SALI
EKİM 1950
Yıl: 2 — No. 532
Başmuharriri: Mümtaz Faik FENİK Denizciler Caddesi: 3 Posta Kutusu: 193 — ANKARA Telgraf: Zafer Gazetesi Ankara Başmuharrir...............16882
Yazı İşleri...............15315
idare ve İlân.............15619
Fiyatı Her Yerde 10 Kuruştur;
Demokrat Partinin yeni zaferi
Son seçimleri de D.P
adayları kazandılar
Peyderpey gelen neticeler milletin D.P. ye itimadını teyit ettiğini belirtiyor Pazar günü yapılan İl Genel yapılan tasnife göre seçimler ka- I milletvekili, muhtar ve belediye Meclisleri seçimi tasnifine devam hir bir ekseriyetle Demokrat Par I meclisleri seçimlerinden sonra edilmiştir. Dün de sabahın erken İlinin lehine neticelenmiştir. Demokrat Partinin yeni bir zafer
saatlerinden geç vakitlere kadar | Şimdiye kadar alınan neticeler kazandığını göstermektedir.
Dün geceye kadar yurdun muhtelif yerlerinden alman ma-
Fahrettin Kerim Gokay
Dr.
Yakışıksız ve acaip ithamlara karşı
Cevabımız Bulgar j Elçiliğine tevdi edildi)
S
|
s
“Devletler arasındaki ihtilâfların hallinde en emin vasıta küfür değil, sükûn ve itidaldir,,
Bir seyahatten notlar: 7
İstanbul
i
Bulgaristandan göçmenler mes’elesini adalet prensiplerine ve müteaddit ve müekket taahhütlerine uygun bir surette dikkate almasını temenni ediyoruz
Doğuda bir tek
valisinin
heykel kalkındı!
Mümtaz Faik FENİK
da değilse de birinci sınıf caddelerinde bu şekilde 4 odalı evler inşa etmek kabildir!
Gariptir. Bu karaborsa şef-(Sonıı Sa. 1 Sü. 4 de) I
’ Beypazarı. Bâlâ ve Kızılcaha-rnamda D. P. lam liste halinde kazanmıştır. Ayaşta D. P. ilerde gitmektedir. Kalecik'te D. P. .ile .C H. P. beraber gitmekte.
Çubuk'ta 5069 D.P.. 4 196 oy da C.I-l.P. almıştır. Diğer kazalardan henüz malûmat alınnmamış-
Merkezdc ise şimdiye kadar 280 sandıklan 217 si tasnif edilmiş ve neticede D.P. 10.007, C. IIP. 5.73-1. .\..P. dç 2740 oy -al-
(Sonu Sa 4. Sü. 6 da)
beyanatı
Şehrin asayiş durumu normaldir
) Ankara, 16 a.a. — Bulgaristan’daki ırkdaşlarımızın yurdu-’ muza muhacereti meselesi hakkında Bulgar hükümetince 22 ’ Eylül 1950 tarihinde Sofya Maslahatgüzarımıza verilen ikin-
) ci nota üzerine hazırlanan cevabî notamız, Bakanlar Kurulu-; ıiıın tetkik ve tasvibinden geçmiş ve Dışişleri Bakanlığımız î tarafından bugün Bulgar Elçiliğine tevdi olunmuştur.
Bu cevabi notamızın ve ilişiği olan muhtıranın metinleri aynen aşağıdadır:
«Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’ye gelip yerleşmek istiyen Bul garistan Tüıkleri hakkında Bulgar halk cumhuriyeti hükümetinin 22 eylül 1950 tarihli ve 331-50-1 numaralı cevabî notasını aldığını bildirmekle şeref kazanır.
t
Dışişleri Bakanlığı, Bulgar hükümetinin, kendisine tevcih eylediği yazılarda bir müddetten beri kullanmayı âdet edindiği ifade şekli dolayısiyle, istemiye istemiye, ona yapmak lüzumunu hissettiği müşahede üzerine mezkûr hükümetin, bundan böyle, ifadesine biraz'daha intizam ve dürüstlük vereceğini ümit etmekten zevk duyuyordu. Bakanlık, bu husustaki samimî ve ölçülü ihsasının Sofya kabinesi nezdinde maalesef hiç bir akis uyandırmamış olduğunu ve mezkûr kabinenin, son notasına açıktan açığa yakışıksız kelimelerle dolu acaip bir ithamname şekli vermek suretiyle diplomasi icaplarını iyice ihlâl etmeğe gitgide daha fazla azmettiğini görerek, bu iimi-(Sonu Sa. 4 Sü- 1 de)
Erzincan'ın bundan 11 sene evvel geçirdiği büyük felâketi hep biliriz: Koca şehir bir anda toprakla bir olmuş, yüzlerce vatandaş ölmüş, bir çokları da neden sonra ağır yaralı bir halde enkaz altından güçlükle çıkarılmıştı.
Bütün memleket büyük faciayı duyduğu zaman can evinden vurulmuş gibi müthiş bir ıstırap içinde kıvranıyordu. Herkes felâketzedelerin imdadına koşmak, onlara elden gelen bütün yardımı yapmak için, âdeta birbiriyle yarış
Eski iktidarın felâkete uğrı-yanların en kısa bir zamanda yaralarının sarılacağını ve her kesin yeni kurulacak bir şehirde rahat ve huzura kavuşacağı hakkındaki vaadini hep hatırla-
Fakat senelerden sonra ilk defa yeni Erzincan'a gittiğim zaman, yine hayretten donakaldım. Çünkü ErzincanlInın acısı dinmemişti; yeni bir şehrin bazı evleri yapılmış olmasına rağmen halk hâlâ ısiı-■ rap içinde idi; hele pavyonlarda, üç beş aile, on beş on altı kişi bir büyük odada oturuyordu. ErzincanlIlar etrafımızı sar dılar; hele kadınlar ağlıyarak dert yandılar.
Felâkete uğrayan vatan köşesini biz nasıl böyle senelerce ihmal ederdik? Şefkat bu muydu? Yardım bu muydu?..
Gerçi, yeni şehir için ayrılan yerde 650 yeni ev yapılmıştı. Fakat bu evler, her nedense çok pahalıya çıkmış, ve bir çok lannin da tapusu verilmemişti. Yaralı Erzincan 11 senedenbe-ri hala aynı ıstırapla hıçkırıyordu..
Erzincan a gidenler, veyahut oradan gelenlerden dinleyenler bilirler: Yeni Erzincan'da ev ve barakalardan mi.
muvakkat bir şehir kurulmuş, ilk toplantısını yapmıştır. zevat, Sağlık ve Sosyal Yardım sonra, bu muvakkat şehrin u- Kongrenin ilk toplantısında Bakanlığı ileri gelenleri, askerî zerindeki ovada 650 ev inşa Cumhur Başkanı Celâl Bayar, . _.....................................
edilmişti. Bu suretle şehrin Bakanlar, Ankara ve İstanbul lor çarşısı pazarı bir tarafta evle- valileri, Ankara Üniversitesi yük bir dinleyici kitlesi ri bir tarafta kalmıştı.
Yapılan evler, pahalıya mal olması yüzünden yanına yanaşılır gibi değildi Tasavvur e-din ki, iki odalı bir ev. 7090, üç odalısı 8025, dört odalısı 11.475 liraya çıkmıştı. Bunlara tediye müddeti olarak tayin edilen 33 sene için verilecek sigorta prim leri ilâve edilirse, dört odalı ahşap bir eve sahip olmak isteyen kimse, 14 bin liradan fazla bir para ödemek mecburiyetinde idi!
Bu evler hangi hesapla ya-1 pılmıştır? Felâkete uğrıyanla-»ın ödeme kabiliyetleri düşünülmüş müdür? Bunları anla- I mağa imkân yoktur. Çünkü bu para ile Ankara'nın bulvarların
İki gündenberi şehrimizde bulunan İstanbul Vali ve Belediye Reisi Ordinaryüs Prof. Fahrettin Kerim Gökay Ankara seyahati hakkında kendisiy-
(Sonu Sa 4. Sü. 5 de)
11 inci Tıp Kongresinin açılış oturumunda Cumhur Başkanı mız’la Dışişleri Bakanı ve Kongre üyeleri İstiklâl Marşını dinler lerlerken
Türk Tıp Kongresi dün
çalışmalarına başladı
Açılış oturumunda Cumhurbaşkanımızın da bulunduğu Kongre bilhassa veremle savaş mevzuunu tetkik edecek On birinci Millî Türk Tıp Rektörü, Ankara ve İstanbul
Kongresi, dün saat 11 de Dil Tıp Fakülteleri ve Gülhane Tıp
.. ve Tarih - Coğrafya Fakülte- Akademisi Rektörleri, pı-ofesör-üirelckep si büyük konferans salonunda 1er, doktorlar, tıpla ilgili diğer ilk toplantısını Kongrenin
ve sivil tıbbiye talebeleri, sa-’ jnu baştan aşağı dolduran bü-ve basın mensupları hazır bulunmak ta idi.
Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi galerisine, muhtelif hastalıklar, bilhassa verem hakkında bilgi veren panolar konulmuştu.
Saat 11 de Cumhur Başkanı-nın kongreye gelmesi ile toplan tı başladı. Bandonun çaldığı istiklâl Marşından sonra, kongre başkanı, kongrenin bu ilk toplantısında bulunanları Atatür-kün aziz ruhunu tazim için iki dakika sükûta davet etti.
Müteakiben, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Ekrem Hayrı Sağlık ve Sosyal Yardım Baka- Üstündağ, üyeler tarafından nı Dr. Ekrem Hayri Üstündağ dikkatle takip edilen nutkunu açış nutkunu söylerken söyledi.
Bayındırlık Bakanının' üÇ!r
gazetemize beyanatı
Fahri Belen İzmit, Demirci ve Gördes’e dair verilen kararları izah ediyor
Bir ölü
Bayındırlık Bakanı Fahri Belen
Sağlık Bakanının nutku
Bakan bu nutkunda bilhassa veremle savaş mevzuu üzerinde durmuş, bizde ve başka memleketlerde veremden ölüm
(Sonu Sa. 4. Sü. 7 de) I
20 bin lira da sel yataklarının tamiri için ayırdık ve bu i., için Izmite mühendis gönderdik. Bu tedbirler yalnız bir sene içindir. Çünkü kışın daha verimli ıslahat yapmak imkânı yoktur, önümüzdeki sene içinde daha büyük tedbirler alacağız.
İzmitten sonra yangın ‘«lâk tinde harap olun Demirci kas basma gittim. Demircinin sel mele kavuşması için enkazın ka dııılması, yolların açılması ve y ni plâna göre parselasyon işi m seleleri halledilmiş ve lüzumlu ian ilk tedbirlerin hepsi alınmı
(Sonu Sa. 4. Sü. 7 de)
*
i
Evvelki gece Atatürk bulvarında bir taksi kazası olduğunu ve yedi kişi yaralandığını yazmışt ık. Resimde kazaya uğrayan taksilerden Opera civarındaki durağa çarpan araba hurdahaş olmuş vaziyette görülüyor
Ankara Üniversitesi
1 kasımda açılıyor
Rektör Hikmet Birant bu yıl 75-100 öğrenciye burs verileceğini söyledi
Ankara Üniversitelerinde bu yıl da tedrisata 1 kasımda başlanacaktır. Üniversitenin yeni ders yılı hazırlıkları, öğrenci
[vaziyeti, imtihan yönetmelikleri, burslar ve yurtlar hakkında malûmatına müracaat ettiğimiz (Sonu Sa. 4. Sü. 8 de)
Kore Birliğine hususî tayın
Amerikan levazım driresi birliğimiz için, hususî tayın kabul etti
Nevyoı-k, 16 a.a. — (Usis): Tokyo'dan New-Yörk Times gazetesine bildirildiğine göre, Uzak Doğudaki Amerikan ordusu levazım dairesi, Kore harekâtına iştirak edecek olan Yakın Doğu ve Asya birlikleri ve bu arada Türk birlikleri için kendilerinin mahalli gıda şekillerini nazarı '
İşletmeler Bakanı tekzip ediyor İşletmeler Öakanı Profesör Muhlis Ete Türk Haberler Ajansına şu mektubu göndermiştir: «Son Telgraf gazetesinin 13 (Sonu Sa. 5, Su. 1 de)
dirildi
Fakat tabuttan çıktıktan sonra tekrar öldü
İzmit, İG (T.H.A.) — Bugün İzmit’te heyecan uyandıran bir hâdise olmuştur. Penbe isimli bir kadın sabaha karşı ölmüş, bir sağlık memuru cesedi muayene etmiş ve belediye hekimi de sağlık memurunun ifadesine defne ruhsat vermiştir, mutad şekilde tekfin edildikten sonra tabuta konmuş ve defnedilmek üzere cenaze mezarlığa doğru yola çıkarılmıştır. Mezarlığa yaklaşıldığı bir sırada, tabutun kapağı yavaş yavaş açılıp, içeriden:
— Ne yapıyorsunuz? diye boğuk bir ses duyulunca evvelâ korku ve dehşet içinde kalmşlar, sonra tabutu son hızla hastalıa-neye geri götürmüşlerdir. Kadına icabeden tıbbî müdahale yapılmışsa da geçirdiği korku sebebiyle beş saat sonra tekrar ölmüştür. Muayeneyi bizzat yapmadığı halde defin ruhsatı veren belediye hekimi hakkında tahkikata başlanmıştır.
AKINTIYA---1
I____KÜREK
Hazımsızlık
Kasım Gülek İzmit'te verdiği bir nutukta diyor ki:
«Bu seçimi kaybetmekle
bir tek kazancımız vardır.
Bize menfaatleri ve midele-
dikkate alarak bunlara ait hususî bir tayın sistemi kabul etmiş bulunmaktadır. Yine bu arada memleketlerinin iklim şartları Kore’nin çok sert olan iklimine uymıyan birlikler için de hususî nielbıısat ve diğer teçhizat şekilleri tesbit edilmiştir. "
riyle bağlı olanların aramızdan ayrılmasını görmekle memnunuz!»
Bu sözde hazin bir itiraf
gizlidir, demek şimdiye kadar kazandıkları bütün seçimlerde midecilerin ekseriyeti sayesinde muvaffak olmuşlardır!
Peki geriye kalanlar midesizler midir? — YEDEKÇİ
Sayfa: 2
ZAFER
17/10 1950
Kaderin cilvesi
Muhip Dıranas
Tıp ve Sıhhat:
Malatya belediyesinde İsmet durmasın mı? Günün en önde hâdisesi bu! Eğer ortada bir lıükûmct kararı olmasa, hemen »dursun efendim, derdim, dursun ve mübarek olsun sabık Malatya belediye baskanınu ( . H.P. Genelbaşkunının resmi. İhtimal. Malatya belediyesinin savın başkanı, belki de, Malatya’nın belediye hizmetleri için gerekli ilhamı ve gayreti o resimden alacaktı. Belki, o resmi, orada askıda tutmakta temerrüt etmek şirretiyle, bilmem hangi seçinı dtVreıfirtde C.H.l*. nin iktidara geçmesiyle, en a-zindan bir içişleri bakanlığını garanti etmiş olacaktı.»
bir zamanlar, bu memleketin banisi, bu vatımın kurtarıcısı, bu milletin tarihler boyunca binde bir ve adetâ Tanrı he-
diyesi gibi sahibi cik Atatürk’ünün,
olduğu biri-olum tinden
hemen sonra, resimlerini duvarlardan indirtmelerine, suretlerini evrakı nakdiyelerin üzerinden — milyonlar sarfiy-le — kaldırtmalarına, adını (ı-ğızlara anırtmamalarına, ondan müstehzi bir dille «merhum» diye bahsetmelerine bile
katlandı.
Ama diyeceksiniz ki, devir değişti!. Evet, devir değişmeli der dururuz. Adanı sen de, de-
vir sana bana göre değişti. Malatya belediye başkanı -dönüp dönüp bina okuyan» bir o-ğukltır, devrin değişmesinden ona ne? O, kalubelâdan kalma
Bir vakitler Atatürk’ü adetâ lânetliyenlerin, onu kiiçiik tii-rüklerle milletin vicdanından sileceklerini sananların, şimdi bir takım belediye burkanlarının şahsî menfaat gayretiyle bir resim halinde duvarlarda tutmaya çalışmaları... Kaderin ne hoş cilvesi!
Tashih:
bir din saliki halinde, genel bir başkanın, tepesi üstünde asılı duran resmine her sabah ve her akşam ibadet etmek ihtiyacında ise, bırakın etsin. Her
Dünkü yazımda bir cümlenin i doğrusu şöyle olacaktı: .Kendi kendilerini aldatanlara yahut avutanlaıa merhametle muka-
bele etme sanatını öğrenmeli-
kendi bacağından asılır.
Kimse de onu gözünün üstünde kaşın var, demez. Zaten bu millet, olduolası, vakur bir mil-
yiz». «Avutanlaı-» kelimesi dün .avukatlar, ve «öğrenmeliyiz, de «öğretmeliyiz, şeklinde çıkmıştı. Bizim avukatlara hele
lettir. Bu millet, putları — I’ut dedikleri de İnönü'nün resim-
merhamet babında
öğretecek
hiç bir şeyimiz olmadığına gö-
leriyle heykelleri — putları kırıyorlar diye demokratları zındıklıkla itham edenlerin,
re, bu tertip, dizgi yanlışından dolayı bilhassa avukat okuyucularımdan özür dilerim.
Yol dâvamız
Yeni yollarımızı
II
Yol dâvası ele alındığı zaman, baş döndürücü rakamlarla karşılaşılmıştır. Asırlarca evvel ecdadımızın köprüler kurup kervansaraylarla bezediği Bağdat ve Erzurum yolları gibi ana muvasala hatları bile, bakımsızlıktan izini kaybetmiş; Anadolu patika ve kuru dere yataklariy-le muvasala temin, eder hale gelmiştir. Cumhuriyetin ilk senelerinde, garip bir zihniyet eseri olarak, yola daima yan bakılmıştır. Giriştiğimiz inkılâpların en ücra köşelere neyin sırtında götürüleceği asla hesap edilmemiştir. Tuzun kilosunu elli kuruşa mal eden şehir ve kasabalar, aylarca mahsur kaldığından, en basit ihtiyaçları teminde zorlukla karşılaşmıştır. Hele hastalığa yakalanan zavallı vatandaşlar, inim inim inliyeıek doktor ve ilâçsızlıktan hayata gözlerini kapamışlardır!
İşte bu şartlar altında bulu naıı ve Cumhuriyetin adını dah duymıyan yurt köşelerini mede niyete açmak için 200 bin kilo metrelik yola ihtiyaç olduğu anlaşılmıştır. Bu geniş yol şebekesinin, aşağı yukarı bir buçuk milyar liraya inşa edilebileceg tesbit edilince, işin çıkar taraf
Mütehassıslar, on beş memleketin yol vaziyetini, tatbik olunun sistemleri tetkikle işe başlamışlar; elde edilen neticeleri mevcut şartlara ve zaruretlere vurarak- bizim teşkilâtımızın ve sistemimizin esasını kurmuşlardır. Bu sırada Amerikan yardımı da imdada yetişmiştir. Gelen mütehassıslarla da istişare yapıldıktan sonra hareket hattı şu suretle tayin edilmiştir:
ilk olarak 23 bin kilometrı tutarında ana yollar yapılacak, ince ve dakik hesaplarla hazırlanan dokuz senelik plân üçer senelik devrelere ayrılacak. Yavaş yavaş teşkilâtını tamamlı-yacak olan on bölge müdürlüğünden her biri, bu plânın biı ucundan tutarak yürüyecektir.
Yolların finansman meselesi, en mühim cepheyi teşkil ediyordu,. Alâkadarların verdikleri izahata göre, bir kaç sene evvel yol dairesinin 7 milyon liralık tahsisatı vardı. Kaplumbağa yürüyüşü ile bu muazzam plânın tahakkukuna imkân yoktu. Yılda en az 167 milyon liraya ihtiyaç vardı. Devlet bütçesinden bu kadar para ayırmak da mümkün değildi.
Başlangıç tarihinde bizim de konuştuğumuz Amerikalı mütehassıslar şu tavsiyede bulun-
I
Hayri Alpar
«— Bir kısmı devlete, diğer kısmı vilâyetlere ait olan yolları müstakil bir idareye bağlamaksınız. Amerikan yolları böy-lediı-, O zaman nakil vasıtaların lan, benzinden alınacak resimlerle, buna mümasil ıııenbalar-dan elde edilecek gelirler bu gayeye tahsis olunur. Başka maksatlara sarfedilen yol vergisi de buna inzimam edince, devlet bütçesine yük olmadan bu işi kolayca başarabilirsiniz. Böyleee hem yeni yolların külfetsizce inşası; hem de bakım işi temin edilmiş olur...»
Maalesef bizde her yeni fikir zorlukla benimsenir. Gerçi bugün 5339 sayılı kanunla akaryakıt vergisi ihdas edilmek suretiyle yılda 53 milyonluk bir gelir toplanmakta ise de, yol vergisi, rasyonel bir esasa hâlâ bağlanamamıştır. Zengin de, fakir de, şehirli de, köylü de 10 -',8 lira arasında yol vergisi ödemekte ve bu para vilâyetlerle devlet arasında zayi olup gitmektedir. Buna benzer menba-lardan faydalanamadığımız için plânın finansmanı akar yakıt vergisine bağlı kalmıştır.
Görülüyor ki bir tek gelirle bile yollarımız, devlete bar olmaktan kurtarılmıştır. Henüz Amerikan yardımiyle makine tedarik edildiği için, ayrıca makine bedeli ödenmemekte, bu para sadece inşa masraflarına harcanmaktadır. Fakat, bir iki sene sonra yardım kesileceği ve farzı muhal olarak başka nok-
o mektubu kimbilir kimler de okuyacaktı ? - Ben gene eski işimde çalışıyorum- Aybaşında sana tel havalesiyle onbeş lira yolladım- Bir de, ayın altısında, sana bir paket yolladım. Paketin içinde bir kalıp sabun, iki paket yenice sigarası yarım kilo badem ■ sen bademi seversin!- iki çift çorap ve bir mendille bir göm lek var- Alıp almadığını mek tubunda bildir- Olur mu? Gömleği hanım annem koydu. Sigaralarla çorapları da Beybabam. Mektuma son ve-
Fatma kocasından gelen mektubu baş yastığının altına koyarak uyudu Uzakkırda ç-’nlar durmadan çalıyordu Günlerce beklenmiş yolcuları taşıyan tren ho'ı^uı-donarak, pofurduyarak gara
Seyyar satıcılar
Belediye seyyar satıcılar için muayyen yerler tesbit edecek
Son günlerde seyyar esnafın şehrin muhtelif yol ağızlarını dol durarak gayri kanuni ..l„ yap-tıkları tesbit edilmiş ve 4 üncü şubenin sistemli çalışmaları neticesinde şiddetli ceza tedbiri ile bu durum kısmen olsun önlenebilmiştir. Seyyar esnafın satış yapacakları yerlerin tcsbili için belediye ayrıca teşebbüse geç-
Diğer taraftan, 4 üncü şube, seyrüsefer hakkında, belediye meclisinde müzakere edilecek ba zı teklifler hazırlamıştır. Bu tekliflerin kazaların azalması i-çîn alınacak tedbirleri ihtiva etmektedir.
Mezbahadaki kanlardan tutkal yapılacak
Haber aldığımıza göre Ankara; belediyesi mezbahada kesilen hayvanların kanından istifade etmeye ve bugüne kadar hiç bir şeye yaraınıyan kanları bir müteahhide satmaya karar vermiştir. İlk iş olarak mezbaha binasının hemen yakınına bir kan kurutma fırını inşa edilecek, kesilen hayvanların kanları bu fırında kurutularak tutkal haline getirilecektir. İlk defa olarak kandan tutkal imal etmek için girişilen teşebbüsün iyi neticeler diyeye bir gelir kaynağı olacağı söylenmektedir.
Ulaştırma Bakanı avdet etti
Bir kaç gündenberi Mersin ve ı Adana vilâyetlerinde Hlkikler yapmakta olan Ulaştırma Bakanı Seyfi Kurtbek dün saat 16.20 de şehrimize dönmüştür.
Bakan Mersin ve Adanada pamuk tahmil ve tahliye işleriyle yakından meşgul olmuş ve ilgililerden gereken izahat ıalmıştır.
Enis Behiç’in ölüm yıl dönümü
D. P. Çankaya Ocağından:
Ocağımız mensuplarından iner hum Enis Bchiç Koryürck'in ö-lümünün yıl dönümü dolayısiy-lc:
1 — Ocaklılar, merhumun meslek ve fikir urkudaşlarmın i?-tiraıkilc yarın ( IH ekim 1950 çarşamba) saat 12.15 te. İzmir caddesi 20 numaralı ocak binası önünden hareket edecek olan vasıtalarla kabristana gidip saygı duruşunda bulunacaklardır.
2 — Ayrı gün saat 2 I de, o-cağımızda bir ihtifal yapılarak merhumen hatfrosı anılacaktır.
Merhumun, Parti, meslek ve fikir arkadaşları bu toplantıya ocağın davetliyidirler.
falardan yardım devanı etmiye-ceği zayıf bir ihtimal dahi olsa, programı aksatmıyacak tedbirleri düşünmek yerinde bir hareket olur. Bu mesele etrafında görüştüğümüz alâkalılar kati hesaplar vermek suretiyle istikbali tesadüfe bırakmadıklarını ifade ettiler ki, bundan memnunluk duynııyacak kimse ola-
(Devam edecek)
Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesinde bir tıp sergisi açılmıştır. Sergi Kongreye iştirak eden heyet tarafından gezilmiştir. Resimde Tıp Sergisinden bir köşe görülmektedir.
Mikrobiyoloji kongresi
Perşembe nünü saat 9 da toplanacak
Dördüncü Türk Mikrobiyoloji Kongresi, 18 okim perşembe günü saat 9' da Ankarada Sağlık ve Sosyal Yardım Bakam Dr. Ekıem Hayri Ostündağın başkanlığında Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi; Abdülhak Hâ-mid ders salonunda toplanacak-
Bir cinayet dâvasının dünkü duruşması
Bundanbir müddet önce Ycni-şehirdeki kömür deposunda çalınan Ali A'kdağ isminde bir amele, aynı yerde çalışan diğer bir ameleyi eski bir iğbirar yüzünden bıçaklamak suretiyle öldürmüştü. Bir müddetten beri ağır cezada yargılanmakta olan Ali Akdağın dünkü duruşmasında mahkeme bazı hususların tahkiki, için bir ba.yka güne bırakılmış-
Nüfus sayımı hakkında radyo konuşması
Kalorifer derdi
Belediye emrini dinlemeyenler cezalandırılacak
Verem hastalığında rehabilitasyon ve çocuklarımız =■
kliniği, toksrkoz korunma ve te. davi çareleri.
Çocuk parcntcral ishaüeri.
Tünkiycde kuduz epidemiyo-lojisi, kuduzla savaş.
Hayvanlarda kuduzla savaş ve kuduz aşısından sonra görülen cnccphalomyclitc'lcr.
Havaların ani olarak soğunası üzerine belediyede olman yarinde bir karar gereğince şehrimizde dünden itibaren kaloriferlerin yakılmasına başlanmıştır.
Fakat bu arada Evkaf Apar!-’ munı, Balcılar Apartmanı, Taı-ko Hanı, ve Salih Allan apn -imanının henüz ‘kaloriferlerini yakmadığı hakkında Belediye Sağlık müdürlüğüne şikâyetler vaki olmuştur.
' Apartman ve han sahipleri ise kaloriferlerin yanması için henüz hazırlıklarını ikmal edemediklerini ileri sürmüşlerdir.
Diğer taraftan aldığımız malûmata göre kaloriferlerini yakmayan ve aynı zamanda belediyece tesbit edilen sıcaklık derecesinden düşük hararetle kalorifer yakan bina sahipleri hakkında 25 liradan 200 liraya ka dar para cezaları tatbik cd-i.-e ok tir.
Kefalet Sandığının izahı
Orkestrayı Devlet
Koro Şefi Adolfo Camozzo i-
dare edecektir. Dekor ve kos-
tümlerini Turgut Zaim yapmıştır. Bilet satışlarına bugünden itibaren başlanmıştır.
İsim ve adresi bildirildiği tekdirde bu hususta izahat verilecektir.
Saygılarımla Kefalet Sandığı Başkanı
Çankaya İlçesi 11 Genel
\ Meclisi Üyeleri
Çankaya Kaymakamlığından: Î1 Genel Meclisi seçimi sonunda Çankaya ilçesi İl Genel Meclisi asil ve yedek üyeliklerini kazanan adayların adı, soyadı, almış oldukları oy miktarları aşağıdadır. Keyfiyet 5545 syılı Kanunun 117 nci maddesi gereğince ilân olunur.
ASİL ÜYELER
Adı Soyadı Tahsin Çatkı Şeref Gücüyener Muzaffer Ekşi Süleyman Selâm Haşan Songülen
Adı Soyadı Ziya Kurç Nesrin Silimen Müfit Yazıcıoğlu Mekki Sait Esen Şükrü Kutay
Aldığı oy miktarı
7081
6018
6995
6995
6960
ÜYELER
Aldığı oy miktarı
6918
6911
6909
6908
6237
Bir taşıt kazası
Dün saat 19 da Samanpazarı Kurşunlu camii önünde durmakta olan müteahhit Cpzmi Sekene ait 2023 plâkalı hususi otomobile, şoför Muratm idaresindeki 3661 plâkalı taksi âni olarak çarpmıştır. Hususi taksi kısmen hasara uğramış ve şoför Murat hakkında kanuni takibata geçil-
(Rigoletto) Operası çarşamba günü başlıyor
Devlet Tiyatrosu Opera Bölümü G. VERDİ’nin meşhur e-seri (RİGOLETTO) operasını temsile başlıyarak perdesini 18 Ekim çarşamba akşamı saat 20.30 da açmaktadır. Devlet
Tiyatrosunun değerli sanatkârlarının oynadığı bu operayı Ay-
dın Gün sahneye
koymuştur.' Tiyatrosu
Ankara Radyosunda İngilizce dersleri
Ankara Radyosunda verilmekte olan İngilizce derslerin ilk kısım bitmek üzeredir. Bundan sonra B.B.C. nin hazırladığı yeni bir kursa başlanacaktır. Ders leı in kitabı hazırlanmış bulunmaktadır. «Essential English for Turkish Studcnts. isminde olan ve bütün kitapçılarda bulunan kitap 120 kuruşa satılmaktadır. Yeni seri derslere yarınki çarşamba günü saut 7,45 te başlanacaktır.
Bir zorba 35 güne mahkûm oldu
Bundan bir müddet önce, Yeni Doğanda oturan Muntafa Te-' çimer isminde birisi civardaki evlerden birine zorla girmek istediği iddiası üzerine yakalanmıştı. Dün, I inci asliye ceza mahkemesinde yapılan duruşmada dinlenen şahitler Mustafa'Tc-ciıncr in aleyhinde şahadette bulunmuşlar ve Mustafa Tecimer lurak ceza evine gönderilmiştir.
girdi- Lokomotifin bacasın-
dan fışkıran iyah dumanlar ortalığı kapladı. Ne de siyah-
tı- En veri
göremezsem diye
Faymanm içini bir korku aldı- Hamallara çarparak ileri yürüdü. Pala bıyıklı bir hamal: .B«ayan, bu sizin mi?» diye sordu. Yerde, ayaklar altında duran bir çocuğu gös-gösteriyordu Fa^ma: «Ya.-benim oğlum!» diyerek yere düşmüş çöcüğu yerden kaptı. Bir yandan da: -Allah allah-
babam ne zamandanbeıi hammal olmuş?- diye düşünüyordu. ■ Bıyık da bırakmış-İyi ki beni tanımadı-.
Oğlunu göğsüne bastırarak ileri doğru koşuyordu. Fakat duman o kadar kesifti ki, yaklaşan treni iyi seçemiyor-du Onun ne vakit perona gir diğini bile farkedemedi. Camların hfepsi karanlıktı Ve yolcular kapılardan değil, pencerelerden asâ’ğı ihiyoflafdı. Onlar iniyor ve yerlerine baş-
kaları biniyordu. Birdenbire sislerin ve dumanların arasında Enver sıyrıldı. Gelip geçenlere bakıyor ve Fatma’yı görmüyordu. Fatma: «Ben buradayım! diye haykırdı. Beni tanımadın mı?».
Çocuğu unutarak kocasının boynuna sarıldı ve çocuk kayboldu. -Elindeki kitap ne?» Elinde bir kitap peydah olmuştu. Fatma hayretle kitaba baktı ve üzerini okudu: «Aşkıjı birinci şartı!-.
Fakat o kitap değildi; aynı zamanda çocuktu. Oğulları idi. İkisi de aldanıyor, yanlış görüyorlardı. Gözlerini kırpıştırarak dikkatle baktı, şüphe yok, kendi oğullarıydı. Gülümsiyerek çocuğu uzattı: «Al., o senin oğlun! Git Ü-mit. bak., o senin baban!»
Sanki baba - oğul dargınmışlar gibi, onları barıştırmağa uğraşıyordu. Enver; gülsün diye, oğluna dilini çıkardı. Fakat o, babasıftın kendisini yiyeceğinden kor-
Son yıllarda hekimlik â-lemi rehabilitasyon tâbirini sık sık kullanıyor. Muhtelif müellifler ve muhtelif memleketler bu terimi az çok değişik mânâlarda alır. İngiltere’de (National Health Service) hakkında yazılan bir kitapta rehabilitasyon «Hastanın hastalanmadan önceki kabiliyetlerinin tam olarak iktisabı için kullanılan metodların heyeti umumiyesi» olarak tarif edilmektedir.
Nasıl hastalık ve sağlık arasında «meselâ enfeksiyon hastalıklarında görüldüğü gibi bir tefrih devresi varsa hastalıkla sağlık arasında da bir neka-hat devresi vardır. Bizde yatıp, yiyip, içip beslenmek mânâsına gelen bü devreyi hastanın bütün kabiliyetlerini tam iktisap edeceği güne kadar uzatmak suretiyle hastalıklarda a-kıbetlerin daha emin ve selim, nüküslerin daha az olması temin edilebilir.
Bugünün iş hayatı insandan tam randıman bekliyor; bugünün hasta hijiyeni hastayı tam sağlam olarak işe gönderme vazife ve mesuliyetini yüklenmek zaruretindedir. Yâni iyi oldun, çalış dediği insanın çalışmasından doğan sorumluluğu kabul etmeğe mecburdur. Şimdiye kadar tatbik ettiğimiz (yataktan işe) sisteminin zararları çok açıktır. İşe başlangıç çok kerre erken ve ekseriya da hiç bir hazırlığa tâbi tutulmadan tatbik edilmektedir. Bizim yerli tâbirimizle; yatak hastayı çekmiştir. Yatanın adalı ve mânevi kabiliyetleri azalmıştır. İşe hevesi az. İşten korkusu fazla olduğu kadar pratiğinden ve randımanından da çok kaybetmiştir. İşe başlamadan evvel usulü ile çalıştırılmış ve çalışabileceğine inanmış hastaların durumu vc
akıbeti ise bundan çok farklı-
dır. Rehabilitasyonun
az faaliyetle en büyük randıman alınması ve buna mukabil
normal veya kâfi bir ücret elde edilmesi ve veremlinin ce-
miyete yük olmaktan kurtulması ve manen yükselmesidir.
Hastalığın iyileşme gününden itibaren eğlenceli işler faydalıları ve verimlileri, normal iş hacmına gittikçe yaklaşanlar da bunları takip eder. Artık modern sanatoryum ve prevantoryumların yanında ya lıut iyi bir tıbbî nezaret temin edilmesi mümkün olan saha-
larda iyileşen ve hattâ had tezahürlerini geçiren veremlilerin hayata inanla atılmasını
sağlıyan iş yerleri bir zaruret halini
kurulması almaktadır.
Rehabilitasyon meselesine ön-
ayak olanlar arasında Sir Pen-drill Verrier Jones’i zikretmek
icabeder ve bir çok memleketlerde artık bu iş esaslı meseleler halinde hal yoluna girmekte ve hazırlanan plânların tatbikatı devam etmektedir.
Meselâ halen İngiltere’de tesis edilen 6 köy veremlilerin rehabilitasyonu için tahsis edilmiştir. Bunlar kısmen mahalli idareler, kısmen bizdeki verem
savaş derneklerine müşabih gönüllü teşekküller tarafından idare edilmektedir. Nevyork-ta hattâ Rusya’da buna benzer bazı yerler kurulmuştur. Doktorlar, bu kolonilere kabul e-
dilenin umumi muayenesi esnasında şahsî kabiliyet ve hevesine uygun ve hastalığına mazarrat vermiyen bir iş plânını da tedavi plânı gibi müşahedelerine kaydederler. Hastaya yaptığı işler için evvelâ onu teşvik eden ufak bir tahsisat da verilir. (Encouragement gran).
Başlangıçta bu tahsisat İngiltere’de günde 10 şilindir. Hastanın iş kabiliyeti ve verim imkânları arttıkça hasta ticaret birliğinin takdir ettiği bir ücretle çalışmağa başlar. Hattâ uzun müddet aynı işte ve muhille çtlışmak ve tedavisini kontrol etmek imkânı kendisine verilir. Evli ise ailesini de iş muhitinde kendisine tahsis edilen meskene getirebilir. Bu köy kolonileri hastanın bilâhare umumî hayata kavuşmasına ve kendi işlerini serbestçe seçmelerine mâni olmadıkları halde elde ettikleri iyi sonuçlar sebebiyle bir çok hastalar artık bu kolonilerin devamlı hemşehrisi olarak kalırlar. Hattâ bazı koloniler hastalara bu telkini yaparlar. Daimî yerleştirmenin normal sanayi hayatının meşakkat ve yorgunluğuna tahammül ede-nıiyecek hastalara tahsis edilmesi elbette daha ekonomiktir. Köy kolonileri için en büyük itirazlar köy işleri ile herkesin başının hoş olmamasından çıkmaktadır. Yâni herkes köy hayatına uyuşamıyor. Bu sebeple hastalıktan sonra tabiî hayata avdete kadar normal sanayide miktarı az veya şekil itibariyle hafif bir iş bir çok hastalara daha uygun gelmektedir. Köylüler ırgat ve ameleler ilk usule daha kolay adapte oldukları halde mütehassıs usta ve kalfalara ihtisaslarına uygun bir iş temin edilmesi her, cihetle faydalıdır.
Bazı yerlerde bu iş sahalarına yakın hastalara iyi mesken ve gıda sağlıyan gece sanatoryumları tesis edilmiş ve bıı, da rehabilitasyondan elde edilen faydaların artmasına sebep olmuştur. Bütün dünyada gerek Sağlık Bakanlığında gerek iş bakanlıklarında rehabilitasyon teşkilâtı tesis ederek tekemmülüne çalışan ve tesis edenleri murakaba eden bürolar kurulmaktadır. İngiltere'de sakat şahıslara iş verme encümeni veremde rehabilitasyon işi ile de meşgul olmaktadır.
Veremde rehabilitasyon meselesi akciğer vereminde olduğu kadar hattâ bazı noktalarda ondan, fazla akciğer dışı tb. da ehemmiyet kazanır. Çok kerre ahvali umumiyesi düzelmiş bir mafsal tüberkülozunun sağlam kol veya bacağı ile başka bir iş yapmasına imkân olduğu halde yıllar beyhude yere geçer. Şimdiye kadar bu hastalar senelerce yatağa ve
(Devamı 5 inci sayfada)
£32
lYETTE
karak anasına sokuldu. Dudaklarını büktü. Nerdeyse " ü0 ağlıyacaktı. Yoksa ağlıyor uluydu? Fatma, babasını ta-nıınıyan oğlunu affettirmeğe Ankara çalışır gibi üzüntülü:
— Çocuk iste., dedi. Ya- ^(lnıçr dırgadı. Aklı daha ermiyor.
SİNEMALAR
Büyük Sinenin : Cennetin Anahtarı Ulup t : Vatan Kurtaran
Ne bilsin!
Bunu der demez kuvvetli bir ses işitti ve sislerle beraber Enver kayboldu.
Fatma; oğlunun viyakla-malariyle uykusundan sıçradı ve usare dolu memesini Ümit’in ağzına verirken: «Hayırdır inşallah!» dedi.
Küçük oğlan memeye yumuldu ve çekiştirmeğe başladı.
Fatma dağılmış hayallerini geriye çağırmak ve tekrar o i'üyanın içinde yaşamak ister gibi gözlerini kapattı.
— SON —
*
NÖBETÇİ ECZAHANELER
Anafartalar. Derman, Yenişehir
I- TAKVİM —
j 17/10/1950 — Salı
| Rumî: 1366 — Ekim 4
Hicri: 1370 — Muharrem 5
5.51 12.S7
17/10/1950
ZAFER
Sayfa: 3
Dünya nın aynası
DışPolitika
Fransanın
endişeleri
İkinci Dünya Harbinden sonra, gerek mağlûbiyetin verdiği sarsıntı, gerekse milletlerarası münasebet ve gelişmelerde vukubulan anî değişiklik karşısında «büyük devlet» unvanını pek güçlükle muhafaza edebilen Fransa, şimdi Avrupa birliği ve müdafaası bahsinde olduğu kadar, denizaşırı topraklara sahip sömürgeci bir devlet sıfa-tiyle de çetin imtihanlar geçiriyor.
Avrupa birliğinde ve Avrupa* nın müdafaa sisteminde, pek tabiî olarak ilk plânda yer alması lâzım gelen Fransa’nın bu rolii yavaş yavaş terketmek, daha doğ rıısıı kaybetmek temayülünden korkulmaktadır. Halbuki, dra konferansında, Avrupa mür - çelik endüstrisinin m rek ve hükümetler üstü bir otoriteye bağlanmasını derpiş eden Schuman plânını ortaya attığı zaman Fransa’nın, Avrupa’da ananevi liderlik vazifesini tekrar benimsediği intibaı hasıl olmuştu. Fakat vaktaki, Atlantik Paktının müşterek savunma e-sasları ciddî surette ortaya atıldı ve âkit devletlerden her birinin, savunmaya iştirak hisseleri aşağı yukarı belli oldu, o zaman, Fransa, dahilde hayat seviyesini düşürmeden silâhlanma masraflarını karşılıyamıyacağı neticesine vardı. Bunun bir tepkisi, Bidault plânı ile ifadesini bulmuştur. Bidault, bir yüksek Atlantik konseyi kurulmasını te bu konseyin, âkit devletlerden her birinin yalnız askerî imkânlarını değil, fakat aynı zamanda İktisadî kaynaklarını da kontrol ve koordine etmesini istiyordu. Bu, Amerika ve Kanada'yı Avrupa'nın İktisadî mukadderatına bnğlamıya matuf bir tedbirdi. Bu teklif, bilindiği gibi reddedildi.
Atlantik akitleri arasında, daha doğrusu AvrupalI âkitlerle Amerika arasında bidayetten beri cereyan eden münakaşa, AvrupalIların mahdut kaynaklara sahip olduklarını iddia etmeleri, buna mukabil, Amerika'nın, mümkün olan bütün yardımı yapmakla beraber, Avrupa’nın henüz faydalanabileceği kaynaklara sahip bulunduğunu, binaenaleyh Amerikan yardımına güven diği kadar kendi gayretlerini de azamî haddine çıkarması lâzım geldiğini ileri sürmesi şeklinde cereyan etmiştir. Bu münakaşanın en hararetli safhasında, Fransız Maliye Bakanı Petclıe ile Savunma Bakanı Moch, uzmanlarını da yanlarına alarak silâhlanmanın malî veçhelerini konuşmak üzere Amerika'ya git-
Fransa’nın büyük endişelerinden biri de Almanya'nın yeniden silâlılandırılmasıdır. Atlantik savunmasının proje halinde ortnya atıldığı günden beri türlü vesilelerle ele alınan bu mesele, bugün bir emri vaki haline gelmiştir; Batı Almanya'nın 10 tümen kuvvetle Avrupa savunma sistemine iştiraki Amerikalılarca kararlaştırılmış gibidir. Halbuki, Fransu, daha evvelki yazıları-nıızda da izaha çalıştığımız gibi, Çeşitli sebeplerden, Almanya’nın silâhlanmasına muhalefet etmekte ve Avrupa tam mânasiy-le silâhlanmadan -evvel Almanla* ra ordu teşkili müsaadek’ı verile-miyeceğini ileri sürmektedir. Fransa’nın Almanya muvacehesinde duyduğu endişeleri yersiz bulmak imkânsız ise de, asıl büyük tehlikenin de kapıya kadar gelmiş olduğunu müşahede etmek ve bazı Almanların tekrarladıkları gibi: »Mesele eninde sonunda Sovyet Rusya ile Amerika arasında hallolunacaktır. Bizim bu dâvaya on beş, yirmi tümen katmamızın, yahut 15 milyon ton çelik dökmemizin ne tesiri olabilir?» demek de mümkündür. Fakat Fransa, müsellâlı bir Almanya’nın teşkilile, Avrupn Kıllısında, yanı başında büyük bir
Almanyanın Rus bölgesinde seçim
400 saylav için yapılan genel seçimde garip ibareli oy pusulaları kullanıldı
Benim oğlum (bina okur!ff i
( kurlarımızın yüksek müsaadelerini rica ederek bu- ;
5 gün de, mahut resim meselesinden bahsedeceğiz. ;
Vakıa, bu şirretçe neşriyat karşısında durgun suya taş atmamanın en doğru bir hareket olacağını takdir etmek- J le beraber, umumî efkâr muvacehesinde işin mahiyetini ( açıklamak mecburiyetini hissetmiş bulunuyoruz. (
Dün çıkan Ulus ve onun Akşam nüshalarının hemen } bütün sütunları bu mevzua tahsis edilmiş ve azledileni Belediye Reisinin harekâtı, yani Hükümetin emrine ade- J mi itaati göklere çıkarılmıştır.
İnönü devrinin Halet efendisi addedilen şalcı profe- ( sör de, mugalâtanın şaheser bir nümunesini vermekle, • esas maksadın İnönü ve C.H.P. yi yıkmak olduğunu iddia- ( ya kadar işi ileri götürmekledir.
Kendisine haber verelim ki, tapındığı İnönü'yü yık- J için hiç kimse en ufak bir gayret dahi sarfetmemek- ( iedir. Çünkü yatsı ozanı okunmuş mum sönmüş vo ev, j yıkılmıştır. J
C. H. P. yi teşkil eden ve oraya mideleri ile bağlı bu- J lunan zevat onun yanlış şöhretini istismar etmek ve ge- « çimlerini tekrar eski haline getirmek için, dört elle bu fır- J sata, yâni resim hikâyesine sarılmışlardır.
Bütün mesele bundan ibarettir. Bu vesile ile şunu J söyüyelim ki, vatana hizmet etmek vo muhalefet yoluyla J hükümeti murakaba ötmek istiyorlarsa! putperestlikten ( vazgeçmeleri, hole dinine yani demokrasi fikrine, tabiî ; kendi programlarına göre, sarılmaları lâzımdır! Yoksa I kuru gürültünün para etmediğini herkes takdir edecek ( mevkidedir. ,
Çetin hesaplar için gayet kolay bir metod
Bir mühendisin bulduğu yeni bir usul hesap ameliyesini kolaylaştırdı
Doğu Almanya da Marklar değiştirilirken pusulalarının sadece (oyumu, vatan cephesi adayları, barış ve beş senelik plânın gerçekleştirilmesi için veriyorum) i-baresini ihtiva ettiklerini, bildirmektedir. Bilindiği gibi batılı raportörlerin seçimlerde ha zır bulunmak üzere Sovyet böl-
Paris Radyosu, 17 (Basın -Yayın) — Almanya’da Sovyet bölgesinde dün 400 saylav seçmek üzere genel seçimler yapılmıştır. Seçimlere iştirak nis-beti çok yüksek olmuştur. Sü- ) kûn içinde geçen bu seçimlerin sonuçları hakkında hiç bir bil- : gi yoktur. France Presse Ajansı, gesine girmelerine müsaade e-n üşahitlerin ifadesi , oy dilmemiştir.
kabinesi
Nehrunun beyanat!
Cumhurbaşkanı genel seçim yapılmasını ;
talep edecek
Paris Radyosu, 17 (Basın - ( Yayın) — İsrail Başbakanı Ben Gurion, dün akşam kabinesinin istifasını Cumhurbaşkanı Waysman’a vermiştir. Bu istifaya, hükümet çoğunluğuna dahil dinî blokların ileri sürdükleri talepler sebep olmuş-1 ğudaki bıılıra tur. Cumhurbaşkanı Waysman _ hâdisel Ben Gurion’a yeni kabineyi lirdi, kurmak vazifesini vermiş olup, kabine bu akşam meclise tak-1 dim edilecektir. Şayet Ben Gurion meclisten güven oyıı
alamıyacak olursa, Cumhur-’ başkanı Weysman’ın genel seçimler yapılmasını istiyeceği beyan edilmektedir. Bu arada yakında İsrail başkentinde, deniz, kara ve hava kuvvetlerinin iştirak edeceği, büyük manevraların yapılacağı söylenmektedir.
Uzak Doğudaki buhran Kızıl Çin için çıkmış !
Yeni Delhi, İG a.a. — (AFP): Başbakan l’ıındil Nehrıı, bu sabah yaptığı bir basın konferansında şöyle demiştir:
Kanaatimiz.» göre eğer yeni Çin, zamanında Birleşmiş Milletlere kabul edilseydi, Uzak I)o-btthran çıkmayabilir ve •--.Kseler başka bir veçhe alabi-
Ispanya Yunan tütünü alıyor
Atina Radyosu, 10 (Basın -Yayın) — Hafta içinde bir İspanyol ticaret heyeti Atina’ya varacak ve bir milyon dolar kıymetinde Yunan tütünü satın almak üzere görüşmelerde ■ bulunacaktır.
devlet görmenin verdiği bunaltı yüzünden, ııoktai nazarında musirdir. Bu ısrarın Amerikalılar nezdinde ne dereceye kadar şayanı kabul olacağı bilinemez. Hususiyle ki, Fransa’nın ısrar ve talepleri yalnız Avrupa müdafaasına münhasır kalmamakta, denizaşırı topraklara sahip bir «imparatorluk» vasfını da muhafaza edebilmek için llindiçini’yi de ilgilendirmektedir. Filhakika Fransa’nın, sömürgeleriyle olan münasebetlerine bugün Union -Birlik ııdı takılmıştır. Bununla beraber sosyalist Fransa, ilindi-çini’de el’an tarihî vazifeleri olduğunu iddia etmektedir. Bu hal, Amerika'nın Asya’da komünizm tecavüzlerine karşı koymak zorunda kaldığı bir zamana rastladığı içindir ki hoş görülmüş ve Fransa'ya, komünist Vie(-minch idaresiyle mücadele etmek için geçen temmuzdun beri Amerika tarafından silâh verilmeğe
Hikmet YAZICIOĞLU 1
Hindiçini meselesi
Londra Radyosu, 17 (Basın -Yayın) — Fransız bakanlarından ve Fransa Sosyalits Partisi Genel Sekreteri Guy Mol-let dün Marsilya'da bir söylev vermiştir. Bakan söylevinde, Fransa'nın Hindiçini’deki komünist çetecileri kendi başına ve dışarıdan bir yardım görmeksizin tcmizliyebilmesini şahsen mümkün görmediğini ve Hindiçini’ye komünist dünyasından yöneltilmekte olan tehditlerin arttığını belirterek, Kızıl Çin’i Kore’de müdahele-den alıkoymuş olan engeller Ilindiçini’de mevcut . değildir ve «Rusya Kore'de kaybettiği itibarı başka bir yerde kolay bir zaferle geri almağa çalışacaktır» demiştir.
Fransa Sosyalist Partisi Genel Sekreteri, bundan sonra yeni bir dünya savaşı konusuna temas ederek demiştir ki:
İmtiyaz Sahibi:
Güney Matbaacılık T.A.O. adına Başmuharrir Mümtaz Faik FENİK
Vnziyet oldukça çapraşık!ir. Zira, büyük devlet haline gelmek için diğer hiiyiiklü küçüklü devletlere başeğdirildiği sık s rülmüş ahvaldendir, fakat yük devlet» kalabilmek içi ğer büyük bir devi rından miisbe nıldığı şirndiy
Bu nüshada yazı iplerini fiilen idare eden Fatin Fuad Basıldığı yer: Güney Matbaası — Ankara
kara tahtaya yazıyordum. Son- (dayanmakta olup çok entere-ra, başla, İşaretini veriyor ve san ve beklenilmeyen netice-kronometreyi çalıştırıyordum.11er vermiştir. Bundan böyle Yanıbaşımda duran çocuk, yük- matematik, çocuklar için korsek sesle hesabı yapıyor ve kulu bir kâbus olmaktan çık-sıra ile verdikleri neticeyi tah- mıştır. Rakamların, birbirle-taya yazıyordum. Her defasın-1 riyle yapılan işlemlerinden manı tayin ediyordum. Bulu- (kolay bir ameliyeden sonra nan neticelerin doğruluğunu da'elde edilmiş demektir.
ayrıca kontrol ediyordum. Son-1 Mühendis, daha basit usûller ra, aynı meseleleri iki mühen- ] bulunacağından şimdiden emin-dise de sordum. Onlar, kalem dir.
- kâğıtla meseleyi hallettiler. I Zamanları da kontrol ettim.
Nihayet, üçüncü tecrübede, bir talebe ile iki mühendise aynı bir meseleyi halletmelerini söyledim: Çocuk zihnen, mühendisler de kalemle yaptılar. Yeniden, kronometreyi çalıştırdım. Çocuk, hiç de müsait olmayan bu şartlar dahi- yet Rusya ile Birleşik Amerika ünde tecrübeye devam ediyordu. Çünkü, kronometrenin tik tarzda bir
- takları, onun vaziyetini raz daha güçleştiriyordu.
Denemede galip gelen, elle-’ rini göğsünde çapraz yapmış, heyecanlı bir çehre ile yan tarafta bekliyordu: Mühendis Trachtenberg. Muhakkak ki, o galipti. Çünkü, talebeleri bü- ’ yük bir muvaffakiyet kazan- [ mışlardı. Onların muvaffakiye-1 ti hiç şüphesiz ki, evvelâ, ona
Kâğıt ve kaleme ihtiyaç hasıl olmadan, 5 rakamlı bir sayıyı kendisiyle çarpmayı ezberden yapmak, herhalde biraz güçtür. Fakat yeni bir usul bulan mühendis, bakın neler anlatıyor:
— Ben bu ameliyeyl, 13 da-|da kronometreye basarak za-' sonra
I
«Amerika ile Rusya arasındaki düşmanlıktan yeni bir dünya savaşı patlıyacağını sanmıyorum. Fakat bu düşmanlığın bir neticesi olarak, yeniden silâhlanmış kuvvetli bir Alman ya’nın ortaya çıkmasından kor
Boğa güreşinde kargaşalık
Meksiko, 16 a.a. — (AFP): Meksika’da küçük Zita Cu'aro şehrinde pazar günü yapılan boğa güreşinde, güreşçilerden mem nun olmıyan halkın çıkardığı kargaşalık neticesi beş kişi ölmüş ve bir çok seyirci de yaralanmıştır.
Seyircilerden bir çoğunun a-demi memnuniyetlerini izhar i-çin sahaya boya paketleri atmaları neticesi askerler işe müdahale etmişler, bunun üzerine bir kaç heyecanlı seyirci silâh kullanmıştır.
Kargaşalık yatıştırıldıktan son ra merdivenler üzerinde 5 ceset ve 12 yaralı bulunmuştur.
kilcada yapabiliyordum. Fakat şimdi, aşağıdaki tecrübe bana başka bir netice sağladı: 24365 in karesini (yâni 24365 x 24365) mümkün olduğu kadar kısa bir zamanda bulmak lâzım. Mektepteyken yaptığım gibi, hesabı halletmeye çalıştım: Kâğıt ve kalemle. Sol elimde bir kronometre vardı. Meseleyi halletmek için tam 70 saniye kâfi geldi. Sonra, yeni öğrendiğim metodu tatbik ettim. Yâni sadece, zihnî bir hesap. Bu defa, kronometre, 50 saniyeyi gösteriyordu. Fakat... her iki netice de birbirinden farklı idi. Hesabı yeniden yaptım ve şu hayret verici neticeye vasıl oldum: 70 saniyede, kalem - kâğıtla yaptığım hesap yanlıştı, fakat yeni metodu tatbik ederek zihnen yaptığım hesap asıl doğru neticeyi vermişti. Filvaki, 24365 in karesi — 50 saniyede, zihnen bulduğum neticede olduğu gibi — 593.653.225 dir.
Bu inanılmaz şeyi nasıl izah etmek lâzım? Yeni metodun müridi olan J. Trachtenberg, gülerek şöyle cevap verdi:
«Altı ay evvel, iyi bir neticeye ulaştırdığım bu metodu, görüyorsunuz ki, bugün gerçekleştirmiş oluyorum.»
On iki ilâ on altı yaşlarında sekiz talebe, M. Trachten-berg'in çalışma odasında bizi bekliyorlardı. Hakem vazifesini gören üç kişilik bir heyet huzurunda, aşağıdaki tarzda, bu çocukların kabiliyetlerini, tecrübe ettim: Bizzat kendim ‘hallettiğim meseleler gibi, her çocuğa sualler soruyor ve ver-akamlaıı kendi elimle
N. Nihat ÜLKEKUL
Yalla kararları tenkid ediliyor
Şikngo, İG a.a. — (AFP): Diin akşam verdiği seçim nutkunda Illinois eyaleti demokrat âyan üyelerinden Scott Lucas, 1945 te varılan Yalta anlaşmasının, Sov-
bi-
arasında harbi önliyemiyecek anlaşma okluğunu söylemiş ve Sovyet Rusya’ya kaı-şı makul hareket etmek ve I milletlerarası teşkilâta sokmak 1 yolunda teşebbüslere girişmekle en iyi usulün kullanıldığını belirtmiş ve sözlerine şöyle son
| Yegâne hata, lıarbten sonra | Birleşik Amerika’yı hemen silâhtan tecrid etmek oldu. Bu da Stalin’e Avrapa’da yayılmak imkânını verdi.
Yeraltı Şehrinde
Burası Zonguldakta küçük bir Dolmabahçe
sarayı gibi ziyaretçilere açılmıştı!
— 13 —
Zonguldak'ta kimi görsem:
— Misafirhaneyi gezdiniz mi? diye soruyordu.
— Niçin soruyorsunuz! deyince de:
— Tavsiye ederim gidin görün! Zonguldak'ta sado işçilerin yatıp kalktıkları soğuk bir kışla hayatı değil, onun üstünde bir de, yüksek sosyete muhiti ve misafirhane diye anılan sarayı vardır! diye cevap veriyorlardı.
Bu misafirhanenin dillere destan olan lüksünü, 800 bin liraya çıkan binasını vaktiyle de işitmiştim. İşletmeye mensup müdürler ve mühendisler, Fener’de kain villâlarda oturuyorlar, sabık İşletme Umum Müdürleri bu misafirhanede ikamet ediyorlardı. Burası, yolları ayrı, ğazinosu ayrı, plâj-ları ayrı, sineması ve eğlenceleri ayrı hattâ insanları ve çiçekleri bile ayrı yüksek bir semt ve muhitti. Zonguldak'a gidip de bu semti görmiyen, hiç bir şey bilmiyor ve görmüyor farzedilirdi.
Bir otomobile binerek yola düzüldük. Zonguldak'm zümrüt gibi yeşil çam ve ıhlamur sırtları üzerindeki bütün evlerine ve binalarına düzgün veya bozuk paket kaldırımlı yokuşlarla çıkılırdı.
Fener semtinin bir çok yokuşlarını, cihetteki muntazam ve asfalt yollarla çıkacaktık! Çünkü misafirhane, yukarıda, Zonguldak'm Karadeniz'e doğru uzanan yüksek bir burnu ü-zerine, kartal yuvası gibi hâkim bir mevkiine inşa edilmişti.
Döne dolaşa çıktığımız yollardan sonra, yediveren güllerinin açtığı bakımlı bir bahçe önünde durduk. Bu mevsimde gül! Hele uzun boylu bir fidanın üzerinde tek tok ve renk renk açan bu gül bahçesi, belli ki büyük bir balcım vo itina mahsulüydü.
Geniş parke taşların arasından fışkıdan yeşil çimleri çiğnemeden binava dahil olduk. Burası görünüşte tek katlı yayvan bir binaydı. İçerisi artık bir ikametgâh değil - çünkü ye ni Umum Müdür artık buarda ikamet etmiyordu - müze gibi bir hâtıra ve kıymetli eşya kollelcsivonu idi. G.cır gıcır cilâlı parke vo açık renk halılar döşeli salonlar, geniş ve iç içe geçmeydi. Her salon ayrı bir incelikle ve büyük bir zevkle döşenmiş, ve bilhassa iyi bir bakımla muhafaza edilmişti. Doğrusu eski İşletme Müdürleri do, refikaları da zevk sahibi, mal kadir ve kıymetini bilen insanlarmış...
Yoksa, kimisi açık toz pombo ağır ipeklilerden kaplanmış bu salon takımlarını, kimisi uçuk mavi Hereke kumaşın-yapılmış bu koltuk ve kanepeleri, hele şu açık ve nazik
tirşe renkli perdeleri, içinden yorgancı yeni çıkmış gibi ierü taze muhafaza etmeğe imkân var mıydı?
Evet, nereye baksanız yeni ve temizdi. Masalar feler, üzerlerine bir damla su değmemiş gibi pırıl pırıldı. Yere kadar inen açık renk ipek kumaştan perdeler ve beyaz tüller, ayak basılan açık renkli halılar, hulâsa hepsi el değ memiş gibiydi. Küçük ve kıymetli birçok biblonun da, her dakika .tozları alınmış gibi temiz bir hali vardı. Onun için kaydedeyim:
İçiçe geçme bu dört beş salondan maada 6 adet yatak o-dası, ayrı koridorlar ve holler üzerindeydi. Hepsi binaya ve salonlara yakışır şekilde kıymetli eşyalar ile döşenmişti. Bu katta, yatak odalarının yanında çalışma odaları ve mükellef banyo daireleri de vardı.
Saray diye adlandırılan ve üzerinde bu kadar gürültü çıkarılan misafirhane, bu muydu diyeceksiniz. Evet, alt kısımlarda daire müdürünün odaları, hizmetçi, uşak, aşçı daireleri, mutbak, ofis, içki saklamağa mahsus kav olduğunu da söylemişlerdi ama, Allah biliyor ya, ben buralara kadar inip gezmek istemedim. Çünkü bu dolaştığımız daireleri hiç oturmadan gezmiş ve bir hayli yorulmuştuk. Yemek salonunun yanından çıkılan geniş bir pisti geçerek - burada ayrıca elektrik tesisatı vardı, iki caz ve yüz kiişlik bir çift rahat rahat dans odebilirdi. - Binanın ön kısmına ve oradan bahçeye çıktık. Geniş şemsiyeler altına konan koltuklarda biraz meği tercih ettik.
Binanın arka kısmı - neresi ön, neresi arkh olduğu belli değildi ya! - Liman tarafını görüyorsa, ön kısmı da İşletmenin mensuplarına mahsus pilâjına, kulübüne ve gazinosuna hulâsa bu taraftaki koy ve sahillere alabildiğine tepeden bakıyordu.
Manzaı'a o kadar güzeldi ki... Burada denize karşı, kavdan çıkma bir viski veya şampanya değil ama, az şekerli bir kahve içmesini çok isterdim! Fakat artık bu binada İşletme Umum Müdürleri oturmuyordu. Gelen giden misafirlere ve ziyaretçilere bir soğuk su dahi ikram edilmiyordu! Burası. Zonguldak'ta, küçük bir Dolmabahçe Sarayı gibi ziyaretçilere açılmıştı.
Simdi, yüzbinleri kolay kolay harcayanlar ne yapıyorlardı bilmem? Fakat önümüzdeki Fener'e, Karadeniz'in hiddetli suları hiç durmadan hücum ediyor ve dalgalar mütemadiyen bu zavallı Fenerin saçını başını yolmağa çalışıyordu!...
(Devam edecek)
Ankara
49/4588
— Çeşitli
Psaz (lM)ıak r
İSTANBUL RADYOSU Salı 17/10/1950
Trachtenberg’in bulduğu bu usul, o kadar basitti ki, bugün, sekiz yaşındaki çocuklar bile hiç bir malzemeye ihtiyaç ^^2 No. göstermeden bu gibi hesap a-meliyelerini kolaylıkla yapabilirler. Bu usul sayesinde, yalnız çarpma değil; bölme, ka- 2.1 1.1950 pe
rekök alma, kare alma ame- »nt 12.30: ikinci üyeleri de yapılabilmektedir.! 1950 Bu hayret verici icadın sırrı nedir, acaba? Bütün bu karışık ameliyeler, basit toplama ve çıkarma ameliyeleri yardı-miyle yapılabilmektedir. Hesap tablosu ve diğer yardımcılar faydasız olmaktan başka bir şey değildirler.
Fakat şimdi, henüz keşfedilen bu yeni hesap metodu psikolojik pedagojik esaslara ’ olu
ANKARA RADYOSU Salı 17/10/1950
Sayfa: 4
ZAFER
17/10 1950
Bulgar notasına cevabımız
I Başmakaleden jievam
(Başı 1 nci sayfada) I ıııak niyetiyle bu işi yapmış dedi dc hüsrana uğramıştır. Nite- ğildi. Bulgar hükümeti, «göçmen-kim, Bulgar hükümeti, mahiyet-1 lere vize vermek hususunda lcri itibariyle, kendi takdir sahası dışında kalması gereken işlere karışıp, bunlar hakkında gerçeğe cıı b-riz surette aykırı düşen ifadeler kullanmaktadır. Fakat, kendisinden 1870-1878 Bulgar isyanına, 1885 hükümet darbesine ve, daha sonra, Balkan harplerinin kısa devresine şöhret vcrnvş olan vakaları, hafızasını biraz yoklayarak, hatırlamasını istemek galiba yerinde olacaktır. Bilindiği gibi, bu vakalar batı devletleri resmî ajanlarının raporlarına geçmiş bulunuyor. Bulgar hükümeti, başkalarının hareketi hakkıpda, hem de tarihî hâdiselerden tamamiyle gafil olarak, hükıırn yürütmeğe kalkıştıkça kendisini ihtiyatlı bir sükût muhafazasına mecbur kılmağa yetecek sebepleri bu raporlarda bulacaktır.
Küfür değil, sükûn ve itidal
Zaten devletler arasındaki ihtilâfların hallinde en emin vasıtanın küfür değil, sükûn ve itidal olduğunu burada ona hatırlatmak münasip olur. Binaenaleyh, Dışişleri Bakanlığı, Bulgar halk cumhuriyeti hükümetini girdiği bu yolda takip edcmiyc-ccktîr, zira, Türkiye’nin milletlerarası sahasındaki eski ve devamlı ananesi böyle bir hareket tarzı ihtiyarına aslâ müsait değildir.
Bu sebepledir ki Dışişleri Bakanlığı, mevzu ile alâkası olmı-yan hususları bir tarafa bırakarak burada, Bulgaristan Türklerinin muhaceretinin teşkil ettiği asıl meseleye temasla iktifa edecektir. Bulgar hükümeti, mevzua yabancı olan ve cevabî notasını ağırlaştıran iddialarına gereken cevabı ilişik muhtırada bulacaktır.
Bulgar notasının bir çok yerlerinde ifade olunan bir fikri var ki Sofya hükümeti bütün muhakemesini bu fikir üzerine kuruyor. Onu şöylece hulâsa edebiliriz: Muhaceret esası sırf göçmenlerin nefine konulmuştur, öyle ki 1925 muahedesini imza eden tarafların her ikisi de ilgililerin kendi istekleriyle ifade ettikleri arzuyu bu yüzden kabul etmek zorundadırlar. Muhacirlere karşı takdir hakkını kullanmak böyle yapan taraf için ahdî vecibelerini ihlâl etmek mânasına gelir.
Türk hükümeti sözleşmenin â-tideki metnini zorlayarak yapmak istenilen tefsiri kabul edemez. Metin şudur:
•Âkit taraflar Bulgaristan Türkleıi ile Türkiye Bulgarlarının rızaya müstenit muhaceretlerine hiç bir mania ile karşı ko-nulmıyacağını kabul ederler.
Muhacirler menkul mallarını ve hayvanlarını tam bir serbesti dairesinde beraber götürmek ve gayri menkullerini tasfiye etmek hakkına malik olacaklardır. Gayri menkul mallarını katî hareketlerinden evvel tasfiye etmek istemiyeııler bu işi muhaceretlerinden itibaren iki sene içinde yapacaklardır.
İlgililerin tasfiye bedellerini ne suretle memleket dışına çıkaracakları hakkında iki hükümet arasında bir anlaşma yapılacaktır.»
İşin hakiki tarafı
Bu metin her türlü tefsirden müstağni bir mahiyet aızetmek-tedir. Metnin ifade ettiği mâDa şudur: Sözleşmeyi müzakere e-denler Türkiye Bulgarlariyle Bulgaristan Türklerinin — ki bunların adedi diğerleriyle kıyas-lananııyacak kadar ziyadedir — şimdiki vatanları hudutlarının diğer tarafında yerleşmek arzusunu gösterebilmeleri ihtimalini dikkate almışlardır ve her hangi bir sebepten dolayı bu şahıslar kendi dilekleriyle böyle bir teşebbüse giriştikleri takdirde onların gitmelerine terkedecekleri memleket makamlarının karşı koymıyacakları, bundan başka ilgililere menkul servetlerini nakilde, gayri menkullerini tasfiyede ve bu tasfiye bedellerini nakilde her türlü kolaylık gösterecekleri hükmünü arzetmekte mutabık kalmışlardır.
Görülüyor ki, mantıkan, bu hükümler bugün olduğu gibi kütle halinde vuku bulan bir muhacerete değil, belki tabiî muhaceret hallerine tatbik edilebilecek hükümlerdir: Filhakika, toprağına göç edilecek memleketin bu muhaceret seyrini milletin umumî menfaati ile ve bizzat muhacirlerin daha hususî mahiyetteki menfaatleriyle âhenkli kılacak bir surette düzenlemek hakkını kim, ınakul bir surette, inkâr c-dcbilir? Türkiye 1925 mukavelesini imzalarken içtimai ve iktisadi bun; ııulıakkak bjr dağılma |kil edecek teşev-
ku bulan gecikmelerden dolayı memleketinin ekonomik hayatının teşevvüşe uğratılmasına müsaade etmemek zorundu olduğunu- söylüyor, fakat o diğer tarafın da kendi millî ekonomisini tehlikeye düşürmeyecek surette hareket eylemesindeki zarureti aslâ dikkate almıyor. Bulgar tebaası olmakta henüz devam eden ve, sayısız miktarda muhaceret beyannameleri dağıtılması suretiyle, memleketten ayrılmaları tasavvurunda bol bol teşvik görmüş olan ve, denildiğine göre, bu yüzden kararsız bir durumda kalan muhacirlerin menfaatlerine gelince, Bulgar hüküm,eti bunlara hiç aldırış etmiyor. Ama, Türk hükümetinin bu bedbaht, ahaliye müteallik politikası aynı mahiyette olamaz ve olmayacaktır.
Bjr tehcir hıılinc gelen muhaceret cereyanı
Muhaceret işi normal hadler dahilinde ve muntazam bir surette cereyan ettiği müddetçe Türkiye birbirini müteakip bir çok insan topluluklarının kendi toprağına gelmelerine muhalefet etmemiş, Türk hükümeti onları iskân için elinden geleni yapmıştır. Muhaceret cereyanının bir tehcir halini alması üzerinedir ki o, komşu memleketi gerek ahdî vecibeleri gerek İnsanî vazifeleri üzerinde dikkatli olmağa dâvet etmek lüzumunu lıisset-
Çünkü, bütün bu meselede e-sas olan şey, muhacirlere yeni vatanlarında kolay ve müsait bir hayat kurabilmeleri imkânının verilmesidir. Bu netice ise, ancak muhacirler lehine edinilmiş olan taahhütlerin mutlak şekilde yerine getirilmesi sayesinde elde edilebilir. Kaldı ki, sözleşmeyi iın-zalıyan iki devleti, insan haklarına hürmet pıensipi dc buna mecbur kılmaktadır.
Dışişleri Bakanlığı, sözleşmenin hükümlerine dayanarak 28 Ağuştos tarihli notasında Bulgar hükümetinden sarih bir talepte bulunmuş, yani muhacirlerin tasfiye ettikleri mallar bedellerinin topraklarına muhaceret vuku bulan memlekete nakli hususunda üçüncü fıkrada derpiş edilmiş olan «anlaşma» yı yapmak için daha fazla vakit geçirmeksizin müzakeıata girişmeği ona teklif etmiştir. Bulgar halk cumhuriyeti hükümetinin notası bu meşru talebe insanı isyan ettiren bir sükût ile mukabele etmektedir. Dışişleri Bakanlığı bu yolda bir cevapla yetse-nenıez. Binaenaleyh, o bu hususa dair noktai nazarını en yakın bir zamanda kendisine bildirmesini Bulgar hükümetinden rica eder. Emniyetini ve ekonomik menfaatlerini lâyıkı veçhile koruyan bir nisbeti aşmadıkça, Türkiye, kendi topraklarına gelip yerleşmek isteyen Türk muhacirlerine hiç bir zaman güçlük göstermemiştir. Bundan böyle de onun hareket tarzı aynı kalacaktır. Fakat unutmamalıdır ki 1925 sözleşmesi gibi siyasî bir vesika olgun düşünoeleı-in maddiyata inkılâbetmiş bir eseridir ve bunda iki devletin karşılıklı menfaatleri arasında, uzun müzakere-
Icıden sonra, kurulmuş tam müvazenet varlığı görülür, devletlerden birinin böyle bir â-kitten türlü menfaatler istihsal edip diğer tarafa sadece vecibeler bırakması kabul edilcmiyceek bir şeydir.
Bir de tehdit ifadesi
İşleri daha salim bir şekilde mütalâa ettiği takdirde, bahis konusu menfaatler hakkında daha anlayışlı bir zihniyet göster-mesi tabiî bulunan Bulgar hükümeti, bunun yerine bir tehdit i-fadesini tercih ediyor. Elde edi- i len ve tevsik olunan malûmat | gösteriyor ki bu hükümet, zavallı Bulgaristan Türklerinin mukadderatı üzerindeki bu münakaşayı açmağa teşebbüs eylediği tarihten çok daha evvel, bu tehditleri ika safhasına da koymuştur. Türklerle sakin bir çok köyler boşaltılmıştır, bu köylerin başka bölgelere gidip yerleşmek zorunda bırakılan ahalisi oralarda her türlü keyfî muamelelere maruz sefil bir liayat yaşamaktadırlar. Dışişleri Bakanlığı ortada mevzubahs olan şeyin kendilerine karşı sarih taahhütlere girişmiş bulunduğu insan cemiyetlerinin varlığı yokluğu meselesi olduğunu hatırlatmağa Bulgar hükümetini dâvet eder. Türkiye Bulgaristan’la arasında mevcut her ihtilâfa dostane bir tesviye şekli bulmak hususundaki devamlı azminin inkâr edil-rniyecek delillerini vermiş bulunuyor. Lâkin o şimdiye kadar komşusunun bu uzlaşıcı temayüllere iştirâk ettiğini görememiştir. Bir çok işlerde Tüıkiye-nin hakeme müracaat hususunda yaptığı teklifler Bulgar hükümeti tarafından mutlak bir rea cevabı ile karşılanmıştır. İmdi, mevzubahs ölün gibi hayatî bir meselede de Sofya kabinesinin ayjıı uzlaşmaklık zihniyetini göstermesine, yer iki taraf arasında doğrudan doğruya anlaşma tekliflerini reddederek, üstçük bir de kendi rey ve kararını karşı taraf için muta kılmağa kalkışmasına göz yumulamaz.
Ne kadar sukutu hayale uğramış olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti komşu memleket Hükümetinin uzlaşma zihniyetine bir kere daha hitap e-derek ondan göçmenler meselesini adalet prensiplerine ve kendisinin müekket ve müteaddit taahhütlerine uygun bir surette dikkate almasını temenni eder.
Yukarıda zikri geçen 2 nci maddenin birinci fıkrası hakkında iki tarafın yaptıkları birbirine zıt tefsirleri yüksek bir hakemin takdirine arzetmeğe, bu bakanlık kendi hesabına hazırdır. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, bu ciddi ihtilâfı, iki memleket arasında doğrudan doğruya halletme vasıtalarının hepsine böylece başvurmuş olmadan ve bu yoldan neticeye varmanın imkânsızlığına kanaat getirmeden milletlerarası bir kuruma aızetmek kararına varmak iste-
Dışişleri Bakanlığı bu vesileden dc bilistifade Bulgar halk cumhuriyeti hükümetine saygılarını sunar.»
Cevabî notamıza ekli olarak verilen muhtıranın metnini de yarınki nüshamızda bulacakşı-
bir Bu
Doğuda bir tek heykel kalkındı katinin ismini dc yardım koymuşlar ve böylelikle mürüvvete dc ondazc bulamamışlardır!
Sebebini çok araştırmayınız! Çünkü bir taraftan halk barakalarda ıstırap içinde kıvranırken 450 bin lira sarfiyle stadyum, ve icpljrhane yapılmış, sonra dr 25.0 bin liraya yeni şehirde bir İnönü heykeli kurulmuştur. Parola şudur: Evvelâ minnet borcu ödensin! Sonra rnosken meselesi hajlolunurl
Bu âbideyi gittim bilhassa gördüm. Belki 20 metre kadar yükseklikte bulunan bu israf ve şatafat şaheserinin üzerinde, İnönü'nün bir heykeli, ve felâketten sonra Erzincan'ı ziyaret ettiği zaman, kendisinden medet uman ErzincanlI kadının timsali vardı.
Abidenin kaidesindeki granitte şu yazılar okunuyordu:
Daya biçare kadın bağrına yorgun başını!
Ona anlat yıkılan yurdu ölen yoldaşını
Ebedî milletinin sevgisi kay-
Bu mukaddes ateş üstünde kurut göz yaşını!
Bu mısrâları okuduğum zaman, biraz evvel etrafımızı saran, evsizlikten, işsizlikten, ve ıstıraptan inim inim inleyen, ErzincanlI kadınları hatırladım.
Belki bu âbidenin üzerinde İnönü ile beraber heykeli olan ErzincanlI nine de bu ağlayan kadınlar arasında idi; heykeli vardı ama, bugün evi yoktu. Ve onun felâketin ertesi günlerindeki ıstırabı, sadece bir şefe kendi azametini göstermek için bir şefkat sermayesi olmuştu!..
Erzincan 11 seneden beri bu acı içindedir. Eğer âbidenin üzerindeki mısrâların bir mânası varsa, biçare kadın onun bağrına yorgun başını dayamış, ve öylece orada taş kesilmiş ve bir türlü rahat ve huzura kavuşamamıştır! Yine eğer bu şiir, bir hakikati ifade ediyorsa, o mukaddes ateş üstünde ErzincanlI kadın on bir senedir, evet tam 11 senedir göz yaşlarını kurulamamıştır! Çünkü 250 bin liraya çıkan heykel, bütün bu harabeler arasında yalnız kendisini göstererek bugün içinde cinlerin top oynadığı, 250 bin liralık stadyumdan başka bir yere bakmamıştır!
İşte eski iktidarın doğu kalkınması efsanesinden size dumanı üstünde bir misal! Sözün hulâsası şudur: Yâlnız bir tek heykel kalkınmış ve şehir halkı yine yerlerde kalmıştırl
Mümtaz Faik FENİK
[fiellaıny Cinayeti]
ZAFERİN POLİS TEFRİKASI
Yazası; Fraııccs Noyes Harl Çcvirca: S. Yazjcşoğlu
— 123 —
50 bin lira çalan hizmetçi yakalandı İzmir, 16 (Telefonla) — İstanbul’un Cihangir semtinde oturan Denizyolları hastahanesi doktorlarından Nevzat İpekçi’nin evinde hizmetçi iken ev sahiplerinin gezmeğe gitmesinden bilistifade tahminen 50 bin lira değerinde zinet eşyası çalarak kaçan Münevver Gül bugün şehrimizde sarraflara bir altın saat satarken ikinci şube müdürlüğü pıemurları tarafından yakalan-
Münevvcr Gül’ün çantasında yapılan arama sonunda tahminen 13 bin lira değerinde altın ve pırlanta ziynet eşyaları yakalanmıştır. Vaziyet İstanbul Emniyet Müdürlüğüne bildirilmiş ve hırsız kadın savcılığa teslim edilmiştir.
— Evet, gayet iyi hulâsar ettiniz. Ben de sizi buna inan-E dırnıak istiyordum. Çünkü ha-L kikat bu merkezdedir. *
Faı-r, bu cevaba karşı, istih-;’ za, şüphe ve istihkarla karışık^ bir merhametle bakmaktan kendini alamadı: Kısaca; |
— Başka soracak sualim yok. Lütfen Bayan Dunne’i çağırınız, dedi. t
— Bayan Sally Dunne! ‘
Sally Dunne, beyaz yakalı, beyaz kol kapaklı lâcivert şort elbisesinin içinde uzun boyu, cesaretli tavırları, solgun ve genç yüzüyle ilerleyince, mahkeme salonundakileıin birçoğu bu dünkü çocuğun örgülü saçlarının ne vakit başına toplandığını merak etmekten kendilerini alamadılar. İki örgüsünün ucunda daha dün sallanan kurdelelerin hayali âdeta canlıydı, Güzel kız denemezdi. Fakat yürek biçimi mahzun yüzünden, birbirinden oldukça ayyık iri elâ gözlerinde sami-
bert’e doğra çevirdi. Titreyen dudaklarına hâkim olmaya çalıştı.
— Bayan Dunne, size yalnız bir iki suaj soracağım. Bay Plıjpps'in şahadetini dinlediniz, değil mi?
— Evet efendim.
Bu cevabı veren çocuk sesi akar sular gibi berraktı, fakat bütün masumiyetine rağmen üzgündü.
—Söylediği «özler hakikate tamamiyle muvafık mıdır?
— Evet efendim.
— Haziranın on dokuzuncu gecesi saat sekizle bir arasında kendisiyle beraber nji idi-
— Evet efendim.
—' Bahçıvan köşküne gittiği zaman siz de yanında mı idi-
— Evet efendim, o gece bir dakika kendisinden ayrılma-
— Köşkibı civarında otomobil görmediniz mi?
— Köflum Hvar.n.lA.,.»,..
— Köşke ikinci defa gittiğiniz zaman, yâni saat onu geçerek Bay Bellamy ile Bayan İves’i gördünüz mu?
— Evet, köşkten çıkarlarken gördüm. İçeriye girerlerken yüzlerini tamamiyle göre-
— Söyledikleri sözleri işitti-
— İşittim. «Sue ne derece masum olursak olalım. Bu odaya girmiş olduğumuz duyulursa, mücrim olmadığımıza inan dııacak tek kişi bulamayız, halbuki buna on iki kişiyi ikna etmeğe mecbur kalırız. Seni evine götürmeliyim.» diyordu.
— Peki. Siz nişanlı mısınız, Bayan Dunne?
— Bilmiyorum. Bugüne kadar nişanlı idim, fakat nişanlım bu dâvada şahadet etmekliğime razı olmamıştı. Kendisi İlahiyat Fakültesinde okuyor, belki dç bu vaziyetten sonra nişanlı kalmağı münasip gör-
İstanbul Valisi
(Bası 1 inci sayfada) 1c konuşan bir arkadaşımıza şunları söylemiştir:
«— Ankara'ya Tıp Kongresi için geldim. Bu kongrede Birin- ı ci Tıp Kongresinden beri hazır ı bulunurum. 15 yıl umumî kâtipliğini yaptığım kongreye harp yıllarındaki inkitaından . ■sonra Reis olarak tekrar faali- | yete geçmesine yardımım olduğu için memnunum. Kongreye gelmekle meslekdaş ve talebe- ■ lerimle birlikte meslek havasını teneffüs etmiş oldum.
Kongreden evvel Ankara'ya geldim ve bu fırsattan faydalanarak Başbakan ve İçişleri Bakanına İstanbul’un ihtiyaçları hakkında izahat verdim. Ba-z- dileklerimiz için de ricalarda bulundum. Bunlar arasında Türk İstanbul'un 500 üncü yılını kutlama işi. Ermeni Patrik ' seçimi, İstanbul’un ekonomik meseleleri de vardır.
Size kesin olarak ifade etmek isterim ki, İstanbul'da asayiş meselesi diye bir durum yoktur. Geçenlerde sayın bir başyazar İstanbul asayişi hakkında yazdığı bir başyazıda bu mesele üzerinde verdiğimiz bir mülâkatı basmakalıp diye vasıflandırmış. O beyanatımdan çvvel 17 eylül pazar günü yaptığımız ve İstanbul Emniyet Müdürünün de hazır bulunduğu toplantıdan sonra yaptığım beyanatı okumuş olsalardı böy lc bir hükme varmazlardı. Prensipimiz, olayları ört bas etmek değil, olduğu gibi açıklamak, derdi teşhis ederek te davisini yapmaktır. Eylülün ilk haftalarında hakikaten bazı can sıkıcı vakalar olmuştu. Fakat bunun karşısında motorlu devriyeler vasıtasiyle yap- , tığımız sıkı kontrol derhal te- . şirini göstererek vakaların ö-nünü aldık. İstanbul'dan ayrılacağım gün milyonluk şehirde bir günde 19 vaka olmuştu. Size geçen yılın 10 günlük aynı günlere rastlayan zabıta vakalarını söyleyecek olsam göreceksiniz ki böyle derme çatma diye bir şey yoktur. Hem, mızrak çuvala sı- i ğar mı? Dün bir gazete bir otobüsün soyulup içindeki in-sanlardan zorla para istendi- ( ğini yazdı. Otobüs kocaman bir vasıtadır, içinde bir çok vatandaş vardır; bunu tabii hemen tekzip ettik. Garibime giden şu ki, sinsi bir kaynak havadis icadediyor. Bunlar he ] men .basına aksediyor, bir kıs- ) mı da fısıltı radyosu ile kulak- , tan kulağa yayılıyor.
Meselâ sözde bir banka mü- , d ürünün karısına tecavüz e - : dilmiş. Adamcağız gelip aslı , faslı olmadığını söyledi, Bu : sefer fısıltı radyosu ağzı değiş ; tirdi. Gûya adamcağız isminin ortaya çıkmasını istemi- . yormuş; böyle şeylerin aslı . yoktur.
Geçen »cne bir tehdit mektu- . bu modası çıkmıştı, bu sene dc , bu... Fakat bütün bunların an- ; cak yatsıya kadar yanacağını söylemek isterim. Açı kolara'k ; davet ediyorum, mütenekkirer, ı gecenin herhangi bir saatinde ;
ku,kusu olanları bir taksi ile is- j tcdiklcri yerde gezmeğe. Ç?ğın- ] yorum. Geçen gün büyük dev- j İdlerden birinin Başkonsolosu, i ben her gece otomobille geze- ( rım, bütün bu havadisler nere- 1 den çıkıyor, dedi.
Tcnkidlcrinc daima hürmet» et t tiğim sayın basından, IçİSİOii 1 Bakanı fiibi ben do rica ediyo- 1 rum: Herhangi bîr şayia duy- 1 dokları zaman lütfen sorsunlar. 1 memleketin huzur ve neşesinde J dc müştereken hissedarız. -
Vali kazalardaki polis birliklerinin müstakil teşekküller olacağına dair suale cevaben dfmig- . tir ki:
— Böyle bir tasnif yok Yal-mz yeni gelen arkadaşları Anadolu yakasında vazifelendirmiş ' bulunuyoruz.’ Fakat hepsi bir Emniycet ve bir Valiye bağlıdır. Herkes bilsin ki, Devlet kuvveti ve devlet otoritesi her tür . İÜ huzursuzlukları gidermekle mükelleftir.»
Dr. Fahrettin Kerim Gökny son olarak demiştir ki: I
«_ Belediyenin ayrdma.ınn gelince, bu i, bir kanu ı meşe-| leşidir. İstanbul gibi büyük bir şehirde bu hususda karar yer-cap etliği kanaatindeyim. D in- j yanın her yerinde büyük fiçhir ( = belediyelerinin hususiyetleri var- y dır. Ayrılmak mukadderse ben- | g den sorduğunuz suale vereceğim f( cevap şudur: İler zaman mem- z JckoÜn ve Milletin hizmetinde- h yim. Vazifeler değişebilir, de- z. SİSJncyeu 3cy nucmlekoliu biz-metidir. Ke.kkımudn hangisi ha- T
(Başı 1 inci sayfada)
Tasnifin bugün sona ereceği tahmin edilmektedir. Son dakikada aldığımız malûmata göre Çunkaya ilçesinde seçimi kahir •bir eksoriyetle D.P. üyeleri ka-
il Genel . Meclisi üyeliklerine seçilen üyelerin aldıkları oy inik lan .{ağıdadır:
Çankaya ilçesi Asiller:
Tahsin Çaptı 7081
Şeref Gücüycncr 7018
Muzaffer Ekşi 6995
Süleyman Selâm 6995
Haşan Songülcr 6990
Yedekler:
Ziya Kurç 6918
Nesrin Silimcn 6911
Müfit Yazıcıoğlu 6909
Mckki Sait Esen 6908
Şükrü Kutay 6237
Vilâyetlerde
Ankara, İG (T.H.A.): — İçişleri Bakanlığına gece geç vakte kadar gelen malûmata göre tasnifi biten vilâyetlerdeki seçim neticeleri şunlardır:
Afyon, Merkez, Emirdağ,’da netice belli değil, Dinar, Sandıklı, Şuhut, Bolvadin’de D.P. ileride. Ağrı, Merkez, Eleşkirt, Doğubeyazıt’ta D.P. ileride diğer kazalarda C.H.P. ileride. Amasya, Merkez ve Merzifonda C.H. P. ileride diğer kazalarda D.P. ileride. Ankara Merkez, Çankaya, Beypazarı, Çubuk, Polatlı, Elmadağ’da D.P. ileride. Ayaş, Kalecik, Keskin, Kırıkkale’de C. H.P. ileride. Balâ, Haymana, Kızılcahamam’da netice alınamadı. Antalya’nın bir kazası hariç merkezle diğer kazalarda D.P. ileride. Aydın’da bütün ilçelerde D.P. ileride. Bilecik'te bütün ilçelerde D.P. ileride. Bolu’da ilçeleriyle D.P. ileride. Göynük’ten haber yok. Burdur’da D.P. ileride. Bursa'da ilçeleriyle D.P. ileride. Orhanelinden haber yok. Çanakkale ilçeleriyle D.P. ileride. Çankırı ilçeleriyle D.P. ileride. Çerkeş’te belli değil. Çoruh tamamen D.P., Çorum tamamen D.P., Denizli kahir bir ekseriyetle D.P., Diyarbakır, Lice, Silvan, Bismil’de D.P. diğerlerinde belli değil. Edirne ilçeleriyle D. P. Elâzığ merkez, Palu, Sivrice, Keban’da D.P. Baskil, Karakoçan da C.H.P. Erzurum ilçeleriyle D.P., Eskişehir ilçeleriyle D.P.
Antep D.P., Giresun, Ke|ap D.P., Şebinkarahisar C.H.P., Hatay merkezde D.P., Reyhaniye, Kırıkhan'da C.H.P., İçel ezici bir çoğunlukla D.P., İsparta tekmil ilçeleriyle D.P., İstanbul ilçeleriyle D.P., İzmir merkez, Çeşme, Seferihisar, Dikili D.P., diğerlerinden haber alınamadı. Muş ve Malazgirt’te D.P., Niğde, Ordu, Rize ve Samsun’da D.P. kazandı. Lâdik’te belli değil. Seyhan'da Ceyhan hariç D. P., Siirt’in 4 kazasında D.P., altı kazasında belli değil, Yozgat’ta Ulus ilçesi hariç D.P. ileride, Sinop ilçeleriyle C.ft.P. kazandı. Tekirdağı’nda D.P. kazan ılı. Sivas’ta D.P. ileride, Tokatta Zile itirazlı, diğer adaylardan 17 D.P., 7 C.H.P. kazandı. Trab-
zon D.P., Akçaabad, Sürmene ilçeleri D.P., Maçka C.H.P., Uıfa, Siverek, Viranşehir’de C.H.P. diğer altı kazada D.P., Van’da D. P. ileride. Arpaçay, Çıldır, Kağızman'da C.H.P., Kars ve diğer ilçelerde D.P., Sarıkamış belli değil. Kastamonu merkezde M. P. kazandı. Daday, Azdavay, Tosya’da D.P., Devrekani, Araçta C.H.P. ileride, Kırklareli D. P. Kırşehir merkez ve Hacıbektaş’ta Millet Partisi kazandı. Kocaeli, Kütahya, Konya, Uşak’ta D.P. kazandı. Malatya merkez ve Darende'de C.H.P., diğer ilçelerde D.P. kazandı. Mardin, Muğla D.P., Maıaş gelmedi.
Dr. Celâl Ertuğ
Doktor Doçent Celâl Ertuğ, seyahatten avdet etmiş ve hastalarını kabule başlamıştır. Atatürk Bulvarı Zafer Apartmanı.
DOKTOR
Aziz Tevfik Yeginsoy
DAHİLİYE MÜTEHASSISI
Her gün hastalarını saat 15 den itibaren Hamamö-nü, Halk Eczahanesi karşısındaki Nizameddln A-partmanı No. 2 de kabul eder. Tel: 15343.
r~
t-
Türk Tıp Kongresi
(Bası 1 inci sayfada) İmamıza bağlıdır. Her yıl 40.000 nisbetleri hakkında rakamlar r"" ’ vermiş, nutkunu şöyle bitir-1 miştir:
«— Her vatandaş ekonomik bir değer temsil eder. Hükümetler bu değerin muhafaza ve sıyanetiylc mükelleftirler. Bugün verem mücadelesi için tah sisat vermekten çekinen bir parlâmento yarın hastalar, sakatlar ve yetimlerin ve tedavisi mümkün olmıyan malûllerin bakımı için bu tahsisatın beş, on mislini ödemeğe mecbur kalır. Genç ve aktif Türk vatandaşlarından her sene 40.000 kişiden fazlasının ölümü millete çok pahalıya mal olan bir kan akıtmadır ki, yalnız bu, parlâmentodan talep edilecek tahsisatın hudutlarının müdafaası için Türk hükümetinin sarfet-tiği mühim gayretleri takdir etmez değilim. Fakat, vereme karşı yapılacak mücadelenin aynı zamanda millî savunmayı temin hususunda da büyük bir rol oynamadığı iddia edilebilir mi? Verem mücadelesi tam ola rak ve bütün imkânlardan istifade edilerek tatbik edildiği tekdirde bir kaç yıl içinde müs pet neticelerini gösterecek ve ölüm nisbetleri de bariz bir su rette azalacaktır. «İşte bir yabancı mütehassısın da verem hakkındaki düşündüklerini kısaca arzettim.»
Sağlık işlerini İlmî bir salâhiyet ve ciddî bir alâka ile ele alan milli Türk Tıp Kongresinin bu yüksek kürsüsünden a-ziz vatandaşlarıma hitap ediyo-rum:
Sevgili yurttaşlarım, memleketin müdafaası, milletin sağlık ve huzur içinde yaşaması, verem savaşında muvaffak ol-
Bayındırlık Bakanının
beyanatı
(Başı 1 inci sayfada) tır. Kasabada yanmadan mevcut 400 cv yerine 200 ev yapdacak "ve diğer 200 cv de şehrin inkişaf sahasında inşa edilecektir. Dc-
bebi mevsim itibariyle 400 evin İnşasına başlayıp başlamamak meselesi idi. Vaziyeti yakmdjin gördüm ve muttali oldum ki halen yüz aile camilerde ve resmî binalarda barındırılmaktadır. İlk İj olarak bu yüz ailenin 50 sinin bir iki ay içinde ev sahibi olması ve diğer 50 ailenin dc kış ge-
kilde barındırılması temin edilmiştir. Demircililerle bu hususta mutabık kajdık ve hararın tatbikine başladık.
Bundan sonra Gör dese gittim. Daha evvelce alınmış bir karar gereğince şehir heyelan mıntaka-man hasara uğradığı için şimdiki yerinden iki kilometre mesafede bir yere nakledilmesi iğini tetkik ettim. Şehrin nakli için kasaba halkının fikrini aldım ve neticede mutabık kaldık.
Bu arada eskiden başlanmış olup yarıda kalmış bulunan 69 evin inşasının ikmali için biner lira yardımda buluduk. Kasabama nakledileceği mahalde 100 evin temelini attık.
Müteakiben seyahatime devam ederek. Menemen ve Salihli sulamaları ilç Seyhan barajı inşası üzerinde tetkiklerde bulundum. Bu nunl.ıkalordun edindiğim İntihan göre su işlerimiz hiç bir yerde tumamlanpus değildir. Bu işlerin tamamlanması için en az dört sene lâzımdır. Ayrıca Seyhan ve Gediz barajlarının inşası 'için 200 milyon liraya ihtiyaç vardır. Bu kadar parayı bütçeden ayırmak imkân hasıl ol-mıyacağına göre kredi bulmak çarelerine baş vılracağız.
Seyhan ve Gediz barajlarının inşası bu bölgeler için hayati b)r ehemmiyeti haizdir. Çünkü bu iki barajın inşasiyle Ege bölgesi sulanacak su taşmasının önüne geçilecek ve aynı zamanda bu .kısımdaki vijâyet ve kazaların elektrik işi halledilmiş olacaktır. ■
Meyva ve sebze müstahsilleri toplantısı
Dün Ulaştırma Bakanlığında I Türkiye’de mevcut yaş meyva ve sebze müstahsilleri mümessilleriyle bir toplantı yapılmıştır
Toplantının gayesi; yaş meyva ve sebze müstahsili ile Ulaştırma Bakanlığı arasındaki münasebetleri tanzim ve varsa ak-aıık tarafların ortadan kaldırılmasıdır. Verilen raporlar tetkik edilerek yarın bir knrnra vaı-ıl-
■ I- ■! I..I (-a.-___________
Türk çocuğunun veremden ölmesi, milletin içinde bulundu-| ğu tehlikenin dehşet ve fecaatim ispata kafi değil midir? Ve bu felâketi önliyecek tedbirlerde gecikmek mazeret kabul eder mi? Evet tehlike mey dundadır ve büyüktür.
Millet Meclisimizin ve Hükû metin vereme karşı savaş sahasında alacağı her türlü tedbirleri, büyük Türk Milletinin fert ve cemiyet olarak destekleyip kuvvetlendireceğine ve neticede mutlaka muvaffak olacağımıza inanıyorum.
Muhterem meslekdaşlarım, hepinize hoş geldiniz der, her zaman olduğu gibi bu toplantıda da 11 inci kongremizin mem leket ve millet için çok faydalı müzakere ve münakaşalara sahne olacağına inanarak ve başarılar dileyerek sözüme son veririm.»
Kongre Başkanınuı nutku
Alkışlarla karşılanan bu nutuktan sonra Kongre Başkanı Dr. İhsan Şükrü Aksel, kısa bir konuşma yaparak milli tıp kongrelerinin 1925 yılında yapılan birincisinde veremin en mühim mevzu olarak ele alındığını, garip bir tesadüf eseri olarak bu kongrede de üyelerin gene aynı mevzu üzerinde durduklarını söylemiş ve bu hususta izahat vermiştir. Müte akiben. Başkan Kongrenin bir «İlim Olimpiyadı» olduğunu, memleketin muhtelif köşelerin de bulunan Doktor meslekdaş-ların bu münasebetle bir araya gelerek düşüncelerini söylediklerini, zorluklarını hallettiklerini, karşılıklı münakaşa imkânı bulduklarını kaydetmiştir.
Başkanın konuşmasından son ra önergelerin okunmasına geçilmiş ve Atatürk’ün muvakkat kabrini üyelerden müteşekkil bir heyetin ziyareti hususundaki teklif alkışlarla kabul olunmuştur.
İkinci önerge, işçilerimizin verem tedavisi için büyük yardımlarda bulunan Süreyya İl-ır.en’e kongrenin teşekkürlerinin bildirilmesi hakkında idi. Bu ÖneTge de alkışlarla tasvip edilmiştir.
Kongrenin ilk toplantısı, bu suretle sona ermiş ve üyelerden müteşekkil bir heyet toplantı hitam bulunca Atatürk'ün muvakkat kabrini ziyaret ederek tâzim duruşunda bulunmuştur.
İkinci toplantı
Kongre, ikinci oturumunu saat 14.30 da Prof. İhsan Şükrü Aksel'in başkanlığında yapmıştır.
Bu oturumda raporların o-kunmasma başlanmış ve Dr. Tevfik İsmail Gökçe’nin «Akciğer tüberkülozunda yeni tedaviler», Dr. Etienne Berthet’in «Akciğer verimlilerinin saan-toryumdah çıktıktan sonra me-dikososyal bakımdan cemiyete iadelerinin muhtelif cepheleri», Dr. Ahmet F. Erbelger’in «Ka-verpostomi, tamponman ve ekstraplöral pnömoioraks hakkında», Dr. Sacit Tezelli’nin «Akciğer vereminin tedavisinde ekstaplöral pnömotoraks'dan aldığımız neticeler» ve Dr. Turgut Targây'm «Tüberküloz tedavisinde pnömoperitan’ın rolü» mevzularındaki .raporları okunmuş ve üyeler bu konular üzerinde söz alarak tenkid-ler yapmışlardır.
Saat 17.30 da raporların o-kunması bitmiş ve üyelere tıbba ait filmler gösterilmiştir.
Kongre, bugün saat 9.30 dan itibaren çalışmalarına devam edecektir.
Ankara
(Bası 1 inci sayfada) Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Hikmet Birant bir arka-daşıçuza şunları söylemiştir:
«— Yeni ders yılı ay başında başlıyacaktır. Ders yılını açmadan önce, Fakültelerimizin çalışmaları hakkında matbuata etraflı malûmat, vereceğim. Fakültelerimize öğrenci kaydı devam etmektedir. Üniversitemize ayrılan burslar, Senatoca, fakültelerimize taksim edilecektir.
Öğrenci Yurtları Millî Eğilim Bakanlığına bağlıdır. Biz yurtlarla öğrencilerimizin orada ba rınmaları dolayısiyle ve öğretimin gerektirdiği hususların temini bakımından alâkalıyız.»
Rektör bundan sonra kayıtların ay sonuna kadar devam ede ccğini, öğrenci burslarının 75 -109 lira anısında olacağını1/özle-
17/10/1950
ZAFER
I
Ölümünün yıldönümü münasebetile
ENİS BEHİC
İşçilerin babası ve koruyucusu - Mevlevi sikkeli bir ilham perisi - Demokrat Parti ile Halk Partisi arasında bir mukayese
Rahmetli Enis Bchic geçen sene I/-10.1950 günü, daha tiyarlığın en küçük bir kırı-nyrılmışlı.
Küçük büyük bütün etrafındakilere ruhundan gelen bağlı bulunan bu olgun insan değerli bir idareci idi de...
Meclisi Komisyonlarında müdafaa ederek memlekete a.-mcmlckctimizdc işçilere hayat
İş Kanunudur. Başka memleketlerde böyle bir başarı gösteren kimseler en büyük saygı ve itibarı görmek pek tabii i-l:cn bizde bu değerli insan türlü haksız muamclcjcrc maruz kalmış ve maalesef hayatının son günlerini memleket hizmetinden uzak ve mahrumiyet içinde geçirmiştir.
Böyle olmakla beraber bir gün iş vr işçi hukuku ile ilgili rı.e.vzuat derlendiği ve bunun tarihi yazıldığı zaman hu pren sipin tahakkuku için o zaman İktisat Vekili bulunan Sayın Celâl Bayar'la birlikte canla hayatini v?î;fedçn Enis Bc-hiç’in adı da kadirbilen milletimiz tarafından hır. şüphesiz minnetle anılacaktır.
Yurduna samimiyet ve feragatle hizmet ederek hayatı boyunca âmirlerinden takdir ve görpıüş ojan Enİ3 Bchiç’in memuriyetinin son senelerinde haksız ve keyfî muamelelere derin bir ink#âp yaratmış ve muztarip ruhunun derinliklerinde doğan ve:
Ey merd alan, aç bayrağı â-
Ktl secde sana rehber olan iz-
Gir arbede-ii münafikiync, Allah gelecek hemen yakiync. diyerek onu tuttuğu yolda leşçi eden -.Çedrkçi Süleyman Çelebi - is'rtıÜ yeni bir varlık kırık ve mahrumiyetten bunal-gclcn müşfik ve yardımcı bir melek gibi girmiştir. Enis. Be-hiç Siyasal Bilgiler Okulunda yaptığı bir konuşma sırasında Süleyman Çelebi için:
— Şairler ilham perilerini güzel bir kız şeklinde bir melek olarak tasavvur ederler, manisi bulunan bir mevlevi dervişidir, demişti.
il'- bağlı bulunduğu lisanı ve «lyad, iytikad ve malumatı endisınilrkine hiç benzemiyen bu yr,, ve hâkini varlık ona
Rahmetli Enis Bchic
Sinan Onbulak
J
Enis Behiç'in mâruz kaldığı haksızlıktan o da müşteki idi ve onu bir taraftan tescili etmeğe çalışırken diğef taraftan da haksızlık yapanlara tehdid-Icr savuruyordu: Kim urdu mübarek
Eyvallah!
Kim oklu subeb göz yaşına»?
Eyvallah !
Bağlan da hafi yoldaşına», Eyvallah!
Lâ havle ve îâ kuvvete illâ
Kını soldur» nâzük gülümü? Eyvallah! Kim susdura Hak bülbülümü.
Eyvallah! unutmuş ölümü?
Eyvallah! kuvvete illâ billâah
Lâ havle ve
lâ
Kimdir accbâ
Hakk'ı ezen? Eyvallah! Kimdir bu günâhiyle gezen?
Eyvallah ! Kim zulme olur kahkahazen?
Eyvallah !
Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâah
* dS|-’ yd önce teb-afvolundu taksirat.
Ol
Okudun bir detn-ii tşccllâda ( Sûrc-ii inşirah» ı, manada.
Anı ezberleten sanan ben idim. Tckyc-ii Kalbin içre neyzen
Şinıdi dee iijtc böylç ikramım: Akıyor parmağından ilhamım.. Sanma hor ruha böyle nefha
Hak diler csdürür, dilerse kc-
Alaalıı bulur âlı-ı kulûb, Ey-
Mümkin midir ikrâh-ı Kulûb?
Eyvallah! Yâ nerde k: dergâh ı kulûb?
Eyvallah ! ,Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâah Evvelâ Çalışnm Bakanlığı Müsteşarlığından sonra da Demokrat Parti namzedi olarak içtirak eylediği 1946 seçimleri dolayıs'.yle bu Bakanlıktan büsbütün uzaklaştırılan ve istifaya mecbur edilen rahmetli Enis Bchiç’in maddi ve manevi durumu çok bozulmuştu. O zamanki iktidarın ileri gelenlerinden ol ıtı cıı yakın ve sn-minü arkadaşla/ı bu zor du-ı umundan istifadeye çalışarak ona Demokrat Partiye intisap etmekle hata etmiş olduğunu kabul ve itiraf etmesi şartile kendisine iş verebileceklerini bildirmişlerdi. Takat o bütün bu ınahrumiyot ve ıstıraplura göğü» gereonk diğer imanlı parti arkadaşları gibi bu bozguncu ve hacil teklifleri nefretle reddetmişti. Halbuki bugün eski ij.-tidarın hattâ Vekillik yapmış olan ileri gelenlerine bu neviden hiç bir küçültücü teklifte bulunulmıya-ı.ık kolayca memuriyetler verilmekte ve hattâ yakinen bildiğim Gümrük ve Tekel Bakanlığında bugünkü rejime f'lcyhtar ve eski iktidardan nıudevvrr ve ona taraftar oldukları vesika ve delillerle sabit bulunan kimselere haklarında yapılan herkesçe malûm türlü dedikodulara ve halkın ve partililerin aleyhlerindeki
şikâyet. ihbar ve neşriyatına rağmen müsamaha ve atıfetle muamele olunmakta ve bunla-lindc bulunmalarına1 ve bu suretle bugünkü iktidar partisine temayülü olan veya bu partiye kayıtlı bulunan kimselerin mürettep ve lıiyleli hareketlerle kıdemleri cktmolu-fîlcirni temin etmelerine dahi bile kendileri gibi düşünnii-y,enleri bertaraf etmek yolunu bulan bu zevat hiç şüphe yok ki eski iktidar bir gün avdet ettiği takdirde parti ile münasebet ve alâkalarından bahsederek bu kimseleri memuriyetlerinde nuzaklaştırmıvkta en küçük bir tereddüt göster-ıniyccck ve bugünkü iktidar malarını ve eskisinden daha çok sür at ve kolaylıkla terfi ve tefeyyüz etmelerini belki de bugün/k üıktidar partisinin âtı-fetine değil noksanına atfedeceklerdir.
iki partinin bu detit ve vesikalarla müspet hareketlerini birbirlerile mukayese edildiği takdirde memurları kışkırtmak maksadiylc haksız ve esassız yaygaralar koparan muhalif gazetelerin hareket ve tenkid-Icrini nmemleket ve millet a-dına değil bizzat kendi hesaplarına yapılmış olduğunu anlamak güç olmıyacaktır.
1O ih:s djÇö b crl(,—ı,r
bariz haksızlıklarla geçen ve maddî ve mnn.cvî üzüntüler i-çinde bunalan Enis Bchiç'c başta Sayın Celâl Bayar olmak üzere o zaman pek mahdut ve kendileri muavenete muhtaç partili arkadaşlarından ve (Yaran-ı Hak : ismini verdiği bizlcrden başka yardım eden ve hatırını soran hiç bir kim'-se kalmamıştı. Hemen ekser dostları korkunç ve sari bir katıldığı igbi ondan kaçıyor-
Onun ;hcpimizi müteessir ve müteeltim eden hâli «Süley-mustarip ediyordu. Bir taraf-
■ Koı'kma. Pcrvâ kılma. Me-saib-i hayattan ezilme. McMsa-ib, bir dağı ezemez; Allah o sözlerde maneviyatını takviye ve onu teşci etmeğe uğraşan Süleyman Çelebi diğer tar raftan da:
Elbet gclür d ıkika-i inşirak-ı
Hak. münzevi ki olur başında heman
b:r bclâ-yı Hak
Kcrbclâ-yı Hak
Her nbd-i
Bulmaktadır
Ve: Hakk-l nasûta teaddi iden ol gaddarı, Göreceksin, giiıı olur, kendisi nıağduur gibi, diyerek memleketin o günkü lu günü daha o zamandan
Ne yazık ki Enis »Behiç huşta inkılâpçı Türk Milleti olmak üzere diğer Demokrat Parti kurucuları ile birlikte 'kendisinin de eseri olan bu büyük ve mutlu gün ügöreme-den aramızdan ayrılmış bulu-
Sinan Onbulak
Uydurma beyanat Ekini 1950 tarihli nüshasırıdu An kara'dan telefonla bana atfen verilen biı- beyanat çıkmıştır.
Adı geçen gazetede Bakanlığıma bağlı iktisadi Devlet Tevekkülleri hakkında bundan evvel verilen bazı haberler gibi bu kere çıkan beyanatın aslı yok-
Tıp ve sıhhat
(Başı 2 nci sayfada)
istirahata mahkûm bir halde çalışma ve kazanma zevk ve imkânından mahrum bırakılmakta idiler. Rehabilitasyon i-şinin bir töreye bağlanması, organize edilmesi ve malî ba-: kımdan halli büyük bir dâvadır ve bu konuyu çok kısa zamanda kavramağa hattâ halletmeğe mecburuz. Ben bura-' da çocuk tüberkülozunda re-! lıabilitasyon meselesinin bizde kabili tatbik bir formüle bağlanması mümkün olup olmıya-cağını münakaşa edeceğim.
| İlkokul öğrencilerinde yaptığımız tetkikler yavrularımızın bu devrede Ankaradn % 37 5, İzınirde % 78 kadar verem enfeksiyonunu aldıklarını göstermektedir Müteakiben de yanı oıta vc liselerde bu nis-bet sür’atle yükselmektedir Bu ilk enfeksiyon hemen her çocuktn ekseriya tahsilin
yılını silip süpürmektedir. Mek teplerine ve çalışmalarına bağlı yavrularımızın şüpheli ciğer filmi karşısında ilk şüncelcri mektebe devama
Kiralık daire
Yenişehir, Sıhhiye, İlkiz sok. Dostlar apartmanında dört oda. İlktir. Kapıcıya müracaat.
580 3
Resmi Dairelere kiralık
Dcııizc/cr t addesindc kaloriferli lavabolu, 30 odalı büyük salonları bulunan bir bina resppî dairelere kiralık-
McvlOt
Müessif bir kaza neticesinde v.efat eden Ycdeksubay Okulu öğrencilerinden Faruk Gemlenin ruhu için 21 Ekim cunıartc-' si günü ikindi namazından sonra Hacıbayı-am camiinde ınevlût okunacaktır.
Arkadaşlarının ve dostlarının teşrifleri rica olunur.
Tel. 3 I 755
Teşekkür
5801
Gayrimenkul s -tn
İstanbul Emniyet G.ı ığ. An' arı şubesinden
Leman Gürocak A. 448 hesap numarası S.hvI- timiz dan aldığı (4600.—) dört bin altı yüz lirayş mukabil Ankara’ da Deliler Tepesinde kâin 261 pafta 2896 adanın 1” 11 ) ırsell ni teşkil eden 2272 metre murabbaı miktarında ve içirid” kârgi.-ıki evi ve bir kuyusu olan bağ ve bir parça bağın tama mm l): rinci dercede Sandığımıza ipotek etmişti.
Dosyada mevcut tapu kaydı suretinde işbu gayrimenkulu-’ aynı semt ve mahallede 2896 ada. 10 ve 11 parsel numaralı ve ' çindc kargır iki evi bir kuyusu olan bağ ve bir parça bağ ol ’uğu ve Mürüvvet P.cker lehine ikinci derecede (1250.—) liraya ipo tekli olup ayrıca Yenişehir Çankaya Maliye Şubesine olan ..
gi borcundan dolayı kaydında haciz işareti bulunduğu ve 11 numaralı parselin Mehmet Şükrü Soykan'a satılmış olduğu beyan edilmiştir. Bu ipotek ve haciz Sandığın ve müfterilerin hu-■ kukuna müessir değildir.
( İkraz dosyasında mevcut tapu senedi suretine göre hududu: 10 numaralı parsel: 11, 5, 6, 9 numaralı parseller ve yol iJo ;• mahduttur.
Satılığa çıkarılan 10 parsel numaralı gayrimenkulüfl ik-ıaza v.e satışa esas olan muhammin raporlarına göre umum mesahası 1260 metre murabbaı olup bunun (196) metre m1-rabbaı kısmı üzerine bir katlı ve üç daireli ev yapılmıştır Birinci dairede bir antre, iki oda, bir mutbak, bir helâ, bir hamam vardır. İkinci dairede bir antre, bir oda, bir sofa, bir mutbak. bir helâ ve bir hamam vardır. Üçüncü dairede bir antre, iki oda, bir mutbak ve bir helâ vardır. Yine 50 metre murabbaı kısmı üzerine ayrı bir bina yapılmıştır. Bu binad; bir antre, iki oda, bir mutbak, bir helâ ve bir odunluk ve kömürlükten mürekkep bir daire vardır. Binalarda elektrik ve su tesisatı mevcuttur.
Vadesinde borcun verilmemesinden dolayı yapılan takip üzerine 3202 sayılı kanunun 46 ncı maddesinin matufu 40 inci maddesine göre satılması icabeden yukarda evsafı yazılı gayri menkulün tamamı bir buçuk ay müddetle açık arttırmaya konulmuştur. Satış tapu sicil kaydına göre yapılmaktadır. Arttırmaya girmek isteyen (1250.--) lira pey akçesi verecektir. Birikmiş bütün vergilerle Belediye ve Dellâliye resimleri borçluya aittir. Arttırma şartnamesi 2/11/1950 tarihinden itibaren tetkik etmek isteyenlere Şubemizde açık bulundurulacaktır. Tapu sicil kaydı ve sair lüzumlu izahat da şartnamede ve takip dosyasında vardır. Gününde artırmaya girecek olanlar bunları ve herkese açık bulunan tapu sicil kayıtlarını tetkik ederek satılığa çıkarılan gayri menkul hakkında her şeyi öğrenmiş ad ve telâkki olunur.
Birinci arttırma 7-12-1950 tarihine müsadif perşembe günü Birinci Anafartalar caddesinde Belediye ticaret evi altındaki Sandığımız binasında saat 10 dan 12 ye kadar yapılacaktır. Muvkkat ihalesi yapılması için teklif edilecek bedelin tercihan ödenmesi icap eden gayri menkul mükellefiyeti ile Sandık alacağını tamamen geçmiş olması şarttır. Aksi takdirde son artıranın teahhüdü baki kalmak şartiyle 22/12/1950 tarihine müsadif cuma günü aynı mahalde ve aynı saatte son arttırması yapılacaktır. Bu arttırmada gayri menkul en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır.
Hakları tapu sicillerde sabit olmıyan alâkadarlar ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususiyle faiz ve masarife dair iddialarını ilân tarihinden itibaren 20 gün içinde evrakı müsbiteleriyle beraber Şubemize bildirmeleri lâzımdır. Bu suretle haklarını bildirmemiş olanlarla hakları tapu sicilleriyle sabit olmayanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç i kalırla ■. Daha fazla izahat almak isteyenlerin 49/109 dosya r.umarasiyle Şubemize müracaat etmeleri lüzumu ilân olunur.
I (7810)—2279
Doğumevinde iki hafta eşim Saide Tezel’in teşhis vc tedavisinde ğ: çok yakın alâka ı dolayısiyle, sayın Başhekim Zc-I kâi Burak'a yürekten teşekkür | çimekle, kendisine -karşı duydu-• (.um şükran borcunu t(wn mâna-' j.Sİlc ifa etdıiş sayılamanı. Ayır, alâkayı titizlikle göstermekte bir birlerini takip eden değerli riıii-tehas.-.ıs Dr. Şcfika Ataman vc Dılruba Utku'ya, asistanları Dr.
Ankara icra gayrimenkul nal Boye- vc Fazıl Galatalı- ; satış memurluğundan -/«• hastamız servislerinde yal-rtıadığı halde, insani duyguları-Mahcuz olup satılmasına ka-
rar verilen Anken,'',,,,, M»!|e,,n ? '"î1'11'' )*■ «Ukalarm. e-
eiv.ru.J. Neemibe, cedde.i Ör- ’i'n™iyernk biri pek müte.,ek-veren, Ulus sokağında I 182 ad ' ; ■ •»•r«îcen Sayln Mütchaasır. Dr. 10 parsel numaralı 726 metre- Zekiye Kaztık ile Zeki At.1»- a ve kare miktarındaki kuyulu vc ; D. Naci Buçukoğluna. varif-ıi-bahçcli kargır apartman aşıığıd-, m lam bir ihtimam ıc güferyüz-, yarıl, j.rilnr içinde »e.k »rln- „p„rn); ,i(„ buİma
.no ile ınlıjo çıkanlm,,t)r. Jn,jo büyiik oy„„y„„ k.y
Durumu. Mol.epeni,. G». „,t,n Hikmet Ar.lou,
Mu.tnlu Kemal cadden ile Öa- .y6l'c „ bemîire Medihn Kut-verenler çokağmııı biılcşl'klcri • . . , , , , ,
köşe başı da bo ' u I kan a burada açıkça tesekk .r ct-
rinci, ikinci vc çatı arası katla- ■■ tından ibaret apartmandır. Bodrum katında sağda bir antirc, ■ i bir mutfak, bir oda vc heladan •' ibaret bir, solda bir hol üzerin-1 ı de bir oda, bir koridor üzerinde I ,.ny, s ile birlikte helâ, mutfak- | . tan ibaret bir vc cephe tarafında ayrı bir kapı ile ginlen ocaklı bir aralık üzerinde içiçe üç oda ve heladan ibaret ki bu katta cc-man üç ayrı daire vardır. Zemin. inrinçi vc ikinci katlarda ' ikişer daire olup her da-irc bir hol üzörihde dört oda, mutfak, l'.clâ vc basıyoyu ihtiva etmekte- , dır. Ancak zemin kattaki daire- 1 lcrdcn birinin cepheye bakan iki : odası dükkânlar yapılmak üzere', tecrit edilmiş vaziycttcd'.r. Çatı arası katında sağda bir hol, bir , o(İa vc -helâ ilo birlikte banyo vc I solda inşaatı natamam vaziyette ■ bulunan bir koridor üzerinde iki ' leri vardır. Ayrıca tavan arasın-i da bir .kapı ile girilen depo var-dır. Çatısı ahşap üzeri Eskişehir tipi kiremittir. Elektrik, su. havagazı tesisleri vardır. Banyo- ’ larının bir kısmında küvet vc bir pisinde terğnofrifç)n v,e lavabo yardır. Doğrama akşamı yağlı boya- i İldir. Dairelerin, banyo, mutfak, | helâ vc kat arası merdivenleri I ile üst kattaki iki dairenin zemini jnozayik vc diğerleri şaptır. Dahil ve lıurici sıva vc badanalı- -dır. Zemin, birhıci vc ikinci katlardaki dairelerin hirerinde balkon vardır. Bahçede sekiz kö- . nıürlük ve on kadar ağaç vardır. Tapu kaydında yazılı kuyu ha- 1 Icıı yoktur. Yüz kırk bin lira kıy-’ ’ met takdir edilmiştir. i
Satış şartları: ,
I — Satış II. 11.1950 cumartesi günü naat 10 dan I 1.30 a talimin edilen 1 d( ğcnin yüzde yetmiş beşini bul- : satılacaktır. O gün istek bu değeri bulmazsa son is- ■ teklinin taahhüdü yerinde kal-....inak şartile ‘2 I. I I. I 950 salı günü yapılacak ikinci artırmada • en çok artırana satılacaktır. Her
■potek borçları olan 94,000 lira yı vc »atış masrufları şartile satış yapılabilir.
Vestiyer aranıyor
Şeraiti için Buket lokantasına müracaat. Tel. 14992
579”
bir
tur. Bakanlığa geldiğim gün- dair bazı gazetelerin neşrettik-den beri yaptığını basın toplan- leıi yanlış haberler bu müesse-tıları dışında Son Telgraf mu- Belerde çalışan işçi ve mcmurla-habiriyle hiç bir mülakat yap- nmızın huzurlarını kaçırabilecek mı.ş değilim. Gazeteci arkadaş- mahiyette olduğunu esefle tesbit larla yaptığım konuşmaları da etmiş bulunuyoruz.
umumiyetle yazılı olarak ver- Fayda yerine mahzur doğuran mek mutadımdır. bu gibi havadislerin neşrinde a-
Ilükûmet beyannamesinde yer zuıııı dikkatli olmak gerektiğini almusiyle beraber devri zamana mezkûr gazeteye hatnlutmuyı ve şartlara bağlı olan bası dev- bir vazife addederim.»
lef i lel melerinin türlü şekiller- İşletmeler Bakam
de Katıldığına veya satılacağına Muhlis Ete
bir dü-
saadc edilip edilmiycceğini öğrenmektir Çok kerre bir sene geri kalmanın doğurduğu manevi ızdırabın iştı'ha, kudret ve iyilegmc üzerine yaptığı tesir o kadar fenadır ki, hekimi hastalığın hafiflemesini müteakip derhal okula devam kararını vermeğe icb.?r eder. Yahut ailenin karşısında kendini pıahcup veya mes'ul durana düşürecek bir ihtiyatsız-bğa şevketler- Ekseriya rahatsızlığın had devresi geçinceye | kadar, o yılın tahsilini ikmal j için kâfi mücîdet kalır- Fakat bu müddetin bütün icaplariylc ve teşrifatıyla hattâ geri kalmış derslerin de ilâvesile çocuğa yükleneceğini hesap e-den hekim hastasına bir sene kaybettirmeği tercih eder, A-caba adedi pek az olmıyan meselâ, yalnız Ankara şehrin de cn az 2-3 yüzü bulan bu has talar için bir prCvantoryoma bağlı veya tıbbî bir nezareti temin edebilecek yatılı bir okul den istifade kabil olabilir mi? Becerikli müzakerecilerle takviye edilmiş edilmiş tefer ruattan azad edilmiş bir programla teçhiz- edilen iyi gıda ve gündüzleri bir yatma kürü temin eden böyle bir mektepte öğrencinin bir taraftan okula tekrar adapte olması, bir taraftan da hayatından bir yılı kaybetmemesi pek âlâ temin edilebilir. Hastalıktan .yeni kalkmış, çocuğunu fena hava şartlarından ve yüklü program mecburiyetinden kurtaracak bir okulun ilk okullarımız, hattâ daha yüksek okullarımız için hakiki bir ihtiyaç rehabilitasyon kaidelerine uymak şartiyle hiç bir dersten, ■ hattâ beden terbiyesi derslerinden bile feragat etmemek fakat heDsini yeni hilit geçilmiş bir çocuğun sıhhi durumu na elverişli bir hale irca etmek, suretiyle çok büyük fay dalar sağlanabilir Bel kemiği kalça mafsalı veremlerinde • yatmak mes'elesi bu günkü tedavi imkânları dahilinde dahi had’ur dairemizde oldukça uzun, hattâ yıllarca sürmektedir Ailelerin arzuları- ’na*‘ ?artilc nı ve hastaların ihtiyaçlarını iyi takdir eden bazı sana-toryomcular, lıustu çocukları; tahsillerinden mahrum etme- ( den tedavi etmek imkânlarını çok ileri götürmüşler, bu gibi hastalar için mektepli sana-toryomlar tesis etmişlerdir. Bu günün hekimliği hastasını te-davi ederken onun cemiyetin • ■ — Artırmaya pireni
başına yük olmasına ve aşağı-'*’"' .......
lık duygusunu kapılmasına, has- h tanın ateşli terakki ve tekâ- “ mül arzusunun küllenerek hastalık mefhumuna 'feda edilmesine razı değildir. Hastalığı te davi edilmiş bir insanın sonradan manen çökmüş kabiliyetsiz bir malûl olarak bu günkü cemiyet içine terkedilmesi onun için hastalığı kadar belki ondan fazla ızdırap vericidir. Hastala rını işe adapte eden tesisata malik prevantoıyom ve sana-toryom tesisi teşebbüslerimizin daha geç kalmamasını temenni edelim'
I
Milletlerarası Adalet ı Divanında hırsızlık
La Ilayc, 16 a.a. — (United Press): Polis tarafından bildirildiğine göre puzur günü erk’iı .saatlerde Milletlerarası Adalet | Divanı Sarayına girmenin yolunu Inılııp lııı ızlıl. yapmak iııti-yen -1 kişi yakalanmıştır. 1
yatari. hastalığın: ; esirgemedi-'. ve ihtimam-'
. jkiai’c
1 'kım'a burada açlıkça' teşci
Naki Tczel
DEVLET TİYATROSU BÜYÜK TİYATRODA 18 Ekim Çarşambadan itibaren RİGOLETTO Opera 4 perde Tercüme: Ferit Alnar Müzik idaresi: Adolfo
Camozzo Dckor-Kostüm: Turgut
Zaim
Sahneye koyan: Aydın Gün (18 Ekiım çarşamba, 22 e-'ki-n pazar akşamlarına ait Opera biletlerinin satışı dün başlaıhııştır. Yarın devam o-lu nacak tır.)
Bu akşam temsil yoktur Gişe kapalıdır
Perşembe alkşamı saat 20.30 da
HAMLET Dram 5 perde Yazan: W. Shakespeare Sahneye koyan: Muhsin Ertuğrul
KÜÇÜK TİYATROM»
Bu akşam saat 20.30 dı ŞAKACI Piyes 3 perde
Yazan: Sabahattin K. Aksal
Sahneye koyan: Mahir Canova
Büyük Tiyatro: Opera: U-.muma, Parter 250, Balkon 200. Memur ve öğrencilere, Parter 150, Balkon 100.
Büyük Tiyatro: Dram: U-muma Parter 200, Balkon 150. Memur ve öğrencilere, Parter 100, Balkon 75.
Küçük Tiyatro: Umuma: Parter 200, Balkon 150. U-cuz Halk Parter 150, Balkon 100. Memur ve öğren ci Parter 100, Balkon 75.
Devlet Denizyolları ve Limanlan İşletme Genel Müdürlüsünden
1 — Yolcu vapurlarının hareket gün ve saatleri Ankara-da {•■ağıdaki yerlerden öğrenilebilir.
13137 ) “ ~
12028 )
)
12045 )
11565 ) )
11572 )
I 12797 )
,2 — Yabancı memleketlere sefer yapan vapurların bilet ücretleri J314Î7 No. dan sorulabilir.
3 — Yabancı memleketlere sefer yapan vapurların hareket gün ve saatleriyle bilet ücretleri bütün tâli acentalarımız-. dan öğrenilebilir. 14111 (7801)—2282
D. Denizyolları Ankara Bürosu Şf. liği
D. Demiryolları Danışma Bürosu
Yataklı Vagonlar Bürosu
Ankara Posta Cad. Antaş seyahat bürosu.
liıı edilen değerin yüzde yedi urıı^uuu güven akçası olarak vereceklerdir. Satış peşiıı para | iledir. İstenildiğinde 20 gün kadar mehil verilebilir. Dellâliye ve | birikmiş vergiler satış parasından ödenecek ve tapıı harç ve gidericini alıcı verecektir.
ödenmezse icra kanununun 133 üncü maddesi gereği yapılacak ve alıcı fiyat eksikliğinden sorumlu bulunacaktır.
4 — İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin bu mal üzerindeki hijılarını vc faiz vc gideri iı in ileri sürdüklerini belgeleri ilo birlikte I 5 gün içinde daireye bildirmeleri gereklidir. Bildirmezlerse sr.tış parasının ülcş-
5 — Şartname bugünden baş-l.yurak dairemizin ”50/27 numaralı dosyasında görülebilir. I ■ l'-kliler daha evvel satış şartlarını görmüş vc l.abul etmi, : iyi- l
. f^caklarthr. ilân olunu;
I 5802 '
r
i Kayıp bulana
I 13 Ekim 1950 cuma -jiinü B-at iki sıralarında Ankara'nın A-nafartalar Cad. Cihan Kahvesi yakınında taşımakta olduğum dosyayı ve içinde fotoğrafımla birlikte belgelerimi düşürdüm. Bulanlar İl Sağlık Müdürlüğünde Ruhî özmen'e getirdikleri takdirde memnun edileceklerdir.
57”7
Kiralık oda
Denizciler Cad. No: 54 de be-n bir bay için döşeli bir oda kiralıktın 2792
kâ,
Sinema Film düny
büyük yıldızı
Clark Gable - Loretta Yoııng
1 aralından yaratılan mevsimin cn güczl aşk, heyecan ve zevk
Cennetin Anahtarı
Kiralık cv
İç Cebeci Yazgan sokak No: te üç oda iki hol banyo mutfak, bahçe, su elektrik, havagazı mevcut kiralıktır. Aylık 4 10 lira. İçindekilere .müracaat.
5791
Türk • Amerikan Kadınlar Kül tür Derneği Başkanlığından:
Derneğimiz eski üyelerle yeniden bize katılmak isteyenleri tanıştırmak maksadiylc 25 ekim, çarşamba günü, saat 16 - 18 de Mrs. Ruaecl Dçnr'un evinde bir çay tertiplemiştir.
Davetiyenizi almak üzere iş saatlerinde 25030-40 adresinizi yazdırmanı: r'ca olunur.
' Kcy To The City»
Seanslar: 14 - 16.15 - 18.30 ( 21. En son dünya haberleri. ı h Tel. Gişe: 15031 Müd. 24075 I
ZAYİ — Gazi lisesinden al-' mış olduğum tasdiknameyi w
* nişini alacağımdan eskisinin h"k-' | 1930 Doğumlu Fahrettin
Düzeltme
15.1 0.1 ”50 tarihli nüshamızda neşredilen İstanbul Emniyet San-dıgının gayri menkul satlj ilânında ■ Bina dairelerine ait kl-.'imda çalı katında ikişer oda,
j birer mutfak ve birer banyo ve ' ° helayı havi üç daire vardır - ıba-I resi yazılmamıştır. Düezltir, özür 5800 I dileriz.
ANKARANIN EĞLENCE MERKEZİ
Gar Gazinosu
NİYAZİ ORSAY TAKDİM EDER.
Kübalı şantör ve Dansözler
Siyah inciler - Sıızy Bcnrey
işürakiyle Tel: 15190 - 12603
PROGRAMIN SON GÜNLERİ Hor Pazar günü Matine
Sayfa: 6
ZAFER
17/10/1950
BÜYÜK Mağazada j
Taksitle Satış Başladı f
Memur ve Subaylara Kolaylık ;
Adres: Anafartalar Adliye Sarayı, yeni mağazalar karşısı No. $300
BÜYÜK Mağazanın
ZENGİN Kailin, Erkek, Çocuk. Bebe Tekmil GİYİM EŞYA Çeşitlerini
Mutlaka görünüz
- Tel: 15149 — Hikmet Ünal ve Ortağı Kollekiif Şirketi
BÜYÜK Mağazanın j
İthal Ettiği Avrupa Kumaş \
ve yerli kostümlükleri müşterilerini memnun edecek vasıftadır?
Ankara Şubesi *
BÜYÜK Mağazanın
Hususi «urette getirttiği Paris diplomalı terzi Niko NlKOLAÎDİS
Garantili
Sipariş, her türlü giyim ihtiyacınızı karşılamak üzere
emrinizdedir. Reklâm değil hakikattir.
Lokanta
İçkili tam konfor ı imli-
Bu akşamdan it baren görülmemiş yeni programlan
ANKARANIN EĞLENCE MERKEZİ
Gar Gazinosu
NİYAZİ ORSAY TAKDİM EDER. Beynelmilel şöhretli akrobatlar
5 AKEF
ELEOON çocukta olduğu kadar kâhilde de ishal ,e dizanterinin tedavisi hususunda en ala gıdadır. Bundan başka süt çocuklannın normal gıdası olarak da kullanılmaktadır,
Sayın Ankara halkına müjdeleriz
Meşhur Kargı - Kızılırmak
Piırinç fabrikamızın
115
V:
Yeni Halde
Anafartalar Cad. Znfe
5/7 Iel- 15212
Hil man Garajı
(Yağlama yıkama) servisi açılmıştır
Günün her saatinde su mevcut olup yağlama servisi, mütehassıs işçiler tarafından yapılmaktadır.
Hidrolik 2 adet olduğundan beklemek yoktur.
Akköpı-ü İstanbul cad. Hilman Garajı Tel: 16409
idaresinde
İspanyol Tipik Orkestrası
ekstra ■ ek -.tra pirincini perakende g ^PROGRAMIN SON GÜNLERİ Her Pazar Matine
Kargı - Kızılırmak Pazarı
Maliye Bakanlığı ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasından
1 — İkramiyeli yüzde 5 faizli 1933 «Ergani» istikrazı tahvillerinin 16 Ekim 1950 pazartesi gıuıü Bankamız İdare Mcr kezinde yapılan otuz beşinci ikramiye çekilişi neticesi 18 Ekim 1950 çarşamba günkü Resmî Gazetede yayırtldnacaktır.
2 — Ayrıca bastırılacak tasdikli çekiliş listeleri Türkiye ( Cumhuriyet Merkez, Türkiye iş ve Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankalariyle Defterdarlık ve Malmüdürlüklerine gönderilecek-
3 — Bu kurada numaralan çıkan tahvil hâmillerinin yukarıda yazılı tediye gişeleriyle Defterdarlık ve Malmüdiirlük-lerine gönderilecek tasdikli çekiliş listelerini iyice tetkik eylemeleri menfaatleri iktizasındandır. (7811)—2280
Barist'-n dönmüştür
Yeni modelleri sayın müşterilerine arzetmektedir
| Atatürk Bulvarı Yenice Ap No: 8
Telefon: 21257
BOMONTİ
GAZİNOSU
Kışlık salonu her akşam
Mevcut kadroya ilâveten
MARUF ÜSTAD KEMANİ
NOBAR TEKYAY İDARESİNDE
Her akşam harikulade saz ve fasıl heyeti
Müzeyyen Senar Işıl
Müzeyyen Senar Işıl
Bu Pazar Nüfus sayımı dolayısiyle Cumartesi 21/10/1950 gündüz saat 15 de
KARA BÖCEKLER «t™ •). büyük İçkisiz AİLE MATİNESİ
Hurda Demir satılacaktır
Tel: 21355
Çankaya Kaymakamlığından
1 — Eksiltmeye konulan iş Çankaya bekçilerine yaptırılacak (67) adet kaput ve (G7) takım kışlık elbisedir.
2 — Muhammen bedelleri (42) lira kaput (43) lira kışlık elbiselerdir.
3 — Elbiselerin dikilmiş nümuneleri Çankaya bekçi mulıa-sipliğindedir.
4 — Teminat akçesi yüzde 7.5 tur.
5 — 20/10/1950 cuma günü öğleden sonra saat 16 da komisyon huzurunda ihalesi yapılacaktır.
Nümuneleri ve şartnameyi görmek istiyenlerin adı geçen muhasipliğe müracaatları. (7825) — 2281
YENİ KEŞİF
Sayın Ankara Halkına Müjde
Artık bütün haşarattan kurtulmak imkânı keşfedilmiştir.
Ereğli Kömürleri İşletmesi Genel Müdürlüğünden:
İşletmemiz Merkez ve Bölge ambarlarında mevcut : takriben 2400 ton hurda demir satılacaktır.
Bu hususta hazırlanan şartname:
Zonguldak’ta: Ereğli Kömürleri işletmesi Ticaret Mü-! düdüğünden, ;
Ankara’da: Eti Bank Genel Müdürlüğünden,
İstanbul’da: Eti Bank İstanbul Şubesi Müdürlüğünden ! alınabilir. ;
Satış kapalı zarf usuliyle 8/11/1950 tarihine rastlıyan ; çarşamba günü saat 16 da E.K.t. Ticaret Müdürlüğünde ; yapılacaktır.
İsteklilerin teklif ve teminatlarını havi zarflarını İha- ; le günü en geç saat 15 e kadar İşletme Başsekreterliğine ! tevdi etmiş olmaları lâzımdır.
Postada vuku bulacak gecikmelerle madenî para ile ; mühürlenmiş zarflar nazarı itibara alınmaz. !
İşletme İdaresi satışı yapıp yapmamakta serbesttir. I (78051—2283 ■
Yükleme ve boşaltma yaptırılacak
Toprak Mahsulleri Ofisi Ankara Bölge Müdürlüğünden:
1 — Polatlı ambarımıza gelecek veya buradan diğer mahallere sevkedilecek Ofisimize ait hububat, bakliyat vesair maddelerin yükleme ve boşaltma işleri geçen seferki fiyatlar pahalı görüldüğünden bu sefer yeniden açık eksiltmeye çıkarıl -
2 — Eksiltme 25/10/1950 tarihine rastlayan Çarşamba günü saat 15.30 da Ankara Bölge Müdürlüğü binasında teşekkül edecek hususî komisyon önünde yapılacaktır.
3 — isteklilerin (2000) lira geçici teminatlarını eksiltme saatinden bir saat öncesine kadar Ankara Silosu yanındaki Ankara İşletme Şefliği veznesine yatırmaları ve alacakları mak -buzla komisyona baş vurmaları lâzımdır.
4 — Bu işe ait şartlaşma ve sözleşme tasarıları 5 lira karşı-
lığında Müdürlüğümüzün Ticaret Servisi ile Polatlı Ambar Şefliğinden temin edilebilir. (7742)—(2265)
Amasya Devlet Hastahanesi
Tekel İzmir Şarap ve'İsp. Fabrikası Müdürlüğünden
1 — Fabrikamızın yangın lıidrant tesisatı kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — İşin keşif bedeli 49670 lira 78 kuruş olup ilk teminatı 3725 lira 31 kuruştur.
3 — Eksiltme 6/11/1950 pazartesi günü saat 14 te İzmir Ilalkapmar Şehitler caddesi tekel şarap ve ispirto fabrikasında yapılacaktır.
4 — Şartnamesini görmek istiyenlerin her gün mesai saat-1 leri dahilinde İzmir Tekel şarap ve ispirto fabrikası muhasebe- i sine ve Ankarada Tekel Baş Müdürlüğüne İstanbulda Genel Müdürlük İnşaat Şubesine müracaatları.
5 — Bu işe girmek istiyenlerin bu ve buna benzer işlerden birdefada( 35000 otuz beş bin liralık iş yaptıklarına dair ve- j saik ile bu iş için İzmir şarap ve ispirto fabrikasındaki kontrol mühendisliğinden ehliyet vesikası alarak kapalı zarfa koymaları.
6 — İsteklilerin usulüne göre tanzim edecekleri kapalı zarfları ihaleddn cn az bir saat evveline kadar numaralı fiş mukabilinde komisyon başkanlığına vermeleri ve postada vukua gelecek gecikmelerin nazarı dikkate alınmıyacağı ilân olunur.
(7806) — 2284
$ Garnmexane 0.34 toz halinde kullanılan,
| Gammexane 0,520 toz su ile karıştırılan,
$ Gammexane 2 Duman verici.
f İlâçları kullanmak suretiyle bütün sinek, sivrisinek j mutfak böceklerini, hamam böceklerini, bilhassa tahtaku-* rularını, pire, yabanî arıları, örümcekleri, keneleri, güve-£ leri ve bunların yumurtalarını, katî imha eder.
İ D. D. T. den daha müessir olmakla beraber kullanılışı
5 da o nispette kolaydır. Hususî pompaları gelmiştir.
Fazla tafsilât için telefon: 13172 ye müracaat. 2833
Kapalı zarf usuliyle Urfa Yağı satılacaktır
Devlet Orman İşletmesi Merkez Müdürlüğünden:
1 — 295 teneke içinde 5274 kilo Urfa yağı 6/11/1950 pazartesi günü saat 15 de Merkez Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon marifetiyle ve kapalı zarf usuliyle satılacaktır.
2 — isteklilerin teklif mektuplarını ihale saatinden bir saat evvel komisyona vermiş olmaları lâzımdır.
3 — Yağın beher kilosunun muhammen bedeli 375 kuruş i geçici teminatı 1483.31 liradır.
4 — Nümune Ankara’da Merkez Müdürlüğünde görüle-| bilir.
5 — Bu işe ait şartnameler Ankara’da Merkez Müdürlüğünde ve İstanbul işletme Müdürlüğünde görülebilir.
(7721)—2277
Cinsi: Ameliyat masası, Muhammen bedeli: 9000 lira, yüzde 7,5 teminatı: 675 lira.
Cinsi: Ameliyat masası, muhammen bedeli 2000 lira, yüzde 7.5 teminatı 150 lira.
1 — Amasya Ruhi Tingiz hastanesi için bir ameliyat masası, lâmbası 2490 sayılı kanun gereğince 15 gün müddetle açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — 9/10/1950 tarihinden 23/10/1950 tarihine kadar istek-
lilerin evsaf ve şeraiti anlamak üzere hastane baş hekimliğine ve İstanbul’da Sağlık Müdürlüğüne müracaatları ve ihale tarihi olan 23/10/1950 pazartesi günü saat 14 de hastanede teşekkül edecek komisyona teminat makbuzlariyle gelmeleri ilân olunur. (7626)—2240
Muhabere malzemesi
Amasya D. Hastanesi Baştabibl’ğinden
Muhammen Muhammen
Miktarı Fiyatı Bedeli Teminatı Adet Lira Kr. Lira Kr. Lira Kr.
Evsafı
Tükrük hokkası
50
20
50
45
40
00
00
00
Madenî beyaz lake boyalı 185X80 eb’adında Halil.Sezai. Madenî beyaz lake boyalı çekmeceli üzeri mermerli Halil Sezai.
Madenî nikelâjlı.
ihtiyacı bulunan .yukarıda cins, miktar, muhammen fi-
2250 00
800 00
150 00
168
75
60
00
SATILIK
10 tonluk 1948 model çak temiz .kullanılmış yeni lastikleri ve yeni karoseri ile bir adet Desoto marka kamyon satılıktır, son modellerden kıymetli bir tenez-züh araba ile değişme kolaylığı-da olur. Müracaat 24811 Buldur fabrikası. 5793
Sahilli belediye başkanlığından
İlçemiz belediye sınırları içinde yer altı sularından istifade etmek emeliyle önceden muhtelif yerlerde sondaj yaptırmak sondajda müsbet netice hasıl olursa artezyen çıkarmak teşeb hüsündeyiz.
Bu gibi işle alâkası ve teşkilâtı olanların 15 gün zarfında belediyemize müracaatları veya teklifte bulunmaları ilân olunur.
(7781)—(2273)
11
25
3
1 — Amasya Ruhi Tingiz Hastanesinin
yat, bedeli teminat ve evsafı yazılı üç kalem malzeme 2490 sayılı kanun gereğince 20 gün müddetle açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — 9/10/1950 tarihinden 23/10/1950 tarihine kadar isteklilerin şeraiti anlamak üzere Ha3-tahane Başhekimliğine, İstanbul’da Sağlık Müdürlüğüne müracaatları ve ihale günü 23/10/1950 pazartesi günü saat 14 de Hasta hanede teşekkül edecek komisyona müracaatları ilân olunur.
I
alınacaktır
Gümrük Muhafaza Genel Komutanlığından:
Teşkilâtımız muhabere şebekesi için 36 kalem malzeme pazarlıkla satın alınacaktır.
Tasarı bedeli 1000 liradır.
Malzemeye ait liste, özel ve teknik şart her gün komisyonda görülebilir.
Pazarlık eksiltmesi 23 Ekim 1950 pazartesi günü saat 11.30 dadır. _
İsteklilerin teklif edecekleri bedele göre kesin teminatla riyle birlikte belli gün ve saatte Gümrük Muhafaza Genel K merkez satınalma komisyonuna müracaatları. (7793) — 419
f.................. ■
Gar Gazinosu
iz izi m /n/r/ı
Watherproof
ORTAÇ
ihtiyacınızı almazdan
ay ve Bayan
Lrençkotlan
fiyatlarla
ORTAÇ
bulabilirsiniz, liradan 100 liraya
20 EKİM 1950 Cuma gününden itibaren
Dünyanın En Tanınmış Revüsü
7 BRYMANS
Şayanı Hayret Atraksiyon Numaralariyle AnkaralIları Teshir edecektir
Mantoluk
Sizin için getiriyor
.ORTAÇ, uğrayım»
yünlü ropların çeşitleri
Şapka çeşitleri ve
zengin renkleri ile
ORTAÇ
36 liraya satışa
arzedUmiştir
ŞIK BAYANLARIMIZIN Nazarı Dikkatine
Beyoğlunda meşhur kadın şapka mütehassısı
M O D E V A
Avrupa’nın ve bilhassa Paris’in yüksek moda salonlarından seçtiği en yeni ve çok zengin kadın şapka kolleksiyonunu bilhassa arzularını yerine getirmek Ankara’da bulunan münevver müşterilerinin de için 16 ilâ 19/10/1950 tarihine kadar yalnız 4 gün için Belvü Palas Otelinde satış yapacağını müjdeler-
En müşkülpesent müşterilerini dahi bu hususta memnun bırakacağını ü-midi ile şeref vermelerini bilhassa rlcs) «der.
MOD EV A 102J 7
Borsalino
Pazarlıkla Çam Tomruk, Kalas, Azman Travers satışı
Tavşanlı Devlet Orman işletmesi Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Emet son deposunda. Değirmısaz ve Ba-. lıköy istasyon istif yerlerinde mevcut çam tomruğu, kalas, azman, traversler 11/10/1950 gününden itibaren 15 gün müddetle pazarlıkla satışa konulmuştur.
I 2 — Balıköydeki 30 ile 80 kutur arasındaki tomrukların
■ ımuhammen bedeli 55.40 lira, 30 kuturdan aşağı tomrukların 41.50 lira, 40 kuturdan yukarı tomrukların 56.25 lira, karışık I tomrukların 51,00 lira ile 55.49 lira arasında.
Çam azmanlarının., kalasların ve makas traverslerinin metreküpü 104.50 lira normal hat traverslerinin M3. ü 80.00 liradır.
Değirmisazdaki tomrukların metreküpü 30 kuturdan yu-. karı olanların 53.00 lira, 30 kuturdan ince olanların 39.50 liradır.
Emetteki kalasların metreküpü 70.00 liradır.
I 3 — Pazarlıkla satılacak olan bu mallardan Balıköy istif yerinde 6033 metreküp çam tomruk, 244 M3. kalas, 80 M3. azman, 42 M3. makas traversi 18 M3. normal hat traversi.
Değirmisazda 400 M3. tomruk.
Emette 2000 M3. kalas mevcuttur.
| 4 — Balıköy ve Değirmisazdaki tomruklar için 4 ay vadeli
müddetsiz ve Emetteki kalaslar için de 100 metreküp kadar 4, daha fazla olan partiler için 6 ay vadeli yerine kabul edilir.
| Emet deposundaki kalasların 200 metreküpü ilk defa sa-, tışa arzedildiğinden 25/10/1950 günü karşılaştırma suretile pazarlıkla satılacaktır.
5 — Taliplerin her gün Tavşanlı işletme Müdürlüğüne müracaat ile istedikleri malı alabilecekeri ilân olunur. (7763)-2278
Sîzleri bekliyor.
Anafartalar Caddesi No. 224 Adliye karşısı köşe mağa»*-
memnun edecek bol çeşitler ve yeni fiyatlarla
Robdeşambr
Robdeşambr, Gömlek, Kravat, Eşarp çeşitleri sîzleri
ORTAÇ
Comments (0)