PAZAR
18
HAZİRAN 1950
Tıl:2 —No. 413
Basmuha^klı Mömfaz Faik Fenik
Denizciler Caddesi : 3
Fosta Kutusu: 183 — ANKARA Telgraf: Zafer Gözetesi Ankara Başmuharrir tel: ....... 13619 l
Yazı işleri, idare: .... 15313 I
Fiyatı her yerde !• kuruştur.
Kok kömürü tevziatı
hafta içinde başlıyor
istihkaklarda kısıntı yapılmayacak ve naklen gelenlere kolaylık gösterilecek
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, dün, «Başbakanlık Kupası» maçı için Ankaraya gelmiş olan Muvaffak Mencmencioğlu ve Rüştü Dağlaroğlu başkanlığındaki Fenerbahçe futbol takımı oyuncularını kabul etmiştir. Fenerbahçe futbol takımı oyuncuları, başlarında idarecileri olduğu halde Başbakan Adnan Menderes’i de makamında ziyaret etmişlerdir.
Talimatın yeni esasları
İşletmeler Bakanlığı, Kömür Satış ve Tevzi Müessesesinin kışlık kok kömürü tevziatı hakkında yeni bir talimatname hazırlamıştır. Dün resmî gazete ile neşrolunan bu talimatnameye göre, kömür tevziatı bu sene de eskiden verilmiş olan beyannamelere istinaden, aynı miktar kömür üzerinden olacak, geçen seneki kısıntılar yapılmıyacaktır Geçen sene yapılan kısıntılar An-karada sonradan verildiği halde İs-tanbulda verilmemişti. Bu sene îs-tanbulda da istihkaklar beyannamelerde yazılı olan miktarlar üze rinden tam olarak verilecektir.
Tevziat Ankarada 21/6/1950 Çar-
★ (Devamı Sa. 6 Sû: 4 de)
J
idarede tam
istikrara doğru!
Mümtaz Faik FENİK
İhsan Soyak havza ile alâkasını kesti
emokrat Parti iktidarının . rine mıhlayamaz, ve onlara «Allah daha ilk günlerde derhal selâmet versin!» diye memnunlukla icraata geçip, muvaffakı- ; kapıyı gösterir!... Çünkü İdarî ci-
Lüks Umum Müdürlük [köşkünde yabancı uzmanlar misafir edilecek
Veremle
Savaş
Hükümet yeni tedbirler alıyor
Selimiye kışlası veremli tecrit-hanesi haline getirilecek
Haber aldığımıza göre yeni hükümet memleketin sağlık durumunu da birinci plânda ele almış bulunmaktadır.
Sağlık Bakanlığı yavaş yavaş yurtda bir afet halini almak istidadını gösteren vereme karşı tam bir mücadele açmak kararındadır.
Bu cümleden olarak İstanbul-daki Selimiye kışlasının askerden tahliyesi düşünülmektedir. Kışla bir verem tecrithanesi haline getirilecektir. Bu hususta askerî ve sivil makamlar arasında temaslara başlanılmış bulunmaktadır.
Bu temas ve tetkikler müsbet netice verdiği takdirde en kısa bir zamanda Selimiye kışlası boşaltılacak ve bir takım ilâveler yapıldıktan ve lüzumlu sıhhî eksiklikler tamamlandıktan sonra hastahaneler dışında kalmış veremliler buraya yerleştirilerek tecrit ve tedavi edilmek suretiyle halkla temasları kesilecek ve bu suretle veremin sirayeti de önlenmiş olacaktır.
d
t
I
•*
ilk Arapça ezan dün
bütün yurtta okundu
Yasağın kaldırılmasının Ramazana tesadüf edişi ayrıca ve geniş ölçüde memnuniyet uyandırdı
yet yoluna girdiğini gören llalk -^Partisi ileri gelenleri şimdi yeni JTbir terane tutturmuşlardır:
.Memlekette büyük değişiklikler yapılmaktadır. Bir devri sabık yaratmayacağını söyleyen Demokrat Parti, şimdi geniş bir lasliye hareketine girmiştir. Bu tasfiye, idare cihazında huzursuzluklar yaratmaktadır. Memlekette istikrar bozulmuştur. Halk Partisine karşı bir temayülü olan memurlar işlerinden çıkarılmaktadır. Herkes yarın endişesindedir. İstikrarın bir an evvel temini lâzımdır.»
Hatta bazıları daha ileri giderek, tasarruf zihniyetiyle, memurların Hr.hi tensikata tabi tutulacağını yazmakta, ve böylelikle yeni iktidarın aleyhinde bir hava yaratacaklarını ummaktadırlar.
Bu söylenenlerin hiç bilisinin hakikatle zerre kadar alâkası yoktur. Bizim kanaatimize göre, bilakis yeni iktidarın butun gayreti, memlekette Halk Partisi idaresinde bozulan istikrarı bir an evvel yerine getirmek noktası üzerinde toplanmıştır, istenen istikrar, ta-. rafsız olması lazımgeleu idare ci-^hazından particilik zihniyetinin u-,Uzaklaştırılmasivle temin olunabilir. Vatandaşlar ancak bu suretle huzur ve sükuna kavuşacaklar, kanun nazarında herkesin eşit olduğunu, hiç kimsenin siyasi kanaatleri yu zünden farklı muameleye tâbi tutulmadığını göreceklerdir.
Ellerinde bulunan nüfuzu bir parti lehinde kullanan, ve Han dolayı vatandaşlara senelerce büyük ıztıraplar veren bir takım idare âmirlerini elbette ki demokratik bir zihniyet çerçevesi içindo kalarak hâlâ İ5 başında tutmağa ve bunlardan bir hayır ummağa ım kan yoktur. Bu millet bunların a-rasında öylelerini görmüştür ki, bulundukları yerlerde işi gucu bırakmışlar, sadece particilik yapmışlar, ve böylelikle büyüklerin gözlerine girmek, onların teveccühlerini kazanmak çarelerine bakmışlardır. Bu gibi kimselerin iş başından uzaklaştırılması şüphesiz bundan sonra vatandaşlara tam huzur ve gönül rahatlığı bahşedecektir Onların yerlerine gelenler de bileceklerdir ki, vazifelerini tarafsızlıkla yaparlarsa, falanca şu partiden, filanca bu partiden diye bir fark gözetmezlerse muvaffak olacaklar, ve böylelikle demokratik sisteme lâyık birer idare âmiri olduklarını isbat edeceklerdir.
Biz yakınen biliyoruz ki, yapılan değişikliklerde bunun dışında hiç bir düşünce rol oynamamıştır. Esasen eskiden aşırı particilikleri, ve vatandaşlara yaptıkları baskılarla "şöhret bulan bir takım kimseler, ye1 ni zihniyeti bir türlü hazmedemedik leri ve suçlarını bildikleri için kendiliklerinden istifalarını vermekte veyahut emekliye ayrılmak talebinde bulunmaktadırlar. Yaraları olanlardan bir kısmı bu suretle gocun-muşlardır. Yeni iktidar elbette ki, böylelerini karfiçe çivisiyle yerle-
hazımızda normal nizam bu suretle temin edilecektir. Bunun dışında yapılan tayinlere ve nakillere gelince bunları tabiî karşılamak lâzımdır. ★ (Devamı Sa. 6 Sü. 5 de)
Zonguldak, 17 (Telefonla) — E-reğli Kömürleri İşletmesi Umum Müdürü İhsan Soyak, bütün zatî eşyalarım aldırmak suretiyle kömür havzası ile olan alâkasını tamamen kesmiştir. Kendisi buradan
Büyük bir tütüncüler kongresi toplanacak
Tütün ihracatçıları temsilcileri Cumhurbaşkanını ziyaret ettiler
Tütün komisyonu üyeleri C umhurbaşkanını ziyaretlerinde
Tütün ihracatımızın son zamanlarda karşılaştığı meseleleri, Alman piyasasmda tütünlerimizin durumu, maruz bulunduğu rekabeti ve alınması gereken tedbirleri görüşmek üzere, tütün tüccarlariyle diğer alâkalılardan seçilen komisyon dün de Ticaret ve Ekonomi Bakanlığında toplanarak müzakerelerine devam etmiştir.
★ (Devamı Sa. 6 Sü: 6 da)
Gazi Eğitim Enstitüsü
sergisi
Kuruluşunun 15 inci yıldönümü münasebetiyle dün saat 16.30 da Gazi Eğitim Enstitüsünde resim - iş sergisi açılmıştır.
Aynı Enstitüde müzik şubesi öğrencileri tarafından saat 17.30 da bir konser verilmiş ve bu konserde Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, İşletmeler Bakanı Muhlis Ete, Ticaret ve Ekonomi Bakanı Zühtü Velibe-şe, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut, milletvekilleri, Millî Eğitim Bakanlığı ileri gelenleri ve seçkin bir davetli kitlesi hazır bulunmuştur.
ir (Devamı Sa. • Sü: 7 de)
izin almak suretiyle ayrılmış bulunuyordu.
Ereğli Kömürleri İşletmesi U-mum Müdürlüğüne vekâleten tayin edilen ve evvelce Başbakanlık Yük sek Murakabe Heyetinde bulunan yüksek maden mühendisi Yusuf Cu_ rata hummalı bir faaliyetle vekâlet çalışmalarına devam etmektedir. Selefinin yaptırdığı umum müdürlük köşkünü Çankayanm bir modeli olarak gören Yusuf Curata köşkte oturmak istememiş ve burasını havza amenajman plânında vazife alacak olan Amerikalı uzmanlara tahsis etmiştir.
Milletlerarası
Banka heyeti
Memleketimizde üç ay kalacak
Hükümetimizin daveti üzerine memleketimize gelmiş olan Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankası heyetinin çalışmalarına Mimar Kemal İlkokulunun bir kısmı tahsis e-dilmiştir. Heyetin memleketimizde, ki çalışmalarının üç ay kadar süreceği tahmin edilmektedir.
Heyet İstanbıılda
İstanbul, 17 (a.a.) — Memleketi-' mizin ekonomik gelişmesini tetkik etmek üzere hükümetimiz tarafından Türkiyeye davet edilen ve 14
★ (Devamı Sa. 6 Sü: 6 da)
Tarım Bakanlığında dü n yapılan toplantı
Arapça ezan yasağının kaldırılması bütün yurdda olduğu gibi şehrimizde de büyük memnuniyet uyandırmıştır. Kanunun yürürlü -ğe girmesi Ramazanın ilk : gününe rastlaması sevinci bir kat daha artırmış ve işe bir hususiyet vermiştir. Kanun, Reisicumhur tarafın -dan tasdik edilmiş ve dünkü resmî gazete ile de yayınlanmıştır.
Ayrıca dünden itibaren ezanın Arapça okunması serbest olduğu Başbakanlık tarafından valiliklere telgrafla bildirilmiştir.
Halk, ezanın ilk defa Arapça o-kunmasını camilerin civarına toplanarak büyük bir sevinç ve heyecanla dinlemiştir.
Orman işletmelerine verilecek yeni şekil
Dün Tarım Bakanlığında istişarî mahiyette müzakerelere başlandı
Dün saat 10 da Tarım Bakanlığı " binasında Tarım Bakanı Nihat Eğ-ribozun başkanlığında bir toplantı yapılmıştır.
Bu toplantıya orman bölgesinde bulunan köylerin muhtarları, bir kısım ziraatçi milletvekilleri, Orman Fakültesi profesörleri, şahıslara ait ormanların sahipleri ve Orman Genel Müdürü iştirak etmiş ve hazırlanmakta olan yeni Orman
Başbakanlık Kupasını Fenerbahçe kazandı
Dün Göztepeyi 2—1 mağlup eden Fenerbahçeyc Başbakanlık Kupa:
— Yazısı acıda —
Kanunu tasarısı üzerinde istişarî I Tarım Bakanı Nihat Eğriboz, mahiyette müzakereler yapılmış- Orman Kanunu projesi üzerinde il-tır- I ★ (Devamı Sa. 6 Sü: 5 de)
Millet Partisi Genel
kongresi toplandı
Delegeler arasında münakaşalar
Millet Partisi Birinci Genel Kongresi dün saat 15 de Bomonti Gazinosunun kapalı salonunda yapılmıştır.
Yoklamayı müteakip Ord. Prof, Vasfi Raşit Sevig kongre başkanlığına, Fuat Arna da başkan vekilliğine seçildi.
Müteakiben Vasfi Raşit Sevig kısa bir hitabede bulundu ve 14 Mayıs seçimlerine temas ederek, Demokrat Partiye muvaffakiyet temennisinde bulunacak Millet Partisinden başka parti bulunmadığını söyledi.
Bundan sonra İstanbul delegesi avukat Ertuğrul Akça, usul hakkında konuşacağını ileri sürerek başkandan söz istedi, fakat bu yüksek sesle yapılan talep kongrenin havasını birden bire değiştirdi ve mevcut eski bir ihtilâfın meydana çıkmasına sebebiyet verdi.
Vasfi Raşit, sert bir lisanla Er- j tuğrul Akçaya söz vermiyeceğini I söyledi. Akça ısrar etti fakat, bu | sırada Seviğ kürsüden aşağıya indi ve Akçanın yanına geldiği zaman I gürültüden anlaşılması mümkün • ■lmıyan ağır konuşmalar cereyâıı etmeğe başladı. |
Bu sırada kongre müzakerelere
★ (Devauıı Sa. 6 Sü. 7 de) |
Mevsim sonu !
ün Başbakanlık Kupası maçının finali yapılıyordu. Göztepe ile Fenerbahçe karşılaştılar. Eski maçlarda kapalı tribün 3 lira iken, dünkü maçta bir liraya indirilmişti.
Ucuzluk modası! Diyeceksiniz, dahası var: Maç ikinci devre sonunda da birbire berabere bitmez mi? Ama kupanın da verilmesi lâzım!... Maçı bir çeyrek saat daha uzattılar... Yine bir bir berabere!... Olmadı. Hadi bir çeyrek saat daha!... Ve nihayet Fener bire karşı iki ile galip geldi ve kupayı aldı!
Fakat meselenin esası bu değil. Böylece maç yarım saat u-zayıııca biletlerin fiyatı da kendiliğinden 75 kuruşa düştü!.
Damping!... Yahut hakikaten top atan topçuların mallan bunlar!... — YEDEKÇİ
Sayfa: 2
ZAFER
18 6- 1950
Hüzne dair
Muhip DIRaNaS
dit ta m Su rle
rsi rra ini :de
BL irlı
ac( ma ı da İse luh tan mir Be etm :rde ülle üreler ın t Ha ar§ı öyle at t ek a ılab aleı d d. nişti
Hü ’aşa} ıru c emet neğe
yi d d t timdi iikle: imid :ağın ;eves: iara ; iüşüı zırhla Ların mıyo) merd su..
I" htiyarlıyoruz çocukluk arkadaşlarım. Ramazan bunu hatırlattı. Her gelen Ramazan biraz daha hüzünlü gelecek bundan böyle. Yaşamak garip bir yolculuk. Kimlerle yola çıkıyorsunuz, kimlerle yolu bitiriyorsunuz. İnsan başını eline alıp bir düşünmeye görsün; yaşamanın bütün nimetleri, tatlan ve rüyalarının üstünde değişmeden kalan sadece bir hüzün var.
Çocukluğunuzla birlikte başlıyor. Belki ilk ağlamalarımız bile idrak edilmemiş hüzünlerle doludur.. Dudağuıı büke büke, içini çeke çeke, melûl baka baka ağlayan çocuklann hüznünü hangimiz tatmamışızdır. İlk büyük ayrılıklarımız küçücük ayrılıklarımızdır. Zaman ilerledikçe her şeyin değişmesine karşılık hüzün yine olduğu gibi duruyor. Bizim büyümemiz dünyanın ve çevremizin küçülmesi demektir. Hüzün ise çevremizden bize geldiği halde çevremize değil b ze ait ve bu yüzden bizimle birlikte büyüme ve gelişme halindedir. «Ve hüzün
atımızın terkisine binip bizimle gelir.)diyor Horatius.
Bir yaştan sonra dağdan taştan bile hüzün fışkırıyor. Çünkü yeniden insan küçülmeye, dünya ve çevresi büyümeğe başlamıştır. Fakat hüzün bir daha küçülmü-yor veya azalmıyor. İhtiyarlıyoruz çocukluk arkadaşlarım. Her gelen Ramazan biraz daha hüzünlü. deyişim bundan. Çünkü ihtiyarlama, toptan ayrılışa doğru gidiş. Hüzün artık hiç uyumaz o-lur. Göz pınarları da kurumuştur. Ruhunuza bir serinlik katması ü midi olan göz yağmurlarının yerini inatçı, lüzucetli bir hüzün sisi kaplamıştır. O zaman, İşte böyle bir Ramazan gelir, yahut unutulmuş eski bir ahbaptan mektup; size hüzünlenmek düşer.
Bununla beraber hayata yücelik veren de hüzün olsa gerek. Büzünle sevdiğimiz zaman büyük sevmiştedir. Hüzünle bakan gözler güzeldir. Hüzünlü şarkılar, hüzünlü şiirler, ağlıyan kadın vesaire. ..
ŞEN İZMİR
Umumî Nakliyat Ambarı
ANKARA_______İSTANBUL İZM-R
TELj 13367 TEL: 23561 TEL: 3608
Her türlü tüccar ev eşyası mobilya kendi kamyoniariyle ucuz, sürat ve emniyetle nakleder.
Adres: Posta Caddesi Yakut sokak No. 13 - 14. (2364)
MMM■■ -----
Fırın işçilerinin asg u Ücreti tpsbit edildi
Fırıncılar Derneği ile Fırın ve Unlu Maddeler İşçileri Sendikası arasında ücret mevzuunda bir müd-dettenberi ve Bölge Çalışma Müdürü Ekmel Onbulak'ın tavassutu ve teşvikleri ile başlamış olan müzakereler 15 Haziran günü Fırıncılar Derneğinde yapılan son bir toplantıda tam bir anlaşma ile sona ermiştir.
Aldığımiz malûmata göre iki teşekkül arasındaki temasların ilk müsbet neticesi olan bir protokola nazaran belediye tarafından ekmek fiyatının tesbiti sırasında ortalama işçi ücreti olarak kabul edilen ücretler fırınlarda asgarî işçi ücreti olarak tatbik edilecektir.
Buna göre pişiriciye 750, hamur-kâra 500, yardımcıya 350, kapakçıya 300, çırağa 250, arabacıya 300, temizleyiciye 150 ve kâtibe 500 kuruş asgarî ücret verilecek ve bu miktar Üzerindeki ücret anlaşmalarında taraflar serbest bırakılacaktır.
Bu mevzu üzerinde dün malûmatına müracaat ettiğimiz Çalışma Bölge Müdürü Ekmel Onbulak bir arkadaşımıza şunlan söylemiştir:
«— Bu vesika memleketimizde teşkilâtlanmış işçi ve işveren zümresinin kendi teşkilâtları vasıtasiy-le akdetmiş oldukları ilk kollektif mukavele mahiyetindedir. Bu mukavele yine memleketimizde ilk defa olarak yalnız muayyen bir iş şahasında asgarî işçi ücretini tesbit etmiştir. Bu sebeple memleketimizin iş hayatında işçinin refahını sağlamak mevzuunda işçi ve işveren teşkilâtının rolü bakımından büyük bir kıymeti haizdir..
SatAk
’ller Yapı Kooperatifi scxak 2 No. 14 iki daireli ev devren satılıktır. İçindekilere müracat. (2359)
Kurtuluşta Satılık Arsa
Samur sokağı asfaltta köşe 473 m-müracaat Tel: 13632 Haşan Tansı. (İtfaiye Meydanı Haymana Otelinde) veya Tel: 13742. (2237)
Satılık veya kiralık
Şarap ve gazoz yapım yeri. Üzerine kattar çıkılabilecek 2 daireli beton evi, başka müştemilatı 776 metrekare arazisi ile bir şarap ve gazoz yapım yeri satılık veya kiralıktır.
Saat 17—19 arası, Telefon: 11532.
Satılık Ev
Çiftlik asfaltı üzerinde İller Kooperatifinde 6 tip 2 daireli ev acele satılıktır.
Adres: 1 inci cadde No: 30 (2354)
Devir
Yenişehir Kızılay karşısı 221 Soysal İş Hanında ticaret için geniş bir daire Bulvar üstü olmak üzere devir yapılacaktır. Müracaat: Kapıcıya (2363)
Millî Dâvalar
— İktisadî Devlet—
Teşekkülleri Dâvası
(A on günlerde üzerinde elıem-miyetle dur ulan bir mesele de İktisadî devlet teüekkül-lerinin hususî teşebbüse devredilmesi keyfiyetidir. Bu mesele hakkında bir çok kimseler türlü görüş zaviyelerine sahip olarak türlü mütalâalar yürütmektedirler. Bunlar arasında, Devletin elindeki tesisleri âdeta müsrif bir adamın para sarfetmesi gibi sağa sola ihsan tarzında dağıtacağını düşünenler bile bulunmaktadır.
Meseleyi bu derece basit bir görüşle muhakeme etmek ancak po-letik bir zihniyetle tenkid yapmak emellerine esas bulmak için mevzuu zorlamaktan başka türlü tefsir edilemez. Hükümetin programında belirtilmiş olan bu keyfiyet sırf Demokrat Partinin programında bulunduğu için ele alınmadığı gibi bu işin Parti programında belirtilmiş olması da öyle zannedildiği gibi basit düşüncelerin veya ferdî menfaatlerin tazyikleri tesiriyle vâki değildir.
Hangi cihetten bakılırsa bakılsın, bu teşekküllerin memleketin İktisadî bünyesinde çok büyük bir zinde kuvveti ifade ettiğinde herkesin müttefik olacağını tahmin ediyoruz. İşte işin asıl hareket noktasını bu formüle istinat ettirmek ve mevzuu ona göre muhakeme etmek icabeder. Bu ağırlığı memleketin İktisadî muvazenesini umumî bünyenin lehine veya aleyhine tecelli ettirebilen terazinin hangi kefesine korsanız o tarafı bastıracağı şüphesizdir. Devlet elinde Devlet formül leriyle çalışan bir teşekkülün, mahiyeti ne olursa olsun âmme hizmeti hüviyeti alması âdeta tabiî bir nizam halindedir. Hangi işi ele alır sanız alınız tatbikat devlet eliyle yapılıyorsa neticeye İktisadî bir mâna vermek mümkün olamaz. İşin normal seyri ve tatbik programı bu duruma âdeta kanuniyet vermiştir.
Devlet elinde bulunan İktisadî Teşekküllerden hangisine bakarsanız bakınız bunların İktisadî safhalardan çok sosyal icaplara hizmet ettiğini görürsünüz. Sosyel icaplar ise İktisadî mevzular bünyesinde mütalâa edilemezler. Bu icaplar bir kâru zarar mevzuu değildirler. Bunlar, ancak topluluğun İçtimaî bakımdan kalkınması gayesini gü- _________
den bir zihniyetin kendine göre 1 bank .... -.
tasarladığı bir formül şeklinden nuyor. Bunlar Devlet elinde inhi-başka bir şey değildir. I
| Bu gaye içinde de mevzuun muvaffak olup olmadığı ayrıca tahlile muhtaçtır. İçtimai kalkınmayı iş sahası içinde tahak_kuk ettirmek, mevzuun işçi bakımından muvakkat mâna taşıması dolayısiyle ona köklü bir mahiyet vermemek demektir. On seneye yakın bir zaman danberi bütün gayretlerin bu formül üzerinde teksif edilmiş olmasına rağmen köylere hiç bir şey intikal ettirilmemiş olması bunun en açık izahını teşkil eder.
I İktisadî Devlet Teşekküllerinin tahlilleri yapılırken bunların herhangi bir tarafından tutup işte memlekete şu hayırlı neticeyi getirdi, bu faydayı sağladı g'ibi mahdut gösterişler üzerinde durmak politika yapmaktan daha ileri gidemez.
I
Haksıziıİdarin *3»
tamiri
z------ Yazan------\
| Cemal Kıpçak j
tâ hüsnüniyet ve belki de kendi zağmince basiret ve tedbir telâkkisi altında «şimdilik dursun» iradesine tâbi tutulursa işin İktisadî hüviyetine indirilen darbelerin ne kadar kırıcı ve ezici mahiyet taşıdıkları kendiliğinden anlaşılmış olur.
Devlet, malî bünyesini nizama sokmak için gelirlerini esaslı olarak formüle etmek mecburiyetinde dir. Bunların İktisadî nizam ile sıkı alâkası vardır. Eğer Devlet büyük sermaye hareketlerini kendi varlık lan içine kapatarak İktisadî nizamı veehelendirmek kararında ise malı müvazenesinin büyük fasıllarını bu hareketlerden temin edilecek gaye ye intibak ettirmesi gerekir. Zira, memurlar da dahil olmak üzere kendi içinden sağlayacağı gelirler de bütçe hatlarını şişirmekten baş ka bir netice sağlayamaz. Mahdut sermaye teşebbüslerinin ve emlâkin getireceği gelir ise Devletin umumî vazifeleri ve âmme hizmeti bakımından muhtaç olduğu meblâğı teminden uzak kalır. Bu sebeple büyük sermaye hareketlerinin mut laka İktisadî hüviyet taşımaları ve mutlaka rantabl esaslara dayana rak rasyonel çalışmalara mevzu teşkil etmeleri lâzımdır.
Devlet tatbikatçılığında bu imkâ nı elde etmek mümkün değildi: Zira bu tatbikatçılığa -Banka- a(L takılmak suretiyle çok hususi bıı hüviyet verilmiş bulunmasına ve bu hüviyet kanunî müeyyidelere de sarılmak suretiyle muhafazası derpiş edildiği halde yine kendini kurtaramamış ve inhisarcılığın hırpalayın taarruzları önünde meflûç ve zararlı bir hale gelmiştir. Bu suretle bir iktisadi muvazenesizlik içinde kalmış olan Devlet, sermaye yatırdığı mevzuların da tevlit etti-iğ zararlarla sıkıntı içinde kalmış ve bu vaziyetin telâfisi için artık millî servetlerden menfaat vaid e-den her işe müdahale etmek çarelerini aramış ve bu suretle gelir menbalarının zayıf tarafı olan teşebbüs karşısında, salâhiyet ve im-' “ ’ rını da bunlar aleyhine kul-
En küçük bir sermaye faktörü bile harekete geçtiği zaman mutlaka bir netice meydana getirir, bu neticeyi görüş ve düşünüş tarzlarına göre mütaâa edersek bir bakıma çok iyi olan tarafları yanında başka bakımdan çok fena olan tarafları da görmek mümkün oluç. Süslü odaları, lüks salonları ve ikram imkânları büyük olan, istihsal tesis lerj ise nisbeten küçük olan bir imalâthaneyi çeşitli meslek erbabına ziyaret ettirir ve sonunda kana-atlarını anlamak isterse,* çok mü-tenakız fikirlerin birbirine karşı hararetle müdafaa edildiklerini gö-
Şu halde İktisadi Devlet Teşekküllerini tahlil ve tetkik ederken bu teşekküllere bakan gözlerin hangi ölçüyü taşıdıklarını evvelden bilmek ve mevzuu ona göre tahlil etmek lâzımdır.
Böyle bir tahlil için yapacağımız küçük bir tecrübe, Devletin ne su retle olursa olsun el koyduğu işletmelerde ekonomik formüllerin dışında kalan bir sürü İşleri bünye içine aldığını ve yavaş yavaş mevzuun İktisadî hüviyetini kaybederek gittikçe daha İçtimaî b.r mahiyet taşıdığım gösterecektir. Bu kaydırmanın türlü izahlarla tefsiri ne çalışılıyor, ancak izahı yapanların da ilmî kapasitelerine bakılınca meselenin pek de safiyane telâkkilerle ele alınmadığı ve bilâkis iltizam edilen bir ideolojinin sinsi bir tarzda yerleştirilmesi için sistemli bir mesai programının tatbikine gidildiği kolaylıkla istidlal edilebilir.
Su halde kartları masanın üzerine açık olarak koymak ve ne yapılmak istenildiği sarih olarak anlatılmak lâzımdır.
Atatürk inkılâplarını kıskançlık- ÇCUMUa la benimsediklerini iddia edenler kânlarım «a uuıoaı Devlet elindeki iktisadi teşekkül- lanan bir rakip hüviyetini almaya i lere verilecek hüviyetin ne oldu- - - — . ................
ğunu pekâlâ bilirler. Bilmiyorlarsa bu işlerle ilgili kanun ve nizamları I sonradan ilâve edilenlerden tecdit ] ederek okusunlar.
Bu isim altında toplanan mevzu-' ların en mühimi şüphesiz ki Eti-ve Sümer Bank elinde bulu-
Adam cevap vermedi. Salonun öbür tarafındaki kapıya doğru yürüdü. Antuvanet hızla döndü:
— Nereye gidiyorsun? diye sordu.
— Yola çıkmadan evvel, Suzi-yi bir göreyim.
— Bu saatte Suzi görülür mü? Uyuyordun
— Ben uyumıyordur sanıyorum. Demin, Allah rahatlık versin demeye geldiği zaman, pek iyi görmedim onu
Çıktı. Antuvanet,
merdivenler-
den çıkışını dinledi. Bu saatte Suzi’yi görmenin ne mânası var-
dı.
Bir müddet kararsız karaîsız
yerinde kaldı, sonra kalktı, sessizce o da merdivenlerden çıkmaya başladı. Çocuğun yatak odasının kapısında mütereddit, durdu. İçeriden sesler geliyordu.
Demek Lüsyen haklıymış! Çocuk uyuyormuş. Kulak verdi.
Suzi’nin sesini duydu:
— Gitme canım babacığım. İs», temiyorum gitme. Benimle kal ne
Ve Lüsyen'in sesi;
— Üşüyeceksin yavrum, kalkma, yat. Yat, ört üstünü. Biraz ateşi var gibi bunun, Matmazeli
Ve arkasından Matmazelin sesi: — Yatırmadan evvel ilâcını
«lurmanan oamzı oovuy w. *«***«- . —r i, J-...
i Ahmet Paşaya döndü: I .. -|k bir tavırla:
(Sen. Hersek oğlu.» Bankamdan muşfikane
E ski idarenin bıraktığı mirasın her gün bir noksanlığı, i bir aksaklığı meydana çıkmaktadır. Aşağıda okuyacağınız dert ı memleketimin senelerce başında j bulunan zevatın ne kadar yarım yamalak tedbirler aldıklarına, bir işi yaparken ne kadar dar düşündüklerine bir delildir.
43(57 sayılı kanun gereğince, ordu mensuplariyle, jandarma, 1 gümrük muhafaza, orman koruma teşkilâtında çalışan ve devletçe iaşe edilen maaşlı ve ücretli sivil memur ve müstahdemlerin birer er tayını aldıkları malumdur.
Buna rağmen Harp Okulu leş kilâtmda çalışan bazı vazifeliler bu haktan istifade edememektedirler. Çünkü Genelkurmay ve kara kuvvetlerine bağlı diğer te şekküiler seyyar sayılmakta Harp Okulu ise sabit addedilmektedir. Halbuki Danıştay Genel Kurulu 26/12/49 tarihinde 48/263 esas ve 261 numaralı karariyle Gemi Kurmay ve ona bağlı kara kuv' vetleri komutanlıklarında çalışanların da seyyar ordudan sayılmaları lâzımgeleceği mütalcasııı-da bulunduğu cihetle, kara kuvvetleri komutanlığında çalışan daktilo, santral memuru, elektrikçi, hattâ hademeleri dahi bundan istifade ettirilmiş ve Mart 950 den bugüne kadar olan alacaklarını tahs.l bile etmişlerdir.
Genel Kurmay ile Yedek Subav okulunda çalışanların tayin bedeli almasına göre, 9 Temmuz 1919 da Genel Kurmaya bağlanan Harp Okulundaki çalışanların bu haktan istifade ettirilmemeleri, eski i-darenin garip kararlarından biri ve belki de en mühimidir.
Genel Kurmaya ve kara kuvvetlerine bağlı diğer teşekküllerin seyyar sayılıp, Harp Okulunun cabit eddedilmesi düşüncesi karşısında şunu söylememek elden gelmiyor:
«— Fevkalâde hallerin devam ettiği gündenberi, bütün teşekküllerin de Harp Okulu gibi yer değiştirmedikleri vc bulundukları yerde kaldıkları bir hakikattir. Hal böyle olunca, hepsi de sabit olan vazifeleri, keyfe mâyeşâ!» bu, seyyardır, bu, sabittir! diye ayırmak ve bir takım vatandaşları mağdur etmek doğru mudur?»
Buna karşı ileri sürülmesi muhtemel olan, -tasarruf» endişesinin de, bu işde yeri olmadığım iddia etmek mümkündür. Çünkü, tayin
bedelinden istifade edecekleri^, £ yekûnu taş çatlasa yüzü geçmez* , O halde, lütfen bu hususun na-^ zan dikkate alınması ve bir takını vatandaşların uğradıkları haksızlığın' tamiri lâzımdır.
Hikmet YAZICIOĞIU
başlamıştır. Bu fasit dairenin işi hanki istikametlere götürdüğünü tayin etmek güçtür.
Halbuki Devlet, tatbikatçıbktan vazgeçerek gelir imkânlarını büyük küçük bütün sermaye hareketleri nin himayesinde arayacak olursa, bunun doğuracağı ferahlığı iktisat âleminin hissetmemesi mümkün o-' sarcı bir zihniyetin mevzuları ha- lamaz. Artık mevzu, Devlet bünyelinde kalacaklarına, ne için «Banka» sinde bir âmme hizmeti görmek adını almışlardır. Bu su-etle isim- değil, iktisat âlemi içinde Millî serleri banka olan bu teşekküllerin vetlerin rantabl esaslara göre işle-tam ve şümullü mânasıyle «Banka» tilmesi keyfiyetidir. Bu zihniyetle olduklarını kabul eden var mıdır, yaylanan makinenin, füzuli müda-Eğer var ise. idare Meclisleriyle haleleri tanımadan ve mevzuu baş-ve Umumî Heyetleriyle ve bunla- ka zaviyelerden tahlil eden otorite* ra ilâveten Murakabe Heyetiyle lerin mânâsız frenlemelerine takıl-müstakil bir birlik halinde yalnız madan müsbet safhalara hizmet et-bankacılığın hazmedeceği icraatı mesi mükün olur. Devlet de artık yerine getirmekle mükellef bulu- gelirini bu müsbet yolların bir faslı nan ve gerek tatbik ve gerekse halinde telâkki ederek âdil ve hi-kontrol bakımından hüviyeti tara mayeci esaslara göre tahakkuk et-olan bu teşekkülleri ayrıca bir İş- tiirlen vergilerinden sağlamak im-letmeler Bakanlığının hududu belli kânını bulur.
olmıyan salâhiyet çerçevesine gir- ~...............................
meşini nasıl izah edecektir. Ban.ca-_____________w______________________.
cılık formüllerinin hatıyen hazım lan İçtimaî düzenlikleri bile tahak-edemiyeceği kanunu ve tatbiki mü- kuk ettirmesi mümkün olacak ve dahalelerinin artık işin yürümesi bu imkân oradaki muvakkat mahi-gerektiği yolda yalnız inhiraf et- yeti yerine daimi bir hüviyet ka-I tirici değil, hattâ meflûç ve mu- zanmak üzere asıl halkın kendi yu-’ attal bir halde keyfi iradelere ta- yasında, köyde kendini gösterecek-bi bıraktığını bu işle ilgili bulu- tir.
nan her fert bilir.
Bir iktisadi teşekkülde zaman en kıymetli mefhumdur. Faaliyete geçirilmiş bir işin zaman fasılaları içindeki her zerre hamlesi muayyen bir meblâğın ödenmesi demek tir. Bir taraftan bu faaliyet, hızını almış giderken öbür tarafta ayni faaliyetin idamesi için tatbiki lâzım gelen işler, meselâ bir vekilin, hat-
I
Bu imkânın bugün İktisadî teşekküller bünyesinde tatbikine çalışı-
Styın Ar.kara Halkına
İki gündenberi bozuk çıkan ekmeklerim zin sebebi Ofisten alınan unların düşük evsafta ve taze oluşundan ileri gelmektedir. Bozuk-çıkan ekmeklerin imalâtta hiç bir kusur olmadığını duyururuz.
Ankara Fırıncılar Demeği (2361)
CEM/YETTE!
i Toplantı
Türk Yüksek Mühendisleı-dımlaşma Derneğinden:
| Derneğimiz Genel Kurul toplantısının bugünkü Pazar günü saat 14.00 de Yüksek Mühendisler Birliğinin Atatürk Bulvarında 129—131 numaralı binasında yapılacağından sayın üyelere, ikinci bir toplantıya lüzum kalmaması temennisiyle hatırlatırız. (2356)
Yar-
I
| Hükümetin bu yolda alacağı müs bet kararları her şeyden evvel iktisadi varlığımız beklemektedir. Bu nu, bu bünye içinde tetkikler yapmış olan bitaraf otoritelerin müteaddit yazılariyle belirtilmiş görüyor ve artık uydurma sistemlerin şaşkın istikametlere tevcih ettiği bu dâvanın istikrarlı bir gidişe sahip olmasını bekliyoruz.
LtTJSUMLV TILtlONl»
'angın ............-.....
Sıhhî îmdei ........ -....
Tn i«r ................. VJ
HavaYoMan .............. H
Yataklı Vagon!*? ........11
Eektrik .......— *4
Su fcnM ..............—• ‘îl
• .. •
Başkent Taksi .......... 22
Yeni Güven Taksi .........22
Merkez Taksi ............
Ersan Taksi .............
Şirin Taksi ............. «
Çeviren: KIRDANOĞLU
verdim efendim.
Suzi ağlamaya başlamıştı. Bir taraftan da babasına yalvarıyordu.
— Ne olursun gitme babacığım. Ne olursun gitme babacığım. Beni bırakma. Benimle kal, ne olursun!... Beni bırakma.
Antuvanet endişelendi. Nesi vardı çocuğun? Neye ağlıyordu? Sahiden hasta mıydı?
Tam kapıyı açıp içeriye girecekken Lüsyen'in sesini duydu:
— Ağlama yavrucuğum, ağlama canım. Hiç baban seni bırakır mı? Yarın burada olacağım, işitiyor musun bak, yarın yanında olacağım. Baban seni, hiç, hiç bı-rakmıyacak.
Antuvanet kapı tokmağına u-zanmış elini geri çekti. İçinde bir his kendisine bu kapıdan içeri girmemesini ihtar ediyordu. Bu akşam onların muhabbetlerine
tahammül edemiyecekti. Onları birbirine sarılmış görmek istemiyordu bu akşam. Bahusus bu akşam.
Ağır ağır, sessiz sedasız oradan çekildi. Merdivenleri indi. Tekrar piyanonun başına geçti ve tekrar Verter'i çalmaya devem etti. San ki hiç piyanonun başından ayrılmamış gibiydi. Fakat kalbinde bir sıkıntı peyda olmuştu.
Bir dakika sonra Lüsyen girdi. Valizini aldı ve hiç bir şey söylemeden sokak kapısından tarafa doğru yürüdü.
Antuvanet hızla döndü:
— Allahaısmarladık demeden mi gidiyorsun?
Lüsyen’in rengi sarıydı. Omuzlarını silkti:
— Yirmi dört saatlik bir ayrılık için göz yaşları mı dökelim istiyorsun.
Tefrika No, 3
— Hayır, sadece, nezaket denen bir şey vardır.
— Doğru, bilhassa çoğu zaman senin unuttuğun şey.
— Benim mi?
— Evet, senin. Daha biraz önce. Sana bir şey sordum, cevap vermeğe bile lüzum görmedin.
— Ne sordun?
— Bu gece ne yapacaksın, diye sordum.
— Hiç farkında değilim!
— Olabilir. Zaten bir zamandan beri üzerinde bir dalgınlık var.
Kısa bir sessizlik oldu. Antuvanet sinirli sinirli bu iki tuşa bastı. Lüsyen’in omuzu başından ken dişine yiyecek gibi baktığını hissediyordu.
— Peki söyle, ben çıktıktan sonra bu geceyi nasıl geçireceksin?. Ne yapmak niyetindesin? Evde yalnız oturmaktan hoşlanmadığın malûm.
Antuvanet, piyanonun üzerine doğru eğildi.
— Piyano çalacağım, diye cevap verdi. Son zamanlarda çok ihmal ettim. Üzülüyordum. Biraz meşgul olmalıyım.
Kocasına kaçamak bir göz attı.
— Bu akşam ne yapmak niyetinde olduğum neden seni bu kadar alâkadar ediyor? diye sordu.
Lüsyen kısa bir tereddüt geçirdi.
— Senden ayrı bulunduğum her zaman, nasıl vakit geçirdiğini bilmek istemem güzel bir şey değil mi? —alay ediyormuş gibi gülümsedi— O zaman, hiç olmazsa, hayalen senin yanında olmuş olurum.
— Her zaman mı? Binde bir benden uzaktasın.
— Ah canım sevgilim, doğru, yazık sana. Öyleyse ne şans! Ne bahtiyarlık. Bütün bir gece için, bu sefer, benden kurtuluyorsun!
Antuvanet birdenbire ayağa kalktı.
— Ne oluyorsun Lüsyen? Benimle niçin bu şekilde kpnuşu-yorsun? ille bir kavga mı çıkarmak istiyorsun?
Lüsyen valizini masanın üstüne bıraktı, başı önüne eğik, dudakları kilitli, salonda bir aşağı bir yukarı dolaşmaya başladı.
* (Devamı var)
Ferrlyer, natır Dir
★
SİNEMALAR VE EĞLENCE YERLERİ
(15031): Seviştiğimiz günler («432V Gönlümdeki Aslan (22294): Korkusuz Lassl, îcli
Kıa
(14040): I* vals. Talllm oi
(11131): Günahtan sonra. Büyük ook
(14072): B'r faciası. Şimal Kutbunda bir
(14071): lüıarcU 8(Ueymanuı yüzüftü
(13846): ®lr yeUmonlu ahi. Monte Krlatonun
oğlu
★
ECZAHANELER
Büyük Ankara
Ulus
Yeni
Park
Sümer
Sus
Cebeci
Sayfa: 3
18 - 6 -1950
ZAFER
foADYO-TELEFON• TELGRAF HABERLERİ]
Ağır silahların
modası geçiyor mu ?
'(•1,
Arnavutluğun durumu
Kominform’un Tito Yuğuslav-yası ile arası açıldıktan sonra, Moskovaııın Arnavutluğa karşı nasıl bir hareket hattı takip edeceği meselesi son günlerde sık sık bahis konusu edilmekte idi. Hele, Yugoslavyanın, Yunan hükümetiyle normal münasebetler tesisi üzerine, bu mesele, artık biran evvel halline intizar olunan bahislerden biri olmuştu. Nihayet, bir hafta kadar evvel, bir Amerikan Ajansı, Romada bir Arnavutluk heyeti ile İngiliz ve Yunan heyetleri arasında gizli müzakereler cereyan ettiğini bildirdi. Ajansın ilâve ettiğine göre, Tiran’dan bu müzakereler için hususî surette gelmiş bu-kmau heyetle*temas eden İngiliz ve jjınan mümessilleri, memleketleri-nin dışişleri bakanlıklarına bağlı resmî memurlar olmayıp hususî vazife ile gelmiş olan kimselerdi.
Arnavutlukta, son zamanlarda, büyük bir huzursuzluğun hâkim olduğunu ve mevcut rejime karşı ciddi bir muhalefetin başgösterdiğini teyid eder gibi görünen bu haberler, şüyuundan pek az bir zaman sonra, ilgili hükümetler tarafından kemali itina ile tekzip olundu ve Romada bir Arnavutluk heyetinin mevcudiyeti kabul edilmekle beraber, bu heyetin, hususi ticaret muameleleri için gelmiş tacirlerden müteşekkil olduğu, bunların Arnavutluk hükümetiyle resmî bir alalan olmadığı gibi her hangi siyasî bir mesele üzerinde müzakerede de bulunmadıkları bildirildi.
Mesele resmen böylece kapatılmış olmakla beraber, Arnavutların uzun zamandır, huzursuz bulunduk lan ve bilhassa Batılılarla münasebete girmek arzusunda olduklarını gösteren alâmetler mevcuttur. Bu hal, bilhassa, Yugoslav _ Yunan barışması tahakkuk ettikten sonra, Arnavutluğun âdeta mahsur bir vaziyete düşmesinden ve Moskova . t tarafından kendi mukadderatına terkedileceğine dair rivayetlerin J' şüyuundan sonra daha bariz bir hal almıştır. Arnavutluk diktatörü En-ır’'J ver Hocanın Moskovaya gittiği ve 'm“j bir rivayete göre Sovyetlerden yi-'y'1’ yecek, diğer bir söylentiye göre ‘"n., memlekette başgösteren isyan hava Jj!' suıı dağıtmak için askeri kuvvet
a
8 Mi fi:
-s
Sık
* —gediği yolundaki haberler, bir Ar-mıİ *favut heyetinin Komada Batılılarla lu n müzakereye girişmiş olduğtı hak-
kındaki haberlere takaddüm ederek, memleketin dahili durumunu oldukça sarih surette aydınlatmış bulunmaktadır. Filhakika, Arnavutlukta komünist partisinin üç ayrı hızba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Başlarında Enver Hocanın bulunduğu bir zümre, Moskovaya elan korü körüne bağlıdır. Uiğer bir grup Tito'cu unvanı altında bir nevi milliyetçi komünizm tatbikine taraftar olup, Sovyet usulü her türlü yeniliğe muhalefet etmekte ve bilhassa, bidayettenberi muvaffak ulamıyan ve memleketi iktisaden felakete sürükleyen Kolkoz sisteminin terkedilmesini talep etmektedir. Arnavutlukta çok kere silahlı çatışmaya müncer olan ve Enver Hoca rejimini müşkül durumda bırakan mücadelenin daha ziyade bu iki grup arasında yani Komınl'orm-cularla Titocular arasında cereyan ettiği anlaşılmaktadır. Bu mücade-ı lenın memleket için sonu gelmiye-İM?£ği kanaatini taşıyan ve rejimin ^-dafiyetmden bilistifade hükümet V’ lûdrolarına kadar sokulan diğer »m1 bir grup vardır ki, bunlar Batıya . uf
. Ö* Komada müzakerelerde bulunduğu kanlıği ve Merkez Bürosu üyeleri, bu grupa mensup kimseler olarak tanınmışlardır.
Arnavutluğun, siyasi ve İktisadî -■ ' bakımdan tam bir kararsızlık ve
J kargaşalık arzeden bu durumu karalı f şısında Satıhların reaksiyonunu ■id w buğun için bir kaç mülahazanın ay-; U* . dmlığında hülâsa etmek mümkün-ı dür:
T»" i Evvelâ, bu memlekette çok çetin iktisadi şartların, hattâ yer yer açlığın hüküm sürmekte olduğu göz-önunde tutulacak olursa, esaslı bir İktisadî yardımla, bu memleketi de
manidir diyenler vardır. Bununla beraber, Belgradın, Enver Hoca ile her hangi bir temasa geçmediğini ıs-rarla belirtişinden de anlaşıldığı J gibi, Yugoslavya bu meseleyi kur-calayarak Kremlin ile olan ihtilâfını daha vahim bir hale getirmek arzusunda değildir. Bunun gibi, Batılı büyük devletler de, Yugoslavya ile olan münasebetlerini tam mâna-siyle aydınlatmadan ve hele Trieste meselesini halletmeden evvel,
lıklı
II
E . hiç'
. .
a
dönmek tartarıdırlar, geçenlerde
yalanlanan heyete dahil Ticaret Ba-
demir perdeden ayırmanın tam
stl
5R
Sovyet silâhlı kuvvetleri arasında ihtilâf
Rus donanması
takviye ediliyor
Bu vaziyette kara ve hava kuvvetleri duşumdan şikâyetçi imişler
Londra, (Nafen) — 1 Mart 1950 | Yine bu sebepten dolayıdir ki, de başlamış olan ve 1 Ocak 1956 se- ı Port - Arthur nesinde hitame ermiş olması icap zam iskerî lima eden Sovyet Rusyanın deniz kuvvetleri için hazırlanmış olan 5 senelik plânın Sovyet Rusya askerî kuvvetleri ileri gelenleri arasında dahili bir soğuk harbe sebep olduğuna dair haberler Moskova’dan sızmaktadır.
Önümüzdeki sene için Kızıl Ordu bütçesinden 800.000.000 rublenin kesilip deniz kuvvetlerine verilmiş olması, ordu ileri gelenlerini ve bilhassa ordu baş komutanı mareşal Verchinin politbüroyu kuvvetle protesto etmesine sebebiyet vermiştir.
Hava kuvvetleri de ordu kadar ojan değilse, bütçesinden ayrılarak de- ° 3 niz kuvvetlerine tahsis edilmiş olan Rusya i«in Pek ®ÜÇ olmıyacagını paralar için politbüroda Rus askerî ' 8ÖZ önünde bulundurmakta buna kuvvetlerini temsil eden mareşal mukabil ta deniz kuvvetlerine elzem Bulgenin’ne protesto mahiyetinde ' unsurların yetiştirilip toplanması-şikâyette bulunmuştur. nın pek güç olacağını dikkat nazara
Rusyanın amiral Yumanchef’in almaktadır, deniz bakanlığı ve emrindeki deniz I Hava kuvvetlerin kuvvetlerine bu kadar ehemmiyet J cpey iierıemiş olar vermesinin başlıca sebebi kızıl Çinin komünistlerin eline geçmiş olmasıdır. 3 üncü bir cihan harbi vukuunda elinde muazzam bir Pasifik donanması bulunmadığı takdirde Rusyanın Çini müdafaa etmenin imkânsız olduğunu anlamış bulunmasıdır.
r ve Dairen’de muaz zam iskerî limanlar tesis edilmekte ve hergün bu limanlara çok miktarda malzeme gelmektedir. Bu iki limanın inşaatının 5 senelik deniz kuvvetleri plânı içinde bitmesi icap etmektedir.
Bu ve diğer deniz inşaatlarında kullanılan işçiler iç bakanlığı ve N. V. D. tarafından verilmekte ve bunların ücret ve masrafları da iş bakanlığının bütçesine dahil olmak-
Anlaşıldığına göre, Kremlin ve politbüro 3 üncü bir cihan harbi vukuunda kara kuvvetlerine elzem insan kudretini toplamanın
Hava kuvvetlerini hazırlamakta ..y -lan Sovyet Rusya halen bütün hızını deniz kuvvetlerinin her cephes(hi hazırlamanın ehemmiyetini idrak etmiş veziyet-
Bu sahada en büyük hız büyük çapta deniz altılarının inşasına ve-
I
• rilmektedir.
Avusturya hakkında
Batılılarınteşebbüsü
Sulh andloşması hakkıda Sovyetlere bir nota verildi
Londra Radyosu, (Basın - Yayın) — Üç Batı devleti Avusturya andırmasının siljr'atle neticeleniril-mesi için Sovyetlerin muvafakatini elde etmek gayesiyle yeniden teşebbüse geçmişlerdir. Batı devletleri Sovyet hükümetine notalar göndererek 20 Mayıs’ta Avusturya meselesi hakkında yayınladıkları müşterek beyannamede tesbit edilen siyasete Rusyanın da icabetini istemişlerdir. Bu beyannamede Batı devletlerinin Avusturya barış and-laşmasını en kısa zamanda sonuçlandırmak istedikleri teknar açıklanmıştı. Bu andlaşma ile bağımsız bir Avusturya devleti yeniden kurulacak ve işgal kuvvetleri geri çekilecektir.
Siyasî muhabirimiz şu noktaya işaret etmektedir: Avusturya and-laşması görüşmelerinin elan sürün-cenfede kalmasına sebep Sovyetlerin müzakerelere devam için Trieste meselesini şart koşmalarıdır. Batı devletleri Trieste meselesinin Avusturya andlaşmasiyle hiç bir münasebeti olmadığını iddia etmektedirler.
Güney Afrika____________
hükümetinin Hi ıdistana yeni bir müracaatı
Yeni Delhi, (GHH) — Güney Al-rika birliği hükümeti Hindistan ve Pakistana takrar müracaatla, top- , lanması mukarrer olan «Yuvarlak Masa» konferansına iştiraklerini istemiştir.
Dün Hindistan dışişleri bakanlığın den bildirildiğine göre, Güney Afrika hükümetinden gelen telgrafta, Afrikada bulunan renkli ırklara mensup halkın ayrı sahalara ayrılmasını ve oralarda ikâmete mecbur edilmeleri hakkındaki kanunun değiştirileceği hakkında hiç bir sarahatin bulunmadığı idi.
4 Adriyatik sahillerinde yeni bir
• • derde girmek ve dolayısiyle Balkanlardaki nisbî sükunu bozmak
, arzusunda değildirler.
,r Arnavutluğun durumunu şimdi-l’* f. -fc bilmemezlikten gelen son tek-Pa* ziftler bir bakıma böyle de tefsir 1 1 edilebilir.
Mücahit Topalak
ACELE SATILIK KIRAATHANE
Mevki yerde 200 lira iratlı. Müracaat: Hacıbayram Camii yanında 1 Islâm Kitapevi. Tafsilât: 13679 Tel. den alabilirsiniz. (2237)
Schuman plânının yarattığı akisler
Avrupa sosyalist partileri bir konferans hazırladılar
Londra, (a.a.) — İşçi partisi tarafından sosyalistlerin Schuman plânı meselesinde takındıkları tavra bir son vermek maksadıyla, bir Avrupa sosyalist partileri konferansı hazırlanmaktadır.
Bu konferans yarın öğleden sonra, Londra işçi birliklerinin ve işçi partisinin merkezi olan «Transport House» da açılacaktır.
Konferansa, İngiliz murahhas heyeti reisi Dalton başkanlık edecektir.
Konferans çalışmalarına Cumartesi ve Pazar günleri devam edecek, müzakereler gizli yapılacaktır.
Resmî tebliğ, gazetelere, ancak Pazar akşamı verilecektir.
Komünist temayüllü Amerikan sendikaları
Vaşington, (a.a.) — 6 milyondan fazla işçinin kayıtlı olduğu Amerikan endüstri sendikaları federasyonu icra komitesi kesin bir ekseriyetle dün aldığı karara göre, Amerikan ulaştırma birliği ve kürk ve deri işçileri birliği milletlerarası iş federasyonundan İhraç edileceklerdir.
Her iki sendika komünist partisinin kabul ettiği hattı hareketi takiple itham edilmektedir.
Dün karar altına alınan bu ihraçlarla ensdiistri sendikaları federasyonunun geçen Kasım avında yaptığı kongredenberi komünistler ihraca başlayan sendikaları ı sayısı 8 ı bulmaktadır.
Kontrol edilen roketler rekoru
Nevyork, (Nafen) — Birleşik A-merika deniz kuvvetlerinin «Neptu. ne» roket’i son tecrübelerde yerden kontrol edilen roketler rekorunu kırmış bulunmaktadır. Deniz kuvvetleri makamlarının bildirdiğine göre Neptune son tecrübelerde 480 kilometre mesafe katetmiye muvaffak olmuştur.
Deniz Harp Okulu ve Koleji £
Komutanlığından
1 — Deniz Harp Okulu ve Kolejine İngilizce ve matematik öyretme alınacaktır.
2 — Azamî 70 lira maaş verilecektir.
3 — İsteklilerin 788 sayılı memurin kanununun 4 üncü maddesi ge
reğince gerekli belgeleri hazırlayirak en geç 20 Temmuz 1950 gününe kadar Heybeliada’da Deniz Harp Okulu ve Koleji Komutanlığın® müracaatları. (3092) (384)
nl
Belediye Başkanlığından
Yaş meyva ve sebze toptancı halinin açılma ve kapar leri aşağıdaki şekilde tesbit edilmiştir. İlgililere ilân olunur. Saat:
Mal alma
Satışa başlama Öğle tatili
Satışa başlama Akşam tatili
(3936)
Paris, (Nafen) — Birleşik Amerika atom fennî araştırmaları heyeti sabık başkanı Dr. Vanevar Bush Pariste Ingiliz - Amerikan matbuat klübünde verdiği bir demeçte ileride vukuu bulabilecek modern bir harpte en son radar ve radiyo tek-niklerile mücehhez olan ve fakat
hareket kabiliyeti fazla bulunan bir ufak küvvetin en büyük ordulara
karşı durması mümkün olduğuna işaret etmiştir. Dr. Busch’a nazaran
bu modern harpte tanklar, uçak gemileri, deniz altılar ve ağır bom-
bardıman uçakları artık harp kabiliyetleri eskimiş ve bir faydası olmıyan silahlar meyanına gifmek-
Iran Rus başirci kolundan şikâyeti
Cenevre Radyosu, (Basın - Yayın) — Cenevrede Birleşmiş Milletler çalışma konferansında bulunan işçi temsilcisi Hüsrev Hidayet dün verdiği bir demeçte Sov-yetler Birliğinin hemen hemen her gün İranla sınır hâdiseleri yarattığını bildirerek Sovyet beşinci üo-lunun İranın bir başından öbür başına tethiş ve kargaşalık saçtığını ilâve etti.
Ingiliz kabinesinde
Londra, (a.a.) — Dün parlâmento çevrelerinde bildirildiğine göre, kabinenin dün sabah yaptığı toplantının büyük bir kısmı işçi partisinin Avrupa birliğine dair neşrettiği broşür hakkındaki müzakerelere hasredilmmiştir.
Münakaşanın çok şiddetli olduğu ve Attlee ile diğer bazı arkadaşlarının, işçi broşürünü yayınlamaktan sorumlu olan Hugh Dalton’a şiddetle hücum ettikleri söylenmektedir.
Mareşal Slim Avustralya’da
Londra Radyosu, (Basın . Yayın) — İngiliz Kraliyet kurmay başkanı mareşal Sir William Slimm, Mel-bornda Avustralya savunma bakanı ve Avustralya hava, deniz ve kara orduları kumandanları ile İngiliz milletler topluluğu askerî kaynaklarının birleştirilmesi bahsinde Avustralya’nın rolünün ne olacağını müzakere etmektedirler.
Hoffman'a göre
Vaşington, (a.a.) — Avrupa iktisadi işbirliği teşkilâtı idarecisi Paul Huffman, Avrupadaki kömür ve çelik sanayicilerinin müşterek bir idare altında birleştirilmesi yolunda Fransız dışişleri bakanı Schuman ın yaptığı teklifi reddettiğinden dolayı Perşembe günü İngiliz işçi partisini tenkid etmiş ve kongrenin bu hususta tam izahat istemesi gerektiğini söylemiştir.
Schuman plânının 12 Haziranda işçi partisi icra komitesince reddedilmesi keyfiyetini, Hoffman, şayanı teessüf bir infiratçılık hareketi olarak vasıflandırrhıştır.
Hoffman, hür milletlere yapılan askerî yardımın ikinci senesi münasebetiyle tahsis edilecek 1 milyar 222 milyon 500 bin dolar meselesini inceleyen âyân meclisi dış münasebetler Ve silâhlı kuvvetler komisyonları huzurunda beyanat vermiştir,
Guilliano’nun mahkemeye mesajı
Viterb, (a.a.) — Guiliano’ 27 arkadaşını muhakeme etmekte olan Viterb ağır ceza mahkemesine bir mesaj göndermiştir. Bunlar, 1947 yılında Portella Della Ginestra adlı küçük şehirde 1 Mayıs bayramında 11 kişiyi öldürmek suçuyla itham edilmektedirler. Guilliano mesajında gayesinin, törene iştirak etmiş bulunan komünist şeflerini yakalamak olduğunu ve ateş ederken sadece bir panik yaratmak istediğini söylemiştir.
Doktor Mahir Mavioğlu
Doğum ve Kadın Hastalıkları Mütehassısı. Atatürk Bulvarı Foto Apartmanı, Daire 1, her gün 15-19 muayenehane telefon: 11151 — Ev telefon: 24522
Fırsat
Yaprak aşısı ve bahçe meraklılarına garantili yaprak aşısı ve bahçe yapılır. Kavaklıdere Güven sokak No. 35 de M. Yılmaz. (2299)
Satılık Otomobiller
Amerikan İktisadî İşbirliği tarafından aşağıda zikredilen 2 otomobil kapalı zarf usulile satılığa çıkarılacaktır.
1 — 1943 model 4 kapılı Plymouth de Lux;
2 — 1100 tip 4 kapılı Fiat Sedan.
Tekliflerin 23 Haziran 1950 günü saat 12.00 ye kadar Atatürk Bulvarı No. 371 Kavaklıdere’deki dairemize verilmiş olması lâzımdır.
Sahibi:
Mümtaz Faik FENİK
Bu nüshada yazılşlerinl «ilan dara «dan: HİKMET YAZICIOÖL
Basıldığı yer: GÜNEŞ MATBAASI
Ramazan mânileri
Yazan: Yedekçi
Davulumun ipi ipek Erişirgil döğer dibek Nihat Erim küsmüş ama, Yine ister yağlı börek.
★
Bak çokları avukattır Apartmanı bir kaç kattır Zannetme ki dalga geçer, Yarim fazla hamarattır!
★
Davulumun sesi güm güm Eski hesap bir kör düğüm Bu fiyaka kime karşı? Sanki hepsi Banû Begüm!
★
Benim canım börek ister Köylü dayı yelek ister, Hesapları elemeğe Sümerbank’tan elek ister!.
★
Sakalarım Kesenetli Keselermiz bereketli! Benim aklım ermez ama, Biraderim marifetli!
Şeker indi otuz kuruş Halk Partisi yaralı kuş Biraz daha inerseniz, Taşlı tarla fazla yokuş!
★
Besmelesiz iftar ettim Senelerce hep kâr ettim Pancar ektim şalgam çıktı!
Sonunda da inkâr ettim.
★
Fuat Sirmen kabadayı Seçimlerde aldı payı Viyolonsel çalanların Reçinesiz kaldı yayı!
★
Hindileri püryan oldu Siyasetler üryan oldu Hep oyları çalkamaktan Yoğurtları ayran oldu.
★
Doktor olmuş Kemal Satır Belki bilir gönül hatır Yine ona bel bağlama, Dost kalbine sevgi yatır.
Bahseyleme gerisinden Hep icraat serisinden Kaftan biçmiş Halk Partisi Davulumun derisinden!
★
Ayı gördüm ay mübarek Ne yaparsın sırtı tümsek! Tepe üstü düştü ama, ümitleri yine yüksek!
★
Minarenin alemiyle Masonların Salemiyle Politika yaptı durdu Bu milletin elemiyle
★
Tokmak vurdum davuluna Yazık Allahın kuluna Ne bulduysa doldurmuşlar Politika bavuluna!
★
İşte mâni düzdüm yine Nükteleri süzdüm yine! Yedekçi’nin kalemiyle C.H.P. yi üzdüm yine!
HER GÜN BİR HÂDİSE
Hasta olmamanın
çareleri vardır
Dr. Schneider çaresiz sandığımız hastalıkların sebebini anlatıyor
Hayatta en büyük bahtsızlık nedir diye bana sorsanız, doktor olarak ben şöyle cevap verirdim.' Sürüncemeli Ibir hastalık. Bunu yalnız düşünmek bile insanı ürkütür, çünkü gerçekten zavallı vücudumuz bin çeşit hastalığın tehdidi altuıılaır. Anıma bunlardan bir tanesi var ki, ötekilerin topu kadar sık görülür. Doktora baş vuranlardan hemen yüzde 50 si bu bir tanenin zebunudur.
Sözünü ettiğimiz bu uğursuz hastalık bütün halk tabakalarında görünür, teşhis ve tedavisi de çok pahalıdır. Önceleri ona Psychoneurose derlerdi. Şimdi ise adı Sychosoma-tik hastalığıdır. Bundan dolayı sakın onu hayali bir hastalık sanmayınız; çoğu zaman bir safra kesesi iltihabından daha az can yakmaz.
ve mesleklerinde bulamazlarsa komşularında ararlar: «Ah bu bayan Müller! kızının eve gece yarıları dönmesine nasıl göz yumuyor! bunun sonu neye varacak?»
Üçüncü grupta çabuk ilerliyen haller vardır. Burada söz konusu
olan insanlar, her hangi bir para ve aile meselesinden dolayı çıkmaza düşenlerdir. Bu grupların tedavi güçlükleri de sıra numaralarına göredir: yani birinci en zor, üçüncü en kolaydır. Peki öfke, tasa ve keder nasıl oluyor da insanı hasta ediyor? Bu sorguyu cevaplandırmak için ilkin «düşünmek, ve «heyecanlanmanın» ne olduğunu bilmeliyiz. Dü.
şünmenin beyne ait bir olay olduğu genel olarak kabul edilir. Fakat bu
p
isikosomatik bir hastalık ne bakteri ve virüs gibi mikrop-
lardan, ne de bir ur veya çıbandan ileri gelir; o gündelik hayatın bazı şartlarından doğar. Ben bu şartları belli bir kavramda toplamak iste dim ve gördüm ki — hemen hepsi ayni manaya gelmek üzere — bunun için üç kelime kullanılmaktadır: öfke, tasa, keder. Kendini kur-taramıyacak şekilde bu hallerin bas. kışı altında yaşayan ve gerçek bir yaşama sevinci tanımıyan insanlar ergeç psikosomatik bir maraza yakalanırlar.
Üç çeşit hasta
Bu çeşit hastaları üç grupa ayırırlar. Birinci grupta hiçbir şeyden memnun olmiyanlar veya herşeyi kötü görenler vardır. Bu tipe örnek olarak dostlarımdan birini alacağım. Güzel bir çiftliği olan bu dostu bir yaz ziyaret ettiğim vakit, .yulafların çok iyi bitmiş Fred,. dedim. • Evet ama, ben onu biçinciye kadar herhalde rüzgârdan yatacak!» cevabını verdi... Halbuki biçim, dö-ğüm ve satım işleri birbiri ardında arızasız geçti. Ona ikinci defa rastladığımda -yulaftan np haber?» diye sordum. -Doğrusu iyi mahsûl aldım ve iyi para kazandım» dedi, 'amma biliyor musun böyle gür bir ekin toprağın iflahını keser!»
Bu gibi insanlar psikosomatik bir marazdan yakayı zor kurtarırlar.
Hemen hepimizin içinde bulunduğumuz ikinci grupta ise, sabahtan akşama kadar durmadan üzülüp ta. salanacak birşey bulan, bulduğu bu çey üzerine heyecanlanan insanlar vardır. Bunlar aradıklarını aile
tamamlyle doğru değildir. Gerçek te «düşünmek» beyinde toplanan sinirleri durmadan tenbih ve tahrik
ederek yorduğu gibi, bütün vücudu da sarsıp hırpalar. Hele düşünme bir heyecanın teSîri altında bulunur.
sa..
Öfke ve heyecan
Kolaylıkla tanıdığımız bir heyecan öfkedir. Birisi öfkelendi mi yüzü ya sararır, yâ kızarır. Gözleri büyür, adaleler öyle gerilir ki biraz şiddetli hallerde vücut titrer.
Başka bir heyecan şaşırmadır. Birisi kızardiğr zaman bunu bir cilt hastalığına yormayız, tabiî. Bu şaşırmanın debep olduğu, kan damarlarının genişlemesinden başka bir şey değildir. Bütün bunlardan na sil hastalık peyda oluyor? Bune cevap vermek artık zor değildir. Nahoş duyguların çoğu adale gerilmelerine sebep olur ve eğer bütün gün kendimizi kara düşüncelere kaptırırsak vücudumuzda yıpratıcı gerginlikler olması tabiidir. Bunu denemek için elinizi ilkin hafiı’çe, sonra da sıkıca yumup bekleyin; göreceksiniz ki, birincisinde hiç rahatsızlık duymadığınız halde İkincisinde canınız yanacaktır. Çünkü gerginlik ve tazyik İstırap doğurur.
Bazı insanları doktora koşturan şiddetli baş ağlılarına sebep, kafa sathının iç ve dış tarafındaki kan damarlarının sinir tenbihleriyle
büzülmesinden ötürü kan dolaşı-
mının tıkanması olabilir.
da bir nesiç kalınlaşmasına sebep olur ve sonra deri üstüne çıkarak kepek ve kabuk yapar. Arkasından bir de kaşıntı gelince, bir ekzama meydana çıkar.
Kalp hastalıkları çok kere sahtedir fakat...
Sinir gerginlikleri göğüs kafesi-
nin sol üst adalelelerinde yerleş-
mekten hoşlanır. Göğsün sağ tarafında hissedilen sancıdan dolayı biz doktorlara gelenler pek azdır. Sağ mı? Bunun ehemmiyeti yok! sol mu? Herhalde kalple ilişikli birşey olacak! Hasta çok geçmeden sancının tekrarını bekler.
meden sancının tekrarını bekler. Sancının yenilenmesi için de zati bu bekleme yeter.
Bununla beraber psikosomatik bir hastalıkta gözüken araz yalnız adale gerginliğinden ileri gelmez. Bir heyecan, meselâ iç ifrazlara da tesir edebilir. Hızla giden bir şoför ansızın yolunu kesen bir araba görüverince ne yapar? Soluğunu tutar, kalbi çarpar ve biran gözü kararır. Bu değişikliklere sebep korkudur. Böbrek altı bezlerine yollanan bir tenbih kona bir adrenalin dalgası gönderir. Bu hormon kalbe isabet
edince çarpma durur. Beyindeki teneffüs merkezine rastlayınca so. luk alma güçleşir. Beyne giden kan
damarlarına tesir edince de, onları
büzmek suretiyle, bayılma hali yaratır.
Psikosomatik İstıraplar başka organik tesirler de gösterirler. Heyecanların daima kalp üstü damarlara tesir ettiği insanların hayatı pamuk ipliğine bağlıdır. İngiliz psikologu Johan Hunter buna bir örnektir. O sık sık şöyle derdi: «Günün birinde birisi beni kızdıracak ve canımı alacak!» Gerçekten de öyle oldu. Bir doktorlar toplantısında ayağa kalkıp hoşuna gitmi-yen bir müteâlayı cevaplandırmak istemişti. Nasılsa öyle hiddetlendi ki, kalp damarları şiddet ve sür’at-le büzüldüler ve adam cansız olarak yere düştü.
Dermatologlar tarafından bakılan bütün cilt hastalıklarının üçte b ri derideki damarların iç huzursuzluğa, öfke veya nefrete... vs. ye karşı gösterdiği tepkiden ileri gelir. Baskı neticesinde damar cidarların- I
dan cilt içine sızan kan seromo ora-
Yegâne çare
Psikosomatik bir hastalıktan şikâyetçi birçok insanlar işlerinde devam ederlerse de hastane veya ev yataklarında yıllarca yatanlar da çoktur. Kendini böyle bir felâketten kurtarmak katiyen hayata karşı doğru bir durum almayı öğrenmelidir. Gerçek hayat bilgisi öğretmek için kurslar açılsa yeri-* (Devamı 5 inci sayfada)
Sayfa» 4
ZAFEE
18 - 6 -1950
Şevketlû efendim Macaristandan bir elçi heyeti geldi. Huzurunuza girmek ister
(Şimdi maksadımı anladınız. Yirmi dört saat çinde bu kulelerden dört tane istiyoruml...)
Muslihiddin irkildi:
(Şevketlû hünkârım, acab müddetin uzatılması mümkün değil midir?)
Hünkâr sert ve asabi bir halde cevap verdi:
(Muslihiddin, Muslihiddin!... Ne söylediğini kulakların işitiyoı mu? Bütün imparatorluğumun kuvvetleri emrindedir. Eğer bu dört kuleyi yirmi dört saatte ikmal edemezsen, sekiz tane isterim... Anlıyor musun? Yirmi dört saatte sekiz tane istiyorum. Bir kelime daha söylersen on altı tane istiyeceğim. Git yirmi dört saat sonra sekiz kuleyi istediğimi akimdan çıkarma...)
Muslihiddin çıkarken otağı hümayuna bir kapıcı girdi (1) Ve Sultan Mehmedin önünde eğilerek:
(Şevketlû efendim. Macaristandan bir elçi heyeti geldi. Huzura girmek ister.)
Sultan Mehmet Halil Paşanın yüzüne baktı:
— Lala... Bu nice olur? Senin haberin yok mu?
__Haberdar değilim hünkârım..
— Daha evvel size haber verilmiş değil midir?
— Haber verilmesi icabederdi.
— O halde gidiniz, kimler olduğunu, kim tarafından gönderildiklerini, maksatlarını öğrenerek acele dönünüz.
Halil Paşa alelâcele dışarı çıktı. Ordugâhın dış tarafında bir çadırda tevkif edilmiş olan murahhasları huzuruna çağırdı. Kısa bir konuşmadan sonra bunların (JaR Hunyat) tarafından gönderildiğini anladı. Maksatlarım sordu. Kaçamaklı cevaplar verdikleri i-çin anlayamadı. Mutlak olarak hükümdarla görüşmek istiyorlardı. Halil Paşa:
____ Ben, padişahınım vekâleti mutlakasım haizim. Evvelâ her şeyi bana bildirmelisiniz ki efendime arzedeyim. Bilâhare arzı u. budiyet için siz de huzura girersiniz.
Dedi. Fakat murahhasların başı:
— Asaletmeap... Filhakika u-sul de budur. Fakat biz de efendimizden öyle emir aldık. Bizzat padişah hazretlerine arzetmekle mükellefiz.
— Öyle olunca memur olduğunuz vazifeyi ifa edemezsiniz. Geldiğiniz gibi geri dönersiniz.
— Bir kere siz padişaha arzedi-niz.
Halil Paşa mecburen durumu Sultan Mehmede arzetti. Sultan Mehmet Jan Hunyat adını işitince biraz irkildi. Onun azimli ve değerli bir kumandan olduğunu biliyordu. Nitekim İstanbul muhasarasına başlamadan önce onunla bir mütareke aktetmişti. Bu muahedenin adı (Semendere muahedesi) idi
1451 yılında aktedilen bu muahedenin daha müddeti bitmemişti. Sultan Mehmet biraz merakla sordu:
— Lala... Biz Hunyat ile bir mütareke aktetmedik mi?
— Evet hünkârım. Üç sene müd detle Semendere mütarekesini aktetmiştiniz.
— Müddeti hitam bulmasa gerek.
— Evet hünkârım.
— O halde, bu murahhaslar neden gelirler?
— Ne kadar ısrar ettimse de söylemediler hünkârım. Yalnız size söylemekle mükellef imişler.
— Çok tuhaf... Bu mel'un Hun-yadın kafasında acab ne gibi bir fikri fâsit ola?
— Kulunuz da merak ettim.
— Merak para etmez lala... Ça gır maksatlarım öğrenelim.
— Huzura kabul buyuracak mısınız?.
— Harp anındayız. Merasimle vakit izaa etmek istemem. Varsın usule mugayir olsun.
Halil Paşa, Hunyadın murahhaslarım içeriye aldı. Sultan Mehmet tahtında oturmuyor, ayakta geziniyordu. (2).
Murahhaslar huzurda yerlere kadar eğildiler. Sultan Mehmet a-sabî ve sert bir sesle sordu:
Jan Hunyat bilcümle hukuku hü_ kümranisini yeni kralımız (Vlâ-dislas) cenaplarına tevdi eyledi.
Bir an Sulhan Mehmet bunun mânâsını düşündü. Yeni vaziyet hoşuna gitmemişti. Muhasaranın en hararetli zamanında böyle bir değişikliğin âkıbetini beğenmemişti. Murahhaslara döndü:
— Sonra?
Dedi. Murahhas yerlere kadar eğilerek:
— Efendim Jan Hunyat bu yeni vaziyet dolayısiyle 1451 yılında zatı şahanelerinizle aktettiği Semendere muahedesinin artık mevkii meriyette kalamıyacağını ar-zetmemi emreti.
— Efendin o muahedeye imzasını koymamış mıydı?
— Efendim haşmetpenah...
★ (Devamı var)
(1) Kapıcı, mabeyinci demektir.
(2) Şlomberje. 113 — Mlçatovlç-ten.
Ankara Veremi» Savaj
Derneği suvaresi
BARAJ GAZİNOSÜ 23 Haziran 1950 Cuma NOT: 20.30 dan itibaren, Yemek arzu edenlere yemek servisi vardır.
Otobüs gidip gelme temin e-dilmiştir.
Davetiyeler: Gülhane, Yenişehir, Ankara, Çankaya eczahane-lertDernekmerkeziTel^3079
Kiralık daire aranıyor
Üç nüfuslu bir aile
Yenigehlrde
5 odalı bir daire arıyor. Telefon: 24556 (2316)
Kiralık
Büyük depo, zemin kat Lokanta ve mağazaya elverişli, ayrıca bir dükkân. Kapıcıya müracaat
Adres: Mudanya Ap. İtfaiye Mey dam. (2317)
— Sizi usul hilâfına hareket etmeğe sevkeden mücbir sebep nedir? Vekâleti mutlakamı haiz o-
lan sadrazama neden maksadınızı
söylemediniz?
Murahhas bir kere daha yerlere kadar eğilerek cevap verdi:
— Haşmetmeap... Efendimden aldığım emri ifada kulunuzu mazur göreceğizini umarım.
— Efendin kimdir?
YENİ SİNEMADA
Her akşam Saat 21.15 de Avrupa turnesinden avdet eden büyük illüzyonist ve hayal oyunlar üstadı
ZATI SUNGUR
Emalsiz temsillerine başlamıştır. Bütün dünyanın takdir ettiği ve sayın AnkaralIların pek sevdiği sanatkârımızın yüksek hünerlerini görebilmek için, yerlerinizi evvelden tedarik etmeniz rica olunur.
Orkestra Koltuk 200 — Koltuk ve Balkon 150, — Duhuliye 18»
Hazır-lsmarlama Elbise ve tuhafiye
Anafartalar cad, Alsancak sokak No. 27 Yeni Belediye binası altı. Tel: 16475
Kiralık daire
5 oda, bir hol. Yenişehir Neoati-bey caddesi Saraçoğlu evleri karşısında No. 138 içindekilere müracaat. (2342)
DİŞ TABİBİ HALIT SUNGUR Anafartalar Vakıf iş Han kat
1. No. 115 - Tel: 16245
(877)
Satılık ev ve arsa
Hamamönü’nde asfalta on beş metre cephesi altında üç dükkânı bulunan 10 odalı ahşap bir ev, Çıkrıkçılar yokuşuna 21 metre cephesi olan 504 metre murabbaı arsa satılıktır. Müracaat Atatürk Bulvan, Foto apartman, daire: 1. Saat 15-18 arası müracaat
Satılık evli bağ ve arsalar
Keçiören Tepebaşmda 1162, 1772 M= evli bağlarla 1064, 1072 M2
arsalar ucuz fiyatla satılıktır. Tel. sabah dokuzdan evvel akşam sekizden sonra 23719. (2334)
Amerikanın en meşhur Dram Yazarı «Lillian Heliman)ın »İmar eseri
Seviştiğimiz günler
The Searchlng Wln4)
Robert Young -Sylvia Sidney
14—16.1&—18JI—21 . Gişe 15031 ‘ Müd. 2407»
de olduğunu söylüyorsnuz... Acaba, vaziyette bir değişiklik mi oldu, Madam?... Bunun ne olduğunu acaba size sorabilir miyim?...
Nişanlımın tehdide maruz kalma-
ması ne suretle benim elimde
lacak?
Bu, hiç beklenilmiyen bir darbe idi. Katerin kaşlarım çattı.
İçinden: »Vay yumurcak vayl... Ne de kuvvetli hafızası varmış!... Hem, doğrudan doğruya maksada giiryor... Ama ben, maksadımı açıklamak hususunda pek acele edecek değilim... Kız henüz olgun değil... Sessizlik, yalnızlık v(= kararsızlık içinde biraz daha olgunlaşması lâzım.» dedi.
ZAFER’ln Abone Şartlan
U aylık
Memleket işi ...........— » Lira
____________u »
Memleket «m
12 aylık H Lira
ZAFKR’in Şartlara
Başlık ....m.............. U Lira
1. ra I İnci sayfada Bm. —— 4 »
4. el sayfada Bm. ■ »
L va 4. a sayfada Bm. — İS Kr
Doğum. Nikâh, Nisan, Olta ve Msvlût ilânları I santimi sacmsmsk şartıyla U Ura.
Devamlı ilânlar İçin hususi tarife tatbik edilir.
Gssstsys serak w yaaüsr
natrediMn edilmezin iade edilmez. hânlardan mesuliyet kabul edllmea.
İBeliamy Cinayeti]
Y^b—» fr—p— Noy» H«rt
— Jan Hunyat.
— Efendin bizden ne ister?
— Haşmetpenah... Efendim Jan Hunyat bugüne kadar Macaristan naibi hübûmeti idi.
—■ Onu biliyorum.
— Fakat bugün değildir artık. Sultan Mehmet irkildi.
—- Buna sebep ne?
— Çünkü yeni ve genç kral sin-ni rüşte vâsıl oldu. Ve efendim
Ve çehren, yan gülümsiyerek, yarı somurtarak:
— Kraliçeye kimse sual soramaz, yavrum. Eğer saraya mensup olaydınız bunu bilirdiniz... İtabında bulundu.
Fiyorenda, a lâtif gülüşiyle gülmeğe başladı:
— Sık sık can sıkıcı sualler sorulan bana, kendimi bunlardan kurtarmak için bu sözünüz pek uygun geliyor, dedi.
Bu cevap, masumane görünüşüne rağmen, bu sokak kızının Kraliçeye vermeğe cüret ettiği bir dolambaçlı ders İdi. Fakat, bu cevap, gayet sâfiyane bir tavır ve eda ile gülerek verilmiş olduğundan Katerin aldandı ve sözlerinin nereye varacağım bilmiyen şımarık bir çocuğun nükteji cevabına nasıl tebessüm edilirse o da öyle gülümsedi.
Ama, Fiyorenda öyle safdil bir kız değildi. Saray âdetlerini bil-
Ahmet Paşaya döndü: 1 Kateruı,
(Sen. Hersek oğlu.. Hârikamdan müşfikane bir tavına.
[D D T BOMBASI
Bir bomba normal büyüklükle ' bir odayı 1.50 defa temizlen^
\ i (V
fler lürtü Anşrrfilı sürnl.':' re t itten oldûrilr. Kır hinin normal tir odc ■; Î50 defa ı'la(tiv. £n tiitefa töse/ere tadar yar ît a tinde tıüfaz eder fesirı günlerce devam eder.
Utrrnt.il Ur odağa. fO sar. ' ^hr'ıttaH tâfıdırr
Umumî Bayii: İ. Bayman: ..nafartalar No. 83 Ankara Eczanahenelerde ve büyük bakkallarda arayınız. (2231)
Sümerbank Nazilli Basma Sanayii Müessesesi Müdürlüğünden
Müessesemiz ve Halkapınar fab rikamız anbarlarında mevcut pamuk telefi, üstüpü, parça bez, döküntü ve hurda malzeme 28/6/950 Çarşamba günü saat 9 da Nazillide müessesemizde pazarlık suretile satılacaktır.
Buna ait şartname ve satışa çıkarılacak döküntülerin nev’i ve miktarlarını gösterir liste, İstanbul da Sümerbank Alım ve Satım Mües sesesinde, İzmirde Halkapınar fabrikamızda, Ankarada Sümerbank Mağaza Müdürlüğünde, Kayseri Pamuklu Sanayii Müessesesinde ve Müdürlüğümüzde görülebilir. (3964)
— Madam, biraz evvel, benim yanımda: Ferriyer’in hayatı ve serbestliği, pederi Monsenyör Vi-dam’ın beraet etmesine bağlı bu-
lunduğunu söylemiştiniz. Şimdi
ise onun kurtulması benim elim-
Yazan : MİSEL^ZEVAKO Çeviren ı RAGIP RIFKI
• — 57 —
miyebilirdi. Fakat, ne söylediğini bilir ve sözlerini de bilerek söylerdi.
Bundan maada, o, insanın yüzünden içinden geçeni de anlar bir kız idi. Bu itibarla, Kraliçenin halinden, fena bir niyeti olmadığını anladı. Filhakika, bu hususta aldanmamıştı.
Bununla beraber, ayni sâfiyane tavır ve eda ile:
— Benim gibi fakir bir sok^k kızının saray âdetlerini bilmesine imkân yoktur. Kraliçe Hazretlerinin, bu bilmemezliğimi ve bundan dolayı yapacağım hatal*n_af buyurmalarını rica ederim. Bu sebeple, yine ısrara cüret edeceğim, Madam. Dünyada, nişanlımın kurtulması kadar beni alâkadar eden hiç bir şey yoktur. Eğer iyi anlamış isem, onun kurtulması benim elimde imiş, ne suretle? Ne için? Nasıl? Lütfen bana bunu izah eder misiniz, Madam?
— Daha sonra, yavrucuğum, henüz vakti değil. Şimdilik, size ihtiyacım olduğunu ve nişanlınızın talih ve âkıbeti bana edeceğiniz hizmete bağlı bulunduğunu bilmeniz kâfidir.
— Galiba Kraliçem bana fal baktıracak...
Sabırsızlanmağa başlıyan Katerin:
— Evet, şüphesiz, dedi. Ama, burada fala bakma şekli sokakta-, ki falcılıktan başkadır. Vakti za-
manı gelince bunu size izah edeceğim. Bu da, sizin değil benim istediğim zaman olacak.
Katerin, bu sözleri biraz sertçe söylemişti. Yine iyiliksever tavrını takındı ve söylediği sözlerin husule getirebileceği fena tesiri izale etmek için tatlı bir tebessümle:
— Vaktim benim için pek kıymetli olmasına rağmen geldim; çünkü, sizinle alâkadarım ve size: •Burada, korkusuz ve endişesiz o-larak yaşayınız. Size çok iyi muamele edilecek, hiç bir şeyden mahrum kalmıyacaksınız. Bana i-yi hizmet edecek olursanız, tasavvurunuzun kat kat fevkinde mükâfatlandırılacaksınız. Vikont dö Ferriyer ile sizi ben evlendireceğim, anladınız mı, sizi ben evlendireceğim; bunu deruhde ediyorum... Ama, bunun için de sizden yâni bana edeceğiniz hizmetten memnun olmaklığım lâzım ve şarttır.» demek istiyordum.
Fiyorenda:
— Majesteniz bunu daha evvel de bana söylemek lûtfunda bulunmuşlardı, dedi.
Ama, bu sözleri ciddî mi söylemişti, yoksa alay maksadiyle mi? Bunu anlamak mümkün değildi.
Katerin, onun bu sözünü bir baş işaretiyle tasvip ederek kapıya doğru yürüdü.
Orada durdu, başını çevirdi:
— Az'kalsın unutacaktım, de-
Ferriyer, haiıt oır ıeı«
di, burada mahpus bulunduğunuzu zannetmenizi asla istemem.
Bu andan itibaren kapılar artık ki. litlenmiyecek. İstediğiniz gibi gidip gelmekte serbestsiniz.
Gözleri sevinçle parlayan Fiyorenda:
— Saraydan dışarı da çıkacak mıyım? Bunda da serbest miyim? diye bağırdı.
— Şüphesiz... Serbest demekle her türlü tahdidi ortadan kaldırmış oluyorum.
Fiyorenda, büyük bir sevinçle:
— Ah! Teşekkür ederim. Madam! diye bağırdı.
Katerin, kendisini pek iyi tanıyanları müthiş bir üzüntüye dıl-çar eden o muammalı tebessümlerinden birisini etti. Yalandan düşünür gibi yaptı. Bir saniye
sonra:
— Bununla beraber, dedi, hiç umulmadık bir zamanda size ihti-
yacım olacağını sanıyorum. Pek mühim menfaatler bahis mevzuu-
dur. Tam size muhtaç olduğum bir anda sizin bulunmamanız pek fena, pek teessüfe şayandır.
Fiyorenda, güler yüz göstermekte devam etti. Fakat, sevinci birdenbire zail oldu. Katerinin kendisini serbest bırakmak iste-
mediğini sandı ve bunu iyice anlamak için:
— Saraydan çıkmadan evvel Kraliçeye lüzumunda beni nerede bulacağını arzeylerim... Sözünü ilâve etti.
Bu sözüne beklediği cevap, üstü kapalı geldi:
— Evet... Doğru... Ama, olmaz... Talih bazan bize pek meş’ um bir oyun oynar... Olabilir ki, tam saraydan çıktığınız zaman size ihtiyacım oluverir... Arkanız dan koşmak ve böylece pek kıymetli vakti kaybetmek lâzımge-lecek... ★ (Devamı var)
— Yemekten sonra görmedim. Aşçıyla beraber kasabaya kiliseye gitmek için yemekten evvel kendisinden izin istemiştim. Erken dönmek için telâş etmememizi, çunku bana artık ihtiyacı olmıya-cağını söylemişti. Biz de kiliseden çıkınca iki arkadaşa rastgeldik. Beraberce birer dondurma yedik; eve döndüğümüz zaman saat bol bol on bir vardı. Bütün lâmbalar sönmüştü. Onun için Bayan İves’ in yatmış olduğunu anladım.
— Kiliseye gitmek üzere evden kaçta çıktınızdı?
— Pek iyi bilemiyorum, efendim; ama her halde sekiz buçuğu geçmişti; çünkü kilisede dokuzda duaya başlanır. Yetişebilmek için biraz acele yemek yediğimizi, sonra Ha açjp
ra da yatakları iyice biliyorum.
— Evde hem _________________
hem dikişçi mi idiniz? —
Hayır, fakat oda hizmetçisi o akşam izinli idi, onun yerine yatakları ben açtım.
— Evet Demek saat sekiz buçuktan evvel bütün yatakları açtınız, öyle mi?
— Evet efendim. Yalnız Mis Page’in yatağı müstesna.
— O yatağı açmak vazifelerinize dahil değil miydi?
— Hayır, öyle değil; tabiî dahildi. Fakat o akşam dadının odasına gittiğim zaman kapıyı kilitli buldum, vurdum, Mis Page başı ağrıdığını ve yatmış olduğunu söyledi.
Mis Robert biraz tereddütten sonra savcının yüzüne namuskâr, fakat üzüntülü bir bakışla baktı.
Bunda bir gayri tabiîlik sezdi-
— Evet, yâni sezdim efendim. Çünkü, koridordan o odaya doğru giderken içeriden hıçkırık sesleri duydum, küçük kızın yine kulağı ağrıyor zannettim. Zaten onun için evvelâ kapıyı vuramdım, açmağa çalıştım, fakat biraz sonra içeriden gelen seslerin Mis Page’e ait olduklarını anladım. Ömriim. de kimsenin bu kadar ıstırapla ağladığını hatırlamıyorum. Yüreğim parça parça oldu, fakat kapıyı vurur vurmaz sesler kesildi ve bir dakika sonra Mis Page size anlattığım şekilde içeriden seslendi. Tabii çekildim, gittim. Fakat içim pek rahat değildi. O kadar fena ağlıyordu ki, zavallının hasta olduğuna hükmettim.
oda hizmetçisi,
— Evet, her halde, asabını perişan eden bir hâdiseden yeni kur tülmüş gibi, öyle ml?
— Evet, tamam, öyle.
— Sesleri karıştırmış olmayasınız. Acaba yalnız Mis Page’io hıçkırıklarını mı duydunuz?
— Hayır efendim, başka sesler de vardı. Gayet alçak sesle konuş malar da duyuluyordu.
— Küçük kız mı konuşuyordu?
— Hayır, efendim.. Sesler Pat-rich İves’in sesine benziyordu.
Savcı hayretler içinde bakakaldı.
— Bay Patrick İves mi?
— Evet efendim.
— Ne dediğini işitebildiniz mi?
— Hayır, işitemedim. Kapıya vurur vurmaz sustu. Küçük kızla konuşuyordu galiba..
Savcı bir müddet hayretle bak, makta devam etti. Sonra pek mâ-nidar bir tavırla omuz silkerek bir an için, Bay İves’i, kilitli kapıyı ve Mis Page’i zihninden sa-vup daha işe yarar bir mevzua yanaştı.
— Mis Robert, sizin vazifeleriniz arasında Bayan İves’in elbiselerine bakmak da vardı, değil mi?
— Evet efendim.
— Dolapta ne gibi elbiseler bulunduğunu tamamiyle bilirsiniz, değil mi?
— Evet, tamamiyle.
— Acaba Haziranın on dokuzunda dolapta mevcut olan eşya bugün aynen mevcut mudur?
— Hayır, değildir. Bayan ives mevsim sonunda elbiselerinin büyük bir kısmını verir. Büyük bir kutu içerisinde Arizone’de bulunan hasta bir akrabasına bazı şey ler gönderdik. Bazı şeyleri Dola-were’de bir iki genç hanıma.. Bir kısım eşyayı da...
— Mevsim sonunda gönderdiğiniz şeylerin ehemmiyeti yok. Cinayetin vâki olduğu sıralarda, meselâ bir iki hafta sonra hiç bir §ey gönderdiniz mi?
Mis Roberts'in yanakları birdenbire gül gibi soldu. Samimî bakışlı gözleri bir an için oturduğu yerde kahverengi süet çantasının kristal kulpu ile oynayan Bayan Susan İves’in oturduğu yere doğru kaydı. Aradığı tatlı ve cesaret verici tebessümü görür görmez birden bire canlanarak: .
— Evet efendim, verdik, dedi.
★ (Devamı var)
R AD Y O - BU L MAC A
ANKARA RADYOSU
PAZAR — 18/6/1950 (Hafif Program)
8.30 M. S. Ayarı, Haberler ve Hava
Raporu.
Müzik: Günaydın (Pl.)
Günün Programı.
Radyo İle İngilizce.
Müzik: (Sevilmiş Parçalar (Pl.) Konuşma.
Müzik: Makamlardan Bir demet. Temsil Pazar Skeci «Dost Yadi-
gârı» O. Henry'nln Bir Hikâyesinden Mülhem Olarak Yazan:
Medlha Gökcer.
Müzik: Salon Orkestrası.
Müzik: Hep Beraber Söyllyellm (Yurttan sesler korosu).
Müzik:
Telden Tele.
Müzik: Oyun Havalan (Bağlama Takımı).
M. S. Ayan ve Haberler. Müzik: Dans Müziği (Pl.) öğle Gazetesi.
Müzik; Dans Müziği (Pl.)
Hava Raporu, Aksam Programı ve Kapama-
Açılış ve Program.
M. S. Ayan.
Müzik: İncesaz (Hlcazkâr Faslı.) M. S. Ayarı ve Haberler.
Geçmişte Bugün.
Müzik: Yarım Saat Dans (Pl.) Müzik: Akşamın Karma Müziği (Pl.)
Radyo Gazetesi.
Müzik: Sanat Heveslileri Saati.
Şan Soloları: Söyleyen - Güler Ergili.)
Gabrellc FaurĞ'den Parçalar. Pl-anoda: Rcn6 Back.
20.45 Müzik: Keman Soloları (Pl.)
21.00 Müzik: Glnny Simms'dan Melodiler (Pl.)
21.15 Müzik: Müzikle Gezi (Pl.)
22.00 Spor Saati. (Günün Haberleri.)
22.15 Müzik: Dans Müziği (Pl.)
22.45 M. S. Ayarı ve Haberler.
23.00 Program ve Kapanış.
PAZAR — 18/6/1950 İSTANBUL RADYO SU 12.57 Açılış ve Programlar.
13.00 Haberler.
13.15 Bing Crosby’den Şarkılar. (Pl.)
13.30 Dans Müziği (Pl.)
13.50 Serbest Saat.
(Konuşma veyaMUzik).
14.00 Saz Eserleri - Şarkı ve Türküler. 15.00 Konsorto (Pl.)
Antonln Dvorak.. Viyolonsel Kon-sertosu 'si minör' Op. 104.
Çalanlar: Viyolonselist Pau Ca-sals ve Georg id. Çek Filârmonik Ork.
15.35 Dans Müziği (Pl.) 16.00 Programlar ve Kapama 17.57 Acille ve Programlar.
18.00 Caykovski. Strauss ve Weber'deD
Soldan Sağa ve Yukarıdan Atağı:
1 — Düşmanlık, tersi: Temiz 2 — Yüksek. ayna 3 — Çarşı, ayrı, İskambilde bir kâğıt 4 — Uzun mesalell bir koşunun adı 5 — Tersi: İranlIlara denir, başına (M) gelirse dayanıklılık anlam " gelir 6 — Ç-gal, tersi: Bir erkek adı İT APATİ, Doğuda bir nehrimizin adı _ Yürümeyen 9 — Bir takı, tamir adale 10 — Gelenek, ızdırap 11 — Geri, derdi olmıyan.
Evvelki Bulmacamızın
Halli:
Soldan Sağa ve Yukarıdan Atağı:
1 — Kartal, 111 2 — Kazaen, ayak 3 — Azgın, llaba (abalı) 4 — Ralf, iradld 5 — Ten, ellmec (Cemile) 6 — An, ilemet 7 — irlmat. te 8 — AlAmet, tat 9 — lyadet, taht | — Labic, tahta 11 — îkad. Fet-
Büyük Valsler (Pl.)
18.30 Dans Müziği.
Çalan: î. özgür Orkestrası.
19.00 Haberler.
19.165 İstanbul Haberler.
19.20 Meksika'dan Melodiler (Pl.)
19.30 Saz Eserleri - Şarkı ve Türküler.
20.15 Claude Tornlılll Orkestrasından Dans Müziği (Pl.)
20.30 Molla Bey ve Haremleri - Radyofonik Komedi.
Yazan: Ekrem Reşit Rey. Oynıyanlar: Be d la Statzer, Peri-
han Yan
şit Baran.
al. Mahmut Morali,
Re-
20.55 Dans Müziği (Pl.)
21.05 Spor Haberleri.
Konuşan: Eşref Şefik.
21.20 Fasü Heyeti Konseri. "KÜRDİLÎHİCAZKÂR" 1 — Peşrev 2 — Neşeyle gecen ömrümüz 3 — ömrüm ezvakında 4 —
Gaddar felek 5 — Ben esiri Zül-
fünüm 6 — Taksim 7 — Ne gelen var 8 — Şen gözlerine 9 — Her gece semada 10 — Longa.
22.00 Dinleyici İstekleri.
(Klasik Batı Müziği).
22.45 Haberler.
23.00 Dans Müziği (Pl.)
23.30 Hafif Gece Müziği (Pl.) 24.00 Programlar vo Kapan
18 - 6 -1950
ZAFER
Sayfa: 5
Büyük Kumaş Harmda son derece ucuzluk Emprime Vistra Valencia Gandi ORTAÇ'td ' Danpink ORTAÇ’ta 350 kr. 195 kr. 340 kr.
Emprime çamaşırlık Keten emprime Jorjet emprime Anversaten Total Mimoza emprime
350 kr. 290 kr. 260 kr. 650 kr. 375 kr. 875 kr.
18 Renk hakiki İrlanda keteni 900 kr. Panama erkek şapkaları 12,75 ve 17,00 Lira
Mustafakemalpaşa Belediye
Kardeseci
Müstamel toplu çırçır makineleri satışı
Sümerbank pamnk satinalma ve Çırçır fabrikaları Müessese Müdürlüğünden) ADANA
i»Ja HU IIIİIM ■■■■■■—■
TR*XATOR TEDAVİSİ
Çarşamba
Başkanlığından
1 — İlçemizde yaptırılacak olan soğuk hava deposunun inşaatı kapalı zarf usulile eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — İşin muhammen bedeli (29 732) lira 1 kuruş olup geçici güvenliği (2220) lira (90) kuruştur.
3 — Tahhüt işinin yapılmış esaslarını tesbit eden özel şartname Belediye Fen İşleri dairesinde bedelsiz olarak görülebilir.
F 4 —Eksiltmeye girmek için kanuni ehliyeti haiz olmak şarttır.
5 — Talip olanların 20/6/950 tarihine rastlayan Salı günü saat 15 te Belediye Encümeninde bulunmaları lâzımdır.
6 — Teklif mektupları ihale vak tinden bir saat evvel Başkanlığa verilmiş olacaktır.
7 — İhaleyi yapıp yapmamağa Belediye muhtardır.
Fevkalâde Genel Kurul toplantısı
Halk Bankası T. A. Ş. İdare Meclisinden
d adale, sinir ve rom atizma ağrıları için Danimarka-dan getirttiğimiz TRAXATÖR cihazı ile tedaviye başlanmıştır.
Dr. Orhan Balkan
Dahiliye mütehassısı
Anafartalar cad. Verem Dispanseri karşı:
Han. Tel: 15793.
ÖANS.^-DİZ
________
■9 dansjnuziği dinlemek*isterseniz |&ANS OKULUS \ nun^azar Çaylarına( ve1 ekzersiz\ matinelerine/
Jajl.k Bakanlığı Sağlık Sok. SİN
SUMERBANK
/■cie-î vadesiz tasarruf mevduatı
Yeni ikremiye Pılân
2 Ağustos ikramiye çekilişine katılmak için
30 HAZ R* N'A KADAR
Bankamızda 100 liralık bir he sap açtırmak kâfidir
Bu çekilişin ikramiyesi 1 8-500 liradır
Her 100 lira için ayrı bir kur’a numarası verilir İkramiyelerin vergisi Bankaya aittir En yüksek İsabet ihtimali — En müsait faiz.
Maden direği nakiettırilecektir
Ereğii Kömürleri İşletmesi Genel Müoürlüğünden
Devlet orman işletmesinden satın alınarak Bolunun Karacasu, Çaydut istif yerlerine depo edilen ve edilecek olan tahminen (4500) metreküp maden direğinin İsmetpaşa istasyonuna nakil, tahliye ve işletmemizce temin ed-.lecek vagonlara yükleitilmesi işi müteahhide verilecektir.
k 1 — Taliplerin, şartnamesindeki esaslar dahilinde muvakkat f.5gfrleminat mektup veya akçesini, Ticaret Odası vesikasını ve evvelce mevzuda iş yaptıkları takdirde vesikalarını teklif mektuplarile F birlikte tevdi etmeleri.
2 — Bu işe ait şartname: Ankarada: Eti Bank Genel Müdürlüğünden,
• Istanbulda: Eti Bank İstanbul Şubesinden, Zonguldakta: İşletmemiz Ticaret Grup Müdürlüğünden, alınabilir.
3 — İhale 3 Temmuz 1950 Pazartesi günü saat 16 da yapılacağından teklif ve teminatları havi kapalı zarfların aynı gün saat 15 e kadar İşletmemiz Başkâtipliğine verilmesi lâzımdır.
Müddet bittikten sonra verilecek teklifler kabul edilmiyeceği gibi, postada vukubulacak teehhürler de nazarı itibara alınmayacaktır.
4 — İşletme idaresi ihaleyi dilediğine yapıp yapmamakta serbesttir. (3990)
1 — Müessesemiz Adana çırçır fabrikasında mevcut müstamel 31 adet toplu çırçır makinesi açık arttırma suretile satışa çıkarılmıştır.
2 — Makineler fabrikamızda halihazır vaziyetile görüldüğü gibi satılacaktır.
3 — Açık Arttırma 23 Haziran 950 tarihine nastlıyan Cuma günü saat 10 da Adana’da istasyo n civarında çırçır fabrikasındaki Müessesemiz merkezinde yapılacaktır.
4 — İstekliler makineleri görmek üzere her gün mesai saatleri dahilinde Müessesemize gelebilirler.
5 — Arttırmaya iştirak edeceklerin teminat olarak ihaleden evvel Müessesemiz veznesine 1000 - lira yatırmış olmaları lâzımdır.
6 — Müessesemiz ihaleyi ya pıp yapmamakta tamamen serbest-
Yükleme boşaltma yaptırılacak
Toprak M( bitlileri Ofisi Ankara Bölge Müdürlüğünden
1 — Aşağıda müfredatlı cetvelde adları yazılı ■ anbarlarımıza gelecek veya buradan diğer mahallere sevkedilecek Ofisimize ait hububat bakliyat vesair maddelerin yükleme ve boşaltma işleri geçen ihaledeki fiatlar pahalı görüldüğünden bu sefer yeniden ek-siltmeye çıkarılmıştır.
2 — Ekş itme anbarlaıın hizalarında gösterilen günlerde An-Bölge Müdürlüğü binasında teşekkül edecek hususi komis-
önünde yapılacaktır.
1 — İsteklilerin, karşılarında gösterilen geçici teminatlarını eksiltmeden bir saat önceye kadar Ankara Silosu yanındaki Ankara işletme Şefliği veznesine yatırmaları ve alacakları makbuzları ile ihale saatinden evvel komisyona baş vurmaları lâzımdır.
4 — Bu işe ait şartlaşma ve sözleşme tasarıları 5 lira karşılığında Ankara Bölge Müdürlüğü Ticaret Servisi ile cetvelde yazılı Anbar şefliklerinden
Ankara
Malıköy Himmetdede
Kayseri Sekili Kırıkkale
Çılbah Polatlı
26/6/950 26/6/950 27/6/950 27/6/950 27/6/950 28/6/950 28/6/950 29/6/950 29/6/950
Perşembe
20—165 (4048)
Bayındırlık Bakanlığından
'esi, emsalsiz manzaralarının güzelliği ile
Bakanlığımız Su İşleri Reisliği için pazarlıkla üç adet su tulumbası alınacaktır. Pazarlık 22/Haziran/950 Perşembe bünü saat 15 de Bayındırlık Bakanlığı binasında malzeme Müdürlüğünde yapılataktır.
İsteklilerin şartnameyi Malzeme Müdürlüğünde görmeleri ilân olunur. (4047)
Türk Hava Kurumu İnönü Plânör açılıyor
Sayın halka
Türkiye Kömür Satış ve Tevzi Müessesesi Ankara Şubesinden
1950 - 1951 kışı teshin ihtiyacı için kok ve Linyit kömürü dağıtımı aşağıdaki eseslar dairesinde yapıla çaktır.
1 — Soba kömürü:
17/6/1950 tarihli resmî gazetede neşredilen yönetmelik uyarınca kömür tevziinden faydalanmış olan lardan 1950 - 1951 kış mevsimi için yeni beyenname istenmeyecek tir.
İlgil ler ellerinde mevcut eski beyanname kuponları ile her hafta yapılacak ilâna göre müracaat ederek kok kömürlerini alacaklardır.
2 — Resmi Daireler, Müessese ler ve kaloriferli binalar?
Türkiye Kömür Satış ve Tevzi Müessesesi tarafından 1949 . 1950 kışı (geçen kış) için verilmiş olan eski karneleri ile adı geçeçn mües-ınin merkezindeki Satış Servisine müracaat ederek bu sene için i karneleri almaları lâzımdır.
3 — Dağıtım 21/6/1950 Çarşamba gününden itibaren başlayacak-
"4
eo* |
Alpar KİREÇ Fabrikası
Taze, topak tozsuz kh4ç imâl etmekte ve günü gününe teslim etmektedir. Sayın müşterilerimizin her türlü arzulan nazan iti-bare alınır.
Adres: Posta caddesi Ahmet Erkmen hem kat. 3 No. 23 Tel: yazıhane 16566 Tel. ev 21384 (2333)
SBANT GÖLÜ Ziynetinizi bekliyor
Yalaklı Vagonlar Acentesinin 24 Haziran (ABANT) gezisine siz de katılınız.—Tel: 11565 - 11572.
Kurumu İnönü kampına lise veya yüksek tahsil Bormüş 50 genç alınacaktır.
k 2 — İsteklilerin yaşı 21 i geçmemiş olmak, boylan 1.66 dan aşağı adamak lâzımdır.
— Tam kuıuluşlu hastahanelerin bininde, sağlık durumlarının Puçuşa elverişli olup olmadığı tesbit edilecektir.
H 4 -B brövesini alanlar yüksek ehliyetnameye haiz olurla.
5 — Kamp 1 Temmuzda açılacak (3) ay devam edecektir.
ö • k : Kampa se$ilenlerin y°i masrafları Türk Hava Kurumunca öde-
7 — Kampta üstün başarı gösterenler Türk Hava Kurumu kadrosuna öğretmen adayı olarak alınacaklardır,
[
!
'•)
I
(2345) |
Ingiliz çim tohumu
En üstün kalite — En uygun fiat — Orijinal anbalajlarda, katkısız (Rye - Grass) ve (Trifolium repens) Çim tohumları — Spor sahaları için hususi halite tertiplemek üzere ayrıca (Fes-tuca rubra) ve (Poa pratense) çeşitleri de bulunur...
SAPUNCAKİS Şehir Ççekevi
Bankalar Cad. No. 42— Telefon; 14155
FEVKALÂDE GENEL KURUL TONLANTISI
Ilalk Bankası T. A. Ş. İdare Meclisinden:
Halk Bankası T. A. Ş. Fevkalâde Genel Kurul toplantısı 4. Temmuz. 1950 Salı günü saat 10 da Ankara’da Bankamız binasında yapılacaktır.
Gündem:
1 — 5652 sayılı Bankamız kanu nuna intibak dolayısiyle banka statüsünün 1 4, 5, 6, 14, 18, 22, 23, 25, 26, 27, 28, 39 sayılı maddelerinin tadili. Maddelerin aldığı yeni şekil aşağıdadır.)
YENİ ŞEKİL TESİS
Madde 1 — Halk Bankası ve Halk Sandıkları hakkındakj 8. Haziran. 1933 tarih ve 2284 sayılı kanunla ou kanunun bazı maddelerini değiştiren ve bu kanuna bir madde ekleyen 24. Mart. 1950 tarih ve 5652 sayılı kanun hükümlerine uyularak bu esas mukavelenamenin 4 ünrü maddesinde yazılı maksatlarla 2 imi maddede yazılı müessis. ler ve mukavelename hükümlerine göre ihraç edilecek hisse senetleri sahipleri arasında bir Türk Anonim Şirketi kurulmuştur.
ŞİRKETİN MAKSADI
Madde 4 — Şirketin maksadı. 8. Haziran. 1933 tarih ve 2284 sayılı ve 24. Mart. 1950 tarih ve 5652 sayılı kanunlarda yazılı muameleleri ifa olup bu maksatla:
A) Memleket İçinde icap eden yerlerde şubeler, ajanslar açmak ve (500.000) lira mahallî sermaye teraküm eden yerlerde de ilgili 11 Genel Meclisi veya Belediye Meclisi talebi üzerine Bankaca, Halk Sandığı namı altında ve Anonim Şirket halinde küçük kredi müessegeleri teşkil ve bunlara yar. dım etmek, Ekonomi ve Tivaret Bakanlığın-n tasvibile bunları birleştirmek.
B) Halk Sandıklarının terakki ve inkişaflarını temin için lâzım gelen muameleleri ifa ve tedbirleri itt’haz, mürakabe ve teftişlerini yapmak.
C) Banka ile Halk Sandıklarının sermayeleri ve ihtiyatları yekûnu esâs tutularak her birinin sermayesi ne olursâ olsun mevduat kabul etmek.
D) 5373 sayılı kanunla esnaf sayılan kimselerin ve esnaf dernekleri ve küçük sanat kooperatifleri gibi esnaf teşekküllerinin kredi ihtiyaçlarını karşılamak, Halk Sandıklarına kredi açmak ve diğer Banka muame leleri yapmak, şirketler kurmak ve kurulmuş bulunanlara iştirak eyle-
Banka, maksat ve’muamelelerinin tedviri zımnında bu husustaki kanuna tevfikan gayrî menkul mal. lara tasarruf edebilir.
BANKANIN MERKEZİ
Madde 5 — Bankanın merkezi Ankaradadır.
İKİNCİ FASIL
SERMAYE VE 1IİSSE SENETLERİ
Madde 6 — Şirketin sermayesi beheri 100 Türk lirası kıymetinde na ma muharrer 55.000 hisseye ayrılmış itibarî 5.500.000 Türk lirasıdır.
SERMAYENİN ARTTIRILMASI
Madde 14 — Umumî Heyet, kanunî hükümler dairesinde 5652 sayılı sermayenin 20.000.000 liraya kadar arttırılmasına, icabında azaltılmasına ve tahvilât ihracına karar verebilirler. Su kadar ki, srmaye-nin arttırılmasına karar İcra Vekilleri Heyetinin ve tahvilât ihracı kararının icrası Ekonomi ve Ticaret Bakanlığının tasvibine bağlıdır.
ÜÇÜNCÜ FASIL BANKANIN İDARESİ İDARE UZUVLARI
Madde 17 — Bankanın idare uzuv, lan -İdare Meclisi, idare komitesi ve -Genel Müdürlükken ibarettir.
A. İDARE MECLİSİ SEÇİM VE MÜDDET
Madde 18 — İdare Meclisi Umumî Heyetçe hissedarlar arasından üç sene müddetle seçilecek 5 aza-dan terekküp eder.
Azanın tekrar intihapları caizdir. Banka Genel Müdürü İdare Meclisinin tebiî ’azasıdır.
İdare Meclisinin Vazife ve Selâ-hiyetleri;
Madde 22 — S) İdare: Bankanın idaresi, gerek hissedarlara ve gerek üçüncü şahıslara karşı haricen ve mahak-’m huzurunda temsili İdare Meclisine aittir.
Umumî Heyetten karar istihsalini istilzam etmeyen ve idale komitesi ve Genel Müdürün selâhiyeti haricinde kalan hususların kâfesinde İdare Meclisi bilmüzakere karar ittihaz eder.
Umuru idareden hangilerinin Ge-
nel Müdür, hangilerinin idare Meclis karariyle icra olunacağı, banka, mn dahili nizamnamesi ile tesbit edilecektir.
b) Temsil: Bankaya ait menkul ve gayrî menkul malların idaresi ve şirketin mevzuu ile alâkadar her nevi akidlerin ve muamelelerin icrasında İdare Meclisi mutlak bir selâhiyete malik olup bu sıfatla şirketin imzasını kullanma hakkını haizdir. İcabında sulh olmak ve hakem tayin etmek de İdare Meclisinin sPİâhiyetlerinaendir.
• c) İdare Komitesini murakebe: İdare Meclisi İdare Komitesinin faaliyetini münakebe etmekle mükelleftir.
Aralarından her biri idare komitesinde bu komitenin faaliyeti hakkında her türlü malûmatı istemiye, münasip göreceği her nevi kontrolü yapmağa selâhiyetlidir.
ç) Dahilî talimatnameler: Banka, nın dahilî muamelâtındaki intizamın tem’ni için icap eden talimatnamelerle, Halk Sandıkları dahili nizamnamelerinin tasdiki idare Meclisine aittir.
rapof ve diğer her nevi evrak ve defterleri ve vesikaları üzerinde suç işleyen memurlar bu suççlanndan dolayı devlet memurları gibi ceza görürler.
DÖRDÜNCÜ FASIL Mt RAKİPLER SEÇİM
Madde 28 — İşbu esas mukaveleye ve Ticaret konunu ile Bankalar kanunu hükümlerine tevfikan müıake-be vazifesi ile mükellef olmak üzere, her sene Umumî Heyetçe hissedarlar arasından veya hariçten, iki mürakip seçilir.
Mürakipların tekrar intihabı caizdir.
Vazifeleri sona eren İdare Meclisi üyeleri Umumî Heyetten beraat iktisap etmedikçe mürakıplığa seçilemezler.
MÜRAKİPLARIN ÜCRETİ
Madde 30 — Mürakıplara 3659 sa. yılı kanun hükümlerine göre tes-b’.t edilecek aylıklar verilir.
Bankanın dahili nizamnamesi İdare Meclisince tanzim ve Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı tarafından tasdik . olunur.
VEKÂLET VERMEK
Madde 23 — İdare' Meclisi, haiz olduğu iktidar ve selâhiyetin muayyen br "kısmını icra için tasrih edeceği şerait dairesinde azadan bir veya bir kaçına veya Genel Müdürlüğe vekâlet ita eder.
B. İDARESİ KOMİTESİ
TEŞEKKÜL VE VAZİFELERİ
Madde 25 — İdare Komitesi İdare Meclisi, tarafından ve bu meclise dahil üyeler arasından seçilen iki zat ile Banka Genel Müdüründen mürekkep üç • kişilik bir heyettir.
Herhangi bir içtimaa iştirak edemeyecek surette mazeret) zuhur eden İdare Komitesi üyesi yerine vazife görmek üzere İdare Meclisi tarafından ayrıca iki yedek üye seçilir.
Komite 2999 numaralı Bankalar Kanununda yazılı vazifelerin ifası ile mükelleftir.
Komitenin ittifakla verdiği kararlar, doğrudan doğruya ve ekseriyetle verdiği kararlar İdare Meclisinin tasvibinden sonra infaz olunur.
İdare Komitesi Bankalar Kanunu hükümlerine uygun bir karar detfteri tutmaya mecburdur.
C. GENEL MÜDÜRLÜK TAYİN
Madde 26 — Bankanın Genel "Müdürü ve yardımcıları İdare Meclisi ile istişare ederek Ekonomi ve Ti-
caret Bakanlığının teklifi üzerine 3'akanlar Kurulu karariyle tayin ve ücretleri de 3659 sayılı kanunun
3 üncü maddesi hükümlerine tesbit olunur.
göre
Azilleri dahi avnı suretle icra edliir.
Genel Müdürün hissedar olması şart değildir.
VAZİFE VE SELÂHİYETLER
Madde 27 — Genel Müdür Ban-
kanın en işbu esas
büyük icra amiri olup mukavelename ahkâmına
tevfikan banka umurunu tedvir Halk Sandıkları Müdürlerinin ve Banka nıma izma koymağa izinli müdür ve memurların tayin ve azillerini vc ücretleri mikdarını İdare Meclisine teklif vesaiç memurları bilâhare İdare Meclisine bildirmek üzere resen tayin ve azleder.
Bankanın bilumum memurları bütün emirleri Genel Müdürden
5652 sayılı kanunun ek maddesi mucibince Halk Bankası ve Halk
Sandıklarının para ve para hükmünde evrak, senedat vesair malları aleyhine bilanço, zabıtname ve
Her gün bir hâdise
★ (Baştarafı 3 üncüde) dir. Bu kursların amacı her türlü düşünce ve çalışmalarda daima şevkli ve neşeli kalmayı öğretmek olmalıydı. Fakat ben size doğru bir tutum edinmenize yardım e-dec.ek esaslı birkaç öğüt vereceğim:
1 — Kendi kendinizi çok dinlemeyiniz!. Her ufak ârızayı c ddî bir hastalığın alömeti diye korkuyla takip etmeyiniz.
2 — Çalışmayı sevinizi Bu dünyada her başarı ancak çalışma ile elde edilir. Çalışmayı sevmeyi bir kere'öğrendiniz mi, artık hiç isteksizlik duymıyacak, çalışmayı bakınılmaz bir fenalık sayan insanların gerginliklerine tutulmıyacaksınız.
3 — Herhangi bir merakınız, bir hevesiniz olsun! Kafayı çalışma gerginliğ.nden kurtarmanın en iyi çaresi serbest zamanlarda bu merakınızın peşinde koşmaktır. Bütün dertleriniz başınıza üşüştüğü vakit bir dakka gözlerinizi kapayıp tam o sırada yapmakta olduğunuz eğlenceli .ev işşini, yahut serbest zamanınızı vakfettiğiniz cemiyet işini, yahut önünüzdeki Pazar yapacağınız kır gezintisini düşününüz.
4 — İnsanlardan hoşlanmayı öğreniniz! içinizde zehirli bir küskünlük taşımak ağır vücut rahatsızlıklarına yol açabilir.
5 — Değiştirmek elinizde olmıyan şartları hoş görmeyi öğreniniz!
6 — Kaderin acı darbelerine karşı sabırlı olmayı öğreniniz!
7 — Ağzınızda daima nükteli ve dobtluk ifade eden bir kelime hazır. bulunsun. Aklınızdan geçse bile çirkin bir sözü kullanmayınız.
Sonuncusu: Vazifenize azimle sarılınız! bir meseleyi enine, boyuna çekiştirip durmak kadar kötü şey yoktur. Şöyle veya böyle keşin bir karana varınız. Bir kere karar verince de, artık düşünüp taşınmaktan vazgeçiniz!
İşte o kadar çok yaygın bir hastalığa' karşı korunmak için mutlaka öğrenmeniz gereken şeylerden bazıları! Şu cümleyi bir hayat parolası haline getiriniz:
Ne yapsam, ne düşünsem gönlümü elinden geldiği kadar ferah tutacağım! Mes’ut olmak denülen şeyi bundan daha iyi ifade etmek mümkün olmasa gerek.
(Das Beste) dergisinden.
ZAYİ — İstanbul Hukuk şahadetnamem zayi olmuştur. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü kalmadığı ilân olunur.
323 mezunlarından 1103 Ahmet Ramiz
Gümrük Muhafaza Genel Komutanlığından
iki adet komple fort motöıü alınacaktır
Teşkilâtımız Fort kamyonları için .şartnamesi esasları dahilinde iki tane komple Fort motörrü açık eksiltme suretiyle satın alınacak-
Tasarı bedel 7394 lira olup muvakkat teminat miktarı 55 liradır.
Açık eksiltmesi -6/7/950 Perge mbe günü saat 11 dedir. İsteklilerin belli gün ve saatte muvakkat teminat makbuzları ile birlikte Gümrük Muhafa Genel K. Merkez satinalma komisyonuna müracatları. (3980)
İlân
Belediye Başkanlığından
84 - 86 randımanlı undan imâl «dilecek (300) gram ağırlığındaki yumurtalı pidelerin parekende azamî fiatı her yerde (15) kuruştur. Sayın halka ve alakadarlara ilân olunur. (4076)
Başmakaleden devam
İdarede tam
bir
Milletlerarası
Çifte bahis 3 üncü — 5 inci koşu lar arasında, ikili bahis 5 inci koşu dadır.
AT YARIŞLARI
HAZİRAN
X fi oo BaUM ATIN S Binicim I
imi | Bengi Babam | Anan
BİR İNCİ KOŞÜ — Koşu kazanmamış 2 yaşlı İngiliz taylarına mahsustur. İkramiyesi 1500 lira, mesafesi 1000 metredir.
? 1 Karamehmet İzabel Doru dişi Historic Hasty Annle 2 Reşat 66
2 Ş. Eliyeşil Tarsuslu Al erkek Ovvenstovn Starbargo 2 H. Ahmet 54.5
3 Karamehmet İlkiz Al dişi Bar le Duc Gelincik 2 Ekrem 53
1 4 K. Kasar Canım Kır dişi Subutay L Bihşej- 2 Rıdvan 53
B Ö. Atman Hicran Doru dişi Coup de Rol Haspa 2 Şakir 53
j İKİNCİ KOŞU — 3 yaşlı Arap taylarına mahsustur. İkramiyesi 1500 lira mesafesi 1200 metredir.
1 M. Evliyazade Altay Doru dişi E. Sahra Uğurlu 3 Horvat 57,5
2 ErtujTUİ Özsoy Nihavent Al dişi Haydar Yıldız 3 Bahri 57,5
3 O. Eğinlioğlu Karasalkım Doru erkek Akın Necla 3 Mehmet 54
li 4 R. Özkan Meteor Doru erkek Seklavi Zehra 3 Reşat 54
5 Hakkı Dal Seklavı B Al Erk. Seklavi Fındık 3 Ömer 54
6 A. C. Burhanlı Bedevi Al erkek Hedban Mahsuse 3 54
7 A. C. Burhanlı Bedevi Kızı Doru dişi Hedban Seyyare 3 52.5
8 İ. Akal Princesse Al Dişi 3 52.5
9 Ş. Eliyeşil Seyyare Kır Kısrak Manegi Makbule 3 H. Ahmet 52.5
10 Ş. Eliyeşil Civelek Doru dişi Manegi Çöl kızı 3 Adil 52.5
üçt NCÜ KOŞU Handikap — A. gmpu Arap atla rina mahsustur. İkramiyesi 1500 lira, mesafesi 2200 metredir.
1 Nezir Temizer Atom Al At Can Leman 4 Cemal 66
2 Mustafa Karabucak Selçuk Kır At Kuruş İde 4 Reşat 61
■| 3 Ali Haydar Üçer Havari Al At Serdar Hecin 6 Ahmet 61
4 H. Çağın Yunt Kır kısrak Seklavi Teclihin 7 Ah 60.5
5 S. Ortaç Nadide Doru kısrak Kaddah Sümerkızı 5 Ahmet 57
s 8 S al aha ttln Aşar Tufan Al At Berk Maide 10 Mahmut 56
7 £. Somtürk Bahtiyar Doru Kıs. Seklavi Necla 5 Zekeriya 55.5
8 R. Aksoy Uçar Kır At Hümayun Alır B Zeki 55
9 A. C. Sümer Akkent Al At Kuruş Hamde 3 52
01 A. C. Burhanlı Harika D. Kıs. Hedban Şüveyme 4 51
1 11 A. Atçı Dabi II Al At K. Dabi Seyyare 7 Şakir 47
DÖRDÜNCÜ KOŞU — Maiden — 3 yaşlı İngiliz taylarına mahsustur. İkramiyesi 1509 lira, mesafesi 2200 metredir.
1 Özdemir Atman Dorreo Doru kısrak The Solicitor Thrifty 3 Şakir 56
2 F Yüzath Amber Doru dişi Dilawarji Joybells 3 Halil 56
3 Salih Temel Artık Doru at Legal Fare Yuconia 3 Bahri 54.5
4 Aziz Yener Saratoga Al at Umacı Muod 3 Reşat 54.5
BEŞİ NCİ KOŞU — Handikap — İngiliz atlarına mah sustur. İkramiyesi 2000 lira, mesafe si 2400 metredir.
1 Halim. Sait Versengetorix Doru at Known night Spe Walk 5 Davut 68
2 Fikret Yüzatlı Desdemona Al kıs. Fair Haven Hippone 4 Halil 63
3 Ahmet Kesebir Arda Doru Kıs. A. T. Fifth Nature 4 Ahmet 62
4 F. Yüzath Comtesse Doru kıs. Onyx H Winter Hind 8 61.5
B Ş. Eliyeşil Lady Kır Kıs. Coup de Roi Zenart 4 H. Ahmet 56
■! 6 F. Simsaroğlu Derebeyi Al At Suzerain Sticky Fingers 4 Bayram 55
7 F. Simsaroğlu Duc Doru at Bar le Duc Destegül 3 Cemal 54.5
8 .ortuğrul Özsoy Pullu Doru kısrak Pylon II. True Nort 4 Bahri 53,5
9 '■’ol. Sinclair Fanfare Al kısrak Fıın Fair Spy Ann 3 Filips 50
10 •. Atman Mimi Al kısrak Owenstovn Scraplet 4 Şakir 46
11 Eliyeşil Çamtepe Doru kıs. Coup de Roir Garrigill 3 46
ALTINCI KOŞU — Handikap — B. grupu Arap atlarına mahsustur. İkramiyesi 1200 lira, mesafesi 2200 metredir.
1 Nezir Temizer Çınar Doru at Seklavi Sabıka 6 Cemal 63
2 Osman Eğinlioğlu Maşallah Kır At H. Zaman Mencule 9 Mehmet 59
3 Mustafa Yücehan. Seyhan Al At Seklavi H. Güzeli 6 Mehmet 58
4 A. Yılmaz Buket Doru at Manegi 5 Rıdvan 57,5
i 5 V. Ateşok Akyüz Kır At Reyhan Nermin 9 Kâzım 57
6 H. Yakupoğlu Düldül, Al At Seklavi Behre 6 H. Ahmet 53,5
7 Mehmet Genç Donjuan Kır At H. Zaman Nure 9 53
8 K. Yapar Murat Al At Seklavi Sabiha 5 Reşat 52.5
1 9 Enver Oğuz Kanuni Doru at H. Zaman Necmiye 4 Filips 50
01 Kerim Köktener Mesut Doru at Seklavi 4 Mustafa 49
11 Ö. Atman Maşuka Kır kısrak Seklavi Subeyhi 4 Şakir 46
Koşular saat 15.30 da başlar
Başbakanlık kupası
Millî Eğitim şampiyonu Fenerbahçe ile Türkiye birincisi îzmirin Göztepe takımları, dün 19 Mayıs Stadında 10 bine yakın bir meraklı kütlesi önünde «Başbakanlık Kupası. için karşılaştılar.
Çok çekişmeli ve heyecanlı geçen bu maçın 90 dakikası bittiği zaman takımlar berabere kaldıklarından oyun 15 er dakikalık iki devre daha uzatıldı ve bu temdidin ikinci devresinde Fenerliler bir gol daha yapmağa muvaffak olarak kupayı kazandılar.
Maçtan sonra Başbakan Adnan Menderes sahaya inerek halkın coşkun tezahüratı arasında her iki ta- ' kim oyuncularını ayrı ayrı tebrik etti ve Fenerbahçe kaptanına Başbakanlık kupasını ve ayrıca Millî
Tahminlerimi?.: 1 — Izabel, Hicran. 2 - Seyyare, Karasalkım. 3 - Bahtiyar,
Dorreo, Artık. 5 - Comtesse, Pullu, Mimi. 6 - Maşallah, Akyüz
Tufan, Akkent. 4
Türkiye Kömür Satış ve Tevzi Müessesesi Ankara Şubesinden
Kömür tevziatı
Kok Kömürü Tevziatı
1950 __1951 kışı için evvelce soba kömürü beyannamesi vermiş olanlara yapılacak kok kömürü
te’/ziatı aşağıda gösterilmiştir. \A i
!___Muameleleri yapılaeak ve kömürleri aynı günde verilecek olan beyanname numaralan:
Müracaat günleri Satış yerleri 21/6/1950 Çarşamba Beyanname No. 22/6/1950 Perşembe Beyanname No. 23/6/1950 Cuma Beyanname No. 24/6/1950 Cumartesi Beyanname No.
i ULUS Sanayi Cad. Belediye Müzayede Salonu karşısında No. 16 1—10 311—411 1001—1100 2350—2450 3570—3670 5220—5270 6000—6100 7000—7100 8000—8100 9000—9100 10000—10100 11000—11100
YENİŞEHİR Necatibey Caddesi No. 59 11—100 1430—1530 2000—2100 3000—3100 4000—4100 5000—5050 17715—17815 18000—18100 19000—19100 » 20000—20100 21000—21111
ŞUBE MERKEZÎ Anbarlar caddesinde Kok Kömürü Deposu 40001—40100 41000—41100 42000—42100 43000—43100 44000—44100 45000^5100 46000—46100 47000—47100 48000—48100 49000—49100 59801—59900 123401—123500 127100—127200 159001—159100
2 Resmî Daire, Sefaretler, Hastahaneler, Okullar, Kaloriferli binalar ve Sınaî Müesseseler için müracaat yeri: Yenişehir Mühendisler Birliği binasındaki Müessese Merkezi Satış Servisi: 1 Telefon No. 24022. £ Soba kömürleri için izahat almak isteyenler Anbarlar caddesinde Kok Deposu yanındaki Şube Mer- kezine ve 23905 numaralı telefona müracaat edebilirler. 3 — Gişe saatleri: 8 Öğleden evvel : 8.30—12.00 1 Öğleden sonra : 14.00—17.00 4 — İstenilen vesikalar: Beyanname kuponu ve nüfus hüviyet cüzdanıdır. . 5 — Bir hafta zarfında muameleleri yapılacak beyannamelerin numaraları Pazar ve Pazartesi günleri sabah gazetelerinde ilân edilecektir.
★ (Baş tarafı 1 incide) şamba günü aşlayacaktır. Halk ihtiyacı bir defada verilecektir.
Tevziatın şiddetli soğuklar başlamadan evvel ve üç ayda bitirilmesi için şimdiden tedbirler alınmış, Ankarada 22 bin ton kömür stoku yapılmıştır. Günde bin beyanname sahibine kömür verilecek, beyanname sahiplerinin mü racaat günleri her hafta Pazar ve Pazartesi günleri gazetelerle ilân olunacaktır.
Geçen senelerde müracaatlar yal. nız Ankara deposunda karşılanmakta idi. Bu sene bu depodan başka Ulus’ta Belediye mezat salonu karşısında ve Yenişehir'de Ne-catibey caddesi No. 59 da olmak ü-zere iki müracaat yeri daha açılmış bulunmaktadır.
Evvelce bulundukları mahallerde kok dağıtımdan istifade edenler ile
isitkrara doğru!
Bugün demokratik rejimin icabı olarak yapılan değişikliklerden dolayı yeni iktidarı suçlandırmağa kalkanlar, dün memlekette yarattıkları emniyetsizliği sanki u-nutmuşlardır. Tarafsız hareket ettikleri için kaç tane valiyi merkez valisi diye İçişleri Bakanlığında i-kamete memur etmişler, kaç kaymakamı işlerinden uzaklaştırmış-lar dır. Hele İstanbuldan üç kaymakamın hangi sebeplerle alındığını bu millet unutmamıştır.
Eski iktidarla, yeni iktidarın farkı şudur: Eski iktidar, tarafsız hareket edenleri atıyordu; yeni iktidar bariz bir şekilde taraf tutanları değiştirmektedir.
Seçimlerden çok daha evvel her tarafta yapılan tebeddülleri sanki bu millet bilmiyormuş gibi, şimdi de nasıl yüzlü yüzlü istikrarsızlıktan bahsedebiliyorlar?... Zâhir Halk Partisinin emrinde çalışan idare â-mirlerini, oldukları yerde bırakacağımızı ve bunları aynca bu halka reva gördükleri ağır muamelelerden dolayı mükâfatlandıracağımızı mı zannediyorlar?...
Küçük memurlar arasındaki tensikat haberine gelince, bu baştan başa uydurma bir propagandadır. Bunun tek mesnedi, doğrudan doğruya, bu memurları yeni iktidarın aleyhine kışkırtmaktır!...
Hayır, bu memlekette bundan sonra artık normal bir idare sistemi kurulacaktır. Demokratik hayatın bütün icapları her yerde tatbik olunacaktır. Ancak bu suretledir ki memlekette istikrar, huzur ve sükûn kurulur; çünkü herkes bilecektir ki, büyüklere yaranmak için particilik gayreti yaparak değil, belki iş başarıp halka hizmet ederek muvaffak olmak kabildir.
Böylece memlekette senelerden-bri devam edegelen emniyet buhranı da önlenecek ve herkes yarınına emniyetle bakacaktır.
Çok temenni ederiz ki, şimdiye kadar yanlış yolda yürüyenler artık «ağaca dayanma kırılır, insana dayanma ölür» darbı meselini iyice anlamış olsunlar, ve sadece kendi eserlerine ve hizmetlerine dayanarak vazifelerini görsünler. Hakiki istikrar unsuru işte bu atalar sö-zündedir.
Mümtaz Faik FENİK
Eğitim kupasını veri.
120 dakika devam eden dünkü maçta oyunun kalitesi vasattan a-şağı idi. Fenerliler kendilerinden beklenen oyunu gösteremediler. Buna mukabil Göztepe takımı canlı ve rakibine denk bir oyun çıkardı.
Şimdi oyunun safahatını kısaca verelim
Oyuna stadın giriş tarafındaki kalesinden İzmirliler başladılar. Fa kat Fenerliler devrenin büyük bir Kısmında hâkimiyeti elden bırakma dılar. 16 ncı dakikada Cemalin 18 içerisinde düşürülmesi Göztepe a-leyhine penaltı ile cezalandırılabilirdi, fakat hakem vermedi. 24 üncü dakikada ise Göztepeliler ortadan yaptıkları bir akında santrforları vasıtasiyle bir gol kazandılar-sa da hakem bunu da ofsayt saydı.
23 üncü dakikada sağdan inkişaf eden bir Fener akmında top sola ___________________,_________
geçti. Halidin yerinde verdiği topu 1 dakikada Fener sağ içi Erol soldary iyi kullanan Lefter Fenerin ilk go- gelen topu kafa ile Göztepe kaleci-liinü çıkardı. Fenerliler bundan |s(tni aşıfar^k takımına galibiyet sonra gollük mühim bir iki fırsat golünü çıkardı ve maç da 2—1 Sa-kaçırdılar ve devre 1—0 Fenerbah- 1 - ” ---- ’ ’ ■ •-
çe lehine bitti.
İkinci devrede Feneıliler takımlarında değişiklik yaptılar ve Fikret çıktı, sol hafa Samim girdi, Müj dad beke geçti.
. Nihayet 29 uncu dakikada Göz tepeliler ortadan bir frikik kazandı, lar. Cihat topu elinden kaçırdı ve Göztepe santrforu beraberlik sayısını çıkardı. Bundan sonra ovun daha süratli bir cereyana sürük -lendi, fakat iki taraf da beraberliği kazanamadılar ve oyun 1—1 bitti.
Nizamî olarak maç 15 er dakikalık iki devre temdid edildi, ilk 15 dakikada iki tarafın gayreti yine bir netice vermedi. Bu arada Fener sol-açığı sakatlanarak çıktı, yerine Fikret girdi. Hakem Göztepeden bir o-yuncuyu da hatalı hareketinden dolayı oyundan çıkardı.
Son 15 dakikalık devre başladığı zaman hava iyice kararmıştı. 7 nci
rı . Lâcivertlilerin galibiyetile s'.-na erdi. N. S.
★ (Baş tarafı 1 incide) kişiden mürekkep olan Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına mensup, Duke Üniversitesi iktisat profesörü ve heyetin başkan yardımcısı doktor B. U. Ratchford ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasının iktisadı dairesi uzmanlarından mister Murray Ross, bu sabah saat 8 de Hollanda uçağiyle Amsterdamdan şehrimize gelmişlerdir.
M. Partisi kongresi
★ (Baş tarafı 1 incide) başlamadan önce Atatürk’ün muvakkat kabrine çelenk konması ve bu iş için de bir heyet seçilmesi teklif edildi.
Tütüncüler kongresi
★ (Baş tarafı 1 incide)
Toplantıdan sonra tütün ihracatçılarının mümessilleri Çankayaya giderek Cumhurbaşkanı Celâl Ba-yar’ı ziyaret etmişler, görüştükleri mevzular üzerinde izahat vermişler, tütün müstahsillerinin de iştirakiyle büyük bir tütüncüler kongresi toplamak kararlarım bildirmişlerdir.
Cumhurbaşkanı memleketin tütün ihracatı sahasında salâhiyet sahibi kimselerden mürekkep olan komisyonun verdiği kararların isabetli olacağını söylemiş, kendilerine başarılar dilemiştir.
Söz alan Akça, bu teklife şiddetle itiraz ederek: «Bu adamların kongreyi temsil edebilmesi için kongreden karar çıkması lâzımdın dedi ve böylelikle havanın yeniden elektriklenmesine sebep oldu.
Bunun üzerine gelen İzzet Mü-hürdaroğlu çelengin Atatürk’ün muvakkat kabrine konmasına muhalefet eden bir kanuşma yaptı
Bir kısım delegeler çelengin Meç hul Asker âbidesine, bir kısmı da Atatürk’ün muvakkat kabrine konmasını teklif ediyor ve bu suretle sert münakaşalar yapılıyordu.
Müteakiben Millet Partisi Baş- ’ kanı Hikmet Bayur kürsüye gele- I rek Genel İdare Kurulunun bir yıl- I lık faaliyet raporunu okudu.
Manisa delegesi Dr. Asım Türker 1 uzun bir konuşma yaparak Genel I İdare Kurulu üyelerine harcırah 14, ) ı-ilmemesinden şikâyetle teşkilâK.^ alâkadar olmadıklarını, seçimin de bu yüzden kaybedildiğini söyledi.
Bu konuşmadan sonra kongre başkam bir kararla bugünkü toplantının sona erdiğini bildirdi.
Şehir suyu tesisatı yaptırılacaktır
İller Bankasından
1 — Aşağıda isimleri keşif be delleri ve geçici teminat mikdarlan gösterilen kasabaların içme suyu in şaatı yaptırılacaktır.
Kasaba adı
Keşif bedeli
Geçiti teminat
U Alin Radyo almadan evvel dünya tek-H /X W t*1 niğinin ön safında gelen,, herkesin beğendiği tabiî ses, cazip möbleli SCHAUB radyolarımızı görmenizi tavsiye ederiz.
Alman Radyoları
Büyük ve küçük otomatik on plâk çalan ve saniye ayarlı PHİLİPS pikaplarımız 50 lira peşin 25 lira taksitle.
ni rüşte vâsıl oldu. Ve efendim • kız degııcu.
253.231.02
104.674.91
46.045.88
45.000.00
46.141.90
53.176.58
35.724.97
35.478.40 tutarlarından fon t
Orman İşletmeleri
★ (Baş tarafı 1 incide) gililerin mütalealarını dinlemiş, ormanların idaresi mevzuu üzerinde durulmuştur.
Bu toplantılara devam edilecektir.
kök dağıtımı yapılmayan yerlerden gelenler için eski talimatnamede mevcut sıkı hükümler bu defa kaldırılmış, ihtiyaç sahiplerine kolaylıklar gösterilmiştir.
Bafra
Kozan
Maçka
Osmancık
Soma
Sürmene
Şavşat
Yeniköy
2 — Bu keşif bedelleri hariç olup, bunlar Bankanın ahhide teslim edilecektir.
3 — Her kasaba için ayrı tek lif mektubu verilecektir.
4 — ihale 30 Haziran 1950 Cuma günü saat 15 de toplanacak olaı Bankamız ihale komisyonunun ince leme sonuncunun İdare Meclisicl tasdikini müteakip kesinleşecektir.
5 — Teklif Mektuplarının en geç 30 Haziran 1950 Cuma güni saat 12 ye kadar Bankamıza makbuz mukabilinde teslimi şarttır.
6 — Her bir işin eksiltme evra kı, 5 lira bedel mukabilinde Bankamızdan alınabilir. Projeler Banka mızda görülebilir.
7 — Eksiltmeye gireceklerin B aymdırlık Bakanlığına ihale gönünden en az üç gün evvel yaptıkla rı işleri gösterir belgelerile müracaat ederek bu işi yapabilecek kab iliyette olduklarına dair yeterlik belgesi almaları icab eder.
8 — Banka ihaleyi yapıp yap mamakta ve işi dilediğine vermekte
serbesttir. (3972)
13.879.24
6.483.75
3.453.44
3.375.00
3.460.64
3.908.83
2.679.37
2.660.88 boru hususî aksam ve 'İstanbuldaki deposunda
ISRARLA ARANAN, EVSAF ÜSTÜNLÜĞÜ VE DAYANIRLIĞI VE UÇUZLUĞU İLE TANINAN
Oto - Komyon, Motosiklet Bisiklet iç ve dış lâstikleri GELMİŞTİR TERCİH EDİNİZ
SATIŞ YERİ: Bahattin Oğlakçı ve Ortağı Doğanlar Kollcklif Şirketi Çankırı Cad. No. 40 (2360)
Enstitüsü sergisi
★ (Baştarafı 1 incide)
Cumhurbaşkanı konserden sonrı Enstitü Müdürü Reşat Tardudffl Enstitü hakkında izahat almıştır.
Sergi bir hafta müddetle 9 - 1 ve 14 - 18 arasında açık bulunaca) ve sergiyi ziyaret etmek isteyenle de Beşevler durağından her sal başında tahsis edilen bir otobüs) Enstitüye götürüleceklerdir.
Devren Satılık Dükkân
Yenişehirin en işlek Sakarj daddesi. Numara 39. ^.1
6 lâmbalı, bataryalı, ceviz möble, 5 geniş bandlı ve ayrıca bataryalı Çanta radyolarımız uzun vade ile satışa çıkarılmıştır.
Bahçe ve gazino işletenler için 16 m/m sesli -BELL _ HOWELL. marka sinema makinamızla, her takatta • AMPLİFİKATÖR» Hoparlör ve Mikrofonlarımızın geldiğini arze-deriz.
Her çeşit radyo parçaları ve lâmbaları gelmiştir. Acente ve tamirhaneler için toptan muamele yapılır. Fiat listelerimizi isteyiniz.
----------------------1
Ziya Radyo
Posta Caddesi
Hanif Ap. Zemin kat |
Telefona 14445 (2212li
Comments (0)