S«ne: I Numara: 180
Abone Şeraiti
Türkiye için Harie Ma
J svnaMı----IMS Kr. ---------T50S Kr.
r eyl.t------MS H İM» .
.1 ,--------JB . —-------7M .
1 , tts „ —
AVvvetıraRiyfb Sok*!*. TttSf'VAh »Hû
ZAMA
Mattuai fbörziya, htaaM Sabahları Çıkar Siyasi Gazete
Hırt» Her Terde 5
17 Kâammef Pazartesi 19
doğuran vazifedir
C halemi briand
(Şerhi 3 üncü sahifode)
Çentin yazısı
Bulgarlar nereye gidiyorlar ?
Yunao-Bulgar sınırlarında Türk ırkdaşlarımıza geçenlerde yapılmış olan saldırmalar üzerine gazete-■siz, diğer Türkçe gazeteler gibi ar yazılar yazmıştı, be yazıları Bulgarlar beğenmemişler, Bulgar gazetelerinde hemen yalnız bizim yanlarımızın karşılandığını, bize seri sert cevaplar verildiğini gördük.
Bulgarlar biraz daha davrananlar galiba sıaır faciasından dola-,»ı bütün suçu bize yükletecekler, bu işin hiçbir değeri olmadığı halde, bunu bizim ortaya altığımızı bile söyliyeceklor gibi görünüyor.
Bu. tıbbı (Yavuz hırsız ev sahibini bastırır!! sözüne benziyor. Biz dorub dururken, ortada biç hirşey yokken Bulgarları kızdıracak yazı yazmış değiliz. Bulgar sının faciasını bize eo önce (Atina ) gazetelerinin telâşlı ve gürültülü yazıları bildirdi. Eğer Atina gazeteleri bu işi susarak geçiştirmiş olsalardı, belki bizde burada bir şey duymıyacak ve hiç kuşkusuz bir şeyde yazmıyacaktık.
önen Atina gazeteleri bu kanlı İş çevresinde çok gürültü etmiş olmakla beraber sonra birdenbire sustular, biz bu işin iki ulus ara-mada büyük bir geçimsizlik çıkaracağını sanırken tersine olarak Sofyada Yunan elçisine bir ziyafet Vekilerek işin kapatıldığını gördük.
Geceki gürültü ve patırdınıu arkasından ortalığın böyle birdenbire süt liman olmasına şaşmadık değil, fakat o iki ulus bu sınır işini büyütmediler diye bizim ırkadaşiarı. «nııın uğradıkları kanlı ölümü de unutmamız, gerekmezdi.
Bulgarlar bizim yazılarımızın onların sandıklan gibi hiç te du-rub dururken yazılmadığını pek İyi bilirler. Yalnız suçun keodiieridoe olduğunu apaçık söylemeğe nasıl dilleri varsın ? Tabii işi gazeteci gürültüsüne boğarak ortada giice. uecek hıçb-.rşey olmadığını, bizim gazetelerin, iki ulus arasını zorla açacak yola gittiğini söylüyorlar ve hiç kuşkusuz daha da söyliye-cekler.
Yalnız Bulgarlar şurassm unu.-masınlar ki onların bütün yaptıkların . butun gidişlerini bizde biç gözden k aşırmıyoruz ve gün geçtikçe Buiga. -terin bize karşı aoeta içten içe b ■ niyetleri olduğuna inanacoğ.mu geliyor.
Meseli geçen gün Bulgaristan çok iyi tanıyan, içlerinde yaşamı, olan bir bildikle karşılaştık. Bize Bulgarlar için hiç te hoşlanamıya-eağının şeyler söyledi. Eo önce Bu.garların bizim hudutlarımız* doğru yol yapmakta pek ziyade İleri gittiklerini, sınırlarımız doğruluğunda daha şimdiden be, şimendifer yolu olduğunu, bundan başka sınırımıza yakın yerlerde bütün Bu'gar köylülerinin yol yapmağa mecbur tutulduklarını, kısaca Bnlgaristandan Trskyamıza doğra adeta bir akın yolu hazırlandığını bildirdi. Arkadaşımız, ince ol iyen *0 sık dokuyan bir adam olduğu İçin belki söylediklerinde biraz (mübalağa) vardır. Fakat şurasına da inanıyoruz, ki Bulgarlar böğürse bir ulus değildir. Boş dor-■nama isrını, memleketlerini içinde bulunduğu darlıktan kurtarmak için gece gündüz çalışmalarını, bir suç sayacak değiliz. Buı-gar'.ar zaten çalışkan bir ulustur, elbet daha] çalışacaklar, keo dilerine genişlik, açıklık, bolluk kazanmak istiyeccklerdlr. Yalnız bütün bu çalışmalarında bizim Ol. kemize karşı uşaktan yakından bir düşünce olursa işte., oısa dayaaama yız. Bulgarları bugün en ziyade üren ve sıkan (Ncullly) muahedesidir. Bunda da bizim ne suçumuz vardır ? Bu muahedeyi kendilerine zorla kabul ettiren biz değil, Fransa, Ingiltere ve onların savaş ortaklarıdır. Öyle ise Bulgarlar bizimle değil, ellerinden gelirse, bu uluslarla uğraşsınlar-, ae istiyorlar, aa onlardan istesinler. Bulgarlar İse (Bükemediğin eli öp te başına koy I) sözüne uymağı daha elverişli buluyorlar olacak.kl asıl «İlerini, ayaklarını bağlıyanları bırakıyorlar, ikide birde ortaya bize karşı bir İş çıkarıyorlar ve he b bizi gücendiriyorlar. Sonra bunu yazdığımızdan ve kendilerine arkadaşça öğüd verdiğimizden dolayı da yine bize kızıyorlar. Bütün bil İşler ise gazete yazısı ve gürültüsü ile bastırılamaz. Anlaşmak İçin bir tek yol vardır, ki o da doğru gitmektir. Bulgarlar bu doğru yolu bulub onun üzer.nds yürümedikçe bizden ziyade kendileri güçlükte kalacaklardır. Çünkü biz kendi gücünden vo kendi hakkından emin her ulueg.bs çok sağlam bir durumdayız. Ve biz böyle dur-dukça bizimle dağil Bulgarlar, onlardan daha zorlu olanlar bile başa çıkamazlar.
ZAMAN
ı
Habeşistan-1
Arab saçı
İtalya, hakem istemiyor!
a işleri »i!...
Habeşistanın Milletler Cemiyetine müracaat etmesi, Italyanın hattı hareketini değiştirmiyormus!
kalyan heyeti askeriyeti “Ualaal.. meeklindo yerli ahali ile harabat — Son gel»» Itslysa gsrelrisrindsn —
Haoeşietan 6 iik kinim tarihinde Italyanın * Adisababo „ deki maslahatgüzarı nezdinde pro’esto-da bulunurken ayoı zamanda Hıbeşistnnın Komadaki maslahatgüzarı da Italyan hükümeti* Devamı 7 inci sahifede
Roma 16 (A. A.) — Habeş hö-kümelinin) Uluslar derneği yanındaki teşebbüsü İtalyan hükümetinin “Ualusl. hâdisesi hakkıodaki hareketini değiştirmektedir.
Durum diplomasi bakımından şu şekildedir:
Mebus seçimine doğru
Istanbuldaki hazırlık lar bitmek üzeredir
Meclise yeniden 130 sima girecek — Kadınlarımızdan kimler mebusluğa namzed ?
Belediyedeki Intihab bürosunda çahfihrken
Ankara 16 (Hususi) — Yeni büyük Millet Meelisioin 370 mebu -Iso terekküb edeceği tahmin olun-maktadır.
Yioo tahmin edildiğine göre yeni mecliste 130 kadar yeni mebus bulunacak, bu günkü mebuslardan buna yak» miktarı tekrar
namzsd göeterilmlyeeektir.
Kadın mrbusiara gelince, Hslk Fırkası tarafındın ancak 10 kadın namzed gösterileceği, bunların da yaşlı, memleketin saygı vo sevgi, sini kazanmış kadınlar olacağı tüy-lenmrktedir.
Devamı 7 inci sahifede
■ seıeootsoseoMseşoşMŞMMMaMioiottaşMşoŞMŞM^soşMMŞoatuşşoıesMinşşoıoşMşşşsaııaıtaşsAiMioıoaıostotMŞaıtuşmas
Hilâliahmer İstanbul sanat evi
çok güzel bir sergi açtı
Hilâlialımer Sanat Evi sergisinden bir kbft (Yazım ikinci sahifede)
Atina mülâkat-ları devamediyor Tevfik Rüştü Araş m beyanatı Yunanis-tandaiyi tesirler bıraktı
Atina 16 (Hsusi) — Burada bulunan Türkiye Dışbakanı Tevfik TOştÜ Araş mülâkatlarıaa devam etmektedir. Dûn öğleden evvel ve öğleden sonra olmak ürere iki defa Başvekil ve Harieiyo Nazırı il« buluşmuştur. Bugün da mûlâkatlara devam edilmektedir.
Cazetelerm aldıkları haberlere göre fimdiya kadarki girâyme-lardan esaslı neticeler alınmamif ise da bu görülmelerin iki memleketin münasebetlerini daha fazla yahtaflıracagına muhakkak nazarila bakılmaktadır.
Yine gazetelerin istihbaratına göre Tevfik Rüştü Araş ve Ruşen Eşref telefonla Anka/a ile görüşmüşlerdir.
Devamı 3 neti sahifede
Şark demiryollarında bir içtima
Eski şirketin feshi konuşuldu, verilemedi
Şark demir yollarında hükümet müfettişi Sel&haddin
bir karar
Şark demiryolları kumpanyasında fevke-lâds bir İçtima akdedilmiştir.
Bu içtimada bulunmak üzere Şark demiryolları kumpanyasının sabık mü* dürü Müsyü "Baker, ds Paristen şehrimize gel-miştir.
HBkümet na-(nına içtimada Şark demiryol-lan başmüfettişi
SaUhaddin, Bayındırlık vekâleti Muamelât müdürü Rıza, Iktıaat Vekâleti mürakıp komiseri Fuat hazır bulunmuşlardır.
İçtimada Şark şimendiferler idarecinin vaziyeti tetkik edilmiş, tir.
Malûm olduğu veçhile Lozaa muahedesinden evvel Şark D.mir yollan idaresi hem Edirne—Sirkeci hattını, hemdo Dcdeağaç hattını işletiyordu. Lozan muahedeainic arazi taksimata üzerine evvelco İstanbuldaki bir meclisi idare tarafından işletilen bu hatlar biltaec-huriye ayrılmış ve her iki bat ayrı ayrı şirketler ve meclisi idareler tarafından idareye başlanmış, Edirne hnttanı idare eden kumpanya “Şark Demir Yolları Türk Anonim şirketi, diğeri de ** Franko Elenik,, şirketi iinvanım almıştır.
Mamsfi “Şark demiryolları işletici kumpanyası., o tarihten beri feaholunmamış ve bir iskelet halinde niştir.
İçtimada şirketin
feshetmesi görüşülmüş fakat bir karar verilmemiştir.
Bunun sebebi de şirket hisse, darlarından yüzde “75. nin İçilmede hazır bulunmaları icabettiji halde ancak yüzde “30. nhpetinde iştirak edilmiş olmasıdır. Bu yüzden zarari olarak içtima tehir edilmiştir.
İçtimada bulunmak için Parieton şehrimize gelmiş olao M. “Baker. Perise dönmüştür. İkinci içtimain ne vakit olncağı henüz teıpit edilmemiştir. Bu içtimada lâekal yüz. de 50 nisbetiode ekseriyet temin olunması icabetmektcdir.
bugüne kadar devam cdegel-
kendi kendini
İtalya - Fransa
İki devlet, Afrika işleri etrafında anlaştılar
Paris 16 ( A. A.) — “Lö Tan., gazetesine göre, Tunuıtaki ital-yanlar re tlalyanıo Şimali Afrika müatcmlıkcsl hudutları hakkınca Fransa ile İtalya arasında anlaşma hasıl olduğu bildirilmektedir.
Tasarruf haftası: 6 inci gün
Kumbara ve yazı müsabakaları bugün...
Dün mekteplerde tasarruf propagandasına devam edildi,Ka-dıköydeki vitrinler tetkik olundu
r kuruşun bile kadri-bil! Çünkü su damlıya damlıya gol olur
Tutum »o arttırma haftasının dünkü beşinci günü de oldukça canlı hareketlerle geçmiştir.
Dûn sabah tayyareci Veeihi. tayyaresiyle uçmuş ve Boyası! mey-dem üstünde birçok oynatır yap. mış, tayyarenin arka tarafında hususi tertibatla çıkarılan dumanlarla güzel yazılar yazmıştır.
«
Fakat dün sabah da hava rüzgâsfe olduğu İçin bu yazılar hemen dağılmıştı.
Din şehrimizdeki lise, orta vo ilk mekteblerle ecoebi ekalliyet mokteblnraade tutum ve arttırma mevzuu etrafında yeoiden konfe-racalar verilmiş, propagandalar ya pılmıştır.
Devamı 2 inci sahifede
Kayseri,, deki tetkikat
Türk-Rus gençleri millî oyunlar oynadılar İktisat Vekili ile Rus sefiri “Kayseri,, de muhtelif müesseseler» ziyaret ettiler, ziyafetler verildi
Kayseri 26 (A. A.) — ökonomi Bakanı Celâl ve husus! misafiri olarak kendisiyle beraber dün şehrimize gelmiş olan misafirimiz Sov yet büyük Elçisi Ka-rahan, bugün belediyenin verdiği öğle ziyafetinden sonra Vilâyeti, Kolot 'uya, ve C. H. F. sim z • yaret etmişlerdir.
Bundan sonra ökonomi bakanı Celâl bayar, misafiri Karahan vo beraberindekilerle birlikte müzeyi gezmiş ve kiymetli eserler hakkında kültür çevirgeni ırkılata'dao izahat almış ve müzeyi çok beğenmiştir. Bundan sonra da arttırıcı yedi günü münasebetiyle sinema binasında açılan yerli mallar «ergisini gezmişlerdir.,
liattülotşoiMseşşoşoiMIMiüthiiöioşsaıosşoşaşşşşoşşşıaışoıaK f ' 1
iktisat Vekili Celâl Bayar Kat sefiri Karahan
Kayseri 16 (A.A) — ökonomi bakanı Celâl bayar vo' saygın trl. safirimiz Sovyet büyük elçisi Karahan bu akşam fabrikanın lokantasında şereflerine verilen ziyafeto gelerek şenleodirmişierdir.
Ziyafette Va'i, Kolordu kuman, dam, Cumhuriyet Halk fırkası baş-kanı ve Kayseri «aylası Reşid, Devamı 7 inci sahifede
Polis müdürlüğü de etmiş bir Türk zabıta memurunun hatıraları
içinde aynen yaşanmış olan bu hatıralardan gelişi güzel bir kaç macera serlevhaları :
Hatlrutm muharriri Sakızleblehicisi kıyafetinde bir evi tarassud ederken
Yeni ve meraklı tefrikamız
Muhayyele mahıııll) bir eser olnıııyıb sırf hakikate dayanın vc her vak’ası bin b«r tehlike
Naııl polis oldum ? — tik mavaf f a k ı yetim : Yunanlı
dolandırıcıyı narı! yakaladım? Etki komiserler-den ve fimdi "ISO,. tiklerden
İl meşhur Hacı Kemalle mücade-|| lenı — Bir Bulgar komitecisini ll nasıl ele geçirdim ? — "Abdûl-
âtız ças'if„ i Mısıra nasıl go-İ türdük? — Muhalif mebusları
Selânige kadar sureti tarassudumuz — Kasa hırsızları Hâzineyi Hnssoyı nasıl soyacaklaıdı!.. ilh,.
Birkaç güne kadar okuyacaksınız
J
—ZAMAN
Nannnnevel 17
■»
= ■X
^SONfighHABERLER^
İktisadî bir birlik daha
Fransa da müstemlekelerinde yeni pazarlar bulmağa çalışıyor
Birkaç yıl »vrel Ingiltere bülOo İmparatorluk parçalından İktisadı bir konfrran. topladı. Otlara da toplanan bu konferansın ülkücü, Ingiltere İmparatorluğunda ikliaadi bir »ahdet vvcude gedmek, İmparatorluk eczası ararındaki iktia.dî münaıcbetlerinl ughmh'tımak ve bfiykce dünyayı karrb kavuran ikti»adl buhranı r-avuytumakU. Bu ikti-aadl konferamda alınan tedbirler Ingiltere ile Britanya İmparatorluğu parçalarını darlıktan kurtarmaja yaradı.
Nihayet Franında aynı yolu tutmağa karar verdi. O da oıüatrmleke-Irrinla mflmeraillerinl toplıyarak bunlardan iktisadi bir birlik vûrude getirmek yolunu tuttu. Falla» Franııe oıüntrmlekeleriuin variyeti ile İr», gilterr müıteaılekelerinin variyeti bir değildir. Ingilia mûatemlekele. rioden ber biri muhtariyeti baudir. iogiltere ile tam mûıavi çerait dairelinde k«r»ıta»ır. ve her tedbirde menfaatini dü|ünerek ve temin ederek reyini verir. Franı» müatemlekeleri İM • * çok muhtar bir idareye tabi olmakla beraber »öı Franaanındır. Mflatemlekelerin »öl il yoktur. Bunlar yalımı fikirlerini anlatır, dileklerini adylerler.
Fraeıanın topladığı iktiradl konferanaa Franaanın bütün müatemlekeleri iştirak ediyor. Makaad bunlardan iktisadi bir birlik vüeude getirmek Fraaıanıo mamuUtıoı mûıtemlrkelere «irmek müstemlekelerin mah«uU-tını Franaaya göndermektir.
Bu sayede Franunın da iktlaadl buhran* karşı gelmesi, gümrük tahdidatı yüzünden kapanan piyasaları yerine yeni piyasalar açması bekleniyor.
O. R.
Almanya muhakkak silâhlanıyor
Fransanın endişelerini durdurmak lâzımdır
Avusturya - Macar münasebatı
Avusturya nazırları Peş-teden ayrıldılar Bir tebliğ neşredildi
Budapeşte 16 (A. A.) — Avusturya Başbakanı Şuşnig Budapeşteden hareketinden evvel şu beyanatta bulunmuştur:
"İç siyasamızı yalnız olarak idare etmek istiyoruz Bunun için herkesden daha iyi mevkide bulunuyorvz ve kendi evimizde hâkim olduğumuza inanıyoruz.,,
öbür yönden "Bcrger Val-den„de Macanstanıo, Avusturya istiklâlini barışın devamı ve Tuna hat tasının ökonomik teşkilâtlanması için şart olarak' tanımasından dolayı mutlu olduğuna bildirmiştir.
Neşredilen resmi tebliğ
Budapeşte 16 (A.A) — A-şağıdaki tebliğ neşredilmiştir : “Avusturya Başbakanı Şuş-ning ile beraber Valdennegin Macar hükümetine yapdıkları iki günlük ziyaret esnasında iki ülkenin devlet adamları pek dostça görüşmeler yapmış-lardır. Bu görüşmeler Roma anlaşmaları ruhundan ilham ai mış ve iki ulus üyelerinin tam görüş uygunluğunu tesbite imkân vermiştir.,
K. Atatürkün teşekkürü Feyziye (lş.k) lise.i tarafından çvkılrn ihtiram telgrafıoa Reisicumhur K. Atatürk atideki cevabı vermiştin
Okulunuzun ellinci yıl dönümü günü yapılsa toplantıda beni Bn. diimilda «dolayı trşkkûr «d„, .«,) adı kotlularını.
Reisicumhur K. Atatürk
Hilâliahmer sanat evi sergisi
Hilâliahmer sanat evinin bayram vs yılbaşı sergisi dün C.ğ*l-oğlunda HiUliabmer merkezinde açılmıştır.
Scrgld» teşhir edilen büyük, küçük bütün eşyanın cümlesi cidden
Bluzlar, çay takımlın, maşlahlar mrodiller v* buna mümasil fevka-Hds ince işler ber görenin zevkini okşamakta, bunları yapanlara karş) alâka ve takdir uyandırmaktadır.
Sergide satış ta yapılmskudır. HiMUahmer gibi bir şefkat ve İnsaniyet müesaesesinin aanat evi la. rafından vüeude getirilin eserleri gdrmrk bedii zevki tatmin edeceği gibi bu sergiden mübayaatto bu-luamek ta Hılâllahmcro yardım etmek, hayırlı bir iş görmek demektir.
Tasarruf haftsı: 6 inci gün
1 itici sahifeden devam
Zonkaldtk„ da yapılan Tatar raf haftan taıahûratından bir intiba
Öğleden sonra ilk mekteb çocukları mekteplerinin bulunduğu semtlerde resmigeçid yapmışlar, şarkılar söylemişlerdir. Ilkmekteb talebesinden barıları dün şehrimizdeki bankalara göoderilmiş ve çocuklara. arttırma kumbaralarının tabi olduğu muameleler gösterilmiştir.
Diğer taraftan, vitrin müsabakası için seçilen jüri hayati âzası dün de Kadıköy civarında dolaymışlar ve buralarda müsabakaya iştirak için yerli mutlarla süslenmiş olan vitrinleri gözden geçirmişlerdir.
Yunanistanda tayyare manevreleri
Atina 16 (Hususi,I — Gelecek hafta Atlantis ovasında tayyare manevreleri yapılacaktır.
Atinadakı Ermeni baş peskoposu
Atina 16 (Hususi) — Dahiliye Nazın Müsyü “Hlors, dün Pire zabıtasından ermeni baş peskoposu Karabet Mazlumya-nın harekâtına dair olan iki dosyayı alarak tetkik ettikten sonra bu dosyalar mündcreca-t)nın yeni birşey ortaya çıkar-madiğini görmüştür. Nazır, "son kararımı vermek için alâkadarların muhtırasını bekliyorum,, demiştir.
Bir tayyare düştü
Itrzeaia - Pomeranya 16 (A. A.) — Bir askerî tayyare bir ekzersis uçuşu yaparken kapaklanıb yere düşmüş, iki tayyareci ölmüştür.
Yurttaş
Türk köylüsü yurdumuzun eşsiz mahsullerini senin için yetiş-tiriyor. Onları bol bol ye kİ köy. lünün yCıü gülsün.
Milli „
Tesarrot CeoUycU
Roma 16 (A. A.) — Stam-pa gazetesi. (Almanyanın tekrar silâhlanması hakkında yu satırları yazıyor:
Bu yeniden silâhlanma o dereceye çıkmıştır ki, artık belli belirsiz olanları da kabul etmek lâzımdır. Fakat bu kabulün başı boş bir silâh yarışına çev-rilmemesi için de şunİArı lâzımdır.
1 —Tedafüi emniyet tedbir terinin zaif düşmesi kimso tarafından istenmiyecek olan Fransanın endişelerini azaltmak
2 — Almunyayı silâhların tahdidi hakkında bir 'mukaveleyi imzaya teşvik etmek lâzımdır.
Konferansı tekrar ele almak belki çok lüzumludur, fakat daha evvel dörtler anlaşmasını
Bankalarda kumbara ve mekteplerde yazı müsabakalarına bugün başlanacaktır. Eo güzel yazı yazan talebeye yerli malından güzel hediyeler verilecektir.
Cuma günü tayyareden atılan hediye kartlarını toplıyabilenlera düo de yerli malından muhtelif hediyeler verilmiştir. Ş.indiye kadar hediye alanların yekûnu iki yüzü bulmuştur.
Bu hediyeler Tutum cemiyetinin reisi bulunan Sanayi müfettişi Da-nişin Dördüncü vakıf hanındaki dairesinde tevzi edilmektedir.
"••ııiMiiMHSNSSiNiııııiMl.iMiH.Mm.iMSNStMlMi İtalyada susma haftası
Rotuz 16 (A. A-) —— Dünden'
beri Venedik sarayının etrafında ISO metrelik yarım kutur içinde ber türlü otomobil kornaları menedilmiş, bir susma haftası yapılmıştır. Bu haf-la içinde ber türlü sokak gürültüsü yasak edilmiştir. Dün Romanın merkezinde başlanan tecrübeyi önümüzdeki son Kânun ayında yapılacak geniş tecrübeler takib edecektir.
Şarkî Karahisarda mebus seçimi hazırlıkları Şarkî Karahisar 16 (A.A.)— Saylav seçimine ait esas defterler son değişikliklere göre yapılarak kadın erkek nüfusla, rı tetkik için gösterilen günden evvel gözetleme kurumana ve-rilm iştir.
Muğla kadınlar ve Halkfırkast
Muğla 16 (A. A.) — Saylav seçimi önenioin kadınlara verilme, siudea Ötürü tanınmış ve tanışma, mış birçok kadınlar, bu örneği kendilerine veren fırkaya sevinçle yazılmaktadırlar.
metin ve bilhassa ruhu itibarla ele almak lâzımdır. Sar müzakerelerinin neticesi numune olabilir.
Bulgar tütün ihracatı artıyor
Burgaz 14 (Hususi) — Buradan birkaç gûndenberi tütün ihracı son derece ilerlemiştir.
Evvelki gün yalnız Alman Yo-aniya vapuru bir milyon kilogram Bu'gar tülünü yükletip çekilmiştir.
Bugünlerde yeniden tütün ihracı için haurlanılmaktadır.
Bulgaristanda yeni tahriri nüfus
Sofya 14 (Hususi) — Bulgari»-tanda umumi tahriri nüfus önümüzdeki kânunusaninin 1 ndo yapılacaktır. Bu sebeple buradaki istatistik müdüriyeti memleket dahilindeki şubelerine hazırlanmaları hakkında emirler vermiştir.
“Zaman„ ve Bulgar matbuatı
Feci hudud hâdisesi hakkındaki neşriyatımıza ne diyorlar?
Mahut Yunan - Bulgar hudud hâdisesi münasebetilr. haklı olarak vukubulan neşriyatımızın Bulgar gazetelerinde bir hayli gürültüye sebebiyet verdiğini gelen Bulgar gazetelerinde gördük. Bulgar gazetelerinin, gazetemize tevcih ettikleri bu şiddetli itirazat hakkında karilerimize bir fikir vermek için o neşrivatın bazı parçalarını aşağıya dereediyoeuz :
On Birinci Kânun nüshasının bsj makalesini Bulgar - Yunan hududunda vıkua gelen hâdiseye basreden'La Bulgarie^ gazetemizden bahsediyor ve neşriyatımızın şiddetli olduğunu'ıöylyerek bu neşriyatın Hu-kuku düvel nezaketine uyguo olmadı-ğını"?a idda ediyor, bir başmakalemizdeki Bulgarlara (ders verilmesi) sözü üzerinde tevakkuf ederek ortada hiçbir şey mevcut olmadığım, hududu gayrı kanuni surette geçenlere her hangi vazifelini bilen kimaalerin yapacağı muamelenin yapıldığım, ve ölüm hâdiselerinden biz m kadar kendilerloiode müteessir olduklarını yazıyor, •Zora. gazetesi ise Türkiyede nüfusun artmadığını, hükümetimizin nüfusu arttırmak için hariçdeki Tûrkler üzerinde re onları eelbetmek msk-sadiyls propaganda yaptığını, onların da bu propagandalara kan-diklerim iddia eylemektedir.
Bulgariatandaki Türkler yer yer tazyikata ve işkenceye uğrar, halli öldürülürken Bulgar gazetelerinin bu cinayetleri örtmek için vukubu-lan ve kıımen yukarıda bahsettiğimiz neşriyatı, elbette bulgur Zulmünü Mtredecek mahiyetten çok uzaktır.
Yarım milyon insan hasta!
Kolombo 16 ( A.A.) — Bir müddetten beri adada hüküm sürmekte olan malarya hastalığı diğer mıntakalara sirayet etmiştir. Yarım milyon kadar halk bu hastalığa tutulmuştur. Bilhassa çocuklar nezdinde bu hastalığa tutulanlardan birçokları ölmüşlerdir. Hastahaneler ve klinikler ağızlarına kadar doludur. Pek müthiş olan bu hastalık 20 günden beri devam etmektedir.
ssiMSosMioısoısstüSMMiMioesaınsenasüisasnoasM .s taşra. •
Yurttaş
Bankalar da biriken paralarınız 40 milyonu aştı. 50 Milyona varmalıdır.
Millî Iktmad ve Tasarruf Cemiyeti
Şehirlerin imarı
Yeni lâyiha Meclise verildi
Ankara 16 (Telefonla) — Meclise gelen bir lâyihaya göre 1580 sayılı Belediye kanununa bir ek yapılmaktadır.
Buna nazaran, Belediye kanunu tatbik edilen yerlerde harita ve müstakbel imar plânları, içme suları tesisatı, mezbaha inşa»1 ve tenvirat işleri Dahiliye Vekâletince yapılacak ve bu iş için İç Bakanının Başkanlığı altlnda Nafia, Sıhhat ve iktisat Vekâletleri mümessilleri ile İç Bakanbk müsteşarı, Belediyeler Bankası Ankara imar ve mahalli idareler umum müdürlerinden mü-rekkeb bir "Belediyeler İmar Heyeti, teşekkül edecektir.
---------------O--------------
Dahiliye Vekilinin arttırma haftası münasebetiyle güze! bir nutku
İç İşler Bakım Şükrü Kaya Ankara radyosunu arttırıra haftası mü-nssebntiyln güzel bir nutuk söylsmi.tie. Memlektia aanaileşaıe ve para arttırma yolundaki çalışmalarını anlattıklar» ve eski devirle bu devir arasındaki büyük farkları güzel misallerle gösterdikten sonra Dahiliye Bakanı, 1922 de bankalarda biriktirilmiş olan paraların yekûnu ancak bir milyonu buiduğu halde bu aeno biriktirilen paraların 70 milyona bulduğunu yani 12 senede 70 defa daha ziyade arttığını söylemiş ve bununla halkımızın tutum ve arttırma İşlerinde ne kadar ilerlemiş olduğunu büyük sevinçle anlatmıştır.
--------------3----------—■
iskân kanunu ve adliye memurları
Ankara 16 (Telefonla) — 2510 sayılı İskân kanununun 44 nci maddesine, "43 ncü madde ile bu maddenin iskân işlerinin memurlar tarafından yapılmasına dair olan hükümleri adliye memurlarına şamil değildir,, tarzında bir fıkra ilâvesi hakkındaki lâyiha meclise gelmiştir.
- «--------------------
Tekaüt kanununda değişiklik
Ankara 16 ( Huıuri ) — Maliye Vekâletinde bir komisyon tekaüt kanununu tetkik edecek, bu kanunun bilhassa tekaüt müddetleri ve ikramiyoleri hakkındaki maddelerinde bazı değişiklikler yapılacaktır.
Tekaüde hak kazanmak için yirıni beş sene olan müddetin yirmi seneye indirilmesi, tekaüt ikramiyesi alabilmek için de otuz beş sene hizmetin şart koşulması pek muhtemeldir. Elli beş yaşma giren memurların mecburi tekaüde tabi tutulmaları da ihtimal dahilindedir.
-----------B-----------
Posta idaresinde tensikat yok
Ankara 16 (Hususî) —- İstanbul yüksek mühendis mektebinde posta ve telgraf teknik şubesi açılacaktır. Bu şubeye yalnız Lisa mezunları alınacak, ileride posta ve talgraf teşkilâtında münhasıran yüksek mektep mezunları çalıştırılacaktır.
Posta ve telgraf idaresi, yeni bir memurin kanunu hazırlamaktadır. Bu kanunda bilhassa terfiler tanzim edilecektir.
idare, yeni bir teşkilât kanunu lâyihası da hazırlayarak Nafia Vekâletine vermiştir. Bu lâyiha, teşkilâtın bazı kısımlarını değiştirmektedir.
Posta ve telgraf memurlarının tensikata tabi tutulacağı şayiaları tekzip edilmektedir.
Deniz vasıtalarında emniyet
Ankara 16 (Telefonla) — Meclise yeni bir lâyiha verilmiştir.
Buna nazaran, denizlerde veya bilumum deniz nakil vasıtalarında can emniyet ve selâmetine matuf olmak üzere bulundurulması muktazi can kurtaran teçhizatı cins ve mikdannın tesbitl ve mevaddı müştaik nakliyatı, gemilerin muayene ve yükletilmesi, alınması lâzım gelen tedabir ve yasakların nizamnameleri ilo takibi Ikbsad Vekâletine yapılacakdır.
Bu nizamnamelere mugayir hareket eden deniz nakil vasıtaları liman idareleriuce derhal seferden menoluadukları gibi sa-hibleride sulh mahkemelerince 50 liradan iki hin liraya kadar ağır para cezasına malıkûm edileceklerdir.
Bafraya gelen muhacirlere yardım
Samsun 16 (A. A.) — Bafra'ya yerleştirilen Dardere muhacirlerinden 105 kişinin bir yıllık yiyecek ve içeceğiui Bafra köylüleri, evlerinin yaptırılmasını da Bafra tüccarları üzerlerine alınışlardır.
Artırma ve ihale formülleri
Ankara 16 (Telefonla) Başvekâlet müsteşarı Kemalin riyasetinde Vekâletler Hukuk müşavirlerinden rourekkcb komisyon, artırma uc eksiltme ve ihale kanununa göre resmî daireler için yapılacak münakaşa muamelelerini, inşaat, yiyecek vesair maddelerin ihale ve aatm alınma tarzlarını ayrı ayrı formüller halinde tesbit etmiştir.
Bu formüller Vekiller heyeti tarafından tasdik edilmiştir.
Trakyada yapılacak yeni köprüler
Tekirdağ 16 (A. A.) — Memleketimizle Avrupayı birleştiren Edirne • İstanbul yolunun Tekirdağ vilâyetine düşen Çorlu - Silivri yolu arasında betonarme olarak yapılacak 25 köprünün ya. pimi bu hafta ihale edilecek, fakat bu köprülerin münakaşasına g ren müteahhitlerin istenilen vesikaları ihale şartlarına uygun olmadığından vilâyet daimi encümeni bu köprülerin cmauet su-retile yapılmasına karar vermiştir.
................................ •İlim........................................................ «SMSMra....as.
Son haberlerin devamı yedinci .tahifemizdedir • teııeisnıssiMsaisaf..—.........-..........
IMIMIMMı
Kânuauevel T7

k
d
t
I
/
/
SÜTUNLAR ARASINOA işten artmaz, dişten artar I
Elzi atalar »özüdür : İşten artmaz, dişte» artarl Derler. Az, ye: para arttır; hep gırtlağına ver»ae, biriktir; Boğazından keal Demek midir?
Ata »özleri, biibaua dövünülerek bulunmuş Öğütler değillerdir. Onların ekserisi değil, hemen hep*', birçok vakaların, hâdiselerin, tecrübelerin, hülâsalarıdır. Onlar, zamanla, ve ağızdan ajıra dolatarak, yontula yontula, son kıza, traş edilmiş şekillerini almışlardır.
Üten artmaz, dişten artor 1 Sözü, bunların en vecizlerinden biridir. Bir adamın işinin geliri artabilir, fakat bu artışı diş öğütür. Bu diş, hazmın aleti olan dişler değildir. Bu diş, tutumsuzluktur.
tasan vüeudünûn ihtiyacı olan gıdayı almak, bir merburiyet, bir yaşama zaruretidir. Bunu, ihmal etmeği tavsiye etmek, hiçte yerinde olasıysa bir öğüttür. Atalar çözü bunu tavsiye etmiyor.
Buradaki diş körkörüne, şuursuz israftır. Zaten yem»k kelimeni tflrkçede israf mânalarına gelmez mi?
Miraa yedi... Ben yedi, bitirdik Başımın etini yedi !. Hıramdan, hasedinden kendini yiyor!.. Para yiyor!..
Bu misalleri uzatmak faydasızdır ve saymakla da tükenmez.
Nekadar çok kazansan, yemesini bilmiyorsan para tutamazsın, para arltıramazsın I
Demek ki kazancın azlığı veya çokluğu, büyük bir rol oynamıyor; tutmasını bilmedik mi, gelirimiz, kazancımız sıfıra iniyor. Bununla, fazla kazanmağa bakma, tutmağa baki Kanaati de telkin edilmek isteniliyor, »anılmamalıdır. Bu, as-rıo zihniyetine uymıyao miskin bir kanaattir.
Cemiyetin huzuru, refahı, terakkisi ve saadeti için, her ferd, kazanmalı ve elinden geldiği, kabil olabildiği, gücü yettiği kadar çok kazanmalıdır. Fakat yine cemiyetin buzvru, refahı, terakkisi ve saadeti için de. kazancını tut-mağa, idare etmeğe mecburdur. Çünkü parasını idaresiz harenden bir hesabını bilmez müsrif, etrafında muzır tufeyliler yaratır. İdaremizi bilmemekle yalnız kendimize değil, cemiyete de fenalık etmiş oluyoruz.
Tutum yedi gününde, gözümüzün önüne asmama lâzııngeleo sözlerden biri de " İşlen artmaz, dişten artar I. öğüdü olmalıdır. R.
Zelzele felâketi
Stuttgrat 16 (A A.) — Bura rasathanesi bu sabah saat 3-16 ile 3-30 arasında bir takım zelzeleler kaydetmiştir. Bu zelzelelerin merkezinin Hindıstanın şimali şarkî mınta-kasmda olduğu tahmin edilmektedir.
Londra 16 (A A.) — Bombay’da hissedilen yer saruntısı, Londra, Dublin ve Studgrad gibi mühim Avrupa istasyonlarında da kaydedilmiştir. Sarsıntının merkezi ya Tibet v« yahut şimali Efganistandır-Çapançurda evler yıkıldı ö* lenler ve yaralananlar var Çapakçur 15 — Bir aydan beri devam edenhafıf zelzeleler dün gece saat birde şiddet kesbetmiştir.
Bir aydır devam eden zelzele yüzünden 10 kişi ölmüş, 6 kişi yaralanmıştır. Birkaç köy tamamen yıkılmış, birkaçı da kısmen harab olmuştur.
Atina mülakat, lan devam ediyor 7 inci sahifeden devam Tsvfik Rüştü Arana buradan gitmesi Çarşambaya katacak gibidir. Gitmeden evvel müzakerata dair resmi bir tebliğ neşredilecektir.
“Türk - Yunan milletleri aynı asıldan gelmişlerdi» Atina 16 (Hususi) • Türkiye D)| bakanı *Atioa„ gazetecilerine de Selânikte vukubulan beyanatını tekrar eylemiş, Yunan ricalinin Türk -Yunan dostluğuna son hadisede yaptıkları hizmeti medheyledikten I sonra Büyük Atatürk ün Türk ] — Yunan milletlerinin aynı asıl- I
24 saatte iki yangın oldu
Bahariye semti büyük bir tehlike atlattı
Dtia Eyüptv mühim bir yangın olmuş ve Bahariye semti, bir ev feda rtmrk suretiyle tehlikeyi atlatmıştır.
Yangın çıkan ev. Bahariye caddesinde Adviye isminde bir kadına ait 14 uumara!ı evdir.
Adviye, dûn elbûv ütülemekle meşgul bulunmakta ve yanına aldığı bir benzin şişesi ile d» elbisedeki lekeleri çıkarmağa çalışmaktadır.
Bir aralık ûtûya pek yakın olan benzin şişesi patlayıvermiş, benzinler dökülmüş, ateş almış. Adviye ne yapaeağını şaşırmış, ateşin önünü alamamıştır.
Az zaman içinde ateş büyümüş, evi sarmış, itfaiye haberdar edilmiş biraz »onra yetişmiştir. Bu zamana kadar da evin kurtulması ümidi kalmamıştır.
Nihayet bütün gayretlere rağmen bu ev tamamiyle yandıktan ' loora etrafa airayet ettirilmeden söndürülmüştür.
2. KaragümrAkte Adembaba sokağında 1 numarada imam Avoi oturmaktadır.
Aminin evinin alt odasında yanan mangaldan kıvılcım sıçramış, yerdeki yataklar tutuşmuş ve az zaman içinde yataklar yanmıştır.
Ateş tahtalara airayet «dinciye kadar itfaiye yetişmiş ve ateşi söndürmüştür.
Gizli silâh
Yakalananlar mahkemeye veriliyor
Polis, memnu »ilâh aramasına devam etmektedir.
Dûn muhtelif yerlerde yapılan tabarriyatın neticesi şudur;
Tahtakalede Abdullabın üzerinde tabanca. Tehirde bıçak, İsma-ilde tabanca, Beyoğlunda kasab Apdullabda da bîr bıçak bulunmuş müsadere edilmiştir.
Muhtelif ihtarlara, araştırmala. ra ve yakalanıa'ara rağmen bâlâ silah taşıyanların tecziyesi cihetine gidilmektedir. Dün yakalananlar da mahkemeye verilmişlerdir. Bir haftalık ihracatımız
Son bir hafta içinde Hamburga 376, Dreadene 188, Viyanaya 75 ve Tiryeeteye 50 çuval iç fındık; Marsilyaya 150, Yafaya 23 sandık ceviz içi; Portıayide 100 çuval kabuklu ceviz, Lkcnderiyeye 135, Yafaya 75 sandık elma ihraç edilmiştir.
Köprü mahallesi
Galata köprüsünün Şeyh Meh-med Geyllni mahallesine rapb ve bu mahallenin Köprü mahallesi temini tajımzM kararlaştırılmıştı. Bu kararın dünden itibaren tatbikine başlanılmıştır.
Nümerotaj bugün başlıyor
Nümerolaj işine bugünden itibaren baş’anıiacaktır.
Bu numarotaj, evvelce de ya. sildiği gibi, evvelâ elde mevcut k okıler ürerinde yapılacak, soura binalar nümeralanacaktır. Elini makineye kaptırdı
Haliç şirketinin 7 numaralı vapurunda zer makinist ErzincanlI Mustafa, evvelki gece Köprüye son seferini yaparken bir aralık elini makineye kaptırmış sağ eli ezilmiştir. Mustafa hastahaneye ka!dırılm(ştır. dan geldiklerine dair sarsılmaz bir kanaati olduğunu ve dil tetkiki esnasında teıadüf »dilen kelimelerden de bu kanaatin teeyyfld et-maki» olduğunu, meselâ *Atfik„ kelimesinin öz Tûrkçedc sahil burnu demek olduğunu söyliyerek Yunanlı dil mütehassıslarının Anka-raya getirilmesini Atatüakûn arzu ettiğini vv bu hususta M. 'Malisi mor,, un tavassutunu istiyeceğini söylemiştir.
Tevfık Rüştü Arasın beyanatı siyasi mehafild» vs efkârı umumi-yede pek İyi bir tesir bırakmıştır.
-ZAMAN-
Odun ihtikârı
Mahallelerdeki kömürcülerin ihtikâr yaptıkları anlaşıldı
Odun hatlarında görülen narh üzerin» Belediye iktisat Müdürlüğü tarafından yapılan tetkikat »on devresine gelmiştir.
Bugüne kadar elde edilen neticelere göre, odun satan depo sahiplerinin odun satışlarında ihtikâra saptıkları sabit olamamıştır. Bugün depolar da odunun çekisi 300 il» 350 kuruş arasında satılmaktadır.
Fakat depocuların çeki başında ancak 30, 40 kuruş kadar kâr ettikleri, çünkü orman ve odun sahiplerinin depoculara odunlarını pahalıya »attıkları anlaşılmıştır.
Üniversitede
Dinleyici talebeye karne verilecek
Küttür bakanlığı Üniversiteye bir tamim göndererek fakültelere girmek utiyen dinleyici talebeye birer devam karnesi verilmesini bildirmiştir. Bu münasebetle dünden itibaren dinleyici talebeye birer davam karnesi verilmesine başlanmıştır. Karnesi olmıyan dinle-ylcilsc fakültelere giremiysceklnr-dir.
Hâkim ve müddeiumumi namzetleri
Yeni hâkimler kanunu mucibince adliyeye alınacak ve müddeiumumi namzetlerinin müracaatların! kabul etmek üzere verilen mühlet bu ayın soouna kadar temdit edilmiştir.
Namzetlik için hukuk mezunu olmak, askerliğini bitirmiş olmak, cürüm işlememiş bulunmak lâzım-dır.
Ay nihayetinden sonra vukubu-lacak müracaatlar gelecek aeneya bırakılacaktır.
Muayenesiz hizmetçi kullamlmıyacak Bütün hizmetçi, kapıcı, uşak, arabacı ve emsalinin muayene edilerek teeçil edilmeleri lâzımdır. Halbuki alâkadarlardan çoğu bu kai .eye riayet etmemektedirler. Belediye, evinde veya binasında muayenesiz ve teaçil edilmemiş bu kabil adamları kullananları ceza-laodırtnıya karar vermiştir.
—= Şerhler.............. --
Hakkı doğuran vazifedir
Chateaubriand
Şerh ve izah:
Hak ve vazife mefhumlarının kıymetini memleketimizde ilk defa tebarüz ettiren Ziya Gökalptır.
SAm hamura »(y dem* Hak yok varlfr vardır. |
Bu mevzular uzan münakaşalara yol açmıştır. Son alırlarda tesanütçü ve soysal fikirlerin tesiri altında vazife mefhumu kuvvetlenmiştir. Kant, felsefesini vazife mefhumu üzerine kurmuştur.
Yaşamak hakkını bize veren cemiyete birçok\şey-ler borçluyuz. Bu borcumuza vazifemizi yaparak ödemekle mükellefiz. Bu borçları ödedikçe bir takım haklara sahib oluruz.
Meselâ kanunlara hürmet vazifesini yaptıkça hürriyet hakkını benimseriz. Nizamın haricine çıkınca yine cemiyetin vazettiği kaideler hürriyetimizi kısabilir.
Cemiyete borcumuz olan sayimizi verince, mukabilinde hakkımız olan yaşa-\ mak bedelini taleb edebi-I liriz.
Odun fiyatlarında görülen pahalılık ise mahallelerde perakende olarak odun ve kömür 'satanların yaptıkları ihtikârdan ileri gelmektedir. Çünkü mahalle kömürcüleri odunun çekisini beş yüz kuruşa kadar satmaktadırlar.
Yapılan tetkikata göre. şehrimizin mahalle aralarındaki odun v» kömür »atıcılarının miktarı yüz kadardır. Binaenaleyh Belediye asıl bunlarla mücadele edecek ve fakir balkın bir iki lira tedarik ederek satın almaya çalıştıkları odunun makul bir Hatla Batışını temin »yliyecektir.
Garajlar
Kaç otomobil girib çıktığı bildirilecek Belediye garajlarda kira ile daimi olarak duran otomobillerin numara, şoför va sahiplerinin bildirilmesi için garaj sahiplerinin belediyeye birer beyanname vermesini kararlaştırmıştı.
Belediye bu kararını garajlara muvakkaten girib çıkacak olan huıust ve takti bütün otomobillere teşmil etmiş, keyfiyeti alâkadarlare bildirmiştir.
Romanyada Talebe için tenzilât Romanya demiryolları umumi idareni Romanyaya seyahat etmek isteyen talebeye yüzde allı tenzilât yapmağa karar vermiş ve bu kararını kültür bakanlığına bildirmiştir. Kültür bakanlığı da keyfiyeti Üniversiteye tamim etmiştir.
Temyiz âzalığı
Adliye Bakanlığı tarafından bazı avukatlarla Üniversite Hukuk Fakültesi Dekanı Sıddık Samiya temyiz âzalığı teklif edilmiştir.
Alâkadar bir makamdan aldığımız malûmata göre, Sıddık Sami bu teklifi kabul vtmiyecck ve keyfiyeti Adliye bakanlığına bildirecektir.
Oda heyeti toplanıyor
Bugün Ticaret odası idare heyeti toplanacaktır. Bugün görüşülecek işlerden en mühimi zeytinyağı ihraç nizamnamesiyle Oda bütçesidir.
/y« vc şuurlu bir vatandaş olduğu müddetçe millet işlerine rey vermek vazifesine şitab eder ve ancak orada hakkımızı istimal edebiliriz.
Harpte memleketimize karşı olan vazifemizi yapar, kanımızı döker, ondan sonrada herkese hakkımızı teslim ettiririz.
Bu misalleri istenildiği kadar arttırmak mümkündür. Her hak bir vazife mukabilidir. Zannediliği gibi artık asrımızdagökten inme hak yoktur.
Eğer haklar, gökten zen-bille indirilmiş olsalar dahi, bunun bir kapışma faslı vardır ki eline, bileğine, gücüne güvenen gücü, kuvveti nisbetinde kapar. Elin, bileğin ve kafanın da bir hakkı vardır. İşli-yen el, işliyen bilek, işli-yen kafa, vazifelerini yapmış oldukları için, haklarını kazanmışlardır. Türk-terde bir ata sözü vardır : Yürük at, arpasını kendi arttırır.
ZAMAN
Galatasaray merkezi binası
Komisyon buraya 120 bin lira kıymet biçti
Maliye vekâleti milli emlâk miidûr-lüğünüaGalataaaraydaki Beyeğlu polis merkezi binasının satılmasına karar verdiğini yazmıştık. Bu işle uğraşan komisyon bu binsnın ankaziy'm binanın işgal «ttiği yar» 120 bin lira kıymet takdir etmiş, keyfiyeti Maliye Vekâletine bildirmişi r. Vekâletten cevab gelir gelnıeı bina satılığa çıkarılacaktır. Bu binada bulunan resmî daireler başka yerlere nakledilecektir.
Bir tashih
Dün aldığımız mektuptur:
Bugünkü gazetenizin ilk sayfasında doktora tezime dair satırları okudum. Ben tez.mde “haksız fiilin değil. , hakkın »ul istimali na-zarıyeelnin lüzumsuz uiduğıınu ve bu nazariyenin zaten haksız fiil umumi naıariyeıî içinde dahil bulunduğunu iddia ve müdafaa etmiştim. Daha bazı yanlışlar varsa da ehemmiyetsizdir. Yalnız o kıs-mın tashihini rica ederim.
Avukat Halit Arif
Odun nakliyatında tenzilât
Şark demiryolları idaresi odun va kömür nakliyatı tarifelerinde mühim tenzilat yapmağa karar vermiştir. Tenzilât miktarı birkaç güne kadar tesbit edilerek Bayındırlık Bakanlığına bildirilecektir.
Pamuk
Son hafta piyasası hararetli geçti
Bu hafta içinde pamuk piyasası hararetli geçmiştir. Haftanın tonlarına doğru fiat arda 1-2 kuruş kader bir fark olmuş izede piyasa yine sağlamlığını muhafaza eylemektedir.
Bu hafta İçinde llöbalye hazır Pro»e birinci 66 balye vadeli Prose birinci mal satılmıştır. Mevsim başlangıcından bugdns kadar satılan pamuk mtkdarı 19,500 balveyi bulmuştur.
Fransaya bir aylık ihracat
Fransa ile bir ay zarfında yaptığımız bilumum maddeler üzerindeki ihracat miktar ve kıymetlerini gösteren bir istatistik meydana getirilmiştir. Bu istatistiğe göre 934 senesinin İlk Teşrin ayı zarfind.-Fransaya 4862042 franklık ihracat yapılmıştır. Geçesi »«nenin aynı ayı zarfındaki ihracatımız ise 8589114 franktır.
Mersin Borsasında bir haftalık zahire satışları Mersin boranımda bir hafta içinde satılan buğday miktarı 330 bin kilodur. Yine bu hafta içiod. 60,000 kilo pamuk 160 bin kilo arpa. 150.000 kilo çavdar, 60,000 kilo »uzam, 6000 kilo acibeden, satılmıştır.
Şeker kaçakçılığı
Gümrük muhafaza teşkilâtı mü him bir kaçakçılık meydana çıkarmıştır. Kaçakçılık şeker üzerinden ve Bulgaristandan gelen muhacirler vauta edilerek yapılmakta idi.
İş n başında üç dört Türk taciri iie birkaç tane de Bulgar bang ve tüccarı vardır.
Kaçakçılık meydana çıktıktan sonra muhafaza teşkilâtı ilk tahkikatı yapmak üzere ışı polise devretmiştir.
Eczahaneler
Pratik Farmakoloklar cemiyeti, Eczahaneteria Cuma günleri de kapatılarak her Cuma bir mmtaka dahilinde münavebe İla bir Ectahane açılma» için teşebbüsata girişmeğe karar vermiştir.
Zekât ve fitrenizi kime vereceksiniz?
Fitre ve zekâtınızı bir kişiye vermekle, olta oha onun en çok ûç, beş günlük yiyeceğini temin edersiniz. Ancak bunları Tayyare Ceroiyctino verirseniz ulusal işlerimiz başarılır.
3
Cföylesem tesiri yok *-* assam gönül razı değil
Bir müracaat ve bir örnek
Milletler Cemiyeti ara sıra bir takım buhranlara karşı gelebilir. Fakat nedense İş silâha dayandı-mı, kuvvetlilerin karşısında baş iğ-m»ğe mecbur oluyor. Onun protestoları. tahkik heyetleri, şunları bıınlan birşey yapamıyor.
Geçenlerde Habeşliler ile Ital-yanlar arasında bir hâdise vuku buldu, iki taraf çarpıştı, öyle kanlı bir müsademe vuku buldu ki İlk öoce herkçe bunu bir mübarek» sandı. Meğrr muharebe değilmiş.
Çarpışmadan sonra iki taraf te kabahati karşısındakine yüklemeğe başladı v» nihayet Habeşiatan Milletler cemiyetine müracaat etti. Çünkü Habeşistan da Milletler cemiyeti âzasındandır.
Habeşiatanın bu müracaatı bize Çin - japon harbini hatırlattı.
Jeponlar günün birinde Man-çoriyi işgal ettiler. Orada bulunan Çin askerlerini bu memleketten sürüp çıkardılar. Kendi istediklerine göre yani bir bükümat vücu-de getirdiler.
Buna karşı Çin hükümeti hem Japonlarla harbetti, hem do bu gailedm kurtulmak ümidiyle Milletler Cemiyetine, baş vurdu.
Milletler Cemiyeti Japonyayı protesto etti. Ona Milletler Cemiyetinin âzalarından biri olmak hasebiyle vazifelerini sayıp döktü. Daha sonra Mançurlye ve Çinin içlerine heyetler gönderdi. Bunlar türlü türlü tahkikat yaptılar, yığın yığın raporlar yazdılar.
Fakat Japonları Mançuriden çıkarmağa, Çinin tamsmlyetini temine muvaffak olamadılar.
Hatta bir aralık Japonları sözün biraz sertini söylemeğe başlayınca Jsponlar Cemiyeti hiç» sayarak onun âzası olmaktan vazgeçtiler. Cemiyetin toplantılarına g.ıuıez oldular.
Nihayet Jspnnlar kuvvetlerin» dayanarak bütün maksatlarını güçleştirdikten sonra Çinliler de onlarla barışmaktan başka bir çare olmadığını anladılar ve barıştılar I
Habeşistanın Milletler Cemiyetin» müracaatı bize bunları hatırlattı. Biri Habeşistanda bu örnekten ibret alarak işlerini ona gör» tutmuş olsa !..
L.
IMIIIMIIİİİIIINIUIIII U»l»IMIalMt H»SS»Ş»«Mâ«»»e»»SO
Bir kaza
Üsküdarda bir kamyonla araba çarpıştı Dün Üsküdarda Valde camii önünde bir »u arabası ile bir kamyon arasında müsademe olmuş, çarpışma okadır şiddetli olmuştur ki hayvanlar ölüm derecelinde yar», landığı gibi kamyonun ön kısmı da hasara uğramıştır.
Su arabası Mehmed isminde bi-rinindir. Kamyon da tütün inhisar idaresine aittir.
Gerek arabacı, gerek şoför polisçe yakalanmışlardır. Tahkikat yapılmaktadır.
Gümrükteki imtihan
Birkaç gün evvel gümrükte yeni alınacak memurların imtihanı yapı.nııştı. İmtihan evrakının tetkiki bitmiş ve tasdik ed.lmek üzere Aokaraya gönderilmiştir.
Muhafaza kumandanı
Muhafaza teşkilâtı umum kumandanı General Seyfi dün Anka-radan ş hrinıize gelmiş ve geç vekile kau'-r muhafaza başmüdür* Hasınla bazı mühim meseleler hakkında görü;müştı)r.
Oda meclisi intihabı İstanbul Ticaret odası meclisi idare azahğı inlihabatınn bugün Oda merkezinde başlanacaktır.
Bugünden itibaren üç gün zarfında rey sahipleri reylerini atacaklardır. Üç gtınlük müddetin hitamından »onra reylerin tasnifine başlanacaktır.
Mahkemelerde
Kumkapı cinayetinin muhakemesi sona erdi Kumkapıda uzun müddettsnberi beraberce yaşadıkları Meliha! isminde bir kadını öldürmekten suçlu kmailiıı muhakemesi dün ağır ceza mahkemeainde son safhasına getirildi.
Komşulardan olan iki şahid dinlettiler, bunlar, işmaille Melâ-hatin uzun mûddettenberi geçine-mediklsrinl kavga gürültü ettiklerini anlattılar. Evrakın mütalâa edilmesi içio mahkeme talik edildi.
& MltAl»* W Aİ 17
Damar sertlisi nedir?
Bir knnimirmden aldığımız melctubda son zamanlarda çok mevıubahsolan bir haıtalıkdan. damar sertliğinden bahaedıl-mekde ve cevab istenmezdedir.
Fransızların Artcriscterosc dediği bu hastalık bilhassa elli yaşını tecavüz edenlerde gözüküyor. Kireçli cmlâhanın damarları katılaştırarak elastikiyetini kaybetmesinden ileri gelir.
Bu hastalık bilhassa içki kullananlarla frengililerde ve çok miktarda sigara içenlerde görülür.
Arazı vûcutte yorgunluk ite başlar. Azanın uçlan ksrınca-laşır, kulaklar uğuldar, nabız sert; kısa atar.
Damarların kanı sevk için sarfettikleri kuvvet artar. Ba-
■ Meseşareısıaıeıoşoıonıasneıeıaimasaıeıoıaıetsessıss»
Nafıa işleri
Nafıa Vekâleti tarafından neşredilmekte olan bu mecmuanın altına sayısı çıkmıştır. Evvelce de söylediğimiz üzere reımi daireler tarafından neşredilen bu gibi mecmualar, risaleler ekseriyetle aid oldukları daire muhitiod.-o harice çokluk çıkmaz, balk arasında yayılmaz, hattâ gazete idarehanelerine gönderilen nüshalar bile tetkik edi.medcn bir köşeye atılır. Halbuki bu mecmualar da ekseriyetle bir çok kıymetli malûmat vardır. Bahusus bu malûmat daima resmi vrMİka İstinat eyledığ» cihetle yalnız gazeteler için değil memleketin terakki ve ümran yolundaki seyrin» esaslı avrette tetkik etmek istlyenler için de çok faydalıdır. Nitekim Nafıa Vekâletinin küçük ve kıvrak bir kıtada çıkarmakta olduğu bu risaleden bir daima istifade etmekteyiz.
Meselâ bakınız bu nüshada gölümüze vlr cetvel ilişti. Bu cetvelde devlet tarafından idare edilmekte olan umum demir yolların 1954 eylS' ayı zarfında yolcu, yûk vr sair mütenevvi nakliyat sayesi nd-alda ettiği varidatın yekûnu var. Bu yekûn (2,145.433) liradır. Fakat iş bu rakamın zikriyle bitmiyor. Çünkü bu yekûn böyle yalnız başına zikrediidigi vakit hemen hiçbiı mana ifade etmez. Bu rakkanı asıl kıymet v« nefaset veren cihet ise 1911 senesi aynı eylü ays zarfındaki varidat yekûıuouo da gö* tsrilmiş olmasıdır. O yekûnd-( 1,607,099 | liradır. Bu iki yekûn mukayese edildiği vskit ise arada 1954 seoesi tehire olarak lam (718.583) liralık Ur fark görüfûyor. Yaoi busene geçen seneye mabetle yedi yut bio kusûr liralık bir fazlalık hasıl olmuştur. Halbuki bu sene Nafıa Vekâlet.nin umum şimendifer tarifelerinde büyük ten-zllât yspriğı ma;ûmdur. Drmek
zan asab damarlarını büzer ve deveranda teşevvüşata meydan verir. Kalb çarpıntıları, nefes darlıkları heb bu hastalığın arazındandır.
Umumiyet itibarile ellisini, hatta kırkını bulan herkes kendini bu tabii hastalığa karşı mahfuz tutmalıdır. Bilhassa akşamları sebze, süt ve yumurta yimeli, et ve unlu şeyler katiyen yimemelidir.
Bu gibi hastalara yüksek ve tazyiki az yerler Jhiç yaramaz uzun bedeni yorgunluk çok zararlı olduğu gibi dımaği meşguliyet te kanın dimağa hücumuna ve orada damarların birini çatlatarak felç veya nezf yapmasına sebeb olabilir.
ııslıııı mMNNNIMNNnNMNlNNMNINiMU sıısısıı.
mecmuası
bu tenzilâtın, nafla vekâletinin ümit ettiği veçhile, pek büyük bir faydası otmuş, bir ay zarfındaki varidat, bir sene evvelkine nisbetle tam üçte bir niabetinde artmıştır.
işte resmi bir dairenin neşrettiği mecmuadan edeceğimiz istifadeye şayanı dikkat bir nümune. Çünkü varidat farkı bıkkındaki bu altı rakamlık yekun, tenzilâtın faydan hakkında sütunlarla yasılacak yazılardan, bin dereden su getirerek ileri sürütecek misallerden on defa daha beliğ, daha veciz b'r delildir.
Mecmuada Ankamda yeni yapılan (Nafia vekâleti binası), (vilâyetler evi) hakkında esaslı malûmat, (Afyon • Karakuşu) hattı güzergâhı hakkında bir makale ve bu makaleye merbut hat güzergâhını gösteren bir harita da vardır. Bu haritadan dolayı mecmua heyeti neşriyesâni tebrik ederiz. Haritâ vakıa büyük ana haritadan fotoğraflafçok kûçültûrûldûğ için vuzuhunu kaybetmiştir, bir de mikyas yaktur, yaoi harita üzerinde elde pergel tr t ikat yapmak iatiyenlere istinat nostaa» yoktur. Bununla beraber yine bir şimendifer bahıiııe ait yazıya o şimendifer güzergâhının haritan konulman cidden mucibi memnuniyettir. Mecmua idarelinin bu harita meselesine daba ziyade ehemmiyet vererek her nüshasında bir »atlımızın mükemmel bir haritasını koymasını bir daha temenni ederiz. Bu suretle şimendifer siya-rtimizin halk arasında iyi anlatılmasına büyük hizmet edilmiş olur. Mecmuada bir de (Elektrikte ,arpılanlara imdat) ünvanıyle müfit bir makale vardır. Elektrik bu gun mülkün her tarafına yayıldığı cihetle bu yazıdan herkes istifade edebilir. Hatta bu istifadeyi teinin için mezkûr makaleyi gazetemize
POLİSTE
Sarhoşluk yüzünden bir cerh
Unkapanmda oturan kalafatçı Idris i.te Muhlddio, sarhoş oldukları halde Galatnda Ka-r a oğla ıı sokağında bir nhçı dükkânına girmişler, fiat mc-selesinden kavgaya tutuşmuşlardır.
Bu sırada çırak Bedri aralarına girerek ayırmak istemiş Idris, buna kızarak bıçağını çekmiş ve Bedriyi başından yaralamıştır.
Polis Bedriyi tedavi altına almış, Idris te yakalanmıştır.
Eroin satıyormuş
Kûçükpazarda oturan tarakçı Zeki isminde birinin iizeri şüphe üzerine aranmış, dört paket croıt) bulunmuş, kendisi kaçakçılık bürosuna teslim edilmiştir.
Kalb on kuruşluk
Galatada Keıneraltında sütçü Vasi! isminde biri, müşteri-J yelpara bozmakta iken kalb bir on kuruşluk vermiş, açıkgöz müşteri bunu almayınca iş polise aksetmiş ve Vasil yaka-lanmışdır.
Eski bir kin yüzünden Galatada Yusuf isminde biri ile kasab Ahmedin araları bir kadıo meselesinden açıktır.
Evvelki gece birbirile karşılaşan bu iki delikanlı, eski kinlerini tazelemişler ve münakaşaya tutuşmuşlardır. Bir müddet sonra bu münakaşa da büyümüş ve Yusuf btçağını çekerek kasab Ahmedin üzerine alılmış ve muhtelif yerlerinden yaralamıştır.
Ahmcd tedavi altına alının ş, Yusuf ta yakalanmıştır. iHIMMiıiKfiıııiHiıısıiHHiHiıiHHilıiMitiM »Maun, uakle bile karar verdik. Her halde mecmua heyeti neşriyesini tebriği bir vazife addediyoruz. Dcmiryollar mecmuası
Bu müfit mrrmuhmn da 118,nel ' nüshası çıkmıştır. Birinci yazısını «Mançuri demiryolları etrafındaki mûcadelelünvanlı Almnneııdan mü-tereci», bir ımkale teşkil ediyor.
(Mnnçuri) dem ryollannın uzak şarkın sulhu özerindeki ehemmiyeti aziuıesi malûm olduğundan, bu makule dünya siyaseti nokta! nazarından herkes taralından istifade i e okunabilir.Makaleye ikide har ta merbuttur. Şikagr.d* geçen «ene (100 senelik tarnkki) ünvaniyle açılan büyük sergi haykırıdaki resimli makale, (Gazlara karşı korunma) makalesi, (Türkiye, büyük devletler ve Bağdad demiryo'larına dair umumi bir tedkık) ûnvanlı makalelerde keza yalnız şlmendifercileri değil, herkesi alâkadar eden yazılardandır, mecmuayı ciddi mûtalâat erbabına tavsiye eder i.

Yeni bir roman
"Nankör, İrininde Nazım Kurşunlu tarafından yazılmış bir roman çıkmıştır. Genç muharrir ilk romanını realiste bir adeseden görerek yazmıştır. Kitabı karilerimize tavsiye ederiz.
Erzincanda bir hâdise
Dört çeşmeye su veren maslak içine kazurat doldurulmuş !
Çeşmelere "içilemez,, diye kağıtlar asıldı!
Erzincan (Hususi) — Geçen terde şehrin sularından bahsettiğim zaman içilecek suların şebire gelirken yolların bazı yerlerinden açılarak kilim ve keçe yıkanması ve suların kirletilmesi ihtimalini yazmıştım, bir iki gün evvel zuhura gelen bir hâdise daha berbat bir şekilde içme sularının telvis edilebileceğini meydana koydu.
Sultaniye mahallesinde mevcut dört çeşmeye verilecek sular içio şehrin kenarındaki evler önüne küçük bir su taksim yeri yani maslak yapılmış ve üzerini örtmek için ince tahta konulmuş ve tahtanın üstü dört parmak kalınlığında toprakla. Örtülmüştür.
O civardaki evlerden biri bir amele tutarak belâsının kuyusunu açtırıp temizletmek istemiş ve ameleye kazuratı kovalarla tarladaki çukura atmasını tenbih etmiştir.
Dört çeşmeye suların taksimi için yapılan maslakta evlerin hemen önünden başlıyan tarlanın kenarında olduğu için amele bu maslağı çukur zan etmiş pislik dolu kovaları buraya boşaltmağa başlamışlardır. Bir iki kovadan sonra maslağın üzerini örten tahtalar çökmüş ve amele pisliği dökmeye [devam etmiştir. -Bu surctlo maslağa 40 ; 53 kova kadar kazurat boşaltılmıştır
Depodan maslağa gelen sular kazurat arasından süzülerek dört çeşmeye dağılmış hılk ta kovalarını doldurmuştur. Nihayet ertesi günü sabahleyin elini yüzünü yıkayan bir zat suyun fena koktuğunu görerek Sıhhiye dairesini vaziyetten haberdar etmiş, Sıhhat müdürü, hükümet hekimi ite
Senenin en büyük filmi önümüzdeki Çarşamba
M E İLIK SİNEMASINDA
Çardaş Fürstin
Perşembe matinelerde ı itibaren İPEK ve MELEK sinemalarında birden
SİLVA VARESKU rolünde MARTHA EGGERTH
Çarşamba geçeri Melekte verilecek olan tinema mıiramereei ifin biletler satılmaktadır.
ÇARDAŞ FÜRSTİN filmi Çarşamba akşamı İstanbul Radyosu tarafından
- NEŞREDİLECEKTİR, d [
Belediyeden iki çavuş alarak maslağa gitmişler ve kazuratı mahallinde görmüşlerdir.
Bunun Üzerine çeşmelere (içi-lemez) ibaresini havi kâğıtlar yapıştırılmış ve tathıratı fenniye icrasına tevessül olunmuştur. Fakat su kestirilmemiş iki gün akıttırılmıştır.
Böyle sümmeltedarik şekilde ve rast gelen mahalde su taksim yeri yapılır mı? Yapılmak zarureti varsa çimentodan güzelce ve mazbut bir hazne ya-pılıb özerine kilitli bir demir kapak konulmaz mı?
Dört mahallenin hayatını zehirleyen amele ve hela kuyusunu boşalttıran zatın bu iş-de mcs’uliyetleri yok mudur ?
Bu su maslağının kenarından geçen ve tarla kenarını tahdit eden küçük hendek üç gün-denberi kazuratla doludur. 20 metre ilersi de bütÜD mahallelinin getirip döktüğü süprüntü ite malâmaldır. Acaba bunları kim kaldırır? Bilinemezi
Bakalım akar su murdar tutmaz fehvasınca bu su kendi kendine akarak kûnkleri te-m.zliyecekj mi? Yoksa halkın g'hbati düşünülerek bu dört çeşmenin suyunu götüren künk-ler sökülüp alınarak yerlerine yenileri takılacak mı? Aldığım malûmata göre. Belediye tababeti kûnkleri değiştirmek niyet ndedir.
Eğ er bu yol yeniden yaptırılmaz da bu künklerden akıb gelecek sular içildiği halde bir hastalık zuhur etmezse "tnc-vaddı gaitanın bol suda eritilip içilmesinde fennen bir mahzur olmadığı bittccrübc anlaşı atıştır,, dijra tıb fennine yeni bir kaide ilâvesi şerefide Erzinca-na müyesser olacaktır.
Ayıntap alacalarında hiyle
| Ticaret odası yeni kararlar verdi
Ayıntap (Hususi) — Memleketin ulusal faydalarını kale almayan bir iki paraya düşkün alacasının kötü mal çıkarması yüzünden Ayıntap alacalarınız ünlü adı lekelenmeğe ve alacalarımıza yurdun her bucağından gösterilen rağbet düşmeğe başlamıştı.
Buuu gören Ticaret odası eylül ayındaoberi aldığı sıkı tedbirler sayesinde işin önüne geçmek üzeredir. Oda, bu maksatla şehrin içinde ve civarındaki tezgâhları kontrol-dan geçirecek memurlar tutmuş ve haber aldığı kötü iş görenleri muhtelif cezalara çarptırmış ve paralarımda tab sil etmiştir. Oda meclisi bu hafta, bütün hiylclere mani ol mak içio evvelki kararlarını genişleterek bugünden itibareı tatbik edilmek üzere daha kuvvetli ve esaslı bir karar vermiştir.
Tabolunao talimatnameden bütün Türkiye ticaret odalarına dağıtılacak ve Anadolu tacirlerinin alacalarımızda göre-rccekleri herhangi bir fcna'ığ: cezalandırmak için şehrimiz ticaret odasına baş vurmaları istenecektir.
Kaçakçılık vakaları
Ayıntap (Hususi)— Gümrük muhafızları tarafından küçük Arabdar köyü civarında dağda dört denk tütün ile iki hayvan ve bir tüfek yakalanmış. kaçakçılardan Paşo ve arkadaşı mahkemeye veriî-mişdir.
Yine Telbald mıntakasında dört arkacı kaçak eşyalarile birlikde teslim alınmışlardır.
4/5 i.k Kânun gecesi Deve hebüğü mıotakaıında gümrük muhafızları ile kaçakçılar arasında bir çarpışma olmuş, kaçakçılardan Güllüküplü Vaiz ölmüş, diğerleri eşyalarile beraber yakalanmıştır
Alleben gayinosunda kahveci Abbasın kahvesinde esrar ve esrar içmeğe mahsus nargile yakalandığından kahve ka patılroış, suçlu mahkemeye verilmiştir.
Muğlada buğday satışları
Muğla 14 (A A.) — Bugünkü pazar satımlarında buğdayın yirmi kilosu 75-80, arpanın 45-50, darının 55, Sade yağının kilosu 100, zeytin yağının bir litresi yedi kuruştur.
Genç ku bu mahrumiyetlere belki yine katlanabilirdi. Fakat Sıt» bir de (Vertem.l) in muhabbetinden mahrum kalacak olursa işte ona tahammül ötmesinin imkânı yoktu. Çünkü kimsesiz kalmak, derdini söyliyecck bir c«n yoldaşından mahrum olmak, felâket’.e-rio, «lapların en büyüğü idi. Açlık çekilebilirdi, fakat dünyada kendini yapa yalnız hiaseımek kadar korkunç bir hal yoktu. Genç kız bunu bir defa tccrûba etmişti.
Fakat bir daha tecrübe etmeğe takalı kalmamıştı. Yine teki vaziyetine düşecek olursa bu defa ne yapacağını biliyordu. Art»k (Som)
nehri geçen defaki gibi gozlioe müthiş te gürüme, «uları buz gibi de olıa bu defa korkmıyacak, zabite kadar gittikten sonra geri dûnmlyecek, kendini euya salıverecek ve bu meşakkatli hayata ebediyen veda edecekti. Keşke dün akşam (Vertcmil) o tamimi surette itirafalta bulunmuş, mazisini anlatmış olsaydı! (Vetemil) bu aöz-leri ilk dinlediği zaman belki kızar, şiddet gösterir, fakat sonra ( Seli ) nin tamlınt pişmanlığı ve teessürü karşılında yumuşar ve kendisini affederdi. Şimdi ite yapacak bir şey kalmamıştı. Elini ayağını bağlıya» ipleri çözebilmek şöyla
dürtün, bilâkis hain (Aıiel) in gayet eıkı bağ adığı bu ipler yûıün. den canının acıcı gittikçe artmakta idi. Zavallı bir taraftan bu acılara artık tahammül ederaiycek hale gelmişken, diğer taraftan yine madam (Dovre) yi düşünmekten neftini menedemiyor, kendiline tam bir valide gibi şefkat vc hi-mayet göstermiş olan bu kadının hakikati anlayınca, bayatın en büyük bir istinadından mahrum kalacağını düşünerek yüreğinin ütün-tüeıi bir kat daha artıyordu.
İşte zavallı ( S(li) bu acılar ve bu düşünceler İçinde karanlık odada kıvranıb durmakta iken salonda Madam (Dovre) nin:
— Artık masanın etrafında oturalım. (Elen) siz elektrik düğmesinin yakınında bulunuyorsunuz, lâmbaları söndürür müsûuûz?
Dediğini işitti.
(Elen) cevaben :
— Müsaade ederseniz madam bir defa matmazelin ne yaptığıoa bakayım.
Dedi. Hizmetçi kadın bunu aöy-llytrek küçük odanın perdelerini
açıb içeri girdi vc genç kıza doğru iğilerek yavaşça :
— Size ne yapabilirim, nasıl yardım ettiğimi iatiyoraunuz?
Diye sordu.
(Seli) cevab vermek için ağzını açtı, fakat bir kelime söylemesine meydan kalmadan (Vokiye), genç kızın ağzına bir mendil tıkadı ve kıtın omuzunda atılı duran atkıyı alıp ağzının üzerinden başının arkasına iki defa sardı vc atkının iki ucunu sıkı sıkıya bağladı.
(Seli) bu dürüşt muamelenin sebebini birdenbire anlayamadı ve bağırmak istedi. Fakat ağzı o kadar iyi bağlanmış idi, kİ en ufak bir ses çıkarmağa bite muvaffak olamadı. Yalnız gözlerini dehşet bürüdüğü halde (Elen) e baktı. Per-denin aralığından giren ziya, hiz metçi kadının yüzünü tenvir etmekte idi. Genç kız bu yüzde iğrenç bir sevinç alâmeti gördü. B ındau hizmetçi Vokiyenın kendisine karşı büyük bir adavet beslediğine vo şimdi bir fırsat bulub öcalmağa kalkıştığına hükmetti. Zavallı kız yine kend-sini bekliyen
müthiş âkibeti bir türlü ao'ryamı-yor, yalnız (Elen) (n kenaısine bu akşam hıyanet ettiği ve şimdiye kadar yaptığı hileleri meydana çıkarmak istediği rannında bulunuyordu.
Bu sırada Madam (Dovre).nin sesi işitildi :
— (Elen) ne yapıyorsun, nerede kaldın?
( Elen ) derhal perdeyi indirib salona geçti vc dcdı.ki :
—- Matmazel yerinden bile kımıldamamış, iskemlenin üzerinde bıraktığımız gibi oturuyor.
(Seli) , üç kadının iskemlelerini sı-alıyarok oturduklarını doydu, (Elen) sordu, ki:
—Madam, hazır mıdır, lâmbayı söndürebilirmiyim ?
Bunu müteakib elektrik düğmesinin (tık) diye döndüğü duyuldu ve salonu kesif bir karanlık istilâ etti.
(Seli) kendi kendine ( şimdi ne yacacağım ? ) Diye soruyordu. Şa-yed elinde eidııenlcr olmasaydı ince parmaklarının çevlkhği ve mc-bareti sayrı nde, ne yapıb vapıb
düğümleri çözebilirdi. Fakat düğümler o kadar .sağlam yapılmış, c.dıveoli ellerinin parmaklarını bile kımıldanmağa o kadar iml.ân bırakmamış idı.ki artık onun için sonuna kadar beklemekten başka yapılacak birşey yoktu. Binaenaleyh zavallı kız gözlerini kapadı ve mukadderata nrfami teslim ederek beklemeğe başladı.
Biraz sonra tekrar gözlerini açlığı vakit İse küçük odada bira» aydınlık olduğunu hayretle gö'dii. Evvelâ yanndğına hükmetti, fakat dikkat edince odanın içinde en hafif bir aydınlık peyda olduğuna kanaat getirdi. Çünkü kap um Önünde perdelerin asılı Oİduğuıü-tuulardan birinin boydan boya beyazlığı görülmekte idi. Bunun üzerine göz erini küçük odanın bahçeye nazır penceresine çevirdi. Bu aynı zamanda kapıldı vazifesini de görmekte idi. İyte bu pencerenin sürmeleri sürülmemiş olacak idi, ki kanatlarının hafifçe aralık edilmiş olduğunu ve o aralıktzo hafif bir zıya girdıği-ıi gördü.
Devamı var

5
Serbest sütunlar
Selim Sırrı yine spor aleyhinde!
-----------ty
“660 talebeyi klüpler kavuruyor, yaptırdığı sporlarla sıhhatin? bozuyor \e geri kalan mekteb talebesi haftada bir
saat jimnastik ile gürbüz, şen ve şatır olarak yaşıyor, öyle mi ?„
Geçen Salı günü bir gazetede terbiyei bedeniye müfettişi umutnisıi Selin Sırrının bir muharrirle mekteplilerin kulüplere girip girmemesi hakkında kna bir görüşmesini okuduk.
Selim Sırrıyı bir »yor düşmanı olarak tanırız. İnsan au'a-madiği şeye ancık bu kadar düşman olabilir. Fakat anladığı terbiyei bedeniyeciliğinden de biz bir şey anlamadık. Selim Sırrı senelerce maaile Avrupaya tetkik seyahatine taşındı, durdu.
Aylarca radyolarda konferanslar verdi. Fakat küçük mekteplileri karşısına a.'ıp.
— Çocuklar 17-18 yaşına kadar jimnastik yapın, oyunlar oynayın. Az olmak şartile denize girin, kürek çekin, ya but ta-biz onun kadar bilinniyiz ya-şuou yapın, bunu yapın demedi
Yalnız pek mühim ve sanki tatbik kabiliyeti varmış gibi klüplere talebe giremez diye bir tedbir tutturdu.
7 günde bir saat daima talebenin angarye olarak yaptığı terbiyei bedeniye namı ve-rilen şeyin kima ne faydası dokunmuştur ?
Sonra terbiyei bedeniye salonları, duşları, spor sabası ol-nıyan kulüpler® talebenin gitmesi doğru dağil ne demektir?
Şu halde, bu vesaiti haiz kulüplerimiz de vardır. Onlara gitmeli aıi?
Selim Sırrı "benim bildiğim evveli çekirdekten adam yetiştirilir, sonra sporcu yapılır, diyor. Biz gözümüzü açbk açalı Selim Sırrıyı jimnastik muallimi bilirizI
Haftada bir saat jimnastikle çekirdekten kimin adam yetiştiğini lütfen söylesinler de biz de senelerce bizi oyalayan tetkik seyahatlerinin bir müddet daha faydasına kendimizi inandıralım.
Vücudu inkişaf etmemiş çocuklar Almanyada spor klüplerine alınmazmış. Selim Sırrı da himmet etselerdi de 10 senedir Türk mekteplerinde 8 yaşından itibaren futbol oynamayı yasak etselerdi.
Bize göre çocuklar spor klüplerinde değil, mekteplerde kavruluyorlar. Haftada bir saat yalan yanlış jimnastik tabii çocuğu tatmin etmiyor ve ayağına geçen yuvarlak herhangi bir şeyle arkadaşına çalım yapıyor. Spor klüplerinde dört takımı olanını parmakla gösterirler. Dört takım 44 kişi eder.
Istanbulda takımlarında mektep talebesi oynatan 15 klub Farzetsek ve bu kiubün dört takımı olsa - tabii ne bu kadar belli başlı klüb ve nede bu kadar takım var biz fazla fazla söylüyoruz - 660 k .şi eder.
İstanbul mektep.erme devam eden 12 yaşından yukarı talebe her haıdc bu rakkamdan pek çok daha fazladır.Ötedenbcri 660 kişiyi klüpier kavuruyor, yaptırdığı sporlarla sıhhatini bozuyor v: geri kalan mektep talebesi haftada yaptığı bir saat j mnast.kle gürbüz, şen şatır olarak yaşıyor öylemi?
Selim Sim, siz senelerce zeybek oyunlarına verdiğiniz en eği mekteplere ve mekteplilere verseydin z bugün memleketin spor mukadderatı için lakırdı söylemiye belki salahiyetli bulunurdunuz.
Haftada bir saat yapılan |
------------------B--------------- jimnastikten çocuk ne zevk duyar, ne istifade eder ?
Bunu düşünmeydiniz ?
Futboldan ve diğer sporlardan vaz geçtik,; spor oyunlarını, voleybol, basket bol gibi ço uğu meşgul eden güze! oyunları biletsvılye etmedeniz. İnsan anlamadığı şeyin buka-dar aleyhinde olur mu?
Sız spordan anlamıyor ve binaenaleyh sevmiyorsunuz, bunu biliyoruz. Fakat üç sene tt-veçte tahsil eden Nizan)eit:n ve Vildan Âşirin pek alâ hem jimnastik hem spor öğrendiklerini biz biliyoruz. Onları niçin işten daima uzaklaştırıyor, birisini müdür, birisini jımnast k hocalığında ipka ediyorsunuz ?
Sonra jimnastik hocalarımızın çaresizliği.
Hepsi dersin yarısında spor yaptırıyorlar. Bazısı bütün 45 dakikada çocuğu kendi haline terkediyorlar ve bunda pek haklıdırlar. "Kolları Önden yukarı kaldır, bacakları bük, doğrul....
Kuzum, jimnastik bu mu?
Sizin jimnastiğini bildiğinizi iddia ettiğiniz İsveç, Avrupada birçok şampiyonlar yetiştirmiştir. Hele şimal memleketlerine meydan okumuş bir spor memleketidir.
Orada âdet yerini bulsun diye haftada 45 dakika jimnastik değil, herkes hergün asgari 15 - 20 dakika idman yapar. Tabii bunu bilirsiniz. Fakat gençler jimnastiği spor yapabilmek için yaparlar.
sum » »M MMS »aa« t o sM t S4S »»••• MI o İM s a »hu im ı a as s • »s ı • •* rRADYO PROGRAMl”) Pazartesi 17 K. Evvel İSTANBUL: 18 Fransızca ders. 18,30 plâk, orkestra. 19,30 dünya haberleri. 19,40 tasarruf ve yerli malı haftası konferans. 20 Üniversite asasına koaferanr. 20.30 plâk, neşeli no-•iki. 21.İS Ajana ve borseler. 2L-(0 Tûrkçs sözlü sözlü dan* havaları, Bedriye Rarim, radyo, caz, tango orkestran.
BRESI.AV:
17 Hafif musiki. 18,30 AktOali-ate. 19,20 Eski Grrman kültürü.
19.30 Sözler. 20 Hafif musiki. 21 Kasa haberler. 21,15 Dünyanın muhtelif kısımlarının asker! musiki parçaları. 23 Haberler. 23,30 Dans musikisi.
BUDAREŞTE:
97: Operadan naklen: Gûoodun "Faurt. operası. 20,45: Şen neşriyat. 21,15: Plâk. 22.15: Sözler. 23: Orkestra korneri. 24,10: Almanca “ Ugaricah Stimmungeo „ ieimli konferans. 24,30: Farksa çingene orkestrası.
BÜKREŞ ■
13,13 ( gündüz neşriyatı ). 18 cüzler. 18,15 Ssavas kuarteti. 18,45 radyo orkestrası. 19,20 giyano fantezileri. 20 Ooiverrile. 20,20 plâk. 20.45 konferans. 21,05 solist konseri (Lustin) »eserlerinden piyano iie. 21,45 konferans. 22 şarkılar. 22,20 Viyana Schrsmuei kuarteti. 22,50 haberler. 23,05 kahvehane konseri.
HAMBURG:
18.30 Hitler g-nçleri konuşuyor. 19 Akordeon kuarteti. 19,45 borsa, hova haberleri. 20 "Neşeli bekârlar,, ia.mli korolu radyo skeçî.
20.30 Berimden nakil. 21 haberler. 21,15 yabancı milletlerin askeri havaları. 23 haberler. 2320 musikill program arası. 24 neşeli akşam musikisi.
LAYPZİG
17 Hafif musiki. 18,30 Ekon», nuk program. 19 Sözler. 19,20 Karışık konser. 20,30 Konferans. 23 Haberler, spor. 23.20 Yeni Alman eserlerlnd en parçalar.
ROMA -Napoli- Bari:
18.30 FUbarmonlk konser. 18,55 Sözler ve plak. 21,45 Csmpaeiden
Siz burada bir jimnastik tutturdunuz. Amma ilerili için bir vaidde bulunmadın gizi dinliyccek gençlik yoktur.
Onları: “Çocuklar, jimnastiği iyi büyümek, sıhhatli vo genç kalmak için yapacaksınız. Spor yaptığınız zamanda kav-rulmıyacak, yorulmıyacaksınız.,, Dediniz mi ?
Bana öyle geliyor ki size kalsa, memleketten sporu da, jimnastiği de kaldırıp bize bedii danslar, zeybek oyunları oynatacaktınız. Bereket versin hükümet spora bütün kııvro-tile ehemmiyet veriyor ve verecektir.
Bize kalsa iş başına Avns-pada tahsil edeo terbiyei be-deniyecileri getirir, Alman ve Amerikan mütehassıslar celbe-der, ber sene tatil zamanında kurslar açar, kamplar kurar, ve bu kamplara jimnastik hocalarımızı davet ederek onların malûmatını arttırırız. Sonra mekteplerin spor vesaitini yavaş yavaş tamamlar, haftanın muayyen günlerinde spor saati yapar, ecnebi mekteplerdeki gibi mecburi spor derzleri ikame ederiz.
Tabiî siz bunları da bizden iyi bilir. Maarifimizin yeni spor teşkilâtı projesi için yeni bir tetkik seyahatine daha çıkar ve yeni bedii daos numaralarile avdet edersiniz.
Spor, mekteplerde mi klüplerde mi daha iyi yapılır ? Bunu başka bir gün mevzuu bahsedeceğiz.
Ahmed Naim
Greta Garbo
Son çevirdiği film beğenilmedi mi ?
Greta Garbo geçenlerde Holi-vutta Renkli örtü adında bir film çevirmişti. Bu filmin Greta Garbo non şimdiye kadar çevirdiği bütün filmk rdso flstSn olduğu hakkında büyük bir propaganda yapılmıştı.
Bu film geçen hafta, gsıeteci-İşrt, münekkitlere, muharrirlere, sinemacılara huıuıt bir surette gösterilmişti.
Amerikan gazetelerinin yaıdıkU-rına bakılırsa; film hiç beğenilin emiştir.
Bunun üserins filmin piyasaya çıkarılmamasına karar verilmiştir. Filmde büyük tadilât yapılacaktır. Bu karar Greta Gsrboyu çok müteessir etmiştir. Söylendiğine göre filmi yeni baştan çevirmeğe hiç te teşne değildir.
Haftalık Sinema ve Tiyatro Programları
- —
MELEK : Dam riyal»
Ipek ı
TÜRK : Hrr şry Jkatananın
SÜMER ) Hayrllı kfr defa
SARAY : Çtlininin ına^aralart
YILDIZ t Lûönan
ŞARK • Stfilkr
ALKAZAR : - ÂTnng
ELHAMRA t Mata • Hari
HİLÂL ı *«Aparı* - Kadu» avc«M
MİLLİ t Krallfi Kr\»t»n • baytar
ALEMDAR : Bitmamiş arafaut
ŞEHİR Tl YATROSU t Hamle!
ŞEHİR OPERETİ , Drli (1,1. KADIKÖY ı
SÜRLYYA : İki 9â,tü ku (8„ Ur casu(um)
HÂLE s Asarcığım
naklen zeng.n musiki parçaları. 22,45 Sörler. 7J Varyete. 24 Ha-berter.
VARŞOVA ı
18 piyano. keman konseri. 18.25 •özler. 18.15 »alon musikisi (p Ak), sözlor. 19,15 piyano korneri, çocuk neşriyatı. 20 oakeri neşriyat. 20,30 konferans, muhtelif. 21 popüler senfonik korner. haberler. 22 klâ-sik Leh musikisi. 15 inci asra a id musiki, «örler. 23,15 dans dersi. 23,35 dans musik.ei.
Çin Prensesi Türando
Ufa film müessesesi, (Çin Prensesi Türando) adlıbir film Çevirinindir.
Film Almanca ve Fra»ızca olarak iki defa çckilmişdir.
Bu resimde Almanca filmde rol yapan Alman yıldızı: tnge Lift ile Fransızca filmde rol yapan Fransız yıldızı: Monct Dincy görülmekdedir.
Himalâya dağlarında 7750 metre yüksekteki mukaddes ve esrarengiz
şehrin çok güzel
13 Niaao 1934 tarihinde Alman Profesörlerinden Dyrenfurt un kumandası altında bulunası bir heyet Himalâya dağlarıma en yüksek tepesine çıkmak için yola düzû'-möştlL Heyete fotoğraf çekmek ve film almak için üç sinemi operatörü, Gusto v Diri ve Doktor Rau namında iki mütehassıs iştirak etmekte idi. Fotoğrafçı ve alneeaacı-lan o grubuna Audrev Marton riyaset ediyordu.
Kafilenin ilk konakladığı yer 5500 metro yüksekliğinde idi. Buraya ancak iki buçuk ayda varabildiler.
Buraya en yakın olan şrhir
Almanyada Sinemacılık
Ceneral Göring stüd-y ol arı gezdi
Ceneral Göring, Raytşver in başlıca erkânı ile birlikte, Noybabclsberg ile Tempelhof stüdyolarını gezmiştir.
Ceneral Cöüriııg bütün atölyeleri gezmiş ve artistlerle, sahne vazılarile. makinistlerle uzun uzadıy- görüşmüştür.
Tedrisat ve propaganda filimler! hassaten nazarı dikkatini celbeylemiştir.
Ceneral, kendisile görüşen gazetecilere, Alman sanayiinin daha ilerlemesi ve başta yürümesi için olanca kuvvetüe çalışacağını söylemiştir.
Yeni bir film
Fransız muharrirlerinden (Pi-yer Benova) nın (Akset) ismindeki romanı filme çevrilmek üzeredir. Rollerin kimler tarafından yapılacağı henüz belli değildir. Erkek artistler ara-sındı (Şarl Buye). (Piyer Blan-şer) vc kadınlar arasında ise {Marnel Şantal) (Gabi Mor-ley) in isimler.öden bahsedilmektedir.
“Çelik şuaı„ filmi
Alman stüdyolarından b ri 1938 senesindeki hayatı tasvir eylemek üzere “ Çelik şuaı „ adlı bir film hazırlamaktadırlar.
bir filmi alındı
( Kiymir ) prensliğinin payitaht (Şrinagar) di. Konaklıktan buraya ise bir buçuk ayda varılabülyordu.
Sinema vc fotoğraf makinelerini ı ve hava tara)sudatıoı yapmağa yarayacak olan makineleri tanıyan j bu heyet 77S0 metre yükseklikte . olan Kin Ma;i ve 7500 metre yük- ' •ekliğinde olan Golden Tron tepe- . lerlne tırmanabalmişlerdir. Orelara kadar varmak çok güç bir işti. Hararet dereceleri eralerındaki fark (—liC dereceden -|- 25 dereceye) kadar olmak üzere 85 derece arasında ,d-ği;mekte idi! Dehşetli kuraklık, emsali görülmemi; fırtınalar, ortalığı kaııb kavurmakta idi.
45 gün zarf.nda 20,000 metre film çekilmiştir. Çekilen fotoğraf. Isrın adedi sekiz bine yalcındır.
Heyet, Lsmajuro adındaki mukaddes şehre girmeğe ve orada (Buda) mab.'tierioi, hâzinelerin,, dini ayinlerini, Lâmalarıu hay utlarım film- çekmeğe muvaffak olmuştur. Bu muvaffakiyet şimdiye kadar hiçbir S.ıtue nasıb o-mansıştı.
Şimdi, çekilen filmlerin bir araya toplanması için çalışılmaktadır. Hu filme “Himalâya Şeytanı, ismi verilmiştir. Ne vakit götleri- I lecrği henüz belli değildir.
“F’oâs fi'm.in ttıimli aıti t'trindtn Rcıila Mor.no !
Artistler nelere meraklandılar?
Vûcude getirdikleri filmleri vs gösterdikleri sanat kabiliyetlerini bütün dünyanın takdirle seyrettiği marttf artistler, huıuıl hayatlarında, acaba en fazla neye meraklıdırlar 2 Onların boş vakitlerinde en fasla ua ile meşgul olduklarını bütün sinema seyirciloriaia dr anarak ettikleri ve öğrenmek İstedikleri muhakkaktır. Bakmış banlardan bir 'kısmı boy vakitlerini aoaıl geçiriyorlar ;
Greta GarbotBeş kaldığı saman evinin yanında bulunan koruluklarda eno geriştiler yapar. Evde kaldığı vakit bayhea meşguliyeti kitab okumaktır.
Jaeet Makdonsld Musikiye çok merakladır. Daima yeni çıkan piyeslere alt notaları alır. Evine döner döaraeı şarkı söylemeğe bayla». Başhca zevki, gayet küçük mikyasta çalgı aletleri kotlekaiyonu, yapmaktadır.
Con Kravfort; Birkaç haftadao-beri taganni dersi almağa başlamıştır. Boş vakitlerinde dikiş iş-
teriyle uğraşır. Evinde elli, atmış kişilik bir tiyatro salonu yaptırmış. Yanında bahsedilen bütün tiyatro piyeslerini okur. Tiyatrosunun küşad resmini ( Noel) de yapacakbr.
Mauren O'Sullivan: Şairliğe çok meraklıdır. Sporu çok ıcver. Her gün ata biner ve uzun gezintiler yapar.
Jan Harlov : Yazıya meraklıdır. İlk kitabı kânunusanide çıkacaktır. “Aktris olmamış o'-raydım behemehal muharrir olurdum, diyib durur. Boş kaldıkça boyuna yazı yazar. Çıkan kitapların hemen hepsini okor.
Jan Parker: Merakı resim yapmaktır. M. G. M. stüdyolarına le-tisab etmeden evvel de rersamîık yapmakta idi. Çok iyi danseder.
Karen Morley: Merakı küçük oğlnno sevmektir. Kitab okumağı da çok sever.
Loretls Yang; Merakı küçük kızkardeşi ile meşgul olmaktır. Annesi ile diğer kızkardeşleri arasında gtçirdiğl vakitleri “en im-aad zamanlurım . diys tavsif eylemektedir.
Luiz Fazenda: Av işlerine çok meraklıdır.
Klark Gybl: Sporu çok sevmektedir. Hsrgûo, ve her çeşid Davaya rağmen ava gider. Film çevirmeği bitirir bitirmez hemen dağa gezmeğe gider ve günlerce kalır.
Vityam Povrl : Stüdyolarda çalışmadığı vakitler dostlarını başına toplar ve tatlı tatlı konuşurlar.
Frauşo Ton: Kitab okumakla vakit geçirir. Tiyatro piyeslerine prk düşkündür.
Aşk satıcısı!
Grevil, (Aşk satıcısı) filminin ihzarını bitirmiştir. Bu filmi çevirmek iç.n Erik von Stroha-yun bilhassa Holivuitan gelmiştir.
Çanakkalede Nasıl Durdurduk?
__|_|____
tefrika numarası: 21 Yatan: Ahmed Cemaleddin
“Mecestik„ zırhlısı torpili yedikten sonra alabura olmak üzere idi...
infilâkı siyah bir duman takib etmişti, zırhlının güvertesi ana baba gününü andırıyordu!.
Birkaç gûndrnberi kendini bu vakaya hazırlamış oldujomdan büyük bir heyecan hisaetmedun doğru»».
Evvelce tesbıt etmiş olduğum programı latbika karar vererek tahl siye simidimi aimsk üzere iğil-dim. Lakın bunun şişirilnıamiş olduğunu gördüm. Bu surelin suya betimde mükemmel bir can kurtaran siıaidil* girmekten ibaret olan ilk kısım programım kabiliyeti tat-blkiyesini kaybediyordu.
Binaenaleyh tahlisiye simidini «tşirasokla vakit kaybetmemeyi ve genuyl derhal terkeylenseŞl karar-taştırdım. Çünkü “Meceatik. gittikçe neylini arttırıyor re alabora olmak tehlikesini gösteriyordu.
Merdivenlerden eaa güverteye etrafımda koyup o bir sürü kimseler tarafından âdeta sürüklenerek itile, kakıla atıldım vo oradan kendime bir yol açarak kıç tarafa yollandım. Burada bir kısmı can kurtaranları takmış, bir kısmı da can kurtaransız birçok kimseler vardı- Buolar denize atlamak için zırhlının bordasına tırmanıyorlardı. İnfilâkı siyah bir duman takibet-ml|ti. Bu duman boğazıma, gilzU* rlmo dolmuştu. Bu itibarla oim bir re mel içinde idim. Bordadan fal*' ğıya baktım ve geminin torpil aşlarının gerilmemiş olduğunu gördüm.
Maksadım bordaya tırmanarak kendimi yavaşça denize salıvermekti. Lâkin burada da programımı tatbik edemedim. Çünkü “rar-devcle. lerden iki ayağımı uzattığım sırada arkamda (nagihani bir itişme oldu vo ben büyük bir kuvvetle ileriye doğru fırlatılarak tor-pito ağlarının sarılı durduğu mahalle döştüm. Burada fazla durmadım. Zira hemen sıçramış ve kendimi danizo atmıştım. Bir müddet dibe doğru gittikten sonra deoizin yüzüne çıktım. Bana bir faideai dokunmıyan porsuk tahlisiye simidi ai'an elimde idi. Etrafıma bakındım ve bir eûrû kimselerin yüzmekte olduklarını ve imdat işediklerini gördüm.
Zırhlının mürettebatını teşkil eden bir çok ihtiyar mûstahfazlar-dan çoğunun yüzme bilmediklerim zan ediyorum yahutta bu zavallılar birdenbire şaşırarak nefirlerine karşı olan ıt.mallarını kaybetmişlerdi. Benden birkaç metre ötede b.r fiuka vardı ve etrafımdakilerin hepsi bu filikaya doğru yüzüyorlardı. Bu filika ağzına kadar dolu olup küpeştesin, do bir çok kimseler elrerıyJa yapışmışlardı. Band( etrafımdaki kalabalıkla beraber bu sandala doğru yüzerek küpeştesine iki elimle anrıldım lâkin kendimi bir türlü içeriye çekeml-yordom.
Başımı çevirerek “ Meceatik „ baktım ve gördüm ki gemi alabu-ra olacak olursa bizi altında ezecek. N.hayet bir bahriyeli igilerel. beni «ol arımdan tuttu ve fılikaye aldı. Etrafıma bir göz attım ve gördümkı filika lebaleb dolu. Bu filika nacak ı3ü) kişilik idi. Halbu. ki içinde t anı. m (9 âl kişi lolk.
" Mceastik , Haıkulade bir manzara arzediyordu. Genel iakele tatma o kadar yatmıştı kİ güvertesinde yürümeğe imkân yoktu, mürettebatın üçte biri henüz gemide bulunuyorlar vo denize atlamakta tereddüt ediyorlardı. Zırhlının etrafı birçok kimselerle dolu olub bunlardan bezilen etraftaki gemilere doğru yüzüyorlar, bazıları İm kendilerini su Üzerinde tutmakla iktifa ediyorlardı. Bütün neftin K.ikalarını, • şkampavya . Itrim denize indirmişler kazazedeleri toplamaya çalışıyorlardı. Lâlun bu merakib zırhlı batarken hami edeceği akıntıya kapılmak korkusiyle fazla yaklaşamıyorlardu Ben bu manzaranın fotoğrafı alınırsa pek mükemmel bir ş«y olacağını düşünürken birisi zırhlıdan bağırdı:
— Şayet halatı koyuvermezseniz zırhlı ile beraber denizin dibini boylarsınız...
Meğer bize bu ihtarı zırhlının süvarisi Miralay “Tslbot, yapm,, v. Filhakika bizler talaşla içinde bulunduğumuz filikanın zırhlının ksçma bir halatla bağl, olduğunu
farkadememişir. Bu ihtar filikada çok heyecanı badi oldu vo birçok kimıeler mukadderatlarını kollarının kuvvetine bağlıyarak kendilerini denize attılar. Ben de onlar gibi yapmayı düşünürken Hriıi halatı koyuverdi vo bitde kurtulduk. Birkaç aaalyo eonra •Meceatik,, ilkele tarafına büsbütün kapaklanarak battı ve omurgası havada kelde Buğuk bir gürültü oldu etrafta tular kaynaştı, yeşil Karina bir müddet daha »uyun üzerinde kaldıktan sonra İhtiyar Amiral g— miai kaynadı gitti. Yalnız mahmu-tünen bir kıtmı suyun Özerinde kalmıştı. Zira zırhlının baş tarafı aitbvtvo sığ bir kumsalda İmiş.
Gemi alabora olurken bir bah-riyali omurga üzerinde koşarak baş tarafa gitti ra bu adam mahmul üzerinde keldi. Bilâhare elbisesi bile ulanmadan kendilini bir san-dal kurlardı. 'Meeeıtik. de ölenlerin miktarı (50) yİ tecavüz etmiyordu ki bunlardan bir kum tor-pito ağlarına takılarak kendilerini kurtaramamışlar, bir kutnı da torpido infilâk ederken geminin içinde ûimûşlerdL]
Mürettebatından büyük bir kın-mı tahllaiye limitlerini tekmiş olub gemi batmadan evvel denize atlamışlardı. Diğer taraftan zırhlı tığ bir yarda balmış olduğundan tekne batarken fazla bir girdap baaıl etmemişti. Zırhlının batmasına karadan binlere* kişi şahit olmuştu. Türkler bu vakayı alkışlıyarak seyrettiklerini bilâhare işittim.
Zırhlı torpillendiği zaman süvari “Talbot„ mahrem kitap işaretleri kurtarmak veya imha etmek için baş tarafa koşmuş ve buna muvaffak da olmuş ve gemiei battığı zaman denize düşmüş ve bir filika tarafından kurtarılmış. Lâkin filikada iken mürettebatından iki-rdnln boğulmak üzere olduklarını görünce kendisin! tekrar denize atmış ve bu iki nefovin her İlcisini de kurtarmış.
Biraz sonra bir latlmpot gelerek biri batmak tehlikesini gösteren filikadan aldı ve bizi küçük bir Fransız nakliye vapuruna götürdü. Fransız vapurunun süvarisi bizi büyük bir aamimiyet ile karşıladı. Bize kabre, ispirtolu içki ikram etti ve bahriyeli elbiseleri vererek ıslak elbiselerimizi arkamızdan çıkardık.
Birkaç saat sonra kendime üst baş tedarik etmek üzora Amiralin müsaadesiyle Ma İtaya hareket ediyordum...
— Son —
lllIMIIIIKllltt
-sreevıaır •eetsıeeıeıaeı •eoeeaıoıa tteıevaasntuiMiaıaııaı
Halkevinde kurslara talebe alınıyor
Halkevinden:
1 ~ Temsil şubemizin birinci tiyatro kursuna Orta tahsilini bitirmiş Bayan ve Baylar alınacaktır.
2 — Güzel sanatlar şubemizin tezyini kolunda da Bayanlar için giyime ve ev süslemeğe yarayan el işleri için tezyini resim dersleri verilecektir.
Bu iki kurs da parasızdır. Istiyenler her gün saat (16) dan (22) ye kadar Gülhane parkın-daki Alay köşkü İç tşleri Çevirenine baş vurarak yazılabilirler.
Doğum
Tramvay, Tünel ve elekrrik şirketleri Maliye işleri mütehassısı Sami Kâzımın bir oğlu dünyaya gelmiştir.
Genç ana babayı kutlular yavruya uzun ömür vc muvaffakiyetler dileriz.
Yoksul çocukları dûşûnûn!
Kıj geldi. Kışın soğuğundan ve bu soğuğun getirdiği hastalık-Urdan yoksul yurttaşlarımızı korumak hepimi tin boynumuza borçlun Bu borcu ödemi' olmak için kullanamadığımız eski çama-şırtarımızı, çocuklarımızın eskilerini Çocuk esirjeme Kurumuoa vereli m.
ZAMAN
J
Kânunuevel 17
„nun maceraları |
Şark ve
gümüş para
cenub vilâyetlerinde ve halk
Ayıntab ( Hususi ) — Şark ve cenub vilâyetlerimizin iktisadi vaziyeti, Osmanlı imparatorluğunun meskukâtından bu-lunan gümüş paraların tedavülde kalması yüzünden müs-tekarj değildir. Eski gümüş paranın bu havalide oynadığı rol, o derece menfidir ki, büyük zararından kurtulabilmiş tek kimse gösterilemez. Çünkü, gümüş para piyasası, meçhul kimseler elinde hemen her gün tahsvvûl edecek nisbette gayri müıtekardır. Bu yükseliş vc iniş, bazı defalar öyle hayret verici bir raddeye gelir ki, onun içinden çıkabilmek bir türlü mümkün olmaz.
Izahedelim : Meselâ bu gün bir kâğıd lira elli beş kuruş gümüş karşılığıdır. ;Piyasa bu halde iken binlerce satış yapmış bir tacir (bu satış gümüş para üzerinedir) nihayet birkaç ay sonra topladığı gümüş paraları banknota tahvili İâzıra-geldiği zaman bir baknot altmış gümüş kuruşa yükselmiş bulununca, maruz kalacağı sararlar oldukça mühimdir.
Aksini düşünelim : Kâğıd para elli kuruş gümüşe geçmek-de iken veresiye alışveriş yapan halk ve köylü bu boreon tediyesi zamanında gümüş para üç beş kuruş teneüzzûl edince zarardide olacağı gibi aksi halde de tacir zarar etmiş deme kdir.
Memurları ele alalım: Bir kâğıd elli altı kuruş gümüşe geçmekte iken bakkal vesai-reye ay sonuna kadar borçlanmıştır. Halbuki maaşın alınacağı günler kâğıt lira birdenbire altı kuruş tenezzül etmiştir ki bu bal bir çok defalar vaki
olmuş ve olmakta bulunmuştur. Şu halde memur, beher lira ba şına altı gümüş kuruş zarara uğramış demektir.
Yukarıdaki izahattan anlaşılacağı üzere gümüş para piyasasının bu gayri müstakar hali yüzünden şark vc cenub vilâyetlerimizde yaşayan vatandaşların maruz bulundukları maddi zarar oldukça mühim vc üzerinde duru'muğa lâyık bir meseledir. Bu para sebebiledir ki, bugün bu mıntaka tacirlerinin sermayelari yüzde elli nisbe-tiodc azalmıştır halk ve memur tereddüt içindedir.
Bu kararsızlıkta her vilâyette türemiş bir kaç sarraf vc murabahacının da rol oynadıkları muhakkaktır Netekim geçenlerde Gaziayıntapta kırk kuruş kâğıd paraya geçmekte bulunan bir gümüş mecidiye birdenbire 45-46 kuruşa yüksel-miştir ki, bunda amd oldukları anlaşılan bir kaç taraf hakkında Müddeiumumilikçe takibata girişilmiştir.
Bu havali halkı, yeni çıkarılan gümüş paraların bunların yerine kaim olacağını ümidjede-rek pek sevinmektedir.
Esasen böyle olmaz eski gümliş paralar için metçe sabit bir kıymet
edilmeı ve yahut piyasadan büsbütün kaldırılması cihetine gidilmezse karışıklık artacaktır.
Hükümetimizin, şark ve ce-nub vilâyetlerini büyük karışıklığa ve tereddüde doğru sevk eden bu mühim işle do yakından alâkadar olman dilenmektedir.
yani; Sükûta k dır
A. £.
Yeni soyadı alanlar
Bize bildirilen yeni soyadlarını her gün neşrediyoruz
Soyadı alan okuyucularımızın yeni adlarını neşre devam ediyoruz. Dün bildirilen isimler şunlardır :
Turan — Haliç şirketi kontrol kalemi memurlarından tavan.
Gözen — Haliç şirketi murlarından Hüseyin.
Ergun — Hali* şirketi murlarından Alâeddin ve hisar ortamektebi riyaziye «İlimi Ali.
Koca Kaya — Merkez hafaza ayniyat kaleminde hasib Bedri.
Oğuz — Ayni daireden Hüseyin.
Us — Ayni daireden Rıza. Erden — Ayni daireden Hakla.
Evre a — Ayni daireden Hüsnü.
Güngör — Kaçak yonganı KemaL
Korda — Merkez mıntıkada Zeynel.
Marti —Galatada Kara Mustafa paşa sokağında tüccar terzi Nıko.
öcal — Rıhtım şirketi memurlarından Mustafa Şerif ve kerimce Ziühal,
An*

mc-
Ak-
mu-
mumu-
• •
Yanlış yazan bir soy adı kitabı
Bir kanimizden aldığımız mektuptur.
"Soy adı kanunu çıktıktan sonra kendime bir isim bulmak için Tefeyyüz kitaphanesinin neşretmiş olduğu “Öz Türkçe seçme soy adları,, kitabını alarak kendime Elgin ismini -Ne-
I
cip kelimesi * mukabilinde, mft-nasib gördüm,
Birkaç gün »onra Tarama dergisine müracaat ettiğim zaman bu kelimenin “Necibw in tam aksi bir mana ifade ettiğini hayretle müşahedo ettim.
Bu şikâyetimi Maarif Müdürüne gidip söyledim ve piya-saya çıkarılan bu kitapların dil inkılâbı yapıldığı şu sıralarda teşevvüşlere sebep olacağını vc buna müsaade edilmemesini ileri sürdumse do nazarı itibara alınmadı.
Gazetenizle bu şikâyetimin neşrini, benim gibi soy adı alanların yanılmaması için, rica ediyorum.,,
Çocuk Bakımı hakkında öğütler
Çocuk Esirgeme^Kurumu(Hi-mayei Etfal) annelere çocuklarının bakılması usullerini gösteren öğütler hazırlamıştır. Bu öğüUer süt çağındaki bebeklere birinci aydan başlayıb 12 inci aya kadar ne şekilde bakılacağını bildirir. Istiyen-lere her ay için bir öğüd pa-rasız olarak gönderilir. Anka-rada Çocuk Esirgeme Kurumu Başkanlığına bir mektupla adres bildirmek kâfidir.J
Yurttaş
Doğan çocuğuna nüfus tezkeresi çıkartır gibi, Bankoda bir tasarruf hesabı açtır. Çocuğuna yapabileceğin en büyük iyilik budur.
Milli İktısad ve Tasarruf
f Madam “Lüpesko
Yazan: Barbu Joncsko No. 12
İsmi dünya gazetelerine senelerce sermaye olan Romanyah meşhur kadının aşk maceraları
Günler. haftalar, geçti. Mülakatlar. intizama girmişti- Her gün, muayysn saatte birleşiyor ve konuşuyorlardı. Bu konuşmalar onların daha derinden tanışmalarına, samimi ve mahrem şeylerden bahsetmelerine yardım ediyordu.
Karol bu sırada Madama açılarak ona istikbalinden emin olmadığını anlattı.
Karol bana hayatının bu devrinden bahsederken:
— O zaman, dedi, aramızda tam ve hakiki bir dostluk vardı. Madama her şeyden bahsedebiliyordum. O da her anlattığım şeyi mükemmel anlıyordu.
Hatta ona anlatmadığım bir şey yok gibi idi. Buna kar şı kendisi bana bir valde muamelesi yapıyor, bana özlediğim şefkati gösteriyordu.
Hatta Karol bu sırada, Helen e bir ad takmıştı, ona :
— Mikutza I
Demeğe başlamıştı.
Bunun manası:
— Küçük anne! idi.
Karola daha sonraları bu İsmin aslını sordum. Bana şu cevabı verdi:
— Ba ismi ben kendim icad ettim. Çünkü ona çok yaraşıyordu. Şimdi de ona ne güzel yaraşıyor. Kendisi, hakikaten, bana bir küçük anne gibi muamele etmiştir.
Sinayadaki macera haftalarca devam etti. Onların bu sıradaki mülâkatlarıla alâkadar bir hâdise vardır.
Helen Lüpesko, her zamanki gibi parka gelmişti, dolaşmağa başlamıştı. Ortalık sıcakça olduğu için şapkasını sıkarak eline almıştı. Bu şekilde dolaşıb kendi kendine mınJdanıyorkcn uzan boylu, sakallı, fakat muhteşem bir zat ağaçların arasından önüne çıkarak onu durdurmuş, Helen odu hemen tanımıştı.
Bu zat, Karolun babası kral Ferdioanttı. Kral, ona dikkatle baktıktan sonra vakur, fakat nazik bir sesle:
— Matmazel I Demiş, galiba burasının krala aid bir park olduğunu bilmiyor sunuz?
— Hayır efendimi
— O halde müsaadenizle şunu söyliyeyim. Burası kral ile Hanedan âzasına mahsustur.
Madam Lüpesko hâdisenin gerisini şöylece anlattı:
—Vaziyet tuhaftı- Krala, oğlu ile görüşmek üzere geldiğimi söyliyebilirdim. Fakat bunu söylemekten çekindim ve düşünmeğe-başladım. ;
Kral, benim bu sırada gülümsediğime bakarak:
— Madmezel, dedi, ciddi olduğuma inanınız! ıBuraya girmek kanuna karşı gelmektir.
Kral, bana tekrar dik dik baktı. Vc ilâve etti :
— Genç vc güzel bir kadın da kanuna karşı gelmemelidir. Fakat kral Fcrdiuant ta bu sözleri- söyledikten sonra gü'ümsemiş ve madamın güzelliğini hissettiğini göstererek bir müddet onun cevab vermesini beklemiş, fakat onun gülümsemekte devam ettiğine bakarak ı
— Galiba, demiş, yaptığınız harekete gülüyorsunuz I
Hakikatte Madem Helen bu sırada başka bir şeyden dolayı gülümsüyordu. Karol, Hcleni gördüğü için yaklaşıyordu, fakat babasını görünce işi anladı ve bir lâhza düşündükten-sonra ağaçların arasında kayboldu.
Helen Lüpesko da krala cevab verdi;
— Affedersiniz , efendim. •
Buraya girmenin yasak olduğunu bilmiyordum. Fakat sizin de burada işiniz ne? Buraya girmek suçsa, sizde aynı suçu irtikâb ediyorsunuz!
Kral iğilerek cevab verdi:
— Gerçi haklı gibi görünüyorsunuz, Matmazel. Fakat hakikatte öyle değil. Çünkü öyle kanunlar var ki benim üzerimde tesiri yoktur. Halbuki bu kanunlara sizin itaat etmeniz lâzımdır.
Kral Fcrdinand. şahsiyetini bu şekilde anlatmış oldu. Fakat Helen yine anlamamazlığa geldi ve :
— Affedeniniz Miisyü ! dedi, sizi rahatsız ettiğim için son derece müteessirim. Buraya bir daha gelmiyeceğim.
Fakat kral. Melenin hemen çıkıb gitmesini istemiyordu.
Onun için yeniden sordu :
— Neden gelmiyeceksiniz ? Sinayadan ayrılıyor musunuz ?
— Hayır efendim..
— O halde neden acele ediyorsunuz ?
— Çünkü kanuna karşı gelmek istemiyorum. Yalnız burasını cennet gibi görünce da-yanamıyarak girersem o başka!
Kral kaşlarını çattı ve:
— Madmazel, dedi, buraya istediğiniz zaman gelebilirsiniz.
Birkaç dakika sonra Karol ilo Helen Lüpesko birleştiler.
Karol bu noktada söze karıştı:
— Şayed, dedi, o gün babam bizi bir arada yakalasay-dı, mühim bir mesele çıkardı. Bahusus bu sırada bütün düşmanlarım, benim bir aşk maceramı yakalamak için ellerinden geleni yapıyorlardı. Gerçi o zaman Helen ile aramda bir aşk başlamamıştı.Fakat düşman lanın bunu bir aşk macerasına çevirir vo dostluğumuzu o yolda istismar ederlerdi.
O gün Karol, Helene hakikati açıkça söyledi : kendisi onu görmeğe gelmekle, şöhretini tehlikeye atıyordu.
Helen de bu hakikati anladığını söyledi. Fakat tehlikeyi göğüslemeğe hazırdı. Ancak Karol isterse, ve lüzum gösterirse ondan ayrılacak ve bir daha onu görmeğe gelmiyccekti.
Son söz daima Karolda idi. Bugün de öyledir.
Birkaç ay sonra Karol ile Helen Bükreştc karşılaşmıya ve görüşmeğe başladılar. Karol, bu dostunu özledikçe onun evine gidiyor vc orada çok iyi karşılanıyor, çok mükemmel ağırlanıyordu.
Aradaki dosHuk, samimi ve bütün maddi fikirlerden uzaktı. Bu dostlukta karşılıklı saygı hâkimdi.,
Karol, aratıra bir takun hediyeler getirmek istiyor, fakat onun bu teklifleri daima red ile karşılanıyordu. Yalnız onun üzerinde İsrar ettiği bazı şeyler vardı. Helen bunları kabule mecbur oluyordu. Çünkü Melenin asıl özlediği şey, dostluk ve arkadaşlıkdı. Bundan fazla birşey dilemiyordu.
Helen ile Karolun bu sırada ihtiyatsızlıklar gösterdikleri de muhakkaktır.
Bunu kendilerine sorduğum zaman Helen şu cevabı verdi:
— İhtiyatsızlık gösterdiğimiz doğrudur. Fakat bu da dozluğumuzun masumiyetinden ileri geliyordu. Bana kalırsa ihtiyatlı davranmak için bir şeyden korkmak gerektir. Halbuki bizim korktuğumuz bir şey yoktu.
Fakat) çok geçmeden bütün saray, bu dostluktan haberdar oldu ve onu bir iskandal şekline soktu. Bütün Bükreş dedikodu ile çalkanıyordu.
Karol, vaziyeti izah için anası, babası tarafından davet olundu. Karol, hakikati anlattı. Hakikat gayet sade idi. Halbuki pek meraklı ve heyecanlı bir hâdise bekleniyordu.
Devamı var
ZAMAN —
7
Meb’us seçimine doğru
Birinci lahi/eden devam
Kadın Birliği reisi Latife Bekir ve birliğe mensub ban kadınlar buraya gelmişlerdir. Bunların seyahati, belki de kadın mebus acçıl-meai işiyle alakadardır.
Halk Fırkasının mebus namzetlerini kânunuıaninio sonunda veya şubatın başında Hân edeceği xod-aolunoyor.
General Şükrü Naili He sabık safirlerden Hûırcvin Halk Fırkası nam r etleri arasında bulunacağı bildiriliyor. Namzet olarak şimdiden zikredilen dlğar İsimler şunlardır ;
İbrahim Necmi, Karun Naml, Mustafa Meedi.
Kadınlardan mebus olmak isteyenler Ayşe. Nısdiye İle Kadın birli-{finden Lâtife Bekir ve Efzayiş Saat aaylavlık için namzetliklerini koymağa karar vermişlerdir. Istanbulda hazırlıklar bitiyor Mebus Intilıabatı büroları dün akşam işlerini bitirmişler ve teksir eyledikleri cetvelleri intihab tefliy heyetine tealim eylemişlerdir.
Teftiş heyeti bu eel selleri tetkike başlamış olub bu işi kanunen altı gün zarfında bitirmek mecburiyetindedir.
Bu itibarla defterlerin mahallelere asılma işi ancak haftaya kabil olabilecektir.
Henüz] cetvellerin tetkiki bitmediğinden şehir dahilindeki nû-fuıuo hakiki mikdarı anlaşılamamıştır. Diğer taraftan Yalova ve Silivri karaları dün akşam vilâyete catvallsrl göndermişlerdir.
Şile karnemin cetveli İM bu sabah gelecektir. Dün vilâyetten diğer hazalara bir telgraf gönderilmiş, cetvellerin acele günderilmosl ve yaşları 22 den aşağı olanlarla fazla olanların miktarlarının bildirilmeli iatsailmlşUr.
Kadınların Halk Fırkasına kaydedilmesine devam edilmektedir. Halk Fırkasının göstereceği müo-trbibi saoİ namzetleri arsanda kadınlar da bulunacaktır.
“ Kayseri „ de tetkikat
7 inci sahifeden devam Sumerbank Genel çevirgenl bulunmakta İdiler. Yemek sonsuz bir neş’e İçinde geçmiş, Türk - Rus gençleri milli oyunlar oynamışlardır Yemekten sonra ökonomi Bakanı Celâl Bayar ve Karaban karşılıklı olarak, çok kara güolerde başlıysa Türk - Rua doatluğ unun I manasını ve sonsuz kıymetini anlatan ve çok alkışlanan söylevler söylemişlerdir.
Büyük elçi, söylevinde Türk Rus iş birliğinin güzel ve bûyûk bir eseri olan Kayseri bez fabrikasının başarımından doğan memnuniyetini söylemiştir. Saygın konuklar, ziyafetten sürekli alkışlar ve candan sevinçler arsamda ayrılmışlardır.
“Ankara,, ya döndüler
Kayseri 16 (A.A) — Ökonomi bakanı Celâl Bayar, Sovyet büyük elçisi Karahsn, Sıluıerbank gnnrl çevirgeni Nurullnb Eıad, Sümer ve diğor konuklar bugünkü trenle An-karaya döndüler. Gelişlerinde olduğu gibi gidişlerinde de candan uğurlandılar.
Ankara 16 {Telefonla) — iktisadi tetkikat yapmak ve fabrikaları gezmek üzere Kayseriye gitmiş olan ökonomi bakanı Celâl Bayar vc} Sovyet elçisi Karahau İle Nurullsh Eıat bugün şehrimize dönmüşler vo istasyonda iktisat Vekâ'eti, Sovyet elçiliği erkanı Ue mebuslar ve dostları tarafından karşılanmışlardır.
»şvesossasvı«esossıvsiea«oo«ıeısaıs«aet»«vvteta(i ıiMMiela
Kumbara al!
Yurttaş '
Ulusal ökonomi ve tutum yedi gününün bu gün altısı, yarın yedisidir. İş, Ziraat, Adapasarı Bankalarında kumbara boşaltına ve kumbara alma müsabakaları artık sonuna yaklaşıyor. Koş, kumbaranı boşalt, kumbaran yoksa hemen kumbara ak Müsabaka sonunda kazınacaklar nraııo-bulunursan pek çok sevineceksin.
M. L ve T. C.
Son haberler
*Midye„ sahillerine iskele yapılıyor
Tekirdağ 16 (A. A.) —• Kırklarclinin Midye kasabasında bir iskele sapılması düşünülmekle ve bunun için yerinde tetkikler yapılmaktadır. Bu fokolenia İyi imleyebilmesi için her türlü nakil vasıtalarının her mevsimde geçebileceği muntazam bir yol ile Takirdağının Saray kazasına bağlanması gerekli olduğundan bu hususta icap eden tedbirlor alınacaktır. Saray-Çcrcskoy, Saray-Vize vc Tekirdağ-Hayrnbolu yollarındaki «ilindiraj işi devam etmektedir.
Bu sefer nekadar mebus seçilecek?
Ankara 16 (Telefonla) — Yeni saylav seçimi faaliyeti bütün vilâyetlerde ilerlemektedir.
Gelen malûmata göre, vilâyetlerde nüfus yazını defterleri ikmal edilerek teftiş heyetlerine verilmiştir.
Bu heyetler defterleri 6 gün içinde tetkik ederek aid olduktan mahallere asacaklardır.
Vilâyetlerdeki nüfus tnikdarıoa göre nekadar mebus seçilmek lâzımgeleceği birkaç güne kadar anlaşılacaktır.
Efgan Elçisinin ziyareti
Ankara 16 (Telefonla) — Efgan Büyük Elçisi bugün Başbakan General İsmet Inönünü ziyaret ederek uzun müddet görüşmüştür.
Tekirdağ'ına gelen muhacirler
Tekirdağ 16 (A.A.) — Ana vatanın Trakya eline kavuşan soydaşlarımız, gönden güno çoğalmaktadır. Son yedi gün içinde de Romanyadan Sihrimize 664 göçemen gelmiş vc hemen yerleştirilmişlerdir.
Yerleştirilmeleri için ayrılan yerlere gönderilmişlerdir.
Bir tayin
Ankara (Telefonla) — Maliye varidat üçüncü kalem şefi ve para biriktirme vo yardım sandığı idare heyeti reisi Esat Maliye vekftletindo kurulan müracaat kalemi şefliğine tayin edilmiştir.
Çorluda muallim ve talebe kooperatifi Tekirdağ 16 (A. A.) — Çorluda resmi ve husus! okutucu-ları ve çalışanlarının birleşme-sile mahdud mesuliyetli Çorlu kazası muallimler kooperatifi adiyle bir istihlâk kooperatifi kurulmuştur.
Çorlu kazasında bulunan okulun maaşlı ve ücretli okntucu ve çalışanları ortaklığa girebileceklerdir.
İstanbul Borsası kapanış liatleri 15-12-1934
ÇEKLER
Londra Ne v-York
Parâ MUâno Hrükaal
Atina
Bir traş bıçağı ile yüz dofa traş olduğuna andedenler çoktur HAŞAN
TIRAŞ BIÇAĞI şimdiye kadar icat ohman bütün tıraş bıçaklan arasında en mükemmel ve en fevkalâde olduğzı tahakkuk etmiştir. Piyasada mevcut braş bıçaklarını şaşırtmıştır. Haşan braş bıçağının 1-2-3-4 numarah gayet keskin ve hassas tarafları vardır ki her bir tarafile lâakal on defa braş olmak kabildir. Bu hesapla beş kuruşluk bir adet Haşan tıraş bıçağı He fark defa ve rshk bardak ile bilen-dikte yüz defa braş yapdmak mümkündürki dünyanın hiçbir bıçağında bu meziyet yoktur. Haşan bıçağı istediğiniz halde başka marka verirlerse aldanmayınız Taklitlerinden salanınız. Fiati 1 adedi 5 kuruştur. 10 adedi 45 kuruştur. Haşan Ecza deposu : İstanbul - Beyoğlu
İtalya, hakem istemiyor
7 inci sahifeden devam ne verdiği protestoda “ Ualual . ve Vardcrln Ogaden vilâyeti İçinde bulunduğunu ve 8'Xl kişilik kuvvetli Italyan kıtasının Ingiliz -Habeş muhtelit komisyonuna taarruz ettiklerini bildirmekte idi. 9 l.k Kânun tarihinde Habeşistan hakeme müracaat isteğinde bulunmuştur. Adıssbabadakl İtalyan maslahatgüzarı, hükümetinin tarziye ve tamirat istediğini bildirmiştir. Roma hükümeti, hakem mescidinin Urri aOrOlmlyecağl kanaatindedir. ÇOkü, bu hükümete göre, hâdise Italyan toprağında olmuştur. Re^mi Italyan gazeteleri, İtalyan -Habeş mukavelelerinin italyanın “ulual. üzerindeki hukukunu isba-ta yeltenen maddelerini neşretmektedirler
Eski bir hikâye
Cenevre 16 (A. A.) — Havas ajanıı bildiriyorı
Habeş hükümetinin bu kez Uluslar derneğinde yapt-ğı tbbüs , 1926 da ilk kânun 925 tarihli Ingiliz - Italyan antlaşmasına karşı yaptığı protestoya benzetilmektedir. Adlaababa, Uluslar derneğinin dikkatini çekmiş ve fakat Londra ve Roma hükümetlerinden kendisini teakin eden mektuplar alınca teşebbüsünü takib etmemiş ve Uluelar konseyince müdahaleye lüzum görmemişti.
— Zaman —
Yukardaki telgraflar, Habeş -İtalya meselelerinin İçinden çskı-lamıyacak kadar karışık olduğu Muini bırakıyor. İtalyanların hn-kemdeu kaçmaları da calibi dikkattir. Çünkü böyle itilâflarda haklı ve hokıız net.çelere meydon vermemek için en İyi çarenin bakam olduğu göz dnünde tutulmalıdır.
Diğer taraftan eekl bir hikâyenin tekrar edilerek Habeşle-lanın fi tarihinde Milletler cemiyetine j yoptıgı müracaatı takibeyleme-diği noktasının hatırlatılmalı da İnsanda Milletler Cemiyetinin dahi bu meseleye lâkayt kalmak İstediği İntibaını doğuruyor.
Bu asırda zaif olanların veya zail görülenlerin vay başına I
YENİ NEŞRİYAT
Yeni Adam çocuk kitapları
"Yeni Adam,, mecmuası ts-rafıodan çıkarılan “çocuk hi-,( knyclcri» adlı kitapların S incisi çıkmıştır. Bu kitaplar bizde yeni bir çocuk neşriyatını teşkil ediyor. Hikâyeler heb öz Türkçe ile yazılmakta vc ah-lâklık, ulustuk, terbiydik nıev-zular taşımaktadır. Her Perşembe günü bir kitab çıkar. Tanesi 5 kuruştur. Bu yararlı kitapları her ana baba vo hocanın çocuklara okutmnlarını isteriz.
Zonguldakta tasarruf haftası
Zonguldak 16 (A.A.) — Ulusal ökonomi haftasının dördüncü günü de çok canlı ve hararetli geçmiştir. Sergi bugün de halk akmlariio dolub boşaldı. Ecnebilerin Türk inceliği ve varlığı önündeki hayranlığı açıkça görünmektedir.
Halkcvinde geceli gündüzlü ükonami savşımız üzerinde müsamero ve konferanslar verilmektedir. Halkı, aaloolar almamaktadır.
Muğlada hayırlı işler
Muğla 16 (A. A.) — Bu gece Halkevinde toplanan halkevi idare heyeti, okullu fakir çocuklara sıcak yemek vermek ve bayramda yoksul çocuklara . giyecek yapbrtnak için çalışmağa başlanmasına söz kesilmiştir.
Muğiada Fransızca dersler
Muğla 16 (A- A) — Bu gece-deoberi Halkevinde Fransızca drr* verilmeğe başlanmıştır. Dere en çok gençler İstek gösteriyorlar.
Yeni soy adları
Ankara 16 (A. A.) — İç İşler Bakanlığının çıkardığı "köylerimiz^ bitiğinden saylav Bezim Alalayın soyadı olarak seçtiklerini yazıyoruz t
Sirene, Solcak, Soman, Somay, Sorgun, Sorkun, Bormnn, Soysal, Soysalı, Sökmen, Suçin, Sürgün, Sûklün, Süie, SiUecik, SülmeuU, Sülümer, Sülün. Silne, Şahna, Şah-nalı, Şamar, Şana, Şarakman, T*. ğal, Tamış, Tan. Tanıtman, Ton-koş, Tanur, Tanzı, Taptık, Taraz, Tarhao, Taştemûr, Tatay, Teke, Terkin, Tekmen, Toeamış, Tilmensa-ğır, Timurtaş, Timzeo, Todurgıı, Tvğaç, Toğuç, Tokuç, Tokuş. Tornan, Tvcıgur, Toptaş, Topulca, Tor aç, Toregan, Toraman, Torı, Torşln, Tosmur, Totan, ToUş, Toygar, Toygun, Toymuş, Toyrarı, Toytemtlr, Tozman, Tuğrak, Tu-ğut. Tulay, Tutuntaş. Turan, Turgut alp, Turhal, Turnalı, Tursun-bek, Turşio, Tuta, tutaç, Tutuş, Türken, TOrkcmiş, Türkmen, Tür-tük.
Berlin Varşova’ Buda peşi* Bükreş Belgrat Yokohama Ucukova
Altın Mecidiye Banknot
Açıla 622,75 0,7949 12,06 9,2992
3,4016 83,7043 2.4541 66,2240 1,1757
19,0265 3,1175 4.30 5,81 1,9787 4,2080 4,1792 79,1635 35,0410 2,7557 1087,25
Nukut Ah,
935
41
239
Kapanış
62,5
0.793242 12,035
9.28 3,3946 83,53 2,4490
66,0860
1,1733
18.9808
3,1110
4.29
5,7987
L9745
5,1993
4,17
78,998-1
34.9675
2,75
1089,50
Sıtı,
936
42
240
Tahvil vc Senetler
KS fal.ll 1V1J
»mlyrll (Ergani)
0’0 7,S fıtx« fü/l, burcu lahviU I
Açılsş Kapanış
27,90
27,87
Aasdolu D.yokı | U 45,50 . „ mCmcesU 49,75 0.-S 73 Türk B U 45,50 49,65
Oı'o S Hıaıo, Ergani #
M.«« Bank 57,25 Rıhbm 57,25
|. tunik ana.. 10
Araları jlmsla
Anad. D. Y. ct 28 28
1935 Matbuat almanağı çıktı
İçindekiler
1935 de neler olacak ? Yarınki harb - Eski ve yeni gazetecilik-Ih tındı buhran ne zamana kadar sürecek ?
Abidin Daver, Ahmet Hidayet, Ercümend Ekrem. Muharrem Feyzi, Refik Ahmet, Selim sırrının yazıları.
Kültür, sıhhat, ev, ilim, dünya, spor bahisleri. Ameli hayat bıl-glieri, faideli malûmat, Bayanla-a el İşleri re saire ve saire mükemmel bir takvim vemuhtıra.
Her kitapç'da bulunur.
PAZARTESİ
Rant sene
1934 •
KÂNUNUEVVEL HISİK.-..7;
1353
Ruıoi et»
1350
Zamanın takvimi
Ramazan
10
Bugünkü hava
Yeşilköy rasat merkezinden aldığımız malûmata göre dün hava tazyıhı 759 milimetre, en fazla sıcaklık 15, en az 11, vasati 13 derece idi.
Rüzgâr gün doğuşundan saatte vasat! beş kllomvtre süratle aşmıştır.
Bugün rüzgâr mutedil esecek, hava kısmen nçık olacaktır.
Zarfları bekleyiniz!
Bu ayda Tayyare Cemiyeti evinize zarf bırokacnktır. Fitre ve zekatınızı bunun içerisine koyunuz, adınızı, sanının yazıb geri verlulz.
AKGUN
KADIN TERZİHANESİ
Her ay Almanyadan yeni modeller getiriyor Şık ve ucuz elbise yapıyor Beşiktaş Dere Caddesi 131 numara_
kasasidi r.
ÇÜNKİ:
Hava ne kadar aoğuk olursa olsan, bir Frigıaaire içinde muhatara edilen süt, tereyağı, peynir gibi gıdalar tazeliklerini aynen ve uzıu müddet muhafaza ederler.
Frlgidaire soğuk hava dolabının girdiği eve hastalık girmez, çüııkö mikropların üremesine bu emsalsiz alet kafiyen meydan bırakmaz
Bourla Biraderler ve Şsı
İstanbul - Ankara - İzmir
En son usullerle terbiye edilmiş gayet sağlam ve güzel derilerden yapılmıştır.
Beykoz Fabrikasının son moda kadın iskarpinleri en çok beğenilen ve aranan sık kunduralardır.
Sümer Bank
Yerli Mallar Pazarları
Beykoz kunduralar nın satış yerleridir
rrrn KARYOLA «m
Lake bronş, nikel ve çocuk kar-yoklarının envai çeşidini ucuz v __l flatla IsUnbul Rızadan yokuşun-
ASRI MOBİLYA MAĞAZASINDA bulabilirsiniz. Telefon: 23407 AHMET FEVZİ ■■
İstanbul Ziraat Bankası Satış Komisyonundan
Emlâk No. 27 22
Sıra Semti Mahallesi Sokağı
No. 81 1606 Üsküdar Tenbelhacı Mehmet Selâmı Alı
1610 W Selmanağa Karaca Ahmet
1604/6 Bostancı Bostancı Çatalçeşoıe ve Yozgat
16U4/7 a
1604.8 I» M
1604/9 w 0
1612 Kuzguncuk Kuzguncuk htiratikalfa
2089 Büyükçarşı Büyükçarşı Çadırcılar
2355 Kuzguncuk Kuzguncuk Tomrukağası
1139 Bebek Bebek Kilise ve Manolya
1555 Beyoğla Hacı mimi Camcı
2362 Edirne kapı Hacı Muhittin Yağhane
2613 Eminönü Ahiçclcbi Kemerli
1616 Çengelköy Çengelköy Kuyu
1618 Boğaziçi Yenimahalle Mektep
1982 Çengelköy Çengelköy Kilise
2068 Kuzguncuk Kuzguncuk Bostan
2079 İstanbul Dayabatun Mabmutpaşa
1351 Mahmutpaşa Arnavutköy Arnavutköy Dere
1634 Dolapbknyu
1638 Bostancı Bostancı Çatalçeşme
1638/1
1987 Arnavutköy Arnavutköy Dere
2400 Bûyûkdere Bûyûkdere Buzhane
2409 Kuzguncuk Kuzguncuk Tomrukağası
2773 • 0 Kunboğlu
2775 • • Köşk
Yüzde yedi buçuk pey akçeleriyle
11-15 E 37 H.
11-15 E M. 38 H.
11-15 E. M. 70 H
11-15 E M. 65 H.
45
19
49
26-36
19
26
19
6
22
27
7 Mû.
30
Cinsi
Arsa metresi 53,50
Yarım kagir dükkân ve 64/120 üstü oda ve sofa ve bahçe
Arsa metresi
•• »•
Hissesi HİMeye göre muhammen
320 2206
Tamamı
kıymeti T. L.
106
103.50
263
103.90
Ahşap hane ve bahçe Kagir dükkân Arsa metresi 64,50 Ahşap iki hane ve bahçe 2/21 Arsa metresi 67,50 1/2
,, „ 62 Tamamı
Kâgir mağaza üstü odalar 4576/29558 Arsa metresi
•• •»
Kalcılar hanı içinde üçüncü kâgir oda metresi
katta Arsa
Tu m a mı
28/144
32/120 Tamamı
47
79,50
47
59
112/1344
Tamamı
106
104
422
186
156
428
52
858
202
366
916
16
94
96
118
600
Deniz yolları
İŞLETMESİ Acenteleri: Karaköy • Köprûbrj' Tel. 42562-Sirkeci Mühdrdarznd. hb H.o Teli 22740 «MM
Karadeniz yolu İZMİR vapuru 18 Birinci Kâ nun salı günü akşamı saat 20 de Rizeye kadar. *8524.
CİCİ DUDAKLIK
Düny.mn ta aabit dod.k boyan,
FARUKI'nît» CIC!
»Ilımıdır. Hiç bir te-nsaala .lliam.r. Yl-kan» bile [ıkmaı. 24 ıul dodaki, kalır. TecrObeel kolaydır.
* Depolu ı SulCubsmsuııada PARUKI GÜZEL KOKULAR tD»j«nr)dır * ^F
62
21
15 Mü. 123 H..,
15MÜ.124H...
102
2 Mü.
39
20
3
Y“Z(?* ye^‘ buç’,k.P®{ akçeleriyle ihale bedelleri nakden veya gayrimübadil bonosile ödenmek üzere yukarıda evsafı yazılı eav-
^tfo^l^ «-X pazarlıkla y/pdacU.
115
18
152
152
34
660
143.50
204.50 172.25
3/7 Tamamı
3/4 Tamamı
Dr. Hafız Cemal
D..hiliye mütehassısı
Cuma ve pazardan başka günlerde öğleden sonra saat (2,5 dan 6) ya kadar İstanbul-da Divanyolunda (118) numaralı hususi kabinesinde hastalarını kabul eder. Muayenehane ve ev telefonu : 22398. Kışlık» kametgâb telefonu 22519.
Kftarr ---- ----- -«.«.»M»-». »u.uurıu vauşmrı oır ay ıçmue pazarlıkla yapılacaktır.
^12 - 2039 - 2355 numaraldar 20/12/934
Hendek Hukuk Hâkimliğinden :
Karasu kazasına tabi yalpan kaya köyünden Mustafa karısı ve İbrahim kızı Fatma tarafından Tirebolu kazasının Çivi! köyünden 129 hanede kayıtlı Oruç oğlu 1299 doğumlu Mustafa aleyhine açtığı talâkın teselli davasının gıyaben y-ip lan muhakemesinde: Mü. aleyhin Müddeiyc Katmayı 1327 senesinde tatlik eylediği usulen sabit olduğundan talâk hâdisesinin otsuretle sicilli nüfusa kaydına 20-Mart-934 tarihinde karar verilmiş ve Mü. aleyhin
ItfıMul BeMıynl tSkİ FranSlZ
T'P‘rosunda
Bcsteliyen Ceme! Raşit
halen ikatpetgâhı meçhul ol-duğundan Hukuk Usulü muhakeme Jeri kanununun 141 inci maddesi mucibince tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunuour.
OZAN
OPERETİ
; (Eski Süreyya
k opereti)
■ Şehzadebaşı
f FERAH
Tiyatrosunda
Sabahattin. Fahri
Muhlis
Gülünç - İsmail DümbüUû Bu gece Tarla Kuşu
Pek yakında
Cübbe gitti
Tepebaşı Şehir Tiyatrosunda
Aksam lu.are saat 20 do
HAMLET
S perde Yasan ı
W. Şekspir TercGıae edeni
Ertuğrul Muhsin
Bıitfıvrıi îehirTûjafroju
İmtiyaz sahibi: Ali.
Umumi neşriyatı idare eden yan tşlsri mOdOrO: C. Hikmet Matbaa! EbOzziya
Huzur ve
rahat içinde
100
defa traş olmak ancak bir adet
HAŞAN
T raf bıçağile mümkündür
Dünyanın hiç bir yerinde bu kadar mükemmel bir traş bıçağı yoktur. Haşan markasına dikkat taklitlerinden sakınınız.
i A k B A*
Ankarada A K B Â kitap }evinin birinci şubesi modern bir şekilde Maarif Vekâleti a rşısında açılmıştır. A K B A kitap evleri her dilde kitap, mecmua, gazete ihtiyaçlarına cevap vermektedirler. Gerek kitaplarınızı gerek kırtasiyenizi en ucuz olarak, gazetemizin günü geçmiş nüshaların da A K B A kitap evlerinden tedarik edebilirsiniz. Devlet matbaası neşriyatının Ankarada ısa t ış yeri A K B A kitap » evleridir.
A K B A Merkezi Telefon
Airinci Şube İkinci Şube: Sıman Pazar



3137 1761 )
Rus Antrasit ve Alman Koku Ev sobaları ve salamandralarına mahsus EN EHVEN FIAT - EN İYİ MAL Antrasit 33 kiloluk mühürlü çuvallar içinde tes m ediyoruz. Siparişlerinizi yapmadan evvel bir kere müracaat ediniz “ATLAS,, MAHRUKAT İS. - S. KORHANİDİS veŞKİ Galata Rıhtım caddesi N. 25. Telefon 4'X)19

Üsküdar Kaymakam vo Belediye Şubesi Müdürlüğünden:
Üsküdar Paya kapısında adliye önüne bırakılmış olan bir baş siyah erkek merkep başı boy ve sahipsiz bulunmuş ve bir haf-tndaoberi Üsküdar temizlik işleri tide muhafaza edilmektedir. Sahibi do bu güne kadar müracaat etmemiş olmasından 23/12/934 Pazar günü saat 14 de Üsküdar At pazarıada satılacaktır .
"8531,,