Toptan çiğ kahve
Lu*
.,r
İbrahim Melek
Müesseseleri
Anafartalar No. 82. — Telefon: 13241

DEMOKRASİNİNDİR)]
Yıl: 2 — No. 564
Telgraf adresi : Zafer Gazetesi — Ankara ★
Ankara’nın tanınmış möble mağazası
Yeni çeşit tül mösa ve yer muşambalarımızı bir defa
görmeniz menfaatiniz icabıdır. Anafartalar cad. No. 198
Tel: 14091
18/KASIM/1950 Cumartesi ★ Fiyatı her yerde 10 kuruş * Telefon : 15619, 15315 ve 16882 * Denizciler Caddesi 2 ★ Posta Kutusu 193
C.H.P.Meclisin dünkü
celsesinejştirak etti
Toplantı tahminlerin hilâfina tam bir huzur içinde cereyan etti \Bakanlar muhtelif mevzulardahi sözliisoruları cevaplandırdılar
Büytük Millet Meclisi dün, saat onbeşte, Başkanvekillerinden Sıtkı Yırcalı'mn başkanlığında
toplanmış,
gündemde bulunan
sözlü soruların iki saat süren
müzakeresini
müteakip
oturuma
Meclisin bundan evvelki birleşiminde «Türkçeye karıştırılan kelimeler» mevzuunda bir sözlü
sorunun
cevapandırılması sıra-
sında, bazı C.H.P. Milletvekille-
rinin salonu terketmeleri ile ne-
ticelenen malûm, şayanı teessür hâdise dolayısı ile Büyük Mecli-
sin dünkü oturumunun arzedece-
ği safhalar merakla beklenmekte idi-
(Sonu Sa. 4 Su. 6 da)
Sözlü soru
yağmurları!
Mümtaz Faik FENİK
Bir kaç celsedir, Büyük Millet Meclisinin gündemini sözlü sorular doldurmaktadır. Bunların çoğu geçen toplantı devresinden
kalmıştır. Milletvekilleri yaz tatilinde de seçim bölgelerinde yaptıkları tetkikler neticesinde
kendilerini yıpratırcasına bir fedakârlık göstermelerini istemek demektir. Ayrıca unutmamak (Sonu Sa. 4 Sü. 4 de)
veyahut zamanla muttali olduk-
ları hâdiseler hakkında da alâ-
kalı Bakanlara birçok sualler sormuşlardır; bu suallerin cevaplan İç Tüzüğün tayin ettiği müddetler zarfında elbette verilecektir ve verilmektedir.
Başbakan İstanbul'da
Milletvekillerinin şahsen öğrenmek, veyahut umumi efkâra aksettirmek istedikleri mesele-
İzmir, 17 (Telefonla) — Bir kaç günden beri Aydında bulunan Başbakan Adnan Menderes beraberinde Özel Kalem Müdürü Basri Aklaş olduğu halde bu sabah otomobille şehrimiz hava
ler etrafında her araştırmayı yapmak, ve Bakanlardan bunlara ait izahatı beklemek elbette
alanına gelmiş ve 12.20 uçağı ile Istanbula hareket etmiştir-
Ev hastabakıcı
kursu açıldı
Sağlık Bakanı ve Bn. RusseJİ Dorr nutuklarında bu şefkat ve hayır işine hanımların ( ıkkat ve alâkas ınıçektıler
ki haklan, hem de haklan değil, vazifeleridir. Hele bir çok sey-yielerin ve bir çok yolsuzlukların ağır yükü altında devrilmiş olan eski iktidarın hakiki çehresini millete arzetmekte büyük faydalar vardır. Çünkü bu sayede evvelce karanlık kalmış olan
Adnan Menderes'in yarın uçak la İstanbul’dan Ankara'ya gideceği sanılmaktadır.
Millî Eğitim Bakanının bir açıklaması
Millî Eğitim Bakam Tevfik İler ri şu mektubu göndermiştir:
(17.11.1950 tarihli «Ulus» ve
Kursa iştirak eden bayanlardan bir grup
Sağlık ve Sosyal Yardım Ba-ı kanlığı ila Kızılayın müzahereti'
bir çok noktalar aydınlanacak ve bir yığın meseleler kendili-
ğinden meydana çıkacaktır. Fakat bize öyle geliyor ki, İç Tü-
zükteki bu sözlü soru mevzuu-
nu yeni baştan ele alıp, yeni ye-
«Kudret» gazetelerinde Demokrat Patri Meclis Grupunun gizli toplantısına ait neşriyatta bana atfedilen sözlerin aslı olmadığını tekzibe Anadolu Ajansı mezundur- (A.A.)
ve Türk - Amerikan Kadınlar Kültür Derneğinin işbirliği ile tertip edilen gönüllü ev hastabakıcı kursu dün saat 16 da Sağlık ve Sosyal Yardım Bakam Dr. Ekrem Hayri Ustündağın bir nutkuyla açılmıştır.
Kızılay Genel Merkez binasında yapılan toplantıda Sağlık ve Sosyal Yardım Bakam Dr. Ekrem Hayri Clstündağ, Korgeneral Kâzım Damlacı, Gülhaneı Hastaha-nesi Başhekimi, Sağlık Bakanlığı Müsteşar muavini, Bayan Rus-sell Dorr ve seçkin bir dâvetli (Sonu Sa. 4 Su. 8 de)
ni hükümlere bağlamak çok yerinde olacaktır. Çünkü Büyük Millet Meclisinin bütün gün-
demlerini böyle mütemadi soru-
lar ve cevaplar işgal ederse,
alâkalılar üzerlerine düşen vazifeleri hakkiylc görebilmek için gereken zamanı bulmakta hayli zorluk çekeceklerdir. Unutma-
mak lâzımdı rki, bir iktidarın
eski yapılan yolsuzlukları veyahut şüpheli görülen muamelele-
Göçmenlere dair mühim bir kararname çıktı
ri kontrol etmek kadar, kendisine geniş çalışma imkânları hazırlaması da başlıca vazifesidir.
Göçmenlerin süratle iskânı için hükümet ve milletin işbirliği ile alınacak tedbirler tesbit edildi
Evet, Demokrat Partinin milletvekilleri heyecanlıdırlar; dikkatlidirler; esasen bir çok yolsuz, kanunsuz hareketlere isyan
etlikleri için bu
mücadeleye atıl-
mışlardır. Elbette ki her şeyi en ince noktasına kadar tahkik et-
mek ve neticeleri umumî efkâra
göstermek isterler. Zaten bunu
yapmasalar seçmonlerin

lerine verdiği vazifeyi ihmal et-
miş olurlar. Ilunun için birçok meseleler üzerinde büyük bir
hassasiyetle ve titizlikle durmalarını çok tabiî görmek lâzımdır.
Ancak bunun yanında yapılacak bir çok teşriî vazifeler de vardır. Hele muhtelif Bakanları, bir
soru peşinde günlerce tutmak, onlardan işlerini tedvir için İstirahat zamanlarından çok faz-
Bulgarların perişan bir halde hudut dışı ettikleri soydaşlarımızdan bir kafile
la bir müddet ayırmalarını, ıc
öğrendiğimize göre, Bulgaristan’dan gelecek göçmenler hakkında Bakanlar Kurulunca bir karar alınmıştır. Valiliklere bildirilen bu kararda şöyle denilmektedir:
«Bugünlerde Bulgaristan’dan memleketimize külliyetli miktarda gelmesi muhtemel bulunan göçmenlerin önümüzdeki aylar içinde en iyi ve isabetli bir şekilde barındırılmaları i-çin gerek hükümet, gerekse millet olarak işbirliği yapılması zarureti günün en önemli o-layları arasında yer almaktadır.
Bu maksatla, gelecek göçmenlerin illerimizin İktisadî ve içtimai durumlarına, iklim şartlarına, sevk imkânlarına ve mevcut) köy sayılarına göre (Sonu Sa- 4 Sü 1 de)
Cumhurbaşkanı
Sıtma ile Savaş Kongresinde
' . i"''./ 'I
Kongre hem çeltik ziraatimizi korumak hem de sıtma ile savaşı temin için tedbirler alıyor
Cumhur Başkanı Celâl Bayar, dün Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına gelerek Sıtma ile Savaş Kongresi müzakerelerini yakından takibetmiştir.
i Cumhur Başkanımız Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Doktor Ekrem Hayri Üstündağ, Ta-
I rım Bakanı Nihat İğriboz tarafından karşılanmış, ve doğru kongrenin bulunduğu salona gitmiş, vc kongre üyelerinin çeltik mevzuu etrafında yaptıkları çok dikkate değer konuşmalaıı dinlemiştir.
Hatipler, pirinç ziraati ile, sıtma savaşını beraber yürütmek için yapılacak çalışmaları anlatmışlar, ve mevcut Çeltik Kanunu etrafındaki düşünceleri-(Sonu Sa- 4 Sü. 4 te)
Yeni Tarım;
Teşkilâtı
Kanunu
KORE MEKTUPLARI
Kore’de ilk günlerimiz
Mehmetçik Korece öğrenmeye başladı, merhaba yerine “haşim nika„ diyor! Yazan---•
POYRAZ0GLU
«Kore Ilarp Muhabirimiz*
Birleşmiş Milletler Kuvvetleri Başkomutanı Gl. Mc Arthur’ü Kore'ye götüren Bataan uçağı
»Teşkilât köylere kadarî » teşmil edilecek (
► Demokrat Parti Hüküme- J » linin en ziyade ehemmiyet « » verdiği ve yurdun refaha J
► kavuşmasında başta gelen î ! bir âmil saydığı köy ve }
► köylü kalkınması hergün J ’ yeni bir hamle ile ilerle- (
• Bu cümleden olarak bir ( ! aydan beri mütehassıs he- j
► yetler tarafından hazırlan- J ’ masına çalışılan Tarım Ba- «
► kanlığı yeni teşkilât kanunu J
• tasarısı bugünlerde tamam' (
’ lanmış olacaktır. ;
► Yetkili makamlardan al- ! » dığımız malûmata göre bu • » teşkilâhn en mühim kısmı; ‘
• bütün imkânlarla teçhiz e- ( E dilerek köylere kadar teş- ; » mil edilecek ziraat yayın ! t servisi ile, eskisine: nazaran ( İ bir kaç misli genişletilmiş I t olan veteriner teşkilâtıdır. ( E Bu teşkilât kanununun ka- •
► bulünden sonra memleketin !
t en büyük gelir kaynakların- ; t dan olan hayvanlarımızın J t sağlığı tam mânasiylo kar- ( E şılanmış olacaktır. J
Kore’de
Çok çirkin bir hücum
Türk
taarruzu
Birliğimiz Seul’un şimalindeki Kızıl çetelerle çarpışıyor
Seul, 17 a.a. (United Press) — İçişleri Bakanı Şung - Pong -Ok, bugün verdiği beyanatta komünist çetecilerin Seul’e kar-y şiddetli bir taarruza geçmek
(Sonu Sa- 4 Sü 1 de)
Yedek Subayda eğitim süresi
Bu devrede müddetin 6 aydan 4 aya indirileceği haberi asılsız Bazı gazeteler Yedeksubay O-kulunun bu devreki eğitim müddetinin 4 aya ineceğini, 3 aylık eğilimden sonrâ talebelere verilen 15 günlük sömestr tatilinin de kaldırılacağım yazmışlardı-
Dj hususta malûmatına müra-
caat ettiğimiz Millî Savunma Bakanlığında salahiyetli bir zat, okul tahsil müddetinin kısaltılması için hiç bir sebep olmadığım, Yedeksubay Okul müddetinin eskiden olduğu gibi şimdi de 6 ay devam edeceğini söylemiştir.
Muhsin Eriuğrul Devlet Tiyatrosunun program broşürünü bile şahsi garazına vasıta ediyor
Devlet Tiyatrosu Genel Mü-, dürlüğü tarafından Devlet Ti-ı yatrosunda temsil edilen piyeslere dair malûmat vermek üzere çıkarılan program broşürünün son sayısında arkadaşımız' Ahmet Muhip Dıranas ve eser-(Sonu Sa. 4 Sü. 5 te);
AKINTIYA---1
I____KÜREK
Mevlâm rahmet
Birleşmiş Milletler Çocuk Haftası münasebetiyle Sarar ve Mimar Kemal ilkokullarında çocuk kitapları sorgisi açılmıştır. Sergide yerli ve yabancı çocuk kitapları teşhir edilmektedir.. Besimde Sarar İlkokulunda öğrcirponlorin nezaretinde sergiyi gezen talebeler görülmektedir.
eyleye !
Mr. Hindi’nin nabc hen-gâm ufulü hakikaten zayiattandır!
Evet şu Amerika’dan gelen baba hindi, sîzlere önıür! Ama bazı gazetelere bakarsanız hindi bakımsızlıktan öldü, diyorlar.
Halbuki 17 kilo ile Amerika’dan gelmişti! 16 kilo olarak cennete gitti!
îşi tahkik ettik: Meğer, baba hindiye inme inmiş! Yani Türkçesi selâmütı kav-len!
Tuhaftır, bu, mesele oluyor da nice nice başka hindilere, hem de pek kabarık hindilere inen inmelere kimse kulak asmıyor!..
YÇDElğÇt
Sayfa: 2
ZAFER

Çeşmi siyahın, imdadı
Me - De
Yeni otobüsler
Günün en önemli hâdisesini biliyorsunuzdur elbette. Yalnız, bu seferki siyasî değil. Sa-nntla ilgili gibi görünüyorsa da, öyle de değil. Efendim, hatırlatayım: Şarkıyı pek dokunaklı ve işveli söylediğinden kinaye «çeşmi siyah, diye anılırmış, bilmem hangi çalgılı gazinonun ve İstanbul radyosunun okuyucularından Hamiyet Yücelses'in, kendi keyfince hazırlayıp seansına on beş dakika kala Radyo idaresine bildirdiği repertuvarından, o hafta iki defa mı, üç defa mı okunmuş olduğu için, bu «çeş-mi siyah, şarkısını çıkarmışlar ya, işte o hâdise. Vay efendim sen misin çıkaran: Seansı ter-kedip gitmeler mi, gece yarısı Radyo Müdürüne, oradan Bn-sın Yayın Umum Müdürüne başvurmalar mı, dünyanın en sansasyonel haberi halinde hâdiseyi gazetelere aksettirmeler mi; ya dahası var, - bugün okudum da aklım başımdan gitti - Ankaralara telefonlar edip «çeşmi siyah şarkısını Hamiyet hanımın repertuarından çıkardılar, emir verin, emir olmazsa Heyeti Vekile kararı çıkartın, demek istercesine Başbakan’ı aramalar
mı... Hulâsa, dahn ne isterseniz hepsi.
Dünkü İstanbul gazetelerinde sayfalar halinde röportajlar, beyanatlar, radyoevinde ba sın toplantıları... Hamiyet hanımın poz poz fotoğrafları... Arada bir radyo müdürünün düşünceli bir profili; tehditler, vaatlar, isyanlar: «Bundan
böyle İstanbul radyosunda o-kumayacağım» 1ar, «okuduğum takdirde zaten hiç kabilinden olan parasını - seansı 70 lira - Darüşşafaka’ya ba-ğışhyacağım» 1ar, İstanbul Radyosu Müdürlüğünü kasıtla «böyle bir diktatörce idareye müsaade edilmiyeceğinden e-minim. 1er...
İstanbul Radyosunun, içinde yüzdüğü tezebzübün ve hele içkili gazinolarda tutunmuş o-kuyucular elinde ne şekil bir oyuncak haline gelmiş bulunduğunun, bu yüzden Müdür Ferit Zahir'in de nelerle be-celleştiğinin hikâyesini yakından biliyorum. Sırası gelecek bütün acılığı ve açıklığı ile ya-•zacağım.
Şimdilik o radyonun başında bulunanlara Allah yardım etsin demekten başka sözüm yok.
Ankara Belediyesi yeniden 10 otobüs satın olacak
Belediyenin aldığı karar öze rine, Otobüs İşletmesi Genel Müdürlüğü, Almanyaya besi büyük, beşi küçük olmak üzere 10 adet otobüs sipariş etmiştir.
Oç aya kadar gelecek olan bu otobüslerden büyükler, Bussinc marka ve 75 kişiliktir. Ufak otobüsler ise Ronom marka 13 ki-
şiliktir-
Büyük otobüsler, yeni ihdas edilen hatlarda, küçükler de is
saatleri dışında kalan zamanlar-
da servis yapacaklardır.
Albay Sebati Aytöre vefat etti
Ordumuzun güzide subayların, dan kurmay albay Seıbati Aytöre 16 • 17 kasım gecesi anî bir kalp krizini müteakip vefat et-
Merhum 1321 yılında İstanbul-da doğmuş. 1341 de Harp Okulundan çıkmış 1936 da Harp A-kadkemisini bitererek kurmaylık hizmetinde bulunmuş ve 1948 de albaylığa yükselmiştir.
Hiddet kötü
Yeni Sabah gazetesinde «Hid det ve asabiyet kötü nasihatçı» başlıklı ve Yeni Sabah imzalı yazıda, Büyük Millet Meclisinde bir milletvekilinin Türk dili münasebetiyle söyledikleri bahis mevzuu edilerek Halk Partisinin Meclisi terketme ha reketi tenkit olunmakta, yarın öbür gün eski devrin suiistimal ve saire gibi hareketleri ortaya atıldığı zaman ne yapacakları sorularak frenklerin (namevcut olanların haksız) bulunduklarını söyledikleri hatırlatılıp, mücadele sahasını azın lığın terketmemesi tavsiye edil mektedir.
İdare cihazımız
iYeni İstanbul gazetesinde Habip Edip Törehan «İdare cihazımız» başlıklı yazısında Meşrutiyettenberi ve Cumhu-
Tiyatro:
Neva. Korene
trupu
«Coınedie Française» sosyeter
leyinden Mme.
Vera Korene ve
arkadaşlarndan müteşekkil bir tiyatro trupunun yakında memleketimize gelerek Ankara ve İstanbul’da temsiller vereceğini yazmıştık. Öğrendiğimize göre heyet önümüzdeki hafta içinde şehrimize gelecek ve ilk temsilini 23 kasım perşembe akşamı saat 20.30 da verecektir. İlk akşam H. Bernstein'in «Le secret» piyesi temsil edilecektir. İkinci temsil 24 kasım cuma akşamı
H. Becque’in «La Paıisienne» ve A. Musset’nin «Un caprice. eşey leri, üçüncü akşam ise Racine'in «Phedre. i ile verilecektir.
nasihatçıdır
riyet devrinde mevcut idare cihazımızın hususiyetlerini anlatıyor, sözü bugüne getirerek şunları ilâve ediyor:
«Bizim idare teşkilâtımızda yapacağımız işlerin başında eski saltanat devripin azametini andıran vaziyetin büsbütün tas fiyesi gelir.
Tibet ve Nepal
Milliyet gazetesinde «Tibet ve Nepal» başlıklı ve üç yıldız imzalı yazıda Kore hâdisesi ile Ruslar ve batılılar arasında baş lıyan hareket belirtildikten son ra Rusyanın hâdiseleri Tibet, Nepal ve liğer yerlere sirayet ettirmek hususunda tuttuğu yol anlatılıyor ve bütün bunların ifade ettiği tehlike belirtiliyor. D. P. çoğunluğu iyi bir imtihan verdi
Yeni Asır gazetesinde Şevket Bilgin, «Demokrat Paı/i çoğunluğu iyi bir imtihan vermiştir» başlıklı yazısında, Büyük Millet Meclisinde Halk Par tisinin obstrüksiyon yaparak Meclisi terketmesi mevzuunu ele almakta ve meclis başkanlığı nın hakaret ifade eden sözleri zabıttan çıkartmak suretiyle tarafsızlığını belirtmiş olmasını, Meclis çoğunluğunun hâdiseden müteessir görünmesini, muhalefetin haklarına karşı beslenen saygıyı açıklamış olmasını dikkate şayan bir hareket olarak vasıflandırmakta -dır.
Müteakiben muharrir, netice de Demokrat Parti çoğunluğunun gayet iyi bir imtihan verdiği kanaatinde olduğunu söylemektedir.
Orduda çok sevilen ve her bulunduğu yerde fazilet ve çalışkanlığı ile tanınmış olan Albay Aytöıe senelerce Harp Okulunda öğretmenlik yaparak ordumuza binlerce subay yetiştirmiştir- İyi bir futbolcu olan Aytöre Ankara Gençler Birliğinin çok sevilen bir sporcusu idi.
Son defa 1947 de Afganistana gönderilen askeri heyetimizin başkanlığında bulunmuş ve üç yıl bu dost memlekette çalışmış tır.
Merhum bir hafta evvel yurdu-

kasım teakip
dönmüştü. Cenazesi 18
[Meseleler TetkiklerJ
Ordumuzda mecburî hizmet müessesesî
Her şeyden önce bir mükellefiyeti ifade eden mecburî hizmet iki halden doğar.
1 — Ya kamu kanunları neticesi millet ve memleketin müşterek menfaati icabı bütün vatandaşlara seviyen tahmil e-dilir. Askerlik mükellefiyeti gibi.
2 — Veyahut önceden bir anlaşmaya binaen yapılan masraflara karşı süresi bu masrafla mütenasip olarak ferde tahmil edilir.
Birinci şık cemiyet hayatının kaçınılmaz neticesi olarak vatandaşlara tahmil edilen eşitlik, adalet prensiplerine dayanan mükellefiyettir.
ikinci şıkka gelince: Bu mukavele neticesi doğduğuna göre evvelâ mukaveleyi akdedenlerin mukavele yapmağa ehil bulunup bulunmadıkları üzerinde durmak gerek. Orduya liseleri bitirerek girenlerin ehliyetlerinin mevcudiyetinde şüphe yoksa da ordu mensuplarının ekserisi askerî ortaokullara ve liselere girmek suretiyle orduya katıldıklarından bunların veya velilerinin devletle yaptıkları mukavelenin sıhhati üzerinde durulmağa değer.
günü öğle namazım mü~ Hacıbayram Camiinden
koldınlacakhr.
C. H. P. den bir istifa
C.H.P.-nin en eski ezaların-
dan Dr. Osman Nuri Soydaş’m
bu partiden istifa ettiği alınmıştır.

Bir istifa
Yüksek Öğretim Umum Müdürü Hamdi Akverdi*nin, Dil Kurumu idare Heyeti âzalığın-dan istifa ettiği öğrenilmiştir.
18/11/1950
Heyet bir de şiir matinesi tertip edecektir. Bu matinede Mme. Vera Koreno'in vereceği konferans Fransız kültürünü^ asırlar boyunca çok cazip bir panoramasını teşkil edecektir. Heyetin başlıca artistlerinin Fransız şairlerinden parçalar o-kuyacakları bu matinede seçilen şiirler mevzuları itibariyle şöyle bir sıra takip edecektir: 17 nci asırda din, 18 inci asırda ihtilâl, 19 uncu asırda aşk, 20 nci asırda harp...
sözlere kendi de hali vardı.
Yenge gözlerini iri iri aça-
— Sahi evlenmeği ciddî olarak düşünüyor musun?..
Diye sordu.
Fransız Dışişleri Bakanlığı Kültürel Münasebetler Şubesi tarafından tertip edilen bu tur-
nede Mm. Vera Korene trupu memleketimizden başka Mısır, Suriye, Lübnan ve Yunanistan-da temsiller verecektir.
Selim ağır ağır, her kelimeyi söylemeden evvel tartıyor-muş gibi:
— Bekârlık sultanlıktır der-
ler ama., bunun ne kadara
Trupun başlıca hususiyeti çoğu zaman olduğu gibi, bir büyük şöhretin etrafında toplan -mış, ikinci, üçüncü derecede sanatkârlarla teşkil edilmiş değil; bilâkis tam bir insicam arzeden, temsil edilecek eserlere göre seçilmiş sanatkârlarla teşkil olunmuş bulunmasıdır. Filhakika
kadar doğru olduğunu bilmiyorum. Dedi.. İnsan muayyen bir yaşa varınca, evinin kapısını kendi açarak girmek ar-
zusunu yavaş yavaş duymağa başlıyor. Akşamları, işten dönerken evde beklendiğini bilmek hoş olsa gerek. Nazlı bir hayalin, güler yüzle beni karşıladığını şimdiden görür gibi
Yenge onu, dikkatle dinli-
trupta «Comedie Fıançaise« sos-yeterlerinden Mme. Vera Korene den başka kadın sanatkârlardan Clarisse Deudon, Annie Gaillard,
(Sonu 3 üncü sayfada)
yordu. Adamakıllı merakı u-
yanmıştı:
— Sen şu güler yüzlü, nazlı hayalin ismini de biliyorsun galiba., dedi. Halinden öyle
Devletin muhtelif mektep ve fakültelerinde okuyan şahıslara tahmil ettiği mecburî hizmet süresi 788 sayılı Memurin Kanununun 64 ncü maddesinin 1 nci fıkrasında aynen (devlet, idarei hususiye ve belediyeler hesabına memleket içinde tahsil görenlerden orta tahsili bitirenler beş, yüksek tahsili bitirenler sekiz sene müddetle ve aynı idareler hesabına ecnebi memleketlerde hükümetin tayin ettiği müesse-selerde tahsilini bitirenler de
tahsil müddetinin iki misli kadar meslek ve ihtisaslar dahilinde hizmete mecbur vO bunun için bizzat alâkadar dairelere derhal müracaatla mükelleftir-
ler) denilmek suretiyle yurt içinde orta tahsil yapanlara beş, yüksek tahsil yapanlara sekiz sene mecburî hizmet yük-letilmiştir.
Havagazı Şirketindeki hakaret dâvası Bundan bir müddet evvel, e-lektrik ve havagazı şirketi idare âmiri Kadri Seçkin, bazı yolsuz-suklan kendisine- gıyabında atfettiği iddiasiyle şirket sıhhiye memuru Haşan Akkol aleyhine bir hakeret dâvası açmıştır-
Bu maddeden anlaşılacağı üzere devlet mecburî hizmet süresini okuttuğu senelere ve yaptığı pıasrafa göre tayin ve tesbit etmekle makul ve adaletli hareket etmiştir.
Bundan başka aynı maddenin ikinci fıkrasının son cümlesinde (hizmete alınmak için
Dün sabah 4 üncü asliye ceza
mahkemesinde mada. Haşan
yapılan duruş-Akkolun müdafaa
şahidi Azız Dener dinlenmiş ve
idare âmiri aleyhine hakareti
tazammun edecek bir söz söy-
lenmediğini ifade etmiştir. Mah-
keme karar için bir ba$ka güne bırakılmıştır.
burî hizmet müddetini ikmal etmeden evvel vazifeden ay-rılanlar tahsil müddetlerince kendilerine yapılan masrafı faizi ile birlikte ödemeğe mecburdurlar.) denilmekle devletin yaptığı masrafı faizi ile ö-diyenlere mecburî hizmetten kurtulmak hakkı tanınmıştır. Ferdî hürriyetin himayesi için bir hukuk devleti için de başka türlü harekete imkân yoktur.
Nitekim Borçlar Kanununun 343 maddesi (Bir hizmet akdi
— Ne o, yoksa yakında hayırlı bir işe girişmek niyetin-
— Nasıl olsa er geç evlenecek değil miyim..
Ve böyle derken dudakla-
rında garip bir gülümseme belirmişti. Ağzından dökülen
şaşmış bir
anlaşılyor.. Bize de söyliyecek misin bari bu ismi?.
— Hayalinin işlemesine diyecek yok doğrusu yenğeci-ğim. Ne güzel de her şeyi hemen yoluna koyuverdin.... ama sen benim ne akıllı uslu insan olduğumu bilirsin.. Güler yüzlü, nazlı hayalimin adını bilsem bile, işlerimi iyice yoluna koymadan evvel, ondan kimseye bahsedemem.. Hiç olmazsa bir kaç ay daha geçsin ba-kalım.. O zamana kadar içimden bile hiç bir ismi fazla geçirmemem lâzım.
— Ne sır küpüsün sen Selim..
Selim gülerek:
— Öyleyimdir yenge.
Dedi. Yenge de ısrar etmedi.
Gülşen içinden: «Onun güler yüzlü, nazlı hayalinin ismini ben de biliyorum..» diye geçirdi..
bir tarafın yaşadığı müddetçe yahut on seneden fazla müddet için yapılmışsa İşçi, bunu on sene geçtikten sonra her zaman ve bir aylık bir ihbar müddetine riayet şartı ile tazminat dahi vermeksizin feshedebilir) demekle ferdî hürriyetin tahdide uğramaması için on seneden uzun sürecek hizmet mukavelelerini hükümsüz saymıştır. Aksi kabul edilmiş olsaydı âdeta köleliğe cevaz verilmiş olurdu.
Yukarıda işaret edilen Memurin Kanununun 64 ncü maddesi bilumum sivil bakanlıklar ve diğer sivil teşekküller hesabına tahsil yapanlara tatbik edilen bir hüküm olup; gene devletin bir uzvu olan M. S. B. namına tahsil yapan şahıslara tatbik edilen mevzuat tamamen başkadır. Bu bahisteki hükümlere temas etmeden önöe bu ayrılığın makul, meşru ve kabili müdafaa bir sebebe istinat etmediğine de işaret etmek muvafık olur.
Askerî şahısların mecburî hizmetleri devletin kendilerine yaptığı masrafla mütenasip o-lurak tayin ve tesbit edilmemiş ve buna esas teşkil edecek bir ölçü gösterilmemiştir. Zira askerî ortaokul, askerî lisede o-
kuyup ordu namına yüksek tehsil yapanlara da, liseyi kendi hesabına bitirdikten sonra iki senelik Harp Okulu veya 6 senelik tıp fakültesini ordu namına bitirenlere de, tıbbiye-nin son sınıfına kadar kendi hesabına okuyup son sınıfta iken askerliğe intisap edenlere de ve hattâ yüksek tahsili kendi hesabına bitirdikten sonra askerliğe intisap edenlere de maalesef hiçbir fark gözetilmeksizin ve hiçbir haklı sebebe dayanmaksızın aynı onbeş senelik mecburî hizmet tatbik edilmektedir. Görülüyor ki: Bu âdil olmıyan ve vatandaşlar arasında ikilik yaratan bir hükümdür.
Askerî şahısların mecburî hizmet statüsü 5434 sayılı T. C. Emekli Sandığı Kanununun geçir» 83 ncü maddesinde şu şekilde ifadesini bulmuştur: (Muvazzaf ve gedikli subaylarla askerî memurlar subay veya askerî memur olduklarından itibaren fiilen 15 yıl askerî hizmetlerini yaptıktan sonra istifa edebilirler. Ancak yabancı memleketlerde tahsil edenlerin veya staj görenlerin istifalarının kabulü, masrafları kendi taraflarından ödenmişse tahsil veya staja azimet ve
avdet tarihleri arasında geçen müddet kadar, devlet tarafın-
dan ödenmişse bu iki misli kadar fazla
müddetin hizmet
Görüşler
Demokrasimizin bahtsızlığı EEE— Yazan: N. Levent
Muhalefetsiz demokrasi olamaz. Bu, demokratik rejimin o derece esaslı bir şartıdır ki, «Belki sandalyamı kaybediveri rim...» korkusiyle memlekette gerçek bir muhalefet partisine hayat hakkı tanımağa bir türlü yanaşmayan müstebitler bile, bilmecburiye (Müstakil Grup) lar kurmuşlar ve zorla iktidar -muhalefet oyunları oynamışlardır.
Fakat asıl demokrasi, sahneye koydukları bu komedinin i-kinci perdesini teşkil edemezdi. Mevzuun ciddiyeti, siyasî ikballerini darmadağın etti.
Zaman zaman kendilerine, «Siz ciddî bir muhalefet partisi dahi olamazsınız, çünkü ciddî bir iktidar partisi değildiniz; hattâ siz bir parti bile değilsiniz, evvelâ iktidar ele geçirilip sonra parti kurulmaz» diyenlere karşı koparttıkları demagoji fırtınasını bütün dünya tebessümle seyretmektedir.
Bünyelerindeki bu ucûbelik sebebiyle, iktidardayken memleketin hiç bir derdinde haki -kat noktasına ve yaranın esasına varamadılar. Gerçi akıl için tarik birdir. Fakat onlarda akıl bir tek insana, şef’e mahsus ve ona ait bir nesneydi. Onun her hareketi, her sözü, hattâ aksırı
etmeleriyle mümkündür. Askerî okullar talebelerinden istifa etmek istiyenlerin istifaları, devletçe yapılan bütün o-kul masraflarının ödenmesine bağlıdır. Ancak bunların emeklilik hakları başladıktan sonra okul masraflarını verseler bile istifaları kabul edilmez.) Görülüyor ki bu madde askerî şahıslar için devletin yaptığı masrafı hiç nazara almadığı gibi, devletin masrafını ödiye-ne ayrılmak imkânını da tanımamıştır. Şu halde bu hizmet neyin karşılığıdır? Vatan hizmetidir, hiçbir masraf veya kıymetin karşılığı değildir diyeceksek bu hizmetin bu vatanda yaşıyan herkese eşitlikle tahmil edilmesi gerekir. Bu yapılmadığına göre bu hizmet gene devletin yaptığı masrafın karşılığıdır, demek icabediyor.
Fakat yukarda açıklandığı gibi hukukî, demokratik bir e-sasa dayanmıyor, her» nasılsa eskiden şimdiye intikal etmiş olan ve bugün artık müdafaası imkânsız bir hükümdür.
Bundan başka Birleşmiş Milletlerin mevzuatını benimsemiş sadık üyesi olarak imzaladığımız İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine de uymamaktadır. Eu beyannamenin 23 ncü maddesi şöyledir:
ğı, öksürüğü birer direktifti, dâvalarımızın tam teşhisi ve tedavisiydi. Binaenaleyh, artık meselelerin muhtelif veçhelerini düşünmeğe sebep yoktu. İşte bunun için, neye el attılar-sa ya yarım kaldı, ya zıddı oldu veya millete bir kaç misli para ve zamana mal edildi.
Bu usulle dünyada hiç bir rejim payidar olmamıştır. Nete-kim onlar da, memlekette ciddî bir muhalefet partisi kurulduktan sonra ancak bir defa, 1946 da, cebir ve hile ile seçim kazandılar. Üç dört aylık bir muhalefet partisine karşı, ikti darı ancak bir gasp ameliyesiy-le muhafaza edebildiler.
Muhalefete geçtiklerini görün ce, gerçek bir demokrasi arzulayan herkes gibi, kendilerine muvafakiyet temenni ettik. Fa kat lâfımız ağzımızda kaldı. İddiaları, boylarından çok bü -yüktü: Alelade bir muhalefete razı değillerdi; seneler senesi gösteremedikleri siyasî dehalarını gösterebilmek için (örnek) bir muhalefet yapacaklardı. Halbuki millet, aslında, C.H.P. nin alelâde bir muhalefet için elzem hayatiyeti dahi gösterebi leceğinden şüpheliydi.
Ne örneği ve‘ne muhalefeti? (Sonu 5 nci sayfada)
KIZ K/MLIBÎ
Nakleden: Ş. TAYLAN
Demek evlenmelerine "bir kaç ay daha vakit vardı. Selimin sözlerinden bu mâna çıkıyordu. Genç kız kendi kendine: «Bir kaç ay daha..» diye ( tekrarladı.
O zamana kadar..
Şimdilik Selimi her gün gö- ı
rüyordu. Aralarında iyi bir dostluk, tatlı bir samimiyet (
örülmüştü.. Bir kaç ay sonra |
ne olacaktı? Artık Gülşen o- ,
nu düşünmek istemiyordu.
*1 (
Gülşen şimdilik gündelik 1
hayatına devam edip gidiyor- 1
du. Yine eskisi gibi, sık sık 1
çaylara, kokteyl partilere, su- (
varelere gidiyorlardı. Genç kız t
her yerde zarafeti ve güzelli- i
ği ile dikkati üzerine çekiyor- £
du. t
Bir gün Selim: «Böyle her- ı
kesin takdirini kazanmak her a
kula müyesser olmaz..» dedi. t
Gülşen de gülerek: «Benim (
I Tefrika No.
takdir kazanmam, can sıkıcı bir piyesin muvaffakiyet kazanması gibi bir şey., diye kar şılık verdi. Ne de olsa herkes esasta bir kıymet keşfedebiliyor her halde...»
Bu teşbih Selimi de güldür-nıüştli:
— Yok yok, diye itiraz etti. Senin takdir edilmen, benzese benzese, müzelik zarif bir eşyanın tek ve orijinal nüshasının takdir edilmesine benzer. Onun yüzlerce kopyasına her köşe başında rastlamak mümkündür. İnsan elini uzatsa onlardan birine kolaylıkla sahip olabilir, fakat o eşsiz «Tek»e asla erişemiyeceğini bilir ve o-nu ancak uzaktan hayranlıkla seyretmekle yetinir.. Maama-fih Gülşen senin de hakkın var. Bazı kimselere karşı, hazan, öyle can sıkıcı olabiliyorsun ki.. Bu da, ancak katiyyen onların hoşuna gitmeğe çalış-
1 — Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, âdil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.
2 — Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin eşit çalışma karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
Halbuki askerî şahıslar daha askerî ortaokula girerken velisinin kabul ettiği mukavele mucibince kendisine tahmil ettiği onbeş sene mecburî hizmet mükellefiyetinden dolayı artık bütün ömrü boyunca serbestçe meslek seçmek hakkından mahrum bırakılmış oluyor.
Askerî şahısların hizmet statüsünü tesbit eden maddenin mahzurları evvelki hükümet tarafından da kabul edilmiş ki: bu mevzuat 1683 sayılı Askerî ve Mülkî Tekaüt Kanununda 20 nci madde esas maddeler arasında iken son 5434 sayılı T. C. Emekli Sandığı Kanununun geçici 83 ncü mad- ] desinde yer almış olması da
Bir Ubudiyet!
Atatürk öldü. Bütün Meclis, bütün millet gibi, aynı acıyı duyarak ağladı. Ve Günaltayın kürsüdeki iddiası ve müjdesi mucibince, fazilet devri(?) kapıyı tıklatmadan, içeriye dalıverdi.
O talihsiz ve kara günlerden bir gün idi. Bilmem ne vesilesi çıktı. Muhterem, /ertemiz hemşerim ve dostum Raif Karadeniz yanıma geldi. Bir kâğıt uzattı. Bu bir önerge idi. Altında Raifin imzasından başka rahmetli Mahmut Esat Bozkurt ile daha bir kaç arkadaşın imzaları vardı, önergede o vesileden faydalanarak henüz cenazesi yolda olan Atatürk için beş dakikalık bir ihtiram duruşu yapılması teklif ediliyordu. Ben de hemen imzaladım ve götürüp elimle başkanın sağ başındaki mebus-kâtibo verdim.
Kâtip okudu. Ve bitirir bitirmez suratını fena halde buruşturdu! Teklifi beğenmemişti! Anladım ki meş’um bir ubudiyet vecibesi altında idi. Önergeyi kâğıtlar arasına atı-
Dururmuyum hiç! Rahmetli Mahmut Esat da görmüş. Sinirli ve hiddetli bir halde beni kışkırttı. O kâtibe doğru biraz sert tempoda haykırıverdim:
— Bana bak! Onu hemen başkana göster! Evet, sen! Göster diyorum sana!
Başkan galiba Özalp idi. Duydu ve kâğıdı istedi. Aldı. Okudu. Kâtibe uzatıp iade
— önce bunu oku! dedi.
— Efendim, beş dakika ta-amül değil!
— Meclis bilir, sen oku!
Kâtip, abudiyetçi suratını buruştura buruştura okudu. Meclis hararetli alkışlarla beş dakikalık teklifimizi ittifakla kabul etti. Rahmetli büyük vatan çocuğu Mahmut Esat kâtibi dövmek için fırladı. Arkadaşlarla zor teskin ettik.
Uzatmıyayım. aziz okuyucularım, gel zaman git zaman, bu açık ve pervasız ubudiyet-çılik mükâfatını gördü, yâni. Bir gün canı istediği bir yere ya sefir oldu, ya sefiri kebir!
Şol hikâyet de işte bu kadar.
Aka GÜNDÜZ
müessesesinin devrini yaşadığını ve değişmesi gerektiğini zımnen ifade etmektedir.
Şimdiye kadar meseleyi hukukî cepheden mütalâa ederek bir hukuk devletinde de-
mokratik ve mantıkî bir esasa istinad etmediğini ve artık müdafaasının imkânsız olduğunu belirttik.
Bu meselenin bir de tatbikattaki mahzurları vardır ve (Sonu 5 nci sayfada)


29
matlığından başka hiç bir şey ifade etmez. Onları umursamı-yan bu halinle de, fena halde canlarını sıktığın, hattâ onlan son derece sinirlendirdiğin muhakkak.
— Dediğin gibi bir mahlûk olmak benim de fena halde canımı sıkıyor emin ol Selim. Fakat elimde olmyan bir şey bu, ne yapayım? Kimseyi umursamıyor gibi duruşum yok mu?. Onu üzerimden atmak için ne kadar uğraşırım bilmezsin. Bende kibirden eser olmadığını sen de bilirsin. Bütün yakınlarım da bilirler.. Ama işte içimden gelmiyeni yapamıyorum.. Mesela, yengemle. Cemal Dayı ile, Teyze annemle, seninle konuşurken içimden size bir sürü söyliyecek şey geliyor.. Halbuki yabancılara ne söyli-yebilirim ki.. Onları tanımanı bile.. Onların anlattıkları da beni o kadar alâkadar etmi-
yor ki.... işte böyle yabaninin biriyim ben.. Galiba hiç de de-ğişemiyeceğim. Ömrüm oldukça hep yabani kalacağım.
— Niçin değişmek istiyorsun Gülşen?.. Böyle olmalı, böyle kalman öyle güzel ki,. Tabiî bizim için, yakınların için, seni sevenler için çok güzel bir şey bu.. Hiç hiç değiş-
Yengenin ahbaplar Gülşeni evlendirmeği iyice akıllarına koymuş gibi idiler. İçlerinde bir talip öne sürmiyen yok gibi idi. Fakat yenge «Beklemek, seçmek» taraftan idi, bir gün Cemal Dayıya da dediği gibi «Gülşen gençti, güzeldi, varidattı idi. Parlak bir izdi-
Bir mektup
Eski Millî Eğitim Bakanı Reşat Şemsettin Sirer’den şu mek tubu aldık:
«Gazetenizin 13/11/1950 tarihli nüshasında (Maarif Dâvaları) başlıklı bir yazı çıktı. Yazı benden ve Eğitim Bakanlığım zamanındaki işlerden bahsediyordu. Benim cevabımı da kanunun tarif ettiği şekilde yayınlamanızı rica ederim.
Yazı sahibi bilhassa şu işleri kötülemiştir:
1 — İlkokul öğretmenleri aylıklarının özel idarelerden alınarak devlet bütçesinden öden-
2 — Bu aylıklar arasında zamanla husule gelmiş olan ve adalete uymıyan nisbetsizlikle-rin kaldırılmasına karar veril-
3 — Enstitü mezunu öğretmenlerin geçimi için köylü tarlasının istimlâkinden vazgeçilmesi, bu öğretmenlere de aylık bağlanması.
4 — Köy enstitülerinin köye öğretmen yetiştiren okullar haline konması.
5 — Okul - aile birlikleri kurulması.
6 — Millî vazifelerini gereği gibi yapmadıkları bildirilen bazı üniversite öğretim üyeleri hakkında alınan kanunî tedbirler.
7 — Komünizm ile mücadelemde - kendi iddiasına göre -bu tehlikeyi olduğundan fazla göstermiş olmam.
Bütün bu işlerimin doğrulğu-nu müdafaa etmiyeceğim. Çün-(Sonu 5 nci sayfada)
vaç yapmaması bep yoktu.»
için hiç bir se-
- TAKVİM -
Gülşene düşünmeğe
den derhal
fikri danışılınca, bile lüzum görme-
18/11/1950 — Cumartesi Hicrî; 1370 — Safer İ Rumî: 1366 — Kasım 5
reddediyor:
— Hayır, yenge, diyordu. Şimdilik evlenmek aklımdan bile geçmiyor.. Hayatımdan memnunum. Belki ileride.. Se-
İkindi Akaam
İmsak
18.37
18.10
4.50

(Devam edecek)
NÖBETÇİ ECZANELER
Derman, Sağlık, Sakarya

ZAFER
Sayfa: 3
18/11/1950
Dun, komünist Çın
Başkan ıruman
DışPolitikn
Çin’e teminat
Dün, Başkan Truman, komünist Çin’in toprak bütünlüğüne riayet edileceği hakkında bir kere daha teminat verdi. Başkan, no Amerika’nın ne de Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin Çin topraklarında her hangi bir ihtiras beslemediklerini, bu kuvvetlerin, sadece Kore'de kendilerine verilmiş olan te bastırmak ve sulhu tesis sini başarmağa çalıştıklar dirdi. Başkan, bu suretle, re’ye müdahale eden komünist Çinlilerin bu tecavüzlerine bep olarak gösterdikleri sav ma mülâhazasını cevaplandırmış oluyordu. Filhakika, Komünist Çinliler, Mançuri hududunu geçtikleri zaman bunu, bu hududa doğru ilerliyen Birleşmiş Milletler kuvvetlerine karşı bir mü dafaa kordonu tesis etmek için yaptıklarını, zira topraklarının tecavüze uğrıyacağından emin bulunmadıklarını bildirmişlerdir.
Çinlilerin serdettikleri bu dişelere, Dışişleri Bakanı Ache-son'dan sonra şimdi bizzat Başkan Truman da cevap vermiş bulunmaktadır. Fakat verilen teminat ve bu teminat karşısında komünistlerin takınacakları tavır ne olursa olsun, Koro'yo Çin tarafından vaki müdahalenin haddi zatında çok ağır bir durum yarattığı ve dünya siyasetine bunaltıcı tehlike anlan yaşattığı şüphesizdir. Hususiyle ki, bugün ileri sürülen bazı iddialara göre, ne Amerikan Dış işleri Bakanbğı, ne de General Mac Arthur, bu kadar açık ve geniş ölçülü bir müdahaleyi evvelden hesap etmedikleri için, şimdi plânların çoğunu değiştirmek lüzumu hasıl olmuştur. Bir Fransız gazetecinin Vaşington-da inanılır kaynaklara atfen ver diği haber budur. Filhakika, Kore hâdiseleri başlangıcından bugünkü safhasına kadar göz önüne getirilecek olursa, Amerikan hükümet mahfillerimin, Çin tarafından açık bir müdahalenin vaki olabileceğine samimiyeti») inanmadıklarını gösteren alâmet ler vardır. General Mac Arthur ün ise savaşı kısa bir zamanda bitireceğine dair müteaddit defalar beyanatta bulunduğu malûmdur. Hattâ General, muhtemel bir ihtilâttan bahisle, Uzak Doğu’da piyade kuvveti bulun-mıyan bir devletle (Sovyet Rusya), deniz ve hava kuvveti bu-lunmıyan (Çin) diğer bir devletten korkmadığını söylemiştir.
Şimdi Amerikan idareci ve kumandanlarının tahmin ve tasavvurları hakkında iddiada bulunanlar, meseleyi, Wake adası mülâkatına kadar getirmekte ve bu adada Başkan ile Mac Arthur arasında cereyan eden görüşmede de, Çin’in açık bir müdahalede bulunamıyacağı esasının kabul edilerek plânların bu esasa göre tasarlanmış olduğunu ileri sürmektedirler.
Birer tahmin olmaktan ileti gidemiyeıı bu iddiaların, Küredeki durum biraz daha güçleşirse, askerî neticeyi değiştirmese dahi, bazı siyasî adamları zor bir duruma atması ihtimali vardır. Bu zor durumun, tedbirsizlik, ihmalkârlık gibi nis -beten hafif sayılabilecek ithamlardan ziyade, bundan evvel de Dışişleri Bakanlığına - karşı yöneltilmiş bulunan -Komünist taraftarı siyaset takip etmek» gibi ağır isnatlar yüzünden hâdis olması ihtimali vardır.
Komünist Çin’in durumuna, bu saatlerde, Güvenlik Konseyinde, Sovyet delegesinin veto tehdidine rağmen, bir hal tarzı aranmaktadır. Fakat, yukarda bahsolunan gürültüler de yavaş yavaş etrafa yayılmağa başlamış olmalı ki. Başkan Truman dün, bir yandan Çin’e teminatını tekrarlarken, bir yandan da Dışişleri Bakanının vazifesine devam etmekte olduğunu teyit ihtiyacını duymuştur.
Mücahit TOPALAK
BgfKore olayları karşısında
Komünist Çinlilere teminat verildi
Birleşik Amerika Çinin bütünlüğüne riayet edecektir
Vaşington, 17 a.a. (AFP) — Haf talik basın konferansında başkan Truman, Birleşik Amerika'nın Çin topraklarının bütünlüğüne riayet edeceğine dair komünist Çin'e yeni teminat vermiş ve ayni zamanda Pekin hükümetine hitapla, Kore'deki müdahalesine son vermesini istemiştir.
Birleşik Amerika hükümeti halkı namına konuştuğunu t
i ve belir-Truman, Birleşik Amerika'nın
Uzak - Doğu’da muhasematı yapılmasını önlemek için kendi şerefİle kabili tejif her tedbiri alacağım ilâve etmiş ve komünist Çinliler Uzak - Doğu’da barış ve güvenliğin hüküm sür mesi arzusuna iştirak ediyorlarsa Birleşmiş Milletlerin Kore'de takip ettikldri gayelere engel olmak mes’uliyetini yüklenemiyecekle-rini belirtmiştir.
Dünya'nın aynası:
Ne Uzaman...! |Ah ne zaman!...
. 11. I*. Genel Sekreteri, Vatan gazetesinin bir yazısına çok üzülmüş ve:
»Tam bir demokratik rejim partimizin esaslı bir umdesidir. Partimiz kanun dairesinde yapılacak meşru seçim yolundan başka bir vasıta ile iş başına gelmeği asla aklından geçirmez! C. II. P. hakkında bundan gayri bir düşünce iyi niyete yorulamaz!»
Buyurmuş ve Türkiye artık normal demokrasi devrine girmiştir! kehanetini ilâveyi unutmamış!
Bu satırları okuyan kimse, eğer kendilerinin, yâni C. H. nin 14 Mayısa kadar olan seyiatını bilmese, âdeta sevineli ve bravo bile diyecektir. Fakat, mal meydanda, geçen günler hatırımızda, her gün bir kaç çeşidi ortaya çıkan yolsuz işlerin tafsilâtı gözlerimizin önünde dururken, ve işin en mühim tarafı olan son 21 Temmuz seçim faciasının sureti cereyanı hepimizce malûm iken, bütün bunların üzerinden sünger geçirmek ve bir gün içinde en hararetli demokrasi taraftarı imiş gibi beyanat vermek hiç de işe yarıyacak bir tedbir olmasa gerek....
Hem uzağa gitmeğe ne hacet, Genel Sekreterin beyanatı ayni gazetede tekzip edilmiştir. Sütunlara bir göz atmak ve yalnız: «Kamutay parti ocağı değildir» başlığını okumak kâ-
Samimiyet iddialarının ne dereceye kadar doğru olduğunu artık varın, sîzler kıyas edin.
Hikmet YAZICIOĞLU
Meclis komisyonları
DİLEKÇE KOMİSYONU: Bugün saat 9.30 da,
TARIM KOMİSYONU: 20.11. 1950 pazartesi günü saat 11-30 da,
TUTANAKLARI İNCELEME KOMİSYONU: Bugün saat 10 da,
Toplanacaklardır.
Sabık Belçika kralı Leopold III ne âlemde
Leonold 111, tahtından feragat ettikten sonra beş kilo zayıflayarak formunu buldu.
Mısır Ingiliz antlaşması
Mısır Başbakanı antlaşmayı feshettti
Londra Radyosu, (Basın - Yayın) — Mısır başbakanı dün Mısır parlâmentosuna, Mısır’ın 1936 İngiliz - Mısır antlaşmasını ilga ettiğini ve yeni bir antlaşma yapılması arzusunda olduğunu söy İçmiştir. Başbakan yeni antlaşmanın, Mısır’da kalan Ingiliz askerlerinin derhal geri çekilmesi ve Sudan’ın Mısır krallığı altında Mısır’la birleştirilmesi esası üzerinde hazrlanması icap ettiğini söylemiştir.
AVAM KAMARASINDA
Londra Radyosu, (Basın ' Yayın) — Dün Ingiliz avam kamarasında, dı$i$leri bakam Bevin'-in gelecek hafta basında Mısır -Ingiliz münasebetleri hakkında bir beyanatta bulunmasının muh temel olduğunu bildirmiştir.
Amerika'nın Ispanya siyaseti değişmiyor
Vaşington, a.a- — Haftalık basın konferansında başkan Truman, Export - Import bankası vaşıtasile Ispanya'ya şimdiden yardıma başlanması yolunda A-merikan hükümeti tarafından alı-nan kararın, hiç bir veçhile Franco İspanyasına karşı hükümetin tavrında ve bilhassa Madrid'e bir büyük elçi göndermek bahsinde bir değişiklik olduğu yolunda tefsir edilmemesi lâzım geldiğini söylemiştir.
Başkan, Ispanya’ya bir elçi göndermeğe hâlâ muhalif olduğunu teyid eylemiş ve hiç olmazsa şimdilik bu fikri değiştirmek ni yetinda olmadığım ilâve etmiştir.
İmtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına Başmuharrir
MÜMTAZ FAİK FENİK
Bu nüshada yazı işlerini fiilen idare eden
Fatin Fuad
Basıldığı yer:
Güneş Matbaası — Ankara
Almanya'nın silahlandırılması
Paris Radyosu, (Basın - Yayın) — Fransız dışişleri bakam dün cumhuriyet konseyinde Avrupa hakkında verdiği bir demeçte Almanya meselesine temasla, Al-manyamn silahlandırılmasının Fransa’nın Milletlerarası taahhütlerine aykırı olduğunu belirtmekle beraber Almanya'nın bir Avrupa ordusuna iştirâki meselesi üzerinde Fransa ile Amerika arasında anlaşmaya varılmak için yeni İhtimallerin mevcut olduğunu söylemiştir. » - -N ,
F.
Somalide Italyan vesayeti
Vesayet komitesinin kararma Sovyetler itiraz etti
Londra Radyosu, (Basın - Yayın) — Birleşmiş Milletler vesayet komitesi Somali’yi on yıl müddetle Italyan vesayeti altına koyan bir tasarıyı kabul etmiştir- Tasan aleyhinde sadece Sovyet delegesi oy vermiştir.
Öğrenildiğine göre, bu konuda vesayet komitesince verilen karar Birleşmiş Milletler genel kurulunda da kabul edilecektir. Yalnız vesayet komitesine üye olmayan Habeşistan, mesele Birleşmiş Milletler genel kuruluna arzedildiği vakit karara itiraz e-deceğini bildirmiştir- .
Şantajcı kadının duruşması
Bndan bir müddet önce. Hav-va Kozdemir isminde bir kadın Dikmende meçhul şahıslar tarafından yolunun kesildiğini ve bir miktar parasının alındığım polise şikâyet etmişti.
Fakat tahkikat sonunda Havyanın bazı şantaj hâdiselerine ismi karıştığı ve Cebecide gün-düş iki ev soyduğu tesbit edil’
Bir müddettenberi 4 üncü asliye ceza mahkemesinde yargılanmakta olan Havva Kozdemi-rin duruşmasına dün sabah devam edilmiştir.
uhtelif şehirlerde üç mahkûmiyeti olan şantajcı kadının, dâva ddsyasmda mahkûmiyetlerinin infaz kaydı bulunmayışı sebebiyle mahkeme, durumunun Bar tın ve Sivas savcılığına sorulması için bir başka güne bırakılmıştır.
Japon barış anlaşması için hazırlık
Vaşington, a.a- — Başkan Tru-man’m bildirdiğine göre, John Foster Dulles tarafından fikirlerine müracaat edilen Uzak - Doğu komisyonu üye memleketleri Japonya ile barış andlaşması imzalanması hakkındaki Amerikan
Yoksul talebeye yardım
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yurdun bütün bölgelerinde yardıma muhtaç fakülte ve yük sek okul öğrencilerine bu yıl da 40 bin liralık bir tahsisat ayrılmış ve tevzi edilmek üzere, valiliklere gönderilmiştir.
Bu 40 bin lira ile yardıma muhtaç öğrencilere kitap ve giyimlerine ait eşyalar temin edilecektir.
teklifleri üzerine kendi noktai nazarlarım iki haftaya kadar bil direceklerdir.
Ulus’un yalan bir haberi
Tapu ve Kadastro Genel Müdürü Mümtaz Tarhan imzasiyle şu tezkereyi aldık. Aynen neşre-
Ulus gazetesinin 16/11/1950 tarihli nüshasının dördüncü sayfasının üçüncü sütununda (Ger-mencik'e tapu memurları üşüştürüldü) başlığı altında çıkan Aydın özel mahreçli haberin tavzihine lüzum görülmüş ve mezkûr gazeteye aşağıdaki tavzih yazısı gönderilmiştir.
1 — Germencik ilcesine bağlı köylerde mevcut incir bahçelerinin hasara uğraması sebebile bahçelerin yeniden imâr ve ıslahı için alâkalılar Ziraat Bankasından kredi talep etmişlerdir.
2 — Gayrimenkullerin büyük bir kısmı tapusuz olduğundan ve tapulu olanların da kayıtlarında yazılı miktar hakiki miktarına uymadığından, banka mevzuatına göre kredi temini mümkün olmadığı bildirilmiştir-
3 — Gayrimenkul sahipleri hü-hümete müracaat ederek bu hu susun sağlanmasını talep etmeleri üzerine memleketin iktisadiyatında büyük bir önemi haiz bulunan ve geniş bir vatandaş kitlesinin geçim vasıtası olan incir mevzuunun halli için muhtaç oldukları kredinin temini bakımından dilek; bir müfettişimiz vasıtasiyle mahallinde tetkik ettirildikten sonra mezkûr ilçeye bağlı köylerin tapulafnasınm yapılması kararlaştırılmış ve tefrik edilen bir tapulama ekibi Ger-mencik'e sevk edilmiştir.
Tapulamanın yurt ölçüs^ıdc tatbiki idaremiz için gaye olup içinde sayın Adnan Menderes'in en küçük maddî bir alâkası ve. ya çiftliği bulunmayan Germencik köylerinin tapulamasında her hangi bir mülâhaza hâkim olmayıp yalnız oradaki vatandas-
Matbuatla alâkasını kesen prens, fotoğrafının alınmasına bile müsaade etmemektedir- Fakat Vatikan sarayının dehlizlerinde, prensin, babası ile ne konuştuklarım, memleket ve malî işler hakkındaki ve ailevî müsave relerini duyup, haber sızdıranlar da yok değildir.
Siyatikten muzdarip olan Leo-pold, hastalığın karnına geçmesine mani olmak için, azamî itinayı göstermektedir.
Kendisine, Venediğin 35 km. uzağında bulunan Abano'ya gitmesi tavsiye edildi. Oradaki radyoaktif çamurlar, mafsal ve karın ağrılarına iyi gelmekteymiş.
Abano, bir su şehri: 40 oteli, 7 lüks mağazası var- Yerlilerin o-turdukları birkaç bina müstesna hiçbir hususî lojman yok.
Tedavi gayet basit: dumanı tütmekte olan çamur külçe bir taş masa üzerine 10 cm. kalınlığında seriliyor- Kral bu çamura girdikten sonra 44 dereceye kadar ısıtılıyor ve orada buram buram terliyor. Bir masajcı radyoaktif elemanları vücuda sokmak için elleri çomurda, didiniyor. Bu ameliyeden 15 dakika sonra Kral önce sıcak, sonra da soğuk su banyosuna giriyor. Daha sonra bir masaj daha ve oradan da yatağa...
Abano, bazı hususiyetler arze-den şehir: servet şehri, Italyalı-lar oraya «milyarlar getiren çamurluk» diyorlar. Ne aile pansiyonları, ne de lüks oteller... Sadece birkaç palas var. Palasta da müşteriler arasında bir kademe var- Leopold ve karısı prenses Rethy kendilerine lüks bir melce arıyorlar.
Önce karisiyle yanyana, gûya şahsî birer lüks oda tutarak orada her sabah çamur banyosu yapıyor. Meşhur doktor Pietro Eran di ve mahir masajcı Emilio onların hizmetinde- Sabah yataktan kendisini doktor kaldırır, çamur banyosuna sokar, sonra da yatağa. Böylece Leopold uyku ile uyanıklık aramda vakit ge-
Leopold aile efradından birkaç kişiyi getirmiştir. Orada kral kâtibi, hizmetçisi, şoförü ile mücehhez, konfor hayatı yaşıyor.
Otelcilik mesleği müşterinin isteğini haliriden anlıyabilmek sanatıdır. M- Degiorgis bu kaideye riayet ederek otelinin bir katım kral ailesine devretti. Leopold da 7 odası, 3 banyosu, bir bürosu olan otel kahnda şahane dem sürüyor. Yalnız yemek odası olmadığından kral ve kansı
mermerden yapılmış bir balkona çıkarak hem yemek yiyor, hem de etrafı seyrediyorlar, kendilerini gören yok-
Burası, mübalâğasız, bir ikâmetgâh...
HESAP PUSULASI
Fakat bu hayal âleminin ha-kikatla birleştiği bir nokta var: Bahşişsiz, günlük masraf tutarı 350000 frank. Tedavi için de 28000 frank. Böylece tedavi 10 milyonu zbulup geçecek bile.
Karnaval devrinde Venedik'i ziyaret eden Voltaire'in Candi-de’inden beri krallık durumu bazı mâli meseleler derpiş etmekte devam ediyor.
Kralın yıllık geliri 60 milyon-Fakat bu gidişle kendisine yet-miyecek ve ne yazık ki, bu meblâğın hepsi bugün elinde değil.
Tahttan çekilişinin akabinde hükümet kral ailesine 200 milyon
fakot

frank tahsis etti. Sabık kral naibi Charles için 60 milyon ayrıldı. Bu iki kardeşin arası Belçika tahtında beliren krizden sonra iyi değil- Prens naip bu halin son bulacağından ümitvar. Fakat kral inadında İsrar ediyor. İki kardeş orasında selâm - kelâm teatisi kalkmıştır.
Prens Baudoin’in son zamanlarda, babasının masraflarım kısması için kendisine rica etmek ye sarayda ikinci bir krize mahal verdirmemek için Brüksel'den Abano'ya gitmek niyetinde olduğu söylenmektedir. Bu haber Ro-ma’da teyid edildi- Fakat mülâ-katın mahiyeti henüz meçhuldür.
Yalnız Leopold'un 5 gün zarfında 5 kilo kaybettiği ve ancak formunu bulabildiğini söylemiş olduğu bir hakikattir.
N. Nihad ULKEKUL
Tiyatro
(Başı 2 nci sayfada) Genevieve Page; erkeklerden Maurice Escande, Maurice Don-neaud, Jacques Torrens ve Jean Demailly vardır.
Dekorlar Suzanne Reymond, Touchagues, Jean - Deniş Mal-cies, Jansen tarafından tanzim edilmiştir. Kostümler meşhur Pierre Balmain tarafından hazırlanmıştır.
Mme. Vera Korene trupunun Ankara’da Fransız tiyatrosuna lâyık temsiller vereceğini mu -hakkak sayarız.
Batı Birliği Kurmay toplantısı
Paris Radyosu, (Basın - Yayın) — Batı birliğine mensup beş memleket genel kurmay başkan-lan dün Brüksel'de bir toplantı yapmışlardır. Bir Amerikan ve bir de Kanadalı müşavirin hczır bulunduğu bu toplanh sonunda, hiç bir tebliğ yayınlanmamıştır-Toplantıda Almanya’nın müşte-rek savunma sistemine dahil edil mesi meselesinin incelenmiş olduğu sanılmaktadır.
Yapı Kalfa kursları
Bayındırlık Bakanlığınca, 948 yılından beri, memleketin muh-____________________ telif bölgelerinde peyderpey ya-Yardımsevenler Derneğinin her pı kalfa kursları açılmaktadır, sene Ankara Palas salonlarında Bu kurslara, duvarcı ve dülger tertip ettiği yıllık büyük balo ustalan kabul edilmekte ve bilgi-mevsimin birinci büyük balosu olması dolayısiyle çok güzel ve çok üstün geçeceği tahmin edilmektedir.
Derneğin Evkaf apartmanında, ki Genel Merkez toplantı salonunda memleketin değerli ve yardımsever kadınlarından müteşekkil bir grup muayyen günlerde toplantılar yaparak balonun noşeli ve eğlenceli geçmesi için çalışmaktadırlar. Balo şerefine Türkiye güzeli Güler Anman en son model tuvaletini derneğin dikiş atölyesinde diktirmek ve gönüllü olarak vazife almak nezaketini göstermiştir. Yardımsevenler derneğinin bu güzel balosu baloya iştirak e-denlerin hatıralarında (Müstesna bir gece olarak) yasayacaktır.
Yardımsevenlerin yıllık balosu
ı leri arttırılarak kalfalık yapabi-i lecek teknik elemanlar yetiştirilmektedir.
| 948 yılında bu burslardan 36
. birinci sınıf kalfa, 22 tane deı i-kinci sınıf kalfa mezun olmuştur-
949 yılında 76 birinci sınıf, 57
■ ikinci sınıf kalfa mezun olmuş-
I ’-'G’BMM
950 yılında, bu kurslara fazla i önem verilmiş ve, Eskişehir, Ay-• dm, Maraş, Konya, Mersin, ve
Izmirde yeniden yapı kalfa kurs-i lan açılmış ve tedrisata başlanmıştır.
Kurs mezunları teknik sahada . mühim bir boşluğu doldurmakta ı ve bilhassa yapı mühendis ve
■ fon memurlannın kâfi derecede ı mevcut bulunmadığı yerlerde
faydala tmektedir.
ların ihtiyaçları düşünülmüştür.
Ulus gazetesinde çıkan hava' dişin haklkata uymadığının sayın gazetenizde de neşrini rica ederim.
Vakitsiz toprağa düşen yaprak!
«Yazık oldu Süleyman efendiye!» diyenler oluyor. Fakat bunlar, ne Süleyman Efendiyi, ne de Orhan Veli’yi tanı-mıyanlardır. Onlar, ayrı ayrı, fakat ikisi de kuvvetli birer şahsiyettiler.. Oysa ki, şimdi asıl yazık oldu Orhan Veli Efendiye... Çünkü o, efendiliği bir lâkap olarak değil, bir sıfat olarak taşıyan insandı...
«Hayatımız, müfekkiremiz ne yaratırsa odur» diyen meşhur bir filozof, doğru bir söz demiştir. Orhan Veli’den sonra, müfekkiresinin yaratıkları yaşayan adama «öldü!» diyebilir miyiz? Onun yaşayan şiirleri, hayatın şiirleri değil
O, insan olarak, iç âlemin ıstıraplarını, teessürlerini iç âlemde görür ve onları ak-settirirdi. Hattâ onun için şiirlerinde bir kabuk manzarası olduğunu iddia edenler vardı. Fakat öyle bile olsa, o kabuk, hayatiyyetini iç âlemin kudretinden alırdı. Orhnn Veli, maddeleri yalnız olduğu şekildeki dış manzaradan al-
Yazan: Adviye FENİK
Şöhretmiş, kadınmış, para hırsı imiş,
Hepsini unuturuz!..
maz, kalemi ile parçalara ayırır, içleri birer dış haline getirirdi. Böylece hücrelere kadar iner, onları dahi, hattâ tahassüsleri dahi madde halinde bize verirdi...
O, Süleyman Efendi değildi; bir ıstrabı vardı, fakat nasırdan değildi. Eğer insanların katı kalbleri nasırlaşmışsa, bu ıstırabın böyle bir nasırdan geldiği söylenebilir..
Bir akşam uyudu. Uyanmayıverdi.
Aldılar, götürdüler.
Yıkandı, namazı kılındı gömüldü.
Duyarlarsa öldüğünü alacaklılar,
Haklarını helâl ederlerdi elbette.
Alacağına gelince,
Alacağı yoktu zaten rahmetlinin.
Öyle bir rüzgâr ki...
Kendi gitti,
İsmi bile kalmadı yadigâr. Yalnız şu beyit kaldı, Kahve ocağında ol yazısile «Ölüm Allahın emri, Ayrılık olmasaydı...»
Evet, biliyoruz, şimdi ismini bile yadigâr bırakmamak istiyenler bulunacaktır. Çünkü, ne hikmetso moda bir takıştırma ile ona solcu diyenler var. Fakat o, tahassüslerinde bile ıstırabı madde halinde bizo sunan bir şairdi; şiirlerinde milletçe çekilen ıstırapları anlatan bir insana, daha çok milliyetçi sıfatı yakışmaz mı?
Bu acıyı, ölümünden sonrası için hissetmiş olacak ki, bir gün şöylo yazmıştı:
Ölünco kirlerimizden temizlenir,
Ölünce Wz do iyi ad,am oluruz.
Fakat ne yazık ki, Orhan Veli ölünce temizlenmedi; çünkü hiç bir kiri yoktu. Yaşarken do iyi adamdı; ölünce do iyi adamdı. Yaşarken de iyi insandı, ölünce do iyi insan olarak kaldı.
En son eseri bir .dergi, bir yapraktı; güz mevsiminde yaprak sarardı; toprağa düştü.. Fakat gövde, o kaya gibi ayaktadır. No güzel tercümeleri vardı. La Forıtaino'i dahi türkçeye döndürmüştü.
Şimdi diyorlar ki, «mey» le ölmüştür. Demek Bon deminde «o bir akşam uyuyup da u.vanıvermediği akşam» Hay-yanı’ı bir yudum halinde içmiş olacak: Toprak Rubaileri... öyle bir toprak ki, insan yaratır, insan üretir ve insan eritir... Elbette ki, bu topraktan, bazan da Orhan Veli gibi insana sekir veren bir şarap destisi yapılır...
ftaç parçası, hı
■ • r, )
Kubaııa Orkestrası (Pl.) — 23.00 Konuşma — 22.15 Müzik: Şarkılar
— 22.45.M. S. Ayan ve Haberler
— 23.00 Müzik: Ailen Roth Orkestrası ve Varyete Müzlklçri ,(Pt.İ « 33.30 Program ta Kapaqıg.
Taharri et 10 — ir novl a dey-t 13 — EB. asude 14 — Niyet, istikamet.
Tcrtibedcn: N. Ü.
ANKARA RADYOSU
CUMARTESİ — 18/11/1950
7.28 — Açılış ve Program. 7.30 S. Ayan. 7.31 — Hafit Müzik (Pl. 7.45 — Haberler. 8.00 — Türkülor (Pl.) 8.15 — Tangolar (Pl.) 8.25 — ■ogramı vo Hava Raporu, rahms - SI Minör Kentet — Kapanış.
Açılış ve Program. 12.30 ı. 12.30 — Hafit Melodiler ) — Haberler. 13.15 — Klâ serleri. 13.30 — öftlo Gaze-
— Şarkılar. 14.00 — Rad-Orkestrası. 14.30 — Sen (Pl.) 14.55 — Konuşma:
erleri. 15.00 — Kayıp Mek-Raporu, Aksam P
Müzik: Dan
İ.) — 18.30 Müzik: 19-00 M. S. Ayarı ve 19.15 Tarihten Bir
9.20 Müzik: Yurttan 19.45 Radyo İle îngillz-
20 15 Radyo est Saat — - 21.15 Mü zik: Rudy Caatcllo İdarçsladç
hız 9 — Vilâyet, sİ. hulâsa 10
ZAFER
18/11/1950
Göçmelere dair kararname çıktı
(Başı 1 nci sayfada) bu kış için barındırılabilecek-leri göçmen sayısı tetkik ve tesbit edilmiş ve buna nazaran ilinizde muayyen bir miktarda göçmen barındırılması kararlaştırılmıştır.
Aşağıdaki esaslara göre ilinizde barındırılabilmesi mümkün bulunan göçmen adedinin tetkikiyle doğrudan doğruya Toprak ve İskân Müdürlüğüne derhal tellenmesi lâzımdır.
1 — İlinize bu kış barındırılmak üzere tertip edilecek bu göçmenlerin il merkezine ve bağlı ilce, bucak ve köylere taksiminde veya şehir ve kasabalarda mevcut mirî ve askerî boş binalarda toplu bir halde barındırılmalarında mahallî şartlara, icap ve imkânlara göre valiliğimiz tam bir serbestliğe sahiptir.
2 — İlinize mürettep göçmenlerin şevki işi izdiham ve karışıklığa mahal verilmemek için peyderpey gönderilmek su retiyle yapılacaktır.
Ancak, her ihtimale karşı va-liliğinizce bunlar hemen ve defaten gelecekmiş gibi hazırlıklı bulunulması ve bu hususta gereken her türlü tedbirlerin derhal ve zaman geçirilmeden alınması lâzımdır.
3 İlinize tettip edilecek göçmenlerin ilk sevk merkezlerinde tefriki yapılırken sanat ve meslekleri ve çiftçi olanların ziraatın hangi kısımların-da uğraşmış oldukları bölgenizin hususiyetlerine göre dikkat nazarına alınacaktır. Vali- , liğinizce* de bunların il dahili- , ne serpiştirilmlerinde bu esasların bilhassa göz önünde tutulması icabeder.
4 — İlinize gönderilecek göç-
menlerin kısa bîr müddet için 1 gerekli iaşe, ibate, yollama, te- ' davi, yakacak ve aydınlatma ' masrafları karşılığının malî im- 1 kânlar nisbetinde hükümetçe 1 sağlanması çareleri aranmakta- S dır. 1
Bununla beraber valiliğinizce r bu hususta hükümet tarafından 1 yapılacak yardım nazara alın-mksızm gereken bütün mahal- c lî tedbirlerin ittihaz edilmesi 1 ve ilinize mürettep göçmenlerin f bakımları ve barmdırılmaları t ve biran evvel kendi kendileri- 1 ni geçindirir duruma getirilme- r lerinin temin edilmesi zaruri- t dir. 1
5 — Bu maksatla il merke- i zinde bir göçmen komisyonu e ile, il merkezi ve bağlı ilçeler- 1 le bucak ve hattâ köylerde göç- t menlere yardım komiteleri ku- t rulması, bu komitelere mahal- z lî hürmet, muhabbet ve itima- ş
) dı haiz erkek ve kadın vatan-
- daların katılmaları, il merke-e zindeki komisyon ve komite-, ı nın bizzat başkanlığınız altın-
ı da bulundurulması, komiteler
- vasıtasiyle halktan toplanacak aynî ve nakdî her türlü iane
- ve teberruların Kızılay şubele-
- rinde,w olmıyan yerlerde Ziraat ı bankalarında bu iş için açtırı-ı lacak özel hesaplarda toplan -» ması ve bunlar elinde muhafazası, bu hesaplardan yapılacak
• her türlü sarfiyatın mahallî ı idare kararı ve il merkezinde ; vali ve ilçelerde kaymakamın ) onayı ile icra edilmesi lâzım-■ dır.
Bu suretle elde edilecek te-' berru ve ianeler ile şehir ve kasabalarda toplu bir halde barındırılacak olanların her türlü ihtiyaçları karşılanacağı gibi köylere misafir edilmiş o-lan göçmenlere de lüzumu halinde gerekli yardımlarda bulunulacaktır.
İl içindeki yardım komitelerinin topladığı iane ve teber-ruları valiliğiniz, vilâyet dahilinde hasıl olacak lüzum ve ihtiyaçlara göre sarf ve idareye mezundur.
6 — Gelecek göçmenlerin u-zun müddet iaşe ve iabeteleri-ne imkân olamıyacağmdan va-liliğinizce bunlara en kısa müddet içerisinde birer iş temini cihetine gidilmekle beraber bu durum kendilerine de münasip lisanla anlatılacak ve ilk banndırılmalanndan itibaren (15) gün içinde birer iş tutmaları konusu üzerinde ö-nemle durulacaktır.
7 — Bu memleketşumul hizmetin aziz Türk Milletinin asi-lâne anlayışı, civanmertliği ve fevkalâde misafirperverliği sayesinde kolaylıkla başarılaca -ğına emin bulunuyorum. Valilerimizin de alacakları isabetli tedbirlerin bu işin iyi bir şekilde yürültmesinde ve sağlanmasında birinci derecede â-mil ve müessir olacağına kaniyim.
Bu hususta ilinızce vilâyet dahilindeki bütün mülkî teşkilâtın her türlü imkânlardan faydalanmak suretiyle gereken bütün tedbirlerin plânlı bir şekilde ve zamanında alınması- , nı, gönderilecek göçmenlerin hiçbir suretle sefaletlerine mahal bırakmıyacak şekilde barındırılmalarının ve misafir , edilmelerinin sağlanmasını ve . kendilerine elden gelen her türlü şefkat ve ihtimamın gösterilmesini üstün gayret ve va- , zife severliğinizden bekler ba- • şanlar dilerim.»
Koreden mektup
(Başı 1 nci sayfada) yük ve birbirine bitişik milsta-til şeklinde iki oda... Oda, cadde tarafında bir dehlizle diğer odaya bağlı... Bu dehliz bir paravanla örtülmüş... Burası Kurmay Başkanınım.. Generalin kendi odasının kapıya olan tarafı da bir paravanla ayrılmış, burada hususî kalem mensupları oturuyorlar. Kapılarda askerî polis = (M.P.) işaretini taşıyan çok İri Zenci askerler yer almışlar... Paravanların generale taraf yüzlerine müteaddit haritalar asılmış, son harp durumunu tesbit ediyor. Geniş fakat mütevazı bir masa, masanın arka sağında Amerikan, arka solunda da Türk bayrağı dikilmiş... Anlaşılan her ecnebi komutan kabul edildikçe onun bayrağı sol tarafa konuyor. Kapıda bir dakika kadar beklemenin sebebi de bu olsa gerek... Doktor Kâmil İdilin tercümaniyle General ve Kafile komutanımız bir müd det konuştular. General işin bittiğinden vo biraz çete temizlemesi kaldığından bahsediyordu. Bütün Amerikalılar gibi General de neşeli ve şakacı bir adam. Komutan da aşağı kalmadı ve:
— Generalim bütün bunlar güzel şeyler. Fakat biz isterdik ki arkadaşlığımız ve dostluğumuz namına biraz da bize bıVak-saydınız... Doğrusu arkadaşlığa pek uymadı bu hareketimiz, diye şaka ediyordu..
Başmakaleden devam:
Sözlü soru
Kore’de Türk taarruzu
(Ba$ı 1 nci sayfada) üzere hazırlandıklarını bildirmiştir.
Eskiden Kuzey Kore Kuvvetleri Başkomutanı olan General Kinşong, bu çetecilerin başında bulunmaktadır Şung -Pong - Ok, ezcümle şunları söy lemiştir:
(— 10 gün evveline kadar teşkilâtlandırılmış çeteci grup-lariyle karşılaşıyorduk, fakat şimdi Kin-şeyk-Hu kuvvetleri teşkilâtlandırılacaktır.
Güney Kore ordusunun iyi alayı 17 inci alaydır.______
kuvvetler 25 inci Amerikan tümenine mensup kuvvetler ve Filipinlilerle Türk alayları ile birlikte Seul’un 50-60 mil kuzeyinde en büyük komünist cebine karşı taarruza geçmişlerdir.
Bu suretle Birleşmiş Milletler kuvvetleri komünistlerin Seul’e hücum etmek yolundaki plânlarını akim bırakacak -lardır.»
en
Bu
mış ve bir erimiz de tedavi edilmek üzere Amerikan hastane gemisi Havven’e nakledil-
Kuzey Kore’yi birkaç gün-denberi Sibirya soğuğu kaplamış bulunmaktadır. Bununla beraber soğuğa karşı her türlü tedbir alındığından bizimkiler hayatlarından memnun gözükmektedirler. Şimdiki halde çarpışmalar daha çok çetelerle yapılmaktadır.
Ankara Ajansının asılsız bir haberi
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünden bildirilmiştir;
Bir şehit verdik
Cumhuriyet gazetesinin Kore harp muhabiri Faruk Fenik gazetesine şu telgrafı göndermiştir:
Seul — Komünist Kore çetelerinin birliğimizin bir kısmını cepheye götürmekte olan trene yaptıkları baskın neticesinde yaralanan Türk subay ve erleri derhal tedavi edilmek ü-zere hastanelere kaldırılmışlardır. Bu baskında bir erimiz de şehit olmuştur. Komünist çeteciler savaş bölgesinde birçok ölü ve yaralı bırakarak derhal çekilmişlerdir. Düşmana a-ğır bir darbe indirirken yaralananlar şunlardır: Ali öz, Haşan Üstün, Gıyaseddin, Meh-* met îlyas, Bahaeddin Göktepe. Yaralılardan ikisi derhal uçakla Tokyo’daki askerî hastaneye nakledilmişlerdir. îki yaralı da İnchon’daki hastaneye yatırıl-
Tesis edildiği gündenberi halk likitlerini kasden bulandırmak için mütemadiyen asılsız havadisler uyrudan Ankara Ajansı tarafından neşrolunup 15 tarihli bazı gazetelerde görülen ve et kombinaları uzmanı Mr. McKee’nin Ofis ileri gelenleriyle geçimsizlik yüzünden istifa ederek ayrıldığına mütedair bulunan havadis de yalandır.
Mr. McKee, istifa etmemiş, mukavelesinin hitamına mebni ayrılmıştır. Ofisimize yazdığı veda mektubunda da bizimle çalışmaktan memnuniyetini bil hassa belirtmekte ve daha fazla kalamadığından dolayı teessürünü beyan etmektedir .
Umumî efkâra arzolunur.
General teminat verdi:
— İnanın ki size de bir çok işler düşecek.. Türk kahramanlığını isbat etmenize lüzum olmamakla beraber buna fırsat vereceğiz...
Kahveler içildi.. Lûtuflarına teşekkür ederek Generalin yanından ayrıldık. Şubeleri ve bilhassa bizimle ilgili ikmal, eğitim, harekât kısımlarını dolaştık. Bunlarla tanıştık. Yine Doktor îdil ve Amerikan irtibat subayıyla birlikte istasyona dön dük.. Kafile tamamen binmiş ve harekete hazırdı...
Fakat hayret.. Bizim metler şimdi de Kore’ce mişler, Korelilerle konuşuyorlardı. Koreli «Merhaba, diyebiliyor. Bizimkiler de «Haşim ni-ka.. Bu iki kelime birbirinin karşılığı... Birbirimizin parasın-; dan pek anlayamıyoruz. Buna mukabil mübadele var: 2 sigaraya bir elma... Sigara adedi elmanın büyüklüğüne ve güzelliğine göre değişiyor. 3 : 4 sigaraya kadar piyasa var.. Nihayet Doktor Kâmil İdil ve bir kısım Amerikalı dostların teşyii arasında tren şimale doğru hareket etti... Banliyö istasyonlarını birer birer geçtikten sonra meşhur (Naktong) nehrini takip etmeğe başladık. Bu nehirde küçük vapurlar, yelkenliler ve motörlü kayıklar var... Etraf hemen kâmilen elma, Trabzon hurması bahçeleri, pirinç, turp ve şalgam tarlaları ile dolu...
Dağlara haricinde bir kanş bile ekilmemiş, sürülmemiş yer yok... Kore yukarıdan aşağı sarkmış bir torbaya benziyor. Her halde büyük bir zelzele ile sarsılmış ve bir anda bir kaç yarık hasıl olmuş... Yarıklar dere, nehir,, tümsekler de dağ o-larak kalmış.. Tümsekler orman, yarıklar tarla, bahçe.. Tren güzergâhı ayni zamanda şose güzergâhı... Bu memlekette ova denilecek saha yok gibi... Tren, şose, dere,. Bu üç çizgi bazan birbirini keserek bazan dolaşarak fakat umumiyetle birbirine paralel şimale doğru uzanıp gidiyor. Bu boğazların pek darlaş tıkları yerlerde demiryolu diğer yollara yer bırakmış olmak için tünele girip çıkıyor. Tek değişiklik bundan ibaret...
Meh»
Bu müşterek paralele amut o-larak gelen dereler ve dereciklerin hepsi bir köy, havuzların.! üzerine kadar su çkarmak suretiyle tanzim edilmiş pirinç tarlaları. Yol boyu insan dolu. 30 milyon nüfusu memleketin ’ onda birini teşkil eden bu derecikler etrafında yaşıyor. Bittabi müthiş bir kesafet.. Dediğim gibi şehirlerin, köylerin hududu, başlangıç ve sonu hemen hemen belli değil... Zaten bu yüzden de bilhassa işgal altına giren kısımlar havadan müthiş zarar görmüşler.. Bir çok şehir ve köylerin maruf tâbirle hâk ile yeksân olduğunu söylüyorlar.
POYRAZOĞLU
T. C. Ziraat Barikası Merkez Müdürlüğünden
Maliye Bakanlığı Merkez Kambiyo Müdürlüğünde Paris’te tahsilde bulunan Ali Kökbudak Ekim - Aralık 1950 ödenekleri için verilen 15/9/1950 tarih A. 99204 V. 49827 sayılı 950 liralık kambiyo müsaadesi Bankamızca kaybedilmiştir. Yeni müsaade alınacağından eskisinin hükmü kalmadığı ilân olunur.
T. C. Ziraat Bankası Merkez Müdürlüğü. (8598) 2521
yağmurları! lâzımdır ki, milletvekilleri yeni kanunlar hazırlamak, ı cut kanunları:
nı meydana çıkarmak için çok, hem de pek çok çalışmağa mecburdurlar ve bu vazifeyi yerine getirmek için hakikaten kendilerini harcıyacak derecede gayret sarfetmektedirler.
O halde, her iki şıkkı, sözlü sorularla kontrolü v riî vazifenin İfasını
Bugün sözlü soru müessesesi-ni daha verimli bir şekilde işletmek için ne yapmalı?.. Bu hususta İngiliz Parlâmentosundan misal alabiliriz. îngiltere-de, sözlü sorular için her oturumda tek bir saat tahsis edilmekte, ve müddet dolar dolmaz da diğer işlere geçilmektedir. Bunun dışında soruların vo cevapların da kısa olmasına son derece itina edilmektedir. O kadar ki bu bir saat zarfında 60 sorunun cevaplandırılması tabiî bir hale gelmiştir. Esasen Bakanın sorulan sualin içinde kalarak cevap vermesi, ve soru sahibinin de mütalâasını sonradan aynı şekilde söylemesi gerektir. Eğer bir sözlü soru, aslında uzun olur, ve alâkalı Bakan da vaziyeti teşrih için bir saat cevap verirse, işler- uzar. Ayrıca soru sahibinin 15 dakikalık bir mütalâa dermeyan etmek hakkını da hesaba katmalıdır. İşte bunlar yalnız bir soru ve cevabının ne kadar zamana ihtiyacı olduğunu gösteren müspet delillerdir.
Sözlerimizi bitirmeden evvel bir noktaya daha işaret edelim: Parlâmento hayatında sözlü sorunun tesisindeki en mühim maksat, bazı meseleleri etraflı bir şekilde milletvekillerinin ıttılaına arzetmek ve bunları u-mumî efkâr önünde açıklamaktır. Bu mühim noktada da elbette ki zamanla gayeye doğru gidi 1 lecektir. Kanunlar üzerinde çalışmak için daha çok zaman ayrılması lüzumunu takdir eden milletvekilleri, sözlü soruların umumî efkârı alâkadar etmesine bilhassa dikkat edeceklerdir.
Fakat bizim kanaatimize göre, hangi devirde olursa olsun sözlü soru yağmurlarını feyizli kılabilmek için İç Tüzükte bir tadil yapmak ve böylece muasır parlömanter sisteme tam bir surette intibak etmek lüzumu âşi-kârdır.
Mümtaz Faik FENİK
i de,
aksak tarafları-
ve teş-telif etmek
Cumhur Başkanı Londra Elçisini kabul etti
Cumhur Başkanı Celâl Bayat dün Çankaya’da mezunen Anka ra’da bulunan Londra Büyükelçisi Cevat Açıkahn'ı kabul ve öğle yemeğine alıkoymuştur.
Bu kabulde Avrupa seyyaha-tinden yeni dönmüş bulunan Dışişleri Bakanı Prof. Fuat Köprülü ile Dışişleri Umumî Kâtibi Büyükelçi Faik Zihni Akdur da hazır bulunmuşlardır.
gemimizin seyahati
Genelkurmay Başkanlığından bildirilmiştir:
«16/11/1950 gün ve 351 sayılı yeni İstanbul gazetesinde, seyahatte bulunan gemilerimi-1 zin Amerikan - Italyan Donan- i malarının müşterek manevralarında Taranto’da bulunacağı haberi çıkmıştır.
Okurlarımızı hamil muhriplerimizin, yalnız çeşitli limanlara iadei ziyaret ve eğitim maksa-diyle, Akdeniz’de seyahat etmek te oldukları ve diğer hiç bir hususla ilgilenmiyecekleri tavzih olunur .
Denizcilerimiz Atinada
Atina, 17 (a.a.) (Atina ajansı bildiriyor) — Phalere koyunda demirleyen Türk muhriplerinin komutanları ve askerî talebeler bu sabah Atina’daki meçhul asker anıtına çelenk koymuşlardır. Bu merasime Türkiye Büyükelçisi, Deniz Genel Kur may Başkanı ve Yunan bahriye-sine mensup birçok subay iştirak etmiştir.
Öğleden sonra askerî talebeler Atina’daki müzeleri ziyaret ettikten sonra Türkiye Büyükelçiliğindeki kabulde hazır bulunmuşlardır.
Türkiye ve
Arap âlemi
B. M. Meclisinin dünkil toplantısı
Cumhurbaşkanı Sıtma Savaş kongresinde
(Başı 1 nci sayfada) ni kongreye arzetmişlerdir. Çel- ' tik memleketimizin mühim bir mahsulüdür. Bir çok vatandaşlarımız bu sayede geçinmekte, ve pirinç, nüfusumuzun önemli bir gıdasını teşkil etmektedir. Hem çok su isteyen ve sulak yer (de yetişen pirinç istihsalini korumak, hem de vatandaşları sivrisinek âfetinden kurtarmak ciddiyetle üzerinde durulacak bir mevzudur. Sıtma savaşında vazife almış bir çok değerli doktorlarımız, bu husustaki fikirlerini anlatmışlar ve D. D. T. nin tesirleri hakkında etraflı malûmat vermişlerdir. Tarım Bakanı Nihat İğriboz da bu mevzuda geniş ve teknik izahlarda bulunmuştur.
Varılan neticeler, aşağı yukarı tebellür etmiş gibidir: mem lekette çeltik bölgelerini ayırmak, ve böylece mücadeleyi teksif etmek mümkündür. Ayrıca D.D.T) den da faydalanılacaktır. Fakat bu arada hayatını yalnız çeltiğe veren köylülerin vaziyeti de ayrıca düşünülecektir. Eskiden beri mevcut Çeltik Kanununun ihtiyaçları daha iyi temin edecek şekilde değiştirilmesi de çok muhtemeldir.
Şurası dikkate şayandır. Sıtma ile Savaş Kongresi, bu savaşın 25 inci yıldönümünde toplanmıştır. 25 senede çok işler başarılması mümkün olduğu halde, sıtma savaşı kökünden halledilmiş değildir. Kongre bu gayenin en kısa bir zamanda elde edilmesi için her halde çok esaslı ve yerinde tedbirler ala-
Cumhurbaşkanımızın nutku çok iyi karşılandı
Mersin, 17 a.a. — Suriye Cumhurbaşkanı Haşim El Atta-şi bugün Mersin’de münteşir Toros gazetesi muharririni Şam’da Cumhurbaşkanlığı köşkünde kabul ederek yarım saat kadar devam eden bir görüşmeden sonra aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
«— Cumhurbaşkanına sayın Celâl Bayar'ın Büyük Millet Meclisini açış nutuklarında, A-rap memleketleri hakkmdaki sözleri yalnız Suriye’de değil, bütün Arap âleminde çok iyi karşılanmıştır.»
Memleketimiz hakkında samimî temennilerde bulunan Haşim El Attaşi, Türk kültürü ile yetiştiğini sözlerine ilâve ederek, OsmanlI Devleti zamanında, Akkâ, Cebelibereket, Burdur mutasarrıflıklarında bu lunduğunu ve iki memleket a-rasmdaki dostluğun teatisi için elinden geldiği kadar çalışacağını söylemiş, Türkiye - Suriye dostluğunun ilelebet devam e-deceğini bilhassa belirtmiştir.
Çok çirkin bir
Bir zorba tevkif edidi
Bundan altı ay evvel, Boz-kurt mahallesinde oturan Nermin isminde bir kadının evine zorla girmeğe teşebbüs eftiği iddia-siyle hakkında dâva açılan civar sakinlerinden Ahmet Sansız du-
(Başı 1 nci sayfada) leri hakkında tenkid değil, çirkin ve galiz bir hücum yazısı neşredilmiştir. Devlet Tiyatrosu Genel Müdürünün fikir ve kanaatleri ve böyle bir yazı yazmak seciyesi hakkında bir şey demek aklımıza gelmez ama, şahsî garaza dayandığı aşikâr olan bu nevi bir yazının neşir yeri, memlekette bunca gazete, sanat mecmuası dururken, Devlet parasiyle çıkarılan resmî bir broşür olmamak gerekirdi kanaatindeyiz. Şehrimiz sanatsever çevrelerinde de teessürle karşılanan bu hâdiseye Millî Eğitim Bakanlığının dikkatini çeker, sayın Genel Müdüre şu veya bu muharrire çatmak için devlet organlarından istifade edemiyeceğinin ve onları hiçbir zaman istismar hakkına sahip olmadığının hatırlatılmasını rica ederiz.
ruşmalara icabet etmediği için dün yakalanarak adalete teslim c(dilmi$tir.
(Başı 1 nci sayfada)
Filhakika dün, oturum açılmadan evvel, bu intizarın aşikâr alâmetleri, koridorlarda gruplar halinde toplanıp konuşan milletvekillerinin her hareketinde kolayca müşahede edilebiliyor du.
Kış devresi çalışmalarına henüz başlamış bulunan parlâmentomuzda, bir yanlış anlayışın yarattığı nahoş hâdise üzerinde C.H.P. muhalefetinin ısrar edip etmiyeceği ve başkanlık divânının, tarafsız siyasî çevrelerde de çok iyi karşılanan karan etrafında yeni bir münakaşa mevzuu açmağa çalışıp çalışmıyaca. ğı, fikirleri kurcalatan bir mevzu olarak münakaşasına ve kulis arası sohbetlere esas teşkil ediyordu.
Fakat hâdise hiç te beklendiği gibi çıkmadı ve celse açıldığı zaman, liderleri müstesna bütün C-H.P. milletvekillerinin, bir o-turum önceki şiddet ve asabiyetten azade olarak Mecliste yer aldıkları görüldü.
İlk sözün C.HP. Yozgat Milletvekili Avni Doğan tarafından alınması, bu dikkat ve alâkanın bir kat daha artmasına yol açtı. Fakat, dünkü müzakerelerin tafsilâtı sırasında da işaret edileceği veçhile, gergin hava derhal zail oldu. Hatta, müzakerele* rin umumî cereyanına, az rastlanır bir huzur hâkim oldu. Bu durum bütçe mevzuundaki bir sözlü sorunun görüşülmesi sırasında bile derişmedi.
Sert tartışmalara sahne olacağı, umumiyetle kabul edilmiş gibi görünen dünkü celsenin, beklendiğinden bambaşka bîr hava içinde başlayıp, bitmesinde belki de, görüşülen ilk sözlü sorunun, mevzuu mühim rol oynadı.
DDNKO CELSENİN TAFSİLATI
Büyük Mille# Meclisinin dünkü oturumunda ilk sözü, celse açılır açılmaz C.H P. Yozgat Milletvekili Avni Doğan aldı ve geçen celsede cereyan eden hadise dolayın ile C.H-P. Meclis Grupu tarafından, başkanlık divanına vaki mâracaat hakkmdaki kararın tavzihini istedi.
Başkan Sıtkı Yırcalı, tebliğin. Başkanlık divanı ruznamejsine konulmak üzere mütalâa edildiği, ni bildirmesi üzerine gündeme geçildi.
GAR GAZİNOSUNUN DURUMU VE PERMİ MESELESİ
«Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yabancıların seyahati» hakkmdaki sözlü soru, soru sahibinin ikinci defa Mecliste bulunmayışı karşısında gündemden çıkarılmıştı.
Bu arada kürsüye gelen İşletmeler Bakan Muhlis Ete'nin, Zonguldak limanı hakkmdaki sözlü sorusu, tetkiki için 15 gün tehirine dair teklifi kabul edilerek, «Gar Fazinosunun sureti ican, lojmanlar, permi ve parasız pasolar» hakkmdaki sözlü sorunun müzakeresine geçildi.
ULAŞTIRMA BAKANININ İZAHLARI
Kürsüye gelen Ulaştırma Bakanı Seyfi Kurtbek, zaman zaman hayret nidalarına yol açan izahlarda bulundu ve Gar Gazinosundaki banyoluğun 1939 da ayda 2 liraya, hem de pazarlıkla kiraya verildiğini, elektrik, kalorifer ve su ücretinin de idareye ait olduğunu. Gar Gazinosunun, 80 liraya kiraya verildiğin?, idareye ait olan ısıtma ve aydınlatma masrafı için yılda 22.157 lira ödendiğini açıkladı.
Seyfi Kurtbek, icar bedelinin son zamanda, yılda 7200 liraya çıkarıldığım, idareye yükletilen külfetlerin de kaldırılması cihetine gidildiğini söyledi- Büfe ile büvetin 3312 liradan kiraya verildiğini bildirerek lojmanlarda haksız yere oturan 40 kiracının tahliyesi için gereken muameleye tevessül edildiğini bgyan e-den Seyfi Kurtbek, permi ve parasız paso'lann suiistimal edildiğini, buna kafî surette mani olunacağım ilâve etti.
TEHİR EDİLEN SORU
Hariciye köşkü hakkmdaki sözlü soru münasebeti ile kürsüye gelen Dışişleri Bakanı Prof- Fuat Köprülü, seyahatten bu sabah avdet ettiğini beyanla, sorunun tehirini rica etti.
YABANCI UYRUKLU GARSONLAR
Corum Milletvekili Haşan Ali Vural tarafından «yabancı uyruklu garsonlar» hakkmdaki sözlü sorusunu Çalışma Bakam Haşan Polatkan cevaplandırdı. ÇALIŞMA BAKANININ İZAHLARI .
Bu mevzuda geniş izahlarda : bulunan Haşan Polatkan Bakanlığın da, garsonluğun Türk vatandaşlarına münhasır olması lüzu- ı muna kani olduğunu, kâtip, mu- ı hasip, metrdotel unvanları ile ı
hile yoluna sapanlarla mücadele edileceğini, bunların isten men edildiğini söyledi.
SEÇİM TUTANAKLARININ TASDİKİ
İlgili bakanların Mecliste bulunmayışları karşısında diğer sözlü soruların müzakereleri tehir olundu. Müteakiben Yozgat milletvekilliğine seçilen Niyazi U-nal Altılı, Faik Erbaa, Avni Doğan, Yusuf Karslıoğlu, Fuat Ni-zamoğlu, Haşim Tatlıoğlu ve Haşan Oçöz'ün secim tutanakları hakkmdaki komisyon raporu o-kunarak, bu zevatın milletvekillikleri kabul edildi.
Türkiye - Norveç ve Türkiye • Belçika - Lüksemburg ticaret anlaşmalarının onanmasına dair kanun tasarıları da bundan sonra kabul olundu.
Maliye Bakanının izahları
Bu arada Başkan, Maliye Bakanı Halil Ayan’ın gelmiş olduğuna işaretle, Sivas Milletvekili Halil tmre tarafından sorulan «Bütçenin hazırlanma prensipleri ve bu bakımdan Marshall Yardımının tatbiki, mevzuupda-ki sorunun cevaplandırılabilece -ğini söyledi.
Bunun üzerine kürsüye gelen Halil Ayan, yeni bütçenin tetkik ve hazırlık safhasında olduğunu belirterek geniş izahlarda bulunamıyacağını söyledi ve Marshall plânından sağlanan yardım ve bundan mütevellit vazifelerle Devlet Bakanlığının meşgul olduğunu beyan etti, mezkûr yardımın ayrı bir bütçede gösterilmesinin, vuzuhu sağ-lıyacak vahdet bakımından doğru olmadığını ilâve etti.
Halil Ayan Marshall yardı -mından temin edilen krediler bütçelere intikal şekilleri etrafında da geniş açıklamalarda bulundu. Bu borçlardan mütevel lit faizlerin 1952 de, resülma -lin de 1956 da ödeneceğini bil -dirdi ve eski iktidarın 154 milyon liralık bütçe açığını, Marshall plânından nasıl kapadığı hususunda şu malûmatı verdi:
«— Marshall yardımından istifade suretiyle ithal edilip piyasada satılan malların bedeli buna ait kanunla tasdik edilmiş, mukaveleler mucibince Merkez Bankasındaki iki hesaba yatırılır.
Bu hesaplardan birisine yüzde 95 hesabı, diğerine de yüzde beş hesabı denir. Yüzde doksan beş hesabında biriken paralar yekûnu büyükçedir.
1950 bütçesini tanzim eden bizden evvelki iktidar yüzde doksan beşler parasından bütçe açığını kapatmak için istifade etmek istemiştir. Çünkü Amerikalılarla aramızda teati edilmiş olan mektuplarla - ki bilâhare bir Kanunla tasdik edilmiştir -, Türkiye hükümeti zaman zaman mutabık kalınacak esaslar dahilinde bu hesaptan para çekebilir, diye kayıt vardır. Eski iktidar bu hesaptan, bu hükümden istifade etmek istemiştir. İşin mahiyeti budur. Bu rakam Marshall palânında, Türkiye bütçesine yardım gibi mütalâa edilmemek lâzım gelir.»
Gündemde görüşülecek başka madde bulunmadığı için celseyö son verildi. j
Büyük Millet Meclisi pazartesi günü saat 15 te toplanacaktır.
SPOR
Demirspor Havagucü ile karşılaşıyor
Lig maçlarına bugün de 19 Mayıs Stadında devam edilecektir- Günün ilk karşılaşması An’ karagücü - Kalespor, ikinci karşılaşması da Demirspor - Hava-gücü arasında yapılacaktır.
Geçen hafta Harp Okulu gücünü 3 - 2 yenmeye muVaffak olan Havagucü karşısında bugün De-mirsporun nasıl bir netice alaca, ğı merakla beklenmektedir.
Demirsporun durumu bu sezon iyi değildir. Mavi - Lacivertlilerln bu bozuk oyunlan acaba bugün de devam edecek midir?
Havagücü ise geçen hafta Harp okuluna karşı çıkardığı güzel o-yundan sonra ihmal edilecek bir kuvvet olmadıklarım göstermişlerdir- Bu bakımdan bugün Ha-vagücü - Demirspor karşılaşmasının hayli çetin olacağı tahmin edilmektedir. Fenerbahçe bugün İsveç takımı ile karşılaşıyor
İstanbul, 17 (Hususî) — Şehrimizde 4 maç yapacak olan İsveç’in Elfsborg futbol takımı bu akşam 18.40’da uçakla şehrimize gelmiştir.
İsveç takımı ilk maçını yarın saat 14.30’da Dolmabahçe stadında Fenerbahçe ile, Pazar günü de gene ayni saatte Galatasaray ile yapacaktır .
Hasta bakıcı
kursu
(Başı 1 nci sayfada) topluluğu hazır bulunmuştur. Sağlık Bakanının nutku
Kızılay Genel Başkam Ali Ra-na Tarhanın kısa bir hitabesinden sonra kürsüye gelen Sağlık ve Sosyal Yardım Bakam Dr-Ekrem Hayri Ostündağ harpte ‘ve sulhte her çeşit hastalık ve felâketler karşısında mustarip beşeriyetin daima kadın şefkatine muhtaç olduğunu, hasta bakıcılığın bu şefkatin timsali olarak meydana geldiğini belirterek nutkuna başlamış, hastabakıcılığın Kırım Harbi sırasında Tür-kiyede teşkil ©dildiğini hatırlatmış, bizde hastabakıcılığın tarihçesini anlattıktan sonra sözlerine şöyle devam etmiştir:
«— Türk kadım,, yurt ve millet ihtiyaçları karşısında her zaman hassasiyet göstermiş ve icabında memleket müdafaası işlerinde de beşerin takati haricinde çalışmasını bilmiştir. Bu itibarla, bu şefkat ve insanlık vazifesinde de muvaffak olacağı muhakkaktır. Yurdumuzun aziz misafirleri ecnebi bayanlar da bu hayırlı teşebbüse katılmak arzusunu gösterdikleri takdird©, memnuniyetle karşılıyacağımızı belirterek Kızılay’ın organize ettiği, Sağlık Bakanlığı ile Türk - Amerikan Kültür heyetinin de destekliyece-ği bu gönüllü hemşireler kursunu açar ve muvaffakiyetle devam etmesini temenni ederim.» Bayan Russell Dorr’un nutku Bundan sonra söz alan Mrs. Russell Dorr ev hastabakıcılığının ehemmiyetini belirterek demiştir ki:
«— Ev hastabakıcılığı ile bu kadar yakından ilgilenen sîzleri burada görmenin beni ne kadar mütehassis ettiğini ifade etmekten acizim. Bu kursu geçen seleden beri tasarlamakta olduğumu ve nihayet Sağlık Bakanlığının, Kızılayın ve Bayan Bengisu ile komisyonunun çalışmaları ve yar dimi ile bu güzel fikrin gerçekleşmiş olduğunu söylemek bana saadet vermektedir.»
«Ev hastabakıcılığı kursunun Ankarada olduğundan daha elzem olduğu yerlerin Türkiyede pek çok bulunduğunu sanıyorum. Ateşli bir çocuğu nasıl banyo yapacaklarını, ihtiyar anneleri, nin bakııp isteyen gözlerine nasıl ihtimam göstereceklerini, sari has talığı nasıl anlıyacaklanm, verem den şüphe edince nasıl hareket edeceklerini ve nihayet sevdiklerinin hastaneye gittiği zaman nelere ihtiyaçları olduğunu bilmeyi arzu eden kadınların sayısı da eminim ki pek çoktur.
İşte memleketinizin idare mer kezinde oturan siz bayanlar bu isteklere ve Gönüllü Hastabakıcı Grupu çalışmalarına önderlik edeceksiniz- Bundan bir kaç se ne evvel de gönüllü hastabakıcı lık kursuna iştirak etmiş olan ba yanlar bulunduğunu biliyorum. Belki bunlar da kurs çalışmaları sonunda işe başlıyacak olan grupla çalışmak istiyeceklerdir.
Önder olacağınız için hastaneye yararlı olabileceğinize ve memleketin diğer yerlerindeki kadınlara da güzel bir örnek olmaya gayret edeceğinize eminim. Gayet tabiidir ki memlekete millî bir hizmet yapacağınız anlarda iş başına çağırıldığınız zaman ise bu işe hazırlıklı olmuş bulunacak ve icap eden yerlerde yardıma koşabilmek şerefini haiz olacaksınız-
Sîzleri tanımak ve arkadaşla, rım diye hitap etmekle büyük bir gurur duyuyorum. Teşekkür ede-
Kurs gün ve saatleri
Mrs. Russell Dorr’un konuşmasından sonra kurs programı o-kunmuş ve toplantıya son verilmiştir.
Kursta dersler haftada üç defa pazartesi, çarşamba ve cumartesi sabahlan saat 9.5 - 11-5 a-rasında Kızılay merkez binasının konferans salonunda verilecektir. Kurs beş hafta nazarî ve boş hafta pratik olmak üzere iki buçuk ay devam edecektir.
Kursa iştirak için ilkokul mezunu olmak ve Türk vatandaşı bulunmak kâfidir. Kursa katılmak istiyenlçr iş saatlerinde Kızılay merkez binasında kaydolabilirler-
Orhan Veli toprağa verildi
İstanbul, 17 (Telefonla) — Ölümü kendisini tanıyanlar a-rasında derin teessür uyandıran şair Orhan Veli’nin cenazesi bugün Beyazıt’ta öğle namazını müteakip kaldmla-rak Rumeli Hisarındaki aile makberesine defnedilmiştir.
18/11/1950
ZAFER
Sayfa: 5
Ordumuzda mecburî hizmet müessesesi
(Başı 2 nci sayfada) maalesef bugün mahzurlar kü-çümsenemiyecek, bilâkis acele ele alınarak halledilmesi gereken bir hale gelmiştir. Bilhassa son senelerde bütün milletçe üzülerek sık sık şahidi olduğumuz mahzurlardan bahsetmek faydalı olur.
1 — Henüz geniş bir muhakeme kabiliyeti ve istikrarlı bir karakter iktisap etmeden askerliğe intisap edenlerden çok cüz’î de olsa bazı şahıslar bilâhare henüz mektepte iken veya subay olduktan sonra askerlik mesleğinin icaplarına uyamıyacağını ve bir ömür boyunca asker kalamıyacağını anlıyor, askerlikten ayrılmaya karar veriyor.
Artık bu şahıs için o andan itibaren müeyyide ve terfi e-dememenin hiç kıymeti yoktur. Askerliğin şartı olan en mâkul talimat ve emirler o şahsın üzerinde daimî bir mâ-nevî baskı yapmaktadır. Askerlikten ayrılmak çarelerini aramaktan başka bir şey dü-şünememektedir ve nihayet şahsî, aile ve ordu şerefini rencide etmesi; kendisinin ve ailesinin maddî sıkıntılara düşmesi bahasına da olsa Askerî Ceza Kanununun muaddel 153 maddesinden (1 — Fahişeliği veya iffetsizliği anlaşılmış bir kadınla bilerek evlenen veya evlilik bağını devam ettirmekte veya böyle bir kadını yanında bulundurmakta veyahut karı-koca gibi herhangi bir kadınla nikâhsız olarak devamlı surette yaşamakta ısrar eden askerî şahısların ordudan ihracına ve bu fiilî askerlikten çıkmak maksadı ile yapmış oldukları sabit olursa tardları-na hükmolunur) faydalanarak askerlikten ayrılma yoluna sapıyor.
Bililtizam iffetsiz kadınla
hareketler yapmaktadır. Belki bu hareketinden dolayı cezalanıyor. Fakat bu esnada üstlerin otoritesi kırılıyor. Tabiî bu da orduda çok fena bir şeydir.
5 — Ordudaki mecburî hizmet süresinin uzun olmasından dolayı bir çok seçkin aileler çocuklarını asker yapmamaktadırlar.
Meseleyi hukukî cephesi ve tatbikattaki mahzurları ile tahlil ettikten sonra şöylece hülâsa edebiliriz:
1 — Ordu mensubuna diğer bakanlıkların namlarına okuttuğu şahıslara tatbik ettiği mevzuat tatbik edilecek olursa ordudan ayrılacakların adedi hiç denecek kadar az olacaktır ve bunların ayrılmaları orduda kalmalarından kendileri, memleket, millet ve en çok ordu için faydalı olacaktır.
2 — Mevcut mevzuatın kaldırılması ordu mensubunu orduya, vazifeye bağlıyacak, ken di menfaatinin ordudaki muvaffakiyet derecesine bağlı olduğunu anlatacak ve muvaffa-kiyetsizliğe uğradığı takdirde ordudan uzaklaştırılacağının a-cısını duyuracak ve böylece her şubede randımanı arttırarak en çok gene orduya faydalı olacaktır.
beraber yaşamaya başlıyor ve bunu bizzat ihbar ettiriyor. Kadından ayrılması hususunda ihtarlara ehemmiyet vermiyor. Seviştiklerini iddia ediyor. Belki ayrılır düşüncesiyle başka yere tayin ediliyor. Fakat kadını da beraber götürüyor. Nihayet mahkeme ordudan ihraç ediyor. Evet şahıs bu şekilde ayrılıyor. Amma mahkemenin devam ettiği seneler zarfında o muhitte subayın halini gören vatandaşların orduya olan sempati ve güveni kırılıyor. Bu hal ordu için küçümsenecek mahzur değildir. Sonra bu kadın senelerce beraber alıkonulması o subayın babasına, ailesine pek büyük masraflara mal oluyor.
Kendisinin temyiz ederek veya etmiyerek herhangi bir sosyal veya ailevî âmiller tesiriyle • orduya katılmış bulunan. subayların, fiilî askerlik hayatının icaplariyle bir türlü bağdaşamıyarak (firar, emre itaatsizlik, ast ve üstleriyle geçimsizlik, kadın, kumar ve içkiye karşı aşırı iptilâ v.s. gibi) antisosyal reaksiyonlar (i-nadaptasyon) göstererek kıtasının başına âdeta belâ kesilir derecesine düştükleri gibi, bir çok hastalık iddia ve temaruzlariyle hava değişimi alarak çalışmamak veya sıhhî durumu iktizası askerlikten bütün bütün çıkmak gayesiyle doktor ve hastaneleri beyhude yere işgal ve ihlâl ettikleri de her zaman sık sık görülen o-laylardandır. Bu haller tabletiyle diğer ordu mensuplarına da kötü misaller teşkil etmekte ve dolayısiyle ordu moralini günden güne dejenerasyona götürmektedir.
3 — Ordu mensubu mecburî
hizmet meselesinde aynı durumda olması gereken sivil memurlardan ayrı ve ağır muameleye tâbi tutulmanın mânevi baskısından kurtulacak, bütün antidemokratik kanun-
Meselenin en acı tarafı ve mevzuatın değiştirilmesi için en kuvvetli delil de bu şahısların ihraç edildikten sonra mahkeme kararı belki temyiz eder düşüncesi ile bir iki ay daha beraber alıkoyuyor. Sonra tamamen bırakıyor. Bu şekilde ayrılmış çok kimseler olduğu halde o kadınla nikâhlı veya nikâhsız beraber ya-ş'yan tek kişi yoktur.
2 — Mecburiyet tahtında orduda tutulan; ordudan bir istikbal, terfi beklemiyen, ufak tefek müeyyidelere ehemmiyet vermiyen ve mecburî hizmeti biter bitmez ayrılmaya karar veren ve kendini her an manevî baskı altında hisseden bir şahsın randımanlı çalışamıya-cağı tabiîdir. Bundan fayda yerine zarar gelir.
Bu mevzuat tahtında orduda herkes durumunu garanti görerek çalışmamaya başlıyor ve böylece bazı kıymetler sönüyor. Halbuki bu şahıslara diğer bakanlıkların yaptığı gibi serbest olmak imkânı tanınsa hususî kabiliyet ve sevgisi olduğu bir yeni mesleğe intisap eder ve millet çapında bir kıymet, memlekete ve millete daha faydalı olabilir.
ların ele alınıp ıslah edildiği bir zamanda kendilerine de demokratik ve eşitlik prensiplerine dayanan mevzuatın tatbik edilmesinden mütevellit
mânevi bir huzur duyacaktır.
Kayıp bulana
Bir portmen, içinde kıymetli senetler, 50 lira para bulunduğu halde Ulus - Adliye arasında düşürülmüştür. Getirene içindeki 50 liradan başka ilâveten 50 lira da ha verilecektir.
Bulanların; Hamamönü Şeref
Lokantasına getirmeleri. (6054)
Kiralık ev
Ismetpaşa Caddesinde kâin 58 No. lu 3 katlı ve kaloriferli ev möbleli olarak tamamen veya ayn ayrı kotlar halinde kiralıktır. Hqt kahnda banyo ve mutfağı, bahçesinde gara-
Isteyenlerin içindekilere veya 24529 ve 22875 numa-

müracaatları.
Demokrasimizin bahtsızlığı
(Başı 2 nci sayfada) Muhalefet için fikir lâzımdır. Muhalefet için lekesiz bir mazi lâzımdır. Muhalefet için yüz aklığı ve vebalsizlik lâzımdır. Muhalefet için «tact» lâzımdır. Muhalefet için memleket dertleriyle hemdert olmak, enerjik olmak, diğerbin olmak lâzımdır.
Aradan altı ay geçti. Muhalefet olarak hiç bir memleket me selesi ele alınmadı. Nasıl düş -tüklerini, neden düştüklerini dahi anlamadılar. His ve zihniyet dün ne ise bugün odur. Buna bir de nazarları karartan kin ve haset, intikam hırsı eklenmiştir. Sadece iftira, isnat ve tezvirden ibaret bir tazallüm sermayesi çabuk tükenir. Nete-kim tükenmiştir de.
Son nefesle öttürülen teslim borusunun en kuvvetli iki delili, Nihat Erim’in Ulus gazetesin de 13 ve 14 Kasımda neşrettiği iki makaledir,
«örnek muhalefet», 23 Mayıs tan bugüne kadar tezvir, isnad, iftira ve tahrif olarak ne söylemişse, bütün bunlar bu iki makalede, asgarî bir heyecan ve kalem kuvvetinden mahrum, isteksiz bir üslûpla ardı ardına sıralanmıştır. Tema’ların aynıdır: «...Demokrat Parti, 6 ay geç tiği halde vaadlerini tahakkuk ettirememiştir...» «...İktidarın tenkide tahammülü yoktur...» «...Muhalefet yok edilmek isten mektedir...»
Arkadan bir de tehdit: «...Türk milletine karşı böyle bir suç işlemeği düşünenler var sa bilmelidirler ki hayat uzundur ve zaman pek çabuk geçmektedir...»
Muhterem âlim! Müktesebat-ı ilmiye ve ihtisasat-ı siyasîyeni-ze şunu ekleyiniz ki:
Türk siyasî tarihinde, bugün veya yarın, her hangi bir siyasî partiyi suçlu sandalyasına otur tacak en büyük ve şenî cina-
yet, bütün bir milletin gözü ö-
nünde onun vicdanına el uza-
tarak reyini çalmak, cebir, hile ve işkence ile iktidarı gaspet-mektir. Böyle bir suçun duruş
masında, Demokrat Parti, mil-
let ve tarih önünde, ancak sav-
cı makamını işgal edebilir.
Demokrat Partinin tenkide ta hammülü hudutsuzdur; ancak iktidarın tezvir ve sabotaja tahammülü beklenemez. Çünkü Demokrat Parti, iktidara mevki hırsiyle değil, memlekete hizmet aşkiyle gelmiştir. Demokrat Partinin, memleket hizmetin -de kuru gürültüyle geçirecek 27 senesi değil, 27 dakikası bile yoktur. Arkada kalan şu altı ay içinde veya gelecek daha nice altı aylarda, kalemşorluğunu ettiğiniz parti, aşk ve şevk olduğu zaman bir memlekete nasıl hizmet edilebileceğini görecek, .muhalefetteki dürüstlük ve dirayetinden ders alamadığı Demokrat Partinin, iktidardaki şevki idare ve hizmetlerinden ders alacaktır.
Muhalefet asla yok edilmek istenmiyor. Bilakis. Fakat De -mokrat Parti iktidarı, memlekete ve dünyaya karşı zevahiri kurtarmak için kukla muhalefet yaratmağa asla yanaşmıya-cak kadar neciptir. Millete, ikti dardayken edemediğiniz iyi hiz metlerin yerine, şimdi dürüst ve ehil bir muhalefet de göste-remiyecekseniz, aranızdan kendine güvenemiyenler ayrılır, siyasî hayata veda ile yerlerini daha ehil şahıslara ve partilere bırakırsınız. Fakat, «...Belki bir gün...» ümidiyle ve türlü tazal lûmlarla iktidardan enerji serumu yalvarmayınız.
Bu memleket ve millet C.H.P. muhalefet yapsın diye halkedil-merfiiştir. Devletin, muhafazası günün iktidarına mevdu ve cümleninkinln kat kat fevkinde üstün menfaatleri vardır. Te neffüs ettiğiniz hava, 13 Mayıs-takinden çok daha fazla hürriyet ve tesamuh doludur.
Milletimiz âdil ve hakşinastır. Kuru lâflar ve çocukların bile güldüğü ithamlarla memle kete hizmet yollarındaki kapı ları kapamak, C.H.P. için bir intihardan başka bir şey ola -maz.
N. Levent
Ankara Palas
Paviyonu
Her akşam
Sevimli Yunan Şantözü KULA EVSTRATOPOLA
Orkestra
Geza Şeydi
Telefon: 10400._
BÜYÜK SİNEMA’Da"
Her hafta yeni bir şaheser
20 Pazartesi saat 21 den itibaren
Harikulâde mevzuu ve şahane temsil kudreti ile hâtırası
■ ebediyen yaşıyacak nefis bir film...
TUNA AĞLIYOR
(The Red Danube)
Baş rollerde 4 büyük yıldız:
WALTER PIDGEON — JANET LEIGH — PETER LAWFORD — ANGELA LANSBURY Herkesi alâkadar eden çok enteresan bir vaka Numaralı yerlerinizi şimdiden aldırınız.
Nakliyat yaptırılacak
Toprak Mahsulleri Ofisi Ankara Bölge Müdürlüğünden:
(Bas* 2 inci sayfada) kü öğretmen arkadaşlarım ve âmme efkârı bu hususta hükümlerini vermişlerdir. Artık hiç bir yazı ve propaganda bu hükümleri değiştiremez.
Makalede ayrıca iki de iftira var:
1 — Diktafon âleti kullanmak meselesi:
Bu âletin Avrupa ve Amerika’da olduğu gibi memleketimizin resmî daireleriyle iş yerlerinden bazılarında kullanılmasına başlanmıştır. Pratik ve kolaylıklar sağlıyan bir nevi telefondur. Onu Millî Eğitim Bakanlığında kurmak istemiştim. Makale 6ahibi bunu casusluk cihazı diye adlandırıyor.
2 — Bir üniversitede öğrencilerin rektörlerine karşı yaptıkları bir nümayişi de ben istemişim.
Makale sahibinin adaletin, mahkemenin elinden kolay kurtulmak için bu iftiralarında kapalı bir dil kullandığı görü-
Ben bu satırları yukarıda dediğim gibi kendimi ve işlerimi müdafaa için yazmıyorum. Makaleyi okuyanlar bunu yazan Bay Aziz Berker’in ben bakanken Bakanlıkta Kitaplıklar Mü dürü olduğunu belki öğrenecekler, söylediklerine bakacaklar, yaptıklarımı kötülemek i-çin neden bu zamanı beklediğini düşünecekler ve hiç lüzum yokken yazısına niçin bir takım küfür ve iftiralar da kattığına dikkat edeceklerdir. Bu okuyucular makale sahibinin ne gibi hesap ve ümitlerle bunu yapmış olabileceğini de kendi kendilerine soracak ve onun hakkında bir hükme varacaklardır. Bu benim için yeter.
Ben bu satırları şunun İçin yazıyorum: Yayınladığınız makaleyi okuyanlar memlekette bu türlü hareket edenler çoğalıyor mu, diye endişeye düşebilirler. Onlara rahat olmalarını tavsiye ederim: Böyle hareketlerin sayısı çok şükür korkulacak kadar artmış değildir.»
Reşat - Şemsettin SÎRER
SATILIK HURDA ÇUVAL
Müracaat Bozkurt Un Fabrikama. 6058
KİRALIK DAİRELER
Maltepe Kapalı durak, Akın-:ılar sokak No. 22 Telefon 23640 6061
TORK KADIN BİRLİĞİ GENEL MERKEZ BAŞKANLIĞINDAN
Birliğimizin ilk genel kongresi 9 aralık 1950 cumartesi günü saat 15 te Ankara Halkevi salonlarında toplanacaktır- Sayın üyelerin teşrifleri rica olunur.
6060
Kiralık
Yeni Meclis giriş kapısı so lunda Rus Sefareti arkasında Pembe apartmanda 3 oda, 1 holden ibaret daireler kiralıktır. Kaloriferden baş ka bütün konforu haizdir. Kiralan 160 - 140 ve 120 liradır. İçinde kapıcıya veya 24328 telefona müracaat.
(6056)

VEFAT
Ordumuzun güzide subaylarından Kurmay Albay SEBATI AYTORE anî bir kalp krizini müteakip vefat etmiştir-
Merhumun cenazesi bugün öğle namazım müteakip Hacıbayram Camiinden ebedî istirahatgâhı nedilecektir.
Kederli ailesine baş sağlığı dileriz.
Aytöre Ailesi
Ankara Sular İdaresinden
idaremizde kullanılan muhtelif tipteki su sayaçlarının tamirinde kullanılan aşağıda cins ve miktarı yazılı yedek parçalar satın alınacağından ellerinde bu evsafta yedek parçaları bulunanların veya yeniden imâl edebilecek durumda olanların fiyat ve teslim müddeti hakkında bulunmaları ilân olunur.
Adedi Markacı
pazartesi günü arası görülebilir.
Sımens
Mişera
Macjnike Empre
Satılık frijider
7.2 ayak, yeni denecek yefte PHİLCO buz dolabı satr l.kt.r 2t) kasım saat 14 ■ 18.30
Adres: Atatürk Bulvarı No. 100, Tuna Apartmanı Daire 13.
Onemtî bir meslek’de lüzumlu bir bilgi için zamanınızın 2 ayım ayırınız, otomobilciliği bu müddet içinde esaslı olarak
Ankara ŞOFÖR OKULUNDA
Öğrenebilirsiniz
Yeni devre kayıtlan baş ladı. Yeni adresimiz: Mebus evleri önü Teknik üniversite karşısı
Otonam garajı altı
Tel: 32649
I
I 2939 ,
2/12/1950 tarihine kadar teklifte
Merkez dişlisi Litre dişlisi Başlı kovan Don çenberi Merkez dişlisi Su dişlisi
Pervane
Litre dişlisi Merkez dişlisi
Tava
Kavrama yatağı ve mili komple Don kapağı
Numaratör
Numaratör
(8551) 2517
Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketinden
Şirket Genel Kurulunu olağanüstü toplantıya davet:
15 Kasım 1950 çarşamba günü toplanan Şirketimiz Yönetim Kurulu, Ticaret Kanununun 362 nci maddesinin verdiği yetkiye istinaden hissedarlar Umumî Heyetini 7/12/1950 tarihine rastlı-yan perşembe günü saat (11) de Ankara'da Atatürk Bulvarı 327 No. da kâin Şirket Merkezinde olağanüstü toplantıya davete kaçar vermiştir.
Şirket esas mukavelenamesi hükümleri gereğince en az 100 hisseye sahip bulunan hissedarların hâmil oldukları hisse senetlerini veya bunu müsbit belgeleri toplantı gününden en az bir hafta evvel Ankara’daki Şirket Merkezine, Türkiye îş Bankasına veya Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası veya Sümerbanka tevdi ederek birer duhuliye kartı almaları ilân olunur.
GÜNDEM:
30 Mart 1950 tarihinde alelâde olarak yapılan Şirket Umumî Heyeti tarafından müttehaz kararın tâdili teklifini müzakere. (8557) 2519
Satılık
Etimesğut bucağının Saraycık köyünde Akman çiftliğinde aşağıda cins ve miktarları yazılı parçalar satılık olduğundan talip olanların çiftlikte birlik vekili Mehmc/t Ersoya müracaat-Adedi
2
T
1
1
1
1
2
1
Cinsi Fortson Traktör, Mibzer Tohum Makine-
Dizgaro
Eski sistem Traktör, Vagon Arabası, Döğer-Biçer -Case Mar. ka-,
Açağ Pulluk.
Değirmen Motörü Fortson marka Değirmen tasiyle Traktör malzemesi hurdavat, Kazayağı Tırmık, Çift yaylı at arabası, Traktör pulluğu. Eski orak makinesi, Süt güğümü.
3
1
2
1
19
1
10 Çift At takımı (Koşumu), Bir çok parçalar. (6055)
3 — Esasında ordudan ayrıl-mıyacak olduğu halde ordunun kendisini bırakmamasından bilistifade yasak olmasına
rağmen daima ordudan ayrılacağını söylemekte ve bu su-
retle orduya yeni giren ve henüz orduyu tanımamış olan gençler üzerinde psikolojik tesirler yaratıyor ve genç ordu
mensubunu
bedbinleştiriyor.
4 — Askerliği meslek olarak benimsiyememiş ve icapları ile ruhan anlaşamamış o-
lan şahsa askerliğin tabiî icapları ağır gelmekte ve bu hale-
ti ruhiye içerisinde ast ve üst-
leri yanında disipline aykırı
1 — Aşağıdaki müfredatlı cetvelde adları yazılı ambarlarımızda mevcut veya bundan sonra mübayaa edilecek Ofisimize ait hububat, bakliyat vesair maddelerin hizalarında gösterilen mahallere nakli işi açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Eksiltme ambarların hizalarında gösterilen günlerde Ankara Bölge Müdürlüğü binasında teşekkül edecek hususi komisyon ödünde yapılacaktır.
3 — İsteklilerin karşılarında gösterilen geçici teminatlarını eksiltmeden bir saat önceye kadar Ankara Silosu yanındaki Ankara İşletme Şefliği veznesine yatırmaları ve alacakları makbuzları ile ihale saatinden evvel komisyona başvurmaları lâzımdır.
4 — Bu işe ait şartlaşma ve sözleşme tasarıları beş lira karşılığında Müdürlüğü Ticaret Servisi ile cetvelde yazılı ambar şefliklerinden Hububatın teslim alına cağı mahal
Ankara temin edilir.
Bölge
Taşınacak istasyon
Taşınacak miktarı
Eksiltme tarihi günü Saati
Geçici teminat
Haftalık nakil
Develi Pınarbaşı Topaklı Ş. Koçhisar Kırşehir Mucur
Y. Hisar Sarımsaklı H. Dede Ankara Yerköy H. Dede
4000 27/11/950 P. ertesi 15.30
3500 27/11/950 P. ertesi 16.30
2500 28/11/950 Salı 15.30
1500 28/11/950 Salı 16.30
3000 29/11/950 Ç.şamba 15.30
1500 29/11/950 Ç.şamba 16.30
4000 350 3500 350 2500 350 1500 350 2000 250 1500 350
(8568) 2520
Develi Asliye Hukuk Yargıçlığı 950 433 Esas:
Develinin Hüseyinli köyünde Hacı Mehmet Çoban yanında Dudu Karataşın Develi Sah köyünde Osman oğlu Ali Karalaş aleyhine açtığı boşanma dâvasında:
Dâvâlının ikâmetgâhında bulunmadığı ve adres! bilinemediğinden tebligat ifa kılınamamış olmakla tebligat yerine kaim olmak üzerq ve dinlenen dâvacı tanıklarının da şahadetleri özeti ile birlikte ilânına karar verilmiştir-
Tanık İzzet Atikti: Ali Duduya bakmamış, başka kadın al.ms, Mehmet namındaki çocuk Alinin yanındadır, Dudu da Hacıyı alarak üç çocuğu olmuştur ve bo sanmaları gerektir.
Tanık; Haşan Yıldırım: On sene evveli Ali Duduyu tüketmiş, Ali eşini bulmuş. Dudu da Hacıyı ala rak üç çocuğu olmuştur.
Tanık; Osman Kurt: Kabahat Alidedir, Duduya bakmamıştır. Dudu da Hacıyı almıştır, taraflardan olan Mehmet Alinin yanında ve orada kalması muvafıktır.
Mea'lerindedir.
Yargı günü 5/12.950 Sallı saat 11.20 dedir. H. U M. K- 398 inci maddesi gereğince işlem yapılacağı. (2937)
Parça Memuru aranıyor
Acentemizde çalıştırılmak üzere bir, parça memuruna ihtiyaç vardır- İngilizce bilenler tercih olunur. Talip olanların bonservis ve doğruluk kâğıtlarım hamilen a-centeliğimize müracaatları.
CHEVROLET ve OPEL A-CENTESİ Posta Caddesi No. 90 6025
MEMUR ARANIYOR
Seri daktilo yazacak ve ayni zamanda bir model salonunu i-dara edebilecek bir bayan ile muhasebeden anlar, askerliğini yapmış bir erkek, memura ihtiyacımız vardır. İngilizce bilenler tercih edilir. Dolgun ücret veri lecektir.
Adres: Atatürk Bulvarı No. 215 Tel.- 22564. (2936)
Satılık otomobil
Simca - 6 Yapmış olduğu I Km. 10-000 İtalya Sefareti - | Kavaklıdere. 6045 ı
kö-fı-
Satılık ev
Bnhçelievler, sokak 15, No. 7.
6 oda, ayrıca bahçede mürlük ve hizmetçi odası,
rınlı havagazı ocağı, havagazı sobası, termosifon ve havagazı otomatı, meyva ağaçları ve telefon. Her gün 11-13 de görülebilir. i
Müracaat: 23763, öğleden sonra 11563. 6039 I
Şile Belediye Başkanlığından
1 — Şile’nin meşhur plâjlarında soyunma yerleri, gazino ve asgari yüz otomobil alabilecek bir otopark yaptırılacaktır.
2 — Mezkûr tesislerin arsaları Belediyece istekliye muayyen bir müddet için tahsis edilecek, buna mukabil istekli müddetin hitamında tesisatı olduğu gibi Belediyeye devredecektir.
3 — Bahis konusu müddet, tesisatın nevi ve mahiyeti ve geliri derecesine göre, Belediye ile istekli arasında kararlaştırılacak ve keyfiyet mukaveleye bağlanarak notere tasdik ettirilecektir.
4 — Arzu edenlerin 1/12/1950 tarihine müsadif cuma günü
’aat 11 e kadar Şile Belediye Başkanlığına müracaatları ilân olunur. (8591) 2524
Zeytinyağı alınacak
Garp Linyitleri işletmesi Müessesesi Müdürlüğünden:
Kapalı zarfla: 4 ton 1 - 1,5 asitli filitreli zeytinyağı. 30 ton I - 2,5 asitli filitreli zeytinyağı alınacaktır.
Şartname: Tavşanlı’da Müessese Merkezinde, Ankara’da Et bnnk Genel Müdürlüğünde, İstanbul’da Etibank İstanbul Şubesi Müdürlüğünde, İzmir’de Bornova Caddesi No. 71 de G.L.Î. irtibat Bürosunda, Balıkesir’de G.L.Î. Direk Bürosunda, Tunç-büek, Değirmisaz, Soma bölgeleri başmühendisliklerinde, Ay-vahk. Burhaniye, Edremit Ticaret Odalarında görülebilir.
Eksiltme 8/12/1950 cuma günü saat 16 da Tavşanlı’da Müessese Merkezinde yapılacağından teklif mektubunu havi zarf-lar n eksiltme saatinden bir saat evveline kadar verilmiş olması lâzımdır. Eksiltmeye gireceklerin istiyecekleri bedelin % 7,5
nisbetinde teminat akçesi vermeleri şarttır. Postada vukubula-eflk gecikmeler nazarı itibara alınmaz.
Müessese ihaleyi dilediğine kısmen veya tamamen yapıp yapmamakta serbesttir (8590) 2525
Satılık Komple Havai Hat
Emlâk Bank Yapı Limited Ortaklığından:
Birbirinden 85 metreye kadar irtifa farkı ve 140 metre uzaklığı bulunan iki mevki arasında herhangi muharrik bir kuvvete lüzum olmadan işlemek üzere tertiplenen yeni ve komple hir havai hat satılıktır.
Fiyat ve diğer şartlarla tesisat hakkında malûmat almak isti yenlerin Ankara'da Türkiye Emlâk Kredi Bankası binasındaki Ortaklığımıza müracaatta bulunmaları rica olunur.
. (8529) 2518
Ankara Elektrik, Havagazı ve Otobüs İşletme Müessesesinden
Şebekede yapılması zaruri bir ameliye dolayısiyle 19/11/950 pazar günü saat 9 dan 17 ye kadar, Akköprü İstanbul Caddesi ve Yenituran mahallesinde cereyan kesileceğini sayın abonelerimize bildiririz. (8593) 2522
Teşekkür
otomobiller
1 — Hususide kullanılmış iyi durumda BB Ford;
2 — Hususide kullanılmış iyi durumda Hilman;
3 — Hususide kullanılmış iyi durumda tek kapılı ’Pac-kard;
4 — Hususide az kullanılmış yeni Buick;
5 — Hususide mış Studebaker.
Otonam Garajı
Teknik üniversite karşısı Tel: 32649. 2939
az kullaml-
Sevgifi ve kıymetti zevcim SÜLEYMAN TASDE-MlR’in beklenmedik ölümünden duyduğum sonsuz ıstıraba ortak olarak beni teselliye çalışan yakın arkadaşlarıma, dostlarma, talebelerime, zevcimin çok sevdiği arkadaş, dost ve ahbaplarına gösterdikleri sevgiden, yardımdan ve yakınlıktan dolayı duyduu ğum minnettarlığı ve nihayetsiz teşekkürlerimi bildirmeye gazetenizin vasıta olmasını rica ederim.
Valihe Taşdemir 6057
ZAFER
Mantoluk
ucuz fiyatlarla
Ortaçta
gelmiştir.
ORTAÇ’a
uğrayınız;
Sîzleri bekliyor.
dostudur.
yünlü roplukların güzel çeşitleri
Sizin için getiriyor ihtiyacınızı almazdan
Jarse yünlülerin on zengin eşit ve renkleri mevcuttur.
Fantazi faylar
Watherprooı
Jay ve Bayan trençkotlun
Borsalıno
Şapka çeşitleri en zengin renkleri ile yeni modelleri gelmiştir.
18/11/1950
Robdeşambr
Robdeşambr, Gömlek, Kra-
vat, Eşarp, Kazak, Çorap Eldiven vc yünlü çeşitlerimiz
r
V
bulabilirsiniz.
38 liradan 100 liraya kadar
Çocuklar için zengin çeşitler Telefon: L11SB
ORTAÇ

Mağazamızda yapılacak umumi tadilât ve teysiat münasebetiyle
Görülmemiş UCUZLUK başladı
Yeni fiyatlarımızı sunuyoruz İpekli kumaşlar
İpek Kadife Avrupa Ipekis amaroza Yeni desen sambalar
Anver saten
Ağır Mongol
Emprime jorjet
Sire saten
İpek birman
Li. K.
20,—
12.50
13,—
5.75
6.50
3.75
4,90
4.50
Ayrıca UCUZ parça sergisini görünüz
♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦
Yünlü kumaşlar
Li- K.
ORTAÇ
Anafartalar Caddesi No. 224
I Adliye karşısı, köşe
Ingiliz ipliği mantoluk Ingiliz ipliği mantoluk Mantoluk fantazi Fransız mantoluklar Fransız robluklar Ipekiş robluklar Medvana robluklar Fantaz robluklar
16,90
23,50
26 - 27,— 35 • 60,—
15 • 22,—
9,90
7,80
11,75
♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦
Erkek kumaşları
Li. K.
Merinos Mulineler
Ingili*. kuponları
130 — 160 Lira
Kaşe
Paltoluklar
Fantazi caketlik
20,—
22,—
18,50
10.50
23 ■ 30,—
14.50
İpekişi - Yünişi
Bankalar caddesi No- 23/25 Tel: 12180
T. C. Ziraat Bankası Merkez Müdürlüğünden
Ankara’nın Keçiören Kızlar Pınarında Bankamız uhdesinde bulunan ve tapu kaydına göre kadastronun 1730 ada ve 10 parselini teşkil eden 48560 metre karelik gayri menkul tapu sicilli kaydına göre satışa arzedilmiştir.
İmarca 4101, 4107, 4108, 4109, 4113 ve 4114 adalara ve dört parçası şuyulu olan 44 parselde 43137 metre kare üzerine taksimatı yapılmış ise de henüz tapuca tescil edilmemiştir. Arttırmaya girmek isteyenler 1.500.— lira pey akçesi verecektir.
Bu gayri menkul içerisinde 29 tapu numaralı zemini kârgir iki katlı ve bir taşlık 7 oda 1 mutfak 1 gusulhane, 1 sofa, 2 helâ-lı hımış bir ev ve 30 kapı numaralı bir çatı altında harap ahır ve garaj ve 30-31 A kapı numaralı harap bir oda bir mutfak 1 helası olan ahşap bina ve bunlardan başka yine arazi içinde tulumbası mevcut bir bostan kuyusu, depo ve çeşmesi ve havuzu vard'r. Evde elektrik de mevcuttur.
İlk arttırma 4/12/1950 tarihine tesadüf eden pazartesi günü Bankamızın Merkez Müdürlüğü odasında saat 10 dan 12 ye kadar yapılacaktır. Alıcı çıkmadığı veya sürülen pey Bankamızca da kâfi görülmediği takdirde 15 gün sonra 18/12/1950 tarihine tesadüf eden pazartesi günü aynı mahalde ve aynı saatte yapılacaktır.
Bu ihalelerde sürülen pey Bankaca kâfi görülmediği takdirde satıcı yapıp yapmamakta bankamız muhayyerdir.
Alıcıların mezkûr tarihte ve bildirilen saatlerde Bankamızda bulunmaları ve pey akçelerini daha evvel veznemize yatırmalarını ve şartnameyi görmek isteyenlerin Müdürlüğümüze müracaatları ilân olunur. (8559)—2511
İnşaat sahiplerine
KİREMİT UCUZLADI
Sağlamlığı - Düzgünlüğü - Yıllar geçtikçe güzelleşen türel nar çiçeği rengiyle ün alan mamullerimizden
KİREMİT
| Tanesi 11 kuruş |
Yüzbinden yukarı siparişlerde tanesi 10 kuruş
Kütahya Ziraat Bankasındaki 319 sayılı hesabımıza havale geldiğinde derhal sevkıyat yapılır.
Adres:
Sümerbank Kütahya
Keramik fabrikası Tel: Keramik — Kütahya
I ııı J
Zabıta memuru alınacak
Ankara Belediye Başkanlığından:
1 — Belediyemiz zabıtası teşkilât kadrosunda açık bulunan 20 şer lira kadro maaşlı zabıta memurluklarına aşağıda yazılı nitelikleri haiz olanlar arasından yarış sınavı ile zabıta memuru alınacaktır.
A — Belediye Memur ve Hizmetlileri Tüzüğünün 3 üncü maddesinde yazılı nitelikleri haiz olmak,
B — En az orta okul mezunu bulunmak,
C — Fiilî askerlik ödevini yapmış ihtiyata kayıt olunmuş btuuiınıaıc,
Ç — 30 yaşından yukar^ yaşta olmamak,
D — Boyu bir metre altmış beş santimden aşağı olmâmak,
E — Fena hallerle tanınmış bulunmamak,
F — Namus ve haysiyeti muhil bir suçla mahkûm edilmiş olmamak,
G — Ecnebi kız veya kadınla evli veya yaşar bulunmamak,
H — Vücutça sağlam olduğu tam teşekküllü bir hastane sağlık kurulunca muayene neticesinde sabit olmak,
Bu şartları tevsik eden belgeler ibraz edilmedikçe talip sınava kabul edilemez.
2 -- Yukarıda yazılı şartları haiz bulunanların 18/11/1950
cumartesi günü saat 13 e kadar dilekçelerine bağlıyacakları kimlik belgesi, askerlik terhis tezkeresi, tahsil vesikası, aşı kâğıdı, hal tercümesi ve üç adet vesikalık fotoğrafları ile birlikte Belediye Başkanlığına başvurmaları ve 24/11/1950 cuma günü saat 9 da sınavları yapılmak üzere özlük İşleri Müdürlüğünde hazır bulunmaları ilân olunur. (8475)—2498
Sultansuyu Harası Müdürlüğünden
1 — Kurumda 1950 yılı içinde yapılmış tam yağlı Edirne
tipi 400 teneke peynir 30.11.1950 perşembe günü saat 15 de Anlara Veteriner Müdürlüğünde Hara satış komisyonu marifetiyim açık arttırma suretiyle satılacaktır. •
2 — Geçici teminat 714 liradır. Vasıf ve şartlar Ankara -Malatya Veteriner Müdürlüklerinde ve harada görülebilir.
3 — Taliplerin belirli gün ve saatte teminatlariyle birlikte
komisyona müracaatarı ilân olunur. . (8472)—2497
BÜYÜK Mağazada
Taksitle Satış Başladı
Subay ve Memurlara Kolaylık
Adres: Anafartalar Adliye Sarayı, yeni mağazals
Toprak ve iskân işleri genel müdürlüğünden Toprak teşkilâtı için 25 adet mühendis tipi ve 50 adet mah-ruti çadır satın alınacaktır.
Mühendis tipi çadırların muhammen bedeli 12.500 lira.
Mahruti çadırların muhammen bedeli 16.000 liradır.
Her iki çadır için geçici teminat 2138 liradır.
Eksiltme 27/11/1950 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 15 de Genel Müdürlük binasında kapalı zarf usulü ile yapılacaktır.
Çadırların fennî ve İdarî şartnamesi Genel Müdürlüğümüz Levazım Müdürlüğünden parasız olarak alınır.
Kapalı teklif mektuplarının eksiltme saatinden bir saat önceye kadar Komisyon Başkanlığına teslim edilmesi şarttır.
Postada vukubulacak gecikmeler nazarı itibara alınmaz.
(8325) 2476
, Çoruh Valiliğinden
1 — Hopa’da geçen yıl yapılmış olan ilkokul binası onarı-mı açık olarak eksiltmeye konmuştur.
2 — İşin keşif bedeli (9343.74) dokuz bin üç yüz kırk üç lira yetmiş dört kuruştur.
3 — Geçici teminat (700.78) yedi yüz lira yetmiş sekiz kuruştur.
4 — İhale 20/11/1950 pazartesi günü saat 15 de Bayındırlık Müdürlüğü binasında toplanacak komisyonda yapılacaktır.
5 — Bu işe ait eksiltme dosyası çalışma saatleri içinde her "ün Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
6 — Eksiltmeye gireceklerin 2490 sayılı kanuna göre 1950
yılıpa ait Ticaret Odası vesikası ve bu işe ehliyetli olduklarına dair Bayındırlık Müdürlüğünden alacakları belgelerle ihale günü ihale saatinden bir saat evveline kadar dilekçe ile Valiliğe müracaat etmeleri lâzımdır. Postada vaki olacak gecikmeler kabul edilmez. (8448)—2478
Sıgala Yağı satılacaktır
Devlet Orman İşletmesi Fethiye Müdürlüğünden:
1 — İşletmemiz Fethiye merkez sahil orman dışı istif yerinde kalaylı tenekeler içerisinde mevcut 8087,5 kilo sığala yağı 6/11/1950 tarihinden itibaren 20 gün süreyle ve açık arttırma suretiyle 4 parti halinde satışa çıkarılmıştır.
2 — Satış 27/11/1950 pazartesi günü Saat 15 te Fethiye İşletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Sığala yağlarının beher kilosunun muhammen bedeli 350 kuruş olup her parti için yüzde 7.5 hesabiyle geçici teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartname Orman Genel Müdürlüğü, Ankara merkez, İstanbul, İzmir, Denizli, Aydın, Muğla, Köyceğiz Antalya, Mersin, Adana, Antakya, İşletme Müdürlükleriyle Fethiye belediyesinde ve Nif bölgesinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte müsbit evrakları ve ilk teminat makbuzlariyle komisyona müracaatları. (8487) 2499
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünden
Genel Müdürlüğümüz merkez ve taşra teşkilâtında maaşlı, ücretli ve yevmiyeli memur ve hizmetli kadroları tamamen ka panmış olduğundan beyhude yere memuriyet talebinde bulunulmaması lüzumu ilân olunur. (8543)—(611)
Devlet,;Orman İşletmesi ilânları
Devlet Orman İşletmesi Araç Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Karkalmaz, Eğriceova ve Kireçcik bölgelerinin Araç merkez, Sarpun ve Yukarı Öküzveren harman-yeri istif yerlerinde mevcut 3424 adet dengi 1844.841 M3. çam omruğu 23 parti halinde 6/11/1950 tarihinden itibaren 19 gün müddetle ve açık arttırma suretiyle satışa çıkarılmıştır.
2 — Arttırma 24/11/1950 cuma günü saat 15 te Araç İşletme Müdürlüğünde toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher metreküpünün muhammen bedeli şartnamelerinde gösterilmiştir. Her paıti için yüzde 7.5 hesabı ile geçici teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartnameler Ankara’da Orman Genel Müdürlüğü ile Merkez Orman İşletmesinde, İstanbul’da Bahcekapı Limon hanında Kat 1 No. 1 Orman İşletmesinde ve Kastamonu, Karabük, Daday İşletmeleri ile İşletmemizde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk teminatları ile komisyona müracaatları. (8449)—2479
Devlet Orman İşletmesi Antalya Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Gebiz bölgesi Çetince Subaşı orman içi
istif yerinde mevcut vc«bir parti halinde satışa çıkarılan 2461 adeue aenk 223. 982 M3. çam kerestesi 8/11/1950 gününden itibaren 20 gün müddetle ve açık arttırma suretiyle satışa çıkarılmıştır ’ 1W' ~ 1
2 — Açık arttırma 28/11/1950 salı günü saat 15 te Serik Orman Bölge binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
3 — İşbu kerestelerin muhammen bedeli 88 lira.olup yüzde 7.5 hesabiyle geçici teminat alınır.
4 — Buna ait şartname Orman Genel Müdürlüğünde, İstanbul, Ankara, Finike, Burdur, Manavgat, Alanya İşletme Müdürlükleriyle İşletmemiz Müdürlüğünde görülebilir.
5 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk te-minatlariyle komisyona müracaatları ilân olunur. (8488)—2500
Devlet Orman İşletmesi Koyulhisar Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Kelkit kenarı orman dışı istif yerinde mevcut 1928 adede denk 558,056 metreküp çam tomruğu (17) parti halinde ve 1404 adede denk 516,589 metreküp köknar tomruğu (7) parti halinde 6/11/1950 tarihinden itibaren 15 gün müddetle açık artırma suretiyle satışa konulmuştur.
2 — Açık artılma 28/11/1950 «alı günü saat 14 de yapılacaktır. .
Çam ve köknar tomruklarının muhammen bedeli 40 liradır.
3 — Bu işe ait şartname Ankara Orman Genel Müdürlüğü ve Merkez İşletme Müdürlüğü, İstanbul, Sivas, Tokat, Ş. Kara-hisar, Refahiye, Ordu, Niksar işletme müdürlüklerinde, Suşehri, Mesudiye, Zara bölge şefliklerinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk
teminatlariyle Komisyona müracaatları. (8608) 2523
Türkiye Ziraî Donatım Kurumu Umum Müdürlüğünden kurumumuz merkeziyle İstanbul Transit ve İzmir Depo Müdürlüklerimizde mevcut Teknik ve Ticarî şartnameler dahilinde 95 ton yüzde 50 D.D.T. li Preparat, 165 ton kurşun Arse-niyat, 35 ton yüzde 25 BHC -f- yüzde 18 G. BHC Preparatı veya yüzde 2,6 G. BHC Preparatı, 25 ton yüzde 50 Methoxychlor Preparatı ve 100 kilo Talyum Sülfat satın alınacaktır.
İsteklilerin teknik ve ticarî şartnamelerimize uygun olarak hazırlıyacakları tekliflerini en geç 15/12/1950 akşamına kadar Umum Müdürlüğümüze vermeleri ve Kurumumuzun malı satın alıp almamakta serbest olduğu ilân olunur. (8530)—2508
İzmir Belediye Başkanlığından
İzmir Belediye Başkanlığından:
Bahribaba ve Değirmendağı arasında varyant yol yaptırıl-masiyle mevcut şosenin tamiri işi Fen İşleri Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince kapalı zarflı eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 492G4 lira ve geçici teminatı 3695 liradır. Bu işe girmek istiyenlerin ihale tarihinden üç gün evvel fen işlerinden belge almaları lâzımdır.
İşin ihalesi 24/11/1950 Cuma günü saat 15 dedir. İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlıyacakları teklif mektuplarını ihale günü en gec saat 14 de kadar Encümen ■ Başkanlığına vermeleri lüzumu yayınlanır. (8465)—(2490)
Nefis filmleri ile bütün dünya sinema severlerinin kalbini fetheden
Esther Williams’m
En son çevirdiği
DENİZLERİN SEVGİLİSİ «Neptun's Daughtera (RENKLİ)
Zevk... Güzellik... Renk... Dans... Neşe ve Müzik Diğer rollerde; RED SKELTON - RİCARDO MONTALBAN BETTY GARRETT
Müzik: Meşhur Samba Kralı
XAVİER CUGAT
Seanslar:
■ 12 de ucuz matine
14-16.15-18.30’21
Numaralı yerlerinizi evvelden aldırınız.
İlâveten en son dünya haberleri — Türk - Mısır millî maçı Tel. Gişe: 15031 — Müd. 24075

10
•\WK
i Satılık piyano Yeni vaziyette. Markası Gavcau Model L/400- Kızılırmak cad. 36 Telef. 21357- 6049 Menba suları depous İstanbul Kayışdağı, Yakacık, İzmit Çene, Eskişehir Kaplanlı ve Kızılcahamam Altın sulan depomuzda her gün taze olarak müştejile-rimirin evlerine teslime a-* madedir. ( Telefon: 15136, Hal arkası, Tahtakale sokak No. 7. (6017)
Tecrübeli Muhasip Uzun yıllar banka müdür ve muhasebeciliklerinde çalışmış tecrübeli bir muhasip şirket, ticarethane ve müesseselerle taahhüt işlerinin muhasebe, bilanço ve beyanname işlerini vukuf* la tedvir ve kontrofü ile her türlü malî iftilâflarm hal ve intacım deruhte eder. İhtiyacı olanların Bahçelievler 46 sokak No. 1 üst kat F. D- adresine müracaatları.
Yuva Yapı Kooperatifinden Ortaklarımızın ve yeniden kaydolmak istiyenlerin her gün saat 16 - 19 da ve en geç 18.11* 1950 akşamına kadar başkana müracaatları. Adliye sarayı karşısı Adalet Han No. 18 6050
Kiralık daire Yeni Mahallede, Dördüncü durak 59 No. da, 3 oda, bir hol, banyo, mutfak, elektrik ve suyu bulunan bir daire kiralıktır. ] 10490 dan 65 numaraya te- 1 lefon edilmesi-
Kiralık daireler 3, 4, 5 oda birer hollü konforlu daireler kiralıktır. 1 Selânik caddesi nihayetinde Kızılırmak sokak No. 28 Tel. 26440- 6053
BÜYÜK Mağazanın \ BÜYÜK Mağazanın
ZENGİN Kadın, Erkek, Çocuk, Bebe Tekmil GıYıM EŞYA Çeşitlerini
, _ Mutlaka görünüz
lar karşısı No. 300 — Tel: 15149 — Hikmet Ünal ve Ortağı Kollekiif Şirketi Ankara Şubesi
: İthal Ettiği Avrupa Kumaş
[ve yerli kostümlükleri müşterilerini memnun edecek vasıftadır;
) Garantili elbise diklir

BÜYÜK Mağazanın
Zengin Avrupa ve yerli kürk çeşitleri gelmiştir. Kürkçü Abdülkadir usta sipariş kabul etmektedir

Comments (0)