Numara: 178
Abone Şeraiti
Türkiye için Hariç için
I ssarilk 1300 Kr. --------fv» Kr.
t aybb ...- O» *--------IS» .
3 ,-------S» . --------70» ,
1 , .... t« ►------- -
Nsr»,n»iyr Şeref Selef. TKLFFOH: »JJO
ZAMAN
15 K-'nun'syvel Cumartesi 1934
Günün Yazısı
ya. **-
Yanlış bir öğiid (Akşam) da (N. S.) adiyle zan bir arkadaşımız ibu N. S.
lib.c Bay Necmettin Sadık adının İlk harfleridir) tutum yedi yünü münasebetiyle yazdığı bir yazıda şuaları Söylüyor :
“Şimdi tersini yapmalıyız, sakla, biriktir değil. harca, gelirin gibi gederini dv arttır L. Demeliyiz,,
Sonra bu Sgfldfln doğruluğunu göstermek için şunları da tözüne ekliyor t
"İngiltere »ıkıntıdan böyle kurtuldu, n'.tş veriş» arttırdı, durgunluğu kaldırdı, bankalardaki, kasalardaki akçeler dışarı fırladı. Propagandalar yapılıyor : " Paranı saklama, ulıo a) „ Deniyor, şimdi alan alana, yiyen yiyene... İngiL terede bu yüzden kriz çok azatmış...
N. S. arkadaş bu son sözlerine İki Ukırdı eklemeği onulmuş. "Alan alana, yiyen yiyene.... den sonra bir de “kazanan kazanana..... de-
meli idi. O vakit öğüdü daha ye-rinde otur, acilleri daha (mantıkî) bir biçim almış bulunurdu.
Blum duruşumuzda (vaziyet) olan bir ulun irin bu öğüd hiçte verinde değildir. Ingiltere de dünyanın har yerinde olduğu gibi bu büyük kriz geçirmişti. Yalnız (büyük başın derdi büyük elor) atalar sözünün tersine olarak bu kriz İngilterelin belini bükmedi, logilizler çok güçlük çektiler, fakat yüz yıllarca biriktirmiş olduktan sayanın gücüyle bu güçlüklere göğüs gerdiler. Soora kriz içinde kıvra-aıb durmak ta unurlaruıa do-kvoda. Silkindiler, kımıldadılar, birkaç yol denediler, nihayet budunlarında alışverişi yenidea çoğalttılar. Şimdi tngillereya gidib geleciler orada halkın şen, güleryüa-lû olduğunu, (kriz)s kulak asmaz hale geldiğini anlatıyorlar.
Bize gelioce henüz Ingiliz kez-teıüıue okoeocnide yükselmiş cl-maktan çok uzağız, B.ze şimen (sakıa) yerine (harcat) demek çok yanlış bir yol göstermek olur. Hare mak için kazanmak gerek* tır. Musamık için oe u.usuu
eakidenberi ticareti, sanayii yükselmiş olmalıdır. Oysa ki (halbuki) biz ucaret ve ökonomi yoluna gireli pek az oldu. Hele lugılız, Fransa milleti ile kendimizi ölçmeğe kalkarsak biz daha ökonomi yolunun ilkmekteb çocuğu bile sayıl »mayız. Bize (harca) diyen Bay (N. S.); (Peki ıramı neyi harcayalım?) diye bir sorgu soranlar oluz-sa, oe karşılık verir? İçimizde yüzde doksanımız kazancımızı halâ devlet kapısından bekliyoruz. ingilterede, Fransada ise bilâkis milletin yüzde dok -sanı kendi alnının terila kazanıyor, çok para elde ediyor, daima bir köşede birikmiş büyükçe akçe bu.unduruyor. Onlar istedikleri vakit bu birikmiş paradan bir parçasını ayırıb ortaya dökebiliyorlar. İngilterede bugün bankalardaki, kasalardaki akçeleri dışarı fırlatanlarla, yine geridı kasalarında, bankalarında kara günler için sakladıkları büyük mik-dzrda paraları olduğundan hiç kuşku etmemeliyiz.
Bizim ise henüz bankolarda, kasalarda kaç kuruşumuz var ki ve olabilir ki onları da dışarı fırlatalım? Kazara (N. S.) ar-kadaşso sözüne uyup ta bunu ya-pacok Olsak, bir kere ortaya (durgunluğu kaldıracak) kadar paru dökemiyeceğimiz muhakkaktır, ondan başka eldeki avuçtaki beşon parayı da yiyib büsbütün yay» kalacağımız da caba I
Türkün zaten başlıca ulusal (mil.i) eksiklerinden biri para biriktirmek değil, harcamaktır. Çünkü bu gid ş biraz da baylık icabıdır! Türk ise yaradılışından baydır. Ooun, para harcamak, bay-hk göstermek için varını yo-ğuou ortaya saçmak en bayıldığı bir iştir. İşte şimdi (tutum ve arttı-rım) yedi günü ile biz Türkün bu tasavvurunu ortadan kaldırmak, onu da, ilerlemiş diğer ulua'ar gibi ökoaomiye alıştırmak istıyo-ruz. Hıebirimize daha (saklama.' harca!) demek çağı gelmemiştir. Hele yeni başladığımız ökonomi yaşayış, biraz derles.n, yükselsin, bitleri kazandırmağa alıştırsın, ondan sonra harcamak sırası da gelir, hatta öyle gelir, kı o günlerde (sakla!) desen para yine saklan-«naz, kendi kendine dışarı fırlar ve işte bu biçimde fırlayışın da ( N. S.) arkadaşso dediği gib. dur-gvo uğu ortadan kaldırmakta büyük tesiri görülür. Daha şimdiden bunun tersmi düşünmek ve söylemek, yani saklamağı Öğrenmedin harcamağı öğüd etmek İse »şığı Cıarı (yarın aç kail) demekle aberdir.
tbüzziıja Zade
Mztbıuri Ebüzriya. Istaobd Ç
Sabahları Çıkar Siyasî Gazete J Fiaö Rw Terde 5 Knntştnr
Yarım asırlık bir yuva
Atatürkün ilk okuduğu mekteb elli yaşında
Dün Feyziye lisesinde merasim yapıldı, mektebin ismi “Işık,, oldu, Atatürke telgraf yollandı
Feyziye—Işık lisesinin 933—934 mezunları muallimlerde bir arada Feyziye lisesinin ellinci yıl dönümü dün büyük bir merasimle kutlulanmıştır.
Mektebin Mazisi
Yurım asırlık bir tarihe malik olan ve 1885 senesinde "Selanik,, şehrinde kurulan bu müessese, Balkan harbinin ni-
hayetlerinde Bulgarlarla Yunanlılar çarpışırlarken tabrib edilmiştir. Hatta "Selânik,, deki Bulgar - Yuttan çarpışmalarını u en kanlı ve süngü süngüye on feci sahneleri Feyziye mektebi binasının içinde geçmiş, bu Devamı 6 inci sahifede
I
Feyziye—/f(h liıtıimlı diin verilen müeamereden bir intiba
Çoğalmasını temenni ettiğimiz mü-esseselerden: Bakırköy doğum evi Doğum evine yedi yataklı bir pavyon ilâve edildi
Bir lohusa ile dört günlük çocuğu Bakırköy aotom evmâe Bundan bir müddet kırköyünıle, Hazioedar hibı Bay Hüseyin ile Bakırköylûlerin yüksek yardıml cayrainde yedi yataklı bir doğı evi yapılmıştı. Bu doğum evine lyrıea yedi yataklı bir pavyon darı.» ilâve edilmiştir.
Doğum evi bütün sari konforu iniz olduğu gibi her türlü doğum ameliyatı y*pılıU ee. k bir od) ile .-tirahat salonunu da havidir.
Doğum evin u şimdilik üç doktoru ve iki «bari vardır.
Do* um ameliyatlarını Bay Feyzi. Bay Rauf. Bay Peştemalciyan i)« Bayan Kadriye ve Bayan Mü-
evvel Ba-çiftligi sa-diğer batı yardımları (um
nürv idare etmektedir.
Doğumdan aonre annelerinin sütüyle besten cmiycn çocuklara mama ve teksif «dı'miş »ût b.lâ ücret verildiği gibi rahatsız olau annelere de büyük bir ihtimamla bakılmaktadır. Bu müessese tarafından pek yakında fakir mek-teb çocuklarına da yardım edileceği söylenllmektedir.
Geçen perşembe günü akşamı, hııılâtı hsı doğumevinin bütçesine ilâve edilmek üzere büyük bir balo verilmiştir. Baloda eşya piyangoları çekilmiş, esbaba kadar zel eğlenceler tertibedilerek vetlller eğleodirilmiştir.
•i • -
Bakırköy doğum evinin dtfurıdan görünü fi
Sanayileşme, ergin ulusun ta kendisi olduğu içindir ki Türk tilusu onu benimsemiştir.
Kâzım Özalp
(Şerhi 3 ûaeG aahlfede)
Türk - Yunan dostluğu “Atina,, gazeteleri bu dostluğun sağlamlaşacağını yazıyorlar
Atina 14 (A. A.) — TArldya Dış işleri Bakanı Bay TevHk Rüştü Arasın Atioaya gelmesini beklemekte olaa Yunan gazeteleri, Türk uluş adamının Yunan ulaş adam-larile yapacağı görüşmelerin iki ilke arasındaki dostluğu bevkita-eağini yasmaktadırlar.
Belgrad 14 (A. A.) — Türkiye Dış işleri bakanı Bay Terfik Rüştü Araş bu sabah Atioaya gitmek tavra Belgraddan geçmiştir. Kess-dislnl İstasyonda Hariciye Bakanı muavini M. “Puriç„ ile Türk, Romen, Yunan ve Arnavutluk sefirleri karşılamışlardır. İstasyonda daha diğer birçok savat bulao-muştur.
“ Venizelos „ aklına geleni mi söylüyor?
Atina 14 (Husuri)— Başvekil M. ••Çaldaris,,, “Venizdoa,, tarafından hükümetin harici aiyaaatini tenkit ed:r mahiyette vuku bulan beyanata cevab vererek, “Veuizelos^un hükümete karşı duyduğu muhalefet hissi dolayıtiyle memlekete zarar vereceğini düşünmeden ağrına geleni söylemekte olduğunu, aklı başında olan hiçbir insanın diot bir esasa istinat etmiyen papaalana kisvesi nseselesiadea dolayı Türkiye dostluğunun feda edilmesini tavsiye edemiyeceğini söylemiş, “Vcnizrioa,. on Türkiye dostluğunu temin etmek için muhacirlerin servetlerini feda ettiğini de hatırla-lamasını da ilâva etmiştir.
İngiltereye öldürücü darbe!
“Flânder,, sahilleri kimde ise» bu darbeyi o indirebilir!
Londra 14 fA.A) —Moraingpost gavateai bu--un*
Ceneral “Luden-dost,.
'tr ortaya çile-,-raış vo M. '* Bal d v i o „ i a “logilterenia hududu Ren nehri üzeriadedir,, sözlerinden sonra bilhassa dikkate değer gizli bir harb vesikası ur »-etmektedir.
uu vesika 1918 senesinde Alman Amirali " Şer „
tarafından yazılmış va "Ludeo-dorf„ a gönderilmiştir.
Vesikanın gayeti, Alman askeri makamlarını "Hsligo!and„ adasının l.sgiltereya karşı bir hücum üssü olarak çok uzak olduğunu ikna etmekti.. Amiral “Ş«r„ , Fl&nder sahillerinin, logiltereye öldürücü bir darbe vurmak iç.ıı Alman donanmalına çok müsait olduğunu eöylüyor ve diyor kiı
Bir hava hücumu için de bu böyledir.M
f-----------?-------------------?
Maarif Cemiyeti piyangosu Maarif Cemiyetinin tertib ettiği piyango dün ‘‘Ankara,, da çekilmiştir.
Kazanan numaralan 2 nci sahifemizde son haberler kısmımızda okuyunuz.
_______________—________________
Yunan Cumhur reisi yeminetti Atina H (H .
esasi ) — Bugün i «at on dörtte ayan ve tnebu- | t * A ' aan meclisleri , 'j (
bir arada toplan- I T y—•*. "B. . nıış yeniden cura ' \ *»a^WWİ
hur riyaaetine intihab edilen M, ‘Zaimis,, yemin etmiştir.
M. •• Zaimis „ saat on bir buçukta meclise gelmiş, başvekil
tından istikbal edilmiş, Metrepolidi tarafından okunan mıı tad yemin suretini tekrar eti,..' suretiyle yemin etmiştir.
M. **ZaimiaH mecliste ve bıdıp gelirken de ahali tarafından alkışlanmışın.
Af '• Zaimis „ v« nazarlar tara-“Atina,,
Tasarruf haftası
Dünde bütün memlekette hara retli tezahürat yapıldı.»
haftasnın
sanayi o-çok kala, halkın ve iştirakile ı bykeli
Tasarruf
üçüncü günü münase-bntik dün uat 16,5 da tayyareci Vecihi Beyazıt, Takıim, Doğ* analar. Kadıköy, Kuşdili meydanları üzerinde uçarak ökonomi ve tutum cemiyetinin vecibelerini ve hediyeli kartlarını atmıştır. Bu kartlan Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyetlerine götürenlere yerli yemişler verilecektir-
Bugün de mekteplerde tasarruf ve iktisat mevzuları etrafında müsamere ve konferanslara devam edilecek, talebe tutum hakkında yazılar yaza-
Dünkü lik maçlarının neticesi
Fenerbahçe sıfıra karşı birle Beşiktaşı yendi, is-tanbulspor - Vefa berabere kaldılar
caklardtr. Ea iyi yazı yazan talebeye yerli malı hediyeleri verilecektir.
Ankara 14 (Hususi)—Ökonomi arttırma yedi günü mü* naıebetile bugün ticaret ve kulları ve balık bir I musikinin Atatürkün önünde bir toplantı yapılmış ve söylevler verilmiştir.
Öğleden sonra yapılan bu toplantıda Bayan İffet Halim ile muallimlerden Bay Doğan da nutuklar irad etmişlerdir.
Devamı 2 inci sah ifede
ıtaınııaıstıaıınşvtıstasıaıvasaısıvıısıeıssssıvsrsıeıaiasseM şn
Dünkü Fenerbahçe-Befiktaf maçından bir enstantane [Maçların tafsilâtı 5 inci sahifemizds spor sûtunumuzdadır] --------------------------------------------------------------)
Polis müdürlüğü de etmiş bir Türk zabıta memurunun hatıraları
Yeni ve meraklı tefrikamız
Sadrazam Talât (Paşa) dahiiiye nazırı iken ev kıyafeti He, hatıratın muharriri zabıta memurunu karşısına almif, görüşüyorlar!
Yunanlı dolandırt.
Muhayyele mahsulü bir eser olmayıbsırf hakikate dayanan ve her vak‘ası bin bir tehlike içinde aynen yaşanmış olan bu hatıralardan gelişi güzel b:r kaç macera serlevhaları :
Nazil polis oldum 7 — ilk muvaffakiyetim : ctyı nasıl yakaladım? — Eski komiserlerden ve fimdi " ISO., lik-l.-rden mCfhar Hacı Kemalle mücadelem — Bir Bulgar komitecisini nasıl ele geçirdim ? — “Abdûtâziz çavif,, i Mısıra naııt götürdük?—Muhalif mebusları Selânige kadar sureti tarassudumuz Kasa hırsızları Hâzineyi Haısayı nasıl soracaklardı!.. /Ih... Ilh...
Birkaç güne kadar okuyacaksınız
2
Kânunnevel 15
ZAMAN
Hindistan işi yerinde sayıyor
Ingiliz muhafazakârlarının buldukları tesviye çaresi herhalde pek uzun ömürlü olmıyacaktır
Hindistan mesrleal, Ingilterede en çok ehemmiyet verilen iş o'mskla deıam »diyor. Dün Avam kamarasında geçen mûıakereler dikkate değer bir mahiyette idi. Amele fırkası mebudan Hindistan, bir dominyon variyeti verilmesini teklif ettiler. Yani Hiodistanı, Kanadamo, Avuntu, ralyanıv. Cenubi Afrikanın variyetin, yükseltmek Ut.diler. Bu dominyonlar, tam bir muhtariyeti haildirler. İngiltere Us bütün bağlan, başlarında İogiltere kralını temsil ed.n Hrer umumi vali bulunmasından ibarettir. Diğer ho.ueUrm hep.iod» Um bir hüviyetten istifade «derler. Bütün dahili Işlerindr bordürler. İngiltere İle birlikte bir konferansta karşılaştılar mı, onunla tam bir müsavat dalreeiode konuşurlar. Reylerinin. .öderinin, Ingiltere mümessillerinin reylerinden ve .özlerinden farkı yoktur. İngiltere onon muvafakatini elmadan onların namına hiçbir harekette buluna ma s, hiçbir karar veremez.
Hindistanın mutedil unsurları da Ingiltererrn kendilerine bu dominyon variyetini vermesini bekliyorlardı. Fakat Ingiltere buna razı olmadı. Hatta Ingiltere Avam kamaran namına Hindistana verilecek yeni kanunu esasiyi tetkik eden mebuslar heyeti Hiodistanı dominyon yapmak fikrice yanaşmadı. Eski vaziyeti idameye çok yakın olan kararlar vsrd. Hatta bunu b.la çok gören muhafazakârlar bulunduğu, onun için Hin-dl.tan meeele.l kamaraya gelince muhalif rey verecekleri bildiriliyor.
Bu sebepledir İd Ingiliz Amele fırkasına men.ub olan mebusların Hindistan lehinde verdikleri teklif büyük bir ekseriyetle reddolunmıış, hükümet tarafından teklif olunan re Hind.stana hemen hemen bir şey verniyen rapor yine büyük bir ekseriyetle kabul olunmuştur.
Şüphe gölürmiyecek bir şey varca bu tesviyenin pak muvakkat odunudur.
Gelecek yıllarda yeni bir genel seçim yapılır da Amele fırkası kaşanırsa onun bu vaziyeti düzeltme»! beklenir.
Belki de o samana kadar Hindistanlıların kendileri bu vaziyet» baş. ka bir istikamet verirler.
Ö. /?.
Fransada Buğday meselesi... “Flânden,, hükümeti, müşkül ve heyecanlı müzakerelerden sonra 388 reyle itimat kazandı
Paris 14 (A. A.) — Başbakan M. “Flânden,, . buğday kanunu layihası roünasebetüo saylavlar meclisinde güven mezelerini ileri sürerek şövle demiştir :
İktidar mevkiinin yüklerini taşımama engel olan şeyler yalnız bnlen mevzuu bahis olan hâdiseler değildir. Bu, aynı zamanda yüksek bir vakar meselesidir.
Eğer benim ve arkaşlarımın hattı hareketlerimiz bir takım şartlar dahilinde tasvib edilirse ben bu vaziyeti kabul edemem.,,
Hükümet müşkül ve heyecanlı birtakım müzakerelerden sonra 175 reye kerşı 388 rey kazanmıştır.
Konuşulan proje ticarette yavaş yavaş »erbestiye dönmeyi anıklamaktadır.
M. “Flânden,, projenin reye konulmasından önce müzakerelerin süratle yapılmasından ötü-
rü saylavlar meclisi balkanına vc saylavlara teşekkür etmiştir. M. “Flânden., bu projeden çiftçiler zararına olduğunu tek-zibetraiş, projenin herkesin faydasını temin etmekte olduğunu söylemiş ve demiştir ki:
" — Bu proje çiftçilerin zararına elde edilmekte olan kötü menfaatlere bir son verecektir,
Projede, çiftçilere karşı girişilmiş olan her türlü taahhütler muhafaza edilmiştir. ) Türkiye - İsveç hakem misakı
Cenevre 14 (A. A.) — Türkiye ile İsveç, 26 Eylül 1928 tarihli genel hakem misakı kabul etmişlerdir.
Arnavud çeteleri Yunan hududunu mu geçti?
Atina 14 (Hususi) — Arnavud çetelerinin hududu geçtikleri hakkında verilen haberler hiç bir taraftan teyit etmemiş-I tir.
Maarif Cemiyeti piyangosu
Dünkü keşidede kaza nan numaralar...
Anksr» 14 ( Hucosl) — Türk Maarif Cemiyetinin piyon kovu bloğun dûn, Halksvinde, kalabalık kille huturunda çekilmiştir.
3000 liralık ikramiye 63554 numaraya çıkmıştır. 57641 numaraya iki yüz llrahk ikramiye çıkmıştır.
Yüzer ve ellişer lira kazananlar
YOsertira ikramiye katanao »nmarnlar (unlardır ı
53440 61247 4306$
Ellişer lir» kazananlarda (unlardır t
58(H $00X6
16386 68064
Yirmişer ve onar lira kazananlar
Yirmişer lir» ikramiye kazanan numaralar (unlardır :
50687 4039 3468 5814 5966$ 74858 53865 38093 61158 26850 14239 89 12572
Onar lira ikramiye kazanın »u-maralar bcrveçiatıdir :
622 41164
Habeş- İtalyan müsademesinde
“Roma,, ya göre Habeş-lerin verdikleri zayiat ne kadardır?
Roma 13 (A. A.) — ktefani Ajansı bildiriyor:
Valna taarruzu hakkında doğruluğu kootro) edilmiş olan tafsilât aşağıdadır:
Itlayan hatları önünde savılan Habeş ölülerinin adedi 110 dur. Valoa ile Ado arasındaki arazi üzerinde uçan tayyareler bir çok ölü ve yaralı görmüşlerdir. 105 tüfenk, 8000 kurşun, 125 çadır, 400 iaşe çantan ve bir kamyon bulunmuştur. Mesele milletler Cemiyeti-nemi gidiyor ?
Londra 14 (A A.) - Habe-sistamn Ulusal sınır hadisesi İtalya tarafından hakem kara-riyle halledilmek istenilmediği takdirde meseleyi Uluslar derneğine götürmek istediği haber verilmektedir.
Mısırda sanayi işleri
Mısırda sanayiin matlûb veçhile inkişafına bilhassa Japon rakabeti mani olmaktadır
Mısırda hükümet memleketin aıaai mamuiâb ile kendi ihtiyaçlarını kendisinin temin etmesi hususunda şimdiye kadar alda adilen daha yüksek bir derece v« mevki temin etmek için bütün gayret ve hizmetleri yapmaktadır.
öyretme, yani mekteb fabrikaları kurulması ve meseli cam sanayii ve hâğıd sanayii sahasındaki gibi tesisat, bu neviden gayret ve himmetleri sarahaten göstermektedir. Bun. lar arasında ve bunlar üstünde memleketin kendi ihtiyacını pamuk mensucatı ile tatmin etmek ve bu mensucattan yabancı ellere ihracat yapmak için de
tecrübe ve mesai sarf»dılm»k. tedir.
Bu bakımdan batta son aknelerde kısmen Avrupa sermayesinin yardımı ila ve kümende bu yardım olmaksızın- biraz fazlaca tecrübeler yapılmış, fakat bu tecrübelerin hepsi beklenen neticeyi vermemiştir. Bunda da Japonya mani olmuştur.
Bu havlu ponya
yat memat savaşına girmişler, ancak büyük müşkülât ile Mısırlı müesseselcrin bir kaçı mevcudiyetlerinin devamını temin etmiştir.
senenin başında Mısır dokuma tezgâhlan J»-idhalât eşyası ile bir ha-
Tasarruf haftası
7 inci tahifeden devam
Memleketin her k&feeinden ge-len haberlerde, tararruf p« ı'âtisat kıflaeı mbnoeebetiyle biyik te-* ekin a t yapıldığı bildirilmektedir. “İzmir,, de
İtmiz 14 (A. A.) ■ Bugün aluıal ökoooml ve tutum yedigünüoün üçüncü günü olmauodan «türü aaat on bir de kordonda Cumuriyet alanında büyük şenlikler yapılmıştır. Bütün okullar ve esnaf kurumlan üyeleri ve büyük bir kalabalık şenlikte bulunmuştur. Şenliğe İstiklâl marşı ila başlandı ve sonra bütün okulluların hep bir ajııdan söyledikleri Cumuriyet marşı dinlendi. Marşlardan sonra Gaıi llkmekt.bi okullularından Saadettin ve Kzı liselinden Vecibe birer söylev söylediler. Kentbaıkanı Behçet Uı tarafındın söyleoen söylev çok alkışlanmıştır.
Bu akşam birçok söıenler tarafından kentin birçok yerlerinde ulusal ökonomi ve tutumun faydalan üzerine söylevler söyieoreektir. “İnebolu,, da
İnebolu 14 (A.A). Bugün bura, da 150 okullu mahalleri dolaşarak yeril mallarımızın korunması ve aranman için nümayiş yapmışlardır. Bu hafa hakkında talebeler tarafından hasırlanan Uvbalar bir çok yerlere kooul muştur.
“Fransa - Almanya beraber çalışmazlarsa dünya çökecektir!,, Alman Nazın “Hees,, Paris seyahatini “Sar,, reyiâmından sonraya bıraktı
Berlin 14 (AA.) - Alman Bakanlarından ve “Hitlcr,, in muavinlerinden M. “ Rudolf Hees„ in 17 ikinci Kânunda Patise yapacağı seyabet sonraya bırakılmıştır. Oranlandığına göre Alman dış işleri Bakanlığı mebafili, bu seyahate büyük bir ehemmiyet vermekte ve bu seyahatin Sar reyiâ-mından sonra yapılabileceğini ve bu suretle hususi bir ziyaret mahiyetinde olmaktan çı-
kaçağını söylemektedir.
Paris 14 (A. A.) — M.“Von Papeo,, Pöti Journal gazetesine bildirimde bulunarak demistir-ki:
— Fransız - Alman çalınma beraberliğinin zaruretine kanığım. Bu çalışma beraberliği olmıyacak oluru Avrupa ve dünya çökecektir. 1914 katliamlarını görmüş olan Desiller yaşadıkça b r savaş çıkması ihtimali yoktur..
Kapatılan “Birlik,, gatesesi davası yeniden görülecek
Vereme nasıl karşı geliyorlar? Italyada bir verem fakültesi ve yeni Sanatoryomlar açılıyor
“II Corriere deli* Sera,, yazıyor: “Bilindiği gibi llalyada verem hastası olanlar çoktur. Italyan hükümetinin son zamanlarda neşrettiği bir istatistiğe göre 1924 ten, 1934 • kadar Italyada verem hastalığından ölenlerin adedi her sena altmış binden çoktur.
İtalya hükümeti bu felâketi defetmek için gerek olan vasıtalar ve tedbirleri a İma katadır.
Halihazırda İtalya'da 6500 yataklı 23 verem sanatoryoma vardır. Bu sene »ocunda 1371 yataklı bir sanatoryum daha a-çıla çaktır.
“Mo»oiiniH yakında Romada büyük merasimle acunun en mükemmel ve en büyük sayılacak oanatoriyomlarından birini açacaktır.
Bu sanatoriomun içinde bir verem fakültesi inşa edilmiştir. Fakültede yalnız verem hastalığına aid -bilgiler okunacaktır.
Sanatoruyomun .inşası için 60 milyon liret sarf edilmiştir.
Bu sanatoryom en mükemmel ve en fenni esaslara göre yapılmıştır. En »on sistem altı modern mutfağı vardır. Sana-toryom binalarının ısıtılması kalorifer ile yabılmaktaktadır. Kalorifer tesisatının yedi büyük kazanı vardır. Bunlar 45 bin litre sıcak su ihtiya etmektedir.
Sanatoryomun bir kütüphanesi, ameliyat odaları ve mü-teaddip radiyoloji ve tahlil salonları vardır.,,
4230 43843 31782 52558 11013
47 4891 40303 11626 56972
41299 2496 15465 31821 58120
72497 16504 60223 34472 7296
24521 21522 21481 32335 28649
27490 53658 2Wn 18893 24.'38
62038 35993.
Beş lira kazananlar
Beşrr lir» aşağıdadır ı L»»(ı»

33735 13130 38196 72703 60807
22237 45261 33850 33590 11788
36612 3140$ 65662 54190 $1690
29231 $1682 1264 18142 24319
48040 34-133 31827 62606 73427
21116 137$O 38281 72373 74311
2W» 72190 19924 9$6 374-17
64897 59788 44501 13073 12772
65160 9192 39405 45250 531b3
42486 24355 5755 12574 5S3S5
2714H $4382 24742 31-824 42508
48934 19021 15394 46305 25174
44704 45415 65222 67245 13164
68655 52165 39359 34014 63886
66827 26402 43747 72995 67888
14541 3287 14710 61122 66456
• •
5859 3231 32450 7T207 68234
290 7Z365 159 7140 49561
4288$ 62576 54562 26358 65065
24745 73246 4C8I2 18926 19864
41660 54120 15305 10154 57713
61770 59544 10430 14426 70049
48521 33713 41616 72568 49948
54866 66022 14-36 20118 18861
$0496 36230 36897 63600 48933
41629 32327 22073 222S5 15639
34184 57095 2083 14397 31752
23893 20831 64365 60536 74804
56300 15025 7617 59479 23452
52887 28240 33318 16887 56527
21414 43890 30138 10063 73336
14214 24372 51061 17112 62433
72502 51751 67246 31830 14752
113-0 14347 5397 15031 11328
36114 51767 35344 $6118 41519
4815 30126 51185 16»! 2177»
32255 7367 47729 S7739 61373
47241 3026$ 39044 46584 63928
65058 57106 70723 5530 14824
17824 17346 9939 63196 38395
14497 28060 23276 67407 45585
14952 48510 18554 68908 49726
53863 19162 14129 72288 11399
14427 39642 59099 22971 49018
29985 35000 6018 69107 16867
22656 27914 67771 33414 43781
52668 73277 39569 68568 50132
51581 33482 40033 68S8 50015
«4 13201 14078 37137 73740
43002 8590 5618$ 13856 63478
67076 30428 67756 72758 48424
4575 14073 37454 39949 12352
48573 31073 48779 68167 22658
22894 60920 26291 16639 10578
46533 72209 429-41 5619 538 )4
54027 63473 57740 $30,0 7796
53033 19677 17702 44721 67769
49613 48814 69031 65532 43312
17246 64552 1966 64918 12225
26583
Ayrıca 800 numara birar liralık ik« ramiye kazanmışlardır.
3000 liralık ikramiyeyi karanan 63554 numaralı biletin Mardin veya Meraşta satılmış olduğu söyleniyor.
Yarın (bugün) dokurda keşideye devam olunacakdır.
Yurttaş
En değerli ve manalı hediye tasarruf kumbarasıdır.
Milli Iktısad ve Tasarruf Cemiyeti
Syataİ mahiyette görülen nef-riysb üzerine İstanbul vilâyeti, M.IU Türk Talebe birliğinin oej-retmekte olduğu "Birlik,, gaıstesioi 15 Ağustosta kapamış, möddeiumu-enlik de neşriyat müdürü Bay Se-dad lııet ile BirBgl temıilen reis doktor Zeki Butun aleyhine dava İmah»* eylr.nif, bunlar matbuat ka« Bununun 18 iı»d maddaaine
s uz harekat ettikleri nokta.mdan ÖÇ ay on beşer güu hapis »e ellişer lir» para eczalarına çazpıiauş-Uraı.
Talebe Birliğinin fahri avukatlığım yapan Bay İrfan Emin bu kararı temyiz etauş. Temyiz mahkemesi de verilen karar ile 18 nci maddenin uygun olmadığını görerek dsvsyı esasından nakretmlştir.
Yurttaş
Para biriktirmek için çok karanmak değil, hesaplı harcamak lâzımdır.
_______M- I. ve T. cemiyeti
Osva ikinci ceza msbkcmediMİ» tekrar rOyct edilecektir.
Birlikte dûn toplantı olmadı
Dün saat Ol dörtte millî Türk talebe birliğini» birlik bioa.mda toplanarak heaab raporunu mıiaa-knja etmeleri mukarrerdi. Muhtelif fak&itelcrdvo gelen elçiler «kıeri-yeti teşkil edemediğinden toplantı dnümüzdeki haftaya UUk adlimi*, tir.
Ökonomi söylevleri
“Türkiye kendi yaşayışının istediği şeyleri tamamen kendi kendine
Ankar» 14 lA^h)— U.uaal ökonomi arttırma yedi gününün başlaması münasebeti.» C. H. F. genci yaıganı Bay Receb Peker bu akşam radyoda aşağıdaki söylevi «öv-ieml*tir:
“— Sayın yurttaşlarım.
Ulusal ükoooml V» arttırma hareketi yeni Türkiyenin kurtuluş ve dirilişi çalıştnanauı anakollarıudan biridir. Yurdumuz düşmanlardan te(msleo«rck kurum güçlükleri yenildikten sonra yeni devletin özleşmesi, kuvvetlenmesi ve korunması için ökonomi yolunda his almak g »vakti.
Ulusal ökonomi işleri yalnız devlet tedbirleriyle İyi »e çabuk başsnlamaı. Bu çalışmada bütün ulus bir anlamalı, bir inanmalı ve biri kte hareket etmelidir.
Ö sonomi ve arlıırms kuruntunu devletin çaLşması yananda bu anlayışa ulusa yayma ve anal etme yolundaki hizmetlerini ve saçak, metotlu çalışmasını ögtnege lâyık bulurum. Yurttaşları bu kuruma yürekten yardım için teşvik ederim.
Ana topraklarımız üstünde biz bize kaldı{us)ız ilk günlerde var kuvveti ökonomi çalınmalara veremezdik. Bin zoriukdan ders almış kafalarımuıu $ kazandığı tecrübe olgunluğu içinde ilk işi (yurdun korunman) tedbirlerinde bulduk.
Yan duvarları çevrilmemiş bir tsrlada değerli ürün yetiştirilmez. Bunu, ordu için masrafı karşılıksız, gelirsiz snyau yanlış görüşlerin aşılama» islediği zararlı inanlara yol vermemek için söylüyorum.
yapmak yolundadır,,
İlk günlerin çentil güçlükleri, darhkları içinde eo önd» gelen ulusal kuruma - M İli müdafaa . di-varlorıauı öcûlıncrinı geciktiremezdik Milli müdafaa diyarları... Ondan sonra gümrük diyarla. rı»ı Ördük.
Birinci dıvar sınırı, yurdun topraklarını karuyacaktir. Yer yüzünün yeni ileri an ayışına gör» ulusal bir pazarın denklemim:* bir genişlikte yaban manifaktürüne açık kalması ulusal bir topraka yabancı bir ordunun ayak ba.ma-undan az tehlikeli deylldir.
Ijt. bu yuardan görüşü» kurduğu düzen içinde yurtta uluaal sanayi doğuyor.
Türkiye kendi yaşayışının istediği şeyleri kendi iık maddeler, ile kendi fabrikalarında k»ndi iş adımları ve işçileri ile yapacak bir çizgi içlndo sanayi memleketi oims yolundadır.
Bu gidiş yurdun ziraat mimli keti olması halini de şiştirecek, topraklarının işleme gücünü i.ilç«k tecek. delildir. Eunuıı tam aksine olarak yurdun yeni ianeyi açılışı toprağın işlenmesini genişletecek ve toprak emeğinin karşı'ıjını değerlendirecektir.
Yeni Türkiyenin siyasal rejimi, sanayileşme devrinin klâsik sınıf kavgalarına yol açhrmı, acaktır. Ancak bununladır ki yu-dumuz ve ulusumuz birbirini didiküyeo ve büyük varlığı düşkünleştiren çatsam» yerine her çatlısı» unsuru ötekini tamamlıyan bir yüce bütünlük olacaktır.,,
------------------ay------------------
İran - Efgan hududunda bîr hadise: 2000Îranlı rehine olarak götürüldü
J *hr*n. -Al “ f,,r* ajana. »ivil ve aaker Efganh bir takım
asilerin L)g»n | sn huhudunda Jourababa taarruı ettiklerini, 25 kaaa-bayı yağma ey.ediklerini. 2C00 hanlıyı rehine olarak alıb götürdüklerini, 12 Iranlı jandarmanın silâhlarını ellerinden aldıklarını v« bunlardan iki tanesini de öldürdüklerini bildirmektedir. Hasar beş milyon tahmin »dit-. inektedir. ’ 7
İktisat Vekili ve Rus sefiri Kayseride Ankara 14 ( Hususî ) — İktisat Vekili Bay Celâl, yanında Rus elçtsı Karahan Yoldaş ve Sümer Bnnk umum müdürü Bay Nurullab Esat olduğu halde bugün "Kıyseri„ye hareket etmiş. , ,r , • Orada Mensucat fabrikasına Rusyadao getirilecek makineler özerinde tetidkstta bulunacaklardır.
Manauevef 15
ZAMAN
3
SÜTUNLAR ARASINDA
* --------------—- —-------
Tutum ve tutumsuzluk
Tutumlu demek, fslirial gicU-rioi bilir, hesaplı Inıan demektir. Hesabını tutan, karaocıoı n»nt harcadığını ajdagı şey*** kaça mal ettiğini biten bir kişi, hiç bir »akit pa/aaını »açıp alma», müsrif olmaı-Müsriflik. gelire, gidere göz yummakla başlar. Yoksa hiç bir kiniş göı göre göre kendini iflâs uçurumuna yuvarlama».
O halde gelirini bilerek »e ona göte yaşayışım düzeltmek »e kazancından bir şey arttırmak için ilkönce hesab tutmak garekdir.
Hesabını tutmağa atışdın mı, muhakkak tulumlu bir adam ol-mafa başlarsın »e “kazanç m yetişmiyor, iki yakamı bir araya getiremiyorum,. demeskin.
Tutumluluğun temeli, şiara sahibi olmak için para biriktirmek değildir. Onun temeli daha çok yüksektir. Tutumlu bir insan, borç tutsağı olmaktan kurtulur. Tutumlu insan, hür olur. Tutumlu insan müstakil olur.
Hesapsızlık, tutumsuzluk yüzüo-den borca girenler, esaretle en ağır boyunduruğuna boynalarına geçirmiş olurlar. Dünyada da bundan fena birşey yoktur. O kadar kİ aç kalmak, soğuktan titreyib ısıosmamak, üst baş yerine paçavralar içinde kalmak, en ağır işleri görmek, hakarete uğramak, hakanlık görmek; hesapsız ve tutumsuz olmak yüzünden borca girmek yanında hiç kalır.
Büyük bir siyasetinin sözünü daima hatırımda tutarım. Bu adam diyor kiı
•'insanlar iki sınıfa ayrılırlar. Tutumlular tutuoMuzlar. Yani ellerine geçen paradan attıranlarla el-lar in s geçen parayı hareedenler.
Evler karaolar, fabrikalar yapanlar, köprüler gerenler, gemiler yaptıranlar, va bunlara benzeyen ra insanları m-deniyetleadireo, mesud eden büyük işlerin hepsini başaranlar, tutumlulardır, kazançlarından arttıranlardır. Bütün kazançlarını harcedenlerse esirlerdir. Bunun böyle olması, tabii biz ka-nandur..
Biz milletçe, ikinci zuuftaa değil. birinci sınıftan olmağa karar vermiş bulunuyoruz. Biz esaretin her çeşidiyle canla başla aa»aşmış ve bu yolda en parlak zaferleri kazanmış bir milletiz Ökouomi aa-aavaşuıda da en parlak zaferi kaşanmak için, hor ferdimizin tutumlu ve hesaplı olması gerektir.
R.
Bir Bayan okuyucumuzun gazetemize verdiği cevab “Zaman,, gazetesinin ünlü başyazganlığına
Baş yazılarda alay etmek ona buna dokunmak ta olabileceg.nl bu günkü baş yazınızda gördüm. Savaşlar içinde doŞub büyümüş Terk çocukları ( Bay, Bayan) farksız alarak topun ne oldujuau bilirler.
Büyük savaşta uçak bombaları altında kalan iıtanbolun bayanları bile...
Çoluk çocuğa, bayan ve yaşlılara acunıyacak olan bu çaguı •çaldı, agulu gazlı savaşlarını göt önüne getirerek bayanlarında aa-karligl bilmeleri HlâUarın kamusunu öğrenmek va kullanabilmek sanatını) gerektir.
Tarihte ve acunda misal aramağa hacet yok. En nazik va yüksek işleri başaran Bayanlarımız herhalde silâh kullanmasını da öğrenebilirler.
Ulutan yük telmesine çalışan ga-■eteler bayanları askerlikten kaçındırmamaları gerekti.
Bayanların askerliği çabuk kabul edilmelidir.
Gecikmek büyük yanlışlıktır.
Şerhlerinizde şöyle buyuruyor-auuuz:
-Vakit nakid değildir. Vaktin kıymeti nakille ölçülemlyecek derecede yüksektir.. Saygılar sunarım.
Okuyucularınızdan* Ûasâdarda Suhaatepedea
N. K. (bir bayan)
— Zaman —
Okuyucumuzun, bir yazımızı tenkid eden bu mek ubunu memnuniyetle sütunlarım za geçiriyoruz. O yazımız, hakikaten şaka olarak yazılmıştı. Kadınların askerlik etmesi mevzuu şakaya en müsait mevzulardan biridir. Bir
I
POLİSTE
ÖKONOMİ
Istanbulda bir günlük satışlar
İstanbul Borlasın da evvelki günde iyi satışlar yapılmıştı.
101 kilo 800 gram afyon, 43 ton yemlik arpa, 15 ton biralık arpa, 330 ton buğday, 41510 kilo kepek, 12648 kilo ekstra zeytinyağı, 12314 kiloda sabunluk zeytinyağı satılmıştır.
Yumurta ihracatı ne merkezde ?
Bu hafta yumurta ihracatı biraz durgun gitmiştir. Son bir hafta içinde yapılan ihracat ancak 800 sandık kadardır.
Ticaret Odasındaki işler
İstanbul Ticaret Odası meclisinin Çarşanba günü soplan-ması, zeytin ihraç nizamnamesi ile lâstik - deri raporunu vc Oda bütçesini görüşmesi çok muhtemeldir.
Almanya ile ticaret yapanlar okusun
Alman hükümeti, şimdiye kadar Rayşbank tarafından tutulan klering cari hesaplan ile meşgul olmak üzere bir klering kasası tesis etmiştir.
Almakyanm, Türkiye, Bulgaristan. Danimarka. Yunanistan. Yugoslavya, ktonya, Avusturya, Romanya. İsveç, Norveç, Holiând*, Çekoslovakya ve Macaristan ile yaptığı takas, anlaşmalarının hesaplan bundan böyle bu kasa tarafından tutulacaktır.
İhtisas Mahkemesinde bir karar
Ali isminde bir şahıs tütün kaçakçılığından suçlu olarak İhtisas mahkemesine verilmiş, ve altı ay hapse, 50 lira da para cezasına mahkum edil-edilmiştir.
gazeteci urau galdigi vakit böyle fırsatlardan istifade edev.Şnka yazışıma gazetede yerinle ehemmiyeti yoktur. Başka gasetelarda de böyle yazılar baş tarafta çıktığı olmuştur. Meselâ ( Aka Gûadıh ) On (Danocçiyo) ile alay eden bir ya-ztaı da (Milliyet) refikimizin baş tarafında çıkmıştı.
Maamafih bu şakaya rağmen gazetemiz Türk kadınınla meziyetlerini, (azilallerini lırr gün iyi takdir eder ve bilhuasa İstiklâl harbinde Türk kadınının yaptığı fedakârlığı yakından gören, taki-bedea »e bu fedakârlıkları her kasten fazla yazan biz İdik. Zaten o yazımız o kadar şaka idi, ki ertesi gün aym yerde, "bir gün milleti elinden tutub en yfier.Uklnre eriştirecek erkeği doğuran, büyülen de bir annedir, demiş ve bununla Türk kadınıma. Türkün içtimai hayatındaki fevkalâde kıymetini kua bir sösio anlatmak istemiştik. Mektubu yazan bayanımızla. bu yazımız hakkmdaki mütalâamla da öğrenmek isterdik. Şakamın te akı d iyi. fakat samını! fi-kirlerimizin de bı'.mukabelo takdir edilmezi lâzım değil midir? O ya-palsnazaa bizim için şevkle çalışmağa imkân kalır mı?...
Atina Üniversitelileri geliyor
Sömestr tatilinden istifade etmek (itere Atina Üniversitesinden 30 kişilik bir kafile bu aytn yirmi üçünde şehrimize gelerek milli Türk talebe bir* ligine misafir olacaklardır.
Yunanlı talebe, Romanya tarikiyle şehrimize geleceklerdir.

Talebe arasında toplantılar
Kıbrıs ve Edirnelilerin içtimai -Romanyaya bir seyahat hazırlanıyor
Dûn saat on buçukta, Hal-kevinde Kıbrıslı Türk talebe birliği âzası toplanmıştır. Bu toplantıda yıllık çalışma programı okunarak kabul edilmiş, bilâhere yeni yıl için seçim yapılmıştır.
Yeni idare heyetine Bay Mehmed Ali, Bay Naz f. Bay Münir, Bay Nihad Reisliğe de Bay Fevzi Rıza intibah edilmiştir.
Bu seçimden sonra Bay Galip Bingöl soy adlan münasebetle bir nutuk söylemiş ve kongreye gelen Aza yeni soy adlarını birbirlerine söyledikten sonra kongreye nihayet vermişlerdir.
Yüksek mühendis mektebi talebe Cemiyetiede Yüksek mühendis mektebi talebe Cemiyeti geçen Perşembe günü yıllık toplantısını yapmıştır. Bu toplantıda yeni heyet idare seçilmiş, Reisliğe Bay Kemal, Genel yazganlığa Bay Muhiddm, Aralığa Bay Faruk, Bay Sadullah, Bay Methi seçilmişlerdir.
Güzel San*atlar Akademisi talebesi Romanyaya gidiyor Güzel San’attar Akademisi Yüksek mimari şubesi talebesi geçen Perşembe günü toplanarak senelik kongrelerini yapmışlardır.
Bu toplantıda yeni heyeti idare dc seçilmiştir. Reisliğe Bay Fadıl, genel yazkanhğa Bay Süleyman, muhasebeciliğe Bay Hakkı, atalığa Bay Reşat, Bzy Haşan, Bay Muhiddio aççı inişlerdir.
Talebe, bu sömestr tatilinden istifade ederek istifade ederek Romanyaya bir seyahat yapmağa da karar vermişlerdir.
“Edirne,, li talebenin içtimai “Edirne Lisesinden yetişenler cemiyeti,, âzası dün Halkevinde yıllık toplant'larını yapmışlardır.
Cemiyetin bir yıllık mesaisi-ne aid idare heyetince tanzim edilen rapor okunmuş ve heyeti umumiyece muvafık görülmüştür. Bunu müteakib cemiyetin yeni çalışma programı mevzuu

Şerhler
Sanayileşme, ergin ulusun ta kendisi olduğu içindir ki Türk ulusu onu benimsemiştir. Kâzım Özalp
1=)==
Şerh ve izah:
Tutum ve arttırım haftası dolayısile Ankara Halkevinde çok güzel bir nutuk söyliyen kurultay Başkanı General Kâzım Özalp in bu değerli, bu özlü sözü üzerinde ciltler dolusu yazılar yazılabilir.
Biz sanayileşme işini çok geç bıraktık ve bunun cezasını çektik. Avrupada yeni sanagi hareketi başladığı zaman, bu sanayileşme hareketi değil, fakat sanayileşen Avrupa memleketlerinin malları, yurdumuza kollarını sallıya sallıya girdi ve “Türkiye-de yaştyan sanatları yok etti. Onun için yerli tezgâhlar kapandı... Yard içinde işsiz kafileleri il il dolaşmağa başladılar. Orta Anadolanun sanat kasabaları birer birer böyle-ce boşaldı. Buralarda tezgâhın başındayaftyan.yur-
f
Babıâli önündeki cinayet...
Bay “Melâtyos,,, Bayan Cüzinin avu-
katı değilmiş. O halde?
Vanlı Ahmed isminde biri tarafından vilâyet konağı önünde polis Yaşar ile “MeUtyoı.un ve o esnada yoldan geçtnkcte olan Hayri ve Mürüvvet ismindeki iki çocuğun yaralandığı. Abmedin de öldüğü malumdur.
Hastahancde yaralıların sıhhî vaziyetleri günden güne iyileşmekledir.
Ahmedın ceıedi üzerinde morgda yapılan otopsiye ait rapor tanzim edilmiş ve Müddeiumumiliğe verilmiştir.
Kurşun Ahmetlin kalbi üzerinden girmiş, aşağı doğru seyrederek midesini delmiş, ora-danda sağ böbreğini delmiş ve en nihayet bel kısmında etle deri arasında kalmıştır.
Kurşun buradan çıkarılarak Müddeiumumiliğe teslim edilmiştir.
Tahkikata Müddeiumumi muavinlerinden Bay Celâl devam etmektedir.
Vanlı Ahmedın memleketindeki ebeveyni geçenlerde öımoş, mirasları kendisine intikal etmek üzere bulunmuştu.
Şimdi rhhmedin de ölütniyle bu miracın çocuğu Verdaya intikali ıcab etmektedir.
Yapılan tahkikat, Ahmed tarafından ilk yaralanan “MelSt-yoz.,un, Ahmcdin karısı Bayan Güzin’in avukatı olmadığı, aralarında henüz anîaşsmıyan herhangi bir nılinzfret m. vcut olacağını meydan» koymuştur.
“Melâlyos. ise, vermiş olduğu ifadede Vanlı Abmcd'ı hiç tanımadığını söylemektedir.
Yarakların hepsinden çıkınlan ku-şuniar muhafaza altındadır. Tahkikat devam et-inektedir.
I
bahso'muş, bunun etrafında âzadan muhtelif eşhas söz almışlar ve programın ana batlarını çizm şlerdir.
Bunu müteakib cemiyet yem idare heyetini seçmiş vc toplantıya nihayet verilmiştir.

da asiliği (faydalı) olan adamlar, başkasının sırtından geçinir oldular. İş bununla da kalmadı.. Ürünlerimizi ueaz veriyor, pahalı alıyorduk. Her sene karşılıksız birçok milyonlar dışarı gidiyordu. Bu açığı kapamak için ulus boyana dışarıdan bore aldı. Buna karşılık olarak ağır imtiyazlar verdi, boylere yurd yarı koloni oldu. „
Bu acı tecrübeyi geçiren bizler, bugün sanayileşme yolunda hızla gidiyoruz. Geçen yıl içinde sanayileşme yolunda attığımız adımlarla ulusal bakımdan “en az on yıl daha gençleştik, daha dinçleştik, daha güçlendik.,,
Sanayileşme işini tamamlamakla Türk milleti, dünyanın en genç, ..t dinç, en güçlü ulusu olacaktır.
_ ZAMAN J|
Seksenlik ihtiyar bir kadın yandı
Unkapanında Haydar mahallesinde bir evde oturan seksen yaşında Ayşe, evvelki gece sabura kalkmış, mangal başına geçerek yemeğini ısıtmaya koyulmuştur.
Fakat bu esnada tekrar uykusu gelmiş, mangal başında uyklarkeo başı ateşe eğilmiş, taçlan birdenbire tutuşuver-mıştir. Zavalb kadın saçlarım söndürmeğe muvaffak olama-mış, ateş bütün vücudünü sarmıştır.
Garajın yanındaki odada yatan, oğlu anasının feryadını işidince yatağından fırlamış, vaziyeti görmüş, sokağa fırlamış bekçiyi haberdar etmiş, itfaiye çağrılmıştır.
Bu vakte kadar da Ayşe ta* mamiylc yanmıştır, itfaiye yangını söndürmekle beraber Ay-şenin de cesedini çıkarmıştır.
Traımay kazazedesi de öldü
Veznecilerde bir tramvay kazasına kurban olarak ağır yaralı bir balde Cerrahpaşa haslahanesine kaldırıldığını dün yazdığımız 13 yaşında kunduracı çırağı Abdullah, aldığı yaralarm tesirde öjnüştür. Ceset morga nakledilmiştir.
İki otomobil çarpıştı
Şoför Şahabın idaresindeki 825 numaralı hususi otomobille şöför Cemalin idare»,tideki bir taksi arabası dün Beyoğlu caddesinde çarpışını lar. her iki otomobilin çamurlukları parçalanmıştır.
İki amele toprak altında can verdi
Büyükdere caddesinde Zingal şirketi müdürü Bay Tevfik Alinin yaptırmakta oduğu bahçede su yolu açmakta olan Emin ve Mehmed, bir toprak yığraıoın üzerlerine yıkılması ile altında kalmışlar ve ölmüşlerdir. Eski bir alacak yüzünden
Burgaz adasında oturan Mele t yo» isminde bir rum ile ba İlkçi Ali Rıza arasında öteden-beri kûçiik bir alacak verecek takıntısı vardır. Dün karş I ıjan bu iki şahıs, tekrar davalarını tazelemişler, işi tokat ve yum ruğa dökmüşler, nihayet Melet-yos bıçakla Rızayı yaralamıştır.
Meletyos yakalanmış, Rıza'da tedavi altına alınmıştır.
Kurşun hırsızlan
Maruf sabıkalılardan "kurşunca Ali ismindeki şahi9 dün mısır çarşısının b r köşesinde bulunan ve Evkafa ait olan kurşunları çalup götürürken tutulmuştur. Alı, tevkifhaneye sevkcdilmiştir.
Kim çalmış acaba ?
Çeogelköydc oturan Dimit-ri isminde biri, ayni evde kiracı bulunan Sabahatın bazı eşyasını çaldığı iddia »ile yakalanmıştır, bu iddianın doğru olup olmadığı araştırılmaktadır.
Halk Fırkası kongreleri
Bu aklara saat 21,30 da Letafet apartmanında Cumhuriyet Halk Fırkası Eminönü karası kongresi akdedilecektir. Ocak ve Nahiye kongreleri hitam bulmuştur.
Yurttaş
Törk köylüaü yurdumuzun eş. ■İz malMulUrial «enin için yvllş-Uriyor. On Irzı bol bol /eki köy. lûıdn yüzü güllün.
M.III buut v» Tzemuf Cemiyeti
Söylesem tesiri yok ussam gönül razı değ i
Katide ve gazel edebiyatı
Birkaç gda öne» bu »fltenda bir yazı yazarak adebiyot kitaplarından sızlanan bir muharririn aözla-rtai hülâaa etmiştik.
Bu muharrir diyordu ki:
“Lise talebesinin elindeki bir edebiyat kitabında etki şairlerin “mey. ti, **cnabbub„ lu, ‘zülfü peri-}»nh. “servO eodam„1ı şiirleri var. Bu şiirler çocuklara okutuluyor. Cumhuriyet devrinde bu çeşit şiirleri çocuklara ezberletmek doğra dejildir. Bunlar çocuklar üzerinde fena tesirler bırakır.
O halde biz bunlardan vaz geçelim. çocuklarımızı fedakârlık hlaai verecek, çocoklanmızın ahlâkını seciyesini •aglatnlaştuaeak enerler okutalım I.
Bit bu »Özleri aldıktan lonca muharririn çok haklı olduğunu eöyİnmiş, fakat z*rana bu çeşit şiirleri çocuklarımıza okutup ezborletvnekfe kalmıyarak daha ileri gittijioi »otatmış bu çeşit şiirleri iyice anlayıp imtihan vermiyenle-rin sınıfta kaldıklarını da izah etmiştik.
Çocaklarınura bu çeşit şiirleri okulmak yanlıştır. Fakat onların bunları lây.kiyle anlamamaları yö-zunden »uııfta kalmaları bir fa-riadır.
Nedimin bilmem Imogi gazelini dngru dürüst bilmediği, yabud o meyil, “mahbab^lu kaaidalaria bil-mecn hangiaiaa akıl erdiremediği için Mr vataa evlâdıma bir nenesini öldürmeğe “facia,, derea'c bile kâfi değildir.
Çok şükür düokıi Ankara haberleri aracında bu facianın artık tekerrür etaaiyeceğim bildiren bir haber vardı.
Bu habere gör» orta msktebUr-de ve irislerde edebiyat »■ Türkçe dersleri programını hazırlamakla meşgul olacak komisyon, bu ça-şit edebiyata yer veraıiyecek, ba tarzda yoeılan edebiyat tarihi kitapları okutturulm.yacaktır.
Maarifia bu çok iyi hareketini şükranla karşılar ve çocuklarımıza x:eiya sağlamlaştıran, ruh yükselten, Icaak canlı edebiyat dersleri verilmesini öz yürekle dileriz L.
Apartman merdiven -leri nasıl olacak?
Yeni yollar veyapılar kanonunun bir maddesi umumî bıoalar-daki merdivenlerin basamak genişliği bir buçuk metre olmazım mecburi kıldığından ve umumi binaları tasrih eden kısmında apartıman kelimesi de bulunduğundan Belediye buna mugayir olan apartıman projelerini tasdik etmemekte idi.
Fakat kanunun başka bir maddesinde aileye mahsus bi-■a'.arda basamak genişliğinin bir metreden başlayarak binalı io her katı için on santimetre fazla hesap edilcbileceğide yazılı olduğundan, apartmanlarla umumi bina addedilip edilmeyeceğinde tereddüt haszl olmuştur. Belediye. Dahiliye Vekâletine müracaat ederek apartman merdivenlerinin bir metre genişlikten başlayarak inşasına müsaade istemiştir.
Beyoğlundaki nöbetçi Eczahaneler
Beyoğlu hükümet tababeti, Beyoğlu kazası dahilindeki 35 ecr.abaneyi gece nöbeti için aklı mmtakaya ayırmıştır.
Her mıntakada bireczahane nöbetçi kalacak, nöbet saat 21 den sabaha kadar devam edecektir.
Dağcılık Kulübünün Balosu
Türk Dağcılık Kulübüd • d«5«»-durnse birliği evvelki akşam kulüb binasında vc Bayan Müşerref Muhillinin himayem altında bir balo vermiştir. Baloda şehrimizin güzide simaları göze çarpmka idi. Balo gayet parlak olmuş, davetlilere pasta, limo-nata ikram edilmiştir.
Baloda "Doktorun müşkülü, ismindeki piyes de temsil edilmiştir. Piyeste rol alanalar içinde bilhaısa Bavan Güzin Sabrı, Bayan Nebilo Hüseyin, Bayan Şükran Abdullah, Bay Ferdi Safı çok beğenilmiştir.
Zaman Ansiklopedisi
(KAR» MEKTUPLARI ]
Belediye aldırmıyor!
Beşiktaşta Yenimahalledo orta sokakta oturan okuyucularımızdan 15 İmzalı bir mektub aldık. Bu
Mcmfis
Bir kirilmiş yanyon "Çetenlerde bir eseri okuyor-dom. "Memfis,, şehrinden beherdi-yordu. Ben bu şsbri eski Mısırın jsayitahtlsrındıo biri biliyordum. Halbuki bu eıerde bu şehirden, bu günün şehirlerinden biri imi, git» bahaolunuyordu. Şaşırdım. ö'ni tenvir eder misiniz?,,
Cevabımız
Memfis, bildiğiniz gibi «ikiden, aşağı Mısırın payitahtı idi. Bugünkü Kahirenin cenubundan 14 mil mesafede idi. Bu şehir, eaki Mısırın ilk tarihi kıratı olan Menci tarafından teeis olunmuştu »e eski Mısır dilinde adı Menooferdi. Mı sası . “İyi ev. dir. Menlin isken-deriyenin tealine kidir mevkiini mnbafaza etti. Dibi sonraları yara, yıra, söndü.
Son zamanlarda bu şshrin ankııı meydana çıkarıldı, mabetlerinden bir çokları ke,folundu.
Bugün bir de Amenkada bu
MlUMI
Günde bir
İstatistik
Muharriri: Andrc Lieetse — Nakili: B. Suphi Nuri
İstatistik, medeni memleket ve milletlerin terakki için istinat ettiği mühim vasıtalardan biri olmuştur. Bugün ilerilen»:, ve ileri-lenıek yolunda didinmekte bulunmuş [biç bir millet yoktur ki he
1
i
men her i,inde it çok istatistikten istifade etmesin.
Çünkü istatistik terakkinin, tekamülün, herhangi bir ileri gidişin veya geri kılışın, yani mûsbet veya menfi brrbangl bir hareketin, halin başlıca ölçülerinden biri, belki birincisidir.
Bir memlekette istatistik evveli tahriri nüfus ile başlar. Bir milistin bilmesi lâumgeleo birinci a-ded budar. Ondan sonra bu adedin teferruatındın olarak daha binbir türlü aded, rakam var -dır, ki onlar da birer, birer bilinmedikçe, tetkik edilmedikçe o milletin variyeti umumiyeti hakkında ne kendili, ne de başkaları İçin bir hüküm vermek imkânı yoktur.
Cumhuriyet devri, iatasistiğin medeni memleketler için ehemmiyeti fevkalğdealni tekdir ettiği içindir ,ki evveli 1927 de bir tahriri nüfuz yaptırdı. General tsmet*in bin bir türlü mûşkü-ita rağmen başa çıkardığı bu iş sayesinde, Türkiye kuruldu kurulalı ilk defe olarak Türk nüfusunun mıkdarıoı sıhhate en karib surette öğrenmiş oldu.
Yine o sayededir ki bugün fi-reokçe hangi coğrafya kitabını açsanız, Tü/kiyenia nü usunu zikrederken yanına 11927 tahriri) kaydını ilâve ediyor, bu süratle zikredilen rakamın ciddiyeti gösteriliyor.
İstatistiğin bu ehemmiyetin» ve hükümetin de ber işimizi istatisti-
•d) taşıyan bir şehir vardır »e Tennesaee Ülkesinin ra büyük şe-birlerinden birdir. Bu şehir Missi-lipi nehri üıerindedir ve 1819 da tesis olunmuş ancak 1M9 dı bir şehir vaziyetini almıştır. Bugün nüfusu 150,000 den faslıdır.
Tenneasee ülkesinin bundan da. ha büyük ticaret merkezi yoktur. Şebrln hükümet dilselinde birçok terbiyevl müesseseler! vardır.
Teonenee üniversitesinin tıp fakültesi de bu şehirdedir. Pamuklu, kereste fıbrikslın vardır. Bundan başka bir çok sanayi tezgâhları-dı bulunuyor. Müteaddit demir yolu hatlarının uğrağı olan bu şehir nehir yoliylıdı münakaleler yapar. Amerikalılar kurdukları yeni şehirlere eski şehitlerin isimlerini takmaktan boylanıyorlar.
Onun için Amerıkada eaki dünyanın bû'iin tanınmış ilimlerini ta,ivin şehirler vardır.
ğe bağlamak hususundaki himmetlerim rağmen bizde halk kütlesi arasında ( istatistik ) hakkında kâfi derecede fikir yoktur. Onun için istatistiğin kıymet ve ehemmiyetini balkı anlatacak surette ne kadar çok neşriyat yapılsa o kadar müfit olur.
Bay Suphi Nuri arkadaşımız, ki Yüksek iktisat ve ticaret mektebin-de profesörlük etmektedir, bu defa (Andre Llease)den nakil surettin ufak bir kil ab çıkarmıştır, ki bu kitab, bu yoldaki neşriyat noksanını telâfiye doğru atılmış adım lardan biridir.
(İstatistik) in ne olduğunu sahibi eser, kitabsoın başında şöyle tarif ediyor :
"İstatistik bir fen değildir. Bir usul, bir metottur. Fakat nazik bir alettir. Kullanmasını bilmek lâzımdır. Eğer bu bilinmezse fantezi başlar, keyfi surette hareket edılmi, olur.„
Almanlar da iatatisğl (devletin idaresi için lâzım olsu bir alettir) tarzında tarif ederek bunun devlet idaresinde ne kadar ehemmiyeti olduğunu anlatmak İstemiştir..
Bay Suphi Nuri, bu ufak kitabı vukufla, selis bir ifade ile naklet-miştir. Asan ciddiye ile meşgul olan okuyucularımızın kütüphanesinde bulunması iktiza eden kitaplardan biridir.
(Vakit) kütüphaneci tarafından neşredilmiş olub fitti 130} kuruştur.
İMHİtMMtMNMMItlIlNMtStMIMMKlaUmNMtMHIl
Yurttaş
Milli istiklalin artması, yerli malı kullanmakla gerçekledir-
M. I. ve T. cemiyeti
ZAMAN —
mektupta deniliyor ki :
“— Aşağıya imzalarımızı koyduğumuz bizler, belki de bu şehrin en bahtsız sakinleriyiz. Bununla Üç defadır gazetenizde açık mektupla derdimizi anlatmak istedik. Bizim sokaktan geçen belediyeye ait lâğım bozuktur, bu biran evvel yapılmazsa sıhhatimiz bozulacak ve sonunda büyük bir hastalığa uğrıyacağız, dedik, fakat ilk şikâyetimizden bu ana kadar üç ay geçtiği halde aldıran olmadı!
Az bir para ila tamiri mümkün olan bu iş yapılmad ğı için bir sokak balkının sıhhati tehlikededir. Evler.mlzio alt katlarında bulunan mutfakların pencerelerinden içeri pislikler giriyor. Merciinin tekrar dikkat nazarını çekmenizi dileriz..
— Zaman —
Okuyucularımızın bu lâğım yılan hikâyes.ni de geçti dedikleri gribi üçtür yazıyoruz. Fakat aldıran yokl Halkın sıhhatini tehdid eden bu derdi ortadan kaldırmak için tekrar ve ehemmiyetle neren dikkati celbederlr.
• • • Bir süprüntü derdi daha Blrbuçuk eenrdenberi, Aksaray, Çakırağa mahallesinin Asım Bey sokağına muntazaman süprüntü arabası gelmez. Müracaatlarımıza ya arabacı veyahut hayvanı hasta olduğu cevabı verilir. Naçar kalan o civar halkı süprüntüleri yangın yerlerino dökerler. İnanmazlarsa gelsinler baksınlar.
Mezkûr sokakla 31 numaralı evde sakın mülkiye kaymakamlığından mütekait. Kâmil Baylok — Zaman —
Bu şikâyete de ehemmiyetin Belediyenin nazarı dikkatini eti» bederız. Süprüntülerin evlerden muntazaman alınmaması ve yangın yerlerine dökülmesi, halkın sıhhatini tehdid edecek ahvaldendir.

• •
Medenî cesaret lâzım
"Hukuk Fakültesi Talebe cemiyetinden Refik Abmed. imzalı bir mektub aldık. Bu mektupta devam yoklamaları hakkında bazı şikâyetlerde bulunulmaktadır. Mektubu dercetmeden evvel yaptığımız tahkikat neticesinde, Talebe cemiyetinde böyle bir kimseoin mevcut olmadığını ve dolayıtiyle imzanın da uydurularak atıldığını öğrendik. Binaenaleyh bu sahte şikâyeti der-cetmemekle beraber küçük bir noktayı da işaret etmek isteriz.
Bundan bir ay kadar evvel Hukuk Fakültesinden "Zerrin, imzalı ve hâlâ bizce mahfuz bulundurulan bir mektubu dercetmiş, sonradan "Zerrin, in bu mektuptan haberi olmadığını öğrenmiştik. Yine aynı günlerde fakü te talebesinin biç birini tanımıysa muhbirimize isimleriyle beyanat vererek sonrada idarenin tahkikatı üzerine bu beyanatı inkâr eden talebeye rastgelmiştik.
Edirnenin kurtuluş bayramına Işrirak edileceği sırada Şark demir yollarının müşkülât çıkardığını aöyliyen mesul vaziyette talebe de sorguya çekildiği zaman bu beyanatını inkâr etmişti.
Bunlar, nahoş hakikatlerdir.
İmzalarını saklamadan aöy -leyip yazabilecek k.meçlere şikâyet sütunumuz açıktır. Şikâyete ve beyanat vermeğe meraklı olanların her şeyden evvel küçük bir medeni cesarete malik o.maları lâzımdır. Yakında hayata atılacak olan gençlere bu noktayı hatırlatmağı faydasız bulmadık.
Tarihî bir kaza: Divrik
Divriklilerin en büyük ihtiyaçları düzgün yol ve sudur
Sivas (Husus!) — Bu mektubumla "Zaman,. ın kıymetli okuyucularına Sivasın Divrik kazasını tanıtmağa çalışacağım.
Divrik, Sıvasın cenubu şarkisinde, 180 kilometre uzağındadır.
Ccnub tarafında “Niğ„ çayı denilen ırmağa kadar bafif meyilli bir ovası vardır. Şark ve garb cihetinde de "Kcstiğan..
Divrihta bulanan aaâı «ser ferden kırı denilen Dalhışınldardan kalma bir kaleye malik bulunan bir dağ da vardır.
"Divrik,, kelimesinin manası “ Kum şeytanı. demekse de esası nereden alındığı malûm değildir. Kazanın çok eskiden büyük bir »aha üzerine yayıldığını, şimdi son hududa yarımşar saat mesafede Tu mİ uca (Purtınursu) istikametinde ban ve hamam bulunuşundan anlıyoruz.
Bu kazanın en büyük iki derdi vardır. Su ve yol dertleri.
Buraya üç cihetten yol gelir. Eğin,Kangal, Zara Kazayı vilâyetine bağlayan Zara yolunun Kangala nazaran kısalığı, tercih edilirse de »enenin üç ayında bu yoldan gidip gelmek imkânı bulunmamaktadır. Kangal yolu da aynı evsaftadır. Hatta bu 18 saatl.k mesafedeki Kazadan postan n Divriğe gelişi 15 gün gibi uzun bir zamana ihtiyaç gösterdiği de muhakkak görülen vak'alardandır. Şimdi
kış yaz işleyebilecek yeni bir yol yapılmaktadır.
30 kilometre kadar her iki taraftan ilerliyen bu yol ikmal edilir ve trend* bu kazaya sefer yapmağa başlarsa inkişafa mllsıit olan bu muhit çok güzel bir iktisat merkezi olaca-ğı şüphesizdir.
Su işleri
İçme suları iki membadan alınır. Süleyman şah »uyu ve pir Eyüp suyu bu iki suda aslından çok iyi olmakla beraber kazanın içerisine girdikten sonra içmeye gayri »alili denecek kadar hırıltılarla karışmakta ve pisleomektedir. Vali Bay Sami-nin yardımlariyle çeşmelere musluk takılarak ne dereceye kadar pisliğin önüne geçilmiştir.
Tarlaları sulama için de dört saatlik mesafeden su gelmektedir.!
Maarif
Çok eskidenberi burada ilim zevki uyanmıştır. Bilhassa Çuj-tao ve Molla Sut diye meşhur olan iki zatin yetiştirdiği talebe bogün Divriğin ihtiyar münevverlerini teşkil eder.
Kadınlarda ekseriyeti okumuşlar teşkil eder. Bugün kazada iki ilkmektep vardır. Biri tam teşkilâtlı diğeri üç sınıflıdır. Okuma hevesi çok fazladır.
Kazada bir de halk kütüphanesi vardır, içinde 150ı) kadar kitab mevcuttur. Yararlıklar yapıyor..
Ziraat
Kazada en fazla Arpa, Buğday, Mercimek, Nohut ziraatları yapılmaktadır. Bunlardan bire altı verim alınır.
Sıhhat
Buranın havası güzel, yazları sıcak, ktşlan şiddetli soğuktur. Kasaba dahilinde ha-taklık olmadığından sıtmaya tesadüf edilmez. Yalnız Tra-hum fazlaca miktardadır. Kazada D.spanser, Doktor. Kabile ve Sıhhiye memurları vardır.
Asarı Atika
Kale ve Kestugan, Ulucami ve şehrin muhtelif köşelerine serpilen zarif kubbelerden ibaret gibidir.
Ancak dillerde destan olan Ulucamünin kubbesinde asılı 30 santimetre kutrundaki renkli Şam taşı ntn çok yüksek oldu-aöylcnmcktcdir.
Kânntitfevr-I 15
-- -----
“Muğla,, da mey-va ağacı merakı
Heryerde asma çubuğu ve meyva ağacı yetiştirilmeğe başlandı Muğla 13 (A. A.) — Muflada meyvacılık ve bağcılık gün geçtikçe ilerlemektedir. Vaktile karaağaçtan gcçilmiyen yaylada her yerde meyva ağaçlan görülüyor. Meyva fidanları hususi bahçelerde yetiştirilmekte ve halka dağıtılmaktadır. Meyva dikimine çok heves vardır. Yalnız bu senede yaylada altı bini aşğın meyva fidanı dikildi. 2500 den arta da asma çubuğu dikildi. Yeoiköy, Dereköy Kafaca ve Pisi köylerinde bağcılık hususunda da çok çalışmalar vardır.
“Muğla„ da bütün tütünler satıldı
Muğla 13 (A. A.) — Şimdiye kadar vilâyet içinde tütün kalmamış gibidir. Iskartalarda satın alınmaktadır. Bunların elezeri yirmi kuruştur.
“ İzmir „ de üzüm ve incir satışları
İzmir 13 (A. A.) — Ayın sekizinden on üçüncü günü akşamına kadar İzmir borsasında altı buçuk kuruştan on dokuz kuruşa kadar iki yüz kırk beş çuval incir ve dört buçuk kuruşta» yüz otuz beş çuval hurda ve altı kuruş otuz paradan on altı buçuk kuruşa kadar beş bin beş yüz doksan bir çuval üzüm satılmıştır.
“Kayseri,, de spor ve at merakı
Kayseri 13 (A. A.) — Yeni teşekkül eden 6 spor kiubü yedi günde iki defa talim ve her cuma günü de at gezintileri yapmaktadır. At yetiştirmeğe pek hevesli olan Kayserililerin yüzden fazlası klübe âza olmuşlardır.
“Kayseri,, ve “Çankırı,, da soğuk ve kar Çankırı 13 (A. A.) — Dört beş gündür süren kuru ayaz ekini durdurmuştur. Soğuklar sıfırdan aşağı 7-8 kadar inmiştir. Gece başlıyan kar az yağmışsa da havanın şiddetini kırmıştır.
Kayseri 13 (A. A.) — Şiddetli soğuk başlamıştır. Üç gün-denberi soğuklar »fır altı 12 dereceyi bulmuştur.
Aydın demir yolu kumpanyası mahkemede Aydın 12 (A. A.) — Belediye Aydın demir yolu durağını ansızın yoklama yaparak bir çok yük vagonlarının ve tartı aletlerinin ölçüler siyasasına aykırı olarak damgalanmadığını görmüş ve zabıt varakası tutulmuştur. Kumpanya mahkemeye verilecektir.
—- Canınızı acıtıyorum ama. kusuruma bakmayınız, madmarel, tlti böyle aım sıkıya bağlamağa m ec bürosu.
Inaafuz kadın bunu aöylediklcn sonra genç kızın iki «linin parmaklarını da birbirine sim sıkıya bağladı. (Seli), bunu da görünce kendisinle. artik bir esir haline getiri cne Uta olduğundan şüphe etmeğe başladı. Halbuki (Adel) parmaklardan sonra genç kızın dirseklerini de birbirine yaklaştırarak yint iple aım aıkıya bağlamaya başladığını biasedinee bu kadının kendisini hak.keten esir variyetine koymak istediğinde artik en ufak
66 -
bir şüphesi bile kalmadı, binaenaleyh İçinden doğan bir isyan hissiyle dirseklerini gerdi ve bağ atmak istemedi, (Adel) zaten böyle bir ha. reket beklemekte idi, hemen ipi gevşetti ve kahkahayı salıvererek Madam (Dovre) ye dedi, ki:
— Madmazel benim fazla ihtiyatlı davrandığıma hükmetmeği, başladı. Fakat o, böyle düşünmekte tabii mazurdur.
Madam (Devre) İse, zavallı la. zıo ne kadar canının yandığının farkında olmadığı için dedi, kû
— (Seli) oldu mu ya? Korkmağa mı başladınız?
Madam (Dovre) sin ba Mta-
bında hem hiddet, hem tehdit vardı. Hattâ daha fenan olmak üzere İhtiyar kadının âdeta, İnkisarı hayale uğrayacağından korkmakta olduğu anlaşılıyordu. (Seli) bunun farkına vardı. Madam (Dovre) de (ispirtizme) tecrübelerine inanmak âdeta bir hastalık, belki de d.l.ıık halini almıştı. Ömrü hep ayni tarzda ve sükûnet içinde geçmekte olan bu ihtiyar kadın için, öteki düoyadau ruhları celbederek onlarla konuşmak büyük bir ihtiyaç, gayet mühim bir meşgale halini almıştı. (Seli), evvelce bebesiyle ingiltere-nın küçük kasabalarını dolaşarak (■spirtisme) tecrübeleri yaparken böyle bir hayli ihtiyar kadınlara raat gelmişti. Uzak bir kaaabanıo sakin hayatında ömürleri hep yeknesak geçen bu ihtiyar kadınlarda (lapirtizme) tecrübelerine pek çabuk aldanırlar vo genç kızı yanlarında alakoymak isterlerdi, işte Madam (Dovre) de aynile bu kadınlan» halinde idi.
Eğer şimdiye kadar yapılan tecrübelerin tamamın uydurana
şeyler olduğunu anlıyacak olsa hayatında büyük bir boşluk duyacak, çok ziyade meyus olacakdı. (Seli) bunu pek İyi takdir ettiği gibi ihtiyar kaçın.n hülyalarını muhafaza etmek, onu adeta hayalden bıkacak bir bale getirmekden kurtarmak letlyorv.il. O cihetle dişlerini çakarak »on bir fedakârlıkta bulunmağa karar verdi, dedi, kil
— Hayır Madam, hiçbir şeyden korktuğum yok, yalan Madam (Rosinbul) kollarımı lüzumundan fazla sıkıp canımı acıttı, da onun İçin biraz irkildim. Cevabını verip oodan sonra artık hiçbir harekette bulunmadı. (Adel) de bundan bilistifade kızın dirseklerini de iyice bağladıktan sonra, ( Seli ) yi sanki cansız bir bebek luûş gibi çevirdi, yüzyüze geldiler, kadının göllerinde o kadar hainlik vardı,kı zavallı genç kız bunu görünce hakikaten korkmağa başladı.
Fakat yine madam (Dovre) nln şüphesini uyandırmamak için nesini çıkarmadı, (Adel) de elindeki usun ipi genç kızın bir iki defada
belinden dolaştırıp kollarını vücudun» adeta'yapışık imiş gibi bir balda bağladı. Hain kadın artik biraı evvelki gibi nazikâne muameleyi bırakmış, genç kızı dürüst bir süratte evirip çevirmeğe başlamıştı, ipi iyice beline de aardıktacı sonra genç kızı zorla İskemleye oturitu ve uzun eteklerini toplayıp (Seli) nln dizleri üzerine koyduktan aonra ayaklarının bileklerinden başlıyarak bacaklarına kadar ellerine ve kollarına yapbğ. gibi, sıkı sıkıya bağladı, genç kızın gayret edip ses çıkarmamasından bilistifade İpi sıkabildiği kadar Bıkıyor, ince ip zavallı kızın tombul bacaklarını» etine gömülerek fena halde canını yakıyordu, ayakları da bu surete bağ adıktan sonra ipm ucunu tekrar beline götürdü ve İki üç defa daha beline de doladıktan sonra gayet mükemmel surette bağladı. (Seli) bu suretle dört tarafı sıkı sıkıya bağ.anmış bir paket halini almıştı, vaziyeti feci Olduğu kadar da gülünç olmuştu. Nihayet bağlama aıoeliyeai bittik-
ten sonra (Adel) biraz geri Çekildi ve (Seli) yi yukarıdan aşağı bir muayene etti, ondan sonra nezaketi büsbütün elden bırakarak gayet dûruşt b.r şada ite:
— Şimdi artik tamamen uslu oturmalı, küçük Matmazel, sakın ses çıkarayım deme I
Bu hitap, (Seli) yi pek ziyade korkuttu-Cınç kız terdenb.rr ».niyetin gayet vahim olduğunu, yapılan şeyin bir şakadan ibaret o madiğini, kendisinin de Madam (Dov-re) cinde büyük bir tvhukı-ye maruz kaldıklarını hissetmrğ - hışladı. Madam* ( Dovre ) ye gelince o da genç kızın bu kadar sini akı bağlanmasından biraı korkmuştu, fakat o, bâlâ (ispıritizn.e ) tecrübesi yapılacağı kanaatinde olduğu için, korkusunu unutarak dedi, ki:
— Şimdiye kadar bu akşamki kadar esaslı bir tecrübe hiç yapmamıştık. Madam (Adel) artık bukadar ihtiyatlı davrand'kdan sonra ruhların yine geldiğini görünce (iapirtizme)nln bir eğ ence değil, bir hakikat olduğuna kanaat getirir.
Devamı var '
KiMnutnl 15
— 2 A M A M —
/
f
Sahne hayatı
Şehir Operetinde “Delidolu,,
f
T
Bundan evvelki Operet Fransız tiyatrosu sahnesinde bir aydan fazla tutunabildiğioc göre, İstanbul halkının bj mevsim için "Delidolu» dan başka birşey görmiyeceğ.ne hükmetmek zor oltnaz.
Belediyenin başardığı iyi işlerden birisi, operat He piyesleri birbirinden ayırmak oldu. Şimdi artık piyes zaviyesinden operet tenkitlerine rasgelmek mümkün olmıyacağı için, artistlerin, Kompozitörlerin. Belediyenin ilb. hırpalanmasına te-beb kalmıyacak.
"Delidolu,, yu Perşembe akşamı büyük bir kalababkla seyrettik. Mevzuunu karilere anlatmayacağız bu türlü eserlerde esasen mevzuu ikinci plânda kalır. Birbirini takip eden gülünç, güzel vakaların, sarf edilen tatlı nüktelerin, o dakika için kıymetlerini takdir ettikten ve zevkini tattıktao sonra, hayalimizden silinip gittiğini görürüz. Esasen operetlerinde vazifesi budur.
Ekrem ve Cemal Reşid kardeşler, bu sene geçen seneden de tecrübeler alarak yeni bir eser önümüze koydular. İstanbul halkının psikolojisini} çok iyi adadıklarını da yine bu eser-leriye isbat ettiler. Fransız tiyatrosu üç saat mütemadiyen alkışlarla uğuldadı, bravo sa-dalariyle oyun yarılarda kesildi. Ve hemen hemen her şarkı ikişir ve bazıları üçer kere tekrar ettirildi.
Kaydetmek lâzım ki Operet ▼adisindeki ber veni piyes bizi ileriye sevkediyor. Bugün oynanan, dünkünden daima iyi oluyor. Her keşi memnun ve tatmin eden de budur.
Elimizde un(ur azdır. Sanatkârlarımız, sırasında en ağır piyesleri, sırasında komedi ve vod ▼illeri oynamışlar, memleketteki her boşluğu doldurmak için kendilerini harcayıb durmuş -lardır. Operetin piyes İmamdın ayrılması, mesut bir iş bölümünün başlangıcı olması itibariyle bizi sevindirdi ve onun da tabii neticesi olarak ayni akşamlar, halk hem Hamleti ve hem de opereti görmek için kişelere hücum etti.
"Delidolu» güzel bir operettir. Musiki nağmeleri, dinleyicilerin ruhuna hıtab etmektedir. İyi olması için ne lâzımsa yapılmıştır. Dekorlar fevkalâde itinalı, elbiseler çok mükemmel tertib edilmiş, hiçbir masraftan çekinilmemiştir. Balet bir sene evvelki muttarit ahengini kaybetmiş, insanın bedi zevklerini okşıyan danslar meydana çık-mağa başlamıştır. Oyunun sıklet merkezi bermutad Hazım, Vasfı ve Behzattadır.
Vaka Kılyosta -kurulmasını bizim dc temenni ettiğimiz- bir Otelde iki Yahudi mal sahibi ile müşteriler arasında ceryan eden bir aşk masalıtıJan, daha doğrusu masallarından ibarettir. Bu masala dahil olan artistlerden Hazım, Yahudi takıidile oyunun sonuna kadar en yorucu bir rolü hiç aksatmadan yürütmüştür. Vasfi her zamanki Bön rolünü bu sefer de muhafaza ederek, halkın seyretmeğe doyatnadığı tipi yine kuvvetle yaşatmıştır. Muammer gün geçtikçe sahnenin kuvvetli artistleri kategorisine dah.l olmaktadır. Refik Kemal de her gün biraz daha inkişaf ettiğini ve'Voronof» aşısını tatbik eden Doktor rolünde bize kabul ettirmiştir.
Bebzad Hâkiden bahse lü
zum görmüyoruz.Sanatkâr Bebzad burada da en mükemmel Yahudi tipini ibda etmiştir. O-nun oyununu, daha iyi herhangi bir kimsenin oynıyabileceğine kani değiliz.
Feriha Tevfiğe babalık eden Saidin muvaffakiyetinden bahsetmezsek haksızlık etmiş oluruz. Birzamanlar eşkıya, kaçakçı rollerinde muvaffak olan bu iri yarı artistin, zengin ve abdalca bir baba şahsiyetini bu kuvvetle yaşatabileceğini bize evvelden söyleselerdi inanmazdık. Gördük vc takdir ettik.
Bayanlara gelince; hırçın ve âşık kız rolünü falan Feriha Tevfik yavaş yavaş sahnemizin iftihar edeceği bir artist oluyor. Kızlık güzelliğini hiç mevzv-bahs etmiyoruz. Zengin dekorların ve o muhteşem elbiselerin içinde Ferihu Tevfik kendisini seyreden gözlere mükemmel bir ziyafet çekti, iyi oynadı ve kendisini bir kat daha sevdirdi.
Bedia kendisini operete mal etti mi bilmiyoruz ?. Fakat senelerin kendisine verdiği itimadı nefsle oynuyor, ve muvaffak oluyor. Yahudi Jozefin aşka susamış Rum karısı rolünde kusursuz vc pürüzsüz idi. Seniha da kısa rolünde kendisinden bekleneni yaptı. Şev-kiye üzerinde biraz tevakkuf etmek istiyoruz. Operet sahnemizin belli başlı artistleri arasına giren bu bayan şüphesiz ki vazifesini yapıyor. Yalnız bazı adetlerinden de bir türlü vaz geçemiyor, sallanarak yürümek gibi...
Piyeste temsil edilen balo, gösterilen yenilik herkesin nazarı dikkatini celbetti.Vali Muhiddin ile Reşad Nuri vesairenin o eğlencede bulunmalarım tasvir eden canlı karikatürler çok güzel bulunmuştu-
• e •
Hiç şüphe yok ki sahne hayatında,Vali Muhiddinin himmeti sayesinde ehemmiyetli hatve-lerle yürüyoruz. Bilhassa operet vadisinde artistlerimiz her gün gözle görülecek derecede tarakki asan gösteriyorlar "Delidolu,, nun alkışlara boğulması bunun kuvvetli bir delilidir. Nüfusu azalmış tstanbu-lun sahnesinde aylarca ayni o-yunu seyredilebilmesinin manası budur. Sanatkârlarımız, mütemadi sayilerile ektiklerini yeni yeni biçmeğe başlıyorlar.
Segirci
Rusyada vesika kalkacak mı ?
Kânunusaninin birinde ekmek serbest satılmağa başlıyor
*Tan_ gazetesi yazıyor:
“ 1 Sonkânundan başlamak Sure Sovyetler ittihadında ekmek kartları kaldırılacaktır.
Bilindiği gibi Sovyetlcrde ekmek, un ve benzeri gibi bazı yiyecek maddeleri kart usulüne tabi bu'uo-makta idi. Bu usul be,yıllık plânın ’.atoikioe başlanıldığı günden beri konulmuştu.
Ekmek ve unun kartuş verilmen için merkez kom.teal tarafından alınmış otan bu ton tedbir mühim birşeydir. Zira bu tedbir, ziraatin makinelerle yapılmalının neticesinde çok inkişaf elmiş olduğunu gösterdikten başka Sov-yeller ökonomitiode de büyük bir yenilik yapmış, demektir. Bu yeni tedbir Da ekmek satılması işi bir tek usule tâbi tutulacaktır.
Şimdiye kadar Sosyallerde ekmek ya kartla kooperatiflerden satın alınıyordu ve yahut hükümetin elinde bulunan mağazalardan para ile elde ediliyordu. Bu da çok pahalı id). Son Kânunun birinden
İstanbulun plânı seçilirken...
Jüri heyeti içinde hava hücumlarını hesaba katacak mütehassıslar bulunması lâzımdır İstanbul şehrinin plânları tan-tim ediliyor demek; istikbal için . »ınn her türlü ihtiyaçlarına uygun bir şehir kuruluyor demektir. İstanbul Belediyesi bu güzel işi başarmak için çok çalışmalar yap-mı,, çok gayretler göstermiştir. İşte bu günlerd. bu kararların son safhaları kat’i sorette tesblt edilin-k için, aylardanber) ihtar olunmuş ûç plândao birini intibah etmek ve bu vadide mukayeseli raporlarla neticeyi fenni bir surette takarrür ettirmek özere bir heyet teşekkül ettiğini muhterem gazetenizde okudum İlk gûnlerd.nberl bu plân hakkındaki yazıları gazetelerde okudukça hep neticeye intizar ediyor ve görmek is t ediğini ız bir mühim farkı hu nihai heyette bulmak ümidinde bulunuyordum.
Birkaç gazeteyi ayrı ayrı oku- I dukdan sonra zihnimde duran karanlık bir köşenin hiç bir ışık emrosresile aydın olmadığını gördüm. Belki sehven unutulmuş olmak kaygusile hatırlatmak ve çok kati bir uetice verilitken bu hususta da tedbirler alınmak ve öyle bir gözle şehir plânını görmeği hatırlatmak üzere gazetenizle Belediyemize müracaatı muvafık buldum.
Yeni baştan bir plânla bu koskoca l.tanbul şehrini ant lüzumlara göre uydurmak demek, her görünüş zaviyesinden bu muhteşem beldeyi ad.tâ yeniden kurmak hazırlıklarını yapmak demektir. O halde sorabilir miyiz?.
Iıtanbul şehri de; yarınki harplerde hasmıo hedeflerini teşkil edecek mühim bir şehirdir. Acaba bu plânları tetkik ite karar verecek mütahassısların içinde; İstanbul şehrine bu görünüş zaviyesinden bakmakta va bu icapları takdir ederek ileriyi tahtı tcmlno almakta bulunan bir mûtehaans var mıdır?
Muhterem Belediye reisimiz çok iyi bilirler ki ilerideki harpler; har şehir gibi tztanbulu da ehemmiyetle tehdit eylemektedir.
Bütün müdafaa tertiplerine rağmen, hemen herzaman hava bü-eumlerine hedef teşkil edebilmesi mümkün olan diğer memleketler gibi Ltanbul dahi ilerideki barbler-de cesur dû,man tayyarecilerinin çelik kaoadları altında Zehirli gazin ve büyük yangın tehlikelerine maruzdur.
İstanbul şehrinin ilerideki varlığını bu çok ehemmiyetli görünüşten de tetkik ve intaç etmek için biri deniz, diğeri kara tetkiklerini yapmak üzere salahiyettar iki mütehassısın jüri heyetinde bulunması elzemdir. Fırsat varken bu plânlara bu gözle bakacak ve be-lediyemizi tenvir eyüyccek aalâhi-yettar mütehssıulsrın tetkik heyetinde bulundurulması şüphe yok ki en ileride gelen yurd borcudur.
A. Naci
Zamanın takvimi
başlayarak ekme'- yalınız kooperatiflerde satılacaktır. Ancak ekmeğin fiyatı biraz fazlaca olacaktır. Yiyecek f .yatlarında yapılacak o an bu yükselme, işçi gündeliklerinin da arltırılmssını Icab ettirmektedir.
Merkez komitesi tarafından alınan kararda, bu da gözönünde bulundurulmuştur. İş başında bulunan mahfiller başlangıçta ekm.k Katlarında görülecek olan bu yüksekliğin yavaş yevaş indirileceğini söylemektedirler. “ Molotof „ un bir nutku, Sovyetler d- bütün satıu alma işlerinde k.rt sisteminin kaldırılacağına işaret olarak alınmaktadır. „
Fenerbahçe, Beşiktaş! yendi Fenerıl, Beşiktaş:0- ls-tanbulsporla
Vefa berabere kaldılar
Dün. şampiyonama .o mühim karşılaşmalarından biri olan Fener - Beşiktaş maçı Şeref stadında oynanmışdır. Maçın ehemmiyeti vc havanın bir yas Jönü kadar gürel olması, ssbabdan itibaren atad kapuıuı kalabalık bir vaziyete aokmuşdu. Bilhassa Öğleden sonra bu kalabalık bir izdiham şeklini aldı. Bütün bunlara rağmen stadın saki büyük k.piM kapanmış ve onun yadında kümes kapısı kadar ufak bir aralık açılmışdı, halk buradan girebilmek için yarım saatlik yorucu bir mücadeleye maruz kalıyordu.
Eğer bu napı biletsiz k m.e geçmesin diye yapılmışa» hiç olmana bu aralıkların üç, dört dane ol m s sı icabederdi. Sahayı dolduran baş, altı bin kişi, tribün vo antre kısmındaki bu iki ufak aralıktan geçebilmek için bir hayli uğraştı.
Saha saat ikide tamamlyle dolmuştu. Her iki kulübün taraftarları güzel bir şekilde oynanan ikiucl küme maçını helecandan seyredemiyorlardı.
Nihayet ikinci küme maçı bitti ve biraz loora Fenerliler, taraftarlarının alkışları arasında sabaya çıktılar. Fenerlileri, aiyab-beyaz vo numaralı formatarile Beşiktaşlılar takib ettL
Fenerbahçe: Hüsam, Yaşar, Fazıl, Mebmed Reşad, Alı Rıza, Esat, Niyazi, Namık, Muzaffer, Şaban, Fikret.
Beşiktaş ; Şavkst, Hüsnü. Nuri. Faruk, Ali, Feyzi, Hayati, Hakkı, Cahid, Şeref, Zekiden müteşekkildi. Hakem Buy Abmrd Adem.
Oyun saat 15,15 de Fenerin hü-eunıiylo başladı. Beşiktaş müdafaasında kesilen hu hficumden sonra top bir müddet ortalarda dolaştı. Beşinci dakikada Fener aleyhine ortalarda verilen favûl avutla neticelendi. Dokuzuncu dakika;
Fenerin soldan bir hücumunda Fıkretin ortaladığı topu Şaban kaçırdı. Onuncu dakika, Bsşiklaşın soldan bir hücumu neticesiz.. Oyun durgun bir şekilde devam ediyor..
On beşinci dakikada Şerefin şahsı bir hücumunu Hüssm kesti... On altıncı dakikada Esadın güzel bir şütünû Beşiktaş kalecisi tuttu. Şimdi Fenerliler iyi çalışıyorlar ve oyuna hâkim bir vaziyetteler...
On sekizinci dakikada Şabanın bir şiilü ve on dokuzuncu dakikada yine bir Fener hücumu neticesiz kaldı. Yirmi beşinci dakikada Fenerin soldan bir hücumda top Natnığa geçti. Feyzlyi ve Hüsnüyü atlatan Namık güzel bir şütie topu sol köşeden Beşiktaş kalesine soktu. Fenerin gsliblyet golü..
Otuzuncu dakika: Bir Beşiktaş hücumunda Yaşarın ıskası Frnsr kalesini tehlikeli bir vazıyete soktu. Fakat Esadın yerinde müdahalesi muhakkak bir gole manı oldu.
Otuz üçüncü dakikada Hakkı ile Şerefin müşterek bir hücumunu Rafet kesti. Otuz altıncı dakika Fikretin güzel bir pasını Muzaffer acele yüzünden avut* attı.
41 inci dakikada so'dan inkişaf eden bir hücumda Fıkretin şûtünü Beşiktaş kalecisi elinden kaçırdı, Niyazi yetişerek bu fırsatı golle oi'tıcelendirdi. Fener taraflarında çılgınca bir alkış... Fakat hakem bu golü batalı buldu vc saymadı.
42 inci dakika, Fener yine bû-cumde- Bu sıralarda Muzafferin ve Şabanın şütlsrl neticesiz kaldı ve akabinde Beşıktaşın Hakkı va-sıtnsiyle sıkı b-.r hücumu Fener müdafaasında kesildi. Devrede Fenerin lehinde 1—0 bitti.
İkinci devre
İkinci devrenin ilk dakikalarında Beşiktaş ağır basmağa başladı. Fakat bu vaziyet ancak 15 dakika devam etti.
Yavaş yavaş açılan Fener takımı, yine tehlikeli ve düzgün hû-eumlere başlamıştı. 22 nci dakikada Namıkın şahsi ve güzel bir hücumu avutla neticelendi. 25 nci dakikada sağdan inkişaf eden bir hücumda yine Nanuğın sıkı bir şutünü kale direği kurtardı... Bu dakikalarda oyun Beşiktaşıo nısıf sahasında cereyan ediyor ve Beşiktaş kalesi çok sık tehlikeler geçiriyordu.
30 uncu dsk.kada Fazıl lüzumsuz bir çıkışı Fenerin atevhina bir hendbo) yapdı. Dün götel bir oyun oynıyan Fener takımının en fena oyuncusu Fadılın yapdığı bu
Galatasarayın meşhur Muslihine 3 sual
Galatasaray bu sene lik maçlarında ne netice alacak? — uAteş-Güneş„ le birleşmek işi
««nelerine keder •zHi tw-kimıo eecrjlk *»• *eney*
kttriar da Galat m ar »y txnr»ci takım taa-•» bulunan Muthhlc 5(cd«aben koauş-rnah ve kcnd)'««ne batı sualler ve«mah lateyorduaa. ÇÜokû Kballk yalnız fudbol dc değil, mehteb »e apor hulObu İdare* etliğimde de Muvaffak, Kâttl mr(|hur nb muç bir sporcudur.
GalataMray kulIMMn bu
fırtınaları yalzftırmı ), bazılarının aBylcdtğino (•»*« de baran fırtına-
tur* Masal kr-ndl çakarmaftır.
Drirt. bc( sene oluyor İm Galatasaray ckutatr ahla Muslih feliyor. KoJrt-blaûo o» mdfkOl anlarında imkAnaızhk-la mücadele ctaıiy. dldiomlf OİM3») do-layısiyle Gele»*saray)«lar va diğer sporcular arastada kcadiai(»e • (!• baka-
lir.
Mtaalih. Galalnaaray da muallim »e mudi» muavinidir. 12 mm talebe, 12 ne-

Gatataıaray Maılih hatalı vaziyet, F. idin vo Yaşarın mudahatesile kurtarıldı.
35 inci dakikada Şerefin bir hücumunda, yine Fazılıu falso -sulu bir hareketi Fener kalesini tehlikeli bir vaziyete soktu. Kornerle neticelenen bu tehlikeyi Hüsom yerinde bir miidsbale ite uzaklaştırdı.
Artık oyun bltmrk üzere son dakikalarda Beşiktaşın beraberliği temin içio yap ığı bir iki canlı hücum Fener müdafaasında kesildi ve biraz eonra oyun 1-0 Fenerin galibiyetiyle neticelendi.
Dün Fenerbahçe lik maçındaki oyunlarının en güzelini oynadı. Bilhauo Esad yirmi iki kişinin en İyisi idi.
Beşiktaş takımı her zamanki gibi Mehuıed Ali, Adnan, Nazım ve Eşrefteo mahrumdu. Beşiktaşlılar iyi oynamakla beraber oyunun da.ma Fener lehin, cereyan etmesine mani olamadılar. Takımda Hüznü. Şeref, Hakkı iyi idi.
İkinci kûmo maçları
Bu maçtan evvel oynanan ikinci küme maçında Eyüp lakımı Al-tınorduyu 2-3 mağlup etti. B. takımlar maçının Beşıkta;ın gayrı nizami oyuncu oynatmak istemesi doıayısiyıc hükmen Fener galip addedildi ve yaptık arı husual nırçı Fener B. takımı 2-4 kozandt.
Beşiktaş ve Fener genç takımlar maçım 1-2 Fenerbahçe karandı. Istanbulspor — Vefa
Gcç.ol.-rde havama yağışlı olması dolsyısiyic geri bırakılan i-taobulapor - Vefa maçı dün Feuer ■itadınua oynandı. Istanbultporlu-lar Reşat ve Sam hden, Vefalılar Muetafadan mahrumdu. Birinci devreyi Vefa Mnhteşcmin attığı golle J . 0 galib bitirdi.
İkinci devrede latanbulıpor, hâkim oynamakla beraber b rçok go fıraatı kaçırdı ve ancak devre sonlarına doğru Nevzsdın ayağiU beraberlik sayısını tem.n etti. Bu goldrn lonra her iki tarafın gayreti neticeyi değiştirmedi. Ve maç 1-1 beraberlikle neticelendi.
Fenerdeki diğer maçlar
Bu maçoan cvveı oynanan ıkıa-ci küme maçında Hdâ Beylerbeyine 4-0 galip geldi. Öğleden evvel yapılan latanbulıpor - Vefa genç takımlar mû.abakavnı 1-2 !»-tanbu'ıpor kasandı.
Taksim stadının kapılarını açmadılar
Dün Taksim «tadında y*P*l*-c*k üçüncü küme nıaçisrı, nııQt-k* ile mukareleleri bitmiş olma*1 layısiyle saha aablbieri tarafı01**0 atad takılarının açılmaması yü-sundan yapılamaımşdır.
nede mnalUa va Harecl hay.bnda Iro-hınduğı. GaJ.la.ar.y Maulnd» keodlaU ■ tyud «Hlau
Galatasaray şampiyon olacak mı ?
Maksadısnı izahtan sonra :
—Galatasaray birinci takımmış bu sene alacağı neticeyi ne tahmin ediyorsanız? Dedim şu cevabı verdi:
— Bu günkü Calataaaray takımı eski arkaşlarını aratmıyaeak kadar İyi bir vaziyettedir. Ve İstanbul şampiyonluğuna doğru gittiğimizi zannediyorum. Fakat her spordan ziyade futbolda beklenil-miyen manialar neticeyi değiştirebilir. G-çen sene de Galatasarayın varlığına fırsat buldukça zarar getirmek iatiyen anasır bütün gayretine rağmen bizi ancak 2-3 pw-vao gibi bir farkla üçüncü vaziyete düşürebilmişlerdi.
Geçirdiğimiz birçok vartalar Ga ataaaraylılık iman ve ozmimizi hiçbir zaman sarsmamış, bilâkis bizleri birbirimize daha çok yakınlaştırmış ve kuvvetimui bugün tikin başında gidecek bir hale getirmiştir. Geçen senelerde Galata-sarayın ikinci kümeye düşeceğini yaygaralarla ortaya atan ve efkârı umumiyede Galatssaraylılığı tezlil etmek gayeailo hareket eden birkaç görüşsüz şahıs bugünkü variyetimizden acaba malıcub olmadılar mı?
Galataısray futbolünün kurutuluşundan beri meşhur olmuş olan muavin ve müdafaa hattı bugün eski şöhretine lâyık bir şekle girmiştir.
Hücum hattına gelloce, bu b»'. genç, çalışkan ve gösterişinden ziyade reakleri re ismi için oynayan raâstait arkadaşlardan mü'.e-şekkildir. Birbirini anlıyao ve birinin yaptığı hatayı kapatmak içia uğraşan bu arkadaşlar Iıtanbul likiuin en çok sayı yapabilecek muhacim hatlarından biridir.
Tekrar edebilirim ki Galatasa-■ ay birinci takımı pürüz üz b.r şekilde İlkin başında gitmek azmindedir.
Müstakbel Galatasaray takımları
— Galatasaray genç, ikinci, ü-çüncü takımları mütemadiyen kazanıyorlar vo iutbolden aalıyanla-rın görüşüne göre içlerinde çok mûatait ve enerjik olanlar vaz. Bu itibarla müstakbel Galatasaray birinci takımlarının vaziyetini eûy-liyebi'ir misiniz?
— Galatusarsyhlık, birbirini anlamış, bir arada yaşamış, aynı aeş’e ile sevinmiş, aynı elemle ka-kederlenmiş insanların, arkadaşların birliği ve varlığıdır. Ve bu varlık değilimdir ki onu çok kuvvetli ve her hangi bir yurdun mütehammil edemlyeceği bir yıkıntıdan kurtarmıştır. Dün boşalan yerleri bugünkiler hiç aratmadan doldurdular. Yarın da açılacak gedikleri gençlerin korkuturca dolduracaklarından enı aim. Filhakika Galatasaray küçükleri rakip erine gör açtırmıyacak gibi yetişiyorlar.
Büyükleri, daima onlardan daha teknik yetişe» küçükler takip edvctktlr.
Ateş - Güneşle birleşmek?
— Ateş - Güneşle birleşmek meselesi hakkında sizin nokta! nazarınız nedir ?
— Ben Galatasaray spor klü-bünûn nafioc ve varlığına uygun olarak herhangi bir karara boyun eğerim. Ağabeylerimizin gazete, larde ne şretdıkleri beyannamenin eo muvafık şekil olduğu kanaat.n-deyim. Kuvvetin birlıkden doğduğunu iakâr edecek değilim. Ara-nurdan arzolaril* aynlao eski arkadaşların yurdlarıaa avdetlerini mesanuniyotle karşılarım.
Yalnız şunu da kaydetmek lâzımdır kİ namı müstcarla spor yasım yazan bazı muharrirlerin takib ettikleri tarzla erişilmek letanllen neticeden ber gün biraz daha uzaklaşılıyor.
6
Çanakkalede ’Nasıl Dürdürdük?
tefrika namarasu 19 Yatan; Ahmed Cemaltddin
“Bu cehennemi sahilde ölüm gelinciye kadar bekliyecek miyiz?*
“Gözlerimizin önünde bir zırhlımız daha batmıştı. Amiral, alelacele zırhlı değiştiriyordu!,,
"Askeri ümera ilk yirmi düet saatlik devresin, yani karaya ayak baadıldarı anın çok taMikeli olacağını tannediyorlar. Halbuki beo yalman büsbütün ayn bir kaoaat-deyim. Türkleri Balkan harbinden bwi tanıdıjun için dûfmanıa ihraç ametiyerin» karşı koymak için büyük kuvvetler tah»idede«ekierini lannctmiyordum. Zira be takdirde birçok harb gemilevinia ateşlerine marnı kalarak ya mahvolacaklar vayabudda korrei naaoariyeltri tirüıeber edilreekdi.
Bence atıl taMikeli re buhranlı devre, birim için bir kare karaya yarleşdikdan aonra Yarımadanın dahiline doğru ilerlemek iatedıji-mia laman baştıyacakdı.
O lamca filonun topları ordumun bâvük bir yardımda belana-mıyaeak ve düşmanın müstahkem mevzilerini laptatmek için ordu ancak kendi manabiioe güvenmek mecburiyetinde kalacaktı. Rus -Japon muharebednde ’Port artür„ kalelerine yapılmış olan kanlı hücumları bilâ ihtiyar hatırladım. Burada da vaıiyet ayoı idi. Tdrklerin müstahkem bir mevkide barbettik-lerl tamın ne kadar mükemmel bir asker olageldiklerini ve bunlara süngü hücumu yapmanın ne kadar müşkül o'-dı-junu biliyordum.
Bundan maada kıtaat muhtelif noktalarda yerleştikten sonra karargahı umuminin harekâtın idaresini elinden kaçıracağı da mu -hakkakti ki bu takdirde muvaffakiyet mahalli kumandanların maharet ve teşebbüslerine vabvetr kalacak tu Karada da .donanmanın (18 mart] da maruz kaldığı kadar muntazam ve iyi teşkilâtlı bir müdafaa ile karşılaşacağımızdan emin idim. Şu farkla ki Türk'er artık fikir ve niyetlerimizden tamimiyle haberdar olub latetikkkf gibi hazırlanmak için bol bol vakitte bölmüşlerdi. Hülâsa muvaffakiyet ümidi pek azdı... .
İngiliz gazetecisi bundan eoora "Aşıbaba, yı dalma zabtedece-flnl aöyledigi halde seferin sono-aa kadar muradına bir türlü are-mlyeo Ingiliz Cenerali “Hunter -Vestoe. dan şu suretle bahsediyor:
“25 Mayu- sabahın saat onunda karaya çıktım ve Ceneral “ Vem ton , u ziyaret ettim. Ceneral bir kaç güne kadar yani bir hüenm yapılacağını va bu sefer mutlaka * Aşı baba , tepesini zabtedecetia-dsn omla bulunduğunu söyledi ben artık bu bayat masaldan baktım usandım. Ve »ilayla “Sviftşar,, zırhlısına döndüm.
Gemiye gelir gelmez bir düşman tahtal bahirinin ban karada Ikea “Voncee. zırhlısına bir torpl-to atmış ise de torpitonun zırhlının pervanesınd.n geçib gitmiş olduğunu söylediler. Bunun üzeri-no yemeğe indik ve bönüz yeme-ğim.zl bitirmemiştik İd bir bekriye neferi şapkası elinde sanki btzleri rahatsın etmekten aılulıyormsış gi-bi çekingen bir tavırla ■
— Affedersiniz efendim, dedi, “Trayöcf.zırblısı bir taraf m • fazla ifilmiş. Ga iba baUyorL
Liva amiral "Nikolson. da dahil bulunduğu halde bütün zabitlerle birlikte güverteye fırladık ve filvaki zavallı zırhlının “Kabatepe. önünde ölüm darbesini yemiş ol-dutunu, ve bir tarafa meylettiğini gördük, iki muhrip bütün ufku al. yah dumanlarının kesif butotlarile örterek yaralı zırhlıma imdadına koşuyorlardı. Bereket »evsin ki •Trayöof. ün yaklalnde bulunmakta olan Ur balıkçı gemisi crblıaın mürettebatından büyük bir kısmı-■ı alduZırfc’ı *45, derece meyletmiş
Elâzize gelen Romanyaİı muhacirler
^77 Ro®,n)’,(lan *)" ay içinde gelen 643 haneden ibaret 2453 göçenin iskân işleri ehemmiyetle iler-temektedir. Bunlara sıcak yemek verilmekte ve istirahatları her •urette temin edilmektedir. Şehirde kurulan misafirhanelerde mametlerındea sonra muntazam bir plân daireşinda kazalardaki mahalli müretteblerine otomobillerle yollaomaktad.r. Vilâyet bu iğle bizzat alâkadar olmakta ve iskân mmtakalannda teftişler yapmaktadır- Muhacirlerin sıhhi vaziyetleri do daima mOrakabe Mılme İttedir.
Ibir halde takriben 8 dakika kadar itilmiş bir vaziyette kaldı sonra alabora olarak umorgaeı havada yirmi dakika ksdar daha suyun üzsriado kaldı. Bu suretle gemi haleti istirahatta bulunan bir balina balığına benziyordu. Gemi buhar ve duman bulutu İçinde gözden kaybolarak battığı saman “Svift-şur. da amiral, zabıtan ve efrad başlar açık "haurot.... vasiyetini aldılar. Zırhlı dalgalar arenada kaybolduğu raman Asairal “Nikol-son» süratle dürbününü kapayarak ökçeleri üzerinde zabitlere doğru döndü »e;
— Efendiler, Trayönf rnfinei hümayunu artık mevcut değildir. Dedi. Hepimiz bn zırhlının battı-ğmı görmüştük fakat Amiral vakayı bu suretle iş'ar etmeden bu zırMı galiba resmen batmış değildi ve aocak bu edelerden eoora resmen batmış oluyordu. Vak'adao bir hayli müteessir bir bslde salona avdet ederek yemeklerimizi bitirdik ve birkaç Porto şarabile birbirimizi cesaretlendirdik.
Şimdi herkes kendi kendine şu suali soruyordu:
— Bu başımıza gelenler nedir? Bu cehennemi sahilde bizim de çıramız gelinceye kadar bekliyecek miyiz? Yoksa orduyn kendi başına bırakarak mahfuz bir yere sığınacak mıyft?...
Saat -J.SO.da Amiral “Nikel-son. forsunu “Meceatlk, zırhlısına güleceğini bildirdi. Çünkü bu zırhlının torpido ağlan varmış. İyi amma biraz evvel gözJerimiz önünde alabura olarak batan denizaltı gemisinin zavallı kurbanı “Trayöaf, ün do torpido ağları vardı. Amiral beside yeni sancak gemisine beraber alacağını eöyliyerek alelacele “Sviftşur.u ter ket ti. Ben şimdiye kadar bukadar acele ve bukadar haysiyetsiz bir surette sancak nakli işi göremedim. “Svift-şur.ua bordasına yanaşan bir balıkçı gemisine Amiralin, erkânıbar-biyeıioin ve benim bavullarım vr bagajlarım koMsrve kutuları ve şarap şlpetcrilo karmakarışık bir halde ve alelâcele atıldı.
Devamı var
T ürkiye-îngiltere ticareti nasıl?
Avam kamarasında bir sua!
Londra 14 (A. A.) — Avam ka-marameda bir mebus T&rkiyedv IngUiz menafiinin kâfi dcrecad-temsil edilib edLmediğiol sormuştur.
M. Co.vilie “evet, cevabaoı vermiştir.
Başka bir nseb'us ticaret neza-relinden, Türk tarifelerinin fark gö-zelve mahiyetini gözden uzak tut. eumuuı istemiştir. M. “Colville,, cevab olarak ı
■Ingiliz ticaretinin halen maruz kaldığı rüçhsnsız vaziyetini tamamcı göz önünde tutuyoruz ve bunun içindir. ki Türkiye ile faal bir surette mflzakorata giriştik.,, dsmişdir. “Sara,, gidecek İtalyan kuvvetleri
Roma 14 (A A.) — îtalyanm Sarre'a göndereceği kuvvetlere General “Paska,, kumanda edecektir. Bu kuvvetlerin yekûnu 1300 kişi olacaktır.
-ZAHAN-
Yarım asırlık bir yuva
Birinci sahife den devam
yüzden mektebin bütün kayıttan ve evrakı, dosyalan barab olmuş ve yanmıştır.
Bu vaz'iyetten sonra mek-teb lotanbula nakledilmiş, Be-yazıd'da bir binada, orta kı-sımlarile ticaret şubelerinden mürekkeb olarak tedrisata da-vam eylemiştir.
Nihayet 1923 de Nişantaşın-da sakıt hanodandan Yusuf Izzeddinin konağına nakledilen mekleb bu yeni binada tekemmül etmiş, ana sınıflanyle lise kısımları ilâve «dilerek tnm devreli bir lise haline getirilmiştir.
Şehrimizde. Darüşşcfaka gibi Feyziye mektepleri Cemiyeti oamiyle hali faaliyette bulunan bir Cemiyet tarafından idare edilen ve tamamiyle asri tedris vesaitini haiz bulunan bu yarım asırlık tam devreli lise olduğu 1923 senesinden bugüne kadar 300 küsur mezun vermiştir.
Taksim abidesine çelenk
Bugün ■ 120 „ si kız olmak üzere beş yüz on bir mevcudu olan Feyziye lisesi talebesi, dün 50 nci yıl dönümlerini idrak etmeleri hasebile müdür ve muallimlerinin refakatiie sabahleyin Taksime ginerek Cümhuriyet abidesine mükellef ve mektebin armasile müzeyyen bir çelenk koymuşlardır.
“ Işık lisesi „
Tedris heyeti ve talebe mektebe avdet ettikten sonra mektebin isminin bugünkü özdü savaşına yakışacak bir şekilde değiştirilmesini düşünmüşler ve mektebe "Işık. Lisesi Unvanını vermişlerdir.
Atatûrke te'graf
Bunun üzerine, Selanik'te "Şemsi efendi,, mektebi namile kurulan bumüesseıede ilk defa mektebe başlıysa, ilk tahsilini bu müessese de yapan ve her şeyde olduğu gibi dil savaşında da önderlik eden Kemal Atatürk'e şu telgraf gönderilmiştin
(«Mt Amirk
Türkif» Rtiticimhm
Anktr» 1885 te Selânikle kurulub Şemsi efendi okulasını da kendisine kalmış olan Feyziye lisesi bugün ellinci yılına giriyor. En büyük Türkten aldığımız hızla Feyziye adını l,ık lisesine çevirdiğimiz bu mutlu günümüzde Cümhuriyet alanındaki büyük sıntaşa gönül bağlarda örülmüş bir çelenk koyduk. Bu mutlu iş için lisemizde yapılan toplantıda kendilerine ısmarladığın Cûmhuriyeti korumağa yeniden and içen Işık liseleri öge önderlerine karşı sarsıl-mıyan derin saygı duygularını sunarlar.
timi trvirftni F-ertf atm»l Mûsamere
Dün saat 15 de bu müesse-•enin yarım asrını idrak etmesi şerefine büyük bir mü-eamero verilmiştir. Vilâyet. belediye, maarif erkânile Harb Akademisi Kumandoı General Ali Fuat ve sair bir çok güzide davetliler ve matbuat erkânı müsamerede hazır bulunuyordu. Evvelâ askeri müzika bir çok marşlar çaldı. Sonra mektebin koro heyeti İstiklâl marşını söyledi. Bunu meketeb müdürü Bay Eşref Binzetin bir nutku takib etti.
Bu nutukta müdür mektebin 50 senelik bir tarihçesini yaptıktan sonra mektebin nasd ça-lıştığını anlata Büyük Atatür-kün gençliğe emanet ettiği Cümhuriyet! korumak ülküsüyle çalışıldığını izahtan sonra Ata. türkün de bu müessesede mektebe başladığım alkışlar aracında söyledi.
Bundan sonra talebe muhtelif numaralar yaptı, bir iki pi
yes oynandı. Bn mayanda yo-va talebesinin bütün hazurunn müteheyyiç eden bir kaç dansından sonra orta kısım talebelerinin çok mshirane şekilde yaptıkları bir kılıç dansı oynandı.
Badehu izci olmak için ne lâzım diye yine orta kısım talebelerinin güzel ve millî bir danaları seyredildi. Müteakiben lise kısmı tarafından, Bay Enis Behiç tarafından yazılmış olan Korsan masalı çok mükemmel sahneye vazedildi.
Ayrıca eski Darülbcdayido birkaç defa oynanarak rağbete mazhar olan meşhur Ceza kanunu piyesi çok muvaffakiyetli şekilde temsil edildi.
Bundan sonra bazıruu mektebin resim salonunda ihzar edilen büfeye davet edilerek pasta, çay ve limonata ile izaz olunarak merasime nihayet verildi
Biraz dikkat!
Bir arkadaşımız az kalsın tramvay altında kalıyordu
Dün sabah yazıcı arkadaşlarımızdan Bay Kenan, Fatih tramvay tevakkuf mahallindco tramvaya binerken Vatmanın göre göre anî hareketinden dolayı tramvayın altına giderek parçalanmak tehlikesine maruz olmuştur.
Vaka şöyle ceryan etmiştir: Arkadaşımız. Fatih makasında bekliyen ve 671 numaralı vatman Kemalin idaresinde bulunan ikinci mevki arabaya binmek için, arabanın biraz ilerisinden girilecek kapı tarafına doğru gittiği ve tam iki rayın arasında bulunduğu esnada, vatman Kemal bu vaziyeti gördüğü halde arabaya birdenbire son süratini vermiştir.
Bay Kenan bu ani hareket ve yaklaşmakta olan felâket karşısında büyük bir soğuk kanlılık ve çeviklikle derhal kendini rayın diğer kısmına atmak suretile muhakkak bir ölümden kurtulmuştur.
Hayatını tekrar kazanan arkadaşımız. neden böyle hareket ettiğini Vatman Kemale sorduğu zaman aldığı şu cevab çok şayanı dikkattir :
“— Geçmiş olsun efendim. Zarar yok, bir tarafın sakatlanmadı; kolun, bacağın kesilmedi ya... Şükret I.
Hemen hergiin iki üç tramvay kazası yazmaktan biz usandık, karilerinizde bu faciaları okuya okuya artık kanıksamış olsalar gerektir.
Lâkin arkadaşımız Bay Kenenin başına gelen hâdise de gösteriyor ki bu kaza ve facialarda yalnız Tramvay Şirketinin ihmali değil, bu şirkette çalışan bir kıstın memurlarında tıpkı şirketleri gibi halkın hayatına kıvmet ve ehemmiyet vermemeleri âmil olmaktadır.
“Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş, darbı meseline uygun olarak şirketlerinde yaşayan kötü zihniyete intibak etmiş olan tramvay memurlarına, ancak sayesinde yaşadıkları halkın hayatına kıymet vo ehemmiyet vermeleri lüzumunu anlatmak zamanı çoktan gelmiştir.
Tramvayların vakitli vakitsiz yolcular tamamen binmeden ve inmeden hareket etmeleri tekerrür edüib gidiyor.
Bunun önüno katiyen geçilmesi için alâkadar makamların artık kat’I bir harekette bulunması lâzımdır.
Kâounuevel 15
“Lüpesko„nun maceraları
Yazan: Barba Jonesko No. 10
İsmi dünya gazetelerine senelerce sermaye olan
Romanyaİı meşhur kadının aşk maceraları
Uzun ağaçlar caddenin iki tarafını çerçeveler ağaçlar arasında yan gizlenmiş evler vardır.
Bu evler, Bükreşin en ileri gelen ailelerinin ikametgâhıdır. Burada bunlardan başka yazlık kahvehaneler, lokantalar vardır. Şehrin en şık, en kibsr sınıfları buraya devam ederler. Bükreşin bütün içtimai ihtişamı burada toplanır, vc buralarda kendini gösterir. Azçok değerli olan kimselerin hepsini burada bulmak mümkündür.
Aratıra Helen Liipesko ile Karol da buralarda görünüyorlardı. Fakat burada buluşanla ry ordu
Bir sabah, Karol. hususi otomobili bu cadde de sürüyordu. Derken diğer bir otomobil usul usul yanından gçtiKarol dikkat etti-Bu otomobili bir kadın kullanıyordu. Bükrcşte otomobil kullanan kadınlar az oldukları için hâdise, herkesin dikkat gözüne çarpabilirdi.
Karol bu otomobili sûren kadınla alâkadar oldu. Kendisi. kırmızı saçlı, ince bir kadındı. Otomobiller yan yana gelince kadın Karola, hafızasını yokluyormuşcasına baktı. Onun yanı başında bir kadın daha oturuyordu. Otomobilin sahibi olan erkekse geride idi.
Karol, bu kırmızı saçları unutmamıştı. Onun sahibi Helen Lüpesko idi. Zaten Karol onu uğur getirdiği gündenberi unutmuyordu. İki otomobil kısa bir müddet yavaşladılar. Fakat çok geçmeden kadın, otomobilini aur’atle sürdü ve bir iki dakika sonra kaybolub gitti.
Madam Lüpesko bu noktayı anlatıyorken şunları söyledi:
— O dakikada heyecan duymadığını söylersem yalan söy le miş olu rum . Hayır , lâkayıt d* değildim. Karol ile buluşmamızın üzerinden dört yıl geçmişti. Fakat kendisine bakıb gülümseyince o da bana gülümsedi. Kendisi hâlâ eskisi gibi idi.
Madam anlatmağa devam etti •'
— Ogün arkadaşlarımla birlikte kıra çıkmağa karar verdim* Ve otomobili bütün sür'-ati ile sabverdim. Çok geçmeden Bükreş geride kaldı vc altın tarlalar göründü. Ne güzel bir gündü. Ben bahtiyarlığımdan gök yüzüne uçacak gibi idim. Baht.yarlığımı arkadaşımın kulağına fısıldadım. Ona: “Onu görmekten nekadar sevindiğimi, ancak ilerledikten sonra anladım, dedim.
Madam Lüpskonun tam bu şekilde öğündûğü sırada, mukadderat yeni bir oyun oynadı. Bu oyun gerçi görünüşte ehemmiyetsizdi. Fakat hakikatte Karol ile Lüp.-skoyn sürekli bir surette birleştiriyordu. İkisi bu yüzden bir sürü tehlikelerle karşılaşacak, ölümle birkaç kere pençeleşecek, türlü entrikalar ve suikastlere uğrayacak, buna rağmen birbirlerine teselli verecek, her hâdise kaşınnda dostlukları sağlamlaşacaktı.
Madam Lüpesko ile arkadaş ları otomobil ile kırlara çıktıktan aonra otomobilleri bozuldu. Otomobil sağa sola söndü, sonra bir çınar ağacına doğru ilerledi. Müthiş bir çarpışma olacaktı
Otomobili idare eden Madam Lüpesko uğraşmış, didişmiş, elinden geleni yaparak çarpış, mağa mani olmuş, ve arabayı durdurmağa imkân bulmuştu. Hiç bir kimse bir zarara uğramamıştı.
Madam Lüpesko gülerek anlattı :
— Görüyorsunuz a. O gün sevinç günü idi. Onun için kazaya uğramadık. Fakat o gün daha mühim bir hâdise vuku bulacaktı.
Otomobili düzeltip hare -ket etmeğe imkân yoktu. Halbuki madam ile arkadaşlarının bulunduğu yerle Bükreş arasında otuz kilometreyo yakıa mesafe vardı. Yapılacak iş boş bir arabayı beklemek ve onunla geri dönmekti.
Yolun 200 metro ilerisinde bir han bulunuyordu. Burası yolcuların uğrağı idi. Çingene rakkaselerle musikişinaslar da buraya uğrarlardı.
Bunlar, arabaları kazaya uğrayan kafileyi görerek yanlarına geldiler.
Musikiyi her derde derman sayan bu adamlar, otomobilin etrafında çalgı çalmağa başladılar. Çingenelerin baş kemancısı ile beraber öteki ke-raacılar da çaldılar, ve bir şarkıdan bir şarkıya atlayarak ortalığa neşe ve şetaret dağıttılar. Çingenelerin çalgısı çok hoştur. Bunlar kâh hazin nağmelerle gönülleri inletirler, kâh coşkun feryatlarla yürekleri boşaltırlar, kâh şakrak ve hey-canlı seslerle kalpleri onyatırlar.
Devamı var
Bay Emin Fikri gömüldü Ankara 14 (A. A.) — Saylav Bay Emin Fikri’nin ölüsü bugün kaldırılmıştır, ölü alayında Kurultay Başkanı Kâzım Özalp. Başbakan İsmet İnönü ile bakanlar, saylavlar, bakanlıklar ileri gelenleri ve çok kalabalık bir halk bu unmuştur. Alayda asker, muzika bulunmakta idi. Ölünün mezarına çelenkler konmuştur.
İktisadî buhrandan mu-tazarnr olanlara yardım Londra 14 (A. A.) — Avam kamarası, ökonomik buhrandan zarar gören mıntakalara iki milyon Ingiliz lirası verilmesini teklif eden kanun lâyihasını üçüncü okunuşunda 53 reye karşı 221 reyle onaylamıştır. Amerikadaki otel yangınında ölenler Lansing-Mişigan 14 (A. A.)— Bir otel yangınında ölenlerin sayısı, şimdi otuz kişi olarak tesbit edilmiştir. Altmış kişi daha kayıptır.
“Liverpol„ da bir kaza daha
Liverpol 14 (A. A.) — Bir evin yıkılması yüzünden bir kadın ölmüştür. 31 kişi yaralanmış, hastahaneye kaldırılmıştır.
Atina Ermeni Başpes) koposu çıkarılacak mı? Atina 13 (Hususi) — Ermeni Başpeskoposunun hudud hartana çıkarılması işi yeni bir sefbaya girmiş, bu husustaki evrakın tekrar tetkikine başlanmıştır. Tctkikat neticesinde peskoposun memlekette kalıp kalmtyacağı belli olacaktır.
ltalyada büyük arazi parçalanıyor Roma 13 (A. A.) — Mebusan meclisi büyük toprakların orta vo ufak topraklar haline ifrağ edilmesine dair olan kanun lâyihasını tasvibetmiştir-
Yurttaş
Yerli malı kullanmak, milli ahlâkımız olmalıdır.
M. i. va T. cemiyeti
_Kfcromsevcl TŞ __ —
-w - - ı(
Yeni soy adı alanlar
Bir liste daha - Karilerimizden yeni soy adı alanlar
1T
Ankara 13 (A A.) — içba-kantığın tesbit ettiği köy adlarından alman ve sojr adı olabilecek isimlerin listesi aşağıdadır :
Çıkman, Çoğraş, Çontay, Çuğun, Dalaman, DaysaL Dikmen, Dongoz, Dursun, Ede. Ege, Albasan, Elyagut, Emrem. Erçek, Erdal, Ericek, Erküt. Erten Ertuğrul, Eymnr, Getirmen, Çırakman, Çokal, Çor-man Çukun, Dılnyman, Dengiz, Dimen. Dökk, Duymuş, Edebalı, Eğmir, El deş. Emre, Engiz, Erçel, Erdöğmüş, Erisen, Ermin, Ertoğan, Escnbuğa, Gaylao, Gükcen. Çoğaş •!»-, Çıongar, Çotulay, Dağan, Danışman, Dıragon, Doğala, Dul-kadır, Dündar, Eğdemir, Ela!-dı. Elemen. Emrecik. Ergil, Erçik, Ergat, Erkmen. Ernez, Ertoğdu, Evren, Geçmcn.Göçeri. Gökbük, Gönen, Görmen. Gttl-dez. Gündeş, Güneri. Güvenç, Hergül, (idin, llbasan, (için, ilimen, Imecik, (mir, (nal, Ire-gür, Ivrendi, Kağan, Kaman, Kapçak, Karacaoğlu. Karakurt, Karasar, Karataş, Karaturok, Kargın, Kartı. Kayı, kaytarmış. Göksün, Gönenç, Güden. Gü-nen, Gündoğmuş, Güney, Hal-man Hotamış, İlgaz, llbaş, İlgın, timin lmcn, Imük, İne, Iremet, Kabalak, Kalabak. Kandilmiş, Kaplan, Karaçor, Karaman, Karasati, Karatay, Karaymir. Karmış, Kasman, Kaydan. Ker-çin, Güktak, Göreğen, Güder, Gürmen, Güney, Güvem, Harar, Hozman, (dem, Lbeyli, Ilhan, Ltaş, (mert, Inaç, ineç, Itemur, Kaçar, Kakan, Kandı-kut, Karacan, Karakoç, Kara-mur, Karış, Karatekin, Kargı. Kartal, Kaya Kaymas.
»
Karilerimizin aldıkları Soy adları
Okuyuculanmızın bize bildirdikleri »oy adlarını neşre devam ediyoruz. Yeni soy adı alanlar ve aldıkları adlar şunlar dır :
Ulus— Eskiistanbui Merkez kumandanı mütekait miralay Atıf
Mersa — Şark Demiryolları Yedikule dispanserinde hasta bakıcı Fatine.
Ant — Çamlı kömür maden sahiplerinden İzzet, oğullan Cemal, Ahmed, Fikret
Atam — Arnavutköy Belediye hekimi Mithat, Ankara Devlet Demiryolları malzeme Kalem amiri Edib, Ankara Devlet Demiryolları mağaza memuru Nedim, Ankara Cumhuriyet Merkeı Bankasında Vedia ve Selma.
Elgin — Kadıköy dispanser Dr. İsmail Hakkı. Şark Demir yollan Yedikule Dr. Ahmet Rafet.
İşık — Sporcular pazarı sahibi Nihad, Amcası Mühendis Mahııud Şükrü. (
‘Geyve,, istasyonu köyünde soy adı alan karilerimizin mimleri de şunlardır:
Dalay — Geyve istasyon baş muallimi Avnl
Oran — Geyve istasyonunda otelci Ali.
Oran —- Geyve istasyonundu otelci Kemal.
Andanç — D. D. Yolları Geyve işçilerinden Ereylili Durmuş.
Kosdak — Geyvede mabru-katçı Şevket
Akkaya — Geyvede tüccar-
dan Hüseyin, Mustafa, Ha m di.
Alkan — Geyvede komaiyon-cu Mubıin.
Aral — Geyve Melekye Köy muallimi Hüseyin.
Tüney — Geyve Dûzakcoşe-hir muallimi Tevfik.
Acar — Geyvede fabrikatör Mehmed.
Tarak — Geyve Eşme baş muallimi 11ya».
Sandık — Geyvede fabrikatör Fahri.
Can — Geyvede posta mü-vezzü Sabri.
' İstanbul Forsası kapanış (iatleri 13 12-1934 ÇEKLER
Açılıj Kapamş
Londra 421 622,75
Nev-York 0,793510 0,793530
Parla 12.06 12,03
.\tillno 9,3179 9,29
3rülwal 3,4086 3,3970
Atina 43,905 83.6954
Cenevre 2,457b 2,4521
Sofya 66.38$ 65.2187
Amatcrdam 1,1762 1,1732
Prag 19,0265 18.9790
Stokholm 3,1175 3,1097
Viyana 4,3093 4.2986
Madrit 5,8225 5,8075 |
Berlin 1.9812 1,9763 '
Varşova 4,2380 5,1975
Buda pafta 4,1792 4,1687
Bükreş 79,1635 87,9655
Belgrat 35,0410 34,9532
Yokohama 2,7557 2,7488
Moskova 1017,25 1089,50
Nukut
Abş Satı»
Altın 934 93S
Mecidiye 41 42
Banknot 239 240
Tahvil ve Senetler
Açtlış Kapanı;
y» s fau» ıs»
Slrr.mlyeU (Ergani) '' 17
a(n (aidi Türk
beren tahvili 1 97,2» 27,20
J Aa)4alu D.y»: “lu 45,30 45,15
. » aUrnc.ll 49.7$ 49.70
' A'O 7.S TŞrk B D 26,60 26,65
0)0 S Haaine 70 70
Ergani
Mrvkcı Bank
RıbUa
1, bank nao»
Artla» çimeni» \3,f0 • 3,19
i AnaA D. Y. «T» *«, JS as 1
Vitamin, kalori, gıda sıhhat
Haşan
Özlü unlarında bol mikdarda vardır.
Yulaf, pirinç, mercimek, irmik, nişasta, patates, türlü ve sair özlü unlarla beslenen çocuklar gürbüz, sıhhatli, neşeli olur. Haşan markasına dikkat. Taklitlerinden sakınınız.
Vitamin, kalori, gıda sıhhat
Haşan
Özlü unlarında bol
mikdarda vardır.
Yulaf, pirinç, mercimek,
irmik, nişasta, patates, türlü ve sair özlü unlarla bes-
lenen çocuklar gürbüz, sıhhatli, neşeli olur. Haşan markasına dikkat. Taklit-
lerinden sakınınız.
OZAN
OPERETİ
©
Kiralık Kagir Hane ve Dükkân
Beşiktaşta Akaretlerde 45,51 numaralı hanelerle 1,3,7,16,20, 24 numaralı dükkânlar kiraya verileceğinden Birincikfinunun 11 inci gününden itibaren açık artırmaya konmuştur. isteklilerin 1 inci kânunun 22 inci Cumartesi günü »aat on üçe kadar söylenen yerde 54 Dumarada mütevelli kaymakamlığına ve o günün saat on üçünden on beşine kadar UtAnbul evkaf müdüriyetinde idare encümenine müracaat etmeleri,
Rus Antrasit ve Alman Koku
Ev sobaları ve salamandralarına mahsus
EN EHVEN Fİ AT - EN İYİ MAL
Antrasit 33 kiloluk mühürlü çuvallar içinde tealim ediyoruz. Siparişlerinizi yapmadan evvel bir kere müracaat ediniz 44ATLAS» MAHRUKAT İS. - S. KORHANİDİS ve ŞKL Galata Rıhtım caddesi N. 25. Telefon 40019
İstanbul ithalât Gümrüğü Müdürlüğünden:
741 lira 15 kuruş bedeli keşifti Samsun Gümrük Baş Müdürlük binası Şimal kısmında inşa edilecek ihata divan ile 772lira 31 kuruş bedel kesifli keza mezkûr Baş müdüriyette Rczcrveli eşyanın hıfzı için yapılacak anbar münakaşa vc ihalât kanununun 18 inci maddesinin A fıkrasına müsteniden pazarlıkla münakaşaya konulduğundan talip olanların 15-Kânunuevvel-934 Cumartesi günü saat 15 te İstanbul İthalât Gümrüğünde müteşekkil komisyonu mahsusa müracaatları ilân olunur. "8037H
Tepebaşı Şehi
r
Tiyatrosunda
Akşam «avare
•aat 20 de
HAMLET
5 perde
Yatan :
R/. Şekspb
Tercüme edeni
Lrtugrul
Muhata
JehirTûjaîroju

Deniz yolları
İŞLETMESİ Acenteleri! Karaküy- Köprübaşı Tel. 42362-Sirkeci MOhtirdsnade Ha Han Teh 22740 anana
Mersin yolu Çanakkale vapuru 16blnnci kânun PAZAR günü saat 10da Mersine kadar. (8501)
AKGÜN
KADIN TERZİHANESİ
Her ay Almanyadan yeni modeller getiriyor Şık ve ucuz elbise yapıyor Beşiktaş Dere Caddesi 131 numara
Hattı havai ve dekovil malzemesi satışı.
İstanbul Gümrükleri
Başmüdürlüğünden :
928 Senesi şovuna kadar gümrük anbar ve antrepolarında toplanan eşyalardan aşağıda cins ve miktan yazılı malzemelerden hattı havai malzemesi 22-12-934 tarihinde kapalı zarfla vagonet akşamı 29-12-934 tarihinde açık arttırma suretile ve gümrük resmi aranılmamak üzere satılacaktır Her iateyen satılan eşyanın cetvelini ve eşyayı görebilir. Satışlar 7-12-934 tarihinde tatbik edilecek olan 2490 numaralı kanundaki şerait dahilinde yapıncaktır. Satış şartnameleri her isteyene meccanen verilir. Kapalı zarfla verilecek teklif mektuplarının müzayede saatinden bir saat evvel Başmüdürlükte toplanacak olan komisyona verilmesi ve 7,5 teminatı muvakkate akçesinin daha evvelce Istan bul İthalât Gümrüğüne yatırılarak makbuzunun da bu zarf içersine konulması lâzımdır. "8288,,
SATILAN EŞYANIN
Kıymeti Miktarı Eşyanın cinsi Müzayede saati
Muhammene»!
7325
12*1
2039 Kap Demir hattı havai malzemesi 15 vesair akşamı
60 kalemde Dekovil battı malze-
mesi vesair akşamı
15
(8288)
ŞİŞMAN YANkO
Mağazası
Yeni Postane caddeaı No. 39
MANTOLUK ve ROPLUK Şık ve sağlam yünlü ve ipekli kumaşlar
Her nevi pamuklu ve keten Beyaz ve renkli kumaşlar Tuhafiye dairemizde en zcn.;in çeşit Hazır ve ölçü üzerine GÖMLEK, PİJAMA ROPDÖŞAMBR. KUANDÖFÖ
CİHAZ TAKIMLARI
Kışlık ihtiyaçlarını trmin için muhterem müşterilerin teşriflerini hnraaten ric.» «deriş.
—— NEFASET - METANET - UCUZLUK
İnhisarlar U. Müdürlüğünden
“50., Tane "Ltimare ölçüsü,, satın alınacaktır. İsteklilerin örneğini gördükten sonra pazarlığa girişebilmek üzere % 7,5 pey akçeleriyle beraber 17-12-934 Pazartesi günü saat 14 de Cibalide Levazım ve Mubayaat kŞuberi Müdürlüğüne müracaat etmeleri. "8290,,
*
» *
İdaremiz için şeraiti veçhile sekiz bin kilo gazın pazarlığı 17-12-934 tarihine müsadif Pazartesi giinü saat 15 te icra kılınacaktır. Talip olanların şartnameyi almak üzere hergün ve pazarlık için de tayin olunan gün ve saatte Cibalide Levazım ve Mübzyaat şubesine müracaatları. "8336.
Yiiksek İktisat ve Ti-
(Eski Süreyya opereti)
Şehzadebaşı FERAH
Tiyatrosunda
Muhlis Sabahattin, Fahri GûlOnç - İsmail Dömbûllû Bu gece Halk geresi — Fiyatlarda tenzilât
GÜL FATMA —Son temsili
Operet 3 perde
Yakında Cübbe gitti
ktahıl ItMıvHİ
' dürTıtpIrom
ı 'ıllllllll'lllll
Eski Fransız Tiyatrosunda Bu akşam saat 20 de Deli Dolu Operet 3 perde Yazan: Ekrem Reşit Bcsteliyen Ceme! Raşit
Karadeniz KCNYA vapuru Kânun Cumartesi famı saat 18 de çadır. "8502.
yolu
15 Birinci günü ak-
I lopa’ya
Ayvalık yolu MERSİN vapuru 15 Birinci kânun Cumartesi günü akşamı saat 18 de fzmire kadar.
(8503)
tebi Müdürlüğünden:
1 — 1933-34 Ve daha evvelki ders seneleri nihayetlerinde» mektebin evvelce kısmı sani ve ali isimlerini taşımış ve şimdi Yüksek İktisat ve Ticaret ismini almış bulunan kısmının altı devrelik tedris müddetini doldurmuş olup mezuniyet imtihanlarını vermemiş olan eski talebenin 1 Birinci Kânun 1934 tarihinden itibaren allı ay zarfında bir istida ile mektep idaresine müracaat ederek mektep vaziyetlerini ve adreslerini ve imtihana girmek istediklerini bildirmeleri ve istidalarına dört tane fotoğraf iliştirmeleri.
2 — Bu suretle müracaat edenlerin 1936 senesinin Eylül ayı nihayetine kadar imtihanlarını behemehal vermek mecburiyet^de oldukları.
3 —Bu imtihanlarınla alâkadarnn tedris devrelerini doldurduk-ları tarihte roer'I olan talimatname hükümleri dairesinde yapılacağı.
4 — 1 Numaralı fıkrada yanlı altı aylık müddet içinde mektep idaresine müracaat otmiyenlerin vc müracaat edipte 1936 senc»i Eylül ayı nihayetine kadar imtihanlarını her ne surede olursa olsun bitirmiyenlerin bilâbara imtihana girmek haklarının düşeceği vc kayıtlarının bir daha yenilenmemek üzere silineceği ilân olunur. (8047)

ZAMAN
Kâauoucvcl 15
Kurtuluş savaşında
Her kuruş Bîr silâhtır
Yurddaş, Yerli malı al!
YERLİ MALLARIN
En sağlamı, En iyisi, En güzeli. En ucuzu,
Sümer Bank
Yerli Mallar
Pazarlarında
bulunur
Yalnız tutum haftası için
% 10
Tenzilât
Yılbaşı ve Bayram için Şimdiden hazırlanınız ■■
Hususî fiyatlar yaptı
Yeni kumaşları ve yeni fiyatları görmeden başka yere uğramayınız
Toptan ve perakende
(Toptan satışlarda âzami teshilât gösterilir. Müracaat mahalli: Sultan hamam, İpekiş mağazası - Birinci kat, ipekiş Merkez Müdürlüğü)
Yılbaşı ve Bayram münasebetile İpekiş mağaza, larında 25 liradan yukarı alış yapanlara, alış miktarlarına göre hediyelik eşya verilir.
BAKACIN-
Bir traş bıçağı ile yüz defa traş olduğuna andedenler çoktur
HAŞAN
TIRAŞ BIÇAĞ
Şimdiye kadar icat olunan bütün tiraj bıçaklan arasında en mükemmel ve en fevkalâde olduğu tahakkuk etmiştir. Piyasada mevcut tiraj bıçaklarını şaşırtmıştır. Hatan tiraj bıçağının 1-2-3-4 numaralı gayet keakin ve hattat tarafları vardır ki her bir tarafile lâakal on defa tiraj olmak kabildir. Bu he-■apla bej kuruşluk bir adet Hatan tiraj bıçağı ile kırk defa ve ıslak bardak ile bilen-dıkte yüz defa tiraj yapılmak rnümkündürki dünyanın hiçbir bıçağında bu meziyet yoktur. Haşan bıçağı istediğiniz halde başka marka verirlerse aldanmayınız Taklitlerinden sakınınız. Fiat» 1 adedi 5 kuruştur. 10 adedi 45 kuruştur. Hatan Ecza deposu :
İstanbul - Beyoğlu
Dişleri Kurtarır!
Tenviratınız için en birinci nevi lâmba kullanınız. |
Lâmbasını kullanmakla hem ışıktan kazanır, hem de cereyandan yani pareden tasarruf edersiniz.
PHILIPS LÂMBALARI
Türkiye umumî mümessilliği:
Helios Müessesatı Galata, İstanbul
Tayyare Piyango Müdürlüğünden:
Şartnamesi veçhile batılacak evrak ve defterlerin 15-12-934 tarihinde münakaşası icra edileceğinden taliplerin komisyona müracaatları. "8376,,
Diş etlerini Kuvvetlen -
Ağız kokutunu defeder!
Ağızdaki bütün muzir mikropları
O/O 100
öldürür!
Asipirol Necati; Salih Necati
imtiyaz sahibi: Ali.
Umumi neşriyatı İdare eden yan Ijlorl müdürü t C. Hikmet Matta»! EbOzr.-.-.ı
eczanesi