Traş Bıçaklarının Kralıdır.

Yıl : 1 — No. 338 ★ Telgraf adresi: Zafer Gazetesi - Ankara
[DEMOKRASİN l~N D I R~[
PAZAR 2 Nisan 1950 ★ Fiyatı her yerde 10 kuruş
Generalleri istihdaf eden tekaütlük listesi
Genel Kurmay Başkan» da tekaüt edilecek
İnönü, Abdurrahman Nafizin ismini kendi kalemile listeninbaşına geçirdi
mönü vatandaşların ıztırabını görmüyor
Millî Seferberlik Dairesi başkanı
Kur. Alb. Seyfi Kurtbek ordudan ayrıldı
A. FENİK
£a Şfamilia
Kadın mecmuasının 352 ncı sayısı geldi. NETKİTABEVİ
125 Kr.
Telefon : 15619 ve 15315 ★ Denizciler Cad. 2 ★ Posta kutusu: 193
İst. D.P. Kongresi tesanüt
içinde mesaisini bitirdi
Celâl Boyar bugün Istanbulun üç semtinde halkla konuşacak
Dr. Fahrettin Kerim de faaliyete geçti!
İstanbul 1 (Telefonla) — Demokrat Parti İstanbul II kongresi bu sabah saat 10.30 da Ses Tiyatrosunda son toplantısını yapmıştır.
Bu toplantıda muhtelif dilekler üzerinde konuşulmuştur. Bilhassa Muamele Vergisinin kaldırılması, Gelir Vergisinin tatbikatındaki
pürüzlerin halledilmesi, sağlık teşkilâtının köylere kadar götürülmesi, devlet dairelerindeki kırtasiyeciliğin önlenmesi üzerinde durulmuştur.
Birkısım delege de, İl İdare kurulu üyele-ir (Devamı Sa: 5 Sü: 6 de)
I Vali Avni ] Doğana cevap!
I Çankaya Demokrat ]
)) ları ne diyorlar? İJ
Güreşçilerimiz yurda döndüler |
Güreşçilerin hemen hepsi hakemlerin tarafgir hareketlerinden şikâyet ediyor
ayın İnönü memleket dahi- ' Linde geçen yazdanberi epey dolaşmışlardır. Hâlâ da î1 dolaşmaktadırlar. Fakat halkın ve B' milletin hakikî ıstırabını ve ihti-ir yaçlarını görmemişlerdir. Bu dev-)n rede de söyledikleri herhangi bir se-ak çim nutkunu alınız; hepsi aynıdır... ın* Ön plâna alınarak ortaya atılan meselelerin hiç birisi bugün için milletin ıztırap ve ihtiyaçlarına şifa . verici bir cevap değildir. Nüfusun ele çoğunluğunu teşkil eden köylü va-ırşı tandaşlar, işçiler, memurlar, İnönü-ııün seçim propagandasında, sadre şifa verici ne bulmuşlardır?
ünkü, İnönü, memleketin ne lüsüyle, ne işçisiyle; ne memu-riyle açıkça, doğrudan doğruya iki 1 ça- 'atandaş gibi konuşmak imkân ve fır ■iüm- ;atına sahip değildir.
(jkrat Dünkü Ulus gazetesini açınız; İn-t-ırlar önü’nün Elâzığ ve Diyarbakır gezi-ıiinla- leri büyük başlıklarla şöyle belirip. tilmiştir: «İnönü, halkın coşkun .tyetî sevgi gösterileriyle karşılandı. £um-liyın- hurbaşkanı her iki ilde Vali ve Be-ırt lediye Balkanlarından şehir işleri ile hakkında izahat aldılar."
em- Evet, İnönü bütün gezilerinde I Devlet Başkanı ve Parti Genel S köy Başkanı olarak halk tarafından kar-C[ H. şılanıyorlar, devlet ve parti men-ı^ak- supları tarafından aydınlatılıyorlar. Milletvekili adayı olarak seçim nutukları söylüyorlar. Fakat halktan hir köylü, bir memur, bir işçi, bir gazeteci korkmadan, çekinmeden, kendilerine düşüncelerini, hislerini apaçık anlatabiliyor mu?
Şimdiye kadar özü, sözü samimî bir vatandaşın buna cesaret ettiği görüldü mü? Okundu mu?.. Kırk yılda bir Eskişehirde bir Milletvekili buna cesaret edecek oldu. Fakat sözleri derhal «mütecavizane ve şiddet politikası» şeklinde tavsif olundu.
İnönü, gazete okumuyor mu, diye de, akla gelebilir. Şüphe yok ki, okuyor, hem de belki hepsini okuyor. Fakat okumak başka, okuduk larmın vatandaşların hakiki durum r* olduğuna inanmak yine başka... Bugün memlekette, vatandaşları ı, sıkıntıda ve ıstırapta bırakan İdî ve mânevi bütün dâvalar ve e'eler halledilmiş de, iş, yalnız yasanın tadiline kalmış değildir. Köylünün, işçinin, memurun hulâsa büyük kitlelerin bütün endişesi; aman ne yapsak da şu Anayasayı değiştirsek, ne etsek de iki Mec-üs usulünü kurabilsek, nasıl bir formül bulsak da Cumhurbaşkanı-
nın salâhiyetlerini daha da geniş-letsek, gibi düşünceler midir?...
Fikrimizce, daha evvel hallolunacak bir çok mühim dâvalar vardır:
Köylü, işçi, memur, hulâsa nüfus çoğunluğunu alâkadar eden mü-★ (Devamı Sa: 5 Sü: 1 de)
Bayar’ın nutkunu radyo verdi ama...
Nadense tam o sırada cereyen kesiliverdi
Ordu, 1 (Hususî) — Bugün şehrimizde tuhaf bir hâdise olmuştur. Ankara radyosu saat 13 de memleket gazetesi sergisinde Demokrat Parti Başkanı Celâl Bayarın İstan-bl kongresinde söylediği nutku bildirirken, şimdiye kadar hiç vaki olmadığı halde, elektrik cereyanı bir denbire kesilmiş ve Ordulular nutku dinlemek imkânını bulamamışlar -dır.
Hâdise muhitimizde türlü tefsir lere yol açmıştır.
Tanınmış bir fikir adamı olan
Seyfi Kurtbek
Genelkurmay Başkanlığı Millî Seferberlik Dairesi Başkanı olan Kurmay Albay Seyfi Kurtbek, kendi isteğiyle ordudan ayrılmıştır.
«Zafer» okuyucuları Seyfi Kurt-bek’i pek iyi tanırlar. Üniversite gençliği onun konferanslarını heye canla dinlemişlerdir. Onun yazıları ve eserleri bütün Türk gençliği ve münevver kjflelerce alâka ve takdirle okunmaktadır.
Albay Seyfi Kurtbek, ordumuzda kıt’a ve kurmay vazifelerinde bulunmuş, harpten evvel Pariste Ata-şemiliterlik yapmıştır. Cenevre Silâhsızlanma konferansında ve Mon-treux Boğazlar Konferansında Türk murahhası heyeti müşaviri idi. İ-kinci dünya harbinde Fransa taarruza uğrayınca Fransız Başkomutanlığı karargâhında harekâtı takip etmek üzere tayin edilmiş ve hareket edeceği sırada Fransa yıkılmıştı. Kurtbek, sonradan Atina A-taşemiliterliğine tayin edilmiş ve orada Yunan - İtalyan ve Alman harbini takip etmiştir. Orgeneral Omurtak’la birlikte Şimalî Afrika cephelerine ve harpten sonra da A-
★ (Devamı Sa: 5 sü: 1 de)
D. P. ye girdi
Kurmay Albay Seyfi Kurtbek
İdarî baskı
Pakistan Elçisinin Eşi dün bir çay verdi
Pakistan elçisinin eşi tarafından dün verilen çayda bulunanlar
★ (Yazısı 5 inci sayfada)
Maraş’ta da arttı
Maraş, 1 (Hususî) — Maraşta yeni seçimlere tesir yapmak için harekete geçirilen idari baskı son ker teyi bulmuştur. Bugünlerde Demok rat Parti aleyhine büyük ve şümullü bir tedhiş havası yaratmak mak-sadile C. H. P. yi temsil eden bazı gayretkeşlerin tertibine uyularak yürütülen tezvir makinnsı mütemadiyen çalışmaktadır. Son günlerde bir takım mevhum suçlar tertip e-
★ (Devamı Sa: 5 Sü: 2 de)
Uçak kazasının mesulleri aranıyor •Bal» ismindeki yolcu uçağımızın Ankara Devlet Hava Yolları alanı civarında bir tepeye çarparak parçalanması ve neticede 15 kişinin ölmesiyle neticelenen -kaza hakkında savcılıkça ilk tahkikata başlan mıştır.
Savcılık hava şartlarına göre, mey dan mensuplarının ve uçağı, hâdiseye takaddüm eden anlarda 3cvke -denlerin bir kususru olup olmadığı araştırmaktadır. ’
Diğer taraftan savcılık Amerikalı mütehassısların hava alanlarımız hakkında vermiş olduğu raporun bir suretini istemiştir. |
Sayın Vali;
İİ Genel Meclisinde Demokrat Parti adayı olarak seçilen arkadaşların seçim kampanyası devresi i-çinde bitaraflığınızın muhafaza e-dilmesi maksadiyle Zafer gazetesi ile neşredilen açık mektuplarını o-kuduk Ve onları takdir ettik. Buna mukabil sizin onlara verdiğiniz cevabı okuduk ve müteessir olduk. Esas, üslûp ve ifadesi bakımlarından işgal ettiğiniz yüksek memuriyetin şiarı ve vekarı ile kabili telif bulmadığımız bu cevabınızı a-şağıda tenkit ediyoruz, hususî hayatınızla, resmî sıfatınızın tefri-
★ (Devamı Sa: 5 Sü: 6 de)
Ankara Barosu
Başkanının yeni vozitesi
Haber aldığımıza göre Ankara Baro Başkanı Avukat Saim Dora bu kere Emlâk Kredi Bankası İdare Meclis âzalığina getirilmiştir.
Daha evvel Halk Partisi üyesi o-larak Seçim Kuruluna ithal edilen Saim Doranın diğer vazifelerine i-lâveten Emlâk Kredi Bankası İdare Meclisi âzalığina nasbi muhtelif tefsirlere yol açmış bulunmaktadır. ,
Muharrem Candaş, Stokholmde d ünya birinciliğini kazanan diğer milletlerin güreşçileri arasında
İstanbul, 1 (Hususî) — Stokholm da yapılan dünya greko - romen şam piyonasında dünya ikinciliğini kazanan milli güreş takımımız bu sabah saat 9.20 de bir K.L.M. uçağı ile memleketimize dönmüştür
Cebecide korkunç bir cinayet oldu
Bir işçi karısından kıskandığı amcasını öldürdü, karısını yaraladı
ı Güreşçilerimiz Yeşilköy hava a-ı hanında vali ve belediye başkanı a-dına özel kalem müdürü, beden terbiyesi umum müdürlüğü adına beden terbiyesi baş müfettişi, bölge müdürü, basın mensupları, güreşçiler ve bu arada bir çiçek buketi ile Yaşar Doğu, kalabalık bir halk kit leşi tarafından karşılanmışlardır
Güreşçiler gümrük muamelesini müteakip emniyet müdürlüğünün a-çık otobüsüne bindirilerek şehre getirilmişler ve kendilerine bölge müdürlüğünde bir çay ziyafeti veril-
Otobüs şehre girdikten sonra büyük caddelerden geçerken halk güreşçilerimizi şiddetle alkışlamıştır. ★ (Devamı Sa: 5 Sü: 4 de)
Katil Hüseyin Roylas
Dün şehrimizde kıskançlık yüzün den bir gencin ölümü ve genç bir kadının da ağır suretet yaralanması ile neticelenen feci bir cinayet işlenmiştir.
Bu aile faciası şöyle olmuştur:
Cebeci semti ile Asri Mezarlık a-rasındaki Gülveren Bağlarında oturan ve Kayaş mermi fabrikasında çalışan Hüseyin Roylas isminde bir işçi, bundan on sene evvel Güllü-han isminde bir kadınla evlenmiştir. Hüseyin karısı ve üç çocuğu ile mesut bir hayat geçirirken henüz 28 yaşlarında olan Abdullah ismindeki amcası Ankaraya gelerek Hü-seyinin oturduğu evin hemen yakınında bir gecekondu yapmış, E-lektıik ve Havagazı Şirketinde de iş bularak Ankaraya yerleşmiştir.
Aradan bir müddet geçtikten son ıa Hüseyin karısı Güllühanın ken dişini aldattığını ve öz amcası ile
münasebette
bulunduğunu
ise de buna inanmak istememiş ve kulağına gelen bu lâfları dedikodu
ı-ısı hak
kabul etni'ştir. Aradan biı-] : geçtikten sonra Hüseyin, ka
la söylenenlere ina

karısının bazı hareketlerinin bunu
teyid mahiyette olduğunu gör-
Böyle sinir buhranları içinde ya-1
şayan Hüseyin nihayet dün saat 15 ★ (Devamı Sa: 5 Sü: 2 de) |
AKINTIYA—~| I____KÜREK
YEDEKÇİ
Ne kendi etti rahot ne halka verdi huzur !
A nkara Belediye Reisi Ra-gıp Tüzün, istifa etmiş!
Desenize... Nihayet o bile, Belediyeden el’aman diyerek, yaka silkti; ve sıyrıldı, gitti...
Fakat, Milletvekili seçilecekmiş!...
Aman hemşehriler! Gözünüzü seveyim, sıkı tutun! Elden kaçmasın! Sakın olnııya ki başka şehirden kendini aday, maclay göstermeğe kalksın! Sonra, hem kendine, hem bize yazık eder!
Malûm ya... Ragıp Tüzün geleli Nevzaıl Tandoğana rahmet okuyoruz! —
Yeılekçinin YEDEĞİ
Saldfe : 2
Z A F F. II
i 1950
Verem âfeti karşısında Türkiyenin durumu
Filistinde 260 kişiye bir doktor isabet ettiği halde bizde 3 bin kişiye bir doktor isabet ediyor
Dünya sağlık organizasyonunun Amerika Birleşik Devletlerinde ku- ; rulduğu yedi Nisan günü dünya sağlık günü olarak kabul edilmiş-
Bundan evvel Amerikada Sağlık Günü Temmuz aylarında yapılmakta idi. Fakat Temmuz aylarının o-kulların tatiline rastladığından bu
günün daha münasip bir zamana alınmasına karar verilmiştir.
Memleketimizde de bu günü ao-
mak için şimdiden hazırlıklara başlanmıştır. Bu arada 7 Nisan günü bütün okullarda sağlı; konferans-
ları, sinemalarda filmleri, radyoda tertip edilecektir.
Diğer taraftan bir âfet halini al;
mecburi sağlık sağlık skeçleri memleketimizde an Verem mese-
lesi hakkında salahiyetli bir zat i şunları söylemiştir:
• Bugün elimize geçen istatistiklere göre her 100.000 kişide 250 kişi ölmektedir. Fakat bu istatistikler ( de tamamen yanlış tutulmuştur. Zira muhtelif senelerde tutulan is- ’ tatistiklere göre ölüm nöbetinin başında •Zatürreden öülm» gelmektedir ki, bugün bu hastalık, bulunan yeni ilâçlarla adî bir grip
hastalığı mahiyetini almıştır.
Her ne kadar hastahane açıldığı ve vatandaşların sağlık işleri ile yakından alâkadar olunduğu ileri sürülmekte ise de verem âfetinden
her sene 10 binlerce vatandaşımız ölmekte ve şimdiye kadar da ancak bu hastaları lâyıkı veçhile tedavi etmek için 3375 yatak tahsis edilmiş bulunmaktadır.
Hastabakıcı adedi de feci bir du-ıumdaaır. Memleketimizde diploma lı hastabakıcı adedi 1948 istatistiğine nazaran 318 dir. Amerikada bu adet 350 bini aşmakta ve ihtiyaca kâfi gel mediği için yeniden bir hayli hastabakıcı yetiştirilmektedir. Memleketimiz nüfusu ile Amerika nüfusu mukayese edildiği zaman muazzam bir far.c güze çarpmaktadır.
Verem hususunda en geri kalmış miletlerin başında gelmekteyiz. Bugün verem len her hangi bir memlekette 100.000 kişide ölüm adedi 70 i aşmamaktadır.
Filistinde 260 kişiye bir doktor düştüğü halde, memleketimizde asgarî 3000 kişiye bir doktor düşmektedir. Bu arada memleketimizdeki doktor adedi 6 bin küsurdur. Yuna-nistanda bu adet 9 binden fazladır. Bizdeki doktorların yarıdan fazlası meslekden gayri işlerle uğraşmak mecburiyetinde bırakılmaktadır. Halbuki Yunanistanda 9 bin küsur doktorun hepsi de bizzat mes lekleri ile uğraşmaktadır.
Memleketimizde verem âfeti kadınlarda 15 - 20 yaş arasında, erkeklerde ise 20 . 25 yaş arasında inkişaf ettiği görülmektedir.
Kandırma
Beni !
Duydunuz mu? Milletvekili o-labilmek için sayın Bay Tüzün Belediye Başkanlığından feragat ederek istifa etmiş. Üstelik de 26 aylık faaliyetinin hesabını hemşehrilerine vermeği de ihmal etmemiş. Aman efendim! Meğer Ankaramız mamure olmuş da haberimiz yok... Fakir semt-[ lerin ıslahından, elektrik, havagazı ve su şebekelerinin ihtiyaçlara göre ayarlanmasından, otobüs sıkıntısının giderilmesinden tut da kafesli çocuk bahçelerine kadar her şeyi düzene koymuş aramızdan öyle ayrılıyormuş. Ö-zür dilerim, az daha unutuyordum... Şehir yollarını da ıslah etmiş. A dostlar bugüne kadar ner-deymişiz de bunların hiç birinin farkına varmamışız?
Peki!... Başkan bunları ben yaptım diyor, va Belediye Meclisi ne iş görmüş, diyeceksiniz’' Basit efendim basit! O da Başka-nının sözlerini dinlemiş!
Acaba sayın Tüzün bir Nisan mı yapıyor dersiniz? Tanrı saklasın şu kısa serap bile insana zevk veriyor...
Günün Mes’eleleri

Vatan hizmeti r
istismar edilemez!
Tekdemir
f
Kocaeli'den Notlar iktidarın ümidi Izmitte de kırıldı
Ankaradaki bazı fabrikalardan temin ettikleri silâh ve cephaneleri Suriyeye kaçıran ve Ankara zabıtası tarafından yakalanan şebekeye mensup bir kişi daha ele geçirilmiştir.
Abdullah Kaya ismindeki bu sanığın da ilk sorgusu yapılmış, fakat kaçakçılık yaptığı ve bu şebekeye mensup olduğu hakkında müsbet delil bulunamadığı için tevkif edilmemiştir.
Diğer sanıklar hakkında savcılığın ilk soruşturması sona ermiş ve askerî eşya çalmak, yabancı bir memlekete askerî silâh satmak ve askerî eşyayı depo etmek suçlarından sorgu yargıçlığına teslim e-dilmişlerdir.
«Yaşasın Türk Türk Milleti" diye bağıran bir Demokrata C.H.P. yi temsilen bir su bekçisinin verdiği şayanı dikkat cevap :
■ Hakaret etme! Halk partililer ölsün mü?» ---------—---------------------Ha - Gü ■—■----------------------- diyarın, hüriyet âşıkı nuşmadan gittikleri (!) hükümete
Rarşl küfür ettikleri ve bu hususta

Bu ünlü d-v. . . , ________ __________. v.z ............
çocuklarının demokrasi alanındaki ’ karşi küfür ettikleri ve bu hususta dürüst çalışmaları hakkında; İkti- bj.r zabıt tutulduğu bildirilmekte-dar partisine mensup gazetelerde zaman zaman uçurulan gülünç ba- ( zı havadislere bakarak C.H.P. nin endişe içinde bulunduğunu sezmek pek güç bir şey değildir.
Bunlardan bir ikisini ele alarak, endişenin neden doğduğunu kısaca anlatalım :
Kocaeli İl Kongresinin arifesinde, okuduğumuz bazı haberlerde :) Demokratlar arasında derin ihtilâflar olduğunu, dağıldıklarını, parçalandıklarını (!) öğrendik.Bu heyecan ve rici haberlerden sonra kongre neticesini sabırsızlıkla bekledik, bir de ne görsek beğenirsiniz?
İhtilâf bekleyenlerin hayal suku- ■ tunu; çünkü İl İdare Kuruluna se- aym' mense|i bir yazısında: çilen kimseler, başta Salih Kalemci ! rr^,.-,„iiri.»ı.-;
olduğu halde bütün İl çevresinin en çok sevdiği ve hürmet ettiği şahsiyetlerdi. Burada şahısların tahliline gidecek değiliz. Yalnız, şu kadarını söyliyelim ki dokuz kişilik idare kurulunun ekseriyetini serbest hayatta muvaffak olmııs insanlar teşkil ediyordu.
Bu kuvvetli İdare Kurulu Kocaeli Demokratları arasında tesanüt ve çalışma hürriyetini arttırdığı gibi tarafsızların da. memnuniyetini mucip olmuştur. İl haricinde bulunan karşı partiye mensup bazı milletvekilleri tarafından telefonla keyfiyetin doğru olup olmadığı en- , dişe ile tahkik edilmiştir.
Ulus'un 27.3.1950 tarihli nüshasın- ' da İzmit menşeli bir habere göre; De _......
mokratların Karayakuplu köyünde büyük başın yapmış olduğu bir toplantıda ko- Haydi hayırlısı.
dir.
Hayret! Hem konuşmadan gidiyorlar hem de küfür ediyorlar!.
Halbuki bu köyde iki saa -te yakın konuşma yapılmış ve konuşmanın sonunda, konuş -, mayı yapan İl İdare Kurulun-| dan bir avukat arkadaş, Ya -şasin Türk Milleti, Yaşasın Demokrasi dediği zaman, orada buljanan su bekçisi bir vatandaş, Hakaret etme! Halk Partililer ölsün mü? demiştir. Bu kadar idraksizlik karşısında bu sözlere gülmek mi, Ve-• ya ağlamak mı lâzım geldiğini tah-min etmek tabiî pek güçtür.
Ayni gazetenin 29.3.1950 tarihli
Kocaelideki Demokrat Partideki çöküntü önü alınmaz bir şekilde. devam etmektedir. Doktor Sadi Ataerkin de istifa etmiştir.» denilmektedir.
Demek ki bir partiden birkaç kişi istifa edince o partinin çöktüğü-. ne derhal hükmediliyor. Öyle ise ı Halk Partisinden hiç bir yerde eser kalmamış demektir! Sonra, sayın Doktor acaba genel kurula mı kayıtlı idi?! Çünkü istifasını oraya verdiği yazılıyor. Acaib şey! Bizim bildiğimize göre her partili bir o-1 cağa kayıtlıdır. Ve oraya kaydedi-, lirken kimse kimseyi zorlamaz, ı Binaenaleyh istifanın da ocağa ve-I rilmesi ve kimsenin geri al diye ■ zorlamaması lâzımdır. Ne yapalım sayın Doktor böyle arzu etmiş ve başın büyük derdi olur.
IIA. - GÜ.
KİRALIK
Mobilyalı üç oda, mutfak, banyo ehven fiyatla kiralıktır. Bah çelievler 32 inci sokak No. 9 Telefon: 31666.
MENGEN EMİNİYET OTOLARI
Her gün için Ankara - Zonguldak arasında sîzlere rahat ve güzel bir yolculuk yaptırır.
Ankara Telefon : 12909
Zonguldak Telefon : 220
r

Kıymetli aile reisimiz sevgili babamız Kayseri Milletvekili SAİT AZMİ FEYZİOĞLU’nun aramızdan ebediyen ayrılışının 40 inci gününe rastlıyan 2 Nisan 1950 Pazar günü öğle namazını müteakıji ilacı Bay ram Camii Şerifinde ruhuna Mevlût okunacaktır; arzu buyuranların teşrifleri rica olu-
Eşi ve Çocukları
(639)
I. ■ II -I «iJI
Muhtarların bugünkü toplantısı
Şehrimizdeki bütün mahalle muhtarları bu sabah saat 10 da Ankara Halkevinde umumî bir toplantı yapacaklardır. Muhtarların bu toplantısında seçim işleri, kütük ve defterler üzerinde görüşmeler yapılacaktır.
Büyük Millet Meclisinin, seçimlerin yenilenmesine karar verip dağıldığı günden beri, partiler faaliyetlerini arttırdılar.. Yer yer kongrelerin tamamlanmasına çalışılıyor. Namzetlerin tesbiti için sıkı temaslar yapılıyor.. Bilhassa Halk Partisi miletvckillerinden açıkta kalacağını kestirenler telâş içindeler!... Yeni namzetler taraftar kazanmağa gayret ediyorlar.. Bir yan dan da propagandalara başlanmış bulunuyor.
Seçim mücadelesi, gerçek demokrasinin icaplarından olduğuna göre, bu hareketlerin çoğuna sözümüz yoktur. Fakat, şuna işaret etmek isteriz ki, geçen 1916 seçiminden beri geçirdiğimiz istihaleler karşısında, bütün memleket efradının gözü normal bir seçim yapılıp yapılmı-yacağı noktası üzerinde toplanmış bulunuyor.
Çünkü propaganda faaliyetinden tutunuz; her türlü idari, iktisadi, ' maddi ve mânevi baskıdan uzak o-larak reylerin serbestçe sandıklara atılması ve sonunda da verilen reylerin sahiplerini bulması kadar ideal seçim manzarası bu memleket çocuklarının yıllardanberi özledikleri hakikî ve medenî siyasî hayattır Henüz propaganda safhasında olduğumuza göre, netice hakkında şimdiden kesin bir hüküm vermenin sırası değildir.
Çeşitli vesilelerle İktidar partisi tarafından söylenen sözlerin ana hattını, Halk partisinin memleketin yegâne sahibi ve hâmisi olduğu, ne düşünürlerse -Muhakkak keramet, teşkil ettiği, hata ve mesuliyet kabul etmiyen bu partiye karşı yapılan tenkidlerin küfür ve şiddet hareketi mahiyetini taşıdığı fikri etrafında hülâsa etmek mümkündür.
Seçim kampanyasına başlandığı şu günlerde, çok ümit ederdik ki artık bu itiyattan vazgeçilmiş olsun; başka memleketlerde olduğu gibi emel ve program münakaşası yapılarak rey sahiplerine mukayese imkânı temin edilsin.
Gerek parti ve gerekse şahıs adına Ankara kazalarında propagan-
Her türlü teşkilâtı ve maddî imkânlarıyla bütün kudreti haiz bir Hükümet partisinin kendi safı dışında bulunanlara âdeta tazallüm edercesine, «şiddet» izafe etmesi kadar tebessümle karşılanmıya değer bir hareket olamaz...
------ yazan —
Hayri Alp ar
da seyahati yapmakta olan Halk Prtisi Genel Başkanı İsmet İnönii-nün gittiği yerlerde söylediği sözleri, tarafsız bir gözle okuyanlar, itiraf edelim ki derin bir üzüntüye düşmüşlerdir!..
Evet, ayni neslin çocukları olarak bu memleketin huzur ve sükûn i-çinde ileri hamleler yapmasını, her türlü tehlikelere karşı tek bir vücut halinde ayakta durmasını is-temiyen bir kimseyi kendimizden cavnmrıyiî, Bununla beraber, yine gaye uğruna ceht sarfeden-lerden bu hususta farklı görüş taşıyanları hor görmek gibi gayri tabiî bir zihniyetin hâlâ yaşar görünmesi, elbette ki insana ferah ver-
Zira, eğer sayın İnönü'nün sözleri tetkik edilecek olursa, demokrasinin icaplarından olan murakabenin temini için yap lan tenkidle-rin aykırı bir hareket teşkil ettiği neticesine varılır. Böyle olduğu şuradan bellidir ki, beş yıMan beri taze demokrasimizin tecrübesiz mücadeleleri içinde muhalefet partilerinin bünyelerine şiddet politika-
sayamayız.
1 ayni gaye
Bir cezaevi firarili ola- dı
Bundan bir müddet evvel Anka-ıada cinayet işlemek suçundan 20 sene hapse mahkûm olan ve bilâhare suçunu Ankara Yeni Cezaevinde çekmekte iken firar eden Ali Rıza Usta ismindeki mahkûm nihayet Bilecikte yakalanmıştır.
Cezaevi firarisi dün ilk sorgusunu müteakip tekrar Cezaevine gönderilmiştir.
r
Belediyemize ve ilimiz ilçeleri Belediyelerine kayıtlı
Motorlu vasıtaların muayene zamanları
Muayene Muayene tarihleri Vesaitin cinsi Ne muayenesi
Ocak 1—15 Ocak 16—31 Ocak Resmi. Hususi, Taksi ve Motosikletler Resmi ve e.-jlıasa ait knmyonct. kamyon Yalnız fren muayenesi
Nisan 1—15 Nisan 16—30 Nisan Resmi. Hususi, ve Taksi otomobilleri ile Motosikletler Umumî, Fenni ve Fren muayeneleri birlikte
Temmuz 1—15 Temmuz 16—31 Temmuz Motosikletler Tamperler Yalnız fren muayenesi
Ek.m 1—15 Ekim 16—31 Ekim Umumî, Fennî ve Fren muayeneleri birlikte
Hakiki ve kabule şayan mazerete mebni ve zamanında muayeneye getirilemiyecek vesait sahib ve şoförlerinin keyfiyeti vakfında bir dilekçe ile Belediye Başkanlığına bildirmeleri aksi takdirde cezai muameleye tâbi tutulacakları Belediye Komisyonunun 17/3/1950 gün ve 1588 sayılı kararı iktizasından olduğu ilân olunur. .* (2016)-(223)

sı yerleşmiş; buna mukabil kendileri de bu intikal devresinde tenkide sabır ve tahammül göstermişler. •
Memleket idaresini elinde bulunduranların insan olduklarını kabul edersek, her insan gibi bunların da hatadan salim olmadıkları esasını yadırgamamak icabeder. Şayet adına Cumhuriyet denilen bir rejimde milli murakabe prensibini şaşmaz bir ölçü olarak alıyorsak, umumî menfaatlere aykırı düşen hareketleri —velev hüsnüniyetle de olsa— serbest irade sahibi idare edilenlerin şiddetle tenkid etmelerini gayri tabiî görmemeliyiz. Mesuliyet kabul edenlerin tenkide sabır ve tahammül göstermeleri- aslî bir kaide olduğu halde, bu suretle hareketi basa kakarcasına -lütuf ve inayet» eseri gibi göstermek, müdafaa edilen prensibi inkârdan başka bir şey değildir.
Kaldı ki, ordusiyle, zabıtasiyle ve her türlü teşkilâtı ve maddî imkânları ile bütün kudreti haiz bıı hükümet partisinin, kendi safı dışında bulunanlara —âdeta tazallüm edercesine— -şiddet- izafe etmesi kadar tebessümle karşılanmağa değer bir hareket olamaz. Akıl ve mantığın kabul edemiyeceği bu kabil düşünceler, eğer rikkati çekmek için ortaya atılmamış ise ya bir isnat olur veyahut da kendi taraflarının sayısız misaller veren şiddet hareketlerini mazur göstermek maksadı ile yapılan zayıf bir tevil mahiyetini taşır.
Nitekim, muhalefetin bünyesine şiddet politikasının yerleştiğini söyleyen sayın Genel Başkan, şu sözleri ile bunun şiddet değil vatandaşın isteklerini ve tenkidlerini ifade eden hareket olduğunu ifade ediyor. Diyorlar ki :
— Ayni milletin, ayni istidatta evlâtları olarak iktidarda bulunan bizler, şiddet usullerine kendimizi kaptırmadık.»
Ayni milletin, ayni istidatta evlâtlarından bulunan muhalefetin de aykırı bir vasıf taşıyamıyacağı muhakkak olduğu için, derhal şu ifade ile iktidar partisinin üstünlüğünü ileri sürüyorlar :
«— Eğer babalarımızdan daha çok sabırlı olmasa idik; bugün i-çinde bulunduğumuz rejim daha bir kaç sene evvel sona erdi.-
Mîllî iratienin akışının yıkıcılığa değil, yapıcılığa yaradığına, İk tidar partisinin yeni seçim kanununa kadar yapmak zorunda kaldığı bir çok değişiklik delil teşkil etmektedir. Şiddet, tenkide tahammül edemiyen ve milletin isteklerine karşı koymak isteyen tarafa racidir. Beş yıldan beri şiddete sabır ve tahammül gösteren İktidar sahipleri değil, idare edilen kütledir. Nitekim sunî barikatlar yerine vatandaşın vakarı ve idrâki her türlü tehlikeyi önlemiştir.
Falan yerdeki bir yolsuzluk açıklanıyorsa veya filân zaman verilen bir vaad hatırlatılıyorsa veyahut da yapılan her hangi bir yanlış hareketin hesabı soruluyorsa, bu neden tenkid değil de şiddet ve bozgunculuk olsun? Tenkide sabır ve tahammül başa kakmağa değer gayri tabiî bir hâdise veya fedakârlıktan ziyade demokrasinin en mümtaz hasletidir.Katlanamıyanlara sükûnet tavsiyesinden başka elden ne gelir? Kampanyanın hareket noktası başlangıçta böyle olursa neticeyi kestirmek de mümkündür.
Kft iz Türk’lerin, bariz hususiyetlerinden birisi de asker ruhlu ve vatanperver olmasıdır. Hemen hepimiz, üzerinde doğduğumuz, büyüdüğümüz, -zaman zaman bedbaht, zaman zaman mes'tıt olduğumuz bu topraklar için icabettiği zaman seve seve can verecek karakterde insanlarız. Para, pul, şan şöhret vesair cazip şeyler, bizi bu vazifeyi ifadan alıkoymamaktadır. Bu sebeple, içimizden vatana hıyanet suçu ile cezalanmış kimseler parmakla sayılacak kadar az çıkmıştır. Bu gibilerin dc aslını, neslini acıyacak, derin tetkikler yapacak olursak, ekserisinin rııhu ve dimağı teşevvüşten ınuztarip bu lunduğunu, Türk'tük ile münasebetleri olmadığını anlamakta güçlük çekmeyiz.
Bizlcr, vatana hizmeti büyük bir tevekkül ile karşılıyan ve «ya gazi ol, ya şehit» vecizcsini i-^ cat eden milletiz! Türk anaları, yavrularının beşiklerini kahramanlık türküleri söyliyerek sallarlar, bu bizim, belli başlı an’a-nclcrimziden belki de en mühimidir.
Hal böyle iken, vatana hizmet boynumuza borç iken, muhtelif vesilelerle edilen hizmetlerin «kasabın kolu» hikâyesinde olduğu gibi, her gün pişirilip önümüze konmasının mânâsı var mıdır? Allah, cümlesinden razı olsun! İçlerinden bugün aramızdan ebediyete intikal edenlerin yattığı
Hayatta olanlar iki cihanda aziz olsunlar!
Fakat, bilhassa bu son günlerde, yeni seçimlere gidilmesi do-layısiyle, vaktiyle edilen hizmetlerin bol bol geniş mikyasla istismar edilmesinin hoş kaçmadığını, milletin bunu iyi karşılamadığını söylemek isteriz.
Vatana edilen hizmet mukabilinde övünmek ve bu çalışmasını her gün, Türk efkârına bildirerek şunu, bunu istemek doğru değildir.
Bu milet, şimdiki topraklarının istiklâlini kurtarırken, çoluğu ile, çocuğ ııile, karısı ve kıziyle, hattâ keçisi ve koyunu ile topyekıın kendisini ateşe atmış ve binlerce-si de yurt topraklarını Jtanlariyle sulayarak bir daha geriye dönmemiştir.
Herkes, vatana hizmet etmek bahtiyarlığında bulunanları bilmekte ve lâzımgelcn hürmet itibarı da göstermektedir.
Bu gibi şahıslara yakışan, ettiği hizmetleri ilân değil, tevazu ve mahviyettir!
Çünkü, yukarıdanberi sayıp döktüğümüz gibi, yurt topra -ğıpı korumamız birinci ve en mühim vazifelerimizden birisidir. Pek tabii olarak, her işimizi bırakacak, hudutlara gidecek, verilen emirleri yapmak için icabında ha yatımızı bile feda edeceğiz; aldığımız terbiye ve damarlarımızdaki kan bizi buna mecbur tutmaktadır. Başka türlü yapamayız! Bu sebeple eski işleri bırakmak, eğer varsa, yeni yapılanlarla övünmek yoluna gidelim!. . Herhalde bıı dalıa ivi olacaktır!
Hikmet YAZICIOĞLU
CEMİYETTE
çıkmış ve diğeri de yoldaydı. Har ry barakaya doğru koşarken a-danılarımdan birine çarpıp geçmişti. Martlns kahveden dışarı çıktı ve adamımı gördü. Hemen bağırsaydı, onu tekrar yakalamak kolay olurdu.
Fakat öyle zanendiyorum ki pe ilişilin işinde parmağı olan ve şu birkaç saniye İçinde sıvışan Lime değil, Harry’ydi. Lime barakanın arkasına geçerek, barakayı onlarla kendi arasına aldı. O Zaman, Martiııs haykırdı: «Bu O’dur», fakat Lim çoktan yerin altına in inişti.

Dizlerine kadar su içinde yürüyorlardı Polis müfrezesi, elektrik fenerinin ışığını aşağı yukarı gezdirerek, ayakları altındaki enkazı aydınlatınıya çalışıyordu.
— Ahmak ve kabahatli otan birinin buradan kurtulma şansı yok tur, dedi. Çıkış deliği tamamen muhafaza altında ve Rus mınta-kasında büyük bir polis kordonumuz var . Şimdi, delikanlılarımızın her tarafı iyice araştırmaktan başka yapabilecekleri bir şey yok. Tâ giriş ağzından, yan kanalların İçine kadar her yeri aramak lâzım.
‘f
Yazan t Graham Greene
Ccbiııden bir düdük çıkardı Ve bir işaret verdi: Çok uzaklardan bir düdük sesi cevap verdi.
— Herkes yerinde. Lâğım polis lcrine söyliyeceklerim var. Tot-tenham Court yolunu beniın bildi ğiın kadar, onlar da bil mıntaka-yı bilirler. Annem beni şimdi görmeliydi...
Uzakları görebilmek için bir dakika kadar lâmbasını vakti. İşte bu anda, bir patlama duyuldu. Lâmba elinden fırladdı ve suyun içine düştü.
— Namussuz herif, dedi.
— Yaralandınız mı?
— Elim biraz sıyrıldı, hepsi bu kadar. Ben elirrv sarana kadar siz başka bir lâmba alınız mösyö. Yakmayınız sakın, o simdi bir sığınakladır.
Patlama sesi uzun uzun aksetti ve son aksiseda da kaybolduğu zaman, önlerinde bir ıslık sesi
— 42 —
Çeviren : Kırdanoğlu
çıııladı ve Martins’in arkadaşı ce vap verdi:
— Böyle şey görmedim, dedi. Martiııs, sizin isminizi bile bilmi-
— İsmim Bates'tir Mösyö. Kah kahayla güldü.
Maıtins:
— Müsaade edin de ben öne ge çeyim. Baııa ateş edeceğini sanmıyorum ve zaten onunla konuş-
— Size nezaret etmek için e-miı* aldım. İhtiyatlı olunuz.
— Siz korkmayın.
Bates’ııı yanına geçti ve biraz daha suyun içine girdi. Öne geçti ve «Harry!» diye bağırdı. Boşluk cevap verdi : «Harry, Harry, Harry». Tekrar «Harry!» diye bağırdı ve arkasından : «Meydana çık. Başka yapacak bir şeyin
Ne
'F
yok. Buradan kaçıp kurtulamazsın.» dedi.
Çok yakınından gelen bir sesle duvara doğru sıçradı ve sırtını iyice duvara yasladı :
— Siz misiniz dostum? yapmamı istiyorsunuz?
— Saklandığınız yerden çıkınız ve ellerinizi yukarı kaldırınız.
— Fakat lâmbam yok, hiç bir şey göremiyorum.
Bu sırada Bates :
— Dikkat ediniz Mösyö, dedi. Martins ;
— Duvara iyice yapışınız. O bana ateş edemez, dedi. Sonra tekrar bağırdı : Harry, lâmbayı yakacağım, beni aldatmağa kalkma ve meydana çık.
Lâmbayı yaktı ve yirmi adım kadar ilerde, suyun kenarında Haı-ry'yi gördü :
— Eller yukarı, Harry!
llarry elini yukarı kaldırdı ve
ateş etti. Kurşun Martins’in başı üzerinden vınlayarak geçti ve bir kaç santimetre yukarda duvara çarptı. Bates bir çığlık attı. Ayni zamanda elli metre kadar ileride bir lâmba yandı ve bütün kanalı aydınlattı. Bizim grup gelmişti. Beyni alt üst olmuş olan ve heyecandan titreyen Martiııs, Ba-tes’in cesedi üzerine eğildi. Harry Line, Martinsle aramızdaki mesafenin tam ortasında bulunuyordu. Martins'i vurmak kor kuşuyla ateş edemiyorduk. Yalnız, elektrik lâmbasının ışığı* Martins’in gözlerini kamaştırıyordu. Ateş etmek ihtimalini göz önünde bulundurarak, tabancalarımız elde ilerliyorduk. Harry bir sağa bir sola dönüyordu. Sonra birden bire kanalın derin sulanıl?. atıldı.
Lâmbalarımızın ışığını ona doğ rıı çevirdiğimiz zaman, kendini suyun akıntısına kaptırmış olduğunu ve kanalın sularıyla birlikte oldukça süratli bizden uzak taştığını gördük. Bir kaç dakikalık mukavemet gösterebilecek o-laıı bir insanı ümide doğru sürükleyen şey neydi? İyi veya
(Devamı var)
LÜZüMLUTELEFONLAK
Yangın ................. 00
Sıhhî imdat ............ 91
Trenler . ............. 1202£
Hava Yolları ........ 148b*
Yataklı vagonlar ...... 11566
Su irıta .............. 21378
Elektrik ............. 24946
Havagau ............... 24646
Bc*k*nt taksi ........ 22222
SİNEMALAR VE EĞLENCE YEKLERİ
(16661) t Seven kalbler (284S1) : Altına hücum (MİM) 1 Zevk kuranları (14646) J eytan kudreti (lllfl) : Bir fırtına gecesi (14671) I Kara cinayet, moto haydutlar
(14671) J Blr f,rt"ıa *cce81 (18844) 1 Cehennem «lodanı

ECZAHANELER
Ege, İstanbul, Çankaya
inkara
OI«a
Park
Cebeci

Sahibi -
Adviye FENİK Yazıişlcrini flîlan idare eden: HİKMET YAZICIOĞLU Basıldığı yer:
Güneş Matbaası
I TAKVİM İ
Hicri: 1369 — Cemaziyel’ahır 14
Rumi: 1366 — Mart 20
2 Nisan
1950 — Pazar
Vasat! E
3
'll
ZAFER
Sahlfe : 3
r-
U
H
I
ADYO*TELEFON-TELGRAF HABERLER
Gelecek malî yıl için
I
Gemiler geliyor
tlantik Paktına imza koymuş olan devletlere bu pakt çerçevesi dahilinde ve iki taraflı anlaşmalar hükmü gereğince Amerikanın vereceği silâhların ilk kısmı dün yola çıkarıldı. Silâh teslimatının mühim bir kısmı Fransa’ya ve İtalya’ya yapılacaktır. Yalnız, A-merikadan yola çıkmış bulunan gemilerin İtalya ve Fransanın hangi limanlarına gelecekleri ve hamulelerini boşaltacakları şimdilik gizli tutulmaktadır. Bunun sebebi, pek aşikâr olarak, grev, sabotaj ve kargaşalık endişesidir. Zira, bilindiği gibi, Fransa ve İtalya harpten sonra komünist tahribatından en çok müteessir olmuş iki memlekettir. Bundan başka bu iki memlekette başgösteren tahrik ve kargaşalıkların hemen muvazi bir hal almaları, âdeta danışıklı bir manzara arzetmeleri, bunlara sebep ~
lanların tek bir merciden emir almakta oldukları hakkında hiç kimsede şüphe bırakmamıştır.
Bununla beraber, iki memleket hükümetlerinin, nizam ve huzuru bozan bu tehlikeli faaliyete karşı başka başka tedbirlere başvurdukları görülüyor. İtalya’yı yıllardan-beri kemiren bu maraza karşı de Gasperi hükümeti, Bakanlar Kurulu karariyle toplantı haklarına bazı tahditler koymak ve mahallî idarelere bu yolda, tatbiki çok kere imkânsız kalan, emir ve salâhiyetler vermekle iktifa ettidiğ halde; Fransa'da bu tedbirler kanunlaştırılmış bulunmaktadır.
İtalyada komünist mücadelesi hâlâ sokakta ve fabrikadadır. Çıkan karışıklıklara, kuvveti kâfi gelmiyen polis büyük zorlukla karşı koyabiliyor. Ekseri 300 — 500 nümayişçiye karşı ancak üç polis memuru çıkarılabiliyor ve bittabi bu zabıta memurları ayak altında kalıyorlar. Elde bir kanun olmaması, bazı ahval müstesna, kargaşalıkları dağıtmak üzere asker şevkini imkânsız kılıyor.
Buna mukabil denebilir ki, Fransa'da komünistlerin savaşı sokaktan Meclise intikal etmiştir. Bidault hükümeti grevlerin millî iktisadiyatı birteviye baltalayıp, milli hayatı felce uğratmak istidadını göstermekte olduğunu görünce teşriî yoldan harekete geçerek sabotaja karşı ağır ceza hükümleri ihtiva eden bir kanunu Meclisin tasdikine sunmuştur. Bu kanunun müzakere-sırasında komünist saylavlarla cumhuriyetçi halk hareketi mensubu, sosyalist ve radikal saylavlar arasında müzakere, münakaşa, münazaa ve hattâ el şakasını da aşıp hakikî döğiişmelere kadar dayanan •fikir mübadeleleri» de cereyan etmiştir. O kadar ki, kadın saylavlar birbirlerinin saçını başını yolmuş, erkekler becerebildikleri kadar boks ve güreş yapmışlardır. Nihayet Başkan Heriot’nun talebi üzerine Meclis Muhafız Kıt’ası işe müdahale ederek saylavları ayırmış ve celse tatil edilmiştir. Bununla beraber, bütün bu arbededen sonra Bidault hükümeti, elinde, sabotaja karşı sağlam hükümleri havi bir kanunla muzaffer çıkmıştır.
Şimdi artık, millî güvenliği ve menfaatleri tehlikeye düşürebilecek her hareket, kanunun demir yumruğu altında ezilecektir. Fransa hükümeti, Mecliste bir kaç ravunt mücadeleyi göze almakla, savaşın şümulünü daraltmış ve meseleyi kimsenin münakaşa cdemiyeceği kanunî sahaya getirmiştir.
■ ( Halbuki, yukarıda da belirttiğimiz S ^ibi İtalyada vaziyet böyle değil-J dir. Bunun sebeplerini inceleyecek I olursak, evvelâ, iki memleketteki 5 partiler muvazenesi arasındaki faril kı gözönünde tutmak lâzım gelir.
I Bidault bu muvaffakiyetinden sonra düşecek olsa, bu ihtimal kuvvetli görünüyor, ardında, bahis konusu kanunu meriyette tutabilecek kuvvetli bir Sosyalist - Radikal ve Cumhuriyetçi halk hareketi bırakacaktır. Bunlar, bir koalisyon halinde hareket etmeden dahi, ayrı ayn Mecliste birer kuvvettirler. Halbuki, İtalyada de Gasperi düşer düşmez, Ncnııi ve Togliatti, bazı kombinezonlarla iktidara gelebilir, gelmese de işlerine yaramıyan bir kanunu iptal ettirebilirler.
Filhakika, bütün bunlar, komünizm savaşının ancak Parlâmento veçhesidir ve komünistlerin, harekete geçmek için çok kere Meclise ihtiyaçları yoktur. Bu, ancak Bi-dault’nun cesareti ile de Gasperi-nin çekingenliğini ifade etmek bakımından bir mânâ taşır.
Amerikan gemilerinin her memleket limanlarına silâh boşaltacakları şu sırada Fransız ve İtalyan hükümetlerinin sabotaja karşı ellerinde bulunan vasıtalar bunlardır.
Denebilir ki. Amerikan silâhları ilk komünist cephesiyle Atlantik ve Akdeniz kıyılarında karşılaşa-«aklardır. Mücahit TOPALAK
Marshall yardımı kabul edildi
Tahsisat hükümet tarafından istenenden 270 milyon dolar eksik
Londra Radyosu 1 (Basın - Yayın) — Temsilciler Meclisi dün akşam Temmuz ayında başlıyacak malî seneye mahsus Marshall yardımının devamına yetki veren tasarıyı tasvip etmiştir. Tasarı, Kore, Çin ve Arap mültecilerine İktisadî yardım ile Başkan Truman’ın geri kalmış memleketlere yardım programını ihtiva etmektedir. Tasarı 86 ya karşı 287 oyla kabul edilmiştir. Miktar ise 3 milyar dolardan biraz fazladır. Bu miktar hükümet tarafından talep olunandan 270 milyon dolar eksiktir. Kısıntılardan bazıları geri kalmış bölgelere mahsus programa tesir etmektedir.
Tasarının Senato tarafından da tasdiki icabetmektedir.
YARDIMIN TEVZİ TARZI
Washington, 1 a.a. (Afp.) — Temsilciler Meclisinin kabul ettiği ecnebi memleketlere yardım ödenekleri şu şekilde ayrılmıştır ?
I
Marshall plânından faydalanan memleketlere : 2.850.000 000 Güney I Koreye 100.000.000, Formoza ile Gü-1 ney Asyaya : 100.000.000, Arap mül- j terilene 27.450.000. Dördüncü Nokta programına : 25.000.000 dolar.
Ödeneklerin bu suretle taksimi Âyan Meclisine sunularak, bundan sonra, bu ödeneklerin kesin olarak sarfına izin veren kanun tasarısı Âyan ve Temsilciler Meclisi tarafından tasvip edilecektir.
DÖRDÜNCÜ MADDEYE HÜCUM
Washington, 1 a.a. (United Press) — Temsilciler Meclisi yabancı memleketlere yapılacak yardım I programından dördüncü maddenin kaldırılması yolunda Cumhuriyetçi Laurence Smith'in teklifini 141 e karşı 189 oyla reddetmiştir. Bu suretle dördüncü madde aynen kabul edilmiştir.
I
Yuttuğunuz balık !
A ylardanberi işitiyorduk: Beyaz ekmek çıkacaktı!
Önce Mart’ta denilmişti. Sonra ortasına gelindi! Daha, daha sonra... 1 Nisan'ın yüzü kara çıktı!
Ne yalan söyliyelim; hep aldandık!
İktidarın bizi yine aldatacağına şüphemiz yoktu ama, lâdes kemiğinin boğazımıza batacağını da nasıl hesaplıyabilir-dik!
Bir şey değil! Zaten kepek yemeğe alışmıştık...
Fakat ne dersiniz; dün lıelâl-laştığım, atlar, inekler, artık hepimize yan yan bakmağa başladılar!..
Sormayın, onlara bile yalancı çıktık! — A. F.
Yolculuk var!
Toptancılıkla cevap - Tekzipler mütevellisi- Meselenin topik tarafı-Büyük kıyamet - Sigorta meselesi
Toptancılıkla cevap:
YAZAN
Yunanislanda
kabine durumu
Truman ağır hücuma uğradı
Amerikan Elçisinin verdiği mühim mektup
Londra Radyosu, 1 (Basın - Yayın) — Başbakan Venizelos, parlâmentonun liberal üyelerini bugün için özel bir toplantıya çağırmıştır. Toplantıda, Amerikan elçisinin A-merikan yardımını en iyi şekilde kullanacak istikrarlı bir Yunan hü kümeline ihtiyaç olduğunu belirten mektubu görüşülecekti r.
Atina’daki muhabirler, mektubu umumiyetle Venizelos'u ya istifa etmek veyahut da merkez partilerinden mürekkep daha gni§ bir ittifaka dayanan bir koalisyon teşkil etnıiye dâvet olarak yorumlamaktadırlar.
Halkçı partinin durumu
Atina, 1 a.a. (Afp) — Atina ajansının bildirdiğine göre. Birleşik A-merika büyük elçisinin başkan Veni-zelosa gönderdiği mektubu öğrenen Halkçı Parti lideri Çaldaıis, «Bu mektup Yunanistan ekonomik heyetinin, Yunanistana yapılacak yardım programının tatbikine çok ehemmiyet verdiğinin sarih delilidir, demiş ve halkçı partinin Venizelos hükümetini destekliyeceğini söylemeyi faydalı bulduğunu ilâve etmiştir.
Büyük elçi Grady’ya göre
Atina, 1 a. a. (Afp) — Bakanlar kurulu dün akşam Birleşik Amerika büyük elçisi Grady’nin başbakan Venizelos’a gönderiği mektubu incelemiştir. Bu mektup, Marshall yardımının 27 ay sonna nihayete ereceğine, henüz verici hiç bir iş görülmediğine, Amerikan yardımının harbi yürütmekle bütçe açıklarını kapamağa yaradığına işaret etmektedir.
Uçan daireler bir adamı hasis etti
Roma, 1 Nafen — İtalyanın bir çok yerlerinde yeniden uçan daireler görülmüştür. Bu sefer Roma radyosu tarafından verilen bir habere göre, bu uçan dairelerden birini çok yakından gören bir İtalyan korkmuş, rahatsızlanmış ve bu yüzden hastahaneye kaldırılmıştır. U-çan daireyi gören bu İtalyanın muayenesi yapıldığı vakit yüksek bir ateşle kavrulmakta olduğu müşahede edilmiştir.
Bu sefer verilen haberler, uçan dairelerin çift olduklarını, bunların yanyana konmuş iki şemsiyeyi andırdıklarını bildirmektedir.
Bazı kimseler bu uçan dairelerin «keşif yapmakta» olan radyo ile i-dare edilen vasıtalar olduğunu iddia etmektedirler. Bunların bir kısmı Amerika tarafından, diğer bir kısmı da Rusya tarafından gönderildiklerini söylemektedirler.
Ayandan Tolt hükümeti açıkça iffiham etti
Portland, 1 a.a. — Ayandan Cumhuriyetçi Robert Taft Başkan Tru-man'ı dün akşam Cumhuriyetçilere karşı asılsız isnatlarda bulunmakla itham etmiş, bu yoldaki acı hücumlarının bir mâna ifade etmediğini söyliyerek Dışişleri Bakanlığını komünistlerden temizlemenin yegâne çaresinin Hükümetin Baş-kanını değiştirmek olduğunu sözlerine ilâve etmiştir.
Başkan Truman, Kremlin’e yardım ettiğini söylemekle Mac Corthy ye hakaret etmeğe çalıştığını iddia eden Taft Kremlin’in elindeki silâhın dışişleri Bakanlığındaki komünist taraftan grup olduğunu ve bu grup Rusyanın Yalta ve Potsdam da bütün isteklerini kabul ettirdiğini, Çin’deki komünist hareketini de bu grupun her fısatta teşvik ettiğini ve bugün bütün Asyanın komünizm tehdidi altında bulunduğunu belirtmiştir.
Sovyet Ru )yada ihtilâl gün meselesidir
Münih, 1 a.a. — Ukraynada gizli bir ordunun şefi olduğunu söyleyen 41 yaşındaki bir UkraynalI «Sovyet Rusyada ihtilâl çıkması bir zaman meselesidir», demiştir.
10 yıldan fazla bir müddetten beri bütün dünyada Sovyet ajanları tarafından arandığını söyliyen UkraynalI, kendi «Barderousti» kuvvetlerinin Ukrayna Cumhuriyetinde tam faaliyette bulunduklarını açıklamıştır.
UkraynalI, sözlerine şunları ilâve etmiştir : İhtilâlimiz alevlendiği zaman memleket bünyesini ta-mamiyle felce uğratmak için önce Ukraynadaki Sovyet reçiminin öncülerine, yani N.K.V.D. kuvvetlerine saldıracağız.
I Dünya Basınından Hulâsalar j
İNGİLİZ BASINI:
Muhafazakâr Daily Telegraplı gazetesi bu sabahki başyazısında, Çekoslovakya’dan çıkarılan Batılı gazetecileri bahis konusu ederek şöyle diyor :
«İnsan hakları beyannamesine ve haber alma hürriyetine rağmen, Demir Perde gerisindeki memleketlerde bu kabil hareketler sık sık tekrarlanmaktadır. Kominformun Demir Perdeyi büsbütün kapamak hususundaki kararını tatbik için fırsatlar yarattığı muhakkaktır.»
Liberal Manclıester Guardian gazetesi, Kominform - Yugoslavya münasebetlerini ele alarak şunları yazıyor :
«Kominforma karşı kendini müdafaada ekseriya onun kullandığı usullere müracaat eden Yugoslavya’nın, bu defa başka bir taktikle mukabele ettiği görülüyor.
Yugoslav seçimleri münasebetiyle Budapeşte radyosu bir yorumda bulunmuş ve Tito ile partisinin; oylarının yüzde 95 ini kazanmış olmasının, evvelden kararlaştırılmış bir rakamın resmen ilânından ibaret olduğunu belirtmiştir.
Yugoslavlar buna karşılık alaylı bir dil kullanmakta ve Macar seçimlerinin gayet ciddî yapıldığını kaydetikten sonra, Yugoslav seçimleri hakkındaki yorumun, Macar halkına değil, ancak Yugoslavya’ya yapılan hususî yayıma inhisar ettirildiğini, alaylı bir üslûpla söylemektedirler.»
Bağımsız Times gazetesi, İngiltere ile İsrail arasındaki malî anlaşmayı bahis konusu ederek «iki memleket arasındaki malî münasebetlerde olduğu gibi, İngiltere’nin Orta Doğu politikasında da iyi bir gelişme yolu tutulmuştur.» diyor.
iki
Küdüs’ün statüsü
Cenevre, 1 a.a. — Birleşmiş milletler genel kurulu tarafından Kudüs bölgesi için milletlerarası bir statü hazırlamakla vazifelendirilmiş olan birleşmiş milletler vesayet konseyi dün statü projesinin son o-kunmasını bitirmiştir.
43 maddenin okunması sırasında yegâne itiraz Irak delegesi tarafın dan gelmiştir. Delege bu tasarının derhal tatbike konmasını ve bir tarih tesbitinin beklenilmemesini istemekte idi.
Kanatla uçuş yapacak
Paris, 1 (Nafen) — Fransız ordu -^»unun paraşütçülerinden Leo Vh-lentın balina kemiklerinden istifade derek bir çift kanad yapmıştır. Leo Valentin paraşüt yerine bunu kullanarak 4800 metre irtifadan aşağıya ineceğini bildirmiştir. Tecrübe merakla beklenmektdir.
Hindistanda lokomotif fabrikası
Yeni Delhi, 1/4 (GHH) — ________
Hindistan parlamentosunda izahlarda bulunan Hindistan demir yolu bakanı Ay-yanger memlekette lokomotif sanayiin kurulmakta olduğunu bundan başka vagon imali için de hazırlanan plân yakında tatbik mevkiine gireceğini bildirmiştir.
Dün
Çekoslovakya’da tedhiş havası esiyor
Londra, 1 (Nafen)— Viyanadan ge len haberlere göre, Çekoslovakya hükümeti gizli Çek mukavemet hareketinin artmasından ciddi surette endişe duymaya başlamıştır. Gizli polis ile jandarma birliklerinin günün ve gecenin muhtelif saatlerinde baskın hareketlerine girişmekte oldukları bildirilmektedir. Diğr taraftan Çek hükümeti ikâmetgâh tezkerelerinin hepsini de iptal etmiş ve bütün Çeklerin yeniden kaydolmalarını emretmiştir Zannedildiğine göre bu, devamlı surette yer değiştirmkte olan mukavemet hareketleri üyelerine karşı alınmış bir tedbirdir.
İnsan hakları komisyonunda
Lake Success, 1 a.a. — Birleşmiş Milletler insan hakları komisyohu milletlerarası andlaşmasının 6 inci maddesini oybirliği ile kabul etmiştir. 6 ncı madde şudur «Hiç kimseye işkence yapılamaz, hiç kimse gayri insani ve zelilce muameleye tâbi tutulamaz.»
Bu madde, itiraflar elde edebilmek üzere uyuşturucu maddeler kullanılması usulünün kaldırılmasını isteyen Mısır delegesi tarafından teklif edilmiştir.
TÜRKİYE’NİN BUDAPEŞTE ELÇİSİ
Budapeşte, 1 a.a. — Türkiyenin Budapeşte Elçisi Celâl Hazım Te-peyran dün Cumhurbaşkanına itimatnamesini vermiştir.
« Amer kanın sesi» yayınları
Nevyork, 1 a.a. — Amerika Birleşik devletleri, dışişleri bakanlığı 2 Nisandan itibaren .Amerika’nın sesi» radyosunun Türkçe neşriyatının Türkiye saatile saat 20,00 de orta dalga 374 metre (791 kilosikl) üzerinden de neşriyat yapacağını açıklamıştır. Dışişleri bakanlığı her akşam Türkiye saatile saat 19,15 den 19,45 e kadar devam eden kısa dalga neşriyatında da bazı değişiklikler yapıldığım açıklamıştır. 2 Nisandan itibaren 41 metreden neşriyat yapan istasyon kaldırılmakta fakat onun yerine iki yeni istasyon ilâve edilmektedir. Yeni dalga uzunlukları şunlardır:
Metre olarak: 13.89; 13.93, 16.82. 16.94, 19.56; 1967, 19.69 ve 24.80
Megasikl olarak: 21.59, 21.52,
17.83, 17.70, 15.33, 15.25, 15.23 ve 12.095.
Her akşam yapılan neşriyata haberler, yorumlar, müzik, Amerikan temsilcileri hakkında konuşma ve sair hususlar dahildir.
Batı Birliği hava manevraları
Londra, 1 a.a. — Batı Birliği kara ordularının havadan desteklenmesi tatbikatında bu hafta, Mareşal Montgomery ve General de
Lattre re Tassingny de hazır bulun muşlardır. Batı Birliğine mensup beş devletin kara ve hava ordularının yüz kadar generali (Old Savum) da toplanmışlar ve uzun müzakerelerle modern savaşta hava ve kara ordularının işbirliği hakkında kanaatlerini karşılaştırmışlardır. Tatbikat programında bilhassa kara hedeflerine İngiltere hava kuvvetleri tarafından yapılan hakiki hücumlar bulunmakta idi. Buna benzer bir tatbikat daha ön-
ce Orleans’da yapılmıştı.
İ g lterede molî yıl sona erdi
Londra, 1 a.a. — Dün akşam tn-gilterenin mali senesi sona ermiştir. Gelirin mevrnuu 3.924 milyon İngiliz lirasıdır ve masraflardan 567 milyon fazladır.
18 Nisan Salı günü maliye bakanı Sir Stafford Cripps yeni biitj eyi avam kamarasına sunacaktır.
88 ilmem meşhur tekerlemeyi bilir misiniz? Yerden göğe küp dizseler, altından bir tek çekseler, seyreyle sen gümbürtü-
Sayın Ali Fuat Ccbesoy’un Halk Partisinden istifası da böyle oldu! İktidar Partisi gümbür gümbür, gümbürdedi!..
Bir köyden, bir kaç köylü, yapılan tehdid karşısında Demokrat Partiden istifa etmiş görünseler, hemen arkasından Ulus büyük manşetlerle haberi verir :
•Demokrat Partide çözüntü! Parti inhilâl ediyor!..» Fakat eski bir Millet Meclisi Başkanı, Nafia Bakanı, Ulaştırma Bakanı, Millî Mücadelenin en mühim simalarından biri olan Ali Fuat Cebesoy Partiden izzet ve ikbal ile çekilince, Ulusun üçüncü sayfasında sinek uçmayan bir köşede küçücük bir haber çıktı : Ali Fuat Cebesoy istifa etti!..
Halk Partisi, muhalefetten birtakım istifa listeleriyle propaganda yapadursun, bir Ali Fuat Cebesoy, istifasiyle, bütün perakendeciliklere, toptancılıkla cevap vermiştir!
*
Tekzipler mütevellisi:
Yedekçiııin Yedeği
mum,Tuzcu Babaya tuz, miskinlere kurban adamaklar, ziyarete iplik sarmakla bu iş halledilir mi dersiniz?...
Kim bilir, belki sayın adaylar içinde Ethem Dedeye yedi göbek adayanlar bile vardır...
Fakat benim en çok dikkatimi çeken şey, Jamanak gazetesinin Halk Partisini destekliyeceği hak-kındaki haberdir.
— İnç gısa gur?
— Mega asfas gözlerim neler görorrr?...
Demek meselenin topik ile halledilecek tarafı da varmış!.

Büyük kıyamet!
sûrî rahipleri, Nisanın 7 sin-J " de mi ne kıyamet kopacağını haber vermişler!... Eh batıl itikatlara inanan yok değildir. Bunun üzerine Suriyede herkesi bir telâştır almış!. Kimi duaya başlamış, kimi elindekini .avucundaki-ni bol keseden harcamış!... Eh mademki kıyamet kopacak, dünya malı dünyada gerek... Bari şunun şurasında kalan ömrümüzün de keyfini çıkaralım!...
Bizim iktidar partisinin İzmire yarım milyon, şuraya yüz bin, buraya 50 bin, öbür tarafa 200 bin lira tahsis ettiğini gazetelerde okuyunca, onların da hakikaten kıyamete inandıklarına benîm de
Ll alk Partisi gazetelerini ka-
’ rıştırınız, bu istifa o kadar da mühim değildir. Hele Ulusa bakarsanız! Üzerinde pek durulmağa bile değmez! Zafer gündelik beyanatını uydurup yazmıştır!
Ama şaşırdığım nokta şu : Ali
Fuat Cebesoy, Halk Partisini pek I —, beğendiği için mi istifa etmiştir? I ■ Ona inandığı için mi ayrılmıştır?. Gelin de bu suale cevap verin ba- ' kalım!..
Siz işin tuhafına bakın ki, bizim gazetede çıkan beyanatı sayın General Ali Fuat Cebesoy tekzip j etmiyor da. Ulus tekzip ediyor!.. Çünkü Ali Fuat Cebesoyun vekâletini haizdir. Her beyanat verenin ' avukatıdır!. Tekzibler mütevelli- i sidir!
Dahası var : Ali Fuat Cebesoy daha düne kadar Ulus sütunlarında sayın Generaldi. İstifa etti : Fuat Paşa oldu. Halk Partisinde General, muhalefette Paşa!..
Meşhur bir darbı mesel vardır:
Giden ağam, gelen paşam derler...ı Bizim uygun gazeteler bıınu ' da değiştirdiler.. Giden paşa, kalan general!...
Fakat belki de mazur sayılır- ı lar... Çünkü malûmuâliniz, paşa artığı yiyen bereket görürmüş!.. |
Yeni seçimleriniz bereketli ol-
I
*
Meselenin topik tarafı
C eçiın propagandası dehşet gi-
diyor : Halk Partisinde bir faaliyet, bir faaliyet!.. Çeşme açmak onda!.. Yol vaadi onda!.. U-cuzluk vaadi onda!.. Hele günü bir gelsin, ayrıca beyaz ekmek de çıkaracaklar!..
Memurlara üçer aylık borç para... Kasabalara elektrik!.. Dertlilere deva, hastalara şifa, borçlulara eda... Hepsi hepsi onda!..
Şimdide duyuyoruz ki, Tahsin Banguoğhı İstanbulda açılan türbeleri ziyaret edecekmiş!...
Bilmem, ki, Mahmut Dedeye

iman edesim geldi?... Hakikatin de böyle olduğunu söylesem hilâ değildir... Neden mi diyeceksiniz Çünkü Halk Partisi adaylarını Nisanda tesbit ve ilân edecekmiş!. Vay aday olmıyânlann başına gelenlere!...
Fakat bu, küçük kıyamettir! Asıl büyük kıyamet 14 Mayısta kopacak!... O zaman da vay se-çilmiyenlerin basına gelenlere!...

Sigorta meselesi:
£LJ| alk Partisinin ileri gelenleri,
■ şimdi hep emniyetli yer alıyorlarmış!... Öyleya iş yüzde yüz sigorta edilmelidir.
Hem »assürans!» ve hem de «reassurans!»;
Bazıları hicret ediyorlar. Meselâ Emin Erişirgil Zonguldaktan Bor’u da atlayarak Niğde’ye git ti! Şimdi de duyuyoruz ki, Sivas boşalmaktadır. Başta Şemsettin Günaltay olmak üzere Çalışma Bakanı Reşat Şemsettin Sirer, Dışişleri Bakanı Necmettin Sadak, ayrıca İstanbuldan da aday gösterilecekmiş!...
Demek göründü Sıvasın bağla n!... General Fikri Tirkeş arkadan bakakalsın ne çıkar?... O da Bakan olsaydı!...
Benim bildiğime göre, cer atölyesi lokomotifleri yürütür! Baksanıza seçim zamanı adayları da yürütmeğe başladı!...
İşin doğrusu Sıvastan İstanbu-la nakledilecek yerde Amasyaya göç etseler daha iyi olurdu...
Amasyanın bardağı, biri olmaz-
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları Müessesesi Müdürlüğünden
Demir ve saç
fiatlarında tenzilât
Müessesemizde imâl olunan her ebatta yuvarlak, dört köşe, lama, köşebent ve profil demirlerinin 1 Nisan 1950 tarihinden itibaren sahamızda vagonda teslim tonunun 375 liraya,
0,5 ve 0,75 mm. saçların 590 ».
1—1,5—2—2,5—3 mm. saçların 500 »
3,5 ve 4 mm. saçların da 450 »
Satılacağı sayıtn müşterilerimize ilân olunur.

ARI DEMİR TİCARETHANESİ j SURURİ SAYARI Bankalar caddesi Yurt sokak No. 15 — Tel: 12682 Piyasorsın EN TEMİZ PİK BORU vo Parçaları Sipariş üzerine Çelik Saç, Mo-biîye, Betonarme Demiri, 6 8-10 milimetre Demir Boru — Kân ve Proje Teksiri (530) 3 Nisan Pazartesi saat 20 da Halkevinde BÜYÜK KONSER Dumlupmar İlkokulu Okul Aile Birliği Yararına Okuyanlar: Muzaffer «Kıvılcım», Akgün ve Ali Can, Çalanlar: San Recep, Osman Özdenkçi, Ahmet Yamacı, Kara Böcekler, Nevzat Ekmekçi Halkevi Temsil Kolu tarafından •PALAVRA» Sürprizler Biletler Okul İdaresinden, Konser gecesi Halkevinden temin edilir. (625)
Paris Revü Heyeti
BALLET KELLENROC

Yeni programını takdim eder
Ankarada ilk defa olarak
FRENÇ KANKAN
Endülüs Bülbülü
PAÛUITA SERRANO
Fevkalâde İranlı akrobatlar

V
J
TRİO MAFFI
Atraksioıı tixik orkestrası
SOLERA ESPANOL
JOSE CASTRO iştirakile
Her Pazar Saat 17 den Matine
Pek yakında beynelmilel şöhretli Ç nli akrobatlar Trio HATA

10190
W : 12603
—«J
ZAFER
Bahlfe : 4
r‘
Muhofız dikkatle baktı. Hakikaten bu adam, yüksek
rütbeli bir Bizans zabiti idi. Kalın anahtarı kapıya soktu ve açtı. Yabancı zabit içeri girdi. Kız hemen yaklaşarak:
— 133 —
Ve kız surların üzerine çıktı. Uzakları seyretmeğe daldı. Sessiz ve kimsesiz oda sakindi. İn, cin yoktu. Kız sinirlenmeğe başlamıştı.
(Bu dakikalarda gelmesi lâzımdı. Sözünde duran bir adamdı o...)
Ve yine beklemeğe başladı. Bütün dikkatiyle kırları süzüyordu.
Nihayet uzaktan bir gölge göründü. Mütereddit adımlarla surlara doğru ilerlediği görülüyordu. Klız, heyecanla ayağa kalktı. Adeta yerinde duramıyordu. Gölge yaklaştıkça heyecanı artıyordu.
Yaklaşan gölge, oldukça heybetli idi. Bir aralık durdu, sonra tekrar yürüdü. Çok ihtiyatlı görünüyordu.
Kapının önüne geldiği vakit bir daha durdu ve surlan tetkike başladı. Kız, âdetâ surlardan sarkmıştı.
— Siz misiniz?
Diye eseslendi. Gölge cevap verdi:
— Uzaklardan geliyorum.
— Yeriniz var mı?
(Bu kapı tahtadandır. Yalnız üzerine demir bir saç geçirilmiştir.. O kadar..)
Biraz sonra :
(Bu kapının arkası örülmüştür. Dikkat ediyor musunuz? Bir ordu gelse bu kapıyı yerinden sö-kemez...)
Böylece bir saatten fazla sûrların Haliç tarafına bakan kısmını dolaştılar. Sonra falci Marguerit sûrlardan ayrıldı. Şimdi Bizans sokaklarında ilerliyorlardı. Dar, kasvetli, karanlık sokaklar..
Haşan sesini çıkarmıyordu. Bu falcı kızı onun pek hoşuna gidiyordu. Sesinde, hareketlerinde garip bir samimîlik vardı. Onu kendisine çok yakın hissediyordu.
— Dar bir sokağın içinde yürüdüler. Marguerit bir kapıyı anahtarla açtı.
— Buyurunuz,
Diye Haşana yol gösterdi. Haşan bu kıza o kadar itimat etmişti ki, bu düşman memlekette onun gösterdiği yola hiç düşünmeden gidiyordu.
(Devanu var.)
— Bir yer arıyorum.
Bu cevap kıza kâfi geldi. Derhal yanındaki muhafıza dönerek:
— Açınız!..
Diye emir verdi. Muhafız bir daha tereddüt eti Fakat kız ısrar
etti:
— Size açınız diyorum, imparatorun emri. Hem dikkat ediniz, bu
gelen bir Bizans zabitidir. Hususî bir vazife ile gizlice gönderilmişti.
Muhafız dikkatle baktı’ Hakikaten bu adam, yüksek rütbeli bir Bizans zabiti idi. Kalın anahtarı kapıya soktu ve açtı.
Yabancı zabit içeri girdi. Kız hemen yaklaşarak:
— Hiç bir şey söylemeyiniz.
Fakat yabancı onu dinlemedi:
— Allah aşkına ne oluyor?
— Size yalvarıyorum. Bir tek kelime söylemeyiniz.
Yabancı sustu. Kız onun elinden tuttu ve beraberce yürümeğe başladılar. Muhafızlar şüphe ve tereddütle bu iki kişiyi seyrediyorlardı.
Kız, geri dönerek:
— Bize bir muhafız veriniz, surlarda bir gezinti yapacağız.
Dedi. Hiç bir şey anlamıyan muhafızlardan birisi onların arkasından gelmeğe başladı.
Kız yavaşça yabancının kulağına fısıldadı:
— Ne yakışıklı bir Bizans zabiti olmuşsunuz.
Yabancı sert bir cevap verdi:
— Bunu bir daha söylemeyiniz. Bu elbiseler beni sıkıyor, ben daha ziyade Türk elbisesiyle rahat
ederim.
— Hakkınız var. Fakat şimdilik böyle kalmanız zaruridir.
— Beni niye çağırdınız?
— Bunu şimdi- bana sormayınız.
— Nereye gidiyoruz?.
— Bana itimat ediniz ve gördüklerinizi hafızanızda iyice nakşedi-
— Vallahi ben böyle gizli kapaklı şeylerden pek hâzzetmem. Şu işin doğrusunu bana söylemez misin?
— Arkamızdan bir Bizanslı geliyor.
— Ne olur geliyorsa... Lâzımsa gırtlağım sıkarım olur biter..
— Sakın ha. Her şey mahvolur
— Sen kimsin?
— Beni tanıyorsunuz.
— Canım tanımasına tanıyorum ya ...Yani maksadın ne?
— Bir gün gelir onu da öğrenir-
Ulubatlı Haşan, isli bir fenerin önünden geçerken dönüp kızın yüzüne baktı. O vakit tuhaf bir hisse kapılarak içini çekti :
— Güzel dediğin böyle olur..
Bu delikanlı, Ulubatlı Hasan-dı. Falcı kızı hoşuna gidiyordu.
Acaba gece yansı falcı kızı Marguerit, Ulubatlı Haşam Bizansa ne için sokmuştu? Bunu kimse bilmiyordu.
Sûr boyunca ilerliyorlardı. Bi-zansm sûrlan iki sıradır. İki sûrun arasında geniş bir yol vardır. İlerledikçe falcı kızı bazı sözlerle Haşam ikaz eriyordu:
(Dikkat ediniz. Bu kısım yeni tamir edilmiştir. Hem de sağlam tamir edilmiştir.)
Biraz sonra bir başka yeri gösteriyordu:
(Burası surların en zayıf yeridir. Nerede ise toprakla kapatılmıştır.)
Haşan, bu ikazlardan bir şeyler seziyordu ama, hakikati tam mânasiyle de kavrayamıyordu.
..............—■
Işıklar Caddasi, Çankırıkapı, Ismetpaşa, Keçiören, Etlik,
Akköprü, istasyon
Halkına Müjde
Telefon ettiğiniz takdirde en kısa bir zamanda, bütün konforu haiz lüks otomobillerimiz ayağınıza gelir.
ADRES: Zincirli Cami Sokak No. 13 — Ankara

2 Nisan Pazar Saat 21,30
Büyük Sinemada
Berberler Derneği
Yare rina
Büyük Müsamert
•h
Değerli SES San'atkân
SAFİYE AYLA
SABİTE TUR AHMET ÜSTÜN | SAİME SİNAN
Kısım aralarında emsil Sanatkârları tarafından
SKEÇ MONOLOG
Biletler Sinema
Gişesinde
Satılmaktadır
15 Mayıs 1950 Çekilişinde
Vadesiz Tasarruf Hesapları ikramiye Tutarı
40.000 Lira
Büyük ikramiyeler: 15.000, İO«OOO Lira Ayrıca 500, 250, İOO liralık 80 ikramiye
Bu çekilişe katılabilmek için 10 Nisan 1950 de hesaplarda
150 lira bulunması ve bunun çekiliş tarihine kadar muhafazası lâzımdır. Her 150 lira için ayrı bir kura numarası verilir.
Bu çekilişte yalnız para ikramiyesi
30 Haziran, 31 Temmuz, 29 Ağustos, 30 Eylül, 28 Ekim,
30 Aralık çekilişlerinde ise, bazılarında ikişer ev olmak üzere, hem ev hem para ikramiyeleri vardır.
T. C. ZİRAAT BANKASI
F"8""™ ■
Şen İzmir Nakliyat Anbarı
Ankara - İstanbul - İzmir Tel. 13367 Tel. 23561 Tel 3608
Kendi vesaitleriyle eşyayı ticariye ev eşyası, sür’at. ucuzluk ve emniyetle nakleder.
(404)
■-•••
DİŞ TABİBİ HALİD SUNGUR
An uf ar talar Vakıf İş Hanı kat
L N». 11* Tel: 1«M4
(177)
12.30
12.50
ANKARA RADYOSU
Pazar — 2/4/1950
Tnafif Program)
8.30 M. S. Ayarı, Haberler ve Hava Ra
12.00
Müzik:
Böyliyellm
(Yurttan sesler korosu) Müzik: Telden tele.

Müzik: Oyun
vals
(İnce saz'
Türkiye Kızılay Derneği Genel Merkezinden
Kapalı zarf usulü ile çeşitli cins ve ambalajda 10350 kilo kinin eml-lâhı satın alınacaktır. Geçici teminatı kırk bin liradır.
Şartnamesi ile sözleşme tasarısı Genel Merkezde Monopol servisinden ve İstanbul’da Kızılay Hanında Kızılay Deposundan parasız verilir.
Tekliflerin 20 Nisan akşamına kadar Genel Merkezde bulundu -rulması lâzımdır. (510)
T.H-K. Uçak Fafrikası Müdürlüğünden
Motor sahiplerinin dikkat nazarına
Her tip benzin ve dizel motörlerinin Krank Milleri ile Silindirleri modern tezgâhlarımızla en hassas şekilde taşlanır.
Yetkili uzmanlar tarafından Eb’at kontrolü Yatak, Piston ve Sekman tayini yapılır.
Yedek parçası bulunan he.- nevi Komple motor, Ekskavatör, Silindir, Vinç, Asfalt, Beton makineleri tamiri ve revizyonu yapılır.
Siparişlerinizin emniyeti ve selâmeti bakımından Krank ve Silindirlerinizin taşlanması, Motorlarımızın fabrikamızda revizyon yapılması menfaatiniz icabıdır. Çünkü: Fiatlar makûl ve işimiz garantilidir.
İşin alınmasında ve tesellümünde azami kolaylık gösterilir.
&■)
Müracaat yerleri
SATIŞ MAĞAZASI
Anafartalar Cacl. Konya Sok. No. 29 TARKOHAN — ANKARA Tel: 16091
(621)
..... ...................
Satış ve sipariş şefliği Etimesgut
Tel: 31437)
31438) den 14 ve 27
31439)
Hava Kuvvetleri K.
Lv. D. Bşk. lığından
Haciz Kararı
10/9/1948 tarihindenberi Ankara As. Pos. 18196 No. Askerî birliğinden firar eden Darendenin aşağı Çetrek köyünden 928 doğumlu Meh met oğlu Mustafa Çetinin arandığı ve isbatı vücut edinceye veya yakalanıncaya kadar Türkiye dahilindeki mallarının haciz olunduğu As. Y. Usulü Kanununun 215 ve 216/2 maddeleri gereğince ilân olunur. (2017)-(224)
Her idareci
Her meslekte iş adamı
Her Mühendis
Her Doktor
Her genç iler bayan
Otomobilciliği öğrenmek ihtiyacile karşı karşıyadır
YENİ DERS DEVRESİ 5 NİSANDA BAŞLAMAKTA OLAN Ankara
Şoför Okuluna
Sizin de kaydınızı yaptırmanız imkânı henüz mevcuttur.
Ismetpaşa cad. No. 4 Müracaat saati 14—18 arası. Tel: 21649
Âyoş Kültür Derreği
Yararına
Büyük Müsomere
6 Nisan 1950 Perşembe akşamı saat 21 de Halkevi salonunda
Ankara Radyo evinin yurttan sesler korosundan zengin bir program bulacaksınız
Ayrıca bir temsil (Şikago çiftçisi) oyunlar, sürprizler, eğlenceler Güzel bir gece geçirmek isteyenler biletlerini almakta acele etsinler.
Biletler: Burhan Çakır Mağazasında, Haşan Yücel Terzihane sinde satılır. (640)
Müzik Dans müziği (Pl.) öğle gazetesi.
Müzik: Dans müziği (P1 ) Hava raporu, aksam prog
rapo
Açılış ve Program
M. S. Ayarı.
Müzik: İnce aaz (KOrdfli lilcazkâ/*
Faslı)
M. S. Ayarı ve haberler.
Geçmişte Bugün.
Müzik: Yarım eaat dans (Pl.) Müzik Akşamın karma müziği (Pl.) Radyo Gazetesi.
20.30 Müzik; Sanat heveslileri saati. 20.45 Müzik: Genç müzlkçinln sesi.
Tartini — Bol Minör Sonat. Çalan: SeMlr Ertücün
Pianoda:
Mithat Fenmen.
21.00 Mflzik: Hafif melodiler (Pl.)
21.15 Müzik: Müzikle gezi (Pl.)
22.00 Konuşma: Spor saati (Günün ha borleri)
22.15 Müzik; Dans müziği (Pl.)
22 45 M. S. Ayarı ve Haberler
İSTANBUL RADYOSU
Pazar — 2/4/1950
1.57
1.00
1.15
1.20
15.(
15.:
15.:
ılar.
00
15
25
(Konuşma veya müzik) Sevilmiş türküler (Pl.) Türkçe tangolar (Pl.) Konaerto (Pl.)
W. A. Mozart... Keman ve viyola için konaerto. Çalanlar: Albert Bammons (Koman) Lionol Tertia (Viyola) ve Bamilton Harty idare »inde Londra Filârmonik Orkestrası^ 16.00 Programlar vo kapanış. 17.57 Açılış ve programlar. 18.00 Çeşitli hatif müzik (Pl.) 18.30 Dans müziği (Pl.) 19.00 Haberler.
19.15 Valsler (Pl.)
19.25 Saz eserleri — garkı
20.16 Dans müziği
türküle
Çalanlar: Fehmi Eye ve arkadaştan 20.45 Erkek seslerinden garkı ve türkü ler (Pl.)
21 00 Spor hasbıhalleri
ı: Eşref Şefik.
21.15 Fasıl heyeti konseri
K(.
tRastı 1 — Peşrev t — Söyle «y şevki hayatım 3 — Bilse bir kere o- şuh i — Yüzündür cihanı mü nevver eden 5 — Bir yönlüme bir hali perişanıma 6 — Taksim 7 — Vuslatından yayn el çektim 8 — Hatınmdan çıkmaz asla 9 — Nihan sın dideden 10 — Gelse o şuh meo lise 11 — Sas semaisi.
22.00 Domenfco Scarlattı ve sonatları hak kında
Konuşan: Fikri Çiçekoğlu
22.45 Haberler.
23.00 Hammond orguyla hafif melodiler (PL)
23.15 Dans müzl&i (Pl.)
23.45 Hafif gece müzigrl (Pl.)
İLÂN
Kavaklıdere Güvenevleıi
yanında resmî ve hususî binalara fevkalâde müsait (5) büyük parselleri bulunan bağ yeri nakil dolayı-siyle satılıktır.
İsteklilerin Ulus meydanı İstanbul Pasta salonunda Halil Sezer’e müracaatları. Telefon: 14536. (636)
Toplantı
ANKARA LİSELERİNDE YETİŞENLER BİRLİĞİNİN
Olağanüstü genel kurul toplantısı 9 Nisan 1950 Pazar günü saat 10.30 da Gazi Lisesinde yapılacaktır. Üyelerin teşrifleri rica olunur.
YÖNETİM KURULU
637
AlMme
Vanıtokel
13 (?)!•■ X- JJra
ı) aru* --------------------- en uu
o «■ __________________ « •
ZAFRK sn *)Aja Şaztian

îl b'i-a
5.
Kl»aa, ütüm ve Atnîlmi 4r*caî«mak
D».. in ıiJittlar İçin nojııat ♦arife tatbik edilir.
Cluaeieye yömlm-üen evrak ve yatılar neşrediUtn ediimcain iade edilmez. Îlînlardau mesuliyet kabul sd ilmez.
Aga her zaman Ağadır
/yAga Radyoları Radyoların Ağası olduğu gibi,,
Yeni gelen 1950 Modeli 1841 Tip ve 1851 Band Şprid modelleri bunu tekrar ispat etmiştir
R. Paker
Yıldırım Elektrik Pazarı
Anafartalar Kooperatif arkası
Ali Nazmi Ap. Altında No. 5
Telefon: 15189
ZAFER
sabin*: s
Başmakaleden devam?
liıönii vatandaşların ıztırabını göımüyor hîm dâvalar. İnönünün ortaya attık-lan değildir.
Senclcrdenberi. sulama işlen iniz kurutma işlerimiz lâfla yürü inekledir. Köylü ne ektiğinden, ne de biçtiğinden emindir. Ticaret politikamızın ne olacağı, ne şekil ala cağı henüz belli değildir U etiz malımız yoktur. Müstahsil yarınını bilmiyor. Servet ve refah kaynaklarımızı lâyıkiyle kullanamıyoruz. İktisadî Devlet Teşekkülleri- ' nin fabrikaları iyi verim vermiyor. İşçi, emeğinin mukabilini alamıyor.1
Cebecide korkunç cinayet oldu
★ (Iiaş tarafı birinci de) sıralarında evine dönmüş ve daha evvel kararlaştırdıkları gibi amcası Abdullahla birlikte tohum almak i-çin evinden ayrılmıştır.
Amca ile yeğen evden on metre ayrılmadan Hüseyin bıçağını çekmiş ve Abdullahı göğsünün muhtelif yerlerinden ağır surette yaralamıştır.
Bu sırada bahçede çalışmakta olan Güllühan bu feci vaziyeti görmüş! ve kocasının yanına koşarak bağırmaya başlamıştır. Hüseyin karısının bu halini görünce Abdullahı mir bir kararla karısının da üzerine a-tılmıştır. Güllühan kaçmış, Hüseyin elindeki kanlı bıçakla karısını Güllühan , uu yalvarırken bir taraf-
tan da kaçmış ve kurtulmak için e-
| dafaa etmek istediğini sanmış
'.'“'-n ■■ • Vln CllIIlltM n.uıu)
Hayat pahası resmi istatistiklere gö- kovaıamaya başlamıştır, re bir aydan öbür aya artıyor. Yur- (araftan yalvarırken
duın uz bir ziraat memleketi olduğu |an Qa KaçılU5 vu KUı«unun *«,i“ «= halde, buğday sıkıntısı çekiyoruz. vinin etraflnda iki defa dönmüştür. Piyasada durgunluk artıyor. Tüccar Nihav(?t Hüsevin karısının arkasın .........‘------- ».K... „ı.mı mil dnn ye[iserck cıindGki bıçağı rast
gele saplamaya başlamış ve zavallı kadın kanlar içinde yere serilmiştir.
Bir taraftan Abdullah, bir tarafta da Güllühan yaralı bir vaziyette yerde yatarken Abdullah elindeki kanlı bıçakla hâdise yedinden u-zaklaşmıştır.
Bunun üzerine mahallede büyük bir vaveyla kopmuş ve bir kadınla bir erkeğin yerde kanlar içinde yat-görmüş! tığını gören mahaleleli feryat etmeğe başlamıştır?
Yaralılar Nümune hastanesine kaldırılmış, fakat fazla kan kaybe den Abdullah biraz sonra ölmüştür. Güllühan ise derhal yapılan ameliyat sonunda kurtarılmıştır.
Hâdiseyi müteakip jandarmalar tarafından yakalanan Hüseyin, Cebeci karakoluna getirilerek tahkikata başlanmıştır.
Hâdiseye savcı yardımcıların -dan Hasarı Kemal Çiçekoğlıı el koy
malını satamıyor. İhtiyaç sahibi mal alamıyor. Para darlığı, her yerde , kendisini hissettiriyor. Memur sı- . kınlıda, aybaşını bulamıyor. Tüc- ( car. kredisizlikten bunalıyor. Pa- ( «tıklarımız, tütünlerimiz kurtlanr, yor. Madenlerimizden lâzımgelen verimi alamıyoruz. Treıı, vapur pa . halı. Kiıa bedeli pahalı...
Memleketin iktisadi karakteri nedir? Devletçi raiyiz? Değil miyiz? Fcı-dî teşebbüsü kıymetlendirecek
Yoksa hâlâ. Devlet Babanın ves.ı- ’ yeti altında mı çalışacağız, malûm değildir
Cemil Sait Baıias gibi devletçiyiz diyenler de var, ferdi teşebbüse kıymet verilmeli, diyen Dışişleri Bakanımız da var. Bütün bunlar, halkın çoğunluğunun hayati dertleri ve ıstırapları değil inidir? Halbuki Sayın İnönü, seçim nutuklarında bunların hiç birisine temas etmeyip Anayasada tadil yapılmasından bahsediyorlar. Ve bir de mefruz düşmanlık iddiaları hakkında Demokratlara en şiddetli bir şekilde hücumlarda bulunuyorlar. ı Bilmiyoruz; Anayasa tadil edilecek diye, tutup Halk Partisine sevinçle rey verecek kaç vatandaş vardır? Veyahut Demokrat Partinin düşmanca hisler telkin ettiğine i- | naıııp da, hakikî demokrasi prensiplerinden uzaklaşacak kimseler mevcut mudur?
Bize kalırsa, İnönünün seçim nıı-tuklar.nın esası şudur:
Elimizdeki Anayasa, Cumhurbaş-kanına mühim salâhiyetler verme- ( miştir. Halbuki Cumhurreisliği ma- ( kamı iki Meclisin üzerinde daha geniş bir salâhiyete malik olursa vaziyet elbette daha fazla arzıı- ' ya şayandır. ]
Yarınki makalemizde, bu mev- I zııla beraber, vatandaşları muztarip ' eden mânevi dertleri ele , almağa devam edeceğiz.
Adviye FENİK
İdarî baskı
Maraşta da arttı
•fr (Baş tarafı birinci de)
dilerek âdeta hazır kaftanlar gibi k rastgele vatandaşların sırtına geçi-
. girilmektedir. Bu sebepten bazı va-I tandaşlar mevkuf bulunuyor. Gecenin geç vakitlerinde bir takım sokaklar zabıta kuvvetletrile sarıla-| rak evler basılıp aranmakta, yatak-; larından kaldırılanlar da sabahlara • kadar me, '
leı- yüzünden rahat ve huzurlarını „ .
‘ kaybetmiş bulunmaktadırlar. İsnat- ( Mehveş Aksuler, Nermiı
' larla şurada burada sayısız suçlular ( Melek Erbulin vc Muam _ . augvulll
artınmnkt-a, zabıtaca savcılık ma-j oğlu da vardı. Misafirlerine hoş gel-1 çirjım kamı haberdar edilmeden resen ve c]jnjz dedikten sonra sefire, Türk; istendiği gibi soruşturma yapılarak kadınları hakkında dikkate değer ‘ benim hakkım adliye 'emrivakiler karşısında bira ) hir kmıl„„a vaom„ vo Türk kadm kılmaktadır. Bu gibi yersiz ve kanun suz müdahaleler yüzünden zaten son günlerin sinirli havasından sarsılan umumi emniyet ve itimat büs-1 bütün silinirken bu haller devlet ve kanun otoritesi hakkında kötü tesirler bırakmaktadır. |
İçişleri Bakanlığının derhal hare ■ kete geçerek bu duruma bir son vermesi bekleniyor. I
Türkiye büyükelçisi- : 1 nin eşi Begüm Beti Ara Beşir Ahmet , bazı milletvekili bayanlar ve diğer tanınmış Türk bayanlal’ile tanış -mak üzere 31 Mart 1950 günü evin-1 de bir çay vermiştir. Bu davetle bulunanlar arasında İffet Halim Oruz Avukat Müjgân Ağaoğlu, Doktor Me »^Rrure Aksoley. Ha-sene İlgaz, Halide Nusret, Zorlutuna - ’*T',rmin Abadan, ve Muammer Çavuş
ıeçhul ve mevhum şahadet-( ^iha bidem, Mebıı
•k (Baş tarafı birinci de) | Maamafih şunu da söylemek icap
Güreş federasyonu başkanı Vehbi eder ki İsveçli hakemler bize kaı . ı Emre gazetecilere buradan hareket etmeden evvel ikincilik üzerindi* toplanan tahminlerin doğru çıktığını, bununla beraber bir an birin cilik ihtimalinin de belirmiş olduğunu. müsabakalardan sonra grekoromende de Türklerin kuvvetli oldukları kanaatinin umumi efkârda esaslı surette yerleşmiş bulunduğunu gelecekteki dünya greko • romen şampiyonasında birinci olmamız ü-midinin artık kuvvetle ileri sürülebileceğini söylemiş ve güreşçilerimizin'çok iyi güreştiklerine işaret etmiştir.
Nuri Hoca memnun
Antrenör Nuri hoca da şunları söylemiştir
____Kanaatimce neticeler çok iyidir. Müsabakalar normal şekilde cereyan etmiş ve çocuklarımız i.vi dereceler elde etmek için ellerinden geldiği kadar çalışmışlardır.
Ali Yücelin anlattıkları
52 kiloda dünya İkincisi Alı Yücel de şunları söylemiştir:
«— Son güreş olan final maçında İsveçli Yohansonla karşılaştım. Min dere çıkarken Vehbi Emre: -— E-ğer tuş yapamazsan şampiyon olamazsın. Ne yap yap tuşa getir, dedi. 12 dakika gayet hâkim güreştim. O nun sırtını belki on kere yere getirdim. Fakat hakemler gövmemez liktçn geldiler. Yine bu on iki dakika içinde on üç kere saltoya aldım. Yerden yere vurdum O beni köprüye bile getiremedi. Boyuna «tuş yap Ali. diye bağırıyorlardı. Öyle dendikçe saldırıp tuşa getiriyor dum, karar verecek hakemler gör mezse ben ne yapayım? Nihayet bir talihsizlik neticesi ayağım kayarak düştüm ve bu yüzden birinciliği kâ-
1 ■ bir konuşma yapmış ve Türk kadın n lavının diğer İslâm devletleri ka -dınlaıının hakları için yaptıkları mücadeledeki önderlik rolünü tebarüz cll rıniştT. Gülseren Gönenç, ve Nevin Ulus Pakistandaki seyahatlerine ait intihalarını- anlatmışlar
- ve Halide Nusret Zorlutuna Pakis-Î tan hakkında yazmış olduğu bir şii-
I rini okumuştur. I
İsveç gazeteleri şampiyonluğun
'..«.Lk-... olduğunu uzun uzadıya yazdılar. İnşaallııh bundan son vaki gkı-eşte mutlak şampiyon olacağım-•
Halil Kaya
57 kiloda aHlil Kaya şunları söylemiştir:
— Müsabakalar gayet sıkı geçti. Bütün arkadaşlar ve şahsan kendim de vazifemizi yapmak için elimiz den gelen gayreti esirgemedik. Netice iyidir.
hayli haksızlık yaptılar..
Halil Kaya kilosunu muhafaza e debilmek için büyük güçlük çekrn ş, yorulmuştur. Denebilir ki Halil K.r : yayı güreşlerden ziyade kilosunu • muhafaza edebilmek işi yormuştur. .
Ali Özdemir
79 kiloda dünya İkincisi Ali Özdemir de şunları söylemiştir:
=— Bütün güreşlerim iyi geçti. ■ Yalnız Çekoslovakyalı ile güreşirken iki kaburgam incindi. Bu yüzden final maçını istediğim gibi yapamadım. Rakibim de pek üstünlük gös (eremedi. Yalnız hakemlerin tarafgirliğinden beni mağlûp saydılar. Ra kibim beni köprüye bile getirememişti. Bana hakemler ihtar verdikleri için mağlûp saydılar. Kaburgalarımı incitmemden iki gün sonra hastaneye götürdüler. Ezildiğini tes bit ettiler. Yirmi beş günlük rapor verdiler. İsveçli Gronberg ile sağlam vaziyette güreşmek isterdim, fakat bu arıza yüzünden olamadı, bununla beraber hakemler tarafgirlik edip de bana yersiz olarak ihtar vermeselerdi, üstün güreştiğim için galibiyet hakkımdı.»
Dünya şampiyonu CantlıışTıı intibaları
87 kiloda dünya şampiyonu Mu -lıarrem Candaş demiştir ki:
— Dünya şampiyonu olarak dön düğüm için ne derece sevinç duyduğumu, heyecanlı olduğumu anlatamam. Size, ne söyliyeyim, kelime bulamıyorum.
Bütün güreşlerde memleketimizin bizimle beraber olduğunu bildiğimiz için, hepimiz sun gayretimizle çalıştık. Dünya şampiyonu olacağımı dört gün evvel gördüğün-, rüyaca anladım. Ve bu rüyamı arkadaş larıma da söyledim. Neticede de dün ya şampiyonu olum,.
Diğer güreşçilerin anlattıkları
Celâl Atik müsabakalar esnasında hastalandığını ve bu şartlar dahi ünde güreşmek zorunda köleliğini söylemiştir.
Terfik Yüce bu ilk milletler arası karşılaşması dolayısiyle çok heyecan hissettiğini, fakat bütün gayreti ile güreştiğini, gelecekte daha iyi neticeler almağa çalışacağını «öylemi? tir.
Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu
Sermayesi: 400.000.000 TL
Merkezi: ANKARA
Tel: MAKKİM
Vali Avni Doğana Cevap
(Baş tarafı 1 incide) kinde size faydalı olacağını umduğumuz bu cihetleri dikkatle nazarı itibare almanızı temenni ederiz.
1. — Vali olarak, İl Genel Meclisindeki mevkiiniz hükümeti temsilden ibarettir. Bu itibarla bura- .... ______ _ ______
daki salâhiyetiniz müzakerelere iş- ! Genel Meclisinden tahsisat istiyen-tirak ve Genel Meclisin vereceği lerc karşı onlara her hangi bir is-kararları harfiyen tatbikten ibaret- I nalla bulunamazsınız.
tir. Meclis ıuznamcsine ve müta- | ç. — Bilhassa her hangi bir mev-leasına hâkimdir. Siz ancak ve an- zuun müzakeresi sırasında ‘İl Genel cak Meclisçe verilen kararların tat- | Mcclisiiçindeki müsbet ve menfi bikatındaki safahattan üyeleri ten-j cereyanları Vali sıfatını taşıdığınız vir etmekle mükellefsiniz. Bu iti- müddetçe harice nakledomez ve barla: j bunlar üzerinde tenkit ve müna-
a. — İl Genel Meclisinin kararına kaşaya girişemezsıniz.
bağlı olan hususlarda şu veya bu | Bütün bunlar, tek parti ve şef-teşekküle az veya çok önceden hiç lik sistemi ile idare şeklinin bazı i-bir vâitte bulunamazsınız. I darc âmirlerine aşıladığı hafiflik-
b. — Şahsınızı sevdirmek veya ’ lerdir ki biz,, Demokratlar çok’ par-iktidarı korumak için cömertçe 1 tilj demokratik bir nizam altına
girmiş olan devlet idaresinde, küçük veya büyük mevkiler işgal etmiş olan memurlarımızda bu hafifliklerin tekerrür etmesini müsamaha ile karşılayamayız.
2 — Yardım, vazifelerini ve eksiklerini ikmal ettikten sonra geriye bir şey kalırsa teşekküllerin yekdiğerlerine karşı yapabilecekleri bir hizmettir. İlin kendi bünye-( sinde özel idareye ait bir çok âmme ıt ectıien mıiıeıve- hizmetlerinin noksan ve kifayetsiz da halkla sık sık bulunduğu bir sırada İl Genel Mec-1 isinin Belediyelere ve Halkevlerine yardım kuvvetleri ayırması el-
Ist.D.P. kongresi mesaisini bitirdi
vâidlerinizin ademi tahakkuku halinde Meclise maddei mahsusa atfederek üyelerini hasislik ile itham edemezsiniz.
c. — Meclis üyeleri arasından «Demokrat- ların görüşünü diğer arkadaşlarından tefrik ederek, İl
+ (Baş tarafı birinci de) rinin ilçelere taksim edilerek oralarda partililerle temaslar yapmalarını istemişlerdir.
Bu arada tesbit edilen milletvekili adaylarının da naııua sır» o»» konuşması lüzumu üzerinde, durulmuştur.
Demokrat Parti İstanbul II kon- '( u? b
gresi mesaisini tam bir tesanüt ha- D Ma»i... .i« ti _«».
vasi içinde bitirmiştir.
Demokrat Parti İstanbul teşki-
lâı yarınt sabah şehrimizin n
cak siz B. Millet Meclisi ile İl Genel Meclisi arasındaki farkı anla-teşki- I makta âciz gösterdiğiniz içindir ki, muh- I Demokrat Partili İl Genel Meclisi „ıs.,« 1 iivplprinin haklı iddiası size versiz
dairesi başkanı
■k (Baş tarafı birinci de) merikaya giderek tetkikler yapmak imkânını bulmuştur.
Albay Seyfi Kurtbek, etüdlerini yalnız askerî sahaya inhisar ettir-meyip, topyekûn harbin bütün meselelerini iyice kavrayabilmek için ekonomik etüdler de yapmıştır. E-serleri şunlardır: Harp ve Ekonomi, Mîlletin -Harbe Hazırlanması, Almanyada Millî Seferberlik, Silâh Başına. (Silâh başına-, söz ve yazı hürriyeti mahdut fakat büyük dâvalara inanmış bir vatandaşın iş-Jbuşınddkilere karşı yazabildiği en ''kuvvetli bir ihtar yerindedir.
Seyfi Kurtbek’in en büyük eseri: • Millî Savunma Yüksek Kurulu, dur. Bu fikri ortaya atan, kanun tasarısını yazan ve sorumlulara kabul ettirmek ve nihayet Millet Meclisine intikal ettirmek için bizzat uğraşan ve Meclis komisyonlarında müdafaasını yapan o’dur.
Dün kendisiyle görüşen bir mu» •harririmize Seyfi Kurtbek şunları söylemiştir!
■ — Çok sevdiğim ordumuzdan ayrılırken büyük bir acı duyuyorum. Ben, askerlik hayatımda Türk milletini, Türk köyünü, ve Türki-yeyi tanıdım. Ordu, bütün vatandaşlar için olduğu gibi, benim için de gerçek bir vatan okulu olmuştur. Ona hizmet etmek Türk Milletine hizmet etmektir.
Zamanımız harplerinde artık millet ve ordu birbiriyle kaynaşmıştır. Orduların millîleştiği ve milletlerin ordulaştığı bir devirdeyiz. Bu kaynaşmanın anlaşılması ve organizasyonu devlet idarecilerine büyük biı* sorum yüklemektedir. Serbest bir vatandaş olarak mille' time ve orduma daha geniş ölçüde hizmet edebileceğime kaniim.»
Seyfi Kurtbek, Demokrat Partiye yazılmıştır. «Zafer* kendisine, si- I yasî hayat ve mücadelesinde başarılar dilerken ve bu vesile ile de | mumaileyhin yazılarını betahsis ı ■Zafer- de neşredeceğini de okuyu-Aularımıza bildiririz.
--------------------------------
Askerî Fabrikalar 5591-sayılı kanunla 31 Mart 1950 tarihinden itibaren İktisadî devlet teşekkülü statüsünü iktisap etmiştir.
KURUM:
Çelik sanayiinin sağlayabileceği en yüksek evsaftaki bilumum Simens - Martin ve Eleklrik ocakları Çelikleri, Pik ve Çelik dökümleri, çeşitli hadde mamulleri.
Pirinç, bakırdan muhtelif profilde hadde mamulleri, Saraçlar, Borular, Telleri.
En yüksek hassasiyette Ziraat, Dokuma, Sulama makine ve tezgâhları, geniş ölçüde avadanlıklar, en yüksek evsafta yedek parça, dişli ve emsali mamulleri.
Saf ve istenilen kesafette Asit Nitrik, /sit Sülfirik, Avrupa Standartlarında Akkü asitleri, eter, Endüstriyel aktif kömür, Sodyum, Sülfat, Bisulfat, çeşitli sanayi maskeleri, Yangın söndürme cihazları.
En iyi tarzda fırınlanmış kerestelerden her nevi doğrama işleri ve arabaları ve çok geniş imalât yapacak fabrikalardan teşekkül etmektedir.
KURUM, millî sanayiimizin asırlık tecrübelerini taşıyan bünyesinde en kuvvetli Mühendis, Usta ve San’atkârları toplamıştır.
KURUM, sayın halkımızın, Tüccar, Müteahhit, Devlet Daire, Banka ve hususî müesseselerin her an emir ve siparişlerine amadedir.
(1968)
DİKKAT ORTAÇ»a
■ Nylon Çorap Fiatlan:
telif yerlerinde büyük bir faaliye- ' üyelerinin haklı iddiası size yersiz te geçerek seçim mücadelesine hız ve yabancı geliyor.
verecektir. 3. - Sayın inönünün son harp
Bu arada Celâl Bayar’ın da yarın YiUarı içinde bu memleketi harp saat 10.30 da Kasımpaşada, 15 de badiresinden kurtardığını söylemek Kazlıçeşmede gecekondular bölge- aY1P değildir. Fakat yersiz bir haşinde ve saat 17 de de Eyüpsultanda . rakpfH.» birer konuşma yapması muhtemeldir.
Bu nutuklarla İstanbulda Demokrat Partinin seçim kampanyası açılmış olacaktır.
İstanbulda 556.500 seçmen var Diğer taraftan sitanbuldan milletvekili gösterilmeleri için şimdi- I ye kadar 100 vatandaş Halk Parti- ; sine müracaat etmiştir. C. K. Partisi ilk yoklama kurulu 9 Nisan günü toplanacaktır. S---------------
seçmen hakkını haiz 555.500 vatan-daş olduğu bildirilmektedir.
İstanbul Valisinin propaganda j gezileri *
İstanbul, 1 (Hususî) — İstanbul I Valive eBlediye Başkanı Dr. Fah-ıettin Kerim, seçimlerin yaklaşma- | sı üzerine, propaganda faaliyetine ; hız vermiş, şehrin fakir semtlerini , dolaşarak h_." . .
dara kazandırmak için nutuklar i vermeğe başlamıştır. I
Dr. Gökay bugün de Şehremini semtine gitmiş, oradan Topkapıya geçmiştir’ Vali Topkapıdan sonra Kazlıçeşme gecekondu semtine gitmiş, Demokrat Parti Genel Başkanı Celâl Bayar’ın yarın orayı zi- | yaret etmesi mukarrer olduğundan ondan evvel davranmak istiyerek, bu gecekondu kasabası halkının dileklerini sormuştur.
Vali, karşısındaki vatandaşların çoğunun göğsünde D. P. rozetleri görünce canı sıkılmış ve halka hitaben: «Gecekondu ihtiyaçlarının bir politika mevzuu olarak ele a-lınmasına hiç bir zaman müsaade etmiyeceğini» söylemiştir.
Bu arada Celâl Bayar’ın da yarın
rekettiı*.
Seçim kampanyasının açıldığı bir devrede, resmî sıfatı dolayısiyle şahsiyeti kanunların himayesinde olan Halk Partisinin Genel Başkanı hakkında ve bilhassa Demokrat arkadaşlarımızın ileri sürdükleri gibi Vilâyet Jandarma Kumandanının ve kazanın İdarî âmirleri huzu-u. . ı-unda bir harekete tevessül edilir-ır. I se, biz de sizin bitaraflığı ihlâl ettiğiniz ve Halk Partisine, Genel
—i---- bu-
lunduğunuz kanaatine varırız.
Sayın Vali;
Masrafları ve harcırahı devlet bütçesinden ödenmiyen her yerde ve Vali sıfatını takınmamak sadece Avni Doğan kalmak kaydiyle millî her meselenin tenkidine ve münakaşasına girişebilirsiniz, bu husustaki iştiyakınızı bertaraf etmek i-çin Tüıkiyenin harp badiresinden
Şehıimîzde Bâşkanı delâletiyle hizmette rrenn ______I lundueunuz kanaatine varım
I
5, . çJn Turkıyenın harp badiresine
halkın ^sempatisini^ ıktı- | njçin uzak kaldığını anlatalım:
Başbakan Eskişehirde
Başbakan Şemsettin Günaltay dün akşam Eskişehire gitmiştir. Kendisine, Bayındırlık, Ulaştırma, İşletmeler Bakanlan ve Diyanet İşleri Başkanı refakat etmektedir.
Kaloriferler 15 Nisana kadar yanacak
Merkezi teshin usulü ile ısıtılan apartıman, otel, pansiyon, sinema ve emsali umumî riferlerin on beş Nisana kadar yakılması belediyece kararlaştırılmıştır.
DİŞ TABİBİ
Türkiyenin harp badiresinden u-zak kalmasının iki mühim sebebi var. Bunların birincisi Misakı Millî ve İkincisi de Türk Milletinin İstik lâlini ve Vatanını Müdafaa azmidir ki, bunlar bize tarihin seyrinden ve Atatürk'ün telkinlerinden intikal etmiştir.
Bildiğiniz gibi Misakı Milî, komşu devletlerin durumu ne kadar müşkül olursa olsun her hangi bir menfaatin sağlanması gayesiyle saldırgan olmaktan bizi meneder.
Buna mukabil topraklarımızı ve istiklâlimizi son erimize kadar mü-dafa azmimizi de bütün dünya tanımıştır.
Bütün bunlar için milletin bir şahsına minnetdarlık duymak i-cebedecekse o fânî ancak ve ancak Atatürk’tür.
Sayın Vali;
Bir vatandaş ve devlet adamı o-Ifın Sayın İnönü’nün bu beyanatınızdan müteessir olduğunu tahmin ederiz. Çünkü İnönü, Türkiye Cumhuriyetinin demokratik ve hukukî bir nizam içinde idare edildiğini ve kendi zamanında bunun en mütekâmil bir seviyeye ulaşması için feragatle çalışacağını ilân ededurur-ken, kanun nazarında gayri mes’ııl olan şahsiyetlerinin Cumhuriyet , . Hükümetinin faaliyetine ve Büyük
'“hallerde kalo- | Mille( MccIisinin saha ve salahiyt,.
İ' | tine taalluk eden husularda Meclisi I hiçe sayarak karar ve hareket ser-bestisi bulandıklarını ima eder tarzda konuşmanız Sayın İnönü i-çin bir me'dih değil, bir isnat olur.»
CEMAL SANLI
Çocuk Sarayı karşısı Kardeseci Han No. 303/7
(641)
İNGİLİZCE ve FRANSIZCA
Dersleri
Telefon: 1S315
r
Ünver Komisyon Evi
1 — Yıllık kirası 30.000 ve 23 000 (Eski kira) liradan 7500 liraya
kadar Ankaranın muhtelif semtlerinde evler.
2 — Muhtelif büyüklükte ve her semtte kıymetli ucuz arsalar.
3 — Çiftlikler. ’ •
4 — İstanbulda ucuz arsalar ve Süreyya Plajında kiralık bir köşk.
5 — İstanbulda arsaları parsellenmiş bulunan Kartal Plaj Evleri
Kooperatifinde satılık hisseler.
6 — Arsaları iskân hududuna a İmmiş bulunan Ankara Şenyuva
Kooperatifinde satılık hisseler.
7 — Bilumum kira işleri.
Bütün bu mevzularda sayın halkımızın büromuzu bir defa teş rifleıi menfaatleri icabıdır. Telefon: 21762. Yenişehir Kızılay karşısında No. 9. (642)
Bali Marka Hakiki Minyon Gül Marka qrt/^Ç
Anafartalar Caddesi No. 224 Adliye karşısı Köşe Mağara Ankara
535
550
525
Tel: 11135 Ankara
Fenerliler Dün Lig Maçlarının Acısını Çıkarttı
Üt
O İt
d
Fenerbahçe: 2-Beşiktaş: O
GalatasaraylIlarda dün
Vefayı 1-0 mağlûp ettiler
Fenerin gollerini Lefter, Galatasarayınkini de ilk devrenin 5 inci dakikasında Reha yaptı
B al
D ah. tti:
ele
M atf
ap
Y err
F(
eli
Y jttı ıdı îde ırd
K
ırd
D )uh ınd
K
İstanbul, 1 (A.A.) — Millî Eğitim kupası maçlarına bugün İnönü stadında tahminen 15 bini bulan bir seyirci kütlesi önünde de-
Mahalli karşılaşmaları teşkil eden bugünkü maçların birincisi G. Sarayla Vefa arasında oynandı.
Takımlar şu kadrolarla sahaya çıkmışlardır:
Galatasaray: Turgay, Naci, Ruhi, Musa, Doğan, Muzaffer, İsfendiyar, Muhtar, Reha, Koçi, Garbis.
Vefa: Şükrü, Mustafa, Rahmi, Melih, aGlip, Salâhaddin, Karnik, Zeki, Suphi, Emel, Bülent.
Hakem: Mehmet Reşat Nayir.
Devre, durgun bir tempo ile başladı. İlk dakikalarda hücum teşebbüsünü ele alan GalatasaraylIlar, beşinci dakikada Reha vasıtasiyle bir gol kazandılar. Bu golden sonra oyun, 30 uncu dakikaya kadar mü-tevazin bir cereyan takip etti. 30 uncu dakikadan itibaren biraz hızlanan Vefalılar Galatasaray müda-dafaasını zorlmağa başladılar, fakat bütün çalışmalarına rağmen gol çıkaramadılar ve devre 1—0 Gala-taşarayın lehine bitti.
İkinci devrenin ilk 15 dakikasında hücum üstünlüğü yine Vefada idi. Fakat Yeşil - Beyazlı muhacimler insicamsız tempoları yüzünden bu müddet zarfında bir iki mükemmel fırsattan faydalanamadılar. 20 inci dakikadan sonra Vefa baskısı hafifledi ve oyun aşağı yukarı karşılıklı hücumlarla devam ederek 1—0
Hakem Mustafa Giiventürk.
Oyun çok süratli bir tempo ile başladı ve ilk dakikalardan itibaren heyecanlı bir şekil aldı. Hücumlar karşılıklı ve tehlikeli oluyordu. Beşinci dakikada Mehmet Alinin hücumunu Beşiktaş kalecisi Mehmet güzel karşıladı. 8 inci dakikada da Faruk’un mükemmel
bir şütünü Cihat senenin en güzel kurtarışlarından birini yaparak u-zaklaştirdı. Mütevazin ve süratli
temopsunu muhafaza eden oyunun
36 inci dakikasında Cemalden bir
iti
Y. lu ( der ıöyl
iiz.
.ak!
)u i nişi,
iyoı
;ırtl
îonr.
/a .
sin.
U1 rin ( tın i bir 1
Bu dı. I
Ac

(D.
tamir
Bir teriyc
(Bı
tır.)
Ha: ler s. mâna
A
"z
G. Sarayın galibiyeti ile sona erdi. Fenerbahçe — Beşiktaş
İkinci maçı, Beşiktaşla Fenerbahçe yaptılar. Muayyen saatte takımlar şöyle bir kadro ile çıktılar:
Beşiktaş: Mehmet, Yavuz, Vedii, Çaçi, Maruli, Nusret, Süleyman, Fahrettin, Bülent, Hüseyin, Faruk.
Fenerbahçe: Cihat, Hilmi, Ahmet, Kâmil, Samim, Müjdat, Erol, Mehmet Ali, Cemal, Lefter, Halit.
kafa pası alan Lefter bir an içinde Beşiktaşlı kaleci ile karşı karşıya kaldı ve soğukkanlı bir vuruşla Fenerbahçenin ilk golünü çıkardı.
Devrenin bitmesine, 4 dakika kala San - Lâcivertliler mükemmel bir fırsat kaçırdılar. Devre bu şe kilde 1—0 sona erdi.
İkinci devrenin ilk 15 dakikasında Beşitaşlılar Fener müdafaasını bir hayli zorladılarsa da netice a-lamadılar. 15 inci dakikadan sonra oyunun cereyan tarzı Fenerbahçe lehine inkişaf etmeğe başladı.
24 üncü dakikada Beşiktaş kalesi önünde bir pas alan Lefter yakından sert bir vuruşla Fenerbahçeye ikinci golü de kazandırdı.
Bu gol, Fenerbahçenin galibiyetini garantilemişti. Karşılıklı’hücumlarla geçen oyunun bundan sonraki kısmında durum değişmedi ve maç 2—0 Fenerbahçenin galibiyeti ile
neticelendi.
Hava Güçleri
kupa maçları
Dünkü karşılaşmalarda Eskişehir Bursayı, Balıkesir de Ankoroyı yendiler
Ankara Havagücü — Balıkesir Havagücü maçında AnkaralIların golü

Ankara, Bursa, Balıkesir ve Eskişehir Havagüçleri futbol takımları arasında tertiplenen kupa maç larına dün 19 Mayıs Stadında boşlandı.
Günün ilk karşılaşması Bursa ve Eskişehir Havagüçleri arasında oy nandı ve devre 1—1 bitti. İkinci dev renin başında Bursalıhar muhakkak bir gol kaçırdılar. Devrenin 30 uncu dakikasında frikikten bir gol daha çıkaran Eskişehir Havagücü maç tan 2—1 galip çıktı.
Ankara - Balıkesir
Heyecanlı geçen günün ikinci mu çını Ankara ve Balıkesir Havagüç-leri yaptı. İlk devrede zaman zaman daha hâkim oynayan Ankara Ha -vagücü devreyi 1—0 galip bitirdi.
İkinci devrede ilk anlarda Anka
Bugünkü maçlar
I Bugün, İnönü stadında Vefa — Fenerbahçe, Beşiktaş — G. Saray karşılaşacaklardır.
valılar yine baskılı oynadılarsa da Balıkesir müdafaasının gayretli o-yunu karşısında müessir olamadılar. Bu arada Balıkesir Havagüç-lüler fri kikten attıkları bir golle 1—1 bera bere duruma geçtiler. 25 inci dakikada AnkaralIlar biçerinin bir ka fa galile yine 2—1 galip duruma geçtiler. Bu arada Balıkesir santrfo umu ceza çizgisi içinde kaleye girer ken düşürdülerse de hakem penaltı vermedi. Fakat maçın sonlarına doğru BalIkesirliler açıldılar ve ev ı velâ 2—2 duruma geçtiler ve maçın | bitmesine iki dakika kalarak da so-liçlerinin çıkardığı golle sahadan 3—2 galip ayrıldılar.
Bugün dört havagücü takımından galipler ve mağlûplar karşılaşacak ve birinci çıkacak takıma Hava Kuv, vetleri kupası verilecektir.
Ordu karması-Harp okulu maçı
Yakında memleketimize gelecek olan İran Ordu Futbol Kar. karşı çıkacak olan Ordu Karmamızı tes-bit etmek maksadiyle bugün 19 Mayıs Stadında Askerî Güçler ve Askeri Okullar takımlarının seçme o-yuncularından teşekkül edecek olan bir takımla takviyeli Harbokulu takımı arasında bir karşılaşma yapılacaktır.
Halen Yedek Subayda bulunan millî oyuncularımızla Harbokulu -nun sivrilmiş oyuncularını da ihti va edece kolan Ordu Karmasının şu kadro ile sahaya çıkması muhtemeldir.
Remzi (H. O.), Murat (Y. S.), İsmet (H. O.), Salâhattin (Y. S.), Necdet (H. O.), Mustafa (H. O.), Fikret (Y. S.). Sabahattin (H. O.), Sahil- (K. G.), Halim (Y. S.), Salim (M. G-).
_____Bugünkü__________________ spor hareketleri '____19 MAYIS STADI
Kupa maçı (Dış sahada)
, Saat: 13.45
Havagücü (Ankara) - Havagücü (Burs»a)
(İç sahada) Saat: 13.45 Havagücü (Balıkesir) -Havagücü (Eskişehir)
Saat: 15.45
Ordu Karması - Takviyeli
Harpokulu
ATLETİZM
Saat: 12.30
İSTANBUL’da
1 Fenerbahçe - Vefa
Galatasaray - Beşiktaş
İZMİR’de
Gençlerbirliği - Altay ( Demirspor - Göztepe
Dün Beşiktaşı 2—0 yenen Fenerbahçe ta kimi
İzmirdeki Maçlar
Gençler Birliği Göztepe’yi 1-0 yendi, Demirspor ile Altay 2-2 berabere kaldılar
1 İzmir, 1 (Hususî muhabirimiz te- ( lefonla bildiriyor) — Ankaranın ' Gençlerbirliği ve Demirspor takım ları milli eğitim kupası deplasman
I maçlarında bugün ilk karşılaşma-
1 larını Alsancak Stadında 10 bine yakın bir meraklı kütlesi önünde yaptılar.
| Altay - Demirsypor
Günün ilk karşılaşması Altay -] Demirspor arasında oldu. İstanbul bölgesi hakemlerinden Feridun Kı-lıçın idare ettiği bu maça takımlar şu kadrolarla çıkmışlardı:
I Altay: Osman, Mehmet, Kemal, Cemil, Sabahattin, Kamurân, Cahit, I Bayram, Adil, Klark, İlyas.
ı Demirspor: Emin, İsketıdör, İsmet, Muzaffer, Mehmet, Kadir, İs
I mail, Zekeriya, Süleyman, Abdul -lah, Rıdvan.
Oyuna saat 14.30 da Altaylılar başladılar. Dakikalar ilerledikçe o-| yun süratlendi ve zaman zaman teşebbüsü ele alan Izmirin Siyah - Be yazlılar Demirspor kalesi için tehlikeli oluyorlardı. Nitekim 30 uncu dakikada Klark Altaya ilk golü ka /andırdı.
Bu golden sonra Altaylılar bir müddet Demirspor kalesi önünde oy nadılar. Bundan sonra sağlı sollu hücuma geçen Demirsporlulaı- Altay kalesini bastırmaya başladılar ve '42 inci dakikada Abdulahın soldan ortaladığı topu yakalayan Zekeriya Demirsporu berabere duruma geçildi ve biraz sonra da devre 1—1 bitti.
İkinci devreye iki takım da sü-
ratli başladı. Fakat biraz sonra o- ’ yunda bir tevazün hasıl oldu. Bu- i nunla beraber, bugün çok güzel bir oyun çıkaran Altaylılar yine Demir spor kalesini sardıları ve 9 uncu da kikada santrfor Adil, Altayın ikinci golünü de kaydetti. Bu golden son ra Demirsporlular canlandılar ve ra kiplerinin kalesini tehdide başladılar. 20 inci dakikada santrfor Süleyman şahsî bir gayretle Demirsporu berabere duruma getirdi. Oyun bundan sonra yine süratlendi. Her iki takım da vaziyeti kendi lehine çevirmek için gayret ediyordu. Bil hassa oyunun son dakikalarında De mirspçrlular Altay kalesini çok sr kışt$rdılarsa da netice değişmedi ve maç 2—2 beraberlikle sona erdi.
Hakemin idaresi iyi idi. Altaylı-lar çok canlı bir oyun çıkararak muvaffak oldular. Demirspordan Kadri ve İsmet temayüz ettiler.
Gençlerbirliği - Göztepe
Günün ikinci maçına yine İstanbul bölgesinden hakem Samih Duran-soyun idaresinde iki takım sahada şu kadrolarla yer aldılar:
Gençlerbirliği:. Necip, Ali, Turhan. M. Ali, Haşan, Ayhan, Hamdi, Kor han. Ali, Şahap, Rauf.
Göztepe: Erdoğan, Fahri, Mustafa. Semih, Seracettin. Mehmet, Nezihi, Yüksel, Alâettin, Emcet, Memduh.
tik devre mütevazin geçti ve iki takım da zaman zaman vaziyete hâkim oldu. Fakat bir netice alınma dan devre golsüz bitti.
İkinci devreye Gençler çok süratiı başladılar ve derhal Göztepe kale
Yunan Devlet Operası sanatkârlarından Mezzo Soprano madam Kitsa Damassıoti dün şehrimize gelmiştir.
Yunanlı sanatkâr » Carmen» O penasında «Carmen» ralüııü oyna yacak buradan Parise gidecektir.
sini sardılar. 16 inci dakikada Genç lerin soliçi Şahap soldan gelen topu yakahyarak güzel bir vuruşla ta kiminin ve maçın yegâne golünü kay detti. Oyun bir müddet daha Genç lerin hâkimiyeti altında geçti. Lâ kin devre sonlarına doğru Göztepeli ler ağır basmaya başladılar. Genç leribirliği kalesi üstüste tehlike ge çirmeye başladı. Bu arada kaleci Necip üstüste ve çok güzel kurtarış larla kendini gösterdi ve netice de ğişmeden maç 1—0 Gençlerbirliği nin galebesile sona erdi.
Göztepe takımı ikinci devrede daha iyi oynadı. Gençlerden bilhassa Necip çok muvaffak oldu. Haşan, Ayhan ve Şahap da çok iyi . idiler. Bu maçın hakemi de oyunu güzel idare etti.
Bugünkü bisiklet yarışları
B. T. Ankara Bölgesi Bisiklet A-janlığından:
2 Nisan 1950 Pazar günü 20 kilometre mesafe üzerinde Bölge bisiklet teşvik yarışması yapılacak-
Aynı zamanda kategori tasnifi de yapılacağından bütün Ankaralı bisikletçilerin Pazar günü saat 9.30 da müsabaka kıyafetiyle Bölge Mer kezinde hazır bulunmaları gerekmektedir.
İlgililere tebliğ olunur.
Cambridge Oxfordu mağlup etti
Londra, 1 (Radyo) — İngil terenin en büyük iki Üniversitesi, O^çford ve Cambridge arasında tarihi denecek kadar mühim olan kayık yarışı bugün öğleden sonra yapılmış ve Carr.btidgein galebesile (neticelenmiştir. Bu suretle Cambridge 52 inci defa olarak bu müsabakada kazanmıştır. Yarış şimdiye kadar görülme yen bir kalabalık tarafından takip edilmiş ve çok heyecanlı olmuştur. Tihames nehrinin biraz dalgalı olmasına rağmen her iki tarafın kürekçileri çok iyi bir formda olduklarını göstermişlerdir.
Yarış tam saat ikiyi çeyrek geçe başlamış ve ilk mil esnasında Oxford Cambridge’i yarım boy geride bırakmaya muvaffak olmuştur. Bundan sonra arayı kapatan Cambrid ge’liler gittikçe Oxford’la a-ralarını açmaya başlamışlar -dır. Yarışın yarısına yaklaşıldığı sırada Cambridge bir bu çuk boy açmıştır. Bu sırada iki kayık birbirine çok yaklaş mış olduğundan küreklerin bir sırası durmaya mecbur olmuş, fakat her iki taraf da durduğundan mesafe üzerine tesiri olmamıştır.
Yarışın dörtte üç mesafesi İkatedildiği zaman Cambrtd-ge arayı açmış ve üç boy yak laşmıştır. Bir taraftan suların dalgalı olması, diğer taraftan mesafenin büyümesi Oxford kürekçileri üzerine tesir yap maktan kalmamış, hayli yor gun bir hal almışlardır. Buna rağmen bu uzun müddet yarışa hazırlanmanın verdiği kuvvetle kendilerinden bek-lenmiyen bir derece göstermiş lerdir. Fakat geçen sene de olduğu gibi Cûmbridgeliler bu işte daha usta olduklarını göstermişler ve yarışı dört boy ara ile kazanmışlardır. Zaman 20 dakika 15 saniye -dir.
i i
Türkiye Suriye ve Lübnan Basketbol temasları
Uluslararası basketbol müsabaka lan eırafında bilgisine müracaat ettiğimiz Spor Oyunları Federasyonu reisi aşağıdaki bilgiledi vermiştir:
Basketbolümüzün son yıllarda hamle halinde olan ilerleyişini hızlandırmak, Türk millî takımının bugüne kadar daha fazla dışarıda olan başarılı oyunlarını basketbol efkârı umumiyesine gösterebilmek gayreti ile muhtelif basketbol federasyonlarına temaslara iştirak etmeleri tekliflerimizi yaptık
Suriye ve Lübnan 6—10 Nisan tarihleri için bu tekliflerimi ze müsbet cevap vermişlerdri. Fran sa, İspanya adı geçen tarihler ve bu tarihlere yakın zamanlar içinde boş olmadıklarını ileri sürererk ka tışamıyacaklarını bildirmişler, Mısırın ağır olan mali şartlarını kabul edemediğimizden, İtalyanlar ise son dakikada millî takım yerine lig lerinin başında giden bir takımı göndermek istemelerinden bir anlaşmaya varılamamıştır.
On gündenberi kampta bulunan ve müsabakaların sonuna kadar çalışmalarına devam edecek olan mil li basketbolcularımızın karşısında Suriye ve Lübnan milli basketbol takımları kalmış bulunuyor. Bu dostlarımız ile muhtelif tarihlerde muhtelif kereler müsabakalar yaptık, alınan sonuçlar bize bu kıymet lerin hiç de küçümsenmemesini tel kin etmektedir.
Dün fevkalâde oynıyan Fenerbahçe Kalecisi Cihat
Galatasarayın yegâne golünü atan Reha

Comments (0)