Perşembe
15
OCAK 1$48 önuflcu Yıl No. 3197
idare: Nuruosmanlye No. 17 Tel adreel: «TENİ SABAH» İSTANBUL Telefon: 20795
ı
SAYISI HER YERDE
ABONE
Türkiye
Senelik 2000 Kr. 0 aylık 1500 » S aylık 800 » 1 aylık 300 >
BEDELİ
Ecnebi 5400 2900 1000
600
Kr.
>
>
»
10
KURUŞ






SAYFA
Vatan,, yine döndü, fakat bu sefer yakasını elimizden kurtaramıyacak..
Bir haftadır umumî efkâr önünde heyulâlaştırılan Kızıl Tahrikçiler ve mevzuubahis Esrarlı Gölgeler kimlerdir?.
Cevab alamadığımız takdirde ise “ Vatan,, ın “ neşriyatının asıl hedefleri başlamak mecburiyetinde kalacağız..
hakkında
Bir haftadanberidir, her satırında yapmacıklığı his -solunan, her cümlesinde samimiyetsizliği ve sun’îliği âdeta sırıtan bir gayretkeşlikle, Kenan ( ■

toplu izaha„
Önerin istifasında dahi kızıl bir parmağın rolü olduğunu iddia ile kızıl tehlikeyi ve komünist tehdidini bir umacı haline getirip mem lekette marazı bir ruh haleti ya -
Diş söker gibi
★ ¥ 4 --
r
yürümeğe istical hafta içinde bütün
M. T. A. Enstitüsü Yolsuzlukları

Böylece Haşan Saka kabinesi müsbet yolda rar vermiş gibi görünüyor. Yalnız hayırlı işlerde nıek lâzımdır. Önümüzdeki bir kaç Antidemokratik kanunlar yürürlükten kalkmalıdır.
ka-et“ bu

Halk Partisi grupu, evvelki günkü toplantısında, çok mühim bir karar vermiş, yürürlükte olan Seçim Kanununu değiştirmek prensibini kabul etmiştir. Filhakika bu netice kolay ahnmamış ve Başbakan Haşan Saka, Halk Partisinin müfritlerini bir turlu yola getirememiştir. Artık bütün milletin tanıdığı belli atmalar Muhiddin Baha Parslar, Rasih Kaplanlar, Süreyya örge-©vrenler, son lokmaları ağzından koparılmak istenenlerin dehşet ve savleti ile, bu yeni tasan aleyhine kükremişlerdir. Artık bu zevat, gimdiki intihab tarzı değişirse kendilerine Meclise tekrar girmek imkânı kalmadığına o kadar emin görünüyorlar ki, Pars: «Ne yapalım, biz de buradan gideriz» diye hazin hazin eseflenmiş ve maamafih böyle bir karar vermekle Halk Partisinin itibarı mem lekette on paralık olur demeyi de İhmal etmemiştir. Halbuki haki -katte parti, seçimi Demokratik bir hale sokmakla, belki kaybol -muş itibarından bir kısmını geri alabilir. Fakat Meclisin rahat koltuklarına yeniden yaslanacaklar. Muhiddin Baha veya Rasih Kap -lan olmaz. Halk Partisinin insaflı ve makul düşünen bir çoğunluğu müfritlerin — garib tesadüf, Seçim Kanununun tâdili aleyhinde bulunanlar hep Pekevciler o -luyor! — Bu boş telıdidlerine kulak asmamışlardır. Hattâ gazete haberleri doğru ise, bir müfrit partili milletvekili Seçim Kanunu değişir ve reyler gizli, tasnif açık olursa, yalnız Halk Partisi değil, memleket de batar, dar dilini uzatmıştır.
Vurd ve memleket des mefhumların bu rında parti menfaati
karma karışık bir hal alması pek ibretle seyredilecek bir ruh hali -dir. Bazı müfritler, çoğunluğu gûya korkutmak için bu kanun tâ -dil edilirse seçimlerin derhal nileneceğlni ve 1950 tarihinin bek lenmiyeceğini de ileri sürmüşlerdir. Filhakika bu ihtimal çok vâ-riddir. Ve bizce — dünkü yazımızda tebarüz ettirdiğimiz gibi __
behemehal tahakkuk etmelidir. Fakat bu neticeden ancak millet içinde hiç intihab kabiliyeti kal -mamış olanlar korkar. Yoksa ha-
kiki irade ve hâkimiyet sahibine başvurmaktan kim kaçınabilir ve çekinebilir?.
(Devamı Sa., 3; Sü., 4 de)
ratmaya yeltenen ve bunu yapmakla da, belki de farkında bile olmadan, sinsi »sinsi sinir harbi yapan Moskovanın ekmeğine yağ süren «Vatan •> gazetesi, geveleme lerine son verip açık konuşmaya ve bahis mevzuu ettiği komünist tahrikçilerinin kimler olduğunu ifşaya davet etmiş ve demiştik ki:
«Bu kadar kat’î bir eda ile, ak lı başında ve iyi niyet sahibi bir insan, ancak kesin deliller elde ettikten sonra konuşabilir. Bu i-tibarla (Vatan) gazetesi dilindeki peltekliği, cümlelerindeki mübhe -miyyeti ve bir çok şeyler söyle -mek ister görünüp hiç bir şey söy lememek; yahud başka şeyler söy ler^ hissini verip büsbütün başka şeyleri ortaya atmak t&biyesini bir kenara bıraKarak açık konuş-(Devamı Sa, 5; Sü,, 3 det
Bayar «istifa» sebeblerini
tahkike geliyor
-----o - ■
Bayana Beyanatı
demeğe ka-
gibi mukad-zatın naza -ile bu kadar
Yeni bir dayak ve işkence hâdisesi
Biganın Gerlengeç köyünde cereyan eden vak’a
Sebebsiz yere yine birçok Demokrat Partili vâtanda? jandarma dipçiklerde döğüldö, ellerine kelepçe vurularak çarşıda teşh r edildi
/
Demokrat
Biga (Hususî muhabirimizden) — Biganın Gerlengeç köyünde Halk Partili bir muhtar tarafın -dan ihdası istenen Arslanköy faciasının tekerrürüne çok şükür, demokrat partililerin basiretli ve temkinli hareketleri meydan verilmemiştir.
Biganın Gerlengeç üç demokrat partili muhtar ve jandarmalar
dan parti gayretkeşliği ile işkence edilmiş, dövülmüş ve on beşe (Devamı Sa., 5; Sü„ 3 de)
sayesinde
köyünden vatandaşa tarafın-
Malatya Çamurlu köyü
Parti Ocak Başkanı Hacı Polat
Denizli Milletvekili Reşad Aydınlı diyor ki: “Bu müesseseye dokunmak çok tehlikelidir, bu konuya temas ettiğiniz takdirde derhal sizi iğrenç ve korkunç bir yalan ve iftira sağanağı takip eder..,,
■ I
“Bu gibi olanları
re sebeb etmek
Bundan uzun müddet evvel parmağımızı bir memleket yara -sına; Maden Tedkik ve Arama Enstitüsündeki yolsuzluklara basmış; bu mevzu üzerinde bir hayli neşriyat yapmış ve mezkûr yol -Buzlukların meclise de intikal etmesi ve mesul bakanın bu hususta yaptığımız neşiraytı teyid eder mahiyette beyanatta bulunması ü-zerine, dün de bildirdiğimiz veç -hile işin ciddî bir tahkikat safha sına intikal edeceği ümidile susa rak bir müddet beklemiştik.
Aradan bir hayli zaman geçme sine rağmen maalesef hiç bir esas lı teşebbüse şahid olamadık. Ka -bineler ye bakanlar değişti. Fa -kat Maden Tedkik ve Arama Ens ’ Denizli Milletvekili Reşad Aydınlı
titüsü eski kadrosunu hemen he - J men aynile muhafazaya ve yine J eski minval üzere iş görmeye mul vaffak oldu. k
Bu kere yeni Ekonomi Bakanı 1 nı ve dolayısile hükümeti bir ke- ’ re daha ikazı bir vatan borcu te-1 lâkki ettiğimiz için dünden itiba-j ren yine bu bulanık mevzua avdef te mecbur olduk. ı
Dünkü Yeni Sabahta enstitü u-z mumi muhasebe müdür muavini-) ninin genel direktörlüğe hitaben | yazılmış bir raporunu dercetmiş-| tik. Bugün de bir arkadaşımızın i M. T. A. enstitüsü yolsuzlukları l üzerinde konuşabilecek salâhiyet -1 te bulunan ve dâvayı meclis kür ı (Devam» Sa., 6; Sû., 1 de)) -—------------------------s
MECLİSİN DÜNKÜ MÜHİM TOPLANTISI
Celâl Bayatla beraber bu sabah şehrimize gelecek olan Refik Koraltan
Ankara, 14 (Hususî) — Demokrat Parti Başkanı Celâl Bayar bu akşamki ekspresle îstanbula hareket etmiş, garda Demokrat Parti Genel İdaıe Kurulu üyeleri, Demokrat milletvekilleri tarafından uğurlanmıştır.
Hareketinden evvel Cumhuriyet Halk Partisi Meclis Grpunun dünkü toplantısında Demokrat Parti tara-'Devamı Sa,, S; Sü., 5 de^1


Rusya, Balkanları ilhak emelinde imiş!

Bugün dünya Bitlerden beter bir Kızıl tehlikeyle karşı karşıyadır»
■ I
Kon ünizme hücum eden Reşad Aydınlı dedi ki: “Romanoflarla bugün Rusyanın başında bulunanlar arasında büyük fark yoktur, yalnız yılan deri değiştirmiştir
I Seçim kanunu
ye-
(YARİNİ
Tanıdığım Büyük Sanatkârlar
Flrmin Gemler ____ • ____Yazan Refi’ Cevad Ulunay


Malatyada
D. P. faaliyeti
O---
Malatya; (Yeni Sabah) — Ma-latyanın Çamurlu köyü Demokrat Parti ocağı açılmıştır.
Çamurlu köylüleri ve hürriyet havasına lardır.
Köydeki Demokrat fiubları bu dâvaya gönülden çalışacaklarını her fır salta bildirmektedirler._
Allah bizim münekkidleri korusun..
----o—
Bir Fransız aktörü, temsil esnasında sahneden atlayıp tiyatro münekkidini döğmüş
demokrasi âşık insan-
Parti men -yürekten ve
Çetecilerin Korent körfezine taarruzu
Tadilden sonra reyler hücrelerde verilecek, zabıtları parti müşa-hidleri de imıalıyacak
----- Ankara, 14 (Hususî) — Büyük j Millet Meclisi bugün saat 15 te Cev. İ j det Kerim încedayının başkanlığın-Z da toplandı. Tekel Genel Müdürlüğü binası yapımı işleri dolapsile eski J----Gümrük ve Tekel Bakam Suad Hay-
1 ri Ürgüblü hakkındaki Başbakanlık
i tezkeresi okunarak yolsuzluğu ince-
l lemek üzere 5 kişilik bir komisyon
a seçimi yapıldı ve komisyonca îs-
Z met Eker, İhsan Ergün, Haşan Feh-
••II
mi Atak, Sahir Kurucuoğlu, Nazın Poroy ekseriyetle seçildiler. İÇİŞLERİ BAKANININ İZAHATI
Bundan sonra gündemdeki, sorulara geçilerek içişleri Bakanı Münir HÜsrev Göle Eskişehir Milletvekili îsrtıail Hakkı Çevikin Eskişehir o lektrik santralı hakkındaki sözlü sorusuna cevab vererek aşağıdaki ko( nuşmayı yaptı:
(Devamı Sa., 5; Sü., 6 da)
Türkiye ve ödiyecekler?
Yunanistan Amerikan yardımını nasıl - Tiirkiyeyet 4 denizaltı daha verilecek
Türkiyeye, 4
Yardım malzemesi Yunanistana çıkartılırken
Ankara. 14 (Hususî) grup toplantısında seçim kanununun ( gizli oy aleni tasnif prensipleri dairesinde tâdili takarrür etmiştir. Sanıldığına göre son Osmaniye ve Amns. ya seçimlerinde uygulanan hükümler bu suretle kanuna geçirilmektedir, (Devamı Sa,, 5; Sü., 2 de)
EVüehmedciğin navakasını çalanlar
-------- _ o----- memur 80 bin liralık bir ihtilas iddiasile tevkif edildiler
■■■ o---
Bu para ile ayrıca bir de apartman yaptırmışlar!.
Dünkü
ÂKVIMDEN BİR YAPRAK |

tâddât yapılmasına ka-
L“’ Fulü n a y
cıya varır derler. Millet daha reş J olmadı., her şeyin sırası var.» diyenleri çok dinledik. Sonu
ne
Olılu? Mil-
Paris: 14 (A^A,) — Dün akşam Champs—EJysees komedi tiyatrosunda verilen bir temsilde rol yapmakta olan aktör Samson FaJn-
(Devamı Saa S; Sü„ i de)
Atina: 14 (AJP,) — «Emborsu gazetesinin Pariston aldığı bir ha bere göre kral Mlşel, Rumen tahtın dan Rusyanın tazyiki üzerine İstifa etmiştir. Bu yaaıda, kral ve maiyetinin, bütün Balkanları Sov-
yetler Birliğine ilhak etmek hususunda Rusyanın beslediği emel ve hazırladığı pilânları öğrenmiş bulundukları, bnun için de Rusya-nın onları memleketten uzaklaştır
(Devamı 5 incide)
Mili Korunma Savcılığınca mühim bir yolsuzluk hâdisesinin tah klkatına el konmuş, Milli Savunma Bakanlığı Halkalı muhasebesinden 80 bin lira ihtilâsen zimmetine geçirdiği iddiasile iki memur, yakâla narak tevkif edllmişdir, Yine ayni (Devamı $ in'lde.

artl grupunda şiddetli bir münakaşadan sonra Seçim Kanununda
rar verildi.
dilâtta esas
dünyanın bütün demokrat memleketlorindo olduğu gibi «gizli seçim, aleni tasnif» prensibi kabul edilocok ve umarız ki bununla artık seçim dâvası bir hükme bağlanmış olacaktır.
Gönül İsterdi ki parti grupunda sayın milletvekilleri arasında bu pren sibe aleyhtar kimso bulunmasın. Çünkü Demokrasi demek, seçim hürriyeti demektir. Seçim hürriyeti de vatandaşı royi ile başbaşa bırakmaktır. Hattâ o kadar başbaşa bırakmaktır ki bu ıkı (harim) ın arasına kim girerse girsin (nâ mahrem) sayılır.
Daima bu gibi hamle«eroe kendilerine fuzuli bir vısayet teveccüh o-deniere rastlanıyor: e riayette tek dereceli intihab bahis mevzuu olunca: «Böyle şey olur mu? Kızı kendi başına bırakırsan davulcuya, zurna-
let vardı, cıya..
davulcuya de zurna-ru-
no ne
Bilâkis
hunda movcud olan Demokrasi aşkı ile hakkını o kadar olgun bir surette müdafaa etti ki bununla bütün dî n yaya demokratik idareye lâyık bir mil let olduğunu pek güzel isbat etmiş oldu.
Kim no derse desin. Millet uyanmıştır; bundan sonra ona karşı artık tahakküme, tecebbüro imkân yoktur; bu olgunluğa varmak acı imtihanlar geçirdi.
Son seçim mücadelelerini dik; intihabda millet reyini
zını kıskanır gibi korumuştur. Fakat ne yapsın? Reyini muhafaza için kendinden başka dayanacak kimsesi yoktu.
Modele Demokratların dayak yo-mesi değildi; Demokrasi tohumunun gün |.cv: xc inkıta: e içmesi idi.
(Lütfen ^ayjayı çcviıuıli)
için çok
unutma-âdeta ır-
SAYFA: J
YENİ sabam
15 OCAK 194a

İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm?|
OkUYUCU
»lYORki

&

I
I
V

D
%
ı
1

I HER 5yıBAH|

— Diğer içtimalarda bulunmadın mı?
— Hayır, yalnız bir defa Mesa-^ det hanına gittim. Sebenlui de ar-codeyim: O sırada belediye intihp batı dola/yısile gazeteler: «l£»kk îttihadcılar Kemal beyift riyasetin de faaliyete geçtiler* diyor. Halbuki ortada bir aey yoktu. Ben de (ski îttihadcılaraan idim. Onun 1-çiıı Kemal beye gittim. Hizmetçi «içeride içtima’ var* dedi Ben Bir iki kelime söyliyeceğim. git haber ver! ■ dedim. ♦Gelsin> demiş. Kemal beye «.Gazcbeler böyle böyle yazıyor, bir tavzifi falan şnzalım» dedim. Sonra çıktım.
— Kimler vardı?
— Ali İhsan vardı, kâtibi .mesuller vardı, Hamdi Baba vardı.
— Fakat sen daima dram ediyordun ?
— Beş aydır görüşmedim.
— Neden?
— Müracaatımı is'at etmedi. Onun için gitmiyordum.
— Şirketlerde vazife filân vermedi mi?
— Hayır, vermedi. •
— En son ne vakit gördün?
— Martta filân.
— O vakit Kemal bey ne gibi siyasî faaliyetlerde bulunuyordu ?
— Siyasetle filân uğraştığını bilmiyorum. Kendisi de «böyle' faaliyette bulunmuyorum» diyordu.
— Kemal bey Terakkiperver fırkaya intisab etmedi mi ?
— Hayır.
— Size de teklif olunmadı mı?
— Hayır.
/
— Cavid beyin evindeki içti-mada Canbulat, Şükrü filân da bulunuyordu..
•— Evet.
— Onlar bilâhare mebus ildu -ler. I
— Evet, biliyorum.
— Peki bunlarla temasda iken bir nebze hissetmedin mi?
— Hayır bir şey söylemediler.
— ifadende Cavid beyin evindeki ietimadan bahsederken: «O gündenberi Cavid beyde görüşmediğim gibi» diyorsun. Biraz sonra da Kemal beye îttihad ve Terak-
ne der-bu top-neşv-ü-
tasnif» varken bizde gizli tasnif» vardı. Sakanın tâdili Jcab serdederken
seçim câleni
ettiren söylediği söz,
Yine tekrar ediyorum: Kim se desin., bu tohuın bir kere rağa düştükten sonra artık •emâsı tabiat kanunları -ile olacaktır.
Tabiat kanunları ise daima tekâmülü emreder.
Şu geçen intihabatın sürüp giden dedikodusunu bir kene göz önüne getirelim: Bütün bunun sebebi Seçim Kanununun bu rejimle imtizaç edememesidir.
Hürriyet var! Diye barbar bağırdığımız halde .millete seçim hürriyetini yeremedik. Her .tarafta ogizli ve aleni seçim ve
Haşan sebebleri
gayet doğrudur: ((lBu usuller her tarafta bir çok şikâyetlere yol açmış -tır. Hemen hemen tersine olarak seçimin nısbcten âlenî, tasnifin ise tamamen gizli yapılması, suiniyet erbabı efkârda daima tır. Bu durum leyhindedir.»
Bu itibarla yukarıda dediğimiz gibi, İktidar partisinde Seçim Kanununun tâdiline aleyhdar zevatın bulunması -rva hayret etmemek elden gelmez. Çünkü nihayet bu tâdil kabul edilmekle hem Demokrasinin temeli bi -raz daha sağlamlaşmış, hem de parelerin hakkı daha kuvvetle teslim e-dilnıiş oluyordu.
Diğer tarafdan idare âmirlerinin de vazifeleri nisbeten kolaylaşmış bulu -nacaktır. Bundan sonra kaymakam -ların, jandarma kumandanlarının va -zifelerı intihab yerlerinde sadece kavgaya, dövüşe mânı olmaktan kalaoaktır. Birisi kulağa fısıltılara onlar için:
gönlüm, işte
şikâyetçiler olsalar bile, umumi şübhelor uyandırmış-bizurt partinin be »
Iharot gelip de kulaktan başlarsa o zaman
ben ben çıkdıın ar-• bık i» .eden.
Gazelini okumaktan başka yapaoak bir şey yoktur.
Kanun tâdil edildikten sonra bu iş-de (Marmara çırası) gi'ol yanacaklar yok değildir. Fakat ne yabalım? «Armudun sapı var, üzümün çöpü var!» Diyecek olursak işin İçinden çıkama-
Tefrika No. 145
kİ namına faaliyette bulunmasını doğru bulmadığını söylüyorsun.
— Evet öyle söyledim o da, «Hükümetin malûmatı tahtmda-dır» (|iye cevab verdi.
— Sonra?
—« Bunlara da fimabaad siyasetle meşgul olmıyacağım hakkın da söz verdim. Siz de müştereken harekette bulunmayınız!» dedi.
— Evet öyle (!) Kara Kemal bey Terakkiperver fırka progra -mini yapar da sizin gibi ocak arkadaşlarına haber vermez olur mu?
— Ben bidayette kendisine siyasetten uzak bulunacağımı söylemiştim.
— Temaslarınızda filân hissetmediniz mi?
— Hayır.
— Doktor Nâzım beyle nasılsınız?
— iki üç
— Fırka
niz mi?
— Hayır dim.
— Onun ağzı durmaz., sokakta pazarda bahseder de size de söylemez mi?
— Efendim görüşmedim.
— Muhabere eder misiniz?
— Bir mektub yazdım.
— Onun mektubu yok mu hiç?
— Ben yazdım, o mektubuma cevab verdi, kardeşi ölmüştü, o-nun için yazmıştım.
— Mektubda sizi daima aradığından bahsediyor, niçin?
— Evet, hem haremi ölmüştü.. «Geldim, aradım, zükmüyorsunuz» du.
— Bir tezkere ni doktor Nâzım ğınyor.
— Saib Molla
tezkeresi. Doktor Nâzım bey onlara lım»
esefle Uzuo-kinı-olıııa*
(
muhakemesi neticelendi

Memurlardan biri üç, diğer ikisi de beşer seneye mahkûm oldular. Karardan sonra mahkeme salonunu hıçkırık sesleri doldurdu
-■* ' I
kere görüştüm, etrafında görüşmedi-
iki senedir görüşme-
Uzunköprü Maliye memurlarına dair hakiı bir şikâyet Devlet hizmetinde senelerce dürüst çalınarak kaou ni müddetini dolduran mü-tekuidler ve vatan müdafaasında muhtelif cebhelcrde çarpılarak \iiciidlannin nıuh telif uzuvlarını kaybeden ma lûl gaziler, resmî günlerde hatiblorin ve milliyetçilik dâ vasin da âmme hizmeti gören bütün neşir vasıtaları-um çok yerinde ve iftiharla baş sözlerile daima en öne alınarak hürmetle yâdedllen bu zümreye üzülerek söylemek zorundayız, köprü ııuıliycsiude hu seleriıı hiç bir kıymeti
dığı gibi, nefretle bakılmakta ve üç ayda bir maaşlarını almak için bu makama uğradıklarında iki saatlik bir iş olun bordronun hazırlanmadığını görmeleri yine bir şey değil de (ne aceleniz var bu işler o kadar kolay mı, bir hafta sonra uğrasamza! Veya bir iki güne kadar yaparız, siz hanlarda bekleyiniz...) canlan bahasına kanunen hak etmiş olduktan üç beş kuruşun verilmeye başlandığını gazetelerde o-kuduktan sonra kar, yağmur ve çamuru bu sakat haliyle çiğniyerok kasabaya va ran ve bu alacağı üç beş kuruşla hiç olmazsa birkaç gün evinde çoluğu çocuğu ile sıcak çorba içmeyi düşünen bu kimseler, böyle lere katlanmakta ta gibi bir zaman
seterinde ve aşçı dükkânlarında borçlandıktan sonra ellerine alabildikleri maaşlarını buralara terkederek elleri boş köylerine ve çoluk çocuğu yanına gitmektedir.
Bunlar acıdır, acı olduğu kadar da mcsuliyetli ğunu idrâk ediyor ve katlanıyoruz. Hürmet miyonız, hiç olmazsa
sııliyetin bu maliye memurlarına aid bulunduğunu bilmelerini okuyup anlamalarını ve bu zavallı adamlara hakaret etmeden üç ayda bîr güııü gününe zahmet ederek işlerini yapmalarını istiyoruz. Bunun için de ilgililerin dikkat nazarlarını sayın gazeteniz sütunlarında bunun ııe^ri suretile umumi efkâra arzedilınesini diliyoruz.»
E>ıı müddet Önce Moyva Hâlinde mühim bîr yolsuzluk vukubulmuş, muhasebeci Mtlkerrem Alaca ile tah silât kâtiblerXen Halil Çolikkol, İlhan Bardakcıoğlu, Mustafa Yorulmaz ve Nureddin Ke.'kinor, Hâl resimle) inden toplanan paradan ihti-tâsen 12885 lira 39 kuruş zimmetlerine geçirmişlerdir.
S t nıklaj dan Mustafa Yorulmaz firar etmiş ve diğerleri yakalanarak mevki fcn Toplu Milli Korunma moh kemesine verilmişlerdir’ Dünkü duruşmada son sözleri eorulan sanıklardan Mükerram:
«— Adaletin pençesine er geç düşeceğimi biliyordum. Fakat bu lhti-lâsım hep metresimin yüzünden yap tim. O, kürk mantolar içinde yaşarken benim de zindanlarda çtlrllmem mukaddermiş. Başka diyeceğim yoktur.» demiştir.
Diğer sanıklar da suçlarını itiraf eder yollu cevab vermişler ve neticede mahkeme şu karan bildirmiştir:
Mükerrem Alacanın 5 sone 16 ay ağır hapisne, o kadar müddetle me, muriyetten mahrumiyetine ve 11917


lira para cezasına mahkûmiyetine, Halli Çelikkolun 5 sene 10 ay ağıt hapsine; Nuroddin Keskinerin 3 sone 2 ay 26 gün ağır hapis ve 9879 lira I ağır para cezasına mahkûmiyetine, ' İlhan Bardakcıoğlunun 1 sene 11 ay 10 gün ağır hapis ve 319 lira ağır 1 para cezasına mahkûmiyetine ve İh-t tilâs edilen 12815 liranın sanıklara ödetilmesine karar verilmiştir. Ayrı, ca, hâlen yak al anamı yan sanık Mustafa Yorulmaz aleyhindeki dâvanın muvakkaten tâdiline, hakkında tev-kff müzekkeresi kesilmesine ve sanığın yakalanarak muhakeme edilmesine karar verilmiştir.
Kurarı müteakib mahkemede bi» kaynaşma olmuş ve hıçkırık sesleri duyulmuştur. SamlIn arasında bulunan 70 . 80 yaşlarında ak sakallı bir ihtiyar koridorda jandarmalar taralından ellerine kelepçe vurulmak ta olan oğlu Nureddini kucaklıyâ-rak:
«Onu götürmeyin, o bonim hayatimdir. Ne olur onu bağışlayın» diye hıçkırmağa başlamış ve zor yatıştı-rılmıştır.
bulamadım, gö-demek istiyor-
var, imzasız. Se bejin yanma ça-
beyzade Osman
imza
gelmişti. «Buyurun otura-diye çağırıyor.
(Mektubu göstererek) bu kimindir?
Reşid beyin, Asım paşazade
Reşid bey menzul bir adam.. Evine çağırıyor.
— Sonra «îttihadcılık aleyhinde olanlar meyanına girdin mi? Bir gün gel de görüşelim» diyor,, ne demek istiyor?
— Mektubun bu cümlesi nmda kalmamış.
— Sız ne suretle meclısT mi âzası oldunuz?
— intihab edildim.
— Anladım, fakat hangi namına ?
— Fırka namına değil.
— Kemal bey intihab ettirdi, değirmi? »
— Hayır.
— Gidersiniz, etrafında dolaşırsınız.
— Meclisi umumîye, cemiyeti belediyeye âza yapar, sonra âlet gibi kullanır, durur. Doktor Nâzım beyin bir mektubu otomobil kazasından bahsediyor, nedir bu mektdb?
hatı -
umu-
fırka
(Devamı var)
T Ut rar bir hıçkırık omuzlarım sarstı;
— Sun bizim kıymetli Verdamız-yavrum. Seni hepimizin ne ka sevdiğimizi bilsen! Ağlama ar. başını kaldır; gözlerini sil. geçen hâdiseyi tamamile unut!
merdivenleri
geçen hâdise büyük bit
sın dar ûk, Bu
Unutalım!
Gcmç kız, «göz kapaklarını kaldırdı. İki çift göz candan gelen dost bakışlarla birbirini buldu:
— Geciktin galiba, yemeğe bizi bekliyorlar. Acele edelim.
Bahçe kapısında Verda durdu:
— Teşekkür ederim Metin, dedi. Ve cevab beklemeden koşarak çıktı.

Büleııdle aralarında genç kızın hayatında
dönüm noktası olmuştu. Bir taraftan iri adımlarla muvaffakiyetten muvaffakiyete koşarken, bir taraf, dan da o güne kadar düşünmediği ve üzerinde durmadığı bir çok şeyler zihninde yer ediyor, onu için için üzüyordu.
Minimini bir yavru iken Kadriye hanımı bir ana bilmiş, onu Darülacezeden çekip alan bu iyi yürekli kadının merhametine hayran kalmışta. Şimdi onun yaptığı şeyin *sa deco bir öksüzü bağnna basmak olmadığını daha iyi anlıyordu. Kad-rlye hanım, ona yalnız iyi bir ha -y«t, maddi bir rahatlık temin et -inekle kalmamış, benliğini de ka .
vaziyet-ve bir tıaf han kö-
MÜTEFERRİK
ADLİ YEDE
Roma Opera Koro şefi şehrimizde -----------o ■—
Sanatkâr Nurullah Taşkıran-la birlikte Ankaraya gidiyor
Kasımpaşı cinayeti dâvası
----o----
Katil 18 sene hapse mahkûm oldu
oldu-btına hekle-bu me
Uzunköprü
Mütekaid ve malûl gazileri t Gündüz
ÜNİVERSİTEDE!
Üniversiteliler ve Belediye otobüsleri
- - —o---
Talebelerin yüzde elli tenzilâtla seyahatleri vilâyetçe kabul olundu
İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği tarafından; otobüslerde talebe lehine %5 tenzilât yapılması yolunda yapılan müracaat, Vali ve Belediye

Aşk ve his romanı
Devlet Denizyolları İdaresinin İs tanbul yolcu gemisi ile dün şehrimize gelen ve bir müddet evvel Vi-yanaya tedavi olmak için giden san atkâr Nurullah Taşkıran, ken dişile konuşan bir arkadaşınıza şunları söylemiştir:
Ameliyat olmazdan evvel sesimi tamamile kaybetmiş bir halde idim. Fakat Vlyananın meşhur operatörlerinin mahareti sayesinde sesime tekrar kavuşabildim.
Bu hastalık ekseriyetle Tenorlar da görülür. Avusturyadan sonra Lsvlçreye gittim. Orada radyo va-sıtasile bir konser verdim»
Bu akşam, dostum Roma Opera sı Koro şefi Kango ile Ankaraya hareket ediyoruz.»
Kaçak pide imal eden fırıncı
Küçükpazarda Hoca Gıyasoddin mahallesinde İbrahim Kayademi re ait fırında, yapılan aramada 240 adet pide bulunmuş ve sanık yakalanarak Milli Korunma mahkemesine sevkedilmiştlr.
Bir müddet önce Kasunpaşada kahveci ihsanı bıçaklıyarak oldu ren Hüseyin Narin duruşması dün 2 inci ağır ceza mahkemesinde so na ermiştir, Mahkeme sanığın 18 sene 5 ay ağır hapse mahkûmiyeti ne karar vermiştir.
Bir deniz ejderi yakalandı
Evvelki akşam Nuri Canavar a-dında bir balıkçı sandalla, Anadolu hisan civarında avlanırken 4—5 metre uzunluğunda bir canavarın hücumuna maruz kalmıştır, Nuri derhal demir çengeli canavarın sır tına saplamış ve sürüklemek istemiştir. Fakat azılı hayvan bu defa sandalı sürüklemiş ve bir saat ka dar deniz üzerinde bir aşağı, bir yukarı gezdlrmlştir, Nihayet hayvan mecalsiz düşmüş ve güç belâ sahile götürülen canavar Göksu de resine bağlanmıştır. Ejderin cinsi henüz tayin edilememiştir.
Reisi Dr. Lûtfi Kırdar tarafından müsbet bir şekilde karşılanmıştır. An cak, bu tenzilât, mart nihayetinde, memleketimize 50 otobüsün daha getirilme sile kabil olacaktır.
Diğer taraftan, şehrimizde Od o-tobüs işleten (Wbite» şirketi de Belediye ile aralarındaki ihtilâf hallolunduktan sonra, talebeye %50 tenzilât yapmayı kabul etmektedir.
Bir adam karısını yaraladı
Tarlabaşmda oturan ve tesviyeci İlk yapan Hüseyin Niiıad adında biri, bir müddetten beri aralan a-çık bulunan karnı Fikrlysye dlln tarlabaşmda rastlamış ve yeniden münâkaşaya tutuşmuştur. Münâkaşa esnasında bıçağını çekerek ka rısını iki yerinden yaralamıştr.
Yaralı Beyoğlu hastaha nesine kaldırılmış ve suçlu hakkında ta ti kİ kata başlanmıştır.
İstanbul vapuru geldi ----------------o — Vapurla Seyhan Millet vekili ve Napoli Konsolosumuzun cenazeleri de getirildi
----o----
Devlet Denizyolları idaresinin İstanbul Yolcu gemisi, 200 yolcu, 250 ton eşya İle dün saat 14.30 da limanımıza golmiştir.
İstanbul Yolcu gemisi, Ege denk zinde Amorikan filosu manevra yaptığından bu seferinde de Pire limanına yanaşamamış, yolcular ancak motörlerle vapura veya rıhtıma çıkabilmişlerdir.
İstanbul Yolcu gemisi ile gelen yol cular arasında Prof. Akıl Muhtar, Prof. Mim Kemal, ses sanatkârı Nurullah Taşkıran ve Ankarada konser ler \ ermek üzere gelen Roma Operası Koro şefi Kango İle Napoli kon solosumuz ile Seyhan Milletvekilinin naaşları bulunmakta idi.
Prof, Akıl Muhtar ve Mim Kemal istirahat için Cenovaya gittiklerini, Fransa ve îtalyanın hâlâ harbin tesirleri altında bulunduklarını, Türki-yenln buralara nisbetle cennet olduğunu söylemişlerdir.
----------o-----------
Avukat stajyerlerinin durumu
O--------
İstanbul Baro reisi Ankaraya çağırıldı
----n----
Avukat stajyerlerinin vaziyetleri etrafında görüşmek üzere Adliye Ba kanlığı İstanbul Baro Reisi HAşim Refoti Ankaraya çağırmıştır.
Diğer taraftan bundan evvelki top lantıda stajiyerler tarafından seçilen heyet dün Gazeteciler Cemiyeti salonunda bir toplantı yaparak bazı kararlar vermişlerdir.
Verilen kararlar arasında Feridun Fikri Düşünsel tarafından bir tak-! rlrle istenilen staj müddetinin bir seneye indirilmesi teyid edilmiştir. He yet bundan başka stajjyerlerin sulh mahkemesine çıkabilmeleri ve ilgili işlerde ücretle çalıştırılmaları hak- ’ kında da kararlara varmışlardır.
Bugün Ankaraya hareket edecek olan Baro Reisi stajiyerlerin bu teklerine de tercüman olacaktır.
Tramvay ücretlerine zanı yapılmıyacak
Tramvay ücretlerine bir mikdar zam yapılacağı ve umum müdür Kemal Bayboranın bu maksadla Ankaraya gitmekte olduğu bazı gazeteler tarafından iteri sürülmüştü .
Yapılan tahkikata göre E. T. T. Umum Müdürü büdce ve haricden yapılacak siparişler etrafında görüş mek üzere bugün Ankaraya hareket edecektir. i
Diğer taraftan tramvay, tünel fiyatlarına bir mikdar zam yapılacağına dair çıkarılan şayialar da kalılarca tekzib ulnmuştur.
■ — —
Gümrük ve Tekel Bakanı şehrimize geliyor
Gümrük ve Tekel Bakam Şevket Adalan, bu sabah Ankaradan şehri mize gelecektir.
Bakan şehrimizde bir kaç gün kalacak ve bu müddet zarfında Te kel ve Gümrük İdarereleriııde tetkiklerde bulunacaktır.

dı-
alâ-
Tefrika : 39
Muazzez Tahsin BERK AND
de de ne le
Böy bile
zandırmıştı. Kadriye hanım olmasaydı, bugün konserini herkesin haf talaıca evvel telâş ve heyecan için beklediği piyanist Vorda diyen olmıyaoakü. Müziksiz bir ömür feci bir sürüklenme olurdu! bir boşluğu tasavvur etmek
bnun başım döndürmekteydi.
Fakat... Bütün bu olan biten lere rağmen cemiyet İçindeki mevkiinin nihayet bu gayrlmeşrû çocuk olmaksan kalmadığım görmek te Verdayı İsyanla titretmekten geri kalmıyor, vakit vakit onu bir Ümid-sizlik buhranını düşürüyordu.
Demek ki, bir Bülend kızarsa ve isterse onu tahkir edebilecek, ona epiç!/ diyebilecek... Annesine de...
Zavallı kadın, kimbilir ne kadar ıztırah çekmiş, gençliğine kıymak, yavrusundan ayrılmağa karar verebilmen için ne büyük acılar içinde kıvran m işti!.. Neticede günahını ka-nile, canile de temlzHyememlşti. Cemiyet daha ne İstiyordu!
• •
şey-
bü-pek
Bu hazin düşünceler Verdamıı ruhunda derin izler kazarken, acile hisleri olgunlaşıyor, kendisini büsbütün sanatına veriyordu. Ancak piyano başında İken unutmağa, dünyadan ve dünyadakilerden uzaklaşmağa muvaffak oluyordu.

Verdanın geçirmekte olduğu yük buhran, sanatkâr Turhanı
sevindirmişti. Gene kızın olgunlaşan, acile ve üzüntülerle inceleşen duyguları parmaklarının ucundan taşan nağmelerde o kadar açık bir şekilde görünüyordu ki bundan, sanatı sever* bir insanın, bahusus ömrünü müziğe vermiş olan Turbanın mem* nun kalmamasına imkân olamazdı.
Ancak, bu sevinci duyan, Turbanın yalnız artist tarafı idi. öteki, yâni onur iyi kalbli; müşfik adam tarafı Verdanın acılarile derinden derine üzülmekte, ırtırab çekmekte idi.
Turhan, uzun ve dikkatli incelemelerden sonra, Verdanın sevdiği a-
Q
isteyecek ol-Diğer taraftan bir şeyi, iınti-şımarıklığı ile, gitmedi
Francala ve
Belediye yasağ^
stünüıe âflyet, İKİ gündür
* w
yorgan, döşşk yatan Vûlda, bu sabah evden çıkarken ba-
na:
— Oğlum, dedi, akşam gelirken bana küçük bir franoala getirmeyi u-nutmal dedi.
— Aman anneciğim, franoala ya -sak edildi; sana nereden franoala bulayım? istersen kandil çbreğî getireyim! Diyeoek oldum, kadıncağız:
— Oğlum, dedi, sen sahiden boce-riksizmlşsin. Ayol daha dün akşam imamın Fatmânım söylüyordu: Damadı hasta oğluna her gün bir francala getiriyormuş. Franoala satılması yasak ise o nereden buluyor? Hükümet yasağını ben de sayarım amma biri yer, biri bakar olunca kıyamet de ondan kopar. Yeni ekmekler fazla hamur. İnce ince dilip kızartıyorum amma, yine mideme dokunu -yor. İmamınkilere uğrayıver de da -inadın nereden francala aldığını öğren...
Evlâdlık bu! Kadıncağızın kırk yıl da bir canı francala muş; nasıl kırayım? herkese yasak edilen yazlı bir Halk Partili
tedarik etmek de gücüme desem yalan söylemiş olurum.
Komşuya uğradım, damad bey henüz çıkmış amma bir anne gibi sevdiğim Fatma hanımdan francalanın nereden tedarik edildiğini de öğren -dim.
Lâfı uzatmıyayım, birkaç yere beş vurduktan sonra eskiden yirmi beş kuruşa satılan bir francalayı kırk ku ruşa ele geçirmek nasıb oldu. Francalayı satın aldığım adama sordum:
— Belediyenin yasak ettiği bir şeyi satmaktan korkmuyor musunuz? Sonra moınlekette un fiyatı fırlamadı ki evvelden yirmi beş kuruşa satılan bir francalayı şimdi kırka satıyorsu -nuz?
Adam güldü ve:
— Son günlere kadar francalayı o-tuz kuruşa veriyorduk. Fakat bele -diye teftişleri sıklaştırdı, o yüzden fiyatlar yükseldi.
— Anlıyamadım, fiyatlar belediye teftişi sıklaştırdığı için mi yükseliyor?
— Ne lâf anlamaz adamsın sen! Der gibi tuhaf tuhaf yüzüme baktıktan sonra:
— Tabii değil mi ya! Cevabım verdi; teftiş sıklaşınca francala sarışı daha tehlikeli bir hal alıyor. Bir bas kına uğradın mı hem elindeki ır.aiı müsadere ederler, hem de üstelik a-ğır bir para cezasına mahkûm olur -sun. Müsadere edilen francalalarla ödediğimiz para cezaları bizıın cebimizden çıkacak değil a..
— Ya kimin cebinden çıkacak?
— Tabii müşterinin. Hattâ gazetelerin yazdığına bakılırsa teftiş büsbütün sıklaştırılacakmış, onun için şayed hastan varsa bugünden iki francala fazla al efendi, iki üç gün sonra belki de elliye de alamıyacaksın..
Teşekkür ettim, yürüdüm.
Yürüdüm amma beni bir düşünce dir de aldı. Kendimi bildim bileli İs-tanbulda belediye yasağı ya üç gün sürer yahud da bu francala işinde olduğu gibi daha ilk gününden falsolu neticeler verir. Bari böyle francala gibi, hasta hemşeriler bakımından, (Devamı Sa.t 5; Sü., 1 aet
• •
damın Bülend olduğunu nihayet keş f etmişti. Fakat bu sevginin gene kızı mçln mes'ud etmediğini anlıya-mı yordu. Ondaki bu tereddüd ve endişe nedendi? Neden bazı dakikalar da yüzünde isyan ve öfke izleri beliriyor, bazan da birdenbire durarak çerceizlik ve ümidsizlikle boynunu büküyordu ?
Pöyle günlerde Turhan ona yaklaşmak, esmer başını elleri ara^ne almak, onu teselli etmek istiyordu.
— Verda, yavrum... Niçin mes'ud değilsin? Gözlerine inen gölge r** dir? Niçin dudakların mahzun'* Ba-kıştenn bulutlu? Derdini bana söy. lemek istemez misin? Bak dost kalbim ler ben me,
kader., nerelere kadar .
Hayır, bu son cümleleri söyîıye-mıyecekti Söyliycmc/di. Buna hakkı yoktu. Aralarındaki muazzam yaş
farkını hiçe saymak kendisini güiüno bir hale düşürmek olurdu. VeMı buna ne der? Ne düşünürdü? Soıira. bu şartlar altında karşılıklı vazıyetleri ne kadar güçıeşlrdi? Böyle ol-mıyacak hislere kapılmış olduğu için esasen kendisini affedenıezken bir de bun bir başkasına söylemek, yahut belli etmek ne müdhiş olurdu! Hayır, bunu yapmıyacaktı!
Bunun için Turhan Verdanın ge. çlıdiği buhranları farketmiyor görün meğl tercih etti, onu kendi haline bıraktı, yalnız onun sanat bakımm. dan gösterdiği büyük inkişaflarla a-Iskalanıyor göründü, hattâ Verdayı teselli etmek vazifesini de tamamile Metine bıraktı.

Metine gelince, Verdanın eski dost
luğunu kendisine iade ettiğini gör- || mekle büyük bir sevine duymakta idi. Bu yakınlığın, nihayet onları büsbütMln bi rl eş rirec eğine inandığı günler bite vardı. Yalnız, bazı bazı gene kızın, kendisinden korkuyormuş gibi uzaklaşmasının, ürkek ve çekingen bir tavır almasının sebebini an-lıyamıyordu. Verdaya ne oluyordu? Onu korkutan ne idi?
Yaz ayları geçmiş, halası Taksipıe göç gür. tin, gün
saati bulamıyordu.
Milli piyango bugün çekiliyor
Milli Piyangonun 15 Ocak çekili şl bugün saat 14 de Ankarada yapı lacakür.
ikramiye kazanan numaralar An kara Radyosile bugün saat 23 de yarında 14 de yayınlanacaktır.
Bugün saat 14 den sonra yurdumuzun hiç bir tarafında bu çekilişe ait bilet satışı yapılmayacaktır.
T4VVI

OCAK 1948
ı
1
Üniversite iş bulma bürosunun faaliyeti
İstanbul Üniversitesi Talebe Birliğinin kurduğu dş Bulma Bürosu», şimdiye kadar 28 Üniversiteliye iş ve sermaye temin etmiştir.
Diğer taraftan, yine İş Bürosu tarafından açılan Fatih Medrese - Yur dundaki çamaşır fabrikası d a bu hafta faaliyete geçecektir.
K
"A

sana ne kadar yakın! Seni gü-görmek, bahtiyar görmek için canımı vermc ğ • hazırım. YfizÜ-gö dcıime bsk Vv>da! S*nl ne
etmişti. Artık birbirlerile görüşemiyor tardı. Esasen yeni atıldığı iş hayatında, Verdaya tahsis cdeeck bir
• •
J
I
f
4
1362
Rumi
K. sâni
2
15
Perşembe
I 1367
Hicrî
Reb. evvel
3
Kasım 69 — | — GÜN 15
Vakitler
her Me-her kaq
f Devamı var)
Güneş
Öğle İkindi
Akxam Yatsı imsak

L*
D.
22
33
51
05
41
40
Ezani S.
2
7
9
12
1
12
D
19
20 47
37
36


I. ± JL A > « •/
——-—-—,
idareci
t
A,
5 OCAK




> jru çyojKlar
r^lnıt Amerikan sakarinin Mnf hnm
iZlif yarlarına bıraktığı gayri
fOO bin kadardır
Nevyork. 14 (A£.) jg ter: Nfcw-Yrork IJ[aily News gazetesi şunları yazmaktadır;
• w
Birleşik Amerika muharible-û, Londradan Tokyoya kadar bütün dünyada dağınık bir hal de olmak üzere en az yarnp milyon gayri meşru çocuk bırakmışlardır.- Tahminlerimizi ta mâmlamak üzere bu gayrimeş-rû çocuklardan 22.000 i İnglb terede. 100.000 i Avrupanın di-ger memleketlerinde ve İÛO.OOO i de Paaifihte bulunmaktadır.
Fakat bu rakamlar, yalnız annelerle babaların itiraf ettikleri çocuklara aiddir. Bunlar, h&kikı yekûnun ancak yarısını gösteril ektedir.
Bazı kaynaklar, bu çocukların sayısını 700.000 e çıkarmak tadır. Daha şimdiden «terkedilmiş olan bu kadınlar- yardım istemek üzere Vaşingtona gitmişlerdir.
Fakat Daily Ncvvs, Birleşik Amerika hükümeti, bu hususta hiçbir şey yapmamak siyasetini 'takib etmekte olduğunu yazmak tadır. Yalnız Kızılhaça mensub hususî bir teşkilât bu mesele ile meşgul olmaktadır.
Gazete yazısını şöyle bitirmek tbdir:
Diplomatik ve askeri’ inkâr-larâ' rağmen arzu cdilnıiyen bu kadınlar ve çocukların ortaya koydukları sorumluluk, önüne geçilmez bir surette A-merikaya teveccüh eder gibi gö rünmektedir.
Stalin
------o-------
Deri kanserinden mi muztariptir?
Helsinki; 14 (AP.) —«Bir müd det evvel, acele bir davet üzerine; Moskovaya gitmiş olan İsveç li Dr. Elis Bferven, Rusyadan dön müş ve Stoklıolme gitmek üzere haradan geçerken ‘verdiği demeçte;, tedavi ettiği hastanın bir Rus mareşali olduğunu ve deri kanserinden muztarib bulunduğunu soy lemiş; fakat bu mareşalin adını vermemiştir. •
Profesör Bervenin Moskova ya davet edilmesi üzerine, bahis mev zuu olan hastanın Stalin olabileceği şayiası ortaya çıkmıştır.
Rusyamn
a y g ı r ihtiyacı
Vaşington; 14 (A.A.) — Cum-huriyetei Morse’un I bulunan âyan komisyonu, Birle -şik Amerika hükümetinden Avrupa harbi sonunda Amerika ordusu tarafından elkonulmuş bulunan damızlık 105 aygırın iadesini isteyen Macar notasını redde ka -rar vermiştir.
Komisyonun kanaatmce Maca -ristan bir peyk devlet olduğun -dan ve Sovyet Rusyada olduğu gi bi Macaristanda da süvari birlik lerine fazla ehemmiyet verildiğinden bu aygırların iadesi, Sovyet-lerin askeri kudretini arttırmaktan başka bir şeye yaramıyacak-tır.
Herriot, Fransız Meclisi Başkanı
Paris, 14 (AP.) — Radikal sos yalist^ Ldoııard, Herriot, komü-verilen 174 317 reyle, Fransız hıil Backanlığma yeniden
nist Raoul Calasv
* reye karşı let meclisi seçilmişti r.
d
D. P. II k o «gresine davet
Demokrat Parti İstanbul II idare kurulundan:'
Demoktat Parti İstanbul kongresi 17/2/948 tarihinde Taksimde Kılstûl gazinosunda öğleden evvel saat onda aktedıleceğinden sayın delegelerin aym güo. ve saatte leş tlflerl rica oLujj.uj:,.
Lefkoşa, Kibns, 14 (AP.) — Kıbrıs adası için yeni bir anayasa ha. zırlamak üzere teşekkül etmiş bulunan Müşavir Meclis üyelerinden Ljmassol ve Larnaca belediye başkanlar! Servas ve Santomas bugün uçakta Londraya hareket etmişlerdir. Kendilerine Kıbrıs işçi partisi şekreteri Papayanu refakat etmektedir. (Bunların üçü de solcu Kumdur. Halbuki adada 81 bin Türk vardır. Sağcı Kumlar da pek fazladır)
, Müşavir Meclisin 8 sol cenah üyesi namına hareket etmekte olan bu heyetin sömürgeler bakam Arthur Creech Jones’la görüşmeye çalışaca. ğı bildirilmektedir. Bu arada Kıbrıs hükümeti el’an yeni anayasayı hazırlamak meselesile meşguldür.
* Yetkili bir hükümet sözcüsünün bu gün bildirdiğine göre, Birleşmiş Milletler kararile tahakkuk etmek üze.
r
»
değişiklik husule getirmiş-
şunları beyan etmiştir: 'Bir önce, Ingiltere, Yunanistan
Filistine Rus ordusunun gelebilmesi ihtimali karşısında Kıbrıslı solcu Rumlar hemen faaliyete geçtiler
ıe bulunan Filistinin taksimi Kibrisin siyasi ve stratejik durumunda tam bir tir/
Sözcü kaç ay
ve muhtemel olarak Türkiyenln de iştLrâk edeceği bir idare şeklini ted-kik bahsinde kesin bir cereyan mev-cuddu. Fakat Birleşmiş Milletlerin Filistin hakkındaki karan neticesin de, Yunanistanla TUrkiyeye verilen Ingiliz - Amerikan teminatına ve bunu önlemek için sarfedilen her türlü gayrete rağmen. Kuşlara Doğu Âkdenizde açik bir kapı bırakılmıştır.
Ziıa Kıbrısta şu sual sorulmakta, dır; Rus>ra Birleşmiş Milletlerde üye kaldıkça. Filistin için ihdas edilecek emniyet kuvvetlerine bir Sovyet işti râki nasıl reddedilebilecektlr ? >
Akdeniz stratejisine hâkim bir üs
Balkanlardaki hedefleri bombaiamıya elverişli Mellaha üssünün tekrar ihyasına karar verildi
în-
be.
t ilmektedir. Genel kararğâh Wles-badende bulunan Avrupadaki Amerikan hava kuvvetleri komutam general Curtis Lemay’in de Mellahaya gittiğine dair haberler yayınlanmışsa da resmî Amerikan askerî kaynakları bu ciheti teyid etmemişlerdir.

Diş söker gibi
(Başmakaleden devam)
Uzun çarpışmalarelan sonra leh de (176) ve aleyhde de (33) rey tecelli etmiştir. Bir kısıın milletvekilleri de reyo müracaat’ sırasında koridorlarda dolaşmayı tercih etmişlerdir. Bir müstenkif rey de çıkmıştır.
Bö.vlece esaslı bir dâvada Ha -san Saka kabinesi müfritlere ve Pekercilerin kalıuhltırına karşı güzel bir zafer kazanmıştır.
Başbakan İstanbııldaki bir de -meçinde söylediği «Aııtiılemokra ■ tik kanun tanımıyorum» sözünji bu suretle fiilen ve şükrana ı^eğer bir suretle yalanlamış ve seçim usulünde reylerin gizliliği ve tasnifin aleniliğini müdafaa eylemiştir. Aynı zamanda lıiikûınet polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu İle Memurini Muhakemat Kanununu da değiştirmek projeleri yakında Meclise sııumayı vaadetiniştir.
Böylece Kasan Saka kabinesi, müsbet yolda yürümeğe karar ver nıiş gibi görünüyor. Yalnız hayırlı işlerce istical etmek lâzımdır, önümüzdeki birkaç hafta içinde bütün lıu Antidemokratik kauun-lar yürürlükten kalkmalıdır. İhtimal ki yeni tasarılar Meclise su -ııulduğu vakit, bu müfrit azınlık, son kurtuluş tahtası gibi, eski düşüncelere yapışacak ve Demokratik gelişmelere karşı âzami mu -kavemet gösterecektir. Fakat hükümetin dikkat ve ısrarı ve bil -hassa Halk Partisi çoğunluğunun son reyle tezahür lıer engeli kırmağa yetecektir. Bu yolda kabineye iyi temennilerde w* *
bulunmak ve başarı dilemek bir insaf ve kadirbilirlik eseri sayı-br.
Tezgâlıa konulacağı anlaşılan bu Antidemokratik kanunların yanında bizce tâdili değil, bütün bütün ilgası Kanununu dır. Sayın lantısında nııştır. Amma nasıl olsa matbuatı zincirliyeiF halkaların çözülmesi ve lıür bir Demokrasiye lâyık, serbestliğin yurdumuzda yerleşmesi de bu son gelişmelerin zarurî bir icabıdır.
Demokrasi alanını örten bu zararlı otlar temizlendikten sonra, partiler samimi şekilde memleketin derdlerile uğraşmağa imkân bulacaklardır. IJç yıldır Saraçoğlu ve Pekerin çıkardıktan engeller ve savsaklamalar olmasaydı, bugün çoktan daha verimli dâvalar üzerinde konuşmağa başlamış bulunurduk.
A. Ceınaleddin Saraçoğlu
eden uyanışı
lâzım gelen Matbuat da unutmamak lâzım-Hasaıı Saka, grup top-bu lıususa dokunma-
Ankara Y. Tahsil gençliği ihtilâfı
Dün Millî Eğitim Bakanının Başkanlığında bir toplantı
Ankara, 14 (Hususî) — Dün sa bah Millî Eğitim Bakanlığında An. kara Yüksek Tahsil Talebe Birliği delegeleri Bakan Keşad Şemseddin Sircıln başkanlığında bir toplantı yapmalardır. Haftıalardanberi devanı eden anlaşmazlığı gidermek maksadile yapılan bu toplantıda 'da anlaşmazlığın giderilmesine imkân olmamıştır, öğrendiğimize göre bu
—1 p——
Sıtma savaşına hız veril m e si için yapılacak toplantı
yapıldı
son durum üzerine Tıb, Fen, Dil, Ta rih - Coğrafya Fakülteleri dernekleri Ankara Üniversitesi Talebe Birliği adile bir birlik kurarak Yüksek Tah sil Talebe Birliğinden ayrılmış bulunmaktadırlar. Hukuk Fakültesi» Siyasî Bilgiler okulu ve diğer yüjç-sek okul dernekleri de eskisi gibi Yüksek Tahsil Talebe Birliğini idame edeceklerdir.
Hububat teslim edenlere kaput bezi satış ve tevzii
aktüalltelef
—------—
A»-----X —M
üniversite talebeleri» nin sömestr hardan
B
Bunda
kadar abes bir
öte
ha-
sebebi, bugünkü elindeki paranın iş-
Londra, 14 (AP.) — Harb sırasında Doğu ve Orta Akdeniz stratejisinde hâkim bir rol oymyan önemli bir hava üssünün yeniden açılmasına dair bir Amerikan plânının
(gilbcre tarafından onaylandığı bugün açıklanmıştır.
Bugün bir basın toplantısında yanatta bulunan Ingiltere Dışişleri
Bakanlığı sözcüsü, Trablusa yakın Mcllaha üssünün, Libyanın siyasi -istikbali tayin edilinceye kadar, Birleşik Amerika hava kuvvetleri ta, rafından kullanılacağını beyan etmiştir.
Amejikan makamlarının Mellaha hava üssünü ne şekilde kullanmak tasavvurunda olduklarına dair resmî mahiyette herhangi bir izah vu-kubulmamıştır. Us Atina, Tirana ve Komadan takriben 750 mil uçuş mesafesinde olup, harb sırasında bura, dan hareket eden ağır bombardıman uçakları Balkanlardaki hedeflere vur muşlardır.
Geçen yıl Amerikan hükümeti a-lanla tesisleri satışa çıkarmış fakat tthcı çıkmamıştır.
Avrupadaki Amerikan hava uzmanlarının hâlen Mellahada bir tef. tiş gezesi yapmakta oldukları bildi-
W ■
Tahranda örfî idare kaldırıldı
Talırpn, 14 (AR.) — Tahran ve civarındaki sıkıyönetim dün -den itibaren kaldırılmıştır.
♦ e
Harb suçlusu Krupp, Amerikan avukatı tara* fmdau ınücjaf^a «dilmek i ■ t • d i
Nürenberg; 14 (AP.) — Harb suçlusu olarak muhakeme edilmekte olan Alman çelik fabrika törü Alfred Krupp; müdafaasını yapmak üzere bir Amerikan avu katı istediği hakkındaki talebini dün tekrar etmiştir.
Kruppun bundan evvelki talebi general Clay, tarafından reddedilmişti.
bûdceye “Harb büdcesi,, diyor
Nevyork, 14 (AP-) — Henry
Walace dün burada verdiği bir de meçte, Trumanm teklif ettiği yeni sene büdcesinin «Esas itibarile bir’lıarb büdcesi» olduğunu bil -dirmiş ve şöylö demiştir:
«Trumanın mecburî askerlik hizmeti için, 1949 malî yılında 500 milyon dolarlık bir tahsisat istemesi bize, ne istikamette gittiği -raizi gösterraiye kâfidir; çünkü bu tahsisat; içtimai emniyet, sıhhat, iskân ve maarif için istenilen tah sisatın mecmuundan da fazladır.?
Ankara, 15 (Hususî) — 948 yılında sıtma savaşına hız verilmesi a-macile 27 müstakil bölge sıtma savaş başkanlarile 13 tâli bölge sıtma müdürleri ve Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı müfettişlerinin iştirâ-kile önümüzdeki pazartesi günü baş lamak üzere Bakanlıkta bir toplantı yapılacaktır. Bu toplantıda 947 senesindeki yapılan işler gözden geçirilecek ve 948 yılında alınması ge. rckli tedbirler tesbit edilecektir.
Haşinli Ürdün hükümetine gönderilen kolera aşısı
Ankara, 15 (Hususî) — Hâşimî Ürdün hükümetine gönderilen 100.000 santimetre küp kolera aşısından layı Ürdün elçiliği hükümetinin şekkürlerini Sağlık Bakanlığına dirmıştir.
At neslinin ıslahı
Ankara, 15 (Hususî) — At neslinin ıslahı için Tarım Bakanlığında bu hafta veterinerler bir toplantı yapacaklardır. Bu toplantıda memleket atçılığı için önemli kararların alınması beklenmektedir. Tarım Bakanlığı ayrıca memleketimizdeki hipodromlar için de bir kanun tasarısı hazırlamaktadır.
Kızıl tehlikeye «id Kudretin bir makalesi
Ankara, 15 (Hususî) — Bugünkü Kudrette, Fuad Köprülü, Kızıl tehlikeye kargı hürriyet misakı başlıklı makalesinde: Bütün dünyada komünizmin yaptığı propagandaya işaret etmekte ve şöyle demektedir: «.Memleketimizde bu yıkıcı ve mel'un kızıl propagandaya karşı koyabilmek İçin hükümetin süratle gerçekleştirmesi lcab eden şey memleketin siyasî hayatını bir an evvel bugünkü anormal vaziyetten kurtarmaktır. Bu da ancak hürriyet misakının tatbikile yâni memlekette hakikî ve fiilî demokrasi rejimini süratle kurmakla olabilip Boş geçen her günün bünyemizi zâfa uğratacağını, ullyet mevkiinde bulunanlar anlamalıdırlar» demektedir.
Askerî malûllere tütün ikramiyesi
Ankara, 15 (Hususi) — Tütün bayilerinden alınan yüzdelerle her yıl askeri malûllere verilmekte olan TU-tün ikramiyesinin mikdarı bugünlerde Tekel Bakanlığınca tahakkuk ettirilerek Maliye Bakanlığına bildirilecektir. Tevziata ay sonunda baş. Janılaoaktır.
do-
te-
bil*
kabil millî mes-artık
Ankara, 15 (Hususî) — Hükümetin aldığı yeni bir kararla önümüzr deki haziran ayı ihtidalarına kadar müstahsil bölgelerde hububat teslim edenlere kaput bezi satış ve tevziine Toprak Mahsulleri Ofisi memur edilmiştir. Toprak Mahsulleri Ofisi bez satışlarını mevcud teşkilâtında durumları bu İş için müsaid olanlarını görevlendirmek suretile yapacaktır. Ofis tedarik ettiği bezleri mas raf ve kâr payı eklemeden çok ucuz fiyatlarla satacaktır. Yalnız Ticaret Bakanlığınca yapılan incelemeler sonunda satışların şimdilik Afyon, Eskişehir, Burdur, Kütahya, Ankara, Çankırı, Kayseri, Kırşehir, Diyanba kır, Erzurum, Kars, Sivas ve Erzincan illeri dahilinde yapılmasına karar verilmiştir. Satılacak bezler 90 kuruştan satılacaktır. Gerek tedarik edilen bez mikdarmın mahdud oluşu gerek ihtiyacın büyüklüğü her is-tiyenc istediği kadar satış yapmak imkânını vermediğinden satışların buğday, çavdar, arpa gibi mahsullerden muayyen bir mikdar teslim edenlere muayyen bir mikdar bez verilmesi esası üzerinden yapılması da zarurî görülmüştür. Satışlara 10 güne kadar yer yer balşanması beklenmektedir, nıulan neticeler müstahsilimizin
ihtiyaç maddelerinin bazılarının daha ofisçe tevzi edilmesi mümkün olacaktır.
Tarım Bakanlığı dairelerinin b rleştirilmesi
Ankara, 15 (Hususî) — Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu ile Ziraat Kombinalar dairesi başkanlığı ve Ta rım Bakanlığından ayni konu ile ilgilenen dairelerin birleştirilmesi dil. şünülmektedir. Bu husufta Tarım Ba kanlığmca bir tasarı hazırlanmış ve diğer Bakanlıklara gönderilmiştir. Tasarıda devlet çiftliklerini ve istas yonlannı da içine alan bir genel müdürlük kurulması ve işlerin bir elden idaresi göz önünde tutulmuştur.
Pamuk meselesi
Ankara, 15 (Hususî) — Pamuk meselesi üzerinde şehrimizde bulunan tarış heyetile Ticaret Bakanlığı arasındaki temaslara devam edilmektedir. Bu hususta önümüzdeki günlerde kesin bir karara varılması beklenmektedir.
Bu satışlardan u-alındığı takdirde umumî ve zaruri
in Türk gencinin, somesff harçlarını ödeyemediklerindi dolayı, üniversiteden kayıdlâ-rı silinecekmiş.
Memleketin bınbir köşesinden ge • lip, büyük bir müşkülât içinde tah -sillerini bitirmeğe uğraşan genç, ödeyemediği için üniversitedeki sömestr harcını verememektedir, suiniyet aramak olamaz.
Nihayet bunun yat pahalılığı ve
tirâ kuvvetinin azlığıdır. Esasen bu .genç, üniversitenin, sert nizamların -dan dolayı hayatını haricde namamaktadır. Binnetıce, yardımına muhtacdır.
Şu halde üniversitenin bu kİ nizami vaziyeti ile, genç ve ailesinin mali vaziyetini mek gerektir.
1) Üniversite harcı asgariye indiril* meli;
2) Talebe, hayatının hiç olmazsa küçük bir kısmını haricde temin et meli;
3) Talebe tarafından, Üniversiteye ibraz edilecek muafiyet mazbatalar? bilâ münakaşa derhal kabul edilmeli.
4) Üniversite, inisyativ alarak, hare veremiyen gençleri profesörler •• den mürekkeb bir komisyon kararih istisna etmeli,
5) Re'sikârda bulunan siyasi parti bu ilim talibi gençlerin derhal tediye etmeli, f
6) Nihayet, memleketin senebaşı gecesi eğlenmek sekiz bin lira lokal kirası verecekle * rıne, bin gencin sömestr harçlarının tutarı olan ve onlarca ehemmiyetsiz bir meblâğ bulunacağı şübhesiz bulu nan mikdarı derhal teberru şeklini Üniversiteye göndermelidirler.
Fevkalâde zamanlarda, akıllarına gelmiyecek derecede zengin olanlara bu büyük servetlerinin âmili hiç şüb hesiz fevkalâde kazançlardır. Ve belki de bunlar, bugünkü hayat pahalılığını doğurmuştur.. Bin Türk gencinin pek basit bulunan harçları ödeyememelerinin sebebi de, fevkalâde hayat pahalılığının ortaya attığı u-mulmadık bir vaziyettir. Binaenaleyh, fevkalâde kazançların bir milyonda biri de hiç olmazsa bu suretle tam mahalline sarfedllmiş olur.
Üniversite sömestr /harcının ödene-memesinden dolayı bin Türk gencinin Üniversiteden kayıplarının silineceği vaziyetine Türk efkârı umumiyesi ısla tahammül edomez.
Ve bu meselenin bir an evvel hallini görmek ister.
de kaza-ailesinin
hususta talebenin telif el-
harçların^
zenginleri, için yedi.
İDARECİ
N. B. — Belki Üniversitenin pek ehemmiyetli sırlarından olması itiba-rlle,. bu müessesenin yazı işleri idi » resi, sömestr harcının kaç liradan olduğunu söylemekten kaçınmıştır. Bu makam, bunun herhangi bir univer -siteliden anlamaklığın güç olduğunu mu zannetti?
Demokrasi, Üniversite, meınur.
Hafif Demokrasi!
başkanlığindal^
f-------------------------------------------------------------------------------1
(Günün enteresan haberleri I (------------------------------------------------------------------------------/
Variste yakalanan kalpazan
çetesi
Paris: — Paris polisi bir kalpazan çetesinin şeflerini ele geçir nıiş ve 1,300,000 litre benzine muadil benzin kuponu ele geçirmiştir polis memurları bundan başka kal pazanların işgal etmekte oldukla’rı polis bir çok tabanca, makineli ta banca ve mühimmat bulmuşlardır, (A,A,)
Bir Zenci kız hakkında verilen karar
Nevyork; — Dün Amerika yüksek mahkemesi Oklahama dev letine, bir Zenci kızım devlet Ünl versitesinln Hukuk Fakültesine ta lebe olarak kabul etmesini dişine beyazlara gösterilen kolaylıkları temin etmesini mlştlr.
İtalyan yrevi!
Roma: — Dün NapçJİ Civarında grev ilân eden 50.000 Tarım işçisi bugün yeniden t çalışmaya başlamışlardır ’ .
31 Aralık tarilündenberi devam eden banka müstahdemleri grevi sona ermiştir.
Taraflar her noktada anlaşma-
ve ken bütün emret (A,A,)
I . . . .. — ■
ya varmışlardır, (AA,)
Toplama kamplarındaki kadın gardiyanlar
fa Prague: — Prague mahkeme sİ Ranensbruck ve Auschlvitz top lama kamplarında vazife gören 6 kadın gardiyan hakkında karan in dün bildirmiştir.
Başlıca san^k Soplıte Nietsche öliıme, İki kadın müebbed hapse, diğer üçü de 200 sene hapse mah kûm edilmişlerdir, (A,A,)
Belçika kralı Haı anaya gidiyor »
> Roteıdam: — Belçika kralı Leopold, bu aynı 20 sinde Uzbopa uğradıktan sonra Ha vanaya giden Şommesldjlk isimli Hollanda ban dıtalı vapurda kendisine yer ayırt nuştır, (A,A,)
I Kumanyadaki sokaklardan hanedan i&itnleri siliniyor
Bükreş: — içişleri Bakanlığı tarafından bugün yayınlanan, bir kararnameye göre, Kumanyada es k( kral Mişel veya krallık ailesin den birinin admı taşıyan bütün jokak ve meydanların İsimleri de ğlçtirilecektir, (W
I
JJeyrutlaki Amerikan üniversitesi
Beyrut: — Lübnan hüküme ti Beyrut, Amerikan Üniversitesi başkanlığına müracaat edere, Ü-■ jıtversitedekl Yahudi talebenin bu ayın sonuna kadçır memleketten çıkarılacaklarını bildirmiştir. Bu karara göre 60 talebe hudut harl ci edilecektir, (A,P.)
İngiltereden Ameri kaya traktör gönderilecek Nevyork: — Bir Amerikan t ir ması, Coveııtry otomobil imalât şirketine beş milyon İngiliz lirası değerinde Ingiliz traktörleri slpa rlş etmiştir, ilk traktörler Ameri kaya gönderilmek üzere bu hafta yola çıkarılacaktır, (A.A.ı
Cüz zam çetesi
■fa Singapur: — Cenup Doğu As yaıun en azılı korsan teşkilâtı o-lan (Cü'zzam Çetesi» He Sumatra da Bagah Slyapyapl limanında 1000 kişilik bir polis ve halk tara fmdau şiddetli bir çarpışma olmuş ve korsanlar laınanüle imha
edilmiştir, Bu arada, »Cüzzamı. Birleşik Amerika adıyla meşhur olan 24 yaşında Çinli reis Tan Teyh Huy da ölmüş Epfrde kjz kaçırmalarında û dolayı tür. Korsan çetesi Mala yalı ve
—---------------
Çinli olmak üzere 19 kişiden iba-â retti, (AA,) /
İngiltere, seyahatleri tahdid / ediyor 1
• Londra: — İngiltere Maliye J Bakanlığı mümessilleri ile bazı i Avrupa devletleri mümessileri a- l rasında bu hafta içinde görüşme L lere başlanacaktır, Görüşmeler, Z Ingiliz hükümeti tarafından harl- / ce yapılacak seyahatlere konulan T takyidat meselesile ilgilidir, |
Görüşmelere evvelâ İsviçre he | yetlle başlanacak, onu müteakip l Fransız heyeti noktai nazarım İ- l zah edecektir, (A.A,) Z
ingilterenin çelik ihracatı 7
Londra: — Ingiltere Maliye z Bakanı ölr Stafford Crlpps, dün J akşam ingilterenin bu sene Lçinde J takriben 20 milyon ton çelik ihraç | etmek tasavvurunda olduğunu bil l dirnıiştir, . 11
Diğer taraftan İhraç edilecek Z makinelerin imâlinde takriben 7 20 milyon ton çelik kullanılacak- 7 tır, (A,A,) J
Yunan çeteleri kız kaçırıyorlar j Atina: — Yunan kadınları î milli teşekkülü, Milletlerarası ka- L dınlur teşltilı fı, Birleşmiş Millet- / ler sekreterliği ve İngiltere ve siyasî liderleri ı
bir protestoda Yunan çetelerini l
Londraya göre Bulgar demokrasisi bir * Hafi! Demokrasi „ dir ve Balkan Federasyonu da Sovyet modelinde olacaktır
Londra, 14 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor:
Ingiliz umumî efkârının Balkan larda Sovyet modeline uygun bir federasyon kurulacağı şayialarına karşı alâkası zayıflamış değildir.
Bu konu, etrafında çeşitli yorumlar devam etmekte ise de, yet kili mahfillerin kanaati böyle bir federasyon kurulması ihtimalinin uzak olduğu merkezindedir.
Yine bu mahfillerde belirtildiği ne göre, Rusya, Balkanlar üzerin deki nüfuzunu komünist partile -rile ve komünist rejimlerle idame etmeğe devam edecek ve bu rejimleri, aralarında işbirliği yap mağa dâvete teşvik ederek batılı demokrasilere karşı bu suretle bir blok vücuda getirmeğe çalışacaktır.
( HAFİF DEMOKRASİ»
• w(
tefin etmiştir.
(A,A,> £
____.J
Londra, 14 (A.A.) — Bulgar millet meclisinde dün Bulgar baş bakanı taratmdaa söylenen söz -ler ve bu sözlerin »5«de bir de -mokrasi idarecilerinden biri tarafından sarfedilmış olması Londra da büyük bir hayret uyandırmıştır.
B. 13. C. ma sıvası muhabiri
şöyle yatıyor:
Muhalefete noktai nazarım a çıklamamayı tavsiye eden bir do mokrasi hafif bir demokrasi olsa gerektir.
Isviçredeki kayakçılarımız
Cenevre: 14 (A,A,) — Anadolu Ajansının O(:el Buhabiri bildiriyor. Solut Morlstzde kış sporları a linıplyadı kayak yarışlarına iştirak edecek olan takımımız İki hafta danberi İsviçre ve İsveç milli ka yak takımlarına hocalık etmiş • lan Bay Max Robintn nezareti al tında her gün sekiz saat İdmar yapmaktadır.
Bugüne kadar yapılan idmanla) dan ve diğer milletlere mensup kt. yakçılarla olan temaslardan edinj. len büyük ve ümit verici neticeler takımımızın kapalı iniş mukavemet yarışlarına iştirak edecek durumd oldu&unu göstermektedir.
Takımımızın hooası, durumu te yld etmekte ve yarışlara katılacai milletlerarası takımlar arasındı kayde değer dereceler alacağımr kanaatini beslemektedir.
Bir hafta sonra milletlerorus şöhreti olan kayakçılar arasmdı bir deneme yarışı yapılacaktı?.,

AYFAT4I
Rumanyad
• •
• a . - •
» ■
* V
,» • • ■ * %. *
. . .ı«- — . • • • *
• s
Allan N e v i s
Kızıl perdenin arkası


YEN! SABAH
edilen Demokrasi


Amerika nın en büyük kütüpanesi


Memleketin Büyük Derdlerî: 4

Barem Kanunu
1
(
t
Komiinist kontrolü mahkemesi — bir yardım -akota uçağı Bükreştc yere indiği zaman bir şeyden emindim. Rumanya
bana tezatlar gösterecek ve Bulgaristan gibi can sıkıcı olmıyacak tir İlk günüu akşamı içimden a-eaba diyordum. Hafta sonunda iee yanıldığımı anlamıştım. Bana en fazla tesir eden manzara ve heyetteki korkutucu ayniyet olmuştur. Bütün insanı hasta edici örnek ayni idi. Kanunî muhalefet ya hapishanede, ya gizlenmiş bulunuyor ve yahut memleketten kaçmıştı. Ortada bilfiil muhalefet kalmamıştı; hükümet memurlarının siyasete âlet olarak kuvvetlerini suiitimal etmeleri almış yürümüştü. (Siguranza Generale) denilen gizli polİ6 korkusu her tarafa yayılmış bulunuyordu.
Bir sene evvel yapılan seçim neticesi olarak, blok halinde mücadele eden Millî Demokrat Cebhesi mevoud saldalyelerin yüzde seksenine hak iddia ediyordu.
Bloktaki Sosyal Demokratlar geçenlerde ciddi bir dahilî buhran geçirmişlerdir. Bunun hakkmda yakında daha fazla şeyler işitile-cektir. Her şeyin iyi gitmediğini gösteren ilk alâmet Peterscu’nun seçimde Millî Demokrat cebheaite birleşmekten imtina ederek bir Muhalefet Sosyal Demokrat Tar-tisi kurması olmuştur.
Son aylarda İstihbarat Bakanlığı müsteşarı Burca ile diğer ikin â derecedeki Sosyal Demokrat Bakanları istifa etmişlerdir.
Komünist kontrolü:
Sık sık tasfiyeler Marksist partiler arasında yazılı bir birleşmiye müncer olmuştur; bunun neticesi olarak sosyalistler Marksist ideolojisi ile iç liberal duygularından binni tercih etmek zorunda kalmışlardır.
Hükümetin kilit vazifesini gören vekilleri komünistlerin yahut temin) insanların elindedir. Rusya-da en korkulan adam Devlet Bakanı Betnarastır.
Betnaras iki lıarb arasında Rus . ya lehine casusluktan dolayı 10 sene habse konmuş; buradan kur tularak Rusyaya kaçmış, Ru6 tabi lyetine girmiş, O. G. P. U. siyasî okullarında terbiye görmüştür, O bugün her Rus peyki memlekette olduğu gibi N. K. V. D. m e in urlarının direktif ve kontrolündeki Siguranza’nm başındadır.
Siguranzanın saflarını ya hususî ve dikkatli bir terbiyeye tâbi tutulduktan sonra bırakılan eski Rumen esirleri yahut ta Demir Muhafızlar gibi «kstra sağ teşekküllerin eski azalariyle duğunu gördüm.
Siyasî mahpuslar:
Ben orada iken tevkif dalgası
doldu ıul-
Sîyasi mahpuslar — Manin Basın sansürü — Müttefiklere asıl ‘ Menedilen haftalık mecmualar
Ona Britanya İç Baknnmın, ne vakit isterse, Brixton hapishane-sini memnuniyetle gezdireceğini söyledim. Mevzuu değiştirdik,
I.—— Yaran — ■ -
Tuftoı» Beamish
«İngiliz Sagluvı»

Maniu Muhakemem :
Halen serbefrt -bulunan bir kaç sandalyesia'-muhalefet mebusu 41e temasa gı İmiye ça-
lışarak onları müşkül mevkie sok mayı doğru bulmadım. Son bir kaç isafta kahraman muhalefetin mücadelesinin sona -ermesine -sebeb oldu.
Sevilmiş köylü lideri Maniu muhakeme edilerek kaydı -hayat şar-tile habse mahkûm oldu.
Daima Krdl Karola ve Antones-cu rejimine muhalefet eden Maniu Almanlar tarafından evde ikamete memur edilmişti. Bugün o «yar dunlarilc Rıımnnyu Demokrasisini tahrip etmeyi uman hainlerin ve yabancı faizcilerin uşaklarının» jjderi olmakla itham edilmiştir. Onun muhakemesindeki (yabancı irtica’ mahfilleri) İle temas iddiası mutad tekniğin bir kısmı olup kimseyi aldatmamıştır.
Bir kaç ay evvel, içlerinde Mi-hailache’de bulunan 12 kadar Maniu dostu, gayrı kanunî olarak memleketten çıkma ıdd!asiyle «bir hava meydanında tevkif edilmişlerdir. Belki böyle bir teşebbüs vâki olabilir; fakat, bu grubun ö-nüne dizilerek fotoğraflarının alın dığı eski iki sarihli, iiç kişilik tek motörlü uçak, hayli garîb bir nakil vasıtası hali arzetmiştir.
Muhalefetin umidsizlıği ve zavallılığı bu kurtuluş teşebbüsüyle kendini göstermektedir. Bu zavallılar mahkemede kabahatlerini iti raf ettikten sonra mahkûm olmuşlardır. Ben bu 4curtuiuş teşebbüsü nün bir komünist tahrikçi ajanının faaliyetlerde alâkalı olduğuna kanaat getirdim. Bu ajan daha evvel Milli Liberalleri de ayni şekilde kurtuluş teşebbüsünde -buluifmıya sevketmek istemişse de muvaffak olamamıştır.
İki ay evvel Millî Demokrat Cebhesinden muttefikan müzaheret gören bakaniaı heyeti bir e-mirname ile Mamurun köylü par tisini feshetmiştir. Bu partinin 32 milletvekili vardı ve serbest bir seçimde yüzde 75 i köylü olan bu memlekette bütün sahneye hâkim olabilirdi.
Basın sansürü:
Bugün yaimz bir muhalefet günlük .gazetesi mev-cuttur. Eğer hükümet kâğıdı tahdide tâbi tutmasa 20.000 satışlı Liberolum gazetesi çeyrek milyonluk bir tiraja yükselebilirdi. San sür hayatı makaleleri, vakitleri geçinceye kadar saklar, diğerlerini büsbütün keser. Bazan bütün bir nüsha müsadere -edilir. '
Gazeteyi sokakta satanlar tevkif edilmek yahut dayak yemek tehlikesine maruzdurlar, bu yetmi-yormuş gibi, komünistlerin kontrol ettiği (Basm Birliği), Sofya-dakl meslekdaşlarmm yaptığı gibi, beğenmedikleri makaleleri baş
* jnamak tehdidinde bulunur yahud hiç basmaz. Bugün Liberolumun günleri sayılıdır.
Kral Mişel hakkmda bir çok köylülerle konuştum ve halkın va-tanperverane sevgilerine mihrak teşkil ettiğini anladım. Yüz kişilik bir grupa sordum: "Kralın buralarda bir villası olacağını işittim. Onu görmekle memnun olacağım?»
«Da, Da, Da> djye ceyab verdiler. Köylülerden biri bizim kelime sine kuvvet vererek:
*Bizim kralımız çok iyi bir a-damdır» dedi, diğerleri Da, Da, Da» kelimeleriyle tasdik ettiler.
Sonra ansızın herkes sustu. Bakışlar huysuzlaştı; bazi köylüler asabileştiler. Köylü olmadığı aşi-
yeni Hr memleketin her tarafını kaplamıştı. Binler ce siyasî mahpus, muhakeme edilmeden ve açlıktan yan ölü bir hal de hapsediliyorlardı. Betnaras zrn cirlerin bacaklarında yaptıği izleri ve bayıltılmadan mâruz kaldığı bir ameliyatın yarasını bana gösterdiği zaman Bu hapishaneler benim ve dostlarım için yapıl-mıştır». demiş ve ('Brr sene annem den haber alamnmıstrm. Ondan bir mektub geldiği zaman gardiyan onu bana göstermiş -ve alıp götürmüştü. Bir adama böyle mi muamele edilir?» diye ilâve etmiş tir.
Betnaras *100 den aşağı riyası mahpus ve yalnız bir kaç yüz âdi mahpus» tuttuğunu iddia etmektedir. Tevkiflerin haklı olduğunu göstermek için bir rahibin yağmur duası yaptığını ve (timsalleri doğan güneş, kimbilir belki de batan güneş olan) millî demokrat Cebhesini kuraklığa sebeb olmakla itham ettiğini anlatmıştır. Onun şarlatan ve sabotajcı diye tarif ettiği adam 3 aya mah kûm olmuştur.
Bakan dostça bir intiba uyandırmak istiyen bir tebessümle «Bu hapishanelerdeki, şartlur har)), den. öncekinden daha iyidij de- kâr olan bir gelılç; elkn i!antaİön iniştir.r
Ajud Ruıp^nysjnın en feıa -öhr j?ctli hapishanesidir. Betnaras’^ burayı ziyaret etmek istediğimi söylediğim zaman «Şübhesiz hayır) dedi. Ben Britanya yahut Hindistan hapishanelerini gezmek teklifinde bulunmuyorum; siz dj-çin bizimkileri gezesiniz?

ceblerinde yavanca İlerliyordu. «Kimsiniz* dljlc İzah ettfth.
Bekledi. Yüz fertik hiç bi
ri Suallerime «evnb veıjniyoidu.
Bu gen(İ bütün vrvublan biliyor du. «Köylünün Hırtında yaşıyan parasUler , «I’u^İbI emperyalistler» cümleleri ağzından dökülüyor du.
za
Birleşik Amerikanın Başşehri Vaşiııgtondaki Kongre Kütüphanesi Amerikanın en biıyük kutup hanesidir. Hava ile harekete ge-, çen borular günün ilk sipariş kâğıtlarını emmeğe hazır bir vaziyette duruyordu. Sipariş kâğıtları yerine ulaşır ulaşmaz, tol sepetler içinde talebedllen kitaplar der hal indirilecektir. Saat dabahın dokuzunu çalar çalmaz kitap me faklılarının gruplar halinde İçeriye girdikleri görülür.
1946 yılında bu kütüphaneye' baş vuranların aayısı 10.000.000 nu bulmuştu. 'Yine ayni müddet zarfında ödünç mahiyetinde kütüphaneden 23.000.000* Tdtap alın-*ı inişti. Birleşik Amerikanın bu en büyük kütüphanesine baş vuran-' ranlann sayısı günden güne art-> maktadır. Gelenler, sadece referans odasını doldurmuyorlar, bir an için muazzam kütüphanecin bü tün kısımlarına yayıhveriyorlar.
Kongre kütüphanesinde bulunan
kitapların sayısı 9—10.000.000ı diir. Bundan başka 8.00.000 ma-, nüskri vardır. Diğer taraftan büyük sayıda harita, resim, notalar, gazeteler ve mikrofilmler mevcut-, tur. Bu kütüphane son yarım a-sır içinde dünyanın kültür tarihin de misline tesadüf edilemeyecek kadar inkişaf etmiş ve zenginleşmiştir. Bu arada inkişafın esaslı bir tasanya istinaden yer aldığını söylemek lâzımdır. Vaşingtonda dünyanın en büyük Çin kütüphanesi vardır. Manûskri kıemı hemen hemöh kütüphanenin en parlak dairesini Teşkil etmektedir. JJurada. Goorge Washington,> Thomas Jeffereona ait vesaik mev cuttur. Bu arada James Monroe ya ait kâğıtlarda 1849 tarihi göze çarpmaktadır. Bu kolleksiyonlar arasında Birleşik Amerika Cumhurbaşkanlarına ait bir çok kâğıtlar ve vesaik yer almıştır.
Kütüphanenin en
mini daima üçüncü kat teşkil et-•mektedir. Hemen nın her köşesinden manlar mütemadiyen manüskriler
üzerinde araştırmalar yapmaktadırlar. Manüskriler gayet esaslı bir şekilde muhafaza ‘edildiği için kolayca tetkik edilebilmektedir.
Kütüphaneye başvuran her eks-intizamı derhal
Bu .kütüphane» usul tatbik



Gerek İdarî ve gerek iktssadî teşkillerde işe fîlen müessir olan şeflerle alelâde işleri yürütenler olmak Üzere iki kısım I vardır. Bunların her ikisine aynı kaideler 11 tatbik edilemez, edilirse böyle olur., j

• I
orduyu kul-O vakitten vaziyeti de-tecrid edil-
R
Onunla mübahaseye girdiğim man, arkasında duran köylülor birbirlerini dürdüp bana göz kirpi yorlardı; onun görebileceği vaziyette bulunanları ise seslerini çıka ramıyorlardı. Bu gence son sua lirni sordum: «Bütün bu köylüler söylediklerinizi kabul ediyorlar mı?» cevab verdi: «Kabul ettikle-' rini gözlerinden anlıyabilirsiııiz.», «Anlıyorum” dedim.
Ayrıldığım zaman köylüler eli-, mı sıkmak için birbirleriyle yarış ediyordu. î
IH üt t Utlar e asil bir ı/arıitnı:
Zaten yüksek seviyede bulunan kral Mişel, 'Ruman-yayı Müttefikler safına sokan 1944 Ağustosu hükümet darbesiyle daha fazla yükselmişti.
Bu cesur adam harbi bir kaç ay kısaltmış olabilir. Kumanya ordusu Almanların karşısında 150.000 askerini kaybetmiş; kral Mişel Sovyet zafer nişaniyle taltif edilmiştir.
İki sene fvvel Kralın yıldönümünde kaynaşan kalabalığı kont-; rol altına almak için lanmak icabetmiştir. beri Anayasaya göre ğişmemişse de, bilfiil
miş bir hale gelmiş yalnız resmi vazifelerini yapmakta bulunmuştur
Menedilen ha fi alık mecmuam lar: ;
umen subayları sansür ve vize işlerinde çocukluk
yapmada temayüz etmişlerdir. (E conomic Picture post), (Specta-ter), (Tribüne), (lllustrated Lon, don News), (Times Weekly) ve (New Stateman) mecmualarının bazen aylarca Rumanyaya idhal-, leri menedilmiştir. Bazı zararsız ilimler tamamıle yasak edilmiştir. Meselâ (Blithe Spirit) 'mistik ve «dinî ehemmiyette» sayılmış-; tır. Giriş vizeleri için tatbik edilen mutad oyun cevabsız bırakmak •tır. Bu senenin ilk 8 ayında, giriş, müsaadesi istiyen 22 gazete muhabirinden biri kabul biri reddedilmiş, 20 sı hiç cevab alamamıştır. Tüccarlara ve diğer kimselere de böyle muamele edilmektedir. Bu müddet zarfında Bevine îHitlerin baş şakirdi» denilmiş ve Rumanya radyo ve basınında İngiliz olan her şeye karşı iftiralar yağdırılmıştır. Bir komünist ( Milli Demokrat Cebhesi > ne muhalif olanlar «ya faşist, ya delidirler» demiştir. Böyle insanlar ik tidarda iken münakaşa etmenin boşuna nefes tüketmek olduğuna kaniim. ,
Rumanyalılar mutad iyimserlik leriyle hâdiseleri çok devam ede-miyecek kadar fena görüyorlar. Trenle Macaristana gitmek için Rumanyadan ayrılırken onların bu iyimserliklerinin bir alâmetini gör mek isterdim. (
I
kalabalık kıs-
hemen dünya-akın eden uz-
İlk
Osmaniye ilkokul öğret menleri maaşlarını alamadılar
Osmaniye: (Yeni Sabah) —
tedrisat gibi önemli ve kudsl'blr va, zifeyi üzerine alan İlçemiz İlkokul öğretmenleri bu güne kadar hâlâ Ocak ayı maaşlarım alamamışlar-, dır. Bütün zaruri ihtiyaçlarını yal mz maaşları İle sağlıyan bu öğretmenlerimizin durumu hakikate^ yürekler acısıdır. Bu olay müteaddit defalar matbuat vasıtasile ilgililere duyurulmuş lsede hlçibr müsbet sonuç vermemiştir. Bu hususta tekrar .önemle ilgililerin dikkatini çekeriz.
Çoluk, çocuk sahibi ve hepsi bl-i rer aile yuvası kurmuş olan ilkokul öğretmenlerinin müdüriyetine meydan verilmemesini ilgili yük sek makamlardan bekliyoruz. Osmanıyede bir yankesici yakalandı
Osmaniye: (Yeni Sabah) — Aslen Tokan ilmin Bıbaa kazasındanı olup, ilçemize mlsaflreten gelmekte «lan Bekir Özerin elli lirası, tren den inerken Ramazan Demırkan adında bir yankesici tarafından a-İmmıştır, Parayı istasyon civarındaki çalılığa aakhyan yankesici suçüstü yakalanmış ve C. Savcılığına teslim edilmiştir. Yapılan ilk duruşmayı 7^/kakıp, sanığın suçu sabit görüldüğünden 13 ay on gün hapse mahkûm edilmiştir.

I

4
per buradaki fark etmektedir-de gayet faydalı bir edilmektedir. Bu da bazı kitapların talep üzerine diğer kütüphane lere -naklednebllmeleridir. Kongre kütüphanesindeki bibliyoğrafya ış leri de rnyet esaslıdır. Nitekim, muhtelif mevzular üzerindeki kitap listeleri âdetâ bir Standard ha lini almıştır.
Kongre kütüphanesi tarafından yayınlanan The Union kataloğu Birleşik Amerikada bibliyografya bakımından gayet ehemmiyetli bir vasıta teşkil etmektedir. Halen kataloğda ismi geçen kitaplarur sayısı 12.000,000 u bulmaktadır, Bunlardan 7,600,000 i fen ve öğretim sahasmı ilgilendirmektedir. Ayrıca bu kitapların hangi kütüphanelerde bulunabileceği de kayde dilmiştir. Bazı yabancı kütüpha-, nelerin neşriyatını takiben ilâve şeklinde katnloğlar da yayınlanmaktadır. .Kongre kütüphanesi bir katalog neşreder etmez 6.500 kütüphane bunları derhal satın a-' larak kendi kat otağlarındaki eksiklikleri tamamlar. Birleşik Ame rikada 60, hariçte ise lö kütüpha ne kongre kütüphanesinin kartlarını ihtiva eden bir takımı yardır. Bu kitap kartlarının sayısı! 130,000j000 u bulmaktadır. |
Bugün Kongre kütüphanesinin iki binasında dolaşan bir kimse kendisini gayet zengin bir beldede bulunduğunu derhal hisseder. Bu iki binada da an kovanım andıran bir laallyet derhal göze, çarpmaktadır. Kütüphanenin mü zik kısmında zadece 1.500.000 notadan ibaret olan büyiık bir kollek siyon mevcuttur. Bu kısımda Stradivari aletlerini tetkik etmek ve bu aletlefle verilen konserleri dinlemek de kabildir.
Amalara hasredilmiş olan kütüphane gayet büyüktür. Burada kabartma hayftarta meydana getirilmiş olan 50.000 eser mevcut tur.
Kongre kütüphanesine dünyanın en bliyük kütüplıaıieei uenick belki de daha doğru olufdv Fakat bu kütüphanenin asıl ebomıuiyctı büyüklüğünde değil, asil yüz binlerce kişiye faydalı olulundadır. Esasen kütüphanenin her köşesin


cçen makalemizde memurin kanunile memurini muhake-mat kanjnunun halkın gün lük işlerinin takibinde ona kâfi de recede teminat serecek vaziyette ol madıklannı ve memurin kanununun ıslah edilmesi vo mcmuriıy muha-kemat kanununun da ortaıİ^i,kajdı rılaıak haî&h mcnhııî^rı -
dan doğruya mâhkemeleıc verilmedi lâzım geldiğinden bahsetmiştik.
Barem kanunlarına gelince; bunların neticeleri daha mühimdir. Bü 1 cc müzakeresi münasebetlle miydi, yoksa bir başka vesile ile miydi? Son zamanlarda barem kanunlan ınn — maalesef memlekette geniş mikyasta cari olan — İltimas ve kayırma hareketlerine mâni olmak için meydana getirilmiş olduğu şek linde bir mütalea öne sürüldü.
Bu mütalea az çok bir hakikate
• istinad ediyorsa doğrusu azim ve 1-radesizllğimize ne kadar teessüf et sek yeri vardır. Memleket İçin mu zır olduğunda hepimizin ittifak et mekte olduğumuz iltimas ve kayır ma hareketlerini kat’î bir himmet le bertaraf edemeyip de bunun ilâ . cim bir. kanunda aramak kadar ga-rib bir zihniyet olamaz.
Esasen bu kanunun mevcudiyetine rağmen bu hastalıklar ortadan kalkmış mıdır? Hayır. Değil bu, hattâ otomobil israfları için yapmış olduğumuz kanunun da alâkadar hü kûmet teşkilâtınca tatbik edilme -miş olduğunu ve kanunsuz olarak birçok otomobillerin yine alınıp işle tilmiş bulunduğunu son meclis mü zakeratile görmedik mi?
Binaenaleyh böyle işlerde kanun inanmak ise İle
vc tu
lığı olmıyan biri getirilmiş adam hemen oracıkta jnütchassıfe oluvermiştir. • ( r- i
Barom kanunlarının mevcudiyeti, herhangi bir iş için haricden o .işi görebilecek bir kimseyi hakkı olan
——— \ azan; — —
Osman »Kemal Gorener [
nazari ve rncnılehete isteyen bir Barem ka görmüş ve
parayı vermek aurelile ahp vazife gördürmeğe mânidir, illâ ki ecnebi ola. Bugün Amerikada ameli tatbikat görüp de kendi bilgisini arzetmek mühendis gelecek olursa nunu onu yüksek tahsil
fakat memuriyete i)k defa giriyor diye yüz , yüz yirmi hra ile kullanmağa kalkışır. Tıpkı o*genç de o maaşla işe geim/yerek haricde kendi iktidarım lâyikile mükâfat * landıraoak bir iş bulur.
Ve bu suretle de devlet teşkilâtı iyi bir elemandan mahrum olur. Zaten «Kötü para iyi parayı ko -var» kaldel iktisadiyesine göre, memleketin bütün iş yapabilecek elemanları, bu Barem kanunlan se bobile devlet teşkilâtından uzaklaşmış ve uzaklaşmakta bulunmuş (ol-duğundan; devletçilik istilâ siyaseti dolayısile hemen nfemleketin belli başlı faaliyetlerini dairei nüfuzuna almış olan iktisadi teşekküllerin — mütehassıs eleman itibarile — ne vazıyetlere düştüğünü kolaylıkla dir edebilirsiniz.

Gerek idari ve gerek iktisadi kilâtta işe fiilen müessir olan
lOTie alelâde işleri yürütenler oS mak üzere iki kısım eleman, vardır. 'Buibarm her ikisine aynı kjüdeleı lalbik edilemez; tatbik -edilirse biz öeki neticeler elde edilir.
plimizdeki Barem o , da ıslah edilmek şartile jkinoi kıama, tatbik ı. ____
iyi bh netice almak içta. de nrfıar ipka edilse bile — Jkıflom v( kıdemden ziyade ehliyet nazarı di' kate alınmak ve bilhassa Otom ati! olarak üç yüzden dört yüze değj. de faaliyeti devam ettikçe üç (yüzden tedricen dört yüae çıkartılmak gibi insanları daimî gayrete s ke decok usuller kullanılmak suretile tunlardan istifade edilebilir.
Birinoi kısım için ise her sene büüceae ayrı kadro yapmaktan uaş ka çare yoktur. Tabii bız-leki zihni yete göre bu usulün hemen . yârân ve kayınlanlar lehirie • suiistimal ed IcceğJ ileri sürülürse esatan he şefi (hangi derecede olursa olsun kendi -maiyetinden ve onun »andıra mndan daimî surette ve flftt ola rak mesul tutmak ve bu mMuliyv ti sözde bırakmamak için v
ir&do Jle yola girmezsek’hiç ftnr şc-suiistimal kurtulamaz.
kanunları — we — yalnız olunabilir v(
edilmek telthlcesindı

milyon halkın her ^0
tak
teş şef
On eekiz
temas etmek mecburiyetinde bulu ûuğıı devlet mekanlzmasmı anlay' lı ıbir arzu ile düzeltir ve bunu (J mokrasi gelişmelerine faydalı bir s rette uydurursak memleketin bel) başlı üç dört büyük dâvasından b rini halletmiş oluruz.
ö. ‘K OöreHer
kendi) tolnu-
yapmakla işin biteceğine biraz beyhudedir. Hakikî çare ciddî ve daimî bir fikri takib aranılacak mesuliyet fikridir. Hti -1 mas ve kayırma suretile memur kullanan .şefleri bu memurların iş lerinden ciddî surette ve fiilî olarak mesul tutunuz, bakalım onlar maiyetlerine işe yaramıyacak me -murlar almayı kabul ederler mi?
Bugün böyle bir mesuliyet olma dığından ve tavsiyesile alman me murdan dolayı daha yüksek âmir/ o memuru kullananı mesul tutmağa cesaret edemediğindendir ki birçok teşkilâtlarımız işe yaramıyan ve hiç bir fayda temin etmlyen memur kitleslle doludur.
Çünkü bizdekl tatbikatile Barem kanunu memur kitlesinde -sinde hak verdi çalışkanlık
yanlan — iş çıkarmağa sevkedecek {mahiyetti değildir. Birap mübalâğalı da olsa; devlet devairinde bu gün suyu getiren de bir destiyi kı ran da kanaati az çok yerleşmiş bu lunmaktadır. Mesele, duruma göre, iki veya Uç seneyi beklemek ve son ra da bir tarafını bularak daha yüksek bir dereceye geçmekten 1-baret kalıyor.
Yegâne aranılan mesele, bilhassa şefler için — sızıltıya meydan ver memek ve idarei maslahat etmek -tir. Herhangi bir daire ve müesse-senin kuruluşunun sebeb ve hikmeti vücudunu teşkil eden iş nok tai nazarından ne gibi randıman a Lndığı ve tatbikatta ne faydalar elde edildiği cihetleri aranılmaz.
Baremlerin tatbikinde bazen aca ib vc acaib olduğu kadar da mânâsız neticelere varıldığı da var-dir. Meselâ sözde ihtisası teşvik et mek, yâni memleketin mühim • bir ihtiyacı olan mütehassıslara dahil müsaid bir vaziyet vermek için Ba rem kanunlarında bir de «ihtisas mevkiim diye bir şey ihdas edilmiş tir. Bilir misiniz ki bu ihtisas mev kii denilen nesne, hakiki bir mütehassısın vücudile alâkadar değildir. Adeta bu anlayışa göre mütehassıs olan şahıs değil, herhangi bir san dalyu ve masadır. Ve oraya oturtulan biri, oraya gelmesi ile beraber mütehassıs kesiliyor. Bunun tatbikini bizzat gördüm. İhtisas i-çiıı uğraşmış, stajlar yapmış ve u-zıın müddet iş başında bulunmuş birisi çekilince yerine hiç de hazır
de göze çarpan başdöndürücii faaliyet de böyle bir durumu bariz ■ bir şekilde belirten emarelerdendir.
Millî Kütüphane ismile şöhret kazanmış olan Kongre kütüphane si her Amerikalının iftihar ettiği' bir malikânedir..
M
Troçki - Stalin = mes’elesi
Troçklzm ve Staltnim hıkkuta yanlış Mr girttş ve keklkat
e


1
1
Edvar d Grenkshav
Troçkinin galip ve baş düşmanı hakkında yazılıp da, neşri uzayan kitabı meydana çıkarmak için, bu günkü kadar müsait bir zaman da ha bulmak çok güç olurdu. Ko-minformun meydan okuduğu ve Rusya tarafından idare edilen dün ya Komünist Partilerinin irihisar elliği ile karşılaşmakta olduğumuz bugün, Stalin — Troçki kavgasını daha objektif bir şekıade inceleyecek durumdayız. -
İKt TÜRLÜ.KIZIL
Troçki — Stalin meselesini bir memleket dahilindeki iki rakip Sosyalist programın savaşı ve dün yada durmak bilmlyen tir ihtilâl zanneden, meseje ile fazla ilgili bulunmıyan bir Batılı müşahit, 25 sene müddetle dökülen kanlar dan sonra Troçki ile Stalin arasında hiç bir görüş ayrılığı kalma dığını ve her iki yolun ayni hedef te birleştiğini zannedebilir. Troç kizm ve görüşün nu, bu dir.
Stalin
bakımından, bu kitabın her safha sı bizi hayal sükutuna uğratmaktadır. Fakat kitabın her eahifesi bize yeni- hakikatler öğretmektedir. Bu kitapta, -bizlere, ilk evvelâ Lenin gibi bir dahi teorisiyen tarafından nüfuz altına alınan bir sürü yanlış idealistler ve fanatikler taktim edilmektedir. Bunlar sonraları, son derece pratik kabiliyeti haiz, ve Moral bakımından bir Şikago gangsterinden beter olan Stalinin nüfuzu altına girmişlerdir. Kitapta ne Leninin ne de Stalinin .portreleri bir mânâ ifade etmekledir. Bu potneler aa-
dece, b u n 1 a r ai j, tahammül e. demiyen Troçkinin görücünün pro Büylece Troçki, cesur ve müsteh jçksiyonlur^ır araların-
da Troçkinin kendisi de olduğu hal de dtğer'bir çok şahıslar canlı bir şekilde tasvir edilmektedirler. Fa kat kitapta anlaşılan başher. nokta, bu muhtelif şahısların dahili oyunlarında, Troçki — Sta-
Stalinizm hakkında ki bu ne kadar yanlış olduğu-kitap bize göstermekte-
hakkında bir eser olmak

lin kavgasının bir fırsatçı ile bir teorisiyenin çarpışmadı olduğu dur.
Her ikisi de, gizli kapalı )>ir nizamın müritleridir. Troçldnin Stı line hücum ettiği zama.ı, yapnıı olduğumuz en büyük hatâ, Tro kinin her şeyden evvel zaınank Komünizmi dünyanın dört bir bı. cağına yaymakla ilgili olduğuna ı inanmış olmamızdır. Tabiatiyle Troçki bunu istemekteydi, Fakat kendisi daya ziyade, evvelce kararlaştırılmış hatlar dahilinde pro leter ihtilalinin mükemmelliğini ispat edecek bir harekesin bağına geçmeyi arzu etmekteydi. Kendi sinin menfaya gitmesi ve Sovy. ı GPU gizli polisi tarafından MeL-sikoda katledilmesi, bir ndtice uğruna olmayıp bir metod uğrum; olmuştur.
Diğer taraftan, împaratorouluk zihniyetiyle, doktrinlerden, usgk-laşmasiyle ve ele geçen bütün İlt şatlardan ve silâhlardan istifade ötmek arzusuyle, Stalin sâdece Ot tice ile ilgili bulunmaktadır. Bu netice, Stalinin iktidara harsı o-lan hırsından başka bir şoy aeği! dir.
KÎTAU ÜZERİNDE KAN
Ben buna en büyük iıatamıg .diyorum. çünkü Troçkizml lâylldyle kavramış olsaydık. Stalin nihai e-melleri hakkmda bu kadar yanlış kanaatlere kapılmazdık. Bir zamanlar yalnız Bolşevikleri alâka dar eder ‘gibi görünen doktrin ka\ galarlyle ilgilenip, Stalinin dok trinine karşı yaptığı ihaneti yalııu afaki bir şekilde mütalâa ederek Stalinin hakikatte dünya Komünizmine cephe aldığına inandık. Biz Stalinin yalnız metod değişti) mekte olduğunu idrak edemedik

mudafftasile, kendisini zamanlı yokedocek olan en büyük düçmu nnnn en büyük müttefiki rolüm, düşmüştür.
Bu neşredilen kitap, hâdiseleri î927 senesine kadar götürmekte-(Devamt 6 ncıda)
| İslâm Tar h nin En Meraklı Bahisleri |
manastın Mushafı mezhebini dalâlete
şekli de
Başka bir rivayete göre de, (Yezidi in mezhebini birkaç papas ihtida eylemiştir. Şey Adi’nin Zaviye ittihaz etmiş ve sonra kendisinin gö. müimilş olduğu (Lâliş) (1) deki türbesi evvelce bir hıristiyan kilisesi imiş! Zaman zaman tâmir ve tevsi edildiğinden kiliseye benzerliği kalmamış! O civarlarda eskiden kal m ş oüyük kilise ve manastır harabelerinin çokluğuna bakılınca bu cihet doğru olabilir. Hazreti İsanm turalar halkını dine davet eylemek tiz.ıe gönderdiği Edi» adlı bir Resul, oradaki büyük manastınn baş rahibine gücenmiş, araları açdınca kaçarak bir kabileye sığınıp Müslüman olmuş ve sonradan kabilenin şeyhliğini ele geçirerek adamlarlle birlikte (Lâliş) e gelerek bugün türbenin bulunduğu yerdeki zapteylemiş, (Cülûv) ve Keş) kitablarını yazarak yaymış ve oralar halkını sürüklemiş!
Bu rivayetin bir başka
şöylcdir: Isa’nın Resûlü (Edi) Şeyhin türbesi yerindeki manastırı kendi yaptırarak ona uyan arkadaşlarile buraya çekilmiş! Edi manastırındaki münzevî papaslar; bir yortu gününde manastırın etrafını dolaşırlarken ağaçlardan birine asılmış bir tirşe levha görüp indirmişler, üzerinde:
Ey günahlardan sakınan rahib-ler! Tann; sîzlerin büyük küçük bütün günahlarınızı af ve mağfiret eylemiştir. Artık, riyazet ile nefislerinize yorgunluk ve eziyet çektirmeyiniz. Manastırdan hicret ediniz ve uzaklaşınız. Her biriniz bir tarafa giderek evlenip barklanın. Sonra, bana temiz soydan çocuklarınızla dönünüz!»
Sözleri yazılı bulunuyormuş! Bunu görünce şaşırmışlar. Bu yazıların. kimi (Tanrı) dan geldiğini, kimi î Şeytan) m işi olduğunu ileri sürmüşler. amma iki gün daha sıra ile ayni levhayı bulunca, artık bunun (Tanrı buyruğu) olduğuna inanarak’ manastın terkedip (Yezidî mezhebi) ni ihya ve kudsal kitablarını eylemişler imiş!
Bunu sadece bir esatiri telâkki etsek dahi; (Edi) ile arasındaki benzerlik; dikkate İldir. (Şeyh Adı) nın İslâm inançla-i nna müteveccih kitablannm mevcudiyetine bakılınca, onu böyle bir 11-hâd vc sapıklık mezhebinin kuruculuğundan tenzih ederek, Yezidiye mezhebinin ibtıda’ ve tedvinini mürted bir papasın t^zvir&tına t ağlamak ve kendi isminin (Ediı olmasından faydalanarak, mübtedia-tını; sûlehâdan olmakla tanınmış Şeyh Adı’ya mal eylemek suretile lutişarına kuvvet vermek maksadile hareket eylemiş bulunması ihtimal dışında görünmüyor.
Bu görüşü takviye edebilecek tarafları (Yezidiye) talimatında bulmak mümkündür. Yezidiye mezhebinde; İslâmiyet usullerinden çok daha fazla hıristiyanlık itikad ve amel lerinden izler ve müşabehetler vardır; (Mushafı Reş) de şöyle bir fıkra var:
I
tedvin
hikâye (Adı') ' değer- j


Her Sabah i
Francala ve Belediye yasağı
(Baştarafı 2 incide) zaruri bir ihtiyaç maddesinin al'm satımını yasak edenler, buyurugu çıkarmadan evvel, otoriteye toz kondur mamak için, gerokon tedbirleri alsa -lar da yasak emrini ondan sonra verseler, hem yine francala satılmasının, hem do halkın göz göre göre soyul -masının önüne geçmiş olurlardı. Çünkü madem ki yasağa rağmen franoa-İ la yapılıyor, umulan un tasarrufu pılamıyor demektir. Şu halde bele -İ diyenin francala yasağının verdiği I tek ve müsbet netice İstanbullunun yirmi beş kuruşa aldığı francalayı o-na kırk kuruşa mal etmek suretile karaborsacıya para kazandırmaktan ibaret kalmıyor mu?
— Alıp yemiydim! diyeceksiniz. Evet sıhhati yerinde bir yurddaş boy le düşünebilir. Fakat yakın bir hastasının *.
— Bir lokma francala! dediğini I-çiten bir aile reisinin bu karara ne dereceye kadar sadık kalabileceğini benim başımdan geçen şu olay isbat ^der.
Malûm a, bekâra karı boşamak, ev-fâd dövmek kohu gelir derler..
FIKRAd


«Yer ve gök yaratamazdan önce, Allah; denizlerin üzerinde mevcud İdi ve zatile tenezzüh etmek üzere yapmış olduğu bir kayıkla denizlerin arasında geziyordu. O vakit bir be-vaz inci yarattı... Şimdi (Ahdi Atik) İn (Tekvinülmahlûkat) kitabının birinci babına bakalım:
«Allah, ibtida semavat ve zemini halkeyledi. Zemin; tehi ve hâli ve lücce üzerinde zulmet olup sular ü-zerinde dahi Ruhullah hareket ederdi... Ve Allah; Levh yaptı,...»
İki parçanın karşılaştırılması bir (benzeyiş) in varlığını belirtmiyor mu? i
Bu kadarla da kalmıyor' (Teslis = Üç Eknum) inancı da Yezidı-ye ltikadları arasında ehemmiyetli ( bir yer tutuyor:.
\ezidilik; Allahı şahıslandırmala-rile, yine (Ahdi Atik) in: birinci bab _ 26 (Allah; müşabehetimize göre sürerimizde insan halk edeli"', j 27 - «Ve Allah; kendi sûreti üzerinde insanı halkeyledi» ve beşinci bab - 1. 2 «Allah: insanı halkeyledi-. gi günde sûretullah üzere yaradıp» âyetleri arasında mümaselet ve münasebet bulmamak, ve de Yezidile-rin Allahı (Hûda) tesmiye ederek üç şekilde tecellisine inanmalarlle. | (Şeyh Adi) yi; beyaz sakallı muhterem bir ihtiyar, (Melek Azraılıi: tavus kuşu = Melek tavus. (Yezid) 1 de yakışıklı bir gene biçimlerinde tecessllm ettirerek birden üç, üçten bir çıkarmalarında hıristiyanlığm (Ekanim-i Selise) (2) usulleri arasında benzerlik sezmemek ve bulmamak mümkün müdür?
Azrail yâni (İblis) e (Melek Tavus) adı takılarak tavus kuşuna ö. nem vermelerinin sebeblerine intikal nisbeten daha kolaydır: Tavus kuşu; şeklinin ve renklerinin güzellikle Şaı k edebiyatında benzetme vasıtası j olarak kullanılmış olduğu gibi, kud- , sal din kitablarına da şu ve bu ve-sileli ile adı girmiştir. Eski kavim-lerin mitolojisinde de tavus kuşunun ismi ve tasviri yer tutmuştur. Nite-. kim, çok eski Ermeni esatirinde dahi kuşların ve bilhassa tavusun ö. neml> bir mevkii vardır. Millî bir remiz ve işaret olarak kullanılmış ve kullanılmaktadır. Yezidilerin yaşadıkları bölgeler bakımından. Gel-dan, Asûr, Ermenistan Ermeniye halklarile temasta bulunduklarını ve bugün dahi Erivan Ermenistanı ve Maverayı Kafkasta mevcud bulunduklarını da bilmekteyiz.
Yezidilerin iman ve âyinlerine ge- ( linçe, bugüne kadar elde edilmiş tah-' kikattan ve kudsal kitablardan bazı özetler vermekle bu cehalet ve mu-harrefat mezhebi hakkında okuyucu-( lanmızın kâfi derecede malûmat e- j dinmiş olacaklannı zan ve tahmin eylemekteyiz:
(t) Laltş; (Dicle) nin şimalinde ve (Musul) yakınında kiiçilk bir köy dür,
(2) Buna göre üç eknum (Eb -Baba) makamiına (Şeyh Adi) geçi» rütyoı, (Rabn . Oğul) yerini (Ye-zid) alıyor, (Melek Azrail) de (Ru» lıulkuds) oluyor!
Seçim Kanunu
fBattaran I incide)
Eldeki kanunda esasen bucak ve 11-çedoki seçimlerde tasnif neticelerindeki zabıtların parti müşahidlerl tarafından İmzalanmasına dair hüküm vardır. Ancak vilâyetlerdeki seçim, lerde bu cihet meskût geçilmiştir. Maamafih bu kısım verilen emirlerle temin ediliyordu. Son Amasya seçiminde bu usul tatbik edilmiş ve tas nifin aleniyeti sağlanmıştır. Şimdi vaziyet bunun kanuna geçirilmesinden ibarettir. İkincisi seçimlerde oy. lar zarflara gizli olarak konuluyordu. Fakat şimdi mahremiyete İtina edilecek ve kapalı hücreler temin o-dilecektir.
Hilmi Uran tâdillerin esasen tatbikatta yapılan bu noktaların kanuna aynoa bir hüküm İlâvesinden ibaret bulunduğunu söylemiş ve tarafla-nn iddiasına göre bu teminattan son ra büyük bir ekseriyet tebdil prensibini kabul etmiştir.
Polis vazife ve salâhiyet kanununa gelince: Bahsedilen tadilat yeni değildir. Peker tarafından hazırlanmış olan tasarıda dışarıdan gelecek casus vesaire gibi, şübhell şahinler hnk kındaki hükümler tamamen ibka e-dilmekte ve sade 17 nci maddedeki salâhiyet hafifleştirilmoktedir. Matbuat ve ceza kanunlan İM bahia mev zuu edilmemiştir.
(Ba^tarafi t vıcide)
yakın demokrat partili kelepçeler le kazaya sevkolunacağı sırada ortadan kaybolduklarından ancak biri yakalına bilmiş ve teşhir olu narak kasaba çarşısından kelep -çelerle geçirilerek adliyeye teslim olunmuştur.
Diğer arkadaşlarının hepsi ka -zaya kaçmışlardır.
Hâdiseye muttali olan demok -rat parti ilçe idare kurulu C. sav cılığına müracaatla kelepçe ile gelen mağduru muayeneye şevket tirmişler ve diğer dövülen, işkence gören ve hürriyetlerinden mah rum kılınan vatandaşların da mu ayeneleri icra ettirilmiş ve raporları alınmıştır.
Hâdise, kazada pek fazla teessür uyandırmış ve demokrat par ti idare kurulu ile mağdurlar ve köyden gelen aileleri hükümet ko nağınm üst salonunu doldurarak kaymakama şifahen müracaat ve şikâyetlerde bulunmuşlardır.
Kaymakam işkence edilen ve dövülenleri odasında eloiselerini çıkartmak suretile tedkik etmiş, yara ve berelerini gözlerile görmüştür.
Kaymakam köylüye ve efradı ailelerine itidal tavsiye etmiş ve ertesi günü makama tevdi olunan Demokrat Parti ilçe idare kurulu kararı karşısında jandarma ko -mutanı ile emniyet komiserini bu işin tahkikine memur etmiş ve tahkik heyeti derhal Gerleııgeç köyüne hareket etmiştir.
Bu meyanda demokrat parti ilçe idare kumlundan iki üye de vak'a mahalline hareket etmiş bu lunmaktadırlar.
7.1.948 tarihinde cereyan eden ve 9.1.948 tarihinde İdarî makam larca elkonan vak'a ve vak’anın şekli cereyanı aşağıdaki ele ge -çirebildiğim; kaymakamlığa tevdi olunan demokrat parti ilçe idare kurulu kararında bütün teferrua-tile izah olunmaktadır. Neticeyi ayrıca bildireceğim-Cilıad jOzaııgil KARAR
8.1.1948 perşembe günü akşamı Gerlengeç köyündeki müessif hâdise üzerine fevkalâde toplantısını icra eden idare kurulumuz, Gerlengeç köyü hakkında yaptığı tahkikat ve tedkikat neticesini aşağıdaki surette mütalea ve te -emmül eylemiştir:
Demokrat parti müteşebbis heyetinin Bigada kurulduğu 25.6. 946 günündenberi, kaymakamlık makamına resmen, şifahen ve her türlü firsatta vâki müracaatları -mız (Gerlengeç köyü muhtarı Ra-fi Zaimin mümkün mertebe firen lenmesi temennisi) olmuştur ve olmaktadır.
îdare kurulumuzun 18.11.947 tarihindeki yeniden teşekkülünde kaymakamlık makamını ziyaret etmiş, fikir teatileri ve derdlerin görüşülmesi esnasında sureti mahsusada Gerlengeç muhtarı işi ne dokunulmuştu.
Bu köy muhtarının geçmişte vukubulmuş hareketlerini burada sayacak değiliz. Rafi Zaim, bu köyde tam mâna ve hüviyetile âdeta bir işgal ordusunun çavu -şu halindedir. Köylü de işgal kuv vetleri çizmesi altında İnleyen mağdurlardır. Yalnız esef ettiği -miz nokta Sinekci karakol komutanı dahil olmak üzere Sinekci karakolu jandarmalarının (îmece ye gitmek veya gitmemek gibi köylü ile muhtar arasında çere -yan eden ve köy kanununun 56 inci maddesile derhal halli müm -kün olan basit bir mesele için) köyde bir cemmi gafir veya bir isyan varmış gibi gösterilerek na sil oluyor da muhtarın telefon etmeaile köye gelip vak’ayı bir an olsun tahkik edip öğrenmeden, kahvehanelerden köylüler kaldırılıp silâh dipçiklerile köy odasına getirilebiliyor. Ve burada dö-vüleblliyor?
Muhtar Rafi Zaimin, bu cür’e-ti esas itibarile bu kuvvetlerden almış olması cidden elem verici ve inzibatî bakımdan itimadları -mızı kırıcı bir hususiyet taşımak tadır.
Türklyemizde beş vilâyette kanunla kalkan sıkıyönetim komu -tanlığma âdeta Gerlengeç köyünde Gerlengeç muhtarı Rafi Zaim tâyin edilmiş gibidir.
Her gece saat 20 den sonra köyde manzara şudur: Köy, ölü bir halde, ferdleri hürriyetlerinden mahrum ve zindan hayatı ya şıyorlar. Kanundan değil. (Çünkü saat. 20 den sonra sokağa çık ma yasağı diye elhamdülillâlı bir kanun yoktur) muhtar Rafi Za -imden korkuyorlar korkuyorlar değil, hepsinin çoluk çocukları vardır, onları düşünüp sineye çekiyorlar.
Bu başı boş gidişin elem ve ıztırablar doğurucu bir duruşu olursa esef etmemiz herhalde kâ fi gelmiyecektir.
Bir köy muhtarı hakkında mü
tekaddim ihbar, rica ve temennilerin İdarî makamlarca nazarı dik kate alınmasını ihtiyarî bir ted -bir ve köyün selâmeti cümlesinden sayıyoruz.
Vakanın hülâsası:
Gerlengeç köyünden Alımed De mirbaş ile Kâmil Eeygirci 7.1.948 gürü tarlada çift ve çubuğu ile meşgul iken imece vazifelerini yapmadıkları bahane edilerek, muhtar tarafından Sinekci kara -kolundan celbolunaıı jandarmalarla köy odasına getirilmiş ve köy odasında tazyik ve saatlerce is -ticvab olunmuştur.
O gün akşam saat 19 sıraların da Hâmid Gümüş angarya işi (i-mece) için çağırıhp dövülmüş ve bu esnada dövülmekte olan Ha -nıid Gümüşün kardeşi Ahmed Gümüşün dışarıdan acı acı bağırması üzerine köy halkı ihtiyar heyetinin bulunduğu yerin önüne toplanmışlardır.
Halkın toplandığını gören muh tar mesul olacağını ve işin şahid leneceğini anlayınca Hamid Gü -müşü salıvermiştir.
Aradan yarım saat sonra muh tarın (bu jandarmalar her halde her an muhtarın emrinde olacak lar ki) vâki telefon daveti üzerine köye üç jandarma gelmiş ve muhtar, köyde demokrat parti ileri gelenlerinden gözüne kestirdiği kimselerden on bir şahsın ismini liste halinde jandarmaların eline vererek toplatjnağa baş lamıştır.
Bu arada yakalayabildikleri Çimer Dursunla kardeşi Ahmed Dur sunu ite kaka ve dipçik darbe -lerile köy odasına getirmişlerdir.
Ahmed Dursun bir müddet dö-ğüldükten sonra (Buna bu kadar yete) denerek salınmış ve Ömer Dursun bir hayli hakarete maruz bırakılıp ve döğüldükten sonra elle rl bağlanarak Sinekci karakoluna sevkedilmiştir. Geceyi Slnekçi karakolunda geçiren Ömer Dursunun sabahleyin elerine kelepçe vurularak, muhtarın diğer mağdurları da döğdüğü sopa da kelepçeli bulunan ellerinin arasına sıkıştırılarak teşhir olunarak kazaya sevkolunmuş ve kasabada çarşı içinden geçirilerek jandarma komutanlığına getirilmiştir,
Ömer Dursun jandarma komu-danlığınca C, Savcılığına teslim ve oradan sulh ceza yargıçlığına sevk olunmuş ve beş on dakikalk bir İs ticevaptan sonra mumaileyh tahli ye olunmuştur. Halbuki Ömer Dursun isnat olunan suç (diğer ar kadaşlarile beraber) devletin silâh lı kuvvetlerine karşı gelmek ve bir kaçım döğmek idi.. Hayretler İçeri sindeyiz, devletin silâhlı kuvvetleri ne karşı gelmek ve isticevabı müte akip tahliye olunma,, ağlanacak bir hal., gülüneblllnir de„
Kaymakamlık makamı arzu buyururlarsa yukarıdaki hususatı ma hallinde isbat etmeye hazırız ve idare kurulumuz mezkûr mahalle beraber gitmeyi hemen kabul ederi Yukarıda mevzuu bahis hâdisenin kaymakamlık makamına arzedil-mek üzere, başkanlığı sunulmasına karar verildi,
Başkan 2
A, Rıza Güven Muhasip Üya
Haşan Sargın
Üye
Tevflk Dağcı Üye
Hüseyin Kurd Başkan: Ali Rıza Güven Aslı Gibidir
Mehmedciğin nafakasını çalanlar
('JSaftara/ı 1 :nelda>
İddiaya göre hâdisenin mahiyeti şu dur:
Milli Savunma Bakanlığına bağlı Halkalı muhasebecisi Ali Önen ile veznedar Şükrü Ersan, her ay ihti lâsen kasada fazla para biriktirmek suretile 80 bin lira zimmetleri ne geçirmişler ve ondan sonra da izlerini kaybetmek İçin kaçınışlardır, Suçlular bu defa Kadıköyün-de 80 bin liralık büyük bir apartman İnşa ettirmişler ve hattâ İçi-ne kiracı da almışlardır. Bu esnada İhtilas hâdisesi meydana çıkmış ve firariler aranmağa başlanmıştır, Gayri meşru şekilde elde ettik lerl paralarla kurdukları ayartma na yan gelip safaya daldıkları sıra da da Ali Önen zabıtanın pençesi ne düşmüştür Bunu haber alan Şükrü İse hemen apartmanı satıp Amerikaya kaçmak İstemiş ve bina yı bir şahsa 78,500 lira mukabilinde devretmiştir, Devir muamelesi esnasında başka birini de dolandırmış, apartmanı satılmamış gibi göstererek başka bir müşteriden 21,500 lira pey almıştır, Fakat tam bu sıralarca şükrü Ersanda yakalanmış ve her İki suçlu Millî Korunma Savcılığına teslim edilmiş
inci Başkan.
Arif Kaçar Kâtip Üye Cihat Ozangf Üye Recep İkiz
Celâl Bayar istifa sebebleriııi tahkike geliyor
(Baştarafı 1 tncida) fından ötedenbeıi tâdil edilmeleri ısrarla istenmekte olan seçim kanuna ile diğer malûm kanunların değiştirilmesi hakkında prensip kararı verilmesi münasebetile, mütalealarını öğrenmek için ricada bulunduğumuz Celâl Bayar bize şunları söylemiştir:
— 12 Temmuz Beyannamesini memlekette demokratik gelişmenin temini husufunda gösterilen iyi niyetin delili olarak telâkki ettik. Ancak beyannameye hâkim olan ruhun fiiliyata intikalinde esaslı mukavemetlere maruz kalacağını ve bu hususta bu beyanname hakkında bir hükme varabilmek için talimata intizar etmek icab ettiğini de o zaman danberi sırası düştükçe söylemekte, idik. 12 Temmuz beyannamesinin tahakkukuna en başta mukavemet e-den Receb Peker kabinesi iş başın- ( dan uzaklaşmış bulunuyor. İstanbul vc diğer 5 ivlâyette müddeti sona eren sıkıyönetimin üstü kapalı ve müzmin şekilde yer yer devam etmekte olmasına rağmen, şiddetini his solunul derecede kaybetmeğe başla-. dığı görülüyor. Bunlar ümid verici beltrtiler olmakla beraber 12 Tem-, muz beyannamesinin ihtiva ettiği va-ldlerin tahakkuk etmekte olduğunu katiyetle kükmettîrccek kuvvet ve mahiyette bulundukları söylenemez. ı Halk Partisi Meclis Grupunun dün vermiş olduğu prensip kararı ise H. | Partisi içinde hâlâ yaşamakta olan son mukavemet ve tereddüd sedleri-nin de yıkılmış olduğu ve bundan böyle millet arzu ve iradesinin pürüz süz hâkim olmasının kaçınılmaz bir zaruret olduğu hakikatinin bizzat Halk Partisince de anlaşılmış bulun-1 dtığunu göstermektedir. Bu suretle birinci büyük kongremizin (Hürriyet misakı) adı altında tesbit etmiş bulunduğu esasların memleket idaresin de tatbika kanulmasmın daha fazla geciktirilemiyeceği hakkında öteden-1 beri açıkladığımız kanaatte ne kadar haklı olduğumuz meydana çıkmış bu lunnvor. Hürriyet misakının büyük konkremizce derin bir heyecanla ve, İttifakla kabul edilmiş olmasındaki isabeti bu münasebetle bir kere daha belirtmek çok yerinde olur. Bu vaziyet karşısında yalnız ve yalnız memleketin iyiliğini istiyen kötü niyet sahihleri müteessir olabilirler. Demokrat Partinin 32 Temmuz be-vannamesindenberi gevşemekte oldu ğu vc iktidara karşı mümaşatkâr davranmağa başladığı yolundaki tel kinlere kendilerini kaptırmış olan ha zı partili arkadaşlarımıza gelince, bu arkadaşlarımızın hakikatleri şimdi açığa vurabileceklerini ve bu hususa tâki propagandaların ne kadar kötü nıaksadla yapılagelmekte olduğuna artık kolayca anlıyabileceklcrini ü-mid etmek hakkımızdır.
— Bu akşam Refik Koraltan ve Ihsan Şerifin îstanbula hareketlerinin sebebi nedir?
— Eski İstanbul 11 Parti başkanı Kenan önerin istifası üzerine bugün lerde yapılacak olan İstanbul 11 kongresini yakından takib etmek lüzumunu duymaktayız. Bu münasebetle İstanbul Parti teşkilâtımız ve partili arkadaşlarımızla temaslar yapmak fırsatını da bulmuş olacağız. Partimizin bütün memleket içindeki umumî dunımile en yakından alâkalı ve vazifeli olmak İtibarile İstanbul Par ti durumunda beliren son tezahürler üzerine bu seyahatimizin pek tabiî ve hattâ zarurî olduğunu takdir eder siniz. Bu istifa meselesi etrafında ne gibi maksadların âmil olduğunu mahallinde görmek üzere bu gibi hâdiselere sebeb olanları yakından teşhis etmek mecburiyetindeyiz.
Erzurumda idam edilen casus
Erzurum: 14 (A.A.) — Casusluk yaptığından dolayı ölüm cezasına çarptırılması askerî mahkemece ka rar verilmiş ve kanuni merasimi ik mal etmiş olan Akçaabadın Güza-n köyünden Kürşat oğlu Ahmed seven hakkında hüküm bu sabah getirilmiştir,
tir,
Milli emniyetimiz İçin dış tehlikelere karşı vücudunu kale yapan Mehmcdçiğln nafakasına alt tahsisattan çaldıkları bu 80 bin li rayla kısa zamanda zengin olup kâşaneler kurmağa kalkışan bu şa hışlar işledikleri suçu inkâra kalkışmışlarsa da deliller ve dinlenen şahitlerle hâdise kati olarak te-beyyün etmiştir, Diğer taraftan Kadıköydeki apartmana da, Bakanlıkça elkonarak devir ve satış muamelesi durdurulmuş, fakat sa nıkların apartman satışından elde ettikleri paralar henüz ele geçirilememiştir,
Hâdisenin tahkikatına Milli Ko runma savcı muavinlerinden Ce-vat Özpay el koymuş ve sanıklar tevkif edilerek Toplu Milli Korun ma mahkemesine sevk olunmuşlardır,
Bu mühim dâvanın duruşmasına önümüzdeki hafta içinde mezkûr
Meclisin dünkü mühim toplantısı
(Baştarafı 1 incide) ı
«Eskişehir Belediyesince satın alınan elektrik motörleri hakkında yap tığım tahkikatın sonuçlarını araştırıyorum, sorunun birinci kısmında elektrik santralı için yüz bin liraya teklif edilen bir elektrik motör grupunun başka bir firmadan yüz elli bin liraya alınmış olması mevzuu-bahis edilmektedir. Belediye tarafın dan açılan mezkûr münakaşaya 31 firma iştirâk etmiş, bunlardan en kı* sa bir zamanda teslim edilebilecek olan firmaya bu ihale yapılmıştır. Satın alınan motörden daha ucuz ve ya daha kuvvetli olanlar varsa da bunların teslim müddetleri uzun olduğundan belediyece kabul edilmemiş lerdir. Bu bakımdan teklifler arasın da en uygunu tercih edememek yönünden ilgililer hakkında takibata geçilmiştir.»
Demiş ve bundan sonra sorunun diğer şıklarına da cevab vererek diğer bazı motör gruplarının zamanın da teslim edilmemesi yüzünden çıkan ihtilâfa da belediye reisince belediyenin hakemler muvacehesinde gereğ: gibi müdafaa edilmemiş olması iddiası hakkında da ayrıca tah kikaf yapmakta olduğunu beyan etmiştir.
REŞAD AYDINLINJN SORUSU
Soru sahibi söz istemediğinden gündemdeki diğer soruya Denizli mil, letvekili Reşad Aydınlınm komünist faabyetierini önleyici surette hükümetçe ne gibi tedbir alındığı sorusuna geçilmiş vc Başbakan Yardımcısı Faik Ahmed Barutçu aşağıdaki konuşmayı yapmıştır:
' Reşad Aydınlı arkadaşımızın, sorusu umumî mahiyette olduğu için ccvablarım da umumî mahiyette ola çaktır. Yurdumuzda komünistlikten ' mahkûm olduktan sonra bilâhare her hangi surette affa uğrıyarak devlet hizmetine girmiş belirli bazı kimseler vardır. Memurin kanunu bilâha-
Mugalâta d?ğil, cevab bekliyoıu
ve mânâsız tefahürleri, yakında keı
(Baştarajı r incide/ mah, suçluları umumî efkârın ö-nüne sermelidir.»
Yine chinkü yazımızda, âdeta bir kehanet karilinden, şu satır -lan da yazmıştık:
« (Vatan) gazetesi bu haklı ve yerinde isteğe «Atlattığımız tehlike» bahsinde olduğu gibi, biraz sıkıştırılınca:
— Müsbet olarak söylenmiş bir şey yok, şuradan buradan, par -ça parça, elde edilen malûmat ve ı haber, birbirlerine eklenerek I bu neticeye varıldı! Diyemez, çün kü ithamları, böyle sudan özür ve bahanelerle geçiştirilemiyecek kadar ağırdır, memleketin yüksek menfaatleri bakımından hayatîdir.»
Meğer biz yukarıadki dünkü nüshamızdaki bu satırlarla yirmi dört saat sonra olacağı evvelden keşfetmiş gibi, ve Türk matbuatının haysiyeti ve şerefi bakımından, hiç arzu etmediğimiz bir tefe’ülde bulunmuşuz da haberiniz yokmuş.
Çünkü yukarıda tekrarladığımız satırların intişar ettiği ayni saatte «Vatana gazetesi bütün o tahminle-1 rimizin doğru ve yerinde olduğuna fiilen isbat etmiş, tıbkı «atlattığımız tehlike» bahsinde olduğu gibi, şaşılacak bir dönüş daha yaparak o ağır ithamlarını yalamış, ve dünkü nüshamızda, yine bir kehanet kabilinden, «Hiç te samimî olduğunu sanmadığımızı söylediğimiz Yalman reçetesi» nin ciddi bir esasa dayanmadığını açıkça itirazdan başka bir şey olmı-yan: .1
«Neşriyatımızın hedefleri hakkında toplu bir izah:» |
«Komünist tehlikesinden, münakaşayı bastırmak İçin değil, mevcud ifrat vc kin havası içinde böyle bir tehlikeyi muhakkak gördüğümüz i-çin, bahsettik»
Eaşbklarile, her tarafta bir komünist tehdidi, her hareketin altında K zil bir parmak gören bütün o neşriyatın samimiyetsizlik ve yrpnıa-oknğını kabul ve teslim etmiş o'u-vor.

Fakat, bu sefer bu gazete yakası-n. tı. kadar kolaylık a elimizden kur ta’arayacaktır.
(Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık Anonim Şirketi» çığırtkanından tekrar soruyaruz. Fuzuli edebiyatı, boş
Al lah bizim münekkidleri korusun
tBaıtarafi ı ınctda) silberg birden bire sahneden aşağıya alhyarak Jaques Lemarchand adındaki tiyatro münekkidini doğ-meğe başlamıştır.
Bu münekkid, bundan evve1 yaz mış olduğu bir yazıda Fainsilberg İn oyun tarzım tenkit etmişti. Tiyatroda bulunan diğer münekkitler arkadaşlarının imdadına yetişmiş.
re affa uğnyanlar hakkında bir tan-kikat kabul edemediğinden bunlar devlet hizmetlerine girmişlerdir. Ancak hükümet tarafından her türlü komünist faaliyetlerine karşı gerekil tedbirler eksiksiz olarak alınmış bulunmaktadır.»
RE AD AY DİN LİNİN CEVABI
Söz alan soru sahibi Reşad Aydınlı da, soruyu vermesindeki gaye ve sebobleri açıkladıktan sonra, sözlerine .yöyle devam etmiştir:
«Bu konu mühim bir dâvadır. Cüm lcmizce malûmdur ki, bugün dünya Hitlerden beter bir Kızıl tehlike ile karşı karşıyadır. Komünizm ütopisl bugün Moskofların istilâ politikası 1-çin bir silâh olmuştur. Komünizmle Sovyetizm ayni şey değildir. Sovye. tizm bir nevi Slavcılık, komilniznr ise onun dış politikasıdır. Bu bakım dan memleketimiz büyük bir tehlike içinde bulunmaktadır. Türk, Rus mU nasebetlerinin tarihi çok eski devirlere kadar uzanmaktadır. Romanof-larla bugün Rusya başında bulunanlar arasında büyük bir fark yoktur. Yalnız yılan deri değiştirmiştir. Mos kovistler bugün Türkiyeyi can evinden vurmak istemektedirler. Tarih bu gibi kimseleri himaye edenler', asla unutmıyacaktır. Büyük devletimizin milletimizin uyanık olduğunt biliyorum. Mel’un maksadlann bt uyar kbk karşısında yıkılacağı mu hakkaktir, istikbalimiz bizim birlilı halinde bulunmamıza ve karşıhkt saygı göstermemize bağlıdır. Demiş ve komünistliğin suç olduğunu bile, rek işlemiş olanların affedilseler bil* devlet hizmetlerine alınmamalannır devlet hizmetlerine almmalannn rek bu gibilerin Türk vatandaşlığın dan çıkarılarak komünist cennetin gönderilmelerini teklif etmiştir. Bu dan sonra gündemde görüşülecek bi mesele kalmadığından cuma günı toplanmak üzere oturuma son veri? mistir.
dişinden başka kimseyi aldatmıyacs olan yalancı yurdseverliği bir tarai bırakarak cevab versin:
1 — Demokıat Partiyi ikiye a;n mak için tuzaklar kuran komiinu tahrikçileri kimlerdir?
2 — Kenan öneri gölge gibi tak etmekte olup onun ateşli mizacında istifade ile onu telkin altında buluş duran Kızıl gölgenin hüviyeti nedir
( Vatan Şirketi* naşiri efkân ina sın ki bu açık suallerimize sarih b cevab almadan yalancı zafemamel? muharririnin yakasını bırakaack d» ğiliz. Cevab alamadığımız takdir ise «Vatan» m «neşriyatının asıl h* defleri hakkında toplu izaha» b;: başlamak mecburiyetinde kalacağız.
Kuru lâfa, boş tefahür ve birler den ziyade ka'ilini yaralıyacak ter yif ve imalar değil, sorduğumuz sa rih ve berrak suallere açık, müsbe cevablar bekliyoruz.
Bir haftadır umumî efkârın önür de heyülâlandınlan Kızıl tahrikcil ' ve esrarlı gölgeler kimlerdir, öğr* nelim.
Fusya Balkanları Ihak emelinde imiş!
(Baıtarah t
mayı muvafık gördüğü ileri sürül mektedir,
Yine bu habere göre, Mişel ya i tifa etmesi, yahut da Rusyaya k: çmlmaya razı olması lâzımgeldiğiru bildirilmiş ve bu teklif, Rus tank larile takviye edilmiş olan ve Ba sarabya Komünistlerinden mürek kep bulunan askeri bir kuvvetir tehdidi altında yapılmıştır, BEYNELMİLEL KÖMÜNST ORDUSU
Atina: 14 (A.P.) — Muhafaza kâr ve müstakil bir gazete o.ar, (Embros« Paristen aldığı bir habe re etfeıı, halen Yunanistanda hükümet kuvvetlerine karşı çarpışan Markos ordusunun, milletlerarası bir Komünist ordusuna bağlı olduğunu ve bu onlunun ancak bir ku mrnı teşkil ettiğini yazmaktadır. Bu habere göre. Hazirandan beri Fransa ve Yugoslavyada bu mlHetleı arası Komünist ordusunun hazır, lıkları yapılmaktadır ve altı tuğa yı Fransada ,ikı tugayı Yugoslavya da, 10—12 tugay da Markosun emri altında bulunmaktadır. Yugoslav yadakl tugayların her birinde 12— 20 tank vardır ve bu tugaylardan bl rl halen Yunan—Arnavudluk lıu-' duduna doğru hareket etmiştir,
TURKIYEYE İLÂVETEN VERİLECEK DENİZALTILAR
Norfolk (Vlrginia) Amerika, 14 ( V.P.ı — içinde 26 Türk subay; İle 120 tayfanın bulunduğu (..Tappa kannoek» petrol gemisi limana gel iniştir. Türk subay ve erleri bura da. geçen ay başında gelmiş olan ar kadarlarının görmekte oldukları talimli ı e j-akında başlayacaklardır, ilk gelen kafilo 200 kişiden ■nürekkeoti
SAYFA:•
TBN!SABAH
15 OCAK 194»
Mühim bir mülâkat
yolsuzluklarla bu bir ilişiği olmadığı
T. A. enstitüsünün yapmış olduğu iş -
rB(Htara/ı 1 incide)
•UeÜnde teşrih etmiş olan Denizli nûlletveHli £eşad Aydınlı ile yap tığı müİâkatı aşağıda okuyacaktınız.
Reşad Aydınlı ile bir konuşma
Arkadaşımız ilk olarak Reşad Aydınlıya şu suali sormuştur:
Sual — Son günlerde mezkûr enstitü yolsuzlukları etrafında ce reyan ettiği iddia edilen bir konuşmadan bahsedilmekte ve bu konuşmanın tnönünün ziyareti esnasında Hâınid Nafiz Pamirin de Iştirâkile Terfik Sağlamın evinde vukubıılduğu söylenmektedir. Bu hususta bir bildiğiniz var mıdır?
Cevab — * Reisicumhur hazretleri, sayın general doktor Tevfik Sağlamı evinde ziyaret makeadile teşrif buyurmuş ve bu fırsattan da jeoloji profesörü Hâmid Nafiz Pamir istifade ederek o gün ken di evinde sayın devlet başkanupız la konuşmuş olabilirler. Yâni Hâmid Nafiz Pamır, sayıp devlet başkanına general Tevfik Sağlamın evinde değil de kendi ika -metgâhında mülâki olmuş da olabilir. Bu cihet tabiî bir olaydır.
Benim Maden Tedkik ve Ara -ma Enstitüsünde mevcud olduğu -nu söylediğim mülakatın hiç muhakkaktır.»
Sual — M. bugüne kadar
ler sizi tatmin eder bir mahiyet taşımakta mıdır?
Cevab — Bu müesseseye do -kunmak çok tehlikelidir. Ben şah sen bunun acısını muhtelif vesi -lelerle nefsimde tatdım. Bu konuya temas ettiğiniz takdirde der -hal sizi iğrenç ve korkunç şekilde yalan ve iftira sağanağı takib eder. Bunu peşinen öylece kaydet tikten sonra M. T. A. nın çalış -masının beni tatmin etmediğini söyliyebilirim.
Büdce münasebetile meclis kür süsünden bu müesseseyi tenkid ettim. Hükümetin meseleyi iyice kavradığına kani bululuyorum. Sayın Ekonomi Bakanı Cavid E-kin, samimî ve ciddî olarak bu müessesenin işlerini tanzim ede -ceğini vaadetmişti. Her ne kadar bugün için bu hususta kat’î bir teşebbüs müşahede edilememiş ise de daha henüz kâfi zaman geç -miş olmadığından hükümetin cid -di tedbirlerine dair beslemekte ol duğum ümidleri muhafaza etmek teyim.»
Sual — Bu müessese beni tat -inin etmemiştir, dediniz. Bu husııs ta bizi biraz daha tenvir edebilir misiniz?
Cevab — Bence, şu hususun bilinmesinde fayda mülâhaza ede rim: Bendeniz M. T. A. hakkında 1946 yılında meclis başkanlığı na bir soru önergesi vermiştim. O günün mesul bakanı profesör Tahsin Bekir Balta cevab olarak kütsüden, şu beyanatta bulunmuş lardı:
«Enstitünün yaptığı bir kısım tediyelerle, bazı tâyin ve terfi’ muamelelerinin ödenen bir kısım harcırah ve tazminatların kanuna uygun bulunmadığı, hesab tutma da ve anbar kayıdlarında bir takım hatâlara rastlandığı gibi, ba zı mubayaa ve satışlarında da enstitünün dahili talimatnamesine riayet olunmadığı görülmüştür.»
Aynı zamanda o gün eski ekonomi bakanlarından Fuad Sirmen de bu beyanatı kuvvetle teyid e -den şu sözleri söylemiştir:
«— Maden Tedkik ve Arama enstitüsü içinden tefessüh etmiş vaziyettedir. Müdürü umumî mi ya lan söyledi, yoksa şube müdürleri mi, müdürü umumînin gıyabında yalan söylediler. Bunların da bu tahkikat meyanında tesbit edilmesi lâzım gelir.»
Bendeniz bu sözleri mesul ve yüksek şahsiyetlerden duyduktan sonra, hakikat anlaşıldı, sandımdı. Aradan aylar, yıllar geçti, ge lip giden bakanlar sustular. M. T. A. rıın çarhı aynı tempo ile dönmekte devam etti. Nihayet 10.12. 947 tarihinde meclis başkanlığına tekrar bir sorü önergesi verdim. Üzerinde durduğum meselelerin başlıcalan şunlardır:
• 1 — Muhasebe işleri,
2 — Satın alma işleri,
3 — M. T. A. nın kanun ve ta iimatnamesi tatbik edilmekte midir, değil midir?
Şimdi bu müessesede mevcud yolsuzlukların ve kanunsuzlukla -rın birçok misalinden bir iki tane sini size vermiye çalışacağım:
Satın alma memuru ile, tesellüm memuru hiç bir vakit tevhid edilemez ise de, bu müessesede satın alma ve tesellüm memurluğu ile anbar memurluğu aynı zatın uhdesindedir. Üstelik malze -meyi satın almak, anbara sokmak ve anbardan da çıkarmak i -çın imza salâhiyeti yine aynı za -İm uhdesindedir. Halbuki kanun buııa cevaz vermez.
Enstitü kanununa göre, satın almâ memuru bir vasıtadır. An -cak direktörler encümeninden ge
jeöek karan İfa ile mükelleftir. Böyle bir vazifesi olan memuriyet te nasıl olur da bütün alım, satım tesellüm ve anbardan çıkarma işleri tevhid edilebilir ve birinci derecede bir imza salâhiyeti verilebilir?
Bununla ilgili olarak dünkü «Ye ni Sabah» da da bazı kıymetli de liller yazılmıştır. Bu delillerin u-mumî efkârı tatmin edecek mahiyette olduğunu ummamaktayım.»
Garib bir sirküler
Ayrıca dikkate değer bulduğum garib bir sirkülerden de bahset -ûıek isterim: Müessese umum mü dürlüğü 1946 da bir imza sirküleri neşretmiş, enstitünün, erkânı harbiyesi olan müdürler encümeninde söz ve kanunen rey sahibi olan teknik grup müdürlerine i ■ kinci derecede imza salâhiyeti ver diği halde, dünkü nüshanızda da mevzuu bahsedilen muhasebe mü dürlüğü ile, satın alma memurluğuna birinci derecede imza ve söz salâhiyeti vermiştir. Bu hususun düzeltileceğini sayın Ekonomi Ba kanı Cavid Ekin meclis kürsüsün den beyan buyurmuşlardır.
Sual — Bir de sondaj makineleri meselesi olacak. Yenisi 26 biıı ilâ 33 bin dolara mal edilmesi mümkün iken bu müessese eski bir sondaj makinesini 76 bin dolara mubayaa ettiğine dair bazı iddialar serdedilmekte idi. Bu hususta 1 bildiklerinizi söyler misiniz?
Cevab — Bu meseleye meclis kürsüsünden bendeniz temas etmiştim. Hakikat şudur: Bu mües-seseye bir yığın teklifler olduğu halde bunlar nazarı dikkate alınmamıştır. Keyfiyet bu babda asıl • yetkili olan müdürler encümeninden kaçırılarak ve ayrıca birbirini nakzeden 11 ve 16 sayılı karar lar ittihaz edilerek bir mubayaa yoluna gidildiği kanaatindeyim.
Bu işin vesaiki yanımda değil -dir. İcab ederse her zaman mille te arzedebiliriz. Teessüf ve teessür duyduğum şu noktayı da kay detmenizi rica ederim: Yenisi
26-33 bin dolar olduğu halde bu-
Troçki — Stalin mes’elesi
(Baştaraft 4 üncüde/ dir. Troçki kitabını yazmakta iken 1940 senesinde katledilmiş vc kita bin el yazısı nüshası üzerinde kan izleri bulunmaktadır. Kitabın ilk sahifesinden son sahifesine kadar Troçki, siyasi düşmanının pratik vasıflarını, ifade ed( bilmek şöyle dursun anlayamamıştır bile. Bir çok kereler yapmaya çalıştığı por-, tre karanlık kalmaktadır.
LENÎNÎN ÖLÜMÜ
Kitabında ne yazarsa yazsın, hattâ Stalinin Lenini zehirleyerek öldürdüğüne dair yazılan san sasiyonel kısımda bile, satırlar son derece kuru ve sisli bir ifade taşımaktadır. Bu teorinin doğru olduğuna dair okuyucuları ikna için en ufak bir teşebbüste bile bulunulmamıştır. Teoriler İçerisi ne karıştırılan bir kac delille, Marksizme saplanan Troçki yalnız bir şeyi ifadeye çalışmıştır. O da, Stalinin hiç bir büyüklüğü ol-mıyan bayağı bir adam oluşudur.
Hattâ kitabı niye yazdığını bildiren başlangıç satırlarında, Troçki kendisini ele vererek şöyle demektedir:
»Bu kitabı, böyle bir insanın na sil meydana geldiğini hakları çiğ niyerek bu kadar önemli bir mev kle geldiğini İzah için yazıyorum» Tabatlle Lenin bir sa-hte-kâr değildi. Kendisi Marksın ka nunlarına göre oyununu oynadı, ve tarihi bir ihtiyaç karşısında ik tidara geldi. Stalin ise, kanunları yıkarak tarihi baltaladı.»
Troçkinin notlarını ve müsveddelerini birleştirerek bu kitabı ortaya çıkaran ve neşreden Mr, Charles Malamuth, mükemmel bir iş başarmıştır. Her şeye rağmen, bu kitabın yardımı olmadan nazariyeler tamam olmaz.
-

nun 76 bin dolara alınması ve ay rica tesellüm edilen sondaj makinesinin bir de hurda olması key -fiyeti bu müessesenin ne kadar hüsnü niyetle hareket etmekte bu lunduğunun bariz misalidir.
İşte size bir çuval çürük buğ -daydan bir avuç nümune.»

4
T
İstanbul Sıhhî Kurumlar Artırma ve Eksiltme Korniş-
yonundan: Lüzum gösteren Mun, bedeli 11K teminatı Saati
müessese Cinsi Miktarı
Sağlık Çamaşır
M. Oku- yıkanıp
lunun ütülenme- si işi 32,600 parça 9595.75 Li. 720 lira 15 de
Sağlık Sağlık Sayı 1—12
B. için Dergisi cilt XXII 4800 Li. 360 lira 15.15 de
Yukarıda yazılı işler ayrı ayrı açık eksiltmeye konulmuştur,
1 — Eksiltme 30 Ocak 948 Cuma günü yukarıda gösterilen saatlerde ayrı ayrı Cağaloğlundaki Sağlık ve S, Y, M, lüğü binasında toplanan sıhhî kurumlar komisyonunca yapılacaktır.
2 — istekliler bu işlere ait şartnameleri çalışma günlerinde komisyonda görebilirler.
3 — isteklilerin cari seneye ait Ticaret Odası vesikası ile 2490 sayı-
h kanunda yazılı belgeler ve bu İşlere yeter ilk teminat makbuz veya banka mektubu olduğu halde «ve ayrıca şartnamede yazılı belgeler de dahil.» belli gün ve saatlerde komisyona müracaatları. (507)
Salamura Zeytin Tanesi Satılacak
Erdek Maimüdürlüğünden:
1 _ 944 yılı Toprak Mahsûlleri ayni vergisi olarak mükelleflerden alınan ve İlçe merkezinde depolarda muhafaza edilmekte olan tahmi nen 22482 kilo salamura zeytintanesi 9/1/948 tarihinden itibaren 20 gün süre ile ve 2490 sayılı kanunun 31 inci maddesi mucibince kapalı zarf usulile satışa çıkarılmıştır.
2 —ihale 30/1/948 Cuma günü saat 15 te Erdek Mal müdürlüğün kurulu komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Tutarı (7194) lira (24) kuruştur,
4 _ Muvakkat teminat 539 lira 56 kuruştur,
5 — Teklif mektupları ihale günü saat 14 de kadar bizzat veya pos İle komisyonda bulundurulacaktır,
6 — Şartname her zaman Erdek, Malmüdürlüğünde ve zeytin tanele
ride depolarda görülebilir, (308)
de
ta
— Gevezeliğin lüzumu yok, dedi, Buraya çene çalmağa gelmedim, seni öldürüp on kese altın hak etmeğe geldim. Kolla kendini!.
— Ben hazırım!
— Ben de hazırım-, işte vardım! bir. İki, üüilç!.,
Talha, sersem hasmımn havada üç daire çizerek kılıcı ineceği sırada:
— Dört de benden!. Diye haykı-hamlede bulun, başını bir yuvarladı.
rarak ustalıklı bir du vc adamcağızın gövdesini bir yana Haccâca bağırdı:
— Gönderdiğin
fedainin

V.
yana, Sonra
ensesi çok körpeymiş., bana öyle bir cen-gftver gönder ki hiç olmazsa kar -şımda birkaç dakika tutunabilsin!
Haccâc, daha iri yarı bir atlıya seslendi: "
— Bu herifin başını uçurursan, seni kendime vezir yaparım. ı ikinci cengâver Basralı idi. Ha -f
kikaten heybetli bir adamdı. Yelinde duramıyan; mütemadiyen tepi -nen zorlu bir ata binmişti. Rüatem
RADYO
•• Bti'zBnkö Program M
PERŞEMBE — 15/1/1948 Açılış ve program, M, s; ayan. Müzik, Haberler, Müzik: Türküler, (Pl.)
7.28
7.30
7.30
7.45
8,00
8,15 Müzik, 9,00 12,28 12,30 12,30 13.00 13,15
Kapanış,
Açılış ve program,
M, s, ayarı.
Müzik: Şarkılar, Türküler, Haberler,
Müzik: Radyo Salon Orkestrası,
13.45 Müzik,
14,00
17,58
18.00
18,00
18.30
18.45
19,00
19,00
19.15
19,20
20,00
20.15
20.30
20,35
20,50
21,15
21.45
22,00
22,20
22.45
22,45
23,00
A
r I I I
I I
“I HOLANTSE BANKUHI N.V, I İSTANBUL HOLANTSE BANK-UNIN. V.
gişelerinin yeni bir iş’ara kadaraşağıda yazılı saatlerde açık olduğunu Sayın Müşterilerine
Adi günler:
I
blld'rir:
Saat
Kapanış,
Açılış ve program M, s, ayan, Müzik,
Müzik,
Müzik; Saz Eserleri, M, s, ayan, Haberler,
Geçmişte Bugün,
Müzik: Tarihi Türk Müziği, Müzik: Türküler,
Radyo Gazetesi,
Serbest Saat,
Müzik:
Müzik: Radyo Salon Orkestrası,
Müzik: Karışık
Şarkılar ve Türküler, Konuşma
Müzik;
Müzik:
M, s, ayar. Haberler, Program ve Kapanış,

Acele satılık
kârgir ev
Aksarayda Tramvay ve pazara çok yakuı iki daireli elektrik, Tulumba, ve bahçesi olan kâglr ev, Her katta üç oda, Mutfak, Banyo ve helâ. Üst kat boş teslim. (Her-gün saat 10 kadar Lâleli Aksaray cad. No. 34/7 ye müracaat)
X
İLÂM
İstanbul Milli Korunma Savcılığından: 947/591
Tarife üstünde taksi ücreti almak stiretlle Millî Korunma kanununa muhalefetten suçlu Kadıköy İkbaliye M, Sübek sokak 2, sayıda oturur ve 5026 sayılı oto şoföri Mustafa oğlu 1334 doğumlu İbrahim Oavlt Özatak hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (5) No. lu Millî Korunma Mahkeme sinde yapılan duruşma sonunda; suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan Millî Korunma K. nun 36/5, 58/Ş ve 63 cü maddelerine tevfikan 50 lira ağır para oezaslle tecziyesine, ve hükmün kafileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 9/12/947 tarih ve 227/156 sayılı ka rar kaflleşmekle ilân olunur. Yeni Sabah gazetealle neşir olunacak tır. «68)
-----
Yetti Neşriyat
MİLLET
Bu siyasi mecmuanın 102. oi sayısı mutat dolgun ve olgun mündere çatla çıkmıştır, Tavsiye ederiz,
..xIZ
■I Dr. İhsan Sami
Öksürük şurubu
Öksürük ve nefes darlığı boğmaca ve kızamık öksürükleri
İçin pek tesirli ilâçtır, Kerkes kullanabilir,
imtiyaz Sahibi:
A. CEMALEDDİH SARAÇOĞLU •
Yaıı İtlerini fiilen idjtre eden:
Yıxı lfleri Müdürü: FATİH FUAD
Dizildiği Yer:
«Yeni Sabah» mürettiphanesi Basıldığı yer: (Gün Basımevi»
£


I I
Para yatırma ve çekme için JJlğer muameleler için Galata Kiralık kasalar dairesi
Cumartesi günlen:
Her türlü muameleler İçin Galata Kiralık kasalar dairesi
9
9
9
dan dan dan
Saat
18 e kadar
16 ya kadar
18 e kadar
9 dan öğleye kadar
9 dan 13 e kadar
! I I I
I
I -1
Muhtelif Yiyecek Maddeleri Alınacak
Teknik Üniversite Satınalma Komisyonundan
Muhammen İlk Eksiltmenin
Cinsi Mikdan bedel teminat Şekli Tarihi SaatL
Salamura yaprak 300 K. 50 K.
Ispanak 7000 » 30 »
Pırasa 8000 » 20 > 442.50 Açık 3/2/1948 10,00
Lâhana 4000 » 20 »
Havuç 2000 » 25 »
Kök kereviz 3000 » 25 »
Bamya 1000 » 50 »
Patlıcan 15000 » 30 »
Domates kır 7000 » 20 » 611.25 Açık 3/2/1948 10,30
Domates dolmalık 4000 » 25 »
Dolmalık biber 3000 » 25 d
Bezelye Araka 2000 > 50 b
Ayşe Fasulye 5000 » 55 > 528.75 Açık 3/2/1948 11,00
Çalı Fasulye 3000 » 55 »
Barbunya Fasulye 3000 » 55 ı>
Taze yaprak 300 > 50 >
Semiz otu 2000 » 20 »
Sakız kabağı 6000 > 25 >
Bal kabağı 2000 » 25 >
Taze bakla 2000 » 25 »
Enginar baş 3000 Ad. 35 » 733.25 AçiJk 3/2/1948 11,30
Yeşil Salata 10000 » 5 >
Marul 3000 » 10 »
Taze soğan 10000 » 5 » W
Maydanoz 20000 > 4 >
Nane 800 » 5 »
Dere otu 4000 > 4 »
Hıyar 8000 > 7 >
Limon 20000 » 8 >
Yaprak kereviz 500 K. 20 >
Sirke 1500 » 40 »
Salça 1500 » 70 »
Ekmek 60000 Ad. 25 » 1125.00 Açık 3/2/1948 15,00
Beyaz sabun 3000 K. 200 » 690.00 Açık 3/2/1948 15,15
Yeşil sabun 2000 » 160 »
Beyaz peynir 4000 d 200 » 1095 00 Açık 3/2/1948 15,30
Kaşar peyniri 2000 » 330 9
Kuru Fasulye 5500 » 85 »
Barbunye Fasulye 2600 d 65 9
Nohut 1500 » 75 s 699.38 Açık 3/2/1948 16,00
Kırmızı mercimek 1500 » 80 9
Yeşil mercimek 1000 > 70 »
Tuz çekilmiş 2500 » 11 »
Sofra tuzu 250 » 30 » 626.25 Açık 3/2/1948 16,30
Yumurta 80000 Ad. 10 9
Kuru soğan Patates
10000 K.
22000 »
18 » 508.50 Açık 3/2/1948 17,00 30
30 »
1 — Üniversitemizin 1948 yılı İhtiyacı olan yukarıda cinsi, miktarı .tahmin bedel ve ilk teminatları yazdı yiyecek'maddeleri hizalarında gösterilen gün ve saatlerde eksiltmeye konulmuştur. İsteklilerin fazla malûmat almak üzere komisyona müracaatları .
Aşk - Macera - Tarih - Cinayet
Yazanı t: uharrem Z. korgonal
vâri meydana çıktı. Talhaya kendisini tanıttı;
— Bana Cebbar ibni Antere der ler!
— Meşhur Anteret ibni Şedda . din oğlu değilsin ya!.
— Hattâ onun torunu da değl -lim! Lâkin kılıcım, Anteret İbni Şeddadin kılıcından daha keskindir Bileğim de onun bileğinden kuv vetlldir!
— O halde seni tebrik ederim.
— Tebrikine ihtiyacım yok., şimdi de sen kendini tanıt bana!.
— Ben sadece Talhayım!
— Nasıl Talha? Künyen yok ma
senin?
— Efendin Haccâc, benim künye mi iyi bilir, Sağ dönmek naslb o . lursa, soıuver kendisine., için bülbül gibi şakıyarak verir.
— Bana mı sağ dönmek olursa diyorsun?
— Bu sözü kendi hakkımda söy-liyecek değilim ya
Cebbar ibni Antere, ansızın htl -cuma ereçti. Bereket versin, Talha boş ' den) anda eıladı
Hatırım cevab
nasib

••
’’d onmuyordu. Hasmmın bir _ kalkıp inen kıltcını yine aynı havalanan kendi kılıcı İh kar ve bu ani hücumu neticesiz

••

7
Tefrika No. 07
ansızın nıı hücum e-
Antere; gülerek ce-

bıraktı. Sonra atını arka ayakları üstüne dikilterek:
— Ey Cebbar! diye gürledi. Ken dişinden üstün olduğunu söyüyerek övündüğün Anteret ibni Şeddad, has ininin üzerine derdi?
Cebbar ibni vab verdi:
— Harb demek hud’a demektir. Beıı. haşinimi gafil avlamayı çok iyi bilen bir rengâverlm. Bu maha retim «ayosinde nice babayiğitlerin başını gövdesinden ayırmışımdır.
— Lâkin beni gafil avlıyamadın!
— Al öyleyse t
(415)
Cebbar atını yine birdenbire sürmüş, Talhamn üzerine yüklenmişti. Talha, kendisini attan aşağı atmakta biraz gecikseydi, bu hücumun kurbanı olacaktı.
Talha, ikinci âni hücumu da böy-lecc savup hayatını kurtardıktan son ra, bir kedi çevikliğile tekrar atına bindi ve hemen hasmına hamle etti.
Cebbar, Talhamn hamlesini savma ğa muvaffak olamıyarak öbür dünyayı boyladı.
Haccâc, öfkesinden kuduruyor vo uzun ve geniş bir sahrayı kaplıyan askerinin safları arasında at oynatarak durmadan haykırıyordu:
— Ben bu iti tanırım! Onun kılıcına hiçbiriniz dayanamazsınız. Yazıklar olsun size! İçinizde işe yarar bir c( rıgftver yok! Kuru kalabalıktan! başua birşey değilsiniz.
Saati adında bir cengâver, bu sözlere tahammül edemedi. Atını sürüp saftan ayrıldı. Haccâc’ın eısına geçti;



ileri kar-
I
İst. Borsaşıfljn 14/1/948 Fiyatları
Londra, 11.38Ç6
Nevyork 280 —
Parts 2.360â
Cenevre 65 72^0
Amsterdam m.5468
Brükflel 6.3887
Prağ 5.60
Stokholm 77 8860
Lizbon 11.2495
ESHAM VE TAHVİLÂT
934 Sivas—Erzurum 2--7 20.
941 Demiryolu I 941 Demlrlolu III İkramiyeli birinci millî müdafaa Kalkınma I Kalkınma II Kalkınma III İkinci tertip milli müdafaa Dördüncü tertip milli müdafaa SARRAFLARDA ALTIN
% % % %
%
7
7
7
5
6
6
6
7
7
T
20.20
20 60
2i1 26 ©b — 95.1Q
95 10
9.0.80
20.10
VAZIYETİ
Evvelki Dünkü
Reşad (banka malı) 39,80 40,00
Reşad (e3kl mal) 39,70 39,85
Cumhuriyet Al. 36.70 36,80
İngiliz Lirası 57.30 57,25
Gülden 33,70 3375
Külçe 5,40 5,40
ZAHİRE BORSASI
Kuruş Para
Buğday 28 15
Bakla 35
Keten tohumu 79
Susam 91 20
Un: (74/76 Randı-
manii 72 Kİ.
luk çuval) 2900
Un: (84/86 Randı-
manii 72 Kİ.
luk çuval) 2315
Afyon (İnce) 3006
BULMACA
----*---
1 2 3 4 S 6 7 8 9
1
2
3
4
8
8
/
8 b
(•1 0 zA b | P|ı -z

L ■;
M
K
Jt ■

Al / w 1
fl 1 ■ 1 1 L-J L.
s Soldan SM»:
1 — Bir rejim; 2 — Teessüf, Ku, vetli; 3 —Bir hayvan; 4 — Arab-ça esas, Eski dilde kocamasına gelir; 5 — Tersi bir nevi arazi par-çası, bir kız ismi; 6 — Adaba aykırı iş; 7 — Öğrenmek için lâzım dır, Tersi soru edatı; 8 — Eski muharebelerde kullanılırdı; Renk, ileriye; 9 — Sayı, Hem elbisedf hem de kemite bulunur.
tulumdu Aşağıya:
1 — Arazi ölçüsü, Bir yön; 2 — Yalan haber; 3 — Heyecanlı hâdı selerde duyulur; 4 — İdari tabir, Bıkkınlık nidâsı; 5 — Bir uzuv; 6 — Bir idare şekli; 7 — Hayret uyan dıran, Bir emir; 8 — Sonuna (R) ilâve edilirse Almanyadaki bir hav zanın ismi olur, Ayı yuvası; 9 — Şişmanlamak.
BVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
J
2
3
4
b
6
i'
i
8
9
*
O, Y ■
ZAYİ: — Galata Yapı ve Kre di Bankasından almış olduğum 2714 No lu aile cüzdanımı kaybettim, yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. Veysel Çelik
İSTANBUL BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROLARI 20 de Dram
Saat
Kısmı:
KÖŞEBAŞI Yazan: Ahmed Kudsl Tecer:
Telefon. 42157.
Komedi Kısmı:
İPEKÇİ MER-
HUM

ı
l!

i
k
i

Yazan: İbninefik Telefon: 40409.
Salı Talebe temsili saat 19 da; Fa zar günleri 15 de matine; Cumartesi ve Çarşamba günleri 14 de COCuM Tivatrosiv
Ahmed Nuri;