f . Uı? 81.
1
e
k
4
ı
4
•1
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MUDAFİİYİZ I

HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MUDAFİİYİZ
■K
D. P. Genel idare Kurulunun Terrörü
'■S'V'V’V’V
Başkan Beklenen Nutkunu dün verdi








Aziz okuyucularımıza
730 Sayılı Bakanlar Kurulu kararınca bugün
Gazetemiz (4) sayfa
Rusyamn Avrupada takibettiği 6 Milletvekili merhametsiz hattı hareket HaVSİVet Divânına
*

i

Truman, Avrupadaki vahim duruma temasla, mecburî askerliğin kabulünü istedi ratı-Avrupa Birliğini destekliyecek
Amerika,
— ■ ■ ■ —
fil
r
--------1
re yine
*
Daima söyledik tekrarlıyacağız ki biz bütün oldu bittilerin. Demok rotların büyült kongresinin toplanarak oraya arz-olvnmasıru ve hâdiselerin yeni baştan incelenmesini istiyoruz ve bunun gerek memleket, yertk^t Demok ratik gelişmelerin menfaatine en uygun şekil olacağı hususunda musırrız.
L_______________________I
IStrtiş’.e pariak ' veren ihtilaf ve ifşaat levam edip hakikatler anlaşıldıkça, her hakiki yurd-severi gittikçe fazla üzecek bir mahiyet arzediyor.
Demokrasiyi memlekette yerleştirmeğe hizmet etmek gibi cn yüksek bir gaye ile kurulmuş ve bu nmksadla bütün vatan evlâdını etraflarına toplamaya, muvaffak olmuş kimseler, da -ha işin başlangıcında, sen ve ben kavgasına girişmişler, her-’, keşi, karşı tarafı ve muarızını, htrs ile, kin ile ve tahakküm arznsüe ithama koyulmuşlardır. ,
tşin eri acı, tarafı genel ku-1 ruidaki dokuz kitşiiik bir ziiın-l re de fırsattan faydalanarak, rakib ve muarızlan aleyhine, muttasıl tard ve ihraç vermek-' le meşguldür. T...............
ve intikam satırı şimdiye ka-| dar birçok Milletvekillerinin kellesini uçurmuştur. Diğer taraftan bu taarnıza uğrayaıı-
• İar da, tabiatîle nefislerini miida faa ihtiyacım duymakta ve bü tün hakikatleri, olan bitenleri, gazete sütunlarında umumî efkârın önüne sermektedirler.
Kurucuların da, kurucu olmayanların da kirli çamaşırları şimdi famamile ortaya atılmıştır.
Haysiyet divanı denilen mekanizmanın nekadar tek taraflı ve kumcular emrinde işlemekte olduğunu gösteren kesin bir delil, ayni ciirmü İşleyen İki Milletvekilinden biri kin o fiil ve sözün parfidtn tard ve ihraç sebebi, diğeri için de izzet ve ikbal ile partide baş sedirde oturma illeti olmasıdır.
Üç dört aydanberi biliniyor ki, ödenekler hususunda kırmızı rev vermek ve sonra Meclis çoğunluğu, zamları kabul edeceğinden, paraları rahat veı huzurla ceblere indirmek tav-1 «İye ve direktifi Profesör Fuad Köprülll tarafından bazı arkadaşlarına verilmiştir. Bu keyfiyet İki üç Milletvekilinin şe-hadetleri ve birbirine mutabık ifadekrike sabit olmuştur. Hal-rDevam» Sa., 3; Sü., 4 de)

Vaşington, 17 (AP.) — Başkan Tnıman, Avrupadaki durumun nazik olduğunu beyan etmiş ve kongreden mecburi askerlik hizmetine dair geçici bir kanun tasaneı hazırlanmasını istemiş ve ezcümle şunları söylemiştir:
— Avrupada vukua gelen son gelişmeler Birleşik Amerikayı hayati önemi haiz esas konularla karşı karşıya bırakmaktadır.
Bundan sonra Başkan, ö devlet arasında akdedilen ve taarruza karşı müşterek müdafaayı sağlı-yan Batı Avrupa andlaşmcsmdan bahisle şunları söylemiştir:
Bu gelişmeyi taraamile desteklemeliyiz. Şu cihete kani bulunmaktayım ki. Birleşik Amerika şimdiki durumun icab ettirdiği bu müzahereti diğer hlir devletlere de teşmil edecektir.
-Hür Arrtp» mendc^ctlcıifiin kendilerini müdafaa etmek azımla-n karşısında, kendilerine yardım etmek hususunda ayni derecede azimli davranmalıyız.
Avrupadaki durumun vahim mahiyeti hakkında sizi tenvir etmek ve ittihaz edilecek hareket hattını tavsiye etmek için kargınızda bulunmaktayım. Avrupada, dış siyasetimizle millî güvenliğimizi ilgilendirecek mahiyette seri değişiklikler yer almaktadır.
Vatandaşlara hürriyet sağlıyan
bir hükümet şekli muhafazasına uğraşan devletler gittikçe artmak ta olan bir tehlike karşısında bulunmaktadırlar. Bu devletler hürriyetinin bekası Birleşik Amerika yı derin surette ilgilendirmektedir. Hürriyet ve adalete dayanan sürekli bir barışı temin edebilmemiz işin şimdi harekete geçmekliğimiz hayatî bir önemi haizdir. Böyle bir banşın tahakkuku Amerikan devletinin en büyük hedefini teşkil etmiştir. Harblerin en büyüğü üzerinden 3 yıl geçmiş olduğu halde dünya henüz barış ve istikrara kavuşamamıştır...
BARIŞI KURMAK ZRLUOU
«Çarpışmaların sona enneBinin otomatik bir şekilde harb yüzünden ortaya çıkan meseleleri hallet mlyeceğini biliyorduk. Harbden (Devamı 3a., 3; Sü., 5 de) —. — _ — ------...... ■■ ' »
)
Birleşik ^merika Cumhur Başkanı 'l'rıımaıı


■'X
Almanya’ya Türk tütününün ihracı tehlikeye giriyor..


verildi!
İdare Kurulundan istifa eden bu
6 Meblus da partinin eşiğinde
Afyonda bugün çok
yapılıyor., toplantıya her iki hizbin Millet vekilleri de İştirak edecek
r
I
İİİBİ
1
bir toplantı
General Hoagun basına demeci
ihli.ras Amerika» yardımı Havacılık Başkanı, Türkiyeye tepkili uçaklar da verileceğini söylüyor
Ankara 17, (Hususi) meri kan askerî yardım heyetinin havacılık kısmı başkanı General Hoag, bugün, hava komutanlığında bir basın toplan -tısı teı tibedeıek ezelimle demiş tir ki:
Amerikan yardım plânı gereğince neler yaptığımızı izah edebilmek için evvelâ kısa bir konuşmada bulunmak istiyorum. Bu yardım ilk başladığı zaman temin erinen malzeme -niıı Türkiyeye gelebilmesi için evvelâ Anri' iiKuud Kalmayı muvafık büklüm. Aıııeıikayı ter-kefm°dcn iki ay evvel malzemeler haklımdaki talepnameler rn^vamt Sa., 3; Sü., 3 de,
İlk Darül muaHimin Müdürü
A-

ge-
Okuyucularınım, müjde:
Agobun kazı
Yutar :
Seı med Muhtar Alus
(-------------J
Ahmed Cevdet Paşa dön analda
Derülmualliminin 100 ünoü kuruluş yıldönümü mUnaaebetl-le dün de, saat 17 de, Eminönü Halkevlnde; ilk [Darülmu-allimLn müdürü A. Cevdet Paşa vı anmak için bir meslek toplantısı yapılmıştır.
Toplantıya, şehrimizin güzide simaları, Üniversite profesörleri ve seçkin bir dinleyici I kitlesi isdrak etmiştir.
(Devamı Sn., 4; Su, 3 de) j
Türkiye Tütüncüler Birliğinin dünkü toplantısı

Toplantıda söz alanlar mes’eleye siyasî bir veçhe vererek Amerikanın ve Yunanistanın rolünü şiddetle tenkid ettiler
Müttefik iggali altındaki Ba-ı müz için çok hayırlı neticeler
■ ümid ederken, Fraııkfurtta ya-
tı Almanya ile bir ticaret an -
laşmaeı yapılmak ürere girişi- pılan ilk temaeları müteakip gelen teşebbüaten tütüncülüğü- len haberler piyasamızda hay-
Batı-Avrupa Bloku fîlen teşekkül etti
Akid taraflar birbirlerine askerî yardımlar da yapacaklar, anlaşmanın müddeti 50 yıl olarak
Paris: 17 (A.A.) Bir Batı Avrupa Birliğine dair elli yxUık anlaşma bugün Belçika, Fransa, Lükaem-burg, Hollanda ve İngiltere tarafın dan eaat 16 da Brükeelde imzalanmıştır,
iktisadi iş birliğinden başka bu anlaşma, taraflardan biri Avrupa da silâhlı bir taarruza hedef olduğu takdirde diğer taraflar Birleşmiş Milletler anayasasının 51 inci maddesi ahkâmı dahilinde olarak her türlü askeri ve sair yardımlar da bulunacaklarını da şart koşmak tadır,
ANLAŞMANIN ESASLARI
Brüksel: 17 «A.A » — Beş Batılı devletin akdettiği anlaşma, bir mu
(Devamı 8a., 3 8Ü„ ti da)
tesbit edildi
• ♦ e
ret ve endişe uyandırmıştır.
Dün, bu hususta Türkiye Tütüncüleri Birliği merkezinde bir fevkalâde toplaritı yapılmış ve toplantıyı açan îdaıe Heyeti Başkanı Zeki Hakimoğlu, bir -liğin karşısındaki faaliyetlerinden bahsettikten ve Almanya'ya ihraç edilecek tütün mesele sinin nazik durumuna işaret ettikten sonra, Amerikalıların Yunanlılarla bir anlaşma yapmalarını mütpakib bizimle de görüşülmek üzere işgal makam ları tarafından bir heyetimizin Frankfurt'a davet edildiğini ve AJmanyaya satabileceğimiz baş lıca madde tütün olduğu için (Devamı Sa., 3; Sû., 2 de)
Solcu
Profesörler

ilk
Batı Avrupa Birliği teşkilini Önce teklif eden İngiltere Dış Bakanı Bevin
Poionyaıfa Rus terrörü
• ' d

»
»•
1
P Cehennemden nasıl kaçtım
Eski Leh *nuh(defet lideri Mikolayçik'in biilün dünyayı meraka düşüren firar hâdisesini kendi kaleminden naklediyoruz (Komünlal ruimü altında inlo yen Polonyadon kaçıp Iturlul-flrlaûi bütün dünyayı heyeoaııa düfüron Polonya oakl muhalefet lideri S. Mlholayçlh'ln detilir perde apfteaıntfasd hayatı,
• • homünfst mezalimini vo «Yaklaşan Rus torrörli. adını verdiği Kızıl tohllkodon balı âlemini ()Obordar etmek üzore kondlei-ttln Polonyadon uçakla nasıl
3 dnelldo)
Cemil Barlas “Ulûs „ un neşriyatı hakkında izahat veriyor
Ankara, 17, (Hususî) — Sol temayüllü profesörlerin durumları hâlâ günün konusu olmakta devam etmekte ve yorumlara sebeb olmaktachr. Bu arada b.ızı Halk Partisine mensup razetelerl n Ü ıı i versi telera ıası kurulun karârını tenkit ve muaheze ettikleri do görülmektedir. Yapılan bu nevi neşriyat Üniversite muhitindo tepkiler uyandırmış ve gençliği hocalar (Devamı Sa., 5; Sü.. 2 ant
Maslakta bir soygun hâdisesi özdomir Gt'nw Tayyip Er-tuğ, Mehmet Şahin ve hfan a-dında 4 kişi evvelki akşam Mas lak yolunda pusu kurarak tok-(Devanıı Sa., 3; SU., 2 de)

Çanakkale
Zaferi
----o----
Hart tarihine rttellıı/an büyün Tiirk Tarihinin şanlı »ahifı İtrinde ntlın yazılarla ebediyete intikal ı ttirilmiştir..
Çanakkale 17, iHubuhî) — Çanakkale Zaferi’nin 33 üncü yıldönümü. 18 Mart tarihine rastlayan Perşcnbe günü fevkalâde bir programla kutlanacaktır. Bujıun için yapılan hazırlıkla: bilmiştir.
Her yıl olduğu gibi bu yılda, üniveı »ite talebelerinin I iştirakile geziler yapılacak, bu arada Anafarta’larda A-tatürk'ün muharebeyi idare ettiği ıKemâl yeri), (Kanlı sırt), ı Mehmetçik â bidesi)
şehltliklerile, deniz ve Haşan Meaud şehitliklerine çelenk-leı konulacak ve gençlik temsilcileri tarafından heyecanlı hitabelerde bulunulacaktır.. Ayni akşam Çanakkale gençliği tarafından 18 Mart za-'Devamı Sa., 3; Sü., 4 de;
J

Ankara, 17 (Hususî) — Demokrat Parti Genel İdare Kurulu dün yaptığı toplantıdan sonra paıli genel kurulunda^ neşrettikleri müşterek bir beyanname ile istifa ettiklerini bildiren Ahmet Tahtakılıç, Ahmet Oğuz, Yusuf Kemâl Ten-girşenk, Enis Akaygan, E-min Sazak, ve Haşan Dinçer’in parti tüzüğüne aykırı hareket -lerinden dolayı merkez hayal • yet divanına verilmelerine rar vermiştir.
Haysiyet divnnı yarın öbür gün toplanarak altı
letvekilinin durumlarını gözden geçirecektir.
(Devamı Sa., 3; Sü., 5 de)
ka-
veya Mil-
D. P. Karagümrilk Bucağı dün akşam saat 21 de, Atik A-lideki bucak merkezinde; son hâdiselerin ve dedikoduların ma Hiyeti etrafında müzakereler yapmak ve bucakça bazı pren-sİd kararlan almak için, fevkalâde bir toplantı tertip etmiş tir.
Uzun konuşmalardan sonra; (Devamı Sa., 3; Sil., 1 de)
Gnl. Sadık Aldoğanın Makalesi
YAZIK OLUYOR Demokrat Partiye
«BAşttt bulunan dört buçuk adam aElktlIp atılmazsa D, P. nln tarihe gömü lmekten başka bir nasibi olamaz»
Demokrat Partinin bugünlerde ge. tâyin edecek kadar ciddi bir nıâhl çirmekte olduğu İçler acısı buhran | yet yzetmektedlr. Eğer Demokrat bu partinin akıbetini kesin olarak

(Devamı Sa, ♦; SU., 1 de)
‘AKVİMDEN BİR YAPRAK
Bir San’atkâr ve İki müntehâ
EMLEKETİMIZİU tanınmış saz artistlerinden Kanûnl «Ar-tâki Candan» ın ölümünün kırkıncı günü moza- p' - - - — rında görülmedik bir | âyin yapıldı: Sanat- I___
kârın dostları, talebeni ve onu sevenler büyük bir kalabalıkla mezarına gittiler; ve orada (müteveffâ) nın on son yaptığı eserinin arkadaşları tarafından çalınmasında hazır bulundular. Ben bu âyinde bulunamadım; bulunmak imkânım dahi olsaydı bulunmazdım. Çünkü mezarlık bence (ceng-ü-şegâno) yeri değildir ı hüzün yeridir; insanların on büyük hakikatle boşbaşa kalarak ruhlarını dlnllye-cekleri bir merhaledir. Artâkl'nln böyle biz va6iyetto bıılunaoaftını da pek zannetmem. Fakat farz-ı-muhAl olarak bulunsa bile bunu hastalığın buhranlarına vererek geçiştirmek lâııindi j zira yarın öbür g()n biri de: «Ben ölürsem eşi dostu toplayın; kabrimin üzerinde bir eofıa hazırlayın; bir kaç ta dilber bulundurun;; yeyin, İçin zevk edin!» dese bunu da yapaoak mıyız? Mezarılh nihayet yalnız bir kişinin matı değiicilırı orada başka
İulunay;
komşular da vardır ; onları da düşün-ınok icab edor. Bu gibi âyinler ancak hususi mahiyette yapılmalı.
Müteveffa (Artakl Candan) benim do» tııındu; kudretli bir
sanatkârdı; fakat musikide bir yol açmış, bir temel atmış denecek kadar yüksek bir hooa değildi; nihayet pek tatlı nağmelerle sazını söyletir ve taksimlerini lezzetle dinletirdi; artistin defterile yapılan İhtifal arasında bir nlsbetsizllk olduğuna şübhe yoktur.
Zira Artâkiyo yapılan bu âyini gördükten sonra bir de (Tatyos) u düşündüm; olfterlm yandı: Son asır musikimizin eıı mümtaz şahsiyeti olan bu büyük adam bütün hayatında bir lokma okmek İçin piyasa sazlarında sürünmüş ve nihayet o nankör hayata gözlerini yumduğu zaman cenazesi sokakta kalmıştı.
Tatyosun ölümünde Ahmed Rasimin «Ahi Nankör sanat...» diye aftlıyarak yazdığı bir makalosl vardır ki ne zaman hatırlasam hüzün duyarım.
(Littlen tayfayı çevirinizi

18 M A n T
jAYFAî k
OkU YtCIJ
D3YOR kt
derneği
1
• •
b
i
Yazan: Profesör Kenan Öner
-—
I



ı — ta —
I Daha Mayıs bitmeden milletvekilliği intihabının da yine tek deliceli olarak yapılacağı ve Meclisin vaktinden evvel dağılacağı haberi lıp yürümeğe, bunu haklı gösterecek deliller aranıp etrafa yayılma-|ı başladı,
| Bu dedikodular başgöterince tekmil partiler faaliyetlerini arttır-Llar. Hükümet partisi dükkân dükkân dolaşarak, bilhassa ekalliyetler "zerinde, yaptığı tazyiklerle üye adedini çoğaltmağa uğraşıyor, halka aş görünmek için millet lehine cali temayüller gösteriyor, güya bun-r yapılırsa herkesin korkacağına veya inanacağına kanaat ederek bu ssit tedbirlerle halkı kazanacağına inanıyor, sayın Dcmii'ağ da dutlardan bana çatmak için vesileler icad ederek filizlenmiş gururunu •skin için benim kendisine muhatap olamıyacağımı gazetelerle ilân îiyor, kuzu ziyafetleri sıklaşıyor, var kuvvetile kuvvetli görünmeğe ılışıyor, fakat bütün bu fedakârlıklar arakadaşları arasında nifak ve ıfiafi arttırmaktan başka bir işe yaramıyordu.
Cumhuriyet Halk Partisinin üreme faaliyet ve siyasetine bir misal ?rmiş olmak için Beyoğlu ilçe teşkilâtımızdan aldığımız Haziran ta-ihli raporu aynen dûrcediyorum:
14 Haziran tarihli bir raporuı ayDcn dercediyorum:
Toşkilâhmızdan aldığımız haberlere nazaran Cumhuriyet Halk artisi milleri ekili seçimlerinin arefesinde, bilhassa ckallij ellerce leskûn malıallâtta halkı zorla partiye kaydolmağa sevketnıektedir. ;u cümleden olarak, Kııletlilfiıule Bcreketzade mahallesinde kapı kapı olaşan bekçiler ev halkına 18 yaşını ikmal etmiş olanlann hemen rtesi sahalı muhtarlık bürosuna müracaatları lüzumunu bildirmişler e gelıniyeıılcr hakkında cezai takibat yapılacağını ilâve etmişlerdir, îrtesi gün muhtarlık bürosuna müracaat edenler derhal C. II. P. ye ye kaydedilmişlerdir. Şurasını bilhassa tebarüz ottirmek isteriz ki ıı civarın ekseriyetini teşkil eden Musevller olııp muhtarın teklifim eddetıniyecekleri hedilıidir....


Bizler de tabii partileri saran bu faaliyetten uzak kalamadık. Be-?diye seçimi öne alınır alınmaz Demokrat Parti de hummalı bir faa-yet içine gömülmüştü. İlçelerde teşkiline muvaffak olabildiğimiz beş İti müteşebbis heyet'ıle daima temas ve müzakerede bulunarak, kellilerini âzami gayrete sevkedebilmek icabettiği kadar tamim ve tebliğ-îr yaparak randmanı çoğaltmağa ara vermeden çalışıyorduk. Belediye âza ve milletvekili seçimleri arasında geçen bir iki aylık zaman için le Demokrat Parti teşkilâtı bütün ilçelere yayılmış, mukayyet azalar irnid verecek kadar artmıştı.
Arkadaşlarımız bütün gayretlerini teşkilât işlerinde toplarken, )en de yazdığım acı makaleler, verdiğim dürüst ve cesur beyanatla -atandaşlanma bir misal olmağa çalışarak onların da cesaretlerini :amçılayor, hükümet ve iktidar partisinden gördüğümüz haksızlıkları umumî efkâr önünde açıldıyarak cüretlerini, biraz da olsa kırmağa fedfedıyordnm'.
_Evet, itiraf ederim ki bu faaliyet sıralarında bazı kabalıklar yap-nıştım. Fakat bunlar cahilane ve terbiyesizce bir ihmalin neticesi detildi. Meselâ Demokrat PaTtinin İstanbul başkanı olunca memleketin dare âmirini, benden evvel teşekkül eden partilerin başkanlarını ziya-*et, nezaket ve muaşeret adabı icabından bulunduğu halde kasdeıı jundan imtina etmiş, tabiî hallerde hiç de lüzumu olmadığı halde, :aten acı olan üslubuma, belki de mııtad hilâfına bir meıaret eklemişim. Lâkin bunu yapmak .lâzımdı, göstereceğim eıı ufak bir cebanetin nillette cesaretten eser bırakmıyacağını, mutad ziyaretleri yaparsam, tapılardan girer çıkarken, çıkarılacak resimlerimin mııvzaa ve iltica ielili olarak gazetelere verileceğini hissediyor, bilhassa müfettiş Eridoğlunun nazarımda tahakkuk eden hüviyet ve zihniyeti bunu Jıa-rikaten çok varid gösteriyordu.
Hasılı biz de ürüyor, kuvvetleniyor, millete emniyet telkin edecek bir varlığa sahib olmasak ta hiç şiibhesiz buna yaklaşıyorduk.
Sayın înönünün yukarıya nakledilen nutku, ileride Türk Demok-■asisinin tarihini yazacaklar ve Üniversite de Türk inkılâbı dersini okutacaklar için ör.emli bir vesika teşkil edeceği için biraz tahliline Jinüsaadenizi dilerim.
İNÖNtTrtJN NUTKUNUN TAHLİLİ
Bu nutuk seçimin öne alınmasını icabettiren sebebleri şöyle izaiı •diyor:
1 — Seçimi tabii olarak 1947 için düşünüyorduk. Dış ve iç politika gerekleri memleket idaresini bir an evvel kararlı kılmak mecbu-İnyetini gösterdi. Çünkü dünyanın hali, geçen sene tahmin edebildiğimizden çok daha bulanık ve karanlık olarak uzun bir sürünceme yolunu tutmuştur. Ne gibi ihtimaller karşısında kalacağımızı bilmiyoruz. Gelecek sene bu ihtimalleri, temsil müddeti bitmiş bir meclisle karşı-ılamak istemiyoruz. Bir. senedenberi memleket içinde de büyük meclissin otoritesi üzerinde saygılı olmıyan tartışmalar olmuştur, içeride ve »dışarıda İliç bir politika, otoritesinden şübhe edilen bir meclis yürütü-■emez...
I Bu esbabı mucibenin dünya vaziyetine taallûk eden kısmını hiç Skimse varid görmemiş, bütün gazetelerde çıkan makale ve beyanat [[bunun aksini isbat eylemiş bulunduğu için bu noktada fazla durmpğa llihtiyaç göremiyorum. Son savaşın başlangıcı olan 1939 dan seçim dev-îresinin başına tesadüf eden 1943 tarihine kadar geçildiğimiz buhranlı Igünlerle bu günün bulanık saatleri mukayese edilir ise bu mucib sebebin isabet derecesi daha iyi anlaşılır. Bilhassa' bundan evvelki Meclis zamanında netieenin hiç değilse, üç sene daha geride bulunduğu fiiler. tahakkuk etmiş bulunmasına rağmen böyle bir tedbirin ittihazına lü, zum görülmemiş olması bu isabetsizliği daha çok meydana çıkarmaktadır.
Evet, itiraf ederim ki, seçime tekaddüm eden devredeki teşri kuvveti hakkında epeyce tartışmalar olmuş, belki de bu tartışmala Büyük Meclisin otoritesine tesir edecek bir dereceyi bulmuştur. Nu tukta ileri sürülen bu. tacil sebebi karşısında, yazılarımın sonun,: yapacağım mukayese, bu günkü Meclisin dünkünden fazla bir oton' ye sahib olup olmadığını gösterecektir.
Mecliste geçecek tartışmalar, fikir ve kanaatlerin mücadelesi, den başka bir .şey. değildir. Ve Demokrasi vardır denilen bir memk kette bunun önüne geçildiği gün bu tatlı hayalden eser bile kalmaz Dünya parlamentolarındaki yumruklu tokatlı tartışmalar her zamaı, görülegeldiğı halde bunlardan İliç biri kendi otoritesinden şübhe etmiş değildir. —
Secimi tabii olarak 1947 için düşünüyorduk. Dış ve iç poli-

ı
I

Belediyen iff ehemmiyetle dikkat nazarına
Kolera hastalığının yurdumuzu ûeltdid ettiği sıralarda Malt epede bahçıvanlıkla iştigal etmekte olan Hilmi Yaman isminde ayni zamanda belediye âzalarındaıı olun bıı şııiııs, prasalanna (lâğım) verirken Maltepe Belediyesine yaptığım 27 Eylfıl 917 tarihindeki ihbar üzerine ciinnümeşhud halinde ya kakıttım. \ e ayni tarihte bir zabıt tutularak belediye encümeni kanalından geçmek suretile Kadıköy Cumhuriyet savcılığına verildiğini belediyeye yaptığım bir müracaat üzerine öğrendim. İliç ses sa da çıkmadığını görünce 10 -12 - 947 t/arihli bir istida i-le İstanbul Sağlık Müdürlüğüne de baş vurdum, oradan da bir ses şada yok. Binaen-cdeylı bu hafta içinde adı geçen bahçıvan vo Belediye âza sı olan Hilmi Yaman (lâğım) vererek yetiştirdiği prasala-rını piyasaya arzedecck demektir. Alâkalılarda tevali eden şikayetlere rağmen hiç bir teşebbüse geçmediler. Sıhhat kanunlarına aykırı iıa reket edenler cezasız bırakılırsa ııınuınun sıhhati ne o-lur? Mes’ul mevkide olanların dikkat nazarlarını ehemmiyetle («lbetınenizi rica e-deriın.
Maltepe Fevzi sokak No.
7 hanede Faik Altınçapa Gebze esnafı hafta tatili istiyor
Gebzeli bir okuyucumuzdan şu mektubu aldık:
«Biz dertli Gebzefilerin bir çok dertlerinden biri de pazar günleri dükkânların açık bulunmasıdır; esnafların hep sini ilgilendiren bu konu üze rinde bir dakika durmak is-: terim.
Bundan on sene kadar bir zaman evvel Belediye meclisinin .verinde olarak aldığı bir kararla pazar günleri dük kânlar kapalı bulunmakta îdi ve bütün esnaf da bundan son derece memnun idiler. Aradan az bir zaman ^geçmekle bu karar kaldırılarak, hâlen devam etmekte bu tınan pazar günleri dükkânlar açık bulunmaktadır.
1916 - 1947 yılında esnaftan %85 inin imzasını taşıyan bir dilekçe ile (pazar günleri dükkânların tatile tâ bi tutulması) hususunda İlçenin en yüksek makamı o-la 11 lca y ma kanıl ığa mü raca-at ve bu dilekçe gerekli karar verilmek üzere Belediye Meclisine havale edilmişti. Bugüne'kadar Belediye Mec-ı lisinre ne müsbet ve ne de menfi bi rkarar verilmemiştir. Yegâne istirahat günü olan pazar günleri resmî daireler tatil yaptığı halde İlçe-ımizdeki esnaf bugünden niye faydalanmasın?..
İlçemizin-nüfusu eher ne ka-»dar 10.000 den aşağı ise de 394 numaralı Hafta tatili kanununun 12 nci maddesinde* ki hükümlerine ve esnafın isteğine uyularak bir karar verilmesi için alâkadarların dikkat nazarlarını çekmenizi
rica ederim.

f



(Davamı var;

APRAK
Bir San’atkâr ve iki müntehi


(Baştarafı 1 ineide)
Tatyosun peşrevi mezarında çalınmadı. Fakat Mısıra Suriye,- Kudüs ve bütün Şark onun peşrevlerini, semailerini çalıyor... Hâlâ çalıyor! Böyle olduğu haldo bir- günubıı ıbüyük bestekârın namını tezkâr içini bir toplantı yapıldığını işitmlştim. Kendi ölmüş; geride kimi kalmış? Karısı mı. çocuğu mu... Onlar ne halde?! Bütün saz heyetleri'onun eserlerini» icra ettikleri halde ailesine «telif hakkı»* olarak bir ufak yardımda bile-bulunmathfar; bulunmuyorlar vo bulunmıyacaklar.
Hepsinden vazgeçtik. Acaba mezarı belli» ntf? *■
Yine böyle musikinin büyük simalarından Leon Hanciyan Efendiyi de kaybettik. Bu-büyük «arutiMr Türk ı musikisinin bütün âsarinı toplamış vo • hepsine.eafilam olarak flatıib olmuştu. Belki yüz yaşına gelmişti; buna rağmen akli meickâtına tamamen ma-
bu bir başından öbür başına
üstadları önünde diz çök-Hancryan öldüğü zaman kaç kişi’ bulundu?
İstanbul,, vapuru
Marsîlyadan döndü


Dün gümrük muayeneleri gizli yapılmak istendi, gazeteciler; salon müdürünün emrile salona sokulmadılar
İstanbul vapuru dün saat 14.30 da Marsilya - Batı Akdeniz - aefe-riııden limanımıza avdet etmiştir.
(lemi bu defa 165 yolcu 132 ton yük getirmiştir.
Gelen yolcular arasında profesör Fazıl Glilçur, Belçika konsolosu. Yüksek Ticaret lisesinden 33 kişilik bir talebe grupu ve Dr. Fu-ad Mehmed Meral bulunmaktadır.
Afyon kaçakçılığından sanık o-larak Fransa gümrük makamları tarafından alıkonulan gemi bulaşıkçılarından Mustafa Barış, tahki kat bitene kadar Marsilyada kalacaktır. j.
İstanbul vapuru süvarisi Şefik Gögen bu hususta gazetecilere şun lan söylemiştir:
( — İddia edildiği gibi gemide afyon kaçakçılığı yapılmış değildir. Yalnız kamarot Mustafa Banş, kaçakçılığı yapan adamın amcası olması hnsebile ifade için Marsilyada tahtı nezarete alınmıştır. Ma anıafih konsolosumuz hâdise ile yak men alâkadardır. Normal mild det zarfında kamarot iade edilmediği takdirde keyfiyetten Dışişleri
Bakanlığı haberdar edilecektir.
Diğer taraftan dün yak.ular, salonda gümrük muayenesinin yapıldığı mahalle girdikleri zaman sarı kart hâmili gazeteciler de kontrollün hor vakit olduğu gibi yakından takib etmek istemişler, fakat yolcu salonu müdürü Neş'et kendi memurlanna verdiği kat’i bir emirle buna mâni olmuştur.
Yolcu, karşılayıcı ve kesif bir meraklı kitlesinin önünde açılan sandık, bavul ve çantaların gazetecilerden gizlenmek istenmesi, gazetecilerde olduğu kadar basın tem alicilerini salondan uzaklaştırmak emrini tatbik eden memurlar da haklı bir hayret uyandırmıştır.
Yolcu salonu müdürü Neş’etin kaydettiğimiz bu fuzuli gayreti gümrük protokoluna mugayir bulunduğu gibi; Bakanlar Kurulunun 8-2-944 gününde mer’iyet mevkiine koyduğu 3-5351 sayılı Basın kartı yönetmeliğinin (C) fıkrasına da aykırıdır.
İstanbul gümrükleri başmüdürü Naci Selik’in dikkat nazarını keriz.
Dünkü toplantıda İngiliz lirasına aid rapor aynen kabul edildi
İstanbul Ticaret Derneğinin 18 Şlıbat 918 tarihinde yapılan yedinci. aylık toplantısında görüflikıı (Ingiliz lirası durumuna dair dış , ticaret komisyonu ıapoı ıı), nazı noktalarından itiraza uğramış, yeniden tedkiki uygun görülmüştü.
Eu münaselrotle sekizinci, aylık toplanttsını dün saat 16.30 da Liman lokantasında yapan Ticaret Derneği, raporu yeniden tedklk et miştir.
Ekonomi Bakanı Cavid Ekinin de hazır bulunduğu bu toplantıda, raporun okunmasından sonra Bölge Ticaret Müdürü Remzi Saka, Ticaret Bakanlığınca neşredilen sirküler münasebetile, lugiliz lira1 sile yapılacak ihracattan fon alınacağı haberinin yalan ancak bazı maddelerden cağını belirtmiştir.
Rapor hakkında ilk Mazhar Haşan,
kendi paramızın kıymetim yükselt mek mecburiyetinde olduğumuzu ve para ayarlanması işinin Hükümete aid Ticaret Derneğinin ise böyle bir mesele karşısında pasif kalması lâzım geldiğini söylemiş: Dernek umumî kâtibi A. Hamdı' Başar ise aksini İddia etmiş ve asıl güçlüğü çekenin tüccar olduğunu ileri sürmüştür.
îzmirden gelcıl Şerif Remzi de, şunları söylemiştir: '
e— Paranın hükümet tarafından kontrolünde 17 senedenberi hiçbir fayda göremedim. Büguiıl ü hayat şartlanna göre serbest para rejimine dönmek kabildir ve bu İliç te güç değüdir.
Neticede hazırlanan rapor aynen kabul edilmiş ve toplantıya 18 de son verilmiştir.
olduğunu, fon
alma
çe-
söz
herşeydcn
alan evvel
ADLÎ Y F D E
»I ■■
Adalet Bakanı neden konuşmuyor?
Birkaç gündenberi şehrimizde bulunan Adalet Bakanı Şinasi Dev rin dün adiiyeye gelerek tedkikler-de bulunmuştur.
Adalet Sarayı meselesi yemden çıkmaza girmiş bulunduğu için efkârı umumiyeyi tenvir etmek mak sadile kendisinden izahat almak istiyen gazetecilere Bakan bir diyeceği olmadığını C. Savcısı vası-tasile bildirmiş ve kendilerini huzura kabul etmemiştir.
Yakalanan iki dolandırıcı suçunu iiiraf jetti
Kendilerine tüccar, maliye müfet tişl ve maliye hesap mütehassısı sü sü vermek suretile şehrimizde bir çok mağaza sahiplerinin ve üç tüc carm 20 bin lirasını dolandırmak tan sanık Fehmi ile Osman hakkın daki dâvaya dün asliye 2 inci ceza mahkemesinde başlanmıştır,
Sanıklar yapılan sorgularında suçlarını itiraf etmişler, aç kal-nıaktaıısa vurgunculuk yapmağı tercih ettiklerini söylemişlerdir,
— - ---—— *. ■“
Kendisine subay süsü veren bir dolandırıcı sekiz ay hapse mahkûm oldu
CeiâletUn adıuda bir genç kendi sine subay süsü vermek ve iki genç kızı evlenme vaadile dolandırmak tan. sanık olarak 2 inci asliye ceza mahkemesine verilmiş ve dünkü du ruşına sonunda 8 ay hapse malı, kûm edilmiştir,
fi. M. M. Başkanı dün Valiyi ziyaret etti
Bir miiddettenberi şehrimizde bu lunan B. M, M. Başkanı Ali Fuad Cebesoy, diin öğleden sonra vilâyet te vali ve belediye başkanı Lûtfl Kırdan ziyaret etmiştir,
ÜNÎVERSÎTEDt:
Iktisad Fakültesi
Dekanının istifası
Porf. Ömer Celâl Sarç’ın istif asile açılan îktisad Fakültesi Dekanlığına sosyoloji profesörlerinden Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu getirilmiştir.
Fındıkoğlu, eski Dekanın istifası etrafında dolaşan dedi -kodular hakkında, dün kendisi ile görüşen bir arkadaşımıza
«— Ömer Celâl Sarç, esasen, dört beş aydanberi rahatsız bulunuyor, bu durumda vazifesine devam edemiyeceğini ileri sürü yordu. Bu yüzden, istifası, tamamile sıhhî sebeblere müste-niddir. Rivayet edildiği gibi; senatoda görüşülmekte olan. îk-tisad Fakültesi talimatnamesi etrafında çıkan ne bir anlaş -m azlık, ne de talimatnamenin bu istifa hâdisesi ile bir alâkası vardır.» demiştir.
MA A KtFTr,
X
(Novotni) binası terzilik okulunun malı oldu
M li TEFİ R R İK

et
Tepebaşıudaki, Novotni ) binası, Sultaııahmetteki «Erkek Terzilik Okulu* na tahsis edilmek üzere, bundan bir müddet önce, Millî Eğitim Müdürlüğünce, satın alınmış bulunuyondu.
Öğrendiğimize göre Novot -nı binası tapuları alınmak suretile, tamamile Millî Eğitini Müdürlüğünün mülkiyetine geç mis ve binanın şimdiki sahihlerinden tahliyesi için, gerekli mu ameleye başlanmıştır.
«Erkek Terzilik Okulu binaya taşındıktan sonra,
dece -Terzilik okulu, sıfatun haiz bulunacak ve avııı zaman da, Millî Eğitim Müdürlüğü Dikimhane" si olarak kullanılacaktır.

Patrik Maksim os istifa edecekmiş
Patrik Maksimosun İstila edip mlyecegi hususu etrafında matbua
ta akseden dedikodular üzerine Fener Patrikhanesinin bir tebliğ neş rederek, ileri sürülen iddiaları yalanlamakla beraber mecropolider, papazlar ve cemaat arasındaki dedikoduların önü alınmış değildir.
İtlmad edilip kaynaklardan öğrendiğimize göre Sen Slnod Meclîsi yaptığı toplantılarda Panik Maksi mosun durumu görüşülmekte hizip ler meyanında bu hususta, bir hay II tartışmalar cereyan etmektedir.
Beş aydan beri, hastalığı dolayı-slle, ayinlere ve Sen Sinod Meclisi
ve m
* sa-
toplantılarına iştirak edemiyen Patrik Maksimosun istifası, şalisi tasarrufu alljnda bulunmaktadır.
Fakat ilgililer. Patrik Maksimosun yakında istifa etmek niyetinde olduğunu söylemekte, yerine Be yoğlu Matropotili Huldi^asııı getiri leceğini iddia etmektedirler.
Fıkracının posta kutusu
İNE siyasot dedikoduları bana sayın okuyucularımı ihmal ettirdi. Moktubı sepetimdeki kart postal ve nıektub sayısının hürmete lâyık bir kabarıklık göstermesi üzeri* ne, bunlardan hiç olmazca en ehemmb yetlilerini ccvablandırmak lazım geldi* feini anladım.
Kur’a usuinne müraoaatla elime ge* len ilk meklubda bakın ne deniliyor;
Sayın Fıkracıya,
Istanbula ycrieşmoge çalışan bir vatandaşım. Yerleşmek diyorum, çünkü hava parası vermek kudretinde olmadığımdan, köseme göre bir ev bulun* caya kaıUr, Allah eksik ötmesin dostun evlorinde birer hafta, onar gün misafir kalarak hoşça vakit geçir mekteylz. 3u itibarla muayyen b»r ad-resim yok. Size yalnız adımı bıidırc bileceğim... Söz aramızda ben bu sıkıntıları çekorken havasız, ınava^n bir evi belki Demokrat Parti iktidara geçerse bulabilirini diye ünıidlenlrken bu defa da vO. P.» deki münakaşalar bu ümidimi de kırdı...
Suudi Fıkracı, size müracaat ediyorum.
Evvelâ ben bu derdime nasıl çare bulabilirim?
Saniyen, sayın Bayar Anadolulum muhtelif yerlerinde yaptığı konuşmalarda Biziın şahsımız mevzuubahıs do ğildir, icab ederce biz çekiliriz- yeri-nnze»başkaları gelir. Fakat gaye, yine ayni gaye, hedef ayni hedeftir demişti. Şu birkaç günün dedikodularına göre, (D. P.) kurucularından bazılarının istenmediği artık gün gioi aşikâr... Şu halde? niçin onlnr sözler»-’ ni tutup feda eıliinliyorlar da, söyledikleri sözlerden eden mılletvckfllorimız liyor? Yoksa (D. P.) lâyüs’ol midirler? Ege acı sözler sorîodoceklerine, niçin ço lan altında serdodilcn fikirlere hürmet etmesini bilemediler? Bunu yapmış ol salardı, diğerleri de işi belki aç»ga vurmaya teşebbüs etmezlerdi.
Bugünlerde daha başkaları da. idfdafarı serdedi/eriar. Şu halde P.) dem her kurucu söylıyen vekillerimiz işin sonu neye varır? Biz vekiller, ni-ziı birbirlerini kapıdişarı etsinler diye seçmedik. Zorlubiarmuza çare bulsunlar, evsiziere ev tedarik etsinler dı)e saçtık...- Malûma herkes başındaki sıkıntıyı düşünür. Alfah kimseyi dünyada mekansız, âhirette imansız bırakmasın demişler!..»
Bu hafta Suıtanahmedde Akln yıkta mukim Emel Pckcan

Sayın Pekcan,
Evvelâ sizi buluşunuzdan dolay, müsaade edin defhararetfo tebrik edeyim. Ayol siz belki farkında bile elmadan mühim bir keşifte bulunmuş, mesken buhranı kör düğümünü kökünden çözmüşsünüz. Darısrı ev sıkıntısı çeken diğer yurddaştar başına.
Bayann teminatı kurucuların tel İtinalı ve Yalman Çelebinin tezviratila yakından ilgili suallerinize gelince size şu meşhur:
Ayînesi îşdir kişinin lâfa bakılmaz, Şahsın görünür rütbe-i- aklı eserindo mısralarını- hatırlatacağım.
(D. P.) nin iktidar mevkiine geçip evsizlere ev bulacağından ümidinizi henüz kesmeyin. Kimbilir, belki gruptakiler Rüstemane bir hamle ile Köprülüyü ve arkadaşlarını ihraca muvaffak olurlar. Yok böyle olmaz da sayın kurucular partide kalırlar ve ihraç ameliyesmde devanı buyururlarsa işte asıl o zaman ümidi kesin, çünkü bu gidişle partide kimse kalmıyacak-tırk ki iktidarı ele geçirmek bahis mevzuu olabilsin.
Milletvekillerimizin vazifeleri hak* kındaki fikriniz biraz tuhafıma gitti. Allah aşkına siz milletvekili ini seçtiniz, yoksa hususî işlerinizi recek vekilharç mı?
Mektubunuzun sonundaki ben de can vo gönülden âmin aziz okuyucu.
on Liri ıloîai! tenL.d sudu gösteri* kurucuları ti a 'seyahat lennue
aleyhinde tardedılırse
ayni (0. söz
İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler jzördüm?
— Eskişehirin müdürü kimdir?
— Sami bey.
— Konyanın?
— Hamdi bey.
— Ankara’da;
— Seyfııllah bey.
— Bir de siyasî hayatınızı anlatın!
— Hiç bir fırkaya girmedim.
,— îttihad ve Terakkide değil mi idin?
— Eyüb kulübünde idim.
— Terakkiperverler teşekkül ettikten sonra girmedin mi?
— Ben Adana’da idim.
— Kemal bey îttihad ve Terakki nâmına arkadaşlarını top lamış ve görüşmüşler, senin malûmatın?
— Konya’da idim.
— Ekmekçiler şirketi ile alâkan kalmadı mı?
— Hayır.
Müddeiumumi
tihad ve Terakki namına içtima idi. 7 iar yapıldığından haberdar mı i-kadat J din?» sualine «Konyada idim cevabını verdi, demek bir bildiği var.
Reisin — Bildiğin varsa söy-
le?
— Yoktur beyim.
— Kemal bey Maltadan geldiği zaman nerede idin?
— Konyada idim.
(Burada celse tatil edildi, t-kinci celsede Yakub Cemil be-
W •
Kaç
Efendi «ît-
•ç
T
1
I
Yazan Cr

ıı ıs
Tefrika Xo. 208
lik bulunuyor ve kimseye boyun cSmi-yorok hayatını kazanmak için yaz*demiyor, kış demiyor; şemsiyesi kolluğunda talebe yetiştıreoegım diye koca şehrin koşuyordu.
En büyük türen Leon cenazesinde
gazeto ondan bahsetti?
Halbuki Leon Efendi bir kül Maksad (kadirbilirlik) ise bu zenginler var; no olur? Bir ınüsamere]
tertlb edilsin de Tatyosa, Leon Hancı-) yana bir mezar yapılsın. ]
Fakat hayır... Şimdi herşeydo oldu-] gıı gibi artistlerin kıymeti de modaya! tâbidir. I
San’atkâr, san’atkârdir... Yalnız iki! müntehâ vardır; bazan bu iki münte-1 hâ birleşir; o zaman ortada rağbet veya ııisyan diye birşoy kalmaz... Bununla müteselli olalım mı dersiniz?
yüı kardeşi Said Mehmed bey muhakeme edildi.
Said beyin muhakemesi
— Ne ile meşgulsünüz?
— Rejide memurum.
— Rejiye ne vakit girdiniz?
— Bir buçuk sene oluyor. _
— Terakkiperver fırka dağılmadan evvel mi?
— Evet.
— Kimin de'.âletile girdiniz?
— Müdürü umumî beye istida ile müracaat etmiştim.
— Tanır mıydınız?
— Hayır, o vakit bir cc-k a-çık vazifeler vardı.
— Ne kadar maaşınız var?
— Yüz yirmi lira.
— Esasen zabit misiniz,
— Evet.
— Ne vakit istifa ettiniz ?
— 324 de.
— îttihad ve Terakkiye intisabınız?
— 327 de.
— Ne ile iştigal ederdiniz?
— Ticaretle.
— Sonra îttihad ve Terakkinin murahhası oldunuz?
— Hayır1 bendeniz değil, biraderim oldu; onun yanma gider gelirdim.
— Eaîkan harbinde?
— kırmadılar.
— Harbi umumide7
— Nisbeti aakerivem kate -dilmiş olduğu cihetle »uğırılma-dım.
— Harbi umumide ne yaptınız?
— Biraderimin nıes'ek.s: üzerine ete memrı edildim. Mütarck'’ ’ kadar kaklım.
— Mütarekede ne yaptınız?
— Ziraatle iştigal ettim. 1
— Terakkiperver fırkasının i teşkilâtını nasıl yaptınız? ı
— Aı.’kadaşiarımdan Fevzi ? bey vardı; Terakkiperver fır-J kanın İstanbul teşkilâtına me-J mur idi; bana geldi. «Erenkö-ı yündeki teşkilâtımız hazırdır, I sizin bulunmanızı arzu edi.vo-1 ruz) dedi. Ben de girdim inızaı alddar. Nizamname ve progra-Z mmı verdi. J
— Selâhiyeti? J
— Arz ettiğim gibi, teşkiiâ-J ta memur idi; beni de kaydet-1 ti. -i
— Teşkilâta başladınız? A — Evet istasyonda kuliipleU ı i vardı. 7
— Heyeti idare kimlerden ’ mürekkepti? J
— Her mahallenin müteşeb- \ bis heyetleri vardı ve bunlar! heyeti idareyi teşkil ediyorlar-i dı. Maltepede Kadri bey, Sah-ı rayı Cedidde Haşan bey, KoZz yatağında Tevfik bey vardı.» Başkalarını hatırlamıyorum. Ye? di mahalle kadar vardı. îsimle-’ ri defterde olacak. ’
— O mutantan merasimi kini (I yaptı, kim hazırladı? Rauf be-ta yi, Kara Vâsıf beyi davet ct-[|J tiniz?
—r Fırka
— Kimler nutuk söyledi?
— Rauf bey söyledi.
(Devamı var)



ter.tip etti.
gördü-
duaya derim
FIKRACI
Safiye Aylanın konseri
Kıymetli sanatkârlarımızdan Safiye Ayla 18-3-1948 Perşembe günü akşamı saat 8.45 te Ankara rad yosunda bir konser verecektir.
TAKVİM
*
MART 1948
1364
Rumi
Mart
5
18
Perşembe
1367
Hu r , Cem. evvel,
7

Kasım 132 — AY 3 — GÜN 78
Vukitlfiy
Giinc î
Öğle
İkindi Aksan Yatsı Iınsâk
Vasatt
S.
6
12
15
18
19
4
D. 07
22
45
18
49
30
Ezani
S.
11
6
9
12
1
10
D
50
05
28
31 ’
13
Truman S. Rusyayı
idareci
gozile
aktüaliteler
ı
takbih
JB M A R T 1948
Sen, ben kavgası sırası değil
f Yüce
Divân abidesine çelenk kovdu
1 Tomruk yolsuzlu- ) t ğunu incelemeğe s | devam ediyor |
Ankara: 17 (Hususi' — Yüce Dİ vanm saat 10da yaptığı toplantıda tomruk meselesinde tanık gösteri tenlerin dinlenilmesine devam edil . iniştir.
Kereste Tüccarı Salahaddin Becer. sanıklardan Ragıp Karacanm kardeşi olduğunu söylemesi üzerine Başkan, yeminden vareste tululabi leceğini kendisine bildirmiş, ve ye rmînsiz olarak şahadette bulunan tanık tomruk ihalesi etrafında bazı malumat vermiştir,
Öğleden sonraki oturumda, Hüs mü Ulusun taahhüt ettiği yirmi bin metreküp tomruktan onbin metre küpünü bir mukavele iie Hüsnü U lusa taahhüt ortaklarından, dinlenilmiştir.
Müteakiben
lenmlş, bu da tomruk ihaleleri ve yapılan mukavelelere dair bildikle rini söylemiştir. Hüsnü Ulus muka velesi iıakkında evvelce hukukî mü tâlea beyan etmiş olan Gümrük ve Tekel Bakanlığı hukuk müşaviri Şemsettin Akcoğlunün da dinlenilmesinden sonra tanıklardan Kemal Hilmi Sarhcanın hasta olma sı ve İstanbulda bulunması sebebiy le, ifadesinin İstanbul ağır ceza mahkemesi tarafından istinabe su retile alınmasına ve Mahmud kefe linin de vefatının tevsikine karar verilmiştir,
Düce Divan oturumuna yarında devam edilecektir,
etnıiş olan firmanın Muammer Aksoley
Kâini Nazını da din
£

Dış bakanımız Zafer abidesi önünde askerî törenle karşılandı
Paris. 17 (A.A.) — Onattılar
konferansında Türk heyeti başkanı Türkiye Dışişleri Bakanı Nec-meddin Sadak yanında büyük elçi Nıınran Mencmencioglu ve ata-şemiliter Emin Çobanoğlu olduğu halde bııgün saat 10.30 da Zafer âbidesine giderek meçhul asker mezarına bir çelenk koymuştur.
Bakanı Zafer âbidesinin önünde birinci askeri bölge komutanı general Denek ve protokol şefi Du-maene karşılamıştır. Necmeddin Sadak başta millî bayrak ve bando olduğu halde kendisini selâm-Lıyan Cumhurbaşkanlığı muhafızlarından mürekkob bir ihtiram kı-
tasını teftiş ettikten sonra meçhul askerin önünde eğilmiş ve hâttıra defterine imzasını koymuştur.
• DAİMİ İDARE KURULU TEŞRİ-Lİ İÇÎN ÇALIŞMALAR Paris, 17 (A.A.) — Daimi idare kurulu teşkili maksadile altılar konferansı tarafından ruhnıış olan çalışma komitesi
gün Pâriste ilk toplantısını yapmış tır. Bugün öğleden sonra da devam edecek olan bu toplantının Teşkil edilecek olan daimi idare kurulu Marshall plânının Avrupa-da tatbiki işile vazifeli olacak ve Amerikan hükümetine karşı da bir irtibat temin edecektir.
bir On ku-bu-
Aimanyaya Türk tütünün ihracı tehlikeye düşüyor


I
fBastarafı 1 incide) bu ki, soıı günlerde Muğhı Milletvekili Necati Erdemin «pa -ralan cebe indirir, sonra ga -zctclerin birkaç yazılarına ta -lıanınnil ederek işin unutulmasını bekleriz.» yolunda söz söylediği tahakkuk ettiği için, haysiyet di\anınca partiden ihraç edildiği iddia olundu. Halbuki bu divanın, dürüst kalmak ve adaleti muhafaza etmiş olmak için, ayni ifadeyi, daha evvel telâffuz etmiş bulunan Fııad Köprülüyü de ayni âkı -bete mahkûm etmesi lâzım gelmez ini idi? Şimdi bu iki tartı ve ölçü umumî efkârda bir em-bıiyet ve itminan yaratır?
İşin daha ilerisi kukcıı, ve adliyeci Nıııi Köııi yazdığı haysiyet divanının
havası nasıl
Yunanlılarla yapılan an-
Umumî kongrenin
O
lası isteniyor
(Baştarafı 1 incide)
kongTenin toplanması lehinde bulundu kİ arın: bildirir, aşağıdaki telgrafın çekilmişine karar vermişlerdir:
Telgraf:
♦— Birkaç aydanberi parti -m rin geçirmekte olduğu buhran Demokrasiye candan bağlı olaıı bizleri son derece mü -teessir etmiştir. Bir an evvel büyük kongrenin toplantıya çağın.'masını istiyoruz.
Dün Demokrat Parti Genel Kuruluna Beşiktaş Türk Ali o-cağmdan aşağıdaki telgraf çekilmiştir:
D. P. Genel Kurul Başkanlığına: Ankara
Biz Beşiktaş İlçesi Türk Ali □cağı idare kurulu toplandık . Son hâdiselerle ' alâkalı genel kuı ul ile parti meclis gurubu arasında doğan ihtilâfı görüştük. umumî teessür j aıatan bu ihtilâfın ortadan kaldırılması ve umumî efkâra tamamen aydınlatılması için umumi kongre nin acilen toplanmasını Parti -mizin vüksek menfaati olarak candan arzu ediyoruz.
Savsrılarnnızla.
D. P. Beşiktaş Tiirk Ali Ocak tdare Kurula.
I
Yapı ve Kredi Bankası umumî hey*'t: toplantısı Yapı ve Kredi Bankası umu-, mi heyeti dün toplanmış ve dördüncü hesap yılının ikinci aJtı aylık devreye ait yönetim kurulu raporile bilançoyu tas-1 dik etmiştir. Bu rapora göre, ı henüz üç buçuk yıllık bir mazisi olan Yapı ve Kredi Bankası, halkımızın geniş itimadı-, na mazhar olmuş ve bu müddet zarfında mevduat 40 milyon liraya yükselmiştir.
Banka gördüğü rağbetten cesaret alarak, bu yıl Ankara-da Merkez ve Yenişelıirde, Bur şada Konyada, Aııtakyada ve Bevoğlunda yeniden birer şube açacak, İzmirde de çarşı içinde yeni bir ajanlık tesis ede -çektir.
Raporda ayrıca mesken buhranına da temas edilmekte ve buruîn bir umumî plân meselesi olduğu tebarüz ettirilmekte-. dir. İstanbulda mesken buhranını önleme gayretlerine kan-larak b!ok halinde apartman in aalına girişileceği de bildi -rilmektedir. Halen bankalar a-ra.-mda hüküm süren mevdu -at faizleri yarışının İktisadî bön yeraizde yaratabileceği zaafa Yönetim Kurulu raporunda e-hemnıiyetle işaret edilmektedir.



fBaştarafr I incide) hükümetin de teşvik ve tensibiyle, birlik azalarından Sadul-lah Birsel, Burhan Aşan ve Ab-1 di Fuad Aker'den müteşekkil bir heyetin, kararlaştırılan şehre gönderildiğini söylemiş ve sözlerine şöyle devam etmiştir:
(
laşma meydanda olduğundan ve Amerikalı dostlarımızdan vardım gömmemiz muhakkak ad ^edildiğinden 3 Martta Frank -furt’ta başlamış olan müzake -relerden haklı olarak çok iyi neticeler beklemekteydik.
Maalesef, Amerikahlann Al-manyava satacağımız tütünle -rin beher kilosu için 42 — çent fiat teklif ettiklerini ber aldık. Cari fiatlara ve nan tütünlerinin kilosuna çent verilmesine mukabil yapılan fiat teklifinin ne mânâ ifade edeciğmi takdirinize bırakıyorum.
Bundan sonra okunan, Frank furt'taki heyetten gelen telg -rafta, Almanyaya tütün ithali için tahsis edilen 10 milyon doların 7,5 milyonunun Yunanistan ve diğer . memleketlerden, milyon dolarının da Türki-yeden alınacak olan 5 milyon kilo tütüne tahsis edildiği belirtilmekte ve bu vaziyet karşı sında oradaki temaslco-dan bir netice alınamıyacağı için, doğ -rudan doğruya Londra ve Va-şington nezdinde teşebbüslerde bulunmak lâzmı geldiğine işa -ret edilmekte, Samsun ve Bursa tütüncüler birliğinden gelen telgraflarda da son tütün du -rumıı karşısındaki teessür ifade edilmekte ve İstanbul birliği nin vereceği karara iştirâk asl kta iki soygun-
culuk hâdisesi fBaştarafı 1 incide) si beklemeğe başlamışlardır.
Bişaz sonra bir otomobil görünmüş ve ganggster mukal -lidleri tabancalarını çekerek yo lun üstüne atlamışlar, şoföre:
«— Dur, yoksa yakanz diye bağırmışlardır. Bu tehdit kar -şısında şoför frene basarak o-tomobili derhal durdurmuştur.. Mütecavizler otomobilde bulu -nan iki kız ve dört erkeği tehdit ederek paarlarını almak istemişlerse de şoför birdenbire gaza basmış ve yıldırım hızile uzaklaşmışta. ___
Solcu Profesörler fBaştıırafı 1 incide» aleyhine teşvik etmek politika-sınuı doğru olmadığı ileri sürülmüştür.
Bu muhtelif ııoktainazarlaı karşısında Haîk Partisi çevre terinde ne düşünüldüğünü öğ renmek istedik ve İzmir seyahatinden yeni dönerek yarın Cerevreye hareket edecek olan Halk Partisi basın bürosu şefi Cemaı Barlas’dan bu hususta -ki mütalâasını sorduk. Cemal Barlas bn hususta bize şunları söyledi:
Partimizin Üniversitede son zamanlarda cereyan eden hâdi seter muvacehesindeki vaziyeti malûmdur. Partimiz herşeyden önce nizam partisidir. Kendi kendine ne bir ferdin, ne bir cemiyetin, ne bir zümrenin kendi hakkının ihkakına taraftar olamaz ve bunu hoş göremez, Bu çeşit yazılara tesadüf edilmişse ancak imza sahipleıinin hususî görüşlerinden ibaret sayılmalıdır.

I
- 45 ha-Yu-
120 bize

edecekleri bildirilmekte idi.
Bundan sonra Selim Taşçı -oğlu, Yunan tütünlerine, kalite teri bizimkinden iyi olmadığı halde, bize teklif edilenin üç misli fiat verilmesinin sebebinin doğrudan doğruya Vaşing-ton’la temasta bulunmalarından ileri geldiğini ve Venizelos’un oğlunun bu maksadla Amerika ya gittiğini söylemiş, bunun i-çin bizim de doğruca Vaşing -ton’la görüşmemiz icabettiğini belirtmiştir.
Birlik başkanı Zeki Hakim -oğlu, ise, meselenin, gitmeden evvel Dışişleri Bakanı Necmed-din Sadak’a da arzedildiğini ve elinden geleni yapacağını vadet-tiğini bi/1 iı diğiııi söytemiş, fakat bunun tam bir garanti teşkil edemıyeceğine işaret etmiştir.
Bii' tüccarın, bu hususta Yunanlılarla teşriki mesaide bulunması hakkıııdaki düşüncesine, YunanhlaiTn bizim vaziyetimizde olmadıktan, onların A-merikalılar tarafından himaye görerek fiatlarda tatmin edil -dikleri cihetle meselenin doğrudan doğruya milli bir veçhe j arzettiği. bunun- için böyle bir anlaşmanın mümkün olamıya -1 cağı ileri sürülmüş, normal vaziyette Yunanlıların aramızda' Balkan Tütihı Anlaşması olduğu halde, aleyhimizde bir vaziyet takındıkları belti’tilmiştir.
Neticede Ankaraya, Başbakan ve ilgili bakanlıklarla A-merikan ve İngiliz sefaretleri nezdinde teşebbüslerde bulunmak için bir heyet gönderilmesi, lüzumu halinde Amerika Dışişleri Bakanı Marshall’ın da keyfiyetten, haberdar edilmesi ve toplantıda alman kararların derhal bir telgrafla Başbakanlığa bildirilmesi ittifakla kabul edilerek toplantıya son verilmiştir.
General Hoag’un basına demeci
(Baştarafı 1 incide) tamamlanmışta. Bunun üzerine, Türkiyeye geldim. Buraya gelmeden evvel Türkiyeye gönderi lecek malzemenin temini ite mükellef bulunan resmî makamları ziyaret ettim. Buraya gelirken \ aşington hava ataşeniz olan albay Aııburnunun benimle beraber gelmesi için müsaade taiebettim. Dün de gördüğünüz. gibi Türkiyeye gelen u çaklardan başka uçakların da en kısa zamanda gelmesi huşu su temin edilecektir.
Amerikan yardımı olarak verilecek bulunan başka malzeme nin de vapurlarla nakli temin e-dilmektcdh'. Bu malzeme devam lı olarak Türkiyeye gelecektir. Bu uçaklardan başka tipte o-laa uçakların da bh'-aç ay için de Türkiyej-e geleceğini zan -netmelctevim.
Amerikan uçafclarile beraber buraya bü çok Amerikan uzmanı da gelmektedir. Bu uzmanlar Türk havacılarını yetiştirecekler ve bu havacılar da da« ha sonra öğretmen olarak va-

ı



zife göreceklerdir.
Ameıf'adan ayrılmadan vel 45 Türk hav; subayı Ame» rikaya gelmiş V-ılıcaktaydı..
OV-
ıiKaya geııujş • ,Hi”n uKtaydı.. Bunlar oı ada muhtelif branş -latcia yoiiştirileeekl. ‘ •
Bundan sonra gene’al gazetecilerin muhtelif suallerini ce-vablandırarak ileride tepkili u-

var. Bir lın-olan Osman makalelerle merkez haysiyet divanı âzası hakkında. kararlar vermeğe selâhiyettar olmadığını ve hu hakkın büyük kongreye ait bulunduğunu belirtiyor. Bu suretle haysiyet divanının bâzı zevat halikındaki partiden tard \e ihı-aç kararı Demokrat Parti tüzüğüne de uygun değil, bilâkis bâtıl ve yolsuz iıniş!
Demokrat Parti merkezinin bu tüzük sarahati karşısında bu kadar acele ve sert davranmak arzusu ve işe de mu -hakkak bir el çabukluğu çeşnisi veriyor. Kanunsuz, yolsuz ve müstacel tedbirler almak, memlekette Demokrasiyi yerlimi irmek iddiasında bulunan bir partinin idarecileri için tavsiyeye lâyık bir sistem sayılabilir mİ?
Daima söyledik ve gene tek-mrlıyacağız ki, biz, bütün oldıı bittilerin, Demokratların biiynk kongresinin toplanarak oraya arz olunmasını ve hâdiselerin yeni baştan incelenmesini istiyoruz ve bunun gerek mende -ket, gerekse Demokratik gelişmelerin şekil rız.
ınenfaatûıe en uygun olacağı hususunda musir-

aralık Alımed Emiıı Y-ıl-kcndiue has şamatalı, vel-tarzda, gene gazetesinde

Eu man, veleli feryadlar kopararak yırtınma -da, sahteliği ve yapmaeıklığı pek belli bir eda ile harici tehlikeden ve birlik vahdet liim -ınuııdan deın vuruyor.
Demokrat Parti kurmmlara-nııı sözcülüğünü yaptığı hissini veren «Vatan» başyazarı, yalancıktan, cezbeye tutulmuş, uydurma dervişin, kulakları tırmalayan nâlıoş sayhalarile, vah del ve birlik öğüdteri veriyor amma, ihtiraslara hâkim olmanın, kinleri frenlemenin ve harice karsı tek cepheli görünmenin, kurucu beylerin köy, köy, kasaba kasaba ve vilâyet vilâyet dolaşarak muayyen şahıslar alej hinde en ağır ithamları yağdıran nutuklar irad etmekle temin cdilenıiyeceğini galiba akıl edemiyor.
Vahdet, birlik böyle talırik-âmiz demeçlerle mi elde edilir* Merkeze döndükten sonra rast geleni, jurnaller üzerine siga$ a Çf'kerek parlidm ihraç eyle -meklc mi kinler frenlenir ve ihtiraslara hâkim ohııınr?
«Vatan» başyazarı düşünmüyor ınn ki, birliği yıkmak, ferd-leri birbirine katmak tek taraflı biı- fiil olamaz. Yalman bir yandan birlik, düzenlik tavsiye ediyor, diğer taraftan tard ve ihraç ameliyolcrini, tasviiı ve tasfiye makinesinin daha lıızla, işletilmesini tavsiye ediyor. Hattâ anıl birliği karmaya yarayacak ve isi kanuni mecralara sokacak olan büyük kongrenin toplanmaMma da muarız kalmak gibi hir garabet göster -inekten (le kendini alamıyor.
Böyle birlik anlayışı cidden medlıc sezadır ve akıllara durgunluk verirdi. Eğer (■ Vatan» başvamrmııı nıaksadları esasen belli olmasaydı...
A. Cemujeddiıı Saraçoğlu
Çanakkale Zaferi fBhştarafı 1 incide) ferine iştirak eden er ve subayların şerefine Halkevi salonunda mükellef bir çay- verilecektir.
Şehrimizdeki Merasim
Her yıl olduğu gibi, .1.3 Mart Çanakkale zaferinin yıldönümü, biiyük bir prog -ramla, bugün, Eminönü Hal-keviııde, saat 15 de kutlanacaktır.
Gündüz ve gece tertibedi -ten töreı: de Millî söylenecek, ıphnacak,
tablolar gösterilecektir.
Türküler tarihî marşlar bilhassa tarihî
mahzur bulunmadığını belirt -rniş, gazetecilere teşekkür et -miş ve sık sık toplantılar ter-caklarıa da verilnıe-inde bir- tip edeceğini bildirmiştir.



hususunda sabırlı gay Dünyanın konferans

f Başta rafı 1 incide) sonra barışı yeniden kurmak daima ve öteden beri güç bir ödev olmuştur. İkinci Dünya Harbinin müttefikleri, âdil ve şerefli bir barış kurmak hususunda mutabık olsalar bile, yine de bu gayeya ulaşmak biivük güdüklere mü te vak-kıftı.
DIRIML GÜÇLEŞTİREN SEBEB
«Fakat bugünkü dünya durumu, büyük bir harbi takib eden tabii güçlüklerden ibaret güç devre değildir. Durumu güçleştiren başlıca sebeb şudur: Bir devlet, yalnız â-dil ve şerefli bir barış kuruluşuna işbirliği yapmaktan imtina etmemiş, fakat barışın kuruluşunu faal bir surette önlemeğe çalışmıştır.
Kongre olayların seyrine vâkıftır. Demokrat devletlerin, müzakere ve andlaşma yolu ile barısn e-min bir temel bulmak sarfettikleri samimi ve retleri biliyorsunuz.
* muhtelif kısımlarında
üstüne konferans yapılmıştır.
BARIŞI KURMAK İÇİN..
«Kuvvete değil, kanuna dayanan âdil bir barış kurmak hususunda müteaddid gayretler sarfettik. Ayni zamanda Birleşmiş Milletler üvc lerinden çoğu da bu teşekkülü daha kuvvetli ve müessir bir hale sokmak için samimî bir şekilde çalışmışlardır. Karşılaştığımız mâniler malumunuzdur. Fakat sarfedi-len bu g^Tctlcr, dünya demokrat devletlerinin iyi niyet ve adaletlerinin bir anıtı olarak meydanda a» durmaktadır. Bütün noksanlıklara rağmen, tahakkuk ettirebildiğimiz anlaşmalar yine de âdil bir barışın temelini teşkil edebilirdi. Fakat bu andlaşnıalara sadık kalınmadı. Bir devlet bunları ısrarla kâle almamakta ve ihlâl etmektedir.
RVSYANIN MERHAMETSİZLİĞİ
«Birleşmiş Milletlerin mesaisi de, vetonun mütemâdi suiistimali le bir devlet tarafından inadla dur durulmuştur. Bu devlet iki yıldan az bir zaman zarfında 21 hareket teklifini veto etmiştir. Fakat me-sele bununla da bitmemektedir. Harb nihayete erelidenberi Sovyet ler Birliğile ajanları doğu ve orta Avrupadaki birçok memleketin ba ğımsızlığım ve demokratik bünyesini yıkmışlardır. Avrupadaki şimdiki vahim durum bu merhametsiz hareket hattının neticesi olup, gaye geride kalan hür Avrupa dev • letlerine karşı da teşmil etmektir.
ÇEKOSLOVAKYA, YA, YUNANİSTAN
DARI DUHtJM
«Çekoslovak cumhuriyetinin feci ölümü bütün medenî dün\a içtn bir darbe teşkil etmiştir. Şimdi ise Finlandiyava ve dolavısile bii-tün İskandinavya memleketlerin^ ta zy ik ya p ıl ma k tad ı r.. Yu nu nis-tan, komünist nüfuzuna tâbi kuzey komşuları tarafından faal bir surette desteklenmekte olaıı âsilerin doğrudan doğruya askerî taarruzları altındadır.
«ttalyada, küçük bir komünist azınlığı bu memleketin kontrolünü ele geçirmek üzere gayretler sar-fetmektedir. Metodlar değişebilir fakat hedef aynidir.
Bil TEHLİKEYE MUKABİL
«Gittikçe büyümekte olan bıı tehlikeye mukabil Avrupanın hih’i devletlerinden cesaret verici emâ-relvr belirmektedir. Bu memleketler, hürriyetlerinin müşterek savunması ve iktisadi refahları için bir araya toplanmaktadırlar.
İktisadi sahada, hür müessese-lerin mulıaiazasına şart olan durumları ihya için karşılıklı yardım hareketi gittikçe gelişmektedir. Avrupa kalkınma programına iştirak etmekle olan 16 devlet, karma bir teşekkül ihdas etmek üzere Pariste yeniden toplanmış
pamuk


ayni hareketi
FtNLANDİ VE İTALYA
• •
A-
D. P. Genel idare kurulunun terrö ü
(Bnstarafı I incide)
Afyonda Bugün Yapılarak Toplantı
Ankara, 17, (Hususî l — Bir kaç gündür Demokrat. Parti mahfillerinde devam eden faaliyetten sonra bugün muvakkat bir sükûnet göze çarpmaktadır. Anlaşılan işin merkezi sikleti yarın son hâdiseler üzerinde Alyoıı Milletvekillerinin iştirakiyle Afyonda yapılacak olan toplantılara intikal etmişdir.
Demokrat Parti merkezinde bu toplantıya hususî bir ehemmiyet verilmektedir. Toplantıda hazır bulunmak üzere idare kurulu adına Adnan Menderes Cemal Tunca Kemal özeoban ve Ahmet Veziroğlu, Meclis gurubu Adanada Hıksan Din çer ve Şahin Lâçin, bugünkü , trenle Afyona hareket etmiş - 1 terdir. Afyon toplantısından iki gün sonra Kütahyada ayni mahiyette bir toplantı yapılacak- j tır Bu toplamlai'di'i her iki ta-• rafın kendi görüşlerini açıkla maları beklenmektedir.
• 4



KALKINMANIN MU-OLABİLMESİ İÇİN iktisadi kalkınması el-
ediyor bulunmaktadırlar. Harb tahribatını tamir ve sağlam bir dünya ekonomisi kurmak bahsinde Birleşik Amerika, bu devletlerin gayretlerini kuvvetle desteklemiştir. Bu programı aralık ayında kongreye sunarken, seri bir hareket lüzumu nu belirtmiştim. O gündenberi Av nıpada yer alan her olay, bu programın siir’atle kabulü lüzumunu meydana koymuştur.
SOVYETLER BİRLİĞİNİ DAVET
Sovyetler Birliğile peykleri Avrupa kalkınma programına iştirake davet edilmişler ve bu teklifi reddetmişlerdir. Bundan sonra Sovyetler Birliği ve peykleri programa şiddetli muhalefetlerini ilân etmişler ve bu programı baltalamak için teşebbüse geçmişlerdir. Bu memleketler bu programı hür Avrupa camiasını boyunduruğa vurmak hususundaki gayelerine en büyük engel telâkki etmektedir ler.
Sovyetler Birliği Amerikanın Avnıpaya yardım etmesini istememektedir.
iktisadi VAFFAR «Avrupa
zem olmakla beraber, yalnız iktisadi kalkınmayı temin için alınabilecek tedbirler kâfi değildir. Hür Avrupa memleketleri şu ciheti bil inektedirler: ,
İktisadî kalkınmanın muvaffak olabilmesi için iç ve dış taarruza karşı korunma tedbirleri alınması lâzımdır. Bu itibarla iktisadi işbirliğine doğru hareketi, hürriyetle-» rine karşı gittikçe büyümekte o-lan tehlike karşısında, müşterek savunmaya doğru bir hareket ta-kib etmiştir.
BATI BİRLİĞİNE DAİR
«Bu dakikada. Avrupa camiasına dahil. 5 devlet Brükselde 50 yıl süneli bir ekonomik işbirliği ve müşterek savunma andlaşması im za etmektedirler. Bu hareketin mânası büyüktür, zira bu andlaş-ma daha kudretli bir komşunun diktesile yapılmamıştır. Bu andlaş ma, milletlerinin iradesini temsil etmekte olan bağımsız hükümetler tarafından serbestçe ittihaz edilmiş olup. Birleşmiş Milletler anayasası hükümlerine uygundur. Hat tâ bu andlaşma medeniyetin korun ması ve muhafazasına matuf Avrupa birliğine doğru bir adım teşkil etmektedir. Bu gelişmeyi ta-marnile desteklememiz lâzımdır.
Birleşik Amerikanın bu mÜ2ahe ret i diğer hür devletlere de teşmil edeceğine eminim. Hür Avrupa memleketlerinin kendilerini müdafaa etmek azimleri karşısında, ken dilerine yardım etmek hususunda ayni derecede azimli davranmalı-
Batı Avrupa Eloku fîlen teşekkül etti (Bitarafı 1 incide) kaddemc ile 10 maddeden ibarettir. Mukaddemede. yüksek âkit taraflar. ..insanlığın esas haltlarına ve insanın haysiyet ve kıymetine o-lan inançlarını belirtmektedirler. Akit taraflar, aralarında esasen mevcut bulunan iktisadi, sosyal ve kültürel münâsebetleri kuvvetlendirmeğe ve medeni ve ferdi haklar la Demokrasi prensiplerini müdafaaya hazır olduklarını İfade etmektedirler Akit, taraflar ayni za manda. Avrupanın iktisadi kalkın-ması için sağlam bir esas hazırlamak hususunda ve milletlerarası sulh ve güvenliği sağlamak ve her türlü tecavüz siyasetini önlemek yo lunda karşılıklı yardımda bulunma y( da taahhüt ederler. Âkit taraflar, ayni zamanda, Almanya tara fından girişilecek yeni bir tecavüz siyaseti karşısında gerekil tedbirleri almağa ve diğer devletleri de derere derece kendi gayretlerine il tihak ettirmeğe hazır bulundukla rjnı da bildirirler.
1 Akil devletlerin iktisadi faaliyetlerinin koordine edilmesi.
— Milletlerin hayat seviyelerl-yükselnıesl yolunda gayretleri-bii'leştirilmesi.
Kiutür münâsebetlerinin
olmadıkı
ya-
kova-pa-
bir

kâfl ağır
idro* (Bu menet*
Türk idrofil parnuğ’u var iken..
AĞLIK ve Sosyal Yamini 8a-kanlığı büdcesinm. Büyük Mıh let Meclisi huzurunda nninîrW
şasi sırasında, ecnebi memleketleri idrofil, pamuk idhaline Bakanlıkça n*' saade edilmiş olmasından ctoyı, 2i milletvekilleri bunun do^çru olmadı* Öını iddia etmişlerdi. Bakanlıkça îktra edici bir şekilde bu yerinde olan tan* kid, maatteessüf cevablandırMamaıme tı. Bir müddet sonra istanoula gelen, sayın Bakan pamuk fabrikalarını ted-kik ve teftiş odiyor. Ve kodekse uygun oîmıyan pamukların saVşa arznu menettireceğini söylüyor ve keyfiyeti gazetelere aksettiriyor.
Yine, evvelsi gün, İstanbul Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürü,
fabrikklarını teftiş ediyor, ve bunların bermutad kodekse muvafık neticesine varıyor, pamuklar, satıştan menediliyor ve yine keyfiyet dünkd Cumhuriyet gazetesine aksettiriliyor.
İdrofil pamuk işintn, sistematik şekilde, zaman zaman ele alınmasının sebebi, herhalde büdce müzakeresi esnasındaki münakaşada bilvasıta es* vab vermek ve efkârı umumiyede Türk idrofil pamukları için bir istifham Tatmaktır. *
Halbuki, bir sene evvel kodeks misyonunca tayin ve tesbit edilen sıflara bugün satılan Türk idrofil mukları gayet uygundur.
Ve belki bundan dolayıdır ki,
gün evvel satılmasını teinin için sıhhat ekipleri tarafından mühürlenen bu pamuklar üzorindeki memnulysi bir gün sonra kaldırılmış ve satışları serbest bırakılmıştır. Yalnız şurası var ki, kodeks komisyonunun tâyl^ ettiği fenni vasıfları, Bakanlık görınomiş, ve bunlar için daha şartlar tesbit etmiştir.
Zaman zaman ele alınan Türk fil pamukları ya gayrisahihdfr. takdirde Vekâlet satışlarını
mekte haklıdır. Hattâ daha ileri giderek bunların imhasını bile emredebilir) ya sıhhidir, (satışa müsaade edilmesinden bunların sıhhi olduğunu tah inin ediyoruz) o halde fabrikalar hakkında tatbik edilen bu tarzın mânası nedir?
Haricden ecnebi markalı idrofil pa* ınugu mu idhal et inek? Her şeyden ev* vcJ, memleketimizin pamuk memleketi olmasına ve istihsalin istihlâkten fazla olduğu için ihraç çareleri aranılmasına rağmen bu noklai nazarın ne kadar yersiz olduğu aşikârdır. İdrofil, pamuğa gelince; momlekette, üç faal vo bir de gayri faal İdrofil pamuk fabrikası vardır. Bunların senevf 250 ton istihsali, ıneiTTloketin sıhhi ihtlyaolarr nı belegamnâbelag karşılamakta ve hattâ vâki mûraoaat üzerine geçen se-no Irak hükümetine oldukça mühim ınikdarda Türk idrofil pamuğu ihrao odildiği meydandadır.
Şu halde, Türk pamuğu varken, v( sıhhi şartlara yâni kodekse uygun İstihsal yapacak Türk fabrikaları mev-cudkon bu vasıtalı muamelelere ne lüzum ve ne ihtiyaç vardır?
Yoksa, fabrikaların kilosu toptan 430 kuruşa sattıkları pamuk yerine, Doğan Sağlık Şirketinin, Doğan eti* ketli İsviçre pamuğunu 1400 kuruş Çizerinden sattırmak için midir?..
Zira şirketin idhal ettiği bu Doğan etiketli pamuklar Bozacılar Birliğinin haklı müdahalesi üzorlne, geçen se-nodontreri gümrük anbarlarında durmakta, sıhhi ve fenni şartlarını kay-inektedirler.
İstikbalde ecnebi idrofil pamuğu id-halini hazırlamak gayesini istihdaf e-den bu ondirlkt tarzdan umumi efkâr şikâyetçi olduğu gibi, idrofil pamukta da Pahalılık yaratacak ve ecnebi mem-* lokotloro ihracını güçleştirecek olan bu sistemden hükümet ınomnun olmıya-caktır.
Sayın Başbakanımız, bakalım ne dü şünecek ve no diyeceklerdir.
İDARECİ
2 nhı nin
3
sıklaştırılması,
4 — Avrııpada bir silâhlı tecavüz halinde askeri veya diğer hususlar da. clleriüde bulunan her vasıta 1-le karşılıklı yardım yapılması,
Anlaşmanın süresi elli senedir.
VEFAT
Af-yoıı — Gazetemiz yazı ailesin den Muzaffer Görktanm Büyük Kayın vaidesl Zehra Arpacıoğlu 0/3-948 salı günü İki aydan beri do varn eden bir hastalık netlcesindr vefat etmiştir,
Merhuma ralımetler dilerken, o- -.Harındaıi Tüccar Mustafa Aıpa (;ı ) ;lııııa, Demokrat Afyon gazetesi sahibi Mchmed Arpacıoğluna, iner lıuınun diğer aile efradına baş sat) . lıüı ve sabırlar dileriz
ralını etler
Polonyada Rus terroru
kaçtığını, kendi kaleminden an* latan hikâyesine dünden itiba« ron başlamış bulunuyoruz. Bugün bu hikâyenin başlangıcının ikinci kısmını aşağıda bulacak* srvMu)
— 2 —
Yalnız farzı diniz ki siz d? tıpkı benim gibi bir PolonyalIsınız, ve kendi özel hürriyetinize karsı o-lan aşkınıza, insan hakları hususundaki hassasiyetinize, vicdanınızın size emrettiği veçhile konuşmanın, hareket lamnanm tabii ğıı inancına da siniz.
Yabaneı bîr
yetiştirilmiş olun ve ontıu idave ve kontrolü altında bulunan emniyet polis teşkilâtına nunsub silâhlı bir gı-up bir gece an&?.ın evinize giriyor ve sizi tevJu: e »ıvor.
( Deva mı tw)
etmenin ve oy kul bir hak anız oldu-sahib bul un inakta-
devlet tarafından






1;
_ŞA¥FA: 4
Gnl, Sadık Aldoğanın makalesi
r*-»
('Baştarafı 1 incide)
JPartl mensubl&rj. Genel İdare kuru w j» içindeki
Jara katılan bir kaç kişinin, en jnÜBİebltlerl bile gölgede bırakacak iehakkümtlne bir son vermezlerse. Demokrat Partinin siyasî mevcudi Jeti, sinesinde hür insanlar yaşat myan bir müritler ocağı haline ge JecektiT.
Demokrat Partinin böyle bir du ruma düşeceği tasavvur cdllemlye ceğine göre Demokratların, başla-Ejnda yerleşmiş bulunan dört bu uk kişinin siyasî hayatına er geç }r son vermelerini beklemek asla yanljş olmaz. Zira: bir avuç insanın tahakkümü, bilhassa fikirler üzerine yaptjklan meşum baskılar) kltinda harekete mecbur olmak zil Jeti, İliç bir hür vatandaşa yakışır $ey değildir,
Demokrasi uğrunda mücadele 1-Çiıı büyük .bir heyecanla ortaya atı iaıı Demokrat Partinin bir tesadüf eseri başma geçmiş olan dört bü-çuk kısa görüşlünün son yaptıkları işler nekaılar yüz kızartıcıdır. Bu adamlar Demokrasiden, Hürriyetten nasıl bahsedebilirler?
Acaba Genel İdare kumlu içinde ki bu nıütehakkim insanlar neye gü veriyorlar? Partili vatandaşların bunlar hakkında gösterdikleri sev gi ve saygı tezahürleri mi bunları bu kadar küstahça harekete sevke-diyor? Yoksa siyasî kudretlerine mi güveniyorlar:
Eğer halkın kendilerine karşı gös
■ erdiği bu ilgi ve sevgi tezahürlerini kendilerinden halkın hizmet bekle diği mânâsına alıyorlarsa ne yapa-aklarmı parti mensuplarına bu adamlar söylemişler midir? Halkın .bu muhalefet liderlerinden bekledi ğ(: bir an evvel Halk Partisi hükû metinin elinden kendisini kurtar-masıdır Acaba bu kurucular ve o nun yaıdakçdarı halkın bu ihtiya cim kavramışla mudi r dersiniz Halk Partisi Genel Başkanı ile u-yusup anlaştık * ına bakılırsa bu ihtiyacı elhak kavramışlar ve bu hususta kendilerinin bile takdirini kazanmışlardır. Çünkü, halkın üze rlne yapılan tazyikler nlsbeten çok azalmış! Celâl Bavar gittiği yer jtrde hükümet adanılan tarafından da . arşjlanıyormuş! Demokrat Par ti R ışkam da artık profpoflanıyor muş!
• GöruJuyorki halkın istediği oluyor! ve kurucular da bundan meni nur.? 1950 senesinde yapılacak se ',nne Kadar sesimizi çıkartmayalım. Beri tarafta adım başında bir sefa let tablosu He karşılaşalım, sefalet ve verern diğer hastalıklar cemiyeti gemlrip dursun Halk Partisi hükû metleri de korkak ve uysal bir mu halefeti oyuncak diye ellerinde oy natsmlar!.
işte bizim hissettiğimize göı-e Demonrat Partinin kılavuzluğunu yapan bu bir kaç zavallı Ege böl-gesinae yaptıkları gezilerde, Demokrat Parti muhtelif kademelerinde türlü türlü entrikalarla seç tirdlkleri müritlerine dayanarak. Demokrat Parti mensublarım aldatmağa çalışmışlar; ve gördükle ri tezahürlere lüzumundan fazla kıymet vererek parti içinde tehak ı|imlerini temin için kendilerine metelik bi'ıe vermiyenleri partiden çıkarmak küstahlığına kalkmışlardır.
Milletin aklı selimi önünde bu tio.ikişotluk. ergeç meydana çıka-?aktır. Şimdiden diyorum ki, bu ku rucn deniîenıer ve onların peşine bilmiyerek takılan zavallılar, siya si hayatlarına ve daha bugünden i-tiDaren idam beratlni imza etmiş bulunuyorlar. Bu zevat Halk Partisi ieri geelnlerinder. meselâ: Receb Pe ktr kadar dahi siyasi mevcudiyet ol rnaktan mahrum bîr hale gelmişlerdir. Çünkü: Receb Peker siyasî kanaate sahip bir zattı. Kanaati yanlış olabilir. Yaptığı İşler çok kö tüdür. nitekim Başkanlığı esnasın da kendisine ve kabinesine karşı yapılan şiddetli tenkidlere ne kadar
tahammül gösterdiğini biliyoruz. Hülâsa: Peker karakter sahibi bir kurucular denilen ve on zattı. Fakat Demokrat Partinin kuru cusu denilen zavallıların hiç bir siya sî kanaatleri yoktur; Renksiz ve sİ İlk insanlardır. Bunlar daha lktlda ra gelmeden hür fikirlere tehanı. mül edemiyorlar. Ya iktidara gel-6elermiş Receb Pokeri mum, ile ara tacak kadar tahakkümü İleri götü recekleı-lne zerre kadar şüphe kalmamıştır.
Demokrat Partinin en büyük na | «lpslzliğl bu zavallı insanların meşum bir tesadüf eseri olarak muha lofetin başma geçmiş bulunmalarıdır. Bu hal parti için en büyük ta lihsizllk olmuştur. Sekizinci Büyük Millet Meclislhin açıldığı günden bu güne kadar, gerek Meclis içindeki ve gerekse Meclis dışındaki siyasi mücadeleler kararsız v ecesareti medenlyeden mahrum bu zavallı insanların kâzip şöhretlerine kurban olmuştur,
Meclis içindeki muhalefetin mücadelesini korkaklıkları veya kötü niyet ve siyasî zaafları yüzünden ne kadar söndürüklerinl sırası geldikçe birer birer anlatacağım; Ve göreceğiz kf, bu adamların nuık şadı kavramamaları ve kendilerini olduğundan fazla görecek kadar hodbin olmaları muhalefeti lâyikl ile çalışmaktan menetmiş; ve Ra nâ Tarhan grupununkine. benzer bir muhalefete sevketmiştir. 20 kü sür sene Halk Partisi içinde keyif çatmış, siyasi İşlere, alay olsun di ye karışmış olan, bu insanların zih niyet değiştirmelerini beklemek boştur. Bunlarm kapı yoldaşlığı zihniyetinden sıyrılmaları imkân sızdır.
Meclis dışarısındaki toplantılarda, basında çıkan beyanatların da bu zatların politika üzerinde dişe dokunur bir satırlık siyasi bir fikir oı-taya attıkları görülmemiştir. Görülüyor ki bu adamların Demok rat Partinin başından silkilip atıl mazsa bu partinin tarihe gömülmekten başka bir nasibi olmaz. Ya zık oluyor Demokrat Partiye.
Sadık Aldoğan

tik Darülmuallimin Müdürü
fBaştarafı 1 incide)
Toplantıyı Prof. Z. F. Fmdık-oğlu açmıştır. Maarif müfettişlerinden Sabri Kolçak, günün Önemini belirten bir konuşma yapmış ve Cevdet Paşanın, tefekkür tarihimizde önemli bir yer işgal ettiğini tebarüz ettirmiştir.
Bilâhare sözalan. Rüştü Ul-tav, Cevdet Paşanın, hayatı ve maarifçiliğmden bahsetmiş; Hu kak Fakültesi Profesörlerinden Hıfzı Veldet, Cevdet Paşanın «Hukukçu' taraflarını belirterek ezcümle demiştir ki;
«Cevdet Paşanın zamanında; hukuk ilmi tatbikat bakımından gerilemiş ve hîle-i şer’iye deaı--len hukuk oyunları baş göstermişti. Kısaca, umum hukuk seviyemizde bir inhilâl vardı. Hukuk mesnetleri, tamamile zayıflamıştı. Durum, tehlike ar zediyordu.
îşte, Cevdet Paşa bunu müdrikti. Nitekim, mevcut hukuk kitaplarını tadil ederek birleştirdi. Ve 'Mecelle-i Ahkâmiye» nin ortaya çıkmasmda en bü -yük rolü oynadı. Hukuk sahasında büyük bir eser yaratmış oldu.»
Müteakiben Hilmi Ziya, Cevdet Paşanın «Mantıkça sıfatlarından; İsmail Habib Edebiyat sahasındaki eserlerinden bahsetmişlerdir.
Son olarak, Şeyhulmuallimin ferhengi olan Yusuf Ziya, Sükûn, kendisine bu büyük sifatm verilmesinden fevkalâde müte -hassis olduğunu ileri sürerek şunları söylemiştir:
(— Bu mesleğe yarım asırdan fazla emek verdim. En bü yük zevkin, okumak ve okutmak olduğuna iman ettim. Bu 3rola ömürlerini harcamış ve harcayacak olanlara da muvaffakiyetler ve uzun ömürler dilerim.»
MARKA
0,08 l m/m m/m
TIRAŞ BIÇAKLARI Üstünlük timsalidir S ırkiye Genel Mümessili
RAHtM ( AVVŞOGLü Bahçekapı, Celal bey han No.39 İstanbul
i" - . —
Gaziantep Kültür Derneği İstanbul Şubesi Başkanlığından:
Demeğimizin olağanüstü toplantısı 21/III/948 paîar günü saat 9 da Eminönü Halkevi küçük salonunda yapılacaktır, üyelerin gelmeleri ehemmiyetle rica olıp»*~) Gündem:
1) İdare heyeti raporu,
2) Dilekler,
3) Seçimler.

—rser— ♦ ---■ -r - -
KTOR " - 1
Kemal Nuri İMRE
Clld ve Zührevî Haftalıklar
Mütehassısı.
Beyoğlu Asmalımecld sokak
17/2 saat 14-19 Telefon: 42324
T

r
1
f
~ " -
ZÂYÎ : — 944 — 945 yıllarında Malatya Lisesinden aldığını kayp suretini kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Malatya Lisesi Sabık Talebelerinden No. 169 Nevzat Ülker
18 MART 1948
Ticaret ve Sanayi Odası senelik il radyo"!
• la ■■ ■ • ••• Program
aidatının Mart sonuna kadar
9
ödenmesi hakkında
4355 sayılı kanunun 33. üncü maddesi senelik oda aidatının üç ay zarfında ödenmediği takdirde üç mİ6İİ alınacağım mutazammmdır
1948 senesi aidatının başlanğıcıl/1/948 olduğundan 31/3/948 akşamına kadar ödenmeyen aidatların 1/4/948 den itibaren üç misli tahsili zaruret ve katiyet kesbedeceğlnden buna mahal bırakılmamak üzere odamızda kayıtlı bütün ftzamızuı senelik aidatlarını son 31/3/948 akşamına kadar muhasebe şubemize müracaatla ödemeleri lüzumu tavsiye ve rica olunur, (2183)
■r—

(Pazarlıkla Binek otomobil satılacak)
İstanbul Defterdarlığından t
Muhammen bedeli Teminatı
lira Hra
3000
3000

3000
225
225
225
»Türkiye Üniversiteleri Talebe birlikleri Millî Federasyonu»
Üniversite Talebe Birliği, •Türkiye Üniversiteleri Talebe Birlikleri Millî Federasyona ü-zerindeki çalışmalarını tamamlamış ve statüyü hazı» lanuşl ır. Federasyonun merkezi Ankara da olacak ve çenel kurul, her Talebe Birliğinin yollayacağı vedişeı kişilik heyetlerden teşekkül edecektir.
Bunlar arasından seçilecek i-kişer talebe de. federasyonun idare heyetini meydana getirmiş olacaktır.
Kadıköy Hâlindeki dükkânla' rın kiraya verilmesi meselesi ----------------o---- .
Daimi Encümen, evvelki gün top ianarak belediyeye devredilen Kadıköy Halindeki dükkânların kiraya verilmesi hususunu müzakere et nıiştb
Öğrendiğimize göre bu toplantı da t) küfler tetkik edJlmLş, fakat âufj âblATR TftDİemarniŞtır.
W
PERŞEMBE — 18/3/1948 Açılış ve program-
M, s, ayarı,
7.29
7.30
7.30 Müzik: Hafif Müzik (P).)
7 45 Haberler,
8.00 Müzik: Baz Eserleri (P1.)
8.15 Müzik: Operetlerden
Seçme Parçalar (Pl,)
8.45 Müzik: Hafif Müzik (Fİ.) 9.00 Kapanış,
12.29
12.30
12.30
13.00
13.15

Milli Saraylar Müdürlüğü garajında bulunan 939 model 6019982 motor sayılı Reno mara bir adet lanılmş binek otomobil.
(Dosya 51065—137)
kul
Bihuşa-
Beşiktaş Kıhnçall Bayındırlık ılnci Bölge Otopark garajında lunan 937 model 729466 motor yılı Şevrole marka bir adet kullanılmış binek otomobil.
(Dosya 51065—138)
Ayni yerde bulunan 937 730109 motor sayılı Şevrole bir adet kullanılmış binek bil.
(Dosya 51065—138)
model marka otomo-
/karıda yazıl: otomobillerin ayrı ayn yapılan satışlarına alıcı ğa kalmıştır,
İsteklilerin kimlik belgeleri ve teminat makbuzlarile birlikte 8/3/948 den 8/4/948 gününe kadar Milli Emlâk Müdürlüğündeki korniş yona müracaatları, fazla bilgi için de hergün sözü geçen müdürlüğe başvurmaları. (3377)
B/3/948 gününde kapalı zarf gelmediğinden bir ay içinde
usulile pazarlı
Açılış ve program,
M. s. ayan, Müzik: Şarkılar, Türküler, Haberler,
Müzik: Radyo Salon Orkestrası,
14 00 Kapanış,
17.58 Açılış ve program
18 00 M. a, ayan.
18,00 Müzik: Dans Müziği (P1
18.30 Konulma.
18,45 Müzik: Şarkılar.
19,00 M- s. ayarı, 1900 19.13
19.20
90.00
20 15
20.30
20,35
21.15
21.45
22.00
Haberler,
Oeçmişte Bugün. ' "
Müzik: Tarihi Türk Müziği Müzik: Türküler,
Radyo Gazetesi.
Serbest Saat,
Müzik: Radyo Salon , Orkestrası.
Müzik: Karışık Şarkılar, Konuşma.
Müzik: Elgar.
Yaylı Sazlar Kuarteti,
Müzik: Dans Müziği (P1.) M. s. ayarj,
12,30
2245
22.45,Haberler.
23,00 Program ve Kapanış,
BUL MACA
----*----
12 3 4567 89


3
i
f
J
2
3
4
t
i
i
1
/
ESNAFA
!
t
ıra
•. •
M ’
Î-.4 *.
Mııslümanlar!
Yana çıkacak olan Büpük Doğuda «Çöle İnen Nur — «Çöle ve bütün zaman ve mekâna» ismi altında. Necip Faad KLaak(ürek, Peygamberler Peygarmebrlerinln hayatını yazmaya başlamıştır.
Yannki Püyiık Doğu, her bakımdan ve her tekâmül noktasından çok ileri bir adamıdır,
İstanbul İlinden Tebliğ Edilmiştiı
Aslı ve esası olmadığı halde Esnaf Odasrnm kaldırılacağı hak kmdakl esnaf arasında havadisler yayılmaktadır,
4355 sayılı odalar kanunu meriyet halinde ve Esnaf Odaları da bu kanuna göre faaliyet halindedirler,
Esnaflarımızın yalan, yanlış, rivayet ve hâvadislere inanmaya rak kanunun emrettiği vecibeleri vaktinde yerine getirerek cwa lı durumdan kaçınmaları ilân olunur. *344ö)
’lıa
7
I
t
)*•
Vİ W
-
• I - • •
—— ■ - — - _ _ ~ i
İstanbul Vali ve Belediye Başkanlığından taksitte
»
»
resmi
: Dört : İki
* -»
D
r
«
I (

Grip - Baş - Diş ve Romatizma
AĞRILARINA KARŞI





Göknar ve Çam tomruğu satılacak
Devlet Orman isletmesi Karabük Müdürlüğünden
Geçici teminatı
Lr. Kr.
latif Nmu.
)
riat»
ÇtoBİ Atiedl M3. 03 Lr. Kr.

ihale günü
Tarihi Saati latif yeri
I
■1 i
ı i 'K 1 ı i 1


l 1 1 I
M. i ■ H
■ i i i l
i
■ • ! 1

r
SOLDAN SAĞA ı
1 — Tayyare. Harfin okunuşu;
— Tropik bölge arz ı çe), Baş; 3 — Başpıa (T) gelirse4,t , bir nevi motor olur, Son had; 1 — .'y-Eski değil. Tersi nota; 5 — İnıeme, Atsız; 6 — Tersi yerine getirme, Su ortasında kara parçası: 7 — A-vuç içi. Başına (Cı gelirse mevta o lur; 8 — Aspirin markası, Tersi kı pılarda öter; 9 — BtldlrJk, Gök.
YUKARIDAN AŞAĞI :
1 — Çocukları korkutmak içli söylenir, Ağabey; 2 — Bankada rn ra karşılığı verilir, Hakikatin terai, 3 — Namzed, Büpük taş; 3 — Terai beyaz. Güzel, Genlşllk:5 — Kız ilmi, Asker; 6 — Zarar; 7 — Başaa (B) gelirse ArnRvııdça yemin olur, Kaş: 8 — Çokluk. İrade ile bera. berdir; 9 — Civa haline geçme. O la.
JLUA s
dairesi (dönen- |
I

134. 148.
71.
91.
114.
98.
94.
89.
95!
95.
120.
18.
03
01
12
29
27
81
99
41
09
61
91

Hısaryanj
)
)
)
)
)
)
)
)
)
)
»
10
)
)
)
) (
)
)
)
)
)
)
10
24/8/947
)
)
)
)
)
l
)
)
)
da
)
)
)
)
»
I
)
)
) dl
48. 00
)
)
)
)
)
»
)
»
)
)
46.
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ 1 2 3 4 5 6 7 8 İ
P Â Kİ i S T A Nl^
SlRİAİK M o:n,u r
I S R '. A F «ARA
KİA TİM'AİNİ» ! M
O S ■ ■ ECE L BII
P ar Tİ 1 ZAN w A.R A ■ A ı. m;a.n
tia:k 1 : l.b a;t
■ısı I I. A«A T’ 1
G6hnar
)
)
r
i
)
)
)
Çam
Tomruk
)
)
)
*
)
)
)
)
t
)
Tomruk

1
9
8
4
* t s
do
13
22
41.082
40,Mö
21,801 37,904 30,020
30,280
29,110
12,080
29,147
29,813
37,000
6.234
67
94
48
81 |12 100 İ02
28
71
63
86
15
1
9 d
9
4
4
8
t
)
*
)
)
i
»
)
)
00
)
)
)
)
)
)
»
)
)
24/8/947
)
)
)
)
)
)
»
)
)
)
(Ocak, Mart, Haziran Ağustos) Mart, Ağu6toe)

(Ocak. Haziran)
(Mart, Ağustos)
(Mart, Ağustos) taksitte
»
defada
D
D
Bina vergisi
Arazi vergisi
Yol vergisi
Temizlik vergisi :
Aydınlatma R. :
Kara taşıma araçları
Deniz taşıma araçları resmi
Sandallardan alınacak R.
Levha ve ilân resimleri
Tente, siper, saçak reslmi
Bina, arazi ve yol vergilerile, zamanları Gtnel MeclLsce tâyin edilenlerin 948 yılı taksit aylan vakan da gösterilmiştir,
Sayın halkımıza ilân olunur.
İki
»
Bir
)
»
belediye vergi ve
(Ocak, Haziran)
(Ocak. Haziran)
(ve Haziran ayında) (ve Haziran ayında) ( d » » )
resimlerinden taksit
*
34831
1122. 52
832 342,776
miktarı vo bulunduklurı yerle teminatları auretile satılığa çıkarılmıştır.
2 — İhale 24/3/948 çarşamba günü saat onda Karabük Orman İşletme Müdürlüğü binasında teşekkül edecek ko-
misyon huturunda yapılacaktır. ..
3 — Buna dair şartname, Omum Genel müdürlüğünde, Bartın, Çerkeş, Gerede işletmelerde i?le(nieimr.de ge-
rüleHlir. 10/9/04»
4 — İsteklilerin belirli gün ve s&atto geçici teminatları ile birlikte komisyonunıuta müracaatları.
iletme Müdürü
l
— Yukarıda cine

yatılı çam
ve gökııar tomruklan açık arttırma
Bu beş yabancının kim olduk larını sayın okurlarım elbette tahmin etmişlerdir. Bunlardan biri ihtiyar gardiyan îbni Tank diğeri işkenceci başı Hişarn, Ammar; üç tanesi de beşinci hücre mahkûnıu Cemil, Os -man ve Muhtardı.
Ibııi Târik, arkadaşlarına hitaben ;
— Çocuklar, dedi. Artık burada duramayız. Hemen atla -rımıza binip kaçalım; tanımadı ğımız, bilmediğimiz başka ufuk lara doğru kanad açalım, Nasır İbni Seyyar’ın eline geçersek soluğu öbür dünyada alırız
— Evet, kaçalım, kaçalım!..
Bunları söyleyen Cebel’di. He men hana girdiler ve biraz sen-ra atlı oldukları halde dışarı çıktılar. Halkın kalbî takdir ve alkışlan arasında Merv’i terk ettiler. Baş döndürücü bir süratle gidiyorlar; peşlerine düşecek takipçilerin arkalarından yetişme ümidini suya düşürme’

%
I

—Aşk - Macera
Yaıant Kuha?rem Z»
ğe çalışıyorlardı.
Muhtar, bir aralık başını ge ri çevirip baktı ve:
— Arkadaşlar1 di)o b%nrdı. Daha hızlı gidelim. Arkamız -dan üç atlı geliyor! Gerçi üç kişi bize birşey yapamaz. Lâkin arkadaşları gelinceye ka -dar bizi meşgul ederler
Fakat o sırada bir hâdise ol-dr. İbni Tarık’ın atı bir taşa BÜrçerck ön dizleri üstüne çöktü ve İbni Târik üzerinden düştü. Alnı sivri bir taşa gelerek delindi, kanamağa başladı.
Onu o halde bırakıp gidemet
Tarih - Cinayet
lerii. Hemen atlarından inip sabık ihtiyar gardiyanı yerden kaldırdılar. Alnının yarasını harmanlyesi ile «ardılar. Fa -kat geç kalmışlar/?,. Daha atlarına binmeğe vakit kalmadan diğer üç atlı yetişti.
Ammar, yani sâbık işkenceci başı Hlşaır, br üç atlının üçünü de tanıyarak sevinçle ı
— Talha, Abdurrahman, Abdullah!.. diye bağırdı. Biz de sizi arıyorduk.
Cebel, Talha’nın karşısına ge-
«
— Yâ Talha, dedi. Biz
seni
7
Tefrika No» 1441
ve arkadaşlarını yakından tanırız. Ben ve gu iki arkadaşım, Zap suyu çenginde sizin silâh arkadaşuuzdık.
Talha, atından indi. Üç arkadaşı kucakladı; ahularından, yanaklarından öptii:
I(£«rv’d/» Nasır İbni Seyyar’ın casvplarlle nasıl çoıpıştıınızı gördük. Buranın yabancısı olduğunuzu da anladık. Sizi yalnız bırakmamağa, emin bil’ vere götürmeğe karar verdik. Diğer İKİ arkadaşınızı tanımanıza lüzum yok. Biz, onlan pek İyi ta*-
Vaıohın kahramanlar!
nınz.
Muhtar sordu:
— Nedir isimleri, yâ Talha?
— Hişam ve meşhur moruk kardiyan:
— Hayır, yâ Talha ! biri Ara-mar, diğeri de îbni Târık’dır.
— İsim değiştirmekteki mak sadııı ne olduğunu anlıyorum. Biz istikbal için çalıştığımız i-çlıı maziyi dile alan insanlardan değiliz. Yalnız öğrenmek istediğimiz bir nokta var: Meı v’e niçin geldiniz ve bizi niçin arıyorsunuz?
— Biz üç arkadaş zindandan kaçtık. Mücadele vazifemize de vanıa geldik. İki arkadaşımız da ayni maksad uğrunda çalışmak için iltica vö iltihaka geldiler, ), ,
İhtılar gardiyan, heyecandan alnındaki yaranın acısnu u nutmuşlu. Talha’nın vereceği ce vabı merakla bekliyordu, şanı da. ayni vaziyette idi.
(Devamı var)
/
l
$
Hakiki Ingiliz menşeli su geçmez TF.ENÇKOT PARDESÜLER
35 Liradır
Satışımız muhayyerdi!
ABDURRAHMAN KALYON
Dikranyan Han 11 — 12
Sultan Hamam
Hl-
i
İmtiyM Sahibi:
A. CEMALEODİH 8ARAQ0ÛLU • |
Yası İflerini fiilen idare eduıl Yaıı İtleri Müdürü: FATİN FUAO
Dındidigi Yer:
«Yeni Sabah» mürettiphane*! Baııldığı yer: «Gün fiaıımevla