CUMA 14 fjrq * ir idare yeri İstanbul Nuruosmaniye No M Telgrafı Yenisabah gazetesi İSTANBUL YENİ SABAH ( - ■■■■■■ ■■■■ ABONE 9ARTLARI TOrklya Ecnebi 900 Kr. Seneliği 2400 Kr. 800 Kr. e aylığı 1200 Kr. 260 Kr. * aylığı 600 Kr. 90 Kr. 1 ay!)fı 800 Kr HEB TEROe' 3
^939 | Telefon — 20795 Birinci yıl —- No. 339 GÜNDELİK SİYASİ HALK GAZETESİ Po.ta ittihadına firmam!* memleketler için 26. 14, 7.8 ve 4 lira KURUŞ
eia§ İngiltere Ve Fransa, Yunanistan Ve
lar?
ra Cahid YALÇIN
gazetelerinde güzel bütün telaşuı g«ye,| «ihzlerl. k- «kın lnJ
•ınlar. Yofc J,r. ka|km«-l
harabdır' Ciİ L y°k« halleri topr.t ,ÇtokÜ bu«U"
«da bitaraf adaadilemlyeee&U “^.)tXadFakattida-i,?‘‘r?‘'a-«ya Stefani Aj.nsm,^" d^
Italvan . Ajansının bir "'“'•''“âta gör”dArn.'''a? b6'01' «iesinden İstifade ederek Und”' ve Paris etraf. + ı° “ Londra kalkmıştır. Çünkü Ba’lt Ve.rme«e
S f k surette görüldüğü halde a ba ”'z devletlerinin kâr, ₺el" değildir. lta|ya şarkî “Â’ka4' devletler,- u- y ?arkî -Akde-did rblr 2aman teh-
nan ! Ana(Joludaki YuJ değildir; Suriye'de ,ta|y«]
değiidir; Filfeti.de ler Çıkaran tfQı j 1 hâdise-- « Ci^S^ "•ni»t.n topr.kfar.nd Vh “onya emelleri vard.r Rb,r,he*e-ler bu maksadlar. anlam ? 'et‘ hareket etmelidirler ” °"a nyahm^öz^önT'a^261'3""'" "ardaki n).nt^e tUtarsak
Ortalıkta bir telâş k-«Lshk ve buhran h. ı b'r rahafc-bunu ne Inp-ilt-c. ,SU e geldi ise "«■ Ha^^sAr'’ "eFra" man tehdid ». , “ yan ve A'-
cud buldu Car aarruz,arl ile vü-'»“hsfaza uğrunca SUİhü
yt feda etmek h t Ç kos,ovakya-kâp ettiler ;ak'ataS™ bi|e irtf. lamından hie bira **** Sraz) b‘a-()ân edenÇAlnanVa^l(i‘lmad'k,‘l yayı bir hamlen ^ekosl°vak.| d.ktan bar'ehd; ^adan kald.r-“übhem bir tâb;) , diyc
daha yeni vPn- t kendis,'ne ^ağunu İJâynn6'ttk-ba"i- laZ.m
favudluğu e8z«„, b S°"ra’ Ar ba-ede%nr:Xtrdive H (’ı^nşCaarktbaUveVG,a,ardan tük devfetler k?„ad? b5“tün H
bira, c." Un^’h "r 9aha’'"-| n,mak fetemlyen, kuvv^’ : Pan ")a»t.v» devletleri. kL/“ I fya. yapayalnız kald.k.a^ munUz.m "«“"erin
"",kb^y«X*n,a’,l,Z°'-S°n,a-’i fak olmak yoludur g;’6 D"'.’af-hlç bir devlette Berlin B'naena,«yh verinden
raak kabiliyeti kal". an ‘ bif bir devlet adX"’t"' B“*ü" »-»«fUn ciddi?. x: t Zet'"' yüklenemez; böyle ?ir ^■naie hakkı yoktur
HüMyû. Cahid YALÇIN i (Sonu 3 üncü Myfad,} j
Rumanyaya Kat’î Teminat Verdiler
Romada Fransa
Aleyhinde Nümayiş
Fransanm Taahhüdü
Paris: 13. (A.A.) — Bu akşam
başvekil Daladier Fransız milletine hitaben metni Fransa ve İngiltere tarafından müştereken tesbit olunan aşağıdaki beyannameyi neşretmiş-tir:
(Fransa hükümeti, Akdeniz ve Balkan yarımadası statükosunun cebren veya cebir tehdidi altında heı türlü değiştirilmesine mani olmaya azamî ehemmiyeti vermektedir.
Son hafta hâdiselerinin doğurduğu büyük endişeleri nazarı itibara alan Fransız hükümeti, Romanya (Sonu 3 üncü sayfada)
Ingilterenin Taahhüdü
Londra: 13. (A.A.) — Başvekil Chamberlain bugün öğleden sonra a* vam kamarasında yaptığı beyanatta, parlamentonun içtimaa davetini icap ettiren son hâdiselerin Avrupa-da ve bilhassa şarkî Akdenizde büyük bir endişe uyandırdığını söylemiştir.
Başvekil, 8 nisanda Arnavutluğun Londra elçisinin Büyük Britanya hükümetinden kendisini ümitsizce müdafaa eden küçük bir millete yardım için elinden geleni yapmasını istemiş olduğunu söylemiş ve: ı (Sonu 3 üncü sayfamızda)
Irana Giden
Hey’etimiz
İngiliz Başvekili Chamberlain
Eğer Bunlar Haksız BirTecavüze Uğrarlarsa
Derhal Yardıma Koşacaklarını Bildirdiler
Fransız Başvekili Daladier

Y edek Sübay okulunda Dün Yapılan Merasim
Mezun Olan 1800 Gence Dün Diplomaları Tevzi Edildi
Yedek Subay okulunun bu se-ı neki devresi nihayetinmiş olduğundan bu seneki mezunlara dün diplomaları tevzi edilmiştir. Bu münasebetle okul binasında İstiklâl marşiyle başlıyan bir merasim yapılmıştır. İstiklâl marşından
Türkiye - Amerika Ticaret Anlaşması
5 Mayısta Mer’iyete Girecek Olan Anlaşma iki Memlekete de Fayda Temin Edecek
Ankara: 13 (A.A.) — Türkiye ile Amerika Birleşik devletleri arasında 1 Nisan 1939 da Ankarada
------------------------------------
Casus Mustafa Sagir |
Nasıl Yetişti ?
İstanbula neden geldi?
Hollerle Temas Etti?
Bulgaristana
Niçin Gitti ?
Ankaraya nasıl ve niçin gitti?
Nasıl Tutuldu Ve
Nasıl Asıldı ?
Pek Yakında Neşre Başlıyacağız
sonra yemin merasimi icra edilmiş ve okul komutanı mezunlan sıra i-le çağırarak diplomalarını tevzi etmiştir. Bundan sonra okul ko -mutanı Albay Sırrı Şener bir hitabede bulunmuştur.
Bu sene okuldan 1800 genç mezun olmuştur.
imza edilmiş olan ticaret anlaşmasının ana hatlarını evvelce bildirmiş-(Sonu 3 üncü sayfamızda)
Casus Mustafa Sagir
Musuldan geçerken büyük tezahüratla karşılandı
Musul: 13 (A. A.) — Anadolu Ajansının hususî muhabiri bildiriyor:
İran Veliahdımn izdivacı merasiminde memleketimizi temsil e-decek olan Türk heyetini ve askerî kıtasını hamil hususî tren dün sabah kardeş İrak topraklarına girmiş ve Telkösekten Musula kadarki yolda, istasyonlarda gerek hükümetin gerek halkın samimî dostluk tezahürleriyle karşılanmıştır. Hudut yakınlarında heyeti ve Türk ordusunun mümessili kıtayı, Musul kolordusu Kurmay başkanı binbaşı Yusuf Beyin riyasetinde Musul polis ve demiryolları müdür muavinlerinden mürekkep bir heyet karşılamış, ve Türk heyetine ve ordusu mümessillerine kardeş Irak hükümet ve ordusunun selâm ve muhabbetlerini -bildirmiştir.
Heyetimiz Musul istasyonunda, Musul mutasarrıfı Celâl Halid Bey mmtaka kumandanı Kasım Mak-sud, Belediye reisi Hayreddin, Po-(Sonu 3 üncü sayfada)
Trablusgarpta Bir İsyan Hareketi
Paris: 13 (A. A.) — Paris -Midi gazetesinin Kahire muhabiri, Arnavutluğa vukubulan taarruzun yerli ahalide uyandırmış olduğu infial yüzünden Libyada bir isyan çıkmış olduğunu haber vermektedir. Musir İle Libya arasında bütün münakalât, bilâmel inkıtaa uğramıştır.
Libyadan gelen bedeviler, îtal-yanın hazırlıkları ve İtalyan kıtalarının dahile doğru yapmakta oldukları harekât hakkında bir takım malûmat vermektedirler.
öğrenildiğine göre Tibesti hu . dut mıntakaları ile Murzuk mın-takasında kargaşalıklar çıkmıştır.
Alman Propaganda Nazın Bugün Gidiyor
Dr. Göbbels Dün İstanbul Müze Ve Camilerini Gezdi
Alman nazın Sultanahmet camiini gezerken fki gündenberi şehrimizde bu-l lunmakta olan Alman propaganda nazın Dr. Göbbels bugün doğruca Almanyaya gitmek üzere şehrimizden ayrılacaktır.
Misafir nazır dün de şehrimizdeki şayanı tamaşa mahalleri ge-
hLR SABAH
I
BİR SIÇRARSIN ÇEKİRGE.
Bir İtalyan gazetesi son hâdiselerden bahsederken “Arnavutluk Karadenize doğru bir sıçrama tahtası olabilir." buyurmuş.
Blöfe blöfle mukabele Türkün şanından değildir. Istiyen istediği tarafa sıçrıyabilir, sıçrar «ten kafasını bir yere çarpıp zedelenmek de daima hesapta vardır.
Biz, İtalyan hükümetinin fikri
zerek mülkiye ve askerî müzelerle camileri dolaşmış ve İstanbul Vali ve Belediye reisi Lûtfi Kırdara bir kartvizit göndermiştir. Dr. Göb -beis bugün saat 7 de şehrimizden tayyare ile hareket edecektir.
ne tercüman olduğuna asla ihtimal vermediğimiz bu Italyan gazetesinin bu sıçrama blöfüne bir atalar sözüyle mukabeleyi daha makûl bulduk ı
Bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, üçüncüde girersin ele..
A. CEMALEDDtN SARAÇOĞLU
IW|P1WWO«»
Tefrika No 60
Yazan s M- SIFIR
Yüzbaşı Birdenbire
Haykırdı: “ Ateş! „
Hep Birden Açtığımız Üç Taraflı Ateş Düşmanı Şaşırtmıştı
■----
— Yüzbaşım geliyorlar ha.
Haber, hafif bir sesle ve telefon tezliği ile postadan postaya verilmişti. Hepimiz olduğumuz yerde sin iniştik. Eller tetkilerde,gözler ileride bir tilki sinsilik ve sessizliği ile bek-leşiyorduk. Varlığımız tatjı bir hey e cana bürünmüştü. Sinirlerimiz bir yay gibi gerilmişti. Adalelerimiz ürperiyor, yüreklerimiz bayağı göğüslerimizi deliyordu. Artık iyice görüyorduk. Düşman bölüğü yol kolunda bize doğru ilerliyordu. Bölüğe, açık aradıkla yürüyen bir manga öncülük ediyordu. Öncülerle bölüğün arasındaki açıklıkta da, bir kaç atlı görülüyordu. Aramızdaki mesafe gittikçe azalmış, öncüler önümüzden geçmiş, yürüyüş kolunun baş tarafı hizamıza gelmişti. Soğukkanlılıkta, o güne kadar eşini çok az gördüğüm yüzbaşı Yusuf bey hiç sabırsızlık, telâş göstermiyor ve tuhaf değil mi, gülüyordu da. Bir aralık, sağ gerimde bulunan Bekire doğ ru uzanmış, gayet hafif bir sesle:
— Hoca, demişti. Bir saat evvel sana musallat olan gaflet bak düşmanlara çökmüş. Sığırcık sürüsü gibi hepsi düşecek şimdi ağımıza.
Bir kaç dakika sonra, bölüğün nihayeti de hizamızı bulmuştu. İşte o vakit, bizim tatlı dilli bir babacan sandığımız Yusuf bey kükremiş, yır tıcı bir arslan kesilmişti. Hemen a-yağa kalkmıştı. Ve:
— Ateş!...
Diye bağırmış, diz çöküp tüfeği ni kavramıştı. Hep birden açtığımız ÜÇ yanlı ateşin çatırdısı, karşılıklı sırtlarda şakırtılı akisler yapıyor, 6anki, tabiat yaptığımız ateş baskılımı alkışlıyordu. Düşman bölüğü bir den yere kapanmış, akıllarınca hedeflerini ufaltmışlardı. Mukabeleye,, kendilerini müdafaaya, ne zaman ve ne de imkân bırakmıştık. Öldürücü ateşimiz baş bile kaldırtmıyor-du gafil kopillere. Ancak on dakika sonra akıllarını başlarına alabilmişler, ateşimizin öldürücü salgınından korunmak için sıçrıyarak, sürünerek yolun iki yanındaki tümseklere sığınmışlar, çukurlara tıkılmışlardı.
O esnada, iş bilir ve cessur yüzbaşımız, taarruz işareti olan düdüğünü çalmıştı. Evvelce verilen emir mucibince çift numaralı postalar Şiddetli ateş açacak, tek numaralı postalar da kısa sıçramalarla 'düşman üzerine atılacaklardı. Bizim pos ta bir sayısını taşıyordu. Hep birden silkinerek sıçramış, yüzbaşının mevzi aldığı yerin sağ ve sol yanlarına, açık aralıklarla uzanmıştık. Bu hareketle müfrezemizin yansı düşmana ikiyiiz metreye kadar sokulmuştu. Bu sırada Yusuf bey bana doğru yanaşmış ve: ,
— Kara Mehmet, demişti. Üç ar kadaşın ile birlikte yolun alt başını tut. Bu heriflerin sürünerek ve küçük tümseklerden istifade ederek geriye doğru çekilmeleri ihtimali vardır. Tek tek kaçanlara kurşun ve toplu gruplara bomba yollamayı da unutma. Haydi göreyim sizi.
Mipavrili İbrahim, Hoca Bekir, Hemşinli Nuri ve ben oradan ayrılmış ve birer yılan gibi sürüne süzüle yüzbaşının tarif ettiği noktaya varmıştık. Ceplerimizdeki bombaları yere bırakmış, şiddetli bir ateşe başlamıştık. Bu hareketimizle düşman bölüğünü, aşağı yukan çevirip çevrelenmiş bir vaziyete düşürmüştük. Vaziyetini kavnyan, sarıldığını an-hyan düşman da artık silâhına sarılmıştı. Hem atıyorlar, hem de postalar arasındaki açıldıklara doğru akıyorlardı. Düşman bölüğünün kumandanı da kurnaz davranmıştı. Bu kıskaçtan az zarar ve telefatla kurtulmak için, mütemadiyen arazinin ‘çökük ve basık kısımlarından, ka
ranlıktan istifade ile neferlerini sırtın tepelerine doğru çıkarmak, bizi iki ateş arasına almak manevrasını yapmağa yeltenmişti. Fakat, muvaf fak olamamıştı. Çünkü, aralıklardan geçmeğe, canını kurtarmağa muvaffak olan düşman neferleri aldıkları emri değil akıllarına geleni yapmışlardı. Birer birer savuşup Çubuklunun yolunu tutmuşlardı.
Yüzbaşımızın maksadı tabiî bu bölüğü olduğu gibi tepelemek veya esir etmek değildi. Esasen buna ne mevcudumuz, ne de vaziyetimiz müsait değildi. Onun gayesi en ziyade düşman bölüğünün ilerlemesine mâni olmak onları yüzgeri ettirip kovalı yarak Çubukluya tıkmıştı Düşmanlara bu dağların, bayırların eskisi gibi boş olmadığını, yurd yavrularının bu sahada da mücadeleye atıldıklarını anlatmak, onların cüretlerini yıkmak, cesaretlerini kırmak istiyordu.
Yüzbaşının beklediği, düşmanı geriden takip vaziyeti hasıl olmuştu artık. İkinci bir düdük işareti postalarımızı Çubukluya doğru cephe aldırmış, yaymış ve ileriye doğru harekete geçirmişti. Bu vaziyette, kendimizi bıldırcın avına çıkmış sanmıştık. önümüz sıra, sindiği yerlerden sıçrıyarak kaçmak istiyen düşmanlara ateş ede ede ilerliyorduk. Tabiî biz düşmanın kaçtığı hızla kovalamıyorduk. Bu sebeple aramızdaki mesafe epeyce açılmış, vakit te gece yarısını geçmişti.
Çalman bir düdük bizim gazileri bir araya toplamıştı. Yarım saat \sonra müsademe mahalline dağılmıştık. Bulabildiğimiz yirmi dokuz vuruk ve geberiğin silâhlarını toplamış, cephanelerini almıştık. Yüzbaşı Yusuf bey bu silâhları gömdüıy mek için sırtın kuytu bir yerinde arkadaşlara çukur kazdırırken, biz de üst baş aramağa koyulmuştuk. Sabah olmuş, güneş te sevimli yüzünü göstermişti ki, biz de Göztepe-suyunun iki saat doğusundaki sırtlara varmış, iğreltilerden yaptığımız kaba döşeklere uzanmıştık. Güneşin tattı sıcaklığına uzanmış, uykuya dalmıştık.
(Devamı var)
Belediye Tahsilâtı
Alınan tedbirlerle Martın sonuna kadar bir milyonu mütecaviz fazlalık elde edildi
Belediye şubelerinin ve mülhak kazaların tahsil işleri alınan tedbirler sayesinde iyi bir şekilde yürümeğe başlamıştır. Bu sene mart ayı sonuna kadar tahsilâtta bir milyon 200 bin liralık bir fazlalık kaydedilmiştir. Bu fazlalığın sebebi tahsilâta ve bilhassa bakayaların tahsilâtına verilen ehemmiyettir.
Malî sene sonu olan mayıs niha yetine kadar tahsil şubelerinin ve mülhak kazaların mdhasebei huşu siyelerinin muayyen kanunî nisbet leri elde etmeleri için icap eden tedbirler alınmıştır.
Belediye muhasebecisinin riyaseti altında Çelediye şube tahsil müdürlerinin iştirakiyle yapılan bîr toplantıda bu sene tahsil İşleri için alınacak yeni tedbirler etrafın da kararlar ittihaz edilmiştir.
Bu tedbirler derhal tatbik olunacaktır.
İstikbalin şafaklarını nurlu görmek istiyorsanız Çocuk Haftasında Çocuk Esirgeme Kurumuna aıamî yardımda bulununuz !
Bir Ingiliz Lordu Geliyor
Büyük Britanya hanedanına mensup Lord Atlon ve refikası prenses Eliza refakatlerinde dört kişi olduğu halde bu sabahki Sem-plon ekspresiyle şehrimize gelecek 1 erdir.
Lord ve refikası istasyonda vali muavini tarafından karşılanacak ve motörle Haydarpaşaya geçerek Toos ekspresiyle Ankaraya gi d e c e kti r.
BELEDİYEDE :
İtfaiye teşkilâtı kuvvetlendiriliyor
İtfaiye teşkilâtının İslahı için belediye bütçesinden verilen 72,000 liralık yeni tahsisatla vazifelerinde bir muvaffakiyet gösteren bütün itfaiye âmir, şoför ve efradının maaşlarına zam yapılacak, dumana boğulan yanğın mahallerinin dumandan kurtarılması için bir aspiratör makinesi alınacak ve lüzumu hissedildiği mikdarda itfaiye merdiveni gaz elbisesi ve hortum alınacaktır. Sokak levhaları tamarr-
tanıyor
Noksan sokak levhalarının derhal hazırlattırıp sokaklara taliki kararlaştırılmıştır. Bu işe 1000 lira sarfolunacaktır.
EminönUnde yeni İstimlâkler
Eminönü meydanında ve yeni camiin arka tarafından kalan 55 küçük dükkânın istimlâki ve istimlâk bedellerinin tesviye edilmesi du-imî encümen tarafından kararlaştırılmıştır.
Pazarlıksız saf ış kanununa riayet etmiyen esnafla mücadele
Belediye pazarlıksız satış kanununa muhalif hareket eden esnafla' daha sıkı mücadele etmek maksadi-le belediye mürakiplerini ikaz etmiş tir.
Yalnız belediyenin bu işe tahsis edilen mürakipleri teftiş işlerile lâ-yıkı veçhile alâkadar olacak kadar çokolmadıkları görülmüş ve iş İktisat Vekâletine yazılmıştır. İktisat Vekâleti belediyeye yazdığı cevapta bu iş için İktisat Vekâleti kontrolörlerinin belediye mürakiplerme yardım etmeleri emri verildiğini bil-‘ dirmiştir.
Bu suretle teftiş ve mürakabe işinde kullanılacak belediye mürakipleri ve İktisat Vekâleti kontrolörlerinin mıkdarı 25 e baliğ olmuştur. Bunlar tarafından kanuna mugayir hareketleri görülen esnaf hakkında derhal zabıt varakaları tutularak daimî encümene sevk olunmaktadır. Daimî encümen bu gibi esnafa ilk defa olmak üzere 20 lira para cezası vermektedir. Bu tarzda hareketlerinin tekerrürü halinde cezalan teşdid edilerek bir haftaya kadar ticaretten men cezası verile çektir.
Haşan Ecza deposu ankazı
Haşan Ecza deposunun yanmasi-le orada kalan ankazın sigorta kumpanyaları tarafından derhal kaldırılması belediye tarafından alâkadarlara bildirilmiştir.
Vali dün Adalarda tet-kikat yaptı
Vali ve Belediye Reisi Doktor Lûtfi Kırdar dün Adalara giderek esaslı şekilde tetkikatta bulunmuşlardır. Vali ve Belediye Reisi bilhassa Adaların su meselesi etrafında almacak tedbirler üzerinde ehemmiyetle durmuştur.
23 nisan bayramı hazırlığı
23 Nisan Hâkimiyeti Milliye ve Çocuk bayramını tes’it programını hazırlamak üzere vilâyette Vali muavini Karatabanın riyasetinde yapılan bir toplantıda programın ana hatları hazırlanmıştır.
Buna göre şehrimizde merasime saat 10 da Beyazıt meydanında başlanacaktır.
Merasime askeri kıtalar ve bütün resmî ve hususî okullar iştirâk edeceklerdir.
Mülhakatta yapılacak merasimi
Trak Vapuru Hakkında Tahkikata Başlandı
Birkaç gün evvel Mudanya — Tirilye arasında karaya oturan Trak vapuru hakkındaki tahkikat başlamıştır. Dün vapur süvarisi Deniz Ticareti Müdürlüğüne celbe-dilerek ifadesi alınmıştır. Süvari verdiği ifadede, gidiş seferi esnasında Adaları geçtikten sonra Ka-sıralı önünde sise tesadüf ettiğini ve Bozburunda ilerlerken yolunu 10 mile, biraz sonra da 6 mile indirdiğini söylemiş, ve biraz sonra sis açılınca tekrar tam yolla seyretmiştir. Müdanyaya yaklaşırken sis tekrar başlamış ve Müdanyaya üç mil mesafede şiddetli gelen suların tesiriyle karaya sürüklenerek Tirilye önlerinde tornistan ettiği halde karaya düştüğünü söylemiştir.
Vapurda bugün Deniz Ticareti müdürlüğü fen heyeti tarafından bir muayene yapılacak ve vapurdaki hasar miktarı tesbit edilecektir.
Yapılacak keşif ve tahkikattan sonra hadisede mesul olup olmadığı tesbit olunarak bir raporla vekâ lete bildirileektir.
Trak bugün tamir edilmek üze re îstinye havuzlarına girecektir.
Sahte Mühendisin Dünkü Muhakemesi
Şehrimizde Ustiş tayyare şirketine müracaat ederek diplomalı tayyare mühendisi olduğu beyanile 800 lira dolandıran İsviçreli Forst Fran-kinin muhakemesine dün Asliye | 1 inci ceza mahkemesinde devam o-lunmuştur.
Dünkü celsede evvelâ Emniyet Müdürlüğü 2 inci şube müdür muavini Bay Zeki ile Beyoğlunda kitapçı Kapps dinlenmişlerdir.
Kaps demiştir ki:
(— Bu adam geçen sene bir hususî otomobil ile benim dükkânıma geldi. Otomobilde İsviçre sefareti bayrağı vardı. 6 tayyare mecmuası sipariş etti. Bilâhare, birkaç gün sonra yine gelerek (İsviçre federal hükümeti İstanbul sefirliği) namına 3.000 antentli kâğıt bastırmak istedi. Bir cemile olarak bu kâğıtların basılmasını kabul ettim ve bastırdım. Fakat sonra polisler aldılar!..- Mumaileyhin üçüncü gelişin de dükkânda bulunan bir müşterim, bunun dolandırcı olduğunu söyledi!;
Suçluya tercüman vasıtasile anlatılan şahidin bu sözlerine karşı mumaileyh sadece, otomobildeki bayrağın İsviçre sefaretine ait bulunmayıp (İsviçre Turing ve otomobil kulübü) nm alâmeti olduğunu söyledi ve bunu takiben mahkemeye bir istida verdi;
Suçlu, bu istidasında, esas tayyare inşaatçısı olduğunu söyliyor ve tayyare mühendisliği için mektebe devam ettiğini fakat imtihan veremediğini, pasaportuna (Tayyare mühendisi) unvanını iş bulmak için yazdırdığını itiraf ediyordu.
Bu itiraftan sonra müddeiumumi geç vakit iddianamesini söyledi ve suçlunun 503 üncü madde hüküm lerine göre cezalandırılmasını istedi.
Mahkeme saat 18 de karar için müzakereye çekildi.
AbdUlhak Hâmlt İhtifali bugün yapılıyor
Büyük Şair Abdülhak Hâmıdin ölümünün üçüncü yıl dönümü bugün Üniversitede büyük merasimle kutlulanacaktır.
Üniversite konferans salonunda başlanacak olan merasimde Edebiyat Fakültesi profesörlerinden Ah Nihad Tarlan ve Doçent Sadi Ayırman birer hitabe irad edeceklerdir . Gençlik bundan sonra büyük şairin mezarına giderek bir çelenk koyacaktır.
kaza kaymakamları ve kaza parti başkanlan hazırlıyacaklardır. Bayram münasebetile bütün mektepler üç gün tatil olunacaklardır»
Iş ihtilâfları Hakkındaki Proje
İşçilerle iş verenler arasındaki ihtilâfları halledecek olan nizamname projesinin sureti tatbikini anlatan izahname dün iş bürosuna gelmiştir.
Projeye nazaran işçilerin seçecekleri mümessillerin intihabı ma -yıs sonuna kadar neticelendirile -cek ve bu mümessiler 15 hazirandan itibaren işe başlıyacaklardır.
İstanbul bölge âmirliği dünden itibaren bu hususatı bütün iş yerlerine tamim etmeğe başlamıştır.
POLİSTE :
Tramvay çarpmasile ağır yaralandı
Bebek Eminönü hattında işliyeıı 1119 numaralı vatman Mahmudun idaresindeki tramvay arabası Emin qnü meydanında 82 numaralı çöpçü İbrahime çarparak yaralamıştır. Suçlü yakalanmıştır.
Bir tramvay kazası daha
Dün saat 16 da Cumhuriyet caddesinden geçmekte olan tramvay a-melesinden Ahmed oğlu Mestana 493 sayılı vatman Ahmedin idare ettiği tramvay arabası çarparak vücudunun muhtelif yerlerinden yaralanmasına sebep olmuştur. Yaralı derhal Surp Agop hastahanesine kaldırılmış ve suçlu hakkında tahkikata başlanmıştır.
Kafayı çekince rezalet çıkarmıya başlamış Yeni postahane caddesinde Hekim çıkmazında oturan Emin oğlu Hayri dün fazla mikdarda içki içerek aşikâr surette sarhoş olmuş ve sokaklarda rezalet çıkarmağa başlamıştır. Biraz sonra akima daha bazı şeyler hükmeden sarhoş öteye beriye de sataşmağa başlayınca »a-bıta tarafından yakalanmıştır.
Bir kayık battı
Dün Tophane rıhtımında Gülsen vapurunun bordasına bağlı bulunan demir yüklü, Hasır iskelesine kayıtlı 1239 numaralı Tevfiğe ait su kayığı boruların bir tarafa kayması neticesi olduğu yerde batmıştır. Kayığın içinde bulunan sahibinin imdad talebi üzerine kayık ve kayıkçı kurtarılmıştır.
Kilidi kırarken yakalandılar
Sabıkalı güruhundan Cemal île arkadaşları dün Fatihte Malta çarşısında Osmana ait dükkânın kilidini kırarak içeri girerken zabıta memurları tarafından yakayı ele vermişlerdir. Hırsızlar hakkında kanunî takibat başlamıştır.
Kâmilin idaresindeki 313 numaralı otobüs Sultan Ahmette Topkıpı-Tramvayla çarpışan otobüs
Dün sabah saat 8.30 da şoför Sirkeci seferini yapan 32 numaralı Tramvay arabasına çarparak ezilmesine sebep olduğundan suçlu yakalanmıştır.
Yangın başlangıcı
Üsküdarda Reis mahallesinde o-turan Haydarın evi soba borusunda ki kurumların tutuşması üzerine yanmağa başlamış itfaiyenin vaktinde yetişmesi üzerine söndürülmüştür.
Bir kıvılcım bir evi yakıyordu
Beşiktaş Mecidiye sokağında o-turan Gülnihar adındaki kadınnı e vinde mangaldan’ sıçnyan bir kıvılcım yüzünden ateş çıkmıştır. Fakat yangın vaktinde yetişen itfaiye tarafından etrafı sarmadan söndürülmüştür.
Sahilden açılan üç sandaldan elân haber yok
Polis Müdürlüğüne bildirildiğine göre, evvelki gün üç kişi (Yeni ka-pu) da bir sandala binmişler ve denize açılmışlardır.
Sandalcı, bunların dönmelerini akşama kadar beklemişse de gelmediklerinden ve âkibetleri hakkında da bir haber alınamadığından keyfiyeti, Polis Müdürlüğüne haber ver-rilmıştir.
Balkanlar ve Şarkî Akdeniz havzasındaki faaliyetler
Berlin - Roma mihveri ilkbaharda girişeceğini ilân ettiği siyasete başlamıştır. Almanya Çekoslovak-yayı ortadan kaldırdıktan ve Memen de ilhak ettikten ve ayni zamanda Polonya hükümetine de Dan zing ve koridor meselesi hakkındaki taleplerini bildirdikten sonra şimdilik sesini kesmiş bir vaziyettedir, Almanya bu arada Merkezî Avrupa d a ve Tuna havzasında bulunan devletleri İktisadî bir çember altına da almış gibidir.
Macaristan, Almanya, Çek toprakı arma el attığındanberi, Berline istihsalâtının yüzde 80 nini, Yugoslavya yüzde ellisini, Romanya da yüzde 60 nı vermektedir. Almanya bu devletleri istediği anda İktisadî büyük müşküllere uğratabilecek bir vaziyete gelmiştir. Şüphesiz ki Fran sa ile Ingiltere buna karşı harekete geçmek istemişlerdir. Fakat bu siyasete geç yanaşmışlar ve yaptıkları yeni ticaret muahedeleri derhal tesirini gösterecek bir kudrette olmamıştır. Yalnız ne de olsa garp demokrasilerinin bu sahada yapacağı ticarî mübadele, zayıf kalacaktır. Çünkü bu devletlerin, merkezî ve Tuna A vru pasının zahire ve mahrukatına fazla bir ihtiyaçları yoktur.
Halbuki Almanlar, bu pazarlarda mevcut her şeyi satın alıyor ve bunlar için âni bir ihtiyaç duymasa-lar da toplayıp iyi düşünülmüş bir ticarî organizasyon vasıtasile transit olarak büyük bir kâr marjı elde ediyorlar.
Bu İktisadî faaliyete müvazi o-larak Berlin bu mıntakalardaki devletler araşında mevcut bazı görüş farklarından da istifadeye kalkış-maktadır • Meselâ Bulgarlarla Ro-manyaklar arasında, bir küçük buğday ambarı olan Dobnca meselesi, Macarlarla yine RomanyalIlar arasında iki milyon Macar bulunan Transilvanya meselesi vardır. Nihayet Yugoslavya da Arnavutluktaki hâdiselerle ve topraklarında yaşıyan beşyüz bin kadar Arnavutların vaziyeti ve yine Dalmaçya sahillerinin Italyan isteklerine sebebiyet verdireceği coğrafî bir mevki meselesi var.
işte siyasî bakımdan karışık görünen ve ortada her ân alevlenmeğe yü ztutan bir ateş bulnan merkezî Avrupada Berlin nefes alırken, şimdi Roma, bu faaliyete müvazi bir va» ziyette harekete geçmiştir. Ve il# hamle olarak eline geçen Arnavut* luk olmuştur.
Yalnız Avrupanm bu kısmile, merkezi arasında büyük bir far# vardır. Almanya, aşağı yukan Çek memleketleri hariç, kendi ekalliyetlerinin bulunduğu yerleri, mevcut hakikî taahhütler hilâfına almıştır. Fakat ortada kan dökülmemiş, silâh patlamamıştır.
Halbuki Arnavutlukta Berlin . Roma mihverinin şimdiye kadar o-lan hareketlerine ilk silâh, küçük ve zayıf bir devletten de olsa patlamış-, tır ve bu dikkate şayandır. Berlin -Roma mihverinin karşısında bundan böyle siyasî ve İktisadî istiklâllerini silâhla, kanla müdafaaya kalkışa-cak devletler bulunmaktadır. Vazf-yet artık ciddiyetini kesbetmistir. Bundan sonraki faaliyetlerin neticesi kat’î olarak harp veya sulh denilen şeyin galebe çalması olacaktır. I
Dr. Reşad SAGAY
TAKVİM
14 Nİmb 19Î9 CUM\
Hlert ı 24 Sefer 1338 R.al: 1 Nisan 1153
158
Lâle Mersinli
Det» »««ti 5,21 öf la l 12,14 — lki.41 ı 13,58 Ak,«m: 18,47 — Yateı : 26,23 U.ak :3,34
V—
I


14 NİSAN İM» x
SON HABERLER
İngiltere Ve Fransa, Yunanistan veRuman-
y ay a T eminat V erdiler
% £ £
£ £ £ Ingilterenin Taahhüdü
(Baştarafı 1 inci sayfamızda) (— Bütün dünya efkârı umumi-yesi bir defa daha bu zorbalık tezahürü karşısında fevkalâde müteessir olmuştur.) demiştir.
Chamberlain, Büyük Britanya yardım garantisinin Yunanistana ve Romanyaya Fransa ile mutabık o-larak teşmil edilmiş olduğunu bildirmiştir.
Başvekil, Arnavutluktaki İtalyan tebaasının zülme uğramış olduğu lıakkındaki hikâyelere inanılmı-yacağım kaydettikten sonra İngiltere- İtalyan Akdeniz anlaşmasının şimdilik feshine zaruret olmadığını söylemiş ve Yunanistan ile Romanyaya verilen garanti hususunda a-şağıdaki beyanatı yapmıştır.
(— İngiltere hükümeti, Akdeniz ve Balkan yarımadası statükosunu a cebren veya cebir tehdidi altında her türlü değiştirilmesine mani olmaya azamî ehemmiyet vermektedir.
Binaenaleyh Ingiltere hükümeti, Romanya ve Yunanistanın istiklâlini sarahaten tehdit edecek ve Romanya ve Yunan hükümetlerinin buna millî kuvvetlerile karşı koymayı hayatî menfaatleri iktizasından bulacakları bir teşebbüs vukuunda onlara iktidarındaki bütün kuvve-tile derhal yardım yapmakla kendini mükellef bilir.
Bu beyanatı, bütün alâkadar hükümetlere ve diğerlerine ve bilhassa Yunanistan ile sıkı münasebetleri malûm olan Türkiyeye bildirece-tiz.
Fransız hükümeti de bugün mümasil beyanatta bulunacaktır.)
Başvekil müteakiben lngüiz- I-talyan Akdeniz anlaşması hakkında, bunun şimdilik feshedilmiyeceğini söylemekle beraber demiştir ki:
(— Fakat İtalyan hükümeti, son hareketile teminatının samimiyetini ihlâl etmiş olduğundan dolayı teessüflerimi açıkça beyan etmeliyim.) Chamberlain İtalya İle iyi müna-sebatı idame etmek arzusunu bir kere daha ehemmiyetle kaydettikten sonra :
(Italyan hükümetinden benim bu arzuma iştirâk ettiğinin delilini bekliyorum.) demiş ve sözlerine şöyle devam etmiştir:
(— Mussolini Madrid geçit resminden sonra ispanyadaki gönüllülerini derhal geri çekeceği teminatını 9 nisanda teyit eylemiştir. Ayni günde Italyan hariciye nazırı Kont Ciano Romadaki elçimize verdiği teminatta, ispanyadaki Italyan tayyare ve tayyarecilerinin de gönüllüler çekilir çekilmez Italyaya döneceklerini bildirmiştir. Büyük Britanya hükümeti, ispanyadaki gönüllülerin geri alınmasını Ingiliz- İtalyan Akdeniz anlaşmasının hayatî bir unsuru olarak telâkki edegelmiştir.
Sulhu muhafaza hususundaki gayretlerimizde ve iyi niyetlerimizde uğradığımız birçok muvaffakiyet sizliklere rağmen sabır ve tahammül gösterdik. Bugün ufuk karanlık olmakla beraber bütün bu gayretlerin semeresiz kalacağına inanmak istemiyorum.
Bu arada muhalefet sıraların -dan:
(—Ya Sovyetler Birliğini ne yapıyorsunuz?.) sesleri yükselmiştir.
Chamberlain şöyle mukabele etmiştir:
(— Eğer Sovyetler Birliğinden bahsetmedi isem de , Sovyetlerin el-çisile daima temasta bulunmaktan fariğ olmadım.)
Başvekil sözlerini şöyle bitirmiştir:
(— Yapılacak çok zor bir vazifemiz var. Yalnız biz kendi isteklerimizi deyil diğer milletlerin de ne yapmak istediklerini mütalea etmek mecburiyetindeyiz.
Milletlerin idolojilen her ne olur-
Fransanın Taahhüdü
(Ba»tarah 1 inci »ayfada) ve Yunanistanın istiklâlini sarahaten tehdit edecek ve Romanya ve Yunan, hükümetlerinin buna millî kuvvetlerile karşı koymayı hayatî menfaatleri iktizasından bulacakları bir teşebbüs vukuunda Fransanın onlara iktidarındaki bütün muavenn ti derhal yapmakla kendini mükellef bildiğine dair Romanya ve Yuna-nistana kati teminat vermiştir.
Büyük Britanya hükümeti de ayni battı hareketi ittihaz etmiştir.
Fransız hükümeti, Ingiltere ile Polonyanın doğrudan doğruya veya dolayısiyle tehdit edildiği takdirde istiklâllerini müdafaa hususunda karşılıklı yardımda bulunmak için akdettikleri anlaşmadan dolayı mem nündür.
Diğer taraftan Fransız- Polonya ittifakı da Fransız- Polonya hükümetleri tarafından ayni zihniyet dairesinde teyit ve tekit olunmuştur.
Fransa ve Polonya, kendi hayatî menfaatlerini doğrudan doğruya veya dolayısiyle ihlâl edecek her tehdide karşı derhal ve doğrudan doğruya birbirlerini mütekabilen garanti ederler.
Bugün elçilerimiz bu beyanatı bütün alâkadar hükümetlere ve diğerlerine ve bilhassa Yunanistan ile sıkı münasebetleri malûm olan Tür-kiyeye bildirmişlerdir.)
Dolanda Seferberliği
Berlin: 13 (A.A.) — "National Zeitung,, gazetesinin yazdığına göre, Alman hükümeti, Hollanda hükümetine müracaat ederek Almanya hududlannda Hollandamn tevessül ettiği seferberlik tedbirleri hakkında izahat isteyecektir.
Bu gazete mezkûr tedbirleri "Hollandamn tahrikatı,, suretinde tavsif ederek diyor ki:
Biz Almanlar için Hollandamn seferberliği gülünç olduğu kadar da mânasızdır. Bu seferberliği Alman-yamn tehdidleri değil Londranın u-yandırdığı panik doğurmuştur. İtalyan kralına Arnavutluk tacı
Tiran: 13(A.A.)— öğrenildiğine göre pazar günü bir Arnavut heyeti Romaya giderek majeste kral- imparatora Arnavutluk tacım takdim edecektir.
Lelılere göre Alman yanın vaziyeti
Varşova: 13 (A. A.) — Gazetelerin ekserisi Almanyanm askerî ve İktisadî hazırlanmasına uzun makaleler tahsis etmişlerdir.
Ekspres Poranny, bugünkü Al-manyanın iktisaden bitkin olduğu kanaatinde İsrar etmektedir.
Arnavutlukta vaziyet
Belgrad: 13. (A_A.) — Politika gazetesinin hususî muhabirinin telgraflarına göre, Arnavutlukta vaziyet şudur:
(Sahil üe üzerinden geçilebilir yollar üzerinde olan veya tayyare meydanları bulunan şehirler Italyan kıtaatının elindedir. Şimalde vaziyet daha karışıktır. îşkodra ve Alcyon civarındaki katolik aşiretler çekilmekte olan Arnavutluk ordusunun bakiyesine hücum ederek süâhlan-T)i almışlardır. Bu sabah Arnavutluğun şimal doğusunda yalnız dağlı a-şîretler tarafından mukavemet merkezleri teşkil edilmiş bulunmaktadır.)
Berlin: 13 (A. A.) — Cham -fcerlain ve Daladier’ln bugünkü beyanatlarını mevzuubahis eden Siyasî Berlin meh afili, Yunanistanın Italyadan icap eden bütün teminatı almış ve Romanya da Almanya İle ticaret muahedesini imzalamış olduğundan Yunanis -tan ve Remanyaya verilen garantinin pek boş bir şey olduğu kanaatindedir.
Resmî mahafü şu kanaattedir ki, garb devletleri bugünkü hareketleriyle esasen kendilerinin m«-buI oldukları bir tehdidi İleri sürmek istiyorlar.
Niçin Telâş Ediyorlar?
(Baş tarafı 1 inci sayfada) Binaenaleyh, insaf ederek söylemek lâzım gelirse, ortadaki telâşı ve buhranı doğuran Berlin — Roma mihveridir. Küçük devletlerin bütün telâş ve gayretleri ise sadece hayat ve istiklâllerini muhafaza gayesine matuftur.
Sade küçük devletler değil, Ingiltere ve Fransa da işin aldığı şekilden, vak’aların gidişinden pek haklı olarak endişe içinde kalmışlardır. Çünkü küçük devletler yutulduktan sonra onlar daha büyümüş bir tehlike ve hücum karşısında bulunacaklarını ve bu defa mağlûp olacaklarını görüyorlar. Küçük devletlerin çekinmesine ve kuvvet müvazenesinin bütün bütün aleyhlerine bozulmasına meydan vermemek için istilâ selini durdurmak istiyorlar. Bunun yegâne çaresi de tehlikeye maruz küçük devletleri Berlin - Roma mihverinin tecavüzünden kurtarmak ve mevcud muvazeneyi muhafaza etmektir.
Küçük devletlerin İngiltere tarafından teklif edilebilecek bir mi-sakı kabul etmelerine gelince: bunun neden dolayı yalnız İngiltere için faydalı olup küçük devletler için zararlı olacağına akıl erdirmek gerçekten tereddütlüdür. Yalnız kalacak küçük devletlerin birer birer İtalyan ve Alman iş-tihasına lokma olacaklarında kimsenin tereddüdü yoktur. Her halde küçük devletler kendilerini silâh ile müdafaa zaruretinde kalacaklardır. Bu müdafaaya lngilte-renin ve Fransanın müzahereti inzimam ederse küçük devletler daha büyük bir muvaffakiyet ihtimali ile vatanlarını koruyabilirler. Yalnız kalmakla küçük devletlerin kazanacakları hiç bir şey yoktur.
Kaybedecekleri şeye gelince, bu bir tedafüî ittifaktan ibaret o-lacağı için küçük devletler Almanya ve İtalya ile beslemek istedikleri dostane münasebetlerin bundan dolayı müteessir olması lâzım gelmiyeceğine kat’î surette kanidirler.
Eğer Balkan devletlerinin İngiliz ve Fransız misakına girmeleri İtalyanlarca hakikaten hasma-ne karşılanarak onların Eğeye ve Karadenize sıçramalarına meydan açacağı yolunda İtalyan gazetelerine atfolunan neşriyat doğru ise bu sözler azacık tereddüdü olanların bile gözlerini açmağa ve onları misaka girmeğe sevk için en kuvvetli bir âmil olacaklardır. Çünkü akıl ve mantık ile, vekayi ile, mevcud muahedelerle hiç telif kabul etmiyen bu tehdidin altındaki iştiha hırsı ve hayal sukutuna uğramak korkusu pek barizdir. İtal-yanlar hakikaten böyle bir sıçrama yapmak istiyorlarsa meydan açıktır. Yalnız bunun “Tarpâienne” yakasından aşağı doğru bir sıçrama olması ihtimali pek mevcud olduğunu unutmamaları iktiza eder, îtalyanlar hani Tunusu, Nice’i, Sa-voie’yı isteyorlardı? Neden Fran-saya hücum etmeyip de Arna-vudluğa saldırdılar? Çünkü Fransa demir bir leblebidir. Arnavutluk ise zayıftır! Sair küçük devletler Arnavudluk gibi gafil avlanmamak için tedbir alırlarsa mı kabahat işliyecekler?
HÜMym Cahid YALÇIN
sa olsun sulh lehinde ve taarruza karşı olan bütün kuvvetlerin bu husustaki emellerinin tahakkuk edebilmesi için bütün gayretlerimize devam edeceğiz.
Bu bapdaki azmimizi yalnız kendimizi daha iyi müdafaa için daha ziyade kuvvetlenmek üzere değil ay ni zamanda taarruza uğrayacakların ve hürriyetlerini kaybetmemek için mukavemete karar vereceklerin yanında yer alarak vaziyetimizi yapabilmek için de kuvvetlendirmeli-yiz. Bu azmimizde ve aldığımız tedbirlerde ve bu tedbirleri daha müessir kılmak için ileride vereceğimiz bütün kararların parlamento memleket ve bütün imparatorluğun tasvip etmekte olduğundan ve olacağına kanattım vardır,)
Türkiye - Amerika Ticaret Anlaşması
5 Mayısta Mer’iyete Girecek Olan Anlaşma İki Memlekete de Fayda Temin Edecek
(Baf tarafı 1 inci sayfamızda) tik. Mezkûr anlaşma esasları hakkında bu kere yeniden elde ettiğimiz daha teferrüatlı malûmatı aşağıya dercediyoruz:
Anlaşma muvakkatan 5 mayıs 1939 da mer’iyet mevkiine girecek tir. Tarafeyn mallan şartsız en ziyade müsaadeye mazhar millet muamelesi kaydından istifade etmekte devam edeceklerdir.
Amerika Birleşik devletleri muhtelif ihraç mallarımıza değişik nis-betlerde tenzilât yapmış ve bu tenzilâtı anlaşmanın meriyeti müdde-tince muhafaza edeceğini konsolide etmiştir. Belli başlı ihraç ürünlerimiz üzerinden alınacak tenzilâtlı gümrük resimleri şunlardır:
Sigaralık yaprak tütünün (saplı) beher libresinden 30 sent, libresinin kıymeti 7 sentten yukan olan kuru incirin beher libresinden 3 sent aslında çekirdeksiz olan kuru üzümün beher libresinden 1.1/2 sent, kabuksuz fındığın beher libresinden 8 sent, muhtelif kilim, halı ve yol kilimlerinin beher ayak murabba-mdan 30 sent,kıymeti üzerinden yüz de 45’den aşağı olmamak şartiyle, kabuklu fıstığın beher libresinden 1.114 sent, kabuksuz beher libresinden 2. 1/2 sent, haşhaş tohumunun yüz libresinden 16 sent, palamut hülâsasından kıymeti üzerinden yüzde 7.5, meyan kökü hülâsasından kıymeti üzerinden yüzde 15, kuş yeminin beher libresinden 3/4 sent, lüle taşının kıymeti üzerinden yüzde 10.
Diğer tarafdan Amerika Birleşik devletlerine halen gümrük resminden muaf olarak ithal edilen bazı mallarımızın istifade ettiği bu muafiyet, anlaşmanın imtidadı müdde-tince konsolide etmiştir. Bu mallar krom ve zımpara cevherleri, broks,
'* * Sayfa ı 3
Irana Giden Heyetimiz
(Baştarafı 1 inci sayfamızda f üs müdürü ve hariciye teşrifat müdürü Tahsin Bey ve Türkiyenin Bagdad elçisi vesair yüksek memurlar tarafından karşılanmıştır.
Bir askerî müfreze selâm resmini ifa etmiş ve heyet reisi gümrük ve inhisarlar vekili Ali Rana Tarhan, heyetle beraber askerî tef-Tarhan, heyetle beraber askeri teftiş etmiştir.
Saadabat paktına dahil iki devlet ordusunun mümessili kıtalar, karşı karşıya dizilerek dost ve kardeşçe birfbirlerini selâmlamışlar-dır. Heyetimiz reisi Ali Rana Tarhan mutasarrıfın evine ve heyetimizin diğer azalan da Resth-ouse oteline misafir edilmiştir. Askerî kıtamız kışlada Irak askerlerinin misafiridir. Mutasarrıf tarafından dün akşam heyet şerefine bir ziyafet verilmiştir.
HEYET HAREKET ETTİ
Musul: 13 (A. A.) — Anadolu Ajansının hususî muhabiri bildiri -yor:
Tahrana gitmekte olan Türk heyeti ve askerî kıtası bu sabah o-tomobillerle Kerkük’e hareket etmiştir.
Filistin hâdiseleri ve Almanlar
Berlin: 13. (A A.) — D.N.B. bü-diriyor: Filistindeki Ingiliz tethişi-nin devam ettiği Lidda şehrindeki vaziyet, Alman matbuatını bilhassa meşgul etmektedir.
Deutsche Allgemeine Zeitung diyor ki :
(Ingiltere tarafından müstemleke politikasında tatbik edilen usuller daima eski devirlerdekinin aynidir. Cantenbury Arşövek’i, Akdeniz-deki turnesinden istifade ederek A-merikan bankeri Morgan'm lüks yatında Yunanlılar ve Türkler nezdin-de propaganda yapacağı yerde Lid-dadan geçse daha iyi yapar. Her halde böyle bir hareket daha dinda-rane bir şey olur. Bu şehrin verdiği imdad işaretleri Filistindeki mandater hükümet aleyhinde bir ittiham-namedir. Ve. bu kabil hicabıaver u-sulleri temsil ettikleri iddiasında bu lunduklan medeniyet devriyle kabili telif addeden Londranın salâhiyet-dar şahsiyetlerine müteveccihtir.)
FİLİSTİNDE YENİ KANLI HÂDİSELER
Kudüs: 13 (A. A.) — Filistin'de yeniden bir takım hâdiseler baş göstermiştir. Ferdî beş taarruz esnasında 3 kişi ölmüştür. Hayfa-da sıhhiye müfettişi .olan bir Yahudi, ayni şehirde sakin bir Arab ve cenubî Filistin ahalisinden diğer bir Arap öldürülmüştür.
Ayrıca iki Yahudi yaralanmış -tır.
Filistin ve Maverayışşeria arazisinde petrol borusu, birçok yerlerde hasara uğratılmıştır. Asîler, ■boruyu tahrip ve tüfek kurşunu ile delik deşik ederek petrol kaçma-* sına sebebiyet vermişlerdir.
Alman filosu Ispanyol sularına gidiyor
Berlin: 13 (A. A.) — Alman deniz makamatı, bir aylık bir gezinti yapmak üzere Ispanyol sularına bir filo göndermeğe karar vermişlerdir. Bu filo ikisi Deutsch' lend tipinde en son modelden olmak üzere altı kruvazör ve ekserisi denizaltı gemisi olmak üzere birçok hafif gemilerden
mürekkep olacaktır.
Marmara gümrük İdaresi yenldon İhdas edildi
Bundan bir müddet evvel lâğvedilmiş olan Marmara gümrük idaresi görülen lüzum üzerine yeniden ihdas edilmiştir. Bu idareye eskiden açıkta kalan memurlar tayin edilecektir.
Yurdda 35 Milyon Türk ne büyük Kuvvet ve saadet kaynağıdır. Çocuk Esirgeme teşkilâtını yardımınızla kuvvetlendirmek bu saadeti bir batında temin etmeğe kâfidir.
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezi
palamut, meyan kökü, sucukluk barsak vesairedir.
Buna mukabil Amerikalılara da, ithal ettiğimiz muhtelif mallar üzerinden değişik nisbetlerde gümrük tenzilâtı yapılmıştır. Tenzilâttan istifade eden belli başlı mallar ve tenzilât mabetlerini aşağıya yazıyoruz: Binek otomobilleri, her nevi şasileri ve akşamı, karoseri akşamı, tekerlekleri ve akşamı yüzde 60, her nevi elektrikler, tebrit makine ve cihazları yüzde 12, radyo ahize cihazları yüzde 75, radyo için birleştirilmiş müteferrik parçalar yüzde 88, yazı, hesap, kayıt, tefrik ve tasnif makineleri yüzde 12, bazı nevi işlenmiş deriler yüzde 40, bazı nevi ağır derilerinden yüzde 5.
Amerika Birleşik devletleri. Türkiyeden ithal edeceği mal bedellerini serbest dövizle ödeyecektir. Türkiye de her bir takvim senesi i-çinde yapacağı mecmu ithalâtın asgarî yüzde ll’ine yakın Amerikan ithalâtının bedelini serbest dövizle ödeyecektir. Ancak bu mecmu ithalât lafzına, son İngiliz ve Alman kredilerine mahsuben yapılacak ithalâtın senesi içinde bedeli ödenmemiş kısmı tabiatiyle dahil değildir.
Diğer tafatan Türkiyenin ihracatı mevsimlik olması ve mecmu ithalâtın ancak sene sonunda kabili tesbit bulunması do-layısile tediyatta bazı taahhürler hasıl olmasını tabiî telâkki etmek icabeder. Bedeli serbest dövizle ödenecek asgarî Amerikan ithalâtı mefhumunu, bu itibarla tam bir takvim senesi için mülâhaza etmek lâzımge-lır.
Anlaşmanın, münasebet hacmi,-ni iki memleket nef’ine olarak daha ziyade genişleteceği kuvvetle tahmin olunmaktadır.
Romada Fransa Aleyhinde Nümayiş
Roma: 13 (A. A.) — Büyük Faşist meclisi bu gece saat 22 den 22.25 e kadar toplanmış ve İtalya Kralının kendisi ve halefleri için Arnavutluk tacını kabul ettiği hak-kındaki kanun lâyihalarını tasdik etmiştir.
Faşist meclisinin bu toplantı -sından sonra Mussolini ve Strace Venedik sarayının balkonuna çıkmışlar ve Strace meydana toplanmış olan kırk bin kişinin önünde meclisin aşağıdaki kararını oku -muştur:
— Arnavutluk tacını İtalya kralına teklif eden Arnavut mües-san meclisinin müttefik kararma muttali olan büyük Faşist meclisi, İtalyan milletinin mukadderatını Arnavutluk milletinin mukadde -ratiyle asırlık dost bağları esasında birleştiren bu tarihî hâdiseyi sevinçle selâmlar.
Faşist İtalya, askerleri ve silâh-lariyle, kıymetli Arnavut milletine asayişi, terakkiyi, adaleti, ve müşterek hudutların müdafaasile de sulhu temin edecek kudrette -dir.
Faşist meclisinin bu kararının Strace tarafından okunmasını mü-totkip, Mussolini şiddetli alkışlar arasında şu kısa beyanatta bulunmuştur:
— Son günlerin tarihî hâdiseleri bizim azmimizin, imanımızın ve kuvvetimizin bir neticesidir.
Dost milletlere karşı dostça ve düşman milletlere karşı da gayet açık " kararlı ve azimli düşmanca hareket edeceğiz. Günlük büyük işimizde bizi rahat bırakmasını dünyadan rica ediyoruz. Dünya bıl»eiidir ki, dün ve daima, olduğu gibi yarın da yolumuzda şaşmadan yürüyeceğiz.,,
Mussolihi nutkunda “düşman
Bulgar Meclisinde Hükümete Hücum Edildi
Sofya: 13 (A. A.) — Me-busan meclisinde muhalefete mensup birçok mebuslar hükümete şiddetle hücum etmişlerdir.
Staynof, Bulgar milletinin Çekoslovakya ve Arnavutluğun akıbetine uğramak istemediğini söylemiş ve kalabalık bir Bulgar heyetinin mahiyeti belirsiz müzakerelerde bulunmak üzere Berline gitmek üzere olduğunu ilâve etmiştir.
Bilhassa diğer bir mebus da bugünkü vaziyeti 1915 deki vaziyete teşbih ederek Alman heyetleri Sofyaya gelirken o zamanki hükümetin de hiç bir taahhüde girişmemiş olduğuna dair teminat vermiş olduğunu hatırlatmıştır.
Hükümet haricî istizahların bilâmüddet tehirini istemesi ve bu talebin de kabul edilmesi üzerine muhalefet mebusları protesto makamında müzakere salonunu ter-ketmişlerdir.
Susığırlıkte İnşaat
Susığırlık — Kazamız birinci o-kuluna geçen sene bir pavyon ilâve edilmek üzere Umumî Meclisçe tahsisat ayrılmıştı. Pavyon ihale edilmiş ve temel atma merasimi yapılmıştır. Bina okulun bulunduğu salıa içinde yapılacaktır.
Çaylak suyundan istifade edilmek suretile kurulmak istenen elektrik santralı ikinci defa ihaleye çıkarılmıştı. Fakat bunda da talip çık madığından bu iş şimdilik geri kalmıştır.
milletler” den bahsederken halk şöyle belirmiştir:
“Kahrolsun Fransa... Paris», Korsîkaya. Tunusa.
Sayfa ı 4 ■-
TtNİSAlAH
14 NİSAN 1939
Ispanya sahillerinden Gececek gemilerin Tâbi olacağı şerait
İspanya sularından geçecek ecnebi gemilerin tabi olacakları şeraite dair Deniz Ticareti Müdürlüğü Madrid elçiliğimizden aldığı bir tebliği bütün denizcilere bildirmiştir. Bu tebliğat şöyledir: İspanyanın Akdeniz sahillerinde Sagunta ile Ad ra arasındaki kısmın hangi devlete ait olursa olsun ve emtiası her neden ibaret bulunursa bulunsun bütün gemilere kapalı bulundurulacağı ve bu sahilde ablukayı temin eden donanma komutanının müsaadesi olmaksızın hiçbir gemi geçemiyece-ği gemilerin bu sahile üç milden az bir mesafeye yanaşamıyacakları ve yanaşanların müsadere edileceği.
Kartacena müstahkem mevkii açıklarında ve Tarela, Truve ve La-meseden itibaren Capo Palona kadar olan mıntakada bulunacak olan denizaltı gemilerine buraya sokulmak istiyen gemüeri hangi millete mensup olursa olsun batırmak emri verildiğini: Cümhuriyetçi İspanya limanlarından garp limanlara emtaa nakleden gemilerin bandırası ne olursa olsun batırmak emri verildiği.
Cümhuriyetçi İspanya limanlarından garp limanlara emtaa nakleden gemilerin bandırası ne olursa olsun Nasyonalist İspanya limanlarına ve tercihan Barselon, Palma, Majorine veya Malakaya teveccüh etmeleri muktezidir.
Keyfiyet yukarıdaki şekilde Bur-gos hükümeti tarafından Türkiye elçiliğine bildirilmiştir.
MAARİFTE :
Çocuk bahçeleri genişletiliyor
- Maarif Müdürlüğü şehrimizdeki ilk mektep bahçelerinin ihtiyaca kâfi gelmiyecek kadar küçük olduğu nu nazarı itibara alarak büyütülmesi mümkün olanları süratle büyüt-ğe karar vermiştir. Bu arada Nişantaşı 16 inci mektep, Cağaloğlu 1 inci mektep Fatih 40 inci mektep, Üsküdar 22 inci mektep bahçelerinin civardaki arsalar istimlâk edilerek süratle bitirilmesi kararlaştırılmıştır.
Küçük Mustafa paşa İlk mektebi
Küçük Mustafa paşada yapılmakta olan ilk mektep inşaatının tamamlanması için verilen tahsisat bitmiş ve hususî muhasebeden munzam tahsisat istenmiştir.
HALKEVLERİNDE :
Çocuk bakımı dersleri
Şehremini Halkevinden:
18/4/939 salı gününden itibaren Kızılay Hemşire okulu öğretmenlerinden Bayan Fatma Eneren tarafından nazarî ve amelî olarak hasta ve çocuk bakımı derslerine başlanacaktır. Bu derslere devam etmek is-tiyenlerin kayıt için Ev sekreterliğine müracaatları.
Konferanslar
Şehremini Halkevinden: 15/4/939 cumartesi günü akşamı saat 20,30 da Evimizde B. Emin Âli Yaşin tarafından (Adabı muaşeret) adlı bir konferans verilecektir.
Konferanstan sonra temsil kolu tarafından hazırlanmış olan (Yaşı-?an ölü) ve (Mahcuplar) adlı piyes-er temsil edilecektir. Davetlyelor Ev sekreterliğinden tedarik edilir
Beşiktaş Halkevinde 15 Nisan 1939 cumartesi akşamı Halkevi yö-petim kurulu azasından avukat Re lat Kaynar tarafından hukuk inkılâbı mevzuu üzerinde bir könfe-fans verilecektir. Konferansı ulu -hal bir temsil takip edecektir.
Eminönü Halkevinden!
15-4-939 cumartesi günü saat (17,80) da Evimizin Cağaloğlun-daki salonunda üniversite profesörlerinden Hamit Nafiz Pamir tarafından (İstanbul boğazının teşekkülü) mevzulu mühim bir konferans verilecektir. Davetiye yok-,tur, -
7 •MkîOGLU
Köroğ]u_Âyvazı^Buluyor
Köroğlu Ayvazın İyi Saz Çaldığını Duyunca Çok Sevindi. Çünkü Kendisi de Saz Şairi idi
Köroğlunan çadırda sakallı
— 7 —
— Haydnt kılıklı bir adamsın amma, gözlerinden iyi yürekli olduğun görünüyor. Sana kızımı seve seve vermeğe hazırım. Yalnız şu var. Sen döğüş adamısın. Bolu beyi gibi zalim fakat çok kuvvetli bir adama karşı savaş açmışsın, ömrünün yansından fazlası at üstünde geçiyor. Halbuki kızımla evlensen, son döğüşe gideceksin. Belki de günlerce Çamlıbele dönemiyeceksin. Bu müddet zarfında kızım ne yapar? Bundan başka, sana döğüşte yardım edemez. Bundan ötürü sen gibi yiğide evlilik yaraşmaz.
— Pekâlâ, fakat ne yapayım?
— Kendine candan bir erkek arkadaş bu). Yüzü, sözü yerinde olsun. Hem seni eğlendirebilsin, hem de icabında sen döğüşürkeu, sana yardım edebilsin. Kolu kıbç taşımıya ve sallamıya muktedir olsun..
— Doğru söylüyorsun. Fakat ben öylesini nerede bulayım.
— Sana sağlık vereyim. Ben Istanbuldan geliyorum. Orada iken Üsküdar Kasap haşişinin yanında Ayvaz adında bir delikanlının bulunduğunu duymuştum. Kasa/oaşı bu delikanlıya çok zulüm yapıyormuş. Zavallıyı gece demiyor, gündüz demiyor, boğaz tokluğuna çahştınyormuş. Üstelik durmadan dövüyormuş. Bu Ayvaz evvelce çok kibar bir aileye mensupmuş. Sonradan anası, babası ölmüş, mirası amcaları paylaşıp kaçmışlar ve zavallıyı yalnız bırakmışlar. Git, bu delikanlıyı al. Böylelikle hem bir iyilik yapmış olursun, hem de çok iyi bir arkadaş da kazanırsın. Hem Ayvaz çok güzel saz da çalıyormuş. Sesi de güzelmiş. Seni boş vakitlerinde eğlendirir.
— Sahi mi?
— Elbette sahi. Hiç sana bu sakalımla yalan söyler miyim?
Ayvaz diye sakallı adamın demindenberi methettiği delikanlının sazla ve sözle de alâkadar bulunması, Köroğlunu büyük bir sevince düşürmüştü. Çünkü evvelâ, Köroğlu da hem bir şair, hem de musikişinastı. Yani tam mânaaile büyük bir silâhşör olduğu gibi büyük bir sanatkârdı da,.. Yaptığı koşmaları yetmiş köye dağılmış, ağızdan ağıza, sazdan saza dökülmüştü. Bu İtibarla Ayvazın da bir sanatkâr olması Köroğlunu çok sevindirdi. Şimdi bir onu elde etmek kalıyordu. Sordu:
adamla konuş tuğunun resmidir
— Sen çok bilmiş bir adama benziyorsun. Oldu olacak, bari bana bu Ayvazı ne şekilde ele geçireceğimi de öğret. Duyduğuma göre İstanbul, Üsküdar çok kalabalık bir yermiş, öyle güpegündüz lohcı çekip dükkânın kapısına dayanmak bir fayda temin etmezmiş, ne yapmalı?
— Doğru İşitmişsin. Kılıcı çekip kasapbaşının dükkânına dayanmağa kalkarsan hiç bir şey beceremezsin. Onun için sana bir hile öğreteyim, üsküdara yaklaşınca çoban kılığına girersin. Önüne beş on koyun alırsın. Koyunlan Üsküdann arkasındaki çayırlara bırakır, kasapbaşmm dükkânına damlarsın. Kendisine koyanlarını satmak istediğini, koyunların da İbrahim ağa çayırında olduğunu söylersin. Sonra bir yolunu bulur, Ayvaza yaklaşır, ona da beraber gelmesini, dört boynuzlu bir koyun göstereceğini söylersin. Tabiî o da merak ederek birlikte gelir. Üsküdar'dan kırlara çılanca, üzerindeki çoban gocuğunu atar ve Ayvazı atmın terkisine alır almaz kaçar* sın.
Köroğlu bunun üzerine teşekkür ederek sakallının çadırından çıktı. Hemen kendisine bir çoban gocuğu uydurup atına atladığı gibi Üsküdann yolunu tuttu. O kadar acele ediyordu ki gece demiyor, gündüz demiyor, gidiyordu. Nihayet bir gün Karacaah-met mezarbğuıa vardı. Onu geçince Üsküdar önüne serpiliverdi. Üsküdann bu yerden görünüşü çok güzeldi. Köroğlu hem bu manzaraya, hem de ilâ tarafa doğrıi uzayıp giden denize uzunuzun baktı. Bu manzara onun içinde garip bir heyecan uyandırdı. Fakat fazla vakit kaybetmeğe gelmezdi.
Etrafına bakındı; uzakça bir çayırda bir çoban koyun otlatıyordu. Atını hemen oraya sürdü. Çobana yaklaştı:
— Buranın ismi ne arkadaş? diye sordu.
— Buraya İbrahim Paşa çayın derler.
Köroğlu hemen cebinden bir altın çıkarıp çobanın önüne attı:
— Al sana bir altın. Buna karşılık bana yirmi koyun ver.
Çoban bir altım görünce gözleri faltaşı gibi açıldı. Hemen yerden altım aldı. Köroğlu devam etti:
(Devamı var)
Ingiliz Misafirlerimiz Geziyorlar
(elen Kantenburi baş Piskaposu Ingiliz Kraliçesinin kardeşi dün de şehirde gezintiler yapmışlardır.
Okullararası Spor Hareketleri
Bayanlar Arasındaki Voleybol karşılaşmalarına yarın başlanıyor Futbolda : İstanbul - Galatasaray, Hayriye - Haydarpaşa, İstiklâl - Boğaziçi liseleri karşılamıyor
İstanbul okulları spor bölgesi tarafından tertip ve büyük alâka ve dikkatle takip edilen spor karşılaşmalarına 'bu hafta Bayanlar voleybol müsabakaları da ilâve edilerek devam edilecektir.
Yarın Taksim stadında yapılacak futbol müsabakalariyle Kabataş lisesi sahasında oynanacak erkekler İstanbul kız lisesinde oynanacak bayanlar voleybol müsabakalarında karşılaşacak takımlar hakem ve saha komiserlerini aşağı yazıyoruz: ,
FUTBOL:
Taksim stadında:
Saha komiseri: İbrahim Hakkı Turgay,
İstanbul erkek lisesi . Galatasaray lisesi saat 14 de.
Hakem: Tarık özerengin.
Hayriye lisesi - Haydarpaşa lisesi saat 15,10 da hakem: Adnan Akın.
İstiklâl lisesi - Boğaziçi lisesi saat 16,10 da hakem: Sami.
VOLEYBOL:
Kabataş sahasında
Saha komiseri: Necati Aygen. Hayri Ragıb Yalım.
Kabataş erkek lisesi - Lşık lisesi saat 15 de hakem; Ferhat Acar-kan.
İstanbul San’at okulu . Erkek öğretmen okulu, saat 16 da hakem Muhsin Akyürek.
Haydarpaşa lisesi - Şişli Terakki lisesi, saat 15 de hakem: Hayri Ra. gıb Yalım.
İstanbul erkek lisesi - Hayriye lisesi saat 16 da hakem: Selim Duru.
VOLEYBOL (kızlar)
İs. Kız lisesi sahasında:
Saha komiseri: iffet Yılgör.
Erenköy kız lisesi- Cümhuriyet lisesi saat 15 de hakem: Mesadet Saver.
Kandilli kız lisesi - Kız öğretmen okulu saat 16 da hakem: Şe-hime özdemir.
Yüce Ülkü lisesi - İnönü kız lisesi saat 17 de hakem: iffet Yıl-gör.
Okul maçlarında seyircilerden Taksim stadında duhuliye (antre ve tribün) 10 kuruş balkon için 25 kuruş alınacaktır.
Profesyonel güreş müsabakaları
Bu pazar Taksim stadında Hava Kurumu menfaatine büyük profesyonel güreş müsabakaları yapılacaktır. İddialı ve çok enteresan olacağı temin edilen müsabakalara saat 13,30 da başlanacak ve şu pehlivanlar iştirâk edecektir:
Tekirdağlı Hüseyin, Pehlivan-köylü Mustafa, RomanyalI Ahmet, ManisalI Halil, Mülâyim, Yarnfl dünya Süleyman, Molla Mehmet.
BEŞİKTAŞ TAKIMI ANKARA YA GİDİYOR
İstanbul şampiyonu Eeşiktaş takımı idare heyetinden 3 azanın da iştirâkiyle bu sabah millî küme deplasman maçlarını oynamak ü-zere Ankaraya hareket edecektir.
Şampiyonumuz Ankarada ilk maçını yarın Ankara şampiyonu De-mirsporla ikinci karşılaşmasını da öbür gün Ankara İkincisi Ankara-gücü ile yapacaktır.
Askerlik İşleri
İlân
Eminönü askerlik şubesinden;
316-832 dahil piyade müslim erler bu kere celb ve sevkedilecek-ler d ir.
Bunlardan vaziyetleri normal olanların bedelleri 20 nisan 939 akşamına kadar kabul edilecek ve 21 nisan 939 sabahı saat 8 de şubede toplanarak sevkedilecekler-dir.
Kanunî davete icabet etmiyen-ler şiddetle takip olunarak kanunî cezaya çarptırılacaklardır.
Buna meydan verilmeden heı mükellefin vaktinde şubeye müra-caatleri ilân olunur.
Dantzigde Hazırlanan Bir Hareket
Varşova: 13 (A. A.) — B.
Hitlerin doğumunun yıldönümü münasebetiyle bu ayın 20 sinde Danzigde mühim nümayişler yapılacaktır.
Kurjer Polski’nin öğrendiğine göre Danzig parlamentosunun Nasyonal - Sosyalist mebusları, o gün bir toplantı yaparak:
1. — Milletler Cemiyeti âli komiserinin istifasını,
2. — Dantzig’in ruhen Almanya ile birlik olduğunun ilânını,
3. — Serbest şehrin kanunî statüsünü kati olarak tanzim etmek maksadiyle müzakerelere girişil -meşini istiyeceklerdir.
DANTZİGE İLTİCA EDEN ALMANLAR
Berlin: 13 (A. A.) »- “Garb Polonya birliği,, nin itisaflarından kaçan Polonyadaki Alman ekalliyetinden 100 kadarının Dantzig'e iltica etmiş oldukları haber verilmektedir. Polonyadaki Almanların birçok hakaretlere maruz kal -mış oldukları ve hattâ bunlara aid emlâkte yangınlar çıkarılmış olduğu bildirilmektedir.
Mısırda bir suikast teşebbüsü
Kahire: 13 (A. A.) — Dahiliye nazırına karşı bir suikast hazırlamış olan genç Mısırlılar cemiyeti mensuplarından altı kişi tevkif edilmiştir. Birçok tabanca ve infilâk maddeleri ele geçmiştir.
Sındırğı talebelerinin gezinti.” I
Balikesir — Sındırgı birinci ve ikinci okulu dördüncü ve beşinci sınıf talebeleri öğretmenlerde birlikte pazar günü otobüslerle şehrimize gelmişler, o gün Öğretmen okulunu, Atatürk parkım, Hükümet konağını ve diğer muhtelif yerleri gezmişler, gece saat 20 de Sındırgıya dönmüşlerdir.
Irlandalıların Yeni Suikastleri
Londra: 13 (A. A.) — Handanın Cümhuriyetçi ordusunun ted hişçileri, dün gece hepsi de abdest. hanelerde olmak üzere 11 suikasd yapmışlardır. Bunların 6 sı Lond. rada, 4 ü Coventryde ve biri Bir-minghamda yapılmıştır. Tedhiş, çiler, karabür dö kalsyümlü esaslı bombalar kullanmışlardır. Haşarat mühim değildir. Fakat birçok yaralı vardır.
ROOSEVELT'İN OĞLL 1NG1LTEREDE
Southampton: 13 (A. A.) __
Amerika reisicumhurunun oğlu B. James Roosevelt, evvelki gece buraya gelmiştir. Mumaileyh, B. Chamberlaine bir nezaket ziyareti yapacak ise de seyahati tamamiy-ie hususî mahiyettedir.
Urffa gecesi
Urfa kurtuluşunun on dokuzun cu yıl dönümü dolayısiyle şehrimiz deki Urfalı gençler, dün aralarında bir toplantı yapmışlar ve bay-ramlaşmışlardır.
Ayrıca, bu münasebetle, 15 IV, - 939 pazar gecesi, Turing Palas otelinde - sabaha kadar devam etmek üzere . bir “URFA GECESİ,,, tertip olunduğu haber alınmıştır.
Gecenin neşeli ve eğlenceli geç mesi ve Urfa Halk şarkıları ve mahallî oyunlariyle süslendirilmesl için, gençler, icabeden hazırlığı Uf mal etmişlerdir.
Balıkeslrde eve taarruz
Balikt3İr — Anafartalar mahallesinden Nuri oğlu Ali adında biri Umurbey mahallesinden Muzaffefl adında genç bir kadınmevine girmek istediği ve kapısmı tekmelediği, lisanen de hakarette bulunduğu şikâyet olunduğundan «uçlu yakalanmıştır.
NİSAN 1»3»
TIKİIAIAII
S«yf«ı t
İKTİBAS VE TERCÜME HAKKI MAH^R^'R
Erzuruma Karşı Harekete Hazırlık
Milli Kahramanlığımızın İlâhî Bir Timsali Olan Gaziantep; Hemen Her Sahada Seri Bir Terakki ve inkişafa Mazhar Oldu
Ordudan Gelen Emirde Erzurumda 7000 Ermeni Olduğu Bildiriliyordu
Kısa Bir Zaman içinde; Gazi Şehirde Başarılan Büyük
Erkânı Harbiyemle Birlikte Emri Okuyup Haritam işaret Edince Hayretlere Düştüm
Erzm-um Mebusu Karakin Pastırmaciyan Kafkasyada Ruslara iltihak etmek üzere hareket ederken icra olunan ruhanî âyinde
— Pek hesaplı hareket ettiğime itimat buyuru-auz. Gerilla harbine esasen Ermeniler kendileri imkân bırakmıyor. Çünkü yaptıkları cinayetlerin kargılığı olarak ordumuzun da üzerlerinden bir silindir ^ibi geçeceğini biliyorlar. Erzurum mevkn müstahkemine gelince esaslı keşiflerle ve bizzat temaslarımla emin olarak taarruz edeceğim. Ermeniler müt-liş katliâmlar yapıyorlar ve yakıyorlar. Vakit getirmek, Erzurumu bir yangın yeri ve bir mezarlık aalinde görmeğe sebep olabilir. Eğer mühim anbar-ar elde edebilirsem derhal 36 ncı fırkayı da cepheye alacağım.
— Erzuruma karşı kat’î hareket için emir yazıyorum. Sana Filistin cephesinden.havadis vereyim: •21 şubatta İngilizler sol cenahımıza karşı taarruzlarını tekrar etmişler; her yerde püskürtülemediğir.-den kıt’atımız evvelce muayyen yeni mevzilere çekilmiştir. Falkenhayim Almanyaya gidiyor; yerine Ley-man Paşa Yıldırım ordusu kumandanı tayin olundu. 2 ve 6 inci ordular; Yıldırım ordusu emrinden karargâhı umumî emrine almdı. Birinci ordu lağvolunarak beşinci ordu namını aldı; Bandırmaya gidecek.,, Yaptığın ileri emrivakileri bu sefer de kabul ettim. Erzurum hakkındaki emre intizar edersiniz. Gözlerinizden öperim.
— Teşekkür eder, hürmetlerimi arzederim.
♦♦♦
27 şubatta ordudan şu emir geldi:
"Erzurumda 7000 Ermeni kuvveti tahmin edilmektedir. Erzuruma karşı harekâtı katiye icrasına mübaşeret edebilmek için birinci ve ikinci Kafkas kolorduları (37 (nci fırka müstesna) ileri kıtaatile işgal eyledikleri hattın (Yeniköy - Aşkale - Of) garbında ihzarat yapmakla meşgul olacaklardır. IV. kol ordu ile I. kolordu arasındaki keşif ve emniyet hattı fasılı Kerkerşeyhten sonra Parmaksız - Ejdertepesi-Karagöl dağı hattı balâsı - Araplar mezarı (cümlesi birinci Kafkasa dahil) istikametinde birinci ve ikinci Kafkas kolorduları arasında dahi Karabıyıktan sonra Evreni - Ağviran - Gez (cümlesi ikinci Kafkasa dahil) Erzurum istikametidiı.
Birinci Kafkas kolordusu 36 aıcı fırkanın gerideki akşamını Erzincan ve civarına celbedecektir.
Erzuruma karşı yapılacak harekâtta 11 inci Kafkas fırkası ile beraber ordu ihtiyatını teşkil edecek olan 10 uncu Kafkas fırkası 28 şubat 34 ten itibaren muvakkaten ikinci Kafkas kolordusu emrine girecektir. Bu fırka iaşe maksadiyle asgarî zamanda Şirvan ve havalisine alınmalıdır.,,
Erkânıharbiyemle birlikte emri okuyup haritama işaret edince hayretlere düştüm. İki mühim mesele karşısında idik:
1 — Bir fırkanın iaşesini temin ederek Erzuruma kadar gidebilmek için uğraşırken ordu kuman-
danı her iki kolorduyu da Erzurum karşısında toplamağı düşünüyor ve şimdiden Yeniköy garbında kolordumu hazırlamaklığımı emrediyor.
2 — Erzuruma taarruz için ana caddeyi tama-mile ikinci Kafkas kolordusuna tahsis ederek benim kolordumu Evreni - Ağviran cenubuna yani bu mevsimde geçilmek imkânı olmıyan mıntakaya sürüyor. Erzincanda bile her taraf en az bir metre kar içinde Karın, Erzurumda telgraf tellerine kadar olduğuna şüphemiz yok. Şose boyundan ayrılmak felâkettir. Ordu karargâhının bulunduğu Su şehrindeki ilkbahar mı hatayı yaptırıyor; yoksa iaşe imkânsızlığından dolayı iki kolordunun Yeniköy . Aşkale hattı garbında toplanması imkânsız olduğu bilindiğinden münferit bir halde Erzurum karşısına gide-memekliğim için mi böyle emir veriliyor anlıya-madım.
Fakat bu halde Erzurumun hali ne olur acaba?.
Bu gün 27 şubat : Kavurma Çukuru tarafında Ermeni kuvveti görülmedi. Fakat Aşkale şarkına geçen kıt'amız Ermenilerle müsademe etti. Ermeniler bir top ta kullanmışlar. Kaçabilen Türk köyleri kıtalarımıza ütica ediyorlar. 9 uncu fırka kumandanının bugün için tertibatı şu:
"Halit bey müfrezesinin ileri kıt’aları Tilki tepesi - Karabıyık - Yukarı Kağderiç hattında bulunarak II. Kafkas kolordusundan gelecek süvari alayının Aşkaleye vüruduna ve bizim 28 inci alayın Yeniköy mıntakasına yaklaşmasına intizaren Kara-bıyık şarkına keşif kolları gönderecek. Halit bey emrine 28 nci alayın cebel takımı verilecek, Bicandaki kudretli cebel takımı Kargına, Sansadaki avcı taburu makineli takımı ve kudretli cebel takımı da Bicana gelecek.,,
İleri hat iyi. Fakat keşif faaliyetinin Erzurum mevkii müstahkemine kadar götürülmesini lüzumlu görerek 9 uncu fırkaya bugün (27 şubat) şu emri verdim :
"İleri müfrezelerle işgal olunan Tilki tepesi -Karabıyık - Yukarı Kağderiç hattının geçilmemesi hakkında verilmiş olan emir pek muslptir. Bu hattan daha ileri olan harekât Yeniköy ve Aşkalede bulunan erzak miktarına tâbi olacak, 9 uncu fırka kıtaatının kısmı küllîsile Yeniköy hattına muvasalatına kadar şimdilik ileri hareket tehir edilecektir. Fakat Erzurum ve civarının esash ve etraflıca keşfile mahalli mezkûrdaki kuvvetin miktar ve cinsinin ve Ermeni çetelerinin hangi hatta mukavemet edeceklerinin tetkik ettirilmesi.,,
Bugün II. kolordunun mürettep süvari alayı da Aşkaleye geldi. Kop dağlarında kar pek ziyade olduğundan yaya olarak büyük zorluklarla geçebilmişler.
(Devamı var);
işler Ve Vücude Getirilen Güzel Eserler; Her Antepli-nin Göğsünü Kabartacak Ve Diğer Şehirlere Örnek Olacak Derecededir.
Gaziantep (Hususî) — Üç tepe üzerine kurulmuş olan Gaziantep, Eti medeniyetinin inkişaf ettiği bir sahadır. Gaziantep; Hitit, Asuri, A-rami, İran, İskender, Roma, Bizans, Arap ve Türk unsurlarına güzergâh olmuş, 7 inci ve 8 inci yüz yıllarda mühim bir ilim merkezi iken 9 uncu asırda Timurlenk tarafından tahrip edilmiştir. Şehir hicri 922 de Yavuz Selimin Çaldıran dönüşünde Alâüd-devlenin Zülkadirlerden Şahsüvar-oğlu Ali tarafından mağlûp ve başı kesilmesi üzerine Osmanlı imparatorluğuna ilhak edilmiştir. An-| tepte daha ilk çağların büyük hareketleri düğümlenmiş, erta çağın en azgın ve çılgın selleri akmıştır. An-tep dört yandan gelip Suriyeûen daha uzaklara giden Türk akıncılarının geçit noktası olmuştur. Bunca devir ve istilâ yaşıyan, tarihî milâttan çok evvellere dayanan gazi yurt-asîl Türklüğünü daima ve her şeye rağmen muhafaza etmiştir.
TÜRK VERDÜNÜ
Antebin istiklâl harbinde gösterdiği kahramanlık Türk tarihine altın kalemle yazılmağa lâyiktir. Son sistem harp vasıtalarile mücehhez ve galip bir düşman ordusunu, maruz bulunduğu sayısız mahrumiyetlere rağmen dokuz ay hudutlarında mıhlıyan bu yiğit şehir, akıl ve mantığın ihata edemiyeceği harikalar vermiş, her gün yeni bir şehamet,
yeni bir hamaset, yeni bir celâdet menkıbesi yaratmıştır.
Gaziantebe, onu işgal için dokuz ay harp etmiş olan düşman kuvvetleri başkumandanı (Türk Verdü-nü) adını vermiştir. Düşünmüyorlar ki, Verdünü döven iki buçuk, müda faa eden üç buçuk milyondu. O, zırh lar içerisine girmiş, iner çıkar tabi-yeler altına saklanmış, âhenin bir kale idi. Antep açık, silâhsız ve göğsünde yalnız imanı, sarsılmaz imanından başka her şeyden mahrum tek bir şehirdi. Onun içindir ki, büyük ve ebedî şef "Türküm diyen ner şehir, kasaba ve köy kendisine Gazi-antebi kahramanlık örneği alabilir,, buyurmuş ve millî şef sayın ismet İnönü 932 de Gazi yurdu teşriflerinde siperleri gezdikten ve müdafaa hakkında malûmat aldıktan sonra ”Antep müdafaası, düşmanın istilâ ordusunu üzerine çekmek suretile Gazianteple birlikte bütün bu havaliyi işgalden kurtarmıştır,, hükmünü vermişler, Fransız Şark orduları komutanı General Guro (Fransız ordusuna Antebi işgal için dokuz ay beklemek lâzım geldi. Anadoluda bin Anteb vardır) demiş, Fransız
Yukarda: Gaziantebin Kültür caddesi, aşağıda Cumhuriyet mektebi talebelerinin yaptıkları sergiden bir köşe
Harbiye Nazırı Antep harbine iştirak eden zabitan ve efrada hükümet namına en hâr tebriklerini bildirmiş ve General dö L’Amot (Antep harbine iştirak eden askerler Antep ismini kendi sancaklarına iftiharla yazabilirler) demiştir.
Harbin en müşkül bir devresinde -ki artık müdafilere erzak yerine verilen acı zerdali çekirdeği de bitmiş ve cephane tedariki imkânı kal mamıştı- Muhasarayı yeni ve büyük kuvvetlerle takviye eden General Guronun “Şehrin hemen teslim edileceğine delâlet etmek üzere kalenin Fransız karargâhına nazır burcuna beyaz bir teslim bayrağı çekilmesini,, istiyen ültimatomuna; taş taş üstünde kalıncaya ve bir tek Antepli sağ bulununcaya kadar müdafaaya devam edileceği cevabı verilmiş ve kalenin Fransız karargâhına nazır burcuna teslim bayrağı yerine büyük kıt’ada şanlı bir Türk bayrağı çekilmişti.
Gaziantep! Sen, millî kahramanlığımızın İlâhi bir timsalisin!..
Gaziantebin gayretli ve kıymetli valisi B. A. R. Çevik, arkadaşımız Toksoya konuşurken
ZİRAAT VE SANAYİ
Gaziantebin gayet münbit ve mahsuldar olan topraklarında her nevi hububat büyük bir bereketle yetişir. Bunlar arasında fıstık ve deli tütün gibi bu mıntakaya has o-lanları da vardır. Şam fıstığı adı verilen ve fakat Şamda bir tek ağacı dahi bulunmıyan kıymetli yemiş Gaziantep ve mülhakatından bir kısım topraklarda yetişir. Piyasalarda daima rakipsiz kalan ve rekoltenin % 80 ni hariç memleketlere gönderilen fıstık Antebe senede bir milyon lira varidat temin etmektedir.
Cümhuriyet hükümeti fıstıkçılığa lâyık olduğu ehemmiyeti vermiş ve burada bir fıstık enstitüsü kurduğu gibi yurdda tamimine de çalışmış, tır. Deli tütün meşrup tütünden ta-mamile farklı vasıflara maliktir. Yegâne müşterisi Mısırdır. Nil vadisi sakinleri mahsulümüzü Cevza’ tabir ettikleri nargilelerde tömbeki yerine ve bazan da ağız otu olaraü kullanırlar. Ekimi bir kanunla yal» nız Antep merkez kazasına hasredilen deli tütün müstahsillerini korumak üzere teessüs eden kooperatiften büyük faydalar görülmüştür. Bağcılık ta çok müterakkidir. Umumî harpte zarar gören bu şube alınan tedbirlerle terakkiye başlamış ve tiyen sayısı üç milyonu aşmıştır. Üzüm ve pekmez ihracatından mil-him nisbette gelir temin edilmektedir.
Antep eskidenberi mühim bir sanayi merkezidir. Mahallî ihtiyacı gideren tesisat ve teşkilâttan sarfına-zarla külliyetli miktarda ihracat yapan sanat şubelerinden kısaca bahsedelim: Bunlar arasında dokumacılık başta gelir. Yalnız bu sanat şubesinde kadın, erkek yedi bin insan çaiışır. 1933 te boş bin olan tezgâh sayısı her nekadar üç bine düşmüşse de elde edilen randıman bugün daha fazladır. Alaca, aba, havlu, ku-.
(Sonu 1 inci sayfada)
r t N U AB AH
14 NİSAN 1939
POKER
YAZAN: ENFİN
Sıvasta Müthiş Bir Cinayet İşlendi
— Beş lira '
— On beş lira
— Kaç dedin?
— On beş.
— Öyleyse rest.
— Rölanslar derhal oıur. Kaç dedikten sonra rest diyemezsin, rö-lansları aynen görebilirsin.
— İşitmedim ki.
— İşitmemezliğin bir seben teşkil etmez.

— Bob dedim atmadın.
— Attım, sen görmedin.
— Paraları say bakalım altmış mısın? Yerde yüz elli kuruş vardı.
— Hayır! Pılasman yapılmış üç yüz vardı.
— Sen de oyuncu musun, aklın başka yerde, Bob atıp atmadığının farkında değilsin.

Bu münakaşalar ekseriya her toplanışta olur gibiydi. Fakat bu karede çok ciddî ve iyi oynıyan biri vardı, o da Nihattı.
Nihat uzun boylu, siyah dalgalı saçlı, koyu yeşil gözlü, çok yakışıklı ve kibar bir gençti, ve epeyce de serveti vardı. Fakat fena bir huyu vardı. O da ifrat derecede poker oynamaktı. Bu poker ekseriya bizim evde oynandığı için ben de seyirci sikatife bulunurdum.
Nihad bana, ben Nihada karşı Alâkasız değildik. Her gelişinde o-nun yanından ayrılmaz, onun koyu geşil gözlerinde istikbalin mesut anlarını görür gibi olurdum. Tesadüfler aramızdaki bağlılığı arttırdı, hattâ evlenmiye bile karar verdik.
Ben bu fikrimi aileme açtığım zaman onlar da muvafık buldular. Yalnız bir nokta üzerinde tereddüt gösterdiler. O da Nihadın pokere karşı olan zâfı idi. Ve bana: Kızım, Nihat hakikaten terbiyeli ve yakışıklı bir genç! Fakat çok oyuna düşkün, sonunda bu huyun fena neti-
MAHKEMELERDE :
Rüşvet alan memurlar tevk’f edildiler
Unkapanı komiser muavini Ulvi ile polis memurlarından Cemal, (Unkapanı) ında Ali isminde bir sabıkalıdan rüşvet almak suçile yakalanmışlar ve dün müddeiumumîliğe teslim edilmişlerdir.
Birinci Sorgu Hâkimliğine sev-kolunan suçlular hakkında, geç vakit tevkif karan verilmiştir.
Bu karar, tastik olunmak üzere Asliye 1 inci ceza mahkemesine gön (Serilmiştir. Diğer taraftan dün biı gazete 5 memurun ayni suçla yaka-landıklannı yazmışsa da tahkikatımıza göre bu haber yanlıştır. Ve evvelce yazdığımız bir hâdiseden galattır.
Hırsız çırak mahkûm . oldu
Uzunçarşıda kunduracı Kirko-run çırağı Zeki, dün ustasının (Alfan yüzüğü) nü ve paralarını çaldığı için yakalanmış, Sultan Ahmet 1 inci sulh ceza mahkemesine verilmiştir.
Mahkeme, Zekiyi 25 gün hapse mahkûm etmiştir.
Çalınmış malı satın alan - mahkûm oldu
(Güzel İzmir) anbanndan taşıdığı bazı eşyaları çalan Hüseyin isminde bir hamal İle bu eşyaları satan alan Mahmud, dün Sultan Ah-knet 1 İnci sulh ceza mahkemesine gerilmişlerdir. Mahkemeye Hüseyin gelmemiş, Mahmud da, çalınmış bir malı bilerek satın aldığından 10 lira para cezasına mahkûm olmuş-|hır.
Hapishanedeki kalası j satmak İstemişler ' İstanbul Hapishanesinde Haşan ve Hamdi isminde iki mahkûm, ha-plshane helasının üzerindeki bir kalası sökmüşler ve hapishane çamaşırcısına satmak istemişlerdir.
Çamaşırcının İhbarı üzerine Hakan ve Hamdi mahkemeye verilmişlerdir.
Dün Sultan Ahmet 1 inci sulh )eza mahkemesinde başlanan bu da-
h.'-

çeler vermesinden korkuyoruz dediler. Her halde evlâdının istikbalini düşünmek bir anne ve baba için pek yerinde bir harekettir.
¥
A^ihatla evleneli bir sene oluyor, mesut yaşıyoruz. Gene Nihat pokere devam ediyor. Bütiin uğraşmalarıma rağmen onu bu huyundan vazgeçirmek imkânını bulamadım. Nihayet onu kaybetmek korku ve tehlikesiyle sükût etmeyi tercih ettim. Bu şekilde geçen günler ayları, aylar da yılları takip etti. Sonunda Nihadın kumara karşı gösterdiği iptilâ onun vazifesinden uzaklaşmasına sebep oldu. Artık gündüzleri de ciddî bir işle uğraşmak imkânını bulamıyan Nihat tamamen değişmiş, bana karşı eskidenberi göstermekte olduğu sevgi ve şefkatten kendisinde eser bile kalmamıştı. Maaşın kesilmesiyle elimizde kalan bir miktar para da bizi eskisi gibi ge-çindiremiyecek bir hadde inmişti. Ni hat bu hayatî darlıktan ders alacak yerde eldeki son para ile de pokere gitmeğe kalktı. Israrıma rağmen gene gitti.
Bilmem nedense o gece içimde bir korku vardı- Nihat kapıdan çıkarken arkasındau bağırmıştım ! Nihat hiç olmazsa bana biraz acı, beni düşün! Bundan sonra ne yaparız !
Nihat gittiği kumarhanede elindeki son parasım da verdikten başka ödeyemiyeceği bir miktar da borca girmişti. Kumarhaneden gece yansı perişan bir halde çıkmış, ve bir otonun altında ezilmişti.
Bu dehşetli haberi duyduğum za man bir çılgına dönmüştüm.

Aradan seneler geçti, hâlâ Niha-dın bu ölümünün bir kazadan mı yahut bir intihardan mı olduğunu bilmiyorum. Yalnız kumarbaz bir kocaya bir daha varmamağa yemin ettim.
400 seyyah geldi
Yugoslav bandıralı Kraliçe Marya vapurile dün limanımıza 400 seyyah gelmiştir. Muhtelif milletlere mensup olan bu seyyahlar şehrin muhtelif yerlerini gezmişlerdir. Bugün de müzeleri ve camileri gezdikten sonra Yunanistana müteveccihen şehrimizden ayrılacaklardır.
Denizde bir kaza
Şirketi Hayriyenin 60 numaraiı vapuru dün sabah Kavaktan köpni seferini yaparken Salıpazan önüne geldiği vakit vapurun baş taraf’ .da bulunan yolculardan Ahmed isminde biri kaza ile denize düşmüş ve istimdadına derhal sandallar yetişerek kurtarılmıştır.
Sultanahmet 3 üncü Sulh Hukuk Hâkimliğinden:
Davacı îs. Divan yolu 52 No. lu evde Hayriye Up vekili avukat Ferid tarafından Düriye ve İsmail! Hakkı aleyhlerine 39/926 No.Iu dosya ile açılan izalei şuyu davasının yapılmakta olan muhake -| meşinde gelen tapu kaydında ifc' simleri yazılı Sultan ve Yasefin ikametgâhlarının meçhul olduğu anlaşılmasına binaen 15 gün müddetle ilânen tebligat icrasına ve muhakemenin 28—4—939 tarihine müsadif cuma günü saat 10 a talikine mahkemece karar verilmiş olduğundan yevm ve vakti mez -kûrda hazır bulunulmadığı tak -dirde gıyaben muhakemeye devam ve karar verileceği ilânen tebliğ olunur, (939 - 926)
ZAYİ — 5981 sicil numaralı amatör şoförlük ehliyetnamemi kaybettim. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Karaköy palas 4 üncü kat 11 No. da avukat Celâl Ensarioğlu
vaya suçlulardan Haşan gelmiş ve Hamdinin tahliye edilmiş olduğu anlaşılmıştır. Mahkeme, Hamdinin (jel-bi için talik olunmuştur.
ü
Sessiz ve mesut köyün köyüliisü gibi bunlar da yuvalarının sı-
Sivas (Hususî) — Sivasa bağlı Kayadibi nahiyesinin Kabasakal köyünde iki kardeş arasında bir tarla yüzünden zuhur eden kavga feci b»r cinayet halini almıştır. Bu hususta yaptığını tahkikatı bildiriyorum. Hâdise şudur:
Kabasakal köyünde oturmakta olan Melımed oğlu Ahmed Çiydem ve Yahya iki kardeştirler. Ahmed Çiydem henüz toy denecek yaşta bir köy delikanlısıdır. Diğer kardeşi ile aralarında üç yaş boy farkı vardır, her kendi cak köşelerinde köy işlerile uğraşıp hayatlarını tatlı ve ahenkli bir şekilde yaşamaktadırlar.
İki kardeşin araları son günlerde bir tarla ekmek meselesinden dolayı açılmış bir haldedir. Bu yüzden birbirlerine kin beslemektedirler ) Havaların iyi gitmesinden her köyl tarla işleri ile meşgul olmıya başlıyor. Bunlarda araları açılan bu tarlayı ekmek meselesi tekrar yine tazeleniyor. Yahya kardeşi Ahnıedi bularak:
— Ahmed bu tarlayı bu yıl ben ekmek istiyoıum, diyor.
Ahmet ise:
— Ben razı değilim her yıl seıı ekiyorsun bu yıl da ben ekeceğim, diye münakaşalı konuşmalar kavga halini alıyor. Yahya dişlerini sıkarak kardeşinin üzerine yürüyor. Ve belinde taşıdığı kamasını çekerek
— Şimdi görürsün Sen mi ala-
Neşet Nafiz
DENİZLERDE :
markaj
Neden
yAspirin ?
ÇbniarASPlRİN seneler-^ denberi her türlü soğukal-^ gınhklarına ve ağrılara karşı fesirî şaşmaz bir ilâç olduğunu* tsbat etmiştir,
ASPİRİN in tesirinden
emin olmak için lütfen
sına dikkat ediniz.
Sultanahmet 3 üncü Sulh Hukuk mahkemesinden:
Ömer ve Velinin şayian ve müştereken mutasarrıf oldukları Î3tan-bulda Eminönü mıntakası dahilinde Çelebi oğlu Alâeddin mahallesinde Sabuncu hanı caddesinde (304) ada ve (29) parsel ve (53) kapı numaralı kârgir dükkânın izalei şüyuu zımnında füruhtu takarrür ederek müzayedeye vazo -lunmuştur. heyeti umumiyesinin kıymeti muhamminesi (4000) dört bin liradır. Birinci açık arttırması 17—5—939 tarihine müsadif çarşamba günü saat (10 dan 12) ondan on ikiye kadar icra kılınacaktır.
Kıymeti muhamminesinin yüzde yetmiş 'beşini bulduğu takdirde o gün ihalei kafiyesi yapılacaktır. Bulmadığı takdirde en son arttıranın taahhüdü baki kalmak Üzere on beş gün müddetle temdit edilerek ikinci açık arttırması 1—6—939 tarihine müsadif perşembe günü saat (10 dan 12) on -dan on ikiye kadar icra olunacak ve o gün en çok arttırana ihale edL
Katil Yahya
çaksın yoksa ben mi diyerek zu Ahmedin üzerine kaması ile yükleni yor. Ahmed kendi öz kardeşinin çektiği bıçağın derin yarası ile işkence ve sızılar arasında yere düşüyor.
Yaralı Sivas memleket hastaha nesine getirilirken yolda aldığı yaraların tesiri ile ölüyor. Kardeş katili vakayı müteakip kaçmış ise de 24 saat sonra yakalanarak tevkif edilmiş, hakkında adlî tahkikakata başlanmıştır.
lecektir. ipotek sahibi alacaklı -larla diğer alâkadarların işbu gayri menkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını evrakı müsbiteleriyle yirmi gün içinde bildirmeleri lâzımdır.
Aksi halde hakları tapu sicilleriyle sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kala -caklardır. Müterakim bilûmum vergiler borçları nisbetiııde hissedarlara ve dellâliye ve Vakıflar kanunu mucibince verilmesi lâzım gelen yirmi senelik taviz bedeli ve ihale pulu ve tapu masrafları müşteriye aittir. Arttırma şartnamesi işbu ilân tarihinden itibaren mahkeme divanhanesine talik kılınmıştır. Talip olanların kıymeti muhamminesinrn yüzde yedi buçuğu nispetinde pey akçesini hamilen o gün ve saatte İstanbul Divan yolunda dairei mahsusasıııda Sultanahmet Üçüncü Sulh Hukuk mah kemesi başkâtipliğine 939/10 numara ile müracaatları ilân olunur.
(939 - 10)
----------------------
Sultan Aziz Devri
Başpehlivanları
- Akkoyunlu Kazıkçı Kara Bekir -
- 13 - YAZAN ■■ SAMİ KARAYEL a
Kafile Tokada Doğru Yola Çıkmıştı
Yolda Gelirken Kastamonulara Amasyalılar da Katılmıştı
Yıldırım; binlerce av köpeği, ou binlerce süvari ile Radop balkanlarında bu şaşaalı ve Avrupaca na-mağlûp sayılan kumandanlar önünde yaptığı sürgün avından sonra: fedyei necat mukabili azat ettiği bu meşhur cengâverlere şöyle hitap etmişti:
— Sîzleri bırakıyorum... Canınızı bağışlıyorum. Arzu ederseniz tek • rar gelip benimle boy ölçebilirsiniz. İşte; size iki türlü şekilde Türk kudret ve kuvvetini gösterdim. Biri Niğ boluda... diğer: de, o gibi cönklere hazırlık olaı sürgün ayında..
İşte; Türkler sürgün avını böyle yaparlardı. Ve Anadolu Türkleri bu ava çok meraklı idiler... Bugün bile; küçük mikyasta ve başka şekilde Anadoluda sürgün avı yaparlar...
Fakat; bugün Anadoluda yapılan sürgün a-kırı... elli, yüz kişinin bir kaç geyik peşimden dağdan, dağa koşmasından ibarettir..
Okuyucularımın başını ağırtmaz-sam şu çok enteressan olan İngiliz terbiyesinden bahsedeyim:
"ingilizler, izciliği ihdas ile gençliği dağcılığa alıştırmağa mahsus bir terbiye sistemi ortaya koydular.. Bundan otuz sene evvel İngiliz Generallerinden Baden Pavvî isminde bir zat izciliği tesis etmişti. Dağlarda, ormanlarda çadır kurmak, gecelemek, hayvanlan gözlemek, onlara sokulmak, belli etmeden resmini almak gibi bazı dersler vücuda getirmişti. Görüyoruz ki otuz sene evvel bu İngiliz Generalinin vücuda getirdiği izciliği bütün milletler gençlerini terbiye için hudutları dahiline soktular... Hakikaten; Generalin vücuda getirdiği, kitabını yazdığı, mak sat ve gayesini tayin ettiği bu teşkilât gençlik için en ehemmiyetli bir terbiye vasıtasıdır.
Halbuki; yukarıda okuyucularıma arzettiğim Türklerin sürgün avla rile bu yeni garp teşkilâtını mukayese edersek aralarında nekadar bariz farklar olduğunu görürüz...
Yani; Türkler yüzlerce hattâ bin lerce sene evvel teşkilâtsız, kitap sız, gazetesiz, sırf ruhu millîde mek-nuz bir hareketle an’anelcştirdikleri
RADYO PROGRAMI^
V
CUMA - 14/4/939
12.30 Program.
12.35 Türk müziği - Pl.
13,00 Memleket saat ayan, a-jans ve meteoroloji haberleri.
13,15-14 Müzik (Karışık program - PL)
17.30 Konuşma ( İnkılâp tarihi dersleri - Halkevinden naklen)
18.30 Program.
18.35 Müzik (Bir kuartet - pl) 19,00 Konuşma.
19.15 Türk müziği (Fasıl heyeti) Çalanlar: Hakkı Derman, Eşref Kadri, Haşan Gür, Basri Üfler, Hamdi Tok ay.
Okuyan: Celâl Tokses.
20,00 Ajans, meteoroloji haberleri, ziraat borsası (fiyat )
20.15 Türk müziği.
Çalanlar: Vecihe, Fahire Fersan, Refik Fersah.
Okuyanlar: Necmi Rıza Ahıs-kan, Radife Neydik.
1 - Hicaz peşrevi.
2 - Sadullah ağanın - Hicaz yürük semaisi - Nideyim.
3 - Hacı Arif beyin - Hicaz şarkı - Benim halim firakınla.
sürgün avlarile başlı başına bir terbiye varlığı ortaya koymuşlardı.
îşte; okuyucularım Kastamonuluların, SivaslIların, Tokatlıların, A-masyablann bir yandan bir yana güreşe giderken binlerce atlı ile hare ketlerini göz önüne getirirken sakın beni mübalâğa ediyor ve atıyor diye itham etmeyiniz...
Hayır; ne mübalâğa ediyorum, ve ne de bir efsane ve hattâ tarih yaratmak sevdasmdayım... Hakikati yazıyorum.
Maalesef; doksan sene evvelki İmparatorluğun inhitat devirlerine ait hatıra ve menkıbelerinden bahsettiğim için belki de küçülüyorum ve vakayii küçültüyorum.
Çünkü; doksan sene evvel İmparatorluğun bakımsız idaresi ve sui-ahvali dolayısile Anadolu Türkü e-sasen perişan olmuş ve eski an'ana-lerinin bir çoğunu sefalet ve zarureti içtimaiye dolayısile terketmeğe başlamıştı.
Fakat; bütün bu sui idareye ve hattâ soygunculuğa rağmen, Anadolu Türkü yine benliğini kaybetmemişti. Bir yandan bir yana giderken hiç olmazsa üç dört bin atlı ile hareket edip gidebiliyordu.
Binaenaleyh; devrin her türlü kahrına rağmen Kastamonu Türkleri pehlivanlarını Sivasa götürmek için davul zurnaları önlerinde üç bin atlı ile yola çıkmışlardı.
Ne ise; gelelim Kastamonuluların yürüyüşüne: Üç bin atlı güle oy-nıya hanlarda, kervansaraylarda konaklıyarak, kazan kaynatarak Amasyaya varmışlardı.
Amasyalılar, misafirlerini karşılamışlardı. Bir iki gün istirahatten sonra; iki üç bm atlı ile Kastamonululara karışan Amasyalılar hep birden yola çıkmışlardı.
Sabahleyin Amasyadan kalkan kafile, akşam ezanından sonra Tokada girmişlerdi.
Tokadın bağlarına ve koruluklarına kurulan çadırlara yerleşen misafirler iki gün kadar da Tokatta; at oynatarak, at yarıştırarak, cirit oynıyarak, eğlenen ve istirahat eden kafile, Tokatlıların da bir iki bin atlısı ile büyüdükten sonra; Sivas yo-lunu tutmuşlardı. (Devamı var)
4 - Refik Fersan - Tan bur taksimi.
5 - Bimen Şen - Hicaz şarkı -Yıllar ne çabuk geçti.
6 - Dedenin - Hicaz şarkı - Şu karşıki dağda bir yeşiL
7 - Hicaz saz semaisi.
8 - Salâhattin Pınar - Hüzzam şarkı - Aşkınla sürünsem.
9 - Salâhattin Pınar - Hüzzaru şarkı - Seviyordum onu.
10 - Faiz Kapalıcı - Hüzzam şarkı - Büklüm büklüm sırma saçın.
21,00 Memleket saat ayan.
21,00 Konuşma (Haftalık spor servisi)
21.15 Esham, tahvilât, kambiyo-nukut borsası (fiyat)
21,25 Neşeli plâklar - R.
21 30 Müzik (tUnfnnik plâklar)
22,30 Müzik (Melodiler ve solist ler - PL)
23,00 Mü^k (Car ban d - PL)
23,40-34 Son ajans haberleri ve yarınki program.
Sahibi: A. CemaUddin Saraçoğlu Neçriyat müdürü ı Macid ÇETİN Basıldığı yeri Matbaai Ebüzziya
14 NİSAN 1939
TKMİ1AIAH
Sayfa ■ ?■
Gaziantepte Ümran
(Baştar&fı 5 inci «eyfada) şak vesaire olmak üzere (1500) tona yakın mamulat alınmakta ve ihracattan memlekete milyonlarca lira girmektedir. Kilimcilik te müterakkidir. Tezgâh sayısı 300 ü bulmuş ve ucuz olan Gaziantep kilimlerine bütün vatanda rağbet artmıştır. Son zamanlarda inkişaf eden tri kotajcılık bugün yüz makineye malik bulunmaktadır. Sabunculuk, bakırcılık ve debagat te mühim ihracat yapan endüstri şuabatmdand’r. Cümhuriyet hükümetinin bahşettiği muafiyetler dolayısile hemen bütün sanayi şubeleri makineleştirilmekte-dir. Dört yıl içinde yetmiş tezgâlıh büyük bir mensucat fabrikasile ikişer bin iğli iki iplik, bir bakır, biı elektrik fabrikası, müteaddit un vc 6abun imalâthaneleri kurulmuştur
Türk-Suriye hudut boyunda 923 den sonra kundan kaçak eşya merkezlerinden Gaziantep iktisadiyat', ilk seneler çok zarar görmüşse de hükümetimizce alman sıkı ve yerinde tedbirler sayesinde muntazam bir azalış arzelmişLir. Sınır üzerindeki Suriye kaçakçı mağazalarından ço ğunun kapanmış, bir kısmının da iflâsa yüz tutmuş olması hep bu tedbirin iyi ve faydalı neticeleridir Millî serveti kemiren bu mikrop ve mel ân etten- kurtulan ticaret ve sanayi süratle inkişafa başlamıştır.
SIHHAT İŞLERİ
Gaziantepte sıhhat işleri tam ve mükemmel bir şekilde yürümektedir. Yetmiş beş yataklı memleket hastahanesinden başka otuz yataklı Amerikan, yirmi yataklı operatör Mecid Barlas, yirmi yataklı trahom hastahanelerile on iki yataklı doktor Saip Özer doğumevi vardır. Serbest olarak sekiz doktor, altı dişçi ve beş eczahane çalışmaktadır.
Hariciye, Dahiliye, kulak, boğaz, burun servislerini havi bir polikili-nik ve bir salgın paviyonıı ile modernleştirilen memleket hastahane-sinin tıbbî levazım ve teçhizatı ta-
mamlanmış, doğumevi îstanbuldaki emsali seviyesine yükselmiş, trahom 1 la mücadele artmış, köylerde trahom tedavi evleri açılmış, birer küçük seyyar hastahaneyi andıran gezici kamyonetler celbedilmiş, bir askeri hastahane kurulmuştur.
MAARİF HAREKETLERİ
Antepte maarif hareketleri eski-denberi ve çok canlıdır. Halkın okuma zevkini her zevkin üstünde tut-masındandır ki, buradan yüzlerce şair, edib, âlim ve sanatkâr yetişmiştir. Bu zevk zamanımızda büs-
bütün artmıştır. Şimdi olduğu gibi bir lise, bir orta, on ilk, altmış köy ve elli millet mektebine tarihin hiç bir devrinde tesadüf edilmemiştir. Buna rağmen mektep ihtiyacı henüz karşılanmış değildir. Talebe iki kişilik sıralarda üçer, dörder oturduğu halde yine müracaatlara tama-mile cevap verilemiyor. Ulus okulları muhit için bilhassa faydalı olmuştur. Bu sayede okuyun yazan miktarı yarıdan fazla artmıştır. Son dört yıldır tahsisat verilememesine rağmen fedakâr Gaziantep muallim leri bu işi parasız görmekte ve yurt-daşlarmı maariften mahrum bırakmamaktadırlar. Halkevince hapishanede açılan millet mektebinden de mahkûm vatandaşlar faydalanmış ve faydalanmaktadırlar. 932 de 400 mevcutlu olarak açılan İlse fevkalâde rağbet görmüş ve devam edenler bini geçmiştir. Ne yazık ki, cenubun bu değerli irfan müessesesi lâyık olduğu binadan mahrumdur.
faaliyetinin artması yolunda mütemadi bir gayret ve mesai »arfetmek tedir. Bu yüksek kıymetten ilham alan arkadaşları Aksoyun yolunda yürümek ve arkadaşlığına lâyık ol duklarını isbat edebilmek için geceli gündüzlü çalışarak evin yüksek mev kiini muhafaza etmektedirler.
BELED11YE FAALİYETİ
Gaziantep belediyesi, örnek bir müessese vasfına bihakkin lâyıktır. Anadan doğma belediyeci vasıflarına malik, genç, enerjik, hayatta maksatlı ve iddialı olmasını bilen kimseler elinde bütçesini elli bin liradan 215 bin liraya iblağ etmek muvaffakiyetini gösteren bu değerli miiesscsenin şehirde vücude getirdiği asarı şoylece sıralıyabiliriz: Eski ankaz ve harabeler kaldırılmış, çarşı ve pazarlar yeni baştan ıslah ve tanzim olunmuş, keresteciler için yeni bir çarşı kurulmuş, umumî pazar yeri tevsi edilmiş, diğer satıcılar için çarşılar ayrılmış, her türlü fennî tesisatı cami bir mezbaha, bir ba-ğırsakhane, 73 dükkânlı modem bir kasap ve sebze hali, toptan sebze ve meyva satış mahalli, büyük bir buz fabrikası ve soğuk hava depoları, çocuk bahçesi, aile parkı, asri mezarlık tesis edilmiş, şehir medeıî ışığa kavuşturulmuş ve en tenha sokaklara kadar elektrik lâmbaları takılmış, içme su tesisatı sona ermiş, şehitler âbidesi ve ayar saati dikilmiş, 1400 metre uzunluğunda ve 20 metre genişliğinde bir bulvar açılmış ve ağaçlanmış, hükümet cad desi ve bulvarın bir kısmı asfalt döşenmiş, diğer caddelerin parke döşenmesine ve binlerce metre murat-bamı bulan kaldırım ferşiyatına devam edilmiş, şehir imar plânı ve haritası yaptırılmış, belediye binası e-saslı tamir görmüş, itfaiye teşkilâtı kurulmuş ve arazözler marifetile şehrin temizliği temin edilmiş, bir çok meydanlar ve umumî helâlar a-çılmış, Gaziantep tarihi ve belediye broşürü yazdırılmış, müze ve kütüp hane kurulmuş, ekmek fabrikası, asri garaj, inşaat şirketi teşebbüsleri ilerlemiştir.
Gaziantep belediyesinin gösterdiği bu muvaffakiyette en büyük his senin sayın vali Ş. Ali Rıza Çeviğe ait olduğunda şüphe yoktur. İdare ci hazımızm cidden en kıymetli erkâ nından birisi olan ve bütün Gazian teplilerin hakikî itimat ve saygılarını kazanan güzide ilbayın daimî isabetli direktifleri ve devamlı nezaret, mürakabe ve alâkalan sayesindedir ki, Gaziantep bu kadar çok ve güzel esere kavuşmuştur. Münevverleri bir araya toplıyan ve her türlü konforu haiz bulunan şehir kulübü de kıymetli valinin eseridir. Bu faaliyet vilâyet merkezine ve imar sahasına* inhisar eylemiş değildir. Bütün mülhakatta ayni şekilde ve faydalı tesisat vücude getirilmiş ve bay Ali Riza Çeviğin Seyhan Valiliğine Ga-ziantepten aynlışı umumî bir teessür uyandırmıştır. Toksoy
ur. Anmed Akkoyunlu
Taksim - Talimhane Palas No. 4 Pazardan mada her gfln
Saat 15 ten sonra
Baker Mağazalarının
BÜYÜKLERE VE KÜÇÜKLERE: îtimad ile verilen ve azamî yirmi dört saat içinde solucanları düşürmeğe, kat’î tesirini gösteren Sıhhat Vekâletinin resmî müsaadesini haiz
İSMET SOLUCAN BİSKÛVİT lerinin piyasaya taklidleri çıkmıştır. Sayın vatandaşlarımızın kutuların üzerinde daima İSMET) arkasını aramaları ve ■ istemeleri menfaatleri icabıdır. Her eczahanede bulunur. Kutusu 20 kuruştur.
Devlet Demiryolları İlânları
Eskişehir deposuna bir sene zarfında gelecek olan tahminen 30000 ton kömürün vagonlardan yere boşaltılması ve yerden makine ve vagonlara yükletilme işleri 20—4—939 tarihine müsadif perşembe günü saat 15 de H. Paşa gar binası dahilînde 1 ci işletme komisyonu tarafından kapalı zarf usuliyle ihalesi yapılacaktır.
Beher ton kömürün tahliyesi 15 ve tahmili için de 20 kuruş muhammen bedel konmuştur.
isteklilerin 787 lira 50 kuruşluk muvakkat teminat makbuziyle teklif mektuplarını muhtevi zarfları ihale günü saat 14 e kadar komisyon reisliğine verilmesi lâzımdır.
Bu işe ait şartnameler Eskişehir deposiyle H. Paşada 1 ci işletme komisyon reisliği tarafından parasız verilir. (2006)


TÜRK HAVA KURUMU 27„ci TERTİP Büyük Piyangosu Birinci Keşide; 11 -Mayıs-933 dadır-Büyük İkramiye: 40.000 Liradır. Bundan başka: 15.000, 12.000, 10.000 liralık ikramiyelerle ( 20.000 ve 10.000 ) liralık iki adet mükâfat vardır...
Yeni tertipten bir bilet alarak iştirak etmeyi İhmal etmeyiniz. Siz de piyangonun mes'ud ve bahtiyarları arasına girmiş olursunuz...
İstanbul Defterdarlığından:
Tarh isim ve sanatı Mahalle sokak Kapı Vergi İhbarname Sene
N. Cilt V.
Havzbot “Yüzer Ev„
Sahibinin Askerliği
Dolayısile Satılıktır İki yaz mevsimi Kalamışta, Suad ye önünde veya Paşabahçe koyunda takdir ve gıpta İle seyrettiğiniz Havzbot (Yiizer Ev) satılığa çıkarılmıştır. Yaz mevsimini maaile sıhhi bir surette geçirmek Istiyen deniz ve denizcilik severler için bulunmaz bir fırsattır. İsteklilerin 'taksimde General Recep sokak Mübarek apartımanında (1) numarada Bay Recep Erkmana müracaatIarı.
Sipahi 03 lu
’HâSAlf HÜSNÜ

MEKTEP VE HASTANELERİN ihtiyaç olan Battaniye, Yatak, Yorgan, Çarşafı ve Havluları İstanbul Sultanhamam BURSA PAZARI HAŞAN HÜSNÜ de arayınız...
123/1 Agop Dökmeci Süruri Mola- taşı 29/1 7 20 K. 1 44 B. 58 15 935
135/1 Hüseyin Kahveci Süruri Mo-10/1 4 20 K. 58 21 „
ataşı 84 B.
147/1 Moiz Goı gir kutu ardiyesi 30 77 90 K. 58 27
Süruri Cami 15 58 B.
14 02 C.
160/1 Simon Terzi Süruri Handan 60 18 00 K. 58 35
3 60 B.
3 24 C.
179 Mümtaz Sandıkçı Süruri Cami 32 11 22 K. 58 36 „
2 24 B.
2 02 C.
166/1 İbrahim zade Ali Rıza ve- 46 20 25 K. 58 41
kili Yorgi Eftalyadis Tüccar Süru- 4 05 B.
ri Caferağa Han C. 3 66 C.
46/1 Sadi Ressam Naili Mescit 7-9 27 00 K. ■60 7-
Cağaloğlu yokuşu 2 5 40 B.
4 86 C.
373 M. Sezai Komisyoncu Emir ye- 6 42 00 K. 55 25
ni Türkiye han 9 68 B.
6 31 C.
POKER
traş bıçakları en sert sakalı bile yener ve c İdi yumuşatır
Her yerde POKER
traş bıçaklarını ısrarla isteyiniz.
İnhisarlar IJ. Müdürlüğünden
Yukarıda adı, işi ve eski adresi yazılı Hocapaşa maliye şubea, mükellefleri yeni ticaret ve ikametgâh yerlerini bildirmemiş ve yapılan araştırmalarda bulunamamış olmasına binaen hizalarında gösterilen yıllara ait kazanç vergilerinin bizzat- tebliği mümkün olmadığından hukuk usulü muhakemeleri kanununun 141 ve 142 inci maddeleri mucibince tebliğ yerine geçmek üzere ilân olunur. (2514)
Belediyesi ilânları
Fenerde Avcı bey mahallesinin Kuyulubahçe sokağında 8 No. lı ahşap iki katlı etf harap ve mahzurlu vaziyettedir.
Mahallinde yaptırılan tahkikatta sahibi 'bulunamamıştır. Tarihi ilândan itibaren 15 gün zarfında sahibi tarafından yıktırılıp mahzuru giderilmediği takdirde yapı yol'lar kanununun 44 üncü maddesi mucibince belediyece yıktırılacağı ve hedim masrafının enkaz bedelin den tahsil edileceği ilân olunur. (B) (2541)
Neşriyat sahasında Türkiye birincisi gelen ve Dil Kurultaymca ku ruma en çok faydası dokunan iiç Halkevinden ikinci olarak sayılan bu kültür müessesemiz emsali arasında mümtaz bir mevki sahibidir. Gaziantep Halkevinin ihraz ettiği bu yüksek muvaffakiyette baş rolü eski Parti ve Halkevi başkanı bay Ömer Asım Aksoy oynamış ve sayın edibin yüksek görüş ve bilgisine inzimam eden devamlı mesaisi evi »msah arasında birinci yapmıştır Bütün ömrü Umi tetebbu ve tetkiklerle gecen kıymetli muharrir, Evin neşriyatım teşkil eden yirmi olldden sekizini bizzat kendisi yazmış ve dokuz şubeyi de gayeye en uygun ve muvaffak balo getirmiştir. Değerli Aksoy, Evle alâkasını kesmiş ve Ka mu tay da Aza bulunmuş olduğu halde Evle eskiri gibf alâkalanmakta ve
Sattığı Kostüm ve Pardüsüler emsalsiz bir biçimdedir, SAĞLAM
ŞIK UCUZ Halihazırda piyasamızın en zengin çeşitleri, her yerden ucuz fiat ve müsait şartlarla satılmaktadır.
Muhammen B. % 7,5 teminatı Eksiltme
Cinsi: Mikdarı: Lira K. Lira Kr. Şekli Saati
Yangın söndür- 13 kalem 534 42 40 08 Açık eksiltme 14
me levazımı
Yangın âleti 2 kalem 1096 70 82 25 „ »» 14.30
ve eczası
Yangın tulumbası 5 kalem 595 — 44 62 )» ), 14,45
,, hortumu 75 metre 118 87 8 91 Pazarlık 15
Kamyon 2 adet 4800 — 360 — Açık eksiltme 15.30
3 tonluk
Kamyon 1 adet 4000 — 300 — 15.45
5,5 6 tonluk
Satış kamyonu 1 adet 3100 — 233 — 16.30
2 tonluk
Kamyonet 1 adet 3000. — 225 — 1645
1 tonluk
NAFIA VEKÂLETİ
İstanbul Elektrik işleri Umum Müdürlüğünden:
1 — Muhammen bedeli 9500 dokuz bin beş yüz lira tutan yeni kazan dairesine konacak ölçü ve kontrol aletleri C. î. F. İstanbul teslim edilmek üzere kapalı zarf usulü ile eksiltmiye konmuştur.
2—Eksiltme 3-5-9JH) çarşamba günü saat 15 te idarenin Tünel ba-ı şında Metrohan binasının 5 inci katında toplanacak arttırma eksiltme komisyonunda yapılacaktır.
3 — Bu işe ait şartnameler idarenin levazım müdürlüğünden parasız olarak tedarik edilebilir.
4 — Muvakkat teminat 712.5yedi yüz on iki buçuk liradır.
5 — Teklif mektuplarının 2490 sayılı kanun ahkâmına uygun i
olarak eksiltmeden en az bir saat evvel komisyon reisliğine makbuz mukabilinde verilmiş olması lâzımdır. (2296)
Satılık Ev
Kabataşta Dolmabahçe caddesinde (177) sayılı ev altındaki kârgir ev altındaki İki mağaza ile satılıktır. İsteklilerin Gala-tada Bahtiyar hanında mübadele komisyonunda Bay Macide müracaatları.
I —Şartnameleri mucibince yukarıda cins ve mikdarı yazılı 8 kalem malzeme hizalarında gösterilen usullerle satın alınacaktır.
II — Muhammen bedelleri, muvakkat teminatları, eksiltme saatleri hizalarında gösterilmiştir.
İÜ — Eksiltme 21—4—989 cuma günü Kabataşta Levazım Şubesindeki Alım komisyonunda yapılacaktır.
IV — Şartname ve listeler her gün sözü geçen şubeden alınabileceği gibi kapalı satış komisyonu plânı da görülebilir.
V — Yavşan Tuzlası için alınacak kamyon eksiltmesine iştirak etmek istiyenlerin kataloğlariyle karoseri şekli de dahilî taksimatını gösterir bir plân ile benzin sarfiyatını gösterir fennî tekliflerini ihale günlünden 5 gün evveline kadar inhisarlar Tuz Fen şubesine vermeleri lâzımdır.
VI isteklilerin eksiltme için tayin edilen gün ve saatlerde yüzde 7,5 güvenme paralariyle mezkûr k.QnıisyQiiQ, gelmeleri, (2172).
Tasfiye halinde bulunan Türk Anonim
Şirketi Müteşebbisesi Hissedarlarına :
27‘mayıs 989 cumartesi günü saat 10 da Galatada ömerabit hanında birinci katta 25 numarada yapılacak umumî heyet içtimaın-da aşağıdaki ruzname görüşülmek üzere hazır bulunulması rica olu-* nur.
1 — Tasfiye memurları ve mürakip raporlariyle bilânçonun kabul ve tasdiki ve tasfiye memurlarının ibrası ve buna müteallik karar ittihazı. '______________________________
İstanbul Berberler Cemiyetinden :
11.4.989 salı günü idare heyetinde müddetini dolduran üç azanın yerlerine yapılan intihapta ekseriyet temin edilmediğinden 18.4.89 salı günü saat 10 dan 16 ya kadar ikinci defa olarak Cemiyet Merke-* zinde intihap yapılacağını bildiril Yb âMRl» Ççnıiyçt ftÛ^dablgfl^U birlikte gelmeleri ilân olunur, .
«•x*x*x»**’**«

:;X
m;
İlil!
%%X*X
•.•••»•.•••••••••••••.•••••••i
»XvX*
M
I

:*)x*x%((((%»x(%*x*x*x(*v‘
)x*x*xW$&^ ..................
•••••*%¥x*x«*x*x%*
•x*»:*:«*x*
:‘:W:-x‘::::
••••«•♦••x*x(
.....

.
»W»



x*x*x( ?
*-
:::S:W:::::$:$:$'

:::$


X\‘XvX*XvXvXv

*«?*?»%?***yy**?*î»îc*x*x*x*x*x*

25 Adet Sipahi 50 Kuruş
— 25 Adet Samsun 45 Kuruş

y
x*x
X*)‘





x(:x-:-x(x((x(vX*XvX:Xv