Sene: I Numara: 181
Abone Şeraiti
Türkiye için Hariç rcin
» )rn*llk IKM Kr- — 7P»1 Kr. t »yMı -..— M» „ —------İM»» .
J , — W .-----------tu .
I . IH ..-------- -
TF.LF.FON: 2OS2Ü
18 Kânunuevrsl Sah 1934
Paranın kıymetini aklın olasın, kalbin değil 1
Sveift
Şeriri i üncü sayfada)
Günü» yazısı
İtalya
Habeşistan kavgası . İtalyanlarla Habvşlilerin arasında çıkmış oha ssoır gürültüsü sü-rüb gitmektedir. Bu gürültüden dolayı bic kimse s«Ku ke®di üstüne almıyor. Italyantar evvelâ Haberliler bidm toprağa girdiler, diyorlar, H »b »iller de (Hayır aix biıe daha evvel »aldırdınız, bûtiin auc sidedir) iddiasında bulunuyorlar. Boalardan bsşka bir de (bitaraf) elan laglliılcrin bildirdikleri var. Ingsllzlsr ı)e be kavgayı İtalya» ların çıkardıklarını, evveli İtalyan askerinin Habeş.ilere bir baskın verdiklerini, fakat Haberlilerin dayanması vv aoora da (mukabil) »ab dırması ürerine İtalyanların çekildiklerini söyliyoelar. Aşa!» yukarı. bu iyin de İngilizlerle dediği gibi olduğuna, yaoi suçun Italyanlarda bulunduğuna inanmak latımgeliyor. Fransız gazeteleri içiodr ağır başlılığı ile tanınmış olan (Tan) gazetesi de böyle düşünüyor gibi görünüyor, yani o da suçu italyanlara buluyor.
İyi düşünülecek olursa ve İtalyanların ıroelerdrnberi gerek (Erit-re) gerek ( Somali ) yönlerinde Habeşistan» karşı kullandığı politika göz öoûoe getirilecek bulunursa suçun hangi tarafta olduğunu anlamak kolaylaşır.
llaJyanlar, evvelce birkaç kere yazdığımız üzere, elli senedenbrri Afr.kanın Habeşistan taraflarında bir (Müstemleke) edinmek istemrk-te idi. Afrikayı diğer biiyük devletlerin paylaşmış ve Kendilinin bu (yağma Hatanın böreği) macerasında gec kalmış olmasından çok yadırgan İtalya en önce Kızıldeniz kıyıntında vEritre) yi aldı, orada •iniği yerleri büyütmek istedi, fakat 18% da (Aduva)fcUiketloe uğradı. Sonra (Somali) yı ele geçirdi. Bu Som».inin yerli halkı, Araplorın ve Habeşlılerin kanı karışmış çok kabadayı, zoılu adamlardır. Fakat topraklan çorak, ver umur, ıssız yerlerdir, Italysnlsrın buralardaki müslcmickeıetı oloukça büyüktür. Hatia büyük savaştan sonra Ingi-lizlsri kandırıb (Cubaiand) denilen parçayı da alıb Somalıya eklediler. Fakat ne yapssıar Sotnalıdan da m-mnun değiller. Onun için Habe-ş.slamo içenlerine sarkıb daha bereketli, daha verimli yerler elde etmek istiyorlar. Hatta bunun için 1926 da İngilizlerle bir de uyuşma yaptı ar. İng.hzler Nı in kaynaklarım çoğaltmak için Hsb.-şistandau geçen nehirlerden istifade etmek Aylıyorlar. Italyanlar iogilizleriu bu İstediklerini kolaylaştıracaklar, buna karşılık olmak üzere İngiliz-ler de İtalyanları Habcşistanda di.emği gibi iş görmekte ser-beat bırakacaklardı. Görülüyor ya. bdyıik devletler, ikide bırdv mı -letterıo varlığına dokunınıyacak-larını söyleyib dururlar amma, arkadan da böyle kendi kendilerine geiln güvrği olurlar, herkesin yerini, yurdunu paylaşmak için gizli muahedeler yaparlar.
işte bütün bu geçen işler göz ününe getirilince bu dafski bsŞzi işinde de bütün »uçun İlalyanlarda olduğunda en küçük bir kuşku biıe katmıyor. Dava şimdi (Cenevre)ye gitmiştir. İtalyanların |C nevre) ye gitmeğe razı olmaları, Hsbeşirtan-o» yaptıkları baskının arkasını getiremediklerin işba t «de-. Çünkü getirebilecek oUalardı, sekiz on yıl evvel Yunanlılara karşı ( Korfo ) işinde olduğu gibi bu drfa da (Cenevre) ye gitmezler, davayı kendi zorlariyle halletmeğe çalışırlardı.
Şimdi işin sonu ne olacak ? di. zım anladığımıza göre iş olduğu yerde kalacaktır. Habeşistan yotması gûc bir parçadır. Şimdiki Habeş kraiı da e ki iMenelik ) gibi gözü açık , o-emielıet nin askeri kuvvetlerini arttırmağı bilen bi adama benziyor. Böyle bir adamın idaresinde iken Habeş memleketini ele geçirmek kolay değildir. Bunu İtalyanlarjda anlamış olsalar gerektir. Ondan dolayı İtalyanların yavaş yavaş yumuşıyacaklarını, işi uzatmıyaeaklarını ve şimdilik davayı uyutacaklarını zan ediyoruz. Zaten Avrupanm bukadar karışık olduğu günlerde Mü«yü ( Muaolıni) nin başına büyük bir Afrika gailesi çıkaracağına da kolay kolay ina-nılamaz. Şu baldo yeni gürültüler I çıkmadıkça bu baskın içine şimdi- I lik kapeomış nazariyi- bakabiliriz. | ZAMAN l
Kaç mebus seçilecek ?
Meclise on kadın mebus gireceği anlaşılıyor Kadın mebusların çoğunu İstiklâl mücahedesine filen iştirak etmiş olanlar teşkil edecektir
İstiklâl harbinde sırtlarında gülle taşıyan kadınlarımızdan birkaçı
bu vatani vazifeyi Yeni mebus intihabı etrafındaki ilk hazırlıklar bitirilmek üzeredir.
On gün çalışan intibah bütola-
gördükleri esnada...
rmın teksir «ylediği cetveller teftiş heyeti tarafından tetkik edilmektedir.
Devamı 2 inci sahifede
• *a Ş IIHISIUltlillUIIIİIIIIIIIIISIMNIlllll sallaII IIMM MIHIM»* İteli aışiMilel IIISIÜİMI •«««!»••••••(
Netice ne olacak ?
• --------——
İtalya, tazminat ve tarziyede ısrar ediyor!
Italyan Şamalısındaki yerli halk reli münasebetile şenlik Napoli 17 (A.A.) — Adisaba-badaki İtalyan sefiri M. "Vinci„ buraya gelmiş ve hemen Romaya hareket etmiştir. Her nrkador resmi bir beyanat yok ire de bu
geçenlerde İtalyan kralının ziya tezahüratı yaparlarken ı seyahatin " Ualual „ mıntaka-tında İtalyanlarla Habefliler ararında zuhur etmiş otan vakalarla alâkadar olduğu zannedilmektedir. Devamı 7 inci sahifede »isa»«ıasisa»vı*ıs,(ssııeıs ııaıssıearsieııdMlslsııvıseıa-»
“Sar„ da bir hâdise çıktı
Bir İngiliz zabitini adamakıllı dövdüler!
Italyan askerleri “Sar^s gitmek üzere memleketlerinden ayrılırlarken
Sarbruk 17 (A A) — Evvelki I g«ce saat 3 te zabıta içlerine nıe- ' nur zabitlerden biri ile halk ara- • sında tüfek ateşi teatisi ile neticelenen bir hadise olmuştur. İlli arkadaçır ı otomobille götürmekte I
olan bu zabit, yanlış bir manevra yüzünden otomobili yaya kaldırıma çıknrmış ve bir kadının yaralanmasına sebebiyet vermiştir.
Devamı 7 inci sahifede
Yunanistan ile yeni itilâf Müzakerat büyük bir samimiyetle ilerliyor, yeni bir itilâf mı?
Atina 17 (Hususi ) — Türkiye Dışbakanı Terfik Rüştü Arsa İle Yunan hükümet adamları arasındaki konuşmalara dünde devam edilmiştir. Türkiye Dışbakanı An-karadan gelecek talimatı beklemekte ve belkida bu akşam İtalya vapariyle harekete hasırlanmaktadır.
Hükümete mensup "Vradini„ gazetesi müzakere edilen şeylerin çok ehemmiyetli olduğunu yazmaktadır.
Atina 17 (Hususi) — Başvekil M. "Çaldaris,, gazetecilere bugün oukubulan beyanatında. Tecfik Rüştü Ara» ile konufmaları büyük bir samimiyet içinde geçmekle olduğunu, iki tarafın da bütün konuşulanlar üzerinde kat'l bir antafma arzulunda bulunduklarını söylemiştir.
Hükümet taraftarı "Praiya,, gazetesi bu konuşmalara eza* olan meseleler için Yunan hükümeti tarafından munzam bir iti-lâfnsme yapılman arzu edildiğini, bu tebeple misafir Türkiye bakanının "Ankara,, dan talimat almak mecburiyetinde kaldığını yazmaktadır.
T. Rüştü Araş geliyor
Atina 17 ( A. A. ) — Türkiye» Hariciye Bakanı Bay Tevfik Rüştü Araş bugün öğleden aoora Romanya vapuru ile latanbula doğru hareket etmişi İfa
Tarama dergisi tamam değil
Bunu bazı gazetelerin basması hem halkı şaşırtmak hem de Derleme cemiyetinin telif hakkına tecavüz demektir
Mühim bir tebliğ
Ankara 17 (A.A) — T. D. T. C. Genci kâtibiiğinden ı
Osmanlıcadan Türkçeyo söz karşılıkları Tarama dergisi-adıyle T.D.T.Cemiyetinin bastırdığı iki ciltlik kitabın telif hakkı kanun yo-luyle, T.D.T.Cemiyeti için alınmıştır.
Tarama dergisi dilimizde kullanılın yabancı sözlerin türlü karşılıklarını bir çok kaynaklardan toplamış, bunların henüz seçim yapılmamış olduğundao, şimdiden dergideki aözlerio hepsini dilimize alınmış gibi gösterilmesi doğru değildir. Dergiden alarak süz ük yapmak çağı henüz gelmemiştir.
Devamı 2 inci sahifede
Harb olursa ?
Amerika Reisicumhuru
Tasarruf haftası: 7 nci ve son gün
Hava iyi olursa talebe tezahürat yapacak
[Türk, çalış ve kazan! Bu sayede kendini mutlak servet ve saadete, memleketini de refaha eriştirirsin !
Tutum v* artırma haftasının dönkü altına günü ds oldukça canlı geçmiştir.
Dün lise, o«t« ve ilk mektepler-la ««nebi ve ekalliyet mekteplerinde bütün talebe "tutum ve artırma» hakkında yazı yazmışlardır. Bu yazılar kültür müdürlüğünde MieialKI aiMia sı*ıısl*al aıalıaıa aaaikaı sMiasaMteşseıaasm
taanif edildikten sonra iyi yaza» lara yerli malı hediyeler verilecektir.
Diğer taraftan vitrin müınba-' kası için seçilen jüri heyeti Beyoğlu mıntakasanı gezerek yerli mallarla süslenmiş vitrinleri uos-I yene eylemiştir.
Devamı 2 inci sahifede
Diktatörlük ve hürriyet “Demokrasi ergec yine galebe çalacaktır,,
Fransa Reisicümhuru ile Başvekili demokrasi ve otorite hakkında mühim beyanatta bulundular
Paris 17 (A A) — Reisicumhur M. "Lebmn. belediye reisleri meclisinin yapmış olduğu bir toplantıda bir nu-
tuk söyliyerek ezcümle şöyle demiş, tir:
Fransa, diktatörlük vücuda ge-tirmiş olan memleketlerin izine gitmek istemiyor. Fransa , asırlarca sarfolunan m isinin medeniyet sahasında yüksek ve insani olarak top-lıyabilmiş olduğu şeyleri kurtarmak için büyük Ingiliz demokrasisinin yanı başında mevki almıştır.,.
M. "Lebrun. , belediye reislerinin bu buhran zamanında görmek mecburiyetinde bulundukları işin çok zorlu olduğunu söylemiştir.
M. ‘Lebrun,, Fransız ruhu için
Reisicumhuru M. *Lebrun„
- ciğerler için hava nasıl elzem ise - o derecede elzem olan hürriyetin muhafazası lüzumuna işaret etmiş ve fakat bu hürriyetin, memleketin takviyesini arzu etmekte Lütfen sahifeyi çeviriniz
şimdiden fevkalade selâhiyetler istiyor
Nevyork 17 (A. A.) — Reisi-cumhur “Ruıvclt,, in knngra-dan, diğer devlet'er arasındA bir sav.ış çıkarsa Amerikanın alacağı durumu tayin ve Amerikanın bitaraflığını ne suretlo muhafaza edeceğini tespit etmek için Reisicumhura fevkalâde selâhiyetler verilmesini istemek niyetinde olduğu beyan edilmclt dir.
aSelânik„te vahim bir grev
400 işçi kapıları kapadılar, içeriye kimseyi almıyor ve açlık grevi yapıyorlar
Selanik 17 (A.A) • Tütün imalâthanesi amelesinden 270 i k.ıdın olmak üzre 400 kişi dört gıındcn-beri hiçbir çvy yiyip içmemekte ve imalâthaneden çıkmaktan imtinn eylemektedirler.
Devamı 7 inci sahifede
Polis müdürlüğü de etmiş bir Türk zabıta memurunun hatıraları
l
Hatıratın muharriri Sakız'eblebiciıi kıyafetindi bir evi tararıud ederken
Yeni ve meraklı tefrikamız
Muhayyele mahsulü bir eser cılmayıbsırf hakikate dayanan ve her vak ası bin bir tehlike
içinde aynen yaşanmış olan bu hatıralardan gelişi güzel bir kaç macera serlevhaları :
Nasıl polis oldum ? — İlk muvaffakıyo-tim : Yunanlı do'ondırtcıyı na-• t- vokaladım?
Etki komiserlerden ve şimdi "150.. tiklerden meşhur Hacı Kemalle mücade-
lem — Bir Bulgar komitecisini nasıl ele geçirdim ? — "Abdül. âziz çaeif,, i Mı tır a nasıl götürdük? Muhalif mebusları
Selânige kadar sureti tarassudumuz — Kasa hırsızları Hâzineyi Hassayı nasıl koyacaklardı!.. Ilh..
Birkaç güne, kadar okuyacaksınız
Kânnnuevel 18
Meclisin dünkü içtimai
Mübadillere verilen gayrı menkul emval tapuya bağlanacak
Ölüm ticaretine karşı kanun
Harbde binlerce insan malını ve canını feda ederken bazılarının zengin olmaları doğru mudur?
Amerikacta silâh ticareti etrafında yapılan tahkikatın verdi-£i neticelerden biri, Cumhur Reisi Mister Ruzvcltin Amerika ongresine "hıırbden istifade,, için bir kanun yapılmalım teklif etmesi olacakdır.
Bu kanuni teklife inik olan amillerin en mühim, harb stra-■ıraaında binlerce kişinin canlarını, veya mülklerini feda etmelerine mukabil banlarının bu yüzden büyük servetler kazanmalarıdır. Amerika da bu hal ve hareket halkta derin bir tesir uyandıran», Amerika Aoanınean bir rheyetin silâh ticareti özerinde yaptığı (tahkiklerin neticeleri bu hisleri derinleştirmiş ve □thayee bu hâdisenin tekerrür etmemesi için tir kanun yapılma-u kararlaştırılmıştır.
Mister Ruzvclt, bu kanunu hazırlayacak heyeti tayin etmiş bulunuyer. Mezkur heyet kanun lâyihasını hazırladıktan sonra önümüzdeki Kânunusanide toplanacak Amerika konhresi galiba her şeyden evvel bu lâyiha ile karşılaşacaktır.
Mister Ruzvclt umumî harb sırasında iktisadi muvazenenin bozulmasın', bugünkü buhranın amillerinden biri saydığı için bu kanuna lüzum görmekte ve bu sırada kanunu ileri sürmektedir.
Amerikada bu kanunun kabul edilmesi ile Avrupada silâhları azaltmak ve silâh ticaretini kontrol altına almak için vuku bulan teşebbüslerin de canlanması umuluyor.
Ö. R.
Tasarruf haftası: 7 inci ve son gün
Birinci sahifeden deaam
Bugün sssl on altıda bu heyet tekrar umumi bir surette bûtiio vitrinleri muayene ettikten eoura kararışı verecektir.
Bugün EyibJe 36 acı mektebde Eyib halkına ssbsb ve öğleden sonra olmak ötere iki mihamera verilecektir.
Bu müramere de yirmi kişilik bir caz mûntehab parçalar (alacak ve "ikoııomi profesörü, uimll bir piyes temıil edilecektir.
Bugün tutum ve artırma hsf-taaoıa «on günü olmak mOaaacbe-tile, hava müıait olduğu takdirde bütün mektep talebeleri vecizeler yazılı lâvhalarile umumt bir toplanma yapacaklardır.
Tutum cemiyeti reisi Dinişin riyaseti altında bir heyet de Taksim âbidezlne (denkler koyacaktır, olduğu otoriteye ve hükümet Lıtık-ranoa muarız olmadığını söylemindir. M. ‘Ltbrun., ferdi menfaatlerin müşterek milli menfaate da ha bariz bir eurette tâbi tutulmamın iltizam eylemiştir.
M. *Lebroo„ siyasi teceddüdün zaruri olduğunu kabul ve jteıUm etmiş, ancak bunun mevcut mtlea-Maelerio çerçevesi içinde yapılacağı ümidini izhar eylemiştir.
Fransız başvekilinin beyanatı
Paris 17 (A.A.) — Belediye ka-nununua 50 inci yıl dönümü münasebetiyle toplanmış olan binlerce belediye reisinin huzurunda eûyletulş olduğu bir söylevde başbakan M. "F.ândeo. şöyle demiştin
•— Müesseseler, canlı mevcutlar gibi doğarlar, ihtiyarlarlar ve ölürler.
Yalnız mûe-eeselerin tekrar gençleşmek ve menşelcrlndeki mr-ziyetleri tekrar ele geçirmek gibi bir meziyetleri vardır.
Bütün siya»! rejimler, zanıııılu gitgide artan bir çok eui iatmalleri kabule mecbur olurlar. Hareket birsini mesuliyet düşüncesini kaybederler. Demokrasiler de bayatlanma bu safhasına gelmiş gibi göriınüyorlsr. Bu safhada onlar İçin ya tekrar dirilmek vsya orta-dan kalkmak lâzımdır. Ferdin kurtuluşu ve balk kütleleri mukadderatının Islâhı için o kadar (ok ümid veren bu rejime biz (ok merbutuz. Onun İçin bu rejimi çok dar olan muhafazakârlık zihniyetine feda edemeyiz.
Hükümet muhtelif meslekler mensuplarının temennilerini dinli-yecektir. Ancak kaygusu yalnız milletin menfaatlerinden ibaret olacaktır.
Hükümet parlamento eneûmeıı-Icrile beraber, icra kuvvetlerinin istikrarını takviye ve temin etmeye matuf tekliflerini dinliyrcektir..
M. “Flâoden» cumhuriyet rejiminin otorite ve devom mufhumlsr.na muarız olmadığını söyledikten sonra şöyle demiştir ı
"Biz bu iki mefhumun birinci. Sini teıla, İkincisini da yeniden ihya edeceği,.
Fransa - İtalya anlaştılar mı?
Fransa ve İtalya müte-kabilen birbirlerinden ne istiyorlar?
Roma 17 (A. A.) — Tribün gazetesi yazıyor: Hakikat, nihayet eski noktai nazar ihtilâflarına galebe çalmış ve Fransa ile Italyanın Avrupa siyasetindeki battı hareketlerini (müessir neticeler vermek üzere) birbirine yaklaştırmıştır.
Bu gazete, M. " Laval., in Roma seyahatinin teahhürü hakkında diğer gazeteler tarafından verilen haberlerin pek o kadar doğru olmadığını ve bu ziyaretin müsait bir zamanda yapılacağını yazmaktadır.
Karşılıklı ne istiyorlar ?
Paris 16 (A. A.) — "Lö Ma-ten,, gazetesi, Afrika meseleleri hakkında Fransız - İtalyan anlaşmasını başarılmış sayarak diyorki:
Roma ile Paris arasında münakaşada olan mesele şudur :
İtalya, Avusturya istiklâlinin teminat altına alınması işiyle Italya-Yugoılavya münasebetlerinin düzeltilmesi işinde teşekkül «den iki mühim Avrupa işi üzerinde birlikte çalışabilmek için, Afrika işlerinde olde edilen neticelerin hemen bir anlaşma içinde tasdikini ve Fransa ise evvel emirde bu iki mühim meselenin iki iilkr arasında başarılmasını dilemektedir.
Fransız gazetelerinin verdiği tafsilât
Fransa gazetelerin» göre, İtalya - Fransa anlaşması için Fransa tarafından hallî matlub olan başlıca meseleler şunlardır:
1 — İtalya ile Yugoslavya arasında itilâf husulü.
2 — İtalya ile tekmil küçük itilâf arasında tam bir yakınlık temin edilmelidir.
İtalya ile bu devletler arasında yakınlık olmadıkça İtalya ile Fransa arasında da anlaşma olması mümkün değildir.
3 — İtalya hükümeti, Avus-t ur yanın istiklâli vc tam serbes-tirini alması üzerinde Fransa ile anlaşmalıdır.
4 — Müteferrik meseleler halledilmelidir.
Italyanlara gelince, bunlara göre de halledilmesi lâzım iş. ler arasında Trablu;garptc ccnub ve cenubu garbi hudud-ların İtalya lehine tashih edilmesi, Tunusda yerleşmiş külliyetli İtalyan tabanımı sıkan bazı kanunların değiştirilmesi gibi noktalar vardır. Maama-fih bu noktalar üzerinde Fran-
Amerika kuvvetlerini çoğaltıyor
Yeniden 600 tayyare alacaklar, zabit, nefer ve kışla miktarları da arttırılıyor
Nevyork 17 ( A. A.) — Harbiye nezaretinin yıllık raporunda hemen 600 tayyare ısmarlanması, bunların da şu üç yıl içerisinde hazır olması sağlık verilmektedir.
Vaşington 17 (A. A.) — Harbiye encümeni Başkanı vermiş olduğu raporda, 11.750 olan zabit sayısının 14 bine ve 117.517 olan asker sayısının da 165 bine çıkarılmasını istemektedir.
Rapor, 60 milyon dolar harcanarak kışlalar yapılmasını istemekte ve bava güçlerinin berkitilmesi için askeri tayyarelerin iki bin üçyüzc çıkarılmasını tavsiye eden tayyare encümeni raporunu onamaktadır.
Yugoslavya aleyhinde bir kitab
Belgrad 17 (A, A.) — Zag-repten alman haberlere göre, sınırı geçmek kolaylıklarına malik bulunan zengin Macar eşrafı Yugoslnvyada tadilci ve Yugoslavya aleyhtarı bir risale dağıtmışlardır. Bu risale, Hırvat lisanile yazılmış ve bu To-pol, adı ile Budapeştede basılmıştır.
Bir suikasad teşebbüsü daha
Avusturya Dahiliye Nazın MFey„ i faşistler öldürmek istemişler kalyadan "Tan. gazetesine bildirildiğine göre Avusturya faşistleri tarafından Avusurtya Dahiliye nazırı"Fey„c bir suikast yapılmak istenilmişse de akim kalmıştır. Bu suikasd teşebbüsü Avrupa siyasi muhitinde çok fena tesirler uyandırmıştır.
Avusturya “Nazi» lerin tedhişçi hareketleri, Avrupanın ortasında bir huzursuzluk uyan-dırmkata ve sdhu tehlikeye koyan bir amil telâkki edil-metedir.
Avusturya, Avrupanın en mühim meselesi halinde zihinleri kurcalamaktadır.
Tarama dergisi tamam değil 7 inci sahifeden devam
Cemiyet, dergideki sözlerin yanlışlarını düzeltme, ekliklerini lımim-lamale, seçimin' yaparak - karşılıklar klavuzu - nu hazırlamak yolunda çalışmaktadır. Bu klavuz çıkmadan öne- bütün karşılıklar kararlaşmış sayılmaz.
Bunun için bir takım gazetelerin şimdiden sözlükler çıkarmağa vo bunları kitap kılığına sokmağa kalkmaları ve bir takım basıcıların bu yolda kitaplar basmaları, hem cemiyetin tcuf hakkına kar»' htm-dc halkı şaşırtıcı bir iş olacağını göz önüne koymayı bir borç biliyoruz.
sanın taviz vermeye yanaştığı hakkında kalyada gelen haberler Fransız gazetelerinde soğuk bir tarzda karşılanmıştır. Ezcümle “Ernuvel,, gazetesi diyor ki:
“ Trablusgarbın hududu bu şekilde genişletilcıucz, İtalyanların göz diktikleri toprak şimali Aferikn topraklarının şark kısmını ( Çat) gölüne bağ-lıyan parçadır. Bu parçayı ve-rirsek atide çok yanarız.,,
“Ordre,, gazetesi de diyor. İd:
"Kervanların geçtikleri tabiî yol bizimdir. Eğer biz bu yolu bırakırsak kurak, susuz, kum dalgalarının geçmesine bağlı patikalara düşmüş oluruz. Hayır verilemez.,,
"Figaro„ gazetesi şöyle di-y°* =
" Bu şartlarla anlaşılacağı hakkında sızan haberlere ina-nılamaz. Mamafi Şimali Afri-ka işleri üzerinde kolaylıkla uyuşulsa bile vasati Avrupa meselelerinde mutabık kalmak pek kolay olmıyacaktır. „
Kral “Aleksandar,, namına köprü
Belgrad 17 (A. A.) — Saltanat naibi Prens ‘‘Paul,, di-ger naip "Stankoviç» ve beraberinde hükümet erkânı bulunan Başvekil M. "Uzuncviç,, olduğu halde müteveffa Kral "Alek-snndr,, ın ismini taşıyacak olan ve ” Belgrad ., ı “ Yemoun „ a boglıyan pöprüyü merasimle açmıştır.
Kıyafet meselesinde doğru söz Papaslar Avrupa, Ame-rikaya gittiklerinde cübbe giymezlerdi-.
Atinadan yazıldığına göre "Atina.Başpiskoposu “Hiristoj-tomos,, ru.ıaut kisveler kanunu hakkında şunları söyle-mişdir :
Bu meselede dost Tür-kiyenin hüsnüniyeti aşikârdır. Rahiblerîmiz Avrupa vc Ame* rikaya giderken cübbe giymezler. Şimdide Tûrkiyedc ayni şey olacaktır.
Rumen gazetelerinin dostane neşriyatı
Bükreş 17 (A. A.) — Ana-dolu Ajansının hususi muhabiri bildiriyor:
Türkiye de, ruhanilere aid kıyafet yasasının kabul edilmesi, Romanya matbuatında hiç bir surette gayrı müsaid bir tesir uyandırmamıştı, hatta en mühim gazetelerde çıkan bir sıra makale ile, Türkiye hükümetinin aldığı bu kararın isabeti üzerinde devamlı neşriyat yapılmıştır.
Kaç mebus seçilecek Birinci sahifeden devam Tİ yaşından küçük ve 22 yaşından büyük olan kadın ve erkekler içm ayrı ayrı hazırlanılmış olan b»ı listeler, kanunen teftiş heyetince altı j;ün sarfında tetkik edilmek lâzımsa da. bu defa işler tesri edildiği cihetle Şehir meclisi azasından bazıları ın yardımı!? b-j tetkikat daha çabuk bitirllrçektir.
Gece geç vakitlere kadar çalışan teftiş heyetinin, 22 yaşından küçük kadm vc erkeklerle 22 yaşından büyük o'sn kadın ve er-kek nüfusun yekûnlarını bu sabah telgrafla Dahiliye Bakanlığına bildirmeleri muhtemeldir. Bu yekunlar teıbit olunduktan sonra şehrimizden ka; saylav seçileceği kafi olarak anlaşılacaktır.
Malum olduğu üzere şehrimizde geçen İntihapta 16 mebus seçil-mişt'. Bu devrede bu miktar ya aynen kalacak, yabud tahminlere göre ancak bir tane artaoilecektir.
Tefti» heyeti yekûnları Dâhiliyeye bildirdikten sonra cetvelleri Mahallelere attıracaktır.
Bütün vilâyi'tlrrden vilâyet nüfuslarının yekunları Dâhiliyeye bildirildikten sonra memleketimizde kaç saylav seçileceği kati olarak anlaşılabilecektir. Anacak yapılan tahminlere göre bugün 317 deo ibaret olan mebus adedi yeni Mecliste “370.. i bulacaktır.
Afcvruâ bir membadan aldığı, mız malûmata göre eefilecek umum mebae adedinin yüzde be fi kadın dzadan mürekkeb olacaktır.
Bu takdirde yeni mecliste 18 tane kadın saylav bulunacak demektir.
Yine hususi olarak öğrendiğimize göre yeni Meclite dahil olacak kadın mebaelar yekûnunun dörtte biri ilim ve irfanite tanın-mif tecrübeli ve münevver kadınlar aralından. diğer dörtte üfû de Irtiklâl harbinde filen tava/a itti-rah «imiş! hatta tırlında cephane tafimif ve madalya almif köylü kadınlan ararından namzet göt-terilerek intihab olunacaktır.
Ankaral7 (Telefonla)—Kurultay bugünJBursa taylan Enedin başkan lığında toplanarak değiştirilmesi istenen askerlik mükellefiyeti kanununun ikinci maddesinin değişimine yer olmadığı lıakkındaki mazbata ile mübadil, gayri mübadil. göçmen-muhacir vesair kanunlara göre tefviz veya adıyen tahsis olunan gayri menkul emvalin tapuya bağlanmasına dair kanun üzerinde görüşülmüş, mazbata ile kanun onanmıştır.
Yardımcı muallim kanunu
Meslek haricinden alınacak muallimlere verilecek maaş hakkında ki kanunun görüyü,meşinde bir aor gûya karşılık olarak kültür bakanı,
---------a---------
Millî Müdafaa Bakanının tutum haf-
tası münasebetile bir söylevi
Paramızı dûşürmeli miyiz, düşürmemeli miyiz ? — Türk senede yüz milyon lira biriktirebilir — Şimendifer siyasetimizin büyük faideleri Demokrasi ne demektir ?
Tutum baltası münasebetile diğer vekiller gibi Müdafaa! milliye Vekili Bay Zekâi de radyoda uzun bir konferans vermiştir. Ajans bu konferansı geç vakit tebliğ ettiğinden ancak bir hülâsasını yazabiliyoruz.
Bay Zekâi Genel savaşından sonra her yerde doğan düzensizlikten ber devletten evvel İngilterelin kurtulduğunu, Fransanın da onu takiben kendini düzelttiğini, çünkü Fransızların dişlerinden artan bütün parayı biriktirdiklerini ve frangı altınla başa baş tuttuklarını söyledikten sonra bizim İngiltere gibi paramızı düşürmemiz rol lâunıgcleceğini, yoksa Fransa gibi tutmamız mı icap ettiğini muhakeme etmekte ve neticede pek
Şahadetnamesiz Japon eşyası gümrüklerden sokulmıyacak
Ankara 17 (Telefonla) — Türkiye - Japon ticaret anlaşması bükümleri dairesinde memlekete sokulan Japon menje'ii eşyanın mutlaka menşe’ şahadetnamelerde getirilmesi lâzım geldiği vo menşe’ şahadetnamesi olmadığı takdirde Japon eşyasının gümrüklerden geçirilmemesi lüzumu alâkadarlara tebliğ olunmuştur.
Finlandiya - Türkiye anlaşması
Ankara 17 (Telefonla) — Finlandiya hükümeti ile yapılan ticaret anlaşmasına göre alınması icap eden tedbirleri ihtiva eden notaların 5 Teşrmisani 934 tarihinde taati edildiği anlaşıldığından taati tarihinden muteber olmak kaydıle tatbiki Vekiller heyetince kabu'. edilmiştir.
İşlerin süratle intacı için Nafıa Bakanlığında yeni tedbirler
Ankara 17 (Telefona)—Nafıa Bakanlığında işlerin silratlo görülmesi için bazı tedbirler alınmıştır.
Muameleli evrak bir masadan diğer bir masaya üzerinde teslim saati yazılı bir fişle verilmekte vc bu suretle evrakın bir masada bir saatten fazla katmaması temin edilmekdedir. Bu suertle neticelendiriimesi mümkün olan işlerin muameleleri 24 saatte tamamlanabilınekdenir.
intihab işleri ve memurlar
Ankara 17 (1 defonla) — İntihab işlerinin bütün vilâyetlerdo süratle ve kolaylıkla bitirilmesi için defterlerin yapılması işlerinde Vali vc Kaymakamlar tarafından bütün hükümet memurları, nıu çalıştırılabilecekleri Başbakanlıkça alâkadarlara tebliğ edilmiştir.
Alınan haberlere göre şimdiye kadar kırk vilâyette seçim defterlerinin tanzimi ikmal olunmuştur.
İzmir hattında son sistem lokomotif
Bandırma 17 (Hususî) — Devlet Demiryolları İzmir - Bandır, ma - İstanbul ekspres postalarının rağbet ve ehemiydim nazmı dikkate alarak evvelki günden itibaren ekspres postalarını yapmak Üzere son sistem lokomotif ve salonlu vagonlar tahsis etmiştir.
Bu sene tahsilâtta fazlalık var
Ankara 17 (A. A.) — Maliye bakanlığı içinde bulunduğumu . mail yı-l.n başlangıcı olan hazirandan ikine! teşrine kadar olan altı aylık tahsilat yekûnlarını geçen yılın aynı devresiyle mukayeseli olarak neşretmiş tir.
Yarın müfredatlı olarak bildireceğimiz bu listeye göre, bu yılın ilk altı ayı içinde yapdan tah.illt tut.,, g,çeıl yı|ın aynl devrelin* nazaran 16 milyon 6-11 bin 326 lira fazlasiyle 97,933,070 lira olarak elde ed.lıoiştir. Geçen y.lki tohallAt 81,291,744 lira idi,
Tahsilâtta görülen bu artmayı, ülke Ölıononıizinin günden gün» genliğe doğru gittiğini göktarınezi itibariyle mutlu bir hâdise olarak kaydediyoruz.
Ilu mutlu hâdise, hükümetin ulusun genliği ve ölenin bayındırlığı amacına hızla varmak yolunda açmış olduğu ökonominln bir neticesidir.
bugünkü kanunla verilmekte olan maaşın bu iş için yetmediğini ve askerlik yapmakta olan muallimlerin yerini boş bırakmamak İçin hariçten muvakkat muallim alınmasında zaruret bulunduğunu söylemiştir.
Bay Abidin Özmen, kanunun hükmünün 934 - 935 senelerine münhasır bırakılmasının sebepleri hakkıodzki sorguya da kanunun hazırlanmasında yalnız bu yılın ihtiyacı göz önüne alındığını gelecek yıl içinde böyle durum bir durum olursa onu da karşılamak makaadiyle 1935 Genel denk-leşme kanıınona bugün kurultayın Devamı 7 inci sahifede
haklı olarak paramızı Franaızlar gibi altın esası üzerinde tutmaktan başka çara olmadığını, hariçten ödünç para alamıyaeağımıza göre mutlak krndi biriktireceğimiz para ila işlerimizi göreceğimizi ve Türk-lerin bir kuruş arttırmak soretile tenede yüz milyon lira tasarruf yapabileceklerini anlatmakta, sonra Şimendifer siyasetine geçerek ülkenin her tarafını demir yolu ağıp Ic örmek, memleketin gelirini arttıracağını isbat etmekte ve nihayet (Demokrasijbahtini ileri sürerek Demokrasinin bütün ulııs içio (hukukta beraberlik) olduğunu izab eylemektedir. Kuvvetli fikirleri İzavi olanbu konferansı vaktin darlığından dolayı aynen nakledemadiği-mize müteessifiz.
3
Kânuouevcl 18
SÜTUNLAR ARASINDA
--
Tutum haftasının sonu
Okuyucularımız, muhakkak ki, dikkat etmişlerdir. Bir haftadır bu sütunda hep tutumdan, tutumun iyiliklerinden bahsediyoruz. Bugün tutum baftaumn sonuna eriştik. Yazılan yazılardan ne kadar istifade ettiğimizi önümüzdeki yıl içinde göreceğiz.
Şayed öğrendiklerimizi tatbik eder, kazancımızı daha iyi kullanır, kazancımızı ebed »eştirerek ve yaşayışımızın aeviyeuini yükselterek tutumluluğun icabetini da ifa edersek ne mutlu bizel
Biz de bunu umuyoruz.
Bizim bu fırsattan istifade ederek söylemek istediğimiz bir şey vana o da her Türkün artık “aile bütçesi, yapması ve bu bütçe içinde yeşemasıdır.
BOtçesiz yeşayış, bütün kaseneı altüst eder. Kazancın betini bereketini kaçıran odur. Aile bütçesi, O ailenin gelirine giderine bakim olursa, aile her aldığım, her verdiğini bilir. Her aldığının kıymetini, her verdiğinin değerini anlar. Yani bütçe, kazanca bir lıasaasiyet, bâr reb verir.
Bûtçesiz' aile bu haaaauyetteo tu heyecandan mahrumdur. Bütçeli aile ile bütçeaiz aile arenadaki far kı kısaca tebarüz ettirelim:
Son aylar İçinde Bayındırlık bakanı Ali Çetin Ksya tramvay fiatlarmı indirtdi.
Bütçeli bir aile, Ali Çetin Ka-vanın bu mavaffakiyetini derhal hisseder. Onan yaptığı bu iş yüzünden aile bütçesinin ayda şu ka dar, yılda şu kadar kazandığını hesaplar ve bununla ya ailenin ge çimini açar, yahut tutumunu sağlamlaştırır.
Bütçesiz bir elle buou durmaz bilet
Yine Bayındırlık Bakanımız elektrik masraflarımızı azalttırma, ğa muvaffak oldu. Elektrik şirketinin bizden aldığı saat kiralarını kaldırttı veya azalttı. Bütçeli aile bunu hemen his eder. Gelirinden ne kazandığını hesaplar ve onunla başka bir işini görür, yahud bir eksiğini tamamlar.
Bütçesiz aile yine vurdum duy-mamazlığa gelir ve bu istifadenin de farkında olmaz.
Bütçe, katanca bauasijrelt verdiği gibi bütün aileye bu hassasiyeti yapar.
Bütçeli bir ailenia her ferdi aile bütçesinin geçirdiği değişiklikleri hisseder.
Bütçeli ailenin iktisadi hassasiyeti inkişaf eder ve onunla siyasi hayatı yükselir.
Çünkü o zaman hükümet ailenin içinde re ailenin geçimi içinde yeşer. Aile hükümetin tuttuğu yolu, hayatinde, hayatının iyi ve fena tabavvüUeriade görür ve dener. Hükümete, yaşayışının iyi ve kötü tahavvüllerine göre ye müzaheret eder, yahut ona karşı gelir.
Onun için, tutum ve arttırma haftasının bu sonuncu gününde her Türkün bir aile bütçesi yapmasını diliycıek) sözümüzü bitiriyoruz.
R.
Bir deniz kazası
Bir Yunan Şilebi Üsküdar önlerinde şirket vapuruna bindirdi, iki yaralı var
Kınalı, Heybeli açıklarındak faciaların akilleri daha kulaklardan silinmemişken, evvelki gece Osküdardan Beşi Ulaşa hareket eden Şirketi Hayriyenin 56 numaralı vapurunda bulunanlar bu facianın verdiği ürküntü ile titrediler ve iki kişinin yaralanma-aile büyük bir tehlikeyi savuşturdular.
Vaka, dün bir muharririmizin yaptığı tahkikata nazaran, hakikaten akibeli çok feci olabilecek bir şekilde ceryao etnı.ştir.
Saat sekizde Oıküdardan Beşık-taşa kalkan 56 numaralı vapur Üsküdar lakelerinden ISO metre kadar açıldığı bir çırada Karadeniz cihetinden gelen bir şilebin bu küçücük şirket vapurunun bordasına bindirdiği ini olarak görülmüştür.
Bu sırada alt kamarada bulunan Üsküdar posta mamuru Kenan, koca şilebin vapurun bordasına çarptığım görünce, vapuru ikiye ayıracağı zehabına kapılmış, kamarada ani olarak denizin dibini boylamaktan»*, dışarı atılmayı fer-elb etmiş, bu sıradaki kararsızlık
elb etmiş, nraaındada pencereyi kırıp dışarıya çıkmak...........
Kenan, cam. kolunun höyük damarlarından birini kesmiş ve fazla kan zayietmeğe başlamıştır.
Aynı müsademe esnasında, ma.
istemiştir, pcoç-reyı kırarken.
tesiri yok atsam gönül razı değil
Numerotaj işleri dün başladı

Memurlar gezerek binaları yazıyorlar
Dünden itibaren numerotaj işine filen başlanılmıştır, numerotaj memurlarının ellerine her sokak için ayrı bir kroki verilmiştir, bu memurlar krokiler üzerinde binaların numaralarını, genişliklerini, yüksekliklerini, katlarının ve her katta bulunan odaların adetlerini, binanın elektrik, gaz, asansör, banyo vesaire gibi teferruatını, altlarında dükkân mevcud olub olmadığını, varsa kiracılarını ve her katta oturan Aile adedini yazacaklardır. Binalara yeni numara plâkaları büâhara takılacaktır.
Hukuk talebesinin bir dileği
Hukuk fakültesi birinci sınıf talebesi fakülte dekanlığına müracaat ederek öğleden sonra yapılmakta olan umumi derelerin sabahlan yapılması ^dileğinde bulun, muşlardır. Bu hususta tetkikat yapılmaktadır.
Dişçi fakültesinden iki talebe tardedildi
Dişçi fakültesi ikinci sınıf talebelerinden Sabrı ile Haym bundan birkaç gün evvel Fakülte binan dahilinde kavga etmişlerdir.
Faküite inı.bat mee'isi bunları sorguya çekmiş ve Sabrınla on ay ve Hayımın altı ay müddetle muvakkaten tardlarıoa karar ver-mişdir.
Askere giden memurlar
Askere alınan memurlardan bedel verenler, asker bulundukları müddetçe mensup oldukları dairelerden maaş almamakla beraber memuriyetlerini muhafaza eylemekte ve terhisi müteakip aynı ipe başlamaktadırlar.
Bedel verıniyenler ise bu haklarım kaybetmekte, askerlikten avdet ettikten sonra münhal beklemektedirler. Bu, maaş kanununun 21 inci maddesinin emri mukteza-n adandır.
Zahire satışları
Dün İstanbul boraasında 300 ton yemlik 30 ton biralık arpa, 749ü kilo kepek, 1$ ton sarı mısır 10102 kilo ekstra birinci mal yemeklik va 10641 kiloda sabunluk zeytinyağ satılmıştır.
1
kine dairesinde bulunan makinist Tahıin|de muvazenesini kaybetmiş ve başını makineye şiddetle çarparak ağır surette yaralanmıştır.
Gerek şilep süvarisinin, gerek şirket süvarisinin, müsademe ihtimalinin son anlarında earfetmiş olduklar gayretle küçücük vapurun ikiye bölünerek dalgalar arasına gömülmesinin önüne geçilmiş ve 56 numara, içindeki iki ağır yaralıelyl* Beşiktaş iskelesine kader gelmiştir.
Burada zabıta keyfiyetten haberdar edilmiş, yaralılar derhal Beyoğlu bastahanesine naklolunmuş, Şirket kaptanı da İsticvap altına alınmıştır.
Beşiktaş merkezi, hâdiseden Emniyet beşinci şube müdürlüğünü haberdar etmiş, şilep kaptnnınında malûmatına müracaat edilmesini islemiçdir.
Beşinci şube, mevzuubsbv şilebin Karadenisden gelmekte olan bir Yunan şilebi olduğunu tesbit etmiştir.
Malûmatına müracaat edilen şilep kaptanlsrile ^kılavuz kaptan bahri kav aide riayetle bereket edildiğini batanın Şirket kaptanında olduğunu ve son anlarda büyük bir gayretle kazanın önûuc geçildiğini söylemişlerdir. Zabıta ve deniz ticaret müdürlüğü tahkikat yapmaktadır.
Sûrpagop mezarlığı
Dün Birinci hukuk mahkemesi bu mezarlık hakkında yeni bir karar verdi
Tiktim ile Harbiye arasıoda Sûrpagop mezarlığının Ermeni cemaatine mi Belediyeye cni alt olduğu bıkkındaki dam birkaç eenedenberi devam ede gelmiş, nihayet, dördüncü hukuk mahkemesi bilûmum mezarlıkların Belediyeye alt olduğu mutalâaalle bu mezarlığın da Belediyeye ait olacağı hakkında ı«a kararını vermişti.
Diğer taraftan da, Ermeni cemaati tarafından alınan bu mezarlığa aid bir tehiri icra kararı da Belediye tarafından kaldırtılmıştı.
Bu icrada Oeeb Celalyan ilminde biri, birinci bukuk mahkesnesine mOraeaat ederek kendirinin Ermeni cemaatini temsil etmekte olduğunu beyan etmiş ve tehiri icra kararının kaldırılmasını istemişti.
Bu davada muayyen elifbalarından geçmiş, acın olarak Beledi-
Üsküdar Tramvayları Üsküdar ve civarı halk tramvayları şirketi Üsküdar tramvaylarının tek hat olan kısımlarının çifte tahviline karar vermişi idi. Şirketin fen heyeti tarafından bu hususta yapılan tetkikattan sonra hazırlanan proje şirket idare meclisince tastık edilmiştir. İnşaata yakında başlanılacaktır.
ı
ae
Memba suyu şişeleri
Lokanta ve ahçı dükkânlarında açık şişe ile veya bardak ile verilen su için halktan ayrıca para alınmayacak, fakat kapağı müşterinin önünde açılan memba suyu şişeleri için ayrıca müşteriden para alınacaktır. Keyfiyet alâkadarlara bildirilmiştir.
Alman firmalarının müracaatı On üç Alman firması Türk Ofl-müracaat ederek memleketimiz
den muhtelif bazı maddeler ürerinde alışveriş etmek istediklerini bildirmiştir. Türk Ofis bu firmaların isim ve adreslerini alâkadarlara bildirmişlerdir.
Pırasalar kuyrukları kesilmeden satılmıyacak
Ekseriya pazar yerleriyle bazı dükkânlarda pırasaların hiç kesilmeden ve fazla su vurularak satıldığı, bu yüzden halkın zarara uğradığı görülmüş bunun meni için şuabata emir verilmiştir.
»•tMiMisşstısiMiaiSâlsıısiâşıiMşaoşMŞesMâsııeşssiâitsiaiâsıssMIsassiMMât


I
= Şerhler
Paranın kıymetini aklın anlasın, kalbin değil! Swift
Şerh ve izah:
Para her şeyi yapar, para büyük bir kuvvettir. Fransanın teki bir muharriri bunu izah ederek der ki: para, hükümdarların hükümdarıdır. Para ile istediğimiz her şeyi alabiliriz.
Temiz bir hava içinde yaşamak, gilzel bir eve sahih olmak, kitab edinmek veya başka her neyi ele geçirmek istersek, para bunları temin eder. Seyahat etmekten hoşlanıyorsak, paramız varsa tatlı tatlı seyahat edebiliriz. Dünyanın her taraftnı görerek bilgimizi arttırır, kafamızı, gönlümüzü aça-
ye avukatları Sürpegop mezarlığı davacıma Dördüncü hukuk mahkemesinde kati neticeye ihtira» ettirildiğini bildirmişler, bu davanın tekrar tazelenmesinin doğru oimı-yacağını ileri sürmüşlerdir.
Mahkeme davayı rOviyet etmiş ve nihayet dün karar verilmiştir.
Bu karara nararan Sûrpagop mezarlığının arazisi Belediyeye ait va yalnız müsakkafatı Ermeni ce-roaatiniu olacaktır.
Birinci hukuk mahkemeainin verdiği bu karar küçük bir şekil farkiyle dördüncü hukuk mahkemeli kararı gibidir. Mamafi gerek belediye, gerek Ermeni cemaati her iki mahkeme kararındaki far-kıtearuz telâkki edecek olurlarsa temyize müracaatla bu kararların tevhidi talebinde bulunabileceklerdir.
Oda
Meclisi seçimi
İstanbul Ticaret Odası meclisi idare intihabatı için mûnte-hibi aaoi seçimine dün Ticaret Odası merkezinde başlanmıştır.
Dün odaya kayîtti birçok, tüccar seçim sandığına reylerini atmışlardır, intıhab bugün de devam edecek ve yarın akşam nihayetleneccktir.
Beynelmilel Ticaret odaları kongresine doğru Beynelmilel Ticaret odaları Türkiye Uluıal komitesi bugün saat 10 da İstanbul Ticaret odasında toplanacakdır. Ruzoame hazırlanarak komite reisliğine verilmiştir. Ruz-namenin başlıca maddelerinden birini de busene Par-ste topla, nacak beynelmilel Ticaret odası kongresine iştirak etmek meselesi teşkil etmektedir.
Ticaret Odasında yeni teşkilât
İstanbul Ticaret Odasının daha istifadeli bir hale getirilmeli için çalışılmaktadır.
Bir müddetten beri faaliyetini tatil etmiş olan oda tet-kikat ve istihbarat bürosunun faaliyete getirilmesi ve yine bir müddet evvel yerleştirilmiş olan muamelât ve muhasebe dairelerinin tekrar ayrılarak ayrı ayrı çalışmaları temin edilecektir.
Bütün banlar bu yılbaşından itibaren tatbik edilecektir.
rız. Para sayesinde dostlarımıza yardım eder, muhtaçların imdadına koşarız. Bütün bunları, bu iyilikleri para yapar.
O halde paranın değerini bilmek çok iyi bir şeydir.
Fakat paranın değerini akıl kavramalı, bu işi kalbe bırakmamalı. Çünkü akıl kavrar, fakat gönül sever. Parayı sevmek hay-sisliği doğurur. Hasislik ise, parayı para olmak ha-siyetile sevmek değil, bir makine gibi para yığmaktır. Böyle bir paranın ne sahibine, ne muhitine hayrı olmaz.
ZAMAN
Kayzerin yatı seyyah getiriyor
Yatın tertibatı aynen muhafaza edilmiş
Vaktiyle Alman Imperatoru Kayzer Vilhelme ait olan yat umumi harbin sonunda lagiliz-lere geçmişti. Ahiren bu gemiyi Norveçlilerin satın aldıklarını yazmıştık.
Kayzerin yatı Şubatın ilk haftasında limanımıza seyyah getirecektir. Yatın vaziyeti uma miyasi aynen muhafaza edilmiştir. Bu meyanda Kayserin yatak, okuma, istirahat, tuvalet odaları mevcuttur. Yalnız husus! dans salonu yemek odası haline ifrağ olunmuştur.
Bisiklet
İmtihanlara yakında Başlanıyor
Belediye bisiklet kullananlarla bisiklet kiraya verenler hakkında bir talimatname hazırlamış, tatbik mevkiine koymuştu.
Bu talimatname mucibince kira ile bisiklet verenler dükkânlarında mevcut bisikletlerin cvıaflarile adetleri hakkında birer beyanname hazırlıyarak Belediye şubelerine vermeğe başlamışlardır.
Bisiklet kullananların imtihanlarına da yakında başlanılacaktır.
Gayrimübadille-rin dilekleri
Dün sabah Gayrimübadiller cemiyeti heyeti idaresi içtima etmiş ve A nkaraya g^den cemiyet reisi Kümü, İdare heyetine Ankıra seyahatinden aldığı neticeleri bildirmiştir.
Dûn bir muharririmiz Hüsnü ile görüşerek şu molûmıtı almıştır:
‘Seyahatimiz idare mecliıinin yerdiği bir karar üzerine oldu. İdare mecliainde bir takım gsyrı-mübadıberin dilekleri tevhit edilmişti. Bu dileklerde bize direktif o arak verildi. Teıbıt ed len ook-ialar meyanında, emlâk satışlarının «rrat ve intizamla ceryanını temin ve emlâkin tasfiyesi kabi inden mukarrerat bulunuyordu. Buniaı hakkında şifahi - m ı’ıye bakanına maruzatla bulun-uk. Bakan bu tiı-leblerınaiz'n tahriren verilmesin söyledi.
Dahiliyi Bakanı ile de tellâ l-meselesini n.ştvk.
B)z) kimseler bu tel'âliyeniu bono ile alınmasını istiyorlardı. Haibuki bu bizim f.krımızce gayr kabildi. Bakanada anlattık. Od gösterdiğimiz sebepleri makul buldu
Bazı gazeteler 40 bin I ıgiliz lirasının bu hafta tevzi edileceğin* yazdılar. Bu 40 bin İngiliz değil 30 bindir, bunun da tevzi gedilmesi tari şa-tlara mua lâkt r ki ne saman Mal.ye bakan ığıntlan emiı alırsak o z-ımno tevziatla bulunacağız. Onun için bu tevziatın bir hafta mı bir ay mı sonra olacağını kestire mern_„
Bakırköy doğum evi hakkında
Doktor “Peştcmalciyan,, im-zaıiyte aldığımız mektupla Bakırköy doğum evi hakkında şu malûmat verilmektedir:
“Bakırköy doğum evi Bakır-koy halkı ile Llaubulda iyiliği seven kimselerin yardtmlarilc meydana gelmiş olup yeni yapılan ikinci paviyon ise doğrudan doğruya cşyasile beraber hazinedar çiftliği sahibi Hüseyin tarafından yapılmıştır.
Her ikisinin yatak sayısı 12 dır. Mama ve süt ise Bakım evi polikliniğine gelen fakir ve hasta çocuklara verilir- Fakir mekteb çocuklarına da ayrıca yardım etmek iatiyorsakta mı-aksef fazla paramız yoktur.
Doğum evi çocuklar esirgeme kurumutıuo malı olup doğrudan doğruya üçü hekim ve dördü sair mesleklere mensup ki çemen 7 kişilik paraaız bir idare heyeti tarafından çevril-m( ktedir. „
Ev kazaları
çskarknn havalarda ayakların
Dünyanın her tarafında yol kazalarından şikâyet ediliyor ve bunlara karşı gelmek için türlü türlü tedbirler alınıyor. Tam bu Işlo önün* geçileceği şırada bir Amerikalı çıkıp da sokak kazalarının ev karalan yanında bir biç olduğunu irpat etmez mi ?
Bu adamın tutduğu istatistiklere göre 1932 senesinde bütün sanayi bayatında kazaya {sığrayıp-ölenlerin sayın 15,000 den ibaret olduğu halde evlerinin içinde kazaya uğrayıp ölenlerin sayın (28.000) me varmıştır.
Amerika da yapılan tetkikler neticesinde, birçok şehirlerde ev kazalarının yol kazalarından pek fazla olduğu meydana çıkmıştır.
insanların kendi evleri içinde bu kadar kazaya uğramalarını akıl birdenbire kabul etmiyor.
Fakat kazaların sebeplerine bir göz atılınca işin ehemmiyeti gör* çarpıyor:
Ev kazalarının yüzde kırk dördü düşmekten ileri gelmektedir. Bu o on da başlıca sebepleri ayakların takılman, ev eşyannın kulla-lanıldıktan^voara yerli yerine konmaması ve şurada burada bırakılmalı, evlerin iyi aydınlatılmamsa:, banyoların içine girip ayağın kayması, karlı aokaktan eve girerken taşlıklarda sürçmesidir.
Ev kazalarına sebep olan diğeı hâdiseler, lendatyatarın üzerine çıkıp çivi çakmak, ampul takmak veya buna benzer başka bir iş yapmaktır. Bu yüzden da birçok kazalar vuku buluyor.
Hele kibrit çakmaktan, t bıçak kullanmaktan, makatları kılıfa koymaktan, mutbah bıçaklarını yerlerine yerleştirmemekteo, kırık camları dikkatle süpürmemekten, ağız* toplu iğne «okub diş karıştırın ıklan, elektrik düğmelerim ıslak vile tutmaktan, yol üzerinde sandalye bırakmaktan, elektrik tellerini etkidiği zaman değiştirmiyerek yamamaktan dolayı vukubulan kaza'ar •ayılanııyacak derecede çoktur.
Kazaların bu çeşid sebeplerini göz önüne getirdikten sonra evlerin de bir kaza belâ nırmbaı olduğunu kabul etmemek elden gelmez.
Bu sebepleri saydıktan tonra lı-pimizde ya bunların, ya bunlara taziyen seb-.-pter yüzünden kazalar grçırd.ğ.mız veya savuşturduğumuzu hemen hatırlarız.
Yalnız bizde henüz ev kazala--ır.ın istat «tikleri tutulmıdığı İçin bunların ehemmiyeti götümüze nirdenb.re çarpmıyor.
Bunların vukuuna imkân vermemek tedbirli, dirayetli ev kadınlanma vazifesidir.
Yol kaıalanaa karşı gelemedl-» mize göre bari ev kezalarına m'rân vermiyolim !
X)n
24 saatte 3 kaza
Dün, şehrimizde üç kaza olmuştur:
1 — Şoför Ali, idaresinde bu-lıınan 2442 numaralı otomobille Galetada Nceatibey caddesinden geçmekte iken birdenbire önüno bir çocuk çıkmıştır.
Ali bu çocuğa çarpmamak için -ıreksiyonu kırmış ve otomobili Llrcenbıre, Cevat isminde birinin dükkânına bindirmiş hasara uğratmıştır.
2 — Beykozda oturan kaptan Mustafa itnunde biri, dun Topbınn caddesinden geçerken, tramvay yo-uuua kenarında kanalizasyon çu-lıuru bulunması dolayısiyle tramvay -ayı üzerinden yürümüş, fakat bir tramvayın hızla üzerine geldiğini görünce, kaçmak istemiş, fakat çukura düşmüştür.
Mustafa kapdan muhtelif yerlerinden yaralanmış, polisler tarafından tedavisi için Beyoğlu has-tahaoeaine kaldırılmıştır.
3 — Arabacı Ahmed, dü-ı idaresindeki araba ile Sultanhama-mından geçmekte iken ansızın ö-nüne çıkan bir adamı ezmemek için hayvanların yularını yolun kenar istikametine doğru çekmiş, fakat birdenbire Gûndoğdu mağazasının ISO liralık vitrinini şangır şungur aşağıya indirmiştir. Zabıta yağmurdan kaçıp doluya tutulan bu kaza failleri bakkınaa tahkikat yapmaktadır.
! İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası Intihabatı
İ17,18 Birıncikânun 934 Pazartesi, Salı günleridir. 8 nd aahi-fedekl İlâna müracaat.
Manikür
Bir karlimiz yazıyor ı
“Manikür. kelime») hemen her gün duyduğumuz kelimeler arasına geçti. Bu ketime ne demektir, oe-reden geliyor ? Bunun Türkçe»! yok mu ?.
Cevabımız ;
Manikür manicure kelime»! Fransııcadır. Fransızca yn Latince-dtm geçmiştir. Latiııcede Menus el.cura da dikkat, İtina manasımı gelir. Buna Türkçe olarak "el bakımı. diyebilirit.
Bundan maksat ellere ve tırnaklara dikkat göstermek ve onları düzeltmektir.
Bu işin alıp yürümesi, son cananların yeniliklerindendir. Galiba bn işin en çok ehemmiyet kazandığı yer, Amerikndır. Orada manikürcüler, berberler kadar çok muş. Berber dükkanında saçım kestiren, sakalını traş ettiren, Oradan çıkar, manikürcüye girermiş, orada ellerini tırnaklarını düzeltirmiş. Fakat insanın ellerini temizlemek, tırnaklarını düzeltmek için manikürcüye gitmesine lüzum yoktur. Irııan bunu evinde de pek tU yapabilir. Meseli ellerini temizlemek için sabunla tertemir yıkamak, lonra bir miktar kolonya ile olmak, daha fazlası lâzımsa
Manicure
ellerini biraz kremle ojnıak ve tırnakları kesip düzeltmek kâfidir.
Fakat bir çokları bu zahmete kotiaomıyrrak manikürcüleri kazandırmayı dalın muvafık buluyorlar.
Manikürcülük oldukça eski bir sanattır. Yalım ona bu ismin ve-silmesi yenidir. Meselâ eskiden şark memleketlerinde parmakların uçlarını güzel göstermek için kınn konurdu.
Yakın zamana kadar Çin diyarında tırnak uzatmak, yüksek mevki sahiplerinin âdeti idi. Fakat Çinlilerde uzun tırnakların verdiği rahatsızlıktan usanarak tırnak kesmeyi tercih ettiler. Bununla beraber Çin diyarında bir tek parmağın tırnağını uzatmak âdeti devam ediyor, hatta uzun tırnağa da bir kılıf geçiriliyor.
Tırnak uzatmak âdeti nnlaşılan Avrupaya bu taraflardan geçti. Yakın zamana kadar bu »det bizde yoktu. Şimdi manikürcülük bizde de başladı.
Elleri ve tırnakları manikür, ancak düzeltir. Fakat elleri ve par-inakları terbiye etmek, bnm başka bir içtir, Ve asıl fnydnh olan bu terbiyedir. Bu terbiye sayesinde parmaklar kıvraklaşır ve birçok güzel Iş'.eri yapar.
eıaiMaeıuaataıetıtıeaeaeafMttMiastııateııaıeiMiaıeaMtı
İtalya ittihadını yapan
Meşhur ( Cavaur) Hakkında
"Kavur, bir millete hürriyet yolunda rehberlik etmi, en büyük devlet udamıdtr„ Robert Peel
Geçenlerde bir mecmuada çıkan bir makalede, on dokuzuncu asrın devlet kuran büyük adamlarından bahsedilirken (Mttenirh) ve IBismark) ın ismi zikred İmiş, fakat Italyan ittihadını vüeude getirmiş olan meşhur (Cavaur ■ Kavur) dan bahsolunmamıçtı. Bunun üzerine yazdığımız bir fıkrada (Kavaur) un ismini biz hatırlattık. Bir kariimiz (Cavour) hakkında malûmat istediği gibi bir kitab tavsiye edib edemiyeceg:mizi de sormaktadır. (Cavaur) hakkında türkçede bir kitab drgil, bir risale bile çıktısını, batta isminin çoktuk zikredil-diğini biie maatteessüf bilmiyoruz.
Zaten (Kavur) değil, memleketimizde ismi daha iyi tanınmış olan (Biımark) hakkında bile eski devirde tercüme edilmiş bir kitaptan bnşkn bir şey neşredildiğini tahattur, etmiyoruz. (Kavur) a gelince on dokuzuncu «ana hakikaten en mümtaz hatta necip bir devlet adamıdır. Ve İtalya ittihadını vüeude getirende bu adamdır.
(Biımark) da A'men ittihadını vüeude getirmişti. Fakat Biımark ile(Kavur)arı»ında lüyükfark iar -ir. (Biımark) daha ziyade Alman ittihadını kuvvet, şiddet ve ta. akkum ila
yapabilmiştir. (Kavur) lae, vüeude getiri'mesi daha çok güç olan İtalya ittihadını bilhassa dahilde biç bir vakit kuvvrt ve şiddete istinat etmeksizin, yapmak harikasını göstermiştir. Bu itibarla dün dokuzuncu asrın drvlet adımları içinde hemen hemen en büyüğü addedilmeğe layıktır.
Aslen ( Piyemon ) lu olan ( Kavur ) 1810 da tevellüd etmiş ve 1861 de 51 yaşında vefat etmiştir. I» başına geldiği vakit İtalya gayet dağınık bir halde, bir taraftan küçük küçük devletlere miin-kaaim, diğer taraftan da kısmen Avusturya istilâsı altında idi. (Kavur) vatanını evvelâ bu Inki-samdan, sonra da ecnebi istilâsın, dan kurtarmak için yavaş yavaş çalışmış, n hıyet dahili ve harici birçok muvaffakiyetlerden sonra İtalya ittihadı nın banisi olmuştur.
Kendisi hürriyet fikirleriyle yetişmiş olduğu için iş başına geldiği vakit, vaziyetinin gayet karışık olmasına, karşısındaki hasım.arm ihtiraslarına tâbi gayet insafsız adamlar buîunmassoa rağmen hiç bir vakit kanundan ve hüriyat prensiplerinden ayrı mıyarak hem ( parlâmento ) yu, hem de devleti idare etmiş ve bu yolda şayanı
POLİSTE
K umar bazlar geldiler, fakai..
Kalyoncuda bulunaD gazinocu Şemsi isminde biri evvelki gece Polise müracaatla garip bir ihbarda bulunmuştur.
Şemsinin ihbarı şudur:
— "Bu gece Kalyoncuda iki kuyulu sokakta oturan ve boşta gezer takımından bulunan Sami, evinde bir eğlenti yapacaktır.
Bu eğlentiye bir çok komar-bazlar gelecek ve evde kumar-oynanacuklır.,.
Kalyoncu poli» kamiserliği bu ihbar üzerine memurlarını muhtelif yerlerde tarassuda koymuş, saatlerce beklenildiği kaide kumar oynandığına dair hiç bir alâmet göriinmemiştir.
Yalnız, eve bir çok kumarbazların girib çıktıkları görülmüş, fakat ortada işlenmiş bir »uç olmadığı için bir mıınmale yapılmamıştır.
Cebinden tabanca düştü Karagümrükte bnkkallık eden Sami, evvelki geco Çarşıkapı-da tramvaydan aşağı atlamakta olduğu bir sırada arka cebinde bulunan tabancası yere düşmüş, bunu da hemen oradaki polis nokta memuru görmüştür. Polis, hemen tabancayı almış, Samidcn bunu taşımağa müsaadesi olup olmadığını sormuştur.
Sami, müsaadesi olmadığını söyleyince, polis tabancayı müsadere etmiş, kendisini de karakola götürerek hakkında tahkikat evrakı tanzim etmişdir. Tramvay bir otomobili parçaladı
Evvelki gece Edirnekapıdan Sirkeciye hareket eden ve vatman Fchminîn idaresinde bulunan tramvay arabası Acıçeşmc istasyonu civarına geldiği bir sırada, şoför Zekinin idaresin-ki otomobile bindirmiş vc parçalamıştır.
Maddi zarardan başka nüfusça zarar yoktur.
hayret derecede muvaffakiyetler göstermiştir.
Kendiline bir aralık siyasi ihtirastın en ziyada ortalığı karıştırdığı bir sıradn ıdarei örfiye ilân etmezi teklif olunman üzerine şu cevabı: İJarci ürfiye ile herkes memleketi idare edebilir. Ben bunu istemem , dediği fmelhuzdur. Hattâ vefat ettiği vakit Ingiltere parlâmentosunda meşhur İngiliz başvekili ( Peel ) in oğlu ( Robert Peel) (bir millete lıüriyet yolunda rehperlik etmiş co büyük adam vefat etti) demiştir.
Ingiliz parlâmentosu sızımdın biri tarafından böyle bir methü-senaya lâyık görülmek ber intana nasib olan şereflerden değildir.
(Kavur) hakkında Fransızca en yeni çıkmış bir ezer vardır. Bu eserin müellifi Frantanın Rusya sefiri sabıkı (M.Palaiologua) dır. Bu Bu isimle kitap hangi Fransız kütüphanesine ıımsrlunırsn derhal getirtilir. Fransızca bilenlere bu kitabı okumalarını tarziye ederiz. Çünkü binbir türlü müşkülât içinde azimkâr bir adamın ne şayanı hayret mesai ile gayesine itiştiği hakkında çok güzel bir nümün» görülmüş olur.
Erzincanda mezbaha
Kesim evi merasimle açıldı, fakat noksanları var
merasiminden bir görünü.
Erzincan ketim teinin acılı,
Erzincan (Hususi) — Şehrin şarkı cenubisinde şehre vc Fırat nehrine de 1,5 kilomotrc mesafede üç ay evvel inşasına başlanan Kesim evi merasimle açıldı. Merasimde Vali Fahri ve Müfettişlik Erkânı Harbiye reisi Miralay Receb Ferdi ile mütekaidini askeriyeden General Musa Kârım, rücsayı mülkiye vc askeriye mevcut idi.
Merasime saat on buçukta Belediye namına Belediye kâtibi Nureddinin kısa bir hitabesini müteakib kesim yeri kapusuoa gerilen kurdelenin General Musa Kâzım tarafından kesilmesiyle başlandı vs h.ızırun kesim yerine dahil olarak koyunların kesilmesini, yüzülmesin) vc sair hizmetleri sonuna kadar seyrettiler. Buradan çıkıldıktan sonra bütün davetlilere kurabiye ve çay ikram olundu.
Bu mezbaha müteahhit Feh-miye nısfı inşaatın hitamında ve nısfı diğeride altı ay sonra tesviye edilmek şartıle 8400 liraya ihale olunmuştu. Bilâhare mukaveleye dercedilmiyen fakat kanunun talep ettiği bazı hususat için yeniden keşifler yapmak ihtiyacı hasıl otmuş vc hatta daha bir çok kısımları; meselâ mezbahadan 30.) metreye kadar temdidc-dilip bırakılan kanalizasyonun Frat nehrine kadar uzatılması, ahırlar üzerine çatı yapılması, tavansız olan odaların ta yarılanması ve yeniden bir ahır ilâvesi, ahır döşemelerinin İslahı lâboratuvarda bulunması lâzım gelen alât ve edevatın bulundurulması gibi işler için de takriben 2000 liralık bir masrafı daha istilzam edeceği an-laşılmışdır.
Suyunun gayri kâfi bulun-
ması, sakat yeriodo yapılan su deposunun hıfzısssıhba kaidelerine mugayir olması memlekette kışın 15 derece vasati hararet varken teshin cihetine hiç dikkat edilmemesi, kasapların sıcak değil bolca soğuk su ile bile yıkanacak yerleri bulunmaması bazı kısımların aralıklı ve her zaman mllzahrafat-la korkunç mikropları sinesinde yaşatacak tuğlalarla döşenmes.
gibi ahval sebebiyle mezbahaya asri ve fennî mezbaha denile-memektedir. Heyeti sıhhiye dc raporcu vermemiştir.
Fakat noksan dahi olsa memlekette hayırlı ve faideli bir müessese vüeude getirmiye muvaffak olan belediye mev-cud noksanları da ilkbaharda ikmale çalışacaktır.
Muğlada seçim faaliyeti
Muğla 17 (A. A.) — Bugün bütün kazalarda saylav seçim defterleri araştırma kurumla-rına verilmiştir.
Aydında seçim hazırlıkları
Aydın 17 (A. A.) — Bugün merkez ve mülhakatta saylav seçimine ait esas defterleri teftiş heyetlerine verilmiştir. Vilâyet nüfusunun 241,379 olduğu anlaşıldığından vilâyetimizden altı meb'us seçilecektir. Kars Halkevinde çalışmalar
Kars 17 (A. A.) — Halkevi kış çalışmalarına başlamıştır. Halk dersancleri, biçki ve dikiş yurdu özdil kursları açılmış vc Ulusal musiki için dc çalışmaya başlanmıştır. Kastamonuda bir temsil
Kastamonu 17 ( A. A. ) — Halkevinde dün akşam temsil kolu tarafından ekonomi yedi günü dolayısile bir temsil verilmiştir.
Deniz’.iden sekiz mebus çıkacak
Denizli 17 (A. A.) — Saylav seçimi esas defterleri yapılmış ve teftiş heyetine verilmiştir. Vilâyetin genel nüfusu 296.549 olduğundan sekiz saylav seçilecektir.
Ayintab 8 mebus çıkaracak
Aymtab 17 (A. A.) — Saylav seçimi esas defterleri; dün seçim teftiş heyetine verilmiştir. Defterler 6 gün içinde tetkik edilerek askıya çıkarılacaktır. Esas defterlere göre, vilâyetimiz bu seçimde 8 saylav çıkaracaktır.
Erzincanda dikiş ve nakış yurdu
Erzincan (Huaurf) — Burada Singer acentesi Nazımın delâletiyle Gazi paşa ilk mektebi binasında kadınlarımıza biçki, nakış vc dikiş dersleri verilmeğe başlanmıştır. Kim bir zamanda kızlar.muin meydana getirdikleri ».erler şayanı takdir bir derecededir. Rcaim biçki vs nakış yur-dunda ders gören kızlarımın r« eserlerini görtermektedir.
Salondaki üç kadına gelince onlar keudi aralarında hafifçe konuşmakta idiler. (Seli) kulak »erdi ve şu tözleri işitti :
— Bir hafif gürültü İşitiyor mutunu» ?
— Hayır.
— Enterne hafif bir el dokunu-auyor gibi geliyor.
— Ben böyle birşey bitletmiyorum.
Bu sözlerden sonra yine «ükût vaki oldu. Küçük odada ite birdenbire ziya fazlalaştı. (Seli) gayrı-İhtiyari surette titredi ve boşını tekrar pencereye doğru çevirdi. Pencerenin kanatları biraz daha açılmış idi ve dışarıda yıldızlı gs-
cenin hafif ziyan odaya iyiden iyiye girmeğe başlamıştı. Pencerenin aralığı yavaş yavaş ziyadele-Vyor, kanatlar hiç bir gürültü çı-karmadan büsbütün açılıyorlardı. (Seli) (te kanatlar açıldıkça aralıktan zemine vuran hafif ziyauın büyümesine büyük bir dehşetle bakıyor, bu kanatların böyle kendi kendilerıno açılmalarına bir türlü mana veremiyordu. Çünkü dışarıda en hafif bir rüzgâr bile etmiyordu. Oholde prncerenin kanatları neden açılıyordu, hangi rs/areugiz el bu kanatları itiyordu? Yoksa şimdiye kadar kendilinin bir oyunundan İbaret olan ruhları bu akşam hakikaten gelerek
görünmeğemi karar vermişlerdi? İşte zavallı kız böyle garip düşünceler İçinde kalarak neye hükmedeceğini bilemediği bir sırada bir. denbire pencerenin aralıkları arasında bir in«an vücudu göründü. Bu vücud, pencereden gelen hafif ziyaya karşı gölge yaptığı için pek iyi seçiliyordu. (Seli) o vakit vaziyetinin dehşetini anladı. Yerinden kalkmak istedi. Fakat ayaklan iskemleye sıkı sıkı bağlanmış idi.
Kollarını oynatmak istedi, dir-aeklrride hem vûcudüne, hem de yanındaki sütuna keza gayet sıkı bağlanmıştı. Bağırmak istedi, fakat »es çıkartnasınoda İmkân yoktu. Bu aczi knrşıaında vaziyetin dehşeti nazarında büsbütün büyüdü. Biraz ötede zavallı öç taue kadın hiç birşeyden şüphe etmlyerek ispirllzme tecrübeleri yapılacak diye sakin sakin oturuyorlardı. Onların büyük bir tehlikeye maruz kaldıklarımda (Seli) burada görüyor, anlıyor, fakat onları ikaz etmeğe muktedir ola-mıyovdu.
Artık genç kız ispirtizm» tec
rübelerinde muvaffak olemıyarak biyleainin nırydaoa çıkması korkusunu tamamiyle unutmuştu. Hatta kendilinin dc maruz bulunduğu tehlikeyi o kadar düşüıınıiyordu. Gözlerini pencereye dikmiş, tasviri ne kabil bir dehşetle orada duran intan gölgeline bakıyordu. O gölge yavaş yavaş kımıldamağa başlamıştı. Anlaşılıyordu ki başıuı İleriye doğru uzatmış, odada kimse olub olmadığını anlamağa çalışıyur-du.
(Seli) ile pencere arasındaki mesafe iki metreden ibaret idi. Bu adanı biraz sonra pencereden girecek yavaş yavaş yürüyecek, küçük odanın perdeleri arasından salondakileri gözetleyecek ve şüphesiz onların üzerine birdenbire atılacaktı. Bunun bir hırsız, belkide bir cani olduğuna şüphe yoktu. Evet, (Seli) ne yapıp yapıp çaresini bularak salondaki kadınların nazarı dikkatini celb edemezse hepsi için bir felâket muhakkaktı, işte bu düşüncenin şevkiyle (Seli) kendilini sini atkı bağlamış olan ipleri bir daha olanca kuvvetiyle
zorlamak istedi. Fakat beyhude uğraştı. Kollarını, bileklerini oynattıkça ince ipler otlerine bülbülün batıyor, canının acısı tahammül edileni. yecek kadar artıyordu.
Penceredeki adam ise bir müddet daha durup odanın içine baktı. Galiba göllerini karanlığa alıştırmak İstiyordu.
Bû suretle bir kaç saniye geçti. Zavallı genç kıs, boynunu pencereden tarafa çevirmiş, nefes almı-yn bile cesaret rdrmiyerek tarif olunamaz bir korku ile yabancı adcımın harekâtını taraısut ediyordu. Nihayet penceredeki adem gayet ihtiyatlı olarak İlk adımını o-daya attı ve yavaş yavaş salona açılan perde istikamet nde yürümeğe başladı. (Seli) karanlık için-de bu adamı hakilıatt.- olduğundan iki misli büyük görüyor, adeta odaya büyük bir canavar girmiş zehabı altında kalıyor, binaen aleyh korkusu saniyeden saniyeye fevke âde artıyordu.
Artık sa.oudaki kadınları unu -muş, yalnız kendi canının eııd.şeşine düşmüştü. Acaba bu adam
odada böyle birisinin bulunup ken-dişini tarassut ettiğini görüne* nelere cüret etmezdi? (Seli) bunu düşündükçe ak ı büsbütün başından gidiyor, o adam yanından geçerken belki kendisini görmez ümidiyle, bağı bulunduğu autunun yanında büz ü I eb i İd iği kadar büzülmeğe çalışıyordu.
Fakat bu sırada (Seli) nin korkusu ye dehşeti birdenbire büyük bir hayrete inkılâp etti.
Pençereden giren adam bir iki adını attıktan sonra başını yan çevirmişti Bu suretle başın pençere-den giren zayıf ziyanın tesiriyle yandan şekli iyi seçilmekte idL İşte (Seli) dikkat edince bu adamın ( Harrı Vertemil) olduğunda şüphe kalmadı. Ingiliz mûh.ıırtısi-nın bu saatte burada ne işi vardı? Hem böyle pençereden gizllgiz.i tıiya gırm.ştl ? (Seli) artık bu cihetleri düşünmedi. Ys nız deminki müthiş korku yerine şınıjı içini büyük bir sevinç kaplamıştı.
Devamı var
Kînumrevel TB
*IAIAN
S
Mevsim çiçekleri
Güzel sun’î çiçekler yapılabilir
Kadın ve boya
Artık kasım patları bile yok. Çiçekten tamamiyle mahrum bir mevsimdeyiz. O halde çiçekleri taklit etmeği ve sun'i çiçek yapmağı düşünebiliriz.
Sun'i çiçek yaparken tamamiyle tabiatı taklit etmeği düşünmeliyiz. Bir gül, karanfil, bir lâle yapmak o kadar güç değildir, ancak bu taklitleri yaparken aşıtlarının bütün teferruatını tamamıyla hatırlamak şartiyle...
Fidanından taze olarak koparılmış bir çiçeğin bünyesi göz önüne getirilirse krep kâğıdından yapdacak olan sun’i çiçeklerde taklit muvaffakiyeti artar.
Ele alınan krep kâğıdı iğı-lebilir ve yumuşak cinsten olmalıdır. Parmakların ufak bir hareketi ile kıvrılabilmelidir. Renklere çok d.kkat edilmelidir. Meselâ bir gül yapmak için sevdiğiniz gül renginde, ateşi, penbe, »arı kâğıtlar seçebilirsiniz. Bu kâğıtlardan gülün yaprakları yapılacaktır. Makas kullanmağa lüzum yoktur, basit bir surette elinizle yırtabi-■»saısiMMisiMiaısiaiunaaniMSMMiiaıstMiaıaııııaısiMi
Makine örgüsü caketler
Bunlar seçilirken vücudu sıkmamasına veya bol gelib battal göstermemesine çok dikkat edilmek lâzımdır
Kış mevsimi ortasındayız. Havalar her ne kadar ilkbaharı andırıyorsa da Kânun ayları birdenbire ortalığı fırtınaya, kara boğabilir. Artık uzun uzadıya kendi ellerimizle yün örgüler hazırlayacak zamanımız yoktur. Onun için bu defa okuyucu arımıza üç tane makine örgüsü yün cakct numunesi takdim ediyoruz. Bunları seçerken en çok dikkat edilecek nokta vücudu sıkmaması veyahut bol gelip vücudu battal göstermemesidir. Tıpa tıp vücuda göre alınan bu caketlerin
lirsiniz (şekil 1) ve bir tarafını harice gelmek surctilc parmağınızla kıvırarak kâğıdı tersine çevirir ve aksi tarafa yuvarlak bir şekil verebilirsiniz. (Şekil 2).
Gül yapraklarını bu suretle istediğiniz boyda olarak hazır-ladıkdan sonra diğer taraftan sapı hazırlamalıdır. Bunun için de (ince bir demir tel alınır ve üzeri iki santimetre eninde bir kâğıd şerid ile Barılır (Şekil 4), İstenirse bu kâğıd sargı biraz zamk ile de tutturulur.
Daha sonra bu sapın bir ucuna küçük bir pamuk tamponu bağlanır ve bunun üstü de bir kâğıt ile sarılır ki, burası çiçeğin merkezi teşkil edecek ve hazırladığınız gül yaprakları zamk ile bunun üzerine yapıştırılacaktır.
Eğer kâğıdın rengini, tabiata göre, seçer ve acele etmezseniz mükemmel bir giil yapmamanız;: hiç bir sebcb yoktur. Elde ettiğiniz çiçeğe (Şekil 3) de görüldüğü veçhile yapraklar da ilâve edebilirsiniz; ve beş on gül yaparak bunları bir vazoya koyabilirsiniz.
IIMUHIHMISIMIHUllIlllMIIINIIINIMaiMIHMlSSla
rengini seçerken onunla beraber giyeceğiniz eteklik rengine uyması da düşünülmelidir.
Derc.ttiğimiz üç nümuneden birisi baştan geçme, diğerleri çapraz ve tek düğmeli olarak adi caket halindedir.
Zekât ve fitrenizi kime vereceksiniz?
Fitre ve zekatınızı bir kişiye vermekle, oba oh* onun en çok uç, bej günlük yiyeceğini temin • dersiniz. Ancak bunları Tayyare Cemiyetine verirseniz uluıal içlerimiz başarılır.
NE YEMEĞİ YAPAYIM?
Kadın boyasız olmaz derler, amma, kadının derisi de boya ile örtülünce, yahut yüz derisi üstüne boyadan bir macke kapanınca böyle çehreler biraz acınmağa lâyık bir hal alıyorlar. Güneşten, soğuktan vu rüzgârdan korunmak için biraz pudra veya krem kullanmak ber devirde ve her yerde makul görülür. Fukat çehrenin bütün derisini krem, allık ve podra tabakası altında saklayıp gözler sürme ve dudaklar da ruj ile boyanınca güzelleşmek için yapılan masrafın, sarf edilen emeğin ve endişenin manası değişiyor.
Buna birde sarıya boyanmış ve maşalanraış saçlar da katılınca sözde güzelleşmek ve süslenmek için yapılan bu işler ciddiyetten uzaklaşıyor. Bize kalırsa fazla boyanmak modası bize Avrupa ailelerinden değil s.(hnc âieroler.nden intikal etmiş olacaktır. Çünkü gelen seyyah kafileleri arasındaki aile kadınlarından hemen hiç bi-
r (_
Havalar iyice soğuduğu içio artık her kes evine kapandı. Kır alemleri, gezmeler gerido kaldı ve ş.mdı her kes dostlarını evlerinde ziyaret ederek geçen yazın hadiselerini birbirlerine anlatmakta vakit geçirirler. Ev sahipleri de misafirlerine ikram etmek üzere ekseriya çay hazırlıyor. Onun için bizde bu çay mevsiminde okuyucularımıza bir ıkı pasta şekli bildirmeği faideli bulduk" Kuru ç«y pastası
Malzeme şumardao ibarettir: 7 Yumurta, 7 fincan ince toz şeker, 10 fincan uo, 250 ceviz içi, 103 gram kuş üzümü, ve reudclenm)ş bir limon kabuğu.
Evvelâ yumurtanın akını ve sarısını iyice dögerck çalkalayınız, iuce toz şekeri bunun üzerine serpme surctilc boşaltınız; iyice yedirin.z, bunu müteakip yine karışbra karıştıra üzümü ve limon kabuğunu ilâve ediniz. Daha sonra onu da ayni suretle karıştırarak suluca bir hamur yapınız. Buna bir kahve kaşığı karbonat ta ilâve ediniz.
Bir tarafdan da büyücek bir tepsi tedarik ediniz ve iyice yağladtkdan sonra elde etti-ği.ıiz hamuru bu tepsiye dökünüz ve fırına gönderiniz. Ancak fırının çok sıcak olmamasını fırıncıya tembih etmeyi unutmayınız.
Hafif kızgın bir fırında bu tepsi muhtevası on beş dakikada pişer. Bdabare tepsiyi masa un üstüne sereceğiniz temiz u.r bez veya gazete üzerine baş aşağı geunelc suretiyle ka-pjy.p pastayı çıkarmalı ve muntazam dilimler şeklinde kestikten sonra tekrar tepsiye koyup ikinci defa fırına vermeli ve kurulmalıdır. Bununla beraber pasta çabuk sarf olunacaksa kurutmağa ve bir ikioc anıeliyeye lüzum yoktur.
Bir pasta daha
Beşyüz gram un alarak iyice eleyiniz. Buna ayni miktarda ince toz şekez ve biraz vanilya ilâve ederek iyice karıştırınız ve dört yomurta ilâ- i ve ediniz. Hepsini birden karıştırarak oldukça katı bir hamur elde edilmiş olacaktır.
Buna erimiş ve ılık olarak yarım kilo tereyağı ilâve ederek yoğurmakta devam ediniz. Bu esnada isterseniz koku vermek üzere rendelenmiş limon kabuğu veya biraz limon esansı da katabilirsiniz. Hamur elde edildikten sonra bunu yağlanmış kalıplara taksim ederek fırına gönderiniz.
I risinin bujkedar boyalı olmadığını her vakit görmekteyiz. Biz; fazlaca safdiliz. Moda gazetelerinde gördüğümüz her çeşidi ve her tavsiyeyi medeniyet icabı sayıyoruz ve kendimizi bunların tavsiyelerine kaptırıyoruz. Halbuki yüze sürülen ber boya tabakası kadını ciddiyetten bir karış daha uzaklaştırıyor. Kültür Bakanlığının kendi emrinde bulunan kadınları boyanmakdan menetmesi çok verinde bir iş olmuştur ve Bakanlık kadınlara boyalı bir surat değil temiz bir çehre tavsiye etmekle çok ciddi bir hareket yap-mışdır.
Seçimlerde rey vermek, belediyeye, kurultaya âza »eçilmek haklarını kazanan kadın, Av-rupanın moda gazetelerinin te sirleri altında kalamazdı. Umarız ki Kültür Bakanlığının muallimlere yaptığı bı« ihtarı memleketin diğer kadınları arasında da iyi bir surette karşılansın.
Evril kadın
3 { ŞEN FIKRALAR ]
Operet sahnesinde
Aktör Hazım ilk defa operette rol atarak sahneye çıkmıştı. Karşıtındaki aktör daha acemi idi ve •«•ini yükseltmekten çekiniyordu; çok fena ve kaba bir aeale m aram •on kelimesini terennüm ediyordu:
— Geliyorum...
Seyirciler arenadan bir şakacı yüksek aeale sordu :
— Nereden?
Aktör Hazım etkiden ud boca-lıjı yapmış olduğu için, arkadaşı hesabına şu cevabı verdi ı
— Ahbab kaçıran makamından.
Karagöz davası
Öç sene evvel Bursa belediye dairesinde verilen bir baloda aktör Haum ile avukat Bay Rami bir köşeye çekilmişler, yarenlik ediyorlardı. Karagülün yaşamış bir adam olmadığını söyllyeo doktoru görünce. Rami yerinden sıçrıyarak:
— Hah.. Dedi, işte Karagözü öldüren L.
Hazım doktora yaklaşarak aor-du ı
—Sen misin Karagözü öldüren ?
Doktor yakosına yapışanı müddeiumumi zannederek cevab verdi:
—- O zaten ölü idi—
Hazım : "— Ben aana gösteririm,, dedi.
Aradan seneler geçti. Hazmı doktora geçen gün Sirkecrde rastladı ve
— Azizim, dedi, Rami |aramıza fitne sokmak istedi. O soy adı olarak alacağı 'Karagöz. ı-mi için eveldenberi kendi menfaatine pıo-poganda yapmak ıstiyormuj, b-.ıı abdal yerine koydu Nihayet anladım ki...
Doktor ilâve «iti:
— Avukat Rami. Karagöz olmuş.
Tövbe beklerken
İmam idam mahkûmunu teselli ıç,n uğraşıyordu. Mahkûm kabahatsiz olduğunu söylüyordu:
İmam dedi:
— Ümidinizi kesmeyiniz, ahrette de bir adalet vardı.
— Evet, en ziyade canımı sıkan şey, adalet denen şeyin dünyada da mevcut olmasıdır.
Yine gelecekmiş
Ceza müddetioi bitiren bir mahpus hapishaneden çıkıyardu. Hapishane müdürünün odasına çağırdılar. Müdür deftere bakınca kaşlarını çattı ve yatımdaki kâtibe:
— Bu ne dikkatsizlik, siz hiç defterlere bakmazmı siniz. Bu zavallı adamın iki hafta evvel hapisten çıkması lâzım iken. Sizin hatanız yüzünden on altı gün fazla yatmış. Bu ne kepazelik.
Mahbus gülümsedi
— Ziyanı yok, siz kızmayınız. | Bir daha gelişmde iki hafta I eksik yatarım. Ödeşiriz, dedi I I
Bir milyoner kürkü!
Kürkler de manasını çok değiştirdi ve işin içine daha ziyade artist ruhu karıştı. Okuyucularımızın gözleri önüne koyduğumuz bu beyaz kakım kürk bunlardan bir numunedir, tru-vakar modası kışın dahi geçmediği için bu nefis kürk manto da
aynı modaya göre yapılmıştır.
Vücut tenasübü
Bunu muhafaza için her vakit ve az bir zaman için yapılabilecek kolay hareketler
Vücud güzelliği ve tenasübü için vakit aramağa lüzum yoktur ve hiç kimse vücudunu düzeltmek için vakit bulamadığından şikâyet edemez. İşte size birçok hareketler, ki her biri 10-15 dakika yapılacaktır ve bu zamanı bulmak herkes için mümkündür.
Vücutta fazla yağları, bilhassa neşeler arasına toplanan suyu eritmek ve vücuda kendi hüviyetini vermek için her gün bu hareketleri tekrar edenler maksatlarında behemehal muvaffak olacaklardır. Her gün bu tarif ettiğin iz hareketleri tekrar edinir, bu sayede vücudunuzun tenasübünü temin edeceksiniz :
1 — Kol hareketleri: (Şekil 1) vücud dimdik, ayaklar bitişik olacaktır. Kollan arkaya alınız, elleri gergin tutunuz bu vaziyette nefes alınız, ve sonra kollarınızı kıvırınız, elinizi gevşek tutunuz, nefes veriniz.
2 — Bacak hareketleri: (Şekil 2) ayakta durunuz bacak lannızı ve topuklarmızı bitiş-
(Bir kumaş kadar ince ve kış ortasında giyilmesi adet olmayan beyaz renkte olduğu için bazı gözler bu mantoyu yadırgayabilir. fakat ilk bakışta garip görünen bu milyoner elbisesinin kürkten yapıtmış olduğu anlaşılınca belki de bir I çok yürekler çarpıntıya uğrar.
tiriniz, kollarınızı yan tarafa serbestçe bırakınız, nefes alınız, bu vaziyette duruyorken bacaklarınızı kıvırınız, kollarınızı yukarıya kaldırınız ve nefes veriniz.
3 — Gövde hareketleri: (Şekil 3) ayakta durunuz, bacaklarınızı yana doğru açınır, kollarınızı iki tarafa uzatınız ve görünüz, nefes alınız, vücudu sağa iğin.z. nefes veriniz, doğrulunuz, tekrar nefes alınız ve sola iğ.niz, ve nefes veriniz.
4 Karın hareketleri : (Şekil 4) sırt üstü yatınız, kollarınızı babınızdan aşırınız, bacaklarınızı kıvırınz, nefes alınız, bacaklarınızın vaziyetini bozmadan doğrulunuz ve çenenizi dizlerinize dayayınız, nefes veriniz.
Ve bu yazdığımız hareketlerin beherini bir çok defalar tekrarlayınız, ş.şmanlamıyaca-ğınıza ve vücudunuzun tenasübünü muhafaza edeceğinize emin olabilirsiniz.
Kauuouevel 18
Ankaradaki Ayak topu oyunları
Gençler Birliği - Güvençspor oyunu yanda kaldı Çankaya - Ankara Gücünü 3-1 yendi
Madam “Lüpesko„nun maceraları
Yazan: Barba Jonesko No. 13
İsmi dünya gazetelerine senelerce sermaye olan
Romanyah meşhur kadının aşk maceraları
Ankara İS (Huwd| - Ankara fovrre ayak topu birlociliklerİDe düo, he» halt* olduğu gibi yine
Ankara gücü alanında re genşler birliği - Gareot»por, Çankaya ■ Ankara gücü A re Btekımlsrı eratında derem edildi.
İlk olarak alana çıkan Gençler Birliği B takımı. Gûv,o;sper gel-aDeditiodeo map kaıanamç »ayıldı, bunların arkamodan meydana gelen Çankaya . Ankara Gücü B. takımları aralındaki oyun çok güt si re tevkii oldu. İki takım da bütün enerjilerini »atfederek çelişti. Çeçen »enenin B takımları »atopiyonu olan Ankara Gücü küçükleri daha bankın bir oyun oynayarak kendi kümelerinde en kuvvetli rakipleri olan Çankaya kft-çük erinl 1 -fi yenerek map katandılar.
Gençler Birliği - Güvençspor Bu oyun, Gûrençıporun hemen ber maçta olduğu gibi bir çok itirazlar içinde cereyan etti ro em aonra da Güreeıçıporluların aabayı teeketmeleri yüzünden yan kaldı. Buna rafm n Gençler Birliği ilk yarı oyunda dört ro İkinci yarı oyunda da iki aayı yakarak »ıtıra karşı 6 gol il» galip raziyette idi.
Oyun eanazıoda orta erine aöz söylemek t» bazı İtirazlarda bulunmak gibi hareketleriyle güvenç spor bayı kaptanı Kemalin yaptıklarını hiçte doğru bulmadık. Güvenç ıpor takımı eıaaen Ankara çovrvmoin en zayıf kurumla bir takımıdır. Bu çok belli vaziyet ve karşıdaki rakibinde birkaç sınıflık kuvvet farkı meydanda iken iti-razlara ve alanı terketmefe ne lüzum var ? Fakat birçok seyirci-ler Kemalin İtirazlarını fazla gol yememek için yaptığını v» fazla aayı çıkarabilecek kabiliyette olan Gençlevbirligi akıncılarına bu fırsatı için de takımı aahadaıı çıkardığını söylüyorlar. B.lmcm doğru bilmem yalan. Bir tek bildiğim birşey varan oda takımın ortadan çekilmezi, oyunu oeyredenler ve Güvene »por-dan birj.ey bekliyen'a-de de hiç te iyi bir teair bırakmamı) olmazıdır.
Ankaragûcû - Çankaya
İkinci oyun Çankaya ve An-karagûcü birinci takımları aralında idi. Havanın biraz aoguk olmazına rağmen alan vv tribünleri dolduran »eyircilerden en çoğu, günün bu en mühim mapam netler «i o i bekliyordu. Epi bir zamao-dauberi karşılaşmamış olan bu iki rakib takımın taraftarları sabaya pkan takımlarını hararetle alkışlıyorlardı.
Ortaya gelen takımların b«r ilri-li de esaslı degiçiklik yapmış, Çankaya, oyuna geç kulan aagapk Muıtafaom yerine Ömeri, »agiç yarin» de her maçta haf oynıyan Abbasi getirerek müdafaaya d» Ruhiyi koymak suretiyle şu şekilde yerini aldı:
Venzau - Ruhi, Fuad - Nibad, tbrah m. Gazi - Ömer Abbaa, Or-ban, K. Ömer, Oımao.
Ankaragücü 'de çoktan beri ea» bada görmediğimiz Hüssyial »an-trbafz, akın hattına «n iyi oyuncu »u Alâaddinin yerine küçük Sey-fiyU »olapga S* i mi ve aagiçe de Cevdet! alarak rakibinin karşısı», da şöyleco yerini oldu
Muharrem, Salih, Ali Rıza, Orhan. Hüseyin, Bilâl, Abdi, Cevdet. Fahri, Soy fi, Saim.
Oyunun ldarecid, Muhafız gücünden Cemal idi. ^Parayı Ankara gücü kazandığından oyun, ( 14 ) e on kata Çaokayalıtann hücumu ile başladı. Bu hücumu pek çabuk ke-acn Güçlüler, karşılık bir akın yaparak Çankaya kalezioa indiler. Bu »ırada Abdidoo Cevdete, ondan da Fahriye geçen top nkı bir vuruşla avuta kaçtı. Bundan aonra oyun daha ziyade beraber» hlıcini veren bir biçimde oynanmağa başlandı. Böylsce onuncu dak:kaya kadar devam eden bu hal Çankaya, lılarıu çok seri ve ukı bir akınla, rlyle nihayet buldu, Göç kaleni önün» gelen Çankaya akıncılarından “î açık Ömer yerinde bir şülle oyunun onbizlnci dakikasında ta-fanıma ilk golü kazandırdı. Bu goldao sonra oyun bir parça biz-landa. Bir aral)k, Güçlölevlnd» gö-nal paslarla Çankaya kalerine io-
diklerini gördük. Çankaya kalesi-•inin bir hayli »ıfaştıfı sıralarda, oyunu idare eden Cemalin, bir rufundan dolayı Orbanı dışarıya çı-
karmaıı, Güçtüler! |oa kişi oynamak mecburiyetinde bıraktı. Buna rağmen »anılmadılar v» Çankay»-nın, yaptığı gole mukabele etmek için çalışmağa başladılar. Ankara gücü akışları büyük bir soğuk kanlılıkla keserek topu uzun vurşlarln ileri gönderen Çankaya koruyucuları Çankaya akıncılarının Oat üste akın yapmalarını temin ediyorlardı.
Bu avretle mütemadiyen Güç halerioi sıkıştıran Çankaya akıncıları güzel bir akın eanaaında^Kö-çük ömerln ayağından İkinci golü de çıkardılar. Bu gol Göçlülvrl bir parça daha canlandırdı. Bunun neticesi olarak Çaokaya kalevini ukı bir tazyik çenberi içine aldılar. Çekilen bütün şütler ya direkleri sıyırarak avuta kaçıyor ve yahut kalecinin elinde kalıyordu. Birkaç dakika devam eden bu vaziyet yine Çaokayalıların hücuma kalk-maviyle neticelendi. Şimdi oyuo büyük bir zevkle takibedılecek hal aldı. İki tarafın da yaptığı canlı akınlar oyunu aayredeeleri beye-canlandırıyordu.
Sağ açıklan vaaıtaziyle güzel bir akın yapan Güçtüler Çankaya kalecine in yorlar. Bu »ırada An-karanın en genç orta akıncı» Fahri topla ilerilerken Çankaya koruyucularından biri il» çarpışarak oyundan çıkıyor. Bu bal Gûç-Iileri dokuz kişi bırakıyor. ; Bun» rağmen uıt üate »kın yapıyorlar. Fakat netice değişmiyor v» ilk yan oyun boytece 2-0 Atıkarzgü-cünüo aleyhine neticeleniyor.
• • •
ikinci yan oyunda, Güçlülerio büyük bir aayı fa/kil» yenileceğini düşünenler çok aldandılar. Ankara gücü, dokuz kişilik »kalk takımı ile bu yan oyunda şimdiye kadar •«yrettiğimlz tara kadrolu oyunlarında göremediğimiz derecede güzel bir oyun oynıyorlar. Çankalıla-nn bu eksik v» çok yorulmuş takım karşızıoda daha faik bir oyun oy-nıyacaklan beklenirken mütemadi Güc hücumları karşısında^ müdafaa riateml takib ettiklerin» şahit oluyoruz. Fakat bu bal Güc tass-bına faydalı oluyor. Kale önünde Çaukaya aleyhin» verilen bir frikik kargaşalık arasında top Şalinin güzel bir çevirmesile Çankaya ağlarına takılıyor. Bu türelle birinci golü kazanan Güçlüler ümitleniyorlar. Fakat dokuz kişi oynıyan takım tara manazıle yorulmuştur. Bu yorgunluğa rağmen canla başla çalışan Cüçlüler zaman zaman tek kale vaziyette oynıyorlar. Vaziyetin nazik bir şekil aldığını gören Çankayalılar tekrar hücum» kalkıyorlar. Güçlüler bu. n» da karşılık vermekte gecikmiyorlar. Şimdi oyun bir tarafın eksikliğine rağmro büyük bir zevkle ceryan ediyor^ Ortalarda oynanan oyun birdenbire Güç yarı zahauna geçiyor. Devamlı akınlar karşıtında bunalan Güc mûdafaaeının yorgunluğundan istifade eden Çanka-yalılar Abbaaın ayağından üçüncü goiü de kazanıyorlar. Bu golden aonra iki tarafın da »arfettiği gayret oyunun nailce»! üzerinde mü-eaeir olamı yor v» maçta bu şekilde Ankara Gücünün 3-1 mağlûbiyetiyle nihayet bulur.
Gelecek hafta Çaokaya • Gû-vencapor ve Ankara Gücü-Gençler Birliği A ve B takımları aramada Lik jmaçların* devam edilecektir.
• •
Fransa - Yugoslavya maçı
Paris 17 (A. A.) — Fransa ve Yugoslav ulusal takımları »raunda oynıyan futbol maçı, çamurlu ve kayıcı bir uhada ceryan etmiş ve bu vaziyet dolayuiyle maç teknik bir yükseklik göstermemiştir. Oyunun neticesine üç dakika kala »ttığı aon bir golle, Fransa. maçı 3-2 kazanmıştır.
Yurttaş
Yerli malı kullanmak, milli
olmalıdır.
M. i. ve T. cemiyeti
-hamak-»
Takvim hakkında malûmat
Tarihler yekdiğerine nasıl tahvil olunur?
Rumi, «frenci vs kamerî seneler
İzanın tarihi velâdetinden betam beş asır sonraya kodar Romanın teessüsü tarihi kullanılmakta idi. İşbu tarih mi attan 753 eena mukaddem bed etmektedir.
Roma devrinin 1285 senesinde yani milâttan 532 »ene »onra ( Dİ-yoniayov Ekzigoe ) namındaki bir papa» Lanın veladetini mebdei tarih olarak kabul edilmelini mecliai ruhaniye teklif etmiştir.
Mumaileyh tatbikatı neticesinde yavmü velâdeti Rem» tarihinin 753 üncü senesi Kânunuevvelinin '25 inci günü olduğunu iatidlâl eylemiş v» (»kat Roma tarihinin mebdei kânunusaninin ilk günü yani milâttan 7 gün muahhar olduğundan bu tarih İçin de «enenin mebdei kemafitsabık ayni günden itibar «dilme»! daha elverişli bu lunmuştur. Bioaenaleyb milâdı Lama birinci »envai Romanla teeasü-■ t tarihinin 754 üncü seaeri ile müttehit olman kararlaştırılmıştır.
Müverrihlere» badelmılâd.. »ene İtibarı yoktur. Bunlar miiâdı Laya yani Romsam tauûeûulln 7S3 üncü ■enerine kablel milât birinci »en» v» bundan mukaddemine da kablel rollâd İkinci »ene... ilh. tesmiye edilmektedir. Bu veçhile biri kab-lel mllftd diğeri tadelmllâd olan iki muhtelif »enenin mütenazır günleri beynindeki »ene günlerinin adetlerini bulmak için ikisi mecmuundan vahld iarhedıİtmek leab ed»r. Muhtelif millstlerin berbiri bir türlü takvim kullanmışlar»» da biz burada hicri kamert, jül yani rumi v» gregvar yani »frenci takvimıu-dso azıcık bahsedeceğiz.
Tarihlerde zaman vahidi kıya-•İri [ 365,242217] şems günlerinden ibaret olan şem» «eneridir. Bu .vahidi kıyaıinin istimalinde kesri olan 0,242217 ula tatbiki gayri mümkün olduğundan en kolayı bir »enei medarlyeden aıgar diğeri mezkûr seneden âzam iki muhtelif zaman kabul etmektir ki bu tullerin biri
365 diğeri 366 günden ibarettir. Bir gün farklı olaa bu İki »enenin devir v» teakubundaki intizamı ve bu veçhile beyinlerindeki münsse-tatı en »ade bir usulde muhafaza etmek hususunda tatbiki kolay olacak muayyen kaideler bulmaktır.
Kaytrr Jül Srzar, Lkenderlyeli ( Suzijen ) namındaki hey'etşioa»ı celp ve davetle takvimi rumioin tertibini teklif etmiştir. Muma leyh da bir »eoei .«ıedariyeyi 365,25 ad eylemiş, iatimalde kolaylık İçin, aşari kıamı olan 0,25 günü terk etmiş v» birbirini müteakip dört ■eaede toplanmış olan âşarlar dör. düncö »enede bir gün ettiğinden dördüncü »enenin günlerini
366 y»p.n«kl« hatayı izale eylemiş ve 366 günden İbaret olan »eneyr kellşa namını vermiştir.
Suzijen bu tertibinde »eoei me-darlyeyi 365,25 gün itibar eyledikten ve hakikatte i»e bir »önel me-dariye 365,242217 güıı olduğundan bir »enede:
365,25 - 365,242217 — 0,0083 gün fazlalık oluyor ve bu münasebetle 128 »enede bir ve takriben 400 aeoede üç günlük ^bir bat» oluyor.
1582 »eoei milâdiyeainde Papa 13 inci Gregovar bu hatanın irili, hım vo büyük paakalyenia kış zamanına gel.rilmeyip nevruzdan »onraya konulmatını ruhani b:r cemiyete teklif etmiştir. Binaenaleyh o meclia tarafından 400 aenc-deki Oç güniök hata, aşağıda be-yan ettiğimiz tarzda, ifna edilmiştir şöyledir ki :
jul takviminde (4) ile kabili takvim olan »cneler, kebise itibari, le 366 ve 4 ile kabili tektim ol-mıyanlar adiye ııamlyle 365 gün yapılmakta İdi. Gregovar ulâhında lae a»ır başlarındaki our rakamlarının 4 ile kabili Takaitn olmıyanlarıoı âdiye ve kabili takeim olanlarım kebiaa itibar edince dört acırda yani 400 ■enede üç gün tay edilmiş oluyor kl takvimi rumide her ınr taşı mutlaka kebUo olmakta vo bu RU- I retle rumi takviminde 400 »enede 100 kebiao »eneai yapıldığı halde gregovar takviminde 97 kebiıe yapılarak 3 gûolük bata izale olunmaktadır.
Gregovann bu ıriâbı 1582 »e-nail teşrinievvelinin beşinci günü
mevkii tatbik» konulduğu v» bu acoeye kadar birikmiş olan hatalar 10 gün» talig olduğu cihetle teşrinievvelin beşinci günilne 15 inci günüdür diyerek on gün atlatılmıştır.
işte bu möna»ebetle 1700 »ene-».oe kadar rumi ile «frenci günleri amamdaki fark (10) ve 1700 do (11) ve 1300 de (12) vv aarı hazır»-mit olan 19C0 de (13) gûoe talig olmuştur.
Tarihi hicri kameri Tarihlerde aenebaşı, mebdei tarih ittihaz olunan vak'anın »enerinde muayyen bir gün iae do bu-nun günü günün» mutabakatı lâ-zımgclmez. Mcaelâ Lanın velâdeti kâounuevvol evahirind» olduğu halde Milâdi terlhte kânunusani »enebaşı İtibar edilmiş v» hicreti nebeviye ive rebiölevvelin içinde] olduğu balda şuhura Ara-biyeoin birincisi Muharrem olduğundan yevmi hicretten llti ay ou gün kadar evvel olaa gurrel Muharrem, »enebaşı ittihaz olunmuştur. Mebdei tarihi Llâm hakkında birçok münakaşalar cereyan etmiştir. Bir kıum eahab, biaeti nü-büvetten itibar edilmvrini teklif il» müzakerede bulunmuşlar is» do, biıetin tayini hakkında ittifak edememişlerdir.
Vefatı saadeti de hiç muvafık bulmamışlardır nihayet Makkedan hicretle Medıneimünevvereye mu-vaazlab peygamberi mebdei tarih ittihaz olunmuştur. Hicretin ooyn-dlncl »enerinde Ömerln zamanı hilâfetinde vaı*ı tarih meealeri m»v-kil münakaşaya konulmuştur. Şöy-leki: Fanıkuâaam eriıab» karamı cem ile akdimeşveret buyurduklarında bazıları biteli raaalet.n ve tazıları vaktibicretin mebdei tarih ittihazını tenrib eylemişler ve Faruk, h«k il» batılı hicret tefrik eylemiş olduğutdan anın mebdeltarih ittihazı ve hacıların katavemena-aikl hac ile avdet ettikleri muharrem ayı muhterem bir ay olduğundan andan itibar edilmesi en-aıbdir buyurmalarıyla işbu reyde ittifak haaıl olmuştur.
Hicretinebeviye tarihi milâdinin 622 nci aeneai temmuzunun 16 nei gününe tezadüf etmektedir.
Bir eenei kameriyenin havi olduğu şemri günler İae 354.367 dir. Şu malûmat elde olduktan aonra bir kameri tarih malûm iken milâdi tarihi ve bilâkis milâdi tarih mâlüm iken kameri tarihi bulmak mümkündür.
Kameri bir tarihin milâdî tarihe tahvili
Bir kameri özne ite şemri sene beynindeki nUbrtten çıkarılan miktar 0,9702041 olduğundan kameri tarihin sene rakamı işbu emsali aa-bit ile zartadihr; baaılı zarba hicretin vukubulduğu 621,5367 Uâve olunur; malûm olan kameri »rnenio ayının günleri »ene İşarına tahvil olunduktan sonra evvelce bulduğumuz mecmuun âşarı kısmına bu da iiâve edilir ve yahut kameri »enenin ayının günleri »ene' âşarıaa tahvil oiunmayıb bulduğumuz mecmuun aşari kıımr-nın güne tahviline doğrudan goğ-ruya zam olunur. İşbu ifadeyi bir aüriura raptedersek: 0,970204! + 621,5364 X H = m olur burada m milâdı tarihi ve H hicri kameri demek olur. Buna bir misal tatbik edelim:
996 senesi 12 Crmaıielavvnlk Sinde âzlm daribeka olan meşbur koca mimar ve mûtandi» Sınattın tarihi vefatının müsadif olduğu milâdi tarihini bulalım, mimar Sınan 995 »eoaelni tamamen bitirip 996 »»nesinin 129 günü veya* hud senenin 0,367 »I geçtikten sonra vefat etcn.ş bulunduğundan, düsturda işbu malûmat mahallerine vazounursa :
m-965,3S3+62l,9O3 .*. «=1587.256 0,256 = 2 oi.ao.
Olmakla meşhur Koca Sinan, 1587 »enei miladı! rumiri nisanının 2 nci ve miladli »frenci nisanının 12 nci günü vefat etmiş oluyor.
Bu maaeleyi gün hesabiyle de halledersek ı
Jül devrinden Hicreti nebevi-yeye kadar geçen günlerin adedine, Sinan merhumun vefatı annesinin bir »suni kameriye adedi eyyamı olan 354,367 ile hasılı zarbına; Muhar-
Saray hakikati kabul etmedi. Ateş olmıyan yerden duman çıkarmıydı ?
Karolun düşmanları ! fırsatı ganimet bilmişlerdi. Hepzide du sözü tekrar ediyorlardı!
Saray erkânının bu hadizeyi büyütmek istemelerinin bir çok saıkleri vardı. Çünkü Kurolu memleketten (Örüp çıkarmak için suikaste hazırlanıyorlardı.
Onuu için Madam Zizi Lam-brinoya karşı tutulan hattı ha reket Helen Lüpeakoya karşı da tatbik olundu.
Ve ilk önce Kraliçenin Saray Mareşali, Helenin evine gönderildi ve ona nasihat elti. Bu işin sonu fena, neticesi vahimdi. Onun için Karolle alâkayı kcamek ve bu işi gecikmeden yapmak gerekti.
Madam Lüpetkonun kendisi bana bu macerayı anlattı:
Saray Mareşali bu nazik işi becerebilecek vaziyette değildi. Çünkü Mareşal madam Heleni tanımayordu. Tanısaydı şiddetli bir taarruza lüzum görülürdü.
Mareşal, Helen [Lüpeakonun karşısında dim dik durarak şiddetli sözler söylemekle işi bitireceğine kanidi. Şayet şiddet kâr etmezse, rüşvet yolu tutulacak vc pazarlık başlayacaktı. O zaman Romanyada hakim olan kanaat bu merkezde idi.
Saray Mareşali sert ve şiddetli sözlerle işe başlayınca Madam Lüpesko onu bir sözle susdurmağa muvaffak oldu ona:
— Efendi! Evimde bulunduğunuzu unutmayınız! Sonra bir
remden 12 cetnaziyelevvellye kadar geçmiş olan 130 gön, Jül devrinden hicreti netaviyeye kadar geçen günlerin adedine ilave edilerek d» bulunabilir. 352595.16S-995X 354,367 buna cvroszielevvelinln 12 sine kadar geçen 130 gün ile Jül devrinden hicreti netaviyeye kadar geçen 1,938,077 adedi ilâve olu
nursa :
352JM = Kamtri sese fitlt'ljlı
ms/Şr olaa kamari aana koa.h aarrkt
lUHOn ~ Jk(4aoM(a4aa Utraii »«-beoiftaa kadar fofmif gâatar
İM = âfaâvresıdea remaıiyef-
•ws/znca 12 sıns kadar
_____ t W" lanlar
230MI2
|MW70-) = taaaai Mokarrami ar kadar geçen JAI daan adadı ejramı
102 — Kfraaal f ta lort
Koni ita afraact aaaalarl ara unda «e'akâm atası» otan afgam tarA olaa. dokta
Kânunusaniden 2 nisana kadar
geçen günlerin adedi 92 ediyor. Şu halde mimar Sinenin tarihi vefatı gün hesabiyle de evvelki bulduğumuz neticeye varmış olubı Nihayet Koca Sınanın 1587 milâdii rumiri niaantnın 1 nci ve milâdii efreneiri nisanının 12 nei günü vefat ettiği tahakkuk eder.
Bu meaeleyi bir de devir brta-biyle yapalım: Şenel kameriye adedi eyyamiyle »enei şemsiye adedi eyyamı beynindeki fark 354,367-—
365,25=10,883 olduğundan
33.56152 »ene oluyor kl bu kadar müddetteki fark, bir seneye baliğ olmaktadır. Bu fark tarihi hicrii
malûma takalm olunursa buluna
cak basılı kısmet malûm olan tarihi hicriden tarh ve hasılı tarh» hicreti oebeviyenia vukubulduğu tarihi milâdi zammolunursa yine matlup hani olur. Yani:
îSl +
9»5.M7 — 4- Ş2I.SJ6 ~ m
— 19.M1 = 15S7.1U — m
Olur ki burada evvelki hesaplan aynen teyit eder.
itizar
Sinen merhumun tarihi vefatı her naaılsa yanlış yapıldığından yaptığım müddeliil üç tarza gör» hcıabederek tashihini Mimarlar cemiyetinden rica etmeği kendime bir borç addediyorum.
Güzel Sustisr Ak.denüri Maauır muallioM n taksimi Ziya »shiM /lAnref Ziya
kral sarayından geldiğinizi de hatırlayınız! Her şeyden evvel efendice hareket etmek meo-buriyetindesiniz! Dedi.
Saral Mareşali bunları diole-dikden sonra durakladı ve Madam devam etti:
— Nihayet aize bir kadının karşısında bulunduğunuzu hatırlatmağa lüzum görüyorum. Onun için bütün bunları na-nan itibara Almanızı tavsiye ederim.
Mareşal, bütün bunları dinledi ve düşündü. Vazifesi çok güçleşmişti.
Evvelâ şapkasını çıkardı. Yumuşak bir eda 'ile aöz söylemek istedi. Vaziyet okadar değişmişti ki ülSmatomun bütün şiddeti kaybolup gitmişti.
iş bukadarla kalmadı. Mareşal, demin gösterdiği sertlik yüzünden özür diledi. Kendisinin böyle bir işi biç te sırtına almak istemediği halde bütün kabahatin kraliçede olduğunu,kra liçenin onu bu işe sürüklediğini anlattı. Kraliçenin de bu işte hata etmiş gibi göründüğünü iiâve etti.
ikisi konuşmağa başladılar: Madam Helen sordu:
— Kraliçe benim hakkımda ne düşünüyor?
— Kraliçe sizin prens Ka-rol ile muaşaka ettiğinize kani.
— Ya..
— Evet, kraliçenin bu kanaati son derece kuvvetlidir. Belki bu kanaati sarsmak imkânsızdır.
— Kraliçe çok hakksız...
— öyle anlaşılıyor. Fakat bu muaşıakanın aslı olsaydı,çok fena olurdu. Çünkü Karolun aile hayab yıkılır, karısı ile çocuğundan ayrılmağa mecbur olur, belki hanedanın selâmetini tehlikeye atacak bir mesele çıkardı.
Mareşal, bn sırada Sarayda, perde arkasında çevrilen dolapları itiraf edemezdi. Karolun siyasî basımları tarafından neler hazırlandığını söyliyemezdi vc kendisini Madama gönderenlerin bunlar olduğunu ileri süremezdi.
Mareşalin söylemediği bir şey daha vardı. Kendisi bu çeşit işlere alışıktı. Karolun daha evvel alâkadar olduğu ve sevdiği madam Zizi Lambrinoyada kendisi gönderilmişti. O zaman saray halkı yine onun bu işi becereceğine kani olmuşlar ve Ziziyi tehdit sağanağı altında bırakmışlardı.
Madam Lüpesko, saray Mareşalini dinledikten sonra cevabını verdi:
— Sarayın benimle bu şekilde temasından dolayı ciddea hoşnudum. Vaziyetin vahametini takdir ediyorum, Karol ile münasebetinin herhangi bir kimseye zarar vermesini istemem.
Mareşal yerlere kadar iğildi:
— Çok teşekkür ederiz. O halde bu maceraya nihayet veriyorsunuz I
— Hangi macera. Aramızda aşk yok ki macera kapısı açılsın. Aramızda aşk bulunduğunu tahmin etmek kadar yanlış birşey olmaz. Katiyen böyle birşey yok. Onun için aramızdaki dostluğu vesile ederek bir iskandal çıkarmak istiyenlerin muvaffak olamıyacaklarına eminim. Zira yapmak istedikleri işin temeli yok.
Mareşal şaşırmıştı. Çünkü madem ki aşk yoktu, bir me-sele çıkamazdı.
Davamı var
KİBDnuevel 18
-ZAMAN-
/
Bir İngiliz zabitini dövdüler!
7 inci sahifedcn devam
Bu kasayı gören birçok kitneo ler, kadının tarafını iltizam etmişler va tiril kıyafetinde olan sabite fena muamelelerde bulunmuşlardır. Zabit kendilini ölüm tehlikeeine-maruı kalmış zannederek rûeeleeri ile ateş etmiş ve orada bulunan birini karnından yaralamıştır.
Bunun üzerine vakada hazır bulunanlar, sabite burum etmişlerdir. Zabitin haatabaneye kaldırılmasına mecburiyet basıl olmuştur. Yaralı kadının eıhht variyeti ajır delildir.
Zabite işten cl çektirildi Sarbruk 17 (Hususi) — Burada bir hâdiseye eebeb olan İngiliz polis zabitinin bu vazifeden alınarak ingiltereye eelbi takarrür etmiştir.
Sarbruk 17 (A. A.) — Sar hükümet komisyonu neşretmiş olduğu bir teblij) ile geçen akşamki hadiseleri izah etmiş ve şiddetli tahkikata girişilmiş olduğunu bildirmiştir. Bu tebliğde, tahkikatın sonuna intizarca hadisede mrdhaldar olan gönüllü zabite işten el çektirilmiş olduğu ilâve olunmaktadır.
Yaralan iyileşmiş
Sarbruk 17 (A.A. ) — Evvelce haber verdiğimiz hadiseye eebeb olub ta, balk tarafından hırpalanan yabancı zabitin yaralan sathi olduğundan yann, öbür gün bastaha-neden çıkacaktır.
Nümayiş gürültüsüz geçti Seebruk 17 (A. A.) — Alman cephesinin tertib etmiş olduğu nümayiş. aükûn içinde geçmiş ve hiç bir hadise olmamıştır.
“Papen,, Sar komiseri mi olacak ?
Londra 17 (A.A) — Daily Mail gazetesi Fon "P«pen. io Viyana elçiliğinden ayrılarak “Sar. da Alman komiserliğini üzerine alacağına dair ortada dönen bir şayiayı yazmaktadır.
Reiam nasıl yapılacak ? *Sar„ da 13 kânunuevvelde yapılacak olan reiama nezaret etmek için 900 bitaraf memur tesbit olunmuş, bunların ilimleri ilân edilmiştir. Bitarafların 350 sİ İsviçreli, diğerleri do Norveçli, Holandalı, İskandinavyalI, Italyan ve tngilizdir. Reye şu suretle müracaat edilecektir:
Her rey dairesinde bir bitaraf reis ite iki âza bulunacaktır. Bu İralardan biri Sana Almanyaya iltihakını istiyenler, diğerleri de muhtariyetini veya Fraoıaya kalmasını talebedenlerden seçilecektir.
Rey varakalarını yalnız reis dağıtacaktır. Bu varakalar taklit edil-miyeeek kâğıtlar üzerinde ve memleket dışında tabedilmiş bulunarak tır.
Rey daireleri bitaraf polis tarafından muhafaza edilecek ve rey haklarım istimal edecekler o mahalle üçer üçer gireceklerdir.
Her müntebib reise giderek intibah kartını gösterecek ve hüviyetini iıbat ettikten sonra listede İsmi çizilerek bir rey kâğıdı ile zarf alacak, ayni yerde kendisi için tefrik edilmiş bir hücreye kapanarak reyini istimal edecektir.
Müntelıibe verilen kâğıttaki matbu uç sualin karşısında siyah daireler bulunacak, müntehib muvafakat; cevabını vereceği dairenin içine bir işaret koyacaktır. Bu işaret rey verenin kararı olacaktır.
Birçok işaretleri muhtevi bulunan keenlemyckûn addedilecektir.
Müotehib bu suretle kararım bildirdikten sonra varakayı kendisine verilen zarfa koyarak mü. hlrliyecek ve bitaraf reise vereerk-tir.
Reis zarfı müntehin gözü önünde sandığa atacaktır.
Bu suretle işini bitiren münte-hibnüfus kâğıdıyla hüviyetini tea-bite yarayan evrakı tesellüm edeerk ve intibah dairesini tsrkedib gidecektir.
Sarda bir Ingiliz zabitinin çıkardığı mesele Londra 17 (A. A.) — Reuter ajansının siy.-isal muhabiri, Sar hâdisesinin tehlikeli neticeler doğurması beklenmediğini bii-dirmekdedir. Mesele ile Sar komisyonu uğraşmakda ve Ingiliz hükümeti mesuliyetlerle alâkadar bulunmakdadır.
Hâdiseye sebeb olan zabit. Sar polisine Sar komisyonu vasilisiyle girmişdir. Kendisi lu-giliz hükümetince Snr’a gidecekler için açılan büroda kayıtlı değildir.
İtalya, tazminat ve tar-
ziyede ısrar ediyor!
Birinci sahifeden devam
Rom* 17 (A. A.) — Italyan hükümeti, uluslar kurumu umumi kâtipliğin» İtalyan-Hsbeş hadisesi hakkında Ur nota vermiştir.
Bu notada taarruzun Haberliler tarafından yapılmış olduğunun Is batına çalışılmakta ve bilhassa "Ua-IvL ın İtalyan Somaliaine aid ol-duğujve uzun yıllardaoberi İtalyan kıtaatı tarafından işgal edilmekte bulunduğu beyan edilmektedir.
Habeş komiseri, İtalyan ku-■Handanına karşı bu mevkiin Habeşistan* ait olduğunu va bu mın-takada ılcrl.miye hakkı olduğunu iddia eylemiştir. Italyan kumandanı bin kadar kişiden mürekkeb olan muhafız Habeş kıt'aunın geçmesine mûıaade etmemiştir.
İtalyan notumda sınır tahdidi komisyonunun bu mıntakayı terk etmiş olduğu, yalnız muhafız Habeş kıtaatının “Ulual, da kalarak yerli kıtaat efradını kaçmağa teşvik eylediği'beyan olunmaktadır.
Notada Habcşlılerln, S kânunuevvel tarihinde hiçbir tahrik olmadığı halde Italyan garnizonuna hücum etmiş oldukları, birçok telefata acbeİHvet verdikleri, garnizonun kendirini müdafaa ettiği ve takviye kıtaatı geldikten sonra mütcarrızları püskürttüğü ilâve olunmaktadır. Bu püskürtme hareketine tsyyare ve tanklar da [iştirak etmiştir.
Tarziye ve tazminattan vazgeçmiyecekler
Italyan hükümeti, Aduababa hükümeti oezdinddo teşebbüıatta bulunarak tarziye v» tazminat istemiştir.
Bu notaya göro Habeş hükümeti, meseleyi 1928 muabedeıi mucibine* hakem mahkemesine tevdi etmek talebinde bulunmuş ise de İtalya hükümeti buna cevab vererek ortada hakemin halledeceği kir mesele bulunmadığını söylemiştir.
Meclisin dünkü içtimai
2 inci sahifeden devam
onayın* sunulan kanunun meriyetine dair bir madde konulmosı hususunda maliye bakanı ile anlaşmış oldukları karşılığını vermiştir.
Maliye bakanı aöz alarak kültür bakanının şimdiye İcadar bu gibi dışarıdan alınacak muallimlere verilecek maaşlarıma yetginsizli-ğini ileri sürerek bunun arttırıl-m^sınm mümkün olup olmadığını gördüğünü ve görülen zaruret kar-şısındo bu muvakkat muallimler* verilecek maaş miktarının Öçte iki niebetine çıkarıldığını ve bunun muvakkat mahiyeti dolayısile daimi bir kanun olarak teklifinde zaruret görülmediğini bildirmiştir.
Bütçe Encümeni mazbata muharriri Mükerrem Unsalkültür Bakanı A. Öbmcn'in ileri sürdüğü askerlik yükümlerinin muvakkat olduğu ve bundan sonra kanunla tesbit edildiği gibi askerlik hizmetlerini görmemiş olanların devlet hizmetine alın-mıyacağını ve artık dışardan muvakkat muallim alınmasına ihtiyaç kalmıyacağ nı bildirmiştir.
Bu görüşmelerin sonunda kanun hükmünün 1934 - 935 senelerine şamil olduğuna dair madde, verilen bir takrirle ka-nundan çıkarılmış ve diğer maddeleri olduğu gibi onanmıştır.
Kültür Bakanı A. Özmen bu fırsattan istifade ederek okullarımızda okuma programlarının verimli olması yolunda aiınmış kararlarla imtihan şekilleri etrafında izahat vermiş
“Ve„ ile “kadar,, Türkçedir
Ankara 17 fA. A.) — Bugünkü ulus bay yazısında T.D.T.C. genel kâtibi Nccmi Dilmenin bir yazısını basmıştır. Nccmi Dilmen bu yazısında dilimizde kullanılan “vc„ bağlama ile “kadar,, sözünün Türkçe olduğunu, bunlara başka karşılık aramağa yer olmadığını anlatmaktadır. Gene) kâtibin bu yazısı cemiyetin düşüncelerini göstermektedir.
Posta müraselâtı ve Müdafaa pulu
Ankara 17 (Telefonla)—Gümrüklerde kullanılan evraka milli müdafaa pulu yapıştırılması baklandaki kanuna bir fıkra ilâve edilmiştir. Buna nazaran, hariçten gelen pO9ta mûrasclâtının gümrükten geçirilmesi için postahanelerce tanzim edilip gümrüklere verilen liste ve beyannamelerde yazılı her mürasele maddesi için on kuruş müdafaa pulu parası tahakkuk ettirilecektir. Bu para posta idaresi tarafından müraselâtın tesliminde sahiplerinden alınacak ve mukabilinde liste veya beyannamelere pul yapıştırılacaktır.
İtalya bûkûmeti, bu cevabında hâdiseoio çok sarih şerait altında vukua gelmiş ve binaenaleyh mahiyeti hakkında bir güna şüpheye mahal olmadığını ilave aylemiştir.
Roma hükümeti, tarziye ve tazminat talebinde İsrar etmekte v* bunun acilen yapılmalını taleb eylemektedir.
— Zaman —
İki taraf ta hücuma uğradıklarını iddia ettiklerine v* bitarafların ifadesinden ise İtalyanların hücum eyledikleri anlaşıldığına göre, Habeşistan tarziye ve taızn.nat vermezse acaba uc olacak?
İtalya, Habeşistanı istilâya mı kalkışacak?
Bunu zaman gösterecektir.
İlk hücum eden Italyanlardır
İtalyanların kendilerine hücum eden Habeşler olduğunu iddia eylemelerine rağmen, bilâkis ilk hücumun İtalyanlardan vaki olduğu anlaşılmaktadır. Ingiliz Habeş ara-ziaizıî temdide memur komisyondaki İngiliz âzasından Miralay “ Kliford , verdiği raporda, hâdise «anasında bizzat bulunduğunu ve ilk hücumun kalyonlar tarafından yapıld.ğını aöylemiştir.
Habeş zayiatı nekadar?
Mogadlsclo 17 (A.A)— “Ualual,, daki çarpışma hakkındaki en son ve kafi malûmat şu mevkezdedir:
Habeşlerden 110 ölü vardır. Bundan başka Ualual ile Ado arasındaki saha ölü va yaralı doludur.
Savaş (meydanında 105 tüfek, 8000 fişek. 70 baş mekkâre, 98 kaltak, 125 çadır, 400 çuval erzak, bir de kamyon bulunmuştur.
Italyan yerli askerlerinden 30 ölû 60 yaralı var Roma 17 ( A.A. ) — Habeşistan daki Valuıal çarpışmasında Italyan askerlerinden 30 yerli almûş ve 60 yerli yaralanmıştır.
geçen yıl imtihanlarında liselerin son sınıflarında bulunan 1260 talebeden 456 talebenin sınıfta kaldığını 17 talebenin imtihana girmediğini ve geri kalan 789 talebenin de geçtiğini orta mekteplerde ise 2128 son sınıf mevcudundan 1110 nunun sınıf geçtiğini ve mütebakisinin kaldığını söylemiş ve her yıl artan talebe sayısı karşısında mevcut okullarda sınıf adetlerinin artırılmasından kaçınmanın imkânı olmadığıuı ve her yıl de bunun tabii bir seyir takib ederek artacağını,
1933 ders yılında 141 ve
1934 ders yılında 127 sınıf açıldığını bildirmiştir.
Kanunun birinci, ikinci maddeleri okunmuş bu suretle alınacak muallimlerden liyakat gösterenlerin kurslardan -geçirilerek daimi muallimler kadrosuna Çalınması için verilen bir takrir kültür encümenine verildiğinden diğer maddelerin görüşülmesi [bu yüzden başka toplantıya bırakılmıştır.
Ö'en Bursa Saylavının çocukları
Kurultay bundan sonra ölen Bursa Saylav Emin Fikri Eral-pin Londrada hukuk tahsil eden oğlunun tahsilini bitirinceye kadar vc öç kızının da ilk, orta vc liseleri bitirinceye kadar kültür bakanlığınca okut-turulmaları hakkınd.ıki kanunu kabul etmiş ve dağılmıştır.
Kurultay Perşcnbc günü toplanacaktır.
Selânikte vahim bir grev
7 inci sahifeden devam
Sebebi. Meretlerinin arttırılmalı dileklerinin yerine getirilmemelidir. Bunlar tütün balyelerini yığmak cüretiyle imalâthanenin bütün kapılorını kapamışlardır. Zabıta, bir takım vukuat ve hadiıata meydan vermemek için menfi bir vaziyet alınıştır vc binanın içerisinde yiyecek lokulmasına mani olmaktadır. Aynı zomanda imalâthanenin euyunu ve elektrik cereyanını kesmiştir. Amelenin duçar oldukları bu mahrumiyetler dolay itiyle herhalde vaziyetleri pek vahim olıa gerek-tir.
Yiyecek içecek vermeğe başladılar
Selânik 17 | A. A. ) — Tütün yapma evleri| işçileri atölyelerinden çıkmamaktadırlar.
Kendilerine yiyecek İçecek verilmezine izin verilmiştir. Düzen y erindedir.
■•••ISŞI4ISf I1I) IIŞttltaiMSSlelMŞ ■SİIİMIIIHINIUHIM**' Ankarada üniversite açılacak
Ankara 17 — Fuad Köprûiû Ankarada ge.'ccck yıl kuru'aeak üniversite hakkında bir rapor tan-limine memur edilmiştir, ruad bu hu,utta alâkadar memurlarla görülmektedir.
“Tirilye,, de bir düğünde ev çöktü
• Tirilye « de yüzü mütecaviz kadın bir düğünde eğlenirlerken ev çÖküvermiş, bu yilzdeo ackiz kadıo ağır surette yaralanmıştır.
Yaralı kadınlar Bursa hattaha-netine kaldırılmışlardır.
İhracat Beyannameleri Ankara 17 (A. A.) — İhracat tacirlerinin verdikleri ihracat beyannamelerinden birer uüshasında gümrüklerde tasdik ettirerek Kambiyo Müdürlüklerine vermek mecburiyetinde bulundukları alâkadarlara tebliğ edilmiştir.
Ziraat tecrübeleri ve talebe
Bütün köy mekteplerinde talebeye ziraat tecrübeleri yaptırılmasına karar verildiğini yaz-• m iştik. ilk mıntaka küçük çek-! meçedir. Müfettiş izzet buradaki tecrübelerde bulunacaktır. Bu tecrübelerden talebenin pek çok istifade edeceği tahmin olunmaktadır.
Yumurta ihracatı
Son bir hafta içinde İslatıbal limanından 826-1/2 sandık taze yumurta ihraç edilmiştir. Bunun 648 sandığı Almanyaya. 178-1/2 sandığı da ispanyaya gönderilmiştir.
Bundan başka 34 sandıkta konserve yumurta ihraç edilmiştir.
HRem
KREM PERTEV Sizin de ga ip olmak üzre bulunan güıc'-liğinizi ihys. edecektir
?5hrctic8a sız değildi
Per-tav'in dünyayı saran
Zamanın takvimi
KANUNUEVVEL
R(ami »cnc 1934 Rum 41 18 1353 Rumi tene 1350 i l İnci Kânun s
( SALI
Sabah İMSAK
1 S. D. Kamazan S. D.
2 38 11 12 51
7 İ0 5 34
ogh )klnd
S. İD. S. D . s. [d. S. |D.
7;?8 94 12 - 1 39 Kısol!
12*ÎÖ 14 İ » İ6|42 1Öİ21 İre. t
J^^^Jstanbu^BelediyesMIânlar^^^^J İstanbul Belediyesinden :
Bisiklet kullananların ehliyetname almaları mecburiyetine dair İstanbul Umumi Meclisince kabul edilen talimatname aşağıda yazılmıştır.
1 — Bisiklet kullanmak isteyenler ehliyetname almağa mecburdurlar.
2 — Halen seyrüsefer eden bisiklet sahibi bir ay tarihine kadar ehliyetname almağa mecburdurlar.
3 —- Bu tarihe kadar ehliyetname almamış olanlar seyrüseferden menedilecektir.
■f — Vesika almak için bir istida ile Emniyet Altıncı Şube Müdüriyetine müracaat edeceklerdir, istidaya üç adet vesikr fotoğrafı raptedilecektir.
5 — Ehliyetname alabilmek iyin on yaşını ikmal etmiş olmak lâzımdır.
6 — Yalnız cüzdan imaGyesi dân yirmi beş kuruş alınarak • ehliyetname bilâ ücret verilecektir.
' — Belediye hududu dahilinde kira ile bisiklet veren müessese veya dükkânların sahipleri bu talimatname mevkii meriyete konulduğu tarihten itibaren nihayet on beş gün zarfında mevki-lerile hüviyetlerini Polis Altıncı Şube Müdüriyetine verecekleri bir istidaname ile bildirecekler ve müessese veya dükkânlarında kira ile verecekleri vesaitin sağlamlığı, şeraiti fenniyeyc uygun i olub olmadığı anlaşılabilmck için mezkûr vesaitin cins ve nevilerini ve plâka numaralarını mübeyyin bir liste tanzim ve verilen istidaya raptedeceklerdir.
8 —- 7 inci maddede yazılı olduğu veçhile mühendis raporu ile sağlamlığı tahakkuk eden kiralanabilecek vesaitin bir listesini polis Altıncı şube Fen memurluğunca görülüp müdüriyet mühürü ile tasdik cdildikdcn sonra müessese veya dükkânlarının göze görünecek bir yerine talik edeceklerdir. Tebeddülat vukuunda müracaatla hurda olduğundan dolayı çıkarılanlar ile müceddedcn mevcuda ilâve edilenler içm lÂzımgelen muayene ve muamelenin ikmali mecburidir.
9 — 7 inci maddede zikredilen müessese ve dükkân sah'p-leri muayenesi icra edilib sağlamlığı tebeyyün etmiş olan vesaiti ancak ehliyeti haiz olanlara kiralayabilirler.
Şu kadar varki bu müessese veya dükkân sahipleri Belediyece talim yeri olarak tayin ve tahsis edilen yerlerde bisiklet sevk vc idaresini öğrenmek isteyenler kendi nezaret vc mcs'uli yelleri altında kira ile bisiklet [verebileceklerdir.
10 — Vesikası olmayanlara bisiklet verdiği sabit olan müessese veya dükkân aahiplerile bu talimatnameye muhalif hareketi görülenler tanzim edilen zabıt varakalarının üzerlerine umuru belediyeye müteallik ahkâmı cezaiye kanununa tevfikan cezalandırılırlar. Bu meyanda ehliyeti cezaiycyi haiz olmadığı anlaşılan çocukların bu talimatnameye muhalif hareketlerinden dolayı velileri mcs’ul olacaklardır. (8554ı
İstanbul Millî Emlâx Müdürlüğünden:
Muhammen Bedeli doğaziçi: Boyacıköy eski Sekizinci ve yeni 1500 Pjşin pars Yunus ağa sokağında 13 No. lı ile
hanenin temamı.
Yukarıdaki mal hizasındaki kıymet özerinden 16/1/935 tarihine rastlayan Çarşamba günü saat on dörde kadar pazarlıkta satılacaktır. Itekiilerin muhammen bedelin yüzde yedi buçuk D is betindeki pey akçeleriyle müracaatları. “M„ “8552.
İstanbul Millî Emlâk Müdürlüğünden:
Aleındağı Kasrı müştemilâtından Çadır köşkü denilen bina enkazı alb pencere camı hariç oimak ve on beş gün içinde sökülüp kaldırılmak ve bu esnada ağaçlara ve saireye zarar verilmemek vc bedeli defaten vc nakden verilmek şartile Yüz On İki Lira muhammen bedel üzerinden açık arttırma usulile satıla-cakdır. isteklilerin 2/1/935 Çarşamba günü saat on dörtte zi 7,5 nisbetinde pey akçelcrile'müracaat'arı. “M„ ■‘8547,.
Galata İthalât Gümrüğü Müdürlüğünden:
Kilo Marka No. Eşyanın Cinsleri
518,500 H. S 299-305 Pamuk elbiseli Bebek
Yukarıda yazılı bebekler 4/12/934 den itibaren açık arttırma usulile satılacaktır. İsteklilerin 23/12/934 Pazar günü saat altıya kadar Satış Komisyonuna gelmeleri. “8255.
hltnkl Btlıdiştıl
JchirTı'yaîrosu
Eski Fransız Tiyatrosunda Bu akşam saat 20 de
Deli Dolu
Operet 3 perd» Yazan: Ekrem Reşit
Besteliye n Ce-ınel Raşit
Tepebaşı Şehir Tiyatrosunda
Akşam »uv»r* ■aat 20 de
HAMLET
5 perde Yazan 1
IF. Şekspir
Tercüme eden: Ertuğrul Muhlin
k’zMu' 8(!ediu*ı(
JfhirTuprroju
VE FRENCİYİ --YÂKAL ANMAMAK İÇİN eit*IYt İLAÇ -r PROTEJİNdir
50. KRA KER ECZANEDE. BULUNUR.
İst. asliye 6 inci hukuk hâkimliğinden :
Gaİatada Necati Bey caddesinde 182 No. lu fırıncı Remzi nezdinde Gûllâb oğlu Halil tarafına.
Marya vekili Ömer Cemil tarafından aleyhinize açılan ihtar ve boşanma davasının icra kılınan muhakemesinde kanunu medeninin 132 inci maddesi mucibince bir ay içinde davacının Beyoğluuda Bostanbaşı Gdbabn sokağında 13 numaralı hanesine giderek kocalık vazifesini yapması lüzumunun iifinea ihtarına karar verilmiş olduğundan keyfiyet tebliğ ma-uamına kaim olmak üzere ilân olunur. (5919)
KSounnevel 18
ZAMAN —
Bugün ucuzluğun son günüdür
°/o 10 Tenzilâttan
istifade ediniz
fi= Sümer Bank —
Yerli Mallar Pazarında
»HAP . HULUSİ
57
biriktir, ki LTTİ oale GMNTGTlE bakatin-TOPKlYK-İ/'-HANKAJI
Far Buğdayı
Farelerin bulunduğu mahalle ( Far ) Haşan fare zehirinden buğday nevileri serpilerek bütün fareler öldürülür. Buğday nevilerinin beher adedi bir adet fareyi muhakkak surette öldürür. Ve bu ölen fareler kokmaz ve kaskatı bir hale gelir. Ve istimali gayet basittir.
Far macununun bir ekmek parçası
üzerinde sürülerek ve ufak ufak kesilerek veya hamur, pastırma, ve her nevi yiyeceklere hafif surette sürülerek farelerin bulunduğu mahallebırakılır. Fareler bunukemaliiştiha ile yerler. Vederha) ölürler. Ve bir daha kokmazlar
Far macuniyle far buğday daneleri bir arada istimal edilirce farelerin ana baba ve ecdatları külliyen mahva perişan olacakları muhakkatır.
Buğday nevileriyte macunlannıu beher kutusu 25 ve büyükleri kırk kuruştur. İkisi bir arad; 40 kı ra tur. Deposu Haşan Ecza Deposudur.

AKGUN
KADIN TERZİHANESİ
Her ay Almanyadan yeni modeller getiriyor Şık ve ucuz elbise yapıyor Beşiktaş Dere Caddesi 131 numara


MÜCEVHER
İstanbul İthalât Gümrüğünden:
141 Lira 66 kuruş bedeli keşifli Sirkeci rıhtım üzerinde kâin
1 numaralı anbar dahilinde bulunan nümunehanenin dahilinde nümunelik eşyaların vaz'ı için olbabtaki keşfi mucibince sabit ahşab zaraf imali pazarlıkla münakaşaya konulduğundan talihlerin 27 Kânunuevvel 934 Perşembe günü saat 15 de İstanbul İthalât Gümürüğünde müteşekkil Komisiyonu Mahsusa müracaatları ilân olunur. (8482)
İsteyenler için
Emniyet Sandığı Müdürlüğünden
Borcu ödenmiyen rehinler Sandığımız holünde Gösterilmeğe başlanmıştır.
Pırlanta,Elmas, Altın ve Gümüş
üzerine her türlü ietejfinizi gidermeden evvel bu zengin kollek-•iyonlan görmek mecfaatlaruuza uygun düşer.
Sandığımızın Sındalbedıvtenindaki Satış günü ÇARŞAMBA dır. -8378,,

f
Ticaret Odasında İntihabat
intihab Heyetinden:
1934 senesi nihayetinde müddeti bitecek olan İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası Meclisi âzasını yeniden intihab için tefriki lâzım gelen kırk müotehibi sininin intihabı 17 ve 18 kânunuevvel Pazartesi ve salı günleri saat 14 ten 17 ye kadar icra olunacaktır.
A — Türk olan ve en aşağı bir senedenberi istanbulda ticarethane sahibi bulunan ve en aşağı dördüncü sınıfta kayitli olanların.
B — Ayni evsafı haiz kollektif ve komadid ve limited şirketlerin mukavelenamelerde salâhiyettar bir şerikinin ve kooperatif ve anonim şirketlerle resmi müesseselerin meclisi idarelerince tayin edilen murahhas Aza ve müdürlerin.
C — Adedi âzası elliden aşağı olmıyan cemiyet ve birliklerden Odaya mukayyet olanların salâhiyettar murahhaslarının.
Odaya gelerek 1934 senesine mahsus Oda hüviyet varakasını intihab heyetine gösterip reylerini istimal etmeleri lü- I zumu ilân olunur. (5930) F
Rus Antrasit ve Alman Koku Ev sobaları ve salamandralarına mahsus EN EHVEN FIAT. ENİYİ MAL Antrasit 33 kiloluk mühürlü çuvallar içinde teslim ediyoruz. Siparişlerinizi yapmadan evvel bir kere müracaat ediniz “ATLAS,, MAHRUKAT IS. - S. KORHANİDİS veŞKİ Galata Rıhtım caddesi N. 25. Telefon 40019
\\Istanbul ithalât Gümrüğünden: Manifesto evrakının saklanması için İstanbul Gümrükleri Baş müdüriyeti binası üzerindeki tarasada evrak mahzeni ittihaz olu-nan odada 92 lira 85 kuruş bedeli keşifli sabit raflar imali pazarlıkla münakaşaya konulmuştur. Talip olanlarıo Kânunuevvelin 29 uncu Cumartesi günü saat 15 de İstanbul İthalât Gümrüğünde müteşekkil satınalmak Komisyonuna müracaatları. (8494)
f İnhisarlar U. MüdürlüğündenT'j
Tahminen 3000 adeti Boş ispirto tenekesi: Paşabahçe fabrikasında. „ 500 kilo) Çul ve kanaviçe parçası: Cıbali Levazım
ambarında.
. 140 adet) Birer kiloluk boş eter şişesile.
“ 130 „ ) Muhtelif «Vatta boş şişe : Cibali fabrikasmda.
m “alezcn)e P“”llk satılacağından istek-
Pa“r gÜDÖMlt 14 de % 15 teminatlarile birlikte Cıbalıde Levazım ve mübayaat Şubesine müracaatları. (8529)
1 — *5000,, kilo mazot 19-12-934 Çarşanba saat “14., saat “U 3°" Mnd k gayCt ”** UDeUe 24-12-934 Pazartesi
Satın alınacak mezkûr iki nevi malzemeyi vermek isteyenle-rtn şartnameleri gördükten sonra pazarlığa iştirak edebilmek üzere /. 7.5 tammaUariyle beraber hizalarında gösterilen gün Lcv““ ve ,aiibftyaat
30„ sandık gayet ince teneke 24-12-934 Pazartesi
Deniz yolları
İŞLETMESİ Aacaleleriı KarakSy-K3prUb«|i Tel. 42362-Sirkeci MOhOrdarzadL-W Han Teli 22740 w Karadeniz yolu İZMİR vapuru 18 Birinci Kâ nun salı günü akşamı saat 20 de Rizeye kadar. “8524,,
Mersin yolu
ANAFARTA vapuru 20 Birinci Kânun PERŞEMBE günü saat 11 de Pay asa kadar. (8556)
İştah eksiri
PEglTin
v
Her yemekten evvel bir çorba «aşığı APERİTİN kutlanan iştahla yemek yer, yediğini sindi-Jrlr. Mide ve barsakları kuvvetlenir. Aperitin her ev için el-
Ayvalık yolu
BANDIRMA vapuru 19 Birinci Kânun ÇARŞAMBA günü saat 19 da Ayvalığa kadar, (8556)
Yurttaş
Oıüao, incir, hndık gitti ilâç girmez.
Küli feküsat ve
T..lzruT Ccmly.U
|| Dermojen
Deri hastalıklarından her nev ckzeroa, yara, bere, yanık, çatlak, ustura yaraları ve saireye karşı mücerrep en iyi ilâçtır.
İstanbul asliye mahkemesi ikinci hukuk dairesinden:
Davacı Fatma Saadetin Ga-latada Havyar hanı arkasında yemişçi Ihsan sokak Melek banının ikinci katında 19,20 numarada Arşlan oğlu Aristidi demirci oğlu aleyhine mahkememizde ikame eylediği alacak davasından dolayı müddeıalcyh Aralan oğlu Aristidi demirci oğluna gönderilen dava arzuhalinin bilâ tebliğ iade edildiği ve hâlen ikametgâhının meçhul bulunduğu tebliğ ilmühaberi zahrında yazılı mübaşirin meşruhatından anlaşılmış olduğundan
O N Basura karşı en iyi ilâçtır. Kanı keser, ağrıyı giderir, memeleri söndürÜ!
davacının talebi veçhile dava arzuhalinin mumaileyh Arslan oğlu Aristidi demirci oğluna ilânen tebliğine ve işbu ilân için 20 gün müddet tayinine tahkikat hâkimliğince karar verilmiş olduğundan keyfiyet H. U. M. K. 141 inci maddesi mucibince ilân olunur.
tMiMiatıaiMiatsatMiMiaaıaıiMliMŞMiaıiMiaiiaâMiMsssH İmtiyaz sahibi: Ali.
Umumi neşriyatı idare eden yazı işleri müdürü; C. Hikmet Malbaai Ebüzziya