Çarşamba
10
Kr.
»
)
)
Onuncu Yıl
No. 3259
■enebl MOO 8000 1000
800
İdare: Nuruoomanlyo No. 11 Tel udroal: «YENİ SABAN» İSTANBUL Telefon: 80180
*
da bucijin imza
'1
Ticaret Rakam Malını ud Nedim
r4
t
v;î’!
M. “•
■ )*•
rlîrnek kabiliyetini akybettiğjı)i^BBl
17
MART
ıe4t
ADONB 'BND1Lİ Türkly».
Senelik M0D ■).
e aylık
3 ayi!*
1 aylık
İMO •
800
too

Yazık oluyor Demokrat —— Partiye - —
Safilik Aldogıanıa bir makalesi
onferansı
Sterlingle ihracat çin alınan karar

Ticaret Bakanının bıı hususta
verdiği yeni beyanat
Yenî sirkülerde hem Sterlingle ihraç edilecek maddeler, hem bunların tevcih edileceği memleketler tasnife tâbi tutuldu Ankara 16 (Hususî) — Ticaret Bakanı Mahmud Nedim Giindüzalp, bugün gazetecilere verdiği beyanatta sterlingle ihracat halikında hazırlanıp neşredilen bir sirkülere temasla şöy le demiştir:
— Sterling bildiğiniz gibi 23 Ağustostan itibaren dolara çev.
denberi dış piyasadaki iştir* kuvveti de yer yer zaafa uğramıştır.
Sterling bünyesindeki bu ta-havvüliln bizim ihracatımız ü-zerınde, tesir edeceğini düşünerek mahzurlannı Önlemek ü-zere geçen eylül içinde sterling le İhracat Bakanlık lisansına tâbi tutulmuştu.
t
• « |
Son defa yaptığımız tetkiklerimizde dövjz durumumuzu gözden geçirdikten sonra evvel ce sterlingle ihracına muayyen hadler dahilinde müsaade verdiğimiz maddelere alt plât-rormlan biraz daha genişletmek suretile bunlara yeni mad deler katmak imkânım bulduk. Sterlingle ihracatta hâsıl olan bJr prensip şudur:
îç piyaşalanıjmzda fiat teşev vüşiine meydan vermemek, sağlam dövizli dış piyasalarda yerimizi kaybetmemek ve sağlam gelirimizi daraltmamak. Bu prensibin konması bir taraftan sterhng ile ihracına müsaade e dilecek maddeleri serbest döviz -Devamı 5e S. Sü„ 3 de»
Cidden Yürekler Acısı
---—-- --
Demokrasi yolu çok lor ıc inişli yokuşludur. Diyet,tuk. sık yanıyorduk. Şimdiki hadiseler bu tahminlerimizin ne kadar yerinde oldııyunu göfteriyor. Halk Partleini Demokrasiye alıştırmak çok zor olarak diye üzülüyorduk, fakat Demokrat Partiden de hemen Halk Partisi kadar Demokrasiye sarar yelebilmesini lıiı dihjiinmüyordıık. Esefle kaydediyoruz ki, fimdi bu da oldu
mak şaibesini üzerlerine kondu-1 rtıyor, bir krsım jrolls ve Jan-darmasil* ht-r tarafdan baskı
yapıyor. ,
emokr&t Fartiniu ihtilâfın mjjüzü arıklandıkça durumun ni'kadar feci ve yürekler a(ısı olduğu bir ökat daha tebarüz ediyor.
Emin Sazak, dünkü gazetelere, Densokrat Parti deki ihtilâfın doğma ve gelkmehini tâ ba^langrçtan itibaren etraf ile i-zah etmİMİir. Kumcular ara- ( sında bulunan bu zâhn hikâyesini insan okuduğu vakit içine derin bir hüzün çökmemesi kabil değildir.
Tasavvur buyruldun ki, memlekette demokrasi havası yara-dılmak isteniyor. Mevzuat ve yüriiriükdeki hükümler buna hiç de uygun değil iken, buna rağmen bun vaidde çalınmalara başlanıyor. Bir muhalefet partisi kuruluyor. Derhal Halk Partisi uzun bir mazinin verdiği, atalet ve rehavet ile bu yeni teşkile ve cereyana karşı hasım bir tavır takmıyor. Muhaliflere en ağır hücumlara girişiyor ve onları, hattâ düşmao-lanmızMe ekmeğine yağ sörmek-te itham etmeğe kadar ileri gidiyor. ihtilâli metodiarlk çalış-


I

I
h irca, da Şaka
«Vatano anonim şirketinin sanlı Fırıldakçıbaşibi, Demokrat Parti kıırucularuun ânlı m)xcUsü, Fırdöndü centilmen lakabile maruf V alman Çelebi yine tozu dumana katıyor; ötekine berikine komünist diye çatıyor.
Meğer Fuad Köprülüyü fcnkid etmek Moskova İle İş birliği ynp-bı.Lkmış! Moskova da künlen lan n aleyhinde hnig
Kendisi btjfün komünistlikle suçUndırdjğj kimilerle yıllarca ortaklık eder, İfiU dışlı olur. Kızı) propugandan/öa elebaşılan olarak tavslfden ho/â etmediği kişileri gazetesinin sütunlarında aylarca misafir ede;. Sonra Moskof radyu-«Ho İşbirliği (|) eden bl/Ier olu-ruz.
Galiba fArddaikçabayı ev bahibi-rn istiyor amma frizce |
Jütün gayretleri nalUe. Çünkü mil ny-t hahrindf Türk milleti ve|
Klf
Batur
----o----
Şahid Şevket Mocan, Hatiboglunu dün şiddetle itham etti
Ankara 16 (Hususî) — Yüce divan bugün de toplanarak tomruk işine a^t tanıkların din lenmesine devam etmiştir. îlk olarak Şevket, Mocan dinlen -miştir. Tanık, kendisinin evvelce orman sahibi olduğundan bahsedeıea ormanların devlet-(Devamı Sa., 6; Sü., 3 de)
- - - -
Türk umoiıd otkfln «feni Sabah» ı da pek İyi bilir, mahud ş* tit( bur «Vatan?: başya^nni da,..
Türkiye ve Yunanistanın alınan kararlara itirazları
Sadak: “Türkiye hükümeti raporlâra muttali olmadığı İçin varılan neticelerin topyekûn resmen veya zımnen kabulü bahis mevzuu değildir,, dedi
Tru manın, Amerikan kongresinde söyleyeceği nutka büyük biır Batı-Avrupa Birliği anlaşması
Paris: 16 (A A.) — Oııaltıiar kon , feransmm İkinci oturumu saat 14,15 dc Bevinin başkanlığında açıl miştir. İlk olarak İrlnda Dışişleri Bakam Bride söz almıştır. Ondan • sonra Portekiz Dışişleri Bakanı Cai rtıda Mata söz alarak «vakti-gelin ce İspanyanın AvrupalIn iktisadi kalkınma işine iştirakini tekili e-derek demiştir kİ:
Batı Avrupar.ın kalkınmasını ke sin bir şekilde sağlamak İçin sağ-!j lam bir blok teşkil etmek elzemdir? Bundan dolayı Portekiz tspanya-nında AvrupRiun kalkınması prog ramına iştirakin i görmek arzusun dadır,
Daha sonra İsveç Dışişleri Baka m Munden »öe alarak geçen sene Parlste kabul edilmiş olan pıânlar esas tutulmalı üzere iktisadi bir İş birliği yolunda İdari bir çerçeve vü öuda getirmek İçin İcap eden tedbirleri almak zamanının gelmiş o) duğu kanaatini İzhar etmiştir.
İsviçre murahhas heyetinin b&§. kanı M. Burokart şunları söylemiştik* A
İsviçre İşbirliğine olan inancam belirtmek arzusundadır. Memleke-

■ufn.R.A)ı( w
„. ' • •. *■ jk, ib. ı r

Dıshakaııırmz Nccnıetldin Sadak timin federal teşkilâtı küçük bir .51 gücü? de olsa son derece muhtelif ca anaların menfaatine olarak işbirll ği yapılmasının ve ayni zamancİR dışarısı ile cihanşümul mahiyetteki münâsebetleri muhafaza etmenin mümkün olduğunu ortaya koy maktadır,
lepirçe Dtnıi’iuılıas heyeti başka-SundBiı $onra söz alan Avustnrv* —3L
ve Fr&nsı® Dışbakatu Bldanit
D.; ş)r; B. ı ; ?4. GriibeT Avps-
îu~yanın hîishiJ. Kalkıhmas/nı ge niş bir ölçüne Amerikanın ve diğer memleketlerin ?ömer₺çe yardmuan ns borçlu olduğunu söylemiş ve söz lerlne son erirken şöyle demiştir:
Avusturya hur Demokrasiyi her türlü, tazyüke karşı mü"rtfiu* etme, ğe kesin olarfdc azmet*.'üş bulunmak tarh r
ehemmiyet atfediliyor, edilecek
KARAR SURETLERİ
Konferans başkam M. Bevin bun tlaıı sonra sözü genel raportör Her ve Aalphande vermiştir. Herve Al-phand, konferansa, Amerikan hükû metine sunulacak olan beş karar su reti arzetmlştlr,
Bıı karar suretleri şu hususlar» müteallik Bulunmaktadır,.
1 — Avrupa iktisadi işbirliğinin geliştirilmesi.
2 — Teknik komitelerin raporları. ıBu komiteler Tarım, iaşe, çelik. nakliye, iç nakliyat, deniz nak llyat-ı, ve sair hususları İncelemek tedirler.)
3 — Almanyadaki İngiliz Ameri san müşterek bölgesinin ve Fransız ooig^sinin Avrupa İktisadi işbirliği komitesinin çalışmalarına lştirâ ki.
4 — Avrupa İktisadi işbirliği hak kında daimi bir merkez teşkilâtının kurulması.
5 — Muhtelif raporların yayınlanması-
Bütün bu karar suretleri oy birli ği ile kabul edilmiş fakat aadece Türkiye ve Yunanistan teknik ko-^Devamı Sa., 5; Sü^- 5 de)
I
%

r
—7.------'
Ödenek Mes’elesi
Enun Sazağın demecinden Öğ-1 renlyoruz ki, Halk Partisi ve hü 1 kÛJDueti böyle ceberrut gösterirken, Demokratlar arasına nifak ve ihtîiâf girnıişdir. Sebebi de nedir biliyor musunuz?
j _ r-_ . . _ _ .
Köprülü Ue Adnan Menderes tamirde toplamak istemişler, bu ' fikir kabul edilmemiş, buna canlan sıkılmış.
2 — İdare kurulu on kişilik olsun diye Köprülü ısrar etmiş ve Kenan öner’I de bu fikre I- j mak eylemiş, akat muvaffak 1 olunamamış, genel kurul onbeş üyeden terekklib etmiş.. Buna da Köprülü ve Menderes İçerlemişler..
(Devamı Sa., J; Sâ„ 4 del
I
I
Büyük kongreyi Fuad

Muğla Milletvekili! Necati Erdem ianadlara ce ▼ab ▼eriyor
Demokrat Partiden ihraç edilenler arasında bulunan Muğla milletvekili Necati Er dem kendisine ve arkadaşlarına yapılan lenadlan dün ga zetemize gönderdiği bir mek-tubla aşağıdaki şekilde cevab landırmıştır:
• Demokrat Parti .Haysiyet Divânınca aleyhimdç verilen inzibatî kararın gerekçeain-(Davflnu Sa., 5; Sü., 1 dc)

18
Osınan Nuri Koni
Osman Nuri Koni nin Açıklaması
gönderilen telgraflar
v
Demokratı Partide ikinci Sultan Hamidin yıldız »arayı Divânı Harbi mit
Yaklaşan Rus terrörii
Eski Polonya muhalefet Lideri Nikolayçik Rus cehenneminden nasıl kaçtı?..
Htınu. bugünden İtibaren StanlslaR IVIkolnyçIk'in krndt kaleminden IktlEmtten neşretmeye başlıyornz.»
rtirii» adını verdimi Kini lohlihe-den Batı âlemini haberdar «lineti t Deva mı Sa., 5: siLt 7 deı
l().

fiiliden istifanamemde ku rucu geçinenlerin ve ha-variyyunun Demokrasi dâvasına aykırı olan yolsuz ve a-
daleteiz bir kısım hareketlerinden bahsetmiş idim. Sırası gelince bazı hakikatleri daha ortaya ğim. Çiinkü: Demokrat erkânıharbiyosine teallûk yüzü vatanseverleri kan
mahiyettedir. Bu yazımda latif a-
KÜrcce-
Pnrtfnin eden İç ağlatıcı
~ /VvV)A/W
namemde de işaret ettiğim meşun tasavvurlarını nasıl kuvveden fiile çıkarmağa başladıkları ve ana kanunlar hükümleri ile Demokrasiyi ve tüzüğü ayaklar altına aldık lan hâdisesi üzerinde duracağım.
Şahıslarını birer hükümdar Banan bu kumcular ile y&rânı işlerine gelmiyen ve kendilerde teşriki mesai imkânı bulunmıyan fakat
(Devamı Sa., 4; Sü., ö da)
VWw'ZV •
AKVİMDEN BİR YAPRAK
— 1 —
(Komünist zulmü altında înliyen Î’ölönyadan kaçıp hurtulmasr bü-Un dünyayı heyecana düşütmüş olan Polonya eski köylü partisi baş kanı Stanlelav Mtkol»|czyh’ln çok ftnberi beklenmekte olan ve «Demir Perde.) arkasındaki hayata, pelit devletinin aklın kabul sd«-
mlyecegl zuittm ve vahşetlerine, çiğnenen andlaşınalara, yapılan ihonotlero vo «Yaklaşan Rve tc-

Sporun hazîn durumu
o* stanbulun tanınmış futbol bir matı n tevekküllerinden biri Allnaya haysiyet U gitmiş ve orada Yunanlılarla Böyle bi
PÜLÜNÂY^
musâroada mağlûb oh
futbol
İktisat Fakültesi Dekanı İstifa etti
İstanbul Üniversitesi llıtisad Fakültesi Dekanı Ömer Celâl Sarç •vvclkl gün, birdenbire vazifesinden kıtlfa ettiğini, Rektörlüğe bildirmiştir. Dekanın istifasına; bir müddett enberi. Üniversite senatosunda görülmekte olan, İktlsad Fakültesi yeni sömestr talimatnamesinin muhteviyatı üzerinde çıkan ihtilâfların sebeb olduğu ileri ggj(l®e®ktedir.
IDevamt Sa.. 2 bit,, I da)
":rfl )9
' • 11/
DUiikti toeraalmden bir görtioüş 3 Uncl! satdfedej


yaptığı üstüste
IHUŞ.
Bu mağlûbiyeti yaıan gazeteler fııtboloülerin bu müsabakaya bir nozzühto bulunur gibi gittiklerini zovk-u- sefalarında olduklarını, şartlar içinde maglûb olmanın pek bli bulunduğunu kaydediyorlar.
Doğrudur.
Spor, bir fazilottir. Blzdo maalesef bu fazilete lâyık olduğu ehemmiyet verilmiyor.
Bundan evvel do bir İngiliz futboh cüsüı «Bu şartlar İçinde ollmplk müsabakalara glderlorso horkosi kendilerine kahkahalarla güldürürler» demişti.
Bu sözü sonra (to’vil) ettirdiler. No için bu zahmeto katlanıldı? Kusur örtbas edilmekle değil, açıklamakla yok edilebilir.
Ingilizlh lâfı doğru imiş. İşte Ati-nadalıl vaziyet bu sözde no dereceye kadar Isabot olduğunu anlattı.
Spor, bilhassa böyle milletlerarası
(e-ve bu ta-
bir mahiyet alırsa memleketin milli l ve şerofi İle alâkadar oluyor. Böyle bir dfiva İle ortaya atılanlar bü-~ tün gözlerin kendıle-ı rlno dikilinle olduğunu anlamalı ve ona göre davranmalıdırlar.
Halbuki bu delikanlılar güçlerine tıuvvetlerino dokunaoak hususlarda hiç do porhlzklr değilmişler. Çoğu İşrete ve sefahate düşkün bulunuyor-iarmış. Spor cereyanını çok yakından taklb futbol zafori tes’îd ve elemeni yine Işrotin dumanları arasında boğaz İs demişti. Yani nazar değmesin destere gibi... Çeksen de kesiyor, İtsen do....
Bunun sonu ne olurî işte böyle A-iinadaki gibi olur.
içki haramdır; fakat bilhassa bir sporcuya yüz kat fazfasılo haramdır.
No yazık kİ bu teşekkülleri İdare o-ılenlor bu çocukları lâzım geldiği kadar zabd vo rabt İçinde tutamıyorlar.
(Lütfen »ay/avı çevirini»'
1
eden bir dostum: «Bir ekibi gailb gelirse o akşam bu mükemmel bir (iyş-ü- nûş) ile eder... Magıûb olursa da yo s unuttıırtıcu
SAYFA: 2
teni sabah




OkUYVCU
DİYOR kİ
r
Yazan: Profesör Kenan Öner

- 17 —
Bu tazyikten bıkan ve usanan, İnfiali de ufak mikyasta isyan haline gelen bir seçmen, kin ve ateş saçan gözleri ile oradaki şahıslan süzdükten sonra Halk Partisinin listesini parça parça etmiş ve cebinden çıkardığı ekmek karnesini zarfa koyup sandığa atmıştı. Adeta al ab-aestini ver pabucumu hikâyesini andıran bu hareketin ifade ettiği mânaya dikkat edilirse zavallı Halk Partisinin kaş yapayım derken b'r göz daha çıkardığını kolayca anlamak kabil olur.
Belediye seçimleri zahirde tek dereceli ve çok partili farz.edilir mahiyette j-apılmış görünmekle beraber hakikatte bir şey değişmemiş, konunun vadeylediği maksadlardan hiç biri tahakkuk edememişi ir. Çünkü:
1 — Seçimde rolleri olan Belediye ve mahalle heyCtlerile muhtarların eski ve aslî mahiyetlerini muhafaza etmelerinden dolayı Halk Partisinin birer vasıtai icraiyesi olan bu organlar bütün mahalle ve köy halkı üzerinde halcim olmakta devam ettikleri cihetle seçimde derecenin bire inmes’i netice üzerinde müessir olamamıştır.
2 — lntihabda mahremiyet esasına hiç riayet edilmemesi yüzünden seçmenlerin kime rey verdiklerini •ulamak çaresini’buldukları için Halk Partisi lehine ve millet iradesi aleyhine tedbir almak çaresi kolaylaşmıştır.
3 — Milletin serbestlik hakkı her şekilde ve mütemadiyen iktidar partisi lehine ihlâl edilip durmuştur.
4 — Demokrat Parti seçime iştirak etmediği, Millî Kalkınma Partisi de yapılan müdahalelere ancak öğleye kadar tahammül ederek sonra çekildiği için intihab fiilen tek partili bir seçim şeklinde devam etmiş, kanun güya değiştirildiği halde neticede hiç bir fark hasıl olmamıştır.
5 — Bütün bu âmillere rağmen, halkın cn az yüzde yetmişi intihaba karışmamak suretile bunu yapanların zihniyetine, bilhassa seçimin icra tarzma karşı fiili infialini göstermekten ve protestosunu yapmaktan çekinmediği halde yüzde otuzu ancak iştirak eden seçmenlerin ııis-beti —sandıklara atılan oylarla— tasnif neticesinde yüzde altmış ve hattâ bazı yerlerde yetmişi bulan bir dereceye çıkarılmıştır.
BELEDİYE SEÇİMİNDEN D. P. NİN KAZANCI
Belediye seçiminin bu acaib tarzından Demokrat Parti, iştirak etmediği için, maddeten İliç bir zarar görmüş değildir. Buna mukabil hükümet partisinin intihab taktiğini, bu sayede öğrenmiş olmak itibarile mücadeleden kârsız da çıkmış farzedilemez. Nitekim bu tecrübenin semeresini milletvekilleri seçiminde bol bol toplamıştır. Fakat Halk Partisi, partiyi tek başına kazanmakla beraber, elde ettiği galebenin hakikî mânasını kendisinin anlaması ve millet nazarındaki mevkiini daha ijâ öğrenmesi icabeder iken müsabakasız ve rakibsiz kazandığı bu aldatıcı muvaffakiyetin hımarı altında buna da lüzum görmemiş, halkın sevgi ve itimadını kazanabilmek yolunda yürüyecek yerde İliyle ve tazyiklerle her zaman tahakkümünü temin edebileceği zehabına kapıldığı için bu dersten istifade edemiyerek cezasını milletvekilliği seçiminde bütün acılığıle çekmiştir.
Şurasını da ifşa zaruretindeyim ki Demokrat Parti İstanbul teşkilâtının kurulduğu an ile Belediye seçiminin yapıldığı zaman arasında geçen bir iki ay içinde Istanbulda mevcud 16 ilçeden ancak 6 sında ve 4S bucağın yalnız bir kaçında müteşebbis heyetlerini kurabilmek imkânını bulabilmesinden dolayı bin beş yüz küsur seçim sandığından ancak yüzünde birer müşahit bulundurulmaktan başka bir varlık gösteremediği halde iki ay sonraki milletvekili intihabında bu 16 ilçe ile 48 bucağın hepsinde teşkilâtını ikmale muvaffak olmuş, köy ve mahallelerde tam 487 ocak açmış ve kayıdlı üyelerinin mikdarını 50.000 e iblâğ eylemiştir ki Demokrat Parti bu teşkilâtın kudret, vüs’at ve azameti sayesinde, millet ve hükümet sermayesile yirmi beş senedir taazzuv halinde bulunan ve bütün hükümet kuvvetini elinde bulunduran Cumhuriyet Halk Partisi ile gözünü kırpmadan mücadeleye atılmış, milletin müzahareti ve arkadaşlarının hakikaten can esirgemiyecek gayret ve fedakârlığı ile bir varlık sanılan bu koca partiyi, bilhassa îstanbulda, nakavut edebilmiştir.
Brledive seçiminin ifade ettiği mâna, mülhakatta bu intihabı idare edenlerin gözlerinden kaçmış olsa bile iş başında bulunanların da göremiyeceği kadar ufak sayılamazdı. Hükümet Partisi bu seçimde ga lib görülmekle beraber hakikatte fecî ve ürkütücü bir mağlubiyet ile karşılaşmış, millet nazarındaki prestij ve itimadının hiçe inmek üzere bulunduğunu aşikâr surette göstermiş bulunuyordu. Hattâ seçimleri idare eden Halkçılar bile Demokrat Partinin bu kadar noksanına rağmen seçime iştiraki halinde galibiyetin muhakkak ona aid olacağı kanaatini bir iman şeklinde söyleyip duruyorlardı.

Teşkilâtımız, ilk aylarda, bir çok sebeblerle, çok yavaş gidiyordu. Şimdiye kadar teessüs eden partilerin başlarına gelen her felâketin kemmiyetten doğduğunu öğrenmiş olduğumuz için de keyfiyete daha fazla kıymet veriyorduk. En esaslı ve en faal yerler için seçtiğimiz insanlar korkuyor, kabul etmiyor, edenlerin bir çoğu da iktidar partisinin, hattâ hükümetin baskısı altında çok geçmeden istifa ediyor, başta Tanın olmak üzere, ferdi saadetini bizltre taarruzda bulan gazeteler bu istifaları umumî efkâra kendi kendine oluyormuş gibi gösterecek Demokrat Partinin zaâfı've lüzumsuzluğu şeklinde işaaya çalışıyor, aramıza kendi adamlarını sokup sonra istifa ettirmek suretile bu konuyu takviyeye yeltenerek, bir taraftan da içimizde olan biteni anlamağa çalışıyordu.
Muvazaa ve Rus dostluğu propagandaları da gün geçtikçe artıy’or-du. Ekalliyetler arasında derin bir korku dolaşıyor, bunlar Demokrasiye sadakat’taahhüdünde bulunurken öte taraftan da ellerinden geldiği kadar gizleniyorlardı. ‘Partimiz programında din ve ırk yok, iyi vatandaş vardı. Hakikatte de -müşterek vatanın hizmeti için bunlarla beraber çalışmakta çok Bamimi idik. En çok korku Kumlar 'arasında görünüyor, Museviler daha az korkuyor, Ermeııiler de lâkaydiyi tercih ediyorlardı. Bunlar arasında yayılan korku sebebleri de mesleklerine göre değişiyordu: Tüccarlar maruz kalacakları güçlüklerden,
esnafiar verecekleri para cezasından, işçiler, en çoğu devlet müessese-J^ lerinde çalışan işçiler kapı dışarı atılacağından, serbest meslek sahihleri de derhal askere alınacağından, hasılı herkes meslekine göre biı belâdan kaçmıyordu.

Emniyet Direktörlüğü ve Haydarpaşa I. işletme Md. lüğüne
Okullardaki arkadaşları yanında malıcnb duruma düşmemelerini teinin muksa-dile hüviyetlerinin gizli tutulmasını rica «edeıı okuyucularımızın mektubu:
Biz üç lise talebesi iıer sabah İshmbuldaki okullarımı za gitmek üzere evlerimizden sabahın altısında çıkar akşamın sekizinde döneriz.
\ ine böyle bir gün 6.2.948 cuma günü nerelerden trene bindik. Tavşancılda oturan Hercke fabrikası veznedarı i-le Haydarpaşa emniyet memurlarından 1786 yaka numaralı polis B. İhsan da binenler arasında idi.
Bir müddet sonra tuvalete gitmek ihtiyacını duyduk. 3 üncü mevkidekiler meşgul olduğundan 2 inciye geçtik. Dönüşte, veznedarın yanında duran arkadaşı polis B. Ilışan «Bu itler boyuna buradan gelip geçer, insanı rahatsız ederler» dediğini duy -dıık. Tabiatİyle taaccub ederek arkamıza baktık. Tekrar dönüp giderken de ma-lmd iki dost tarafından itilerek taciz edildik.
Asıl hâdise bundan sonra başladı:
3 üncü mevkilere aid olan pasolarımız, ikinci mevkide dolaştığımız iddiasiyle polis B. İhsan tarafından alındı. Müteakiben götürüldüğümüz trenin seyyar meınur kompartımanında, kapı kilitlendikten sonra, memurun hakkını koruyan (!) polis memuru tarafından, tıimak suretiyle,
müdafaa edildi (!) Üstelik yüzümüzdeki tokat kızarıklıkları zail oluncaya kadar, ilk uğradığımız Gebze istasyonu jandarmasına müracaat cdememckliğimiz için Bos tanrıya kadar kompartıman da mevkuf tutulduk.
Ne dersiniz?!
ti ay ab hakkımız

BELEDİYE DA lstanbuîda asrî bir fırın kurulacak
Belediyenin, ekmek işini halletmek için yeni tedbirler düşündüğü, bu arada Mahrukat Ofisine ait bulunan Balat fırınını satın alacağı ve bir de ha-murkârlar kursu açmak niye -tinde olduğu malûmdur.
Diğer taraftan dün belediye Almanyamn Wenz firmasının Türkiye mümessili Haşan Kavur tarafından mühim bir teklif yapılmıştır .
k'ırmanm teklifinde, Almanya nın en asrî ekmek fırınlarını Wenz firmasının kurduğu bildi rilmekte, yakında şehrimize gelecek olan Wenz fabrikası teknik müdürünün Belediye ile temaslar yapmak istediği ileri sürülmektedir.
Bu teklifnamede, belediye -nin tasarladığı fırınların kaç saat çalışacağı ve günde kaç ekmek imâl edeceği, odun mu, yok sa linyit kömi|rü mü, yakacağı da sorulmakta ve icab ederse Wenz firmasının kendisine verilecek kroki üzerine fırınları inşa edeceği belirtilmektedir.
Firma uygun fiatla ve Bele-
İKİNCİ KISIM
21 TEMMUZ tNTKABI
Belediye intihabının tesiri, bana ayni akıbetin milletvekili seçiminde de başa geleceğini müjdeliyen bir hissi kablelvuku tesiri yapıyordu. Filhakika bu netice karşısında daha fazla şaşahyan hükümet ve iktidar partisi bu Demokrasi mücadelesinde bütün elemanlarını toplıya-rak daha hızlı koşmazlarsa postun elden gideceğini kubııl mevkiinde idiler. fDev-am» var)
Hiç bir vazife vermediler. Abdulkadiri ne zamandan-beri tanırsın?
— Mahkemeye gelinceye dar ismini işitmiştim.
— Ziya Hurşidi tanımaz sın?
— Tanımam.
— Sizin Üsküplülerden,
kırköyünde başka kim var? bey, bakkal Abbas
ka-
mı-
Ba-


1
TİCARET BAKANLIĞI ET
DERDİNİ HALLEDEBİLECEK Mİ?
Eugiin Ankara’da, Ticaret ofisi, Belediye mümessilleri ve Mezbaha Müdürlerinin de iştirakile bir toplantı yapılacak
Büyük istihlâk ^bölgelerinde et sıkıntısını önlemek ve fiat-larda müstehlikin lehine bir istikrar veya ucuzluk temin etmek maksadile Ticaret Bakanlığı tarafından tedbirler abnmış ve bu münasebetle bir toplantı tertib edilmiştir.
istihlâk merkezlerindeki Ticaret ofisi, Belediye îktisad İşleri ve niozbaha müdürleri bu toplantıda hazır bulunmak üzere Ankaı-aya çağırılmışlardır.
Bu arada şehrimiz Ticaret ofisi umum müdürü Mustafa Nuri Anıl, Belediye îktisad İşleri Müdürü Naim öktem ve mezbaha müdürü Servet la, dün akşam Ankaraya hareket etmiş lerdir.
Bugün saat 10 da açılacak olan toplantıya iTcaret Bakanı Mahmud Nedim GllndÜzalp, başkanlık edecekdir.
Üç gün süreceği tahmin o-lunan bu, toplantıda büyük istihlâk merkezlerinin et meselesi müzakere olunacakdır.
Belediyelerin bu meseleyi yıl
A D L t Y F D E
Silivride işlenen cinayetin duruşması
Silivrinin Büyükkıhçlar köyünde kız yüzünden çıkan münakaşa sonunda Haşan adında birini taşla öldüren muhtar Re ceb ve jandarma İsmail Ue suç orTakları Şahin, Mahmud ve Hüseyin hakkındaki dâvanın duruşmasına dün 1 inoi ağır ceza mahkemesinde devam edil -miştir.
Bu celsede dinlenen hâdise şahitlerinden bir kısmı Haşanın ormana getirilerek orada başına taşla vurulmak suretiyle Öldürüldüğünü söylemişlerdir.
Mevkuf bulunan sanıklar ise hâdiseyi inkâr etmişlerdir. Duruşma gelmiyen şahitlerin celbi için talik edilmiştir,
---- e- ■ ,
fölİSTİ
Yaşlı bir kadının,
• • ı •• ee ••11 »•
olumu şubhelı
• • ••11 •• goruldu
Gal atada Hendek mevkiinde oturan 52 yaşlarında Ulviye a-dında 7*^. bir kadın evvelki gün odasında Ölü olarak bulunmuştur.
Adalet doktoru izzet Işcan cesedi muayene etmiş ve ölümü |üphelî gördüğü için Jtnorga kaldırtmıştır.
Diğer taraftan savcılık da ha dişe hakkında tahkikata baş -lanmıştır.
diye ile her hususta anlaşmak niyetindedir. Ayrıca fırınların makineleri, fabrikanın ustabaşı lar ı tarafından monte edile -cekdir.
AKViMDEN
AK
Sporun hazin durumu
harta:
Bu ke-
(Baştarafı 1 incide) Böyle futbolcülcrden barların temelli müdavimleri olanlar da var. Bunlar:
Bir cam sun Allah için Bir dine de ol mâlı için diye dört başı mamur bir sefahat yatı yaşıyorlar. Kimsenin çıkıb «Ne yapıyorsunuz?» dediği yok. nasıl iştir? Bu gençler acaba bir
re dönüp de bizim en büyük millî sporumuz olan eski büyük pehlivanları-’ mızın hayatına bakmışlar midir?
0 Büyük Yusuflar, Alfçolar, Hergo-leofler. Ntıruhllâhlar, ne kadar 5ftf i-diler ve (levsiyat) dan ne doreco müc-teıub bir ömür sürerlerdi. Böyle her gece zil zurna kafayı çekerek bar kızları ile .oynaşmak şöyle dursun o muhillere yaklaşmayı bile ay(b savarlarda .
Kurddcreli Mehmet! bu dağ gibi a-dam, babasının huzurunda elpençe divan duran) bir «Tokat oğlanı», gibi ı-di. Bütün güreşlerini onun emir ve malûmatı tahtında yapardı.
Onların bütün muhabbetleri, yârenlikleri, sohbetlori spordu. Meclislerinde kadın, içki lâfı olmazdı.
İşte bu sayededir ki yerinde bunlardan biri çıktı mı? Seyredenler, İnsan mı? Arslan mı? lerdl.
Memlekette futbolcülük kredisinden çok kaybetmiştir. Bu spora monsub o-lanlar sıkı bir İnzibat altına alınmazlarsa bunun sonu cami avlusunda ta-
kunya ile top oynıyanlardan farklı’ olmuş., olmazı
dü/yanın her er meydanına karşılarındaki Farkedemez-
— Şevki vardır.
— Senin var mı?
— Safra nüm arazim var.
— Başka kimin var?
— Eyüp Sabri beyin var..
— Osman beyin?
— Onun başka taraftadır.
— O kaçıncı numarayı almıştı, fırkada?
— Bilmiyorum efendim.
— Sabık Ardahan mebusu Hilmi beyi tanır mısın?
— Tanırım.
— Nail beyi?
— Tanımam.
— Kara Kemali?
— Tanırım.
— Gider gelir misin?
— Hayır efendim.
— Adnan beyin de yanında bulunmuşsun..
— İki seneve yakın bulun-
•r fer
dum.
— iste o sıralarda Kara Kemalin nezdinde iflân lçtimalar
o taraflarda arazin
• •
köyünde kırk dö-
Usküdarda kanlı bir vak’a ---------o----
Muharrem adında bir adam kendirinden uyrılan karısını ve kaynanasını bıçakla ağır surette yaraladı
HER SABAH|
ıl
M
lardanberi halledeniemeleri ü-zerine Ticaret Bakanlığı et davasını üzerine almağa ve Ticaret Ofisi vasıtasile tamzim satışları yapmağa; karar vermiştir.
Halen belediyenin elinde bulunan Fındıklı soğuk hava de-Çosu ile Haydarpaşadaki, depo İcaret Oifsl emrine verilecek, ioabında motorlü vasıtalar ve mezbaha kira alınmak suretile, ofise tahsis edilecekdir.
Ticaret Ofisi, halka ucuz et yedirmek gayesile istihsal bölgelerinden canlı veya kesilmiş, hayvanlan istihlâk merkezlerine sevkedecekdir.
İlgililerin söylediğine göre, Ofis, emrine Bakanlık tarafın -dan iki milyon lira kadar mii-tedavil sermaye verilecekdir.
Ofisin Belediyeden istediği, Fındıklı soğuk hava depoları, Istanbulun Uç günlük et ihtiya cim stok yapmağa elverişlidir..
Diğer tarafda Ofisin mezbahada keseceği hayvan için Belediyeye 15 kuruş vermesi lâ
Belediyeye 15 kuruş vermesi zam gelmektedir.
» ENİf DE
İstanbul vapuru bugün geliyor
---o—
Batı Akdeniz seferini yapan «İstanbul» vapuru bugün saat 14,30 da Marailyadan limanımıza gelecektir.
Geminin bu gidişinde mühim bir afyon kaçakçılığı olmuş ve içinde gemi kamarotla-ınndan birinin de bulunduğu hâdise. Paris gazetelerine kadar aksetmiştir.
Evvelki gün gemi süvarisin-den alınan bir telsizde, yapılan ihbar üzerine, Fransız zabıtası 'tarafından yakalanan II inci kamarot Mustafa Banş’ın afyon kaçakçılığı suçuyla Mar-silyada alıkonulduğu bildirilmiş tir.
Türkiye - Almanya ticaret anlaşması
Almanyamn İngiliz ve Amerikan işgal bölgesile yapılması düşünülen Ticaret anlaşması halikındaki müzakerelerin inkıtaa uğramam . piyasamızda hayret ve endişe uyandırmış bulunmaktadır.
Tütüncülüğümüzün, hâl ve istikbali için fevkalâde önemi ha iz olan bu mesele hakkında müzakerelerde bulunmak ve gereken teşebbüsleri yaf bugün saat 15 de Tütün ihracatçıları, Birlik merkezinde fev kailde bir toplantı yapacaklardır.
tLL»
Pl

İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm?
»
Atatürk’e sııikasdın tafsilâtı
II II
Tefrik» Mo. 207
— Bilmiyorum.
(Maznun reisin emrile mahkemeden çıkarıldı, ekmekçiler şirketi müdürü îzzet bey getirildi, hüviyeti tesbit edildi. Siyasetle iştigal etmediğini, Kara kemalle 330 senesinde tanışdı-ğuu, bahriye muhasebesinde kâtib olduğunu, bilâhare esnaf cemiyetlerine kâtib olarak naklettiğini Kemal beyin bu cemiyetleri idare etmesi üzerine mu hasebeciliğe getirildiğini elyevm Adanada Millî Ticaret Şirketini temsil eylediğini söyledi.)
— Ekmekçiler şirketinin sermayesi ne kadardır?
— Yüzbin lira.
— Heyet idaresi kiAlerdir?
— Galiba Bahtiyar, İsmail, Rauf, Akif beyler .
— Vakıflarda vaziyetiniz ne
dir?
— Vakıflar ara sındayım.
— Nasıl girdin?
— Evkaf kadısı bir gün gel-mişdi, sakallı bir adam. Tesçil ettiler, vakıf yapdılar, beni de idhal ettiler.
— Parayı çıkarıp ortaya koydular mı?
— Hayır.
— Senin nâmına konulan para ne kadar?
— Bilmiyorum efendim.
— Öyle ise bu vakıf bir muvazaadan ibaret.
— Öyle olacak efendim.
— Millî Ticaret nâmına, ne yapıyordun?
— Geçen sene yirmi otuz bin liralık iş yaptım. Orada bir ben. bir de kâtib vardır.
— Ne kadar kazandınız?
Üsküdai’dfl Bürhaniye mahallesinde, Ay sokağında 5 nu-maarlı evde oturan ve Üsküdar tütün deposunda çalışan Mu -harrem öge, bundan üç sem Mvvel aynı semt tel Bulgurlu-mescit sokağında 4 sayıh evde oturan 20 yaşlarında Sabiha Dönmez adında bir kızla evlen miştir .
Son zamanlarda kocasının işsiz kalması ve evine bakamaması yzlinden Sabiha mahkemeye müracaatla Muharremden boşanmıştır.
Karışım çok seven Muhar -rem onunla barışmak ve yeniden evlenme^ istemişse de red cevabı almış ve nihayet Sa-bihayı öldürmeğe karar yermiş tir.
Muharrem, dün sabah kayınvalidesi Zeliha ile Sabihanm va pura bineceklerini öğrenerek is kelede pusu kurmuş ve tam yanından gecelerken bıçağını, çekin üzerlerine atılmıştır.
Muharrem ‘her iki kadını da ağır surette yaralamış, kaçmak isterken İskele polisi tarafından yakalanmıştır .
Yaralılar Havdarnasa Numu ne hastahanesine kaldırılmışlardır. Suçlu tevkif edilmiştir.
M OTFFFR PİK

Raman petrolü ve “Y akıt müessesesi
Bir ) Idet evvel şehrimize
gelen Kunıür Satış ve Tevzi Mü essesesi Umum Müdürü Sadred-din Enver’in beyanatına atfen bir sabah gazetesi, Raman dağında petrol bulunduktan sonra Kömür Satış ve Tevzi mü-essesesi ile Petrol Ofisinin lağvedileceğini, bu iki müessesenin yerine İktisadî ve ticarî mahiyete « Yakıt Müessesesi ismi, altında bir teşekkülün meydana getirileceğini yazmıştır .
İlgililer nezdinde yaptığımız tahkikat neticesinde bu haberin kafiyen asılsız o/luğu ve beyanat sahibinin böyle bir vakıadan aslâ bahsetmediği anlaşıl -miştir.
Diğer taarftan, Ankaraya dönen Sadreddin Enver, hare -ketinden evvel kendisile konuşan bir muharririmize şunları, söylemiştir.
«— îstanbulda kaldığını müd det zarfında kömür mevzuu ü-zerinde ilgililerle yaptığım te -maşlardan müsbet neticeler aldım.
Ramanda petrol bulununca, kömür tevzi müessesesinin ve petrol ofisinin lağvedileceğinden bahsettiler. Ben beyanatımda böyle bh’şey söylemedim. Bu haberi sureti kafiyede tek-zib ederim.»
17 uygunsuz kadın yakalandı Emniyet ikinci şube ahlâk zabıtası tarafından evvelki akşam yapılan aramada, 17 uygunsuz kadm vakalanmıştu’.
Muayeneye sevkedilen dınlardan 7 si hastalıklı maştır.
kaçık-

— Bilmiyorum efendim ben 1 alır, gönderirini
— Şirketi kimler teşkil etmiş-1 tir . 7
— Onu da b:lmem efendim;) berideniz Konya’da hulunuvor-1 dum; bir telgraf almm. bunda | Millî Ticaret Şirketi nâmına A-L danaya gitmekliğim ve oradan i da irsalâta başlamakhğım söy-1 leııiyordu. Hareket ettim. Mer- / kezdeki vaziyetten malûmatım I yoktur. J
— Konya’da ne iş yapıyor-1 dun? L
— Mahsulât şirketinin mu-1 hasebecisi idim. ?
— Kac senesinde? L
— 338 de. |
— Orada şubesi var mıdır? J
— Evet. J
— Merkezi nerede idi? (
— îstanbulda.
— Yani merkezinde vardı?
— Efendim o da idi.
— Konva'da
• (✓ kim vardı?
— Şevki bev
I
Kw •• 1 «• ••
oprulunun ektubuna cevab
uhterem profesör, Mektubuna baslarken slıe pok sovdl^ınfzi iyi bildi*
tim « Kurucu» sıfatite hitab ct( meyişimi sakın kabalığıma atfetmeyin. Bu kelime nedense bana «Kuru yemifi» hatırlattığı için, daha mektubumun başında httrmot* eklikte bulunmuş olmamak uüşlıncc-si,e profesörlüğünüzü anarak lâkırdı* ya bakıyorum. Ayni zamanda bu sıfatınızın size yakın dostunuz profesör Nihad Erimi de hatırlatacağım ve binaenaleyh koltuklarınızı kabartacağını da hosaba kattım. Fakat İllâki ben kurucuyum diyecek olursanız profesör» ü çizip yerine «Kurucu» koymanızda kendi hesabıma, hiç bir mahzur görmüyorum.
Mektubunuzu dikkatle okudum. Demokrat Partiye mensub bulunma ışıma üzülmenize, bendeniz de üzül.ı «n. Beni de «tasfiye» etmek sizi mahrum etmiş çin, inan ki, ocak 1 lardan birine ben de kaydolunurdum. Keşki emretmiş obaydınız... la üzülmenize de pek hacet yok. Zira bu aralık o kadar çok zevatı lûB’i/e buyuruyorsunuz ki bir âciz Fıkracı eksik olmuş ne çıkar? Bana öyle esliyor ki şu tasfiye işi bu hızda devam edecek olursa yakında partide zaiıâ-linizle diğer kurucu refikleriniz len sizin gibi düşünenlerden başka ki »ise cikler kalınıyacak. O zaman da birbirinizi tasfiye ile uğraşır, vakit £eçl* * rirsiniz.
Benden ne alıp ne veremiyorsun? Yolundaki çıkışmanıza şaştım, lira böyle amiyane tâbirleri, ner açınımda bir hikmet savuran, bir ağıza yakıştıramadım. Hem benim zatıâ;..ıiz-den ne alacağım olabilir? 3u suali Babıâlinin bazı kıtabhane sahihlerine tavsiye buyurmuş olsaydınız belki onlardan bir cevab alabilirdiniz. Onurla alış verişiniz olduğu için ihtimal ki içinden birisi; ya alacaklı yahud da borçtu kalımş olabilirsiniz. Amma zavallı Fıkracı nerede, günün (Tai.ayran) ı sayın kurucu Fuad Köprülü nerede?
Mektubunuzda aziz kardeşiniz Amed Emin Yalman Çelebiden bahis buyurmakla pek isabet etmişsiniz. Kenoıleri de, sanki sizinle sözleşmiş gibi, düıUÜ yazısında bermutad bütün muarızlarınızı bu arada da, bilmem niçin, ^Yeni Sabah» ı Moskova ile ağız birliği yapmış olmakla suçlandırıyor.
Fakat lâf aramızda üstad,' şayed Yatman Çelebi ile aranız sahiden iyi ise vc mütekabil arz-ı- hulûslarınıza rağmen birbirinizi atlatmıyorsanız ken dişine lüften fısıldayıverin ki önüne geleni komünistlikle suçlandırmakla, dostunuz, nasıl diyeyim, biıaz gülünç oluyor. Bütün intişarı müddetinse Moskoflara ve komünistlere ateş püs kürmüş «Yeni Sabah» ı bir döşünün bir de daha düne gelinceye kadar, bugün komünistlikle, kızıl ajanlıkla suçlandırdığı kimselerle iş ve ağız birliği yapmış Ahıned Emin Yalmanı düşünün, vaziyetin feci komikliği kendiliğinden meydana çıkar.
Sonra haydi diyelim ki o ne halt ettiğini bilmiyecek kadar sapıttı, sîzler de mi pusulayı şaşırdınız üstad? Bir taraftan Atatürk sevgisinden bahsedersiniz, öte yandan Yalman Çelebiye partinizin sözcülüğünü ettirirsiniz. Bu hal meşhur perhiz ile İ2frana turşusu fıkrasını dahi «gölgede bırakacak bir hercailik olmuyor n*ı?
Tehdidlcrinize gelince: Beni aziz dostunuz, kıymetli hemdeminiz profesör Nihad Erime şikâyet etmişsiniz ne çıkar? Şayed beni sahiden korkutmak istiyorsanız her gün «Vatan» ın başmakalelerini başından sonuna kadar okumaya mahkûm edin, işte o zaman ödüm kopar, dehşetten sararır, baş ağrısından baygınlıklar geçiririm. Zira Çelebi yazdı mı üç sütun yazıyor ve nefes aldırmadan traş ediyor.
Ben mektubumu sizin yaptığınız gibi nazla değil, niyazla bitiriyorum: «Tanrı sizi her iki partinin genel baş* kanına şirin göstersin, sayın üstad.ı
«FIKRACI
Roma büyük elçimiz dün yitti
Bir müddet evvel memleketimize gelen Roma Büyük Elçimiz Feridun Cemal Erkin, dün sabah 8.45 U Brezilya hava yollarına ait bir u-çakla şehrimizden Romaya mütı vecclhen hareket etmiştir.

zevkinden olmamak i-vaya bucak* meımıun!(/Aİa bıınu evve»dûn Maamaflh faz-

*

MART 1948
zaman
senden
Kemal
Malta-
evvel ?
— Şevki bey vardı.
— Şimdi orada şube var mı?
— Hayır, millî (mahsulâtı lâğvettiler.
— Millî, itearetin iıerelerdcj şubeleri vardır?
— Konya. Adana, Eskişehir, Ankara’da.
(Devamı var)


1364
Rumi
Mart
4
17
Çarşamba -
Kasım 131 — AY 3 — C"
Vakitler
Güneş
Öğle ikindi
Akşam Yatsı Iınsûk
1367 .
Ilıvr- (
Cem
evvel
6
AY 3 — GÜN 77
Vasati S.
6
11
15
18
19
4
D. 09 23
45
17
48
32
Ezani
S-
12
6
9
12
1
10
D.
53
06
28
31
16

f S N I 3 A 3 A «

SAlFA: |
17 M ARf İHA


I
«

Cidden yürekleri öğretmen okulları
Rusya ■ Fin anlaşması
{ FiulandıyaoiB Rusya ( I ile askerî anlayma ( | yapmak istemediği I I bildiriliyor j | Helsinki: 16 (A.A.) — Fin-1 • landiyamn Rusya ile bir anlaş* ma imzalaması hakkında Ma I reşal Stalln tarafından yapı ( lan tekliflere Finiandlyanm 1 cevabında, memleketin aslâ i bir askeri ittifak akdetmek nl 1 yetinde olmadığı açıkça bildi- 4 ’rilmekte ve FinlandiyalIların | bu hususta serbestçe lntihapl ta bulunacakları ümidi izhar 1 edilmektedir •
) Cumhurbaşkanı Paslkilinin’f ( Rus teklifleıtne karşı cevabî 1
) mektubunun metni baspıa ve- )
l rilmiştir. Bu mektubda ezcüm ( f le şöyle denilmektedir: I
l Her ne kadar anlaşmanın j r nihai derecede tasdiki Fin mil 1 I letine aitse de ve bu anayasa ) f da da tasrih edilmekte ise de, (
) Finlandiya hükümeti mektubu )
( nuz muhtevası teklifleri, ilk t
) müzakere ve münâkaşalara e )
( sas olmak üzere parlâmento 1
) gruplarına sunmuştur. Bu f I gruplar meseleyi müzakere e- ) f derken, milletvekilleri bir aske ( | ri İttifak akdi hususunda şüp ) J heler İzhar etmişlerdir. Fin ( I milleti bilhassa son harbin fe S J ci tecrübelerinden sonra, mil C [ letlerarası ihtilâflar haricin- ?
de kalmak, sulh anlaşmasına ? harfiyen riayet etmek ve Fin i landiya ile Sovyet Rusya ara- « smda dostane münâsebetler J idame ve inkişaf ettirmek ar ( zusundadır, Sovyet Rusya ile ) Finlandiya arasında itimat ve J iyi komşuluk münâsebetlerini r £eşvik etmek ve inkişaf ettir )
) nıek için elinden gelen herşeyi ( | yapan hükümetimiz müzakere )
) teklifini kabul eder. Hükû- ( [ metim, bu müzakereler sırasın )
) da anlaşma muhtevasının ( C her bakımdan serbest bir tet ) r kike mevzu teşkil edeceğini ve J ı serbestçe verilmiş bir kararla f 1 neticeleneceğini ümit eder. ) I Hükümetim. müzakerelerin i t Moskovada cereyan etmesini )
) kabul eder ve Finlandiya he’re r ' tinin 20 marttan sonra Sov- 5 ? yet hükümetinin münasip gö 4
) receği herhapgi bir tarihte ha ) f rekete hazır olduğunu bildi- \
) rlr, J
( Finlandiya heyeti cumartesi C
) günü Mosovaya hareket ede- r
s çektir Müzakereler pazartesi ) { günü başlıyucaktır ' (
İsveç Ordusu Başkomutanı
. o------
OrdıiHun savaç kabiliyetinin art-tırıloaasmı İstiyor
StoKholm. 16 (AA) — İsveç or duşu Başkumandanlığı dün İsveç hükümetine bir muhtıra vermiş, tir. Bu muhtırada İsveçin müdafaa sini kuvvetlendirecek tedbirler alın ması İstenmektedir. Muhtıra ile bir likte tevdi edilen plânda seferberlik esnasında daha yüksek sayıda askerin silâh altına alınması, silâh ve mühimmat miktarının arttırılması teklif edilmektedir,
Isveçln askerî müdafaa konseyi bu muhtırayı desteklemiştir. Konsey dün yayınladığı bir demeçte. Doğu ile Batı arasında mevcut gö rüş ayrılıklarım her halde bir har bin çıkacağı mânâsında almamak ioap ettiğini beyan etmekte ve ancak, Sovyetler Birliğinin, kendi gü. venliğl için alacağı tedbirler İle bir harbe yol açması ihtimalini gözden İzale tutmamalıdır. Sovyetlre Birliğin ce belki mümkün görülecek olan bu gibi tedbirlerin diğer milletlerce kabul edilemez mahiyette görülmeleri muhtemel olacağını kayde den demeçte şu İlâve edilmektedir, işvece gelince, mütecaviz zihni, yetin genlşlemesile harb tehllkejl nin artmakta olduğunu göz önün de tutması lâzımdır.
Kötahyada Tarım Kredi kooperatifi
Kütahya (Hususi) — Tanm Kredi Kooperatifine bağh olan Sapun-eupınsr, bucağında yapılan bir top Jantida, çiftçiler bu birliğin müstakil bir köy bankası olması tçm^n nişinde
asrı doludurdu
91 yüklendiğinde bir taahhüttür.» demiştir,
İstanbul Muallimler Birliği adına konuşan Ord. Prof. Dr. Fah-reddln Kerim de şunları söylemiştir;
«— Her milletin iki ordusu var dır; biri yurd bekçisi, a3ker ordusu; biri diğeri de memleketin manevî varlığını ve moralini temsil eden öğretmenler ordusu...
İşte bu zümre, iç cebhenin en büyük ve değerli müdafiidir.
Nitekim 1870 Prusya zaferini sağlayan da yine bu ordu olmuştur.»
Bundan sonra, öğretmen okullarını bitirenler adına Salâhaddin Altuğ kısa bir konuşma yapmış ve en eski muallim mektebi mevzuu Mehmed Galib Ertekin, babasının ve büyük babasının da muallim olduğunu söyliyerek, eski hâtıralarını anlatmıştır.
Beyoğlu erkek lisesi tarih öğret meni Zekâi Konrapanın öğretmen okulları tarihçesinden bahseden konuşmasını takiben Yüksek Öğretmen Okulu adına bir kız Eğitim Enstitüsü adına da bir erkek talebe heyecanlı birer hitabede bulunmuşlar ve bir ağızdan söylenen «Dariilmuallimin» marşile merasime son verilmiştir.
Acısı...
(Başmakaleden devam)
3— Büyült kongrece Hiirri-1 yet Misakı tahakkuk etmezse Meclisten çekilme karan verilmesi yolunda Milletvekillerine verilen direktif Adnan Menderes’in ısrarile olmuş ve buna tarafdar olmayanlar luı neticeye sıkılmışlar...
4 liikbaşımn muhakemesinde bulunmak üzere Ankara’dan geçerken trenin durduğu iki saat içinde, merkeZfle Celâl Bayar’ı ziyaret ethılş, fakat Genel Baş-kau Kırşehir teşkilâtından gelmiş bir zat ile meşgul olduğundan kendisini kabul etmemiş.,, vesaire.
Bütan bunlu rılı styasî bir partiyi parçalamak ve alt üst etmek için kâfi bir sebeb olduğu ııasd ileri sürülebilir? ödenekler mes’elesi de sırf partide bazı kimseleri lekelemek için Köprülü ile Menderes tarafından îcad edilmiş bahaneler i-miş!.. Bu işler böyle şahsî ihtiras ve kiıı veya nefretlerle vahimleşirken bîr yandan da genel kurul dokuza inen Liye sa-yısile sağa sola tard ve ilıraç kararları dağıtıyor. Hattâ ödenek mes’eleslııde bu kadar hassas gibi davranan kural âzası arasında hâlâ ödeneklerini partiye terketmemiş iki sîma da var ki, onların adı bile söylen-miyormuş!
Bütün bu mütekabil ithamlar, ifşalar, dışarıdan manzarayı seyreden bizim gibi tarafsızlar için çok hazin ve elim görünüyor.
Bir siyasî parti, hattâ, büyük ve kuvvetli bir parti, bu kadar sudan ve şahıslara ait sebeb-lerden dolayı inlıilâle siirülde-nebilmeli midir? Kurucular, genel kurul, meclis grupu ve geniş halk kitleleri arasında pren-sib ve program bakımlarından en ufak bir ihtilâf mevcud değildir. Hürriyet Misakı'nın tahakkuk etmesi lıâlâ, büyük kongrenin verdiği yüksek direktif olarak, bakî durmaktadır.. Matbuat kanununa henüz el bile sürülmemiş, hattâ onda bir tadil veya ilga yapılacağı vaad bile edilmemiştir. Seçim kanununun değiştirilmesi de önü-) müzdeki devre zarfında ola-cakdır. Demokrat Parti için yapılacak şey, iç ve şahsî kavga farile uğraşmaktan ziyade demokrasinin bu. temeli ve direklerini takviye etmek ve ondan sonra var kuvveti bazuya vererek yeni seçim kanununun ışığı ve emniyeti altında rahat ve serbest bir seçim yapılması için savaşa girişmektir.
Bunlar yapılacak ve iktidara milletin yardım ve itimadile gelinecek yerde Köprülü, Fuad İle Menderes ve Ba.var, Sazak ve diğer ezvat arasında ihtilâflar dalgası çalkanmaktadır.
Demokrasi yolu çok zor ve inişli, yokuşludur. Diye sık sık yazıyorduk. Şimdiki hâdiseler bu tahminlerimizin nekadar yerinde hldhğunu gösteriyor.. Halk Partisini Demokrasiye a-bşdırmak çok zor olacak diye üzülüyorduk, fakat Demokrat Parti’den de hemen Halk Partisi kadar Demokrasiye, zarar gelebilmesini hiç düşünmüyorduk. şefle kaydediyoruz ki, simdi bu da oldu.
Demokratlar süratle toparlanarak büyük kongrenin hâkem-liği sayesinde ceblıe birliğini kuramazlarsa, Demokrasi tari-
öğretmen okullarının 100 llncü kuruluş yıldönümü münasebetile, dün Çapadaki Eğitim Enstitüsünde saat 16 da, büyük bir kutlama merasimi yapılmıştır.
Merasimde; Millî Eğitim Bakanı adına şehrimize gelen, Faik Reşit Unat, Yunus Kâzım Koni ve Nu-reddin Boyman, Vali Dr. Lûtfi Kırdar, orgeneral Nuri Yamut, Hamdullah Subhi, Falıreddin Kerim Gökay ve diğer üniversite profesörleri, öğretim ve eğitim mensubları, talebeler ve seçkin bîr davetli kitlesi lıazır bulunmuştur.
Merasime, kız ve erkek talebelerin söylediği İstiklâl marşı ile baş lanmış ve Yüksek Tedrisat umum müdürü Faik Reşit Unad, kısa bir hitabe ile toplantıyı açmıştır.
Yüksek Öğretmen okulu müdürü Cemal Artüz, Millî Eğitim Bakanı adına, günün önemini tebarüz ettiren bir konuşma yapmış ve Ba kanın mesajını okumuştur. Bilâhare, Eğitim Enstitüsü müdürü Reşad Tardu, muallim mektıHjleri nin değerini belirterek:
«— Üzerimize aldığımız vazifeyi başaracak ve diğer milletlerden üstün bir kültür seviyesine çıkara cağız. Bu; milletimizin bize tevdi ettiği bir vazife ve bizim ona kar-
Oört Büyükler işinde yine anlaşamadı
Filistıni tahliye edecek İngiliz kıt’alannm Trablusgarbda yerleşecekleri açıklandı


tın
Keııan Öner Osman Bö-
aktûallteier
Trablus, 16 (A.A) — Trab-lusdaki İngiliz kıt’alan komutam General Blacklay, bir basın toplantystîıdfi Filistinden tahliye edilecek İngiliz kıtalarının yakında Trablus Garba geleceklerini beyan etmiştir.
General diğer taraftan İngiliz askerî makamlarının Mel-îeha hava üssünün nezaretini Amerikan komutanına bıraka -caklarııu da teyid etmiştir. 4 Büyükler Gene Anlaşamadı
Nevvork, 16 (A.A.) — Dört
Nevvork, 16 (A.A.) büyüklerin Filistin meselesi hak kındaki görüşmeleri müsbet hiçbir neticeye varmamıştır.
Dün Yüksek Afab Komitesi temsilcisi Güvenlik Konseyinin dört daimî üyesile göriişmeğe muvafakat ettiği zaman hafif bir muvaffakiyet elverir gibi olmuştur.
Fakat temsilci, Arab Komitesinin Filistin taksimi ile uzak-.J tan veya yakından ilgili her-i hangi bir suale cevab vermek niyetinde olmadığını teyid etmiş ve derpiş edilebilecek tek
hâl çaresinin bütün Filistin i-ein bil’ tek devletin kurulması" nı kabul etmek olduğunu belirtmiştir.
Lake Success, 16 (A.A) — Filistin komisyonu, Güvenlik Konseyine sunduğu ve bugün yayınlanan İkinci raporunda mayıs’ta nihayet bulacak olan İngiliz mandası Filistin’den kalk tıktan sonra bu memlekette kan akıdılacağı ve büyük karışıklıklar zuhur edeceğini belirtmektedir .
Kudüs Müftüsü Beyrutta
Bej-rut 16 (A.A) — Kudüs müftüsü Haci Emin Elhüseynî Arab Dışişleri Bakanların toplantısına iştirâk etmek üzere hava yolu ile Beyruta gelmiştir.
Kahire 16 (A.A
imamının kardeşi Preııs Şeyhülislâm Aptullah Kahireye gel miştlr.
Aptullah’m Yemeni Arab Bir ligi siyasî komitesinde temsil etmek üzere hava yolu ile Beyrut’a gitmesi muhtemeldir.
lira falı
şeklon alacak miktarın eden
Yemen
Emlâk Bankası Genel
Kurul toplantısı
Komünizm Avrupa" dökükleşirse
Cenubî Afrika Başbakanı Smuts; “Bu takdirde ne olacağını kimse söyleyemez,, dryor Kap; 16 (A.A.) — Parlâmentoda kendisine sorulan bir suale cevap veren Güney Afrika Başbakanı Smuts, Komünizm bulutunun Avru pa kıtası üzerinde gittikçe daha fazla yayılmakta olduğunu ve (Çe •koslovakyamn son bir ihtar teşkil ettiğini beyan eylemiş ve demiştir. kİ:
«Eski dünyada cereyan eden hadi seler, hiç itirazsız olarak şimdiye kadar insanlığı tehdit eden en va him tehlikedir.
Meselâ Amerika gibi henüz bira2 mukavemet edenlerin söz söyllye-ceklcri ve «buraya kadar yeter, ile rlsi yok» diyecekleri zaman gelecek tir.
Komünizm Avrupada kökleştiği takdirde ne olacağım kimse söyll-yemez.»,
Dün, Güney AlrikaMe cllslnde be yanatta bulunarak hiç olmamasını temenni etmekle beraber, harb ol duğu takdirde Güney Afrikanın İn glltere ve Amerikanın ve umumiyet le Komünist aleyhtarı bütün mem leketlerin tarafım tutacağını söyleyen Güney Afrika muhalefet li deri Dr. Malana cevap veren Smuts Güney Afrikanın da teklike dışında olmadığını beyan etmiştir. Smuts, Hitlerln başaramadığı şeyi başkalarının onun tekniğini kulla, narak başarabileceklerini ilâve etmiş ve demiştir ki:
«Güney Afrikanın bu meseleye
pek büyük bir İlgi gösterdiğine e-minim.
Güney Afrika tehlikede olanlara yardım edecektir. Bu yardımın bir kısmı Îngîlterenln bu tehlikeyi ken dinden uzak tutabilmesi İçin ona yapmış olduğu sekiz milyon sterlin lik ikrazdır.»

Yunannin çetecileri Selânik civarındaki faaliyetleri
Atina 16 (A.A) — Takriben 350 kişilik bir çete kuvveti bu gün, Selânîk’in kuzey - batısındaki bir şehre hücum etmiştir. Ağır havan toplarile mücehhez olan çeteciler birçok evlere a-teş vermişler ve bazı sivil halkı alıb götürmüşlerdir. •
Alınan haberlere göre, çeteci ler bu hücumlarım müteakib hükümet kuvvetleri tarafından tertiplenen bir pusuya düşerek ağır kayıb vermişlerdir.
Yunan polisi bugün 47 kişi yi tevkif etmiştir. Sekizi kadın olan bu mevkufların gizli bir çete teşkilâtına mensub oldukları söylenmektedir. Polisten öğrenildiğine göre, bu çete bütün kuzey Yunanistan’da faaliyette bulunmaktadır. Çetenin otobüsleri, kamyonları, depo ve fabrikaları da vardır.
Ankara 16 (Hususî) — Tthr-kiye Emlâk Bankası Anonim Ortaklığı Genel Kurulu dön, toplanmış ve bankanın geçen yıl içinde 2 milyon liradan fazla temettü kazandığı anlaşılmıştır.
Mı iir ve susam ihracı
Ankara 16 (Hususî) — 300«( ton mısırla 3 bin ton susamın birlikde ihracı için evvelce Toprak Ofis tarafından ihracatçı, birliklere yapılan tebliğlerle satış müddetinin 20 MaWa kadar lizatüdığı malûmdur. Öğrendiğimize göre hâlen ofis bu müddeti yeniden 30 ğMarta kadar uzatmış bulunmaktadır. Paris* g decek berber er
Ankara 16 (Hususî) — Pa-risde milletlerarası mahiyette olarak yapılması kararlaşan Bediî Sanatlar müsabakasına Türk berberleri de resmen dâ-vet edilmişdir.
Müsabakaya katılmak iste -yen Türk sanatkârları teşekkül edecek bir jüri huzurunda imtihan vereceklerdir. İstanbul berberler cemiyeti başkanı bu hususta ilgililerle temaslarda bulunmak üzere Ankara’ya gelmiş bulunmaktadır.
i
I
İl Günün enteresan haberlerij
IIFrankonun kızı
* Londra: 16 (A.A ) — Star ga zetesi Fraııkonm kızı Carmenln ya kında evleneceğini bildirmektedir. Nişanlısı Dr. Marguls ve Villaver dedir
Gazete yakınları tarafından Çar mencita ismi verilen Franconın kı zının 22 yaşında olduğunu, olduk ça münzevî bir hayat geçirdiğini ve pek güzel olduğunu İlâve etmek tedlr. (A.A.)
Kızılhaç konferansı
* Cenevre: — Kızıl Haçın 17 İnci milletlerarası konferansı önü mtizdekl Ağustos ayında Stokholm de toplanacaktır. (A.A.)
Amerikan milyonerleri
* Nevyork: — Birleşik Amerika da senede bir milyon dolar geliri olanların sayısı 8000 kadar tah mine edilmektedir. Blp kaç milyon gelir olanlar da yalnız 24 kişidir.
(AA.)
Ölüme mahkûm olun Jüponlar
* Toklo: — Harb suçlusu 45 Japon subayından 40 ı dün ölüme mahkûm edilmiştir. Sanıkların hep sİ 1945 senesinde Kklnawa adasına İnmeğe mecbur olan üç Amerikan havaini fecî şeldlde Öldürmek-
———
ten suçlu İdiler.
Bu hüküm, Uzak Şarktaki askeri mahetnenin verdiği en ağır hü lıümdür. (A.A.)
konserve fabrikaları işçilerinin grevi
* Şikago: — Et konserve fabrl kalan ameleleri sendika başkanı Helsteın, dün akşam yüzblnlerce işçiyi İlgilendiren grev emrini ver miştlr . Bu grev, bugün gece yarısı başlayacaktır. Greve Trumanm mü dahelesine rağmen karar verilmiş tir- (A.A.)
Paris otelli'î.rSe grev
Londra: — B. B O. muhabiri nin bildirdiğine göre, Patiste otel müstahdemleri grev halindedirler Grevciler ücretlerin-* zam yapıl, masından başka yemeklerinin de teminini İstemektedirler. Muhabirin ilâve ettiğine göre, bu gro« bil hassa onaltı memleket konferansına iştirak edenlerin Parlste bulun duklan şu sırada hususî bir -'«m mlyetl taşımaktadır. A A,)
Bir Almanın günlük kalorisi
Franfurt: — Almanyadakl İn glllz ve Amerikan makamları, bu gün, Almanlara verilen yiyecek tâ ytnlaruoun arttınlacağıcını bildir-
inişlerdir. 1 Nisandan İtibaren gün lük kalori 1560 olacaktır, Örnek kalori adedi 1550 olduğu halde son aylarda Almanyanm bazı bölgele rinde günlük kalori 1100 e kadar düşmüştür. (AA.)
Alınanlara verilen telefon etme müsaadesi
Berlin: — Bugün neşredilen dörtlü bir anlaşma ahkâmınca dört İşgal bölgesindeki Almanların İspanya ve Japonya hariç olmak, üzere bütün yabancı memleketler le şahsi telefon muhaberelerinde bulunmalarına müsaade olunmuştur. (AA.)
Kumanyada vesika usulü kalkıyor
Budapeşte: — Sovyet Rus-vada yiyecek maddelerinin tayin u sülüne tâbi tutulması sisteminin lftğvı üzerine Rumen hükümeti de Rumanyada tayin sisteminin son bulacağını bildirmiştir. (A.A )
Denizden yükselen kükürtlü dumanlar
Londra: — Afrikanın Güney Batı sahllleslnde kâin bir şehir o-lan Şwakopnuınd’dan bildirildiğine göre, denizden kükürtlü duman
Nuri Said paşa şehrimizde
Irak Ayan Meclisi Başkanı Nuri Said Paşa, dün s^bah 7 de Toros ekspreslle şehrimize gelmiştir.
Nuri Sald Paşa, üçüncü bir dün ya savaşının bir yıldan fazla devam edemlyeceğlnl, Filistin meselesinin Arablar lehine bir vaziyete geldiği ni söylenuş. Doğu Akdeniz blokunun faydalı neticeler doğuracağım fakat bunun henüz hayal mahsulü ol maktan İleri geçemediğini belirtmiş tir.
Nuri Sald Paşa, Park otelde mlsa fir edilmiştir.
hınıizde bliyük bir vebal altına gireceklerdir.
A. CemalEeddin Saraçoğlu
lar yükselerek karaya yayılmakta | dır. Binlerce balık sahile vurmuş J tur Şehir, koyu bir sis altındadır. J (A.A, • 1
Gemilerde kömürden tasar- 1 ruf usulleri J
Londra: Harb içinde, gemlle J rln mevcudiyetini düşmandan lenıek maksadlle bacalardan man çıkmasını önlemek üzere folunan usulü tekemmül ettirmek yolunda yapılan İncelemeler I Ingiltere İçin çok kıymetli olan l kömürden milyonlarca ton tasar- i ruf yapılmasını sağlıyacaktır. Bir i kapının kapanması kadar basit o- £ lan büluş’memleketteki bütün fab ı -İkalar ve gemiler tarafından ku f lanılabllecektlr. bu yeni İhtira fil J hcklka kazanın kapısının yeni bir 7 şekil kapı İle değiştirilmesinden i- 7 barettlr. Bu kapıdan giren hava a 1 teşln altına ve üstüne tesir etmek 1 te bu suretle kömürden çıkan J gaziar bacadan savrulacak yerde | ocakta yanmaktadırlar. 11
Fabrikalara ve gemilere kona- | cak bu sistem sayesinde kömürde | yüzde 10 bir tasarruf vapnıak İm | kâm elde edilecek yani yakılan kö 2 mürlorln havaya giden dumanları * bu suretle İngll*ereye senede 30 - ? 100 milyon sterltng .azand -acak- ? tır. (AA.) J
_______________.y
giz d ilke?
Türkiye ■ Çekoslovakya ticarî münasebatı
-- -Z»-- ,
Ankara 16 (Hususî) — Son siyasî hâdiseler müııasebetile,1 bazı gazeteler Türkiye Çekoslovakya ticaret münasebetlerinin durdurulduğunu ve mevcud anlaşmada bazı noktaların değiştirileceğini yazmışlardır. Bize verilen bilgiye göre Türkiye i-le Çekoslovakya arasındaki ticarî münasebetler durmadığı gi bi, mevcud anlaşmanın da tadili mevzuubahis değildir. Ayrıca Çek rejisine mensub bir heyet memleketimizden 2 milyon kilo tütün mubayaa ettikten sonra memleketine dönmüştür.
Cinli hayvan ’h acı
Ankara, 16 (Hususî) — Ticaret Bakanlığı veııideıj canlı hayvan ihracı mevzuunu incelemektedir. Bakanlık vereceği ka ranın iç piyasalara tesirini göz önünde bulundurarak bu hususta cok hassas davranmaktadır.
Bakanlıkça caııtı hayvan rejiminin nihayet 10 gün içinde teshit edilerek ihracat mevsi -minden evvel ilânı beklenmektedir. Bu münasebetle bu hafta ilgili tacirlerin iştirakiyle Ankarada bir toplantı yapılacaktır.
Diğer taraftan zeytinyağ meselesi de Dhkanlıkça İncelenmektedir. Bu sene ihracatın doğ i nidan doğruya tüccara bırakıl-; ması için bir temayül varsa da ihracatın serbest bırakılacağı tahmin edilmemektedir.
İktısad Fakültesi Dekanı istifa etti (Baştarafı 1 incide)
Üniversite Rektörü Sıddık Sami Onar, bu hususta dün sabah bir arkadaşımıza şunları söylemiştir:
« - Dekan Ömer Celâl Sarç, henüz Rektörlüğe resmen istifa ettiğini bildirmiş değildir. Sadece ra -hatsızlığı öne sürerek, bundan böy le vazifesine devam edemediğini bildirmiştir.
Bu hâdiseye, îktisad Fakültesi I talimatnamesi sebeb olmuş, deniyor. Böyle bir şey yoktur. Talimat namenin müzakeresi bitmek üzere dir.
Hadisenin geçiştirileceğini ve verilen sözün geri alınacağını ü-mid ediyorum.»
Dekan Ömer Celâl Sarç da şöyle demiştir:
«— Biraz rahatsızım, dinlenmi-ye istirahate ihtiyacım var. Şimdilik hiç bir gey söyliyemiyeceğim. Beyan ederim. Sonra görüşürüz.
Dekan, resmen istifa edip etmediği sualine de yine; «Hiç bir şey söyliyemem» demiştir.
Diğer taraftan; dün öğleden soma Üniversite Senatosu fevkalâde bir toplantı yapmış ve Dekanın istifa meselesini müzakere etmiştir.
Profesörlerin ricasına rağmen Ömer Celâl Sarç istifasını geri almamıştır. Yeni bir seçim neticesin de. fktisad Fakültesi Dekanlığına Ziyaeddiıı Fahri Fındıkoğlu getirilmiştir.




Kaı amanda Hacıbeyler cam*sı kütüphane olacak
Kj.anıan, (Hususi) — Kasabamız d.;'-.. Mac'baylar camisi Belediye ta raf. «dar. milli eğitim müdürlüğüne devrolunmuş ve M!İli Eğitim Bakan ı tarafından camiin tamiri için bin Hra ayrılıştır. Tamirinden tâdilinden sonra bu cami kitab-.ıl n-ak kttlbınılacaktı.î
lığ on ve hk

lira olmasına yapılmamış ve makul köylüye
göre, lu yahut! ou tasarruflar zirai do-
Ziraî Donatım Kurumu
aik Kurdoğlunun Ziraat Vf* kiniği zamanında elli milyon lira ile ihdas edilen bu (eet*
Süs, 1946 yılını 360063 lira zarar ile kapatmıştır.
1) Kurumun elli milyon sermayesin^ mukabil hükümet ancak
lira vermiş ve mütebaki 40541211 milyon lirasını tediye etmeyip mua/» yen bir mikdar için Ziraat Bankasından kredi de açtırmıştır.
Kurum bu avansa 753154 ödemiştir.
2) Kurumun aktifinde 22526473 lira emtia ve görülmektedir. Fakat bu 10918074 lirasını teşkil
cr.ıtia olarak Ankaraya yakın istasyon larda çoğu açıkta kar, yağmur ve gO-neş altında tamamile çürüyen ve zamanla demir vasfını kaybeden pulluk* lar vardır. Bu pulluklar bugün hiç hlf kıymet ifade etnıiyen malzemedir. Bun lar, Ankara ve Adapazarı fabrikalarında yaptırılıp, köylüye satılmak çizere hazırlanmıştır*
Fakat, eski demir saçlardan yapıldığı için toprak içinde şekillerini kaybettiklerinden köylü istifade edememiştir. Salın aldığına bin kere pişman olmuştur.
Bu suretle bir taraftan köylünün sermayesi mahv ve diğor taraftan hükümetin on bir milyon liralık pulluğu heder olmuştur.
3} Kurumun alacak hesabında 1504276 lira satış kârı gorfık mektodir. Buna mukabil, aylıklar, ücretler ve sair personel masraflar 1003179 liraya varmaktadır.
Diğer taraftan mahiyeti gözüknııyer ve anlaçılnııyan 307208 lira sair mar raflar vardır. Ayrıca satış masrafları da 50457 lira tutmaktadır ki bu suretle masrafların yekûnu 1360844 liraya baliğ olmaktadır.
4) Kuruımın bir sene zarfındaki ı;ek azaıneth masrafına mukabil satış kin 1545389 masraf
masraf üzerinde yapıtlmıs olsaydı, nalım namı altında verilmiş oları a-lât ve edevat pek tabii olarak d.ıha ucuza temin edilmiş olacak idi.
Şurasını da hatırlatmak lâzımdır kî kurum, serbest ticaret yapan bir ; ıü essesc gibi, idhul veya imal eyiu. ( ;i zirai malzemeyi köylü vatandaşa ; izde otuz kâr ile tevzi ve temin eti mle ’ tedir.
Kurum için hır nevi imtiyazlı satış temin eden bıı vaziyete rağmen, 13*5 senesinde 3G0068 lira zarpr mevcud-dur. Bu arağın, devletin sermaye (c-ahhüdünii yerine getirmemesi dola dişile, Ziraat Bankasından alınan avansa 753000 lira gibi bir faiz verilmesinden kurum muamelesinin titret zihniyetile telifi kabil olmıyan masruflardan ileri geldiği muhakkaktır.
5) 946 senesi bilançosunun 947 e-nesi ilk üç ayı esnasında tarizin; ve neşri kanun ve teamül ıkiizasmîm bulunmasına rağmen, bu bilanço
cak 1948 senesi martında ilân edilebilmiştir.
Kurumun kötü idaresinde mesuliyeti olanları araştırmağa lüzum gur-moksizin diyeceğiz kı, Zirai Oonavm Ktırunnınun 1947 -çoları daha büyük nacaktır.
Bundan dolayı, yüksek mürakabe komisyonunun kart tavsiyesi üzerine, hu ınücsscseyi k(gv ötmek neticesine
Diğer taraftan kasına müracaat kaça yapılmasını nin menfi cevabile karşılaşmıştır
Normal ticarot kaideleri alinıdu ta-aiiyelleri temin odileîhiyen dev-et işletmelerinin neticeleri bundan h .a türlü olamaz.
İDARECİ
• •
1948 yılları bil ın-zararlar ile kupa-
Tanın Bukınlığı
varmıştır.
Bakanlık Ziraat Ban ederek, bu İşın han-istemiş, takat banka
Kızılorduda terhis
— -----
Moskova 16 (A.A) — K1 'd orduda bulunan eski smı.‘'ar Mart sonuna kadar tanını .en. terhis edileceklerdir. Bu yüzden Sovyet ordusunda bundun böyle valnız 1926 ve 1927 sınıfları hizmette bulunacaklardır.
Moskova 16 (A.A) — Radyonun bildirdiğine göre-, Sovyet makamları Kızılordudaki yaşlı askerlerin terhisini emretmişlerdir. Terhis muamelesi önü -ır.üzdeki ay sonuna kadar bitirilecektir. Bundan böyle Kızil-ordunun esas kadrosunu 21 ve ya 12 yaşındaki gençler te kil edecektir.
Vara.şi’of kilisede
Budapeşte: — Sovyet Maicşa 11 Voroşil^î bizzat kendi teşebbüsü üzerine Budapeştedekl b.ıyiık I( -to İlk kilisesini ziyaret etmiştir. Iva dişini Başpiskopos muavin*. Bela kabul etmiştir. A.)

SAYFA: 4
TENİ 9 A B A M
,'Gâziantebte cinayet
I)
Afyon Valsı Abidin Özmanle bir ken ışma
Afyon halkı yeni validen çok şeyler bekbyor
—o——
Yeni valimiz sayın Abidin üzmenin şehrimizde vazifeye başladıktan sonra aldığı bazı tedbirler halk arasında İyi yorumlarla karşılanma «ı; İlk olarak valimizi makamlarında ziyaretime vesile oldu. Beni mem nuniyetle kabul eden valimiz; bu halk hissi için; «Memleketinize ge-linçe değil giderken belli olacaktır.-) dedi. Şehrimiz hakkında ilk. intibalar ını sorduğumuz zaman: «Bu hususta henüz bir şey söyliyenıiyece-ğim.»
Şehrimizde âfet halini alan (işsizlikten ve fabrika İhtiyacı hakkında ki düşüncelerini sorduğum zaman: Devletin bir fabrika yapmasını bek İçmeden; şehriniz zenginlerinin müşterek sermayelerile bir fabrika temininin daha muvafık olacağım söyledi. Ve burada ne gibi bir fabrikanın kurulması icab ettiğinin, yi ne memleket tüccarlarının daha iyi bileceklerini bildirerek bu işle yakı, nen ilgileneceğini ilâve etti.
Afyon tarihini incelerken büyük Bağdad yolunun il hııdudları dahilinden geçtiğini göreceğiz. (Döğer Ham) gibi kervansarayların hâlen sapasağlam duruşları bugün olduğu gibi dün de şehrimizin çok mühim bir transit merkezi olduğuna yegâne vesikadır. Vatan, hududla-rmda dört ana .hattın Afyonda birleşmesi şehrimiz için bir nimet olduğu halde biz henüz bundan istifade edememekteyiz. İktisadi haya timiz sıfır denecek derecede sönüktür. Ve gün geçtikçe de terakki yerine maalesef ki sönüklük devam e-diyor. Bunun için de şehrimizde yakmen ilbllenecek bir hamiye ihtiyacımız vardır...
Samimi söylemek lâzmı belirse fahri hemşerimlz vali Fahreddin Kiper'den sonra Afponumuz kudretli bir validen mahrum kalıntştı Bunun İçin sayın Abidin Özmenden pek çok şeyler beklemekteyiz. Biz-ler 6e sayın valimizin etrafında top lanıp şahsi kinterf, parti dedikodularını bir yana bırakıp önce memleketimizi acıklı durumdan kurtarmalıyız.
Muzaffer Görktan
-------o-------
Tavasta 150 bin kilo tütün kaldı
-- o------
F. atlar 2C0 - 240 araş, ndadır
Tavas, çiftçileri lo tütün güne kadar altı yüz elli bin kilo tütün satılmış, hâlen yüz elli bin kilo ttün elde mevcud bulunmaktadır. Satılan tütünlerden yalnız birkaç mahsul 200 ve 240 arasında biri fiyatla alınmıştır. Mütebakisi 60 -150 kuruştan alındığından başka bu tütünden haddinden fazla iskon to çıkarıldığından çiftçi bu haksızlığa karşı hakem heyetlerine müra-aata mecbur kalmaktadır, inhisar lar İdaresinin alâkası bekleniyorsa da o da kumpanyaların Iskonto çıkarma rekoruna iştirak etmekte ve bu hâdise zürrajn ciddî bir şekilde teessürünü nıucib olmaktadır.
Kütahyada bir cemiyet kuruldu
Kütahya (Hususi) — Şehrimizde (Yüksek tahsil talebe Derneği) adm da bir cemiyet kurulmuştur. Kuran lar; vali Yetklner, Kütahya Milletvekillerinden İhsan Şerif ve şehrimizin tanınmış bazı şahıslan.
Dernek Kütahya lisesinden mezun olan gençlerin yüksek tahsile devanı edebilmeleri için İstanbulda bir yurd açmağı prensip olarak kabul etmiştir.
Düzcede bir zabıta memurunun mahkumiyeti
Düzce (Hususi) — Bundan bir müddet evvel kazamızın Üskübi köyü jandarma karakol komutanı gedikli Başçavuş Mehmed bir hâdise dolayısile iş sahihlerini karakola celbederek şahsî menfaat temin etmekten s) çlu olarak Cumhuriyet savcılığın ı vaki ihbar üzerine halkında tahkikat açllmış ve yapıla) muhaken e neticesinde suçu sabit görülerek şehrimiz asliye ceza mal kemeslnct birbuçuk sene haps( mahkOm edilmiştir. Suçlu bu hükmü temyiz etmiştir.
(Hususi) — Bölgemizin bu sene sekiz yüz bin 11-istihsal eylemişlerdir. Bu

Eğede Karış Karış
Ödemiş, (Ahmed Ateş bildiriyor): Ödemişi sayın okurlarımıza bundan rvıellti yazımda anlatmıştım. Şimdi de Ödemişin Demokrat Parti faaliyetleri hakkında da tenviri müna-sib gördüm.
Buradaki faaliyet, canlılık İse bambaşka ve üstün denecek kadar da yeri vardır. Şöyle kİ:
Eski Başbakan Saraçoğlımun memleketi olmak hasebile ve buradan muttali olduğum (Bu diyar a-çılmaz bir kapj, aşınmaz bir ülkedir) beyanlarına nazaran öyle bir açılmış ve aşınmış kJ dille tarife imkân yoktur Hattâ bilmem yalan bilmem ne derece sahihclir. ’
Elçiye zeval olmaz, duyduğumu naklediyorum.
Kendileri her sene yaz mevsiminde memleketi olan Ödemişe gelir birkaç zaman kalırmış.
Fakat. Demokrat Parti kurulduk-tan sonra şehre ayak basmayıp yay lası olan (Bozdağ' da birkaç gün İstir onat edermiş!. Ve oto ile Salihliye gider, oradan trene binerek Ankaraya hareket edermiş.
Partinin faal ve cevval başkanı sayın Bay Namık Kılıç durmadan; yorulmadan köy köy dolaşıp çalışmaktadır. Kendi tasarrufunda bulunan sinema binasının üstündeki salonu, partiye hasretmiştir.
Ziyaretine gittiğim zaman, bir çok partili arkadaşları etrafına top larmş hararetli musahabelere dalmış buldum. Kendimi hem gazete namına, hem Kumkapı Bucak başkanı sıfatile takdim ettiğim zaman sanki kırk yıldanberi tanışıyormu-şuz gibi yerinden lırlayıp gel baka-lımEminönülü kardeş diye elini uzattı.
Hemen, yanındaki sandalyelerden birine çökmüştüm. Bana, Ödemiş-11 arkadaşları takdim etti. Ne hikmettir anlıyamadım Bu parti men sublan, çarçabuk kaynaşıyorlar.
ÖDEMİŞTE DEMOKRAT PARTİ BİNASI
Ödemiş Demokratlarının yeni bir bina yapmak için güzel bir teşebbüse geçtiklerini gördüm.
Bütün partililer, her türlü vesaiti nakliye ile merkebden tutun da deveye kadar sekiz saatlik mesafeden binanın taşlarını çekinişlerdir.
Resimde görlduğu veçhile o güne (Taşşgünü) ismini vermişlerdir. On dört kişilik bir bandosu ve alaturka saz kolu vardır. Sosyal kolu geçen yaz, 7ü .fakir çocuğu giydirmek şartile muazazm ve mutantan bir sünnet duğunu yapmıştır.
Bu kazanın beş merkez ve beş te bucağı olup yüz bir ocağı
fjT»
mülhak vardır.
idare lıcoğlu.

heyeti başkan Namık Kı-Siileyman NaLlıoğlu, Âlim
Efe, İlhan SIpaidoğlu, Ahmed Cida, Ali Gülenç ve Şükrü İçerden müteşekkildir.
Hepsi kazanın ileri gelenleridir. Âlim Efe, Ödemiş ve civarının İstiklâl harbi kahramanlarından mer hum İsmail Efenin oğludur.
Kendini sureti mahsusada bürosunda ziyaret ettiğim, zaman hayret içinde kaldım.
Bütün duvarlar, o günlerde Tıirk milletinin Ölüm ve kalını tarihinin eserini andıran resimlerle dolu idi
Gözüme tanımadığım resimler a-rasında hoca kıyafetinde, Efe kıyafetinde, köylü kıyafetinde, daha birkaç kıyafetteki resimler ilişince tekrar sormağa cesaret ederek sor-dun\.
Hilkaten heybet ve azametli yaratılmış olan Alim Efe, elindeki kalın kehribar teşbihi bir İki şakırdat tıktan sonra (Celâl Bayaı ) dedi-
Efeden bu resimleri rica etmiş-tlmwOüldü... Nihayet ayırıp birkaç tanesinden himmet edeceğini bil-dlrdl.
İsmail Efenin hatıratına aid notlan da rica etmiştim,
Durdu... Bir saniye sonra Efe babamın hatıratı (vazifesidir) millete yapılan vazifenin ne hatıratı olabilir, diye de ilâve etti.
HALKEVJUNDE
Gönül istork i, bütün Halkevi baş kanlan Ödemişin başkanı Salâhad-dln gibi olsun I
Çok nazik, kibar ve centilmen o-lan Ödemiş Halkevi başkam Salâ-haddin Sülüneri ziyaret ettiğim zaman İlk sözlerinden hiçbir siyasi parti icraatlarına temas etmlyerek millet hesabına konuştuğunu anladım.
Kasabada kendini herkese sevdirmiş, siyasi partilere mensub hem şerilerinin büyük ve emsalsiz tevec mıhünü kazanmıştır.
Bu yıl içinde birçok konserler bir çok konferanslar vermişlerdir. Yirmi kişilik bandosu vardır. Haftanın iki günü fıkaralara muayene ve i-lâclarını temin etmededirler.
Faaliyetlerinin daha ziyade İnkişafını yakında tesellüm edecekleri yeni binada ümldvardırlar.
Dansı diğer Halkevlerimize temen ni edilir.
ODEMIŞLLLERİN DİLEKLERİ
Pazarladın büyük olmasına rağmen otellerin az olması ve birçok satıcı vatandaşlarla pazara gelen köylü kardeşlerinin kahve köşelerinde sabahladıkları görülmektedir. Bu hususta Belediyenin faaliyetine intizar olunuyor. Ayrıca kasabanın mesken buhranı ve icar keyöyeti de keza halk tarafından şikâyet olunmadadır.
Akhisar günden
güne kalkınıyor
Belediye verdiği bir kararla su, elektrik, it! iye ve spor sabası mes’eielerini
Akhisar, (Hususi) — Eğe mmta-kasımn modem bir kasabası olarak tanınmış olan Akblsarın kalkınması gün geçtikçe gelişmektedir. Halkın da ayDİ tempoya ayak uydurması neticesinde büyük şehirlerimizdeki Jmarata muadil bir inkişaf belirmiş bulunmaktadır.
BELEDİYE FAALİYETİ
Belediye, 948 yılı içinde şehir i-mar plânma göre mühim işler başarmak yolundadır. Ön plânda; muhtelif servis ve teşkilâtı bulunan ve bütün otomobil, kamyon vo otobüsleri ihtiva edecek tarzda bir garaj santral inşa adilmiş ve işlet-meye açılmıştır. Cadde ve sokakla, ra yüzlerce cjnar, çam ve akasya ağaçları dikilmekte, İstasyondan şehrin ortasına kadar uzayan bü-yük asfalt caddeye muvazi cadde ve sokakların parke taşlarile döşen nıesi İçin gereken tedbirler alınmış şehrin civarındaki Küplüce namlle maruf İçme suyunun membaınm et rafı mükemmel bir bahçe haline İfrağ edilmiş, bu fevkalâde suyun; fennî ve sıhhi şartları havi bir havuzda toplanması temin edilmiş, ay nca dört çeşme İnşa edilmiştir.
Diğer taraftan şehir suyunun, font borularla İhalesi de yapılmış j
• A
blrJ
bal yolunda
İTFAİYE TEŞKİLÂTI itfaiye teşkilâtı, biri arazoz,
cankurtaran, biri de yangın makinesi olmak üzere üç motörlü vasıta ile takviye edilmiştir. Ayrıca müba-yaa edilen yeni motörlü vasıtalar-dan biri İmdadı sıhhi kamyoneti olarak hazırlanmıştır.
SPOR SAHASI YAPILACAK ’
Gençlerin spor ihtiyaçlarını kar-, şılıyacak bir şekilde stadyum tipinde bir spor sahasının inşası kararlaştırılmış ve sahanın hafriyatına başlanmıştır.
Belediye bahçesinde bir evlenme dairesile bir büfe İnşa edilmiş, ayrıca Yeniçarşıda belediyenin şahsiyeti mâneviyesine ald modern dört dükkânın inşası başlamıştır.
ELEKTRİK İŞLERİ
Elektrik fabrikasının; her gün ge nişlemekte olan şehrin buz ve bol ışık İhtiyacını karşıhyacak şekildo takviyesi için bir motörlü makinenin daha ilâvesi muvafık görülmüş ve sipariş verilmiştir.
Şehrin maruf otellerinden Turan oteli ve lokantası; müsteciri Bon-cuklu Bay Allnlr. maddi fedakârlığı sayesinde büyük şehirlerimizin lüks otellerine muadil bir şekle girmiş, Şehrin seviyesile mütenaslb
• •
Ziya, iki yıl eıvel kın yüzünden beraber içtiği arkadaşını tabanca ile ildirdi
Gazianteb (Hususi) — Şehrimizde şehld âbidesi yanındaki park ci. varmda Mehmed Tekten adındaki bir genç tabanca İle vurulmak suretile öldürülmüştür. Hâdisenin tof silâtını bildiriyorum:
McmJeketimlziı^ tanınmış avukat larmdan Haşan Aksu oğlu Ziya Ak-su eskiden aralarında geçen kavga da Ziyanın yaralanmaslle neticele-nen bir kan gütme dâvasından ileri gelerek İki yddanberi unutmadığı bu hâdiseyi Ziya Aksu hydlseden iki gün evvel kendisini yaralıyan ve maktül düşen Mehmed Tekten Meh medle barışarak sazda İçmiş ve bilâhare bazı yerleri dolaştıktan sonra park yanında her İki elinde iki tabanca İle sağ tarafında bulunan Mehmed Tektene altı el ateş ede. rek öldürmüş ve iki kurşun da Meh medin arkadaşı Mustafaya sıkmış sa da hep nedense isabet ettirenle-mlştir.
Katil Ziya emniyet memurları ta rafından evinde yakalanarak adalete teslim edilmiş ve yapılan suçüstü yargılamasında şuurunu kaybettiğini ve müdafaası İçin bir avukat tutacağını İleri sürerek duruş-ması beş gün evvel icra edilmiştir Şahidler sanığın aleyhinde şahadet te bulunmuşlardır.
Bu hâdise memleketimizde şimdi-ye kadar eşine tesadüf edllmiyen büyük bir heyecan uyandırmış ve sanık mahkemeye getirilirken şeh rin en büyük caddesinde büyük biı halk kitlesinin alâka İle maheme-nln vereceği karan taklb ettiği görülmüş ve sanık zabıta tarafından taksi ile ihtimamla getirilmiş, ve 4 saat devam eden yargılamadan sonra geri götürülmüş vç halk tarafından sanık takbih edilmiştir.
Arif Ersaraç
1 o----------
Aydında ziraî mücadele
Aydın, (Hususî) — 1947 yılında ilimizde geniş Jjir surette yapılan zirai mücadelede 3182 yaban domuzu öldürülmüş, yirmi bin dönüm jgkırgeli arazide mücadele yapılarak bu arazi temizlenmiş ve ayrıca çiftçilerimizin tohumlukları temizlenerek ilâclandırjlmıştır. Bundan başka da meyva ve incir ağaçlarında görülen çeşitli hastalıklar ve haşerelerle muvaffakiyetle savaşıl-mıştır.
Zonguldak - Çatalağzı yolunda kamyon kazası
Zonguldak, (Hususi) — Karade-rede çalışan İşçileri Zonguldağa getirmekte olan bir kamyon Çatalağzı yolunun ayrıldığı noktada ruma yuvarlanmış ve içindeki kuz işcl yaralanmıştır
Yaralılardan biri kaldırıldığı tahanede ölmüştür.
---------o -
uçu do-
has
Torbalı Merkez Kredi
Kooperatifi kongresi
Torbalı; (Hususî) — İlçemizin Merkez Tepeköy Tarım Kredi Ko operatlll umumî heyet toplantısı kaymakam 1 Nabl Ersakanpı lıuzu rile akdulunan kooperatifin 49,360 lira olan taahhüdatından 36630 lirası olunmuş ve ayrıca da 11332 ]L ,ra özkaynak 20470 lira yedek akçe ve 8240 lira da bina teverriiüne alt para ki ceman 76.683 küsür lira pa rası bulunduğu açıklanmıştır.
Yle raporda, T. C. ziraat bankası Torbalı şubesinden görülen kolaylık ve yardımdan dolayı da teşekkür edilmekte ve bankanın mü dür ve idarecileri övülmekte idi. Kongrenin göze çarpan cihetlerin den biri, orakların ballarına haşin muamele yaptığı iddlasile kooperatif müdürü B. Kenan Kara-bilsenden şikâyet edilmekte, diğeri de, ortakların, Tarım satış koopeıa tifine yatırdıkları pan uk bedelinden (36.800) küsur Uranın halen birlııcçe ortaklar hesabına koopera tlfe yatırılmamı® olduğunun acı bir lisanla belirtilmekte bıılunma-sıydı. Her-iki hususun ?lcıımesl ve gereğinin onanması işi yeııi yönetim kuruluna havalesi uygun görülmüş ve yeni yapılan seçime görede, Murad Taşkın, Al ;ncd Özel, 11, Ali Hikmet Uygur, Hüseyin El ve Ferhat Erteden müteşekkil yöne tim kurulu, yaptıkları İş bölümünde de reisliğe Murad Taşkjn ve v z nedarlıga da Ahmed Özelli seçmek suretile İşe başlanmıştır

n

güzel ve temiz bir tel olmuştur.
Kültür seviyesinin gelişmesinde büyük bir rcl oynıyan orta sanat okulu binan da tamamlanmış ve bu suretle İlçenin kültür müesseselerl-ne bir yenisi daha kapatılmıştır.
Rasyonalizasyon
işinde devletin rclü
II
Bilâkis tasarruf, biirolar teşkili tında, bunlann faaliyetleri saha sıııda yapılacak tadilât, ıslâhatın neticesi olmalıdır. Büroların faaliyetleri sahası, sistematilc, yorulmak bilmeyen ve daimî o-lan Railerdir.
Devlet ve kommünler için, ras yonalize etmek, para itibarite (az masrafla) idare etmek demek deiğldir. Şüphe yok ki. az masrafla idarenin çok ehemmiyeti vardır. Fakat bunlann vazifeleri bilhassa (iyi idare etmektir. )
îdare etmek san’ati, birind plânda idarede tasarrufu emretmez. Her şeyden evvel yapılacak masrafla elde edilecek neticenin münasebetini nazan dikkate almağı, tasarrufu emreder. İşte esasen bu taktikte tasarruf mevkiini işgal eder ve hinnetiee (ivi idare etmek), (az-masrafla idare etmek) ıstılahına ııisbeten taadül edebiliyor.
Mademki (iyi idare etmek ve az masrafla idare etmek) tasarrufu tahakkuk ettirmek mâ- . nasına gelmemektedir. Şu halde i devlet müesseselerinde rasyona' lizasyon demek, büdcelerde sa- I rahaten gösterilen masraflara' karşı mücadele etmek demek de ğildir. Belki, devlet müessese- ( terinde rasyonalizasyonun mat-mahı nazarî, devlet ve kommün ler büdcelerinde mevzu olmayıp gerek vatandaşı ve gerek cemiyeti ağır yüklere tâbi lalan masrafların ref’ ve ilgasıdır. Bu masraflar kuvai urnu-miyeyi ellerinde tutanların tasarruflarından menbalannı alırlar .
Bu gibi görülmeyen masraflar' pek çoktur ve muhteliftir. Ekseriyetle bundan müşteki o-lanlar, daha doğrusu bu yükün alfanda ezilenler bu gibi gözükmeyen masraflara tahammül et tiklerini isbatta izharı aczeder-ler. Zira bazan vakit ziyaı, teşebbüs hürriyetinin tahdidi, veyahut âsayışın mefkudiyeti gibi sessizce tesirini icra eder.
Bunlann cümlesi halkın devlet üe işlerini görmek için fazla gidip ve gelmelere seebbiyet verir, ve idarenin noksanlığından veya hatâsından dolayı vatandaşın sa'i bedelsiz kalır.
Rasyonalîzasyon, idar mlu-lâb demek ise, teşebbüs ve âmme hizmetinin, bünyesinde ve idaresinde husule getireceği teknik tadilât ile iktifa edecek değildir. eBlki eşhas ile idarenin münasebetleri arasında manevî ve fikrî bir tadilât ve bir yenilik husule getirecektir. Bunu memurun sa’i metodu temin edecektir.
Şu halde devlet dairelerinin her biri yalnız kendi masraflarını deiğİ. diğer dairelerin ve hattâ alâkadar olanların, masraflarını da tenkis etmeğe çalışmak suretile ayni gayeye vâsıl olmağı temin etmelidir ve ancak bu suretledir ki, hayat daha ziyade kabili tahammül bir hâle geleecktir.
Şu mücmel ve muhtasar 1-zahat delvet ve kommünler, teşebbüslerde bürolarındaki sa*-yin tanziminin ve âmme
metlerinin ve idarelerinin fiilî ve seri rasyonalizasyonunu temin için takip olunacak direktifi göstermektedir.
Binaenaleyh her şeyden evvel say’i o suretle tanzim et-melidü' ki, vatandaş ile idarenin münasebetleri daha basitleşmiş ve zaman kaybetme, ve devletle olan münasebetlerinin icap ettirdiği külfet ve masrafları haddi asgariye inmiş vg cemiyetin â^sası olmak sıfatile devlete karşı olan vazifelerinin ifası kolaylaşmış olsun.
îşte b)ıa, idare hizmetinin haricî şekli, yâııi halk ile olan münasebetlerinin rasyonalizas-yonıı demek istiyoruz. Bu tâbire müvazi olarak dahilî ras-yonalizaşyon da vardır ki, bu da idarede ve âmme hizmetlerinde savın tanzim ve icrasından ibarettir .
2 — Hariç raŞyonalizasyon, yâni halk ile olan münasebetlerin rasyonalizasyonu:
Haricî rasyonalizasyonun birinci devresi kanun ve nizamların tedvmidir. Zira bu kanun ve nizamlar vatandaşların kendi a-ralaıındaki veyahut devlet ile kendi aralarındaki münasebette rin esasını teşkil etmektedir.
a) — Kanunlar:
Gözden kaçırmamak lâzımdır ki, sarahat ve sertlik, kanun ve nizamların lâzımı gayri
miifankıdır. Bu hususta Alman profesörlerinden Doktor (Otto Kübek) diyor ki; Kanun ve nizamların sıhhat ve adaleti hakkındaki ihtilâflarda zaman ve mekânın ve gahsî şartlarının
—’ loplayan ■■■ ■
İDARECİ
pek az hesaba katıldığı görülmektedir. Kanunların tedvininde zahiren görülen bu müsavat şu halde hakikatte ademi müsavata sürüklenmektedir .
İşte bundan dolayıdır ki, dev Jet idareleri rasyonalizasyonun-da .yapılacak kanun ve nizamlarda zaman ve vaziyetin evo-lüsyonlanm temsil edecek bir yumuşaklık haricen zahir olabilsin. Şayed lıanunlann tedvinin de bu cihet ihmal edilmiş ise, münasib bir zamanda tadil etmekten korkmamalıdır. Buna mümasil hâdiselerde zamanın haksız, müddeıyat ve metalibı ni nazarı dikkate almamak hatâsını zinhar irtıkâb etmemelidir .

Kanun ve nizamların sert olmasının başka bir tehlikesi da-ır. Bu mevzuatı teaaviız edenler, ekseriya kendi arau ve ihtiyarile teb’iyet edenlerden da ha fazla himave görürler. Kat’î olması lâaımgelen nokta, LteV-zuaün maddeleri olmaktan ziyade, ihtiva ettikleri fikirler ve istihdaf ettiği gayeler olmalıdır .
Hak mefhumunun, lâyık ve müstahak olmayanı himaye ettiği mevzuubahs olamaz ise de. kanunların ruh ve maksadına muvafık olmayan tefsirlere mahal vermemek lâzımdır. Zira bu suretle hukuk düsturlarının tatbikatında âsayışstzhk hükümran olur.
Şu halde miimkiin olduğu ka dar sert ve kat’î tasarruflardan ictinab ve neşrolunacak kanun ve nizamların umumî pren-sibleri tedvin etmesine dikkat etmek lâzımdır Bu suretle ikin ci derecedeki teefrrüatm za man ve vaziyet gibi muhtelit
ha varı
Osman Nuri Köni’nin Açıklaması

lar
II )
f
I
CBaştarafı 1 incide) I hakikati bağıran bazı erbabı namus ve adeleti tâbir caizse güya tasfiyeye giriştiler. Çünkü: bunlar tasfiye etmeği kafalarına koymuş lar ve eeyahatlcT tertib etmişlerdi, maksadı mahsus ile hareket e-diliyordu. Nitekim arzularına uygun olarak buldu klan Haysiyet Divânına bu defa bazı milletvekîl terinin adlarırj verdiler ve müret-;ep evrakı gönderdiler. Bir de jurnal leffettiler. Merkeze muhbiri sadıktan gelen bu jurnal kurucular için büyük bir nimet teşkil etmişti, tıpkı j kinci Hamid zamanın da Yıldız Sarayıuda geceleri vazife gören Dlvamharblere havale o-lunan jurnallar mahiyetinde bir jumaL
Beş milletvekili hakkında partiden ihraç kararı verildi. Çünkii kurucular ve avanesi öyle istiyor-, du. Bu efendiler lisanı lıal ile şöy- ’ le diyorlardı: Şahsî selâmetimiz bu tasfiye içindedir. Biz bu erbabı namus ile çalışanlayız^ eshâbı adalet bizim işimize yaramaz. Keyfi hareketl- nmize engel olurlar.»
Kurucular arasındaki vahdeti bozar istibdavlennı yıkar endişesi kurd gibi içlerini kemiriyordu. Çünkü: Kurucular ve yârânı adaleti sevmezi- ı, se vemezler, bunlar dan biri geçeninde Beykoz Demokrat PaıU toplantısında hicab duymadan adalet aleyhinde bulun muş ve adaletten şikâyet etmiştir. Maalesef bu beyler Demokrat Par tinin hüviyeti halrikiyesini büsbütün tahrib etmek, mütehakkim bir bünye yaratmak yaşatmak ken dilerini partide kanun fevkinde ve fermanfeımâ kılmak için bu yolu takibd* ısrar ve inat göstermektedirler. Bunlar Demokrasi maskesi altında bu yolu takibde ısrar ve inat göstermektedirler. Bunlar Demokrasi maskesi altında Demokrasi dâvasını var kuvvetlerde darbe indirmeği sırf keyif ve şahıslar için herkesi hakir göstermeği ve namuslu kimselerin haysiyetleri!- oynamağı mubah saymışlardır çünkü: Bu efendiler tahakküm hı 1er. Partililerden kendilerine karşı mutlak suu ite itaat ve ubudiyet bekliyorlar, muhataplarında e-sareti hürriyete tercih ediyorlar. Sözde Demokr.ısi iddiasuıda bulun duklan halde tenkid ve münakaşa hürriyetinin amansız düşmanıdırlar. Bu nimetleri ancak kendilerine kî pu ne bir takrir vrrilirao
oynamağı mubah

lığı ile nıalüldür-
mahsus birer hıtfu 'İlâhi tclâk-ediyorlaı. Meselâ: Meclis Gru-toplantısind ı arzu ve cmelleri-zıt gördükleri fikirleri taşıyan verenlere âsî
ve istifa hukkmı kullananlara da bozguncu mangasını vuruyorlar. Zira: Nazaıiaımda kimsenin hakkı ve kıymeti yoktur.
îşte bu son ihraç kararı hâdisesinde de kurucular ve yârânı genel kurulda hukukun ana kaidelerini ve kanını hükümlerini çigniye rek hattâ ilmi bir esası da istihfaf ederek parti tüzüğünü güya tefsir bahaneaile tefsir müessesesini e-nıellurine âlet ittihaz ediyorlar. Zi ra: Şirketi inlıisariye âzâları dik-
tatörlük zihniyetinin icablarının temin ve tatbiki için bundan, istifade etmek zorundadırlar. Erbabı ihtisasça, malûmdur ki, ilim âlemin de olduğu gibi kanunlarda da (-tesis, ve tefsir denilen iki müessese varılır. Hattâ bir de 'tekid-vardır. Her müessesenin kendine mahsus hüviyeti vardır. Tefsir mü essesesi bazı anasır ve şartları ih tiva eder. Meselâ; Parti tüzüğünün tef sili için evveliemirde mâna landırılmssı istenen bi' madde hük nıünün mevcudiyeti esastır. Ondan sonra telsin istenen hükümün mübhem veya bir kaç mânaya matuf mahiyette bulunmuş- şarttLr. Böyle olursa, tefsire gidilir ve genel idare kurulu haiz olduğu tefsir yetkisini kullanabilir. Halbuki merkez haysicet divânı âzası hakkında inzibati muamele ifası tüzük nıuktezasım a büyük kongre-., aid iken sanki ou bubda ibham! bir hüküm vam ış gibi genel idare kurulunca haysiyet divânı azalar hakkında inzibatî m ıanıele icrarı-ıııu ayni haysiyet divânına aid ol duğu merkezinde tefsir yapıl.r ıştır. Güya bu tı fsir ile v ■ sitesi~ o lan bir merci vazifelendiriliyor Yani: Tüzüğe vrni bir hîil i m konuyor ki. bu yeni hüküm tef.-i t değil tesistir. Tesis müessesenin hükümleri başkadır. Te is ba'.:k yalnız büyük kongrenindir. Bu hâ disedeki tefsir ile Demokrasi ve adalet esaslan ayaklar altına alınıyor. Fakat bu, onların düşüncesine göre küçük bir şeydir. Kurucular ve avenesinden yararlı bir iş beklenemezdi.
Yıldız Sarayında teşekkül eden divanıharblerden alınan kararlara mümasil bir karar alabilmek i-çin bu keyfi yol ilıtiyar edilmiştir. Ne yapsınlar bu adamlar kendileri mutlak olarak efendi kalmak içir, akıllarında erbabı namusu kadro harici.bırakmak ve köleleri arttırmak zorundadırlar. Divânı Hav=i-yet kararının asıl metnini göreme diğim için şimdilik kararın esasına temas etmedim. Vazife üzerin te durdum ve Divânı Haysiyet âza sının haklarında tüzük mucibince inzibatî muamele ifası kongresinin salâhiyeti daiıesindcdiT kanaatindeyim. Bilhassa Haysiyet Divânının bu karan üzerine genel idare kurulundan altı üyenin istifası derin mânalar taşımakta vc görüşümü teyid eder mahiyette bulunmaktadır. Her ne kadar Haysiyet Divânı reisliğini yapan zat verilen kararı müdafaaya İzdi-aşarak gazetelerde beyanatta bulunmuşsa da kararı yeren bir mahkeme veya inzibat heyeti reisinin sü?ût e.tıni-yerek bej'anâtta, bulunması adalet namına misli sehketmiyen bir fsei adan başka bir şey değildir.
Kurucıtlann bazıiarımn tüzüğe muhalif hareketlerinden dolayı bir kısım partililer tarafından haklarında tahkikat icrası ist mildigi halde bu evrakın müstebidane lıa-reketlerile bütün teşkilâtı avuçtan içine alan kurucular taralından imha edildiği ve ken li aleyhleri-de tahkikata imkân bırakılmadığı anlaşılmıştır ki, bu hal Türk siya-(Denamı 6 ncıdOJ
teni sabin
SAYFA: ö
|7 MART 194»
İslâm Tarihinin En Meraklı Bahisleri |
I

I Halife olacak bir zatın haiz bulunması icab eden evsaf nelerdi?
_________________________ 77___________________________
Yazan: M. RAIF OGAM
.......................——
Biçimindeki müevvelâttır. Bu görüş ve buluş şeklinin Abbasiye saltanatında mı * sallerine çokça rastlamak, daha sonra başka taraflarda dahi benzerine tesadüf olunmak kabildir. Abbas oğulları devle tinin Hülâgû han tarafından yı kılıp kaldırılmasından sonra Mısna sığmmış halifelerin mev cudiveti malûmdur. Yavuz Sultan Selim. Mısırı ele geçirip Çer kes saltanatını kaldırdığı sırada oradaki Abbasî halifesi; var lığı ile teberrük olunur ve sultanların emirlerine tamamile mu ti ve münkad ünlü bir tekke şey hi menzilesinde idiler. ,
Böyle olunca ne onu, ne de seleflerini ister ehli sünnetin ta rifleri ve ister şianın usullerine göre hakikî mânasile halife say inak mümkün olamaz.
Siyaset icablarmı şer’î bakım dan tevil ve şeriat yollarına tat bik etmemek; elbette daha ha yırlıdır ve hayırlı olabilirdi!
Tarih boyunca sıralanmış hâ diselere ve bunları çıkaran, ya hud yürüdülüşünde müessir o-lan şahsiyetlerin hâkimiyet ve i ^ure),ltarzlarınaFbaknlf)ı.c)i^r ik dört halifeden, hattâ ilk ikisin den sonra Islâm âleminde, ga rezsiz ve tarafsız bir siyaseti şer’iyeye tam bağlanmış bir hilâfet makamının mevcud olmuş bulunduğuna hükküm vermek bir hayli güçtür.
Şı’a usullerine gelince: Onlar; (imamet) i büsbütün başka biçimde kabul ederek (imamet) ile (Hilâfet ve Saltanat) ı birbirinden ayırmışlardır. (imamet) i: namaz, oruç, zekât,., gibi Islâm dininin ertynnından saymışlardır. İmamlık makamına geçeceğin tayini Peygamber üzerine vâcib, terk ve ihmali gayri caizdir, imamın bu sıfatı iktisabı, ümmet arasın-
yin ve işaret olunmak suı etile Ali'ye mahsus ve ondan raü-teferriğ olub onlardan ayrılamaz. eğer ayrılırsa; ya kendiliğinden bir takva eseri, ya-hud başkasının cebir ve zulmü tesiri ile olduğunu söylerler. ,
Bu hususta şi’a fırkaları ayrılıklara düşmüşlerdir. Anıma, ihtilâf (nas) ların keyfiyetlerinde, yani (nas) lardan mâna çıkarma yollarile, imametin şartlan ve (İmam) larııı şahıslarını teselsül ettirmekteki değişiklikte ve ilk iki halife bakılarındaki telakkidedir. Sırası geldikçe izah olunacaktır.
Hazreti Ali'nin halife ve i-mamlığının (nas) larla tevsik olunmuş bulunduğunu ilk iddia eyleyen (İbni Sebe’) dir.
Bu (nas) lam; «celî : açık' (harfî : kapalı olup işaret ve ima ile) olmak üzere ikiye ayırırlar, Celî nas - kasdedilen mânanın açık ve berrak olarak çıkartabildiği âyetler ve hadisler olub, ayrıca tevile ihtiyaç göstermeyen delillerdir.
Hafi nas - maksadı açıkça bildirmeyen, başka manaya alın ması da ihtimal dahilinde bulunduğu halde tevil ve tefsir yolile kasdedilen tayin ve tahsise delâleti kabul olunan İsa-w retlerdir.
Mahiyet ve tavsifleri hakkında tenkid ve tahkike girişmemek şartile bunlardan bir kısmını zikreyliyoruz:
Celî nasırdan biri; «Ben kimin (Mevlâ) sı isem. Ali de a-nun Mevlâsıdır hadisidir. (x)
ı
dan herhangi bir zatnr-se(}iiib i jVptin(ı() nasbi ile olmayıb (nâs) ile ta- F
* Cx.) Avet ve hadislerin asıl
♦ metinlerini gazete sütunlarına geçirmeği uygun bulmuyoruz. Hattâ. mânalarının dahi kari -bülihtimal olmak üzere mealen olduğunu işaret ediyor ve kat’-ı ısrar ey lemiyoruz.
!Dr(ı •

&
('Başjtarafı 1 incide)
dc. efkârı umıuniyenin ödenek ve yolluk zamlarına muarız olduğunu söyliyen bir milletvekiline efkârı umumiye aleyhinde beyanatta bulunduğumdan bahsedilmiştir. Gerekçe bir tek milletvekilinin ihbarına dayanmaktadır. Bu milletvekili kurucular saltanatının tesiri altında Mec lis Grııpunda tebarüz eden efkârı umumiyeye muhalefet etmek azminde bulunan ve bana karşı ceb-he alan bir kahramandır. Vâki ihbarı en kısa tâbirile yalandır. Menfur bir iftiradır. Şurası muhakkaktır ki, parti kurucuları efkârı umumiyeyi milletvekillerinin aleyhine tevcih etmek maksadile ilk bastıkları hassas düğme ödenek zamlan meselesidir. Kurucular o meşhur yirmi altılık takririn zamlan cebe indirmek maksadile ileri sürüldüğünü iddia ve ifşa ettiler. Bu iddia hakikate aykırıdır. Hakikat şu merkezdedir ki, genel kurul zamlan parti disiplinine tâbi tutmak Meclis Gnıpu üzerinde tahakküm etmek istediler. Meclis 1)11 tahakkümü reddetti. Çünkü zamlar kanunun verdiği bir haktır. Kanuni haklara cemiyetler müdahale edemez, cebri icra yolile sahihlerinin ellerinden alınamaz.
Feragate gelince; kanunî haktan feragat bir emri vicdanidir, müeyyidesi yine vicdandır. Millet vekilleri vicdanî işlerde hiç bir makamın vesayetine muhtaç değillerdir. İşte mesele bundan ibarettir. Yoksa mutlaka zamların cebe indirilmesi hakkında bir fikir ileri sürülmemiştir.
Bilinmesi icabeden hakikatler cümlesindendir ki, ödenek zamları mebhasinde parti kurucuları sa mimi değildirler. Maksadlan mille tin pereatijini çelmekten başka bir şey olarak kabul edilemez. Çün kii geçen kasım ayının başlarında daha zam tasarısının tanziminden evvel Halk Partili milletvekillerinin ileri gelenleri Demokratların muvafakatlerini almak istiyorlardı. O zaman zam tasarısının yapılmasına muvafakat beyan eden Fuad Köprülüdür.
Kırmızı oy veririz paraları cebe indiririz diye Ahmcd Kemal Siüvriliye prensip dersi veririz paraları cebe indiririz diye AJıtned Kemul Siüvriliye ders ve-
Paris Konferansı diin kapandı
1
■ ■
Sterlingle ihracad için alınan karar fıkrasında yazılı plâfon dışında, sterlin sahasına ve anlaşması bulunmayan memleketlere sterlinle ih racata müsaade edilmiştir.
d) Iç fındık — (a» fıkrasında ya zili plâfona İlâveten sterlin sahası na ve anlaşmamız bulunnuyan memleketlere 500 000 srerline kadar İhracata müsaade olunmuştur. (İlgili ihracaatçılar birliği, taleplerin durumuna göre. İcabediyorsa. pay tevzii usulüne .başvuracaktır.)
e) Kabuklu fındık — (a) fıkra, sında yazılı plâfona İlâveten İrak. Suriye. Ürdün, Filistin Suudi Ara blstan. Yemen, Mısır ve Kıbrjsa
1.000.000 Türk lirasına kadar sterlin le ihracaata müsaade olunmuştur, (İlgili ihracatçılar birliği taleplerin durumuna göre icabediyorsa, pav tevzii usulüne başvuracaktır.'
[' Tiftik__ (a' fıkrasında yazılı
plâfon dışında, yalnız İngiltereye İh racata mücaade edilmişti'
2 __Tütün ve sigaranın sterlinle
ihracına dair 10/1/1048 tarihli ve 203 sayılı sirküler hükümleri yürür lükte devam edecektir.
3 _ a) 17/1/1948 tarihli ve 205 sayılı sirkülerle, anlaşmamız hükümleri dahilinde yalnız Ingilterc-ye (metropol» şu maddelerin ihra cıiıa müsaade edilmişti: Kıok »düşük tenörlü». borasit, zımpara, antl muan cevheri, amyant, elva, me-yank.ökü. meyanbalı. meyan koku
hülâsası, mazı, defne yaprağı, defne yağı, sigala yağı, keçi kılı, av derı-lerl, bağırsak, kemik ve sair hayva ni bakiyeler, halı, lületaşı, ham ve işlenmiş sünger, kitre.
Bu maddelerin Bakanlıkça uygun görülen miktarlar dahilinde İngiltereye ihracına devam edilecektir.
b) yukarıdaki maddelere şunlar İlâve edilmiştir: İpek deşesi ceviz (İç ve kabuklu», manyezit (teklis edilmemiş).
4 _ a) Aşağıda yazılı maddelerin, lisansları Bakanlıkça verilmek üzere, gösterilen memleketlere ster ünle ihracına müsaade edilmiştir:
1__İrak, Suriye. Ürdün. Filistin,
Suudi Arabistan., Mısır, Yemen ve Kıbıusa lerdir.
ağaçtan mamul eşya (yeril) erik (taze) alkollü içkiler armut (taze) ayva (taze) bağ bıçağı balık unu balık ciğeri balık yumurtası butum ceviz (kabuklu ve iç) çam fıstığı (İç) ÇOVt-n değirmen taşı elma (taze)
tesbit edilmiş bulu-

16 (A.A.) — Ticaret Ba
fBaştarafı 1 incide) getirecek maddelerden ayırdet-ıneği, diğer taraftan sterlingle ihracatı memleketler itibarile tasnife tâbi tutmağı zarurî kılmıştır. İşte bu zarûretlerdir ki. sirkülerimizde hem sterlingle ih ra çına müsaade edebileceğimiz maddeler, hem de bu ihracatın tevcih edilebileceği memleketler tayin ve nuyor .
Ankara:
kanlığımn sterlinle* ihraç edilecek maddeler hakkjndaki 209 sayılı sir külerl aşağıdadır:
Sterlinle yapılacak lehıacat hak kında bugünkü şartlara göre yeniden alınan tedbirlerle mevcut hükümler birleştirilerek aşağıda top lu bir halde gösterilmiştir,
1 — a» 13/11/1947 tarihli ve 198 sayılı sirkülerimizle aşağıda yazılı maddelerin, hizalarında gösterilen plâfonlar dahilinde olmak üzere, sterlin ihcacma müsaade edilmişti;
Milyon T.irg
10
1
» •
9
6
2
1.5
9
Madde İç fındjk Kabuklu fındjk Çekirdeksiz kuru üzüm Kuru incir Tiftik
Palamut ve hülâsası
İÇ fındık plâfonu Türkiye fındjk üu-acatçıları birliğine gönderilen 17/1/1948 tarihli ve 1389 sayılı pazı nuz ile 4.795.000 hra ve tiftik plâfonu da 17/1/1948 ve 1410 sayılı ya zınuzla 1.000.000 lira arttırılmıştı,
Yukarıdaki maddelerin plâfon bakiyeleri miktarında sirkülerimiz le yazılarımızdaki esaslar dairesinde ihracına devam olunur
b» Çekirdeksiz kuru üzüm, ingil tere iaşe Bakanlığının yeniden ta IIP olduğu 4.000 ton üzümün, Mer kez Bankasında kuru meyvalar mu hassas Türk liraları bakiyesi ile ve artan kısmın da sterlinle ödenmek üzere, bu memlekete ihracına müsa ade edilmiştir. (İlgin ihracatçılar birliği, taleplerin durumuna göre icabediyorsa, pay tevzii usulüne bas vuracaktır.)
c) Kuru incir ve hurdası — a)
ihraç edilebilecek madde-
• 1 - - --y-—
(lJaştarafı 1 incide) mitelerlnin raporları hakkında ihtl raz kayıtlarında bulunmuşlardır Bu kaydı ihtirazller kaydedilmiştir. Türk kaydl ihtirazlsinin esbabı mucipesl, Türk hükümetinin çok geç gönderilmiş olan bu raporlara daha henüz muttali olamamış bulunması ve bu raporların muhtevi yan etmesinin şüphesiz addedildiği yatı hakkında bazı fikirler derme hususlarına dayanmaktadır.
BEVİNIN KAPANIŞ NUTKU
Bundan sonra M. Bevin kısa bir kapanış nutku söyllyerek ezcümle demlştli' ki:
Avrupanm mukadderatı önümüz deki ay zarfında göstereceğimiz az nıe bağlı bulunacaktır. Kurulmuş bulunan çalışma komitesinin sürat 11 ve müessir bir şekilde hareket e deceğlnl üınid ediyorum,.
M. Bevin bundan sonp, konferansla gösterilmiş olan tesanütten dolayı memnuniyetini İzhar etmiş ve bir neticeye varmak azmi göste
Belçika’nın Paris elçisi ron Guillaume tarafından gün verilen öğle yemeği sında Türk Dışişleri Bakanı Belçika Dışişleri Bakam M. Spaak ile uzun bir görüşmede bulunmuştur.
Yarın sabah, zafer âbidesinde yapılacak olan bir merasim sırasında Türk Dışişleri Bakam meçhul askerin mezarına bir çelenk koyacaktır.
Kecmpddin Sadak, perşembe sabahı Cumhurbaşkanı M. Vin-cen*- Auriol tarafından özel o-larak kabul edilecek ve cuma günü Türkiye büvük elçiliğinde verilecek plan büyük bir ziyafette Fransız Başbakanı Robert Schuman, Fransız hükümet üye leri ve kordiplomatik temsilcileri hazır bulunacaklardır. | Sadak’ın Amerika (nm Paris büyük elçisi Jefferson Caffery ve Marshall plânı için Paris’e gelmiş bulunan Amerikan uzmanları ile de görüşmelerde bu

Ba« bu-sıra-
16 Mart ihtifali
ren de Fuad Köprülüdür. Demokrat milletvekillerinin itiraz ve muhalefetlerine rağmen tasarının kanun mahiyetini iktisab etmesi takdirinde zamların alınıp alınamıya-cağı hakkında, Meclis Grupunda bir milletvekili taralından ileri sü riilen bir suale müsbet cevab veren . kanun çıktıktan sonra zamla n almamak fazla semahat olmaz mı diyen Celâl Bayardır. Meclis Gıupu namına Meclis kürsüsünde zam tasarısı aleyhinde itiraz ve muhalefet beyan etmek üzere sözcü tâyin edilen Osman Nuri Koniye, tasarı aleyhinde konuşulurken ileri gitmemesini, sudan bir mtıha lefet beyan etmesini tavsiye eden Celâl Bayar ile Fuad Köprülüdür. Bu maruzatım birbirine eklenen hakikatlerin silsilesidir ve isbatı müşkül değildir.
Kurucular zam meselesini arzet tiğim şekilde tasvir ettikten sonra milletvekillerine feragat dersi vermeğe kıvam etmişlerdir. Halbu ki bu feragatkâr kurucular 1946 senesinde bir senelik tahsisat, har ciralı, mesken bedellerinin tediyesi ni emreden çekleri sene başında aldıktan sonra o senenin temmuz ayanda seçimin yenilenmesi üzerine tekrar 1500 lira harcirahı 1060 lira mesken bedelini ve o senenin ağustosundan itibaren sene nihayetine kadar olan beş aylık tahsisatı cebe indirmişlerdir. O zaman bunların mükerrer olarak aldıkları para yekûnu 5200 küsur liradır. Eğer kanunî bir haktan feragat etmemek bir cürüm ise kendileri daha o zaman cürmümeşhud halinde idiler.
Meclis Grupunca zam tasarısına itiraz edilirken ileri sürülen mu-cib sebeb, büdcede tasarruf prensibi idi. Bu mııcib sebebe göre en doğru hareket zamların hâzineye teberru, millete iade edilmesi -dir. Yapılan teklif ise paraların parti başkanına verilmesi, bilâhare sureti tahsisi hakkında bir karara varılması merkezindedir.
Şurasını hemen kaydedeyim ki, bugüne kadar hiç bir karar verilmemiştir. Zikri geçen mucib 3e beb karşısında yapılan teklif evvelce kabul edilmiş olan bir pren sıbin ihlâli mahiyetindedir. Para milletin cebinden çıktıktan »on ra nereye tahsis edilirse edibin, sureti tahsisi ile bUdçede tasarruf prensibi arasında bir mütabakat ,

I ı
11 — Yukarıda diğer memleketlere balık (taze. tuzlu) balık (konserve) domuz eti (yabani) edincik zeytini sebze (konserve) sebze (taze' zeytin (yemekli) Gravyer peyniri
kürek, tırmık sapı
leblebi
mahlep
makineler (yerli mamulatı mazı
mobilya (yerli) palamut
(50 bin sterline kadar) (taze»
pestil sakız salep______
sebze yeınegı iRurısvrver-sebze kurutulmuş
sumak
taze mevva (sair)
üzüm çekirdekli
yazılı memleketlere İlâveten, hizalarında gösterilen, de ihraç edilebilecek maddeler:
ve
»
»
M
p
p
D
ve
yan diğer memleketlere
ve İngiltere
ve İngiltere
ve Yunanistan

ezve ve domates peltesi , fıçı çemberi güllaç günlük kabak çekirdeği kaşar peyniri kayısı, zerdali kestane keten bezi ki t ab kırmıza biber kontrapllâk kurutulmuş sair meyvalar
anlaşması
»
)
)
)
Yunanistan
bulunmayan
p
»
)
»
hariç olarak
diğer
p
»
»
»
p
p
anlaşması
• •
memleketlero
»
)
»
)
»
» bulunma-
lanacağına kani bulunduğunu söyle iniştir. Ingiliz Dışişleri Bakanı 16 ların, çalışma komitesi görevini bi tirlr bitirmez toplanacaklarını ve harekete geçmeğe hazır bulunacak lannı bildirmiştir. Greenwich aya. rlle saat 15.15 te M. Bevin toplantı yı şu sözlerle kapamıştır:
«Şimdi hepimiz memleketlerimi, ze avdet ediyoruz. Hemen işe koyu lalım.»
Tür^iyeııiıı İtirazları
Paris 16 (A.A) — Ajansının özel haberi:
16 1ar konferansı sona ermeden evvel bugünkü genel toplantısında çok müessir bir çalışmada bulunmuştur. Konferans komitesi tarafından ha-zmlanmış olan teklifleri kabul etmiştir.
Bir tesaııüd zihniyeti içinde konferansın almış olduğu karar suretlerine her noktada iştirâk eden Türk murahhas heyeti, sa dece Avrupa’nın ihtiyaçları’ js. tihsalâtı ve kredileri hakkında teknik komiteler tarafından hazırlanmış olan raporlara müteallik hususata kaydi ihtirazide bulunmuştur.
Toplantı sırasında söz alan Türk Dışişleri Bakanı Necmeddin Sadak Türk hükümetinin bu raporlara henüz muttali olmamış bulunduğunu ve bu raporların muhtevivatı hakkında hic şüphesiz bazı itirazlar» olacağını belirtmiştir.
Filhakika bu kavdı ihtirazive oe sehep sadece Türk hükümetinin bu raporlara muttali ol -manuş bulunması kevfivetidir.. Bundan dolayı Türk Dışişleri Bakanı bu raporlarda varılmış nljur net i çelerin. ±npyaJ.~iw -»=««-men veya zımnen kabulünün bahis mevzuu olmadığı hususuna işaret etmiştir.
İngiliz Dışişleri Bakanı ve konferans başkanı M. Bevin, Türk murahhas heyeti tarafından dermeyan edilen bu kaydı ihtiraziyi tamamen meşru ad -detmiş ve konferans bu beyanatı kaydetmiştir.
J6 1ar konferansı yarından i-tibaren sadece uzmanlar arasın da ve gizli olarak cereyan edecektir. Zaman zaman bu hususta tebliğler yayınlanacaktır.
Pariste bulunmakta olan Dışişleri Bakanlarının ekserisi önü müzdeki günler zarfında hareket etmeğe hazırlanmaktadır-’ İar. Bununla beraber Türk Dış-
Anadolu
i
*

cehri şimşir film yerli mamulâtı veya Türkçe dublajlı
b) k 643 sayılı kararın altıncı maddesinin Bakanlığıma verdiği yetkiye dayanılarak, (a) fıkrasında yazılı maddelerden taze ve tuz lu balık, balık ve sebze konserveleri, kabuklu ve İç ceviz, edlncik zeytl ni. edlnclkten gayri yemeklik zeytin. grayvar peyniri ve kaşar peynl rlııin (a» fıkrasında yazılı memleketlere sterlinle ihracı, fob fiyatları üzerinden, yüzde 10 nisbetlndc fona tâbi tutulmuştur. Fonlar lhra
çatının n.üracaatl üzerine İstanbul. İzmir veya Mersin ihracatçılar birlikleri umumi kâtiplikleri tara, Tından T. C. Ziraat Bankasına fo-İ fından T. C Zraat Bankasına fonun yatırılmasından sonra ihraç lisansı verilir. Ve bu maksatla 11. ı sans almak için yapılacak müraca atlara, fonun ödendiğine dair gck-‘ rekli vesika eklenir.
Ticaret Bakanı N. GündüzRlp ---------------- --------- I -
I
iar. Bununla beraber Türk Dış.1 isleri Bakanı Necmeddin Sadak, Fransız başkentinden hafta sonundan evvel avrılmıvacaktır.
Necmeddin Sadak. Pariste pazar p-iinündenberi Fransız hü kûmetinin temsilcileri ve muhtelif yabancı şahsiyetlerle başlamış olan müzakerelere devam edecektir.
S/lDylA' — BİDAULT MÜHÂKATI Paıis: 16 »A.A.) — Dışişleri Ba kanlığı tebliğ ediyor:
MemlekeUni onaltjlar konferansında temsil etmek üzere Parise ge len Türkiye Dışişleri Bakanı Necmeddin Sadak Georges Bidault ile görüşmüştür.
Bu görüşme esnasında İki devlet adamı Paris konferansınuı mevzuu nu teşkil eden iktisadi kalkınma İh tiyaçl&rmı gözden geçirmişler, iki memleket münâsebetleri ve müşterek meseleleri hakkında görüşlerini taatl etmişlerdir.
Bidault ve Sadak beraberce İnceledikleri muhtelif meseleler üzerin de görüş birliklerini tesbit ederek Türkiye Fransa arasında mevcut ananevi dostluğu ve mevcut bağla I rı mütekabil menfaatler gereğince geliştirmek hususunda azimlerini belirtmişlerdir.
Dışbakıuıının temasları
Paris: 16 (A.A.) — Anadolu
Ajansının özel haberi:
Türk Dışişleri Bakanı Necmeddin Sadak ile Bayan Sadak ve Tiiıkiyenin Paris büyük elçisi Numen Menemencioğlu bugün Beki-kaıuıı Paris elçisi Baron Guillaume tarafından Belçika Dışişleri Bakanı M. Spaak ile görüşmek ü-zere öğle yemeğine davet edilmiş lerdir.
Türk Dışişleri Bakanı, Bayan Sadak ve Nıunan Menemencioğlıı, bu akşam bütün Dışişleri Bakanlarını ve murahhas heyet Laskan-lanııı kabul edecek olan İngiliz Dışişleri Bakanı M. Bevin tarafın dan verilen bir kokteylde hazır bulunacaklardır.
Batı blokıı bugiin imzalanacak
Londra: 16 (A.A.) — Dışişleri Bakanlığı beşler paktının varın Brükselde «Palais des Acadcmie* de imza edileceğini bildirmiştir.
Brüksel: 16 (A.A.) — Fransız Dışişleri Bakanı M. Bidault ve İngiliz Dışişleri Bakanı M. Bevin, yarın Brükselde beklenmektedirler. İki Bakan. Benelus memleket lerilc bir andlaşma imzalıyacak-lardır.
Trıınıanın bugünkü nutku
Vaşington: 16 (A.A.) — Başkan Tınman, yarın, Ayan ve Tem silciler Meclisinin müşterek bir toplantısında nazik milletlerarası durum hakkında bir nutuk söyliye çektir. Dün akşam bu kararı bildiren Beyazsaray sömürü, başkanın. olağanüstü bir kanun isteyip istemiyeceğini söylemişse de nutuk burada gayet ehemmiyetli telâkki olunmaktadır.
Trumanın nutku yirmi dakika sürecek vc radyo ile yayınlanacaktır. Bilindiği gibi bir müddet-tenberi Çekoslovakyadaki komünist darbesinden sonra Amerika buna benzer bir hâdisenin Italyada tekerrürünü önlemeyi istical etmektedir.
Eyübde dûn yapılan merasim ı
16 Mart 1920 Istanbulun 1 işgalinde Şehzadebaşındaki kışlalımda, alçakça öldürii- 1 lerek şelıid edilen kahramanlarımızın ruhunu taziz için dün Eyübde muazzam bir ih-tival yapılmıştır.
Binlerce kişinin hazır bulunduğu törena saat 15 de ı İstiklâl marşiyle başlanmış, bunu müteakib İstanbul Genel Meclisi adına konuşan Sadi üzden vak'anın kısa bir tarihçesini yapmış ve u-zun bir hitabeden sonra söz lerini şu cümlelerle bitirmiştir:
«— Millet bekçin, vatan türben olsa sana çok az... A-ziz şehid tek tek gönlümüzde değil bu toprakta açan her çiçekte sen varsın. Hayat belki her lezzetten güzel amma bir istisna ile... Bu yer yüzünde senin ölümün hayattan da güzel.
Bir aBkerî kıt’anm ihtiram atışından sonra, askeri birlikler, bir polis kıtası ve E-yüb Kız ve Erkek ortaokullarının resmi geçidiyle ihtifale son verilmiştir.



J

Yaklaşan Rus terö ü (Başta rafı 1 incide) lizcre kendisinin Polonyadan uçakla nasıl kaçtığını anlatan hl kâyesine bugün banlıyoruz.)
İkinci Adolph Hitler tarafından istilâya uğramış ve daha sonra i se bizzat kendi müttefikleri tarafından yalnız başına bırakılmış o-lan Polonya, belki Amerikalı okuyucularıma çok uzak bir diyar gibi gelecek.
Bu memleket halkının adlan, benimki de dahil olduğu halde, ihtimal ki onlara söylenmesi kolay olmıyan kelimelerdir ve bu zavallı Polonya mazlumlarının başlann-dau geçen faciaların, belki de bazıları tarafından sırf AvrupalIların ve bilhassa PolonyalIların a-I lelâde bir derdi imiş gibi okuntıa-sı ve bir müddet sonra da unutu-| luvenniş bulunması mümkün-I dür. Fakat bugün Polonya sîzlersiniz, bugün bir PolonyalI Tanrının kendisine vermiş olduğu haklardan mahrum edilirken veya sırf başka yerlerde milyonlarca Demokratik halk için tanınmış haklara karşı olan kuvveöi inancı jnizünden alçakçasına zulüm ve işkencelere maruz bırakılır ve o-lüme sürüklenirken, siz de bu taarruzlara uğramış oluyorsunuz. Konut dokunulmazlığına hürmetin derecesini de artık buna kıyas edebilirsiniz.
Vaktiyle muhayyel bir dünya harbi
Mussolini ve Tojonun mıılıhd olmuş şuurlarında tasorln? »1’ - ı dan sonra —Polonya toprak İn rı üzerinde başladı. Şimdi tJv yada daha çok korkıuıç bir 1 ı ’ı patlak vermiş bulunuyor. Bu savaş bütün Demokrat milletlerin şeref ve haysiyetlerine, hürriyeti rine karşı açılmış bir harbdir PolonyalIlar tekrar cebhede hatlarda savaşıyorlar.
İkinci Dünya Harbinin alevleri nasıl ki hızla Polonya toprakları dışına yayıldı ise bu yeni harb de daha süratle ve
harbinin açılması ve Pearl Hur-bour hücumunun yarattığı kin ve faciaların bin kat fazlası ile, dünyanın başka yerlerinde yaşıyan barış sever milletlerin yurtlarına kadar uzanabilir.
Harbin fecaatini ben iyi bilirim, çünkü İkinci Dünya Harbi başlangıcındaki kanlı olaylın yadmış ve bunlardan canını zor kurtarmış olanlardan biri de Luni.a.
Rusya tarafından idare edilen ve insanlığın müşterek bir düşr.ıa nı olan komünizmin ım gibi kö* ü niyetleri olduğunu ne kadar insafsız ve merhametsiz bulunduğunu, dünyayı kanlı pençesinde ezmek için nasıl bir gayretle çalıştığını iyi biliyorum. Ben Stalini şahsen tanırım. Oının arkasındaki adamlarının ne ruhda insanlar olduğunu ve onların neler düşünn Me meşgul bulunduklarını ve şimdi onların dünyaya .sunmak istedikle ri cesaret boyunduruğunu da bili-yorunt
Şimdi benim hakikî adım:
memleketimi sade Nazi işgali zamanında değil hattâ onlardan daha çok hain olan bugünkü Kızıl istilâcıların işgali altında iken dahi benim Polonya 1* kümeli ç( r-çevesi dahilinde haiz bulunmuş olduğum mevki vc memuriyetlerimi bir an için unutunuz.
(Devamı yarın)
evvelâ Hitlerin, Stalmin
3
vc
(n
hattâ Britanva
w
fBaştarafı 1 in‘iılei leştiıilnıesini müteakip orman işletmelerile iş yapmanın imkânsızlığım belirterek demiştir ki:
— Filhakika doymak bilme yen ihtiraslarla hareket edenler göze görünmeyen emirlerle insanı milyoner de eder. Bir lokma veya bir hırkaya da muh taç eder. Böyleleri, bütün büyük müteahhidleri kendi şerik-jleri yapmak ve kendi menfaatlerini sağlatmak üzere hareket ederler.
Tanık bundan sonra halen
1,11
G Kanlılıklarda gizlenen bir ölüm, kalbleri heyecanlandı ran bin B esrar, hayata saadet veren bir aşkın zaferi
g Yarın akşaın L A L E de
Ölüm YiîValarıM
«THE l NSEEN» I f








a
bin
ve
JOEL MC CREA - GAIL RVSM2LL IIERBERT MABSHALL’u.
Günlerce unutulmıyacak filmleri

hattâ bir münasebet tasavvur e-dilemez.
Görülüyor ki, bu vaziyet karşısında kurucuların feragati, büd-çede tasarruftan bahsetmeğe ve hiç bir kimseyi müvalıazeyc haklan yoktur, hısan evvelemirde kendi nefsini ıslâh etmelidir.
Muğla Milletvekili
Erdem
Necati
Eatiboğlu - Batur sistpmi rivanı Al’de
orman umum müdürü olan Ne-jadın dinlenilmesini istedi ve orman idaresinin evvelce bildirmiş olduğu 45 ilâ 65 lira metre küp fiatınm bazı yerlerde 35 liraya indirilmesini Tekel’e (hildiı-mediğini Ve bu güzden bir devlet dairesinin 600 lira zarar ettiğini nakletti sözlerine devamla:
- - Bor. yemin ettim, bu yeminim millet huzurunda dr j-rad edildiğine kani btflunuyoA rum Yeminimi mahkemenizde de tekrar ederim. Bu dâvada bütün suç orman cephesinde-dir. Suad Havri Ürgüplü başka türlü hareket edemezdi. Etseydi müteahhidin teminat akçesini had kaydeder, fakat ına kineler dururdu. Bu hus’ sta bütiin suc. son nefsine kadar Nâzım Bat '»"' himaye eden eski Tarım Rakam Şevket Resid Hatiboğlundadır.
Tanığın bu veren Nazım
iddialarına cevap
Bahir, kendisinin
Yeni Sabah gazetesile anlaşarak aleyhinde neşriyat yaptığını, bu neşriyatın ilânihaye devam edeceğini ve binaenaleyh bir husumete istinad eden bu beyanatı reddettiğini, belirtmiş ve tanığın 78 bin liralık gelirinin kanunen is’af edilmesinden neşet ettiğini ilâve etmiştir.
Öğleden Soııı-aki Oturum
Yüce divan öğleden sonra 13,43 to toplanmıştır. Dinlenen tanıklardan kibrit fabrikası eski müdürü Hayrullah Gürtan fabrikadan ayrılmasının kal şirketile aktedileıı volenin tadili aleyhinde masından ileri geldiğini
verek mukavelenin idare aley-
Tom-uıu kabulün-söyle-

hine büyük z.^-arlar doğurmuş olduğunu, ve Vâkıf Çakmurun mukaveleye dayanarak idareye gayet kötü tomruklar vermiş ol duğuııu söylemiştir.
Tanık, Vâkıf Çakmur’la eski (Bakan' r münasebetlerini de şöyle ifade etmiştir:
— Vâkıf, Suad F^,ri Ürgiip-lii’niin arzusu hilâlmu ve sırna-şırcasıııa ona yaklaşıyor ve bu suretle etrafına Bakanla hususiyetini ihsas ve telkin etmek istiyordu.
Daha sonra Suad Hayrı Ür-iiflii konuşmuş, muhasebe şe-Cavid de dinlenmiş ve otu-et-|

cr ı
fi
ruma varın sabah devam mek üzere son verilmiştir.
ve
• •
SAYFA: •
TIJIÎ SABAH

17 MART 1948
-?• İMİ» i i» ihimt ———■———■B—■!
Rasy on a Hzasy in işinde Devletin rolü
merikan Muallimler Bir ligi Umumî kâtibinin dünkü tetkikleri

t*
(Baştarajı 4 üncüde) vesilelerle evolüsyonları takib etmelerine müsaade edilmiş 0-lur.
Her günkü hayaUıı ihtiyaçları nazarı dikkate alınarak ihzar olunacak kanun ve nizamlarda, icraî otorite ve idare of-l'islerile mümkün mertebe temas etmek lâzımda*. Zira bunlar her günkü hayatın müşahede ettikleri ihtiyaçlarını derpiş ederek bu nizamların tedvinine yardım ederler. Diğer taraftan kanunun sert maddelerine tecavüz etmemek kaydüşartile idare ofislerine ve icraî otoriteye zaman ve mekâna cevap verecek kararlar ittihaz etmek selâhiyetini vermelidir.
Devlet idaresi makinesinin miişkülâtsız işleyebilmesi için tedvin edilecek kanunların behemehal vâzih ve muhtasar olması şartta*. Muhtasar olmak vasfından mahrum olan bir kanun infial ve mukavemet yaratır. Bu vasıf noksanlığından do-lavıdn* ki, bazı mühim kanunlar hakikatte biçhir vakit tatbik edilememişlerdir. Çünkü muğlakdır, Veyahud pek az memnun edecek surette tedvin edilmiştir ki, her an için suiistimale nıüsaiddir..
Kanunun vazıh olması, tatbik ile mükellef olan memuru esas ve teferruatı tefıikde müşkül mevkie koyar. Bu şartlar altındaki kanun bir kanun değil belki, biı- kanun taslağından başka birşey değildir. Belki de göz boyayıcılıktır.
îşte bu vuzuhu temin etmek için, muayyen zamanlarda tatbik edilmekte olan kanun ve nizamları gözden geçirmek ve (lâzım gelen tadilâtı yapmak tahtı vücubdadır.
Ara sıra yapılacak bu (rötuş) kanun ve nizam maddelerinin yazılış tarzım ıslâh edeceği gibi mevcud nıuğlâkiyet ve ıtnabı gidere çektir.
Bu münasebetle hayatın yeni şartlan nazarı itibare alınarak 11e şekilde hukuk düsturları vazetmenin muvafık olacağının tasrihine işmdilik lüzum görmüyoruz. Yalnız şunu da işaret etmek lâzımdır ki, elyevm tatbik edilmekte olan kanun ve nizamları için halkı çok eski kanun ve nizam maddelerine 1 müracaat mecburiyetim tahmil
Osman Nuri Köni’nin
Açıklaması
(Baytarafi 4 üncüde) sı partileri tarihinde Demokrat Parti için bir kara lekedir.
İstanbul Demokrat Parti teşkilâ tından bazılarından gelen ve gazetelerde intişar eden telgraflarda milletvekilliğinden de çekilmekliğim ieabeylediği bildirilmektedir. Biı- «♦ •!-. ben milletvekilliğine mu-ayy 'i bir zümre tarafından intiba’) c-l’lmedinı. Yüksek Türk milletinin kanunî seçmenleri tarafından seçildim. Bu graflarda benim vaktile adliyede bulunduğum ve kanun yolile ve dürüst olarak hâkimlik vazifesini yaptığım tebarüz ettirilmek isteniliyor. • Buna na-zaıan hukuk kaideleri ve hükümle ri göz ününde tutulduğu takdirde koca i ,.r milletin bana tevdi büyür duğu milletvekilliği vazifesini bir kaç kişinin keyif ve arzusuna bi-anen teıketmeğe kalkışmak men-p’.ıb olduğum millete karşı saygısızlık olur. Bunu b nden beklemek oeni kanunsuzluğa t-, şvik etmektir ki biı da i limden gelmez.
Millelvekilliğimden de istifamı istiycnlern lütfen biraz hukuku »asiye okumalarını kendilerine tavsiye ederim. Farzı muhal telgrafları çekenlerin ve bu tavsivele ri yapanların vekili olsaydım esasen vekâletlerini kabul etmezdim. İstifaya da lüzum kalmazdı. Bir de şu noktayı belirtmek faydadan hali değildir: Kurucular var kuvvetlerde giriştikleri adaletsiz ve ka nunsuz yollara İstanbul teşkilâtını da uydurmak istiyorlar ki, bu hal D( mokrasi için pek elimdir. Çünkü İsla..bul teşkilâtının bir kısmı | sırf kumcuların iradelerini yerine getiımek iciıı bana milletvekilliğin den istifa teklifinde bulunmuşlardır ve nihayet bir milletvekilinin Anayasadaki durumunu ve istikba lini düşünmemişlerdir.
Gene ödenek zammından ba'ıso- İ lunuyor. Halbuki beıı Demokrat Partiden istifadan bir gün sonra iadem altında ödenek zammından 3000 'İrasını Ziraat Bankası vası-tasile hâzineye teberıâi ettim. Mak buzunu da aidini. Geri kalan 4000 lirasını Adana seylâb felâketzedelerine sarl’edilmek üzere Bazılaya verdim. Arzu ve merak buyuran olıırna yazılı teşekküllerden sorabi lirler. Bu teberrü ve iane keyfiyetini tefnhUr için değil, üzüntü duyar:»!: yazıyorum. Bunu açıklamak • (aki maksadım hamiyet palavracılarının vicdanlarına manevî bir to kat indirmektir.
İstanbul milletvekili Osnao Nuri Köai j.

etmek, hariç rasyonalizasyonun yâni aevletin halk ile olan münasebetlerinin rasyonalizasyo-nu sahasına ener.
• -*»
KamınTarı tedvin eden otoriteler için, tehlikeli olan şeyler, | yalnız kanunlardaki sertlik ve vuzuh noksanlığı değildir. Bunların dikkat etmesi Jâzımgeldiği diğer bir nokta da tedvin edi-leiPkanunlaı ın çok olması mes’-elesidir.
X akıtsız. nâbemahal, miilâha-zasız .nâbehengâm ve pratik ılı-






tiyaçları tatmin etmeyen kanunlar daima ?.;■ •?.1 h tesirler yapar. İşte otoriteler, idareler, nıo murlaı* afydasız mevzuatı tedvin etmekten mümkün mertebe içtiııab etmelidir. Ve idarenin yegâne gayesinin biı dost srfa-tile vatandaşa muavenet etmek ve işlerinin idaresinde samimî miişav’ir vaziyetinde olduğunu halka anlatmak ve halkda bu hissi yaratmaktır.
Vatandaş bilmelidir ki. hiç bir şev onun arzusu ve menfaati hilâfına değildir. Ve her tüı* lü olımalitelere ve lüzumsuz kanun ve nizamlara riayete icbar edilerek müşkülât ika edil-
Amerika Muallimler Birliği •umumi kâtibi Misteı* Ivriııg, dün, yanında İstanbul Muallimler Birliği umumî kâtibi Rüştü Ultay ve diğeı; birlik azalan olduğu halde öğretim müessese-lerini ziyaret etmiş ve Çapa Kız öğretmen Okulundaki toplantıda hazır buh/muştur.
Şehrimizden ve Muallimler Birliğinin teşkilât ve faaliyetinden çok iyi iızibaiar edindiğini söyleyen Amerikalı öğretmen, dün Pan Amerikan
memleketine hareket etmiştir.
uçağıyla





Z A Y I : — Şişil nüfus memur luğundan almış olduğum askerlik durumum kayıtlı nüfus tezkeremi kayıb ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.

339 Doğumlu
Muhsin GoKtaş

İst Boısaâuun 16/3'948 Fiyatları
Londra
Nevyork Paris
Cenevre
Amsterdam Brüksel Prag
Stokholno
Lizbon
esham VE TAHVİLAT
7 934 Sivas Erzurum 1
7
7
7
5
7
7
7
7 Millî Müdafaa a Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Hisse Senedi.
113856 280 —
1 3060
66.38
705 5408 63887 5.60 77.8860 11-1495
mek Lştembnenıektedir.
b) — İdari tasarruflar için bir müddet tayini:
İdarenin 1
icran faaliyet edebilmesine mâ tuf tekemmülk-r. kanun ve nizamlarda formüle edilmekle beraber gene ceride aymlacak bir çok işlerdendir.
îdarî otoriteye ait fiiliyatın icrası esnısınla zamanın mühim bir rol oyn„lhğ1 gayrj kabili inkâr bi hak kattır. Fakat su mühim noktayı da gözden ka-çıınıanıalıdır ki: Cemiyetin men faa'iııi nnıcib olan hâdiseler de bile, memui‘la'*ın sa yini tezyıd ederek, zamandan tasarruf etmemelidir. Fakat ’/la'*enin muhtelif tasarruflar arasmdalci müddeti azaltmak daha muvafık \e menfaati-ju*. Yâni idare-işieıinin şevkinde daha kısa tedbir esas ittihaz edilip tesbit olunmalıdır. Hakikaten pek büyük biı* haksizliktin ki. vatan -daşıp, mafevk ve makam nez-dinde herhangi bir karara karsı yapacağı bir itirazdan yahut l&alâttavin biı müracaattan zaman ile takyid ve tahdid edilsin. Diğer taraftan otoritelerin birçok bahanelerle müsted’iyat, ve talebleri sürüncemede bırakmalarına ve bir karar ittihaz etmek için aylarca düşünmelerine cevaz verilsi
İdarî tasarruflar için
teknik biı suret te i
I
MARKA
0.08
mm m m m m TIRAŞ; BIÇAKLARI üstünlük timsâlidir Türkiye r)eiıel Mümessili İBRAHİM (.AVUŞOÖLV Bahçekapı, Cehil bey han No.39 İstanbul

f "1 1 DOKTOR
Kemal Huri İM5E
Clld ve Zührevi Hastalıklar Mütehassısı.
Beyoğlu Asmalımecid sokak
17'2 saat- 14-19 Tekini: 42324
Imtiyat (sahihi:
A. CEMALEDDİh SARAÇOĞLU -Yaaı lficrini fiil»* »dara «dm : Yat) hleri Müdürü. FATİH FUAD
Dirildiği Yer
«Yani Sabah» mdrattiphLncai ►»•ıldırı vur • «Gün Basımevi»

45 tarih
Hakiki Ingiliz menşeli su geçmez Ti ENÇKOT PARDESÜLEh
35 Liradır
Satışımız muhayyerdir
ABDLJRRAHMAN KALYON DikranyaH Han 11 — 12 Sultan Hamam
- ---- ■ . ■ -
Jfc A Y i
Ziraat Bankası Ayvalık besinden 31 — 12
ve 952 sayılı ve Ziraat Bankası İstanbul şubesinden 22 — 9 — 47 gün ve 38744 sayılı cüzdanları kaybettik yenisi alınacağından eskisinin hükmü yoktur.
1 Geeekuşm
I
Arif

Açık Asistanlıklar
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığından Fakültemizde münhal bulunan iki asistanlık için istekli bulunanla-25 Mart 1948 akşamına kadar Fakülte sekreterliğine müracaatla-(3359)
rın n.
% % % % % &
% % .%
934
941
041
941
941
Sivas Erzurumİ—7
Demiryolu 1 Demiryolu 2 Demiryolu 5 Demiryolu 3
Millî Müdafaa 1 Miill Müdafaa 3
Teknik Okulu Satınalma Komisyonundan:
Kıüşesl, kâğıdı ve kaplık kağıdı okula ait olmak üzere beher forma-' 6inı 90 liradan 2250 lira tahmin bedelli 25 forma tutarında kaldırma makinalan kitabından iki bin adedinin bastırılması mevcut şartnamesi ne göre açık eksiltmeye konulmuştur.
Eksiltme 2/4/948 cuma günü saat 15 de İstanbul Cağaloğlu Yüksek okullar saymanlığında toplanacak komisyonda yapılacaktır.
Eksiltmeye gireceklerin 169 liralık İlk teminat makbuzu cari yıl ticaret veya esnaf odası belgesi ve matbaa sahibi olup bu gibi İşler yaptıklarını belirten belgeleri ibrazetmek lâzımdır.
Şartnameyi görmek ve geçici teminat yatırmak üzere eksiltme gününden bir gün evveline kadar Yıldızda bulunan okul saymanlığına müracaatları. (3432) . _______
• • • a
4
20.14
20. 28j
20.30
20.30
96.10
20.83
20,54
2035
20 40
135-
IRAüYUİ
*+• Ba^üakü Program 04J
ÇARŞAMBA — 17/3/1943
7.29 Açılış ve program,
7.30 M,.s, ayan,
7,30 Müzik: Marşlar (Pl.i
7.45 Haberler, 8.00'
8 15
- Gayri Menkul Satış İlânı İstanbul Emniyet Sandığından:
Hüseyin Türküm Suadiyede İuatRye mahallesinde Kaptar.
sokağında eski 33 yeni 26 No. h seneden tarla mahallen kagir bir ev ile ayni semtte Kavisli sokağında eski 33 No. lı seneden kagir kulübt ve tarlanın tamamını A. 2740 hesap No. sile (5700) liraya karşı birin. 1 ve A. 2833 hesap No. sile de (1300) liraya karşı ikinci derecede ipotek göstermiş idi.
Dosyada mevcut tapu kaydı suretinde işbu gayri menkullerden birinin Kadıköy Suadiye eski Köprü yolu Sınır başı yeni Kavisli sokak kiitük 5/773, ada 537, parsel 37 eski 33 ve gark 3 parsel şimal Kavisli sokak, garp 5 parsel, cenup 4 parsel saydı ve 2155 metre murabbaı milıdarmda kagir kulübe olduğu diğerinin Suadiyede yeni Kaptan Arif sokağında kütük 5 740 ada 537, parsel 4 eski 33 yeni 26 kapı sayılı şark 3 parsel, şimal 37 parsel Hüseyin Hüsnü, cenup Kaptan Arif sokağı, garp 5 parsel 2£akbuleye ait hudut ile mahdut 2130 metre mu-rabbaı mikdarında tarla olduğu (1000) liraya Fehime Ravak’a üçüncü derecede ipotekli bulunduğu beyan edilmiştir. Bu ipotek sandığın ve müşterilerin hukukuna müessir değildir.
Bilâhare işbu gayri menkuller 6.8.947 tarihinde 8/1155 kütük sahifesindc ajmi ada dahilinde 46 parsel olarak ve 4285 metre murab-baı üzerinden tevhit edildiği ve cinsinin de bahçesi olan kagir ev olduğu mezkûr tapu sicil muhafızlığının ikraz dosyasında mevcut 4.8.947 arihli tezkeresile satış dosyasında mevcut 29.1.948 tarih ve 560 sayılı tezkeresinden anlaşılmıştır.
îkraz dosyasında mevcut haritaya göre gayri menkullerin tevhidinden sonraki hududu: 3, 5 parsel ile Kavisli ve Kaptan Arif sokağile mahduttur,
İkraza esas olan muhammin raporu mucibince işbu gayri menkulün umum mesahası 4285 metre murabbaı olup bunun 81 pıetre murnb-baı kışnU—iizerine çatı ve örtüşü ehs(\r hlc ı-atn -M^)« -vr yapılmıştır. Binada iki oda, bir sofa.lıir matbah, bir helâ, bir taraça vardır. Gayri menkulde elektrik tesisatı bir de kuyu mevcuttur.
Her iki ipoteğin de müddeti geldiği halde vadesinde borcun verilmemesinden dolayı yapılan takib üzerine 3202 No, lı kanunun 46 ncı maddesinin matufu 40 inci maddesine göre satılması icabedea yukarıda evsafı yazılı gayn menkul bir buçuk ay müddetle açık artırmaya konmuştur. Satış tapu sicil kaydına göre yapılmaktadır. Artırmaya girmek istiyen (2125 lira pey akçesi verecektir. Milli bankalarımızdan birinin teminat mektubu da kabul olunur. Birikmiş bütün vergilerle belediye ve tellaliye resimleri borçluya aitir. Artırma şartnamesi 22.3. 948 tarihinden itibaren tetkik etmek istiyenlere Sandık Hukuk İşleri Servisinde açık bulundurulacaktır. Tapu sicil kaydı ve sair lüzumlu izahat da şartnamede ve takip dosyasında vardır. Artırmaya girmiş olanlar, bunları tetkik ederek satılığa çıkarılan gayn menkul hakkında her şeyi öğrenmiş ad ve telâkki olunur. Birinci artırma 6.5.948 tarihine tesadüf eden perşembe günü Cağaloğlunda kâin Sandığımızda saat 10 dan 12 ye kadar yapılacaktır. Muvakkat ihale yapılması için teklif edilecek bedelin tc-rcihan alınması icabeden gayri menkul mükellefiyetile sandık alacağını tamamen geçmiş olması şarttır. Aksi takdirde son artırmanın taahhüdü baki kalmak şartile 21.5.948 tarihine müsadif cuma günü ayni mahalde ve ayni saatte son artırması yapılacaktır. Bu artırmada gayri menkul c-n çok artıranın üstünde bırakılacaktır. Haklan tapu sicillerile sabit olmayan alâkadarlar ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklanın ve hususile faiz ve masarife dair iddialannı ilân tarihinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müsbitelerile beraber Sandığımıza bildirmeleri lâzımdır. Bu suretle haklarım bildirmemiş olanlarla hakları tapu sicillerile sabit olmayanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Daha fazla malûmat almak isteyenlerin 947,'211 dosya No. sile Sandığımız Hukuk İşleri Servisine müracaat etmeleri lüzumu ilân olunur.
t
Zabsoyu sa laşıruu büyük şehidi Şiıbeybin ismini ve hatırasını yaşatmak için oğlunu ayni i simle isimlendi» n,: ı:. Şübeyb ibni Talha adı bu gürbüz yavru arslaaa pek yı.ıaşmıştı. Fakat Mabanda Büşeyrer.in Haccacla ilgif-i olduğunu hiç kimse bilmi-yojJu. Hattâ Talha. çıldırasıya sevdiği karısının ismini bile değinilmişti. Mahmüier, Biişey -rc-nin adını Hubı - be zannediyor lavdı.
Bir güıı Mf sokaklarında beş yabancı atlı p« , (la oldu. Bun lamı kıyafetleri hu» km hiç ho -şuna gitmedi. Eme* iyye taı*af-darı olmıyanlaı onla a yan yan bakıyorlar ve gizli gizli diş gı -cırdatıyorlardı.
Halk arasındaki casuslar gidip Nasribin Seyy: haber ver diler. Dediler ki:
— Merve Haccacın muhafız askerleri kılığında beş altı geldi. Üçü genç, biri orta yaşlı, di ğeıi ihtiyar,..

— DİKKAT —
Emniyet Sandığı: Sandıktan alman gayri menkulü ipotek göstermek istiyenlere Fen Heyetimizin koymuş olduğu kıymetin r, 40 nı tecavüz etmemek üzere ihale bedelinin yarısına kadar borç vermek sure-tile kolaylık göstermektedir. (3419)




-» fi I
I
* p
(Pazarlıkla Otomobil, Enkaz ve Eşya Satılacak) îatanbul Defterdarlığından;
Muhammen
bedeli
lira
Geçici teminatı lira
Ayrıca teminat lira
Orhaniye kışlasında bulunan 938 model ' P. 427978, D—-5—37823,
D—5—214707, B—6—91799 nıotör No. lu lastiksiz ve hurda dört adet kollanılmış Doç marka binek otomo bil. - x
(Dosya 51065—100)
Köprü Liman Dairesinin servis nıo türleri önündeki salda palamarlıl Altay motörii.
‘Dosya 51196—84) Ayni yerde bulunan Kurd nıotörü. »Dosya 51196—84)
Blnblrdlrek mahallesinin Eczahanc sokağında 101 ada, 5 parsel eski 17 yeni 23'kapı sayılı evin kaimen enkazı.
(Dosya 51165—142/8)
Maltepe kışlasında Otomo
to mark» ■ii,i ndet bisiklet.
‘Dosya 51065—78)
Üsküdar Jandarma Komutanlığında bulunan 15 adet hurda demir karyola-
'Dosya 51190—464)
Yukarıda yazdı malların 29/3/948 pazartesi günü saat 15 de Milli Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda pazarlıkla ayrı ayn ihaleleri yapılacakta*.
İsteklilerin kimlik belgeleri ve teminat makbuzlarile birlikte ihale pın ve saatinde komisyona fazla bilgi için de hergiin sözü geçen müdürlüğe başvurmaları- (3256)
550
1275
425
1200
50
IV

»6
32

4
11
•J200
Meşe Kerestesi Satışı
Devlet Orman İşletmesi Büyükdero Müdürlü günden:
w
Yapılacak iş • Mahal ve mevkii
Miktar ve cinsi
Muhammen bedeli
İlk temînah İhale şekli İhale tarihi ihale yeri
8.45
900
12.29
12.30
12.30
13 00
13.15
Müzik: Türküler (Pl.) Müzik: Çeşitli Hafif Müzik (Pl.) Müzik: Tangolar »Plj Kapanış.
Açılış ve program, M, s, ayarı,
Müzik: Çeşitli Müzik 'Pl.) Haberler,
Müzik: Radyo Salon Orkestrası,
14 00 Kapanış,
17.58 Açılış ve prograjt, 18,00 M, s, ayarı,
18,00 Müzik: KariŞi*
Şarkılar,
18.30 Konuşma.
18,45 Müzik: Melodiler OPL) 19,00 M, s, ayan,
19,00 Haberler,
19.15
19.20
20.15
( 20.30
2035
21,00
• 9
te.
İşlet
köşe
: Açık arttırma ile ihale
: BahçekÖv bölgesi Kurd Kemeri de poşu.
: 46 adede denk 36 946 M3 meşe dö rt köşe kereste.
: Beher M3 110 lira hesabiyle 4064 lira 06 kuruş.
: 304 lira 80 kuruş,
: Açık arttırma,
: 26/3/948 cuma günü saat 15 : Büyükderede Devlet Orman 111e binası,
1 — Yukarıca cinsi yazılı 46 adede denk 36 M3 946 Ds3 dört meşe tomruğu açık arttırma ile ihale olunacaktır,
2 — Buna ait şartname Ankarada Orman Genel Müdürlüğünde. İstanbul Limanhanda Orman Başmühendisliğinde işletmemizde ve kerestelerde her gün Kurd Kemeri deposunda görülebilir,
3 — Taliplerin ihale gününde evrakı ınüsbite ve ilk teminatları ile komisyona müracaatları (3416)
M Aşk - Macera - Tarih - Cinayet
Y»aam ulaaı rrEi jfc. koTflpanaıI Tefrika No, H 4
— Yalnız âsi olsak bir şey değil... Ayni zamanda. .
— Evet ayni zamanda?
— Ayni zamanda firariyiz. Haccacın zulmüne isyan ettik; ikimiz maiyetinden üçümüz zm daıımdan kaçarak buraya dik.
— Vay hainler vay!
— Vay zalimler vay!
Birdenbire harlayıp kılıçlan pullattılar. Küçük hanın kapısı Önündeki meydanda cenge baş iadılar.
Cenk Beş yabancının Jehin-

Nasbrihin Seyyar, bu haberi getiren casuslara:
— Onları bana getirin, dedi Bakalım niçin gelmişler?
Casuslar, saraydan ayrılıp yine halkın arasına kalıştılar. Umumî caddeleri, çarşıyı, paza rı aradıkları lıalde beş atlıyı bu laınadılar. Nihayet onları küçük bir handa yakalayıp:
— Efendimiz sizi istiyor, dediler. ,
• •
Beş yabancı, »ne yapalım?» der gibi birbirinin yüzüne baktı. İhtiyar olanı:
— Efendinize çok çok selâm söyleyin, dedi. Biz buraya arzı ubudiyete gelmedik, gezmeğe geldik Eğer mutlaka huzuruna çıkmamızı dilerse, söz on.’ veya bize düşme".’ p., her dâ- ayi mer dâııe halleden kılıca düşer.
- Bu sözleri ne cesaretle ösy İtiyorsun baba?
— Ben cengâverim. Arkadaşla» ım da cecngâverdü*. Cengaverlin ağızları ile pek az ko ııuşuılaı Söz hakkını, ekseri -yetle kılıca bırakırlar.
— O halde eizler âsisiniz.
gel-
de devam ve inkişaf ediyordu. Nasıibni Seyyarın casuslarından üç kişi öbür dünyayı boy -1 larruştı. Cenk meydanının etra fini kuşatan ahali, bir kaç saat evvel kıyafetlerinden dolayı ken 1 dilerine diş biledikleri beş ya -bancıyı alkışlamak istiyorlar: ' lâkin başlarına gelecek felâketi i düşünerek buna cesaret edemiyorlardı.
Beş yabancı ile harb eden ca suslarm sayısı sekizdi. Üç kişi ölünce geriye beş kişi kalmıştı. Şimdi iki taraf arasında tanı bir sayı eşitliği vardı. Ne yazık ki casuslar fazla tutunamayıp ka ıarı firara tebdil ettiler.
Beş yabancının Mervde barınmasına artık imkân yoktu, Beş on dakika sonra onları diri diri yakalayıp Nasribni Seyyara götürmek için kim bilir kaç cengâver gelecekli?
(Devamı var)
Geçmişte Bugün,
Müzik: İnce Baz
Rasyo Gazetesi,
Serbest Saat,
Müzik: Yurddan Sesler.
Konuşma:
(KItab Saati?
21.15 Cumhurbaşkanlığı Armoni Müzikası,
22.00 Müzik: Varyete
»JüciKierl, (Pl,)
22.15 MÜ2İk: Dans
Müziği (Pl.)
22.45 M, s. ayar.,
22.45 Haberler,
23 00 Program ve Kapanı?,

1
BULMACA
----*----
12 34567 89
1 1 1 • 1 1 l R
2 İlli» Ilı
i 1 1 1 İSİ
4 1 i 1 !■
b ma lı ib
& 11 1 ■
r / )■1 1 1 ■
1 1 1 ia: 1 1
b a 1 1 1 Bı 1 /_■
Hindistanda yeni kuru-
____ i — Tersi şarkta bir vilâyetimiz, şeref. 3 __ Lüzumsuz yere harcama,
fasıla: 1 — Tabaka (yeni terim), teısi bir soru edatı; 5 — «O» gelirse cihana baş ağrısı Taraftar; 7 Ek
SOLDAN SAĞA »
lan müslüman devlet; 2
a - A A • *
Lüzumsuz yere harcama, Tabaka (yeni te-
O» gelirse cihana baş ağrısı bahane olur; 6 — — Fasıla, bir millet; 8 (yeni terim), genişlik (eski terim), 9 — Doğup büyünülen yer, gelecek zaman.
YUKARIDAN M^ASİI *
1 — Receb Peker'in fırtınalar koparan fümesi; 2 — A-razi parçası, şarkta bir nehrimiz; 3 — -
4 — Oturma, vilâyet; 5 ket 6 sim hastalığı; 7 zı da olur ( Bil’ erkek ismi, bir şiir
9 şına A gelirse «karşı» manasına bir kelime olur.
EVVELKİ OULMACANIN
Taze değil, bir içki,
Felâ
Tersi bir nebat, bir mev — Anne, ga-elektrıği de: 8 —
■’1 nev’i, îstanbulun bir semti, ba-