Perşembe
14
ARALIK 1950*
Yıl: 2 — No. 590
Başmuharriri:
Mümtaz Faik FENİK
Denizciler Caddesi: 3 Posta Kutusu: 193 — ANKARA Telgraf: Zafer Gazetesi Ankara Başmuharrir............ 16882
Yazı İşleri............15315
İdare ve İlân..........15619
Fiyatı iler Yerde 10 Kuruştur.
Vatadaş!
DEMOKRASİNİNDİR]
General Tahsin Yazıcının beyanatı
Bir Türk eri, on düşmana bedel
İzmir’de siyasi tahrikler
Meçhul ajanların tahriki tesbit edildi
Yeniden savaşa hazırlanan birliğimizin komutanı,
İzmir, 13 (T.H.A.) —
Hükümetin Kore'ye asker gönderme kararını şizli emeller namına istismara
kalkanların şehrimizde ve Seferihisar’da tahrikâta
32 bin kızılla yapılan çarpışmayı anlatıyor
Seoul. 13 (a.a) (Reuler) — Se-oulun bir kaç mil güney batısın da, Türkler, yeni bir döğüşe hazır, sükûnetle süngülerini bilemektedirler. Türkler Korede, ilk ve yegâne muharebelerinde Cin komünistleri arasında derin izler bırakarak Birleşmiş Milletler ordusuna mensup silâh arkadaşlarının sonsuz hürmetini kazanmışlardır. Bu, komünist mukabil taarruzunda 8 er bin kişilik 4 Cin tümeni tarafından çevrilen Türk savas birliğinin kazandığı zaferin haklı neticesidir. Türkler süngülerile harbe katılmışlar ve fasılasız dört gün döğüserek dü$ lükleri tuzaktan ç.kmamn yolunu ' bulmuşlardır.
Türk savas birliği komutam
Kore'de esir alman 4cızıl
Çinliler kampa sevkedilirken
(Sonu Sa. 4 Sü. 5 le)
C. H. P. parti
değil, tröst"dür!
Hukuk devleti nizamına inti-
Mümtaz Faik FENİK
bak etmek zaruretinde bulunan
bir parti evvelemirde kendisini bir hukukî teşekkül haline sok-
mağa, hesaplarını, kitaplarını
hukuk prensiplerine uydurma-
ğa mecburdur. Halk Partisine bakınız: Bu bir parti midir? yoksa, devlet içinde devlet sürenlerin zamanından kalma, garip bir müstehase midir?
yer ikbal değil, Sultanahmet Cezaevi olurdul
Vatandaşların mülkiyet hakları her türlü taarruzdan masundur. Bu cihet Anayasanın tnsarruf haklariyle temin edil-
Bugün maalesef Halk Partisine, şimdiye kadar haksız yere iktisap ettiği mallariyle, binala-riyle, irat ve akarlariyle, sinema, gazino, kahvehane ve hatta Ordu Vilâyeti Halkevinde olduğu gibi kumarhane işleten şekli ile bir parti demek mümkün değildir. Bu, olsa olsa, tek parti zihniyetinin ve partinin devlet sayıldığı devirlerin tesiriyle memlekette sosyal ve siyasî hayata el atmış bir nevi emlâk ve akar törsiüdür. Öyle bir tröst ki, mallarının çok mühim bir kısmı, devlette bulunmanın ve sorgusuz sualsiz hareket etmenin bahşettiği kolaylıklarla haksız yere iktisap edilmiş ve böylece bu «nüfuz ticareti» ona bir nevi ağalık vasfı vermiştir.
n,iştir. Fakat Halk Partisi, bir I kolayını bulup Türkocaklarının mallan mülkleri üzerine oturmayı ve oturduktan sonra da kalkmamayı kendisine göre rrübah bir usul saymıştır.
Hâzineye ait bulunan Birinci
Dün gazetemizde Sivas'ta vali konağı ile Halk Partisi binası arasında yapılan garip takası hayretle ve ibretle okumuşsunuzdur. Bu, Türkocaklarına el konduğu zamandan beri becerilen işlerden tipik bir nümune-dir: Bir müteahhide zamanın parasiyle 120 bin liraya çıkan bir vali konağı yaptırılıyor; sonra bu işe mukabil müteahhitten Halk Partisine bir teberru yapması isteniyor. Müteahhit çaresiz kendi küçük evini Partiye bağışlıyor; sonra o ba-ğrşlanan ev vali konağı ile değiştiriliyor...
Bu işi eğer umumî hayalın seyri içinde her hangi bir açık göz yapmağa kalksa, gideceği
D. P. Meclis Grupu İdare Kurulu
toplanıyor
D. 1’. Meclis Grupu İdare Kurulu Başkanlığından:
D.P. Meclis Grupu İdare Kurulu bugün 14/12/1950
perşembe günü saat 15 de toplanacaktır.
Sayın üyelerin teşrifleri rica olunur.
başladıkları haber alınmıştır.
Millr tesanüdü bozacak
şekilde, bilhassa saf ve temiz köylülerimiz arasında, faaliyette 'bulunan bazı meçhul şahıslar resmî makamlar tarafından dikkatle takip edilmektedir. Hâdiseye bizzat elkoyan Vali Osman Sabri Adal bugün Seferihisar’a Emniyet Birinci Şube Müdürünü göndermiş ve gerekli takibatta bulunmasını emretmiştir.
İlce kaymakamiyle teşriki mesai eden Şube Müdürü, Seferihisar’da gerekli tertibatı almış bulunmaktadır. Meçhul a-janların bir kaç güne kadar yakalanması beklen-' mektedir.
Mecliste dünkü müzakereler
Başbakan Yardımcısı bir soruya cevap verdi
Çankırı Milletvekili Kâzını Arar sorusunu izah ederek eski iktidarın lıesap vermesini istedi
Büyük Millet Meclisi dün saat 15 te Başkanvekillerinden Kayseri milletvekili Fikri Apay-başkanlığında toplanmış-
Çankırı Milletvekili Kâzım A-ı-ar’ın haksız mal iktisap edenlerin durumu ile memurların yeniden mal beyanına tabi tutul-mevzuunda hükümetçe
(Sonu Sa. 4 Sü- 4 te)
Dünyaca tanınmış keman virtiö zü üstad Vasa l’rihoda Kızılay üzerine şehrimize gelmiştir. Vas a l’rihoda bu akşam saat 21 de verecektir. Resimde Vasa Priho da milletvekilleri ve Kızılay Ge birlikte görülmektedir. Tanınmış keman virtiözii ile yaptığımız bulacaksınız.
Derneği Genel Merkezinin daveti Ankara Halkevinde bir konser
ne düşünüldüğüne dair, sözlü sorusuna Devlet Bakanı ve Başbakan yardımcısı Saıned Ağaoğlu tarafından cevap verilmiştir.
Başbakan yardımcısının
Mevzuun büyük ehemmiyetine işaretle söze başlayan Samed Ağaoğlu bu meselede asıl suçlu-başta olanlar bulunduğunu iyi müeyyidelerin şiddetli bahislerde cemiyet salû-'Sonu Sa. 4 Sü. 6 da)
Veteriner öğrencilerin dilekleri
?1 Merkezi ileri gelenleri ile
bir konuşmayı iç sayfalarımızda
Ankaraya gelecek 600 göçmen ailesine yardım her hemşehrinin şerefli vazifesidir, j
Doğu Üniversitesinin, Van gölü nün kıyısında bulunan Ahlat ka sabasında kurulması için teşebbüslere geçmek üzere bir heye t şehrimize gelmiştir. Heyet, dil n bazı Adana, Erzurum ve Ağrı milletvekilleri ile birlikte Cumh urbaşkanı tarafından kabul edil miştir. Resimde, heyet ve milletvekilleri Cumhur başkanı Celâl Bayar ile birlikte görülmektedir.
13 Serîn plânını Rusya reddetti
Şimal Korede kalan 60 bin Amerikalı donanma tarafından tahliye edildi
Tckyo, 13 (a.a.) (Reuter) — 60.000 Amerikalı ve Güney Koreli Hungham limanı açıklarında demirleyen Birleşmiş Mil letler gemilerinden mürekkep büyük armadaya binmeğe muvaffak olmuşlardır.
Tokyadan bildirildiğine göre, bu Dünkerk ricatına benzeme-miştir. İngiliz, Güney Koreli ve Amerikan kıtaları kendilerini açıkta bekliyen büyük gemilere
yani Seul’un tam kuzeyinde 38 inci arz dairesi civarında bulun makta idiler. Bir Amerikan bir liği, biri arz dairesinin üzerinde, diğeri de arz dairesinin tak rıben 2 kilometre kuzeyinde olmak üzere iki noktada savaşlar vermiştir. Her iki halde de düş man kuvvetleri bir bölüğü geçmemiştir.
Sulh teşebbüsleri
Lake Success, 13 (a.a.) — (Uni ,ted Press) — Rusya, 13 Asya ve Arap devletinin yaptığı ve batıklar tarafından da desteklenen Korede ateş kesilmesi teklifini bugün reddetmiştir.
Rus delegesi Malik, siyasî komisyonda Kore meselesinin halli, yalnız yabancı kuvvetle-(Sonu Sa. 4 Sü- 4 te)
gitmek üzere ilk defa Layter-lere binmişlerdir. Bu eşoada destroyer Ve' kruvazörlerin topları durmadan komünistlerin ü-zerine ateş etmiştir.
38 inci arz dairesi civarında
Seul, 13 (a.a.) (Afp) — 8 inci ordu sözcüsünün bildirdiğine göre, düşman öncü kuvvetleri dün gece Yonchon bölgesinde,
Belediye Meclisi
Otobüs İdaresi bütçesi tetkik edildi
Belediye Meclisi dün saat 10,30 da Belediye Reisi Atıf Benderli-oğlunun başkanlığında toplanarak Elektrik, Havagazı ve Otobüs işleri Genel Müdürlüğünün bütçesi üzerine müzakerelerine de-
vam etmiştir .
Evvela Belediye Meclisi üyeliğinde açılan yerlere yedek üye-Sonu Sa- 4 Sü. 8 de)
Mac Arthur’e sui kast teşebbüsü
Komünist Partisinden iki
Japon polisi tevkif edildi
General Mac Arihur
Tokyo, 13 a.a. (Afp) — îyi heber alan kaynaklardan bildirildiğine göre, Amerikan mukabil casusluk teşkilâtı, Mac Arthur’ü öldürmek gayesini güden bir suikast hakkında halen tahkikata girişmiştir.
Kbmünist Partisi azalan ile (Sonu Sa- 4 Sü- 5 te)
Zonguldak ziyafeti
Reşat Ş. Sirer şarkıcılara kaç para verildiğini
Göçmenler için bir piyango
Teklif dün Bütçe Komisyonunca kabul olundu
Yurdumuza gelecek olan göçmenlerin ilk ihtiyaçlarını karşılamak üzere bir piyango tertibine dair Konya milletvekili Saffet Gürol tarafından verilen kanun projesi Maliye encümeninden son ra dün de Bütçe komisyonunda görüşülerek kabul olunmuştur.
Projeye göre Martta çekilecek olan piyangodan 4 milyon lira gelir teinin edilmiş olacaktTr.
Talebeler arzularının yerine getirilmediği takdirde derslere girmiyeceklerini ifade ediyorlar.
Ankara Veteriner Fakültesi öğrencilerinden 417 kişinin, Fakülte dekanlığından bazı taleplerde bulunduklarını ve bu arzuları yerine getirilinceye kadar derse girmemek kararı verdikleri yazılmıştı.
Öğrenciler fakülte dekanlığından dileklerini şöylece tesbit etmektedirler:
«Ankara Y. Z. E. adı altında
(Sonu Sa. 4 Sü. 2 de)
Dedikodu
neşriyatı
İstanbul Milletvekili Nazlı Tılabarın mektubu
Kravçenkodan sonra 2 inci dâvâ
Rus kamplarının içyüzü açıklandı
“Les Lettres Françaises,, aleyhine açılan dâvada kızıllar şahitlerin ifadelerine mani olmıya çalışıyor
Dünkü Kudret gazetesinde '-Demokrasi hayatımızdan hazin ibret levhaları» başlıklı bir yazıda bir bayan Demokrat Milletvekilinin bazı milletveki-
li arkadaşları ile Kore meselesi hakkında gensoru açılacağı gün Karpiç’te öğle yemeği yedikleri ve rakı içtikleri bildirilmek-(Sonu Sa. 5 Sil. 1 de))
Mme. Elinor Lipper
Paris, (Hususî muhabirimiz Metin Toker bildiriyor) — Demirperde gerisinden ses gelmesi her zaman kolay olmuyor. Bunun için ya insanların, hayatları pahasına hür dünyaya kaçma tehlikesini göze almaları, ya da bir beynelmilel dâvada bütün kirli çamaşırların ortaya dökülmesi gerekiyor. Kravçenko dâvası bu yüzden alâka toplamıştı, halen Parisfe devam etmekte olan Rousset dâvası bu yüzden «günün meselesi» halindedir. Her iki dâvada da suçlu mevkiini, komünist «Les Lettres Françaises»'
dergisi işgal ediyor.
Rousset dâvasının esasım kı-
(Sonu Sa 4 Sü. 3 te)
bilmiyormuş
Eski Çalışma Bakam Reşat Şemsettin Sirer'den aldığımız
mektubu aynen neşrediyoruz:
«9 Aralık tarihli nüshanızda
(Sonu Sa. 3, Sü. 4 te)
4KWT/y4---1
I____KÜREK
Nakliye ambarlarına iş çıktı !
Halk Partisi haksız yere üzerine oturduğu Birinci Büyük Millet Meclisi binasından ç.karıhyormuş. Çiinkii bu binanın tapusu a-sıl sahibi olan hazine nanu-
Hr.ni tapu memurları denklerini bağlamışlar, nereye gideceğiz diye bekleşi-yorlarft? İyi ki gitmemişler, dernek daha yapacak işleri
Doğrusunu isterseniz, tapu memurlarına değil, şimdi asıl t; pusuzhıra denkle aldıkları yerlerin denklerini bağlamak düştü.
Kin-.e niyet, kime kısmet! YEDEKÇİ
Sayfa: 2
ZAFER
14/12 1950
Nefis bir kitap
Me. - De.
KADINLAR
BİRLİĞİ
I Günün meseleleri I
Aka’dan Fıkralar.
Dün, dostum Vedat Nedim Tör matbaaya geldi. Hoşbeşten sonra önüme görüp alışmadığım bir şey bıraktı: Çiçek demeti gibi bir şeydi, yahut zarif bir biblo gibi. Bir kitap. Bizde nefis, güzel, itina ile tertiplenmiş, basılmış kitaplar olmadığı için, ondan alışmadığım bir şey diye söz ediyorum. Baskı nefasetini bundan
önce, bir de. Cemal Yeşil'in «Rübailer» inde görmüştük.
Kitabın sayfaları da çiçek çiçek bir bahçeyi andırıyor. Tanınmış ve sevilmiş şairlerimizin lirik şiirlerinden mürekkep ve zaten «Lirik şiirler» adını taşıyan antoloji. Yapı ve Kredi Bankasının beşinci yıldönümü dolayısiyle Doğan Kardeş yayınları Anonim Şir-
keti tarafından hazırlanmış ve
bastırılmış.
On ianesi halk şairi olmak
üzere yirmi şairin dörder şer şiirini ihtiva ediyor.
be-
Bu
arada Yahya Kemal, Ahmet Hâşim, Ahmet Hamdi Tanpı-
nar, Cahit Sıtkı, Fazıl Hüsnü
gibi şairleri Karacaoğlan, Yunus Emre, Erzurumlu Emrah,
Seyrani gibi halk şairleriyle yanyana buluyorsunuz.
Fakat ben asıl kitabın nefasetinden bahsetmek istiyorum. Bu memlekette en az revaçta olan meta kitaptır. Kitaba kimse iltifat etmediği gibi, üstelik. baskılarına, dizgilerine tanzim ve tertiplerine de boş verilir. Hangi kitabı açsanız, ya kötü ve okunmıyacak ka-
dar bozuk, silik harflerle basılmıştır, ya kâğıdı fenadır, ya tashih ve tertip hatalariylc doludur; hulâsa onda zevk ve itina namına da hiç bir şey
Doğan Kardeş yayınlarını hazırlıyan ve ieriipliyen arkadaşlarımız. başta Vedat Nedim Tör, ŞeVket JRado, sene-lerdenberi, hele çocuk yayın-lariyle, bu memlekete bir baskı zevki getirmeğe de çalışıp dururlar. Doğan Kardeş'in çocuk kitapları, bizde ilk nefis kitap baskısına örnektirler. Yayınlarını nefis bir baskı ile vermek için bu arkadaşların, bu şirketin fedakârlıklara kat landığını da yakinen biliyorum. Fakat medenî ve garplı bir zihniyetle kurulmuş olan bu şirket, memlekete hizmet gayesini, iş mevzuundan ilerde tutmakla, emsallerine örnek olmaya da çalışıyor. İş ve kazanç mevzuunun behemehal âdi ile, kalitesizle, baştan savmayla yürümesi gerekmediğini artık anlamalıyız.
Ayrıca bir noktaya ehemmiyetle temas edeceğim ki o da, bir bankanın, yıldönümü için müşterilerine hediye olarak şiir sunmayı düşünmüş olma-memleketin nasıl muhtaç olduğu yeni, manalı, yüksek ve zarif bir armağandır. Bir taraftan da memleket kültürüne hizmet için elinden geleni yapan Yapı ve Kredi Bankasını tebrik ve hattâ ona teşekkür etmek borcumuzdur.
Varlık vergisi dedikoduları
Genel Merkez Kurulu üyeleri vazife taksimi yaptılar
Türk Kadınlar Birliği birinci genel kongresinden sonra seçilmiş olan 35 kişilik genel merkez kurulu dün saat 10 da Kızılay Derneği Genel Merkezinde 30 kişilik bir ekseriyetle toplanmış, ve gündem gereğince aşağıda yazılı olduğu şekilde vazife tak simi yapılmıştır.
Başkanlığa; Mebrure Aksoley, başkanvekilliğine Dr;. Meâ'iha Eldem, Genel Sekreterliğe Esma Nayman, Genel Sekreter yardımcılığına Mürüvvet Arseven., Muhasip üyeliğe Saadet Akışık, Veznedarlığa Muammer Tebcan ve üyeliklere de Muallâ Anıl, Fılnat Sağlar, Nevin Arıcan seçilmişlerdir. Birliğin çalışma prog ramı aşağıdaki şekildedir.
A — Dergi çıkarma kolu: Ölkü Gencosman, Semahat Yaşat, Nebile Ciritli, Firuzan Oğuztan, Melâhat Eracar, İnci Kıbrızlı
B — Sağlık ve Sosyal Yardım kolu; Dr. Semahat Yaşat, Nebile Ciritli, Obeyde Elli. Basire Böke, Zekavet Orak, Firuzan Oğuz ten, Muzaffer Anman, Münire Andiç.
C — Dışişleri (Tercüme bürosu); ülkü Gencosman, Lamia Fenmen, İnci Kıbrızlı, Hasane Kıbrızlı, Reşan Barutçu.
D — Hukuk danışma kolu: E-mine Ozçağlar, Nedime Nişo-va, Mükerrem Irdel, Müigân Ağaoğlu.
E — Eğilim kolu; Behice Ta-vaslıoğlu, Emine Ozçağlar, Basire Büke, Melâhat Eracar, Dbey-de Elli.
F — Varidat kolu: Meliha Ev-cen. Zafer İnce, Sehbal Akın, Reşan Barutçu, Mesture Som, Meral Mat, Zekavet Orak, Melek Erdik, Hatice Akkın, İnci Kıb-rızlı.
Gensoru dolayısile
Mütegallibe tneselesi
Eski İstanbul Defterdarı Faik Öktc
Sinan Tekelioğlunun, hakkında ileri
sürdüğü iddiaları tekzip ediyor
Eski İstanbul Defterdarı Faik Ökte’den Seyhan Milletvekili Sinan Tekelioğlu’nun iddialarına mukabil dün şu mektu-*bu gazetemize göndermiştir: • Sekiz sene evvel satın aldığım bir ev dolayısiyle Maliye Bakanından istizahta bulundu-.ğunuzu gazetelerde okudum.
Bahis mevzuu evi zannetti -ğiniz gibi Varlık Vergisi müzayedelerinden satın almadım. Serbest piyasada, satılmakta olan bir çok evlere baktıktan sonra bu evde karar kıldım ve sahibiyle çekişe çekişe pazarlık ederek satın aldım.
Ev bir sene evvel bir başkasına 8500 liraya teklif edilmişti. Biz 11 bin lirada mutabık kaldık. Harç vesair masrafla-riyle bana 12 bine mal oldu.
Bedelin 8000 lirasını bankadaki mevcudumla, geri kalan kısmını evi Emlâk Bankasına ipotek ederek aldığım para ile karşıladım. Emlâk Bankasına
olan borcu 5 senede, 1947 son-
larına doğru kapadım.
Gerek ferağ ânında ödediğim, gerek bilâhare Emlâk
yer tutmaması için makbuz tarih ve numaralarını buraya dercetmiyorum. Ecnebi vergileri üzerinde yapılan revizyonun mahiyetini, hükümetin emriyle Hariciye ve Maliye mümessillerinden mürekkep bir heyetin İstanbul’a gönderilerek ecnebi vergilerinin kalem kalem incelendiğini, Türklerin vergi seviyesine indirildiğini, ecnebi vergilerinin tahsilinde icraya gidemediğimizi, ecnebiler hakkında çalışma mükellefiyetini tatbik edemediğimizi, o devri yaşıyan herkes bilir. Yekûn itibariyle bu şekildeki 79 milyon vergi 50 milyona indirilmiş bunun ancak 33 milyonu tahsil edilmiştir. Bu satırları mahza İstanbul Defterdarına ecnebi mükelleflerin vergileri üzerinde edna bir tasarruf hakkı bırakılmadığını tebarüz ettirmek için yazdım. Bu bahisleri «Varlık Vergisi Faciası» adiyle yazdığım kitapta tafsilâtiyle tesbit ettim. Bu kitabı bir gün neşrederek ma-(Sonu 5 inci sayfada)
■ Bütün dünyanın ve insanlığın geçirmekte olduğu bu buhran-I ]ı günlerde; aylardanberi de-) vam eden ve bilhassa memleketimiz için zararlı bir propa-: ganda oyununun son perdesi evvelki gün muhalefet tarafından sahneye kondu.
Pek geniş tevil ve kanaatlere yol açması esasında mündemiç olan hukukî noktai nazarlar; tarafların kıymetli hukukçuları tarafından izah ve münakaşa edildi.
İnanmamayı aklına koymuş insanların en açık ve aydınlık deliller karşısında dahi insaf ve hakka gelmiyeceklerini kabul etmek ve hele alınan karara muhalefet edenlerin içinde beynelmilel münasebatta tecrübesi olmıyqnlar bulunursa, mazur görmek de çoğunluğun cömertliğinden beklenen bir keyfiyettir.
Haziran 1950 sonunda Dışişleri Bakanı Prof. Fuat Köprü, lii’nün. Birleşmiş Milletler Ge-, nel Sekreterinden almış olduğu ve Büyük Millet Meclisi zabıtlarında mevcut Güvenlik Konseyi kararlarını dikkatle okuduğumuz zaman; Konseyin; yardım istemeğe karar verdiği ve talep ettiği sarih kararı bize tebliğ eden Genel Sekreterin telgrafında kullanılan tavsiye kelimesinin; beynelmilel münasebatta; kat'î bir isteğin ifadesinden başka bir mâflâ taşımadığı da; muvafık muhalif, milletlerarası konuşmalarda tecrübesi olan her milletvekili için malûm bir hakikattir. Bilhassa uzun zaman-lar; memleket idaresini, elinde bulunduran sayın muhalif parti erkânının ise; hürriyetine sahip bulunan hiç bir teşekkül ve milletin; diğerine emir vermek selâhiyetinde olmadığını ve isteklerini «Tavsiye» kelimesinin nazik mefhumuna sığdırmalarının; beynelmilel ananevi bir nezaket îcabı olduğunu pekâlâ bilmeleri icabeder.
Dışişleri Bakanımızın; Tryg-vie Lie’nin tavsiye kelimesiyle ifade ettiği talebine; Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti namına vermiş olduğu cevabın, 30 haziran 1950 de muvafık ve muhalif bütün Meclis tarafından sürekli alkışlarla kabulü ile de; Büyük Millet Meclisi: dev-'etimizin Birleşmiş Milletlere karşı taahhütlerini ifada; hükümete açık ve sarih bir salâhiyet vermiş bulunmaktadır.
Senelerdenberi, hükümetimizin çeşitli branşlarında, santra-lize sistemin; verilmiş salâhiyetleri kullanamamak, kullandırılmamak veya İdarî makamlarda aranılacak baş vasıf olan , mesuliyeti yüklenmeme yüzün- , den, derece ile, her makam sahibinin bir üstüne sorma ve nihayet meseleyi Büyük Millet hecelisine kadar getirerek or-nillet-1 tadan kaldırma itiyadını; 30 olu- haziran 1950 de devlet cevabının Meclisçe tasvibi yolu ile Bucak İdare Kurulu I aldığı sarih salâhiyeti, şayanı
D. P. Balkehriz Ocağı kongresi
Balkehriz bağları Demokrat 'Parti Ocağı kongresi dün akşam Cebeci bucak başkam Abidin Serimerin başkanlığında yapılmış; idare heyeti raporunun o-kunmasım müteakip partinin daha verimli çalışması hakkında görüşmeler yapılmış semtin dilek ve temennileri izah edilmiştir. Kore savaş birliği komutanlığına bir saygı ve başarı telgrafı çekil meşine karar verilmiş ve müteakiben yapılan seçimde başkanlığa İbrahim Kesman, ikinci başkanlığa Hüseyin Başaran, muhasipliğe Mevlût Tuna, kâtipliğe Mustafa Manyak ve üyeliğe de İbrahim Tuncay seçilmişlerdir. Bucağa gidecek delege o-larak da İbrahim Kesman,- İbrahim Tuncay ve Neşet Dngeldi intihap olunmuşlardır.
Kayaş D.P. Bucağı yıllık kongresi
Kayaş itibari bucağının yıllık kongresi 23 12 1950 Cumartesi günü saat 20 de Kayaş bucak binasında yapılacaktır. Delege arkadaşlarla üyelerin ve mil1-* vekillerimizin teşrifleri rica
Bankasına yatırdığım para damla damla biriktirilmjştir.
Hesabını her zaman
istiyene
vermeğe hazırım. Emlâk Ban-
kasına ait hesabı banka kayıtlarından çıkarabilirsiniz.
Bmlâk Bankası İstanbul Şube Müdürü sayın Nizamettin Tezcan’ın bu işte bana kıymetli yardımı oldu. Bu işi '.afsilâ-tiyle bilir. Kendisi size bu hususta istediğiniz izahatı verecek mevkidedir. Yine kaydedeyim ki evi bana satan Bay Leonida çok şükür hayattadır. Cihangir’de, Cihangir Caddesi 21 numarada kendi adını taşıyan apartmanında ikamet etmektedir. Bu mevzuda kendisine müracaat edebilirsiniz.
Sorunuzda Leonida’nın Var-;
lık Vergisi üzerinde de durmuşsunuz. Bun mevzua girmemeyi tercih ederdim. Fakat beni mecbur ettiniz.
Leonida Yunan tabiiyetitnde-dir. Kendisine Kulekapı Şubesinden 3 bin, Cihangir'deki a-partmanı dolayısiyle Galata Şubesinden 50 bin lira vergi tarhedilmiş. Yunan Sefaretinin yaptığı demarş üzerine mükellefin binadan olan 50 bin liralık vergisi komisyonca 12500 liraya indirilmiş, bu para teehhür cezasıyla birlikte tamamen tahsil edilmiştir. Gazetede fazla
IIoward Roark gülmeğe haşladı.
Kayanın üzerinde, çırçıplak dikilmişti. Ayaklarının dibinde göl kıpırtısızdı. Sakin suların üzerinden, taş kesilmiş bir fıskiye göke doğru uzanıyordu. Su cansızmış.. Kaya da ii.pc-riyormuş gibi idi. İki mü )avi kuvvet karşılaştığı zaman husule gelen o hareketten de daha canlı sükûnet hali vardı kayada.. Taş güneşten ısınmıştı. Canlı gibi idi.
Yukarıdan bakınca, göl, kayayı ikiye bölen, çelikten ince bir disk gibi duruyordu. Taşın derinlere kadar saplandığı hissediliyordu. Taş gökte başlayıp, gökte bitiyordu sanki., ve gözle görülen bütün bu şeyler de boşluğa açılmış gibi idiler. Kayanın üzerinde duran adamın ayaklarına takılmış, boşta gezen bir adaydı bu.
Adamın resmi gökte çizilmişti, vücudu gerilmişti ve köşeliymiş gibi duruyordu. Her münhaniyi bir satıh kesiyordu. Dimdik duruyordu. Elleri, avuç lan açık olarak, sarkıyordu. Kiirek kemiklerinin birbirine değdiğini, boynunun gerildiğini, ellerine kan hücum ettiğini, ve çukurlaşmış sırtına rüzgârın vurduğunu hissediyordu. Rüzgâr saçlarını uçuruyordu. Bu saçlar ne kızıl ııc de kum-
bir kaç nokta
f
-----------Yazan --------------
Amiral Rıfat ÖZDEŞ
«Kırşehir Milletvekili»
takdir bir enerji kullanarak yıkan ve bütün mesuliyeti üzerine alan hükümeti tebrik etmek lâzımdır. Bundan dolayıdır ki Adnan Menderes Hükümeti, ileride yazılacak Türkiye Cumhuriyeti tarihinde; en parlak mevkilcriden birini işgal edecektir.
Neticesi savaşmak olduğundan dolayı; hükümetin Birleşmiş Milletler emrine silâhlı kuvvetler göndermesi keyfiyetinin, «Harp ilânı» şeklinde telâkki edilmesi ve bu yüzden kararın Anayasamıza aykırı olduğu hakkındaki muhalefet iddiası da tamamen bâtıl bir düşünce mahsulüdür.
Hükürhetimiz; hiç bir yabancı devlete harp ilân etmemiş olduğu gibi; Birleşmiş Milletle-ıe dahil ve Güvenlik Konseyinin talebine iştirak eden 53 devletten hiç birisi de, hiç bir kimse ile harp halinde değildir. Hükümetimiz; sadece; Birleşmiş Milletler emrine, istediği yardımı göndermiş ve ödemeği taahhüt ettiği bir borcu ödemiştir. Muhalefet hatiplerinin «Harp ilânı» kelimesine olan sadakatlerine, Adnan Menderes; «Dünyada harp ilân edilmiş bulunsa idi, dünyanın hali tamamen başka bir manzara arzederdi» kelimeleri ile mukabele etmiştir. Ben, şunu da ilâve etmek mecburiyetini duyuyorum: Sayın muhaliflerimiz de pekâlâ takdir ederler ki, hükümetin aldığı mevzubahs karar; harp ilânını ifade etse idi, Türkiye’mizde göreceğimiz manzara da bambaşka olurdu. Seferberlik ilân edilir; seferi kanunlar tatbike başlanır; mem l.eketin mykadderatiyle alâkalı olan evvelki günkü tartışma, gizli celsede yapıfor ve nihayet, muhalefetin gazeteleri, alabildiğine ve hiç bir mukaddesat tanımayan neşriyat yapamazlardı. Bundan dolayıdır ki; hükümet kararı bu noktadan da haklı ve övülmeye lâyıktır. Fakat, bütün dünyada, Türk gücünün, Türk şerefinin, en yüksek seviyesine vardığı bugün-r
lerde; kendi iddialarına göre ortaya atılan muhaliflerimizin, tuttukları yolun ne kadar sakat olduğunu anlıyabilmeleri için, bir de madalyanın ters tarafını gözden geçirmek jca-
İkinci dünyası; bulunmaktadır. Milletlerin büyüklüğü ve küçüklüğü ne olursa olsun, yalnız başlarına mevcudiyetlerini idame edemiyecek-leri artık tahakkuk etmiştir. Bugün artık, her iki büyük /.nglosakson milletinin uzun seneler takip ettikleri şahane infirat ve Monroe doktrinleri dahi iflâs etmiş bulunmaktadır.
Yüzlerce milyonun birbirlerine karşı mukabil cephe aldıkları bu devirde; gruplar mensuplarının yekdiğerine iti-mad telkin etmesi; ahde vefa ve sadakatinin tahakkuku rfis-betinde de, şerefi ve diğerinden bekliyebileceği yardım nisbeti azalır veya çoğalır.
Bizim de, millî ülkülerimize; dinî âkidelerimize, ananelerimize' ve İçtimaî nizamlarımıza uygun olan grup ve iltihak zaruretinde bulunduğumuz taraf tahakkuk etmiştir.
Şunu tebarüz ettirmek isterim ki; umumî efkârın büyük tesir ve kudreti olan ’ve mukadderat' birliği yapmakta olduğumuz insanlar çevresinde dünyada asırlarca meşhur olan ahde vefa ve mertlik şöhreti-miş; Niiyon konferansndan itibaren tezelzüle başlamıştı.
Bu tarihten itibaren; senelerce iktidarda bulunan ve milletimizin mukadderatını elinde tutan muhaliflerimiz, belki, hükümetler arası konuşmalarda ve hattâ serzenişlerde, kullanılan nazik kelimelerin kürklerine sığınarak kendi kendilerini aldatmak yolunu tutmuş olabilirler. Fakat, vazifelerimiz icabı, mevzubahs ettiğim çevrelerde, aylarca ve senelerce beraber yaşıyan, müşterek iş gören ve temas eden bizler, tutulan yanlış yolun neticelerini tatmış ve ıstırap duymuş in- 1
—” ................
büyük harp sonrası iki grupa ayrılmış
Demokrat Parti Ankara İl İdare Kurulunun
Büyük Balosu
Önümüzdeki Cumartesi günü akşamı Ankara Palas salonlaı ında verilecektir
Bilet Satış yerleri:
Bankalar caddesinde: İpek İş mağazaları. Bankalar caddesi: Tüccar Terzi Kemal Milâslı. Anafartalar caddesi: No. 137 Yalım Ticarethanesi. Anafartalar caddesi: No. 237 Altan kundura ticaretcvi. Zincirli Cami sırasında: Bulgurlu Hamdi ticarethanesi. Yenişehir: Rıza Sevinç Billûriye mağazası.
sanlarız.
İnşa halinde bulunan gemilerimize «Türkler! gemilerden elinizi çekiniz» levhalarının a-sıldığına; «Para ile satın alınmış müttefik bu kadar olur» seslerinin çoğaldığına ve bir sabah gemilerimize kızıl bayrak çeken işçilerin ifadelerinde «Her gün bombalar altında sevdiklerimizi birer birer kaybeden, ıstırap çeken bizlere; verdiği sözü tutmıyan bir millete, biz; paramızı ve emeğimizi harcıyarak gemi vermiyece-ğiz» sözlerine hedef olmuş ve acı çekmiş insanlarız. Devletimizin: gerek Balkan hükümetleri; gerekse İkinci Dünya Harbi ile alâkalı taahhütlerimizi ifa etmemiş olması, zaman zaman doğru ve zaman zaman yanlış kararlar neticesi olabilir ve tahlil edilebilir.
Ve hattâ bu kararların bir kısmı da, müttefiklerimizle anlaşarak verilmiş olabilir. Fakat Anglosakson muhitinde, u-mumî efkârın da hükümetleri kadar tatmin edilmiş olması şarttır ve tatmin edilmemiş bulunan efkârı umumiyenin reaksiyonu da; o anda değilse bile, sonradan kendini göste-
Bunun en açık misalini de, 1945 senesinden sonra, beynelmilel alanda görmüş olduğumuz üvey evlât muamelesi teş kil eder.
Hükümetimizin 30 haziranda alkışlarla aldığı salâhiyete dayanarak vermiş olduğu kararın asıl büyüklüğü işte buradadır.
Atatürk’ümüz devrindenberi ilk defa bir Türk Hükümetinin cesaret ve faziletini gösteren bu şahane karar ve evlâtlarımızın büyük milletimizin damarlarında mevcut asîl kanın tezahürleri olan kahramanlığı sayesinde bugün bütün dünya Türkiye ve Türkler için hürmet ve saygı duyuyor. Gazetelerce, mecmualarda ve radyolarda Türkler övülüyor, Türkler hakkında yazılar ve fotoğraflar çıkıyor. Dünyanın her tarafına yayılan sinema havadisleri ve kısa haber filimleri 20 seneden beri, ilk defa olarak Tiirklcri ve Türk silâhlı kuvvetlerini gösteriyor ve izahat veriyor. Türkün şehameti, bütün cihanın en küçük köylerine kadar gidiyor. Nüyon konferansında; o zamanki Dışişleri Bakanımızın, gene o zamanki müşterek emniyet kararlarına uygun olarak, Çanakkale Boğazı dışında denizaltı emniyeti için istenilen sadece iki Türk destroyeri tahsisini imzalamasını, tamamen tereddüt ve mesuliyeti yüklenme hassalarıpdan mahrumiyet dolayısiyle reddederek, ve Büyük Atatürk’ün de isteğine aykırı olarak, ertesi günü imzasını yalamağa icbar eden o zamanki hükümetin yüz kızartıcı kararını takibeden ve 1945 senesine kadar, borcunu ödememek için hukukun dolam -(Sonu 5 inci sayfada)
•rai değil, tıpkı tıpkısına iyice olmuş bir portakalın rengin-' deydiler.
Bu sabah olanları ve ondan
çıkacak hâdiseleri düşünerek gülüyordu.
İleride adamakıllı güçlüklerle karşılaşacağını, onları şimdiden hesaplıyarak, ona göre bir hattı hareket tayin etmesi
lâzmıgeldiğini de biliyordu. Bupu vaktiyle göze alması icabettiğini de biliyor-
du.. Fakat şimdi hiç bir şey düşünemiyeceğini hissediyordu. Her şey zihninde apaydınlıklı.. Bütün tasavvurları çoktan kurulmuştu. Şimdilik içinden sadece gülmek geliyordu.
Biraz düşünmeğe çalıştı. Fakat kayayı seyre dalarak her
şeyi unuttu. Bakışı, etrafındaki şeyleri idrâk edince gülmesi de kaldı. Yüzii bir tabiat kanununu andırıyordu. Öyle
bir şey ki ona sual sormak da.B nüfuz etmeğe çalışmak da.R merhametini tahrike çalışmak! da imkânsızdır. Çıkık elmacık! kemiklerinin altında zayıf ya-l naldan çükurlaşıyordu. Küll rengi gözleri soğuk ve sakindi.Ş] İstihfafla bükülen ağzı sinisi-kı kapalı idi. Bu ağız, bir cel-lâdın veyahut bir azizin ağzını andırıyordu.
Dalmış kayaya bakarken gözünün önünde yontulmuş taşlar, yükselen bir duvar canlandı. Bir ağaç gördü. Ve onu yontulmuş, levha levha kesilmiş olarak tasavvur etti. Kayanın üzerinde paslı bir izi farkedince de demir ocaklarını
hatırladı. Demiri erimiş ve a-kar halde göriir gibi oldu. Gökyüzüne çelik putreller resmedilmişti. İçinden:
..Bu kayalar, buraya benim için konmuş, diye söylendi.
Burguya, dinamite, sesime uymak için emir bekliyorlar. Kırılmak, yontulmak, onlara c-limlc vermek istiyeceğim şekli almak için beklcşiyorlar.u
olduğunu biliyordu. Bu sabah Stanlon’un Teknolojisinin mimarî şubesinden tardcdilnıişti.
Kuvvetle başım silkeledi. Birden sabahleyin olanı hatırlamıştı. Daha yapacak önle çok işi vardı ki.. -Kayanın kenarına yaklaştı. Kollarını kaldırdı. Ve altında uzanan gökyüzüne daldı.
Yüzerek doğru karşı sahile geçti. Elbiselerini bıraktığı yere çıktı. Etrafına acınarak bakındı. Stanton’da bulunduğu
üç yıldan beri, çalışmasından
ayırabildiği saatlerde, yüzmek, dinlenmek, düşünmek, yalnız olduğunu ve yaşadığını anlamak için hep buraya koşar gelirdi. Ve eline hürriyeti verilir verilmez de ilk yaptığı iş yine buraya gelmek olmuştu. Çünkü bundan buraya son gelişi
Üzerinde bir çok düğmeleri eksik bulunan kısa kollu göm-
miişümsü renkli geniş bir çukurdu.. Boş konserve kutuları güneşte pırıl pırıl yanıyordu. İlk evlerden sonra kilise göründü. Gotik tarzda yapılmış ahşap bir bina idi bu. Çiğ maviye boyanmıştı. Hiç bir şeye destek olmıyan sütunlarla ve sunî taştan bölmelere yekleştirilmiş pençerelerle süslü idi. Yollar hep buradan ayrılırdı. Bu yolların iki tarafında da bahçelerin içinde, girintili çıkıntılı, kulelerle, bacalarla, kubbelerle süslü ve kocaman
mail damlarının
miş gibi
ezil-
leğini, eski pantalonunu ve sandal biçimi ayakkabılarını çabucak giydi. Kayalıklar arasındaki dar bir geçitten geçe-
da caddeye vardı.
Güneşli yolda dünyaya metelik vermezmiş gibi, rahat ve çevik adımlarla hızlı hızlı yürüyordu. Uzaktan, Massa
Chussets sahiline uzanmış Staıı
ton görünüyordu. Bu küçük şehrin asıl gayesi, şu biraz kenarda. bir tepenin üzerinde yükselen muazzam enstitüye, o kıymetli taşa, mahfazalık etmesi idi.
Şehir bir çöplükle başlıyordu. Bu daima hafif tüten, gü-
vardı. Bir. mutfak önünde ağız ağıza d tenekesi duruyor,
duran ahşap evler
üzerine konmuş bir yastığa uzanmış yaşlı bir Pckinua köpeği ağzını bir karış açmış salyalarını' akıtıyordu. Bir kapının siperindeki iki sütunun
arasına asılmış çamaşırlar, rüzgârda dalgalanıyordu.
Howard Roark geçerken her kes dönüp ona bakıyordu. Bazı kimseler, bakışlariyle onu
takip ediyorlar ve
içlerinde
ııa karşı bir düşmanlık hissi
duyuyorlardı. Hiç bir muhakemeye dayanmıyan bir hisli bu.
(Devam edecek)
apalı, hem yazı yazıve-Iekette mütegal-Biz icad etmişiz! Mütegallibe diye bir kelime bilmiyorlarmış da biz öğretmişiz!
Bu memlekette azın azı yedi yüz senedenberi mütegallibe vardır. Çeşit çeşit, türlü türlüdür.
Selçuklular saltanatı pörsü-yüp sallanmağa başlar başlamaz bir acayip ayrılıklar ve aykırılıklar başlamış, yer yer, irili ufaklı gûya devletçiler türemiş. Bunlar Fatih gibi, Yavuz gibi büyük dirayet ve kudretler tarafından dağıtıldıktan sonra irili. ufaklı, havadan cıvadan derebeyliklere ayrılmışlar. Daha sonraları bunlar da lutunamayıt) başka şekillere inkılâp etmişler. Adları değişip şöyld böyle bir tek ad ü-zerinde birleşmişler. O da mü-tegallibedir. Fakat bu kelime kullanılmazdı. Yasak gibi bir şeydi. Abdülhaınit devrinde bu derebeyi bozuntuları şu namlarla anılırdı: Eşraf, ayan, mii-tehayyizan, mütemevvilan, na-kibüleşraf, meşayih ve dede-gân, ilcrû gelenler, bey, ağa ve
Bozula dağıla bu hale gelmişler. Her zamanda, her rejimde ve her devirde hükümet bu mütegallibeye dayanarak halkı ezmiştir. Devletle halk a-rasındaki her türlü münasebeti -hep halkın aleyhinde olmak üzere- bunlar temin etmişlerdir. Hükümetler bunlara hız ve imtiyaz verir, bunları itibara alır, bunların kanunsuz kuvvet ve baskısı ile ipliğini büküp bezini dokurdu. Tagallüp kökleşmiş ve mütegallibe çeşitli şekil ve mahiyet almıştı.
Abdülhamit devri geçtikten sonra Meşrutiyet devri geldi. Bu tagallüp ve mütegallibe meselesini ilk ortaya atan vatandaş; önce Manisa mutasarrıfı, sonra Halep valisi olan meşhur Hüseyin Kâzım Kadri bey oldu. Aleyhinde bulundu, kaldırıp halkı kurtarmağa uğraştı. Başa çıkamadı. Çünkü o devrin iktidarı da mütegallibe-yi tutmuştu. İşine öyle geliyordu. Çünkü aşağı yukarı kendisi de bir politika müte-gallibesi idi. Anadolu ve Ru-melideki tagallübü ve müte-gallibeyi kaldırmak çok güç bir işti. Onlara karşı kanun kuv-mek burunlarının kırılmasına yeterken onların kanunsuz ta-sallût ve kuvvetlerinden faydalanmak daha hoş geldi. Birinci Millet Meclisinin sonuna kadar bu, böyle sürdü. Cumhuriyetin ilk yıllarında muhtelif bir kaç darbe ile ortadan kaldırıldı ve kaldırılmasının ne kadar kolay olduğu meydana çıktı.
Fakat Atatürk'ün ölümünden sonra eski iktidar kalıbı, kıyafeti, kafayı değiştirince tagallüp ve mütegallibe tekrar meydana hortlatıldı. O kadar ki, eski iktidar ve hükümetleri bu mütegallibenin elinde oyuncak oldu. Belki de iktidarı ellerine geçirenler, mü-tegallibeyi kukla gibi oynattılar. Yapılan her hezeyanda mütegallibenin himmeti,* hizmeti, muaveneti vardır. Müte-gallibcyi (mahalli minik diktatörler) , diye tarif edersek a devrin en tek, ,en büyük ve her tarafa müstp'li mütegallibesi-nin İnönü oİduğu görülür. Mii-tegallibcljği .istemiyorlarsa, önce onu tfipüzleyip bertaraf etsinler, otjdan sonra bize çatsınlar! I)urun ,bakalım, dün bir bugün,,iki! Mutlakiyetçi padişahları başlarında durup dururken no diye demokrat milletin içijıdçu gelip iktidara geçen demokrat iktidara lâf atı-
Henüz bu konuyu ele alacak zaman bulmuş değiliz. Fakat kendi mütegallibeliklerinden taptaze misaller ve masallar söyleyebiliriz. Bir çiftini özet-liyelijn de görsünler, mütegallibe kimlerpıiş...
Aka GÜNDÜZ
TAKVİM
14 Aralık 1950 — Perşembe Rumî: 1366 — Aralık 1
Hicri: 1370 — R. Evvel 4
Ezani
NÖBETÇİ ECZAHANELER Halik, Erenköy, Gülhano
14/12/1950
ZAFER
Sayfa: 3
DışPolitika
Maginot hattı
Uzakdoğu hâdiseleri karşısında, anbean ürpertiler geçiren müdafaasız Avrupa, çaresizliğin duyurduğu bir yeisle; eski defterleri karıştırmakta ve herhangi bir tutamak bulmak için gayret sarfetmektedir. Eski alacaklılar alacaklarını istiyorlar. Borçlular temerrüd yolunu tutmuşlar, vermiyorlar. Vaktiyle hibe olunan gemiler, ariyet verilen tankların hesabı ortaya çıkıyor. Küçük bir mantar tabancasının dahi nerede ise demirbaş kaydı yapılacak.
Ortada hemen hiç bir mal mevcut değilken çıkarılan bu gürültü, bu hazin telâş içinde Fran-, sızlar, her zaman olduğu gibi, yine orijinal bir fikir buldular: Maginot hattını tamir edecekler ve bundan faydalaııacaklacmış.
Bir zamandır Fransız umumî efkârını yakından ilgilendiren bu tasarı üzerinde ciddî surette faaliyete geçilmiş bulunmaktadır. Fransa’nın bugünkü anayasasına göre ayan meclisi yerine kaim olan cumhuriyet konseyinin savunma komisyonu, Maginot hattının ne âlemde olduğunu tel kik etmek üzere mahalline biı heyet izam'etmiş ve bu heyet tetkiklerinin neticesini muhtevi raporunu hükümete tevdi eylemiştir. Saint - Avold’daıı Wis-sembourg'a kadar 200 kilometre üzerinde uzanan hattın belli başlı noktalarını inceliyen komisyon üyelerinin hemen müttefikan ifade ettiklerine göre, hat henüî sağlamdır ve kullanılabilecek bir durumdadır. Komisyonun kanan-tmca, bu hattın inşası için 200 milyar sarfedilmiştir. Bu parayı bir beton ve demir yığını halinde bırakmak doğru olamaz. Zira bu zamanda bir ağır tank bile 100 milyona (frank)' malolurken Maginot gibi devasa bir müdafaa şeddini, — uzmanların hesaplarına göre — maliyetinin yüzde beşini harcamak suretiyle de olsa, mutlaka tamir etmek, bu halde bırakmamak gerekir.
Fransa’da bu hususta müsait bir cereyan uyandığı anlaşılıyor. Nitekim, ciddî Fransız gazetelerinin bildirdiğine göre, Savunma Bakanlığı ve kurmay erkânı arasında da bu tasarıya taraftar olanlar mevcuttur.
Zeki insan bir tecrübe ile iktifa eder, diye bir söz vardır. Çok zeki bildiğimiz Fransızların, geçen harpte bir kere tecrübe etmiş ve malûm neticeyi almış ob dukları işbu Maginot hattı üzerinde esaslı teemmülde bulunacakları şüphesizdir. Bununla beraber, hatıra gelen bir suali sormamak da mümkün değildir:
Maginot hattının onarılması, bir bakıma, müşterek Avrupa müdafaa sistemini reddetmek değil midir? Zira, bizzat Fransa'nın da uzun münakaşalardan sonra kabul ettiği esasa göre, Avrupa müdafaa sistemine Batı Almanya da alınmış ve müdafaa sahası da Rhin ile Elbe arasında tasarlanmış bulunmaktadır. O halde Fransa ile müttefik Almanya arasındaki bu muazzam müdafaa hattının tekrar tamiri ne demek oluyor? Fransızlar buna neden lüzum görüyorlar? Bu, yalnız Fransa’nın Almanya karşısındaki ananevi korkusunu ifade etmekle kalmayıp, kanaa-tımızca bütün müşterek Avrupa müdafaasının psikolojik veçhesini belirtmektedir. Daha evvelki yazılarımızda da izaha çalıştığımız gibi, Avrupa müdafaası için gerekli silâh, malzeme ve (nsan durumu kötüdür. Fakat bundan, bu maddi müzayakadan daha tehlikeli bir hal vardır ki, o da, geç gelen silâhları kullan-miya AvrupalIların çok az niyetli olduklarıdır. Bu durum, AvrupalIlarda kendi başının çaresine bakmak kaygısını uyandırmıştır. Bu, en azdan, Fransa i-çin varittir.
Almanya ile hemhudut olan ve malûm cefaları çekmiş bulunan bir memleketin, ayrıca İngiltere gibi sadık bir refiki de olursa, bu endişesi bir dereceye kadar haklı sayılabilir.
Mücahit TOPALAK
Kore ihtilâfı siyasî komisyonda
Ateş kes emrinin verilmesi için teşebbüs
Amerika şerefli bir ateş
Sovyet Murahhası Malik, Genel Kurul Başkaniyle görüşürken
Poris Radyosu, (Basın - Yayın) — Birleşmiş Milletler siyasî ko-
misyonuna, Arap ve Asya mem-
leketleri tarafından iki takrir sunulmuş bulunmaktadır. Bunlardan birincisi 13 ler tasarısı olup, Kore'de ateşin kesilmesi ve askerî
mütarekeyi gerçekleştirmekle va-
zifeli üç kişilik bir komisyon ku-
rulmasını derpiş etmektedir. 5 a-
leyhte ve dört müstenkif oya kar Sı siyasî komisyon kırk altı oyla bu birinci takriri tercih etmek kararını vermiştir. İkinci takrirde
ise, Kore’de barışın kurulabilmesi için bütün Asya meselelerini inceleyecek olan bir tahkikat komisyonun kurulmasını istemektedir. Bu teklif, komünist Çin'in U-
Fransada seçim reformu
Başbakan bu konuda çoğunluk liderlerde görüşüyor
Paris Radyosu, (Basın - Yayın) — Fransız Başbakanı RenĞ Pleven bu sabah, çoğunluk grupu başkanlan ile görüşecektir. Seçim reformu tasarısı da, koşunulacak olan mevzular a-rasında bulunmaktadır. Rene Pleven dün öğleden sonra çoğunluk grupu liderleri ile, silâhlanma programının finansmanını derpiş eden kanun tasa rısını hazırlamak için bir toplantı yapmıştır. Çoğunluk partileri başkanlan, silâhlanma pro gramı hakkmdaki tartışmalar tarihini 20 aralık çarşamba günü olarak tesbit etmişlerdir.
(Dünya Basınından! I— hulâsalar —-I
İmtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına Başmuharrir MOMTAZ FAİK FENİK
Bu Nüshada Yazı İşlerini Fiilen İdare Eden
Fatin Fuad
Basıldığı Yer: Güneş Matbaası — Ankara
İngiliz Basını:
Bu sabahki İngiliz gazeteleri, Attlee'nin Londra’ya avdetinden sonra, Avam Kamarasında söylediklerini ele almakta ve Başkan Truman ile yapılan görüşmelerin iyi neticejer verdiğini kaydetmektedirler.
İşçi partisinin organı olan Daily Herald gazetesi, Avam kamarasında cereyan eden müzakerelerden dolayı duyduğu memnuniyeti belirtmekte ve bu münasebetle İngiltere’nin dünya o-laylaıı karşısında partiler üstü bir siyaset güttüğünü bilhassa kaydetmektedir.
Daily Graphic gazetesi, İngiltere ile Amerika arasında biı anlaşmazlık meydana getirmek için, Rusya’nın bundan böyle de beyhude gayretler sarfedeceğini belirttikten «onra, durumdan son derece memnun kaldığmı yazmaktadır.
Nem C’hronicle gazetesi, u-lınumî menfaat bakımından atom bombasının kullanılmasının "bel-
ki de zarurî olacağını, fakat bunun için ilgililerin fikirlerine mü racat etmek gerektiğini belirtmektedir.
Daily Mail gazetesi, atom bombasının, müttefiklerin elinde (
Yalanlara inanmayalım!;
Lç ore'de bulunan arslanlanmızııi hârikalar yarattığı ( ■ • hakkında her gün yeni yeni haberler, yazılar gelmek- ;
te, bu da Türk olmak dolayısiyle hepimizin göğsünü iftiharla kabartmaktadır.
Bu vesile ile bütün dünya matbuatı, hattâ Fransa’daki ( komünist gazeteleri bile birliğimizi övmekte, tarihimize ya- ( kışan ve yayılan şöhretimize lâyık, bilgili, cesur ve kahra- ) man askerlere malik olduğumuzdan dolayı, milletimizi leb- J rik etmektedirler.
işin dış tarafının bu şekilde olmasına mukabil, içteki ( manzarası maalesef böyle değildir. (
Daha birliğimiz, ana yurttan ayrılmadan başlıyan sinsi ( propaganda, gün geçtikçe ağırlaşmakta vo âdeta bozguncu ( bir mahiyet almaktadır. İlk günler, hükümet kararının bü- ‘ yüklüğünü ve taşıdığı mânayı kavramış olduklarını gösterir ( şekilde hareket eden er ve subayların aileleri, bir iki gün ( içinde tavzif edilen hususî elemanlar vasıiasiyle zehirlen- ( mek istenmiş ve bunda muvaffak olunamıyacağı anlaşılın- J , iş köylere kadar genişletilmiştir.
Bugün ise. duyduğumuza göre, propaganda dairesi köy ( 1 kazalarda tam randımanla işlemekte şehit adedinin yük- ( sek olduğu, yaralıların binleri bulduğu hakkında türlü ri- ( vayetler yayılmaktadır. J
Bu yalan haberlerin ne maksatla çıkarıldığını, bir iki ' gün evvel ortaya alılan ve muhalif geçinenlerin hezimetiyle ’ sona eren gensoru meselesinden de anlamak kabildir. J
Bu gibi- propagandaların, arkasını kesmek, ancak bir ’ resmî tebliğin neşri sayesinde kabildir. Alâkadar makamla- ( rın bunu nazarı dikkate alarak, kaiî haber gelir gelmez, ( derhal vatandaşlara bildirerek yaratılmak istenen havanın ( düzeltilmesine çalışması lâzımdır kanaatindeyiz. '
Hikmet YAZICIOĞLU J
Zonguldak ziyafeti
zak oğu meselelerinin heyeti u-mumiyesi üzerinde cereyan edecek olan müzakerelerde yer al-
masını kabul etmeyen Birleşik Amerika'nın itiraziyle karş.taşmaktadır.
Buna mukabil Amerika hükü-
meti, bir Amerikan
sözcüsünün
bildirdiğine göre, Birleşmiş Mil-
letler kuvvetlerin güvenliğini şe-
refli şartlarla sağlayan bir ateş kes emrini kabule hazırdır.
Siyasî komisyon bu sabah, 13 lerin tavsiyesince üçlü bir komisyon kurulması' meselesini ele a-lacak Kore’deki muhasamata son verilmesi hususundaki incelemelerine devam edecektir.
Bevin Brüksel’e gidecek
Bakanın Atlantik Konseyinde bulunacağı bildiriliyor
Paris Radyosu, (Basın - Yayın) — İngiliz Dışişleri Bakanı Ernest Bevin, 18 - 19 aralık tarihlerinde Belçika başkentinde toplanacak olan Atlantik Paktı Konseyinde hazır bulunmak ü-zere muhtemelen pazar günü Brüksel’e hareket edecektir. A-merikan Dışişleri Bakanlığının sözcüsü, Amerikan Dışişleri Bakanı Dean Acheson’un da Brük sel'de, Atlantik Paktını imza eden devletlerin yapacakları toplantıda hazır bulunacağım teyit ettikten sonra, Amerikan Dışişleri Bakanının bu seyahatinin, Almanya da dahil olduğu halde Avrupa memleketlerinin, karşılıklı müdafaa gayretlerine iştiraklerini arttırmak amaciyle bir Avrupa kuvvetinin kurulması yolunda elde e-dilmiş olan cesaret verici sonuçlardan sonra kararlaştırılmış olduğunu beyan etmiştir.
12 ler genelkurmay başkan-larından müteşekkil olan Atlantik Paktı Askerî Komitesi, dün Londra’da iki defa toplanmıştır. Almanya’nın Atlantik müdafaa sistemine iştirakini derpiş eden tasarı, 20 aralık tarihinden itibaren, Almanya’daki Yüksek Müttefik Komisyonuna sunulacaktır. Yüksek Komisyon bu tasarıyı, Bonn’daki Federal Alman Hükümet temsilcilerine tevdi edecektir.
(Bas tarafı 1 incide) çıkan, Kamutayın 8 Aralık tarihli müzakerelerine ait özette, Zon guldak milletvekillerinden Baş-ol’un bir soru önergesi vesilesi ile konuşurken Zonguldak’da verilen bir ziyafetten bahsettiği ve bu ziyafette diğer bir takım bakan ve milletvekilleriyle birlikte benim de bulunduğum yazılmıştır. Kanunun tarif ettiği şekilde cevabımı yayınlamanızı rica e-derim.
Zonguldak Maden İsçileri Sen dikası, 1949 kongresine beni de çağırmıştı. O zamanki İçişleri Bakam Profesör Erişirgil ile İstanbul milletvekili arkadaşım Ali Rızâ Ari’nin ve daha bazı milletvekillerinin katıldıkları bu kongrede ben de bulundum ve bir konuşma yaptım. İsçilerimize kendileri için 6 yeni kanun hazırlamakta olduğumu söyledim. Bu kongrede söylediğim ve bay Basol’un istihfaf ettiği nutuk bahtlı ç)ktı. Çünkü bu tarihler» 13 ay sonra Çalışma Bakanlığın dan ayrılırken bu nutukta yapılan vaitlerin hepsi yerine getirilmiş ve bahsedilen altı kanun çıkarak yürürlüğe girmişti. Gelecek zamana ve nesillere iyi miras olarak bugün bolca söylenmekte otan küfürleri, yatan ve iftiraları değil, ancak bu nevi kanunları ve bunların getirdiği zihniyeti bırakacağız.
İşçi kongresi bittikten
aksam yemeği için bir arkadaşımızın evine gitmiştik. Yemekte Sendikanın da kongreye gelen isçi temsilcileri için bir ziyafet tertiplendiğini, bu ziyafette iki ses sanatkârının da şarkı söyleyeceğim, ziyafet salonuna bizim de uğramamızın isçi arkadaşlarımızı sevindireceğini haber verdiler. On bir sularında biz de toplantıya gittik. Bir buçuk saat kaldıktan sonra veda edip ayrıldık. Satan isçi temsilcileri ve diğer davetlilerle hın-
Yugoslavyada af
Londra Radyosu (Basın - Yayın) — Belgrad radyosunun dün akşam lıaber verdiğine göre, Yugoslav hükümeti halen hapiste bulunan 177 siyasî mahkûmu
serbest bırakmağa karar ver-
müessir bir silâh olarak bulunduğundan, komünistlerin bunun kullanılmasına aleyhtar olduklarını ve bu silâhın kullanılmasında müşterek hareket edilmesi gerektiğini yazmaktadır .
Dünya’nın aynası:
Afrikada korkunç bir iskelet mezarlığı var
Mezarlığın manzarası karşısında pilotun saçları bembeyaz kesildi
Size bir eıfsaneden veya ha-1 yâlî bir ülkeden bahsedecek değiliz: Güney - Batı Afrikada, Kalahan ve Caprici steplerinin beyaz kumlarının ötesinde, dünyada eşi olmayan bir mezarlık vardır. Burası, Angola Tropikal ormanlarının hudutları üzerinde t&sekkül etmiş bir çamur gölüdür. Burası, ceylân sürülerinin, fillerin, mandaların, rast-gele bir gezinme sonunda, hayatlarım terkettikleri yerdir. Yerlilerin «Etosha Pan) dedikleri bu
fif bir şekilde dağlıktır ve yılankavi bir yol. Çalılıklar arasında uzanıp gider. Vaktiyle, bu yol dan yapılan seyahatlar, göle gelince yukarıda kalmışlardır. Bir çok büyük arabalar, gölün kıyılarına kadar dcyonmı$larsa da, onu kat'edememişlerdir. Muh temelen, gece yollarına devam eden bazıları, bu çamura saplanıp kalmışlardır. Filhakika, böyle bir arabanın, sahipleıriyle bir-
lîkte çamura gömüldüğü tesbit edilmiştir.
Bu gölün korkunç manzarasını gördükten sonra, bazı masalların dehşet verici manzaralarının var olduğuna inanmamak el de değildir. Etosha Pan, Afrikada olduğu kadar, Avrupada da dehşet uyandıran bir isimdir. Zira bu isim, ölüm, azap ve dehşet) ifade eder.
N. Nihad ULKEKUL
cahınç dolu idi.
Biz orada iken terbiye ve nezakete uymıyacak hiç bir hareket olmadığı gibi biz ayrıldıktan sonra da vukuunu işitmedik.
Sendikanın bu ziyafet için ne masraf ettiğini ve şarkı söyliyen saatkârlara kaç para verdiğini bilmem. Başol’u duyduğu ve ifade eylediği rakamlarda bir yanlışlık olacağım tahmin ve böyle olmasını da temenni ederim. E-ğer sendikanın bir kaç memuru bu vesileden istifade ederek dürüst olmayan bazı hareketlere kalkışmışlarsa onlar hakkında da gereken muameleleri tatbik etmek ba$ka sendikanın kendisi olmak üzere herkes için vazife olur.
Bunun d.şrnda olarak da bir işçi topluluğunun yıllar boyunca bir kere, bir kongreden sonra bir lokalde oturup yemek yemiş, yemekle birlikte içki içmiş ve bu orada şarkı dinlemiş olmalarım onlara çok görmemelidir. Bu sırada aynı şehirde bulunan iki bakan ile bir kaç milletvekilinin de bu isçi arkadaşlarının arasına katılmalarında ve bir iki saati onlarla birlikte geçirmelerinde vatandaş idrakinin kınayacak bir taraf bulmasına imkân yok -
Rejat Şemsettin Sirer
Sanat Enstitüsü mezunlarının askerliği
Sanat Enstitüsü mezunlan hakkındaki kanun tasarısı Büyük Millet Meclisi gündemine alınmıştır.
Yine bu mevzudaki Danıştay kararı talebeler lehine neticelenmiş fakat bir kere de Yüksek Askerî Şûra tarafından incelenmesine karar verilmiştir.
Diğer taraftan İstanbul vo İzmir’de bulunan talebeler de Askerî Yargıtaya müracaatla 4479 sayılı kanundan faydalanmayı istemişlerdir.
, yer, insanlar ve hayvanlar için hakikî bir ölüm kapanıdır. Burası, ismi sadeceı dehşet ifade e-den bir ölüm ve işkence yalağıdır.
Etosha Pan'a vasıl olmak için, olduğu gibi otlar içine gömülmüş otan bir gölü aşmak icabeder. Zararsız bir yermiş hissini veren haricî görünüşü altında en büyük ve korkunç bir tehlike saklayan bir göl. Zira, bu gölü a$ıp, karsı sahile kavuşmak isteyen hiç bir insan vq hayvan asta geri dönmemiştir.
Uzun müddet yerliler, müthiş ilâhların, Etosha Pan’a kadar gitmek cür’elini gösteren ihtiyatsız canlıları esir aldığım sandılar.
Buralarını müstemleke haline, sokan yabancılar, bu gölün kat'î mahiyetini açıklamak imkânlarını ancak, tayyareciliğin tekâmülü sayesinde elde ettiler. O da, gölün üzerinde pek alçaktan uçmak suretiyle. Bu* maceraya ilk olarak atılmak cesaretini gösteren bir pilot, bir saat içinde saçtan ağarmış ve hummalı bir hastalığa yakalanmış gibi, ateşler içinde döndü.
BİR İSKELET ORMANI
Bu pilottan sonra, ayni tecrübeyi tekrarlamayı göze alanlar oldu. Bir grup, tayyare ile gölün üzerinde uçtu. Mehtaplı bir gece idi. Belli belirsiz izlerle kaplı, geniş ve düz bir arazi gördüler. Cöl rüzgârları ile beyazlaşmış otan milyonlarca iskelet, ay ışığı altında parlıyordu. Birbirine karışmış, rast-gelo dağılmış olan bu yığın, geniş bir kemik ormanı hissini u-yondıryordu insanda. İnsan böyle bir manzara ile karşılaşınca, gözlerine inanamaz âdeta. Mehtapsız bir gecede, uzak yıldızların zayıf ı$ığı altında, bu iskeletler, fosforlu imişler gibi
parlıyorlardı. Anlaşılan, çamur, iskeletleri kaldıracak kadar ku-v&tliydi. İskeletler arasında çok hayvanları ayırt etmek kündü. At gibi hızlı koşan büyükçe gazeller, harbeasflar, at
ÇOCUK SİNEMASI
Saatları değişti
14 15,20 16,30
Her cumartesi
Küçük Tiyatroda
Her yer 25 kuruş
(Ayrıca 2 kuruş belediye resmi) Veliler de çocuklarla beraber gelebilir.
■' Biletlor hafta içinde YAPI ve KREDÎ Bankasının ' Yenişehir ve Anafarialar Şubelerinde ve Küçük Ti-) yairo'nun gişelerinde satılmaktadır.
Yapı ve Kredi Bankası
Meclis komisyonları
ANAYASA KOMİSYONU — Bu güıı saat 10 da.* Manisa milletvekili Kflzım Taşkent ve Erzurum milletvekili Emrullah Nutku nun içtüzüğün 22 inci maddesini nde&lgtirll. mesi hakkında tüzük tekliflerini görüşmek üzere.
ANAYASA ve ADALET KOMİSYONLARINDAN KURULAN KAR. MA KOMİSYON — Bu gün saat 10 vekillisi dokunulmazlıklarının kaldırılması hakkındaki dosyaları tetkik etmek üzere,
CEÇtCt KOMİSYON — Bugün saat 14 de, Kastamonu milletvekili Şükrü Kerlmzadenln şaraptan alı. nacak müdafaa vergisi hakkındaki 2460 sayılı kanuna ek kanun teklifini görüşmek üzere,
GÜMRÜK ve TEKEL KOMİSYONU — Bugün saat 10 da,
Etimesgut'tan malzeme çalanlar
Hava Kuvvetleri Komutanlığı Etimesgut alanına ait malzeme deposundan 2 kamyon motörü, 16 kamyon lâstiği ve 25 kutu hidrolik yağı alarak itfaiye mey danında bir handa buldukları müşteriye satmak üzere iken 2 nci Şube memurları tarafından yakalanan Kadri Koray, Necati Savaşan, Haşan Kaya ve Kemal Tilki'nin ilk duruşması dün, Hava Kuvvetleri Mahkemesinde yapılmıştır.
İfadeleri alman sanıklardan üçü, itiraflarda bulunmuşlar ve kendilerine isnat edilen suçları kabul etmişlerdir.
Mahkeme, diğer sanığ.n ifade-
sinin alınması ve bazı hususların
tahkiki için bugün saat dokuza talik edilmiştir.
Halk şairlerinin şiir savaşı
Ankara Halkevinde 16 aralıkta memleketirf muhtelif bölgelerinden gelen halk şairlerimizin karşılıklı şiir savaşı vardır. Bu çok enteresan savaşa bilhassa Erzurumlu Cihanı, Sivaslı Agâhi’nin torunu Ali Erdoğdu; Karslı Aşık Dursun ile Ali izzet iştirak edeceklerdir.
5
Sayfa ı 4
ZAFER
14/12/1950
[LÂLE/SULTÂN
Yazan : Zuhuri DANIŞMAN
Tefrika No: 63
C.H.P. Parti
^asmakaleden devam:
Tahsin Yazıcının
Mecliste dünkü müzakereler
Artık karar verilmişti. Ne olursa olsun sabaha kadar bekliyecekler
Ocaklı sofayı, Valide taşlığına ve oradan da Altın Yol denilen avluya bağlayan kapılarda esrarengiz gölgelerin kımıldadığı hissediliyor.
Fısıltılar, telâşlı ve düşünceli çehreler görünüp kaybolu-
tnce uzun boylu bir Zencinin arkasından, zarif ve mütevekkil bir cariyenin sürüklendiği, bazan da hıçkırıkların bo ı ğulduğu duyuluyor.. |
Kızlarağası kapısına açılan Kuşhane meydanında, Ağalar-camiinin duvarları dibine sıralanmış saray muhafızlarının gölgeleri kımıldamaktadır.
Arz odasının bulunduğu ü-çüncü avluda iri gövdeli, pala bıyıklı Baltacıların dolaştığına şahit oluyoruz.
Servilerle süslenen ikinci avluda ise, o güne kadar görülmemiş bir sükûnet hüküm sürmektedir.
Yalnız sarayın Hırkai Saadet dairesine bitişik olan kısmında anlaşılmusı güç bir faaliyet, bir gidip geliş, bir telâş ve asabiyet göze çarpıyor.
Yalnız bu kısımda kristal fenerler içinde ışıkların yanıp söndüğü görülüyor.
Sarayda bu gece bir fevkalâdelik var!..
ne bakarken çoktan günün dağdağalı ve fecî manzaralarını unutmuştu. Fakat hâdiseler onu bu uykusundan uyandırdı.
Gece yarısını geçmiş, sabah olmağa başlamıştı. Ta uzaklardan mânası anlaşılınıyan bir gürültü geliyordu. Ayni zamanda sarayın has odalılar kısmında da garip bir kaynaş-
Kız hafifçe silkindi.
— Bu sesler ne?
Diye sordu. Murad nefesi tıkanmış bir halde idi. Hiç bir şeyin o dakikadaki saadetini bozmasını istemiyordu:
— Ben bir şey işitmiyorum.
— Ben de işitmek istemiyo- I
— O halde..
(Sonu var)
Veteriner öğrencileri
r
geniş
(Baş tarafı 1 incide) I fade etmek için gösterdiğimiz Fa- ı büyük arzuların bazı gazetelerden işitilmiş olan Dekanlığın beyanatiyle isteklerimiz tamamen tahrif edilmekte ve arzularımız başka cephelerden mütalâa edilmektedir.
Bu hususun gazeteniz vasıta-siyle tekzibini rica ediyoruz.
Ankara Üniversitesi Veterine^ Fakültesi öğrencileri adına
toplanan Veteriner, Orman külteleri, Türkiye B.M.M. kara-riyle 947-48 tarihinde Veteriner ve Ziraat Fakülteleri Ankara Üniversitesine Orman Fakültesi de İstanbul Üniversitesine bağlanmakla; fakültemiz, muhtar bir muhite intibak etmiş oldu.
Her Fakültenin Prof., Doçent ve Asistanları, Ünıyeısite muhtariyetinin bahşettiği maddî ve manevî haklardan tatminkâr surette istifade etmişler. Bu me-yanda aynı akademik haklardan öğrencilerin de azamî istifadesini sağlamayı gaye edinen ve bilen Orman, Ziraat Dekanlıklarının, öğrencileri hakkında ye ni yönetmelik hazırlamış ve yürürlüğe girmesini sağlamış durumdadır.
Bu yönetmelikler gereğince öğrencilere, sömestre usulü kabul edilmiş, genel olarak onların en küçük menfaatleri, göz önünde tutulmuş; yersiz mağduriyetleri önlenmiş .sistemli bir tarzda Fakülteyi ikmal hususları sağlanmıştır.
Fakültemiz öğrencilerinin durumuna gelince: Henüz üniversitenin talebeye tanımış olduğu, birçok Akademik haklardan mah rum bırakılmaktadır. Bugüne kadar yapılması zauıî olan öğ-, renci yönetmeliği maalesef hazırlanmamış, bunun yerine üni-vcısiter zihniyetten tamamen uzak olan sabık Y.Z.E. yönetmeliği yürürlükte bulunup, mağ duıiyetlerimizc sebep olmaktadır .
Halbuki Ankara ve İstanbul üniversitesine bağlı Fakülte öğrencilerinin istifade ettiği A-kademik haklara bu suretle Orman ve Ziraat Fakülteleri de ka kavuştukları halde; öğretim üyelerimizin kanaatimizce klasik görüş ve telâkkilerinden ötürü, tahsil hayatımızda hepimiz için iyi neticeler vermekte rol oynayan bu iyi niyet mahsulü, haklardan mahrum bırakılmaktayız.
Mezkûr dilekler dekanlıktan defalaı-ça istendiği halde menfî olarak cevaplandırılmıştır. Şimdi ise, dekanlığımızdan aşağıdaki makul ve yerinde olan isteklerimizin bir an önce kabulünü istiyoruz.
I — Sömestre usulünün en; kısa zamanda kabulü ve bu u-sulden 949-950 ders yılı güz döneminde Sınıfta kalmış bulunan mağdur ve sefil durumdaki arkadaşlarımızın istifadesinin sağ lanması.
II — Beşerî tababeti tedris e-den İstanbul ve Ankara Tıp Fakültelerinde üssü mizan diye bir şey yoktur, Fakültemizden de bunun kaldırılması .
III — Derslerimizin, fazlaca teferruatla ağırlaştırılmış olmasından dolayı 'gerekli istifadeyi, sağlamıyan yabancı dil dersinin üç yıl içerisinde muvafık bir u-sulde görülmesi.
IV — Ders kitaplarının yokluğu, bizlerin ancak not tutmak şeklinde derslerin hazırlanmasını icap ettirdiğinden bu kitapların dekanlık tarafından bastırılması .
V — Günlük ders saatinin fazla oluşundan dolayı ders hazırlama imkânları yoktur, bunun beş saate indirilmesi.
NOT: Dileklerimiz kabul edilip Resmî Gazete ile ilân edilmesine ve resmen tebliğine kadar fakülteye hiç birimiz devam etmiyeceğiz.
A. Ü. Veteriner Fakültesi Öğrencileri
Diğer taraftan delegeler dileklerinin bazı gazeteler tarafından tahrif edildiğini ifade eden şu yaz.ıyj göndermişlerdir : Zafer Gazetesi Yazı işleri
Müdürlüğüne
Fakjiltemiz talebelerinin Dekanlıktan istedikleri beş maddelik dileklerini gazetenize göndermiş bulunuyoruz. Üniversite-
Rus kamplarının
Artık çoktan gece yarısı geç miştir. Kuleli, mazgallı Top-kapı sarayının üzerine, gecenin kalın esrarı iyice öltülmüş-
Sarmaşıklaı ın sardığı Asma-mabahçede bir gölge belirdi.
Ürkek, mütereddit bir gölge. Ve onu bir başkası takip etti. «
İki gölge, sarmaşıkların en sık olduğu köşeye âdeta gizlendi, birbirine sarıldı.
(Gelmiyecek.. Gelmiyccek değil mi ?)
Bunu, bu kelimeleri söyli-yen, genç bir kızdı. Onun ipek saçlarını okşadı ve güzel başını omuzlarında uyutan diğer
(Gelecek kızım., diye âdeta inledi. Her halde gelecek..)
(Ben, onun gelmesini iste-miyorum..)
Yaşlı kadın hayretle silkin-
di:
(İstemiyor musun? Sen mi?
Sen mi istemiyorsun?)
(Onun bu kanlı işlere karışmasını istemiyorum.
(Ama onu göreceksin..)
(Hakkın var kalfa.. Fakat...) Genç kız sustu. Safiye kalfa da susmuştu. İkisi de onu bekliyorlardı. Ne pahasına o-lursa olsun o muhakkak gelecekti. Çünkü söz vermişti.
(Bekliydim kızım. Gelmesi
lâzım.)
Yine beklemeğe başladılar.
Dakikalar, ~ saatler geçiyor ve gece gittikçe güneşe doğru yaklaşıyordu.
Hırkai Saadet dairesinin arkasındaki odalarda ışıklar mah murlaşmağa başladığı bir sırada birdenbire genç kız irkildi:
(Bir ayak sesi var..)
(Bekliydim..)
Ve uzun boylu bir adam, şimdi taşlıkta etrafı gözlüyor.
(Odur..)
Evet o idi.. Bu gelen, Murad Ağa îdi. Safiye Kalfanın omu^ lavına yaslanmış olan genç kız telâş ve heyecan içinde idi. Sarayda da Yeşil Entarili Kız diye anılan bu zarif kız artık kendine malik değildi.
(Ne için geldin?.)
Diye âdeta ağlayarak sordu.
Delikanlı cevap verdi:
fSen öyle istemiştin..)
(Hakkın var.)
(Seni görmediğim günlerin azabını sana anlatmağa geldim.)
Genç kız başını önüne eğdi. Şimdi tarifi imkânsız bir hülya âlemine dalmıştı. Yıllardır aradığı, hasretini çektiği adam şimdi yanında idi.
Safiye Kalfa, yavaş yavaş çekildi. İki sevdalıyı yalnız bı-
Mehtap, sarmaşıkların arasına gizlenmişti. Asmabahçe loş ve kimsesizdi. Delikanlı yaklaştı. Muhakkak ki ikisinin de birbirine söyliyecek çok şeyleri vardı. Asma dalları arasından sıyrılan mehtap, Yeşil Entarili Kızın güzel ve asil çehresine vurdu.
Murad, bu güzellik âbidesi- nin akademik haklarından isti-
ıçyuzu
(Bas tarafı 1 incide) /acı iki ki-eserlerinde içyüzünü insanların,
saca hatırlatalım: Dâv tap yazıyor ve bu Rus kamplarının fecî açıklıyor, Rusyada mahkeme karan olmaksızın, N. K.V.D. tarafından sürüldüklerini yazıyor «les Lettres Françaises» komünistlere has ısıncı üslûpla Rusyanm müdafaasını üzerine alıyor ve Rousset’yi yalancılıkla itham ediyor. Muharrir de hakaret dâvası açıyor ve şahitler göstererek ydzdıklarınm doğru olduğunu ispat edeceğini bildiriyor. Duruşmalara başlanıllyor, komünistler, her biri Rus kamplarının cefasını çekmiş olan şahitlerin dinlenilmelerine mâni olmak için, çeyrek asırdan beri Fransız adliyesinde görülmemiş bir harekette bulunuyor, yargıçlar heyetini reddediyorlar. Usul hakkında uzun münakaşalar, yeni duruşmalar... Nihayet «Les Lettres Françaises’in» red talebi kabul edilmiyor ve dâvaya devam olunuyor.
Rus kamplarına ait ilk faciaları anlatan $ahid, Mme. Elinor Lip-per adında zayıf, Fransızcayı güçlükle konuşan ve o kamplarda çektiklerinin acısını hâlâ yüreğinde hisseden bir kadın oldu. Komünistlerin avukatları, şahidi konuşturmamak için ellerinden geleni yaptılar; fakat bu kadının söyledikleri ile meşhur de -mirperdenin aralanmasına mani olamadılar.- Mme. Lipper şöyle dedi:
«— Orada, binlerce insanla beraberdim. Binlerce insan ki, tevkif edilmeden ve edildikten sonra ne mahkeme huzuruna çıkarılmışlar, ne de bir hâkim yüzü görmüşlerdi. Bizi hayvan vagonlarında, hayvan ambarlarında sevkediyorlardı.
Bulunduğumuz yerin adı Koly-ma idi. Altın madenlerinde çalıştırılıyorduk. Verilen işi yapmaya mecburduk, aksi hareketin cezası, harpte kurşuna dizilmek, sulhta pn sene fazla ceza çekmekti. Günde on iki, on dört saat sıfırın altında 50 derece soğukta çalışıyorduk ve düşününüz ki Kolym’da kış sekiz ay sürer. İnsanî hiç bir şart yoktu. Kadınlar yon bellerine kadar karın içinde, odun keserlerdi ve önünüze atılan bir lokma kuru ekmek, yaptığınız işin beğenilip, beğenilmemesine bağlıydı. Eğer az iş çıkarqbilmişseniz, ekmeğinizi daha az verirlerdi. Böylece vücudunuz daha da zayıf düştüğünden, ertesi gün randımanınız daha da az olur, daha da ufak parça ekmek alırdınız. Sonunuz, açlıktan ölümdü ve ölüm nisbeti, senede % 30 u geçiyordu.»
Mme. Lipper’in sözler), «Les Lettres Françaises» in avukatları tarafından mütemadiyen kesiliyordu. Derginin sahipleri Clan-de Morgan ve Pierre Daix de söz alarak, Rusyayı uzun uzun methettiler, fakat şahitlerin dinlenilmesine mani olamadılar. Duruşmaya yârın devam edi-
değil tröst’diir
Büyük Millet Meclisi binasını 1926 yılındanberi, hodbehod işgal etmek, sonra, araziyi şüyu-landırarak, minareye kılıf hazırlamak bu memlekette Halk Partisinden başka hangi baba-yiğiiin harcıdır?
Belediyelerin teberru yapmaları yasaktır. Fakat Halk Partisi senelerce, belediyelerden, özel idarelerden ve hattâ köy bütçelerinden 25 milyon lira çekmiştir. Devlet ellerinde olduğu için, partiyi umumî menfaatlere hâdim cemiyet diye kaydettirmişler ve böylece bir çok muafiyetlerden faydalanmışlardır! Dünyanın hangi tarafında demokratik bir idarede. Başbakanlık hcsaplariyle, iktidar partisi Genel Başkanlığı hesapları bu kadar samimî surette birbirine geçebilir?.. Hangi memlekette Halk Partisi gibi bir parti. Başbakanlıktan 10 buçuk milyon lira çekebilir?..
Ne tarafına bakarsanız bakınız, bunun bir parti değil, devletin elinde iamamiyle ticarî bir Holding olduğunu görmeniz kabildir.
Herkes gayet iyi bilir ki, bir partinin muayyen gelir kaynakları vardır. Bu kaynakların nelerden ibaret olduğu nizamnamesinde tasrih edilmiştir. Halk Partisinin de gelir kaynaklan nizamnamesine göre, âza aidatı, vaki icberrular, mü-samereler hasılatı filân gibi şeylerdir.
Şimdi insaf sahiplerine sormak lâzımdır: Bu 798 parça mülk, hangi âza aidatı ile, hangi ieberrularla, hangi balo veya müsamere hasılatiyle temin edilmiştir? Halk Partisinin şimdiye kadar tuttuğu yol, âzadan aidat toplamak değil, belki iş görebilenlere aidat vermektir. Kurultayını bile, gelecek üyelere yolluk, ikamet yevmiyesi, tazminat dağıtarak toplayabi-len bir partinin yalnız âza aidatı ile ayakta durduğunu tasavvur edebilir misiniz?
Halk Partisi, allem etmiş, kal-lem elmiş bu muazzam serveti, bu malları, bu mülkleri, bu tarlaları, bu gazinoları, bu dükkânları, bu matbaaları temin etmiştir. Fakat bunların mühim bir kısmının hukukî yollardan bedeli mukabilinde satın alındığını kimse iddia edemez. O halde Halk Partisinin haksız yere iktisap ettiği bütün bu mallardan sıyrılması, temizlenmesi, ve hakikî bir parti hüviyeti ile karşımıza çıkması lâzımdır. Bu, bizzat onun da menfaati icabıdır. Hattâ hükümetten evvel, derhal kendisi bir komisyon teşkil etse, bütün mallarının mülklerinin bir envanterini yapsa, hangileri haksız iktisap edildi ise onları hakikî sahiplerine iade etmeğe çalışsa çok dürüst - bir hareket yapmış olur. Onun bu feragati göstermesi lâzımdı; fakat gösteremedi. Onun içindir ki, memlekette hakikaten hukukî devlet nizamının bütün icaplarını yerine getirmeğe mecbur elan bugünkü iktidar işe el koymuş bulunmaktadır.
Hiç kimse aksini iddia edo-mez ki, demokrasi ile idare edilen yerlerde bütün partiler, aynı eşit haklarla mücadele etmek durumundadırlar.
Halk Partisi 1938 yılında Cemiyetler Kanununa bir madde koydurmuş, böylece, kendisine gayeleri dışında mal mülk, akar edinme imkânlarını sağlamış ve bundan sonra teşekkül edecek bütün cemiyetleri, bütün partileri bu haktan mahrum bırak-
Hem de nasıl mülk edinme?. İşte yukarda misalini verdiğimiz gibi, Sivas işi ielkâri gibi gümüş usullerle...
Fakat işin şakaya tahammülü yoktur. Halk Partisi hakikaten böyle bir tröst, bir Holding olmak sıfatını ierkeimeli ve hakikî bir parti vasfını almalıdır. Eğör kendisi buna teşebbüs etmezse, alâkalılar onu muhakkak kanuni ve hukuki yola sokmağa mecburdur.
Mümtaz Faik FENİK
beyanatı
(Başa 1 inci sayfada General Tahsin Yazıcı dün verdiği beyanatla şöyle demiştir:
«Yeni bir harekete hazır olmak üzere eksiklerimizi tamam lamaktayız. Birliğimdeki yaralılar dahil, her şahıs yeniden dö-ğüşmek için sabırsızlanmaktadır. Biraz evvel askerlerimden bazılarım hastahanede ziyaret ettim. Benden «taburlarımız harekâta iştirak etmeden bize onlara iltihak etmek müsaadesini verin, ricasında bulundular.*
Birliğinin yaptığı savaştan bah seden komutan şöyle devam el-
•ı— Düşman öğleye doğru mü dafaa Katlarımıza taarruz etli. Süngü hücumuyla mukabelede bulunduk, düşman korkarak kaçmağa başladı. Fakat salâhi-yefli makamların askerlerimizin düşmanı takip etmemeleri arzusuna itaat ettik, zira düşman sa. yıca çok üstündü. Karanlık bastırınca 5 mil geride daha müsail bir araziye çekildik. Bu sırada iki piyade taburumuz çevrilmiş bulunuyordu. Ertesi gün tekrar hücuma maruz kaldık, fakat mev zflerimizi ısrarla muhafaza ettik.
«Çemberden kurtulmak üzere, üç defa mukabil hücuma ^geçtik ve nihayet çemberi yararak Ku-nuriye döndük.
«Bu harekât askerlerimizin savaştaki bilgisinin derecesini ve bir Türk askerinin on düşmana bedel olduğunu göstermiştir. Bu 4 gün içinde bir çok düşman as. keri öldürdük. Muharebe sahası üzerinden uçan bir keşif u-çağı pilotu en az 2000 düşman öldürmüş olduğumuzu bildirmiştir.»
General Yazıcı kıtalarının A-vustralyalı birliklerle omuz omu za dövüşeceğini ümid ettiğini belirterek şunları söylemiştir:
«— Bununla iftihar ediyoruz, | çünkü biliyoruz ki Avustralyalılar çok yaman döğüşçüdürler ve zannediyoruz ki onlar da bizim iyi döğüştüğümüzü bilmektedirler.»
General bir an gülümsiyerek sözlerine şöyle ^on vermiştir:
«— Türklerle Avustralyalılar arasındaki Çanakkale muharebeleri tarihe mal olmuştur. Her biri diğerini âlicenap ve mert bir düşman olarak tanımıştır.»
Türk kampı civarındaki Koreli köylüler şimdi İriyarı Türklerin, yeniden döğüşe hazırlanırken söyledikleri şarkıları öğreniyor ve sabahın alaca karanlığında, yürüyüş ’ kolunda kamptan ayrıları askerlerin söyediği türküleri dinliyorlar.
Amerikan Kongresi zabıtlarına geçen makale
Amerikanın Sesi Radyosu, 13 (Basın - Yayın) — Fullbright kar şılıklı kültür anlaşmaları kanunu, nu kaleme alan Archensovv eyâleti senatörü Fullbright, «Yiğit Türkiye Orta Doğunun Kalesi» adlı gazete makalesinin kongre zabıtlarına aynen geçirilmesini •istemiştir. Böylece bu makale Birleşik Devletler Kongresi bu devresinin kayıtları arasında ö-nemli bir yer işgal etmiş bulunmaktadır.
Kore kahramanları için bir kanun teklifi
Niğde Milletvekili Halil Nuri Yurdakul ve 20 arkadaşı tarafından, Kore’de memleket uğrunda, çarpışırken şehit düşenlerin ve malûl kalarak e-mekliye ayrılan kahramanların, hizmet müddetlerine bakılmı-yarak, 30 sene hizmet etmiş gibi ikramiye almalarınf temin etmek için bir kanun teklifi hazırlamışlardır.
Bu teklife göıe, memur olmı-yan erlerimizden şehit düşenlerin yetimlerine ve malûllerin kendilerine, bağlanacak şehit ve malûl maaşından gayri 2000 lira ikramiye verilmesi istenmektedir.
Mac Arthure
suikast
13 lerin plânı
(Baş tarafı 1 incide) rin Koreden çekilmeleri ile ve kendi meselelerinin yalnız kendileri tarafından halledilmesi teminatının verilmesile mümkündür, demiştir. Fakat Sovyet delegesi yabancı kuvvetler dediği zaman Çin komünistlerin-
Metin TOKER den bahsetmemiştir.
(Başı 1 inci sayfada) beraber bu suikasti hazırlamakla itham edilen 2 Japon polisi tevkif edilmiştir.
Amerika Meclisine Kanunînin bütsü kondu
Nevyork, 13 (Basın - Yayın) — Yeni bir şekle konulan A-merika Mümessiller Meclisi müzakere salonuna, Amerika ihtilâlinden evvel yaşamış olan dünyaca meşhur yirmi iki kanun vazıının taş üzerine kabart ma büstleri konulmuştur. Bunlardan biri Kanunî Sultan Süleyman'ın büstüdür.
(Başı 1 nci sayfada) biyelinde de o nisbette bozukluk bulunduğunun İçtimaî bir vakıa olduğunu söylemiş ve şöyle devam etmiştir:
«Hükümetiniz yakında devletin her çeşit alışverişlerine ait formaliteleri en asgarî hadde indiren, salâhiyet ve mesuliyetleri dahilinde kullanan ve salâhiyet-lîleri mesuliyetlere iştirak etmek mecburiyetinde bırakan mevzuat getirecektir arkadaşlar.. (Bravo sesleri, alkışlar)
Bunun yanında manevî kısma geliyorum. Arkadaşımız takririnde çok ince bir cümle sarfederek, eski iktidar bu maddeyi tatbik etmekten kaçındı, diyor. Elbette bu maruzatımı bir kaçınma mânasına almıyorsunuz.
Yüksek Meclis hassasiyetini muhafaza ettikçe, yüksek Meclisin itimadıyla iş başına gelecek hükümetler, kendi nefislerini her türlü tesire karşı muhafaza etmek ve korumak imkânını buldukça emin olunuz ki arkadaşlar her çeşit suiistimaller yüzde seksen nisbetinde azalacaktır. Yüksek Meclisinizin ve murakabası altında bulunan hükümetinizin gevşemesi, bozulması halinde ise nu suiistimallerin şu ve bu kanunlarla önüne geçmeğe imkân bulamazsınız arkadaşlar.
Memurları mal beyannamesine tabi tutan kanun tatbik edildi, neden muvaffak olamadı ? Bunun Ijirinci sebebi çok malûm. Minareyi çalan kılıfını hazırlar. Bunun için muvaffak olamamıştır. Fakat bu muvaffak olamayışın yanında çok menfi İçtimaî bir tesiri olmuştur, 3-5 mürteşi ve müı-tekip memurun yanında, bu kanunu tatbik mevkiine koymak suretiyle yüzlerce masum memur vatandaşımız şüphe ve zan altında kalmış bulunmaktadır .
Sözlerimi kısaca yine ayni sözle bitireceğim: Kanunların, şiddet kanunlarının tatbikile halledilecek mesele karşısında olmaktan ziyade mesuliyet ve müraka-ba sistemimizin en hassas ve titiz bir tarzda işlemesile muvaffak olmamız mukarrer olan bir mesele karşısındayız. Emin olunuz ki, arkadaşlar, ne sizin hassasiyetiniz azalacak ne de kontrolünüz altındaki hükümetleriniz bozulacaklardır.^ Bu devreye nihayet verilmiştir .
Başbakan Yardımcısı Samed Ağaoğlunun bu izahafından sonra kürsüye gelen Kâzım Arar, verilen izahata1 teşekkürle söze başlamış ve Başbakan Yardımcısının verdiği izahatın ve hükümetçe alman tedbirin müstakbele muzaf olması itibariyle ken dişini tatmin etmediğini ve maziye taallûk eden hususlar hakkında belki hükümetin bir düşüncesi olabileceğini söylemiş ve 4J237 sayılı mal beyanı hakkın-daki kanunun o günkü şartlar içinde ele alınırken hakim olan zihniyetin samimî ve ciddî göründüğünü belirtmiştir. Hatip sözlerine devamla, o zamanın Başbakanı rahmetli Refik Saydam’ın imzasını taşıyan Başbakanlık tezkeresine ekli esbabı mucibe lâyihasından bir kaç paragraf okuyarak Halk Partisi iktidarının bir suiistimal çıkmazı içinde olduğunu Refik Saydam’ın «A dan Z ye kadar ıslaha muhtaç» sözü ile tam ve mutlak ifadesini bulduğunu hayretle müşahede ettiğini sÖyliyerek sözlerine şöyle devam etmiştir:
«— Muhterem arkadaşlar, mal beyanı hakkındaki eski iktidarca biri 1942, diğeri de 1949 yılında iki kanun çıkarılmış olmasına rağmen 7 yıl tatbikat sahasından' uzak tutulan bu kanunlar sadece memurlardan bir beyanname alınmakla iktifa edilmiş ve o suretle zevahir kurtarılmıştır. Gerçi Halk Partisi iktidarı bu ihmalini kapamış olmak için sembolik mahiyette olarak ve njeselâ hatırımda yanlış kalmamışsa, Saracoğlunun Mecliste biı vatandaş hakkında takibata girişildiğini söylediği hatırlardadır. Bu itirafı da kendisine yapılan küçük bir tarizi hazmedemi-ypn Rasih Kaplan bu kürsüden tıpkı benim gibi mal beyanı hak kındaki kanunun nerede oldu-ğpnu sormuş ve binnetice varını yoğunu birer birer saymış dökmüştür. Rasih Kaplan demek isjiyordu ki; haksız mal iktisabı suretiyle milyonlar vuranları neden kapatıyorsunuz? Eğer siz de namuslu insanlarsanız b| geliniz bu kürsüden t veriniz, demişti. Bundan rahmetli Ali Çetinkaya bir mum Müdüre: «Ben uzun dpnbe'ri mebusum, şu kadar nedenberi de vekilim, Samanpa-zarında mütevazı bir evimden başka bir şeyim yoktur, siz bu apartmanları nereden yaptınız? djye sormuştur.»
Hatip bundan sonra Cihat îlaban - Şükrü Sökmensüer po-
benim gi-ir U-
zaman
lemiğini hatırlattıktan sonra O-mer İnönü'nün Bayındırlık Ba -kanlığına geçen yıl verdiği bir beyannamede 700 küsur bin liralık bir servete malik olduğuna işaret etmiş ve demiştir ki:
«— Henüz genç ve yeni bir memur olan bu zatın bu kadar serveti nereden temin ettiğini an lamak istiyoruz. Hele son günlerde büyük bir dedikodu halini alan ve pek yakında Meclise intikal eden arsa spekülâsyonu hâdiseleri içinde başta İnönü olmak üzere meclis başkanlar), bakanlar ve dolayısiyle hatunları ve ilh... kimseler çeşitli yollarla gayrimeşru mal iktisabına başvurduklarını mevzuuma bir mukaddime yapmaktan maksadım meşhur bir sözü hatırlatmaktır. Malûmya; imam gülerse, cemaatın kahkahasına kimsenin bir diyeceği olmaz.»
Bu sırada bir ses .Amcasından kalmıştır» diye mukabele etmesi üzerine Kâzım Arar sözlerine devamla:
«— Bu milletin iktisadi ve içtimai sefaletini intaç eden beceriksiz bir idarenin gayri meşru yola sapması ve dolayısiyle haksız mal iktisabı suretiyle hanlar, apartmanlar, kâşaneler kuranlar, ayrıca büyük ölçüde servetler de elde etmişler ve bunlar a-ıasında kendi elleriyle kurdukları millî bankalarımızın koynun da gayri meşru evlâtlarının bü-yütülmesinde büyük endişeler duyanlar da olmuş ve miktarları gayri muayyen meblâğları yabancı bankaların kasalarına istif etmekten çekinmemişlerdir. Hatırlardadır, Halit Nazmi Keşmir Amerikan bankalarındaki paranın 8-10 milyon civarında olduğunu o zamanlar söylemişti.»
Halk Partisi milletvekillerinin bulunduğu sıralardan gelen gürültüler ve sesler arasında Kâzım Arar sözlerine devamla:
«— Onları siz açıklamadınız, fakat hükümetten rica ediyorum, bunları tesbit edip bize getirsinler. Bu hicabı nasırlaşmış zümrenin kimler olduğunu henüz öğrenmek kabil olmadı, sahte bir demokrasi kisvesi altında vatandaş hak ve hürriyetine tecavüz edildiği devrin cılız mağdurlarıyız. Ben o zaman gazetesi i-dim. Bu nevi ahlâk ve fazilet timsali insanların şerrinden bile çekinmiyeıek hakikatlere temas ettikçe aleyhimize seri dâvalaı açılır, mahkûm edilir ve hapse atılırdık. Makamı Yusuf Halk Partisi iktidarının bize bir armağanı olmuştur.
Büyük Türk çoğunluğunun hemen hepimizden ısrarla istediği bir çok hizmetlerin yanında ve başında kendi kanını sülük gibi emen bedbaht zümreden hesap istenmesi işi gelmektedir. Millet hizmetinde şerefli bir vazife deruhte eden yüksek ideal, yüksek şuur, yüksek ahlâk ve fazilet iddiasında ve vasfında olan Demokrat Parti, umumî efkârın bu düşüncesini kısa bir zamanda bertaı'af edecek ve hasis menfaatları namına zavallı Türk milletinin haklarına tecavüz e-denleıin dersini verecektir. Nitekim Af Kanununun şümulü dışında kalan haksız mal iktisabı bu hesabın kendisinden isteneceğini gösteren bir haberi beşaret değil midir?
Sabık iktidarın neresinden tutacağımızı bilmiyoruz. İki ucu değil, ortası da kirli bir değneği bir türlü tutamıyoruz.»
Sol taraftan, maşa, maşa sesleri arasında soru sahibi sözlerine devam ederek:
(— Milletin malı deniz, yemi-yen domuz, sözünü bir kelime tashihi ile ifade edeceğim. Milletin malı deniz, yiyen domuz.
Bu sözler sol tarafın şiddetli vç sürekli alkışları ile karşılandı.
Kâzım Arar mal beyanı hak-kındaki sorusunu verme sebeplerini izah ederek, kanunun tam tatbiki için aşağıda madde halinde tesbit ettiği kısmı okudu:
1 — Devlet memurlarını hemen bir mal beyanına dâvet et-n]cliyiz. Bu mal beyanına bizim de onlar gibi hareket etmiyeceği mizin, onlar vasfında olmadığımızın teminatı olarak bizleı- de bu mal beyanına dahil olmalıyız.
2 — Bu mal beyannamelerini ! cvevlce alınan mal beyannamele- i rl ile karşılaştıralım.
3 — Bu muamele bittikten son 1
ra ciddî ve acil bir tahkike tâbi I tutarak hilafı hakikat mal beya- I nnda bulunanları adalet makam- t hırına tevdi edelim. , 1
4 — Mal beyannamelerine gö-
rq mal iktisap edenlerden de ( n\enşe soralım, göstermiyenleri 1 kanunların adil çarhı arasında i ezelim, yok edelim ki, bir daha 1 devri sabık hortlamasın. c
5 — Normal gelirleri üstünde ç bir hayat yaşıyan ve halkın şüp- i besini bariz şekilde çekenlerin
tesbiti işine başlanmalıdır. s
Belediye Meclisi
(Başı 1 inci sayfada) leıden Enver Şener ve Fikret Kunteı’in getirilmeleri kabul edil miştir.
Otobüs İşleri Genel müdürlüğündeki iki muavinlikten birisinin ilgası hususundaki teklif kabul edilmiş ve ticaret muavini, müşavirliğe tahvil edilmiştir.
Böylece bir genel müdürden başka bir Fen işleri müdür muavinliği bir de ticaret işleri müşaviri kadroları tesbit edilmiştir. Müşavirin maaşı barem dışı olarak kabul edilmiş ve bu kadroya da 750 lira aylık ücret tahsis edilmiştir. Müşavirin bundan sonra temsil ve imza salâhiyeti olmıyaeaktır. Temsil ve imza ancak genel müdür veya muavin tarafından yapılacaktır.
Belediye zabıtası kadrosu
Emniyet 4 üncü Şube Müdürlüğünce daha evvel hazırlanmış bulunan Belediye Zabıtası âmir ve memurlarının kadroları tamamlanmış ve belediye zabıtası müdürlüğüne de Nihat Pasinler tayin edilmiştir.
İstanbul'da kurulacak hemşire kolleji Cumhurbaşkanı Celâl Bayar dün dünya hemşirelerinin piri sayılan Florance Nightinga-le'in Kırım muharebesi esnasında İstanbul’a gelişinin 100 üncü yıldönümü şerefini İstanbul-da kurulacak «Florance Nigh-tingale hemşire kolleji ve has-tahanesi» tesisinin Kızılay başkanı doktor Nihat Reşat Belge-rin riyasetindeki müteşebbis heyet mümessillerini kabul e-derek bu teşebbüsün millî ve insanı mahiyetini takdirle karşılamış ve tesisin hâmi başkanlığını deruhte etmiştir.
Nazım Hikmet'e pasaport verilmiyor
İstanbul, 13 (T.H.A.) — Teda vi maksadiyle Isviçreye gitmek için, pasaport istiyen Nazım Hikmetin kayıtlı bulunduğu Askerlik Şubesinden bugün alâkalılara bir yazı gönderilmiş ve askerlikle ilişiği olduğu bildirilmiştir. Bu vaziyette Nazım Hikmet'e pasaport verilemiyecektir.
[ 6 — Siyasî partiler de Cemi-
) yetler Kanununa ve umumî hü t kümlere göre mal beyanına da-. vet edilmelidir. Bu meyanda 100 milyonlarca lira iktisap e-ı den Halk Partisi de bunun he-. sabini vermelidir.
ı 7 — Yabancı Bankalarda ; mevcut olan mebaliğin mik-ta-. rı ile, kimlerin namına yatırıl-. mış olduğunun açıklanması za-. manı gelmiştir. Bu kimseler , hakkında mal beyanı hakkın-■ daki kanun tatbik edilmelidir.
8 — Halkevlerinin durumu . da yine bu zaviyeden mütalea . edilebilir.
; 9 — Mazinin görülecek he-
sapları arasında suçlunun ve kabahatlinin tesbitini gayri mümkün görenler olabilir. Halbuki kanunlar ciddî tatbik edil diği takdirde gayri mümkün hiç bir şey olmadığı ve esasen bu şekilde bir mütaleanm iltifata şayan olamıyacağı aşikârdır.
Kâzım Arar sözlerini bitirirken Napolyon’un meşhur sözüne nazire olarak, bir hukuk devleti kurulabilmesi ve insan haklarına riayetin temelinin a-tılması için üç şart olduğunu söylemiş ve bunun da «hesap, hesap, hesap» olduğunu belirt-
Hâkimlcr Kanunu
Erzurum Milletvekili Dr. Enver Karan’ın «Hâkimler Kanunu» mevzuundaki sorusunu cevaplandıran Adalet Bakanı Halil Özyörük, yürürlükte bulunan kanunun tatbikatta iyi neticeler vermediğini belirtmiş ve Türk hâkiminin şerefi ile mütenasip yeni bir kanun tasarısının hazırlanmakta olduğunu bildirmiştir.
Kabul edilen kanunlar
Müteakiben Sanayi ve tica-lette iş teftişi hakkındaki 81 numaralı milletlerarası çalışma sözleşmesinin onanması haklındaki kanun tasarısı ile, yol işleri için benzinden alınacak vergi hakkındaki 5336 sayılı kanuna ek kanun tasarısının i-kinci müzakeresi yapılmış ve bu tasarılar açık oyla kabul e-dilmiştir.
Belediye Gelirler Kanununa ek Erzurum Milletvekili Bahadır Dülger ve üç arkadaşının, Belediye Gelirleri Kanununun 21 inci maddesine bir fıkra eklenmesine dair kanun teklifi incelenmek üzere Maliye ve Bütçe Komisyonlarına havale edil-
Büyük Millet Meclisi yarın saat 15 te toplanacaktır.
(1
14/12/1950
ZAFER
V. Prihoda’nın
22 şoför cezalandırıldı
Türkiye - Amerika güreş müsabakası
Takımımızın teşkili için elemeler bugün saat 18 de yapılacak
B.T. Ankara Bölgesi Güreş A-jıınlığından:
1 — Amerika - Türkiye millî ve temsilî müsabakalar nda bölgemizi temsil etmek maksadiyle 18, 19 Kasım 1950 tarihinde yapılan seçme müsabakalarının e-lemeleri 16, 17 Aralık 1950 tarihinde yapılacağı evvelce kulüplere bildirilmişti.
Müsabaka tarihinin öne alındığı Güreş Fedeıasyonunca bildirildiğinden 18, 19 Kasım 1950 serbest güreş seçmelerinde derece alanlara seçmelere girememe sebepleri tertip komitesince uygun görülerek kulüplere bildirilerek güreşçiler arasında 14-12-950 perşembe günü Sergievi salonun-d.. son elemeler yapılacaktır.
2 — Tartı saat 17 de olup müsabakalara saat 18 de başlana-caktr.
3 — Bu elemeler için iki kilo tolerans kabul edilmiştir.
4 — 15 Aralık 1950 cuma günü akşamı îstanbul'a hareket e-dileceğinden güreşçilerin spor malzemeleriyle hazır bulunmala-
5 — Hakemler: Tartı: İhsan Tufan, Necati Tokbudak, Sabrı Cangar. Müsabaka ve masa hakemleri: Ekrem Küstü, Zihni Tcsticioğlu, Berri Bökesoy, Hay-
Günün meseleleri
(Baş tarafı 2 ncide) baçlı yollarına sapan bir borçlu idi, bir süıü ahde vefasızlık hareketlerinden sonra, Adnan Menderes Hükümetinin almış olduğu karar; ne paha biçilmez bir karardır?
Türkiye’mizin jeopolitik durumu; ve civar komşularımızın üç asırlık değişmez stratejisi dolayısiyle hükümetimiz müş -terek emniyet mekanizmasının harekete geçmesinde bir numaralı mevkii işgal etmek kifayetini göstermiş bulunması bakımından hakikaten takdire şa-
Ve bu; yalnız benim görü -şüm değildir. Dünyanın en büyük devlet adamları; ve bil -hassa Amerikan senatörlerinden Lodge ve Pepper gibi zatlar, hükümetimizin bu uzak görüşünü tebcil ve takdir etmekte ve milletimizi âlkışla-maktadır.
Binaenaleyh; Cumhuriyet Halk Partisi Grupu namına görüşen sayın Avnj Doğan'ın; bu şahane kararı alan hükümeti, ertadan silmeyi istihdaf eden sözlerinin basit bir politikacılıktan başka bir şey ifade etmediği kanaatindeyim. Zira, vatansever olduğuna inandığım Avni Doğan'ın; yukarıda izah ettiğim ıstırapları hiç olmazsa bizim gibi duyabilecek kadar, eski iktidar saflarında yeri ve tecrübesi vardır.
Türk milleti için ne mutlu bir hâdisedir ki:
Dünya için saatin 12 sinih çaldığı bu karar anlarında, kahraman Türk milletinin mukadderatı, Nüyon’da, Dışişleri Bakanımıza imzasını yalatacak kadar mütereddit olan; 1938 de şimdiki İngiliz Kralının taç giyme merasiminde İngiliz London News mecmuasında resmî basılmadı diye Londra sefaretimizi bağırtısı ile inleten ve ter ter tepinen; gene kararsızlık ve sadece tereddüdün şevkiyle; pekâlâ muhriplerimizle şevki mümkün iken en seçme ve arslan yiıp'lı denizaltıcı ve havacı gençlerinizi bir koyun sürüsü gibi 4 mil süratinde bir şilebe yükliyerek denizlere gömen; ve mesullerini bir oldu bitti ile beraat ettirerek kabahati şehit ka ile komutanımız Yarbay Osman Zeki I-şrn’a yükliyen ve kendilerinde Atatürk kudret ve kabiliyetlerini vehmetmek bedbahtlığında olan insanların elinde değil; milletin bağrından kopmuş, onun büyük isteği ile iş başına gelmiş ve Türkün sözüne, ahdine vefa derecesinin ve cihanda malûm Türk kahramanlığının meydana çıkacağı böyle bir fırsatı kaçırmamak gibi büyük görüşe sahip ve mesuliyeti açık alın, temiz vicdan ve hakikî bir feragatle üstüne alabilen Menderes Hükümetinin elindedir.
dar Bostancı, Mustafa Beton, Ilalit Balamir, Necini Tölunay.
İsveç’in Helsinborg takımı geliyor
İsveç'in Helsinborg takımının Istanbula gelmesi dolayısiyle bu hafta Beşikiaşın şehrimize □dirilmesi mevzubahsim
Bu maksatla futbol tertip komi tesi bugün bir toplantı yapacaktır. Lig maçlarının tehir edilmemesi hususunda evvelce kesin karar alan futbol tertip komitesinin bugünkü toplantısında na-s I bir formül bulunacağı merak edilmektedir.
Cazalandırılan futbolcular
Son haftalarda şehrimizde yapılan futbol maçlarında müessil hâdiseler olmaktadır. Bu durum kcrşısmda bölgece lüzumlu tedbirler alındığını memnuniyetle :cydederiz.
İlk olarak hâdiselere sebeD o-len futbolcuların cezalandırılması cihetine gidilmiştir. Bu yanda Hilâlspordan Sait buçuk ay. Mamaksporda nü Ayvalı ile Dışkapıdan Bahael tin Esendemir 6 şar ay, Kavakıl-dereden Cemal Güç de bir ay müsabakan men cezası almışlardır.
14 Mayıs Kulübü kong
14 Mayıs Gençlik lübünden:
Kulübümüzün ilk genel toplantısı 17 12/1950 Poza saat 15 de Ankara Halkevinde yapılacaktır. Sayıl rifleri rica olunur.
Gündem:
1 — Kongrenin
2 — Kongre divanı seçimi,
3 — Kurucular tarafından bugüne kadar yapılan işler hakkın
4 — Nizamnamenin okunması.
5 — Yönetim ve haysiyet divanı ve denetçiler seçimi.
6 — Dilekler.
7 — Fahri başkanlar seçimi.
vereceği konser
Sanatkâr Türk vatandaşı olmanın gururunu anlatıyor
Vasa Prihoda keman konserini bu akşam saat 21 de Ankara Halkevinde verecektir.
Kızılay Genel Merkezinin himayesinde ve Bulgaristan göçmenleri yararına tertiplenen bu konser münasebeti ile üstad viyolonist Prihoda kendisiyle konuşan bir arkadaşımıza şunları söylemiştir: Bir yıldanberi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım ve Türk pasaportu ile dolaşıyorum. Bundan duyduğum hazzı anlatamam. Türkiyeye gel diğim zaman kendi vatanına kavuşan bir insanın sevincini duyuyorum.
Bu sefer de Istanbula geldiğim zaman aynı sevinci duydum.
Ankara gençliği, Ankaranm havası kadar dinamik.
Ankaray( çok güzel buldum. Burada konser vermek üzere beni davet ettiği için Seyfettin Cürüksuluya minnettarım.
Konserimde elde edilecek hâ-yatırılacağ
düşündükçe bir çocuk gibi seviniyorum.
Ankarada müziksever kitlenin çok olduğunu duydum. Istan - l bulda dinlediğim bir kaç müzisyen vatandaşım bana bunu müzikleri ile anlattılar. İyi musikişinas ancak müzikseverlerin bulunduğu muhitte yetişir.
Sunu da söylemek isterim ki, konsere şeref verecek dinleyiciler benim sanatımdan ziyade böyle bir hayır işine yardımda bulunmak için geleceklerdir.»
Keman tahsilini Prag konser-vatuvarında yapan sanatkâr Is-tanbulda büyük alâka toplayan üç konser vermiştir.
Bu akşamki konserde dinliye-ceğimiz parçalar şunlardır:
Beethoven: Sanat. Bach: Söken keman solo). Dvorak: Ro-nıance ve Slav dansı. Motzart: Adajio. Paganini: Variasyon-lar.
Piyano ile üstad Violonisl Prihoda'ya Profesör Markoviç refakat edecektir.
Belediye zabıtası memurları dün gece şehrin muhtelif semtlerinde 4 üncü Şube Müdürü Fethi İnaler’ın başkanlığında seyıisefer kontrolleri yapmışlardır.
Gece geç vakitlere kadar devam eden kontrollerde belediye yasaklarına riayet etmiyen 22 şoför hakkında ceza zabtı tutulmuştur.
f'
DİŞ TABİBİ
Fernan Erkey
Hastalarım her gün saat 14—20 de muayene ve teda-
Ayrıca diş ve çene röntgeni çekilir.
Adres: Anafartalar Orman Çiftliği karşısı Ticaret Han kat 2 No. 13, Tel: 15591.
(6273)
Üç oda bir hol, ve müştemilâtı. Bakanlıkar, Akay sokak San apartmanı Tel: 23766. (6270)
Bir İsveç güreş şampiyonu Celâl Atiği övüyor
Stokholm, 13 (a.a.) — (United Press) — İsveç'in yeni yan orta siklet serbest güreş şampiyonu olup 35 yaşında bulunan ve 23 defa İsveç şampiyonu olan Goesta Fraendfors, bir gazetecinin «karşılaştığınız en iyi güreşçi kimdir?» sualine şu cevabı vermiştir:
«Şüphesiz ki, Türk güreşçisi Celâl Atik, gördüğüm ve göreceğim en müthiş güreşçidir. A-tik, fevkalâde bir serbest stil güreşçisidir. Bütün Türk güreşçilerinde mevcut olan müthiş mücadele ve sertlik kabiliyetinden başka hususiyetleri de varr dır. İkinci iyi güreşçi olarak FinlandiyalI Kustaa Pihlajameaki-yi gösterebilirim. Fakat, Kustaa, Atik kadar teknik bir güreşçi değildir. Çene FinlandiyalI Koskela da beğendiğim güreşçilerden biridir. Kustaa ve ben Koskela-yı yendik, ama Atiği yenmemiz imkânsızdır.»
Vaestervik şehrinde yapılan veç serbest güreş birinciliğinde
elde edilen neticeler şöyledir:
52 Kilo:
1 — Malte Moeller. 2 — Kari Erik Anderson. 3 — Goete San-fridsson.
57 Kilo:
1 — Kurt Petersen. 2 — Edvin Vesterby. 3 — Jubert Persson.
62 Kilo:
1 — Lars Jakobsson. 2 — Bru-no Hugosson. 3 — Allan Petter-
73 Kilo:
1 — Goesta Fraendfors. 2 — Petcr Berin. 3 — Henry Holm-
79 Kilo:
1 — Axel Groenberg. 2 — Goete Extrom. 3 — L. Johansson.
87 Kilo:
1 — Vikinğ Palm. 2 — K. E. V/ong. 3 — Rolf Wahlsfroem.
Ağır:
1 — Bertl Antonsson. 2 — Bengt Fahgvisf. 3 — Huddinge.
Is
Mithat Fenmenin
piyano resitali
Devlet Konservatuvan öğ -retmenlerinden Mithat Fenmen 15 Aralık Cuma gecesi saat 21 de Halkevinde bir piyano konseri verecektir. Bu konserin prog ramında Bach’ın 200 üncü yıldönümü münasebetiyle Ingiliz süiti, Beethoven'in re minör sonatı, Chopin'in ballade’ı ve Schumann'ın senfonik etüdleri gibi dört büyük eser mevcuttur. Değerli sanatkâr, rmzın Şubat ayında Paris ve Hollanda'da kon serler vermek üzere seyahate çıkmazdan evvel dinleteceği bu resitalinde kendisine başarılar dileriz.
al-
ZAYİ — 30621 No.lu beyanname ile 30 11/1950 günü Kömür Tevzi Müessesesinden almış olduğum 15628 No.lu ordinomu kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Beyanname sahibi Abdullah Şen
1
Emel Muhammet
Karadeniz Bülbülü Hüseyin Dilâveç
Şükrü Dağşan idaresinde saz topluluğu ve ayrıca Kıymetli Halk Sanatkârı Muam mer Tümör idaresinde kahkaha tufanı
İÇKİSİZ AİLE SALONU
Her akşam Arap Sinema âlemi nin meşhur I
EMEL MUHAMMET
Sevimli KARABÖCEKLER
| DUBARA — Komedi - Müzikal
Not: Yerlerimiz masalı ve nu maralıdır. Biletler saat 10 dan itibaren gişemizde satılmaktadır
I
DEVLET TİYATROSU Büyük Tiyatro'da
Bu akşam saat 20.30 da
F. Schiller'ın HİLE ve SEVGİ
Dram 5 porte (SON TEMSİLLERİ)
17
Aralık Pazar akşamı 20.30 do
G. Verdi’nin RİGOLETTO Opera 4 perde Müzik idaresi: Adolfo Camozzo Sahneye koyan: Aydın Gün
Vatandaşl
Aylık bütçeni yaparken ana yurda kavuşan göçmenleri de düşün.
Varlık vergisi
(Baş larafı 2 nci sayfada) lî tarihimizin en karanlık sahi-fesini bütün renk ve hatlariy-le aydınlatacağım. Bu verginin tatbikinde bildiğiniz gibi birçok yanlışlıklar, haksızlıklar, keyfi işler yapılmıştır. Fakat bu işte çalışanlar İsrail’in
tın buzağısına secde etmemişlerdir. Baştan aşağı takdire dayanan bu hâilede doğrudan yalnız bir kaç derece inhiraf edenler kolayca milyonlara sahip olurdu ve herhalde 72 metrekare üzerinde dört odalı bir eve bakmaya tenezzül etmezlerdi.
Şimdi sizden bir de ricam var. Takririniz üzerine İstanbul matbuatında çeşitli yazılar çıktı. Beni zan altında bıraktınız. Bu hal size biraz da bir vazife yüklüyor. Ben İstanbul’da döıt sene defterdarlık yaptım. Bu müddetin yarısı Varlık Vergisinin tatbikatiyle geçmiştir.' Lütfen İstanbul’a gidin Varlık Vergisinin büyük mükelleflerinin toplandığı Galata, Eminönü, Beyoğlu mıntakalaıında tetki-kat yapın, önünüze galenle konuşun. Dilerseniz gazetelere i-lân verin. Aşkale’ye sürülen ikibin bahtsız da dahil olmak üzere tek bir mükellef çıkıp size Defterdar Faik Ökte’ye bir santim verdim diyemiyecektir. Derse ben her cezaya razıyım. Hem bu mevzuda, zaman aşımı, Af Kanunu gibi paravanaların arkasına gizlenmiye tenezzül ctmiyeceğimi de şimdiden size vâdediyorum.
.Bilvesile hürmetlerimi teyit ederim efendim.
Eski İstanbul Defterdarı Faik ÖKTE
neşriyatı
(Bası 1 inci sayfada) vc bu hususta bazı yersiz i mütalealar ileri sürülmektedir.
İstanbul Milletvekili Nazlı Tılabar’ın Kudret gazetesine gönderdiği mektubu şahıslarla nasıl uğraşıldığının ve nasıl falan veya filân yerde yenen bir öğle yemeğinin bile istismar e-dilmek istendiğinin bir başka örneğini vermesi bakımından aynen sütunlarımıza alıyoruz:
Kudret gazetesi yazı müdürlüğüne,
Gazetenizin 13/12/1950 tarihli nüshasının birinci sayfasında (Demokrasi hayatımızdan hazin ibret levhaları) başlıklı ve Yalçın Uras imzalı bir yazıda her ne kadar ismimden bahsedilmi-yorsa da benden başka Demokrat Bayan Milletvekili olmadığına göre, gensorunun müzakere edileceği gün diğer bir kaç Demokrat Milletvekili ile birlikte Karpiç’e gittiğimizi Ve o-rada rakı içildiğini söylüyor. Yanımda bulunan Demokrat Milletvekillerinin hüviyetlerini isbata kadir olduğunuzu ve esa sen bunu bir kaç kişi tarafından tespit ettirdiğinizi iddia ediyorsunuz..
Son günlerde iftira mefhumu nun bin bir çeşidine sahne olan gazeteniz diğer iddialarında olduğu gibi bunda da ancak kendi seviyesini bir kere daha tebarüz ettirmekten başka birşey yapmamıştır.
Meselenin hakikati şudur: O gün Karpiç lokantasında beraber bulunduğum zevat Ermeni Patrik seçimi dolayısiyle hükümete şükran hislerini arzetmek üzere heyet halinde Ankara’ya gelen ve İçişleri Bakanı ile temas hususunda tavassutumu isteyen Gazaro Nişanyan, Vah-ram Gesar, Kegam Kavafyan ve aramızda misafireten bulunan Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesinde Profesör Martayan-dan ibaretti. Görülüyor ki Demokrat Milletvekilleri olarak vasıflandırdığınız zevat hakikatte bir cemaat temsilcilerinden ibarettir.
Rakı içme bahsi İnsan Kak ve hürriyetlerini bir ticaret mevzuu telâkki eden gazetenize izahat vermek lüzumunu hissetmemekle beraber hâdiseyi mahiyeti ve gayesi itibariyle efkârı umumiyeye arzda fayda görüyorum.
Ermeni cemaatını temsil ede bu Jieyet uzun senelerden beri müzminleşen ve hiç bir zan eski hükümetçe lâyık olduğu hemmiyetle karşılanmıyan valarının Demokrat Parti hükümetince süratle hal ve faslında duyduklar: memnuniyet ve şükranı hükümet şerefine kaldırdıkları kadehle' ifadelendirmişler ve bu tezahüre iştirakim pek tabii bulunmuştur.
Netidc ilibaıiyle ben durumun aynen bu merkezde olduğunu iddia ediyorum. Siz ise aksini isbata kadir olduğunu ilân ettiğinize nazaran sizi bu iddianızı isbata davet ederim. İsbat edemediğiniz takdirde efkârı umumiye esasen kâfi kanaata sahip bulunduğu ahlâk seviyeniz, hakkında yeni bir örnek ve delile daha sahip olacaktır.
Nazlı Tılabar
D. P. Hıdırlık Ocağı Başkanlığından
D. P. Hıdırlık Ocağının 17 12 1950 günü saat 14 de Ocak binamızda senelik kongresi yapılacağından Ocak üyelerimizin ve partili arkadaşlarımızın kongremize gelmeleri tebliğ olunur.
DOKTOR Aziz Tevfik Yeginsoy DAHİLİYE MÜTEHASSISI Her gün hastalarım saat 15 aen itibaren Hamamö-nü, Halk Eczahanesi karşısındaki Nizamcddin Apartmanı No. 2 de kabul ©der. Telefon: 15343.
! DOKTOR
: Abidin Şakır Ara
• Mevki Hastahanesi Göz
► Hastalıkklan Mütehassısı
“ Anafartalar Cadd. Adliye »karşısı Sakarya Apt. No. 7. Her gün saat 15 ten sonra ıhasta kabul eder.
Merzifon
KÜÇÜK TİYATRO'da Bu akşam saat 20.30 da Nâzım Kurşunlu'nun Melekler ve Şeytanlar Piyes 3 Perde (Halk gecesi - Son temsiller)
‘ 17 aralık pazar günü saat
11 de
Mümtaz Zeki Taşkm’ın
KARA BONCUK
Müzikli çocuk komedisi 5
Tablo
Müzikler: Nâzım Ülgen .‘.ahneye koyan: Agâh Hün (Bu Pazarla, gelecek Pazarın
Çocuk Tiyatrosu biletleri satılmaktadır.)
Amerikalıya ait satılık eşya
Mobilya, 8 ayak buz dolabı, elektrikli dikiş makinesi, havagazı ocağı, çamaşır makinesi, marangoz âletleri, elbiseler vc daha bazı eşyalar. 14, 15, 16 vc 17 Aralık günleri saat 13 den 18 c kadar Karanfil sokak 17 nolıı Rctıan A-caat edilmesi. 6255
Belediye
otomatik
CTERNO rı Türkiye M FEHİM AKAY
Islı
Tel: İstanbul: 28523.
Merhum Dırama MüftÜ-Musa Kâzım Efendinin kızı, Türk Ticaret Bankası memurlarından Bedrettin Şoydan ve Necmiye Gezenin kız kardeşleri, tüccardan Mehmet Selim Gezenin Baldızı, Zehra Soydanın vefatının kırkıncı gününe tesadüf eden 14.12.950 perşembe günü ruhuna Hacı Bayram camii şerifinde ikindi namazın1 müteakip mevlût okutturulacağın-dan akraba ve dostlarımızın ve arzu buyuranların teşriflerini rica ederiz.
Soydan ve geze ailesi
Ayaş Kültür Derneğinden olağanüstü toplantı ilânı Derneğimizin 10/Arabk/1950 Pazar günü saat 15 de yapılan olağanüstü Genel Kurul toplantım n da çoğunluk sağlanmamış-tir.
Genel Kurul 17 Aralık 1950 Pczar günü/saat 10.30 da Ankara halkevinde toplanacaktır,
Sayın üyelerin teşrifi rica
Gündem:
Yönetim Kurulu, Denetçiler Kurulu ve Haysiyet Divanı seçilme-
i Hanımın.nü - Ymn Do-•ğumevl Çocuk Hasımlıkları
; Dr. Ihsa1, (
(ustalarını h«-»vıı( «aat
t
ınafartaJa.
1
MEVLÛT
Yeni halde H( Ticarethanesinin Tevfik Karan’ın _
senei devriyesi olan 15.12. 1950 cuma günü Hacı Bayram Camii şerifinde mevlût okulturulacaktır. Arkadaşlarının ve dindaşlarımızın teşrifini dilerim. w
Eşi Zakire Karan 6252
Kiralık daireler
Uç oda, bir hol, biri üst kat, biri bodrum kat.
On Cebeci Birinci Orta Okul arkası, Dilim sokak, Yeşil apartman No. 11 Telefon: 25561.
(6257)
Başkanlığından
Fennî su ve elektrik tesisatlı beş oda, iki salon, bir mutfağı müştemil şehir gazino binası sinema ve temsil salonu olarak tahsis edilmiş olduğundan bir kısım mobilyesi ile birlikte 14 ay süre ile icara verilecektir.
Arttırma 29 Aralık 1950 tarihine rastlıyan cuma günü saat 14 de belediyede süreli komisyon huzuru ile yapılacaktır.
Fazla malûmat edinmek istiyenlere şartnamesi parasız olarak gönderilir.
İsteklilerin belli günde belediyemize müracaatları ilân olunur. 17070 (9103) 2687
Kiralık Daire
İller Kooperatifi 3 üncü sokcjk 7 numarada üçer odalı tam konforlu iki daire ayrı a/n kiralıktır. Müracaat Telefon: 32303.
Acele satılık arsa
Büyük Millet Meclisinin arkasında Güney Matbaası yakınında asfalta yakın imarca parsellenmiş 760 metrekare fevkalâde bir arsa acele satılıktır.
Pazar günleri hariç her gün Tel: 13591 den görüşülebilir.
TOPLANTI
Kurşunlu kalkındırma derneğinden
Derneğimiz 10.12.1950 pazar günü saat 13 te Ankara halkevinde yıllık toplantısını yapmak üzere toplanmış ise de; ekseriyet hasıl olmamıştır.
17.12.1950 pazar günü saat 14 de tekrar aynı yerde toplanı-lacağı sayın üyelere duyurulur.
Yönetim Kurulu
Gündem:
1 — Yönetim ve denetleme kurulu ıaporlarınn okunması ve ibraları.
2 — Yeni yönetim ve denetleme kurulu üyelerinin seçimi.
3 — 1951 yılı bütçesinin tes-biti.
4 — Dilekler .
6265
ZAYİ — Ankara Belediyesinden aldığım 5255 sayılı şoför ehliyetimi kaybettim. Yenisini a-lacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
(6271)
Avni Mertkan
Yeni Hal Halk Sandığının bulunduğu dükkân
Afyon İli Yüksek Tahsil Öğrenim Gençliğine Yardım Derneği Başkanlığından:
•1 büyük oda, 1 hol, 1 hiz-ıetçi odası; Meşrutiyet midesi, Hatay sokak, Sarı partpıan Tel: 22893.
6251
İhtikâra meydan vermiyeceğim „
Taze Balık!. Taze Balık!
TAZE BALIK I. TAZE BALIK!..
Ankara halkına hizmet edeceğim
70 KURUŞ USKUMRU 40 KURUŞ HAMSİ
— NECİP AYABAKAR —
Kiralık dükkânlar
ve depolar
Mustafa Kemal Bulvarı Bomon-yol köşesinde Barksel
Kiralık konforlu daireler
Derneğimizin alelade yıllık genel kurul toplantısı, taliken 24 Aralık 1950 Pazar günü saat 14 de Ankara Halkevinde yapılacağından sayın üye ve hemşehrilerimizin teşrifleri rica olunur.
Gündem:
1) Yönetim kurulu faaliyet raporunun okunması,
2) Denetçiler raporunun okun-
3) Yönetim kurulunun ibrası,
4) Yeni yönetim kurulu, denetçiler ve haysiyet divanı üye vq yedeklerinin seçimi,
5) Dilek ve teklifler. (6268)
Sayfa: 6_________________________
"BÜYÜK Mağazada
Taksitle Satış Başladı
Subay ve Memurlara Kolaylık
Adres: Anafarialar Adliye Sarayı, yeni mağazalar karşısı No.
BÜYÜK Mağazanın
ZENGİN Kadın, Erkek, Çocuk, Bebe Tekmil GıYıM EŞYA Çeşitlerini
Mutlaka görünüz
— Tel: 15149 — Hikmet Ünal ve Ortağı Kolleklif Şirketi
AF E R______________________________________
| BÜYÜK Mağazanın j
| İthal Ettiği Avrupa Kumaş l
»ve yerli kostümlükleri müşterilerini memnun edecek vasıftadır»
$ Garantili elbise dikllr (
İcara Şubesi w*"
__________________________14712/1950
BÜYÜK Mağazanın
Zengin Avrupa ve yerli kürk çeşitleri gelmiştir. Kürkçü Abdülkadir usta sipariş kabul etmektedir
Tüccar, yazıhane ve esnafın nazarı dikkatine
Senenin hitam bulması ile önümüzdeki sene için bu ; ay içinde tasdik ettirilmesi icabeden ticarî defterlerimiz • bol çeşitli ve ucuzdur. • 1
Bu meyanda büro malzemeler’mizin de eksiksiz oldu- , ğunu sayın müşterilerimize arzederiz.
Bir defa görmek menfaatiniz icabıdır. ,
M. NACİ AKSEKİ HİLÂL KIRTASİYE MAĞAZASI
Anafartalar Caddesi No. 324. (Çocuk Sarayı Sus Si- I J neması yanı). Tel: 13266. 6217 i
Satılık Matbaa
makineleri
'1
Şıra bekletme kabı satın alınacak
Tekel Genel Müdürlüğü Satınalma Komisyonu Başkanlı gından:
1 — Mevcut şartnamesi mucibince İstanbul Bira Fabrika sı için, paslanmaz çelikten mamul iki adet şıra bekletme kab pazarlıkla satın alınacaktır.
V
Bir adet İşler vaziyette Duplex tabı makinesiyle yeni vaziyette bir adet otomatik 57 X 82 ve bir adet 70X100 König - Baııer düz baskı makinesi ile komple nülcellithane satılıktır.
Zafer gazetesi İdare Müdürlüğüne müracaat
İnşaat noksanlan ikmal ettirilecek
j
2 — Pazarlık 24/1/1951 çarşamba günü saat 10 da Kabataş Genel Müdürlük Satınalma Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartnamesi her gün sözü geçen komisyonda ve Anka ra, İzmir başmüdürlüklerinde görülebilir.
4 — isteklilerin belirli gün ve saatte 4500 liralık güvenme
paraları ve kanuni vesaikiyle birlikte adı geçen komisyonda bu lunmaları ilân olunur. (17034) (9093) 2685
Kiralık yazıhaneler
I Adliye Sarayı sırasında İşıklar cad. başında Vardarlı inanında yeniden inşa edilmiştir.
; Avukat, Doktor, Dişçi, Müteahhit ve terzilere elverişli
I odalar kiralıktır. ,
• Müracaat kapıcıya ve Akran Manifatura ticarethnesine ’ Tel: 12159. 6247
*******
Tekel Genel Müdürlüğü Satınalma komisyonu başkanlığından
1 — Mevcut şartnamesine göre Samsun Tütün Fabıikas kalorifer kazanları yenilenmesi işi açık eksiltmeye konmuştur.
Devlet Demiryolları Merkez I. Satınalma Komisyonundan:
1 — Adapazarı vagon atölyesi kuvvet santralı binası ile ıtölye istasyon binası inşaatının ikmali işi fiyat birimi esası üze-inden ve 2490 sayılı kanunun 51 inci maddesine tevfika‘n müteahhit nam ve hesabına açık eksiltmeye konmuştur.
2 — Bu işin muhammen bedeli (186.000) lira ve muvakkat teminatı (10.550) liradır, inşaatın bedeli % 5 faizli bonolarla ödenecektir
3 — Bu işe ait şartname vesair evrak (930) kuruş mukabi linde Devlet Demiryolları idaresinin Ankara merkez veznesinle m Haydarpaşa veznesinde satılır. Yapılacak inşaatın tafsilât -»'•ojelerinden mevcut olanlarını istekliler, Ankara’da Devlet De •’irvollnrı idaresi Yol Dairesinde ve Adapazarı’nda Kontrol Mü her.rlisliğinde görebilirler. Yapılacak inşaatı mahallinde görmek \t;'’en'erin Adapazarı’nda Kontrol Mühendisliğine müracaa'
4 — Eksiltme (27/12/1950) tarihinde (çarşamba) günü saal '11) d'. Ankara’da Devlet Demiryolları Yol Dairesinde yapıla 'ağ-ndrn isteklilerin bu saatte teminat makbuz veya mektup-ır:''lp birlikte komisyona müracaat etmeleri.
5 -- isteklilerin, kanunun tayin ettiği mutad vesikalardan '»ı-kn Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğünden alınmış ehli-••’t vesikasını komisyona tevdi etmeleri lâzımdır.
F'ı'iyet vesika ,ı için isteklilerin, eksiltme tarihinden en az '3' ri'm evvel eksiltme şartnamesinde yazılı belgeleri ile bir is • iri-...-, rapten Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğüne tevdi M-v'pipri vc vesikayı imza mukabilinde almak için Genel Müdür "•'‘e müracaatları lâzımdır. (9099) 2682
| Devlet Orman İşletmesi | ********************************** ******* ********* V******VV
Devlet Orman İşloimosi Düzce Müdürlüğünden:
1 — işletmemiz Kereste Fabrikası istif yerinde mevcut 38074 adet karşılığı 598,088 metreküp normal köknar kerestesi 7 parti, 5232 adet karşılığı 26,975 metreküp anormal köknar kerestesi 1 parti ve 32750 adet karşılığı 17,964 metreküp köknar bağdadiyesi 1 parti olmak üzere 9 parti halinde açık artırmaya konulmuştur.
2 — Açık artırma 25/12/1950 pazartesi günü saat 15 de işletmemiz binasında toplanacak komisyon huzurunda yapıla-
3 — Metreküp muhammen bedelleri: Normallerin 108 lira, anormalin 60 lira ve bağdadiyelerin ise 80 lira olup her parti'için % 7,5 hesabiyle teminat alınır.
•4 — Bu satışa ait şartname ve ebat listeleri Orman Genel Müdürlüğü ile Ankara, İstanbul, Bolu, Adapazarı vc işletmemiz müdürlüklerinde görülebilir.
5 — isteklilerinin belli gün ve saatte geçici teminat akça-’ariyle birlikte mezkûr komisyona müracaatları. (9076) 2671
Devlet Orman İşletmesi Karabük Müdürlüğünden:
1 — işletmemizin Ovacuma bölgesi emvalinden olup Keh ler köyü istif yerinde mevcut 30 kuturdan aşağı 1186 adede denk 199.802 M3 köknar, 430 adede denk 70.178 M3 çam tomrukları ile 30 kuturdan yukarı 91 adede denk 34.714 M3 köknar ve 27 adede denk 9.706 M3. çam tomrukları 9/12/1950 tarihinden ;tibaren 16 gün müddetle dört parti halinde ve açık arttırma suretiyle satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 25/12/1950 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 10 da Karabük işletme Müdürlüğü binasında toplana ?ak komisyon önünde yapılacaktır.
30 kuturdan aşağı köknar tomruklarının muahmmen bede li 26.15 lira 30 kuturdan yukarı köknar tomruklarının 34 lira 95 kuruş 30 kuturdan aşağı çam tomruklarının muhammen bedeli 28 65 lira yukarı olanlarının ise 42.40 liradır.
Her parti için ayrı ayrı yüzde 7.5 hesabiyle geçici teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartname Ankara’da Orman Genel Müdürlüğünde Bartın, Gerede, Devrek, İstanbul işletmeleriyle İşletmemizde ve Ovacuma Bölge Şefliğinde görülebilir.
4 — isteklilerin belli gün ve saatte komisyona müracaatları.
İzmir Tekel Çamalfı
Tuzlası Müdürlüğünden
1— Tuzlamızda, deniz suyu tulubma istasyonu binasının şasi, kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çıkarılmıştır.
Toplantı ilânı
D.D.Y. vo D.H.Y. Genel Müd. leri Yardım Cemiyeti Başkanlığından :
Cemiyetimiz Genel Kurulu 28/12/1950 perşembe günü saat 10 da D.D.Y. ve Limanları Genel Müdürlüğü içtima salonunda toplanarak 1951 yılı gelir ve gider bütçesini görüşecektir.
(9159) 2707
İzmit Belediye Başkanlığından
İzmit Belediyesi için bir adet hizmet otomobili ile 1,5 tonluk bir adet kamyonet kapalı zarf usuliyle alınacaktır.
Hizmet arabası çift defransiyel ve saç karoserili (CİP TİPİ) olacaktır.
İhale 26/12/1950 tarihine rastlıyan salı günü saat 15.30 da Belediye Encümeninde yapılacaktır.
Hizmet arabası için muhammen bedel 8500 kamyonet için 6800 lira olup geçici teminat 1147 lira 50 kuruştur.
İsteklilerin her iki vasıtaya birden veya ayrı ayrı hazırlı-yacakları tekliflerini 2490 sayılı kanundaki tarifat dairesinde ihale saatinden bir saat evvel Belediye Encümeni Başkanlığına vermeleri lâzımdır. Belediye Encümeni ihaleyi yapıp yapmamakta veya tercih hakkını kullanmakta serbesttir. (9161) 2705
Türkiye Ziraî Donatım Kurumu Umum Müdürlüğünden
Ankara'da Zafer gazetesinin 16 - 18/11/1950 tarihli, İstanbul’da Hürriyet ve Türkiye Ticaret Postası gazetelerinin 16 -18/11/1950 tarihli ve İzmir'de Demokrat İzmir gazetesinin 18 -20/11/1950 tarihli nüshalarında yayınlanan ilânımıza göre mü-bayaa edileceği bildirilen mücadele ilâçlarından yüzde 50 DDT. i Preparat miktarının 25 ton, kurşun Arseniyat miktarının 100 ton. yüzde 25 BHC-f- yüzde 18 G. BHC Preparatı veya yüzde 2.6 G. BHC Preparatı miktarının 50 ton ve Talyum Sülfat miktarının ise 250 kilo daha arttırıldığı ilân olunur. (9165) 2704
2 — Muhammen bedel (23917.68) lira olup geçici teminatı (1793.38) liradır.
3 — Pazarlık 29/12/1950 cuma günü saat 11 de Kabata' Genel Müdürlük Satınalma Komisyonunda yapılacaktır.
İnşaat noksanlan ikmal ettirilecek
4 — Şartname ve keşif hülâsası her gün sözü geçen korniş yonda, Ankara ve Samsun Başmüdürlüklerinde görülebilir.
5 — isteklilerin belirli gün ve saatte güvenme paraları ve
sair kanunî vesaikiyle birlikte adı geçen komisyonda bulunma lan ilân olunur. (9041) 2673
"1 1 .........................................
Türkiye Kızılay Derneği Genel Merkezinin himayesinde ve Bulgaristan göçmenlerinin yararına
Üstad VASA tPRlHODA’nın_
Keman Konseri
Piyanoda: Prof. MARKOVİÇ
14/12/1950 Perşembe günü saat 21 de Ankara Halkevinde Biletler: 5 — 3 — 2 — 1 liradır.
Bilet satış yerleri: Bankalar caddesindeki ve Yenişehir-deki Milli Piyango gişeleriyle Yenişehir’de Kızılay Genel Merkezi. 3016
İskenderun Belediye Başkanlığından
625 lira daimî ücretli belediyemiz elektrik işletmesi Müdür lüğü münhaldir. Bu müdürlüğe ihtisas mevkili bir mühendis aranmaktadır.
isteklilerin evrakı müsbitclcriyle birlikte belediyemize müracaatları ilân olunur. (8828) — 2595
Devlet Demiryolları Merkez I. Satınalma Komisyonundan:
1 — Adapazarı’nda vagon atölyesi ve müştemilâtı inşaatının ikmali işi fiyat birimi esası üzerinden ve 2490 sayılt kanunun 51 inci maddesine tevfikan müteahhit nam ve hesabına açık eksiltmeye konmuştur.
2 — Bu işin muhammen bedeli (1.900.000) lira ve muvakkat teminatı (70.750) liradır. İnşaatın bedeli % 5 faizli bonolarla ödenecektir
• 3 — Bu işe ait şartname vesair evrak (47.50) lira mukabi-
linde Devlet Demiryolları İdaresinin Ankara merkez veznesinde ve Haydarpaşa veznesinde satılır. Yapılacak inşaatın tafsilât projelerinden mevcut olanları istekliler, Ankara’da Devlet 'To'niryolları İdaresi Yol dairesinde ve Adapazarı’nda Kontrol Mühendisliğinde görebilirler. Yapılacak inşaatı mahallinde gör-nek istiyenlerin AdapaZarfnda Kontrol Mühendisliğine müracaat etmeleri.
4 — Eksiltme (27/12/1950) tarihinde (çarşamba) günü saat (15) de Ankara’da Devlet Demiryolları Yol Dairesinde Merkez T. Komisyonunca yapılacağından isteklilerin bu saatte teminat makbuz veya mektuplariyle birlikte komisyona müracaat etmeleri.
5 — isteklilerin, kanunun tayin ettiği mutad vesikalardan ■arka Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğünden alınmış ehliyet vesikasını komisyona tevdi etmeleri lâzımdır.
Ehliyet vesikası için isteklilerin eksiltme tarihinden en az '3) gün evvel eksiltme şartnamesinde yazılı belgeleri lile bir istida va rapten Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğüne tevdi etmeleri ve vesikayı imza mukabilinde almak için Genel Müdürlüğe müracaat etmeleri lâzımdır. (9100)
2 — Tamamının keşif bedeli 40595.92 lira ve muvakkat teminatı 3044.69 liradır.
3 — Keşif, resim Ve şartnameler İzmir ve Ankarada Tekel Başmüdürlüklerile İstanbulda Tekel Genel Müdürlüğü inşaat şubesinden her gün alınabilir.
4 — Muvakkat ihale 27/12/1950 çarşamba günü saat 15 te Tuzla Müdürlüğünde müteşekkil komisyonda yapılacaktır.
5 — Taliplerin eksiltme şartnamesinde yazılı vesikalan ile tekliflerini ihale saatinden bir saat evvel komisyona vermiş olmaları lâzımdır.
Postada vukubulacak gecikme kabul edilmez. (9102) — 2699
İzmir Belediye Başkanlığından
- Alsancak mahallesinde Cblâl Bayar bulvarında kâin 1296 a-dadan müfrez 2, 4, 6, 8, 11, 15 ve İG sayılı parsellerinde kayıtlı ceman 5988 metre kare arsa ile yine Kültür mahallesinde 1115 adadan müfrez 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38 sayılı parsellerde 3973.50 metre kare ki her iki adada cem'an 9961.50 metre kareden ibaret arsalar kapalı zarflı olarak ve artırma yolu ile satılacaktır. Heyeti umumiyesinin muhammen bedeli 149422 lira 50 kuruş ve geçici teminatı 8722 liradır, ihalesi 22/12/1950 günü saat 15 tedir. İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarıfatı dairesinde hazırlıyacakları teklif mektuplarını ihale günü en geç saat 14 e kadar encümen başkanlığına vermeleri lüzumu ilân olunur.
(9043) — 2700
Gar Gazinosu
Buğun matinelerden itibaren 9a0 yılının en muazzam filmi
Keskin Belediye Başkanlığından
1 — Belediyemiz elektrik santralı için (50) adet 220 W. 10. Amperlik elektrik sayacı alınacaktır.
Ellerinde bu gibi elektrik sayacı bulunanların fiyat telkif mektuplarını en geç 19/12/1950 tarihine kadar belediyemize bildirmeleri ilân olunur. (9110) 2688
MÜDÜRİYETİ
Yılbaşı Gecesi
ra Üç Silâhşörler K
' «The Three Musketcers»
fiyatlarla
Watherprooi
ay ve Bayan trençkotlan
Ortaçta
bulabilirsiniz.
38 liradan 100 liray kadar
Çocuklar için zengı çeşitler Telefon: 11 US
uğrayınız, yünlülerin en renkleri mevcuttur. Fantazl faylar
Masaların Azalmakta Olduğunu Bildirir
(Renkli)
Baş Rollerde: Lana Turner - Gene Kelly - June Allyson -Van Heflin - Angela Lansbury
Seanslar: 14 — 16,15 — 18,30 — 21,15 Numaralı yerlerinizi evvelden aldırınız.
Dikkat: Her gün saat 11 de DÜNYA SERBEST ve GREKO ROMEN Revanş Müsabakası ile TÜRK İSRAİL MİLLİ FUTBOL maçı ve ilâveler, salon 50, balkon 65 kuruş.
Mantoluk
ORTAÇ’a
Bafra Kaymakamlığından
5639 sayılı kanunun şümulü haricinde kalıp devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan Bafra Kızılırmak ağzının üç yıllık avlanma hakkı 2490 sayılı kanun hükümleri dairesinde açık arttırmaya çıkarılmış ve arttırma 11/12/1950 tarihinden itibaren 10 gün müddetle talik edilmiştir.
1 — Kızılırmak ağzının üç yıllık avlanma hakkının muhammen bedeli 24 bin lira olup geçici teminatı 1800 liradır.
2 — Açık arttırma 20/12/1950 tarihine rastlıyan çarşamba saat 15 te Bafra Malmüdürlüğünde müteşekkil komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Açık arttırmaya iştirak edeceklerin arttırma saatinden bir saat evvel geçici teminatlarını vezneye yatırmaları veya teminat olarak gösterecekleri banka mektuplariyle şayanı kabul sair kıymetli kâğıtlarını komisyona ibraz etmek üzere hazır bulundurmaları.
4 — Mezkûr işe ait şartname Samsun, İstanbul, Ankara ve İzmir Defterdarlıklariyle Bafra Malmüdürlüğünde isteklilerin tetkikine âmade bulunduğunu,
5 — Talip olanların yukarda açıklanan belgeleriyle belli
gün ve saatte komisyon nezdinde hazır bulunmaları lüzumu ilân olunur. (17202) (9168) 2703
Tarım Bakanlığından
Gaziantep’ten postaya verilmiş «Efkârı umumiye» imzalı bir mektup alınmıştır. Mektup sahibinin açık adresinin Bakanlığımıza bildirilmesi rica olunur. (9162) 2702
Bursa Kaplıcaları Türk Anonim Şirketinden
Bursa'daki Çelik Palas oteli eski ve yeni binaları umumî banyo binası ile birlikte uzun müddetle kiraya verilecektir.
Eski binada 39 yatağı ihtiva eden banyolu 24 oda ile 16 yatağı ihtiva eden banyosuz 8 oda mevcuttur. Odalar ve 70 kişilik yemek salonu tamamen mefruş olup işler bir haldedir.
Umumî banyo binasında Bursa kaplıcalarının en geniş havuzu ve 6 adet hususî banyo odası vardır.
Yeni binada içinde soğuk ve madenî sıcak su bulunan banyolu 57, duşlu 24, banyosuz 12 olmak üzere ceman 93 oda mevcuttur. 300 kişilik yemek salonu, ayrıca hususî ziyafet, oyun ve oturma salonları, 200 kişilik merasim salonu, pastahane ve bar salonu, işler bir halde modern mutfak, soğuk hava tesisatı, asansör ve kaloriferi vardır.
Yeni binanın tefrişi ve noksanlarının kiracı tarafından ikmali kaydiyle eski bina ve umumî banyo binası ile birlikte mukaveleye bağlanacak olan bu kira işine-talip olanların, şartlarını ihtiva eden yazılı tekliflerini en geç 8/1/1951 tarihine kadar Bursa’da Şirket Yönetim Kurulu Başkanlığına tevdi etmeleri ilân olunur. (9160) 2706
Dükkân devredilecek
Yenisehirin en işlek yerinde her işe elverişli mağazalar Ankara-dan ayrılmak münasebetile devir edileceğinden isteyenleri müracaatları.
Kiralık
Borsalino
ORTAÇ
yünlü roplukların güzel çeşitleri
Şapka çeşitleri ve zengin renkleri İle yeni modelleri gelmiştir.
Sizin için getiriyor ihtiyacınızı almazdan
vat, Eşarp, Kazak, Çorap
Sizleri bekliyor.
dostudur.
Anafartalar Caddesi No. 224 Adliye karşısı, köşe mağaza
Eldiven ve yünlü çeşitlerimiz
Robdeşambr
Robdeşamhr, Gömlek, Kra-
İç Cebeci Dört yolundaki camekânlı otobüs durağı karsısında üç oda, mutfak, banyo, su, elektrik, hava gazı.
Müracaat: Telefon: 11522.
gelmiştir.
ORTAÇ
Comments (0)