SALI
15
HAZİRAN
1948
İtere; Nurueemanlye Ne, 1î Tel adresi: «YENİ SABANı İSTANBUL
Telefon ı 10705
3AYIS HER YERD
T
Onbirinoi Yıl
No. d349
ABONE
Türkiye Ştntllk 1100
6 aylık 1500 3 aylık 800
1 aylık 300
Kf.
>
»
>
BEDELİ
Ecnebi
5400
•too
<000 «00 Kr. >
>
>
10
KURU

«g
1

B3
I •
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MÜDAFİİYİZ
- - - — — - - - - - >3 _. - -A ~ • < »M.- ’ ‘ — • • * Her Gün SAYFA İHMBKI 'ZMM I •7 Seçim kanunu değişmeli 1 V :î «Bize damla damla verilecek 1 I ■ 1 4 Bayar, dünya memleketlerinden 150 sene sonraya kaldığımızı belirtti ve bir milletin felâketlerde istihza edilemiyeceğini söyledi 1 Adana: 14 (Rtşad Ahi, telefonla bildiriyor) —Demokrat Parti genel başkanı Celâl Bayar, Kon-yadan Adanaya gelmiştir. Bayar, Tarsusun Mezaroluk mevkiinde A- dana ve Tarsus Demokratları na- mına gelen heyetler tarafından karşılanmıştır. Mezarolukta kalabalık bir halk kitlesi de toplanmış Burada Bayar, bir bardak To- ros suyu istedi. Su ikram edildikten sonra hep birlikte yola çıkıldı. Yol asfalt olduğa için bir buçuk saatte Adanaya muvasalat o-lundu. Bayar Adanaya geldiği zaman İnönü meydanı hıncahınç dolu idi. Bayar, kürsüye çıktığı zaman kalabalık on binleri aşmış bu lunuyordu. Celâl Bayar, «öze başlamadan önce, uzun bir yolculuktan geldi-i ğini, otomobilden şimdi indiğini/ beyan ile, cümlelerinde aksaldık-} lar olursa hoş karşılanmasını rical etti ve irticalen şu nutku söyledi:^) Bayann nutku I Sevgili AdanalIlar, l Türkiyede bugünün mevzuu se- ı çim emniyetini sağlamaktır. Bura-/ (Devamı Sa., 5; Sü., 4 de) Amasyadaki Senaryo A. Mes'ul ve icraatından sorumlu hükümet, Meclis ve Dalk Partisi varken mes'uliyet ile ilgisi olmıgan yüksek bir makam sahibinin bu vaidlerınden müsbet ne gibi bir netice beklenebilir? Halk böyle felâketlerden sonra, hattâ hiç bir âfeti uğramadan da daima ve daima idareden, Halk Partisi elemanlarının yolsuzluklarından feryad ve figan etmektedir... umhuriyet Halk Partisi genel başkanı İnönü A-masya felâketzedelerini ziyaret etti. Oı*adö cereyan eden senaryo evvelden pek âlâ tahmin olunabilir. İnönü seylâb felâketine uğrı-yanları ziyaret edecek, bunlardan bazı kadın ve erkekler acı acı feryad edecekler, derd yanacaklar, «Paşana bizi kurtar!» diyecekler, ^aşa da «Bu felâketin müsebbibleri aranacak, tecziye edilecek» diyecek, ileride de böyle hallerin tekerrür etmemesi için tedbirler alınacak vaidini verecek, bir sarmaş dolaş olacak ve sonra hususî fren lo avdet olunacak ve her şey eski halinde ve gidişinde devam edecek. Bu safhaların aynen ve tama mile böyle cereyan edecisini kestirmek için büyük bir zekâya ve kavrayışa ihtiyaç yoktur. Çünkü Amasya felâketine benzer ve hattâ ondan kat kat fazla badireler, belâlar son yıllarda memleketin başına az gelmedi. Bir müddet evvel Adanada nehirlerin taşması yine Halk Partisi genel başkamna böyle mükellef biı seyahate vesile hazırlaınıştj. Daha evvel de Erzurum ve Erzincanda zelzele faciası dolay isi le bu sahneler tekrarlanmıştı. Hattâ Endncanda bir felâketzede köylü icadın ismet İnönü-nün göğsüne başını dayıharak ha ziD hazin ağlamış ve gözleri yaşartıcı bu -tablo bütün gazetelerde çıkmış hattâ posta pullarında bile bir seri teşkil etmişti. Sonra ne oldu?... Hiç. Faciadan yıllarca sonra yine Haşan Saha o havaliyi gezdiği vakit hemen hemen hiçbir #cy yapılmamış olduğunu gördü VÇ tekrar vaıcJterde bulu/ıdiL. ■f? Mes’ul vo icraatından sorumlu tükûmet, Meclis ve Halk Partisi varken mes’aliyet ile İlgisi olmı-yan yüksek bir makam sahibinin bu vahilerinden müsbet ne gibi bir netice beklenebilir? Halk böy-Jo felâketlerden sonra, hattâ hiç bir âfete uğramadan da daima ve daima idareden Halk Partini <>|e. inanlarının yolsuzluklarından feryad vo figan etmektedir. Bir avukat A manyada ıfcncl başkana demiştir ki: «Bu belâ gökten ve ta-i iatten gelmen?iştir, sedler, fennî şartlarla yapdma•/
*
Wl

S
I


4
i

»


»
*
. A-

'L‘ Ah’.’ *


Mesken buhranının mey dana getirdiği gecekondular
Mesken buhranı

t
Sellerin
İnönü, Ankarada törenle karşılandı
Ankara: 14 (A.A.)
sebeb olduğu felâket ve tahribatı yerinde görmek üzere Amasyaya gitmiş olan Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, bugün saat 19.10 da Anka-raya dönmüştür.
Cumhurbaşkanı Kayaş isyasyo-nunda Bayan İnönü ile Başbakan Haşan Saka, İçişleri Bakanı ve An kara valisi tarafından Ankara ga-(Devamı Sa., 5 Sü., 5 de)
Bu igâr paçavraları
«V • C I L ve seni dabah„
*
Şimdi de Denizyolları idaresile Ulaştırma Bakanlığı arasında ihtilâf çıktı
Geçen sene Mısırda zuhur eden kolera sebebiyle muvakkat kaydilc tâtil edilen «Doğu Akdeniz» vapur seferlerine tekrar başlanılması De niZyollan İdaresince kabul edilmiş ve keyfiyet Ulaştırma Bakanlığının tensibine arzedilmişli.
Fakat Birinci Saka kabinesinin Ulaştırma Bakanı Şükrü Koçak, İyi idare edildiği takdirde memlekete döviz bakımından mühim bir gelir «ağlıyabilecek olan bu sefer kararını tensibden imtina etmiştir.
Denizyolları ise tekmil dahili hatların vapur İhtiyaçları karşılan diktan başka hâlen elde fazla vapur bulunduğu, Doğu Akdeniz seferine tahsis edilecek olan «Aksu»


vapurunun tamiratının tamamlan oığı, Mısır Hidivial ve Romen Tran s’Jvania kumpanyaları vapurlarının her seferinde asgarî 100 bin liralık döviz temin ettiği bu hatta bizim de herhalde zarar etmiyece-ğimizi ileri sürerek iddiasında ıs-
(Devamı) Sa., 5; Sii., 3 ele


Filistinde vaziyet mübhem
--- o--------
Yahudiler ateşin kesildiğini ehemmiyetle belirtiyorlar
Kahire: 14 (AP.) —« Başbukan Nokraşi paşa, dün geceki kabine toplantısından sonra, Millî Müdafaa Balmnı Muhammet! Haydar paşa ile bir bıı/;uk saat konuşmuş-bevamu, R incide)
“ iflâs etmeniz yaklaşıyor, sizden hesab soracaklar^,, diyen komünist çığurtkanı - Emdiğin süt zehir olsun Petko! -Kampta Türk ninesi - Çıplak kızlar
Yurd dışındaki ırkdaşlarımızın Bcfalet ve ıztıfabım, bajuz kaldıkları türlü katliam ve zülnıii Tllr kEfkârı UmumiyeKİnc du -yutmayı kendisine şiar edinmiş plan «Yeni Sabah'* gazetesine, Bulgaıistanda intişar eden Ko münist çığırtkanı bazı dergiler muttasıl hücum etmektedirler.
Bu dergilerden, Solyada inli şar eden ve Komünist Vatan Ceb hesıPartisinin organı olan «Yeni Işık» paçavrası »Ycnr Sabah» a hezeyanlar savurmakta, Eui-garistandan gelen n kdaşlarımı -zil) göî. yaşlan içinde anlattıkla
n hâdiseleri, Komünist uşakları juu Türkleıe yaptıkları gayrî in erini zulıını ve işkenceleri yazdı-ğunız, dünyu efkârı umumiyesi-ne kaııiı kızıl gömleklerini teşhir ettiğimiz içhı bizi Faşistlikte itham etmektedir.
Sizden Hesap Soracaklar
Eizn "Ne de yapsanız ,ne de yazsam? artık sizin iflâs etmeniz yaklaşıyor. Yakın vakitle si? den hesap soracaklar < demek küstahlığında bulunan Yeni Işık paçavrası Bulgaristana çullanan ayının baskını methdede ede (Drvcmt 8«,0 M, $ ----—o---- Meclisin dünkü toplantısındı —o-- yaiııınını tasarısı edilaneUi liSna teşvik kabul (Hususi) — Meclis Ankara: 14 buğun saat 15 de toplandı. Gündemde bulunan yedek subayların müddetlerinin lüzumu halinde üç aya kadar indirilebilmesi, hastabakıcı hemşireler kanun tasarısı ve daha bazı kanun tasarıları görüşü İçrek kabul edildikten sonra bina yapımını teşvik kanunu tasarısının müzakeresine geçildi. (Devamı Sa. 5. Sü. I de) AKVİMDEN BİR YAPRAK Toprak Bayramı 1 Â 'Uçak motoru inşası için kurulan fabrika Ş fi Ma dE S ftJ 5B fil! C <3 <5 enva İha iİimjü! eaQeB>BİIiy«>r uan üsi sj S
Hükümetin devletçilik politikası wn bir hududu olmaması son se »elerin cn çok şikâyet mevzuu olan meselelerinden biridir.
3 sahada hususî sermayeyi sin diren vc tereddüdü düşUren devletçilik sisteminin bir taraftan gün geçtikçe zararları artarken diğer taraftan hususî müteşebbisler vo bu arada fabı ikalar hükümet ııez-(Deva on 8a.} öj Sü.j 6 da
evvelki gün toprak bayramı imiş. Bunu dün, yani bir gün sonra öğrendik... Gazctclor buna dair bazı taf- Z* **
6llât verdiler; fakat | bon bu bayramın ma I
hiyetinl daha Adamakıllı anlamış değilim; meselâ bu bayram, dört anasırın biri olması dolayıslfo dünya yaradılışında ayrı bir kııdsiyoti haiz olan bir unsura karşı bir minnet vo şükran borcunun bir ağızdan ödenmesi midir? Yoksa toprak kanununun kabu lünün dördüncü yıldönümü münaso-betllo yapılan bir tören midir? Ya-hud toprağa karşı nasıl dört elle sarılıp onu yurddaşların monlaatino râm eylediğimizi anlatan bir tozahiir müdür?
Gazotcloıdo buna dair çıkan yazılar dan anladığımıza göro toprak bayramı, kanunun kabulü dolayısilo yapılan bir (anma) merasiminden Ibarottir. Halbuki bu bayramın, çok şıımullü, çok ulvî, çok mııhlcşcnı olması lâzımdı.
Toplantılar bildiğimiz şekildedir; ulviyoti mahdud bir sahadadır; Tvp-
I ULUNAY.]
laııılmış; öermutad nutuklar söylenmiş vo hükümetin fidanlıklar, orman okulları, ziraat mcktoblcri gibi mü es-
1 scsclcrinde törenler yapılmış.
Bu kadarı kâfi midir Bununla toprak demlen bu müşfik' velud, verimli anamıza karşı vazifemizi İfa otmlş oluyor muyuz?
Hiç zannetmiyorum. Hem do o ka-^ar zannotmiyorum kİ ben kondi payıma ziraat teşkilâtına nıonsub zevalin bayram münasebotilo törenlere Iş-tirâklorlni bilo aoaib görürüm. Bonf onların ycrlcrındo olsam temaruz e-tuin piyasasındaki buhran
Ticaret Bakanlığınca alınan , 946—947 ve daha evvelki sene -Jer mahsulü tütünlerin Umumî ithal listesinde yazılı olanlar -dan baş ka şeker ve kok kömürü mukabilinde de hususî ve u icıızlü takasla ihracı hakkında-ki kararın, tütün piyasası üze rinde müsbet tesiri görülmemiş tir.
Zira bugün gerek şeker ve ge rekse kok kömürü ancak dolar mukabili bulunabildiği cihetle hic bir memleket tütün muka bili şeker veya kok vermek iste luemektedir.
Yalnız geçen sene Cenubî A merika şeker mukabili tütün is t emiş. Fakat bunun da sırf Bir leşik Devletlere tütün kaçakçık ğı yapuıak için olduğu anlaşılarak tekliften de bilâhare vazgeçilmiştir.
Dekanlığına Mukbil Göhdoğan, İnşaat kısmı Dekanlığına da îllıami Civ&öğlu gösterilmektedir.
r

Diğer taraftan şeker şirketin den den verilen malumata göre, halk 1080 lara tevzi edilmiştir. Bu ğın sebebi henüz malûm değil -dir.
imalâtçılar halâ ihtilâf ha --ündedir. Şimdilik belediye imalât çılara tahsis olunan 500 ton şe kerin, Esnaf Odası ve Esnaf Ce miyetlerine mensup üyelerin teş kil ettiği, bir karma komisyo -nun murakabesi altında yapıl -masını uygun görmüştür.
verilen malûmata
ihtiyacına tahsis ton şeker toptancı
M ÜTEFERRİK
göre,'
edilen bakkal darh -
Tekel harice şarab ihraç ediyor
t
Tekel mamullerinin, bilhassa şarapların İngiltere pi>'asaların da satışını temin için iki İngiliz flrmasile anlaşma akdine çalı -şılmakta idi. Haber verildiğine göre anlaşmanın tekmil formali teleri tamamlanmış olup, fir -
malar İngiltere Ticaret Bakanlı' ğmdan ithal müsaadesi aldıkla rı takdirde derhal sevkiyata baş 1 anacaktır.
Amerika firmaları ile anlaş -mada düşünülmekte ise de. A -meri kan kanunlarının alkollü iç ki ithalinde gayet titiz davranı dıkları cihetle, firmalar müsaade alamamaktadırlar.
Gönderilen içkiler yabancı piyasalarda tutunamadığı takdirde idarenin büyük bir zarara uğ rayacağı söylenmektedir. 1 blnailinder Birliğinin bir tavzihi
İstanbul Muallimler Birliğin -den:
Isviçrede Ağustos başında topl lanaeak dünya muallimler fedel rasyonu kongresine davet edilen Birliğimiz, mümessil olarak Prof Fahrettin Kerim ile öğretmen Orhan Tunayı seçmiş, doğrudan | doğruya bir mümessil gönder -menin arzettiği malî güçlükler yüzünden böyle bir temsil vazi fesini .esasen îsviçreye ve logil tereye gidecek olan Prof. Fahrettin Kerimden kabul etmemesine rağmen İsrarla rica etmiş -tir.
Bir tek gazetenin Birlikçe se çilen ikinci mümessil Prof. Fah rettin Kerim hakkında kendisi ni delege seçtirmeyip bâr mual limin gitmesine imkân bıraksay dı iyi olurdu» tarzındaki neşriya tı, hakilmte uygun olmadığm -dan keyfiyetin tavzihine lüzum görülmüştür.
Mis sokağı cinayeti dâvası
O- ■ - —
Ankara cinayeti dâvası kadar muğlâk ve esrarengiz
Bir müddet evvel Beyoğlundal Mis sokağında bıçaklanmak su -retile öldürülen bar kadını Su -zanm katili olduğu iddia edilen Ali Çelil hakkındaki dâvanın du rugmasına dün 3 üncü ağır ceza mahkemesinde bakılmıştır.
Cinayetin işlendiği anda orada bulanan şahidterin de iştira-kile bir hafta evvel temsili bir keşif yapılmıştı. Dünkü celsede bu keşif raporu okunmuş, fa -kat hâdisenin esrarı gene çözülmemiştir.
Çelilin Sazanı öldürürken gören tek hâdise şahidi olmadığı için sadece kravatındaki bir kan lekesi bıfhitıması yüzünden sa -nık sandalyesine sevk edilen Ce lil dün de:
« — Bu işin başından beri söv İliyorum, yine de söyliyereğim ben katil
Maktul ğan Saz» Abdullah ki:
« — O
man. Mehmed ve diğer arkadaş lan Snzan ile Saadeti dışarıda bekliyorlardı, ahp götüreceklerdi. Fakat sonra onlan da görme dim. Celili de.»
Saşid Saadet de:
« — Hâdise akşamı bar artist lerinden Leylâ ile atışımştırk Ce lil yanıma gelerek < Abla ister -sen Leylâyı temizi iyeyim- de -di. Başka bir şey bilmiyorum. Su zajıı kimin vurduğunu da gör -medim» demiştir. Duruşma şaiıid celbi için talik edilmiştir. * ------------o---- V A A R 1 f- 1 E değilim." demiştir. Suzanm çalıştığı 'Do ban garsonlarından şahid olarak demiştir akşam Çatalcalı Os - * 11 ■ —■ —————— Teknik okulunda diploma tevzi töreni Yıldızdaki Teknik okııhıtm. bu yıl bitiren mühendislere diptom.üa-1 n; dün saat 17.30 da okul bina-l A Adam sendeee L. fitiltan. çantada keklik. Bugün atmazsa yanoı_ yarın olmazsa öbür gün asruv tında. sayılır. . İster yengesi şahide® can üstünde olsun, ister SBİtaın hasta diye kıtır atıp nazlansın. akıbet yüzde yüz yola gelir- gelmezse de tasa mı? îstanbuida dilber mi yok? Onun gibileri, hattâ kat kat üstünleri cok. Beyoğlu hara-TOlarla do-hı (11. Hem de ne kadrolar!.. Dalyan gibi boy boa; bittik bıllık, kar gibi viicud; hepsi kibarın kibarı takım: eriri Moskof Kralının hanedanından prensesler; mabeyincilerinin, vükelâlarının, elçilerinin karılan, kızları kendilerini buraya dar atmışlar; gazinolarda, birahanelerde, lokantalarda garsonluk ediyorlar. Beyoğluna çıkmağa karar verdi. Otomobil Altıncı Daireden Kabristan caddesine saparken. aklına esti: Şişliye kadar uzanmak, sultanın oturduğu apartmanı karşıdan biç dikiz geçmek. Deminki kuruntusu tekrar deprenmiştl: Yengim mın haetabğı, Modaya gidecekleri kata» külli mi yoksa? Köftehor kendini -ağır mı satıyor, naz ını ediyor? Şoföre: — Şişliye çek, Etfial hasta hant-Hinin az ötesinde dur! dedi. Orada inip otomobilcinin hakkını verdi. Sağdaki yaya kaldırımını takttı ederek yürüyor, önü sedU binalar arasında öyle evden bozma, üst katı basık apartman yok d# yok. Eczahaneyl görünce, derhal dükkâna girip eczacıya sordu: QI •j — M da ü birader, bir korosunuz var han M ehli kanım? Eraced Bey mi, Epced hey mi isminde de-liksıth hısımıyla beraber oturuyor. — Evet!» — Öğleyin buradan bana telefon açmıştı ya!» — Agnadım!.. — Modadaki yengesi mi, halası mı ağır hdsVymısj ta yoklıyacak-lardı kadını. Gittiler mi, yoksa y> rina falan mı bıraktılar?
Eczacı dudak büktü:
—• O kıdaj* incesini bitmem, fakat beç takke akdem kardık i arsaya su dökmeğe çıkmış idim; hanım pencerede idi»
Kavafzadede o anda renk uçtu:
— Yanlıg görmlyesln, hizmetçisi mizmetçİBİ olmasın!
— Hayır efendim, kayır!.. Kulak Tarıma glivenemem amma gözlerim mikroskop, teleskop glb| görür. Ha nırnın enksesinde de kı?kardesi İtanı eski mııı/limosl, Kartala varmış karı da dumordu.
Yahyaoağız bÜBbütiln afalluntııç-h. Anam ^ene atarken kızı naşı! bırakıp gelir? Damak hastalık mas talik lâfı düpedüz kolftu. Kündeye düştüğü, mis gibi keçe boğulduğu muhaldik.
Agobun
T r " ~ MJtfZT — I W .O Tf “x-r*- u
sında yapılan bir merasimle tevzi edilmiş; ini münasebetle, talebelerin hazırladığı sergileri de teşhir edilmiştir.
Üniversite profesörlerinin, ve ga zctecilerle seçkin bir kitlenin hazır bulunduğu törende okul müdürü Atıf Tansu ve bir gene mezun günün önemini belirten kısa birer hitabede bulunmuşlardır.
Teknik Üniversite Rektörü Tev-fik Taylan mezunları, birer birer tebrik etmiş ve bilâhare diploma-lan tevzi edilmiştir. ■
Bu yıl, Teknik okulun makine.' kısmından 47, İnşaat kısmından 26 elektrik kısmmdan 16 ve Mimarî I kısmından da 6 talebe mezun cl*| muştur. Okulun «Tekniker» kısım İse bir ay sonra mezun verecektir.
ceninden ses şada çH-'-nyordu.
Üç dört gün içinde gözleri kıv\-u-
— ■ • •

Yazan : SBBMED MUBTÂR ALÜS ------------------------- 46 ---------------
S«drse®ısepet, dokunsalar yıkılacak halde eczalıaneden çıktı.
Bir aspirin daha yuttu. Ya lıerrü ya merrü, apartmanda soluğu almak, ipi koparmadan, şakayla ya-lamnı yüzüne vurarak eultanı m ah tuh etmek var amma, gözü yemedi. Hem suçlu, hem güçlülüğüne bakmadan kızıverirse; kogmadan beter ederse..
Fena halde İçerlemiş, avukat Ne «etin (bu hanıma fazla ltimad etine, meftlin olduğunu anlayınca seni avucunun içine alır, mfltemadi-yer para sızdınr, türlü türlü dalaverelerden de çekinmez. Yakayı kurtaramazsın, maazallah folâketa uğrarsın) dediklerine hak veriyordu.
İçinden küfürleri verlştire veriş tire, Pangalbya doğru pupayelkon tabanları yağladı. Harbiye mektebinin karşısında, lçerfek kuytuda Palabıyık Levonun daracık lokantası gözüne ılfşınişt! Drada içki do bulunurdu. Züğürtlüğünde, Kftğıd-ha neden dönenleri eeytr işin Çörek Çİ f’rtntna; bitişik kahvede oturur, ûrabalann arkası kepildikten sonra kahveden çıkar, burada kafa çekerdi
görür. Ha delikanlının Franksızca

Daldı dükkâna, Midye tavası, fasulye pilâkisile iki karafaki rakıyı temizledi. Fayraba hazır vapur gibi İslim üstünde .(Adara sendcel) teri, (Boş veri) leri, (Ben mi ona yalvaracağım, o bana yalvaran, benim gibisini mumla arasın I) la-n savurup duracağına efkâr bastır dıkca bastırmada..
Akşam olmadan ÜskiHara geçmiş sarhoşluğunu, yalpaladığını gören karısı papurasını vermeğe başlarken:
— Çeneni kıs, lâkındı dinliyecek sıram değiL Evet içtim; idrar kesemdeki taşa maşa, sidik midik zo runa metelik vermedim. Zira bu* gUjı binlerce Uranı ziyan oldu, mab voldu’.. dedL
Kumanyadan beldediği kereste yüklü takanın Boğaz dışında kayaya çarptığını, battığını, lodostan tahtaların Kar ad eni? açıklarına dağıldığını söyliyerek başını, göğsünü yumruklaya yumruklayd Odasına çıkıp yattı. Sızmıştı.
Erteni sabahtan itibaren, her güt tik vapu/la yazıhaneye gidiyor Kulağı telefonun zilinde, sultanın Modadan döndüğü cevabını bekliyor, ecel terleri döküyor, na-
M
I
ya kaçmış, yanaktan pörsiimüs.Jj kanhuru çıkmış. âde',<’ çöknmştüA Zibanım söyleniyordu: w — Bir mavna cık kereste için ü-^ tüle üzüle Selâmüııkavienlere mte ıığnyacaksın, külçelere mı dönecek? sin?.. Bu derecesi fazla; kısmetten? çıkan geri gelmez. Allah esirgesir.,? ölüp gidersen kimseye bir şey ol-a maz, ölen rahat eder, dünya dağdaj ğasmdan kurtulur. Bari bizlere a-K 01. Gene yaşımda beni dul, civan? evlâdını yelim mi bırakacaksın? K Madam Katerın. aı>artmaıuı pos-C tu sermiş, bir türlü gitmiyordu. Meramı, milyoner beyi görmek, o nunla ahbablığı ilerletip kendi a-A vantusuu temin etmek.<ı K Gültcr 5te beri almağa balrkala^ giderken çağınyor, kimaeye^danış-®| madan (Z)ev*wn rar) (1) Malûm o, Rusuada Bolşatfk-fy lcriı^ başcL^eçmesi üzerine Qar ta-g raf dan asilzadeler, nazırlar, diplo-^ inatlar Kırıma üşüşmüş., roınanı-y imadaki vahaların cereyan etfûiiS 19BÛ yazından beş altı ay önce, *t7c| hm tıklım vapurlarla Karadeniz^ den îstanbvla kapağı atmışlar Tuzla' Tahaffuzhanesine götürül- V dükten sonra kimi Beyoğlunâa^ ço-c ğu Büyillcdadada, Selinıiyo faşlasın u da, askerî kıtalarda Gelibolu civar3 lannda bannmtşlarâı. - Gazeteci mi vur kafasına!... nkaradan golen bir fıabordo irnıir milletvekili Ekrom ranta Bursa miHotvokilı At>-
Uurrahmam Konuk*un aoaıb toir teklif (erini ((ordum. Fazla olarak Abckırrah man Konuk gazetecidir do...
3u iki zat Millet Meclisinin grzll müzakerelornıl neşrodon gazeteoiıorın ve gazetelerin cezalandırılmaları zaten ağır olan matbuat kanonunun (35) İnci maddesinin büsbütün ağır* laşhrıhnasını İstemişler.
Demokratik bir rejimde isler ikti« dar partisine mensub, isterse muha* •W, her han# bh* gazotecmuı bosın kanununun ağırlaştırılmasını İstemesini oemm mmrncık aklım almaz. Bu, tıp a* -ızcrîndo oturduğu dolı kesmek I-Çin gayret sarf ma benzer. Sonra bu iki zat evinin kanısını açık bırakıp da hırsızlık o t/nesini er diye sokaktan çenierin ellerini baglamıya teşebbüs etmenin ne kadar acaib tjir şey olacağım aaınu takdir etmiyorlar mı dersiniz? öyHe ya! Madem kı Meclisin gizli müzakerelerinin neşrini Anayasa yasak etmektedir; bunları naşre cüret eden gazeteciden evvel o mı^za* kereleri gazetecilerin kulaklarına fı-sjidıyamarm tecziyeleri daha heetir-me. daha esaslı bir yol olmaz mı?
» ★
Bu kor dükümü çözebilmek Içm Ab-durrahman Konukla muhayyel bir mü lâkat yapayım aedım. KondMiie gıyabi muaretfetimiz de vardır: B»r aralık bazı zevata hoş görünmek için sayın Mareşal* yerden yere vurmakta, a^a-begisı tur. numaralı kalemşor Faim Rıfkı Atar gölgede bırakmış ve e¥e-rrt SataaZitr oan mükemmel bir ders ırt-nuştu
— A*o Komjk beyefendi ile m» ge-rüsüyorumf
— Evet benim, buyurun.
— Efen o ım burası crYem Sabııhe bendeniz Fıkracı.
— Setiniz iyi gelmiyor, deniz fırkacısı nu buyurdunuz? Şanlı affı ok fırkası b Birkaç avdanberi bu gönül I liiler Filistine girmek üzere r gruplar halinde Trablusdan > geçmektedirler. Geçenlerde ? Ingiliz makamları Tunus A-5 rablarının Trablusdan geçme < lerini yasak etmişlerdir. în-I giliz askerî idaresine göre. I dünkü karışıklıklar arasında ) polis. Yahudilere aid birçok ( dükkânları halk tarafından > soyulmasını önlemiş ve çalı-' nan malların hepsi meydana çıkarılmıştır.
1
1
J
Churchill'in
maaşı
Başba -
Eski Başba kan emekli maaşı, alamadığını söylüyor
. .jopdra: 14 (AP)
Kan muavini Herbert Morrison dün verdiği bir demeç sırasında, Churchill'in Avam Kamarası top lantılarında çoğuna devam etme diğini fakat buna rağmen Mu -hafazakâr parti lideri sıfatile hakkı olan 2000 sterliglik ücreti almakta devam ettiğini söylemiş ti.
Bugün bu sözleri resmen ce -vaplandıran Churchill, ne bu hak kı huzuru ne de eski Başbakan sıfatile yine kendisine bağlanan yılda 2000 sterlinglik emekli ma aşını almamakta olduğunu açık lamış ve: 'Morrison bu durumu Maliye Bakanlığından kolaylıkla tahkik edebilirdi» demiştir.
Churchill Avam Kamarasının çarşamba günkü toplantısında Morisona şahsen cevap vereceği ni de bildirmiştir.
Muhalif parti liderine yıltfa 2000 İngiliz lirası ücret bağlanması parlamento tarafından 1937 yılında kabul edilmişti.
Tedavüle çıkacak yeni Alman parası
Hamburg: 14 (AP)
vüle çıkarılacağı tahmin edilen yeni Alman parası bugün Ham-burga getirilmiştir. Üç İngiliz as kerî kamyonuna yüklü tahta sandıklar gayet sıkı bir muha -faza altında Reichsbank binasına getirilmiş ve nakil sırasında bütün sokak askerî birlikler ta-
1 rafından kordon altına alınmış -lir .
ilgili makamlar her hangi bir . yorumda bulunmaktan imtina et mişltrse de, yeni paranın Batı | Almanyada çok yakında tedavi) i le çıkarılacağı kuvvetle tahmin edilmektedir.
63 kişinin idamına karar verildi
j Tanca: 14 (A.A.)
Harb gemilerini baltalamak nıakıadile hazırlanan komploya iştirik eden 140 subay ve erin yargılanmaları neticesinde krali yet lavcısı 63 kişinin idamını, 20 kişinin müebbet küreğe ve 36 kişinin muhtelif hapis cezala rma çarptırılmasını istemiştir.
Teda
4

‘ Prag, $4 (AP ) — Cleoıent Got-twald bugün Çekoslovakyanın ilk komünist Cumhurbaşkanlığına se* çilmiş ve ödevine başlamıştır. 16 ncı asırda inşa edilen Vladislavsky sarayında toplanan 300 nıevcudlu Çek parlâmentosu Gottıvald’ı el kaldırmak suretiyle seçmiş ve Gottvald’ın kendiaile 3 gün evvel istifa eden bir kadın mebus hariç, 296 üj'enin eski .Başbakan lehinde el kaldırdıkları anlaşılmıştır. Meclis başkanı, Gottvald’ı «Sosyalist bir memleketin sosyalist cumhurbaşkanı» şeklinde gelâmlamıştır.
keçimden sonra yeni Cuıuhuıbaş kanı sarayın önünde bekliyen asker ve polis kıtalarını teftiş etmiş ve sonra yanında Bayan Gottvald da bulunduğu halde St. Vitus ka-tcdralına gitmiş ve orada başpiskopos Jozef Beran tarafından karşılanmıştır. Kilisede ditıî bir merasim de yapılmıştır. VlâdisJpvsky sarayını dolduran lıallc. Yaşasm
Âsî Mar kos ’un genel karargâhına baskın
*
Harekâta 8 hükümet uçağı iştirâk etti, baskından sonra köyde büyük yangınlar çıktı ---------------------- --■■■■■ —
cezası istemiştir. 20 kişi için de müebbet hapis cezası isenilmiş-tir.
Yunanistana iltioa eden Bulgar askerleri
Atina: 14 (AP) — Bugün Ge nel Kurmay tarafından yayınla nan bir tebliğde 8 Bulgar aske rile bir Yugoslav askerinin Yu • naniılara iltica ettikleri bildiril mektedir.
Ayni tebliğe, göre, Yanyanın Kuzey Batısında Suli bölgesin -de hükümet kuvvetlerde çete -ler arasında çarpışmalar devam etmiş, 9 asker ölmüş ve iki su -bay dahil 15 kişi yaralanmıştır. Bp harekât sırasında 41 çetecinin öldürüldüğü kaydedilmekte dir.
başkan Gottwald* diye bağırmış vc hep birden millî marş söylenil* nuştir. Merasimde İngiliz, Amerikan. Fransız, Çin ve Rua elçileri başta olmak üzere kordiplomatik de hazır bulunmuştur.
Merasimi dakikası dakikasına yayın! tyan Prag radyosu yorumcusu, Amerikan elçisi Steiuhardt'ı^o hcızır bulunduğunu iki kere belirtmiştir.
Londra, 14 (B.B.C.) — Çekoslovak Başbakanı Gottvald, bugün Çek parlâmentosu tarafından Cum lıurbyşkanlığına seçilmiştir. Ekse-lisi komünist olan üyeler, komünist Başbakanı, el kaldırmak sure» tile Cumhurbaşkanlığına seçmiştir, Seçimden sonra şehirde toplar atıl mis ve Prag üzerinde uçaklar uçmuştur. Bundan sonra Cumlıurbag kanı sıfatile Gottvald, kendi kabilesinin istifasını kabul etmiş vo yeni kabineyi- kurmağa komünist Zapotoski’yi vazifelendirmiştir.
Atina: 14 (AP) — Yanya menşeli basın haberlerine göre, hükümet hava kuvvetlerine men sup 8 Spitfire uçağı dün Gra -mos dağlarının içerisindeki Liko raki köyüne bir baskın yapmış lardır.
Bu köyün çeteler lideri Mar kos tarafından genel karârgâh ittihaz edildiği tahmin edilmek tedir. Uçaklar köyü bombardı • man etmişler ve roketler atmışlardır.
Pilotlara göre, taarruzu müte akip köyde büyük yangınlar çık tığı görülmüştür. Bri arada dev lete karşı ihanet ve sabotajla suçlandırılan 191 eski donanma mensubu ve sivilin yargılanmalarına devam edilmiş ve savcı sanıklardan 63 ü hakkında idam

Yeni yardım listesinde Türkiyenin ismi yok..

(Afp) -
Vaşington, 14 (AP.) — iktisadı ayarlama idaresi, Avrupaya yardım programı cümlesinden olarak, (şimdiye kadarkilerin en büyüğünü teşkil eden yeni bir tahsisat ayırmıştır. 95.610.605 dolan bulan bu yeni tahsisat 11 memleket aras>n-da şu suretle taksim edilmektedir:
Ingiltere: 36.300x000; Hollanda: 4.183.905; Fransa: 21.749.879; Al-manyanın Fransız bölgesi: 941.320 Avusturya: 2.488.210; Danimarka:
t m
810.400; İtalya: 5.967.000; Norveç 1.427.000; Yunanistan: 8.164.000.
Bundan başka, Çine de 13.000.000 dolarlık pamuk, Trieste’ye 578.891 dolarlık muhtelif maddeler gönderilecek.
Bu suretle, şimdiye kadar şevkine karar verilmiş ve kısmen sev-kedilmiş yardım malzemesinin tutan 393.737.029 dolan bulmaktadır.
Amasyadaki Senaryo
(Başmakaleden devanı.) kaveıuetindeu sekiz kat fazla olma »ile izah eylemiştir.

Halkda iktidar partisine o kadar az itimad vardır ki, tabii bile olsa, her hangi bir felâket daha ziyade Halk Partisine ve onun lıii-hükftmetleriııin suiistimal, aciz vo gafletine lıaınledilmektedir. Bunu bizzat Cumhurbaşkanı da sık sık yaptığı seyahatlerde her halde fes bit vo müşahede etmiş olsa gerektir.
Yapılacak iş, kuru teselli lâfları ve valdlerden ziyade her sahada ihmali görülen ve milletin artık onu tutmadığı yaküıen bildiği bir partiyi iş başından uzaklaştırarak idare dizginlerini daha kabiliyetli ellere vermektir. İsmet İnönü A-manyadan bu intiba' ile dönmüşle bunu da bir kâr saymak lâzım gelir. Halk partisi hükümetini iktidardan silkip atmak İçin Cumhurbaşkanının büyük gayretler sartetmeni icabetmez. En normal kanun yollarından yürünerek Halk Partisi bir hamlede iktidardan ıı-zaklastırılır ve bu yol da seçim kanalıdır.
Seçim emniyetini sağlıyan kanununu Halk Partisi çoğunluğu kabul etsin, adlî emniyet ve murakabe altında bir intilıab yapılsın, o vakit Cumhurbaşkanına muhalefet liderini Çaııkayaya çağırıp Başbakanlık vazifesini ona tevdi etmekten başka yapılacak bir iş kalmaz. Seçimlerin neticesinden o derece eminiz, hattâ Halk Partisi de bu sonuçtan bu derece emindir. .Esasen seçim masuniyeti "rey hürriyetini onun için vermez.
Millet candan arzuladığı idareye kavuşunca da bu meşhur felâket sahalarına selıayatlere, ağlamalara, sızlamalara. Anayasamızda yeri olduğu çok şiiblıeli incelemelere ne mahal kalır, ne sebeb...
A. Cemaleddin Saraçoğlu
Sabık Kral Mişel Amerikaya gidiyor
Roma: 14 (A.A.)
Eski Rumanya kralı Mişel ve Anne de.Bourbon Parme, yarın Romada bulunacaklardır. İtalyan başkentinde bir kaç gün kaldık tan sonra Cenevreye gidecekler oradan da Amerikaya hareket e deceklerdir.
Yeni İran Başbakanı
Londra: 14 (A.A. ) fen) — Yeni tran kabinesini ’ kurmakla vazifelendirilmiş olan AbdüUıüseyin Hajir «İngiltere dostu" lâkabile tanınmıştır.
Londra limanında grev başladı
Londra: 14 (A.A.) (Afp) —
Lpndra limanında bu sabah başlayan greve yemden 350 dok katılmıştır. Grevcilerin sayısı şimdi 12.000 i bulmuştur. 20 yQk gemisi limanda atıl bir vaziyette beklemektedir.
filonun yeni Londra -İçişi
Londra: 14 (AP) — Ingiliz hükümeti, eski Tito partizanlarından Albay Obrad Cicmilin Londra Büyük Elçiliğine tâyini ni kabul etmiştir.
Aslen Karadağlı olan Cicmil şimdiki halde Yugoslavyanın Sofya Elçisi bulunmaktadır. Bir aya kadar yeni ödevine başlıya cak olan Cicmil, kendi arzusu ile tekaüde sevkedilen Dr. Leontic-in yerine geçmektedir.
(Afp) —
(Na -

I
f ------------------------------------------
|(Sününenteresan haberleri|
! <_________________ _______________________/ zanınameye dayanan beynelmi lel dinî bir teşkilâta ihtiyacı var dır. (AP) Bir boks maçı Avusturyanın I i tul yada zelzele i ★ Roma: — Pazar sabahı i Toskaninin Arezzo bölgesinde Z bir kaç saniye suren yer sar ) sıntısı yüzünden bir kadın öl -J m üş, dört kişi yaralanmış ve I halk arasında panik yarattnış -I tır. Altmış bin kişilik nüfusu o | lan' Arezzoda hiç bir hasar ol I mamışsa da, halk panik halin -i de sokaklara fırlamıştır. On ye ( di bin kişilik bir kasaba olan Z San Sepolcro dolaylarında ha-( sar ve can kaybı vardır. (AP) | Zehirli balıklar | İr (Frankfurt: — Baltık de | nizlnde tuttukları balıkları yi J yen bir çok DanimarkalI ve Al J man balıkçının hastalandıkları haber verilmektedir. Amerikan Iorduslınun bir sözcüsü, denize muhtemel olarak bir savaş ga zı dökülmüş olduğunu ve balık lann bu yüzden zehirlendikleri ni söylemiştir. Hastalanan ba Irkçılardan bir kısmı Isveçteld bir hastahanede tedavi altına alınmışlardır. (AP) Bir uçak kazası ir Vaşington: — Pan—Ame rikan Hava kumpanyasına ait bir Clipper-uçağı Irlandada Shannon kava alanından Nev -yorka 11 saat 47 dakikada git mek suretile bundan önceki re koru 19 dakika farkla kırmıştır. , (AP) Profesyonel tenis şampiyonluğu ir Nevyork: — Nevyork ta yapılan profesyonel tenle şam piyonluk maçıhda, Jack Kra -mer rakibi Mickey Gortoyu 0—2, 6—1 ve 6—2 yenmiştir. (AP) Beynelmilel dinî teşkilât tiltuınu ★ San Fransİ3ko: — San Fransiskoıla Beynelmilel iş teş kilâtının idare meclisine bir kahvaltı sırasında nutuk veren Cumhurbaşkanı Truman pazar günü demiştir ki: ■ Dünyanın, ahlâki bir nl Viyana: ümit bağladığı boksör Joe Vei din, pazar günü, eski Fransa ağır sıklet şampiyonu Francis Jacques’i kolaylıkla yenmiştir . AvusturyalI, yumruğunu b!l-tün kuvvetile sallamağa lüzum görmekden, rakibinin hesabını üçüncü ravuntta görmüştür. (AP.) Dördüzler İT Bristol:- (Ingiltere) — Ba yan Margaret Elizabeth Good Bristol hastahanesinde lıepsi de kız 'dmak üzere dünyaya dor düz getirmiştir. Dördüzler ve yirmicekiz ya -pıuda bir çiftlik idarecisinin ka nsı olan annelerinin sıhhati ye rindedir. (AP) Af yarışları İT Chantilly: — İngiliz derbi sfnf 'Mv Love» atile kazanan Co Seçim kanun tasarısı bugün tamam olacak i çişleri Komisyonu dün de toplanarak tâdil tasarısını müzakere hakkında yeni Ankara, 14 (Hususî) — İçişleri komisyonu bu sabah da toplanarak yeni seçim kanunu üzerindeki müzakerelerine devam etmiştir. Öğren Çiğimize göre bugünkü konuşmalar da tasarının diğer maddeleri görüşülerek bilhassa valilerin soçim sırasında suç sayılabilecek herhan gi bir hareketleri ve bu arada vâki olacak telıdid suçu da bahis mev zuu olmuştur. Bu takdirde vâki şikâyetleri yargıtay baş savcısı ted etti, seçim suçları kararlar aldı kik edecek ve takib veya ademi takib kararı vorecektir. Ademi takib kararı verildiği takdirde şikâyetçinin hangi mercie baş vuracağı komisyonda uzun tartışmalara yol açmış ve neticede yargıtay baş sav çisinin vereceği ademi takib kararı nın nihaî olması esas itibarile kabul edilmiştir. Komisyon yarınki toplantısında geri kalan maddeleri görüşerek seçim kanununun müzakeresini tamamlamış olacaktır. flmeril tepkili uçak alacak ÎÇİ9 H • • • M Yeni seçim kanununun incelenmesi Ankara: 14 (Hususî ) leri komisyonu bu sabah saat 10 da toplanarak yeni seçim kanu nun gülüşülmesine devam etmiş tir. Zirai kalkınna plânı Ankara: 14 (Hususî) — C H. P. Divanı tarafından incelen dikten sonra hükümete tevdi e-dilmiş olan Ziraî kalkınma plânı tatbik sahasına konduğu zaman bölgeleri iklim ve Ekonomik şart lar göz önünde tutularak to -hum fidan ve hayvan çeşitleri -nin islâhına hız verilecek ve ziraî kuvvetler muayyen bölge -lerde teksif edilerek kalkınma vasıtaları doğrudan doğruya müstahsilim emrine tahsis edilmesi sağlanacaktır. Veriminin geliri olan ziraat teşvik edilecek ve bunların modern usullerle ya pılması müstahsile öğretilecektir. Çiftçiye* kıredi temin eden Ziraat Bankasının sermayesi ge niş miktarda kıredi vermeye im kân verecek bir seviyeye ulaştın lacaktır. Bundan başka hükû -metçe de memleket ihtiyaç ve ekonomik şartlarına uygun bir hububat politikası takip edile -çektir . Hollandîda inşa edilen Türk gemisi Ankara: 14 (A.A.) — Ams -ferdamda Verschure tezgâhla -rnıda devlet denizyollarına ait o larah inşaedilen Büyükdere ad lı gemimizin denize indirme ve ad koma töreni etrafında alı -nan tamamlayıcı malûmata gö re, geminin adı, bu teşgâhlarda çalışan en yaşlı bir işçinin eşi ta rafından konulmuştur. Bu vesile ile toplanan büyük kalabalık önünde tezgâhların müdürü ile işçi mümessilinin ver dikleri söylevler de, Türk hükümetince gemiye bir Hollanda işçisinin eşi tarafından ad konul masuıa muvafakat edilmesinin işçilerce sevinç ve şükranla şılandığı bildirilmiştir. Elçi Nedim Veysel tikin de, temennilerde bulunmuştur, bu söylevlere cevab vererek iyi güzel toplantı Hollanda işçileri arasında sevinç uyandırmış ve memleketimize karşı sevgi te -zahürlerine vesile olmuştur. Dün par* Mug kar Bu Mustafalardan biri diğerini yaraladk ----o---- Ankara: 14 (Hususî) — gece saat 23.15 de Gençlik knıda bir hâ€ise olmuş ve tafa isminde birisi diğer bir Mus tafayı tabanca ile ağır surette ya ralamıştır. Öğrendiğimize göre hâdise şöyle cereyan etmiştir, ö teden beri karısından ayrı yaşı yan Mustafa isminde birisi, karısı,nın son zamanlarda Gençlik parkındaki gazinolardan birin -de garsonluk yapmakta olan Mustafa Yılmazla münâsebet tesis etmesine içerlemiş ve muh telif yerlerde içtikten sonra Mus tafa Yılmazın çalışmakta olduğu gazinoya gelmiş orada bir miktar içtikten sonra birdenbire tabancasını çekerek müşterilere hizmet etmekte olan Mustafa Yılmazın üzerine boşaltmıştır. Mustafa ;ıkan kurşunlardan a-ğır surette yaralanmış katil etraftaki müşteriler tarafından ya kalanarak polise teslim edilmi-tir. Yataklı vagonla Ankara ekspresi işlemeğe başlıyor Ankara: 14 (A.A.) —Bize bil dirildiğine göre devlet dermryol lan yaz aylarında İstanbul—An kara arasmda artan yolcu izdihamını önlemek için her yıl olduğu gibi bu yıl da yaJnız yatak lı vagonlardan mürekkep bulu -nan Ankara ekspresini çarşam ba gününden itibaren işletmeğe karar vermiştir .Ve ilk Ankara ekspresi 16 çarşamba günii sa -at 20.15 de îstanbuldan ve 17 perşembe günü 21 de de Aankara -dan hareket edecektir . Ziraat Bankası yeni unum müdürü Ankara, 14 (Hususî) — Ziraat Bankası Umum Müdürlüğüne tâyin edilen Hâmid Pekcan, bugün vazifeye başlamıştır. Atıf İnan tahikii-katı dahi paıra istiyor! Ankara, Î4 (Hususî) — Meclis idareci üyeler kurulu Meclise bir kanun teklifinde bulunarak Mecli-^ sin 948 yılı büdcesinde değişiklik yapılmasını istemişlerdir. Alınacak yeni tahsisatla eski Ticaret Bakanı Atıf inan hakkında açılan Meclis tahkikatı ve Divanı âli masrafları karşılanacaktır. key V. Johnstoııe'un bindiği t «Bey», Cokey Club'un tertib et L tiği 2400 metrelik ve üç yaşın ? daki taylara mahsus yarışta bi z linçi gelmiştir. z Mesafeyi 2 dakika 31, 4 5 de l alan «Bey», ikinci gelen «Ta - 1 nagrello» yu bir boy farkla yeni miştir. «Flush Royal» bir kafa ( farkile «Tanagrelloyu» takib et I miştir. Favori olan Goyaz ve He i rakliyüs, birinci gelen atlara ra 4 kip bile olamamışlardır. «Bey» l in sahibi Constant Van Dam - < nıedir. (AP) ? Ar jant inde para ayarlaması [ ic Buenos Aires: tin ekonomi meclisi başkanı Mi 7 randa, enflasyonu önlemek makJ sadile hükümetin fiyatları don J durmağa karar verdiğini bildir 1 miştir. J Dundan böyle hususî müesse-J seleıde ücret artışları fiyat yük J selmeleriııe sebep olamıyacak I ve kazançlarda azaltma yapıl I ması suretile telafi edilmiş bu 4 luııacaklır. Bakanlar kurulu - ı ııun bu konuda yayınlanacak kat rarnamesi hükümleri iş çevrele t rini hararetle ilgilendirmekte X dir. (A.A.) » Arjan - Fazıl Ahıned Aykaç’ın mektubu (Haşlar afi 1 incide) cihan Parlâmentolarına tevzi edil miş olan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi kütübhanesinde nüshaları mevcud bulunan ciltlerde mahfuzdur. 2 — Son Cihan Harbi yıllarında birliğin faaliyeti sekteye uğradığı için, Türk Grupu da 1939 danberi ancak geçen sene Kalıirede birinci defa toplaııabilen konferansa iştirak etmiş ve orada son derece mazharı takdir v.e teşekkür olmuş tur. Harb yıllan içinde verilen bir heyeti umumiye kararile senelik toplantılarımız savaş sonuna bıra-kılmıştır. Son seçimler yapılır yar pılmaz’yi** ilk işimiz Heyeti umu-miyeyı toplamak olmuş ve bııgita iktidar mevkiinde olan komite o vakit seçilmiştir. 3 — Konferanslara ve alelusul konsey içtimalarına davet edilen arkadaşlar, çok defa, kanunen almağa haklan oldukları harcırahın ancak yarısına yakın bir meblâğ almışlardır. 4 — Vaziyet böyle olduğuna gö re kimseye verilmemiş ve verilecek blf tarziye yoktur. 5 - - Memleket efkârını tenvirdeki hizmetinize yardım etmiş olmak üzere ve basın kanununun I As Silâh tahdidine dair bir anlaşma yok Vaşington: 14 (AP) —Hava Kuvvetleri adına konuşan bir sözcü, Amerikan, hükümetinin, tepkili tayyarelerin en hızlısından almaya karar verdiğini bildirmiştir. Tayyare -nin hızı açıklanmamakla bera -ber, sesin süratinden hızlı olma dığı anlaşılmaktadır. Zira KS-1 tipindeki yeni bir tayyareniı sesten hızlı giden ilk uçak oldu ğu daha geçen hafta İlân edil « «niştir, Lake Succeâs: 14 (AP) sociated Press muhabiri Latry Hauck bildiriyor: Silâhların tahdidi hakkındaki raporları tetkik eden ve 11 dev letten mürekkep olan komisyonun hiç bir anlaşmaya varamadığı bildirilmektedir. Vaziyeti yakından bilen kimselerin verdi ği malûmata göre, komisyon eldeki raporların ve tekliflerin müzakeresile daha bir iki ay ka dar meşgul olacak, sonra mesele yi Gene./lKuruluıı sonbahar top lantısma havale edecektir. Bu hususta bir anlaşmaya va rılmasına da Rusya ile Batı Dev letleri arasındaki siyasî ihtilâflar mâni olmaktadır. Malûmdur ki Rusya, silâhların tahdidi me selelerinin Atom kuvvetinin kont rolü meselesile beraber gözden geçirilmesinde ısrar etmektedir. Gerek bu iki mesele, gerek, ordu teşkili genel kuru -toplantısında mevztılarıdır. milletlerarası bir hakkındaki teklif lun önümüzdeki başlıca münakaşa Bunun için bu üç mesele üzerin de anlaşmaya varılmazsa Birleş miş Milletler Kurumunun bii -yük bir darbeye uğrayacağı ka naati ileri sürülmektedir. Haydara b a d * muhasarada Londra, 14 (B.B.C.) — Hindistan dominyonu tarafından muhasara halinde bulunan Haydarabad-da şimdiden benzin sıkıntısı başla-m:ştır. Otomobiller işliyemedlğin-der bakanlar toplantısını bisikletle gitmişlerdir. Karaborsada bir galon benzin 30 Türk li-»rusına satılmaktadır. Bahis mevzuu olan şey, Haydarabadm Hindis tan dominyonuna girip girmemesidir. Haydarabad Nizamı hu susta tedricî bir siyaset takibnı illi* zam etmektedir. -----o V eni tip ekmeğin çeşnisi tâyin edildi Yüzde 70 huğdaylı ekmeğin i-maline ancak yarın sabahtan iti baren başlanabileceği haber ve rilmektedir. Diğer taraftan ekmek çeşni -sinden Bakanlığın tamimi daire sinde lâzım gelen'ilk değişiklik, dün yapılmıştır. Fırınlara dün verilen unıın çeşnisinde yüzde 65 buğday yüz de 15 çavdar, yüzde 15 arpa ve yüzde 5 de musir bulunmakta idi. Toprak ofisi elindeki mısır ti> ‘ kendikten sonra buğday miktarı yüzde 70 e yükseltilecektir.
Verilen haberlerden öğrendiği mize göre ofis elindeki mısır, an cak bugün bitecektir
------o------
Yalovadan Bursaya ekmek gidiyor
Yalova (Hususî) — Yalovada ekmekler iki gündenberi kalite i-tibarile düzelmiş olarak çıkmaktadırlar. Buna sebeb olarak da Orhangazi ve Gemlikte çıkan has ele ineklerin Bursa - Yalova seferleri ni yapan otobüs şoförleri tarafından fazla milcdarda Bursaya götü-rillıpesidir
®r (cadın dağdan yuvarlan mak sureüle önlü
Sivas — Divriği ilçemizin Örnek köyünden İsmail karısı Rey han özyurd Aydoğan mevkiin -de köyüne sırtında odun getir -mekte iken dağdan yuvarlana -rak ölmüştür.
verdiği balda işbu maruza t. imin muteber gazetenizde ve vâki olan rfeşriyatın vuku bulduğu sayfada yayınlanmasını rica ile saygıları* nu sunannı efendim.*
Diyarbakır millet vekili fTazıl Ahmed A.ykac


9


■s
w
9 4

.V

O


I
9
Zonoüldakta bir Komünist pre pıgandası
î ----°---- c
s dc ZongMçLğm Çağlı- |
r yan gazinosunun hela kapısı- ? $ na: «Arkadaşlar vaziyeti dli- \ ' Eritmek istiyorsanız komi* / > nist olunum diye bir ibare \ ! yazılmıştır. (
Zonguldak: (Hususi) — Ge -çende kömür Havzamızın Gelik imgesindeki maden ocaklarında helâ kapısına (İşçi arkadaşlar tam nıanâsile hür olmak istiyor musunuz? O halde hepiniz Komünist olunuz.) şeklinde bir ya zı yazılmış ve bu yazıyı yazan şahsın yakalanarak adalete tea linı edildiğini yazmıştık.
Bu ken e de Zonguldağm hü -kûmet binası karşısındaki Çağ -layan gazinosunun helâ kapısı -na: Arkadaşlar vaziyeti düzelt inek istiyorsanız, hepiniz Komünist olunuz." Bu husus açıkça kendini göstermiştir şeklinde bir yazı yazıldığı görülerek key fiyet polise bildirilmiştir. Der -hal tahkikata başlanmış ise de maalesef bu yazıyı yazan henüz tesbit edilememiştir.
Kömür Havzamızda Komü -nist propagandası yapan bir şe bekenin mevcudiyeti hissedil -mekte ve emniyet teşkilâtımızın da bu hususta ?avet hassas dav sanmakta olduğu müşahede e -dilmektedir.
Nîhad Özgörcn --------o-------
Yalova orta okul inşaatı yarım kaldı -----------o------
Ortaokul inşaatına devem edebilmek için halkın daha fazla hamiyeti ve yardımı bekleniyor
f __Q -
Yalova (Hususî) — Bundan tah minen dört ay. evvel halkın yardımları ile yapılmasına başlanan ortaokul inşaatı durmuştur. Okulun zemin katı yapılmış fakat paranın bifmesile geri kalan kısımların yapılmasına imkân hasıl olmamıştır. Yakında halkın yapaca gı yardımlarla okulun birinci katı ikmal kadar kulda yılına
timizdeki hamiyetli kimselerin yar dımlannı bir an evvel yapmalını bekliyoruz.
-------o--------
Va ova ile Danca arasında bir s_ndai battı
------0---
İhtiyar denizci Kara ki lise önleme itaygın bir halde çıktı. Yoldan geçen yolcular tarafından kurtarıldı
edilecek ve bu ders yılına tamamlanmış olacaktır. O-bir ay evvel bitip yeni ders hazır olabilmesi için muhi-
İhmale Uğrayan Memleket: Dâvası
Eskişehir Porsuk baraj inşaatı

•I
i
19't3 tc başlanılan Porsuk baraj inşaatı müteahhidi ile Bayındırlık Bakanlığı arasında çıkan bir ihtilâf yüzünden f) ay citcI durdurulmuş Aıncrikadan gelen bir mütehassisın tcdkiklcri ve verdiği rapor
Eskişehir, (Hususi) — Amksya BCjlâbuun feci akıbetinden sonra Eskişehir çevresinin de muhtemel bir seylâba maruz kalmasını önli-yebilmck için Eskîşehiı deu bir heyet Porsuk üzerinde yapılmakta olan Porsuk Baraj inşaatının bir an evvel bitirilmelini temin mak-sadile hükümet ileri gelenlerde temaslarda bulunmak için Ankarayai hareket etmiştir.
1913 te başlanılan Porsuk Baraj inşaatı; nıütealıbidile Bayındırlık Bakanlığı arasında çıkan bir ihtilâf yüzünden aydanberi durmuş bir vaziyettedir, inşaatı dcı-uhde eden şirketin bütün gayretlerine rağmen bu ihtilâf liftin halledilememiş bulunmaktadır. Miiteah-l iâ tarafından Bayındırlık Baka-; nının şahsına çekilen son protesto 28-5-1918 de gönderilmiş ve on gün müddeti taznmmıın eden bu protestonun da müddeti bitmek ü-zore bulunmuştur. Bayındırlık Bakanlığı, bütün protestolara rağmen ihtilâfı bugün yarın halletmek va-idlerile işi bugüne kadar sürdürmüş ve inşaatın sektedar olmasına da sebeb olmuş bulunmaktadır.
Geçenlerde memleketimize hassa ten bu nevi barajları tedkik etmek ürere celbedilen Amerikalı baraj ( mütehassısı Mr. Grovalon Bayın-i


dulık Bakanlığının bütün su işleri müdür vh mühendislerlle birlikte Porsuk barajında tedkik vc etüd-leıde bulnnduktaa sonra, Bakanlığa müsbet raporunu vermiştir, öğ rendiğimize göre, mütehassıs bu raporunda Sakarya üzerinde yn-P'lmakln olan Çağlayık bRrajt inşaatından sarfınazar edilmesini, Porsuk barajının ise Irşaatnnn bir an evvel bitirilmesini kaydettikten sonra bu l^rajuı. yapılan mıs-ratları 3 senede amortise edebıle-

ceğıni, Türk mühendis ve işçilerinin bu işde fevkalâde muvaffak olduklarını zikretmiş ve tyzzat Bayındırlık Eıfkânına:
— Teknik elemanlarınız arasında öyle mükemmel mühendis’erel rastladım ki memleketiniz kalkınma inşaatında hnricden mütrhas-r.ıs getirtmenize katiyen lüzum yoktur. Elemanlarınız her işde olduğu gibi bu işde de şayanı takdirdirler.» demiştir.
1944 te bütün Eskişehri su altında bırakan, milyonlarca lira zarara mal olan seylâbm bir kere| daha tekerrür etmemesini temin maksadile, bu baraj inşaatının da 1 tütün ihtilâfları halledilerek bir' an evvel bitirilmesine çalışılması ? ıb etmektedir.

Erbaa ovasının sulama işleri
Erbaa ovası ı su!a ııak için inbat dertsinde yapılan sondajlar miisbet netice verdi. Taşova t u t ü n
Tokad: (Hususî) Erbaa topraklanılın bir kısmının sulanmasını sağlayan înbad deresindeki suyun çoğalması im kanlarını aramak üzere Eıbaa-ya gelmiş bulunan suculardan Cemil Sucu tarafından derenin yatağı dışında, ki bir ço kyerler de sondajlar yapılmağa başlanmış ve tesbit edilen beş altı kuyudan oldukça bol miktarda su çıkarıldığı görülmüştür. Şimdi, geniş bir çevre dahilinde açılan kuyularda her gün belediyece 30—40 işçi çalıştırılmak sureti-le, su kaynaklarının genişletil -meşine devam edilmekte, hızla ge nişletilmesine devam edilmekte, hızla gelişen çalışmaca göre su kaynakları iki, üç değirmen ce virecek takatte olduğu takdirde Erbaa ovasının mühim bir kısmı sulamadan faydalanacak ve sudan istifade edecek çiftçilerin ih yasını temin edecektir.
Sucu Cemi) ustanın elinde bu-
ekilmesine
Verimli
, bölgesinde devam ediliyer. lunduğu söylenen mühim bir â letin sondaj işlerinde büyük iş gördüğü anlaşılmaktadır. Çalışmaya hızla devam ediliyor. Taşova bölgesinde tütün ekimi Tokat, Niksar, Erbaa, Taşo-vada tütün dik imlerine başlan -iniştir. Tol/at ve Niksar da fidele rin geç yetişmesi dolayısile, di -kim Erbaa, ve Taşovaya göre he nüz zayıftır. Havaların müsait gitmesi bilhassa, Erbaa ve Ta -^ovada geniş bir arazinin dikilmesine âmil olmuştur.
Taşova bölgelerinin her tara fında hızla gelişen tütün dikim Jerinde Taşovanın genç ve çalış kan kızlan birer papatya gibi tarlaran süslemeğe, yarının dö vizini topraktan çıkaracak tütün rekoltesinin ilk müvelerini, çalışkan ellerile bezemeğe başla -mışlardır. Başarılannın, çahşıryt lan nisbetinde hayırlı olmasını dilerim.
Bandırma Belediye
Reisi Danıştayca vazifesine iade edildi
I

I
Denemeler, Düşünceler
p

M
Son Divan Şairimiz:

Bandırma: (1Iiisiihî> — Bandırma belediyesinde öyle bir dıı ruııı hasıl olmuştur ki, on dört iiyeniu verdiği tukrirle, Cambaz baba mu ahbabı Vali Fazlı Güle çin hususî telefon ve şifahi e -mirleri üzerine haksız olarak va zifeden uzaklaştırılan. Fakat da nısfının adil kararile iade ettiği vazifeye haşlayacağı teker -rür eden Mustafa Zeybeğin yeni den reisliğe geçmesi üzerine bu takrirde imzası bulunan Meclis üyelerinden Fahri Tekelinin isti fa etmesi belediye meclisinde pa nik doğurmuş, sanki belısliycnin tapusunu çıkarmışlar gibi bu za tın istifasını kabul etmiyerek red etmişlerdir. Halbuki bütün yedeklerden gelecek ancak dört Demokrat Vardır. Valinin son se yahatinin belediyede hasıl olan son dıırum ve Bandırma Demok ra Harının meclise girmelerini önlemek için istişarelerde bu -lıınmak kasılile Bandırmaya gel diği halk arasında şayi olmak -tadır.
--■ o----
Ssvasta kız yüzünden cinayet
Be*
kişi bir delikanlıyı sopalarla dövüb öldürdüler
!• •
t t
n
n
Hamamî; son günlerinde dışarıdan akseden sesleri işlememekten gelen gan'b bir “tecrid* içinde büzülerek, ogultulu bir inzivanın kolaylıkla letbediimvK kalesi kesilivermiştL vo o, etiyle muhasebesini çoktan yapmış yekpare bir Kemal halinde ebedî uykusuna
■ Yazan ■ -.....
j Nâzım Kemal j
Hamamîzade İhsan dağınık güzellikleri içinde tükenerek göçmüş »Kndîm bir edebiyat? m son sairiydi. Allegorik bir san’at meşherinde, eşyayı, sadece teşbih ve «s-tiurelerde yüzdüren; kelimeleri» Tenkil ışıltılarından örülmüş minyatür bir âlemde ölüm ve hıcra» gibi temaları bile gölge işaretler şeklinde gösteren bu edebiyatın^ artık, yarına uzanabilecek bir «devamlılık» gücü kalmamıştı.
Bununla beraber Hamamî, dünü, üzüntüyle hayal eden bir durak noktasında, hayatile yoğurduğu t* kattan kesilmiş bir estetiği İsa Peygamber gibi «Ba’se ba'del-mevt» e kavuşturmak istiyordu. Bu yüzden o, bir Mucize; devrinin adamı sayılabilirdi. Hazmedilin em iş aşın bir modernimde dolu dizgin boşalan vefasız bir neslin
ortasında bir «Tanb» gibi yaşadı.
Edebiyatta değişen zevkin: ihmal edebileceği bir takım fâni. kalıb ve klişelere karşılık kalıcı bir «içi» daima hesaba kattığını unutma malıyız. Şiirlerini, ■Mirât-ı pâk in den süzc süzc geçiren Hamam i zade İhsanda, şübbe yok ki bu iç», «Hüdayı aşka, susamış bir ruhun sıtmalı azabüe doluydu. Ve o, her gerçek büytik şair gibi, bütün ahlâkî kayguların üstüne sıçrıyaark, «maddiye tini- aşındım aşındıra «Safiyetine» kavuşmak emelile çır pındı durdu.
Hamamîzade İhsan, et ve kemikten mahpesinden sıyrılmak için
var Jı.
r «aşka
vermiş
yaratır-tc-
Btt
veya güzel her
Yalova: (Hususi) — Geçen
gün buradan Derinceye iki keçi ile bir adaın götüren kayıkçı Ö mer Bora saat 9 raddelerinde Derincedcn Yalovaya hareket et mışür. Bir saatlik bir deniz yol cuiuğıından sonra havanın âni olarak bozması ile yelken direk leri kırılmış ve muvazenesini kaybeden sandal sulara gömülmüş ihti var denizci 4 saat su -tarla boğuştuktan sonra niha -yet Kara kilise önlerinde baygnı bir halde denizden çıkmış im -dat diye bağırmağa başlamış vo Civar köyden gelenler tarafın -’ dan gece saat 2 suların kur -tanlmıştır.
----------o----------
Bayındır kız sanat okulunda defile
--o —
Bayındır: (Hususî) — İlçe -D. iz akşam kız sanat okulunda geçen hafta verilen başarılı bir defileden sonra 5.6.948 cumarte fri günü davetliler huzurunda o kul müdürü Münevver Alpcey -fânin konuşmasını müteakin «Av kaymakam Z. önerin bir söylevi ile okulun üçüncü yıl şergili p-çıhıı ıştır.
Sergi muhitte geniş bir alâka ve takdir toplamış bulunuyor. Hallurujzııı bu arada izhar ettiği yegâne arzu önümüzdeki ders; yılı için, okulda biçki - dikiş vc nakış çamaşır şubelerine ilâve olarak daha bir kaç şubenin a-çılma; ıdır. Sergide görülen inli zam ve başarıdan dolayı okulun çalışkan öğrenci ve Öğretim aile tini takdir ve tebrik ederiz.
qp
4

a şova bölgesinde tütün satışları

Tokat, N ksar, Erbea, Taşova anbarlarina cem’an 1 259 24i kilo tütün konuldu ve satış arı yapıldı satış’.ar 120 350 kuruş arasında oynıycr
dır. Bu suretle, mahsulün en az yüzde 8 bu şekilde elden çıkıyor Bu yönden mağdur olan müs -tahsilin korunması için, idarece j ıskartaya ayrılan dip nevilerinden bu gibi yeşil ve yanık kısım ların münasip bir fiyatla alın -rnası mevzuata aykırı düşme -diği ve Tekel genel müdürlüğünce uygun görüldüğü takdirde Ta şova bölgesinde tahminen 250 bin kilo ıskartanın en az 125.000 kilosu az bir masrafla elden ge çirildıği takdirde aşağı kalite si gara imaline gayet elverişli ola cağına şüphe yoktu. Henüz raah sülün yansı satış yerlerine iadi-riinıemiş olduğuna göre, önlen -meei için vakit geçirilmeden gereken tedbirler genel müdürlükçe alınırsa yerinde bir hareket o lur Ve müstahsilde hiç değil -jıc demet ve denkleme masrafını kısmen olsun çıkarır.
Alım tarzı umumiyetle iyidir, bilhassa eski bir tütüncü olan teknik şefi Hüseyin Adil îitüze -rin Taşova bölgelerindeki mü -bayanları müstahsille idare arasında çok iyi organize etmiş ol duğıınu burada açıklamayı bir vazife savanım
ı
I
Tokad: (Hususî) —
Taşova bölgesi (Tokat, Nik -sar, Erbaa, Taşova) da 31 ma yıs 948 tarihine kadar tütün sa tış durumlarını bildiriyorum'
Tokat ambanna 300,472 kilo Niksara 130.950, Erbaa ambarı ııa 496.038 ve Taşovaya 311.782 kilo olmak üzere toplamı 1.259.242 kilo tütünün ambarlan ması ve satışlaı ı yapılmıştır. Fiyatlar dört bölgede satış fi yatları en az 120 kuruşla 350 ku ruş arasında dolaşmakta olup or talaması Tokatta 145, Niksar-da 168, Erbaa 197 ve Taşovada 209 kuruştur. Tüccar mubayaası yatrup. Erbaada olup miktarı 129.890 kilodur ortalaması 195 kuruştur.
Mubayaa şekli: Bölgenin 94-8 yılı ambarlannıasında satışa arz edilen mahsuller ,Balam ve a-lım eksperlerince muayeneden geçirilmekte ve nerivat derecelenmesi bitirildikten sonra fiyat ( baremine girmektedir. Muaye -ı ne esnasında. İhraca müsait ol t meyan ve sigara imaline gir -ı mesi icap eden mahsullerin dip kısmile, fazlaca yeşil yanı k tütünler eksperlerce iskartaya tefrik edilmekte yakılmak, su» atılmak suretile yok edilmekte-




Sivas: (Hususî) — Şehrimiz de bir kaç gün önce fecî bir cina I yet işlenmiştir. Hâdise şu şekil de olmuştur.
Erkek Sanat Enstitüsü öğren' Çilerinden Hakkı Çaygan ile Me sut adında iki genç yanlarına j-ki genç kız olduğu halde Abdül vehabı Gazi tekkesine gezmeğe gidiyorlaı-. Bu iki öğrencinin bu kızlarla olan münâsebetlerini ev velden beri kıskanan şehrimiz Küçükminare mahallesinden Ah med Vehbi, Salâhaddüı, Hikmet ve Haşan adında 5 şahıs Halikı ile Mesudun yanlarında kızlara söz atmakla çıkardıkları kav -ga az sonra alevleniyor. Bu a-rada işin fenaya varacağını an-lıyan Mesut, arkadaşı Hikmeti ve kızlardan birini orada bira -karak diğer kızla vaka mahallin den uzaklaşıyor.
Diğer taraftan Hakkı kaçmı -ya fırsat bulamıyarak 5 kişi ile döğüşmiye mecbur oluyor. Ah-med. Vehbi, Salâhaddüı, Hikmet ve Hasaıı o civardaki yeni dikil mi.ş ağaçları sökerek Hakkıya rastgele vurmıya başhyorlaj. Nihayet Hakkı baygın bir halde yere yıkılıyor. O sırada oradan geçmekte olan yargıç Cemal Bin göl ağır yaralı Hakkıyı otomobi üne alarak memleket hastaha nesine getiriyor. Bütün çalışma lara rağmen Hakkı ameliyat ma sasında ölüyor. C. Savcıİğı bu beş şahsı il ksorgularını müteakip tevkif etmiştir. Bunlar sorgularında Hakkının, Selâhad -din, Hikmet ve Ahmed tarafından dövüldüğünü söylemişler -dir. Savcılık tahkikatı derinleş -th-m ektedir.
——--------o------------
Eşmede açılan ilk okul sergisi
Eşme: (Hususî) derslerin kesilmesi dolayısile o I kula dâvet edilen çocuk velileri, evvelce tertip edilen okul salo -nunda toplanmışlar, kendilerine! öğrenciler tarafından şurup i£-ram edilmiştir.
Öğrencilerin verdiği kısa mü samereden sonra Millî Eğitim memuru Salâhaddin Kaçınmaz kısa bir hitabede bulunmuş, s$r ginuı giriş kapısındaki kurdelâ nın kesilmesini kaymakam Av -ni Yasala bırakmıştır.
Kaymakamın işareti ile kur -delâ Bayan Yasal tarafından ke silmiş ve dersanelerde hazırlanan sergiler sıra ile gezilmiş tır .
Sergiler cidden güccl hazır -lazımış, lıaikuı takdirini kapanmıştır-. Sergi üç güııdeuberi a-çıktır. Açılış töreninde bulunun yaııiar sergiyi gezmektedir. Eş meljlerin okula Is'.rşı bağlılık -lan takdire şayandır.
-----------o------*—•
Sıvasta b r tren kazası o du
Sivas. (Hususî) — Sivastan Erz.uruma gitmekte olan 19G1 sayılı marşandiz katarı Divriğ ilçemizin Daıızig mevkiinde da var otlatmakta olan çoban Meh-med Seyazı ve sekiz koyuııun.u parçalamak suretile öldürmüş -tür. Hâdiseye savcılık el koy -muştur.
İlkokulda
£6
Ispanya’da Büyiilı Bir Dedikodu
—‘
Franko,, nun kızı İspanya Kraliçesi mi olacaktı?


CarmeDCİta nıiB aşla general Franko nıın beslt^iiyi umidleri boşa çıkardı...
b. spanya diktatörü general B Frankonun kızı hakkında.
■ son günlerde ortaya bir
• haber atılmıştır. Bu habere göre güzel Carmencita genç ve yakışıklı bir İspanyol doktoru ile gizlice evlenmiştir.
Bu suretle hareket etmekle Fraa konun kızı aşkı, saltanata, debdebeye tercih etmiştir. Eu tercihi yapmakla da Çabasının bütün ü-midlerini kırmıştır.
Şimdi okuyuculannııza bu çok meraklı hikâyeyi etrafile anlata^ lım:
En cazip bir roman kadar cazip olan bu vak’anın kahramanı olan genç kızı çok tanıyanlar yoktur— Fakat îspanyollar onu çok sevmektedirler. Bu sevgiden dolayı o-•nu asıl ismi Maria del Carmen Franco olarak değil sadece Car-meneita diye anmaktadırlar.
Malûm olduğu üzere Carmencita ismi İspanyada adeta seven sevilen kızların bir ilmidir!
Biz de yazımızda İspanyolLarm bu hareket hatlarına uyarak hu güzel kızı Carmencita adı ile anacağız.
Her ne kadar annesi kadar güzel
1 değilse de Carmencita çok sevimli, çok zarif bir genç kızdır. Her tarafta, her muhitte kendisini aev dirmeğe muvaffak olmuştur.
Uzun boylu olan Carmencita çok sade giyinir. Alâyişten uzak kalmağı tercih eder. Tuvaletlerinde de sadelik hâkimdir daima Carmencita makyajdan hiç. hoşlanman saçlarına eksantrik şekiller vermez. Saçlarını güzel taramakla iktifa eder.
İspanyol kadınlarının çoğu gibi
o. şatafatlı mücevheratı sevmen.
Sağ elinin parmağında bir tek züm
rütlü yüzük bulunmaktadır.
Carmencita sporu çok sever. Av lanmalr, ata binm« k en büyük zevk I teridir, tok yaman bir nişancıdır.
Nişancılığı babasından tevarüs etmiştir.
General Frankonun dünyanın en yaman bir nişancısı olduğu malûm ' duı. Bu sıuetle Carmencita babasına çekmiştir...
Carmencita gençtir.;’ Güzel dil... Sadcdii’ .. Bahası onu çılgınca sevmektedir...
Carmencita^ t akdini edelim!...
— Boyu 1.02. Beli: 0.59.
— Sikleti: 57 kilo.
— Ayak numarası: •— Sevdiği renkler: çık mavidir?
— Saçları: Hemen mânasile siyahtır.
— Gözleri: Yeşil.
— Güzel piyano çalar. En sevdiği havalardan biri dc Manııel ue Fallo’nnrf (Biiyüoü aşk) tır.
— Tango ve sambaya bayıla*. Fakat babasının huzurunda yalrno. Muneira o\mar.
35 buçuk*
Beyaz ve a
hemen 1aı₺
— Roman okumaktan zevk duyar.
— Mükemmel surette yemek pişirmesini bilir.
— Buğa yarışlarını takib eder.
— Tam mânasile ev kadınıdır.
— Daima şendir. Çok iyi kalbli-dir. İyilik yapmasını sever.
— İspanyada çok sevilmektedir. Yüksek arzular...
Bu son zamanlara kadar Car-mencita, babası general Franko ile birlikte del Prado sarayının kilisesinde sabah duasında bulunduktan sonra ata binip muazzam parkta dolaşırlardı...
General Franko bu arada sevgili kızına dünya meselelerini izah eder ve şef olmanın mânasını an-labrdı.
Bu suretle general Franko. kızını adeta bir «Kraliçe olarak hazırlamakta idi.
îşte bu hal, Carmencitanın aşk romanının bir faslını teşkil etmektedir. Bu fasla * Siyasî fasıl» adını verebiliriz.
Ispanyol kraliyeti yeniden doğacak mı?... Son seneler içinde-zaman zaman İspanya kraliyetinden bahsedildi. Bu haber büyük çalkantılara sçbeb oldu. Sonradan tamamile unutuldu...
Bununla beraber general Fran-konun tasarladığı bir proje vardı.. Uzun zaman İspanyol aristokrasisi Frankoyu manen ve nakden desteklemekten geri kalmadı. Sebebi basitti: Bu suretle hareketle İspanyol aristokrasisi, İspanyada krallığın kurulmasını mümkün gö rüyordu.
Sonradan yavaş yavaş Franko-nun fikirlerinin istedikleri gibi krallık akidelerine uygun olmadığını gördüler...
1947 senesinde bir niyabet konseyinin kurulması hakkmdaki haberi ve icraatı görünce kraliyctçi-ler hayal inkisarına uğradılar.
Kraliyettiler general Franko ne şişko don Juan ve ne de sıska Xavier de Bo-urbon - Parme lehine olmadığını anlamışlardı!
Israrla söylendiğine göre general Franko bir kraliyet, yeni bir Ispanya kraliyeti tesis etmek arzusunu güdüyordu. Fakat bu kraliyetin çsasım teşkil edecek hanedanlık payım üzerine alacaktı. Bu muazzam iş birdenbire değil, ancak merhalelerle başarılabilirdi.
ilk önce kendisine karşı bir durum aklığım bildiği «Yüksek Ispanyol aristokrasisini» kazanması icabedlyoıdu. Frankonun kendine has bir «Asalet» yaratmak istediği yayıldı! Tıpkı Napolyonun «imparatorluk asıllannı» yarattığı gibi...
İşte bu sebebden dolayı Franko Cortes denilen İspanyol Parlfiınen (Devamı Sa^. 6; SİL 1 del
kendisini sonsuz t> ti: Kımıldanan bir kuru yaprak, bir damla göz yaşı, onun duygulu dünyasında geniş akisler
dı. Denileblir ki o, en ufak bir maşla çınlayan ince bir teldi, telr takılan kaba eşya parçası, iniltili bir ses olur-
du. Aşkı, özlü bir cevher halinde güzel den olduğu kadar çirkin» den çekip çıkarmasını bilen Hamamî şekilden nefret ederdi. Kalbini, kay r.ağı belli olmı.van kaypak ve sınır sız bir rüyada gezdirmesini severdi
Hemen her şairin, kendisini tamamile değilse bile bilirli bir kısmını. eserinde aksetmiş bnlursu-nur Halbuki Hamamı, eserini çok geride bırakacak kadar zengin ve ralkantah bir duyrna imkânile yük liivdü. Onun divanım dolduran bütün şarkı ve gazellerde bosalama-mv? bir ruhun gerginliği vardır.
Üstadın Fransızcaya çevirip Pa-« ris radyosunda okuduğum su gazelinin yer yer güzel mısraları altında mihnetle kavrulmuş n? derin v-* kiwd**ı Kesildi takati âşık fren fren diye
Visali lidfunu herşdb o dilber ı ' ’ rene
Sabahı haşre atar hep nıatrn rıa-ten dvffr-ek.
Hamamîzade Ihsan, havarinin son günlerinde, ritgide. kine katlanmaktan büyük bir zevk dnvevor du. Artık, bu baştan basa, nsk ve istihza dolu insanın kulakları ■ < mıı1- (Raştarafı 1 incide) Sos alan Hulusi Oral birinci Hû ivin Saka hükümetinin progcanua-da, mesken buhranını önlemek il-srera hazır la nacağı bildirilen kanun tasarılanndan ikisinin Meclise gelmiş bHİtınduğuunu bunun memnuniyet verici bir hal olmakla beraber aeıl ana kanun olan bu tasanda köylerin durumuna tema» edii-mediğtcıi söylemiş ve tasanda mer cud şehirlerdeki inşaat malzemesinin taşıma kolaylıklenndan ve ten zil âtından istifade etmesine dair hükme köylerin de id hal edilmesini zira köylerimizin de sıhhî ve u-cuz meskenlere ihtiyacı olduğunu ileri* sürmüştür* Söz alan Kemal Zentinoğlu ezcümle şöyle demiştir: 2 yıldanberi Peker ve Saka Ica-binesince hazırlanacağı bildirilen tasan nihayet Meclise gelebilmiştir. Ancak esefle söyliycUm ki tasarının mevcud mesken buhranına hiç bir tesiri olmıyacaktır. Elimizdeki bu tasan halen vatandaşları sağlanmış olan bazı kolaylıklaiT bir areya getirmekten başka bir şej' yapmamıştır. Mesken sahibi olmıyanlara tasarının sağlıyacağı fayda ise bir hiçtir. Mesken dâvası memleket şumullü bir işdLr. Bu tasanda köylerimize aid bir hukuk yoktur. Halen bir çok vatandaşlarımızın yasadıklan toprak kulübelere ve kaya kovuğu misillû yerlere mesken demeğe imkân yoktur. Dâvanın halli için hükümete döşen aynca vazife ewelft memleketin iklimi nazara alınarak basit ev tiplerini tesbit, bilâhare ucuz malzeme teminidir. Tasarıda buna dair de hiç birhüküm mevoııd değildir. Öyle anlaşılıyor ki hükümet dâvaya gereken ehemmiyeti verme miş noksan ve geç de olsa programında yapılmış bir vaadi getirmek için bu tasanyu getirmiştir.» Söz alan Ali Riza Arı ken dâvasının halli için evvelâ mes ken inşaatında kullanılacak malzeme ve bilhassa çimento işinin halledilmesi lâzımgeldiğini söylemiş ve daha henüz 917 senesinde verimli çimento müsaadelerinin yerine getirilmemiş olduğuna işaret ettikten sonra hükümetin evvelâ çimento ve yuvarlak demirden alınan gümrük resmini kaldır masını ve bilâhare Çimento fabrikalarımızı tevsi etmesini istemiştir,- — ■ İhi-J 4 Behced Kemal Çağlar tasarının gösterdiği kolaylıklardan yalnız ihtiyaç sahihlerinin istifade ettiril meşini ursa ^pekulâsyo nunû da temasla tasarıda bana yerine Meclise da aıes- I X il Fîllstinde (Raçtarafı I incide) Bu görüşmeden sonra demeçle bulunan Nokraşi paşa, mütareke şartlarına şimalî FHistinde riayet edilmediği hakkındaki haberleri resmen teyid edici bir malûmat a-lamadığını söylemiş ve şöyle demiştir: I < Fakat Yahudilerin miitnreke-j*e aykırı hareketlerinin nihayete ereceğini de henüz hiç zannetmiyoruz. Şimdiki holde vaziyet müb-homdiç; maamnfilı, belki yarın ay dınlanabilir.» Yalıudiler iyimser Tel-Aviv: 14 (A.A.) — (Reu-ter) — İsrail hükümeti sözcülerin den biri dün akşam yaptığı demeç te,, Arablar tarafından verilmiş her hangi bir ültimatomun İsrail' hükümetince alınmamış olduğunu ve mücadelenin tekrar beşlıyacağı hususunda hiç bir alâmet mevcud bulunmadığını söylemiştir. Mütareke tatbikatına nazarete memur Birleşmiş Milletler Kurulu müşahidleri cCebhelerin hepsinde sükûnet hüküm sürdüğünü bildir mişlerdir. Yahudi sözcüsünün yukarıdaki beyanatına rağmen mütareke hih-kümlerine Yahudilerce tamamile saygı gösterilmediği takdiıtle bütün cebhelerde harekât derhal baş lıyacağı yolunda Suriye' Başbakanı Cemil Mardam bej* tarafından aracı Kont Bernadotte’a bir ültimatom verilmiş bulunduğu malûm-dun ı i; —w—n*—M» peryalizmine1 kurban edenlerdi. Nitekim daim bir kaç gün geç rneden Rus aaherlen genç ka -dınlara kızlara saldırmağa, zevk için adam öidUrmeğe başlamışlardı. İşte O' günlerde; Rus askerlerinin Şumnu kazasma geldikleri nin ikinci' lraftaauıda1 idû temini pek hata rüyamı yo ı u mamana ga liba, Petko adında bir Bıd ^ yüzbaşım Şumnuya gelmiş, ka sabanın ortasına (ekserisi Türk olan > halkı toplayarak nutuk ver riyovdu. ,
Rlıslan övüyor, ihtilâl çıkar» mağa teşebbüs edenlerin, menfi1 propagandaya, kalkışanların kur şuııa dizileceğim söylüyordu. Emdiğin siit zehir olsun Petloo
Henüz 30—32 yaşında olan Petko bunları söylerken halkın arasından 80—35' yaşlarında ih tiyar bir kadıu kürsü ve y aklaşa rak bağırdı:
cr.
na verdiğim süt zehir olsun! Se niı böyle Rus uşağı* olarak gör -mek istemezdinu Genç karınlı kendi elinle Rus Generalleriııe teslim edeceğine tahanftam ken di’ elinle beynine sıksa idin '■
Yaşlı kadının feryadı üzerine' ortalık bir karıştiı Meğer orada iki Rus eri varmış, onlar vaşlt kadım yakalayıp sürüklemeğe başladılar. Petiko emir verip. ken di annesini yakalatmış ve kır * banlatmak üzere karakola götür fjüyordu.
Zavallı kadıncağız saçların ■< dan tutup kendisini sürükleyen Rus erlerine mukavemet etmek için1 çırpınıyor, dövünüyor bir taraftan da-: <— Alı! Petko Potkoi. Anneni kendi1 elinle kırilaçlâyacak&icı, öyle mi?- diye avazı çıktığı■ kadar ha» ğ ırıyordu. Orada bulunanlar anfl kalüinin üzerine yürüyerek keıvll-siâiî linç etmek İBtedllfcr. fakat o tnkancasını çekerek birkaç kişiyi ö'dürdü. Nihayet kardeşi Kı-umo* nçi .fnrafuıdan o da bıçj'klanıp ölıid 1 riddü. S^IRLA RA YÜKi.ETÎf Eti CESEDLER Bu İlâdise Şıunnu halkına inllıassa* Türklere felâket getirmişti. Kus askerleri bu kasabada yapmadıklanın bıralcmadılur. Öldürdükten iu-satdann cesedlerini sığırların1 sırtına bağlayıp’evlerine gönderdilar. Sıtmanda daiıa fazla kalamazdım baeı Türk gençleri ile birlikte riSvi lengrad1- kasabasına kaçtım. Çünkü Tiiıklerin bulundukları kasaba ve köyler mütemadi cereyan eden tür lü lıâdiselfere sahne oluyordu. < Svilengrad da Türk Buftınma-tığı için oraya kaçmış ve kendimizi Huşlara Bulgar diye tanıtmıştık. Fakat bu bizim için daha fena oldu. Hemen askere alındık. Türk olduğumu öğrelince beni kampa sürdüler. Kampta demir âlet - edevat, makine tamir ediyor, yol inşaatı için taş kırıyorduk. Süngülü Rus ve komünist Bulgar nöbetçileri göz açtırmıyorlardı; Dumııp dinlenmeden. günde bir soğan ve ”V) gram1 mısır elemeğinden mürekk<*b tayına mukabil bizi 16 saat ça’ıştl-nyoriardl. Her gün yüzlerce itişi açlıktan ve yorgunluktan ölüyor, öldürülüyordu. KAMPTA TÜRK NtNRS^ Ea«an köylerden toplanılan ks dm grupları dtı kampa getiriliyor-cu. l;,%e 1946 senesinin teşrin ayında- idik. Tugay kampında taş kırıyordum, elinde çekiçle bir yaşlı kadınını da yanıma . gönderdiler Bir de ne göreyim memleketim o-lan Vidinden, uzaktan akrabam, Mediha teyze değil mi! Onu bu halde görilnce hayret ettim.: «— Mediha teyze senin ne işin var burada? «— Ah yavrum, Hilseyincrğiın sen misin! diiye boynuma sarıldı. Ağlaştık. ÇIPLAK KIZLAR c—Biliyorsun kızım Nuranı, işti onunla birlikte bizi buraya sürdü ler. Kanıp komutam bizi bir odaya attı, orada çıplak geno kız vnrdu Kızıma da: -Soyun!» dîye emir verdi, ben. zavallı Nunuıunın saçlarına cimi dolıyarak: «— Oba bir şov yapamazsınız, ikimizi de öldürün !v diye yalvardım. Beni yak» paça dışarı attılar. Şu gördüğün neferle buraya yolladılar. Nefere yoldîı gelirken sordum 3 «— Kızınızı artist yapacaklar. Sinirlerin, yatışsın seni tekrar kamptan alırlar. Şimdi1 ceza olarak tas kıracaksınız dedh iki bedbaiıf dertleşirken süngülü herif tepemizde gövültlü: «— Ne dırlanıyorsunuz haydi sal layın çekiçleri! t- diye bağırdı. Tam bu esnada bir kız çığlığı duyuldu, karşıda gene bir kız; «— Anne anneciğim!* diye ba« ğıraıtak oıava buraya- koşuyordu. Arkasından iki Rbs neferi kovalı-yorduk w —w ki hususî arsalar için lü.ç bir hüküm konmamış olduğuna işaret et miş ve şehirdekiler boş arsa sahip leıinin arsa fiyatlarının günden i güne artması dolayısile inşaat yap madıklarını bu yüzden şehirlerimi zın gün geçtikçe yayılmak mecburiyetinde lmldığını belirttikten son ra bir âmme meselesi ulan mesken buhranının halli ve şehircilik bakımından bu arsa sahihlerinin inşaat yapmakla mükellef tutulma latanı istemiştir. İsmail Hakkı Baltacıoğlu meselenin memleket çapında bir dâva olduğunu bunun dn teknikle halledilebileceğini sojienıiş ve kerpicin memleketimiz için olan elıemmiye tine işaretle çimento ve demirin köylere kadar soJc ula m ıjva cağına göre hiç olmazsa kerpicin ıslah edi Irrck geniş mikj’asta köylerde kul ünıılnıasını istemiştir. Hatib sözlerine şöyle sou vermiştir: — Bu kanun güzel bir kanun* dur. Ancak Aristokrat bir kanundur. Köye kadar gidemez.» Bundan sonra söz alan daha bazı hatipler kerpicin memleketimiz kin ucuz ve iyi bir inşaat malzemesi olduğunu belirtmişler ve söz alan Said Azmi Feyzioğlu da tasarının medenî kanunla tezad tes-kil eden hükümleri olduğunu ileri sürerek adalet komisyonuna iadesini istemiştir. Bayındırlık Bakanının izahatı Bundan sonra kürsüye gelen Bayındırlık Bakanı Nihad Erim ezcümle şunlan söylemiştir: < — Söz alan delege arkadaşlarını mevzuun ehemmiyetini tllrlü bakımlardan belirttiler. Bendeniz hemen şu noktayı ilâve etmek isterini ki, hükümetimiz bu tasarı ile mesken işini kökünden hallettiği iddiasında değildir. Mesken sıkıntısını mümkün mertebe ve he men tahfif edebilecek çareler ele alınmıştır. Tasan kabul edildiği takdirde yapılan hesablara göre temin edilen kolaylıklar mesken in şasi, maliyet fiyatlannda yüzde i 20 bir azaltma temin edilir ki bu nisbet ihlâl edilecek bir fark değildir. Kerpiç mevzuuna gelince: Köylerdeki mesken ihtij*acını karşılama bakımından arkadaslannuz dikkatimizi çekmiş bulunuyorlar. Esasen hükümet bu tasany-ı hazır larken bu noktaları da düşünmüştür. Diğer taraftan İstanbul Telr-nik Üniversitesinde kerpiçten e-safclı ve istenildiği şekilde faydalar sağlanmak için etildler yapılmakladır. Netice alındıktan sonra nüfusumuzun büyük bir kısmını teşldt eden köylümüzün mesken _____ illLca ır... «Bayındırlık Bakanı bundan son ra* şehirlerdeki mesken ilıtivacına temas etmiş yeni tasarının bu kabil yerlerde oturan ihtiyaç sahihle nne çeşitli kolaylıklar temin ettiğini bildirerek şehir ve kasabalar halkının nüfusumuzun dörtte birini teşlcil ettiğine bu mikdann küçümsenmemesi lâzımgeldigiııe işaret etmiştir. Nihad Erim Erzincan mesken dâvasının da halli için bir tasarı lıazırlannıakta olduğunu ve : bunun pek yakında meclise sunu- 1 lacağını kanun tasarısının iddia ! edildiği gibi medenî kanuna taarruz teşkil eden bir tarafı olmadığını binaenaleyh adalet komisyonuna havalesinin zaman kaybını doğuracağını söylemiştir. Bundan sonra Said Azmi Feyzioğlu ve daha bazı hatiblerin tasarının adalet komisyonuna iadesine dair önergeleri okunmuş ve ö-nerge kabul edilerek tasarı Adalet komisyonuna havale edilmiştir. Meclis çarşamba günü 15 de toplanacaktır. da ve il- hükümlerin bulunmamasından şikâyet etmiş ve 9 senedir bir türlü halledilmiyen Erzincanm mesken dâvasının da bir arı eWel ele alınması lâzım geldiğini söylemiş-I ır. İhsan Yalçın da tasarutın noksanlarına işaretle tasanda inşaat malzemesiniır ucuzlatılmasına dair hiç bir hüküm bulunmadığını mev-cud olanların ise fiilî bir tesir yara mıyacaginı söylemiş ve lıiıkü-n tten inşaata verilecek krediden niçin apartman yaptıracakların is* ti ma edildiğini sormuştur. Sadi tırnak tasarın umumiyetle karşılamakla beraber bunda sehirlerde- Bu balymdan yeni hükümetin • n ayrı bir yol takib ettnesi-e dış politikasında eski hüktı-irukân görültaemektedir. Yeni £ ıhın enin pıogramı (lîaşLarafı l incide) yine bu mahfillere göre kabinede bazı değişiklikler olmalına ve yıpranan Bakanların yerine genç, clem.ınlann alınmasına rağmen kabinenin komuta mevkilerinde her hangi bir değişiklik olmamıştır, m e İç ne hükümet eski hükümetin takib ettiği yolda yürümek ıztırarındadır. Ancak ha sefer dalla ihtivatiı dav randacak, hayat pahalılığı için ha şarrtması çok güç dedikodulara-sefc belıiyet veren mevzulara programda daha az yer verilecek ve sadece bu yolda başlanılan çalışmaların drvanrı ettirileceği kaydedilerek geçiştirilecektir. Hükümetin ayni zamanda iç politikadaki gelişmede de geniş bir yer alacağı tahmin edilmektedir. Bugün çıkan bazı söylentilere göre, Hhlk Partisinin müfrit züuv , releri yeni kabinenin teşekkülü tnr zindan pek memnun görünmemek-tedlrlfer. Bü bakımdan hükümet progra-DiiB'iı bu sefer terB'm« olan müfrit? zümreler tarafından tonkidlere uğraması beklenmektedir. Bu arada güven oyunun gizli olarak verilmesi de bahis konusudur. Ancak bu takdirde dahi yeni Haşan Saka kabinesinin ekseriyetle güven oyu alacağına muhakkak nazarili bakılmaktadır. Diğer taraftan yeni kabine programının yarınki C. H. P. Grupun da okunarak hükümetin güven o-yu almasını müteakib, muhalefetin görüsünü tesbit etmek üzere Demokrat Parti başkanlığına veril mesi de beklenmektedir. Bu takdirde program ancak cuuıa günü meclis heyeti umumiyesine irzedi-lehılecektir>



Yahuditer
Tel-Aviv: 14 (A.A.) — (AFP)
Yahttdi- devleti resmi radyosu dünkü yayımında öğle vaktinden iki saat sonra kuzey cebhesinde a-teşin kesilmiş ve halen cebhelerin hepsinde sükunet hüküm sürmekte bulııtıduğıuıu bildirmiştir.
Bundan başka Frausadan gelen Kedmah adındaki Yahudi gemisi dün buraya varmıştır. Birleşmiş Milletler Kurulu müşahidleri gemi yolcuları arasında silâhlı ve asker lik yaşında kimseler bulunup bulunmadığını sılcı bir kontrole tâbi tutmuşlardır.
Çinli Müslümanların nümayişi Peyping: 11 (AP) — D un binlerce Çinli Müslüman büyük bir nümayiş yaparak: ıkardlkterı mânalar hakkında; ta-, rafaızlığı- bozmamak Üzere fikir v«
i Hüküm yürütmekten kaçınıyorum. Rabbanlyesini Resulü Ekrcmden
a
Yazan! ftl, Kaîf Ogaaı
rası geldikçe maskelerini sıyıra cağız. iŞmdüki güllük gülüstan-hk olarak gösterdikleri Rus ve Komünist cennetinden (!) Yur dumuza dönenlerin anlattıkları nı dinlemekte iktifa edelim:
Bir göçmenin anlattıkları
Bir kaç gün evvel şehrimize gelen göçmenlerden Vidin (Bulgaristan) lı 22 yaşlarında Kâ -zım oğlu Hüseyin şunlarm anlat, tı:
« — Vidinde doğdum ve 17 ya şına kadar orada kaldım. Taldi Almanların istilâsından sonra Sofyanın "Şumnu" kazasına ktu: tim. Çünkü gençleri askeri hiz -metlerde çalıştırmak üzere top-luyorlardı. Yabancı emellerin ta hakkııkıı yolunda beni feda et mek istemeyen anne ve babam; kaçmamı istemişlerdi.
Şumnuda 1945 senesinin ey -lül ayına kadar kaldım, bu sıra da Bulgaristamn ufuklarında azraii görülmüştü. 'Rus gelî -yor! - Rus geliyor! - diye feryad-lar, korku ve dehşet nöbetleri; kendini göstermişti. Hükûme -tin muvafakatine rağmen halk galeyan halinde idi. Rus askeri-işgal bölgesi komutanının emri-üzerine Bulgar mülki ve askerî memurları köylere kadar yayı — larak propaganda mahiyetinde nutuk ve konferanslar veriyor -lardı. Rusyanın, memleketi re -fah ve hürriyete kavuşturacağı' nç her iki devletin el ele vere -rek Avrupada büyük bir İmpa-ratorkık kuracağını söylüyorlar dil

I


I




Ah Petkolı. Petko!.. aa-
Şuınnuda Kızıllar
Fakat halk buna inanmıyor -du, inanlar, daha doğrusu tenmiş gibi görünenler şahsi menfaati için memleketini Rus em-Uçak motor inşası için kurulan fabrika (Ilcuf taraf ı 1 incide) dinde yeniden bazı teşebbüslerde bulunmuşlardır.
Yurdda hususî teşebbüslerin, mu amele vergisinden, kazançtan ve emsali mükellefiyetlerden daima muaf olan devlet sanayii karşısın* da rekabet yapamıyacak bir duluma düşmüş olması şikâyet koınn larınd:ln başTıcasını teşkil etmekte dir.
Bu arada en son şikâyet de Eti-mesudda tayyare
maksadilo kurulan ve nedense bu işde tam randıman alınamıyan dev lct fabrikasındaııdır. Filhakika hu fabrika son zamanlarda tayyare motörü verine c i vata imâline bas-lamış bulunmaktadır.
Hususî sanayi mümessilleri vâki müracaatlarında bu hale bir son ve ilmesini istemektedirler.
motörü , iaşe» •
PROTEJIM IERM0JEN
FRENGİ VE BELSOĞURLU-GUNUN TEMİNATLI BİR KOYUCUSUDUR.
YANIK. RKZA-MA ve CİLD YA
RALARTNA FEVKALÂDE
I Yİ GELİR

> A/ . ■ , .

Tefrika N. İ5 î
IMAMIVE FIRKALARI



/
t
I

adedini mübarek tutuyor- J
İşte; bütün bu rivayetler ve se r beblerdeıı ötürü İmamlar; on iki-> dir. On iki adedi kuvvetlidir ve? (Nevruz) bayramıdır. >
Hazrcti* Ali’nin; pek bUyült bire iıiEan olduğunda şübhe yoktur. £ Fahreddüı Rhzî ona (Feylesofi A-? rab) der, hakikaten de hâkim, âlim > merd, cesur ve pek üstün ahlâklı? bir tslâm büyüğüdür. Amma, aca-5 ba kendi ve evlâdı hakkındaki bu 5 jolda olağanüstü te’vilâttau y,ük-f sek ruhu memnun kalmalrta mıdır, r orası benim kestireceğim işlerden * değildir îstiyon, istediği gibi düşü-{ m bilmekte serbesttir. Söze, mevsuk olup olmadığını bilmediğim, fakat pek yakışıklı ve güzel bulduğum bir fıkra ile son veriyorum:
Hazret i Ali’ye, Resulü Ekrem E* fendimiz bir gün:
— Ya Ali, sana çok zahmet ve* rlyorlnr, gücenme, affoylel
Buyururlar, Ali sorar:
— Ya Rcsulallalı, bunlardan be* nîm dinime bir zarar gelir mi?
Resulü Ekremdent
— Hayır.
Cevabını alınca:

İmamların sayısı neden onikide kalır ve (Nevruz) ne sebeble kutlanır ?
sonra On iki imama bildirdiğine, hepsinin de ahdi İlâhî ile, vasıyyı Nebî, Resulü Eknemle ayni vücud olduklarına inanır. Cabir B. Abdul-lah’dan dalü şöyle bir rivayet kay-deylerler; Demiş ki: cBcn kadın, lann sfyyldesi Hazr

(Devamı yarın/ Rnm< RA.VVA' s ft u Jbr/t A C A *> * t*
un
(Baştarafı 4 üncüde/ toauna sunduğu bir kanun taaarı-ı Binda dilediği gibi asalet unvanı vermek veya bu unvanları ref" etmek hakkının kendisine havale e-dilmcsini istiyordu.
Corte8İerin Frankonun bu kanun tasarısını kabul edip etmediğini bilmiyoruz. Fakat kabul ettiği ihtimali nazarı dikkate alındığı takdirde Franko kendisine düpedüz krallık istemiş oluyordu!...
KiAi kral yapmalı?...
Franko müşkül durumda idi. O-nu düşünceye sevkeden başka bir âmil daha vardı. O da bir erkek evlâda sahip olması!
Gerçi bir kız babası idi! Fakat, o takdirde kral olabilecek bir «Da-mad bıılmosı lâzım geliyordu!
1 — Franko İspanya hanedanı ile barışmak istemiyordu.
2 — Prens Xavire de Bourbon -Parme Bragance ile anlaşmıya imkân yoktu!
3 — Franko, Carlisteleri de gü-Ccndirmişti.
llabsburglura teveccüh!...
Bu şartlar içinde Franko nazarlarını başka tarafa çevirdi. O vakit de memlekette dedikodular aldı yürüdü.
Frankonun sarayında muhterem biı’ misafire yer verdiği haberi aristokrasi çevrelerinde dolaştı. Bu asıl, fakat züğürd, meteliksiz «Muhterem misafir» prens Charles de Habsburg idi!
İspanyanın en güzel kadını sıfatını almış olan ve Madrid üniver site gençliğinin tapınağı olan Va-lansiya düşesi Luisa Marayez Y. Maeia dedikodulara başlamıştı.
Bu çok güzel kadın Frankoyu lıiç sevmezdi. Franko için hicviyeler tertib edib dağıtırdı. Fran ko bımu biliyordu. Bir müddet bu kadının faaliyetini müsamaha ile karşıladı.
Fakat iş haddi aştığından dolayı kadın tevkif edildi ve 200,000 İspanyol lirası cezaya mahkûm oldu.
Bu haber Madridde hayretle karşılanmıştı!
Ne oldu? Ne geçti ki kadın tevkif edildi?...
Sonradan anlaşıldığına göre Düşes Luiza talebeler ve bilhassa yüksek tahsil talebeleri arasında Franko hakkında dedikodularda bulunmuş ve Frankonun kızını prens Charles de Habebourg ile ev lendirmek istediği haberini de ortaya yaymıştı.
Ayni zamanda, Franko, kraliye te karşı olan hislerinden dolayı
• •
Fas halife
yürütülür, prense â-
b
»

¥ve Ski.
>
Vapur İlânları
Beklenen vapurlar
TRANSMARİN
İsveç vapur kumpanyası Heleiııborg
m/s GUNDA
12-15 /Haziran/Î 948 İskenderiye, Londra, An-vc > Rotterdam, Bremen ve Hamburg için aktarmasız mal ka£u! eder, s/s HERA
6-9 Temmuz/1948
general Kindelan’ı tevkif ettirmiş-
Frankonun bu idleri hiç de ta«-yib etmiyen bir muhalifi vardır: O da Madrid kilisesi yüksek mer-tebeli papaslarından Pla - Y - Da-nieldir.
Frankonun bu papasa karşı gel ineği istemediği de işaret edilmektedir.
Ispanya Fası «Halife» sinin kaidesi prens Muley - el - Mehdi çok yakışıklı bir delikanlıdır. Madrid üniversitesine devam etmektedir.
General Franko bu çok asil fakat kendi dininden olmıyan bu prensi sık sık sarayına misafir etmektedir. Onu çok se vmektedir.
Fakat mukadder âkibet bir kere daha tecelli etmiştir. Sık sık saraya giden, sarayda kalan gene ve yakışıklı Müslüman prensi Car-nıencita’ya delice fişık olmuştur...
Prens çok zarif bir otomobile sahibdir. Onunla Madrid civarında uzun gezintiler yapmaktadır. Son zamanlarda prensin yanında Ma-ria - del - Carmen görülmüştür. Frankonun emir subaylarından bi ri de otomobilde bulunmakta ve delikanlılara refakat etmektedir.
Halk arasında yeni bir dedikodu baş göstermiştir.
îsabelle la Catholigne’in çok dindar İspanyası Müslüman, hem de çok koyu Müslüman si ile birleşecek mi?. .
Türlü türlü tefsirler Carmeneita’nın Faslı
şık olduğu, gençlerin birbirlerini çılgınca sevdikleri her ağızda tekrar edilmektedir.
Adeta binbirgece hayatı yaşamağa başlıyan sevdazedeler bir felâket ile karşılaşırlar...
Günün birinde yakışıklı Fas prensi ortadan kaybolur...
Prensin Fasa gönderildiği anlaşılır...
Yeni bir talih! ..
Bu arada İspanya Ticaret ve Sanayi Bakanı Luandes’in oğlu Frankonun kızile evlenmek istemiştir.
Bu sefer, gencin aşkına mani o-lan madam Franko olmuştur.
. Madam Frankonun güzel kızma Christophe Colomb ahfadından o-lan çok zengin .duc de Veragua’-nın oğlu Christoboli vermek istemiştir.
21 yaşında bulunan Christobal İspanyada büyük bir şöhrete maliktir. Çiftlikleri, tarlaları, sayıla-mıyacak kadar çoktur.
Carrnencita bıı asîl, çalışkan ve zengin delikanlıyı hiç de soğuk karşılamanuştır. Madam Franko da bu işten âdeta bahtiyarlık duy makta idi.
Fakat ...Ben evlıylml...
Günün birinde madara Franko, kızma bu. delikanlı ile evlenmesi lâ zımgeldiğini söylemiştir. Güzel Carrnencita, annesine evli olduğunu, Madridli genç biı doktorun ka rısı olduğunu söylemiştir.
General Frankonun bu haber ü-zerine çok büyük bir hiddete kapıldığını, damadı ile konuşmağı kabul etmediğini söylüyorlar.
Carmenclta'yı, o sevgili kızını reddetmeği bir an düşünmüş; fakat bu fikrinden çabuk vazgeçmiş tir...
Nihayet general Frankonun hu izdivacı kabul ettiği söylenmektedir.
STEVENSON LiîlE
■ Ş nalı Amerika munta-
2
İmtiyaz sahibi:
A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU Yazı işlerini fiilen idare eden: FATİN FUAD Dizildi# yer «Yeni Sabah» nıürettibhanes) Basıldığı yer: «Gün Basımevi»
muntazam hattı
m / s Elin Horn
16-17/Haziran/1948 Cencva ve Nevyork için mal kabul eder.
H, PAYKURİÇ
Y ugoKniya
Adriyatik limanlarına Yu goslav muntazam hattı s/s Solin
15-20/ Haziran /1948
Triyeste ve Rijekaya mal kabul eder.
MTIUILİNE
İsveç kumpanyası Cenubî Amerika hattı m/s Ada Gorthon
I 20-25 Hazıran/948 bekle-r ni o? Cenubî Amerikaya j mal kabul eder. ’ Et ■•>• tafşilât için Galata
F ki yolcu salonu karşısın da nk Han 3. cü kata müracaat Tc) 44707/8
— Dinim, Hasreti İbrahim dinidir.
— Ben, Hazreti İbrahim dini namında bir din tanımıyorum.
— İşte «eni bu tanımadığın dini tanımağa, iman etmeğe, insan olmağa davet ediyorum.
— Ecdadımın dinini terkedip yabancı bir dine giremem.
Bu çetin konuşma^ dinliyen vezirler, hükümet adamları, hiç bir kuvvetten koikrtııyan hükümdarın bir delikanlının karşısında tir tir titremeğini pek tuhaf buluyorlar, şaşkın şaşkın birbirlerine bakıyorlardı.
Seyf- Züiyezen, parmağına tak mır, olduğu yüzüğü göstererek tek-rai bağırdı:
— Ey ıneinn! İmana gel! Yok* sa sc’ii, bu yüzükle katlederim.
Huzurda bulunanlar, Hükümdar nfc eline dikkat etm millerdi. Yüzüğü delikanlının parmağında görünce hep birden Hükümdara son dul ar;
— Yüzüğü nc yaptın*
Hükümdar, bu sualin cevabını veremedi. Saçını, öakahnı yola-» ıak yalvarmağa başladı:
— Ey yiğit! Kulun, kölen olayım bana kıyma’ Tacım, tahtım, memleketini, tebaam, herşeyîm genin Oçjun!,.
- Bu «aydığın şcyterın faİç IM«
579 kilo
lira
2700 kilo
609
adet
1
adet
1600
kilo
kilo
lira
Çapamarka
adet
lira
Gaz motörii
2
adet
26
lira
adet
kâğıt tor-
adet adet
260
313
K abataş mal zeme ambarı
Bulunduğa mahal
telis çuval çimento
Deşe mantarı «takri ben»
Kullanılmış makine yağı
İst. Bira Fabrikasında Malzeme Alım '’tnban
Malzeme Alım ambarı
Müstamel kahve çuvalı
105.— lira
Dizel motöıü başlığı Karaboya "Sülfat de feı‘*
Paşabahçe is pirto ve Mecidiye köyü li . kör fabrisakL
IvT*#. O*
169.— lira
57.— lira
20.— lira
35.— lira
Malzeme Alım Şubesinden
Cinsi Mikdarı Güvenme
parası
Mayi amonyak «da-m açan asile» 271
Bira şişesi kapsüllerine mahsus boş mukavva kutu 1500
Malzeme alım ambarı Kabataş .
>
Malzeme alım ambarı
9
İstanbul Bordasının 14/6/948 Piy atları
Londra Nevyork Paris Cenevre Amsterdam Brüksel Prağ Stokholm Lizbon
%
%
%
%
çocuğu , zaferlerin timsalidir •
Devlet Denizyolları ve limanları
İşletme Genel Müdürlüğünden
idaremiz ihtiyacı için 818 adet kahve, 1000 adet yeşil ve
• 1
300 adet de kırınızı renkli döşemelik deri pazarlıkla satın alına-;Oakt^-.
2 — ihale 2/7/948 cuma günü saat 15 de Tophanede genel müdürlük alrm satım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Derilerin tasarlanmış değeri yoktur, istekliler,, teklıS edecekleri malın miktar ve bedeline göre yüzde 15 nisbetini geçi ci güvenme olarak hesaplamaları lâzımdır.
4
bir yazı ile geçici güvenmelerini idare veznesine yatırmaları ve şartnamede yazılı belge ve mak bıızlarile birlikte belirli gün ve saatte komisyonda bulunmaları.
5 — Şartnamesi her gün komisyondan parasız olarak almabl
lifi. ’ ‘ (8488)
isteklilerin, eksiltmed en önce komisyondan alacakları
> Vfzie 3. >/2 failli
Tasarruf Hesabınızda

en az altı ay kalacak SöO hra ve daha fazla mevduatınıza sene sonunda Yüzde 4. ’/2 faiz verilir.
Bu hesapların 1948 ikramiye plânına 12rG0O lirallk ikramiye ilâve edilmiştir.
10 Ağustos 1948 çekilişi ikramiye plânı;
1 Adat 6000 Mra
11.3856
£80.—
1.3060
65.7270
165.5468
6.3887
5.60
77.8860
11.2495
Esham Ve Tahvilât
6 Kalkınma 2 95 —
6 Kalkınma 3 95.—
7 Millî Müdafaa 3 20.10
7 Millî Müdafaa 4 20.45
RADY O i
Bugünkü Program
Müstamel kâğıt çuval
Müstamel
Müstamel torbası Müstamel bası
Müstamel
rut varili
1 —
tılacaktır.
2 — ?
nel müdürlük malzeme alım şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
3
Umdukları mahallerde görülebilir.
4
güvenme paralarile birlikte mezkûr komisyona müracaatları ilân olunur. (8187)
ince ba-
70
6
kilo
adet
Yukarıda cins ve miktarı yazılı malzeme pazarlıkla sa-
* • • ’ e * •
Pazarlık 18.6.948 cuma günü saat 14.30 da Kabataş ge -
Şartnameleri hergün sözü geçen şubede ve numuneleri bu
İsteklilerin belirli gün ve saatte hizalarında gösterilen
Pazarlık 5/7/948 pazartesi gün: saat 15 de Kabataşta
Tekel Genel Müdürlüğünden
1 — Dış memleketler imalâtından 5.000 adet çakmak pazarlıkla satın alınacaktır.
2
genel müdürlük Tekel maddeleri şubesi alım komisyonunda yapı lacaktır.
3 _ Şartname her gün adı geçen şubeden alınabilir.
4 — isteklilerin belirli gün ve saatte teklif edecekleri fiyat üzerinden yüzde 7.5 güvenme paralarile birlikte mezkûr komisyo na gelmeleri.
5 — idare kısmen veya tamamen ihalede serbesttir. (7962)
Şartname her gün adj geçen şubeden alınabilir.
İdare kısmen veya tamamen ihalede serbesttir. (7962)
Bankas
Tasarruf hesaplarından her zaman para çekilebilii’o Gişelerimiz arzu edilen izahatı vermeğe amadedir. Türk Ticaret Bankası A. Ş
Tesis tarihi 1914
Türkiye
(İstanbulda SuadiyedeJ
1 II 3®O® 19
1 19 2©OO 19
2 19 19
19 Ece 19
3o 19 100 95
Küçük Cari Hesablar 25 Ağustos 1948 Çekilişinin İkramiyeleri;
1 EV: (Ankarada Tasarruf Ei'leri Mahallesinde balıçe iğinde iki katlı ve bodrumlu, 6 oda, 2 sofa, veranda, balkonlar, tam konforlu.)
1 ARSA:
1
1
2
5
Bankamızdaki hesabında en az 100 lirası olanlar bu çekilişe katılacaklardır Her 500 lira için ayrı bir kura numarası .
__ _______________________•
• Henüz, bankamuda hesab açtırma ruş olanlar, sîzler de talihinizi deneyiniz!
X 5000 LHrahk 14 X 200 liralık
X 2(KM) 25 X 100
X 1000 25 X 50
X 500 » 150 X 20 D
Muazzam Şark Efsânesi
Tefrika No» 63 ’
V “a? 13harretn X. korpwreu>îl||>-^
lisi senin değil ki bana bagışhya-sın. Hele «memleketim ve tebaanı» senin olsun» deyişin pek ahmakça bir söz. Memleket, onu vatan tanıyan halkın malıdır. Taeıjn, tah tim dediğin şeyler de halk namına halkı ve memleketi idare eden en yüksek makam sahibine aid emanetlerdir. Bunları bana nasıl ba-ğışlıyabilirsin?
Vezirler ve diğer hükümet adanı lan, sırf yüzüğün korkusundan i-faat ettikleri bu zâlim hükümdarın elinden meded Allalı çekiyorlardı. Hep bir ağızdan bağırdılar;
•— Yaşatma bu zâlimi ey yiğit! Onu öldür de bizi ve memleketi kur tar’ Çok büyük iyilik yapmış olur-6un!
Seyf-î Züiyezen. bir daha bağırdı:
— İmana gel, ey mel'un!
Hükümdar, hayatının bağışlan-ması için mütemadiyen ynlvarr-yor; fakatj^nana gelmek Cihetini) bir türlü yanaşmıyordu.
Seyf-i Züiyezen, yüzükle işaret etmeğe mecbur oldu. îmana gelme-mekte ısrar eden zâlim hükümdarın başı murdar vücudundan ayrıldı. Salonda sürekli bir alkış tufanı koptu:
— Yaşa ey yiğit! Bin yaşa yâ Seyf-i Züiyezen!.. Yaşa, yaşa, yaşa !..
Bu hâdise, hu mes'ucTnetice; kısa zaman içinde memleketin her tarafına yayılmıştı. Ahali akın a-kın gelip Scyl-1 Züiyezen'c bağlılık yemini etmeğe başlamışlardı. Her taraf la şenlikler yapılıyor, kurban Inr kesiliyordu. Soyf-İ Züiyezen, birdenbire çok mühim bir adam, büyük bir kurtarıcı oluvermişti. Hükümdarın sahihsiz kalan tacı ve tahtı bu bllyük kurtarıcıya teslim edilmişti. Ahali vc askerler, yeni hükümdarlarını çılgınca alkış Jıyoılardı.
Fakat Seyf-i Züiyezen böyle dü-■ürırnüyordu. Hükümdar olmayı ak getirmiyor; hattâ o memleket
te u2nn müddet oturmayı bile istemiyordu. Maksadı sihirli yüzligü elde etmek, zâlim hükümdarın hayatına son vererek memleketi zulümden kurtarmadan ibaretti, işte dediğini yapmıştı. Orada bir kaç gün misafir kaldıktan sonra çekilip gidecekti. Çünkü onun Nil Talihi isimli kitabı ele geçirmek gibi çok büyük bir vazife ve taahhüdü vardı.
Seyf-i Züiyezen, zâlim hükümda Tin zulmünden ebediyen kurtardığı o şehirde yedi gün oturdu. Sekizinci gtİnün sabahı, halkın büyük bir meydanda toplanmasını emretti.
Halkın toplanma işi tamam olunca yüksek bir yere çıktı. Başından geçenleri uzun uzaaiya anlatarak kendisini tanıttı ve sözlerini şöyle bitirdi:
— îşte ey ahali, ben böyle bir adamım! Sizin lıükümdannız oî-rpama İmkân yoktur. Slhlr]i gü de yanımda götürecek değilim.
Cnu, hayatımı kuı-taraıı Tersâne nazırına teslim ediyorum. Bugünden itibaren hükümdai’iuız odıu. Sizi, yeni hükümdaıımza sadakat yemini etmeğe dâvet ediyorum.
Şehirliler, büyiik kurtarıcılarının gitmesini istemiyorlardı.
Fakat onu zorla alıkoymayı da doğnı bulmuyorlardı. Çünkü o, du-ramayışmın sebebini açıkça söylemiş, gitmek mecburiyetinde olduğunu ilân etmişti.
Seyf-i Züiyezen, sihirli yüzüğü yeni hükümdara teslim ettikten ve ahali ile vedalaştıktan sonra §e birden ayrıldı.
Akışa, bekliye bekliye beldiye-mez olmuş; nihayet Uıuldinl keserek başını alıp gitmeğe karar vermişti. Yanına gelen Seyl’ i Zülyc-zen’e çıkıştı:
— Nerede kaldın, canını? On da-Jıilıa daha gcclkseydin beni bulamayacaktın. Artık seni yabancı şehirlere götüremiyeceğim. Zira talihin kavgalıdır,
Seyf-i Züiyezen, A kısayı haklı buluyordu. Ona başından geçenleri anlattı. Sonra derin bir hayret dün yasma daldı v₺;
(Devana varJ
7.29
7.30
7.30
7.45
8.00
8.15
8.30
9.00
12.29
12.30
12.30
13.00
13.15
13.30
13.45
14.00
17.58
18.00
18.00
18.30
18.45
19.00
19.00
19.15
19.20
«■ *
SALI — 15/6/1948
Açılış ve program. M. s. ayarı.
Müzik Çeşitli Müzik (Pl.) Haberler.
Müzik. Marşlar (Pl.) Müzik: Çigan
Havalan (Pl.) Müzik: Operetlerden Seçme Parçalar (Pl.) Kapanış.
Açılış ve program. M. s. ayan.
Müzik- Radyo SaloD Orkestrası.
Haberler.
Müzik: Saz Eserleri, öğle Gazetesi.
Müzik: Şarkılar, Kapanış.
Açılış ve program, M. s. ayan.
Müzik: Dans Müziği (Pl.) Konuşma.
Müzik: Şarkılar. M. s. ayan.
Haberler.
Geçmişte Bugün, Müzik: Yurddan Sesler.
Konuşma»
19.45
20.00 Müzik.
20.15 Radyo Gazetesi.
20.30 Serbest Saat.
20.35 Müzik: ince Saz.
21.15 Konuşma, jı.ao Mtrzik:
21.55
22.20
22.45
22.45
23.00
Müzik: Opera Aryaları (Pl.)
Müzik: Dans
Müziği (Pl.) M. s. ayarı.
Haberler.
Program ve Kapanış.
Kadıköy ikinci Sulh Hukuk Y argıçlığından: 948/234
Kadıköy Bahariye caddesi 69 No. da mükim ölü Haşan Selâ-haddin Kurukahveci oğlu küçük Ersin Kurukahveciye ayni yerde oturan teyzesi Leman Sayla mın vasi tâyin edildiği yayınlanır.
Yeni Neşriyat:
Bütün Müslümanların seve seve okuduğu bu meşhur mecmuanın dördüncü nüshası çıkmıştır. Mün-doricatı: 1 — Hadisişeıif; tman ve istikamet; 2 — Kur’aıu alkışh-yan büyük adamlar; 3 Müslümanlıkta ilk hastahane ve ilk hasta bakıcı kadın; 4 — Siyonizm, konıü nizm ve farmasonluğa karşı beynelmilel dünya teşkilâtı; 5 — Tür-kivede dönmelilt tarihçesi; 6 — İçtimaiyat: Hayat çerçevesinden bir bakış; 7 — Hem Türk, hem molla, hem papas. Hürriyet gazetesinden so ruvoruz; 8 — Fransada bugünkü din vaziyet; 9
hale edebilir mi?;
fccr’iye okunmıyan bir İlahiyat Fakültesi Moskovaya yaraşır; 11 — Siyonizm ile farmasonluk el ele vererek Trabulsgarbı îtalyaya peşkeş çekti ve Fil isti ne Yahudi devletinin esaslarını kurdu; 12 — Hau için biinmesi elzem bilgiler; 13 — Camiişerif ittisalinde domuz sucuğu imalâthanesi; 14 — Komünizmi takbih.
İbadete kanun ırıül.ı-
10 — Al ı kâmı
ISO
inci
»
»
>
>
santimi
>
>
>
»
Ballık maktu olarak
1
2
5 fi
6
Kı.
1500
500
tayfa, »
» » •
>
»
I Yeni Sabah'
İLAN FİYATLARI