SAVItfl
..j
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MUDAFiiYiZ
No. 3232
Tû
ABONI 1
Tlrktyt
I 1IM »
1 »yUk •*> , t aylık »
Kf.
>
>
10
KURUf
V
1 w w . ^7 •»
r. h *
e •
Fenerbahçe eşya piyangon '
22 Şubatta Galatasaray maçından sonra
Fener Stadında Çekiliyor 71S6 hediyeden hfa*inl kazanmak İçin mutlaka bilet alınız.
Sadık Aldoğan sert bir yazı ile D.P. yi ikaz ediyor
Anî bir karar ve İlk müsbet adım
Polis vazife kanununun
18inci maddesi kalkıyor
*
İçişleri ve Adalet komisyonları mahud 18 inci maddeye a id ilk kararı birdenbiretasdik ettiler
Valilerden nezaret altında tutma hakkı alınıyor
Ankara 18. (hususi) — İçişleri ve Adale komisyonları Polise Vazife ve Salâhiyet Kanununun tadili hususunda evvelce bildirdiğimiz maddeleri tesbit etmişken dün ve b ’. gün top’anan ayni komisyonlar Par U programının 19 uncu maddesinde
Adlî merci kararı olmadıkça hiç kim se tevkil’ edilemez fıkrasına istina -den Polis Vazife Kanununun 18 inci maddesini kaldırmışlar, bu suretle valilere »anman nezaret altına al -ırak hakkı* kaldırılmış bulunmaktadır. Bu şekil üzerırde Halk Partili
I I
ler ve Demokratlar t amanı ile anlaş mış oluyorlar.
MecJsin cuma günkü toplantısın da Polis Salâhiyet Kanununun 18 in el maddesinin kaldırılması tasarısı konuşulacaktır Metlisin cuma günü tatil yapması kararlaştırılmıştır.
J
%
T
‘•7«
*• . .
W
•t'-â
'U.
r.
•*.
ve
Sadık Aldoğan bu hususta diyor ki
u beyanname
aye
•• ■
ı
t
t
e
~r-
7'
*
ve
Demokrat Partinin hedefi, Milleti koyu bir diktatörlükten tamamile kurtarmaktı, fakat...
“Dâva, bu diktatörlüğü kanun yolu ile kaldırmaktadır.
Bu iş için de kiç bir kimsenin hele C. H. P. Başkanının ne lıitfuna nede tavassutuna ihtiyacımız vardır
i
Milletin acısile istihza
Hayır baylar! Bu ağzı sîzler kullanamazsınız. Bıı nağme sizin sazınıza uymaz... Çünkü bundan un yıl o da. IH36 senesinde de, yine ayni nakaratı siz veya sîzlerden birinin ağzından dinlemiştik. O biiyilk felâket sırasında da yine elli, altmış milyon liradan, teknik çalışmalardan dem vurmuştunuz. Ancak nefsinizden başka hiçbir sey düşünmediğiniz için Ankara-da tek bir binaya yetmiş milyonu seve sere ve güle güle tahsis etmiş fakat sel felâketine kanıksamış derdli Adana mınlakasının canını ve malım korumak 'gayesile böyle bir meblâğ uyumayı aklınıza bile gctirrııemissinizdir.
DANADAKİ yağmur ve sel âfetinin ne engin bîr uu ket ve ne genişlikte bir ız-fırah ve ölüm kaynağı olduğunu
(özlerimle görmek bahtsızlığına ığranıış bulunuyorum. Suların istilâsına maruz kalan halkın sabır, İF.hanımui ve metaneti her türlü sitayiş ve takdirin üstündedir. I akat halkın bu tevekkülü karsı-sıuda hükümetin vazifesine ne kadar kayıdsız olduğu da hiç gizlenebilecek bir keyfiyet değildir.
şimdiden maddi zararın otuz milyon Türk lirasını aştığı temin olunuyor. Fakat bundan daha elimi birçok canların kaybolması ve vatandaşların aç ve sefil kalmalarıdır. Sularla çevrilmiş köylere hattâ büyük şehirlere heıuen hiç yardım yapılamamaktadır.
\Urdun bütün bir bölgesi böyle bir âfetin pençesinde zebun iken hükümet ne yapmaktadır? Hemen hiçbir şey denilse mübalâğaya hamlediİDicmelidir. Halk Partili hükümetlerde halkın ıztıruhlarına akı! ve hayalin kavrıyamı-
,.ğı bir kayıdsizlık vardır. Yüz su altında evsiz, o-bulnurkcn lutfeıı ka-
karsı
binlerce dönüıu arazi kalır, binlerce yurddaş «aksız hattâ ekmeksiz llasun Saka hükümeti
bine âzasından birini faraza İçişleri Bakanını olsun ııfak bir zahmet ihtiyar ederek âfet sahasına göndermeği bile aklına getirmiyor. Hattâ bizzat Başbakan iuü-Uenunel ve müreffeh otomobillerinden bîrinde felâket ııııntakasına koşsa ne olur? Kıyamet mi kopar? Iv.binede tek olan şey AMüllıalik Keıiflanın sıhhi şebeklerden dolayı çekilmesidir. Onun da hu islerle biç ilgisi yoktur.
Haşan Saka hükümetinin yaptığı tek şey Halk Partisi Meclis Gru punda izahat vermek olmuştur, O izahat da nedir? Bayatlamış, lekrarlaııa tekrarlan» klişe haline gelnıiş ve artık hiç kimseyi, hatta Halk Partilileri bile, kandırın)}an »oğuk formüllerdir.
Hükümet bu felâketten sonra bu Adana ovası İşini çok ciddî olarak ele alacak ve hıı gibi felâketlerin lekerrüriine mâni olacak tedbirleri İttihaz edecektir. Bu da Başbakana göre elli, altmış hattâ daha fazla milyon liraya ihtiyaç gösteren bir keyfiyettir. Teknik çalışmalardan sonra o civar Italkımu emniyeti sağlanacakmış!,.
Bu sözleri HÖy liyen zat sanki iktidara daha dön gelıniş ve böyle bir felâketle karşılaşmış bir partinin hükümetidir. Hayır baylar! Bu ağzı sîzler kullanamazsınız. Bu nağme sizin sazınıza uymaz... Çün kû bundan on yıl o da, 1930 sene-
simle ue. ime aynı n»kar>tı sili
♦ r.vn v.M' iOo'i» bîrinin ağzından i dinlemiştik. O büyük felâket sıra-'
sinde de, yine ayni nakaratı siz j smda da yine elli, altmış milyon liradan, teknik çalışmalardan dem (Devamı Sa., 3; Sil., 4 de)
Dolar - Sterling Rekabeti ve Piyasamız
Tüccar Derneğinin dün yaptığı toplantı
Bir iiyc şöyle dedi: «Sterlinglc ihracat için Ticaret Bakanlığına yaptığımız her müracaatta «Çürük para» lâkırdılarilc karşılaştım. Paranın çürüğü, sağlamı olur mu?»
Tüccar Derneğinin dûnkn toplantısından lir görünüş
Ticaret Bakanlığı Dış Ticaret dairesi başkanlığınca "İstanbul Tüccar Derneği» ne 26 Aralık 948 tarihinde bir sual tevcih olunmuş;
Din dersleri
(Ingiliz lirasile yaptığınız ticaretin idhaiât ve ihracat fiyatlarınız üzerinde ve dolayısile iç pazar fiyat seviyesi Üzerindeki menfi tesirlerinin nasıl önlenebileceği» sorulmuştur.
(Devamı Sa„ 5; Sü.t 6 da)
Bugünkü C. H. P. Grupunda
Bugünkü C. H. P. Grupunda bir prensip kararı alınacak
bir prensip kararı alınacak
Ankara: 18 (Hususî) — Din mek teblerl İşini İncelemekte olan parti komisyonu gece çeç vakte kadar ça lışnnş, Orta ve Lise derecesinde 1-mam hatip okullar; açılıp açılmaya cağı ve bu okulların nereye merbut olacağı meselesini münakaşa et diştir. Bu pkullarm cemaat tarafından açılması cereyanı zayıftır. Buna mukabil; bunların diyanet iş lerlnce veya Millî Eğitim Bakanlı ğmda açılması cereyanları daha kuvvetlidir. İlkokullarda son sınıflarda ihtiyari ders okutulması ve İlâhiyet Fakültesi açılmasında İttifak vardır. Komisyonun varacağı netice yarm parti grupuna verile* cek, üçte toplanacak parti grupun da prensip kararma varılarak İlân olunacaktı*
V
1
4
""••S?/
• I
■
fc- -
Ah Rıza Kırsever
»• r
•a»
^•7-
t.
Demokrat Parti Millet veki 11eri ----------O----- Zamları Celâl Bayara teslim etmiyenlerin mektublan
Milletvekillerinin yıllık ve yolluklarına yapılan zamlar münasebetile Mecliste kırmızı oy veren demokrat-lardan bu paraları partiye teslim e-denlcrle etmlyenlerin isimlerinin Celâl Bayar tarafından açıklanması gc niş akisler uyandırmış ve partili mil letvekillerinden bazılarında da gözle görülür bir asabiyet meydana getirmiştir.
Nitekim, isimleri, paralan teslim etmiyenler meyanında zikredilen mil let vekillerinin bir kaçından aldığımız mektublan neşretmiştik Bu hususda dün de Çanakkale millet vekillerin -den Ali Rıza Kırsever ve Behçet Gök çenden müşterek ve yine Çanakkale milletvekili îhsan Karesioglundan da (Devamı Sa,, 5; Sü., 1 ae>
Demokrat Parti Afyon Milletvekili General Sadık Aldoğandan, «Yapmacık muhalefete yer yok . başlığı altında aşağıdaki makaleyi aldık:
« Demokrat Parti içinde bu son günlerde ârazını gösteren fikrî ve ruhî marazın ne olduğunu araştırıp bulmak ve hastalığı iyice teşhis etmek biz Demokratlar için çok fayda vardır. Bu hastalığı doğru teşhis edersek işimiz çok kolaylaşacak, ilâcı bulacağız. Ve Demokrat Parti içinde, geçirmekte olduğumuz bu hastalık partimizin kuv vetlenmesine en büvük bir ekşir
•r vazifesi görecektir.
Şimdi Demokrat Partinin durumunu objektik bir tahlile tâbi tutalım;
Hepimizin bildiği veçhile, San-fransisko andlaşmasmdan sonra, çok partili demokratik sisteme geç me imkân ve fırsatını bulan mil-, Jetimiz, uzun yıllardır çekmeğe mahkûm edildiği diktatörlük idaresine karşı muhalefetini göster-1
meğe başladı; ve bir takım muhalif partiler meydana geldi; bu ara da büyük bir muhalefet dalgası • 9T. ■ j •
••99 halinde Demokrat Parti taazzuv» haşladı.
(Devamı Sa.. Ş; Sü., 3 de>
Osman Bölükbaşı, hakkındaki ithamları cevablandırıyor..
Ot t I
Demokrasinin bu memlekette kurulması için faaliyette kulıın-I makfan beni menedecek bir kuvvet olmadığını herkesten da-f ha çok eski arkadaşlarımın takdir etmesi lâzımdır.
Tarsos 18 «husuen — Bundan Mc; diktan sonra bn partiyi yıkmak ıçm ^müddet entel Demokrat Parti un\a* mt müfettişi olub son zamanlarda partiden istiza eden Osman Böiükba şı Tarsusa gelmiştir. B;ı ziyaretten bilistifade kendisi ile görüştüğüm Bölükbaşı. -Demokrat Partiden ayni
(•
Çukurovanm maruz
kaldığı felâket
bayı teşebbüslerde buiundft£
dair gazetelerde çıkan ima ve ithF.m lar hakkında ne dersiniz?» suali, i şöyle cevablandırmıştır:
— Hükmünü evvelden veren ve de
e
lillerini sonra tedarikle meşgul hâ-’ kimler karşısında müdafaanın mana t Devana Sa.t 5» Sil
Hani, kömür zammı halka aksetmiyecakti
------o-----
Tramvay ücretlerine zam yapılacak
----o----
İktisadî işletmelere ve resmî dairelere verilen kömür fiatlarınna ton bağına 4 Ura zam yapıldıktan sonra günde 200 bin ton kömür İstihlâk e den E. T. T: İdaresinin 800 bin Hra gibi bir masraf tahmil edilmiş bulun maktadır.
E. T. T: idaresi kendisinin bu mflş kül durumdan kurtarmak için, traın vay, tünel ve otobüs Hatlarına zam (Devamı 5 incide)
f
■X
Pek yakında okuyucularına senenin en mühim siyasî tefrikasını sunaca* ğını müjdelemiş bulunuyor...
Baştan sona hayret ve bret verici ifşaatla dolu elan hıı fevkalâde tefrikanın memleket hattâ dünya çapında bir hâdise yaratacağını ve dilden dile dolaşaoağını şimdiden iddia edebiliriz...
Demokrat Partiden istifasına kadar
Kenan One
4
»9
e
n
siyasî hâtıraları
Önümüzdeki günlerde «Yeni Sabah, da bağlıyacak olan bu büyük tefrikayı okuyucularımız geni© bir alâka ve merale ile ta-kib edeceklerdir,..
-/
Ceyhan mütemadiyen taşıyor, birçok köyler sularla çevrildi, felâket zedelere
herkes büyük bir ümidsizlik içind
hiçbir
yardım yapılamıyor,
Ceyhan: 18 (AA.) — Beş saatlik bir fasıladan sonra yağmur yeniden bütün şlddetile yağmağa başlamış tır. Ceyhan mütemadiyen taşmakta ve suların yayıldığı sahalar genişle mektedir. Kadiralmin Şumbas çayı da taşarak Ceyhan İle birleştiğinden bu sahadaki köj'ler de su ile çevrilmiş bulunuyor.
Bundan başka bölgemiz ve civa rındaki bütün çaylar da taşmıştır. Su taşkınının başlaması İle- çevrilmiş olan köylere mevcut vasıtalarla gitmek imk&nlızhğı karşısında gı-
da maddeleri gönderilemediğinden ve lâzım gelen yardımlar yapılama dığıiıdan İskenderundan motörlii ka yıklar getirilmesi İçin İlgili makam (Devamı Sa., 5; Sil., 5 de)
• 9
yeniden
Osman
W* T
(
lAKVIMDEN bıR YAPICI
■
Sırrı Bellioğlu ile mühim bir
konuşma
aBen Millî Mücadelede Saraçoğlu gibi Rodos adasına sjğ’in ani ardan değilim!..n
Hükümet ve rejim aleyhinde men fi propaganda yapmaktan 9 sene â ay mahkûm olarak 8 senedeııberl ceza evinde yatan, eski İktlsad Ve kİ Sırrı Bellioğlu hakkında af trıle bl B, M. Meclisince red edilmiş bulunmaktadır. Sırrı Bellioğlu B. Millet Meclisine gönderdiği dilekçede doğrudan doğruya af talep etmeyip hakkında verilen mahkumiyet ka rarımn tashihini istediği İçin, Adli bir kararın itiraz merciinin B. M, Meclisi olaniıyacağı kanaatile mu-/jJevamı z* incide)
UTBOLCU bir gene, bir bar kızı yüzünden diğer bir genci yumrukla öldürmok ithaınile ağırcezada muhake-me ediliyor. Bu hadi- > $ 'j
se memleketin spor ( ______ ___________1!
muhiti için çok müessif bir vak'adır. Vak anın teessüf edilecok tarafı bu gencin başında bir jandarma dikili olduğu haldo ağırccza mahkemesinin nıüttehhnler parmaklığında bulunması değildir. Çünkü Allah cümleyi korusun; herkesin olinden böyio bir kaza çıkabilir; Türk hâkimleri niüttohlmi muhakomo ederler; cürmü sabit olursa cozasını verirler; olmazsa beraeti-no hükınoderler. Hu vak’ada için kötü tarafı ölümlo neticelenen döğüşün hazin scbebleridır. Zira mosclo mab ahlâki bir yaramıza temas yor.
Bizim Galatasarayın oski bir nastik hocamız Faik Boy vardı. Mes-leğino aid bir kıtab yazmış, şöylo bir vecize t Sağlam akıl, lunurl» Ben bu ilâve cdccoğiın:
lam ahlak, sağlam vücuüda diyeceğini.
Spor, asil ve musalfiubr;
"T ~ ruluğu,
manialı... l şundan bundan sâuır olabilecek küçüklükler, ahlâk zaafları onun kuvvotlı kudretli bonligine nüfuz etmemelidir.
Maalesef böyle olmadığını vak a ile anlıyoruz.
Bugün ağıreozada lığında bulunan bıı yakışıklıdır; az ok
bunr.ıuı .3
onun (ki-
bulandırıl
Bu Htcarla
şu elim
parmak-genedir,
0
içti-cdi-
İhtı-
üsttlno koymuştu:
sağlam vücıtthla bıı-sözo bir kolime daha üSıığlam akıl, sağ-
mazının delikanlı tahsil görmüş ve oldukça popüler bir sima olmuştur.
Memjokotln mihrabında oturabîten a-daınlar varlıklarını istedikleri gibi tasarruf edemezler; çünkü bir başkası • için tabii görülen uygunsuzluklar onun için affolunmaz kusur telâkki edilir. Eski tâbirle böyio popüler olanlar dürüst harokotlerıle başkalarına imtisal nümunesi olaoaklardır.
Simdi moda olduğu üzere hususi hayatı bana neî» gibi bir fikir burada vârld olamaz. îira hususi hayat, ahlâk bahsinde ekseriya umumi haya (Lütfen sayfayı çevirini**
YENİ 8 A fi A II
19 ŞUBAT 1948
SAYFA:1
zmir istiklâl Mahkemesinde neler gördüm?
T 1
3
Yazan Cs Ra
•— Görüyorsun ki hakikî vaziyet meydana çıkıyor; memlekete ne maksadla geldiğin anlaşılıyor.
— Ben Gazi Paşa ile ne görüştü isem Küçük Talât Beye yazmıştım. Onlar orada toplanmışlar, görüşmüşler. Ben, halbuki hiçbir şey yapmıyacağıma dair burada Îremin etmiştim. Bütün bu vaziyet eri Asım Bey bilir. Elbette Asım Beji bulup sormuşsunuzdur.
1 (Müteakiben Nail Beyin Hacı Sanıive yazdığı bir mektub kendisine gösterildi)
— Mektub senin mi? '
— Hayır efendim.
— Bu kadar sarih bir hakikati inkârdan büyük ayıb olmaz, iyi bak, imza senin, yazı senin.
‘— Evet. İmza benim, fakat yazı benim olmasa gerek.
(Mektub okundu)
— Hacı Samiden para istiyorum ne için?
— Teşkilât için.
—Ne teşkilâtı?
— Memleket için.
— Kim oluyorsun teşküât yapacaksın !
(Mektubun kıraetine devam olu narak ikmal edildi)
— Sözlerin, şimdiye kadar doğruluğuna dair bizde hiçbir kanaat hasıl etmemiştir. Şimdi Ankarada gübheli hareketlerin hakkında izahat ver!
— Ankarada şübheli vaziyette kaldım. Burada yalnız biraderimin mebusluğu ile uğraştım.
— Hayır öyle değil; Trabzondan avdeti müteakib Abdülkadir, Şükrü. Ab İhsan ve diğerlerile bir fırka teşkili için toplandınız, görüştünüz!
— Çok yanlışsınız.
(Bunun üzerine Ali İhsan Bejin ifadesi okundu.)
Nail Bey — Ali lhsşn Bejin' yalnız benim Şükrü ve A bdül kadirle buluştuğum hakkmdaki ifadesi doğru değildir. Ali İhsan Bey bana bir gün
«Şükrü bir program ile mej'da-na çıkmak istij*or. Buna ne dersin?: dedi. Ben de «Herkesin Nazırlığı için çalışamam sen de karışma!» dedim.
— Ali İhsan tbej’ muvacehenizde bunu tekrar ederse ne dersin?
— Söylesinler.
— Ali İhsan bey bu içtimalara iş ti » âk etmiş, fakat meseleyi ileri gö t ü rmi jeceğiniz i -göre re k vazgeç-
tanıdığı çocugu-kızlığı) yaptırır
o kadının barda ettikten
Gençl'ğe Ders
ta tesir ediyor. «Bu Tutbolcu gene, bir kadınla münasebet peyda etmiş. Kadın Londra barında cBar kwı> dır. Olabiiira... Oenc adaın, bir kadmla tanışır. Fakat zabıta tahkikatından ve maznunun mahkemede w er d iği rtade-don anlıyoruz ki futbolcunun oar kızı ile münasebeti yalnız bir tanışıklıktan İbaret değildir. Devamlı bir (kolaj) yâni birleşme haline gelmiştir. O da olabilir... Nihayet deli gönüldür (bu. Hüküm ve mantığa sığmaz. Zaten kırk yıl günahkâr, bir gün tövbekâr derler. Yine maznunun verdiği ifadeden anlıyoruz ki fırtboleu bu kadından ( bir de çocuk poydahlarmştrr. Yâni bir kadına en büyük şeref teşkil eden a-naük payesini de vermiştir.
Sonra? Sonrası bu ümma yine (Lon dra barı) nda (0ar kızlığı) etmektedir.
Nasıl olur? Btr trkvk, kendi evlâ-j dı olduğunu .resmen nun anasına (Bar mı?
Su kadarına, yâni
para kazanmasına müsaade sonra artık yolda başka bir delikanlı] İle x»akanohk kavgası etmez; etmeğe] hakkı yokkır. Bu »itibarla ölen gence] pe( çok aoıdım.
Kanun karşısında bunun nasıl tef-$> edileceğini bllm yorum.; fakat fut-J b^ctınun bu geniş mezbebliliğı omınoJ volanında ürpertiler husule getırecekl kadar hazindir.
Ağırceza hâkimlerinin huzuruna getirilen bu müessif hâdise memleketın( dtorou gençliğine bir ders yerine geç-j mehdır. Onların kuvvetli ^tounyeleri,t seciyelerinin ve tertemiz ahlaklarının: mahfazası olmalıdır,
Mahkemede futbolcuya: cSeni sahada görmek isteriz^ diye bağıranlar olmuş. »Başka .memleketlerde bu vaziyette bir futbolcu tekrar sahaya çı-kanhr mı? OrasınrbHınem; takat Len mankemc salonunda ağııyanlarla beraberim. Orada olsaydım onlarla beraber ağlardım... Fakat ben çocuğunun arasını barda çalıştıran futbolcuya ağlardım»
fl 0 >1
Tefrika Na 1BO
ile Ankarada 1-var mı?
bey de, Ergani
nıişslniz. Sonra Küçük Talât bey senin ifaden hilâfında diyor ki: «Biz İslâm ihtilâl cemiyetleri ittihadı merkezini ıteşkil için geldik» buna karşı ne dersin ?
— Efendim, böyle bir takım şey ler vardı. Fakat bunlarla bcııim a-lâkam yoktur.
—Peki Küçük Talât beyle niçin geldin?
— Muzlar vaziyette uıemlekate gelmek istiyordu...
(Bunun üzerine Tnlnt beyin ifa desi okundu. Talât bey şubenin teşkili için geldiğini söylüyordu.)
Nail bey cevaben:
—J İlk Mecliste ikinci grupla ne derece alâkadar bulunuyordunuz?
— Efendim, ikinci grupla alâ-tkam yok; kardeşim ikinci grupla alâkadardı bendeniz bu grupta Kara Vasıf beyi tanırım. Bir defa Emin Necati ve Kara Vasıf bey ler gelmişlerdi. Kendilerine Söyledim: « Mebus değilim, bir şey değilim! Benim program hakkında ne fikrimi alacaksınız?» de-dim.
— Hangi program?
— 'İkinci grup teşkil ediliyordu, onun için.
— Enver paşa ken muhabereniz
— Hayır.
— Eyüb Sabri
mebusu İhsan bey de söyledi, pek âlâ muhabere etmişsiniz?
— Kara Kemalle muhabereniz?
— Yapmadım efendim, yalnız buradan Talât paşaya bir mek-tub yazdım. «Sakın Türkiyeye gelme!» dedim.
— Ne üzerine yazdınız?
— Burada vaziyeti gördüm. Böyle bir tavsiyede bulunmayf lüzumlu gördüm. Zira o zamanlar Yunus Nadi bey falan gelmesine taraftardılar.
— Mektubu Talât paşaya han-gr adres üzerine yazdınız ?
— Adresi Yunus Nadi beyden aldım.
— Istiblastan evvel lttihad ve Terakkiyi yeniden meydana çıkar mak için çalışanlar vardı, siz de bunlarla muhaberede bulunmuşsunuz. Anlat bakalım.
— Bilmiyorum, haberim yok.
— Çok muhabere ettiniz, çok ça
1 ıştınız? ;
— Ben bilmiyorum.
— Istihlastan soüra İtti had ve Terakki ile ne derecede alâktıdar-oldunuz?
— Alâkadar olmadım.
— Cavid beyin evindeki içtimai anlat! 1
— Ben o zaman hastahanede i-dim; bir gün iyileşip çıktım. .'Sokakta Kara Kemale rastgeldim;
Aman nereûcBin; biz yann toplanacağız. Cavidin evinde intilıuba-ta iştirâk edip etmemeği .görüşeceğiz. gel senin de fikrini alalun. dedi.
— Yani
W mma!
— Evet Onun için
vakit söyledi. Gazi paaa ile İzmit-te görüşmüş, ben Evini bilmiyorum-* dedim; o da * ben adam gön derir aldırırım dedi ve ertesi günü bir adam göndordı. Kalktım 1 gittim. Doktor Nazım, Cavid, tCa-J
Ittihad ve Terakki üa-
muhalif ^bulunuyordu. (,Sen de gel! dedi. O
I
OkUTtCU
C. H. P. Milletvekillerinden Ahmet Ulus’un açıklaması
15-2-948 tarihli Razetenl-zin 2 noi HoyfiMsrnda «okuyucu dvor kİ» sUtunund* (C. II. P. milİPtvekillerinden AJımed Ulus Beliktaşta garaj (ıuı vvapluıyon) ballıklı hakkımda yazılmış «yazıyı o-kudum. C. 11. T. mlllotvoki-li de bir vatandaş' vh,,ufi l,n* sebile vat;uıdtM?lığııı kendine bahsettiği luıklurıtan lıerhun gi birini kullanmakta *or-beattir. JUu arada garojlla yaptırır, apartınıan da. Buna kiınnonin kurışmnğu drokkı yoktur, yeter ki nıüik(vetinin kendine aid olduğu bir yerde olsıuı. Şu>et isminin malı fuz tutulmasını istiyen ma-lıud kimnenin gay rimenlıulü-nün bir kısmını yıkmışlarım kendirinin aahib
bir yero ev inşa ettirerek kamu emirlerine roket etmiş olduğundan olsu gerolctir. Zira kanunların hâ kini olduğu demokratik bir rejimde olan bıı memlekette gelişi güzel ve keyfî hareket ıhiçbir zaman varid olamaz. Mektubda söylendiği gibi mezkûr yero garaj yaptırmak tnaovvunuıda olmadığım gibi ne mektubeu ve ne de Beşiktaş lıaymakamilc bu hususta görüşme yapmış değilim. Mektub tunınmen uydurma ve hakikatten uzaktır.
olmadığı
aykırı luı-
. Giresun Milletvekili Ahıned Ulus -
★
Beycğiu sinemalarına dair bir disk
Beyoğlu sinemalarına istenilen seanslarda girmek im» kansız gibidir. Halbuki yarın, diğer günler için bilet sattı-rılıuayıp tu yalnız seanslar- 1 dan 80 Hu 15 dakika evvelinden bilet satılacak olursa ne karaborsaya mahal kalır ne de izdiham husule gelir kanaatindeyim. Bu hususta bir karar verilmelini saygılarımla rica ederim.
Beşiktaş Güler Sinema Üstü
Ki fut 1 tidıruu __*
★ t
Fal h Kaymakamlığına
16-1-948 ve 16-2-948 tarihli yazılarınıza K:
«Mahfuz adres» derin açık lan ması teamülden olmadığından bu cihetin 10-1-948 günkü şikâyet mektubunda irim ve Miatları geçenlerden tttlıkikiııi rica ederiz.
■
I * ı
.D.P. Ocak üyelerini davet
D. P. Kum kapı Kadirga semt oca g idare Tkurulu îbûşicanlıgından:
Ocak üyelerimizle .bazı hususlar hakkında .görüşmek lüzumu hasıl olduğundan ocağımıza mukayyed (Jyele »rimizin 22 2/018 pazar günü saattHı de Ocak lokalimize teşrifleri rica olu nur. !
D. P: Kumkapı Kadirga semt ocığa idare kurulu başkanlığı
bid, Rahmi. Ali İhsan, Vehbi, Şük rü, Canbulat beyler, Hamdi Baba •ve saire -vardı.
— Nasıl bağladınız müzakera-•ta* 1
Ellerinde minimini paketler, kol'JA lunda koskocaman bir buket çiçekle odasına döndüğü zaman Turbanı dİ JZ van üzerine uzanmış buldu. Uyumu- ’ yordu. Gözleri açık, etrafım seyrede rek düşünüyordu.
— Geç mi kaldım hocam? Yolda bir arkadaşa rastladım. Biraz gev© zellk ettik.
— Hayır, geç kalmadın yavrunu Hem ben buraya senin yaşayışını jde-ğiştirmçğe .gelmedim. İstediğin yer» git, istediğin ,glbi gez . Yeterki ben '«enin yakınımda olduğunu bileyim, vakit vakit seni göreyim.
— Her gün görüleceğiz
Çiçekleri vazolaıa yerl^t - knn projelerini de anlatıyordu:
— Doktorun dediklerini işittiniz ya! İfrata kaçmadan normal hayatı niza devam edebilirsiniz. O halde faz la yorulmamak şactik, bazen beni konserler»?^ tiyatrolara «götürnıemr! rica edcbilec(dm. Anhyurflunuz ya sizin Vivanada oluşunuzdan azam! istifade etmek istiyorum.
— Memnuniyetle Ver da Yalnız sen iste. Benimle iken süulmadığau aöyle.
— Kompliman mı bekliyorsunuz ,hocam? Sizinle beraber çıkmaktan ne kadar memnun kalacağımı bilmiyor gibi davranmayın. Şimdi gözleri nizi kapayın, size bir çalacağım,
— Son kompoze ettiğin parçayı dinlemek İstiyorum. Başka W jey değlL
'•j
’N
Şehrin, bir türlü hâ edilemiyen derdi: et
TöYş E ıT; ı >( M J T. 3 d ■ ıT V r »t • / ı ıT.^
r- • ....
Son gülerde el meselesi had dev resine varmış bulunmakta, belediye narkı 210 kuruş olduğu halde koyun eti 200, kuzu eti ise 300 kuruşa satılmaktadır. ,
Kasaplar, evvelki gün yeniden Be ledlyeye müracaatla. nark fiyatları nın arttırılmasını, veya 15 günde bir yenldçn teshilini, nakliye ücreti •nin kilo başına alınmasını İstemiş lerdir.
Belediye, kasapların teklifini uygun görmüş ve nark fiyatlarına 20 kuruş zam. yapmağa karar vermiş-
A D L t Y E D E
Hem Türklüğü heı mahkemeyi tahkir
H
İbrahim Erdinç adında 30 yaşla rmda birisi Türklüğü tahkir suçun dun 2 İnci ağır ceza mahkemesine verilmiş ve dünkü celsede 8 ay 10 gun hapse mahkum edilmiştir.
Sanık, jandarmaların yedinde o-larak cezaevine götürülmek üzere koridora çıkarıldığı sırada yüksek sesle bağırıp çağırmağa başlamış, Adllyeye, Adalete ve mahkemelere hakaret eder mahiyette sözler sar-fetmiştlr. Sanık, hakkında yeniden zabıt tutularak 2 İnci ağır ceza nıalıkomesine verilmiştir. .
'Sahte iki memurun duruşması
Kendilerine maliye memuru ve Ticaret Odası tahsildarı süsü vermek suretlle şehrin muhtelif semt leelnde 34 tüccarı dolandıran Osman ve Fehmi adında İki şahıs hak kındaki dâvanın duruşmasına dün 2 İnci asliye ceza mahkemesinde baş lanmıştır. Mevkuftular, hâdiseyi in ıkâr etmişler ve:
(■— Polis failini bulamadı* ilan dincilik hâdiselerini bize «ı.-.uu de «nişlerdir.*
Balla ile üzerine yüriidü
Eyübde oturan İskender Kılıç a-dmda birisi, kız yüzünden aralan aç-ık bulunan arkadaşı Seyfl Kızılırmak İle evvelki gün yeniden kav gaya. tutuşmuştur. Bu esnada balta m*-^>yfınln‘rr-»-nw rürüyen İsken der etraftan yetişenler tarafından yakalanarak, polise teslim edilmiş-tir.
İskender Kılıç dün sorgu yargıç lığına verilerek tevkif olunmuştur.
----:--—u-----------
Pamuklu mensucat kontenjanı veriliyor
Topdan satışların kaldırılması do-Ujyıslle SUmerbank iplik ve dokuma milessesesi tarafından Küçük Sanat .ve .Kooperatiflere verilmekde olan pa nıuklu mensucat kontenjanı kesilmiş, müşkül meıUÜde kalan küçük sanat ve kooperatifçiler temaslarda bulunmak üzere Ankaraya 22 kişilik bir heyet göndermişlerdi.
Heyetin Ankaradakl temasları jnüabet netice vermiş, bu kontenjanın son bir defaya mahsus olmak kaydile Kuoperatifçilere verilmesi hususunda Bakanlıktan vilâyet makamına bir tamim gelmiştir.
Vilâyet makamı, Kooperatlfçilerin pamuklu kontenjanının tesbltl hususunda bölge ticaret müdürlüğü İle te masa geçmiştir.
ihtiyaç tosbit olunduktan sonra tevziata İplik ve Dokuma Müessesesl -tarafından başlanacaktır.
b
tir. J
Fakat bu zammın kasapları yine tatmin etmeyeceği, bugünkü et fiyatlarından açık bir şekilde muşa hade edilmektedir.
Eğer belediye yeni nark fiyatların dan sonra yine narkjn üstünde et satılırsa. Taşradan canlı hayvan ge tlrerek mezbahada kestirecek ve sa tışlara müdahale edecektir.
Halen belediye büdcesinde et sı-, km tısını bertaraf etmek üzere 100 bin lira tahsisat ayrılmış bulunmak tadır-
SAĞ'LIK
Haseki hastahanesi için Vali ne diyor?
İstanbul milletvekili operatör Mim IComal Ökenin Haseki hastahanesi hakkında, bir C. Ji. P: kongresindokl acı tenkidlcrinln akisleri devam et -mektedır. Bu hususta vali ve beledi yo başkanı şunlan söylemiştir:
— Mim Kemal Öke. hastahanenin eski variyetine göre mütulâa yürütmüştür.
Halbuki Haseki modern, bir hasta hanedir. i
Eski barakalar yıkılmıştır. Şimdi yüz yataklı bir «pavyon yapılıyor. Henüz yıktınl mı yan bir iki baraka vardır: Eczahane, memur bürosu, hekim ler yemekhanesi.
_ .—o —
Köylüye arazi tevziatı şehrimizde de başlıyor
Sevdiği kızı zorla kaçırmak isterken
Kızın ağabeysi tarafından ormanda yakıdanarak ağaca bağlandı ve sol kulağı kesilerek iki kabuıya kemiği kırıldı
Eyübde AHbey köyünde cereyan e den enteresan bir hâdise Adllyeye intikal etmiş bulunmaktadır. HâdH se şudur:
Mezkûr köyde oturan Harun Fj-ratlar adında bir genç komşusunun 16 yaşındaki kızı Havvaya göz koy nfuş ve sevdiği kızı adım adjm takı be koyulmuştur.
Havvanın aşkı İle yânjp tutuşan Harun nihayet_üç gün evvel, akşam geç vakit yanında bir arkadaşı olduğu halde, yalnız bulunduğu es nada Havvanni eVinl basmıştır. Genç kız, kendisini tabanca İle teh dit eden adamın elinden kurtulamı yacağmı anlayınca bir kolayını bulup gizilce ağabeyisine haber gön dermiş ve HarunjU beraber yola çık nuştır.
Yarım saatlik bir yol yürüdükten sonra genç kızm ağabeysi İsmail yanında İki arkadaşı olduğu halde önlerine çıkmış ve Harun ile Belâmi yl iple bir ağaca bağladıktan sonra yanında getirdiği satırla kulağı m kesmeğe kalkışmıştır- Fakat tam bu esnada jandarmalar tesadüfen hâdiseyi ‘gürmüşler ve muhakkak bir cinayeti önlemişlerdir
Bol kulağı kesilen ve iki kaburga kemiği kırılan Harun ile .gene ağırca yaralanan arkadaşı Selam! hasta haneye kaldırılmış, İsmail yakalana rak Adiiyeyt sevk edilmiştir.
Dün sorgu ha kim liğiııe verilen1
İsmail öldürmeğe teşebbüs ve yara lamak fiilinden sanık okırak tevkif edilmiştir.
Köylüyü topraktandı nuû kanunu nun tatbücino bu yü içinde cehrimizde, de bağlanacaktır.
Bu münasebetle Tarım ^alcanlıgı tarafından yakında göndordecek o -lan bir hoyet^ ekilmeyen arazi mikda rını ve İhtiyacı tesblt edecektir.
Söylenildiğine göre muhtaç köylüye toprak dağıtılırken, Belediye, hu flusî idare ve Evkafın elinde bulunan arazttar ön planda tevzi olunacak, c-f ; ger bunlar ihtiyacı karşılamazsa şahısların elinde bulunan xe elenmeyen arazilerin taksimi yoluna gidilecek • tır.
Diğer tarafdan Kalhane köylerindeki bo? araziler de kurulmuş olan tuğla harmanlarının toprakları, Tarım Bakanlığı ile vilâyet arasında bir ihtilâfa sebebiyet vermiş bulunmak-’ tadır.
Bu hafta içinde mütehassıs bir heyet, bu arazinin variyetini tedkik edecektir
i i
— o ■ - --
Lokanta tarifeleri inceleniyor
Lokantacıların ve hal i uıı şikâyet lerlni nazarı itibara atan belediye ik-* tlsad işleri nıUdürlügî| bir komisyon teşkil ederek lokanta tarifelerini incelemeğe bu^lanufUr.
Gerek halk, gerekâe lokantacılar
tabldot usulünün kaldı?-dnuuuu, fi -atlarda ufak bir indirme yapAlniasımJ ve suuftarm esaslı surette tayin edil merini istemektedirler. ;
jHer sınıf lokantacı bu hususta bir rapor hazırlamakta ve bu hafta içirt; de tarifeler üzerinde yap.lacak tadilât konusunda iktisacf işlen nıiidUrlI! günde bir ;oplantı yapı a raktır.
Dariişşafaka kız kısmı açılıyor
Operatör ve Milletvekili M. Ke mal Ökenin başkanlığındaki Da-rüşşafaka okutma kurumu, yeni ve hayırlı bir teşebbüse geçerek; bugünkü 'Darüşşafaka erkek lisesinin yanında, kız öğrencilere mahsus bir binanuı inşası için .gerokli tedbirleri almış bulunmaktadır.
"Buranın bütün plânları İkmal e-dllmiştir. Arsanın tesviyesi tamam laııııuık üreredir İnşaata. Mart ayı içinde başlanacak; Orta ve nıse ma dili •tedrisat yapacak olan kızlara ait kısmında 200—250 öğrenci oku' tulocaktti. »
narüşşafaka Kıs Lisesinin uıüdür lüğünü de: şimdiki Erkek Lisesi mü dürü Mazlum Paşa deruhte edecektir.
Siiirri Belediyesindeki yolsuzluk
Silivri belediyesinde ortaya çıkan lan yolsuzluk hakkında vllüy. t ıdar* heyeti tarafından tahkikata devam e dilmektedir.
Diğer tarafdan öğrendiğimize göre Silivri lîaj’makamı, hazrrladıgı müdafaanamesini vilâyete te\dl et -miştir. . \
Bu hususta yakında kati bir netice ya varılacağı söylenmektedir.
C. H. P. Dır klorarası ye t oca ’i
Cumhuriyet Halk Partisi Direkler arası Berat ocağnmn yıllık kongresi bu akşam saat 20,SÛ da Direkler a-rası Letafet apartımamnda toplanacaktır. Bu toplantıya İstanbul Halk Partisi millet vekillerinin de iştirak etmeleri muhtemeldir.
Tefrika : 74 **
Aşk ve his romanı
j_____Kuazzaz Tahsin BERK AND
— Peki hocam!
Genç kız moraoyu bitirdiği zaman Turhar. hiç bir fikir beyan etmedi. Dalmıştı. Biraz sonra dudaklarından şu sözler döküldü:
— Buraya .geldiğime iyi ettim, öl zneden evvel bir kaç saadet kırıntısı topby ocağım.
Verdu bunu işitme,râş göründü. Notalarına doğru eğilmişti.
— Şimdi de sizin sevdiğiniz (nok tümü» çalacağım.
— Hayır Verda, çalma! Gel şöyle karşıma otur, konuşalım, bana kon-aervatuvardaı^ profesörlerden, arka . dalarından, 'buradaki hayatından on tat. ıBen gözlerim yan kapalı, -zihnim yan dalnuş seni dinleyeceğim.
— Sizi er» çok hangi bahis İlgilen diriyor ho»?am?
— İstersen evvelâ bana turneni anlat. Bunun tafsilâtını öğrenmeğe vakit bulamadan yola çıktım.
Genç kız masanın yanındaki koltuğa .rahatça yerleşti, anlatmağa baş
tadı;
— Sise gûrib »gelir belki hocam. Seyahatim ıiutıcceinden,«maddi ve ma nevi bakımdan çok.meuu’.un kaluıam icab ettiği halde ve tbuııun için bütün sebobb^r varken, bu dakikaya kadar turneye çıktığını için sevinmiş de -•ğildiın.
Turhan hayretle ona baktı:
— Niçin yavrunfî
— Bilmiyorum.‘Galiba burada yal nız olmanın, samimi duygularımı can dan 'bir kimseye söylemek imkflLnaiZ’ lığının getirdiği asabi bir hdldl
Yaşlı sanatkârın dudaklarında tat bir glllUmesetne belirdi:
— Şimdi bu asabi hal gefitı mi?
— Evet...
— O İnilde, senin gibi genç bir kı-■zrh, Müzikten anlayan bir munitte gözleri »Üstüne çekmiş olmasının ve muhtelif şehirlerde konser vermeğe dftvet edilmesinin çok ehemmiyetli bir hûdise olduğunu anlıyorsun değil mİ?
Verda krznrdı, ştHttmsedL
dc Sonradan
lı
— Ahret hocam
— Çimdi buna »evın:yursun değil mi?
— Sizin yanınıada bu motelenin mahiyeti degıjtL
— Öyle ise anlat bakalım. Nereleri dolaştınız?
— Buradan ayrdırk n üç şehire gitmeğe karar vermişe bir kaç yere daha gittik
— îfk Hconseri nerede ’ rdin?
— Budapeştcde, doğrucunu söyle mek tazım gelira(| o ai^am pek çok alkışlanma dur». Galibe biraz heye -canlanmıştım. Fakat ayni salonda verdiğim ikinci konser çok muveffa kiyet kazandı. Dakikalarca atkılan dım (ve projede yokken orada ‘üçüncü bir konser daha vermek Zorı.nda kal dım. BufiiH m progantnlaTm da size aytaca güsf ereceğim.
— Budapeşteden nereye gittiniz?
— Praga, Oradan da
— Gezdiğin yerlen tarak Bana konserler hakkında malûmat ver. En
büyük muvaffakiyetini nerede kazan--din?
— Eembergde... Ben mİ o gece da ha iyi çalmıştım, yoksa ora halkı mı hislerini daha çok belli etmişlerdi bil mem. Ahali sahneye hücum edecek kadar heyecanlanmıştı. Sahnenin üs tü adetâ çiçekten bir halı haline gel mişti. Bravo! sesleri, alkışlar, bis biS; diye bağırmalar insanı sağır edecek kadar kuv.vcüi idi. Program haricin de ü£ parça çaldığım halde bir türlü kanmadılar, vakarm bırakmadılar, yorulmuştum. Orkestra şefi bunu hal ka anlatmağa çalıştı, dinleyen, bana acıyan olmadı. Avftz avâz bağırıyor tardı Tekrar iki parça daha çalmak zorunda kaldmı. Kapıdan çıkarken Jıalk luılâ orada durmuş, beni bekliyordu. Otomobilimin etrafım saran, bravo diye bağıranlar oldu.
■Bunlar*. HTÜatîYken genç kızm yü zü üusarnnn hareketlerine canlılfk gelmişti.
— Gazeteler bir şey yazdı mı?
— Çok Size onları da gösteri -rim.
-— Bir Tüuk ikizinin muvaffakiyet ilerine şaşaalar olmadı mı ?
-—Gazetecilerin bana sorduktan sualleri ,ışılmic. olsanız ne kadar şaş» tıklarım anlandınız.
Vaıda (lurdıiJBırdühb»‘e sanat nıev ztıunu unutmuş £dbl. büyük ıbir ciddi vetle:
’HER SABAH\ Abdülhaiik Renda ile muhayyel mülâkatıua TALİH karşıma, görüşmeyi ta şarladığım diğer zevattan ev vel, Abdülhaiik Rendayı çıkardı. Bazı Halk Partili kaderimin bu tesadüfe de mâna vorip kulp takacaklarını biliyorum. Fakat İnanın ki hakikat bu merkezdedir ve bu seferki muhayyel mülakatlar serisinin ilk numarası sayın Rendaya isabet etmiştir.
Eski Devlet Başkanilo yaptığım mu-hayyol görüşmeyi anlatmadan evvel tbir hatıra kabilinden şu ciheti arze-dayim: Ben kendilerini bundan yıllar-c ı -‘ >01/ »daha Büyük Millet Meclisi Reıri bulundukları sırada, Ankarada Mecdl Badreddlnlo birlikte ziyarot ettik. Hazret daha o t^rihlerae, yâni bundan on beş yu önce, gözlerinden adamakıllı rahatsızdı vo çok eskiden tanıdığı Mecdiyi iki metrelik den farkedememişti.
Dün matbaaya e gelirken Nuruosnıaniyenin ünlü eloktoriarmdan hırının kapısının önünde gördüm. Eski Devlet Bakanmın koluna iki kişi girmişti. Gözlerindeki siyah gözlükler yüzünden olacak, küçük adımlarla ilerliyordu. Bu şartlar altında bu za- ' tın istifasına değil, şimdiye kadar nasıl olup ta Dovlet Bakanlığı mevkiinde kalabildiğine yaşmak gerekti. Başka memleketlerde olsa hu kadar arızalı bir vücudun hükümetin mes ul bir makammı .(şgû’ etmesine asla müsaade edilmezdi. Fakat her nedense sa-yın Renda daima Ön plânda yer alınış talihlilerden biriydi. Merhum arkadaşı Saffet Arıkan gibi, vltcudu memlekete rnhnıen cayılmış, gözleri görmemiş takın yine mevkiim muhafaza etmiş; vücudu hastalanmış fakat yme devle? gamtainin lostromutarından birisi olmakta devam etmişti.
Kendisine yaklaştım, etekledim ve sıhhatini sordum:
— Munhat yerlerde oturmak şarti-le sıhhatimden şikâyetim yok, cevabını verdi, sen kimsin eylâd?
— «Yeni Sabah* gazetesi muharrirlerinden »Fıkrası bendeniz.
— Memnun oldum. » Yeni Sabahı yeni mi çıkmaya başladı?
— Hayır efendim, on senedenheri İntişar ediyor.
— Yaaal Demek ki isminin yeni olmasına rağmen oldukça eski bir gazete. Memnun oldum. Gözlerimden rahatsız olduğum içm pek gazete okumam oa...
—isabet buyuruyorsunuz devletlim, gazete okuyup 1 a ne olacak"? Zaten kabrne arkadantarmızdon cogu bu zahhtGic Kananmazlar. Malûmu devletiniz gazeteler halk tarafından okun mak için çıkarılır...
Nabzına gere şerbet verişim pek hoşuna gitmiş olacak kı:
— Âierin be delikanlı, dedi, sen akıllı bir çocuğa bonriyorsun, nerelisin, Yanyefı • mısın yoksa?
— Hayır efendim İstanbulluyum.
— Mutlaka büyük baban, ya hu d dedenin dedesi o taraflı olacaktır.
— Olabilir devletlim.
— Olabilir değil, muhakkak öyledir. Çünkü senin kadar akıllı bir kızan ancak Yanyadan çıkar. Şimdi söyle bakayım» benden ne öğrenmek istiyorsun?
— Efendim istifanız etrafında bira? tafsilât lütuf buyurursanız..
— Ne izahatı vereyim? Doktorlar vüoudunuz Ankara hav as m a tahammül edemez dediler. Sen de arkadaş, la ra:
— Çocuklar, bir munhat mıntakalar bakanlığı ihdas ed«n! dedim muvafakat etmediler, ben de çekilmek meo bünyelinde kaldım.
— Memleket hesabına yazık oldu efendim, devlet artık sizin tecrübelerinizden istifade edemiyecek...
— 4110/ mı ediyorsun? der gibi bir müddet yüzüme baktıktan sonra:
— Millet sağ olsun, cevabını verdi, ben asıl kendime değil de ‘henışerıler hesabma üzülüyorum. Zavallılar be-minı ıMHamı işitince kiınbilir ne kadar •üzülecekler!..
Ve iki »kolundaki canlı desteklore dayanarak ’küçük adımlarla otomobiline doğru île*tadı.
ına&afe-
Rendayı
(Devamı var)
Vakitle
1383 Rumi Şuijat
6
FIKRAC,
♦ 74KVHI
★
ŞUBAT 1948
Perşflmbe
.1367 Hicri •Rebiül-
fiıhır
8
I
'■ —
Kasım JÛ4 — AY 2 — GİJN 50
Giine$ Öğle İklnd.
Akşan Yu i M
Iınsâi
Vasatı .S.
6
12
15
17
19
5
D.
49
28
26
48
19
12
Ezani S.
1
G
9
12
.1
11
D.
3
42
39
31
25
(
il
f
5
za
(g Ş U S A T ı
İRu»y«, bunların İtalya-| ya bırakılmasında | J ısrar ediyor | I Londra 18» (A. A.t — Moskova, ) -adyosunıın dün akşam verdlgU bir] 1 ^habere göre, Rusya Afrikadaki ee-ı îki İtalyan sömürgeleri hakkında-] jki görüşünde ısrar ettiğini ve bu ksömii rgelerin ltalyaya iadesi ge-] [rektiği kanaatinde bulunduğunu t It&lyaya bildirmiştir. Radyo şunla] rrı Uâve etmiştir: 1
> On şubatta İtalya büyüle elçisi] rSovyet hükümetine müracaat ede-i ırek Italyan sömürgeleri hakkında^ eki kanatlni bildirmesini İstemiştir.! Sil şubatta Dışişleri müsteşarı Zol Jvin, Sovyet hükümetinin daha 940j Isv.u sinde Dışişleri Bakanlan kon^ Şevinde Afrikadaki eski îtalyanj 1 •
> sömürgelerinin yani Libya, Eritret rve İtalyan Somakisinin muayyeni 1 müddetli bir manda altında Ital-j (vaya iadesini teklif etmiş olduğu-1 >nu İtalya büyük elçisine bildirmişi (tir. Fakat bu teklif Dışişleri Ba
) kanlan konseyince kabul edilmc-( îmiştir. Sovyet hükümeti, îtalyam )>ömörgeleri hakkındaki görüşündej Jo zamandan beri bir değişiklik hu] >?ııle gelmediğini Italyan hükümetli |tıe b Idirmeği lüzumlu addeder. ) | Londra 1$ (A. A.) — Italyan( |Dışişleri Bakanı tarafından yapı-î Man ve İtalyan sömürgelerinin istikC (bali meselesinde îngilizlerin hare? /ket tarzlarında belki bir değişiklik? \ ilaç ığmı ima eden beyanata ceva-/ / ben verdiği demeçte, hükümet söz? y’eiisü îngilterenin giriştiği? Staahhüdlere imkân nisbetinde sa-\ Jdik kalma azminde bulunduğunu/ j teyid etmiştir. >
( İtalya Dışişleri Bakam, kuzeyî
> Afrikadaki Italyan sömürgelerinin!
«iadesini Rusyanın ve Fransanm ( ) deste kİ iveceklerini söyledikten son’ Jra Amerikanın pek yakında bu müC >hiın meselede cephe alacağını vel (Londrada bu konuda dostane noke Jtai nazar teatileri yapılacağını ilâ5 Cve etmişti. C
S Izmdrada bugün, yalnız Dış?ş-> eleri Bakanlan delegeleri arasın -C Schuucktai nazar teatileri yapılmak! «tadır. SÜnİsiıerm • A AV'
Mann kontrolü altına girmiyecekîef (ri halikında Ingilterece verilmiş o( Han. sözün yerine getirilmesi içini (hiç bir sebeb yoktur. Libyamn di( jğer bölgeleri hakkında Ingilizle -I (rin ne düşündükleri henüz bilin-( îmemektedir. Bununla beraber si -> (yasî müşahidler, umumi şekıldeC Jtng’liz siyasetmin Rus ve Fran.l *sız siyasetine aykırı olmıyacağı C . kanaat:ndcdirler. Amerika büyük? * elçi! ginin sözcüsü, Italyan DışişleÇ r I n Bakanının nutkunu yorumla -? 1 maktan imtina etmiştir. Delegeleri ı Doğu Afrikaya gitmiş olan komisi y- n m raporur.u alır almaz çalış-C imalara bağlıyacaklardır. Korniş -? ’ yandan raporunu birân evvel yazC »mas: ve imkân olduğu takdirde f 1 zamanında kuzey Afrikada bulun! Ihması rica edilmiştir. Kuzey Afri-C kada bulunan bütün eski Italyan? sömürgeleri hakkındaki Ingiliz sl> |yasettnin komisyon çalışmaları s*>r i na ermeden kati şeklini alnuyacal ; ğı tahmin edilmektedir. . f
Ameri! ala
I
seçımıer
-----------o------
Hususî bir seçimi İşçi namzedi kazandı
Novyork 18, (A. A.) — Dün Nev york eyaletinin Bronx kontluğunda c r^yar. eden hususi parlâmento se -! çimlerinde işçi namzedi Leo İsacson’ 22697 oyla seçilmiştir. Buna mukabil demokratların namzedi Propper 12 bin 578, Liberallerin namzedi Dean Alfange 3840 ve cumhuriyetçilerin aamzedi Joseph de Ncgris 1842 oy al r. şiardır. İşçi namzedinin bu zaferi I kindi namzedieri Propperin kolayca 7e/anacağun tahmin eden demokrat an tamamile hayrette bırakmıştır. 7.m1 dördüncü seçim dairesinin her saman demokrat partinin kalesi gibi t îftKki edilmesi bu hayreti arttırmışa tr.
îşçi partisi mahfilleri, rmillet için diye vasıflandırdığı bu «ola -|an üstü* neticeye onlar da hayret (tm ektedirler.
Henry Vallace, yeni partisinin bu dk seçim imtihanı hakkında henüz fjiç bir yorumlamada bulunmamıştır, btalin, M?c .r hey’e ini kabul etti
Moskova 18, (A. A.) — M. Stalin diln Macar heyetini kabu) etmiştir. Macar h- yeti, Sovyet yüksek şûralar B'iccüsi başkanı tarafından da kabul | edilmiştir
yardıma muhalif senatör
Taylor, her çeteci için Amerikanın 8600 dolar harcadığını söyledi
Vaşington 18, (A. P) — Ttir kiye vö Yunanlstana yardım progra mı kabul edildiği zaman kongrede a-loylıto rey vermiş olan Senato Azasın dan Taylor, dün verdiği bir demeçde şöyle demiştir:
«Başkan Trumonm kongreye ver diği rakamlara göre hesab edecek o lursaty Yunanistan dağlarındaki perişan kılıklı ve yan aç çetelerin her biri için 8600 dolar harcamakta oldu ğumuzu anlarız. Bu paranın bir kıs mı dalıa şimdiden sarfedilmiştir. Bir kısmının da sarfı kararlaştırılmıştır.
«Diyebilirim ki tarihin hiç bir dev riûde bu derece garib bir askeri teşeb büfio raslanmış delildir. Zira, Yuna nistandan gelen son haberler ne kadar para harcarsak harcayalım, harbin seyrine yine de müessir olamadığımızı göstermektedir. > YUNAN - BULGAR HUDUDUNDA
Selânik 18, (A. P.) — «Serbest* Makedonya Haberleri» tarafından bil dirildiğine göre, Yunan - Bulgar hududundan 3,5 kilometre kadar cenub da Ksantjnin 20 kilometre şimal doğusunda, Ehinos köyü civarında hükû met kuvvetlerile çeteler şiddetli bir çarpışmaya tutuşmuşlardır.
Çetelerden 42 kişinin öldüğü, 48 kişinin de esir edildiği bildirilmekte dir. Geri kalanlar, 120 yaralı bırakarak kaçmışlardır.
YUNAN HÜKÜMETİNİN
BİR PROTESTOSU
Selânik 18. (A. P.) — Belgraddaki Yunan elçiliğine nıensub bir memu run Yugoslav makamları tarafından yapılacak sorgudan kaçmak için ken dini cLîürdüğü» hakkında Yugoslav-yadan g'elen haberler üzerine Yunan
•______
hükümeti hâdiseyi Birleşmiş Milletler Balkan Komisyonuna protesto etmiş tir.
Bu hususta komisyona yapılan mil racaatt(| Yani Tomaydlsln nasıl tev kil edildiği ve sonra kendisini nasıl penoeredon aşağı attığı hakkında Yu gosl&v makamları tarafından verilen malûmatın «ilen a edici mahiyette olmadığı* bildirilmiştir. ___
MARSHALL, DENÎZ' TİCARET FİLOSUNUN BAZI GEMİLERİNİN SATILMASINI ÎSTEDt
Vaşington 18, (A. P ) — Dışişleri Baltanı Marshall, Mümessiller Mecll si ticaret filosu komisyonu başkanlı gına gönderdiği bir mektubda, Amerika ticaret gemilerinin yabancı memleketlere satılmasını yasak e -den kanunun değiştirilmesini teklif etmiştir. Teldifde, halen Amerikan limanlarında 14 milyon ton tutarında gemi yattığı ve bunların arasında A-merikanın İhtiyacı olmayan gemiler bulunduğa tasrih edilmektedir.
Vaşington 18, (A. A.) — Temsil çiler meclisi deniz ticaret komisyonu nun başkanına yazdığı bir mektubda George Marshall, Amerikan deniz filosundaki fazla gemileri kiralama • ğa ve satmağa memur deniz korniş -yonun salâhiyetlerinin uzatılmasını tavsiye etmiştir. Dışişleri Bakanlığı tarafından bu hususda İleri sürülen tarih 30 haziran 19-19 dur.
Bu nîelrtubda şöyle denilmektedir (Bu gemilerin satılması yabancı memleketlere yapılacak yardım prog ramının masraflarını azaltacak ve A merikan politikasının hedeflerine var ması yolunda müessir bir yardım taş kil edecektir.»
SAVVAt s
Milletin acısile
Gandî’nin katlindeki esrar aizli mi
«o
kalacak ?
Eeni Delhi 18, (A. A.) — Mahat-nıa Gsaıdinrdn katli ve dua eTlIgr
pılraakta olan tahkikata dair her tür Iü. havadis, tebliğ, makalelerin basılması ve neşri DelhidekL yüksek komi serllk tarafından yasak edilmiştir.
-----------( .. — - —
Amerikanın benzin ve mazot ihracatında kısıntı
Vaşington 18. (A. A.) kan. Ticaret Bakanı dün itibaren benzin ve mazot lisa-13 verilmesini 48 saat için geri bırakmıştır. Bununla beraber bu ted bir, Kanadaya yapılacak ihracata te 3ir etmemektedir ve Amerikadaki a-karyaîat noksanını bir derece önle -mek için alınmış bir tedbirdir.
B»r hükümet sözcüsü tarafından yapılan bir demece göre, cumadan ev vel inracatta yeni bazı kısıntıların bil dirilmesi muhtemel bulunmaktadır.
— AmerL akşamdan ihracı için
Mitlerin hususî doktoru idam edilmek istemiyor
bulunan Kari
Nurennıberğ 18, (A- A.) — Hitla rin husuâî doktoru olan ve şimdi ö-» çdlTrn
Brandt, dün bir müracaatta
rak cezasının tasdik edildiği takdirde bir etabbi tecrübe* esnasında ölmesi ne müsaade olunmasını istemiştir.
Kararı temyiz etmiş olan Dr, Brandtin avukatı, müekkilintn bir vo sikada mevcud bulunan bu arzusunu bildirmiştir. Vesikada şöyle denilmek tedir:
«.Yalamak hususunda bana hiç bir ihtimal bırakmıyacak olan tıbbî bir tecrübeye tâbi tutulmak isteyişim ta
•
mamile irademin dahilinde bir şeydir. Bu suretle adlî bir prensipe dayanan bir hükmün icrası insanlığın faydala nacağı bir hâdİ3e haline getirilmiş o labllir.» ' >
Prenses Elizabeth bir kaza geçirdi
Londra 18, (A. A:) — Prenses Eli zabet ile Edimburg dükünün içinde bulundukları otomobil bu sabah Hyde Park Cömerde bir taksi İle çarpLşmıj tır. Taksi hafif hasara uğramıştır.
Her İki otomobil yollarına devam edebilmişlerdir.
(Ba/makaıeden devam) vurmuştunuz. Ancak nefsinizden başka hiçbir şey düşünmediğiniz için Ankarada tek bir binaya yetmiş milyonu seve seve ve güle güle tahsis etmiş fakat sel felâketine kanıksamış d erilli Adana mın-takasının canını ve malını korumak gayesile böyle bir meblâğ a-yırmayı aklınıza bile getlrme-mlşsinizdir. Hâlâ da düşünmemektesiniz. Belki de çok hodgâın bir bakımdan haklısınız da... Çünkü haksız olııııyarak şöyle muhakeme ediyorsunuz: Biz bir felâket ânında bu işin düzenlenmesi ve yola konulması büyük sermayeye ve zamana mütevakkıftır der ve o günün teessür ve heyecanını atlatırız. Sonra hiçbir şey yapmayız. Fakat felâket üç, beş yıl sonra tekrar gelip çatınca, eski sözler ve vaidler unutulmuş olacağı için, ayni klişeyi tekrar ederiz ve o i-klnci badireyi de atlatırız. Bu usul bu kadar başarılı olduktan sonra bir üçüncü ve dördüncü buhranı ayni şekilde atlatmamak için hiç bir sebeb yoktur. Bize öyle geliyor ki işte Adana hâdiseleri hep bu zihniyetle ele alınmış ve İşin garibi çeyrek asırdır ayni oyun muvaffakiyetle oynanıp durmuştur. Bugün, Parti Grupunda söylendiği bildirilen sözler, bundan on hattâ on beş yıl evvel söylenenlerin aynıdır ve belki kelimelerde bile büyük değişiklik yoktur. Sadece söyliyen ağız değişmiştir: Bugün Haşan Saka’dır, dün Saraçoğlu idi, evvelki gün Refik Saydam ilâh...
Hakikat şudur ki milyonlarca inal ve yüzlerce cana mal olan bir ihmal ve teseyyüb oyunu artık devam edemez ve etmemelidir. Genişliği, şiddeti ve tahribatı değişmek şartile hemen her yıl tekerrür eden tabiî bir hâdise beklenilmedik bir âfet sayılamaz. Buna karşı umumî, hususî hiçbir tedbir almamış olan hükümetler ve Halk I
Partisi toptan mesuldürler. Altmış yetmiş milyonluk bir masrafı istilzam etse bile yirmi yıldır senede dört, beş milyon tahsisile bu iş çoktan hallolunabilirdi. Bu itibarladır ki memlekete aid âtiyi bu kadar az düşünen ve yalnız gündelik rahatlarına bakan bir heyete memleketin güveni kalmamıştır ve bunu maddî surette Maraş-ta gözlerimle gördüm. İçişleri Ba-
M»--.-.*...; — Jr„n
olurdu Maraşın kurtuluş bayramında bulunsalardı da halkın kitle halinde kendilerinden ne kadar soğumuş olduğunu fiilen görselerdi... Bu zevattan pek umulmaz amma halkın Halk Partisine karşı duyduğu hoşnudsuzluğu görünce belki seçim meçim oyunlarını beklemeden kendiliklerinden iktidarı bırakırlardı.
A. Cemaleddin SARAÇOĞLU
İranın Amerikadan alacağı askerî malzeme
Tahran 18, (A. P.) — Amerikadan 10 milyon dolarlık silâh ve askeri mal zemo alınması hakkındaki kanun teklifi dün gece Mecliste 6 ya karşı 79 reyle kabul edilmiştir.
Bu 10 milyon dolar 12 senede tak sidle ödenecektir. Senelik faiz olarak yllzde 2,3/8 kabul edilmiştir.
- - —— — —__________________
(Gününenteresan haberleri] J ' ’ e
i Rif kahramanının giriştiği be- II Jum bir demeç vererek müza kerelerin cereyan şeklini saygı İle anmış ve FaslIların âmme İşlerine gün geçtikçe daha geniş ölçüde İştirak edebileceklerini beyan etmiştir. (A.A.)
Kumanyada tifüs çıktı
-ff Bükreş: Geçen hafta Ru-
manyada Moldavya eyaletinde baş göstermiş olan Tifüs bütün memle kete yayılmakladır. Hükümet bin doktor. 500 hastabakıcı ve 20 000 gönüllüyü bu İş İçin seferber etmiş tir. Bükreşte bulunan bütün sine ma ve lokantalar dün dezenfekte edilmek İçin kapatılmıştır. (A.A.)
Dünya hububat ihracatı Va-şlngton: — Amerikan Ta-rpn Bakanlığı 1947—1948 seneleri zarfındaki dünya hububat İhracatını 32 milyon ton olarak tah min etmektedir. Bu miktar 1946—1947 esnasında 400.000 Jöndü- (AA?
Ingiliz soğukkanlılığından bir bir misal daha
* Londra; — Avam Kamarasın da Yunanlstanda bulunmakta olan İngiliz kuvvetlerinin âsilere kar-ş, airlsllen harekâta iştiraklerine müsaade edilmesine dair yapılan
6 yanat savaşı
? Kahire: — Arab Birliği dele
7 gelerl şerefine tertip edilen bir mü I samereden sonra bugün Associated | Presse beyanatta bulunan Rif mü-( cahidi Abdülkerim, 8 Şubatta İs-l panyol Fası Başkenti Tetounda ı vukua gelen kanşılıklıklar hakkın. ? da şunları söylemiştir:
7 -İspanyol arkcrleri milliyetçiler-J tarafından tertip edilen silâhsız ı bir gösteriyi kuvvot istimallle ez-ı mişlerdir. Halk üzerine ateş açan i askerler, iki kişi öldürmüşler ve bir k çok kimseyi yaralamışlardı^. İsjıan ı ya ile Fransa, Faslılara karşı 1924 I> İttifak anlaşmalarım yenilemişler dir. Fakat İspanyadaki Franko rejimi şimdi son günlerini yaşamak tadır.» (AP)
FaslIların gönlünü almak için Rabat: — Hükümet Meclisi Fas komitesi, dört büçük günlük tartışmalardan sonra dün çalışma larrnı bitirmiştir.
Fas delegesi, memleketteki bütün Eğitim işleri İçin (Fas dil ola rak Arabçamn kabulünü istemiştir.
Müzakerelerin sonunda genel va
bir teklif devlet bakanı B. Hector Mac Nell tarafından reddolunmuş tur.
Devlet Bakanı âsilere karşı girişilmiş olan harekâttan Yunan kuvvetlerinin mesul olduklarım söylemiş ve Ingiliz kuvvetlerinin hiç bir askeri harekâta iştirak et nıediklerinl ve Selanik bombardı man edildiği zamaıı da harekete geçmediklerini sözlerine ilâve eyle mlştlr.
M. Hector Mac Nell, geçenlerde, Selânik üzerine ateş açmış olan â-silerin bu hareketlerinin şehirde bulunmakta olan İngiliz kuvvetle ılne müteveccih olduğunu zannet mediğlni bildirmiştir. (A.A.)
Japon gizli poiis şefi asıldı
•> Hong Konğ; — Itarb esnasın da Japon gizil P'»Us teşkilâtını ida re etmiş olan Albay Asao Kanasa va, harb suçlusu olarak, dün bura la asılmıştır. (AP)
İngilterede yerleştirilen muhacirler
* Londra: — Dışişleri Bakanlı ğmdan bildirildiğine göre, harbin sonundan beri İngiitereye 173 bin muhacir yerleştirilmiştir. Av tıpa memleketlerinden aynoa 40 bin kİ
Atatürkün hemşiresine maaş bağlanması teklifi Meclistedün kabuledildi
Haşan Keyf tütünlerinin ihraç vergisinden muaf tutulmalarına da dün karar verildi
Ankara: 18 (Hususî) — B. M. M-bugün Feridun Fikri Düşünselin başkanlığında toplandı. Ankara Milletvekili Hilmi Atlıoğlunun vefa tı münasebetile bir dakika sükût e-dildi, Atatürkün Kız kardeşi Makbule Ata kana vatanî hizmet tertibinden aylık bağlanması hakkında kİ tasarı geçen sofer rey nisabı dol madığından tekrar oya kondu ve maaş tahsisi İşinde 198 kabul, 26 red ve dört çekimser bulunduğu an laşıldı- Böylece kendisine ruaas tah sisi kabul edildi.
Müteakiben Gazianteb Milletvekl 11 Cemil Said Barlas ve Ömer Asımın Haşan Keyf tütünlerinden 1943 mahsullerinden ihraç vergisi alınmasına alt kanun teklifi üzerin ie Muammer Alakant bu, münasebet le hükümetin tütün politikası ve bu senenin tütün satışı üzerinde umu mi )bir müzakere açmak istiyordu. Fakat gerek Tekel Bakam Şevket Adalan ve gerek tasan sahihlerinin Müteaddit defalar Haşan Keyf tütünlerinin yalnız. G- Antepte ye tişip memleketimizde bir dirhem bl
le kullanılmadığını, bu tütünlerin yalnız Mısıra ihraç edilmekte olma ları dolayjslle ve en son zamanlar da Mısır piyasasında bu tütünlere rekabet eden Rodesla isimli tütü nün gün geçtikçe Haşan Keyf tütün lerlnl tehdit ettiğini, esasen 1944 Haşan Kekf tütünlerinlnde antrepo ve ipotek gibi sebeblerle çok artmış olduğunu teklif edilen tasan kabul edilirse bir kısım vatandaşla nn zararlarının önlenmesi ile oe-raber memlekete 800 bin lira kadar olr döviz sağlanacağını belitr mişlerdir. Muammer Alakan madde lerin müzakeresinde hiç olmazsa Haşan Keki tütünleri gibi 1944 mah sulu diğer tütünlerin de ihraç vergisinden Muaf tutulmaları için tasa riya bir madde eklenmesi hakkında verdiği takllr de reis tarafından bunun tamamen ayrı bir kanun mevzuu olduğu beyanile reye konmadı ve Haşan Keyf tütünlerinin 1944 mahsullerini ihraç vergisinden muaf olmaları hakkrnd kanun kabul edildi.
aktiiallteler
Asım Usun dokunulmaz-lığının kaldırılması istendi
Aleyhimizdeki propagandalarla mücadele »çın inceleme.er
Ankara: 18 (Hususi) — Antalya Milletvekili Mustafa Korkurt ve Ço rum Milletvekili Asım Usun Milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırıl ması hakkındaki Başbakanlık tezkereleri Meclise gelmiş ve karma komisyona havale edilmiştir. Salgın hayvan hastalık’ lariie mücadele programı
Ankara: 18 (Hususi) — Tarım Ba kanlığında salgın hayvan hastalık larlle mücadele için hazırlanmakta olan beş yıllık program üzerinde® çalışmalar devam etmektedir Dün kü toplantıda çiçek hastalığına kar şı hazırlanacak aşı meselesi Ruam hastalığı ve "keçilerdeki ciğer hasta lığı etrafında müzakereler yapılmış ve aşı hazırlamak üzere muhtelif, yerlerde lâboratuarlar .kurulmasına karar verilmiştir.
-Sabıkalı Arnavud Sadık
• yakalandı...
Ankara: 18 (Hususi) — Gecenler de Tabakhane caddesinde bir terzi dükkanım soyarken yakalanacağını anlayınca bekçinin üzerine ateş ederek kaçan, Fakat bilâhare eşkal üzerine yapılan aramada yakalanan Arnavud Sadık dün akşam bun dan evvelki suçlarını da itiraf etmiş ve Adalete teslim edilmiştir.
Sadık Bundan bir Müddet evvel yine bir dükkân soyarken İki bek çi tarafından görülmüş, bekçilerden birisini öldürmüş, diğerini de yara Uyarak kaçmıştı. Geçen sene de Nu man isminde bir eskici öldürmüş fakat cinayet faili bulunamamıştı Yapılan tahkikat esnasında Sadık Numanıda kendisinin öldürmüş olduğunu itiraf etmiştir. Sadıkın gös terdiğl yerlerde yapılan aramalar da pek çok halı, ev eşyası, bir ka vanozda kıymetli altın vesaire eşya bulunmuştur. Sanığın suç orta ğı sanılan bazı kimseler hakkında dâ takibata başlanmıştır.
şl de gönüllü olarak İngilterede ça 1 lışmaya gelmiştir. (AP) |
İngiliz donanmasının ilkbahar] seyahati
Londra: — İngiliz donanması na mensup iki filo bugün İlkbahar seyehatlarına başlamıştır. Akdeniz filosu, Fransız, İtalyan ve Kuzey Afrika limanlarına gitmek ü-zere Maltadakl üssünden aynl-ı ııştır. Anavatan filosu da Cebelü-tarıka gitmektedir. (AA.)
Londra Halkevinin yıldönümü
Londra: — Perşembe günü Londra Halkevinin kuruluş yılnö-nümü münasebetile, B B. C. nln Türkiye yayın servisi tarafından İngilterede büyüklerin Eğitimi ile Türklycde Halkevlerini görmekte olduğu vazifelerin aynini ifa eden muhtelif Ingiliz teşkilâtları hakkında özel bir konuşma yayınlana çaktır. Bu yayın, Türkiye saati ile saat 18-30 yapılacaktır. B, B, C, Çar çanıba ve Cuma günleri ayni saat te plâkla Türk müziği konseri ya yıniıyacaktır. Önümüzdeki Cumar tesi günü bir klâsik Batı müziği konseri yayınlanacakta
Bahis mevzuu yıl dönümü mü- I nâsebetile yapılacak olan bütün ı bu olağauüstü yayınlar 19 metre ı 60. ve 24 metre 92 dalga vzunlckla ı n üzerinden verilecektir, (A A.)
Ankara: 13 (Hususî) — Sor. günler de bazı dost memleketler basır.mdâ bile aleyhimize çıkmaya başhyan yazı ve propagandalar!.! mücadele etmek üzere hükümet gerekli -edbir lerin alınması için İn. elemelere başlamıştır. Bu hususta a»-k yakın da bazı kararlara varılacakrır.
Solyadaki elçimiz haKkınua verilen asılsız ha er
Ankara: 18 (Hususi) — Bazı İstanbul gazeteleri Urıayte^ Pres A-Jansmın muhabirine atfen Bulgaris tanda enterne edilen Türk rayyare çilerinin ladesi için Dışişleri Bakan İlgınca bir nota tevdi edece:-: lan Türk Elçisinin Bulgar Dışişleri Bakanı tarafından kabul edilmediğini yasmıştır. Bu hususu kendisinden solduğumuz Dışişleri Bakarı ooyle bir hâdisenin vaki olmad-.ğır-ı. bilâ kis Elçimizin te
tlğlnı bildirmiştir.
Uçakla İstanbul* gelen hı rsız Yeşilköy e yakalandı
Ankara: 10 (Hususî) — Dün sa bah Park Palas otelinde bir hırsız lık hâdisesi olmuş ve Sadi adında bir mühendisin 5600 lirası çalınmış tır. Zabıtaca yapılan tahkikat sonunda otele bir kaç gündür şık giyinmiş birisinin gelerek muhtelif kimseleri sorduğu öğrenilmiş, tah kikat derinleştirilince meçhul şah sın bir aralık otelin üst katma çıka rak tuvalette bulunan mühendisin odasından 5600 lirasını çalarak u-çakla İstanbula hareket ettiği anla şılmıştır. Derhal Yeşilköye telefon edilerek meçhul şalısın eşkali bil dirilmiş ve uçak inince meçhul şâ his yakalanmıştır. Yakalanan şahıs Sadi isminde sabıkalı bir otel hırsı zıdır.
Danıştay için dua yapılan seçimler
Ankara: 18 (Hususî) — Meclisin bu günkü oturumunda Damştayda açık bulunan Üçüncü Daire Başkan lığı ile 6 üyelik seçimine geçildi Da nı-ştay için yapılan seçimde başkanlı ğa damştay üyelerinden Tevfik Talât üyeliklere Danıştay kanun sözcüsü Rasım Üngör, Sağlık Bakanlığı Zat işleri Müdürü Doktor Salih, Tahsi lât Genel Müdürü H. Arkok seçilmişlerdir. Diğer üç âzalık için nisap olmadığından yeniden seçime geçil mlştlr. ikinci defa yapılan seçime ü yellk için eski Tarım Bakanlığı Müs teşarı Süleyman Fehmi Kaiaycıoğ-lu nisabı temin etmiş ve fakat diğer İki üyelik için nlsab temin edile madiğinden bunların seçimi Cuma gününe kalmıştır.
Bundan sonra Mustafa Reşit Ta-rakçıoğlunun devlet memurlarının aylıklarının tevhit ve teadülüne alt tasarının müzakeresine geçilmiş, söz alan MiUi Eğitim komisyonu sözcüsü tasarının komisyona ladesi ııl istemiş, talep kabul edilerek tasa rı İade edilmiştir.
Meclis Cuma günü-15 de toplana çaktır. I
Yasak bölgeler ha T ı
Ankara: 18 (Hususî) — Kayseri Milletvekili Fikri Apaydın yasak Bölgeler halkından olup yerlerine dönmüş bulunan vatandaşların dul rumu hakkında Mecllş Başkanlığı na bir soru vermiş ve soru Sağlık— ’’ Sosyal Yardım Bakanlığına gönde ı rllmlstlr I
I
İplik ve Dokuma müessesesindeki yanlış sipariş hâdiseleri
EVLET İktisadi Teşekkülleri umumî heyetinin MecNstekf şr lışmaları sırasında İplik ve
Dokuma fabrikalar! müessesinin 11.000 liralık Fenol-fiber yerine dokut yür bin liralık mübayaada bulunduğu ve bu suretle mliessesoyi 900.000 lira zarara soktuğu ve bunların yakında mahkemeye verileceği yazıldı.
Müessesenln salShiyetlar bir rüknü, ihtiyaca tekabül eden mikdar yalnu 300.000 ifralık iken, hesabı yapan teknik elemanın yanlış hesab neticesinde 400.000 liralık sipariş yapıldığını ve Sayed bir zarar varsa, bu iki rakamın arasmnaki 100.000 liralık fazla sıpa-rişton dolayıdır.
Oemiştir.
Yine dün bir sabah gazetesi, Beykoz Oeri fabrikasında ihtiyacdan fazla den mubayaa edilmiş ve bu yüzden müessese e milyon zarara girmiş olduğunu haber veriyordu.
Bu ^ususta yaptığımız tedkikat ne* ticesî/ıde siparişten 945 senesinde ve ahvali fevkalâde dolayısile görüler âcil ve mübrem ihtiyaç Üzerine Vekâletin müteaddid emrile yapıldığını hattâ siparişi teinin ( muamelei nüvazişkârane’ \ fmak o sıralarda Türkiyeye yeni gelen dost memleket sefirlerinin gayri mı surette tavassutta bulunduklarını, ve hattâ deri bulmak ve siparişi temin etmek için Hariciye kanatîfe te-şeötMisiere girildiğini öğrendik. Sipariş esnasında fiyatların çok yüksek olduğu ve ancak üç ay sonra fiyatların düştüğü de ilave edilmektedir.
Bu mesele (I) cevad Taşçı ve beş müfettiş (?) Sümerbank teftiş heyeti reisi Ekrem ve beş müfettiş (3 u-nıumi murakabeden intihab edilen bir hususi ^eyot (i) ikiısad VeV.(*‘i tiş heyeti (5) iktisadi Teşekküner yei.nüen ve mebuslardan ı nkescı bîr encümen tarafından uzun uz,vr tedkik heyet sizliğe heyet nin lehinde karar verilmiştir. Maaha-meskenin mahkoıneye İntikal* lâzım gelip gelmiyoceği İktisadi üeviet Teşekkülleri umumi heyeti tarafından kat'î şekilde tesbit edileceğini öğrendik.
Bu tedkikatımızı efkârı umuımyeye □rzettikten sonra, bu iki mesele hakkında yazılanlar ile hakikat arasında ne kadar mübalâğa olduğu anlaşılmaktadır.
o
Filhakika matbuatın, ınemlekatı a-lâkadar eden en basit işlerde bile gayet hassas davraması, gerek vatandaşın ve gerek onu idare eden hükfınıe-tin lehinde ise de, hisse daya ,arak mübalâğalı sütunlar, gerek dahilde va gerek tadır, tenkid tenkid etmemektedir.
Zira halkın, partili gazetelere de inancı kalmamaktadır.
Dünyanın her memleketinde meyda na gelebilecek bu yanıklıkların, miri malı!, yolsuzluk üstüne yeni yolsuzluklar serlevhası altında otkârı umu-miyeye aksettirilmesi, vatandaşı ve hükümeti lüzumsuz yöre yormaktadır.
Matbuatın vazifesi: Hâdiseierı esas lı surette tedklk etmek vc alınacak neticeyi hakkın ve hakikatin yılmaz müdafii vaziyetinde memlekete yaymak' tır.
ve
(Çİfl
İM
res-
ı
ı
i
edilmiş ve birinci ve îfr i taraf:ndan mübayaarla -karar verildiği halde (Lgt, tarafından, müessese idarecıjı-
haricdo fena tasirler yapmak-
Hattâ, re'sikârdaki hükümeti için tertiblenen bu yazılardan, partisi bile memnuniyet beyan
io;^eci
Mecidiye köl tilerin Vilâyetten uir ricası
- -4*
MecidiyeköyÜ İkinci ta# ocağında 65 numaralı evde oturduğunu söyli -yen Bahaddin Ersevin, dün matbaamıza gelerek şunları söylemiştir:
— Bizler| Emlâki MlRiyeye aid bu lunan Mecidiyeköyünde ikincitaş oca ğındaki tuğla harmanlarına karşı 17 inci adada 947 senesi ağustos V3 eylül aylarında yaptırdığımız gece kondularda oturan vatandaşlarız Bu adanın üzerinde 35 - 40 hane ve iki yüze yakın nüfus vardır. Şimdi Emlâki Milliye bu adayı müzayedeye çı karacaktır. Maliye Bakanlığı nezdm de müracaatta bulunacağımızı beyan la İstanbul valiliğine müracaat ettıK. Müzayede 21/2/948 tarihine kadar tehir edildi. Fakat Maliye Bakanlığı na verdiğimiz istidaya henüz cevab gelmedi. Bu kış kıyamette aralarında çoluk, çocuk ve kadınların da bul »n duğu bir gece kondu mahallesi halle.-nı korumasını İstanbul vilâyetinden tekrar rica ediyoruz.
9
Askerlik Bahisleri
Aradığım Aşk!
i
Yazan: Yusuf Kenan Ka racanla r
Mareş&l Mu tgonıery nin idaresi altında İngiliz ordusunda islûha
Yazan t H. w. Le Prcvost
r
imkân olmıyan >u iCÛhim servet altında parlak tarihimizin sayfala rnıı »üşüyecek kffa*r şfcrefli, bir çokları ve tatlı hatıralar saklıdır. Şu halde halk türkülerimizin asıl olnrak yayılmamnfiı, orjinAlliğine -------YAZAN----------------------- SÖZERİ
Haşan
“Kara Deniz Halk Türküleri Sanatkârı*
Biz, halkımızın ruhunu olduğu gibi ifade eden halk türkülerimizi olduğundan daha iyi, daha düzenli bir şekle kojuıak, bunları daima esasına riayet- ederek öğrenmek ve öğretmek gayesini güderek emekler «affederken maa lesef bu emeklerimiz; bilinmiyen ve göz önünde tutulmıyan veya*
bilindiği halde önemsiz telâkki e-dilen sebebler yüzünden boşa gidi yor.
Yurdumuzun muhtelif bölgelerinden, bizzat mahallelerine kadar gidilerek ya halkın kendisinden ve ya içinden doğmuş sanatkârından, 'hakikate ve aslına en uygun şekil (jc halk türküleri derleniyor ve bu ■ derlemeler için de teknisyen ve memur harcırahı, malzeme bedeli gibi oldukça ehemmiyetli masraflar yapılıyor ve nihayet plâklarla tesbit olunan bu eserler alâkalı müessese tarafından muhafaza ve radyomuzda sen’atkftrlara öğretiliyor.
Bütün bunlardan, yani bu eserlerin yerinde, sahibi olan halktan derlenmesi sebebi şübhesiz'bir gaye içindir. Epey denecek kâdar maddi ve manevî fedakârlıkların sarfını icabettiren bu gaye, halk türkülerimizin asimi bozmamak ve onu, kendisine has olan karakterinden ayırmamak içindir. Folklo- ' rumuzun asilliğini muhafaza mecburiyeti olmasa ve buna lüzum du yulmasa idi şübhesiz ki, ne para ve ne de ömür tüketici emeklerin sarfına lüzum kalmaz, bunları piyasada satılan plâklardan dinlemek, notalarını da tesbit ederek öğretmek ve yaymak mümkün o-iabilirdi. Halktan veya sanatkârdan derlenmek istenen’ her hangi bir eserin, asıl ve onun sözlerinin doğru, hakikate uygun olup olmadığı tetkik ve an’anevî geleneğimi re nygun olduğuna kani olunduğu takdirde eser alınıyor. Bu ö-nenıli hususa memleketimizde yalnız bir devlet müesaesesi riayet et •mekte \e fakat, diğer tarafta her türlü eserleri sanatkârlardan alıp satan ticari müesseseler henüz bu ciddi hususiyete riayet etmeğe mecbur tutulmamış bulunmaktadırlar.
Ticaret zihniyetile kurulmuş; sanatkârlardan eserlerini para 1 ile satın alan bir müessese de bugünkü durumda bir folklor derleyicisidir. Fakat bu derlemeci ticarî müessese müzik kültürüne, bir yar dimi değil, para kazanmağı esas tutmuş olduğundan bunların, plâk larla tesbit edip yurdun her taralına yaydıkları her türlü eserlerin, bilhassa halk türkülerimizin halka, esasına aykırı olarak yanlış ad ve namlarla tanıtıldığı görülür.
Ticari böyle bir müoseseye halk san’atkân öğrendiği eseri satar ve : tabiatile bu esere, sözleri yani glif teleri itibarile bir ad verilir. Besteye konan sözleri, san'atkâr ya ninesinden dedesinden doymuş ve yahut kulaktan kulağa naklen öğrenmiş yahut da kendisi yazmıştır. Ve bu sözler icabı da esere bir ad verilmiştir, işte üzerinde durmanın çok büyük bir fayda temin edeceği bu noktaya ticaretti plâk şirketleri hiç do kulak asmamaktadırlar. Bu durumda eseri satan ean'atkâr acaba esere asıl sözlerini mi koymuş yoksa bunu kendi mi yazmıştır. Öyle halk türkülerimiz vardır ki, yüzlerce yıl evvel doğmuş, bir çok yerlere de kulaktan kulağa yayılmış ve halk san’atkâr lan da böyle bir eseri muhakkak reportüvarına almıştır. Bu kimse, eğer merak etmiş, çaldığı parçanın sözlerinin, besteye ilk yazılan sözler olduğunu tahkik etmiş ise esere verilen ad da tabiatile doğrudur. Fakat san'atkâr bunu tetkik etmemiş, asıl sözlerini bulama m ış da kendisi güfteler yapmış ise, © halde besteye verilen od da yan Hiçtir. Halbuki, yerinde tabicik e--dilerek derlenen türkülerde böyle bir şübheye ve tereddüde düşmek mevzuubalıis olamaz tabiî. Benim de üzerinde durduğum ve mühim hususiyet, folklorumuzun temel ta gını teşkil eden bu cihetin araştırılması meselesidir. Dikkat edilirse halk türkülerimizin çokları muhak jkak ki ehemmiyeti haiz, tarihî bir olayın zuhuru ile meydana gelmiştir. Muhtelif karakter ve çeşitleri İhtiva eden, halk türküsü dediğimiz, değerinin maddeten ölçümüne
riayetsizlik bize yalnız bir şey değil, iki mühim şey kaybettiriyor.
Bunun birincisi ve eserden-daha kıymetlisi olan, eserin meydana gelmesine sebob olnıı olaydır. İkin cisi de, lıalk türkülerimizin kendisine has husıısij -.tinden ayırmak ve muayyensizliğe doğru sürüklemektir.
Eğer, ticaretçi müesseseler de devlet gibi bu çok önemli noktayı ayni zamanda gözlerinin önünde tutsalar, zaten zengin olan folklorumuzu, belli hâdiselerini de olduğu gibi kaydetmekle bir kat daim zenginleştirmiş ve bu millî geleneğe bir parçacık olsun- onlar da hiz met etmiş sayılırlar. Bu ayni zamanda bir zevk değil, memleket an’anelerinin ölmemesine büyük bir yardımdır.
Size, bu yazıyı yazmamı İcabettiren en yakın ve hakikât bir hâdiseden bahsedeceğim.
937 yılında Zonguldakda bulun 1 duğum sırada henüz sazımın bir yil lık arkadaşı idim. Bulnnduğnm o-teldekiler bana, kendilerini bira» dinletmemi rica ettiler ve1 ben de bu ricalarını kabrıl ddcrbk' bir kaç ayrı parçadan ponra:
At üktttne atbıntn, Seni abr kaçarım, Dört y&nnn deniz* oiba, ördek olur oçarun.
sözlerile bir beste çaldmı. Sazımı kaldırdım yerire koyarken, yaşı ıfiV - 65* görünen* bir ihtiyar, bozulmamış tatlı şivesile l'ana hitab ede rek:
«Bu türküleri ntrden duydun dedi, ötede beride bu havayı bu türkülerle -eoylttyovl&r*dedim, lhti yar bira2 iuzar gibi oldu ve tekrar bana dönerek:
Oğlum, bu havarim kaydesi doğru amma türküleri -yanlıştır, sen bilmezsin; bir zamamn meşhur kemençecisi merhum Rizeli Sefer bu havayı, Yemende muharebe esnasında vurulduktan sonra yazmış okumuştur, »üne kalanı ol-dedi.
Asker ettiler beni, Kuram çıktı Yemen*e Sol taraftan vuruldum Kanını aktı çimene. Ağlama ey kemencena. Ben ötüyorum diye, Sen kül RîzeFHere Ebediyen hedîye. Tüfeğimde beş fişek Okluk Yementa dirsek Ağlamayın analar, Millet; için ötttrsek. Yemim‘in yolu kundak, Ben de oldum tt*Jhn>etlffk, Ağlama garîb anam Birbirini bııterdek.
Ve yukarıda okuduğunuz sözleri bana .yazdırarak, bir kere de çaldırdı ve ondaki çalmış ihtiyara büyük bir hüzifn verdi ve ağladı.
Bir tesadüf ereri • olarak tesbit ettiğim* bu hakikatin »kıymetini ne ile nasıl ölç e biliri 2? - Biz, acı ve tat lı günlerimizi nasıl batırhyacağız? Bize göyle gurur ve eevmç veren ve maneviyatımıza bir-katmerlisini daha katan varlıklarrrnızrmaalesef kendi kendimize yok ediyoruz. Bu, ya bu Irususa yani halk (-türkülerimizin asıibgma ehemmiyet verme mekten veyahut da lâkaytlığımız dan ileri gediyor.
Bu geniş lâkaytbk Ki; ticari mücs seselerin itina etmedikleri bu hususu radyomuz kendi kendine doğu ruyor. Bir taraftan radyomuzun yurddan »esler neşriyatlarında hakiki, karışıksız halk türküleri yay.ıı lamı-; diğer taraftan radyomuzun plâklarla yaptığı halk türküsü neş riyali buna nakşeder. Yukarıda söz lerlni tanıttığım ve olayını da kısa ca İzah ettim «YEMEN TÜRKÜSÜ, nü, Ankara radyomuzun 18 Ocak948 Pazar' günü sabahleyin, halk türkülerini plâkla, yayımında, on bir yıl evvel tc«plt ettiğim bu besteırn aynını «ATLAMA HORONU > namlle halka tanıtlırmıştıi. Buna sinirlen inekten, kızmaktan zlyado radyomuzun haline acıdım. Çünkü bu parçayı hakiki sözlerlle çalarak ve okuyarak Ankara Devlet Konacrva
tuarına (Türk Folklorü arşivine) bizzat kendim hibe ettim. Bıı par çayı benden dcrliycn bugün ayni zamanda Ankara radyomuzun halk türküleri mütehassısıdır. Ve derlediği eserlerle Yurddan neşriyatı
> maktadır.
LAMA HORONUn namı He yayınlanan plâk İse tlca-__ retçi plâk müesso seterinin sanatkârlardan satın aldı ğı, asli olup olmadığına dikkât bllc e iflmeyen bir parçadır. Ticari ınüesse seleıde, halk türkülerimizin bir bes teslnl Mehnıed gelir başta sözlerle okur, Alımed gelir bu ayni besteyi daha başka güftelerle okur. Dahası var, olmazsa bestekârlar hareke te geçerler ve büyük bir klymeti İh tlva iden ayni parçasının bestesi mî ve sözlerini değiştirerek aslına bir mezar kazarlar. Biz bunların ö-nüne geçollm derken ve bunun için de binlerce lirayı harcarken, ticari müesseselerln arzettiğim durumuna bir çare bulalım düşüncesini güderken, serbest teşekküllerin bi lerek veya bilmeyerek yaptıkları bu büyük hatayı Ankara radyomuz ya pıyor.
Şimdi halkımız bu besteyi »Atla ma Horonu» adile dinledi, yarın dd ■«YEMEN TÜRKÜSÜ- diye karşdd rina bu ayni parça çıkınca ne diye çekler? Bu ayni bestenin sözlerinin hangisi doğrudur acaba? Bu hale göre de folklorun temeli ne oldu?. Eserlerimizin manevi kıymetlerini nereye gömelim? Ankara radyo, muz bu piyasa plâğım, Karadeniz türküsü çaldılar densin dlyeml ya yınladı, yoksa plâkLı çıkaran mües sesenin adına satış İçin propgandf) mı yaptı . Eğer Karadeniz türküsü dinletiyoruz diye çalıyorlar İse, bu na radyomuzun ne kadar kıymet verdiği halk tarafından bilinmek tedlr. Ve şu da bilinmekt*nh--hi, Ân kara radyosu folklorumuzu kısmer! almış ve kısmen de almamıştır- Bı* iş İse ayrı bir meseledir ve diğer kadar büyük bir kıymeti haiz değil dir. Şimdi ben radyomuz İdaresine-soruyorum: »
Piyasadan tedarik edilen, lıalk türkülerini havi plâklar tetkik ettirilmeden mi yayınlanıyor? Eğe» böyle ise sebebi nedir? Radyomu; da" bulunan halk türküleri repeti lörü bu plâğı tetkik etseydi çalış tığı arşivde bunun hakikatimi mevcud olduğunu söylemez mi i di? Bundan da anlaşılıyor ki, rad yomuzıın bir kolunun çalışmasın-•dan diğerinin haberi yok. Gem güvertelerinde olduğu gibi, bu bi taraftan çıkıyor öbür taraftan gi diyor. Radyomuz bir taraf tan ha-ı kiki yayım yapıyor, öbür taraftar da kendi yaptığı yayımı ve bıın m vereceği faydalan tepeliyor. Radyomuzun böyle ayni besteyi ayrı ayrı sözlerle halka dinletmesi, me» zata çıkarılmış bir haciz malına tüccarlann fiyat takdir etmesinden başka neye benzer.
Bu hale göre, sarfedilen emekler, ödenen harcırahlar ve malzeme bedelleri ne oldu? Bunlar ne içindi? Şimdi bu ayni parçayı asıl adiyle Yıırddan Sesler programı neşrederse elde edilecek semere ne olacaktır? Bunu da okuyucularımın takdirine bırakırım.
Bu ayni eseri başka sözlerle o-kuyaıı san'atkâra ve ticarî mües-seseye katiyen kabahat atfede-mem, zira bu çok büyük Lir halâ ve haksız bir isnad olur. Bu hatâ doğrudan doğruya radyo idarecinindir, çünkü radyomuz bunu bir kere alâkalı uzmanına tetkik ettir meli ve ondan sonra yayınlamak idi. Tabiî ben böyle yazdıktan son ra radyomuz asıl eseri neşretmez ve böyle bir tezada mahal bırak-mumak için onu bir kaç yıl reper-tuvarda lıapls eder. Fakat şunu da ilâve etmek isterim ki, böyle bir hakikati kinıscnih hapsetmeğe lıakkı ve salâhiyeti yoktur. Bilhassa radyomuzun, bu hatâyı yerine getirmesi lâzımdır.
Birisi de bana kalksa dese İd, sana ne arkadaş onu da çalar bunu da çalar. Bu kadar yazı yazıp çizmeğe ne lüzum var? İşte bu lâkaytlığı yapamam, çünkü on iki on üç yıldır branşnhda bulunan halk türkülerimizi bu fena hallerinden kurtarmak için çalışıyor ve bundan da haklı olarak bir semere bekliyorum. 13u ilk defa bir zevk içi değil, milliyet aşkıdır.
Müzik bakımından her türlü bil-giye sahib elemanları malik bulu»
onun Sesler yapıl nAT-
• •
Talim vo Terbiye:
Ordu konseyi, ordu servisinin kimsenin sivil hayatına zarar verme meşine karar vermiştir. Askeri talim ler erin dışarıdaki işine veya ticareti ne dokunmıyacak şekilde yapılacak, tır. Gönüllü, ynhtıd nizami asker Ur his edildiği zaman, birinci sınır bir si vil iş bulabileceğine emin olacaktır. Bunun iyin subaylar arasında tensikat, yapılmıştır.
Orduda ganlş bir eğitim mücadele sl şimdiden başlamıştır. Gaye İyi Uh sil görmüş asker yetiştirmektir. 1 ni sanda ordunun yeni bir eğitim standardına yükselmesi için İlk tecrübe başlamıştır. SLaffordshlrcdckl orda eğitim okulunda 2000 öğretmen yeti» tlrilmektedir.
Orduda tahsil mecburidir, cart iş ler ve yıırtdaşlıktan başka, İngilizce matematik, tarih, coğrafya ve umumi (fen bilgisi öğretilmektedir. Bu hususta sivil otoriterler 5 ordu kolejinde i* birliği yapmaktadır. Yakında 105 or du tahsil merkezi kurulacaktır. Orda tahsilini, eğitim bakanlığının m Of et tlşleri teftiş etmekte, bunların sivil tahsil derecesinde olmasına dikkat et mekte(ur. Askerliğo giren bta a«lan| sivil hayatta bir sanat öğrenmeğe baş lamışsa, askerlikte de bu bilgisini I-lerletmeğe devam edecektir.
T-ıhsU Tarzı:
Eski bir tarihe malik olan ordu talim ve terbiyesi, fennin yeni keşiflerine ve ikinci dünya harbindeki tea rübelere göre durmadan yenilenmek-tedir. Büyük nlsbette tahsil ve egt( tün, faal ordunun büyük kLamının by lunduğu Almanyada yapılmaktadır; Dominyonlarda kâfi derecede yapıla, nuyan bu tahsil ve askeri okullar A navötanda temerküz ettiği için, de -niz aşuı memleketlerdeki subaylar, kurslara devam için, lnglltereye dön mek fırsatını bulmaktadır.
Mddern ihtiyaçları sağlamak için «««Umum ie+ıaruulü sağlam AdOMK.
«yt mu.m.ı» ‘îkJ’&nehbetur. Zaferden İyi bir
haı b makinesi doğmuş ve barışta iler lenıeğ-? başlamıştır. Bu, er ve subayın karşılıklı itimad ve hürmetine dayan mhlıtadır. Her asker millet işinde Mı yeri ölduğunn inanmağa teşçi edilmek te ve ordunun maksadını anlamakta. 'Ar.
bir ln-
Mareşal vikont Montgomcrinln im paratorluk genelkurmay başkanlığı -na tayiıılndonberi İngiliz ordusunda mühim dogişikilkicr olmuş ve bir çok yeni plânlar hazırlanmıştır.
Bu değişikliklerin gayesi barış za monında, horkesln böyle bir orduya mensub olmadan gurur duymasıdır.
Mareşal Montogomerl, esasında küçük olan İngiliz ordusun^
san koleksiyonu değil, iyice hazırla -nan liderler tarafından kontrol edi-lön disiplinle yoğrulmuş dövüşen bir silâh razorlle bakmaktadır. Mliretin haya;i kolunu meydana getiren bu or du niznnıî ve gönüllü askerlerden inil teşekkür mütevazin edeıı bil varlıktır.
Küçük nizami fonksiyonu, halkm nüllü orduya talim edilmiş acemi er ler hazırlamaktır. Yeni gönüllü ordu her çcşld silâhı kullanan muvazeneli bir kuvvet olacak ve harbden (frıoekm den daha kifayetli bulunacaktır. Bu ordu tam teçhizatlı olacağı gibi, Brl tanyanın uçaklara karşı müdafaası, nı, sahillerin korurımasını temin ede* UÖC, hnrbde çalışmış bfrllkterfn gele neğl İçinde hazırlanarak, savaşta biz zat İyi neticeler aağbyabilocektlr.
şimdi Britanya banş zamanının millî askerî hizmotl İçin asker topla maktadır. Bunun için, askordûn eivll hayata dönen kimselerin, hor cihetçe daha iyi İnsan vasıflan göstermesini tenııninlndon her vakitten daha fazla mesul olmaktadır. Her ordu teşekkül ve blrliğlndtj banş ve savaşta tek ve en büyük âmil olan manevî kuvvetin kuvvetlendirilmesi İçin; ordunun hayatını temin eden kan mesabesinde «Man disiplinin temini ve nihayet’ mu harebedo muvaffakiyeti saglıyan İL derllk hassasının tenmiyesi için tertl 9 bat alınmıştır.
Bugün, gönüllü milli hizrr.vtto olsun, uzun vadeli profesyonel askerlikte bulunsun, ter er, kendisi
ği nden emindir.
Harbde manevi kuvvetin yerinde olması İçin, banşda moralin sağlam bulunması lâzımdır. Genelkurmay baş kam, bir askerin ordu hayatını, için de yaşadığımız zamanın şartlarına uygun tutmağa erin tayinini ve yaşa yış şartlarını sivil bayattaki lor Inkl i le mukayese ederek ona uydurmağa ehemmiyet ve karar vermiştir. Kışla dakl hayata ehemmiyet verildiği gibi; anavatanda ve dışarıda aile mm takalarına, asker yemeklerinin sivil lokantalardaki gibi mükemmel olma aına; koğuşlarda yatak ve storına 9 daları sağlanmasına da çok büyük o nem verilmektedir. Lüzumsuz takyi dat hayatta moral için fena neticeler verdiği İçin/bunlar ordudan kaldırılmaktadır. Bu cümleden, nöbetlerin ve muhafazaların asgari haddine indiril mesl İçin şimdiden talimat verilmişi Ur. 1
yeni Kolaylıklar: (
Umumiyeti^ vazife harici tahdi * dad -umumun faydası bahis mevzuu olmadıkça- t anı amile kaldırılmış, sa izinler yerine devamlı izinler konulmuştur. Hafta sonunda, vazifesi olmıyan askerlere, deftere lnıza atarak pazartesi günü vazifeye gelmeli üzere, kışladan çıkmak hakkı veril -miş ve bunlar loşla dışındaki hayatla rında serbest bırakılmıştır. Hafta a rasında, işleri olmıyan erler de, grup komutanlarının tenalbile, ertesi gün gelmek üzere ordugâhtan dışarı çıka bilmektedir. ,
Tertibat alınan yerlerde, asker m| safir kabul etmego teşvik edilmekte vazife harlc| sivil elbiselerim glye-bilnıektcdir. Bunun İçin yavaş yavaş sivil elbise kuponları temin ediim-kte dir. Bu kolaylıklar askerlerde hiç bir vakit gevşetlcl tesirler yapmamak tadır. ' i
Ordu en iyi subaylarla teçhiz edil inekte; bunlar askerî hususlarJa Ur biye edildiği iglbl, onlara iyi bir hayat şekli verilerek karakUıL rl de kuvvetlcndirilmektedlr. Subaylar San dlıursttaki askeri akademiye gitme -den öııc(| bütün derecelerden geçmek tedlr.
Ingüizler her harbdekl başarıyı- a lûy, gelenek ve ruhuna borç! vlur. Bu ruh ve gelenek zafer ye yenilme tecrübelerinden geçtiği için modern or duda teşvik görecek ve İnkişaf et t İri Iecektir.
blr bütün teşkil
t
;( .ı
ordunun 'hayati ordusu olan gö-
bir
Sevgili (M...) beni; yazdığın bir mektubda hissiz vo kalbslz addettiğini söyhyerek, bu halime şaştığını ya nyoraun.
Size bunu söyîottiren şey ne olur, sa olsun bu hususta yanıldığınızı iti raf ederim. Aşk denilen mefhum; zan noder misin kİ yalnız kadın ve erkek le kaim olur? Hayatın engin öemalo. nna giden bir çok yollar vardır: İnsanlar, tabiatiyle bu yollara ayn ay n adım atarlar... Kimisi, bütün, haya ti boyunefj bir aşkın zebunu ve sana tının aşkı! Üçüneüsü de en asil ruhla nn taptığı bir yoldur kİ bu da «İlâhi aşk> dır. Bu üç şıkdan hangisini ter ofh ettiğime gelince, varlığından bile füpho ettiğin «İlâhî Aşk^ a âşinâ * ynnl
Sevmek ihtiyacını şiddetli hisse -denler çok geç severler... Tâ çocuk, tuğumdan heri arzuladığım, özledi -glm yegâne his, damarlarımda feve-rân ediyordu... Bu his, zamanla ilâ-büeşt! ve beni zebûn etti...
Herkesin İnandığı İyilik Tanrısı, bence lüzumsuz! Çünkü ruhum. kaL ı, dalma girdlbadların, elemlerin,
utymblann zebûnudur. Bir insan na sı) gıdasız yaşıyamazsa; ben de, yaşa mam İçin elzem olan bu mefhumlar dan ayn yaşryamam!
Zaten silkin ve sessiz geçen haya-tu) mânasızlığı kadar bence sıkıcı bir şey yoktur. Fâni bir yaratığı sevsem; onu elde edince belki sâklnleşi-rim, bir müddet sonra bundan da bıkanın -kİ buna eminim-. Bu kadın denilen, şeytan yaratıkların sevilecek bir şeyi olduğunu zannetmiyorum. Bazı erkeklerin dedikleri gibi sevgiden kaim olan-aşk, asırlarca devam edegelen cins! cazibelerin birbirine meyletmeleri! e bu ismi almıştır. Temiz ve ulvi bir ismin, bu şehvanî ıhti rasa verilmesi çök saçmadır bence. . Ebediyette daima var olan bir mefhum ise yalnız, yalnızca ilâhı bir aşk tır! İnsan denilen yaratıkların, iht!-raslarına bu ismin verilmesine şiddet le muarızım.
Şiddetle duyduğum arzuyu, hissimi tasvir etmeni gayri kabildir. Bütün ömrüm boyunca, hissettiğim, tapındığım aşkın ilk emarelerini sezdi, ğım zaman: namütenahi heyecanla -benliğimi iuUşlve xu burnu kapladığını hissetmemek im -kftnmzdı...
Senelerce tahayryül ettiğim aşkın, karanlık ufkumda belirmesini görememekten; bedbin ve bedbaht, tahay yül sarayımın altında inlerken, nasıl bir hâleti ruhiye içinde çırpındığını: kabil değil anlatamam... Tahayvü -
• JİiT
• •
lı
ımızm
lümle kurduğum bu eşsiz ve muhte • tapınağımı her giln elem ve hlŞ rAn göz yaşlarımla ziyaret ederek^ fcu emsalsiz meleğimin sunaoagı iks^ ti. birân evvel içmek inin sab)rsi2rta> înrdnn...
Gene bir ziyaretim esnasında nut dan bir ışık; bir mucize yaratan ay^ dınbg^n; ümidimin mezarı üstüne adlıdan vo şafaksan bir ntf Mde yap tığını; ruhumdaki çoşkun hislerle . göl düm. îşte o ânda bütün benüginUH bir Anda tutuştuğunu hissettim. Bir VoUcan gibi kaynıyım ve çoşan ruhu mun tahammülsüz heyeeanlarfle; bu kuâfiî ve aziz mubdlin dehlizlerinde yürüyerek mihrabın karmmn(a bulunan yazılara bir göz ttnjca; bunlarm âyetle rindin müteşekkil bir yxn olduğunu okuyoıum: Birinci âyet şöf Ze idi: tasanlar dünyada ebedi dtefcil dir; ebedî olan varlık, kâinattır. Bu (ütrn ki, derya içinde bulunan insan Zarın yegâne perestijlerî, ikUtHoçmlş mr mefhum olmalıdır . Bu yeaılari o kuyunda, senelerce birikmiş pereştl] Zerle bu güzellik ilahisine bir çıl£»n, • bir doli gibi tapiTnvoTj tapınıyorum...
Ona ianmdıkca kendimi me9ud ve rı ha uladığımı his>Be»bvnrum .
Yerimden ûo^ruMn^tırn zamatı^ Köz kamaştırıcı bir nurun mihrabı Kanladığını gördüm... Mihrabın tanı ortasında^ zivavanıhruR tahtta % lâhf bir güzelliğe sahih bir rneie*;!j burduğunu-gördüm. Parlak roza taş ianm andırav'm«3Ucîü; pvmbe bir fe-cire sarû.nişti. Baygın ve ruhsuz bir halde, bir fi&yha halinde bir kaç kelime çıktı:
— Ey güzellik mabedinin yegA.no hâkimi, güzel melek! Nurdan ve m.c rar. yapılmış gor-ül tahtına, kirpikleri mt» göteeledigi o muhteşem gözlerini zin mevcelerlnde munis ve muhteris hd£ şiir titreşen, sonin gibi gikzoJ melekler oturabilirler!
Daha evvel seni başka bir yerde gvrseydiın bu ropraga nasü mdighıe şaşardım. Fahı t sen benim varlığı n dar. b.r parça; ruhumu iimidsiz çırpınmalardan kurtarmanın yegûne mü sebbibi olduğun için seni ancak ben anlıyablllr, sar.a yalnız ben tapı nabUirim.
Ey gönül tahtının mutlâk- hAk me s.. Teneffüs • tTiârim havanın ıtn. hiii rinde pan lı yan ışıkların sayesinde şu kararlık zuteoCgâhım nurdan bir ışığa kavuj înu&jgibı oldu. B.ı ışık öyle bir ışdc ki müstesna bir inceliğin füsununa malikti. Senin bu eşsiz güzelliğin kaı şiMinda kelimekn çok kolay tetıffnı w-
n kelimeler ılûhi b>r
( ruhumu gaşyedl -g ;nb£a sevked» o •âbûdesi!
re: »re sarılmış mev . *raa§a ulviyetine dil-kendimi bambaşka
B
Bedbaht Talii
îâden filmcilik oldukça erken Daşiumıştır, buna rağmen İri sfchaıSa karjnca kararınca da hl yöl -.lamadık Aşağıda izah ede cöğhnfe Uç sebebin bu işte birer a-mil olduğu şüphesizdir.
1 — Filmcilikle uğraşmak mesull yetini -üzerlerinde taşıyanlar.
2 — Elemanlar
3 — MateriyeJ.
Şİ.tmU, biraz bu üç hususu İncele yeliîr. memleketimizde devamlı o-larak ilim çeviren iki itama vardır. Bnu’ârdun birincisi İpekçiler diğeri ise Halı] Kâmil Ihmasıdır. İpekçilerin Rejisörü Ertuğru] Muhsin, Ha Kİ Kâmilin ise Faruk Gençtir. Er tuğrv.r Muhsin Tı>- k tiyatrosunda yalnız tiyatroya gideceklere kendi nl tanıtmağa muvaffak' olmuş fakat ba muvâlfalüyetinin hududu daha 'ileri gidememiştir. İşte bu ka darcık* bir muvaffakiyete hemen he men Türk filmciliği kurban edilmiş Bentlerinden beri hevesle sena* yo yazmak, film artisti olmak, veya film çeviri-,ek isteyen herkes M rincî Bııhf rejisör olarak memleketi mlzde tanınan Eruu&ıul Muhsine koşmuş fakat iııki-san hayale uğramıştır, onun çevirdiği filmlerde bir Amerikalı sfueuiû .sanayicisinin söy i«kadar
ııaıı rady muzun, bu v ' ' önemli hususlara dikkat etmesini ve biraz da alâka göstermesini bir san’at-lrâr, emektar sıfatile rica ve bunu büyük bir hatâ olarak kabul, inikli olarak da teukid ederim.
Karadeniz Halk Türküleri Ses ve saz san'atkân
Basan Sözen
•• *
lcdiü ^ibi (Hindi filmle,, rağbet bülnmamıştır.
Son zamanlarda bir sürü firma tarafından rastgele ilim çevriliyor, fakat bu heveslilerde evvelkiler gi bi film çevirirken düşünmüyorlar kİ bu İş sormaya işi ve bir merale ket dâvasıdır. Çevrilen her filinde Türkün Sosyal hayatı, karakteri, se ciyesi ve bütün meaiyetleri.her Türk filmi ile yaklnen ilgilidir.
Muvaffâklyetsiz filmlerile Türk film imâlcileri bu gün sinemacılığı mıznı birer menfi propagandacısı olmuşJaj'djr İşte bu siiretle de bai
km ltlmadnu kaybetmişlerdir.
Pılan aşın reklâmlarla onlara bir saatlik zevll bir film yerine anlaşıl mayan bir sürii resim göstererek servet yolunu tutmuşlar, sinema «an’atı, halkın zevki, efkârı umumi yenin kanaati ile hiç alâkalanma-mışlardır. Uctız film imâl etmek i-çtn Rejisör, Eleman, Materlyel, se naryo ve sermayeye önem vermemişler asgari saydıklarımızın ikisi, nl dahi birleştirmeğe liyaket göstermemişlerdir. Türk filmciliği (de meğe dilimiz varmıyor' dar çerçeve sl içinde muvaffakiyetsin as rejisörlerimiz yaninda yetişen bir sürü rejisörlük heveslileri tiyatro artist lerine tam salâhiyetle çevrilecek filmler tevdi ediliyor fakat tiyatro ve sınamanın ayrı ayn birer branş olduklarım sinemacılık şümulünü kavrayamadan onlarda bir kaç çıp lak kadın bularak vücutlarım teşhir ettirip bir iki şarkı ilâvesile mn balağah reklâmda yaparak halka sunuyorlar işte onlarca tamamlan mış bir film. Bu ne biçim film di.ve sorarsanız bin dereden su getirerek kendilerini mazur göstermeğe çalı şırlar, çünkü her ne pahasına olur sa olsun onlar için en miilıim şey yalnız film çevirmektir.
Yukarda izah ettiğimiz gibi filüi ellik bir memleketin aynasıdır, dün ya bu aynadan o memleketin sosyal ve kültürel hayatım öğrenir, kanaâ tınazca memleketimizde çevrilen her filmde alâkadar makamlar lıl yikile İlgilenmelidir. Meselâ Milli E ğltim Bakanlığı. Kadınlar Cemiyeti, ve sosyal makamlar muvaffak ol mamış çirkin tezahürler arzeden fümelere müsaade etmemelidirler. Deııecekki efendim sermayeler, Ser maye yalnız muvaffakiyetle kurta nlabilir bu suretle de hem kendileri ve hem de memleket fayda gö-
Ya-
rd»yor, -Barfetugiıı ş&rfeyj &n(lnar^ -yur Beni bûy*«-sr-r.>4Jj rulıunı
Pembe bir &un vü' UtMJnü
ZâAiaÇL, b.r âienTrie ya**.h£ımı aanjb*diyfv ’; n ve doyulmaz olan bu tomar.nvn Intı e ■ .it.si için yalüû2>
m&n'yomni..
O gece cHKıiar ayrıldığını
‘ÖjT sarhoş, b:r ûtdjyöim sanki.. Ruhumu mestederek beni sonsuzluğa sevk e den bu beüû heyecanların btnli-Jpmâ kavradtgım duyduğum and da hisler, şu ândaki tenliğimin kaJbmım ve robunum tâ kendisidir.
Iğte sayın M > ben böyle bir aş kın zebûnuyum ve bu aşk «srptbfiını aşk: m güzellik kraliçesini kaJblrn gönül tahtına oturtmuş bulunuyor. Ruhumun hülya.vl mâbûdesini banı sevdiren ve bu etedi inkisarı »damv lanma akıttıran varlık nedir? Çoş -kun ve deli nıhun.a karışmış itâhî bü aşk!..
a.
rur-
Oteden beri komşu m em! ek H ?r ve Islâm diyen bizden film isWi r maalesef ou isteklere karsı abY(v sız kalırız. Halbuki bizden sonra d nema, işine oûşliımış nıemlek • den kapışarak alıyoruz. Avlnrc • >i nemalarımızda yarışırcasına f;-nâtıyöruz. Bunlara mukabil harfçe verecek uk filmimiz yoktur. Höi.(ı miEin yegane eğlencesi olduğıu» • ı sinema çok rağbet bulmaktadır hu rağbet memleketimizde sinjına kraUan dahi yaratmıştır, bu ir d-lar, zenginliklerini memlekete ve halkm rağbetine borçlu olduUar halde halkı sömürerek yurdan di olmadan milyonları miri harice dokuyorlar. Hükümet Türk filnı yilnln dahilde ve hariçte kavlime sine sebep olanları mesul etmeid Çünkü sinemacılık millj ve kili rel bir dâvadır, çünkü rlnemâ’ı’ k için çok zengin ve tarihi kayıojı ra malik olan aziz yurdumnz.ui hu sahada bilgisizlik ve becerlksi ii t tı başka hîç bir eksiği yoktur.
Elemanlar:
Sinemacılığımızın mukadder; -n-uzun zaman elinde tutan Ertuvul Muhsin bu sahada tek başarı ç remediğl gibi bir sinema baş ar» t 2 nci. 3 üncü bir sinema artist d hl yetlştirmemiştir. Memleket m macılığını Şehir tiyatrosu artü » inhisarına almış ai emacıhfevn*
r
19 ŞUBAT 1948
f EN I SABAH
SAYFA f 5
1
İslâm Tarihinin En Meraklı bahisleri |
A
1
(
I
t
M
M ııariycnin.'doğusuna
Islâmda ilk
IMucıviyc hakkında çcşidli nıalûnıat
aid bir kehanet — Muaviyenin müşavirleri
4 eob rüşvet kapısı nasıl açıldı? ____________________— 59 _ _
Yazan: RAIF O(mAW
İşte; Muaviye bu durumda bir a-damın oğlu bulunmak dolayısile «ba-•a geçmek isteği* onun yüreğinde dal ma sabit kalmış, zaman ve muhiti el verişli görünce gizli tutmağa mecbur kaldığı isteğini açığa vurmakta tered düde düşmemiştir. Muaviyonin doğu fu hakkında da merak uyandırıcı bir rivayet vardır.
Doğruluğu ve yanlışlığı üzerinde bir hükme varmamak şartile buraya geçiriyorum:
Arablarda, olmuş ve olacaklardan haber veren falcılar ve kâhinler vardı. hattâ bunlardan bir tanesinin Re sulü Ekremin peygamberliğini çok evvelden bildiren bir hitabesini Ulc -kaz panayırında irad eylediğini üs -tün Türk âlimi Cevdet paşa merhum tarihinde yazmış vc hutbesinin terce-mrtsini de ilâve eylemiştir. Rivayete göre:
(Muaviye) riin annesi mpşhıır Hind (1) Ebû Sıfyana varmadan (Fa kih bin Mugayre)nin karısı idi. Fakilı zengin bir adam olduğundan evinde ayrıca bir de misafir odası varmış, burada daima hazır bir yemek sofra f: durur, istiyen sormadan buraya gi rer. yemeklerden yer, sonra da savu şur gidermiş.
Günlerden bir gün, Fakih evde yok ken Hind; bu odaya girmiş ve uyuya* kalmış! Bu sırada yabancı bir adam oraya giriyor. Hindi uyor görünce
birdenbire şaşırıyor ve hemen dışarı ı fırlıvor. O sırada Fâkıh de eve don- ( inektedir. Kapıdan çıkan adamı görüyor. içeri giriyor, karısını uyur bu | hınca şüpheleniyor, uyandınb soru -yor, Hindin:
— Ben uyuyordum. Hiç IdmscainJ geldiğini görmedim, gelişinin farkın da bile olmadım!
Cevabı onu büsbütün çileden Çıka nyor;
— Artık benim karım değilsin, se nl boFuvnrum, haydi def ol. baban m evine erit!
Dîvor. karıvı kolundan tutaa-atıyor ve babasının evine yolluyor, a -pıp ri*»d«kndu -va!r» z zaıuanunrzda ol maz ya. o vakit de var- herkes ’» aP^'nı scıvor ve ’ Hindin-gavri meşru münp^bntte bulunduğun» dair tâ* -ler co^nhvor. Kadının.babası bu iııl don cok müteessir oluvor. kjzjivi
— Al^vb;ndeki sözler haddi 3-»:: A -Kk hhammlll edem i vor. ‘kimsenin bakamı yorum Herkes «cm o ad’i-rda münasebette buhındu4*”r d* î nh«p(]ivorla
Up bana rbvle. O herifi dl-Mir
* iP
ı
Kncnn'H 'ÎMd.^jl
t/> Mtn. i° ört h«*(( oL-rnı. Vn'r c(h
İF»n kdk JcMh-hnkqhnı no sö’der Ola î-ı em(n el- >ndı±u
yn.ir hu j«s de kıı.an r?
Dıyc -, karı ran c-luyor, yanlarına ileri gelenlerden erkekli kadınlı bir topluluğu da ala-ak kâhine varıyorlar. Kâhinin huzuruna çıkacaldarı sı rada Hindin beıızı soluyor. Telâşı ba basının dikkatinden kaçmıyor kızına;
— Ha.ın değiş!', yüzün soldu Yok] sa kabahatli misin" •
'.Diyince Hinci:
— Yok, öyle değil. Kendimden şilp hem yok, amma kâhinin doğruyu kes tirip söyliyeceğinden şüpheleniyor da ondan üzülüyorum.
(Sevabını veriyor, buna karşı baba sı:
— Dur •övle ise, önce kâhini bir tec rüjbe edelim, bakalım onda gizliyi keş fedecek kudret var mı atriıyahm.
Diyor,1 bindiği abn terbinden bir arpa dunesi çıkarıyor ve hayvanın te nasül âletine sokun gizliyor sonra kâ hinin karşısına varıyorlar.
Babası, kâhine:
— Bir işin meydana çıkarılması için sana baş vuruyoruz İçerde sâk-Ladı£ım sırrı söyle bakalım!
Diyor, Kâhin: (
— Bir semereyi, âlete sokup sakla diniz. /
Cevabını veriyor, baba; bunu kâfi bülmrvarak bu sözün açıklatılmasını istiyor o zaman kâhin:
— Bir yem danesini hayvanın tenasül âletine gizlediniz.
Deyince, bu sefer; aralarında Hind de bulunan bütün kadınları göstererek: !
— Şu.kadınların durumlarına bir bak! ; I
I
Emrini veriyor Kâhin; kadınları sı salıyor, her birinin yanına gidip o, nuızlarma dokunarak:
— Buyurun, geçin bakalım! , Deyib hepaiui önünden yürütüyor, sıra fH’nd) e gelince:
— Zina ve suç işlememiş .oldurun bakİM «on de eeç. sen yakında bir hü kbmdar doyuracaksın, ki ismi Mua-viyedirî
Buyuruyor.
nokta
vasıta-tazvikı
V
bir tamıydı?
fDevamı var)
f l Buna (insan ciğeri yiyici Hind) d^rîe r. Jci hazreti Uamza şehid edUhı e-, onun f/öysunii yamn^f ciğerlerini artmak intikam dunğusunu ve Islâm dy mani (jını teskini çalışmıştır. Bu kattr/fa 'Hmra müsluutan olmuş ve Is» n f» nini şumlan anlamalı, İd m f diı 'malları harblt rdt eeeareUen^ir / onları düşmandan yüz Ç&virt m^mrk iÇin uayretler sarfeylemiştir. T >k.sözlü, kazır cevab, cüretli Ve ce > ırt th bir t ı/aman avrattır.
f 2 Kâhin. Arraf — Fala, gaib-İ- II haber veren. Yunanlılar vc Roma l’ trda dahi vardı
tvekiileri
(Baş tarafı 1 ou.las) •yrı bir mektub al(l k. Mvkı rasile aşağıdadır: alLkiza K1RSEVER ve BEHÇET GÖKÇENİN MEKTUBU | .Bunnızı oy veren Demokrat ıbır fniJletvckİJL ödenek ve .yolluk farkları m mutlak oJarok nıuayj-en 4rr yere varımm için kendisini mvebur ede c(?k bir kayıd ile mukayyed olmadığı! gibi sırt paraya taaüûk eden bir Fe İPİ.Arlık içinde kimsenin yetin • veya kumandasına tâbi dir Aksi «akrtirde harekâtında men serbest olmayan bir emir kulu mevkiine düşer.
Bu paranın sureli sarfına gelince ûazînedın, diğer•müecsseseler'len ya> lım Köımiyen'teşkiiAiinuzm, manj7 kaldığı malî sıkıntılarım hteetefroeri görmekb- üzülüyoruz. Binaenaleyh bu akıntıları imkân dalülinde hafi* ietmek için bunları «santimine iı^dur taşkiRı luu ıza da#ı i mak . pa rt*uıt2in menfaati bakımından faydalı «bir ted bir okluğu us kaniiz. Bu vazifey verinde g^irebUmek için aııoak Meclis tatil günleri imkân-vereceğinden sıuh terem x^azeterdzle nıesoienin Kşrini saygılamnızla rioa-edrnz
Çanakkale milletveiciiloHmle:: Al> Mza Kvrscrcr Behçet İHSAN KARlS8tOGLUXUN MEKTUBU lö şubat Larlhli gazetenizde Demolttat millet vekillet iaden ddeıiek (•ıkUrını Parti Merkezine yatırma ysn miHrt vekilleri aramada temınıln de yazılı olduğunu teeasUrle götMHto. j Bh aile mahremiyeti içerlmag •- I Çcn hl'.,ee ve valoaiar gibUju tmausa müteallik c ve liaerh.n ameli katiyetle İçtinab et “eyl rnemlûJtet selâmeti a kktn.ekte ve bir emri vicdaniyeyo dayanan me-1 seleienh iraılevo tahakkümü de ka - i
basit v»;sa- I d ağıl tama. ’
I
I y en
cereyan eden ahval1, .neuir
•inlemekteyim.
lobaza şalıamıa a i l ödenek far-aeçim dairemin muhtelif teşkl-ve hayır canıiyetlerine verilmek •z ' Ziraat Bankannın 29 1,948 ve
muhtelif sayılarile ceman yekûn -880.^1 hra olarak göndermiş olduğu ■ı tavzüıaıı saym gazetenizi! neşri nl rica ederim.
O Derin saygılarımla
Çunalckûl milkt vekSi Ilınan Biure^io(/lu
DEAfOKRAT PARTİNİN AFYON FEVKALÂDE TOPLANTISI
Afyon (hususi) K üııerln.iatoüu. vj s>ı ihtilâflar ürerine, şehrimizden b/ z. partililer izahat iateınişlcrdir Bu-1 nun üzerine 15-2 948 pazar giltiü a >. a'. 11 de D. P. salonunda il idare kurulu başkanı avukat Halil HUmlnBoz oanın başkanlığında (olannuşlardır 1 Bılâ iasda üç aaat-deYaın eden ton--Untuia başkan Halil Hilmi Bozca genç ve değerli avukat Alınıed.Göner. •avukat Kemal Kutbaş ve Demokrat; A yor. gazetesi yazı işleri müdürü' •üstad ymaf jfazhar Eran konuşmuj1 'îarâır. I
• Vaziyeti hülâaaten İzah eden -’ •kın Huiu Hilmi Bozca Kenan öner Sibl tok sözlü ve "değerli bir hukuk müderrisinin partiden ayrülığım bir *ayıb okluğunu Büyüyerek, şahat im tx2*au»zLk yüzünden part»d(nı ayrıl : makta hatâ ettiğini Uâve etmiştir. Son parti nlaaınnı hir âilc kaygarnaa' benzeten Bozca bu biçim İhtilâflarıntt parti istikbali bakımından daha iyi sonuçlar vereceğini «Öylenıfştir v( yi ne K-nan önerin gizli knpaJüı d-ığll ishtanaınebinde her şeyi aynen bK -dtrerek partiden çekilişinin mardce bir hareket okluğunu kaydetmiş ye yine bu w ey anda önerin soa hlcnıet terinde habsetnıUttr.
I
(Baştarar* 1 incide»
Umumiyetle muhalefet ve bilhassa Demokrat Parti safında yer almış olan vatandaşların muhalefetinin üzeriude toplandığı ne idi?
K Hükümetin türlü tiiılii larla halka yapmış olduğu yok etmek miydi?
Antiderrvokratik denilen kim kanunları kaldırtmak
Seçim kanunuiTu emniyet verecek bir şekilde tâdil ettirmek miy di?
Polis salâhiyet kanununun ma-hud 18. maddesini sildirmek miydi?
Daha savmakla bitmîvecek olan bir takım Demokrasiye aykırı şeyleri kaldırtmak mıydı? Kısaca ifa de edersek: Muhalefet bu kadar teferruata mı dağılmıştı?
Hayır aziz vatandaşlarım ve De mokrat arkadaşlarım! Muhalefetin ve Demokrat Partinin başlıca .gayesi: Milletin başına örülmüş; ve Halk Partisi adı altında gizle-», nen koyu bir diktatörlükten kurtulmak idi. Çünkü; bundan kur-tûhnakla milletin bütün istekleri yerine .gelirdi.
İşte muhalefetin gayesi bu kadar açıktır. Muhalefet, doğduğu zaman gaye bu idi; bugün de budar; bu gaye tahakkuk edinceye kadar muhalefetin dâvasında de-ğişiklik olamaz. Diktatörlüğü lıort lamıyacak surette tarihe gömmek ten başka bir gayemiz yoktur.
Milletimizin büyük bir çoğunlu--ğunun bu kötü diktatörlüğü kanun yolu ile yıkmak için 1946 milletvekili seçimine girmiş olduğu malûmdur.
Şimdi kendimize şu suali soralım: „ . ı
1946 Milletvekil seçimine kadar ve bu seçim cereyan ederken bu memlekette şef sistemi (diktatörlük) vardı idi?
Yoktu! diyecek kadar aklım kay betmiş olanlar istisna edilirse, hiç bir vatandaş, diktatörlüğün bulunmadığını iddia edemez. Şu hesapça 1946 Milletvekili seçimleri diktatör lüğün tam kuvvet ve şiddetils hüküm sürerken yapılmış olduğunu kimse inkâr edemez. Çünkü: Bu seçimler iaare mekanizmasını ejin de tutan şefin ve onun emrindeki Halk Partisi zimamdarlarının emir ve teııslbleri dâhilinde tertibi! bil* tarzda yapılmış, ve .başka hiç bir niyet atfına imkân olmayan bir siyasi hâdise olarak târihe geçmiş bulunmaktadır.
Görülüyor kİ, Halk Partisi Genel başkanı ayni zamanda Devlet Şefi olduğu için 1946 Milletvekili seçim leri Demokrat Parti aleyhine neti eelendirildi. İşte bundan dolayıdır ki. biz Demokratlar Hürriyet Misa kımızda belirttiğimiz veçhile bu. ikj vazifenin- bir şahıs tarafından ..görülmesine sureti katiyyede muhali fiz: Yani: Milli Şefin idaresi altın da yapılmış olan Milletvekili seçimini bir emri vâki (oldu bitti' kabul edemeyiz. Seçimlerin yenilenme si ve bu seçimlerin yenilenmesinden evvelbehemmehal Halk Partisi Genel başei.11 olan zâtın Devlet Başkan lığından çekilmesi veya bunun aksi biztm için İlk hedeftir.
İşte Hürriyet Misakmdan bLzlıh anladığımız budur. Bu mühim ııok ta üzerinde bütün Demokratların tam bir anlayış birliğine sâlıip olduklarında şüphe yoksa da, bu maksad cesaretle ve açıkça ifade el dilmediği İçin Demokrat Partinin dâvası bir takını feri ve şalisi polltl ka düşüneelefile örtülmekte ve bil hâl Partilileri derin bir mübhemly yet ve tereddüt içinde kıvrandırmak tadır..işte hastalığımız budur.
Demokrat Parti dâvasını cesaret le ortaya atmadığı için, karşı taraf bundan faydalanmasını bilmiştir; ve o * fiğimiz veçhile bir 12 Temimi
beyannamesi ile bize dâvamızı u-nuttuı-ınuş ve kendisine baştacı et tiğl Devlet Şefini Demokratlara da mâhlrane bir manevra ile kabul el tirmiştir. •
Bu mülahazalardan şunu çıkarıyoruz- ki. bugün Demokrat Partili ler içinde yer yer görülmekte olan eırılt kn'.(hğı bir ta^un şah ısla turasında çıkan his ve fikir uyuşmaz lığından değil; bilâkis farkına varmadan dâvayı unutmuş olmamız dan ileri gelmektedir.
Geçen sene 1- Tepıınuz beyanna meslle ihdas edilmiş olan politika durumu zaten kararını açıklayama mış olan Demokrat Partiye asıl dâ vayı unutturdu, ve bunun tabii ne ticesl olarak Halk Partisi Geııelbaş kam olan Devlotbaşkanmın her l-ki partiye yapmış olduğu tavsiyele ıe göre hareket etmeyi kabul ettir miş oklu.
Bu tahlillerimizden kolayca anlaşı lıyor ki, 12 Temmuz tevassutıı De mokrat'Partiye dâvayı unutturmuş. Halk Partisi ile sanki normal ahval ve şerait içinde imişiz gibi, mutedil bir muhalefet mücadelesi ne sevketmiştir. Nitekim'1948 biid cesonin konuşulmasında Demokrat Parti bütün centilmence ve âsilâ-ne gayretlerine rağmen karşımızda ki tahakküm partisine hiç bir is teğini kabul ettirememiştir.
Hepimizin dünkü gibi hatırında dır ki, 1946 Milletvekili seçiminin hemen akabinde İsınet İnönü gene bir beyanname-yayınlayarak, seçimlerde partiler arasında vukua gelmiş olan tatsızlıkları unutarak, elbirllğile çalışılmasını tavsiye etmişti. Bu .beyannameye hiç kulak asmaj*an ve haklı olarak istihfafla karşılayan partimiz dâvalarından bazıları nasıl oldu da, 1947 de 12 Temmuz, beyannamesi üzerinde dur inak ve buna bir kıymet vermek gafletine kapıldı? Bunun cevabı da basitti: Dâvayı kavramamış ve ka rar vermemiş olmamızdır, Görülüyor ki hepimiz müştereken bir hatâ işlemiş bulunuyoruz. Bunu sa^ninıi yetle itiraf edelim.
İşte aziz Demokratlar bugün bizi ü mit kırıklığı içinde kıvrandırari hastalık bu kadar basittir O hâlde" dâvamızı açıklayalım, hastalıktan kurtulalım-
Dâvamız: Dilktatorlüğü.kanun yo lu ile kaldırmaktır. Bu iş için lilç bir kimsenin hele şefin, ne lûtfuna ne de tevassutuna zerre kadar ih4 yacıinız yoktur.
Sadık Akloğan.
ve fedakârlıktan kaçındı. Za-oldukl senede 3 veya 4 film çe fakat netice, filmcilik ve ele-bakımından ibret bakımından
Tüccar Derneğinin ın y a ptıgıt o planiı
Hani, kömür zammı: haLka akselmiyecekti (Bakaran ı tncıae/ yapmağı tasarlamaktadır.
öğrendiğimize göre E: T: T: ida reaL. İkinci mevki tramvaylara 2,5; 1 -kinci aktarmalara 3; birinci mevki Aktarma biletlerine de 2 kuruş zam yapacaktır.
Ot^hü^ fiatlarına şimdilik zam yap ma!c İmkânı yoktur, ancak bu zanv mıu tünel futlarına da teşmili dünü, nülmaktedir.
ıBâdcatnbu nam teklifinin*Şohlr me(| ltalnoe xabul edilse bile Bakanlık ta rafLalduı reddedileceği söylenmekto -(Ür.
E. T: T: klaresl, di£ar tarafdan ili tlaadi ve sınaî müessesclerin istihlâk ettiği eeı eyamn kilovat saat başı ne» bir kuruş zam yapmak teşebbüsünde bulunmaktadır.
CMg?r tarardan kömür flatlanna zam yap ligi günlerde alâkcdarların .zamlar halka aksetthilnıiyecektlr/». i kimdeki teminatı hatırlanınca bu y ••• z »nı-haherlrrl karşısında .huni kvrnur zammı halka aksetnılyecektl» d’ve »tnıamak elden gelmiyor.
Sırrı Bellîoğlu ile ınüh.nı bir konuşma (Baştarafı 1 tncıac) maileyh hakkmdaki tutanak umu mi heyete sevk edilmeden red olun muştur.
Sırrı Belli oğlu bu husustaki fikir lerinl sormak üzere kendisine müracaat eden bir muharririmize şuu ları söylemiştir:
« — Ben Büyük Millet Meclisine gönderdiğim dilekçelerde af değil verilen mahkûmiyet kararının tas hlhini istedim. Çünkü ben malıkû mlyetlme sebep olarak gösteriler, propagandayı bir suc olarak kabu’ etmiyorum. Ben fikir hürriyeti ba sm hürriyeti ve Demokrasiyi istedim genede istiyeceğim. Çiinkii b-vatanı seven her insan gibi benim de hakkımdır.
Millet benim hizmetimi takdirden âcik değildir, bunu bir gururlanma payı olarak değil İftiharla söylüyorum. Ataflüek bile benim va tana olan naçiz hizmetlerimi söyledi ğl nutuklardan 9 unda belirtmiştir
Kuvayi MUliyede İstanbul Felâ-hi Vatan grupundaki hizmetlerin. Anadolu hükümetine duştur olmuş tur. Maalesef şunu söylemek meç bııriyetindeyim ki Atatürk İstanbul Meclisini Anadoluya dâvet ettiği a man ancak 22 kişi icabet etmiş' Bunların içinde en gönüllüsü ben idim, öyle Şükrü Saraçoğlu ve diğer leri gibi Rodos a-da^uıa İltica ■• -miş değilini. Daha buı ııı -gibi n. ce hareketlerim vardır.
B. Millet Meclisinde basına konu lan kayıtların yolsuz olduğunu pro testo eden ve şimdiki matbuat .ta;
* nunu kabul edilirken de:
a— Bu kanun kabul edilirse Cum hurlyetin alnında kara tekeler o-lacuktıru .diye bağıran, bendim
Tr ıımanm bugün yaymıya çalıştı Ğı Demokrasi (ioktrlalerinl ben dai ha 9 sane evvel neşretmeğe çalıştan- Fakat bu propegendayı B. M Meclisi ve hükümeti, rejim ve P.elat Cumhur aleyhine bir hareket olarak kabul ettiler.
Beni, C. Reisini. Hükümeti, Meclisi ve Tückhiğii-tahkir ve rejimi tepmeye teşebbüs ile i.aam ettiler.
Ben, şimdi saymak htemedığ.m
T7* 1 • • 1 • w • • •
rılımcılıgımızın bedbaht lal i
(Baştarafı 4 üncüde) .?enir tiyatro u kıl g,na sokarak bir tiyatro temsili kadar muvaffak o-lamamasın ı sebep olmuştur. İşte bu sebepten filmcilik sahasında şüphesiz birer ^hret olabilecek yüzlerce heveslilerden Senaryocular, Sermayedarlar, artistlik heves lilerl karşılarında yol gösteren, ka billyet sezen muktedir bir Ertuğ rul Mulvln yerine sonunun ne ola cağmv düşünmeden kendi yazdığını oynatan yalnız maiyetindeki tlyat ro artistlerine rol veren, diğer kabiliyetlere yolumuzdan çekilin, u-zaklaşm diyen bir Ertuğrul Muhsin le karşılaşmışlardır. Demek İstiyoruz ki Ertuğrul Muhsin memleketi mizde sinemacılığı ikbale eriştirecek bir durumda idi. Fakat nedense bu işe Jâyik olduğu önemi verme dİ sinemacılığımızın parlaması için veîa man virdi man
escfli ve zevksiz oldu. Herkesin tak diri değerinde faydalandığı bu san atı filmcilerimiz menfi bir yola dök müşler ve dejenere etmişlerdir. Bu muvaffakiyetsizlik memleket zararına olduğu gibi kıvmetli birer ele man olabilecek şahsiyetleride çar şaflı insanlar gibi birer meçhul kal mağa malıkûm etmiştir.
Materiyel:
Biliyoruz ki sinemacılık büyük bir endüstri teşkilâtına bağlıdır. Bununla beraber bir Amerikan yari Film sanayii kurmak değilde, Mısır vari bir sanayi kurmak memleketimiz için pek âlâ mümkündür. Hü kûmetimizin de bu işte yardımı o-lursa ciddi bir sermaye ile kurulacak bir şirket bu uğurda atılacak İlk verimli adım olabilir. Bilgisine müracaat edebileceğimiz ecnebi mütehassıslar teşkilâtı kurarak bl ze istifadeli olabilirler. Fakat bu teşebbüsü kim yapacak .. Hükümet önayak olmazsa ne olacak?.. Liseyi bir türlü bltirememiş ihtiyar bir a-dam gibi yerimizde mi sayacağız?. Hayır, fırsatını kaçırdığımız bunca seneler bize neler gaip ettirdi bir az düşünelim ve hesaplayalım Bir ölçü bulabilmek için bu san’at uğruna, kendi payımıza daha dün par lannş olan komşu ve kardeş bir memlekete senede kaç milivon lira filmlerine temaşa ücreti verdiğimizi idrak edelim...
Zamanımızda filmcilik kadar kıt alar aşan bir saniat yoktur. Ameri ka*gibı en uzak ülkeden dahi her şeyden önce filmleri akın etmişti. İşte o zamanlardan beri biz ycZnız gelen filmlerin seyrine ve dolayısile de seyrinden para kazanma hevesi ne kâpüdık. bizim de mr san’at yü zünden memleketimizde.bir çığına-* çabileceğimiz aklımıza gelmedi, memleket netine her sahada olabi lecek kudretli reklâmından istifadeyi bilemedik. Hiç olmazsa ümit e delim ve bekleyelim ki sinemacılık yüzünden muazzam apartmanlar dikenler bir güıı gelsin birleşsinler, İş görecek bir şirket .teursunlar, bu aziz yurd için, bu vefakâr millet i-çin nihayet kendi keseleri için çalı şacak bir se sddutyo kursunlar. Fa kat hangi gün...
(Baş taraf t 1 incide)
Bu suali müteakib Dernek dış ticaret komisyonu; gerekli tedbirlere girişerek yaptığı müteaddit! toplantılarda mevzuu her ceblıe-den incelemiş, üyelerden alman yazılı mütaleanamcleri ve ayrıca hazırlanan yardımcı raporları ve alâkalı dokümanları da tedkik ettikten sonra bütün bu inceleme ne ticelerini sorulan prensip karan dahilinde umumî bir rapor çerçevesi içine sokmak üzere dört kişi-1 lik bir redaksiyon komitesi teşkil etmişti.
Hükümetin sorduğu bu mühim suale etraflı bir cevab mahiyetin-* de görülen rapor, dün saat 16 da Galata Yeni Yolcu salonunda yapılan 6İstanbul Tüccar Derneğim heyeti umumiye ictimaında üyelerin reylerine arzedilmis. raporun kabul olunduğu takdirde Ankara-ya gönderileceği de ayrıca belirtilmiştir.
Çok şiddetli tenkid ve münakaşaların lıusülüne yol açan bu ra-porda varılan neticelere göre:
’l — Kuvvetli ye'zayıf paraların ayni resmî rayiç üzerinden muamele görmesi dış ticaretimizde tıkanıklığa sebeb olmuş; ihracatımız İngiliz liralı, idhalâtımız ise dolar etrafında toplanmıştır.
2 — Bu durumu göz önüne alan Hükümet Sterlinle ihracatı ve dolarla da idhalâtı kısmağa mecbur kalmış ve dış ticaretimiz fasid bir daire içine düşmüştür.
3
Çukurovanuı maruz kaldığı felâket ı f Baltaca tı f Dıcidt) larca lâfını gelen teşebbüsler yapıl arıştır-
Elektrik .santralını da sular istilâ ettiğinden kasabamız karanlıktadır.
idare makamları ve Kızılay bütün gayretile felâketzedelere yardım için çalışmaktadırlar.
1
(
Bir mülakat (Baştarafı (11 incide) sizlimi jûUdrilüıu. Demokrasinin bu memlekette kurulması yolunda aklı mın erdiği ve gücümün yettiği mrs ru her hangi bir faaliyette bulunmak tan beni manncdccck bir kuvvvet ol madiğim herkesten dalıa çok demok rasi dâvası İçin mücadele ettiklerini iddia eden eski arkadaşlarınım takdiı etmefci Jâzımdır.
Tezvir ve iftira kapılarını ardına kadar uçunların, yalnız müfterileri dinleyerek hüküm verenlerin bu İmla lanın dcmukrası dâvasın telâfisi ka bil olnnyucak bir şekilde zedeleme den evvel anlamaların, temenni ederim İftira ve jurnalcılıkta ikbal arayanlarla onları bu yolda teşvik ederek vurmak istedikleri adamları lcö tülemoğe çalışanlar ellerinden gelen leri yaptıktan sonra g tekirse umumi efkârı aydmtataeağ m. Maraşta nasıl bir faaliyette bulunduğumu bil tün Ma raylılar vukmdan gördüler. Şimdilik söyliyeeegim bu kadardır.
ı Reşat9 AKI
Bu durum ayni zama’nda memleketteki fiyat seviyesini dün-' ya fiyat seviyesinden ayırmış ve 7 Eylül ayarlamalarından evvelki mahzurlar tekrar baş göstermiştir.
•
4 — Şimdiki para ve dış ticaret rejimimiz devam ettiği müddetçe. İngiliz lirasile yaptığımız ticaretin idhalât ve ihracat fiyatlarımız ve dolayısile iç pazar fiyat seviyesi üzerindeki menfi tesirlerin önlenmesi şöyle dursım, durdurulması bile mümkün olmıyacaktır.
5 — Paramızı, beynelmilel mübadelede .bugiin için nisbett ıı sabit ve istikrarlı biı kıymet ifade eden ' dolara göre tesbit ederek bunun haricindeki paraların, piyasamızın arz ve taleb ihtiyaçlarına göre ser bestee değerlendirilmesi lâzımdır.
Resmi rayiçler ise ayıjen kalacak, fakat Merkez Bankası bu fi-i yatlarla mubayaaya mecbur olmayacaktır.
6 — Böyle bir rejim serbest pa-
ra piyasasında mevsim icablarınai göre bir ayarlama yapmayı, ithalât ve ihracatımızı hakiki ihtiyaç-» lara ve kudretlerimize göre tan-l zinı etmeyi icab ettjrer. tedbirler sayesinde muvaffakiyet teinin edd çektir. j
( — Hükümetin elinde bulunan} İngiliz liralarının uzun vadeli tesislere veya vaktinden evvel dıs borları ödemeye tahsis edilmesi-tchlikelidir. Bunların menıleke» tın idhalât ihtiyaçlarında kullanıl ması lâzımdır. Dövizle idhalinej müsaade edilen liste dışında kalan ikinci derecedeki ihtiyaç eşyaları-, nın resmi rayiç üzerinden İngiliz lirasile idhaline hükümet müsaadö verebilecektir.
Tüccar Derneğine bağlı.idhalât-cı ve ihracatçı tüccarla. tanını mış iktısadcı, bankacı ve resmî ve gayri resmi ticari muessesat tem silcîlerinin münakaşasına katıldıkları bu mühim prensip karartan tam dört saat tartışına mevzuu ol muş. birçok iktısadcı ve tüc( ır, İngiliz lirasının piyasalarımızdaki tesirleri üzerinde konuşmuştuj
Bu arada söz alan, tüccarlar, dolar, kıtbğmdan toveliud eden hastalığın yalnız Türkiyeye raünbao'.r kalmadığını. İngiliz Un»8:mr. yüksekliği kabul odtlm&kle herAber. para rejimimizin ânı ı bir kararla değiştirilemlyeceğiiii Bre t ton Vfo-ods anlaşmasına • göre ılngiltereri-le temasa geçmek gerektiğini kay detmişler, Hükümetin balığın bile sterlinle İhracına müsaade etmemesinin bir hatu okluğunu belirtmişlerdir.
Yine bıı mevzu et marda etraf lı bir konuşma yapan Cudi Bırtok. İngiliz liraamı piyasamızın arz vı taleb ihtiyaçlarına göre değeden-
te
• •
d irmek temayülünü bir hatâ diye kabul ettiğini anlatmış, çünkü hâ* len lngiltereden başka hiçbir mem leketten idhalâtta bulunamadığı» mızt sözlerine ilâve etmiştir.
Hatibyina bu mevzuda:
«— Yokluğunu şiddetle hissetti* ğimiz döviz sıkıntısının izalesi ancak Hükümetin büdcede âzami tasarruf politikasını gütmesi ve umu mî istihsal seferberliğine girişme-sile kabildir>( demiştir.
Cudi Birtek’i müteakib kürsüye gelen tüccardan Baki şunları söylemiştir:
(—Meşhur bir Fransız darcune selinde olduğu gibi diyeceğim ki j 'Nizam üzerine nizam, nizamsızlık doğurur...> Biz anormal zamanlarda, normal icablann ifasına çalışıyoruz.
Kudretimizin yetmiyeceği resmi paraları değiştirmekten ziyade, ih racatta esas olan maddeleri hangi şartlar tahtında satabileceğimizi, dolan nasıl temin edeceğimizi dü şünelim, İngilizlerle alâkamızı ke-semeyiz, İngiliz lirasını düşürmeden evvel, hiçbir istatistiğe dayan • mayan iktisadı durumumuzu ince-üyelim. Dahili fiyatları ayarlamalı şarttır.
Balık, kömür ve pamuk gibi seı vetlerin ihracı dolar getirecektir.
Bundan sonra söz alan bir üye şöyle konuşmuştur:
(— Bugün elimizde bulunan pey nirleri satışa çıkardık, dolarla nıüş teri aradık, fakat ancak yirmi beş te birine alıcı bulduk. Sterlinle olsaydı hepsini satacaktık. Ben bu hususta ihraç imkânlarını temin için üç defa Ticaret Bakanlığına gittim. Çürük paradan başka lâf işitmedim. Çürük para ne demektir?.. Paranın çürüğü zayıfı,’ kuvvetlisi olur mu?.. Bu memleketin her türlü paraya ihtiyacı vardır. İstihsâl seferberliğinden bahsedildi. Ttoğazda • tutulanr balık, Saray-burnunda denize dökülürse, böyle brr istihsale gayret edenlere ben en hafif tâbirile aptal derim.
Müstahsil, istihsal edeceği malın ihraç edilebileceğini veya edil-miyecegini bihnölidir.
Bu arada daha brrçok tüccar fik rini bildirmiş, neticede: yapılan tenkid ve ileri sürülen düşüncele-’ re Ahmed Hamdi Başar, Bedri Ne dim Göknil ve İzzet Akosman etraflı cevabinr vermişlerdir.
Dünkü müzakerelerde para rejimimizin dolara göre ayarlanması temayülü kuvvetlenmiş, esasen bu ciheti Tüccar Derneği de desteklemiştir.
Rapor üzerinde birbirine zıd fikirlerin telifine imkan hasıl olması için toplantı tekrar, edilecektir.
r
—;—:—7—> Mes’ud bir ifşan
Merhum doktor İbrahim paşa torunu Devlet Denizyolları müfettişi Kemal Güneyin kızı Güher G ney ile Güzel Sanatlar matbaası -mn ve Ankarada çıkan Kudret ga zetesi refikimizin sahibi eski B r lin büyük elçisi «Hamdı Arpağm oğluyüksek’ makine mühendisi U-gur Arpağın nisen törenleri, ba Kemalin .Şişlideki evinde her i’"' tarafuı yakın akraba ve dostla’-huzuru ile yapılmıştır.
Kıymetli ve genç nişanlılara ha} ırlı ve saadetle dolu uzun bu ömür dileriz. ____________________>
I
Bakır köy ^Ortaokulum a ,VhuL - aile çalLşm.uarı
Okula - Aile birliklerinin esas gc ^yeleri arasında.va huşmda, pedago.ik eeaalar geldiği * halde şimdiye kadar hiç bir birliğin bu esas dahilinde çalışmadığı müşahede edilmiştir. Bunu nazarı itibara « alan İBakmköyEatek Orta;okulu, müdürü -Veli Orhan Tüte kendi okuluna enensub birlik idare heyetfle bir karara varmıştır. Bu ka rara göre,» okul-AUe birliği öğretmen lerlc istişare ederek her öğrencinin psikolojik-durumu hakkında cedvel-ler tanzimine başlamıştır. Bu eaaJdan hareket edildiği-takdirde şimdiye ka dar veli ve öğretmen abasında bir mu amma teşkil eden öğrenemin zekâ, ka biliyetıve psikolojisi teablt odiind» o lacaktır.
M
■
hizmetlerimle müftehir .olduğum 1-çhı-B. Mîllet Meclisine karşı:
(.— Kusurumu affedin diyemiyo runı. Esasen cezanın 8 senesini tamamlamış ve 75 yaşnna girmiş bu lunuyorum. Cihan İk alâkam kal matlı. B'i isteğim tecviz edilmediği takdirde de ben mr-zllun vc bigünah olarak ceza evinde ölmeği yine milletime bir hizmet addedeceğim.o
f
*.
E
----------- ■ --- — - --------”■■■:—23
Ehram ları n Gölgesmd
Kalıirede vo EHRAMLAR DİYARJADA geçen 6on derece «ne» >’Jı bir k
•lü... i , buı o;.o! u'. M 1 Firavun la nadan besinci Ramscs'i.l
■ Mvzan.. |
Aklın koyduğu lıer $ey elde etıack için biçbir şeyden çekinıııiyen giizel B 1 R K A D I N........................
Kocasının nıirasıaa . konmak için k nsını» kocasını &ohirlcrueğe teşvik tHİvn BİR ÂşlK
urlCDTTiokte olduğunu bildiği İnilde karı r fedakâr B I R ,K O C A
kadının V4CI>AN AZABI çevreden bir kudının h dckıTİarilo süsleıııni*
[ iA lJ\ S İ Al Siın-iT
Karısı tarafından yava- yavıiy sına büyük aşlundun bıdısodı
Uerşoy* rağmen kocaâjuı «vıen ’ zdıîrliycn ve onun öluıuiuıü TÜRKÇE SÖZLÜ ve uıüı (ırın MatİflHİrr i»
•ît tMİmic
I * (a
Afili
’i ;îkıb»*li.
olfcn bıı hu*
üTİn
t 9
«•
İst. Borşasımn 18/2/04? Fiyatları
ESHAM TAHVİLÂT
102.
18.73
1400
17.58
18.00
1800
20.0Ş 20 8Q 20.15
20.25
041 Demiryolu Millî Müdafaa Milli Müdafaa
934 Sivas Erzurum 1
3
3
4
* Du^üanu Program
PERŞEMBE — 19/2/1948
l1
«• i
il
î ?
?
? o
Sualler
tanesini hediye ediyoruz!
KOÇ TİCARET T.A.Ş. tarafından hazırlanan herkesin iştirak edebileceği MÜSABAKA
İLÂM
İstanbul Cumhuriyet Savcılığından: 948/59
Satışa arzettığl et üzerine etiket koymamak sııretlle Millî Korunma Kanununa muhalefetten suçlu Kadı köy, Osmanağa M. Dellalzade sokak 7/9 sayıda oturur ve Kadıköy, Gü-neşübahçe sokak. 11 sayıda kasap Artin oğlu 330 doğumlu Torus Özek, hakkında 3005 sayılı kanuna tevfl kan İstanbul mülga (2) No-lu Millî Korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda; suçlunun sabit görü len fiilinden dolayı hareketine u-yan Milli Korunma K. nun muaddel 31 7, 57 10 63 üncü maddeleri ne tevfikan elli lira ağır para ceza Bile tecziyesine, ve hükmün kat’lleş tiğinde neşrine dair mezkûr mahke meden verilen 8/1/948 tarih ve 323 948 4 sayılı karar kavileşmekle ilân blunur. Yeni Sabah gazetesile neşir olunacaktır. (2167)
1- İlk elektrik ampulü kim tarafından ve hangi tarihte icad edilmiştir ?
2‘ Üzerinde
bu markanın bulunduğu 6 adet mamulat sayınız.
3' General Electric ampul ilânlarında en çok tekrar edilen cümle hangisidir ?
r £
• L 4V ~ —1
General Electric mamulatının memleketimizde gördüğü rağbetin şükran borcu olarak, Ittıal edilen ve dünyaca meşhur olan G - E radyolarından îtk 3 tanesi hediye edilecektir. Müsabakanın* şartlarını aşağıda bildiriyoruz. Hepinizin talihi ack olsun!
Şartlar:
I
• Müsabakaya iştirak edebilmek için solda gösterilen 3 suale cevap ver-
f mek kâfidir. Bu 3 sualden ikisine doğru cevap verenler Noter huzurunda çekilecek kur’aya dahil olacaklardır.
• Cevaplar. İstanbul Tosta Kutusu No. 783 adresine en geç 2 Maı t 1948 tarihine kadar gönderilmeli ve zarfların üzerine (General Electric Müsabakası) yazılmalıdır.
- Verilecek cevaplarla, isim ve adresle» okunaklı bir şekilde mürekkeple yazılmalıdır. Cevaplara bu İlânda bulu nan kuponun ilâvesi şarttır.
- Bir zarfın içinde yalnız bir şahsa ail cevap bulunmalıdır. Bir ailenin muh-
telif fertleri ancak kullanmak surelıle müsabakava işti* rak edebilirler,
5 • Sorduğumuz suallerin cevapları 3 ve 4 Mart tarihli gazetelerle neşredilecek ı Noter huzurunda çekiieeeh kur’a 6 Martta yapılacak, kazananların isimleri 9 Martta yine gazele* k'le ilân olunacaktır.
I
ayn ayrı zarflat
Bu kuponu elde ede-
mediğiniz takdirde ilânı hangi gazetede okudu-
ğunuzu muhakkak bildir-
F meniz lâzımdır I
Londra Nevyork Paris Cenevre Brüksel Amstcrdam Prag Stokholm Lizbon
11 3850 280.—
1 3060 05 7270
0.3887
105.5488
6.60
77.8860
11.2493
% % %
7
7
7
Anadolu Demiryolu
Tahvili 1—2
Şark Değirmenleri HUse Senedi
7.29
7.30
7,30
745
8 00
8 30
8.45
9.00
12.29
12.30
12,30
18.00
13.15
1330
Bakırköy Sulh Hukuk Yargıçlığın dan: 948/47 Hukuk.
Bakırköy Zeytinlik Cumhuriyetçi sokağında 18 Numarada mukim l-ken Erken bunama hastalığına müptelâ olup 14/4/929 tarihinden-beri Akıl hastahanesinde tahtı teda vide bulunan Ölü Cemal oğlu Hüse yln Clhad Sencere ayni evde oturan anası Saide Sencer medeni kanunun 355 inci maddesine tevfikan hacir altına alınarak 369 uncu mad de gereğince annesi Saide Sencerin velayeti altına verilmesine ve her türlü umur ve hususatına ana ve veli sıfatı ile kendisinin tam selâhi yeti haiz olmak üzere bundan böyle takip ve idare etmesine ve keyfiyetin usulen 360 mcı madde gereğin ce ilânına karar verildiği usulen i-lân olunur.
TELEFON
Resmi ve Hususi Müessesatm, Bankaların Fabrikaların mevcut Otomatik ve Sömi—Otomatik Telefon Santralları bakım İşini, ayda ödenecek cüz i bir ücret mukabiünde Mütehassıs ekiplerimiz görmektedir.
ABONE OLUNUZ - ALİ SAİDÖNER
Telgraf Mikrofon — İstanbul Galata Bankalar Caddeci No. 71 Uzun Han Birinci Kat Telefon: 42525
18.30
1845
19.00
19,00
19,15
19.20
Grip - BaŞ - DİŞ V® Romatizma I Tekel G. Müdürlüğü ilânsan |
AĞRILARINA KARŞI 3—--------“----
İLAN
11/12/946 tarih ve 18127 numaralı İstanbul birinci noterliğinin ve kâletnamesl ile memurlarınuzdan Nuri Akbayı vekil tâyin etmiştik. Nuri Akbay 14/2,948 tarihinde şirketimizden ayrılmış olup hiç bir a-lâkası kalmamıştır.
Bilgi edinilmesini rica ederiz.
Refik Bürüngüz — Süleyman Kuşçulu ve Şürekâsı
1 " T
Kadıköy ikinci Sulh Hukuk Yar-gıçlığ ndan: 937/96
Halen Bakırköy Emrazi Akliye ve Asabiye hastahaaıesinde tedavide bulunan Mahcur Sadullah Beyarsla nm vasisi Beyoğlu İstiklâl caddesin de Ankara apartmanında 99/6 No. ja n.uklm Süreyya Işığın vasilik müddetinin dört sene daha temdidine karar verildiği yayınlanır.
17/2/948
Satış günü Parti No.
4/3, 948 perşembe günü
saat 15 d»
>
>
4
>
»
>
I
>
>
>
>
>
>
*
Zrni Neşriyat:
İslâm-Türk
mecmuası
Bu ciddî ve yüksek mecmuanın 94 lin'jü nüshası çıkmıştır. Mündereca tı: 1—Atatürkün kapattığı masonluk tekrar sahneye çıkıyor. 2—Demokrat Parti din siyasetini açıklamalıdır.3— Din mektebleri hakkında 10 milletvekilinin yaptıkları kanuni teklifin met nl. 4—Zulüm ve istibdada karşı bü -yük mücahedeler. 5 — Ankarada Pey gamberimlze tecavüz hâdisesi hakkın da mektublar. 6—Lâikliği Türkiye -den îslâm dinini kaldırmak için kabul etmedik. 7—Kâinatın akıllan dur duran azamet ve ihtişamı.
İTİZAR
Mür.derecatımızm çokluğundan Haccacı Zâlim tefrikamızı koyama -dik. Sayın okuyucularımızdan özür dileriz.
Devlet Orman inletmesi Burdur 'Müdürlüğünden
Muhammen •bedeli Lira
Artırmaya konulan em valin cinsi
Bovu metre
İlk teminat
Bulunduğu yer Satışa çıkarılan nıik. adet
1
2
3
4
5
Çam kalas Çam azman Çanı travers Çam odun Çam travers ve kalas Çanı azman Çam tomruk Çıra sedir tomruk Köknar tom AnbaJajhk Sedir kalas Çam kalas
M3 D3 kent ka
Bucak Rampa lan - pamucak-kocadere - san-
dere
Kat randa gı
> >
Bucak aradepo
139
173
12
534
842
730
1954
429
180
Muhtelif
>
2’60
316 00
75
60
75
1
Kr.
00
00
00
00
O
Lira Kr.
l*ı
782
71
47
>
>
Uğurlu A depo 309
>
>
>
>
>
>
>
>•
>
>
>
>
>
>
148
157
798
168
992
321
307
719
Muhtelit
3-4-5
3-4-5-55
1078 05
46
25
11
40
10
1076
1394 05
187
71
93
490
95
4846
2,5-3-4
4-5
1-2 Muhtelif 1,90-2-3-4-b
75 ₺o
80
2
30
25
20
70
70
00
00
00
00
00
00
00
00
00
ı6 ’7
■
8
9
10
11
12
13
Yekûn
Yukarıda cins ve mlkdan yazlı
Uğurlu depodaki 309,992 M3 tomruk 100-100-109,992 M3 lük 3 parti halinde satılacaktır.
orman
662
278
842
670
460
976
emvali açık artırma suretile satılacaktır.
ı —
2 —
3 — Alıcı bir partiye iştirak ettiği gibi bütün partilere de birden iştirak edebilir.
4—Buna aid şartname Orman genel müdürlüğünde, Acıpayam} Antalya, Eğridir, DenizH, Afyon, kara orman işletmesi müdürlüklerinde ve İzmir, Bucak orman bölge şefliklerinde îstanbulda orman dişliğinde görülebilir.
5 — İhale BUCAK ORMAN BÖLGE ŞEFLİĞİ binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
6 — Talihlerin belirtilen gün ve saatte teminat makbuzlarilc birlikte komisyona müracaatları ilân olunur.
(2198)
836
589
697
161
104
47
17
213
54
4410
Burdur, baş nıüheıl-
İLAN
Eyüb Barış Hukuk Yargıçlığından: 947/699
Eyüb Defterdar İskele C- sinde 1 No. da Mustafa Alanın, Bakırköy Akıl hastahanesinde tedavide, 132G doğumlu Halit oğlu, kain biraderi Enver Alana meden K. nunun 355 nci maddesi mucibince vasi tâyini ne ve vasinin senede bir kere malı kemeye hesab vermesine ve mahcu ra ait emlâk ve emvalinin bir beyannameyle yargıçlığa bildirmesine itizar ve İtirazı kabil olmak üzere 16,2/948 tarihinde verilen karar 10 gün süre ile İlân olunur. 18/2,948
35 Liraya
Hakikî bu geçirmez gabardin I
İngiliz Trençkot pardeeiileri |
Aynea: Bayanlar için 25 lira I
satış muhayyerdir T
Sultan Bamım Dikranyaa han No. 11-12 Abdurrahman Ku>yon
Malzeme Alım Şubesinden
1 — idaremiz ihtiyacı için. 20 metreye kadar uzanabilecek geçme değ.rmen bir adet İtfaiye merdiveni satın alınacaktır. Buna ait malû mat Genel Müdürlük Malzeme Alun şubesinden öğrenilebilir.
2 — İsteklilerin verecekleri merdivenlerin teknik evsafım, fiyatım,
teslim şart ve müddetini bildiren tekliflerini 5/3/948 tarihine kiidar Kabataş Genel Müdürlük Malzeme Alım şubesine tevdi etmeleri ilân' olunur- (2198)
t
An
88
29
61
40
99
38
48
71
99
40
76
52
92
33
Taşçılar
>
B(yoğlu Sahne sokağı Ku tedibi
Aksnrav Tramvay caddesi Çendterlitaj Y’ezirlıan altı Ûaküd&r Tramvay caddesi
Mısır Çarşısı
Mısır Çarcısı
>
Tulün Gümrük Meydanı
> > >
Tav dar Kemerli sokak
Şakir ve Abdürralıiın Süte?
Devlet Ziraat Kurumu
K. Silivrili
Na( i Mustafa Ka^^rvieg r
Kâmil Kurn.1
Yuvan Stavridis
İstanbul Merrurlar Koop-ratifi Mağazaları
Beyoğlu (Nea - Agora) Yenipazar ve Ermiş Bakkaliye mağazaları Ünsal Pazarı Haşan Tunç
Mahıneû Şenel
Şerit Güvan Bakkaliye Mağazası
Hüseyin Tepeci Helvacı
Zeynel Küsmezor
Hüseyin Galib Özkan
Mihal Zannakis
İstanbul Kaşer İhracatçıları
Komitesinden:
Balkan tipi Lüks Kaşerlcr
1 inci nevi Trakya ve Anadolu
2
n w w *
Sıra malt Anadolu Kaşerleri
Kars Kaşerleri
Komitemiz hesabına yukarıda yazılı fiyatlarla
mayı kabul edin satış mahalleri aşağıda gösterilmiştir. Muhterem halkımızın kaşer ihtiyaı larını bu yerlerden temin etmeleri bildirdir:
Balıkpazarı
»
350 Kuru;
300 w
280 9
250 w
200 w
perakende kaşer sat
19.55
20,15
20.30
20.35
2115
21.40
2145
22.00
Açılış ve program.
M. b. ayan MüzUc: Neşeli Müzik (Pı> Haberler, Müzik,
Müzik,
Müzik; Şarkılar. (Plj Kapanış.
Açılış ve program, M. s. ayan.
Müzik: Şarkılar.
Haberler,
Mıızık: Havai Müzikleri (Pl.) Müzik: Çşltll Hafif Müzik (PU
Kapanış.
Aç.bş ve porgram M, s, ayarı, Müzik: Unlu Dans Orkestrası (Plj Konuşma.
Müzik: Şarklar. M. s. ayan, Haberler, Geçmişte Bugün, Müzik: Radyo Senfoni Orkestrası,
Müzik.
Radyo Gazetesi
Serbest Saat.'
Müzik: Tarihi Türk Müziği Müzik: Lalo: İspanyol Sefonlsl (Pl.)
Müzik: Kongalar ıPl.» Konuşma.
Mujik: Varyete Müzikleri (Pl)
Müzik: Dans Müziği (Pl.î
22.30
22.45 M. s, ayarı,
22.45 Haberler.
23.00 Program ve Kapar, s
J
2
4
b
b
8
SOLDAN SAĞA :
1 — Denizci; 1 — E -
vesile denizde gemiler bağ,»r-: boş mahzen olur. Hayvanlı./.. ; )•-lajçı kepeklen çorba; 3 — Fin. cı bir ilâç ıbır bitk; ruhu 4 — k sa zaman; Çift değil; 5 — Çok iyi; 6 — Son Runıer. kr.. . t nuna (R) gelirse sütten : af ; bir madde olur; 7 — Kabu. eu e-mek. Kırmızı; 8 — Bir ceır .ı . t timiz, Anne 9 — Eski bir ..."f.. . gisi, Ufuklar.
YUKAfllDAN AŞAĞI :
t
TÜRK-FRANSIZ GÜREŞ MÜSABAKASI
20 Şubat cuma Günü
ÜNYON FRANSEZ Salonlarında
Bandırmalı meşhur
Pehlivan
KARA ALÎ
M
Saat 20,30 da
Fransız Pehlivan Şampiyonu
ile
FOL LETİRTRUA
arasında Amerikan Kaç usulile güreşeceklerdir.
Meşhur güreşçi POL memleketine dönmeden son güreşiüi KAKA ALİ ilo karşılanmağı şeref duymaktadır.
Ayrıca müsabakada MUSTAFA iJe KARA İSMAİL vo ÇATALCALI SÜLEYMAN ile SERVET serbest güreş yapacaklardır.
Bundan maada Galatasaray*Kulübüne mensub boksörler arasında iki BOKS müsabakası yapılacaktır.
Biletler her gün 10,00 ile 12.30 ve 17 ilâ 19>30 aracında Ünyon
, Fran«ezden tedarik edilebilir.
a
t
*
(
Kapal Zarf Usuliy’e Mobilya Ya
İstanbul Defterdarlığından:
Millî Eğitim Basımevi
Müdürlüğünden
ır ılacak
Maliye daireleri için yaptırılacak 89685 lira keşif bedelli yazıhane, koltuk, sandalye, etajer ve saire g(bl 759 > parça mobilya kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur. •
ihalesi 8/3/948 Pazartesi günü saat 15 30 da Milli Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda yapılacaktır. Geçici teminat 5735’ liradır.
Bu İşe iştirak edecek müteahhitlerin bu işe benzer bir defada elli bin liralık mobilya İşi yaptığına dair tasdikli vesika ibraz etmesi ve tam. teşkilâtlı marangoz fabrikası sahibi olması ve müteahhit olarak iştirak edecek olanlar da tam teşkilâtlı bir fabrika ile İşi ortak olarak yapacak larına dair noterden musaddak bir mukavele İbraz etmeleri şarttır.
İsteklilerin 2490 sayılı kanunun larlfatı dairesinde hazırlanmış teklif mektuplarım İhale günü saat 14.30 a kadar komisyona vermeleri, ke şif ve şartlaşmalarını görmek İçin de hergün sözü geçen müdürlüğe başvurmaları. (1890)
x X X ’V' X > • X X X^X v'AZv' XXX' X X x x x x x
imtiyaz sahibi: A. COİALEDDÎN SARAÇOĞLU - Yazı işlerini fi-Uen idare eden:* Yazı işleri müdürü: FATİN FUAD — Dizildiği Ter; «Teni Sabah» mürettiphanesi - Basıldığı yer: «Gün Basımevi*
Cin.-.!
Bir kg tahmini % 7.5 Muvakkat
Uflktarı bedeli P. akçesi
9
4
ıv a
150000 kg. 0 07 kr.
787 lira 50 kr.
Kırpmtı kâğıdı
12/2/948 Perşembe gürü açık arttırmasa yapılan kırpıntı kâğıdına İsteklileri tarafından teklif edilen bedel, lftyik hadde görülmediğinden şartnamesinin vasıfları dairesinde bahis mevzuu kağıtların açık arttır ma.-ı 23/2/948 Pazartesi günü saat 11 de yapılacağından isteklilerin ya zili gün ve saatte pey akçelerlle basımeviminln Ayasofyadakl merkezin de komisyona başvurmaları.
Şartname bedelsiz olarak müdürlükdeıı tedarik edilebilir. (1908»
SAYIN HALKA
İstanbul Tekel
başmüdürlüğünden
1 — ihtiyarlar da bu ; r. hastalık. Bendetme; 2 — B. (Y) ilâvesile gayri ehli Na . 3 — Basit bir otel, Soı: icar . tayyare haber verme clha. 4 Koklanınca bayıltır. Tersi ayı ;
sı; 5 — Başına >Ş> ilâvesile r.e - -ce okunanuyan yazı olıv. Rıı.n. . (hepi demektir 7 — Yeter . sına bir nida. Soz; 8 —Som gelirse senli benli olıır Al lâyet, ekin biçer.
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
1234567 80
J
2
3
4
5
6
8
150 kuruşa satılmakta olan .Yoket. in satış fiyatı 17/” 948 tarihin den itibaren «25o kuruş şişe depozitosu dahil 125 kumsa tenzil edilmiş tir. c,
Sayur halka ilân olunur. (21U0)
I
%