SALI
16
MART
w»
Onuncu TU
No. 3258
1000
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MUDAFİİYİZ
BIDILİ
BcneM
M00 ₺
İdare: Nuruoemanly* No. Tel adrost: «TNNÎ SABAH» İSTANBUL Telefon: NHM
AYH31
HU ’-TCRDl
K00 ) 1000 ) (00 . w»
• • ■ Mm
VARIR
İstanbul Milletvekili
O. Nuri Körü
Kendisine gönderilen telgraflara toptan cevab veriyor ve D. P. kurucularına bir kerre daha hücum ediyor..
■7
16 1ar Konferansı Dün Pariste Toplandı
5
• (
«Türkiye'nin İktisadî ve malî güçlükleri endişe vericidir Sadak, Türkiye her hususta Avrupa ıın diğer kısmı ile mütesanittir, dedi
t
(4
Bevin ve Bidault da mühim birer nutuk söyledi. Konferansa Almanyanın da iştirakinin muhtemel olduğu bildiriliyor
(AP.) — Avrupa kal-konfe-
Fransız Dış Bakanı Bidaıılt
Paris: 15 kınmaeite ilgili 16 devlet ransı bugün Türkiye saatiyle 16.05 te resmen açılmıştır.
Başkanlık mevkiini işgal eden İngiltere Dışişleri Bakanı Emest Bevin, kalkııınıâ bahsinde kaydej dilen terakkilerin derhal gözdeni geçirilmeğe beblanılınasıuı.- oturul mnn iiti briçnk saat Fttifnesini v(5 yana sabah bir komite toplantışı yapılmasını teklif etmiştir.
Teklif mucibince, delegeler ya-|) rm öğleden ı»()nra umumî bir top-, lantı yâpaftik köfnlte taponum müzakereye koyacaklardır.
Bevin. teklifinin kabul edilmesi halinde konferansın jantı akşama kadar ödevini bitirmiş olacağını ve (Devamı Su, 5; Sü.t 3 de)
İngiliz Dış Bakanı Bevin
Necati Erdem haksızmı?
M
Şimdi Demokrat Parti Haysiyet Ditûm düzinelerle örneği bulunan bir hâdiseyi, bir Demokrat Parti milletvekili ifade etmiş diye, onun aleyhinde partiden ihraç kararı vermiş. Necati Haysiyet Divânının değil, Halk Partisi hükümetlerinin idare tarzının kurbanıdır.
uğla Milletvekili Demok- doğru ve hakikatlere tıpatıp uygun olan bu sözlerin söylenmesi mcs’uliyeti Erdrm’enıi ald-
■a. ugfa Milletvekili Demok-Tatlardan Necati Erdem " ’ haysiyet divanınca - son
günlerde seri halindeki haberler arasında - partiden cıkaı ılnnş-
tır. ■
Haysiyet divanının ihraç ka-1 rar ı d m gerekçesinde, çok dikkati çekecek, bir nokta var ki, bugün işte bu nokta üzerinde durmak İstiyoruz; Bu ısrar ve tevakkufumuzun sebebi bu hastalığın çok şumûllii bir mahiyet almış bulunmasıdır. Hâdise şudur: j
Mebusların keudi yıllık ve1 yolluk ödeneklerine yaptıkları lamlar bahsinde unııımî efkârın bu zamlara muarız olduğunu belirten lılr Milletvekiline Necati Erdem demiş ki: «Efkârı u-nıuıniye dediğin nedir? Dir takım...; bir iki gazete, iki iiç gün ele ahr, sonra kapanır gider.» Binaenaleyh madem kİ, İşin cereyanı bu olacaktır, ödeneklere rammı yapınalı ve paraları cebe indirmeli.
Bu telâki ve görüş tarzını çok esefle kaydediyoruz, bir takım Halk Partili : çevrelerin memlekette çeyrek _ sırdır yarattıkları bozuk lılr hava ve zihniyetin düpedüz ve maskesiz ifadesidir. Halk Partisi hic bir zaman umumi efkâra zerre kadar değer ve kıymet vermiş nddlr? Mületin ve i halkın en kudsa! hakkı olaıı seçin» salâhiyetini lıllo İki Uç, hattâ tek şahsa bağlamış ve o himi seçerse, kimi tavsiye e-' flerse, onu halka seçtirmiştir.
Yıllar ve yıllar bu böyle sürüp gitmiştir. Son demokratik K'lişnıe hevesi başlayarak şöyle bövle nlsbî bir serbesti verilir gibi olup da umumi efkâr Halli Partisi lehinde tezahür etmeyince derhal bu Idtle ha-reketi zamanın Başbakanı ağlında baldın çıplakların gösterisi vasfını aldı. Kitleler ILrik Partisi ve hükümeti lehinde o-hırsa, ncclb ve asil Türk milleti olur. Halk Partisi olunca baldırı ( »plak sürüsü sayılmak Icab ♦■dır. Bu kadar bariz ve garlb bir ruh hâli dünyanın hangi nıenı'ek* tinde te hangi devriiı-dr göriilmüştUr.
Sonra Necati Erdeni «Aldırmayın, Mr Hd gazete bhrkaç F» bu bahse dokunur, sonra İş unotulor gider.» demiş. Çata
U'
zimamdarların ve f )mlekette çeyrek a-
Yeni Partim şayiaları
Osman Bölük başı ne diyor?..
— o --------
(*Z?. P. hakikî muhalefeti temsil ettiğini is bat edebilirse. parti kuracağı söy lenenlerin ona bir nefer gibi hizmet edeceklerine kaniim»
dir? Bizce katiyen... Zira bu türlü konu^ulabilmenin en büyük sorumlusu Halk Partisi hükümetleri, Saracoğlulan, Receb Pekerleri vesalresldirl
Hâdiseler hakikaten böyle cereyan etmez mi? Bir mes’ele, bir dâva, bir sullstlmâl, bir yolsuzluk gazete sütunlarına akseder, bir İki gün bahis mevzuu olur, ilgililerin dikkat nazarları çekilir, alâkadar ve me’au) Ba-(Devamı Sa., 3; Sü„ 4 de)
II
açıkladı
Bugünkü ihtilâf ne Öner ve ne de ödenek mesel esidir..,,
Emin Sazak: “Buhranı asıl Köprülünün gururu ile Menderesin siyaset oyununa olan ihtilası yaratmıştır,, diyor
Genel İdare kurulu ile İl İdare kurulları diin de toplandı
Demokrat Parti Eekişehir milletvekili Emin Sazak, parti içindeki bugünkü ihtilâf hakkında dün bir aksam gazetecine beyanatta bulunmuş ve ezcümle şunlan söylemiştir: 1
D. P. deki ilk ihtilâf, parti
«
genel kongresinin Ankarada yapıl ması teklifine mukabil, Adnan Menderes ve Fuad Köprülünün, îzmirde yapılmama* ileri aürmele-rile bağladı. Celâl Bayarla bu hu-
Dimitrof ansızın
Moskovaya gitti
Bulgar heyeti, Moskovada dostluk, işbirliği ve karşılıklı yardım paktı imzalıyacak
Bulgar
Londra, 15. (A.A)
Başbakanı Dimitrof’un başkanlığındaki bir heyet bugün 8of-yadan Moskovaya hareket etmiştir.
Moskova radyosunun verdiği bu haberde, ziyaretin maksadı bildirilmemiştir.
Sofya, 15, (A.A.) — Bulgar ajansı bildiriyor:
Başbakan Dimitrof’un başkan lığındaki bir hükümet heyeti Moskova’ya gitmek üzere bu-
I
Neticede, ıı-
susta konuştum, Ankara olursa o-rada daha serbest konuşulabileceğini ve delegelerin gelmelerinin daha kolay ve daha az nıc.srafb olacağını söyledim.
mumî idare heyetinin ittifakile tek lifim kabul olundu ne Köprülü ve ne de Menderes idare heyeti toplantısında bulunmadılar.
Umumî idare heyetinin âza ade di meselesinde, on beş kişi olması teklifime karşı yine Adnan Menderes ve Fuad Köprülü tarafından on kişi olması hususunda ileri sli- j rülen teklif ile ikinci ihtilâf zuhür etmiş oklu. Celâl Kayarla bu feu-, susta da görüşerek teklifimin sebebini bildirdim.
Umıunî idare heyetinin ittifaJdj; le, on beş kişi olması kararlaştın! dı ve karar kongrede de oy biıli-(Devamı Sa„ 5; Sil., 6 da)
Beyoğlu D.P. Merkez Bucağının Protestosu
--------o -
Beyoğlu D P. Merkez Bucağı idare kurulundan: Pazar gü nü II merkezinde yapılan toplantıda bulunmadıklarını bildirir, aşağıdaki mektubu aldık:
Sayın Yen! Sabah gazetesi Yazı İşleri Müdürlüğüne;
Bütün partilileri temsilen
14 Mart 1948 pazar günü Demokrat Parti İlçe, bucak ve o-cak _idare kurullarının ve bu I mayanda D. P. Beyoğlu İlçesi ve bucaklarının da Demokrat Parti İstanbul İl merkezinde toplanarak bazı kararlara var dıklannı bugünkü gazetelerden öğrenmiş bulunuyoruz.
Halbuki; Beyoğlu İlçesine bağlı bulunan bucaklardan birisi olan bucağımız. Demokrat Parti Beyoğlu Merkez oucağı ve kendisine bağlı bulunan As-nıalınıescld, Fîruzağa, Hüseyin Devamı Sa., 5; Sii,, t da
Komünisti k Iddiasile Mevkuf Pulunan
gün iki uçakla Sofya'dan haıe-et etmiştir. Bu heyet Sovyet-ler birliği ile bir dostluk, işbirliği ve karşılhklı yardım andlaş-ması imza edecektir.
Heyete Başbakan yardımcısı, Dışişleri Bakanı Vasıl Kolarov, Başbakan yardımcısı Tıaitoho Kostov, Başbakan yaıdımcısı, ve elektrikleştirme bakam Ki-i Geriye kollan yirmi altı kişinin duruş* mon Guerogiuev,. Başbakan yardımcısı Gueorgui ve mahal-1
(Devamı Sa,, 5; Sü, J acı i
56 sanıktan 30 u dün tahliye edildi
I
t
ması
Osman Biilıikbaşı
Ankara 15, (Huhusî) — Dün i'ÇncUHile görüştüğüm Osman Bölükbaşı ya şu suali sordum:
Mareşal Fevzi Çakmak Hikmet Bayur, Kenan öner, Osman Nuri Könl, ve Mustafa Kentli ile bir parti kuracağınız bir çok defalar gazeteler tarafından yazıldı. Bu maksatla D. (Devamı Sa., 5; 8V„ 2 de)
İstanbul Barosu’nun verdiği ziyafet İstanbul Barosu mensuplan tarafından dün akşam saat 20 de Taksim Belediye gazinosunda Adalet mensuplarına muhterem bir ziyafet verilmiş, samimî ve meslekî bir toplantı yapılmıştı.
Ziyafette Adalet Bakanı. Yargıtay başkam, İstanbul Valisi Polis müdürü İstanbul yar-1 (Devamı 8a„ S; Stl, iac) |
Tarım Bakanı ifadesinde İçişleri Bakanı Münir Hüsrev Göle’nin bir tavassutundan bahsetti
Hükümet ve rejimi yıkmak gayesi 1 e komünist parti kurmaktan sanık 56 kişinin duruşmasına dün 2 ııei ağuceza mahkemesinde devam olunmuştur.
Dün saat 15 ten 17-30 a kadar cıe-•vanı eden duruşma sonunda mahkeme 30 sanığın tahliyesine karar vermiştir.
Tahliye edilenler şunlardır: Cenah Şehubeddin. Hilmi. Tahir Ara, Osman K m-nal, Sabri Salar; Nev-san Cıva, Mü'min Kolan, Mustafa,
san Cıva, Mü'min Kalan, Mustafa, Ragıb, Mehmed Çoban, Leon, Yusuf Balkanlı, Jak, Hftdl, İsmail, HÜrrl-yet Engin, Mustafa Bakılan ve diğer arkadaşları. •
Eski adliye müfettişi Esad Adi] Müstecabl ve Dr. Şefik Hüsnü ile diğer 24 saıijğm mevkuflu hallerinin devamına karar verilmiştir.
Tahliyesine karar verilen 30 sanık otobüsle Sultanahmed Cezaevi, ne götürülmüş ve oradan serbest (Devamı Sa . 5; Sil., 3 ce)
AKVIMDEN BİR YAPRAK
Ankara: 15 (Hususî) — Yüce Divân bugün de saat 10 da toplanarak tomruk işi hakkındaki ga-hidterin dinlenmesine devam etmiştir. Evvelâ dinlenen Tarım Bakanı Tahsin Cogkan tomruk meselesine dair bildiklerini anlatarak bir gün halen İçişleri Bakanı olan Münir Hüsrev Gölenin telefon e-derek tomruk meselesine dair birisinin kendlsile görüşmek istediğini bildirerek ismini hatırlıyama-dığı bir zatı göndereceğini, bu zatın kendisine kibrit İdaresinin mü teahhlt Hüsnü Ulustan 106 liradan tomruk alırken kendisinin 85 liradan ayni müteahhitten tomruk aldığını, bu işte ‘*i*‘ suiistimal bulunduğunu bildirdiğini bunun ü-ferlne adamı müfettişlere göuder-dlğlnJ, bir taraftan da orman 1da-‘ resinden tomruk fiyatı İstediğini, gelen fiyatların idarenin aldığı fiyatlardan çok aşağı olduğunu gör düğünü söylemiş ve başkanın fiyat gelmeden ihalenin yapılmasının doğru olup olmadığı sualine doğru olmadığını bildirmiştir.
Bundan sonra sanık avukatla*)' tarafından Bakana bazı sualler so nılmuş, Bakan bunlardan bazılarını cevablandımuş, bazılarını dv orvabBiz bırakmıştu*. Bu arada söz alan savcı İçişleri Bakanı Münir I, Hiterev Götenio 4e tanık olemkj
dinlenmesini istemiş, bu hususta bir karar verilmeden diğer tanıkların dinlenmesine geçilmiştir.
İkinci olarak dinlenen tanık Ne-
cat, nln tere
Haşan Verdi Tomkal şirketi-nasıl kurulduğunu, müfettiş-bahsedilmediği için tahkikat (Devamı Sa, 5; Sil., 4 de)
İrving R. Kuenzli Japonya, Çin ve Hindistandaki intihalarını anlatıyor
Amerikan Muallimler Birli
allbnlerimtate
Tasfiyemi? Inhilalmi?
ünün en mühim vakıası Demokrat Partinin suya atılmış bir şeker parçası gibi yavaş yavaş orimosldlr. bahsin acılığını bu | tatlı teşbihlerle gl-
derobilecek miyiz? Bilmem. Fakat baş döndürücü sür'atle yürüyen hâdiseler karşısında bu acı hakikati anlamak ve İtiraf etmek zorundayız.
Dün garlb bir tevârüd eseri olarak İki muhalif gazetenin başmakaleleri bu ınes’elenln umumi kongre ile hah lodilmcslni tavsiyo ediyorlardı. Demok rat Partinin manevi şahsiyetini tu* tanlar ve sevenler için hakikaten bu, son ümiddir. Fakat bu ümidin tahakkukunu pok zannetmiyoruz.
Partinin Içindokl muâruların arasında açılan boşluk, uçurum olmasa da derin blror hendek genişllftlndedlr; onu dolduracak hüsnünlyot malzemesinin kifayetsizliğini hüzünle, elemle görüyoruz. Bu itibarla büyük kongrenin do bu zaafına bir deva olacağına emin değiliz.
Demokrat Parti pek güzel doğdu. Memleket tok partili elstomden çok
partili idareye Demokrat Parti teşekkülü İle girdi. Doğduktan sonra neenı lekette sekterllk ruhlie sıkı mücadele “T~®tt», tek partili roji-y | mln bütün ihtllâcia-________________i rını kâh cesaretle,
kâh imanla, kâh teslimiyetle sineye çekti. Parasız, vesalteiz ve yardımsız mücadele kolay değildir; parti teşekkül edip çalışmağa başladığı günlerde memlekette Demokrasi anotta lâfla ıncvoud idi. Buna rağmen Demokrat Parti, dâvalarının az zamanda tahakkukuna şahit! olmak saadetini idrâk etmiştir. Demokratlar:
Az zanı&ıı icre çok iş itmiş İdi mısraı ile tofahür edebilirler, içlerinde kuvvetli elemanlar vardı. Fakat ne yazık kİ gürbüz gövdeli ağacın özün-don hayatiyetini kemiren âmiller de varmış. Bu zaaf, kuvvetti ınoyvala-rın dökülmosilo açığa çıktı. Uzaklaş-tırılanlar bir siyasi fırka için feda e-dllir şahslyotler değildi; poleınlst politikacılığın bütün vasıflarını taşıyan bu enerji bataryalarının Demokrat Partiden istifası telâfi edilmez bir tlyâ, İdi.
(Lütfen sayfayı (pvtrtntv
SAYFA:2
f EN! SABAH
16 M AB. T 1948
■ ■ ■■ 1 -■ ■ -
X
Yazan: Profesör Kenan Öner
★
— 16 —
Mantık ve hukuk nRzariyelerile ak3İni isbata imkân olınıyan bu mUtaleaların millet ruhundaki tesirini baltalamak için yalnız VAKİT ’ğazetcsiıûn büyük Us’u ertesi gün bir demagoji tecrübesine kalkmış, takat altı üstünü tutmayan bu yazı cevab külfetine değmediği için sükûtla mukabele görmüştü..(
t
BELEDİYE İNTİHABI :
Demokrat Parti Belediye seçimlerine iştirak etmemeğe Karar vermekle beraber, ne şartlar altında olursa olsun, millet iradesinin tezahürüne dînden geldiği kadar hizmeti vazife bildiği için elindeki vesait kırıııtısile bu seçimi kanun dairesinde murakabe etmekten de faıig olamamıştı. Seçim kanununda - tatbik olunabilir ise - az çok müeyyide bulunmakla beraber komisyon ve kurullarda bulunacak olan tenı-silcilerin vazife ve salâhiyetleri, belki de kasden, mübhem bırakılmıştı. Bütün seçimlerde müessir olacak ve en esaslı teminat teşkil edecek olan bu ibhamın halli kadar da lüzumlu bir şey tasavvur edilemezdi. Bu düşünce ile Belediye reisine bir dilekçe ilo müracaat ederek izahat istedim. Aldığım cevab bu vuzuhsuzluğu olduğu gibi bıraktığı için gazetelere beyanatta bulunarak umumî efkârın tenvirini faydalı buldum. 25 Mayıs’ tarihinde bu beyanatta hâdise şu surette tesbit edilmişti;
bir gün sırasında söylenen
«Huzurunuzda Belediye seçimlerinin bir giiude yapılması İıük-
Deıııokratik ve günün ihtiyacına cevab verecek bir bürolarındaki bulunan siyasî Bununla lıer-vatandas-
25 MAYIS TARİHLİ BEYANATIM
«Belediye intihabına dair ahiren neşrolunan karnımla seçimlerde bulunacak parti temsilcilerinin salâhiyetlerinin neden ibaret olacağı tasrih edilmemiş olduğu cihetle bunun tavzihini ıe bir talimatname. yapılmışsa suretinin gönderilmesini Belediye reisliğinden rica ettiğimiz. lıulde aldığımız ccvabda (Bu mümessillerin haiz okluğu hak ve vazifelerin bir müşahidin hak ve vazifelerinin ayni okluğu ve kanunun açık beyanının tatbik şeklini gösterir ayrıca bir talimatname bulunmadığı) bildirilmiştir.
Bilâhare ilçe seçim kurullarından, tezkere ile vâki olan temaslar neticesinde, aldığımız neticeye göre sandık başlarında bulunacak mümessillerin intihab sonuna kadar kalarak sonra sandıklarla beraber Belediye şubeleri merkezine gelecekleri, sandıkları oradaki kurula teslim ettikten sonra vazifelerinin sona ereceği ve tasnif esnasında seçim kıırullarıua gönderilecek bir tek mümessilin lıuzurile tekrar tasnif edileceği anlaşılmıştır.
Halbuki yapılan tadilâtın ruhu itibarile bu seçimlerin zarfında ikmali icab edeceği yine bu kamınım müzakeresi İçişleri Bakam tarafından esbabı ınucibeyi izah sadedinde
sözlere bakılırsa kanunun bu şekilde tatbiki seçim ve reylerin emniyetini teminden uzak kalacaktır. • ‘
Kanunun bahsettiğim ruhuna göre seçimlerin selâmetini temin i-çin seçimin ikmalini müteaklb derhal murakib ve müşahidlcr önünde sandıklar açılarak tasnif edilmedikçe (faraza yalnız Beyoğlu merkezinde toplanacak 308 sandıktan birisini çekerek tasnifi yapılırken geri kalan sandıkların ismetini muhafaza istcnilse de kabil olamıya-cağı ve bu sandıklar geceledikten sonra yapılacak tasnifin memlekette şübhe ile karşılaşacağı nazara alınarak) tatbik olunacak bu usulün maksada ne dereceye kadar uygun bulunacağım izaha lüzum gö-reuıeuı.
Bunu kanunun Büyük Millet Meclisinde müzakeresi sırasında İçişleri Bakanının verdiği izahatta kullandığı şu cümlelerle ılc teyid ederini
m ünü getirdik... tâdil hükmü olarak seçim merkez kurulları ve seçim seçim komisyonlarım her hangi bir yerde teşkilâtı partilerin temsilci göndermeleri yetkisini kabul ettik, hangi bir siyasi partinin cereyan etmekte olan seçimlerde
Uınn gerek oylarım kıülanırkeıı ve gerek oylar tasnif edilirken temsilciler bulundurmak suretlle selâmeti cereyanına ıttıla hasıl olmasını mümkün kıldık., ve nihayet bir günde icra edilecek seçimin pazara rastlaması gibi bir seçimin hangi saatte başlayıp lısuıgi saatte biteceğini kanunda tasrih ettik...» şeklindeki izahatı ve kanunun bu husustaki maddesi oylar sona erdikten sonra on dokuza kadar bekinerek derhal açılıp tasnifini âmir bulunmaktadır.
Buna göre reylerin atılması sona erdikten sonra saat 19 da sandıkların açılıp tasnife başlanması gerekirken seçim kurullarına götürülmesi iddiası yukarıda izah edilen kanunun ruhunu yerine getirmemek ve böylece seçim ve rey serbestisinin ihlâli yoluna gitmektir.
Şimdiden bu işle alâkadar olanlara kanun hükümlerini hatırlatarak, kasde makrûn olmasa bile, milli hâkimiyetin tezahürüne imkân bırakmıyacak hareketten çeRinmek icab edeceğim hatırlatırım.»
★
Belediye seçimlerinin ne gibi şartlar altında yapıldığını hepimiz biliyoruz. Başka yerlerde neler olduğunu şahsî görüş ve bilişle kat'î surette tesbit imkânına malik değilim. Fakat Istanbuldaki Belediye seçimi Demokrat Partinin murakabesi altında akıp gittiği için bu husustaki kanaatlerimi tam bir salâhiyetle ortaya atmak hakkını kendimde bulmaktayım.
TEHDİDLER, HİYLELER
Bu belediye intihabı hükümet nüfuz ve kuvvetinin müduhalesile mutlaka Halk Partisinin galebesini temin edecek bankı ve hilelerle yapılmış, halkın bir çoğu tarlalarına bile gönclerilıııiyerck zorla Halk Partisinin listeleri sandıklara attırılmış, bilhassa ekalliyetler muhitinde seçimler, ekmek ve gaz karnesi verilmiyeceği tehdidleri ve muhtarların korkutucu müdahalelerile karşılaşmış, intihabdan evvel evlere dağıtılan mühürlü zarflarla sandık başlarına gelnıiyenleı- namına oy kullandırılmış, gelenlerden Halk Partisine rey vcrmiyeeekleri anlaşılan seçmenler (Senin ismin filân sandıktadır), (Oraya git) tavsiyesile bürolar arasında koşturula koşturula seçim, bir balâ ve işkence haline sokulmuş, hâsılı akla gelen ve gelmiyeıı herşey tatbik olunarak umumî bir elbirliğile Halk Partisinin muvaffakiyeti temine çabalannııştn 1 Öğleye kadar bu hiyle ve tazyıklara tahammül gösteren Millî Kalkın 1 ma Partisi, görülür bir galebe ile iştirake devam ederken gün yarısın-1 dan sonra takatten kesilerek sahayı terketmiş, bu mücadelede büsbütün yalnız kalan iktidar partisi, boş kalan seçim sahasında istediği gibi at koşturarak mağlûbiyetten galibiyete fırlamış ve varım asırdan beri halkımızın alıştığı tek partili idare sistemini temin ve tarsin eylemiştir.
KOMİK TARAFLAR
Belediye seçiminin devamı miiddetince tatbik olunan usulün biraz da komik tarafını arza müsaadenizi dilerim:
Bu intihab yapılırken İstanbul semtlerinde halk ezilip dururyor, hattâ bu baskı yalnız seçime iştiraki teminle de kalmayıp mutlaka Halk Partisinin listelerini atmağa da icbar şeklinde mahiyetini gayrı kanunî bir şekle sokuyordu. Bu tazyik ve icbarın en umumî vasıtası da halka ekmek ve gaz karnesi vermemek şeklinde tezahür ediyordu.
(Devamı var)
AKViMDEN
Tasfiyemi?
fBaştarafı 1 incide)
Demokrat Parti, annesinden babasından başka bütün ailenin vücudll-nü teklediği nur topu gibi bir çoouk doğdu. Etrafına, neş’e, ünıld saçtı fakat n₺ yazık ki bcsllyemediler.
Ölüyor mu?
Bunu söylomoğe dilimiz varmıyor. Fakat zayıfdır; bazılarını endişelere düşerccck kadar zayıfdır.
Çeçen gün müstakil milletvekillerinden birine rastladım.. Malomlt bir cehre ile sanki bir tezkiyede bulunu-
înhilalmi?
yormuş gibi deril yandı:
— Çcko çeke nihayet bu vaziyote getirdiler: Öyle zannediyorum ki hâdiselerin yürüyüşünde içtirıâb edilemez vaziyetler hasıl oluyor. Bunun ö-nüne geçmeğe imkân yok.
— O haldo?
— O halde parti ya inhllâl edecek ve yerini gürbUz bir yavruya bıraka-oak...
— Hahud da?
— Vo yahud da müstakil grup şeklinde bu devreyi tamaınlıyaoakt
nkUVZCl!
Di YO
)
.1
I
►
D
* 1
sayısı ki-
• e yo
te-
Çiiıılri anlatan oguttıır
Bir alfabe müellifinin bir gazeteciye cevabı
Alfabe müellifi A. Hilmi Güçlü imzasîle aldığımız mek tubda, 19.2.948 tarih ve 917 sayılı Tasvir gazetesinin (Bu günlük) sütununda Balındır Dülger imzasile çıkan (Alfabe hırsızlık öğüdü veriyor) başlıklı yazıya verdiği aşağıdaki cevabın gazetemizde ııcşri rica edilmekte ve şöyle denilmektedir:
Bay B. Dülger Türk çocukluğunun toplumsal hayatına aid bir tekerlemeyi ve bu tekerlemeye bağlı güzel ve millî çocuk odununu — bir Türk değilmiş gibi— yad ı rgıya rak baskı
üç mîhonu aşan alfabe tabına haksız bir tecavüz nelttiniz. •
Sizi küplere bindiren
kerlenıeyi, Kaııf inan ve Fuad Bayıuur gibi kıymetli E-ğitlın a e öğretini otoritelerinin en yüksek değerde bir al fabe konusu diye kitablarına ainıış bulunduklarını öğrenerek işi kapatmağa çalıştığınızı tahmin ediyorum. (Birinci sınıfta çoc uğa göre mek teb. Rauf İnan. S. 181; ilk okuma ve yazma öğretimi. Fuad Baymur. S. 78 - 79
2 — Tekerlemeyi bir hırsız lık öğüdü telâkki etmeniz bir mantık garabetidir, çalanın asılacağını bir yazı belki bir
amma, her halde hırsızlığı teşvik eden bir öğüt olamaz.
3 — Bir vatandaş ve bir gazeteci olarak alfabe kita-
, hınduki bir parçadan Milli E-ğitinı adına bir endişe duymanızı saygıya değer bir hareket sayarım. Fakat dikkat çekmekle kalmak ve hüküm vermeği yetgililere bırakmak gerekirdi.
Halbuki siz, sanki daha çok resmi otoritelere çatmak içîıı bahane ariyan bir ruh Jıaleti ile kitab ve onu kabul edenler hakkında en ağır bir hükme varıyor ve:
— Onu idam ediniz! diyorsunuz.
Bütüııîyle bilmediğiniz bir kitab hakkında
İliç bir ilriıî yetğiniz de bulunmadığına göre— bu kadar kesin bir lıükme varmanızın vasfını tâyin etmeği sayın okurlara terkediyo-ruıu.
Hareketinizle, bu asil dâvaya ömrünün 30 plim veren bir öğretmenin haksız ye re kalbini kırmaktan ileri bir iş yapmış değilsiniz.
ÜNİVERSİTEDE:
Damad İbrahim paşa medresesi
bu alanda
Millî Türk Talebe Birliği, An-karadaki ilgililerle temaslarının bir neticesi olarak, Şehzadeba-şındaki Damad İbrahim Paşa Medresesini, dün teslim almışlardır.
Medrese, ilerde bir talebe yurdu haline getirilmek gayesi ile, şimdilik, sadece Birlik idarehanesi. olarak kullanılacaktır.
r
Azalar; “idare heyeti yolsuzluk yapmıştır. Mes’ulleriır mahkemeye verilmeleri lâzımdır,, diye bağırdılar
Madeni Eşya sanatkârları İstihlâk kooperatifinin senelik kongresi dutı saat 11 de Eminönü Halkevln-de yapılmıştır.
Necmcddlıı Deınirer kongre başkanlığına seçilmiş ve bunu mütea-kib gündem mucibince yönetim kurulu raporu okunduktan sonra mu-rakıblar raporunun okunmasına ge çilmiştlr. Söz alan, murakıblardan B. Alı, âzalann kömürlerinin naklin ele kullanılmak üzere kooperatif tarafından satm alınan kamyonun yalnız kooperatif menfaatine çalışmayıp. şoförün de İsticvabından an laşıldığı üzere, şahsi hizmetlerde de kullanıldığı ve bu yüzden yapılan kilometreye nisbeten pek az kâr getirdiğini söylemiştir.
Bu ayada söz alan birçok üyeler de alman kömürlerin ton başında 100 kilo noksan çıktığından şikâyet etmişlerdir.
Söz istiyen B. Ali, Müdür Nuri Ertunga’mn salâhiyeti olmaksızın kooperatif memurlarına parasız 3700 liralık kömür dağıttığını söylemiştir. Bu hususta konuşan nıu-rakıblardan Riyazi de, her tonda 100 kilo eksik verilmesi İçin, kömür
Betül Aytun aleyhinde açılan hakaret dâvası
tereke-
Kocası Alaadclini öldürdüğü İddia siyle ağır ceza mahkemesine verilen Betül Aytun aleyhinde Kadıköy asliye ceza mahkemesinde ayrıca a çılan hakaret dâvası dün sona ermiştir.
Davamn mevzuu şudur: Alaad-dinin ölümünden sonra Kadıköy hukuk hâkimi huzurunda
nin tesbiti sırasında Dr. Salih Sai-din karısı Refika, gelini Betüle ağır hakarette bulunmuş ve Betül de ona - rezil diye bağırmıştır.
Betül ile kaynanası Refikanın mütekabil olarak açtıkları hakaret dâvası dün Kadıköy asliye ceza mahkemesinde sona ermiş, mahkeme her iki sanığı 3 er ay hapse mah kûm etmiş ve ceza, mütekabil olduğu için sukut etmiştir.
Katilden saruk iki kişi yakalandı
Bundan üç ay evvel Bakırköyde Haznedar Çiftliğinde Ahmed Erdest adında bir genel sopa ile döverek öldürmekten sanık Haşan ve arkadaşı Şevket Koçak evvelki gün yakalanmışlardır.
Savcılıkta, sorgularım müteaklb tevkif edilen sanıklar ttğırcezaya verileceklerdir.
15 fabrikatör mahkemeye verildi, bir fabrika da muvakkaten kapatıldı
İş yerlerinde, son günlerde yapılan teftişler neticesinde İş kanunl-le işçilerin sağlığnn koruma ve İş emniyeti tüzüğüne riayet etmedikleri tesbit edilen 15 fabrikatör mah kemeye verilmiş ve bu arada bir fabrika da, kanun gereğince lüzum lu eksikliklerini tamamlayıncaya kadar kapatılmıştır.
I
Y. Oğretn len Okulunda
—■ —-o ------
Kendilerine verilen yemeklerin bozuk olduğunu iddia eden talebeler, pazar yiinii öğle ve akşam yemeklerini yemediler
tevzi memuruna, müdür taıahn-dan emir verilmiş olduğunun tesbit edildiğini bildirmiştir.
Bunun üzerine, eski ılare heyeti şiddetle tenJsld edilmiş, kürsüye ge len eski müdür Harun Uzunçam ve Ahmed Ateş: »Eğer iyice tedklk e-dllecek olursa, İdare heyetinin 80.000 liralık IhtlUuta ou imduğu L çln mahkemeye veriler. 945 - 46 1. dare heyeti gibi, mahkemeye verilmeleri İcab eder, demirlerdir.
Kooperatifin Halk Sandığı ve Bankasına olan borcu hakkında, toplantıya gelmiş bulunan banka müdürü B. Subhl «Kooperatifinizin sandığımıza 57.000 lira borcu vardır. Ve işin garibi de. borcunuz biz de mevduatınız başka bankalardadır. Bu vaziyet lcarşı-uıda. pik ve kömür almanıza para cihetinden yardım yapamayız^ demiştir.
1948 yılı büdcerinin :dikine geçilmiş ve 54.000 lira olırak gösterilen senelik masraf 48 000 lira olarak kabul edilmiştir.
Bundan sonra, kapak rey usulile yapılan yönetim kur :.(ı üyeleri ve murakıblar seçiminden sonra toplantıya son verilmiştir-
16 Mart şehitleri için bugün ihtifal yapılacak
16 Mart Şehidlerir.: anmak İçin bugün Eyübde bir İhtifal merasimi yapılacaktır.
Bu münasebetle vilâyet tarafından büyük bir program hazırlanmıştır.
Hazırlanan programa göre, mera sime iştirak edecek olan bando, askeri kıt’alar ve jolis müfrezesi, Köprüden 13.15; davetliler de 13 vapurile Eyübe hareket edecektir.
Merasime, saat 15 de bandonun çalacağı İstiklâl marşil» başltpıa-cak, ve sonra Şehir Meclisi âzaların dan biri, bugünün ehemmiyetini, ve şehid olan kahramanlarımızın hayatını anlatacaktır.
Bunu müteaklb Üniversiteli bir gencin konuşmasından sonra Şe-hldllğe çelenk konulacaktır Çanakkale zaferinin yıldönümü münasebetiyle
Şehidliklerİ İmâr Cemiyetinden:
5
ferinin yıldönümü nıünasebetile aziz şehidlerimizin ruhlarına ithaf edilmek üzere 19 Mart 948 Cuma günü Cuma namazından sonra Köprübaşmda Yeni Camide cemiyetimiz tarafuıdan mevlidi nebevi okutturulacaktır. Bu mevlûde herkes davetlidir. Profesör Ali Fuad Haşgi! dün bir konferans verdi
Hür Fikirleri Yayma cemiyetinin tertiplediği seri konferanslardan ye dincisi, diia saat 16,30 da Eminönü Halkey inde. Prof. Ali Fuad Başgil tarafından, «Hürriyetin değeri ) mevzuunda verilmiştir.
18 Msrt Çanakkale za-
Yüksek öğretmen okulu talebeleri; bir aydanberi, yedikleri yemeklerin kalitesinin bozuk olduğunu iddia etmekte, idareye yaptıkları şikâyetlerin nazarı itibara alınmadığını ileri sürmektedirler.
Talebeler bu durum karşısında, pazar günü öğle ve akşam yemeklerini yememişler, okul idaresini protesto etmişlerdir.
Kendileri ile görüştüğümüz talebeler, iddialarını şöyle anlatmışlardır.
«— Pazar günü, öğleyin bol sulu bir tahan pekmez, ne etin-1 den olduğu belirsiz bir yahni; , akşam yemeği olarak da yağsız İspanak ve sade suya biri piyaz verdiler. Şikâyet ettik, 1 aldırmadılar. Bu hal tam bir buçuk ay devam etmiştir.
Diğer taraftan, yüksek retmen okulu müdürü
Artüz çilere
«e
Og-
Cemal hâdise etrafında gazete-şunları söylemiştir: Pazar günü talebeler ye-vememişler. Ben henüz
mek muttali oldum, hâdiseyi tahki-•*
ke başlamış bulunuyorum.»
Telefonla konuştuğumuz müdür muavini de;
«— Bugünkü (dünkü) bir akşam gazetesinde çıkan haber, yüzdeyüz mübalâğalıdır. Talebe lerin hareketi sadece bir suite-fehhümdeıı ibarettir. Hâdiseyi bir raporla Bakanlığa da bildireceğiz.* demiştir.
Talebeler, a\nca. hâdise günü müdürün okulda bulunduğunu iddia etmişlerdir.
Jff A A R 11 T F.
Mual’im m kteblerin n yıl dönümü bugün kutlamak
Muallim mekteplerinin 100 üncü yıldönümü, bugün. Çapa-dairi— eğitini—üt-î'u-dr. b-ü yük bir merasimle kutlanacaktır.
Merasime iştirak etmek üzere, dün sabahki ekspresle Millî Eğitim Bakanını teınsilen ilk öğretim umum müdürü. Yunus Kâzım Koni, yüksek tedrisat umum müdürü Faik Resıd Önad ve Nurettin Bayman, Ankara -dan şehrimize gelmişlerdir.
Diğer taraftan yarın, Eminönü Halkevinde, muallim mektepleri ilk okul müdürü Cevdet Paşa için bir tören yapılacaktır.
Baheekapı t ram--
•------n--------
Yaşlı bir adam tramvay altında kaldı
Vatman irfanın idaresindeki Şehremini
vayı dün sabah Bahçekapıda A-li adında bir ihtiyara çarpmıştır.
Tekerlekler altında bir hayli sürüklenen ihtiyar adamı, vatmanın fren yapmasile parçalan maktan kurtulmuştur.
Ağır yaralı. Esnaf hastanesine kaldırılmıştır. -
| HER S4
Fuad Köprülünün bir mektubu
Dün sabah erkenden Fuad Köp rülü beni tolofonla aramı}j matbaaya gelir gelmez arkadaşlar haber verdiler. Hattâ den blriei:
— Allah versin Fıkracı, galiba kuJ ruouların sözcüsü oluyorsun! diye l!H life bilo etti.
Vakit pek erken olduğu vo ar* dadaşlar da henüz gelmemiş bulundukları için telefonu evvelâ Bcktaş açmış vo arkadaşlara:
fıkracıyı Köprücü aradı! dcmı$( Bereket versin ki bizim çocuklar leb demeden leblebiyi anlar kişiler olduklarından bana müjdeyi yetıştirm»$ier( Öğleye kadar bekledim Ankaradan bir ses çıkmayınca yemece eve gittim, ve ancak akşam üzerine doğrudur ki, Ankaradan aldığım, tayyare po^'asK le, gelmiş bir ınektubdan Köpriilınün beni aramasındaki hikmeti anladım. Filvâkı mektub bazı Demokrat Partililere göre parti kurucusu, tazılarına göre de yıkıcısı sayın Fuad Köprümden geliyordu ve şöyle diyordu:
Fıkracı,
Senin Demokrat Partiye kayıtlı oF madıgına çok üzüldüm. Hani bu üzün tümü seni aramızda görmomekten nıütevoiiıd bir his sayıp cJa böbürlen* mel Sana gelinceye kadar aram.zdı ellerine su dökemiyocc^jn şöhretler var. Senin partide yazılı olmadığına neden üzüldüm biliyor musun? Sade* ce partide nıııkayyed olmadığın için sana tantanalı bir tard cezası verime-diğimden öteirii. Anladrn değil mi? Partili olsaydın seni Haysiyet D.vâ-nına çeker ve kucağından tutunca da fırlatır atardım. İşte bunu yapamadığımdan dolayı müteessirim.
Yahu, nc alıp, ne veremiyorsun benden? Bir gün aziz dostum canciğer kardeşim Ahmed Emin Yalman ı)ele-biyo çatarsın; ferdası gün partimizin şanlı kurucuları olan dizlere dil uzatırsın; daha ertesi günü bana râm olmıyan, her emrime:
— Başüslüne! diyerek kabulden kaçınan hain ve satılmış düşmanlarımı medhedersm!... Nedir senden çea’iği-miz?...
Şimdi beni dinle. Ne de olsa bize bir zamanlar bir hayli hizmet ettin; bu itibarla sana baber vermeden, peşinen dikkat nazarını çekip ay. gmı derık alınanı tavsiye etmeden harek/. te gecmiyeyım dedim. Bundan s*mza benden ve kurucu arkadaşlarla hepimi zin akıl hocamız Ahıned Eınin Yalman dan bahsedecek olursan seni derhal Nihad Erim kardeşime şikâyet eder ve onun vasıtaslie de hakkından geıi-rim-----
Gözünü aç FTkr'jrrr^-cn
gün evvelâ «Vakarı başyazarı, sonra çarşamba pazarı ve nihayet Domotaal Partinin azarıyım. Bana itaat edip her dediğime eyvallah etmiyonlerin halleri meydanda. Sonra Ahmed E-min bey kardeşimle ağız birliği yapar, kuyruğuna bir komünistlik takar, canını yakarız.
Malûm a, anhyana sivrisinek saz, anlamıyana davul zurna az! derler. Ne demek istediğimi anlıyacak kadar feraset sahibi olduğunu sanıyorum. Bâki gözünü dört aç Fıkracı...»
★
Bu mektubu okudum, tekrar oku dum, tekrar tekrar okudum ve nihayet bir cevab yazmıya karar verdim.
___ Ne revab verdin? diyo mi, soruyorsunuz?
Müsaadenizle cevabımı da yarınkf fıkramda açıklıyayım.
FIKRACI
HER SAH AH
lemiyesi yerinde idi; fakat büyük bir tahsili olduğunu zannetmiyorum.
—Sonra ne oldu? Peki onun Ittihad ve Terakkiyi canlandırmak istemesine ne dersin?
— Vallah beyefendi ben u-zun zaman beraber çalıştım. Fakat onun usulünü anlıyama-dım. Sergüzeştçi idi... Babası da «Ne olacak bu çocuğun hali?» derdi.
— Demek halinden babası da memnun değildi?
— Şikâyet ederdi.
— Son zamanlarda babaaile görüşür müydün?
— Gına getirmişti.
— Senden ihtiyar mı idi?
— Kemsiniz efendim.
— Son zamanlarda nerede tururdu?
— Bursadan gelmiş, «Şişlide oturuyor» diyorlardı.
— Bursada nerede imiş?
— Küçük oğlu vardır... irfan bey onun yanında imiş.
— Peki sen son zamanlarda Kemal beyle görüşmez miydin?
— Hayır, beyim.
— Peki evrakını saklamışsınız?
— Hayır efendim.
— Peki, senin oğulların var mı?
— Var efendim.
—Kaç yaşındasın?
— Altmış sekiz.
O-
İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler rördüm?
Atatürk’e suıkasdın tafsilâtı ve içyüzü
4.
Yazan C« R
Tefrika Rto. 206
— Peki, Kemal bey sana çok itimad edermiş.
— Efendim, beni Kemal beye mal etmek istiyenler oldu.
— Demek sen siyasetle iştigal etmiyorsun?...
— Hayır efendim.
— Peki Kemal bey sana para vermez mi idi?
— Hayır, vermezdi... Katiyen bir şey almadım efendim.
— Peki ne ile geriniyordun?
— Birkaç işe girdim, çıktım. Kimisinde kaybettim. Kimisinde kazandım. Şimdi bahçemle meşgulüm; meyva satar, sebze sata: geçinirim.
(Müddeiumumi bey — Bu a-rada mütalaası sorulması üzerine maznunun fazla yaşlılığını ve faaliyeti siyasiyede bulundu ğuiıiın sabit olmadığı gibi şim-
di yaşının da buna miisaid bulunmadığım beyan ve gayrı mevkuf olarak devamı muhakemesini taleb etti. Heyeti hâkime bu talebi terviçle maznun Hilmi efendinin tahliyesine karar verdi. Müteakiben komiser Cavid efendi mahkeme huzuruna getirildi. Hüviyeti tesbit edildi. Maznun son zamanda Bakırköyünde bakkallıkla meş gul olduğunu, cüz’î bir sermayesi bulunduğunu, işgal esnasında hapsedildiğini söyledi.)
— Talât paşanın kaçacağını ne giin duydun?
— Efendim polis müdüriyetine avdet etmiştim: geç öğren dim.
— Mütarekede nc yaptın?
— Hayvanlarım vardı, onlar la meşgul oldum.
— Vazifene devam etmedin) mi? /
— Talât paşanın maiyetin- i den ayrıldıktan sonra müdiiri-ı yete gittim. Baktrköyiiııe ver- z mek istediler İstifa ettim, ! hizmetim vardır efendim. I
— Ne hizmetin vardır? I
— Efendim Kuvayı Milliye-1 ye kapsül lâzım olduğunu öğ-i rennıiştinı. Bunların Zeytinburl nundan irsalini temin edecek? faaliyette bulundum. J
— Sonra ne yaptın? J
— Polise avdet ettim. }
— Sonra? j
— 27 Haziranda zabıtadan infikâk ettim. I
— Sebebi? j
— Bilmiyorum efendim. i
— Ben sana söyliyeyim: An-ı lat bakalım, Terakkiperver fır-? ka için ne kadar çalıştın? Ba- ) kırköy şubesi için neler yaptın; I kimler bunu teşkil etti. I
— Efendini beni fırkanın res| miküşadıııa dâvet ettiler, git- ) tim. yoksa fırkaya girmedim.
— Heyeti idareye girmişsin?ı
— Memurdum beyefendi, ua"(l sil girerim. z
— Senin gibi adamlara fazla’ ceza lâzım değil, seni Üskiibeı gönderelim de sen de doğru dii-1 riist oturmadığının cezasını gör, d sana ne vazife verdiler? i
(Devamı var)
Ortaköydeki inhidam hadisesinin suçluları anlaşıldı
On gün evvel Ortaköyde Bahçe sokağında 57 numaralı ahşap ev çökmüş ve 3 kişi öbnüş-t ii
Savcılıkça yapılan tahkikat neticesinde, ivediye fen işleri müdürlüğü vilksek mimarlarından Azmi Kireçtepe ile Beşiktaş fen memurlarından Mehmet hâdiseye sebebiyet vermiş olmaktan suçlu görülmüştür.
Bu memurlar yaptıkları keşif neticesinde 59 numaralı e-vin çökmek üzere olduğunu tesbit ederek tahliye ettirdikleri halde bu evi yıktırmamışlar ve 57 numaralı evi de tahliye et-tirmemişleıdir .
Vilâyet idare heveti iki memur hakkmda lüzumu muhakeme kararı aldıkları takdirde sanıklar asliye cezaya verileceklerdir.
MART 1948
) ( * •
1364
Rum]
Mart
3
16
SALI
1367 tii.T Cem evvel
5
Kasım 130 — AY 3 — GÜN 76
Vakitlf
Güneş
Öğle
İkindi
Ahşan Ya tsı Tim: ah
Vasati D.
10
13
44
16
47
34
S.
6
12
15
18
19
4
Erâ ni
S
11
6
9
12
1
10
D
55
03
29
I
i
teni a a b a a
Komünist Çek idaresine karşı gizli mukavemet
SAYFA: fl
StalİB, 2) Martta mttlf karelere başlamağa haıır oldağunu bildirmiş
bvlunduğu-
(A.A.) —
Finlandiya
Moskova: 15 A.A.)’ *«■ M. S ta lin, Fin Otunhurbaşkanı M. Paaskiri'yi Sovyet hükümetinin bir dostluk, işbirliği ve karşılıklı yardım andlaş-maaının imzalanmağı için 32 Mart tarihinde müzakerelere başlamıva hazır nu bildirmiştir.
Moskova: lö
(Reuter).
Tass ajansı
Cumhurbaşkanı Paasikivi ile Mareşal Stalin arasında Fin-Rus dostluk, işbirliği ve karşılıklı yardım paktı hakkında teati edilen mektublann met nini yayınlanmıştır.
9 Maıt tarihli mektubunda Paa sikiri teklif edilen andlaşmanın Finlandiya Par lamentosunun reyine tâbi ol duğunu bildirmekte idi.
Sovyet hükümetinin teklifi Finlandiya hükümeti tarafın dan ilk müzakeresi yapılmak üzere Meclisteki gruplara sunulmuştu. Bu kongrede yapılan müzakereler esnasında muhtelif parti gruplarına mensub savlavlar askeri bir i •andlaşmanın imzası
ç sunda tereddütler izhar • inişlerdi.
C Mektubda «Finlandiya { kûmetinin, Finlandiya
C Sovvet Rusya arasında iyi r komşuluk ve samimî müna-l sebetleri bütüu kuvveti ile ) desteklemeği arzu ederek » müzakerelere başlamağı ka-/ bul ettiği ve bu müzakereler C esnasında andlaşına hüküm-[ leriıün tam bir tartışmadan £ geçirilmelerine imkân verile-r bileceğini ümid ettiği* ilâve ) ediliyordu.
r Paasikivi, [ kümelinin r Moskovada
( Fiu heyetinin t sonra Sovyet hükümetine uy S gıın gelecek bir tarihte gön-r derilmesin! kabul ettiğini de \ bildiriyordu.
*
) 11 Mart tarihli mektubun-
S da Mareşal Stalin, Sovyet r hükümetinin bir dostluk* ( işbirliği ve karşılıklı yardım r andlaşması imzalamak mak-) sadile 22 Martta müzakere-r lere başlamağa hazır bıılun-ı duğunu Paaskivi’ye bildir-{ tnekte idî.
husu-et-
hü-ile
Fiulandi.va hii-müza kerelerin, yapılmasını ve 20 Marttan
Amerikanın müdafaa
programı
Bir konferans sona ardi
Vaşiııgton: 15 (AP.) — Millî Müdafaa Bakanlığından bildirildiğine göre. Florida'da Key West'te toplanan ve Amerikanın müdafaa programı üzerinde tedkiklerde bulunan askeri konferans dün geç va kit sona ermiştir.
Donanmanın denizaltı üssü olan Key VVest’teki bir konferansa, Ame rikan Millî Müdafaa Bakanı James Forrestal tarafından tertib edilmiştir ve bilhassa, seferberlik ilân edilir edilmez orduya mensub muh telif birliklerin nasıl hareket edeceklerini tesbit maksadiyle hava, kara ve deniz ordularının ileri gelen komutanları aralarında istişarede bulunmuşlardır.
Güvenlik Konseyi, Çekoslovakyadaki Komünist darbesi hakkında tahkikat açılıp açılmamasına yarın karar verecek
Vaşiııgton 15, (AP) — Çe-koslovakvanın eski Vaşiııgton elçisi Juraj Slavik, dün verdiği bir demeçte, ( Çekoalovakyada şimdi yeni hükümete karşı büyük mikyasta bir gizli mukavemet hareketinin başlayacağını» söylemiş ve «insanlar esir gibi yaşamaya tahammül edemezler^ demiştir.
Slavik, bu mukavemet hareketinin daha önceden beri teşekkül etmeye başladığını, fakat Masaryk’in ölümü üzerine daha fazla kuvvetleneceğini de ayrıca işaret etmiş ve demiştir ki:
«Ben şahsan, Masaryk’in intihar ettiğine kaniim. Çünkü, son derece müteessir ve ümitsiz bir halde bulunuyordu. Ma-saryk hürriyet ve demokrasi uğruna kurban gitmiştir. Bütün dünvada adı hürmetle anı-lacaktır. ■
Vaşington, 15 (A.A) — Daily Mail gazetesinin vaşlafeton muhabiri, güvenilir kaymaklara atfen şunları bildirmektedir:
Çekoslovakyadaki komünist darbesinden sonra birleşmiş milletler teşkilâtı güvenlik konseyinin harekete geçmesi hakkında Şill tarafından ileri sürü-len taleb, Amerika tarafından desteklenecektir ,
Güvenlik konseyinin bu komünist darbesinde oynadığı rol hakkında bir tahkikat açılma-sına dair . Şili tarafından ileri sürülen talebin gündeme alınıp alınmıyacağı hususunda çarşam ba günü karar verilecektir.
Vaşington, 15, (A.A) — A-nıerika, güvenlik konseyinin Çekoslovakyadaki son hâdiseleri incelemekle görevlendirilmesi icabettiği yolundaki teklifi desteklemeye karar vermiştir.
Filistin işinde Rııs-Ameı ikan zıddiyeti
Arab devletleri Dışişleri Bakanları Konferansına Kral Farukda mümessil gönderecek
Nevyork: 15 (AP.) — Filistin meselesi hakkında Büyük Devletler arasında bugün, kat’î bir and-laşmaya varmak kabil olmıyaca-ğmı bildikleri halde yine bir toplantı yapılacaktır. Ingiltere, Ame rika, Fransa ve Rusya arasındaki bu görüşme son olacak ve Dört ler, bu iştişareleri hakkmdaki raporlarını akşama Güvenlik Konserine göndereceklerdir.
Yetkili kaynakların kanaatine göre, bu meselede Amerika ile Rusyanın görüşleri birbirine o kadar zıttır ki anlaşmaya varmalarına imkân yoktur.
Bugün yapılacak toplantıya A-rab mümessilliği de davet edilmiş tir; fakat Arabların gelip gelmeyecekleri malûm değildir.
Bağdad: 15 (AP.) — Associated Press muhabirine dün resmi bir şelkilde bildirildiğine göre, bütün Arab memleketlerinin Dışişleri Bakanları, Filistin meselesi-, ni gözden geçirmek ve Taksim plânının yerine geçecek mahiyette ye ni bir plân hazırlamak üzere, bu gün Beratta toplanacaklardır.
Beıut konferansının iki gün süreceği tahmin olunmaktadır.
Konferansa Kral Faruk da mümessil gönderecektir.
İngilizterin tahliyesi
Kudüs: 15 (A.A.) — Filistinde bulunmakta olan İngiliz askerî stoklarının nakli işi kısa bir aradan sonra faal bir şekilde devam etmektedir.
Bugün Kudüste yayınlanan res-
cikmeye yeter derecede gemi bulunmaması sebeb olmuştur.
Şimdiye kadar Hayfadan 145.000 ton askerî teçhizat yola çıkarılmıştır. İngiliz hükümeti, Filistinde hiç bir teçhizat ve mühim mat bırakmıyacaktır.
Dünkü Savaş
Kudüs: 15 (A.A.) — Filistinde Gaza bölgesinde Gath'da Arablar tarafından muhasara edilmek iste nen bir Yahudi kasabası civarında bütün gün devam eden savaşlar arasında 37 Arab ve Yahudinin ölmüş olduğu ve birçoğumun da yaralanmış bulunduğu bildirilmek tedir.
Yahudi kasabasından imdat fişekleri atılmış v« Yahudi takviyeleri mütearızları püskürtmüş-tür. Fakat bu arada bir çok Yahudi ölmüş veya yaralanmış bulunmaktaydı.
Daha sonra 14 zırhlı vâsıta ile mücehhez silâlılı bir Yahudi kolu ayni bölgede bir çok köylere taar raz etmiştir. Silâhlı bir Yahudi kolu ayni bölgede havaya uçurulmuştur.
Nablusta genel karargâhını kur muş olan Arab kurtuluş ordusunun Ederlerinden birisi olan Fevzi El Kavukçııyu öldürmek veya ele geçirmek için Haganah komandolarının Nablus' - Jnenin - Tulkram Arab üçgenine sızmıya muvaffak olmuş bulundukları bildirilmektedir. Kudüste Arab hücum kıtalarının merkezi olduğunu ileri süre-
• •
Necati Erdem Haksız mı?..
fBaşnıakaledeu devam) lıaıılar ekseriya ya lılç ses Çf karmazlar, ya çıkarsalar da ba aııcak sudan bir yalanlama veya açıklama şeklinde olur. Sonra gene herşey eski cereyanında devanı eder, o bahse bir daha dönülmez bile...
Misâl isterseniz, düziinelerle arasından birkaç tane verelim:
1 — Bîr Milletvekilinin ve bir sefirimizin yakını bir kadın, Fransız hududunda altın kaçakçılığı ciirınlle yakalanıyor. Fran sız mahkemelerine sevkediliyor. ve sonra herşey unutuluyor, mebus mebusluğuna, hanım da İşine devam edip gidiyor. Hiç hir daha kimse bu fiillerin müeyyidesi nedir, ne oldu, nasıl bir neticeye bağlandı diye sormuyor. Binaenaleyh Necati Erdeni haksız mı?.
2 — Atıf inan Bakan iken 7 Eylül kararlarından faydalanarak servet kazanmış deni-
{or. Evvelâ fısıltı haüude bâş-ayan bu söylenti gulgule haline geliyor, bir Meclis tahkikatı açılsın deniliyor, takat Meclis (460) mevcudun nasılsa 120, si ile böyle bir teklifi bir defa reddediyor ve artık bir daha o bahse kimse rücu etmek bile istemiyor. Atıf İnau da ralıatl İsviçreye kapağı atmakta buluyor. Hiç bir luarî veya siyasî makam bu azimete ejıgel olmak istemiyor. Herşey unutuluyor, o kadar ki, İnau gazetecilere «Allah aşkına artık benim yakamı bırakın!» diyecek kadar cesareti ileri götürüyor. Şu hâlde Necati Erdem haksız nu?
3 — Amerika bankalarında bazı Türklerin mevduatından dünya gazeteleri balısedi.tor. Maliye Bakanı buna sudan bile olmayan hafif bir cevab veriyor. Bankalar mevduat sahihlerinin aduu vermezler, bu esrardır diyor, geçiyor. Halbuki, başka memleketler, faraza Fran sa ve İsviçre hükümetleri şu dakikada Amerika İle tebaalarının mevduatı hakkında malûmat almak için Vaşingtonda müzakere halindedirler. Bunu ne soran var, ne araştıran. Yalnız Keşmir lütfen diyor ki, A-merikalılar bize bu isimleri bildirirlerse, öğrenmeği reddetmeyiz. Oh ne âlâ!., öğrenmek istemediğini bir adam daha nasıl sardı ifade edebilir? Dunun tepkisi nedir? Hiç. Unutulmak ve sükûn: Necati Erdcırt haksız mı?
4 kamarot kaçakçılık zan altına almıyor, yor, üzerinde bir liste çıkıyor. Gümrük ve Tekel Bakanı şahsan gazetecilere bu listeyi aynen neşredeceğim diyor. Bu a-çık vaadiıı üzerinden haftalar, hattâ yavaş yavaş aj lar geçmeğe başlıyor: çıt bile yok. Unutuldu, unutturuldu gitti... Necati Erdeni haksız mı?
5
Devlet Deniz ve Demiryolları mubayaa heyetiniu beraberlerinde getirdikleri eşya üstesi
Türkiyeye verilecek Amerikan uçakları
Kava müsait olmadığı için dün geleceği bildirilen hareket etmedi
tipi olup Amerikan hafif bombardıman uçaklarının en iyilerinden olarak kabul edilmektedir. Ve harb içinde inşa edilen uçaklar üzerinde yapılan tekâmül neticesi meydana gelmiştir. Bu uçaklar hem bin llbrelik bomba atabilirler ve hem de düşman kuvvetlerine taarruzda bulunabilirler. ı
Uçak elli kalibrerelik 18 makineli tüfekle de teçhiz edilmiştir. Amerikan hava kuvvetleri Ren mu harebelerinde kaıa kuvvetlerine taarruz için bu uçaklardan çok mikdarda kullanmışlardır. Uçaklar yüksek kabiliyetlerini Leyte Manila ve Pasifik harbinde de göstermişlerdir, İki motörlü olan uçakların sürati saatte 350 milden fazladır. Uçakta bir pilot bir radyocu ve bir de topçu bulunmak tadır.
uçaklar Atinadan
Ankara: 15 (Hu3U3Î) — Şehrimizde bulunan Amerikan yardım heyeti hava grupu başkanı General Hoag bu gün temaslarına başlamış ve saat 10,30 da Amerika büyük elçisini ziyaret etmiştir.
General bundan sonra saat 11,30 da Millî Savunma Bakanını makamında ziyaret ederek bir müddet görüşmüştür. Diğer taraftan Atinada bulunan Amerikan uçakları bugün havanın muhalefe ti dolayısile gelememiştir. Uçakların yarın şehrimize gelmesi beklenmektedir.
Ankara: 15 (Hususî) — General Hoag, Amerikan yardımı olarak Türkiyeye verilecek uçaklardan bir kısmının halen Atinada bulunduğunu ve bugünlerde uçakların Ankaraya gelerek Türk hava kuvvetlerine teslim edileceğini bildirmiştir. Uçaklar A-26 lnvader
idareci =
— (■
i goznse
-r- II I — -
aktüallteler
N
- İstanbul vapurunda bir yapmakla yakaiaıu-
Amerikadan sou gelen
rek bazı evleri havaya uçuran Stern çetesi mensubları İngiliz üniforması taşımakta idiler.
GÜVENLİK KONSEYİ TOPLANTISI TEHİR EOİLOİ
Londra 15 (Radyo - Sabaha karşı) — Filistin meselesini görüşmek üzere evvelce kararlaştırılan güven İlk konseyi toplantısı yarına tehir edilmiştir.
Haberleşme konferansına gidecek Türk hey’ati
Ankara, 15 (Hususî) — Ce-nevrede toplanacak olan haberleşme konferansına Türkiye a-dına B. Necmeddln Sadak’ın başkanlığında bir heyet katıla-çaktır
Heyete Kocaeli milletvekili Nihad Erim ve Bern elçisi Ya-kub Kadri Karaosmanoğlu şimdiden dahil bulunmakta iseler de heyetin diğer azasım teşkil edecek gazeteciler henüz belli değildir.
Hükümetin bu hususta İstanbul gazeteciler derneğinin mütalâasını alması kuvvetle muhtemeldir. Kat'I liste bu gün, yarın belli olacak ve heyet Cumartesi günü İstanbuldan kalkan uçakla doğruca Ceoevro ve aridâaektlr.
| r • i
jGünün enteresan haberleri I
I (_______________________________________________________________________________)
derek birkaç saniye zarfındâ ce-
vab almışlardır.
Bir defa da geçen sene yapılmış olan bu tecrübe bugün de tekrar edilecektir. (A.A.)
Bir Atom âlimi Avust rai yada Sydney — Atom bombası hak kında ihtisas sahibi olan tanınmış Ingiliz âlimlerinden profesör OU-fang dün akşam Londradan Svd-neye gelmiştir. İngiliz âlimi, Rus-yanm atom bombasının sırrını bil meşinin çok az muhtemel olduğunu söylemiş vo şunları ilâve etmiştir:
Rusyanın 5 İlâ 10 seneden evvel bir atom bombası imâl edebileceğini zannetmiyorum A.A.)
Yeni biı tip pilot sandalyesi Londra — İngiliz havacılık teknisyenleri pilotu havaya fırlatabi-len yeni bir tip pilot sandalyesi üzerinde tecrübelerde bulunmakta dırlar. Ingiliz hava kuvvetleri iler de son derece sür’atll-olan bütün uçakların pılotlarpiıu beklcnilmi-yen hâdiseler karşısında uçaktan atlıyabllmek .'sin pilot mahallerinden infilak maddeleri vasıtaslle fırlatılablteccklcrt kanataindedır.
115 bin Ingiliz kadım
Londra — Ingiltere Adalet Ba kan/Sir Hartley Shaweron dün İn giliz kadınlarından 15 000 inin yün lü sanayide çalışmaları talebinde bulunmuştur. Bakan, çalışmaya mecbur oinuyan kadınların harb-de yaptıkları gibi şimdi de yardım da bulunmalarının büyük bir feda kârlık olacağını söylemiş, fakat İs tlhsali arttırmak ve ihracat için tesblt olunan mikdarı elde etmek için bu yardımın lüzumlu olduğunu Hân etmiştir. (A.A )
Almanyadaki tifo salgını
Ac Berlin — Erfurtdaki tifo salgını bütün şehir ve dolaylarım kap Ilamıştır. Erfurt'da 134 hasta var. dır- Bunlar arasında 4 ölü kaydedilmiştir. Dolaylarda 35 hasta var dır. Hastalar hep hastahanelere yatırılmışlardır Bütün umumî yer ler kapalıdır. Hastahanelerde boş yer kalmamıştır. Bir polis kışlası yedek hastahane haline getiriL uılştlr, (AAJ
Ingiliz kral sarayı işçileri
• grev yaptı
Londra — Bucklngbaru. sarayı asansörcülert He kalorifer kazan
ları ateşçileri bu sabah grev İlân etmişlerdir. Avam kamarasında ve muhtelif Bakanlıklardaki asansör cülerle kaloriferciler de grev halindedirler. Grevciler ücretlerinin arttırılmasını istemektedirler.
, . (A.A.)
Film festivali
At Londra — Lokamo üçüncü milletlerarası film festivali bu sene 1 İle 12 temmuz arasında yapılacaktır. (A.A.)
Bir köpeği çiğnememek için
Aç Londra — Dün Liverpool’da bir şoförün bir köpeği çiğnememek için yaptığı manevra neticesinde araba kaldırıma çıkmış ve sekiz çocuğur yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Çocuklardan biri gece ölmüştür. (A.AJ
Peniselinle ağaç tedavisi
■if Lcadra — KaliforniyalI âlimler portakal ağaçlarında görülen bir hastalığı önlemek maksadlle ağaçlara penisilin zerketmlşlerdlr.
(AA.)
Aydan cevab alındı
Aç Sydney — AvustralyalI bilgin ler radar vaMaalie av’a temas e-
-O*
Çingeneler edilecek
_____________________Muhacir ve mültecilerle göçebelerin ve gezginci çingenelerin yurd içinde yerleştirilmeleri için içişleri Bakanlığınca hazırlanan bir program Bakanlar Kurulunca kabul edilmiştir .
Programa göre dış memleekt-lerden tek başına veya münfe-rid bir aile halinde jaırda gelecek muhacirler alışık oldukları iş nevileri ve iklim şartları göz önüne alınarak sakınılacak bir halleri bulunmadığı emniyetçe tesbit edilecek mülteciler ise ayni şartları haiz muhacirler gibi iskân edileceklerdir.
Gezici çingeneler ise geçim vasıtaları gözönüne çrhnarak serpiştirme suretile yerleştirilecektir. ___
imam Yahyanın oğlu hükümdar ilân edildi
Londra, 15, (B. B. C.) — Yemenden gelen haberlerden, geçenlerde ’/atledilen İmam Yahya’nın oğlunun başkent Sanayi istirdat ettiği ve kendisinin Yemen hükümdarı ilân edildiğini i bildirmektedir. I
Daha önc) kendisini Yemen , Kralı ilân eden Abdullah Elve-zir’in, bazaı bakanlarile beraber tevkif olunduğu da bildirilmektedir. ;
Göçebe ve nasıl iskân
Ankara, 15, (Hususî)
(
Modern ve büyük bir
Kanser haştanesi kur u’uyor
Ankara, 15 (Hususî) — Kanser araştırma kıu’umu Ankarada modem ve büyük bir Kanser hastahanesi kır maya karar ver mistir. Hast -hane binası 750 hin liraya mal olacaktır.
Hastahane Maarif Kolejinin karşısındaki fidanlıktan verilecek arsa üzerine inşa edilecek ve bütün tesisat 2 milyon liraya çıkacaktır. Kurum a. rica bir de Enformasyon bürosu açacak ve buraya müracaat eden vatandaşlara istedikleri bilgiler verilecektir.
İşçileri i’gjlenciiren yeni tüzükler
Ankara, 15, (Hususî)
lışma Bakanlığı işçi ve iş hayatımızı ilgilendiren altı yeni tüzük hazırlamıştır. Bunlardan ikisi halen danıştayda İncelenmekte geri kalanları da mütalâaları alınmak üzere ilgililere gönderilmiş bulunmaktadır.
Hazırlanan tüzükler arasında emzikli kadınların himayesi ve
kreşler hakkındaki tüzük mes-, lek hastalıkları hastalanan ve-' ya sakatlanan işçiler hakkında-ki tüzüklerde vardır. I
Bütün bu tüzükler hazırlan-% diktan sonra Daıuştayca incelenecek ve uygulanmasına başlanacaktır. Tüzüklerin hazırlanmasında birçok memleketlerin işçi mevzuatı gözden geçirilerek yanılan tecrübelerden fade edilmiştir.
Et, Pamuk ihracı Zeytinyağı iş’eri
Ankara. 15 (Hususî) —Ticaret Bakanlığında ilgili daire başkanları bugün Ticaret Bakanının başkanlığında yeni bir top lantı yapmışlarda1.
o-Tplantıda et, pamuk ihracı ve zeytinyağı konuları üzerinde görüşülmüştür. Bakanlığın bu hususta yakında çok mühim bazı kararlar alacağı söylenmektedir.
memlekete nalı bir netica biraz hayalî gelmek-
btıgünkü ihtiyaçların co* devleti olduğu kadar, mahal-
ki,
Ça-
ve bunların gümrüğünün tutarları bir türlü hakiki olarak öğTenilebildi mi? Bıı nıes’ele bir il(i mizah mevzuu oldu, sonra iş nisyaıı perdesile örtüldü.. Necati Erdeni haksız mı?
Şiındi Demokrat Parti haysiyet. divanı düzinelerle örneği bulunan bir hâdiseyi, bir Demokrat Parti Milleti ekili ifade etmiş diye, onun aleyhinde partiden ihraç kararı vermiş.
Necati haysiyet divanının değil, Halk Partisi hükümetlerinin idare tarzının kurbanıdır.
Hilmi Uran dilediği kadar Demokratlar çözülüyor diye sevinsin, millet Demokratlar çök-se de, serbest olmak şartlle, Halk Partisine dönmez.
Yeni Sabah
■------------------------------)
Bu tecrübeler sırasında pilotlar son derece siir'atle uçan uçağın en yüksek kısmından 6 nıetre havaya fırlatılmışlar ye hiçbir zarar görmemişlerdir. (AA.)
Avustralya limanlarında birinde çıkan yangın ■Şç Londra — Avustralyada Ho-bart limanında çıkan bir yatığın rıhtımın v.c depoların yansını tah-rib etmiştir, Inglltereye gönderilmek üzere depolarda bulunan 50 bin Ingiliz lirası kıymetinde patates harab olmuştur CA AJ
Beyaz ırk tehlikede mi?
Aç Londra — Bilginler, günden güne azalan doğum nisbetine ba- 1 karak. beyaz ırkın mevcudiyetinin I bir veya İki nesil sonra tehltkeye | girmesinden endişe etmektedirler. ı
Buna mukabil, Asya Rusyasın- ( da. Japoııyada, Çiııde ve Afrikada senelik bir artış kaydedilmektedir.
İşittik cerrahide terakki ’
Aç Londra •
hayret verici terakkiler sağlanmış tır-
Bunun en parlak bir kesilmiş bir has Vtlcudıu kesilmiş
Estetik ceı
j lı
de
îida
D7-
ı
H'le ye pılarak hastanın tir. Bu ameli İle sona vıi ba
r_1
©rnıl uflll
[IX
?tna
misali dili örülmüştür. 'HLÇûsından bir dil va
Sgİ!
ıt büyük ve »*
(• V
isti-
vo
me-kö-Ak-sen
Ölü gömmek yüzünden işJenen cinayet -------------o-------
Bir mezarcı, diğer bir mezarcıyı öldürdü
Ankara 15 (Hususî) — Dün Kuşcuali köyünde eşine nadir rastlanır bir cinaj’et olmuştur.
Haber aldığımıza göre Kuşcuali köyünden Nuri adında bir ihtiyar evvelki akşam eceliyle, vefat etmiş ve ertesi günü ce-1 ııazesi kaldırılmak için hazırlıklara başlanmışta'. Cenaze zarlığa getiriîdiği zaman yün mezarcılarından Faik taş ve Mehmet Sarı ölüyü
gömeceksin, ben gömeceğim diye münakaşaya başlamışlar, bu arada cenazeyi birisi başından diğeri ayaklarından çekiştirmeğe başlamışlar, etraftaki cemaat arava girmişse de kavgacıları aj'iramûmış ve bu arada Faik Aktaş cenazeyi Alinin üstüne iterek haydi göm bakalım demiş ve yerden aldığı kocaman bir taşı Alinin kaafsına vurmuştur.
x Ali aldığı .varanın jtesirile derhal ölmüştür. Katil mezarcı cer.azevi gömdükten sonra savcılığa teslim edilmiştir._
Omurtak Mudanyada
Mudanya: 15 (A.A.)
kurmay baskauı Omurtak bugün, beledi.’
n
&dı
Ut ra
ı g&2 çayda t
u ayrı
bir idare şeklin*
hareketi İngiltere*
Tanı ınânasile
içişleri Bakanımızın beyanatı
- İt —
asıl olur da, başlarında ter sil* mezuniyetin aşağı yukan, merkeziyetçi frenin kulla»
nan valiler varken, mahalli idareler^ muhtariyet • otonomi sistemini tatbHı ılo kendilerini idare ederlor.
Siyasette ve İdarede muhtariyet va* dır.
İdarede muhtariyeti, ademi merkr ziyetten tefrik eden yegâne Criterlum, ademi merkeziyetteki idari velâyetH muhtariyette olmasıdır.
Muhtar olan mahallî idare, istediği kararları, istediği şekilde ittihaz eder ve hiç bir makamın tasdikine lüzum kalmadan bunlar, bizatihi icra edilir» Kanunların salâhiyet verdiği vergi ve resimleri tahsil eder ve istedikleri gibi, biidcelerini tanzim ve merkeze tae-dik lüzumunu hissetmeden tatbik r derler.
Şu halde bu muhtar olan mahalli b dareler varidat ve masraflarını istedikleri gibi kullanırlar, ve binnetice kendi yağları ile kavrulmaları lâzımdır.
işte bu kadar hür ve müstakil bir idare tarzını yaşıyacak olan mahallî idarelerin baslarında, ademi merkeziyetle değil, hattâ biraz daha iptidaisi olan tevsii mezuniyet kayıdları ile frene edilen hir vali olacaktır.
İki zıd idare sisteminin imtizaç et-• tirilmesi ve çıkarılması tedir.
Kaldı ğalması
li idarelerin de masraflarım teham-miilsüz bir dereceye çıkartmaktadır. Bu bakımdan, mahallî idareler, kanunların yapılmalarını kendileri için mecburi kıldığı bir takım masraftan ne ile karçılıyacaklardır. Büdce açıklarını merkezi hükümete mi ödeteceklerdir.
8u takdirde, merkez bu masraftan tetkik etmiyecek mi, bazılarını kabul veya reddetmiyecek mi?... Mahalli idareler bu müdahaleyi olduğu gibi kabul edecekler mi?...
İşte bu suallere verilecek miisbet cevablar, bu mahalli idareleri muhtariyet sisteminden derhal çıkartıp, a* demi merkeziyetçi irca' edecektir.
Esasen bu rücıı’ de görülmüştür,
muhtariyet ile idare edilen İngiliz mahalli idareleri büdcelerinln heı sene milyonlara varan açıklarım kapatmak için, istedikleri nakdi muavenet, müracaatlarından endişe duyan Avam Kamarası, nihayet bu mas rafları tetkik ve mürakabe ile ödiye*
- bileceğini karar altına almıştır.
İşte bu müdahale şekli, İngiliz mahalli idarelerini, pek sevdikleri muhtariyet şeklinden vaz geçirmiştir.
Görülüyor ki, medeni ihtiyaçları^ çogalmaslle yükselecek olan içtimai seviye, idare tarzlarının intihab ve tatbikinde büyük rol oynamaktadır.
Gelelim muhtariyetin, memleketimiı mahalli idarelerine tatbiki şeklîne:
İdare eden valiler İle mahalli idarelere tatbik edilmek istenilen sistemlerdeki tezaddan sarfınazar, memleketimizde de mahalli idarelerin, idaresi tedrici bir inkılâb geçirmelidir ve bu evaliis memleketin hakiki vaziyetine uymalıdır.
Varidatı noktasından koıuli kendi!*» rint idareden âciz mahalli idareler^ açık sarf salâhiyeti vermek, binbır zahmet ve güçlükle vilâyet halkı tarafından hangi nam altında olursa ok sun, verilen vergi ve resimlerin heba o-lup gitmesine ve bir kelime ile mahalline sarfedilmemesine sebeb olacak* tır.
Hele, muhtariyetlerine istınad ederek kabul edecekleri bazı hukuki vaziyetlerin (!) mıntıkalarına yapacakları aksi tesirler düşünülecek olursa, bu sistemin tatbikinden daha bir müddet için vazgeçileceği muhakkaktır.
Aoı tecrübelerin vereceği büyük zararlardan dolayı, rücu* edileceği tabii görünen bir sistemin hemen kabul e-dilivermesı, yerine idare edileni tedrici usuller ile, memleket idaresine ffti-râk ettirmeği daha ınüdîbbirane hareket buluruz.
İDARECİ
4
— Genel-orgeneral Salih ilkemize gelmiş nosunda şerefleri-ûulııı,.
( ı ■ a
uKİuk^an son-
ir.
Nuri Said paşa bugün Istanbulda olacak
Ankara. 15 (Hususi» — Irak ti-. yan meclisi başkanı Nuri Said Pa?a bugün Toros ekspresile şehrimizden geçerek İstanbula gitmiştir. Nuri Said Paşa garcla kendlsile görüşen gazetecilere tstanbııla dinlenmek maksadlle gittiğini, Türkiyeye gelişinin çıkarılan şayialarhilâfma pet rolle ilgisi olmadığını, dönüşte belki Ankarada bazı temas’* nacağın şa 1 teşebbii ki habt
.arda bulu-bildiuyüşiir. Nuri Said Pu-resnı)
jetrol hakkuıda bulur um m rlcrl de yal
SAYFA: 4
| Düşünceler ve Görüşler |
► s
Mustafa Çağlardan Erciimend Berker’e
1 fl M A «7 1V48
Bugün Batıda olduğu kadar bizde de her soydan buhranların yegâne sebebi; yolunu şaşırmif ve dünün devamı olmayı kabul etmeyen makine - adamın masiye karşı takındığı bu lâkayıd tavırdan başka bir şey değildir. Bu sebebden dolayı aşırı bir hürriyet iştiyakının esiri olan ve bir tek anın realıtes ne yapışan bu sahte varlığı kurtarmakla dünya yüzünde barışı sağlamanın mümkün olacağını söylemek her halde bir hayal mahsulü olmasa gerektir.
Şüphe yok kj insan oğlu an cak bir fikir mirası sayesinde kemal mertebesine yükselebilir. O, yüz yıllar boyunca gelişen düşünce ve duygulan makul bir sıralanış halinde devam ettirdiği mliddetçedlr ki yaratıcı biK' kabiliyete sahip sayılabilir. Ger çek medenî insanda âdetâ doğup ölen ataların fikir dünyası devanıblığını muhafaza etmiş ve tarihî bir meta* olmaktan kurtulmuştur. Yine şüphe yok ki, ölüm ve hayatı bir tek oluş da birleştirmeğe muvaffak o -îan fanı insanı, bir devam olgun luğuna kavuşturan bu fikir mirasıdır.
Halbuki bugün insanın içinde uğultusunu duyruğu tarihî fi kir akışım durdurmak, çıplak bir ruhla bir ânın realitesine sı ğınarak dünü tonyekûn silmek ve kendi kendisini yeniden i»ışa etmek azmindedir. O, ikinci diin ya savaşının tamamile yıkılma ğa muvaffak olamıyan bütün bir medeniyetin harice taşmış her türlü belirtilerini, tarihî e-serlerini, âbidelerini hesaba kat madan variığının her noktasın da vayğınlığını hissettiği bu fikrî devamı ortadan kaldırma ğa, aşırı bir hürriyet vehmi 1-çinde yeni ' olanı yakalamağa savaşmaktadır.
Bu yüzden bugün vardığı -mız hayat çıkmazı bir durakia ma ve tereddüd manzarası ar-zetmektedir. Tarihin bize ka -dar ulaştırdığı fikir ve duygu akışına dirsek çeviren bugünün insanı ruhunu dünün bütün kıymeti erin den uzaklaştırarak çılgınlıklarına bir yaratını veh mile sarılmıştır. Ve o artık bir I gayeye değil, ruhî bir muvaze- | neve muhtardır. Eğer insan, farkına varmadan düştüğü bu acıklı durumdan kurtulmak is tivorsa tekrar bu tarihî akışa katılmağa, mecrasını oradan başlatmağa mecburdur.
Alınanlara hâs olan tabiata dönmek kavğusu, barbarlığa kavuşmağı dilemekten başka bir şev ifade etmiyeceği mü -kakkatır. Halbuki insan hayatı na fikir ve duygu alanında oldu duğu kadar İçtimaî alanda da bir kaideler bütününü tatbik e _en gerçek medeniyet, insanlığı Pascal ln dediği gibi «devam °e den bir insan olmak mükemnıe ime kavuşturmuştur. Ferdıvi içtimai olana bağhyan bu gö - I mm Vlsanı) kaba tabiat oluşu-
ona -VaratltJ bir. güç eklemiş ç
Buna karşılık «Tanrının lü iumsuzlıığuna inanıp «varlığı» akım n1 Vlatan Ve onun bir takım nz-ojeler imkânı olduğu -mı soyljyen filozof ve sanatkâr i ların müesses tarihî geleneği yıkmakla bir nevi fikir empe-/-ya ızmım ortadan kaldırmak is teclıklen meydandadır. Fakat m.- nı böyle bir mirasdan malı ıjun bırakmak; onu ümidsizli -ve hedefsiz bir sıkıntıya dü şılrmek ve !_
g’tüıpek isterken mahkûm "ît mektır. '
Bu suretle şaşkın bir duru-nıa sokulan insan oğlu isteı iş e’uez atalarının kendisinden ön co Jii'dukları avni prensipleri te nar araştırmak ve eline ge cudıgı yıllanmış hakikatleri ve nı zamv lerek kendi kendisini ba.- hm.mşa etmek zorunda ka la/5aktır,
Halbuki insanlığı 'devam e cimi bir insan mânasında anlı-yan bütün hakikî fikir ve sanat adamları, eski şekillere ve köklü kanaatlara bağlı kalmış ve ancak bımjKra davanarak ta -^e ve hamleli görüşlere yüksele bilmişlerdir. Şekilde bağdaşan ma.ıj) bir terakkiyi gerilik far zeden bugünün insanı ise, mü. tekâsif bir hayat ve zevk iptilâ binda karar kılmış ölçüsüz bir eşitlik ve hürriyet anlayışını en büyük gaye bilmiştir.
Fdlıakika mazi ile her türlü ilgisini kesip devamlılık ve ölçüden tiksinen bu İçtimaî ve alı lâkı değişim, batıda olduğu ka dar bizde de kendisini kuvvetle hissettirmektedir. Bugün peri-
şan dünya manzarası karşısında, hakli olarak yarından şüpheye dilşen insan oghı, ânını yaşamağı hiricik kazanç say -makta ve akıp geçen saatler -
—— Yazan: “
| Nâzım Kemal
den istifade etmeğe bakmakta dır.
Böylece tabiatın asi gücünü yenmeğe muvaffak olan aklın, yerini kuvvete terkettiğini. paı a nııı bütün vicdanları satın alabi lecek bir kudrete yükseldiğini görüyoruz.
Diğer tarafdan bugünün insanını düne bağlıvaıı devamlılık fikrini iflâsa götürmeğe gay i'et eden bir çok nazariyeler; ge lenekci zihniyete küsmüş, hare ket sarhoşluğunu ve servet iba detini son haddine kadar vardır mışlardır. Onlar, et ve kemik hazzını ve mitNnin şımarık dileklerini ön plâna alarak Pon -ge’un bir tâbiri ile insanı, inşa nın istikbali» olmaktan alıkoy -muş; muazzam bir fikir gayretinin viicude getirdiği kültürlü insanı tâ uçurumun kenarına kadar vardırmalardır.
Tehlike gerçekten azımsana cak gibi değildir. Zira sinema ve radvo nevinden bu asrın i -cadları. insanı düşünmeğe alıştırmaktan daha cok onu aktüa litelerin çeşidliliğile oyalamak -ta ve onun uzun bir temmül ile elde ettiği kökü maziye daya -nan fikri oluşunun yekpare de vamhlığını zedelemekten geri kalmamaktadır.
Bir tarafdan idealist bir hü manizmin kıymetlendirdiği de-ğişmiyen sabit prensipler, öte de her ân tazelenen bir yenilik: bir yanda fikir tarihini zengin-liğile devam ettiren bir insanlık feride aşırı bir hürriyeti bir ân İlk zevkin vadettiği kurtuluşta arayan realist bir hümanizm. Fakat memnuniyet verici bir şey varsa o da son günlerde bi rincisini zafere ulaştırmak için didinen mütefekkirlerin sayısının günden güne artmasıdır. Onlar, bu zaferle dünün bir de vamı olan kültürlü insanı kur -tarmış, insanlığa rahat bir ne fes aldırmış olacaklardır: îşte gecen asrın başında bu fikri mükemmel bir surette ifade e-den Fransız mütefekkiri Renan bir nutkunda şöyle diyordu:
■(însan, bir tek ânın mahsu lü değildir. O, büyük gayretler ve fedakârlıklarla dolu bir mazinin neticesidir. Ve onu bulunduğu medenî seviyeye ulaştıran şüphe vok ki atalarıdır»
Şurası muhakkak ki bugün batıda olduğu kadar bizde de her şovdan buhranların yegâ -ne sebebi, yolunu şaşırmış, dü nün devamı olmayı kabul etmi yen makine - adamın maziye karşı takındığı bu lâkayd ta -vırdan başka bir şey değildir. Bu sebebden dolayı aşın bir hür rivet iştiyakının esiri olan ve bir tek ânın realitesine yapışan bu sahte varlığı kurtarmakla dünya yüzünde barışı sağlamanın mümkün olacağını söyle -mek her halde bir hayal mahsulü olmasa gerektir.
Açık Asistanlıklar
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığından
Fakültemizde münhal bulunan İki asistanlık İçin istekli bulunanların 25 Mart 1948 akşamına kadar Fakülte sekreterliğine nıüracaatla-n (3359)
—
T
Mudanya Cumhuri- D . P. Karagümrük
aşırı bir hürriyete Ia ilân 01unur-
yet Savcılığından 947 - 18J
Hükümetçe el konulan Zeytin yağları vermekten imtina etmek suretile M K. K. aykırı işlemde bulunmaktan sanık Burhanın Pınarba şı mahallesi Yeşiltürbe Yer kapı ara İlk sokak 14 sayılı evde oturur 319 doğumlu Bekir Oğ. Mustafa Toker hakkında Mudanya asliye ceza mah kemesinde 3095 sayılı kanuna göre yapılan açık duruşması sonunda ^uçlunun sabit görülen işleminden 'iötürü hareketine uygun bulunan M. K. K. 14/1 54/2 63 üncü maddesi gereğince 100 lira ağır para cezası İle mahkûmiyetine 3 ay müddetle hapsine ve hükmün özetinin neşrine dair Mudanya Asliye Ceza mahkeme sinden verilen hükmün Yargıtayca onanmak suretile kesinleşmiş olmak ((3304)
Bucak idare heyetinden
Son hâdiseler hakkında rüşmek üzere üyelerimizin 3. 948 Çarşamba günü saat 21 de Bucak lokaline teşrifleri ca olunur.
İdare Heyeti
gö-
17.
ri-
Saym Bayım.
‘•Musiki muhitlerini son zamanlarda maalesef yıkıcı bir kasırga gl bi dolaşan şu Konservatuar dedikodularına kartanaını;? olmakla duyduğum derin hazzı 1/3/948 tarihli Yeni Sabah gazetesinde tesa düf etmiş olduğum bir yazrnız so na ermiş oluyor. Bu yazınızda şah »ima açıkça telmih edilmiş ve —bil mem nasıl bir haleti ruhiye ile aklımdan bile geçirmediğim şeyler at fedllmiş olmasa, yine de bu mevzu da süküt etmekle kendimi, bir çoğundan feyiz aldığım, bugünkü mu siki malûmatımı borçlu bulunduğum büyüklerime hürmet vazifemi yapmış telâkki edcektlm- Fakat şimdi ye kadar her türlü dedikodudan u-zak kaldığım halde, tamamen günah sız olmama rağmen haksız tarizini ze uğramam beni istemlyerek cevap vermek mecburiyetine sokuyor.
Hüseyin Sadeddln Beyefendinin aleyhinde konuşmak, kendilerine tariz ve taarruzda bulunmak aklım dan geçmez. Bir çok bakımdan kim se İle mukayese edllemlyecek kadar yüksek gördüm üstadın meziyet lerlnln takdlrkân görünmeyi bile naçiz varlığım için küstahlık sayarım. Musiki vadisinde ömür tüket mis İsim yapmış bir çok talebe yetiştirmiş, kendilerine haklı olarak üstad dedirtmiş hocaların bazı telâkki ve düşünüş ayrjlıgları yüzün den giriştikleri münakaşalara kan şıp, şu veya bu iltizam ederek lehte ve aleyhte konuşmağı, bizim gibi kırkına yaklaşmış kimselerden de ğil; babasına «moruk», zengin kayınpederine "Hacıağan diyen bazı şlmarık tabiatlı delikanlılardan beklemek daha yerinde olur. Kaldı ki, Konservatuara tâyin edilmemek keyfiyeti işaret buyurduğu nuz gibi aleyhte konuşmam, için bir sebep olamaz. Çünkü Konservatuara intteab etmeği hiç bir zaman bir maddî kazanç mevzuu o-larak telâkki etmedim. İki seneden beri menfaat endişesi duymadan, hattâ cebimden masraf ederek fah rlyyen devam ve konserlere iştirak etmiş olmaklığım bunu kâfi derece de isbat eder kanaatindeyim. Çok şükür sık sık karşılaşmak fırsatını bulduğum halkımızın rağbet ve sev glsi her bakımdan beni fazlaslle tatmin ediyor. Konservatuar benim için klâsik musiki İle daha ya kından alâkalanmak İçin bir vesile den ibarettir. Bunun İçin daha se nelerce maddi menfaat endişesine düşmeden Konservatuara da devam edebilirim. Esasen tüyinim hu susunda yapılan teşebbüsler benim müracaatım üzerine değil Saadettin Beyenfendlnln arzuları ile olmuştur. Bu gibi üzüntü ve endişele ri konservatuarı maişet vasıtası telâkki edenlerden beklemek İcab e-der.
Musiki mecmuasının İlk sayısında neşredilen Saadettin Beyefendinin istifanamesinde mevzuubahis edilen ben olduğuma, ve zatlalini-zin de o ses sanatkârının «kendisi, ne daha düne kadar telih derecesinde tapan, fakat Konservatuar dan ayrıldıktan sonra keramete top attıran bir metanetle aleyhin, de sütunlar dolduran yüksek ruhlu
1
Basın Teknisyenler Birliğinin Çayı
Haber aldığı/nıza göre İstanbul Basın teknisyenleri sendika arkadaşları arasında, her sene olduğu gibi, bu sene de bir tanışma çayı tertip edilmiştir.
17 Mart cumartesi akşamı saat 19 dan 24 e kadar devam edecek o-lan bu çay, çok zengin programı ihtiva etmektedir.
r
m/m
TIRAŞ BIÇAKLARI
Üstünlük timsalidir Türkive Genel Mümessili tBRAHÎM ÇAVHŞOÖIsU
Bahçekapı, Celâl bey han No.39 İstanbul
ve yüksek seciyeli bazı yüksek ta natkârlar arasına katıldığını» İddia buyurduğunuza göre, Hüseyin Saadettin Beyefendi aleyhinde han gl gazetede kaç sütün dolusu yazı yazmış olduğumu lütfen açıklar-nusmjz? Bu suretle farkına varma dan yazdığım makalelerde ne gibi I mütalea ve mülâhazalarda bulundu I ğumu öğretmiş olursunuz. Eminim İti bunu pek kolaylıkla yapamıya caksmız. Eğer haberim olmadan, is mim. altında çıkmış bir yazı varsa tekzib etmek fırsatını da bana bah setmiş olursunuz kJ, bu takdirde ete size müteşekkir kalının. I
Yalnız umumi efkâr önünde keD | dimi müdafaa zaruretine düşürülmüş olmanın verdiği hakla şu nok taya da ehemmiyetle İşaret etmek İsterim- Benim Konservatuvara tâ yinimin yüksek makamlarda reddedilmesi, zannımca, Konservatuara lâyık btr unsur olmayışımdan ve Saadettin Beyefendinin hakkjm da yersiz bir teveccüh göstermiş bn lunniasmdan değil; buraya tahkikat komisyonları göndermek mecburiyeti ihdas edecek kadar ger. glnleşen havaya bir netice vermek arzusundan ileri gelmiştir. Bu itibarla bu üzücü istifa benim yüzüm den tevellüd etmemiş; sadece ben bir vesile olmuşumdur.
Acaba bu İstifanın bir ses sanatkârının tâyini meselesinden tevellüt ettiğini ilân etmek, bu hâdi selere tekaüdüm eden ve belki de sebebiyet veren bazı tâyinleri göz den kaçırmak arzusundan mı Ueri geliyor? Fakat hâdisat ne olursa ol sun, bütün bu işlerde size tereddûp eden rolü emin olun bir türlü anlı yamıyorum. Kimsiniz nesiniz? Mü siki vadisindeki kıymetiniz meehu. lümüz. ve bu geniş selâhiyetinMn de nereden geldiği gayri malûm ol duğu gibi, uluorta ahlâk dersi veı nıek ve hattâ fertleri tahkir et mek hakkı da kimseye verilmemiş olduğuna göre, musiki imtihanının Roma Hukuku dersi gibi kitab dan ezberlenerek verilntiyeceğlnl, musiki bilgisinin ve İcrakârlığırun senelerce emek verilerek iktisap e-den, yaşınızdan fazla musiki haya dllir bip mata olduğunu düşünme den yaşınızdan fazla musiki hayatı olan kimseleri imtihan etmeğe kalkıştıktan sonra şimdi bir de ahlâk hocalığına mı başladınız Kor karım ki musiki imtihanlarında bir hayli kıymetli-üstadı sjnıf dondüı dükten sonra bu yeni hocalıkta da hepimizi sınıftan dışarı atmayasınız.
Bazı hoşunuza gitmeyecek hadi-selep yüzünden sinirli olduğunuz muhakkak bulunan şu sıralarda ta arruz hedeflerinizi daha isabetli se çecek kadar asabınıza hâkim olmak imkânlaımı araşırsanız ve gençli ğinize kapılarak her hoşunuza git meyen hâdise karşısında bu kadar hırçınlaşmamak olgunluğunu gösterseniz daha isabetli hareket etmiş olacağınızı hatırlatır saygıları niı sunarım sayın bayım.»
Ses Sanatkârı Mustafa Çağlar
İmtiyaz Sahibi:
A. OEMALEDDİH SARAÇOĞLU -Yazı İşlerini fiilen idare edan Yaaı İşleri Müdürü: FATİH FUAD
Dmildifti Yer;
«Yeni Sabah» mürettiphanen Baeıldığı yar: (Gün Basımevi»
T
MARKA
0,08 I
m/m m/m
irfan meş’alesini beraber taşıdığı mız emekdar arkadaşlara muvaffa kJyetler dileriz.
Mahdut Mes’uEiyetli İstanbul sağmalcılar kooperatifi şirketinden:
Kooperatifimizin senelik kongresi 31.3.948 salı günü saat 10 da Ankara caddesi Kaya hanında şirketimizin idare merkezinde toplanacağından hissedarlarımızın ellerindeki muvakkat hisse senetlerde birlikte muayyen gün ve saatte hazır bulunmaları ilân olunur.
GÜNDEM:
I — Yönetim kurulu ve mürakib raporlarının okunması, H — Senelik bilânçonun okunması ve yönetim kurulunun ibrası,
III — Müddetleri biten yönetim kurulu üvelerlnln seçimi,
IV — Mürakibler seçimi.
Hakiki Ingiliz menşeli su geçmez Ti ENÇKOT PARDESÜLER
35 Liradır
Satışımız muhayyerdir
âBDURRAHMAN kalyon
Dikranyan Han 11 — 12 Sultan Hamam
Yeni Neşrinat:
MUŞTA
Siyası Mizah Gazetesi
Ak? Gilr.düz tarafından çıkarılan bu dikkate şayan gazetenin 13 sayısı da çıktı. Gittikçe mühimleşen bu gazeteyi tavsiye ederiz.
odemiş.L.
Efeler diyarı, Zeybekler Yurdu Odemişde neler gördüm ? ödemiş, (Ahmed Ateş Bildiriyor) — Cennet misali Eğemizin her neresini gezersek gezelim her birinin ayrı bir güzellik ve ayrı bir scvimlikle tabiatin ayrı birer yara-dışlığını görürüz.
Güzel ve her bakımdan tarihî merkez olan îzmirden akşam üzeri hareket eden (Ödemiş) trenine Alsancak istasyonundan bindim.
Hareket eden tren, kendine mah sus güzeliği olan, büyüklü ve küçüklü istasyonlarda yolcu alıp ver dikten sonra nihayet gecenin saat on birine doğru ödemiş istasyonu na vardı.
Doğru bir otele indim. Sabah o-lur olmaz bu güzel kasabayı gezmeye başladım.
Eski istasyondan çıkıyoruz. İki sıralı oldukça güzel ve binalar. Caddeler kısmen ğer kazalardan iyi.
Çarşının başındayız..
küçük bir park.
Etrafında dükkânlar, kahve, o-Etrafını dükkânlar, kahve, otel ler sarmış. Küçük bir binada Emni yet âmirliği levhası göze yor.
Biraz ilerde., iki cami...
Cömi, Küçük Cami, ayni ve benzeridir, görülmektedir. Iık... Etrafına ler çevrilmiş,..
Lokantalar..
devair... Arka
kân, yazıhaneler ve postahane... Biraz ileride oldukça büyük bir meydan ve güzel bir şose... Kamyon, otobüs ve oto durak mahalli.
Az ötede, büyük bir park., için-
de güzel bina..
Halkevi, Halk Partisi ve Türk
Hava Kurumu binasıdır. Karşısında Belediye, jandarma kumandanlığı ve bir iki daire binası... Bu caddecik başında güzel ve modern bir bina... Burası da yeni istasyon şefliğidir.
f
elverişli olsun di-
Ortada
çarpı-
Büyük mimari Bir de eski cami Yine bir meydan-çeşitli ticarethane-
sinema, ve resmi sokaklar keza diik-
eski istasyondan sonra şe-
* (♦
nn îfctuByonu olan bu mahalle ''h.r geliyor ve yolcusunu indiriyor, Knrşifunda in^ odiîmehte olup bir aya kadar bitecek ve tealim edile* cek Halkevinin ymi ve muazzam binası var.
Çocuk Eeır&cinc Kurumu, burada hummalı Lir faaliyettedir» .’UmiıNazif Hanıtcudur. İki sene* den beri her .(Qngj’ode mliıtefikan bcgilmie ve çulxsma3ma devam etmededir. 170 fakir çocuğa her gün sıcak ytmpk vermektedirler.
İdare heyetim tenkil edeû Abdi Karagülle, Emin Tiirknıen.oğlu, Ta hir Gür, Mehmeö Taiıir Karagöz, Muatafa Gez r, Şevket Döşemeci, Avni Güler, Cahid Denk taş ve İs-mail Balohtif
ödemiş ve küsur nüfuzu vardır.
Adagide, Kaymakçı, Beydağ v( Bergi nahiy eleri vardır. Köyleri de elliye baliğ o’mak tadır.
Patateşcilik. tütüncülük, zeytincilik, kestane, elma, ceviz, üzüm, incir vesaire zirai istihsalin başında gelir. Kı snıcn pamukçuluk ta vardır.
Bu hava; m’c
Cumartesi £) maktadır.
Kasabamı a.imu güzel bir örtülü, hâl vaiuu. Kasablar, sebze ve rncyvacılaı. buraya topla uru iştir.
Sokaklau kısmen temiz olmakla beraber daha itina edil m si de hiç şübhe yok kı ou ün almış kasa) -ya elzemdir. Küçük bir matbaası vardır. Hgftalık olmak üzere Emine ve ödemiş adlı iki gazete intişar, etmektedir.
Beş ilkokul, bir orta ve bir de görülmeğe d-.ğer bir sanat okulu vardır.
Sanat okulu, nasılki kasabası üs tün lüğü ele ;■■ .muşsa, okulların arasında bu oku, da üstünlüğü ele almıştır.
lhakatının yuz bit
en büyük pazan nlcri burada knmıl-
»JG(
emiş
Abnıed ATKŞ
Çam Tomruğu Satışı
Devlet Orman İşletmesi Uşak
Müdürlüğünden:
Satılacak mal; Çam tomruğu -
Mahal ve mevkii: 3 üncü Gediz bölgesi Giimcte t asında
• «Burası Uşak •» Gediz şosaama 5 Kın. mesaw«
olup kamyon nakliyatına mihgıittir.a
*
Mikdar ve cinsi: 4 Parti halinde 802 adet mıiu-ı:;
* tomruğu
Muhammen bedeli: Beher metreküpünün 45 i" 5o kuruştur.
%7,5 hesabiyle tem aminin . 47 k uruştur.
15 gündür.
Açık artırma suretil»
25. Mart. 1948 târihine rastı. ı at 35 de
266.51 Û \13 can;
İlk teminatı:
Müddeti:
İhale
İhale
İhale
şekli: tarihi:
yeri:
perşembe guııü sa*
Gediz 3 üncü bölge şefliği binasunoa komisyon huzurunda.
1 — Yukanaa cinsi yazılı çanı tomruğu açık .uğrana suretile satışı/ çıkarılmıştır.
2 — Buna ait şartname Ankarada orman genel müdürlüğün ■. merkat işletme müdürlüğünde, Eskişehir, Kütahya, Afyon, me müdürlüklerinde İzmir orman başmühendisliğinde, bylge şefliği ile işletmemizde her gün görülebilir.
3 — 'taliplerin ihale gününde evrakı müsbit- ve ilk
komisyona müracaatları. (3049)
Turgutlu işlet-
Gediz 3 üncü
teminatları ile
-
Göknar ve Çam tomruğu satılacak
Devlet Orman işletmesi Karabük Müd ürlüğünden
Geçıc» temmatı Lr. Kr.
İstif Nosu.
1
2
3
4
5
7
11
21
19
20
13
22
Göknar
. )
»
)
)
)
)
)
)
Çam
* Fiatı
Cinsi Adedi M3. 03 Lr. Kr.
ihale günü
Tarihi Saati İstif yeri
Tomruk
)
)
)
)
)
)
»
Tomruk
57
94
4J
61
112
100 1Ü2
28
71
63
86
15
43. 60
)
)
)
)
)
)
)
)
)
46.
)
)
)
)
)
)
)
)
)
)
00
24
)
)
)
)
)
3/947
)
)
)
)
)
»
)
)
)
) )
24 '3/947
10
)
)
)
)
)
)
)
»•
»
10
da
3)
)
)
)'■*■
)
da
Hız arya iu
)
)
)
)
)
)
)
);
)
)
)
134.
148.
71.
91.
111.
İM.
3| )
05.
95.
I »)ü
18.
03( .
91
12
29
07
F
8L
99
41
99
61
91
95
832 342,776
nıiktnn ve bulundukları yerli
1122. 52
1
sur etile satılığa çıknrıhnıçhr.
2 Ibalo 24/3/948 çarşamba günü saat onda Karabük Orına
misyon huzurumla yapıhuaktır.
•1 — Buna dair şartname. Orman Genel müdürlüğümle, Bartın, Çerkeş, Gerede işletmeler île ışlotmeıni^do görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli fitin ve naatto geçici teımuıUİan ile birlikte komisyouumusa mürac-ualhnı. 19 2 918 İşletme MudiirL
— Yukarıda cins
emin at lan
vazıh çam
vo göknar Mihrakları açık
n l^lutmo Müdürlüğü bıuasuıda teşekkül ıdocv'n
ko-
I
16 MART 1948
r E N I SABAH
SAYFA: 9
Amerika Muallimler Birliği Sekreteri şehrimize geldi
D. P. de buhran
i 1
w
ecllcre, seyahati etra.
Pazar günü Paıı Amerikan pava yollarına aid bip uçakla ^ehriaıize gelen Amerikan Muallimler Birliği Genel Sekreteri Irving R Kucıvll ve eşi, dün Eminönü Halkcvindc Muallimler Birliği üyeleri tarafından tertib edilen bir toplanüya İştirak etmişlerdir.
Bu toplantıda Kuenzli, kendısıle görüşen gazc tmda şunları söylenıiştif:
Bu seyabat İlk defa Eıladel-livada Unesco’nun letimamda Ame rlkan Çalışma Federasyonu mümes gül olarak bulunduğum sırada ya atılmıştır.
Amerikan Çalışma Federasyonu, aun bir kolu olan Amerikan Oğret-aıeuler Birliği: bu fikri muvafık bulmuş ve beni bu seyahate mçmur etmiştir.
Seyahatimin gayesi bütün dünyadaki meslekdaşlarımla tanışmak ve Muallimler Birliklerile işbirliği yapmak, memleketler arasında mu allım değiştirmek imkânlarını arp-mak sııretile, dünya httltürünün in kişafına hizmet etmektir.
Bu seyahatinim, hükümeti® ve Unesco te.şkilâtlle hiçbir ilgisi yoktur ve doğrudan doğruya Muallimler Birliği tarafından tertiblenmiş-tir.
16 şubatta Şikagodan hareket e-derek Amerikanın bazı eyaletlerine Uğradıktan sonra Honolulu’ya: ora dan da Tokyoya geçtim.
Tofcyoda dokuz gün kaldım, müddet zarfında General Mac Art-hur'un işgal kuvvetlerile yaptığım temaslar neticesinde edindiğim intiba şudur:
Mac Arthur’un işgal siyaseti bende beşerî ve hissi bir tesir bıraktık. Maarif mensublarile yaptığını görüşmelerden edindiğim kanaat Ja-ponyada yeni demokrasinin muvaf.
• •
Bu
İstanbul Barosıı’nun verdiği ziyafet fBaştarafı 1 incide) gıç, savcı, ve avukatları bulunmuştur.
Bu samimî aile toplantısında ilk söz söyliyen Baro başkanı Profesör Haşim Refet Hakarar, ziyafette bulunan Bakana, yargıçlara, savcı ve avukatlara teşekkür etmiş, bu gecenin hıısu-siyretini belirterek;
(— Geçen seneki aile yemeğimizde de Adalet Bakaıu. A-
- v - , -r-rr
zerinde çalıştığını belirtmişlerdi. işte Adaletimiz bu iki unsurla tecelli etmektedir;
Hâkim ve avukatlar. Çalışma şekli başka da olsa, maksat hak ve adaletin tecellisidir. Demiş ve baronun dertlerinden, lokal ihtiyacından bahsetmiştir.
Daha sonra söz alan Adalet Bakanı Şinasi Devrin de:
(— ister iddia, ister müdafaa yerinde olalım, gayemiz hak ve adalete hizmet, • kanunu hakim kılmaktır.
Yargıç ve savcılarımız omuzlarında .nizamı tesis ve idame, şahısların hürriyetlerini müdafaa ve siyanet vazife ve mes(u-livetlerini taşırlar. Bu vazifeyi hakkile yerine getirebilmeleri i-çin de avukatların yardımına ihtiyaç varduç
Hâkimlik kadar eski ve adalet kadar lüzumlu olan müdafaa müessesesini ayırd eden hususiyet, mensuplarının hak yolunda ve onun uğrunda her an yenilenen bir mücadele hayatı yaşamalarıdır.
Ancak bu sayededir ki, Adalet mesleği, bitmiyen yorgunlukları ve ağır mes’uliyetine rağmen hayatın son demlerine kadar irnan ve sevinçle yapılabilecek bir meslek haline gelebilir demiştir. Bakan gecenin hususiyetini belirtmiş;
*- Bu akşamki toplantıda hakim olan ruhu, hakikat ve adalet sevgisine dayanan tesa-nud zihniyetini klsa(.a belirt. m*»k istedim diyerek Baro reisine teşekkür etmiş, ’yareıc savcı ve avukatlan selâmla-mıştır.
Bundun sonra ₺öz alan 3 ün-j ticaret mahkemesi reisi N&ü ır 3akana teşekkür etmiş ve i yemeğin hususiyetini belirtmiş-1 tir .
fakiyeti, iyi bir halk mekteblerl sis temine saha ve bir çalışma hareketine ve Japonyadaki İş adamlarının ictlıııaî kalkınmalarına bağlı olduğu merkezindedir.
Tokyodan Şanghaya geçtim. Burada da maarif mensublarile temas lar yaptım. Oradan Hindistana gittim. Hindlstandaki temaslarım neticesi» bu memleketteki maarif sisteminin çok dar olduğunu gördüm. Hindlstanda muazzam bîr kitle o-kuma miştir. Bunların basit bir sistem dahilinde okutulması kabildir. Nitekim Madras’ta bütün dünyaca tanınmış Italyan muallimlerinden olan M. Marla Montesorl kurduğu mektebde birçok talebeler yetiştirmektedir.
Guntur’da, dünyama en eski inek teblerinden biri olan Lutheren mek tebini ziyaret ettim. Bu mekteb 1844 de kurulmuştur.
Hindistandan doğruca dün şehrinize geldim. Seyahatim boyunca gezdiğini yerlerde hocaların ve çocukların resimlerini topluyorum. Türkiyede ancak dört gün kalabileceğim.
Buradan Brüksele» Londraya gideceğim. Oradan da Amerikaya dö neceğinı.
Memleketinizde beni en çok meni nun eden şey; hükümetinizin maa-. rife büyük bir alâka göstermesidir Öğrendiğime göre bütçenizde M. Müdafaadan sonra en çok para ma arife tahsls-edilnıiştir.-Bu maarif sa hasında Türkiyenin kalkınmakta ol duğunun müsbet bir delilidir
Her iki memleket Türkiye ve A-merika arasında muallimler değiştirmek için buradaki meslekdaşla-rımla görüşmeler yapıyoruz »
Irving R. Kuenzli çarşanba günü Pan - Amerikan ucağile Brüksele hareket edecektir.
P.
Yeni parti şayiaları
fBaştarafı 1 incide)
yi yıkmak için bazı faaliyet-
lerde bulunduğunuz rivayetleri çıkarıldı. Bu hususda ne dersiniz:
— Başkaları nâmına söz söyliyecek durumda olmadığımı takdir edersiniz: Şahsî kanaatim olarak, şunu söyliyebilirim ki; İsmi geçenlerin hiç birisi ihtiras uğruna bir parti kurmayı aklından geçirecek insanlar urgnarr. u». ‘r. ue zuuür eaen ihtilâfın veni evde eski âdeti devam ettirmek istiyenlerin eseri olduğunu ve bu partinin başındakilerin günden güne gayeden uzaklaştıklarını gören ve milletten ve hak mefhumundan başka sığınılacak ve güvenilecek varlık veya şahıs tanıma-: yan mefkûreci unsurlar muhalefet sahasını^ boş kalması ihtimali üzerinde şüphesiz ki, endişe duymaktadır.
D. P. hepimizi üzen bu günkü durumunu süratle tasfiye ederek hakikî bir muhalefeti temsil ettffini isbat ettiği anda parti kuracağı söylenen insanların dahil obnasalar bile ona birer nefer gibi hizmet e-deceklerine kaniim. Zaafları nisbetinde korku hisseden muayyen zevatı tatmin edecek söz bulmanın imkânsızlığını takdir buyurursunuz. Yüzde yüz ahlâ-ı ka dayanan bir siyaset anlayışının hasretini çeken bu milleti hâdiselerden iyice haberdar olduğu zaman bazı H. P. si unsurlarının vaktiyle muhalefete I karşı kullandıkları kör silâhla-i ra rahmet okutacak derecede1 son günlerde başvurulan iftirie. ve tezvir usullerinin iflâs edeceğine ve yalancının mumunun söndüğü zaman ortalığın aydın-1 lanacağına imanım vardır. Şim-İ dilik bu mevzuda söyliyeceğim bu kadardır. )
DOKTOR -
Kemal Nuri Imre
Clld ve
Zührevî hastalıklar Mütehassısı Asmalımescid sokak
Beyoğlu 17/2 . Saat 14-lfl. Telefon 42342
I
fBaştarafı 1 incide) onudan sonra delegelerin bir iki gün duha Patiste kalıp görüşebileceklerini beyan i tmiştir. Konferans komitesi Avrupa Ekonomik İşbirliği Komisyonının dafiil memleketlerin daimi delegelerinden mü teşekkil bulunmaktadır.
Bcvin, İngiliz ve Fransız temsil ci heyetlerinin komiteye Almanya ya dair bir takrir arzedeceklerini de söylemişi ü\
Necıneddiıı Sıuhık'tıı nutku Paris 15 A.A.) — Anadolu A-jansmın özel haberi:
16 lar konferansında Türkiye Dışişleri Bakanı Necmeddin Sadak bugün aşağıdaki nutku söylemiştir:
( Mümtaz Amerikan devlet a-damı. Dışişleri Bakam Maı shall’ m mtttaiâasmn uyarak, Avrupa’nın İktisadî kalkınmasını sağ kayabileceğimizi umduğumuz e-sasları ilk Paris konferansı esnasında kurdtık, o kalkınma ki, bu çatı altında, dünyada barışın kesin olarak tesisinin esas şartı olarak telâkki edilmektedir.
O ilk konferanstan beri, Avrupa iktisadi işbirliği komitesinin raporunda gösterilen istikamette her tarafta takdire değer gayretler sarfoluııdu. Genel sekret t -likçe tasvibimize sunulan metinde zik’rolunan bu gayretler, dünyanın şimdiki şartları gözönünde tutulursa, ne şümulden ne de teisrden mah ruın değildir.
Bu gayretler bilhassa işbirliği zihniyetinden mülhem otamaktadır ki, ben kendi hesabıma bu hususta en hararetli tebcilde bulunmak isterim.
Ancak, ilk Paris konferan-sındanberi Avrupaııın İktisadî ve malî durumunun inen ibresi hakkında çenet sekreterimizin raporunda izah olunan görüşe iştirak ediyorum. Türkiye bizzat müşahede etmiştir ki, bu kısa müddet içinde kendi iktisadi ve malî güçlükleri endişe verici bir dereceye varmıştır. Bu, diğer ortak devletlerin çoğu için de böyledir.
Avrupaııın iktisadi kalkınma sının kurucu ikinci safhasına yalanda Amerikan yardımı ile erişeceğimiz umuyorum. Daha erişeceğimizi umuyorum ki, yapacak iki vazifemiz vardır:
üîysinnioi hn Karthpht AvHİM-ya yapılacak yardımın 'iliklediği muazzam fedakârlığa katlanmak suretivle tarihin asla • *
kaydetmediği en asil bir hareketi yapmak üzere bulunan büyük Amerikan milletine minnettarlığımızı bir kere daha ifade etmektir.
Eğer Birleşik Amerisa devletlerinin kararına bir hesap atfedilebilirse bu. ancak ve ancak hercümercin takip edeceği sefaletin bir felâket doğurmasına mani olmak istemesidir .
Giriştiğimiz taahhüdün bize yüklediği ikinci vazife, vicdanı mızı yoklamaktır. Avrupamn selâmeti için heı şeyi yaptak rm? Bize gönderilmek üzere olan i-lâca iyileşmek kabiliyetinde bir vücut çıkaracak derecede kendimize baktık mı? Tesanüdü -müz, az çok uzun bir vade ile hiçbir yarığın baş göstermemesi için, kâfi derecede mütecanis midir 31
Komünistlik iddiasile mevkuf bulunan
(Baştarafı 1 incide) bırakılmışlardır.
Tahliye olunanlardan bij- kaçı muharririmize şunları söylemişler-. dir:»
u— Komünistlikle zerre kadar 111 çiğimiz olmadığını adalet gösterecektir. Aylardanberi örfi İdare ve Cezaevlerinde süründük. Bin türlü işkencelere manız kaldık. Fakat bu memlekette komünistliğin tutuna-mıyacağınt ve hattâ bu memlekette koünist bulunduğunu bu ahkeme-J de isbat edeceği İçin biz feda olmaktan korkmuyoruz. Yaşın yanında kuru da yanar amma şu 30 arkadaş (işçi partisi mensublari) m komünistlikle alâkası bulunmadığını daha şimdiden tahliye kararı isbat etmiştir.»
işte, kendi kendimize sormamız gereken sualler bunlardır sanırını. Çünkü İktisadî kal kınına herşe.vden evvel manevî sıhhati icab ettirir.
Öyle zannediyorum ki, bu sahada yüklendiğimiz sorumluluğu müdrik bulunuyoruz. Yegâne hedefimiz camianın iyiliği olduğuna göre, kıtamızı, tehdit eden tehlikelerden koruyabilecek bir teşekkülün temellerini atarak kıtamızın dunımu-nu düzeltmek için makul olarak elimizden geleni yapmakta olduğumuzu söylemek ürere hiir milletler toplantısının önüne çıkabiliriz. Türkiye, her hususta Avrupamn diğer kısmı ile mütesanittir. Türkiye, basit bir İktisadî düzenleme çerçevesini çok aşan bu esere müessir bir yardımda bulunmaya hazırdır.
Türkiye kendisine tered-düb eden mes’uliyetleri der-uhde ctmlve ve nülli bağımsızlıkların yegâne korııvucıısu telâkki ettiği müşterek dâvayı biraz evvel 1-zah olunan Avrupalılar arası zihniyet içinde desteklcmive amadedir, Sözlerimi bitimken şunu da ilâve etmek isterini kİ. Türkiyeniıı ik- J tısadi ihtiyaçları ve imkânlarının i daha derin bir tedkike tâbi tutulmasının, dâvamızı bağladığımız Av rupa iktisadi kalkınma mekanizma sında faydalı bir âmil olmaklığımıza imkân vermek için çok lüzum o-lan kararlara müncer olacağı hususundaki kuvvetli ümidimizi, Amerika Birleşik devletlerde vâki temas-
bulduğunu, müteşebbis müşterinin bunun üzeri-
Yüce Divânın dünkü oturumunda Tarım Bakanı şahid olarak dinlendi
f Baştandı 1 incide) sırasında gizli şirket diye anılar hususî şirketin nasıl teşekkül ettiğini, Vâkıf Çakmnrun bu husus-’ takı rolünü izah ettikten sonra başkanın teslim -edilen her metn küp tomruk başına Vâltıfa niçin İC lira taahhüt ettiniz sualine de Vakıfı iyi bir müşteri fakat kârdan ayrıca hissesi verilmedikçe adını açıklamadığım.
ne 10 liva hisse taahhüt edildiğini, gizli şirket diye biı şeyin mevcııd olmadığını, müfettişler tahkikat sı rasıııütı O’u hususlaro'.ı Sıîaı sorma dıkları için bu cihetlerin karanlık kaldığını söylemiştir.
Bundan sonra oturuma saat 15 de devam etmek üzere ara verilmiştir.
Öğleden sonraki oturumda
öğleden sonra saat 15 de tekrar toplanan Yüce Divânda evvelâ şahidlerdön 75 yasındaki Fazıl Verdi dinlenmiştir. Şahid 10 sene evvdl iştelı ayrıldığı için tomruk meselesi hakkında malumatı olma dığını söylemiştir.
Bundan sonra dinlenen oğlu Fer ruh Razi hâdise hakkında bildiklerini açıklıvıjrak idareye teslim edilen birer metre küp tomruk başına Vâkıf Çakmura verilen 10 liranın müteşebbis kân olarak verildiğini beyan etmiştir. Daha son ra fabrika işletme şefi Şinasi dinlenmiş, kendisinin fabrikadan bir teftiş sırasında Suad' Hayıi Ürgüb lü tarafından tekdir edilmesi yüzünden çıkarıldığım xre buna sebeb de mukaveleye aykırı olarak teslim edilmek istenen tomrukları almamakta idrar etmiş bulunması olduğunu zannettiğini söylemiştir. Eski Bakan şahidi hatırlıyamadı-ğı gibi böyle bir şey olmadığını söyliyerek şahidin ifadesini reddet iniştir.
Müteakiben şahid Nesim Akova da kendi zamanında işletmeye mu kavale hilâfında tomruk teslim e-dilmcdiğini söylemiştir. Son olarak eski bakanlık muamelât müdürü Reşad Ak, dinlenmiş, Hüsnü Ulus mukavelesine muhalif bulunması yüzünden eski bakanla birlik te çalışmak imkânını bulamamasın dan işten ayrıldığını söylemiştir. Eski bakan şahidin mukavelenin imzasından 10 ay sonra işinden av rıldığını sö.vlijTrek ifadesini reddetmiştir.
Vakit geciktiğinden yarın devam edilmek üzere celseye son verilmiştir.
Itır neticesinde muhafaza etmekteyiz.
Bidaıılt'nun nutku
Paris: 15 (A.A.) — 16 Har kon feransından sonra Dıifişlcri Bakanı Georges Bidault bir nutuk söylemiştir. Bakan, konferansa işti-ıâk eden memleketlerin temsilcile rini selâmladıktan sonra şöyle demiştir:
14 Dışişleri Bakanının bulunması, girişilen işin !' temsil edilen milletlerin
ezcümle
burada burada ve mom-f leketk rin hükümetleri tarafından
gereği gibi tasvib edildiğini gösterir. Şimdi daha karanlık günlerde’ yaşıyoruz, fakat gayemiz değişme miştir.
Azmimizden hiç bir şey eksilme-miştir. Gayemizi ve azmimizi olduğu gibi muhafaza edeceğiz. 16 ların ilk toplantısmdanberi artan siyasî güdüklere iktisadi güçlükler de inzimam etmiştir. Ayni has talik sıra ile bütün Avrupa millel lerini sarsıyor. Kimse bunun mev-cııdiyetini inkâr edemez. Mali kay naklar tükeniyor, halkın iaşesi, fabrikaların beslenmesi her tarafta endiş -1er ve bazen korkular doğuruyor. İktisadi vaziyet yalnız e-sası değil, neticeleri itibarile de nâzik ve tehlikelidir.
Bütün Avrupaya bir kere daha şunu tekrar ediyoruz: Masa her an genişliyebilir, kapıp kapayan ve kilitli; en biz.değiliz. Bu kapının derhal açılabilmesi için biraz iyi niyet kâfidir. Aramızda asırlık anlaşmazlıklar bulunan Almanya bile tekrar kurulacak olan dünyada yerini almalıdır. Bu memlekete hiç bir tercih hakkı verilemez. Al-pıanya şimdiki halde batı bölgeleri başkumandanlarının murahhasları tarafından temsil edilmelidir. Ada let ve aklıselim, Ahnanyanııı muazzam hatâlarını tamir etmesi ve bir daha ayni hatâlara düşmiyecelc şekilde idare olunmasını emreder. Fakat bu adalet ve gene bu akliselim, bu hünerli ve sebatkâr mom leketlerin tarafımızdan girişilen büyük imar gayretine katılmasını da emretmektedir. Biz, Almanva-ya Nasyonalizmin üstünde olarak maalesef Sık sık istihfaf etmiş olduğu »bit kardeşçe tesanüd hissi beslcmok fırsatını veriyoruz. Avrupa’ dışında aramızdan bir kaçı mesuliyet ve imkân bağlarile bağlı bulunuyor.
îtnlja Dış Bakanının nutku
Paris: 15 (A.A.) — İtalya Dışiş leri Bakanı Kont Sforza, Marshail plânını müzakere etmek üzere top lanaıı 16 lar konferansında aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
Marshail plânı, milletleraras’ tesanüd Tarihinde pek asıl ve menfaate hic bir veçhile istinad etmi-yen bir Lırekettir. Hepimiz ayni gomi içinde bulunduğumuzu, ya hep birden öleceğimizi, veya hep birden kurtulacağımızı düşünür ve ona gör* hareket edersek plânın gerçekleşmesine engel olan bütün güçlükler ortadan kalkar. Birleşik Amerika, Avrupa milletle rinin kendi aralarında gittikçe daha müessir bir surette çalışmalarını arzu edivor.
SADAK - BİDAULT MÜLÂKATI
Paris- 15 tA.A.1 —Fransız Dışişleri Bakam Bidault bu sabah Türkiye Dışişleri Bakanı Necmeddin Sadak ve Yunanistan Dışişleri Bakam Çâldürisle görüştükten sonra, koııîoırfn^a iştirak edecek diğer dev letler Dışişleri Bakaıılarlle görüşmelerde bıılunnıuştur.
BESVINİN NUTKU
Londra 15 (B.B.G.) — İngiltere Dışişleri Bakam Mlster Bevln, bugünkü 16 lar konferansında verdiği nutukta Maıshall yardımına iştirak edecek olan milletlerin birbirlerinden aynlamıyacağmı ve jşblrli ği yapacaklarım, bu hususta gerekil muameleyi canla başla başaracak lanm söybyerek demiştir ki:
— Zira. Avrupaya harb çok ba-halıya mal olmuştur. .
KONFERANSA ALMANYA DA İŞTİRAK EDECEK MI?
Frankfurt, 15 (A.A.) — Bu şehirdeki İngiÜE makamlarının bildirdik lerlne gcue Paris konferansına Al
• man temsilcileri de lştlrâk edeceklerdir.
Alman temsilcileri bu konferansa İngiliz ve Amerikan askeri hükûnw tinin temsilcilerde birlikte İktisadi uzmanlar alarak iştirak edeceklerdir.
( 3aştarafı 1 incide) ğile kabul edildi.
12 Temmuz beyannamesi ve ihraç kararlan
Alınan son ihraç kararlarına i-se 12 Temmuz beyannamesi ve C. H. P. niıı telkinleri sebob olmuştur. Bayar, Menderes ve Köprülü, beyannameyi D. P. nin emniyeti haline getirdiler ve tenkid edenleri paniden ihraca başladılar. Buna tıı iyi misal Sadık Aldoğan teşkil eder.
Diğer taraftan Receb Pokerin istifası C. H. P. deki müfritlerin, bir nevi tasfiyesi olarak ortaya çıktı ve Halk Partisinin çok salahiyetli mercilerinden D. P. ye telkinler yapılarak, burada da müfrit tanılan kimselerin tasfiyesi yoluna gidildi. Fakat şahsen bu cereyana muvafakat etmedim.
Partideki mühim ihtilâflardan biri olan Köprülü - Öner mücadelesi ise. İstanbul il kongresinde Fuad Köprülü ile oğlu Orhan Köp rülü ve İbrahim Çehreli tarafından Önere karşı alınan, müttelıid bir cebhe ile başlamıştır. Daha sonra Öner, Osman Bölükbaşının Yozgattaki muhakemesine giderken, trenin Ankarada iki saat beklemesinden istifade ederek C. Bayarla görüşmek için D. P. merkezine gitmiş, fakat Kırşehir merkezinden gelen bir zatla konuşmak ta olan başkan, Kenan Öneri iki saat parti merkezinde bekletmiş ve tren vakti geldiğinden Öner, Boyarla konuşmadan Yozgada git mis ve îstanbula dönüşte, bu hâdiseyi bir istiskal sayarak istifa etmiş Köprülü ile Menderes ise der hal. istifanın bir emri vâki olduğu fikrini müdafaa ederek Vatan gazetesi vasıtasile Öner aleyhinde neşriyata başlamışlardı. Ben ise Celâl Bayara parti namına çok şey borçlu olduğumuz Kenan önerin, böyle şahsı ihtilâflar uğruna feda edilmemesi lâzım geldiğini ve istifanın geri aldınlmıya çalışılmasını söyledim.
Bavarın isteği üzerine îstanbula gelerek Önerle konuştum. İstifasını geri almasını rica ettim. Yalnız Bayar, telefon veya mektubla istifasını geri almasını bildirdiği halde kabul edeceğini söyledi. Ankara ya dönüşte vaziyeti Celâl Baya ra anlattım ve.ertesi günü kendisi Îstanbula hareket etti. Fakat netice- değişmedi.
Daha sonra ödenekler meselesi ve 26 imzalı takrir yeni bir* ilıti-
temsili hâdiselerde tüzüğü gereğince; salâhiyetini partili-
Beyoğlu D.P. Merkez bucağının protestosu (Baştaraf ı 1 incide) ağa ve Şâiıkulu ocakları ne davet ve ne de haberdar edilmemiş bulunmakla, bucağımız ve ocaklarından bir tek şahıs bu toplantıda tabiatile buluna ma ımştır.
Bu gibi partimiz kuvvet ve lerden, dolayısile milletten almak mecburiyetinde bulunan idare kurulumuz ve kurullarımız; kendi camiasında bulunan üyelerinden bu -hususta salahiyet ve müsaade almadan hareket etmek kudretine malik bulunmadığından, pazar günkü kararlara iştirak etmek hakkına malik olmadığı gibi; bu toplantıda alındığı bildirilen kararlan da tasvib veya ademi tasvib salâhiyetini haiz değildir.
Binaenaleyh, İl merkezinde gıyabımızda yapılmış bulunan bu toplantının temsili olaniıya cağım ve hangi düşünce ile de tertib edilmiş bulunduğuna a-kıl erdiremediğimizi ve bizi bu toplantıya lştirbk etmiş zannederek haklı surette muahaza eden bütün Beyoğlu Demokrat Parti bucak merkezine bağlı bulunan üyelere ve hak sever sayın Türk milletinin dikkat nazarına arzeder; millet ve memleketin selâmeti na ımna hak yolundan zerre kadar inhiraf etmiyerek; uhdemize verilen vazifelere devam etmekte olduğumuzdan emin bulunmalarım saygı He bildiririz.»
D- P. Beyoğlu Merkoz Bucak ve Oûakları idare Kurulları adına Merkez Bucak idare Kurulu
devam ediyor lâf mevzuu oldu. Köprülü ve Mua» deres, ödenekleri partiye vermlycfl leıi teşhir edeceğiz şeklinde teh) ditkâr tavır ve sözlerile arkadaj» larm izzeti nefsini rencide ettilefc ve 26 lık takrir bu haleti ruhiyd4 den ve paranın nereye sarfı half* kunda bir karara varılmamsam* dan doğdu.
Bundan sonra Köprülüye karsı itimad sarsıldı. Sekiz kişilik bıfl heyetle Bayara giderek, paı' ide bir ihtilâf menbaı olan Köprülü* yü, grup idare heyeti, reisliğinde^ istifaya davet etmesini söyl di( Kabul olunmayınca grup idare hd yetinden dört kişi birden istifa et% ti ve yapılan yeni seçimde Köprü* lii seçilmedi.
Bir gün, Bayar. Köprülü ve Meni deres Ankaradaki evime gelerek dü( şüncclerimi sordular. Ben bu lıard ketlerden ve ihraç kararlarından vazgeçilmesini söyledimse de er« tesi gün beş arkadaş daha ii»rac} edildiler. Bu vaziyet karşısında ben de altı arkadaşımla umumi lıçj yet âzalığmdan istifa ettim.
Bugün D. P, şahsî hırslara âl( fe olmuştur ve ihtilâf partiyi temelin den sarsacak kadar kesiftic Bugün kü hâdise ne Kenan Öner ne de ö-denek meselesidir. İhtilâfı Köprülünün gururu ile, Menderesin siya set oyununa olan fazla ihtilası ya* ratmıştır. Benim de D. P. dışında bir parti kuracağım halkındaki neşriyat da bu iki şahsın maksad* lı
iftiralarından ibarettir.»
Genel İdare Kurulıi Dün de Toplandı
Ankara, 15 (Hususî) — Demokrat Parti genel idare kurulu bugün de sabahleyin ve öğleden sonra olmak üzere iki 4uzun toplantı yapmıştnf. Bu toplantılarda ne görüşüldüğü hakkında birşey söylenmemek-te ise de meclis grubundan yetkili bir zatın dün akşam yapdı-ğı açıklamanın ve meclis grubunun önderliğini yapan bazı zevatın durumlarının incelendiği tamhin edilmektedir.
Şehrimizde umumî intiba ih tilâfuı birtakım fedakârlıkla? bahasına da olsa önümüzdeki günlerde alınacak bazı zarurî tedbirlerle halledileceği merke zindedir.
Diğer taraftan kurulacak o-lan üçüncü parti etrafında sarf-olunan faaliyet siklet merkezini bugünlerde İstanbul’a naklet-mişdir. Bu partive bazı Halk Partili Milletvekillerinin de iştirak edecekleri hakkında Halk Partisi mahfillerinde ademi malûmat beyan edilmektedir.
D. P. de başgösteren son hâdise ve kaynaşmaların, şehrimiz deki akisleri halen devam etmektedir.
Şehrimiz İl Merkeiuzde Yapı-lân Toplantı
Dün, D. P. İstanbul il merkezinde, saat 17 de. yine fevkalâ de bir toplantı yapılmıştır Top lantıya il başkanı Abdurrah-man Münib Öerkan riyaset et-miştif .
Toplantı, fasılasız, dört saat devam etmiş ve hararetli müzakerelere sahne olmuştur. D. P. İstanbul teşkilâtında yer yer vaki’ olan istifa hâdiseleri etrafında. usun boylu münakaşalar cereyan ettiği de rivayet edilmektedir .
Drmitrof ansızın Moskovaya gitti (TRftştarafı 1 incide) lî iktisat ve inşaat bakanı Pe tan Kemenov, iaşe ve ticaret bakanı Kresto Dovbrov iştirak etmektedir. Heyete ayrıca biı mikdar müşavir de katılmaktadır.
Teşekkür
ölümü ile bizleri derin teessüre garkeden fiile büyüğümüz,
SALİH AKMAN'ın
cenaze merasimine bizzat iştirak eden telgrafla acılarımızı paylaşan dost, akraba ve arkadaşlarına, hastalığı esnasında büyük yardımlarını esirgemiyen kıymetli ve müşfik aile doktorumuz Mchmed Kâmil Berk'e ayrı ayrı teşekküre büyük acımız mani olduğundan gazetenizin tavass ıtuııu rica ederiz.
Şevket Akman Salih Dizer Şükrü Oyman
f
ANKARA
İSTANBUL
İZMİR
%
ADANA VE ATİNA MEYDANLARI ARASINDAKİ
I
f
DEVLET HAVAYOLLARI UÇAK SEFERLERİ ntazaman Devam Etmektedir. Her Tflrlü İzahat Ve Bilet Almak İçirt Seyahat Eiirofarımız Emrînlzdedlr ANTALVA UMUMÎ NAKLİYAT TÜRK ANONİM ŞİRKETİ
w *
r -
I
MÜSTESNA GÜZELLİK
GÖRÜLMEMİŞ
Fiatı
• 120
Bu yepyeni radyonun seçkin meziyetleri başka hiçbir ahizede bulunamaz Nitekim
mahun rengi ve ince hatlara ile bu radyo evinizin en müstesna süsü olacaktır
Sesinin kuvvet ve netliği ise, tasvir edilemıyecek
• w
kadar fevkalâdedir. Bu cihazın «es kalitesini hakklyle takdir edebilmek için onu dinlemek şarttır. En son teknik icatlardan faydalanan ve en modern zevk telâkkisine uygun olan bu lüks RCA radyosu son derece müşkülpesent olanları dahi sevindirecektir
9 LÂMBALI
Q109X MODELİı
beyazlatılan;" tatlı
'ALTfîJ SES..
RCA nın emsalsiz ıe$ sistemi
9 RCA Fadyo lâmbast (Göz lâmbası daml) • o daıg kıea dalgalarda 3 genişletilmiş band ( BAMD-SPREAD) «isteminde çıkış (5 Vat) • Musikiyi tekmil bir Of zenginliği İle aksettiren bOyûk elîpjjk oparlö • Cihazın "beyazlatılmış mahun t, rengi» Od kısmın siyahbğ» de eon derece modern ve zarif «ezaf temin
KUVVETİ-
RCA* NIN
HARİKASI DAHA
Utası peşin. Bakiyesi ayda 26 Uta
Evinizde daha iktisadi veyahut munzam bir ahize bulundurmak arzusunda İseniz. 5 lâmbalı RCA radyosunu tereddüt el* meden tercih ediniz. Bezendiğiniz radyo pro gramlarını size en net ve pürüzsüz şekilde dinletecek olan bu radyo, bulunmaz bir fırsattır.
DİKKAT Perakende veyĞ taksitle eaû} münhasıran, mağazalarımızın bulunduğu İstanbul ve Ankara şc. Kirleriyle bayilerimizin bulunduğa mahallerde yapılır.
ELEKTRİĞİN GİRMEDÎGf
eafTş* FlyâlH 2İ0 Lira
Valnız peşfn
VfiRE DAHİ RCA GİRE8Ş
Radyonun her eahaiındf en başta geleD RCA* bataryalı radyoların dahi en mükemmelini imâl etmiştir. Elektriğimi yoksa üzülmeyiniz: bil pratik bataryalı RCA radyosu bütün dünya iltı «İrtibatınızı temin v« uzun sende? arızasıj olarak hizmet edeedstİA
OB55X