PAZAR
B E
r
Kızıl hezeyanlarayenibirnümune
Bu adaletsizlik ne zamana kadar devam edecek?
«00
1000
Onuncu Yıl
No. 3228
DE L t Bcneb!
MOO Kr
>
>
•00 >
idare: Nüruoaınanlye No. 1" Tel adreal: .YENİ SABAH» İSTANBUL Telefon: 30785
ABONE
TftrMye
Senelik 3800 Ki • aylık 1500 • 3 ayhk «00 » 1 aylık 300 >
15
ŞUBAT
1949
10
KURU®
Chnrcblll •eçlmleria i yeaileamesiBİ istiyor
Londra: 14 (AP.) — Bu gece radyoda bir demeç veren Muhafazakâr Parti lideri Winston Çörçil, Büyük Britanyayı -»Acınacak ve vâhim durumdan > kurtarmak bahsinde ilk tedbir olarak yeniden Parlâmento seçimleri yapılmasını tavsiye etmiştir.
k A
■ ■■
Moskova Enirindeki Azebraycan Radyosunun Neşriyatı:
Türkler;Ağrıda,Dersimde ve diğer topraklarımızda Mazilerin dahi işlemediği cürümleri işlemişlerdir!
“Her Kürt genci düşmanlarının bu alçakça harekatinin intikamını fazlasile alacaktır,,

Polis Kanunu
ı—“ *
Demokrasiyi biz icad ihtira etmek niyetinde olmadığımıza yöre hazır numune varken ve bu numune asırlardanberi güzel güzel işleyip dururken niçin bu hükümlerde oraya bakmıyoruz da hâlA vali, vatandaşı keyfi olarak 1 gün mü, 30 gün mü haps veya nefyetsin diye Bi-zansvâri tartışmalar yapıyoruz
Binbir sinsi propagandanın merkez üssü Kremllnden bir görünüş

olis kanonunun idari makamlara ne kadar büyük hak ve salâhiyetler verdiği ve bu yikden vatandaşların
_ vesahsî emniyetlerin it ne de-
rece ihlâl ettiğini bu memlekette bil mi yen tek kimse yoldur.
Valiler hoşlanmadıkları şahısları, hiç bir adli makamın önüne çıkarmıya lüzum görmeden idare-ten tevkif, hapis ve hattâ vilâyet hududu dışına atabilirler. Bu şekilde ne kadar çok yurddaşıırıızın eza ve cefa çektikleri, evlerinden, barklarından uzaklaştırıldıkları ve işkencelere bile maruz bırakıldıkları mahkemeler huzurunda ve açık celselerde söylendi.
Valiler, vilâyet ve şehrin asayiş ve huzurunu bozar vahime ve id-diasile, vatandaşları tevkif edebilirler. Böyle bir salâhiyetin Demokratik olduğunu son zamanlarda iddia etmeğe heveslenen bir memlekette mevcud olması en büyük bir lekedir. Böyle örfî ve istisnai bir hakkın Şefik Soy er. Fazlı Güleç gibi bir valinin elinde nelere imkân vereceğini bir tasavvur ederseniz dehşetten tüyleriniz diken diken olur. Bir seçim zamanında bu kıratta valiler neler yapmaz? Her hangi bir muhalifi bin bir bahane ile nasıl baskı ve tehdit altında bulundurmaz? O muhalife hainlik mi, casusluk mu isnad olunmaz? Şimdi Halk Partisi yeni bir deriye bürünmek ister göründüğü için bu toptancılık kana nunun âbidesini güya yıkmağa karar vermiş ve Meclis encümenleri bu kanunu tâdil etmek üzere görüşmeğe başlamışlardır. Fakat huylunun huyundan vazgeçmesi çok zordur.
Şimdi encümenler de güya tâdil perdesi altında eski hükümlerdeki müddetleri kısaltmakla iktifa etmek niyetinde görünüyorlar. Eskiden valiler, sorgusuz sualsiz vatandaşı bir ay Iıapis veya nefy veya tevkif edeoilirse şimdi o mıiddeti yedi güne indirmek isti-(Devamı Sa., 3; Sü. 4 de) ‘
Çocuklu yargıçlara yardım kanunu
Adalet Bakanına açık roektub
Zaten ıht.yaç içinde o an bir kıtım hâkimlerden para keserek çccuklu yargıçlara yaddım diye sunmak iu günün hayat şar Varı karşısında garip, yeniz ve hazindir
Dtln Fikret Karakoyunludan aşağıdaki mektubu aldık. Mevzu itiba-rile büyük bir önemi taşıyan ve kanaatimize de uygun olan bu mektubu sütunlarımıza geçiriyoruz:
(Devamı Sa„ 5; Sü., 1 de)
Adana D. P il kongresi
ahim
Kongreyi bırakmak için C. H. P. nin baş vurduğu tedbirler
Adana: 14 (Başmuharririmiz Cemaloddin Saraçoğlu bildiriyor) — Demokrat Parti Adana il kongresi yann toplanacaktır. Günler denberi kongre hazırlıklarına devam olunduğu anlaşılmaktadır. Halkevlerinden istifade ettirilmi-(Devamı Sa., 5; SU., 4 de)
Adalet Bakanı Şinasi Devdin
j Senenin En Mühim İfşaatı


Kenan Oner’în siyasî hatıraları
s
Memleket, hattâ dünya çapında bir takım hâdiseler yaratacak olan bu hatıraları önümüzdeki günlerde
YENİ SABAH’TA
ve merakla takib edeceksiniz...
Küçük Balkan devletlerini şiddetli bir tazyik ve tedhiş politikası altında köleleştiren Kızıl Rusya bugün, tek diş geçiremediği devlet olarak Türkiye ile yüz yüze bulunmakta ve son senelerde mem lekelimize karşı sinsi ve namerd bir perde altı politikası kullanarak Türk milletinin eğilmez başına mukabil sinirlerini yıpratmağa çalışmaktadır.
Bu iğrenç politikaya da bilhassa üç dört yıldanberi bütün Sovyet basın ve yayın organları ve Balkan devletlerinin uşaklaşmış radyo ve gazeteleri yardım etmektedir.
Biz tekmil bu gülünç hezeyanlara karşı hayTet ve nefretimizi izhar etmekle beraber dün olduğu gibi bugün de biç bir zaman veka (Devainı Sa., 5; Sü., 5 de)
Demokrat mebuslar
—..o - - ■■■■
Celâl Bayar maaş zamlarını partiye terke de nlerin isimlerini açıkladı
Ankara: 14 (Hususî) — Gün-lerdenberi efkân umumiyeyi meşgul eden milletvekilleri ödenekleri ne ve yolluklarına yapılan zam mevzuunda Demokrat Partide ne yapıldığını sorduğumuz Demokrat Part» başkanı Celâl Bayar şu cevabı vermiştir:
— Milletvekillerinin Ödenek ve yolluklarına zam yapıldığı malûmdur. Bu zammı nefislerine tahsis etmeyip bana tevdi eden Demokrat milletvekillerinin isimlerini bil diriyorum: Fuad Köprülü, Enis A-kaygen, Doktor Celâl Ramazanoğ-lu, doktor Saim Ergenekon, Ah-med Tahtakılıç, Refik Koraltan, Adnan Menderes, Celâl Bayar, E-min Sazak, Ahmed Oğuz, İhsan Şerif Özgen, Kemal özçobaıı, Ahmed Veziroğhı, Abidin Potoğlu, Doktor Ahmed İhsan Gürsoy, Ah med Çınar, Halil Atalay, Fethi Erinçağ, Doktor Cemal Tunca, Ha san Polatkan, Salamon Adatto, Kemal Zeytinoğlu, Yusuf Kemal Tengirşenk, Hakkı Gedik, Haşan (Devamı Sa., 5; SU., 4 de)
Bir ihmaiîu korkunç neticesi
Tarsusta 350 hin dekar
arazı sular altında
Köylerin durumu biiyiik tehlike arz ediyor, İdarî makamlar hiç oralı değil!' Tarsus: 14 (Telefonla) — Son yağmurlar neticesinde Tarsusta
350 bin dekarlık ekilmiş erazi su-
lar altında kalmış bulunmaktadır.
Bir haftadanberi devam eden fasılasız yağmurlar sonunda, şehir yine eski Hıdırlı mıııtakasında sed (Devamı Sa., 5; Sü., 1 de)
9

Haşan Saka hükümeti derhal harekete geçmelidir Eski kanunla emekliye ayrılmış vatandaşlar, hükümetin üveyi evlâd muamelesinden kurtarılmalı, onların da, hiç değilse yaşama haklarına hürmet edilmesi lâzımgeldiği kabul edilmelidir
I Bugün memleketin hemen hemen en mağdur
£ sınıfı, 1980 tarih ve 1687 sayılı kanunun mevkii ı mer’iyete girmesine tekaüdüm eden senelerde e-ı mekliye ayrılmış olan ve adetleri pek azalmış bu-/ lunan vatandaşlar ve onlardan bııgıin halatta / kalan biçare dul ve yetimlerdir. Cumhuriyet hii-) kûnıetinln bir üveyi evlâd muamelesinden bile ) mahrum bulunan bu zavallıların durumunun; el-) leriue vasatı olarak iiç ayda 100 lira geçtiğini ka-
€ ■ bul edecek olursak ne kadar içler acısı olduğu kolayca tahmin edilebilir.
Hele harb yıllarının milletin sırtına yüklediği tahamınülfer^a' bir takım maddi fedakarlıklar karşısında bıı bir avuç vatandaş ta ma mi ie* ihmale uğramıştır. Saydam hükümeti, idare teşkilâtının (A) dan (Z) ye kadar değişmesi lâzım geldiğini açıkça ilân edebilmek gibi numunelik bir (Devamı Sa., 5: Sü., J de)
J
/T *
ıncktub
(2ı


z ,
S



• y
-:5r. 5/
Müteveffa Alâeddin karısı Betili ve bize göııdcrd'ği
Günün Dedikodusu.. I
Alâeddin, karısının! kurşunile mi öldü?


Betül Aytun bize gönderdiği bir mektubda kocasının maruf ailesini şiddetli bir lisanla itham ediyor
Bundan bir yıl önce 13 Şubat 947 gecesi sabaha karşı Erenköyünde bir köşkte vuku bulan esrarlı bir ölüm hâdisesinin ilk tahkikat saf hası nihayete ererek ıhaktül AJâed dinin karısı Betül Aytunun idam taleblle Birinci Ağırceza mahkeme sine verildiğini buna da Alâeddl-nin ailesinin vasıta olduğunu dün bildirmiştik.
Evvelce adli makamlarca yapılan tahkikat neticesinde ölümün bir in tilıar hâdisesi olduğu neticesine va rılmışken, sonradan Alâeddinin ba bası maruf doktorlarımızdan Salih Sald Aytunun Adliye Bakanlığına müracaat! üzerine Kadıköy sorgu hâkimliği tarafından yapılan soruş tur malar, Betül Aytun u Türk ceza kanununun 448 inci maddesine tev likan ağır ceza mahkemesine veril meşine lüzum göstermiştir.
Savcılık, vakanın bir kasıd neti cesl olduğunu ve Betül Aytunun, kocası Alâeddiııi taammüden öldür düğünü iddia ederek sanığın 450 İn ci maddei’’ gereğince idamını talep etmiş bulunmaktadır.
Dııruşmasna 43 Mart Cumartesi günü birinci ağır ceza mahkeme-

Çukurovamn bundan evvel maru^ dtffı s*l felâketinde bir
arabanın
Ali Ihsan Sâbis
Dün Ali Ihsan Sabisden şu mck tubu aldık:
Cumhuriyet gazetesinin 13.2.948 tarihli nüshasında bana isnad olunan bazı ifadeler gördüm; bu ga-(Devamı Sa., i; Sü., 2 de)
..
sinde başlanacak olan bu esrarlı dâva, efkârı umumlyeyl büyük bir meraka sürüklemiş, çeşit, çeşit tef sirlere yol açmıştır.
Bu hâdise hakkında sanık Betül-den edindiğimiz mütemmim malûmatı okuyucularımıza aynen veriyoruz :
HÂDİSE GECESİ
13 Şubat 1947...
Alâeddin Ferlköydekl Kolman Çivit müesseseslndekl işinden Çıkmış. doğruca evine gelmiştir.
Karısı Betül ve çocuğu Mehmed, (Devamı Sa., 3 Sil., 6 da)
Kâğıddan tasarruf
----o---
Şimdi de gazetelerin I eb’adiBi küçültmek tedbiri akla geldi Ankara: 14 (Hususi) — Bakanlardan müteşekkil koordinasyon komitesi kâğıt fiyatları hakkında tali komite tarafından hazırlanan raporun in celcnnıesine devam etmektedir. Öğrendiğimize göre tali komisyon bu konuyu inceler ken memlekette kâğıt israfının behemehal önlenmesi gerektiği noktasında İsrarla durmuş ve bir tasarruf tedbiri ola rak gazete ebatlarının küçültülmesin! İsrarla ileri sürmüş tür. Koordinasyon komitesince kabul edildiği takdirde bir müddet için şazete ebatların da küçültme yapılacaktır.
L_____________


KVIMDfN BİR YAPRAK]
Zenginin Malı
azı zenginlerin yurd harioindo ecnebi bankalarındaki paraları hakkında Maliye Bakanı Mecliste beyanatta bu- ( (
lundu. Bu beyanata | L LJ İV A I j
göre mes ele bu âciz Ii muharririn bir kaç gün evvel yino bu sütunda yazdığının to'kidinden ibarettir. Bıı bahiste şöyle demiştik: «Derhal söyliyeliın ki bu olmıyaoak bir duadır.
Bektaşiniıı «Ne olduğunu bilmesem sana Allah diyo tapacağım» sözile te'lıh eylediği bu muazzam kuvvotin esrarını ortaya çıkarmak kimin haddine düşmüş?
Hükümet, bunu Amorikadan istese yine alamaz. Çünkü nihayet banka hususi bir müossesodlr; müşterisinin sırrını faş etmez ve otmemekto do hak lıdır.»
Maliye Bakanı da: ^Sözlerimin başında arzettiftim prensip hor hangi böyle bir toşebbüsün bir netleo vcrınl-yecogini tamamllc meydana kor. İlgili müesseseler kendi hükümetlerine dahi bu malumatı vermek mocburiyo-tinde olmadıklarına, hattâ hayati
menfaatleri bakımından hiç bir zaman veremiyeceklerino göre bizim bu mevzuda bir teşebbüsümüz gülünç olur.» _ diyor kİ gayet haki'
dır.
I Maliye Bakanımıza bu movduatın tahmini hakkında kullandıkları «8» 10 milyon civarındadır.» tâbirinden gayri itiraz edecek hiç bir sözüm yoktur.
Burada ancak mekân hakkında kullanılan ckCivar» yerine «ınikdar» kelimesini istimal eylemiş olsalardı aramızda bu kadarcık bir tefavüt bile ol-mıyacaktı.
Vaziyet böyle olunca 154 milyon ol* dugu katiyetle ileri sürülon mevduatın yedi sekiz milyon (civarına) inme* sinin hiç ehemmiyeti yoktur. Bu itibarla sayın Bakanın böylo bir tahmin* do bulunmasına artık lüzum kalmamış tır.
Çünkü ne kat’i olarak söylenen 154 milyon, no de takribi olarak ileri sürülen sekiz on milyon doğrudur.
Bu, 154 milyonu 500 milyona da iblâğ edebiliriz; yahud «hiç para yok*
(Lütfen sayfayı şevtrinıv
*
I
i
SA'T'A: 1
TUN!
SABAH
|zınir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm?
■ ■ ________________________
OkUYLCU
Atatürk e suikasdın tafsilâtı ve içyüzü

II
ıı
BMYORkt
«ran Cı B
Tefrika No
170
müfettişlerinden sa-umumiye müfettişi muhakemesini icra
327 de İstanbul mu-
istifa ederek Düyunu-intisab eyledim, senelerinde İt ti had ve vazifelerinde bulun-
—Bu mektubdan sen ne anisin? Bize izah et Kara Kemalin ükrüye yazdığı mektubdur.
— Bu bir takdirnamedir.
— Bu mektubdan anlaşılıyor İd Şükrü bir vaaife deruhte etmiş. Jieuıal, Çanbulatla Şükrüve şu mektubu yazıyor ve d§ sürüklenmesin diyor. Şimdi sen bu işleri bilmez olur musun!
— Efendim Kemal bay bizi arla istişare etmez. O, kendi bilit, kendi yapar.
Müddeiumumi — Maalesef haka-iki gizliyor, mahkemeyi tenvir etmiyor. Bendenizde hasıl olan kanaat bııdur.
(Bu üzerine muhakemeye nihayet verildi.)
İt1 ilıadcılık müfettişi Nâzım, Azmi ve Nail beylerin ınuhakemeai
11 Ağustos 926 cumartesi günü İstiklâl mahkemesi saat 14 de giz li İttihadcılık bık Duyunu Nâzım beyin etmiştir:
Maznun —
rahlıaslığma iııtihab edildim. Er-zurumda Düyunu umumiye Nazın idim. Bilâhare Siird mebusu oldum. Üç ay kadar devam etti. Halaskarlar geldiği zaman Meclis dağıldı, bilâhare Avrupaya gittim, avdette lttihad ve terakki murah haslığından uraumiyeye
— Harb Terakkinin dun mu?
— 339 dan şimdiye kadar hiç bir vazifesinde-bulunmadım ve vazife almadım jalnız Cavid beyle hususî münasebetim vardır. Cavid bey nazırlıktan istifa etmiş, örter Naci ile seyahat yapıyordu. Bana Celâl beyin kızını teklif etti. Evlendim. Münasebetimiz buradan başlıyor.
— Gizli İttihadcılık fırkası hak-kındaki mahsüsatmızı söyleyiniz \ — latihlâstan sonra Düyunuumu miyeden çekilmiştim. İş sahasına atıldım. Bundan dolayı hayatımın kısmı âzami Ankarada geçiyordu. Bu faaliyeti geçen gün iddianame nin tevdiinden sonra öğrendim. Bu nun için tek evlâdımın başına yemin ederim.
— 341 senesi yazını Adanada geçirdiniz. Bunların hususi faaliyetini bile bilirsiniz.
— Bendeniz daima zevcemle beraber bulundum. Zevcem Meyyal
Zenginin Malı...
(Bajtartfı 1 hartdi’ muşr*» desen ne ûztın gelir?
Yalnız anlamadığım nokta bu mes‘-el ede değerli arkadaşım Hikmet 8a-yurun «Amerika bankalarındaki paraların mlkdari.de sahihlerinin acHarının
■ I
ilân edilmesi» hakkında yaptığı neşriyattır. Bu; taleb temel su bir temenni hududunu geçememiştir.
Hikmet Bayurun bunun imkânsa-lığım takdir eylememesine imkân yok tur. 0 halde bu mücadelen m hararetini olsa oisa Maliye Bakanının lisanından hiç olmazsa sakız on nulyonun mevcudiyetim koparmağa matuf olmasına veriyoruz.
İşle ecnebi bankalarında ınevcud paralar hakkında oereyan eden muza-1 kereden çıkan netice şudur: I
«Z enginin inak züğürdün çenesini yorar.s
Maliye Bakanının beyanatında bir | öe (gayrı meşru mevduat) bahsi var. İtiraf ederim ki Bakanın bu mes'ete-deki beyanatından bir şey anlamadım. Bakan: «Her hangi bir Türk vatandaşının gayrı meşru bir şekilde hariçte mevduatı varsa ve bunu bilen varta ve bunu delilleri Ue ortaya koyacak vaziyette ise bunları bize versin. Bizim vazifemiz icabetten tahkikatı yapmaktır.» diyorlar.
Bu da ınüstecab olacak dualardan olmadığı için buna da Âmin demekte mazuruz.
Evvelâ (gayrı meşru mevduat) ın hududu geniştir. Sonra bununla her hangi bir vatandaş naad alâkalanır ve neden alâkalanır?
Ancak hükümetin eHAdekl vesaitle meydana çıkarabileceği bir mes’ulıye-
*
ti şu veya bu şahsın omuzlarına yüklemek doğru mudur?
Sonra; efendim, herkesin İşi gücü yok da «Falan adamın (gayrı meşru) olarak falan bankada şu kadar mevduatı vardır.» diye ihbar eder mi?
Mes'ele yalnız ihbar ila kalsa yine İyi. Maliye Bakammn dediğine göre: «Bunu bitenler delilleri ortaya koyacaklardır.» yani durup dururken her-kos başına belayı zorla satın alacak...
Dediğim gibi bulun bu dâvada tek hakikat atalar sozüniın b r kere daha tocelli atmış olmasıdır; hakikaten zenginin malı züğürdün çenesini yoruyor!
i[
alâka-
tahakkümdür. Bu yüzden dar olamazdım.
— Size Terakkiperver fırka teşekkül ederken, size hiç bir müracaat vâki olmadı mı?
—- Hayır hiç vâki olmadı.
— En soıı defa Ankaraya kaçta geldiniz?
— Bayramdan on gün evvel geldim; bir makineli tüfek nümune-si getirmiştim.
— Kimin yanında kaldın?
— Sabri beyin.
— Diğerlerinden kimlerle müna sebettardınız, Kara Kemal ile falan?
— Hayır efendim. Esasen Kara Kemalin yüzünden kâtibi mes'ul-lükten ayrıldım.
— Hafız Mchmedle?
— Yalnız murahhasken kongrede tanıdım.
— Canbutat ile?
— Yalnız ailemiz tanışırlar. Benim hususiyetim yoktur.
— Şükrü ile?
— Efendim Şükrüyü bendenizin kainpederim Kastamonu maarif müdürü iken ailesi içerisine almış tahsil ve terbiyesine itina etmiş,-fakat Şükrü Maarif Nazırı olduktan sonra kainpederim ve ailesine yüz çevirmiştir. Ondan sonra münasebetimiz çok ender vâki olmuş tur. Şükrü bir defa kainpederlmin cenazesine gelmiştir. Ondan sonra görüşmedim.
Reis — (Müddeiumumi ye hitaben) buraya kadar olan ifadeleri hakkında bir diyeceğiniz var mı?
(Dtvamı var/
Eczacı Okulu Talebe Cemiyetinin gezisi
Eszacı okulu talebe cenüyetl tara tından 15 Şubat 948 Pazar günü Bursaya bir tetkik gezisi tertlb edil iniştir.
Geziye başkanlık edecek olan Ta lebe Cemiyeti Genel Sekreteri Turgut Çulha, Bursada »Türk gençli ğlııin gayeleri» isimli bir konferans verecektir.
----- o----------
Elektrik teknisyenlerinin dünkü kongresi
Geçen defa ekseriyet olmadığından tehir edilen Elektrik Teknisyenleri Derneğinin yıllık kongresi, dün saat 14 de Eminönü Halkevin de yapıUnıştr.
Riyaset divanı başkanlığına Fikri Kutken seçildikten sonra okunan idare heyetinin bir yıllık faaliyet raporu, bir çok münâkaşalara sebe biyet vermiştir.
Üyeler raporun nezaket ve edebi yata müsteniden hazırlandığını hiç bir faaliyet ve esasa dayanmadığını söylemişlerdir. Eski idare he yeti tenkidl-ere cevap vermiştir.
Rapor kabulünü müteakip dilekler faslına geçilmiş, ve yeni idare heyeti seçilmiştir.
Bakırköy ortaokulunda
Dün saat 16 da Bakırköy 1 inci erkek orta okulunda Okul Aile Bir ligi toplantısı vapılrruş, bu toplan tıda bulunan öğrenci velilerinin muhtelif suallerine okul müdürü Veli Orhan Tüle etraflı cevap vef mlştir.
Bundan sonra 3—6 öğrencileri ta rafndan hazırlanan bir müsamere verilmiştir.
Hattâ geçenlerde bana. sa» nin birdenbire Viyan aya gidişini ma zur gösterecek öyle sebebler ileri sür du ki adetâ bana acıdığı için beni te setti etmek istediğine hükmettim. Sen buna ne dersin?
«Verdacıgım. bu mektubum hep amcama a id sözlerle doldu. Halbuki benim sana söyityeeek ne kadar çok şeyim vardı*
«Sana, senin hasretini ne kadar çektiğimi, kötjkün hev köşesinde seni aradığımı, odanın her zaman kilidi i olan kapıcının önünden geçerken kalbimin nasıl acı ile buıkulduğunu, vel hasıl sensiz geçen günlerimin nasıl borç, lx>rnböR olduğunu sana anlatmak istivornm.
•r
Yalnız bu değil, sana, ayni zaman da senin piyanonu da ne kadar özlediğimi, Vîyanaya konmamak için ken dimi güç tuttuğumu, orada seni din liyenleri, hattâ senin yanmda seya -hat edecek, seninle meşgul olacak o lan menecerl kıskandığımı, sözün la sası sana aid her şeyi hasretle aradığımı tekrarlamak istiyorum.
«Korkma Verda, oraya gelecek de gllim. Bunu senin için ve onun için yapmıyacağım. Zaten senden aynlma ga da ayni sebebler beni mecbur ot-inişti. Allah yardımcımız olsun sevgilim.
«Bana yaşamak ve sabretmek kuv vetinl vermek için güzel yüzünü, tat lı gözlerini yaklaştın Verda, onları i-çimden taşan ateşle öpeyim, öpeyim»
I
Kutu fabrikası Müdüründen şikâyet
Bir vatandaşın istikbali bir müdürün keyfine mi bağlıdır? •
Bundan bir ay evvel 10. 12.947 tarihimle çift mahrem işaretli ve hakikati bildiren bir dilckçenıo müteaddit defalar cevab İNtedlğiın halde cevab verilmemiştir.
Bundan mütevellid kutu fabrikası mutfak âmiri ve müdür muavini tarafından, kendi huialnrını örtmek için işime nihayet verilmiştir. Bıı nida yazıunıyacağım bu hakikati kendilerine hususî o-laruk söyledim.
Beni iş kanununa aykırı o-larak işten çıkardılar. Fakat bir tıirlii sebebini anlıyamu-dıın. Kanunun verilmiş olıuı hakkımı kullanmak istedim. Güya bir suç işlemişim gibi fabrikaya 1854 numaralı Kadri isminde poliH memurunu getirdiler polisle alâkası olmadığından polis fabrikayı terketti, ben fabrikada kaldım. Beş saat sonra ben de kendiliğimden ayrıldım.
Fabrikadan niçin çıkarıldığımı bir türlü anlamadım. Lşte yüksek gazeteniz vasi-tasile bu hakikati öğrenmek istiyorum. Bonservis istedim elime uydurma bir şey verdiler. Ben fabrikadan çıkmadım, çıkardılar.
Tıılıkikat açılarak uğradığım haksızlığın meydana çıkarılmasını istiyorum. Bu hu snstn alakadarların nazarlarını derim.
Aksaray desi Sarını sı emekli
kutu fabrikası Osman Ateş
& H. P. Milletvekillerinden Ahmed Ulus Eeşıktasta garaj mı yaptırtıyor ?
fsmidin mahfuz tutulmasını istlyen bir okuyucumuzdan aşağıdaki mektubu aldık:
eDolmabahçe, Ihlamur koş kü arkasında, orta halli veya fakir kimselerin şahsi o meklerile bina edilmiş bir iki ev vardır.
Bunlardan biri (le benimdir. 15 yıl önce yaptım; 15 yıldır da vergisini muntazaman ödemekteydim.
Araziyi Milli Emlâktan u-cuza maietmek için, bilâhare, 4 kişi daha ev yapmak ruÜMizdesiui aldı. Bunlardan ikisi taınameu bitmiş; ikisine de henüz başlanmış bulunuyordu.
Fakat, söylenildiğine naza ran; C II. P. li Giresun milletvekili Ahmed Ulus, burada bir garaj yaptırmak tasavvurunda imiş. Vilâyete gitmiş, mektubun ile görüşmüş; Beşiktaş kaymakamı 1-le temas etmiş...
Nihayet, enetimen karan olnıakMjm —vergisini muntazaman vermekte olduğum— betıin} evi mi o bir kıs mini yıktılar, diğerlerinin de çatısını M»ktüler veya tama-ffiüe vıktılar.
Hakkımızın aranması ve gereken muamelenin yapıl ması için, ilgililerin dikkat nazarlarım çekmenizi riea e-derhn.»
dikkat
çekmenizi rica e-
Kemal paşa cad-eczalıanesl arka-komiscrlerden ve işçilerinden
lf?
* ***





ES
A
D
• ■
w



Nahiye müdürü “Bu iş, aramız açık bulunan Said Keşlerin hissî gayretinden doğmuştur,, diyor
Şehir Meclisinin evvelki gilıkü toplantımda âzadan Said Keşlere verilen ccıabda belediye reis muavinlerinden Nâzım Arda, noksan gramajlı ekmek çıkardıklarından dolayı bir kaç fırıncı ile fırınlan kontrol etmek istemediği iddiosile ? ' j nahiye müdürü aleyhin
de tutulan zabtın C. Savcılığına intikal ettirildiğini söylemişti
Şehreminin nalıiye müdürü hakkında vilâyetçe de takibata başlanmıştır. *
Bu hususta malûmatına müracaat ettiğimiz vali muavini Rüşdü Ülken, bir muharririmize şunlan söylemiştir:
(— Şehir Meclisi üyelerinin iddiaları dolayısile Şehremini nahiye müdürü hakkında vilâyet hukuk işkn müdürlüğünce tahkikat açmıştır.
Şimdilik bu isnadın hakikate ne derece yakın olduğunu bilmiyorum netice pek yakında anlaşılacak-, tır.» (
mûtefehrîk
Et fiyatları tekrar yükselmeğe başladı
Havaların fena gitmesi ve Ana-doluda yağan kar yüzünden münakalenin güçleşmesi dolayısile taşradan şehrimize gelmekte olan kasaplık hayvan mikdan, birdenbire azalmış ve et fiyatları yükselmeğe başlamıştır.
Esasen belediye ile kasablar ve toptancılar arasında eakidenberi devam eden ihtilâf, böylece hâd bir saflıaj'a girmiştir. Narhın üstünde satış yapmağı bir mecburiyet sayan kasablar, et fiyatlarına yeniden 10 kuruş zam yapmışlardır.
Belediye kasablann göz göre gö re ihLikâr yaktıklarını bildiği halde, buna bir çare bulmakta neden se tereddüde düşmektedir.
Diğer taraftan ilgililer, kasablar tarafından istenilen zam yapıldıktan sonra dahi, et meselesine bir çare bulunamıyacağını ileri sürmekte, canlı hayvan ne kadar çok gelirse gelsin et sıkıntısının bu şartlar altında önlenemiyeceği-ni beyan etmektedirler.
-------o
Vefa lisesinin 76 mcı yıldönümü
Vefa lisesi mezunları, dün. Vefa lisesinin konferans salonunda 76 inci yıldönümünü büyük bir törenle kutlamışlardır.
Bu törende Vefa muallimleri, lisenin eski, yeni mezunlan, Vefa spor klübü azalan bulunmuşlar ve lisede okumuş olan bir çok kıymetli mezunlar, mektebe aid hâtıraları sınıf ve şubelerini gezerek, anlatarak anmışlardır.
Geç vakte kadar tören neşe ile geçmiştir.
----------o---------
Yetmiş diiziine fincan çalan iki hırsız yakalandı Geçenlerde Tahtakalede Züccaed yeci Davidln ardiyesinden 70 düzüne fincanla 50 maşrapa çalan İsak ve arkadaşı SeUm Selvt yakalan ınışlardır.

Burgaz vapurunda ------o---.
Dr. Çat’ “sen komünistsin!..,, diyen iki genç aleyhinde dâva açtı
Fuad Kö/riiıüü’j.ı açık mektubu
M
Diğer taraftan aleyhinde açılan tahkikata dair kendisile telefonla konuştuğumuz Şehremini nahiye müdürü, bize şunları söylemiştir:
(— Şehir Meclisinde hakkımda vâki olaıı iddialardan ötürü savcılığa verilmeği çok arzu ederdim; çünkü idari makamlarca yapılan tahkikatın uzun süreceğini bilirim.
Şehir Meclisi üyelerinden birinin beni bu şokllde itham etmesi sebebiİG müşkül bir durumda kaldım. Fakat şunu katiyetle söyliyc-bilirim ki, muhitimde ekmekler, gayeUlyi çıkmaktadır.
Şehir Meclisi üyelerinden Said Keşlerin ekmekleri bozuk diye mu sadere ederek Meclis üyeleri huzu runa kadar getirmesine, bir yıl evvel aramızda geçen bir ihtilâf sebeb olmuştur. Hakikatte böyle dedikodulara sebebiyet verecek hiç bir hâdise yoktur. /
Bu ihtilâfın müabebbibi; hissine mağlûp olan ve Şehir Meclisi âzası bulunan Said Keşlerdir.»
—■— »i ■■■ ■ » a
PCLİSTE
Sevdiği kızın elbise sini yırtan genç
Evvelki gün Balatta garlb bir te cavüz hâdisesi olmuştur.
Balatta, Lonca sokağında oturan ve şair olarak tanınan Bahri Bekâr adında bir genç, bidayette ken dişini sever görünen, fakat sonradan vazgeçen Mükerreme Fesiıane caddesinde tesadüf edince, hisler? ne hâkim olamamış ve Mükerre-mhı yanına yaklaşmıştır.
Bahri Bekârın bu hareketinde bir cüret sezen genç kız. kaçmağa başlamış, fakat Bahri, Mükerremj yakalayarak elbisesini yırtmağa teşebbüs etmiştir.
Mükerremin feryadı üzerine etral tan yetişen bir polis memuru Bahri Bekârı yakalamıştır.
Mütecaviz hakkında tahkikata başlanmıştır.
Refüje çarpan bir taksi hasara uğradı
Evvelki gece, şoför Şakir Ozsözün İdaresindeki 5068 sayılı taksi, Gala ta köprüsünden Eminönüne gelir ken Adalar Lakeleri yakınındaki re* füje çarparak hasara uğramıştır.
Şoför çenesinden ve dizlerinden yaralanmış tedavi altına alınmıştır. Sevgilisinin evlendiğim duyan liir âşık düğün evini telâşa verdi
Dun sabah Büyükadadan 7.40 da nareket eden Burgaz vapurunda garih bir hâdise olmuştur.
Burgaz vapuru Kınâlıada açıkla nnda seyrettiği sırada, Büyükada-da oturan Sııad ve Feyyaz isimlerinde iki genç, kaptan köşkü altındaki salona girerek, yine B. A-dada oturan Doktor Çat’a hitaben ağır sözler söylemişler, onu komünistlikle itham ederek, hiç bir is görmediği halde nasıl geçindiğini sormuşlardır.
Vapur Köprüye yanaştığı sırada Dr. Çat, bir polise hâdiseyi anlatarak haklarında davacı olduğu iki genci yakalamasını söylemiş, gençler Köpriialtı karakoluna götürülmüşlerdir.
İddiaya göre, Köpriialtı karakolunda polislerle Dr. Çat arasında sert bir münakaşa cereyan etmiştir.
Doktor bir istida ile suçüstü mahkemesine baş vurmuş, mütecavizler aleyhinde dâva açmıştır.
Diğer taraftan Dr. Çpt kendisini çok müteessir eden bu hâdiseyi vali muavini Rüşdü Ülkene de anlatmış, kendisine hakaret eden polis memurları hakkında vilâyet tarafından takibata geçilmesini istemiştir.
— o-
A A A R İT T E

••
Evvelki gece Balatta. bir düğün evinde davetlileri, heyecana veren garip bir hâdise cereyan etmiştir:
Balatta Salma tomruk caddesinde 106 No- lu evde oturan Nahid Akman adında bir genç, sevdiği kızjn evlendiğini haber alır almaz, düğü nün yapıldığı eve giderek sevgilisi ni zorla kaçırmak istemiştir.
Önce, hayrete düşen düğün halkı, sonradan hâdiseye müdahale et mişler, neticede Nahid Akman eil ne geçirdiği sopa ile bir kaç kişiyi yaralamıştır.
Hâdise polise İntikâl etmiştir suç lu Nihad aranmaktadır.
Tefrika: 70
Aşk ve his romanı
Muazzez Tahsin BERKÂNO
Metinin mektubu bittikten sonra, Verda dakikalarca o ince ve uzun kâ-gıdiara baktı, bir çok satırları tekrar tekrar okudu, içinf derin bir e-Lem kaplamıştı.
Acaba, bütün bu fedakârlıklar bo-. şa mı gitmişti? *•
Garibdir, Metini gene kalbinin ve vücudunun her zerreslle bu kadar sevdiği halde, Turbanı daha çok dü-yünüyor, tstemfyerek olsun, onun felâketine sebab olduğu için kendini affedemiyordu. Hele şimdi onun has talandıgjnı, ıztırab çektiğini öğrenmekle içini matem bürümüştü.
— Klmbillr biçare hocam nasıl acı çekiyor!
— Kimbllir
— Kimbllir Onun hakkı
olsa, Verda, hattâ hazırladığı konserleri. yâni istikbalini feda ötmek bahasına, ilk trenle Istanbula koşa-çaktı. Alj kalbi hasta olan hocasına en ufak bir h^eoanın bile fenalık
ne kadar yalnızdır! beni nasıl arıyor! vardı. MerıedUmemış
yapınıyacagına emin olsa Metinin moktubuna rağmon, bir saniye bile Viyanada kalmaz, onun yanına giderdi. Fakat kendisini görünce Tur-hanın halecann düşmesinden korkuyordu.
Dçjpıek, son aylarda onun büsbütün soyrekleşen ve kısadan mektub-lanna sebeb buymuş .. Demek, onun sadece bir telgrafla sevincini bildiri, şi de bunalanmış... Zavallı adam!
En sevineli günlerinde kalbine düşen bu zehir damlası, konserlerinin kazandığı büyük muvaffakiyete, Viyana ve İstanbul gazetelerinde çıkan sütun dolusu yazılara, aldığı tebrik telgraflarına rağmen Verdann» varlığını yakmakta devanı etti ve her gün Metinden, bilhassa Turhanın sıh hat haberlerini veren mektublar geldiği halde yine de içi rahatlamadı. Korkuyordu- Müdhlş şeyler düşünüyordu.
Yorgun, bitkin bir halde idi. Elde ettiği muvaffakiyete rağmen içinin boşluğunu kuvvetle ıhrrmakta Mİ.. Sinirli, hırçındı. HuysuaUmügın^ bir şeyden memnun kalmadığını hissediyordu. Büyük bir beagınbk mâne-viyatı üzerine kanad germişti. Artık bundan sonra yani bir ever vücuda getLrcmiyeceğini. içladekı mukaddes ateşin ebediyen sönmüş olduğunu dü . şilnüyor, hayab boş. yaşamağı mâ-nhsız buluyordu. Kapkara günler ve geceler geçirmekte. birlm( saat daldığı uykudan yorgun ve huysuz u, yanmakta idi.
Vlyanadan bıkmıştı.» Herşeyden Dünyadan bıkmıştı Etrafım saran karanlıktan sıyrılmak için küçük parmağını bile kıpırdat mağa üşeniyor, günlerini ve gecelerin» büyük bir gevşeklik ve tenbelhk İçinde geçiriyordu. Hiçbir daveti kabul etmî-y?e kendisi de kimse ile g
istemiyordu. Ona herkes yabancı i-df. On la anlaşmasına imkân yok;
örüşmek

Verda turneden yeni dönmüştü.
Okul - aile birlikleri yıldönümü kutlandı
-----o-
Fatih 27 inci ilkokuldaki müsamere çok güzel oldu
Okul Aile Birliklerinin kurulusu-nun yıldönümü olması nıünâsebe-tlle, dün öğleden sonra, bütün ilk okullarda, muhtelif törenler. müT-samereler ve konferanslar, tertip edilmiştir.
80 bin talebe velisinin iştirak etti ğl bu toplantılar, neşe içinde geç-vakte kadar devam etmiştir.
Diğer taraftan Fatih 27 inci İlk okul Aile Birliği Yönetim Kurulunun dün saat 14 de okul binasında tertiplediği müsamere ve temsil çok güzel olmuş, törende tekmil ta lebe velileri hamr-bulunmuştur. He le küçük öğrencilerin okudukları şi irler ve oynadıkları piyes haklı bir takdir kazanmıştır.
Diğer okullarda da olduğu gibi 27 inci ilkokul Aile Birliği Yönetim Kurulu bundan sonra böyle müsa-/nereleri sık sık tertip edecek, tali be velilerlle okul idaresi arasında ki samimi rabıtayı devam ettirecek tir.
«Türk Süsleme Sergisi» dün törenle açıldı
Güzel Sanatlar Akademisinde; Necmettin Cekyaz şerefine tertib edilen Türk Süsleme sergteile, Hiise yin Tahlrzadenin eserlerini ihtiva eden pavyon dün törenle açılmış tır.
Bu münasebetle. Akademi nıüdü rü Prof. Burhan Toprak bir konuş ma yapmıştır.
tu.
İşte bu kötümser duygular içinde yorgun bir halde iken bir sabah Metinden şu telgrafı aldı:
«Aftıeam tedavi için Viyanaya git meğe binlen bire karar verdi. Yanında kimseyi istemiyor. Yann; Kösten-ce>re hareket edecek. C*ırma sabahı o-nu ekspreste karşıla. Sana metanet ve cesaret tavsiye ederini. Kalbim s(» ninle beraberdir.*
Hu telgraf elinde, gene kız dakikalarca hareketsin kaldı. Düşünüyor du: Acaba Turbanın hastalığı çok mu ehemmiyetli? Niçin kardeşi o-nunla beraber gelmiyor? Hattâ Metin bile gelebilirdi, istemiyor. Yalnız kalmağı tercih ediyor. Niçin? Acaba burada lıastalıanede mi yatacak? Otelde mi kalacak? Neden ken dişi bana yazmadı? Ya ölürse! Aman Yârabbiî Yahud da... Acaba buraya gelmekte başka bir maksadı mı var? Ya?!.. •
Beyninin içinde şimşekler çaknuş gibi doğruldu. Bu son ihtimali zihninden bile geçirmeğe korkmuştu. Hayır, Turhan Yılmaz bugüne k(i- | dar böyle dar. sozıra yedirmez, karşısında alçalmağa
r
ün Fuad Köprülüden açık bfı ıncktub aldım: Sayın profesör yazılarıma bir hayli sinirlenmiş olaoak ki Halk Partililerdi
pek ayıblar göründüğü tenkide tahammül fıkdanının cn parlak bir örneğini vererek moktubuna şu cümleleri? başlıyor:
«Sîzlerin ne gibi bir maksadı mahsusla hareket etliğinizi bilmiyorum sanma Fıkracı, Ben fob demeden leblebiyi anlıyan bir şehir uşağıyım. Sîzler bal gibi beni çökemiyorsunuz. H»ın muhaiofot, hem de ikt/dar nez-dindeki itibarım sîzleri küplere bindiriyor. Beni, yani istikbalin Çö’-çilini hopiniz fona halde kıskanıyorsunuz. Hele o Kwıan Öner yok mu? Elinden golse beni bir kaşık suda boğacak^ Fakat hepinizin alacağınız olsun, inşallah İlk fırsatta hopinizi Hilmi Uran ağabeğe şikâyet edeceğim, onun vasr tasile peşlerine yarımşar düz-ne sivil msessr ötodenberi «Voni Sabah niyotlorinden şühhelenfrdîm. bizim Cotâl beyo:
— Bu adamlar Demokrasi lığı ediyorlar amma onların
yarımşar tzktrzcağım. Zaten ben cıların kötü
Kaç defa
taraftar* istediği bizim poşinde koştuğumuz ağırbaşlı, ölçülü hürriyet, gürültüsüz ve zararsız Demokrasi değil; bu bcdhahiiir sahici Demokrasi ve gerçek hürriyet istiyorlar, kişilerden bir türlü
Sîzler:
— Hürriyet verilmez, alınır! diye saçma sapan bir nazariye tutturmuş, kendi kendinizi avutuyorsunuz, ben ise:
Demokrasi, memokrasi deyip Milli Eğitim Bakanlığmı elde etmeğe uğra-şıyoruın, bir kere Bakanım makamrna geleyim de, görün svzler bendeki icraatı. Fakat mânâsız dedikodunuz ve lüzumsuz telâşlarınızla beni rahat bırakmıyorsunuz ki.... Yok bilineni profesör Nihad Erimle gizli gizli telefon muhavereleri yapıyormuşum, yok partide olup bitenleri ifşa ediyormuşum! Ederim a, kim ne karışır? Yoksa bu Demokratik hürriyet devrinde ten hür değil iniyim?
Hayatımda halden anlar bir gazeteci olarak Ahmed Emin Yalmam gördüm. Gördün mu gazeteciyil lik kan şılaşışta anlaştık. Müoarek gazeteci değil, kâhin. Bana:
— Hürriyet meydan muharebesi kaxaxuida doğil m* beyetendıcfğim? diye sordu.
Ben de:
— Şübhe mi var Emin beyciğimı cevabını verdim. Bunun üzerine her ikimiz de birden:
— Öyle ise bayram edelim, şenlik yapalım! dedik ve o gündenberı durup dinlenmeden zıplayıp duruyoruz. Sîzlerde de hamiyetin zerresi, Demokrasi aşkının ve hürriyet muhabbetinin küçümencik bir eseri varsa neden dolayı frizlere katılıp da hora tepmiyorsunuz.
Aklınızı başınıza devşirin Fıkracı, dik başlılıktan, ifratkârltktan bir şey çıkmaz. Alimallah hepinizi komünistlikle suçlandırır, başınıza öyle bir çorap örerim ki acısı burnunuzdan ^elir. Benimle uğraşmayın. İşte bu kadarj
Kendimizi bu kötü niyetli koruyalım! demiştim ar.ımr derd dınietemedıntdı.
FIKRACI
Jf FLEEİ YF P E
Vali Kırdar bugün An karadan döniyor
Bel ediğe büd'ersindeki açığın istikraz alınmak suretile kapatılması muhtemel
Belediye büdcesinde meydana gelen 7 milyon liralık açığın kapa tılması hususunda ilgili makamlar la temaslarda bulunmak için An-karaya giden vali Lûtfi Kırdar, bu sabah şehrimize gelecektir.
İlgililerden öğrendiğimize göre, tasdik edilmiyen belediye büdcesi Bakanlar Kurulunca İncelenmektedir. Açığın hükümet yardımı ile kapatılacağı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan belediye büdce-sindeki açık istikraz alınmak suretiyle kapatılacak, istikraz belediye gelirleri kanunu tasarısı Mec üsten çıktıktan -sonra belediyeye ödetilecektir.
ŞUBAT İM®

1363
Rumi
Şubat
2
15
Pazar
1367
Hicri Reblül
âhır
4


Kasım 100 — AY 2 — GÜN 46
Vakitler

blrşey yapmamıştı. Bunda yapmaz Bunu kibrine Evlâû. yelinde bir kızın derece-küçülmeğe ve tenezzül etmez.
Güne
Öğle
İkindi
Akşat . Yatsı
Imsâl
Vasati S.
6
12
15
17
19
5
D.
55
28
22
43
14
17
Ezani S.
1
6
9
12
1
11
32
3>



• w**
J





• 1111

*

(bu komünisû ftttlee’HİH Oksforıl ; saylavı ile I üniversitesinde demeci Bevinarasında
J Enteresan bir münakaşa ) geçti i Londra, 14 (A.A.) — Londra ) basın servisinin siyasi muharrl-j ri şunları yazmaktadır: [ Orta Doğu memleketlerinde L emperyalist ve mürteci kelime-r leri. yaptıkları beyanat ve ya-I yınlarda kendi hakiki hislcri-I nin ender olarak ve ekseriya i demir perde arkasından yapıl-[ makta olan yayınlarda daima l işitilen mânâsız cümleleri bir ’ papağan gibi tekrar eden so-I rumsuz kimselerin kullandıkla-I n harb çığlıklarıdır.
| Büyük bir milletin propagandacılarının esld müttefiklerine I ı karşı tek taraflı olarak attık- | lan çamurlarda feci bir taraf ( bulunmasa idi komünistlerin j I «emperyalist ve mürteci» keli- ( I melerini bir harb çığlığı olarak ) kullanmalauı siyaset^ dünyası-| nın seyireüeıinin pek çoğu için ı iyi bir eğlence teşkil ederdi. | Avam Kamarasında bu bece- j ’ riksiElikkr hakkında komünist ( I saylavlardan birisi tarafından I yapılar, biı istizaha Ingiliz Dış i isleri Bakanı M. Bevin tarafın- 1 ı dan derfıal ters bir cevab veriL | l m iştir. I
' Komünist saylavlardan M. ( » Piratin, M Bevin’den Irak hll-I kûmetinin M. Bevin’le eski I-I rak Barbakanı arasında imza- I ı lanmış plan anlaşmayı reddet- I m iş olduğu ve bu anlaşmanın | Orta Doğuda buna benzer baş- , ka anlaşmalara esas teşkil e-deceği keyfiyeti gözonünde tutulacak olursa Dışişleri Bakanı-nın Orta Doğunun diğer mem. leketlenle hâlen bu kabil anlaşma:;.: imzalanmasına devam | etmek r .yetinde olup olmadığı- i m sormuştur. ı
M. B*vin buna cevaben de- j m iştir *ki: , 1
Müşterek menfaate taallûk e- ' den birçok meselelerde Orta Do I ğudakl devlet adamlarile temas | muhafaza edilmektedir. Bu dev | letlerle ayrı ayrı olarak dostane münasebetlerimizin hangi istikamette gelişeceğini şimdi söylemek mümkün değildir.
M. Piratin bunun üzerine şun lan söylemiştir: ' ı
Dışişleri Bakanı, Arab halkı-nın emperyalist bir oyuna karışmakta tereddüd ettiklerinin farkında mıdır? Bevln bu me- 1 seleyi dc Filistin meselesinde ol l duğıı gibi verimsiz bir şekilde ı halletmeye mİ hazır bulunmaktadır?
Bevır. buna da şu cevabı ve.lc
miştir:
Filistin meselesi hâlen halledilmediği İÇİn bu mesele de mu-vaffakiyetslzllğe uğrayıp uğ-ramadığnnı henüz bilmiyorum. Arakların emperyalist bir oyunda piyade vazifesini görmekte olduklaıt meselesine gelince bu durum İngiltere bakımından değil fakat adını zikretmek istemediğim bir memleket bakımından bahis mevzuu olmaktadır.
I
I
9
I

l
m medeniyete arkasını çevirmiş bir cereyandır, şekil değiştirmiş bir Çarizm’den başka birşey değildir,,
“Koru üniz
Oxford, 14 (AP.) — Başbakan
Attlee dün gece, Oaford Üniversitesi talebesine verdiği bir söylevde, komünizme şiddetle hücum etmiş ve ezcümle demiştir ki:
«Komünizm medeniyete arkasını ço virmiş bir cereyandır ve bilhassa bu gün Rusyada tatbik edilmekte olan komünizm, şekil değiştirmiş bir Ça-rizmden başka blrşey değildir.
Bugün dünyada müstebidlerle demokratlar arasında bir ihtilâf olduğu muhakkaktır. Bu arada komünizm, Avrupada istibdat havası içinde büyümüş ve Çarlık topraklarında yine bu hava içinde daha fazla inkişaf etmek imkânını bulmuştur.
Biz, giriştiğimiz İş Partini alyase-tinde, ötedenberl, dalma, komünistlerle işbirliği etmekten sulanmışız-dır; zira, aramızda esaslı ayrılıklar vardır. Biz kötü mazide olmtyan, bilâkis maziyi imhaya çalışan herşeye muarızız,
Rusya d a ihtilâl olduğu zaman, bu hareketin o memleket İçin hayırlı neticeler doğuracağını Ümid etmiştik. Fakat sonradan gördük ki. Çarlık idaresi esas itlbarile yakılmış değildir. Fakat sadece onun yerine başka bir sınıfın istibdadı hâkim olmuştur. Ferdî hürriyet bahsinde Ruslar Çarlık idaresi zamamndakine nazaran bir adım ileri gitmiş değillerdir.»
Conally bugün Ankarada olacak
zaptetmekmiş
de muzaffer olmasını temenni yoruz.
ÇETECİLERİN HEDERİ
Atina, 14 (AP.) — Harbiye Bakanı Yorgo Stratos dün gece verdiği
edi-
Seiâniği bombaltyan çetecilerin hedefi, müstakil bir dinî devlet olan A tos adasını
Ankara. 14 (A.A.) — (Usic); Atlantik ve Doğu Akdeniz bölgesi A-merikan deniz kuvvetleri başkomutanı amiral Richard L. Conally’nin mutad ziyaretlerden birini yapmak
üzere yarın saat 11.30 da Londradan demeçte, Selânik üzerino ateş aç
Ankaraya gelmesi beklenmektedir.
Amirale, kurmay heyeti refakat etmektedir. Kurmay heyeti şu şahıslardan müteşekkildir:
Kurmay başkanı Kontr amiral G. R. Henderson; Albay Tuthill; Yarbay Ailen; Binbaşı Walker.
CONALLY NİN ATİNADAKt TEMASLARI
Atina. 11 (A.A.) — Atina ajansı bildiriyor: Dilndenberi Atmada bulunan amiral Conally bugün Başbakan Sofulis’i ve Barbakan Yardımcısı Çaldaıis'i ziyaret etmiştir.
Bahriye Bakanı amiral Sakalların, amiral Conally’nin şerefine bir öğle ziyafeti vermiştir, kadehini kaldıran Birleşik Amerika nistana yapılan
minnettarlığını izhar etmiştir.
Amiral Sakallarin’e cevab amiral Conally. harb esnasındaki faaliyetlerde Yunan bahriyesini ön sa-1 fa geçirmiş olan Yunan subaylarının arasında bulunmaktan dolayı duydu.' ğu sevinci izhar etmiş ve demiştir ki:
Harbin, henüz tarafsız bulunduğu, muz ilk senelerinde Yunanistanın düşmanlarına karşı göstermiş olduğu- kahramanca mukavemeti nasıl hayranlıkla karşıladığımızı hepimiz hatırlıyoruz. Harbe müttefik sıfatile iştü akim izden sonra da bu mukavemet devam etmiştir. Yunanistan bugün de demokrasi hürriyeti için m İL cadele etmektedir. Bu mücadelesin-'
nuş olan çetelerin, Ato3 yarımadasını ele geçirmek istediklerini söylemiştir. Burası hemen hemen müsta, kil bir dini devlettir.
Selânikten yeni, dönmüş olan BaJ kan, Selaniğ'i top ateşine tutan çete kuvvetlerinin 580 kişi olduklarını ve 299 telefat vererek kaçtıklarını bildirmiştir
Türk havacıları Amerikada
ı ej n I S A D
Polis kanunu

korkunç
yangın
----o-
_ •
Dokuzu çocuk olmak üzere 11 kişi diri diri yandı
■o— (AP.) — İki katlı neticesinde,
dokuzu çocuk olmak ki.ji diri diri yanarak
tek kurtulan gene kız,
Nevyork; 14 bir evde çıkan yangın evdekilerden, üzere, pabir ölmüştür..
. Yangından
hAdise hakkında anlattıkları arasında şöyle demiştir:
•Ben ikinci katın penceresinden a-şağı atlamaya karar verdim ve onlara da benim gibi yapmalarını yalvararak söyledim anıma, dinletemedim İtfaiye gelsin de kurtarsın diye beklediler ve ne çare ki bu ümid içinde prpına çırpma yanıp gittiler.» Hâdise bütün şehirde büyük bir te-•MÜr ıvandırmıştır. İtfaiye gelinceye kadar ev yanmış ve İçindckUed fcurtamak kabil olamamıştır.
Amiralin şerefine Bahriye Bakanı, tarafından yardımdan
Yuna-dolayı
veren
Va^ingtoıı 14 (A.A ) — (Usis) — Kırk beş Türk havacı3i, Amerika nın Türkiyeye yardım progra^nı çerçevesi dahilinde, Amerikan Hava Kuvvetlerinde 6 İlâ 12 aylık tek nik bir staj görmek üzere Birleşik Amerlkaya gelecektir. Türk havacıları yarın bir Amerikan muhrfblle Virginiada Norfolk deniz üssüne ge lecekler ve vazifelerine başlamak üzere uçakla bu şehrin yakınında bulunan Bolllng Fleld'de hareket e deceklerdir.
-------o-------
Frans z - İtalyan gümrük birliği anlaşması
Roma 14 (APı — Fransa, Fran sız—İtalyan gümrük birliği, anlaşmasını onaylamıştır. Keyfiyet Ro madaki Fransız elçiliğinden tebliğ edilmiştir.
(Başmakaleden devam ‘ yortar. Sanki dâva bir mUdde! dâvası imiş gibi... Encümendeki Ilalk Partililer beyhude uğraşıyor lor, yedi gün değil yirmi dört saat keyfî tevkif yeter. Çünkü eli çabuk ve dirayetli bir vali tam seçime tekaddüm eden yirmi dört saatte muhaliflere kat i ve kesin darbeyi indirebilir. Bu yolda oyalama ve göz boyama usullerine baş vurmanın artık modası geçtiğini ve milletin artık uyutuiamı-yacağını hâlâ Halk Partisinin bir kısım milletvekilleri anlamak istemiyorlar. Madem ki Demokratik bir usul ve sistem kuracağız deniyor, niçin Büyük Britanyadaki gibi ferdi emniyet altına alacak çareleri tatbik etmiyoruz. Demokrasiyi biz icad ve ihtira etmek niyetinde olmadığımıza göre hazır numune varken ve bu nümune a-a sırlardan beri güzel güzel işleyip dururken niçin bu hükümlerde o-. raya bakmıyoruz da hâlâ vali, vatandaşı keyfî olarak 7 gün mü, 30 gün mü haps veya nefyetsin diye Bizansvâri tartışmalar yapıyoruz?
Dikkat edecek olursanız bu kanunun tâdili lâkırdısı da yıllar ve aylardır sürüp gidiyor. Komisyonda düşünülen şekil katiyet kesbe-der ve Meclise gelir de kanunlaşırsa, eınin olabilirsiniz ki, bu hususta yurddaşa hiç bir güven sağlanmış bulunmıyacaktır. Esld hal, olduğu gibi, devam ediyor demektir. öyle olunca da ikide birde, hatta bazı nıuârız gazetelerde çıkan yazılar insanda hayret u-yandırmaktan hali kalmıyor.
Güya Halk Partisinde zihniyet değişikliği olmuş, mutediller çoğal mis ve saire... Halbuki'Sadık Al-doğanıu teşrii masuniyetinin beş kişinin uydurma ve sonradan düzme zabtı ile kaldırılması lehinde kocaman bir komisyon çoğunlukla rey vermiş ve Mecliste de bu reye uyan yüzden fazla Halk Partili vekil bulunmuştur.
Bu kadar çürük, temelsiz ve muhtarın düzdüğü ve beş altı şiye imza ettirdiği ve onların bir kısmının rnündericatını bilâhare inkâr ettikleri bir fında bu kadar lâkırdı kopanlabilir mi?
Tasavvur edilsin ki keyfiyet Halk Partili bir milletvekili aleyhinde olsun, bakın o vakit nasıl kükriyecek, kubbeleri çın latacak hararetli Parslar, Kaplanlar bulunurdu. Atıf İnanın şimdi rahatça İsviçreye azimetine hiç muhalefet eden var mı?
Polis salahiyet kanunu Demokratik memleketlerinkine göre, anıma tam olarak, ayarlanmalı ve bunun peşinden de seçim kanunu gelmelidir. Kanunun değişmesini de yeni seçimler kovalamalıdır.
Memlekette emniyet ancak bu sağlam yoldan telkin olunur ve şahidi olduğumuz olayların önüne geçilir... YENİ SABAH
Halk Partisi, seçimi işte böyle kazanır!.
Gazianfebin Akçaburç köyünde yapılan muhtar seçimi
4
Ankara, 14 (HUsusî) — Bugünkü Kudret gazetesine Gaziantebin Akça-burc köyünden gelen vo muhtar seçimlerini anlatan bir melctubda son yapılan muhtar seçimi şöyle tasvir edilmektedir: Köyümüzün münhal bulunan muhtarlığı için seçim yapılacağı bildirilmesi üzerine muayyen günde münasib bir mahalde bütün seçmenler toplanarak bir üstçavuşla iki jandarma ve ihtiyar meclisinin huzurile başlandı. Köyün yüzde 85 1 Demokrat olduğu için gösterilen Demokrat namzedin kazanacağı anlaşı lınca jandarmalardan birinin hastalandığı bahaneslle üstçavuş seçim yerini terketti, ihtiyar heyeti seçim mahallinde bulunduğuna göre seçim
lere devamda bir mahzur görmedik ı vo neticede 145 seçmenin iştirâk et- ’
tiğl seçim 102 reyle İbrahim Aslan-dağ tarafından kazanıldı. Seçim yerinde tutulan zabıt 102 seçmene İmzalatılarak şehirdeki köy bürosuna verildi, büro kazananın Demokrat ol duğunu anlayınca «Köyünüzde C. H-P. ye mensub bir çobanda mı yoktu, emekleriniz boşa gitti» dedi ve 14 gün sonra seçimin kanunî olmadığı vali tarafından tebliğ edilerek yenileneceği bildirildi. Bu sefer tâyin e-dilen günde bir üsteğmenin huzurile seçime başlandı ve yine Demokrat namzedin kazanacağı anlaşüınta teğmen Mehmed Demokrat Parti temsilcilerini şarjdık batindan uzaklaştırarak seçimi istediği gibi idare etti ve neticede Halle Partisinin, nam zedi 91 oyla kazanmış oldu- denmek tedir.
bir ki-da
zabıt etra-ve gürültü
böyle bir
Süveyş kanalının istikbali
Londra: 14 (AP) — Süveyş kana lı direktörlerinden Sir Alan Ander-son bugün verdiği beyanat sırasında ezcümle şunları söylemiştir:
Kanalın İşletme imtiyazı 20 yıl 6onra sona erecek ve o zaman Mısır hükümeti muhtemel olarak kanalın uluslararası kontrola tabi kal masına müsaade etmiyecektir. Ha len Mısırda şiddetli bir milliyetçilik zihniyeti mevcut olup. Mısırlıların kanalı kontrol altına almak fırsatJ nı kaçıracaklarım lılç zannetmiyorum..
Almanyaya gidecek ticaret hey’eti
-— o----
Ankara; 14 (Huauâi) — İngiliz Amerikan işgali altındaki Almanya ile yapılacalç müzakereler için Al-manyaya gideceğini yazdığımız heyetle birlikte çalışacak olan memleketimizin başlıca ihrao mallan temsilcilerinden bazı gruplar Ankaraya gelmiş bulunmaktadır. Piyasa ile bilhassa ihracat işlerde meşgul olanlar Almanya ile yapılacak müzake. relerin gecikmesinin zararımıza olacağını açıkça söylemektedirler. Di. ger taraftan haber aldığımıza göre Ticaret Bakanlığı müşavirlerinden Lemi Aksoy bugünlerde Almanyaya giderek orada Türk - Alman ticaretinin tanzim ve İnkişafı bakımından bir buçuk ay kadar sürecek incelemelerde bulunacaktır. İtalya ile mem leketlmiz arasındaki mevcud anlaşmayı daha ziyade işler bir hale koy mak için Roma Büyük Elçiliğimizle İtalyan Ticaret Bakanlığı arasında görüşmelere başlanılmıştır. Bundan başka Türkiye Avusturya ticaret anlaşması içinde Ankarada Ticaret Ba kanhğıle Avusturya elçiliği arasında temaslara başlanılmıştır.
Erzurumcîa kurulacak et kombinası
Ankara, 14 (Hususi) — Erzurum ve çevresinde bütün tesislerde birlikte bir et kombinası kurulması yolunda hükümetçe Ekonomi Bakanlığına verilen görev üzerine girişilen e. tüd çalışmalarının ilk safhası sona ermiştir, öğrendiğimize göre et kom binası hususi teşebbüslerin de geniş ölçüde iştirakini sağlıyacak bir anonim şirket olacak ve nakil vaâıtalan hariç iş 15 - 20 milyon liraya çıkacaktır. Kombinanın kurulmasında ya bancı uzmanların mütalaalarından istifade edilmesi de düşünülmektedir. Diğer taraftan bakanlık ot dâvasının yanında balıkçılık mevzuunu da ’ge-niş surette ele almış bulunmaktadır.
Feyzipaşa H a atya hattı açıldı
Ankara, 14 (Husus!) — Son kaza dolayısde kapanmış olan Fevzipoşa -Malatya hattı dün açılmış bulunmaktadır.
“En büyük dileğimiz mahcub olmaktadır!.
Ankara, 14 (Hususî) — Bugünkü Kudrette ikmet Bayur, polis vazife ve salâhiyetleri kanunu başlıklı ma-kalesinde, inkılâb yapan memleketle rin sert kanunlar çıkarmalarının bi: zaruret olduğunu, polisi vazife va salâhiyet kanunun da bu zaruretin i-cabı olarak çıkarıldığını söylemekte ve bugün bu zaruretin kalktığını bd direrek makalesine şöyle devam etmektedir:
«Yurdu ve inkılâbı koruma kanun larının parti mücadele’lerinde bir 3i lâh gibi kullanılma«I klan bir ülkede ve bir devirdv bu tasanya belki fazla itiraz edilmiyebilir. Ancak birkaç yıldır bizde durum o değildir.. Dola-yısile biz bu tasanyı iç siyasal mücadeleler bakımından ele almaya meo buruz. Bir yerde seçim yapılırken en çok çekinilen muhaliflerin tertibatını bozmak için onların en kabiliyetli elemanlarına değil üç gün 12 saat hapsetmek kâfi gelebilir. Yeni tasarı ise iktidar partisine bu imkâ. nı vermektedir. Çünkü isbat zarureti olmadıkça çok kişiye havadan biı şey isnad etmek mümkündür^ de. mekte ve eğer iktidar partisi bu işde Samimiyse,"’ÜU cııiia.
timal eden idare âmirlerinin derhal adlî mahkemelere tevdiini de kabul etmelidir demektedir, leşine şu cümlelerle dir: «Bu suretle C. H. muz beyannamesinin de uyandırdığı ümidlerl yerine getirmek 'yoluna giriyor demektedir. O vakit buna bir türlü inanmamış olan bizler mahcub oluruz. İlk imtihan nü pek uzak değildir. Bu büyük leğimiz mahcub olmaktır.!'
Hayvan hastalıkları ile rnücıde'e
Ankara, 14 (Hususî) — Tarım kanlığı hayvan hastalıklarlle mücadele için beş senelik bir program hazırlamıştır. Program gereğince mem leketln birçok yerlerinde yeniden hay van hastahaneleri açılacaktır.
Memleketin
Bayur maka-son vermekte-Partisi 12 Tem bazı kimseler-
dl-
Ba
ve dispanserleri
idareci -= —gözile
aktüaliteler
Belediyelerin inşâ edecekleri ucuz evler
H
emen işaret edelim kİ, feı/kJK lâde vaziyetlerden dolayı, höyük şehir ve hattâ kasabalarda, belediyelerin ucuz evler inşa etmeleri veya ettirmeleri içtimai vazifelerinden biridir. Bahusus memlekette mesken buhranı var ise? bu vazife -bir meoburiyete inkılâb eder.
Uouz ev vasfı verilebilmek için, bu evlerin üç esaslı şartı bir araya getirmesi lâzımdır.'
f) Geliri az olanlara tahsis ediim»* Itoir,
2) Hıfzıssıhha kaidelerine uygun o»arak inşa edilmiş olmalıdır.
3) Kira kıymeti ve maliyot fiyatı evin (müşterek veya münferid olduğuna göre) vasfına, teşekkülüne ve semtine göre değişmelidir.
Birinci şart, geniş mânada alınacak olur ise, mesleği nazarı dikkate alınmaksızın, mütevazı vaziyette bulunan hor aile istifade edebilir. (Amele, sanatkâr. zürra', az maaşlı küçük memurlar) bu isimler, bir fikir olarak verilmiştir.
Ucuz evlerden istifade edecekler halikındaki kanunun, mes’eleye hâkim olacağı tabiidir.
ikinci şart: HılZiSS^hha kaidelerinin on son, modern telâkkilerine uygun olarak inşa edilmesi lâzım gelen bu enlerin, sağlam ve mukavemetli olacağın» söylemeğe lüzum yoktur.
Üçüncü şart; iştirak halinde ikamete tahsis edilecek olan bu evlerin kira bedelleri alâkalı kanun ile tayin o-lunacağı gibi, tip evlerin şehir ve banliyöde olup olmamaları kira ve maliyet fiyatları üzerine tabiatile tesir io-ra edecektir.
I3ir tip üzerine inşa edilen bu ucut euler: (a) 3 da, mutfak, helâ, 45 metre kare üzerine (b) 2 oda, mutfak, helâ, 35 metre kare üzerine (c) bir oda, mutfak ve helâ, 25 metre kare üzerine yapılır.
Belediyelerin, ancak, iştirâk halinde oturulacak evler inşa ettirmeleri pronsip icabından ise de, bazen münferid evler de yaptırmaktadırlar. Fakat bunlar, daha ziyade ucuz evler ofisleri tarafından temin edilmektedir.
Bunların kiraiarı, iştirâk halindeki evlerin kiralarının beşte birim hiç bir
jtıman geçemez.
Yukarıda işaret edilen üç esaslı şarttan başka, belediyelerin inşasına mezun oldukları uouz evler, müşterek olmalıdır.
İştırâk halindeki evleri, vazıı kanun (her biri bir aileyi barındırabilecek müteaddit evlerden, katlardan mürek keptir) diye tarif etmiştir.
Belediyelerin inşa ettirecekleri uouz evlerin mahzonîeri, bisiklet ve çocuk arabaları koyacak yerleri, duş banyoları, çocuk bahçeleri olacaktır.
İnşaata gelince, belediyenin ınuhak kak reji şeklinde yapması şart değildir. Meselâ inşaat ofisleri inşaat Şirketleri, belediye hesabına ucuz evleri inşa edebiliyorlar.
(Jcuz evler inşasında müracaat edebilecekleri 1ar arasında:
1) Devletten alacağı
2) Yüzde iki ile devletten akdedeceği istikrazlar.
3) Devletten gayrı müesseselerden resmî faiz İle yapacağı istikrazlar vf ya tahviller vardır.
Bu faizlerin azami yirmi beş ile kırk sene arasında itfa edilmesi şarttır.
Devletten alaoağı nakdi muavenet veya istikraz ile ucuz ev inşa eder belediyeler, borçlarını tamaınile öde* yinceye kadar, Nafıa, Maliye ve Sıhhat Vekâletlerinin daimi kontrolüne tabidirler.
Belediyeler bu tip evlerden maada, vasat derecede kira getirecek gayri menkuller de inşa edebilir veya ettirebilirler.
Bu İfşaatı, belediyeler, tesis edeook-ler I :
D
2) ratif
3)
yaptırırlar.
(Oevaın edecek) İDARECİ
belediyelerin mali yardım-
muavenet




1 (Günün er
(_________________________
Kutublarda uçuş tecrübesi
* Londra: — Hava Bakanlığı mecmuasıııın haber verdiğine göre Lancaster tipi İngiliz tayyareleri gelecek hafta Şimal Kutbuna bir uçuş yapacaklar ve, mağnetik kut buıı pusulalar üzerindeki tesirini tecrübe etmek İçin, Kutup noktası nın 1500 kilometre yakınına kadar uzanacaklardır. Tayyareler Salı günü Inglltereden evvelâ Cebelütta rıka hareket edecekler; Prağdan İlslanda üzerinden Şimal Kutbu yo lunu tutacaklardır. (A.P.)
Von Payenden şefaat bekli yen gazeteci
Boston: — Hlyanet suçundan mevkuf bulunan eski gazeteci IRobert Best, kendisinin suçsuz ol duğunun anlaşılması için Franz Von Papenln, Maşeral Kesserlingln, Kont Bedtordun ve eski Alman Dış işleri müsteşarı Hana Rleckenln şehadetlerine müracaat edilmesini istemiştir. Robert Best Viyanada tevkif edilmişti. (A.P.)
Suudi Arabistan, yabancı muhacirleri kabul etmiyor Londra: — Suudi Arablsta-mn Londra Elçisi Şeyh Hafız Veh bi, kral Ibnı Suudun, iki ay müddetle, hiç bir yabancı gazete mu-Lhabirlni memlekete almamaya ka rar verdiğini büdlrmlştlr. Elçinin
verdiği malûmata göre, kralın bu kararma, son zamanlarda kendisi nin Filistin meselesine dair verdiği bir demecin «bazı muhabirler» tarafından «yanlış anlaşılmış., olmasj sebep olmuştur. iA.P.)
Detroitte büyük bir yangın çıktı
Detroit: — Bugün çıkan çuk büyük bir yangın Amerikan oto mobil endüstrisi için yay imâl eden mahalli şirketin belli başlı fabrika sim tahrip etmiştir. Hasar bir nUl yon dolar kadar tahmin edilmek tedir iki bin beşyüz amelenin ça lıştığı fabrikanın durmasının, A-merikan otomobil imâlatının bir kısmı üzerinde vahim tesirler yap masından korkulmaktadır. (A.A)
Umanya için balık satın alınıyor
Londra: — Almanyadakl İngiliz—Amerikan bölgesi İçin balık satın alınması maksadlle yapılan İngiliz—Norveç müzakereleri bir anlaşma İle sona ermiştir. İngiliz makamları 3 milyon 250 bin ster-llng kıymetinde 110.500 ton Ha-rang ve Merlanos balığı satın ala çaktır.
Lübnanda av silâhları edilecek
Beyrut: — Lübnanda
ve av silâhlan İle cephane İmâl e
(A.A.) imâl
harb
den bir fabrika kurulacaktır. Bu nusustaki kararname gereğince bu-fabrlka İmâl ettiği silâh ve cepha neyi Lübnan dışına sevk etmeyecek, iç ve millî Savunma Bakanlık larının kontrol altuıda İşleyecektir. Gandi için heykel
* Londra: — Mahatma Gandi İçin büyük bir heykel dikilecektir. 80 kadem yüksekliğinde olacak heykel Bombayın küçük varoşların dan birine rekzedllecektir. Heykel de 78 sütun bulunacaktır. Gandi 78 yaşında öldüğü İçin her sütuna Gandi hayatından bir yg kİ fa allyet yazılacaktır. Heykelin teme) leri 29 Şubatta atılacaktır.
(B. B. C.)
Hindistan ingiltereye çay salacak
* Yeni Delhi: — Bu gece Yeni Delhide beyenatta bulunan resmi bir kaynağa göre, Hindistan bu yıl zarfında Büyük — Brltanyaya 300 milyon libre çay teslim etmeği ka bul etmiştir.
Kaynağa göre, çayın satışı geçen yıla nispeten 40 milyon İngiliz lira sı bir fazlalık temin edecektir.
(A.P.) Denizin 10 kilometre Derir,lifindeki esrar çözülüyor
* Londra t — Deniz Sathından
10 kilometre derinliklerindeki ha- ■ yatın sırlan dalgıçları tehdit eden | tehllklcr bertaraf edilerek bütün ? dünyânın gözü önüne komılabile / çektir. J
Daily Expressin İlmi meseleler 1 muhabiri. Amertka bahrlyesl tek | nik servisinin Bikini adaları açık- i larında 60 metre derinlikte bulu- L nan Atom Bombası İle batırılmış l gemi enkazlarında İncelemeler yap î mak için kullandıkları bir denizaltı? televizyon aletini mükemmelleştir J meğe uğraştıklarını yazmaktadır. | Yapılan amellyelerl hususi bir I gemiden rahatça İdare etmekte o- ( lan âllmier saçlar üzerindeki elva | talan dahi görebilmekte, balıkla Z nn enkazlar arasında dolaşmaları / nı ve üremelerini seyretmektedir- J ler. t
Muhabir, Okyanusların derinlik ( lerlndckl İklim şartlarının ilk za- k mantarda® beri değişmemiş oldu- » ğuna ve henüz bu derinliklerde { yaşıyan mahlûklar hakkında hiç i kimsenin malûmat sahibi bulun- 4 madığına işaret etmektedir. Nesil J münkariz olmuş bir cins balığın | binlerce sene evvel Afrikalım Gü- J ney sahillerinde karaya vurduğu I bundan 10 sene kadur evvel görül ( müştür. Âlimlere, şimdiye kadar l insan gözü tarafından görülmemiş 4 olan derinliklerde geçen hayatı tet 7 kik İmkânını sağlıyan bu denizaltı 1 televizyon âleti sayesinde tabiatın J bir sırrına daha nüfuz edilmiş ola j çaktır. (A.A.) (
ekono nik şartları
Ankara, 14 (Hususi) — Memleketin ekonomik şartlarını günün icab-larına göre ayarlamak üzere kurulmuş olan tâli komisyon çalışmaları, na devam etmektedir. Komisyonda hâlen pamukluların nasıl bir dağıtıma tâbi tutulması gerektiği mesele, si ise İncelenmektedir. Şimdiye kadar yerli fabrikalarımızın mamulü olan bu mallar ucuz fiyatlarla satıl, dığı halde hakiki müstehlike ve bilhassa köylünün eline fahiş fiyatlarla geçmekte idi. Komisyon alacağı yeni terfihlerle bu durumu önllyecek tir. Kararın çok geçmeden kesin şek lini alacağı ümid edilmektedir.
ak’iyat unları un ihracı
Ankara, 14 (Hbsusl) — Ticaret Bakanlığı aldığı bir kararla, Bakanlığın kabul edeceği serbest dövizlerle bakliyat unlarının ihracına müsaade edilmiştir. Ancak bu unların İL sanslan Bakanlıkça verilecek ve kontrolü de bölge ticaret müdürlüklerine yapılacak tebligat esaslarına göre İstanbul Ticaret Standardizasyon laboratuvarı, İzmir ihracat baş kontrolörlüğü tarafından yapılacak tır.
Yen. koru ir fiyat'ari
Ankara, 14 (Hususî) — Dün ya. vınlanan kararname hükümlerine gö re yurdda kömür fiyatları göre şöyle olmuştur: Kömür cinai Kınbiu 18/59 IC'18 0/10
Kompozisyon fiatı 21,00 Tuvönan 19,00
Koka yapılan zam ise nazaran beş liradır.
Ucuz evler umumi ofislerine, Uouz evler Anonim veya Koopo-firkatlerine,
Gayrimenkul kredi şirkotlerine,


cinslerine
Esfci fıo.t
24.50
22.40
20,35
19.50
bu
Yeni fiat
20,20
26,7ü
24.20
23.20
25,00
22,75
fiatlara} ı
(
Bünyan'daki feci kaza
-O----
Bir kamyon devrildi, 6 kişi öldü
Bünyan: 14 (AA.)— Kayserinin Hacılar bucağı belediyesine ait buğ day yüklü ve onbeş yolcu taşıyan bir kamyon dün Pmarbaşmdan Kayseriye giderken Bünyan yakı nındakl ahşap köprüden dereye yu varlanmıştır.
Bu kazada yolculardan alı • muş, beş yolcu ağır, dört yo! : hafif yaralanmıştır. Yaralılu seri devlet hastahane n 1 altma alınmışlardır.


9
Güzel bir eser münasebetile


Km ırrm harbi, deniz ve kara harbleri tarihimizin en romantik safhalarından biridir. Osmanlı İmparatorluğunun tarihini tâ başından tedkik edecek olursak Türk ordularının başka devletler —
orduları ile bir- f likte harb hareketi yaptıklarına pek nâdir rastla- V________
tiz. Yuknnki sözü tam mânasına alacak olursak Kırım harbi tarihine kadar, Avrupa orduları ile Türk ordusunun omuz omuza mü§ terek bir düşmana karşı dövüştük terim iddia edemeyiz bile.
Evet, Türklerin, yani Osmanlı İmparatorluğu askeri kıta tan um başka millet askeri kıtalarite beraber dövüştükleri vardır, fakat bun iann mahiyetleri ve ehemmiyetleri Kırını harbindekîne kıyas c(We-mez.
Yıldırım Beyandın Ankara yakınında Timur Han ile yaptığı kanlı ve büyük savaşta Osmanlı Ordusunda yirmi bin kişilik bir harb yardımcı kıtası vardı ve güzel de dövülmüşlerdi. Fakat bu harb kıtası Yıldırım Bevazrdın zev cesi tarafından yakım ve Ormanlı devletinin kudreti bakımından âdeta tabii olan Sırb kralı tarafın dan gönderilmiş olduğundan inak sad ve siyasette müşterek ve müstakil iki devlet ordusunun iş birliği bu hâdisede tabiî aranamaz. Kanunî Süleyman zamanında ve daha sonraki zamanlarda Macar beylerinin ve vakit vakit kendimiz tarafından nasbolunan Macar krallarının kumandasında Türk or dulariyle Alınanlara (NemRelilere) karşı yaptıkları savaşlarda da yukarıda dediğimiz mahiyet yoktur. Bundan başka asırlarca müddet şimdiki Kumanya erazisi ile karşı-laştırabileoeğimiz «Eflâk ve «p-uPTİAn» bevleri dr milUtu»-nin ordularile her Avrupa seferin de Osınanlı ordusuna kendilerine verilen vazife yi yapmakla mükellef bulunmuşlarsa da, bu hareketlerde, bir Osmanlı Beylerbeğifümn kuvvetile ordumuza iltihakı mahiyetinde bir şeydi.
Tam ve müstakil bir Avrupa dev leti ordusile Türk kıtalarının yan-yana müşterek düşmana karşı dövüşmeleri mahiyetinde bir hâdise-ciğe Kanunî Süleyman devresinde gözlerimiz takıbyor ki: Bu da OsmanlI İmparatorluğun un imparator Şarla ve Atanan impanatorlu-ğile ispanya krallığına karşı do-namnasiie Fransa krallığını himaye ettiği devrelerdedir. Kanunî zamanında Garbi Akdemse Türk İm para torluğu Hayretteki Barbaros, Piyale Paşa, Turgud Reis, Sinan Paşa kumandalarında beş altı kere büyük donanmalar gönderdiği gibi, (Nis) kalesi muhaEarasıpda da donanmadan çıkan Tü ilkler, müttefikleri Fransızlarla yanmana dövülmüşlerdi, Muhaaara sırasın-»da Fransızların barutları biterek o kadar uzaktan ve denizden gelmiş Türk dostlarından barut isteyince koca deniz kaplam Barbaro-Hun öfke ile gözleri dönerek ve a-laydan ayrılmıyarak Fransız komu tanını ve subaylarım:
Fransızlar ne yaman askerler! Şarab fıçılarını doldurmuşlar da barut fıçılarını doldurmağı u-nntmuşlar!
Azarlaması işte bu sırada olmuş tur. Fakat bu vak’a da çok şeref-
-----------------YAZAN-----------------------A j Ali Riza Seyfi |
Kırını harbinin de bir *Si* si, Namık Kemalin «Vatan Sîhstre- aile ebedî edebiya-kanşnnş bir Silistresi, yine müdafaaları,
• 11 bir safha olmakla beraber Kırım harbinin mahiyetine elbette sahib değildir.
Bundan sonra uzun asırları at-liyarak tâ Üçüncü Selim devrine inersek Napolyon Bunapartiıı birdenbire Mısm istilâsında lııgiKzle-rin —menfaatleri müşterek tabiî müttefik halinde— Mısırda birimle mahdud bir şekilde iş birliği J»J>-*tıklarını. bu işe ikinci Mahnıud
• devrinde —tarihin en acı bir cilvesi olarak— Rus Çan cenablan-mn da bize yandımcı sıfatile karıştığını da görürüz. Fakat bu hadiseleri de Kırım harbinin yeni ve tam mahiyeti ile ölçmek imkanı bulunamaz.
Bundan başka Kırım harbi, milletimizin hafızasında ve millî menkıbelerinde müstesna ve solmaz izler bırakmıştır. 1877 de Rusya ile yaptığımız yo «Büyük Moskof Harbi» diye halkın ağzında gezen harb, Kırım harbinden yirmi iki yıl kadar sonra olduğu halde, bugün bile Kırma narbinin menkıbeleri millet arasında 1877 Tüık -Moskof harbinin menkıbeleri ilden daha taze durmaktadır. Evet, 1877 ‘ harbinin bir şanlı Plevne» si, Şıpkası ve Doğu Anadolu şerha-dinde Kars müdafaası ve Gazi Ah-med Muhtar paşa zaferleri vardır.
• Fakat tistre» yahud tımıza
hepsinden sonra da bir .Sivastopol» u vaıdır. Hâlâ «öylenen türküsü, müziktb: hâlâ gözleri yaşar-‘ tan adı ile bir Sivastopolu!
İşte bunun için Dil Kurultayı uzmanlarından Bay Şakir Ülküta-şırın, güzel ifadeaile yazdığı ve ■«Faydalı Kitab \ayininin 11 incisi olarak basılmış ^Sivastopol Harbi.» eserini bana da göndermek nezaketinde bulunması beni çok mütehassis etti ve bu harbe aid büyük hâdiselerin verdiği heyecan tekrar bütün benliğimi sardı.
Bay Şakır ülkütaşınn yazdığı kitabın mümtaz değeri, Kırım harbine aid rivayetleri, folkloru, tüç-kü ve destanları içinde toplamasına bilhassa gaj u t edilmiş ve bun da da imkân dahilinde başarıya kavuşulmuş olmasıdır. Keşke Bay Şakir Ülkütagır gibi düşünceli bir takım zatlar daJıa fence bu yola dö külerek, meıd-ubelı r, söylentiler ve türkülerle destanlar uzun yılların karanlıklarına barışmadan evvel onlan mîlletin kültür ve benlik hâzinesi için toplasalardı. Ben bu sınıf kitablann takdire sığmaz değerleri üzerinde durmağa hacet görmiyerek millî irfan ve kültür namına kendisine teşekkür etmek vazifesini severek ve sevinerek ifa

ediyorum.
Kırım harbinin askerî vekayti genel kurmayımızca elbette teHbit edilmiştir, lâkin milletin, babalarımızın ve dedelerimizin kanlarını döktükleri, eşsiz yiğitler gösterdik leri büyük’-harb-İcrin ve savaşların bir de millet terdi eri, millet a-ilclcri tarafından ruhlu, bizi o duygu içinde olmalıdır ki,
za-ya-çok de-
har aid
okunacak canlı, manki çevre ve şatan tarihleri yazılı, biz işte bunlara malik ğiliz.
Şu satırları yaznrken Kırım bine ve Sivastopol savaşma okuduklarım için hafızamın en derin köşelerini karıştırıyorum ve şöyle bir menkıbe, menkıbe değil hâdiseyi ve yüksek bir kahramanımızı hatırlıyorum:
Kırım harbi sırasında Sivastopol öniiııde Fransız ve İngiliz ordusile bulunan kıtalarımızdan birinde, şimdi adını hatırhyamadığım, Haşan Ağa veya Melımed Ağa adında bir yüzbaşı varmış. «Göaleve» muharebesinde Haşan Ağa o kadar büyük ve parlak bir şecaat gös teriyor ki: İngiliz ordusu başkumandanı Lord Raglan hayretler içinde kalıyor. Hnsan Ağayı savaş. meydanında a •anına getirterek kendi göğsündeki en büyük rütbeden İngiliz nişanını çıkarıyor ve kendi dile Haşan Ağanın aslan ve yiğit süreğinin mahfazası göğsüne takıyor.
Bu Haşan Ağa sonradan devletimizce de taltif edilmiş ve harb den sonra Selimiye kışlasında kapı veya dahiliye zabiti olarak ölün ceye kadar bulunmuş. Haşan Ağanın şecaati o zamanki İngiliz gazetelerinde de yazılmış, övülmüş olduğundan Istanbula gelen İngiliz seyyahları, İngiliz kıtaatının ikameti yüzünden, kendilerince de millî bfr değer alan Selimiye kışlasını gezerlerken daima kahraman Haşan Ağayı sorarlarmış. Haşan Ağa kahramanlığı derecesinde neş'eli ve nükteci bir zatmış, daima:
— Devlet sayesinde kırk yıllık asker hayatımda iki kıymetli şey kazandım, birincisi ayağımı köpek ısırmaz, İkincisi de evime hırsız girmez.
Dermiş. Bu sözünden bir şey an-lamıyanlar ne demek istediğini sorunca şöyle cevab verirmiş:
— Bir çok muharebelerde aldığım yaralardan nihayet ayağım sakat olduğu için değneksiz gezemiyorum ki, köpek geİBİD de ayağımı ısırsın. Sonra, diz boyu kar içinde, yağmurlar altında kış yaz Karadağlarda, Tuna boylarında, bilmem nerelerde dolaşa dolaşa çürüdüm, hastalıklara tutuldum... Yatağıma girince bir türlü rahat edemem, sabahlara kadar öksürür dururum. Hırsız öksürükleri duydukça hâlâ uyumadılar diye evime bir türlü cesaret edip giremez.
Kahraman Haşan Ağa bu sözlerini neş’eli kahkahalarile bitirirmiş.

Bu satırları yazdıktan sonra kii-tübhanemden aldığım eski bir İn-
t----------------------\
Amerika
Tıbbî araştırır, alar Encümeni
«içinde bulunduğumuz dev rln meydan okuması İçin elden Beldigl kadar süratle ilerlemek suretilc, İlim vo fenne k«ar Şı koyan hastalıkları anlamak ve bazı tedavi usulleri olan hastalıklara çareler hıılmak ve bunları tatbik etmek gerek tir.
Yukaıdakl ibareyi parola o-larak kabul eden Birleşik Anıe rlka Tıbbi araştırmalar Encü meni bundan böyle yapılacak olan araştırmaların İnkişaf et mesl İçin lüzumlu esaslara işa ret etmiştir. Encümen bu alan da beşinci ve son araştırması m bitirmiştir.
Birleşik Amerlkada Tıbbî a-raştırmalar için her sene llO.OOü.OüO dolar sarfedllmck-tedir. Bu paradan fiüfJOO.OOO doları Amerikan endüstirlsl ta rafından ilâçların ve sairenin gelişmesine sarledilmektedlr. Hususi teşekküller- ve gönül lü sağlık birlikleri takriben 25.000000 dolar sarfetmekte dirler. Hükümet kaynaklan
hm
tek başına araştırma işlerlio uğraşan en büyük teşekkül dür. Hükümet bu iş İçin her yıl 28.000.000 dolar sarf etmek tedir. Bu para doğrudan doğru ya araştırmalara değil, fakat araştırma İşlerinde verilecek mükûlatlarâ da hasredilmiştir. Bu yıl araştırma işleri 990 projeye lstlnad etmektedir. Bu projelerden 420 sİ tüberkü loz ve kanser gibi hastahklaria İlgilidir. .
Barış dünyosıada yapılan araştırmalara. İstinaden savaş devresinde Tıp âleminde elde edilen İyi neticeleri gozönünde tutan Tıbbî araştırmalar encü meni bu işe hasredilen para nm 300.000.000 dolara çıkarıl masını ileri sürmektedir. Ancak, bü paranın büyük bîr kıs minin hususî müesseseler ta rafından yapılacak araştırma lora hasredilmek ürere sosyal yardım birliklerinden temin edilmesi lâzım geleceği de kaydedilmektedir
Daha evvelki raporlarda fce llrtUdiği gibi son raporda da Tıp Fa külteler İade yapılacak esaslı araştırmsıd&nn desteklenmesi lâzım grtdlğne işaret edilmektedir, üniversitelere ya pdacak yardıttüonn kontrata veyahut da m&kf;tatlara lstlnad etmesi önemle belirtil inektedir. Tatbikat bakımın dan yapılması l&zjm gelen a-raş tı imaları a sanayi tarafından deruhde edilmesi İleri fü rülmektedir.



gilizce kitabı öninne açıyor ve Kırım harbi sırasmda İngiliz. Fransız ve Türk ci'âuaunun Kırıma çıktıkları gün ve geceye aid satırları aşağıda kehmea kelimesine terceme ediyorum:
(Türkler gemiJcnden karaya ordularını çıkarma Hini çok güzel yaptılar ve gerçekten çabucak gös terdiler ki: Harbe ve savaya aid hayat usulkıanoe İngiliz ve Fran-, sız askerlerinden çok üstündürler. Türkler hemen çadır tertiba-


tını da kara ya çıkarmışlardı. Çün kü onlar için çadırlarını taşıma pek basit bir iştir. Çadınn sınğını iki asker, birer parandan tuta-rak taşırlar, çadınn kendisini de
(Devamı C ncıda)
’V eni bir “aşk formu u„ aramakla meşgul olan Amerikada aevifinek yalnız zararaız bir oyun değil aynı zamanda bir nevi millî apOr sayılmaktadır. Fal at Yeni dünyaya uyabilecek şekilde gelişen Eu ahlâkın zararlı neticeleri meydandadır. Zira meşhur Amerikalı doktor “Terman,, 1922 de evlenmeğe kalkan bekâretini kaybetmiş kızların adedi %26 n sbetinde iken 1939da %65 e yükselmiş olduğunu iddia etmekte ve bu hal devam ettiği takdirde 19Ö0yıhnda bu memlekette hiç bir bakirenin mevcud bulnnaınıyacağını söylemektedir
BUGÜN Amerika, kendisine hâa olan yeni bir aşk forrnülü-nü aramakla meşguldür. O, makine adamına yukışan «aşk for-mtllUnÜ» daha henüz bulamamışsa, bu, bazı mühim siyasi meselelerin hallilo uğraştığı içindir.’
Bütün .dâva; erkeğe olduğu kadar kadına da büyük bir zevk temin eden ve bir kovalamaca oyununa pek ,ben ziyen eski «Agk formülünün^ artık tatsız bir hal almış olmasındadır. Bundan böyle Amerikalı kadınlar; teshir edilip maglûb düjmeyl kabul etmiyor, belki daha çok erkekleri kendilerine bağlamayı gaye biliyorlar.
Aşkın eski prensiplerinden kanıksamış bulunan kadın ve erkekler, bu yeni «Aşk formülünü» benimsemeğe çalışmakta, ve tıbkı sinema, otomo
bil ve buna benzer birçok icadlan hayatlarına sokmağa muvaffak oldukları gibi bu -vformülü» de mükem melleştirmeğe bakmaktadırlar Onlar, belki âtide, cinsî münasebetlerin karışık durumunu sıfıra irca’ ederek asgari bir zaman zarfında âzami heyecan temin eden bu (Aşk formülünü» bulmakta gecikmiyeceklerdir. Bu takdirde, kadın ve erkeğin karşılıklı birbirlerine temin ettikleri hak lar his borsasında ayni kıymeti haiz olacaktır.
Bu bu retle aşk; İnsanların bütün haasasiyçtini en mühim menfaatlerinin zararına olarak İnhisarı altına alanuyacaktır. O, artık yıkıcı olmaktan kurtuldu. Yıkıcı bir mahiyet kazanacaktır. Zira Amerikalılar, bir kuruntu veya sadece visalin teskin edebildiği sabit bir fikre benziyen aşkı, bir «euphonle» haline sokmak İstiyorlar. •
AMERİKALI, BÎR DON JUAN MIDIR 9
Amerikalı, aşkına elverişel istidad lar taşıyan bir mizaca sahih değildir. Ve Anrerikada her Avrupalmm hoş gördüğü Don juan'lığa iyi bir götle bakılmaz.
Bu memlekete prensip olarak aşk/ münhasıran gençliğe aid olan bir duy gudur. Onu ulvileştiren veya soysuz bir hale sokan gençliktir Gençliğin: aşkı mütemadi bir değişikliğe tâbi tutması, Amerikalı olmıyan bizlerl hayrete bırakıyorsa bu. eski «Aşk formülüne» fazlasile bağlı kalmamız-(3andır. I’
Amerikalı bir gene kız, daha on beşine girmeden «Boy friend» erkek arkadaştle geceleyin sokağa çık mağa başlar. İki arkadaş, bir yerde yemek yer. içer, dansederek eğlenirler. Onlar, gene oldukları ve her şeyi bildiklerini sandıklan İçin ( ihtiyatsızlık» diye adlandırabileceğimiz bir takım aşk oyunlarına girişmekte bir mahzur görmezler.
Amerikada, gençler arasında kucaklaşmalı ehemmiyetsiz olan bir şeydir. Burada (Petting • ve «Nee King» yâni sevişmek yalnız zararsız bir oyun değil fakat bir nevi millî spor sayılmaktadır O kadar ki JNevyorkun meşhur bir kadın pazarı, «Whatabout petting» sevişmeğe dair başlığını taşıyan bir broşür bile I neşretmiştir. |
EHEMMİYETStZ AÇK OYUNLARI
Bütün aşk oyunları, Amerikalı
gene kızlar nazarında ehemmiyeti haiz olmıyan alelûde şeylerdir. Onlar, evli bulunmadıkları müddetçe, vicdanlarından başka hiçbir kimseye hesab vermeğe mecbur olmadıklarına inanmışlardır.
■---- Yazan:-------
Leopold Stern
Amerikalı bir gene kızın birçok randevulara gidebilmesi, bir gurur mevzuudur. Zira bu hal, onun herkes tarafından beğenildigine bir işa rettir. Randevu kelimesinin psikolojik anlamını iyice k&vrjyabllmek i-çin, âşığı olmıyan bir kene kızın arkadaşlarından herhangi birinin kendisine takdim ettiği genele sokağa ç)kabUecqğini göz önünde bulundurmak kâfidir. Amerikada, gençler a
rasında, yaygın bir hal alan bu âdete ıBlindate» yâni körü körüne kabul edilen randevu ismi verilmektedir.
Böyle randevularda ciddî bir şeyin olamıyacagmı söylemek, olabileceğini iddia etmek kadar saçmadır.
Bununla beraber unutmamak lâzımda’ ki Amerikada senede resmen kabul edilen 100.000 den fazla gay. rimeşrû doğum kaydedilmektedir. Ve bu keyfiyet, memlekette çocuk yapmamak sanatııu öğreten «Birth Controls yânı dogunıu tahdid eden kontrolün faaliyetine rağmen vuku bulmaktadır.
Amerikanın bu aşın tuhaflıklarına alışmamış olanlara gayri ahlâkî görünen bütün bu haller; Amerikan kadınlarıma kabule yanaştıkları yeni bir aiuâkj görüşün neticeleridir. Zira bu memlekette aşk meselelerini düzenli yen kadın ahlâkının Amerl-
Bilecik Akşam Kızsen a: okulunun müsameresi
Toplantı tamimi bir hava jç.nde cereyan e
Kızra ilmilin oıkiıkleri tua.eiler giydirilerek teşh r edilmiş, Millî oy umar oynajunı^Ln
Bilecik ( Yeni Sabah) — Halkevi salonunda. Akşam Kız Sanat okulu tarafından bir müsamere verilmiştir.
Şehrimiz ileri gelenleri ve kalabalık bir halk kitlesi hazır bulunmuş tur.
Milli Eğitim Müdürü okulların iyi bir müessese olduğunu diğer okulları mızın da tekniğe doğru gittiğini, bu nıüessesenin kadınlık çağuunistikame tini çizen ve yarının analarını hazır -lıyan müesseseler olduğunu belirtmiş ve demiştir ki, Yurdumuzun muhte lif yerlerinde bulunan bu * gibi tek -nik okullar dolup boşalmaktadır. Bir çoklan okula müracaat ediyorlar, fa kat yer bulamıyorlar. Acaba bu nok tai nazarı niçin huzurunuza sunmak lüzumunu duyuyorum. Son zamanlar da muhitimizde bir takım duyuntu-lann dolaştığım işitiyoruz. Bu mües sese kapanacakmış veya kapandı diyorlar. Ben buraya, bu okulun kapan madiğini ve kapannuyacağuıı iddia ederek çıktım. Kucağınıza gelmiş böyle bir nıüesseseyl kapatamayız Okul bütün Bilcciklilere hazır vazl •
J
kan zihniyetine uygun düşen bir tefsiri vUcud buUmuçtur. Bu tefsire & re her kadın dilediği gibi hareket etmekte serbesttir.
Bu aldfık • zımnî bir nevi akd say®* sinde aşkın ovleomo dışında dm-voic olanuyacagı eanama dayanmaktadır.
YRNÎ BİR At}K AHLÂKI
Son bir tahlil de bu yeni aşk ahll. ki, ayıiıdaJu preusıplera dayanmak tadır:
a) edilmiş *bır şeyi istiyenlt yapmamak,
b) İşl«*nmiş bir knUalıatUun dolayı
{zira bu kabııhate mukavemet odUemedigi takdirde bu (mukadder tur akıbettir.)
e) Eaki ulrtâka göre cürüm aayıta-hıb ıj Iıir hudıae üzerinde asla zihin jormaaıak.
Bu nlüâk; yeni bir dünyaya uyalk-leı »*k. akilde gelişi irilmek istenen bir ahlâktır. Bunun doğurduğu kotu rw-ticıelorden bazılarını aşağıya sıralıya* lı m:
Birleşik Amerikanın baş savoılann-dan Thosûas C. Clark, 1989 dan ben aJılâka mugayir hareket eden 18 ya-uda ki geuç Aoı( £j!uın kızlarının %38 nöbetimle arttığını söylemektedir Nevyorktaki Clûldrın’s Ru-re&u ya malı kemelere dıışen fui
rapıu-i genç kızlar %70 uiabetindı anuuş bulunmakladır
i ır Au^Tikaiı dûktoı ''.'erm.ii. 1922 •J*' evleumeğe kalkan beka ret m» k;ijl^îu»ş kıziarm adedi %26 nisbe-tİDde iken 1933 x1e a, 1939 da t» S* ta v yükselmiş olduğunu iddia et* ırn-ku ve bu lud devam ettiği Gvkdınk 19Ö0 yıbiıdu Atavrikada hiç bir’lbakin ııijı m*’V(u(i bulunaıntyacuğım soyle-uıek tedir.
I yettedir. Elimize gelmiş bu müess | seyl benimseyeceğiz. Münevver b*. topluluğun hizmetini omuzluma^ i e bu müesseseyi, karcımsa .geünı-iken h^p beraber bu işlere yareaa; olmak istiyoruz. Rica ediyorum, y. nndan itibaren el ele verelim .
Anili Eğ.ıtmı Müdürünün kotıu^m» ı sından. sonra Kız Sanat okulu müdG rü de bir konuşma yaparak okul bal ı kuıda .zahat vermiş ve sözlerine devamla demiştir ki:
Müdüre, az talebe geiıue.s»>un sc heplerini Dildirerek bunların doğ ru olmadığını açıklamış, eğreııcil riıı tesir altında kaldıklarım belir miş. Kastamonu ^fyon ve Buluda ki okuilan nasıl Enstitü balın- ı tirdiğlni anlatmış, Bilecik (e ’jöyl. bir şeyle karşılaşmadıgnı, bilâki.-okul kapanacakmış şeklinde iiru larla karşılaştığım, bu gibi lâflaru çok acı olduğunu söyliyerek kum masına şu sözlerle son vermiş ir.
«Yarmdan itibaren okulumuz;
fDeuamı t ncrıiu


HAVAYA VE HAVAİYATA DAİR: SKİLERİN hesabına göne, şubat iki g’în evvel girdi. Hem de n? .eriş! Müdhiş bir v*’zkz poy
raz fırtınası ile.. Fırtına Karadcnizi öyle karıştırpugg ki jemiler kendilerini güç b( lâ limanlara atmışlar, bu-runlamı dahi d»şanya çıkaramayacak h ö ie imişler . Şubatın bu ao-muıtgar.lığını görenle»*. «Şubat ağabeyimden ulanmasın:, ateşin üstündeki tencerenin suyuau dondururum dermişi gibi bir tekerleme savunurlar. Şubatın agabeylsl malüm O-cak ayı... Fakat küçük tardeşta bu meselede ağabeyisuıdeıı hiç sıkılmağa ihtiyacı yok. Çünkü ağabey bu sene o kadar uslu idi ki herkes hangi mevaimde olduğunu şaşırmıştı.
Şdbat için böyle derler; mart için de: ¥Mârt kapıdan baktıılr, kazma kürek yaktırır!» sözü ( meşhurdur: Havanın aldığı şekil devarn eder ve vapurlar Karadenlze çıkanuyacak vaziyette bulunurlarsa kömür bekli, yenler yine Marmara çlrası gibi yanıp tutuşacaklar...
Şubat, agabeyisini geçti. Bakalım şu îki ayı atlatabilirsek bahara, birden kavuşacağız.
«Camın, bu kadar mühim meseleler varken havadan bahsedilir mİ?» demeyiniz. Bizler gibi Amerika bankalarında mevduatı olmıyanlar başka neden bahsederler.
Şu anda o (uâri hetıub) aahubâcri Hin yerinde pek iıı.ıiıınmfck boşa y> der şey değil.
Böyle oluncı. kırk yılda bîr züğürt lüğÜD jccKkuu sürmek için havadan bahsedelim.
Yıldız poyrazı fırtınası bize Bek-taşlnin hikâyesini hatırlattı:
Bir gün Bektaşi fukarasının bindiği gemi fımnayn i utulmuş. Rüzgâr gittikçe şiddetini arttırıyor, sevenler çatırdayor, iph r mlılc çalıyor, gemi çatır çatır ötüyor Kaptan elinde «boru tayfaya taramanda edermiş:
— Mizenanın yelkenini toplayın... Babafingonun iplerini sarın...
Bektaşi dalgalar arasında yuvarlanan gemin.n güvertesinde emekliye emekliye kaptana sokulmuş:
— Evlâd! demiş. Sen hâlâ çaputla urganla uğraşıyorsun, Şu denize bak... Dİblnd» n cıvımış asıl oııa bir çaro bul..
KAPANAN 8ANATORYOM:
BÜYÜKADADA 60 yataklı bir sanatoryom kapanmış. Aziz dostum Reşad Fevzi, haklı olarak bu haber karşısında isyan ediyor: «Sağlık Bakanlarının İkametine tahsis edilen Sıhhiye köşküne son on yıl İçinde «devlet parasile alınan buz dolabı, kuş tüyü yatak ve fitil eşyanın tahsisatı ile bile idame vc İdare-01 kabil olan bu küçük sanatoryomun kapanma» haberi ancak deliler. çıL
Havaya ve havaiyata dair - Kapanan sanator* yom-Kefenlîk bez-Konservatuvar hakkında gınlar vo meczublar üzerinde bir te-
sir yapamaz.»
Biz bu kadarını bilmiyorduk.
Sultan Mahmud, musahibi Said E
fendiyi, hasta taklidi yapan nedimlerinden birine göndermiş, Said Efen di hastanın odasına girmiş kİ odtu da hazin bir ölüm sükûtu... Yatağa yaklaşmış; hastaya seslenmiş:
— Enver! Efendi! Enver! Efendi...
Ses yok. Said Efendi, birkaç defa
daha seslenmiş, nihayet hasta derin-
den btı» alı çekmiş. Said Efendi:
— Yahû! demiş. Nasılsın?
— Çok şükür e yüceyim ..
— Beni tanıdın mı?
— Tanıdmı. Sen köşe başındaki bakkal değil misin ? Yine alacak İçin mİ geldin?
Said Efendi dayanamamış:
— Eh birader! demiş, öyle İse sen
bu tanıyışla biraz zor iyi olursun!
“ YAZAN
UNA rj

Biz de bu buz dolablorı, kuş tüyü döşekler ve kapanan sanatoryomlnr la verem mücâdfdecini biraz zor kazanabiliriz.
KEFENLİK BEZ:
SUmerbank ^pirk Dunuma Mtlesse sesi yeniden (perakende satışlara başladığı İçin roaml •nıüessesale re toptan mal sat»puu âcaldııumş. Bunun kefen gibi âş taarartocı bir mev zula ne alâkası var? diyeceksiniz. Anlatayım: Belediyenin Mezarlıklar Müdürlüğü cenaaeleri kaldırmak İçin kefenlik bezleri toptan tedarik ettiği cihetle Sümerbankın bu karara kar psında kefen alamamış, Mezarlıldar
Müdürünün elinde de pek az bez al dtağu için müşkül vaziyette kalmış.
Yâni açıkçası bu gidişle ölülerimizi kefensiz olarak defnetmek zorunda kaiucuğız. Artık yarın mahşer gü nü İsrafil Aleyhisselâm (Sür) u üfle yince heıkes yerinden kalkacak ve bu zamanda gömülenler belediyenin beceriksizliği yüzünden tabiatile pek fena bir manzara ar2edecekler. Bunun öntlhtl alhıak için mezarlara birer incir yaprağı koymak ihtiyatkAr-hğında bulunsak hiç fena olmaz sanırım. • ' J
Kefene dair çok nükteli hikâyeler vardır. Fakat şimdiki Fatih kaymakamının Kartal kaymakamı iken şahidi bulunduğum bir hakiki vak’ası - öyle zannederim ki - pu nükteli hikâyelerin bir şaheseridir. Şöyle İd:
Kartallı bir gene kaymakama müracaat ediyor»
— Efendim, diyor, valdenı vefat etti. Kefene ihtiyacım var.
Agâh Bey hem genci taziye ediyor, hem de kendisine kefeıı temin ediyor.
On beş gün sonra bir müracaat daha:
kefen teinini... gene yine karşısı-bir şada ile:
Ah efendim, peder de sîzlere hâki', yürüdü!
Yine ta’ziye ve Bir hafta sonra na çıkıyor, titrek
— Efendim üstüme felâket yağıyor. Bu sefer de kardeşim...
Kaymakam AgAlı, çehresinde mâli alı bü tebessüm dolaştırarak:
—- Bana bak. der. Bende bu kaput bezi, sende de bu pişkinlik varken bütün 3Üc3«nl öbür dünyaya göndereceksin. . iyisi xnl? Şuradan edebin le bus..? Suni bir daha burada görmeyeyim ha!. , v J •
KONSERVATUVAR HAKKINDA:
BU mtiessesenin maruz kaldığı cehalet buhranı hakkında tah kikata memur edilen heyet erkânının faaliyetine devam eylemekte olduğunu gazetelerden Öğrendik. Heyet, Konscrvatuvardan ayrılan sanatkârları dinlemekte imiş.
Bu anlatılan vakıalarda bilhassa provalar pek dikkati cclbedecek mahiyette imiş. Meselâ bir peşrev çalı-
v x/'Z>ZV\/\ x ' s.-
nırken konscrvatuvarın ( İlham peri si» vasfına sezâ olan Melikesi bir ı şaretle faslı durduruyor ve: Durun- diyormuş. Buıadaki ses. ben bir fa diyes olmasını istiyorun O zaman:
— Aman efendim. Nasıl ulur ? k nun bestekârı böyle yapmış... dem liyor fakat o:
— Ben bestekâr mestekâr tan mam... Böyle olacak!
Diyor ve hemen huzura Çıkara tâdil hakkında iradeyi telâkki • ed: yor ve koca peşrev Melikenin arz.ı Sile taKİıüı yahud tahrif, daha dur rusu tahrıb ediliyormuş.
Bunlar bütün ncıhklarüe heyet» anlatılmış.
Hele bu ıneyanda bir de: ’ Çnrş d meselesi varmış ki yarın öbür gü tıdıkık heyetinden gazete sütunlar, na aksederse oldukça hayret edik cek bir hâdise belki de bir (operı mevzuu» teşkil edecalcnıiş.
Konservatuvar, saaat ve sanatkA rrn haldcını tanıyan ve tanılan bi şahsiyete muhlaedır. Daha curcun usulünün ne olduğunu bllmiyen luk çocukla Şark Musikisi talim mez.
Belediyeden tâyin tüllen heyet kahin ne karar verecek?


çc ed
ba

U B A T 19-K
Y E ,N I SABAH
SAYFA t l
avamız ve

Amerikan görüşü “Alınan yol vergileri, yerine harcanmak şartile yol dâvanız hallolunabilir,, îki gündenberi şehrimizde bulunan Amerikan Yollar İdaresi genel müdür muavini Mr. H. E. Hilts, Türk yüksek mühendisler birliğinin daveti üzerine, dün saat 15.30 da Teknik üniversitede «Yol yapım işleri ve kullanılışına aid bugünkü gelişrador; memulu bir konferans vermiştir.
Baştan sonuna kadar, alâka ile dinlenan konferansda, Mr. Hilts Amerikanın 1946 yılındaki yol durumu hakkında bir başlangıç yap-' mış ve Amerikada dögeli yolların
ve ikiliğin izalesi


Bir ihmalin korkunç neticesi
(Baş tarafı 1 incide/
1 ri yararak Tarsus ovasına
Tarsus köylerine doğru ilerlemiş ve bu .arada Tarsusa bağlı bulu-’ nan Kefeli. Köslü, Yaramış, Baharlı, Devlet çifliği, Şakir Bedros çiftliği. Haşan Kara Mehmed çift-, iiği, Hactkadm çiftliği, Frengülü,1 Tıznık re Kocabucak çiftliklerini ve eraalerini tamamîle istilâ etmiştir. Tarsus ırmağı Kuskun de-l resi ile Adananın şimal köylerinin,1 bütün sel sularını getiren büyük kanal suyunu alarak Tarsusun ce-. nubımda Mantaş, Arablar, Kara-pak, Ali efendi. Çölaluned, Eğene, Sapan gölü köylerini basmıştır.
• «M»
Adana ırmağının bilhassa Kefeli mıntakası tehlikelidir. Bu mrnta kada nehrin biraz daha yükselme-sile yarılacak olan sed Kefeli köyünü de Hıdırlı gibi büyiik bir felâkete uğratacağı muhakkaktır.
Bugüne kadar -Tarsus ırmağı gö riilmemiş bir şekilde kabarmış ve Tarsusun tarihî köprüsü olan Baç köprüsünün iki tarafından aşmak 6uretile korkunç bir hal almıştır.* Ovanın bu dununu ve köylerin bu acı hali karşısında, kaymakamlık ve idari makamların harekete geç mesi bütün Çukurova köylülerini müteessir etmektedir. Yağmur henüz bütün hızile yağmaktadır.
Reşad Ak
ve;
1,5 milyon mili, senelik yol vergisinin de 1 milyon 600 bin dolan mütecaviz bulunduğunu kaydetmiş tir.
Bundan sonra; teşkilâtın yol nakliyatının gelişmesi önemi üzerinde durulduktan sonra; «Yol dâ vamız> ihaktanda da demiştir ki: c_____ Yol dâvası üzerindeki ba-
şarınızın ne dereceye kadar olacağı yolunda, suallerle karşılaşıyorum.
Bu husustaki cevabım şu olacaktır:
Milli şebekenize girecek yollaT, her şeyden önce, mümkün olduğu kadar uzun; iki taraflı seyrüsefere yeter genişlikte ve her mevsimde kullanılabilecek tarzda yapılmaktadır.»
Alman yol vergileri; yedek par ça. benzin, yağ ve diğer müteaddit gümrük resimlerinden alınacak vergiler; yapacağımız yollar için esaslı gelir kakmakları olabilir; fakat ancak, alınan vergilerin yol lara harennmaları şartile!...>
Ali Ihsan Sâbis tekzib ediyor (Bostur afi 1 incide) zete ile -neşredilmek üzere bu şekilde helvana t vermedim; bir gün evvril evrnıde bana müracaat eden bir muharrire: ( Meclis zabıt cerideleri görülmedikçe bir şey söylemek caiz olmadığı cevabını vermiştim. Hususî olarak konuştuğumuz bazı sözlerin bir kısmı da hiç tasvib etmediğim ve söylemediğim bazı ilâveler ve eksikliklerle neş-rolımmuşttrr. Bunların hiç birini' tasvib ve kabul etmediğimi tavzih eylemek mecburiyetiodeyim. Mahkemelerin müstakil olduğunu ve B. M. MttCİiâirün mahkemelere ve bunların kararlarına müdahale e-demiy.eceğini bilirim. •
Bu mektubumun lütfen gazetenizin ilk nüshasında neşrine himmet edilmesini saygılarımla rica ederim.
Teşvikiye 13.2.948
Eski birinci ordu komutanı. mekli general Ali İhsan Sâbis
e-
Çocuklu yargıçlara yardım kanunu

O


va olarak ele almış bulunuyor. Dâvanın devletçe ele alındığı bir sırada, daha evvel mahza âcil bir tedbir olarak düşünülüp tatbik edilmiş olatıl geçici ve sakat bir sistemi, faydalı,; esaslı inuş gibi idame etmenin mânası sarih değildir. Zaten ihtiyaç için, de olan bir kısım hâkimlerden, para keserek djger kısım hâkimlere yar. dım diye sunmak bugünün şartlan içinde hazin brr usuldür denebilir? Kendilerinden para kesilen yarg;cla-r n refah içinde olduklarını kim temin ediyor? Ne mlilik. hattâ çdk Çocuk mutlak olarak ihtiyaç ve za-veya eder.
(Bajtacaff I incide/ i
Hakiki ihtiyaçlardan fazla *a.uan zaman, zümre ve ferd arzularının ühamile tedvin edilmiş olan bazı kanunların makulata ir cama başlandığı şu sıralarda; size bir kered 3153 sayıh kanun hükümlerinin gr»tabiini hatırlatmayı faydah bulmaktayım.. Yirmiyi bulan mesai yılını yargıç ve savcılarla yanyana, idare amirliğinde geçirmiş ve bu suretle yurdun muhtelif yerlerinde hâkimlerin gdctı-gi Çeşidli hayat zorluklarına yakından vâkıf olmuş eski bir memur ©-fatile de kendimi bu sahada mütal-ıa beyan etmeğe salâhıyetli görüyorum.
Müsaadenizle tasaca esasa geçiyo-
ttan: j
Çocuklu hâkimlere yardım ?yapıL masını İstihdaf eden 3253 sayılı ka-1 nunun gayeli değil, fakat bunun mantığa ve adalet kaJ d elerin ç asla tevafuk etmiyen tatbik şekli karşı-1 mnda üzüntü duymamak mümkün olmuyor. Bilindiği gibi bu kanun 29 6 ’937 tarihinde sayın Saraçoğ-hınun telkinile çıkarılmış ve o za • manın şartlarına göre bir kısım yar-; gıclarm bu yoldan terfihi cihetine gidilmişti. Bugünün ihtiyaçlarına cc-! vab vermediği şöyle dursun adalet kaidelerine de sarahaten aykırı dü- 1 şen bu kanunun yargıçlara yükledi-! ğı mükaUeflyat şunlardır:
A Yılda bii1 defaya mahsus olmak ve kânunuevvel maaşlarından kesilmek üzere Mkinüeön senelik nwa«4 emsali haaünun yüzde yanmu m.
B — Namzcdierle hâkim muavinliğine almanlar da dahM olrunk terfi eden bütün hâkimlcnn ilu av. lık zam farklarını,
C — Bütün hâkimlerin şubat maaş larmuan kesilecek-brrer liranın «e-rllmcsi.
Bu krrauna güre toplanan, dahu doğ ruHd diğer hfikimleriıı istihkakından keft hı paralar; 26 ; bJ’.u •: ’
(lı dr. 30 yan» bitirip(21 d*-\ 87 yaşım ikmal edip te (3> ten vc: 42 vuçırn doldurup ta 14) ten fazla Çocuğu olanlara bir nisbet dairesinde dağıtılmaktadır
Kanunun hedefi basit ve sarihtir. Çocuklu hâldmlere yardımı tazam? mun iden harlıangi btr kanuna itU ra; etmek hiçbir ferdin akhndnn geçmez. Ancak, mesleki tesatıüd );.s!e-Fini aşıp ta, memioket şümul blı'chem miyst ke*b-den (hâkimleri terfih ve çocuklu aıicp ri himaye) gibi önemli bir r.ıeselenh) maddi yuldinü. zaten bu hamulenin altında ezilmekte olan la ra yüklemenin de akla uygun düşmediği muhakkaktır. Esasen, Devlet memur Çocuklarım ön nlânda hir dâj

ruretin (kimdir, ne de bokâr çocuksuz olmak refahı ifade Böyle mudil ktınıal Hatr mevzuu, bir kılıç tlanb' Hile kalayca açılır düğümlerden sayıp hâdiseyi bu yolla halle kalkışmak tatbikatta ancak adalot-sizlik doğurur, ne parayf alanı ne de vereni memnun etmez.
Hakikat şudur ki. son defa dcabull edilen zamlara rağmen. yacfcncLarını.z hâlâ, miireffah değildir. Hayatın alabildiğine zorlaştığı, maişet imkânlarının daraldığı bu devirde, yapılan zam gayeyi tatminde Çok uzak bulunuyor. Binaenaleyh, yargıçların -ter fihl ve ço« altlarının himayesi açtık bir devlet dâvası olmak lâzım gelir Yoksa Saracogltınun II sene önce düşünüp, neticelerini ve tatbikattan! atamMiiktarmı pek te hesaba katmadığı İptida! bir ustılii kaide haline getirmek ve »bunu devlet -yardım .sisteminin yambaşmda yaşatmak adalet Je (ve hakiki devlet ilgidir kabili telif değildir. Bu kanuna göre, maaşın* dan. yahtıd terfi farklarından fedakârlık yapmalı zorunda bırakılan oy 1 le yargıçlar tanırız kİ. kendisi İhtiyaç ia(’riHind(tdjr. «Öyle bekâr yahud çocuksuz yargıçlar vardır kİ, zayıf rınıuzlaruula ıo çocuklu aileden daha fazla geçim yükü taşırlar.
•Bmaenaleyl. yapılacak i6. bukunu-aun temin ettiği tahsisatı devlet büd «anne ytlkliyerek, yaıg.einr, bu hak. sız, faydasız ve yersiz külfetten kın tarmakttr.
Zannediyorum ki, büdcenin mllyaJ rı bııldugT! bu aırada milletin Ueiı \a-rayların israf yüzünden bülclür amma, hâkimlere verilecek birkaç ydj bin Hti İle yükü ağırlaşmaz. Burfe dakâr millet, güvendiği ve adaletin yegâne teminatı taydı^ı hf..ıinıb«rine fcarşı daima ( urncrd davrsnmışür. Yeler ki hnşkalan bu CöıncrdJigtri kuvveden fiile çıkmasına mâni ohna aınlar, yahud başka yerlere fuzulî tohsîrmt ayırmak gayelerde tasarru-hu mevzua Mimar ettirmesinler.
Eikret Karakouunlu

(Ba^tarafı 1 İndd6) cesaret göstermiş fakat ıslahı hususunda hiç bir hamle yapılmadığı gibi, hayatın büsbütün pahalılaşmasına mâui olamamış ve e-meklileri, adeta yaşama hakları tükenmiş bir insan y iğini şeklinde telâkki etmiş olacak ki, hiç ra zararı itibaıe almamış ve göçüp gitmiştir. Yerine geçen Saraçoğlu kabinesi ise malûm ve meşhur bir takım anlaşılmaz, akıl sır ermez düşünce ve kararlarla memleket ve geçim işlerini Arab saçma çe-vermiş tek müsbet iş olarak ele a-lınabilecek varlık vergisi mes- leşini dahi, tâyin, tesbit ve tahsil bakımlarından yapılan bir takım beceriksizlik, haksızlık ve gayretkeşliklerle menfî bir şekilde sona erdirerek neticeyi tamamile aleyhimize çevirmiştir. Bu devrede dahi emekliler tabiatile bir köşede unutulmuştur.
Daha sonra iktidara geçen Pe-ker hükümetinin ise icratı meydandadır. Particilik lursile gözü dönmüş olan bu kabineden zaten millet ne görmüştür ki, emeklilere de bir hisse düşmüş olsun...
Şimdi bu terkedilmiş zümrenin son bir ümid kıvılcımı ile parlıyaıı gözleri Haşan Saka hükümetine çevrilmiş bulunmaktadır.
1 Şubat tarihli nüshamızda An-karadan aldığımız bir haberde eski emeklilerin yenilerle ayni seviyeye çıkarılacak mi ve arada mev-cud bu adaletal ikiliğin kaldırılacağını ve bu iş İçin de bir tasarı hasırlanmakta iniştik.
Bugün aradan 10 gün gibi bir müddet geçmiş bulunmakta olma-; sına rağmen henüz bu hususta' tenvir ve tatmin edici yeni bir haber alamadık. Maamafıh daha henüz vaktin geçmemiş olduğuna i-nanıyoruz. Ve temenni ediyoruz ki Saka hükümeti eski emeklileri terfih eder mahiyette olan bu ka-’ ran alırken, yenilerin de vaziyet-^ lerinin pek parlak olmadığını nazarı itibare alsın ve hiç olmazsa, bu iki sınıfı birden şöyle âlâkül-lühal geçinebilecek bir hayat seviyesine eriştirsin...
Dün bu hususta Ankarada S. Beşe imzalı bir okuyucumuzdan da aşağıdaki mektubu aldık:
vl Şubat 948 tarihli gazetenizde emekliler lehinde yazılmış olan yazıyı memnuniyetle ok* ı. Bu suretle çok mühim ve iç -aî bir yaraya temas edilmiş bulunuyor.. Bu konuya dair yolladığım’ bir jsa-| zı bir sabah gazetesinin 5 Ocak, • 948 tarihli nüshasında ve serbest sütunlar hanesinde neşredilmiş ve, emeklilerin durumları açıklanmıştır. Teni tasanda aşağıdaki iki hususun esaslı surette incelenmesi ve bir karara bağlanması gereklidir.
A) 1 Haziran 1930 dan itibaren meriyete konulan 1683 sayılı ka-1 nuna ve eklerine göre yapılan e-mekli izlemlerinde barem »derece-' si ve hizmet müddeti »yni olan e-mnkii mamur ve yetimler arasındaki müsavatsızlığı gidermek,; |
B) 1930 dan etYelki emeklilerin ve yetimlerin terfihlerini de ayrı ve esaslı olarak düşünmek.
Şimdi bu iki düşünoeyi açıklıya-lım: /
1-1 Haziran 1944 den itibaren meriyete konulan 4600 sayılı kanun barem derecesine göre emeklileri tiki kuma ayırmaktadır.
Birinci kısmı: Baremin 14: 8 ci derecesine kadar olan küçük memurlarla baremin birinci »derecesine yükselme kabiliyetlerini gösterenler. Bunlar 1683 sayılı kanuna tabidirler ve emekli maaşlarına zam yapılmıyor.
İkinci kısım: Baremin 8 dereee-l «inden ’ikrnci derecesine kadar o-lanlardır ki rbunlaru bir üst derece asli maaş esasına göre emekli maaşı tahsis edilmektedir. Bu da barem derecesine göre her hizmet senesi4 için 48: 76 kuruş bir fark göstermektedir. Piyasa durumun-' (da bir değişiklik olmadığı ’lmlde meselâ: 1941 aenesi mrtyiB ayında1 emekli olan ve 50 asene hizmeti o-lan bir memur Hiı ay sonra 1944 haziranında emekli olan ayni hizmet Deneli ayni barem doruceli bir incinuruan 38 lira kadar daha az para uLmuktadır, l^te hu ikilik behemehal düzeltilmelidir. Çünkili bugün 7 Eylül 946 kararlarına göre hayat bir mitili daha pghalılaş* tığı »halde yeni (tasarıda 192»Ö tarihinden 1944 haziranına kadar c-mekli olanların o zamanki aslî ma; aslaıımn bu günkü tutarlarına göre işlem görmelorini kabul etmek , 4600 sayılı kanunun ortaya koydu» ğu barem deıeces.ne tâbi memurlar anıauıdaki ikiliği idame etmeyi istemek diacsktır.
2 —- 1683 sayılı «kanımdan evvel emekli olanlar kısmen ahin punı ile ve kısmen altın paraya yakın eiMislara göre ^*nıokİiye aevkedil- ( —iş olduklarından bunların du e-saslı suı«.ıtie terfihlerini düşünmek lâzımdır. Bu biçare emekliler veya yetimleri emekli maaş aslisine göre bu günkiı barem derecelerine sokmak lâzımdır. Vakıa bu luıauB muamele ve h* (ab bakımın-
dan belki zorluklar doğurabilir. Fakat hem âdilâne hem de hükümetimiz bunları sürünmeden kurtarmış olur. Eğer buna imkân olmazsa üç ve üçten fazla nüfuslu ailelerin bugünkü rayice göre as-garî geçinme hailleri konulmalı ve hadler zaten az olan ncaaşları-ekleıımelidir.
Adres: General Sabri Beşe
Ihlamof sokak No. 16 Ankara - Yenişehir
bu na
olduğunu bildir-
-- - - - I
' w ■ ■ -
Adana D. P. İl
* kongresi
(Bast aralı 1 'UciddJ yen Demokratlar. her tarafta oldu ğu gibi, burada da her şeyden önce kongrenin toplanmasına el veriş li bir salon temini ile meşgul olmuşlar ve Çocuk Esirgeme Kııru-muna aid salondan istifade ettirileceklerine dair vaid almışlardır. Fakat bugün 16.30 da Demokrat Partililere, salonun kongreye tah sis edilemiyeceği cevabı verilmiştir. Ortada Demokrat Parti kongresinin toplanmamasını sağlamak yolunda bir teşebbüs sezilmiş, yeniden salon aranmağa başlanmıştır. Fakat bu sefer de müra cat edilen lıer müessese, Halk Partisinin açık veya gizli tedhişinden çekindiği için, Demokratların isteğine müsbet cevab vermekten kaçınmıştır. Nihayet, Adana D. P. il ileri gelenleri, yanlarına emniyet müdürünü alarak salon tedari kine çıkmışlardır. Son dakikada verilen malûmata göre kongrenin yarın bir sinema salonunda toplanması temin edilmiştir.
C. H. P. tarafından geldiği bildirilen bu kongreyi sekteye uğrat mak teşebbüsü, Adana Demokratları üzerinde hoş bir tesir bırakmamış görülmektedir.
Demokrat Parti İl merkezinde dünkü toplantı
D. P. il merkezinde, dün saat 16 da, ilçe balkanları, hususî bir top lantı yapmışlar, il merkezi tarafın dan istenilen faaliyet raporları ü-zerinde müzakerelerde bulunmuşlardır.
Toplantı geç vakte kadar devam etmiş ve alınan neticeler hakkında büyük bir ketumiyet muhafaza e-dilmiştir.
Diğer taraftan bazı kaynaklardan sızan haberlere göre; toplantıda D. P. de çıkan son anlaşmazlıkların ve Beşiktaş ilçeai başkanı Misbah Uıazm Kenan Öner hak-kındaki son ifşaatının önemli münakaşalara yol açtığı söylenmektedir.
Bilhassa; Miebah Urazm ifşaatı nın yeni münazaalara yol açmış bulunduğu iddia edilmekte; bazı ilçe balkanlarının, Ibu ifşaattan önceden haberdar olmadıklarını bu toplantıda yeniden öne .sürdükleri rivayet edilmektedir.
I

Demokrat mebuslar
I l incide Dinçer, Nuri Özsan, Ömer Özbek, Aziz Koksal, Hüsejdn Bingül, İsmail Hakkı Çevik, .Faruk Nafiz; ıÇamlıbeb Fuad Hulusi Demircili. ,
Bu paranın hâzineye mi iade e-, dilmek veya bir hayır «müessesesi-ııc mi .sarfetmek veya ^partinin u-, mumi maksadına nu ^kullanmak lâ zım geldiği hususlarından birini, tercihe parayı verenlerin toplu olu trak konuşması ile karar verilecek (tir. Zamları parti teşekküllerine verip bizim ittılaımıza bu teşekkül ler vasıtasile vasıl olanlar da şun-j lardır: Hazım Bozca, Mehmed Aş-kar 10J2.948 de Afyon il başkanlığına vermişlerdir, Enver ıKök; Ziraat Bankası vasıfaaiie .Sinob il başkanlığına yolladığını ıbildirmiş-tir.» . .
I
Celâl Bayaııu verdiği bu isimleri Demokrat PHrti milletvekilleri listesile karşılaştırdım. Buna göre halen partiye bu tahsisat zamlarını vermemiş olanlar şualardır: Ahmed Kemal Silivrili. Osman Nu ri Köai. 'fiRnibi Yürüten. Bubhi Ba tur. Sadık Aldoğatı, Salim Latin Behçet Cdikçen, İhsan KarasKiğlu,1 Ali TUza TüTHcvcr, Doktor Baha, eddin Öğütmen, Meluned .Öktem,1 Haydar Arşlar., Srtllh lnaııkur, Fik1 ri Apaydın, Kâmil Gündeş, Reşid Targud. Necati Erdem, Asım Gür-su, Doktor Mithat Sakaroğlu.
.1
T

GDR IHSAN SAMI ■■■■
) csürtfk Ş-.ıru^u I
ü*-uk v - nefes darlığj, ■ r'a-'a ve kızamık öksü^j lerl İçin pek tesirli İlâçtır. J lerkes kullanabilir. ^J|
1
İtizar
MUıui( İnalımızın çoklugunlun «îı-l&ında Meaheblvr ve fırkalar nn«ı1dağ (Ju?. tefrikanı.zı koyamadık. Okuyucularımızdan özür dileriz
Bilecik Akşam Kız San’an okulu müsameresi
(Başlara/ı 4 üncüde) heceakâı lar koşsun. Bu okullara de vam etmekle elde edilecek manevi bilezik, bence dirseklere kadar takı lan maddi altın bileziklerden vesa ir zenginliklerden daha üstündür-Yetiştirdiğimiz öğrencilerden btr kaçının terzilik yaparak hayatlarını kazandıklarım goruvor, İftihar ediyoruz. Çok kıymetli sayın valimizin! yüksek himmet ve delâletleri ni eslrgemiyerek önümüzdeki öğre-ı tiııı yılından itibaren B lecik toprak ları üzerinde de. her vilâyette yük seldiği gibi, bir Enstitü binasnınj yükselmesini ve açılmasını Bilecik' li vatandaşlarım namına arzu ve. rica ediyorum. Sözlerime burada1 son verir, saygı değer Bilecİkklerin bana yardımcı ellerini uzatacakla rma güvenerek heplni21 saygı ile se lâmlarım.» |
Bundan sonra genç kıziarımızın1 diktikleri ve meydana getirdikleri' eserler, kızlarımıza giyrilimek su-retîle teşhir edilmiş bilâhare millî oyunlar oynanmış ve mahalli türküler söylenmiştir.
S iileymaniye İst.
Sporu 1-0 yendi
\ Beşiktaş da Bey koz a 4-0 mağlûb etti}
i Lig maçlarının 11 inci hafta kar- lstanbulsoor bu devreye bUvdk bil


olarak ver-/ numunesi radyosu:
Sayın

ş la^malan dün Şeref ve Vefa stad-lanııda yapıldı. Vefa stadında Süley maniye sıkı bir çekişmeden sonca İstanbulsporu 1—0 maglûb etmeğe muvaffak oldu. Şeref stadında da Sı.vah - Eeyazlılar bozuk bir oyun çıkarmalarına rağmen Beykozu 4—0 yendiler.
SÜLEYMANİYE: 1— tST.SPOR: 0 Dünkü müsabakaların mühim olanı Süleymaniye ile lstanbulspor ara aında idi. Vefa stadında karşılaşan1 takımlar hakem Fcrihi idaresinde sa haya çıktılar.
Oyuna lstanbulspor başladı. Fakat hemen topu kapan Süleymaniyeliler sağdan hücuma geçip. Kâmilin hatâsından istifade ederek, îsrnailin aya-ğile 50 inci saniyede günün ilk ve son golünü çıkardılar.
Bu go! îstanbulsporlulan ümidsiz-liğe düşürmedi ve oyun müsavi şekil de devam etmeğe başladı.
Istaribulsporlular birden tasa paslı bir oyun sistemi tatbik etmek istiyorlar, lâkin Süleymaniye müdafaası sert müdahalelerle Sarı - Siyahlıların oyununu bozuyor ve mukabil hücum laıla sık sık rakib kaleyi tehlikeli vaziyetlere düşürmekten hâii kalmıyor.
Dakikalar ilerledikçe lstanbulspor lular sinirlendiler ve gelişigüzel oyna mağa başladılar.
îlk devre karşılıklı atanlarla 1—0 Süleymaniye lehine neticelendi.
İkinci devre:
lstanbulspor bu devreye büyük bit gayretle başladı. Oyunun ilk dakikasında yecüğ-. mağlûb vaziya*
te düşen San - Biyahlılar bu devre* de vaziyeti kurtarabilmek için va» kuvveti er il e çalışmak mecburiye t Iru de idiler,. Fakat Süleymanlye müda^ faasının canlı oyunu ve Istanbulapoc lorlarının bir türlü şut çekememeleri beraberliğin teessüsüne imkân vermedi ve San - Biyahlılar daha hâkim oy, nadıklan maçı 1—0 kaybettiler.
BEŞİKTAŞ: l — BEYKOZ: 0
Şeref stadında yapılan Beşiktaş -Beykoz maçı Siyah - Beyazhların ba zuk bir oyun çıkarmalarına rağmen 4—0 lehlerine neticelendi..
Oyuna Beşiktaş başladı. îlk dakikalar karşılıklı atanlarla geçti.
5 inci dakikada Şükrünün yaptığı bir orta Beykoz kalesini karıştırdı-Süleyman da fırsattan istifade ede-: rek plâse bir vuruşla ilk Beşiktaş golünü yaptı.
Beykoz bu golden sonra sıkı bir müdafaa sistemi tatbik ederek fazla gol yememeğe çalıştı ve bunda da muvaffak oldu. Böylece ilk devre I başka gol olmadan 1—0 Beşiktaş telline bitti.
İkinci deı>re:
Beşiktaş bu devrede gol adedini arttırmak için çalıştı ve 3 üncü dar kilca ia Şükrü. 25 inci dakikada yine Şükrü ve 31 inci dakikada Sürev-yamn ayağile üç gol daha yaparak .maçı 4—0 kazandı.
M. Nimet Üykev

Günün dedikodusu
4

Kızıl hezeyanlara yeni bir numune (Başlara/ı 1 incide)
rımızı elden bırakacak d -ğiliz. On lara, onların lisanile mukabele etmeği kendileri için bir zül addetmekte devam edecek olan Türk ba sini, sadece mahiyetlermin kendi ağızlarından ortaya konmasına yardım için fırsat buldukça yaptıkları her türlü neşriyatı ve gülünç propagandaları sütunlarına geçirmekte bir lâhza bile tereddüd gösterini yecektir.
cTeni Sabah bugün size Anka-radan Basın Yayın urfıum müdürlüğünün hususî bültenlerinden aldığı bir haberi bu kışkırtıcı propagandalara bir misal inektedir:
Gülünç bir hezeyan
Hür Azarbaycan
(Kürdce, 18.15 yayını) kardeşlerim. Bugün Türkiye, İran ve İrakta faşistler ve Anglo Ame rikan köleleri Kürd milletine karşı haşin hareketlerine hiç sıkılma dan -devam etmektedirler. Bunla-ferm, tarihi şerefle dolu Kürd mil-letine karşı yapmakta oldukları bu hareketi hiç de insanlık kaidelerine ve Müslüman ahkâmına uygun değildir. Gerek Arablar ve gerekse Türkler ve İranlIlar Kürd topraklarını istilâ ettiklerindenberi Kürd milletine rahat vermemişler1 ve vermemektedirler.
Kardeşlerim, Türkiyede gerek sultanlar devrinde ve gerekse enm huriyet devrinde Kürdlere yapmadıklarını bırakmadılar. Türklerce bir insan, hürriyet istedi mi muhakkak ıbaşı ezilmelidir.
Bunlar Ağrıda, Dersimde ve diğer topraklarımızda Nazilerin dahi işlemedikleri cürmü işlemektedirler. Bunlar masum çoluklu ço-' cuklu Kürd ailelerini kışın ortalarında öz topraklarından Türkleştirmek maksadiyle batı vilâyetleri, ne iskân ettirmeğe çalışmışlardır. İste İran mürteçileri de merhamet {iıissi olmıyan Türklerden bu dersi almıştır. Fakat şunu itiraf edeyim ki her türlü işkence, hiç bir Kür-,dün milli hissini öldüremez ve «burnu tarih isbat etmiştir. Bunlar' varsın Kürd kahramanlarını öldür jııeğe devam etsinler fakat bugün ilıer Kürd genci bir kahramandır (ve düşmanlarının bu alçakça hare-iketinin fırsat buldukça intikamını fazlasile alacaktır.
(
ı


(Bajlarafı • incide'
İdille birlikte yemek yedikten sonra. her zamankinin hilâfna olarak. 21 30 da yatak odasına çıkmışlardır. Betül Aytün, havanın soğukluğunu bahane ederek çocukları idili de yataklarına almışlardır.
Sabaha karşı Betül, bir gürültü duymuş ise de. bunun pencere çer cevelerinin rüzgârla sarsıldığından ileri geldiğini hükmederek hiç bir endişeye düşmemiş, fakat biraz son ra uyanan küçük Tdil, babasının al nından kan sızdığını söyleyerek an nesini uyandırmıştır. . .
Betül uyandığı zaman etraftan silâh sesine yetişen komşular ve po. lis, Alâeddinl ağır yaralı olarak bulf muşlar ve Haydarpaşa hastahanesi ne kaldırmışlar, fakat Alâeddin ifa de vertneden iki saat sonra ölmüş tür.
İZDİVAÇTA İHTİLÂF VARDI
Betül ile Aalâeddin Ziraat Banka snda memur bulundukları 1941 yı-lınde sevişerek evlenmişlerdir-
iki yı devam eden ve karşılıklı i-î timada dayanan bu aşkın, izdivaç la beklenen neticeye varması, tara feynin aileleri arasında bir ihtilâf meydana getirmiştir. O zamanlar her İki aile, bilhassa Alâeddinin ailesi bu izdivaca asla taraftar değil di; fakat gençlerin sönmeyen aşkı, bu engeli devirmeğe kâfi gelmiştir.
Nikâhtan bir kaç ay sonra Ziraat Bankasındaki vazifesinden ayrı lan Alâeddin karısı Betülün istifa etmesini istemekte. Betül ise buna muvafakat etmemektedir. Belki de kan koca arasnda ilk ihtilâf bu. sebebten çıkmıştır.
Alâeddinin Betül Aytunun ifadesi ne göre, kumar oynamayan ve içki kullanmayan, sadece ruhen hasta bir gençtir. Sık sık ruhi buhranlar
4‘Eski NovotniM
alon u
geçiren Alâeddin. bahar aylarına» tahammül edilmez bir hal almakts cbr.
Retiilün ikazlarını lüzumsuz bu>. lar. Alâeddinin ailesi, tedaviye yanaşmama kua. oğullarının sıhhatli ve normal bir insan olduğunu ileri sürmekte ise de Alâeddin sık sık: Beııruhen hastayım, hasta oiduğı. mu ailemin kabul etmesi lâzımdır demektedir.
İLK TEŞEBBÜS
Yanında daima tabanca taşıvar Alâeddin. bir ruhi buhran netice-sinde karısı ile kendi hayatına sor vermek istemiştir.-
BOŞANMA TEŞEBBÜSLERİ
Hava müthiş soğuk ve yağmurh dur. Betül Avtun. öğle yemeği lçfr kainvalidesinin Beşiktaştaki evini gidiyor. Arkasından da Alâeddin ge liyor.
Yemeğe oturmazdan evvel, koca sile aralarında şiddetli bir mür.â kaşa başlama. Alâeddin. ailesinin huzurunda Betüle en şiddetli ha kareti yapmıştır. Kocasının böyle birdenbire Betüle bu şekilde hltab etmesine ailesi sebeb olmakta. Be tülün ifadesine göre, Alâeddin. aile al tarafından Aıhblıkla itham edilmektedir.
Alâeddin. âsabına hâkim olama-yarak Betülii tabanca ile tehdit et mtş. fakat Betül bugünden*sonra aç tığı boşanma dâvasında geçhnsizh ği ileri sürmüş, bu hâdiseden bahsetmemiştir.
Betül Ay tun, bu hâdiseden sonra gelerek af dileyen kocasına karş, müsamahakâr davranarak, dâvasın dan vazgeçmiştir
İKİNCİ BOŞANMA TEŞEBBÜSÜ ikinci boşanma dâvasına, yeşfl mürekkeple çocukları Mehmed İdtl İn babasının kim olduğunu soran, İmzasız bir mektup sebeb olmuş ve Betül, bu mektubun -kocası tarafın dan gönderildiğine hüküm vennis tir. *
BETÜL tevkif OLUNMADI:
Savcılıkça hakkında İdam karon istenen Betülün. sorgu hâkimliği -ta rafından tevkifine lüzum «örülme mlştlr.
Betül. bu ağır isnada rağmen ha lâ soğuk kanhlığmı muhafaza etmekte, mahkeme huzuruna çıkmaktan memnun olduğunu, asıl katillerin AtaeddinUı annesi üe bo bası bulunduğunu söylemektedir BETÜLÜN JJİR MEKTUBU
Diğer taraftan JReiül Aytun. bize gönderdiği mektubda. atrf şahsi düşmanlıklar dolayısile, en ağ>r ldr töhmet altında bulunduğunu se.vkj dikten sonra, kninvahdeslnden bahisle, bu kadının bir jön Türk otan tanmmış ve sevilmiş doktodan* >u Prof. Salih Saldin kendisini esir, «e refini maske yanmış ve bu arada kendisini de satın almıya kalkışmış olduğunu iddia etmektedir
Betili Aytun, mektubunun son ta raflarında da kaynanasının; hâl''-6 yaşında olan oğlu Mehmed İdili, henüz 4 aylık İken aldırması ifi r kanciısiııi vaktile tahdit .dahi olduğunu haılıı; kı'-c..-1njt. k>»ill otan tabancayı, koca-vma kor d‘ elita verdiğini ve ölüdür. h»v • '•-"a hürmet eim.den. ev.'.ıdj için vnntı ğı cenaze ve ııu-vlût ma? atlarm r^a hl kendisinden ve oğlu Liiider diûlni söylemektedir
11
!
az
E
açılmıştır. •
HER AKŞAM memleketimizin en muhterem saz heyeti ve Pazar günleri içkisiz âli e matinesi
Amerikan tarihinin bin macera dolu günlerinden Bin aşka bedel olan derirBevgiden yaratılan film a J? E N K L 1 »>
SAN MITONYO ASLANI
«SAN ANTONİO -
Er rol Flynn — Alekeke Smith’in
Aylarca heyecanı unutulmıyacak büyük filmleri
AR’tla ikinci hafta tevam etmektedir
I Yeni SES Opeıetinde
I Fulya Bar
BUYİJK REVÜ OPERET
Bugün matine saat 15 de.
HER AKŞAM saat 20,30 da
n— yerlerinizi ayırtınız. Tel: 49369




FAYTA: •
▼ K MT 3ABAW
9
»t.
$
*•••»
............
• •»
••
••

1
â




T •o I 1 1
) •
& - ‘ X 1 F. '”•4'
AMERİKA Muazzam Fabrikaların Merkezidir. AMERİKA'da 2000 ni mütecaviz radyo fabrikası vardır* Bunların içinde en büyükleri
X
RADIO CORPORATION fabrikalarıdır.
Radyo meraklıları arlık sevinebilirler. Çünkü pek yakında en son yeniliklerle teçhiz edilmiş olan Zenith radvolan satışa arzedilecektir.
TÜRKİYE UMUM MUMESSİLİĞİ
LİBERT KARDEŞLER Şti.
İstanbul İstiklâl cad. 28* Tel: 43849
İLAN
Kıtih 3 Sulh Hukuk Yargıçlığından (Gayrimenkul Satışı) 947/880
Hatice Seadet Ürgen, Mehmed Fahrettin Pakkan, Hikmet ve Fahi re Gürge iştirak halinde mülkiyet olarak mutasarrıf oldukları Fatlh-de eski Haraççı Muhittin, yeni Sinan ağa mahallesi eski Gelenbevi yeni ihvan sokak en eski 23 eski 19 yeni 5 bağçell kârglr hane olbab-daki mahkeme kararma tevfikan şuyuunun İzalesi zımnında 6/3/948 Cumartesi günü saat 10 dan 11 re kadar vilâyet karşısında Fatih 3 Sulh Hukuk Yargıçlığı kaleminde satış memuru huzuru ile ve açık arttırma svretile-satılarak mulıanı men kıymetinin yüzde yetmiş beşi ni bulduğu takdirde en çok arttıra ııa katı İhalesi yapılacak, bulmadı gı takdirde son arttıranın teahhii ûü baki kalmak şaıtile İkinci açık arttırması ayni mahal ve saatte 16 3 948 Salı günü İcra edilerek bu tan*irde en çok taliplisine kati İha İtti yapılacaktır-
Buirkişi raporuna göre bina 44 met re kare ve bağçe 42,87 olmak üzere mecmuu 86. 87 metro kare sahasın da olup tamamının muhammen kiy meti 8129 liradır. Bina İki buçuk katlı kârgir, zemin kat, bir oda bir hela, bir mutbak ve kömürlük arkada bağçe ve birinci kat ufak bir antre üzerinde iki oda bir hela ve ikinci kat bir sofa üzerinde İki oda bir helaki ceman 5 oda, üç heladan ibarettir.
Müzayedeye İştirak İçin muhammen bedelinin yüzde yedibuçuğu uisbetinde pey akçesi alınacaktır Tellaliye resmi, ihale pulu, taviz be deli ve tapu harçları müşteriye ait olup müterakim vergi ve resimler satış bedelinden ödenecektir. Müza yedeye iştirak edenler gayrimenku lu görmüş ve şartları aynen kabul etmiş ad edilirler, ihale bedeli pe çitidir. Satış memuru bu bedel i-çin kanuni mehil verebilecektir.
Peşinen veya verilen mehil içinde ihale bedelinin tamamı ödenme dlğı takdirde İcra iflâs kanunundaki gayrimenkul satışlarına mütedair olan hükümlerin kâffesl tatbik olunacaktr. Mezkur gayrimenkul üzerinde herhangi şekilde hak iddiasında bulunanların evrakı mtis bltelerile satış gününe kadar müra caatlan lâzımdır. Aksi halde hakla n tapu sicillinde kayıtlı olmayanlar paylaşmadan hariç bırakılırlar. Daha fazla malûmat almak isteyen lerin 947 '880 sayılı dosyaya müra-caatlaı lüzumu bütün alâkalılara 1-lân olunur.
1 ■■■ ■ ■ — ■ ■ I _ ___
Yeni Neşriyat:
KIZIL ELMA
Bu haftalık siyasi milliyetçi mec tnuanın 13 ncü sayısı, -Kenan Ö-ner bir Yahudlye değişildi ;, C. H P. de Müfritler ve Mütefedlller, Ko münlzm mevzuunda devam eden gaflet v. s. gibi mühim makaleler ve Velet Çelebi, Nejdet Sançar, A. Zi ya Kozanğlu, Ali. O. Tatlısu gibi İm »ularla çıkmıştır. Tavsiye ederiz.
Afiyet
Doktor Hafız Cemal Loknıanhe-kim tarafından 15 günde bir yayınlamakta olan Afiyet isimli sağlık gazetesinin 25 inci sayısı da bengin ve faydalı yazılarla intişar etmiştir. Sağlığına düşkün okuyucu larımıza tavsiye olunur.
2 - 7 YAŞ ÇOCUKLAR İÇİN,
Amerikan hastahanesl çocuk has çalıklar, doktoru Clhad Tahsinin Almancadan tercüme ettiği bu her sınıf halkın okuyabileceği faydalı kitabı okuyucularımıza tavsiye ederiz-
Devlet Deniz Yoîları ilînları
1 — Pazarlık yolile muhtelif eb’atta 41200 kilo yüksek ve adi tazyik kurşun boru alınacaktır.
2 — ihale 23 2 1948 Pazartesi günü saat 11 de Genel Müdürlük A-lım Satım Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Tasarlanmış değer 83840 64 —Seksen üç bin seklzyüz kırk lira ^ltnuş dört kuruş geçici güvenmesi 12576.10— Onikibln beşyüz yetmiş altı lira on kuruştur.
4 — Şartname 420 kuruş bedel mukabilinde Genel Müdürlük vezne 6İnden alınabilir.
5 — İsteklilerin Pazarlıktan önce komisyondan alacakları bir yazı
ile güvenme paralarını vezneye yatırmaları ve belli gün ve saatte şart namede yaz ılı belgelerle ve makbuzlarile birlikte komisyonda hazır bu lunmaları (1572»
Koyun Eti Alınacak
Konya Memleket Hastaha-nesi L aştabibliğinden:
1 — Konya Memleket hastahanesinln 948 yılı ihtiyacı için 16500 lira muhammen bedelli 10 000 kilo erkek koyun der. 1/3 948 tarihine kadar kapalı tur.
2 — Eksiltme ve ihale 1/3/948 saat 15 de il daimi komisyonunda
3 — Taliplerin 2490 sayılı kanun hükümlerine göre lan ve eksiltmeyi açma tarihinden bir saat evveline daimi komisyon riyasetine mektuplarım ve teminatlarını
4 — Muvakkat teminat (1238) lira (50) kuruştur.
5 — Taliplerin Ticaret Odası vesikalarım getirmeleri
eti 12/2/948 tarihln-zarf usulile eksiltmeye konulmuş-
tarilüne müsadif yapılacaktır.
Pazartesi günü
••
muamele yapma kadar Konya il vermeleri
lâzımdır. (1641)

(Satılık Emlâk)
İstanbul Defterdarlığından:
Dosya No.
Cİ nsi
Kıymeti Teminat? Lira Lira
2320
51217—1114 Beyoğlu, Mecidiyeköy H. 13 pafta, 1 ada, 4 parsel 5800 M2 arsa («zerinde 12 adet dut ağaç vardır,)
Beyoğlu, Dikilitaş 6 pafta, 28 ada, 4 parsel 4663 M2 arsa-
Emninönü, Çarşı mah. eski Şerif Ağa yeni Cevahir Bedestanı 2769 ada, 30 parsel eski yeni ve taj 114 kapı sayılı 2. 50 M2 ahşap dolap.
Eminönü. Çarşı mah. Yağlıkçılar cad- Kü- 165 çük Zafran han alt kat 2812 ada, 109 parsel eski ve yeni 1 kapı sayılı 19 M2 oda arsasının 2/8 pay).
Eminönü, Dayahatun mah. Kızlar Ağası han alt kat 631 ada, 22 parsel eski ve yeni 2 kapı sayılı 1.50 M2 oda-Eminönü, Sultanahıned mah. Küçük Ayasof ya cad. 715 ada, 19 parsel eski 51 yeni 85 (vergi kaydına göre) taj 7 kapı sayılı 61 M2 arsanın 1/4 payı.
Fatih, (Samatya) Abdi Çelebi mah- Mütesellim so. 1210 ada, 9 parsel en eski 28 yenJ 26 kapı sayılı 18 M2 arsa.
Fatih, (Balat) Hızır Çavuş mah. eski Köprübaşı yeni Hı/,ır Çavuş Köbrübaşı en yeni Yıldırım cad. 2331 ada, 15 parsel eski ve yeür. ni 13 kapı sayılı 20 M2 arsanın 188/288 payı. Fatih, (Samatya) Ali Fakıh mah, Kocamus 362 tafapaşa cad. 1177 ada, 66 parsel en eski 471 eski 419 taj 413, 415, 417 kapı sayılı 36, 25 M2 arsa.
Üsküdar. Kuzkucuk mah. eski Kombo oğ- 2205 lu yeni Bamyacı so. en eski 22 eski ve yeni 224 kapı sayılı 314 M2 arsa.
İ83
51217—748
52301/5913
52301.4325
52301 223
1
52301 8029
52301/6750
1—5907
52301 7553
55100,2802
3730
280
300
450
460
144
166
Yukarıda yazılı gayrimenkuller 25/2/948 Çarşamba günü
Milli Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda ayrı ayrı açık arttırma ile satılacaktır. isteklilerin nihayet saat 15 e kadar yatıracakları teminat makbuzları ve nüfuz cüzdanlarile satış günü komisyona, fazla bilgi İçin sözü geçen müdürlüğe başvurmaları. (Teminatlar önceden de yatırılabilir (1655)
saat 15 dc
BORSA |
Grip - Baş - Diş ve Romatizma
AĞRILARINA KAKŞI
Kırım harbine dair
(Baş tara/ı 4 üncüde) öteki askerler nöbetleşe götürür, îşte bu scbebden dolayı, 1854 senesi eylülünün 15 inci günü, yani müttefik ordunun karaya askerlerini çıkarmağa başladığı günün ertesi sabahı açılırken Türkler, kendilerine tahsis edilmiş olan sahada, rahatça çadırlarına yerleşmiş bulunuyorlardı. Acemi ve genç Ingiliz ve Fransız akserleri —hâlâ. çadırlarını kuramamış olmalan dolayıaile— gecenin çiği altında sırsıklam olmuş sefil bir halde çö-melmiş oturuyorlardı. Savaşçı (Warlike) Türkler ise tabiî yurd-1 arına yerleşmiş görünmekte idiler. Türk kumandanı Süleyman paşa, kendisini o sırada ziyaret e-den misafirlerini, güya Türkiyede-ki konağının kabul salonunda imiş gibi, karşılayıp ikram edebiliyor-du. Ordusunun bütün çadırları daha akşamdan kurulmuştu ve "paşanın ordusunun, hâlâ «Türk ve Müslüman askeri*- olduğunu insan bir bakışta görebilirdi, çünkü silâhlan ve takımları temiz ve parlak olmakla beraber bu adamlar ibadetlerini unutmamışlardı! Bol bol peksimet ve fişek vardı; bir takımı yem yemekte, bir takımı da hemen binilmeğe hazır duran bir çok atlar görülüyordu. Paşanın kahvesi, tütünü de eksik değildi. Süleyman paşa karargâhında görülen her şey, dindar ve cenk çi bir hayatın vazifelerini ve sade usullerini babadan oğula kalma büyük bir an’aneden toplayıp öğrenmiş bir ırkın, bir milletin nişan l.annı taşıyordu!...>
Kahraman milletimiz için ne kadar büyük ve değerli bir tarif ve takdir; değil mi?
İlan
İstanbul Dördüncü İcra Memurlu ğundan: 947/301
Mahkemece satılmasına karar ve rllmlş olan (65 metre mikap kayın dilme İle 35 metre mikap göknaı-kavrulmuş karışık kereste) Haliç Fenerinde Fener caddesinde 290/292 numarada 25/2/948 tarihine rasla-yan çarşamba günü saat 15 de birin ci arttırma ve muhammen değeri el de edilemediği takdirde (yüzde 75 ini) 27/2/948 Cıfma-günü ayni saat te ve ayni yerde ikinci arttırma suretile en çok isteklisine satılacak tır. Tallpkrn mahallinde bulunacak satş memuruna müracaatları ilân olunur.
Tekel G. Müdürlüğü ilânları
Malzeme Alım Şubesinden
Cins)
Mikdan Güvenim
parası
İhale
Tarihi gilnü saati
şubemizde kayıtlı malûl subay, malûl er ve şehit yetimlerinin tütün İkramiye tevziatı aşağıda göste rilen gün ve saatlerde yapılacaktır.
İkramiye alacakların ikişer fotoğ raf ve ikramiye cüzdanlarilo belli gün ve saatte şubede bulunmaları ilân olunur.
1 — Malûl Subaylar Sah ffiinü sa*
at 9 dan 16 ya kadar.
2 — Malûl Erler Çarşamba günü saat 9 dan ±6 ya kadar.
3 — Şehit yetimleri Cumartesi gü nü saat 9 dan 12 ye kadar.
Beşiktaş As. Ş. Bşk.
Alb.
Kmal Tuncer
Z A Y I : — İstlnye Dok fabrika sı süt teminatı İçin İstanbul D. D. Yollan U. Md- lüğü saymaklık vez nesinden almış olduğum 27/1/947 ve 159229 No. İn 891 liralık teminat makbuzunu aftyi ettim yenirini a-lacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Durmuş Özcelik Şeriki ve ▼•kili Mustafa Cengiz
İst. Borsacının 14/2/948 Fiyatları
Londra 11,3350
Nevyork 282.52
Paris 1.3060
Cenevre 65.40
Amsterdan» 105.5468
Brüksel 6.3887
Prağ 5-60
Stokholm 77.8861
Lizbon 11.2495
ESHAM VE' TAHVİLÂT
Tahvilât üzerine muamele olmamıştır.
BULMACA
Elektrik fıruu Beyaz sabun Lâstik hortum Tethil alkol Zimpara taşı Nihayetsiz şerit Antigran Kablo Sülfür Antimu&n
1 — Yukarıda çaktır.
2 — Pazarlık
1 a(kt
6250 kilo
200 metre 1000 kilo 50 takım 28900 adet 1170 metre
22 ton cins ve mikdan
J50 lira . 300 lira
394 Ura
30 lira
500 lira 13800 lira
600 hra 4950 lira vazıh mfilzrme
24/2/948 Salı 24/2/948 Salı 24, 2/ 948 Salı 24/2/948 Salı 10,15 36/3/948 cunıalO.30 26/3/ 948cunıa 9.30 27/ 2/948 cuma 9.45 12/3/948 cuma 9.30 pazarlıkla satın alına-
9,30
9,45 ıo.uo
hizalarında gösterilen gün ve saatlerde Kabataş Genel Müdürlük Malzeme alım Şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
3 — Şartnameleri her gün sözü geçen şubede görülebilir.
4 — isteklilerin belirli gün ve saatte hizalarında gösterilen güvenme paralariyle birlikte mezkûr komisyona müracaatları ilân olunur.
5 — idare kısmen veya tamamen veya kısım kısım ihalede serbesttir.
1930
Lâstik Ayakkabı Ökçe ve Tabanı Satılaçak
İzmir Gümrükleri
Başmüdürlüğünden
Mezat No!
Eşyanın cinsi
Miktarı kilo ’ gram
Kıymeti
Lira Kuruş
Yeni lâstik a-yakkabı ökçe ve tabanı
Yukarıda müfredatı yazılı eşya 2 Mart 948 Salı günü saat 14 de başmüdürlüğümüzde kapalı zarf usujile satılacaktır.
Muvakkat teminatı 1469 lira 88 kuruş olan bu eşyanın şartnamesi ile eşyayı her gün başmüdürlüğümüze müracaatla görebilirler.
Teklif mektuplarının ihale saatinden bir saat evvel başmüdürlüğümüzdeki satış komisyonuna verilmesi lâzımdır.
Postada vaki olacak gecikme kabul edilmez.
2042 000
19598 41
(1598)
——— 35 Liraya
Hakikî su geçirmez gabardin İngiliz Trençkot pardesiileri
AyTica: Bayanlar için 25 lira satış muhayyerdir Sultan Hamam Dikranyan han No. 11-12 Abdurrahman Kalyon
T eknik
Satınalma Komisyonundan
Üniversitemiz matbaasında tabettirilecek olan kltablann klişeleri açık eksiltmeye konulmuştur. . ., . ' . -
Kılişelerin beher santimi 5.50 ve beher parçası 75 kuruştur, ilk te minat 750 lira olup eksiltme 17/2 948 tarihinde ve saat 10.30 da yapıla çaktır. Fazla malûmat almakdcln komisyona müracaat. (1256)
ni versıtesı
J
2
3
4
6
4
â
t
b
SOLDAN SAĞA :
1 2 3 4 * 5 6 7 S 9
■ l Mil
1 1 11
| j L 1 t 1 i
|T~ 1 ■ i :Si ı
■ ■ 1 i !■
!■ r '■ : ı
• 1 ■İ 1 1 B
■ 1 1 i İMİ
I 1 1 ı«L IIM
1 — Yanardağdan çkan mai, Ke lâm kadim kitabı; 2 — Kiralık, Ba şına ıKı yelirse siyah olur; 3 —Bir erkek adı, Yiyecek; 4 — Kırmızının açığı. Tersi küçük davul, Nota; 5 — Şöyle böyle manâsına gelen bir bir nida; Kebabı iyi olur; 6 — İzmir beyi, Rıbat edatı; 7 — Bahar lı bir bitki (salatası yenir); Başına • Kı gelirse icar olur; — Şehir (vi-lâtet); Çamaşırda kullanılır; 9 — Denizde uzaklık ölçülür; Şaıkta a dun yerine yakılır.
YUKARIDAN AŞAĞI î
1 — Yiiz *uruş. Başına (Y) gelil se babasız olur; 2 — Tezelden, Biı Rum kız ismi; 3 — Acımak belirten nida, Şapkadan önce giydiğimiz; 5 __ Bir nota, Sonuna (K> ilâ vesile har olur, Hayvanların yediği; 6 — Bayağı, Fikir; 7 — Bir çalgı aleti. İranda bir şehir; 8 — Tersi saf (inekteblerde çokkturL Nota; 9 — Bir kadın İsmi, İlk kavlmlerin silâ lu.
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ 123456 /59
K U L Hfc K O V
A S U'MİA ■ S,E N
Y'AiT-AWE|L|M|A
A|R ■ R ! 17. A
■ E'LıE.M E B:U E
UıA EBELİ M «
Z A ■ E c 1IK U L
ARAZ 1 A. 1 MA
K IS A ■ EN 1 K
%
ZAYİ.: — Harbiye ile Taksin arasında nüfus cüzdanımı kaybet tim, bulana 10 lira mükâfat verile çektir.
Taksim Belediye Otobüs Garajı Posta Başı İbrahim Asrav
İmtiyaz Sahibi:
A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU •
Y»3l
Yazı
illerini fiilen idare eden: illeri Müdürü: FATİN FUAD Dizildiği Yer:
«Yeni Sabah» mürettiphanesi Basıldığı yer: «Gün Basımevi»