Sene: )

Numara: 131

Abone Şeraiti
Türkiye için Hariç için
1 senelik 1200 Kr........ 2500 Kr.
6 aylık 600 „ 1300 „
3 „........ 325 ,, 700 w
1 ,, 125 „ —
Nnraosmaniye, Şeref Sokağı, TELEFÖN: 20520

. ™ — » M
Mütbaai Ebiizziya, İstanbul I Sabahları Çıkar Siyasî Gazete I Fiatı Heryerde 5
ma 19 Teşrinievvel 1934 er^ye iyi demek riyadır, şsye fena demek fenalığı imâktır,, Arap meseli
(Şerhi 3üncü sahifede)
Kral Aleksandr büyük merasimle gömüldü
Yevmi makale
Kabahat kimde?
Avrupayı bugün falâketten felâkete sürüklemekte olan hâdiselerin bir tek sebebi hakiki ve aslisi vardır. Fakat bu sebebi kimse, bilhassa galip devletler görmek ve itiraf etmek istemiyorlar. Meselâ Yugoslavya kralının katli münasebetiyle Fransız gazetelerinin günlerle yazdıkları yazıların hemen kâffesini gözden geçirdik. Bu ga-gazeteler, bu korkunç suikast hakkında bir çok mütalâat yürüttüler, Marsilya cinayetinin vahim akibet-leri olabileceğinden bahsettiler, suikastçileri tel’in ettiler, suikastte Bulgaristanın veya Macaristanın parmağı olmak ihtimallerini bile ileri sürdüler, fakat ardı arkası gelmiyen siyasî* ihtilâçların, kanlı vak’aların, ihtilâllerin, binbir çeşit buhranların sebebi aslisi hakkında bir tek kelime söylemeğe dilleri varmadı. Bu sebebi hakikî ise 1918 den sonraki sulh muahedelerinin gayet hatalı yapılmış olmasından ibarettir. Harbiumumîi zaten, harbe benzer birşey değildi. O bir afet idi, ki biraz daha devam etseydi beşeriyeti bile kökünden imha edecekti. Harbiumuminin başlıca neticelerinden biri, o zamana kadar medeDÎ geçinen milletlerin, büyük bir felâket karşısında, ne kadar alçalabileceklerini isbat etmiş bulunmasıdır. Filhakika harbe iştirak eden en büyük milletler bile harbi o kadar yüzlerine gözlerine bulaştırdılar ki âlemi insaniyet bu milletlerin vaktiyle dünyaya nuru medeniyet saçtıklarından bihakkın şüpheye düştü. İşte harbi bukadar feci bir şekle sokan bu flail-letler, aşağı yukarı sulhu da yüzlerine gözlerine bulaştırdılar.Ne(Versailles) da Almanlara imza ettirilen muahedenin, ne (Trianon) da AvusturyalIlara imza ettirilen muahedenin, ne de (Neuilly) de Bulgarlara imza ettirilen muahedenin akıt ve mantık ile münasebeti vardır. Bu muahedelerin ne kadar feci ve manasız olduğuna en iyi hükmedecek milletlerden biri de biz Türkleriz. Çünkü mağlûp diğer üç millete imza ettirilmiş olan muahedelerin bir aynı da (Sevre)de bize imza ettirilmiş idi. [Eğer biz Türkler medeniyete şeref veren bir kalkınma ile (Sevre) muahedesini parçalamamış olsaydık, bugün Anadoludaki Türk topraklarının ne müthiş kanlı hâdiselere sahne olacağının tahminini, erbabı izanın kuvvei muhayyelesine bırakıyoruz. (Medeniyyete şeref veren bir kalkınma) diyoruz, çünkü biz istiklâl harbi ve Lozan muahedı si ile yalnız Türk'e yeni ve çok çanlı bir vatan kurmuş değil, Avrupayı da en büyük felâketlerin birinden kurtarmış bir milletiz. Bu, o kadar kat’i bir hakikattir, ki en büyük delilini, mağlûp diğer üç milletin çektikleri felâketlere ve sebep oldukları karışıklıklara mukabil, bugün Av-rupanın en ziyade sükûnet içinde bulunan memleketlerinden birinin de Türkiye olması teşkil eder.
İşte harbin hitamındanberi onaltı sene geçtiği halde, Avrupanın hâlâ bir mahşer gibi karışıp durması, hep Almanyanın en hayatî noktaları elinden alınmış olmasından, Avusturyanın bir avuç toprak haline getirilmiş bulunmasından ve Bul-garistana da Akdenizde bir mahreç verilmemiş olmasından ileri gelmektedir. Bu üç memlekete, mağlûp oldukları bahanesile aşağı yukarı yaşamak imkânı bile bırakılmak istenmedi. Halbuki bu üç milletten lâakal ikisi yani Almanya ile Bulgaristandan birincisi hem çok canlı bir millettir, hem de çok büyük bir medeniyete maliktir, İkincisi ise küçüklüğüne rağmen Balkanlarda ortalığı daima karıştırabilecek bir hayatiyete sahip olduğunu da hergünkü misallerle görüp duruyoruz. Bu milletleri, hem ellerini kollarını bağlayıp esir haline getirmek, hem de bunların bu esarete ilânihaye tahammül edeceklerini farzeylemek, ancak galibiyet neşesiyle irtikâp edilecek bir hata olabilirdi. O h.rtayı da galip milletler irtikâp ettiler. Şimdi çek len felâketler işte hep bu hatanın netayici tabiiyesinden başka bir şey değildir.
Ebiizziya Zaae
Devamı 2 inci sahifede
Avrupa ufuklarında tehlike “Suikast işinin Milletler Cemiyetine intikali ihtimali tehlikedir,,
Milletler Cemiyeti konseyi fevkalâde içtimaa çağnldı — Katilin arkadaşlarından biri “Vazifemin ne olduğunu bilmiyordum, fakat Kralı öldürmekte tereddüt etmezdim,, diyor — Dün Türkiyede matem tutuldu
“ Belgrat „ ta ağlıyan ağlıyana...
Bu resme bakılınca hakikî Sırpların Kral “ Aleksandr „ ın ölümüne candan ağladıkları anlaşılıyor
Kral "Aleksandr,, m cenazesi "Belgrat» ta trenden indirilirken
Suikasti bu iki baş mı yaptırdı ?
Suikastı yaptıran tethiş komitasının reisi oldukları ve suikastçılara bir kampta aylarca ders verdikleri söylenen
Pavliç
teessüre dair Fransıca ve Sırpça bir hitabe irat olunmuştur.
"Ankara,, daki ayin
Ankara 18 (A.A) — Bugün Belgrat’ta tedfin merasimi yapılan müteveffa Yugoslavya Kralı Aleksandr Hazretlerinin istirahati ruhu için Yugoslavya ort^ elçiliğinde bir ayini ruhanî yapılmıştır. Bu münasebetle elçiliğin büyük salonu siyah örtü ve tüllerle kapatılmıştı. Salonun karşı gelen yerine de bir kürsü üstüne müteveffa Kral Aleksandrın yağlı boya yapılmış bir tablosukon-muştu. Salon, gerek kürsünün Ön ve yanlarında gerek salonun muhtelif yerlerine yakılan mumlarla tenvir edilmişti.
Ayinde hazır bulunanlar Reisicumhur Hazretleri namına yaverleri Cevdet ve hususî kalem müdürmuavini Sabit beylerin bulundukları bu dinî merasimde Başvekil İsmet Paşa Hazretleriyle refikaları hanımefendi, Hariciye Vekâleti Vekili Dahiliye Vekili Şükrü Kaya Bey, Vekiller, şehrimizde bulunan büyük ve orta elçilerle bu elçilikler erkânı, Hariciye Vekâleti umumî kâtibi Numan Rifat, Anka-Ira Vali ve Belediye reisi Nevzat, Mevki kumandanı Sıtkı Paşa, Emniyet müdürü Salih beyler hazır bulunmuşlardır.
Merasimi müteakip hazırun elçi M. “Mir s lav Yankoviç» ile refikasına taziyet ve teessürlerini bildirmişlerdir.
Meclis toplanıyor
Meb’uslar Çarşamba günü saat 15 te içtimaa davet edildiler
Bu davet, haricî siyasetin her memlekette hassasiyet kesbetmesiyle alâkadar görülmektedir Ankara 18 (A.A.) — B. M. Mac-lisi Riyasetinden tebliğ edilmiştir:
Görülen lüzum üzerine Teşkilâtı Esasiye kanununun 19uncu maddesi mucibince Türkiye Büyük Millet Meclisini 24 Birinci teşrin 1934 çarşamba günü saat 15 te içtimaa davet ederim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi
Kâzım
*
Ankara 18 (A.A.) — Büyük Millet Meclisinin Teşrinisaniden evvel içtimaa davet olunma* haricî siyasetin her memlekette hassasiyet kesbettiği bugünlerde B. M. Meclisinin hükümetle beraber bulunmasına imkân vermek için olduğu Ankara mehafilinde söylenmektedir.
Büyük Millet Meclisini Teşrinisaniden evvel içtimaa davet eden Meclis Reisi Kâzım Paşa
Zaten milli bayramda bulunmayı arzu eden Millet Vekillerinin bir hafta evvel toplanmaları tabiî addolunmaktadır.
Marsilya faciasının beklenilmiyen neticelerinden
O da mı, suikaste kurban olmuş?
M. “Puankare,, nin anî surette vefatına, Marsilya faciasında çok sevgili dostu “Bartu„nun da kurban gitmesinden mütevellit teessür sebep olmuş
.düsyü Puankare, yalnız resmî değil, şahsî de dostu olan Kral Aleksandr ile bir arada
"Kral Aleksandrın da feci akibeti Müsyü Puankarenin hastalığının nüksetmesine sebep olmuş ve vefatını tesri etmiştir,,
• lirimizde dûn görülen matem intihalarından : Halk Fırkasında bayraktar yarıya indirilmiş yaziyetıe
Yugoslavya Kralı “Aleksadr„a “ Belgrat „ ta icra edilen cenaze merasimi münasebetiyle, dün Tür-kiyenin her tarafından bu mateme iştirak edilmiştir.
Bütün devairi resmiye ve mü-essesat, dün bayraklarını yarıya indirmişlr, umumî yerlerde çalgı
Percetz çalınmamış, dün gece sinema, ve tiyatrolar ile diğer eğlence yerleri kapalı kalmıştır. Radyo da mutat programını bırakmış, yalnız müteveffa Kralın mezayası ve şahsiyeti ile “Marsilya,, faciası etrafında memleketimizde hasıl olan --------------------------------
Milletler Cemiyeti toplanıyor İngilizler, suikast meselesinin Milletler Cemiyetine intikalini tehlikeli görüyorlar
Cenevre 17 — Milletler Cemiyeti Konseyi 20 Teşrinisanide fevkalâde bir toplantıya çağırılmıştır.
"Mesele, Milletler Cemiyetine intikal etmemeli!,, Londra 18 (A.A) — Marsilya suikastinden mes’ul olan tet-hişçiiere ait tahkikat esnasındaki itiraz ve münakaşaların Milletler Cemiyeti Konseyine intikal elmiyecegi zannolunmah-ta ve hatta bu meselenin Cenev-rede ileri sürülmemesi temenni edilmektedir. Zira meseleyi, hükümetler arasında alelade diplomasi yolu ile halletmek daha
» —------------------------------
Öldürüldükten sonra katil "Katemen„in çehresinin aldığı korkunç şekil
Ruhanî merasim bu maksatla İstanbuldan . gelmiş olan Beyoğlu Metropolidi tarafından yapılmıştır.
*
Kral “Aleksandr,, defnedildi
Belgrat 18 (Hususi) — Kral Alek-sandr’ınn cenaze merasimi bugün (dün) icra edilmiştir.
Kralın naşı dün gece “evvelki gece,, büyük kiliseye kaldırılmış bulunuyordu.
Cenaze alayı yapılan dini ayini müteakip buradan hareket etmiş ve “Belgrat,, istasyonuna kadar devam eylemiştir.
Devamı 2 inci sahifede
Müsyü Puankare ölüm döşeğinde
{Yazısı 2 inci sahifemizdej
Müsyü “Hansens„ Avrupaya gitti
M. "Hansens„ Belçikadan gelen bir şerikile dün akşam adeta savuşur gibi Avrupaya gitmiştir. “Ankaraya gidecek, git-
ti,, derken habersizce Avrupaya gitmesi şayanı dikkattir
Elektrik ve tramvay şirketi müdürü Müsyü (Hansens) dün akşam ansızın Avrupaya gitmiştir. Halbuki kendisinin, gittikçe sarpa saran elektrik şirketinin işlerini düzeltmek için bugünlerde Ankaraya gideceği söylenmekte idi. Maamafih biz Müsyü (Hansens) in Ankaraya gidebileceğine ihtimal vermiyorduk. Çünkü Elektrik şirketinin, İstanbul halkına karşı çok büyük hatalarına ve nihayetsiz yolsuzluklarına rağmen Nafıa Vekâletini davaya kalkışmasını.], "Ankara,,da hakikî bir infial uyandırdığını biliyorduk. Nitekim geçenlerde Ankara muhabirimiz. Nafıa erkânından bir zata Elektrik şirketinin davası hakkında mütalâasını sormuş ve
Devamı 2 inci sahifede
M. "Manşetti,, t» dûn akşam saat 9.20 ■ de ekspreste Avrupaya giderken kom parltrnanda hususi fotoğrafçımız tara-'
ftndan alınabilen resmi
Teşrinievvel 19
—ZAMAN—
| son j ^lh ab erler )
Avrupa siyasetinde bir takım değişiklikler vukuu çok muhtemeldir Küçük itilâf devletleri Fransız ittifakına sadık kalmakta devam edecekler mi?
Marsilya faciasının büyük akisleri şimdiden hissedilmekte ve bu facianın Avrupada mühim siyasî değişikliklere başlangıç olacağı anlaşılmaktadır.
Fransa, hapten sonra Avrtıpayi sulh muahedeleri dairesinde istikrar ettirmek ve bu muahedelerin tadile uğramasına saik olacak kuvvetleri yenmek için çalışıyordu. Romanya, Yugoslavya, Çekoslovakyadan müteşekkil küçük itilâf orta Avrupada, muahedeleri tadil hareketlerine karşı duran bir blok halinde idi. Fransa, küçük itilâf devletlerini takviye için herşeyl yapıyor, onlara her çeşit yardımda bulunuyordu.
Fransa küçük itilâf ile müttefik olduğu gibi otuz milyon nüfuslu bir devlet olan Lehistan ile de müttefikti.Bu suretle Avrupanın istikrarı için çalışan kuvvetler, sarsılmaz bir mantara arzediyordu.
Halbuki son günlerde bu vaziyet birdenbire değişir gibi oldu.
1932 de Fransa, İtalya, Almanya ve İngiltere arasında dört devlet misakı yapıldığı zaman Lehistan ile Fransa münasebetleri bir gerginlik geçirdi ve daha sonra vuku bulan hâdiseler bu gerginliği arttırdı. Hele Fransa - Rusya antantı Lehistanı korkuttu. Çünkü Fransa ile Rusyanın, meselâ Almanyaya karşı müşterek hareketlerinin manası rakip ordularının Lehistan arazisini çiğnemeleri demek olurdu.
Lehistanda buna karşı hem Rusya ile, hem Almanya ile ademi tecavüz misakları İmzaladı. Lehistan, on sene müddetle Almanyadan yana endişeden uzak kalacak hale geldi. Bu hareket, Fransa namına 33 milyon nüfuslu bir müttefikin ziyaı mahiyetinde idi.
Küçük itilâf devletlerinin dört Avrupa devletleriyle bir takım arazi davaları bulunduğu için, bunların, muahedelerin değişmesini müdafaa eden Fransadan ayrılmamaları icabı idi.
Buna rağmen son zamanlarda küçük itilâf devletlerinde bir takım yeni ceryanlar beliriyordu. Çekoslovakyada, Lehistan gibi, Fransa-Rusya antatından endişe ediyor ve siyasetine yeni bir istikamet vermek lüzumunu hisseyliyordu.
Romanya da Rusya tarafından emin olmadığı için Fransanın Rusya ile dostluğuna ürkek gözlerle bakıyordu.
En mühim mesele Yugostavyanın vaziyeti idi. Öteden beri Italyadan şüphe eden bu devlet Fransa ile İtalya arasında esmeğe başlayan dostluk havasından fevkalâde helecan duymakta idi.
Bu siyasî endişe ve korkuların hüküm sürdüğü sırada İktisadî kanunlar da tesirini yapıyordu. Küçük itilâf milletlerinin İktisadî menfaatleri en fazla Viyana ve BerKne bağlı idi. Yugoslavyanın en bellibaşlı ticaret piyasaları evvelâ Almanyada, sonra kalyadadır. Romanyanın mahsulleri de en fazla Almanya ve Avusturyada sürülüyor.
Müsyü “ Bartu „ son günlerde bu mühim meseleleri haille meşgul olacak ve Fransanın Avrupadaki vaziyetini sağlamlaştırmağa çalışacaktı.
Acaba Marsilya faciası, bu yeni cereyanlara kuvvet vererek mühim değişikliklere sebep olacak mı, yoksa bugünkü vaziyet bir zaman daha devam edecek mi ?
Bunu bize önümüzdeki günler gösterecek.
Ö. R.
Yevmi makale
Yunanistanda reisicumhur intiha-batı bugün icra ediliyor
Mütttehit bir kütle halinde bulunan muhalif fırkaların dağılacağı tahmin edilmektedir
Kabahat kimde?
Birinci sahifeden devam Avrupa Harbiumumiden evvel, daha küçük mikyasta bu afete benzer bir felâket daha geçirmiş idi ve tıpkı (Versailles) ve ( Tria-non) muahedelerine benzer bir muahedede akdetmisti.Evvelce geçirilen o felâket 1789 Fransa ihtilâli kebiriyle başlayıp 1815 de Na-polyonun sükutiyle biten harp devresi idi. Muahede ise, yine 1815 te akdedilen meşhur Viyana muahedesi idi. Viyana muahedesinde Na-polyonun Avrupa haritasını altüst etmesine rağmen, yine azçok 1789 dan evvelki hudutları kabul etmek gibi bir dirayet gösterilmişti. Çünkü Viyana kongresine hâkim olan adam, Taleyran gibi ahlâksızlığı kadar zekâsı itibariyle de misli nadir bulunan bir diplomattı. İşte Avrupayı 1914 senesine kadar az çok muvazene ve huzuru sükûn içinde yaşatan Viyana muahedesi olmuştur. (Versailles) muahedesini akdeden küçük adamlar, tarihin bu pek bariz ve pek kıymetli misalinden ve dersinden ibret almak lâzım

gelirken büsbütün makûs yol tuttular ve Avrupa haritasını altüst etkiler. Şimdi galip devletler gayri tabiî ve gayri mantıkî surette çizdikleri yeni hudutları muhafaza edeceğiz diye çırpınıp duruyorlar, onlar çırpındıkça Avrupanın huzur ve rahatı hergün biraz daha kaçıyor. Dün, Avusturyada (Dolfüs) ü öldürdüler, bugün Marsilyada Kral Aleksandrın canına kıydılar, yarın nerede ne çıkacağını ise kimse kestiremiyor, yalnız muhakkak, ki herkes korku içindedir, herkes istikbali pek muzlim görmektedir, işte buhranı iktisadiyi de buhranı içtimai ve siyasiyi de tevlideden ve hergün biraz daha arttıran bu huzursuzluk | ve bu istikrarsızlıktan başka birşey değildir ve Avrupadaki bu gayri tabiî vaziyet devam ettikçe ahvalin düzelmesine de imkân yoktur. Ortalığa bir aralık biraz sükûnet gelse de, vahim ve müzmin hastalıkların vakit vakit nüksetmesi
1 gibi, mütemadiyen birbirinden tehli-1 keli karışıklıklar çıkacağı muhak-t kaktır ve bu karışıklıklar, galip mil-| letler akıl ve mantık dairesine av-
P det edinciye kadar behemehal de-P vam edecektir I
Ebüzziya Zade
Marsilya faciasının bekle nilmiy en neticelerinden
Odamı suikaste kurban olmuş?
Dün gelen Fransız gazeteleri, Müsyü Puankarenin vefatı haberini muhtevi olup, hepsi büyük matem alâmetleri ile çıkmışlardır. Hatta gazeteler ilk sahifelerini Müsyü (Puankare)ye hasrettiklerine göre, esbak Reisicumhurlarının ölümüne, adeta Marsilya faciasından ziyade ehemmiyet vermiş gibi görünüyorlar. Bunda hakları da var. Çünkü Puankare, Klemanso ile beraber, Fransayı Harbiumumiden muzaffer çıkaran adamdır.
Müsyü Puankare bundan başka 1926 da kabine reisliğini kabul etmekle, Fransız frangını sukuttan ve Fransayı iflâstan kurtarmış bir adamdır. Müsyü Puankarenin en ziyade sevdiği, hatta Reisicümhurlu-ğa bile tercih ettiği meslek ise avukatlık mesleği idi.
Ondan dolayıdır, ki Fransada yetişilmez namusiyle avukatlık mesleğine en ziyade şeref veren adamlardan biri de kendisi olmuş-
Birinci sahifeden devam
“Şirket bizi dava etmiştir, ken-disile artık müzakeratta bulunanlayız. Ancak mahkemede karşılaşacağız,, cevabını almıştı. Bizim istihbarımıza nazaran, Nafıa Vekâleti aylardanberi yaptırdığı tetki-kat neticesinde Elektrik şirketinin pek çok yolsuzluklarına daha vakıf olmuş ve şirketi çok müşkül bir vaziyette bırakmıştır. İşte Müsyü “Hansens,, bu müşkülâtın zorile adeta habersizce birdenbire Avru-paya gitmiştir. Hattâ yine istihbarımıza nazaran Müsyü (Hansens) evvelki akşam gidecek iken, evvelki gün Ankaradan telefonla aldığı bir haber üzerine azimetini düne tehir etmiştir.
M. “Hansens,, in söyledikleri Refakatinde Belçikalı mühendis “ Evgen Montuer ,, olduğu halde dün akşamki ekspresle Belçikaya hareket eden Müsyü "Hansens,, ile bir muharririmiz arasında, M.“Hansens,, in hareketinden birkaç dakika evvel şu mülakat geçmiştir :
— Müsyü Hansens, Belçikaya gidiyorsunuz galiba.. Yakında dönecek misiniz ?
— Bilmiyorum. Hiç bir şey söy-liyemem.
— Fakat biz, sizin şirket meclisi idaresi ile görüşmek üzere ev-
Atina 18 (Hususî) — Meclisi Mebusan Reisi, cuma günü (bugün) saat on bir de toplanacak olan beşinci millî meclisin ruz-namesini tanzim eylemiştir. Ruz. name, yalnız Cumhur Reisinin intihabından ibarettir.
Atina 18 (Hususî ) — Dün
M. “Metaksas,, m fırkası top-larak Cumhur riyaseti için, “Za-imis„ e rey itasına karar vermiştir. Bu gece “ Kafandaris „ fırkası azası da toplanarak kararını ve recektir. Söylendiğine göre bunlar intihaba iştirak etmekle beraber beyaz rey vereceklerdir.
Yine gazetelere göre “Papa Anastasyo,, nun zürra ve amele fırkasiyle ( lstifanopulos ) un İspanyada bombardıman ve idam
Madrit 17 (A. A.) — Resmî gazete, İspanyada idam cezasının yeniden tesisine ait kanunu neşretmektedir.
Bu ceza, failleri bomba kullanmış olan suikastlerle, ölü ve ağır yaralanmaya sebebiyet veren mü-sellâh taarruzlara tatbik edilmektedir.
Asker şevki ve tevkifat devam ediyor
Madrit 18 (A.A.) — Harbiye nezareti, Leon eyaleti askerî valisi Ceneral Boshun Miers ve Asturies üzerine asker şevkine memur edilmiş olduğunu bildirmektedir.
Zabıta, Valansiada bir dükkânda 1260 ufak bomba ve birçok dinamit dolu çuval bulmuştur.
Bilbaoda diğer bir dükkânda 49
tur. Bu zat sık sık, Nazır, Başvekil olduğundan dolayı ( siyasî nüfuzundan istifade etmek ) şaibesi altında kalmamak için devlet aleyhinde bir tek dava kabul etmemiştir.
Müsyü Puankarenin anî denilebilecek surette ölümüne ise, Fransız gazetelerinin neşriyatına nazaran, Marsilya faciası sebep olmuştur.
Filhakika Puankare iki. üç sene-denfîeri hakikî bir felçten mustarip idi. Fakat son zamanlarda hastalığı hayli hafifleşmiş imiş. Hatta neşretmekte olduğu hatıratın da son ciltlerine tekrar çalışmağa başlamıştır. işte tam bu sırada da Marsilya faciası olmuş, o faciada hem pek iyi tanıdığı Kral Aieksandr ve hem pek sevgili dostu olan Bartu ölmüşlerdir. Bilhassa (Bartu) nun fa-ciai vefatı Müsyü Puankare’ye çok fena tesir etmiş, hastalığı birdenbire nükseylemiş ve iki günde vefat eylemesine sebep olmuştur.
Avrup aya gitti
velâ Belçikaya gideceğinizi, oradan Parise geçeceğinizi, Paristen de buraya döneceğinizi biliyoruz.
— Şayanı hayret. O halde gizlemeye lüzum görmüyorum. Evet. Belçikaya ve Parise gidiyorum.
— Pariste şirket müessisleriyle müzakere edeceğiniz mevattan bir nebze bahseder misiniz?
— Müzakere edilecek bir şey yoktur.
— O halde müzakere edeceğiniz meseleleri de ben söyliyeyim: Tramvay biletleri ücretlerinde tenzilât meselesi, tek bilet meselesi, inşa olunacak yeni tramvay hatları meselesi.. Tramvay şirketinin hükümetçe mubayaası meselesi.. Meselesi, meselesi...
— Hayret, ender • hayret.. Her şeyi benden iyi biliyorsunuz. Maa-mafih durunuz hakkınız var.
Bütün bu meseleler etrafında o kadar çok gürültü koparıldı kî.,.
—O halde Belçikada bu meseleleri müzakere edeceksiniz demek ?
— Şüphesiz şirketi alâkadar eden meseleler etrafında lâzımgelenlerle görüşeceğim. Yalnız bu meselelerin nelerden ibaret olduğunu bittabi söyllyemem.
— Ne zaman avdet edeceksiniz?
— Fevkalâde bir mani çıkmadığı taktirde "5,10 güne kadar,,
zürra fırkası kendi namzetlerine rey vereceklerdir.
“Sofyanopulos,, un zürra fırkası ise cüumhur reisinin doğrudan doğruya ahali tarafından intihabını istiyecektir.
“Venizelos,,un Hürriyetperver fırkası bu gece toplanarak Gi-ritten “Venizeios,, tarafından gönderilen mektuba göre kararını verecektir.
M. “Venizolos,, mektubunda, fırkasının intihaba iştirakini, fakat beyaz rey vermesini istemektedir.
Cümhur reisinin intihabı meselesinde fırkaların ayrı ayrı aldıkları vaziyet üzerine, müt-tahit millî muhalif fırkaları esas itibarile dağılmış sayılmaktadır.
Yeni Berlin sefirimizin kabulü
Berlin 18 (A. A.) — Türkiye-nin yeni büyük elçisi Hamdi bey tarafından yapılan resmi kabulde hemen hemen bütün sefirlerle hariciye nezareti erkânı ve mbmessilleri, sanayi alemine mensup bir çok zevat ve diğer büyük şahsiyetler hazır bulunmuşlardır.
bomba, 300 fişenk ve bir kasa mühimmat bulunmuştur. Polis tevkifata devam etmektedir.
Madrit 18 (A. A.) — Askerî kıtaat, henüz ihtilâlciler elinde bulunmakta olan Nava ve Asturiesi bombardıman etmiştir.
Y unanistanda şiddetli bir tayfun 4 kişi öldü, 20 kişi yaralandı
Atina 18 (A. A.) — Bu sabah Kefalonya'da Astakos koyunda bir tayfun olmuş, birçok zararlar yapmıştır.
Birçok evler yıkılmıştır. Son haberlere göre dört kişi ölmüş 20 kişi yaralanmıştır-
Bir harp gemisi yardım için gönderilmiştir.
Mandadaki tayfunun zararları
Manila 18 (A.A) — En son alınan haberlere göre dünkü tayfunda 40 kişi ölmüş ve 55 bin kişi de açıkta kalmıştır.
“Kaliforniya,, da seylâp ve zelzele
Losanjelos 18 (A. A.) — Ka-liforniyanın cenbunda şiddetli yağmurlarla beraber bir zelzele olmuştur. Şimdiye kadar mühim hasar olduğu haber verilmemiştir. Sular bir çok şehirlerde sokakları örtmüştür.
Japonlar ne istiyorlar ?
İngilizler, silâh meselesinde pek bedbin
Londra 18 (A.A) — Amiral Yamomota nın beyanatı, İngiliz efkârı umumiyesinde deniz mü-zakeratının neticesine ait olan bedbinliği artırmaktan başka bir semere vermemiştir.
“Daily Herald,, gazetesi, Japon Başmurahhasmın sözlerinin arkasında ihtimamla hazırlanmış bir plân hazır bulunduğunu kaydetektedir. Bu gazeteye göre, plân şudur :
“Çin denizi ile büyük Okya-nosun garp kısmına mutlak surette hâkim olmak, bunun için büyük bir tahtelbahir filosu vü-cude getirmek ve filoya istinat-gâh olmak üzere Japonyadan, Formuz ve Mariyan adalarından Karolin ve Mareşal adalarına kadar bir çok üssübahriler inşa etmek.,,
Turhal Fabrikası
Kuşat resmi için Başvekil dün Ankaradan hareket etti
Ankara 18 (Telefonla) — Başvekil İsmet Paşa refakatinde İktisat Vekili Celâl Bey ve bazı mebuslar olduğu halde bugün saat on beşi beş treniyle Turhal şeker fabrikasının kuşat resmini yapmak üzere şehrimizden hareket etmiştir.
Başvekil, istasyonda Meclis reisi Kâzım paşa, Nafia Vekili Ali, Dahiliye Vekili Şükrü Kaya ve Ziraat Vekili Muhlis beylerle meb’uslar ve kalabalık bir halk kütlesi tarafından teşyi edildi.
Ecnebi şirketler üzüm ve incir satın alacaklar
Ankara 18 (Telefonla) — Türkiye de bulunan ecnebi şirketlerin harice gönderecekleri faiz ve temettü hisselerine mukabil yeniden 250 bin liralık üzüm ve incir satın almalarına karar verilmiştir. Şirketler tarafından alınacak üzüm ve incir Aydın ve İzmir mıntakası mahsulâtından olacaktır.
“Ford,, otomobilleri kontenjan haricinde girecek
Ankara 18 (Telefonla) — Ford motor kumpanyasının İstan-bulda Tophanedeki monta jn fabrikasına getireceği ford arabaları ile bu arabaların bilûmum inşaat ve yedek parçalarının bu mahalle serbestçe ithali ve şirketin bu mahalden Türkiyeye sokacağı montajı yapılmış veya yapılmamış “Ford,, otomobilleriyle bunlara ait yedek parçaların kontenjad dışında memlekete sokulması İcra Vekilleri Heyetince kabul edilmiştir. Bu hüküm aynı zamanda makabiline de teşmil edilecektir.
Avrupa ufuklarında tehlike
Birinci saihfeden devam
Merasimde bulunan halk 400 bin kadar tahmin ediliyor, şehir hakikî bir mahşer manzarası arz eyliyordu.
Cenaze “Belgrat,, istasyonunda hususî bir trene konulmuş, muhtelif devletleri temsil eden heyetler de aynı trenle hareket etmişlerdir. Cenaze, "Belgrat„ın seksen kilometre uzağında bulunan "Topala,, ya götürülmüş, oradaki "Sen Jorj„ kilisesinde “Kara Yorgi-yeviç „ hanedanının mezarlığına defnolunmuştur.
“Belgrat,, ta insan nehri!
Belgrat 18 (A.A) — Kralın cenaze merasiminde bulunmak üzere Belgrada 300 binden fazla insan gelmiştir. Yağan yağmurlara rağmen civardan yaya olarak binlerce köylü gelmiştir.
Belgrat ^yolları canlı nehirleri andırıyor. İki gündenberi sabahın altısından akşamın altısına kadar halk bilâinkıta Kralın cenazesi önünden geçmiş olduğu halde yine 150 bin kişi bu rasimeye iştirak edememiştir.
Bir çok çelenkler gelmiştir. Bunların içerisinde altın ve gümüş defne dalları bulunduğu gibi alelade kır çelenklerıyle örülmüş olanları da vardır.
Ecnebi hey’etlerin ziyaretleri ve çelenkleri
Belgrat 18 (A.A.) — Kral Alek-sandr’ın cenaze merasiminde hazır bulunmak üzere buraya gelmiş olan ve adetleri “ 29 „ a baliğ bulunan ecnebi heyetler reislerinin dün kâf-fesi müteveffa kralın tabutu üzerine çelenkler koymuşlardır.
Muhtelif parlâmentolar murahhas heyetleri Yngoslavya parlâmentosunu ziyaret etmişler ve orada ayan ve mebusan meclisleri divanlarının âzaları tarafından kabul edilmişlerdir.
Suikastçilerin yeni itirafları
Marsilya 18 (A.A.) — Marsilya cinayetinin faili "Kalemen,, in şeriki cürümleri olan “Raitch,, ve "Pospichil,, dün gece Annecy hapi-sanesinden Marsilyaya getirilmişlerdir.
Isviçreden Parise...
“Pospischil,, in istiçvabı neticesinde, dört tethişçinin 29 eylül tarihinde İsviçre hududunu aşmış oldukları anlaşılmıştır. Bunlar, hududu sahte pasaportla geçmişler ve eylülden ^itibaren Pariste ikamet etmişlerdir.
Suikasti gazeteden öğrenmiş
“Pospishil,, 9 Teşrinievvel sui-kastini gazetelerden öğrenmiş olduğunu söylemiştir. Kendisi "Ra-itsh„ la beraber tekrar İsviçre hududuna gitmek istemiş ve zabıtayı şaşırtmak için “Fontenblö., de mo
la vermiş ve nihayet “Annemasse,, ed tevkif edilmiştir.
Korkunç bir itiraf
"Posphishil,, şu sözleri ilâve etmiştir :
“ — Pariste ne yapacağımı bilmediğim gibi arkadaşlarım da ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Şayet Kralı, öldürmek matlûp olduğunu bilmiş olsaydım bu işi yapmaktan katiyen,, geri durmazdım ve mensup olduğum teşkilâtın emrine itaat eylerdim.,,
Kendisinin cinayette şeriki cürüm olarak itham edilmekte] olduğunu öğrenen “Pospishil,, kafiyen heyecana kapılmamış ve tet-hişçi teşkilâtının tayin edeceği avukatı kabul edeceğini ilâve eylemiştir.
İki tevkif müzekkeresi isdar edildi
“ Eix - En - Provonc ,, de yakalanmış olan “ Marie Voudrof,, ismindeki kadınla tethişçiler teşkilâtı rüesasından biri olan “ Gramer ,, haklarında tevkif müzekkeresi isdar edilmiştir.
"Malni,, aleyhindeki deliller
Marsilya 18 ( A.A.) — Aix-en-Prevence da yapılan taharriyet, evvelki gün Melunda tevkif edilmiş olan tethişçi “Malni,, yi çok ağır ithamlar altına sokmaktadır. Sui-kastten evvel tethişçilerle “güzel Mari Voudrof,, tarafından işgal edilmiş olan otelde “ Malni „ odasında iki bomba, bir otomatik rü-verver, bir bomba şarjı bulunmuştur. Bu bombalar, “ Kalemen „ ismi taşıyan katilin cebinde bulunan* ların aynıdır. Bu da, “ Malni „ nin suikaste ve suikastin ihzar ve tertibine iştirak ettiğinin cerhi kabil olmıyan bir delilidir.
Macarlar tethiş dersi vermemişler
Budapeşte 18 (A.A.) — Macar
Telgraf ajansı bildiriyor:
Bazı ecnebi gazeteleri, Macar zabitlerinin şeref ve haysiyetlerine dokunacak bazı havadisler neşret-inişlerdir.
Bu havadislere göre, mültecilerin eski kampı olan “Jankaputszta,, da Macar zabitleri Hırvat muhacır-lara gûya [bir tethiş hareketinde bulunmak için ders vermişlerdir.
Salâhiyettar Macar mehafili bu haberleri kati surette tekzip etmekte ve bunları [hainane bir iftira diye tavsif ederek infilal ile reddey-lemektedir.
Fransız Reisicumhuruna gösterilen hüsnü kabul Belgrat 18 (A. A.) — Dün ak-şamki gazeteler, Belgrat ahalisi tarafından Fransa ‘Reisicumhuruna karşı gösterilen hararetli kabülden bahsetmektedirler.
Devamı 7 inci sahifede
■Teşrinievvel 19
—ZAMAN—
7
İçtimaî bahisler
“ Kısırlaştırma „ meselesi
Fahrettin Kerim ve Nazım Şakir Beyler ne diyorlar ? Bir mütereddiyi malûl edebilir miyiz ?
Hitlerin mevkii iktidara gelmesi ile ortaya atılan ve ara •ıra dünya efkârı umumiyesini kuvvetle alâkadar eden "kısırlaştırma,, meselesi, bir müddet-tenberi memleketimizde de mevzuu bahsolmakta ve lehte, aleyhte söylenen sözler alâkadarlar arasında bir hayli münakaşayı davet etmiş bulunmaktadır.
Dünkü nüshamızda kısırlaştırmanın İlmî mahiyet ve ava-kibini yazmıştık.
Dünkü akşam gazetelerinden birinde doktor Cevat Ze-kâi beye atfen bu hususta ca-libidikkat mütalâat neşredilmiştir.
Bunun üzerine dün de bu hu-hususta alâkadar zevatın fikirlerini almak istedik. Aldığımız cevaplar dikkatle okunmağa değecek mahiyettedir.
Fahrettin Kerim bey ne diyor ?
Akıl hıfzıssıhhası Cemiyeti Reisi doktor Fahrettin Kerim bey bu hususta demiştir ki:
“ — Geçen sene toplanan akıl hıfzıssıhhası kongresinde bu mevzu üzerinde yapmış olduğum tebliğde fikirlerimi açıkça söylemiştim.
O tebliğin münakaşasında, bir kısım arkadaşlarca bizde de diğer memleketlerde olduğu gibi böyle bir kanunun tatbikini ıstemekliğimiz ileri sürülmştü Fakat yapılan münakaşa neticesinde şimdilik böyle bir şeyin doğru olmıyacağı ve ancak delilerin evlendirilmemesi ve delilerle yarı akıllıların evlenmemesi hakkında halkın irşadı ile iktifa edilmesi ve bilhassa kanunu medenimizde mevcut olan evlenmekteki “akıl sıhhati,, esasının müdafaası kararlaştırılmıştı. Buna binaen muhtelif vesilelerle gerek konferanslarımız ve gerekse neşriyatımızla halkı daima irşat etmekteyiz.
Binaenaleyh şimdiki halde böyle bir kanun tatbikini istemeği düşünmiyoruz.
Eğer arkadaşımız bize böyle b’r takrir verirse bu mevzua yeniden avdet ederiz.
Maamafih şu kadarını da söy-liyeyim, ki ben şahsen “kısırlaş-tırmıya taraftar değilim,,. Nazım Şakir Bey ne diyor?
Diğer taraftan bu hususta fikrini soran bir muharririmize akıl ve sinir hastalıkları mütehassısı Nazım Şakir Bey de demiştir ki:
“—Bu meselenin adat ve ananelerimize, kanun ve göreneklerimize uygun olup olmadığı ile ciheti tatbikini tesbit etmek ancak hukukçulara düşen bir vazifedir. Biz, burada yalnız meselenin tıbbî ve akademik hususlarını konuşmak istediğimiz cihetle, karie hitap etmek ve binaenaleyh basit konuşmak zaruretindeyiz.
Bize kalırsa insanları kısırlaştırmadan evvel onları bir tasnife tabi tutmak ve bu suretle daha doğru bir iş yapılmış olmak lâzımgelir. Evvelâ sureti umumiyede insanlar; zeki ve ahlâklı, zeki ve ahlâksız; gabi ve ahlâksız olmak üzere üçe ayrılabilir.
Bunlardan yalnız birinci sınıf, bir Cemiyetin bünye ve istikbalini temin eden zümredir. İkinci sınıf ise zekâsının tabiiliği sayesinde hayatlarını kazanan ve bütün şahsî ihtiyaçlarını tatmine muktedir olan insanlardır ki bunların evlenmeleri ne kadar hakları ise, ahlâkan muvazene-
Akıl Hıfzıssıhhası Cemiyeti Reisi Fahrettin Kerim Bey
siz olmaları itibariyle, bir takım dejenere çocukların doğmasına sebep olacakları için çocuk yapmalarına müsaade etmemek de o kadar vazifedir.
Zekâ ve ahlâkan mütereddi bulunan üçüncü sınıfa gelince, bunların değil çocuk yapmaları, evlenmeleri bile caiz değildir. Bunların çocukları gibi, temas ettiği aile ve bilhassa zevceside Cemiyete mızur olmağa namzettir.
Binaenaleyh bunun önüne
İstanbul Borsası kapanış fiatleri 18-10-1934
ÇEKLER
Açılış Kapanış
Londra 616, 615.75 |
Nev-York 0,801840 0,801610,
Paris 12,06 12,06
Milano 9.2690 9,2811
Brüksel 3,4014 3,4025
Atina 83,41
Cenevre 2,4362 2,4390
Sofya 66,7925 —
Amsterdam 1,1730 1,177
Prag 19,02 —
Stokholm 3,1566 3,1566
Viyana 4,2763 —
Madrit 5,8140 5,82
Berlin 1,9730 1,9743
Varşova 4,2050 —
Budapeşte 3,9912 —
Bükreş 79,825 —
Belgrat 34,8625 — I
Yokohama 2,785
j Moskova 1089,50 -
Tahvil ve Senetler
AçılışKapanış
0/0 5 faizli 1933 lkramiyell (Erg a nO ”■ .97
0/0 7,5 faizli borcu tahvili 1 Türk 29,40 29,40
Anadolu D.yolu I 11 45,60 45,60
1 „ „ mümessil 49,55 49,60
0/0 7,5 Türk BU ,- 1
( O/o5 Hazine -
Ergani B -
, Merkez Bank 58- 58—
Tramvay —
1 Is bank nama 10 10
| Ar.l-n çimento 13,65
| An. d. D. Y. 0/0 60 27,30 27,30
Zamanın takvimi
TEŞRİNİEVVEL
1934 Ruzu bızır 167 1 9 Hicrî K.sene 1353 Rumî sene ı 1350 1 inci Teşrin 6
CUMA
Sabah Recep 9 İMSAK |
S. D. S. 11 12
12 52
6 16 4 37
Öğle ikindi Akşam Yatsı z"";
S. D. S. İD. S. D. S. D.
6 34 11 59 9İ37 isi I 12 — 17 [25 1 18 31 56
Bugünkü hava
Yeşilköy Rasat Merkeznden aldığımız malûmata göre dünkü ha-ve tazyiki 758 milimetre , azami sıcaklık 27, asgarî 14 derece idi.
Bugün hava kapalı olacak ve fasıla ile yağmur yağacaktır.
geçmek lâzımdır. Bunun için tababette yalnız (İsterilizasyon -Ta’kim) usulü vardır. Vakıa “İsteril,, bir adamın çocuğu olmaz. Fakat bunu yapmak için de şahsa ya cerrahî, yahut şu-aî vasıtalar tatbik etmek lâzım-dırki bunu şahıs arzu etmemek le beraber gayri tıbbî ve fakat ağlebi ihtimal ma’şeıî veya kanunî müeyyidelerle kuvveden fi’le çıkarmak imkânı vardır.
Fakat bizce mühim olan cihet, husyeleri ve mebizleri tahrip edilen insanların cemiyete nafi olup olmıyacakhrı meselesidir. Müşahedeler göteriyor, ki bu hastalar aklî, diınağî, ruhî ve bedenî melekelerini kayıp ve binnetice tecennün arazı göstermektedirler.
Binaenaleyh bir mütereddiyi baba olmaktan mennetmek pahasına onu en tabiî bir hakkı olan tenasülî vazifesinden mahrum etmek ve binnetice daha ağır maluliyetlere musap kılmak hakkımız olmasa gerek.
Bu hususun tıbbî cihetleri malûmdur. İşin müşkül tarafı tatbik şeklidirki bu da hukuk-şinasların salâhiyetle konuşabilecekleri bir meuzudur.,, ı~ RADYO PROGRAMI ]
19 Teşrinievvel Cuma
İstanbul.
12,30 Plâk neşriyatı. 78,30 Plâk neşriyatı. 19,20 Ajans haberleri. 19,30 (Türk musiki neşriyatı (Ekrem, Ruşen, Cevdet Beyler ve Vecihe, Nazan Feridun ve Şükran Hanımlar. Ovrik Efendi) 21,20 Ajans ve borsa haberleri. 21,30 Radyo orkestrası tarafından caz ve tango orkestrası.
545 Khz. BUDAPEŞTE, 550 m.
78, Hafif musiki. 18,40 Spor. 18,55 Farfas Sigan takımı 19,50 Musahabe. 2030 Operadan bir temsil nakli. 23,30 Mandets caz takımı. 24,75 Sigan musikisi.
823 Khz. BÜKREŞ 364 m.
13 - 15 Gdündüz plâk neşriyatı. 18. Karışık konser. 19. Haberler. 19,15'Radyo orkestrası. 20. Üni versite. 20,20 Taganni (Jean Manolescu.) 20.45 Konferans. 21. Bazı sözler. 21.20 Filharmonik konseri.
22. İstirahat. 22,15 Senfonik konserin devamı. 23. Haberler. 23,30 Kahvehane konseri.
Khz. PRAG. 437 m.
78. Kuartet konseri* 19. Ziraat. 19,70 Amele neşriyatı. 19,55 Haberler. 20,70 Saksofon solo, ve piyano konseri. 21,05 Taganni. 21,30 Rönesan zamanına ait “Le Comquerand„ isimli piyes. 22. Radyo orkestrası. 23. Haberler. 23,15 Plâk. 23,3J Rusça haberler.
686 Khz. BELGRAT, 437 m.
78. Çocuk neşriyatı — Musahabe. 20. PlâL. 20.05 Orkestra ile popüler — şarkılar. 20,35 Reklâmlar. 20,45 Mili! neşriyat. 21,15 Kanşık neşriyat. 22,75 Plâk.
23. Haberler. 23,20 Kahvehane konseri.
223 Khz. VARŞOVA, 7345 m.
78,15 Solist konseri. 18,50 Musahabe.
19.15 Keman konseri. — Musahabe. 20. Hafif orkestra konseri. 20,20 Musahabe.
20.30 Kahvehane konseri. — Musahabe.
20.15 Senfonik konser. 23,30 Şiirler. 23,40 Reklâmlar ve konser. 24,05 Hafif
841 Khz. BERLİN, 357 m.
19,30 Şarkılar ve şiirler. 20,75 Musahabe. 20,25 Aktüalite. 20,45 Siyasî kısa haberler. 27. Haberler. 21,15 Senfonik konser. 21,55 Millî skeç “SchattenUnle„ 23. Haberler. 23,20 Orkestra konserin.
24.30 “Batmış İbadethane isimli neşriyat. 230 Khz. LÜKSENBURG, 1304 m.
Felemenk akşamı. 20,35 Kabara neşriyatı. 21. Haberler. 21,20 Karışık orkestra konseri. 27,3i Borsa. 21,40 Konserin devamı. 22,35 Taganni. 23,10 Dans musikisi. 23,30 Hille konseri. 23,45 Dansın devamı.
592 Khz. VİYANA 507 m.
18,30 Şarkılar. 19. Muhtelif bahisler. 19,25 Evimi nasıl döşiyeylm? 20. Haberler 20,10 Bando muzika. 20 10 Bando muzi-ka, 21,70 Millî neşriyat. 21,30 Bandonun devamı, 22. Senfonik konser. 23,30 Haberler. 23,50 Dans musikisi.
k müsabakalar
farının 19.10 934 cuma günkü maç programı:
Saat 10.15 Şirinyan- Mateos-yan. Tregubof-Garson, 11. îs-
Haftan
“Gönüller
Norma Şerer ile i çevirdiği aşk
“Gönüller Birlenince,, filmin.
Melek sineması bugünden itiba 9 ren "Gönüller Birleşince,, isimi.. Fransızca sözlü bir aşk ve his fil mini göstermeğe bağlıyacaktır. Fiiat min baş rollerinde Norma Şere'** ile Rober Mongomeriyi göreceğiz*' Filmin mevzuu şudur: hr-
"Slivya,, ve "Meri,, iki kardeş tirler. “ Meri „ , Lord "Reksfard „ sever ve evlenir. Lort seyahate kî.j rar verir. “Meri,,, kocası bulunmı dığı bir zamanda, kocasının teyz) siyle “Kan,, şehrine gider. Orac(ra-bir eğlence esnasında “Toni„ isminde bir delikanlı ile tanışır. “Torko-"Merirt ye aşık o^ur. Günün b'rrce-de, “Meri„ nin odasına girmek i j^t-balkona tırmanırken düşer ve y ralanrr.
"Türk,, sineması da bu güı.ilât itibaren “Daktilo evleniyor,, is Bu hissî bir komedi filmini göstet^.^ ğe başlıyacaktır. Filmin baş ar leri Mari Glori ile Jan Mün®as Arman Bernardır. Filmin meiüât şudur: ’.bik
Banker "Pol„, kâtibesi ‘‘Siı^eki i’e evlenir ve işleri vekiline t .. ederek balayı seyahatine çra" Kapıcısı (Jol) de evlenir ve o di
tepan - Mahmut. Rosental-İbr*
Cimcoz, 11. 45 Melih - Sezar. Necip-Faruk, 12.30 Bins-tlha-mi. Cideiyan-J. Siger, 13. 15 Mm. Siger-MI. Jukes. MI. Ce-lalyan- Mm Konhoyza 14Tregu-bof - Bins Mayer ve Orhan, Melih ve Mahmut Naili ve Haşan, 14.45 Sedat ve Cimcoz M. Kanhoyzer ve Orhan, Ci-deciyan ve İcatiyan Mis. Maden ve J, Ligor, 15.30 Şirinyan ve tstepan İcatciyan, Necip ve İbrahim 16.15 Orhan Davit İbrahim-Mayer.
Kıdem zammı alan hocalar öğrendiğimize göre bu sene 140 ilk tedrisat hocası kıdem zammı almış ve keyfiyet alâkadarlara bildirilmiştir.
İlk tedrisat müdürü
İlk tedrisat müdür umumîsi Ali Riza bey dün Ankaradan şehrimize gelmiştir.
Gazi Osmanpaşa mektebi müdürlüğü Gazi Osmanpaşa orta mektep müdürü Celâl Bey vazifesinden istifa etmiştir. Öğrendiğimize göre bu istifaya sebep, başka bir mektepte de dersi bulunan Celâl beyin iki vazife-den birini tercih etmek mecburiyetinde bulundurulmasıdır.
Celâl Bey muallimliği tercih etmiştir. Gazi Osmanpaşa orta mektebi müdürlüğüne de, Konya muallim mektebi muallimlerinden Osman Bey tayin edilmiştir.
Lâğım patladı!
Ortaköyde derenin altından
geçen lâğımın tıkandığı yazılmış ve bu yüzden ora halkı tarafından şikâyetler vaki olmuştu.
Son günlerde bu lâğım fazla tazyikten patlamış ve tramvay yoluna yakın bir sokağa akmağa başlamıştır. O civar halkı hastalık korkusile telâşa düşmüşlerdim
Sokak mümkün olduğu kadar temizletilmiş ve lâzım gelen tertibat alınmıştır.
Eğlence yerleri
Bütün eğlence yerlerinin saat on birde kapanmaları lâzım
gelirken bazılarının buna riayet etmedikleri anlaşılmıştır. Dün Belediye riyasetinden şua-bata gönderilen bir tamimde saat on birde tatili faaliyet et-miyen eğlence yerlerinin şiddetle tecziye edilmelerini bildirmiştir.
Camilerin tasnifi
Şehirmizdeki cami ve mescitlerin tasnif ve tasfiyesile meşgul olan komisyon bu hafta raporunu yazarak listeyi yapacak, alâkadar makamlara verecektir.
Tan vapuru kaptanı tahliye edildi
Tan vapurunda bulunan kaçak içki yüzündenden mahkemeye verilen gemi süvarisi Aziz Vapurculuk şirketi idare meclisi âzasından Ruşen beylerile iki kamarot hakkında sekizinci ihtisas mahkemesi tarafından verilen mahkûmiyet kararını
temyiz ettikleri yazılmıştı. Temyiz mahkemesinin kararı nakzetmesi üzerine dün sekizinci ihtisas mahkemesinde tekrar duruşma yapılmıştır. Neticede maznunların tahliyelerine ve tekrar şahit dinlenmek üzere mahkemenin başka bir güne talikine karar verilmiştir.
Beşiktaş İcra Dairesinden:
Galata Gümüş halka sokağında 10 No. da Nazmi zade Asaf Beyin İstanbul da Kantarcılarda Kıble çeşme caddesinde 44 No. da bahçeli hahve karşısında Geyveli bakkal Osman efendi zimmetinde 206 No. lu faturadan bakiye kalan 12 lira 80 kuruş tediyesi hakkında çıkartmış olduğu ödeme emrine mumaileyh Osman efendinin ikametgâhının meçhul bulunduğu mübaşir tarafından verilen meşruhattan anlaşılmakla bermucibi talep ilânen tebligat icrasına karar verildiğinden ilân tarihinden itibaren bir ay zarfında borç masrafları ile beraber verilmediği veya borcun tamamına veya bir kısmına ve yahut alacaklının takibatı icrasına dair bir itirazı varsa bu müddet zarfında şifahen veya yazı ile veyahutta bir vekili kanunî ile bildirilmediği ve icra kanununun 74 nci maddesi mucibince mal beyanında bulunulmadığı takdirde hapis ile tazyik olunacağı ve hakikata muhalif beyanda bulunulduğu halde cezalandırılacağı ve borç ödenmez veya itiraz olunmazsa cebri icraya devam olunacağı tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur. (3779)
İst: 6 ncı Hukuk Hâkimliğinden:
Vesile hanım tarafından Fatihte Yedi emirler sokağında 51 numaralı hanede mukim iken ikametgahının meçhuliyeti anlaşılan Hismet Nuri efendi aleyhine açılan boşanma davasının icrayi muhakemesi 14/11/934 Çarşamba günü saat 14 te tayin ve bu bapta imla kılınan davetiye mahkeme divanhanesine talik ve on gün müddetle ilânen tebligat icrası kararlaşmış bulunduğundan mezkûr gün ve saatte yeni postahanede İstanbul Asliye mahkemesi altıncı hukuk dairesinde hey’eti hakime huzuruna gelmediği takdirde gıyabında mahkemenin icra kılınacağı Hukuk usulu muhakemeleri kanununun 141inci maddesine tevfikan tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur. “3777„«
Beyoğlu dördüncü Sulh Hukuk Hakimliğinden:
Beyoğlunda kule dibinde Bereket zade mahallesinde Hacı Ali sokağında 13-15 No. lı Bahtiyar apartmanının 8 No. smda oturan ve elyevm ikametgâhı meçhul bulunan Avram Fis efendi aleyhine karısı Ventura hanım vekili Cemal Kara Ali bey tarafından açılan nafaka davasının cereyan eden muhakemesi neticesinde 10-10-934 tarihinde karınız Ventura fis hanım için ayda yirmi lira nafaka takdirine karar verilmiş olduğundan ilân tarihinden itibaren yirmi gün içinde temyizi dava edebileceğiniz ve aksi takdirde hükmün kesbi kat’iyet edeceği tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur.
Maliye vekili Ankarada
Ankara 18 (Telefonla) — Maliye Vekili Fuat bey bugün “dün,, şehrimize dönmüştür.
Çocukları Koruma Yurdu
Belediye Çocukları Koruma Yurdunu tevsi etmeğe karar vermiştir. Yurt jimdi 60 yataklıktır Belediye bunu 120 ye iblağ eylemek tasav-▼urundadır.
“Yeşi lHilâl,, Cemiyeti
İstihbaratımıza nazaran, Yeşil Hilâl merkez heyeti 23 Teşrinievvel Salı günü öğleden sonrı merkez binasında bir içtima aktedecek ve bazı meslekî hususlar görüşülecektir. Bu me-yanda Heyeti vekilece Cemiyetin menafii umumiyeye hadim i bir teşekkül olduğuna dair veri- ■ len karar heyet umumyieye J tebliğ olunacaktır. J
— ZAMAN—
Teşrinievvel 19
2
POLİSTE
H=A=R=I=C=Î=H=
Bir katil yakalandı
Avrupa siyasetinde bir takım değişiklikler vukuu çok muhtemeldir Küçük itilâf devletleri Fransız ittifakına sadık Kalmakta devam edecekler mi?
Marsilya faciasının büyük akisleri şimdiden hissedilmekte ve bu facianın Avrupada mühim siyasî değişikliklere başlangıç olacağı anlaşılmaktadır.
Fransa, hapten sonra Avrupayı sulh muahedeleri dairesinde istikrar ettirmek ve bu muahedelerin tadile uğramasına saik olacak kuvvetleri yenmek için çalışıyordu. Romanya, Yugoslavya, Çekoslovakyadan müteşekkil küçük İtilâf orta Avrupada, muahedeleri tadil hareketlerine karşı duran bir blok halinde idi. Fransa, küçük itilâf devletlerini takviye için herşeyi yapıyor, onlara her çeşit yardımda bulunuyordu.
Fransa küçük itilâf ile müttefik olduğu gibi otuz milyon nüfuslu bir devlet olan Lehistan ile de müttefikti.Bu suretle Avrupanın istikrarı için çalışan kuvvetler, sarsılmaz bir manzara arzediyordu.
Halbuki soh günlerde bu vaziyet birdenbire değişir gibi oldu.
1932 de Fransa, İtalya, Almanya ve İngiltere arasında dört devlet misakı yapıldığı zaman Lehistan ile Fransa münasebetleri bir gerginlik geçirdi ve daha sonra vuku bulan hâdiseler bu gerginliği arttırdı. Hele Fransa - Rusya antantı Lehistanı korkuttu. Çünkü Fransa ile Rusyanın, meselâ Almanyaya karşı müşterek hareketlerinin manası rakip ordularının Lehistan arazisini çiğnemeleri demek olurdu.
Lehistanda buna karşı hem Rusya ile, hem Almanya ile ademi tecavüz misakları imzaladı. Lehistan, on sene müddetle Almanyadan yana endişeden uzak kalacak hale geldi. Bu hareket, Fransa namına 33 milyon nüfuslu bir müttefikin ziyaı mahiyetinde idi.
Küçük itilâf devletlerinin dört Avrupa devletleriyle bir takım arazi davaları bulunduğu için, bunların, muahedelerin değişmesini müdafaa eden Fransadan ayrılmamaları icabı idi.
Buna rağmen son zamanlarda küçük itilâf devletlerinde bir takım yeni ceryanlar beliriyordu. Çekoslovakyada, Lehistan gibi, Fransa-Rusya antatından endişe ediyor ve siyasetine yeni bir istikamet vermek lüzumunu hisseyliyordu.
Romanya da Rusya tarafından emin olmadığı için Fransanın Rusya ile dostluğuna ürkek gözlerle bakıyordu.
En mühim mesele Yugoslavyanın vaziyeti idi. Öteden beri italyadan şüphe eden bu devlet Fransa ile İtalya arasında esmeğe başlayan dostluk havasından fevkalâde helecan duymakta idi.
Bu siyasî endişe ve korkuların hüküm sürdüğü sırada İktisadî kanunlar da tesirini yapıyordu. Küçük itilâf milletlerinin İktisadî menfaatleri en fazla Viyana ve Berline bağlı idi. Yugoslavyanın en bellibaşlı ticaret piyasaları evvelâ Almanyada, sonra kalyadadır. Romanyanın mahsulleri de en fazla Almanya ve Avusturyada sürülüyor.
Müsyü “ Bartu „ son günlerde bu mühim meseleleri halile meşgul olacak ve Fransanın Avrupadaki vaziyetini sağlamlaştırmağa çalışacaktı.
Acaba Marsilya faciası, bu yeni cereyanlara kuvvet vererek mühim değişikliklere sebep olacak mı, yoksa bugünkü vaziyet bir zaman daha devam edecek mi ?
Bunu bize önümüzdeki günler gösterecek.
Ö. R.
Yevmi makale
Kabahat kimde?
Birinci sahifeden devam
Avrupa Harbiumumiden evvel, daha küçük mikyasta bu afete benzer bir felâket daha geçirmiş idi ve tıpkı (Versailles) ve ( Tria-non) muahedelerine benzer bir muahedede akdetmişti.Evvelce geçirilen o felâket 1789 Fransa ihtilâli kebiriyle başlayıp 1815 de Na-polyonun sükutiyle biten harp devresi idi. Muahede İse, yine 1815 te akdedilen meşhur Viyana muahedesi idi. Viyana muahedesinde Na-polyonun Avrupa haritasını altüst etmesine rağmen, yine azçok 1789 dan evvelki hudutları kabul etmek gibi bir dirayet gösterilmişti. Çünkü Viyana kongresine hâkim olan adam, Taleyran gibi ahlâksızlığı kadar zekâsı itibariyle de misli nadir bulunan bir diplomattı. İşte Avrupayı 1914 senesine kadar az çok muvazene ve huzuru sükûn içinde yaşatan Viyana muahedesi olmuştur. (Versailles) muahedesini ak-
■ deden küçük adamlar, tarihin bu 1 pek bariz ve pek kıymetli misalinden ve dersinden ibret almak lâzım
* gelirken büsbütün makûs yol tuttular ve Avrupa haritasını altüst et-1 ^iler. Şimdi galip devletler gayri İl tabii ve gayri mantıkî surette çiz-ı dikleri yeni hudutları muhafaza ede-| ceğiz diye çırpınıp duruyorlar, on-i lar çırpındıkça Avrupanın huzur | ve rahatı hergün biraz daha kaçıyor. Dün, Avusturyada (Dolfüs) ü
! öldürdüler, bugün Marsilyada Kral 1 ' (l Aleksandrın canına kıydılar, yarın j nerede ne çıkacağını İ6e kimse P kestiremiyor, yalnız muhakkak, ki i herkes korku içindedir, herkes I / istikbali pek muzlim görmektedir. | J işte buhranı iktisadiyi de buhranı I İçtimaî ve siyasiyi de tevlideden ve ihergün biraz daha arttıran bu hu-1‘ zuruuzluk | ve bu istikrarsızlıktan | başka birşey değildir ve Avrupadaki bu gayrı tabiî vaziyet devam etil , tikçe ahvalin düzelmesine de imkân ir i yoktur. Ortalığa bir aralık biraz sü-Ijı kûnet gelse de, vahim ve müzmin il, * hastalıkların vakit vakit nüksetmesi u! gibi, mütemadiyen birbirinden tehli-l|||. keli karışıklıklar çıkacağı muhak-kaktır ve bu karışıklıklar, galip mil-jf letler akıl ve mantık dairesine av-nr det edinciye kadar behemehal de-rıt vam edecektir!
Ebüzziya Zade
Marsilya faciasının beklenil m
O da mı suikaste k
Dün gelen Fransız gazeteleri, Müsyü Puankarenin vefatı haberini muhtevi olup, hepsi büyük matem alâmetleri ile çıkmışlardır. Hatta gazeteler ilk sahifelerini Müsyü (Puankare)ye hasrettiklerine göre, esbak Reisicumhurlarının ölümüne, adeta Marsilya faciasından ziyade ehemmiyet vermiş gibi görünüyorlar. Bunda hakları da var. Çünkü Puankare, Klemanso ile beraber, Franuyı Harbiumumiden muzaffer çıkaran adamdır.
Müsyü Puankare bundan başka 1926 da kabine reisliğini kabul etmekle, Fransız frangını sukuttan ve Fransayı iflâstan kurtarmış bir adamdır. Müsyü Puankarenin en ziyade sevdiği, hatta Reisicümhurlu-ğa bile tercih ettiği meslek ise avukatlık mesleği idi.
Ondan dolayıdır, ki Fransada yetişilmez namusiyle avukatlık mesleğine en ziyade şeref veren adamlardan biri de kendisi olmuş-
Müsyü “Hansens
Birinci sahifeden
“Şirket bizi dava etmiştir, ken-disile artık müzakeratta bulunanlayız. Ancak mahkemede karşılaşacağız,, cevabını almıştı. Bizim istihbarımıza nazaran, Nafıa Vekâleti aylardaDberi yaptırdığı tetki-kat neticesinde Elektrik şirketinin pek çok yolsuzluklarına daha vakıf olmuş ve şirketi çok müşkül bir vaziyette bırakmıştır, işte Müsyü “Hansens,, bu müşkülâtın zorile adeta habersizce birdenbire Avru-paya gitmiştir. Hattâ yine istihbarımıza nazaran MÜByü (Hansens) evvelki akşam gidecek iken, evvelki gün Ankaradan telefonla aldığı bir haber üzerine azimetini düne tehir etmiştir.
M. "Hansens,, in söyledikleri Refakatinde Belçikalı mühendis “ Evgen Montuer ,, olduğu halde dün akşamki ekspresle Belçikaya hareket eden Müsyü "Hansens,, ile bir muharririmiz arasında, M.“Hansens,, in hareketinden birkaç dakika evvel şu mülâkat geçmiştir :
— Müsyü Hansens, Belçikaya gidiyorsunuz galiba.. Yakında dönecek misiniz ?
— Bilmiyorum. Hiç bir şey söy-li yemem.
— Fakat biz, sizin şirket meclisi idaresi ile görüşmek üzere ev-
YRomanyada Yalçın kasabasında eniştesi Salih pehlivanı öldürerek İstanbula kaçmağa muvaffak olan Hüseyin efendi M isminde biri burada zabıtaca yakalanmış ve mahalline iade edilmek üzere adliyeye teslim edilmiştir.
Kavga yüzünden..
gü Beyoğlunda Ligorun kahve-o!a sinde Aleko ile Yani kavga et-na) mişler, Yani Alekoyu karnından na bıçakla yaralamıştır.
)n Aleko tedavi altına alınmıştır Yani yakalanmıştır.
M la in m
i t
f
Bir kaza
Beşiktaşta Dökme fabrikası sahibi Ömer Besim bey, Fındıklıda tramvaydan düşerek yaralanmıştır.
İki gram afyon
Acem Andon isminde bir sabikalı, şüphe üzerine polisçe çevrilmiş, üzerinde araştırma yapılınca iki gram afyon bulunmuştur. Acem Andon ihtisas müddeiumumiliğine teslim edilmiştir.
Kaçarken..
J Bayazitte Feyziye caddesinde H oturan mütekait Riza Beyin evine Mehmet isminde hırsız girmiş, öte beri eşya eşya ça-g lıp kaçarken tutulmuştur.
r* Muğlada yeni d kovanlar
J Muğla 18 (A.A) — Vilayeti-
I mizdeki arı kovanları eski çeşittir, Bunları düzültmek ve ye-M nilemek için Ankaradan fen-ü; nî arı kovanı getirilmiştir. Bu örneğe göre, kovan yaptırılacak, j arıcılık yerlerine verilecektir. -1, Izmirde Hilâli-
ahmer haftası
İzmir 18 (A. A.) — Hiiâlı-ahmer cemiyetinde, memleketin
bir çok doktorlarile münevver-old^erinin iştirakiie yapılan bir top-danantıda. Hilâliahmer haftasında kalnehirımizde yapılacak büyük rae-bir asim görüşülmüştür. Program bilJıazırIanmış gibidr. 3 ikinci teş-inde başlıyacak olan Hilâliah-s‘z toer haftasının her gününde turjıuhtelif merasim yapılacaktır.
Fi Konserler, müsamereler ve-den#ecek ve geceleri elektrikle idi. ^ilâliahmerin yaptığı işler hak-haylinda vecizeler yazılacaktır, retmayyareler, Hilâliahmere yar-cıltlem edilmesi ve Hilâliahmerin t,r\ Optiği yardımlar hakkında ve-.a.c,a«eler atacaktır, iyi ta pek smir köylerinde gizli müşle ı v ı
ciai doğumlar
çok fîzmir 18 (A. A.) — Merkeze denbiğh köylerden gizli doğum ve 1ı,mum.HI;enme nüfus dairesine
Adiye kadar müracaat eden-W ^ın sayısı 7856 ya varmıştır.
velâ kumaştan güzel ve büyük Parisç şapka da tuvalet masasının raya cinde duruyordu, ötede beride —;et zarif iç çamaşırları da dağı-D1?*'! bir halde görünüyordu.
* ^fano (Perişe) ye dedi ki: müza^- dün akşam saat ona doğ-nebze’*k devri yaptığınız vakit bu —-»da mı ışık görmüştünüz ? yokt(— Evet efendim.
§u dağınık çamaşır ve elbi-Tramîre nazaran Matmazel (Seli) nin zilât -aatte burada elbise değiştirmek-inşa ( meşgul olduğuna hükmetmek rı "İmgeliyor.
MesePernar^ °daya girer girmez çek-_leri açmağa, öte beriyi tetkike şeyi Bir müddet böyle çe|c-
mafilpelerİ karıştırdıktan sonra gü-Bi_-k dedi ki :
kadar- Matmazel (Seli) nin odasının I “izamına, çamaşırlarının zarafe-en_Jî bakılırsa gayet güzel giyinmeği mesel ?*hhğı seven bir kız imiş. görü^a^ dün akşam bu intizamı gaip rin ntiği ve pek acele giyindiği anla-bi sö_yOr.
— (Hano) ya gelince o çamaşır dığı_îip’ari yCrİn° b‘r k“ÇÜk çek-
Anadoluda Seyahat Notları
Anayurdun incisi
Konya mükemmel bir seyyah şeh-
Güzel Konyanın tarihî eserlerinden mefhar türbe ve
Konyaya ilk bakışta insan çok güzel bir tesir altında kalıyor ve günden güne güzelleşen, ümranın bütün cazibelerini sinesinde toplayan buşehre karşı büyük bir sevgi ile bağlanıyor.
Şehir de büyı k merkezlere has bir azemet var. Caddelerinin kalabalığı, umurr.î bir hareket, şehrin ehemmiyetini her lahza hatırlatma ğa memur gibi.
Konya, boy serpen ve her gün biraz daha süslenen genç bir kıza benziyor. Bu kız cidden şık ve zarif. Asrın en son nıoclaiarına bürünmüş.
Yalnız, seyyah akınlarının memleketler iktisadiyatı üzerinde mühim roller oynadığı bir devre de ana yurdun bu canlı köşesin.n neden seyyah ziyaretlerinden mahrum bırakıldığı Lir türlü anlaşılamıyor.
Konya, mamur ve asri bir belde olduğu kadar büyük kıymeti hâiz tarihi abidelerin de hakikî bir meşheri.
Onun sinesinde bir ecnebiyi buralara kadar sürükliyebile-cek ve taktir demetlerini ka-zanbilecek ne kadar büyük eserler var.
Yunanistan gibi memleketler, en küçük bir tarihi ehemmiyetten istifade ederek bazen en manasız köşelere bile büyük seyyah kafileleri çekmeğe, propaganda sayesinde muvaffak olabiliyorlar.
Böyle olduğtı halde Konya gibi ziyarete değer bir şehrin ziyaretçiden mahrum kalması, yalnız kendisi için bir ziyan değil, fakat mesuliyeti bu mahrumiyeti ortadan kaldırmıyan-lara yüklenen bir kabahattir.
Konyada öyle abideler var-
mede gördüğü mücevherat kutularını açıp onları muayene ile meşguldü. Bu kutuların bir ikisi müstesna olmak üzere hepsi boştu. (Hano) bunlardan birini açıp pek uzun uzadıya tetkik etmeğe başladı. (Bernar) sabırsızlanarak dedi, ki :
— Müsyü (Hano), bu elinizdeki kutu boştur, niye' onunla bu kadar meşgul oluyorsunuz ?
(Hano), muhatabının sabırsızlığına ehemmiyet vermeyerek sadece:
— Evet, boş olduğunu görüyo-
Cevabını verdi.
Bu ufak mahfaza bir küpe kutusuna benzemekte idi.
O zamana kadar kapının önün-
reden (Vertemil) içeri girerek kutuyu aldı ve muayene ettikten sonra Honoya iade ile:
— Bu, Matmazel ( Seli ) nin küpelerini koyduğu mahfazadır.
Dedi.
( Rikardo ), bu küpelerin gazinonun bahçesinde genç kızın kulağında gördüğü küpeler olması lâ-
Saltan Selim camii
dır ki bir kapısının kıymetine bile buralara gelen bazı mütehassıslar tarafından paha biçilemiyor. Bunlar üzerindeki oymalar, nakışlar bugün taklidine imkân bulunmıyan birer “şah-eser„d'r.
Tarihî cevherleri takdir etme ini bilen hükümet, bunları k jrumak için elden geleni yapıyor. Fakat bu kâfi değil-I dir. Her şehre müyesser olm -
Konyayı sâsliyen abidelerden Gazt heykeli
yan “mazhariyet,, terden Kon-yanın istifade etmesi elbette bir haktır.
Konyanın mükemmel bir seyyah şehri olması sanıldığı kadar güç bir iş değildir. Bu, uzun bir zaman meselesi hiç değildir.
Mahallinde masruf küçük bir emek bu işi başardıktan başka büyük faydalar temin edebilir.
Her şeyden önce Konya, bir propaganda teşkilâtına çok muhtaçtır. Onun tarihî kıymetlerini ve güzelliklerini ifade eden eserler, beş on sahifelik
zımgeldiğini ve bu küpeleride kendisine İngiliz mühendisinin hediye etmiş olacağını tahmin etti.
(Vertemil) e gelince, oda ta-harriyata başladığından beri ilk defa olarak işe müdahale etmiş ve birkaç kelime söylemişti.
( Hano ) mahfazayı yerine koyarak dedi, ki:
— Burada yapacağım artık bir şey yok. Ben buraya gelmeden evvel zannederim bu odaya başkasının girmesine müsaade edilmemiştir değil mi?
Komiser:
— Hayır yabancı kimsenin girmesine müsaade etmedik. Yalnız hizmetçi ( Vokiye) bir defa girdi.
— Hizmetçi ( Vokiye ) mi ? O baygın idi, nihayet ayıldı mı?
— Henüz tamamen kendisine gelmemiştir. Daha biraz rahatsızlık hissediyor. Fakat ben Matmazel (Seli) nin evden çıkıp giderken hangi elbiseyi giydiğini bilmek istiyordum. Bunu müstantik Müsyü (Filoryo) ya söyledim. Oda hizmetçi ( Vokiye ) yi bu odaya getirip genç kızın elbiselerini gözden ge-
Adanada bayram hazırlıkları
Adana 17 (A.A) — Cumhuriyetin onbirinci yıldönümü bayramını geçen seneki gibi eşsiz bir şekilde kutlulamak için şehrin içinde büyük bir çalışma başlamıştır. Vali beyin reisliğinde toplanan kutlulama tali komisyonu bu hususta mühim kararlar ve tedbirler almış ve geçen seneki merasim programı üzerinde tetkiklerde bulunmuştur.
Bayramın çok canlı, neşeli ve parlak olması için talî komisyonu teşkil eden zevat ayrı ayrı işlerle meşgul olmak üzere vazifeler almışlardır. Geçen sene olduğu gibi bu senede şehrin muhtelif yerlerine yirmi tak kurulacak, 29 gecesi C. H. F. tarafından büyük bir balo verilecektir. Fenar alayları tertip olunacak ve mekteplerde temsiller verilecektir.
Bayram günü resmî binalar, evler, mağazalar yeşilliklerle ve gecede elektrikle süslenecek ve gündüz şehrin üç yerinde halk kürsülerinde bugünün ehemmiyet ve manası üzerinde hitabelerde bulunulacaktır._____________________________
broşürlerden çok fazla zengin olmalıdır. Bir kaç lisan üzerine yazılacak bu eserleri seyahat işlerini tanzim eden mües-seselere dağıtmak, ilk muvaffakiyetlere rehber olabilecektir.
Amerikada ve Avrupada bir noktaya dikkat ettim: Bugünkü seyüah“gitmiyor,,, bugünkü seyyah “ götürülüyor „. Seyahat acentalarmın bu işlerde çok büyük ve müessir bir rolü var. Mısıra gitmeği tasarhyan bir kafileyi meselâ “Akropol,, a doğru çevirmek, istikamet değiştirtmek, onlar için çok kolay bir iş. Adeta bir hiç.
Şehirler üzerine seyyah rüzgârları çekmek için belediyelerin bu seyahat acentelerde daimî bir irtibata girişmesi çok' iş görür. Konya Belediyesinin de böyle bir teşebbüsü. Istan-bula kadar gelen seyyah kafilelerini hemde pek kolaylıkla meselâ Hisar camiinin kapıları önüne sürükliyebilir.
Neşredilecek bu güzel reh berler, acentelerin uyandıracağı bu alâkalar, hiçte büyük fedakârlıklar istilzam etmiyen küçük filmler, büyük merkezlerde dağıtılacak resimler, şehrin bir “Turing,, komitesinin pek kolay başarabileceği muvaffakiyetlerdendir.
Konya bunu biran evvel yapmalıdır. Çünkü Konya, yalnız bizim değil, fakat gelecek bütün ecnebilerin takdirlerini alabilecek, onlara uzun saatler bediî hayretler verebilecek, gelenleri mest edebilecek kadar güzel, kıymetli, ışıklı ve göz kamaştırıcı hakiki bir “Ana Yurt incisi,, dir.
Vedat Ürfi
çirmesine müsaade verdi. 3en hizmetçiyi bizzat buraya getirdim. (Vokiye), elbise dolabından hangi elbiselerin alınıp giyinmiş olduğunu tetkik etti. Siz buraya gelmeden biraz evvel beraber odada idik.
— Tabii ( Vokiye )nin yanında siz de bulunuyordunuz değil mi ?
Müsyü (Bernar) biraz mağrura-ne dedi,ki:
— Kendisini bir saniye bile yalnız bırakmadım. Artık polislik vazifesinin bu en basit kaidelerine de riayetsizlik edecek değilizya 1 Ben, o odada bulundukça bir saniye gözlerimi üzerinden ayırmadım,
— Biz buraya gelmeden biraz evvel burada beraber olduğunuzu söylemiştiniz değil mi?
— Evet.
Bunun üzerine (Hano) tekrar odaya girdi, sokağa nazır olan pencerenin önüne gitti ve oradan başını çıkarıp yolu biraz seyretti. Filhakika biraz evvel Hano arka-daşlariyle gelirken (Bernar) bu pencereden başını çıkarıp gelenlere bakmakta bulunmuştu. Şu halde kendi iddia ettiği gibi (Vokiye)yi bir saniye bile gözden kaçırmadığı doğru değildi.
Devamı var
Teşrinievvel 19
Avrupa ufuklarında tehlike
— ZAMAN —
İkinci sahifeden devam
Gazetelerin yazdığına göre, M. “Albert Löbrön,,ün Prena Po! İle birlikte binmiş olduğu otomobil iıtasyondan çıktığı zaman halk içinden gelen bir coşkunlukla müşarl-rûnileyhi alkışlamış ve yaşa diye bağırmıştır,
Yugoslavya, Macaristana ültimatom vermiş miş Roma 18 (A. A. ) — Efkârı umumiye, “ Benes - Laval „ mülakatını memnuniyetle karşılamaktadır.
Gazeteler, Avrupanın siyasî havasını bozmak için ortaya atılan hususî maksatlara müstenit haberlerden bahsetmekte ve bilhassa Amerika membaından gelen ve Yu-goslavyanın Macaristana bir ültimatom vermiş olduğunu iddia eden haberi takbih etmektedir, dalyanlara göre vaziyet?
Lavro Fasciste gazetesi Fransız-İtalyan münasebatını Almanya ile mevcut olan münasebat bakımından tetkik etmektedir. Bu gazete, Almanyanın hali hazırdaki hattı hareketinde kâfi bir hüsnü niyet eseri, görmekte ve şöyle demektedir :
“Hiç kimse Almanyanın münferit kalmasını istemiyor.. Fakat, Al-manyanın teşriki mesai hususundaki hüsnü Diyetini vakıalarla isbat etmesi icap eder.,,.
Tethişçilerin evrakı
Lozan 18 (A. A.) — Tethişçi-lere ait olup Lozan istasyonu emanet bürosunda bulunmuş olan evrak tetkik edilmiştir.
Emin bir membadan bildirildiğine göre bu evrak arasında hiçbir Macar pasaportu yoktur.
"Marsilya,, suikastı' filmi
Varşova 18 (A.A) — Dahiliye Nazırı, Marsilya suikastine ait filmin Lehistanda gösterilmesini yasak etmiştir.
Filimde bir uğursuzluk var!
Londra 18 — Amerika sinema şirketlerinden biri, Marsilya suikastı filmini Avrupadan tayyare ile Amerikaya götürmesi için meşhur tayyareci “Mollison,, ile müzakereye girişmiş, fakat tayyarecinin istediği iki milyon 350 bin frangı veremediğinden filim vapura yük-letilmiştir.
Filmi yarıyolda vapurdan almak üzere bir Amerikan deniz tayyaresi hareket etmiş , fakat denize inerken hasara uğramıştır. Makinistlerden biri boğulmuştur.
“ Oustachi „ tethiş çetesi hakkında malûmat
Beigat 18 (Hususî) — Size, bugün de, Kral aleyhindeki suikastı tertip edenlerin dahil bulundukları “ Oustachi „ tethiş çetesinin mahiyeti, sureti teşekkülü ve Kral Alek-sandr aleyhinde şimdiye kadar tertip ettiği muhtelif suikastlar hakkında yeni malûmat veriyorum:
Bu çeteye, eski “Zağrep,, mebusu ve müfrit Hırvat istiklâli taraftarlarından - Marsilya suikastının asıl mürettibi olan - doktor "Pavliç„ riyaset etmektedir.
Doktor “Pavliç,, in mensup olduğu siyasî fırkanın diğer bir adına da, müessisine izafeten, “Franes-sit„ fırkası denilmektedir.
Bu fırkayı teşkil eden doktor “Franco,, namındaki Hırvat mebusu, Hambsburgların ateşin bir taraftarı ve Sırpların, biaman bir düşmanı olarak tanınmıştır. Bu adam umumiharp mukaddemesini; Saray ovada öldürülen Avusturya Maca- . ristan Veliahtı Arşidük “Fransuva Ferdinat,, m, tahakkukuna çalıştığı Avusturya-Macaristan ve Hırvatlar-dan mürekkep muzaaf bir İmparatorluk emelinin pişvalarından bulunuyordu.
Fakat bu emel ve bunun tahakkukuna çalışan fırkası 1918 de Yugoslavya Krallığının vücude gelmesi üzerine, düştü, za’fa uğradı..
Hele, 1922 senesinde, Kral Alek-candrın diktatörlük ilân etmesi üzerine her türlü ümitler büsbütün silindi. Artık tethiş siyasetine atılmaktan başka çare yoktu : Nitekim de öyle oldu :
Teşkil ettikleri ölüm komitası marifetiyle ilk kalemde Zağrepte çıkan “Vovosty,, gazetesi baş muharririni öldürttüler ondan sonra, nihayet Marsilyada öldürebildikleri zavallı krala daha evvel müteaddit suik^stler yaptılar, bunlardan biri “Zağrep,, de oldu, diğeri, kralın sayfiyede bulunduğu esnada oturduğu malikâneye konan ayarlı bir bomba ile tecrübe edildi. Bir üçüncü, Kra
lın bir seyahati esnasında rakip olduğu trenin geçeceği köprüyü berhava etmek suretinde denendi. Fakat hiç birinde muvaffakiyet hasıl olamadı. Kralın kanına ve Yugoslav ittihadının çözülmesine susamış olan bu adamlar, emellerinin tahakkuna yegâne mani adet-tikleri “ Aleksandr kara Yorgiye-viçi „ her ne pahasına olursaolsun öldürmek istiyorlardı 1
Fakat buhususta her teşebbüsü akim kalıyor, failleri yakalanarak sehpaya ve mahpese gönderiliyordu...
Kral Aleksandr aleyhinde, şimdiye kadar tertip edilmiş olan müteaddit suikaslerin, bir taraftan faili, cürüm şeriki veya mürevvici olarak İdam edilenlerin, diğer taraftan in-
Katil *Kaleman„in vücuduna ifenmtf olduğa komiteci alâmetleri filâk eden bombalar veya atılan kurşunlar altında hayat verenlerin adedi yüzlere baliğdir.
Bu yüzler silsilesine, geçen hafta Marsilyada 11 adet daha ilâve olundu. Bu on bir adedin biri, bir kaza kurşununa hedef olan Nazır “Bartu,, dur..
Sonuncu adetlere tekabül ettiği ve yekûnu manen çok-ağırlaştıran bir vahit ise şudur :
“Aleksandr Kara Yorgiyeviç !..,„ "Londra,, da matem ve ayin
Londra 18 (A.A) — Belgratta yapılan Kral “Aleksandr» ın cenaze merasimi münasebetiyle Lon-dradaki hususî ve resmî dairelerin bütün bayrakları yarım çekilmiştir.
Aynı zamanda diuî bir ayin yapılmış, İngiltere Kralını merasimde Prens dö Gal temsil etmiştir. Hariciye nazırı, kabine âzalarından birçoğu ve ecnebi sefirler merasimde hazır bulunuyorlardı.
Dün sabah Taksimdeki kilisede yapılan ayin Müteveffa Kralın istirahati ruhu için dün saat 11 de Taksimdeki “ Ayatiridi „ kilisesinde muazzam bir ayini ruhani yapılmıştır.
Kilise dahilen ve haricen matem bayrakları ve renklerilye süslenmiş, kilisenin içine Kralın naşını havi tabutu tanziren diğer bir tabut yerleştirilmişti. Tabutun üstünü mu azzam bir Yugoslav bayrağı örtüyordu. aynı zamanda üstüne bir çok güller ve karanfiller serpiştirilmiş, gönderilen sayısız çelenk-lerle sarılmıştı. Ayine riyaset eden Fener patrikhanesi metrepolitlerin-den Lucakis ile ve piskopos Tru-ados Eftatios, piskopos Naziansu ı Filoteos, fevkalâde ayin günlerine mahsus sırmalı elbiselerle mevki- i lerini işgal etmişlerdi.
Hazırun arasında Vali ve Belediye reisi Muhittin Bey ile Emniyet müdürü Fehmi Bey, İstanbul Kumandanı Halis Paşa, Fırka, Halkevi ve Üniversite mümessilleri,Malûlga-ziler ve hayır cemiyetleri namına birer heyet, şehrimizde bulunan konsolosların hemen hepsi, Ateşeler, Rus Ortodoks kilisesine mensup bir dinî heyet, yerli ve ecnebi gazeteciler vardı.
Gönderilen çeienkler yüzden fazla idi. Bu meyanda İstanbul Belediyesinin şehir namına gönderdiği muazzam çelenk nazarıdikkatı celbediyordu.
Ayine, yortu günlerine mahsus fevkalâde dinî merasim ile başlanmış, bunu, müteveffa kralın istirahatı ruhu için bir dua ve mezaya-sından bahseden sözler takip etmiş, galeride yer almış olan Rus koro heyeti de muhtelif dinî İlâhiler okumuşlardır.
Saat yarımda merasim bitmiş ve hazırun Yugoslavya Baş konsolosu Müsyü “Yutkoviç,,e tekrar taziyetlerini beyan ederek ayrılmışlardır.
“Zonguldak,, ta matem
Zonguldak 18 (A.A) — Yugoslavya kralı Aleksandr Hazretlerinin cenaze merasimi yapılması hasebiyle bugün limanda bulunan kü-
çük büyük bütün sefain, resmî ve hususî mebani ve konsoloshaneler bayraklarını yarıya çekmek ve şehirde mevcut sinemalar ve umumî mahaller gece ve gündüz kapalı kalmak suretiyle gdost Yugoslavya milletinin matem ve teessürüne iştirak edilmiştir.
Sofyada matem
Sofya 18 (A. A.) — Bulgar ajansı bildiriyor:
Kral Aleksandrın cenaze merasimine tesadüf eden bugün bütün Bulgaristan için bir matem günüdür. Memleketin her tarafında ruhanî ayinler icra edilmiş, bütün resmî müessesat matem bayrağı çekmiş ve diğer bayraklar yarıya indirilmiştir.
öğleden evvel resmî ve hususî dairelerde işler tatil olunmuş, mağazalar kapanmış ve mektepler tatil edilmiştir. Bütün gün tiyatrolar, sinemalar ve eğlence mahalleri kapalı kalmıştır.
İki kişi tevkif edildi
Torino 18 (A. A.) — F ransa hükümetinin talebi üzerine Paveliç ve Kvaterniç isminde iki kişi tevkif edilmiştir. Bunlar Marsilya ci-. nayetine iştiraklerini inkâr etmektedirler.
Cenaze merasimi nasıl oldu
Belgrat 18 (A.A.) — Avala ajansı bildiriyor :
Kral Aleksandr’ın cenazesini bek-liyen bütün Belgradın geceki hali cok müessir bir manzara teşkil etmiştir. Karanlığa inzimam eden soğuk bir yağmur şehre bitmek tükenmek bilmez bir hüzün yaymakta idi, miktarını tahmin kabil olmı-yan ve fakat herhalde yarım milyondan fazla olan bir halk sabaha kadar büyük bir sabır ile ve tevekkülle güneşid yükselmesini beklemiş ve eski Şövalyeler kadar yüksek bildiği büyük Kralının son defa olarak tabutunu görmek istemiştir.
Sabahki kalabalık
Şafakla beraber her tarafta emniyet tedbirleri alınmış ve erkek, kadın, çocuk ve ihtiyar binlerce kişi hattâ cenazenin geçmiyeceği malûm olan sokaklara bile hıncahınç dolmoştur. Saat sekizde Paytahtm bütün çanları birden çalarak ruhanî âyinin Katedral’da Patrik Bernabe tarafından yapılmağa başlandığını herkese ilân etmiştiştir.
Bu esnada Yugoslavya ve ecnebi tayyareleri pek alçaktaa yağmurlu semada uçarak âyine iştirak ediyorlardı.
Alay nasıl teşekkül etmişti?
Sağ tarafa dizilmiş olan askerler birden selâm vaziyeti aldılar ve cenaze alayı, üç saatten fazla devam edecek bir yürüyüş için yerinden hareket etti. Alay şu suretle teşekkül etmişti :
En başta askerî mektep talebesi tarafından taşınılan büyük bir haç yürüyor ve arkasından sıra-siyle cenaze alayını idareye memur olan Ceneral Tomiç ve kraliyet süvari muhafız taburundan bir bö- 1 lük, heyeti murahhaealariyle Jbü- , tün Yugoslav alayları, kraliyet piyade Muhafız taburu, Fransa namına 150 nci piyade alayından bir bölük, Fransız tayyarecileri ve bahriyelileri, İngiliz bahriyelileri, müteveffa Kral Aleksandrın kumandanı bulunduğu Romanya alayından bir bölük, Kraliçe Merinin kumandanı bulunduğu Romanya alayından bir bölük, Çekoslovak-yanın Yugoslav ismini taşıyan 48 inci alayından bir bölük, Türkiye Riyaseticümhur Muhafız alayından bir bölük, Yunan muhafız alayından bir bölük, Yugoslavya bahriyelileri, Yugoslav piyadeleri namına bir bölük, bunların arkasından müteveffa Kralın iki zabit tarafından çekilen atı, baştanbaşa çe-lenklerle dolu ve etrafı Sokollarla muhat 19 kamyon, Çekoslavkya, Polonya, Rusya ve Yugoslavya So-kolları şefleri ve bayrakları, bütün hükümdarlar tarafından gönderilen ve Yugoslav bahriyelileri tarafından el üstünde taşınılan çeienkler ve her millete mensup ruhanî rüe-sa yürüyorlardı.
Kralın kılıcı ve tacı '
Bunların arkasından yüzlerce papas, daha arkadan piskoposlarla başpiskoposlar ve nihayet patrik Bernabe yürüyordu. Ruhbandan sonra ceneral Midiç kralın tacını, amiral Pritsa asasını, ceneral La-ziç kürresini, ceneral Kritiş bayrağını ve ceneral Yuruşiç de kılıcını taşıyarak ilerliyorlardı.
Bugün yapılacak müsabakalar
İstanbul mıntakası güreş heyetinden tebliğ olunmuştur:
1 — 933 - 934 güreş birinciliği 66 ve 72 kilolar arasında Cuma günü Kumpapı kulübünde yapılacaktır.
2 — Tartı 11 den 12 kadar.
3 — Müsabaka tam saat 13 de başlıyacaktır.
Voleybol
İstanbul Voleybol ve Basketbol Heyetinden:
19/10/1934 Cuma günü Galatasaray lokalinde yapılacak maçlar:
İstanbulspor- Fener yılmaz saat 17 hakem Feridun Bey, Galatasaray - Vefa 17,30 Talât Bey, saha âmiri Tahir Beydir.
Heybeliada plâj kortları maç-
Birdenbire halk diz çöktü ve ağlamalar duyuluyordu : Kralın cenazesi geçiyordu.
Tabut bir top arabasına konulmuştu. Arabayı muhafız kıtalarının zabit ve askerleri çekiyordu. Arabanın etrafında sarayın askerî ve mülkî erkânı yürüyor ve arkasm-Jda da sokol üniformasını taşıyan genç Kral ikinci Pier ile siyahlara bürünmüş Kraliçe Mari, onların arkasından Kralın ailesi efradı, Fransa Reisicümhuru M. Löbrön, Romanya Kralı Karol, İngiliz, Italyan, Bulgar Prensleri, muhtelif devlet reislerinin mümessilleri ve ezcümle Alman hava nazırı M. Göring, Çekoslovakya Başvekili M. Mali-petr, Türkiye Hariciye Vekili Tevfik Rüştü bey, ve daha sonra Yunan hariciye nazırı M. Maksimos, Çekoslovakya hariciye nazırı M. Benes, Romanya hariciye nazırı M. Titülesko, ve diğer ecnebi heyet reisleriyle azası geliyordu.
Sonra devlet naipleri ve bunların arkasından Başvekil M. Uzunoviç ile bütün kabine azası ve bunların arkasından da sefirler, parlemento azalan, eski başvekil ve nazırlar, Belgrat ve ecnebi şehirlerin belediye reisleri, ve nihayet cenera ler, amiraller ve muhtelif teşekkül mümessilleri yürüyorlardı.
Geçit resmi
İstasyonda alaya refakat etmiş olan Yugoslav ve ecnebi müfrezeler tabutun önünde geçit resmi yapmışlar ve sonra cenaze saat 11,15 te hususî trene konulmuştur. Tren Beigrattan saat 11,35 te ayrılmış ve Maldenovats’a 13,15 de varmıştır.
Yollarda
Trenin geçtiği bütün yollarda sıralanmış olan halk tren geçerken diz çöküyordu. Maldenovats’ta Kralın cesedi köylüler tarafından trenden indirilerek bir otomobile konulmuş ve cenaze alayı Karacorce-viçlerın Oblenats kilisesine gitmiştir.
Kilisede
Klişeye 14,35 te varılmıştır. Bu esnada klişenin bütün çanları çalıyor ve üzerinde de tayyareler uçuşuyorlar. Ceset otomobilden 20 eski muharip tarafından indirilerek klişenin içerisine götürülmüş ve Karacoro ile birinci Pier’in arasına bırakılmıştır. Kral ikinci Pier ile Kraliçe Mari, devlet reisleri, hükümet naibi Prens Pol, Kralın ailesi efradı, ecnebi heyet rüesası, hükümet ve parlâmento âzası da klişeye girdikten sonra Patrik Bernabe etrafında papaslar olduğu halde tabutun önünde ölü dualarını okumuştur.
Bunu müteakip la but eski muharipler tarafından makbere indirilmiştir.
Fransa Reisicümhuru döndü
Belgrat 18 (A. A.) — Kralın cenaze merasimini müteakip Fransa Reisicümhuru M. Lö Brön Parisc hareket etmiştir.
Trenler de tenzilât
Cümhuriyet Bayramında Şark demiryolları idareside tenzilât yapmağa karar vermiştir. Bu karara göre yeni tarife tatbik edilmeden evvel mer’i olan esas tarife üzerinden % 66 tenzilât yapılacaktır. Yani yazın tatbik edilen tenezzüh trenlerindeki ücret tarifesi aynen tatbik edilecektir.
larının 19.10 934 cuma günkü maç programı:
Saat 10.15 Şirinyan- Mateos-yan. Tregubof-Garson, 11. Is-tepan - Mahmut. Rosental - İbr* Cimcoz, 11. 45 Melih - Sezar. Necip-Faruk, 12.30 Bins-ilhamı. Cideiyan-J. Siger, 13. 15 Mm. Siger-MI. Jukes. Mİ. Ce-lalyan- Mm Konhoyza 14Tregu-bof - Bins Mayer ve Orhan, Melih ve Mahmut Naili ve Haşan, 14.45 Sedat ve Cimcoz M. Kanhoyzer ve Orhan, Ci-deciyan ve lcatiyan Mis. Maden ve J, Ligor, 15.30 Şirinyan ve Istepan İcatciyan, Necip ve İbrahim 16.15 Orhan Davit İbrahim-Mayer.
Kıdem zammı alan hocalar
Öğrendiğimize göre bu sene 140 ilk tedrisat hocası kıdem zammı almış ve keyfiyet alâkadarlara bildirilmiştir.
İlk tedrisat müdürü
İlk tedrisat müdür umumîsi Ali Riza bey dün Ankaradan şehrimize gelmiştir.
Gazi Osmanpaşa mektebi müdürlüğü Gazi Osmanpaşa orta mektep müdürü Celâl Bey vazifesinden istifa etmiştir. Öğrendiğimize göre bu istifaya sebep, başka bir mektepte de dersi bulunan Celâl beyin iki vazifeden birini tercih etmek mecburiyetinde bulundurulmasıdır.
Celâl Bey muallimliği tercih etmiştir. Gazi Osmanpaşa orta mektebi müdürlüğüne de, Konya muallim mektebi muallimlerinden Osman Bey tayin edilmiştir.
Lâğım patladı I
Ortaköyde derenin altından geçen lâğımın tıkandığı yazılmış ve bu yüzden ora halkı tarafından şikâyetler vaki olmuştu.
Son günlerde bu lâğım fazla tazyikten patlamış ve tramvay yoluna yakın bir sokağa akmağa başlamıştır. O civar halkı hastalık korkusile telâşa düşmüşlerdim
Sokak mümkün olduğu kadar temizletilmiş ve lâzım galen tertibat alınmıştır.
Eğlence yerleri
Bütün eğlence yerlerinin saat on birde kapanmaları lâzım gelirken bazılarının buna riayet etmedikleri anlaşılmıştır. Dün Belediye riyasetinden şua-bata gönderilen bir tamimde saat on birde tatili faaliyet et-miyen eğlence yerlerinin şiddetle tecziye edilmelerini bildirmiştir.
Camilerin tasnifi
Şehirmizdeki cami ve mescitlerin tasnif ve tasfiyesile meşgul olan komisyon bu hafta raporunu yazarak listeyi yapacak, alâkadar makamlara verecektir.
Tan vapuru kaptanı tahliye edildi
Tan vapurunda bulunan kaçak içki yüzündenden mahkemeye verilen gemi süvarisi Aziz Vapurculuk şirketi idare meclisi âzasından Ruşen beyleri le iki kamarot hakkında sekizinci ihtisas mahkemesi tarafından verilen mahkûmiyet kararını temyiz ettikleri yazılmıştı. Temyiz mahkemesinin kararı nakzetmesi üzerine dün sekizinci ihtisas mahkemesinde tekrar duruşma yapılmıştır. Neticede maznunların tahliyelerine ve tekrar şahit dinlenmek üzere mahkemenin başka bir güne talikine karar verilmiştir.
Beşiktaş icra Dairesinden:
Galata Gümüş halka sokağında 10 No. da Nazmi zade Asaf Beyin İstanbul da Kantarcılarda Kıble çeşme caddesinde 44 No. da bahçeli hahve karşısında Geyveli bakkal Osman efendi zimmetinde 206 No. lu faturadan bakiye kalan 12 lira 80 kuruş tediyesi hakkında çıkartmış olduğu ödeme emrine mumaileyh Osman efendinin ikametgâhının meçhul bulunduğu mübaşir tarafından verilen meşruhattan anlaşılmakla bermucibi talep ilânen tebligat icrasına karar verildiğinden ilân tarihinden itibaren bir ay zarfında borç masrafları ile beraber verilmediği veya borcun tamamına veya bir kısmına ve yahut alacaklının takibatı icrasına dair bir itirazı varsa bu müddet zarfında şifahen veya yazı ile veyahutta bir vekili kanunî ile bildirilmediği ve icra kanununun 74 nci maddesi mucibince mal beyanında bulunulmadığı takdirde hapis ile tazyik olunacağı ve hakikata muhalif beyanda bulunulduğu halde cezalandırılacağı ve borç ödenmez veya itiraz olunmazsa cebri icraya devam olunacağı tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur. (3779)
İst: 6 nci Hukuk Hâkimliğinden:
Vesile hanım tarafından Fatihte Yedi emirler sokağında 51 numaralı hanede mukim iken ikametgahının meçhuliyeti anlaşılan Hismet Nuri efendi aleyhine açılan boşanma davasının icrayi muhakemesi 14/11/934 Çarşamba günü saat 14 te tayin ve bu bapta imla kılman davetiye mahkeme divanhanesine talik ve on gün müddetle ilânen tebligat icrası kararlaşmış bulunduğundan mezkûr gün ve saatte yeni postahanede İstanbul Asliye mahkemesi altıncı hukuk dairesinde hey’eti hakime huzuruna gelmediği takdirde giyabında mahkemenin icra kılınacağı Hukuk usulu nuhakemeleri kanununun 141inci maddesine tevfikan tebliğ ma-kamına kaim olmak üzere ilân olunur. “3777„*
Beyoğlu dördüncü Sulh Hukuk Hakimliğinden:
Beyoğlunda kule dibinde Bereket zade mahallesinde Hacı Ali sokağında 13-15 No. lı Bahtiyar apartmanının 8 No. smda oturan ve elyevm ikametgâhı meçhul bulunan Avram Fis efendi aleyhine karısı Ventura hanım vekili Cemal Kara Ali bey tarafından açılan nafaka davasının cereyan eden muhakemesi neticesinde 10-10-934 tarihinde karınız Ventura fis hanım için ayda yirmi lira nafaka takdirine karar verilmiş olduğundan ilân tarihinden itibaren yirmi gün içinde temyizi dava edebileceğiniz ve aksi takdirde hükmün kesbi kat’iyet edeceği tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur.
Maliye vekili Ankarada
Ankara 18 (Telefonla) — Maliye Vekili Fuat bey bugün “dün,, şehrimize dönmüştür.
Çocukları Koruma Yurdu
Belediye Çocukları Koruma Yurdunu tevsi etmeğe karar vermiştir. Yurt fimdi 60 yataklıktır Belediye bunu 120 ye iblağ eylemek tasav-▼urundadır.
“Yeşi lHilâl» Cemiyeti
İstihbaratımıza nazaran, Yeşil Hilâl merkez heyeti 23 Teşrinievvel Salı günü öğleden sonrı merkez binasında bir içtima aktedecek ve bazı meslekî hususlar görüşülecektir. Bu meyanda Heyeti vekilece Cemiyetin menafii umumiyeye hadim ı bir teşekkül olduğuna dair veri- j len karar heyet umumyieye 1 tebliğ olunacaktır. }
ZAMAN —
Teşrinievvel 19
MUSİKİ MERAKLILARINA
MÜJDE
Izmirden avdet eden kıymetli muganniye:
KAİMİH. EskıLONDRA yeni TÜRK Lokanta ve kazinosunun sazına iştirak etmiştir.
Saz tam saat 18 de başlar
(BAKIRKÖY Miitiyadi II
Sinemasında j
Raşit Rıza tiyatrosu I İl Bu akşam saat 20,30 da ili li ONLAR ERMİŞ | |||j Vodvil 3 Perde j
/■ ■'•lONDI-.MRA
? o \ ö o 4
VMJX-I (INOK
“MOND - EKSTRA,.
“MOND - EKSTRA,, tıraş bıçağının adı bütün dünyada tanınmıştır.
10 adedi 75 kuruştan 50kürufâ indir.ilnifftir.
HER YERDE SATILIR
Toptan satış: Galatada Kürkçübaşı Han No. 4
Ankara Radyosundan:
Bir Spiker
Aranıyor
Ankara radyosunda spikerlik yapacak bir kadın veya erkek zata ihtiyaç vardır. Mesai zamanı her gün saat 19 dan 21 e kadardır. Buna mukabil münasip bir ücret verilecektir. Aranılan evsaf şudur:
1 — Umumî malûmatının mükemmeliyeti.
2 — En aşağı bir ecnebi lisan ve bilhassa tercihan Fransız-
cayı iyi bilmek.
3 — Cerbezeli ve çok serbest olmak.
4 — Bilhassa ahenktar ve tatlı bir sese malik olmak aynı
zamanda bu sesin fonijik olması da lâzımdır.
Talip olanların tercümeihal varakaları ve vesaiki lâzimelerile beraber Matbuat Umum Müdürlüğüne müracaatları rica olunur.
Seçilecek zevatın imtihanları bu ayın 22 inci Pazartesi günü saat 15 te Matbuat Umum Müdürlüğünde toplanacak Radyo Komisyonu huzurunda yapılacaktır.
Avrupada Diplomalarla Musaddak Birinciliği ve En
Büyük Mükâfatı ve Zafer Nişanını Kazanan
HAŞAN MÜSTAHZARATI
Tıbbî Müstahzarat
Haşan kuvvet şurubu küçük 60
„ „ „ büyük 100
1 Kg 150
Öksürük Pastilleri 30
Kolonya ve Losyonlar
Kırathane sahiplerinin nazarı dikkatine
Müceddet satılık ve kiralık bilardo masaları, istaka, bilya, mantar ve saire istiyenler Nuruosmaniyede (79) numaralı imalâthaneye müracaat buyurmaları
90 Derece halis limon çiçekleri ko'onyasile yasemin, leylâk, menekşe, nerkis çiçeklerinden ve ruhnuvaz esanslardan ihzar edilmiştir.
^^nhişadarJJ^Müdürlüğünden:
3 ilâ 10 kiloluk 321 adet hasırlı damacana: Kabataşta Levazım anbarında.
Tahminen 7214 kilo iskarta kaneviçe parçaları: Feridiye deposunda.
„ 350 „ „ Kınnap parçaları : „ „
„ 282 „ „ tp „ : „
Yukarıda yazılı dört kalem eşya pazarlık suretiyle satılacağından taliplerin 21/10/934 tarihine müsadif Pazar günü saat 10 on da,% 15 teminatlariyle birlikte Cibalide Levazım ve mü-bayaat Şubesine müracaatları. “5554,,
İstanbul ithalât Gümrüğü
Müdürlüğünden:
Mersin Gümrüğü Manifesto kalemi için 230 lira bedeli keşifti iki manifesto dolabiyle iki masa oltaptaki keşif defter ve resimleri mucibince münakaşa ve ihalât kanununun 18 nci maddesinin A fıkrasına tevfikan pazarlıkla yaptırılacağından talip olanların Teşrinisaninin 8 nci perşmbe günü saat 15 te İstanbul İthalât gümrüğünde müteşekkil satmalına komisyonuna müracaatları.
"6832,,
-A. ▲▲ |
ve ’ *
Hıfzı sıhhat Mütehassısı £ Doktor Muallim ►
ŞEKİP HABİPj
Avrupadan dönmüştür. Has-tatarını Ayasofya, Yerebatan ► caddesi Hacı Süleyman ef. ► apartımanında kabul ediyor. J Cumartesi, Pazartesi, Per- ► 4 şembe günleri öğleden sonra. s «^Telefon: 23035 (3577)
4 Emrazı Dahiliye
i
4
I
4
4
4
4
1
Göz Hekimi i
1 Dr. Süleyman Şükrü 1
j Babıâli, Ankara caddesi No. 60 f Tei^fon, 21566 b
Haşan kolonya ve losyonları
Haşan levantaları
Küçük cep şişesi 1/24
Cep şişesi 1/16
Küçük 1/8
Orta 1/4
Düz büyük şişelerde Büyük 1/2 1
Cam kapaklı şişeler 1/8
»» 1» »t 1/4
»» »1 1/2
Nefis Yağlar
Kuvvet, sıhhat, nefaset ve lezzet ifade eder. Haşan Zeytinyağı 1-4 Kg.
„ „ 1-2 „
„ » 1 „
„ „ 2 „
„ 6 „
, 17 „
Haşan Hüil do Parafin
Haşan fıstık özü yağı
Haşan
Haşan bademyağı
Haşan balıkyağı
Hintyağı halis
acı
Nesrin
kolonyası
1/8 1/4
Kokulu Sabunlar
Haşan tuvalet sabunları küçük
.. „ büyük
Haşan tuvalet sabunu 220 Gr.
„ „ „ 140 „ Lüks
.. » „ 250 „ „
Haşan gliserin sabunu
Haşan Gilserin sabunu gül
Haşan Tıbbî Sabunlar
10
15
25
25
35
10
15
25
Krem ve Biryantinler
Haşan Kremi Vazo yağsız 50
Haşan Kremi tüp içinde 20
Haşan Biryantini 25
„ Likid 40
„ Yağsız Arjantiya 30
„ Yağsız büyük 50
„ Yağsız Likid 50
„ Yağsız büyük 75
Tenekesile
40
50
75
125
450 1050
75
50
200
20
25
30
40
40
60
100
175
Küçük şişe
25 Gr.
50 „ şişe
1-4 Kg.
1-2 „
1
2
Haşaratı ve Fareleri Öldüren
30
50
80
400
70
100
60
25
25
40
40
Fayda Haşan
1/4 Litre
1/2 „
1
6
Büyük ambalâjda safi kilosu Pompa
„ „ ..........II
Far Haşan Fare Zehir Macun
ı» ı» ») »» Buğday
,, ,. ,, Büyükleri
Haşan fare zehirleri ikisi bir arada
Glüten Mamulatı
Şeker hastalığına ve zayıflamağa mahsus olup şeker hastalıklarında son ettibba kongresinin kabul eylediği formül üzere tertip edilmiş çok dakik ve ayarlıdır. Lezzeti güzel ve çok tazedir.
Haşan
Haşan
Glüten ekmeği 35
„ Gevreği Bademli Glüten 55
ekmeği 55
Glüten Makarnası 1/2 Kg- 55
„ Unu 1/2 55
.. Şehriyesi 1/2 ,, 55
Diyabe.tik Çikolatası 25
,, Şekeri Kg. 450
50 Gr. 40
»» „ 100 70
250 ,, 150
ı Deniz yolları
1 İŞLETMESİ
Acenteleri: Karaköy - Köprübaşı
1 Tel. 42362 -Sirkeci Mühürdarzade ■MB Han Tel: 22740 bhm
Karadeniz yolu
i1 GÜLNİHAL v puru 20 | j Birinci Teşrin CUMARTE-
| Si günü saat 18 de Hopa-
Ayvalık yolu
ı MERSİN vapuru 20 | i Birinci Teşrin CUMARTESİ p günü saat 18 da Ayvalığa f ^(adan^^^^^"6881,,
oovwoDWTOO0O000000000000C Cilt, Zührevi hastalıklar c mütehassısı l Dr. Feyzi Ahmet i Babıâli Ankara caddesi No. 43 x Cumadan başka hergün şa- g bahtan akşama P v 'g
Telefon : 23899 C
ocooooooo
Kütahya Hukuk Hâkimliğinden : Kütahyanın İsmet paşa mahallesinden tuzcu Cav t bey ile müddeaa'.eyhim Dr. Salih Zeki bey validesi Nazike hanım ve Pirinç hancısı efendi oğlu Süleyman ağa ve müsyü Marko Goliştayn aralarında yapılan nakliye şirketi hesaba-tından mütevellit alacak davasının cari muhakemesi neticesinde tarafların aralarında mü-nakit şirketin kollektif şirketi olduğu anlaşılmakla ticaret kanununun 217 inci maddesi mucibince şirketi mezkûrenin tasfiyesine Kütahyada T. L. Ş. müdürü Hamdi Halit ve ziraat bank muhasebecisi Haşan ve. tüccardan Dumanıçlı zade Mustafa beylerin tasfiye memuru tayinlerine 12/4/933 tarih ve 22 - 193 No. ile mumaileyhimden M. Golişiaynin gıyabında diğerlerinin vicahmda karar verilmiş olduğundan H. U. M. kanununun 407 inci maddesine tevfikan işbu ilân tarihinden itibaren 15 gün zarfında mumaileyh Goliştaynin kanunî yollara müracaat etmediği surette hükmün katiyet kesbedece-ği başkâtip ihbarnamesi makamına kaim olmak üzere ilânı keyfiyet olunur.
İmtiyaz sahibi: Ali.
Umumi neşriyatı idare eden yazı işleri müdürü C. Hikmet Matbaai Ebüzziya
Şampuan Saç suyu ve sabunları
Saçları uzatır, kepekleri ve mikropları izale eder ve yumuşak tutar.
Haşan şampuanı 10
Haşan saç suyu 25
Haşan Trihofil saç suyu 125
Özlü Hububat Unları
Çocuklara ebedî bir hayat ve sıhhat bahş ve en nefis ma-hallebi, tatlı, çorba ve pürelerin imaline yardım eden:
Haşan ~
Tıraş Levazımatı
Haşan tıraş sabunu 25
„ ») Kremi 30
Haşan tıraş bıçakları 10 adet 45
Haşan tıraş bıçakları 1 adet 5
Çiçek, Gülsuyu
Haşan Çiçek suyu
Haşan Gülsuyu
Haşan Gülyağı halis saf
5 Gramlık 10
ı
ı
5
10
ve yağları
40
50
60
40 •50
60
300
550
75
75
300
550
50
50
1/4
1/2 1
1/4
1/2
1
Haşan
Haşan Neroli Esansı
Haşan Nane Ruhu
Haşan Melisa Ruhu
Diş Müstahzaratı
Dişleri inci gibi yapan ve diş etlerine ebedî hayat veren ve kanamasını meneden ve diş ağrısını dakikasında durduran, dişlerin çürümesine mani olan :
Haşan Diş Macunu Dantos 20
„ „ Suyu 30
» )) Orta 60
» » Büyük 100
Gayet sağlam ve sert ve sıhhî diş fırçalan
Pirinç öz'ü unu 250 gr. 25
Buğday Özü nişastası 25
îrmık Özü unu 25
Patates Özü unu „ (Ararot) 25
A-pa ,, ,, 25
Türlü „ „ 25
Mercimek,, ,, 25
Bezelye „ ,, n 25
B. Mısır ,, ,, „ (Kornflavur] 1 25
Ketsane ,, ,, 25
Fasulye ,, ,, n 25
Nohut „ ,, 25
Çavdar „ ,, n 25
Yulaf „ „ 35
500 Gr. 60
Özlü unları diğer envai 40
Brekfast bisküvitleri 30
Kilosu 250
Pudra ve sürmeler
çocuk pudrası teneke kutu
t. „ „ Paket
Talk pudrası 500 gram kutu Sürmesi sürmedanlıkla Sürme lüks sürmedanlıkla büyük Setiiç tozları gazoz tozu
„ ,, büyük şişe 4 misli
Haşan
Haşan
» » „ puyuK şişe 4 misli
H^san karbonatı 100 gram
250 „
500 „
Haşan demirhindi hulâsası
.. ı, „ Orta
»» » „ Büyük
Muhtelif Müstahzarat
Haşan Granto Perzervatif 6 adet kutu
» ... » 6 ,, ipekli
„ Maimukattan o distile 1 Kg. şişesile
.................... 2 Kg. „
25
10
40
25
40
30
50
100
10
20
35
40
60
100
50
75
25
40