Meşhur Alman
TELEFUNKEN
Radyolarının en son modelleri
Tikom Ltd, Şr. Bankalar Cad. Yurt sokak No. 21.
6167
18 Aralık/1950 Pazartesi * Fiyatı Her Yerde 10 Kuruş
Şfamilia
Bayanların yegâne iş ansiklopedisi, dünyanın en büyük paironlu elişi ve model mecmuasıdır. Bu güno kadar duymamış, görmemiş ve almamışsanız mutlaka bir tecrübe ediniz.
116 Sahife 100 Kr. 369 Çıktı _____
Yıl: 2 — No. 594
Telgraf adresi : Zafer Gazetesi — Ankara ★
* Telefons 15315, 15619 ve 16882 ★ Denizciler Caddesi: 2 * Posta Kutusu : 193
Gelir vergisinin memurine tatbiki
Maliye Bakanı Polatkanın Beyanatı Mes’ele Meclis tarafından bir karara bağlanacak Mevzuunşu veyabu şekilde halli üzerinde hükümetin İsrar etmeyeceği belirtiliyor
Amerika, bütün Amerika
Kıtasını yardıma çağırıyor
Ankara, 17 (a.a.) — Vatan mu habiri Sabahattin Sönmez’in Maliye Bakam Haşan Polatkan’dan gelir vergisi tatbikatının vereceği neticeler hakkında umumî efkârı tenvir etmesi ricasında bulunması üzerine, Bakan yu beyanatta bulunmuştur:
«Bir memleketin vergi sistemin de mühim ve esaslı değişiklikler yop.İması daha ziyade o memleketin malî durumunun bu gibi değişikliklerin önceden hesabı müşkül olan ihtimallerinu karşılayabilecek bir inkişaf ve istikrar içinde bulunduğu zamanlara rastlanılmak icap eder.
Bizde gelir vergisi tatbikatı, dört yüz milyon lirayı aşan bir vergiler manzumesinin kaldırıl-masiyle baslıyacaktır. Yani gelir vergisi, bu kaldırılan ve temin ettiği varidat dört yüz milyon lira gibi mühim bir ybkûnu asan bu verginin yerini alacaktır. Bu mühim değişiklik yapılırken esaslı hesap ve tahminlere dayanıl-d ğına dair olan tereddütlere hak verdirecek sebepler mevcut, tur.
Bu mülâhazalara binaendir ki, (Sonu Sa. 4 Sü. 3 te)
Mevlânanın 677 inci
ölüm yıldönümü töreni
Bu münasebetle dün Dil-Tarih ve Coğrafya fakültesinde bir toplantı yapılarak bu büyük adam anıldı
Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî'nin 677 nci ölüm yıldönümü münasebetiyle Ankara üniversitesi Dil
vc Tarih - Coğrafya Fakültesi konferans salonünîTa’dün saat 15 de bir toplantı yap.lmıştır.
Vallace Stalini
Siyasî durum dün de nezaketini muhafazada devam
etti, Vişinski’nin ayrılacağı esnada basına demeci
Tertipli şayialar
harp istemekle ithamediyor
Vaşington, 17 (Usis) — Ame-1 işleri bakanlarını resmen bit rika Birleşik Devletleri önü- toplantıya çağırmasını Ameri-müzdeki çarşamba günü Amc- ka Devletleri Teşkilâtından is-rika kıtası cumhuriyetleri dış-' (Sonu Sa. 4 Su. 5 te)
Korkunun ecele faydası yoktur
Mümtaz Faik FENİK
İkinci Dünya J* yorgun çıkan milletler, dünyanın hiç olmazsa, uzun seneler bir harp görmeyeceğine pek’ inan mışlardı. Huzur ve sükûn içinde yaralar sarılacak ve bundan sonra yeni bir felâketin tekerrür etmemesi için, bütün milletler hep birlik olup, canla başla çalışacaklardı. Amma, ne yazık ki, umulan netice hasıl olmadı; 1939 dan evvelki Hitler Almaııyasının
Harbinden hayli | bir baraj vücuda getirmek, ikin-illoilrr dünvanın cigj, batıda, artık her türlü istilâ emellerine son vermiş olan Almanya ile sıkı bir işbirliği yapmak ve böylece Rus tehlikesini önlemek.
Maalesef her iki tedbir de ihmal edildi; hem sade ihmal edilmek şöyle dursun, üstelik bu tedbirler, Rusya tehlikesinden de (Sonu Sa. 4 Sü- 4 te)
Hükümetin istifa edeceğine dair haberler yalandır Son günlerde muhalefet çevreleri ve bilhassa Halk Partisi organları tertipli ve kasdî haberlerle hükümetin istifa etmek ü-zeıe olduğuna, istifa edeceğine, (Sonu Sa. 3 Sü. 1 de)
Amerikan imkânsız
yerine 1915 den sonra, Sovyet Rusya kaim oldu. Hem işin kötü tarafı, Rusya, Hitler Alın ın yası gibi batılı müttefiklerin karşı safında değil, bizzat içinde idi, onların müttefiki bulunuyordu. Vaktiyle aynı» gayelere hizmet etmenin ve galebe çalmanın verdiği bir cesaretle, yüzlü yüzlü müttefikleri içinden vurmağa çalışıyor; sulh yolunda yapılacak her türlü hareketleri mütemadiyen baltalıyordu. Bu Sovyet metoduna karşı tedbir almak lâzımdı. Fakat maalesef a-
makaleye yapılan çirkin hücumlar
Prof. Ali Fuad Başgil isnadlara cevap veriyor
lınamıyordu. Çünkü zaferin verdiği bir sarhoşlukla şimaran bu azılı müttefiki yerinde durdur-mıya imkân yoktu.
Buna karşı iki mühim tedbir düşünülebilirdi: Uzakşarkta Japonya ile bir an evvel sulh yapıp, onu müttefikler dâvası safına kazanmak ve böylece Pasifik’te, Rum emperyalizmine karşı
“Paris sefaretinde imamlığım hakkındaki yalan bir hakikat olsaydı bu sıfat ve memuriyetimle ancak iftihar ederdim, ne yazık ki bu yalanı uyduran eski bir devlet bakanıdır,,
(nsan Hakları Beyannamesinin ikinci yıldönümü münasebetiyle «İdeal Buhranı, başlıklı fevkalâde enteresan bir makalesini Zafcr’e göndermiş
bulunan Profesör Ali Fuad Baş-gil’den, ayni zamanda bundan bir müddet evvel yine Zafcr’de neşrettiğimiz «Halkevleri Mülkiyeti. halikındaki makale dola-
yısiylc kendisine yapılan çirkin hücumlara ve isnadlara cevap teşkil eden bir başka yazı da almış bulunmaktayız.
(Sonu Sa- 4 Sü. 7 de)
Toplantıda büyük bir dinleyici kitlesi hazır bulunmuş olduğundan salon tamamiyle dolmuştu. Toplantıyı açan sayın Rektör Mevlânâ’nm büyüklüğü ve şöhreti üzerinde durmuştur. Müteakiben söz alan profesör Nafiz Uzluk, kısaca Mevlânâ’nm hayat.ndan bahşetmiş ve onun dehasını, karakterini belirten fıkralar nakletmiştir.
Bunu müteakiben Pakistan sefiri ekselâns Mian Beşir Ahmet, konuşmasının küçük bir kısmını Ordu lisanı ile nakletmiş, tam metnin tercümesi Prof. Danyal Bediz taraf.ndan Türkçe olarak okunmuştur.
Profesör Feridun Nafiz Uzluk, Pakistanm Pencap üniversitesi Rektörünün gönderdiği mesajı nckletmişlir, mesaj aşağıdadır:
(Sonu Sa. 4 Sü. 2 de)
solcusu Rusya ve Çini affı cürümlerin eşiğinde gösterdi
Londra, 17 a.a. (Reuter) — Birleşik Amerika’nın eski Cum hurbaşkanı Yardımcısı Henry Wallace «Reynolds News» gazetesinde neşredilen bir yazı-' sında Mao-Tse-Tung ve Stalin’-den dünyanın ve kendi milletle rinin menfaatleri namına şimdi takip etmekte oldukları siyaseti yeniden tetkik etmelerini istemiştir.
Wallac(a göre son iki sene işinde Stalin sulh değil fakat harp iştediğîni müteaddit defalar açıkaç belirtmiştir.
Wallace Stalin’in sulh teşebbüslerinin sadece propagandacın ibaret olduğunu belirterek ovyet liderinin dünyada ko-(Sonu Sa. 4 Sü. 3 te)
D.P. Genel
I
Demokrat
Parti balosu
Koltuk şansı
a dun de deva
Demokrat Parti İl îdaıe Ku-tertibettiği balo evvelki Ankara Palas salonlaıın-, ve çok büyük bir (Sonu Sa. 4 Sü- 4 te)
Henry Wallace
Kurulu toplandı
Toplantı 4 saat devam etti
Demokrat Parti Genel Merkez Kurulu dün Demokrat Parti Genci Baştanının riyasetinde toplanmıştır.
Saat 17 den 21 e kadar devam eden bu toplantıya Başbakan Adnan Menderes riyaset etmiştir. Bazı parti, işlerinin görüşüldüğü haber verilmektedir.
AhİNTIYA---1
KÜREK
I
Sayfa: 2
ZAFER
18/12/1950
i

Veteriner
| Ekonomi Bahisleri |
Kızıl Çin barış taraflısı gö-riinmüyormuş. Delegesi: «Ateş kes emri tuzaktır» diye buyurmuş. Aman, insanlarını, hayvan sürüleri halinde ateşe ve ölüme doğru sürmekten bir an geri kalmasın. Birleşik Milletler kuvvetlerini de Kore’den hemen atmaya baksın. Aman, kendi vatanından sayılan ve zaten yine üzerinde kendi ırk-daşları yaşıyan Formoza'yı da alsın. Sonra, öbür taraftan Ti-beti, Çin Hindini, Hindistan’ı işgal ve istilâ etmekten de geri kalmasın. 450 milyon değil mi? 50 milyonu ölmüş ne çıkar? Ne kadar çok Çinli ölürse, Mao'nun heykeli o kadar yükseğe dikil-
Hattâ, Amerika da yer yüzünden knlkmalı. Neydi Çin’in
Muhip Dıranas Amerika yüzünden çektiği çile! Çin artık uyanıyor, uyandı: Amerika'ya ölüm!
Yirmi seneden beri küçücük adasındaki Japonya’dan dayak' yiyen bu 450 milyonluk Çin, şimdi, estamplarının zariflikle çizdiği, gerçek hüviyetini buldu: Dragon, at bir kolunu Tibet'e, bir kolunu Hinde, Silıdle at öndekilerini Cin Hindine, Japonya’ya, Hindistan'a, Amerika'ya... Ejderhada kol tükenir, dünyada millet tükenmez, son kalanım da uzat Ilîısya-ya...
Yok, yağma yok! Sen 450 milyonunla dahi, dünyada ölüm kalım savaşına girişmiş milletler ortadan kalktığı zaman, Rusya'ya küçücük bir lokmasın, Konfüçyus'un çekik gözlü çocuğu!
talebeler
At yarışları
Fakülte ile talebeler arasında ihtilâf devam ediyor
Veteriner Fakültesi talebesi ile Fakülte idaresi arasında çıkan ihtilâf devam etmektedir.
Öğrenciler, dün gazetecilere verdikleri izahatta, Fakültede tatbik edilmekte olan Yüksek Ziraat Enstitüsü talimatnamesinin üniversiter zihniyetten uzak olduğunu, aym şartlara tabi diğer fakültelerde sömestr ulusü cari olduğu halde fakültelerindeki üs sümizan usulünün mağduriyetlerine sebep olduğunu, akademik hareketlerden istifadeyi sağja-mak için bu toplu harekete baş vurduklarım, dâvaları millî bir dâva olduğu için sonuna kadar dayanacaklarım ve icap eden bütün mercilere müracaat edeceklerini söylemişlerdir.
Bizim köy ve millî iktısadda ölçüler
Son Telgraf’a acı acı güldüm
— Dünkü cevabımın sonu —
A. grubu handikapını dün Bahtiyar kazandı
Dün sonbahar programına ilâ-1 neticesi üzerine müessir olmamı ve edilen yarışların birincisi ya- ‘ e-'L~- '
pildi. Program iyi tertip edilmemiş olduğu için koşular zevksiz geçti. Arap atlarına mahsus iki handikap olmasa idi yarışların yanş denecek tarafı olmıyacak-tı.
Çifte bahisin ikinci ayağı olan Ingiliz handikapında Rozita nm son dakikada koşmıyacağınm ilân edilmesi müşterek bahis oy-myanları da çok müşkül durumda bıraktı. Kişeler kapanmış olduğu için kimse parasım geri alıp başka ata oynamak imkânım bulamadı ve bu yüzden i-kili bahis satışı 18 bin lira içinde kaldı.
Koşulara saat 14 de başlandı.
Birinci koşu 2 yaşlı Ingiliz taylarına mahsus handikaptı, mesa. fesi 1600 metre idi.
Bu koşuya dört tay iştirak etti ve startla başa geçen Destan, Comm'ın önünde birinci oldu. Müddet 1.42. Ganyan 270 plâ-se 160—150 kuruş.
İkinci koşu sene zarfında koşu kazanmamış A ve B grupu atla-nna mahsustu, mesafesi 1800 metre idi.
Bu koşuya A. grupundan kaydedilen yegâne at Verdan idi, o da koşturulmadı.
4 at start yerine doğru giderlerken ve şeride asgari 50 metre varken start verildi. Oç at ileri fkrladış Yıjd-.nm yerinde durarak yanşa iştirak edemedi. Yıldırımın çıkış yapmaması ahn huysuzluğuna verilebilir. Fakat start tamamen nizamname ahkâmına aykırı olmuştur. Çünkü makina ile verilen startlarda atların behemahal şeride yakın bir yerde durdurulması icabeder. Bayrakla verilen startlarda da atlar start yerine âdeta ile gelirler. Halbuki bizde şeride dört nalla geliyorlar. Bu şekilde düzgün start verilemiyeceği tabiîdir.
Bu koşunun favorilerinden o-lan Nonoş 1000 metreden fazla Barış ile mücadele etti ve düz yolda Keramet hücum edince kolayca Nonoş’u geçerek birinciliği kazandı. Müddet 2.08. Ganyan 335, Plâse 105, 100 kuruş.
üçüncü koşu A. grupu Arap allarına mahsus handikaptı, mesafesi 2000 metre idi.
Bu yanşa 11 at iştirak etti. Startla başa geçen Burak'ı 63 kilo ile koşan Kasva kovaladı. Bunun tabiî îneticesi olarak her ikisi de plâseye giremediler.
Koşuyu gerilerden takip eden Bahtiyar düz yolda mükemmel bir hücumla rakiplerini yakaladı ve Maşuka'mn 2 boy önünde yarışı kazandı. Hatıra üçüncü o)du. Müddet 2,20. Ganyan 335 Plâse 155, 255, 180 kuruş.
Dördüncü koşu Ingiliz atlarına mahsustu, mesafesi 1800 metre idi.
Bu koşuya kayıtlı atlardan Rozita ile San, yani koşunun favorisi koşturulmadı. Bu vaziyete göre Kontes büyük favori olmuştu. Fakat koşuda ikili bahis ol duğu için ikinci atı da bulmak lâzımdı.
Dört at starta vardılar, şerit kalktı. Fakat bunlardan Kontes ile Yiğit çıktı, Çimenova on'ann epey arkasından koşuya baş-lad., Belle Rose ise stertta kaldı.
Belki bu bozuk start koşunun
tır. Fakat her ne olursa olsun start çok fena idi. Şeridin kalkması koşunun başlaması için kâfi değildir.
Bu gibi hallerde beyaz bayrak inmeyebilir ve atlar tekrar starta dönerler.
Bu koşuda Kontes startta kalmış olsa idi her halde bu k srak üzerine binlerce lira oynamış o. lan halk bunu alkışla karş.la -
Yansın cereyan tarzında kay da değer bir sey yoktur. Kontes başta çıktı başta geldi. Çimeno-vâ da jokey Reşadın güzel binişi sayesinde ikinciliği kurtardı. Müddet 2,06,5. Ganyan 110, Plâse 100 kuruş.
Beşinci koşu ö. grupu Arap otlarına mahsus handikaptı, mesafesi 100 metre idi.
Dört ahn hemen başbasa denecek kadar yakın ara İle bitirdikleri bu koşu günün en güzel
Destan ve Keramet ile kolayca iki birincilik kazanan jokey Reşat bu yarışta fevkalâde güzel bir bekleme koşusu yaptı ve son metrelerde rakiplerini geçerek koşuyu kazandı. Ceylan ikinci. Azize üçüncü oldu.
Müddet 2,07. Ganyan 710 plâse 350, 235. 260 kuruş.
Cifte bahis: Bahtiyar - Kontes 490, ikili bahis: Kontes - Ci-menova 220 kuruş verdi. z
ATÇI
Silâh fabrikası işçilerinin şikâyeti
Makina Kimya Endüstrisi Kuru mu silâh fabrikası isçilerinden aldığımız bir mektubu aynen neşrediyoruz:
«Sayın İşletmeler Bakanımızın nazar- dikkatine:
Biz, Makina Kimya Endüstrisi Kurumu silâh fabrikası işçilerin-deniz. Fabrikamız isçilerine verilmesi kararlaştırılan ayarlama zammından istifade edememekteyiz. Buna sebep olarak, 943 senesinden evvel fabrikaya d"-hul etmediğimiz gösteirlmektedir. Halbuki; 943 senesinden 948 senesi sonlarına, kadar fabrikaya giren işçilere, eski ustaların yev miyelerinin az olduğu ileri sürülerek, birinci sınıf işçilere en çok saatte 40—50 kuruş vermektedir. 943 senesinden evvel fabrikaya giren işçiler bu zamdan istifade ediyorlar da, biz neden edemiyoruz?
Sayın Bakanımız: «Bugün saatlik kazancı (160) kuruş olan bir ustaya iki defa fevkalâde zam yapılmış ve bu defa da a-yarlama zammı olarak (70) .kuruş verilmiştir.»
Ayarlama zammının dışında kalan 800 işçi tabiî olan hakkından mahrum bırakılmıştır.
Sayın gazetenizle, bu mühim haksızlığa alâkalıların dikkatini çekmenizi rica ederiz.»
Silâh fabrikası işçilerinden bir grup Gazi Lisesi mezunlarının Genel Kurul toplantısı
Dün, Ankara Gazi Lisesinden Yetişenler Derneği Genel Kurulu ekseriyet temin edilemediğinden 2 nci Genel Kurul toplantısını 24 Aralık 1950 Pazar günü yapacaktır. Bütün arkadaşların saat 10 da Gazi Lisesi binasmdo bu toplantıya şeref vermelerini

Yenişehir Lisesinden yetişenlerin Kore'ye telgrafı
Yenişehir Lisesini Bitirenler Der neği tarafından Kore savaş birliğimize şu telgraf gönderilmiş-
cKore Türk savaş birliğindeki kahraman Subay, Gedikli ve Erlerimize;
Birleşmiş Milletler safında dün ya sulhü için savaşarak kahra-manl.k âbideleri diken sîzlere ■onsuz sevgi ve saygılarımızı yollarız.»
D. P- İtfaiye Ocağı kongresi
D. P. İtfaiye Meydanı Ocağının yıllık kongresi dün saat 14 de yapılmıştır. Yeni idare kurulu şu zevatlardan müteşekkildir:
Başkan Osman Gündoğan, i-kinci başkan Sezai Kırma, sekreter Nuriku, muhasip, Ahmet Ozkesemen, üye Süleyman Er-
Millî iktisat ve tasarruf (Ulusal ekonomi ve arttırma) haftası içinde bulunuyoruz. İlk ve orta okullarla liselerde, bu haftanın ders konularını kumbara, banka, yerli malı... teşkil edecek; radyolarda bu mevzu ile ilgili konuşmalar dinliyeceğiz. Gazeteler İktisadî işlerimize her zamankinden daha fazla yer ayıracaklar.
Biz bu yazımızda, Mahmut Makal'ın haklı bir şöhret yapmış olan «Bizim Köy» adlı eserinin on beşinci sahifesinde başlayıp, on yedincide sona eren Ticaret başlıklı yazısının ışığı altında millî iktisadımızda mühim bir yer almağa namzet olan kümes hayvanlan mevzuunu ele alacağız.
Fıkrayı ana hatlariyle Mahmut Makalın kaleminden takip edelim: «...Gani Çavuşun kardeşi Hüseyin ağa ile Tat Musa yüz kadar hindi topladılar. «Acep nerede şatsak daha fazla eder ki?» «Sür Ankaraya be gardaşım». «Öyle ya orada her şeyin ateş pahası olduğunu işitmiyorlar mı?»
Hindi sürüsü önlerinde... Yolda hindilere yedirecekleri mısın falan da eşeklere yüklemişler. Bir de çoban tuttular. Kâra ortak olacakmış. Biri önden mısır saçarak, öteki ikisi arkadan toparlayıp sürerek düştüler yola.
Ankara neresi? Az gitmişler, uz gitmişler, 55 gün sonra peri-.şon ve düşünceli bir aide, geri döndüler. Sermayeyi kediye yük lettikten başka eşeklerini de kaybetmişler.
Bülüler (hindiye bizim köylü bülü der). İyice zayıfladı, yürüyemez oldular. Saban (çoban) beş altısını vurup öldürdü aklına estikçe. Bi güzel pişirip yedik. Bir kârımız o oldu. Keşki hepsini yeseydik yolda. Bir de Saban kalkmış «Etnefiim boşa gitti deyi söyleniyor. Ulan keşke bizim de sade emeğimiz zayi olaydı. Ama ana paramız da yarıya indi.»
Mahmut Makalın dehâsı ve eserinin değeri üzerinde durmanın yeri burası değil. Fakat millî iktisadımız içinde bulunduğu korkunç geriliği göstermesi bakımından bu fıkra çok şayanı dikkattir. Fıkranın kahramanlan, tekniğin, medenî bir cemiyetin bahşedebileceği faydaların hiç birinden faydalanmadan, belki beş bin sene evvel olduğu gibi hareket etmişlerdir. Her halde bunlar bir gerilik rekoru kırmak için bu teşebbüse girişmediler. Bilgileri, görgüleri kendilerine böyle hareket etmeği emretti. İçinde bulundukları şartlar başka türlü harekete elverişli değildi.
Bu hadise, bir kaç kişinin zararla kapanan ticaret maceralarının hazin bir hikâyesi olarak kalmamıştır. Bu bahtsa şebbisler:
YAZAN
Doçent. Fehmi YAVUZ
ğına döndüre.» şeklinde dillere de söz temsili hediye etmişlerdir.
Mahmut Makal Ticaret fıkrasının başında: (Köylü 10 kuruş kazanacağını umduğu bir işten 10 günlük emeğini esirgemez. En uzak yolları göze alır bu uğurda. Daha fazla kâr edeceğine aklı yattı mı bir kaç il aşın gitmekten çekinmez. Uzaktaki davulun sesi ona da hoş gelir.» diyor. Su halde bu kadar fedakâr, sabırlı ve tahammüllü ve biz şehirlilerin tahmin ettiğimizden çok daha fazla işgüzar olan köy-IEimü4e rehberlik etmek kalıyor. Gayet basit bazı şartların hazırlanması bile köylünün bu gün heder olup giden emeğini kıymetlendirmek ve dolayısiyle millî iktisadımızı geliştirmek bakımlarından çok müspet neticeler sağlıyacaktır. Bülü hikâyesini teşmil etmek ve sayısı kırk bini aşan köylerimizde buna benzer pek çok vakanın geçtiğini kabul elmek yanlış olmaz.
Su halde millî iktisadımızın mu hakkak çözülmesi zarurî olan bıı kör düğümü var demektir. Efsanevî kör düğüm memleketimizde çözülmüştür. Elbet İktisadî kör düğüm de er, geç çözülecektir. Bütün ekonomimizi kavrayacak şekilde iddialı teklifler yepmaktan sakınarak, yine Bizim Köy'deki Bülü ikâyesine dönelim.
Hindi, umumiyetle kümes hayvanı konusunda, hangi tedbirler alınabilir?
Kümes hayvanlarının istihlâki için en elverişli mevsim kış aylarıdır. Köylü' müteşebbisleri zavallı hayvanlarının peşine düşerek uzun yolculuklar yapmaktan kurtarmak için, ilk merhalede ve yalnız soğuk kış aylarına mah-
sus olmak üzere, yol durumu mü-, sait olan merkezlerde, bu hayvanların kesimine mahsus yerlerin açılması teşvik edilemez mi? Hayvanların yetiştirildikleri yerden buralara getirilmesi hiç bir zaman meşhur bülü fıkrasında olduğu gibi, 55 güne mol olmı-yacak, kafes içindjî hayvanların sırtına veya sürü halinde getirildiği takdirde bile, bu iş bir kaç gün gibi kısa bir. zamana mal edilecektir.
Kesim yerlerinden istihlâk merkezlerine sevk işi ise, soğuk hava tertibatlı nakil vasıtalarına müracaat etmeden, soğuk aylarla tehlikesiz mümkün olacaktır. Bu yola bir kerre girildikten sonra en modern vasıtalardan istifade zamanının süratle yaklaşacağım şimdiden söylemek bir kehanet sayılmamalıdır.
Teşvik ve kontrol işi için ayrıca devlet teşkilâtım genişletme-ğe, bürolar açmağa da lüzum yoktur.
Tarım Bakanlığı teşkilâtı etlik ve yumurtalık cinserin üretilmesi için rehberlik yapar ve tavsiyelerde bulunur. Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı müteşebbisleri bu işe sermaye yatırmağa teşvik eder ve lüzumunda kredi bulur. İçişleri Bakanlığı ile Sağlık Bokanlığı, sıhhî bakımdan bir mahzur doğmaması için gerekli tertibatın alınmasını sağlarlar.
Esasen kesilmiş ve temizlenmiş kümes hayvanının, küçük, ölçüde de olsa, köylerden şehirlere ge-lirildifei' görülmektedir. Kontrolsuz yapılan bu işi bir esasa bağlamak bu gün bir zaruret haline gelmiş bulunuyor.
Henüz önümüzde 2-3 ay var. Bu işe bu sene başlamdk faydalı olacaktır kanaahndayız. Bu takdirde gelecek kışa kadar eksikler görülecek, üretim mevsi-
GaziTerbiye EnstitüsünüI KusadaSindakİ Küre hitîrftnler rJprnp.cri ’ .
1 toplantısı
Kuşadası, (Hususî) — Kore birliğimizin aziz şehitlerini anmak, için hararetli bir toplantı yapılmış ve şu telgraf yazılmıştır:
bitirenler derneği
Gazi Eğitim Enstitüsünü Bitiren ler Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığından:
Derneğimizin yıllık Genel Kurul toplantısı 26/12/1950 Salı saat 15.00 de Gazi Eğitim Enstitüsünde yapılacaktır. Gündem aşağıdadır. Sayın üye arkadaşların teşrifleri rica olunur.
1 — Başkanlık Divanı seçimi,
2 — Yönetim ve Denetleme Kurulları raporlarının okunması ve ibraları.
3 — Ana tüzükt^ yapılması düşünülen değişiklik; üyelerin teklif ve dilekleri.
4 — Yeni Yönetim ve Denetleme Kurullarının seçimi.
Not: Bu toplantıda çoğunluk sağlanamadığı takdirde ikinci müte- toplantının ne zaman ve nerede «Goca Osseyinen Tat yapılacağı ayrıca ilân edilecek-Ankara'da bülü satttı- tir.
rSayın General Tahsin Yazıcı
KORE
Kuşodatılar bugün kahraman Kore birliğimizin aziz şehit ve gazilerini, iftiharla ve saygı ile andılar.
Yazan : Ayn Rand
5
— Ama anane den
— Fakat niçin?.
— Allahaşkına, durup durup hep «Niçin?.» vazgeçin artık.
Kumandanız altındaki birliğimizin kazandığı dünya değer zaferi kutlar, Türklüğü bihakkın temsil eden kahraman birliğimize hemşehrilerimin minnet ve şükranlarım sunarım.»
Belediye Başkam Dr. Hulûsî Buyra
minde fazla hayvan yetiştirmek imkânları aranacaktır. Bu yola girmenin millî ekonomimize neler kazandıracağım birkaç maddede toplamağa çalışalaım.
. 1 — İstatistik yıllarına göre
11947 yılındaki tavuk ve horoz mevcudumuz 18 milyon 614 bindir. Hindi mevcudumuz ise 1 milyon 182 bindir. Bu rakamları, bir ziraat memleketi için, gülünç bulmak maalesef doğru olur. Bir haftada beher nüfusa bir tavuk düşecek şekilde söyle bir gıda almağa milletçe karar versek, iki buçuk milyon kişi açıkla kalacaktır. Fasla tafsilâta girmeğe lüzum yok. Mahmut Ma-kal’ın kahramanları işlerinden kârla çıksalardı ertesi seneler bj i$in peşini bırakmıyacaklar, onlardan görerek başka müteşebbisler de ortaya çıkacak ve köylü de fazla hayvan yetiştirmeğe çalışacaktı.
«Goca Osseyinen Tat Musanm Ankarada bülü sattığına döndürme» sözünün darbı mesel haline gelmesi millî ekonomimizi köstekliyen bağlara bir zincir daha ilâve etmiştir.
Kesim ve sevk işinde müstehlike yaklaştığımız takdirde bu bağlar yavaş yavaş ve kendiliğin den çözülecek ve bu gün gülünç bulduğumuz azamî 20 milyon tavuk ve hindi mevcudu çok kısa bir zamanda 100 milyona çıkacak ve 20 milyon rakamı bazı illerimizin kümes hayvanı mevcudunu göstermiye bile kâfi gel-
2 — Köylünün bos zamanlan çoktur. Yazın belki iki saat bile uyumadığı günlere mukabil, kışın birçok günlerini, haftalarım ve hattâ aylarını, köylü, issiz, güçsüz geçirir. Kümes hayvanlarının bakımı, beslenmesi, üretilmesi, şevki, köylüye zamanım kıymetlendirme fırsatım verecektir.
3 — Köylünün pazarlarda satmak suretiyle paraya çevirmeğe çalıştığı bir çok mahsulü yem ola rak kullanılacağından yerinde değerlenecektir.
4 — Toplu kesim, kontrolü kolaylaştıracak, hayvanlar uzun yollar yürümiyeceği için kalitelerinden kaybetmiyecekler, icabında kesimden evvel bazı hayvanları besiye tâbi tutmak mümkün olacaktır. Bu gün heder olup giden tüylerden faydalanmak, hattâ kan, ayak, bas gibi kısımların Topluca değerlendirilmesi mümkün olacaktır.
5 — Müstehlik temiz, kontrollü, besili tavuk eti bulmakla güçlük çekmiyecek. Belki de fiyat bakımından müstehlik lehine bazı neticeler doğacaktır.
6 — Bu sahada elde edilecek basanlar, sığır, koyun, keçi, tavsan gibi hayvanlan üretip beslemek istiyen müteşebbislerin maneviyatını kuvvetlendirecek ve millî ekonomimizin ileriye doğru hamle yapma gücü artacaktır.
Ve eliyle Parlhenon' mini göstererek:
«Meselâ şunun
hakkak kabule beni niçin larlar...» diye devam etti.
— Bunun Parlhenon olduğunu biliyorsunuz..
— Evet biliyorum.
— Benim saçma sapan suallere cevap vermekle geçirecek vaktim yok..
Roark ayağa kalktı. Yazı masasının üzerinden büyük bir cetvel alarak Partlıenon’a yöneldi ve:
— Pekâlâ, dedi. Şundaki aksaklıkları size ben işaret ederek göstereceğini..
Direktör:
— Fakat onun Parlhenon olduğunu biliyorsunuz..
Diye tekrar etli.
— Evet. Anladım. Biliyorum. Bu, şu meşhur Parthenon işte.. Şimdi şuna dikkatle bakın (Cetvelle de resmi gösteriyordu.) Şu meşhur sütunlar
fal(İMİZDEKİ[EVHERı
üzerindeki şu meşhur yivlere bakın?.. Bunları niçin yapmışlar?.. Tahtanın ek yerlerini kapamaları için değil mi?.. Sütunlar fahtadan yapıldığı zamanlar, bunların hikmeti mevcudiyetleri de izah edilirdi. Ancak buradaki sütunlar mermerden yapılmış... Ya triglif-ler? Triglif dediğiniz şey tahta ile inşa edilen ilk binaların tahtalarını bir pevi oyma şekli değil midir? Halbuki şu sizin mahut Yunanlılarınız yapılarında mermer kullanmışlar, ve ahşap binaların inşasında kullanılan şekli ona tatbike girişmişler. Onlardan sonra şu sizin mahut Rönessans üstad-larınz gelmiş, onlar da ahşap binaların mermer binalara tatbik edilen şekillerine bakarak onları alçı üzerinde taklide başlamışlar. Şimdi de siz çık-
mış, ahşap binaların, mermerle taklidlerinin, alçı ile taklid edilmişlerine bakarak, onların, demir ve betonla taklidlerini yapmamızı istiyorsunuz.. Peki
Direktör merakla Roark’a baka kaim işti. Söylediklerinden ziyade söyleyiş tarzı onu hayrete düşürmüştü. Roark:
— Kanunlar diyorsunuz., diye devam elti. Benim kanunum da şu: Her hangi bir madde üzerine tatbik edilen bir şey bir diğeri üzerine ka-tiyyen tatbik edilmemelidir. Çünkü bir madde diğerine benzemez, bir şehrin diğer bir şc-hire benzemediği gibi.. Nete-kim ayni ihtiyacı tatmin için vaplan iki bina da birbirine henzemez.. Şekil ihtiyaca, şe-hire, ve kullanılan maddeye göre değişir. Esas bir fikir
üzerine kurulmayan hiç bir şey güzel ve sağlam olamaz. Bütün teferruat hep o fikre (ağlıdır. Yapmanın da insan gibi bir hayatı vardır. Bir varlık olabilmesi için kendine göre bir gayesi olmalı ve daima vazifesini yapmağa hazır bulunmalıdır. Yapı» da insan gibi münferit parçalardan teşekkül etmemiştir. Onun hûliki de ona bir ruh verir, ve her duvar, her pencere, her çıkıntı onu ifadelendirir.
— Fakat ifade şekillerinin hepsi çoktan keşfedilmiştir.
.— Neyin ifade şekli?.. Par-Ihenon, tahtadan yapılmış (ı-lan ecdadının gördüğü işi görmüyordu. Bir tayyare meydanı da Partlıenon’un gördüğü işi göremez. Her yeni şeklin kendine mahsus bir ifadesi var dır..,.
Çeviren : Ş. TAYLAN
Direktör:
— Allahaşkına olurun, dedi. Hah şöyle.. Şu cedveli de elinizden bıraksanız nasıl olur?.. Teşekkür ederini.. Şiındi beni dinleyin. Geçmiş zamandaki güzellikleri alarak hali hazır ihtiyaçlarına • uydurmamız lâzımdır. Mimarîde hiç bir şey tek başına bir adam tarafından yaratılmış değildir. Bu sahada inkişaf ağır ağır, muntazaman ve elbirliğiyle yapılmış tır. Her fert ekseriyetinin arzusuna tâbi olarak, emeğini başkalarının emeğine katar.
Roark büyük bir sükûnetle:
— Anlatamıyorum ki. Dedi. Farzedelim ki altmış yıllık bir ömrüm var. Tabiî, bunun büyük bir kısmını çalışarak geçireceğim.. Kendime sevdiğim bir iş seçmişim., işimden zevk almıyacak olursam, kendimi
altmış yıl sürecek bir işkenceye mahkûm etmiş olurum. İşimden zevk almak için de onu mümkün olduğu kadar iyi başarmam lâzımdır. Bunun için ise içimden doğana uymalıyım. Ben geçmişe bağlı değilim. Eski bir ananenin devamı olmağı kabul edemem.. Belki yeni bir ananenin başı olabilirim.
— Kaç yaşındasınız siz?.
— Yirmi iki.
— Mesele anlaşılıyor. (îçi rahatlamış gibi idi).. Bunların hepsi geçer gider. (Gülümsedi.) Ananelerimiz binlerce yıl-danberi devam edip gitmektedir. Kimse onları değiştirmeğe muvaffak olamamıştır. Modern dedikleriniz nedir ki?.. Garabete yeltenerek dikkati üzerlerine çekmeğe çalışan gösterişçilerden ibaret kimseler.. İçlerinde hakikaten bir şey başarabilmiş olanına siz rastladınız mı?. İşte Henry Cameron.. Yirmi yıl evvel ondan mühim bir adam olarak bahsediliyordu. Sonu ne oldu? Bir garaj tamirine bile kurşun atan bir zavallı... Biçare bir sarhoş ki...
— Henry Cameron’dan bahsetmesek olmaz mı?..
— Dostunuz mudur?
(Devam edecek)
jans işine ve konduğum bunca dünya nimetleri-ne(!) gelince:
7 — Anadolu Ajansı için benim neler düşündüğümü, neler yazdığımı eski velinimeti bi minnetim (Gece Postası) gazetesine ve sahibine sorunuz veya kolleksiyonunu karıştırı-
8 — Anadolu Ajansı aleyhinde açılan dâvalar benden çok önce açılmıştır. Vc birçoğu yine benden önce davacılar tarafından kazanılmıştır. Şu sondakiler de muhakeme usul-
, lcri mucibince sırasiyle kaza-nılmışpr. İznimle hiç bir nıü-naselygti, jjgisi yoktur. Dâ)a-cılaçıjı , tyepsi dostlarımdır ve Onlara sorunuz.
-t- lşje parti başkanımız sayjç ^ıjflLan Menderes ve bütün ^pine ve parti arkadaşları- j^ l945 ten şu saniyeye 1 kadar İm birinden zerrece bir • şey, isteırçemişimdir. Çünkü ı huyu^f tabiatim müsait değil-•I dir ve(J)j|i gibi işlerde tevazuu l vejhaddini bilenlerdenim. Bunun da bütün şahitleri canlı ve sağdırlar. Genel seçimlerde talepnapıe bile vermedim. Te-vazuunı mâni oldu. "Yoksa bugün, efendinizin Ankaradaki eski yerine, kollarımı sallaya sallaya ben geçer kurulurdum. Fakat bana kin ve düşmanlık besliyenlere karşı fırsat günü kılıç çekmeği mertliğime yediremedim.
10 — Ajans idare meclisi hakkındaki iki hususî teklifi reddettim. Sonra emrivâki yap mışlar. Haberim yoktu. Bir Cuma günü hissedarlar toplantısında ittifakla seçildiğime dair bir mektup aldım. Şaşırdım. Hemen Başbakanlık Özel Kalem Müdürüne telefonla sor dum: Hükümetin bundan haberi var mı? Evet var, dedi. Bunun üzerine beni namzet gösterenleri, işten haberi olan hükümeti, bana ittifakla oy verenleri kırmamak için redde ısrar etmeğe terbiyem izin vermedi. Bundan başka sebeplerin de bulunduğunu öğrenince büsbütün ses çıkarmadım. Gerek hissedarlar, gerek hükümet, gerek dışardaki dostlarım bunn capcanlı birer şahittirler.
11 — Ajanstan aldığım ne beş yüz liradır, ne bin. Onları paşanız ve maiyeti kendi gözdelerine dağıtırlardı. Hâlâ da yerlerinde lök gibidirler. Ben Ajanstan 170 lira 66 kuruş alıyorum. Bunun 150 sini sakit hanedanınızın devrinden kalma borçlarıma ayırdım. Şimdi her ay elime 20 lira 66 kuruş geçmektedir!
12 — Mahalle muhtarı oluşum sizin eski tayinleriniz gibi tayinle olmadı. Mahallemin halkı kullandıkları serbest oyla beni seçtiler. Şunu da haber vereyim ki, sayın seçmenlerimi kırmamak için iki ay yerimde kalmağı terbiyem emretti. Ondan sonra istifa ottim. Şimdi ne muhtarım, ne ihtiyar heyeti üyesi.
13 — Zafer gazetesi —eski sizinkiler gibi— devlet arpalığı değilir. Sahipleri toplanmışlar, konuşmuşlar, bana şöy-le böyle bîr değer vermişler.
, Beni çağırdılar. Pazarlık ettim, ondan sonra işe haşindim. Fakat ne hazindir ki yıllarca ve yıllarca uğrunda çalıştığım (Geçe Postası) benden beş kâğıt lirayı esirgedi de beni ayrılmak zorunda bıraktı. (Za-fer)e müteşekkir ve (Gece Postâsiı)' na küsüm.
14 — Radyo sohbetlerime gelince; " ne hatır için teklif ettiler, ne de iltimaslı filân(l) olduğumdan ötürü. O halde niçin? Türkçe mi bilmiyorum? Yazı mı yazamıyorum? Söz mü söyliyemiyorum? Artık o-rasıuı ben bilmem. Bilsem de söyliyemem. Fakat muhterem dinleyicilerim arasında (Zafer) de bir anket açacağım ve
(Sonu 4 üncü sayfadçı)
NÖBETÇİ ECZAHANELER Ankara, Sağlık, Sakarya
TAKVİM
18 Aralık 1950 — Pazartesi
Rumî: 1366 — Aralık 5
Hicrî: 1370 — R. Evvel 7
Ezan! Vasati
18/12 1950
ZAFER
Scıyfo: 3
DışPolitika
Avrupa müdafaası yolunda
PULSUZ İSTİDA
Köprüler atılmamıştır
Birleşmiş - Milletler teşkilâtı nezdindeki komünist Çin heyeti, Genel Sekreter Trygve Lie’yc müracaat ederek, sah günü memleketine dönmek niyetinde olduğunu bildirmiştir. Kontrolü imkânsız bazı radyo haberlerinde ise heyetin yola çıkmış olduğu
Komünist Çin murahhasları nın bugün veya yarın memleket lcrine dönmelerinde herhangi bi fark yok gibi görünürse de, pazartesi günü siyasi komisyonun yapacağı toplantı Ehemmiyeti haizdir. Bu bakımdan, Mister Vu başkanlığında bıılıman heyetin bugün veya yarın (bugün) hareket etmesi arasındaki fark büyüktür. Zira, bilindiği gibi, Çin, Birleşmiş - Milletler takrir ve teklifini ağır bir lisanTA reddetmiş bulunmaktadır. Yine kontrolü imkânsız bir takım haberlere göre, Çin’le, yani komünist Çin murahhasları ile batılılar a-rasında diplomatların kulis müzakeresi adını verdikleri gizli konuşmaların cereyan ettiğine dair haberler dc vardır.
Bütün bunlar, komünist Çin murahhas heyetinin şiddetli ifadesine rağmen, aradaki köprülerin berhava edilmemiş olduğunu
Cephelerdeki vaziyetten tamamen tecerrüt ederek diyebiliriz ki, komünist Çinle Sovyet itus-ya arasında mevcut ihtilâfın bir çiban başı haline geldiği görülmektedir. Daha evvelki yazılarımızda da izahına teşebbüs ettiğimiz gibi, Mao ile Stalin asla uyuşamıyacaklardır. Bugün, bu iddiamızın, kanaatimizce, müşahhas bir delili ortadadır:
Lake-Success’deki komünist Çin heyeti, avdetini pazartesinden sonraya talik ederken Savyel delegesinin vetosunu ve itirazlarını nazarı itibara almamış gibi görünmektedir.
Bugün hareketle salı günü avdet arasındaki fark budur.
Bundan başka ve çok daha mühim olarak, komünist Çinlilerin batıklarla ve hassaten İngiltere ve ona tâbi dominyonlarla bazı gizli münasebetler ve müzakerelerde bulunduğunu haber alan Kremlin, derhal' Avrupa’da teşebbüse geçmiş ve Almanya hakkında henüz birinci notaya müttefiklerce cevap verilmeden evvel, dün ikinci bir nota dayamıştır. Bu da, fikrimizce, Kremlin'in Pekin ile tam mutabakat halinde olmadıklarını gösterir. Zira, Almanya hakkında üstüste nota vermek batıkları yıldırmak kadar, Çinli müttefike dc -Senin dostlarını bir anda deviririm, de-
Bu durum içinde, en çok takdir ettiğimiz zat Hindistan Başbakanı Pandit Nehru'dur. Zira, bugün sulh yolunu anyanların başında o bulunmaktadır. Yine o zat Mao'nun, geniş ölçüde bir Tito olacağını iddia clıncsc bile, Çin’de komünizmin bir emrivaki olduğunu herkesten evvel kabul eden devlet adamıdır. Bugün de yine, memleketini korumak için, Çin’e lâzım gelen muameleyi yapmaktadır.
Bütün bunlar Mao’ya bazı ilhamlar verebilir. Fakat aklaşılıyor ki, o da Lili Son ve Şu En Lai'nin zebunu olmuştur. Mao-nun bu rakipleri Moskova mektebinden yetişmedirler.
Halbuki Mao'nun, zamanında yardım ve müzaheret görmesey-di batıya döneceği yüzde yüzdü.
Bunlar bugünkü durumun sadece bir veçhesidir.
Mücahit TOPALAK
Kuzey Atlantik Konseyi bugün de toplanıyor
Alman ordularının takviyesi gündemde ilk maddedir
General Clay Almanya ile yapıla
bir anlaşmayı imzalarken
Şark mı? Garp mı?
Senelerce ne şekilde idare edildiğimiz gün geçtikçe daha iyi anlaşılmaktadır. Tek parti devrinin keyfi sisteminin en ufak işlere kadar teşmil edildiği, en hurda teferruatına kadar, mekanizmanın bir elden idaresi için ne çeşit tertibat alındığı meydana çıkmaktadır.
Bu tedbirler arasında şahısların, malını korumak, arsasını kıymetlendirmek, seyahatini kolaylaştırmak mevzuun-daki kanunlar bulunduğu gibi, çalışanların emir dinlemesini teminen türlü elastikiyette niz amlar da vardır.
Bu meyanda gayri mantıkî, akıl almaz bir takım usuller de göze çarpmaktadır. Asker olsun, sivil olsun her devlet memurunun muayyen bir müddet şark hizmetinde bulundurulduğu malûmdur. Bu tedbirin, normal tatbik edildiği müddetçe iyi olduğuna kanaatimiz vardır. Çünkü, bizde hiç bir şehir bir diğerine benzemez. Hele şarktaki köy, kaza vc şehirlerin maalesef medenî vesaitten mahrûm oldukları göz-önüne alındığı takdirde bunun çok adilâne bir usul olduğu da anlaşılır. Yalnız, eski idare ne düşünmüş ise düşünmüş, şarkın hudutlarını çizerken asker için başka, sivil için başka hükümler koymuştur. Buna göre, Tunceli vilâyetinin Ovacık kazasındaki kaymakamın vazifesi şark hizmeti diye tanınırken, aynı bakanlığın bir memuru olan jandarma komutanının veya askerî bir birlik subayının hizmeti şark hizmeti sayılmamaktadır,
Yani, Ovacık kazası sivil için şark, asker için garp addedilmekte vc bu vaziyet bir sürü müşküllerin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.
Alâkadar makamların, bu hususu göz ününe alarak adaletsizliğin önüne geçmelerini rica ederiz.
Hikmet YAZICIOĞLU
V^AAAAAAAAAAAAAAAAAAA^A

Süngü Muharebelerine takaddüm eden günler
Londra Radyosu, (Basın - Yayın) — Yarın toplanacak olan Kuzey Atlantik Paktı memleketleri Dışişleri Bakanları konferansına iştirak edecek olan bakanlar bugün yola çıkmaktadır. İtalyan Dışişleri Bakanı Kont Sforza, Almanya'nın yeniden silâhlanması hakkında İtalyan kabinesinde cereyan eden müzakerelere iştirak ettikten sonra bu
sabah uçakla hareket etmiştir.
İtalyan kabinesinin Roma rad yosu tarafından yayınlanan bir demecinde, Almanya’nın batı müdafaasına katılmasının temini ile birliğe doğru çok büyük bir adım atılmış olacağı, belirtildikten sonra, Almanya’daki işgal ordularının takviye edilerek tek bir komuta altında birleştirilmesi lâzım geldiği söylenmektedir.
I
Meclis Komisyonları
Sovyet notasına
Çine abluka
ADALET KOMİSYONU: 19.12.950 da.
Milletvekili n Birllfti hakkıı değişiklik teklifini.
SAYIŞTAY KOMİSYONU: 18. 12. ’ pazartesi günü saat 10 da. îda.
II NUMARALI GEÇİCt DİLEK. CB KOMİSYONU: 18. 12. 950 pazartesi günü saat 15 de Kitaplıkta, başkan, sözcü ve kâtip seçmeli üzere,.
Toplanacaklardır.
BÜTÇE KOMİSYONU GÜNDEMİ: 18.12.1950 Pazar!
Gümrük
cevap
başlıyor
Tertipli şayiaları
(Başı 1 inci sayfada) hattâ istifa ettiğine dair şayialar yaymakta ve bu hareketlerini sistemli bir şekilde devam ettirmektedirler.
Resmî çevrelerde yaptığımız tahkikata göre bu haberlerin en ufak bir ihtimaJle dahi alâkası yoktur. Hükümet dün olduğu kadar bugün de aynı azim ve kudretle yerindedir.
İmtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına Başmuharrir
MÜMTAZ FAİK FENİK
Bu nüshada Yazı 'İşlerini Fiilen İdare Eden Fatin Fuad Basıldığı Yer: Güneş Matbaası — Ankara
Müttefikler hazırlanan cevap için temasdalar
Paris Radyosu, 17 (Basın -Yayın) — Rus notaları hakkında İngiliz ve Fransız Dışişleri Bakanlıklarının resmî tepkilerine intizaıen bu iki memleket başkentlerindeki yetkili çevreler daha şimdiden diplomatik manevralarla meşgul olmıya başlamışlardır. Paris’te, ne Almanya tarafından bir tecavüz teşebbüsünün ve ne de Sovyetler Birliğine karşı tevcih edilmiş bir ittifakın asla bahis mevzuu olmadığı belirtilmektedir. Atlantik Paktının, tamamiylc tadafüî mahiyette bir anlaşma olduğu ve eğer Batı Avrupa silâhlanmaya mecbur oldu ise bunu da sadece, çok kuvvetli şekilde silâhlanmış bulunan Sovyetler Birliği ve peykleri ö-nündc güvenliğini koruyabilmek için yapmak zorunda kalmış olduğu ilâve edilmektedir. Fransa dörtlü müzakerelere katılmağa hazırdır ve böylcce de askıda kakın bütün meselelerin barışçı bir ■ şekilde halledilmesi hususundaki samimî arzusunu belirtmiş olmaktadır.
Komünist Çinlilere ait mallara el konuldu
Londra Radyosu, (Basın - Yayın) — Amerika hükümeti, meni leketteki komünist Çinlilere ait bütün menkul ve gayri menkul malların sıkı kontrola tâbi tutulacağını bildirmiştir. Hükümet ayrıca Amerikan gemilerinin komünist Çin limanlarına uğramasını menetmiştir. Aynı harar Kuzey Kore’ye de şamildir. A-merika’da ve hür memleketlerde yaşıyan komünist Çinliler ve Ku zey Koreliler, bu devletler namına hareket etmedikçe bu karardan müteessir olmıyacaklaı-dır.
Vaşington’da ise bu siyusî manevra karşısında hiç bir hayret duyulmamış, ve bu çifte notanın, komünistler tarafından a-çılmış ve batının silâhlanması gayesini gütmekte olan basın kampanyası ile koordine *bir hareket teşkil ettiği belirtilmektedir. Bu hareket ile de batının silâhlanmasına mâni olmak için komünist baskısının Avrupa’da arttırılması hedef tutulmaktadır.
Vefat
Sabık Rodos İdadisi Müdürü Mehmet Kadri De-kak’ın eşi ve Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk .Dairesi şube müdürlerinden Abdullah Arıç'ın ka-yınvaldcsi Suphi vc Lâtife Dekak ile Akife A-rıç’ın anneleri BEHİYE DEKAK müptelâ olduğu hastalıktan kurtulamıya-rak 17 aralık 1950 günü vefat etmiştir. Merhumeye Cenabı Haktan rahmet, kederli ailesine başsağlığı dileriz.
Müzisyenlerin boyuna âlet
Londra, a.a. — Müzisyene uy-
gun boy ve ende bir keman bulmak çok güçtür. Eğer çene altında rahatça sıkıştııılabilen küçük eb'atta bir keman yapılırsa, bu sefer sesi çok ince çıkmaktadır. Çok ses veren büyük keman lan çalabilmek için dc müzisyenin kollarını çok uzatması lâzımdır ki bu da onları fazla yormaktadır.
57 senedir keman çalmakta o-lan Lionel Tertis, kullandığı müteaddit eb'atta, büyük, küçük, enli ensiz kemanlardan daima şikâyet etmiştir. Tertis, nihayet kendisi (Tertis model) ismini verdiği 42,50 santimetre boyunda bir kemanı standart keman olarak kabul etmiştir.
Dünyanın meşhur violonistle-rinden William Primrose, Londra’da verdiği konserlerde Tertis modeli keman kullandığını, fakat bu kemanın insanı çok yorduğunu âdeta (kemanla güreştiğini) söylemiştir.
Tertis, kendi modeli olan kemandan hiç para kazanmamış fakat daima pıopagandasnı yap
Dünyanın muhtelif yerlerinde bir çok keman ustaları, hâlen •Tertis model* keman imal etmektedirler.
Ingiltere Almanya'daki işgal kuvvetlerini takviyeye karar verdi
Amerikanın Sesi Radyosu, (Basın - Yayın) — Londra'dan alı nan haberlerde, Ingiltere’ni Bah Almanyadaki işgal kuvvetlerini en az yirmi bin askerle takviye edeceği bildirilmektedir. Dört tabur kuvvetinde olan ve zırhlı kıtalar, piyade, uçaksavar ve topçu birliklerini de ihtiva e-den bu kuvvetler Ocak ayı başlarında Almanya'ya sevkedilecek ilerdir.
3 — Tekirdağ Milletvekili ket Mocan ve 53 arkadaşının, Ceza Kanununun 141 İnci mı nin değiştirilmesi hakkında kanun teklifini görüşmek üzere,
DİLEKÇE KOMİSYONU: 18.12.950 pazartesi günü saat 9.30 da,
GECİCİ KOMİSYON: 18.12.950
pazartesi günü saat 14 dç. Kastamonu Milletvekili Şükrü Kerlmza-de nin, şaraptan alınacak Müdafaa Vergisi lıakkındaki 2460 sayılı ka. nuna ek kanun teklifini görügmek Üzere.
GEÇİCİ KOMİSY’ON: 19. 12. 950 .salı günü saat 14 de. Maliye Komisyonunda. Muğla Milletvekili Nuri özsan'm. Türklyo Cumbul yeti Emekli Sandığı Kanunum 89 uncu maddesinin (B) fıkrasın yorumlanmasına dair önergesi görüşmek üzere,
İÇİŞLERİ KOMİSYONU: 18.12.950
irilerinden
kanun, tekilli-
. Adily değiştirilme
nt
2 — Milli Korunma Kanunu 4648 »ayılı kanunla değiştirilen (nel maddesinin değiştirilmesi 4945 sayılı kanunla değiştirilen
inci maddesinin yürürlükten kal. dırılması hakkında kanun tasarısı-
ıbul Milletvekili yedi arkadaşı kiye Cumhuriyeti Emekli hnkkındakl 5134 sayılı ka
Sahte bilet kontrolü
ve sahte müfettiş
Dün 17 kuruş bilet parasından kurtulmak isteyen bir adam sahte hüviyet takınmaya kalktı ve yakalandı Dün kendisine müfettiş süsü veren İsmail Arif özyıldırını isminde bir şahıs yakalanarak Suç üstü mahkemesine tevdi edilmiştir. Hâdise şudur:
Saat 17‘sıralarında 143 sayılı otobüs Sıhhiycden Ulusa gitmekte iken Sıhhiye durağında diğer yolcularla beraber bir şahıs otobüse binmiş vc Radyoevi civarına gelindiği sırada kendisinin kontrol olduğunu söyliyc-lek biletçiden kontrol kâğıdını istemiş ve baktıktan sonra da, sen değilsin, diyerek iade etmiştir. Biletçi de, kontrol diye bilet kesmemiştir.
Bu vaziyeti gören ve o şahsı da tanıyan bir zat otobüs Ulusa gelince işe vaziyet, ederek, biletçiye niçin bilet kesmediğini sormuş ve o şahsın kontrol olmadığını açıklamıştır. Bunun üzerine otobüsten inmiş olan sahte kon-
trolün arkasından koşan biletçi hüviyetini sorunca, isminin İsmail Arif Özyıldırıın olduğunu, İşletmeler Bakanlığında müfettiş bulunduğunu açıklamış, bilet parasını vermek istemiş, fakat hüviyet ibraz edememiştir. Ana-fartalar polis merkezine götürülen Arif Özyıldııım hakkında tahkikata başlanmıştır.
Yeni Bar önündeki hâdise
Düıı çıkan bazı gazetelerde iYeni Bar kapısında kanlı bir hâdise* başlığı altında bir haber çıkmış ve bir polis jnemurunun yaralandığı yazılmıştır. Öğrendiğimize göre yaralanan şahıs polislikten emekli olup halen meyhanecilik yapmaktadır ve polislikle hiç bir alâkası yoktur.
Okuyucularımız, Kore'deki savaşlar münasebetiyle kısa bir fasıladan sonra harp muhabirimiz Poyrazoğlu’nun baştan itibaren bir zevkle takip ettikleri röportajlarına bugün tekrar kavuşmuş bulunmaktadırlar. Bugün yo bugünden sonraki yazılarında Poyrazoğlu taarruza tekaddüm eden günleri çok caıılı ve çok hareketli bir üslûpla anlatmakta vc durumu bütün canlılığiylc ifadelendirmektedir. Bundan evvelkilerin devamı ve araya giren fasıladan sonrakilerin de ilki olan mektubu aşağıda bulacaksınız:

Dün akşam Kore saatiyle 19.15 de Ankara Radyosunu dinledik. Radyomuz akümülâ-tör ile işliyor ve cereyan .iyi olursa mükemmelen dinleniyor... Posta kutusu askeri en çok ilgilendiren taraf... Oradan mesaj alanlardaki masum sevinci bir görmelisiniz. Koskoca adam bir çocuk gibi seviniyor. Hele bir teğmenin annesi hemen hepimizi ağlattı...
— Oğlum, diyordu. Baban gibi ol ve babana lâyık olmaya çalış... Herhalde bu şehit bir subayın hanımı... Oğluna kahramanlık dersi veriyor ve ondan yalnız babasına lâyık olmasını istiyor. Kahraman Türk anası emin olabilir: Buradaki evlâtlarının hepsi; erinden generaline herkes, onun nasihatini yerine getirmeğe çalışıyor. Bu öyle bir millî dâvadır ki, yurt dışında olmıyan-lar zor anlar... Anlamak iste-miyenler bu Türk anasını dinlesinler.
Modern Amerikan silâhları ile atışlar başladı. Anlaşılan muvaffak olmuşuz... Çünkü bu pek muhterem silâh arkadaşlarımız his . saklıyan içten pazarlıklı insanlar değil... duyduklarını, gördüklerini olduğu gibi ve derhal ifade ediyorlar. İlk defa gördüğümüz bazı silâhlarda ve usullerde bile Mehmetçiğin gösterdiği kaabiliyet ve intibak dostlarımızı çok memnun ediyor. Her görülen derhal Tokyo'ya kadar duyuruluyor. Bunun bugün ilk tezahürünü gördük.. Başkomutanlık Türk Savaş Birliğine tevzi edilmek üzere bir sürü hediyeleri tayyare ile göndermiş. Bunlar nedir bilir misiniz:
Pipo, pipo tütünü, şekerleme, çikolata, çiklet, sigara, puro, diş macunu, diş fırçası, jilet makinesi, jilet ve daha buna benzer bir çok ihtiyaç maddesi. Bu hediyelerden yalnız sigara otuz bin pakettir ve bu jestin maddî kıymetinden ziyade hatırlayış ve nezaket kıymeti var ve daha büyük...
Dostlarımız bugün her türlü kışlık teçhizat vermeğe başladılar.. Umumî olarak dağıtılacak şunlardır:
Su, hava geçmez caket, pantolon, battaniye, yün fanilâ ve don, fanilâ gömlek, yün gömlek, fotin, bot, vesaire vesai-
k Üç Silâhşörler
K «The Three Musketeers»
UÇ Gördüğü rağbof üzerine devam ediyor
Seanslar: 14 — 16.15 — 18.30 — 21.15.
İlâveten en son dünya haberleri.

Y azan ■
I
Poyrazoğlu
«Zafcr’in Kore Harp
Muhabiri»
s)m Güney Koreli kuvvetler hakikaten hududa kadar sokuldu. Derme çatma bir kaç tugay haline inkılâp eden Kuzey Kore’liler de mütemadiyen çekildiler... hattâ bir ara bu işin artık bittiği fikri bile u-yandı. İşte tam bu sırada yer yer hudut civarından cenuba doğru inen beyaz don ve gömlekli bir sürü milliyetçi kafilesi göründü. Bu kafile sersefil sivil insanlardan mürekkepti. Bittâbi havacılar insanlık ettiler bu adamlara dokunmadılar, bu hal bir iki gün devam etti... Hududa henüz va-ramıyan birliklerin cephesine bu şekilde geceleri hâki elbiseli, gündüzleri beyaz elbiseli bir sürü insan aktı., -ve bir kaç gün sonra bu milliyetçiler üçe yakın Çin ordusu oluverdi...
Sırası gelmişken size bir hikâye daha anlatayım:
Kızılların ileri yürüyüşleri esnasında geri çekilen Güney Koreli birliklerin önünde, içinde ve arkasında bir çok pejmürde kılıklı muhacirler de A-merikan hatlarından içeri giriyorlar. Bir kaç gün sonra bu dost kıtalar gerilerinden de baskına uğrıyor, ağır zayiat veriyorlar ve hattâ daha ziyade bu yüzden çekilme Taegu’ya kadar devam ediyor. Bu baskınlar ordunun dikkatini kiyor, tetkik ediyorlar., tice şu:
Bütün Kore’liler birbirlerine benziyorlar, ayırt etmek zor sonra gelenlerin manzarası tam muhacir kafilesi., fakat kalabalıkta dikkat edilemiyen taraf daha mühim., her Korelinin arkasında ağaçtan yapılma semer gibi bir şeyler var. Yatak yorgan bunların üzerinde.. İşte bu yatak yorgan içinde her nevi cephane, bomba, silâh, havan, makineli tüfek ve hattâ eski manzaralı ve kadın dolu kamyonlar içinde gayet güzel örtülmüş küçük tanklar var... Bunlar dost hatları bir müddet geçtikten sonra duruyor, gece karanlığında derhal tertipleniyor ve çok iyi kılavuz yerli
komünistler vasıtasiyle gizleniyorlar ve ertesi günden itibaren bir taraftan beşinci kolluğa, bir taraftan sabotaja bir taraftan da küçük kıtalar halinde muharebeye başlıyorlar. Bu hâdiseyi hattâ hâdiseleri bize Amerikalı arkadaşlarımız anlattılar., ve bugün artık bu oyunlara pek gelmediklerini ilâve ettiler... Fakat son üç dört gün içerisinde bu sefer de tayyareciler oyuna geldi.. Onun için şimdiden gözümüzü dört açıp bu pis bolşevik oyunlarını iyice kavrayıp ona göre hazırlanmamız bir vatan borcudur. Şimdiye kadar bize sulh hapı yutturanlara gene haykıraca-ğim geldi ama ne diyeyim... bu sefer de lahavle çekip geçiyorum...
çe-Ne-

Bu akşam son talimatı aldı komutanlar... herkes nereye nasıl ve ne ile gideceğini biliyor. Üst baş, silâh, cephane, yiyecek, içecek gırtlağa kadar.. altı kauçuk botlardan tutun da lâstik çadıra kadar aklınıza ne gelirse aldık... Mehmetler şakalaşarak birbirleriyle yarenlik ediyorlar* benim meşhur Ma-ho gene ortada:
— Beğim diyor, bu pırtılarla ben Hakkâri’den Van'a bütün kış yüz kerem gider gelirim. Kar da yağı, yağmur da yağı, hele bah çadıra bile lâstik vurmuş...
Mehmetlerin en çok hoşlarına giden şeylerden birisi küçük filintalar., hafif, zarif şeyler... meğerse silâhın da cinsi lâtifi olurmuş diyeceğim geliyor... Hele bu tüfekciklerin bir de kasaturacıklan var ki görmeyin... şirin, minyon, mini mini şeyler... doğrusu silâh denilen nesne ancak bu kadar medenileşebilir...

Maho’yu akşama doğru gene gördüm. Bıyıklar adamakıllı burulmuş... sırtında boyundan geçen kalın bir kazak, kazağın altında yün kumaştan yapılmış frenk gömleğinin zarif yakası görünüyor. Bunların üzerinde bizim güzel kumaşlı caket, en üstünde muflonlu empermeabl pardesü, botları da güzelce giymiş boyamış... sol belinde filinta kasaturası, sağ belinde tabanca.
Bunlardan ölçüye ihtiyaç göstermiyen hemen veriliyor. Ölçüler de enteresan, kundu -ramlarımızın haberi olsun, dostlarımız bunu da makine ile yapıyorlar. Ayağınızı bir âletin içine koyunca size derhal boy, en, tarak vesaireyi veriyor, uzun boylu ölçmek biçmek de yok... Sonra verdiği netice de şöyle: Meselâ benim yün çorapla giyeceğim ayak -kabı 8,5 E 2 dir. Bu, E, D, vesaire olabiliyor. Bir kaç dakikada yüz kişinin ölçüsünü almak mümkün.. Bu kadar makineleşince geriye ne kalıyor bil-

Hududun ötesinde de mühim in yığınakları artık saklana-mıyacak hale geldi.. Kolordu teşkilâtı olmıyan Çin ordusunda takriben üç ordu (her ordu 3 - 5 tümen) şimdi karşımızda fiilen döğüşüyor. Aralarında iki üç gündür zırhlı birlikler de belirdi... Hududun ötesindeki ordular da 4 den aşağı değil... Peki ama diyeceksiniz hududa kadar dayandıktan sonra bu Çin kuvvetleri nasıl oldu rln birdenbire çıktı karşınıza... Bakın nfcsıl çıktılar.. Bir kı-
(Devam edecek)
ırianmaktadır.
[Ilkûyeler. boru
AMERİKA'NIN SESİ RADYOSUNUN NEŞRİYATI Amerika'nın ScbI Radyosu yayı
ANKARA RADYOSU PAZARTESİ — 18 12 1950 7.28 — Açılış


Sayfa: 4
ZAFER
18/12/1950
[LÂLE AUTTAKİ
Başmakaleden devam:
Yazan : Zuhuri DANIŞMAN
Tefrika No: 65

Bilâkis devletlû ne olacaksa şimdi olmalı asiler sabahı beklemektedir
— Onları tanır mısın?
— Geceye kadar yanlarında idim.
— Ya.. Çok mühim. Kuvvetleri ne kadardır?
— Kuvvetleri filân yoktur devletlû..
İbrahim Paşa şüpheye düştü. Ters ters Murada baktı:
— Ne söylediğini bilir
— Bilirim Devletlû.
— Ya bunca gürültünün bebi nedir?
— Palavra.
— Sözlerine dikkat et delikanlı.
Murad utandı. Kiminle konuştuğunu uııutuvermişti.
— Affet Sultanım.
— Devam et.
— Gündüz birtakım serseriler, meraklılar etraflarına toplanmıştı ama, karanlık basınca herkes dağıldı.
— Boşuna söylersin. Bu kadar azîm bir cemiyet nice dağılır!
____ Dağıldı Sultanım. Hattâ gece yarısına doğru kırk elli kişi bile kalmadı.
İbrahim Paşanın gittikçe artıyordu.
— Ya şimdi bize mek istersin!
____ Devletlû!.. Bu dakikada asiler korku içinde titremektedirler. Üzerlerine kırk elli kişilik bir kuvvetle varılsa kaçacak delik ararlar.
____ Ya, ne söylersin kanlı!
_ Hakikat söylerim letlû..
— Eğer dediğin doğru ise yarın sabah her şey hallolacaktır, demek.
— Bilâkis devletlû, ne olacaksa şimdi olmalı. Âsiler de esasen sabahı beklemektedirler.
— Gece hücum münasip değildir.
— Kulunuza müsaade ederseniz hepsini bir saate varmuz dağıtırım.
— Bu kadar kendine güven-
Bunu söyledikten sonra İbrahim Paşa biran düşündü. Sonra geri döndü. Padişahın yanına gitmek üzere iki adım attıktan sonra:
— Bu delikanlıyı muhafaza ediniz. Belki lâzım olacaktır. Hem görelim söyledikleri doğru mudur?
Dedi ve içeriye girdi.
Murad’ın bütün neşesi kaçmıştı.
(Sabaha kalmamalı idi. Bu iş şimdi hallolurdu. Fakat ne yapalım. Kader böyle imiş. Şimdi burada tavuk gibi pi-nekliyeceğiz, demek..)
Böyle söylendi.
şüphesi
deli-
dev-
âsilerden bir tanesini bile mey dunda bulamıyacaktı. Çünkü hepsi de Akıbetlerini düşünerek titremekte idiler. Hepsinin de gözleri yan sokaklarda idi. Küçük bir gürültü işitselce derhal kaçmağa, dağılmağa amade idiler.
Fakat işte sabah olmuş, hâlâ saraydan bir haber çıkma-1 mıştı.
Acaba saray ne düşünüyordu?
Her halde boş durmıyor, askerî hazırlıklar yapıyordu.
(Devam edecek)
Mevlânanın
\A/allace
(Baş tarafı 1 inci sayfada) Mesnevı-i mevlevi-i mânevi Hest Kur'an der Zubân-i Peh-levî.
Bu beyil, Rumi'nin Islâm edebiyat âlemine en büyük edebi mirası olan meşhur Mesnevî’sine karsı duyulan sonsuz hürmet ve ihtiram hislerini hulâsa etmektedir. Mevlânâ Celâleddin-i Rumî’nin şüphesiz, yeryüzündeki bütün Müslümanların fikir ve harekâtına büyük tesirleri olan dahilerdendir. Bizim en büyük sairimiz merhum Allahma İkbal Rumî'yi kendine rehber ve ru -hanî mürsid ittihaz etmiş, yeni bir çığır açan (Esrar-ı Hudî» adlı eserini, Rumî'nin büyük «Mesne-vî’sini örnek alarak meydana ge.
Sabah olmak üzere idi. Et meydanında kimsecikler kalmamıştı. Akşamki mahşeri andıran kalabalıktan eser yoktu. Yalnız bir köşede on, on beş kişi başbaşa vermişler, korku, hayret ve şaşkınlı kiçinde titreşiyorlardı.
Bunların ortasında (Patrona Halil, Manav Muslu, Çınar Ahmet, Ali Usta ve Kara Yılan) daha bariz bir şekilde göze çarpmakta idi.
Çınar Ahmet fısıldadı:
— İşte şans vakti geldi(l). Kara Yılan cevap verdi: — Saraydan hâlâ bir haber çıkmadı.
Kahveci Ali Usta atıldı:
— Eğer bu sırada üzerimize gelirlerse..
Patrona kaşlarını çattı:
— Ne olur?
— Hiç.. Ne olacak, derilerimizi yüzerler.
— Ya bunda ettiklerimiz dillere destan olmaz mı?
— Bizim derilere saman dolduktan sonra..
— O halde tedbir nedir?
Cevap veren olmadı. Hepsinin başı yerde idi. Kötü kötü düşünüyorlardı. Belâlı bir işe girişmişlerdi. Bu belâdan kurtulmanın çaresini arıyorlardı. Bir gün evvel arkalarına takılanlardan bu dakikada yanlarında kimsecikler kalmamıştı. Herkes evlerine çekilmiş, kapılarını kapamış, sarayın göstereceği celâdeti bekliyor, âsilerin akıbetini gözlüyordu.
Eğer bu sırada kırk elli kişilik bir kuvvet geliverseydi,
Mevlâna Celâleddin-ı Rumî-nin ölüm yıldönümü Türkiye ve Pakistanm aynı zamanda ve beraberce kutlamaları çok yerin-dedir. Böyle bir törende kalplerimiz Türk kardeşlerimizle beraberdir. Pencap üniversitesi delâletiyle bu büyük âlim ve öndere hürmet ve takdir borçlarımızı ar-zederken, bu üniversite namına Türk kardeşlerimize candan tebriklerimi gönderir, geçen her günün, bizi birleştiren kültür bağ-lar.m daha fazla kuvvetlendirmesini dilerim.
Konya'da yapılan merasim
Konya, 17 (Telefonla) — Mev-lânâ Celâleddin-i Rumî’nin 677 nci ölüm yıldönümü münasebetiyle bu gece şehrimiz Şahin sino masında muazzam bir tören ya pılmıştır. Halk günün daha erken saatlerinde sinemaya hücum etmiş ve büyük bir izdiham husule gc-lmiştir. Polis kuvvetleri kifayet etmediğinden, jandarma kuv vetleıi ile takviye edilmek zorunda kalınmıştır.
(Başı 1 inci sayfada) ınünist rejimini hâkim kılmak için gayret sarfettiğini söylemiştir.
Wallace’a göre, bu siyasete batı dünyası hudutsuz kuvvet-lç- karşı koymağa hazır olmalıdır.
Wallace yazısına şöyle devam etmektedir:
«Sovyetlerin dünya hâkimi -yeti yolunda tuttukları hülya bir deliliktir.
Çinliler muvakkaten Sovyet-lerin kontrolüne tâbi olabilirler, fakat bunun böylece devamı imkânsızdır.
Amerikan yangın bombalarının şehirlerini imha edeceği korkusu Çinlilere hâkim olduğu müddetçe bunlar Sovyetlerle işbirliği yapacaktır.
Fakat Çinliler Sovyetlerin kendileri ve Amerika hakkında besledikleri emelleri anladıkları vakit Sovyet kontrolünden çıkacaklardır.
Birleşik Amerika Çin’e karşı hiç bir vakit emperyalist bir siyaset gütmemiştir ve bir ka-rış Çin toprağında hiç bir va-
Çin’le ticarî münasebetler kit gözü olmamıştır.
tesis etmek arzusunda olduğumuzu 50 senedenberi açıkça belirtmiş bulunuyoruz.
Truman - Attlee müzakerelerinin açıkça meydana koyduğu üzere Truman, Çin ile harbe girişmek istememektedir.
Stalin ve Mao-Tse-Tung haklı olduklarına bir an inanmış olabilirler, fakat bugün şunu bilmelidirler ki beşeriyete karşı affı imkânsız cürümlerin lenmesine müsaade etmek zere bulunmaktadırlar.»
İŞ-
Gelir Vergisi
Törene bizzat iştirak etmek i-çin şehrimize gelmiş bulunan İçişleri Bakanı Rükneddin Nasu-hioğlu ile Millî Eğitim Bakanı Tevfik İleri de hazır bulunmuşlardır. Törene Vali Ferruh Şa-hinbaşın veciz bir konuşması ile başlanmış ve Mevlâna’nın ruhu için bir dakikalık saygı duruşuna geçilmiştir.
Müteakiben Belediye Başkanı Rüştü Özal konuşmuş, Konya adına törene iştirak edenlere teşekkür etmiştir.
Bundan sonra evlâdı Mevlâna-dan Amil Teğmen Mevlânanın hayatından, Muhlis Koner de felsefesinden bahsetmişlerdir. Nurettin Aıtam Mevlâna için yazdı-ği bir şiiri okuduktan sonra, Osman Şevki Uludağ Mevlânanın musikisini izah etmiştir.
Programın ikinci kısmında I Afyon ekipinin de iştirâkiyle1 Naat okunmuş Ney taksiminden sonru sBzsemaisine geçilmiştir.
Daha sonra Mevlevi musikisi-1 ne ait türlü örnekler verilmiş (1) Abdi Tarihi. Sayfa: 32. tören saat 24 de son bulmuştur.
(Başı 1 inci sayfada) devlet hizmetinde veya hususî schada çalışan aylıklı ve ücretli vatandaşlarımız hakkında gelir vergisi tatbikatının bir yıl tehiri, üzerinde durulacak bir ihtiyat tedbiri olarak düşünülmüştü. Hükümetin böyle bir teklifle Büyük Millet Meclisi huzuruna çıkması her şeyden önce şu arzolunan vaziyet ve manzaraya işaret etmiş olmak içindir.
Bir taraftan vergi adaletinin temininde bir eksiklik olarak mü-talea olunabilecek bir hale bir yıl için katlanmak, diğer taraftan devlet gelirlerinde lan emniyetin az delenmesini göze mahzurları kabili m( iki sıktan birisini tercih meselesi karşısındayız.
Foyda ve mahzurlariyle mevzuun bizzat Büyük Millet Meclisin ce ele alınarak mütalaasına yol açmış olmakta hükümet kendisini haklı görmektedir.
Bu ifadelerimin, meselenin su veya bu şekilde halli üzerinde, hükümetin İsrarla durmıyacağı mânasında alınacağına şüphe etmiyorum.»
Korkunun ecele faydası yoktur büyük bir tehlike gibi telâkki olundu.
Japonya, Uzakşarkta, insanlığın başına kızıl Çin’den daha mı büyük belâ olurdu?. Hayır, çünkü esasen Togo’ların, o meşhur sarı emperyalizm tehdidi, bıı harpten sonra, tıımamiyle felce uğramıştı. Fakat tekrar itibarını ve haysiyetini kazanmış olan Japon karakteri, kızıl tehlikeye kurşı esaslı bir rol oynıyabilirdi.
Batıda Almanya’ya gelince, Fransızların, Almanya’dan duydukları ebedi endişe bu memleketin sür’atle yeni baştan tuaz-zuvuna mâni oldu. Gerçi Fransızların hakkı yok değildi. Memleketleri 1870 den itibaren üç defa istilâya uğramıştı. Bir dördüncü istilâ ihtimalinden korkuyorlar, onun için, Almanya’nın bir birlik halinde yeniden kurulmasının önüne geçmek için ellerinden ne gelirse, hiç birisini yapmaktan geri durmuyorlardı. İngiltere ve bilhassa Amerika Almanya’yı yeniden canlandırmak için bir kaç defa teşebbüse geçtiler; fakat her defasında Fransa’nın muhalefeti ile karşılaştılar. Alman birliği fikri Almanya hudutlarından u-zak olan memleketlerde genişliyor, fakat Fransa’ya gelince yine dağılıveriyordu. Halbuki El-bo'nin öbür sahilinde ve Berlin’in şarkında Rusya'nın bir peyki haline gelen Doğu Almanya, sade Fransa için değil, belki bütün dünya için bir tehlike teşkil ediyordu. Çünkü Rusya’nın daima bu Almanya'yı bir makkabın u-cundaki sert elmas parçası gibi |(ullanması ihtimal dahilinde idi..
işte böylece 1945 denberi bir çok ateşler küllendi. Kıvılcımların etrafa sıcramıyacağı vehmi üzerine dayanan bir politika aldı yürüdü. Halbuki, korkunun ecele faydası yoktur. Milletlerin mütemadi bir endişe içinde, yaşamaları hiç bir zaman harbi önleyemez. Harp öyle bir âfettir ki ondan kaçanı kovalar. İşte nihayet gün geldi çattı. Siyasî ufukları kara bulutlar kapladı. Tehlikenin kaçınılmaz olduğu artık açıkça görüldü. Şimdi Batı Almanya’da 150 bin kişilik bir ordu teşkil edilmekte ve Birleşik A-merika’da fevkalâde ahval ilân olunmaktadır.
Geç kalınmış mıdır? Belki! Fakat şurası da muhakkaktır ki, yarın bugünden çok daha geç olacaktır. Rusya’dan şimdi buna karşı büyük bir tepki beklense yeridir. Nitekim, Moskova İngiltere'ye bir nota vererek, Almanya’nın silâhlandırılmasina i-tiraz etmiş ve İngiltere’yi anlaşmaları bozmakla suçlandırmıya kalkmıştır. Eğer milletler Rusya'nın bu nevi tehditlerine ve baltalama hareketlerine kulak asacak olurlarsa, o zaman, bütün kürenin bir gün kızıl tehlike altına düşeceğine asla şüphe etmemelidir. Bereket versin ki, vaziyet biraz geç de olsa, nihayet meydana çıkmış ve gereken tedbirler alınmıştır.
1945 den beri, Rusya konuşuyordu; şimdi, konuşmak sırası müttefiklere gelmiş bulunmaktadır. Ya bütün hürriyetler kurtarılacak, yahut dünya, kızıl bir istipdadın boyunduruğuna geçecektir. Amma şurası muhakkaktır ki, eğer bütün birleşmiş milletler Amerika kadar enerjik davranır ve kendi kendilerini aldatmaktan vazgeçerlerse, bir gün hürriyet güneşinin bütün dünya üzerinde yine eski nuru ile parlayacağına şiiphe yoktur. Bu yolda ilk ve mühim adımların atılmış olduğunu söyllyebili-
veya çok ze-almak gibi, lünakaşa olan
Atlantik konseyi bugüntoplanıyor
Bevin Brüksele vardı Acheson
da dün uçakla hareket etti
Brüksel, 17 a.a. (Reuter) — Atlantik Paktı Konseyi, üye devletler savunma bakanlan ve muavinleri ile müştereken -yapacakları toplantıda dünya durumunu gözden geçirmekle işe başlıyacaktır.
Toplantıda, durumun umumî mütalâasında Bevin ile Acheson, Formoza için varılması istenilen müzakereler reddedilirse, «Kore harbi devam etmelidir» olayı ile karşılaşacaklar -dır.
Pekin Hükümeti ile herhangi başka bir şekilde temasta Oulunmanın faydalı olup olmadığı meselesi, salı günü yaplıa-cak üç büyükler toplantısında muhakkak ki tamamiyle konuşulacaktır.
Atlantik Paktı Konseyi şu üç mesele ile karşılaşmış bulunmaktadır:
1 — Üye milletlerin yardımı suretiyle Atlantik Paktı ordusunun kurulması.
2 — Alman birliklerinin kurulması keyfiyeti.
3 — Başkomutan, - ki General Eisenhovver’in olacağına kuvvetle inanılmaktadır - mu-
avininin ve
Konseyin Uca siyasî Sovyetlerin testo notları birliklerinin
kurmayının tayini, karşılaşacağı baş-mesele, bahusus gönderdikleri pro-dolayısiyle, Alman Atlantik Paktı or-
dusuna katılma tasarısı hak-
kında Federal Almanya Hükümetiyle ne suretle temas edileceği meselesidir.
Bu maksatla, batı işgal devletlerinin üç müttefik yüksek komiseri toplantıda hazır bulunacaklardır.
Brüksel, 17 a.a. (Afp) — İngiltere Dışişleri Bakanı Ernest Bevin bu akşam saat 17.55 te ÖrÜksel'e gelmiştir.
Vaşington, 17 a.a. (Afp) — Dışişleri Bakanı Acheson bugün saat 17.40 ta uçakla Brüksel’e hareket etmiştir.
Acheson Atlantik Paktı im-
zacıları devletlerin Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısında hazır bulûnacaktır.
Amerika, büfün Amerika
Kıtasını yardıma çağırıyor
(Bası 1 inci sayfada tiyecektir. Bu toplantının gayesi «milletlerarası komünizmin peyk devletler vasıtasiyle takip ettiği tecavüzkâr siyaset) karşısında Amerikalar arası halkın ve hür dünyanın maruz bulunduğu tehlikeleri karşılamak üzere 21 Amerika Cumhuriyetinden istenen gayretleri koordine etmek olacaktır. Birleşik Devletler Dışişleri Bakanı Dean Acheson’un bu plânı dün Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Michael McDermott tarafından açıklanmıştır.
Bu münasebetle yapılan tebliğ hür dünyanın karşılaştığı tehlikeye Birleşmiş Milletlerdeki gayretlerle karşı koymağa çalıştığı ve Birleşmiş Milletlerde Amerikan Devletleri Teşkilâtının temsil ettiği halk arasında Birleşik Devletlerin de bulunduğu işaret edilmektedir. Tebliğ «bu teşkilâta mensup 21 devletin hepsi kendilerini hürriyet dâvasına vakfetmişlerdir» demektedir.
Amerika’nın toplantı teklifi Amerika kıtası mahalli teşkilâtının anayasası demek olan Bogota Anlaşmasının 39 uncu maddesi gereğince yapılmıştır. Bu madde «Amerikan Devletlerinin müşterek menfaatlerine ait ve âcil hallerde istişarelerde bulunmak üzere» Amerika Cumhuriyetleri dışişleri bakanlarının toplantıya çağrılabile-ceğini âmirdir. Birleşik Devletler Dışişleri Bakanı Amerikalar Arası îşler Yardımcısı Edvvard G. Miller bu tebliğin akabinde yapılan basın toplan-
te bu sebepten dolayıdır ki, Genel Kurul Sövyet Rusya’nın sulh teklifini reddetmiş bulunmaktadır.
Sovyet Rusya kendisiyle aynı fikirde olan başka memle - j ket heyetleriyle sulh aleyhine j alınacak kararlara muhalefet etmeye ve sulhün yerini har. bin almasına mâni olmaya çalışacaktır.»
Wu’nun demeci
tısında teşkilât nezdindeki Birleşik Devletler temsilcisinin çarşamba günü dışişleri ba-' kanlarının toplanmasını resmen istiyeceğini teyit etmiştir.
Bu şekilde bir teklif yapıldığı zaman toplantının yapılabil-
mesi için 21 devletin 3 te iki ekseriyetinin bunu kabul et-I mesi lâzımdır.
Mümtaz Faik FENİK
D. P. Balosu
(Başı 1 inci sayfada) rağbet görmüştür.
Baloya Cumhurbaşkanı Celâl hayaı- da şeref vermişler, kendisini ziyaret eden muhtelif büyük elçiler, ve elçilerle uzun uzun görüşmüşlerdir.
Baloda Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan, Başbakan Adnan Menderes, Başbakan Yardımcısı Samct Ağaoğlu, Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü, E-konomi ve Ticaret Bakanı Zühtü Velibcşe, Millî Savunma Bakanı Refik ince, İşletmeler Bakanı Muhlis Ete, Ziraat Bakanı Nihat Eğıiboz, İngiliz, Amerikan, Kanada Büyükelçielıi, Mısır Büyük elçisi, Irak, Lübnan, Ürdün elçileri, diğer bir çok ^elçilikler erkânı, Ankara Valisi, Ankara Belediye Reisi, daha bir çok askeri ve mülkî erkân hazır bulunmuş-
Balo büyük'bir neşe içinde geç vakte kadar devam etmiştir.
Vişinski'nin gazetecilere beyanatı
Nevyork, 17 (AP) — Fransız «Liberte» transatlantiğiyle Nev york'tan ayrılmadan evvel Sovyet Dışişleri Bakanı Andrei Vişinski, kendisiyle görüşen I gazetecilere, 1951 senesi için Amerikan halkına sulh, refah ve saadet temenni etmiştir.
Kendisine, Birleşmiş Milletlerin bundan sonraki toplantıları için Nevyork’a gelip gel-miyeceği sorulunca Vişinski şu cevabı vermiştir: «Niçin soruyorsunuz, yoksa gelmiyeceğimi mi zannetmektesiniz? öyle ise çok bedbin insanlarsınız.»
Evvelce hazırladığı beyanatında, Vişinski gazetecilere I şunları söylemiştir:
«Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 5 inci celse toplantılarını takip edenler, Birleşmiş Milletler prensiplerinin değil fakat aynı zamanda Birleşmiş Milletler Anayasasının sistematik bir şekilde, Amerika’nın menfaatlerine uygun gelen meselelerde ihlâl edildiğinin muhakkak surette farkına var-mışlardır. Tabiatiyle bu memleket, Atlantik devletleri tarafından takip edilmektedir. îş-1
Profesör Ali
Fuat Başgil
(Baş tarafı 1 incide)
• ideal Buhranı» başlıklı makaleyi yarınki Zafer’de okuyacak olan karilerimiz Ali Fuad Başgil'in bundan evvelki yazısına yapılan hücumlara verdiği cevabı aşağıda bulacaklardır:
Geçende Halkevleri mülkiye-| ti hakkında bu sütunlarda bir I fikir müdafaa etmiştim. Muarızlarım yine bermutad şahlandılar; fikrimi bırakıp şahsıma hücuma kalktılar. Kimi iktidara hoş görünmek istemekle, kimi iktidarın gönüllü müdafii olmakla beni itham etti. Terbiye hududunu aşmıyan bu gibi sinirlilikleri tabiî görürüm. Fakat bu arada bir kendini bilmez de söze karıştı ve beni, güya efkâr nazarında küçültmek için, Paris sefaretine imam yaptı çıktı. Bu bir hakikat olsaydı, bu sıfat ve memuriyetimle iftihar ederdim. Zira nazarımda, namuslu bir insan için, değil sefaret imamlığı, çöpçülük bile kendine göre şerefli bir hizmettir. Fakat bu bir yalandır, tezvir ve isnaddır. Ve bu yalanı söyliyen, düşününüz ki, eski bir milletvekili ve bir devlet bakanıdır.
Hal tercümeme ait bir yalanı ve tezviri sırf reddetmiş olmak için kaydediyorum ki, Avrupa-du Maarif Vekâleti talebesi olarak okudum. Bu vekâlet sicilinde kayıtlıdır ve bunu tahsil arkadaşlarım bilir. Hattâ bunu o kendini bilmez.de bilir ama, aklınca politika yapıyor. Fakat, yuh olsun şerefine o türlü politikacının ki, iktidardan düşünce yuvasını kaybetmiş yılan gibi yerlerde sürünür.
Uzun lâfa ne hacet. Elime göçen şu iki vesikacık konuşsun, kâfi:
Londra Radyosu, 17 (Basın -Yayın) — Birleşmiş Milletler nez dindeki Çin temsilcisinin dün gece basın konferansında verdiği demeç hakkıda yorumda bulunan B.B.C. nin Birleşmiş Milletler muhabiri, komünist Çin'in şimdi Korede bir ateş kes emri verilmesini kabul etmemesine rağ -men kızılların bazı şartlarla silâhlarım bırakacakları kanaatini izhar etmekte ve bu noktada Ge neral Wu'nun Formoza hakkında ki sözlerine işaret etmektedir.
ithamlarım siyasî iştira-izin verilmemesini protesto ) ve evvelce bu
Cin delegesi. Amerikanın Çine karsı tecavüzde bulunduğu hususundaki komünist müzakere etmekte olan
komitenin toplantılarına kine etmiş ve evvelce bu komitede vermek üzere hazırlamış bulunduğu demecin kopyelerini gazetecilere dağıtmıştır.
Rus notasının mahiyeti
Londra Radyosu, 17 (Basın -Yayın) — Rus hükümetinin Ingiltere ve Fronsaya dün vermiş olduğu notaların metinleri Moskova Radyosu tarafından açıklanmıştır. Sovyetler bu notalarda, Fransa ve Ingiltereyi Federal Alman hükümetiyle askerî bir ittifak yapmaya hazırlanmakla itham etmekte ve bu hareketin barış için büyük bir tehlike olduğunu belirtmektedir. Rus hükümeti, Fransa ve Ingilterenin Ruhr havzasındaki harp endüs-I İlişinin yeniden canlandırılması yolunda Çalıştıkları iddiasını ileri sürdükten sonra eski Alman generallerinin Batı Avrupada mevkiler işgal etmesine meydan verildiği ve zamanla bunların milletlerin istikballerinde büyük roller oynamasına da müîaade edileceği younda ithamlarda bu. lunmaktadır.
Komünist notaları bundan sân-ra, Atlantik Paktı ve Brüksel anlaşması gibi kurulların Sovyetler aleyhine tevcih edilmiş bulunduğunu kaydettikten sonra bütün bu vakaların mesuliyetini Fran-Jız ve Ingiliz hükümetlerine yüklemekte ve onları Rusya ile mev cut olan andlaşmalanna aykırı hareketle itham etmektedir.
Acele satılık
Aı kullanılmış RADYO. GRAMOFON ve ARMONİK acele satılıktır. Her saat görülebilir.
Müracaat: Denizciler Caddesi Acı Çeşme Sokak No. 15. Zemin Kat.
4 ncü şube müdürü
Fethi İnal’er Emniyet Genel Müdürlüğü şube ^müdürlüğüne getirildi
Fethi Inaler
Ankara: 15/12/1926 Türkiye Cumhuriyeti - Maa-1 rif Vekâleti Heyeti Teftişiye Riyaseti: 126.
Paris'te Ali Fuad Beye Efendim,
Mektubunuzu aldım. Talebe Müfettişi Zeki Mesut Bey (hâlen Ankara Hukuk Fakültesinde Ordinaryüs Profesör) vaziyeti tahsiliyeniz hakkında vekâleti kâfi derecedç tenvir etmiştir. Sizin çok kıymetli bir genç olduğunuzu ve mesainizle hiiFûMetin bize karşı ifa ettiği maaveneti ödemeğe çalıştığınızı biliyoruz. Bunun için bir sene daha mektubunuzda bahsettiğiniz esaslar dahilinde çalışmak üzere Pariste kalmanıza müsaade edilmiştir. Fakat memleketin sizin gibi yetişmiş gençlere ihtiyacını ve bilhassa ilim mües-seselerinin ihtiyacını nazarı dikkate alarak mesainizi mümkün olduğu kadar kısa bir zaman içine sıkıştırmanızı ve tahsilinize nihayet vereceğiniz tarihi tesbit etmenizi rica ederim.
Heyet-i Teftişiye Reisi Rıdvan Nafiz Ankara: 1/2/192S Türkiye Cumhuriyeti - Maarif Vekâleti Yüksek Tedrisat Dairesi: 2985/369.
Sorbon Darülfünununda Ali Fuad Efendiye
22 Kânunusani 1928 tarihli Mektubunuza cevaptır:
17/1/1928 tarih ve 186 numa-talı tamim mucibince badema doğrudan doğruya Vekâletle Muhabere edeceksiniz. Tez masrafınıza gelince, hayat-ı tahsi-liyenizde gösterdiğiniz muvaffakiyetlere binaen size yüz küsur lira ikramiye gönderilecektir. Bu para ikramiyedir, tez Masrafı değildir. Yalnız tez masrafı gönderilinceye kadar şimdilik bu paradan sarfetme-tıiz muvafık olur. Tez masrafımın göndeıilebilmesi için yapılan masrafların faturalarını â-cilen gönderiniz., efendim.
Maarif Vekili Namına Müsteşar
. Kemal Zaim
|w**wv****** ********
Hamamönü — Yeni Doğumevi Çocuk Hastalıkları Mütehassısı Dr. İhsan Can
Hastalarını hergûn saat 15 ten İtibaren kabul eder. !
Anafartalar caddesi Kur- : i funlü Cimi 194 Bekman Apartmanı.
Muayenehane
fildanberi dördüncü şube müdürlüğünü ifa eden Fethi İnal’er bu vazifeden ayrılmış ve Emniyet Genel Müdürlüğü $ube müdürlüğüne nakledilmiştir. Kendisinin bütün bu müddet zarfında kanun ve nizamları tatbik hususunda gös -terdiği dürüst ve bitaraf mesaisi, matbuatta, esnaf teşekküllerinde, vatandaşlar arasında derin bir sempati yaratmıştır.
Fethi İnal’er hakikaten, Türki-yede ilk defa olarak taşıt kaza narifa ve zabıtlarım tesis ve İslahla modern bir hale getirmiş. Şehrin trafik sayım ve plânlarım yapmış ve yine Türkiyede ilk defa olarak esnafların kontrol ve mürakabelerinde, esnaf tevekküllerinin ve mümessillerinin hazır bulunmasını istemiş ve bu hususu bir anane halinde vazet-(niştir. Şoförlerin, şoför imtihanı heyetinde üye olmaları için senelerce mücadele etmiş ve nihayet buna da muvaffak olmuştur.
Fethi İnal’er Emniyet Dördüncü Şube Müdürlüğünde kaldığı iki buçuk sene zarfında iki defa terfi ettirilmiş bir defa da takdirname almıştır.
Bu teşkilâtçı ve dinamik idare adamının bundan sonraki hizmetlerinde de aynı şekilde muvaffak olacağına emin bulun maktayız. Yeni görevini tebrik
Mecliste bugün görüşülecek olan sözlü sorular
Büyük Millet Meclisi bugün saat 15 de toplanacaktır. Gündemde aşağıdaki hususlar vardır;
Zonguldak Milletvekili Abdur-rahman Boyacıgillerin memleket te her gün biraz daha artan işsizlik hakkında Başbakanlıktan,
Seyhan Milletvekili Sinan Te-kelioğlu'nun Varlık Vergisinden af, terhin veya tâdil edilen miktar ile İstanbul eski Defterdarının bazı mükellefler hakkında yaptığı muameleye dair Maliye Bakanlığından,
Bursa Milletvekili Selim Ragıp Emec'in askerî birlik ve okullarda zeytin istihlâkinin arttırılması için bir tedbir düşünülüp, düşünülmediği hakkında Millî Savunma Bakanlığından,
Sözlü soruları bulunmaktadır.
Ayrıca Büyük Millet Meclisi Maıt, Nisan ve Mayıs ayları hesabı hakkında Meclis Hesaplarını inceleme Komisyonu raporu ile,
istiklâl harbi malûllerine verilecek para mükâfatı hakkında-ki kanun tasansı da müzakere edilecektir.
karşısı No.
DOKTOR A ziz Tevfik Yeginsoy DAHİLİYE MÜTEHASSISI Her gün hastalarım saat 15 dan İtibaren Hamamö-nü, Halk Eczahanesi kârlısındaki Nizameddln Apartmanı No. 2 de kabul öder. Telefon: 15343.
Aka’dan fıkralar
(Baş tarafı 2 ncide) gelecek radyo sohbetimde tek-rarlıyacağım. Benden hoşlanmıyorlarsa (Hayır) diye, hoşlanıyorlarsa (Evet) diye adlı adresli birer posta pulu lütfetsinler. Ona göre ya susacağını veya devam edeceğim.
15 — İki radyonun ısrarlarına rağmen temsil de hazırlamıyorum. İltimaslı denilmekten çekiniyorum. Fakat aklıma getirdiniz, artık temsil de yazacağım.
e aziz meçhul njeslekda-ben öyle paşa sultanları-kavuk sallayıp yaka kap-tırmıyan bir öz Demokrat Partiliyim. Ve böyle ölüp gideceğime ister inanınız, ister inanmayınız.
Ve eğer siz de imzanız gibi gerçekten bir özdemokrat ve namuslu iseniz bu cevabımı patronlarınızdan izin alarak gazetenize aynen aktarırsınız. Hadi artık, güle güle!
Aka GÜNDÜZ

18/12 1950
ZAFER

Beşiktaş: 4-G. Birliği :2
D. Spor: 1- Ordu takımı: 1
Dünkü maçlarda bu dört takımdan hiç bir göz doldurucu ve iyi bir oyuni
Dün 19 Mayıs Stadında C4-du Karması - Demirspor ara -s)nda hususî bir karşılaşma yapıldı. Bu maçta her iki takım da sahada şu kadrolar ile yer aldılar:
ORDU KARMASI:
Selâhaitin, Rıdvan, Mehmet, Mustafa, Necdet. Eşref, Erol, Fahrettin, Sabahattin, Refik, Nusret.
DEMİRSPOR:
Emin, İskender, Kemal, Kadir, Süleyman, Salih, Sabahattin. Naci, Fuat, Rıdvan, Niyazi.
T'~kem: Sait Atakol. ‘
O-una süratli bir terrtpo' ile başlandı. İlk dakikalâYda her iki tarafın da netice alniak içirt çok çalıştığı görülüyor: Ordu Karması forvet hattının iyi ter-Vplenmemesi yüzünden yapılan akınlar bir semere vermiyor. Buna mukabil Demirsporun daha derli toplu oynıyarak tehlikeli hücumlar yaptığı görülüyor. Nitekim 15 inci dakikada kazanılan bir korner atışında, Naci sert bir vuruşla Demirsporun ilk golünü yapmaya muvaffak oldu. Bu golden sonra oyuna hakim olan Demirspor bir çok gollük pozisyonlara girmesine rağmen santrfor Fuat’ın ağır hareketleri yüzünden başka sayı yapamadı. Devre de böylece 1 — 0 Demirspor lehine sona erdi.
met, Ali, Hâdi, Celâl.
Oyuna Beşiktaşın vuruşu ile başlandı. İlk tehlikeyi Gençler-birliği atlattı. Şevket'in sıkı bir şutu direğe çarparak avuta çıktı. Sağdan yapılan bir Gençler hücumunda bir eşape pasını yakalıyan İsmet’in volesini Mehmet yerinde bir kurtarışla topu kornere çıkardı ve takımını bir golden kurtardı. Oyunda iki taraf da bariz bir üstünlük tesis edemedi. Karşılıklı yapılan hücumlar ekseriya tehlike teşkil etmeden bertaraf ediliyor. 30 uncu dakikada İsmet’in gayretiyle yapılan bir akında top Celâl'e geçti. Celâl de rahat bir vuruşla Gençlerin ilk golünü yapmaya muvafak oldu.
İkinci devre Ordu Takımı kaleye Remzi’yi, solaçığa Salım’’, sağaçığa Vasıf’ı, Demirspor da Mustafa’yı soliçe, İsmail’i de sağiçe alarak sahaya çıktılar.
Oyunun ilk dakikalarında Demirspor ağır basmasına rağmen ele geçen fırsatlardan istifade edemedi. Frikik atışında kaleden gelen topa Naci'nin geç müdahelesiyle mühim bir fırsat kaçtı. Ordu Karması a-kınlarınm bu devre daha tehlikeli olduğu görülüyor. 8 inci dakikada Demirspor müdafaasının uzaklaştıramadığı topu Fahrettin şimşek gibi bir vuruşla kaleye soktu. Vaziyet 1 — 1 oldu. Her iki taraf da bir gol daha çıkarmak için çok çalışıyor. Bu defa Ordu Karmasının hücumları daha tehlikeli oluyor. Dün iyi bir gününde olan Emin takımını bir kaç muhakkak golden kurtardı.
35 inci dakikada İskender 18 pas içerisinde eli ile topun istikametini -değiştirdi. Verilen penaltıyı Eşref avuta attı. O-yun da iki tarafın karşılıklı hücumları arasında 1 — 1 berabere sona erdi.
Ordu takımı dün birinci devre beklenilen şekilde bir oyun çıkaramadı. Buna da sebep forvet hattının iyi teşkil edilmemesidir. İkinci devre forvet hattında yapılan tadilât netî-cesi olarak daha göz doldurucu ve düzgün bir oyun çıkardı.
Demirspor ise dün de iyi idi. Yalnız forvet oyuncularının a-ğır hareketleri yüzünden ele geçen bir çok gollük fırsatlardan istifade edilemedi. Maç umumiyetle zevkli ve heyecanlı geçti.
Beşiktaş — Gençlerbirliği
Günün ikinci karılaşması Beşiktaşla — Gençlerbirliği a-rasmda yapıldı. Hakem Faik Gökay’m idaresinde takımlar sahada şu kadrolarla yer aldılar:
BEŞİKTAŞ:
Mehmet, Kemal, Vedii, Ça-;i, A. İhsan, Nusret, Süleyman, ûecep, Kâmil, Şevket. Cihat.
GENÇLERBİRLİĞİ:
Orhan. Muzaffer, Ahmet O-ğuz, Ali, Ayhan, İbrahim, İs-
Bu golden sonra sakatlanan Recep’in yerine Fahrettin girdi. Yapılan mukabil bir hücumda Fahrettin 18 pas üzerinde çok sıkı bir şutla beraberlik golünü çıkardı. 1 — 1 berabere olarak oyuna devam edildi. Bu defa Fahrettin çıkarak, yerine tekrar Recep girdi. Siyah-Be-yazlıların bir hücumunda Kâmil istemiyerek, topa çıkan kalecinin yüzüne bir tekme vurdu. Kaleci sakatlanarak oyunu terketti. Yerine yedek kaleci girdi.
Devrenin bundan sonraki kısmı değişmiyerek, 1 — 1 berabere sona erdi.
çıkaramadı
İkinci Devre
Bu devre Gençlerbirliği san-trafora Mehmet’i, beke Sai-ti, sağaçığa da Kemal’i alarak sahaya çıktılar. Bu değişiklikten sonra Gençlerbirliği takımının daha canlı oynadığı görülüyor. Oyun başında Ali mühim bir fırsat kaçırdı. Soldan yapılan bir Beşiktaş hücumunda top Süleyman'ın önüne düştü. Süleyman da sıkı bir vuruşla Beşiktaşın 2 inci golünü yaptı. Bu gol Beşiktaşı daha düzgün oynamaya şevketti ve Gençler kalesini sıkıştırmaya başladılar. 23 üncü dakikada bir frikik atışında Şevket 3 üncü Beşiktaş golönü de çıkardı. Fakat iki dakika sonra Şevket fena bir vuruşla mühim bir fırsat kaçırdı.
33 üncü dakikada Hâdi yakın mesafeden, Gençlerin 2 inci golünü, 40 inci dakikada Şevket de Beşiktaşın 4 üncü golünü çıkardılar. Maç da 4 — 2 Beşiktaşın galibiyeti ile sona erdi.
Beşiktaş takımı cumartesi gününe nazaran daha güzel bir oyun çıkardı. Kale önlerinde sık sık şut çekmeleri galibiyetlerine başlıca âmil oldu. Gençlerbirliği ise, Hasan’m takımda bulunmaması yüzünden dağınık oynadılar. Kalecilerinin sakatlanmasının da mağlûbiyetlerine tesiri büyük olmuştur.
Haydar ÖZAKMAN
Millî güreş ekibini seçme müsabakaları
Fehmi Büyükmutlu Ali Yüceli 3 dakikada tuşla mağlûp etti
İstanbul, 17 a.a. — İstanbul - Ankara - Eskişehir - İzmir bölgeleri serbest güreş takımları arasında yapılmakta olan millî güreş ekibi seçme karşılaşmaları bugün saat 13 den itibaren Spor ve Sergi Sarayında yapılmıştır.
Kalabalık bir halk kütlesi tarafından takip edilen bu karşılaşmaların teknik neticeleri şöyledir:
52 kilo:
Fehmi Büyükmutlu (İstanbul) - Ali Yücel (İstanbul) a 3 dakika 7 saniyede tuşla.
Esat İlkay (Ankara) - Ahmet Bilek (İzmir) e 57 saniyede tuşla.
Seyfi Ege (Ankara) - Cemil Somyiğit (Eskişehir) e 9 dakika 46 saniyede tuşla.
57 kilo:
Süha Karman (Eskişehir) -Osman öz (İzmir) e 8 dakika 20 saniyede tuşla.
Ali Yıldırım (İstanbul) - Rıza Doğan (Ankara)ya ittifakla.
Nasuh Akaç (Eskişehir) - Me lih Eren (Ankara) ya ittifakla.
62 kilo:
Kemal Özkan (Eskişehir) -Servet Arman (İstanbul) a 3 dakika 35 saniyede tuşla.
Ahmet Doğan (Ankara) -Cemil Şarıbacak (Ankara) ya 7 dakikada tuşla.
Nurettin Zafer (İstanbul) -Mustafa Kaplan (İzmir) e 1 dakika 57 saniyede tuşla.
67 kilo:
Tevfik Uysal (Eskişehir) -Ruşen Özel (İzmir) e 7 dakika 40 saniyede tuşla.
Tevfik Şakin (Ankara) - Tevfik Yüce (Ankara) ya 13 dakika 25 saniyede tuşla.
Servet Meriç (İstanbul) - Ra-
PHILIPS
Radyo ı salonumuzu geziniz. Yenilikler ve neşe saçan 1951 modellerini ğörünü’.
ORTAÇ
Sayfa: 5
Fenerbahçe isveçlilere
1-0 yenilmiş
İstanbul, 17 a.a. — Dün şehrimizde ilk maçını Galatasaray takımı ile yapan İsveç’in Helsingborg takımı bugün son maçını Fenerbahçe ile İnönü Stadında yaptı.
Bu maçtan evvel ikinci kümenin iki lider takımı Kara-gümrükle Adalet arasında yapılan lig maçı 0 — 0 beraberlikle neticelendi.
Fenerbahçe ile Helsingborg takımları hakem Samih Du-ransoy’un idaresinde sahada şu şekilde yer aldılar:
Helsingborg:
Svensson, Malmstrom, Ling-ler, Carlsson, Appel, Taft, Jonnson, Svenson, Sandell, Carlsson, Bantsson.
Fenerbahçe:
Şalabi, Selâhattin, İşmet, Nedim, Müjdat, M. Ali. Zekeriya. Samim, Suphi, Lefter, Halit.
Oyuna Fenerbahçeliler başladı ve 10 dakika rakip kaleyi tamamiyle baskıya alıp oldukça güzel bir oyun gösterdiler. Fakat İsveçliler kuvvetli müdafaaları sayesinde gol yemeden bu baskıdan kurtuldularsd da yaptıkları tehlikeli akınlar forvetlerinin beceriksizlikleri yüzünden netice vermedi ve ilk devre de bu şekilde beraberlikle sona erdi.
İkinci devreye Fenerbahçeliler, kaleye Erdal'ı, sağ beke Müjdat’ı, orta hafa Samimi’ sağ içe Selâhattin’i alarak başladılar. Sol açık Halit’in yerinde de genç oyuncu Faruk oynu-
Şan-Lâcivert takımda yapılan bu isabetsiz değiştirmeler neticede Fenerin tamamiyle aleyhinde oldu. 10 uncu dakikada İsveçin sağ içi Fener müdafaasının hâtasından istifade ederek oyunun yegâne golünü atmağa muvaffak oldu.
Bundan sonra Fenerbahçeliler akına geçtilerse de hücum hattının aksak oyunu yüzünden gol çıkaramadılar ve maç bu suretle 1 — 0 Helsingborg’un galibiyetiyle neticelendi.
if Akbulut (Ankara) ya ittifakla. /
73 kilo:
Mehmet Yüce (Ankara) - Osman Canbulat (Ankara) ya 1 dakika 57 saniyede tuşla.
Celâl Atik (Ankara) - Bekir Kaymak (İstanbul) a 2 dakika 45 saniyede tuşla.
79 kilo:
Haydar Zafer (İstanbul) - Faruk (Ankara) ya ittifakla.
87 kilo:
Yaşar Doğu (Ankara) - Mahmut Çeterez (Ankara) ya 7 dakika 3 saniyede tuşla.
Hilmi Tafracı (İstanbul) - Ali Eskioğlu (İzmir) e ekseriyete.
Ali Aslan (Eskişehir) - Niza-
2
mettin Çakır (Ankara) ya dakika 27 saniyede tuşla.
Ağır:
Adil Candemir (Ankara) - Kemal Ay (Ankara) ya 13 dakika 13 saniyede tuşla galip gelmişlerdir.
Müsabakalara, bu gece devam edilecektir.
V
Satılık Matbaa
makineleri
Bir adet İşler vaziyette Ouplex tabı makinesiyle yeni vaziyette bir adet otomatik 57 X 82 ve bir adet 70X100 König - Baııer diiz baskı makinesi ile komple miicellithane satılıktır.
Zafer gazetesi İdare Müdürlüğüne müracaat

Ankara valiliğinden
1 — Bayındırlık Bakanlığınca birinci ve ikinci derecede ehliyetli yapı kalfası yetiştirmek maksadiyle (Yapı Kalfalığı) Ankarada üçüncü kursu 1 Aralık 1950 cuma günü saat 16 da Samanpazarında İstiklâl Mahallesinde eski İstiklâl ilk okulun da açılacaktır.
2 —'Teknik Okulu mezunu olmayıp da devlet daire ve be tediyelerinde inşa.at Fen Memuru unvaniyle yapı i terinde vazife görmüş ve görmekte olanlardan ehliyetleri Bayındırlı’: Bakanlığınca sabit görülenler (ehliyetleri Bayındırlık Bak.'1” bğınpa tasdik edilmiş olanlar) devam mecburiyeti olmadan Bayındırlık Bakanlığınca açılan Yapı Kalfalığı kurslar n r oütün imtihanlarına tabi olurlar. Muvaffak oldukları takdtedc kendilerine derecelerine göre birinci veya ikinci derecede kalfa ehliyeti verilir.
3 — İkinci tnaddede yazılı şartları haiz olanlardan kurs
ıntihanlarına girmek isteyenlerin en geç 25 Ocak 1931 günü-i'? kadar bir dilekçe ile Ankara Valiliğine müracaatları ilân, olunur. (8859) — °7’
İstanbul Sılıhî Kurumlar arttırma ve eksiltm» Komiryonundan
Beyoğlu ilk yardım hastahanesinin sterlizasyon cihazı kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
1 _ Eksiltme 3/Ocak/1951 çarşamba günü saat 15.00 de Ca-ğaloğlundaki Sağlık ve S. Yardım Md. lüğü binasında toplanan Sıhhî Kurumlar Satınalma Komisyonunca yapılacaktır.
2 — Muhammen bedeli: Montaj dahil olmak üzere 28.00r liradır.
3 — îlk teminatı: 2100 liradır.
4 _ istekliler, bu işe ait şartnameyi çalışma günlerinde komisyonda görebilirler,
5 —* İsteklilerin, cari seneye ait ticaret odası vesikası ilr 2490 sayılı kanunda yazılı belgeler ve bu işe yeter ilk teminat makbuz veya banka mektubu olduğu halde teklifi havi kapalı zarflarını eksiltme saatinden bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde komisyona vermeleri.
6 — Postada vaki gecikmeler şayanı kabul değildir.
(9181) 2735
Yükleme ve Boşalfm ; yaptırılacak
Toprak Mahsulleri Ofisi Ankara Bölge Müdürlüsünden:
1 — Polatlı anbarımıza gelecek veya buradan diğer ma
hallere sevkedilecek ofisimize ait hububat, baki)-at vesair maddelerin altı ay süre ile yükletme ve boşaltma jleri açıl: eksiltmeye çıkarılmıştır. .
2 — Eksiltme 22/12/1950 tarihine Tastlıyan cum "nü saat 15.30 da Ankara Bölge Müdürlüğü binasında te;' kkül edecek hususî komisyon önünde yapılacaktır.
3 — İsteklilerin (2000) lira geçici teminatlarını e’.siltme saatinden bir saat öncesine kadar Silo yanındaki Ank: .a İşletme şefliği veznesine yatırm-'-rı ve alacakları makbuzla komisyona başvurmaları lâzımdır.
4 — Bu işe ait şartlaşma ve sözleşme tasarıları 5 lira kar-
şılığında Müdürlüğümüzün ticaret servisi ile Polatlı anbar şefliğinden temin edilebilir. (9184) — 2718
Ankara Numune Hastanesi
Baştabipliğinden
CİNSİ
Adet
Muhammen Fiyatı
Muvakkat
Teminatı
Lira Kş. İhale günü
İzmir Tekel Çamalfı Tuzlası Müdürlüğünden
1— Tuzlamızda, deniz suyu tulubma istasyonu binasının inşası, kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çıkarılmıştır.
187 50 4/1/951 per-
şembe günü saat 14 de
1 — Ankara Nümune Hastanesi için (1) kalem alâtı tıbbiye açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Taliplerin ticaret odası vesikası ve teminat mektuplarıyla birlikte muayyen gün ve saatte Hastanede müteşekkil komisyona müracaatları.
3 — Şartnameler her gün Hastanede görülebilir.
(9169) 2733
Kısa dalga Aparat I
14 Mayıs Gençlik kulübü toplantısı
Yeni teşekkül eden 14 Mayıs Gençlik Kulübü ilk kuruluş toplantısını dün saat 15 de Halkevinde yaptı. İlk olarak Atatürk ve Kore şehitleri için 1 dakikalık saygı duruşundan sonra, kulübün nizamnamesi o-kunarak, gündemdeki maddelerin görüşülmesine geçildi.
En son olarak yeni idare heyeti seçimi yapıldı. Yeni idare heyeti aşağıdaki şekilde teşekkül etmiştir:
Başkan: Dr. Mahir Mavioğlu, Asbaşkan: Abdullah Uraz, U-mumi Kaptan: Neşet Özdoğan, Muhasebeci: Şerif Gölebatmaz, Levazım, Amirliğine: Nâzım Oka, Haysiyet Divanına: Zafer Gökçer, Mehdi Mıhçıoğlu, Ahmet Eryanar.
Yeni idare heyetine çalışmalarında başarılar dileriz.
de
Bir sporcumuzun bacağı kırıldı
Dün oynanan Harpokulu -Mülkiyeliler Birliği basketbol maçında müessif bir kaza neticesi Asteğmen Ayduk'un a-yağı kırılmıştır.
Bu kaza esnasında Mülkiyeli sporcuların ve Dr. Ali Urasın ilk müdaheleleri, Gülhane Has-tahanesinde ,de Prof. Dr. Recai Ergüderle asistanların göster -dikleri alâkaya başta Harpokulu Komutan ve camiası teşekkürlerini bildirmektedir.
Genç sporcumuza sağlık dileriz.
Ankara boksörleri Mersine gidiyor
tki maç yapmak üzere Ankara’nın en seçkin boksörlerinden müteşekkil bir takım Mersin'e ’dâvet edilmiştir.
M. Ali Mergen’in başkanlığında gidecek olan boks takımı şu boksörlerden müteşekkildir:
51 kilo: Basri Eroğlu, 54 kilo: Vedat Gürses, 58 kilo: Ca-vit Bibioğlu, 62 kilo: Nâzım Derin, 67 kilo: Saim Saygılı, 72 kilo; Ali Melek. .
Mersin Kulübü dâvetlisi o-lan boksörler perşembe günü Mersin’e hareket edeceklerdir.
2500 00
2 — Tamamının keşif bedeli 40595.92 lira ve muvakkat teminatı 3044.69 liradır.
3 — Keşif, resim ve şartnameler İzmir ve Ankarada Tekel Başmüdürlüklerde İstanbulda Tekel Genel Müdürlüğü inşaat şubesinden her gün alınabilir.
4,— Muvakkat ihale 27/12/1950 çarşamba günü saat 15 te Tuzla Müdürlüğünde müteşekkil komisyonda yapılacaktır.
5 — Taliplerin e’.siltme şartnamesinde yazılı vesikaları ile tekliflerini ihale saatinden bir saat evvel komisyona vermiş olmaları lâzımdır.
Postada vukubulacak gecikme kabul edilmez. (9102) — 2699
PİKAP
Möbleli ve möblesiz. Fiyatlarımız uygundur. Yeni model Paillard pikaplar, şase olarak satışa arzedilmiştir. Tel: 11135
KIZILAY GENEL MERKEZNDEN:
Türkiye Kızılay Derneği Genel Merkez Kurulu 19 Aralık 1950 Salı günü saat 10 da Yenişehirdeki Genel Merkez binasında olağanüstü toplanacaktır. Sayın üyelerin teşrifleri rica olunur.
DOKTOR
MAZHAR NAİBGİL KADIN HASTALIKLARI DOĞUM MÜTEHASSISI
Doğumevi Doktorla -rmdan — Her gün saat 15 den sonra kabul eder.
Kiralık dükkânlar
ve depolar
Mustafa Kemal Bulvarı Bomon-liye inen yol kösesinde Barksel apartımamnda. (6267)
Kiralık konforlu daireler
4, 3, 2 oda hol, kalorifersiz her konforu haiz.
Bomonti karsısı yeni açık san cpartnıan 7 No.ya veya kapıcı Ali'ye müracaat. (6293)
İzmit Belediye Başkanlığından
İzmit Belediyesi için bir adet hizmet otomobili ile 1,5 tonluk bir adet kamyonet kapalı zarf usuliyle alınacaktır.
Hizmet arabası çi.'t defransiyel ve saç karoserdi (CİP TİPİ) olacaktır.
İhale 26/12/1950 tarihine rastlıyan salı günü saat 15.30 da Belediye Encümeninde yapılacaktır.
Hizmet arabası için muhammen bedel 8500 kamyonet için 6800 lira olup geçici teminat 1147 lira 50 kuruştur.
İsteklilerin her iki vasıtaya birden veya ayrı ayrı hazırlı-yacakları tekliflerini 2490 sayılı kanundaki tarifat dairesinde ihale saatinden bir. saat evvel Belediye Encümeni Başkanlığına vermeleri lâzımdır. Belediye Encümeni ihaleyi yapıp yapmamakta veya tercih hakkını kullanmakta serbesttir. (9161) 2705
BUGÜN MATİNELERDEN İTİBAREN
PARK Sinemasında
En korkunç maceralarla karılı biı çete reisinin eline esir düsen bir doktorun haydutlar arasında geçirdiği müthiş hayat... Muazzam ve dehşetli sahneler...
YILMAZ REİS
(Türkçe Sözlü)
Merzifon Belediye Başkanlığından
Fennî su vc elektrik tesisatlı beş oda, iki salon, bir mutfağı müşternil şehir gazino binası sinema ve temsil salonu olarak tahsis edilmiş olduğundan bir kısım mobilyesi ile birlikte 14 ay süre ile icara verilecektir.
Arttırma 29 Aralık 1950 tarihine rastlıyan cuma günü saat 14 de belediyede süreli komisyon huzuru ile yapılacaktır.
Fazla malûmat edinmek istiyenlere şartnamesi parasız olarak gönderilir.
İsteklilerin belli günde belediyemize müracaatları ilân olunur. 17070 (9103) 2687
Bas Rollerde:
WALLACE BERRY —
RİCHARD CONTE —
Satılık kürk
Hiç giyilmemiş, Paris orta boy kahverengi
manto satılıktır. Her gün öğleden evvel 24607 numaraya telefon edilebilir. (3026)
1 — 39200 şişe, 200.000 ve 9000 şişe, 500.000 ünitelik penicilin G. Sodium kapalı zarf usuliyle satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 28600 lira olup muvakkat teminatı ?145 liradır.
vazıyette satılıktır lunlann Zafr Hürlüğüne rı
Penisilin alınacak
Dovlet Demiryolları Haydarpaşa Satınalma Komisyonundan:
150 lira ücıetle Elektrikçi alınacak
İsteklilerin her gün Yıldırım durağındaki As. Pos. 12172 K. lığına müracaatları. (9204) 2727
Satılık mükemmel hir matbaa
Büyült boy otomatik ıkı baskı makinesile. lntertip(j yazı dizme makin ntoııuıtik pedalla
3 — Şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme 8/Ocak/1951 pazartesi günü saat 11 de Haydarpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satmalına Korniş yonunda yapılacaktır.
Teklif mektuplarının o gün saat 10 a kadar makbuz mukabilinde komisyona verilmesi veyahut muayyen olan saatten evvel ele geçecek tarzda iadeli taahhütlü olarak posta ile gönderilmesi. • (9176) 2734
jmlMlllıı»'
MİELE
Çamaşır makineleri ve son sistem koku yapmayan gaz sobalarım fiyat ve her hususta hararetle tavsiye ederiz ORTAÇ
Satışınız arttırınız, gözlerinizi bozmayınız
Floresante
Lâmbaları ampul fiyatı kadarj ucuza satışa arzettiğimizi
ORTAÇ
Sayfa: 6
ZAFER
18712/1950
BUYUR Mağazada
Taksitle Satış Başladı
Subay ve Memurlara Kolaylık
BÜYÜK Mağazanın
ZENGİN Kadın, Erkek, Çocuk, Bebe Tekmil GıYıM EŞYA Çeşitlerini j j Mutlaka görünüz
Adres: Anafartalar Adliye Sarayı, yeni mağazalar karşısı No. 300 — Tel: 15149 — Hikmet Ünal vo Ortağı Kolloktîf Şirketi Ankara Şubosl
ve yerli kostümlükleri müşterilerini memnun edecek vasıftadır] Garantili elbise dildir «
Meşhur Alman Mamulâtı
VEKA Markalı Radyoları Gelmiştir
inşaat noksanlan ikmal ettirilecek
Devlet Demiryolları Merkez I. Satınalma Komisyonundan:
1 — Adapazarı’nda vagon atölyesi ve müştemilâtı inşaatının ikmali işi fiyat birimi esası üzerinden ve 2490 sayılt kanunun 51 inci maddesine tevfikan müteahhit nam ve hesabına açık eksiltmeye konmuştur.
2 — Bu işin muhammen bedeli (1.900.000) lira ve muvakkat tcrriinatı (70:750) liradır. İnşaatın bedeli % 5 faizli bonolarla ödenecektir
3 — Bu işe ait şartname vesair evrak (47.50) lira mukabilinde Devlet Demiryolları İdaresinin Ankara merkez veznesinde ve Haydarpaşa veznesinde satılır. Yapılacak inşaatın tafsilât projelerinden mevcut olanları istekliler, Ankara'da Devlet Demiryolları İdaresi Yol dairesinde ve Adapazarı’nda Kontrol Mühendisliğinde görebilirler. Yapılacak inşaatı mahallinde görmek istiyenlerin Adapazarı’nda Kontrol Mühendisliğine müracaat etmeleri.
4 — Eksiltme (27/12/1950) tarihinde (çarşamba) günü saat (15) de Ankara’da Devlet Demiryolları Yol Dairesinde Merkez I. Komisyonunca yapılacağından isteklilerin bu saatte teminat makbuz veya mektuplariyle birlikte komisyona müracaat etmeleri.
5 — İsteklilerin, kanunun tayin ettiği mutad vesikalardan başka Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğünden alınmış ehliyet vesikasını komisyona tevdi etmeleri lâzımdır.
Ehliyet vesikası için isteklilerin eksiltme tarihinden en az (3) gün evvel eksiltme şartnamesinde yazılı belgeleri lile bir istida va rapten Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğüne tevdi etmeleri ve vesikayı imza mukabilinde almak için Genel Müdürlüğe müracaat etmeleri lâzımdır. (9100) 2683
UCUZ SATIS'
Devlet Orman İşletmesi
ETERNfi
Satılık Dükkân
Barksel dükkânı 6297
Tel: İstanbul: 28523.
£ Mallepc Gazi Mustafa ( Kemal Bulvarı " ’ ’
i Apt. altı pastacı
i devren satılıktır.
Dünyanın en meşhur
Mossant de lux
Şapkaları gelmiştir.
Ankaranıızın en lüks
manifatura mağazası haline getirmekte olduğumuz
YÜNİŞİ - İPEKİŞİ
Sayın Müşterilerimize
Pek yakında hizmetinize girecek olan
Bankalar caddesinde
Mağazamızda bundan böyle ucuz ve pazar-
satış kararımız prenşip olarak devanı edecektir.
YÜNİŞİ - İPEKİŞİ
harici görünüşü
İnşaat noksanları ikmal ettirilecek
Tüccar, yazıhane ve esnafın nazarı dikkatine
’ Senenin hitam bulması ile önümüzdeki sene için bu
' ay içinde tasdik ettirilmesi icabeden ticari defterlerimiz ■ bol çeşitli ve ucuzdur.
Bu meyanda büro malzemelerimizin de eksiksiz oldu-
ı ğunu sayın müşterilerimize arzederiz.
, Bir defa görmek menfaatiniz icabıdır.
M. NACİ AKSEKİ HİLÂL KIRTASİYE MAĞAZASI ' Anafartalar Caddesi No. 324. (Çocuk Sarayı Sus Si- I ; neması yanı). Tel: 13266. 6217 J
Devlet Orman İşletmesi Karabük Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Yenice bölgesi ormanlarından 1950 y bnda istihsal edilerek Uzunkum istif yerine nakil ve istif olu nan 211 adede denk 221.801 M3 30 kuturdan yukarı çam tomrukları 13/12/1950 tarihinden itibaren 17 gün müddetle bir parti halinde ve açık artırma suretile satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık artırma 30/12/1950 tarihine raslayan cumartcs günü saat 10 da Karabük, İşletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher metreküpünün muhammen bedeli 64.95 liradır.
% 7,5 hesabiyle 1080.45 lira geçici teminat alınır
3 — Bu işe ait şartname Ankarada Orman Genel Müdür lüğünde Bartın, Gerede, Devrek, İstanbul işletmeleriyle İşletmemizde ve Yenice Bölge Şefliğinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte komisyona müracaat
%’• (9238)’ — 273?
Devlet Orman İşletmesi Eğridir Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Gire bölgesinin Eğridir istasyon istif yerinde mevcut 2304 adede denk 257 metreküp 053 desimetreküp çam kerestesi üç parti halinde 4/12/1950 tarihinden itibaren on beş gün müddetle açık artırma suretile satışa konmuştur.
2 — Açık artırma 27/12/1950 çarşamba günü saat 15 te işletmemiz binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher metreküpünün tahmini bedeli 110 liradır. Her parti için yüzde 7,5 hesabiyle muvakkat teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartname Ankara Orman Genel Müdürlüğünde ve İzmir, Eskişehir, Denizli, Burdur, Antalya işletme müdürlüklerde işletmemiz müdürlüğünde vc Konya, İsparta, Ş. Karaağaç, Çeçiborlu Bölge şefliklerinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte nıüsbit evrak ve ilk tv-
minatlarile komisyona müracaatları. (9077—2667
Şoförlük ehliyeti almak istiyenlerin
Aylerdanberi beklenen
Otomobil
ve
Motoru
Kitabının pek çok ilâve yeniliklerle ikinci
Yayınlayan: ANKARA 5OFOR OKULU Diğer kitaplarımız-. Direksiyondan Öğütler; Sc förün Yol Kitabı; Hartal Ankara Rehberi; Ankara Semt Kitabı.
Ankarada: Akba, Berkalp Çankaya. Istanbulda İnkılâp Kilabcvlerinden arayınız. (6286)
Barsalino » ve « Habig Çeşitlerinin
En üstün kaliteleri ile yeni gelen Avrupa kravatlarının en zengin çeşit ve bol desenlerini Ankara’da yalnız Ayla Tuhafiye Mağazasında bulabilirsiniz.
Bankalar Cadd. No. 9. Tel: 11060.
otomatik
ETERNO rı Türkiye M FEHİM AKAY
Kocaeli valiliğinden
İzmitte Paç semtinde Dere Boğazı deresi mecrasının ıslahı (19510) lira (62) kuruş keşif bedelile on beş gün müddetle açık eksiltmeye konulmuştur.
Eksiltme 25/12/1950 pazartesi günü saat 15 te Kocaeli Bayındırlık Müdürlüğünde müteşekkil komisyon marifetile yapılacaktır.
Geçici teminat miktarı (1463) lira (30) kuruştur.
Bu işe ait keşif evrakı ve eksiltme dosyası her gün mesai saatleri içinde Bayındırlık Müdürlüğünde tetkik edilebilir.
İsteklilerin muayyen gün ve saatte belli teminat mektubu veya makbuzla, 950 yılı ticaret odası vesikası, ihale gününden üç gün evvel benzeri işleri yaptığına dair valilikten alacakları yeterlik belgelerile komisyona baş vurmaları ilân olunur. (9025) — 2712
Alsancak mahalle^nde Celâl Bayar bulvarında kâin 1296 an müfıcz 2, 4, 6, 8, 11, 15 ve 16 sayılı parsellerinde kayıtlı ian 5988 metre kare arsa ile yine Kültür mahallesinde 1115 adadan müfrez 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38 sayılı parsellerde 3973.50 metre kare ki her iki adada cenı’an 9961.50 metre kareden ibaret arsalar kapalı zarflı olarak ve artırma yolu ile satılacaktır. Heyeti umuniiyesinin muhammen bedeli 149422 lira 50 kuruş ve geçici teminatı 8722 liradır. İhalesi 22/12,1950 günü saat 15 tedir. İsteklilerin 2490 aayılı kanunun tarifatr dairesinde hatıı-lıyacakları teklif mektuplarını ihale günü en geç saat 14 kadar encümen başkanl gına vermeleri lüzumu ilân olunur.

YENİ ve ANKARA Sinemalarında PARK Sinemasında SUS Sinemasında SÜMER Sinemasında
JANDARK’ın ölmez hayatını canlandıran bu film 17 milyon liraya malolmuş, eseri ve BERGMAN’ı şahikalara yükseltmiştir. J A N D A R K (Tamamen Renkli) Filmin uzunluğu dolayısiyle seanslara dikkat: YENİ’de: 12.30 — 15.15 — 18 — 20.45. ANKARA’da: 13 -S- 15.45 — 18.30 — 21.15. En korkunç maceralarla kanlı bir çete reisinin eline esir düşen bir doktorun hayatı YILMAZ REİS (Türkçe Sözlü) Baş Rollerde: WALLACE BERRY RtCHARD CONTE Seanslar: 14.30 - 16.30 - 18.30 - 21. 12.15 te HAfiyeler Kralı Görülmemiş bir mevzu, her ailenin seyredeceği bir film BIRAKILAN ÇOCUK Oynıyanlar: IlSndan Karaokçu - Vedat Karaokçu - Cahit Irgat Seanslar: 14 - 16 - 18 - 20.30. ANKARADA İLK DEFA Şimdiye kadar görülmemiş derecede tüyler ürpertici korku ve esrar dolu bir heyecan kaynağı KARA CANAVAR 36 kısım tekmili birden Seanslar: 13.30 - 16.30 - 20.30
Ferhan Erkey
Hastalarım her aün saat 14.20 dc muayene ve tedavi eder. Ayrıca diş ve çene röntgeni çekilir.
Adres: Anafartalar Orman Çiftliği karşıt Ticaret Han kat 2 No. 13. Tel: 15591.
Devlet Demiryolları Merkez I. Satınalma Komisyonundan:
1 — Adapazarı vagon atölyesi kuvvet santralı binası ile tölye istasyon binası inşaatının ikmali işi fiyat birimi esası üzerinden ve 2490 sayılı kanunun 51 inci maddesine tevfikan müteahhit nam ve hesabına açık eksiltmeye konmuştur.
2 — Bu işin muhammen bedeli (186.000) lira ve muvakkat teminatı (10.550) liradır. İnşaatın bedeli % 5 faizli bonolarla ödenecektir
3 __Bu işe ait şartname vesair evrak (930) kuruş mukabi-
linde Devlet Demiryolları İdaresinin Ankara merkez veznesinde ve Haydarpaşa veznesinde satılır. Yapılacak inşaatın tafsilât projelerinden mevcut olanlarını istekliler, Ankara’da Devlet Demiryolları İdaresi Yol Dairesinde ve Adapazarı’nda Kontrol Mühendisliğinde görebilirler. Yapılacak inşaatı mahallinde görmek istiyenlerin Adapazarı’nda Kontrol Mühendisliğine müracaat etmeleri
4 — Eksiltme (27/12/1950) tarihinde (çarşamba) günü saat (11) de Ankara’da Devlet Demiryolları Yol Dairesinde yapılacağından isteklilerin bu saatte teminat makbuz veya mektup-lariyle birlikte komisyona müracaat etmeleri
5 — İsteklilerin, kanunun tayin ettiği mutad vesikalardan başka Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğünden alınmış ehliyet vesikasını komisyona tevdi etmeleri lâzımdır.
Ehliyet vesikası için isteklilerin, eksiltme tarihinden en az (3) gün evvel eksiltme şartnamesinde yazılı belgeleri ile bir istidaya rapten Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğüne tevdi itmeleri ve vesikayı imza mukabilinde almak için Genel Müdür lüğe müracaatları lâzımdır. (9099) 2682

Comments (0)