SAYISI
HER
YERDE
KURUŞ
idare: Nuruoanumiy© No. 11 Tel adresi: «YENİ SABAH» İSTANBUL Telefon: 20795
Çarşamba
14
OCAK 1948
Onuncu Yıl
No. 3198
Bilumum fotoğraf malzemesini emsalsiz hususî aKminüst GASSETTÎSTt ile yeşil ipek ' kartlarını bir kere kullandığınızda takdir ede- I çeksiniz. Tararla bayilerden isteyiniz. 1

X
--- -------- e ’ --------------. . . -II Kızıl tehlikeyi ve komünist tehdidini bir umacı haline getirip memlekette marazı bir ruh haleti î ||yaratmak Moskovanın takib ettiği sinir harbine yardım etmek ve Moskof propagandasının^ V--— ekmeğine yağ sürmek olur — = = =■*
nnnnnıT Tehlikeyi vaktinde görmek ve gereken ocçıııı ikduuuuuuıı tejjJır|erj gimgjj „erjni|g |jr yumuldun.
tadili kararlaştırıldı
9
Orman Kanunu da değişecek
Seçim Kanununun tâdili lehinde konuşanlar: Nihad Erim, Tahsin Banguoğlu, Kemal Satır; aleyhte konuşanlar: Rasih Kaplan, Muhiddin Baha Pars, Feridun Fikri Düşünsel, Süreyya örgeevren
Fnknt Yalmanın hiç de samimî Nanmadığımız, reçetesine uyularak her yerde kızıl bir parmak, her hareketin altında bir komünist tahriki sezinlemek de memlekette bir dehşet ve yıldırma havası estirmek neticesini verir Eskiden bilgi dağarcığı bomboş fakat kara ta’assub damarları dim dik ayakta yobazlar vardı. Bunlar kenar mahalleler meBCİdlerinde güya halka vâiz ederler, ellerini önlerindeki rahleye vura viıra, ne Tanrı kitabında, ne de İslâm dininde yeri olmıyan hurâfeleri e-le alarak, bangır bangır bağırır-
(Devam’ Sa., 6; Sü„ 1 de)
Ankara, 13 (A.A.) — C. H. P.
meclis grupu başkan vekilliğinden:
C. H. P. Meclis grupu genel kuru ]u bugün (13.1.1948) saat (15) de
Sivas milletvekili Şemseddin Otlnal tayın başkanlığında toplandı.
Kürsüye gelen başbakan:
(Devamı Sa., 5; Sü.. 4 de)
Seçimleri Yenilemek Farzoldu
r—— * * *--------------------s
Eminiz ki şimdi de hiç olmazsa 1950 yılına kadar hayatlarını sürüklemek ve şu zamlı aylık ve yollukları almak isti-yecekierdir. Fakat hâdiselerin akışı, ne kadar olurlarsa olsunlar, bu zevatın dar sinden muhakeme yürütmelerine
(__________
kalabalık
ve şahsî menfaat zaviye-müsaade etmemektedir.
_____________________)
ün geçtikçe ve hâdiseler geliştikçe seçimlerin yenilenmesi lâzım geldiği çok açık olarak, görünmeğe başlıyor. Halk Partisi İçinde hayli kaynaşma, parçalanma ve dağılmalar olda ve şimdiye kadar olanlar gelecekte olacaklara nazaran her halde bir zerredir. Çünkü Halk Partisi denilen acaib halita, milli zafer üzerine, herkesteki şevk ve heyecanın doğurduğu hissi birlik â-mnda, çok kuvvetli bir şahsiyetin kurduğu bir teşkildir. Bu parti içine, her türlü düşüncede simaları, toplamıştır: Köylüsü ve şehirlisi taciri ve memuru, kiracısı ve mal sahibi, liberal ve muhafazakârı; dincisi ve lâiki, sarıklısı ve sarıksı-zı, aydını ve cahili bu kalabalığa karışarak siyasi bir partiden ziyade bir cemiyet vticude gelmişti. Amma bu kadar karma karışık, bu derecede insicamsız bir halitanın müsbet bir programla muayyen hedeflere doğru gitmesi imkânı olabilir mi?
Biri sağa gelirken öteki sola çekiyor, bir adım ileri atılıyor sanılırken yandan manevralar başlıyor ve boylere bocalıya duraklıya yerinde sayılıyordu.
Çeyrek asır bu yalpaların farkına varılmadan terakki halinde bulunduğumuz vehminin memlekete telkini, sırf tek parti usul ve propagandasının bir eseridir ve Halk yalnız bir taraflı ses dinlediği içiıı hiç bir hakikati görememiş, hattâ büdcesinın durumundan bile lâyı-kile haberdar olamamıştır. Ancak geçen günlerdedir ki büdcedeki is- I rafların mahiyetini Mecliste açık-lamak kabil olmuştur. Maamafih bu ifşaatın da amelî bir tesiri ol- ( muş değildir. Zira kabine bütün israflarına rağmen büdceyi aynen i kabul ettirmeğe muvaffak olmuştur.
Bu şartlar içinde yaşıyan ve 1946 seçimini de eski ve malûm tarzda tahakkuk ettiren bir parti İçinden yine çözülmüş, bir de Ham dullah Subhî ayrılması olmuştur. Esasen Batıdaki mânaslle bir parti denilmiye lâyık olmıyan bîr kalaba lık ancak bir birlik manzarası ile ayakta durabiliyordu. O birlik de kalmayınca seçimlerin yenilenmesi artık bir borç olmuştur, bizce seçim kanununda vakit kaybetmeden tadilât yapılmalı ve o tadilden tonra da derhal umumi bir intiha-
ba
ruz: Bu teklif
bilhassa zayıf ve seçim kabiliyeti olmıyaıı elemanlarımı rahatsız ede çektir ve onlar böyle bir hal şekli-(Devamt Sa,, 3; Sü,, 4 de)
geçilmelidir. Filhakika biliyo-Halk Partisinin
Bir kaçakçı şebekesi yakalandı
------o-----
Şebeke, ecnebi şileplerdeki idhal mallarını geceleri nasıl kaçırıyordu?
----o----
Limanımıza Amerika, Ingiltere ve Akdeniz limanlarından gelen ec nebi şileplerde bulunan kaçak eşyayı, gecenin karanlığından istifade etmek suretile kaçıran bir şebe ke kurulduğu anlaşılmış ve bunun üzerine Gümrük Muhafaza Başmü dürlğünce gerekli tertibat alınmış bulunmaktadır,
Bu cümleden olmak üzere evvelki akşam saat 20 sularında, şaman dıralarda bağlı bulunan ecnebi şilepler arasında devriye gezen Güm rük Muhafaza motöründekl nöbet çi, forsu olmayan bir sandalın, ka ranlıktan İstifade ederek uzaklaşmakta olduğunu görmüş ve şüphe (Devamı Sa., 5; Sü., 2 de)
Sabah Faslı
• >
Yolsuzluklarını İfşaya Başlıyoruz:
ve Adnan Menderes Parti Merkez
Öner in açıklaması
Kenan öner: "İstifa etmedim
istifaya mecbur edildim,, diyor
ÂKVİMDEN BİR YAPRAK]
müd-Ara-
«Varlığımı, rüşvet mahiyetinde başkalarına peşkeş çekiyorlar, bugün D. P, Harbiye ocağının bir üyesiyim, şu veya bu parti-
F
Kuruculardan Fuad Köprülü
binasından çıkarlarken
Bu dikkate şayan raporda, namuslu bir memurun En muhasebesinde, nelere şahid olduğu ve nasıl çek ım zorunda kaldığı mufassal olarak bildiriliyor Enstitüsü içinden tefessüh etmiş vaziyettedir ..»
Meclis kürsüsünden en salahiyetli ağızların yaptığı bu açıklamalar karşısında «Yeni Sabah» mezkûr enstitü hakkında yapılacak


Aklımıza geldi de...
emokrat Parti II başkanı Profesör Konan Ömor öne rln İstifasını Halk Partisi II başkanı Doktor Fahreddln Kerim Gökayın çekilmesi taklb etti.
- Ortada İki parti arasında bu sahada da bir yarışın başlamış olduğunu görüyoruz; aoaba «D. p.» genel başkanı sayın Bayar da çekilecek olsa karşı tarat da bu örneğe uyar ve memlukotte bir üzüntü konusu olan Cumhur başkanlığı llo parti genel başkanlığı nlhayot birbirinden ayrılırlar mı dersiniz?
DİKEN

, rüşvet mahiyetinde başkalarına bugün D. /( Harbiye ocağının bir üyesiyim nin esiri değilim»
D, P, İstanbul İl Başkanlığından İstifa etmiş bulunan Kenan Öner aleyhinde, Vatan gazetesi tarafından açılan neşriyat hâlen devam et mektedir.
Mezkûr gazete, İthamlarını biraz daha İleriye götürerek, Önerin Komünist propagandasına —bilmeden— alet olduğunu öne sürmekte ve «Kenan Önerin hazırlıkları a
rasında kongre günü taraftarlarına sokak nümayişleri tertip ettirmek de vardio demektedir. Kenan Öner, bütün bu İthamlara karşı dün de şu cevabı vermiştir:
«— Bu dedikodular; geçen yıl, kendi ayarında kimse bulunmadığına İnanan bir kurucunun yardımı ile, D, P, İstanbul teşkilâtında çıkarılan (Devamı Sa., 5; Sil., 6 da)
H. Kılıçoğlununldd iası Yalanlan.yor
Vali, hiçbir ziyafet
Ayrıca ilâve edildiğine göref Vali francala değil, halkla beraber tek tip ekmekten yemektedir
Dün belediye neşriyat ve istatistik müdürlüğünden, iki gün evvel eski milletvekili Hakkı Kıhçoğ lunun gazetemizde çıkan iddialarına cevab olmak üzere bir mek-tub aldık. Bu mektubu aynen sü tunlarımıza geçiriyoruz:
Yeni Sabah gazetesi yazı işleri müdürü sayın Fatin Fuat’a:
* Sayın gazetenizin 11 Ocak tarihli sayısında «Verem haftası ve mükellef bir ziyafet - vali îstanbu la rahmet olarak mı gönderilmiş ?> (Devamı Sa., S; Sü., 7 de)
\
«Yeni Sabah bundan bir det evvel { Maden Tetkik ve ma Enstitüsü) ndeki zincirleme yolsuzlukları ve bir takım keyfî mes’uliyet hissinden azade hareketleri ilk defa olarak ortaya atmış ve bu hususta sürekli neşriyat yapmıştı.
Nitekim aradan bir müddet geçince mevzuubahis yolsuzlukların teferruatı Meclise de intikal etmiş ti. Filhakika, o zaman Ekonomi Bakanlığını uhdesinde bulunduran şimdiki Çalışma Bakanı Bay Tahsin Bekir Balta, ilk Önce gazetemi zin açtığı çığır üzerinden ithamlar serdeden bazı milletvekillerine verdiği cevabda, bu idarede bazı keyfî ve gayrı kanunî hareketlerin vukubulduğunu bizzat kendisinin de tes^:t ve müşahade etmiş olduğunu açıklamıştı.
Ayni giin Ekonomi Bakanlığından o sırada henüz ayrılmış bulunan Fuad Sirmen de, bu yolsuzlukları kuvvetle te’kid eder mahiyette olan şu sözleri söylemişti:
Maden • Tetkik ve Arama
tahkikatı güçleştirmek endişe
* !
Ti
Cavid Ekin
Ekonomi Bakanı
sile bir müddet neşriyatını durdurmuş ve beklemişti.
Fakat aradan uzun bir zaman geçmesine, elde bir çok delillerin mevcud ve hakikatlerin açık olmasına rağmen maalesef esaslı her hangi bir harekete geçilmediği görülmektedir.
Bu vaziyette memleket menfaat lerini her şeyin üstünde gören «Yeni Sabah>, yeni Ekonomi Bakanı Cavid Ekini ve dolayısile Hasarı Saka kabinesini, yurdun . bağrında belirmiş bir çıban mahiyetini taşımakta olan mezkûr enstitü yolsuzlukları husususunda bir kere daha ikazı kendine bir vazife bilmektedir.
Bugünden itibaren ifşasına baş-lıyacağımız hakikatler ve yapacağımız neşriyat yine bir netice vermez ve bir fayda temin etmezse hiç değilse efkârı umumiye önünde günah ve vebali her şeye rağmen vurdum duymazlıktan gelen sorumlu makamlar tekabbül etmiş olurlar.
(Devamı Sa., 5; Sü.» 3 de)
Bulgar muhaliflerine bir ihtar.
----o---
Dimitrof, büdceyi tenkid eden muhaliflere idam edilen Petkofu hatırlattı.
----o----
Sofya; 12 (AP.) — Yeni yıl bild cesinl tenkhl eden ve onaylamaktan kaçınan Eulgar sosyalist partisi par lûrnento grupunun 9 üyesi dün bag bakan Georgi Dimitrofun bir ihtarı na uğramışlardır.
(Devamı Sa,, 5; Sü., 6 da)
Ahmed Veziroğlu’
nun içişleri Bakanına
acık mektubu
Ankara, 13 (Hususî) — Afyon Demokrat milletvekillerinden Ahmed Velroglu bugün İçişleri Bakanına hitaben bir açık mektııb neş -retmiştlr. Vezlroglu bu mektubun -(Devamı Sa., 5; Su., 1 de)
Ey kimsesiz âvâre çocuklar!
Köprünün üzerindo bir koşuşma... Öndo bacak kadar bir çocuk; polasparoler içindo, su rat o kadar pis; o kadar lekoli, o kadar ( yamalı kı _______ f
lu demogo dil varmıyor, iki kadid a-yagın son süratle tahrik eylediği bu paçavra kümesi geçicilerin arasından yılan gibi süzüldü, kaydı Boğaziçi vapurlarının mordivenlorınden uçtu... Firarının arkasında bir Anadolu uşağı... Kaskot kulaklara geçmiş; kalın kaşlar çatık, burun, avına saldıran yırtıcı bir kuş gagasını hatırlatıyor; kara bıyıklar dikenlonmış, ağız müte-kallıs... Handikap olsun diye yemenileri atmış, yün çorapla koşuyor... Arada bir feryad: «Tutun!». Oğlan kendini Köprü altına bir atsa bir daha ele goçmiyecek... Orası dubaları, bölmeleri, siperleri, çelik levhaları, zincir kümolori ile bir âlem.
Biraz sonra kaçağın yakası cimde mordivonden çıktılar. Takipçinin ( Tutun!» foryadını işiten biri firariyi ya-kalam.ş.
Mcs'elu anlaşıldı: Kaçan Köprüaltı
— Çocıık Esirgeme Kurumu mı — dünyasından bir mahlûk; hayat fırtınası ile savrulmuş köksüz bir ısırgan otu...
ULUNAY
insan og-

Uzun kol sopetle-rlnde portakal satan birini gözüne kestirmiş. Bir atılmış on kadar portakalı
kapınca tüymüş! Portakaloı (ini şine
duşmuş. Yakalanacağını anlıyaıı çocuk portakalları denize attıktan sonra teslim olmuş.
Etraflarında kalabalık bir halka... Hırsız o kadar sakın, o kadar lakayd, o kadar küstah ki... Canavar dişine boııziyen sivri dişlerini aralık bırakan dudaklarında hatif bir tebessüm bile var. Kirli vo çitişmiş saçlarının maskelendirdiği alnının altında, zekâ kıvılcımları parlıyan gözlerinde bir tecs* sür bulutu dolaşıyor. Bu bir nedamet mı? Ne gezer! Muvaffak olamamak-lıgın gizli teessüfü...
Portakala nefes nefese hâdiseyi anlatıyor. Halk jürisinin hükümleri muhtelif:
Ulan!... Bacak kadar boyunla şimdiden mı hırsızlığa b.ıhladın?
(Lütfen şuyfayı çivim»/
SAYFA: İ
YEN t SABAH
14 OCAK 1948
İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm?!
OkUYUCU
I

/

0
O
O
t
| HEfl ŞABAH\
Yazan
— İngilizlerle temas nasıl oldu?
— Berlinde bir İngiliz memuru varmış, Talât paşa ile görüşmek istemiş diğer taraftan Ingilteredç Türk menafi! aleyhinde kırk, kırk beş kişilik bir grupun bağında bulunan bir îngilize mekfub yazmış. Bu hücumların doğru olmadığını söylemiş o da görüşeceğini cevaben bildirmiş. Sonra Kolonyaya geldi, görüştüler. Türkiye aleyhindeki hücumların nihayet bulmâsı, Sulh yapılması hakkında sözler söylemiş, o da şeraiti sulhün ne olabileceğini sormuş. Paşa hududu millîyi anlatmış. Sonra yapılan haksızlıklar için teşebbüsatta bulunacağını söylemiş.
— Burada mücadele aleyhinde bulunmak üzere teklifat vâki olmuş ? -
— Bilmiyorum.
— Sulh yapabilmek salâlıiyetini kendinde nasıl görüyormuş?
— Böyle bir salâhiyet görmüyordu. Bilâkis Anadoludan istizan edilmek şartiledir ki görüşüyordu. Enver paşa ile de bir Ingiliz binbaşısı îsviçrede görüşmüş, Enver paşa her şeyi söylemezdi. Bize söylediği bazı sulh şeraiti hakkında görüşüldüğü idi.
— İstanbul hükümeti tarafından her hangi bir surette anlaşmak istiyenler oldu mu?
— Hayır.
— Enver paşanın yazdığı bir mektub meselesi vardı?
— Bilmiyorum.
— Siz ondan sonra ne yaptınız?
— Cemal paşa Moskovaya gitmişti. Bize bir mektub göndererek Rusların muğber olduğunu söylüyordu ve Efganistana gidecekti. İki ay sonra şahadetini haber aldık. Bendeniz Azmi beyle yalnız kaldım. Ankara hükümeti artık müsaade etmişti. Bulgaristan ta-rikile geldim.
— îttihad ve Terakki teşkilâtı ile Azmi beyin seyahatleri ne derece alâkadardı? j r
— Hiç alâkadar değildi, bilâkis buna fena halde kızardı.
— Azmi beyin Küçük Talât beye yazdığı mektubu biliyor musun?
— Hayır.
— Biraz faaliyetinize temas etti mi, hemen «Hayır > a düşüyorsunuz.
— Vallahi efendim bilmiyorum. Azmi bey ve ben Batum kongresi mukadderatı aleyhinde idik.
— Nasıl olur? Azmi beyin el ya zısını tanır mısınız?
(Kâtibe hitaben: «Azminin mek tubunu gösteriniz!»)
— Bak mektublar senin dediğin gibi posta ile gitmiyormuş. Îttihad ve Terakkinin faaliyetine aid olan kısmı okunursa ne dersin?
— Yazı onun.
— Bakınız?
— Fikir fena.


Mil
ViM^


Ey kimsesiz âvâre çocuklar !
(Baştarafı 1 tocTAe)
— Ne yapsın be? Canı portakal istemiş.
— Canı portakal istiyen on tane birden mi aşırır?
Oğlan oralarda değil.
Hah.,, Polis geldi. Bakalım; ne yapacak?
Polis vak'ayı dinledi. Portakalının:
— Portakalları denize attı. On portakal... Sermayesi bir tlra... Ben günde bir lira ekmek parası çıkartıyor muyum?
Polisin eli uzandı; fakat hırsızın yakasına yapışmadı. Oğlunun yaramazlığını gören bir baba edasile oğlanın kirli kulağını tuttu. Hafifçe salladı; sonra koşar gibi mini mini bir tokat-cık vurdu. «Haydi bakayım; dedi; bir daha


Tefrika No. 144
Yılbaşında zam bize zam yerine gün mecburi izin
söz
— Memleketin geçirdiği felâketlerden nedamçt göstermek lâzımken hâlâ fırıldak çevirmeğe çalışıyorsunuz ?
— feenim imzam var mı?
— Ne diye onun lehinde şahadete kalkışıyorsunuz?
— Eğer benim imzam varsa ve biliyorsam Allah belâmı versin.
— însan ıhanevî bir âkideye ma life olmadıkça istediğin kadar Allah bolftmı versin diyebilirsin. O-âun için böyle tekrar tekrar yalanlanın tutanz.
— Yalan değil, yanlış...
(Burada müddeiumumi bey
alarak. Kral Kostantin mevkii iktidara geldiği zaman Kostantinin yaveri general Metaksasın Talât paşaya gönderdiği bir mülakat talebinden malûmatı olup olmadığını sordu. Doktor Resuhi «hayır» cevabını verdi ve celse on dakika tatil edildi)
Saat dörde on kala ikinci celse açıldı.
Reis — Deminki isticvabat ara sında şayanı dikkat bir nokta vardır. Onu izah edin: «Doktor Nâızm Batumdan Berline gelmişti. Orada Batumda bu meseleyi konuşurlarken ben yoldum. Benim namıma imza dedi.» diyorsun?
Maznun — öyle söylemiştir.
— ifadenizde Batum kongresi karar la rma tarafdar olanlar me-yanında Enver paşa ile pederi beyi söylüyorsunuz.
— Vehib paşa Enver paşayı A-ıjadoluya geçmeğe teşvik ediyordu?
—Memlekete geldiğiniz zaman faaliyetinizden bahsediniz ?
— Hiç bir faaliyeti siyasiyede bulunmadım. Geldikten sonra taba betle meşgul olmak istedim. Fakat terakkiyatı fenniyeyi takib etmek imkânı göremeyince vazgeçerek Kemal be>re «bana, münasib bir iş bul» dedim. Anadolu hükû-metile arası iyi zannediyordum. Ayni zamanda Cavid beyi de görmek istedim, evini sordum. Kemal bey: «Ben gideceğim, beraber gidelim» dedi. Ben «daha gitmek istemiyorum. Başka bir giin gideceğim» dedim. Kemal bey «Çay var, gider bir çay içer, dönersin » dedi. Beraber gittik bir çok arkadaşlar orada toplanmışlardı. Kemal bey Gazi paşa hazretlerine mülakatlarını anlatıyordu. Paşa hazretleri «zümre namına müracaat kabul edemem, ferd itibarile hizmetinizi beklerim* demişler.
— Kimse söz söyledi mi Kemal beyden sonra?
— Hayır, «pek âlâ, muvafıktır» denildi. Sonra ben «Bana müsaade edin gideyim » dedim. Çıktım. Kemal bey: «Sen çayını içer sin, gidersin; ben Cavid beye nin işini söylerim* dedi.
— Demek sen bu içtimadan velce haberdar değildin?
— Hayır, Cavid beyin evine
daha gitmek değil, o gündenberi yüzünü bile görmedim, tahkik buyurabilirsiniz.
se-
ev-
bir
(Devamı var)

İzin günlerinde yevmiyeleri kesilen Tekel bekçileri
İsim ve adresi mahfuz bir okuyucumuzdan aşağıdaki mektubu aldık:
«Tekel idaresine bağlı Üsküdar Şemsi paşa tütün yaprak bakımevinde, uzun senelerdenken bekçilik yapmaktayım.
Günde sekiz saat çalışmak la 375 kuruş yevmiye almaktayım; fakat bu ücretten, buhran, muvazene ve kazanç vergileri kesildikten sonra e-liıne geçen ancak 226 kuruştur.
Aldığım bu gündelik île 8 nüfusa bakmak mecburiyetindeyim, beklerken, ayda dört verdiler.
İzinli olduğumuz günlerde yevmiyemizi atamıyoruz. E-saseu çalıştığımız günlerde karnımızı tam mânasile doyu ramıyan bizlcri, bu vaziyet, çok fena bir hale sokmuş bulunmaktadır.
Müessese müdürünün, bu ücretsiz izin günlerini kaldır ması hususunda sual soranlara müdür şu cevabı verdi:
«— Bu emir bize bir buçuk sene evvel gelmişti; fakat ben, sîzlerin vaziyetinizi bildiğim için şimdiye kadar idarei maslahat ediyordum. Artık eınri tatbik etmeğe mecburum.»
Bu vaziyet karşısında ne yapacağımızı şaşırmış bir haldeyiz. Gazeteniz vasıta-siyle şikâyetimizi ilgili makamların dikkat nazarına koymanızı dileriz.»

SCLTANTEBELİTERE BELEDİYENİN CEVABI
Üsküdar kaymakamlığı be lediye reisliğinden:
«Yeni Sabah gazetesinin 8. 1.1918 tarihli nüshasında «Üsküdarda Sultantepelile rin dilekleri» başlıklı ya a in celeıuniştir.
Üsküdar bölgelinde cut n ?. genin şılar ka l
havalisi tramvay idaresinin Üsküdar - Iûbiklı - Bulgurlu j ile Üsküdar - Kadıköy hat- I hırında calışhdığı otobüsler de taşıt ihtiyacını hafifletmektedir. Üsküdar - Beykoz arasında işletilmesine i-zin verilen otobüslerden de Beykoz halkı faydalanmaktadır.
Ancak Sultan tepe bölgesinin mevcut yolları çok diktir ve şimdiki halde otobüs işletilmesine elverişli değildir. Bülbüldere caddesinden ayrılan bu semtin yegâne a-raba yolu darlığı yüzünden büyiık nakliye vasıtalarının geçmesine müsait bulunmamaktadır.
Bu yolun genişletilmesi de tahsisat meselesidir. Bu tahsisatın sağlanmasına imkân nisbetinde çalışılacaktır.»
mev-e va.Mtatarı b;ı böl .acını kısmen kar* 'sriar. Bundan baş ..adar - lladıköy ve
böyle halletme...*

çocukları böyle mi kurtara-
Çocuk Esirgeme Kurumu?
Serseri cağız?
Nerede
Nerede bununla meşgul olacak alâka-
darlar? Nerede onlara uzanacak olan cankurtaran simidi? Nerede? Nerede?
Bugün portakalcının sepetini mahyan bu çoouk yarının tam malı bir şeriridir.
Bugün (sam yeli) nin önünde
len bu fidan, yarın artık (sabâ rüzgârı) nın ıtırlı okşamalarını duymıya-oak!
Ey kimsesiz âvâre çocukları Hele gizler! Hele sîzleri
yağ-diplo-
bükü-
Belediye dairelerinin tevhidi projesi şubatta görüşülecek
Dün Belediyede Encümen âzalarının iştirakile yapılan toplantıda teklifin Şehir Meclisine gönderilmesine karar verildi
Dün saat 10.30 da belediye role muavini Said Koçağın başkanlığında bit toplantı yapılarak belediye dairelerinin tevhidi meselesi ikinci defa görüşülmüştür.
Evvelce de bildirildiği üzere ihzari bir işletme haline getirilerek bir tek umum müdürlük emrinde çalıştırılacak olan muhtelif boledi-ye daireler müdürleri dünkü top -lantıda dlr,
E. T.
fikirlerini beyan etmişler -
T. müdürü ile Sular 1da -
BELEDİ YEDE
Yeni ekmek fabrikası
-------o-------
Yarım kalan Halat fabrikanı inşaatını belediye üzerine aldı
Hali tasfiyede bulunan Mahrukat Ofisi tarafından inşasına baştana^ rak tamamlananııyan Balattaki ekmek fabrikası inşaatını ikmal etmek Üzere belediye teşebbüse geçmiştir.
Dün bu iş için Mahrukat Ofisi müdürü ile belediye reis muavini uzun müddet görüşmüştür.
Netice itibarıle bina belediye büdcesinden verilecek parayla ikmal olunacaktır.
Yeni ekmek fabrikasının icabında Istanbulun dörtte bir ihtiyacını kar şılıyacak şekilde geniş ve tesislerinin ona göre yapılması düşünülmektedir.
Sıtma Savaşı kongresi
---o---
// sağlık müdürü A akar ay a gidiyor
D
resi müdürünün do hazır bulunduğu dünkü müzakerede ayrıca belediye encümen âzasından Naci Dilmen ve Bürhan Felek de enoümen namına fikirlerini bildirmişlerdir.
Verilon kararlarda bir Şubatta a-çılac&k olan Şehir Meclisinde gülmek üzere encümence bir hazırlanacaktır.
Belediye dairelerinin tevhid masına dair hazırlanacak
rapor meclisin ilk celselerinde müzakere olunacaktır.
muşu ede-
vilâ-hilû
görü-rapor
olun, olan bu
İktisat
— Verdacıgım! Kızım benim, canım benim, onu çok mu seviyorsun? Çok mu ravalİLflin?
Gene kızın başı kıyanla iki tarafa Ballandı. Boğazından boğuk bir şada çıktı:
— Ondan .nefret ediyorum.
— Beni dinle Verda, ben de bugüne kadar Bülendin ne derece alçak bir insan olduğunu, neler yapmağa muktedir olduğunu, bayağılığını ne* relere kadar götürebileceğini bilmi. yordum. Demek ki, bunca senelik arkadaşım bana da komedi oynuyor, yüzünde maske taşıyordu. İkimiz de aldanmışnz, ana inanmışız. Şimdi anlıyorum ki onun gibi adamlarla ne dost olunun a o de düşman. Böyleleri İçin sevgi ve nefret duygulan taşımak onlara kıymet vermektir. Onlara karşı biçilir his beslememek, on-ların varlığını unutmak, onlarla kar şılaşınca cansız ve ruhsuz birşeyle karşılaşmış gibi omuz silkip baş çevirmek gerektir.
Güzel bir kalıp içinde çirkin bir ruh taşıyan insanlara yapılacak muamele ancak inektir. Ben, lendin hakiki ge başlamış;
Senin onu sevdiğini
Nlçir. bunu bana söylememiştin yav rum? 8enin için dünyada en yakın bir insan., bb dost değil mtylm?
Metin; omuzuna dayanmış kendi sini dinleyen ve yavaş yavaş hiç •
onları görmeden geç-birkaç aydanberi, Bü mahiyetini keşfetmek ondan uzaklaşmıştım, bilmiyordum.
------------o---------- Mükerrer sabıkası olan dolandırıcının muhakemesi
——
Şimdijte kadar 5 defa mahkûm o-lan .sabıkalı do kadıncılardan 30 yaştannda(Macıt adında bir genç, bu * defa da 1(3 numara-
da bakkal^ Elenıyı dolandırma^taı^ sanık olarajc 6, acı asliye ceza mah, kenıesin.e_4^rtloııştir. Burjuva kıya^ fetli dolandırıcı mahkeme salonu na girer girmez hâkimi mütebessim, bir çehre ile selamlamış ve:
a— Efendim gene rahatsız edece ğim, amma artık kusurumu bağışlarsınız- demiştir. Hâkim sevk iddianamesini inceledikten sonra: Ne o artık doktorluğu bira kıp bakkallığa kadar İndin mi?» lft, ti fesinde bulununca da: ,
— Neyaparsm beyefendi, düşüp kalknuyan bir Allah» cevabım vermiştir.
Sanık daha önce, kendisine dok tor süsü vererek bir çok kimselerin^ yüzlerce lirasını dolandırmıştır. Bu, defa ise mezkûr bakkala gidip 120 liralık mal aldıktan sonra:
«— Bana 30 lira daha verin, çırak larla 150 lira göndereyim, Çünkü er de bozuk para, yok» diyerek üstelik parada elde etmiştir.
Mahkemede şahitler dinlenmiş ve celse karar için talik edilmiştir,
Pamuk ipliğine zam yapılmayacak
-------o-------
Bakırköy mensucat fabrikası mayısta çalışmağa başlıyor -------------o----
iplik ve Dokuma müessesesi tara tından hususi müeseseselere verilen pamuk ipliği fiyatlarına yüzde on beş nlsbetinde zam yapılacağı ha beri, İlgililer tarafından yalanlanmaktadır,
Diğer taraftan öğrendiğimize göre, yeni yapılacak mensucat ve elyaf fabrikalarının inşaatı ve teknik teferruatı üzerinde tetkiklerde bulunmak üzere bir Amerikan heyeti şehrimize gelmiştir,
Yeni inşa edilen Bakırköy mensu cat fabrikası. Mayısa kadar faallye te geçmiş bulunacaktır.
Fındık piyasasında « durgunluk
Son bir ay zarfında fındık piyasa aında da bir durgunluğ göze çarpmaktadır,
Diğer taraftan öğrendiğimize gö re, fındık İçin Belçikadan toplu ve külliyetli istekler geldiği halde Bel çika hükümeti, dolar temin >deme dlğlndon bu memlekete ihraç yapıla mamaktadır,
Belçikaya takas yolu Lle fındık ilgililerce hükümetin tütün de olduğu gibi Fındığa da takas veya sterling mukabili ihraç imkânları sağlaması beklenmektedir.
Ayın 19 unda Ankarada yapıla -cak olan sıtma savaşı umumî kon gresi için hazırlıklar ilerlemektedir.
Sıtma savaşı kongresine şehrimiz namına iştirâk etmek üzere 11 Sağ lık Müdürü Faik Yargıcı İle vini doktor Midhat da iştirâk çektir. • J - - a /
Sıtma savaş kongrosine her yet sıtma savaş delegelerde
mum bakanlık müfettişleri istirâk 1 edecektir.
Kongrede ^itün yurdda bir yıl içerisinde sıtma savaşına dair ya -pılan çalışmalar tesbit ve müza -kere olunacak ve önümüzdeki yıl içinde de neler yapılacağı kararlaştırılacaktır.
941 yılına kadar muayyen bölgelere inhisar eden sıtma savaşının 945 yılında bütün yurda teşmil o-lunmuş bulunması kongreyi daha e-hemmiyetli bir hale getirmiştir.
önümüzdeki yıl içinde sıtma savaşında nihaî adımlar atılacağı alâ kalılarca belirtilmektedir.
—1 ■»
MÜTEFERRİK
Sö nestr harçları -----------o-------
Borçlarım ödeyemiyen bine yakın talebe üniversiteden çıkarılıyor

' Sütunlar arasında bir dolaşma daha ünkü «Vatan* da Ahmed 6* min Yalman başmakalesin» şu sername ile başlıyor:
«Evvelâ havayı
Fıkracı — Görenler Allah için söylesinler üstad, yahu dört beş gündür Kenan Önerin parti başkanlığından istifasında bile kini bir parmak gören; şunu bunu komünizme âlet olmakla suçlandırıp memlekette na'lf bir heyecan havası yaratmıya uğraşan, kendinden başka herkesi kör, cihanı da sersem sayarak bir bardak suda fırtınalar koparmıya kalkışa*, sanki başkası imiş gibi simdi de cEvvelâ havayı düzeltelim !♦ buyurman bana Karagözün Beberuhi ile muhaveresini hatırlattı. Karagözü Amerikalılar da pek sevdikleri iç:n belki sen de bu sahneyi bilirsin*. Beberuhi Karagöze hem vurur, hem de:
— Allahtan korkmadan bana yine vuruyorsun? diye şirretlikler eder.
Bir haftadır bizzat dızdıktan sonra şimdi vayı düzeltelim» diye bayıldım doğrusu.
Ben artık alıştığımız şu senin yüz seksen derecelik dönüşlerine değil de bu memlekette hâlâ karı bulabilmene şaşıyorum üstad.

«Her Gün» refikimiz feryad ediyor: «Milli dâvalar menfaat vasıtası olamaz!»
Fıkracı — Bir de bu suali bay Yalmana sor bakalım! Sen rte söylüyorsun yahu! Eloğlu hem mitli davaları menfaat yapıyor, hem de ustetıi* şuna buna hamiyet ve vatanseverlik dersi vermeğe kalkışıyor.
«Son Saat* ırat Bakanından soruyor: «Döviz .r.erımız niçin gizlidir?»
Fıkracı
Bakanı Atıf İnan döviz ayarlamasını gizli tutmadı diye kıyametler koparan biz gazeteciler idik. $ımdi yeni Ticaret Bakanı, sütten ağzı yananın ayranı üfliyerek içmesi gibi, döviz işlerini gizli tutuyorsa kabahat mı ediyor? Amma sen diyeceksin ki asıl a-yarlaına gizli tutulmalı ı(M de döviz işi gizlenmemen idil. . Ne yaparsır bu kadarcık hatâyı da sen mazur görüver...
havayı bulanda ( Evvola ha-söze başlamana

girmesi belediyece mezbahada ted. başlanm ıştır.
hayvanın maliyeti üzerine bu tedkikler neticelenmiştir, bilhassa
Kasapların istediği narh
Et meselesinin aylardanberi yine halli müşkül bir safhaya üzerine kiklere
Canlı yapılan
Ancak bazı mevsimlerde İçinde bulunduğumuz aylarda mu-varldatın azalması nazarı itibara a-lınarak hesablanan maliyette hakikaten perakendeci kasabları teyid eder neticeler alınmıştır. Ancak be tediyece perakendeciler tarafından İstenen narh talebi uygun görülmemektedir. Zira kasablar ı en a2 260 kuruştan tesbîtini mektedfwler. Belediye ise bu fe yanaşmamaktadır.
Diğer taraftan kasablar bu
narhın iste-t kll-
şart.
ve his romanı
İstanbul Üniversitelerinin bütün Fakültelerinde kabul edilen sömestr usulü ve onun malı cephesi olan «borç» meselesi, bütün Üniver siteliler arasında hemen hemen gü nün mevzuunu teşkil etmektedir.
Bugün, Üniversite de okuyan hin lerce talebenin, yüzde yetmişi fakir ler teşkil etmektedir, Bunlar —esa sen, binbir güçlük içinde, tahsilleri ni idameye çalıştıkları için— sömestr borçlarım vermekte de zorluk çekmektedirler,
Diğer taraftan, Fakülte idareleri de, bu durumda bulunan talebeleri; Fakültelerden ihraç edeceklerini bil dirmektedirler,
Fakir talcmelerden, bir kuaıu; «'borç.. dan muaf tutulmak için birer mazlata ile Fakülte idarelerine müracaat etmişlerdir, Fakat zayıf bir ihtimalle, bunun ancak yüzde onunun kabul edilmesi muhtemeldir.
Yaptığımız tahkikata göre, kayıt larımn silinmesi tehlikesine maruz, hâlen 1000 e yakın Üniversiteli tale be vardır,
C. H. P. il idare kurulu başkanlığı
C Jti, P, İl Başkanlığından istifa eden Fahrettin Kerim Gökay, gere ken formaliteler tekemmül etmemiş bulunduğu için hâlen eski va zifesine devam etmektedir,
Yeni başkan seçiminin, önümüzdeki hafta içinde yapılması muhte meldir, İl idare heyetinde bulunan Faruki Dereli başkanlığa en kuvvet li namzet olarak gösterilmektedir

lar altında dükkânlarını kapamak zorunda kalacaklarını belirterek An karaya yakında bir heyet göndereceklerdir.
A birader eski Ticaret

«Son Posta» refikimiz Başbakanır kesbi afiyet ettiği haoerinı: Saka ı yileşti» kelimelerde müjdeliyor.
Fıkracı — Saka iyileşti ise artık Ankara su sıkıntısı çekmiyecek demektir.

Gazetelerden: Mîllet Meclisinin evvelki günkü müzakerelerinde rnıüetve killerinden biri: «Yüz para fazla alan hüküm giydi, milyonlar vuran takıb edilmedi* demiş.
Fıkracı — Ayol, o yeni bir şey değil, yıllarca evvel Ziya paşa merhunı dememiş mi idi ki:
Milyonla çalan mesned-î- izzette sere fr az.
Bir kaç kurusun uıurteklbi cayi kürektir.
FIKRACI
İstanbul vapuru bugün geliyor
Bir müddet evvel Batı Akdeniz seferine çıkan Devlet Denizyolları idaresinin İstanbul yolcu gemisi, bu gün saat 14,35 de limanımıza gel miş bulunacaktır,

Dünkü sis yüzünden vapur seferleri aksadı
Dün sabah limanımıza çöken k( sif sis tabakası yüzünden şehir hat lan seferleri aksamıştır.
Ada seferleri, 15 dakika rötorlı olarak yapılmış, seferler, 9 dan son ra normal bir şekilde devam etmiştir,
bir edi] bo$-
Tefriki:38
Muazzez Tahsin BERKAND
kırıklan hafifleyen Verdanın saçlarını; yüzünü okşarken söylediği bu candan sözlerin hüznüne kapılmış -tı. Birdenbire ona:
— Seni asıl ben seviyorum., ö. lümlore kadar.
Diyecekti. Son saniyede iradesini topladı. Hayır, onun bir başka er -kek için gözyaşı döktüğü sırada ou sözleri söylemiyecekti. BekliyecektL Verdanın nihayet şarlatan bir lcalb-le hakiki bir sevgiyi birbirinden ayırd edeceği muhakkaktı. Onun zayıf bir dakikasından istifade edemezdi.
Genç kız başını kaldırdı. Metine baktı, göz yaşlan arasında ona gülümsedi:
— Sen dünyanı” en asil ’uhlu, en İyi adamısın Metin. Aylardanberi beni de şaşırtan *»>jıyjb duygulanım sana söylemediğim için ''ann gfl cenine. Bunları sana söylemeğe de değmezmiş. Bunlara b*v de tam bir İsim veremiyordiHn. Onu sevip «ev
sözlerile; sahte tavırla adam beni büyülemişti.
üstümden atabildiğim kadar rahatladığımı
hayretle ona baktı.
rnedığimden emin değildim. Şimdi bunu anladım.
Metinin endişeli yüzü ona eğildi:
— Neyi anladın? Onu seviyor mu sun Verda?
— Hayır, rile o alçak
Duygularım beni rahatsız ediyordu. Aylardanberi bir tek saadet dakika sı yaşamadım. İçimde devamlı bir korku; bir telâş ve tereddüd vardı. Bu ağır yükü için şimdi ne biler, tezsin.
Genç adam,
Kalbi derin bir sevinçle çarpmıştı.
— Sahi mi söylüyorsun? Sahi mİ Verdo ? Demek onu se’iniyorsun?
— Hayır. Hiç bir zaman sevme, din înan bana. Onun yalancı söz lerile; sahte tavırlarile büyülenmiştim. Şimdi kendıır1 n utanıyorum.
— Fakat vavrucuğum bu duy -gun seni derin bir uçuruma to fe-
lâkete sürükleyebilirdi.
— Hakkın var. Onun elinde oyuncak olmuştum. Manyatize miş bir haldeydim. Müdhlş bir luğa yuvarlanabilirdim
— Beni korkutuyorsun Verda!
— Ben de korkmuştum, fakat artık korkmuyorum. Benî sen kurtardın. Şimdi hislerimi açıkça görü yorum. Biraz evvel söylediğin gibi, ona karşı hattâ bir nefret besleml-yeceğim, onu tamamile unutacağım artık.
Metin cevab vermedi. Yanyana eve doğru yürüyorlardı. İkisi de ken (U düşüncelerine gömülmüştü. Köş. kün ışıkları uzaktan göründüğü za -man Verda durdu. Metine baktı:
— Bana inanmıyor musun?
— İnanıyorum; yavrum, fakat madem ki sevmiyorsun, seni hâlâ derinden derine sarsan bu hıçkırıkla ra sebeb nedir?
Genç kız mahzun malızun taşım salladı:
— Zavallı annemle babamı dü -şünüyorum Metin. Bir aşk hayatı yaşotken ölen; doğacak çocuklarına meşru bir isim takamadan dünya -dan çekilen zavallıların senelerden sonra, bu kadar ağır sözlerle tah -kir edileceklerini ummamıştım. Gö rüyorsun ya, cemiyet beni olduğum gibi kabul etmiyor. Ne yapsam, İn sanların gözünde bir piçim, annem de...
Metin eliyle onun ağzını kapadı:
— Sus Verda! Zavallı annene ha karot edenler, insanları ve dünyayı tam olarak tanımıyanlardır. Baban paha bir kaç gün yaşasaydı, sen Darülacezeye bırakılmıyacak, bir aşk çocuğu olarak sevilecektin. Böyle bir felâketi anlanuyanlar, her hâdiseyi en bayağı şekliyle mütalea etmek istiyenler, hayat görüşleri mahdud bir çerçeve içinde hapse -dilmiş, dar kafalı insanlardır. On -larm üzerinde durmağa, düşünmeğe değmez. Bırak oni^r bi düşünsünler. Sen, yıldızı Verda, hakiki şey kaybetmenin.
Genç kız, büyük bir minnet ve şükranla Metinin ellerini yakaladı:
— Sen., siz., hepiniz... ah ne iyi adamlarsınız! Zavallı anamın g-ii -nahsız bir kadın olduğuna, bir kazaya kurban gittiğin? inanmamış oı sanız beni böyle bağrınıza basar mry diniz? Fakat...
diledikleri gi . yannın sanat benliğinden bir
(Devamı var)
B


4 otobüs daha geldi
E, T, T, İdaserinin İsveç fabrika larrna siparis ettiği elli otobüsten dördü daha limanımıza gelmiştir.
Oğrendlmlze göre E. T. T. idare si bu otobüslerden bir kısmım Tak sim — Sarıyer bir kısımım da Nişantaşı — Beyazıt hattına tahsis e decektir.
★ TAKVİM x
OCAK 1948
1362
Rumi
K. sânı
1
14

1367
Hicri
Reb.e\ el
Kasım 63
Ça; samba
3 — AY 1 — Gt
2
GUN 14
Vakitle
Güne* Öğle İkindi
Akşan Yatsı
İmsak
D.
23
23
50
04
40
40
2
7
0
12
1
12
37
38
K
subaylar mahfe-
İMZALIYA-
olacak andlaşması muteber o-
Sezai Orkunt, Neriman Er-su_ Sön-
Sam-
Celâl Atak. Ne Hadeniz ve Mu
(A.A.) -r- İrak i-avasuıdaki yeni ayın 15 inde im-Merasim Ports-
andlaşması yarın imzalanıyor
İngiltere ayrıca 20 ye yakın anlaşma imzalayacak
Londra, 13 le İngiltere andlaşma bu zal anacaktır,
mouth’da yapılacaktır.
Andlaşma nın imzalanmasın dan sonra bu andlaşma hakkında resmi bir beyanatta bulunulması beklenmektedir.
Andlaşmanın tanı metni da. ha sonra İngiliz parlâmentosuna sunulacaktır.
Londra. 13 (AP.) — Beyanatta bulunan resmî hükümet kaynaklan, İngilterenin bir haftaya kadar imza edilecek yeni İngiliz - Irak dostluk and laşması mucibince, bu memlekete kraliyet hava kuvvetleri tarafından 1931 yılından-berl kullanılmakta olan iki ha va üssünü iade edeceğini açık lamışlardır.
Son haftalar zarfında Lon-drada müzakere edilmekte o-lan yeni ittifak andlaşmasında Irakın olağanüstü bir dıırunı karşısında Ingiltereye bazı askerî üsler ve transit kolaylık lan temini için egemenlik 1 haklarını kullanabileceği kay- ' dedilır.ektedir, 1
Bu kaynaklara göre, Ingiliz-îer, Irak ordusu subaylarını yetiştirmekte devam edecekler ve bu memlekete silâh ve teçhizat temin edeceklerdir. 1930 da iıvza edilmiş olan eski and ' taşmanın yerine kaim muaddel ittifak 1956 yılına kadar lacaktır.
ÎNCİLTERENİN CAĞI DİĞER ANLAŞMALAR
Londra, 13 (A.A.) — Dün
akşam metni neşredilmiş olan Ingiliz - Portekiz ticaret ve para anlaşması, ingilterenin eskiden alış verişte bulunduğu memleketlerle olan ihracatını arttırmak sahasında üiı* merhale teşkil etmektedir.
Bu anlaşma. İngilterenin bu günkü hayat standardını idame ettirmek maksadile 20 ye ya. km memleketle • yapacağı anlaşma serisinin ilki olarak telâkki edilmektedir.
Yen: anlaşmada Portekizin lngiıtereye yapacağı ihracatın çoğalacağı derpiş olunmaktadır. İngiltere sardalya. mantar, Porto şarabı, kahve ve Portekiz müstemlekelerinin ya£ lı maddelerini alacaktır.
1926 anlaşması gcre|gince Portekizin fazla olarak yapacağı her tiirill idhalâtı altın olarak tediye etmesi lâzım ge ien Ingiltere ve 15 milyon Ingiliz liralık bir kredi vermesini Portekiz hükümeti kabul e-dec-ktir.
İş yerlerinde kreşler açılması




TENİ sak

Farzoldu
^Hususi) — İş yerle açılması için Çalışına tüzük tasarısı hazır.
Ankara, 13 rinde kreşler Bakar.lığı biı laınaktadır.
Çalışma hayatımızda önemli bir boşluğu dolduracak olan bu kreşlerin emzirme odaları ve çocuk yuva lan bulunacaktır. İşe giden her an ne kendi çalışma bölgesinde kurulacak bu kreşlere çocuğunu bıraka cak ve işini bitirdikten sonra çocu £unu alabilecektir.
Diğer tarafdan hazırlanmakla o-lan ağır ve tehlikeli işler tüzüğü tasarısı da son şeklini almış ve baş bakanlığa sunulmuştur. Bu tasarı da çocuk ve kadınlarla erkek işçi terin sağhk durumlarına göre yapa bilecekleri tyor tesbit edilmiştir
Her işçi yVnl bir işe girmeden ön cc sıkı bir foktor muayenesinden geçirilecektir.
----------o-----------
Konya « Haydarpaşa yo'cu trenleri
Ankara, 13 ı'dususii
Demiryolları idaresi 15.1.948 günün den itibaren Haydarpaşadan perşembe günleri Konya ve Konya-darı pazar günlert Haydarpaşâya birer yolcu treniıla hareket ettiril meainc kurar vemjUr» ’
Devlet
Türkiyeye verilecek denizaltılar hâlen Büyük Okyanusta bulunmaktadırlaı
Great Lakes (Illinois) 13 (AP.) Hepsi Heybeli Deniz Okulundan me 2un 12 Türk deniz subayı Great Lakesdeki donanma talim merkezin de başlayan 52 haftalık «elektronik» kurslarına, 100 Amerikalı subayla birlikte iştirâk etmektedirler.
Dördü önyüzbaşı ve diğerleri da ha küçük rütbelerde olan Türk subayları, Şikagodakî Illinois merkez demiryolu istasyonunda bahriye kursları komutanı albay W. D. lr-vinle muavini önyüzbaşı B. H. Fa-herty tarafından karşılanmışlardır.
Irvin, bu kursa iştirâk etmek üze re iki haftaya kadar 28 Türk bah. riyelisinin geleceğini söylemiştir.
Kurs komutanının bildirdiğine gö re, Türk subay ve erleri, Birleşik Amerikanın Türkiyeye yardım pro -gramı mucibince, bu elektronik kurs larını göreceklerdir.
Grııpun seyahati geçen kasımın’ 20 sinde Istanbulda başlamış ve kendilerini Amerikaya donanmaya mensub bir akaryakıt gemisi getir rnıçtir. Grupa başkanlık ‘etmekte o-lan önyüzbaşı Midhat Uluer, erlerden çoğunun İstanbullu olduklarını söylemiştir.
Gruptaki diğer önyüzbaşılar şunlardır:
çetin ve Mahmud Eras. Diğer baylar da şunlardır: Necmi mez; Nüsret Belirdi, Halûk yeli, Yavuz Subay, jat Enön; İbrahim zaffer Gün doğan.
Subaylar,, bekâr
linde ve erler okulun kışlasında mi
safir edilecektir.
DENİZALTILAR HAZIR
New London, Amerika, 13 (AP.^ Amerika tarafından Türkiyeye veri lecek olan dört denizaltı gemisi hû len Büyük Okyanusta bulunmakta* dır ve şubatta, martta teker teker New Londona gelerek, TÜrklyeve teslim olunmak üzere hazırlanacak-Jardır.
Bu denizaltılar buradaki tezgâhlarda yapılmaktadır.
Diğer taraftan, New London subay okulunda üç Türk deniz subayı talim görmektedir. Altı aylık bir talim görmek üzere 19 Ocakta Türk deniz tayfalarının gelmesi beklen inektedir.
GEMİLERİN EHEMMİYETİ
Vaşington; 13 (AP.) — Buradaki deniz mütehassıslarının söyledik lerine göre; Türkiyeye verilecek o-lan gemilerin başlıca ehemmiyeti, Türk donanması mensublarını bu ge railerle talim ettirmek olacaktır.
Yine aynı kaynaklardan verilen malûmata göre; bu denizaltılar, hü cum kabiliyetleri de olmakla bera -ber; bilhassa müdafaada kullanıla -cak ve düşmanın münakalesini kes mekte büyük bir rol oynıyacaktır.
Bu gemilerle beraber verilecek mayin tarama gemilerinin tipi hak kında bahriye makamlarından bir malûmat alınmamışsa da petrol ge misi diğer gemilere deniz ortasında petrol verebilecek tiptendir.
Bütün bu gemiler bilhassa müdafaa silâhlarile mücehhez bulunmaktadır. r
Yunan Harbiye Nazırı istifa zorunda
Amerikan -Yardım Heyeti Başkanı Grisvold, verdiği notada Bakanın bazı hareketlerini şiddetle tenkidetti
Atina: 13 (AA.) — Öğleden sonra Başbakan Sofuis’in başkanlığında bir toplantı yapılacaktır. Bu toplantıya Yunanistandakl Amerikan heyetinin şefi General Livesay, Başbakan vuavini Çaldaris ve Har biye Bakam Stratos iştirak edeceklerdir.
Selâhiyetll mahfillerde söylendiğine göre, Stratos İle Yunanistan-daki Amerikan Makamları arasında çıkan bir anlaşmazlık bu toplantıda yapılacak görüşmelerin mevzuunu teşkil edecektir, %
Filhakika Amerikanın Yunannls-tana yardım heyetinin şefi Dvvinht Sofulise tevdi ettiği bir notada Har biye Bakanlığının bazı hareketleri

ni şiddetle tenkld etttiğl, Sakanın kendisine danışmadan bazı teşebbüslerde bulunmuş olmasından ve bilhassa ordu büdcesine kaçınılma sı mümkün olan bazı masrafları tahmil etmesinden şikâyet ettiği' söplenmektedir,
İyi haber alan mahfillerde hâdise lerln vehameti dolayısile anlaşmazlığın halledilmesi kuvvetle muhte me olduğu söylenmektedir. Bunun* la beraber bazı kimseler Stratosun istifa etmek mecburiyetinde kalma sı ihtimalden uzak olmadığını lemekte hattâ yerine Nasyonalist Birlik Partisinin şefi Pangiotis Ka-nalopulonun getirileceğini İleri sür mektedirler.
(B(L^nakcLlçden devam) ne lıiç yanaşmak Memiyecekler-dır. Böyle dairelerinde intihal) kabiliyeti olınıyan zevat ise Halk l’artijHiıde nad|r kuyruklu yıldız* lar değildir. Bilâkis hemen ezici bir ekseriyet bu kırattadır. Böyle olöidiıiHs olsalar seçim kanı^nıınıı nmmleketûı aı/jiBunıı aksettirecek bîr surette değiştirmek hıısıısıına üç yıldır lyı kadar nfııkavenıet e-deder nıi İdi?
ftdıiaK ki şimdi de lıiç olmazsa löSo yılına kadar hayatlarını sü-rükl^mek ve şu zamlı aylık ve yollukları tlpıak istiyeceklerdir. Fa-kat hadiselerin akışı, ne kadar kalabalık olurlarsa olsunlar, bıı zevatın dar ve şahsi menfaat zaviyesinden muhakeme y il rü t melerine müsaade etelemektedir. Memlekette sürekli bir istikrar havası ancak milletin reyine tekrar ve yeniden müracaatla teessüs edebilir. Yeter ki bu dşfaki baş vurmada vatandaş reyini hür ve müdahalesiz olarak izhar etmek imkânına malik olsun.
Şimdiki Mecliste bulunan Halk Partili milletvekilleri Türk milletinin yeni bir seçimi gerçekten isteyip istemediklerini anlamak isterlerse ufak veya geni§ ölçiide bir nevi referandum yapabilirler. Yani anket ve tahkikat açarak vilâyetlerden, kazalardan milletin Mec lisi yenilemek arzusunda olup olmadığını sorabilirler.
Biz eminiz ki bıına alınacak ce-vab çok Miüsbet ve vazıh olacaktır. Bir buçuk yıldır vukuat o kadar hızlı akmıştır ki iki yaz evvel ki durıım ve düşünce ile bugünkü ihtiyaçlar karşılanamaz.
Hem Halk Partisi içinde çözülmeğe uamzed ne kadar çıırük elemanlar varsa onlardan da bıı vesile ile kurtulur, ancak canlı ve seçim dairelerinde intihab olunmak kuvvet ve kabiliyetini lıaiz olanlar seçilirler. Onlar da belli bir program etrafında bir halka teşkil e-derek geleceğin siyasî fırtınalarını muvaffakiyetle göğüsliyecek siyasî bîr parti halinde çalışırlar. İsti-n&dsız, köksüz, bağımsız ve sırf menfaat kaygusile bir an için bir araya gelmiş gibi görünen kalabalıklardan ne mcıgleket faydalanabilir, ne Halk Partisi istifade eder.
Sayın Mareşal Fevzi Çakmak da, iki üç gün evvel, ayni düşünceyi açıklıyordu. İnsaf ve akıl îçiıı ölçü birdir. Yeter kİ hissiyat ve menfaat bu hassas teraziyi bozmasın...
A. Cemaleddiıı Saraçoğlu
/
aktüallteler
le alımı yapılacak
idareci i = gözile

Hükümet müstahsilin elinde bulunan pamukları satın almağa karar verdi
Ankara, 13 (Hususî) — Devlet Bakanı ve Başbakan yardımcısı Faik Ahmed Barutçunun başkanlığında kurulan bakanlardan müteşekkil ekonomik komite, son toplantılarından birinde müstahsil e-llodc bulunan pamukların, müdahale alımı yapılarak hükümetçe satın alınmasını kararlaştırmıştır.
Diğer taraftan İzmir Tarım Satış Kooperatif birliği umum müdü ıü Salâhaddin Çuhruk beraberindeki bir heyetle birlikte Ticaret Bakanlığı ile pamuk ve zeytinyağı ih racı mevzularında temaslarda bulunmaktadır.
öğrendiğimize göre, heyet bu se ne zeytinyağı mahsulünün fevkalâ-
de müsaid olduğunu, İzmir bölgesinin ihracat yapabilecek durumda olduğunu bildirmiştir.
Bu seneki rekolte 60 bin ton ka dardır. Tüıkiyenin senelik ihtiyacı ise 40 bin ton kadardır. Hâlen bir liğin elinde ihraca âmade 4 bin ton kadar zeytinyağı bulunmakta -dır.
Ayrıca birlik pamuk ihracı için de bakanlıkdan müsaade istemiştir. Heyet dün Sümerbankla da temas etmiş, şayed millî fabrikalar için kâfi derecede pamuk stoku varsa birliğin 7 bin ton kadar pamuk ihraç etmek istediğini bildirmiştir.
Heyet, temaslarına bugün de devam edecektir.
9
Tekel Bakanlığının ' yaptığı ihracat
Çoçuk mahkemeleri tasans son şeklini alıyor
Gümrük
Belediye reis muavini . Muhtar Acar ile yarım saat
vaziyete, siz nasıl, indî kapı

tereddüt mülâhazalar ile ashabı kapı
süründürüyorstr»
idare
Hitlerin ve muavini nin mesajları !
Frankfurt: 13 (A,A,) — Dün bir adam iki bölge yüksek memurlarına çıkarak yanında Hitlerle muavi ni Bormanın bir mesajı bulunduğu nu bildirmiştir,
Polis deli olduğu sanılan bu ada nu yakalamıştır, Meçhul adam ita desiıjde demiştir kl:
Berlin veya Hamburg radyosunun bir işareti üzerine blrşeyler o-lacaktır, Müttefikler mukadder o-lân bu (■ birşeyler» in çıkmasını me nedemiyeceklerdlr, Çünkü icab e-den bütün tedbirler alınmıştır. Bu tedbirler harb esnasında Borinanın Rusyaya yaptığı bir ziyaret sırasın da tesblt edilmiştir,
Ankara, 13 (Hususî) ve Tekel Bakanlığı geçen 947 yılı zarfında Almanyaya 1.085.500 kilo sigara, Belçikaya 3.600 kilo muhte lif içki, Danimarkaya 568.500 kilo sigaıa; 50.947 litre muhtelif içki, Fransaya 973.070 litre muhtelif içki; îsveçe 3025 kilo sigara, 200 bin litre muhtelif içki, Iraka 31.714 kilo sigara: 45.274 litre içki; Unraya 515.417.000 kilo sigara ve daha ba zı memleketlere muhtelif mikdarda içki ve sigara satmıştır.
Bunların genel yekûnu 3.255.565. 94 lira, tutmaktadır.
Yeni verilen soru önergeleri
Ankara, 13 (Hususî) — Niğde milletvekili Refik Soyer, yolluk ka-rarnamesile emekli kanununun de -Aiştirilmesi hakkında Maliye Bakan lığından, memurlar muhakemat kanununun değiştirilmesi hakkında A_ dalet Bakanlığından, İstanbul milletvekillerinden Nikola Fakaçelli İs tanbuldaki özel fabrikalarda çalışan işçilerin çalışma şartlan hak -kında Çalışma Bakanlığından izahat isteyen birer soru önergesi ver mişlerdir.
Maliye varidat ve tahsisat şubelerinin birleştirilmesi
Ankara; -{I (Hususî) — Maliye Bakanlığı vâridat ve tahsilat şubelerini binleştirmek için incelemeler yapmaktadır.
Filistini idare edecek Yahudi kabinesi Londra: 13 (A.A.) — Ti meşe göre bir Yahudi kabinesi kurulmak üzeredir Daily Herald gazetesine bakılırsa doktor VVelzman Yahudi devleti Başkam, David Ben Guryon Başbakan. Mohse Shertock Dışişleri Bakam ve Moshe Shapiro Muha ceret bakanı olacaklardır. ,
Yine ayni gazeteye göre Yahudi devletinin Ingiltere elçisi ya Beri Locker yahut ta Profesör Borodetz kt olacakt.r, Brodetzkl Ingiltere Ya hudller birliği başkamda,
• •
I r----------------------------------------------------
JGünün enteresan haberleri|
) (__—________________________________________________j
Sun i ilkahla dünyaya gelen çocuklar
Nevyork: — Yargıtay Başka-
Kral Faysal lıastahaneye kaldırıldı
Lozan: — Pazar günü ski ile kayarken bir bacağım kıran Irak kralı ikinci Faysal dün öğleden sonra Lozan hastahanesine yatınl mıştır, (A,A,)
Denizde yanan gemiler Nevyor — Nevyork sahil muha faza istasyonundan bildirildiğine göre yanan Joseph Conolly vapurundan kurtarılan 3 kişinin yara lan çok ağırdır,
General Callan vapuru bir flika da bulunan 9 ‘kişiyi kurtarmıştır. Union Victory isimli diğer bir go mi de 17 yolcu kurtarmıştır,
Joseph Conolly gemisi, Nevyork tan 1500 kilometre kadar açıkta yanmağa devam etmektedir. Gemi de vukubulan infilâklar yüzünden kurtarıcılar Joseph Conollyden 700 metre mesafede bulunmak mecburiyetindedirler. Union Vic-toryye gelen emirde Ter re — Neuve’e gitmesi bildirilmektedir Ge neral Callan vapuru, romörkların gelmesini beklemektedir. (A,A,)
Allantikte fırtına Londra: — Atlantlkte hüküm süren müthiş fırtına İngilte
renin Güney sahilinde Seatortiv da hasarları muclb olmuştur.
Caddeler ve şehrin aşağı mahal leleri su altında kalmıştır, bir çok ,nı Henry Greenberg, »sunî ilkah» dalga kıranlar hasara uğramıştır. Sed üzerinde münakalât durmuştur- (A,A,>
Hir uçak kazası daha
Vaşington: — Hustom— Va-şlngton hava hattı üzerinde vukua, gelen uçak kazasında beş ki şi ölmüştür. Uçak Vaşington ha va meydanına ineceği sırada yere düşerek parçalanmıştır. (A,A,>
Nevyork borsası
Nevyork: — Dünkü borsada fazla bir değişiklik olmamış, yalnız bazı tahvilât cüzî bir alçalma veya yükselme kaydetmiştir. Pamuk flvatlerinde de fazla bir değişiklik yoktur, (AP,)
Fi lis t i nde gangsteri i k
Kudüs: — Yahudi kdynakla-rından verilen haberlere göre, ellerinde silâh bulunan sekiz kod m ve erkek dün Tel—Avivde Barclay bankasına hücum ederek 12—18 bin İngiliz lirası kadar tahmin edi. len meblağda para çatmışlardır,
• S.v (A,P.)
5oluyla dünyaya gelen bir çocuğun gayrimeşru sayılamıyacağını ve resmen babası olan adamın da bu çocuğun üzerinde bütün babalık haklarını haiz bulunacağı kana atinde olduğunu bildirmiştir, Mesele, halen burada bulunan Çekoslovakyalı bir kadının, bu yol la dünyaya gelen çocuğunu baba sının gelip görmeye hakkı olmadı ğt iddıasile açtığı dâvadan çıkmıştır, Kadın, sunî ilkahın koca-Sıntıı da rı/aslle yapıldığını, bu ço cukta onun kant bulunmadığına göre babası sayılamayacağım Heri sürmüştür,
Hakiru Gıcenborg, kati kararını henüz vermemekle beraber: (Bir çocuk ister tabii şekilde ister suul şekilde dünyapa gelsin babası yine babasıdır.» demiştir. (A.P.ı Eisenhoner Cumhurbaşkanı olmak istemiyor
Vaşi ıgton: — General Elsen
-*hower, kendisini Cumhurbaşkanı ğına aday gösteren New Hempabire tilerin bu teşebbüslerine müsbet ve
ya menfi hiç bir cevap vermemiş ı tir ve Generalin bu sükûtu teklifi Z kabul ettiği şeklinde tefsir edilmek J tedir, • z
Bununla beraber, ordu adına J söz söyleyen bir zat, Eisenhower- i in ( siyaset hayatına atılmak huşu | sunda hiç bir niyeti olmadığını» 4 bildirmiştir, (A.A,) z
Eisenlıoıver Dünya Harbi / tarihini yazacak 7
Nevyork: — General Eisen- I lıower dünya harbi tarihini yazmak! ı İçin 700,000 dolarlık bir mukavele i imza etmek üzere bulunmaktadır, Z (A.A,) Z
Hir başmuharrir öldii z
Kahire: — Mısırın en büyük J gazetesi olan El -Ahram gazetesi 1 başmuharriri Elgemayel Paşa bu sa 1 balı bir kan hücumu neticesinde i ölmüştür. Elgemayel Paşa birinci ZI Fuad akademisi âzası ve eski âygnzl üyesi idi. (A,A,) /
Sibiryadu soğuklar sıfırın 7 altında 40 derece 1
Paris: Moskova radyosu la I
rafından verilen bir habere göre, ( Sovyet Rusyanın Batı bölgesi bir soğuk dalgusı altında kalmıştır, i Bu dalga Kırım ve Kafkasyayı (I kaplamaktadır, Moskovada hare- Z I ret derecesi sıtın,n altında 16 dır, z Rosıovda sıfırın altında 10 dur, 7 Stberyada ve bilhassa Kakutsk- » (l.ı termometre sıfır altında 40 a 1 tadar dönmüştür,- (A.A.) i
Ankara, 13 (Hususî) — Adalet Bakanlığı tarafından kurulmasına karar verilen çocuk mahkemeleri ta sarısı son şeklini almak üzeredir.
Tasarı suçlu çocukların nasıl yar gılanacakları; soruşturmanın başlamasından hükmün verilmesine ka -dar uygulanacak kanun şekil, ka -nunu uygulayacak şahıslar, ceza şekli ve çocukların eğitimi gibi ge niş esasları ihtiva etmektedir.
Çocuk mahkemelerinde yargıçlar yalnız kanun adamı değil, aynı za manda terbiye usulüne vakıf bir pedagok olacaktır.
Çocuğa uygulanacak kanun maddesinde aile okul ve muhit gibi ö-nemli unsurlar göz önünde tutulacaktır. i
Çocuk ceza ve ıslah evlerile birlikle çocuk mahkemelerinin de kurulması sosyal hayatımızın sıhhatli olmasını sağlıyacaktır.
Bu gayeyi hedef tutan mahkeme lerdc 7—21 yaşında olan suçlular yargılanacaktır. Diğer tarafdan suç lu erkek çocuklar için Eskişehirde bir cezaevi açıldığı malûmdur.
i
Bakanlık şimdi kız çocuklar için de İzmirde bir ceza ve ıslahevi aç maya karar vermiştir. /Bu müessese müstakil olarak idare edilecektir.
İkinci Münih!

-----o----.
Rusya, Balkanlarda ve orta doğuda taarruz halinde
olatı gayretler karşısın* hükümetinin takınmasını
daha sıfçı taleb etmek
kazanmadan lüzumuna ve
Londra, 13 (A.A) —• Scotsman
gazetesi orta doğudaki durumu in-celiyen bir yazısında, komünistler tarafından dünyanın çok önemli bir bölgesi olan orta doğuda demir per denin dışında bulunan memleketleri hayattan mahrum etmek İçin sar • f edilmekte da Ingiliz bir durum tedir.
Bu tecavüzün sürat evvel durdurulması
dünyanın ikinci bir Münihle karşılaşmaması icab ettiğine işaret eden gazete; yazısına devam ederek, Yu nan harbiye bakanı M. Staratosun beyanatına atfen Yuııanistaiun Uç kuzey komşusunun hududlannda toplama kamplarının görülmüş bıu lunduğunu açıklamakta ve bu mera leketlerin Arnavutluk, Yugoslavya ve Bulgaristaııdan ibaret bulunduğunu kaydetmektedir.
Rumanyada; Rus modeU üzerine kurulan bir yüksek divan vücuda ge tirllmlştir. Rusya, Avusturya üzeri-1 ne tazyik icra etmeğe devam etmektedir.
Rusyanın Yunanisî »• lakl cıvata* ların daha ziyade sıkılması zanıa^ nının gelmiş olduğu kanaatinde bu lunması muhtemeldir. I
Rusya, belki de Ingilterenln Fi-listindekl işlerinin Yunanistana yar dımda bulunmasına imkan vermiyo cek derecede geniş olduğu mUlâ-l hazasmdadır.
Filistinde bile Surtyedeil gelmek-1 te olan akıncılar memlekete girmiş olup, Ingiliz htıkûmeti bu durumu protesto etmiştir.
Ortadoğudaki bütün durum istikrarsızdır. (ran üzerindeki Rus tehlikesi yemden belirmiştir Daha ziyade sıkı hareket etmek zamanı gelmiştir*
t
hoyetlerinin nok-kalkarsanız hak-sarahatine
Yarım saatin belki yirmi dakikasını ashabı mesalihin işlerini görmekle geçirdi.
Büyük bir sükûn içinde bu iç g(> rü? vo kavrayış hallediş şekillerini din ler ve görürken, bu tarz son dakikalarda takdir ve hayretimi mucib oldu. Takdirimi celbetti. Çünkü her mü« racaat edenin işini, can kulağile dinliyor, benimsiyor ve hal çarelerini düşünüp hemen alâkadar makamı telefonla buluyor, ve işin kanunî şeklini izah edip mes elenin müsbet bir surette derhal halledilmesi lâzım geldiğini kat’i olarak emrediyor.
Meselâ: Kanunun sarahaten emrettiği bîr gösterip mesalihi nuz.
Bu hususta
tainazaıını almağa kınız yoktur. Kanunun derhal itiba’ etmekten başka bir şey yapamazsınız diyordu. Hakkını arıyar. kadar titizlikle hak vermeğe uğraşı* yordu.
Hayret ettim ve hâlâ hayret ediyo rum. Otuz senelik memuriyet haya* tımda iş sahiplerinin, hak sahipleri nin, işlerini ve haklarını bu kadar sû rati intikal ve faaliyet ile can ve gö nülden halletmek arzusunu gösteren pek az memura tesadüf ettim.
*
İşte kanunun, hakkın, memleketin ve halkın istediği ınemur tipi.
Kraldan ziyade' kral olmak prensibi memura yakışmaz. Mamur kanunu ancak bu ınantalite ile tatbik etmekti mükelleftir. İyi memur, tam nıemw kanunu, güçlükle, zorlukla değil, kolaylıkla hüsnüniyetle (atbik eder.
İşte bu memur halkı hükûmeto yaklaştırır, işte bu memur, halkta Demokrasi rüyasını, hakikî şekilde samimileştirir, canlandırır.
Nihayet bu memur, re'sikârda olan hükümeti halka sevdirir.
Yanından ayrıldığım zaman, bütür, kalbimle, yüz binlere baliğ olan memur ordumuzda böyle memurların çoğalmasını istedim ve İstanbulluları böyle bir belediye reisi muavinine ma olduklarından dolayı içimden tab ettim.
lik
rik

İSTANBUL TELEFONLARI
En küçük bir nümüneyi arzedeyım.
İstanbul cihetindoki Kadıköy iskelesine mevzu otomatik telefon, kutunun ağzına konulan ınükâleme bedelini kutunun içine düşürmesini biliyor. Fakat parayı İç ettiği halde, ınükâlemeyi temin etmiyor.
Sebebini,
dum:
Telefon le oyunlar defalar, müdüriyet nezdinde yaptığı-iniz teşebbüslerin netioe vermediğimi ve nihayet bunun Sebebinin kutunun para ile dolduğunu ve dolgunluktan dolayı mükâlomeyl teinin etmediğini söyledi.
İşte en basit bir hizmetin ifası şekil.
iskele memurundan
makinesinin daima böy* oynadığını ve müteaddit yaptığı-nediftlhl
■A
9
İOARtOİ
Şevket Asiz Kansu
—o------
Rektörlükten istifa ettiğini resmen bildirdi
-----o-----
Ankara, 13 (Husual) — Son nümayişleri müteaklb bir müddet ev. vel istirahat etmek üzere İstanbula giden Ankara Üniversitesi rektörü Şevket Aziz Kansu; îstanbuldah gönderdiği bir yazı ile istifa etnıtş olduğunu senatoya resmen bildirmiş tir. ’• -
Bunun üzerine toplanan üniversite senatosu İstifayı tetkike kendisini yetkili görmiyerek üniversite profesörlerinden müteşekkil toplantıya çağırmıştır.
Genol Kurul bugün Dil Tarih « Coğrafya toplanmıştır.
Çok tartışmalı müzakerelerden sonra Şevket Azizin istifasının ka bul edilmemesine karar vermiştir.
genel kurulu
saat 15 do fakültesinde
Erdekte bademler çiçek açtı
* Erdek: —' Ilçenuz çevresinde badem, erik gibi meyve ağaçtan çiçek açmışt-s
(A,M
• s
MaX Fine
»
r.
YE A: 4
yeni sabah
I
Tıbbî * * 4- KTalıIsleı



Somada çay sıkıntısı çekiliyor
■ o —
Üç aydır çaysız kalan Somanın acınacak hâli


Tartışmalı geçen kongrede delegeler, e m leke t ihtiyaçlarından ve bu arada İş Bankası lüzumunu ileri sürdüler
İhtiyarlar için
Soma: (Yeni Sabah) —Aylardan, beri kazalar Tekel İdaresine çay verilmediğinden halkımız büyük bir mahrumiyet içerisindedir. Hastası bulunan vatandaşlar civar il çelere kadar gitmek ve karaborsa dan çay tedarik etmek zorunda kal maktadırlar. Üç aydan beri Somaya bir paket çak gönderilmediği hal de Kınık -bucağına bu ay zarfında 300 kilo çay verilmiştir. Bazı açık gözler Kınıktan getirdikleri çayın beher paketini karaborsada iki li raya satmaktadırlar.
Halkımız civar İlçe ve bucaklara yüzlerce kilo çay verildiği halde üç aydanberl Somaya bir gram çay ve rilmemesl sebebini sormakta ve Te kel Genel müdürlüğünün buna bir çare bulmasını ve alâkalılara gerek 11 tetbirler almalarını bildirmesini bekiyoruz.
j
Ünye zürraı, tütün ekilmesine müsaade edilmesini istiyor
i-
Ünye; (Yeni Sabah) — Tekel «iaresinin mevcud kadro azlığına I rağmen şehrimizde memurlarının a-dedi az olmakla beraber faaliyet bakımından büyük İşler görmektedir. Bilhassa son bir yıl içinde kazamız dahilinde üç kaçakçı vakasından başka hiç bir hâdise olmamıştır.
Kontenjan dahili verilen tekel maddeleri şehrimiz halkına kâfi gel digi gibi, bir buhrana da sebebiyet verilmediği görülmüştür.
Diğer taraftan bu bölgede tütün ziraatine müsaade edilmemiş bulun ması kasabayı istihsal bakımından sarsıyorsa da yakın zamanda yapılacak yeni bir tetkikle bölgemiz tü tün ziraatine de müsaade edileceği kuvvetle ümid olunmaktadır.
Bergama - Kınık köprüsü yıkıldı
Bergama: (Yeni Sabah) — Bergama — Kınık arasında bulunan ve 60 metre kadar uzunluğu olan ağaç köprü gece üzerinden geçmek te bulunan bir yük kamyonunun ağırlığına tahammül edemiyerek yıkılmıştır. İnsanca hiç bir zayiat olmayan bu köprünün yıkılması hâ disesi şu şekilde olmuştur:
Kınıktan Bergamaya gelmekte o-lan yük kamyonu köprünün tam orta yerine geldiği sırada köp râ âni olarak çökmüş ve kamyonu arka tarafı köprüden aşağıya doğru batmıştır. Hâdise mahalline teh kik heyeti gitmiş ve gerekli soruş turmaya başlanmıştır. Vali de biz zat hâdise mahalline gelerek ince lemede bulunmuştur.
{•rgamada sigara buhranı
Bergama: (Yeni Sabah) — On beş yirmi günden beri Bergamada Gelincik ve Bafra sigarası bulunamamakta olup Tekel İdaresinin ge tirttlği sigaralardan bayilere verilen birer kilo sigara da halk arasın da adetâ kapışılmaktadır.
idamdan kurtulan katil
Bergama: (Yeni Sabah) — Bir müddet evvel sevdiği kadının, koca sim öldüren Balıkesirin Savaştepe Bucağından Mehmed Gezer hak kında Bergama ağır ceza mahke-, meşinde yapılan yargılanması sonunda sanığın bu suçu teammüden ika eylediği sabit bulmasına mebni ölüm cezası ile tecziyesine karar ve rilnıişse de yargıtayca yapılan ince leme sonunda sanık lehine bazı se-. bebler dolayısile karar bozularak dosyası iade edilmiştir. Nakze teba en yapılan duruşması sonunda katil Mehmed gezerin 22 sene 6 ay a-ğır hapsine karar verilmiştir.
Osmaniye: (Yeni Sabah) — De nıokrat Parti Llçe kongresi ooak ve bucak delegelerinin ve kalabalık bir dinleyici kitlesinin iştiraklle ya pildi. Dâvetliler arasında D, P, Sey han il İdare kurulu üyelerinden a-vukat Kâmil Tekerek, mühendis Zekâi Koçak, mühendis Hakkı Sa ndoğan, Ceyhan ilçesinden Haşan Tuna, Nazif Güler, Seyhan milletvekili 8inan Tekelloğlu, Tokat mil letvekill Ali Galip Pekeide yer almış bulunuyordu. Kongrenin Os-maniyenln kurtuluşu olan 7 Ocağa rastlaması heyeoan ve önemini bir kat daha artıtnyordu.
Kongre başkanlık divanına açık oyla avukat Kâmil Tekerek, ikinci başkanlığa mühendis Zekâl Koçak ittifakla seçilmişler. Atatür. kün aziz hâtırasını taziz İçin yapılan sükût vakvesinden sonra, idare kurulunun yılhk raporu okundu ve o y a konularak kabul edildi. Bundan sonra bucaklardan ge len dileklerin yüksek kademeye su nulmasına karar verildi. Kongrede hazır bulunan Bölge Orman İşletme Müdürü, müdürlüğünü İlgilendi ren dilekler üzerine söz alarak tat mln edici izahatta bulundu. Bunun üzerine onman mevzuatına taaluk eden dileklerin yüksek kademeye sunulmasına karar verildi. Söz a-lan Ömer Öztürk: Karakışla köyü-
nün dağılmış olmasına rağmen ida ri teşkilâtta, ismi olduğu İçin mevhum bir muhtarlık mevcut olduğu-
X
nu ve bu köy muhtarının elinde mü hür dolaştığım, köylüye tevdi edilmek için verilen eşyayı aldığını, ay nl zamanda belediye sının dahilin de bir takım haklardan faydalandığını, hattâ belediye âzası seçildi ğini bildirdi ve bu köyün kaldırılma sı için ilgili makamlara duyurulma smı istedi. İlâveten ilçemizde bir iş bankası şubesinin açılmasını istl-yerek, Tanm Satış Kooperatiflerinin slyani muamele yapmadığını bildirerek bunun önlenmesi gerekti ğine işaret etti. Diğer bir çok dele geler muhelif konular üzerinde söz alarak, bir çok tartışmalara sebebi yet vermiştir. Bilâhara idare heye ti seçimi yapılarak asil üyeliklere Dede Bozdoğan, Salt Erdinç, Ömer, Öztürk, İsmail Akyel, Kâzım Otay Yusuf Çenet, Mehmed Ergeç, dele-geliklorede Mehmed Ergeç, Ömer Öztürk, Sait Erdinç, Haşan Palalı oğlu seçildiler. Kongre çok samimi bir hava İçinde sona erdi ve mlsa flrler alkışlar arasında İlçemizden ayrıldılar.
Kongreden sonra yeni idare kuru lu aralarında İş bölümü yaparak başkanlığa Dede Bozdoğan, başkan vekilliğine Mehmed Ergeç, muhasipliğe Sait Erdinç seçilmişlerdir.

Heran tehlike içerisinde olan köy halkı, Kızılaydan inşaat malzemesi bekliyor
içinde heyecan taşıyan köylüler üg sene evvel Kızılaha müracaatla evlerini nakletmek i$in yardım istemiş lerdir. Kızılay mfiessesesi ödeneği kalmadığını diğer seneler içinde yardım edebileceğini bildirmiş olduğu halde bugüne kadar alâkadar olmamıştır. Bu toprakta yaşıyan köy, lüler her an bir çöküntü altında kal ma tehlikesine maruzdur. Bu yorumdan dolayı her an telâş gösteren Bayır köyü halkı alâkalıların himmetlerim bekliyor.
Bayır köylüler evlerini Uç kilometrelik bir mesafede yeni kurulmakta olan mahalleye taşımak için Kızılaydan inşaat malzemesi bilhassa çıv! istemektedirler. Üzerinde bir felâket gezmekte olan bu köye Kızılay müessesesinin yardım etmesini ve muhakkak bir felâketten kurta. rı J m asını istem ekteyiz.
Bilecik, (Yeni Sabah) — Bileciğin Bayır köyünde üç yıl evvel başhyan heyelan n&Jâ devam etmektedir. Köy içinde bu kaymadan mütgvellid yer yer çatlaklar husule gelmiştir. Ancak çatlakların mahiyetine bakılırsa buna yor kayması demek biraz güç. Jeşir. Çatlakların derinliği henüz öl-gülmemiştir. Çatlaklardan taş atıldığı zaman aksisedalar yapmakta, taşın nihayetsiz bir boşluğa indiği görülmektedir. Bundan başka köy içinde bir toprak hafriyatına başlandığı ve zemine kazma vuruldu ğu zaman bir kubbeye vurulmuş gibi garib sesler çıkardığı da söylenmektedir. Bazı kimseler bu çatlaklıklardan su sesleri duyulduğunu bil dirmişlerdiı.
Köydeki bu hâdiseler jeoloji âlim, lerl ve meraklıları için mühim bir mevzu teşkil edeceği tabiidir.
Her an kayma ve çökme tehlikesi
I I
Yeni Sabah’ın
f

İLAN FİYATLARI
Ba^iıU 1
2
3
5
6
inci
»
»
»
»
Kr. maktu olarak 1500 sayfa, snu timi
»
»
>
» »
»
»
500
400
300
250
150
liraya yapılacak iskele yoluna
Burhaniye: (Yeni Sabah) — Böl gemizin ananevi eğlencelerinden o-lan deve güreşleri İzmir mıntıkasın dan Çanakkale iline kadar muhte lif mahallerden gelen Ezertülü, Ka ratülü, Şerifin Lök, Kavasın Tülü gibi namlı pehlivan develerin iştira kiyle, kadın) j — erkekli (9000) kişilik seyirci önünde yapılmıştır,
Başa konmuş olan 400 lira mükâfatı Burharnyenin Pelit köyünden Hidayetin Ezertülüsü almış, gü ■reşen develeıe (740) lira pıükâfat dağıtılmıştır.
Kızılay kuıumu menfaatine ter tiplenen bu güreşi seyir için, civar ilçe, bucak ve köylerden kadınlı er kekli gruplar Burhaniyeye akın ede rek, Burhaniyede şimdiye kadar hiç görülmemiş derecede bir insan kalabalığı vücude getirmişlerdir. Ne şe ve heyecanlar içinde seyredilen bu güreşlerde, Kızılay hesabına (3700) küsür hra hasilât temin e-dlJ iniştir,
ZEYTİN YAĞ MAHSULÜ
Burhaniye bölgesinde zeytin top ’ lama İşleri sona ermiştir. Bir kaç gün zarfında yağ fabrikaları da ça Uçmalarına son verecektir.
Bu yıl zeytin mevsimi zarfında is tıhsaJ edilen yağ miktarı henüz te*
I
Burhaniyede deve güreşleri
-------------------------------?--- ( •
Bu aeneki zeytinyağı rekoltesi — yirmi bir bin — Belediye işleri
giriyor
bit edilmemiş olmakla beraber mah sülün randıman vaziyetinin malûm olması hasebile evvelce talv minen tesbit edilmiş olan zeytin re koletsine göre bu mevsimde köyle ri dahil olmak üzere yalnız Burha niye ilçesinde istihsal edilen yağın 2500 ton olduğunu söyleyebiliriz. SU VE ELEKTRİK İDLERİ Kasabanın su ve elektrik gibi pek fazla önemli iki ihtiyacının temini için faaliyete geçmiş bulunan Burhaniye Belediyesi diğer taraftan onar ma vc imar işlerine de ara vermeden devam etmektedir. Bu meyanda pazar yerinde (14) dükkân, bir hâl binasının inşası, pazar yerinin kaldı-runlaııması bitmek üzere olup, şimdi de eski hükümet yanında büyük bir garaj yapılmasına başlanmış bu lunmaktadır.
İhmal ve lâkaydı yüzünden, âdeta mevcudiyetinden istifadesi imkânsız bir hale gelen Burhaniye iskele, sinin tamiri hususunda senelerdenbe ri yapılan teşebbüsler rtihayet mils-bet netice vermiş ve Deviîet Denizyolları büdcesindcn (21.000) lira tah sisat konması temin edilmiştir. Haber aldığımıza göre iskelenin 948 yılı başında tamirine başlanacaktıı ve kısa bir zamanda ikmal edilecek, tir.
Göz akımn bir gözden alınıp diğer bir göze yerleştirilmesini sağla yan ameliyat bugün gerek hallyıı ve gerekse fçnnin ilgilerini çekecek bir mahiyet arzetmektedlr. Bu da bir şahsa alt olan bir nesçin başka bir kimsenin menfaatine kullanılmasından İbarettir. Ve gözün penceresini teşkil eden böyle bir nesçin de başka bir kimsenin gözüne aşılandıktan sonra yaşayabilmesi insanlara hayretler veren bir fen ha klkatidir. Ayni cinsten iki hayvanın gözlerinde de bu gihl nakiller yapılabilmektedir.
Göz akında husule gelecek âma lığın önüne geçmek maksadlle bu şekilde yapılmakta olan ameliyatlar hiç de yeni bir şey değildir Nitekim, operatörler 200 yıldanberl böyle bir mesele üzerinde zekâları m temerküz ettirmişlerdir. Ancak gayet ağır bir inkişaftan ve modem cerrahî teknikken sonra bu güzel rüya hakikat halini almıştır, Bugün artık gözakı nakliyatının tecrübe devresinde bulunduğu hiç bir suret le nazan İtibara alınamaz. Yeryüzünde bu şekilde binlerce ameliyat yapıldığı İçin alınan neticeler de ba rlz bir başarı belirtmiştir. Esasen bu ameliyatın tekrriği esaslı bir şe kilde inkişaf ettirildiği için diğer göz ameliyatlarından hemen hemen farksızdır. Ameliyat, hasta göz a-kmdan yuvarlak veya müstakil bir parça kesip yerine diğer bir gözden mükemmel bir gözakı ilâve etmekten ibarettir.
Bu usûl ancak gözakı intizamsızlıklar yüzünden husule gelecek â-maljğın önüne geçmek bakımından faydalı olabilir. Gözün diğer kısım lan nlsbeten normal olması ve gözün ışığı ayırdetmesl lâzımdır.
Müteessir gözakini bulutlu bir du runda sokan hastalık.ardan bir çok lari gözün diğer kısımlarına da büyük ölçüde zarar verir ve bu gibi gözler bulutlu gözakının değiştirilmesinden faydalanamazlar, Diğer taraftan bilhassa nazarı itibara a-lınması icabeden noktadar arasında herhangi bir kimsenin yaş, genel sağlık ve meşguliyet ltibarile ameliyata tâbi tutulp tutulmaması hakkında karar verilmesi do vardır. Herşeyden evvel bir gözü normal o lan bir kimseye böyle bir amellya tın tavsiye edilmesi lâzımdır. Esasen gözü iyi gören bir kimse müş-külçta maruz kalmaz. Ancak bazı hususî İşlerle veya sporla meşgul pluyorsa o zaman ikinci göze İhtiyaç vardır. Ameliyat gayet naziktir ve maharete İhtiyaç göstermektedir. Lâkin, böyle olmasına rağmen yine, de basittir. Mesele, gözakmın bir kısmım çıkarıp ayni büyüklükte yeni ve parlak bir gözakı aşılamak tan İbarettir. Aşının büyüklüğü du ruma göre değişmektedir. Lâkin ha len, son yıllara nazaran daha büyük aşılar istimal edilmektedir. Fa kat yüzde yüz büyüklüğündeki göz akı aşılan dalma muvaffakiyetslz llğe önayak olmuştur.
Muvaffak olunamayan gözakı a-nıellyatından bahsederken gözakı-mn blrleşmedlğlnl söylemek istemi yoruz, Böyle bir durum ancak en fekslycn husule geldiği zamanlarda veyahut da aşı yerinden oynadığı takdirde baş gösterebilir. Muvaffa klyetslzlik, nakledilen gözakmın kısmen veya tamamen şeffaf olmayışından İleri gelmektedir. Bu gibi durumlarda gözakı birleşse dahi rüyette bir tekâmül müşahede edile memektedlr.
Gözakım verenin yaşı, ırkı, cinsiyeti veya kan grupu ameliyat neticesi üzerinde katiyyen müessir değildir. Gözakları iki kaynaktan temin edilmektedir.
1 — Katiyen veya mikropsuz has talıklar neticesinde ameliyatla çıkarılan ve gözaklarınm zarar görmedikleri gözler.
2 — Ölümden kısa bir zaman sonra çıkarılan gözler.
Ancak inkâr «dilemeyen ve sara hat arzeden bir hakikat vardır. Ö-lümden sonra veya evvel çıkarılan gözlerin akları nekadar çabuk isti mal edilirse, başarı imkânı da oka dar artmaktadır.
Bir gözakı nakliyatından sonra ne dereceye kadar bip rüyet beklenebilir? Bu hususta jıati bir cevap verilemez. Zira bu kejıftyet bir çok âmillerde ilgilidir. Alıp gözlerdeki diğer teşekküllerin nihaî rüyet 4iw rinde çok büyük bir tesiri vardır. Aşılanan gözakında baş gösterecek en cüzi bir intizamsızlık, aşının tam manâslle şeffaf olmasına rağmen göz keskinliğini azaltabilir. Diğer taraftan bir çok elverişli durum-

8

le r... 1

kinci Dünya Harbinin, Oky«.-nusların sathında vo altında geç miş, bir kışını bütün dünyaca bilinen, mukim bir kısmı da Deniz Genelkurmaylarınca hâlâ gizlenen, çeşitli saikaları sonundu yalnız deniz savaşları tabiye vo sevkülcey.ş bahislerin do esaslı değişiklikler yapılmak^kalınmadı; şimdiye kadıjr harb gemik-s kıyafetîŞrırfde,
m iş soba borusu gibi bir baca. Bacanın üstü yine soba borularında olduğu gibJ, şapkalarıdır ve ağız arkaya verilmiştir. Yâni bacadan, çıka-vole duman, hele gemi seyir halinde Ucen, direğin demir çubukları ara-
lınnıjulı; şiuidiyo kaılıjr hurb a finin alışık olduğumuz ,J yani dış görünüşlerinde de, derin ta-havvüller baş gösterdi.
Son Cihan Harbinin, bilhassa bava üstünlüğünün büyük roller oynadığı, bir boğulma olduğu vo en yeni vahidi harblorin —Uzakdoğu sularında, Japon hava kuvvetleri tarafından .«Prin-co of \\ a)les> in, bir kaç akın sonunda, batırdı vermesi gibi___
gelecek hücumlar karşısında âciz kaldıkları düşünülecek olursa bundan sonra modern filolarda şimdiye kadar görmeğe alışık olmadığımız, yepyeni harb gemileri «egoziçlerinin türemesine ne kullar şaşmıyorsak, zırhlı, kruvazör, destroyer veya denizaltı gemilerinin do şekil ve kıyafet değiştirip yeni şartlara uymalarına, hattâ bu sınıflardan artık vücutlarının hikmeti ‘kalmamış olanlar varsa, bunların ta-riho karışıp gitmelerine hiç hayret et-memeliyiz.
Şurası şimdiden kesin olarak iddia olunabilir ki bugünün, saf zırhlısı, seri kruvazörü, destroyeri artık dünün hemayarlarından farklı tipler haline gelmişlerdir. Meselâ Fransızların liyö> sınıfı (35000) tonluk saffı hail gemilerinin son şekilleri ilo bir kaç yıllık daha ihtiyar ve bugün artık dm-mevcud «Dunkerk» sınıfı vâhid harislerinin görünüşleri arasında pek az münasebet kalmıştır.
Biz bugünkü yazımızda modern filolara katılan ncaip manzaralı yepyeni tip harb gemilerinden değil de harh den evvelki kardeşlerine benzerliği a-ızalmış, saffı harb zırhlısı, destroyer gibi, emektar tiplerden bahsedeceğiz. Huni eskidenberi tanınan kimsoleı vardır ki onlar kendimizi bildik bileh; yabancılarımız değildirler. Fakat günün birinde onları şekil vc kıyafet değiştirmiş, âdeta tanınmaz bir bale gel nıış görürsek: «a... Ne olmuş
ayol sana!» deriz değil mi? Halbuki1 onlar bizim kırk yıllık tanıdık abbab larımızdır. İşte bugün büyük devlet^ ler donanmalarında hizmet gören böy4 le şekil ve kıyafet değiştirmiş kırk yıl-, lık aşinalarımız vardır.
Baoasız zırhlılar
Son gelen bir İngiliz mecmuasında* bu bahse teallûku olan bir yazı ve bir, kaç resim gördük. Bunların arasında son 6İstem bir saffı barb zırhlısı, modern bir destroyer, bir iki tane de şilep var.
İkinci Dünya Harbinden evvelki do-( nannıalarda bir benzeri bulunımyau zırhlı Fransızların «Rişliyö* sınıfı vn-j bitli harbleridir ve bu gemilerin baca*] sız olmalarıdır.
Doğrusunu isterseniz bu Fransız gemileri büsbütün Fransız değülcrd r’ Fakat bacalar ve yalıud baca, bizim eskidenberi alıştığımız şekilde direkler arasında ve yahut da.petrol taşıt ra-, purlannda olduğu gibi arkada dimdik veya hafifçe yatık bir halde tekneye başka bir güzellik verecek şekilde yer-» leştirilmiş değildirler. «Rişliyö* nün ve kardeşi (Jan Bart> ın tek bacaları arka direğin bir kısmını teşkil ediyor ve uzaktan bakılınca tekne tamamıle bacasız görünüyor.
Kıyafet değiştiren destroyerler
Yine o İngiliz dergisinde yepyeni bir İngiliz destroyerinin de resmi ve bu alışılmamış şekil ve kıyafetteki muhribe aid tafsilât var. İngiliz donanmasına katılan (2160) tonilâtd maimahrccindeki bu yepyeni destroyerin ismi cAkreb» dir. (Ş6ö> ayalı uzunluğundaki bu acaib görünüşteki | yeni destroyerin baş tarafı, şimdiye kazlar bildiğimiz destroyerlerden fark sızdır. Fakat ön direkten itibaren tuhaf bir manzara ile karşılaşmaktayız:
Dimdik ve bir gemi direğinden ?J-yadc Erenköytl tararlarındaki bazı köşlıleıxle rüzgârla dönüp su ^çken dedirmen tulurnbalarımn ay^KUri peklinde demir çubuk kafesli, bir, şutun ve bu sütunun îçinç yerleşlu’L
J» umm Tl > 1 T** •»’-**'**'■
larda gayet mükemmel riiyerieı sağ landığına şüphe edilemez, Halbu ki, gözakınm yanması vesair du^ rumlarda yüzde on nisbetinde biı rüvet normal addolunabilir.
(Hejgein Dergisinden)
havadan


„ " Yazan ——-I C. Rıza Gemiseven |
.,ömdan yükselmeyip kıç tarafa doğru fışkıracaktır. İkinci baca teknenin hemen hemen tam ortasına rastla-maktadır ve normal şekildedir. Buna mukabil kıç güvertede uzaktan bir tenezzüh gemisinin arka kamarasına benziyen havaleli köşkler vardır ve bu kıç tarafta top yoktur. Yâni dest royerin on santimetrelik dört topu bay tarafa tabiye edilmiştir. Kıç tarafta ise sadece (40) milimetrelik (Bofor) topundan ve su bombası atmaya mahsus tertibattan başka bir şey yoktur. Kıç direk te küçük ve güdük birşeydir.
İki telsiz âleti, uzun birer siperi fcaika gibi, iki tarafından semaya doğru yükselen tek ve dimdik bacasile; minnacık Eyfel kulesine benziyen tel kafesli ön direğde, hantal ve güdük arka kısmile eski devrin nûrin, yatık baca ve direkli ve her haille koşuya hazır cins bir tazı gibi: «koyuver beni, uçayımdiyen destroyerlerine hiç benzemiyen bu yepyeni destroyer tipi, İngiliz mecmuasına bakılırsa, istikbalin en mükemmel vahidi harb olacakmış.
Gemi severler müşkül durumda
Biz gemi ve denizseverler eskiden uzaktan dahi görsek bir tekneyi tanır, bunun bir zırhlı mı, yolcsa bir
zırhlı kruvazörü mü, veya muhafazalı veyahut da hatif bir kruvazör mü olduğunu derhal anlardık. Hattâ içimizde öyleleri vardı.kl bandırasını göremediği bir harb gemisinin hangi devlet bahrıyesine moaujub bulunduğunu yüzde doksan bir mhhatle U yin edebilirdi ve bu satırların âciz yazarı (da bu müfrit gomiseverler rasında yer almıştım. İddia ediyorum ki 1939 yılına, yâni İkinci Dünya Har binin başlangıcına kadar, Avrupa dev letleri bahriyeleri şöyle dursun, cenubî Amerikadaki küçük devletler bahriyelerine kadar dünyada nv v-cud harb gemilerinin - destroyer va torpidobot ve denizaltı gemileri gibi birbirlerine çok benziyen küçük va-hidler hariç - şekilleri ve resine n hafızamda hâkkedilmiştir ve bunlx-n derhal tanır, hangi sınıfa men ub olduklarını yüzde doksan bir isabet le tayin edebilirdim.
Fakat İkinci Dünya Harbi l;inık ve bu harbden sonra gemilörin haricî şekillerinde o kadar dejişiklü: oldu ve yeni hizmete giren bâzı y*-ni tipler o kadar çoğaldı kl ırbtk yeni bîr destroyeri bir korvetten ayr mak müşkülleşti.
Ne mege tikçe şekil
yeni vahid barblorl, öz şanlı bahri-yem de dahil olduğu halde, Avrupa-nın orta çaptaki ve küçük bahriyeleri nasıl tedarik edecekler?
sil bu sualin cevabını vermek o kadar kolay görünmüyor.
yapalım, yeni tikleri de bolk-çalışınz; olur biter. Faktt gi: yenileşen, tekamül eden hattâ ve kıyafet değiştiren bu y-*p.
C, Ganmaven


Dünya yüzüne yayılan Yahudiler 11800 de Birleşik Amerik&da ancak 3000 Yahudi vardı. Bugün bu raka Amerikan nfifusunnn yOzde 3,5 nisbetlne yükseimiştir..
______ I -



>
'■ 1111 ■
— MERİKA, Fransa ve Ingilte-. Yalı udiler diğer vatan-__ daşlar gibi eşit haklara salıib yaşamaktadırlar. Gerçi onla-menıleketlerdeki iktisadi ve rollerini tesbit eden istatis-malik bulunmuyoruz; fakat
A. redeki dağlar olmak ıın bu İçtimaî tiklere bu hususta bazı tahminler yapmak daima mümkündür.
y ahudiler, Fransada topyeicûn nü fusun- %0,5 ını; .ve İngilterede ise %0,7 sini teşkil etnıektedhler. On, lar, ziraat ve elişleri sanayide pek az meşgul olmalarına karşılık serbest meslek ve ticaret hayatında büyük bir rol oynamaktadırlar.
Londrada Yahudi unsurunun ol-dukoa mühim bir mevki işgal etmeli te olduğu muhakkaktır. Beş Ingiliz bankasının Big Five> in idare mec llsinde çok az Yahudi vardır. Fakat Britanya imparatorluğunun dış ticaret hayatında birinci plânda rol oynıyan diğer resmî bankalarda vaziyet tamamile Yahudilerin lehinedir.
Diğer taraftan ağır sanayi ve deniz inşaat işlerinde, deniz kumpan, ,yularında, üniversite ve orduda hizmet gören Yahudilerin sayısı mühim fieııecek gibi değildir. Buna mukabil Yahudiler boyacılığı, tesviye işlerini, kuyumculuğu idareleri altında bulundurmaktadırlar.
Ingiliz petrol vc elektrik sanayiine hâkim olan Lord /Bcareted» ve Lovd oHırst» Yahudi ırkına mensub kimtt lerdir.
Yahudiler, Iııgiltcrede olduğu gibi Frunsada da siyaset sahasına atılmış ve Büyük Millet Meclisine kadın sokjıhşıağa muvaffak olabilmişindir. Meselâ Fransada ıL4on Binin', Maııdel", «Jean Zoyj>, Ju-Jco Hochı; İngilterede .başbakanlık ineli», Milli Savunma «Horc Belisha» btiyük kilere yükselmiş şahsiyetlerdir. • AKlKRtKADA GÜNDEN GÜNE ARTAN YAUPDÎLER
1800 de Birleşik Amerikada ancak

Fransada
«Jean Zuy?, muhtelif za-yapan *Dis-Bakanı olan İçtimaî mev-

» t
I


M
3000 Yahudi vardı, bugün bu rı. kam, Amerikan nüfusunun a-
nu teşkil eden 4 milyon 550,000 • yükselmiştir. »
Amerikadaki Yahudilerin ekserisi şehirlerde yaşamaktadırlar; Şıkagu-da 800.250; Filadelfiyoda 247.000; Baltimore, Boston, Los Angeles v( Saint - Louis’da 500.000 den fazla Yahudi meycuddur.
Nevyork’un 6 milyon 930.44$ yi bulan nüfusunun 1 milyon 765.000 oa Yahudiler teşkil etmektedir.
AMERİKAN ENDÜSTRİ t VE YAHUDİLER
Tahudiler, Amerikan maliye ve.aı düstrisinde ikinci plânda kalan b.r rol oynamaktadırlar. Bankaların çc. -ğvnun direktörleri Amerikalıdır. Vc P'jk az Yahudi banka memuru olarak istihdam edilmektedir, Nevyork borsasında faaliyet gösteren Yahudı-ler %18 i aşmamaktadır. Sigorta, telefon, telgraf şirketlerinin âmirleri umumiyetle Amerikalılardır.
Buna karşılık, kadın vo orkeklere m&lisus hazır elbise ticareti hemen tamamile Yahudilerin elindedir. Mobilyacılıkta görenlerin %50 sini; ayakkabıcılıkta %40 m; kürkçülükte $£95 ini Yahudiler teşkil etmektedir. AMERİKADAKİ YAHUDİ DOKTOR
VE ARTİSTLER t
Nevyorkta 3 Amerikalı doktora 1 Yalıudi doktor ve S Amerikalı avukata mukabil de 1 Yahudi avukat düşmekledir.
Amerikanın tiyatro hayatım idare edenlerin hemen lepsi Yahudidiri Re jisörler, aktörler, tiyatro direktöre lerl...
Holivodun bittin büyük sinema kumpaJiyalarınn başında Yalıudlla vardır; \Villian Fon, Zukyr, Loulg E Maycr; Sam Goldwyn; Nioolas Scherck, Warıcr Kardeşler ilâh...
Amcrikanır iki mühim radyo merkezi olan Col>mbia Broadcasting ays tem vc National Broad C&Sting Oor-poration Yahudilerin kontrolü «Jtıa da bulunmaktadır
%
w

I

r
|4 OCAK 1948
nasıl
Esrarlı bir mezhebin kuruluşu üzerinde şayanı dikkat araştı imalar 27----------------------------i
YazamN. RAiF (Mil* ■■■■■OTs»•■■■■■■■*•■• OOBB«
fini iltizam eyliyor. Ve müridlerine başkaca nıutasavvifane nasihatlerde dahi bulunuyor.
Bu zatın Şiîlere ta n ederek (Mua viye) yi iltizam eylemesini; sadece müfrit bir Sünnî akidesi taşıdığına mı hamletmek, yahud kendisinin de Emeviye sülâlesinden gelmiş bulun masından dolayı soyunun tefevvuk ve rüchanını te’yid etmek istediğine mi affeylemek iktiza eylediğinde , doğrusu tereddüde düşmekten kur-tutunamıyor!
Şux asını kat’ivyetle açıklamış bu lunmaktadır, ki Şeyh Addi; «Ye -z i dîye» adlı bîr mezhebin mübtedi iı değildir. Onun Emeviye sülâlesine mensub olmaklığının (Muaviye) yi tutmağa saik olduğuna gelince, bu meselede tarihi bir takım olayların da ona yardım etmiş bulunması ka bul olunabilir
Bilindiği üzere Eıuevılerin son hükümdarı (Mervan t Hımar) imaret makamına geçmezden evvel, zelızadeliğinde Elcezıre, can ile Kürd ve Ermeni toplulukla rrnın yaşadığı bölgelerin yapmıştı. Annesi de (Kürd) idi. Aynı havalide yaşıyan bir takım toplulukların kendilerini, dinî bir akide ile, Emevilere bağlamaların da bu noktalar tesir yapmış olabilir. Yine malûmdur ki Emeviye saltanatı yıkıldıktan sonra dahi E-meviye tarafdarlıgı Asya ve Afrika Islamlarmdan ehemmiyetli ço. ğunivklar arasında devam eylemişti. Endtilüode bir Emeviye saltanatının mevcud bulunması kadar, bu (Şeyh Addi) ve sairelen gibi türlü sebebierte Emevılıgo bağlı olanların mânevi vasıtalar kinler ile kendi mensub ve mi olanlara bağlılık ve sadakat te-v ol un dan da tesir
Şarkiyyat âünıtlcrinden bi^ baş- | kası da, (Yezidî) Ierin eski isimleri (Çelebi) olduğunu ve bu kelimenin (Allah) mânasını ifade eden (Çalab) kelimesinin nisbet şekline konulma-silc (Çalabi) ve Kürdceye intikalinde (Çelebi) biçimine girmiş olması. Özerinde duruyor. (Yezidîler) nıute-kidatmda ve merasiminde eski Türk lerir» (Şamanlık) dininden izler bulmak ta kabildir. Sonra, yine biliyoruz ki Şark vilâyetlerimizin hücra ve uzak köşelerinde yaşıyan insanlardan bir kısmı, KUrdce konuşmalarına ve kendilerini Kürd sanmalarına rağmen, Türk ırkına mensub oldukları fcalde yüzyılların ihmalile menşeleri-fu unutmuş ve Kiirdleşmiş insanlardır. Bu noktalar da hatırlanınca, Türklerîn de bu mezheb üzerinde tesirleri var mıdır vc ne derecededir yolunda bir sualle karşılaşılıyor, amma netice; tahmin ve tasavvurdan ileri varamamaktadır ve şimdilik iyice incelenebilmiş te değildir. Kaldı ki
ihtimallerden hangisi vakıaya muta-, ık olursa olsun muhakkak olan cihet bu toplulukların (Yezld) î tanrılık mertebesine çıkardıkları ve dinlerinin kuruculuğunu; peygamber ve tanrılarından biri olarak tanıdıkları • Şeyh Addı )ve isnad eyledikleridir. Şeyh Addi’nin doğum yeri ile yaşadığı devir de kesin belli değildir. Doğ duğu yeri Şam, Haleb, Ba’labek diyenler Mervan îbni Hâkim, son E-mevjye hükümden (Mervan îbni Mo-hammed), Abbasî halifelerinden (Alî Muktadir) devirlerinde yaşadığını söyliyenler var.
Eu ayrılıkların inceleme ve mukayesesine girişmek mevzuumuz dı şında kalır. Ancak hal
yazan kitablardan bir kısmı ve on kırdan şeyhi (Emeviye) sülâlesine mensub ©iup yaşadığı devirde halkın te-Yotcühtlhü- ve ona (iyi) denilmesini' sağlamış, Şafiî mezhebinde âbid ve zahid bir mübarek zat olarak vasf ve tarif eyliyor ve Musul havalisin de bir vadiye çekilerek orada bir zaviye yapıp köylü ve dağlıları ir-fad ile meşgul olduğunu söylüyor.
Bu zattan kalan ve Berlin kütüp hanesinde bulunan kitablanndaki a-çıklamalara göre; Şeyh Addi; (A-badziye) gibi ameli imandan cüz’ sayıyor ve Şiîlerin Muaviyeye atıp tutmalarını beğenmeyip onun tara -

1
tercümesi
biri olan (îbni Hallegân)
/ hmet V ziroğîu’ uı içişleri Bakanına açık mektubu
(Baftarar* l incide)
da şöyle demektedir:
cîçişleri Bakanlığını deruhde et -(iğiniz r* nden itibaren emek, mas- ’ raf ve mesai sarfederek bucaklara kadar yaptığınız müteaddid tamimlerde kanun hâkimiyeti ve kanun üründe vatandaşların eşitliği esas -larına sadık bir çalışma sistemini dikkatle takib edeceğinizi, 12 Tem -muz beyannamesinde tasrih buyuru lan ve hükümetçe de bütün esasları göz önünde tutulan hususların tahakkukuna el birliğile çalışmak hevesini güdeceğinizi ve tecvizine asla müsaade etmiyeceğiniz hadi • seler dolayısile de tahkikat yapılıp müsebbible-rinin tecziyesine gidileceğini bildirmiş olmanıza rağmen bu emirlerinize kulak asmayan idare ı,ı em urlarınızdan Dinar ilçesine bağ lı Başmakçı bucağı müdürünün aşa gıda arzolunan kanunsuz hareketini I tasvib etmiyorsanız derhal harekete
I geçerek mahalline bir müfettiş gön derilmesin! rica eder, ilgili memur -ler hakkında takibat yapılmasını te nr.enni ederim,»
Veziroğlu bundan sonra. 24 Ekim 947 cuma günü Başmakçıya 6 demokrat milletvekilinin giderek mahallin pazarında halkla temas edileceğinin; temas edeceklerini bildir, meleri üzerine bucak müdikünün o gün pazar kurulmasına mâli olduğunu ve pazar kurulmadan evvel de jandarma vasıtasile köylere tebligat yaptırarak pazar kurulan yerin çatısının tâmir edileceğinden pa zar kurulmıyacağını, bu yüzder. kim senin pazara gelmemesi lüzumunu tebliğ ettiğini; bu suretle milletvekillerinin hakla temasına mâni Mdu x—ofmpktedl»


yâni Azcrbay.
valiliğini
kalmış ve tel -mültezi-

üzerin telkin
minine Maneviyat ) çalışmış olmalarının bu işde yaptığı inkâr edilemez.
• Şeyh A ekli ı ıuıı müridleri de bıı yolda yapmış olduğu
ve talimleri; ondan sonra veya daha sonra yerme geçmiş olanların, topluluğun üzerinde nüfuz ve hâki miyetlerını tesis ile onları daimî menfaatlerine hadım kılabilmeleri için mevcud talimata; bilerek veya bılnıiverek çeşidli hurafat ve hikâ-yat karıştırarak tahrif ve tağyir ederek vâz’ı aslîsinden çıkarmış bu Junm&lan da meldir.
mümkün ve muhte-( Devamı var)
Bir kaçakçı şebekesi
* a alandı
(Ba^tara/% t incide)
lenerek sandalı takibe koyulmuştur.
Takip edildiğini anlıyan sandalcı lar. kaçabilmek için sandala alınan eşyalardan bir kısmını denize atmak mecburiyetinde kalmışlardır,
Muhafaza motönindeki nöbetçi memur, projöktöriı vasıtasile denize atılan eşyaların Ingiliz yünlü erkek elbiselik kumaşı olduğunu görmüş ve sandalı takibe devam et miştir.
Sandalın dört kürekle tahrik e-dilmesi ve havanın lodos olması do layısile yetişemeyen motorön nöbet çi memuru, sandalı durdurmak 1-çin altı mermi yakmak zorunda kalmış ise de. isabet, zarar verecek kadar müessir olmamaıştır,
Sandalcılar bundan istifade ede rek. Sirkeci Araba vapuru iskelesi ne yanaşarak kaçmışlardır.
Gümrük Muhafaza memurları ta rafından 10 bin lira değerinde mal la dolu bulunan sandal müsadere olunmuş ve tahkikata başlanmış tır.
Diğer taraftan sandalcılar tarafından kakabilmek için denize atılan mallardan haberdar edilen diğer Gümrük Muhafaza motörleri hemen hâdise yerine gelmişler ve neticede 10 top Ingiliz kumaşı bulmuşlardır, ,
Bu kumaşların metresi piyasada 65 liraya satılmaktadır.
Sandaldaki eşyalar müsadere ve Satış Gümrüğüne teslim edilmiştir
Kaçakçılar vc mensup oldukları şebeke aranmakta; şimdiki halde ecnebi şilepler arasında devriye ge zen nıolörlerln sayısı Gümrük Muhafaza Başmüdürlüğü tarafından arttırılmış bulunmaktadır,
Bu kumaşların hangi şilepten çıka rıldığı henüz tesblt edilememiştir.
«M. T. A.» Yolsuzluklarını ifşaya başlıyoruz
(Baştarafı 1 iticide)
Şimdi bugün, Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü umumî muhasebe müdür muavini Halim Kâhya-oğiunun 30.6.947 tarihinde enstitü genel direktörlüğüne hitaben yazılmış raporunun tam metnini sütunlarımıza geçiriyoruz:
Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü Genel Direktörlüğüne:
(2.6.1947 gün ve 3 4155 sayılı emirlerinizle muvafakatinizi almak suretiyle 1.7.1947 gününden itibaren vazifemden ayrılacağımı bilginize sunarken Enstitünüzden ayrılmamı icabettircn sebepleri de arzelıneği vicdanî bir vazife bilirim.
Enstitünüzde işe başladığım 1. 11.1945 tarihinden itibaren gördü güm, keyfî, nâhoş muamelelerle lüzumsuz müdahale ve yersiz tediyeler dolayısile 21.3.1946 tarihinde bir dilekçe ile keyfiyeti yüksek makamınıza arzederek dikkat nazarınızı çekmiş ve bu sebebten dolayı da 23 senelik çok temiz bir mazisi olan memuriyet hayatımın lekelenmemesinin temini maksa-diyle de kendime bir iş aramakta olduğumu ve bu hususta yüksek muvaffakatlarmızı rica etmiş ve bu arada da zaman, zaman yine bu yolda makamınıza yapmış oldu-

ğum şifahi müracaatlarım da bir netice vermemiş ve aradan çok u-zun bir zaman geçtiği halde vaziyette salâh yerine bilâkis keyfî, nâhoş ve lüzumsuz müdahalelerin ve bilhassa kanun ve mevzuata uymıyan yersiz tediyelerin devamı beni vazifemden uzaklaştırmak mecburiyetinde bıraktığı gibi kanun ve mevzuata uygun olmıyan işbu tediyelere ait ödeme fişleri de tarafımdan imza edilmemiştir.
Bunlardan size bazı misaller de verebilirim.
Şöyle ki;
1 — Uhdesine mevdu işleri ta-mamile keşmekeş bir vaziyete sok muş bulunan Satınalma servisi matlûp şekilde çalışmaması yüzün den haricî siparişlerden bir kısmı memleketimize gelerek Enstitüce de tesellümleri yapıldığı ve bir çokları da sarfedilmiş olduğu halde merkez anbarınca ithalleri yapılamamıştır. Ezcümle 1945 Aralık ayında İskenderun gümrüğünden tesellüm edilen Failling sondaj makine ve malzemelerine ait ne satınalma servisince ve ne de merkez anbarınca ve dolayısiyle de muhasebece bir kayıt tesis e-dilmemiştir.
Halbuki; merkez sondaj âletlerinin kısmı azami merkez anbarı-na gelmiş olup ve bir kısmı da A-dana ve Gazianteb (Sazgın) sondajlarında kullanılmış ve hattâ bir kaza neticesi de harab bile olmuştur. Bu itibarla açılan akreditifler hesabı Iâkaydt ve takibsiz-lik yüzünden esaslı bir surette tas viyeye muhtaçtır.
Demirbaşlar işinden de matlup netice alınamamış ve hattâ daha kötü bir duruma bile sokulmuştur. Meselâ; sene başında yapılan sayım neticesi bir kısım demirbaşlarda 1.500.000 küsur liralık fazlalık ve bir kısım demirbaşlarda da 300.000 liralık bir noksanlık bulunduğu iddia ve tesbit edilmişti. Tarafımdan itiraz edilmesi üzerine keyfiyet bir kere de Enstitü baş-müfettişliğince tedkik edilmiş ve neticede de noksanlığı iddia ve tes bit edilmiş olan 300.000 küsur liralık demirbaşlardan 200.000 küsur liralık demibaş eşya bulunmuş tur.
2 — Harcırah kanunu hükümle ri gayet açık olduğu halde ve bütün ihtarlarıma binaen Satınalma baş eksperi Muammer Erzan almış olduğu harcırah avansları hesabını tasfiye etmemiş olmasına rağmen mumaileyhe harcirah a-vansı tediyesine devam edilmiş ve bugünkü harcırah ve sair avans borçlan yekûnu üç bin küsur liraya baliğ olmuştur. Bu yüzden mu maileyhin Nisan 1947 denberi tahakkuk ettirilen maaştan Enstitü ve Yardım Sandığı borçlanna karşılık olarak bloke edilmiş ise de hesaoı tasfiye edilmemiştir.
3 — Enstitüye ait memurlar lojmanında ikamet etmekte olan yüksek mühendis arkadaşlardan lojman kirası namı altında bir bedel tahsil edildiği halde efradı a-ilesiyle birlikte genel direktörlük binasının çatı katında ikamet etmekte olan genel direktör şoförü îsmail Kesercioğlundan bugüne kadar ne tenvir, ne teshin ve ne de kira bedeli namı altında bir meblâğ alınmamıştır.
4 — Maaş ve sair istihkaklarını Enstitü büdcesinden alan ve kadroda da refakat memuru görülen Hüseyin Durdu, odacılardan Ah-med Sönmez ve Cafer Sedef ismin deki şahıslar muhtelif zamanlarda ve bekçi Ali özyegen ismindeki şahsın da el'an genel direktör e-vinde uşak veya ahcı olarak çalıştırılmakta olmaları kanun ve mev zuata aykırı keyfi bir hareket o-lup Türk ceza kanununun da 207
YENİ SABAH
inci maddesine uyan bir suçtur.
5 — Umumî muhasebe müdürü Nevzat Usberk’in halen ihtisas mevkiinden almakta olduğu 750
T.L. ya istihkak kesbetmiş değildir. Mumaileyhin enstitüye tayininde personel direktörlüğünce vekâlet makamına noksan ve yanlış malu mat verilmiştir. Çünkü, mumaileyh 1939 senesinde T.L. 250 almakta iken 1.1.1942 tarihinde şeker şirketince maaşına T.L. 10, zam yapılmış olmakla intibakı 1. 1.1942 den hesab edildıkde 1.1. 1945 dc T. L. 300, 1.1.1948 de T.L. 400 ve 1945 - 1948 terfi devresinde enstitüce üç takdirname ile taltif edilmiş olmasından 1.1.1947 tarihinden itibaren T.L. 400, ya baliğ olması lâzım gelirken T.L. 500 yani bugünkü maaş vaziyetine göre T.L. 750 üzerinden almaktadır. Mevzuata göre bu tahakkuk yanlıştır tetkiki icabeder.
6 — Enstitüde işe başladığım günden itibaren tediyesine itiraz ettiğim ve bakanlık müfettişlerinin teftiş neticesine kadar umumî muhasebe müdürü Nevzat Us-
berk tarafından alınmakta olan kıymet muhafızlığı tazminatının Bakanlık müfettişlerince mumaileyhe zimmet çıkartılmış olması ve bakanlık yüksek makamının 1.10. 1916 gün ve 2 1069 sayılı emirlerinin son fıkrasiyle de badema Nevzat Usberk’e kasa tazminatı ödenmemesi ve bugüne kadar da bu namla yapılan ve kanuna uygun bulunmayan tediyelerin mumaileyhe zimmet kaydile tahsili cihetine gidilmesi ve neticeden de bakanlığa bilgi verilmesi bildirildiği ve bakanlık emri de Nevzat Usberke tebliğ ve 8.10.1946 günlü ve 7731 sayılı genel direktörlüğün cevabî yazısı ile badema Nevzat Usberke bu namda bir tahakkuk ve tediye yapılmayacağı ve bugüne kadar ödenmiş olan pa raların da mumaileyhin zimmetine alınarak tahsili cihetine gidileceği bakanlık yüksek makamına bildirilmiş olduğu halde Nevzat Usberk bu hususta bugüne kadar muhasebeye hiç bir suretle bir bil gi vermemiş olmasından muhase -bece bir muamele yapılmamış ve dolayısiyle de hazine alacağının tahsili kabil olamamıştır. Mumaileyhin ve alâkadarlarının bu hareketleri Türk ceza kanununun 230 uncu maddesinin 2 inci bendine uyan bir suçtur.
7 — 31.7.1946 tarihine kadar senelik mezuniyetini îstanbulda kullanmakta iken mezuniyetinin hitamında genel direktörlüğün telefon emirleri üzerine îstanbulda vazifelendirilmiş bulunan Nevzat Usberkin 9.8.1946 gününde Anka-raya avdetle evvelâ usulüne tevfikan bir harcirah beyannamesi tan zim ederek 19.8.1946 gününde 2331 sayılı kasa tediye fişi ite harcırah masrafları tutarı olarak T.
L. 131,70 aldığı halde tekrar 23.
8.1916 gününde kasa tediye fişi leyhe, hesabındaki
2390 sayılı ile mumaı-alacağı namı
altında T.L. 3690 nm daha tediye
edildiğini gördüm.
Yaptığım tetkikatta mumaileyhin evvelce tanzim ve muhasebeye tevdi etmiş olduğu muamele görmüş harcirah beyannaıitesini imha ederek mezunen gitmiş olduğu îstanbula, sözde vazife ile gitmiş
Seçim kanununun tâdili kararlaştırıldı
(Baştarafı 1 incide>
1 — Orman ve toprak kanunları nm beliren lüzum ve ihtiyaca göro ban hükümlerinin tadiline dair htl kumetee hazırlanmakta olan kanun tasarılarile iller umumî idaresi, ma murlar, memurlar muhakemat ve genel iktisad meclisi kurulmasına dair olan kanun tasarılarının yakın , da meclise sunulacağını bildirdi ve | grupça memnunlukla karşılandı
2 — Meclis komisyonlarında İncelenmekte olan polis vazife ve sa lâhiyet kanunu tasarıslle belediye gelirlerinin arttırılmasına dair olan tasarının da bir an evvel sonuçlan din İm asını rica etti.
3 — Milletvekilleri seçimi kaim nunun gizli oy ve açık tasnif pren sibine göre lüzumlu açıklamalan ve kanunun bu esasına en uygun tat -bik şeklini sağlayacak değişiklikle ri havi bir tasan hazırlanması hak kında grup genel kurulunca pren -alp karan verilmesin! teklif etti.
Bunun üzerine muhtelif hatlhler söz alarak nokta! nazarlannı bildir diler. Müzakere sonunda, hükümet teklifini değiştirici mahiyette veri len önergeler oya sunularak kabul edilmedi.
Bundan soma hükümetin ûe ka-' tıld’.ğı yirmi üç üyenin imzasını taşıyan ve hükümet teklifinin açık | oya konulmasını isteyen önerge ü-zeıine ova müracaat edilerek tas-nif sonunca istenilen prensip icara rının çoğunlukla kabul edildiği anlaşıldı. 1
gibi göstermek suretiyle hilafı hakikat yeniden
böylece I diğer bir
beyanname tanzim etmiş olduğu
neticesine vardım.
Mumaileyhin bu hareketi Türk ceza kanununun 342 inci maddesinin 2 inci bendine uyan bir suçtu r.
8 — Yine umumî muhasebe mü dürü Nevzat Usberk vazife ve sa-lâhiyetini fenaya kullanmak suretiyle evine devren almış olduğu telefonun tesisat, abone ve mükâ-leme ücretlerini de P. T. T. idare
since namına tanzim edilmiş olan makbuzlar muhteviyatı bulunan mebalıği aşağıda gösterilen tarihlerde zimmetine geçirmiştir.
Kasa ödeme fişinin
Tarihi
21/1/1947
28 3 1917
3/4/1947
29 5 1947
No.
194
810
890
1122
Yekûn
Tutarı
121,24
8,68
118,49
55,70
304,11
Mumaileyhin bu hareketi de Türk ceza kanununun 209 uncu maddesine uyan bir suçtur.
9 — Enstitüye olan borçlarını tasfiye edebilmelerini teminen key fî olarak ödenen vekâlet maaşları ve mafevkin maduna vekâleti gibi maaş kanununa aykırı hareketler.
10 — Şahsî işler için icadedilen seyahatler ve harcirah kanunu hü kümlerine aykırı yapılan tediyeler.
11 — Doktor binbaşı Razi Ma-nerin keyfî olarak Raman kampı seyahat masrafları olarak 16.10. 1946 tarih ve 3063 sayılı kasa tediye fişi ile muhasebe şefi Sadettin Kurula yapılmış olan tediye.
11 — Gelişi güzel verilen ziyafet lere ait faturaların alt veya arkalarına yapılan ilâveler ve tediyeler.
12 — Genel direktörlük odacısı Mercan Canoğluna tediye edilen peçece ve havlu yıkama ücretleri ve kahve paraları (kahve paralan ayrıca genel direktörlük kasa he-asbında da vardır), ve ödeme fişi tanzim edilmeksizin muvakkat bir makbuzla kasadan ve mubayaa memuru Sami Yörükoğlu zimmetinde bulunan iş avanslarından hususî ihtiyaçlar için yapılmış o-lan usulsüz tediyeler (bu vaziyet enstitümüz başmüfettişliğince de tesbit edilmiştir.)
İYukanda madde halinde yazılı ltususlar hakkında umjıınî muhase bp müdürü Nevzat Usberke vâki itirazlarıma mumaileyh tarafından Defterdar gibi hareket ettiğim bu rasının bir maliye dairesi olmayıp ticarî bir müessese olduğu ve binaenaleyh bu gibi tediyelerin yapılabileceği cevabı verilmiştir.
Makamınıza yaptığım müracaatlarda ise, iş bilmediğim ve tecrübesizliğim ileri sürülerek nâhoş muamelelerinize mâruz kaldım.
îşte bu şartlar altında sayın enstitünüzde daha fazla çalışmak imkânını bulamadım. Fakat, uhdesine mevdu vezaifi ifa ve mesuliyet korkusunu müdrik, kanun ve mevzuatı bilir, tecrübeli ve cid dî bir memur sıfatile keyfiyeti son bir defa daha makamınıza ar-zetmeği vicdanî bir borç bildim.»
Saygılarımla.
U muhasebe müdür muavini Halim Kâhyaoğlu
Vakit gecikmiş olduğudan gün -demdeki diğer konuların görüşülme si gelecek toplantıya bırakılarak saat 20.45 de oturuma son verildi.
LEHDE VE ALEYHDE REY VERENLER
Ankara, 13 (Hususî) — C. H. P. meclis grupu bugün mühim bir top lant: yapmıştır. i
Toplantıda seçim kanununda tadilât yapılması hakkında hükümet ! tarafından yapılan teklifin müzake re edildiği anlaşılmaktadır.
Müzakereler gece 22.45 e kadar devam etmiştir.
Sızan haberlerden seçim kanu -nunun değiştirilmesi lehinde konuşanlar arasında Nihad Erim, Tahsin Banguoğlu ve Kemal Satırın da bulunduğu anlaşılmaktadır.
Seçim kanununun değiştirilmesi ' aleyhinde konuşanlar ise Rasih Kap lan; Muhiddin Pars, Feridun Fikri Düşdnset ve Süreyya örgeevrendîr. I MÎLLÎ EÖÎTÎM YANGT^H HAK- !
KINDAKİ TAKRÎR
Bugünkü gündemde, MHlî R*»Üm binası yangınının komünistler tarafından çıkarıldığı yolundaki ldd’s’w rı kendi namına mı, yoksa C. H P namına mı ileri sürdüğünü açık lamasını Rize milletvekili Fahri Kurtuluştan isteyen Ahmetl Ulusun tekriri de vardı.
Bankan; vaktin geç olduğunu bil di rerek bu ve orman meselesi hak kındaki diğer bir takririn müzakere sinin gelecek celseye bırakıldığını bildirmiştir. *
Fransız Prof, ilk
konferansını verdi
îstanbulda üç, Ankarada iki kon ferans vermek üzere, memleketimize gelmiş bulunan Fransamn Tuluz üniversitesi profesörlerinden An-drâ Hauriou, İlk konferansını dün saat 15 de hukuk fakültesi birinci sınıf dershanesinde vermiştir.
Konferansın mevzuu «Fransız
Anayasasını meydana getiren â-
mü’er» idi. Rektör Sıddık Sami O-narın ve profesörlerin hazır bulunduğu konferansı, hvkuk fakültesi anayasa hukuku profesörlerinden | Nailî Kuban açmış ve prof. AndrS | Hauriou ezcümle şunları söylemiştir: I
«— Lisanınızı bilmediğim için müteessirim. Karşımda, bu kadar büyük bir dinleyici kitlesi bulundu ğu için, de sonsuz bir haz duyuyo rum.
Zaman ve zemin müsaade etsey di. belki de babam, prof. Maurice Hauriou da, aynı fırsata nail olabi lecekti.
Büyük demokrasi hamleleri ile nJicchhez memleketinize ve bu ara da karşımda gördüğüm Türk genç
Bulgar muhaliflerine bir ihtar
(Başfarafı f Htcide)
Başbakan kendilerine şunları söy İçmiştir ; «Nikola Petkov grupun -daki müttefiklerinize 10 kere ihtar ettim. Dinlemediler. Belleri kırıldı ve şimdi liderleri toprak altındadır. Müttefikferinizin, yabancı ajanların ve Bulgaristanm düşmanlarının akıbetine uğramak istemezseniz, bu ci hoti iyice düşünün. Daha fazla basiret göstermezseniz devlet size kı vamet gününe kadar hatırlayacağı nız bir ders verecektir.»

Bilindiği gibi, muhalefet köylü paılzsinin lideri Nıkola Petkof. ge çen yıl sonlarında hükümeti devir -meğc teşebbüs suçundan yargılanarak idam edilmişti.
9 sosyalist parlşmento üyesi, sun dukları yazılı bir takrirle büdcenin hakikate uymadığını beyan etmişler dir. Dimitrov dünkü demeci sırasın da, bu mebusları «yabancı bir gra mofon plâğı ve sefil gevezeler^ o-larak vasıflandırmış ve şunları ilâ ve etmiştir:
«Muhalefet, tahakkuk etmiyen birçok kehanetlerde bulunmuştur. İngiltere ile Amerikanın müdahalelerinin Petkovun ölümünü önliye-ceği de bu kehanetler mevanında i-di. Bu teşebbüs akim kaldı. fakat müdahale edip egemen adliyemize isteklerini kabul etmeğe teşebbüs etmeselerdi, Petkov kurtulabilirdi. Bulgaristan ile halk mahkemesine şantaj yapılmasaydı idam hükmü tecil edilebilirdi.»
Kf'n^n On*r
(Baytara fı 1 incide)
bir fesadın teınasinden başka bir manâ ifade etmiyecek durumdadır, Bu patırtılar içine. Yalmanın patron mevkiinde bulunan bir şah sm da karıştığı görülmektedir; —kİ o şahıs partiler tarafından da lâyikile tanınır (!)— Onun için bu saldırışlardan fayda bekliyenler in kisarı hayale uğrayacaklardır. Sonra, her hangi bir mevki lhti rasma sahip olmam gibi bir iftirayı da gülerek karşılarım.
Öyle olsaydı eğer, 43 yaşmda ayrıldığım Adliye Müsteşarlığından is] tifa etmezdim ve hattâ Şükrü Kayanın beni istifadan vazgeçirmek 1-çln teklif ettiği ve, herkesin blnblr entrika Lle peşinde koştuğu, «sefaret., gibi mevkileri reddetmezdim.
Teşrii sahada ilerlemek ihtirasın da olsaydım, bir mebusluK teminine çalışır, hücumlarımı daha da şiddetlendirirdim, Parada gözüm ol saydı, beş parasız bir partiye değil, zengin bir partiye girerek, servet te mimine çalışırdım,
Particilik hayatına da; ona buna çatmak için değil, milletimin uşağı olmak için girdim. Mareşal gibi. Ko münistliğe karşı nefreti herkesçe malum bulunan bir adam; Komünistlerle yaptığım mücadelede, bir meydan muharebesi kazanmış olduğumu beyan ederken; Yalmanın efendilerine hoş görünmek İçin, beni sevenler üzerinde menfi tesir ler yaratmaya çabşması bir budala hktır.
Parti içinde bir tefrika çıkarmak yolunu tutmak istesem, istifa sebebini açıklar, millet üzerinde parti aleyhine kötü tesirler yapabilirdim.
Ben, bugün D. P, Harbiye ocağının bir üyesiyim; şu veya bu parti nin esiri değilim.
Ben. İstifa etmedim istifaya mec bur olundum, Varlığımı, rüşvet mahiyetinde başkalarına peşkeş çekiyorlar.
Ben hakkımı kullandım; Vatan gazetesine köle olmak ve hesap ver mpk mecburiyetinde değilim.»
SAYFA ’ 5
ligine derin itimad besliyorum.»
Profesör bilhassa esas mevzua ta mas ederek; Fransamn bugünkü yani 27 ekim 1946 tarihli anayasa Jfuun doğuşu ve bunu vücuda geti ren siyasi sebebjer üzerinde durarak; bu yeni Fransız anayasasmır yeni bir zihniyet mahsulü olmasına mukabil; eskisine dc bazı cebhetez den benzediğini belirtmiştir.
I rof. bu arada, mezkûr siyasî sebebleri birer birer izah ettikten sonra, demiştiF ki:
«— Bu siyasi s^bebleri inlcâr et mek mümkün değildir.
1875 anayasası ile. yeni Fransız anayasası benzerlik arzeder; çünkü bu arada lâzım gelen tedbirleri al mamış olsa idik, bugün Tuna vadi ( sinde; adına (Demokratik halk cum huriyeti) denen bir rejime tâbi ola cakLiic. Bunu hazırlayan Fransa mü essesan meclisi; Fransayı muhak. -kak bir tehlikeden kurtarmıştır.*
Prof. Andrâ Haurion, ikinci kor fe insim, yann yine saat 15 d( Hvkuk fakültesi birinci sınıfında verecektir.
Vali hiç bir ziyafet vermiş değil
t Baş tarafı 1 incide) baslıkları altında çıkan «Eski mil letvekillerinden Hakkı Kılıçoğlu-imzalı yazıya cevabdır:
1 — Bu yazıyı yazan eski millet vekili, İstanbul belediye reisinin Ere ıkoy verem sanatorvorounda verem kongresi delegelerine mükellef bir ziyafet çektiğini, bu ziyafet sofrasını süslemek için 8 liralık çiçek satın alındığını, 50 tavuk, ve 15 hindi ve bütün delegeleri doyurmak için de en iyi cinsten elmalar ve saire alındığını, bira, şarap ve nutuk için gere! .i şampanyalar içildiğini* iddia ediyor ve bu yemekler yenilir, tekil r içilirken de «Kan kusan, öksüreu, inleyen ölü benizli hastaların» delegeleri seyrettiklerini söylüyor.
Bu yazıda bahsi geçen Erenk y verem sanatoryomu İstanbul be’e-diyesine değil, İstanbul verem savaş demeğine aittir. İstanbul \ ı-Iisi ve belediye reisi, verem kongresi delegelerine Erenköy sanutor yom.ında ziyafet vermediği gibi, bu delegelerin ziyaretleri günü, o sanatoryomda bulunmamıştır. E-renköy sanatoryomunda, îstanoul belediyesinin mükellef bir ziyafet çektiğinin hastaların gözü önünde tavuklar, hindiler yenildiğinin ve şaraplar, şampanyalar içildiğinin asıl ve esası yoktur.
2 — Eski milletvekili Hakkı la-lıçoğlu, tek tip ekmeği de şiddetle teııkid ve bu münasebetle İstanbul vali ve belediye reisini muaha □ ediyor. Tek tip ekmeğin îstanl :l belediyesi tarafından değil görülen lüzum üzerine hükümet tarafından kararlaştırıldığını vc un harmanı ile kalitesinin de hükümetçe tertip edildiğini bilmiyen kimse kalmamıştır.
3 — Yazı sahibinin «belediye reisimizin tek tip ekmek yemediğine görmeden yemin edebilirime sözü ise, İstanbul belediyesinin firen köy Verem Sanatoryomunda mükellef bir ziyafet çektiği yolundaki iddiası gibi, asılsız ve manasızdır. İstanbul belediye reisi, fran çalanın serbest olduğu zamanlarda dahi halkın o zamanki ekmeğini yemiştir ve şimdi de halkla beraber tek tip ekmekten yemektedir. Eski milletvekilinin görmediği şeyler için yeminle şahadet etmesine ne denilmek lâzım geleceği ni okuyucuların takdirine bırakmak daha doğru olur.
Hiç bir hakikate istinad etmiyen bu haksız ve yersiz hücum yı zısma karşı verilen cevabı sayın gazetenizin ayni sayfa ve sütunun da neşrederek hakikati okuyucula ra bildirmek hakşinaslığını göstfr receğiniz şübhcsizdir.»
üzerine bina edebilirsiniz
5
Bütün istikbalinizi ve saadetinizi bir
5 lira


I

a
lira deyip geçmeyiniz, bu beş lira 15 Ocak piyangosunda tam
I
100.000
lira oluverir
*


**VFA:•
Komünist tahrikçileri kimlerdir?
ir, kapıyı hıtıa kapamanın, aklından eönrn abdestelz in günâh olduğunu söy-ef, mahallenin İhtiyar cahil ka lanna hafakanlar geçirtirler, £af taacleri hühğUr hüngür ağla-tıriardı.
Dinî bilgilere nisbotleri başlarındaki hünnetji Banktan ibaret (9an bu cahil vaİBİerin nazannda {bdest almak ve namaz kılmaktan teye geçen fiil ve hareket pamı-je ne vşıraa hepsi ya günahtı ya ha ram. O kadar ki Ramazan günlerinde bu bomboş kafaların Önünde oağdaş kurarak güya vâiz dinli-yenlerden çoğu, her tarafı kapkara gösteren, hiç bir ümid kapısını bırakmıyan bu cahilâne kehanetlere biraz kulak verdikten ftonra:
— Adam sen de madem ki ne İrapsak cehennem azabından kurtu amıyacağız, bari şu ftamazan günlerini de oruçla aç açına g'eçl-l'eceğimîze eğlencemize devam e-delim! kararını verirler, mescid-den fırlayıp soluğu ya kahvehanede yahut da meyhanede alırlardı.
Son günlerde Bay Yalmanın, durup dinlenmeden kızıl tehlikeyi Ve komünizm tehdidini, bir maşa gibi ele alarak, faraza Kepan önerin Demokrat Parti başkanlığından istifası işinde bile bir kızıl entrika sezecek kadar Türk uçau-mi efkârının insiyaki bir nefret ve istikrah hissettiği komünizmi istismara kalkışması bize çeyrek asır evvelin, bu ne söylediğini bil-taez, vâizlerini hatırlattı.

Bugün kızıl tehlike mevcud değil mi? Mevcud.
Bir vakitler yalnız Şark hudud-larımızı tehdid ettiği halde bugün tâ Arnavutluğa kadar uzanan ve Garb sınırlarımızı da çenberliyen panslavist tehlike bir hakikat değil mi? Evet bir hakikat. Fakat bu olay ve hakikatlere rağmen dakikada bir kiîil tehlikeyi ve komünist tehdidini bir umacı gibi u-mumî efkârın önünde harekete getirip memlekette marazî bir ruh haleti yai'atmakta Moskovanın var kuvvetile devam ettirdiği sinir harbine yardım etmek, Moskof propagandasının ekmeğine yağ sürmek olmaz mı?
Bir Demokrat Parti başkanı partiden değil başkanlıktan istifa etmiş; eder a. Bu istifanın altında bir komünist tertibi sezmek meselesine gelince:
Buna âlemi imkân derler
Deme olmaz, olmaz!
Fehvasınca bu dünyada her şey mümkün olmakla beraber, böyle biı iddiayı ileri sürenlerin ne gibi delil ve vesikalara dayandıklarını sormak da Türk umumî efkârının bir hakkı olsa gerektir.
Evvelki

ea ger
^Ünkü
«Vatan» da
Ayı (ardından kaçıı ılıı yavru
Yedi sene sonra ayıdan kurtarıldı
Bundan 7 sene önce Gölcük ilçe sine bağlı Saraylı köyü halkından Mehmed Vuralın 3 yaşındaki kızı Memnune, köy civarında oynarken bir ayı tarafından ormana kaçırılmıştır, Araştırmalar fayda vermemiş ve ayının çocuğu parçalandığına hükmedilmişti, Aradan 7 sene geçtikten sonra Bursa avcıları İznik civarındaki ormandan birinde 9—10 yaşlarında bir kız çocuğunu ayı ininde bulmuşlardır, Ayı öldürül mtiş ve çocukta bin güçlükle yaka lanarak Istanbula, Bakırköy akıl hastahanesiııe sevkedilmiştlr. Tam 7 yıl ayının himayesinde ormandan ormana dolaşarak yan vahşi ha) alan küçük kız konuşmayı da unutmuş olduğu için bu hastahane de t tedavi edildikten sonra tekrar konuşmağa başlamıştır, Tedaviyi müteakip hastahaneden çıkan kız bir eve evl&tjk olarak girmiştir.
Erzururn lisesinden yetişenler cemiyetinin toplantısı Erzurum Lisesinden Yetişenler ce miyeti, dün Danışma Heyeti Reisi Murat Urazın başkanlığında toplan mjş ve mühim kararlar verilmiştir, Bu kararlar arasında Erzurumun o-tuzuncu kurtuluş yılına raslayan 12 Mart 948 günü için büyük ölçüde bir tören hazırlanması karar al tına alınmış, Erzurum Talebe Yurdunun iaşeli bir hale sokulması için icap eden teşebbüslere girişilmiştir, Bundan başka cemiyet kütüphanesi İçin yapılacak kitap teberrülerln-den başka yurd talebesinin İşine ya rayacak ders kitaplarının tedarlkl-de göz önüne alınacaktır,
İmtiyaz Sahibi:
A. CEMALEDDİN 3ARAÇ0ĞLU -Yueı l,lerini fiilen idare eden Yatı l,leri Müdürü: FATİN FUAD Dirildiği Yer:
«Yeni Sabah» mürottiphaneti feuaıldıği yeri «Gün Basımevi*
ge
böl ga-
«Müfritler bilmiyerek buna Alet o-luyorlar» başlığı altında çıkan ve bu memleketin en temis ve Ihti-rassız evlâdlarından, biri olan Mareşal J^evzi Çakmak’ın tertemiz ismini dc bir takım hayalî veya hakikî entrika manevraları a-rasına karıştırmaktan perva etmi-ven bir yazıyı okuyanlar her halde şu neticeye varmış olsalar rektir:
— Demek ki (D. P.) yi ikiye mek istiyen kızıl tahrikçilerin
yelerine bilmi3'erek âlet olan kimseler varmış. Bunlar Celâl Bayar ve arkadaşlarını parti başından u-zaklaştırmak ve onların birine Ke nan önerle tarafdarlannı getirmek istiyorlarmış. Kimmiş bu kızıl tahrikçiler? Ve bu kızıllara bilmiyerek âlet olan müfritler kimlerdir! Bunlar teşhir edilsinler de halk hakikati öğrensin!

(Vatan> gazetesi bu haklı ve yerinde isteğe, «Atlattığımız tehlike* bahsinde olduğu gibi biraz sıkıştırılınca:
— Müsbet olarak söylenmiş bir şey yok; şuradan buradan, parça parça, elde cdileh malûmat ve haberleri birbirlerine ekliyerek bu neticeye varıldı! Diyemez çünkü ithamları böyle sudan özür ve bahanelerle savuşturulup geçiştiri-lemiyecek kadar ağırdır, memleke tin yüksek menfaatleri bakımından hayatidir.
Meselâ o yazının bir yerinde şöyle denilmektedir:
«Komünist kaynaklar; hazırladıkları oyunu yürütmek ve mukavemetleri ihtidadan kesmek için înöniinün oyun ettiği ve partiyi i-dare edenlerin buna kapıldığı hakkında yer yer telkinlerde bulunmuş ve şiddetli umumî bir feveran yaratabilmiştir. Bir çok vatandaşlar, 12 Temmuzun delâlet ettiği mânaya ve yarattığı güzel neticelere, bu havanın tesiri altında göz yummuşlar ve bir tek düşüncenin tesiri altına düşmüşlerdir.»
Bu kadar kat’î bir eda ile, aklı başında ve iyi niyet sahibi bir insan, ancak kesin deliller elde ettik ten sonra konuşabilir. Bu itibarla «Vatan» gazetesi dilindeki peltekliği, cümlelerindeki mübhemiyeti ve bir çök şeyler söylemek ister görünüp hiç bir şey söylememek, yahut başka şeyler söyler hissini verip büsbütün başka şeyleri orta ya atmak tâbiyesini bir kenara bırakarak açık konuşmalı, delillerini ortaya atmalı, suçluları umumî efkârın önüne sermelidir.
Yok böyle değil de maksad, 12 Temmuz beyannamesinin samimiyetine bel bağlamak istemiyenleri topyekun kızıla boyamak ve komü nist göstermekten ibaret acemice ve çocukca bir yıldırma ve sindirme manevrası çevirmekten ibaretse bunun memlekette gelişmekte olan Demokratik inkişaf hesabına çok zararlı ve tehlikeli bir oyun olduğunu işte biz söylüyoruz. “Tj oje
Cumartesi ve Pazar gunjeri yapıla* cak Lig maçları programı, B, T, Bölge Başkanlığından: Şeref Stadı:
12.30 Galatarasay-Suleyıaaniye
14.30 Galatasaray-Süleymaniye Vefa Stadı:
12.30 İst, Spor — Kasımpaşa
14.30 İst. Spor — Kasımpaşa Fenerbahçe Stadı:
12.30
14.30 Vefa
10.30
12.30
14.30
Şeref Stadı:
10.30 Beylerbeyi — Sümerspor
12.30 Elektrik — Demirspor
14.30 Defterdar — Sarıyer Galatasaray Stadı:
10.30 Beyoğlu — Rami
12.30 Anadoluhisar — Taksim
14.30 Topkapı Davutpaşa
Beşiktaş — Fenerbahçe Beşiktaş — Fenerbahçe Stadı:
Emniyet — Anadolu Vefa — Beykoz
Vefa — Beykoz
1
(B)
(A)
(B)
(A)
(B)
(A)
(B)
(A)
TIN!SABAH
14 OCAK İM»
YAKINDA ÇIKIYOR!
BORSA
Telefon: 40409.
941 Demiryolu 3
rnllıi müdafaa 1
Kalkınma 2
% % %
11.
26o.
2.8
65.727(1
105.6468
6
6 Kalkınma 3
7 Milli müdafaa 4
2O.ft
ÖM
95.4
(Pl(
ugtahi Program
ÇARŞAMBA — 14/1/1947
(Pl.
MUŞTA
Cumartesi, Çarşamba günleri Çıkamak. Olağanüstü siyasî, Halkçı ve pek ciddî (!) MİZAH GAZETESİDİR!
ÇIKARANLAR
Aka Gündüz ve Reşit Şalcıgll Gayrimahdut mosullyetll, 1 234 567 890 sermayeli Anonlmsel Kooperatlfik Limited Şirketi.
Müracaat yeri:
BİRİCİK BASIMEVİ -ANKARA
OTOMATİK
ASKÜLLERİ
İst. Borsasınm 13/1/948 Fiyatı Londra
Nevyork
PariA
Oenşvre
Amaterdarn
Bkükaâl
Prağ Stokholm
Lizbon
E8HAM VE TAHVİLÂT
7 941 DedlryoJu 1
7
5 İkramlyeli
Yün.ii Kumaş Siparişi Alınacak
Sümerbank İplik ve Dokuma Fabrikaları Müessesesi Müdürlüğünden
Defterdar fabrikamızda tek gran ve Vigogne kumaşlar için alınacaktır.
Alâkalıların şartnamesini
almak üzere müessesemiz satış müdürlüğüne müracaatları.
Müessese satışı yapıp yapmamakta serbesttir.
en olarak imâl edilecek Ştrayb-takriben 160.000 metre sipariş
görmek ve mütemmim malûmat
Bl ZER B A otomatik baeMOlKr hassas, modern ve aa yer eden bir terazi istiyenler için idealdi^ B I Z E R B A basküllerinin ballıca evsafı uzun ömür ve daimî hass6* siyettir., '

Açılış ve program, M, s, ayan,
Müzik: Hafif Müzik: Haberler,
Müzik: Şarkılar (Pl,> Müzik,
Tavşan, Keklik, Çil ve Sülün avlanması yasak edildi
Orman Genel Müdürlüğü
1— Yurdumuzda Tavşan, Keklik, Çil, Sülün'ün nesil çok azalmış
olduğundan ,kara avculuğu kanununun 4. üncü maddesine dayanılarak bu hayvanların avlanma miidddetlcrl Merkez av komisyonunca kısaltıl mlş ve alınan karar illere gönderilmiştir.
2 — Evvelce tesbit edilen avlanma müddeti 31/12/1947 tarihinde bit miş bulunduğundan aşağıda adları yazılı hayvanların bu tarihten itibaren avlanması ve satılması yasak edilmiştir. Aykırı hareket edenler hakkında 3167 sayılı kara avculuğu kanunu gereğince kovuşturma yapılacağı İlân olunur. (3931
Cinsi
Tavşan Keklik
Çil Sülün

X


M
Millî Eğitim Basımevi Müdürlüğünden:
9/1/1948 Cuma günü saat 16 ide bırakılan açık arttırmasına yinels tekil çıkmayan evsafı şartnamesinde yazdı ve bir kilosu 7 kuruş muhammen bedelli ve tahminen 25000 kilo olan bıçak artığı kâğıtlar 15/1/1948 Perşembe günü saat 15 de Basımevinln Ayasofyadaki merkez binasında pazarlıkla satılacağından isteklilerin yazılı gün ve saatte kat’i teminatlarile birlikte İdare komisyonuna ba/vurmafljarı. (342)

A r a b istilâsına uğrayan ve A r a b 1 a r a bac vermekle mükellef bulunan; fırsattan istifade ederek bu ağır yükü omuzlarından atmağa uğraşan başka başka milletlere menaub insanlar vardı.
Hülâsa, yoni Halife Abdurrahma-nın ihtilâl ordusu, muhtelif maksad-larla harbeden askerlerden müteşek. kildi. Yüzde elli menfaat, yüzde elli intikam ordusu idi. Fakat orduyu kuranın esas dâvası, post dâvasından başka birşey değildi. Abdülmelik lbni Mervan devrilmeli? yerine Abdurrah-man lbnl Muhammed oturmalıydı, îşte bu kadar...
Nihayet vakit geldi. Er meydanına, beyaz ata binmiş ve demir elbise giymiş bir cengâver çıktı, biraz at oynattıktan sonra:
— Ey Haocâc! diye bağırdı. Bugün meydan benimdir. Kılıcı sağlam, yüreği pek biri.slnl yolla da onu nasıl öldüreceğimizi gördükten sonra kim olduğumu tanıyasın.
Haccâc-ı-ZAlim, şiddetle Urperdi.
I
' — - ~ - " — - ■ ------------------------
Tadil ve İkmal İnşaatı Y aptırılacak
Balıkesir P. T. T. Bölge aşmüdürlüğünden:
1 — Eksiltmeye konulan İş: Balıkesir P. T. T. binaları İkmal ve t&-adll İnşaatıdır, Keşif bedeli «26777,96.. yirmi altı bin yedlyüz yetmiş ye dİ lira doksan altı kuruştur,
2 — Eksiltme kapalı zarf usuliyle 27/Ocak/948 Salı günü saat 16 da Balıkesir P, T, T, Bölge Başmüdürlüğü odasında teşekkül edecek komisyon önünde yapılacaktır,
3 — Keşif ve eksiltme evrakı yüz otuz dört kuruş mukabilinde Ba lıkeslr P, T, T, Bölge Başmüdürlüğünden satın alınabilir,
4 — Eksiltmeye girebilmek için usulü dairesinde «2008,35» iklbin sekiz lira otuz beş kuruş muvakkat teminatı yatırmaları ve isteklilerin yüksek mühendis, mühendis, yükselrmlmar veya mimar olmadıkları tak lirde böyle bir kimse İstihdam edeceklerine dair taahhütname ve resmî dairelerde bu kabil İş yaptıklarına alt vesika (le şartnamenin dördüncü maddesinde yazılı diğer şartlar aranır, İhale gününden en az üç gün eV vel «Tatil günleri hariç» Balıkesir P, T, T, Başmüdürlüğüne müracaat la usulü dairesinde ehliyet vesikası almaları lâzımdır,
5 — istekliler 2490 sayılı kanunun tarlfatı dairesinde hazırlayacakları teklif mektuplarını İhale günü saat 15 şe kadar komisyon başkanlığına vereceklerdir Postada vuku bulan gecikmeler kabul edilmez.
(189)
I
i

Tediyatta /
Kotayhk /RIZKLA
bir sofa,
men mülki bir
takip üzerine maddesine gc tamamı bir
Gayri Menkul Satış İlânı
(İstanbul Emniyet Sandığından )
Yahya Obenik H. 2451 hesap No. sile Sandığımızdan aldığı (1000) liraya mukabil Fatihte Canbazlye mahallesinde Silivrlkapı sokağında eski 30,30 yeni 113 No. lı ahşap bir evin tamamı birinci derecede ipo tek etmiş İdi. (Hâlen üzerindeki No. 117 dir.)
Dosyada mevcut tapu kaydı suretinde işbu gayri menkulün ayni semt, mahalle ve Silivrlkapı, caddesinde ayni kapı No lu 130 metre 60 desimetre murabbaı miktarında ev olduğu beyan edilmiştir, Ayni kayıt suretine göre hududu Şarkan havva ana sokağı, Şlmalen Silivrika-pı caddesi, Garben Hüseyin kızı Zehra bahçesi, cebhesi Cemal hane ve -bahçeslle mahuduttu.
ikraza esas olan muhammin raporu mucibince mezkûr gayri külün umum mesahası 130 metre murabbaı olup bunun 64 metre tabbaı kısmı üzerine iki katlı ahşap ev yapılmıştır. Birinci katta oda, bir sofa, bir matbah, bir helâ, ikinci katta üç oda; helâ vardır. Bir de kuyu vardır.
Vadesinde borcun verilmemesinden dolayı yapılan 3202 No. lu kanunun 46 ncı maddesinin matufu 40 mcı re satılması lcabeden yukarıda evsafı yazılı ahşap evin
buçuk ay müddetle açık arttırmaya konmuştur. Satış tapu sicil kaydı na göre yapılmaktadır. Arttırmaya girmek isteyen (438) lira pey akçe si verecektir. Millî Bankalarımızdan birinin teminat makbuzu da ka bul olunur. ı.
Birikmiş bütün vergilerle Belediye ve tellaliye resimleri borçluya aittir. Arttırma şartnamesi 16/1/948 tarihinden İtibaren tetkik etmek isteyenlere Sandık Hukuk İşleri Servisinde açık bulundurulacaktır. Tapu sicil kaydı ve sair lüzumlu izahat da şartnamede ve takip dosyasında vardır. Arttırmaya girmiş olanlar, bunları tetkik ederek satılığa Çikanlan gayri menkul hakkında her şeyi öğrenmiş ad ve telâkki olu nur.
Birinci arttırma 8/3/948 tarihine tesadüf eden Pazartesi günü Ca-ğaloğlunda kâin Sandığımızda saat 10 dan 12 ye kadar yapılacaktır.
Muvakkat İhale yapılması için teklif bedelinin tercihan alınması icabeden gayri menkul mükellefiyetlle Sandık alacağını tamamen geç mlş olması şarttır. Aksi takdirde son arttırması taahhüdü baki kalmak şartile 23/3/948 tarihine müsadif Salı günü ayni mahalde ve ayni saatte son arttırması yapılacaktır. Bu arttırmada gayri menkul en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır. Hakları tapu siclllerlle sabit olma yan alâkadarlar ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve husu-sile faiz ve mesarife dair İddialarını ilân tarihinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müsbitelerile beraber Sandığımıza bildirmeleri lâzımdır Bu suretle haklarını bildirmemiş olanlara haklan tapu siclllerlle sabit ol mayanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar Daha fazla ma lûmat almak İsteyenlerin 947/440 dosya No. sile Sandığımız Hukuk İş leri Servisine müracaat etmeleri
lüzumu ilân olunur.
— Dİ
K K A T —
alman gayri menkulü ipotek göster-
Emniyet Sandığı: Sandıktan
mek İsteyenlere Fen Heyetimizin koymuş olduğu kıymetin % 40 m te câvüz etmemek üzere ihale bedelinin yarısına kadar borç vermek su retlle kolaylık göstermektedir (428)
Aşk - Macera - Tarih - Cinayet
Yatanı IKuhnrrem Z. korgunal
Çünkü o, bu sesin sahibini tanımıştı. Bu, elinden sevgilisini, güzel Btl-şoyresini alan Talha İdi.
Haccâc, Talhanın Asiler arasında bulnduğunu bilmiyordu. Bunu şimdi öğreniyordu. Diklerini gıcırdatmağa başladı.
Zâlim Emîrin İçi yanıyor, kalbi hızlı hızlı çarpıyordu. Nihayet Tal. hayı bulmuştu. Lâkin bu kâfi delildi. Eüşeyreyi de bulmak lâzımdı. Acaba Talha, kızı nereye saklamıştı?
Haccâc, Bdşoyroye de diş bilf -yordu. Üç zindan mahkûmunun BU $eyre tarafından kaçırıldığını -Yenmişti. Fakat diş bilemekle be-
raber; Büşeyreden intikam alacak değildi. Zira o beyaz inci dişli çöl kızını hûlû çıldırasıya seviyordu.
Onu ele geçirince başka türlü ce zalandıracaktı. Nezaketi, merhameti bir tarafa bırakacak, Büşeyreyi zorla kolları arasına alacaktı. Onun intlhaı tehdidlerine aldırış etmlve çekli.
HaccAcı Zâlim dalmıştı. Renkp haya) âlemlerindo dolaşıyordu. Taftanın tekrar meydan okuması tinerine uyandı. Atını bir çeııgâverln IŞ-ntindc- durdurdu. Ona Talhayı göstererek:
— Senden şu köpeğin başım is-
I

X
Tefrika No. 1H>
terim: dedi. O başı, senden istedi-gin fiyata satın alırım.
Cengâver, meydanda at oynatan Talhayı uzaktan uzağa süzdü. B-mlr hazretlerinin yüzüne bakıp yılışık gülerek:
____ Bey keşe altından fazla etmez,* dedi. Bana İki kese ihsanda bulunur sanız minnettarınız olurum.
Haccâc, cengâverin omuzuna vurdu:
— O köpeğin başını on keseye satın alırım, göreyim seni!,
Cengâvor, meydana at siırdü:
— Kendini tanıt, ey yiğit! diye haykırdı. Kendini tanıt ki ölümün-
den sonra senin ruhuna büyük fâtl-ha okuyup lhda edeyim. Zira sayen de on kese altına kavuşup zengin olacağım.
Zeki Talha, derhal anlayıvermiş. ti, cevab verdi:
____ On kese altın pek az değil mi. cengâver?.. Haccâc, benim başım için ağırlığımca altın vermeğe daima hazırdır.
— Bana on kese altın kâfidir.
— Zannedersem bir kese altın t ile alamayacaksın ?
— Neden?
— Neden olacak? Bir daha Hac yüzünü göremiyeceksin de on
câcır dan..
Anlamadım.
Benim bir âdetim vardır: Kar çıkanı geldiği yere gönder-başka yere yollarım.
Nereye ?
Öbür dünyaya., Cphennemm dibine!,
CengAver öfkelenmişti:
(Devamı var?
Şiına meni

7.45
800
8.15
9,00 Kapanış,
12,28
12,30
12,30
13.00
13.15
14,00
17,58 18,00 18.00
18.30 18,45 19,00 19.00
19.15 19,20
20.15
20.30
20,35 21.00
21.15
22,00
22,15
22.45
22.45
23.00
Açılış ve program, M, s, ayarı, Müzik: Çeşitli Müzik Haberler, Müzik: Radyo Salon Orkestrası Kapanış, Açılış ve program, M, s, ayan, Müzik: Karışık arkılar. Konuşma, Müzik, M, s, ayarı Haberler, Geçmişte Bugün, Müzik: tnce Saz, Radyo Gazetesi, Serbest Saat, Müzik: Yurddan Sesler, Konuşma: (Kitap Saati) Müzik: Cumhurbaşkanlığı Armoni Müzlkası, Konuşma: B, M. M, Saati. Müzik, M, s, ayan, Haberler,
Program ve Kapanış,

BULMACA
■ A —--•'
1 2 34567 89
i
c.
1
2
3
4
5
6
/
/A ipli B
u (S M /T A ■ 1 1
51^ y • N
IBM F All-çB
1 * K i a
■ ■ 1 fi


'i
1 ukarıdan
1 — Araya girmesi dostluğu bozar (bir hayvan ismi); 2 — Alimler, Başına (D) ilâveslle su akınus olur; 3 — Emek, Gaye; 4 — Ufuklar, Sorgu edatı; 5 — Allah, bulutların alçalması; 6 — Tersi beyaz, Rey, 7 — Keçinin erkeği, Eserler; 8 — Şair kişi bir şairin soyadı, Teı si sıkılma nidası; 9 — Ara bozmak Kehamet san’atı.
Soldan Sag>:
1 — Bakiye kalan, Cilt; 2 —Kör e bir lehçe; 3 — Tersi meşhur bi! İlâç firması, İçi boş; 4 — Anlayışlı, Nitekim; 5 — Bir harfin okunuşu, bir nevi deynek (demir çank cümlt sile birlikte kullanılan tabir), Renk; 6 — ilâvesi, Hatırla; 7 — Çağ, İmdat işareti; 8 — Bizans İra paratoıiçesl, Portakalı meşhurdur;
9
— Kalburun incesi, Jest. ■TVVELKl BULMACANIN
HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
1 2 3 4 5 6 7 8 9
I
4
5
t
2
o
H U N ! T A 's A
E|C' E!«iE L:«,A D
B'Ui BİAı’N'BjEîL A
A ö E S, İ RE B,L
■ F AİT M Ala A! E
s.«;tia;b.h,a;l b
; n a r a m! ı |h;o
6
ir
N,A Z.B H.A'L
ZÂYİ : — İstanbul 6. ncı Şube Mlpüılüğündeıı almış olduğun) 12(59 No. lu bilumum ehliyetimi kaybettim, Yenisini alacağımdan kkinin hükmü yoktur. » •
Tophane Derici So. No. 19
Akif Cefei