Sene: i
Numara: 114
F



Abone Şeraiti
Türkiye için Hariç için
1 sendik.....1200 Kr. ...... 2500 Kr.
6 aylık.... 600 „ 1300 „
3 „...... 325 „ 700 „
1 „...... 125 „......... —
Nurııosmaniye, Şeref Sokağı, TELEFON: 20520
yiet/mz makale
Âli tahsil buhranı
Bizim Maarif Vekâletinin erkânı muhteremesi telâşa düşmesinler, Orta, Lise tedrisatı yolunda değil,. Âli tahsilde de esaslı bir program takip edilmiyor, gençler iyi yetiştirilmiyor, Üniversite elân tanzim edilemedi gibi sözlerle kendilerini tenkit edecek değiliz.
Bahsedeceğimiz Âli tahsil buhranı Garp memleketlerinde zuhur eden yeni çeşit bir buhrandır. Ali tahsil buhranı denilince hatıra tabii Avrupada da tahsil ve tedris bozuldu, mekteplerin verimi eski derecede değildir, tarzında şikâyetler gelir. Halbuki iş bunun tamamen aksedir. Garp memleketlerinin bugün mühim dertlerinden birini de Yüksek tahsil görenlerin azlığı değil, çokluğu teşkil ediyor. Zaten Umumî harp, aklî, mantıkî, ikısadî ne kadar mefhumat ve mevzuat varsa hepsini altüst ettiği gibi maarif ve mektep meselelerini de böyle tersine çevirmiştir. Eskiden beri bizim bildiğimiz, maarif ve irfan sahalarında bizim gibi çok geri kalmış memleketlerde değil, Fransa gibi bilâkis çok ileri gitmiş memleketlerde bile yine mektep noksanından, yeni mektepler açıp tahsil sahasını genişletmek ihtiyacından bahsolunur-du. Eskidenberi her sahada, her şubei mesaide yokluk bir felâket ve musibet, çokluk ise saadet ve selâmet idi. Halbuki harpten sonraki ahval beşeriyete öğretti, ki çokluk, yokluktan çok beter bir âfet imiş. Çünkü bugünkü iktisadi buhranın en büyük sebeplerinden biri, malûm olduğu üzere çokluk ve berekettir. Buğday mahsulü bu sene çok bereketli olmuş, bütün iktısadiyun, bütün tüccar, bütün milletler telâşta. Buğday çuvalını omuzlayıp denize döken dökene. Bilmeyiz nerede kahve fazla yetişmiş. Derhal meydanlarda kahveden ehramlar teşkil edip yakan yakana.
İşte bu çokluktan mütevellit buhranlardan birini de Avrupada Âli tahsil görenlerin adetlerinin artması teşkil ediyor. Bu buhranın Garp milletleri için ne mühim bir dert teşkil ettiğini geçen sene Müsyü (Heryo) nun bir makalesinden öğrenmiştik. Fransada ve hatta bütüu dünyadaki şöhretini Parisin ( Ecole Normale) inde gördüğü yüksek tahsile medyun olan sabık Fransız Başvekilinin bu makalesi çok nazarı dikkatimizi celbetmişti. Müsyü (Heryo) bu makalesinde Fransada alelitlâk doktor çokluğundan bahsettikten sonra bilhassa Beyruttaki Fransız Tıp mektebinin pek çok doktor yetiştirdiğinden, bu doktorların Suriyede işsiz kalmağa başladığından şikâyet eyliyor ve binaenaleyh Beyrut tıbbiycsinden yetişecek doktor adedinin] tahdidini istiyordu. Vakıa Müsyü (Heryo) nun Paris Tıbbiye talebesini bırakıp ta herşeyden evvel Fransanın - manda bahanesi altında - tam bir müstemleke gibi idare ettiği Suriyedeki doktorların çokluğundan bahsetmesi aynı zamanda büyük bir insafsızlık isede, herhalde bütün ikbal va şerefini yüksek tahsile medyun olan bir zatın bugün, her nereye ait o'.ursa olsun, yüksek tahsili tahdit edelim demesi çok dikkate şayandır. Halbuki aynı Fransanın en büyük mütefekkir ve şairlerinden olan (Vik-to» Hügo) “Fazla bir mektep açınız, bir hapishane eksiltirsiniz „ Kavli meşhurunu söyliyeli henüz yarım asır olmamıştır. İrfana bu kadar büyük paye veren bir memlekette işte bugün mektep açalım değil, mektep kapıyalım diyenler bulunuyor. Fransızların şikâyeti yalnız doktorların çokluğuna inhisar etmiyor, Hukuk fakültesinin fazla avukat yetiştirdiğinden, alelûmum (Serbest meslekler) erbabının iş bulamıyacak kadar çoğaldığından da mütemadiyen şikâyet ediliyor ve buna mutlak bir çare bulunması lüzumundan mütemadiyen bahsolunuyor.
Yukarıda dediğimiz gibi, her türlü buhran hatıra gelebilirdi, fakat garp milletlerinin birgün mektep fazlalığından, tahsil görenlerin çokluğundan şikâyet edecekleri ve bunun da mühim bir buhran tevlit etmesinden korkacakları hatıra
Devamı 2 inci sahifede
J
ZAMÜ
A
Matbaai Ebiiızîya, İstanbul Q Sabahları Çıkar Siyasî Gazete
Üniversitede dünkü merasim
Rektör nutuk söyledi, Fuat B. ilk dersi verdi
Üniversite ile mensuplarından beklenilen nedir? Çalışma ve seciye lâzım — Her hükümet, hak hükümeti midir?— Talebe hakkında yeni kararlar

Üniversite konferans salonunda dün Paat Bey dersini verirken İstanbul Üniversitesinde yapılan ve yapılmakta olan yenilikler cümlesinden olarak bu senek! ders yılı dün, parlak merasimle açılmıştır.
Gazi Hazretlerinin resimleri ve bayraklarım ı zl a süslenmiş olaı konferans salon sekiz buçuktaı it ’ .-ren, adedi binici aşan muhtelif fakülteler talebesi, birçok mebuslar, ilim müntesipleri, fakülte rektörü ve dekanları, şehrimizdeki yerli ve ecnebi profesörlerin kiBmı küilisi tarafından işgal edilmiş tmlunyordu. Kalabalık o derece idi ki dinleyi-
Rektör Cemil Bey mikamı iradediyor
çilerin mühim birkışmı, kendilerini istiap etmiyen konferans salonunun koridorlarını ve methalini doldurmuştu.
Cemil Beyin nutku
Merasim tam saat dokuzda rektör profesör Cemil Beyin nutkuyle başladı.Cemil Bey, yeryer alkışlarla kesilen ve Üniversite gençliğinin ülküsünü, ilmin faziletini ifade eden bu nutkunda bilhassa demiştir ki:
“ — İstanbul Üniversitesi bugün ikinci ders yılına baş'.ıyor. Bugün başlıyan ders yılının Üniversiteye, ona yazılanlara ve bunları yetiştireceklere uğurlu ve verimli olmasını dilerim Üniversitenin ikinci ders yılını bu dilekle açıyorum.
Devamı 6 inci sahifede
Mektepler dün açıldı
Yeni ve mühim kararlar
Ders müfredatı tanzim ve muttarit bir şekilde tatbik edilecek
Müdür ve muallimlerin yeni mesuliyetleri...
Şehrimizdeki bütün mekteplerde dün tedrisata haş anmış, dört dört buçuk aydanberi tatil yapan ve çoktanberi oyundan bıkıp mekteplerini özliyen talebe koşa koşa ve sevine sevine mekteplerine gitmişlerdir.
Bu sene en fazla müracaat ilk mekteplere vaki olmuştur. Bu mekteplerde bir sınıfta ,0 80 talebe bulunmaktadır.
Bu sebeple İlkmekteplerde bir kısım talebeye öğleden evvel, bir kısmına da öğleden sonra ders okutmak suretiyle yarım tedrisat usulü tatbikine karar verilmiş, bazı mekteplerde dünden itibaren bu usulün tatbikine de başlanmıştır.
Dün lise ve orta mekteplerde de tedrisata başlanmışsa da orta tedrisat kadrolarının tebliği henüz bitmediğinden bir kı r........................
Yeni anketimiz
En büyük dokto rumuz kimdir?
J Fiatı Herlerde 5 Ku’n^tur
Bulgar-Yugoslav anlaşması
Yakında Balkanlarda çok mühim hâdiseler mi göreceğiz?
Belgrat 1 (A.A) — Kral ve kraliçe, Başvekil M. “Yevtiç,, ve maiyetleriyle beraber dün akşam buraya dönmüşlerdir. Gazeteler, kendilerinin Bulgaristana vaki olan seyahatlerine sayfalar dolusu yazı hasretmekte devam ediyorlar.
Bu seyahatin, Balkanların ilerisi için çok mühim, tarihî bir hâdise olduğu kaydediliyor.
Be'grat 1 (A.A) — Yugoslavya hükümdarlarının azimetini müteakip, Bulgar Başvekili M. “Gör-giyef,,, Yugoslav gazetelerine vaki olan beyanatında, iki kardeş milletin aralarını açan meş’um ihtilâf devrinin artık büsbütün kapandığını kaydetmiştir.
Bundan böyle onlartn uzlaşmasına hiçbir engel, hiçbir güçlük kalmamıştır.
i
E
E
Bir düello
hransada "6„ Şubat faciasının akisleri hâle devam ediyor Fransada “Dalâdye,, kabinesi-nin“Staviski„me-selesinde gösterdiği inattan dolayı 6 şubatta Pariste büyük bir kıyam zuhur ettiği ve bu kıyam üzerine "Dalâdye„uin istifa ettiği malûmdur. Gerek 6 şubat vak’asının gerek “Staviski,, meselesinin dedikoduları, serpintileri Fransada hâlâ devam
6 şubat faciasının mes’ullerinden addedilen ve bu defa bir düelloda haşinini yaralıyan “Dalâdye» kabinesi na-z rlarından
Gi Lnşantrc
ediyor ve vakit vakit mühim siyasî hâdiseler zuhuruna sebebiyet veriyor. Bu cümleden olarak “Dalâdye,, kabinesinin reisi vükelâ muavini o'an “Gi Laşanbre,, ile “Rönuven,, isminde bir zat arasında bu kere Pariste bir düello olmuştur.
Bu meseleye ait dün ajansın tebliğ ettiği telgrafı aşağıya derceyli-yoruz. “Gi Laşanbre,, Dalâdye kabinesindeki m evkii itibariyle 6 şubatta zuhur eden kıyama sebebiyet verenlerden addedilmekte ve muhalifler tarafından daima şiddetle tenkit edi'mekte idi. Bu tenkidat, nihayet bir tokata, o da bir düelloya müncer o’muştur.
Devamı 2 inci sahifede
.....—-—"--------
Yeni Tarihî Tefrikamız İttihat ve Tarakki,, ile Hürriyet ve İtilâf,, karşı karşıya
Ç~ Mahmut Şevket Paşa j vakasının içyüzü
Bu kanlı vnk’anın biliumi-yen tarafları, fedaileri, saik-leri... ve daima perde gerisinde iş gören asıl elebaşılar... Pek yakında neşre başlıyacağız
J
Salı 2 Teşrinievvel 1934
t_ “Seciye kuvveti, zekâ ^kuvvetine takaddüm eder,, z7 Emerson
(Şerhi 3 üncü sahifede)
Prens ve Prensesler
Bugün şehrimize gelip Ankaraya gidiyorlar
Misafirleri getiren vapur saat 16 da Haydarpaşa-da demirliyecek, Prens ve Prensesler Istan-bulda durmadan doğruca Ankaraya gidecekler İsveç Veliahtı Prens Güstu) Adolf Hazretleriyle refikaları Prenses Luiz ve kerimeleri Prenses Ingrid ve maiyetleri erkânı bugün saat 16 da İ3veç bandıralı Vasland vapuriyle limanımıza muvasalat edeceklerdir.
Veliaht Hazretleri ve maiyeti, memleketimizi resmen ziyaret etmekte olduklarından Ltanbulda tavakkuf etmeksizin vapurdan doğruca Haydarpaşaya geçip Ankaraya gidecekler ve resmî ziyaretlerinin ifasını müteakip Karaköy tarikiyle Bursaya ve oradan şehrimize geleceklerdir.
Burada geçilecekleri bir kaç günü müteakip Lmire ve Berga-maya azimet edecekler, daha sonra Toros tarikiyle “Halep„e gideceklerdir.
Gerek azimet ve gerek avdetlerinde haklarında ifa edilecek ihtiram merasiminin bütün teferruatını tesbit eden protokol, evvelce iki hükümet arasında ihzar ve imza olunmuştur.
Devamı 7 inci sahifede
İsveç Veliaht! “Giistav AdolJ„ Hz.^
İsveç Veliahtının kerimeleri Prenses "ingrid*
İsveç Veliahtının refikaları P
İstanbul Maarif işleri tahkik olunuyor
Naci Sadullah Bey, memleketimizdeki bütün mesleklerin, sanatların tarihlerini, mebde ve menşeleri rı/ıi tesbit edebilmek için yeni bir anket yapmıştır.
Herkesi alâkadar edeceğini tahmin eylediğimiz bu yeni anketimize aldığımız ilk cevabı, "En büyük doktorumuz kimdir?,, seriâvhasile bugün 5 inci sahife-mizde neşrediyoruz.
_______________________________
ı
Dört aylık t
dün mektebe giderken
sim dersler okutulamamıştır.
B;r kaç güne kadar tedrisatta inzimam tamamile temin edilmiş olacaktır.
Diğer taraftan, Maarif vekâlet '.ıce tastık edilerek gönde-rilt ilk tedrisat muallim kadrolarının tebliğine devam edilmekledir. ou iş birkaç güne kadar ikmal edilecektir.
Mühim bir tamim
Ankara 1 (A. A.) — Haber alındığına göre Maarif Vekâle-Devamı 2 inci sahifede
Ergani istikrazı
Dün 41 bin liralık fazla taleple kapandı
Ankara 1 (A. A.) — Ergani İs-tikraz tahvillerinin - C - tertibi için ilân edilen kayt müddeti dün akşam hitam bulmuş ve her taraftan
alınan malûmata nazaran tertip mecmuıınun “41,000,, liralık fazla taleple kapandığı anlaşılmıştır.
Büyük milletimizin bu vesile ile de miliî işe karşı gösterdiği alâka şükranla kaydedilmeğe lâyıktır.

Ankara muhabirimiz de dün gece geç vakit bu huâuata şu malûmatı vermiştir :
Ankara 1 (Telefonla) — Ergani istikraz tahv.l erinin “ C „ tertibi bütün mem.'ekette tamamen satılmış ve bu suretle istikraz halkın devlete karşı büyük itimadiylo kapanmıştır.
Ilkmekteplerde de yolsuzluklar olduğu söyleniyor
Haber aldığımıza göre Maarif Vekâleti, İstanbul Maarif dairesinin muamelâtı ^hakkında epey zamandanberi tahkikat yapmaktadır.
İlk tedrisat müfettişlerinden Nuri Bey, bundan bir müddet evvel Maarif Vekâletine bir mektup göndererek İstanbul Maarif dairesinin muamelâtı intizamsız bulunduğunu, bazı yolsuz hareketler yapıldığını ve bilhassa ilk tedrisat kadrolarında gayrı nizamî değişiklikler icra edildiğini bildirmiş, ilk mekteplerde de gayrı nizamî ahval cari olduğunu ilâve ederek İstanbul Maarif dairesini şikâyet etmiştir.
Vekâlete ihbar edile İstanbul Maarif müdUrigeti
Diğer taraftan müfettiş Nuri Bey de bazı lüzumsuz, yolsuz hareketlerde bulunduğu kaydile vekâlete ihbar ve şikâyet edilmiştir.
Devamı 2 inci sahifede

Hayvan sergisi dün açıldı
Baytar MâdhrU dân nafuk iradederk—
Yazısı altıncı zahifemizde
Teşrinievvel 2
2
. _=====_= —ZAMAN— _
| tEA=R-î-C-î H-A-B- F.R L- ER
İSON^HABERLER
İspanyada yeni bir buhran var
Kabine nihayet istifaya mscbur oldu
Almanyada “hasat bayramı,, yapıldı
Almanların demokrasiden kurtulmaları iyi olmuş!
Madrit 1 (A. A.) — Kabine buhranı muhakkak addedilmektedir. Temin olunduğuna göre Samper hükümeti bugün toplanacak olan korteslerde ancak radikallerin 80 reyi ile bir kaç müstakil rey kazanabilecektir. Halbuki âza adedi 459 dur.
M. Robles artık hükümeti tutahuyacağını ve siyasî arkadaşları için de dört nezaret istediğini açıkça söylemiştir.
Kralcılarda Samper hükümetinin bilhassa Katalonya’ya karşılamış olduğu vaziyetten hiç te
Yevmi makale
Âli tahsil buhranı
Birinci sahifadan devam gelmezdi. Her halde şu garp medeniyetinin bazı esaalı noksanlan, bazı hesapsızlıkları olduğu anla-L şılıyor. Çünkü siyasiyattan, içtimaiyattan ve iktisadiyattan tutunuz da nihayet ilim ve irfanlarına yarıntıya kadar buhrana tutulmıyan bir leyleri kalmadı. Eğer herşeyterinin böyle esasından bozulduğunu bizzat kendileri itiraf ve ilân etmekler, gazeteleri, mecmuaları hep bu yolda iştikA ve vaveylalar ile doıu bulunmaz aydı, biz yine bu meseleyi kurcalamağa pek cesaret edemezdik.
Maamafih Türkiyed; bu şekilde bir Ali tahsil buhranı korkusu yoktur. Biz daha senelerle mektep ve ı . diplomalı talebe çokluğundan değil, , 1 azlığından şikâyet edecek vaziyetteyiz. Dünyayı kasıp kavurmakta ( ■ ol ın iktisadi buhrandan biz de 1 kendi cirmimize göre hissedar ol-‘ t duğumuz bir sırada garp memleket-• terindeki bu garip tahsil buhranın-I 5 dan olsun vareste kaldığımıza mem-
1 j nun olmalıyız.
ZAMAN
Maarifte ;jî Yolsuzlukmu? t s 7 inci saihfeden devam Bunun üzerine Vekâlet tahkika-* ( ta başlamış ve bu işe de müfettişi i umumilerden Hilmi Beyi memur
ı etmiştir.
Hilmi Bey bu hususta vasi mik-{. I yasta tahkikata başlamıştır, b 1 Mumaileyh İstanbul Maarif dai-d resinde ve şehrimizdeki iikmek-
f, ı teplerde tetkikat yapmakta, İstan-
t i bulun Maarif işleri aleyhinde yapı-j lan ihbarat etrafındaki tahkikatını n , günden güne genişletmektedir. Hi:-. j mi bey şehrimizdeki l.kmekteplerin , eşya ve bilûmum ders levazımı hal
1 ,£'. kında tetkikat ve tahkikat icra et-x *1 mektedir.
Bundan başka Maarif Vekâleti de görülen lüzum üzerine Maarif müdürü Haydar ve İstanbul Maarif işleri aleyhinde Vekâlete ihbaratta bulunması ve hakkında şikâyet vaki bulunması münasbetile de İlk tedrisat müfettişi Nuri beylere bu iş etrafında tahriri bazı sualler sormakta, müfettiş ve müdür beyler de bu suallere cevap vermektedirler.
Tahkikatın pek yakında neticeleneceği söylenmektedir.
Üç kaza daha , Dün yeniden üç nakil vası-f tası kazası daha oldu.
Haydarpaşadan Kadıköy e
F gelmekte olan şoför İsmailin W idaresinde bulunan 2275 numa-t ralı otomobille, mukabil istika-L mete giden şoför Muzafferin r 1 idaresindeki 1969 numaralı k r otomobil, yanlış bir manevra ' neticesinde çarpışmışlar, her • iki otomobil de parçalanmıştır.
İkinci otomobil kazası da Üs-
VI ] IKinCl UIUIDÜDU . \ ’&küdarda olmuştur. H i A» Doğancılarda pa
Doğancılarda park caddesinde ilerlemekte olan 14 yaşla--(rında Aziz çacuk birdenbire 1 p* karşısına çıkan şoför Alinin ida-|l” resindeki 2479 numaralı oto-Tmobilin sademesine maruz kalıkmış yaralanmıştır. Şoför yaka-ifF'anmıştır.
ı İÇ üçüncü kaza bir araba ka-i 'F :asıdır: Abdullahın idare ettiği # iraba Fenerde 7 yaşlarında | W »udiye isminde bir kıza çarp-' y; niş ve yaralamıştır.
I Arabacı polisçe tutulmuştur.
memnun gözükmiyorlar. Diğer taraftan Radikallar Lörru'nun riyaset etmiyeceği bir hükümete müzaheret eylememeğe karar vermişe benziyorlar. Halbuki geçen Nisan da kabine buhranına sebebiyet veren hâdiselerden dolayı Reisicümhur M. Zamora ile M. Lörru'nun arası biraz açıktır.
Hülâsa siyasî vaziyet çok ka-r ışı kır ve korteslerin feshi ise bu vaziyeti daha ziyade va-himleştirecektir.
Madrit 1 (A. A.) — İspanya kabinesi istifa etmiştir.
İstanbul Maarif işleri
Birinci sahifeden de nam
tinin yaptığı tetkiklere nazaran orta tahsil müesseselerinin 1933-1934 senesindeki çalışma verimi hepimizi sevindirecek bir şekilde olmamıştır.
Vekâlet yaptığı tetkiklerde neticenin bu düşüklüğünü icap | ettiren amiller arasında en mü- | himlerinin ekseriya ders müfredatının tanzim ve muttarit bir şekilde takip olunmıyarak senenin bazı aylarında tedrisatın pek ağır.bazı aylarında da fazla hızlı gitmesinden talebenin de muntazam ve muttarit bir surette hazırlanmıyarak senenin bir iki ayında sıhhatlarmı ve fikrî kabiliyetlerini teşevvüşe ve za’fa uğratacak şekilde çalışmakta olmalarından ibaret bulunduğuna kani olmuştur.
Müdür ve muallimlerin mesuliyeti
Bu sebepten 1934-1935 ders yılının başlamak üzere olduğu bugünlerde tedrisatın intizamı ve önümüzdeki okuma yıllarında daha iyi neticelerin alınması için vekâlet şu noktaları müdür ve muallimlere bildirmeği muvafık görmüştür.
1 — Muallimler her sınıfta okutacakları derslerin müfredatını, aylara göre taksim ederek 20 Teşrinievvele kadar müdürleri vasıtasiyle vekâlete gönderecekler ve Kânunuevvel, Mart Mayıs aylarının ilk günlerinde bu programın tamamen tatbik edilip edilmediğini bildireceklerdir. Ders müfredatının ve programdaki kitapların ikmalinden muallimler ve müdürler mes’uldürler.
Müfredatı dersiyesi ve vekâletçe kabul olunan kitabı muntazam ve muttarit bir surette takip etmemiş olan muallim ile bunu muntazaman murakabe ederek vekâleti vaziyetten haberdar etmemiş olan müdürler mesul olacaklar ve o sene için muvaffak olamamış sayılacaklardır.
Müzakereler arttırılacak
2 — Talebenin derslere muntazaman devamı ve ders yok-
Ynnan Pehlivanları dün geldi
Şehrimizde yapılacak olan Balkan güreş şampiyonasına iştirak e t m üzere dün gelen Yunan Pehlivanları Galata rıhtımında
Haneln “Almanya,, 1 (A.A.)— Bir dağın yamacında toplanmış 70,000 köylünün huzuriyle kutlulanan “hasat bayramı,, na M. Hitler riyaset etmiştir. Bayram yerine 80 tane kocaman oparlör konmuştu.
Ziraat Nazırı M. Valter Dar-re, 200,000 kadar aylağa iş temin edecek yeni rejimin çiftçilik siyasetini metbetmiştir.
Bundan sonra söz alan propaganda Nazırı M. Göbbels, Her Hitlere hitaben ve hülâsa-tan şunu demiştir:
“— Fürer’im, hava dalgalaıi-
lamalarının muttarit bir şekilde icrası lâzımdır. Bu sene ders müddetlerinin bir saate çıkarılması talebenin müzakeresine daha çok imkân vermek içindir.
Bu itibarla talebe, sık sık müzakere edilmelidir. müdürler bilhassa bu cihetleri murakabe edecekler ve Kânunuevvel, Mart Mayıs aylarının ilk günlerinde gönderecekleri raporlarda bu cihetleri bildireceklerdir
Muallimlerin devamı
3 — Muallimlerin muvaffakiyeti ve talebenin dersleri iyi bir surette hazmetmeleri şartlarından biri de muallimlerin derslerine muntazam bir surette devamıdır. Herhangi bir mazeretten ileri gelirse gelsin dersine muntazam bir surette devam etmemiş olan muallimin muvaffak olmuş olmasına imkân yoktur. Hangi sebepten olursa olsun ders senesinde o-kutmıya mecbur olduğu ders saatlerinde 8 veya 7 de birini yapmamış olan muallimler o sene için muvaffak olmuş sayılmazlar.
Talebe yurdu da açıldı
Şehrimizdeki bütün mekteplerle beraber Kadırgadaki Talebe yurdu da dün açılmıştır.
Yurda bu sene pek çok talebe kayit olmuştur.
Bir düello
Birinci sahifeden devam
Dünkü telgraf şudur:
Sen Malo 1 (A. A.) — Paristek i 6 Şubat hâdiseleri eınasında Dalâd-ye kabinesi âzasından bulunan M. Gi Laşanbre, geçen gün, Paris İstinaf mahkemesinde, M. Jak Rö-nuvenden bir tokat yemiştir. Bu sebepten, dün, aralarında bir düel
lo olmuş ve M. Rönuven yaralanmıştır.
Sen Malo ihtiyat zabitler birliği reisi sıfatiyle M. Gi Laşanbr'a şahitlik eden Ceneral Bartelemİ bu reislikten istifaya mecbur edilmiştir.
| le birbirlerine bağlı 700,000
I köylü kendilerine şereflerini iade ettiğiniz ve Vaymar hayaletinden ve demokrasinin saçma sözlerinden onları kurtardığınız için, size milletin minnettarlığını beyan ediyorlar.
Fürerim, yekpare bir çelik kalıbı gibi birleşik 66.000.000 Alman peşinizden gidiyor. Siz, köylüden, işçiden ve askerden bir devlet kurdunuz.,,
Bu nutuktan sonra, köylü bir kadın, M. Hitlere buğday, çavdar, arpa, Mısır başakları ve ömür otu dallarından yapma bir çelenk vermiştir.
Bir lokantada cinayet
Amerikada bir baskında 4 kişi can verdi
Sen Jakop"Amerika„ (A. A.) — Buradaki lokantalardan birinde bu sabah çıkan kavgada dört kişi ölmüştür.
Bazı haydutlar lokantacıya taarruz etmişler, o da haydutların başını öldürmüştür. Bunun üzerine öç almak istiyen haydutlar, oradaki müşterilerden ikisini vurmuş diğer ikisini de ağırca yaralamışlardır. Lokantacı, bunlardan birini daha yere sermiş ve haydutlar hiçbir şey almadan savuşmuşlardır.
İran hariciye nazırının seyahati
Paris 1 ( A. A. ) — “Pöti Pa-riziyen,, gazetesi, Iran Hariciye Nazırı Beldir Kâzimî Hanın bu gün Londradan hareket ettiğini yazıyor.
Mumaileyh Paristen geçerek Cenevreye ve Mısıra gittikten sonra Tahrana dönecek ve İsveç veliahtı ile zevcesinin azimetinden evvel orada bulunacaktır.
İtalyada 8 yaşından 55 ine kadar askerlik !
Roma 1 ( A. A. ) — Askerî Nezaretlerle Maarif Nezareti ve Faşist teşkilâtı arasında irtibat vazifesini görecek olan makama “ Askerlik ihzar ve ikmal müfettişliği „ adı verilmiştir.
Bu makam doğrudan doğruya Duçe’ye tâbi olacaktır. Müfettişliğe ordu kumandanlarından, Ceneral Grazioli tayin edilmiştir.
Bir nahiye yok oluverdi
Vellington (Yeni Zelanda) (A.A) — Çok şiddetli bir fırtına Vairarapa nahiyesini silip süpürmüştür. Demiryollar münakalâtı durmuştur. Telefon, telgraf hatları bozulmuş, yollar yıkılan ağaçlarla kapanmıştır. Evlerin camları kırılmış, damlar uçmuş, mahsul büyük zarar görmüştür.
Şehir tiyatrosu
Bu akşamdan itibaren Şehir tiyarosu temsillerine başlayacaktır. Bu sene dram ve operet kısımları ayrı ayrı tiyatrolarda çalışacaktır. Dram kısmında mevsim zarfında altı eser çıkarılacak ve piyes bir ay mütemadiyen temsil edilecektir.
Operet kısmında da üç operet ikişer ay muntazaman gösterilecektir.
Vekâlet karar verdi
Bir dersten sınıfta kalanlar yüksek sınıflara devam edemezler
Ankara 1 (A.A.) — Maarif Vekâletinin talebeye tebliğ edilmek üzere mekteplere şu tamimi gönderdiğini haber aldık:
Mezuniyet sınıflarında bir gruptan muvvaffak olmıyan* ların yüksek sınıflara devam etmeleri müsaadesi kaldırılmış ve geçen ders yılında keyfiyet talebeye tebliğ edilerek ona göre çalışmaları bildirilmişti.
Böyle olduğu halde mezuniyet imtihanlarında tam olarak muvaffak olmıyan bir kısım talebe, içinde bulundukları tahsil devresinin icap ettirdiği bütün bilgileri kazanmadan daha yüksek tahsil müesseselerine girmek istemektedir. Bu isteklerini yerine getirmek için gazetelere müracaat ederek, muhtelif makamlara istidalar vererek bu -muvaffakiyetsizliklerini ilân etmektedirler.
---------B----------
Nafıa Başmühendisleri arasında nakiller yapıldı
Ankara 1 (Telefonla) — Samsun Nafıa başmühendisi Mehmet Nuri bey İzmir Nafıa başmühendisliğine, İzmir Nafıa başmühendisi Nuri bey İstanbul Nafıa başmühendisliğine, İstanbul Nafıa başmühendisi Cevdet bey Erzurum başmühendisliğine, Şosalar başmühendisi Hıfzı Muhtar Sıvasa, Sivas başmühendisi Asaf bey Bursaya, Bursa başmühendisi Behçet bey Kütahyaya tayin edilmişlerdir.
Abıhayat suyu iyi değilmiş
Bursa 1 (Hususî) — Soğanlı köyü yolu üzerinde açılan ar-teziyen kuyusundan çıkarılan ve Abıhayat namı verilerek, etrafında (binbir derde devadır.) Diyerek büyük bir propaganda yapılan suyun Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâletince yaptırılan tetkikatı nihayet bulmuş ve neticede bu suyun, kimyevî tahlillere nazaran, bir maden suyu evsafını haiz olmadığı ve emlâhası pek fazla "34„ derecelik ağır ve alelade bir su olduğu, bakteriyoloji tahlillere göre de temiz ve içilmesinde bir tehlike bulunmadığı anlaşılmıştır.
Fakat Sıhhiye Vekâletinden ruhsatname verilmediği için bu su üzerinde hiçbir hassai deva-iye ve şifaiye ilân ve iddia olunamıyacağı, reklâmlar ve propagandalar yapılamıyacağı Sıhhat müdürlüğünden alâkadarlara bildirilmiştir.
— Zaman —
Karamürsel civarında bulunan ve veremlileri yirmi dört saatte iyi ettiğinden (I) bahso-lunan meşhur menba suyu da sakın böyle olmasın? Sıhhiye Vekâleti hazır sırasi gelmişken Karamürsel suyunu da tahlil ettirse de onun hakkında da bir fikir edinsek.
Kâzım Paşa ve Vekiller Ankarada
Ankara 1 (Telefonla) — Büyük Millet Meclisi Reisi Kâzım Paşa ile Hariciye Vekili Tevfik Rüştü ve Dahiliye Vekili Şükrü Kaya Beyler bugün hususî trenle şehrimize geldiler. İstasyonda Vekiller, Paşalar, Mebuslar ve Vekâletler erkânı tarafından karşılandılar.
Afyonda zelzele
Afyon 1 (A.A) — Bu sabah 6.30 da hafif bir zelzele olmuştu-.
Böyle olan talebelerimizin lüzumsuz teşebbüslerle boş yere geçirdikleri vakitlerini, yarım kalan derslerini tamamlamak için sarfetmeleri daha makul ve daha yerince bir hareket olur.
Talebelerin mercileri kendi mekteplerinin müdürlükleridir. Bazen mercilerini tecavüz ederek vekâletimize müracaatlar vaki olmaktadır. Bu tarzda ha-raket eden dilek sahiplerinin istidaları mekteplerine iade edilecektir. Vekâletimiz mektep müdürlüğü kanalından geçerek gelen müracaatları tetkik etmektedir.
Sınıflarında ipka kalıp mercilerini tecavüz ederek müracaat eden talebenin lise ve orta mektepler talimatnamesi hükümleri dahilinde cezalandırılmaları için aynca mekteplerine de bildirilecektir.
İktisat vekili Ke-çiburluda
Eğirdir 1 (A. A.)—İktisat vekili Celâl bey beraberinde Cahit bey, İzmir valisi Kâzım Paşalar. İsparta valisi Fevzi bey ve diğer mebus beyler olduğu halde hususi trenle şehrimize gelmiştir.
Vekil bey istasyonda kalabalık halk kütlesi tarafından karşılandı.
Vekil Bey doğruca belediyeye giderek kazanın İktisadî vaziyeti üzerinde tetkiklerde bulunmuştur. Kazada kısa bir müddet kalarak hususî trenle Keçiborluy’a dön inişlerdir.
İş Bankası kumbara ikramiyesi
Ankara 1 (Telefonla) — İş Bankasının tasarruf kumbaralarının ikramiye numaralan bu gün burada çekilmiş 've birinci mükâfat olan bin lira Ankara şehir bahçesi kâtiplerinden Şükrü efendiye isabet etmiştir.
Holânda ile Klering mukavelesi yapıldı Ankara 1 (Telefonla) — 23 Eylülden başlamak üzere Türkiye ile Holânda arasında bir Klering mukavelesi yapılmıştır. Mukavele altı ay devam ede-c ektir.
Bir terfi
Ankara 1 (Telefonla) —
Gümrük muhafaza umum kumandanlığı üçüncü şube hâkimlerinden İrfan bey 30 liradan 40 liraya terfi ettirilmiştir. Birinci Umumî Müfettişlik asayiş müdürlüğü
Ankara 1 ( Telefonla ) — Münhal bulunan Birinci Umumî Müfettişlik asayiş müdürlüğüne ikinci sınıf mülkiye müfettişlerinden Niyazi, İst hbarat müdürlüğüne hukuk müşaviri Bür-han Beyler tayin edilmişlerdir.
Bir Kafkas gazetesi
Ankara 1 (Telefonla) — Yabancı ellerde Türkçe çıkan “Kafkas Ağlıları,, gazetesinin Tiirkiyeye girmesi menedilmiştir.
‘Tefrinicvvel 2
— ZAMAN —
3
'sütunlarda seyahat |
Doğru yol
İstanbul Halkevinin yaptığı İyi feyler arasında son biri var ki üs) tünde nekadar durulsa yeridir. Bu son iş şudur: Gençler orada haftanın belli gecelerinde toplanacaklar ve ağabeylerinin, kendilerinin okudukları yeni kitapların özlerini anlatacaklar. İlk bakışta bunun ne derin manalı bir atılış olduğu anlaşılmaz. Fakat düşündükçe, nasıl sınırsız enginliklere giden bir yol üstünde bulunulduğu sezilir. Okumak, hele şimdilerde çok güçleşti. Kitaplar pahalı, bulmak zor. Ele geçenlerin de bu dar zamanlarda süzüp darasını çıkarmak, kolayca başarılır şey değil. Yurtta bir bilgi ortaklığı kurmak, öğrenişi yaymak, yaşadığımız çağın en ileri dileklerinden biridir. Halkevinin bunu karşılaması çok iyi oldu.
Gönül ister ki, ilk söz alanlar, kitapların çerçevesini, varmak istedikleri ülküleri, yaşattıkları çerçeveyi anlatmadan önce, okumanın kendisinden konuşsunlar. Çünkü okumağa çoğumuz kitap yapraklarında dolaşmaktır sanırız. Onun da yazmak gibi bir takım kuralları olduğunu düşünmeyiz. Madem ki bu uğurlu işe başlıyoruz, ilkin okumak nedir ? Nasıl okunur ? Bunu Öğrenmeli, sonra kitapları sırala-mahyız. Düşünce, bilgi eserlerini okumak, sürekli bir mukayese ve yaklaştırma yapmak demektir. Bu, dağ yolculuğundan da çetin ve yorucu emekte çok yavaş bir ilerleyişten başka sevindirici müjdeler bulunmaz. Onun için bu ağır, tunç kapıları zorlayanlarla pek seyrek karşılaşırız.
Gençlerimize herşeyden önce -meselâ “Discours de la Methode,, ile “Memoires d’Outre tombe„ gibi İki kitabın ayrı ayrı okunuşlarla BÖkülebileceğini anlatmazsak, onları boşuna yıprandırmış oluruz. Şiir, hikâye, tiyatro, roman belki biraz çabuk ve pek yorulmadan okunabilir. Fakat beyni besliyen, önümüzde yeni bilgi kapıları açan ağır eserlerde çabuk okumak, tembelliğin bir başka türlüsünden başka birşey sayılmaz. En fenası bu yarım okuyuşların, eksik düşünüştü yurttaşları doğurmasıdır. Çarpıklığın en güç düzeleni ise, hep biliriz ki başta olanıdır.
Halkevi bu uğurlu, aydınlık ve verimli yola girerken, işi bir kere de bu bakımdan kavrar ve düzene Lorsa, pek yakın bir yarında ektiği güzel tohumun filizlenip yeşerdiğini görür sanırım. Yeni yetişmelerde okumak sevgisini yerleştirmek için bu yol, ülküye gidenlerin en kısasıdır. En acı içkilere alışan adam oğlu elbette en çetin ve en bozuk bilgi sahifelerile de bağdaşabilir, işin ince yönü başlangıçtaki tattırmaya renk vermek ve kitabı gü-leryüzlü göstermektir.
Seyyah
Beykoz kundura fabrikası
Karaköydeki yeni mağaza dün açıldı
Begkot kundura fabrikasının Karakög-dtki yani mağazan
Sümer banka merbut Beykoz deri fabrikası mamul&tı İçin dün yeni bir satış mağazası açılmıştır. Yerli mallarımızdan kendi imalger-desi olanlarının güzellik ve sağlamlığı ile şöhret alan bu müesse-Senin yeni mağazası, Karaköy caddesinde eski Borsa hanı civarındadır.
Dün sabah saat 10 da yapılan açılış merasiminde Sümerbank İstanbul şubesi müdürü Baha Bey İstanbul Yerli mallar pazarı müdürü Hayri Bey, Bakırköy bez fabrikası
Bostancıya tram vay dün başladı Bu münasebetle halk dün tezahürat yaptı
Dün sabahtan itibaren Kadıköy-Bostancı hattında tramvay işlememeğe başlamıştır.
Tramvayın bu hatta işlemeğe başlamaşı üzerine otobüs seferlerine nihayet verilmiştir. Bu otobüslerden mühim bir kısmı İstanbul tarafına nakledilmeğe başlanılmıştır. Diğerleri Fenerbahçe - İç Erenköy arasında çalışacaklardır. Kadıköy - Bostancı tramvayları beş kıtaya taksim edilmiş olup Bostancıdan Kadıköyüne birinci mevki 12,5 ikinci mevki on kuruştur. Bu hatta iki kısım tramvay işlemektedir.
Biri 4 diğeri 14 numaralıdır. 4 numaralı arabalar Kadıköyden Bostancıya kadar bütün duraklarda durmaktadır. 14 numaralı arabalar ise Fenerbahçeye kadar yolcu almamakta oradan Suadiyeye kadar işlemektedir.
Kadıköyünden Bostancıya kadar arabalar yarımşar saatte gidip gelmektedir. Dün arabaların işlemeğe başlaması üzerine güzergâhtaki halk fevkalâde tezahürat yapmıştır.
Birlik mecmuası aleyhindeki dava
Millî Türk talebe birliği aleyhinde müsaadesiz siyasî neşriyatta bulunmak cürmünden açılan davanın rüyetine dün İkinci Sulh ceza mahkemesinde devam edilmiştir. Muhakeme, Birlik reisi Zeki beyin sabıkası olup olmadığının tahkiki için ayın dördüncü perşembe gününe talik olunmuştur.
Şoförler
Münevverler
İçki kullanıp kullanmadıkları kontrol ediliyor
Bütün kara nakil vasıtaları geceleri sıkı kontrole tabi tutulmaktadır. Eskiden yalnız gündüzleri yapılmakta olan bu iş şimdi geceye çevrilmiş, çok daha müsbet neticeler alınmıya başlanmıştır. Bu kontrol esnasında bilhassa şoförlerin içki kullanıp kullanmadıkları, sıhhat cüzdanlarının muntazam olup olmadığı tetkik edilmektedir.
Et fiatlan biraz düştü amma...
Son bir hafta içinde et fiatlan birkaç kuruş düşmüştür.
Yaptığımız tahkikata göre, bunun sebebi, fazla hayvan gelmesi ve kesilmesidir.
Diğer taraftan, bir kısım alâkadarlara et fiatlerinin ucuzlamasını, son gülerde yüksek fiatla fazla deri satılmasına atfedilmektedir.
Bunlara göre, celepler, deri fiatlerinin yükselmesi üzerine et fiatlerinin bir barça ucuzlatmalardır. Halbuki son günlerde bilâkis deri fiatlan düşmüştır ve etin ucuzlamasında hakiki sebep, fazla hayvan gelmesi ve kesilmesidir. Maamafih mevsim dolayısile bir müddetsonra hayvan kemisi nin azalacağı ve bu suretle de et ve deri Batlarının tekrar yüksele ceği tahmin edilmektedir.
Kurtuluş bayramı
6 Teşrinievvel İstanbulun kurtuluş bayramıdır. O gün sabahleyin askerî kıtaat ve mektepliler Sultanahmet meydanında toplanacaklar, Taksime kadar bir yürüyüş yapacaklardır. Taksimde hazırlanacak tribünlerde bulunan askerî ve mülkî erkân huzurunda bir geçit resmi yapılacak, abideye çelenkler konulacaktır. Gece fener alayları tertip edilecek, Fırka ve Halkevlerinde danslı çaylar verilecektir.
müdürü Fazlı Bey ve daha birçok zevat bulunmuştur.
Mağazanın müdürü Selâmi Bey yapılan ayakkabıların sağlamlığın ve malzemeler arasında mukavva ve emsali gibi dayanıksız madde bulunmadığını göstermek İçin bir erkek iskarpinini,sureti mahsusada fabrikadan getirtilen keskin bir bıçak ile orta yerinden uzunlamalığa keserek ha-zıruna göstermiştir. Bu kesik ayakkabı vitrine konularak halka teşhir edilmektedir.
Dün akşama kadar bu yeni mağazadan yapılan satış miktarı 200 lirayı bulmuştur.
İntihabat dün başladı
Halk ve esnaf teşekkülleri toplu bir halde reylerini istimal ettiler
Kadınlar Birliği reisi Lâtife Bekir hanım dün Fatih parkında halkı intihaba teşvik için konferans verirken
Dün sabahtan itibaren şehrimizde Belediye hududu dahilinde yeni şehir meclisi intihabı fi’len başlamıştır. Bu münasebetle şehir, tramvay ve vapurlar, otomobiller, otobüsler de dahil olduğu halde baştan başa bayraklarla donatılmıştı.
Halk erkenden reylerini istimale başlamıştır. Bu meyanda bir çok cemiyet ve esnaf teşekkülleri toplu bir halde sandık başlarına gideren reylerini vermişlerdir.
Dün intihabın ilk günü olmasına rağmen reylerini verenler bir hayli çoktu. Fakat bunda daha ziyade teşekküller âmil olmakta idi.
Diğer taraftan sandık başlarında izdihama mahal bırakmamak için bekçiler vasılasiyle evlere fiş-
Heyet dün geldi-Cumaya Ankaraya gidecek
Uzun bir zamandanberi Avrupa şehirlerini dolaşmış ve dün şehrimize gelmiş olan Çin askeri heyeti Cuma günü Ankaraya gidecektir.
Heyete Ceneral "Cheng-Yu-Tu„ riyaset etmektedir. Çinliler, muasır medeniyetin muhtelif sahalardaki son inkişaflarını kaydetmek ve kendi inkılâplarının mahiyetini, uğradıkları memleketlere anlatmak maksadiyle seyahat etmektedirler. Bir inkılâp memleketi olması dolayısiyle, Türkiyeye vaki olan seyahatlerine çok ehemmiyet vermekte, bilhassa istiklâl zaferimizin menakibiyle alâkadar olmaktadırlar.
Son harf inkılâbı, bugün içinde bulunduğumuz dil inkılâbı da Asyalı misafirleri alâkadar etmektedir. içlerinden bazıları yeni harflerle gazetelerimizi okumakta ve okuduğunu anlamaktadır.
Şerhler
“Seciyye kuvveti, zekâ kuvvetine takaddüm eder,,
Emerson
Şerh ve izah:
“Dostluk, muhabbet, sı-naat,, adlı eseriyle Yeni dünyada yüksek bir ün temin eden Emerson, seciye kuvvetinin zekâya takaddüm ettiğini söylüyor. Doğru bir hüküm. Çünkü zekâ, talimatını seciyeden alır. Bozuk bir seciyenin zekâya göstereceği hedef mutlaka sakimdir, muzırdır. Sağlam bir seciyenin zekâya tayin edeceği istikamet ise mutlaka temizdir. Bu hakikati hayatın bütün tecellilerinde, beşerî hâdiselerin hemen hepsinde görmek mümkündür. Orijinal cinayetler tertip ve idare eden katil elbette zeki bir mahlûktur. Lâkin seciyyesi bozuk, ruhî temayülleri fa-
ler dağıtılmıştır. Halk bunlarla sandık başındaki memurlara müracaat ettiği takdirde derhal isimleri defterde bulunarak reylerini istimal eyledikle.! işaret edilmektedir.
Sinemalarda, sandık başlarında ve radyoda intihap lehine kon-feranlar verilmektedir.
intihap faaliyeti ve rey atılma işleri sesli olarak filme alınmaktadır. Yakında sinemalarda gösterilecektir.
intihap münasebetile dün gece şehrimizdeki resmî ve hususi mü-essesatta tenvirat yapılmış ve Belediye tarafından Beyazıt ve Taksim meydanlarında donanma fişekleri atılmıştır.
Camilerde mahyalar kurulmuştur.
Arasında heryerde ispirtoya temayül azalıyor
İçki ile Mücadele beynelmilel teşkilâtına mensup İsveçli bir murahhas memleketimize gelmiş ve Dr. Fahreddin Kerim Beyle temas ederek Türkiyedeki mücadele faaliyetini tetkik etmiştir.
İsveçli murahhasın kanaatine göre, içki, en fazia işçi ve amele sınıfı arasında tahribat yapmakta olduğundan mücadelenin hedefi, bu sınıf olmalıdır. Münevverler, gün geçtikçe ispirtoya karşı temayüllerini azaltmaktadırlar.
İçki mücadelesinin kanunî yollarla teminine taraftar olmıyan mumaileyh, telkin ve propaganda gibi vastalarla hareket edilmek lâ-zınıgeidiğini söylemiştir.
Ahır yarım kaldı!
Belediye, Edirnekapı haricinde yeni ve asri bir hayvan ahırı yaptırmıştır. Bu ahıra şimdiye kadar 6 bin lira sarfedilmiştir. Fakat tahsisat bitmiş, ahır ikmal edilememiştir. Teferruata ait- bazı noksanların tamamlanması için yeniden tahsisat verilecektir.
sit olduğu için zekâsını menfur yollarda kullanıyor.
Şu hale göre seciye zekâya hâkim demektir ve zekânın müdürü odur. Böyle olunca da seciye kuvvetinin zekâ kuvvetine takaddüm etmesi mantıkî bir halet olur. Emerson bu hükmü ortaya atmakla insanların zekâsını tenmiye etmek derecesinde olsun seciyelerini de kuvvetlendirmeğe ehemmiyet verilmesini söylemek istemiştir. Biz, aynı şeyin ketndi terbiye sahamızda da ihmal edilmemesini lüzumlu buluyoruz. Seciye sağlam oldukça İçtimaî hayat mutlaka temiz olur.
ZAMAN
Meğer kaza değil bir cinayetmiş!
Ceset yatağa yatırıldı, otopsi yapıldı ve...
Geçen perşembe gecesi, Küçük Mustafapaşada Acıçeşme sokağında bir yaralanma vak’ası olmuştu. Bu sokakta oturan ve Siirtli manav Abdülmecit Efendinin metresi bulunan Emine Hanım, yatağında patlıyan bir tabanca kurşunile yaralanmış ve berayi tedavi Haseki hastanesine kaldırılmıştı. Emine Hanım, verdiği ifadede yatakta yastığın altındaki tabancanın kazaen patlamasiyle vurulduğunu, söylemiş olduğu için, tahkikat o cepheden yapılmış ve suçlu olarak kimse zannaltına alınmamıştır. Emine Hanım hastanede vefat ettiği cihetle müddei umumilik tahkikatın tamikine lüzum görmüş ve muavinlerden Şefik Bey adlî tahkikata başlamıştır.
Ceset, hastaneden eve getirtilmiş, yatağa yatırılmış ve bu şekilde vukubulacak bir tabanca patlama-sile, Emine Hanımın sol memesi üzerinden yaralanıp yaralanamıya-cağı araştırılmıştır. Bu hususa ait icabeden zabıtlar raporlar da tanzim edilmiştir.
Ceset, evden morga götürülmüş, morkta otopsi yapılmıştır.
Otopsi neticesi, Emine Hanımın iddia edildiği şekilde bir kaza kurşununa kurban gitmediği bir katil kurbanı olduğu tahakkuk etmiştir.
Bunun üzerine, bütün şüpheler kendisinde toplanan manav Abdül-hamit, dûn adliyede isticvap olunmuş ve tevkifine lüzum görülerek tevkifhaneye sevkolunmuştur. Tahkikat mevkufen devam edecektir.
Maarif müdür muavinleri
Maarif Müdür muavini Muharrem Beyin yerine tayin edilen ilk tedrisat müfettişlerinden Adil Bey dünden itibaren yeni vazifesine başlamıştır.
İkinci muavin İzzet Beyin yerine de yine ilk tedrisat müfettişlerinden Şevket Süreyya Beyin tayini kararlaştırılmıştır.
Mumaileyh pek yakında yeni vazifesine başlayacaktır.
Yeniden başladı
Bir müddettenberi inşası ve tamiri devam etmekte olan Unkapanı köprüsünde tahsisat-sızlık yüzünden inşaat tatil edilmişti, kış yaklaşmakta olduğu cihetle köprünün dünden itibaren yeniden tamirine devam edilmeğe başlanılmıştır.
Elektrik işleri
Bazı gazeteler yeni elektrik tarifesini tesbit edecek olan komisyonun Ankarada toplanacağını yazmışlardır.
Bu hususta yaptığımız tahkikata göre komisyon evvelce de yazdığımız gibi bura'da toplanacaktır.
Ancak bazı esasat üzerinde cereyan edecek olan müzakereler Ankarada yapılacaktır.
Şimdiye kadar Elektrik Şirketi ile beraber çalışan Satie Tesisat Şirketinin 1 auğstostaıı itibaren Elektrik Şirketinden tamamile ayrıldığı malûmdur. Eskiden tesisattan dolayı Satieye borçlu olanlar ceryanları kesilmek sureti le borçlarını ödemiye mecbur ediliyorlardı.
Bundan sonra hiç kimsenin, Sat-iyeye karşı olan borçlarından dolayı, hiçbir vakit ceryam kesilemi-yecektir. Satye şirketi d.ğer kredi ile tesisat yapan ve alât edevat satan müesseselerden katiyen farklı değildir.
Leylî ve meccani talebe imtihanları
Galatasaray ve Erenköy liselerinde önümüzdeki ders senesi için leylî ve meccani talebenin imtihanı devam etmektedir.
Bu imtihanlara çok talebe iştirak etmiştir. İmtihanlar bir iki güne kadar bitecek ve netice anlaşılacaktır.
I Söylesem tesiri yok pussam gönül razı değili
Ağaç sevgisi
Türk, ağacın hayat! bir kıymet taşıdığını çoktan ve pek çoktan anlamıştı,' ağaç sevgisini dinî vecit eler arasına sokmuştu. Uygurlas evlerinde mutlaka bir ağaç resmi bulundururlardı. Altay Türkleri, erkek dinine mahsus reculî âyinleri yalnız huş ağacının ormanında yaparlardı. Yine Altay Türklerinde kürenin merkezinde oturduğuna inanılan yer sular başkanının tahtı yanında on altıncı göğe kadar yükselmiş bir çam ağacı vadır. Bu ağacın yüksekliği o başkanın on altıncı kat gökteki “Bay ülken„ e müsaviliğini gösterir. Yine Altay Türklerinin kozmogonisine göre Tann Karahan, yeryüzünün ortasında dokuz dallı bir ağaç yaratmış ve bunun her dalı altında bir adam vücuda getirmiştir. Bu dokuz adamdan insanların esası olan dokuz ırk öremiştir ve bunlara dokuz dedeler denilir.
Dokuz Oğuz menkıbesinde bir gece gökten inen ışığın huş ağa-civle bir çam fıstığı ağacının üzerine düştüğü zikrolunur. Bu iki ağaçtan huş ağacı erkek, çam ağacı da dişi olarak tahayyül edilir.
Türklerin iki cinsi temsil eden bu iki mukaddes ağacından başka bil de aile kutsiyetini bildirir bir ağaçları daha vardır, bu da ardıçtır. Ev kadını her sabah mutfak ocağında küle gömülmüş ateşi bir ardıç da-liyle canlandırır. Ucunu ateşlediği bu dalla bütün odaları tütsüler. Bu suretle muzır cinleri kaçırır.
Ağacın Türklerce mukaddes olduğunu gösteren bazı isimler ve lâkaplarda vardır. Oğuzlar birliğine dahil budunlar içinde ağaç eri adını taşıyan bir boy görüyoruz. Bunlar Oğuzlarla beraber Anadoluya da gelmişlerdir. Müslüman karlıklar budist uygurlara Tat eri demelerine mukabil Uygurlar da müslü-man Türklere Çomak eri derlerdi. Orhun kitabesinde Bahara civarında Altı çöp adlı bir budundan bah-solunuyor.
Eski Türk tarihine taallûk eden bu satırları aynen iktibas ile şu sütuna geçirmekten maksadımız, ağaç sevgisinin, eskiden olduğu kadar kuvvetle yürümekte yer tutması lüzumunu ileri sürmekten ibarettir. Ağacı bu kadar derinden sevmiş olan dedelerimiz, o sevgiyi boş yere taşımış değillerdir. [Ağacın sıhhat için gerek ve millî servet için de temel olduğunu anlıyarak bu sevgiyi aralarında yaşatmışlardır.
Bütün dağlarımız, çıplak başla-' rınıQbiz:m gözlerimize doğru uza-ı tarak bu sevginin yeni baştan doj masını, uyanmasını bekliyor. Mü-rebbiler, hocalar! Bu sevgiyi çocul lara aşılayınız, yurdunuza çok büyük hizmet etmiş olursunuz.
L.
Tayyare döndü
Şehrimizle Diyarbekir arasındı ihdas edilen hava postalarının Di yarbekirden şehrimize ilk dönüşi dün olmuştur.
Diyarbekirden saat 8,30 da ha reket eden tayyare, 11,30 da Kay seriye gidilmiş yarım saat oradı kalmış, 12 de hareket etmiş on üçü elli geçe Ankaraya gelmiştir.
Tayyare Ankarada da on daki ka kalmış ve saat ondörtte de on dan hareket etmiştir.
Bir saat on dakika sonra Esk şehire gelinmiş; yirmi dakika b; tevakkuftan sonra 15,30 da Eskişı hirden kalkan tayyare onaltıyı kır geçe Yeşilköye inmiştir.
Sinemalar ve Belediye
Sinemacılarla belediye ara sındaki ihtilâf yeni bir şekil al mıştır. Belediye sinemaların teşrinevvele kadar Darülâcez hissesiııdn mütevellit borçları nın taksitle ödenmesine dünde itibaren de bütün sinemaları eskiden olduğu gibi soğuk dan gah biletle işlemelerine karı vermiş bu karan da ne tebliğ eylemişti.
Sinemacılar buna mek istemişlerse de kendik Beyoğlu belediyesine çağın); rak belediyenin verdiği karar kati olduğu aksi takdirde sin maların seddedileceği kendil rine bildirilmiştir. Sinemacılar bu karara riayet edip etmec ği bugün teftiş edilecektir.
kendileı
itiraz e
POLİSTE

i
1
ZAMAN
Teşrinievvel 2
Unutkanlık
Okuycularımızdan biri unutkanlık hakkında bizden malûmat istiyor. Bu, derin ve tamamile ilmi bir bahistir. Bu sütunda teşrihine imkân yoktur. Çünkü i mî bahisleri etrafile izaha kalkışmakla çizmeden yukarı çıkmış oluruz. Bununla beraber aziz okuyucumuzu memnun etmek için bir kaç kelime söyliyeceğiz.
Bugün İlmî tetkikler ile tahakkuk etmiştir ki dimağ merkezlerinden, nahiyelerinden her birinin kendine has bir hafızası vardır. Birinin ziyaı ile diğerlerinin de bozulması lâzım gelmez. Bu suretle fen istilâhında “amnesie - unutkanlık,, denilen keyfiyet te bir çok nevilere ayrılmış ve bu taksime göre tetebbu edilmiştir.
Yani unutkanlık daima “cüz’î partielle,, dir. Bir değil, birkaç türlüsü oluyor. Muttaride denilen bir nev’i var ki Fransalı doktor Pierre Janet onu tahkik etmiş ve bu adı o hastalığa bu doktor vermiştir. Bu halde insan aynı cümleden olan hatıraları unutur. Kimisi has isimleri, kimisi coğrafya istilâhla-rını ve isimlerini, kimisi de an-
cak bir şahsa, yahut bir vakaya ait olan şeyleri unutur. Birtakım insanlar da ecnebi bir dili takımile unuturlar. Bazı kimseler, işittikleri kelimelerin mefhumlarını hatırlıyamazlar. Buna ‘‘Kelâm sağırlığı - Surdi-teverbale,, denilir. Yahut yazılmış kelimeleri pekâlâ okurlar, fakat ifade ettikleri manaları tahattur edemezler.
Unutkanlığın bir de müte-mekkin nevi vardır. Bu halde insan başından geçen vakalardan ancak birini tahattur edemez. Bu arıza gayri tabiî bir ihtilâç, bir yara, şedit bir heyecan veya uykuda gezme hastalığından ileri gelir. Bu çeşit unutkanlık ekseriya Derkî olur. Yani insan o vakadan evvelki vakıaları unutur. Bazen de bunun akşi görünür. Yani vakadan sonrakileri hatırlıyamaz. Daha doğrusu unutkanlığa sebebiyet veren vakayı hatırlar, ilerisini hatırliyamaz.
Hülâsa bu hafıza kusurlarının nevileri pek çoktur. Esasen Psikolojiye taallûk eden bu hallerin felsefeye münasebeti de ruh meselelerde alâkasından dolayıdır.
almış, yanmış, sirayet etmiş, yanmağa baş-
Konya mektupları
Tarihî Konya şehri her gün biraz daha güzelleşiyor
Mühim bir kitap
Günde bir Kiîap
Harp yüzünden Osmanlı İmparatorluğundan ayrılan 'ı milliyetler.
“ L’Europe Nouvelle „ den : Lozan muahedesi 1923 senesinde Türkiyenin yeni hudutlarını ’ kat’ı surette tesbit ettiği zaman, I i sabık Osmanlı İmparatorluğu cü-(P zillerinin mukadderat ve akibetle-■ rini farklı bir tarzda tayin etmiştir. . 'c?‘ Osmanlı imparatorluğu tebaa-l' d i sından bazıları mevcut devletti. i lere geçmiş, bazıları da, milliyet i ı itibarile kendilerine etraflı bir
j| program ve teşkilât yapmak
° I mecburiyetinde kalan yeni dev-r; ı £‘ letler efradı arasına girmişlerdir. ’ şıl M. “Paul Chali,, nin bu mev-| f ı zua tahsis ettiği fevkalâde Ç vesikalara müstenit tetkik eseri, S | ku me' zua müteaallik mesele-'İ! I, ler hakkında kıymetli işaretleri '. j muhtevi bulunduğu gibi, hukuku rl ' umumiyenin Laşlca meselelerin-
Birbiri ardınca müstakil devletler, manda altında bulunan memleketler ve mevcut devletlerden birine ilhak edilmiş kıt’alar müdevvenatını tetkik eden M. “Ghali,, Müslümanlık ile hıristiyanlık arasındaki hukukî temas ve münasebetlere hissolunacak derecede salâh temin eden Lozan muahedesinden sonra Avrupanm heyeti umumiye ve muhtelif kıt’alarda tatbik itibariyle milliyet noktai nazarından ne kadar büyük bir genişleme vücude getirdiğini göstermektedir.
Kızıltoprakta bir yangın tehlikesi
Bir çocuğun ateşle oynaması, dün Kızıltoprak ve civarına bir yangın tehlikesi geçirtmiştir.
Kızıltoprakta istasyon arkasında Süleyman paşa çıkmazında Ebe Hikmet hanımın bir evi vardır. Bu evin üst katında kiracı olarakta Ali Vasfi bey isminde bir zat ve ailesi oturmaktadır. Vasfi Beyin ailesi, sabahleyin, mutat temizliği yapmış ve bu arada da yorganını pencereden aşağı sarkıt-mıştır.
Yofgan pencerede bu vaziyette dururken Vasfi beyin oğlu yedi yaşındaki Orhan elinde bir kibrit kutusiyle yorgana yanaşmış ve kibriti çakarak tutuşturmuştur.
Yorgan alev ateş kaplamıya ve kaplama da lamıştır.
Evdekiler, neden sonra işin farkına varmışlar söndürmek için çalışmışlardır. Diğer taraftan da itfaiye haberdar edilmiştir.
Nihayet konu komşu el bir-liğile yangını söndürmeğe muvaffak olmuşlardır.
İki çocuk pencereden düştü
Dün iki çocuk düşme neticesi ağır surette yaralanmışlar ve Etfal hastanesine kaldırılmışlardır.
Fındıklı da oturan Madam Marikanın kızı Matmazel Eleni evin penceresinden sokağı seyretmekte iken bir aralık iğilmeğe mecbur olmuş bu sırada da müvazenesini kaybederek sokağa düşmüş ve ağır surette yaralanmıştır.
Yine sokağa düşmek sure-tile yaralanan diğer çocuk ta Küçük Mustafapaşada Ahırçeş-me mahallesinde oturan 7 yaşında Muhiddindir. Muh.ddin de Etfal hastanesine yatırılmıştır.
Sahte bir memur!
Konyanın bugünkü vaziyet nden güzel bir görünüş mini düşünülmüş ve iyi neticeler görülmüştür.
Vilâyet merkezi son derece ucuzluk, pazar ve çarşı mahalleri oldukça temizdir. Belediyenin gayretile birçok yerlerde yol faaliyetlerine ve caddelerin genişletilmesi ve intizamı için «on derece çalışılmaktadır.
Sinema ve kütüphaneler
Merkezde üç kütüphane mevcuttur. Bunlar da Halk, Millî ve Müze kütüphaneleridir. Millî ve Müze kütüphaneleri oldukça zengin, halkın okuma ihtiyacını temin edecek kadar kıymetli eserlere maliktir.
Mekteplerin tatil olması hasebiyle bir takım talebelerimiz bu tatilden bilistifade gerek ikmal imtihanları ve gerekse yeni sene derslerine hazırlık için kütüphanelerde mevcut kitaplardan çok istifade etmişlerdir. Bir de Halkevi kütüphanesi mevcuttur, fakat bunun kitap kadrosu henüz ikmal edilmemiştir. Şehrimizde bir de sesli sinema mevcut bulunmaktadır.
Türk-Yunan ofisi
Jpen birini teşkil eden milliyet V ? : bilgisi noktai nazarından çok M ■
H| mühim aydınlatmaları ihtiva et-jl mektedir.
T ________________________________
ii ■ ~
5.
£
i
^Millî Roman
i:j , Bülent, para olduğu anlaşılan
1 kâğıtları şuursuz bir haz ile al-
Türkiye ile Yunanistan arasındaki tüccarî münasebetlerin kolaylaştırılması için teşekkül eden Türk- Yunan ofisi birkaç güne kadar tekrar toplanacaktır. Bu toplantıda muahedenin tahdidi konuşulacak ağlebi ihtimal muahede Teşrinisaniye kadar temdit edilecektir.
Polis, dün, kendisine damga memuru süsü vererek birtakım bakkalları dolandırmağa kalkan bir Rumu yakalamıştır.
Koço isminde olan bu Rum Taksimde gözüne kestirdiği bakkallara girerek:
— Ben terazileri teftiş edip damgalamıya memurum.
Demiş, terazileri tetkike koyulmuştur. Bu arada terazilerde bir takım bozukluklar bulmuş buna mukabil, para istemiştir.
Nihayet Taksimdeki bakkaliye mağazalarından birinin sahibi el altından polisi haberdar etmiş, memurlar gelmiş ve Ko-çoyu cürmü meşhut halinde yakalamışlardır. Koço Adliyeye teslim edilecektir.
Konya 27( Hususî)—Konya, orta Anadolunun şirin ve tarihî bir şehri; etrafı silsileli dağlarla çevrilmiş bir ova üzerine kurulmuş büyük bir vilâyettir.
Şehrin nüfusu 55,000 o'up ahalisi ziraatçıdır.
Cumhuriyetten sonra şehrin imarına son derece ehemmiyet verilmiş ve gelecek zamanları gözeterek yapılan şuurlu bir mesai, vilâyetin yenilik rubile kaynaşan halkına kurvetli bir iz açabilmiş, tekâmül ve inkişafa müsait bir varak yaratmıştır.
Son zamanlarda inşa edilen modern binaların bugünkü inşa tarzına uygun bir şekilde yapılmış olması, eskiliğin geçmiş zamanlara gömüldüğünü anlatan ve yeniliğe karşı uyanan rağbetin birer canlı ör lekleridir.
Birkaç senedenberi büyük bir gayre: sarfiyle inşasına devam
edilmekte iken evvelki sene muvaffakiyetle ikmal edilen memleket haıtanesi ve silo ve hâlen yapılmakta olan doğum evi ve buna mümaıil muhteşem binalar şehri gühden güne güzelleştirmektedir. Bilhassa geçen sene birços masraf ihtiyariyle inşa edilmiş olan asri bir mezbaha; Konyanm şarkî şimalinde ve altı küometre mesafesinde sıhhî tertibatı havi örnek olabilecek bir haldedir.
Mezbahanın su ihtiyacı, seneler-denberi hüküm sürmekte olan kuraklıktan bütün kanalların kurumuş olması nazarı itibare alınarak ayrıca brnaya bir makine dairesi ihdas ed.lerek matör vasıtasıyle derunıındaki büyük kuyulardan te-
Himayei Etfal ve köylüler
Aksaray 30 ( A. A. ) — Yetim çocukları koruma kurumu tarafından hazırlanan büyük eşya piyangosu çekilm'.ş çoğu köylü ihtiyacına yarıyan mükâfatların ekserisi köylülere çıkmıştır. Bundan biriken para ile ilk mekteplerdeki öksüz çocukların ihtiyaçları temin edilecektir.
Kilosu 1 kuruşa yapıncak üzümü!
Tekirdağ fabrikası üzümleri kaça alıyor?
Tekirdağ ‘.9 (Hususî) — Evvelce inhisar ve fab-ıka memurları tarafından mevt mi ı icabatına ve olgunluk derecelerine göre tespit edilen şarap imaline elverişli üzümler fabrika tarafından mubayaa edilmektedir. Üzümlerin dtr ce e i fabrika kantarı mahalinde te_pıt edilip üç fiat üzerinden mubayaa edilmektedir.
1 inci fiat - İyi bakılmış her türlü çürük ve bozuk üzümlerden ari ve yemeklik nevi ayrılmamış iyi üzümlerin fiatı (110 para).
2 inci fiat tjBakım ve yaradılışı ikinci derecede olan üzümlerin fiatı (3 kuruşk
3 üncü fiat: Evvelce iyi olup İnhisarlar memurları tarafından beğenilmiş bağlarda herhangi bir sebepten birdenbire vukua gelen fenalıklardan müteessir olarak bozulan ve idarece (Sumalık) tabir olunan diğer nevi yapıncak üzümlerinin fiatı ki kilosu (1 kuruştur).
Sez eşmiş olan bağcılar Üzümlerini fabrikanın gösterd.ği tarihte koparmakta ve koparır koparmaz derhal masrafı kendine ait olmak üzere o günü fabrikaya nakletmektedir. Üzümlerin bağdan fabrikaya nakli için lüzumu olan küfeler fabrika tarafından verilmekte ve nakliyat masrafı bağcıya ait bulunmaktadır. Bu sene şarap fabrikasının bağcılardan (500,000) kilo kadar üzüm alacağı tahmin edilmektedir....
Tekirdağ esnafları
Tekirdağ 29 (Hususî) — Şehrimizdeki esnaflar aralarında bir toplantı yaparak “ Esnaf Birliği Cemiyeti „ namiyle bir cemiyet teşkil etmişlerdir.
Köyler telefonla bağlanıyor
Aksaray 30 (A. A.) — Köylerin birbirine telefonla bağlanma çalışmasına devam edilmektedir. Mühim köylerle muhabere başlamıştır.
Erzurumda mezbaha
Erzurum 29 (A. A.) — Belediye bir mezbaha açmasını kararlaştırmış ve inşaata başlamıştır. ^Kıştan evvel çatısı bitmiş olacaktır. Bundan başka mezbahanın teşciri için faal yete geçilmiştir.
Trabzon’da sünnet
Bugünün Aşkları

Tefrika No: 28
Ta i ^•r*k,a beraber derin bir hayret • ! l"finde *d«. Çünkü yanından ayrılan Msdın sesini değiştirerek gelmişti ve M' SCB Mehlikanın değildi. Ressam
1|“ ıvıenıiKanın aegı;aı. Kessam KiJrakini altüst eden bu şaşkınlığını K üçlükle giderdi, kekeliye kekeliye L )rau :
L' — Siz, Bİz Mehlika Hanım değil k*,iainiz?
Ur — Hayır I
W* — Ya kimsiniz?
|| ~ Şaziye. Bu evin hizmetçisi
Şaziye!..
Ve Bülendi çemberliycrek kulağına iğildi; hırsını, hevesini, arzusunu, iştiyakını ve hınçlarını kelime kelime döktü.
— Evet, benim. Deminden de bendim, kokvsunu güzel bulduğun kadın yine bendim. Canım dediğin, cananım dediğin hep bendim. İşte gördün ya. Işıklar sönünce, perdeler inince hizmetçi ile hanımın farkı kalmıyor. Zaten bu fark var mı, yok mu, ben de bilmiyorum. Hanımlar temiz giyi-
Diyorlar, salonda oturuyorlar. Siz ondan ötûrû onların ardına düşüyorsunuz, yanlarında dolaşıyorsunuz.
Fakat siz onların iç yüzünü bilmezsiniz. Hanımların yürekleri du-daklarındadır, bizim dudaklarımız yüreğimizdedir. Hanımlar sevmeği bilmezler. Biz savince candan severiz. Bak, demin param yok dedin. Hemen koşdum, sana para getirdim, canımı isteseydin onu da verirdim. Benim yerimde Hanım olsaydı hiç tınmazdı, aldırış etmezdi. Sen de onu unut, beni sev, candan sev. Olmaz mı cicim ?
Ressam d^ artık gülüyordu. Hanımın yerine^ geçen hizmetçi ona tabiî görünüyordu. Meh'.ikadan umduğu kazancı bu kızcağızın temin etmesinden de ayrıca memnun olmuştu. O kasa, bu suretle henüz bakir kalıyordu. Yarın öbürgün elini oraya, biraz sonra da Naciye-nin kasasına uzatacaktı. Aylıklarını iyi kullanmış ve galiba olduğu gibi saklamış görünen şu kızcağız da arada yedek kasa rolü oynıyacakb.
Bülent Bey böyle düşündü, pa-
Tabiat kanunlarının üstüne çıkmağa çalı-' şan... Şayanı hayret keşfi ile dünyaya hakim olmak isliyen...
Sinema teknik ve kudretinin son sözüdür.
( Fransızca sözlüdür)
İPEK Sinemasında
Görünmeyen ADAM

Trabzon 29 (A. A.) — Halkevi tarafından, dün Halkevı’nde 250 çocuk sünnet edilmiştir.
Karsta iskân tetkikatı
Kars 29 (A.A.) — Şark mınta-kalarında iskân işlerini süratle bitirmek için şehrim’ze gelen Nüfus ve Lkân umum müdürü Ali Galip Bey, mülhakat ve merkez kazasında tetkiklerini ikmal ederek dün çok memnun bir surette, biiûmum memurin ve kalabalık bir halk küt-
memurin ve kalabalık bir halk j !esi tarafından uğurlanmıştır.
raları bir tarafa koydu. Hizmetçinin uzun nutkuna kısa bir cevap verdi:
— Sen yüz hanıma değersin!..
Oradan yine karanlıkta ve sessizce çıkarken gece bitmek üzere idi. Hizmetçi kız kendisini merdiven başına kadar getirmiş ve orada yalvarmıştı:
— Ne vakit geleceksin bana. Söyle, vadet.
O, kendini nazlı tutmak istedi, gün ve gece tayin etmekten çekindi :
— İlk fırsatta!
Yaşlı ev sahiplerini, genç küçük Beyleri, bakkal ve kasap çıraklarını süzgeçten geçire geçire erkek ruhuna hayli nüfuz etmiş olan kız, bu sözün “ parasız kalınca „ demek olduğunu anladı ve bu delikanlıdan adamakıllı kâm almadıkça yakasını bırakmamayı, hanımına onun posasını devretmeği tasarladığı İçin hemen münasip olan karşılığı yapıştırdı:
— Yüreğim, canım hep senin. Bütün paramı da sana vereceğim. Beni çok bektetme, üzme, emi?..
Bülent, kızın uzun saatler içinde bol bol temin ettiği hazların hatırasından ziyade bu son sözün tazammun ettiği fedakâr vade mec'.ûp olarak oradan ayrıldı, sokak lâmbalarından birin'.n dibinde hizmetçinin verdiği paraları saydı. Bu, on beş lira idi. Demek ki kız b’r aylık emeğinin bedelini bir gecelik zevk uğruna feda edecek kadar hovarda idi. O halde kendisini her ay sonunda ziyaret etmek münasip olacaktı!
Genç ressam böyle düşündü ve kalın kalın gülerek yürüdü, evine geldi, yarım yamalak soyundu, yatağa girdi, hemen uyudu. Rüyasında Belma'arın, İncilerin, Sevinçlerin, Naciyelerin, Mehlikalann ve daha bir sürü , belirsiz yüz'.ü kızların, kadınların kendisine etek etek bankno'lar verdiklerini görüyordu.
Onu öğ'eye doğru uykudan u-yandıran hizmetçisi oldu. Nişan-lısıyle bir gece geçiren bu Rum kızı da henüz getirişti ve böyle izinli kaldığı gecelerin yarınında daima yaptığı gibi efendisine pek masum bir gece geçirdiğini isbat
etmek istiyordu. Evvelleri bu lüzumsuz sadakat cilvesini memnuniyetle kabul eden Bülent, bugün istiğna gösterdi, yorgun olduğunu söyliyerek kızı başından savdı. Bir hizmetç.nin aşkından, başka bir hizmetçinin aşkına geçmeyi yakışıksız buluyordu. Aynı zamanda dinlenmeğe ihtiyacı vardı. Kafası karma karışıktı. Atölyede bek i/en resimler, ödenecek faturalar ve dün geceden kalma hatıralar, içine bir kargaşalık getiriyordu. Neyi bırakıp neye yapışacağını, kimi ihmal edip kime yanaşacağını tayin edemiyordu. Hizmetçi Şaziyeyi u-nutmuştu. Onunla ödeştiğine kani idî. Belki bir ay sonra ve parasız bir günde onu tekrar hatırlıyacakts
Şimdilik Mehlika ile dul Naciye arasında z.hin dolaştırıyordu, ikisinden birini tercih etmek için sebepler arıyordu. Onun araştırdığı rüçlıan vesilesi tamamile maddî idi, paradan ibaretti. Bu iki dolgun kadından hangisinin daha kolay sızdırılabileceğini tahmin ile uğraşıyordu.
Devamı var
Teşrinievvel 2
—ZAMAN
7
Yeni Anketimiz
.vrupada Diplomalarla Musaddak Birinciliği ve
En büyük doktorumuz kr Büyük Mükâfat ve Zafer Nişanını Kazanan
• • ________
-0-
Çiçek aşısını ve hastahane inşasını ı Türk tabipleri öğretm işi
İlk tıp kitabı ve tedrisatı - Türk tababetinin üstadı-2/^* Müstahzarat ve mağdur hekimlerimiz — Hekimler aleyhindeki hit uvvet ,UrU U büyük
1 Kg
— Türk tababet tarihinin en %)üyük üstadı kimdir?
— Vallahi, Türk tababet tarihinin birçok büyük üstatları var-dır! Meselâ ibni Sina için, çok büyük adamdı, derler...
— Türk hekimlerinin dünya tababetine yaptıkları hizmetin en büyüğü nedir?
— Türk hekimleri şüphesiz, dünya tababetine çok büyük hizmetlerde bulunmuşlardır. Fakat bunların en kıymetlisini ve şereflisini tayin çok müşküldür!
— Bugünkü Türk hekimliğinin Avrupadaki mevkii nedir?
— Çok yüksektir]
ben,
Mücerret ve özsüz kelime yığın-lariyle dimağınızı daha fazla işgal etmemek için yukarıdaki muhavereyi uzatmıyacağım. Ben, memleketteki bütün mesleklerin, sanatların tarihlerini, mebdelerini, menşe-lerini tespit edebilmek ümidiyle bir anket toplıyordum. Bu işe giriştikten sonra, bittabi balıkçılığın tarihini mimardan, mimarinin tarihini kebapçıdan soramazdım. Bu itibarla hekimliğimizin mazisini öğrenmek için baş vuracağım kimseler de, doktorlarımızdan başkaları olamazdı.
işte yazımın başındaki muhavereyi, bu hareketimden aldığım neticeyi isbat maksadile koydum.
Bu gösteriyordu ki bazı hekimlerimiz, kendilerinden evvelki raes-lekdaşlarının hayatlarile alâkadar olmaya ayıracakları vakti, kendi tonlarını mamur kılacak hareketlere tahsisi daha münasip görmüşlerdir. Diyeceksiniz ki: "biz, onların, kendi menfaatlerine en uyar şekilde hareket itiyadında olduklarını ispata yarayacak âbideleşmiş deliller biliriz ki, senin o muhavereni gölgede bırakır!..,,
Fakat buna rağmen,
rnların seçtiğim mevzudaki cehaletlerini ayıplamayı insafsızlık sayıyorum. Onlar bununla uğraşırken muayenehanelerinde birikip bekleşecek hastalan ben muayene edecek değildim a...
Benim hoş bulamadığım yegâne nokta, onların bu husustaki basit ve ehemmiyetsiz vukufsızlıklarını muhtelif şekiller altında gizlemeyi, itirafa terci etmeleridir.
Mamafih, ben, ısrarlı-bir araştırmadan sonra, isteğimi yerine getirebildim; ve beni; dilediğimgnok-talarde tenvir edebilecek bir muhatap bulabildim. Meğer, değerli doktor Osman Şevki Bey, bazı meslektaşlarının aksine olarak, birçok vakitlerini hu mevzuun, bu bahsin tetkikine hasretmiş.
Bizde ilk Tıp kitabı _
Suallerime cevap teşkil eden sözlerin ağzından dökülüşündeki kolaylığa bakınca insan onun mesleğinin tarihine karşı duyduğu alakanın hudutsızlığını derhal anlıyor; evvelâ:
— Ben, dedi, Selçuk! Türklerinin zamanındaki hekimliğimiz hakkında pek vukuf sahibi değilim. Yalnız, Osmanlı Türkiyesine ilk hekimlerin onlardan, yani Saruhan, Germiyan ve İsfendiyar oğullarının memleketlerinden geldiklerini ■öyliyebirim.
Oralardan gelen ilk Türk tabipleri sırasiyle ishak bini Murat, Ahmet Dai, "Sinan Şeyhi,, dir. tık eser, 790 senei hicrisinde İshak bini Muradın yazdığı “ Kitabı tıp „ dır.
İlk tıp tedrisatı
1400 senesine kadar, Osmanlı tababeti fertler elinde kalmıştır. O senenin mayısında Bursa darüş-şifası açılmıştır ve orası bütün İs-. lâm tababetindeki gibi, hem hastane, hem tedris mahalli olarak kutlanılmış ve doktorlarımız oradan yetişmeye başlamışlardır 1
Osmanlılarda, tıp tedrisi tama-miyle müstakil olarak Fatih med-resei tıbbiyesiyle başlar. Bilâhare Süleymaniye ona muadil olmuştur. Eski devrin en mühim eser]
— O devirlerin en mühim tıbbî
eseri kimin tarafından yazılmıştır?
— Akşemsett.n tarafından... Bu kitap tasavvuftan bahistir. Fakat irsiyet ve veraset meseleleri hakkında çok kıymetli ma'ûmatı da muhtevidir. Bu devir, - iptidai olmakla beraber, iptidai o’masına rağmen - Türk tababetinin en par ■ lak devridir. Çünkü sade tıp sahasında, ve hasta tedavisi esasları üzerinde yürünmüştür. Ondan sonra Avrupalılaşmak illetine tutulan Türk tabipleri garbın bütün modası geçmiş nazariyelerine takılmışlardır. Necmiyun „ meraklıları da o sıralarda faz'a’aşmıştır.
Tıp namına garibeler
Necmiyun meraklılarının o devirde ortaya attıkları garabetler nelerdir?
Osman Şevki Bey, kaynanalarının hadsiz hesapsız tatsızlıklarını saymıya davet olunmuş gibi irkildi:
— Saymakla tükenir boydan değil ki... Meselâ, çok yakın tarihte, “ Şani Zade „ merihle utardın yan-yana gelmelerini, istilâî illetlerin çıkacağına yorarmış...
Yine bu inhitat devrinde Ases-başılar, İstanbulun adeta sıhhî birer polisi imişler. Hattâ, tarihte " Büyük kıran,, diye şöhret bulan veba istilâsında, Bahçekapıdaki "Melek-girmez,, sokağının bekâr odalarını, yani umumhanelerini cayır cayır yaktırmak garabetini göstermişler...
Türk tababetinin üstadı
— Türk tababet tarihinin en’ büyük üstadı kimdir ?
— Bence "Ömer Şifai,, dir. Çünkü, İstanbulun bütün medreselerinde inhitat ve sukut alıp yürümüşken bile o, Bursa Darüşşifasında Avrupanın “Tababeti cedide,, dediği ilmi tedris etmiştir.
Düşünün o devriki, tababet, ‘ batıl akidelere dayanıyor, hattâ hazık bilinen saray hekimleri, sıtmalı hastaları bellerine efsunlu ipler bağlayarak tedavi ediyorlardı.
Avrupaya öğrettiklerimiz
— Türk tabiplerinin dünya tababetine ettikleri en büyük, en şerefli hizmet nedir ?
— Osmanlı tabipleri hastane inşası hususunda Garhe rehper olmuşlardır. Meselâ, Edirnedeki Beyazıt Bimaristanı Avrupadada hattâ Amerikadada numune ittihazı olunmuştur.
Sonra AvusturyalI "Kraft Ebing,, in söylediğine nazaran, Avrupalılar akıl hastalıkları tedavisini Türklcr-den öğrenmişlerdir.
Fakat bence, Türk tababet tarihinin en şerefli muvaffakiyeti, beşeriyetin en büyük dertlerinden biri olan çiçek illetinin aşısını Avrupaya öğretmesidir, zira bu aşı Madam Mont-günün buradan yazdığı mektuplarla Garba intikal etmiştir.
Maruf ve mağdur doktorlarımız
— Bugünkü Türk hekimleri arasında beynelmilel mevki ve şöhret' kazanmış olanlar varmıdır ?
— Tabiî vardır ne bence bunların en başında Profesör Kemal Cenap Bey gelir. O,Sekretin tecrübeleriyle kendisini bütün dünyaya tanıtmıştır.
— Türk tababet tarihinin en mağdur siması kimdir ?
— Bu suale cevap olarak dördüncü Sultan Muradın afyonla idam ettiği Emir Çelebiyi gösterirler. Fakat bence bu zat bu şöhretini “kör ölür, badem gözlü olur,, fehvasına medyundur. Z ra onun tabiliği, zamanının garp tababetine nisbeten asırlarca geridir.
Ben kendi hesabıma, Türk tarihinin en mağdur hekimi olarak “Şanizade,, yi göstereceğim. Çünkü o, necmiyundan olmasına rağmen, Türklerde ilk doğru dürüst teşrih kitabını yazan hekimdir. Bektaşilerin nefedildikleri sıralarda fstanbuldan uzaklaştırılmış, ve kendisine yer bile verilmemiş, hattâ ölümü tacil edilmiştir.
Bugünkü hekimliğimiz
— Dünya Tebabet tarihinde, bugünkü Türk hekimliğinin mevkii nedir ?
HAŞAN MÜSTAHZARATI
60
100 „ ,. * ■'S 150
Bütün suallerik Pastilleri 30
ve Losyonlar Bey duraladı. vÇaj«s |jmon çiçekleri kolonyasile yasemin, leylâk, 3 V” çeklerinden ve ruhnuvaz esanslardan ihzar edil-
yan tereddudıylı: T
— Ben, dedi, bı meyi selâhiyetim ht yorum!
Bir doktorun kent yetsiz saydığı bu ba hiç düşünmeden di'.in lâzım.
Fakat acaba bu '
vatı veren Lmuu
atları kâfi derecede nikbiı ” cevap vermemek için bu ” meçhul salâhiyeti bahaneye görürlermiydi?
Ben bu bahsi geçmeyi kârlı dum, vc muhatabıma son bir ı sordum :
— Hekimler aleyhinde ilk 1 viyeyi yazan kimdir?
— Hekimler aleyhinde hicviye yazılması, hekimliğin tarihi kadar eskidir. Meselâ, Bakinin, Fuzulinin dahi, hekimler aleyhinde bir çok hicviyeleri vardır.
— Bakinin yazdığı hicviyelerden hatırınızda kalan en kuvvetli bir tanesini söylermisin'z ?
Yazımı, Osman Şevki Beyin bu 6iıalime cevap olarak okuduğu mıe-ralarla bitiriyorum:
Gururu cünbüşü Bokratiyanesi dursun; Fakat likası hekimin marize siklettı'r!
Naci Sadullah
Küçük cep şişesi Cep şheıi
Küçük Orta
Düz büyük şişelerde Büyük
caba bu suale ” . .
bütün hekimle Cam kapaklı
hiç-
F RADYO PROGRAMI ~ı l_____________________________)
2 Teşrinievvel Salı
823 Khz. BÜKREŞ. 361 m.
73-15 Gündüz neşriyatı. 18 karışık konser. 19 Haberler. 19,15 Motoi orkestrası. 20 Üniversite. 20,20 p’âk. 27,45 konferans. 21 Senfonik konser. (Bach, Brahma.) 22 Konferans. 22,'* 5 Senfonik konserin devamı. 23 Haberler.
2Z» Khz. VARŞOVA. 1345 m.
18 Viyolonsel konseri. 18 Konferans, 18,35 Richard Straussun eserlerinden senfonik konseri. 79.15 Enstrümantal konseri. 79,45 Edebiyat. 20 “Dans,, korosunun konseri. 20,20 Aktüalite. 20,30 Koro konseri. 20,45 Musahabe. 21 Operaya dair sözler. 21.10 “MARİE,, operası.
545 Kh. BUDAPEŞTE, 550 m.
1/24 1/16
1/8
1/4
1/2 1 şişeler 1/8 ,, 1/4
„ 1/2
1/8 1/4 1/2 1
Açık ••der 1/8 Soı. 1* ' mak ket d 9)n» i...
İki n iki şekil « Fiillerden mak ait müesseselerc reketi, bilhassa ediyor. Bu vadide sat muvasale hatla, dev'.et te bu mvasala sinde dahilî emniyeti 20 mış bulunuyor.
Gerçi Efganistan, hâlâ İran: demiryolları yaptıramadı. Ft yaptırdığı otomobil yolu, h 50 da bütün memleketi çevreli tün bu yollarda posta ve 25 tesisatı ikmal olunmuştur. 40 memlekette de şehirlerin kuvveti mükemmeldir. Her ^0 Valiler, geniş caddeler, umu^ çeler açmağa çalışıyorlar. ^5 yede halk d r, havasız, so dolaşmaktan korkuyor.
Bundan başka mekteı hastaneler mütemadiyen a tadır. Mezar şerifte bir yumu-vücude getirildi. Meşhette,
1/4
1/2
«mlar
ti
10
15
25
25
35
10
15
25
Nefis Yağlar
Kuvvet, sıhhat, nefaset ve lezzet ifade eder. Haşan Zeytinyağı 1-4 Kg.
Haşan
„ 1-2 ,
„ 1 ,
., 2
.. 6 ,
,. 17
Hâil dö Parafin
Tt nekesile
Haşan Haşan
fıstık özü yağı Hintyağı halis
Haşan bademyağı
Haşan bahkyağı
Haşaratı
Fayda Haşan
acı
Küçük şiş*
40
50
75
125
450 1050
75
50
200
20
25
30
40
40
60
100
175
25 Gr.
50 „ şişe
1*4 Kg.
1-2 „
1 M
2 ”
ve Fareleri Öldüren
30
50
80
400
70
100
60
25
25
40
40
1/4 Litı
1/2 „ 1 ,, 6 „ Büyük anbalâjda safi kilosu Pompa
„ ..II Zehir Macıifî „ Buğday .. Büyükleri
Far Haşan Fare
,, „ ,, ,, ouyutucrı
Haşan fare zehirleri ikisi bir arada
Glüten Mamulatı
Şeker hastalığına ve zayıfla nağa mahsus olup şeker hastalıklarında son ettibba kongresinin kabul eylediği formül üzere tertip edilmiş çok dakik ve ayarl dır. Lezzeti güzel ve çok tazedir.
Haşan Glüten ekmeği
resiı in kabul eylediği lyarl dır. Lezzeti güzel 1
35
55
55
55
55
55
25
450
40
70
150
Glüten ekmeği
„ Gevreği Bademli Glüten ekmeği Glüten Makarnası 1/2
„ Unu
.. Şehriyesi 1/2
’ ■' Çikolatası
Şekeri . 50 n 100 ” ?5°
Özlü Hububat Unları
Çocuklara ebedî bir hayat ve sıhhat bahş ve en nefis ma« hallebi, tatlı, çorba ve pürelerin imaline yardım eden:
Haşan
Haşan
Diyabetik
1/2
Belçika suvaresi. Çift piyano konseri. 23 Belçika konseri. 22,45 Musahabe. 22,50 Konserin devamı. 23 Plftk. 23,15 Karışık konser.
686 Khz, BELCRAT, 437 m.
Haşan
18,60 Keman konseri. (Bach, Kodaly, Falla, Habay.) 79,30 Musahabe. 20 Salon musikisi. 27 MUsamere (Ceza Entz.) 21,30 Viyanadan nakil. 23,05 Haberler. 23,30 EDUARDO BİANCO’nun iştirakile Tan-goka takımının kon
38 Khz. PRAG. 470
18,50 Yugoslav havalar.
79,10 Musahabe. 19,20 Almanca neşriyat 2(),10 popüler Çek şarkıları. 20,30 Opera parçalarından şarkılar. 20,55 Bulgarların millî güulerinin tes’it. 21,10 Piyano konseri. 21,25 Radyo piyesi. 22 Musahabe. 22'35 Viyolonsel rerakatile piyano. 23 Haberler. 23.15 Plâk. 23,30 İngilizce ha-v lyr.
230 Khz. LÜKSEMBURG, 1304 m.
20 P âk. 20,20 Reklâmlar. 20,30 Tagan-ni (Yugoslav havaları.) 21 Musahabe. 21,30 Viyanadan naklen Fransız Lehar poplirisl. 23 Haberler. 23,75 Radyo orkestrası. ROMA - NAPOLİ - BARİ
21,45 Karışık konser, 22,30 “Bis„ boc-cla„ İsimli bir perdelik komedi. 23 Dans musikisi. 24 Haberler.
841 Khz. BERLİN 357 m.
79,45 Robcrt Schumannın eserlerinden trio konser. 20,25 Av hikâyeleri. 20,40 Aktüalite. 21 Haberler. 21,10 Mozart neşriyatı (radyo orkestrası.) 22,10 “Der Pfar-rer von Elevcrsulzbach,, isimli skeç. 23 Haberler. 23,20 Alman operalarından ro-, mantik parçalar.
9 50 Khz. BRESLAU 316 m.
19,15 Kuartet refakatilc halk jarkılaru 19,50 Musahabe. 20 Hariçteki Almanlara neşriyat. 21 Kısa haberler. 21,10 Radyo orkestrası. 23 Son haberler. 23,20 Radyo tekniği 23,30 Musikili neşriyat. 24 Hafif musiki.
592 Khz. VİYANA 507 m.
78,30 Yeni Avusturya musikisi, 20 Kilise musikisi. 21,30 Frans Lehar'in idaresinde radyo popUrisi (Vanda Achel, Mar-git Bokor, Ernst Tautenhayn, Richard Taubcr ve bir ko o heyetinin iştirakile. 23,70 Mili, neşriyat, 23,30 Haberler. 23,50 Askerî konser. 1 Kuartet konseri.
Iran şehir ihtifa'leri esnasında Şah tarafından açılacak muı hastane yapılmaktadır.
Bunlar yapıldıktan memleketlerde halkın giyiniş birliğinin teminin şılıyor. Busayede şehirlile leler arasındaki farklar
Efganistan ile İran a kir bağlarına gelelim:
İranda milliyet, as yaşıyor. Efganistanda buveren ve yatla yürümektedir. wan, ış-
Efganistanda milliyet nin başlıca önderi Meh Handır. Kendisi hali haz: Türkistanı ile Şimal vilı umumi müfettişidir. Zeki, şadı takipten geri kalır adamdır. Kendisi Belh ş* niden inşa ediyor ve F ülkelerinden çıkarıyor. «elesi Efgnr tında farsça yerj tonuı. konuşulmasına ta Gerçi bugün farsça, Ef^hrimizdc resmî lisanı ise de Mel?nücadele Hanın muvaffak olacağı rr gibidir.
Her iki memlekette, nya yaz-lik münevverler arasında . , , mak„ "köhne sayılmak,, k* 1 uyandırmıştır. Fakat İran tâbi Oİ-nevverler daha çok olduklj şehrin bu düşünüş orası hakkınr .
doğrudur.
Bunun neticesi olarak
20
30
60
100
Pirinç Özlü unu Buğday özü nişastası İrmik özü unu Patates Özü
Arpa „ Türlü „
Mercimek „ Bezelye „ B. Mısır „ Ketsane „ Fasulye „ Nohut „ Çavdar „ Yulaf „
Özlü unları diğer envai Brekfast bisküvitleri
unu
250
8r-
(Ararot)
(Korntlavur)
Gr.
Kilosu
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
35
60
40
30
250
Pudra ve sürmeler
çocuk pudrası teneke kutu
.. Paket Talk pudrası 500 gram kutu Sürmesi sürmedaniıkla Sürme lüks sürmedaniıkla büyük Setliç tozları gazoz tozu
„ „ büyük şişe 4 misli
karbonatı 100 gram 250 „
„ 500 „
demirhindi hulâsası
» » Orta
„ » Büyfik
Muhtelif Müstahzarat
Haşan Granto Perzervatif 6 adet kutu „ 6 ,, ipekli
Maimukattarı o distile 1 Kg. şişesile
..............2 Kg. .,
Haşan Haşan
Haşan
25
10
40
25
40
30
50
100
10
20
35
40
60
100
50
75
25
40
Harbiye Aksaray seferleri
Tramvay Şirketi Taksim Aksaray arasındaki seferleri dünden itibaren lâğvetmiş ve bu hattın yerine Harbiye - Aksaray geferleri ihdas etmiştir.
Askerî heyetimiz bu gün İrana gidiyor
Iran ile Efganistan arasındaki hudut ihtilâfında hakemlik yapacak olan Birinci Ordu Mü-
Kaçak boya
Köstenceden limanımua ge-gelen ve Türk bayrağını taşıyan şark vapurunun gümrük muhafaza memurları tarafından yapılan araştırma neticesinde 190 kilo siyah Burda boyası meydana çıkarılmıştır. Vapur sahibi Osman Kaptan mahkemeye verilmiştir.
"fettişi" Fahrettin Paşanın riya-
setindeki askerî heyetim'Z bu gün Trıbzon tarikiyle İrini gidecektir.
1
Zaman Ansiklopedisi
POLİSTE
— ZAMAN—
Teşrinievvel 2
li

C
ı
Unutkanlık
Okuycularımızdan biri unut-kan.'ık hakkında bizden malû-mat istiyor. Bu, derin ye tama-mile İlmî bir bahistir. Bu sütunda teşrihine imkân yoktur. Çünkü i mî bahisleri etrafile izaha kalkışmakla çizmeden yukarı çıkmış oluruz. Bununla beraber aziz okuyucumuzu memnun etmek için bir kaç kelime aoyliyeceğiz.
Bugün İlmî tetkikler ile tahakkuk etmiştir ki dimağ merkezlerinden, nahiyelerinden her birinin kendine has bir hafızası vardır. Birinin ziyaı ile diğerlerinin de bozulması lâzım gelmez. Bu suretle fen istilâhmda “amnesie - unutkanlık,, denilen keyfiyet te bir çok nevilere ayrılmış ve bu taksime göre tetebbu edilmiştir.
Yani unutkanlık daima “cüz’î partielle,, dir. Bir değil, birkaç türlüsü oluyor. Muttaride denilen bir nev’i var ki Fransalı doktor Pierre Janet onu tahkik etmiş ve bu adı o hastalığa bu doktor vermiştir. Bu halde insan aynı cümleden olan hatıraları unutur. Kimisi has isimleri, kimisi coğrafya istilâhla-rını ve isimlerini, kimisi de an-
cak bir şahsa, yahut bir vakaya ait olan şeyleri unutur. Birtakım insanlar da ecnebi bir dili takımile unuturlar. Bazı kimseler, işittikleri kelimelerin mefhumlarını hatırlıyamazlar. Buna ‘‘Kelâm sağırlığı - Surdi-teverbale,, denilir. Yahut yazılmış kelimeleri pekâlâ okurlar, fakat ifade ettikleri manaları tahattur edemezler.
Unutkanlığın bir de müte-mekkin nevi vardır. Bu halde insan başından geçen vakalardan ancak birini tahattur edemez. Bu arıza gayri tabiî bir ihtilâç, bir yara, şedit bir heyecan veya uykuda gezme hastalığından ileri gelir. Bu çeşit unutkanlık ekseriya Derkî olur. Yani insan o vakadan evvelki vakıaları unutur. Bazen de bunun aksi görünür. Yani vakadan sonrakileri hatırlıyamaz. Daha doğrusu unutkanlığa sebebiyet veren vakayı hatırlar, ilerisini hatırliyamaz.
Hülâsa bu hafıza kusurlarının nevileri pek çoktur. Esasen Psikolojiye taallûk eden bu hallerin felsefeye münasebeti de ruh meselelerde alâkasından dolayıdır.
VÖHA
^versitede dünkü merasim
birinci vazi-e ve yetiştir-memleket il-zi olmak, il-■ö’ jr 1 ilerletmek
Konyak 1Bk, --------------e onun büyük rjr» *1 A IS" nseme demek-
1 anhl K(1 şeraiti altın-_ A ..asıl başladı ve
biraz ?anh t,rihi ahilî, hukukî ve ıi aydınlatacak ve jkılâp tarihi ders-anın şartı kabul

almış, yanmış, sirayet etmiş, yanmağa baş-
Günde bir ICiîap
Mühim bir kitap
Harp yüzünden Osmanlı İmparatorluğundan ayrılan d milliyetler.
“ L’Europe Nouvelle „ den : Lozan muahedesi 1923 senesin-1 de Türkiyenin yeni hudutlarını
I kat’î surette tesbit ettiği zaman,
i sabık Osmanlı İmparatorluğu cü-ll' zülerinin mukadderat ve akibetle-
II tini farklı bir tarzda tayin etmiştir. J' Osmanlı imparatorluğu tebaa-
d ; sından bazıları mevcut devlet-i f lere geçmiş, bazıları da, milliyet itibarile kendilerine etraflı bir !a program ve teşkilât yapmak , ’ mecburiyetinde kalan yeni dev-ı U ’ letler efradı arasına girmişlerdir. U 4 I M. “Paul Chali,, nin bu mevzi ; «zua tahsis ettiği fevkalâde ^vesikalara müstenit tetkik eseri, il Jbu mc zua müteaallik mesele-
1 ler hakkında kıymetli işaretleri '•muhtevi bulunduğu gibi, hukuku ■IfUmumiyenin fcaşlca meselelerinden birini teşkil eden milliyet .bilgisi noktai nazarından çok Lİnühim aydınlatmaları ihtiva et-I inektedir.
il'

.1
Birbiri ardınca müstakil devletler, manda altında bulunan memleketler ve mevcut devletlerden birine ilhak edilmiş kıt’alar müdevvenatını tetkik eden M. “Ghali,, Müslümanlık ile hıristiyaniık arasındaki hukukî temas ve münasebetlere hissolunacak derecede salâh temin eden Lozan muahedesinden sonra Avrupanın heyeti umumiye ve muhtelif kıt’alarda tatbik itibariyle milliyet noktai nazarından ne kadar büyük bir genişleme vücude getirdiğini göstermektedir.
Türk - Yunan ofisi
Türkiye ile Yunanistan arasındaki tüccarî münasebetlerin kolaylaştırılması için teşekkül eden Türk- Yunan ofisi birkaç güne kadar tekrar toplanacaktır. Bu toplantıda muahedenin tahdidi konuşulacak ağlebi ihtimal muahede Teşrinisaniye kadar temdit edilecektir.
Millî Roman
Bülent, para olduğu anlaşılan kâğıtları şuursuz bir haz ile almakla beraber derin bir hayret Iinde idi. Çünkü yanından ayrılan idin sesini değiştirerek gelmişti ve ı ses Mehlikanm değildi. Ressam Irakini altüst eden bu şaşkınlığını üçlükle giderdi, kekeliye kekeliye ırau:
— Siz, bİz Mehlika Hanım değil MİDİZ?
I — Hayır l
I — Ya kimsiniz?
— Şaziye. Bu evin hizmetçisi
Tefrika No: 28
Şaziye!..
Ve Bülendi çemberliycrek kulağına iğildi; hırsını, hevesini, arzusunu, iştiyakını ve hınçlarını kelime kelime döktü.
— Evet, benim. Deminden de bendim, kokvsunu güzel bulduğun kadın yine bendim. Canım dediğin, cananım dediğin hep bendim. İşte gördün ya. Işıklar sönünce, perdeler inince hizmetçi ile hanımın farkı kalmıyor. Zaten bu fark var mı, yok mu, ben de bilmiyorum. Hanımlar temiz giyi-
Birinci sahifeden devam
Bugün Üniversitemizde Teşkilâtı Esasiye Hukuku yalnız siyasî teşkilâtımızın eldeki kanunlara göre tasviri ve pasif bir tarzda, sırf teknik ooktadan, izahile iktifa edemez. Ederse millî ve terbiyevî vazifesini yapmamış, gayesine yürümemiş olur. Esasiye Hukuku sırf meslekî ve teknik bilgi veren bir ders değildir. Millî psikoloji ve içtimaiyatı hareket noktası alarak bugünkü Devle nizamımızın ideolojik izahını yapmak hatta ideolojiyi yaratmaya çalışmakla mükellef bir derstir.,, Her hükümet hak hüküme-
ti midir ?
Fuat Bey “ Devlet „ in hukuk ile münasebetini izaha giriştikten sonra:
“ — Devlet millî ve İçtimaî varlığın Hukuk dili ile bir ifadesinden. Hukuk alemine mensup bir realiteden başka bir şey değildir.
Hak hükümetle birlikte gitmeğe hükümet otoritesine dayanmağa mühtaçtır. Buna mukabil hükümet te meşru ve itaate lâyık olmak için hakka dayanmağa ve hak ile beraber yürümeğe mecburdur. Fakat hak her hükümetle barışır ve beraber gider mi ? Her hükümet hakkın mesnedi olur mu ? Her hükümet hak hükümeti midir? İşte cemiyet, hak ve devlet mes’elesi-nin son safhası! Meselenin bu safhasını anlamak için hükümet rejimlerine ve hükümet edenlerin halkla olan münasebetlerine göz atmak lâzımdır. „ Demiş ve bilâhare _ Hükümet şekilleirinin ( rationel ) bir tasnifini yaparak Türk inkılâbına ve onun hükümet şekline intikal etmiş ve şunları söylemiştir:
Türk halkçılığının hususiyetleri
“Türk halkçılığının millî hususiyetleri bulunmakla beraber ahlâkî ve İnsanî esasları bütün Cumhuriyetçi Demokrasilerle müşterektir.
Bu esaslardan birini ve belki başta gelenini İsmet Paşa Hazretleri geçen sene Ankara Halkevinde inkılâp derslerinde şu formül ile ifade etmişti: “Hayat sevilmiye ve ve yaşanmaya lâyiktir.» ve ilâve edelim, millî camiada her yurttaşın huzur ile ve emniyetle yaşamaya hakkı vardır. Bu itibarla yurttaşlar blribirine müsavi ve aynı derecede hürmete lâyıktır. Çünkü, yurttaşlardan her biri hayatta gayesini bizzat nefsinde taşıyan İnsanî ve ahlâkî birer kıymettir.,,
Fuat Bey, dersini hükümet ve vatandaşın mütekabil vazifelerine işaret ederek bitirmiş ve halkın, bu mahiyetteki siyasî hak ve vazifelerinden en mühimini “ intihaba-ta iştirak „ suretinde tebarüz ettirerek şiddetle alkışlanmıştır. Fakültelerde devam mecburiyeti
Bu sene Üniversite fakültelerine devam mecburiyeti olduğu gibi muayyen saatten sonra fakülteye gelecek olanlar da dershanelere alın-mıyacaktır. Derslere başlama saati tam dokuzdadır.
Aynı zamanda söminerlere de devam mecburibeti vardır.
İhdas olunan diğer usullerden biri de, talebenin her üç ayda bîr yani sömestr aralarında hususî bir imtihana tabi tutulmaları ve bu imtihanlarda muvaffakiyet gösteremeyenlerin, lisan imtihanında mu-
vaffak olamayanlar gibi umumî imtihanlara kabul olunmaması keyfiyetidir,
Ta'ebenin ders senesi içinde muntazaman çalışmasını ve derslerini vaktinde hazırlamasını temin için sene sonunda ders kesimi yapılmı-yacak, imtihanlara derhal başlanacaktır.
Bundan başka fakülte müdavimlerinin ahlâk, ders ve zekâ kabiliyetleri gerek sınıf terfii, gerek diploma dereceleri, gerek ileride intisap edecekleri vazife ve mesleklerdeki terakkileri hususunda mikyas ittihaz edilecektir. Bu hususta lâzımgelen fişler şimdiden hazırlanmıştır.
Tedrisata başlıyan fakülteler
Tıp, Edebiyat ve Fen fakülteleri dünden itibaren tedrisata başlamışlardır. Hukuk Fakültesinde ■ kmal im lihan'arının uzaması dolayı-sıyle ancak 16 Teşrinievvelde derslere başlanacaktır.
Hukuk Fakültesinde değişiklikler
Kadroda tebeddülât mevcut olmadığı söyleniyorsa da Hukuk fakültesinde “ Roma hukuku „ “ Hukuk başlangıcı ve tarihi w “ Türk savaş tarihi „ gibi derslerin hocaları arasında bazı değişiklikler olacağı ve ezcümle Roma hukuku kürsüsünün Almanyadan sureti mahsusada celbedilen Profesör Şu-artsa verileceğini teeyyüt etmektedir. Bu takdirde halihazırda Roma hukuku müderrisi Profesör Mişon Ventura Beyin ikinci sınıf Roma hukuku profesörlüğüne nakledileceği anlaşılmaktadır.
Üniversite Rektörü Pr. Cemil Bey, Hukuk fakültesi birinci sınıf ve Devletler hukuku dersini üzerine almıştır. Aynı ders, ikinci sınıfta Profesör “ Karıl Ştrup „ üçüncü sınıfta da Profesör Menemenli Et-hem Beyler tarafından konulacaktır.
“Türk Hukuk tarihi,, kürsüsüne Pr. Köprülüzade Fuat veya Sadri Maksudi Beylerden birinin getirileceği söylenmektedir.
a vazife aşkı t^matı, devamı, talebe-Jcatında muvaffak ol-şartı saymıştır.
, \te için yapılan büyük devamsızlık yüzünden faVmesi kabul edilemez. Çj^mleket Darülfünununda ıktan ıstırap duymuştur, j vazife saatinde herkesin fi dakikasına işinin başın-nmamasına memleket lâkayt yor. Değme mazeret talebeyi □çaları da vazifesine koşmak-alıkoymamalıdır.
Kor Çalışma ve çok çalışma. Deva-ta A- inin faydalı olabilmesi için Üniversite gençlerinin ve onları yetiştirecek olanların çok çalışması lâzımdır.
Herşeyden evvel seciye Talebenin millî karaktere uygun şiarda olması lâzımdır. Millî karkter vakarlı, ağır başlı, faziletli, feragatli, doğru ve iyi duygulu olmağı icap ettirir. Üniversite gencinin bir örnek olmasını istiyoruz. Üniversite havası sırf ilim havasıdır, ilmin fazilet, feragat ve çalışma istiyen saf ve temiz havasıdır. Kazanç peşinde koşma, Üniversiteyi bu kazanca bir nevi destek yapma çirkindir.
TCırk gencinin kıymeti
Türk genci zekâca anlama ve öğrenme kabiliyeti itibariyle dünya milletlerinin hiç birinden dun değil üstündür. Türk genci seciye ve idare itibariyle kendine güvenme ve muvaffakiyete azmetme itibarile hiç bir memleket gençliğinden farklı değildir.
Dünyanın en güç şeraiti altında kurduğu büyük eseri size emanet eden ulular ulusu Gaziyi Üniversite kürsüsünden binbir minnet binbir saygı ile selâmlarım. „ (Alkışlar)
Ali Fuat Beyin açış dersi
Cemil Bey nutkunu bitirdikten sonra, her yıl Üniversitenin açılış nutkunu bir fakültenin bir dersi takip etmesinin usul olarak kabul olunduğunu ve bu yıl, büyük inkılâbımız müvacehesînde Üniversitenin şükran ve kadirşinaslığını göstermek üzere “Esasiye Hukuku,, dersinin verileceğini söyledi ve profesör Ali Fuat Beyi kürsüye davet etti:
Profesör Ali Fuat bey, açma dersine bir ön sözle başlamış ve hulâsatan demiştir ki:
“— Biz şu kanaatteyiz ki, inki-lâpçı yeni Türk Devletinin bir Esasiye Hukuku dersinden, haklı olarak, beklediği hizmetler ve bu dersin, siyasî ve İçtimaî Türk Devleti nizamı noktasından münevver gençliğe karşı borçlu olduğu vazifeler çok geniş ve ağırdır.
şeh
Ka-Ha-
Kızıltoprakta bir yangın tehlikesi
Bir çocuğun ateşle oynaması, dün Kızıltoprak ve civarına bir yangın tehlikesi geçirtmiştir.
Kızıltoprakta istasyon arkasında Süleyman paşa çıkmazında Ebe Hikmet hanımın bir evi vardır. Bu evin üst katında kiracı olarakta Ali Vasfi bey isminde bir zat ve ailesi oturmaktadır. Vasfi Beyin ailesi, sabahleyin, mutat temizliği yapmış ve bu arada da yorganını pencereden aşağı sarkıt-mıştır.
Yotgan pencerede bu vaziyette dururken Vasfi beyin oğlu yedi yaşındaki Orhan elinde bir kibrit kutusiyle yorgana yanaşmış ve kibriti çakarak tutuşturmuştur.
Yorgan alev ateş kaplamıya ve kaplama da lamıştır.
Evdekiler, neden sonra işin farkına varmışlar söndürmek için çalışmışlardır. Diğer taraftan da itfaiye haberdar edilmiştir.
Nihayet konu komşu el bir-
liğıle yangını söndürmeğe mu- inek-vaffak olmuşlardır.
İki çocuk pencerelideniz düŞtü âsalâtı
Dün iki çocuk düş,3eneUk deniltu. ağır surette yara' seneden „eneye Etfal hastanesi^ g3sterir Ekse. ^ar„,r’111 tihsal 25 milyon ki-rındıklı da , . i ro
Marikanın p^ulur, bazı senelerde 53 a kiloyu tecavüz eder, evin pençe . . ... .
. ı . eketın senelik ıstıhsalatı retmekte iğilmeğe nn Ma” 60 mi|y°n kilodur, dada müv£ik Ue istihsal arasındaki sokağa düş yabancı memleketlerden yaralanmışın ithalât ile kapatılmak-
Yine sok İthalât tuzu şimali Bul-tile yaraladın ahalisi tarafından is-Küçük Must edildiği gibi hayvanata me mahalle, tuz verilir, şmda Muhicşt - Podem kooperatif sen-Etfal hastan bir kaç senedir Prova-SahteuzlukIanndan *nce tuzc^a ıl etmektedir.
Polis, düg |uz istihsali senede 2 memuru sü^ arasmdadır. Pro-bakkalları mıntakasında kaya tuzu kan bir Rur. , , , . .
„ lan da bulunmuş ise de
t ı °Ç°j ,Sn’et bunları işletmeğe he-1 aksimde .... . ...
, . . „ :şebbus etmemiştir, bakkallara ı
— Ben te5 Y,h faz,a ya8murlu ge?-damgalanma0 Bul«ar “«“dehaları Demiş, teıya2*ye* müsait değildi, yulmuştur. B£ senede ancak 10 mil-bir takım bJ° tuz istihsali yapılabil-buna mukabin ortalıkta tuz buhranı Nihayet T?termi?t’r- İnhisar idareye mağazala1 Bulgaristan tuz piya-hibi el altındc'hından takip edilmesi etmiş, memurin bir müşteridir. Kom-çoyu cürmü1 tuz ihtiyacını Çamal-yakalamışlardehalarımız temin edebi-teslim edilece
niyorlar, salon" üzerine Müsyü (Vertemil) ondan ötürü •"* geri Çekti ve sakin bir yorsunuz, yani nuz. 1 defa ben oynamıyorum,
Fakat siz o başkası açsın I mezsiniz. Hanı.* daklarındadır, ü ( Vertemil) in çekildiğini yüreğimizdedirl*£er oyuncular, masanın bilmezler. Biz bıraktıkları paraları geri veriz. Bak, d) Oyun bu suretle durmuş din. Hemen k tirdim, canımıyü ( Rikardo ), küçük beyaz rirdim. Benim* ®l*n Para uzatması üzerine saydı hiç tını. inkitaa uğramasından Sen de onu v düştü. Bunun sebebini an-sev. Olmaz mı İÇ*" iğilip’ı bakmak istedi.
Ressam d«^am önünde bir seyirci nımın yerine^0’ masayı görmesine ma-tabiî g6rünüy'"y°rdu- ° “yirci biraz duju kazancı«»hUmM Müsyü (Rikardo) etmesinden d?aktl- önündeki iki oyuncu muştu. O ka) slk,t‘P kaldığı için görün-bakir kalıyo^eyaz eldivenli elin sahibini elini oraya, fjbildi. Bu, Müsyü (Rikardo) nin kasasına ıaz evvel bahçede yakınına iyi kullanmış turan ve asabi birçok hare-saklamış gö/aPan be?az elbiseli kız idi. arada yedek L ( Rikardo ) kızın arkasında
Bülent BeJÇİn tabiî yüzünü yine geçe-
miyordu. Binaenaleyh karş tarafa geçti. Oradan kızı rahat rahat seyretmeğe başladı. Kız, ortaboylu güzel endamlı, gayet tatlı renkli, parlak kumral saçlı, siyah, çok ca-zibedar gözlü idi. İnsan baktıkça gençliğine, güzelliğine, tatlılığına, bir çocuk gibi sevimli haline doyamı-yordu. Maamafih Müsyü (Rikardo)-nun bu kızın fevkalâde cazibesinden ziyade başka bir cihet na-zarıdikkatini celbetmekte idi. Filhakika kıza bak.ıkça bunu tanıdığını, başka bir yerde daha evvel gördüğünü zannediyor, fakat nerede, nevakit tanıdığını birtürlü ha-tırlıyanııyor, zihnini bayhude yorup duruyordu.
Bu sırada (Vertemil) bir garson çağırıp bir şeyler söyledi. Garson derhal uzaklaşarak masanın karşı tarafına geçti, seyircileri yararak beyaz elbiseli kızın yanma sokuldu ve kulağına iğilip bir iki kelime fısıldadı. Genç kız derhal kalkıp (Vertemil) in yanına geldi. Bu sırada Ingiliz mühendisi kâğıtları eline alıp tekrar oyuna başlamıştı. GençJcız yanına yaklaşınca eli"!
tutup sıktı ve İngilizce dedi, ki:
— Matmazel (Seli) sizin bana rakip olarak karşımda oynamanıza müsaade edemem. Görüyorsunuz-ya, bu akşam çok taliim var. Her kâğıt çekişte kazanıyorum. Bana karşı oynarsanız mutlak ziyan edeceksiniz. onun için benimle beraber oynayın. Sizin hesabınıza icabeden parayı ben koyayım. Kazanırsak paylaşırız.
Genç kız, bu teklif üzerine kıp kırmızı oldu, dedi ki:
— Bunun imkânı yok. Benim için para koymanız nasıl olur, M. (Vertemil) ?
— Pekâlâ olur, Matmazel (Seti), bu oyuncular arasında daima yapılan bir şeydir.
(Vertemil) bunun üzerine kızın elindeki yüz frangını aldı, üzerine birkaç yüz frank daha ilâve etti ve karşıdaki kumar memuruna uzattı. Ondan sonra kıza dönüp ilâve etti :
— Artık şerik olduk, yapacak birşey yok. Kaybedersem de, kazanırsam da beraberiz.
Genç kız güldü ve mühendisin
Avusturyada yeni bir gaz madeni Avusturyanın Zisterdof civarında 1000 metre derinliğinde yeni bir gaz madeni keşfolun-muştur. Bu kuyu açılarak işletilmeğe başlanmış ve ilk günlerde yüvmiye 50000 ton istihsal edilmişti fakat istihsalâtm aynı miktarlarda kalabileceği şüphelidir.
Senenin başlangıcından bugüne kadar Avusturyada emniyet için alman fevkalde tedbirler hükümete 140 milyon şiline mal olmuştur ki bütçede buna karşıhk yoktu.
Emniyet tertibatı bilhassa Temmuz ayında Nazi kıyamından sonra teşdit edilmiştir. 1933 - 34 mevsiminde Avustur-yayı ziyaret eden türistler memlekete 160 milyon şiling bırakmışlardır.
Romanya ve ihracat ticareti
Romanya hükümeti takas ve kontenjan itilâfları yapılmıyan hükümetlere zahire ihraç edebilecek tacirlere yüzde 10 nis-betinde prim itasına karar vermiştir.
elinden kurtulamıyacağını anlıya-rak bir iskemle çekip yanma oturdu.
Masanın etrafında oturan oyuncuların hepsi de bu manzaradan hoşlanarak gülümsemekte idiler. Filhakika genç kız okadar güzel idi, hele güldüğü vakit siması ayrıca okadar sevimli olmakta idi, ki onun yüzünden oyunun biraz gecik-

değildi.

kızması mümkün
Oyun tekrar başladı, (Vertemil) yiııe kâğıt çekti, fakat bu defa
kaybetti. Ondan sonra birkaç defa daha kâğıt çekti, fakat artık tali
dönmüştü. Çünkü her çekişinde kaybediyordu. Birkaç tecrübe daha etti, yine kaybedince, iskemlesini geri aldı ve genç kıza dedi, ki:
— Oynadığımız kâfi. Matmazel
(Seli) isterseniz biraz bahçeye çıkıp hava alalım.
Genç kız çok müteessir görülüyordu, zaten oyunda para kaybedip te müteessir olmayan kadın tasavvuruna imkân yoktur, dedi, ki :
— Taliinizin dönmesine ben sebep oldum. Yanınıza gelir gelmez kaybetmeğe başladınız. Fakat kabahat bende değil, çünkü beni siz çağırdınız.
Devamı var
Teşrinievvel 2
—ZAMAN—
İsveçli Prens ve Prensesler
$Bugün şehrimize gelip
A 1 • 1 • 1
î
M
li' Şefkati Beylerdir.
y.ü.Lı u_•) • •
darlıklarına muhabere
Ankarayagidiyorlar
Misafirleri getiren vapur saat 16 da Haydarpaşa-da demirliyecek, Prens ve Prensesler lstan-bulda durmadan doğruca Ankaraya gidecekler
Protokolün tatbikine ve meralime nezaret etmeğe memur olanlar Hariciye Vekâleti beşinci daire şefi Haliz Fuat, Protokal şef muavini
Z inci sahifeden devam
Avrupada Diplomalarla Musaddak Birinciliği ve En Büyük Mükâfatı ve Zafer Nişanını Kazanan
HAŞAN MÜSTAHZARATI
i

*1 ■') ■l ■k t h
Veliaht Hazretlerinin mihman-’ ’ ’ ’ ’ * b müfettişi
Hüsnü Rıza Paşa tayin olunmuştur.
İsveç veliahtı ve maiyetin memleketimizi bu ziyaretleri, malûm olduğu üzere, cenubî İtalya şehirlerinden Yunanistana intikal eden ve Selânikten şehrimize müntehi olan şark seyahatlerinin son deniz merhalesidir.
Kaşılama programı
Karşılama programı berveçhi atidir :
Misafirler, rakip bulundukları Vesland vapurunun, Haydarpaşa limanında demirlemesini müteakip Hükümet namına İstanbul Valisi ve
* u m kİ a
Hükümet namına ısıannuı va.ısı vv Belediye Reisi Muhittin Bey, mihmandarları Haşan Rıza Paşa, protokol ve 5 inci şube müdürleri Şefkati ve Hulûsi Fuat Beyler tarafın-dnn karşılanacaklar ve kendilerine “Hoş geldiniz,, denecektir.
Prens ve perensler hazrab, vapurdan bir motörle Haydarpaşa rıhtımına çıkacaklar ve garda rükûplerin amade bulundurulacak olan trende, Reisicümhur Hazretlerinin vagonlarına geçerek doğruca Ankaraya hareket edeceklerdir.
Aziz misafirlere, gerek rıhtımda, gerek gar dahilinde askerî ve polis kıtaları selâm resmini ifa edecek ve bir bando müzika “İsveç* marşını çalacaktır.
Saat 18,15 de hususî tren, Ankaraya hareket edecektir.
İsveç hakkında malûmat
İsveç Veliahtı ile maiyetlerinin memleketimizi ziyaretleri münasebetle, İsveç ve büyük misafir hakkında karilerimize bazı malûmat vermeği faydalı bulduk.
İsveç, İskandinavya Yarımadasının şarkını ve mühim bir kısmını işgal eder. Mesahaisathiyesi 173,035 mil murabbaı, yahut Britanya ve
İ
F
c
I
i
W
« ____________________________________
K Irlândanm takriben birbuçuk misli
4
s
s
i k

büyüklüğündedir.
la ve cin Şimal kısmı dağlık ve geniş mikyasta ormanlarla kaplıdır; merkez ve Cenup kısımları ise daha ziyade munbittir. Üç tarafı iu ile ihata edilmiş ve sahilleri birçok adaların serpildiği körfezlerle girintili çıkıntılı bir hal almıştır. Birçok göl ve nehirleri
i
I1
ı1
)1
t İstanbul Borsası kapanış | fiatleri 1 - 10-1934 ÇEKLER
Açdn Kapanış '
Londra 618,50 618,75
Nev-York 0,801435 0,8015
Paris 12,06 12,06
Milano 9.2758 9,2758 1
1 Brüksel 3,40 3,3994
Atina 83,2950 —
* Cenevre 2,4354 2,4357
i Sofya 65,5388 — |
4 Amsterdam 1,1726 1,1722
Prag 19,0675 —
J Stokholm 3,1325 —
Viyana 4,2775 — 1
Madrit 5,82 5,8175
i Berlin 1,9775 1,9765 i
J Varşova 4,2067 —
Budapeşte 3,9550 —
Bükreş 79,5825 —
. Belgrat 34,7875 —
I Yokohama 2,73 —
i Moskova 1089,75
Tahvil ve Senetler
1 Açılı ? Kapanış
•• 0/0 5 faizli 1933
j lkramlyel! (Ergani)
f TOrk 2».«) ».«O borcu tahvili f
Anadolu D.yolu 1 it
| M » »i
k 1 0/0 5 Hazine 62. 62.
Ergani A - i
Ergani B - I
Merkez Bank 58.50 58.50
Tramvay b bank nama 10 10 ı
Aralan çimento 1350 1350 *
A. DemlrY.mümeaall 49,51 49,80
vardır. Mesahaisathiyesinin yüzde sekizini bu iç suları, elli dokuzunu ise kısmı azami çam ve köknar olan ormanlar kaplar. Isveçin manzarası - şimalindeki yalçın dağlardan, çağlayan nehir ve şellâtelerden merkez ve cenup mıntakalarındaki geniş ve güzel ovalara, vadilere, göllere, nehirlere ve beyaz saçlı Kayın ağaçlarına kadar - letafetiyle meşhurdur.
İsveçliler ve hayat
İsveç halkına, elyevm mevcut “ Teutanic „ ırkının en saf ve karışmamış bir kavmi nazarile bakılır. Dünya ırklarının en uzunlarından biridir. Tipik bir İsveçli sarışın ve mavi gözlüdür.
İsveçin nüfusu 8 milyondur. Bunun altı milyondan fazlası İsveçte yaşar.
İsveç Avrupanm en eski bir krallığıdır. İsveç parlâmentosu beşyüz senelik bir maziye maliktir.
İsveçlilerin şairane bir mizacı, tabiate karşı derin bir sevgisi, aynı zamanda makine ve fenne ka rşı şayanı kay t bir temayülü vardır. Bu itibarla, dünyaca şöhreti olan İsveç muhter ve mühendislerinin, mütefennin ve kâşiflerinin adedi nüfusuna nisbetle çok yüksektir ve bunların dehalarından dünyaca tanınmış bir kaç mühim sanayi doğmuştur.
İsveç maarif sahasında da çok yüksektir. Burada okuyup yazmak bilmiyen hemen yok gibidir.
İsveçte umumî hayat seviyesi, bilhassa işçi sınıfları arasında fevkalâde yüksektir. Yapılan içtimaiyat ve himaye işleri bütün dünyanın nazarı dikkatini celbedecek dersceyi bulmuştur. İsveçte şehirlerden uzak mahalde bulunan müteva-zi çiftlik amelesinin kulübeleri bile elektrikle tenvir edilmiştir.
İsveç sanayii
İsveçte bilhassa kereste, odun hamuru, kâğıt, demir ve çelik sanayii çok ileridedir. Bu me-yanda bütün dünyada maruf •‘S K F„ markalı bilyalar ve rol-manlı yatakları, İsveç kibritleri, elektrik süpürgeleri, otomobil, telefon , ve otomatik telefon tesisatı ve saire vardır.
Veliaht ve zevcesi
Veliaht Güstav Adolf inceliği, milliyetperverliği ve nezaketi sayesinde memleketinde çok sevilmiş bir şahsiyettir. Bütün hayatı ahlâkını olgunlaştırmak, ileride kendisini bekiiyen vazife için ilim ve tecrübe edinmekle geçmiş denilebilir.
Veliahtın kültürün her sahasında, idare, maliye, sanayi ve ticarette çok kuvvetli bir bilgisi vardır. Konuşurken çok neşelidir ve lâtifeyi sever. Sigara ve içki içmez. Asri tezyini ve güzeli sanatlere ait hareket ve teşebbüsleri himaye eder.
En büyük merakı arkeolojidir. İsveçte, Yunınistanda, Girifte yapılan asarıatika hafriyatında bizzat bulunmuştur.
Veliaht iki sene Upsala üniversitesinde okuduktan sonra zabit olarak “ Svea „ piyade alayında bulunmuş ve devletin birçok dairelerinde çalışarak bu hususta bilgisini genişletmiştir.
Şimdiye kadar çok seyahat etmiş ve dünyayı bir kere devretmiştir.
Zevcesi Prenses Lûiz İngiliz-dir. Nezaketi, iyi kalpli ve sadeliği sayesinde isveçliler arasında çok şöhret ve muhabbet kazanmıştır. Prenses, İçtimaî işlerle ve hayır işlerile yakından alâkadardır.
Tıbbî Müstahzarat
Haşan kuvvet şurubu küçük 60
„ büyük 100
........... 1 Kg 150
Öksürük Pastilleri 30
Kolonya ve Losyonlar
90 Derece halis limon çiçekleri kolonyasile yasemin, leylâk, menekşe, nerkis çiçeklerinden ve ruhnuvaz esanslardan ihzar edilmiştir.
Haşan kolonya ve losyonları
Haşan Nesrin
levantaları kolonyası
Küçük cep şişesi Cep şi ıesi
Küçük
Orta
Düz büyük şişelerde Büyük
Cam kapaklı şişeler
1/24 1/16 1/8 1/4
litre
1/8 1/4 1/2 1 Açık „ Cam kapal lı şişeler 1/8 „ .......... 1/4
„ ................ 1/2
Kokulu Sabunlar
tuvalet sabunları küçük
büy ik
ile
25
40
70
130
150
250
500
130
200
300
100
35
60
100
200
250
80
130
200
Nefis Yağlar
Kuvvet, sıhhat, nefaset ve lezzet ifade eder. Haşan Zeytinyağı 1-4 Kj
M • M 1-2
„ » 1 M
„ .. 2 „
„ M 6 „
„ ... 17 „
Haşan Hüil dö Parafin
Haşan fıstık özü yağı
Haşan Hintyağı halis
Haşan bademyağı
), »» ac*
Haşan balıkyağı
Tenekesile
Küçük şişe 50
200
25 Gr. 20
50 „ 25
şişe 30
40
1.4 Kg. 40
1-2 „ 60
1 „ 100
2 „ e 175
Haşaratı ve Fareleri Öldüren
30
50
80
400
70
100
60
25
25
40
40
Fayda Haşan
1/4 Litre 1/2 „ 1 M
6 „ Büyük ambalajda safi kilosu Pompa
„ ..n
Zehir Macun „ Buğday
,. „ „ Büyükleri
Haşan fare zehirleri ikisi bir arada
Far Haşan Fare
Haşan
)ı » » ouy JK
Haşan tuvalet sabunu 220 Gr.
„ „ „ 140 ,, Lüks
„ „ 250 „ ,,
Haşan gliserin sabunu
Haşan Gilserin sabunu gül Haşan Tıbbî Sabunlar
Krem ve Biryantinler
Kremi Vazo yağsız Kremi tüp içinde Biryantini „ Likid
„ Yağsız Arjantiya
„ Yağsız büyük
„ Yağsız Likid
„ Yağsız büyük
Haşan Haşan Haşan
10
15
25
25
35
10
15
25
20
50
20
25
40
30
50
50
75
Glüten Mamulatı
Şeker hastalığına ve zayıfla nağa mahsus olup şeker hastalıklarında son ettibba kongresi, in kabul eylediği formül üzsre tertip edilmiş çok dakik ve ayarl dır. Lezzeti güzel ve çok tazedir.
Haşan Glüten ekmeği 35
„ Gevreği 55
Bademli Glüten ekmeği 55
.. Glüten Makarnası 1/2 Kg. 55
„ Unu 1/2 55
.. Şehriyesi 1/2 M 55
Haşan Diyabetik Çikolatası 25
„ Şekeri 50 Kg. 450
Gr. 40
„ ıoo M 70
„ „ 250 150
Şampuan Saç suyu ve sabunları
Saçları uzatır, kepekleri ve mikropları izale eder ve şak tutar. Haşan Haşan Haşan
Haşan
Haşan
Haşan
şampuanı saç suyu Trihofıl saç suyu
Tıraş Levazımatı
tıraş sabunu
„ „ Kremi
tıraş bıçakları 10 adet tıraş bıçakları 1 adet
yumu-
10
25
125
25
30
45
5
Çiçek, Gülsuyu ve yağları
40
50
60
40
50
60
300
550
75
75
300
550
50
50
Hasan Çiçek .uyu
Haşan Gü.suyu
Haşan Gülyağı halis
Haşan Neroli Esansı
Haşan Nane Ruhu Haşan Melisa Ruhu
1/4
1/2
1
1/4
1/2 1
5 Gramlık
10
1
1
5
10
Diş Müstahzaratı
Dişleri inci gibi yapan ve diş etlerine ebedî hayat veren ve kanamasını meneden ve diş ağrısını dakikasında durduran, dişlerin çürümesine mani olan :
Haşan Diş Macunu Dantos 20
„ „ Suyu 30
„ .» » Orta 60
„ « Büyük 100
Gayet sağlam ve sert ve sıhhî diş fırçaları
Devlet avukatları
Devlet davalarını takibe memur avukatlar hakkında hazırlanan nizamname âli tasdika iktiran eylemiş ve dün vilâyete tebliğ edilmiştir.
Bu nizamnamede avukatların vazife, salâhiyet ve mesuliyetlerinin dereceleri ile davaları ne suretle ikame vetakip edecekleri, feragat ve sulh yapabilecekleri tesbit edilmektedir.
Rüdm mücadelesi dün başladı
Dünden itibaren şehrimizde Ruam hastalığıyle mücadele başlamıştır.
Evvelce uzun uzadıya yazdığımız veçhile tek tırnaklı hayvanlar bu mücadeleye tâbi olmaktadır. Bunlar için şehrin muhtelif yerlerinde istasyonlar tesis edilmiştir.
Özlü Hububat Unları
Çocuklara ebedî bir hayat ve sıhhat bahş ve en nefis ma* haliebi, tatlı, çorba ve pürelerin imaline yardım eden:
Haşan Pirinç Özlü unu „ Buğday özü nişastası „ irmik özü unu
unu
İrmik özü uı Patates özü Arpa ,, Türlü Mercimek,, Bezelye „ B. Mısır „ Ketsane „ Fasulye „ Nohut „ Çavdar „ Yulaf „
Haşan
V-
(Ararot)
(Kornflavur)
Gr.
özlü unları diğer envai Brekfast bisküvitleri
Pudra ve sürmeler
çocuk pudrası teneke kutu
„ » » Paket
Talk pudrası 500 gram kutu Sürmesi sürmedanhkla Sürme lüks sürmedanhkla büyük Setliç tozları gazoz tozu
„ „ büyük şişe 4 misli
Haşan
Haşan
„ ,, „ uuyun fiş'
Haşan karbonatı 100 gram
Kilosu
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
35
60
40
30
250
250 „ 500
Haşan demirhindi hulâsası „ „ m Orta
„ „ n Büyük
Muhtelif Müstahzarat
Haşan Granto Perzervatif 6 adet kutu
M ,, 6 ,, ipekli
, Maimukattarı o diştik 1 Kg. şişesile ....................2 Kg. „
Harbiye Aksaray seferleri
Tramvay Şirketi Taksim Aksaray arasındaki seferleri dünden itibaren lâğvetmiş ve bu hattın yerine Harbiye - Aksaray Beferleri ihdas etmiştir.
Askerî heyetimiz bu gün İrana gidiyor
İran ile Efganistan arasındaki hudut ihtilâfında hakemlik yapacak olan Birinci Ordu Mii-
25
10
40
25
40
30
50
100
10
20
35
40
60
100
50
75
25
40
Kaçak boya
Köstenceden limanımıza ge-gelen ve Türk bayrağım taşıyan şark vapurunun gümrük muhafaza memurları tarafından yapılan araştırma neticesinde 190 kilo siyah Burda boyası meydana çıkarılmıştır. Vapur sahibi Osman Kaptan mahkemeye verilmiştir.
fettişi Fahrettin Paşanın riyasetindeki askerî heyetimiz bu gün Tr.ıbzon tarikiyle İri n ı gidecektir.
Kadın
Erkek
Çocuk
üzerindedir,
Teşrinievvel 2
Sümer Bank
Galatada
Karaköyde
lıııl
Ucuz
Caddesinde
Kimya dersleri
Gazi Terbiye Enstitüsü Kimya muallimi Avni Beyin liseler için yazdığı en son eseridir. Sade yazılmıştır, nefis basılmıştır. Fiatı 100 kuruştur. Hilmi kitapbanesine müracaat edilmesi..
Bu
Saat 20 de
Tepebaşı Şehir Tiyatrosnnda akşam
İstanbul Belediyesi
JehirTiyaîroJU
Ceza
Tazan: F. M.
Dostoyevsky
Tercüme eden : Reşat Nuri
Localar 250 - 300, Koltuk 50, Sandalye 40, Galeri 30.
Yerli Mallar Pazarları
Galata şubesi açıldı
BEYKOZ
Güzel
Fabrikasının kunduralarını satıyor
Yeni mağaza yolunuzun geçerken bir defa uğrayınız, Beykoz kunduralarını mutlaka beğeneceksiniz.
İstiklâl Lisesi Müdürlüğünden
1 — Henüz kadrosu dolmıyan birkaç sınıf için kız ve erkek leyli ve nehari talebe kaydına devam olunmaktadır.
2 — Kayıt için hergün saat ondan on yediye kadar müracaat edilebilir.
3 — İsteyenlere, mektebin kayıt şartlarını bildiren tarifname gönderilir.
Adres: Şehzadebaşı, polis merkezi arkası. Tel. 22534- Bmıasa
Askerliğe davet
Üsküdar Askerlik Şubesi Riyasetinden:
1— Deniz sınıfına mensup Üsküdar mmtakası ahalisinden olup şubemiz yerli ve yabancı efradından 316 ilâ 327 doğumluların (dahil) bakayasile yine deniz sınıfına mensup 328 doğumluların 13-10-934Cumartesi günü sabah saat dokuzda Üsküdar şubesine müracaatları. Deniz efradından bu doğumlulardan bedel vereceklerle de bedellerinin 11-10-934 akşamına kadar bedelleri kabul edilecektir. Bu tarihten sonra bedel muamelesi yapılmıyacaktır.
2— Piyade, Topçu, Muzika, Muhabere, istihkâm, Nakliye, Süvari sınıflarına mensup 316 ilâ 327 (Dahil) doğumlu bakayalarla yine bu sınıflara mensup 328 doğumlu efradın 24/1. Teşrin/ 934 Çarşamba günü sabah saat sekizde şubede is-batı vücut eylemeleri. Ve bu sınıfların ve bu doğumluların bedel paraları da 23-1. Teşrin 934 salı akşamına kadar kabul edilecektir. Ona göre müracaatları ilân olunur.
inhisarlar U. Müdürlüğünden^^
Avcılara
Almanya’da Valsrode’de kâin JFblf barut fabrikaları mamulâtı Perfekt markalı birinci nevi dumansız av barutunun Tophane Satış mağazasında satışına başlandığı ilân olunur. (6049)
* *
“84„ adet yangın söndürme baltası ile “500„ kilo arap sabunu satın alınacaktır. Taliplerin şartnameyi gördükten sonra pazarlığa iştirak etmek üzere % 7,5 teminatlariyle beraber 15/10/934 Pazartesi günü saat 15 te Cibalide Alım, Satım Komisyonuna müracaatları. “6242,,
► Beşiktaş
İstanbul Asliye Birinci Hukuk Hâkimliğinden:
Mortis Adler ef. nin müddea-aleyhler Galatada Topçular caddesinde 78 No:lu Merkez eczaha-nesinde Jan İsrail Jüresko ve Galatada Lüleci Hendek Arslan han 12 No: da Akilea Rene Jüresko ef. 1er aleyhine ikame eylediği alacak davasından dolayı tebliği muktezi dava arzuhalinin müddeaaleyhlerden Akile Rene Jüresko efendinin ikametgâhının meçhuliyeti hasebile H. U. M. K. n 141 ci maddesine tevfikan 15 gün müddetle ilânen tebliğine karar verilmiş olduğundan mumaileyh Akilea efendi ilânın ferdasından itibaren on beş gün zarfında cevap vermediği taktirde hakkında muamelei müteakıbei kanuniye-nin ifa edileceği ilân olunur.
İmtiyaz sahibi: Ali
Umumî neşriyatı idare eden yazı işleri müdürü: C. Hikmet
Matbaai Ebüzziya
Üsküdar İcra memurluğun-dan:
Tamamına 3750 lira kıymet takdir olunan İstanbulda Hoca paşa mahallesinin Hüdavendi-gâr sokağında eski 13/15 yeni 56 ve 58 numaralı dükkânı müştemil hane elyevm kârgir otelin 8 de beş hissesi.
Satış peşindir. Müterakim vergi ve evkaf borçları ve tanzifat ve tenviriye müşteriye aittir.
Müşterilerin kıymeti muham-minenin % yedi buçnk nisbe-tinde pey akçeleri vermeleri icap eder. Arttırma şartnamesi 29-10-934 tarihine müsadif Pazartesi günü divanhaneye talik edilecektir. Birinci arttırma 4-11-934 tarihine müsadif Pazar günü saat 14 den 16 ya kadar Üsküdar icra dairesinde yapılacaktır. Arttırma bedeli kıymeti muhammenenin % 75 şini bulduğu takdirde üstünde bırakılır aksi takdirde en son arttıranın taahhüdü baki kalmak üzere arttırma 15 gün daha temdit edilerek 19-11-934 tarihine müsadif Pazartesi günü aynı saatta icra edilerek en çok arttırana ihale edilecektir.
2004 No. lu icra ve iflas K. nun 136 ci maddesi mucibince ipotek alacaklılarla diğer alâkadaranın ve irtifak hakkı sahiplerinin gayri menkul üzerindeki hakları ve hususiyle faiz ve masarife dair olan iddialarını evrakı müspiteleriyle birlikte nihayet 20 gün zarfında Üsküdar icra dairesine bildir-


R
DKM YURDU
On seneaenberi tedrisatı-
nın mükemmeliyetiyle tanın mış hanımlar biçki ve dikiş mektebidir. Mezun hanımlar biçki ve dikişi mükemmelen öğrendikten maada ayrıca çiçekçilik, şapkacılık, korsecilik ye boya ile tezyinatı da öğrenirler ve tam bir san’atkâr olarak yetişirler. Mektebin ders programını ve şeraitini mutlaka görünüz ve isteyiniz.
Kayit devam etmektedir. Akaretler
64 nümero obbbi
Halkevinde temsil
Halkevinden:
İstanbul Umumî Meclisine âza seçimi münasebetile:
1-4 Birinci teşrin 934 Perşembe günü akşamı saat (20,30) da Tepebaşında Meşrutiyet caddesindeki (Beyoğlu kısmı) mızda bir temsil.
2 - 8 Birinci teşrin 934 Pazartesi günü akşamı saat (20,30) de Cağaloğlundaki merkez salonunda bir konser verilecektir. Arzu edenler temsil davetiyelerini Beyoğlu kısmı vç konser davetiyelerini Merkez İdare Memurluğundan hergün alabilirler.
meleri ve aksi takdirde hakları tapu siciliyle sabit ohnıyan alacaklılar satış bedelinin paylaşmalarında hariç kalırlar.
Alâkadaranın icra ve iflas K. nun mevadı mahsusasına tevfikan hareket etmeleri ve daha fazla malumat almak is-tiyenlerin 933-2247 No. lu dosyaya müracaat etmeleri ilân olunur.
r Edebiyat Tarihi dersleri
TANZİMAT t EDEBİYATI r Liselerin on birinci sınıflarına k mahsus
► Yazan: AGÂH SIRRI
Birkaç güne kadar çıkacaktır. Tevzi yeri:
İstiklâl Lisesi talebe Kooperatifi
Cürüm
ve
İst: 6 ncı Hukuk mahkemesinden: Gümrük idaresinin Büyükadada Paskal sokağında 1 No: lu hanede oturan Madam Korelyan veresesinden Madam Froso aleyhine ikame eylediği davadan dolayı adr -sine gönderilen davetiye arkasına mübaşir tarafından verilen meşruhatta mumaiieyhanın Yunanistana gittiği ve nevakıt geleceği meçhul olduğu bildirilmiş ve bermucibi talep bir mah müddetle ilânen tebligat icrasına karar verilmiş ve emri tahkikatın 31/10/934 tarihine müsadif Çarşamba günü saat 14 de tayin kılınmış olduğundan yevm ve vaktimezkûrda mahkemede bizzat hazır bulunması veyahut tarafından bir vekil göndermesi lüzumu beyan ve aksi halde Hukuk usulümuhake-meleri kanununun 401 inci maddesi mucibince hakkında gıyaben muam -le icra olunacağı tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur.
(3174)
Asliye mahkemeleri İkinci Yenileme Bürosundan :
Millî Müdafaa Vekâleti tarafından Kadıköyde Kızıltoprak caddesinde Reşit Paşa sokağında 16 No. lı hanede mukim Haşan Sabri bey aleyhinde açılan alacak davasının yenJenme muamelesi esnasında: halen ikametgâhı K meçhul bulunan müddeialeyh Haşan Sabri bey hakkında ilânen tebligat icrasına karar verilmiş olduğundan tetkıkatın icra kılınacağı 23/12/934 tarihine müsadif pazar günü saat 14 te Büroda hazır bulunması lüzumu tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur. (3173)
İstanbul Dördüncü İcra Memurluğundan :
Yeminli ehli xukuf tarafından tamamına iki bin beş yüz lira kıymet takdir edilen Beyoğlunda Ye-nişehirde_Valdeçeşmesi Göztepek sokağında 56 - 58 - 60 - 19 - 15 - 17 yeni ve 72 - 74 - 74 - 74 - 74 - 74 numaralarla murakkam elyevm dört ev bir kıt’a arsa ve bir dükkânın dörtte bir hissesi açık arttırmaya konulmuş olup 15/10/934 tarihinde şartnamesi divanhaneye talik edilerek 5/11/934 tarihin.; müsadif pazartesi günü saat 14 ten 16 ya kadar İstanbul 4 inci icra dairesinde açık arttırma suretile satılacaktır. Arttırmaya iştirak için % 7,5 teminat akçesi alınır. Müterakim vergi, belediye vakıf icaresi müşteriye aittir. Arttırma bedeli muhammen kıymetinin % 75 şini bulduğu takdirde ihalesi yapılacaktır. Aksi halde en son arttıranın taahhüdü baki kalmak üzere arttırma 15 gün daha temdit edilerek 20/11/934 tarihine müsadif salı günü aynı saatte muhammen kıymetinin % 75 şini tutmazsa 2280 numaralı kanuna tevfikan satış geri bırakılır. 2004 numaralı İcra kanununun 126 inci maddesine tevfikan ipotek sahibi alacaklılar ile diğer alâkadarların ve ittifak hakkı sahiplerinin dahi gayrimenkul üzerindeki haklarının ve hususile faiz ve masarife dair olan iddialarını evrakı müsbitelerile
20 gün içinde icra dairesine bildirmeleri lâzımdır. Aksi halde hakları tapu sicillerile sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. İşbu maddei kanuniye ahkâmına göre hareket etmeleri ve daha faz'a malûmat almak isteyenlerin 934/4422 dosya numarasile memuriyetimize müracaatları ilân olunur. (3169)
Hilmi Kitaphanesinin yeni basılan kitapları: Fizik dersleri
Lise ikinci devre için - her sınıfın kitabı
ayrıdır.
Müellifi: Ankara Gazi Enstitüsü Fizik Muallimi Hayrı Bey Bu eserlerde, İlmî seviye katiyen düşürülmiyerek, Fiziğin güç sayılan mevzuları, kısa, açık ve temiz bir lisanla az sa-hıfe içinde, güzel şekil ve şamalarla anlatılmıştır. Hilmi Kitaphanesi bu kıymetli eserleri, Fiziği kolayca öğrenmek isteyen bütün talebeye tavsiyeyi bir memleket vazifesi sayar. 9 ncu sınıfın fiatı 100, linçi sınıfın fiatı 135 Kuruştur. Satış yeri İstanbul da Hilmi Kitaphanesidir.
Kozmografya dersleri
( Lise Edebiyat şubesi için )
Riyaziye muallimlerinden Hilmiye Hanımefendinin eseridir. Maarif Vekâletinden liselere kabul edilmiştir. Resimlidir. Yazılışı çok sadedir. Muhtasar ve bütün liseler ve muallim mektepleri için çok istifadeli bir eserdir. Fiatı ( 50 ) kuruştur. Hilmi kitaphanesinde satılmaktadır.
i
i
ayıklanmış ola-tabirler, ıstılah-
Dil Bilgisi
Yeni Türkçe Gramer
Ahmet Cevat Bey
Çanakkale mebusu Türk dili cemiyeti Gramer Kol başısı
Gramerlerin en sonu ve en yenisidir. Türk dili tetkik cemiyetinin Gramer ve Sintaks kolu tarafından tesbit edilen salt Türkçe ıstılahlarla yeniden basılmıştır. Türk Dilinin arabî ve farisî kelimelerden büsbütün rak yapılmış Gramerlerin birincisidir. Bütün lar öz Türkçedir.
Bu kitabın metodu bütün muallimlerce Maarif Vekâletinin resmî programlarında teksif usuldedir. Bu Gramer serisi bütün orta mekteplerde I pek ziyade beğenilmiştir. Orta mektep birinci yılın örneğini I her muallimin görmesini tavsiye eyleriz ve meccanen takdim 9 eyleriz. |
Ortamektep birinci yıl — Fiyatı 45 Kuruştur.
Ortamektep ikinci yıl — Fiyatı 45 Kuruştur.
Satış yeri : İstanbul Ankara Caddesinde Hilmi Kitaphanesi |

bilindiği üzere, tavsiye olunan
İstanbul Millî Emlâk Müdürlüğünden: Muhammen bedeli Lira 1000
1100
Galata: Bereket zade mahallesinin Zürefa sokağında sekiz oda taraça ve müştemilâtı saireyi havi 7 ve 5 numaralı hane ile dükkânın 1/2 hissesi.
Yenikapı: Kâtip Kasım mahallesinde yalı sokağında eski 5 ve yeni 7 numaralı hane
Beyoğlu: Pangaltı mahallesinin Kaya sokağında 1250 dört oda vesair müştemilâtı eski 33 ve yeni 27 numaralı hanenin 1/2 hissesi.
Feriköy: Birinci kısım mahallesinin Poyraz soka- 3000 ğında 25 ve Kaya sokağında 63 numaralı iki dükkânı müştemil 23 numaralı kâgir Apartmanın 3/24 hissesi.
Yukarıda yazılı emlâk hizalarındaki kıymetler üzerinden 24-10-934 Çarşanba günü saat on dörde kadar pazarlık sureti- j
le satılacaktır. Talip olanların yüzde yedi buçuk pey akçeleriyle bu müddet zarfında haftanın Pazar ve Çarşanba günleri saat on dörtte komisyona müracaatları. “M,, “6278,,
Posta T. T. Binalar ve Levazım Müdürlüğünden:
Posta T. T. fabrikası dökümhanesinin tamir ve tadili pazarlıkla yaptırılacağından isteklilerin şartnameyi görmek için hergün Beyoğlu Postanesinin beşinci katında ki Binalar şubesine ve pazarlık içinde 8-10-934 tarihine düşen Pazartesi günü saat 14 de aynı binanın üçüncü katındaki Levazım Müdürlüğüne müracaatları. (6283)
Devlet Matbaası Müdürlüğünden
Matbaada bir yılda birikecek tahminen 65,000 kilo kadar kırpıntı kâğıtlarının yapılan açık artırmasında verilen fiyat lâyık değerde olmadığından ihalesi yapılamamış olduğundan 8 - 10 - 1934 Pazartesi günü saat 14 de pazarlıkla satılacağı ilân olunur (6285)
Konservatuvar Müdüriyetinden:
Yatı kısmı “Şehir Bandosu,, için Flüt muallimine lüzum vardır. Talip olanların şeraiti anlamak üzere müracaat etmeleri. “6291,