e&Jfamilia
DÜNYANIN EN BÜYÜK PATRONLU ELİŞİ VE MODEL MECMUASI Yepyeni ve büyük sürprizlerle
116 Sahife 100 Kr. 366 Çıktı
|. -- ------------—___---------------_ .............
Yıl: 2 — No. 560 * Telgraf adresi: Zafer Gazetesi
[DEMOKRASİNİ İNDİ
- -J
Şık a vizeler'le
Süslenmiş salanlarımızı geziniz
Bealli, Norge, Miele Çamaşır Makineleri
Veli Candar ve oğlu
Anafarialar Cad. No. 146 — Telefon: 14671 (2677)
Ankara * 14 KASIM/1950 SALI Fiyatı Her Yerde 10 Kuruş * Telefon: 15619, 15315 ve 16882 * Denizciler Caddesi 2 * Posta Kutusu : 193
Mecliste dün 12 soru görüşüldü
H Tıb öğrenci i derneği birteb\ i liğle hâdiseyi \ takbih etti
;! Büyük Atatürk’ün ebe- I diyete intikal ettiği gü- ;
; [ nün yıldönümünde, millet- ; ce yas tutulduğu bir anda, ( : ; bazı Halk Partili nümayiş- ; ; ; çilerin, toplanan halk yı- ! ; ' ğmlarını kendi partilerinin I • propagandası için tahrike ; ; kalkmaları yüzünden çere- ( ! yan eden müessif ve meş - ! ı ; um hâdisenin yurt çapında ; ; ’ uyandırdığı nefret ve tees- i ; sürün derin akisleri devam J etmektedir. Dün de bir çok | : ) kimseler telefonla vd biz- J zat gazetemize kadar ge- I ; , lerek, duydukları nefret ve 5 ; teessürü beyan etmiş ve J ; ; hâdiseye gençliğin karıştı- 1 ; r rılmak istenmesi yolunda- 5 ; ki C.H.P. tertiplerini tak- 4 ; bih ettiklerini söylemişler- s : : dir. £
Tıb öğrenci Demeğinin ( tebliği i
i ; Bu r.rada dün, -Ankara î ; Üniversitesi Talebe Birliği £ ! ! Tıb Öğrenci Derneği, baş- e ; kanlığı da bir tebliğle, Ü- $ . niversite gençliğinin hissi- I 1 yatını açıklamıştır. Gaze- i -; temize gönderilmiş bulu- 5 ;: nan mezkûr tebliği aynen ) ; yayınlıyoruz:
; Zafer Gazetesi $
! ■ Yazıişleri Müdürlüğüne ( ; «Milletinin ihtiram kol- £
; ’ (Sonu Sa. 4 Sü. 3 de) e
Çocuk haftası münasebetiyle Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesinde tertiplenen «Çocuk kitapları sergisi» dün saat 14.30 da Millî Eğitim Bakanı Tevfik îleri’nin bir konuşması ile açılmıştır. Tevfik İleri kitabın çozuk terbiyesinde oynadığı rolün ehemmiyetine işaret etmiş ve Bakanlığı^ bu mevzu üzerinde titizlikle durduğunu belirt niştir.
Millî Eğitim Bakanının, izahatı
Maarif siyasetimiz istikrar bulacaktır
Beden Terbiyesindeki yolsuzluk
Millî Eğitim Bakanı Tevfik —-------------------------
İleri dün Büyük Millet Meclisinde Burdur Milletvekili Mehmet Özbek'in bir sözlü sorusu üzerine mühim beyanatta bulu-
(Sonu Sa- 3 Sü. 6 da)
Aristokrat
bir parti...
Halk Partisinin bugün belki 200 milyon lira tutarındaki serveti nereden meydana gelmiştir? Bu Halkevleri, bu binalar, sinemalar, bu salonlar nasıl yapılmıştır? Bir hesaba göre, bugün Halk Partisinin tapusunda 798 tane ghyri menkul bulunduğu tesbit edilmiştir. Bu 798 gayri menkul kendisine nereden gelmiştir?
Âza aidatı ve ieberruatla mı? Eğer böyle bir iddia ortaya atılacak olursa, buna ancak güleriz. Çünkü Halk Partisi aralarından aidat toplamak şöyle dursun, bilâkis, seçim zamanlarında bir çok kimselere kendisi aidat dağıtmıştır. O halde hak-kile sorabiliriz. Bu değirmenin suyu nereden geliyor?
Dün bu sütunlarda bu mesele üzerinde bir parça durduk; bu servetin üstünü örten esrar perdesinin bir köşesini araladık ve gördük ki. Halkevlerine yardım namı altında bütçeden ayrılan 25 milyon liranın 5 milyonu Halk Partisinin zimmetin de kalmıştır. 11 milyonla da el-
Mümtaz Faik FENİK
de edilen binaların tapusu Halk Fartisinin üzerine geçirilmiş -tir!
Sade bu değil, eski Meclis binası da bir arsa şuyuu meka-nizmasiyle Genel Sekreterlik tarafından işgal edilmiş bulunmaktadır.
Bunun dışında, Özel İdareler tarafından Halk Partisine temin edilen 25 milyon lira daha vardır. Ayrıca seçim zamanlarında İktisadî Devlet Teşekküllerinden fakirlere yardım namı altında bir çok paralar çekilmiştir. Bütün bunlar, yapılanların ancak bugün bilinen kısımlarıdır. Hesap yığınları arasında hafriyata devam edilinco alttan kimbilir, daha ne servet (Sonu Sa- 4 Sü. 4 te)
Amerikan Deniz de Amiral
; D. P. Meclis
Grupu
Demokrat Parti Meclis Grupu Başkanlığından:
D- P. Meclis Grupu 14.11. ; 1950 salı günü saat 15 te toplanacaktır. Sayın Milletvekillerinin teşrifleri rica olunur. ;
Ortaya çıkan yeni bir hakikat
Kızılay’ın paraları seçim propagandasına harcanmış!
Sual sahibi şöyle dedi: “ Milletin yüzde kırkını kendileriyle olduğunu iddia edenlerin işledikleri günahların bence en büyüğü budur. Çünkü fakir fıkaraya ait bir paraya bile el uzatmışlardır,,
**♦****************♦*%♦♦*♦*). ■
Büyük Millet Meclisi dün Baş-kanvekllerinden Sıtkı Yırcalınm başkanlığında toplanmıştır.
Saat 15 de başlayan müzakereler beş saat devam etmiş, 12 sözlü soru ilgili Bakanlar tarafından cevaplandırılmış ve celse, yeni devrenin ilk mühim müzakerelerine, ayrıca, tafsilâtım diğer sütunlarımızda okuyacağınız parlâmento hayatında, az rcstlanmamış bir hadiseye sahne olmuştur..... ....
Bazı milletvekillerine izin ve* rilmesine mütedair tezkerelerin okunmasını müteakip geçilmiştir-
Sinan Tekelioğlu’nun un Taşlık semtindeki dair sözlü sorusuna İçişleri Ba-
(Sonu Sa. 4 Sü. 5 te)
gündeme
«Maçka-arsalaraj
Grupu eski başkanı Amiral Ginder dün şohrimizden ayrılmıştır. Resim-Ginder hava alanında kendisini uğurlıyanlar aarsında görülmektedir
Parlâmento tarihinde mühim bir hâd’se
Kemali Bayezidin bir haksızlığı tamir edildi
Halk Partili milletvekili Dr. Ali Şükrü Şavlı eski vazifesine iade edilmek üzere mılletvekiliğinden istifa edeceğini bildirdi
Cezaevinde dünkü dinî nasihat
Diyanet İşleri Başkanı dün coz acvinde mahkûmlara nasihatiabulunurken. (Yazısı 3 üncüde)
Dün B. M. Meclisinde parlâmento tarihinde nadir görülen bir hâdise olmuş, Halk Partisi milletvekillerinden biri, Halk Partisi Bakanlarından biri tarafından yapılan haksızlık Demokrat Parti iktidarı tarafından tashih edilirse, Milletvekilliğinden istifa edeceğini tekrar eski vazifesine döneceğini ve o-rada hizmetine devam edeceğini söylemiştir. Bu talebi Sağlık Bakanı tarafından memnunlukla ve şükranla kabul e-cülmiştir.
Hâdise şudur: Herkes gayet iyi hatırlar ki, eski iktidarın son Sağlık Bakanı Doktor Kemali Bayezit, İstanbul’da bir çok doktorları ve profesörleri hotbehot tekaüde sevketpıiş ve bunun için bir sebep dahi göstermemişti. Bu, o zamanki (Sonu Sa. 4 Sü. 2 de)
Hayri Üsiündağ
Mehmet Özbey
iktidardan cevap istiyen sualler
limanı nasıl
ve ne şekilde ihale edildi ?
Türk firmaları daha ucuza teklif halde neden müracaatları dikkate
Bir yolsuzluğun yeni tafsilâtı
Hatırlarda olduğu üzere bundan iki üç sene evvel Zonguldak limanının yapılması fikri ortaya atılınca, birbirine zıt iki noktai nazar belirmişti.
Bazı mütehassıslar:
— Zonguldak’ta kömür havzası vâr diye muhakkak liman inşasına lüzum yoktur. Çünkü bu maden 100 - 150 sene sonra
yaptıkları alınmadı?
Zonguldak sahillerinden bir görünüş
Başbakan dün Aydına gitti
Menderes Aydındaki çiftliğinde nekahet devrini geçirecek
İzmir, 13 (Telefonla) — Baş-1 lem Müdürü Basri Aktaş oldu-bakan Adnan Menderes berabe- ğu halde bu sabah saat 11,20 rinde Aydın Milletvekillerinden uçağı ile Ankara’dan şehrimize Ethem Menderes ile Özel Ka-1 (Sonu Sa. 3 Sü. 3 de)
C. H. P. DEN İSTİRDAT EDİLECEK PARALAR
Bu paraların köy mekteplerinin inşasına sarfı kuvvetle mutemel
Şimdiye kadar devlet bütçe-1 ranın 5 milyonunun Halk Par-sinden halkevlerine yardım na- tisinin zimmetinde kaldığı ve mı altında verilen 25 milyon li-' (Sonu Sa. 3 Sü 2 de)
AKINTIYA---1
I____KÜREK
Anıt - Kabir
Dün Anıt Kabir inşaatını gediyordum. Oradaki mimar arkadaşla-
-----Şimdiye kadar bu inşaata ne sarfedildi? diye...
— 11 milyon, diye cevap verdiler..
Tuhaf değil mi. Halk Partisi iktidarının devlot bütçesinden aldığı paralarla yaptırdığı ve kendi tapusuna geçirdiği Halkevleri binaları için sarfedilen para da 11 milyon lira idi...
Cenabı Hak Anıt Kahiri korumuşl Bir yanlışlık olabilir, o da 11 milyon bu da 11 milyon diye Anıt Kahiri de tapularına geçirebilirlerdi. — YEDEKÇİ
Sayfa: 2
ZAFER
14/11/1950
Prof. Remzi Oğuz
Arıİcın bir mektubu
D. P. Ocak kongreleri
Sayın Seyhan Milletvekili Profesör Dr. Remzi Oğuz Arık’tan dün bir mektup aldım. Bif saıı'at konusu üzerinde kendisinden ettiğim bir ricamı cevaplandırmak üzere yazılmış bu mektupta, şahsıma karşı lütfedilen bazı dostluk ve teveccüh cümlelerinden sonraki satırları son derece dikkate şayan buldum. Derhal kendisini telefonla arıyarak, bu mektubunu sütunumda neşredip edemiyeceğimi sordum. Takdirini bana bırakmak nezaketini gösterdi. Ben de yayınlıyorum. Mektup 11 Kasım tarihini "taşıyor:
-Bugünkü gazeteleri görünce açı acı düşüşndüm. İsmet lnöiiü bir nevi 31 Mart mı yaratmak sevdasında? 1908 Meşrutiyetinin ihtilâlcilerine miras kalan korkunç manzaradan dnha vahim bir devirdeyiz; bu vahim devir İsmet İnönü ve şeriklerinin eseridir. Yeni ve son derece masum demokrat ihtilâlciler, doksan beşteki k'Taç harisi» nin biraderindeki tükenmez kin ve hırsla çevrilmek istenmektedir. İsmet İnönü ve şerikleri, bu yolda ne matem, ne vatan, ne ilim nıü-essesesi, ne körpe dimağ, ne ilhn adamı, ne asker tanıyorlar. Gazetede bir büyük ölürün hâtırasını anmaya giden bu a-damdııki gülüşleri hayretle, nefretle seyrettim. Ve birden aklıma, benim Etnografya Müzesinde müdür bulunduğum zamanlan aynı zatın, aynı matem günlerindeki ziyaretleri geldi. Bu bir mateme, o matemi gerçekten duyan ruhların katılması değildi. Bu bir Mise en Sceno'di. İnör.ü birinci sınıf bir aktör edesiyle, müzenin dışında dizilenler hizasında arabadan atlar, en büyüklerine dahi elini öptürür, asker teftişini andıran bir hiddet, asabiyet ve bir sathilikle onlara bakarak yürür: müzenin mermer kapısının ağzında, herkesin tam olup olmadığını muayene eder, demet almakta gecikenleri, mezarın içinde hiddetle a-zarlaf ve böyle bir aktörce hazırlıktan sonra mâtem duruşunun teşhiri başlardı. Bu bir teşhirdi: Fotoğraf makinelerinin önünde, iyi hesaplanmış, çehreye o an için verilmesi gereken bütün tesirli ve müteessir izler, çöküntüler, kabartmalar verilmiş olarak u-zun uzun beklenirdi, önünde durdukları kabi , milyonlarca dağınık Türkü birleştiren, saf ve cephe haline getiren, bu mübarek milyonlardan Türkiye ölçüsünde çelik duvarlar kuran kahramana mı aittir? Bu kabir kendilerinden her birini hiçliğin, alelâdeliğin çukurundan çıkarıp refahın, debdebenin, _ insan ve vatan hizmetkârı olma nimetlerinin havuzunda ‘ yüzdüren velinimet midir? Ne gezer! O mezar bir vesiledir: Aktörlerin, akrobatların, bir 1 nevi kulizeumda «halk efendimize» görünmek, onun bu sefer de hislerini sömürmek için ’bİF vesile! Eğer öyle olmasay-dı, o kabir yıllarca ihmal edilir miydi? Hem ne ihmal! Le-nîn'in mezarına ait bütçe ve personelden
şekliyle personel setmiyorum. Bu tarzda bay-raklaşan, yerli ve yabancıya ziyaret ettirilen hangi türbe vardır ki, onun bir bütçesi ve personeli bulunmasın?
Fakat, her biri ayrı ayrı A-tatürk’ün yaratığı olan, sağlığında her biri onun yanında kâh bir Sıfır olarak, kâh köle, kâh uşak ve kâh emirber olarak yer alnıayi şeref bilen o başkanlar, o vekiller bu mezara bir statü düşünmemiş; hattâ bu mezarın nasıl korunduğunu, nasıl temizlendiğini, nasıl devam ettirildiği hususunda bile bir gez zihinlerini yormamış idiler. O mezar, bugün ziyarete açılan mermer kapısı nöbetçilerinden çatısına kadar, onlar için bir sahne olmuştur. Orayı, müzenin ikiyi üçü geçmiyen personel kadrosu temizlemiş, bir avuç bile tutmıyan müze bütçesi bu hâriçtin masraflarına yetişmeğe çalışmış; müzenin — Atatürk düşmanı diye bu aktörler tarafından tevkif ettirilen, hapis ettirilen, işkenceye uğratılan ve nikbetlere çarptırılan (Profesör Remzi Oğuz Arık) —
Muhip Dıranas
müdürü ile temiz gençleri, vatanperver asistan ve memurları bu bayrak adamın ve bıı mabedimsi yerin akan çatısiy-le, kirlenen perdesiyle, aksayan servisiyle duraksız olarak, gönüllü olarak uğraşmışlardır. Ziyaret eden sefirlerin bazısının başına alan bu çatıyı münasip şekilde tamir ettirmek için validen vekile, vekilden başvekile kadar koşmadığım yer kalmamış, yazmadığım sitem, yapmadığım rica kalmamıştı.
O zaman, bir aktör titizliği ve yapmalığı ile buraya gelen bu zat, bunları ne aramış, ne aratmış, ne sormuş, ne sor-durmuştu. Böyle bir insanın şimdi o matem yerine kahkahalarla gitmesini; uydurma ve tertipli alkışlardan eteğinde ziller çaldırmasını çok görmeyelim. O, zaten Atatürk’ü hiç bir zaman sevmemişti ki şimdi onun ölümü hâtırasiyle İstırap çekmesini bilsin!»
TASHİH:
Dünkü yazımda «Bugünkü istihsal iki misline çıkar) cümlesi «elli misline çıkar, ve «Zaten kok kömürü gitmiyor ki linyit istiyoruz densin, cümlesi de «Linyit istemiyoruz densin» olacaktır. Özür dilerim.
Me - De.
Bugünkü mühim konferans
Bugün saat 17-30 da Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi konferans salonunda memleketimizin
kafkınmasiyle alâkalı mühim biı
konferans verilecektir.
İsletmeler Bakam Muhlis Ete-
nin açış nutkundan sonra, İktisadî İşbirliği İdaresi Türkiye heyeti İlmî idare uzmanlarından Mr. Taliaferro «İlmî idare» ko-
nusunda,
organizasyon
uzmanı
Edip Atam ^Rasyonel Oganizas-
yon» konusunda birer konferans verecekler ve bu konu ile alâkalı bir film gösterilecektir-
Colette Frantzi
dün gitti
Bir müddettenberi şehrimizde bulunan ve Halkevinde bir kon-
ser veren Fransız Violonisti Colette Frantz dün sabah saat 10 da Istanbula müieveccihen hareket etmiştir-
Dün akşam radyoda çok muvaffakiyetli bir konser veren sa-
natkâr Ankara ve kındaki intihalarını
mıştır:
Türkiye hak-şöyle anlat-
o kabir yıllarca miydi? Hem ne ■’in mezarına ait bahsetmiyorum. Palaîs des İnvalides Napoleon’a verdiği ve bütçeden de bah-
«Bugüne kadar pek çok memleketler dolaştım. Fakat Ankara kadar derli toplu, sessiz ve cana yakın olanım görmedim. Mem leketinizin çok üstün bir havası var. Her zaman Türkiye’de kalmaklığım mümkün olsa mutlaka burada kalırdım- İki sene evvel Güzel Sanatlar Birliği’nin dâveti üzerine İstanbul ve Ankara’da konserler vermiştim. O zamanki Ankara ile bugünkü Ankara arasında çok büyük fark gördüm.
Şükriye Ocağı kongresi yapıldı
Demokrat Parti Şükriye ocağının 5 nci kongresi, ocak binasında yapılmıştır-
Kongrede söz alan hatipler, memleketteki gece kondu- ve mesken dâvasının kat’î şekilde halledilmesini; her vatandaşıh huzur içinde yasayacağı bîr yuvaya sahip kılınmasını istemişlerdir. Bundan sonra Salih Gür-kan söz almış ve mahallî dertlere temasla Halk Partisinin Demokrat Parti iktidarım yıpratmak için yaptığı gayri samimî gayretleri belirtmiş ve İnönü lehine yapılan nümayişlere işaretle de bunu, Türk milletinin nefretle karşıladığını söylemiştir.
İdare kurulu ve deleğe seçimine geçilmiş, şu neticeler a-lınmışhr.
Enver Akalp İdare Kurulu Başkanlığına; Rifat Annç, Ali Sönmez, Nihat Sezgin ve Celâl Ez-gür yardımcılığa seçilmişlerdir-
Göçmen çocuklar yararına bir balo hazırlanıyor
İstanbul, (Telefonla) — Kadıköy Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından Bulgaristan’dan gelen göçmen çocuklar yararına 9 Aralık cumartesi günü bir balo tertibedilmiştir.
Taksim Gazinosunda verilecek
olan bu balonun eğlenceli ve sür- j prizli olması için İstanbul ve Kadıköy yüksek sosyetesine men sup hayırsever bayanlar, büyük biı- gayretle çalışmakta ve balo-
nun her cihetce mükemmel ol-
ması için ellerinden geleni yapmaktadırlar.
Bilhassa şehrimiz zenginlerinden ve Mısırlı prensesler tarafından gayet zengin piyango eşyası teberru edilmiş bulunmak
Öğrendiğimize göre Amerikalı sinema yıldızı Virjinia Bruce biletlerin bir kısmını satmayı memnunlukla arzu etmiş olduğunu Çocuk Esirgeme Kurumuna bildirmiştir.
İngilizce kursları
Yardımsevenler Derneği Genel Merkezinin açılmasına karar •verdiği İngilizce kursu İngilizceye yeni başlıyanlar için saat 17 den 18 e kadar Efkaf Ap. Kal 3 deki Genel Merkez toplantı salonunda verilecektir- Oğren-
muayyen bir miktarı
bulunca derslere başlanılacağı ilân edilecektir.
Dersler haftada üç saat olmak üzere ayda on lira ücret mukabilinde verilecektir. İsteklilerin 16013 telefonla Dernek Genel
Merkez müdürlüğüne isim ve adreslerini yazdırmaları gerekmektedir.
Sîzlere kar$ı bir sempatim var. Fransa'da iken küçük sanatkârınız Idil Biret ve ailesi ile görüşürdüm- Idil çok zeki ve sanatkâr olmaya lâyık bir çocuk. A-ma şimdi çok büyüdü.»
Bütün bunlar, kendisi için ayrı ayrı birer neşe ve sevinç kaynağı idi. Dünkü üzüntüleri, aklına bile gelmiyordu..
Hepsi de birbirine benziyen, yahut da benziyormuş gibi duran delikanlılar önünde eğilerek kendisini dansa davet ediyorlardı. Onların her birini dudaklarında beliren ayni gülüşle karşılayor, onlar da, hep ayni adımlar, ayni hareketler, ayni kelimelerle genç kıza refakat ederek salondan salona dolaşıyorlardı... Işıkların altın da titrek, acemi kanatlarla uçuşmağa çalışıyormuş gibi havalanan, dönen ve birden takati kesilerek dansedenleriıı ayakları dibine düşerken, bacak larına sarılarak düşmekten kurtulan tuvaletleri seyretmek Gülşenin çok hoşuna gidiyordu. Acaba kendisi de danseder-ken öyle mi oluyordu?..
Arada sırada Selim de geliyor ve hiç fikrini danışmadan elinden tutarak onu kaldırıyor ve mütehakkimane denecek bir
tavırla kolunu du.
beline dolayor-
O zaman salon birdenbire daha aydınlanıyor.. Gülşenin gözleri âdeta kamaşır gibi o-luyor ve kendini öyle hafif hissediyordu ki.. Hayır, daha doğrusu kendini biç hissetmez
| İktisadî meseleler
Büyük Lokma === ----------= Meselesi
İ ktısadî devlet teşekküllerinden bazılarının anonim şirket haline getirilmeleri hak-kındaki düşünceler, Halk Partisinin bezi kalem sahiplerini endişeye düşürmekte ve bu kararı, bazı kimselerin (Büyük lokmalar) yutmaya hazırlanması seklinde tefsir etmektedirler-
Zihniyeti itibarile uzun seheler belli başlı bir dâva halinde (Lokma hazırlayıp yutma) meselesini hususî prensipleri arasında bulunduran bir teşekküle taraflar olan kimselerin, kendi görüş zaviyeleri dışında bazı formüller bulunabileceğini kabul etmesi elbette kolay bir iş değildir. Memleketin iktisadi durumu ile alâkası olan işlerin yürütülmesi için muayyen sistem ve usullerin tatbikinden ba$ka çare olamaz. Bu usullerden her biri-* nin faydalan yanında mahzur lan da olacağı tabiîdir. Bu cüm leden olarak meselâ biz, ruh ij tiborile demir perde gerisinde benimsemiş olan iktisat sistemlerinin faydadan çok zarar getirdiklerine kani bulunuyor ve memleketimizde bu sisteme uygun olarak kurulmuş her tesisin her halde aksi ideoloji formülü içinde inkişafının zarurî olacağına inanıyoruz.
İktisadî devlet teşekküllerimin bugünkü idare tarzlarının Rus sistemlerinden mülhem olarak tesis edildiği bitaraf, salâhiyetli müdekkiklerin ifadeleri ile sabit tir. Bu sistemin, müsbet neticeler getirdiğini de iddia etmek müm kün olamaz.
Anonim şirketlerin tesisinde yutulacak lokma hazırlandığım düşünenlerin, bugün devam eden sistem içinde yutulmuş lokmaları da düşünmeleri lâzım gelir. İktisadî devlet teşekküllerini, yukarda belirttiğimiz temiz zihniyet içinde rasyonel bir çalışma sistemine intibak ettirmek ister yen rejimimizin, bu mevzulan (okma haline getirmemek için gereken tedbirleri almakta güçlük çekmiyeceğini, rejimin kendi hüviyeti katiyetle' isbat eder, fa kat, 14 Mayıs seçimlerinde Halk Partisinin masraflarına karşılık olmak üzere teberrü mahiyetinde olarak idare meclislerinin kayıtlarında görülen büyük lok .malan yutanların gözlerinde ve boğazlarında duran bu koca (mertek) önünde hiç olmazsa susmaları lâzım gelirdi.
Bahis konusu teşekküllerin ano nim şirket haline getirilmelerinde, mahiyetleri belirtilmeden mevcudiyetleri iddia edilen mah zurlar arasında bir de barem kayıtlarından bahsediliyor- Bu gün, bu teşekküllerde vazife a-lan bütün fertlerin bilhassa bu barem kayıtlarından neler çektiklerini artık bilmeyen kalmadı, mevcut sistemin bütün devamı boyunca türlü türlü formüllerle mahzurlarının önlenilmesine çalışılan bu kanunun, hattâ devlet teşekküllerinin bugünkü idare muhtemeldir.
Yazan: Cemal KIPÇAK
formları içnde kalsalar dahi artık tamamen kaldırılması lâzım gelen bir engel olduğunu kebul etmeyen kimse var mıdır bilmem... Evet, belki vardır- Bu tesckkUllori yığınlarla dolduran elemanlar arasında manevî ve maddî bütün benliklerini uykuya vermiş bazı kimselerin bulunmadım idc'fa edec4k değiliz. Diplomalarım ceplerine koyduk-
tan sonra hayatta artık bütün mesainin ayda bir maaş almak ve üç senede bir de terfi görmek esasına dayandığım düşünen bu gibi kimseler, baremi elbette ki yasama şartlarının ve istikbal emniyetlerinin temeli sayarlar ve hararetle müdafaa da ederler. Ancak, istikbalini mesleğindeki inkişafa bağlı gören ve bu inkişaf için büyük feda-
Toprak tevzii devam ediyor
11.128 aileye 522.791 dönüm toprak dağıtılmış bulunuyor
Topraksız çiftçiyi topraklandırma kanunu gereğince, Manisada Deynekler köyünde 19, Kemerli Dere köyünde de 27 aileye, dün, mühim miktarda toprak verilmiştir.
Bundan başka, bugün öğleden sonra Haymanada Atlar köyünde 121 aileye 8510 ve Tutak köyünde 125 aileye de 2506 dönüm toprak, merasimle dağıhlacak-
Pamuk haşereleri ile mücadele
Türjciyede pamukçuluğun inkişafı üzerinde ehemmiyetle du rulduğu şu sırada pamuğa musallat olan haşaratın imhhsr meselesine büyük bir ömen vetil-mekt.edir. Marshall plânı çer çevesi dahilinde getirtilen ve Tarım Bakanlığında çalışmakta olan Amerikan pamuk uzmanı Harris P.P. Smith bu mücadelede Amerika’da kullanılmakta olan en son modern makinelerden ve ilâçlardan istifade edilebileceğini kaydetmiş ve bu hususta araştırmalar yapılmakta olduğunu da ilâve etmiştir.
Şimdiki halde mayi püskürtme ilâçlarından ziyade kimyevî toz püskürtme sisteminin elverişli olduğu görülmekte ve bunun bilhassa tatbikine doğru gidilmektedir.
Hastalık Sigortası Kanunu
Aldığımız malûmata göre; Hastalık Sigortası Kanunu, 1 mart 1951 tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir. Henüz bu hususta Bakanlar Kurulu kararı çıkmadığı için, kanunun nerelerde ve nasıl tatbik edileceği bilinmemektedir. Bakanlar Kurulu kararının da 1 marta kadar çıkacağı kuvvetle
tır. Merasimde Vali Necati ll-ter ve Toprak İşleri Genel Müdürü bulunacaktır.
Böylece, 1950 yılı başından 1211.1950 akşamına kadaı dağıtılan toprak miktarı 522791 dönüme baliğ olmuş ve 11128 aile topraklandırılmışlar.
Sene sonuna kadar daha 200 bin dönümü mütecaviz toprak dağıtılmış olacaktır. Önümüzdeki yıl bu miktarın çok üstünde bir toprak dağıtımı yapabilmek için tedbirler alınmaktadır.
Bu maksatla, halen 28 tane o-lan toprak komisyonlarının sayısı 951 yılında en az elliye çıkarılmak üzere, toprak ve İskân Genel Müdürlüğü bütçe tasarısına gereken ödenek konulmüş-tur-
Bundan başka, aralık ayının ilk günü açılacak olan toprak şleri kursuna 68 teknisyen alınmıştır. Bunlar yeniden kurulacak toprak komisyonlarının teknik elemanları olacaklardır.
Toprak dağıtımı işlerini hızlandırmak maksadiyle Toprak İşleri ve Yapı Kadastro Genel Müdür-lülkeri arasında işbirliği sağlamak ve toprak komisyonları bir cıada çalışarak, çiftçiyi topraklandırma faaliyetine en geniş ölçüde hız verme imkânı sağlanmış olacaktır.
Toprak Kanununun kabul edildiği 945 yılından 949 yılı sonuna kadar dağıtılan toprak miktarı 676-240 dönüm olduğuna göre,- 950 yılı içinde yapılan ve yapılacak olan dağıtım miktarı bu yekûndan takriben, 80 bin dönüm fazla olacaktır. Eski hükümet zamanında 5 yıllık bir devre içinde yapılan toprak dağıtım yekûnundan daha fazlası bu yıl dağıtılmış olmakla beraber, bu faaliyet bile yetkili makamlarca kâfi görülmemektedir.
GBK KIZ KALIBI
oluyordu. Yalnız boşlukta uçu-yormuş gibi, içinde bir kayma duyuyordu, o kadar. Nerede bulunduğunu, ne yaptığını da bilmiyordu..
Ekseriya Selimin sesiyle ken ne geliyor... ve gülüyor., gülüyordu.. öyle candan gülüyordu ki., bayram İden bütün gençliği vardı gülüşünde.. Ondan başkasiyİe böyle gülüp neşelenebilmesine imkân var mı idi?..
Siyah elbisesi içinde öyle vakur ve asil bir duruşu vardı ki.. Gülşen onun yanında bu-lunmasiyle övünüyor, onunla dansetmekle iftiiıar ediyordu...
Bir ara, yanındaki genç, Gülşene:
— Biraz evvel dansediyor-dıınuz.. Gözlerimi sizden alamadım.. Kavalyenizle o kadar güzel uyuşuyordunuz ki?.. A-ğabeyiniz değil mi?..
Biraz evvel Gülşen Selimle
Nakleden: Ş. TAYLAN dansetmişti. Fakat yanındaki gence:
— Evet, ağabeyim..
Diye cevap verdi.
Selimin başka bir kadın sevmesinin ne ehemmiyeti vardı ki.. Evet, Gülüz'ü seviyordu. Onunla evlenecek, onun kocası olacaktı.. Fakat Güllü kızın da yabancısı değildi. Onun da iyi kalbli, sevgili, kuvvetli, kocaman ağabeyisi idi. Hem ta küçüklüklerinden beri bu böyle idi. Gülüz'ün nesi olursa olsun, ı Gülşenle aralarındaki bağ inkâr edilemezdi ki.. Hemen hemen bir arada büyümüş sayı-lırlardı. Sağlam bir arkadaşlık I
vardı aralarında.. Sâkin, derin, j
güvenilebilir bir arkadaşlık. Postluklan bir ççk şeyi yjkıp ı
dağıtan günlerin akışına da- ı
yanacak kadar Ve devam
günlerin akışına kuvvetli idi. edip gidecekti., onları kıskanamazdı. şimdi (jylc nzuklarda
★
Yenge şimdi romanını bir yann brakmıştı. Onu hâlâ ağzından düşürmüyordu, ama, ü-zerindo fazla düşündüğü yoktu. Hele çalıştığı hiç yoktu.
Şehir hayatının edebiyatla meşgul olmasına mâni olduğunu söylüyor:
— Canavar gibi bu şehir diyordu. Bütün günlerimi bir lokmada yutuveriyor. Çalışmaya değil, düşünmeye bile vaktim yok..
Gülşenin yanında bulunmasından memnundu. Onu sevimli ve şirin buluyor, onunla meş gul olmaktan zevk alıyordu. Her gösterileni kolaylıkla kav rayan, bulunduğu muhite gö- , re davranmasını bilen anlayışlı ve zeki bir kızdı.
Yenge ondan memnundu. İstikbali hakkında tasavvurları genişti:
Tefrika No. 25
— Bir kero güzel denecek kadar güzel diyordu.. Annesinden kalmış hayli bir geliri var. Seviye Teyzenin tek mirasçısı da o.. Her zaman iyi bir izdivaç yapabilir...
Cemal Dayı da:
— Hakkın var. Diye karısını tasdik ediyordu. Çıkacak ilk -taliple evlenmesine lüzum yok.. Biraz beklemeli., ve seç-
Gülşenin ise evlenmek aklında bile yoktu. Şimdiki halde kendini tamamiyle yengesinin idaresine terketmiş halde idi. O : «Konsere gidiyoruz» dediği zaman itiraz etmeden konsere gidiyor; «Falan yerde yeni lıir resim sergisi açlmış gidip gezelim..» dediği zaman, hiç bir fikir beyan etmeden yengesini takip ediyordu..
Ertesi gün nereye gidecekleri, ne yapacakları hiç bh- zaman bir gün evvelden mıılûı»
Sözde fazilet
devri !
Atatürk'ün fânî dünyadan göç etmesinden bir kaç ay sonra, yani Celâl Bayar'ın Başbakanlıktan çekilişinden bir gün sonra, Atatürk düşmanlığı fiilen ve maddeten patlak verdi.
Bunu, vaktiyle Atatürk’ün kurduğu partiyi ele geçirmiye nasılsa muvaffak olanlar yap-
Bu Ata düşmanlığı bir kültür haline getirilmek isteniliyor du. Ne kültür hali? Düpedüz bir münkirler, râfızîler mezhebi haline sokurmıya başlandı.
Atatürk’ün bahçe kapısı ö-nünde (Şükür öldü) diye yedi tane başı, boynuzu telli kurban kesildi!
Zatî eşyası, elbiseleri, çamaşırları kalorifer kömürlüğü yanındaki bodruma atıldı!
Atatürk'ün mezarını bilerek, istiyerek, plânlar kurarak yaptırmadılar ve yaptırmıyacak-lardı!
elemanları
kârlıklar göze alan bir iş elemanının, baremfin nihaî safhar larına erişmek için mesai hayatının kifayet etmiyeceğini düşünürse, bu hususta sarih hakkım tahdit eden barım formülünün fiili mesaiye yapacağı tesiri hesaba katmak icap eder.
İktisadî devlet teşekküllerinin kaydettiği büyük zararların müvellitleri arasında baremin bü menfi tesirinin başta geldiğini isbat için bir çok vakalar saymak mümkündür.
Barem, iddia edildiği gibi fay dalı bir mevzu olsaydı, devletin dışında kalan bir çok İktisadî tesislerde bu formülün tatbik edil diğini görürdük.
En yüksek haddinde bile ser best meslek sahplerinin en alt seviyesini aşamıyan barem formüleri ile, inisiya.if sahibi olan elemanların haklarım tahdid el meye kimse salâhiyetli değildir. Amme hizmeti gören memurların lâyık oldukları refaha kavuşmalarım candan temenni ederiz, ancak iktisadi bir teşekkülün hususî hüviyeti iç nde vazife a-lan vatandaşların, devlet hizmeti gören memurlardan çok farklı durumlara sahip bulunduklarım belirtmek lâzımdır.
Bu teşekküllerdeki
memur saymak kadar büyük gaf let olamaz. İstihsali artırmak, maliyeti düşürmek gibi esaslı dâvaların halli bu elemanların inisiyatiflerini kullanmalarına bağ lıdır-
İnisiyatif kullanmak, bedeni ve fikri faaliyette normalin üstünde mesai sarfım gerektiren bir key fiyettir Bu büyük gayreti teşvik-siz bırakır ve hale neticelerin müsbet veya menfi safhalarım bugüne kada olduğu gibi kayıtsızlıkla karşılarsak her şeyden evvel işin yükseliş seyrini baltalamış oluruz.
İktisadi devlet teşekküllerinden bazıları evvelce hususî teşebbüs elinde bulunuyor ve kârlı durumlar gösteriyorken bugün bunları devlet c-linde zararlı mevzular halinde görüyoruz. Bu zorarJann sebeplerini düşünmemiz lâzımdır.
Dâvayı siyasî içtihatların ba-ziçesi olmaktan çıkararak memlekete en faydal: olacak duruma getirecek olan formülü aramak zorundayız. Demokrat Parti iktidarimn bu temiz hislerle hareket ettiğini kabul etmemek için hiç olmazsa dayanılan bir esas, bir vaka lâzımdır. Bunun bulunamıyacağım açık olarak ifade etmekle vicdanlarınızın sesine- tercüman oluyoruz. Muarızlarımız emin olsunlar, Demok rat Parti iktidar., tevehhüm ettikleri (lokma) y: düşünecek mi decilerden mürekkep değildir. Bunun en kuvvetli müeyyidesi de millet iradesinin hâkimiyetini hürriyet misakı halinde kabul eden bir partin: ı kendi iktidarım da hiç olmazsa muhalifleri kadar mürakabe altında bulundurmasıdır-
Atatürk'ün adını ve resimlerini altın, gümüş, kâğıt paralardan Ve her çeşit pullardan kaldırip'yok ettiler!
Mİlİetîâ beraber ve nice fedakârlıkla kurduğu millî hâlşİ-miyetft? (Hâkimiyet Milletindir) vecize ve düsturunu taşıyan levhayı Millet Meclisi Başkanlık kürsüsünün bnşucun-dan söküp kaldırdılar!.
Dört ciltlik okul tarihlerinin Atatürk'ten bahseden dördüncü cildini yalnız programdan çıkarmadılar, kitapçılardan da toplatıp yok ettiler! O gün millet kürsüsünde ezile büzüle itirafa mecbur olduğun gibi şimdi de itiraf etsene efendisinin Eğitim Bakanı Yücel!
Yüksek tahsil ve meslekî tahsil gençliğine — Atatürkçü oldukları için — şunu bunu bahane ederek (nanköfler!) diye haykırdılar! (Babanızın nimetiyle beslenmiyoruz!) diyen besaletli arkadaşlarını da sürüm sürüm süründürüp ezdiler! Şimdi de onların küçük kardeşlerine derviş keşkülü u-zatıp alkış dileniyorlar!
Yalnız bir şeyde Atatürk a-kıllarına geldi, Atatürk’e sığındılar, Atatürk’ün adından imdat istediler. O da başları her dara gelişte, ayakları her çukura kayışta, her kötü günlerinde!
Halka nankör diyen, halkı hiçe sayan, Erzincan felâketzedelerine gönderilen hediyeleri çürütüp onları damsız bırakan, Çerkeş felâketzedelerine sekizer onar çivi bahşiş ( ! ) eden ve bu çivilerin suratlarına savrulmasından utanmıyan onlardır!
Zelzele yerinde satranç oynı-yanlar onlardır!
Ilad^ cevap versenize çok sayın ve çok faziletli Günaltay!
Aka GÜNDÜZ
değildi.. Bu hareketli hayat genç kızı biraz şaşırtıyor, fakat fazla cezbetmiyordu.
Gezip dolaştığı yerlere beraberinde şahsiyetinden hiç bir şey götürmüyor, oralarda, şahsiyetinden hiç bir şey bırakmıyordu.
Ona kalsa evden dışarı çık-
Evden dışarı ıkşam vakitleri
çıkmamak
alarak şu koltukta oturmak.. Elindeki iş pek fazla ilerlemezdi. Çünkü kendini bir türlü ona veremezdi.. Kulağı hep kapıda olurdu..
Ve nihayet işte.. Kapı çalınırdı.. Onun çalışı bambaşka idi. Gülşen derhal anlardı. Fa-
kat yerinden kalkmaz, bütün
dikkatiyle dışarısını dinlemeğe devam ederdi. Diğer dört hissi
birden felce uğramış, ve buna mukabil duyma hissi daha da incelmiş olarak onun ayak seslerine kulak verirdi. Gülşen o-
nun attığı her adımı içinden sayardı. Bu adımların, sevgili bir ses gibi, kulağa hoş gelen öyle cana yakın bir âhenkleri
Nihayet Selim odaya girer-
di.»
(Sonu var)
Sarkıntılık yapan 24 kişi yakalandı
İkinci ,Wİje memurlarının şar-kınhlık,„yqf)anlara karsı açtıkları mücadele şiddetle devam etmektedir. Pün yeniden 24 kişi yaka-lanmışh^,,
Bunların (12 si talebe, diğerleri tamirci, demirci, boşla gezer, garson, işçi, lâstikçi, radyocu, seyis ve mpbilyacıdır- Yakalanan bu 24 kişi hakkında kanunî takibata geçilmiştir.
D. P. Dışkapı ocağı kongresi
Demokrat Parti Dışkapı Ocağı İdare Kurulu Başkanlığından:
Ocağımızın yıllık kongresi 16 kasım 1950 perşembe gecesi saat 20 de Dışkapıda ocak binasında yapılacağından ocağımız sayın üyelerine davetiye yerine kaim olmak üzere ilân olunur.
Kongremize il, ilçe, bucak, bucağa bağlı bütün ocaklı arkadaşlarla sayın milletvekillerimi-zîn bu toplantımıza şeref vermelerini saygılarımızla rica edu
- TAKVİM -
14/11/1950 — Sal.
Rumî: 1366 — Kasım 1
Hicrî: 1370 — Safer 3 Vasati Ezani
Sabah 6.27 1.61 ,
öğlo 11.43 7.05 ’
İkindi 14.33 9.43 '.
Akşam 16.40 12.00 .
/Yatsı 18.13 9.85
1 ınsak 4.4S 12.11
NÖBETÇİ ECZANELER
Merkez, Erenköy, Gülhane
ZAFER
Sayfa: 3
14/11/1950
DışPolitika
“Sulh Severler,,
Kongresi
Bugün, İngiltero’de, Shef-field’de toplanması mukarrer o-lan -Sulhseverler» kongresi, İngiliz hükümetinin, kongreye tekaüdüm eden son günlerde almış olduğu bir kararla, akim kalmış gibidir.
■Sulhseverler» adını taşıyan komünist temayüllü ve beynelmilel ölçüde bir grupun, geçen sene Stockholmde büyük bir kon gre akdettiği ve bu toplantıda kaleme alınan «sulh beyannamesi» nin ileri gelen devlet adamlarına ve teşekkül üyelerine imzalatıldığı hatırlardadır. «Stockholm çağırışı» adını taşıyan bu beyannamede ileri sürülen sulh ifadesinde ve bilhassa atom bombasının kanun dışı edilmesi hükmünde bir çok müşahitler, komünizmin Avrupa’da girişmiş olduğu yanıltıcı propagandanın temalarını bulmuşlardır. Bununla beraber, gerek beynelmilel kongrede, gerekse bu kongreyi ihzar zımnında pkdolunan miUi konferanslarda söz alanların hüviyetleri, teşebbüse hususi bir ehemmiyet vermiş ve bütün dünyanın nazarlarını «Sulhseverler» in üzerinde toplamıştır. Filhakika, bu yarı resmî teşekkülde Juliot Curie gibi atom â-limlerinden baş piskoposlara kadar, her sınıftan ileri kimseler bulunmaktadır.
•Sulhseverler» şimdiye kadar, 'beyannamelerine 100 milyon imza toplamış olduklarını iddia etmektedirler.
kalı köy Hindiçini'^e pan Hoşi Minh’ir kadar, -sulha susamış» bütün insanların dahil olduğu bildirilmektedir. Sulhseverler, bu kere de Sheffield’de aktedecckieri bir konferansla yeni bir hamle yapmayı tasarlamakta idiler. Bunun delili, geçer^ ay Bâle'de akdolunan toplantıda, bir hatibin sarfetmiş olduğu sözlerde mündemiçtir. Bu hatip, her türlü ihtilâlci duygulara kolaylıkla imkân veren konferans havası içinde, 100 milyon taraftarla bugünkü cemiyet şeklini yıkmanın çok kolay olduğunu söyleyecek kadar ileri gitmiştir.
Hürriyetin beşiği olan İngiltere, dünyanın bugünkü durumu karşısında, işbu zevatın Sheffield’de akdetmek istedikleri ikinci beynelmilel kongrenin akdine mâni olmak ve Sovyet pro-pogandasmın, velev ki masum bir konferans mukarreratı şeklinde, İngiltere'de zemin bulmasını önlemek lüzumunu duymuştur. Bu yolda alınan tedbirler, İngiltere’ye girmek istiyenlere vize vermemek suretiyle tatbik edilmektedir. Bu tedbirin şümulüne girenler arasında Bulgar, Amerikan ve Alman vâtândaşla-nnın bulunduğu ve SoV^et muharriri İlya Ehrenburg’un da vize alamadığı için İngiltere'ye giremediği bildirilmektedir. Bununla beraber, kongreye iş-tirâk edenlerin, ^ahiren başka maksatlarla İngiltere'ye gelmek te oldukları ve bu yüzden, limanlarda ve hava meydânlarında kontrolün sıkılaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Bugün, belki mahdut bir kadro ile toplanmak imkânını bulmuş olan konferansın gündeminde mevcut başlıca iki madde şu-
a) Silâhlanmayı takbih;
b) Yeniden kaleme alınacak bir sulh beyannamesinin Amerikalı kadınlara kitle halinde imzalandırılması.
■Sulhseverler» in propagandalarını yürütmek için umumiyetle Uzakdoğu ve bilhassa Kore i-şinden faydalanmak istedikleri anlaşılmaktadır. Amerika’dan gelen ve İngiltere'ye kabul olunan delegelerin bilhassa bu mesele üzerinde durmaları ihtimali
Kontrolü güç rakama, Ameri-öğret menlerinden çete savaşı ya-“:-h’in askerlerine
Mücahit TOPALAK
imtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına
Başmuharrir MÜMTAZ FAİK FENİK
Bu nüshada yazı işlerini fiilen idare eden
Fatin Fuad
Basıldığı yer:
Güneş Matbaan — Ankara
PULSUZ İSTİDA
Eğitim Bahanının izahatı
Sovyet tazyiki artıyor
Avusturya baskıdan şikâyet ediyor
Başbakan Rusyanın iç işlere müdahalesinden şikâyetçi
Londra Radyosu, 13 (Basın -Yayın) — Avusturya Başbakanı, dün hükümetinin Rusya’nın Avusturya işlerine müdahalesinden dolayı Rus yüksek komiserine şikâyette bulunduğunu söylemiştir. Diğer bir toplantı-
da, Avusturya Dışişleri Bakanı Gruber, Avusturya makamları üzerindeki Sovyet baskısının çok şiddetlenmiş olduğunu söylemiştir. Bakan komünistlerden nazi-ler kadar nefret edilmekte olduğunu ifade etmiştir.
Hind sınırı kaynıyor
Nepal savaşı na dair mütenakız haberler
Londra Radyosu, 13 (Basın -Yayın) — Nepal’den çarpışmalar hakkında alınan haberler bir
birini tutmamaktadır. Burada Kongre partisi hükümet aleyhinde bir isyanı idare etmektedir. Ajans haberlerine göre asiler Hindistan hududuna pek yakın olan Nepalin ikinci derecede büyük şehri Birganj’da bir hükümet kurduktan sonra memle-
ketin içerlerine doğru ilerlemişlerdir.
Birganj’da hükümet askerlerinin dün sabah teslim oldukları bildiriliyorsa da; Nepal hükümeti Birganj’da çarpışmaların hâlâ devam ettiğini iddia etmektedir.
Asiler tahtından indirilen »kra-
lın taraftarlarıdır. Asiler Başbakanın hükümetini devirmiye çalışıyorlar. Dün Birganj’da a-siler tarafndan çıkarılan bir tebliğde, toprağın tekrar dağıtılması ve hükümet memurları
maaşlarına zam yapılması istenildiği bildiriliyor. Bir sözcü Başbakanın rejimine müdahaleye yalnız Nepal dahilinde devam olunacağını söylemiştir. Asiler
Hindistan hükümetini müşkül vaziyette bırakmak istemedikleri
ni de açıklamışlardır.
Dün Hindistan hükümeti bir demecinde Hindistan topraklarının Nepala karşı silâhlı harekâtta bulunmasını önlemek i-çin tedbirler alınmış olduğunu ve Hindistan hükümetinin hudu dun h t iki tarafından Nepalli milliyetçilerin dün yaptıkları a-kından haberi olmadığını bildiri-
C. H. P.
(Başı 1 inci st.yfada) 11 milyon ile de Halk Partisinin halkevleri binaları namı altında toplu mülk edindiği yapılan tetkikler neticesinde mey dana çıkmıştır.
Alâkadarlar bu .mevzu üzerinde dikkatle durmaktadır. Vatandaşların vergi olarak verdikleri paradan siyasî bir partinin istifade edemiyeceği bu parayı parti mallarının faz-lalaştırılması veyahut parti amalinin tahakkukuna sarfedi-lcmiyeceği tabiî olduğundan bu paraların istirdadı cihetine gidileceği ve böylece antidemokratik bir vaziyetin ortadan kaldırılacağı muhakkak telâkki edilmektedir.
Bu para Halk Partisinden istirdat edildiği takdirde nereye sarfedileceği ciheti de ayrıca tetkik mevzuudur.
öğrendimize göre istirdat e-dilecek paranın köy mekteplerinin inşasına sarfedllmesl kuvvetle muhtemeldir.
Selânik hattı
Y ugoslav-Y unanistan arasındaki hat bitirildi
Atina Radyosu, (Basın Yayın) — Ulaştırma Bakanlığının bildirdiğine göre, son zamanlar-
da sarfedilen gayretler sayesin-
de Selânik’ten Yugoslavya hududuna kadar olan demiryolu hattının tamiri tamamlanmıştır. .Hat-
tın Yugoslavya demiryollarına bağlanmasile iki memleket ara-
sında ulaşttı-ma sağlanmış ola-
Ho-Chi-Minh öldü mü?
Londra Radyosu, (Basın Yayın — Saygon’dan bildirildiğine göre, Viyet - Minh asilerinin başkanı Ho - Chi - Minh’in, Fransız hava kuvvetlerinin Çin hududu yakınında bir köye yaptıkları taarruz sırasında ölmüş olduğu hususundaki haberler ciddiye alınmamaktadır.
Saygon’daki basın muhabirleri şimdiye kadar bir kaç defa Ho - Chi - Minh’nin öldüğü şayia laı-ının çıkmış olduğuna işaretle bu haberleri ihtiyatla karşılamak gerektiğini belirtmektedirler.
Başbakan gitti
(Başı 1 inci sayfada) gelmiştir.
Adnan Menderes uçaktan i -ner inmez alanda hazır bulunan otomobiline binerek beraberindekilerle birlikte doğruca Aydın’a hareket etmiştir.
Bu ziyaretten burada hiç bir resmî makam.ve kimse evvel-
den haberdar edilmediği için Başbakan yalnız aynı uçakta seyahat etmekte olan Unesco Körler Yetiştirme Müşaviri Sir Makenzi ve diğer bazı yolcuları karşılamak üzere alanda hazır bulunan Vali Muavini, Emniyet ve Sağlık Müdürleri, basın mensupları ile adedi pek mahdut kimseler tarafından karşılanmıştır.
Adnan Menderes hareketin -den evvel bana hemen Aydın’a gideceğini ve avdette de İzmir’e uğnyarak bir kaç gün kalacağını söyledi.
Aydın'dan gelen haberlerden öğrendiğime göre öğleden sonra Aydın’a muvasalat eden Başbakan şehirde kısa bir müddet kaldıktan sonra doğruca çiftliğine gitmiştir.
Başbakanın bu âni seyahatinin tamamiyle hususî mahiyette olduğu ve nekahet devresini çiftliğinde istirahatle geçireceği kuvvetle tahmin edilmekte-' dir.
Tetkike değer bir mevzu: Ekmek!
Şehrin dertlerinden birisi de ekmeklerin bozuk çıkmasıdır. Vatandaş ekseriyetinin hemen hemen ye- ; gâne gıdasını teşkil eden ekmeğin gün geçtikçe bozuldu- . ğu, esmerleştiği ve bazı semtlerde âdeta yenmez hale gel- ■ diği maalesef bir hakikattir.
Bunun için ileri sürülen sebepler meyanında, değirmencilerin günlük ihtiyacının her gün aynı evsafta verilmemesi, buğdayların muhtelif menşeli olması ve kaliiele- « rinin biribirini tutmaması, buğday analizlerinin tahminî ! olarak yapılması. Gerek Bakanlığın, gerek Belediyenin bu « işi çok sıkı tuttuğuna emin olduğumuz cihetle yukarıda ( bildirdiğimiz sebeplerden gayrisinin de burada rol oyna- ( dığını katiyete yakın bir kuvvette, tahmin ediyoruz. Bu ‘ işle alâkadar olanlardan rica ediyoruz, şehir namına, hal- ! kın sıhhati namına, bu işi adam akıllı tetkik mevzuu yap- ( sınlar ve bilhassa, Ankara bölgesi Toprak Ofisi müessese--J sinin çalışma şekli üzerinde dursunlar. Her halde bir şey- ! ler bulacaklardır zannediyoruz.
Hikmet YAZICIOĞLU J
A. Hamdi Akseki cezaevinde
Hapislere dinî nasihatler verdi
Halen ceza evlerinde bulunan mahkûm ve tulukluların din yo-liyle ıslahı için Adalet Bakanlığınca alınmış olan yerinde ve lüzumlu bir kararın tatbikine dün den itibaren başlanmış ve ilk dinî nasihat Diyanet İşleri Reisi A. Hamdi Akseki tarafından Genel Ceza Evinde verilmiştir.
Dünkü vaazda ceza ve tevkif evleri Genel Müdürü Baha Soysal, Ankara Müftüsü, Ankara Savcısı Rüştü Kayıkçıoğlu, Savcı Boş Yardımcısı Zeki Kumrulu ve Cezaevi Müdürü hazır bulunmuştur-
fına şamil bir mahiyet arzede-cek demektir.
Sizinle yapacağım bu dinî konuşma muayyen bir hâdise üzerine değil, daha ziyade umumî olacaktır-
Bunun için bu
konuşmamıza
evvelâ kendimizden, kendi yaradılışımızdan, başlıyacağım.
A. Hamdi Akseki ceza evinin
bahçesine mahkûmları
toplanmış bulunan ın hatırım sormuş ve
ne sebepten mahkûm oldukları-
nı öğrenmiştir.
Dinayet İşleri Reisi 300 den fazla mahkûma hitaben bir ko-
nuşma yapmıştır.
A. Hamdi Akseki bu konuşmasında demiştir ki:
Aziz hemşehrilerimi Sizinle bir kaç dakika dinî ve ahlâki bir konuşma yapacağım-
Her birinizin muhtelif memle-
ketlerden gelmiş ve başka başka sebeplerle burada birleşmiş
olduğumuzu görüyorum. Bu ba-
kımdan, burada
edineceğimiz
iyi duygulardan, alacağınız ib-
ret derslerinden elde edilecek
faydalar, memleketin her tara-
ADALET KOMİSYONU.- Bugün saat 10 da Kahve ve Çay İnhisarı Kanununun geçici ikinci mad desinin (B) fıkrasındaki (veya fiyatları fahiş görülenler) ibaresinin yorumlanmasına dair Başbakanlık tezkeresini görüşmek
ÇALIŞMA KOMİSYONU: 1511.
1950 çarşamba günü saat 10 da Çalışma Komisyonu odasında,
EKONOMİ KOMİSYONU: 15. 11.1950 çarşamba günü saat 14 te İktisadi Devlet Teşekküllerine beş üye seçmek üzere,
GOMROK VE TEKEL KOMİS-
YONU: Bugün saat 10 da
1 — Gümrük Kanununun 18 nci maddesinin 1, 2 ve 3 üncü
fıkraları uyarınca yurda muaf olarak giren eşyadan Tekel res-
mine tâbi olanlarının bu
lerden de muafiyetine dair ka-
nun tasarısını.
2 — Türkiye ile Iran arasında imzalanan yolcu ve mal transit nakliyatım kolaylaştırmayı ve çoğaltmayı güden anlaşma ve eklerinin onanması hakkında kanun tasarısını görüşmek üzere, MALİYE KOMİSYONU: İ5.11. 1950 çarşamba günü saat 10 da,
1 — Damga Resmi Kanununun 32 nci maddesine 3765 sayılı kanunun 5 nci maddesiyle eklenen 79 uncu numaranın değiştirilmesi hakkında kanun tasansı-
2 — İstanbul Milletvekili Sani Yaver’in yeniden bastırılacak para, pul, tahvil, çek ve sair bilûmum evrak ve madenî pdra-İ0r üzerine konulacak resim ve remizler hakkında kanun teklifini,
3 — Türkiye ile Iran arasında yolcu ve mal transit vo nakliyatım kolaylaştırmayı ve çoğaltmayı güden anlaşma ve ekleri-
nin onanması hakkında kanua
tasarısını görüşmek üzere, Toplanacaklardır-
Ahmed Hamdi Akseki, insanların doğuştan iyi ve temiz olduklarım beyanla bazan şeytana uyulduğunu, kötü harekette bulunulduğunu söylemiş; bunlardan kurtulmak için doğruluğun ve hak birliğinin lüzumuna işaret etmiş, konuşmasını şöyle bitirmiştir:
— Ey Türk ve Müslüman oğlu Müslümanl Tekrar ediyorum, şunu muhakkak bil ki; eğer musibetleri masal saymaz, ibret ve hisselerini gözünden kaçırmazsan; Allahın emirlerine karşı kusur ettiğini anlamış bulunursan, günahlarım tanır, iman ve itikadım kuvvetlendirir, bundan sonra işlerini güzel yapmağa azmedersen; düşmekle meyus olmaz ve Allahtan ümidini kesmez-
sen; felâketlerini kefâret bilir, dünya ve âhiretini kurtarmağa çalışmış olursun. Allah, iki cihanda hepimizi dirlik, düzenlik, iyilik ve güzellik içinde mesut yaşatsın.
Hoşça kalınız kardeşlerim.
(Kara Boncuk) çocuk komedisi başarı ile sahneye kondu
Devet Tiyatrosu, Çocuk Tiyatrosu 12 kasım pazar günü saat 11 de Mümtaz Zeki Taşkının sekizinci çocuk piyesi olan (Kara Boncuk) komedisini muvaffakiyetle temsil etmeğe başlamıştır. Yerler iki gün önce bittiğinden, kalabalık son haddini bulmuştu-tu.
(Kara Boncuk) piyesinin müziklerini Nâzım Olgen bestelemiş, dekorlarım Turgut Zaim yap misti. Eser sahneye çok büyük bir başarı ile sanatkâr Agâh Hün tarafından konmuştu. Dayıbey rolünde Asuman Korad bilhassa küçük seyircileri dakikalarca gül dürmüş, Çiçek rolünde Güniz Şenler, Çitlenbik Ece rolünde Gülçin Selçuk, Kaptan rolünde Ekmel Hürol, Baba rolünde Haldun Marlalı, Anne rolünde Heyecan Başaran, Aşçıbaşı rolünde Yavuz Hakman, Muhtar rolünde Turgut Okutman, Kahveci rolünde Haydar Ozansoy, Amca rolünde Kemal Bekir, Karanfil Bacı rolünde Sevim Ozbolhan çok muvaffak olmuşlardır-
Eser güzel bale, dans ve zeybek oyunları ile süslenmişti. (Kara Boncuk) un çok rağbet göreceği anlaşılmaktadır.
(Başı 1 inci sayfada) narak ezcümle şunları söyle -miştir:
«— Muhterem arkadaşlar,
Okullarda sınıfta kalanların sayısı tahmin edildiği kadar çok değildir. Hattâ bu çok olmayış çocuklarımızın çok fazla çalışıp çok fazla muvaffak oluşlarının delili de değildir. ,
Hepimiz biliyoruz bir zamanlar bu memleket maarifinde bir istatistik hastalığı bilhassa hâkim oldu. Vekâlet bu sene şu kadar talebeyi mezun ettim diyerek muvaffakiyetinin işaretini vermek yolunu tuttu. Bunun neticesi ne oldu. Sınıfta talebesi kalan öğretmenlerin vazifesini yapmadığına, yapamıyacağma hükmedeceğiz diye tamimler yapıldı ve hiç bir öğretmen talebeyi sınıfta bırakmaya cesaret edemedi, bilsin bilmesin geçirme yolunu tuttu.
Bunun neticesinde ne oldu arkadaşlar? Kuvvetle iddia edebilirim ki, senelerden beri bu memlekette bol mezun vermek hastalığı yüzünden maalesef kalitesiz çocuklar yetiştirmek yoluna düşüldü.
Bizim düşüncemiz şudur:
Evvelâ her sınıf okullarımızda yetiştireceğimiz çocuklarımızı mutlaka iyi vasıfta yetiştirmek yolundayız. Bunun için muh telif vasıtalarımız vardır. Bu vasıtalar üzerinde işleyeceğiz. Çocuğu iyi yetiştirmek ve mezun etmek, amma bilerek mezun etmek için evvelâ öğretmen muvazzaftır. Onun üzerinde duru-
Ondan sonra çocuğun ana ve babası bu işde müessirdir. Ana ve baba ile karşı karşıya geleceğiz. Ve çocuk üzerinde durmasını ısrarla isteyeceğiz.
Bakan, bundan sonra sınıfların çok-kalabalık olduğuna işaretle bunun önlenmesine çalışıldığını söylemiş, okullarda sağlık durumunun iyi olduğunu söylemeğe imkân olmadığını beyan etmiş ve halen ilkokullarda 33,441 öğretmen bulunduğunu, bunlardan 6,110 unun eğitmen olduğunu açıklıyarak şunları ilâve etmiştir:
«Eğitmenlerin kifayetsiz olduğuna kat’î kanaatimiz vardır. Bunları, öğretmen okulu mezunları ile imkân nisbetinde tebdil etmek ve çok kısa bir zamajı-da Türk çocuğunu eğitmenin e-linden kurtarmak kararındayız.»
Tevfik İleri beyanatına devamla bilgili öğretmen yetiştirmek dâvası üzerinde büyük titizlikle durulduğunu, söylemiş, önemini açıklıyarak, öğretmenlerin terfihi için bütün imkânlardan faydalanılacağını ifade etmiş; tekaütlük mevzuunda beden terbiyesi öğretmenlerinin hususî durumuna temasla, bunların çok güç olan vazifelerine 30 sene devam edemiyecekleri-ni, bu itibarla daha önce emekliye ayrılmaları gerektiğini, bu hususta yakında bir tasarının Meclise sunulacağını bildirmiştir.
yük gayretler sarfettiğini bildirerek son on yıl içinde bu is için 35 milyon sarfedildiğini, son kon grede, bu teşkilâta lüzum olmadığı ve spor işinin sporculara bırakılması, ancak Anadoludaki kulüplere yardım edilmesi fikrinin tebellür ettiğini açıklamış ve yeni bir tasarının hazırlanmakta olduğunu ifade ile şunları ilâve etmiştir:
«Şimdi size Beden Terbiyesiyle alâkalı ve bir parça da devri sabıkın idare zihniyetine iyi bir misal olacak hâdiseyi sunacağım.
Bundan iki sene, dört ay evvel birtakım vatandaşlar, zamanın Cumhurbaşkanına, Başbakanına, Millî Eğitim Bakanına Beden Terbiyesi hakkında ihbarlarda bulunmuşlardır. Bu ihbarlar iki maarif müfettişine teftiş, tahkik ettirilmiştir. Teftiş neticesi işte önümüzdedir. Bu, 31.7.1948 tarihini taşıyor. Gizli ve zata mahsus olarak zamanın Maarif Vekiline takdim edilmiş. Zamanın Maarif Vekili bu teftişi yapan müfettişe şunu söylemiş: Bu teftiş lâyiha nızm içindeki malûmat gazetelere ve gazetecilere sızarsa sizi vekâlet emrine alırım. (Maşallah sesleri) ve hakkında ihbar yapılan, hakkında teftiş yapılan ve şimdi okuyacağım, üzerinde durulacak bir çok noktalar bulunan bu teftiş lâyihası muayyen bir muameleye tabi tutulacak yerde doğrudan doğruya Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğüne havale edilmiş ve bu teftiş lâyihasını da bu seferki Beden Terbiyesi Kongresi vesilesiyle ve kongre delegelerinden birisinin işareti üzerine öğrendim. Ve ben bu lâyihayı cumartesi günü elime aldım, şimdi de huzurunuzdayım. Burada çok enteresan şeyler var arkadaşlar, meselâ: Fakir milletin alınteri ile toplanan paralardan, Bedeli Terbiyesine sarf için tah sis edilmiş paralardan iki sene içinde 24.000 lirasının ziyafet masrafı olarak kullanıldığını tesbit etmiş bulunuyoruz. Ve sporcuları, gerek bizimkileri gerekse misafirleri, Ada’dan İstanbul’a getirip götürmek için 1000 liraya motor tutulduğunu tesbit etmiş bulunuyoruz. Buna benzer üzerinde cidden durulmağa değer ve müfettişin beyan ettiği veçhile bir çok unsurların işine nihayet verdirilmesini icap ettiren meseleler vardır. Bilmiyorum zamanınızı alır mıyım, son hulâsasından bazı şeylep okursam? Netice olarak: (Umum Müdürlük muamelâtında mali murakaba vazifesinin ihmal ounduğu kanaati hasıl olduğu, yolsuz tahakkuklardan muhasibin şahsen istifade etmiş olması, aynı muhasibin
spor oyunları Başkan muavinliğine tayin olunarak kendisine menfaat temin edilmiş bulun -ması, malî murakaba vazifesi -r.in dürüstlükle ifası imkânlarını selbeylediği, yolsuz tahakkuk muamelelerinin, masraf tahakkuk mercilerinde sorum -luluk endişesinden âzade geniş bir telâkkinin hâkim olduğuna delâlet etmekte bulunduğu ve bu halin izalesi temenniye de -ğer olduğu) zikrediTmektedir.»
Millî Eğitim Bakanı, mezkûr teşkilâtın, hesaplarında, tediyesinde, maç biletlerinin satı$mda, masraflarında kesin bir vuzuha yer vermediğini beyanla bu bahsi su sözlerle sona erdirmiştir:
«Binaenaleyh müfettiş yapılacak isleri de söylemiş, ben şahsan diyebilirim ki, bunlardan hiç birisi de bu güne kadar yapılmamıştır. Bu hadiseye muttali olduğum cumartesi günü Başbakanla temas etmek istedim, irr^-kân bulamadım, şu dakikada görüşeceğim ve kanun tasarısının huzurunuza gelmesini beklemeden bu teşkilâtı, bilhassa bu müfettiş raporunun ı$ığı altında derhal yakın günlerde temizliye-rek halledeceğim arkadaşlar.
BURS MESELESİ
Müteakiben sözü, öğrencilere verilmekte olan burs’lara intikal ettiren Bakan, bunun iyi netice vermediği kanaatine vasıl olduğunu ve yatılı usulün yeniden ihyasına başlandığım söylemiş ve yüksek tahsil yapamıyacak derecede yoksul olan mûstait gençlerin’ devlet parası ile okutulmasının zarurî olduğunu bu nun için de bir fon tesisi ile, meccani tahsil yerine ödünç ğa-ra ile tahsil imkânlarının sağlanmasının düşünüldüğünü söylemiş ve beyanatım $u sözlerle bitirmiştir:
«Bu gün mecburi hizmet sistemini kaldırıyoruz- Çünkü bir çoklan devlet kapısından i$ istediği halde veremiyoruz. Dün öyle değildi, doktor bulamıyorduk, mühendis bulamıyorduk. Maaşla mühendis ve doktor çalıştırmak için mecburen okutuyorduk. Bugün çok şükür vardır, ve çalışmaktadırlar- O halde ^devletin ilk anda koyacağı bir sermaye ile teşkil edilecek bu fon oradan yetişenlerin ödiyecekleri taksitlerle ve yapılacak bağışlarla günden güne büyüyecek ve devlete yük olmadan fakir çocukları yüksek tahsile eriştirmek imkânım bulacağız.
Bu düşünce yüksek Meclisiniz-ce de muvafık görüldüğü takdirde böyle bir kanun tasansı ile de inşallah huzurunuza çıkacağız.»
Okul ihtiyacı
Teşekkür
; Kıymetli eşim ve sevgili i annemiz ESMA TOMER’in ve-; fatile bizzat veya telefon, ; tel, mektup ve çelenk gön-• dermek suretile büyük acı-; miza iştirak eden bütün dost I ve akrabalarımıza sonsuz ; saygı ve teşekkürlerimizin i sayın gazetenizle iblâğım
Eşi Asım Tümer, Oğlu İrfan Tümer, kızı Le-(6023) man Tümer
Müteakiben, okul ihtiyacı mev zuuna temas eden Millî Eğitim Bakanı, ihtiyacın tamamen karşılanamadığını beyanla, 33094 köye mukabil 15553 okul bulunduğunu 18386 köyde okul mevcut olmadğını, dâvanın halli i-çin, asgarî dört yıllık tahsisatın bilinmesi gerektiğini ve bundan sonra bir plân yapmanın mümkün olacağını ifade etmiş ve ma arifte istikrarın büyük önemini belirtmiştir.
Tevfik İleri, Millî Eğitimdeki terfi, nakil ve tayin imtihan şekillerinde, de, yelhasıl bütün bugüne kadar devam edegelen istikrarsızlığa işaretle, bu halin önlenmesi için, her şeyden önce Bakanlığın merkez bünyesi ile çok yakından alâkadar olmak lâzım geldiğini ve bu tesviye işi ile meşgul bulunduğunu 45 bin insanın şimdiye kadar Maarife ademi itimatla baktığını söylemiş ve demiştir ki:
«25 senede, 15 senede 8 vekil, 10 vekil değişmiş fakat bu makamlar ve bu makamların zihniyeti bir türlü değişmemiştir. İşte biz bu zihniyeti ve bu zihniyeti taşıyan insanları değiştirmek suretiyle Maarif Vekâletine bir nefes alma, bir tebdili hava, bir tebdili zihniyet yolundayız- Bir hafta zarfında yepyeni bir kadro ile yepyeni bir zihniyetle, ve yepyeni bir ruhla ise bslıyaca-ğız. Bunu Büyük Meclise tebşir ederim.»
BEDEN TERBİYESİ TEŞKİLATI
Bundan sonra beden terbiyesi teşkilâtına sözü intikal ettiren Tevfik İleri, bu mevzuu «müzmin bir dert» olarak vasıflandırmış ve meseleyi öğrenmek için bü-
işlerinde, terimler-sahalarda
ZAFER
14/11/1950
[iJJUteSOTEiHg!
Yazan : Zuhuri DANIŞMAN Tefrika No: 50 ( 'f
Başmakaleden devam:
Aristokrat
Bütün bu söyledikleriniz doğrudur ama, bilmediğiniz bir nokta var
Ali Ağa, o dakikaya kadar yalnız dinlemişti. Kendisine sual sorulunca yerinden kımıl-
dadı. Başını sallayarak:
— Bütün bu söyledikleriniz
doğrudur, bir nokta — Ya..
Ama, bilmediğiniz daha var.
Onu da sen söyle
bakalım.
— Sarayda bir rüşvet lıâdi-
Diğeı- üç adam birden yerlerinden sıçradılar:
(Çabuk söyle Ali Ağa.. Bizim bundan haberimiz yok.
(Doğrudur. Daha kimsenin haberi yok. Zaten ben de tesadüfen haberdar oldum. Şim-
di beni iyi dinleyiniz. Hani Kaptan Paşanın hapsettiği bir konsolos vardı ya.. Fransız
Konsolosu.. Kaptan Paşa şan-ı devlete lâyık şekilde hareket
etmişti.
(Elhak doğrudur.
(Doğrudur ama, derhal birtakım gizli dalavereler almış yürümüş. Saraya büyük paralar, rüşvetler teklif edilmiş. Daha fenası işin içine kadınlar da karışmış.. Rivayete göre Padişahın kızı ve İbrahim Paşanın karısı Fatma Sultan, Fransız Sefirinden pek çok
dürdüğünün farkında değildi.
Serhatlerdeki mağlûbiyet ha
vadislerini en
iyi İstanbul ha-
ber alıyordu. Onun içindir ki, lstanbulda umumî bir memnu-
para, elmas vesaire istemiş. Ben bu işi yaparım, demiş. Sefir de ona avuç dolusu elmas
niyetsizlik vardı.
Perşembe günü sabahleyin
göndermiş. Ayrıca saraydaki bir gözdeye de para verilmiş. Rivayete göre o da Padişaha bu hususta tesir yapmış. Vel-
güneş Topkapı sarayının uzun servileri arasında oynaşırken, çarşıda da garip bir uğultu
başlamıştı.
lstanbulda Devlet rüesasm-
hasıl para her şeyi halletmiş. Namus-u devlet hiçe sayılmış..
Patrona Halil ayağa kalktı.
Çok keyifli görünüyordu: (Yaşa be Ali Ağa.. En can
alacak haberi sen getirdin. Bu söylediklerin ister doğru olsun, ister yanlış.. Bu haberi halk arasında süratle yaymalıyız. Acep o gözde kimdir?
(Bana öyle geliyor ki, şu Kâğıthanede gördüğümüz yeşil entarili kızdır.)
Patrona hemen irkildi:
(Bu daha mühim.. O kızla alâkalı bir de delikanlı vardı.
(Adı Murad imiş.
(Evet.. O adamla görülecek hesabım var. Sonra...
Patrona sustu. Aklından geçenleri söylemek istemedi. E-sasen gece çok ilerlemişti.
(Artık yatalım, dedi. İşler yolunda.. Şu İran havadisleri ■ de biraz daha tatsızlaşırsa işimiz iştir. Ulema takımını ispiri zade ije Zülâli Haşan Efendi yola getirecektir. Biz de esnafı harekete getirmeğe çalışırız. Yarın yine görüşürüz.)
Bundan sonra bu korkunç kıyafetli adamlar Kurşunlu Handan çıkarak ayrı ayrı semt lere dağıldılar.
dan kimse yoktu. Yalnız Yeniçeri Ağası Haşan Ağa ile Kaymakam Paşa vardı. Diğer devlet adamları ya Saadabatta, ya Boğazdaki yalılarında, yahut köşklerinde zevk-u safa ile
meşguldü.
Çarşıda bir kalabalık, bir gürültü başlamıştı. Çarşı esnafı hiç bir şeyden haberdar değildi. Çok vakit görülen böyle on, on beş kişilik bir kalabalığın, küfürler ederek bağırıp çağırarak çarşı içine saldırması karşısında ilk anda kimse ehemmiyet vermedi.
Bu haşaratın başında Arnavut zağarcıların Muslu, Niğ-lin hemen yanı başında Arnavut zağarcıların Muslu, Nik-bolu sancağından Ali Ağa, Kara Yılan, Çınar Ahmet, Oduncu Ahmet, Emir Ali, Derviş
(Sonu var)
Parlâmento tarihinde bir hâdise
FIRTINA
Bir sonbahar günü.. 1730 yılı Eylül ayının 28 inci günü. (15 Rebiülevvel, Perşembe).
Ilık bir hava., tstanbulda tam bir sükûn var. Fırtınadan
(Başı 1 inci sayfada) gazetelerde büyük münakaşalara yol açmış, Kemali Bayezi-tin yaptığı haksız muamele şiddetle tenkidedilmişti. Fakat o-lan olmuştu. Kemali Bayezit ak lına geldiği gibi hareket etmek te kendisini muhtar zannetmişti.
Tekaüde sevkedilen profesörler arasında İstanbul’un tanınmış çocuk doktoru Profesör Ali Şükrü Şavlı da vardı.
Aradan zdman geçti, Doktor Ali Şükrü Şavlı son seçimde Sinop’tan Halk Partisi adayı olarak milletvekili seçildi.
Dün Büyük Millet Meclisinde Ali Şükrü Şavlı’nın tekaüt edilen doktorlar hakkında bir sözlü sorusu vardı. Sağlık Bakanı Ekrem Hayrı Üstündağ bu soruyu cevaplandırdı. Ve eski iktidar tarafından yapılan haksız muamele neticesinde İstanbul’daki hastanelerde bir çok kürsülerin ihtisaslardan istifa-
milletvekilleri tarafından uzun alkışlarla karşılandı.
Bunun üzerine Sağlık Bakam söz aldı. Doktor Ali Şükrü’nün memleket sağlığına yaptığı hizmetleri belirtti. Ve onun bu hareketinin memleket tababeti i-çin bir kazanç olacağını bildi -rerek kendisini memnunlukla ye şükranla eski vazifesine iade edeceğini söyledi.
Sağlık Bakanının bu sözleri heyecanla ve sürekli alkışlarla karşılandı. Böylece Halk Partisinin yaptığı bir haksızlık, yine Halk Partili bir milletvekilinin müracaatı üzerine yeni iktidar tarafından tashih ediliyordu.
Celse tatil olduğu zaman milletvekilleri Doktor Ali Şükrü Şavlı’yı yaptığı bu asil jestten dolayı hararetle tebrik ediyorlar ve kendisine muvaffakiyet temennisinde bulunuyorlardı.
de edemez duruma girdiklerini
Üniversitenin de bundan zarar
gördüğünü gayet veciz bir lisanla anlattı ve en sonunda e-
Avrupa’ya yardım devam edecek
evvelki sükun.. Güneşin ilk ışıklan Topkapı sarayının yük sek duvarlarına çarpıyor. Matemli servilerin koyu gölgelerinde bu ilk ışıklar garip şekilde dalgalanıyor, tıi yaprak-
ğer Sağlık Bakanı kendisini eski vazifesine iadeye karar verirse milletvekilliğinden de çekileceğini bildirdi.
Doktor Ali Şükrü Şavlı’nın
Beyrut Radyosu, (Basın Ya-yn — Washington’daki basın muhabirlerinin bildirdiklerine gö
re, Avrupa'ya yapılan Amerikan yardımının devam etmesi hususunda Gray tarafından hazırla-
lı asırlık çınar
gun ihtişamını
ağaçlarının ol-daha da artın-
Belki saray daha uyanmu-mıştır. Esasen Padişah Üçüncü Ahmet de Sarayında değildir, Üşküdardadır. Aylardanken hareket edemiyen Orduyu Hümâyûnla beraberdir.
Bir türlü İran üzerine ordu
sevketmeğe karar veremiyen
Sadrazam İbrahim Paşa, ser-
hadlerde Türk ordusunun boz-
bu heyecanlı
hitabesi bütün
gununu işiterek muhakkak harp açılmasını isteyen halkın gözüpü boyamak için orduya Üsküdara geçirmişti. Fakat bu ordu bir türlü hareket edemiyor, hareket ettirilmiyordu.
I Ordunun Üsküdara geçiril-ftıesi bir oyalamadan başkşa bir şey değildi. Sadrazam İbrahim Paşa, asla harp taraftarı değildi. O, memleketin sulh ve sükûn içinde kalmakla inkişaf edebileceğine kanidi Fakat damarında imparatorluklar kuran bir milletin kauı *■ olan halkın mağlûbiyete taham ( mül edemediğini tahmin edememişti. İbrahim Paşa, her J ne pahasına ojuısa olsun sul-' hü muhafaza etmek isterken, vatan müdafaasında lâzım o-lun kahramanlık hislerini öl-
C.H.P. nin meş’um tertibi
(Başı 1 inci sayfada) ları üstünde ebedî istira-hatgâhma tevdi edildiğini) söyliyenler, Madde Atatürk’ü muvakkat kabrinde bıraktıkları ân, Türk üniversitelisinin teri Anıt -Kabir toprağına karışmış-
Heyhat!
Naçiz vücudunun topraklaşmadığı bu, on ikinci senesi, ruhunu bir kâbe ihtiramı ile tavaf etmeğe gelen Türk üniversitelisinin göz yaşları, mermer kabrin merdivenlerinde politika esnafının kalp şakırtılı hengâmesine karıştırıldı.
Ankara Tıb Fakültesin-
nan rapor, Başkan Truman’ın ya kında yeni Kongreye sunacağı
programa esas teşkil edecektir.
Basın muhabirleri, Başkan Tru
man’ın bu raporu neşretmekle,
raporda varılan neticelerde tama
men mutabık olduğunu gösterdi-
ği kanaatindedirler. Bu keyfiyet, Başkan Truman’ın seçimler neticesinde siyasetini değiştirmek niyetinde olmadığını göstermektedir.
Yugoslavya peyklerle münasebetini kesiyor Viyana, (Nafen) — Yugoslav hükümetinin kominform ile te-
haddine indirme-
yi ve icap ettiği taktirde bu peyklerle diplomatik münasebet lere son vermeyi kararlaştırdığı zannedilmektedir. Son gü/nîer
deki O’nun gençliği; O'nun ölümsüzlüğünün irşadı altında, Tıbbiyeli ruhunun, bulaştırılmak istenilen politika oyunlarından uzak ve O’nun lâhti kadar du-
zarfında Arnavutluk ile Yugoslavya arasındaki münasebetler bu şekilde kesilmiştir- Belgradda-ki Arnavud elçiliği kapahlmış ve Tiran’daki Yugoslav temsilcileri geri çağrılmıştır.
Yugoslavya ile Bulgaristan a-rasındaki münasebetler de son
ru, lekeden münezzeh bir ihtiram örgüsü halinde O’na yol aldığın umumî efkâra arzeder.
zamanlarda gerginleşmiştir. Her ne kadar eskisi gibi notalar teati edilmiyorsa da hudut boyun ca yeni hadiseler cereyan et-
mektedir.
bir parti...
müsiehaseleri ne defineler, neler neler çıkacaktır!
Daha dün Büyük Millet Meclisinde Kızılay vasıtasiyle ve Hükümet eliyle, seçim arifesinde dağıtılan paralar bahis mevzuu olmadı mı?
Ne tarafa el atsanız. Halk Partisinin, bu memleketi kendi siyasî menfaatleri uğruna elinden geldiği kadar sömürdüğünü göreceksiniz!
Bu ne biçim partidir; anlamağa imkân yoktur! Kuvvet ve kudretinden faydalanarak, kendisine istediği şeyi istediği gibi temin eden böyle bir partiye demokrasi ile idare edilen memleketlerin hangisinde tesadüf edebilirsiniz?
Bu parti midir, devlet midir? Biz size söyliyelim: Bu ne partidir, ne devlettir; bu sade Türk milletinin başına bir derttir!
İsmi gûya Halk Partisidir; fakat halk bir tarafta kalmış, parti kendisine bu halktan aldığı milyonlarla bir aristokrasi kurmuştur!
Kanunlara gelince, onları da bu aristokrasiye göre ayar etmenin bir usulü bulunmuştur. Meselâ Cemiyetler Kanununun bir 17 nci maddesi vardır; bu madde der ki, «Cemiyetler ika-meigâhlariyle gayeleri için zaruri olanlardan başka gayri menkullere tesahup edemezler. Cemiyetler bağışlama ve vesayet suretiyle uhdelerine intikal eden gayri menkulü Hükümetin tayin edeceği müddet içinde paraya çevirmeğe mecbur-
Şimdi Halk Partisi de bir cemiyettir; o halde onun da bu kanuna uyması lâzımdır. Halk Partisinin sinema işletmesi, Halkevinin büfesini kiraya vermesi, dükkân edinmesi, matbaa kurması, hattâ halkevleri tesis etmesi kendi gayesi midir?.. Hayır! Halk Partisi siyasî bir teşekküldür. Bu gayelerden u-zak kalması gerektir. Ama o zamanki iktidar, kanunun altına bir fıkra ilâve etmiş ve demiştir ki: «İcra Vekilleri Heyeti ka-rariyle bazı cemiyetlere ihtiyaçlarından fazla gayri menkulü tasarruf etmek salâhiyeti verilebilir.»
Ayrıca, muvakkat bir madde daha konmuş ve bunun bir Lkrasiyle «Bu kanunun neşri tarihinde mevcut ve müesses cemiyetlerin tasarrufları altın-dr bulunan gayri menkuller üzerinde her türlü tasarruf hak ve salâhiyetleri baki olarak kabul edilmiş ve bu cemiyetler 17 nci madde hükmü dışında tutulmuştur.
İşte eskiden tek parti, ve tek şef zamanına ait olan bu kanun bugün çok partili bir hayat içinde tamamiyle antidemokratik bir mahiyet arzetmekte-dir.
Yani Halk Partisinin o âna kadar edindiği mallar kendi uhdesinde kalacak ondan sonra edindiği mallar da tek parti idaresinin İcra Vekilleri Heyetinin kararma bağlanacaktır!
Fakat çok partili demokratik hayata girince, teşekkül eden her hangi bir parti, mal ve mülk iktisap edemez; çünkü onun hakkında 17 nci madde hükmü tatbik edilecektir. Bu gayri menkullerin mutlaka ikametgâh veyahut gayeleri için zaruri olması lâzımdır. Ama zaten yeni bir parti. Halk Partisi gibi, devlet bütçesinden, İktisadî devlet teşekküllerinden yardım görmediği ve göremiye-ceği için, kolaylıkla mal ve mülk de iktisap edemez. İşte, Halk Partisinin kâşane gibi Halkevleri binaları!... İşte Demokrat Partinin aidat parasiyle ve kira ile tutulmuş merkezleri!..
Şimdi gelin de bu vaziyette partiler arasında eşitlik olduğunu iddia ediniz... Demek ki tek parti zamanında konulmuş olan bir kanunun bu maddeleri, çek partili bir hayat içine girdiğimiz zaman tamamiyle anti demokratik olmuştur.
Bazı Demokrat arkadaşlarımızın bu vaziyette Halk*Pariisi ile müsavi şartlar altında mücadele etmiyoruz diye yaptıkları şikâyetler çok yerindedir.
Çünkü bir parti, o da devlet parasiyle edindiği mallarını, mülklerini müktesep hak olarak muhafaza etmekte, diğeri âzalarından aldığı aidatla dahi, bir mülk sahibi olamamaktadır!...
Bu muvazenesizliğin bir an evvel ortadan kaldırılması ve böyle tnti demokratik bir hale
(Başı 1 inci sayfada) kam Rükneddin Nasuhioğlu 20 kasımda cevap vereceğini bildirmiş; bunun üzerine ikinci mad denin müzakeresine başlanmıştır.
Bu maddede Çoruh Milletvekili Zihni Ural’m «köy ve il idaresi kanunları muvacehesinde idare adamlarının yetki ve vazifeleri ile köy sağlığının korunmasına dair tedbirler» mevzuunda sorusu mevcuttu.
Söz alan İçişler Bakam Nasuhioğlu, idare âmirlerinin bu mev zudaki vazifelerinin İdarî vesayet murakabesi mahiyetinde olduğunu, yeni bir köy kanunu tasarısı hazırlandığım, Bakanlık teftiş kadrosunun yetersizliği yüzünden 40 bine yakın köyün lâ-yıkı ile teftiş edilemediğini söylemiş ve kadronun, mevcut memurlardan nakiller yapılarak tak viyesinin düşünüldüğünü, yeni bir nizamname hazırlandığını beyan etmiştir.
SAĞLIK BAKANININ İZAHLARI
Müteakiben kürsüye gelen Sağ lık ve Sosyal Yardım Bakam Dr. Ekrem Hayri üstündağ, 40 bin köyün ancak dörtte birinde sağlık teşkilâtı bulunduğunu, 12160 köyde vazifeli 1216 grup sağlık memuru ile köy ebesinin, 1148 grupta da köy hekimlerinin mevcut olduğunu, bu kadronun seyyar memurlarla da takviye edildiğini, 64 nahiye ile . 173 köyde tâli frengi, 115 köyde trahom, 11734 köyde sıtma teşkilâtının görevli bulunduklarım beyan et-
Soru sahibi Zihni Ural’m verilen izahatı tatminkâr bulmadığım, cezaî müeyyidelerin kafi olmadığım söylemesi üzerine yeniden kürsüye gelen İçişleri Bakam, hazırlanmakta olan yeni tasarının bu mahzurları bertaraf edeceğini ifade etmiştir.
SEÇİM ARİFESİNDE DAĞITILAN PARALAR
Gündemin üçüncü ve dördüncü maddelerini Van Milletvekili İzzet Akın ile Erzurum Milletvekili Sait Başak tarafından verilen «Seçim arifesinde Kızılay’ın İçişleri Bakanlığı emrine tahsis ettiği paranın sureti sarfına» dair sözlü sorularına İçişleri Bakanı Nasuhioğlu tarafından cevap verilmiştir- Bakan, Kızılay’ın emrinde bulunan 177 bin liranın
1949 - 50 senesinde kuraklık yüzünden muhtaç duruma düşen vatandaşlara yardım için, İçiş; lerine nakledildiğini, esasen bu tahsisatın aynı gaye ile Kızılaya verilmiş olduğunu ve böylece ikrazlarda bulunulduğunu, sonradan bu yekûna 200 bin liranın da eklendiğini söylemiş ve yeni hükümet iş başına geldiği zaman bakiye kalan 48.500 liranın Ekonomi Bakanlığına devredildiğini açıklamıştır.
İzahatına devam eden Rükneddin Nasuhioğlu, bu ikrazın vali ve kaymakamların başkanlığındaki komisyonlar tarafından
1950 kasımının sonuna kadar ö-denmesi şartı ile yapıldığını beyan ederek, ödeme imkânı ol; mıyanlann borçlarının, Bakanlaı Kurulu karan ile terkin edildiğini söylemiş ve tahsislerin vilâyetlere göre miktarlarını bîdir-miş ve bu tevziatın samimi olup, olmadığının ve bir başka nfaksat gözetilip gözetilmediğinin anlaşılması için tetkiklerde bulunulduğunu beyan etmiştir.
Bakandan sonra kürsüye gelen soru sahiplerinden İzzet Akın şunları söylemiştir:
Bu yardıma seçim arifesinde başlanmıştır- Paranın muhtaç o-lanlara verilmediği kanaatindeyim. Kendi seçim bölgem olan Van'da vali, para dağıtıyordu. Bu paranın ne parası olduğu hususunda Van’da çıkan bir gazete vasıtasiyle bir açık mektup yazıldı. Tahmin edeceğiniz üzere vali, bu hususu meskût geçti.
Kızılayın memleketin her yerinde teşkilâtı olduğu halde neden bu parayı hükümet emrine veriyor? Bu işde C-H.P. lehine bir oyun olduğu meydandadır.
Benim kanaatımca, Kızılay, Hınıs ve Bingöl zelzelesi felâket zedelerine yapılan 400 bin liralık yardımı seçim sermayesi o arak o zamanki C-H.P. hükümeti emrine vermiştir.»
Hatip sözlerine devam ederek, milletin yüzde kırkının kendileri
ve Amerika seyahatlerinin tatilde yapılmasını bu suretle münevverlerin gezilerinin artacağını işaret etti ve Beden Terbiyesi ile İzciliğe ehemmi -yet verilmesini söyledi.
Tevfik İleri yeniden söz
Yeniden kürsüye gelen Millî Eğitim Bakanı, Mehmet Özbeyin bahis mevzuu ettiği hususlar hakkında bazı tavzihlerde bulunarak, mezuniyet nisbetleri hakkında şu malûmatı vermiştir: İlkokullarda yüzde 86, Eğitim okullarında yüzde 77, lise ve ortaokullarda yüzde 65, lise ve tek nik okullarda yüzde 75.
Tevfik İleri herhangi bir karar arifesinde ihtisasa büyük ö-nem verileceğini kat’î surette beyanla, öğretmenler arasına nasılsa girmiş bulunanların beheme hal tasfiye edileceğini bildirereK şöyle devam etmiştir:
nihayet verilmesi lâzımdır.
Halk Partililer soruyorlar ve: — Hani anti demokratik kanunları kaldıracaktınız, ne oldu? diyorlardı.. Bu kanun ortadan kaldırılırsa, bilmeyiz onların bu ısrarlı arzuları da yerine getirilmiş olmaz mı?
Mümtaz Faik FENİK
ile beraber olduğunu iddia eden lerin en büyük günahlarının, felâketzedelere ait yardım parasım seçim işlerinde kullanmaları olduğu mütalâasında bulunmuş ve Kızılayı bugün hâlâ idare etmekte olanların bu işe vasıta olan kimseler olduğunu, bu itibarla bu müessesenin ıslah edilmesi lâzımgeldiği fikrini ileri sürmüştür.
Soru sahiplerinden Erzurum Milletvekili Sait Başak da konu ile ilgili olarak açıklamada bulunmuştur.
Millî Eğitim Bakanı kürsüde
Bundan sonra Burdur Milletvekili Mehmet Ozbey tarafından «sınıfta kalan öğrenciler, okulların sağlık durumu, öğretim elemanları, köy ve şehir okullarının ihtiyaca kâfi olup olmadığı» hak kındaki sözlü sorusuna Millî Eğitim Bakam Tevfik İleri tarafından diğer sütunarımızda okuyacağınız cevaplar verilmiştir. Mehmet Özbek'in konuşması
Burdur Milletvekili Mehmet Özbek: Okullardaki talebelerin yetişme tarzından; usullerden, aile, sokak ve aile durumundan öğretmenlerin vaziyetinden bah setti. 17 bin okulumuzda 46 bin öğretmenin okuttuğu 1.52&.000 çocuktan ancak 180 bininin mu vaffak olmasına 1.342.000 talebenin sınıfta kalmasının çok olduğunu işaret etti. 4 bin belgeli talebenin çokluğu ve 12 bin lise talebesinden ancak 2 bininin mezun oluşunu acı buldu. Sanat enstitülerinde 36 bin talebe olduğu halde çok mezunlarının iş bulamadığını; köylerde ve şe hiçlerde bozulan yüzlerce traktörlerin ise tamiri mümkün olduğunu bu gençlerden bu maksat için istifade edilmesi lâzım geldiğini açıkladı. Devrin motor sesleriyle beslenen sanat enstitüsü mezunlarının yedek-subay olmalarını bugünkü fen ve sanat tekniğinin harpte doğru olacağını beyan etti.
Eğitmenlerimize 32 lira maaşın az olduğunu bir çok öğretmenlerimizin kadrosuzluk yü -zünden terfi edemediklerini, ilk ten ortaya geçen öğretmenlerin bir derece terfi ettirilmelerini; muallimlerin aldıkları ders saatleri ücretlerinin çok az olduğunu; kazalarda millî eğitim memurlarının işleri çok olduğu için- müstakil olmalarını, öğretmenlerin askerlikte geçen müd deflerinin terfiden sayılmasını; Sanat Enstitüleri müstahdem kadrosunda bulunan muallimlerin esas kadroya alınmalarını belirttiler. Emeklilik Kanununa göre, çok yorulan ve çalışan bu muallim sınıfı için Türkiye-de bütün muallimlerin tekaüt -lüklerinin kadınlarda 20; erkeklerde 25 sene olmasının doğ tuluğunu açıkladı, öğretmenler Yapı Sandığının manasızlığını belirtti.
Türkiye’de, resim, iş, müzik ve beden terbiyesi öğretmenleri nin birer derece terfilerinin yerinde olacağını izah etti, öğretmenlerin nakillerinin ağustosta olmasını; mecbur olmayınca nakil yapılmamasını, köy okullarına önem verilmesini ve eksik muallimlerin tamamlatılma-sıni; yüksek mekteplerin muallim ve talebe nisbetsizliğini; Mülkiye mektebi talebelerinin haklı olarak vali olabileceklerini ve valiliğin bir meslek olmasını belirtti.
Okullarımızın sağlık durum -kırının ciddiyetle ele alınmasını, sınıflarda 70 - 80 talebenin çok olduğunu ve sıhhî hale getirilmesini; köy okullarımızın inşasına da, şehir okullarımızda olduğu gibi devletçe yardım yapılmasını, yeni bir İlk öğretim Kanunu yapılmasını; ilkokul talimatnamesinin değişmesini, çifte tedrisatın kaldırılmasını açıkladı. Sonra köylerde kızlar için okuma mecburiyetinin 16 yaş değil 12 olarak kabul edilmesini söyledi ve ilk okulların 3. cü sınıfında din ders lerinin başlamasını işaret etti. Bilhassa köylerde 16 yaşındaki kadınların okumağa mecbur tutulduğunu 21 lira da haftada ceza kesildiğini bunun önlenmesini istedi. Okullarda komünistlere cezrî hareket edilmesini orta mekteplerde devlet, liselerde olgunluk imtihanlarının fazla olduğunu işaret etti ve kitapların anlaşılır dille yazılmasını ve zamanında yetişmesini söyledi.
Maarifte esaslı ve müstakar bir sistemin kurulmasını, talim ve terbiyenin tayinle değil, bütün Türkiye öğretmenlerinin ve ilim adamlarının seçimiyle kurulmasını, Yargıtay ve Danıştay gibi kararlarının oradan çıkması lüzumunu belirtti. Doğu-Üriivgrşİteşini.n süratle açılma-
sını, öğretmenler için Avrupa lerhiştir. Döviz tahsisi mevzuu-
I Yalan | I haber|
Ş Memurin arasında: I* tensikat yapılacağı l haberi katiyetle ; tekzip edildi J
Muhalefet partisi propaganda servisi şimdi de hazırlanmakta olan bütçe üzerinde umumî efkârı bulandıracak ve memurlar arasında huzursuzluk yaratacak şekilde sistemli neşriyata başlamıştır.
• Bu arada arkadaşlar, bu mukaddes çatının içine bilerek b'ıl-miyerek, gayet kötü ruhlu, gayet hain ruhlu komünistler sokulmuştur. Bunlarla mücadelemiz gayet sert olacaktır. Size bir misal vereceğim; biliyorsunuz Zonguldak bir amele memleketidir. Arkadaşlar, amelesi çok kesif olan bu memleketin çocuklarına ders veren bir mü-essesenin müdürü, açık açık beyanlarımıza, ifadelerimize rağmen bu ders yılı başında bütün Trükiye mekteplerinde tatbik e-dileni yapmadı. Çocuklara İstiklâl Marşını söyletmedi, bayrak çekme merasimini yapmadı.
Bu servisin bu sabah yayınladığı bir haberde masraflarda % 7 kısıntıya rağmen bütçede 200 milyon liralık bir açık olduğu iddia edilmekte diğer taraftan memurlar arasında tensikat yapılacağı ileri sürülmektedir-
Bu
haberin büyük memur kit-
lesini yaran endişesine düşürmek
ve onları Demokrat Parti iktidarı
aleyhine çevirmek gayesi ile uydurulmuş olduğu muhakkaktır.
Bizim mevsuk surette öğrendiğimize göre, hükümet tarafından
memurlar arasknda hiç bir şe-
kilde tensikat yapılması düşünül
memiş vç böyle bir mesele bahis konpsu bile olmamıştır.
na müteallik maddeyi cevaplandırmak üzere kürsüye gelen E-
konomi
Ticaret Bakanı Zühtü
Arkadaşlar, ders yılı başında radyoda konuştuk ve bunları mekteplere tebliğ ettik, biz aileden, talebeden ve hocadan şunları istiyoruz, bu ders yılında i-yi bir ders yılı dlarak nasıl çalışılması lâzımdır, bunları okuyue ve talebeye açıklayın demiştik.
Bu arada sadece öğretici olun, terbiye edici olun, mürebbi olun demiştim. Muallimler meclisinde bu okunduktan sonra bir mektep müdürü şunu demiştir: «Adam efendim, bir bakan gelir öyle der, bir bakan gelir böyle der, bunlara aldırmayın, bunlar bir takım görüştür, siz ..........
gibi yürüyün.» der. mektep müdürü; bir mecliste milliyetçilik, Türkçülük diyorlar. Stalin bunlardan daha Tütk çüdür. Türkçe kitaplar, Türkçe gramerler yapıyor da demiştir. (Soldan, def et bu adamı sesleri) Cumartesi günü bir telgrafla bu adamı vekâlet emrine aldım. Bunu da tebşir ederim. (Soldan, kâfi değil sesleri) Bunun kâfi olup olmaması üzerindeki hassasiyetiniz yerindedir( Fakat bu nihayet bir kanun me-' selesidir. Kanun devleti .olarak, kanun çerçevesi içinde hareketi ediyorum, bizim size getireceği-; mız veya sizin bize vereceğinizi ağır hükümleri ihtiva eden kanun geldiği gün kâfi olanı yap-j makta biran tereddüt etmiyece-l giz.
Hilmi Velibeşe’nin sorunun vazıh
| olmadığını söylemesi üzerine söz
alan takrir sahibi Şevki Hasırcı, eski iktidar zamanında lüks eşya için döviz temin etmek zaa-
fından şimdi vazgeçildiğini müşahede ettiğini söylemiş ve se-
vincini belirtmiştir.
Gündemin müteakip maddelerinde, gene Şevki Hasırcı tarafından verilen «1947 de İspanya ile Italyadan mübayaa olunan mensucat, a dair soru mevcuttu. Bu soruya işletmeler Baka-
nı cevaplandırmış ve bu müba-
bildiğiniz Sonra bu
yaa yüzünden 1 milyon 700 bin
lira zarar edildiğini açıklamıştır.
Yabancı memleketlerdeki öğrenciler
Denizli Milletvekili Fikret Ba-şaran’ın «Yabancı memleketle-. re gönderilen talebelerin durumuna. dair sorusunu cevaplandırmak için yeniden söz alan Millî Eğitim Bakanı, bunlar için gereken paranın tayin şekli hak kında izahlarda bulunmuş ve Fransadaki 4 talebe müfettişinin değiştirildiğini açıklamıştır.
İkinci oturum
Kısa bir fasılayı müteakip oturum açılınca, Kastamonu: Milletvekili Dr. Fahri Keçecioğlu! tarafından verilen «Okullardaki; müfredat programları, kitap mo-j selesi ve ilkokul yapı sandığınım durumu, hakkındaki sözlü soru-, suna Millî Eğitim Bakanı tarafından geniş izahlarla cevap-' lar verilmiştir. Bakan, tek kitapı usulünden vazgeçilmiş olduğunu, . müfredat programları ve Taadül1 kanunu etrafında da incelemeler: yapıldığını söyliyerek, Yapı sandığı mevzuundaki soruyu cevaplandırmış ve önce 7 milyona yakın sermayesi ve 13 bin üyesi bulunan sandığın tasfiyesinin düşünüldüğünü, lâkin Emlâk Kredi Bankasının, bu para kendisine verildiği takdirde 10 senede 13' bin öğretmene ev yapacağını teklif ettiğini, bunun İncelenmekte olduğunu açıklamış, bu arada yeni ortaokul inşaatında gözetilecek şartları belirtmiş ve öğretmenlerin nakil, terfi ve tayinleri için yeni bir talimatname, yeni bir tasarı hazırlanacağını da sözlerine ilâve etmiştir.
Varlık Vergisi meselesi
Müteakiben, Seyhan Milletvekili Sinan Tekelioğlu'nun Varlık Vergisinin tahakkuk, tahsil, tenzil, tadil ve terkin e-dilen miktarı, hakkındaki sözlü sorusuna Maliye Bakanı Halil Ayan tarafından cevap verilmiştir. Bakan, tahakkuk ettirilen .463.045.468 liradan 317.599.114 lira tahsil olunduğunu, 98.942.153 liranın terkin edildiğini, 28.598 liranın da, Meclis dilekçe komisyonu kararı ileı iatîe olunduğunu, neticede müedeel vergi miktarının da 2.801.965 ı liraya düştüğünü, Tah sili Emval Kanunu bakımından hâzinenin. izrar edildiğinin varit olmadığını söylemiştir.
Soru sahibinin, verilen izaha
tı tatminkâr bulmadığım ifade etmesi üzerine yeniden kürsü-
_ye gelen Vergisinin
Halil Ayan,
mevzuunun
Varlık maliye
tarihimiz için esasen iyi bir hatıra olmadığım, bu itibarla da
meselenin yeniden tekrarlanmasından fayda mülâhaza etmedi-
ğine işaret etmiş sahibi tarafından
«Adana millî
mensucat fabrikasında vergi ka-
çakçılığı yapıldığı» hakkında verilen sözlü soruyu da cevap-
Bundan sonra, Aydın Milletvekili Şevki Hasırcının «Sümer-bank tarafından yabancı memleketlere sipariş edilen malzeme ler. hakkındaki sözlü sorusu İşletmeler Bakanı Muhlis Ete tarafından cevaplandırılmıştır. Bakan, söze başlarken hazırlanan plânın gayri İktisadî olduğu kanaatini izah etmiş ve bunun için verilen siparişin 80 buçuk milyonu bulduğunu, dövizleri a-lınamadığı için sevkçdilemiyen malzeme tutarının 600 bin lira olduğunu, bu yüzden otuz bin lira ardiye ücreti ödendiğini, söy
Maliye Bakam, 1947 tarihinde bir ihbar üzerine hadiseye hükümetçe el konulduğunu ve tetkikler sonunda fabrikaya cezalı vergi tahakkuk ettirildiğini, meselenin, Temyiz komisyonuna,
bilâhare Damştaya intikal ettiği-
ni ve halen itiraz komisyonunda
İncelenmekte olduğunu beyan
Bundan sonra, Sinop Milletvekili Dr. Ali Şükrü Savlı’nm «Sabık iktdar tarafından emekliye ayrılan doktorlar akkında» ki
sözlü sorusuna geçilmiş ve tafsilâtı diğer sütunlarımızda bildi-
rilen müzakereler sonunda cel-
se nihayete ermiştir.
Büyük Millet Meclisi çarşamba
günü saat 15 te toplanacaktır-
14/11 1950
ZAFER
Sayfa: 5
Zonguldak limanı nasıl ihale edildi
^Tecrübeli Muhasip
(Baş tarafı 1 inci sayfada) ' tükenebilir. Halbuki bir liman ' bir milletin hayatında asırlar- 1 ca iş görecek bir mevzudur. Bu 1 itibarla Zonguldak’ta muhakkak liman inşası zarurî değü- 1 dir. Limanın başka bir yere, 1 meselâ Kozlu’ya veya Ereğli- 1 ye yapılmâsı daha doğrudur. 1 Havai hatlarla köniür nakli daha pratik ve daha elverişlidir.
Buna mukabil bazı mütehas- ( sıslar da aksi tezi müdafaa et- ’ mişler ve neticede Zoriguldak’a 1 liman inşası takarrür etmiştir. c Biz, limanın Zonguldak’ta ya- * pılmasının hatalı veyahut doğ- İ ru olduğu üzerinde duracak de- 1 ğiliz. Yâlnız bu ihalehin Hol- ' landalılara yapılmasında yolsuz 1 luk var mıdır? Bu limanın İha-leşinde yerli firmaların daha f müsait şartlarla yaptıkları tek- 1 lif neden nazarı itibara alınma- [ mıştır? Ve nihayet bu ihaleden ! hazine zarar görmüş müdür? ) Görmüşse bu miktar,'"kaç mil- ‘ yon liradır? (
Bu husustaki istihbaratımızı ı lumî efkâra açıklarken1' alâ- 1 kakların lâzım gelen riiâlûmat ‘ ve izahatı vereceklerdi ve bu 1 suretle bu mühim mevzüün’ ay- 1 uınlanmasına muvaffak'1 olaca- 1 ğımızı ümit etmekteyiz'.- I
Okuyucularımız, Zonguldak ' limanı ihalesinin geçirt!!®’ saf- * halan ve içyüzünü aşağıda bu- I lacaklardır: J
Karma proje kimin malıdır? c
Bilindiği üzere o tarihte Zon- 1 guldak limanı projesinin tanzi- 1 mi için müteaddit Avrupa mü- l tthassıs firmalarına müracaat t edilmiştir. Beş mütehassıs ec- J nebi firma muayyen ücretlerle J bu işi kabul etmişler ve ma- t hallinde uzun etüdler ve tetkikler yaparak beş ayrı proje 1 tanzim edip Ereğli İşletme- t lerine tevdi etmişlerdir. Bu beş c firmaya haber aldığımıza göre,- l dört yüz bin liraya yakın para 1 ödenmiştir. Bu ecnebi firmalar 1 Fransız,.Hollanda, İngiliz, Ame- 1 rikan ve İtalyan firmalarıdır. 1 Bu beş proje yine mühim bir l ücrette yüz yetmiş bin dolara t bir Amerikan mütehassıs fir- ( masına tetkik ettirilmiş ve bu ’ firma da karma bir proje hazırlamıştır.
Bu projelerin ücretleri Ereğli İşletmeleri tarafından ödendiğine göre karma proje, Ereğli İşletmelerinin malı olmuştur. Bu vaziyette yapılacak iş, bu kerma proje inşaatının münâkaşaya konulması idi, halbuki (Etibank) bunu yapmamış ve bu beş firmadan inşaat için 1 teklif istemiştir. Bu firmalar da tekliflerini vermişlerdir. .(Vahidi fiyat - seri döpri) esasına gö 1 re verilen bu tekliflerin- tutarı ■ 25 milyon liradan 27 milyon liraya kadardır.
Büyük Millet Meclisindeki sual takriri
Fakat her nedense, Ereğli İşletmeleri tarafından bu işin Hollanda Şirketine verilmesi matluptur. Onun için yalnız . Hollanda Şirkçti buraya davet edilmiş ve görüşmelere başlanmıştır. Bunun üzerine 1949 senesi mart ayı celselerinden birinde, Büyük Millet Meclisinde Burdur Milletvekili Ahmet Çınar tarafından bir sual takriri verilmiştir. O sıralarda, İktisat Vekili bulunan Cemil Sait Bar-las, bu sual takririne, verdiği cevapta, yerli firmaların da bu işe talip elması mümlfün oldu-uğnu ve yerli firmaların bu işe girmelerine hiç bir mahi bulunmadığını beyan etmiştir. Hunun üzerine, bu işe girmeğe hazır bulunan memleketimizde Türk firmaları derhal bu beyanattan' cesaret alarak Ereğli İşletmeleri Umum Müdürlüğüne, Eti-benk Umum Müdürlüğüne yıl -dirim telgrafla müracaat ederek bu işe talip bulunduklarını ve mühim tenzilât yapacaklarını, bu işi başarmağa ehliyetleri ve malî -kudretleri bulunduğunu bildirerek tc ninat vermeğe amade olduklarını ve çok kısa bir zamanda teklifte bulunmak üzere bu projelerin Türk firmalarına verilmelini istemişlerdir.
Ereğli Kömür İşletmesi ne cevap veriyor?
Ereğli İşletmeleri Umum Müdürlüğü tarafından iki gün sonra verilen cevapta, iki sene-denberi bu işin etüd ve tetki-kat safhası geçirdiği ve halen firma ite müzakere edilmekte olduğu ve bundan bir netice alınamazsa ayrıca yapılacak hurusatın karara bağlanacağı bildirilmiştir. Bunun ü-zerine Türk firmaları İktisat Vekâletine telgrafla müracaat ederek Ereğli İşletmeleri U-mum Müdürlüğünden alınan
bu
cevaptan bahsetmişler ve işe talip olduklarını tekrarlamışlar ve teminat vermeğe â-made olduklarını ve projelerin Türk firmalarına tevdii tarihinden itibaren on gün zarfında mufassal ve çok tenzilâtlı tek -lifte bulunacaklarını teyit ve tekrar etmişlerdir.
Heyeti Vekilenir
Türk firmalarının bu müracaatına karşı, İktisat Vekâleti bir telgrafla «Ereğli İşletmeleri ne müracaatınız lâzım gelir» diye bir cevâp vermiş ve «buna ilâve edilecek bir şey olmadığını» bildirmiştir. Bunun üzerine Türk firmaları, bu defa Başvekâlete mufassal ve müdellel bir yıldırım telgrafla müracaat etmişlerdir. Ve ayrıca Türk firmalarının bir mümessili Ankara’ya gelerek o-za manki Başbakan Yardımcısı Nihat Erim’e müracaatla şifahî izahatta bulunmuş ve kendisin den «bu meselenin tetkik edileceği» cevabını almıştır.
Fakat Başbakan Yardımcısının bu vadinden de bir netice çıkmamış bunca gayretlere rağ ır.en Hollanda Şirketiyle Zon -guldakta Ereğli İşletmeleri U-mum Müdürlüğü arasında Zonguldak Liman İnşaatı mukavelesi imzalanmıştır. Yalnız bu imza edilen mukavele Etibank Meclisi İdaresinin ve İktisat Vekâletinin tasdikine iktiran etmesi kayıt ve şartiyle muteber olacaktı. Meclisi İdare bunu tasdik etmiş ise de, İktisat Vekâleti tasdik etmemiş ve Heye-’ ti Vekileye sevketmiştir. Heyeti Vekilece tasdik edilince muamele, kesbi katiyet etmiştir.
Yukarıdaki muhtasar izahat-1 tan anlaşıldığı üzere, Türk firmaları, Zonguldak Liman işini daha ucuza yapacaklarını alâkalılara tekrar tekrar, bildirdikleri halde bir türlü meramlarını anlatamamışlar, sonunda bir Heyeti Vekile karariyle işin HollandalIlara ihale edildiğini görmüşlerd1'•. Yarınki yazımızda, işin mahiyetini ve. bu yüzden hâzinenin zararını açıklı -vaca&z-
Yankesicilik yapan bir öğretmen
13 mahkûmiyeti ve 35 sabıkası bulunan bir yankesici öğretmenle, muhtelif sabıkası olan diğer bir yankesici yakalanmıştır.
Birinci hâdise söyledin
Mehmet Sahabettin Bostancı isminde birisi uzun seneler hocalık yaptığı muhtelif şehirlerde, bilinen kötü niyet ve adetlerinden dolayı gerek talebeleri ve gerekse muhitinde menfî bir tesir yaratmıştır.
Son olarak merkeze alınmış ve 2 nci erkek sanat enstitüsü matbaacılık öğretmenliğine tayin edilmiştir.
Atatürk’ün ölüm yıldönümü münasebetiyle açılan etnografya müzesi önünde toplanan halk arasında Mehmet Bostancının telâşlı ve dikkati çekecek hareketleri orada bulunan 2 nci şube memurlarının şüphesini arttırmış ve biraz sonra muhtelif kimselerin ceblerini karıştırdığı görülerek yakalanmıştır- Mehmet Bos-’ancı asabiyete kapılarak polislere «karakola götürüldüğü takdirde kendilerini şikâyet edeceğini ve ehli namus bir öğretmen olduğunu söylemiş ve gitmemek için ayak diretmiştir. Büyük bir müşkülâtla 2 nci şubeye getirilen yankesicinin, içinde Haşan San tüccarın yeleğinin t lirasını ve bir gün
geçen hafta isminde bir cebinden 400 . ____ sonra da Sus
Sineması gişesinden bilet almakta olan Konyalı tüccar Yusuf Çuhadarın da 500 lirasını çarptığı anlaşılmıştır.
Artık, vazgeçilmesi mümkün olmayan böyle kötü bir illetin zebunu olduğunu söyleyen öğ retmen Mehmet, ilk sorgusunu müteakip tevkif edilerek cezc evine gönderilmiştir-
Ziver Koç ismindeki diğer yankesici omuzund’i bir heybe vt köylü kıyafetiyim pazar yerinde dolaşırken Zeynep isminde biı kadının parasını çarpmıştır. Zi ver de tevkif ediliştir.
Sular İdaresi Müdürlüğü
Dört seneden beri Sular İdare si müdürlüğünü vekâleten yap makta olan I Ic-çîp Suveren, ik gün evvel itîaıcJen ayrılmış bu lunmakiadır. Sular İdaresi Mü dürlüğüne yakında tâyin yapıla çaktır.
Uzun yıllar banka müdür ve muhasebeciliklerinde çalışmış tecrübeli bir muhasip şirket, ticarethane ve müesseselerle taahhüt islerinin muhasebe, bilân-ço ve beyar. ..ime işlerini vukuf* la tedvir ve kontrolü ile her türlü malî iftilâf' :rın hal ve intacım deruhte eder.
İhtiyacı olanla-ın Bahçelievler 46 sokak No. 1 üst kat F. D- adresine müracaatları.
Kiralık daire
Yeni Mahollede, Dördüncü durak 59 No. da, 3 oda, bir hol, banyo, muffak, elektrik ve suyu bulunan bir daire kiralıktır.
10490 dan 65 numaraya telefon edilmesi-
Kiralık Daire
üç oda bir hol, banyo, mutfak, havagazı, su, elektrik mevcut- İç Cebeci Kütlüğün sokak No. 1 Tuna Apr. Daire 3 Müracaat Tel: 23219 6034
DEVLET TİYATROSU BÜYÜK TİYATRODA Ou aksam temsil yoktur
Gişe açıktır
16 Kasım perşembe sagt
20.30 da F- SCHİLLER'in HİLE ve SEVGİ
Dram: 5 pede; Türkşesi: Zahide özveren; Sahneye koyan: Renato Mordo; De* kor - Kostüm: Sabih Kayan (İlk TemsiJ)
15 kasım çarşamba, 19 kasım pazar akşamlı saat 20.30 da
RİGOLETTTO
Opera 4 perde
KÜÇÜK TİYATRO da
Bu akşam temsil yoktur; gişe kapalıdır.
Salı akşamı saat 20.30 da Nâzım Kurşunlu’nun
MELEKLER ve ŞEYTANLAR
Piyes 3 perde'; Sahneye koyan: Mahir Canova; Dekor: Tuıgut Zaim
15 Kasım çarşamba saat 14 te, 19 kasım pazar günü saat 11 de
KARA BONCUK
Müzikli Çocuk Komedisi 5 tablo; Yazan: Mümtaz Zeki Taşkın; Müzikler: Nâzım 01-gen; Sahneye koyan: Agâh Hün; dekor - kostüm: Turgut Zaim; (Çarşamba çocuk temsilinde okullardan artan kıs-
mın ve geçen satılan 19 kası
haftadanberi mm biletlerile,-
yeni çıkarılan 26 kasım pazar günkü biletler bugünden itibaren satışa çıkarılmıştır. 1
Çankaya İlçe seçim kurulu Başkanlığından
Seçimleri yenilenecek olan köylerin Sandık Kurulları Başkan ve üyelikleri için 14/11/1950 salı günü saat 17.30 da Kurulumuzca Çankaya Kaymakamlığı binasındaki yargıçlar odasında alenî kura çekileceği 5545 sayılı kanunun 71 ve 72 inci maddeleri gereğince ilân olunur.
Çankaya Seçim Kurulu Başkanı
Sultansuyu Harası Müdürlüğünden
1 — Kurumda 1950 yılı içinde yapılmış tam yağlı Edirne tipi 400 teneke peynir 30.11.1950 perşembe günü saat 15 de Ankara Veteriner Müdürlüğünde Hara satış komisyonu marifetiyle açık arttırma suretiyle satılacaktır.
2 — Geçici teminat 714 liradır. Vasıf ve şartlar Ankara -Malatya Veteriner Müdürlüklerinde ve harada görülebilir.
3 — Taliplerin belirli gün ve saatte teminatlariyle birlikte
komisyona müracaatarı ilân olunur. (8472)—2497
Erzurum Bayındırlık Komisyonundan
Erzurum Nümune hastanesinin zühreviye pavyonunun kalorifer tesisat işi açık eksiltme usuliyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
1 — Bu işin bedeli keşfi (28496) lira olup geçici teminatı iki bin yüz otuz yedi lira yirmi küruştur.
2 — Bu tesisat işinin eksiltme günü 30 Kasım 1950 perşembe günü saat 16 da mülga Üçüncü Müfettişlik binası içinde Ba yındırlık Müdürlüğü odasında toplanacak olan Bayındırlık komisyonunda ihalesi yapılacaktır.
3 — İstekliler bu işe ait evrakı Tceşfiye ve saireyi Bayındırlık Müdürlüğünde okuyabilirler.
4 — İstekliler bu gibi işler yaptıklarına dair vesaiki tanzim
edecekleri dilekçelerine bağlayıp ihale gününden üç gün.evve' il makamına müracaat ederek alacakları ehliyet vesikası ve 95r yılında Ticaret Odasına kayıtlı olduğuna dair vesikasını ve Mal Sandığına yatıracakları geçici teminat makbuziyle birlikte istenilen bu belgelerini ihale günü muayyen saatte Komisyon başkanlığına ibraz etmeleri ilân olunur. (8470)—2495
Akar onarımı
Tokat Vakıflar Müdürlüğünden:
1 — Eksiltmeye konulan iş: Tokat’ta Ali Paşa hamamı,
2 — Keşif tutarı: (20,102) lira (52) kuruştur.
3 — Eksiltme 28 Kasım 1950 salı günü saat 15 te Tokat Va 'aflar Müdürlüğünde kapalı zarf suretiyle yapılacaktır.
4 — Eksiltme, şartname ve buna bağlı kâğıtlar Ankara’d Vakıflar Genel Müdürlüğü İnşaat Müdürlüğünde ve Tokat Ve kıflar Müdürlüğünde görülebilir.
5 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin usulüne görr
(1507) lira (69) kuruşluk geçici teminat vermesi ve eksiltm-artnapıesi gereğince Ticaret Odası belgesi ibraz etmeleri lâ-■'mdır. . ,
6 — İsteklilerin bu işin özelliği dolayısıyle 1950 yılı içi Vakıflar Genel Müdürlüğünden alınmış ehliyet belgelerini ç( termeleri şarttır.
7 — Talip olanların yukardaki maddelerde yazılı belgeler 'e adı geçen komisyona müracaatları ilân olunur. (8471)—249^
Zabıta memuru alınacak
Ankara Belediye Başkanlığından:
1 — Belediyemiz zabıtası teşkilât kadrosunda açık bulunan 20 şer lira kadro maaşlı zabıta memurluklarına aşağıda ya zili nitelikleri haiz olanlar arasından yarış sınavı ile zabıta memuru alınacaktır.
A — Belediye Memur ve Hizmetlileri Tüzüğünün 3 üncü maddesinde yazılı nitelikleri haiz olmak.
B — En az orta okul mezunu bulunmak,
C — Fiilî askerlik ödevini yapmış ihtiyata kayıt olunmu* bu.uunıaıc,
Ç — 30 yaşından yukarı yaşta olmamak,
D — Şoyu bir metre altmış beş santimden aşağı olmamak, E — Fena hallerle tanınmış bulunmamak,
F — Namus ve haysiyeti tnuhil bir suçla mahkûm edilmiş olmamak,
G — Ecnebi kız veya kadınla evli veya yaşar bulunmamak, H — Vücutça sağlam olduğu tam teşekküllü bir hastan'-sağlık kurulunca muayene neticesinde sabit olmak,
Bu şartları tevsik eden belgeler ibraz edilmedikçe talip sınava kabul edilemez.
Parça Memuru aranıyor
Acentemizde çalıştırılmak üzere bir, parça memuruna ihtiyaç vardır- İngilizce bilenler tercih olunur. Talip olanların bonservis ve doğruluk kâğıtlarım hamilen a" centeliğimize müracaatları.
CHEVROLET ve OPEL A-CENTESİ Posta Caddesi No. 90 6025
Fırsat
t Devi ut Orman İşletmesi
Devlet Orman İşletmesi Eskişehir Müdürlüğünden
1 — Çatacık bölgesinin 18 numaralı Çırçır istif yerinde mevcut 162 adete denk 99, 750, 19 numaralı istifte mevcut 120 adede denk 70,365 metreküp çam tomrukları iki parti halinde j/Kasım/1950 tarihinden itibaren 15 gün müddetle açık artırma suretiyle satışa konulmuştur.
Yeni Halde son model, astragan, lûtr, maskrat, ariante kürkler acele şahlıktır. 10-15 arası Atatürk Bulvan 281 4 e müracaat. (6003)
Satılık Kürk
Siyah lûtrdan yeni bir manto ehven fiyatla satılıktır-
Bomonti - Serçe sokak Sen yuva Ap. Daire 5. Her gün saat 15 ten sonra. 6030
İş arıyorum
2 — Açık artırma 20/Kasım/1950 pazartesi günü saat 15 Je Orman İşletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır. Tomrukların beher metreküpünün muhammen bedeli 55 lira 15 kuruştur. Her parti için % 7,5 hesabiyle geçici teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartnameler Ankara Orman Genel Müdürlü günde, İstanbul, Afyon, Kütahya ve Bilecik orman işletme müdürlüklerinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte müsbit evrak ite il'
teminatlariyle komisyona müracaatları. (8319) 2458
Sığala Yağı satılacaktır
Devlet Orman İşletmesi Fethiye Müdürlüğünden:
Askerliğini yapmış, eski türkçe ve daktilo bilen bir genç avukat yanında veya otellerde çalışmak
Tel: 11833 e müraccaf.
6029
Yuva Yapı Kooperatifinden Mesken dâvasının yeni inkişafları kooperatifimizin çalışmalarım
Y. VİMAR SEYFİ
AŞUROĞLU
izah edecektir.
Bu toplantıya oılaklanmız, u-r"ız arsa sahipleri ve ev sahibi jlmak istiyen vatandaşlar 14 Ka-:-m 1950 saat 17-30 da Ankara . ialkevine daveti dirler. 6031
ZAYİ — Otobüs pasomu kaybettim. Yenisini çıkartacağımdan hükmü yoktur-
Atatürk Lisesi orta 1-B öğrencilerinden 269 Bi'gin Ansan.
1 — İşletmemiz Fethiye merkez sahil örmen dışı istif yerinde kalaylı tenekeler içerisinde mevcut 8087,5 kilo sığala yağı 6/11/1950 tarihinden itibaren 20 gün süreyle ve açık arttırma suretiyle 4 parti halinde satışa çıkarılmıştır.
2 — Satış 27/11/1950 pazartesi günü saat 15 te Fethiye t •-'etme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yap’-lacaktır.
Sığala yağlarının beher kilosunun muhammen bedeli 350 ’ıuruş olup her parti için yüzde 7.5 hesabiyle gecici teminat ılırfır.
3 — Bu işe ait şartname Orman Genel Müdürlüğü. Anka-•ı merkez, İstanbul, İzmir, Denizli, Aydın, Muğla, Köyceğiz, \ntalya, Mersin, Adana, Antakya, İşletme Müdürlükleriyle ^ethlye belediyesinde ve Nif bölgesinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte müşbit evrakları ve ;lk teminat makbuzlariyle komisyona müracaatları. (8487) 2499
Devlet Orman İşletmesi Antalya Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Gebiz bölgesi Çetince Subaşı orman içi istif verinde mevcut ve bir parti halinde satışa çıkarılan 2461 adeue ueıiK 223. y82 M3. çam kerestesi 8/11/1950 gününden itibaren 20 gün müddette ve açık arttırma suretiyle satışa çıkarılmıştır
2 — Acık arttırma 28/11/1950 salı günü saat 15 te Serik Orman Bölge binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
3 — İşbu kerestelerin muhammen bedeli 88 lira olup yüzde hesabiyle geçici teminat alınır.
4 — Buna
ait şartname Orman Genel Müdürlüğünde, İstan-
bul, Ankara, Finike, Burçlur, Manavgat, Alanya İşletme Müdürlükleriyle İ-tet-nemız Müdürlüğünde görülebilir.
5 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk te-
•ninat’rr’yle komisyona müracaatları ilân olunur. (8488)—2500
Asliye Birinci Hukuk Yargıçlığından: (950 534)
Dâvâlı: György Nemeth; Meşrutiyet caddesi 60 No: da mukim Macaristan Sefarethanesinde. müstahdem; Ankara.
Karınız Mağdek.ıa Nemeth tarafından şiddetli geçimsizliğe müştenit bosanmr dâvasında yukarıda yazılı adresine çıkarılan davetiye gösterilen adresinizde bulunmadığınızdan bahis le bilâ tebliğ iade edilmiş ve halen adresinizin ).'? meçhul bu lunması dolayrsi. ’c davetiyenin tarafınıza ilâne tebliğine ve duruşmanın 23 11 1950 perşembe saat 9.30 a lal !;i karar verilmiştir.
Bu günde ma İ çmeye gelmediğiniz veya kenJinizi bir vekille temsil ettirmed ğiniz takdirde hakkınızda grydb karan verileceği ilân olunur- 6033
Ankara üçüncü İcra Memurluğundan: (949 4395)
2 — Yukarıda yazılı şartları haiz bulunanların 18/11/1950 cumartesi günü saat 13 e kadar dilekçelerine bağlıyacaklar-kimlik belgesi, askerlik terhis tezkeresi, tahsil vesikası, aşı kâğıdı, hal tercümesi ve üç adet vesikalık fotoğrafları ile birlikte Belediye Başkanlığına başvurmaları ve 24/11/1950 cuma günü mat 9 da sınavları yapılmak üzere özlük İşleri Müdürlüğünde bulunmaları ilân olunur. (8475)—2498
Devlet Orman İşletmesi Dursunbey Müdürlüğünden:
1 — İsletmemizin orman dışı istif yerinde mevcut (1) par-‘ide adede denk (12Ö.075) M3. kalın çam tomruğu 7/11/1950 •-ırilvnden itibaren 10 gün müddetle açık arttırma suretiyle satışa konmuştur. /
2 — Arttırma 22/11/1950 çarşamba günü saat 15 de İşletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacak-*t. Beher metreküpünün tahminî bedeli (68) liradır.
? — Bu işe nît şartname Ankara’da Orman Genel Müdür-'• 1 •. İzmir, İstanbul. Balıkesir. Bursa, Bandırma, Eskişehir ■ r- Müdürlüklerinde görülebilir.
— İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk te-'brı ile komisyona müracaatları. (8316)—2439
Devrek Belediye Başkanlığından
Devrek kasabası içinden geçen Bolu çayında yaptırılacak var ve mahmuz inşaatı ihalesine 10/11/1950 gününde istekli Onadığından 10 gün temdit edilmiş olup ihalesi 21/11/1950 alı günü saat 15 te Belediye Komisyonunda tekrar yapılacak-
"nhımmen keşif bedeli 19901 lira 32 kuruştur. Geçici güvenlik akçesi 1492.60 liradır.
Buna ait proje, keşif, şartname vesair evrak Zonguldak Ba-nndırlık Müdürlüğü ile Devrek Belediye Başkanlığında görü-
İsteklilerin belli edilen günde gerekli belgeleriyle komisyona başvurmaları ilân olunur. (8490)—2501 (
Sayın Yolcu
i
Bir borcun tahsili için haciz e-\ dilmiş olan Dil.mende Çaldağ mevkiinde üstün kireç ocaklarında beher tonu 15 liradan 135 lira kıymetli 9 ton kireç açık arttırma suretiyle satılacaktır. Birinci arttırma 15 11 1950 gününe rastlayan çarşamba günü, ikinci arttırma 16/11 1950 gününe rast lıydn perşembe günü saat 11 - 12 arasında mahallinde yapılacağından taliplerin belli gün ve saatte mahallinde bulunacak me murumuza müracaatları ilân o-lunur- (8477) 2496
GÜVEN SAMSUN
Yolcu Nakliyat Anbarını bir defa görmek menfaatiniz icabıdır Otomobillerimiz son model ve lükstür.
7T
Otonam garajı altı
Tel: 32649
Önemli bir meslek’de lüzumlu bir bilgi için zamanınızın 2 ayım ayırınız, otomobilciliği bu müddet içinde esaslı olarak
Ankara ŞOFÖR OKULUNDA
Öğrenebilirsiniz
Yeni devre kayıtlan başladı. Yeni adresimiz: Mebus önü Teknik üniversite
I ZAYİ — Ankara Otobüs Ida-' resinden 1950 yılı için almış olduğum otobüs pasomu zayi etlim. Yenisini alacağımdan eskinin hükmü yoktur.
Ankara Kız Lisesi 4-A 9 No. lu Öğrencilerinde
ZAYİ — İstanbul Hukuk Fakültesinden aldığım şebekemi zayi ellim. Hükmü yoktur.
5440 Ilhan Köse
BALO
ağlık Bakanı Sayın Dr. Ekrem Hayri Üstündağ' yüksek himayelerinde
Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu
18/11/1950 Cumartesi günü saat 22 de Ankara Palas salonlarında bir balo verecektir.
Davetiyeler : İstanbul Eczanesi, Berkalp Kitabeyi kara Palas otelinde satılmaktadır. Kıyafet: Smokin, frak. Büyük Üniforma
Ankara’dan Hopa’ya
kadar yolcu ve eşya alınır.
Hareket saati her gün muntazaman 8.30 dur.
Her yolculuk ve nakliye işlerinizde yegâne vuıniy» ve rahatlığın «GÜVEN SAMSUN» Anbannda olacağını unutma.
Adres: Sanayi Cad. Konfor Palas altında No.17. Tel: 16990
DENİZLERİN SEVGİLİSİ
Nelıs filmleri ile butun dünya sinema severlerinin kalbini fetheden
Eıtlıar Wılliams' ııı
En son çevirdiği
«Neptün'e Daughter»
(RENKLİ)
Zevk... Güzellik... Renk... Dans... Neşe
Diğer rollerde: RED SKELTON - RİCARDO MONTALBAN BETTY GARRETT
Müzik: Meşhur Samba Kralı
XAVİER CUGAT
Seanslar: 14-16.15-18.30-21 •î”s •'
Numaralı yerlerinizi evvelden aldırınız. İlâveten en son dünya haberleri — Türk - Mısır millî maçı Tel. Gişe: 15031 — Müd. 24075
■fil
Sayfa: 6
ZAFER
14/1171950
BÜYÜK Mağazada
Taksitle Satış Başladı
Subay ve Memurlara Kolaylık
Adres: Anafarialar Adliye Sarayı, yeni mağazalar karşısı No. 300 —
BÜYÜK Mağazanın
ZENGİN Kadın, Erkek, Çocuk, Bebe Tekmil GıYıM EŞYA Çeşitlerini
Mutlaka görünüz
BÜYÜK Mağazanın
İthal Ettiği Avrupa Kumaş
Tel: 15149 — Hikmot Ünal vo Ortağı Kollektlf Şirketi Ankara Şubesi
■ ve yerli kostümlükleri müşterilerini memnun edecek vasıftadır! ;: Garantili elbiso diklir (
BÜYÜK Mağazanın
Zengin Avrupa ve yerli kürk çeşitleri gelmiştir. Kürkçü Abdülkadir usta sipariş kabul etmektedir
) Dr. Bahaettin
I Kökdemir
’ Birinci Sınıf Dahiliye
Mütehassısı
' Seyahatten dönmüştür. Gü-’ nün her saatinde hasla ka-
• bul eder, Anafartalar Cad. )No: 202 Köklü Apr Kat: 3 I Tel: 14544 veya 31208 den ! sorulabilir 5895
Satılık ev
Yenişehir Selânik
bahçe içinde
caddesinde
herlürlü konforu
havi kâroir ev ile Tepe basında bankaya borçlu bir ev her ikisi de bos teslim dilir- Posta cad-
desi ticaret odası altında No. 44
Tahsin Nayma Telefon: 16480. Akşamları: 16881. (5958)
Ankara Belediye Başkanlığından
Barem dışı 150 lira kadro ücretli Belediyemiz laborantlığına 23/11/1950 gününde sınavla memur alınacaktır.
Talip bulunanların en geç 20/11/1950 gününe kadar Belediye Memur ve Hizmetlileri Tüzüğünün 4 üncü maddesinde yazıb şartları haiz olduklarına dair olan belgelerini bir dilekçe ile Belediye Başkanlığına başvurmaları iân olunur.
(8419)—(2471)
( Ecnebi muhaberat) şefi alınacak
Türkiye Emlâk Kredi Bankasından :
Bankalarda ve malî müesseselerde çalışmış, muamelâta ve ecnebi muhaberata âşinâ, iyi Fransızca bilen bir muhaberat şefi, Genel Müdürlüğümüzde çalıştırılmak üzere hizmete alınacak ve kendisine lisan derecesine ve kabiliyetine göre tatmin edici aylık verilecektir.
Ankara'da bulunanların Genel Müdürlük Personel Müdürlüğüne, îstanbul’da olanların Şubemiz Müdürlüğüne 18.11.950 tarihine kadar müracaatlarını ilân ederiz. (8370)—2456
İzmir bulaşıcı ve salgın hastalıklar devlet hastahanesi baştabibliğinden
1 — Hastahanemizin ihtiyacı olan 35.000 lira muhammen bedelli bir röntgen tomoğraf cihazı mübayaası 9/11/1950 tarihinden itibaren 19 gün müddetle ve kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — İhale 30/11/1950 tarihine rastlayan Perşembe günü saat 10 da Hastahanemizde toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Muvakkat teminat akçesi 2625 lira olup bu miktar ihaleden sonra ihale bedeli üzerinden % 15 şe iblâğ edilecektir
4 — Eksiltmeye girmek istiyenler 2490 sayılı kanunun 32 ve 33 üncü maddeleri mucibince yapacakları tekliflere ait mektuplarına mezkûr kanunun 2 ve 3 üncü maddelerinde yazıb îeraiti haiz olduklarına dair vesikalarını da ithal etmeleri lâ-
5 — Teklif mektuplarını eksiltmeyi açma saatinden bir saat evvel komisyon reisliğine ibraz ederek makbuz almaları gerektir. Postada vukubulacak gecikmeler nazara alınmaz.
6 — Bu işe ait fennî ve hususî şartnameler her gün iş saat-ları dahilinde İzmirde hastahanemiz idaresinde, Ankara ve îs-’anbulda sağlık ve sosyal yardım müdürlüğünde görülebilir.
Asistan «ılınacak
Ankara Üniversiiesi Ziraat Fakültesi Dekanlığından:
1 — Fakültemiz Toprak Enstitüsü için bir asistan alınacaktır.
2 — İsteklilerin askerliğini yapmış olmaları ve Memurin Kanununun 4 üncü maddesinin a, b, c, h, v, z, fıkraları «Ankara Üniversitesi Asistanlığı Yönetmeliği» 4 üncü maddesinin a, b, c, d, e, fıkralarındaki evsaf ve şeraiti haiz bulunmaları ve Dekanlığa hitaben yazacakları dilekçeye işbu maddeler gereğince gerekli belgeleri eklemeleri lâzımdır.
3 — İmtihan: Fransızca, İngilizce ve Almanca yabancı dillerinin birisinden 28/11/1950 Salı günü ve ayrıca «Toprak Bilgisinden» de 29/11/1950 Çarşamba günleri yapılacaktır.
İyi lisan bilen şefler alınacak
Türkiye Emlâk Kredi Bankasından:
. Bankalarda ve malî müesseselerde çalışmış, muamelâta âşinâ, iyi Fransızca - Almanca - İngilizce bilenlerden ikişer kişi alınarak Genel Müdürlüğümüz ihtisas şubelerinde şef vaziyetinde çalıştırılacak ve kendilerine; lisan derecelerine ve kabiliyetlerine göre tatmin edici aylık verilecektir.
Ankara’da bulunanların Genel Müdürlük Personel Müdürlüğüne, İstanbul’da olanların Şubemiz Müdürlüğüne 18.11.1050 tarihine kadar müracaatlarını ilân ederiz. (8367)—2455
ORTAÇ Mağazası: Anafartalar cad. No. 224 — H. BALCI Mağazası: Anafartalar Cad. No. 90
ALMAÇ Mağazası: Anafartalar cad. No. 118 — SEVİM Mağazası: Anafartalar cad. No. 356
ÖMER KABAK: Anafartalar cad. No. 210 — KAMELYA Mağazası: Anafartalar cad. No. 34
M. ALİ ERKUT: Ulus Meydanı No. 234 — İSTANBUL Bonmaışesi Anafartalar Cad. No. 316
Satılık Lokanta
Yenidoğan Sakalar noktası karsısında Demokrat Aşevi mo-bilyasiyle beraber şahlıktır. Müracaat lokantaya. (6024)
Toprak ve iskân işleri genel müdürlüğünden Toprak teşkilâtı için 25 adet mühendis tipi ve 50 adet mah-ruti çadır satın alınacaktır.
Mühendis tipi çadırların muhammen bedeli 12.500 lira.
Mahruti çadırların muhammen bedeli 16.000 liradır.
Her iki çadır için geçici teminat 2138 liradır.
Eksiltme 27/11/1950 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 15 de Genel Müdürlük binasında kapalı zarf usulü ile yapılacaktır.
Çadırların fennî ve İdarî şartnamesi Genel Müdürlüğümüz Levazım Müdürlüğünden parasız olarak alınır.
Kapalı teklif mektuplarının eksiltme saatinden bir saat önceye kadar Komisyon Başkanlığına teslim edilmesi şarttır^
Postada vukubulacak gecikmeler nazarı itibara alınmaz.
(8325) 2476
İzmir Belediye Başkanlığından
İzmir Belediye Başkanlığından:
Bahribaba ve Değirmendağı arasında varyant yol yaptıııl-masiyle mevcut şosenin tamiri işi Fen İşleri Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince kapalı zaı-flı eksiltmeye konulmuştur. "Keşif bedeli 49264 lira ve geçici teminatı 3695 liradır. Bu işe girmek istiyenlerin ihale tarihinden üç gün evvel fen işlerinden belge almaları lâzımdır.
İşin ihalesi 24/11/1950 Cuma günü saat 15 dedir. İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlıyacakları teklif mektuplarını ihale günü en geç saat 14 de kadar Encümen Başkanlığına vermeleri lüzumu yayınlanır. (8465)—(2490)
Çoruh Valiliğinden
1 — Hopa'da geçen yıl yapılmış olan ilkokul binası onarı-mı açık olarak eksiltmeye konmuştur.
2 — İşin keşif bedeli (9343.74) dokuz bin üç yüz kırk üç lira yetmiş dört kuruştur.
3 — Geçici teminat (700.78) yedi yüz lira yetmiş sekiz kuruştur.
4 — İhale 20/11/1950 pazartesi günü saat 15 de Bayındırlık Müdürlüğü binasında toplanacak komisyonda yapılacaktır.
5 — Bu işe ait eksiltme dosyası çalışma saatleri içinde her gün Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
6 — Eksiltmeye gireceklerin 2490 sayılı kanuna göre 1950
yılıpa ait Ticaret Odası vesikası ve bu işe ehliyetli olduklarına dair Bayındırlık Müdürlüğünden alacakları belgelerle ihale günü ihale saatinden bir saat evveline kadar dilekçe ile Valiliğe müracaat etmeleri lâzımdır. Postada vaki olacak gecikmeler kabul edilmez. (8448)—2478
Mardin - Derik İlçesi belediye başkanlığından
1 — 16093.27 lira keşif bedelli ilçemiz çarşısının Arnavut kaldırımı inşaatı kapalı zarf usulü ile yaptırılacaktır.
2 — Bu işe ait şartname bedel mukabilinde belediyemizden alınır.
3 — ihalesi 20/11/1950 pazartesi günü saat 14 de Belediye dairesinde yapılacaktır.
4 — Muvakkat teminatı 1207 liradır.
5 — Teklif mektupları ihale saatinden en az bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde komisyon başkanına verilir. Postada vuku bulacak gecikmeler kabul edilmez. (8332)—2449
Parke yol yaptırılacak
Adana Belediyesi Başkanlığından:
1 — Ordu caddesinin parke olarak yaptırılması işi kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — İşin keşif bedeli 45354.00 lira olup geçici teminatı 3401.55 liradır.
3 — İhale 28 Kasım 1950 Salı günü saat 16 da (on altı) Adana belediye binasında ihale komisyonunca yapılacaktır.
4 — Teklif mektuplarının ihale günü saat 15 e kadar ko misyona makbuz mukabilinde verilmesi şarttır. Postada vesair surette vukubulacak gecikmeler kabul edilmez.
5 — İhale ve sözleşme evrakı mesai saatleri dahilinde görülebileceği gibi isteyenlere 2,50 lira mukabilinde verilir.
6 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin:
a) Geçici teminat vermeleri.
b) 1950 yılı Ticaret Odası belgesi.
c) Bu işe girebileceklerine dair il makamından almış oldukları yeterlik belgesini usulüne tevfikan ibraz etmeleri şarttır. Yeterlik belgesi almak için tatil günleri hariç en az ihaleden üç gün evvel bir dilekçe ile (isteklilerin bu işin tek nik öneminde bir işi iyi bir surette başardığını resmî bir belge ile tevsik ederek) il makamına baş vurmaları lâzımdır.
açık eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden:
1 — İstanbul türbelerinden Topkapı Sarayı Müzesine bağlı muhtelif semtlerdeki (7) adet türbe onarımı açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
Keşif bedeli (19373) lira (36) kuruştur.
Eksiltme 20/11/1950 tarihinde pazartesi günü saat 15 de İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu işe ait evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme, baym-fjırbk işleri genel, hususi ve fennî şartnameleri, proje keşif hülâsası buna müteferri diğer evrak dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye iştirak etmek için taliplerin 1453 liralık
muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve 1950 yılında ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hâmil olması, eksiltme gününden tatil günleri hariç (3) gün evvel Vilâyet Makamına müracaat ederek ehliyet vesikası alması ve yukarıda ikinci maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yazılı kayda göre kabul ettiğine dair imzalaması şarttır. (8088) 2368
Ankara Belediye Başkanlığından
1 — Ankara: Cebecide Kâzım Özalp caddesinde imarın 2929 adasının 8,9 parselinde bulunan (475 ve 600) metre kare Belediye Malı yerler (satış bedelinin % 10 miktarı peşinen ve nakden mütebakisi de ihale tarihinden itibaren 11 ay zarfında ve eşit taksitte olmak üzere tediye edilecek ve taksitler muayyen zamanda verilmediği takdirde bakiye taksitler muaceliyet kes-betmokle beraber ayrıca kanunî faizler de alıcı tarafından ödenmek şartiyle) den 8 numaralı parsel açık eksiltme ve diğeri de kapalı zarf usulü ile artıımaya konulmuştur.
2 — 8 numaralı parselin muhammen bedeli (11875) lira ve geçici teminatı (890) lira (63) kuruştur.
3 — 9 numaralı parselin muhammen bedeli (18.000 lira ve geçici teminatı (1350 liradır.
4 — Teminat Belediye veznesine yatırılacaktır.
5 — Şartnamesi her gün belediye tutanak Müdürlüğü kaleminde görülebilir.
6 — İhalesi 27/11/1950 Pazartesi günü saat 16 da Bolediye’de toplanan komisyonda yapılacaktır.
7 — 9 numaralı parseli almak isteyenlerin 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesi gereğince hazırlayacakları teklif mektubunu oelli günde saat on beşe kadar makbuz karşılığında Komisyon Başkanlığına vermeleri ve iki parsele istekli olanlar belli gün vo saatte komisyona gelmeleri lâzımdır. (8338) — 2466
Açık Eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden:
1 — İstanbul türbelerinden Topkapı Sarayı Müzesine bağlı muhtelif semtlerdeki (7) adet türbe onarımı açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
Keşif bedeli (24719) lira (38) kuruştur.
Eksiltme 20/11/1950 tarihinde pazartesi günü saat 16 da İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu işe ait evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme, Bayındırlık İşleri Genel, hususî ve fennî şartnameleri: proje keşif hülâsasiyle buna müteferri diğer evrak dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye iştirak etmek için taliplerin (1853) lira (95)
kuruşluk muvakkat teminat yatırdığın^ ?dair makbuz ibraz etmesi ve (1950) yılında ticaret odasında Mâydı bulunduğuna dair oelgeyi hâmil olması, eksiltme gününde^ tatil günleri hariç (3) gün evvel Vilâyet Makamına müracaaft ederek ehliyet vesikası alması ve yukarda ikinci maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yazılı kayda göre kabul ettiğine dair imzalaması şarttır. ' (8089) 2367
Balıkesir Valiliğinden
1 — Balıkesir - Şamlı - Ilıca yolu Kim. 16-J-000—30-1-000 arasında yapılacak toprak tesviyesi işi (40175r00) lira keşif bedeli üzerinden kapalı zarf usuliyle eksiltûje^e. konulmuştur. 10 bin lirası) 1950 de bakiyesi 951 de ödenecektir.
2 — İhalesi 25 Kasım 1950 cumartesi günü saat 11 de 11 Daimî Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Bu işe ait bütün evrak her gün Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
4 — İsteklilerin 3013 lira 13 kuruş teminat yatırmaları veya bu miktar banka mektubu veya makbuzlu ile ticaret odası vesikası ve ihale gününden en az üç gün evvel (tatil günleri dahil) buna benzer 30 bin liralık iş yaptığını gösterir belge ile Valiliğe müracaatla ehliyet vesikası almaları ve 2490 sayılı Kanunun hükümlerine göre hazırlıyacakları teklif mektuplarını ihale günü saat 10 a kadar komisyon başkanlığına makbuz mukabili vermeleri lâzımdır. Postada olan gecikmeler kabul edilmez.
(8330)—2451
Şapka çeşitleri ve
yeni modelleri
gelmiştir.
uğrayınız
Sîzleri bekliyor.
kesenisin
dostudur.
Anafartalar Caddesi
| Adliye karşısı, köşe
Telefon: U130
Jarse yünlülerin en zengin çeşit ve renkleri mevcuttur. | Fantazi faylar
Çocuklar için zengin çeşitler
ORTAÇ’a
Sizin İçin getiriyor İhtiyacınızı almazdan
vo yünlü ropluklann on güzel çoşitlori
Borsalino
ORTAÇ
en zengin renkleri ile
vat, Eşarp. Kazak, Çorap
Robdeşambr
Robdeşambr, Gömlek, Kra-
Eldiven ve yünlü çeşitlerimiz gelmiştir.
Watherproof
Bây ve Bayan trcnçkotları en ucuz fiyatlarla Ortaçta
bulabilirsiniz.
38 liradan 100 liraya kadar
Mantoluk
I ORTAÇ
Comments (0)