gözlerimden sevinç yaşları aka. rak sana bu satırları yazmağa başlı yorum. Amcama yazdığın mektub bü tün aileyi fevkalâde sevindirdi. Se -ninle ne kadar itihar etsek azdır. Yal nız biz değil, bütün memleket...
Zavallı anıcom, bu haberi okurken adetâ titriyordu. Yorganlarını İte ->rek doğruldu, içlerinde sevinç yaşla n vs ı§ıgı parlayan gözlerini bize kal dırdı: (artık rahatça ölebilirim. Ver -dayı istediğim gibi yetiştirmeğe mu vaffak oldum. Allah bana bu saadeti gösterdi) dedi; O kadar heyecanlı idi ki «yeni bir kriz gelir diye korktuk, babam hemen onun yanına koştu.»
Genç kız, gözleri hayretle açılmış kâğıdın bir tanesini divan üzerine bı raktı. İkincisini okumağa başlama -.madan eyvel, bir şimşek kadar çabuk aklından bir sual geçti: (Hocamın n« sİ var? Ne krizi? Ne zamandanberl hastadır?) bu” sorulara cevab veremeden btlyük bir endişe ile ve başka her şeyi unutarak, başını ikinci kâ ğıda eğdi.
♦Verdocığım. bu başlangıcı sana yazdıktan sonra durdum. Amcamın hastalığını sa^ıa bildlrmemeğa karar vermiştik. Fakat bu kararı ben bozu yorum. Senin bu sebebden beni ömrü müzlln sonuna kadar affelmlyeceğinl biliyorum. Buna hakkın da var. Se. nin İçin hocanın ne kadar no kadar kıymetli oltiuğunu ben her’: sten, hat tâ kendisinden daha iyi alılıyorum.
-UT i , 4. a — -* •
Bir radyo sahibi, şikâyetini dinlîyecek makam bulamıyor
29 Ocak 948 tarihli sayımızda çıkan okuyucu mektubu sahibinden tekrar bir inektub aklık. Ihı inek tu bd a da şöyle deniliyor:
Beşiktaş İhlamur caddesin deki un fabrikası ınotörüniin bu semtteki bütün radyoları, parazite sebebiyet vermek sııretiie istifade edilemez balo getirdiğine dair şikâyetim devam etmektedir. Şikayetimize lıiç bir makam kulak asmıyor.
Beşiktaş postahanesine gittim, biz karışmayız elcililer. Beşiktaş kaymakamlığına gittim, radyolar Basın ve Yayın Umum Müdürlüğü nü 4ilûkadar eder, dedi. İstanbul Basın ve Yayın müdürlüğüne gittim, belediyeye gidin, dediler. Doğru* u, arlık hiç bir makama baş vurmak niyetinde değilim. Bu hal böyle devam ederse radyoyu mühürleyip bedelini aldıktan sonra postalıaneye teslim etmek kararındayım» Madem ki bu teknik asrında bir fab likanın motöründeki arıza gi dirilemiyor, bari radyoyu alsınlar da hem.biz kurtulalım, hem «alâkadarlar!»
Beşiktaş Alaybey So. No. 2 Nihad Duman
★ !
BİR ÇÖPÇÜNÜN ŞİRAl’ET BEKİNE VERİLEN CEVABI
Belediye temizlik işleri müdürlüğünden:
Yeni Sabah gazetesinin 4.2.1918 tarihli nüshasında «Bir çöpçünün şikâyeti» baş-lığile intişar eden yazı incelenmiş ve şikâyetçinin Fatih temizlik işlerinde 148 kayıd numarasile evvelce çalıştığı sırada çavuşu dinlemediği, ödevini daima ihmal ettiği ve bu ınoyauda Karagünırük bucak müdürlüğünün ihtarına ehemmiyet vermediği anlaşıldığından Fatilı kaymakamlığı ve B. Ş. müdürlüğün ce vazifesi no sou verilmiş bulunmaktadır.

• *



Yalova malmüdürlüğündeki yolsuzluk adliyeye intikal etti
Yalova Malmüdürlüğünde yekûnu 40—50 bin lirayı bulan mühim bir j'olsuzluk hâdisesi vuku bulmuş veznedar Mehmed Bnıbaşıoğlu İla kâtiplerden Mehmed Dere ve Nihad Gültekln İhtilastan sanık olarak tevkif edilmiştir.
İstanbul 3 üncü ağjr ceza mahkemesine verilen üç sanığın dün duruşmaları yapılmıştır. Mehmed Blnbaşıoğlu ile suç ortaklan hâdiseyi İnkâr etmişlerse de savcılığın İleri sürdüğü debiler İhtilas hâdise sini teyit eder mahiyette görülmüş tür.
Mahkeme sanıkların tahliye tale bini reddetmiş, dosyanın tanzimi için duruşma talik edilmiştir.
Jf. Eğitim Müdürlüğünde dün bir toplantı yapıldı
Milli Eğitim müdürlüğünde, M. E. M. Murad Uzarın başlanırında dün bir toplantı yapılmıştır.
Bu toplantı da, Verem Savaş Der neğlne yapılacak yardım şekilleri. Akşam Sanat özel sınıflarına devam ve çalışmalar, okul aile birlik lerlnin illerdeki toplantlarmın neti çeleri görüşülmüştür.
Şehir Genel Meclisi dün tekrar toplandı İçtimada; fırınları kontrol etmek istemediği iddiasöe Şehremini Nahiye Müdürünün Savcılığa verildiği bildirildi

İstanbul vapuru
I
Şehir Guııel Meclisi, dün aaat 15 de Abdülkadir Karamürselin başkanlığında toplanarak çahşmaJa-rma devam etmiştir.
Evvelki ve geçen toplantılara a-id lutanulc özetinin okunmasından soma, üyelerin ileri dürdükleri teklifi nazarı itibara alan makam, gündeme geçilmeden evvel, büdce hususunda temaslarda bulunmak üzere Ankaraya giden heyet üyelerinin izahat vermelerini uygun görmüştür.
Heyet üyelerinden Sadi JBekter, bu konuda tam bir fikir verecek vaziyette olmadığını, valinin dönüşüne intizar etmekten başka bir çare kalmadığını, belediyelere gelir sağlıyacak kanunun projesi üzerinde yapılan tetkik ve ikazların müsbet neticeler verdiğini söylemiştir.
Sadi Bekterin izahatından sonra, geçen toplantıda ekmek hakkında yapılan şikâyetlerin cevabı, makam adına belediye reis muavini Nazım Arda tarafından verilmiştir.
Nazıin Arda, belediye hekimli-ğiııce yapılan incelemede, Şehremi ni bölgesinde ekmek gramajlarının 25 «er gram noksan olduğunu, yenmekte hiç bir mahzuru bulunmadığını, fakat fırınlan kontrol etmek istemediği anlaşılan Şehremini nahiye müdürü ve ihtikâr yaptıkları tesbit olunan bazı fırın cilam hakkında tutulan zabtın Millî Korunma kanunu gereğince sulh ceza mahkemesine verilmek için C. Savcılığına teslim edildiğini beyan etmiştir. f
Makam tarafından takririne cevab verilen Said Keşler, bu cevabın kendisini asla tatmin etmedi-ğini, tetkiki icabeden konular dışına çıkıldığını ileri sürerek:
«— Benim müsadere ettiğim 33
ekmek de ayni evsafı haiz bulunmakta idi. Bu ekmeklerden birini, kondisine muayene ettirdiğim bir hekim, «yenmez» diye rapor veriyor, halbuki belediye hekimi «yenir» diye ısrar ediyor» demiştir.
Haindi Raaim, latanbulun bir çok yerlerinde kötü ekmeğin satıl dığmı, kontrollerin lâfzen yapıldığını, İstanbulluların iyi ekmek yiyememesine belediyenin sebebiyet verdiğini, Remzi özdeğer de fırıncıların fınnlânnı kamien kapadıklarını, kapalı kaldıkları müddet zarfında fırıncılar şirketinden ayda asgarî olarak 1000 lira kadar bir yardım gördüklerini; ileri sürmüştür.
Bundan sonra söz alan Burhan Felek şunları söylemiştir:
(— En yaşlımız Cemil Topuzlu, doğmadan evvel de İatanbulda bir ekmek meselesi vardı ve belki de bu meseleye asırlarca sonra da bir hal çaresi bulunamıyacaktır.
Sorarım size, hangi kontrolümüz iyi yapılıyor ki, belediyenin kontrolleri de maksada uygun bir şekilde yapılsın...
Belediye, diğer fırıncılara göz açtırmıyaeak bir fırın kurarsa, bu iş kendiliğinden halledilmiş olur ve ekmekler belediye fırınının çıkardığı ekmeklerle muka>zese edi-lir.»
Meliha Avni de, kontrollerin iyi yapıldığı takdirde ana caddelerdeki fırınlardan ekserisinin ebediyen kapatılacağını ısrarla iddia etmiştir.
Neticede:
Kapalı fırınların ruhsatiyeleri-nin alınması işinin incelenmesi, fırın açmanın serbest olduğunun ilânı hakkında karara varılmıştır. Bu hususta da gelecek oturumda makam adına izahat verilecektir.
MÜTrFFERtK
■■ ■■
Apartman ve pasaj önleri işgal edilmiyecek
Han, apartman, otel, ticarethane. pasnj gibi yerlerin kapı ağızlarında : ı 'unların bulunması bir yangın vukuunda itfaiyenin işini sekteye uğrattığından, bu gibi yer lorde, bunların ancak ruhsat almak suretile iş yapmaları görülmüştür.
Ruhsat almadan, lıan, man. otel, ticarethane ve önlerinin işgali belediyece edilmiştir.
uygun
apart-
pasaj yasak
E. Halkevinde yarın akşam Türk musikisi konseri verilecek
Eminönü Halkevinin bu sene kur mıış olduğu Türk Musikisi Kolıi ge niş bir kadro ile çalışmalarım ileri letmlş bulunmaktadır. Etrafta çok büyük bir alâka toplıyan bu kol ilk konserini yarın saat 20.30 da Sa mi Tokçriıı idaresinde koro, solo saz ve halk türkülerinden müteşekkil bir program altında verecektir.

PC LİSTE
Lir kahveci alacak yüzünden kardeşini vurdu
Balatta Vodlna caddesinde «Vodi ne Çayevi» sahibi Ahmcd Soysal İle kardeşi Hüseyin Soysal evvelki gün alacak meselesinden kavgaya tutuşmuşlardır. Bu esnada tabanca sim çeken Ahmed Soysal iki el a-teş ederek kardeşini kanlar içinde yere serim şLiz.
Ağır surette yaralanan Hüseyin can kurtaran otomobili ile hastaha neye kaldırılmıştır. Ahmed Soysal da savcılığa teslim edilmiştir.
Cam kıran bir sarhoş mahkemeye verildi
Hulûsl adında bir şahıs evvelki gece kendisini bilemiyecek derece de içmiştir. Hulûsi Yenişehir çarş! sında dolaşırken helvacı Şabanın camakânlarım yumruklamağa baş lamıştır. Bütün camlan kıran suç lu suç üstü mahkemesine veıilmiş-tlr.
Aşk ve his romanı
Tefrika: 69 *****
Muazzez Tahsin tERKAND
t ı
Dün Marsilya’ya gidengemiyi kamarot Haydar Çınar da teşyi etti.
İstanbul yolcu vapuru dün saat 12 de Marsilyaya hareket etmiş-tir.
Gemi bu defa 200 yolcu ve 260 ton yük götürmüştür.
Giden yolcular arasında; Yüksek Ticaret Okulundan 33 öğrenci, Yüksek Deniz Ticaret Okulu son sınıf güverte talebelerinden bir grup, Yunan güreşçileri, artist Cahit Irgat, Dağcılık Klübü eskrimcileri ve Hollanda İstanbul baş konsolosu Mr. Cook bulunmakta-dır.
Mr. Cook vapurun hareketinden evvel, kendisile görüşen bir ar kadarımıza şunları söylemiştir:
« Otuz senedenberi îstanbul-da bulunujonım. Artık dönmiye-eeğim. \ etmiş dört yaşındayım, Tekaüt edileceğimi zannediyorum.
lstanbuldun çok iyi intibalarla aynldığunı ve unutulmaz hâtıralar taşıdığımı söyliyebilirim.»
Diğer taraftan İstanbul ve Ege vapurlarında ötedenberi eşya ve döviz kaçakçılığı yaptığı iddiasile hakkında gümrük muhafaza baş müdürlüğünce etrafh tahkikata girişilen eski başkamarot Haydar Çınar, geminin hareketine yakm jolcu salonu önüne gelmiş vapura çıkarak süvari Şefik Gögen ile bir konuşma j’apmıştır:
Hajdaı Çınar bu arada gazetecilere demiştir ki:
Gazeteler hakkımda çok şey ler yazdılar, fakat benim de bir vatandaş olduğumu unuttular. Ü-zeıinıde çıkan listede kayıtlı isim leri öğrenmek istemeyiniz. Buna , Esazeıı hepsi fin-
—.»
Çınarın bu tâbiri ne anlaşılansa-
imkân yoktur. dik kabuğunu doldurmaz.
Haj'dar maksatla kullandığı m ıştır.
£ Haydar hareket ederken çok görünmüştür.
Man ma fi b Hay do r Çmurm dun. gısniye —ou dakika için de olsa— bırakılmalında gösterilen masama I haya işaret etmek isteriz.
—------o- -
A DLİYEDE
Çınar İstanbul vapuru
müteessir
Muhiddin Kansuk aleyhindeki dâva
Beyoğluuda sahibi bulunduğu «Kaıızuku ecza hanesinde, kalfa Na tati Benoarat vasıtasile fazla fiyatla limon tuzu ve asit tartarik satarak binlerce liralık ihtikâr yaptığı iddia olunan Mdhiddin Kansuk hak kuldaki dâva dosyası mülga Toplu Milli Korunma mahkemesinden 3 üncü ağır ceza mahkemesine tevdi edtinuş bulunmaktadır. Boş bin li ra nakdi kefaletle tahliye edilen sa nığm duruşmasına dün, devam o-lunınuştur.
Muhiddin Kansak ifadesinde; kendisine suç tahmil eden maddenin, M. Korunma kanunundan çıka nldığmı te bu duruma göre suç un surunun ortadan kalkmış olacağını ileri sürmüştür. Maiıkeme, sanık ve kilinin müdafaasını hazırlaması i-çin duruşmayı başka bir güne bı-. rakmıştır.
Ağaoğlu ile muhayyel mülâkat uad Köprülüden sonra bec Adnan Menderes yahud d( Refik Koraltanla görüşeyim
derken talih karşıma Samed Ağaoğitr yu çıkardı.
Homen koştum; bal hatır soruştur duk (D. P.) nin ünlü yorarı müteessir görünüyordu. Bu toossürdnün sebebini sonlum:
— Partinin genel kurulu üyolerile Moclls Grupu üyolori arasında çıkan anlaşmazlık canımı sıkıyor! covabmı verdi; biz (C. H. P.) İller arasındaki ihtilâfa gülerken kendi aramızda baş gösteren bu geçimsizliğo nasıl ü-zülmiyoyim?
Bu samimi hürriyet vo Demokrasi tarafdarı mesıekdaşı teselli lüzumunu (Juyduın:
— İlâhi SamcdeiftimF (D. P.) d« çıkan ihtilâfla (C. H. p.) tilerin anlaşmazlıkları arasında dağlar kadar fark var. Sîzler bir prensip mcs’elosl üzerindo anlaşamıyorsunuz, onlar başında yıllardanberi yan gelip oturdukları nimet sofrasından:
— Ben kalkmanı, sen kalk! gibi kötü menfaat dâvası uğurundo toirhir-lerile bogazlaşıyorlar. Bu İtibarla boş yöre kendini üzme kardeşim. Yalnız benim anlamadığım bir cihet var: Demokratik rejimlerde gizli kapaklı bir şoy olmaz, her şey milletin ne serilir. Halbuki sizin bazı hususların aralarında istiyorlar, açıkmalara fena nirlcniyorlar.
Muhatabım derin bir ah çekti vef:
— Allah seni inandırsın, Fıkracı, sanki kalbimi okudun. Bu dediğin cihete benim dc çok canım sıkılıyor fakat kimseye derd anlatamıyorum. Hele o Köprülü yok mu? Sırdaşı Nihad Erimle yaptığı telefon muhavere terinin bile gizli kalmasını, bu hususta kimsenin ağız açmamasını istiyor. Çeçen ^ün kendisine:
— Boyefendı, dedim, bizler memlekette bir taraftan Demokrasiyi yerte? t irmeğe uğraşırken öte taraftan, tıpkı iktidardakiler gibi, gizli müzukerefer-de mahrem kararlar alır ve bunları Bektaşi sırrı gibi hem saklanııya uğraşır, hem de Şalcı Profesörün kulağına fısıldarsak açık politika yapacağız, kirli çamaşırları milletin gözleri önünde yıkıya cağ iz yolundaki iddialarımız gülünç olmaz ını? dedim. Bilir misin ne cevab verdi Fıkracı?
— Ne dedi Samedciğim? .
— Senin böyle işlere aklın ermez, ben yüksek politika najıtyorum. de-l mez mİ?
:— Peki diğer kurucular buna n( diyorlar?
— Evvelâ lâhavle çektiler, kenitsi-ni ikaza uğraştılar. Fakat hazret ak lını başına toplıyacağına işi büsbütün azıtth nihayet berikilerin de sabrı Ülkenmiş olacak ki bildiğin istifalar vu-kubuldu.
— Samod kardeşim, antattıUlarrnı bakılırsa (D. P.) nin bünyesine ihtilâf yok, zamanla korkunç bir çıban olınak istidadını gösteren bir sivilce var.
— Ne sivilcesi?
— Köprülü sivilcesi. Bunu bertarat ettiniz mi, her şey yeniden yoluna girer azizim...
gözü önü-kurucular kalmasını halde si-

FIKRACI
«Canım kızım, amcam hastadır. Bir kaç aydanberi bir kalb krizi ile yatıyor. Bir sabah onu çalışma odasında başı masanın üatüno düşmüş bulduk. Babam ve başka doktorlar hemen tedavisine koştular. Yorgunlu ğqn ve fazla çalışmanın getirdiği bu ânzonın taınamiyle geçeceğini umuyoruz. Doktorlar bugün için bir tehlike görmüyorlar, bir kaç ay latira -hat ile hastulık geçecek diyorlar.
«Merak ve endişeye kapılmaman i çln sana bütün tafsilâtı yazıyorum Verda. Scr.ln her şeyi inceden inceye anlamak istediğini biliyorum.
( Amcama annem, Nevare ve Fat ma bakıyorlar. Hele annem, öz karde şl gibi sevdiği kain biraderinin ya -nından ayrılmıyor. Ona kitab, gazete okuyor Akşamlan da babam ve ben onu meşgul etmeğe çalışıyoruz.
«ömrü okumak ve çalışmakla geçen blı adamın eli kolu bağlı olması çok feci bir şey. Fakat o zavallının ağzmdan bir tek şikâyet kelimesi İşi
den olmadı. Bilâkis, dudaklarında tat lı bir gülümseyişle herkese tegckkür ediyor, verdiği zahmetten dolayı af diliyor.
« En büyük zevk!, bir ecnebi rad yo istasyonundan verilen bir konseri veya operayı dinlemektir. Yatağının yanma koyduğu minimini bir radyoyu elinin ufak bir harokctilc İdare e dorek bu zevkini tatmin edebiliyor. Geçenlerde bir gece, onun odasında toplanmıç Prajdan var ilen bir eenfo nlk konseri dinliyorduk, senden amca nun yanında pek fazla bahsetmediğimiz halde, nasıl oldu bilmiyorum, an nem. birdenbire: «ah zavallı Verdacık burada olsaydı sana istediğin parçnla rı çalardı Turhan» deyiverdi. Ben bu sözlerin amcamın üzerinde fena bir tesir yapmasından korktuğum için o nun yüzüne baktım Herhaldo içlindeki endişeyi pek gizllyememiş olaca ğun kİ zavallıcık bana tatlı tatlı gü lümsedi vc şöyle dedi: «Sakın Verda ya benim hastalığımdan bahsetme -

ytn, onun bunu haber almasını kati yon istemem. Hele bu sebebden, tahsilini bitirmeden lrtanbula koşnrsn no sizi, ne de onu affetmem, lüzumsuz yere beni üzmüş, yormuş olursa nuz. Ben onu hepinizden iyi tanırını Her şeyi yüz üstü bırakır, hocasının baş ucuna koşar, gelir. Ben bunu iste mlyorum. Anlıyor musunuz? Verdn -nın îstanbula geldiğini istemiyorum.» Amcamın sükûnetle başladığı bu aoz leri çok sinirli bir halde bitirdiğini gÖ rünce fona halde telâş ettik. Ona iste digi vaadi ettik. Sonradan, babam, bu bahsi açtığı için anneme aoı »acı sitem etti. Fakat Verdacıgım, ben eri seni amcam kadar tanıdığım için, sa na bu haberi vermezsem bu defa »te nin beni aifotmiyeegğine inanıyorum Sana bunu yazıyorum Ancak, bunu biliyor görünmiyeeağ’ne ve hele bu sırada Îstanbula gelmek te Ibırsizliği nl yapmıva^nğma kaniim Böyle blL-yük bir hevoeamn mü!lüs bir tesiri o labüeceği şttphedzfflr Rm -^k

eık sana onun sıhhati haklımda ma lûmat vereceğime söz veriyorum.
«Gelelim senden gelen büyük müj deye: Bunu doğrudan doğruya ve her keşten evvel kendisine yazışın amca -mı çok mütehassis etti. Bunu bllravdi’ ğiınizi bize tekrar tekrar söyletti. Bize derken, bana demek İstiyorum. Gerçi amcam buna çok sevtodi ama, niçin yalan söyliveyim, ben sana biraz dan İdim. Verdama aid bir haber herkesten evv«l bana gelecekti. Ben amcamı idare ederdirm
. Bana kıekanç dcıne sevgilim! Za vallı amcamı kıskanmıyorum, fakat senin hislerinin en çok bana aid olma aını istiyorum. Buna hakkım da var. Var değil mi Verda! Canım benim...
«Ne anormal, ne karma karışık va ziyctinıiz var değil mi Verda? Mcsud olmak istiyoruz, birbirimizi scvlyorırz Bu saadetimize dünyada en çok sev diğimtz ve bizi en çok seven blrndam mâni oluyor. îşin oıı feci tarafı, bu na o da belki bizim kadar üzgün.
«Bunır‘yazarken btrden bire durdum Verda. Tereddüt ediyorum şimdi. Acaba amcam senin beni sevdiğin den emin mi? Benim sana karşı cilan hislerimi iyice görüyor ve anlıyor. Bu muhakkak. Zaten bazı hareketler ve sözleri bana acıdığını, b? ni anladığım isbat ediyor da. Fakat sonlu duygularını acaba tam olarak biliyor mu? Çök defa bundan şüphe ediyorum.
1363 Rumi Şubat
1
Tekmil sinema ve fiyatı olarda itfaiye eri bulundurulacak
---o---
Beş yüz seyirci alabilen sinem*, ve tiyatrolarda bütün teçhizatı, ücret veya maaşı o müessese tarafından verilmek şartile itfaiye eri bulundurulması ileri sürülmek tedir.
Bu husustaki teklif Şöhir Meclisince İncelenmekte, yakında biı karara varılacağı limid edilmektedir.
Hile papan kdsablar hakkında mühim bir karar
Son aylar içinde bir çok kasabaların hileli yollara saptıkları, man da ve keçi etlerini koyun eti yerine sattıkları tesbit edilmiştir.
İktisad, müdürlüğü, bunun üzeri ne keçi ve manda eti satacak olan dükkânlarda hiç bir suretle başka nevi et satışına müsaade edilmeme si hususunda Şehir Meclisine bir teklifte bulunmuştur.*
«t ▼ ( »n n
Ş U B A T 19«
ClHH-Ttesî
MU
f Devamı var)

l
13ÖÎ
• Huih !
Robiul-ı âhır I
3

Kasnı 99 — AY ,2 — GÜN 45
Vakitler Vasati Ezani
S. D. s D.
Güne} 6 56 1 16
Öğle 12 28 B 48
îkindl 15 21 9 41
Akşam 17 41 12
Yatsı 19 13 1 3?
İnısâk 5 19 11 38
t
I
1



I
bahalılık
Bahalıltkla mBcadels ifi* Hark uıulüne de bdf v ir ahc ak
Londra: 13 (A?.) — Maliye Bakanı Sir Stafford Crippa dün Avam Kamarasında ver dlğl demeçte, hayat pahalılığına karşı bir tedbir olmak ü-zere. bazı mamulâtın fiyatla rine nark konulacağım bildir mlş ve imalât sahiplerinden vergi almaktansa malların fi yatlarım indirmenin daha doğ ru olacağım söylemiştir.
Bakan bu arada demiştir ki:
■Fayatlar İnince bundan herkes istifade etmiş olur: ahali uçuz mal bulur: fabrika sahipleri de, çok mal sata rak. daha fazla kâr ederler,. Halbuki, ücretler arttırıldığı zaman malların fiyatı artmak ta, halk bundan hiç bir istifa de edememektedir. )
GAZETELERİN MÜTALÂALARI
Londra: 13 (A.A.) — İngiliz Maliye Bakanı Sir Stafford Cripps tarafından dün irad edilen nutku bahis mevzuu eden Daily Telegraph gazetesinin maişler muharriri, Mali ye Bakanının realist bir hare ket hattı tuttuğunu ve ileri sürmüş bulunduğu tekliflerden hiç bir hisse senedi sahibi nin endişeye düşmemesi lâzım geldiğini yazmakta ve şöyle de vanı etmektedir:
Bir çok kimseler, haddinden aşın kârların ekonomik siste temi baştan başa bozacağını ve itibari fiyatlara yol açaca ğım kabul edeceklerdir. Bu itibarla masrafları asgari had dine indirmek ve kârlar için de makul bir had kabul etmek lâzımdır. Eğer bu gerçek lesthileoilirse Ingiliz endüstri si daha sağlam esaslara istinat etmiş ve binnetice esham ve tahvilât piyasası düzelmiş olacaktır.
Diğer İngiliz gazeteleri de Sir Sıaıford Crippsin nutkunu umumlyev ltlbarile tasvip et inektedirler Yalnız iki gazete de bazı tenkidler ileri sürülmektedir. Bunlar Sağcı Daily Express ve Komünist Daily Worker gazeteleridir.
Bununla beraber bu sabahki gazetelerin mütalâasından çı kan netice, hiç bir tarafın Ma 11ye Bakanınca ileri sürülen programı sert bir şekilde mu aheze etmediklerini göstermek tedır Muhafazakâr gazeteler, kazanç fikrinin gerek işçi gerekse patronlar için teşvik edi ı l bir âmil olarak muhafaza edilmesinde İsrar etmektedir ler
İşçi Daily Herad, aşırı fiyat ‘ların ve kazançların tahdidi nl istihdaf eden tedbirler üze rinde dikkâtle durmakta ve bununla beraber heyeti umu miyesi ltlbarile Maliye Bakam nin nutku münâkaşa mevzuu yapılmaktadır.
Liberal News Chroııicle gaze tesi de başmakalesinde bu flk re yer vermekte ve şöyle demektedir:
Ingiliz siyasî partilerinin, önümüzdeki aylar zarfında memleketin karşılaşacağı lk tlsadî buhran meselesini tam bir tarafsızlıkla tetkik edecek leri ümit olunabilir, M. edenin nutku makul ve mutedil bir mahiyette olmuştur.
Sir Stafford Cripps de ken dişine ayni makul ve mutedil eda ile cevap vermiştir.
News Chıonicle yazısını şöy le bitirmektedir:
Ücretler, fiyatlar ve kârlar hukkındakl mevzuat şimdi pat ronlar ve işçileri eşit bir mua •neleye tlbl tutmaktadır.
Cumhurbaşkanlığına adaylığını koyacak olan Nevyork Valili, Marshall yardımını görecek memleketlerin bir askeri birlik teşkil etmeleri iûzumuaıı ileri sürdü
Llnzbon: 18 (A.A.) — Halen Llz-bonda bulunan Amerikan Hava Kuvvetleri şef muavini General Vandenburg, dün Başbakan Sala-zar tarafından kabul edilmiştir. yirmi dakika kadar süren görüşme esnasında Amerika Büyük Elçisi John Wiley hazır bulunmuştur. Ge neral Başkan Carmonamn İkâmet gâhmdaki ziyaretçilere mahsus def teri de imzalamıştır. Vandenburg bundan sonra Dışişleri Bakanı Ca eiro da Mata tarafından kabul e-dllmlştir.. Avrupadakl Amerikan Hava Kuvvetlerinin Şefi General Curtls Le Mayln geçenlerde yaptığı ziyareti yakından takip eden bu ziyaretin her ne kadar bazı Porte kiz şahsiyetlerine nişanlar vermek maksadile yapıldığı resmen söylen mekte ise de bu ziyaret başkent mahfillerinde bir çok yorumlara yol açmaktadır.
Filhakika sanıldığına göre Van-denburg burada İkâmeti esnafında Portekizin başlıca askeri hava üsle rlni ziyaret edecektir. Bu üslerde büyük tonajda uçakların konabil-meleri İçin tadilât yapılmıştır. Ge neral Vanden’ourg ın Portekiz alan larmm Stratejik kabiliyetlerini biz zat gözden geçirmek istediği anlaşılmaktadır.
NEVYORK VALİSİNİN BEYENATI
Boston: 13 iA.A > — Nayyork valisi ve Cumhurbaşkanlığı için Cum huriyetçllerin namzedi Thomas Dewey dün akşam söylediği bir uu tukta, Batı Avrupaya yapılacak yardıma dahil 16 memleketin bir askeri birlik teşkil etmeler! gerekti ğini beyan etmiştir.
Nevyork: 13 'A.A.) — Nevyork be ledı_.e başkanı dün aksam, Marshall plânın, t ı b lişetmiş ve bu. plânjn sulhü koruyacak bir Avrupa llılr talllcblcT İcru^.uoyunu Ku. ui macında ilk adımı teşkil edeceğini söylemiştir;
Belediye başkam, dörtlü konferanslar yapıldığı sırada Rusya He bir anlaşmaya varmak yolunda şim diki Amerikan hükümeti tarafından tatbik edilmiş bulunan*siyasetin, Rusyayı, dünyayı fethetmek hu susundaki arzusunda teşvik etmek ten başka bir netice vermemiş oldu ğunu İlâve etmiştir.
LfNCOLNUN ÖLÜM YILDÖNÜMÜ Vaşlngton- 13 'A A > — U S İ S : Dün bütün Amerlkada büyük kurucu Abraharu Lincoln’ün ölüm yıldödümü anılmıştır.
Bu münâsebetle Başkan Truman, İlllnoisda Springfieldde bulunan Lincoln’ün mezarına bir çelenk koymuştur. ’
Vali Lincolnîün 1861 de seçildiği Cuıunurtaşl anlığı ödevini deruhte etmek üzere memleketinden ayrılır ken garda Veda mesajını söylediği yerde Lincoln ismini taşıyan ve denizaşırı muhtaç memleketlere gönderilecek yiyecekleri tophyacak o-lan bir dostluk töreninin hareketini merasimle açmıştır.
RUSYAYA KARŞI YATIRŞIRMA
siyasetine hücum
takip edilmiş olan yatıştırma siya setine dün akşam bir kere daha hü cum. etmiştir.
Avrupanjn kalkınma plânı hak-knda Cumhuriyetçi Lider Avrupa-ya mahdut bir yardımda bulunulmasına taraftar olduğunu söylemiş ve bu yardımın çok tasarrufla İdare edilmesinde İsrar eylemiştir.
Diğer taraftan Taft, Komünizme karşı tesirli bir savaşta bulunabil mek için Çine derhal bir yardım ya pılmasına taraftar olduğunu açıklamış ve ezcümle şunu teyld etmiştir:
Müstakbel barışımız için Uzak Doğunun ,blzlm İçin Avrupadan çok daha önemli olduğuna katiyet le kaniim. Hahlkatte Komünistleri Batı Pasifik sahillerine sahip olmağa davet ederken bunlara karşı koymak maksadlle Avrupada şüpheli fcir ekonomi projesi tahakkuk ettirmek içm milyarlarca dolar sar fetınek beyhudedir.
J
Şarb n hastalığı ile
m öcadeie
Ankara, 13 (Hususi) — Şarbon hastalığı il® mücadele için İstanbul fve Ankara Üniversitesinden lkl^or torofesör ve uzmanlardan mürekkeb >lr komisyor. dün Sağlık Bakanlığında toplanarak hastalığın yurdda yayılış durununu, tatbik edilen mücadelenin ana hatlarını ve eldeki L>-^asyonlan incelemeye bağlamıştır.
Susam satışı
Ankara. 18 (Hususi) — Verilen Ûırac korannian sonra İlk defa ola-İsviçre f-anklU 860 tonluk bir •arti sunam «atışı yapılmıştır. Maa-fnafth OfHln elinde satılacak daha tolr mikdar aıeam bulunmaktadır.
Hilmi Uran'ın
İtirafları
Saint Paul: 13 (A.A.) -r- (Mlnes-ta) — Ayan üyesi Robert Taft, Truman hükümetinin dış siyasetine ve ayni zamanca harb içinde Ro osevelt tarafından Rusyaya karşı
Tüccar Derneği Başkanının beyanatı (B af tarafı 1 incide) ğımız fedakârlık sıfıra düştükten maada menfi istikamette inkişafa başladı. Durum böyle bırakılırsa, paramızın yeniden kıymetini düşür mek İcabedecektir. Fakat sistem bizi fâsid bir daireye soktuğundan farzı muhal olarak bir yeni para ayarlaması yapsak bitfe, bu devam edemiyecek, her sene veya sık sık paramızın aleyhine bir ayarlama yapmak zarureti doğacaktır.
Şimdiki para ve dış ticaret rejimimiz devam ettiği müddetçe, İngiliz lirasiyle yaptığımız ticaretin idhalât ve ihracat fiyatları ü-zerinde ve dolayısiyle iç.pazar fiyat seviyesi üzerindeki menfi tesirlerinin önlenmesi şöyle dursun, durdurulmasının bile mümkün ol-mıyacağı mütaleasmdayız.
Komisyonumuz, dış ticaretimizdeki buhranın ve tıkanıklığın izalesi ve dünya seviyesinden ayrılan iç piyasa fiyatlarımızın normalleş tirilmesi için alınacak ilk tedbirin kuvvetli ve zayıf paralara ayni değeri veren para rejimimizin derhal değiştirilmesi olduğu mütalea-smdadır. Paramızı beynelmilel mü badelede bu gün için nisbeten basit ve istikrarlı bir kıymet ifade eden dolara göre tesbit ederek, bunun haricindeki paraların piyasalarımızın arz ve taleb ihtiyaçlarına göre serbestçe değerlenmesi icabettiği fikrindeyiz. Resmî rayiç ler ise aynen kalacak, fakat Merkez Bankası bu fiyatlarla mübadeleye mecbur olmıyacaktır.
İhracat eşyamız fiyatlarında ve dolayısile bir çok eşya fij'atlann-da %10 - 20 nisbetinde bir düşüş beklenmektedir. Biz bunun bir takım sarsıntılar ve ziyanlar doğurması ihtimaline rağmen, memleket için lüzumlu olduğuna kaniiz. Tica ret yalnız kazanmak değil, başka faydalar temini hesabına icabında kaybetmektir. 7 Eylül karan tatbik edildiği zaman havadan para kazanmış olanlarımız bulunduğu gibi, şilndi de biraz ziyan edenlerimiz olabilir. Fakat memleket artık bu hayat pahalılığının çoğalarak devam etmesine ve dünj’a fiyat seviyesinden tekrar uzaklaşmamıza tahammül edemez. Realist olmak ve dâvalan şahıslarımızın de-
(Baf makaleden devam) kim iti yad ve huylar yaratıldı ki Halk Partisi iktidardan uzaklaştıktan sonra bile yıllarca bu yurd, bu muhitin tahribkâr tesirlerinden kendini kurtaramaz. Baksanıza, şu son Demokrat ihtilâfında da en mühim saik hep iktidar partisinin inadı ve vurdum duymazlığı, savsaklama ve atlatma politikası olmuştur. Demokratlar arasında fırtına koparan diğer sobeb yani yıllık ve yolluklar yüzünden çıkan dedikodu da kop Halk Partili milletvekillerinin fazla paraya kavuşmak için gösterdikleri tehalük ve ihtirastan doğmuş değil midir T
Demokrat Partide büyücek bir krizden bahsederken Hilmi Uranın ağzının sevinçten kulaklarına kadar vardığı görülüyor. Fakat bu hâdiseden dolayı iktidar partisi çok sevinmemclidir. Çünkü tamir edilmez şeldlde görüş farkları Halk Partisinde çoktan başladı. Bizzat Demokrat Partinin doğuşu Halk Partisinin bir parçalanması neticesi değil midir? Receb Peker ve müfritler hizbinin Cumhurbaşkanlığı makamına karşı vaziyet a-lacak ve bunu açıklıyacak kadar ileri gitmeleri Halk Partisinin çey rek asırlık geleneklerine aykın ve şefe bağlılık ve hürmetkârlığa miinafi değil midir? Hattâ Hamdullah Subhinin tahrik ettiği şu dini tedrisat tarzı da Ilalk Partisinin geçmişteki politikasına yüzde yüz uygun mudur? Biraz sallan sa ve sarsılsa Halk Partisinde, Demokratlar arasında olduğu gibi, görüş ayrılığı değil fakat kat’î boşanma ve ayrılmayı ınuclb olacak kadar büyük ihtilâfların bir, iki ve beş olmadığı görülüyor.
Halk Partisinden memleketin istediği bundan sonra gölge etmemesidir. Kendisinden yurd hesabına büyük fayda ve menfaat beklenmiyor. Yalnız istenilen şey, şu ağızlardan düşıniyen Demokrasi lâkırdısının tahakkuku için ufacık bir himmet sarfetmektlr. Polis salâhiyet kanunu ve seçim kanunu değiştirilsin, matbuat kanuna ilga edilsin ve milletin arzusunu ve hâkimiyetini göstermesi için yeni seçimler yapılsın. O zaman Halk Partisi ricalinin sevinçten ellerini uğuşturup uğuşturmıyacaklan meydana çıkacaktır. Böyle uıerdce ve Demokrasi esaslarına uygun olarak mücadele meydanına atılmağa Hilmi Uran şahsı ve partisi namına nefsinde cesaret bulabiliyor mu? Hiç sanmıyoruz. Çünkü lıâlâ polis salâhiyet kanununun tadilinde bile eski tahakküm zihniyeti devam etmektedir. Seçimi yenilemeğe ise, uzaktan yakından, yanaşılmak arzu olunmamaktadır. Halbuki Halk Partisi içinde ihtilâflar varken halk Celâl ra, reyimizi size veriyoruz, çalıyorlar diye haykırırken
Ahmed Emin Yalman, Hikmet Ba-yur kendisini meşru* Manisa milletvekili saymakta haklı olarak devam ediyor deyip dururken Hilmi Uran seçim mes’elesine temas bile etmiyor, yalnız sinsi sinsi Demokratların son ihtilâfında da bizim payımız var amma ne yapalım deyip.geçiyor. Ah bn zihniyet... Bu telâkki!...
YENİ SABAH
bütün Bayata it a t hattâ
ğil, fakat topluluğun ve memleketin menfaati bakımından mtitalea etmek lâzımdır.
Bu paraları ileride ödiyeceğimiz borçlara karşılık tutmak yahud îngiltereden yapacağımız uzun vâ-deli olması lâzım gelen büyük tesisler için peşin olarak kullanmak teklifini biz çok zararlı buluyoruz. Bu paralar İhracatımızdan doğduğundan, ancak memleketin muhtaç olduğu ithal malları için kullanılmalıdır. Bu itibarla hükümet ithal listesine koyduğu mallar dışında kalan ve ikinci derecede lüzumlu olan eşyaya resmî rayiçle Ingiliz lirası satın almak sure-
|G ün ün enteresan haberleri!
I Meşhur bir plânörcü düşüp
( öldü
r Londra: — Birçok uçuş reko
7 ru kırmış olan yüzbaşı Robert | Kronteld, bugün Hamphlre bölge-1 sinde Alton, civarında «Uçan Kanat» I tipinde kuyruksuz bir plânörü tec i rübe ederken düşerek ölmüştür.
i (AA)
| Aınerikada enflâsyon tehlikesi / * Vaşlngton: — Başkan Tru-
J man dün bir banın toplantısı esna J sında borsadan oon günlerde fiyat I düşüklüğüne rağmen, Enflâsyon ( tehlikesinin Amerikanın karşı ( koymak zorunda kalacağı belli baş [ lı meselelerden biri olmakta de. J vam ettiğini teyld eylemiştir.
{ (AA.)
? Ürdün kralı İspanyaya yidecek 7 Madritt — Diplomatik mahfil
ler, Ürdün kralı Abdullahın yakın da ziyaret maksadlle İspanyayg ge leceğini teyld etmektedirler.
Seyahat tarihi henüz tesblt e-dllmemlştlr. (A.A.)
Bir nıotörün mitraiyöz ateşine tuttuğu köy
Roma: — Hüviyeti henüz tea bit edilemeyen bir deniz motörii Trleste Civarında Orano sahil kasabasını onbeş dakika mitraiyöz ateşine tutmuştur- Dört mil a-çıkta bulunan bir balıkçı gemisi de bu nıotörün taarruzuna uğramıştır. Motör gemiye şiddetli bir ateş açmıştır Bu hususta tahkikat yapılmaktadır. (A.A.)
Neuyorktaki yunyın
İt İthaca (Nevyotk) — Müthiş bir yangın Cornell Üniversitesinin
Polis Salâhiyet ve Vazife Kanunu
Adalet komisyonunda kabul edilen tadilât şimdi de İçişleri komisyonunda incelenmiye başladı
Ankara, 13 (Hususi) — Adalet komisyonunda kabul edilen polis vazife ve salâhiyet kanununun 18 inci maddesinin tâdili hakkmdaki tasarı İçişleri komisyonuna havale edilmiştir. Komisyon bugünkü toplantısında tasarının müzakeresine bağlıyacaktır. Tasarının aldığı son şekle göre: Türk Ceza kanununun muayyen 12 nci maddesinde belirtilen suçları yâni casusluk, İrtica, isyan, sabotaj gibi memleketin içerden ve-
ya dışardan emniyetin© taallûk den hallerin vukubulmasında şübhe edilenler valiler tarafından 7 gün! polis nezaretine alınabileceklerdir. Yalnız üç gün zarfında Î1 merkezin-deki ağırceza mahkemesi başkanlığına tevdi edilerek ağırceza balkanının tasvibi alınacaktır. Mahkeme başkanlığınca tasvib edilmediği takdirde nezaret altına alman derhal serbest bırakılacaktır.
e-
IFuad Köprülünün hücumları
Millî Korunma mahkemelerinden açımda kalanları
V0-bir za-
Ankara, 13 (Hususi) — İbret rlcl vesikalar karşısında başlıklı makalesinde Fuad Köprülü son manlarda Demokrat Parti İçindeki
buhrana temas etmekte ve şöyle demektedir: «Siyasî varlıklarını ve halk arasındaki şöhretlerini sırf Demokrat Parti saflarında ve onun mânevi himayesi altında kazanmış olanların partiyi şahsi ihtiraslarına âlet olarak kullanmak ve tahakkümü altına geçirmek isteyip te buna muvaf fak olamayınca giriştikleri bu hareketler hakikaten ibretle ve rnerha metle karşılanmağa değer. D. P. daha ilk kuruluş günlerinden bağlıyarak türlü türlü isnad ve iftiralar tertibler, suikasdlar karşısında kalmıştır. Lâkin bu suretle onun hayatına kasdetmek ve hiç olmazsa faaliyet ve inkişafını önlemek istiyenler açıktan açığa onun muhalifleri düş manian idi. Bu gizli ve açık hllcum-lar ya kızıl totaliterlerden yahud iktidardan geliyordu. Ve esasen onlardan başka türlü bir hareket te •beklenemezdi. Lâkin D. P. ye karşı epeyce zamandanberl gizli gizli hazırlanan ve şu son haftalarda meydana çıkan hareketler onu yıkmak için sinsi sinsi hazırlanan plânlar tertibler, tezvirler yakın vakitlere kadar maskelenmiş bir manzara ar-zediyordu ve kendisine Demokrat sü sü veren D. P. ye ölünceye kadar bağlı kalacağım söyliyen kimseler tarafından tatbik ediliyordu. Fakat içlerinde kıskançlık, ihtiras, tahakküm ateşleri kaynadığı halde feragatten), fedakârlıktan bahsederek hakiki mak3adlannı örtmeye çalışan ların oynadıkları oyunlar elbet te gizil kalamazdı. Bugün bütün bu kötü niyetlerin türlü türlü vesikala rm şahadetile umumi efkâra söylen diğini görüyoruz. Siyasi ahlâk kaidelerini hiçe 3ayan bir takım politika muhterisleri sadece şahsî gayeler güden hareketlerini haklı göstermek için D. P. nin cesaretle hareket etmediğini milletin ümidini boşa çıkardığını hattâ iktidar partisile gizli gizlt uyuşarak muvazaa siyaseti güttüğünü söylüyorlar. Baştan başa yalandan, tezvirden, iftiradan ibaret olan bu propagandaların neyi hedef tuttuğu malûmdur. D. P. yi yıkmak ve onun mirasına konmak» demektedir.
Ankara, 13 (Hususi) — Aylıkları Milli Korunma kanunu sermayesinden ödenmekte iken kadrolarının kal dırüması üzerine açıkta kalan Yargıtay özel dairesi ve Millî Korunma mahkemeleri yargıç ve memurlarite Bakanlık muhasebe bürosu memur, lannın, açık aylıkları vesair kanuni istihkaktan karşılığı olarak Adalet Bakanlığı emrine 100 bin lira ödenek verilmesi Bakanlar Kurulunca kararlaştırılmıştır.
* bakanlar Kurulunun toplantısı
Ankara, 13 (Hususî) — Bakanlar Kurulu dün saat 16 dan 19 a kadar süren bir toplantı yapmıştır. Toplantıda doğu illerinin kalkındırılması halckmdaki tedbirler İstanbul Eeledi ye3inin büdcesi ve Bakanlıklara aid gündelik işler görüşülmüştür.
Sivas çimento fabrikası
Ankara, 13 (Hususî) — Sivas Çimento fabrikasının iki midi büyütülmesi halckmdaki etüdler ilerlemektedir. Diğer taraftan Îngiltereden satın alman 60 bin ton çimentodan ilk 4000 tonunun öbür gün memle-ı^ iij ıize gelmesi beklenmektedir.
Eti Bank İdare ıvlecı s
Ankara, 13 (Hususi) — Hizmet, süreleri 20/1/948 tarihinde biten Eti-bank idare meclisi için Ekonomi Ba kanlığı adına başkanlığa Hamid E-seııişin ve üyeliğe Ali Rıza Ceylânın, hükümetçe seçilmesi gereken üyeliğe Rcşld Güuerayın ve Cemal Şahin Girayın ayni tarihten itibaren j tâyinleri Bakanlar Kurulunca karaT 1 aşmıştır.
I

idareci —— —göz ile

aktüaEteler
Mecidiyeköyü suyu
a stanbul şehrinin banliyömü dt mek olan Mecidiyeköyü halkh belediyeden Terkos suyu istlyoA larmış. Beıodiye tarafından yapıla!) bir hesab neticesinde, boruların bedfe li ve ferşlyat masrafı olarak olduko* mühim bir meblâğ talebedilmiştir.
İmtiyazlı şirket vaziyeti hukukıyo» sinde bulunan, belediyenin bu haroka^ tarzı, Avrupa teamülüne de uygum dur. Yalnız, belediye, su istiyenferlj adedini tosbit ve onlardan masraf! iştirâk edeceklerine dair taahhüdnam( aldıktan sonra, tesisatı yapmalıdıre Yapılan masraf kapatılıncaya ı(adaf iştirâk hissesini almağa devam etkirken diğer taraftan abonelere ayrıoft küçük bir faiz yürütebilir. Yoksa Me» cidiycköylülerln istedikleri gibi bir kaş abone İçin hiç bir müessese yüz bin lerce lirayı toprak altına gömmez.
Hukuki, kanunî, ticarî usul ve ftu» mül bundan ibarettir.

GECEKONDU EVLERİ
Bugünkü mesken buhranı, ma ıfe teessüf Gecekondu evlerini meydanı getirmiştir. Şehircilik ve imar esteti» ği ile taban tabana zıd olan bu uazl* yeti, vatandaşın maruz kalacağ» ıniiş-kilâtı göz önünde tutarak, hük JTiet ve belediye muvakkat bir zamarı için idameye muvafakat etmiştir.
Gecekondu evlerine mukabil. Auhi-pada bunların benzerleri mevcuddur.. Yalnız bu evler, burada olduğu gibi şehrin her tarafına serpiştirilmiş değil, bilâkis, fabrika civarlarına u edilmiştir.
Harici manzaralarının şehire u? r ceği gayrı medeni durumlarını mın ı-çin, Avrupada, bu gibi barakalar•- wt rafı çevrilir ve aşağı yukarı te ner (ü* kampları vaziyetlerine konulur. / > kısa bir zaman içinde hu ucuz ara: üzerinde muayyen tiplerde ıhı ve jjaıtıf üc odalık evcikler meydana get rdir
İşittiğimize göre, fabrikalar muivti olan, Zeytinburnu, Yedikufe, Eyiib -Bahariye, Paşabahce. Çubuklu, koz gibi semtlerde, esase/i hük ve yahud Evkafa aid ve elyevm 1e*;e* kondu evlerinin inşa edilmiş ol ı.» ıu crazi üzerinde belediye muayyen » v ler dahilinde evler inşa edip takut ı-le ameleye satacakmış.
Bu ucuz evlerin tahmin edilen
metleri de arsası ile beraber n
beş yüz, üç bin lirayı tecavüz otmr çekiniş.
Her halde belediyenin minyon ve cak halkın bir formül.
• •
ı hem imar noktasından menfaatini ve hem do hu konforlu evlere sahih o’ı-istıfaclesını temin edece*
İOARECİ
ki
tiyle idhalâtçıya müsaade verilebilir. Bu suretle hem memlekette eşya-azlığı önlenir; hem de bu para stoklan zararsızca tasfiye olunur. Ayni zamanda devlet ödemelerinde, hususi ödemelerde bu resmi rayiç üzerinden muamele yapılır.
Bununla beraber memleketin İktisadî ve mali bakımlardan İçinde bulunduğu buhranı • önlemek için hükümetin bir mikdar zivanı da göze almasını tabiî bulmaktayız. 7 Eylül ayarlamasında hükümet bu muameleden mühim bir fiyat farkı elde etmiştir. Kâr olan yerde bir mikdar zarar da olabilir.
nin yakınında bulunan Ryak hava ) ı alanının durumunu incelemek ü. | zere uçakla Kahireye hareket et- I | mişlerdlr. ı
Ayni uçakta vazifesi başına dö- ( yüksek voltaj lâboratuannı tahrip- nen Brezilyanın Mısır Elçisi Caco £ etmiştir. Zarann bir kaç milyon ök lar olduğu tahmin edilmektedir.
(A.A.) Eski Ispanya Cumhurbaşkanının
cezası
Madrlt. — Siyasi mesuliyetle rln tasfiyesine memur komisyon es kl Ispanyol Cumhurbaşkanı Alcala Zamoraya 1030 da çarpıldığı para cezasını ve el konan mallarını la de etmeğe ve kendisinin siyasi mevkiler İşgal etmesini yasak eden kararı kaldırmağa karar vermiştir.
(AA.) Rio - Mısır hava seferleri başlıyor
^•Rio De Janelro: — Rio De Ju nelro yakında hava yolu İle Beyru ta bağlanacaktır. »Panalr» şirketi nin müdürleri, Lübnan başkenti-
nelo Franco da bulunmaktadır. 2 (AA.) |
Arab devletlerinin para i sistemleri birleştirilecek ?
★ Kahire: — Arab Birliğine da ( hil memleketlerin para sistemleri ? nin birleştirilmesi hakkında bir î teklif İrak heyeti tarafından Birli / ğln Konseyine sunulmuştur. Bu } meseleyi tetkik etmek ve neticeyi J bir raporla bildirmek üzere bir ko | mite kurulacağı dün öğrenilmiştir. ( Bu komite birliği teşkil eden Mt- i dır, İrak, Lübnan, Suriye, Suudî . Arablstandan, Yemen, Fill&tin A- ? rablarımn nıall eksporlerl ile iki / veya üç İngiliz veya ‘Amerikalı ik 7 tisad eksperinden mürekkep ola- 1 çaktır. (A A.) |
-------------—-------------------J

Kızıl Yunan çetelerinin Türk molörlerine yaptıkları hücum (Ba^tarafı 1 fnctdöi faaliyetlerini arttırmış bulun-
maktadır. Şubat ayı içinde çeteciler Türk kara sularına girerek oıı motörümüze ateş açmışlardır. Çeteciler daha ziyade Sisam adası ile Darboğaz arasında faaliyet gös temektedirler. Ulaştırma Bakanlığı, liman başkanlarına gönderdiği emir ile Ege kıyılarında sefer yapan motörlerimizin mümkün olduğu kadar kıyıyı takib etmelerini bildirmiştir.
Diğer taraftan gümrük muhafaza genel komutanlığı da Ege denizi kıyılarındaki teşkilâtını takviye etmiştir. Çetecilerin faaliyet ve taarnızları devam ettiği takdirde hükümetimizin daha geniş tedbirler alması da beklenmektedir.
Selâniği bouıbalıyaıı çeteciler
Londra: 13 (B. B. C.) — Selâniği bombalıyan çetecilerden 100 kişi bu gün Selanik sokaklarından geçirilmiştir. Polis çetecileri halkın husumetinden zor korumuştur. Çetecilerden biri; Yugoslavyada bir kampta talim gördüğünü söylemiştir. Başka bir çeteci de Se-lâniğin bombalanmasında kullanılan havan topunun Yugoslav hududu yakınında bir yerden 6 günde Selanik civarına getirildiğini açıklamıştır. Bir çeteci kadın da, hastabakıcılık yapmak üzere zorla çeteci kaydedildiğini bildirmiştir.
Atina: 13 (A.A.) — Bir basın muhabirine göre, 10 şubatta Selâniği bombardıman eden çeteci şeflerden çoğu harekât esnasında öldürülmüştür. Esir edilen 103 çeteci askerî mahkemeye sevkoluna-caktır.
Diğer taraftan, Savunma Bakanı Georges S t ra tos ve Genelkurmay başkam general Yantzis dün sabah Selâniktc bir toplantı yapmışlardır. Bu toplantıya Selânik-te bulunan askerî makamlar men-şuhları da iştirâk ederek Savunma Bakanına ve Genelkurmay baş kanma askerî durumun gelişmesi hakkında malumat vermişlerdir, hlâm edilen çeteciler
Atina: 13 (A.A.) — 1914 vıh
Aralık ayındaki ihtilâl esnasında işledikleri cürümlerden dolayı ölü me ınalıkûm edilen iki kişi ile çeteciler lehine casusluk yapmaktan suçlu bir asker’bu sabah idam e-dilmişlerdir.
Amerikan yol ma zemeai işletme kursu
Ankara, 13 (Hususi) — Isken dorunda iki buçuk aydenberi devam etmekte olan Amerikan yol nalze meleri işletme kursu ilk mezunlarını vermiş ve 40 kadar Türk toku Uy nl güney yollarımızdaki tecrübe ı ı ıh yetlerlne katılmışlardır. Havalar mil said giderse bir iki haftaya -( ular Toprakkale, Malatya, Erzurum üzerinde ilk Türk - Amerikan işbirliği-le makineli yol inşaatına başlanacak tır. Bu hususta bütün hazırlıkl ir ılc. mal edilmiştir. Bu münasebetle bir tören de yapılacak ve törende Bayındırlık Bakan» Kasım Güb-k k bulunacaktır.
Tûtü ı nıüd^ha e alış ar
Ankara, 13 (Hususî) — Ticaret Bakanlığının tütüncülerden kesilen yüzde beşlerdin ayrı olarak Bakan lıktaki 20 milyon liralık fonundan 6 milyonunun tütün müdahale alışları için Gümrük ve Tekel Bakanlığına devredilmesi iki Bakanlık arasında kararlaştırılmıştır. Bu husus-ta lâzım gelen formaliteler tamamlandığı için para Gümrük Tekel Bıu kanlığına devredilmiştir.
Ali İhsan Sabisin akı
(Baştarafı l incide)
Komisyon sözcüsü, İhsan Sabisin üç dilekçe ile Meclise müracaat etmiş olduğunu, Meclisin şefkat ve merhametine sığındığım söylemiştir Bazı Milletvekilleri dilekçelerin olcun masını istemişler, Nihad Erim de bu zatın Meclisin atıfetine sığındıktan sonra Meclisin affına ihtiyacı olmadığı şeklinde beyanatta bulunduğunu, bu hususun komisyonda incelenmesi için müzakerenin pazartesi gününe bırakılmasını teklif etmiş vu teklif kabul edilerek oturuma saat 20 de son verilmiştir.
.■in.ı.ı» ■ ı
\ unanistanııı alacağı tüfekler
Atina: 13 (A.A.) — Basın haberlerine göre, Yunan hükümeti mili! muhafız teşkilâtı için alacağı 40 bin İngiliz tüfeğinin mubayaasından vazgeçmiş ve buna mukabil 30 bin Amerikan tüfeği alma ğı kararlaştırmıştır.
Bu silâhların Amerikanın Yuna nistana yapacağı askeri yardım çerçevesine dahil teçhizattan olmadıkları ve yaban?: memleketler de yaşıyan Yunanlılar iv. iaıır ! • satın alınacakları be ır dinde > dir.

teni sabah
12 Teminiz beyannamesinin -esirleri
gençliğinin
sesi
sonra
| Tarihten bir yaprak

• •
Memleket için çalışmış? merhum kaymakam ( Mahmud beyin mazarı- ( nm Belediye inşaatı ( dolayisile kendisine s ây^k bir yere kaldırıl-ı mamasını gençlik S protesto etti {
Hendek (Yeni Sabah) — Kasaba-
da Belediye lnşahtı dolayisile yeri değiştirilmekte olan, merhum kaymakam Malıtnud Beyin mezarı, kendisine memleketçe lâyık görülen tepeye gömdürülmesine mümanaat edilmektedir. Bu durumu göz önün de tutan Hendek gençliği şöyle demektedir:
..Eğer halk böyle saçma düşünmüş ve Mahmud Beyi sevmemiş olsaydı, binlerce Ura lıarcıyarak ona lâyık âbideyi yapmazlardı.
Onlarda, İyi görüş ve düşünüş mahsulü olarak hareket etselerdi; tâ eski devlrlerdenberl ve şimdi de dünya milletlerinin an'anevi olarak kabul ettikleri bir hürmeti ihmal etmemiş, büyük ölüyü küçük bir bahçe içine atmamış; şehrin orta yerinde. Ortaokul yanında -hâkim tepelerden birine gömülmesini arzu etmiş olurlardı.
Memleket gencUği; bu kararı veren büyüklerin hatâlarını tashih edeceklerine candan İnanmaktadır. Büyük ölünün, kendine lâyık olan tepelerden birine gömdürülmesi 1-çin Ugililere tezelden emrin verilme sini gençlik namına bekliyoruz.
Hendek Gençliği
&cı pajramla -Benizli arâsız^ı otobâs azası


*0
tir kişi öldii9 15 kişi yaralandı
Acıpayam (Yeni Sabah) — Acı-payamdan hareketle Denizliye giden Yeşilyuva belediyesine aid otobüs Çukur köyü üzerinde sise tutulup yoldan Çıkmış, yolculardan biri ölmüş, biri ağır, 15 i de hafifçe ya-ralanmışr.r.
Kazayı naber alan Denizli vilâyeti hâdise yerine yardım ekipl gön dermiş ve yaralıları hastahaneye s evketmlşt İr.
Zonguldak - Ereğli kö miirle ri men suplarının toplantısı
Zonguldak (Yeni Sabah) — 1944 yılı sonlarında kurulmuş olan ve nan, Ereğli Kömürleri İşletmesi hâlen 1900 kadar mensubu bulu-mensubları Yardımlaşma cemiyetinin umumi heyet toplantısı yapılmıştır.
Memurların aylık istihkaklarm-dan verdikleri 1 aidatla kurulan ve memurlara evlenme, doğum, ö-lüm, ikraz ve »on yardım gibi faydalar sağhyan bu cemiyetin, hâlen 62. bin Hra tasarruf akçesi bulunmaktadır
Umumi heyet toplantısında, nizamnamenin bazı maddelerinin değiştirilmesi üzerinde şiddetli tartış malar olmuş ve gizli oyla idare heyeti 3eçim‘. yapılmıştır.
1947 hesab yılı İçinde Ereğli Kömürleri İpletmesi de bu cemiyete ’O bhı lira bir yardımda bulunmuştur.
Samsunda C. H. P. den mühim bir istifa
Samsun «Yeni Sabah) —Samsun C- H. P. inşideki zümre saltanatının gittikçe kuvvetlenmekte ve bu yüz den memleketin ticarî, İktisadî durumunun hâlâ kötümser hale getirilmiş olmasından bahisle Samsun İl genel meclis üyesi Halld Altının C H. P. den istifa ettiğini öğrendim.
Merzifon köylerinde kızamık salgın halinde.
Merzifon: (Yoni Sabah) — ilçe söylerinde çocuklarda salgın halin de kızamık ofuugu anlaşıinış olma sı üzerine kaza nılzı&aıhha konıisyo nu kararile kaymakamlık komutan-ık-Ilalkevl, sağlık teşkllâtlle İşbirliği yaparak köyleri taramak ve ölümü önlemek için penlöilln tatbik etmek görevlle ekipler tertip etmişlerdir. Günde 430 hastaya penisilin tatbik »dilmiş ve çeşitli sulfamitler dağıtı larak İhtilaflar önlenmiştir. Yakın Ugi çok İyi bir tealr yapmıştır.


Şehrimizle köyler orasındaki yolların inş sna baş landı — Kökçe Karaoğ'.an,’ Ba'calı, Yağbasan, Taflı, Donurlu köy okulları inşaatı bitti — Kazada 24 köy okulu var
Çarşamba, (Yeni Sabah) — Çarşambamızın gene ve çalışkan kaymakamı İlhanıl Eı tem parti divala nnda bitaraf hareket etmekte ve ötedenberl bakımsız ve bozuk olan köy yollarının yapılması İşini köy kalkınmasının bir unsuru olarak ön plâna almış ve tam bir gayret ve yorulmak bllnıiyen mesai sarflle çalışmalarına devanı etmektedir.
Bıı maksadla, Çarşambanın Ay. vacık, Fatsa, Ton gel köyleri arasın dakl 25 kilometre uzunluğundaki Sofualaıı - Urusu, Ayvacık - Bala-hur, Büyüklü - Hamzalı, Saraçlı -Dikbıyık, Saraçlı - Bayramlı - Dik bıyık, Bulcufc - Ulaş 60 kilometrelik mesafeyi ve Çarşamba - Kızılot köylerini gezip köylülerin ruhlarım anlamak suretile teşvik ederek ilk





Malatyada hoş bir basın dâvası
Birkaç ay evvel Sıvasda münteşir Ülke gazetesinde çıkan MSon pişmanlık,, adlı h.kâyede ilim iltibası yüzünden Malatya lisesi edebiyat öğretmeni tarafından müdür aleyhinde açılan dâvaya bakıldı
Malatya. (Yeni Sabah) — Şehrimizde çak enteresan, bir basın dâvasının görülmesine başlanmıştır. Muhitte büyük bir dedikodu ve ge niş bir ilgi uyandıran bu dâva hak kında edindiğim malûmatı bildiriyorum :
Sivasta intişar eden Ülke gazetesinin bundan birkaç ay evvelki bir sayısında (Son pişmanlık) adında ve Şemsi Belli imzalı bir hikâye çık nnşti" Hikâyenin ortalarında bir yerde edebiyat öğretmeni ve Sub-hlye adh bir kadının bir subayla mercimeği fırına verdiği yazılıdır. Hikâyenin esasında Sulhiye olan bu İsım ilgililerden öğrendiğime gö re tertib hatâsı neticesinde Subhl-ye olarak dizilmiş ve Malatyada bu lunan, Use öğretmenlerinden Subhl-ye Candaş. yazıda ismi geçen şah-sın -iCTidısl olduğunu ve kendisine hakaret edildiğini İddia ederek hikâye. muharriri bulunan ve Ma-

Çanakkale de n, Ayvacığa seyahat 75 kilometre n^esafede Ayvacık şir.n bir kasabadır-Deve güreşi sahasına gidiş - D. P. nın faaliyeti • yemek yok! ru İlerleyip gidiyor.
Saha palamut ağaçlarının çevrelediği bir meydan. ..Yedisinden yetmişine kadar» tâbirinin tam kullanılacağı bir yer... Seyyar satıcılar, köfteciler, kahveciler... Bir panayır yeri sanki... Geziyoruz, herkes ken dl düşüncesini beyan etmekle meş gul... ,
D. P. NİN FAALİYYETİ
Demokrat Parti İlçe merkezinde ayrı, Halkevlnde ayrı bir faaliyet göze çarpmakta... Demokrat Parti başkanı bugün Ayvacıktadır. Gene Veremle Savaş Derneği menfaatine Çanakkale gençlerinin hazırladığı piyes Halkevlnde bu gece oynanacaktır.’
Demokrat Parti ilçe merkezinde 11 başkam Dr. Süreyya Endik partilerle hasbıhalde... Onlara gaye ve arzu hususunda izahatlarda bulu, nuyor. Demokrat arkadaşlarını, tat mine ve partinin bugünkü durumu hakkında malûmat vermeğe çalışıyor..-
KASABADA YOLSULUK GÖZE ÇARPIYOR Halkevinde ise bir kaynaşma göze çarpıyor. Vaktin yaklaşmasından dolayı halk acelede... Birkaç gündür Ayvacıkta bulunan bir tiyatro kumpanyası bana dert yanı-yor. Küçükkuyuya şu mevsimde gidecek bir tek vasıta hattâ atblııe bulamadıklarını acı acı anlatıyorlar. Oradan çarşı İçerisine geçiyoruz. Devesinin yenilmesinden müte es31r bir köylü kendisine yol bulmağa çalışıyor. Bir diğeri de yendi ğlnden...
LOKANTALARDA YEMEK YOK
Lokantalarda yemek bulmak zor. I Zira Ayvacığın nüfusu üç dört blp ’
Lokantalarda
Çanakkale (Yeni Sabah) — Yetmiş beş kilometrelik yol boyunca sjra sırr. dizilen kamyon, otobüs ve taksiler ouyuk bir kalabalık kitlesini sürükleyip götürüyorlar. Yol boy.ndı.hı köy ve kasabalar sanki bonuK' . Bütün halk yer aldığı otobüsün en öne geçerek Ayvacığa bir an evvel vasıl olabilmesini bekliyor...
Hava da sanki buna İnat yapıyor muş g'bi yağışlı. Dünkü sıcak ve güneşli bahar havası bugün bir son bahan andırıyor. Her taraf yemyeşil, ağaçlar çiçeklerle süslenmiş kır lavda tek tük papatyalar., yeşillikle re serilmiş, sürülerin arasında zıplayan bağıran kuzucuklar; kaybolu yorlar. Sonra bir başkasına rastlı-yoruz. Koşarak bağırarak bir sürü köpek otomobille âdeta bir an İçin yarışa kalkıyorlar, dakikalar geçtikçe Ayvacığa her an biraz daha yaklaşmaktayız...
Sabah saat 8.30 da Demokrat aPt tinin tuttuğu otobüste yer alan partililer de yolda. Bugün Ayvacık görülmemiş bir gün yaşıyacak. .
Ayvacık Eöremld ve havalisinin tertip ettiği deve güreşine bilhassa köyler âdeta taşınıyor. Çünkü bu güreş onlbrj yarın bir yola kavuşturacaktır. Atımn ve arabasının ra hat gidebileceği bir yola... Kışın ça murdan arabasının geçemediği bu yerde yarın büyük bir zevkle yürüyecek ve bu güzel teşebbüse her zaman duacı kalacaktır.
DEVE GÜREŞİ SAHASINA DOĞRU
Otobüsler Ayvacığa girerken bir işgal kuvveti gibi gururla ilerliyor lar. Bütün kaza bomboş. Otobüsten İnen herkes güreş yerine doğ-

plânda bazı köy yollarım yaptırmış ve kazanın diğer köyleri arasındaki köy yollarının da yapılmasına yorulmak bllmlyen bir gayret başlanmış olduğunu sevinçle öğrenmiş bu luııuyorum.
Ayrıca kazanın Hamzalı, Kökçe Karaoğlan, Balaah, Yağbasan, Taf h ve Donurlu köylerinde geçen yıl temelleri atılmış olan okul binalarım da yaptırarak Çarşamba mm-takasındaki köy okullar^ 24 adede iblâğ edilmiş bulunmaktadır.
Çarşambalılar bu çalışkan gene ve bitaraf görüşlü ve bütün mevcu diyetini Çarşambanın kalkınmasına hasretmiş bulunan kaymakamından çok memnun bulunmaktadırlar-
latyada yayınlanan. Kervan mecmu asının sahibi olan Şemsi Belli hakkında dâva açılmasını taleb etmiş ve dâva açılmıştır Yeni yapılan duruşpıada kalabalık bir halk kitlesi bulundu. Sanıklardan Şemşl Belli, müştekinin Ülke gazetesi sahih ve yazı işleri müdürünü sorumlu tutmadığına göre, bu halin zımni bir feragat olduğunu, C. Svcılı-ğının bu feragati görmeden keyfi surte dâvayı açtığını ileri sürmüş ve dâvanın reddini taleb etmiştir.
Diğer sanıklardan Ülke gazetesi sahibinin ve neşriyat müdürünün ifadeleri alınmak üzere mahkeme ayın 21 İne bırakılmıştır. Malatya ve hattâ İlçelerde bile çok büyük bir dedikodu uyandıran ve (Fırına verilen mercimek dâvası.) diye bahsedilen bu dâvanın gelecek duruşmalarının daha enteresan olacağı tah min edilmektedir.
Şemseddin Benli





• •



Vaktiyle Çinliler gayet sert ulan armutları olgunlaştırmak için tütsü yapılan bir odaya doldurmak âdetinde i-dilcr. Halbuki tütsüdeki Etlıylcnc gazinin meyvalan olgunlaştırdığın dan katiyen haberleri yoktu. Diğer taraftan 1000 yıl evvel bulduk lan bir usulün bütün dünyada bir çok ziraî endüstride istimal edileceğini de belki akıllaruıdan geçir-memişlerdif.
Birleşik Amerikada mcyvaların olgunlaşmasını vo tabiî renk alma sini sağlıyan Ethylene ilk olarak portakal ve muz endüstrisinde kullanılmağa başlandı. Bu asrin başlarına doğru Floride portakalları gaz sob&larile ısıtılan vagonlarda naklediliyordu. Meyvalarua donmamasını temin etmek için bu şekildo hareket edilirken yeşil por takallanu yolda renklerini değiştirdikleri müşahade edilmişti.
Ethylene bilhassa son yıllar zar fmda pek fazla istimal edilmeğe başlanmıştın. Şimdi, bu gazdan fay dalanmak suretile bir çok mevva-lar olgunlaşıyor ve ayni zamanda tabii Tenlileri yerlerine gelmektedir.
AlCminyom tenekesi
Birleşik Amerikada umumiyet itibarile her şey teneke kutular i-çinde satılmaktadır. Son zamanlarda Birleşik Amerikada büyük bir alüminyom fabrikatörü teneke nin yerini tutabilecek gayet ince bir aliminyom levhası meydana ge tirmiştir. Böylece, gerek Amerikada ve gerekse hariçte pek çok aranılan çeliği biraz olsun serbest bırakmak bakımından bu İcadın gayet faydalı olacağına şübhe e-dilemez.
Margaret Truman konser turundan döndö
Margaret Truman Vaşingtonda-ki Constitution Hall’de vermiş olduğu son konserle profesyonel şar kıçı olarak yaptığı ilk turnesini bitirmiştir. VaşİDgtonda Constituti-on Hail, konser saatinden çok evvel tam mânaaito dolmuştu. Reis Truman da dâvetlfler arasında bulunuyordu. Reis Truman şimdiye kadar profesyonel şarkıcı olarak kızını sahnede, görmek fırsatını elde edememişti. Vaşingtonda verilen bu konserde reis Trumanın hazır bul. tv bilmesi İçin konser müsait bir günde tertip edilmiştir. Bir>> k Amerika kauçuk
sanayii
Muhtelif ticaret kaynaklarında yapılan esaslı araştırmalar 1948 yılında Amerikan kauçuk sanayiinin 2.500.000.000 dolar değerinde kauçuk istihsal edeceğini belirtmektedir. Bu mikdar 1940 yılına nazaran iki kere daha fazladır. 1947 yılında istihsal edilen kauçuğun değeri 2.700.000.000 dolardır ki, bu da şimdiye kadar kauçuk istihsali bakımından en yüksek mertebeyi teşkil etmektedir.
1948 yılında Amerika endüstrisi 919.000 metrik ton tabiî ve sun î kauçuk istimal edecektir.
Nallıhan D. P
ilçe kongresi
Nallıhan (Yeni Sabah) — İlçemiz Demokrat Parti kongresi bugün saat 18 de ilçemiz köylerinden gelen 110 delege ve üyelerce partili ve partisiz dinleyicilerin lştlrûklle yapılmıştır. Kongrenin, Halkevi salonunda yapılması için başkanlıktan İstekte bulunulmuşsa da verilen menfi oçtab karşısında kongre kasabanın büyük bir kahvehanesi o-lan Safa kahvohaneslnde toplanmıştır.
K mgrede birçok delegelerin sanıl niı ve yerinde olan dilekleri dinlen miş ve bunlar içerisinde uygun o-lanlarmıiı merkeze bildirilmesi kararlaştırılmıştır. Bu meyaııda. bilhassa partili ve tarafsız birçok kim «elerin ya2jlı ve imzalı dileği naza-ti dikkati çekmekte idi. Bunlar a-rasmda dinî isteklerin açık bir şekilde tebarüz ettirilmesi bakımından ve Azmi Mutlu tarafından ö-nemi olan bir dilekçe verilmiştir.
birden artmış vaziyette. Sağa sola sallanan köşe başlaruıdaki fenerlerin son ışığı yavaş yavaş erimeğe başladığı bir sırada Ayvacıktan, ayrılıyoruz..
Yol boyu parlayan lâmbalar, u-ğuldayan motör seslerlle dolu bir halde dönüyoruz...
CaMd Güven
İmparator içe, yolda kendisine çarpan bir adamın darbesile biraz sarsıldıktan sonra vurulmuş olduğunu anlamıyarak ikiyüz metre kadar yoluna devam etmiş ve oraya yıkılmıştı
— 1 —
Eskiden bu nevi cinayetler mün -baaıron hükümdarlara, tacidarlara yapılırdı. Memlekette hizmeti şüpheli veya fenalık etmekle tamnuuş olan bir kral ve imparatoru günün birinde canından bıkan bir adam öldürmeğe I" Y a x t n * 1 * ..
Cemal Yener_______|
kıyam eder veya böyle bir teşebbüs milleti seven veya tahtın deftiçmeain den istifade ümid eder bir parti tarafından vaki olurdu. Haili için -den çıkan hükümet rcialıtrme euikaad yapılması nadiren, görülmüştür. İlk defa böyle bir snikaade alelade bir vatandaş iken Amerika cumhur baş kanlığına seçilen Linkoln hedef oiun ea cihan umumî of kân hayrete dü|-müştü. Bu hAdise 186Ö y bnda Nev yorkda vaki olmuştur.
14 nisan gecesi cumhur baphant Llnkoln, karısı ve yaveri binbaşı Hat bom ile tiyatroda locada oturuyordu. Piyesin tam ortasında bir ^llâh patladığı duyuldu. Yaver başken»n sat-Aİdıgıru gördü. Binbaşı doğru a tıldıgı esnada ( yaşasın hürr yet diyen bir adam omuzuna biı bıçak sap hudj. Yarasına rağmen yav$r katili yakalamak üzere iken heııî * ırayıp « önada telâşa düşen halku. «.rasına karıştı ve tiyatronun kapısında brk-.llyen atına atlayıp süratle uzaklaştı.
Son günlerde en mühim hâdiseloe-den biri de Hind lideri G&ndinin kat 11 olmuştur. Senclrrdpnberi Hind ia-tiklAli için büyük bir sabırla çalışan Ganili bir aabah duasına giderken m lif r id bir hİDdlinin kurşununa hedef olmak aurotlle vatandaşlarına ebedi yen veda etmiş ve bir hafta evvel de cesedi Ganj nehri kıyılarında yakılmıştır. Hor devlet reisinin bir gUa böyle feci bir âkibete uğraması her zaman mümkün olduğuna göre gerek Avrupada ve gerekse Amerikada devlet reislerinin hayatları daima muhtelif Bcbeblerin t alı ti tesirinde • larak takyide muhtaç görülmüştür.
Amerika Cumhurbaşkanı müteveffa Ruzvell cumhur başkanı seçilme -den evvel büyük bir sigorta kumpee yasma 85 bin dolar mukabilinde ha yatını sigorta ettirmiş iken reislcuoB hur olunca kumpanyanın itirazı ile karşılaşmıştır. Oltada henüz bir hâdise mevcud değilken sigorta kumpan yası reisin sigorta ücretini iki misli tezyid etmesi lâzım geleceğini ve bu na muvafakat etmezse mukaveleni» fesholunacağını bildirmiştir.
Bazı memleketlerde suikasdler iktl s adi buhranların tesiri altında yapılmaktadır.
Büyük endüstri, amele hayalı, iktisadi muvazenesizlikler bazan partilerin müracaat ettikleri vesait muvaf faklyeti ifrata vardırmaktadır. Ma*. mafih parti mücadelesinin cinayete müncer olması medeni memleketlerde pek enderdir.

I
Beynelmilel notlar
Rus siyasetine ait İngiliz görüşü
Yazan: R.

Mr. Atlconin 3 OcaktaJd radyo yaymı İngiliz dinleyiciler için yayınlannuf tı. Bununla beraber onun milletlerarası ehemmiyeti de vardır. Çünkü, o, bir kaç cümlede, Büyük Britanyanm Sovyet siyasetine kar şı tutmağa mecbur olduğu hareket tarzını hülâsa etmiştir.
Sovyet komünizmi yeni bir şekilde ideolojik, ekonomik ve stratejik emperyalizmle Avrupanm diğer milletlerinin hayat tanzimi ve refahını tahdid eden bir siyaset takib etmektedir.
Bunlar ciddî kelimelerdir; fakat harbin bitmesindenberi geçen iki buçuk senelik tarih banlan doğra çıkarmıştır.
Hâdiselerin örnekleri yalnız had dinden fazla aşikârdır.
Sovyet Rusya 1939 da, hariçte
güvenliği aramak, ve dahilde bütün enerjilerini tamirata vakfetmek şeklindeki yatıştırma siyasetini zaten bırakmış bulunuyordu. Rusya, Hitler Almanyası ile iş birliği halinde 3 Baltık cumhuriyetini toprakları içine almış Doğu Polon yasını ilhak etmiş; Basarabya ile Bukoinayı Rumanyadan almıştır.
Batı müttefikleri zımnen yahud açıkça Rusyanın bu memleketleri muhafaza etmesine muvafakat ettikleri gibi, bunlara., aşağı Karpat lar Rusyasının Çekoslovakyadan alınması ile Şıuki Pı-usyadaki Kö-nigsberg sahası da iltihak etmiştir. Rusya bu ilhakların müstakbel güvenliği için lüzumlu olduğun da ısrar ettiği için, Stalinin bu a-ıaziniıı Sovyetlerin harbde ovnadı ğı rolün bir mükâfatı olarak veril mesi hususundaki taleplerine mümanaat etmek güç olmuş, bu toprak genişlemesinin Rusjanın Avrupada aradığı yegâne gaye olduğuna ve taahhüt edildiği gibi Doğu Avrupa nu misketlerinin istiklâllerinin korunacağına inanılmıştı.
Bundan sonra, bu komşu memleketle Moskovaya sadık bir hükümet istemekte Sövyetler Birliğinin h?kKi olduğunu ileri süren bir doktrin görüşülmüştür.
Bu doktrin pratik bir şekle çevrilirse şu mâna meydana çıkar; Bütün bu memleketlerin hükümet leri, Ruc diktası yahud Rus baskısı altında. Stalinin liderliğine tt-

I

bi olduklarını açıkça söyiiyen komünist bakanların kontrollerine bağlanmışlardır. Çekoslc' air a kıs men ve muvakkaten istisna ecbiir-se, bunların biç birinde ne hakikî Demokrasi, ne de her hang1 bir istiklâl vardır. Her bakimd;.n Polonya, Rumanya, Bulgarietr.n. Yugoslavya, Arnavutluk ve Macans-tanın siyasetleri, —tıpkı Hitlerin peyklerinin Berlinden kon’rol edil dikleri gibi— tamamiyle Moskova-dan idare edilmektedir.
Bu hakikaten yeni bir emperyalizm şekli olduğu gibi. Mr, Attlee-nin işaret ettiği gibi bıı. ideoloji ve ekonomi diktatörlüğüdür. Bu dakikada Moskovada kabule şayan görünen düşüncelere uygun olmıyan hiç bir nutuk ve hiç bir fikir bu memleketlerde mu sairi a-
• hay la karşılanmanıaktad r Rumanya ve Macaristan sanayiine şimdi hâkim olan Sovyet kontrolü altındaki «Muhtelit şirketler gibi usuller ekonomik emperyalizmin şekilleridir. Yunanistan niüstesna olmak üzere, Doğu Avrupa bugün Sovyet hükümetinin hegemonyası altındadır ve bunların iyice müra kabe edilen bir kısım ticaret müstesna olmak üzere, Bat: ı.'e alâkalarının kesilmesi için l:-r baş vurulmaktadır.
Bütün bu sahada Gı.ı • karşı düşmanlık tahrik eden bı.’ propaganda yapılmakta ve k>t istimalde açılmış olan bu uçurumun genişletilip derinleştirilmesi için her vasıtaya müracaat edilmektedir.
Yeni emperyalizmin bu güne kadar olan başarısı bunlardır.
Bu empei velizm şimdiden, açık vasıtalarla, ve komilni&ı partileri ajanları vusıtaaiyle Fransa, İtalya ve Batı Almauyada r. tunmıya I çalışmaktadır.
Sovyet lidncLtri ilti j“ ı’iîtp Hrnsih-da bir mücadelenin olduğunu söy lemeletedirler. Kamplardan biri Sövyetler Birliği ile peyklun. diğeri iee dünyanın geri kalan kısmıdır. Bunlar vaziyetin haşin hakikatleridir. Mr. Attlee nin yayınının ehemmiyc'ti şuradadn ki. O, Büyük Britanya siyasetini, Sovyet ler Birliğinin Demokrasileri vo mil lî istiklâlleri müdafaa ettiğini sii-tau Moskova teminatları üzerine değil, yalnız hakikatler üzerine hu rulduğunu açıkça anlatmaktadır.




Eğer katil kendi telâşı neticesinds atından ddşerck ayağını kırmamıj ve bir köylünün evine ilticaya mos bur olmamış bulunsaydı Linkolnun kailli müebbeden bulunmamış olacak tı. Fakat dünyada menfur cinayetleri görflb takib eden bJr manevi göz var, dır ki i$te ₺u göz, o serserinin adaut pençesine cinayetten iki glin sema, tealim edilmesine yardım etti.Adara o kadar yırtıcı idi ki ayağının kmh olmasına rağmen kendisini yakaladı ya gelen halka ve hükümet memurla rina müthiş bir mukavemet gösterdL
Nihayet beyninden vurulmak sure tile cezasını gördü. Linkolnun katıl/ Eatte, Amerikada cumhur başkanlsn na taarruz faciasının kurucusu addolunur. Çünkü onu takiben cumhur başkan}arından Garfild İle Makkinkj de ayjır feci âJdbete uğradılar.
Cumhur başkam Garfild, memlc • ketinde çok şöhret kazanmış bir ge neraldi. Onu katleden Kito iae dimağı bir takım mücerrcd naaariyeleri haz-medem.emjff gayet hı yecanlı. deli de -n« erk. d» recede Asabı bozuk ve mütereddi bif adam olmakla tanınmıştı. Cumhur başkam 1881 temmuzunun i-kisinde Baltinıor şimendifer garında dururken katil Kito yanına yaklaşarak bir ân içinde tabancasına bütün kurşunlarım üzerine boşalttı. Cumhur başkam aldığı yaraların tosirile yere cansız olarak yuvarlandığı Sıra da halkın telâşından istifade eden k( til kaçmağa muvaffak olmuş ise de çok gedmeden, yakalanarak öldürülmüştür.
Bütün dunva basım bu müesset hâdiseden uzun uzadıya bahsetmiş ve devletler hükümet reislin için bazı enmivçt tedbirleri almak mec buriytiınde kalmışlardı. Fakat ne yazık ki butun tedbirlere rağmen Fransız Cumhurbaşkanı Carno A-nıeriaa. Cumh ur başkanın ıu katlinden üç ^eı.c sonra bir serlerinin kur sunile can vermiştL
Avrupada teşkilâtının zu-
hıu’u bu zamana teaaduı etmektedir. An&rşiniîlet ekmeğini çalışmuk la kaaaam&ya. razı tni) hü^ya âe geç serilerdir Veyvan narsist. asj‘d?ğı içiı, suu olan Kazeriyyo
seri Juh&n. Fransız Cumhurtoaş kr.m Car ıo ,vu öldürmüştü. Bltt*b bir İta‘yanın Fransız vatan.de alâ kndar ola «ağı hâtıra gelmezdi A-dam yakalandığı zaman; aCumaur bR^ka.ij bir anarşist Veyvaa* n af. fini İmzalamadığı için cezasını verdim demiştir. Bu anarşist c .c idar muciluş bir adamdı ki Carao-yu Liyonda arabaya binerken tu-çakla öldürmüştü, istintakı esnas n da gayet soğukkanlılıkla (-Bıç^ı tereili ettim, çünkü kurşun bazau kör olur *» demiştir. Katıl, anarşist-icrin tehdîdlerlne rağmen o zaman derhal İdam olunmuştur.
1896 cia bir suikasd misaline şark da tesadüf ediyoruz. İran şahı No.u . rüddin az çok terakkiye mütemayil olduğu için taassub ve cehale.ti tem • sil eden Baüilerın taarruzuna uğf Fakat taç. giydiği güne tesaddı eden b u sujkasd şahın bafü bir yanı de kurtulroasile neticelenmiştir Bunun üzerine nıilttuhma derhal idam o.ıtn-muştur. Fakat bir müddet sou a asılan Batilerin bir varisi taraf n am katledildi. Bu intdıstideıı tam ıkı ae- • ne soma(ür ki Avrupa venı bir su> ka^d hadiseslle çalkamb. Bu d
kurban, hamalı felâket ve acdaJ geçmiş olan bir kadın hükümdar yanı Elizabet idi. Avusturya imparaior/çı si Elizabet tenezzüh makstuUte tsviç renin Cenevre şehrinde bulunurken Loşeni isminde bir sersen taıafmdun keskin ve uzun bir törpü de vuruldu, împaratoriçe yolda keıvüsine. çaypan bir adannn darbesile biraz sarsıldıktan soma vurulmuş olduğunu an! . • mıyarak iki yüz metre kadar yoluna devanı etmiş ve sonra oraya vı-kîlımşiı. Bu müddet zırfındu kinişe ; kailin farkında olmamızı Eğer îs.
viçi’ö zabıtasının meşlwr olan inana reti olnıssa idi katil juk*dıiuK)ıpyu -çaktı. Nitekim vurulan anparatorıçe can v( rirken katil de (ok geçmed- n ynkalarub. Adum darbesinin ehem mi yetinden dolayı bulunuyor vo
kend»öinüı deli addolunmamasını ısrarla söylüyordu. Ne yazık kİ îsviç-redo Ulam cezası olmıdtğı îe’n Loşe nl mÜebbed küreke olmuş
tur.
Not: Meşhur hükündar ve cumhur başkarA ve dovlet reldrrlne karşı- ya pılan muhtelif «nükftsüeri ırütoakü; makalelerde bulacakstn*
olmıyan, haya-r takını serdeki bir a--kilâta uirı) aa.ııda bir s r.
afaki
ı
*


I






I
i
J4 ş Ü J A T 1943
İslâm Tarihinin En Meraklı Bahisleri |


• »

I
(Emir) ve ("Etnirülnıünıinin) tâbirtori midir
nvu —
! — Ciddibir tehdid
Âliye biat olunuyor — Talha ile Ziibeyrin dılru-
— Alinin siuaseti — Ali-
Dedikodu yeniden başlıyor
a O O A * A a a *
— Alinin siyaseti nin ahlâki yüksekliği _______ 55 '_____________
YazHnıM. HAIIE O G A N
cTkayi çaresiz kaldı. Menbere çu «arak hutbesine şu yolda sözleri ilâve eyledi:
— Ey cemaat; Muaviye biraderim Alı bin Ebi Talibe lanet etmekliğimi emrediyor. Sîzler de (O) na lânct edi niz’ Allahü Taalânm ve meleklerin h} I öeti; (O) nun üzerine olsun! |
Menberden inince Muaviye; onun zekâ ve inceliğine hayran kaldı ve:
— Ya Ukuvl, dedi, sen kime lanet
• ■
okuduğunu açıklamadın. (O) demek le onu ma. yokea beni mi kasdeyledl- j ğini kapalı geçtin. I
Ukayi:
— Söz sözü söyliyeıüft niyeti ile tefsir olunur. Benim kimi kasdeyle-digimi ne biliyorsun ?
Cevabile mukabele eyledi. İhtiyat kâr Muaviye dc daha i’erislne varmadı.
Öz kardeşini dahi, düş.namnm ya nına varmaktan alökoyamıyacak de recede ahlâk ve fazilet sahibi Aliden başkalarının memnun kalmamusır.! tabii görmek münasibdıt.
Ali; zamana uygımlukdan ziyade zamanın üstünde kalımş bulunduğunu da şu taıihi fıkra iic kısaca an tatmak kabildir: I
Meşhur Mugayre bin Şu bo, Ali ha life olunca ona uğrayarak gizlice ko | nuşmuş. ertesi gün yine gelip görüş* | tükten sonra savuşup gitmişti. Bu ha li, Abdullah bin Abbasın dikkatinden kaçmadı. Aliye sordu:
— Muğayre sana nelerden bahse/ Iedi ?
Ali cevab verdi:
— Dün geldiğindde; Muaviycyi v>* Osmanın taj’in eylc-diği valileri şun. dilik yerlerinden kaiü(rına. oyala Orr lar dünya adamlarıd r Bir kere sana emniyet edip biat eylesinler, örta.bk | düzelsin ondan sonra istediklerini az-taderaiıı dedi. Ben kabul ( t roedrnTr-»t: • gün tekrar gelrli. .u^hr.-ı.
ğini söyliyerek benim oniarı hemen an letmek hususunda aeeleietmekliğimi doğru bulduğunu bildirdi.
— Ah, dikkat et Yine yanılıyor--sun Muğavrenin sana ilk nasihati (b ğ ru ve senin hakkında haynrhsı idi. t Bugünkü hud’a ve yalandır. Muaviye vesalr Emeri emirleri, hepsi ma kamla rina -bağlı adamlaıxlır. Servet ve nit fuza harısdirler. Ahlâk ve fazilet ile İlgileri sağlam değildir. Sen; unla in . yerlerinde bırakırsan sana karşı gel mezler. fakat değiştirirsen sana tür lü iftiralar ederek bölgelerindeki hal kı senm aleyhine kışkırtırlar Güç duruma düşersin. Acele etme. Hele MUaviye5re hiç dokunma hattâ onu taitif et. Bırak, yerinde kalsın. Vak ti gelince, onu yapıştığı makamındah l löküp koparacağına sana söz v(- 1



rim.
İbni Abbas; fikrini kabul ettire -ı eneyince:
— Ya cmtrelnıü’minin, dedi, cesa retli ve faziletli insansın, amma tedbir ve siyaset ehli değilsin! •
Diğer tarafdan, Mugayre: «Ben; Aliye en lüzumlu tavsiyeyi yaptım, amma dinletemedim. Ne yapayım, ben de lâkırdımı değişti rdtrrr» diyerek çoksan savuşup Mckkeyo varmıştı.
îbnl Abbasın Aliye (siyaset ehli değilsin) demesini , onu icabatı siya seti anlamazdı mânasına almamcpıdjr Onun siyaseti; siyaseti f adıla ve'siya seti hakka idi, ki maksada vusul için yürünecek yollarda hileden, iki yüzlü lükten, aldatmadan uzak durmağı za i ruri kiliyordu.
Alinin müsamahasızlığı da onu ta raf darlarından mahrum bırakmakta idi. Bu vaziyete de şöyle bir misal ve ri lebdir:
Hazıktı Alinin valilerinden Maska la; kendi gölgesindeki bir isyan hareketine iştirak eylemiş hıristiyanlar dan beş yüz kadarını kumandanların dan biri esir eylemişti. Bunlardan be del alınmak icab eyliyordu.
Onlar; Maskalanm yolunu bekledi İer ve çoluk çocukları ile feryad cdo rek yalvardılar. Maskala dayananla dİ, onları esir eden kumandandan 500.000 dirhem vererek aldı, hepsini de bedelsiz âzad eyledi, ama bu para kendisinin değildi, hâzineden alıp ver miştl. Kendisine,
— Bu'parayı emirilmü’minc gön der. .Devlet hâzinesine hemen konu) ması lâzımdır.
Denildi İse de, emir:
- Ben. bu kadar çok paranın hep sini bnd n nereden bııhıb yollıyayım Birazını şimdi, geri kalanını da ces te ceste öderim!
Dcdif İ? Küfede Aliye bildirilince, Ya paranın hepsini derhal gönder. yahu 1 hemen buraya gel.
Emrini verdi. Markala 200,000 dil hem t( darlk edebilmişti, bu» parayı y.uuna alarak Küfeye vardı, arkadaş lanndan birinde misafir kaldı ve o-rada: •
-- Em u il mü mi nin istediği vakıa devlet hazînesinin hakkıdır. Halbuki ben bu parayı merhamet ve iyilk yo lunda harradmı. Vörmiyeyim de demiyorum Fakat hepsini birden isteyince hrnvnceeik nereden bulayım.
Diye derd yanması üzerine arkada
— Bir halfaya karlar bulabilir ini siu?
Sorusunda bultımıy or. Maskala fl a:



f Devam t var»
Hıdırh köylüleri açız kırıyor
dHte ve gözdağı vermekte ariyan kını Höylpuecek fazla söz bulamamakta beraber felâketini yalnız (Hıdrfh) köyünü (ahrib ve zavallı köylülen pek elim bir vaziyete düşürmekle kalmayıp- seksen küsur bin dönfimllHc bir sahayı su altında bırakmış olduğunu hatırlatmakla iktifa edeceğiz. Başka bir iddiaya göre suların istilâsına uğrayan saha (8(>.000) dönüm değil (300.000) dönüme yakındır.
Diğer taraftan kesin olarak öğrenmiş bııbırıııyoruın ki (Hıdırh) halkı felâketten iki ay evvel şeddin yıkılma t* iılikçsine maruz bulunduğunu ve gcri'ken tedbirlerin vakit ka\bedilmcdcu alınması husufunda Cumhurreisliği makamı başta gelmek şartile, ilgili makam ve dairelere baş vurmuşlar, müracaatlarda bul unmuşlar, fakat mu-tad lâkavdi ile karşılanmışlardır. Bu şarjlar içinde ise son sol felâr k^tuMn, tabiatın bir gazabı olmak hm çıkarak resmi makamlarımı-jK>k acı. kelimelerle tavsifi i-caboden, bir ihmal ve lâkaydisi nehcesmde tahaddü» etmiş görünür bir kaza oldugu meydana kar.
(Hıdırlı) köyü ndon seytab zünden (15) yurddaşm sulara mülüp boğulduğu açıklanmışın~da hakikatin dalıa fecî olduğu mııhak kaktır ve hakikî zayiat mikdan kasden açıktanmamaktn imiş. Bugün için muhakkak olan bir cihet varsa o da erkek kadın, çoluk ve çocuk (1700) nüfusun (Adana) gibi büyük bir şehrimizin burnunun dibinde hor şeylerini kaybetmiş ve açlıktan inim inim inler bir halde sular ortasında kableltufan bir lıayat geçirmekte oklukları vc Kızılay da dahil hiç bir resmî teşekkülün bu za vs İhtarla meşgul olmadığıdır-
diye
(Başfarafı 1 hıcıdeh lerle Konuşmuşlar, şeddin yıkılan yerim tamirle uğraşan anıeh v i ı§ başında görmüşlerdir.
Manzara gerçekten yürekler a-cısıdır. ı
Bir Adana çocuğu olan, Bayındır ik Bakanı Kasım Gtiieğkı verdiği sı I kı ve şiddetli emirlere rağmen sed I inşaatı kaplumbağa süratile ilerle-!
-----, ------ «u-f..... . ..zv‘, gedikten harıl harıl akmakta dr-1 vam edip bütün Adana ovasını * geniş bir deniz haline getirmekte-1 dir. inşaat emaneten yapıldığı ve müteahhidin de inşaatı mümkün olduğu kadar ucuza ınaletmek istediği için olsa gerek, her geçen saatin bir çok eraziyi daha sulara boğduğu hesaba bile katılmadan fıstıki makam bir tempo j|f. çu|1ş. maktadır.----i
Hele üstüste iki defa feyezan â-fetine uğramış (Hıuırlı; köyü hal kının perişan hâli gerçekten içler j acısıdır. İlk beş altrgiüı birer kuru ekmek dağıtılmak suretile -r-o da hepsine değil— yardım gören bu köy halkı suların ortasında kalnıış münferit adacıklarda sefil ve perişan bir hayat geçirmekte ve:
— Açız, bize ekrnek, un yollayın! diye feryad etmektedirler.
Fransız istilâsı sırasında Adaua dan kaçan Adanalı münevverler baltalarca kollarını açıp sinesinde barındırmış olan (Hıdırli) köylü-leri* bugün kendilerine karşı göste rilca alâkasızlık ve hissizlikten pek haklı olarak şrfcâyet etmektedirler.
Kövlüier:
— Yanında çalıştığımız bir ağa felâket gününde işçiı-ini altı ay beoltr. Koca hükümet bizi bir hat tadan fazla besliyemedf! de-mekte-did»
/

j-
. inekte, nehrin taşkın suları ise
« • • A — —
I
Hu - rr»t otoritesini valnız 3İd-
Y E N î SABAH
BAYTA 1 8
c;ı-
yii-gö-


ir.
i*

(

/
Meclîste fırtınalar
anlaşma-
aynlfcrak
martın baklana-
Yalkın’m
Ekonomi
(Bastarafı t İncice tüccar da bu parayı aldıktan sonra siparişi göndermektedir. Ayni şekıl-Idc ihracatçılarımız da Almanyadan yapılan tedi}relerden bu şekilde istifade etmektedirler. Soruda bu şekilde tediyeler Merkez Bankasına yatırılmış bir nevi emanet şeklinde gös-, terilmekte vc siparişi yerine getirilmemiş olan firmalar İçin yatırılan paraların iadesi istenmektedir. Merkez Bankasında bu şekilde bloke e-dllmiş ve sahibine iade edilecek bir para mevcud değildir. Zira bu tediyeler hemen akabinde sipariş alan firmalar tarafından Almanyada tah sil edilmiştir.»
Bundan sonra söz alan Dışişleri Bakam da bütün Türk alacaklarının vö borçlarının tasfiyesi için IngiVz ve Amerikan makamlarile temaslar yapıldığını, pek yakında bir neticeye bağlanacağını söylemiştir.
Soru sahibi Asım Us da
ya dayanan bu r.vvi ticarî alacakların umumî alacaklardan bir an evvel netîcelendirllrneHiıi ve tüccarlarımızın sıkıntıdan kurttan)-masını istemiştir.
Konya Millctvck.’H Raslm Ercl’in belediyelere yapılacak yardra hak. kındaki sorusuna geçilmiş ve İçişleri Bakanı belediyelere yapılacak yar dım hakkındaki kanunun ilgili belediyeci in mütaleası alınması yüzünden gecikmiş oldugaını. yardım hu susunda bir yönetmeliğin de hazırlanmış bulunduğunu bildirmiş ve B? kanlık büdcesinde belediyelere yardım için ayrılan fasıldan ilk haftasj içinde yardıma cağını bildirmiştir.
Bolu Milletvekili İhsan Linyit könıtirü haklcnda
Bakanlığından sorulana gerilmiş ve Ekonomi Bakanı memlekette Linyit istihlâkinin arttın .ması için gerekli hazırlıklara başlandığım, maden işletmelerinin ıslahı için maden mevzuatında lüzumlu iadî'âtm hasırlanmakta olduğunu bil lirmiş ve orman mıntıkalarında su /âloz hamuru hazırlamak üzere ge ekli tedkfklerin yapılmakta olduğunu söylemiştir.
Müteakiben, yin> Bıiu Milletvekili İhsan Yalkın’ın halk.n kereste ve odu ı ihtiyacı hakkındaki Tanın Ba-kanlığından sorusuna geçilmiş vû kürsüye gelen Tarım Bakam orman larımızın az ve verimsin olması do-layısilc orman mıntalca-uı-ûa bulu nan vatanda şiarımızın gr.liı lcrmin dacieec ormmı islerinde;^ temır.inc im kân bulunmadığım bilir rek orman larımızın inkişafı ve orman mevzuatının tâdili için gerekli hızıvbklarm yapıldığını bildirmiştir.
Söz alan soru sahibi dc halkın kereste ve yakacak ihtiyacı için Çektiği akıntılara tr.mn etmiştir.
GÜNÜK EX MüdtM MEVZL G
Erzurum Milletvekili Vehbi Koca-güneyin bazı vatandaşların yabancı bankalara yatırılmış paralan bulunup bulunmadığı hakkındaki Maliye Bakanlığından sorusuna geçilmiştir. Soru sahihi son günlerde bazı gazo-telerin Amerikan bankalarına vatan dallarımızın 152 milyon dolar-*yatırmış olduklarım yazdığım, bu haberlerin doğru olup olmadığını, bundan başka İsviçre bankalannda da Türk vatandaşlarının mevduatının bulunup bulunmadığının Mkhiye Bakanı tarafından açıklanmasını istemekte-. idî.
Kürsüye gden Maliye Bakanı milyonun vc doların ne olduğunu bilmi-ycnler tarafından çıkanlau bu haber lcriıı tavzihine imkân verdiğinden do layı soru sahibine teşekkür ettikten sonra şunları söylemiştir:
MALÎYE BAKANINIX İZAHATI «Aradaşlar, efkârı umumiyeye yalan yanlış ve doların ve milyonun ne olduğunu bllmiyen kinıscle rl zihnini teşviş edecek oteüde mü balağah olarak Aksetmiş'olan biı meselenin tazvihine fırsat verdiği için sayın Generale teşekkür ederim. Hepiniz bilirsiniz ki. bankalardaki mevduatın gizli, kalması her memlekette bir emniyet prensipi-dir. Bir çok memleket’eı de bu kanuna dayanır, bazı memleketlerde de, teamüle dayanır. Biz. de bu giz lilik prenslpi kanuna dayanmakta dır vo 2992 sayılı bankalar kanunu yeminli bankalar müralrınıerinc dahi bankaların nıevduutr sahiplerinin ismini vermeyi menetnıiştir.
İşin esası böyle olduğuna göre, Amerikadaki mevduat meselesi ne şekilde ortaya çıkıyor? Arkadaşlar, Global olarak bir memlekc'-tc şu ve ya bu neviden ne kadar mevduat vardır, bu mevduat vadesi lîibariîe bir tasnife tâbi tutularak bir takım ihsaı malumata esas teşkil etmesi ’tabiidir ve bu kabil malûmata bilhassa geniş sermaye sığınağı olan memleketlerin ihtiyacı vardır. Çün kü bu sermayelerin ve bj plasman larm aeyyal otan vaziyeti para is^ tlkıarı üzerinde mtleKshdir. Bu ba kımdan Amerika bu gibi pla.mıaiıla rı dikkâtle takip eden memleketler den birisidir. Ve ara .sıra Amerika da bu hususta neşri vata tesadüf edtlir. Amerlkada bu nrşrisâtı ya^ pan 3 bülten vardır. Bunlardan bl Tisi Feclral Rezerv Bank blrltonidrr
İkincisi Hazine bülteni. üçagüRti del Milletlerarası Para Fonu MnhtrlH mcnıl* ketöore a, ve hususi yekûn olarak » lerde ihsal malûmat; kuta üzere nesrecHlrîtekte'jn




(
& l
bü itimin • t(?
OtlI t ar. 4 Mim ol-. Ve ini;
1 4



arada bize ait de neşriyat vardır. Bu neşriyat 1947 senesinin ilk ayla rina taallûk etmektedir.
Orada gördüğümüz yekûnler bu aylar vasati olarak memleketimiz için 58 milyon dolar cıvarıudadır Fakat arkadaşlar yine şu da malûm dur ki bunun için de resmi olduğu gibi, resmi kanaldan geçen tevdiat da vardır. Bunlar devlete ait tev diat olabilir, merkez bankasına alt tevdiat olabilir Nihayet bazı milli bankaların muhabirleri nezdinde bulundurduklar tevdait olabilir. Ve bir de açtırılmış olup ta he ııüz lehdarma ödenmemiş olan ak reditifler olabilir, ki bu aylara alt olan ve bu neviden olan tevdiatın vasatisi de 50 milyon lira ervarmdo dır. Binaenaleyh eşhasa ait otan** sı muhtemel olan ve mahiyeti iyice billnnıiyen tevdiatın miktarı aşağı yukarı 8—10 milyon dolar civarındadır.
Şimdi eşhasa ait olan 8—10 milyon doların menşei muhtelif olabilir. Bunun bir kısmı meşru bir kjs mı gayrimeşru olabilir. Dışanda ya şayan bazı vatandaşlar dışarda yap tıklan depoları memlekete getirmek mecburiyetinde değildirler. Hattâ memleket içinde olup ta bazı menşelerden kendilerine intikal e-debilecek paraları dışarda tutmak hakkını haiz olanlar vardır. Bu ye kûnun içinde bu kabil paralar oldu ğu gibi, gayrimeşru yollardan gide rek yani bizim döviz kontrolümüzün dışına çıkmak suretile, nihayet her türlü mevzuda kaçakçılık oldu ğu gibi, bunda da kaçakçılık müm kündiir, kaçakçılık yaparak gayri meşru şekilde ticaret yapmış olan vatandaşlar da bulunabilir.
Amerikadaki vaziyet budur.
Diğer memleketlere gelince, bir dc receye kadar İsviçre ve Ingilterede bu kabil tevdiatın bulunması müm kündür. Bunun dışındaki memleket lerde bu pek varit görülemez, am ma burada yekûn itibarile de olsa bir hesap yapmak imkânı yoktur. Çünkü bu memleketlerde Amerka-da tesadüf ettiğimiz neviden neşriyata tesadüf etmemekteyiz, durum bövledlr.
Şimdi bu mevduatın kimlere ait olduğunu ve kimlerin ne miktar mevduatı bulunduğu resmi veya gayri resmi kanallardan giderek öğ renmek bahsine gelince:
Sözlerimin başında arzettiğim prensip herhangi böyle bir teşebbü
• •


sun bir netice vermlyeceğinl tama-mile meydana kor. İlgili müessese ier kendi hükümetlerine dahi bu malûmatı vermek mecburiyetinde olmadıklarına,, hattâ hayatı men faalları bakımından İliç bir zaman vermlyeceklerine göre, bizim bu mevzuda bir teşebbüsümüz gülünç olur.
Şimdi arkadaşlar, bu böyle iken Amerikadaki mevduat miktarı 8-10 milyon dolar civarında iken bunu 10, 20. 30 la darbederek, efkârı u-mumiyeye aksettirmek bence dahil de zihinleri teşviş ettiği gibi hariç bakımından da menfaatlerimi-zg hiç de uygun değildir. Bu gibi işlerde dalıa dikkatli olmamız, zan nedersem yerinde olur.
Sözlerimi bitirmeden evvel şıınıı da ilâve etmek isterim ki, har hangi bir Türk vatandaşının gayri meşru bir şekilde hariçte mevduatı varsa ve bunu bilen varsa ve bunun delillerini ortaya koyacak vaziyette ise bunları bize versin, Bizim vazifemiz icab eden takibatı yapmak tır. (Bravo sesleri.)
Bundan sonra günün diğer mühim mevzuu Afyon Milletvekili Gncral Sadık Aldoganın Milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılması hakkın, da Başbakanlık ve karma komisyon raporunun müzakeresine geçilmiştir. (Bu husustaki münakaşaların tafsilâtını diğer sütunlarımızda bulacaksınız.)

salonu terkediyör sözleri zaman zaman karşılanmış ve Aldö-sonra salonu

seslendi.
ettikten
Aldoğan ise bunu, ifade et
iki yıldır istinadeı yapıldığı-
halde, ölü
yapan Ka-kaza eseri
Yeni yol siyasetimiz
(Bitarafı 1 incide)
sında, gazetecilerin muhtelif sualle rini şu şekilde cevaplandırmıştır:
(— Memleketin izde, biT müdclet-tenberi tetkiklerde bulundum. Gayemiz, hükümetinizle sıkı bir işblr ligi yapmaktı. Buna muvaffak ol duk, elde ektiğimiz netice yüzde yüz.
' diir.
Yepyeni bir (yollar sistemi) güdüyoruz. Sistem, Amerikanvari ve numaralıdır. Ele aldığımız 20 knı. İlk devlet yolu içinde, 1 nutnaralt-sı; İstanbul — Ankara — İskenderun — Suriye yoludur,
Hemen hemen 15 memleketin yol sistemini gözden geçirdik ' Nihayet Amerikan yol sistemi esas olmak ü-zere, yeni bir sistem ihdasına karar verdik ki; bu da sizin Avrapa yollaı Tından daha mütekâmil yollar kazanmanızı sağhyacaktır.
1 numaralı yolun, Mısuû, hattâ Kapa kadar uzanacak, modern bir yol olmasını temin edeceğiz.
Diğer taraftan, yolların, tama-mile memleketin mali bünyesine uydurulabllnıesi için; İktisadı bir rejim takib edecek ve zamanla is lâh usulünü takib edeceğiz Bu sayede, kısa zamanda uzun yollar ka : zanılacaktır.
Şimdi, birdenbire büyük vasıtalı bir yol sistemine geçmemize de, ma li durumunuz müsait değildir. O-gyuh için mutedil hareket etmek lâ zımdır.
Ameuikadan gelecek olan yardım malzemelerinin her türlü ıaydayj temin edeceğine kani olabilirsiniz. Kısa zamanda, normal bir makine li sistemle azamî yol şebekesine kavuşacaksınız.
Ikl yılda çok şey kazanmışsınız-Halen 12.500 km. lik bir devlet yu luna sahipsiniz. Biz ele bunu a. gari iıç yılda 16 bine çıkarmak istiyoruz.
Gelecek olan 1000 clrn fazla yol makinesi için Aııkarnda bir kurs da açtık:
5—6 bin km. lik bir devlet yolunu asfaltlamak kararındayız* Bize ve rllen tahsisat 19 milyondur. Bunun-6 milyonunu gecen sene taahhüd edilen yollar için. 9 milyonunu atel ye ve makineler için kullanacağız. Geriye 4.5 milyon lira kalıyor ki, bu rnınla da kapalı geçitleri açmağa çalışacağız.»
Mr*. H:’E. Hilts. bugün saat 1 30 da Teknik Ünlversltedr bir konferans verecek ayrıca, şehrhnlzdö bu lunan Ulaşhnna Bakanı da, ay^5 yerde bir basm toplantımı yapacak tır .
Dîğrr taraftan, öğrendiğimize gö (
• ; tnkr ben bfr ay sonra. Amerika | necek n|an Mr, HHtfln yeri I
• •


V(
ne. ayni vazifeyi MrrJ. E. VVİlltaı deruhte edecektir
İdam isteğin Agırcezaya verilen gen} kadın -----------------o------ bir sene evvel ölen Prof.
Salih Saidin oğlunu eşi bıtiA Ayten mi öldürmüş?
----Q----
Bundan tam bir sene evvel 13 şu. bat 1947 gecesi Erenköyünde Edhem efendi caddesinde Fırın sokağında 21 No. lı köşkte oturan Prof. Salih Saidin oğlu Alâeddin, odasında tabanca ile vurulmuş bir olarak bulunmuştu.
Hâdisenin tahkikatını dıköy savcısı, bunun bir
olduğu kanaatile dosyayı kapatmış, tı. Fakat Alâcddinin babası Prof. Salih Said savcılığa müracaatla oğlunun gene karısı Betül Ayten tarafından tabanca ile vurulduğunu ileri sürerek aleyhinde takibat yapılmasını istemişti.
Bunun üzerine savcılık, eski kararında ısrarla ademi takib kararı vermiştir. Bu defa dâvacılar, Kocaeli ağırccza mahkemesine müracaat . ederek Kadıköy savcılığının verdiği ademi takib kararının bozulmasını istemişlerdir.
Dosyayı incellyen
keme karan bozmuş ve dosyayı dıköy Sorgu hâkimliğine tevdi miştir.
Kadıköy sorgu hâkimi, sanık tül Ay tenin sorgusunu yaptıktan
ra idam talebile dosyayı birinci ağır ceza mahkemesine göndermiştir.
Dâvanın duruşmasına 13 Mart 918 günü mezkûr mahkemede başlanacak tır.
mezkûr mah-
Ka.
et-
Be-
son

Avrupa güreş şampiyonu C. Atik bir şo örû bıçakladı
Ankara. 13 (Hususi) Dün gece Cihat» lokantasında bir yaralama vak.' ası olmıış vc Millî Güreş takımımızdan Celâl Atik, Salâlıaddln İsminde bir şoförü bıçaRlâmıştır. Vak’a şöy-la olmuştur:
Celâl Atik arkadaşlarilc birlikte bir muaada içki içerken yanlarındaki masada oturan SalûJıaddin adında bir şoförle aralarında masadan masaya lâf atmaktan bir münakaşa çıkmıj, işin kavgaya döküleceğini' gören Salâhaddin masasını terkedip1 dışarı çıkmakta iken Celâl Atik bir-o den yerinden fırlıyarak Salfthaddini arkasından bıçakla yaralamıştır. Bu. nun üzerine SalıUıaddin do tabunca* sim çekmiş. Celâle yaklaşmamasını söylemişse de Üzerine iki el kurşunlar bir Celâl® isabet
yakalanarak adliyevc verilmişlerdir.
Celâlin hücum etmesi ntrş etmiştir. Çıkun tesadüf eseri olarak etmemiştir. İkisi (ta
T
!
•Tokatlı Merhum Tahlr Rüştü Bac^ 'in kardeşi, Başkonsolos Tahsin Baç, eski Maliye Müfettişi Avukat Ilışan
( Baç. Ticaret Vclâleti Müfettişi Mnlı siıı Baçın amcaları Tokatlı
AVUKAT MECİT BAÇ
vefat etmiştir. Cenazesi bugün ŞİŞ 11 Halasgâr Gazi caddesi Mika A-pıır t mam No: 3 den kuıd rdarak Te-vıkiyc Camiinde öğl vi ıııtitea kip namazı kılındıktan sonra t köy mezarlığına defnedilecektir
Allah '.a.mvı (vi(stn.


(Ba^ tarafa 1 incide) teşrii masuniyetinin, kaldınlması-nı istiyınlerv anlatayım. Millet lıâkimiy- tini seçmiş oldtığu millet vekillerde izhar eder. Bu hususta hududsuz bir salâhiyete sahibdir. Millet iradesinin açıklanması da hiç bir kanuna tâbi tutulamaz. Zira o, kanunların üstünde bir varlıktır. Binaenaleyh bir milletvekili de te$rii vazifesini ifa ederken millet iradesini temsil ettiği için kanunlarla kayıtlandmlamaz. Nitekim milletvekilliği dokunulmazlığı ıntiessesosinin hukukî bakımdan izahı vazifelerini yapan milletvekillerine karşf ceza kanunu hükümlerinin tatbik edilememesidir. Ayrıca Anayasada hiç bir mil lv( vekilinin oy ve düşüncelerinden dolayı mps'ul tutulamıvacağını sa rilı olarak belirtmiştir. Bu mutlak bir ifadedir.
İşte Aldoğan millelin hâkimiyet hakkını Anayasaya dayanarak Mc lis içinde vc Meclis dışında kullanıyor vc kendisini seçenlerin itimadlaı ıha mazhar olduğu müddetçe daima kullanacaktır. Karma komisyonun hazırlamış olduğu rapor bilerek veya bilmiyerek millî hâkimiyete kargı ele alınmış bir vesikadır ve bu bakımdan hürriyet âşıkları için hüzün vermektedir. Aldoğan milletten aldığı vekâleti hiç bir kanunla kendini bağlı gör-miyerek kullanacak ve bu hususta ne bir sual sorduracak ne de cevab verecektir/
Aldoğan
Generalin gürültülerle
ğan beyanatından terketm iştir.
Bundan sonra kürsüye gelen Fahri Karakaya evvelâ Aldoğana cevab vererek bütün vatandaşların milletvekili olsalar dahi hürriyetlerinin hududstız olmadığını söylemiş ve vak aya temasla Nişanca ocağında yapılan bir toplan tıda Aldoganın konuşma sırasında salonda bulunan bazı kimselerin bir zabıt tutarak bunu adlî ma kamlara bildirdiklerini söylemiş ve bilâhare zabıtta imzaları bulunanlardan bazılarının generale is- • nad edilen sözleri söylememiş olduğunu bildirmeleri üzerine zabtın hukuken muallel olduğunu ileri sürmüştür. Hatib bundan sonra bu gibi toplantılarda konuşacak’ her milletvekili hakkında muhalif leri tarafından böyle bir zabıt tutulabileceğini ve ağır isnadlar kar şısında bırakılabileceğini söyli>e-rek demiştir ki:
— Aldoğan arkadaşımız komisyonda bu hususta ( Ben deli miyim ki bu şekilde konuşayım diyor. Hakikaten bu sözleri sarfetmek için insanın deli olması lâzımdır. Deli olan insanın da yeri mahkeme değil, tımarhanedir.
Necati Erdemin sözleri
Necati Erdem de milletvekilliği dokunulmazlığının Anayasadaki mevkiine temas etmiş ve bir milletvekili hakkında yapılan her hangi bir isnadı komisyonun etraf lıca inceledikten sonra tara bir kanaat hasıl ederek raporuna vermesi icabettiğini, bunun mahkemelerin kaza salâhiyetini bir tecavüz teşkil etnıiycceğini, komisyonun vazifesinin teşriî, mahkemelerin i-se cezai olduğunu bildirmiştir.
Hatib bundan sonra sözlerine şöyle devam etmiştir:
— Hâdise hakkında Aldoğan ko misyonda- savunmasını yapmış ve Meclise intiaabJa mÜftehir olduğunu açıkça söylemiştir. Bu beyan karşısındaki deliller ’ nedir? Bu hususta bir zabıt varakası gös teriLmektedır. Ancak bu varakayı tanzim etmiş olan bunu hâdise mahallinde değil, bilâhare dışarıda hazırlamışlardır. Binaenaleyh vesika tam bir zabıt varakası değildir. Kaldı ki vesikada imzası bulu nan iki kişi generalin bu sözlerini duymadıklarını söyliyerek zabtı cerhetmişlerdir. Encümen hâdise hakkındaki delillerin takdirini mahkemeye bırakmakla bu hususta bir fikir ve kanaat edinememiş olduğunu ikrar etmiş ve meseleyi doğrudan doğrnva Meclise arzeft-mistir. S&dık Aldoğan arkadaşımız biraz evvel bu kürsüden yapmış -olduğu beyanatını' yazmış olsa- da bir fikre saplanmış olduğu anlaşılıyor-. Bu kerre de yanılmı-yan insan yoktur. Bu hususta mil otımahanıza sığınmak benim için bir borçtur.
Emin Sazukın sözleri
Emin Sazak da memleketin ha-| len bir intikal devresinde bulunduğunu, bu Sadık Aldoğanla yapmış olduğu hususî hasbıhallerde edindiği.kanaate göre Aldoğanda meni
.:smın kötü bir çığır kiniş ve Ekrem Ora-. ı hakkındaki sözlere inamış bulunduğunu bil-
c^paran rapor
leket sevgisinden başka bir şey b(| lunmadığını ve raporun kabul eı dilmemesini söyledi.
Fuad Sirmen de komisyonda^1 muhalefetlerini izah etti ve Alda ğan hakkında tutulan zabtın haili olmadığını, bu bakımdan MU d işenin yeniden tahkik cdllereM Meclise bildirilmesi için raporun I komisyona iadesini istedi.
Bandan sonra Cemil Barlaa, Sa»ı Iıir Kurutluoğlu, Fuad Hulûsi nnrelli de Aldoğan hakkında
sürülen delillerin kâfi olmadığın^ bu bakımdan teşriî masuniyetin kaldırılmasının devre sonuna bırakıl ması lâzım geldiğini söylediler^ «Havayı bozma...»
Komisyon adına konuşacak olanı Ekrem Oran, kürsüye geldiği za* man Emin Sazak oturduğu yerden «Havayı bozma» diye
Ekrem Oran Aldoğan hakkında yapılana isnadlan izah sonra Aldoganın komisyondaki kd nuşmasmda da isnadda bulunanlara hak verecek bir ifade kullandığını söyledi ve eğer böyle bir şey söylemedi Meclis kürsüsünden de meşini istedi.
Ahmed Talıtakıhç da Tiirkiyede Anayasaya bir Demokrasi-* inkılâbı
nı, vatandaşlara Anayasanın verdiği hakları tanıyarak Demokrasinin kurulması lâzım geldiğini, bu iki yıl içerisinde yapılan toplan tılarda .hiç bir vatandaşın burnunun kanamamış olmasının Türk milletinin olgunluğunu isbat ettiğini söyliyerek bu gibi şeyleri* bir milletvekilinin dokunulmazlığı nın kakk açacağa» nın Aldy evvelden dirmiştir.
Mümtaz Ökmen de tâli komisyon adına izahat vermiş ve Aldo-ğanın tâli komisyonunun izahat vermek üzere yaptığı davete icabet etmediğini söyliverek demiştir ki:
— Sadık Aldoğan komisyona ge lerek bu sözleri söylemedim, demişse dokunulmazlığının kaldırıl-masına tarafdar değilim. Ancak, Aldoğan, bir milletvekili hiç biı kanunla mukayyed değildir, hesab vermez, yani devlet nizamını bozabilir, demektedir.
Nilıafi Erim kürsüde
Bundan somu verilen kifayeti müzakere takrirleri okunmuş ve takrire itiraz eden Nihad Erinr şöyle demişti rf
— Benim kanaatimce müzakere kâfi değildir. Mesele muayyen bir hâdisede bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması değil, bir Anayasa teamülü meselesidir. Biııacnale\*h bunda herkes fikrini açıklamalıdır. Milletvekillerinin va zıfelerini salâhiyetle görebilmelerinin yegâne teminatı milletvekilliği dokunulmazlığıdır. Ben burada Sadık Aldoğanı müdafaa edecek değilim. Zira kendisi buradan bir Führer taslağı ile yalancı pehlivanlıkla sîzlere akıl vermiştir. Ancak komisyon mazbatasındaki bir iki cümle beni düşünceye sevkediyoıt Samiaya dayanan 6 ki şinin ifadeleri bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması i-çin kâfi midir? Yarın bütün arka-daşlarımrz böyle bir vaziyetle karşı karsıya ka’hibîlirler.
Nihai takrir
Bundan sonra Cemil Barlas vc Said Fcyzioğlunun verdikleri, kal-dırıimazlığın devre sonuna bırakıl ması hakkındaki takrirleri okunmuş, işarı reyle yapılan koymada vaziyet tebellür etmediği için takrirler açık oya konmuş ve neticede oya iştirâk eden 236 milletvekilinden 128 i takriri kabul, 106 sı red ojm vermiş, 2 kişi de çekim ser kalnnştiT.
Bu suretle Sadık Aldoganın teşriî masuniyetinin devre sonuna bırakılmasına karar verilmiştir.
Lehte oy verenler’.
Takriri kabul edenler arasında bütün kabine üyeleri, Mareşal, Hamdullah Subhi, Tezer Taşkıran, Nihad Erim, Sâhir Kurutluoğlu, S> di Irmak, Raif Karadeniz, Vedad Dicleli ve Demokratlar bulunmakta idi.
Aleyhte oy. verenler
Aleyhte oy veıtmler arasında-Alımed Uliıs, Ekrem Oran, Atıf İnan, Saraçoğlu,. Hulusi Alatnş, Şefik Tugay, Ali Riza Esen, Falilı Rıfkı, Mümtaz ökmen, Rasih Kap lan, Feridun.Fikri. Ali Riza Ereo de vardı.
Çekimser kalanlardan biri Or han Şevli Orhıındur.


BÜYÜK REVÜ OPERET üugiiîi maLne sent 15 de.
HEK AKŞAM saat 2U.30 da yerlerinizi ayırtınız. Tel*. 49369

8
SAYFA:•
TINÎsabah
14 s
Toorak Ofis G. Md.lliöiinden iki mektub
rBMtfAran l tncUal lobları aldık. Bir okuyucumuzun iddialarına cevab mahiyetinde olduğu pfte Genel Müdürlüğünce belirtilen mektublan da aynen neşrediyo-tuzı
^Gazetenizin 4 Şubat 1948 tarihli DUahasında:
«Memleket ölçüsünde bir yolsuzluk - Köylünün safiyeti letlemar ediliyor» başlıkları altında intişar eden fazımız münasebetile gazetenize bir Örneği İlişik mektubu göndermiştik.
Bahsi geçen yazınızın İntişar talihi bu mektubumuzda »ehven 7 Şu-)wıt 1947 olarak gösterilmiştir. Bu tarih yanbşlığından istifade ederek, (lıUruru zaman bahanesilo ve güya metnini de tedkike lüzum ve vakit bulamadığınızı ileri sürmek suretilc, bu mektubumuzu neşretmekten kaçındığınızı 8 Şubat 1948 tarihli sayınızın birinci sayfasında: «Garib bir tavzih mektubu - Toprak Ofis tam bir sene evvelki havadisi tekzib ediyor. başlıklı yazınızdan anladık. Bu son yazınızla gazetenizin «Halkın yılmaz mûdafüiği* iddiası ve haki» katfteverliğl hakkıııdaki kanaatimizi teyid buyurmuş oluyorsunuz. Bunun için borçlu bulunduğumuz teşekkür, lorin kabulile gerek bu yazımızın, gerek tarih yanlışlığı düzeltilmiş bulunan örneği ilişik mektubumuzun Matbuat kanununun ilgili hükümleri gereğince ilk çıkacak sayınızda bir arada neşrini rica ederiz.
Toprak Mahsulleri Ofisi Geııel Müdürlük
linıza okunamamıştır) İKİNCİ MEKTVB
Gazetenizin 4 Şubat nüshasında:
Memleket ölçüsünde luk - Köylünün safiyeti liyor..> başlıklı yazıyı yazı: 1) Gazetenizin 1 Okurlarımızdan birinin 3) Bez satışlarının esasları ve mahalleri olmak üzere üç kısımdan te-rekküb etmektedir.
Yazınızın ikinci kısmını teşkil e-den mektubun hakikatle hemen hiç bâr ilgisi yoktur. Başlıktaki ürkütücü ibareler ve sayın gazetenizin mü talcasını muhtevi bulunan yazının 1 inci kısmı ise daha ağır tavsif e-dilnıcğe lâyıktır. Çünkü, üçüncü kıs ma dercettiginiz ve tahkikatınıza da dayandığını söylediğiniz satış esas-larile numarası kadar metnini de bilmiş olacağınız K/717 sayılı karar hükümleri mektubu yeter derecede tekzib ettikleri halde ona dayanarak Devlet Teşekküllerinin ve dolayısile Devletin haysiyet vc itibarına dokunacak ve halkı bunlar aleyhinde düşünmeğe sevkedecek bir lisan vo zihniyetle nıütalea yürütmüş bulunuyorsunuz.
Sayın o kurunuzun mektubunda başlıca şunlardan bahsedilmektedir: lj Hindistan vc Taponyadan (başlıkta bir de İspanya var) Sümerbaıılc bez getirtmiş.
’2) dan lüye
’ 3) rü 11c uyuşup beşleri peşin para mukabilinde Ofise devretmiş ve Ofis şimdiden milyon (!) lira Ödemiş,
4) Ofis yüksek ikamet yevmiyelinle İBtanbula bezleri tesellüm etmek için orada aylarca kalacak allı kişilik bir heyet göndermiş.
5) Bu heyet bezleri 10 - 20 metrelik parçalara bölüyormuş. Bu parçalar. Aııkaradaki Umum Müdürlük vas»tasile köylüye hububat mukabilinde tevzi edilecekmiş,
6) Ofisin gönderdiği heyetin mns-raflarmın da inzîmamile maliyeti bir kat daha artacak olan bu bezleri su» inekle köylü ahlatılmış, istismar edilmiş olmıyacak mı imiş?
Ve bezleri elden çıkarmak için baş vurulan bu usul memleket çapında bir yolsuzluk değil mi imiş? [
Bunların eevablarını sırasile veri-1 yoruz:
1) Sümerbankın idhal ettiği bezler 40 milyon metre raddesinde olduğu halde Ofisin aldığı, yarısı Japon, yarısı yerli mamûlü .olmak üzere 4 milyon metreden ibarettir. Hindistan bezlcrile Ofisin, İspanya bezlerde ise ne Ofisin ve ne de Sümer-bankın ilgisi yoktur.
Aldığırtız Japon bezleri mevcud-ların en iyisi olan (2023) kalite numaralı kaput bezleridir.
Bu bezler SÜmerbank tarafından satılamadığı için değil, köylüye yar (lımda bulunmak ve hububat mubayaalarını teşvik için hükümetin ka-rarile Ofise verilmektedir. 1
2) Bu bezler ve benzerleri gerek Sürnerbank. gerek İdhalâtoılar tara, fmdan İstanbul piyasasında ve men leketln her tarafında muntazaman tevzi olunmakta ve satılmaktadır.. Ve bizim bildiğimiz bu bezlerin, yakın zamanlara kadar, piyasaya nazaran birkaç kuruş daha ucuz fiyatla SÜmerbank tarafından satılmış olduğudur.
3) Bezler, SÜmerbank He Ofİ6 U-mum Müdürünün anlaşmaslle değil, hükümetin karar ve tensibi ile Ofise verilmektedir^ SÜmerbank bezleri nasıl peşin para ile almışsa Ofis de ondan öylece almaktadır.
4 ı 4 milyon metre bezin takriben ÇJ50 sİ köylüye satışta, kolaylığı temin için, parçalara bölünüp paketlenmektedir. Bu işi yaptırmak, 4 mil yon metre gibi büyük Mr mikdan
harcırah verilir, yüksek ikamet salâhiyetimiz de
metre değil 6 ve
1918 tarihli
9
bir yolsuz-istismar edl-okuduk. Bu mütalcası. 2) mektubu.
tesellüm etmek ve 90 muhtelif yere dikkat, intizam ve âzam! süratle sev ketmek İçin, 6 kişilik bir ekibin kâfi olmadığını iş vc hesab bilenler takdir ederler.
Ekip, mesaisini elindeki programa göre bir ay kadar bir zamanda bitirecektir; aylarca ikamet etmiyecek-tir.
Ekip memurlarının kanun had ve •flâşları dairesinde Bureti mahsusada yevmiyesi vermeğe yoktur.
5) Bezler, 10 - 20
9 metrelik olmak üzere iki muhtelif boyda paketlenmektedir. Bunların satışları ise Umum Müdürlük vası-tasile değil, ekibin sevkettiği teşkili timiz tarafından yapılacaktır.
6) K/717 sayılı karamı 1 inci mad desl, bezlerin Ofisçe masraf ve kâr payı eklennıcksizin mübnyaa fiyat ile satılacağını âmil lir, Buııa göre heyetin masrafı şöyle dursun bezlerin anbalajlanması, köylünün ayağına kadar nakli için yapılan masraflar dahi satış fiyatına dahil değildir.
Japon bezleri Stlmcrbanktaıı malı* yet fiyat ile, vûni piyasaya sattığı fiyattan 6 kuııış daha ucuza, yerli b z lor ise depo vc fabrika toslun fiya-tile alınmıştır. Bu nevi bezler lstan-bu’ piyasasında toptan 140 - .50 kuruş, memleketin muhtelif yerlerinde perakende olarak 160 - 180 Vuruşa satılmaktadır. Buna mukabil Ofis ) tatbİK ettiği fiyat 107,5 kuruştur.
Bezler, Ofise h ıbubat get’ıonbuc, peşin bedelle saldır. Ne hububat getirmek için, ne k hububat get-rstn, getirmesin Ofisi *n bez almak için kojluye tahmil c »ilmiş bir mecburi-yet voktur.
Hal böyle iken, köylünün aldat. 1-d*ğınd: n. istismar ( dildiğind n na.nl brd.solunabilir?
M( Ktubu yazan sayın okııyırunu-zı.ıı ve gazetenizin aksine olarak, çn;t \»ükür biz köylünü ı akli selimin nen ( m ııiz.
Bütün bunlar mektub ve yazıları. ni2:n değeri hakkında size ve umumi ••fkâııı bir fikir verecektir. Müsaade ederseniz simdi biz soralım: Bu türlü yazıları neşretmekle, israf ettiğiniz kâğıd ve mürekkeblere, halktan aldığınız paraya ve bizim cevab için shrfettiğiniz zamana yazık değil mi?
Matbııat kanununun ilgili hüküm-kıi gereğince bu yazımızın alındığı gün gazetenizin ayni sütunlarında aynen neşrile umumi efkârın aylın- ! Lılılmasmı rica ederiz.
Toprak MaJısulleıi Ofisi Gen(d Müdürlük
(İmza okunamanuştır)
İLAN
İstanbul İcra Yargıçlığından:
Esas No. 947/6090
Dosya No: 4—46/432
Ayşe Armanlıdan temliken Har-biyede Süleyman Nazif sokak 6 Nıı da oturan Neylr Albayraka 18 000 liraya borçlu Haylk ve Ohanneslıı İşbu borçlarının tahsilini temin i. Çin 17/1/946 tarihinde İhtiyaten ha elz olunan üç yüz takım ve her bir takımı 18 lira kiymetll Karamürsel kola cinsli ceman 4500 lira kıymet 11 elbiseler üzerinde Rifat Zaloğlu tarafından İstihkak davası İmame olunup vc işbu dâvada hasım olup Beyoğlu Osmaııbey Rumeli caddesi Turgay apartmanı Kat 3 de mukim iken halen ikametgâhları meçhul bulunduğu zabıta tahklkatlle anla şılmış olan Hayık Lorenz ve Ohan nes Löıenze yukarıda bulâsası Çıka rılan dâva, arzuhalinin, ilândan bir nüshası da eski İkâmetgâhları na talik edilmek üzere her İki borç luya 15 giiıı süre He İstanbul gazetelerinden birinde neşredilmek su-retlle N. U. M K. 141 inci maddesi gereğince ilûnen tebliğine karar ve rllmiştlr.
Bu dâvaya alt duruşma
1 — 1,2- 1,5 — 2 beygirlik 940 ve 1400 devirli
KSOTÖBLER
Safir Genel Ticaret T. A. Ş.
Galata, Bankalar caddesi 58-62
İstanbul belediyesi şâHİR TİYATROLARI
ÜSTÜN-
bulut
Sabahad-
Saat 20 do Dranr Kısmı: EVİN DEKİ
l/Mart/948 Pazartesi günü saat Yazan: 10 da İstanbul İcra Yargıçlığında din Kudret Aksal yapılacaktır. Belli gün ve saatte dâ' vali borçmlar duruşmaya gelmediği ve tütün diyeceklerini bildirme dlği ve vesikalarım ibraz eyleme dikleri takdirde H. U M. K. 509-511 inci maddeleri hükümlerinin uygu lanıp aynca gıyap kararları tebliğ edümckslzin gıyaplarında duruşma yap’Ja?ağı ilûnen tebliğ olunur:
Komedi Kısmı: BÜYÜK CEMAAT
Türkçesi: Şinasl îmre; Telefon: 40405
13/2/948
Salı Talebe temelli saat 10 da; Pn zar günleri 15 de matine; Cumartesi ve Çarşamba günleri 14 de Çocuk Tiyatrosu.
Şen bir yuvaya sahip olman isteraeniı, TÜRKİYE İŞ BAN-KASI’ndald tasarruf hesabınızı en az YÜZ liraya yükseltiniz. Hesabınız yoksa derhal bir hesap açtırınız.
TÜRKİYE İŞ BANKASI
1948 PLANI
MADDESİNİ
İHTİVA EDEN
PARKER QUINK mürekkebindeki bu madde kaleminizi yazarken temizler
Dolma kalem bozukluklarına % 65 nisbetinde sebeb olan yüksek asitli adi mürekkeplerdir Parker kimyagerlerinin QUINK mürekkebine kattıkları Solveks sayesinde bu mürekkep tortulan eritir ve kolayca akar. Kaleminizin ma-
oenı ve kauçuk kısımlarını korur. 4 sabit ve 8 yıkanabilir renkte mevcuttur. (Mektep ve ev için eşsizdir).
OUINK s-Ş^lHAv'
YEGÂNE MOREKKEPTİI
55 kuruş — 4 ons : 90 kş. — İS ons ı 250 k>. : 425 kuruş — Superchrome : |1>Mİ ISO ky.
Türlriyede Mümessili s
BURLA ve ORTAKLARI - Oalaia îstanbu!
r
İstanbul Tapu Dairelerinde İşi Olan Vatandaşların Dikkat Nazarına
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünden:
Tapuda İşi olan vatandaşların İşlerinin daha ziyade kolaylıkla görülmesi ve taDU İşlerine ait her türlü bilgiyi edinmelerini sağlamak ve İşlerinin gecikmesinden doğan şikâyetlerini kayıt ettirerek bu İşlerin sonunda kendilerine malûmat verilmek ve muamelelerini safha safha 1 takip ettirmek maksadı ile İstanbul grupu tapu sicil müdürlüğü, binasın i da ve grup müdürünün emrinde danışma ve takip bürosu kurulduğu ll&n olunur. (942)
Dev'et
Cide
Satılacak mal Mahal ve mevki: Miktarı ve cinsi Muhammen beded ilk teminatı Müddeti İhale İhale
şekli tarihi
Bezler, pahalıya satılamadığı için, sürülüyormuş, SÜmerbank Ofis
mal olduğun-Ofis elile köy
Umum Müdü-
K(Vrr,e, -;
’^fr an.pulu gözlerinizin dostudur.
İmtiyaz Sahibi:
A. CEMALEDOİN SARAÇOĞLU -Yan İfle rini fiilen idare «den: Yatı lfleri Müdürü: PATIN FUAD
Dıııidiği Yer:
«Yeni Sabah» murat tiph>ne(: HfceıldîKi yer: «Cün Basımevi»
Dirül - Ccmâcem muharebesinden son ra evlendik. Nikâhlı karımın sende bir hatırası bulunmasını aslâ iste -nıem. Bu cevahiri ya güzellikle verir sin .yalıud onu varislerine terke razı olursun. Ne demek İstediğimi anlıyor sun, değil mi?
— Evet, anlıyorum. Yani beni düreceğini teyide çalkıyorsun.
— Kararım katidir, Haccac!
Haccac, derin bir düşünceye dal-m’ıştı. Salon, zifiri karanlık içinde yüzüyordu. Haccacm emri olmadan kandilleri yakmağa gelmek kimsenin haddi değildi. Bunu çok İyi bilen Tal ha, korkusuz konuşuyordu.
— Cevab bekliyorum Haccâc!.. Ya evet, ya hayır!.
— îkl gündür nerede saklı İdin Bunu anlat da benden öyle cevab iste.
— Şu anda Abdullahla Abdurrah-manın da sarayda bulunduklarını söylersem hayret etmez misin?
— Demin Küfede olduklarını söylemiştin, çimdi de sarayda bulunduk-
Öl
M3
200.000 LİRALIK İKRAMİYE
Yılda dört çekiliş: Her çekilişte 1 EV, 1 ABSA ve dolgun para İkramiyeleri ..
• • • âırıncj
Hesaplarında allı yüz Liradan fazla parası bulunanlar her beş yüz liraları için çekilişlerde ayn bir kur’a numarası alacak-lardır.
Ayrıca. 21 Nisan 1948 de ÇOCUK HESAPLARI için -engin ikramlyeli çekiliş.
Pazarlıkla Kız-!-»ğaç Tomruğu Satışı
Devlet Orman İşletmesi
Demirköy Müdürlüğünden:
1 — işletmemizin Ayapavlos Sahil son deposunda mevcut 559.542 Kızılağaç tomruğu metreküpü 37 liradan pazarlıkla satılıktır.
2 — Her İstekli bu depodan dilediği kadar tomruk alabilir.
3 — Pazarlıkla satış 5/3/948 gürüne kadar olup gerekli diğer şart Orman Genel Müdürlüğünde İstanbul Orman Başmühendisliğinde
lar
Vize, Kırklareli, Edirne, Tekirdağ, işletme Müdürluklerile Iğneada Olman Bölge şefliğinde mevcut şartnamelerden öğrenllebllinlr. (17971

Orman işletmesi Müdürlüsünden
: Karaağaç kerestesi
: Cide deposu
. 100,664 Desimetreküp karaağaç kerestesi B(-lıer metreküpü 160 Ura
: 1369 Ura 5 kuruş
: 80 gün
: Açık arttırma.
: 27/2/948 tarihine rastlayan Cuma aünü saat de-
: Cide Devlet Orman İştelme Müdürlüğü-cinsi yazılı karaağaç keresteleri açık arttırma

15
yeri
— Yukarda satılığa çıkarılmıştır.
— Buna ait şartname Ankarada Orman Genel Müdürlüğü. Istan
su-
İhale
1
letile
2
bul Başmühendisliği Ereğli, Bartın İşletme Müdürlüğü İnebolu bölge şefliği ve işletmemizde görülebilir.
3 — Taliplerin ihale gününde evrakı müsbite ve İlk teminatları ile komisyona müracaatları. (1383»
Giyim Eşyası Tedarikinde i
Hakikî Kolaylık I
«SAĞLIK GİYİM EVİ» toptan satışlarına birde perakende I kısnu eklemiştir. Resmi Daire ve hususi müessese memurlarına I TAKSİTLE de satış yapılacaktır. En temiz malzeme ve işçilikle I hazırlanmış erkek ve çocuk elbiseleri, paltoları, pardesüleri, trenç ■ kotlan, gömlek ve pijamaları, kadın manto ve trençkotlan, halkı I miza birinci elden yapılan satışların bütün faydalarım sağla- D maktadır. I
Mısır Çarşısı Kapısı Yanında
Fındıklıyan Han No 18/19
35 Liraya a
Hakikî su geçirmez gabardin İngiliz Trençkot pardesiileri
Ayrıca: Bayanlar için 25 lira satış muhayyerdir Sultan Hamam Dik ran yan ban No, 11-12 Abdurrahnıan Kalyon

İst. Borsasnıın 13 - Fontları
Londra 11.385f
Nevyork ^2 —
Paris 1 306t
Cenevre *5.7270
Amsterdam lft.546l>
Brüksel 13881
Prağ 580
Stokholm 77.1866
Lizbon 11.1495
ESHAM VE TAHVİLÂN
% 5 Demiryolu 5 (6.16
% 6 Demiryolu 6 95.45
% 5 ikramlyeli birinci
Milli müdafaa 20 60
% 7 İkinci tertip Millî
Müdafaa 21.05
% 7 Üçüncü tertip Mil
• H Müdafaa 20.-
A- A A A a A A
j RADYOj
••• Bbj’IbH Program
CUMARTESİ — 14/2/1948
7,28 Açılış ve program,
7.30 M. s, ayan,
7.30 Müzik: Hafif Müzik (Pl.)
7.45 Haberler,
6 00 Müzik.
8.15 Müzik: Film Yıldızlar Söylüyor (Pl.)
8.40 Müzik: Hafif Müzik Parçaları (Pl.)
9 00 Kapanış.
12.29 Açılış ve program.
12.30 M. s. ayarı-
12.30 Müzik: Çeşitli Hafi!
Müzik (Pl.)
13.00 Haberler.
13.15 Müzik: Şarkılar ve Türküler
13.45 Müzik: Cumhurbaşkanlığı Armoni Müzlkası,
14-15 Müzik: Juınplng Jacks (PL)
14.40 Müzik: Operet Melodileri (Pl.)
15.00 Kapanış-
16.58 Açılı? ve program
17.00 M, s, ayan.
17.00 Radyo Çocuk Klübü.
18.00 Müzik: Dans Müziği (PLı
18.30 Konuşma.
18 45 Müzik: Şarkılar
19.00 -M. s. ayarı,
19.00 Haberler.
19.15 Geçmişte Bugün.
19 20 Müzik: İnce Saz
2015 Radyo Gazetesi
20 30 Serbest Saat.
20.35 Müzik: Tarihi Türk Müziği
Û115 Konuçmo _
21.30 Radyo Salon Orkestrası.
22.90 Müz’k: Neşeli Müzik (Pl.) 2215 Müzik: Dans Müziği (Pl.) 22 45 M. s. ayarı,
22 45 Haberler,
23 00 Müzik: Dans Müziği (Pl.)
23 30 Program ve Kapanış.
BULMACA
----*----
1 2 34567 89
) B
I 1 ■ İ i
al 1 "
1 1 I ■ 1
Wı ■: i
lifli ı I 1 I
1 i 1 i »i
! ı -M. 1 L. ! 9
Aşk - Macera - Tarih - Cinayet
Yaaant lîukarrera X. te o B-gana!
larını söylüyorsun. Hangisine inana.
yım.
— Mademki bu saray Küfededir, sarayda bulunanlar Küfede bulunuyorlar demektir.
— Sizi burada muhafaza eden mJ var?
— Bunu Allah bilir... Lâfı değiş.
ttrip cevahir bahsini kapatmağa çalışma. Haydi, senden cevab bekliyorum.
— Şimdi veremem!
— No zaman verirsin?
Halefte, yine düşünüyordu. Ne za
man ve ne cevab vereecğlnl bir tür-
lü kararlaştıramıyordu. Büşeyrenln
yadigârı olan cevahiri Talhaya vermek demek, Büşeyreyl ebediyen ter-ketmeğe ve unutmağa razı olmak demekti. Bu İse HaccAc’m İğine gelmiyordu. Ttlhaya sordu:
— İstediğin cevahir üzerimde de. gllse, onu sana vermeğe razı oldu, ğum rum
halde teslir* imkânından mah-bulunuyoTfi&m no yaparsın?
Sana üç gün mühlet verebUİ-
rim.
— Üç gün sonra benimle böyle konuşmak İmkânını bulabilir misin?
— Ben bu imkânı dalma bulurum.
— Üç gün sonra hayatta olacaftırt* dan emin mlelnt
Tefrika No. 123
— Ecelim gelmemişse evet...
Talha, Haceâcı daima kıskıvrak bağlıyordu. Zâlim Emir, sual sormak tan, cevab vermekten artık âciz kal mıştı: j
—- Peki, dedi, üç gün sonra ceva, hiri veririm. Fakat o gün alacağın cevahire mukabil kelleni vermeğe ra-2ı mısın?
— Razıyım!
Haccâc, ürperdl. Talha' (.-razıyım» eö2ünü bu derece kat’l olarak nasıl aÖ/iyebilirdl? Şu halde o, tamamen kendisine güvenmiyordu. Mutlak antette bcjkala'nndan yardım görüyor du. ACâba ona yardam edenler kini
olabilirdi ? #
Talha, sükûte dalan Haccftc’a:
— Artık gitmeliyim, dodi. Üç gün sonra mutlaka geleceğim. Seninle yine burada buluşup konuşacağım, Hattâ sen beni yakalatmak içfn*tedbir alacaksın. Bunun böyle olacağını bile bile geleceğim ve cevahiri a-lıp gideceğini. Maksadını hasıl olmadığı takdirde senin ölümün muhakkak olacaktır.
Haccâc, cevab vermedi. Talha, çıkıp gitti. Koridorda dolaşan saray hademelerinden birisine:
— Efendiniz ışıkların yakılmasın) emir buyurdtlat. dedi ve kendisinden f.üblıelenerek aldı alık yüzüne bakan hademeyi haflfvS iterek yürü'üp gitti.
SOLDAN SAĞA :
1__Yangın için yapılmış yüksek
bina, Su konur; 2 — Sonuna ıN( llâvesile sema olur, İkinci şahıs, ; — Sonuna ‘Kt llâvesile döşek olur. Bir mejva; 4 — Utanma, Muvafakat; 5 — Süzme, UE (aynen); 6 — Feci; 7 — Tersi çok değil, Eciruz (aynen; 8 — Kara parçası, Hisset tirme; 9 — Uzun değil. Köpek yav rusu.
YUKARIDAN AŞAĞI :
1 — Yüksek arazide taşlık, Yakın değil; 2 — Meyva öz suyu, Te mlz; 3 — Suriyede bir göl. Bir har fin okunuşu, Pokerde sıra; 4 —Te zahiirat, Cefa; 5 — Fahri ve toplan çalışma usulü; 6 — Eskidenbeıi
(7 _ Norveçte bir liman, Çıbandan
çıkar; 8 — Mutfakta kullanılan te mizleyici bir cisim, Genel; 9 — Gelenek, Tersi bir hayvan.
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
1 2 3 4 5 6 7 8
T T T T N S P 1 R
A İR o K ’fi K O L A
ş A p Ki E Sı E E i
A K ■ G| 01 z Sı M 1
A R E F X Dİ A ıs
R 1 ■ E D Ei u
i C A T a o N| U T
c t Y 1 z ■ El L A
A P E z »A Yı A N

Işıklar yanmıştı, mmda sapsan yi'? ile rek-'töiz otu-, tordu.
Haccâc, maka-bir ölü gibi ballıkları yakan hademeye k’sık tir sesle sordu:
_____ Kimden emir aldın da ışıkları yaldın? /Devamı var>
Z A Y I : — İst Deniz Komutan lığından almış olduğum tezkeremi zayi eylediğimden, yenisini alacağım. eskisinin hükmü yoktur.
■fhrahlm Halil oğlu 321 Doğumlu Salim Kur Der®