PERŞEMBE
16
MART
1939
GÜNDELİK SİYASİ HALK GAZETESİ
3
KURUŞ
MMUNTEHİPSECİMİBASLİDI
Bohemya, Moravia
Bütün Yurtta; Halkımız Büyük Bir Neş’e ve Alâka ile Reyini Kullanıyor
intihaba iştirak Edecek İstanbulluların Dörtte Biri* Dünkü ilk Günde Reylerini Verdiler. Tekmil Halk; Reyini Kullanmak için Büyük Bir Arzu Gösteriyor
Dünya Nimetlerinin Paylaşılması Davası
Yazan: Hüseyin Cahid YALÇIN
BUGÜN dünyada şahit olduğunuz milletlerarası mücadelenin sulh yolile, hak ve adalete riayet şartile halledilip edile-miyeceğiri düşünürken, ortada çırpınan nenfaatlerin nelerden i-baret oldığuna hakkile nüfu^ etmeğe ihtiyıç mevcuttur.
Bazı nemleketler vardır ki onları sulha taraftar görüyoruz. Za-'ten, resma harp aleyhtarlığı eden kimse yokur. Hep sulhtan bahso-lunur, hepkarşı tarafın haksızlığından şikâyt edilir. Fakat her halde, nisbeta memnun görünen, baş-kalaruıdan bir şey istemiyen, yalnız mevcut vaziyetin muhafazasına taraftarlık eden devletler vardır, ve tanlara nukabil sarih surette söyhmeseler de bir şeyler istiyen ve şikâyetçi olan devletler vardır.
ngiltere başvekili bütün bu dev-letlrin mümessillerini bir masa başın toplayıp mevcut yaraları deşmede vaziyeti ıslah edebilecek bir anlşma çaresi bulacak mıdır? Bu, siysî bakımdan olduğu kadar, hattâ laha ziyade, İktisadî bakımdan tahl edilmeğe muhtaç bir meseledir
3ir memleketin hudutları dahi. ı line sosyalistler, komünistler, libe. rellr, muhafazakârlar, ilâh, bulunabil. Bunları bir konferans salonun, datoplayıp aralarında sulh ve sü-kû, uzlaşma temin etmek düşünü-lebir mi? Müzakereye iştirak eden-lerkanaatlerini, ve bilhassa menfaattim gözetmeyi feda etmedikçe, biıirlerile el birliği yapıp mütesanittir hale gelemezler. Bir memleketi hudutları içindeki komünist-lemillî talepleri yalnız kapitalistle-ririnhisarı altında bırakmayıp onu adlete daha muvafık, daha müsavi ir tarzda bütün çalışanlar arasıda paylaştırmak ve hattâ, adalet muvafık bir paylaşma tarzı tat. biletmek isterler. Bu fikirde olan-laa komünist, kollektivist diyoruz.
Fakat faşizm rejimi kabul etmiş baı hükümetler de vardır ki hakikate bunlar da kollektivistdirler. Yaşız kollektivistliği kendi hudut-fanile çevrilmiş dar bir sahada de. ğü, bütün dünyada tatbik etmek is-Komünistler nasıl bir memle-»ferdlerin kazançlarını yeSpaştanT^^j hir usul ile herkes arasnda payhşmak gayesini takip ediyorlarsa bu faşist devletler uc Labi servet menbalan-
nı milletler arasnda yeni baştan hak ve adalete uy;un yeni bir tarzda paylaştırmak enelindedirler. vetme mensim Kitatar. notan ahalL nin hayatını ve mal ve müftünü muhafaza altına almak üzere Çek-oslovakya’va gireceklerdir.
Her Alman askerinden, kendisi-£ . )wal edeceği araziler halkmm ma »’T: d,'5İI-
™»“«»etinin bu mınta. , v Venl,blr t"'v,z olunabilir nicem kurmak azminin netfeirigfbf telakki etmesini Keklerim m Hr” t"'r Wr," muk««-
“**■ bütün vasıtalarla lanlacak . tn*.
Bundan başka, 0ek toprağ,na Myük Almanyanın ri)0mM,ııleH|
Reyler
atılırken ..
saatlerinden itibaren hazırlıklara başlanmıştı. Daha geceden yakın semtlerin karakollarında hazırlanan rey sandıklan kaza kaymakamları nahiye müdürleri ve heyeti teftişiyo âzası hazır bulunduğu halde evvelce • takarrür eyliyen mahallere götürülmüş ve orada boş olup olmadığı muayene edildikten sonra mühürlen-ı miştir.. . (Sonu 3 üncü sayfada)
Dost ve Kardeş
İranın Bayramı
Şehinşah Rıza Pehlevinin Doğum Yıldönümü; merasimle tesit olundu
Rey Veren İstanbullular Ne diyorlar?
Müntehibi sani intihabatı şehrimizde dün sabah saat dokuzdan itibaren bilfiil başlamıştır.
İntihabat için sabahın çok erken
*rah Konsoloshanesindeki merasimde Konsolos nutkunu söylerken
Dün kardeş ve dost İran dev-ı letinin Şehinşahı majeste Rıza Peh-levinin doğum yıldönümü idi.
mülâkat yapmıştır.
Söylendiğine göre, Romanya hükümeti, Polonya ve Macaristan ile Karpatlaraltı Ukranyasmda müşte-rek bir harekette bulunmağı kabul etmiştir.
Şûrayı Devlette yeni •ayinler
Ankara 15 (Telefonla)- Şûrayı devlet baıjmuavinlerinden Zihni ve birinci sınıf muavinlerinden Arif Şûrayı devlet müddeiumumiliklerine ve Hukuk Fakültesi mezunlanndan Atalay da; birinci sınıf aza milli. Zimllgine tayin olunmuşlardır.
Bu münasebetle dün İran konsoloshanesinde bir kabul resmi ya-
( Sonu 3 iinrü nnyfada)
......— - -J-Y - a. vnuîSi İHTI llıffnrffiâ. tı olmadığını söylemiştir. Bunun üzerine vaziyetin bir de Fransada bulunan fabrika merkezinden sorulması lüzumlu görülmüştür.
Fransadan gelen cevaplarda bu kazanların Patentli olduğu bildi -rılmış ve Almanların hiç bir zaman bu şekilde bir teşebbüs yaparak bu haktan istifade etmek üzere müracaat etmedikleri anlaçılmıç .
Vaziyet böyle bir şekle dökül -dükten sonra Almanların bu vaziyeti izah etmeleri istenecektir Bu yoldaki tetkiklerin kısa bir zamanda anlaşılacağı ilmid edilmektedir.
Ve Çekoslovakyanın işgali Tamamlandı! Üç Ordu da Silâhlarını Almanlara Teslim Etti. Hitler Praga Gitti
Karpatlaraltı Ukranyası Mukavemetsiz Macarlara Teslim Oldu. Rumen Kıtaları da Faaliyette mi?
Hitlerin Beyannamesi Ve Resmi tebliğ
Berlin: 18 (A. A.) — Resmî tebliğ:
Çek reisicümhuru B. Hacha yanında Çek hariciye nazırı B. Şval-kovski olduğu halde, bu gece saat biri on geçe, Führer ile görüşmelerde bulunmak üzere, yeni Al -man devlet riyaseti deiresine gel -miştir. B. Hacha, merasim avlusunda kendisini selâmhyan S. S. muhafız kıtasını teftiş etmiş ve bu esnada müzika selâm marşını çalmıştır.
Führer, B. Hacha’yı çalışma o-dasında kabul etmiştir. Bu görüşmede, Führer’in talebi üzerine akşam saat 18 de îtalyadan BeBrline dönmüş olan Mareşal Göring ile B. Von Ribbentrop da hazır bulunmuştur.
45 dakika süren ilk görüşmeden sonra B. Hacha ve Şvalkovski, müzakerede (bulunmak üzere B.
Etrüsk Vapuru Tahkikatında Yeni Safhalar
Geminin kazanlarının da şartnameye muhalif yapıldığı görüldü Mersin seferleri için Alman-yada yaptırılan Etrüsk vapurunun yeniden muayene edilmesi esna -sında şayanı dikkat bazı safhalar meydana çıkmıştır. Etrüskü muayene eden Alman mütehassıslar ile Vekâletin tayin ettiği komisyonun Ibaşında bulunan Abdürrahim son tetkiklerinde kazanlar üzerinde bazı tahkikat yapmağı lüzumlu bulmuşlardır.
(Sonu 3 üncü sayfada)
Ekrem König Hollandadan Nasıl Kaçmış
Devlet Şurası Ruhi hakkında bugünlerde kar r verecek . I «Tl 11 ûe yeğin^nttafr UşnFr?
Ebûl’ulâ Mardin (Üniversite medenî hukuk Profesörü) de şunları söylemiştir:
(— Bütün varlığımızı 0 partiye medyunuz. Halk Partisi büyük idealist Atatürkün kurduğu ve millî Şef İsmet înönünün benimsediği bir partidir. Memleketin refahı saadeti için gayei hayal edindiğimiz her şeyi bu parti tahakkuk ettirmiştir.
Beşik taş ta Valide çeşmesinde Maçka meydanında 38 numarada oturan Faruk da:
— Halk Partisi; Cümhuriyeti kuran ve Türklüğü kurtaran Ebedî
Almanyaya giderek Bitlerle görüşen Çekoslovakya Son Cimhurreisi B. H cha
Göring ve B. Von Ribenbtrop ile ferdî görüşmeler yapmak üzere çekilmişlerdir.
Führer ile görüşmelerin yeni -den başlamasını müteakib, bu sa-
Edirne 15 (Sureti mahsusada giden arkadaşımız Murad Sertoğ-lu bildiriyor) :
Bulgar Başvekili ve Hariciye Ne-zırı Ekselans Köse Ivanof, yanında refikası, üvey kızı Peef, Bulgar matbuat mümessilleri olduğu halde bu gece saat 22,20 de hususî trenle Karaağaç istasyonuna muvasalat et-' miştir. Misafir Başvekil parlak şe-j
M. Köseivanof Gazetemize Mühim Beyanatta Bulundu
Bu sabah saat 11 ch şehrinize gelecek olan dost Başvekil Kaı )ağaç istasyonunda muharririmize ihtisaslarını anlata
hLK SAiiAH
Bir D?vlet Daha Öldü !
Bugün (dün) de, müntehibi ganilerin seçilmesine geçilmiştir.
Bu münasebetle, sabahtan şehrimizin her tarafında muzikalar, davullar halkı siyasî haklarını kullanmağa davet ediyordu.
Rey sandıkları hususî merasimle yerlerine konuldu. Binlerce halk büyük bir intizam içinde reylerim Parti namzetlerine vermeğe başladılar.
Aziz halkımız; başmda Millî Şefi bulunan büyük partisine bu suretle de derin bağlılığını ve sevgilerini göstermekte ve bayram günlerinden birini daha yaşamaktadır.
Naci
bah saat 3.55 de aşağıdaki anlaşma imzalanmıştır:
“Führer, yanında Almanya hariciye nazırı B. Von Ribbentrop olduğu halde, Çekoslovakya reisicümhuru doktor Hacha’yı ve Çe -koslovakya hariciye nazırı doktor Şvalkovski’yi, talebleri üzerine, bugün Berlinde kabul etmiştir.
Bu görüşme esnasında, son haftalar hâdiselerinin eski Çekoslovak cümhuriyeti arazisinde vü -cude getirdiği ciddî vaziyet, tam bir açıklıkla tetkik olunmuştur. Gerek Çekler, gerek Almanlar, bütün gayretlerin hedefini, merkezî Avrupanın bu kısmında sükûn, nizam ve sulhun muhafazası teşkil etmesinin icabeylediği kanaatlerini izhar eylemişlerdir.
Çekoslovak: reisicümhuru, bu esere hizmet için ve katı bir sulh ve sükûna varmak için, Çek milletinin ve memleketinin mukadderatını, itimadla, Alman devleti Füh-rerinin eline teslim ettiğini beyan eylemiştir.
Führer, bu beyanatı kabul et • miş ve Çek milletini Alman rayhı-(Sonu 3 üncü sayfada;
kilde karşılanmıştır. İstikbal merasiminde'Edirne Valisi Niyazi, Mevki Komutanı Albay Talât, Edirne Polis müdürü Hadi ile bir polis müfrezesi, Ankaradan gelen mihmandar Fikret ve refikası, Bulgar orta elçisi, erkânı ve Türk gazetecileri bulunmuşlardır.
i ) üncü sayfa'•»z d s'
Ressam Ali Cemallh sergisi
Ankara: ({Telefonla)— Matbuatımızın emekdar ressamı B. Ali Cemal senelerdenberi çalışmakta ol. duğıı Mersin Halkevinde yetiştirdiği talebelerin eserlerini, burada (Halkevi) mizde bir sergi halinde teşhir etmeğe başlamıştır.
Bugün merasimle açılan ve içinde 80 tablo bulunan bu güzel sergide Ressam Ali Cemalin; Atatürkü-müzün askerî üniforma ile yaptığı çok muvaffak yağlı boya bir resmi bilhassa nazarı dikkati celbetmek. tedir.
Sayfa t î
TENİSAflAH
16 MART 183»
HATIRA v. IT1RAFL ARI
Tefrika No 31
Yazan ı M, SIFIR
Yola dikilen gözlerimiz intizardan Kararmıştı
Büyük bir sabırsızlık içinde, yüreklerimiz çarpa çarpa motörleri bekliyorduk! Fakat; onlar halâ meydanda yokdular

Aleko, para ve menfaatten başka bir şey tanımıyan, din ve mezhep gibi mefhumlara yan bakan bir yaratıktı. Bu sebeple iki yüz elli lira mukabilinde, bu İş için yaptığını yardım teklifini derhal kabul etmişti. Yapılan hazırlıklar hakkmda aldığı haberleri muntazaman her gün getiriyordu.
Nihayet bir gün, yapılan denklerin (Kozmos) ve (Sıklat) adlarında iki motöre konuldukları, motör-lerin de ertesi sabah Haliçten çıka, cakları haberini de getirmişti müs-yü Aleko. Ben birkaç gün evvelinden her hazırlığımı bitirmiş, dört gözle hareket haberini bekliyordum. Kurduğum plân şu idi:
İngiliz bandıralı, motörlü büyük biı- kayık ile (Boz burun) açıklarında bekliyecek, bu motörler geçerken, tekneme kazaya uğramış bir motör süsü vererek irndad işareti derecek Ve nihayet motörleri eşyaları üe beraber zaptedip Karadeniz yolile Akçe şehire götürecektim.
Kiraladığım (Şahini derya) adlı kayığın, muhtelif yükle Midyeye gitmek üzere muamelelerini yaptırmış ve Galata rıhtımı gümrük muhafaza müfettişi Abidin beyin va. sıtasiyle kırk üç balyahk bir de gümrük tezkeresi edinmiştim. Arkadaşlarımdan Hopalı Bekiri, Mipavri-li îbrahimi, Sürmeneli Zekeryayı Si-livrili İzzet İ16 Gelibolulu Paçacı İsmail de silâh ve bombaları ile kayığın baş altına saklamıştım. Eski kaçakçı yoldaşlardan Zantalı Bar--bayanis kaptan, Sinoplu Tilki Nuri'yi makinist yapmış ben de tayfâ olmuştum.
1337 yılı martmni/29 uncu günü akşamı idi. Barbayanis ile Tilki Nu-rinin Haliçten çıkardıkları motöre, Yalı köşkünde biz de girmiş, Tanrının yardımına güvenerek yarım yol. la Marmaraya açılmıştık. Sabaha karşı Boz burun açıklarında, motörü durdurmuş, yelken ile volta vuruyor, beklediğimiz motörleri sabırsızlıkla gözlüyorduk. Fakat vakit öğleyi geçmiş, ikindiye yaklaşmıştı. Artık yola dikilen gözlerimiz kararmış, merak ve sabırsızlıktan yüreklerimiz kabarmıştı. Hâlâ motörler meydana çıkmamıştı.
Kayığın baş tarafında oturmuş, kara düşüncelere dalmıştım. Tik hatırıma gelen şey, Alekonun beni aldatması olmuştu. Fakat buna da pek inanamıyor, senelerdenberi tanıdığım, uzun müddet beraberce çalıştığım bu keferenin beni aldatması ihtimalini pek yerinde göremiyor-dum. Ansızın görülen bir lüzum tize* rine motörlerin hareket ettirilme-diklerine veyahut her hangi bir ân. za ile yolda kaldıklarına daha ziyado ihtimal veriyordum. Ortalık da yavaş yavaş kararmış, ümitlerimizi de büsbütün karartmıştı. Yelkeni b;r işimize yaramıyan bandırayı indirmiş, motörü İşletmiştik. Yanm yolla latanbula doğru ilerliyor, hepimiz de öksüz, içli çocuklar gibi birer köşeye çekilmiş düşünüyorduk. Hayal sukutuna uğratmak bize pek ağır gelmişti doğrusu. Benim emekli

-«I
Dun bir şahit Mahkeme kapısı Önünde öldü
Kendisi, evlenecek olan kızının yaşını büyütmeğe b inci Hukuka gelmişti
Dün Öğleden sonra Adliyede Beşinci Hukuk mahkemesinin ö -nünde Ahmed Bey Serin isminde bir şahld kalp sektesinden Ölmüş -tür. Sarıyerin Mesarburnu caddesinde 77 numaralı evde oturan Ah -med Bey Serin, 70 yaşlarında mü-tekıaid ibir memurdur. Baldızının kızı evleneceği için yaşını büyüt -mek icabetmiştir. Ahmed de buna şahadet için dün mahkemeye gelmiştir. Fakat; mahkemenin önündeki kanapede otururken birden -bire kalp sektesinden ölmüştür.
Cesedi tabibi adillerin odasına kaldırılmış, biraz sonra da gö*-mülmesine izin verildiği için ailesi tarafından alınmıştır.
inmişlerdi. Ben de baş tarafta uzan nııştım. Bize doğra gittikçe yaklaşan motöriere bakıyor ve tıpkı gizlendiği yerde kuşu görmüş aç bir kurt iştlhasiyle yutkunuyordum. Bu bekleme esnasında geçirdiğimiz heyecanları, tasvire kalkışmakla, sabır ve tahammülünüzü taşımayacağım Sevgili okuyucularım. Yalnız, izninizle şukadarcık söyliyeyim ki, motörlerin kayığımıza yanaşıp da içlerine atladığımız ana kadar geçirdiğimiz dakikalar, gerçekten çok uzun sürmüş, hepimize çok acı a-zap ve ıztırab çektirerok üzmüştü.
Barbayonis, kazaya uğramış bir kayık kaptanı rolünü hakikaten çok güzel oynamıştı. Magafon ile ve ram ca kopardığı acı feryadları, Kozmos ve Siklad motörlerini birden yolarından alıkoymuş, kaptanlarını dümen kırdırıp yol değiştirmek, bize doğru ilerlemek mecburiyetinde bırakmıştı. Bulunduğumuz nokta, Katırlı sahillerinden daha ziyade Sivri adaya yakındı. Barbayanis sesi çıktığı kadar megafonla bağırıyor, motörünün bozulduğunu, teknenin de su yaptığını söyliyordu. 1-ki taraftan koltuklayıp Sivri adamlığına kadar götürülmesi için kaptanlara yalvarıyor, bir bira parası vereceğinden de bahsetmeyi unut-mıyordı.
Kaptanlar feryatlarımıza inanmışlar, motörlerinin yollarını kesmişlerdi. Yavaş yavaş bize doğru ilerliyorlardı. Baş üstünde bulunan tayfalar bize atmak için çima ha. zırlıyorlardı. Aramızda ancak yirmi beş metre bir mesafe kalmıştı. Arkadaşlara hafif bir sesle, hazır ve dikkatli bulunmalarını söyledim. Üç dakika sonra, Siklad ve Kozmoz motörleri iki tarafımıza yanaşmışlar, kayığımıza atlıyan tâyfalar da çimalan baş ve kıç babalara bağlamağa başlamışlardı. Motörlerin yat naşirken yaslamaları, kayığımın tabiî olarak sarsmadı arkadaşlara bir hücum işareti yerine geçmişti. Ellerindeki mavzerler, yüzlerindeki maskelerle arkadaşların baş altından, yelken yığınının arasından çıkmaları ve sıçrayıp motöriere atlamaları arasında beş saniye bile geçmemişti. Hopalı Bekir, Miyavrili ■ İbrahim, Sürmeneli Zekeriya Siki ladin; Silivrili izzet, Paçacı İsmail) Tilki Nuri de Kozmosun kaptanı makinist ve tayfalarına saldırmışla»» uzattıkları mavzer namluları karşısında el kaldırtmışlardı.
(Devamı var)
♦ * ♦
Emekli binbaşı Bay Melun d Aliye:
Atatürk tarafından Çarıklı erkânı harp sıfatı ile kadri yükseltilen yüzbaşı YozgatlI Ahmet ağa Ankal rada ölmüştür. Sırası gelince, bu fedakâr arkadaşın da hizmetlerine den bahsedeceğiz. Saygılar.
İnegölden M.N. İmzasile mektup gönderen okuyucumuza:
Himmetzade Hüseyin Hüsnü bey şimdi İstanbuldadır. Pek yakında,' gerçekten takdire ve tebcile değer hizmetlerinden bahsedeceğiz. Biraz da sabır.h«Jv.nr«j.nm efon-»* —
DENİZLERDE :
Bütün antrepolar anbar oluyor
Denizbank İstanbul limanında mevcut olan antrepoların bir ikisi müstesna olmak üzere kâffesini an-bara kalbetmeğe karar vermiştir.
Buna göre yalnız hah antrepo-sile Emin önü antreposu antrepo namı altında muhafaza ve ipka o-lunarak bu iki mahalden gayri antrepoların kâffesi kısa bir zaman için 1/4/939 tarihinden itibaren anbara tahvil edilmektedir. Bu itibarla şimdiye kadar antrepo namile anılan mahallerde 31/3/939 sonuna kadar ithal edilmiş olan eşya, dört se. nelik antrepo müddetinden istifade edecek ise de 1/4/939 tarihinden itibaren bu mahallere dahil olan eşya, ancak iki sene müddetle buralarda sahibi emirine mahfuz tutulacak ve bilâhara satılacaktır.
Eminönü antreposiyle hah antreposuna girecek eşya eskisi gibi antrepo müddetine yani (dört sene, lik müddete) tabi tutulacaktır.
Gemi Kurtarıra çirketi umumi toplantısı
Gemi kurtarma Heyeti umumiye yapmıştır. İlk eı hesabatı ve bilânçoları gözden geçi-* rilmiş ve müteakiben yeni sene faa-lieyt raporları okunarak bazı karart lar alınmıştır.
şirketi senelik toplantısını düı geçen seneni u
MAARİFTE :
Ecnebi ve Akalliyet mek-teplecl hocalarının Şûra, dan bekledikleri
Ecnebi ve akalliyet mektepleri ilk, orta ve lise kısımları Maarif Şûrasına gönderilmek üzere dilekleri tesbit etmek için bir komLyon teşkil edilmişti. Şûraya verilecek raporun tam metnini hazırlamak için İkinci bir komisyon teşkil edilmişe tir. Bu komisyona Nötr dam de lor’dan Sabih, Sen Benuadan Ayşe, Esayandan Orhan, İtalyan lisesinden Zeki Cemal, Nötr dam de sion-ı dan Sabahat. Beyoğlu üçüncü Rum4 dan Şevket, Yeldeğirmeni Rumdan Ulviye seçilmişlerdir. Raporda ez-* cümle akalliyet ve ecnebi mekteplerine de 1702 numaralı kanunun tat-* bikı ve mualimlerin istikballerini temini meselesi mevzuubahis edlL mlştir.
w (
/----------------
Okuyucularımız

Bir türlü (o danamıyan bir komisyon!
Beşiktaşta Türk Ali mahallesi, irin İhlamur dore caddesinde 43 No :Iı arsamı ahare satacağım. Mu. amelesi tekemmül etmiş ve ruhsatiyesi kesilmiş ve olbabtaki kanun mucibince 20 senelik evkaf parası verilmek üzere iken arsa üzerinde bir salaşın mevcudiyetinden dolayı kıymetlendirilmesi zımnında Beşik, taşta taktiri kıymet komisyonuna havale edilmiştir.
20 gün geçtiği ve herglin takip olunduğu halde esasen intihap edil, miş olan komisyonu toplamak ve arsayı göstermek mümkün olamamıştır. Komisyon niçin toplanmıyor ve ashabı müracaatın işini görmi-yor ve takrir muamelesini teah-hüre uğratıyor ? Bu heyetin bu mer-cü neresidir?
Kırdardan işimizin hallini rica ediyoruz.
Yeni Sabah — Galata sahil sıhhiye denizi levazımında B. Saidin aldığımız yukarıki mektubu; bugibi en küçük işlere alâka gösteren halkı memnun eden Valimiz Lûtfi Kır-darın nazarı dikkatine koyuyor ve bu vatandaşımızın işinin; bir anevvel sürüncemeden kurtarılmasını rica ediyoruz.
İki Deniz kazası
Bir motör Hoybeliada vapurl a çarpışta bir mavunada fırtınadan battı
Dün limanda bir deniz kazası olmuş ve bir motör Heybeli vapuruna çarparak ağır surette hasara uğramıştır.
Kadıköy iskelesine yanaşmakta olan Heybeli vapuruna o sırada da oradan geçmekte olan Şevk Çalak oğlunun Dalgıç ismindeki motörü yanliş.ıbir manevra yüzünden bin*-dirmiştir. Müsademe neticesinde vapurun kollarından birkaçı kırılmış ve motör de iskele baş omuzluğundan ağır surette zedelenmiştir. Deniz Ticaret müdürlüğü tahkikata devam etmektedir.
Fırtınadan bir mavu an b ttı
Karadenizde çıkan karayel fırtınası yüzünden Sulma limanının 150 metre sağ tarafında taş yüklü bir mavna batmıştır, teknenin her hangi bir kazaya sebebiyet vermemesi için ayni mahalle yeşil bir işaret konulmasına karar verilmiştir. Vaziyet alkadarlara tebliğ edilmiştir.
POLİSTE :
Kumar
Beyoğlunda İran tebaasından kahveci Ahmet Bağı zadenin kahvesinde kumar oynattığı haber alınmış yapılan baskında Haşan ile Hakkı adında iki kişi suç üstünde yakalanmışlardır.
Beş gündür evinden çık-mıyan bir adamın ; ölüsü odasında butundu
' Yenimahallede Ebni Sinan şo. khk 15 numarada oturan Yugoslav tebaasından ve kimsesi bul mumyan Yuh an Karası t 5 gündür görünme-; iniştir. Bu vaziyetten kuşkulanan . A -------

Eroinciler Avrupa ile de iş Yapıyorlarmış
Son yakalanan şebeke hakkında tahkikat; bu cephedende genişletiliyor
Dün Galatada gümrük muhafaza memurları tarafından yaka -landıklannı haber verdiğimiz ka -çakçı şebekesi efradı hakkında yapılan tahkikat henüz bitmemiştir.
Yakalanan beş kişiden maada Galatada muhtelif bekâr odalarında yapılan araştırmalar neticesinde 200 gramdan fazla eroin yarım kilodan fazla esrar ve daha 'birçok kaçak eşya bulunmuştur.
Tahkikatın verdiği neticelere göre şebekenin Avrupa ile iş yaptığı anlaşılmış olduğundan taliki kat; bu-cepheden de ehemmiyetle genişletilmektedir I
İNHİSARLARDA :
İnhisarlar Umum Müdürü geliyor
Ingiltere İle aramızda cereyan etmekte olan tütün satışları için müzakerelerde bulunmak için Lond-raya gitmiş olan inhisarlar umum müdürü Mitat Yenal önümüzdeki ay başında dönecektir.
İKTİSAT İŞLERİ :
Sağlam iplikli kadın çorapları
Sağlam kaliteli ipek kadın çorapları yapmak için tetkiklerde bu. lunmak üzere şehrimize gelmiş bulunan Alman mütehassısı Kari Al-ber tetkiklerine başlamıştır. Kendisine mühendis Müeyyed de refakat etmektedir. Alâkadarlar tetkiklerin on gün içinde sona ereceğini söyle, inektedirler.
Kaput bezi bollaştı
Kaput bezi ve pamuk ipliği üzerindeki narhın kaldırılması yüzü u-den piyasada bu maddelerin fiyatle-ri üzerinde hafif bir yükselme görülmüş ve muhtelif kalite ve cinsto malların miktarı fazlalaşmıştır. Bu sebeple piyasada artık pamuk ipli, ği ve kaput bezi buhranı kalmamıştır.
HALKEVLERİNDE :
Konferans
Eminönü Halkevinden:
19 mart 939 pazar akşamı saal (20,30) da evimizin Cağaloğlundaki salonunda Bay Aziz Çorlu tarafından (Garp musikisin de lû ekoller ve karakterleri) mevzulu bir konferans verilecek ve bu konferansı konser vatuvar Şan profesörü Bayan Ren Gelenbevinin piyano refakatinde bir Şan konseri takip edecektir. Gelmek arzu edenlerin davetiyelerini Ev bürosundan almaları rica olunur.
Bedava dersler
Eminönü Halkevinden:
1 — Millet mektepleri imtihan, larına girecek vatandaşların hazırlanmalarına yardım olmak için Evimizde haftada iki. gece A ve B kursları açılacak ve Türkçe, aritmetik, sağlık ve yurt bilgisi dereleri verile, çektir.
2 — İlk tahsil çağma geçmiş o lan vatandaşlar arasında ilk tahsil imtihanına girmek suretile belge a-lacaklara bir kolaylık olmak ve bunları yetiştirmek üzere evimizde haf-
Çekoslovakyanın ortadan kalkmasına doğru
Bugünkü ajans ve radyo haberleri Merkezî Avrupanın sallanan siyasî statüsünün yeni bir istikamete doğru yani Münihtenberi yaşıyabil-mek imkânı adetâ imkânsız görü, nen Yeni Federal Çek devletinin ortadan kalkmasına doğru gitmekte olduğunu haber vermektedir.
Filhakika geçen eylülde Çekoslovakya par çalanmış, Südet Alman-
larının işgal ettikleri yerler Almam
yaya geçmiş, Polonya, Macaristan da mütekabilen ekalliyetlerinin bulunduğu yerlere malik olmuşlardı. Bu sırada Çekoslovakya kendisini
düzeltmiye kalkmış ve Prag merkezî hükümeti, M. Beneş’in istifa-
sından sonra bir nevi federatif re-
jim tesis eden muvakkat bir esası teşkilât kabul etmişti.
Prag merkezî hükümeti, bütün memlekete müteallik hususatta, ez. cümle haricî işler ve millî müdafaa işlerindeki teşebbüs hakkım kendisine bırakmış ve bura mukabil de
Slovaklar, yeni memeketin umumuna şamil hayatî meselelerin haricinde hususî bir otonomiye malik bulunmuşlardı. Ayrıca Rütenyada ayni şekilde yürümüşü. Tecrübe sahasına girince bü teşlilât çok zayıf göründü. Başvekil -ahip Tizo idaresindeki Slovakla Çekler© karşı açıktan mücaleleye başladılar. Pr(ag merkeiyete doğru giderken Bratislva ayrılık temayüllerini tezayü ettirmekle cevap veriyordu. Burda hâdiseler seyirlerini tesri etti. B? iki gün evvel merkezî hükümet, Jratislava fe deral hükümetinden a.nlmağa matuf bir harekette bulıaacağı haber alınınca, Prag merlezî hükümet başvekil ve birçok nazrlan azlettirerek ve Slovakyanın nühim noktalarını askerî kuvvetlerle işgal altı, na alarak cevap verdi. Ve Prag bu oyunun ilk kısmını kazandı.
Fakat siyasî oyunun ikinci kısmında gizli hareket eden kuwetler,. yani Alman kuvveti hareketi geçti. Ve hâdiseler birbirini o deree seri takip ederken, mukadder olank görülen bir neticenin tahakküm vukua geldi. Bu da Çekoslovaıyanın siyaset âleminden kaldırılmasına doğru seyir oldu. Bugün Ritenya, Slovakya istiklâllerini ilân etnişler, Macarlar Rütenya girerken âovak-ya Alman kuvvetlerini yardna ça. ğırmışlar ve nihayet Berline îitler-Ie konuşmağa giden Çek cmhur-reisi hâdisat karşısında meburen hattı hareketi tesbit etmiş 3 Çek devletinin idaresini Almanlra bırakmıştır.
Bu yeni netice, Avrupa ;yasct âleminde ümit edilmiyen bir kis u-yandırmış değildir. Herkes h Çek işinin nihaî olarak bu şekilde iteceğini, Çek devletinin yaşamak ıtida-rından mahrum olduğunu dşünü-yordu. Tabiri diğerle Fransaze İngiltere hâdisatın belki kendi Bilerine değişebileceği hakkında mitlerde besliyebilirdi. Fakat onlar pktan Çek işinin kendi siyasetlerin müsait bir şekilde halledileceğiniartık uminıyorlardı.
Bu yeni hâdise, fiilî bir vaiyeti artık açığa vurarak Alman ^ase. tinin Çek işindeki galebesini göstermektedir. ——-
r'.Reşitçi AG Y
Kadıköy K zılavj /**” konrp^gpy KadtKj. Kaa) Sbe9İn.
19 mart 939p«zar ğUûb "aârilT da senelik kongremiz toplanacağın, dan azanın teliflerini rica ederiz.
TENİS A B A H
Sayfa ı 3
16 MART »MS
SON HABERLER
Bohemya, MoraviaVe
Çekoslovakyanın işgali Tamamlandı
(Baş tarafı 1 inci sayfada) nın himayesi "protectorafsı” al -tına alacağı ve Çek miletine kendi hususi karakterine uygun etnik hayatının inkişafını temin eyllyeceği kararını bildirmiştir.
Berlin, 15" mart 1939 îmza: Adolf Hitler.
Dr. M. Hacha.
V. Ribbentrop Dr. M. Şvalkovıkî
Hitlerin beyannamesi
Berlin: 15 (A. A.) — B. Hitler, Alman milletine aşağıdaki beyannameyi neşretmiştir:
Bundan birkaç ay evvel, Al -manya, kapalı müstemleke arazilerinde yaşıyan Almanları himayesi altına almağa ve bunları, Çe-koslovakyadaki tahammül edilmez! tethişçi rejime karşı muhafaza ey-, lemeğe mecbur kalmıştı.
Geçen haftalar içinde, ayni hâdiseler yeniden kendisini göster -«niştir. Bu keyfiyet, bu derece çok milliyetlerin bir arada yaşadığı bir arazide tahammül edilmez bir vaziyete doğru gitmektedir. Etnik grupların hayatına karşı mütevec -cih bu yeni tecavüzlere aksiilâmel-le mukabele eden etnik gruplar, (bugün, Pragdan ayrılmışlardır. Çekoslovakya bugün mevcut değil -dir.
Pazar günOndenberi, birçok şehirlerde şiddetli taşkınlıklar vukua gelmektedir. Almanlar, bu taşkınlıklardan zarar görmüşler -dir. Almanyanın alicenaplığının geçen sonbaharda Çekoslovakya -ya bıraktığı Alman lisanı kullanan yerlerden, cebir ve tazyik altında bulunanların imdad haykırışları, saattan saata artmaktadır. Bütün malları alınan yeni mülteci kütleleri, Almanyaya iltica etmektedir. Bin senedir Rayh’m bir parçası o-lan ve Almanyanın hayatı menfaatlerini alâkadar eden bu memlekette bu vaziyetin devamı, ancak mutlak bir hercümerç ile netice -lenebilir.
Sulha karşı olan bu tehlikeyi e-bediyen ortadan kaldırmak ve bu arazide lüzumlu yeni teşkilât şeraitini yarattırmak ve bu arazide lüzumlu yeni teşkilât şeraitini yaratmak için, Bohemya ve Moravyayı "bugün Alman kıtaları tarafından) işgal ettirmeğe karar verdim. Bu ■Alman kıtaları, tedhişçi çeteleri] ve bu çeteleri himaye eden Çek asken kuvvetlerini silâhtan tecridi eyliyecektir. Bıı Alman kıtaları, tehdit altında bulunan hefkesin ha-| yatını muhafaza edecektir. Ve bu suretle^ bu Alman kıtaları, bin senelik bir tarihe ve Alman ve Çeki milletlerinin hakiki icabatına uv-, gun bir prensfb tarzı hallinin te -mellerini atacaklardır.
Hitlerin Orduya emri:
Berlin: 15 (A. A.) — Alman, kıtalarının Bohemya ve Moravfa’ya girdikleri bugün, B. Hitler. Alman ordusuna hitaben aşağıdaki emri yevmiyi neşretmiştir:
Çeknsloval,, Inf)„h „jÎTOr Bohemya ve Moravia’da Alman ,r-kma monaub kardeelerimize kar„ tahammül edilmez bir tedhlj İcra olunmaktadır.
15 mart 19.19 tarihinden itibaren, Alman ordum ve hava kuvvetine mensub kıtalar, bütün ahalinin hayatını ve mal ve müntünü muhafaza altına almak üzere Çek. oslovakya'va frireceklerdfr.
Her Alman aakerinden, kendisini- ııjgal edecek) araziler halkının Mr dtlşmanı giH değil, fakat val-"‘t Rayh hükümetinin bu mınta-İralarda yeni bir tecviz olnn.MHr nizam kurmak azminin ileticisi gfb! telakki etmesini beklerim
tşrale karşı hor türlü mukavemet. bütün vasıtalarla kırılacak .
Bendan bakka, Çek toprajma, ®üyük Almanyanın «ümraslllert
olarak girdiğinizi müdrik olunuz.
Führer ve ordu başku -mandanı
ADOLF HİTLER
Halka daveti
Berlin: 15 (A.A.)— Almanya
propaganda nazın, Alman kıtalarının Bohemya ve Moraviaya girmesi münesebetiyle, bütün halkı, evlerini bayraklarla donatmağa davet eylemiştir.
Prag nasıl işgal olundu?
Prag: 15. (A.A.)— Alman kıta-lan öğleden evvel saat ll’e doğru Praga girmişlerdir. Şehre evvelâ kamyonlarla küçük gruplar girmiş-1 tir. Kamyonlar, boşaldıktan sonra I yeni müfrezeleri getirmek üzere der! hal Alman, hududu istikametinde hareket etmişlerdir.
Pragın başlıca merkezi olan Saint. venceslas meydanında tramvaylar uzun bir hat şeklinde durmuşlardır. Kuvvetli Çek polis müfrezeleri meydanda dolaşmakta, mahzun ve sakin halka nezaret et. mektedir.
Prag radyosu Alman marşını ve Horst vesoel liad şarkısını söylemiştir.
Hitler hareket etti:
Bochmisch- Leipa: 15. (A.A.) — Hitler yamada yüksek kumanda şefi general Keitel hariciye nazırı von Ribentrop ve Almanya polis şefi Himmler olduğu halde bugün saat 15 de buraya gelmiş ve Prag istikametinde yoluna devam etmiştir .
Bohemyadaki Almanlar bütün , yol üzerinde kurtarıcılarını büyük ! tezahüratla selâmlamaktadır.
ALMAN DEVLET REİSİ PRAGDA
Prag: 15 (A. A.) — Hitler,
Praga saat 19.15 de gelmiş ve er-knıharbıyesile birlikte tarihî Prag] sarayına yerleşmiştir. Saraya Hitlerin bir bayrağı çekilmiştir.
Macarlar Uerliyor:
Budapeşte. 15 (A_A.)— (Havas) Macar ordusunun başkumandanı Macar kıtalarının Karpatlar altı Ukranyasmda ilerlemeğe devam ettiklerini bildirmektedir.
Çek kıtalarına kumanda eden general, ordusunu Ukranyadan çekmek için beş günlük mühlet istemiştir. Macar ordusunun başkumandanı cevaben, Çeklerin derhal silâhlarını teslim etmelerini istemiştir. Müzakereler devam etmektedir. (
Romen kıtalarının hareketi!
Bükreş: 15 (A.A.)— Havas: Se-lâhıyettar mahfeller, Romen kıtalarının Karpatlar altı Ukranyasma girerek 20 kadar kasabayı işgal et. tiklerine dair verilen haberleri tek-zib etmektedirler.
Karpatlar altı Ukranyasmdan birçok muhacirler Romen hududuna gelmişlerdir. Bunlar muvakkaten I hududda alıkonulmuşlardır. Bunlar] hakkında ne muamele yapılacağına dair henüz bir karar verilmemiştir. I Monsenyör Volosinin mülteciler a- j rasında bulunup bulunmadığına dair Romen umumî emniyet müdürlü.) günde malûmat mevcut değildir.
Siyasî mahfellerde söylendiği le göre Romanya vaziyetin inkişafını büyük bir dikkatle takip etmektedir.
Kral Karol, hariciye nazırı Qa_ fenk° ve Calinesco ile mühim bir mülakat yapmıştır.
Söylendiğine göre, Romanya hükümeti, Polonya ve Macaristan ile Karpatlaraltı Ukranyasmda müşterek bir harekette bulunmağı kabul etmiştir.
Şûrayı Devlette yeni tayinler
Ankara 15 (Telefonla)— Şûrayı devlet ba.şmuavinlerinden Zihni ve birinci sınıf muavinlerinden Arif ■ Şûrayı devlet müddeiumumiliklerine ve Hukuk Fakültesi mezunlarından Atalay da; birinci sınıf aza millft. Zimllğine tayin olunmuşlardır.
Dünya Nimetlerinin Paylaşılması Dıvası (Baştarafı 1 inci sayfamızda) onlara maddî bir refah temin etmek için kendilerini İktisadî meselelere müdahale etmeğe mecbur hissediyorlar. Bu sahada muvaffak olabiL mek için her şeyden evvel memleketin zengin olmasına ihtiyaç vardır. Meselâ İtalya gibi, Almanya gibi nisbeten fakir memleketleri düşünelim. Bunlar harpten sonra bütün bütün dar bir vaziyete düştüler.
îtalyada bütün memleketin millî kazancını hep bir araya toplayıp u. mum halk arasında müsavi surette taksim etseler halkın refah ve saadeti değişmiş olmaz.
Fakir düşmüş memleketler içiu bir ümit kapısı vardı. O da dünya piyasalarında para kazanmak ve o-nunla ilk maddeler tedarik etmekti. Fakat dünya piyasaları bugünkü gümrük siyasetleri yüzünden kapanmış bir haldedir. Binaenaleyh fakir memleketler yaşıyabilmek i-çin mevcut dünya nimetlerinin ferd-ler arasında değil de milletler arasında paylaşılmasını dava etmek ve bir nevi dünya komünizmi istemek zaruretindedirler.
Buna faşizm diyoruz. Sosyalistler ve komünistler beynelmilelci oldukları halde faşistler hem sosyalist hem nasyonalisttirler.
Bu da vaziyetin tahmil ettiği bir zarurettir. Fakir milletler bu iktisat mücadelesinde heyeti mecmua-Iarile tek bir ferd olmak zaruretindedirler. Çünkütabiî servet menba. lan, dünya nimetleri ferdler arasın, da değil milletler arasında paylaşılacaktır. Onlar için necat ve hayat çaresi bundan ibarettir.
Bu mülâhazanın nekadar doğru olduğunu göstermek için Rusyanın misalini ileri sürüyorlar. Sovyetler Birliği bugün taarruz siyasetinden uzak bir devlettir. O da memnun, zengin kapitalist devletleri olan İngiltere, Fransa, Birleşik devletlerle ayni haricî siyaseti takip ediyor. Çünkü bütün muhtaç olduğu tabiî, ham maddeleri kendi topraklarında temin edebiliyor. Binaenaleyh, onun komünistliği hudutları dahilinde kalıyör. Dünya nimetlerini milletler arasında taksim için bir davaya kalkmıyor.
İşte İktisadî vaziyet bütün çıp. laklığı ve sadeliği ile bu suretle hülâsa edilebilir. Londrada toplanma -sı akla getirilen konferans memnun tok ve zengin memleketlere dünyanın selâmeti ve huzuru namına bu sahada bir takım fedakârlık kabul ettirebilir mi ?
Eğer böyle bir fedakârlığa evvelden kendi içlerinden karar ver-miyecelderse toplanmakta pek mana olamaz kanaatindeyiz. Konferansın yaldız toplanması bile bir hayrı alâmet teşkil eder, ümit kesmiyefim.
VALCfN Etriisk Vapuru Tahkikatında Yeni Safhalar (Baj tarafı 1 inci sayfada) Vapurun şartnamelerinde tes-' ıbit edildiği üzere kazanların Fransız patentli Prııdone Copunsse sistemi olması icabetmekte idi. Bu Bistem kazanların beynelmilel bir şöhreti olduğu halde Etriiskte mütemadiyen aksaklıklar gösterdiğini nazarı itibara alan komisyon bu fabrikanın İstanbuldaki acentesine müracaat etmeğe karar vermiştir. Son yapılan tetkikler es -hasında heyetle beraber vapurda j bulunan acente mümessili Selim Etrüskteki kazanların kendi fabrikasına aid sistemden 'olmadığını ileri sürmüş ve kendisinin malûma, tı olmadığını söylemiştir. Bunun-üzerine vaziyetin bir de Fransada bulunan fabrika merkezinden sorulması lüzumlu görülmüştür.
Fransadan gelen cevaplarda bu kazanların Patentli olduğu bildi -rilmiş ve Almanların hiç bir zaman bu .şekilde bir teşebbüs yaparak bu haktan istifade etmek üzore müracaat etmedikleri anlaşılmış -tır.
Vaziyet böyle bir şekle dökül . dükten sonra Almanların bu vaziyeti izah etmeleri istenecektir. Bu yoldaki tetkiklerin kısa bir samanda anlaşılacağı ümid edilmektedir.
İkinci Müntehip SeçimiBaşladı
(Baştarafı 1 inci sayfada)
Rey sandıklarının bulunduğu mahaller Türk ve Parti bayraklar.. le süslenmiş, yerlere halılar serilmiş ve rey sandıklarının başında heyeti teftişiye âzası bulunuyordu.
Reyler atılıyor:
Sabah saat 9 dan itibaren sandıklara rey atılmasına geçilmiştir. Havanın biraz yağmurlu ve fena olmasına rağmen sandık başlarında daima kalabalık bir halk kütleri hazır bulunmuştur.
Medenî vazifesini yapmak için sandık başlarına koşan vatandaşlar evvelâ müntehibi evvel listelerinden isimlerini buluyorlar ve bilâha-ra reylerini veriyorlardı. Reylerini kullananlar arasında en çok genç kız ve kadınlara tesadüf olunuyordu.
Reylerini kullananlar:
İntihabat büyük bir neşe ve serbesti içinde yapılmaktadır. Şimdi • ye kadar reylerini kullananların nisbeti umum rey kullanacakların dörtte birini geçmiştir.
Propagandalar:
Bütün halkımızı rey atmağa da.| vet etmek üzere intihap propagandasına dün de şehrimizde ve diğeri yerlerde devam olunmuştur. Bu cümleden olmak üzere Üsküdar iskele meydanına, Kadıköy Altı yol ağzına ve^her kazanın meydanlarına kürsüler konmuş ve halk hatipleri buradan halka hitab etmişler ve reylerini kullanmalarını söylemişlerdir.
Hoparlörlü kamyon:
Ayrıca Halk Partisi dün bütün gün bir kamyonete konan radyo makinesile halka plâklarla nutuklar verilmiştir. Bu kamyonet şehrin muhtelif semtlerim dolaşmıştır.
Seçim 19 marttan evvel bitirilecektir:
Bundan başka bütün sinemala’ vasıtasile'halka reylerini kullanmak için propaganda yapılacaktır. Şehir gece bir bayram manzarası arzedi-yordu. Parti' binâları donanmış, halka seçim hakkında konferanslar verilmiştir. Seçimin 19 marttan evvel bitirileceği tahmin olunmaktadır.
Müstakil mebusluk için yeni bir müracaat:
İstanbul Belediyesine müstakil mebusluk için yeni bîr müracaat yapılmıştır. Müracaatı yapan Bay Muzaffer Gülçaydır. Muzaffer Gül. çay Darülfünun Hukuk kısmından mezundur.
Halk Ne Diyor?
Bûyilk bir neşe ve alâka İle Halk Partisine rey veren halkımızın ihtisasları
Dün intihap yerlerini gezen bir 1 muharririmiz; reylerini kullanan 'halktan bazılarile görüşmüştür.
Halkımızın hepsi; büyük bir 'neşe ve alâka ile reylerini tereddüt-'süz Halk Partisine verdiklerini soy-'lemişlerdir. Ezcümle bunlardan ba. izıları ihtisaslarını şu suretle anlatmışlardır.
Emekli yüzbaşılardan B. Avnf 'Batilık (— Ben reyimi Ctimhuriyet i Halk Partisine veriyorum. Çünkü' bu parti Türk milletinin idealinde' mevcut olan en büyük ve en ulvi gayeleri tahakkuk ettirmiştir. Mil-Ilî mücadelenin bid a yet in den beri, •milletimizin maddî ve manevî müzaheretine güvenerek yılmadan, sarsıl madan Ulu Önder Atatürkün emir Ve irşadile önüne çıkan bütün müşkülleri yenerek milletimizin muasır devlet ve millet seviyesine yüksel, meşinde yegâne âmil olmuştur.
Ebûl’ulâ Mardin (Üniversite medenî hukuk Profesörü) de şunları söyfemîştir:
(— Bütün varlığımızı o partiye medyunuz. Halk Partisi büyük idealist Atatürkün kurduğu ve millî Şef ismet İnönünün benimsediği bir partidir. Memleketin refahı saadeti için gayei hayal edindiğimiz her şeyi bu parti tahakkuk ettirmiştir.
Beşiktaşta Valide çeşmesinde Maçka uıeydauuıda 38 numarada oturan Faruk da:
Halk Partisi; Cünılıuriyeti kuran ve Türklüğü kurtaran Ebedî
Şefimizin partisidir: yatanımızın her tarafında görülen büyük refah ve kalkınmayı, huzur ve sükûnu Halk partisi temin etmiştir.
Teessüsündenberi bizi daima i-leriye götüren Halk Partisinin; yeni Millet Meclisi azalan da Millî Şefimizin emrinde elbet aynı izde yürü, yeceklerdir. İşte bu imandan dolayı büyük bir huzur ve sükûn içinde reyimi partimiz namzetlerine veriyorum. Demiştir,
Dolma bahçede Tabako tütün deposunda Bayan Neşide:
— Ben henüz 25 yaşında bir genç kızım. Eski devirleri ve zamanı görmedim’ yalnız işittim.
O vakitler kadınların ve gene kızların böyle iş yerlerinde hayat; mızı kazanmamıza değil; yalnız ba şına sokağa çıkmamıza bile müsa ade edilmezmiş!
Kadınlar, erkekler ise gülüm bir kiyafette gezerlermiş!
Biz kadınlara ve genç kızlar hürriyetimizi bahşeden Cumhuriyet hükümeti olmuştur. Nasıl ki memleketimize baştan can getirmişse...
Cümhuriyet hükümetinin tek» partisi ise Halk Partisidir. Reyimi bunun için Halk Partisine, partime, -partimize veriyorum...
Galata taksisinde şoför Mustafa;
—Biz ne gördükse Cumhuriyet1 hükümeti zamanında gördük. Bütün terakkilere ve tekmil iyi şeylere Cümhuriyet yıllarında Havuştuk.-Halk Partisi, ismi gibi hepimizin, tekmil halkımızın partisidir.
Ar karada
Ankara 15 (Telefonla) — Al-tincı Büyük Millet Meclisi; âızalan-nı intihab etmek üzere — seçim hakkına malik oLan bütün Türk vatandaşları; memleketimizin her tarafında bu salbahtan itibaren reylerini kullanmağa başlamışlardır.
Reylerin aitılması; ayın 21 inci günü tamamlanmış olacaktır. Müteakip günlerde de müntehibisani-ler, yeni mebuslarımızı intihap etmeğe başlıyacâklardır.
Parti umumî merkezine geç vakit vilâyetlerden gelen malûmata göre memleketimizin her tarafında reylerin atılması büyük bir hararet ve alâka ile başlamıştır.
Tekmil propaganda vasıtalarımız da seçim propagândasımifaya koyulmuşlardır.
İntihabın tam bir intizam dahilinde cereyan etmesi için; büyük şehirlerimizde "intihabı mebusan” teftiş heyetleri; şehirlerimizi se -çim mıntakasına ayırmışlardır.
Ankarada;
İntihaba şehrimizde de saat 9 )dan itibaren başlanılmış ve reylerin atılması saat 17 ye kadar devam ı eylemiştir.
Bugün (dün) ; Anafartalar ve !Doğan»bey mahallelerinde oturap Ikadın ve erkek bütün vatandaşlar 'reylerini kullanmışlardır.
Diğer semtlerde de, yarın rey-j 'ler atılacaktır.
Halkevi üyeleri; halkın toplp •bulunduğu yerlere ezcümle kahve-» ilere; dün de gidip intihab propa-, gandası yapmrşlar ve parti pren--sibleri etrafında konferanslar vermişlerdir.
Urfada
Urfa 25 (Hususî)— Memleketimizin'her tarafında olduğu gibi vilâ; yetimizin merkez ve kazalarında da bıebus seçimi işleri büyük bir sükûn ve intizam içinde cereyan et. mektedir.
Bugün (dün) de, müntehibi ganilerin seçilmesine geçilmiştir.
Bu münasebetle, sabahtan şehrimizin her tarafında muzikalar, davullar halkı siyasî haklarını kullanmağa davet ediyordu.
Rey sandıkları hususî merasimle yerlerine konuldu. Binlerce halk büyük biı- intizam içinde reylerim Parti namzetlerine vermeğe başladılar.
Aziz halkımız; başında Millî Şefi bulunan büyük partisine bu suretle de derin bağlılığını ve sevgilerini göstermekte ve bayram günlerinden birini daha yaşamaktadır.
Naci
M. Köseivanof Gazetemize Mühim Beyanatta Bulundu (B aç tarafı 1 nci sayfada)
Tren istasyonda 20 dakika tevakkuf etmiş, bu müddet zarfında Ekse-1 âna Köse îvanof perona inerek kendisini karşılıyanlarla görüşmüş, 'bu arada polis müfrezesini do teftiş etmiştir.
Ekselâns Köse îvanof’a Türk topraklarına ayak basışı anında ihtisaslarını sordum.
Bana şu beyanatta bulundu:
"— Komşu ve dost Türk top -raklarına girerken Türk devlet a-damlarile iki memleket için hayırlı konuşmalarda bulunacağımdan dolayı çok memnunum. Bilhassa Türkiye Reisicümhuru Ekselâns İsmet tnönünü ziyaret ve kendisine Türk milletinin refah ve muvaffakiyeti için Bulgar miletinin halisane temennilerini bizzat takdim etmek fırsatını bulacağımdan dolayı çok bahtiyarım.,,
Misafir Başvekil Bulgar Matbuat müdürü Sarafimof, Utro gazetesi başmuharriri Tanef, Mir gazetesi yazı işleri müdürü Bırzizof, Dnes gazetesi yazı işleri müdürü Protiç, Bulgar Matbuat müdürlüğünden Moris Dlmitrofla iki foto muhabiri refakat etmektedir,
Mir gazetesi sahibi Bırzizof Bulgar gazetecileri namına ihtisaı 1 arını şöyle hülâsa etmiştir:
“— Sofyadan itibaren Tür! hududuna kadar her istasyonda bı zi büyük bir halk'kütlesi karşıladı. Her istasyonda yağmura, kara ve şiddetli soğuğa rağmen Başvekile hararetle uğurlu yolculuklar temenni eden halk: “TÜRKİYE İLE DOSTLUK İSTERİZ...,, diye bağırmışlardır. n
Ekselâns Köse tvanof, Ibu seyahatinde kendisine refakat eden Türkiye elçisi Şevki Berker’l halka tanıtmış ve halk, her istasyonda sefirimizi hararetle alkışlamıştır.
Ekselâns Başvekil Köse îva-nof’u hamil bulunan hususî tren, yann sabah (bu sabah) saat 10 da Sirkeciye muvasalat edecektir.
MURAD SERTOĞLU
Dost ve Kardeş Iranın Bayramı (Baş tarafı 1 inci sayfada) pılmıştır.
.Şehinşah Rıza Pehlevinin kudretli idaresi altında metin adımlarla medeniyet ve refaha doğru iler-liyeıı bütün îranlılar bu mesut günü candan tezahüratla kutlulamış-Iardır. Şehrimizde bulunan İran kolonisi ile ecnebî konsoloslar da înan konsoloshanesine gelerek tebriklerde bulunmuşlardır. Ayrıca akşam saat 17 de de sefarethane de bir resmi kabul yapılmıştır. Ankaradaki Iran sefarethanesinde dünkü merasim
Ankara 15 (Telefonla) — Dost ve kardeş tranm büyük bayramı 'münasebetiyle bugün şehrimizdeki tran sefarethanesinde merasim yapılmış ve akaşam da bir resmi ka-Ibul tertip olunmuştur.
Yeni Rumen Elçisi
Dün ilim tnamesiri Cûmhurre-isimize di
Ankara 15: (Telefonla)— Ro-manyanm yeni bü’yük elçisi; bugüa itimatnamesini Reisicumhurumuza takdim etmiştir.
Ressam Ali Cemallh sergisi
Ankara: ({Telefonla)— Matbuatımızın emekdar ressamı B. Ali Cemal senelerdenberi çalışmakta ol. duğu Mersin Halkevinde yetiştirdiği talebelerin eserlerini, burada (Halkevi) mizde bir sergi halinde teşhir etmeğe başlamıştır.
Bugün merasimle açılan ve içinde 80 tablo bulunan bu güzel sergide Ressam Ali Cemalin; Atatürkü-müziin askerî üniforma ile yaptığı çok muvaffak yağlı boya bir resmi bilhassa nazarı dikkati oelbetmek. tedlr.
Ye n f» a ■ a if
16 MART
r ' A
Yurddaşları Seçime Davet
Yurdd&şj
15 Mart çarşamba günfl mebus seçimine başlanıyor. Evvelâ mün-tehibisaniler seçilecek ve bu seçim 20 mart pazartesi günü akşamı bitmiş olacaktır.
Yurddaş;
ATATÜRK’tin bayramı altında^ toplanan Türk milletinin istiklâl ve taâli uğrundaki azminin timsali o-' lan Büyük Millet Meclisi Türkiye Cumhuriyetinin en yüksek eseridir. Türk milletinin yüreğinden doğ -muş öz eseridir.
; Her Türkün mebus seçimiyle a-lâkadar olması Millî Şef İNÖNÜ’-nün yüksek işaretleri iktizasındandır.
Y,urddaş;
ATATÜRK’ün eserinin meydana çıkması, Cümhuriyet rejiminin kökleşmesi, Türkiyenin yükselmesi uğrunda gece gündüz çalışan Cümhuriyet Halk Partisi memleketin en güzide ve muktedir evlâtları-1 rından-mürekkep olmak üzere bir namzet listesi hazırlamış, sayın halkımıza takdim edecektir. Bu listede adları görülecek olan muhterem zevat Partiye, rejime bağlılıkları ile, memlekete hizmetleriyle, irfan ve karakterleri ile temayüz etmiş yurddaşlardır. Bu yurddaşların halkımızın da arzusuna uygun olduğundan eminiz.
Yurddaşlar; .
Çarşamba günü başlıyacak o-lan seçime iştirak et. Bu seçim devresinin millî bayramlardan olduğunu hatırla ve vatana karşı büyük hizmet ifa edeceğine kani olarak reyini mıntıkandaki sandığa atmağı unutma. ;
Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Merkezi
Eczahaneler
Bu Pazar gUnünden İtibaren tatil yapacaklar, yalnız nöbetçiler açık kalacak
İstanbul Eczacıları pazar tatili yapmak için bir proje ve bir liste hazırlıyarak vekâlete müracaat etmişlerdi. Vekâlet eczacıların pazar tatili talebini kabul etmiş ve hazırlanan listeyi tasdik etmiştir. Bu pazar gününden itibaren mevkii tatbike konacak listeye nazaran cumartesi geceleri mıntakasında nöbetçi olan eczahane pazar günü de nöbetçi olacaktır.
Maslak Faciası
Meslekdaşımız Tabirin ÖlUmlIe neticelenen kazadan mesul görülen şoför Kemal z sene hapis yatacak
Geçen sene Maslakta vukua gelen ve meslektaşımız Tahirin izti-raplı ölümiyle neticelenen feci otomobil kazasının muhakemsi dün bitmiştir.
Ağıre-za mahkemesi heyeti; dün akşam saat 18 de yapılan son celsede; kazanın mesulü addolu -nan şoför Kemalin vicahında şu karan tebliğ etmiştir:
—** Ceza kanununun 455 inci maddesinin ikinci fıkrasına tevfikan suçlu Kemaln 2 senehapsine ve 200 lira ağır para cezasına ayrıca hâdise esnasında Osman Kemalin arabasını zedelediğinden liri i-çin yapılan masrafın kendine itası,,.
Kabakulak
Istanbuldakl Bazı mekteplerde ; bu hastalık görUldü
Mekteplerde kaba kulak hastalığı olduğu yapılan tetkikler neticesinde anlaşılmıştır. Sıhhiye müdürlüğü mekteplerde ve Maarif müdürlüğüne tebliğat yapılarak hastalıktan muztarip olan çocukların mekteplere alınmamasını istemiştir. Hastalığın sirayetine mani olmak için ır.üteaddlt tedbirler alınacaktır.
Cenubun incisi: Urfa
Ümran Yolunda Büyük Bir Hızla îlerliyen Urfada İktisat, Kültür, Belediye Bayındırlık Faaliyeti
Güney Anadolunun En Güzel Ve mamur şehirlerinden biri haline geldi
Urfa (Hususî) — Urfa toprak- , lan her çeşit mahsulün yetişmesine müsait gayet münbit ve mahsûl, dardır. Bölgede her yıl vasatî 400 bin hektar arazi işlenmekte ve ekin işlerinde kırk bin sapan, bin pulluk kullanılmaktadır. Doğu Anadolu, nun zahire ambarı namiyle anılan Harran ovası normal senelerde bi-re altmış mahsul verir. 1936 istatis- g tiklerine göre; 98.446 hektar arazi- | ye buğday, 58.162 hektara arpa, 13.087 hektar araziye de pirinç; nohut, mercimek, kenevir ve susanı ' ekilmiş ve 88.421 ton buğday, 60.327 ton arpa, 671 ton pirinç ve oniki bin ton muhtelif toprak mahsulatı elde ' edilmişitir. Bölğede 6.200 adet arı kovanı, 164.640 baş tavuk ve 14.920 baş hindi bulunmakta ve senede 620 ton bal, yedi milyona yakın yumurta istihsal olunmaktadır. Meyve sebzecilik inkişaftadır. Vilâyet topraklarının on bin hektarını bağlar teşkil etmekte ve yılda kırk milyon kilo üzüm alınmakta ve alt. mış bin aşılı fıstık ağacı bulunmaktadır. Üç ziraat fidanlığında 170.000 kavak ve meyve fidaniyle akasya yetiştirilmektedir. Urfa Vilâyeti, malik olduğu geniş mer’alar sayesinde mühim miktarda çeşitli hayvan beslemektedir. Son sayımlara göre - ki bu rakkamlara küçük yaş. takiler dahil değildir - Bölğede 550.000 koyun, 330.000 keçi, 84.000 sığır, 10.000 deve, 28.000 merkep, 144 katır, 5.978 at 90 manda mevcuttur. Hayvancılık ve hayvan sanayiinin inkişaf ve İslahı için çalı, şılmakta. sergiler açılmakta ve yarışlar tertip olunmaktadır.
Urfanın hayvan, hayvan mahsulâtı ve hububat ihracatı her sene mühim bir yekûn arzeder. Bir yılda vasatî olarak 22.000 deri, 40.000 koyun, 9.000 kuzu, 4.0000 keçi beş-yüz sığır, 220 tay, 130 at ve kısrak, bağırsak,50.000 kilo yün, 500.000 kilo yağ, 30.000 kilo kıl, 75.000 baş 219 merkep ihraç olunmakta ve bu ihracat vilâyete büyük mikyasta para getirmektedir. San'at şubelerinin terakkisi yolunda lüzumlu tet-birler alınmış ve faydaları kaydedilmiştir.
Kültür hareketleri
Urfa halkevi, kurulduğu gün. denberı ülküsü yolun da durmadan ilerlemekte ve memleketimizin ileri bir kültür müessesi haline gelmek istidadını göstermektedir. Eski eserler toplamış, Urfa tarihinin hazırlıkları ilerlemiş, müteaddit ve muhtelif musiki, lisan, san’at ve meslek kursları a;ilmiş, müze ve sergiler kurulmuş, devrimsel piyesler oynanmış, her türlü spor oyunlarına yer verilmiş, kitapsaraym mevcudu artmış, okuma odası mü-tezayit bir rağbete mazhar olmuş, köycülük komitesi ve siyasal yardımcılar takdire şayan mesailerine devam eylemekte bulunmuşlardır.
Maarif hareketleri bütün bölgede hakiki bir canlılık arzetmekte-dir. tik tahsil müesseselerinde her yıl artan talebe miktarı yüzde 80 zu bulmakta, orta okul kadrosu muntazaman tkuayüt eylemekte, ulus okullarıma karşı gösterilen alâka her her türlü tahminlerin fevkine çıkmaktadır. Bölgede mevcut 31 okulda 8ft0 si kız olmak üzre dört bin talebe mevcuttur. Ulus okullarının sayısı her yıl artmakta ve bu
suretle okuyup yazma bilmiyenler yıldan yıla azalmaktadır.
Belediye
Cumhuriyetten evvel basit ve iptidaî bir şark kasabası olmaktan, kurtulmıyan Urfa şehri 934 yılma kadar da mühim sayılacak bir faaliyet gösterememişken bu tarihte iş başına getirilen ve anadan doğma belediyeci vasıflarına malik, genç, enerjik, hayatta maksatlı ve iddialı kimselerden terekküp eyli-yen yeni Şehir meclisi birçok maddî imkânsızlıkları yenmek suretile u. mumî hizmetlerden bir çoğunu gidermiştir.
Bu meyanda; senede yirmi bin lira varidat temin eden fennî bir mezbaha, 58 dükkânı havi sıhhî bir kasap çarşısı, birçok garp vilâyetlerimizde de eşine rastlanmaz mükemmeliyette, her türlü konforü haiz bir otel, beş yüz kişi istiap eder bir salon ve zengin dekorda bir sahneye malik asrî bir sinema, ağaçlan demir muhafazalar içerisine alınan modern aile parkı, güzel bir bulu, var, yeni mezarlık ve şehitler abidesi tesis edilmiş, ayar saati dikü-miş, birçok tabiat güzelliklerini ü-zerinde toplıyan Aynızeliha mesiresi asrî bir bahçe haline sokulmuş, gölcüklerden çıkıp şehrin 34 muhte. lif yerinde açıktan akan pis su mec-ralan kapatılmış, camilerde şadırvanlar inşa olunmuş, gençliğin umumî kadınlar elinde zehirlenmesine mani olmak için inşa ettirilen kırk odalı geneleve on yataklı bir dispanser ilâve olunmuş, bütün yol ve çarşılar yeni baştan İslah, tadil ve tanzim olunmuş, şehir haritası ve imar plânı yaptırılmış, kurulan e-lektrik fabrikasiyle şehir baştan başa tenvir edilmiş, fennî su tesisatı hitama ermek üzere bulunmuş, altı dükkânı ve dört odayı muhtevi asrî bir gazino açılmış, yüz bin fidanı muhtevi bir fidanlık tesis edil, miş, şehir bandosu kurulmuş, itfaiye kadrosu mütekâmil bir hale sokulmuş ve belediye bütçesi 80 bin lira fazlasiyle 130 bin liraya çıkarıl • mıştır.
Bayındırlık hareketleri:
Vilâyet bölgesinde hususî ve u. mumî müvazenelerden aynlan paralarla görülen işler kayda bilhassa şayandır. İdare cihazımızın cidden en kıymetli erkânından birisi olan sayın Urfa valisi Bay Kâzım Demi-rer; asırlarca harap kalmış olan Urfa/' her sahada terakki ve inkişafa kavuşturmak için tebrik ve takdirin fevkinde bir gayretle çalışmakta ve bu çalışmalardan bek. lenen güzel ve faydalı neticeler çok-
SÜMER TAKSİM Sinemalarında YAŞASIN AŞK Gö ’nemiş Bir MUVAFFAKİYETLE BAŞLADI
Bu filmin bir kopyası büyük fedakârlıklarla İZMİRde TAYYARE sinemasında ayni zamanda gösteriliyor.
Urfada belediye inşaatından asri gazino
lukla alınmaktadır. Bütün Urfa muhitinin içten saygı ve sevgilerini kazanan sayın İlbay, şehir meclisine vaki isabetli direktifleri ve bu direktiflerin tatbiki yolunda dikkatli nezaretlerde nasıl şehri birçok modern ve medenî tesisata kavuşturmuşsa kaza ve nahiye merkezlerini, hattâ köyleri ayni ehemmiyetle ele alarak buralarda da umumî ihtiyaçları gideren birçok yeni ve güzel eserler meydana getirmiştir.
Güzide idarecimiz Bay Kâzım De-mirer’in bütün vilâyet bölgesinde i-mar iktisat, sıhhat ve kültür bakımın dan vücude getirdikleri asar ve hareketleri burada tespite maalesef sütunlarımız müsait değildir. Mümtaz ve muvaffak vali; yol, köprü, menfez, mektep, hükümet konakları, idare âmirlerine mahsus evler, su yolları, sağlık yurtları inşasında yüksek muvaffakiyetini göstermiş ve hususî idare bütçesini (924 de 18 bin liradan ibaretti) 340 bin liraya iblâğ eylemiştir.
Sıhhî durum:
Cumhuriyetten evvel hastalığı en çok bir vilâyet olarak tanılan Urfa, şimdi bu vadide birçok mües-seselere maliktir. Elli yataklı memleket hastanesi, belediyeye ait yataklı ve yataksız dispanserler, hükümet doktorluğu muayene evi, on beş yataklıtrahom hastanesi ve dispanseri merkezde faaliyete geç. miş, kazalarda dispanserler, köylerde tedavi evleri açılmış, umumî sıh hatı vikaye edici bilcümle tedbirler alınmıştır.
Köycülük hareketleri:
Vilâyet dahilinde 1619 köy mevcut buralarda yaşıyanlarm sayısı 157,395 dir. Köy işlerinde büyük bir ehemmiyet veren vilâyet, köylerin sağlık, bayındırlık ve kültürel saha larda inkişafı için her çareye başvurmakta ve bu mesai birçok güzel neticeler doğurmaktadır.
Toksoy
Miidanya-lstanbııl Arasında Bahar Seferleri
Yeni ve geniş bir vapur tarifesi hazırlanıyor
Mudanya (Hususî)— Mudanya İstanbul arasındaki deniz seferleri için yeni bir bahar tarifesi yapılacaktır. İstanbul limanile Mudanya hattının bahar tarifesi kış tarifesinden çok farklı olmıyacak fakat yaz tarifelerini genişletecektir.
Bahar tarifesi nisanda, yaz tari-
Milli Küme, “B. T. U. Müdürlüğü Kupa,, Maçları pazara Başlıyor
Ayrıca Ankarada Türkiye Kır koşusu Birinciliği Istanbulda Atlı Mani Müsabakaları Y apılacak
Dün yapılan toplantıda ikinci küme klüpleri arasında da müsabakalar tertibine karar verildi
Bu hafta Istanbulda Ankara ve îzmirde senenin en canlı ve neticeleri bütün yurdda büyük merakla beklenen spor hareketleri yapıla -çaktır.
Esaslı tahlili gelecek yazılar miza bınakarak bugün yapılacak müsabakaları kısaca sütunlarımıza geçiriyoruz.
Türkiye kır koşusu birinciliği
Yapılacak müsabakaların birincisi Türkyie kır koşusu şampiyonasıdır. Geçen senedenberi yapılmasına başlanan bu şampiyonaya kış koşularını tamamlamış mıntaka atletleri iştirak edecektir. Mesafesi 6000 metredir.
Geçen sene yapılan koşuya 46 atlet iştirak etmiş Kocaelinden Galip Ibirinci, Eskişehirden Behzad ikinci olmuştu. Takım itibariyle 14 puvanla İstanbul birinci, 27 pu-vanlâ Eskişehir ikinci olmuştu.
İstanbul takımı bugün hareket ediyor.
Türkiye kır koşusu birinciliğinde îstanbulu temsil edecek olan Rıza Maksud Artan, İbrahim ve Hüseyinden müteşekkil İstanbul takımı Naili Moran idaresinde bugün Ankaraya hareket edecektir.
Kafile reisi ne diyor
Dün akşam kendisiyle konuş -tuğumuz kafile reisi Naili Moran; müsabaka hakkında: “gençlerimizin morali sağlamdır. Büyük ümidlerle gidiyoruz.. İstanbul un şerefini kıskançlıkla muhafaza edeceğiz, demiştir. İstanbul takımına muvaf -fakıyetler temenni ederiz.
Millî küme maçları
Bu hafta Ankara - İstanbul -ve Îzmirde hep birden millî küme maçlarına başlanıyor. Istanbulda Galatasaray - Beşiktaş Şeref sahasında. Fenerbahçe ile Vefa Ka -dıköy sahasında karşılaşacaktır.
Beden terbiyesi kupası maçları
Millî küme maçlarından hariç kalan kulüpler arasında tertip edilen beden terbiyesi kupası maçlarına da bu hafta başlanacaktır, i Şişli Süleymaniye muhteliti ile
gg gg şg
Almanya ve Amerikada Atletizm Müsabakaları
Zenci koşucu Bankan 1000 yardada yeni bir Amerika rekoru yaparak meşhur Kuningham’ı mağlûp etti
önümüzdeki ay başlıyacak o-lan atletizm mevsimine dünyada atletizm sahasında ileride milletler durmadan hazırlanmakta yaz, kış demeden kapalı, açık sahalarda müsabakalar tertibile müsabaka kabiliyetlerini ve derecelerini yükseltmeğe çalışıyor.
Bu hafta Almanya’da Doycland' halde 5000 seyirci önünde Alman, | Estonyalı.Leh , isveçli, Amerikada Nadison Squar garden’de tanınmış yüksek dereceli atletler arasında yapılan müsabakalarda aşağıdaki şayanı dikkat dereceler elde edilmiştir :
Almanyada:
GÜLLE: Birinci 16.05 metre ile Alman Tripp,
İkinci Estonyalı Kreek, üçüncü Alman Ştok.
3000 metre- f.31 dakikada Alman Siring birinci, Lehli Kuzocıns-ki ikinci olmuştur.
1000 metrede: 2.32.2 dakikada Alman Besaker birinci, Sundrer 1-kinci olmuştur.
Sırıkla yüksek atlama: Vavns-vekel 3,90 ile birinci, Müller ikinci olmuştur.
75 metre mahialı koşuyu 8.4 saniye ile Berşmayer kazanmıştır.
Yüksek atlamada: Longhaf ve Lundkverst 1,95 metre atlıyarak birinci ve ikinci olmuşlardır.
Amerikada:
KUNİNKHAM YENİLDİ.
Tertib edilen spor bayramında zenci Barikan ile Kunlngham arasında yapılan 1000 yardalık koşuyu 2.8 dakikada yeni bir Amerika rekoru yaparak zenci Barikan kazanmıştır.
Topkapı Arnavutköy muhteliti Şeref sahasında.
İstanbulspor - Pera muhteliti ile Kasımpaşa - Galataspor muhteliti ile Kadıköy sahasında karşılaşa -caklardır.
Bisiklet müsabakaları
Bisiklet seri müsabakalarının yapılmakta olduğu bütün şehirlerde 60 kilometre üzerinde koşular yapılacaktır. Istanbulda yapıla -cak koşuya pazar günü Mecidiye köyünde Likör fabrikası önünden başlanacak ayrıca ikinci sınıf bisikletçiler arasında geçen hafta hava bozukluğundan tehir edilen müsa -baka yapılacaktır.
Atli mani müsabakaları
24 martta beynelmilel müsabakalara iştirak etmek üzere Avru-paya hareket edecek binicilerimi -zinde iştirak edecekleri atlı mani müsabakaları da önümüzdeki hafta yapılacaktır. Adedi 5 olan bu müsabakalarda sivil binicilik okulunda staj gören Topçu ve Süvari subayları da yarışacak birinciden üçüncüye kadar mükfat verilecektir.
Dünkü toplantılar
İkinci küme takımları sarasında müsabakalar tertibine karar verildi:
Dün akşam Beden terbiyesi U-mum Müdürlüğü İstanbul bölgesi davetile Anadolu hisarı, Beylerbeyi Galata gençler, Demirspor, Kadı-köyspor, Bozkurt kulüpleri toplanarak millî küme, (beden terbiyesi umum müdürlüğü kupa) sı maçları haricinde olmak üzere aralarında maçlar tertibine karar vermişlerdir.
İkinci küme maçlan da millî küme maçlariyle birlikte pazara başlıyacaktır.
Hakemlerin toplantısı:
İstanbul bölgesinde bulunan tekmil lisansye futbol hakemleri dün bölge başkanlığı daveti üzerine toplanarak yapılacak maçların idaresi hakkında kendilerini alâkadar eder görüşmelerde bulunmuşlar ve karar lar almışlardır.
İKTİBAS VE TERCÜME HAKKI MAHFUZDUR — 11 —
FIRAT KIYISINDA VE ARAPGİRDE
İrmağı Geçtikten Sonra Sırtlara Çıkınca; Kar Başladı Ve Devam Etti
Arapgire Vardığımızda Gece ilerlemişti.. Hiç bir Evde Işık ve Ses Yoktu. Zaten Evlerde Kadmlarıa ihtiyarlar ve Çocuklardan Başka Kim Kalmıştı ?..
Kahıamaı askerlerimiz^ "rüyüş halinde
Madenlerde faaliyet yok. Buradaki rumlar eski maden amelesi imiş. Maden camii kubbeli ve zarif )bir tipte: 1210 da Kör Yusuf Ziya Paşa yaptırmış. Bu zat sonra sadnâzam da olmuş. Camiin bir de kütüphanesi ve yüzden fazla cild kitabı da var.
Buradaki, maden gümüş ve kurşun imiş. Yusuf Ziya Paşa zamanında pek zengin imiş. Madenin keşif tarihi: 1170 (hiçrî) imiş. Buna tarih olarak "Padişah madende buldu mührüne lâyık güher” mısraı söylenmiş. Fakat 1290 da masrafı çok oluyor diye tatil olunmuş. Madenin garib bir surette meydana çıktığı rivayet olunuyor: Gûya bir Arab-kirli hayvaniyle geçerken, hayvanı sırt üstü yatıp kaşınmış, semerin kaşına bir parça girmiş. Arab-kirli Harputa gittiği vakit bu parçayı kuyumculara göstermiş: Gümüş demişler. Bu suretle maden meydana çıkmış!
Yolların ayrıldığı yere darağacı adı verilmiş: Vaktiyle burada Kabakçı Mustafa Paşa adında biri de valilik yapmış. Bir gün hayvanın çıngırağı rahatsız etti diye sahibi olan kiracıyı buraca çardağa gerdirmiş! Bu paşanın mezarı da Kalfan6 karşısında. Eskiden padişahlar nasıl vezirle-•rinin boyndnu urdurursa paşalar da kendilerini rahatsız edenlerinkini uçururlarmış! Gerçi burada çıngırağı hayvan çalmış, fakat parsayı bile [her zaamn çalan toplar mı ya? Ceza da böyle ça-flâna verilmemiş!

Sabahleyin hareketten önce manzarası pek 'hoş olan camii ziyaret ettim. Kapısı üstünde şöy-bir yazı var: (Maşallah, Amlehu Tosyalı kurşuncu Molla Ahmed 1211) Cami bir yıl daha evvel yapıldığına göre kurşunları döşeyen bu usta kendi işinin tarihini yazmış. Cami mükemmel bir eser. Fakat kütüphanesi bakımsız bir halde.
Hatıra olarak buradan birkaç maden parçası aldım. Burası hakkında bilenlerle biraz daha görüştüm.
İlk zamanlarda gümüşün dirhemi (44) paraya kadar mal olurken 1293 Rus harbi sıralarında (4) kuruşa kadar fırlayınca masrafı korumamış yüz-üstü kalmış.
Kasabanın mektdbi, çarşısı orta halli. Havası ağır. Yazın pek sıtmalı imiş. Ahalinin dalakları bundan dolayı büyükmüş. Suyu kuyulardan içiyorlar, kir li ve lezzeti fena Fırat ırmağı yakın, suyu da tat .; fakat filtresiz olduğundan temiz değil. Pekâz Kimseler de suyu buradan getirtirlermiş. Fırat nehrine yarım şaatta gidilip geliniyormuş: Yol, bir yokuştan inip çıkmaktan ibaretmiş.
Kasabayı dolaştım. Sokakları paçavra, kemik vesaire ile kirlenmiş, berbat bir halde! Büyük camiden başka tahta minareli bir cami daha var. şerefesi harap. Eski, asırlar görmüş kabirler yıkılmış, kemikler meydana çıkmış. Az himmetle kabristanın etrafına bir duvar çekilip kabirlerin üzerine de Ibiraz toprak atılırsa hem ölülere karşı
mecbur olduğumuz hürmet vazifesi yapılmış, hem de havadaki vahametin sebeplerinden biri ortadan kaldırılmış olurdu. Ortalıktaki paçavraların yakılması, kemiklerin de gömülmesi suretile kasabanın havasının yarı yarıya iyileşeceğini halka, memurlara anlattım ve kaymakam beye de bu işe hemen himmet etmesini söyledim.
Camiin ve kendimizin yol kıyafetiyle fotoğraflarımızı çektirdikten sonra vedâ ederek atlara bindik. Refakatimdeki zabitler pek üşüyor ve üstüste iki kaput giyiyorlardı. Hava gittikçe sertleşiyordu.
Saat 9 da büyük bir kayıkla Fırat ırmağını geçtik. Bu esnada Fırat boyunca üç yıl önce Halep’ten Bağdad’a gidip geldiğimi ve Dicle boyundaki Irak muharebelerini hatırladım.
Geçidden sonra şose yokuşa tırmanıyor. Fakat bu da başkaları gibi yapıldıktan sonra tamir görmemiş, Denizli adında şirin bir köyün içinden geçtik. Sağımızda açıkta kalan Seracık da hoş bir köy.
Seracı'k hizasına kadar Fırat vadisinde kar yoktu. Sırtlara çıkınca başladı ve hemen 40 santimetre kalınlığında idi. Az sonra bir metreyi buldu. Haraç karakolunda öğle yemeğini yedik. Buradan sonraki Dişdirik düzlüğü dehşetli kar içinde. Bereket versin ki hava sakin ve güneşli. Fırtınalı bir havada berbat bir yer olacağı belli. Yük hayvanları karı bir karış kadar çökerterek bir iz açmış, fakat çök yeri meıdivenleşmiş ve buz halinde. Yaya yürümeğe mecbur kaldık ve çok zorluk çektik. Üstelik güneş de battı ve ortalık karardı. Hele np ise biraz ay ışığı var.
ARABKİR SOKAKLARINDA TADSIZ BİR DOLAŞMA
Kasabaya vardığımız zaman yatsı vakti hayli geçmişti. Burada menzilin konağı vardı. Ne nokta kumandanlığından ne de jandarmadan kimse görünmedi. Gerçi bu ayın ilk günü Armadin’e girerken olduğu gibi yağmur yoktu ; fakat soğuk pek çoktu. Sonra orası nihayet bir köydü. Burası ise dağınık ve Ibüyük bir kasaba idi. Hükümeti veya noktayı nerede bulacaktık. Hiç bir evde ışık da yoktu. Bir taraftan bir sea duyulmıyordu. Burada da bağırdık, çağırdıkl Ne gezer? Herkes uykuda. Zaten evlerde kadınlarla çocuk ve ihtiyarlardan başka kim kalmıştı ki. Arkadaşlara şöyle dedim.:
— Artık caddeyi tutar gideriz. Elbette hükümet konağı veya nokta cadde üzerindedir. Beyhude yere evlerin kapılarını çalıp halkı rahatsız etmiyelim!
Kasabaya Ulupınar kısmından girdik. Bir sa-attan fazla yol aldık. Hem de yollara yarım metre kadar kar yığılmış ve her taraf tazyikle buz tutmuş olduğundan elde baston, yaya yürüdük. Bir aralık düştüm, batsonum da kırıldı. Artık kırılmaz mı? Az sonra kışla yanından çarşı tarafında, Ber-neke mahallesinde noktayı bulduk. Saata baktım: Tam 9,
(Devamı var)
SERBEST FİKİRLER
insan Kıymeti!
Her devletin vatan toprağı bir kül halinde olmakla beraber idare
ve emniyet bakımlarından taksi -matı mtlLkiye denilen vilâyetlere (Departements) 1ere ayrılmıştır.
Ve devlet makinesi birinci sü-varile diğer kaptanların idarelerinde işlemektedir.
Bu muazzam makinenin de bir çok teferruatı ve mülhakatı vardır. Lâkin kumanda birdir. Verilen bir emri ve işaretle çarhlar muntazam dönmeğe; gemi harekete ve her türlü manevralarını tamam ifaya ve arızasız seyrine başlar. Lâkin bu büyük makanizmad®! kü -çük bir vidanın, somunun; Ibir yay veya bir süpâpın noksanı da bütün dehşet ve azametiyle dönen makineye bir aksaklık vermeğ sebep olur. Çünkü o vida, civata ve yay makinenin -ayrılmaz akşamından ve azasındandır. Vatan toprağındaki yurd teşkilâtı da bunun tıp-1 kışıdır.
Her ferdin ayrı ayrı hizmeti, mükellefiyeti ve kıymeti vardır. I
Bir ordunun başkumandanı da lâzımdır, fedakâr Mehmedciği de..
Bu iki kıymet yekdiğerinin lâzım gayri müfarikidir. Nitekim başsız kalan bir ordunun maneviyatı kırılarak hezimete uğradığı vaklaarını askerî tarihimi zkaydet-mekte olduğu gibi kahraman Meh-medcikleri olmıyan bir kumanda heyeti de neye yarar !
Yine bu muazzam makine; muntazam bakıma ve titiz temizliğe muhtaçtır. Onun binbir çeşit parçalarını ancak bilgili eller, şaşmaz gözler ve sağlam kafalar takabilirler. Bu sebepten her vatandaşın kabiliyetinden istifade etmek yolları bilinmelidir.
Aşçıya marangozluk ve ayrancıya şarapçılık teklif olunmıyaca-ğından her insanın tahsiline ve kıymetine göre vazife alması lâ-zımgelmektedir. İltizam ve intisap defnedilmelidir. Kadirşinaslık hissiyle harekete kimse bir şey diyemez.
Bir gemide birinci süvari; makine yağcılığını yapmasını da pekâlâ bildiği halde onun vazifesinin ağırlığını ve ehemmiyetini yalnız bir derece madunu ikinci süvari takdir eder ve yapabilir. O hiç bir zaman makinenin yağıle ve dümen zencirinin baklalariyle meşgul olmaz..
Demek oluyor ki yurdun her kısım ve şubesi de ehil ve mütehassis insanlara muhtaçtır. Böyle teşkilâtta herkes vazifesini bilir ve çerçevesinden taşmaz ve her şeyde tamam âhenkle ve şikâyetsiz yolıinda gider.
Bu teşrihi en evvel koyan; insanlarına ve tabaasına en fazla e-hemmiyet ve kıymet veren milletlerden Harbi Umumîden evvel müstemlekelerinde uzun müddet seyahat ettiğim İngilizlerdir. Ve bu nazariyelerinden katiyen ayrılmamışlardır.
En aşağı sınıf ve seviyedeki insanlara dahi bir kıymet vererek â-ciz; kifayetsiz ve vahşi zannedilen renkli unsurlardan 'büyük istifadeler etmişler ve onlara da yaşamak lezzetini telkin ve ailelerini terfih eylemişlerdir. Terakki ve medeniyet yoluna sokmuşlar; rahat ve hu zuru en vahşi ve iptidaî kabilelerde bile temine muvaffak olmuşlardır.
Bu muvaffakiyetler; hep insan kıymetine atfedilen ehemmiyetten doğmaktadır.
Karada yola çıkan süvaride hayvanının nalının ekBİk bulunan bir çivisine ehemmiyet vermezse
yarı yolda kalacağı ve atını da topal edeceği muhakkaktır. Zira ihmal; daima nedameti mucibdir.
İnsana ve işe kıymet ve ehemmiyet vermek her ne teşebbüs olursa olsun başlamadan yan muvaffakiyeti kazanmak demektir. O halde hayatta (Kıymet ve ehemmiyet) kelimeleri birer düstur ve rehber olarak telâkki edilmelidir.
Bir köylü ile bir şehirli asker ocağında yahut büyük şehirlerdeki irfan çatıları altında buluştukları vakit yekdiğerinden farksız tah-
ASKER KÖŞeTÎ
Pasifikte Bir
Harp Olacak mı?
Bugün Pasifikte Hüküm Süren Gergin vaziyet; pek ümit verici değildir
Pasefikte bir harb vukua gelecek midir? 1984 te, bazı Japon mağaza vitrinlerinde (1936 da Birleşik Amerika ile vukua gelecek bir deniz harbına) ait resimler konmuştu.
1936 senesi geçeli üç sene ka. dar oluyor ve harp patlamadı. Fakat, Pasefikte bugün hüküm süreu gerginlik pek itminan verici değil, dir.
1937 Temmuzundanberi Japon, ya Şimal Çinde hatırı sayılır dere, cede ilerlemiştir. Hankev, Kantonda ki son muvaffakiyetleri muhasematı nihayetlendirmemiş ise de, Japon mevzilerinin Çindeki mevkilerini çok kuvvetli bir şekilde tahkim etmiştir. Çin mukavemeti daha uzun sürebilir ve hattâ şimdiki vaziyetin revşini değiştirebilir. Fakat Japon lar, Çin harbinin 937 temmuzundan 1938 martına kadar 20 milyardan fazla masrafı mucip olmasına rağmen, mücadeleye daha uzun müddet devam edecek menabia maliktirler. Bu vaziyet -şüphesizdir ki, Çinin mukadderatile yakından veya uzaktan alâkadar devletler arasına bü« yük endişeler tevlit etmektedir. Ja. ponynnın göz dikdiği münbit ve zen-ğm Mongolistannın eşiğinde bulunan Sovyet Rusya ehemmiyetli kuvvetler temerküz etmiştir. Fakat beyaz ırka mensup devletler tarafından ya. pılan en büyük müdafaa faaliyeti İngiliz ve Amerikalılar tarafından yapılmıştır.
İnğilizler Hongkong ve Sengapur da dünyanın en büyük toplarını yerleştirdikleri muazzam müstahkem mevkiler vücude getirmişlerdir. Ezcümle Filipin adaları hakkında endişe duyan Amerikalılara gelince, bunlar bütün Pasifikte sevkülceyş bir şebeke ortaya koymuşlardır. Alasaka sahillerinin ve Aleutyen a-dalarının buzlu mıntakalarında kuvvetli hava üsleri yapmışlardır. Okyanusunun merkezinde bulunan Honolulu harp gemileri ve tayare -ler için bir tersane hâline getirilmiştir.
Amerikalılar ayrıca (10.000) tayyarelik bir hava filosuna malik olmağı istemektedirler. Fakat Ja. ponların bu faaliyete pek aldırdık lan yoktur. Amerika beş tane zıhlı yaparken onlar tezgâhlara altı tane zıhlı ısmarlamaktadırlar. Büyük gemiler üzerinde yüzlerce Japonlu deniz saydı bahanesile Honolulu cıvanda dolaşmaktadır.
Ayrıca, Sanfransisko - Manii hava hattının civarından geçen küçük Japon adalannı tahkim etmek, tedirler. Ve hâdisatın inkişafına intizaren, şimdilik Amerika ile ga. yet iyi ticari münasibette buluyorlar.
Bu münasebetle Pasifikteki bazı devletlerin bulundurduktan kara ve hava kuvvetlerinin mukayeseli bir surette gözden geçirilmesi de faideden hâli değildir.
sil edebiliyorlar. Lâkin zavallı köylü yavruları fakirane köyünün çok mahdut muhitinde dünya feyizlerinden mahrum yaşadıkça hayat ve medeniyeti, refah ve irfanı sabah ve akşam karın doyurmaktan, davar sürülerini seyretmekten ve bir nebze kaval dinlemekten ibaret sanacaktır.
Bunada köy teşkilâtımızın sakinlerine ehemmiyet vermediğimiz tebarüz ediyor. Bunlan kurtar -mak ve hayattan feyz aldırmak cihetleri de gayet basittir.
Büyük şehirlerdeki umumî teşkilâtın köyüne göre küçük çapta bir nümunesini tesisten ibarettir. Ve bu rada yüksek tahsilli bir öğretmen veya münevver bir memur köyü hükümet direktifiyle medenî malzemeden istifade ettirerek pek güzel idare eder.
En mensî bir köyde dahi olsa'
_ apon imparatoru; Pasifik’e gönderilen Japon kuvvetlerini teftiş eder en
1 — Japon ve Amerikan kuvvetleri:
Birleşik Amerika Japonya Zırhlı 15 10
Tayyare gemisi 4 6
Kruvazör 30 35
jTorpito 215 122
Denizaltı gemisi 84 61
Amerikalıların (5) ve Japonların da (6) adet zırhlıları hali inşadadır.
Tayyare 2885 1670
2 — Japon ve Sovyet Rusya kuvvetleri:
Sibiryada harp edebilecek askerî kuvvetler:
Japonyanm 300.000, Sovyet Rusyanın 800.000 askeri vardır
Tayyare miktarına gelince Japonyanm 1.670, Ruslann 2.000 tay. yaresi vardır.
3 — İngiliz, Fransız ve Hollân-danın Çindeki deniz kuvvetleri:
Büyük Beritanya: (3) kravö zör; (1) tayyare gemisi; (40) hafif gemi.
Fransa: “5 - 3” kruvazör; (2) deniz altı gmisi; “10" avizo ve gambot.
Hollada: “3" kruvazör; (12) torpito; (15) deniz altı gemisi.
hükümet teşkilâtımıza kırık san -dalye, aşınmış sıralar köhne, boyasız ve camileri kınk bir mekdk naşı ve rengi solmuş sancak katiyen yakışmaz. Yüksek ve bahusus fedakâr öğretmen olmazsa kültür kalkınması hiç bir vakit olmaz.
Okul; bir nur ocağı gibi parlak; temiz ve samimi olmalıdır. Dünya haberlerini ve faydalı (bilgileri ve mühim söylevleri köy yavrularına ulaştıran (radyo) teliyle de medeniyet dünyasına bağlı bulunmalıdır.
Büyük şehirlerde bu nimete nail olanlar gibi en küçük köylerde yaşıyanlar da müstefid bulunmalıdır. Şehirli ve köylü ayni yurd muamelesine mazhar olmalıdır.
Büyük hükümetimizin büyük himmetinin bunlara da yetişmesi çok şayanı temennidir.
H. Bahri özdeniz
Oenizbank Haricinde Kalan
Gemicilerin Acıklı Vaziyeti Bütün Ömürleri Tehlike İçinde Geçen Bu Vatandaşları Süratle Terfih Etmek Lâzımdır Gemicilerin En Miiiıim Dertleri ve Hükümetin Şefkatinden Bekledikleri Nedir?
EOraASâO
Tarsus Halkevi İki
Yılda Ne Yaptı?
Emsali arasında mümtaz bir mevki alan Evin faaliyetine bir bakış
İ Aşkın Kuvveti
I Tefrika No: 2-7
Deniz-bank haricinde kalan ticaret gemilerinde çalışan gemici ve denizciler, vaziyetlerinin ıslahı ile terfihlerinin temin olunmasını İktisat Vekâletinden rioa etmektedirler.
Denizlerin amansız dalgalarile boğuşarak yıllardır bütün ömürleri' tehlike içinde geçen bu vatandaşlardan bazıları ile dün bir muharririmiz görüşmüştür.
Gemiciler, başlıca ve en mü -him derdlerini şu suretle ifade etmişlerdir:
“— Bizim şikâyetlerimizden en mühimi: evvelâ “ehliyet” meselesidir.
Hâlen: denizcilik ile hiç alâ-Jkası olmıyan bir şahıs üç lira onaltı i-kuruş mukabilinde tedarik ettiği liman cüzdanını alır almaz gemyie (idiyor ve hakkiyle vazife ifa edemediğinden diğer arkadaşlannnı da hayatını heder eder. îşte başlıca felâket buradan başlar. Çünkü limanda çalışan kayıkçılarda ehliyet arandığı halde denizlerde uğraşan gemicilere kimse bakmaz.
Denizcilerden çok yorulan ve meşakkat çeken “ateşçi” lerin hali ise büsbütün fenadır:
Altı saat gündüz, altı saat gece. yüzlerce hararet derecesini a-şan tahammül edilmez kızıl ateşin karşısında kırk elli kilo ağırlığındaki süngükü sallıyarak didinen “ateşçi” bu ezici ve öldürücü vazife. ancak alacağı yirmi ve ilâ yirmi beş lira içindir!... Ve bu suretle kızıl alevler karşısında bütün bir ömür veren “ateşçi” tam gıdadan da mahrumdur. Çünkü; dar büt - 'i çesi; onu; gemide verilecek keyf mayaşa bir kap yemekle iktifaya mecbur bırakmaktadır!..
Bu bîr kap yemekde; kaloriyi temin etmekten çok uzaktır. Çünkü ; hükümetçe tayin edilmiş bir iaşe cedvelimiz yoktur. Eğer gemici yemekten şikâyet ederse işten çıkmağı da göze almalıdır.
Şikâyetlerimizden biri de “simsar” denen tufeylilerdendir. Bir deniz simsarı kendi menfaatini temin için bin türlü entirika çevirir ve gemicinin sırtından tufeyli olarak geçinir!..
Sonra karada çalışan bir işçi ile denizde boğuşan bir işçiyi düşününüz. Hakıhayattan, gıdadan istirahattan mahrum ve denizin amansız, müthiş, kudurmuş dalgalarile her an pençeleşen denizcileri bazı armatörler istismar etmeğe kalkmaktadırlar. Deniz sayesinde yüz binlerce lira kazanan armatörlerin keyf ve arzularına bizlerin kurban
edilmesine da meydan verilmemelidir.
Bazı armatörler gemilerini çok noksan bir kadro ile kaldırdıklarından bir kısım kimseleri işsiz bırakan bu hal de önlenmelidir.
Müşfik hükümetimizin her tarafa bir refah ve saadet ulaştırır; kara işçileri için nizamnameler hazırlarken; gemicileri, hakikî denizcileri de terfih etmelidir.
Vatandaşların en küçük dertlerini bile en büyük bir dikkatle takip eden hükümetimizin; memleket iktisadiyatında mühim âmil o-lan biz gemicilerin hayat ve istikbâllerini eşhasın elinden kurtar -masını ve limanda mukayyed gemicilerin müdavele ve sıra ile şevklerinin temin olunmasını dört gözle bekliyoruz!..
Bu dilek ve ricalarımızın şef -katli hükümetimiz tarafından lâyık olduğu ehemmiyetle karşılanarak derin ve acıklı yaramızın süratle sarılacağını bütün bir ümitle umuyoruz ve dört gözle bekliyo -ruz.
Milletler için en büyük kuvvet, her süâhtan keskin, her kudretten üstün en büyük kuvvet, kendi evlâtları arasındaki birlik kuvvetidir. Bilhassa, nüfusları çok milletlerin henüz in. saniyet ideali için istikrar bulmamış hırs siyasetleri karşısında, nüfusları daha az milletlerin başlıca dayandıkları kuvvet ken di içlerindeki nifaksız beraberlik kudretidir.
L İnönü
§8 88 88 ,
Millet mürakabesinin idare üzerinde hakikî ve fiilî olduğuna na milletçe kanaat edinilmedikçe halk idaresi vardu- denilemez. Bu kanaati kuvvetlendirecek milletin seçimlerdeki reyleridir.
38 88 88
Yeni seçimin başında memleketimizin haiz olduğu kıymet v« kudret göz kamaştıracak bir vaziyette bulunuyor.
âB 38 38
Cümhuriyet Halk Partisinin idealleri vatan ve millet hizmetinde toplanır.
38 38 38
Mebus seçmek güneşten, havadan faydalanmak gibi tabiî bir hak, memleketi müdafaa etmek kadar yüksek bir vazifedir. Vatandaş bu hakkını kullan, Bu vazifeni yap.
Tarsus: (Hususî) 987 şubatında açılan ve bir müddet evvel açılışının ikinci yılını idrak eyllyen Tarsus Halkevi, değerli başkanı Bay Ferid Ünlü ve arkadaşlarının mesaileriyle yurdumuzun Beri kültür müesseselerinden birisi haline gelmiştir.
Evin iki yıl içerisinde her türlü maddî mahrumiyetlere rağmen elde ettiği başarılan takdire ljyik-tir.
Evimize; Partice temin oluna» bina dahilinde lüzumlu tadilât, salan, sahne inşaatı yapılmış ve eşyalar Tarsus hamiyetperverlerinin teberrûlan sayesinde tedarik edilmişti. Bu teberrû yekûnu bin lirayı mütecavizdir. Ve çalışkan Adliyeci Bay Ferid Ünlünün şahsî teşebbüs ve gayretleriyle bu miktarı bulmuştur.
İki senede; Tarsus tarihi hai) kındaki tetkik ve hazırlıklar ilerlemiş, dil üzerinde çalışılmış, bando ve caz kollan kurulmuş, muhtelif musiki, lisan, san'at ve meslek (kursları açılmış, otuza yakın temsil varilmiş, müteaddit köy gezileri tertip olunarak köylüye her cihetten faydalı olunmıya çalışılmıştır. Şehirde ve köylerde fakir hastalar ev doktorlarına muayene ve tedavi ettirilmiş, sporun her şekline yer verilerek gençlerin matlup şekilde yetişmeleri yolunda birçok feda-
88 88 9B
Yıldırım Bir Yangın Çıkardı
Urlada bu yüzden bir mağaza yanıp kül oldu!
Urla (Hususî) — Vilâyetin muhtelif yerlerine son günlerde şiddetli yağmurlar yağmağa başlamıştır. Sabah altıyı on geçe Urla iskelesinde Haydara ait ve Yaşarın isticarındaki mağazaya yıldırım isabet etmiş ve yangın çıkmıştır. Çıkan yangın genişliye-rek içinde üç bin kilo ot ve 2000 kilo saman bulunan bu mağaza tamamen yanmıştır.
Konyalı sporcular Mersine gidecekler
Mersin (Hususî) — Konya Sel-çukspor takımı Mersinde bir re -vanş maçı yapmağı teklif etmiştir. Bu teklif Yurd idare heyetince kabul edildiği takdirde 2 nisanda Mersin stadyomunda Konyaklarla Mersinlilerin maçı yapılacaktır.
' Tarsus Halkevi başkanı
B. Fkri Ünlâ
kâriıklar ihtiyar edilmiş, kitap sarayın kitap mevcudu artmıştır. Bir çok vesilelerle de aile toplantıları yapılmıştır.
Kıymetli başkan Bay Fikri Ünlü ve etrafına toplanan fedakâr ve ferağatlı gençlerin çalışmaları, Tarsus Halkevine yakın bir âtide; herhalde; emsali anasında mümtaz bir mevki temin edecektir.
A. C.
38 88
Bir Piyanko İkramiyesinin Doğurduğu dava
Talebelerde aldığı bilete 7 bin lira isabet eden mudilim muhakeme olundu
İzmir (Hususî) — Talebeleri ile ortaklama aldığı bir bilet ile yılbaşı keşidesinde tayyare piyangosundan 70 bin lira kazanan fa -kat bu parayı, tam taksim etmediği için mahkemeye verilen Hâkimiyeti Milliye mektebi üçüncü sınıf öğretmeni B. Muzaffer, dün suçlu sıfatiyle Asliye cezada muhakeme edilmiştir.
B. Muzafferin ifadesi tesbıt e-dildikten sonra, üçüncü sınıfta mev cut talebeden bir kısmının ifadeleri tesbit edilmiştir.
Müşteki sıfatiyle çocuk velilerinden B. Faik dinlenmiştir.
öğretmen B. Muzaffer kendisini uzun uzadıya müdafaa etmiştir. Mahkeme, diğer şahidlerin celbi için talik edilmiştir.
Bir gün konuşma odasında Vasime :
. — Bu iş çok güç diye söylendim. Kenetlini halâ küçük bir kız olarak telâkki ediyorum.
— öyle İbö fazla üzülmeyin. Daha küçük olarak bir müddet kalabilirsiniz. Cevabını aldım.
Bu ziyaret günlerini büyük bir sateraızlıkta bekliyordum.
Nail bey bana karşı büyük bir muhabbet gösteriyordu, şimdi hakikî iki arkadaş gibi konuşuyorduk. Tabiî olarak bu konuşmalarda,... hatıraları esas mevzuu teşkil ediyordu. Vasime, Emine hanımın ekseriya bana yazdığı sevimli mektupları okuyordum. O da bana teyzesine karşı duyduğu derin hürmet vc muhabbeti anlatıyordu. B........ d(
iken vasimin teyzesine karşı göster diği bu hürmet ve sevgiyi farketmiş, bir müddet sonra da kendisinin bı iyi kalpli ve müşfik kadını anne gibi telâkki ettiğini görmüştüm.
Bazı zamanlarda da eserlerinden bahsediyordu. Bu suretle son eseri, nin şubat ayında tiyatroda temsil edileceğini öğrendim.
— Cahide, bu eserimin ilk temsiline gelmek ister misiniz? diye sordu.
Sevinçten sıçradım.
— Ah, ne hoş! Hiç merak etmeyin, sizi bütün kuvvetimle alkışlıya-cağım.
— Belli olmaz, eser belki hoşunuza gitmez diye gülerek mukabele etti.
Fakat elbisenizi düşünmek lâzım. Bu iş için müdire ile konuşmak kâfi. Annem burada olsaydı maalmem nuniye bu işle kendisi meşgul olurdu. Fakat o da, ancak temsilden bir iki gün evvel gelecek.
Sevinçten deli gibi olmuştum Ve çalışmam da bundan müteessir ol. madı değü. Süheylâ, âdeta hasetle bana bakıyordu. İlk tiyatro temsiline, hele Nailin eserinin gösterildiği bir oyuna gitmek başlıca emeli idî. Kendisini teskin etmek maksadilo ve biraz da alay ederek:
— Üzülme Süheylâ dedim. Annenizle nasıl olsa bu eseri görürsünüz. Hep ayni yola çıkar. Hattâ daha iyi olur. Çünkü aktörler rollerini daha ziyade benimserler.
Bana tuhaf tuhaf bakarak gülmeğe başladı.
— Neler söylüyorsunuz Cahide ’ Zavallı , hiçbir şey de bilmiyor, yeni bir eseri ilk seyretmenin, duymanın zevki çok büyüktür, bakın tiyat. ro salonu ne kadar kalabalık oîa-cak, şehrin bütün şahsiyetleri hep orada bulunacaklar, şık kadınlar. |
Nakleden, ORHAN S-
güzel giyinmiş erkekler hep başka bir ziynet verirler.
Omuzlarımı silkerek:
— Şehrin şahsiyetlerinden, şık kadınlardan, güzel giyinmiş erkeklerden bana ne, diye oevap verdim. Yeğenimin eserini dinlemekten başka bir hevesim yok. Bunun çok güzel olacağına emniyetim var.
Süheylâ, dişleri arasından:
— Daha adam olmana için epey uğraşmak lâzım diye mınldana-ak uzaklaştı.
Süheylâ bu birkaç ay içerisi.ı i» çok değişmişti. İlk gördüğüm zaman sade ve çocuk kalpli olan arkadaşım, deniz mevsimini geçirdiği plâj-lardan, girdiği cemiyetlerden değişik bir tavır alarak mektebe gelmişti. Boyuna gelecek yaz tatilinden, geçireceği güzel ve eğlenceli günler, den ve kendisini tamamile hayata atabilecek hâdiselerden bahsediyordu. O vakit evlenecekti de... Bunları dinliye dinliye bir gün sabrım tükenerek:
— Evlenmek için de ne kadar uğraşıyorsunuz? Bu kelime hiç ağzınızdan düşmüyor. Bana gelin ıe, mümkün mertebe hürriyetimi muhafaza etmek niyetindeyim. Bel kî de bütün hayatım müddetince serbest kalacağım.
Süheylâ ile diğer arkadaşlarım kahkaha ile güldüler. Nihayet içlerinden biri sordu:
— Servetiniz var mı?
— Bilmiyorum. Hem, bundan size ne?
— Eğer zengin iseniz, bu sizin sevgili ve üzerine titrediğiniz hürriyetinizi kaybettirmek için çok uğraşırlar. Eğer az paranız varsa, sizi rahat bırakacaklardır merak etme, yin.
Genç hir horoz gibi kabardım.
— Ze. yin olsam bile, beni kinişe zorla evlendiremez.
— Olabilir. Fakat genç erkeklerin içinde öyle sevimli ve güzel konuşanları vardır ki içlerinden biri nihayet kalbinizi çelebilir.
Dudaklarımı bükerek cevap vermedim. Zengin v ya fakir olsam da hürriyetimi müdafaa etmeğe karar vermiştim.
Nihayet tiyatronun ilk temsili günü geldi, öğleden sonra vasimin otomobili beni alarak evlerine götürdü. Orada yemek yedikten ve giyindikten sonra Nailin annesi ve kardeşile birlikte tiyatroya gidecektik. ikisi de beş gün evvel gelmişlerdi. Fakat daha kendilerini görmemiştim.
(Devamı var)
NEVROZİN
Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser Jgy g| İcabında günde 3 kaşe alınabilir. BM
Hayatını ilâçlar, inbik-ler, yılan etiyle ve sirke ile beslenen tavuklar ve daha birçok acaip şeyler arasında, geçirmekte idi. Yanından ayrıldıktan sonra sihirbazlıkla meşgul olduğu ve korkunç tecrübelerde bulunduğunu işittim. Elde bunları isbat için hiç bir delil yok. Bütün bildiğim şey, eskiden kalma bir mezarda yaptığıdır.
Eskiden kalma bu mezarın baz) itin hâzineleri sakladığı söyleniyordu.
Sir Magnus bu projesinden bahsettiği zaman bu hâzineleri muhafaza eden ruhların, her türlü teşebbüse karşı koyacağını bildirdim. Fakat o, güldü vs bana: (Yapacağınız bütün zahmete mukabil, bulacağımız altınların kâffesini alaoaksınız. Ben sadece, ruhları arsama göre meydana çıkartacak veya saklatacak işaret ve kelimeyi arıyorum diye cevap verdi ve gösteri pariıyarak ilâveetti: (Ve bunda muvaffak ola. cağım ve bu kuvvet verecek alâmet
leri akıllı bir tarzda kullanacağını Bu suretle hayat eksirini bulacak ve ben de bütün cihanın ölmiyen bir hükümdarı olacağım.
Godard durdu, ve hepsi de gayri ihtiyarî Magnus’un koyu renkli tablosuna baktılar.
Oliver, hayranlıkla: — Ebediyen, ölmeden yaşamak, cihanı ve ruhları kontrol etmek! Görüldüğü veçhile, mezarı aramak için korkunç bir ihtiras kendisini sürükliyordu.
Luna soğuk bir tavırla: — Evet, ve bu hareketi ile, kllisdeki mezar taşının üzerinde gelecek zairlerin dualarını istiyecek kadar fena bir ış yaptığını da sonradan öğrenmiş diye bir cevap verdi.
Godard okumasına devam etti:
— Yavaş bir sesle Sir Magnusa: Fakat bu sihirli kelime ve işaretin Tunderbara’daki eski mezarda saklı olduğunu nereden biliyorsunuz dedim.
— Sana bunu izah edeceğim. Bü yük babam rahip olduktan sonra canavarı bu mezarın içerisine sokmak iktidarını bulmuştu. Bu sebep.
ailemize musallat olmamıştır. Halbuki böyle eski ve kuvvetli bir şey. iyilik ve fenalığa hükmeden bir ?ud ret tarafından ancak tutulabilirdi
Bizden evvel bu işi yapanlardan daha mücehhez olarak hareket edeceğiz. Yanımda bir şahıs eli bulunacak.
Bunun içindir ki mezarda saklı duran kelime ile işaretleri aramak istiyorum.
— Fakat canavarı meydana çı. karacağız?
— Hayır, zira mezardan birşey alacak değilim. Güzel bir resim aldıktan sonra bunu odamda rahatça tetkik edeceğim.
Son bir itirazda bulundum:
— Müsyü, mezarı bir çok kereler kazdılar. Fakat hiçbir şey bulunamadı.
— Fakat bu tamamile sihirbazlık işi?
— Beni rahat bırak. Ses çıkarma. Her mesuliyeti üzerime alıyorum.
Geceleyin, Sir Magnus, civarda, bir katil suçundan dolayı üç gün-denbori asılı duran Vill’in cesedinden sağ elini kesti, aldı...
Godard: — Birinci parça bura da duruyor, ve diğeri de bir kelime nin ortasından başlıyor, dedi.
.... Ve parmaklarının araşma
yağlı mumlar yapıştırmış olduğumuz halde şubatın ük gecesi işe koyulduk. Yanımızda, Sir Magnusun asılı cesetten kopardığı el, bir kaz-mave kürek vardı. Efendim ayrıoa bir fenerle, içerisinde siyah bir top. rak bulunan büyük bir çuval taşıyordu. Büyük av köpeği de, bizimle beraber geliyordu. Mezara gelince Sir Magnus, çuvaldaki siyak toprağı döktü ve üzerinde beş köşeli bir daire çizdi. Bu çizginin içerisinde emniyette olacağımızı söyledi.
Bir iki ağacı söktükten sonra, bir jips tabakası bulduk. Sonra geniş bir taş parçasına rastladık Bu esnada elin üzerine tesbit edilen mumlar söndüğünden çalışmamız durdu. Şafakta istirahat için eve döndük ve yeniden mumlar yaptık.
Çalışmamızın üçüncü gecesi rüzgâr esiyordu. Müthiş bir ayaz vardı. Ve gökyüzünde yıldızlar parıldı yordu. Çukurun kenarına bir oyuk yaparak mumların alevini söndür-memeğe çalışıyorduk. Gece yarısına doğru büyük bir heykel bulduk.
İlk nazarda, eski zamanlardan kalma bir hazine zannettim.
Oliver ellerini çırparak:
— Mis Bartendal, doğrusu her şeyi muvafık bir tarzda tahmin ve keşfetmişsiniz, dedi.
Madam York ise:
— Devam ediniz. Müsyü Godard diye söze kanştı. Şu ihtiyar sihıroaz çok enteressan bir şahsiyeti
xxvm
Bundan sonra, tahtadan bir tabakayı meydana çıkardık. Sir Mıg-nus bu tahtanın üzerinde bir i-şaret görmeyince onu kaldırmakİL ğımı emretti. Korku içinde idim, fakat efendim, ortada bir tehlike olmadığını, çünkü köpeğin endişeli bir hareket göstermediğini söyledi, iki tahta arasında bir yarık aradı. Bulunca da kazmasının ucunu sokarak, sapma bütün kuvvetile aban, dı. Hattâ daha kuvvet bulabilmek i-çin beni çukurdan dışan çıkarttı.
(Devamı var)
16 MART I »89
[ RADYO PROGRAMI J
V _ — — 1
rr _ flK&liİİTnd AY»
PERŞEMBE ı 16—8—989
12.30 Program. 12.36 Türik müziği pl. 18.— Memleket saat ayarı, ajans, meteoroloji haberleri. 13.15-14 Müzik (Karışık program -Pl-)
18.32 Program. 18.85 Müzik -pl. (Melodiler, Solistler) 19.— Konuşma (Ziraat saati). 19.15 Türk müziği (Fasıl heyeti).
Tahsin Karakuş, Hakkı Derman, Refik Fersan, Haşan Gür, Hamdi Tokay, Basri Üfler.
20. — Ajans, meteoroloji haberleri, ziraat borsası (fiyat) 20.15 Türk müziği.
Çalanlar:
Vecihe, Cevdet Çağla, Eşref Kad ri, Kemal Niyazi Seyhün.
Okuyanlar:
1 —......- Peşrev..
2 — Ali ağa - Uşak şarkı - Da-
im seni (ben arardım.
8 — Mahmut Celâleddin paşa -Narı firkat.
4 — Şevki bay - tutuldu dami
zülfiyare.
5 — Suphi Ziya - Gücendi biraz
sözlerime.
6 — Kemal Niyazi Seyhun - Tak-
sim.
Yenişehir Ziraat Bankası Ajansından :
Yenişehir Ziraat Bankasına borçlu oldukları mebaliği vadesinde 6demiyen Yenişehirin Ulucami mahallesinden Eteni eşi Şekibe ve oğlu Ahmet Karatuğun çiftlik civarında kofalık mevkiinde şarkan: Şeki-be, şimalen yol, garben Ali, cenuben; Terziler yolu ile çevrili 7 hek-
tar 4468 metre murabba, bir kıta tarlanın "on altı hissede beş hisseli" ve beylik sayasında şose altı mevkiinde şarkan: senet, garben: Şefika, şimalen: şose yolu, cenulben; çayır ile çevrili 9 hektar 6067 metre murabbaı bir kıta tarlanın "on altı, hissede beş hissesi" ve çiftlik civarında kalemci yeri mevkiinde şarkan: ve şimalen ce cenuben yol gsrbeıı: yarım ağa oğlu Mustafa ile çevrili 7 nektar 8740 metre murabbaı bir kıta tarlanın "on altı hissede beş hissesi” ve çiftlik civarı okuflu tarla mevkiinde şarkan: Ali, şimalen çarıy, garben Şe-klbo, cenuben Hafize ile çevrili 6 hektar 673 metre murabbaı bir kıta tarlanın "on altı hissede beş hissesi" ve Beylik sayda şose altı mevkiinde şarkan: değirmen yolu, şimalen: terziler yolu, garben: Şefika, cenuben: şose altı ile mahdut 8 hektar 6414 metre murabbaı bir kıta tarlanın "on altı hissede beş hissesi" ve okuflu Hendek mevkiinde ,arkan Azmak, şimalen çayır, garben ve cenuben Hafize ile çevrili 6 hektar 678 metre munabbaı bir Ikıta tarlanın "on altı hissede beş hissesi” ve çiftlik civarı mevkiinde, beylik say şosenin altında, şarkan: değirmen yolu, şimalen şose, garben: Ali, cenuben: çayır ile mahdut 30 hektar 6607 metre murabbaı bir kıta tarlanın “on altı hissede beş hissesi" ve okuflu aykırı say mevkiinde şarkan: sahibi senet, şimalen: büyük yol, garben keza büyük yol, garben: terziler yolu ile mahdut 7 hektar 4468 metre murabbaı bir kıta tarlanın "on altı hissede beş hissesi" ve çiflik civarı mevkiinde şarkan: Ali, şimalen: çiflik mer’ası, garben: değirmen yolu, cenuben şose ile çevrili bir kıta tarlanın 6 hektar 6270 metre murabbaı miktarından "on altıda beş hiseesi" ve çiftlik civarında şarkan: sahibi senet, şimaien şose yolu, garben: Şefika cenuben çayır ile çevrili 7812 metre murabbaı Harman yerinin nısıf hissesi ve Ahlat dibi İbrahim Bey yerinde şarkan: Etem, garben: sığır yolu, şimalen Etem, cenuben: Azmak ile mahdut olup şimalen cenuba 40 arşın mesafe olup 1838 metre murabbaı bir kıta tarla ve kuyu başı mevkiinde şarkan: sahibi senet harman, garben: çlflik yolu, şimalen: şose yolu, cenuben: sahibi senet çiftliği ile mahdut 4595 metre murabbaı miktarında bir kıta tarla ve çiflük civarında ağıl yeri mevkiinde şarkan: sahibi senet çifllği, garben çayır şimdi tarla, şima-hw: sahibi senet, cenuben: Ali olup şarktan garba altmış arşın fede 2757 metre murabbaı miktarındaki bir kıta tarla ve kerşenk sanın altı mevkiinde. Şarkan: Kartı bahadırın 8ığlr yolu, garben: çeksiz Ali, şimalen: şose yolu, cenuben: Mora Yenişehirlilerin tarlası İle mahdut 6 hektar 6270 metre murabbaı miktarında bir kıta tarla ve Umren köy ağıl alt! kuyruk tarla mevkiinde şarkan: kültlerin Haşan, garben: değirmen yolu, şimalen: Çelebi köy yolu, cenuben: değirmen yolu ile mahdut 1 hektar 2870 metre murabba, miktardaki bir kıta tarla ve ağılı, tarla mevkiinde, 14 hektar 7088 metre murabba, miktarda şarkan: Alayhnm değirmen yolu, garben- Afşar değirmen yolu, ve kürtlerln Haşan, Cenuben: çelebl küy yolu şhne-ien: Karabahdır yohl ile mahdut bir k,ta tarla ve yukar, dikme dibi mevkiinde şadken: İbrahim ve Etem, Garben: Kay,kçı Ahmet, »imalen: Sirkeci yolu, Cenuben: Terziler yolu ile mahdut 7 hektar 8644 metre murabbaı miktarında bir krta terlalen ve Yenişehirin Ulucami mahallesinden Ahmet oğlu Adil Karatuğun Kavaklıda aykm eay mev-kimde şarkan: Karebahadırm sığu- yolu, şimalen: Sirkeni yo!u gmr-ben: vereselerden yetimler hissesi, cenuben: Terziler yolu İle çevrili 7 hektar 4468 metre murabbaı miktarındaki bir kıta tarlası 10 mart »89 tarihinden itibaren 2! KÜn .0Ma muvakkat lbaİM) ¥4) (()n.
re da kafi İhalesi yapılmak üzere açık arttırmaya çıkanlm.şt.r. Sat.» bedelinin beşte biri peşin ve mütebakisi dört sene vade ve dört müsavi taksitte ve İkraza kalp edilmek suretiyle ödnecektir. Bütün mas,-sileriyle delldllyesi müşteriye aid olmak üzere taliplerin Yenişehir Zi-taat Bankasna müracaatları ilân olunur. (1738)
7 _Refik Feraan - Göğsümden
kaçıp gittin.
8 — Refik Fersan - Ey benim gon
ea gülüm.
9___Dede - Sana lâyik mi «y rük
ten.
10 — Şemseddin Ziya - bıtedrm El-
linden.
11 _.... - Saz semaisi.
21,___ Memleket saat ayan. 81.
Konuşma. 21.15 Esham, tahvilât, kambiyo - nukut borsası (fiyat)
21.25 Neşeli plâklar. 21.80 Mü-rik (küçük orkestra - Şef: Necip Aşkın).
1 — Noack - Köy hikâyeleri.
2 — Borcheri - Bir gecenin ro-
manı (vals)
3 — Leopold - Kalsbad hatırası
4 — Pachernegg - Viyana süiti.
1 — Küçük geçid resmi.
2 — Operada balet mü-
ziği.
8 — Grabende gezinti.
4 — Paraterde atlı kaka nnca.
5 — Lehar - Eva operetinden -
Potpuri.
22.80 Müzik (Çigan ve saire -pl), 23.— Müzik (cazband - pl). 28.45-24 Son ajana haberleri ve yarınki program.
nıeaa-
BO-
ba-
Bursada
Mühim Bir
Yangın Oldu
BUyUk bir İpek ve koza depeeu nasıl yandı ? .
oza deposu alevler içind yanarken
Bursa (Hususî) — Şehrimizde mühim bir yangın olmuş, bir ipek ve koza deposu içindeki malarla yanmıştır. Yanan bina 2500 liraya sigortalıdır. Malların Sigortalı olmadığı söylenmekte ise yangınm müstah dimin den Emine adında bir kadının tedbirsizliği yüzünden çıktığından şüphe edilmektedir. Zarar ve ziyan yirmi bin lira tahmin edilmektedir. Müddeiumumilik bu hususta ehemmiyetle tahkikat yapmak tadır.
Yangının neden zuhur ettiği pek yakmda tamamile belli olacak ve işte tedbirsizlik olup olmadığı da an. laşılacaktır.
Çorlu orta mektep gençlerinin muvaffak bir müsameresl
Çorlu, (Hususî) — Orta mektep talebesi yıllık müsaraerelerini belediye sinema salonunda Çorlu münevverleri, velileri ve kalabalık bir seyirci huzurunda vermişlerdir. Salon davetlileri istiap etmediğinden rnü-samere bir gündüz ve iki gece olmak üzere üç defa tekrarlanmıştır. Gençler (Gün doğuyor) piyesini muvaffakiyetle oynamışlardır.
Muvaffakiyetli temsillerile mu. bitimizde büyük bir sempati kazan, mış olan Zeki Alpan idaresindeki Ankara tiyatrosu sanatkârları Çorluluların arzularile üç defa kasabamıza gelmişler ve temsillerini verdikten sonra Tekirdağına gitmişler, dir.
Çorluda koruluklar
Çorlu, (Hususî) — Kazamızda iki kollektif, biri de belediyeye ait olmak üzere üç fidanlık vardır. Çorlunun her köyünde 100 er dekarlık koruluk ayrılmıştır. Bu koruluklara bu fidanlıklardan 34148 akasya 3500 aylantoz 2334 teşbih fidanı dikilmiş ve 989 yılından itibaren de bu fidanlıklarda meyvalı fidan yetiş tirilmesine başlanmıştır.
İskân fen memuru Mümtaz Çığ terfian Çorum iskân merkez fen me murluğuna gitmiştir. Mümtaz eser-lerile muhitimizin sempatisini kazan mış genç mimarlarımızdandır.
Azmi Selkt
Sultanahmet 3 üncü Sulh Hukuk Hâkimliğinden:
Davacı Üaküdarda şekerci Haşan tarafından İs. Şehzadebaşı Boz doğan kemeri Kayserili Ahmet paşa Kirazlı mescit sokak 17 mükerrer yeni 2-4 No. lu hanenin üst katında mukim Tahsin ve kardeşi Lûtfi aleyhlerine açılan 260 lira alacak davasının yapılmakta olan muhakemesinde müddei aleyhlerden Lûtfinin ikametgâhının meçhul ol -masına binaen 20 gün müddetle 11A-men tebliğat icrasına ve muhakemenin 11—4—989 tarihine müsadif sah günü saat 10 a talikine mahkemece karar verilmiş olduğun dan yevm ve vakti mezkûrda mahkemede hazır bulunulmadığı takdirde gıyalben mahkemeye devam olunacağı ilânen tebliğ olunur.
(938 - 2107 ve 989 - 445)
Ve Sabah» Öğle ve Akşam Her Yemekten Sonra Niçin Onunla Dişleri Temizlemek Lazımdır?
Ağız mütemadiyen faaliyette olan ve daima mikropların vaşadığı bir uzuvdur. Her yemekten sonra dişlerin boşluklarına kırıntı! r dolar. Onların tahammürü hem dişleri çürütür, hem diş etlerinde iltihap husule getiren ifrazat
yapar. Mikroplar çoğalır Gecele i hasıl olan ifrazat ise sade dişleri değil, bütün haz m cihazı ı bozar. Diş erinizin sağlamlığını midenizin bozulmamasını ağzınızın güzelliğini istiyorsanız.
Sabah - öğle ve akşam, her yemekten sı ra önde 3 defa dişlerinizi
Diş macunu ile muntazaman fırçalayınız.
TÜRK YE İŞ BANK) ESİNİNİ
KUŞU
S r f_ta y-ÂHir’LECİNİN ^0^
PCLA5IR«, . VE
■ , ., - ’ •-
• »».-»- (■*' ) ••
YENı NEŞRİYAT
İnsan mecmuası
Bu sayıda meşrutiyetin tereddüt devri, Alman edebiyatı, Rus edebiyatı, Nletzscho, iş hakkında, v. ı adlı yazılarla, unutulmuş bir ilâhın türküsü adlı gtizel bir şiiri, Nurul-lah Ataçın doktor Ali Nihat Tarlana mektubu ve diğer bir çok makaleler ve havadisler vardır.
Türkiye Neft aanayii Türk Anonim Şirketi Meclisi idaresinden :
Anonim şirketimizin senelik ad'( içtimai ve rüznâmesinin ilânına dair dünkü (Yeni Sabah) gazetesinin sekizinci sahifesinde münteşir ilânda H Mart/939 tarihinde vaki olacaj
j TİYATROLAR |
TURAN TİYATROSU
Bu akşam
Ertıığrul Sadi ve arkadaşları
Hissili Şayia v dvil 3 perde (Se) ati La revüsü Mlçe Pençef Tepebaşında Dram kısmında Bu akşam saat 20,35 te ANNA KARENİN (7 Tablo) İstiklâl caddesinde komedi kısmında
Bu akşam 20,35 te
BİR MUHASİP ARANIYOR
sehven yazılmış olduğundan mezkûr içtimain 31 Mart/939 cuma günü saat 14 de muallak olduğu tas-hihan ilân olunur.
Gazete Kitabevi Süleyman Gezer ve Osman Sezginer Aydın: Hükümet bulvarı No. 73 Her nevi gazete,-mecmu kitab “Yeni Sabah,,ın geçmiş nüshaları bulunur.
Alaturka ve Alafranga YEMEK KİTABI
Yazan : Fahriye Nedim
Her eve lâzım olan bu kitap yemeklerin Dasıl pişirileceğini gayet sade ve herkesin anlayabileceği şekilde öğretip Fiatı 50 kuruş
Satış Yeri: inkılâp Kitapevi, İstanbul
T«Hİ»A«AH
16 MART 1939
HAŞAN KUV.VET ŞURUBU ZÂFI UMUMİ, KANSIZLIK, ROMATİZMA, SIRACA KEMİK, SİNİR
hastalıklarına, cılız yavrular, yürümeyen, diş çıkaramayan çocuklar, dermansız ihtiyarlar, solgun kızlar, vereme istidadı olanlar HAŞAN KUVVET JURUBundan içmelidir. Kanı arttırır, iştiha verir, şifaî tesirleri çoktur. Fennî surette imal edilmiş, içilmesi kolay ve lezzetli bir şuruptur. Küçük büyük her yaşta istimal edilebilir .7
Zührevi ve cilt hastalıkları
Dr.
ğleden sonra Beyoğlu Ağacami karşısında No. 33 Telefon 41358
GRiPsiz, NEZLEsiz, ÖKSÜRÜKsüz VALDA
Hakikî V A L D A ismi üzerinde ısrar ediniz. Her mühim eczanede bulunur.
Aslpin Kenan
MSIzl soğuk algınlığından, nezleden, gripten, baş H ve diş egolarından koruyacak en İyi İlâç budur
İsmine dikkat buyurulması
Avrupada en k ullanılan
H
İstanbul Belediyesi ilânları
Mevsimlik muhammen kirası ilk teminatı
Floryada Florya çarşısında N. 9 Dikkân 170,00 12,75
„ „ „ „ ıo 80,00 6,00
„ „ „ „ 11 95,00 7,13
„ „ „ „ 12 110,00 8,25
„ „ „ „ 13 (gazino) 320,00 24,00
Yukarıda numaralariyle mevş mlik muhammen kiralan yazılı Floryada Florya’ çarşısında dükkân ve gazino 940 senesi Şubat sonuna kadar kiraya verilmek üzere ayrı ayrı açık arttırmaya konulmuştur. Şartnameleri levazım müdürlüğünde görülebilir. İstekliler hizalarında gösterilen ilk teminat makbuz veya mektubiyle beraber 31—3—989 cuma günü saat 14 buçukta daimî encümende bulunmalıdırlar _____________________________________________(B.) (1747) TÜRK ANTRASİTİ!
Her cins soba ve maltızlar için ideal bir kömürdür
Satış Merkezi : GILKRIST VOKER ve Ksı. Ltd
Galata Yolcu Salonu karşısında Tahir han 5 ir.ci kat Tekfon 44915
İnhisarlar U. Müdürlüğünden
I — idaremizin Cibali Tütün ve kutu fabrikalarında hâlen
cut olanlarla mayıs 939 gayesine kadar “160.000” kilo birikeceği tahmin edilen tahta parçası evvelki ihale feshedilerek yeniden pazarlıkla arttırmaya konmuştur.
H — Muhammen bedeli beher 'kilosu “50” santim hesabiyle “800” ve yüzde 15 temim tı “120” liradır.
IH — Arttırma 18—3—939 tarikine rastlıyan cumartesi günü saat 10 da Kababaşta Levazım ve Mübayaat şubesi müdüriyetindeki satış komisyonunda yapılacaktır.
IV — Tahta nümuneleri Cibali ve kutu fabrikalarında görülebilir . “1674”

I — Mevcut şartname, proje ve keşfi mucibince Malatya tütün fabrikasında yaptırılacak Tretuar, asansör tesisatı, bahçe toprak tesviyesi drenaj bahçe dahilî yolları ve ihata dıvarları işleri ve bunlara ait imalâtı sınaiye kapalı zarfla eksiltmeye konmuştur.
II — Keşif bedeli 36.796 lira 97 kuruş olup teminat akçesi 2.759 lira 77 kuruştur.
III — Eksiltme 27—3—939 pazartesi günü saat 15 te Kaba taşta Levazım ve Mübayaat şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır.
IV — Şartname, keşifname ve projeleri 184 kuruş mukabilinde Levazım şubesinden ve Ankara, İzmir, Malatya Başmüdürlüklerinden alınabilir.
V — Bu işe girmek istiyenlerin yüksek mimar veya yüksek mühendis olmaları veyahut mukaveleyi birlikte imzalamak üzere bu evsafta bir mühendis veya bir mimarla iştirak etmiş bulunmaları ve şimdiye kadar bu kabil “50.000” liralık bir işin muvaffakiyetle yapmış ve bitirmiş olmaları şarttır.
VI — Taliplerin eksiltme gününden 8 gün evveline kadar bizzat Umum Müdürlük inşaat Şubesine müracaat ederek fennî ehliyet vesikası almaları lâzımdır.
Vn — isteklilerin şartname ve projeler ve yukarıdaki maddede gösterilen ehliyet vesikası ve ayrıca kanunî vesika almaları teminat akçesi veya banka mektuplarını ve mühürlü fiat teklif mektuplarını ihtiva eden kapalı zarflarını eksiltme gününden nihayet saat 14 e kadar makbuz mukabilinde mezkûr komisyon riyasetine vermeleri lâzımdır.
Postada vaki olacak taaühürler kabul edilmez. "1489”
¥
Taıhih ilân
Gazetemizin 10*ve 13 tarihli nüshalarında inhisarlar Umum müdürlüğü Kalorifer tesisatı ihale günü 27 mart 1939 pazartesi yerine sehven 28 mart yazılmıştır. Tashihen ilân olunur.
öksürenlere : KATRAN HAKKI EKREM
POKER
Bıçağıdır
Tıraş bıçakları memleketimize!' dahi en çok atvilen
Poker Traş
M o d e r
I
TÜRK HAVA KURUMU Büyük Piyangosu Altıncı Keşide; 11-Nisan-939 dadır Büyük İkramiye. 200.000 Liradır, Bundan başka 40.000,25.000,20.000 15.000 10.000 liralık ikramiyelerle ( 200.000 ve 50.000 ) liralık iki adet mükâfat vardır DİKKAT:
Bilet alan herkes 7/Nlsan/939 günü akşamına kadar biletini değiştirmiş bulunmalıdır..
Sahibıı Ahmet Cemaleddin SARAÇOĞLU
Meşıiyal müdürü: Macit ÇETİN Basıldığı yer Matbaai Ebüzziya
| Devlet Demiryolları İlânları
-.uncu İşletme Müdürlüğünden ;
Tam vagon hamulesiyle Avrufcadan gelen ve Sirkeci istasyonunda idare tarafından ambara boşaltılan ve tabiat ve evsafı dolayısiyle hususî ihtimamı icab ettiren nazik e yanın ambarda gerek tasnif, muayene ve tartısı ve grek ambardan alın ş ak arabaya yükletilmesi ameliyele rinin mütehassıs işçilerine yaptınltnak üzere mürselünileyhlere bırakıldığı ve bu eşyanın yalnız vagondan ambara getirilmesi için ton başına 20 kuruş İhraç ücreti istifa edi eceği ilân olunur. (1742)

Muhammen bedel! (1597' lira olan 6 kalem muhtelif cins lâstik malzeme 3—4—939 pazartesi günü saat (10.30) on buçukta Hay -darpaşada Gar binasındaki satın alma komisyonu tarafından açık eksiltme usuli ile satın alınacaktır.
Bu işe girmek istiyenlerin kanurun tayin ettiği vesaik ile (119) lira (78) kuruşluk muvakat teminat!iriyle birlikte eksiltme günü saatine kadar komisyona müracaatları lâzımdır.
Bu işe ait şartnameler Haydarı aşada Gar binasındaki satınalma komisyonu tarafından parasız olarak dağıtılmaktadır. (1734)
Adabı Muaşeret Yazan : SÜHEYLA MUZAFFER Askere, memura, kadın ı erkeğe, talebeye günün en lüzumlu eseri. 1939, senesi muaşeret adabının tekâmülüne göre yazılmış ilk kitap.
Fiatı: Cildsiz 50, Cildli 75 kuruş.
Satış yeri : İNKILÂB KİTABuVİ «aosss
İstanbul Emniyet Sandığı Direktörlüğünden : 38/446
Emniyet Sandığına borçlu ölü Bayan Fatma Nire varislerine ilân yoliyle tebliğ:
General Sami kızı Bayan Nire Boğaziçi Vanıköy mahalesi n caddesi eski 44, 44, 44, 44 mükerrer 46 yeni 82, 84 numaralı ahşap iki sahilhane ile 44 numaralı sahili aneye cari mailezizin tamamı va 46 numaralı sahilhaneye cari nısıf masuramailezizin 2/4 hissesi (en yeni 78, 78/1 No.)
Birinci derecede ipotek göstererek 28—12—985 tarihinde 22823 hesap numarasiyle sandığımızdan aldığı 850 lira borcu 29—3—938 tarihine kadar ödemediğinizden fai-., komisyon ve masarifi ile Beraber borç 930 lira 76 kuruşa varmıştır. Bu sebeple 3202 numaralı kanun mucibince hakkında icra takibi baş -ımak üzere tanzim olunan ihbar-name borçlunun mukavelenamede gösterdiği ikametgâhına gönderil -mis ise de borçlu Bayan Fatma Nirerin yukarıda yazılı adreste öldüğü anlaşılmış ve tebliğ yapılamamıştır. Mezkûr kanunun 45 inci madesl vefat halinde tebligatın ilân suretiyle yapılmasını âmirdir borçlu ölü Bayan Fatma Nire mirasçıları İşbu ilân tarihinden itibaren bir buçuk ay içinde Sandığımıza müracaatla murislerinin 'borcunu ödemeleri veya kanunen kabule şayan bir itirazları var ise bildirmeleri lâzımdır. Mirasçılar İpoteği kurtarmazlar veyahut başlıyan takibi usul dairesinde durdurmazlarsa ipotekli gayri menkul mezkûr kanuna göre Sandıkça satılacaktır. Bu cihetler alakadarlarca bilinip ona göre hareket edilmek ve her birine ayrı ayrı ihbarname tebliği makamına kaim olmak üzere keyfiyet ilân olunur. (1732)