CUMA
2
OCAK 194Ş Onuncu Yıl
No. 3184
'i

*
idare: Nunıoemanlye No. VI Tel ndreel: «YENİ SABAH» İSTANBUL
|| Telefon: 20705
1 abone BEDELİ 1 Türkiye Ecnebi Senelik 2800 Kr. M00 Kr. 16 aylık 1500 > 2900 » 3 aylık 800 > 1000 > 1 aylık 300 » 600 »
SAYT8I
HER
YERDE
10

I
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MUDAFiiYiZ
• • ____ ! —L — -L— - \ ▼ * _ _ _ ». * «
SAYFA
KURUŞ

e
açınc
iv*.-
ı '


*
Ankarada bazı gizli görüşmeler oluyor ...- == ~~ =1
H. Subhi kuracağı parti ile D. P. yi mi destekliyecek?
&


/

/
i







*
' '*» * ”r‘ 1 • 'ı*ll • ’• ı ‘r

.'W


Fahri Kurtuluş
Maden Tetkik Arama Enstitüsü Yolsuzlukları
Cumhurbaşkanının ziyareti
nda
Nihad Erim de Halk Partisi İdare Kurulu Neşriyat Bürosu ile ihtilâfa düştü!..
(
s
|
/
•T’

i
b
*


Tevfik Sağlamın evinde neler görüşüldü?
«Ulus» un başmnkaleleri gazeteye mechnl bir şabıı tarafından esrarengiz bir şekilde gönderiliyor
f • • • -

Eamdullah Subhi Tannöver Bükreş Elçisi iki*
Naşid Hakkının ismi
* .
Nihad Erin»
C, H. P. ocak
BAŞBAKANLARIMIZIN BİRLEŞTİKLERİ NOKTA
-------------n > ( ---------------
Cumhur riyasetine, Başbakanlığa, Dış Bakanlığına konulan kabarık mutfak, altçı, yat, tren masrafları gibi gidırlerin bir kalemde tayyedilmesine acaba ne gibi bir mani cur idi ki bu hayırlı iş için bir sene daha beklemek lâzım geliyor?
alk Partisi hükümetlerinin} son yıllarda, ooş yere tekrarlanan vaidierine, tutukmıyan seri halindeki -»özlerine, bu memlekette artık kimsede güven ve inan kaldı mı bilemeyiz.
Saraçoğlu Şükrü, Receb Peker Demokratik gelişmelerden az mı dem vurdulardı? Zamanı gelince, Saraeoğlunıın tâbirince «Sulh yerine otanınca» matbuat kanununa gevşetmeyi, seçim kanununu yenilemeyi, polis salâhiyet kanu-nunu taahhüd etmediler mi? Fakat bütün vai dİ erden çıka çıka ne çıktı idi? Receb Pekerin matbuat kanonuna ilâve ettiği yeni halka-lar..,
Vaid hususunda Haşan Saka da seleflerinden geri kalmadı. Fakat bir İstanbul seyahatinde, nedense, günün birinde bütün dediklerinden cayarak, bizde antidemokratik kanun yoktur diye, yepyeni ve işidilmedik bir terane tutturdu.
r

H
P (YARINI -
J Dram Kısmında / “ Köşe Başı!.
| Yazan: Reli’ ( I Cevad Ulunay | • )
i 1
azar
Meşhur gemilerimiz ve meşhur gemiler..
Yazan: ------
Ali Rıza Seyfi
Pazar sohbetleri} lı asan: Ulunay j

-------------------
Bereket versin Cumhurreisiuin nutku arkadan imdada yetijti de, (Devamı Sa , 3; Sû, 4 de)
Dün Ankaradan şehrimize gelen bazı salahiyetli zevatın Anaarada-ki son siyasi hareketler hakkında ki intihalarına göre Ankara yeni bazı mühim siyasi faaliyetlerin a-refesinde bulunmaktadır.
Hamdullah Subhi Tannöver malûm olduğu üzere Halk Partisinden istifa etmiş ve akabinde de Ankaraya giderek siyasî bazı temaslara başlamıştır. Kendisinin bir parti kurmak gayesinde oldu- ( ğuna ve mesaisini bu nokta üze- • rinde temerküz ettirmiş bulundu-1 ğuna artık bir hakikat nazan ile | bakılabilir. Bu takdirde Hamdullah Subhi ile, Meclis içinden de ba zı isimlerin bir fikir etrafında birleşecekleri muhakkaktır. Siyasî bir hareket yapılırken bunun men sublannın daha başta bir açıklama yapamayacakları nazan itibara alınırsa, Hamdullah Sbhinin bu günlük sükûtu tercih etmesi kolayca izah edilebilir.
Fahri Kurtuluş, Vedad Dicleli ve daha bazı gençlerin Hamdullah Subhi ile işbiıliği yapması muhtemeldir. Diğer taraftan Hamdullah Subhi bu hareketile Demokrat Partiye de faydalı olacağı anlaşılıyor. Çünkü kendisi Halk Partisi (Devamı Sat, 5; Sil., 5 de)
--- ■ o------
Dün gece yapılan bir toplantıda istifaların çoğalmasının endişe ▼ericı bir hal aldığı özeriride dni'^du
M
İçler Acısı Bir Mektub
Şirketi Hayriye emeklileri ne halde
“Üç senedir, aramızdan bir çokları, sefalet yüzünden dünyalarını değiştirdi ve biz hâlâ Meclise sevkedilecek
Dün, Şirketi Hayriye zamanında maiûlen emekliye ayrılmış ve Şirketi Hayrlyenin devlete devrinden sonra maaşları kesilmiş bulunan ve bugün çok ieci bir duruma dü şen bir vatandaş kitlesini temsi-len, malûl ve emekli Hacj Aril Konur imzalı bir mektub aldık
Bu mektubu aynen alâkalıların dikkat nazarına sunmakla iktifa ediyoruz:
tasarıyı bekliyoruz!^
«Bendeniz Şirketi Hayrlyenin el-■p a
11 küsûr senelik gözlerinden malûl, emeklilerlndenim. Umumi harbde memleket ve devletime denizler ii-(Devarru Sa., 5; Sû., 6 da)
İstanbul
tamamile sükûnete kavuştu
Emniyet teşkilâtının 300 polislik yeni bir kadro ile takviyesine lüzum olmadığı bildirildi
Evvelki akçam yılbaşı olması münasebetiyle bir çok içkili yerlerin geç vakte kadar açık bulun-• (Devam* S>^ tpSÜ, 1 de)
C. H. P. Ocak kongrelerinin bu ayın 15 indo bavlıyacağı m evvelce yazmıştık.
Bu münasebetle, ocaklarda toplan. (Şılar yapılmakta, üyeler kongreler için hazırlanmaktadır.
Bu arada Gcdikpaşa ve Tavşanta-0i C. H. P. ocaklarının üyeleri dün akşam saat 21 de Çarşıkapı Dispanserinde Feridun Dirimtekinin başkanlığımda toplanmışlar, derdleşmiş-1 erdir.
İlk olarak söz alan Feridun Dl-rimtekin, bu seneki kongrelerin, geçen senelere nisbetle daha faydalı olması için kongrelerde ne gibi mev zulann konuşulacağını hülâsa etmiş ( Ur.
Bundan sonra söz alan lavşantaşı C. H. P. ocağı üyelerinden Ziya Işın (Devamı Sa,t 5; Sü.t 5 de)

Rus kültür ataşesi Moskovanın dâvetine icabet etmiyerek Türkiyede kalıyor
Ankara, 1 (Hususî) — Rus sefareti kültür ataşesi îsayof bazı se-lıeblerden Rusyaya geri çağırılmış Takat ataşe memleketine dönmek İstemediğinden üç gün evvel mülteci olarak Türkiyede kalmak üzere teşebbüse geçmiştir, ataşenin neden geri çağırıldığı ve niçin dönmek İşitemediği malûm değildir.
Emin Aziz bu sefer de Hamid Nafiz Pamire soruyor: “İnönünün, T. Sağlam tarafından ikrar edilen, vâki ziyaretinde “M. T. A.„ Enstitüsü hakkında, bir görüşme olmuşmudur, olmamışrnıdır?,,
18 Aralık 1947 tarihli nüshamızda Maden Tedkik Arama Enstitüsündeki yolsuzluklara dair Emin Aziz imzalı bir mektub neşretmiştik. Bu mektubda Cumhurbaşkanı sayın İnönünün evvelki sene profesör Tevfik Sağlamın evini teşrif ettiği bu sırada Hamid Nafiz Pamirin de orada hazır bulunduğu ve bu esnada, Maden Tedkik Arama Enstitüsüne dair bir de muhavere cereyan ettiği bildirili) ordu.
Bu yazının neşrinden bir hafta kadar sonra 25 Aralık tarihinde de profesöı Tevfik Sağlamdan bir mektub almış ve bunu da ccvab olarak neşretmiştik. Tevfik Sağlam da bu mektubunda Cumhurbaşkanının evim şereflendirdiğinin doğru olduğunu kabul ediyor. Fakat o esnayi ziyarette Maden Tetkik Arama Enstitüsüne dair hiç bir konuşma cereyan etmediğini ifade ediyordu.
(Devamı Sa.t 5; Sil., 7 de)
-TfAu'ltC-:
Cumhurbaşkanı frtötıû ve Hdmid it af iz Pamir (Arkada/
Orman işlerinde hebâ edilen milyonlar...
ve
_______ _________■■■-- ------ediği
Orman mes elesinin meclis kürsüsünde teşrihi

■ ı ■ *
D. P. sözcüsü: ‘‘işleri bu hale sokan insanların mes uliyetleri aranmazsa, ba memlekette mes’uliyetin kalmadığına hükmetmek-ye inde olur„ dedi
Büyük Millet Meclisinin Tanın büdc‘Asini müzakeresi esnasında Demokrat Parti Sinob Milletvekili Enver Kök orman dâvamız üzerinde aşağıdaki konuşmayı yapmıştır: Arkadaşlar, ormancılığımıza bir istikamet vermek, ormanlarımızı koruyarak memleket İhtiyacım karşılamak, istihsalirin fazlasiyle öc memlekete gelir saklamak vaiJlerüe 1937 senesinde yürürlüğe giren 3116 sayılı kanunun ve eklerinin neticeleri hüzün verici olmuştur.
Senede 100 milyon lirayı geçen İşletmeler hesablaıının bu tasarıda gözükmemesi ef’ahnın Meclis murakabesinden, millet murakabesinden geçmemesi demektir.
(Devamı Sa„ 3; Sil., e de)
Yeni yılın tahmin ve tefsirleri
-------o —
Avrupa basınının makaleleri
----n-----
Londıa, 1 (A.A.) - Daily Teleg-raph gazetesi 1948 senesinin başında milletlerarası münasebetlerin arzet-tigi durum hakkında endişelerini izhar etmektedir. Komünizmle düşman lan arasındaki ihtilAfın yeni sene, nin başında en fazla endişeyi mucib alâmetlerden birini teşkil etmekte olduğu hususunu belirten gazete ezcümle şunları yazmaktadır:
Milletlerarası münasebetlerde soğukluğun zail olacağını zannettirecek pek az alâmet ınevcuddur. M. Molotof daha dün Dışişleri Bakanları (Devamt Sa.. 5; Sil., ’ de

RUMEN KROLI MİŞELİN AKİBEIİNOEN ENDİŞE EDİLİYOR!
*

L
>
şgal sizi, mûrx
AKVİMDEN BİR YAPRAK |
Bir açık mektub
İstanbul Vâlisi “Dr. Lutfî Kırdar„a
Eski kralın istediği yere gitmekte serbest olduğunun bildirilmesine rağmen, durumu muğlak görülüyor, kendisinin İsıanbuldan geçmesi
Ankara: 1 (Hususî) — Eski Kumanya kralı Mişelin İstanbul ta rikile İsviçreye gideceği ve bu mü nasebetle lstanbulda da bir müddet kalacağı hakkında bir yabancı ajansın verdiği habere dair Kumanya sefarethanesinde ve Dış işleri Bakanlığında resmî bir malûmat yoktur. Maamafih kralın bir seyahate çıktığı takdirde İstanbul
kuvvetle muhtemel
dan geçmesi kuvvetle muhtemeldir.
Kralın âasbetiııden endişe
Londra: 1 ((A.A.) — Eski Ru-manya kralı Mişelin istediği yere gidip gelmekte ve gelecek iki üç gün zarfında memleketi terketmek te serbest olduğu yolunda ileri sürülen iddialara rağmen kralın durumu hâlâ jnuğlak görünmek-
Bükreşte şenlikler
tedir.
' Kralır. nişanlısı Bourbon Par-me prensesi Anııe’ın kendisinden hâlâ haber alamamış olması mâni dardır. Prensesin ailesi Siııaya da-ki kral earayile telefonla temas te mın etmek istemişse de buna muvaffak olamamıştır. Prenses, kral Mişelin istikba1' hakkında hâlâ en-(Devamı S a 5. «S w 5 de>
buyurduğunuz makamın eski tabirle «mekâm-ı-u* denilen pek çok nus’ele-lorle daima ınücade-P' le halinde bulundur- , duğıınu ruz ve fak bir (vakfa) ya maruz bırakacak tasdi’lorden mümkün olduğu Radar çekiniyoruz. Fakat bazon öyle vazıyet ler hfıdis oluyor kı bir vak’a nakl ında dikkatinizi colbetmok için zamanında bir «münebbihli saat > intizamı ile ikaz vazifesi yerine getirmek bir vecibe teşkil ediyor.
Bııgün şu küçük ârızamla ikaz ibresini İstanbul konservatuvarının üzerinde tumorküz ottiriyorıız. Mılum olduğu üzore İstanbul belediyesi her sene olduğu gibi bu sene de bu müosse-senin başında bulunanlarla bir kontu-rato aktedecoktır. Memleketin son’aı durumuna aıd inkişaf ile yakından alâkadar olan bu mes’eledo konturatın temdidi yahut feshi doğrudan doğruya yüksek makamınıza aıd bir haktır. Vereceğiniz kararla ya Konsvrvatuva-rın hayli zaınandanberı devam e«iegei-
[ulunay]
takdir cdiyo bundan «olayı faaliyetinizi u-
edilmeden evvel tensib-ı-.ilı)erile
inekte olan muzebzeb haline bir son verecek yahut da bu keşmekeşi İdame buyurmuş olacaksınız.
Bu itibarla atılacak adımda —haddim olmıyarak — zatıâli-
nızin biraz teenni buyurmanızı rica e-derim; şimdiki heyotle konturat tom-dıd bir heyot teşkil ederek Konservatua-
rın şu beş senolik faaliyetini tedkik ettirmeniz lâzımdır. San at vo idare a-damlarından terekküb edecek olan bu heyet iyiden iyiye İnce eleyip sık dokusunlar. Bakalım beş senodenberı ne yapılmış? Garb ve Şark musikisi ne haldo imişler? Ne hale gelmişler? i-lerlomış miyiz? Yoksa yerinde mi saymışız? Yahut büsbütün gerilemiş miyiz?
Memleketin ruh gıdasını teşkil eden bu bahiste katiyen şahısla alâkadar olmadığımızı bir kere daha tokıd ey-k'meklıgıınizo müsaade buyurmanızı rica ederiz. Zaten Konservatuar talim vo idare heyotleıinm mesaisinin salâhiyet tar zevat tarafından toşokküı •-(Lütfen sayfayı çevirinin
SAYFA: 2
Y E N T SABAH
■5
T
2 O C A K 1948

(zmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm? |
Atatürk’e suikasttın
fi
Yc t a n: C
Tefrika Ko. «32


Okr vitCİT *’
niYoıiki

O

r
r «z
ŞABAHJ
t ) I ( ] ı
l s i
i
1
r £
r
I
€ k a t
t t
5C
C
1 e I r t
Reis — Siz hakiki bir faaliyete dahil olmadınız mı?
— Efendim neler öğrendiğinizi biimiyorum. Şu muhakkatır ki, ben hafi hiç bir faaliyete dahil olmağa rıza göstermedim. Bu noktai hal de sabit olmuştur.
— Sana teklifte bulunanlar kim I lerdir? Bu hususta kimlerin malumatı var?
— Bunu bilen Vehbi beydir, hâlen zeytinyağı ticareti yapan Vehbi bey.
— Daha söyle! Meselâ Cemal, Ferhad, Ardahan mebusu Hilmi, Eyüb Sabri beyler.
— Bir fırka teşkili için Eyllb Sabri bey bana bir teklifte bulunmadı. Eğer bu teşebbüs Malta-dan avdetten sonra ise:
— Batum kongresinden evvel
— Bilemez, zira Ankarada idi. Zira yeni teşebbüs vardır. Programla Nail beyin, programsız o-larak da Şükrü beyin teşebbüs et tiği. 1
— Açık söyle senin dilinin altın da çok şeyler var.. Söylemek iste iniyorsun, açık söyle, serbest anlat!
— îsticvabatı evveliyemde de söyledim. Bu işi karıştırıyorlar.( Zannederim. Bu iki teklif olacak. Bendeniz uzun bir zamandır habsi münferit halindeyim.
— Ben söyliyeyim: Bir porgram Iı vâni Abdülkadir, Nail beyle v f af
görüştüğünüz mesele. Diğeri de Şükrü beyle mevzuubahis olan mes'ele. O esnasında Ittihad ve terakki namına, merkezi Batum olmak üzere Halil aşa, Nâzım bey, Enver paşa tarafından mektub-’ar gönderiyordu.
— Haberim yok.
— Batumdaki kongreden rin yok mu?
— Var efendim. Bunlar 6Î teşebbüsler, lar, iki üç kişi kendilerini
had ve Terakkinin müşahhasları olarak orada toplanıp mukarrerat ittihaz etmekte idiler. Fakat bunların mektubları, * «n-derim, Mec lise gönaerilmi^y’ -nektublar-dan Eyüb Sab^**'*,Dr 'en varsa onu ben bilme** 1 git timdi. 'utln
(İfadesinin kıraatine dildi. Bunda «Kemal arakadaşlan tarafından siyasete sevkedılmiş-tir» diyordu.)
Reis — Burasını biraz izah et!'
— Berlinde bulunduğu zaman serbestti. «Arkadaşlanmısın sükûn ile hareket ederek hükümete müzaheret etmeleri lâzımdı» di- I yordu. Istanbula avdeti müteakib ve şükrü ve sair arkadaşlarla te-
habe-
şah-Bun -ltti-



k t r ’S
1 te
s k
ması üzerine siyasete avdet «etti. Rahat duraydı böyle olmazdı. î-kinci grupun istihalesi olan Terakkiperverlere iltihak etmek arzusunu izhar etmişti. Almanyada bulunduğu zamanki selâmet .fikri îstanbulda bozuldu. Terkakipreve-rin programı Şükrü ve rüfekası tarafından tanzim edildikten sonra kemale gelmiştir.
— Bu içtimamızda lstanbulun makam hükümet olması nıevzu-ubahis oldu mu?
— Vallahi bilmem muhtelif içti-malar olmuştu.
— Cavid beyin evinde Terkki-perver programın müzakeresini izah ediniz?
— Canbulat, Şükrü bu programı Mesadet hanına getirmişti. Ca-vid beyin evinde kâtipler, Et hem, Vehbi, Hüsnü. Kemal, Alımed Ne simî, Cavid beyler, ben Canbulat bey vardı. Oahid bey bir iki îçtima-da bulunmuştur.
Bu ietimada bunlar bir fırka yapmak istediklerini söylüyorlardı. (llukuk dersi değildir> dedim. Terakkiperverin muhtelif mevadı konuşuluyordu. İki meseleye te -mas ettim. Temsili meslekiden bahsettim. O celselerde mevzuu bahsolan fırka programıdır. İkin ci itirazım irticaa aid maddedir.
— Cavid beyde 11e vakit içtima ettiniz?
— letimalar gündüz olmuştur. Bunlarla fırka progranp görüşülmüştür. Hattâ birkaç defa öğle yemeği yedik. Bilâhare Mesadet hanında görüşüldü.
— Terakkiperver fırkanm pro -gramı hangi tarihlerde müzakere edildi ?
— Fırkanın teşekkülünden bir ay evvelki vakte aiddir. Beş ^ctl-ma vuku bulduğu farzolunursa ü-çü Mesadet hanında olmuştur.
— Bunlar muhalif fırka teşkil etmeğe karar vermişler. Paşala -rın, Rauf beyin alâkası neydi?
( Deva mı var)
Askeri fabrikalarda çalışan işçilerin haklı bir dııeğı
Adresi mahfuz bir okuyucumuzdan aşağıdaki mektubu aldık*
Memurlara yeniden yüzde 20 bir zam yapılması Jıueu-HUiıda koordinasyon komitesince t ot kiklere başlandığı yazılmakladır. İki $ene evve-lindonbrri birer ikişer derece TiM rnuuş, 10 ar lira çocuk zammı, aile zammı en sonra da -100 gibi olağanüstü zam ^verilen bu memur arkadaşların geçimini düzeltmek için verilecek %2O zam da yerindedir. Fakat bu memleketin ve milletin işini gören As. Dz. müessese ve Fb. larııuia aylık ücretle çalıdan bir kinim ustalar varılır ki bu uslular da «eneler-ıl on beri bir sıkıntı ve yoksuz luk İçinde kıvranıp durdukları halde ücretlerine 10 kuruş zam yapmuk »kimsenin aklına gelmemiştir. Yuluız al dıklan ücretle aile ve çocuklarını geçindirmeğe mecbur oiaıı bu vatandaşlarımızın da memur arkadaşlara yapılan yardımlardan fayılalan-dırılmalıırı içiıı gazeteniz vasi tasi! e bütün ilgili makamların nazan dikkatini çekmenizi «aygı lle»r'ıca ederim.

GAZLARIM ALAMIVAN DEMOKRATLAR HAKKINDA Edirne belediye ğındaıı uşuğıdaki hnmıştır: tarihli
z'ın birinci sayfasının düneü sütununda (Lalapaşa lıadİMcsiııin tahkikatı: Hâdiseyi mahallinde tetkik eden milletvekillerinin raporu) başlıklı yazının 3 üncü maddecinde Vaysal köyünün ta~ mamiie Demokrat olması hasebiyle gaz listelerinin tasdiki için müracaatları ilçe kay ınakamlıimca «Siz Demokratsınız gaz »verdirmem» diye redd^ildlğini bildirmektedir. Gaz tevzii belediyenıizce yapılmakta olduğundan tevzi bürosu kayıtlarının tetkikinde mezkur köyün 917 aenesi gaz istihkaklarını Sokoni Vakum Edirne a contasından 8 ’8. Petrol Ofiei eecntaern-dan 9‘38, Steronıan acenta- * smdaıı 1G80 kî cemoıı 3490 kilo olmak ÜLZdre tamamen aldıkları, yalnız 947 eylül ayına ait istihkakın köyün uzaklığı ve harman zamanı olması lıa>ebiyle .şehre gelmediklerinden alamadıktan köy gaz mutemedinin beya-niyle sabit olup tıukikafln yu kanda bildirildiği şekilde a-çı klan masını rica ederini.
baskanlı-ta\ zili a-
nazeteni-dör-






şahsen
devam e-
Limandan hareket edecek şilepler
Öğrendiğimize göre, bu hafta i -çinde; bazı ecnebi şilepleri lima -nımızdan muhtelif İstikametlere gidecektir.
uFernebu» Triyesteye, «Frances -İfa,, Pireye: ( Pahang» İskenderiye-ye; (Merldian Victory» Köstence-ye; «.Federicou Marsllyaya; aLels-tan» Diyaya; (Ulla» da Anverse gidecektir.


1
He
Elbiselerini alamayan
P.T.T. memurları
r yıl memurlara verilmekte olan elbise
J lerin bu yıl üzerinden iki ay geçtiği halde verilmemesi alâkalıları şikâyete şevketti
Hayat pahalılığım nazarı itibara alan hükümet, memurlara yardımda bulunmak maksadlle geçen yıl kabul ettiği bir kanun gereğin-; ce her yıl Cumhuriyet Bayramla -rından evvel, birer kat elbise vermeyi karar altına almış ve bu ara da da P. T. T. idaresi geçen yıl me murlarına Cumhuriyet Bayramın -dan evvel birer kat elbise vermişti.
Verilen haberlere göre, bu yıl Cumhuriyet Bayramından itibaren iki ay geçmiş olmasına rağmen P. T. T. idaresi hâlâ memurlarına istihkakı olan elbiseleri vermemiştir.
Diğer taraftan geçen yıl P. T. T. memurlarına verilmiş olan elbiselerin de bazıları tarafından kuma*
şının adiliği sebebile giyllmiyerek satılmış olduğu ve bu hal karşısın-* da da İdarenin memurlarına yap -mak istediği yardımın mahalline masruf olamadığı anlaşılmıştır.
Bu yıl da yapılan tahkikata göre P. T. T. memurlarının istihka kı olan elbiselerin verilmesi içini henüz bir emare görülmemektedir.
Alâkahlarca İddia olunduğuna gö re, elbiselik malzemenin bulunma* ması bu hale sebeb olmuştur.
Diğer taraftan bazı söylentiler^ göre, bir kısım memurların istih J kaklarını vaktinde alamamaktan mütevollld zararlara ve bore altına girdikleri ve bu hususta alâkadar! lann dikkat nazarını çektikleri soy lenmektedir.

Yeni kurulacak bira fabrikaları

Bu lât
tesislerle istihsa-
30 milyon litreye çıkarılacak
Tekel idaresi* tarafından bu yıl içinde Izmlrde üç, Adanada beş ve diyarbakiTda 1,5 milyon litre is tihşal edecek bira fabrikaları ku *» rulacaktır. |
Bu takdirde bira lstlhsalâtımız/ 30 milyon litreye Çıkarılmış ola çaktır.
istihsal, istenilen mikdara yük selirse, bira fiyatlarında 5—7 ku-; ruş nlsbetlnde bir tenzilât yapılacağı anlaşılmaktadır.
---------o- -
/ / LF/>/ YEDE
Veremle mücadele
42 vilâyete mensub d el ey eler yarın toplanıyorlar
f
Çocuk Esirgeme
K urumu piyangosu
-----o----
49102 numaraya Fiat marka otomobil çıktı
Belediye otobüs tarifeleri
--------O---
Husuti otobüs tarifelerinden neye yüksek?

t t k b ci r k
r r 3 y
i d

t
I r ı k ı c
1
A t
V r r
b k
Bir açık mektııb (Baftarafı 1 incide den bir heyetle «tedkfkini Heri sürmüş olmaklığımız bu bahiste bu gihi düşün-' çelerden çok uzak kaldığımızı teyıd e-der. 1
Musiki meclûblarının efkârına ıcrce-man olan matbuat da bu mealde neşrettikleri makalelerle bu müessesede ciddi ıslahat yaıalması lüzumunu hatırlatmaktadırlar. Zatıâlilerinin bu babda yüksek bir hakem sıfatile vereceğiniz hükümün âmme vicdanını tatmin eylemesi içm bu işi bir heyete tefviz eylemek en doğru bir hareket olur fikrindeyiz.
Bu müessese, şehir büdcesine oldukça büyük masrafa mal oluyor. Yapılan fedakârlık, elde edilen semereye teka-' bül eyliyor mu!
Zira yüksek reymirle teşekkül e-decek elan bu heyot, Konservatuarda ı beş eenedonberi hiç bir şey yapılmadığına bilâkis san'at muhitinde nam vermiş pek çok üstadların uzaklaşma-larını infâc eden nâhoş bir va/iyet mevcud olduğuna veyahut bunlardan hiç birinin mevcud olmadığına >akın hasıl eder ve bu babdani noktai nazaır nı bildirir: o zaman bu işin manevi mes uliyetinin olduğu gerek konturato müddeti biten heyetin ve gerek o kon-turato hakkında karar verecek olan merciin üzerinde bir dereceye kadar hafiflemiş olur.
Beş senedenberi Konservatuarda ıs* lahat ve tekâmül bekliyenler bu ısla* hata emin bir istikamet verecek olan kararınıza pek haklı olarak büyük bir merak ile intizar etmektedirler.
Çekenler guşmâl-i- tâli-i- nâ bâzdan âzâr Eder tanbûr veş mızrab-ı-İsti’ dâddao feryâdl

----------o----------
İnpiltereye tiftik ihraç olunacak
Hükümet tarafından İnglltereye iki milyon liralık tiftik ihracına müsaade edildiği malûmdur.
Öğrendiğimize göre bu iki milyon liralık tiftik plâfonu İhracatçılar Birliglnce doldurulmak üze -redir.
Şimdiki halde İnglltereye ancak 100 bin liralık tiftik İhraç edilebilecektir.




I


İplik dokuma fabrikası idaresinde değişiklik Sümerbank iplik dokuma mües -sesest umum müdür muavini Bay Hamdi müdür tir.
iplik ha bir
teşekküllere söylenmektedir.
Mocan Defterdar fabrikası muavinliğine tâyin edilmiş
dokutua memurlarından da kısmının da diğer iktisadi naklen dağıtılacağı
İzmir Çocuk Esirgeme kıırumu-nun tertlblediği eşya piyangosu, dün Izmlrde Karşıyaka Halkevlnde çekilmiştir. Kazanan numaralar aşağıdadır:
Fiat markalı binek otomobili:
49102
Fiat markalı lâcivert otomobil: 56667
Bisiklet kazanan numaralar:
15974, 18042, 63652, 43181, »163 42141.
Çocuk bisiktell kazanan No. 1ar. 45473, 63407, 31761
Motosiklet kazanan numaralar: 4529 14875
Ayaklı dikiş makinesi kazanan No.
15374

El dikiş makinesi kazanan No. 1ar. 44678, 12104 24804, 48261, 28288
Telefunken ı'-üVka radyo' kazanan numara:
4680
Görting marka radyo kazanan No.
£9676
Emperiyal marka radyo kazanan numara 31787
Graetj marka radyo kazanan No.
17475
Regonton marka radyo kazanan m umara 6317 (
İsparta taban halısı kazanan No.
3857
İsparta halısı kazanan No.
59660
ipek karyola takımı kazanan numaralar:
38884 16145 12134 68044
22 ayar altın bilezik kazanan numaralar:
19072 18953 14981 61969 17949
6463 8416 22409 16388 12948
Fotoğraf makinesi kazanan No.
12020
Gramofon kazanan No.
7251



Belediye son zamanlarda verdi-^ ği bir kararla hususi otobüslerin tarifesinde tenzilât yapmış ve bJ teşebbüsü kendi otobüslerinde de aynen tatbik etmesi lâzım gelir -ken bilâkis ücretten sabit tutmuş tur.
Yeni karara göre, Eminönü -, Kocamustafapaşa hususi otobüsler tarifesi 15 kuruş olduğu halde Be lediye bu mesafede kendi arabalarında 20 kuruş almaktadır.
İşletme erkânı Belediye maliyetinin fazlalığından bahisle bu tarife ayrılığını muhafazada zaru -ret görmekte ise de, yolcular bu garlb ayrılığı makul saymamaktadırlar. ı
Belediyenin, kendi otobüslerinde ki (tarifeyi de ucuzlatmak sureti-le müsavat esasına riayetkar ve halkm ucuzluk İhtiyacına cevab vereceği ümid olunmaktadır.
I
İstanbul vapuru bugün Marsllyaya gidiyor
Devlet Denizyolları idaresinin İstanbul yolcu vapuru bugün saat 112 de Marsllyaya müteveccihen limanımızdan hareket edecektir.
Hususî şuluslara aid otobüslerin Daziyeti
Hususi sermayelerle işleyen oto» büsler gün geçtikçe çoğalmakta; alâkalılar şlmdllilf E. T. T. otobiia leri ihtiyacı karşılamadığı için bu gibilere ruhsatiye vermektedir.
Tramvay idaresinin İsveçe son Olarak sipariş ettiği 50 otobüs şeh rimlze geldikten ve servislere gir -dikten sonra, hususi otobüslere işleme müsaadesi verllmiyecektlr.
Ancak tramvay idaresi, o zaman bu otobüslerin kendi otobüslerinin İşlemediği hatlarda yolcu taşı mala nna müsaade edecektir
Verem haftası, bütün yurdda dün sabahtan itibaren başlamıştır.
42 vilâyet delegesi şehrimize gel miş bulunmaktadır. Yarın saat 17 de, Eminönü Halkevlnde ilk kon -gre toplantısı yapılacak. Sağlık Bakanı Behçet Uz da bu toplantıya lştirâk edecektir.
Toplantıda verem aşısı tetkikleri yapan B. Nureddin Onur ve prof. Dr. general Tevfik Sağlam da bir konuşma yapacaktır. !
Delegelerin 5 ocakta da Cerrah-paşada bir toplantı yapmaları muh temeldir.
----------o----------
Halk karlı günlerde kapılarının öniinii temizlemeğe macbur tutulacak
Kış mevsimi dolayıslle Belediye temizlik İşleri müdürlüğü yeni ted birler almış, karlı günlerde caddeleri temizlemek için yeni ekipler teşkil etmiştir.
Bu yıl, karlı günlerde ev, dük -kân sahihleri kapı önlerini temizlemeğe mecbur tutulacaklardır.
--------------------
Edirnekapı otobüs seferlerinde değişiklik
E. T. T. idaresi, fazla yolcu bulunmadığı için; Edirnekapı - Sirke ci otobüslerini yalnız sabah saat 7.30 dan 9 a, öğleden sonra da sa-> at 16 dan 20 ye kadar işletmeye karar vermiştir.
----- - -o-----------
Kasımpaşa Bedreddin ocağının tertib ettiği müsanıere
Demokrat Parti Kasımpaşa bucağı Bedreddin ocağı tarafından yıllık kutlama gününe tesadüf etmesi münasebetile büyük bir mü^ sajnere hazırlanmıştır.
3.1.948 cumartesi günü da Kristal gazinosunda kadar devam edecek olan
samerede güzide okuyucu Perihan Altındağ ve diğer sanatkâr arkadaşları tarafından büyük bir konser de verilecektir.
Konsere İlâveten güzel bir caz ve bir çok tanınmış artistler de angaje edilmiştir.
I
saat 19 sabaha bu mü-
Ancak bu benim kendim i« çin çalışmama da bir mâni ola maz. Mesele o değil Verda, başımın içinde büyük bir proje dolaşı* yor. Canlanmak istiyor, cesaret e ♦ demiyor. îşte bu sebebden huysuz^ lanıyorum, çalışamıyorum.
— Bu projenin ne olduğunu ba -na söyler misiniz hocam?
Bu suali korkak ve çekingen bir tavırla sormuştu. Turhanın yüzüne bakıyor, onun gözlerindeki telâşlı bakışlara şaşıyordu. Bir iki dakika sessiz kaldtlar. Turhan düşünüyordu.
Verda sualini tekrarlamağa cesaret edemeden bekliyordu. Çaylarım içmişler, karşı karşıya hareketsiz durmaktaydılar. Birdonbİre Turhan canlandı. Yerinden kalkmak için bir hareket yaptı ve yan somurtkan hlr sesle:
— Mevzuunu folklorumuzdan alarak bir -opera ko uı poz e etmek hevesine düştüm. Gülünç dçğil mi? dedi. Ve cevab beklemeden, Verdanın yüzündeki sevinci meden, yürüdü.
Bu, Turhanın konuşması idi.
büyük bir minnettarlıkla doldurmağa kâfi gelmişti.
O günden sonra Verda, fırsat buldukça bu projeden bahsetmeğe, meşhur Türk efsane vc masallarını ona hatırlatmağa başladı. Bunların mev-^zularu^ beraber münakaşa ettiler
ve hayaranlıgı gör-
Verda İle ilk ciddi Gene kızın kalbini
Ask ve his Tornanı
r
Yalan
I Muazzet Tahsin BEftKAND

ve bu suretle, aralarında büsbütün yakın bir dostluk, bir sanat arkadaşlığı temin etmeğe muvaffak oldular. tatanbuldan ayrılan Verda henüz bir çocuk sayılıyordu, Viyanada ve ondan sonra Pariste Turhanın ya nında yaşıyan yo nihayet onunla beraber Istanbula dönen Verda, tam bir geno kızdı. Kısa bir zaman onu olgunlaştırmağa kâfi gelmişti.
Vlyanada ve Pariste dinlediği Usta dİ a rın ve Pariste kaldığı bir buçuk ay içinde, Turhanın ricasilo kendisine üç ders veren büyük profesörün tesiri o kadar büyük olmuştu ki, Istanbula dönerken kendisini büsbütün başka bir insan hissetmekte idi
Bulduğu muhit ayni samimi muhit idi; Verda değişenin kendisi olduğunu bütyordu. içinde tüten başka bir ateş vardı şimdi. Bunu anlı-yacak, duyacak hale gelmişti.
Biliyordu ki onqp İÇİn dünyada herşeyin üstilndo bir^ey vardı ve bu üstün şeyi elde etmek için yapmıya-
cağı fedakârlık, aşmıyacagı mânla yoktu.
u-
Oİ-
Ğ5-kı-

Verda bir taraftan seyahatinin üstünde bıraktığı derin izlerin, bir raftan da mektebe geç kalmış masının tesiri altında, Istanbula nüşte Bülendle aralarında geçen
sa macerayı düşünmeğe pek vakit bulamadı. Bu macera, Çamlıca yolunda bir bahar günü başlamış, bir kaç hafta, geno kızın hayalinde yaşamış, bir yaz sabahı, Galata rıhtımında en canlı safhasına girmiş vo sonra, yavaş yavaş, sönmüştü. Şimdi Verda bunu hatırlamak bile ti-
W temiyordu.
%sasen kışın Bülend eve,tuk sık gelmezdi. Metin de o da, büsbütün ayrı çalışma sahalarına dalarlar, mu bitleri de uzak olduğu birbirlerini pek anyamazlardı. iBu kış ise, İki arkadaşın aralan, itiraf edilmediği halde, açık olduğu İçta Bülend apartmana ancak bir fkl defa, M-
• O
Tefrika: 26
T
tün arkadaşlarla birlikte gelmek fır satım bulmuştu.
Onun ilk gelişinde Verda o kadar Viyana ve fParistekl hayatüe dolu idi kİ Sillende karşı aralarındaki minimini macerayı hatırlatacak en ufak bir hareket yapmamıştı. Ondan sonraki görüşmelerinde de, o-nunla yahıız kalmak arzusunu göstermek şöyle dursun, gene adamın bir yerde buluşma teklifini reddetmiş. onun gönderdiği mektuba da cevab vermek lüzumunu duymamıştı. Dersleri ve konser hazırlıktan onu o derece meşgul ediyordu ki başkasına verecek, maddi ve nıftne-vî, bir dakikası yoktu.
Verda şimdi lise mezunu olmak, ve ondan sonra hemen hakiki hayatını yaşamağa başlama]c için sabır, sızlanmakta idi. Bu heyecanında bel ki biraz hodbinlik te
yakınlan ve dostlan görüyorlardı. Fakat başta Turban ve Metin olmak üzere, hepsi omı affetmekte
vardı. Bunu
idiler. Yarının büyük sanatkârının her hareketini hoş görmeğe hazırdılar onlar.
Kadı iye Hanım üzülüyor: |
— ,Kızı öldüreceksiniz. Bir dakika nefes alsın!
Diye çırpınıyordu. Fakat Verda bu na omuz silkiyor:
— Anne, beni mecbur eden yok, diyordu. Birkaç ay kendimi her türlü eğlenceden mahrum etmeğe ka-’ rar veren benim. Şu olgunluğumu vereyim, ondan sonra cOht» diyeceğim ve yalnız (gündelikçi Mebrtlke Hanımın dediği gibi) dandanıma döneceğim.
Bu cevaba karşı, Kadriye Hanı* mm tevekkülle:
— inşallah!
Deyişi de.hepsini]kahkahalarla gül dürüyordu.
Sözün kısası, Verda kendi hayatına gömülmüştü. Gözü kimseyi görmüyordu. Bu ne kadar zaman devam edecekte? Bunu kimse bilemezdi. Hattâ Verda da...
Gene kızın bu ruh halini en yakın den takib eden 'Metindi. (O, ^Verda-|nın Bülendden uzaklaşmış olduğunu ilk saniyede sezmişti. Gerçi ondan uzaklaşma kendisine »yakınlaş( ma değildi amma bu, ne de olsa gene kızın kalbinde başka bir erkeğin yaşadığını bilmekten daha aa acı id* ve Metin buna katlanıyordu.
iij acımn Doktor Kırdarla muhayyel mülâkatı
aktör Lütfi Ktrdarın, beledi ye reisi bulunduğu, Istanbu-lun derdlerinden bu kadar ha-
bersiz olması ve benim üstünkörü say dığım bir kaç yolsuzluk karşısında telâ şa düşmesi de göstermektedir ki Istan butlular belediye reislerinin emrinde mükellef bir otomobil tahsis etmek sure tile kendisine karşı borçlu bulundukları saygıyı göstermekte kusur etmemişlerdir amma bunu yapmakla da o-nu kendilerinin yaşadığı muhitin üstünde bir nevi yapmacık ve zorluksuz jstanbulda yaşatmaktadırlar.
Sabahlayın evden çıkarken kapısının önünde hor emrine hazır mükellef bir otomobilin kendisini beklemesi yüzünden belediye* reisimizi, İstanbullunun her gün pençeleştiği btntoir derdden ta-tmamile gafil bir hale getirdiğimizi düşünocek olursak, şehir belodıye meclisimizin :
— İstanbul belediye reisi, hemdertlerimizin yaşadıkları günlük hayatı bakımından .görüp öğrenebilmesi için, her İstanbullu gibi tramvay duraklarında, otobüs istasyonlarında dakikalarca tramvay beklemelidir ve hu itibarla kendisine ınakaın otomobili tahsis edilmez!-yolunda bir si pek yolunda olur.
Belediye reisi benim görünce:
— Ne düşünüyorsun sordu, görüyorum kı ssn de düşüncelisin?...
— Evet efendim, cevabını verdim şimdiye kadar bir gazeteci sıfatile memleket büyüklerde yaptığım muhayyel veya hakiki mülakatlar sonunda şu hakikate erdim ki bu zevat ınem lekelin derdlerinin pek çoğundan gerçekten habersizdirler ve sanmaktadırlar ki on sekiz milyon Türkün büyük bir çoğunluğu kendileri gibi külMtsftz ve müreffeh bir hayat sürmektedirler. Galiba muhalefet ve tenkide fazla kızmalarının bir sebebi de bu ruhî hale t olsa gerek, meselâ ratıâlinLz Beyazıt la Taksim arasında sefer yapan belediye otobüslerinin takib ettikleri güzergâhı bir kerecik olsun merak edip de tedklk buyurdunuz mu?
— Yooo! Bunu hiç düşünmedim doğ rusu...
— Gördünüz mi bir kere! Ne olur, bir öğle yemeği için devlethaneye teşrif buyrulurken, bir kerecik olsun şu Kemal Baybora bendenizin, kanını kurutan İsveç mamulatından şık otobüslerden birine atlayıp da Beyoğluna eyle çıksanız bu güzergâhı tâyin eden zatın işbilirliğıoe siz de yaşardınız.
— Merakımı depreştirdin Fıkracı, fikrini biraz ızat: et!...
— Emredersiniz: »^yazıttan kalkan otobüslerin Taksime varmadan evvel mümkün olduğu kadar fazla dönemeç ten geçmesi için ne yapılmak mümkünse yapılmış, âanırsmız ki, bu güzergâhı tâyin eden zat, günlerce düşünüp taşınmış ve bu zavallı arabalara fazla viraj yaptırmakta sadik bir zevk duymuştur.
— Ne söylüyorsun?
— Hakikati söylüyorum efendim. Galata Koprüsünooki duraktan kalkıp Tophaneye gelinceye kadar bir araba kaç viraj yapar bilir misiniz? ram yedi dönemeç döner.
— Nereden bileyim? Ben hususi otomobilimle gidip gelirken bunun farkına bile varmadım.
— Sizin için pyle amma, bir*(1e bunu bu otobüslerle her gün işlerine giden veya işlet inden dönen İstanbullulara sc run! Zavallılar sarsılıp birbirlorınir üstüne yığılmadan, taraklanıp kafs karanbolları yapmadan .gidecekleri .yo re giderler. Seyrüseferi tanzim etmek demek, yalnız şoförden para oezası almak demek değildir beyim.
lOoktor Lûtfi Kırdar ayağa kalktı. Anladım ki sözlerim yapacağı .tesiri yapmış ve.İstanbul belediye reisini bir çok mes’elelerdo uyandırmıştı. Elini sıkıp ayrılırken sırtımı nkşadı Me:
____ Her zaman beklerim Fıkracı, dedi, ara sıra uğramayı »ihmal etmoi Acı söylüyorsun amma doğru konuşu* yorsun!...
karar verme-
de daldığımı
a
*

• •
Fıkracı, diye
FIKRACI

(Devemi var)
1363
Rumi K. evvel
20
2
CUMA
1367
Hicri
Baı( i
20
Kasım 56 — AY 1 — GÜN 2
VakiUsr


Güneş
Öğle
İkindi
Akşam Yatsı imsak
Raan.
S. D 1
Vasati
> S. D.
7 24 2 34
11 18 7 27
14 39 9 48
16 52 12 —
18 30 .1 .39
5 40 12 49
J


A
I
I

SAYFA: 3
Çocuk yılı» demeci
*
aktüallteler
■ A
V
(A.A.) — 1948 yılj
ve mânevi bütün im
4
tamamen ası sızdır

5^3
ı Dünyanın en
> | li fl I II
[buyuk umıdı











i
l


I
v
Suya düşmüş ; bulunmaktadır
Lake Success, 1 (A.A.) —!
Birleşmiş Milletler genel sek- ( ıeterl Trygve Lie; .bugün yenil sene mesajında, Birleşmiş Mil-( Jetler teşkilâtında uye olan J memleketlerin bir çok mesele 1 ler üzerinde anlaşmak lâzım 1 geldiğini dünyaya öğretmiş ol 1 malarına rağmen, dünyanın i en büyük ümidi, yâni büyük 5 devletlerin hâlen kendilerini a-( yırau meseleler üzerinde kar- >
> şılıklı bir anlaşmaya doğru tedC J rlcen ve kati surette yürüye- z. c çekleri hakkındakl ümidi su- C
> ya düşmüş bulunmaktadır. (
( « 1948 1.3; 3,1 içinde muhte-(
> lif devletler arasında hâlene
( mevcud anlaşmazlık cereyan- S
> mnda bir değişiklik husule ge ( S leceğini ve kendimizi İlgilen- j
( diren meseleleri süratle hal e- C ) deblleceğimizl ümid etmeğe 5
( devam etmeliyiz. Hiç bir za- C
> man bir anlaşmaya varılacağı i
( ümidini terketmemeli ve bu (
? yoldaki çalışmalarımızı durdur/ S manialıyız. (
ç Büyük dünya felâketini ta- ( $ kib eden bu devrenin her tür >
( lü tahriklerden uzak olması (
> beklenemez. 1947 de beslediği- >
( miz bazı ümldler gerçekleşmiş (
> tir. Anlayışın mevcud olma- ? S ması; ıztırab içinde bulunan > ? milyonlarca insanın içinde ( S yaşadıkları şartları ıslah yo- S
( lunda başarılar elde edilmesi- (
> ne mâni olmuştur. (
( Biz, mümkün olanı yapmalı C
> yız. Birleşmiş Milletler teşkl- ( I lâtını desteklemeli ve onun > ? kuvvetini artırmalıyız. Biz, (
> bu teşkilâta inanmalı ve baş- 5
( kalarım da inandırmalıyız. O- ( / nun prestiji jjütün milletlerin /
( zihninde o kadar büyük ol- (
> malıdır kİ, ileri sürdüğü pren ?
> siplerl bizzat kendisi müdafaa > ? ve tatbik etmek imkânını bul (
> malıdır. I
( Birleşmiş Milletler teşkilâtı s
> bütün dünyadaki milletlerin? \ yardımı İle bugün harbe kar-( ? şı kuvvetli bir mania ve da- z
> ha iyi bir dünyaya doğru in-Ç C sanlar için bir ümid teşkil/ ) etmelidir. Yirmi sene İçinde J { ona inanınız; onun için çalı-( ( şınız ve onu müdafaa ediniz. >
Yahudilerin hedefi
Elr Arab şehriolas Yafa’yı tecrid etmekmiş
Kudüs; 1 (A.A.) Irgun ve Stern grupu tarafından son günlerde yapılan-hareketlerin hedefi, Arablar Kudüsü içindeki 100 bin Yahudi i-le birlikte tecrid etmek hususunda ki teşebbüslerine devam ettikleri takdirde bir Arab şehri olan Yafayı memleketin diğer kısımlarından tecrid etmektir.
Irgun bu tasavvurunu son gün -lerde Arablara hitaben neşrettiği bir beyanname ile bildirmiştir.
Stern grupu bu sabah, aynı mak şadla Yafa ile Lydda arasındaki demiryolunu keııdi adamları vası-tasile havaya uçurduğunu ilân iniştir.
YENİ ÇARPIŞMALAR
Kudüs. 1 (A.A.) — Haganah
le Arabıar arasındaki çarpışmalar Yafa - Telaviv hududunda bütün gece devam, etmiştir.
Haganahm bir tebliğinde Arab taarruzunun geri atıldığı kaydedilmektedir.
Haganah dört yaralı vermiştir. Arabların dalıa büyük kayıplara uğradıkları söylenmektedir. KAÇAK YAHUDİLER KIBRISA
GİTTİLER
Magusa; (Kıbrıs) 1 (AA.) — Ei lerinde vizeleri olmıyan 12 bin ya înıdiyi nakleder. Paucrescent ve Paıı York gemileri bu sabah Ma -gıısa limanına girmişlerdir.
Gemileri beş destroyer ve krüvazoc takib etmekte îdi.
et
1-
iki

birleştikleri nokta
(Başmakaleden devam)

Çünkü Sovyetler Birliği, Molotof’a Almanların hâmisi süsünü vermektediı
Londra, 1 (A.A.) — Londra konferansının Akim kalması hakkında dün Molotof tarafından yapılan beyanat; bu sşıbah iki Ingiliz gazetesi tarafından yorumlanmaktadır. Times gazetesi bu hu -susta şunları yazmaktadır:
«18 ve 19 aralıkta Molotof ve Bevin tarafından yapılan demeçler karşılaştırıldığı takdirde konferansın niçin akamete uğradığı kolayca anlaşılır. Aradaki yorum farkı o kadar büyüktür aym konferanstan inanacağı geliyor, derin sebebleri bir
laşilımş oluyor. Bu bir anlaşma ümidi yoktu, çünkü herkes karşısındakinin teklifleri arkasında gizlenen sebebleıden korkmakta idi.
Batı bakanlarının arkasında Mo lotof; Marshall plânını görmekte idi. Molotofun arkasında da batı bakanlan komünizmi ve Avrupada cereyan eden son hâdiseleri gör -
ki, insanın iki bahsedildiğine
Başarısızlığın kere daha an-konferansta
mekte İdiler. Bununla Molotof bir anlaşma ortadan
Diğer taraftan İşçi Dalley He -rald gazetesi, konferansın âklm kalmasından batı devletlerinin me sul olduklarına dair Molotof tarafından yapılan beyanatı tenkid etmekte ve şöylp demektedir:
«Molotofun ithamları hiç bir e-sasa istlnad etmemektedir. Bu ithamlardan maksad Alman milleti ne; batı devletlerinin Alman birliğine mâni olmak İstediklerine 1-nandırmaktır. Çünkü Sovyetler Birliği kendisine Alman milletinin hâmisi süsünü vermektedir.»
Dailey Herald netice olarak Mo-lotofun beyanatında tamirat bedeli olarak Almanyadan 10 milyar dolar İstediğini unuttuğunu hatırlatmakta ve bu talebin Almanyayı sefalete mahkûm etmek ve onu iktisaden Sovyetler Birliğinin esiri mevkiine koymak demek oldu • ğunu yazmaktadır.
beraber, İhtimalini kaldırmamaktadır.
antidemokratik kanunların mevcudiyeti itiraf ve kabul olunarak bunların tadili hükümetin meşgalesini teşkil edeceği temin oluıı-nıuk yolile Başbakanın yanlış bir ifadesi düzeltildi.
Hasaıı Saka dün Meclisle büdce umumi heyeti üzerinde söz söylediği vakit muhalefetin te hattâ Halk Partililerin yaptıkları bir çok tenkldlerln yerinde olduğunu büyük bir safvetle kabiıl etmlç ve hattâ kendisinin şahsen, büdce tekniğine yabancı bir adaın olmadığı için, bir çok noksanları ve aksaklıkları bildiğini ve fakat ııa-sıb olursa gelecek yıl büdcesini bu âiT/alardan âri olarak lıa/ırh-yacağını vâdetıniştlr. İşte bir yıl sonraya matuf ve ötedenberi Halk Partili hükümetlerinin vaidlerine ek yeni bir te'ahhüd.
Bıı yıl büdcenin tenkide ıığrıyan aksaklıkları ve israfları hükümet-de teslim edilmiş olduğuna gö-bıııılarııı lıemen bü yıl tashih telâfisine gidilmesinin hikmet sebebi acaba nedir? Cumhur

Fransız büdcesi de
aynen kabul edildi
Londra, 1 (A.A.) — Fransız ml| lî meclisi dün akşam gece yansın dan birkaç dakika evvel 183 e kar şı 356 oyla 1948 senesi büdce tasa rısını kabul etmiş ve bu suretle geçen pazar başlayan tartışmalar sona ermiştir.
Meclis; İlk oturumda hiikûme -tin projesinde büyük tadilât yapmıştı. Fakat daha sonra cumhuriyet konseyi bir kanun tasarısını hükümetin ilk teklifleri arasında eski halini getirmiştir.
Memleketin mali durumunu kal kmdırmak için Schumann tarafın dan alınan şiddetli tedbirler İngiliz basını tarafından büyük bir alâka ile takib edilmiştir.
Bu millî
sabahki Times, salı akşamı meclisi bir saatten az bir za zarfında milli müdafaanın bulan

man takriben 90 milyar frangı âdi ve febkalâde büdcesinl tasdik etmiş olmasına işaret etmektedir.
Daily Telgraph, Schumannm İngiliz - Amerikan basınına yaptığı bir demeçte İngiltere hakkında kİ sitaylşkâr sözlere okuyucuları -nın dikkatini çekmektedir.
Fıansanın iktisadi müşküllerinden bahseden M. Schumann, ay-■’û müşküller karşısında bulunan Ingllterenin bu önümüzdeki mesaimin kendilerine cesaret veren par Lk bir misal olduğunu söylemiş -tir.
Sekizinci tli-
teb-
Atina, 1 (A.A.) men tarafından neşredilen bir ligde şöyle .denilmektedir:
Millî kıtalar saat 24‘te şiddetli bir yağmur altında düşmanı geri iterek ve ona kavdılar verdirerek kuşatılmış olan Koniça şehrine girmişlerdin
Harbiye Bakanı Yorgi Stratos bu tümene milletin şükranını ifade eden bir mesaj göndermiştir.
K0N1ÇANIN EHEMMİYETİ
Londra 1 (B.B.C.) — Koniça Asiler; den kurtarılmıştır. Şayed Koniça âsi lcrin eline geçmiş olsaydı Markos I mühim bir üs kazanmış olacaktı.
ce re ve ve
riyasetine, Başbakanlığa, Dış Bakanlığına konulan kabarık mutfak, alıçı, yat, tren masrafları gibi giderlerin bir kalemde tayyedil-meşine acaba ne gibi bir mâni vardı ki bu hayırlı iş için bir sene dalıa beklemek lâzım geliyor? Milletvekillerinin bir çırpıda maaş ve yolluklarına iki milyon lira zam yapmalarına karşı Başbakan veya Maliye Bakanı hic bir mukavemet gösterdi veya teşebbüste bulundu mu? Böyle bir hareket ve miımaneat için ge’ecek seneyi beklemeğe ihtiyaç var mıdır?
Başbakan kabinenin Meclise sun duğıı büdcenin heyetçe olduğu gibi kabul edilmesini, büdcenin temkin li ve idareli tanzim edilmiş oldu--ğıına, bir delil ve bürlıan sayıyor. Bu sözüıı letafetine doymıya imkân yoktur. Dalıa haklı ve doğru konuşmuş olmak için kabine reisi bu sözlerine ulak bir kayıd ilâve etmeli ve bizzat milletvekillerinin kendi tahsisatlarına zam suretlle hükümet tasarısında açtıkları gedik hariç, kabinenin Meclise verdiği mutedil rakamlar kabul edilmiştir demeli idi. Bunun başka türlü olmasına imkân kalmadığını biz mebuslarımızın yıllık ve yolluk larına iki milyon tahsisatı kabul ettikleri dakikada tahmin etmiş ve bu sütunlarda kaydetmiştik ki kendisine iki milyc^ı îlrazam kabul eden bir çoğunluk bundan son ra biidcede hükümetin ileri sür-1 düğü rakamlarda tenkihat yapabilmek imkânından nefsini mahrum etmiştir. İşte bu zaruri netice ve durumu Kasan Saka, hükümet büdce teklifinin tavazıı ve dürüstlüğüne bir delil saymak ister görüuüyor.
Geçmiş üzerinde durmakta çok fayda yoktur. Bu yeni büdce ile millete ağır bir yük yüklenmiştir. Halbuki İni yükün biraz daha hafifletilmesi imkânı vardı ve bu yapılmamıştır. Şimdi temenni edile-1 cek cihet, hiç olmazsa bu ağır hamulenin sene içinde duba da ezici bir hal almaması, masrafların büd-cedeki seviyyede kalabilmesidir ki son beyanatında Başbakanın te- I nıennisi de böyle görünüyor. I
Hükümet büdceyı gelecek yıl1
( r
{Gününenteresan haberleri| ı (----------------------------------------------/
getirmiş ve doğan 44 çocuğun hep sİ sıhhi şartlar içinde dünyaya gelmiştir.
Bundan başka kendisi dörtüz olarak doğan ve bir ikizle evlenen isveçli bir kadının inanılmayacak hayatı da zikredilmektedir: Bu kadının 32 çocuğu olmuştur. İki defa defa
Buğday raporu
Vaşington — Amerikan Tarım Bakanlığı 1947 yılındaki buğday durumu hakkında bir rapor yayınlamıştır. Bu raporda bildiril eliğine göre; Birleşik Amerikanın 1947 - 48 yılı mahsulünden yapacağı buğday ve un İhracatı dünya ticareti için gereken 303.826.000 hekto litrenin yarısından fazlasını teşkil edecektir.
Raporda dünya buğday istih-salâtının 1946 yılındaki mikdara eşit olacağı yâni 1935 - 39 vasatisinden yüzde dört nisbetinde ek sik olacağı tahmini ileri sürülmektedir. Bununla beraber, dünya istlhsalât yekununun vasatiye eriştiği ve bunun Birleşik Amerika ile Avustralyanın bir rekor teş kil etmelerinden ileri geldiği raporda ilâve edilmektedir. (A.A.)
Alkol isi ilt sal'ilde hububatın rolü
Kongre tara-
• 4 • •
> Vaşington
J Tından kabul olunan enflâsyon a-/ teybindeki kanunun başkan Tru-
> man tarafından İmzalanmasının ? hemen akabinde tarım bakam J Cllaton P. Anderson alkol mûs-
tahsillerinin ocak ayında kullanacakları hububat miktarını 863 bin 380 hektolitre olarak tesblt eden bir kararname imzalamıştır.
Bundan maksad, İhracata tahsis edilecek hububat mikdarmın fazlalaştırılmasidir. Bu mikdar, alkol müstahsillerinin 1947 ocak ayında kullandıkları mlkdardan yüzde 30 nisbetinde’aşağıdır.
Sur i yede kolera kalmadı
Şam — Sıhhat Bakanlığı genel sekreteri beyanatta bulung, rak üç gündenberi hiçbir kolera vakası görülmediğini söylemiş ve bu âletin Muhajje; Knayak, Yada ve Bahrlla köylerine İnhisar ettiğini ilâve etmiştir. (A.A.)
İkizler cemiyeti
Roma — 60 ikiz, dün Italyan ikizleri cemiyeti tarafından tertlb edilen törenle yeni seneyi kutla- ' mıstardır.
Bu cemiyetin istatistiklerine göre, her 80 doğuındau birinde dünyaya ikiz çocuklar gelmektedir.
Yine bu istatistiklere göre, Sicilya'n bir kadıcı 22 İkiz dünyaya
1


Kurum Genel Başkanı, neşrettiği demecde bütün zenginleri yardıma davet ediyor
Ankara; 1 içinde maddi kânlardan faydalanarak çocuk dâ vasinin önemini belirtmek ve ço -cuk bakım ve koruma müessese-lerinl çoğaltmak gayeslle Çocuk Esirgeme Genel Kurumu tarafından ihdas edilen «Çocuk yılı» mü-a
nasebetile kurum genel başkanı Fuad Umay aşağıdaki demeçte bu lunmuştur;
1921 de Çocuk Esirgeme Kurumu* «Hinıayei Etial» adile kurulduğu zaman kurumun dâvasına ilk hızı vermek > maksadlle o zaman millî hâkimiyetin tahakkuk ettiği 23 Nisan gününü çocuk günü o-laıak tesid etmeğe karar vermiştik. Bundan iki sene sonra aym gayenin daha canlı temini düşün-cesile ilk gününe yine 23 Nisan olan çocuk haftasını İhdas ettik. 27 yıldaııberi kutlamakta olduğumuz bu gün ve hafta çalışmaları, halkımızın pek yerinde, övünülecek alâkaslle yurd yavrulan İçin maddi ve mânevi bakımlardan fay dalı olmaktadır.
Son harb yıllarının lktlsad.1 ve sosyal ağır şartları; kimsesiz ve bakımsız çocuklar meselesine devletçe ve milletçe daha büyük ö-nem verilmesini İcab ettirdiği İçin
• •
Millî Eğitim Bakanlığı yangın tahkikatı
Ankara; 1 (Hususî) — Milli E-ğitim Eakanhğinın yandığı haberi Ispartnda duyulunca, « Aferin bizim çoçuklara, Milli Eğitim Bakan lığını yaktılar» diyen Gönen köy enstitüsü öğretmem G. Karamut dün savcılığın kararı ile lhtilâttan menoluiKîuğu, ve aslen Bulgaryalı Jcrj İsminde olan ve Haşan Âli Yinele saöakatile tanınan bu öğ retim ne, yangının ferdasında Arka radaıı «muvaffak oiauk» şeklinde hır asız bir telgraf gönderildiği bil dirilmektedir.
Adliye önemle tahkikata devam etmektedir.
daha mazbut bir tarzda Meclise arzedeceğini vadettiğine göre, bıı hükümetin evvelce yapmış olduğu ve henüz yerine getirmediği Dazı vaidleri de hal ırlatmak yerinde o-lur: Seçim kanunu değiştirilecekti, matbuat kanunu elenecekti, polis salâhiyet kanunu taranacaktı, idare âmirlerinden tarafgirlik yapanlar tecziye edilecekti. . Bütün bu işlere bakmanın sırası artık gelmiştir. Meclisten biitlceyi çıkardıktan sonra hükümet faaliyetini bu alanlara yöneltebilir.
Bize öyle geliyor ki Haşan Saka hükümeti eski vaidlere yenilerini eklemeğe lüzum görmeden ilk vaidlerini yerine getirmeğe gayret etse iyi olur. Zira umumî efkâr vaidden, demeçten bıkıp usanmış-tır ve sadece kabineden verdiği sö-1 zü yerine getirmesini istiyor.
A. Cemaleddin Saraçoğlu
dörtüz, altı defa üçüz ve üç ikiz doğurmuştur.
«Devlet sırrın
Vaşington — Hava
(A.A.)
kuvvet-süratin. bir tay

leri başkomutanlığı, sesin den daha hızlı giden yeni yareye dair «Havacılık haftası»
isimli mecmuada çıkan yazı üzerine, Adalet Bakanlığına caat ederek, bu haberin, sırrını ifşa mahiyetinde sayılmıyacağının tesbitinl tir.
müra-devlet sayılıp istemiş (AP.)
Bir şehrin yarısı yandı
* Tokyo — Honşunun şimalinde Yamasa şehrinin yarısı, bir mangaldan çıkan yangın neticesinde kül olmuştur. Yangında 75 ev yanımş; 3256 kişi evsiz kalmıştır. ı (AP.)
Kanadada petrol
Ottava — Kaliforıüyanın

Stanford üniversitesi profesörle- S ’ rinden Levorsenln bildirdiğine gö / re; batı Kaııadada ğayet zengin S yüzlerce petrol kaynağı vardır, c (AP.) 5
Alaskada diişen uçankale 5 Nevyork — Amerikan hava \ kuvvetlerine meıısub bir üstün u- / çankale 9 kişilik mürettebatı ile S beraber Alaskada yere düşmüştür. / uçaktan sağ kalanların araştırıl- > masına devam edilmektedir. A.A. ( Macaristan İngiliz gazetecile- ? rine vize vermedi S
Londra — Macaristan, dört / Ingiliz muhabirine vize vermeyi S reddetmiştir. (A.A.) c
Nevyork sokakları hususi ( otomobillere yasak edildi 5 Nevyork — Nevyork polis mü c dürü; yeni bir emre kadar dün S gece yarısından itibaren özel oto ( mobiilerle esaslı maddeler taşıma ( yan ticaret kamyonlarının şehrin S sokaklarında dolaşamıyacaklannı ( bildirmiştir, /
Ziıa; seyrüsefer, geçen cuma 5 günü kav fırtınası yüzünden ka- ( paıırmş bulunan beş bin kilometre / tutarındaki umumi yolların teiniz ( leıımesi İçin sağlık bakanlığı tara / fından sarfedilmekte olan gayret- 5 lerl ciddi bir seklide sekteye uğ- C (A.A > ? __________________________________/
ratnıukiadır.

dir kİ, 1948 yılım (Çocuk yılı) olarak ihdas etmiş bulunuyoruz.
Esasen bu yıl, cumhuriyetimizin de çeyrek asrını kutlayacağımız yıl olması dolayısile ayn bir mâna taşımaktadır. Bu yıl İçinde mevcud müesseselerimlzl’ çoğaltmaya, bir fazla anneyi ve bir fazla çocuğu yoksulluktan ve ölümden kurtar -maya çalışacağız.
1948 senesinde bütün kuvvetimiz ve imkânlarımızla çalışacağız. Hükümetimizin, partilerimizin, gazetelerimizin, radyomuzun bütün aydınlarımızın ve bilhassâ şefkati ve cömertliği tarih boyunca denen mlş halkımızın himmet ve yardım-larlle bu senenin maddi ve mânevi bakımlardan verimli olmasına gayret edeceğiz.
Çocuk yılmı ihdas etmekle, bütün zenginlerimizi memleketin bu en esaslı dâvasına katılmaya dâ -vet ediyoruz. Yalnız zenginlerimizi değil, senede bir lira verebilecek kudrette olan bütün vatandaşlarımızı 27 yıldır çocuk dâvasını bütün kuvvetlle, sıcak kalbliliğile ta-kib eden kurumlunuza yardıma ça giriyoruz. Bir milyon kişi bir lira bağışta bulunsa, yoksul yavrunun benzine lir. »
İyi idare kanununun tâdili îdart teşkilâtta reform
Gezici nüfus memurları ihdası Köy kanununda esaslı tâdilAt Belediyeler kanunu tâdili Belediye gelir kanunu tâdili Teftiş işlerine önem verilmek
edecek
Umumî müfettişlikler meselesi
Zabıtanın birleştirilmesi meso
Vali ve Belediye reisliklerini^
senede binlerce kan
ge-
Rakı fiatlarına zam yapılması muhtemel . ----o---
Ankara; 1 (Hususî) — 6-7 aydan beri şarap istihlâkinin azalınası ve buna muvazi olarak da rakı istih lâkinlıı yükselmesi şarapçıları telâ şa düşürmüştür.
Haber aldığımıza göre, Bakanlık rakı, fiyatlarına birkaç güne ka ■ dar litrede 1 lira kadar bir zam yapmayı kabul etmek üzere karar alacaktır.
Bu vaziyet karşısında yüzde 50 nisbetinde azalan şarap istihlâki fazlalaşacağı, buna mukabil de artan rakı sarfiyatının azalacağı ümid edilmektedir.
Meclisin tatil kararı verır.esinden sonra
Ankara, 1 (Hususî) — Büyük Millet Meclisinin 12 Ocağa kadar tatil kararı vermesi üzerine bir çok milletvekilleri bu sabah şehrimizden ayrılmışlardır.
İnönü ile Salih Onıurtak arasında yılbaşı tebrikleri
Ankara, 1 (A.A.) — Yeni yıl mü nasebetile sayın cumhurbaşkanımız la Genelkurmay başkanı orgeneral Salih Omuıtak arasında aşağıdaki tebrik ve teşekkür mektubları teati edilmiştir:
Orgeneral Salih Omurtak^ Genelkurmay Başkanı Ankara
Ordularımızın komutan, subay
• ve eratına güzel duyguları için teşekkür eder, karada, denizde ve ha vada, yeni yılın hepinize uğurlu olmasını dilerim.
İsmet İnönü
Çok sayın Cumhurbaşkanımız ve Yüce Başbuğumuz
Kara, deniz ve hava ordularımızın komutan, subay ve eratı adına yeni yıllarım en derin- tâzLm ve itaatle kutlar, büyük şefimizin, ordumuzun ve aziz Türk vatanının başı üstünde her zaman şan ve şerefle ışık vermelerini Ulu Tanrı -dan dilerim,
Genelkurmay Başkam Orgeneral
Salih Omur tak
Rusyada
----o----
Beş senelik plân dört yılda/ tamamlanacak
Moskova, 1 (AP.) — Sovyet hükümeti, Rus halkına bir yayında bulunarak, beş yıllık plânın dört yıl i-çerisinde bitirilmesinin zarurî olduğunu bildirmiştir.
Pravda kapitalizm devrinin bir sona vardığım yazarak şunları eklemektedir:
___ Bütün yoliavın kömünistlige çıktığı bir devirde yaşıyoruz! Bulgaristanla Yugoslavya arasında vizesiz seya hat İtb a-îki dı-o-
iyjfya, 1 (A.A.) — Bugünden baron Butgari^tanla Yugoslavya rasmda vize ler lcaldırıhuıştır. Bu memlckri Lon birine ıncnsub olup ğer memjel» te seyahat etmekte
lan şahısların poliste Itayıdlanm yap tırnıaları tnvebu-nyeti di kahin ılnuşj tır-

ihtiyacı olduğu temel taşı, birinci teşkilâttır.
yüksek müsaadcleri-sıraladığı tertibi bo-idari
Türkiyede idari reform
İçişleri Bakanının Millet Meclisindeki beyana tı ınünasebetile:
o Ç’IŞLERÎ büdcesinin tedkild |1 münasebetilc, sayın Bakanın “ Büyük Millet Meclisindeki beyanatı bütün idarecilerin ağızlarını suiandırmıştır. Bu muhakkak.
Esaslı noktalar;
D
2)
• 3)
, 4)
5)
6)
7)
meselesi
8) Yol vergisi kazanç esasına tinad
9)
10) leşi . M)
ayrılması meselesi
12) Vesaire vesaire.
Bu mesele, büdce müzakereleri esnasında, Bakanların parlak ve iç f€*rah latıcı vaidlerine alışmış olmıyan bir gözle bakılınca, memleketin yükseli menfaatlerine uygun olarak yapılacağı muhakkak olan bu reformun pek yakında memleketimizi bir cennete çevireceği muhakkaktır.
Cildler dolusu etüde mevzu teşkil edebilecek olan yukarıki vaidler, i-darcci gözile aktüaliteler varıcısına maatteessüf bir sütun tahsis e-dilmesi, yazarın elini kokınu bağlamış ve ne yapacağını şaşırtmıştır.
Maahaza bu noktaları her gün birer birer tahlil ve tcdkike ve IPreı sütunda fazlasile prcss4 edilmiş biı presi halinde okuyuculara arzetnıe-ğe karar vermiştir.
Sayın Bakanın ehemmiyetle t^ba* rüz ettirdiği reform esaslarına gi. rişmezden evvel bir daha bütün kuvvetimizle işaret edelim ki memleketimizin hakikaten idari reform’(ı derecede idari
Binaenaleyh, le, kendilerinin
zup reform işinin en başına teşkilât işini kurmak lâzımdır.
Ben de evvelâ idari reformun öncüsü olan idari teşkilâttan bahsedeceğim.
Memleketimizde, tâdile ihtiyaç duyulduğundan kanunlar pek çabuk değiştirilir. Sebebi gayet basittir. Zi. ra değiştirenler yalnız kendi görüşlerde kendi kanaatlerde hareket e-derler.
Salâhiyetli elemanların bilgilerine, tecrübelerine pek ehemmiyet vermez ler. Bazılarına ukalâlık, bazılarına ıhocalık vasıflarını yapıştırırlar ve kendi bildiklerini okurlar.
Aradan, pek az bir müddet sonr ı, gelen, ve değiştirme salâhiyetini haiz olan zat, yine kendi kafasıle noksanı tamamlamağa kalkar ve yahut büsbütün yeniler.
(Devlete iki yüz. üç yüz milyon g€ tiren bir mali kanun değildir ki, mey dana getireceği sarsıntıdan korkulsun ve hemen tâdil edniln.esin).
Hiç şübhe etmiyorum ki sayın Bakan ilk defa ortaya attığı bu büyük idari reform kelimesini, lâzım gelen bilgi otoritelerinden geçirmemiş olsun. Kimbilir. ne kadar nazariyatı ve tatbikatçı bilginlerin yüksek vukuflarından istifade edilmiştir.
Buna emin olmakla beraber. .ba.zı noktaları arzetmeği faydalı görmek teyim:
idari teşkilâtlan şunu anlıyorum: 1) Bugünk*} iktisadi ziraî, ticarî, içti mal cereyanların rol oynaması iti-barile nieınleketiınizin vilâyetleri arz mesahalar? itibarile büyük mıi?. küçük mü?., olacaktır.
2) Büvük vilâvotler vücuda getiril-
* K *
diklen sonra bunlara merbut küçük vilâyetler de yapılması zaruri midir?..
3) Küçük’ vilâyetler, ibka edilince, bu vilâyetlerle, idari teşkHâtvn bir numarası halinde olan nahiyeler arasında ayrıca ilçe gibi bir idari teşkilâta lüzum var nndır?..
4) Lüzum varsa, esbabı mucibest ve bunların hukuki vaziyetleri ne o-lacaktır?.
5) İlçeler ibka edilmezse, tanı teşekküllü nahiyelere ne dereceye kadar bir idari lüzum vardır?
6) Bu nahiyeler, yeni tâbirle bu. caklar komnıün mu olacaklar? Yoksa köyler mi kommün şekline inkı-lûb edecektir. (En doğrusu vc en kabiliyeti tatbikiyesi olan şekil)
İşte bu noktalar, gerek nazariyat ve gerek tatbikat noktasından, kıymetli tcdkik heyetlerince. İncelendikten sonradır ki, bir daha değişmemek iizere tesbit cdils’m. ve karat veriisJn. Yarınki yazım il idare kanununun tâddint muhtasar bir şekilde izah» çalışacaktır. /DdE^cf



I


r
YENİ sabah
2 o C a K 19U
M
SAVTA; 4
I
Orman işlerinde heba edilen
MEMLEKETİN BÜYÜK DERDLERl: 1
f).P. Soma kaza kongres
Kongrede hazır bulu-nan Kaymakam halkın müzahereti lüzumundan
> bahsetti
Soma (Yeni Sabah) — Kasa -
■ mızı dolduran binlerce demok -
■ *■ gazinoda yerlerini alarak kon I «nin küşadını merakla bekliyor I dı. | Bütün vilâyet ve kazalarımızda
ıduğu gibi burada da D. P. ye karşı son derece alâka ve sevgi vardır.
Bucaklardan ve ocaklardan ge-ıen murahhaslar tamamlanınca başkanlığa seçilen Feyzi Lütfi Ka raosmar.cğlu kongreyi açmış gös terilen itimada ve âzaların partiye izhar ettikleri alâkaya teşek -kürle mukabelede bulunmuştur.
Kazanın bir yıllık faaliyet rapora okunmuş, bunda ezcümle dördü kasabada, seksen üç tanesi de vlerde olmak üzere seksen yedi k açıldığı memnuniyetle belir-uimiştir.
Faaliyet raporunun alkışlarla kabul edilmesi itimadı arttırmış, yeni sene büdcesi aynen tasvib e-dilm iştir
Bu esnada kongrede bulunan Soma kaymakamı Necdet Baratm mevcudiyeti bu toplantının ehemmiyetim bir kat daha arttırmış bu lunuyordu.
Kongrede delege’er en ziytde mahallî cerdlere temas etmişler, bu arada Torbalı delegesi Osman, muattal kalan seksen dokuma tez gâhına işaretle, sulama teşkilâtının noksanlığına ve Eğenin ha -yatı derdi olan tütün satışlarına ehemmiyet verilmesini istedi.
Derdlerden sonra ayağa ka)kan Soma kaymakamı Necdet, yeni bir partinin memleket uğrundaki hamle ve çalışmalarını medhettik ten sonra, sözlerini şöyle bitirmiş tir:
—( Demokrat arkadaşlar, hü -ktımete karşı, idare mekanizması na karşı çekingen bir durum al -makta ve memleket işlerinde bizi yalnız bırakmaktadırlar. Bundan çok müteessiriz. Yapılacak işler etrafında hepinizin hükümete mü zahir olmanızı rica ve ümid ede -rim.»
Bundan sonra kongre başkanı kaymakama cevab vermiş ve yeni idare heyeti seçimine geçilmiştir. Yapılan tasnifte: Kâzım llbek; Halil Akarsu, Mustafa Bizden, Mustafa Tunalı Davud Reyhan, çilmişlerdir.
11 kongresine de şunlardır:
Halil Akarsu, Mümin Tezcan.
Artvinde Spor sshasına sarfed len para
Artvin, (Yeni Sabah) rimizde gençlik spor halkevi yakınmda bir )âk edilmiştir.
Halkevinin yanında sahanın istimlâki üzerinde ısrarla durulması haklı olarak halkın şub helerini bu tarafa çevirmiştir.
Binlerce lira sarfedilen bu sa -hayı görüp de hüzün duymamak vicdansızlık olur.
Hangi zihniyetle yapıldığı bilin memekle beraber, halkevinin geniş binada işliyebilmesini sağlamak bakımından bu şekilde hareket edilmiş ise de bu da doğru o-lamaz.
Çünkü şehir içerisinde az bir masrafla futbol sahası olmaya lâyık çok daha müsaid arsalar var ken halkevi yanında yapılmasında inad edilmesi memleket hesabına acınacak bir haldir.
Pek çok masraf ihtiyarile de olsa belki de ikmaline imkân bu-îunmayain bir sahanın ihyasını is temek kör bir düşünceye esir ol inak demektir.
Artvin gençliği, şimdiye kadar Babasız bırakıldığı gibi, halkevi de maddeten mutazarrır olmuştur.
Ekmek 28 kuruşa
Çanakkale (Yeni Sabah) — 80 kuruja satılan ikinci tip elemek Ug dört gündür 28 klıruş üzerine satıl maktadır.
Bu fiyat düşüklüğü gerçi iyi bir alâmet sayılmakta iso de fırınlarda kuruş bulunmaması yüzünden halk sıkıntı çekmektedir.
İlk gtln bir iki kurug alacaklı vc

•I
İbrahim Vardar, Cemal Şenses, aslî âzahklara se
gidecek delegeler
Mustafa Bizden,
Şeh -sahası için arsa istim-
bulunan bu

Kurtlar, bir çobanla seksen koyunu bir hamlede parçaladı
Gene bundan bir hafta önce Ceviz köyünden iki kişi kurdlar tarafından parçalanmıştır. Halk bu vaziyetten pek fazla müştekidir. Her ııekadar ilçeden gönderilen jandar malar kurd avına çıkarak bunları imha etmeğe çalışıyorsa da bu ted bir kâfi sayılmamaktadır. Zira halk silâhsızdır. Çünkü jandarma komu tanları' silâh taşımayı yasak etmiş lerdl. malı ve canı her an tehlike içinde bulunan köylülerimizden bir kısmının silâh taşımasına müsaade edilmesi için alâkadarların naza n dikkâtini celbederiz.
Sivas; 'Yeni Sabah) — Kangal ilçesine aağlı Ceviz. Kirkid ve ü-dek koyıerl bir aydaj beri devamlı olarak kvrd baskınına uğramaktadır. Adedi 50—60 ı bıJan kurd sü rüleri sisli havalarda köy ortalarına kadar inerek hakanlara hücum etmektcdhler. Bir köyden diğer kc ye geçebilmek ve kasaîıaya gidebilmek için grup halinde yolculuk yapmaya ihtiyaç vardır.
İki gün önce Kirkid köyü civarı na kadar inen kurd sürüleri 1 çobanla 80 koyunu parçalamışlardır.
Osmaniyada hasınım öldüren bir katil 21 yıla mahkum oldu
Diğer birisi de ava giderken vuruldu
Osmaniye: (Yeni Sabah) — İlçe mizadliye koridorlarında feci' bir cinayet işlenmiş ve bir adam karnından bıçaklanarak öldürülmüş-, tür.
Bundan bir müddet evvek Top-rakkale Bucağına bağlı Aptalpmar köyünde oturan Iraz Güllü gece çardağında yatarken, mehçul bir şa his tarafından öldürümüştü. Dün sorgu yargıçlığında samk olarak dinlenen, Dağıstan köyünden Mazlum Ayboğan, maktul İraz Güllü ile aynı köyden Hacıali arasında bir tarla meselesinden dolayı münazaa çıktığını bildirmiştik.
Aleyhinde şahadette bulunulmasına hırslanan Hacıali, sanık Mazlum Ayboğanı koridorda bulunduğu bir sırada karnından ağır surette bıçakla yaralamıştır. Yaralı derhal memleket hastahanesine kaldırıl-
mlş ise de ancak kendisini vuranın Hacıali olduğunu söyliy^ iikten sonra ölmüştür. Katil Hac.ali ddr hal yakalanmış ilk duruşmasını mü teakip 21 sene ağır hapse mahkûm olmuştur.
Diğer taraftan Kadir Kuş adında bir şahıs arkadaşile ava gitmiş ve öğleden biraz sonra geri dönerlerken, Kadri Kuş biraz ilerde gittiği için, birdenbire patlıyan bir silâh sesile yere yıkılmıştır. Yaralı derhal memleket hastahanesine kaldı rılmış, yarası ağır olduğu için oradan da Adana memleket hastahanesine nakledilmiş fakat kurtula-mıyarak ölmüştür.
Söylentilere göre Kadir Kuş önde giderken, arkadan gelen arkadaşının kayarak yıkılmış ve bu yüzden tüfeğin tetiği boşanarak kurşunla yaralanmıştır. C. Savcılığı olaya el koymuş ve tahkikata başlamıştır.

Afyonda Spor
Lig birinciliğim
kazandı
Alaygücü
Afyon Dcmirfipor takımı
Afyon (Yeni Sabah) — Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü Afyon Bölgesi Başkanlığının tertiplediği kupa maçları sona ermiştir, Asbaş kan Hayrl Irdem’ln idare ettiği o-yunlar cidden çok heyecanlı olmuş tur. Yapılan spo*’ çalışma törenin de aşağıda verdiğim listeye göre neticeler bir defa daha ilân edilmiş tir. Diğer Klüplerin durumlarını başka bir yazımda izah edeceğim, şimdi, İki seneden fazla kısa bir luraklama.devresi geçiren Afyon de mtr Spor'un durumunu bildiriyorum.
Spora karşı ciddi bir ilgi gösteren İşletme Müdürü Eşref Deınlrağ’ın himmetleriyle Demir Spor program gereğince haftanın muayyen günlerinde ekserslzloılne muntazaman dçvam etmektedir. Haber aldığı-ya borçlu kalmak fınncılan çawf bulunmaz bir aıkmh içinde’» bıçak -mıştı. Fakat ediliyor kİ fı-
rıncılar kuruş yerine müşterilerine köylü rigaraaı vermekle bu hale çare bulmuş gibi görünüyorlar.
Nizama uygun rruıdur, yahudebu . hal belediye tarafından kontrol edlll yor mu bilmivorua.



milyonlar...
(Baştaraiı 1 incide)
iştigal sahasının hududlarını aşarak geçmişteki mlsa]lerile bu murakabeye şiddetle ihtiyaç vardır.
Bir misal arzedsceğiz,
bir İşletme olan Bileciktc senedo 2 bin metıe mikâb tomruk, 7 bin ton odun istihsal edilmektedir. Bir sene zarl nda memur ve müstahdemlerine m o aş ve üerot olarak Ödediği 153 300 liradan 96 M0 lirasının büd-ccsinde yer almadığını belirtirsek bu murakobonin zaruretini kabul etaıok zarurî olur.
Arkadaşlar;
Ormancılığımızın son on senelik faaliyetine bir göz atalım. 3116 sa. yılı kanunun esbabı mucibe lâyihasında:
1 _ Orman varlığını genişletmek ve korumak suretile sıhhî vo İçtimaî ve ziraî faydaların İnkişafını lehine devam ettirmek.,
2 — Devlet malı ormanların sî kazanç hissile hareket eden tcahhidlerin müdahşdo ve yardımlarına lüzum görmeden bizzat Devletçe işletilmesi ve taslak halindeki ls-tihsalâtın iç piyasa alıcılarına en yakın bir zamanda satılmasını temin etmek.
3 — Sınaî faaliyetin ilerlemesine yarıyacak şekilde Lctihsaiâtı arttır-
cn küçük

I

**' >*'.
w
0
• 7İ
7


>
>1* •â
*;
r
ar
l:(
rfp mukayese etmek kâfidir. Hattâ bunun için fazla uzaklara dani gitmeğe lüzum yoktur. Etrafımızdaki komşu memleketleri bir gözden geçirelim.
sapayı bilginlerini pek ihmal ediş oian yurdun her tarafına yay mak, Jimanlarjmizı bir an evvel ,nw k da ha neler neler ki, bunlann sayılması bir tek ma kalede hemen hemen kabil delildir.
hts demokrasi hareketi ve hür t jşıgj altında gözümüzü açın ca gordüğümifc- hüzün verici ve bujük fedakârlıklar fatejid du-hhû oudur ve biz bu durma care-sar olmakla ve ortadaki meseleleri hem çabuk vc hem de en rasyonel şekilde halletmekle mükeHe-Î)Z.
Mükellefiz bu careI..^ a.
rarke- en çok kaçınacağıma nök ta bınıin hu meselelerin öyle üstünkörü ve tcdkik edilmeden, mii teha^JS5€ırjn Likir-en alınmadan hallolunabilecek gibi basit i ler olmadığını bilmektir.
Eskidenberi âdetimizdir. Her l* noktada bir i, yiirüme dı mı hemen düşünmeden, anla -maçan, - eni tâbir ile incelerr-den yem bir «arar ahr ve bu yeni ka n -a iyi netice vermediğini gö ruree^ kadar devam eder ve s!n ra zr ilk duruma döneriz.
An Hr,(A ohnadı mı, hemen ha ca AH ofenn der ve işin içinden Yanud öyle zannederiz.
Evrim fca mazideki tecrübeler nm,z r /21 artlk memJeket isIerin. de Tamb. edilen taktiği değdir, mek lâzjfı ciduğnnu isbat ° etmiş olmalıdır-.
Herhalde büyük meselelerin, zin hallinde aeruruza uygun sistemler le xe rasyonel prensiplerle cjju. makbğmcjz lâzımdır.
Gek^ek makalelerde bu ko? u -vu incelemekte devam eyhvece-ğta-
Memlekette eski baskı ve tohabh küm zihniyeti ortadan kalkarak nür riyet vo demokrasiye doğru bir hareketin başlamasındanberl geçen
sene içinde milletin mevcud derd ve dâvaları rahat rahat ortaya kanırtmağa başladı. Henüz antidemokratik sayılan kanunlar değiştirilmemişse de, artık başlamış olan kuvvetli II-kir cereyanları karşısında bunun de gcclkmiyeceğini ümid etmek kabildir. Herhalde şu iki senelik mQn«r kaşa devresinde katiyetle sabit ola» birşey vardır ki o milletin rüşdü yasisidlr. . Artık tahakküm etmek ve bu tahakkümden İstifade temin eylemek istiyen zümreler, milletin henüz rüşdü siyasisine malik olmadığı nı ve binaenaleyh baskı ve vesayet altında bulundurulması lâzım geldiğini iddia edemezler, iddia etseler de bunu millet kabul etmez.
Hakikatleri örten perde - serbest Iniünak^şalaı* sayesinde > ortadan kalkınca millet ve memleketin ne kadar mühim ve çok derdleri oldu-mak ve mîlletin odun, kereete ihti- görüyoruz,
yaclannı devamlı olarak kendi or. inanlarımızdan karşılamak.
4 / — Milletin vo memleketin ihtiyaçlarını temin ettikten sonra istıh-salâtın fazlasını iktisadi bünyemizi takviye için ihraç etmek gibi hakikaten cazib ( esaslara dayandığı müşahede edilir.. I
Bu dört esaslı prensibe dayanan kanun mevki meriyete konulunca bil hassa köylü üzerinde tesirini müşahede. etmek suretile akabinde kanu-. nun tâdili cihetine gidildiğini müşahede ediyoruz.
Kanunun yarattığı ilk reaksiyon diye vasıflandıracağımız ilk tâdil 3444 sayılı kanunla köylüye biraz geniş istifade • imkânları verilirken ormancılığa da bu arada esas kuruluşundaki prensiplere zıd ve ekonomik bir sima verilmek»!istenildiği müşa, hede* edilir.
Buna diğer bir sebeb de taslak halindeki istihsal âtının satılanıayışı o-larak gösterilmektedir.
Esas kanunun mhımdAn kuvvet alarak yeni ermaa rejimine intibak arzusu ile bu istihsal mıntakalarm-da yeniden kurulan hususi fabrikaların yanında -devletin de fabrikalar kurmak suretile bu hususi teşebbüslere sed çekilmek istendiği müşahede edilir.
Arkadaşlar; biz ormanları âmme malı olarak devletleştirirken ormanda» geçinen vat andaçları da âmmenin tâ kendisi olarak kabul ediyoruz.
Ormanlar içinde senelerce bırakıl, mış olan vatandaşlar orman için zararlı oluyorlarsa bunu şimdiye kadar. taklb edilen iskân siyasetinde ve başı boş bırakmada taramalıyız. Yeter ziraat arazisi olmadığı halde ormanlar içinde talilerine terkedilmiş vatandaşları senelerce kendi baş 1 arına bırakıp şiddetli bir tok kanunla nafakalarını kesersek neticesin de düa etmiyeceklerini peşinen kabul etmek lâzımdır.
Bu cihetleri nazarlarınıza arzej-ledikten sonra orman İşletmelerinin iştigal sahalarını genişletmiş olmalarına rağmen bildccmlze vâdettiği bu senelik bir milyon iki yüz.bin, müteakib seneler do hâzineye vâdettiği milyonlar da hayal olmuştur.
KARLARIN HBBA OLUŞU
Hızlı faaliyete geçişlerinden itibaren yüksek fiyatlarla mal sattıktan sonra elde ettikleri kârları nerelere sarfettiklerlni gözden geçirelim.
halk
şah-mür




ma göre bu yıl Demir Spor kayakçıları şehrimize 65 Km. mesafede bulunan Sultandağma gideceklerdir.
Demir Spor Başkanı Cer Başmüfettişi Nuri İsman; Bilhassa kayak Çıbğln değerini bizzat gördüğünden bu hususta daha fazla ehemmiyet vermektedir. Yeniden faaliyete geçen Demirspor bölge dahilinde «3» üncülüğü kazanmıştır, idare ku ıulu klüp Başkanı Cer Başmüfettişi Nuri Isınan, Genel kâtip müheıı dis Enver Çlnkıhç, Veznedar Talât Yalın, spor Amiri Nüsret Ereğez-gln, idare amiri ve kaptan Mehmed Kayadan teşekkül etmlştir.spor klü tünden önümüzdeki seneler daha fazla verimler beklemekteyiz.
Diğer taraftan bölgemizde 5 klüp vaıdır. bunlar hâlen tescil edilmedi ğinflen 1948 yılı lig maçlarına gire miyeceklcrdlr. Bu hususta bölgenin nazarı dikkâtini çelbederlz.
Kupa maçlarında, birinciliği Alay Gücü, İkinciliği Kocatepe, Üçüncü dördüncü ve beşlııciliğl İse sırasiy le; Demir Spor, Erkek Sana Estitü aü ve Gençlik klüpleri kazanmışlar dır.
Karabükte binalara 2.500 000
Düzcede 2,600.000
Kızıkahamamda 2.600.000
Yazan -----------
O. Kemal Görener I
Bir iki büyük şehrimizde açıkhava tiyatrosu, kapalı spor salonu, sergi binası vesaire gibi eserler meydana getirmekle meselenin hemen halle-dilmiş olacağına kani olursak çok aldanırız. Mesele on sekiz milyon halkı hayat mübarezesinde silâhlandırmak, onun ferah bir surette ça* hfabilmcainl, servetler meydana getirebilmesini sağlamak, on sekiz mil yonun köy ve kasabalarında asrın İnsanları gibi az çok bir konfor ve rahat İçinde yaşamalarını temin et-nıck( yollarımızı, şoselerimizi teknik şeraite uygun ve hilesiz olarak in.;a eyleyip halkın bunlardan iktisadi ve kffltUrcl ihtiyaçları için istifadesini sağlamak, iktisadiyatımızı - aklı e-renlerin ve bilhassa ilgililerin de mü taleası alınmak suretile - eski anormal vaziyetlerden kurtararak memleket ve halkın menfaatine göre idare eylemek, maarifimizi gençleri hayat adamı olarak yetiştirecek bir şekle sokmak ve bilhassa memleketin her tarafına yaymak, adliyemizi, halkın memnuniyetle müracaat edebileceği gibi süratli iş görür bir hale getirmek, devletle halk arasındaki münasebatı temin etmekte olan ▼e asırlardan beri paslanmış olduğunu hepimizin kabul ettiği muazzam dare makinesini modern bir hale sokmak, geniş kredi ve seyyar propaganda teşkilâtlar il e bütün ziraat Şubelerimizi canlandırmak, küçük

İtiraz kabul etmez derdlerin yanlış ve cahilâne hareketleri neticesin* de meydana gelen yaralar ve yirminci asrın teknik medeniyeti dev adınv-larile ilerlerken bizim yalnız gösteriş ve alayişle iktifa ederek yapmış Olduğumuz ihmaller, hepsi büyük himmetler, büyük fedakârlıklarla cak ıslah olunabilecek derdlerdir.
Etrafımıza göz gezdirdiğimiz ratman ıslaha muhtaç olmıyan pek as bir şeyimiz olduğu ve memleketi» baştan başa ümrana ihtiyacı bulunduğunu görürüz.
Bunu iyice anhyabilmek için meta leketin taşra kasaba ve köylerini bîr Avrupa memleketinin - Amer ikadan bahsetmek söz konusu bile olamaz -köy ve kasabaları ile yanyana geti-
Mülhakatta olduğu gibi merkea teşkilâtında da 200, 300, 600 lira gibi yüksek ücretle tavzif edilen emek lilerin aldığı paraların diğerlerinde olduğu gibi 20 kuruşa kömür yaka» fakir milletin yaktığı kömürün maliyetinde unsur teşkil ettiğini unutr mamak lâzımdır.
10 senelik bocalamadan sonra tuttuğu sistemin yanlışlığı neticesinde işletmeler akim bir hale gelmiştir..
Bakınız bir misal vereceğim; Orman istihsalinin en basiti mahrru kat odunu ve onu takiben kömür havzamızın istihsal unsurundan birini teşkil eden, maden direği gelir. Bir metre mikâb maden direği ile 20 ton maden kömürü istihsalimiz senede takriben 3 milyon ton olduğ»-na g^re demek ki maden direği ihtiyarı 150 000 metre mikâbdır Bin bu mikdarı önümüzde*i seneler kömür istihsalimizin artacağmı lar-! zederok 2C0.000 m«?re mikâh r«larak J a>ul cdklim.- Hâlen Devlet Orman îşlcliı rkn bu basit işt göreûılec^M teşkilâtı kuramamıştır.
Esefle görüyor*)/ kİ, bu en îbtıdal ’nons.40 tedarik edilmek İçLı t*-gün harice birkaç milyon dolar öde, mek mecburiyetinde kalıyoruz. Halbuki bu ihtiyacın temini bütün memleket ormanlarının değil bunlardan ufak bir kısmının meselâ Karademn sahillerinden 2-3 yüz* bin hektarUı bir orman sahasının teşkilâtlandın^ masile temin edilebilirdi.

O. K. Göre ner
DİĞER BİR MİSAL
Kızücahauı&ında bir lstihsaldan bahsedilemez, fantezidir.
Muhakkak olan ve İnandığımız b’r şey varsa köylü İle rabıtası yakın olan bu gibi teşekküllerin vatandaşların mali vo içtimai takatlerini her günkü müşterek İş hayatlarım göz önünde tutarak büyük şehirlerdeki teşekküllere ana olan lüks hastalığına kendilerini kaptırmamalarını is tomok hakkrmızdır.
Bugüne kadar bilhassa matbuatta şurada burada cereyan etmiş hâdiselerin ve kötüiüklorin usuIsüzIük-lerin sayın Bakan tarafından rod ve cerh^djlmcmiş olmasını nazarlarını, zu arzederlz.
İŞLERİ BU RALB SOKANI,ARIN
M E S UL1 YE TLERt ARA NMA AS A
işleri bv hale sokan insanların mesuliyetler» aranmazsa bu memlekette mesuliyetin kalmadığına hükmetmek yerinde olacaktır. Sayın Bakandan bu cihetin de açıklanmasını rica ediyoruz.
Tamamen plânsız ve hesabsız ça* lışnıa şeklinin diğer bir misali do milyonlar sarfile vücuda getirile» nakil tesisatıdır. Karabük te 1.500.0Ûİ liraya yakın bir fiyata mal olan dekovilin senede 2 bin metro mikâb tomruk taşıdığını bu kadar az bir istihsal için 1.600.000 liranın sarfının ne kadar yersiz olduğunu belirtmek zaruridir.
Maden direği gibi en basit ve hayati bir ihtiyacı karşılamaktan âciz kalan bu teşkilât birçok yerlerde yaptığı istihsallerdo bu vasıfta ol-mıyan ağaçları da teşkilâtsızlığı yö zündeıı yer yer kesmiş, Ereğli kömürleri İşletmesinde zuhur eden ihtilâfların uzaması neticesinde bu istihsaller yer yer çürümüş, bozulmuş birçok yerlerde halka mahrukat olarak satılmıştı.
2>7R TEK NÜMÜN E RNVÎİtİ BlUB KURULAMAMIŞTIR
ı
I
Anlaşıldığına göre un senelik orman işletmesi Devlet Ormanlarını İstismar ettikten başka bir tok nû-nuıne reviri bıı sene dc için 200.000 tur. Bundan larak kurutan tesisler ne olacaktır
olsıın kuramamıştır ki yi no bu nümünc reviri lira tahsisat konmuş-cvvel atlmuue rovlri o. I
... . . I
ı
Arama İstasyonu açmada çok geç kalınmıştır. Arama istasyonları vazifeleri itibarile çok önemlidir. Bugün Fransada hayvan otlatma işi | dahi bu istasyonlarda araştınhp hal M çaresine gidilmektedir.
Sözde nûmunc reviri olarak kurulan Kızılcahamam teşhir edilen bîr nevi gösteri olmuştur. Yeniden bir nümune reviri kurulmasına 'karar verilmesini bu İddiamızı teyid eder mahiyette olduğunu delil addederiz. Ağaçlandırma ve fidanbklar bu memleketin çok hayatî olan bu işi de maalesef programsız bir fantezi •eklindedir. 3116 sayılı kanunun esbabı mucibesinde ağaçlanma işinin memleketin İktisadi vc mali takati göz önünde tutularak izah edilmiş olduğu halde bu iş de bir fantezi ve zevahiri kurtarmak mahiyetinde tat bik edilmiştir. Eğer orman işi ağaçlandırmalara girişilmiş olsaydı bu ci kete dokunmaz vo memnun olurduk.
Ormanlarda yangından kesimlerden husule gelen açıklıklar dururken orman yetiştirilmesi pek güç olan Çankın; Ankara, Elâzığ, Lüleburgaz gibi şehir civarlarında kurulan fidanlıklarda yüz binlere liranın sarf edilmesi israftan başka bir şey değildir. Memleketin bugünkü serveti ve orman durumu kurak yer lerl teşçir için no harcedilecek para ne de zamana maliktir.
Büdcenin varidat faslında ağaç tarife bedeli olarak gösterilen 8 mi] yonun elde edilmesine imkân görmemekteyiz. Sebebine gelince müte-addid beyanlarından vo bugünkü işletme tutumundan ormanlarımızın kesilmesinin azaltılacağı ve harie-den kereste ldhali düşünüldü, bir senede 8 milyon tarife bedelini almak için yine Devlet elile eskisi kadar ağaç kesileceği mânasını çıkarıyoruz. Ayni suretle işletmelerden alu nacak istihsalin üzerine ilâve edilen ve muayyen bir nisbet taşıyan Genel Müdürlük hissesinin d ı bu noktadan bu mikdara varmasına imkân yoktur.
Bütün bu noktaları belirttikten sonra mahsulâtını kuruluşlarındaki sakatlıklar dolayısile pahalıya mal eden ekonomik vc geniş devletçi aih-niyetli e zarurî maddeleri satışa ba-halı arzeden ve hayat bahalılığında bir hissesi olan orman işletmelerinin adedinin tenkisi ile masraflarının azaltılması vo kendi hududları-na çekilmesini,
Orman sanayiinin tamamen hususi müteşebbislere bırakılmasını,
Memlekette yapılan istibsaîâtm1 evvelâ köylüye ve artanının da şe., birlere hasrı eğer bundan da, artarsa ■ o zaman da havice sevketmenin makul olacağına inanıyoruz. Geçimlerini ormanlara bağlamış olan bir çok



-—■■ - ■ — • * kqyh>.rin de pazar satıştan, için. iş-
1 e Sineler den isteklerinin mehniiem-ken ve tercihan hanı olarak verilmesi-suıetile çekmekte oldukları s-kın-tıdan kurianlmaısuu istemek yerinde olur. Halk istihlâkine arzedılea her nevi crrnan mahsullerinin mü-2ay$de su» ehle satışlarında yüksek MöeMerle müstehlike inikâa etnusî haya? csJıaliiığmda rol oynamalrta. dır. Menken .buhranının izaleni îçfer
inşaat ışieınndc maliyette tesiri vardır, Çimento ve demirin bol ve ucuz* 'olmasını istediğimiz gibi yerli kereste fiyatlarıma da ucuzlatıina^nı ve rr.umküAtıbuılunduğunu işaset etmek yerinde olur kanaatindeyiz. Orman kanunu eklerinde valanda^L ;z-tıraba şevketten haksızlıkların reCi-ne gitmek zamanı geçmektedir. Hususî ormanların istimlâkinde * yapılan hainsizlik tamir edilmeli,>ı âmme malı olarak kabul edilen..ve inşam lar. hayranlar tarafından tahrib c-• dildiği scnelenle iddia edilen orman lanmızm tundan sonra da Devlet ehle de tahribine meydan verifrne-melicTır. Gümrük kapılarını açtığımız zaman işletmelerin bugünkü masraflarının da şimdiden düzenlen mesi kızım.}geldiğine işaret etmek yeıinde olur.
w~ ~ --
İSTANBUL BELEDİYESİ
ZEHİR TİYATROLARI
Saat 20 iflfiı Dram. Kısmı:
KOŞEBAŞI Yazan: Ahmed Kudsi Tecer: Telefon. (3167.
Komedi Kıenu: İPEKÇİ MER-
HUM-
Ahuıed Nuri;
Yazan: İbnirrefik Telefon: 40409.
Sah Talebe temsili saat da; Pa zar günleri 15 de matiıie; Cumartesi ve Çarşamba günleri 14 de Çocuk Tiyatrosu. * .• . * İ
Yeni Sabah'ın
(LAM FİYATLARI
Kr. 7500
500
400
300
230
150
*

Başlık 1 o
Af
S
5
6

inci
»
»
»
»
maktu oh. rai sayla,
» •
»
»
»
san ti mi
»
»
»

VENT SABAH
CKYFA' î 5

| İslâm Tarihinin En Meraklı Bahisleri
Islâmda nıezlıclıler ve fırkalar nasıl ilofidıı?
------ —
Aklın hâkimiyeti — 1300 yıl — Allah yolunu arayanlar Gebe bir kudmcayızın kar-koyun keser gibi boğazla-tek hurmaya karşı insan-Kör taassub insanları ııere-
Zekâ ve siyaset savaşı — önceki e Şeriat isteriz!» cif er cinayet yoluna sapıyorlar — mm deşen, mübarek bir zatı yan âbid ve zâhidler! — Bir ların d eyeri ne olabilir? —
lere sürükler?
— Ey Müslümanlar topluluğu biz ikimiz düşündük ve halk için en uygun biçimi bulduk. Müvekkil | lerimizi azl ve hal’ edeceğiz. Ondan sonra, sîzler düşünür, görüşür ve er uygun bulduğunuzu seçip tâyin eylersiniz. İşte ben, şu parmağımdaki yüzüğü nasıl çıkarıyorsam, Aliyi de öylece (halife) likten çıkarıyorum.
(Âmr) m da kendi gibi yanacağını beklerken (Ğmr) atıldı:
— Ey cemaat, işte ben de tıpkı Abû Musa gibi yapıyorum. Şu yüzüğü parmağımdan nasıl çıkarıyorsam Aliyi hilâfetten öylece çıkarıp hal’ ve azlini kabul ediyorum ve bu yüzüğü parmağıma nasıl geçirip takıyorsam, (Muaviye) yi öylece halifeliğe tâyin eyliyorum ve makamında ibka ediyorum.
Muaviye, haksızca öldürülen halife Osmanın velisi ve iyi idaresile bu makamın herkesten üstün lâyığıdır.
Abû Mûsâ dona kaldı ve Âmr’e:
—Yalancı düzenbaz, biz böyle mi karar verdik idi!
Diye saldırmak istedi. Diğer taraftan, Abbas oğlu Abdallah da Abû Mûsâya çıkışmıya başlayınca, Abû Mûsâ:
— Ne edeyim, bu adam bana haksızlık etti. Allah belâsını versin!
Abdallah — Bak şu Müslümanla nn durumuna! işleri (Ne yapayım?)
Diye tessüften gayrı elinden bir şey gelemiyan adama kaldı, am ma, kabahat sende değil, seni böyle bir büyük işin başına getirendedir.
Topluluktan bir kaç kişi Âmr’e hücum ettiler, aralarında sövüşme ve dövüşme başladı. Araya girerek onları ayırrrlarken, Abû Mûsâ da karan firara tebdil etti ve sıvışıp (Mekke) ye gitti. Muaviye-nin adamlan Şam yolunu tutkular, Ali taraf dar lan da Küfeye denerek işi Aliye anlattılar. Muaviye; harbi atlatmış ve tehlikeden uzaklaşmıştı.
Kuvvet ve şevketi günden güne artıyordu, İdamlar arasında zekâ ve idaresile yüksek tanılmış bütün liyakatler onun etrafında toplanmışlar, o da bunlan ihsan ile, makam ve ma’ ile kendine bağlamak ve her birinden faydalanmak yolunu bulmuştu. Ali ise, üstün vasıflarının dünyadan çok, ahlâka ve fazıl ce müteveccih bulunmasın dan dolayı onu en çok sevenleri bile memnun bırakamıyordu. Hariciler de onun başına derd açmışlardı. Fikir ve çalışma aynliKİan yüzünden durumu; günden güne güçleşiyordu.
Nihayet Hariciler: işi büsbütün azıtmışlar ve bir büyük kuvvet halinde (Nehrüvan) da toplanmış lardt Küfeden, Basradan kalkan cemaatler; her gün onlarla birleşmeğe koşuyorlardı. (1) Haricîler, Alî tövbe edecek olsa onunla birleşmekten ve Muaviye üzerine yürümekten geri kalacak değillerdi. Muaviyeyi sevmek ve saymak şi*y-le dursun (gasıp) ve (kâfir) ad-deyliyoriar, Aliyi ise (tövbe) etmediğinden hilâfete g^yn lâyık sayıyorlar ve itaatinden uzak kalıyorlardı. Aliye, başkenti Küfe içinde dahi Haricilerin
halefetı devam eyliyordu. Ali mes-cidde hutbe okurken, ona karşı i-tiraz sesleri yükseliyordu. Ancak;
AIi ne İslâmları, kendine muhalif kalmaları sebebiîe camide bulanmaktan men ediyor, ne de Nehrü-vanda toplanmış olanlar kılıca sarılmadıkça onlara silâhla mukabelede bulunmak istiyordu. Haricîler toplanmağa ve cemiyetlerini kuvvetlendirmeğe devam eyierkeu söz ve yazı ile; ferdleri ve topiıı-luklan kendilerine uygunluğa davete önem vermişlerdi, (Basra) dakilere şu yolda bir propaganda mektubu gönderdiler:
( Bisnr.illahirmhaman Elrahîm. Basrada bulup da, kendilerine bu mektubumuz ulaşan iman etmiş Müslümanlara, Selânıün Aleykûm, Emma badu (bundan sonra), dindaşlarımız, Allah emirlerinde insanlara hüküm yetkisi verdiler ve Allahütealânın kitabında gösterdiği vechin ve Peygamber sünnetinin gayrile hükmettiler. Bundan ötürü de (kâfir) olup hak voldan ayrıldılar. Biz; onları bıraktık ve tamamile ayrıldık^ Ulu Tanrı; hi-yanet edenleri sevmez. Şövlece biliniz ki. biz Nehrüvanda toplandık. Sizler de. bize koşun. Gelin ki, sevab kazanmakta sizler de pay sahibi olasınız.
Basrada ki mııtaassıblar bıı mek tubu alınca, tek. yahut toplu olarak yola düzüldüler. Gerek çıkarlarken, gerek yolda o kadar çok i-badet eyliyorlardı ki, secdeye varmaktan alınlar pırıldayordu. Ali; bir taraftan bu y’olunu şaşırmış, gafil insanların kuvvetlerini dağıtmak ve icabeyleyince üzerlerine va rıhı bilmek çare ve vasıtalarına ba*5 vururken, diğer taraftan Müslünıanlar arasında kardeş kanı dökülmemesi için elinden ve dilinden gelebilecı kleri yapmaktan da geri kalmıyordu. (Nehrüvan) topluluğuna şöyle bir mektub gön derdi:
( Bismillaiıırrahman Elrahim, E-miral mü min Aliden, orada bulunan balkanlara ve beraberlerınde-kilere:
Selâmün aleyhtim; hakem yaptığımız adamların ikisi de Tanrı kitabına uymazlık gösterdiler ve sadece kendi isteklerine uydular, (Kuran) ve (Sünnet) ile iş bitirmediklerinden. bizim; anların hükümlerde, asla ilgimiz yoktur. Biz bu işi; hiç olmamış sayıyoruz. Eski durumumuzdayız. Bize doğru yönelin ve gelin. Düşmanlarımıza ve düşmanlarınıza karşı yürüyelim, tâ ki; Alîahüteâla onlar ile bizim aramızda İlâhî buyruğunu icra eylesin.»
Bu mektuba Haricîler şu cevabı verdiler:
(■Emmi bâdü, sen; Ulu Tann için değil, kendi nefsin için gazaba geldin. Bu sebeble (yani, insanları hakem kılmaktan dolaydı) kâfir olduğuna şehadet getiril’ de tövbekar olursan düşünürüz. Böyle yapmazsan seni büsbütün bırakırız. Allahutealâ, hiyanet eyli-yenleri sevmez.*
Artık Alı bunlardan ümidini kesti.
(Arkası .yarın)
olan mıı-
(1) Nchrııvan : Bağda d ile Vasıf a-rasiüda büyücek bir bölgedir. (J)ıcle) rehinliden açıları bir kanal burayı ftUİfulığından erazr; mahsuldar vc civarı da mamur idi. İslâm rografyact-bl ) akut-ı-lkı/ııevi; buranın bayındırlığım çok övüyor. Harbler ve ihtilâl-l°r yüzünden 6onrtulan harab olmuş, *l>ıele(len açılmış kanalı kim «âmir e-derso varamaz!» diye nııaıl ve nero>« den çıktığı anhiKilamıyarı bir : i vay e te halkın kapılmadı yüzünden kanal tâ-rt'r '»hıramaymea, oraların bayındırlığı da «önmüş idi. Batıl inançların uc kötülükler doğurduğunun ibrot o-■iitucak bir gerçek olayıdır'
KADIN
MODA
ELİŞİ
•SANAT
MECMUASI
OLAN
HANIYELl’ni
MODEL
EftEK BL'Gt'N BİR
ve

%


I
ALMADI NİZMA 11EMFN AI (\IZ Dî YÜK 1İENKU
Yeni yılın tahmin ve tefs rleri Ylirddcl klŞ
belir-
Rumcn Kralı hûki-
(Pa.^ taraf t 1 incide) konferansında eski meslekdaşlarını iitham etnıektevdi. Komünistler Yu-nan semalarında tehlikelerin meşine sebeb olmuş.
Mişel’i tahtından indirmiş ve miyetlerini orta doğu Avrııpayn yav ; malt şeklindeki kesin niyetlerini bir defa daha isbat etmişlerdir. |
Diğer taraftan işçi Daily Herald gazetesi. M. Molotofun konferansın muvaff&kiyetsizliğe uğraması hakkında ileri sürdüğü ithamlara teker teker cevab vermekte ve şöyle demektedir:
Molotof. Londra konferansı hak. kında en Önemli şeylerden birisinin de Almanya ile yapılacak bir barış andlaşmasınm kaleme alınması meselesi üzerinde okluğu kadar Alman yanın birliği meselesi üzerinde de anlaşmaya varmak imkânının sağlanmamış Vduğunu söylemiştir. Daily Telegraph Molotofun hakkı bulunduğunun şübheden âri olduğuma kaydetmekte fakat, M Molotofun, konferansın İngiltere. Amerika ve Fransa, Yalta ve Potsdanı anlaşmalarına riayet etmemiş olduklarından muvaffakiyetsizliğe uğramış bulunduğunu söylediği zaman tam mâna-sile hatâ ettiğinde de şübhe olmadığını belirtmektedir. Mesele zannedil, dıği kadar basit değildir. Meselâ dörtler Almanyanın parçalanması da dahil olmak üzere muhtelif tedbir- ı leri derpiş etmekte olan Yalta anlaşmaları ile kendilerini bağlı addet-sevdiler bu keyfiyet Potsdam anlaş- 1 malarında derpiş edilmiş olan Alman yanın birliğinin tesisi hususuna hiz-1 met edebilecek miydi? Bundan baş-' ka Molotof, diğer üç Dışişleri Ba- ( kanını barış andlaşmasınm kaleme alınmasını geciktirmekle itham etmiştir. Fakat hakikatte Dışişleri Ba. ' kanlarından birisi muhalefet etme-, miş olsaydı Dışişleri Bakan Muavinleri andlaşmanın kaleme alınması işine iki sene evvel başlamış bulunacaklardı. Bu muhalif de Dışişleri Ba-kanı da Molotoftan başkası değildir. ı Bugün bile M. Molotof muhalefet et-1 memıs olsaydı, bir komisyon bu yolda esas prensipleri hazırlamakla meşeııl bulunacaktı.
Daily Herald gazetesi, Potsdam anlaşması s» alarmda Sovyotlerln mütecaviz J Z nlara karşı gösterdikleri dostluğu belirterek yazısına devam etmekte ve Almanyanın iaşe,
para. yol. demiryolu ticaret ve güm t rük meselelerini Molotofun ikinci derecede olarak vasıflandırması koy fiyetini reddetmektedir. Gazete böy-lece M. Molotof tarafından yapılan tenkidlere cevab verdikten sonra Molötofun bu ithamları ileri sürmesine sebebiyet veren âmillerin neler olduğunu araştırmakta ve netice o-larak M Molotofun bu şekilde hareketine Alınan halkının sevgisini kazanmağa çalışmanın sebebiyet ver miş bulunduğu kanaatine varmaktadır i
Gazete yazısına şöyle devam ediyor:




s
10 SAYFA 50 KUKUŞ
İstanbul TAN Matbaası

dikkat bir boşluk bı-vcgâne sebeb de bu-filhakika Almanyadan 10 milyar dolarlık ta-
Aslı olmıyan bütün bu ithamların ve şikâyetlerin gayesi âşikâıdır. Batı devletlerinin Almanyanın birliğinin ve barış andlaşmasınm düşmanları olduğuna ve Sovyetler Birliğinin diğer tarafta tek devlet bulun, duğuna Alman halkını ikna etmek bahis mevzuudur. M. Molotofun nutkunda şayanı rak masında ki dur. Molotof. alınacak olan
leb.nl zikretıuemckte ve bundan baş ka bövle bir hüküm Alınan halkını
*
senelerce korkunç bir sefalete ve ık tısadl bakımdan Sovyetler Birliğine hizmet etmek durumuna düşüreceği | yolunda batı devletleri tarafından ileri sürülen muhalefetten de bah-setnıeıncktedir.
Paris, 1 (A A ) — 1948 senesinin başında Paris basınının baş yazarları, gündeliklerin tanzimi ve malt ıslahat gibi mühim meseleleri incelemektedirler. Bununla beraber Ü-midsizlik bu yazılarda görünmemek, te, Fransamn şimdiki siyasî vaziyeti halikındaki yorumlarda iyimserlik söze çarpmaktadır.
Müfrit sağ cenah gazetesi Epoque da Leon Lafage şöyle demektedir:
( Zavallı insanlık hiçbir zaman anlaşılmaz bir kinle fennin karanlık ve şeytanî parıltıları arasında bu kadar bocalamamıştı. Bu azgınlık o kadar ileri eritmiştir ki insanlık âdeta kendi felâketini arar gibi bir hal almıştır. Günlerin iyi veya fena olması bizim hareket tarzımıza bağlıdır.»
M. R. P. nln organı olan Aube ga zetesinde Maurice Schuman şöyle yazmaktadır:
«1948 yılının bize ne getireceğini bilmiyoruz. Fakat ne getirmesi lâzım geldiğini biliyoruz: Bencilikten daha kuvvetli bir vatanseverlik, şiddetten daha kuvvetli bir hak, maddeden de kuvvetli bir fikir, kinden daha kuvvetli bir aşk.»
Sosyalist cLe Pqpulaire> gazetesinde Robert Verdier şunları yazı-» yor:
«Sona eren senenin bilânçosu bir çok bakımlardan ünıid kırıcı, hattâ endişe vericidir. Fakat bu kadar çok kötülüklerin vahimleştiği ve bu kadar tehlikelerin sarahat kesbettlğl bu senenin, herhalde insanların kendilerine selâmet vâdeden ışıklara doğru yapacakları hamle İstikametinde bir merhale sayılması yerinde olur.
Londra, 1 (A.A.) — İngiliz basını, bugün başlamakta olan sene zarfın-da halli icabedon çok ağır meselelerin bulunduğunu belirtmektedir.
Liberal News Chronicle gazetesi şunları yazmaktadır:
Hiç kimse, ömrü nihayete ermiş olan senenin matemini tutmayacaktır. Şayanı dikkat olan husus, kimsenin sebebini anlamamakla beraber bütün îngilterenin yeni seneyi 1910 tanberi görülmemiş bir itimad, neş’o ve cesaretle karşılamakta olduğudur.


Rumen Kralı Mişelin âkibefi
(Baştarafı J incide i
dişe duymaktadır. Kumanyadan son ahırın haberlerde bildirildiğine göre, eski kral memleketin’ bugün terkedecektir. Özel bir tren Sineya’daki sarayı civarında kralı beklemektedir. Eski kral Mişel ile annesi dün kral sarayından Bükre §e gelmişlerdir. Böylelikle Dr. Gro zayi görmek için bu iki şahıs 130 kilometre katetmiş olmaktadır. Başbakan Dr Groza bu görüşmenin sonunda, eski krala arazilerinden alman bazı meblâğın kendisine verileceğini bildirmiştir. Bu ara ziler şimdi devlete ait bulunmaktadır. 750 İngiliz lirasından ibaret olan ilk tediyat yapılacaktır.
Başbakan Groza, kral Mişelin refakatinde 60 kişinin bulunacağı yolundaki haberlerin mübalâğalı olduğunu söylemiştir. Kral Mişele on veya on beş kişi refakat edecektir.
Kralın istifası açık havada tertiplenen merasimlerle tesbıt olunmaktadır.
«Kral istifaya mecbur edilmiştir»
Londra: 1 (AP.) — Kumanya-miş olan Dimitri Dimanesco dün şarlığından geçenlerde istifa etmiş olan Dimitri Dimancesen dün gece verdiği bir demeçte, Rumen Dışişleri Bakanı Anna Pauker’in, komünist olmıyan hariciyecileri sıkı bir temizlemiye tâbi tuttuğunu söylemiştir. Dimanesco'nun verdiği malûmata göre, bu süratle, 400 ü Dışişleri Bakanlığı merkez kadrosunda. 200 ü de yabancı memleketlerdik» mümessillik kadrosunda olmak üzere, 600 kişintn vazifesine «on verilmiştir.
Dimanesco, BU kreşe çağrılması üzerine istifa ettiğini ve yakında Fasa çekileceğini söyledikten sonra: Kumanyaya dönmeyi kabul etmiyen bu gibi eeki hariciyecilerin şimdi ne yapacaklarını Allah

şiddetli
--------o --
Afşin köylerinde soğuktan II kifi ö dü 3 kişinin de bacakları dondu
Afşin: 1 (A.A.) — Kar fırtınası yüzünden Marabuz, Oğlakkaya ve Alkayp köylerinde dokuz erkek, iki kadın, dört hayvan ölmüş, üç kişinin de bacakları donmuştur.
Silivri: 1 (AA.) — lstanbuldan Boluya gitmekte olan 60 tonluk Cumhur yet motörü 40 ton hamule ile Silivri önlerinde şiddetli fırtına yüzünden batmıştır. Altı kişiden ibaret mürettebatı kurtarılmıştır.



bilir; çünkü, çoğunun parası yoktur. Fakat başka türlü de hareket «demezdik; zira, memlekete döndüğümüz takdirde de başımıza ne geleceği malûmdu» demiştir.
Dimancsco komünistlerin Ru-manyayı tamamiyle ellerine geçirmek için dört noktadan hareket ettiklerini ve bunların dördünde de artık muvaffuk olmuş bulunduk larını söylemiştir. Dimanesao'ya göre bu dört nokta şunlardır:
1 — Kral Mişel’in güvenebileceği tek hükümet adamı eski Dış işleri Bakanı Ceorge Tatarescu i-di; komünistler nihayet onu hükümetten uzaklaştırmaya muvaffak olmuşlardır;
2 — Batı devletleriyle aradaki uçurumu daha fazla derinleştirmek için, dış memleketlerdeki elçilik erkânı arasında temizleme yapıp bunların yerine komünistleri göndermişlerdir;
3 — Krala sndık kalmış olan ordu üzerinde de komünistlerin miyeti kurulmuş ve;
4 — Kral istifaya mecbur ■niştir.
Dimanesco'nun bildirdiğine re, kral Misel, prenses Elizaoeth’ in düğününde bulunmak üzere Londraya geldiği zaman, buradaki Rumen krallık taraftarları kendisine, Bükreşteki hükümeti resmen iskat etmesini, dışarıda başka bir hükümet kurarak onun başına geç meşini ve memleketinin mukadderatını Birleşmiş Milletlerin eline bırakmasını tavsiye etmişlerdir; fakat, kral, hâdiselerin seyrinde bir değişiklik olarak Kumanyanın ileride vine istiklâline kavuşacağını umarak, milletinin başına dönmeyi tercih etmiştir. Halbuki komünistler de onun Loııdradan bir daha er«H dönmiveremini zannetmişlerdi
• •
hâki
(dil-
gö-
• •
Içier acısı bîr mektub
Fakat Nec eme killeri eramili sabır aktırdı.
C. H. P. Oca.( kongreleri h zıtlıkları
toaştarajı 1 mcıde) şunları söylemiştir:
Arkadaşlar; Partimize karşı
olan sempatinin gün geçtikçe kay* boldugu inkâr kabul etmez bir ha. kikattir. İstifaların çoğalması endişe verici bir haldir. Bunun sonu nereye varacaktır? Partimiz sönüyor çöküyor arkadaşlar!
Bu yılki kongrelerimizde, geçen yıllarda olduğu gibi artık, sudan, jjşıktan, yoldan bahsetmiyelim. Bizim konuştuklarımız, partimizin kal kınmasma ve D. P. karşısında itibarlı ve itimad edilir bir hale gelmesine ald olmalı ve kaybolmağa yüz tutan sempatiyi canlandırmalıyız.
Vatandaşların ihtiyaçlarını düşün-miyen bir partinin ayakta kalması, na, imkân tasavvur edilemez.»
Yaşar isminde diğer bir üye de şunları söylemiştir:
«— Mahalle aralarında yürüyecek yolumuz yoktur. Diğer taraftan açık hava tiyatrosu, kapalı spor salonu yaptırılıyor. Böyle yersiz kararlar veren bir Belediyeyi kim sever? Son ra büdccsinde 8 milyon lira açık vardır; memurlarının maaşını ödi-yemiyecek bir vaziyete girmiştir. Bu vaziyet karşısında hükümetten yardım ister. Hükümet de hayır diyemez. Verir ve bu parayı sonradan vatandaşın sırtından çıkarır.
Yol parası 18 liraya çıkarılmıştır. Yollarımız yıllardanberi muntazam bir hale getirilememiştir.»
Bu arada söz alan Yekta Ragıb önen şunları söylemiştir:
•>— Partili vatandaşlar arasında bağlar günden güne çözülmektedir. Aidat vermek hususunda kaçamaklı yçllara sapılmaktadır. Ocağın iyi bir lokali yoktur. Bir medresenin alınması hususunda Evkaf idaresile temas ettim. Fakat aldığım cevab, bu medresenin tarihî kıymeti olduğundan yakında tâmir edileceği şeklinde idi. Fakat aradan 4 yıl geçti; bu medrese hâlâ tâmir edilmedi.;
Feridun Dirimtckin de şunları söy lemiştir: I
(— Evkaf idaresi, kıymetli arsa. I ları satmak siyasetini takib eder. Eğer bu medrese, kıymetli bir arsa üzerinde olmasaydı, Evkaf idaresi bize bu medreseyi satardı. ı
Şimdi o medrese, tâmir görmedi-' ğl İçin çökecektir ve Evkaf idaresi ’ bu arsayı satacaktır. Arkadaşlar, me sele bundan ibarettir.»
Toplantı, 22.30 da soga ermiştir.
Halk partisi içinde kaynaşmalar
(Baytara fı 1 incide) kurultayında Celâl Bayan meth ve sena etm»s, iki gün sonra da Celâl Bayar buna mukabele ederek Hamdullah Subhinin fikirlerini övmüştü.
Son olarak haber verildiğine gö re yeni biı parti kurmak fikri ü-zerinde işbirliği edenler Ankarada gizli toplantılara da başlamış bulunmaktadırlar.
Bütün bunlardan başka son bir kaç gün içerisinde Halk Partisi binası içinde de bazı hareketler ve kaynaşmalar sezilmektedir. Bu meyanda «Ulus» gazetesinin de vaziyeti dikkati çekmektedir, cülus» gazetesi başyazarlığına malûm olduğu üzere Palih Rıfkıdan soura Nihad Erim getirilmiş bulunmakta idi. Halbuki Nihad Erim bir hnftadanberi Halk Partisi idare heyetinin neşriyat işlerini tedvir eden zevatla bir ihtilâfa düşmüş ve bunun üzerine «Ulus» başyazıları, «Ulus» gazetesine daktilo ile yazılmış ve imzasız bir şekilde meçhul bir şahıs tarafından akşamları gönderilmiye başlanmıştır. Bu yazıların kimüı tarafından yazıldığı ancak ay sonunda belli olacaktır.
Diğeı taraftan, ( Ulus» gazete sinin senelerce müessese umur müdürlüğünü uhdesinde bulundııı makta olan Naşid Hakkının da iı mi üç dört gündür «Ulus^ dan c’ karılmış bulunmaktadır. Söylene’ ğine göre yapılacak tasfiyede N şid Hakkı da açığa çıkarılacoklr meyanına idhal edilmiştir.
Ankara: 1 (Hususî) — Bir l.a tadır devam eden büdce konuşum


(Baıtarajı 1 incide) zerinde hayatımızı istihkar edercesine çalışarak ateş karşısında göz lerimln nurunu kaybettim. Ve bu fedakârlığıma mukabil Şirketi Hay riyenin meclisi idaresi kararile ve 20 kusur lira İle emekliye ayrıldım. Bir kuru ekmek parası olan bu para ile evladlarımı vatan ve milletime ve dolayısile devetlme nâfl olsunlar diye gıdamızdan keserek tahsil etmelerine çalıştım. Böyle -ce seiıi oır hayat geçirmekte İken mal sahihleri zarar ediyoruz baha nesile Şirketi Hayriyeyi hükümeti cumhurıyemıze sattılar, nıeaaın Molla bey, biz ve malullen ve eytam tış kanunu haricinde
O zamanki Münakalât Bakanı- I mız da incelemelerde bulunmadı Çok feci bir vaziyete düştük. Bir müddet avans suretile maaşlarımızı verdiler. İki buçuk senedir, altımızdaki yataklarımıza varıncaya kadar nafakamızı temin etmek için yok bahasına sattık.
Bu açlık ve selalet yüzünden son derece müteessir olan malûl bir arkadaşımız Halk Partisine men-sub ölaugunu soyliyerek bu işe el koyacağım ve evvel Allah sevgili ve Kıymetli partimin ve muhte -rem başkaııianmm delâletile ou ya pılan gayri kanuni ve haksız mua meıeyı duzelttueceğini hususi bir toplantı yaparak bizlere vaid ve teDşip eyledi ve işe başladı. Gerek Reisicumhurumuza, gerekse o zamanki Başbakan Bay Şükrü Saraç oğluna; Receb Pekere ve Münaka lât Bakanı Alı Fuad Cebesoya, Mil let Meclisine ayrıca ve ayrıca Halk Partisinin genel sekreterliğine bıl-vekâle hepimiz namına müracaatta bulundu. Ve bütün bu makamların gönderdiği yazı suretlerini ve aldığı cevaDİarı bilumum emek lilere ve malûllere tamim olarak gönderdi. Bütün bu suretler hepimizin yammızdadır.
Seneler geçtiği halde, hiç bir ne tice çıkmadığını gören büyük vic -danh ve haksever bu malûl arkadaşımız satış kanunu hakkında yakinen temas etmek üzere geçen sene Ankarada şimdiki saym Ulaştırma Bakanımız Bay Şükrü Ko -çak ile temasa geldi. Satış kanu -nuna ek olarak bir kanun tasarısı yine saym Koçağın delâletile hazırlanmağa muvaffak oldu.
Zaten bay Şükrü Koçak da dizlerin acıklı ve bu çirkin vaziyeti -mize yapu.gı incelemeler neticesinde tamamen agâh olarak bizlere acıdı ve buyuk merhamet de gösterdiler. Bunun neticesi olan malûl arkadaşımıza da bir kanun ta sarısının yaz tatilinden evvel çıka rdmasına son derece gayret ettiğini sevimli yazılarile kendisine müjdelemiş ve goz yaşlarıle karşıladığımız bu güzel yazılarını müte şebois malûl arkadaşımız bizlere sabır, metanet ve sebat tavsiyesin de bulunarak ve goz yaşları döke ! rek yine hususi bir toplantıda oku du ve o esnada bütün arkadaşları mızm rica ve ısrarı üzerine gerek bay Şükrü Koçağa gerekse Halk Partisi genel sekreter muavini sayın bay Faik Ahmed Barutçuya umum emekli ve malûllerle yetimler namına bir teşekkürname yaza rak göndermişlerdi.
İşte o zamandanberi hâlâ beklemekteyiz. Uç senedir aramızda bir çoklan açlık ve sefalet yüzünden dünyalarım değiştirdiler. Hele bu yedi ay zarfında işimizin nasıl ol duğuııu öğrenmek için bu çok bü yük vicdanlı ve Halk Partili arka daşımıza bu kanunumuzun ne zaman çıkacağını sormak için evine kadar gittiğimiz halde biçare arka daşımızın bizlerin yüzümüze baka-
mıyacağmı ve mahcub bir vazıyete düşeceğini anladığından menuezet te gözükmemektedir.
Müteaddid defalar aradığımız v& arattığımız halde reükdusuım huri da yoktur; bazi işlerıuuı tesviyesi için Bursaya gitmiştir közleri ile karşılaşmaktayız. Acaba bû malûl arkadaş şimdiye kedar yaptığı teşebbüslerden (menfi bir eevaoı aldı ki utancuıdan saklanıyor.
Haniya Halk Partisinin bu işe el koyduğu nerede kaldı? işte size lefıen gönderdiğim Bay Şükrü Kj çağın en son yazı suretüe munu -lleyh malûl arkadaşımızın vamirr suretile son olarak yazdığı ya«uaxi bakmız: .
ULAŞTIRMA BAKANIN’U MEKTUBU
Bay Şlnasi Aytoprak
Çavuşdere caddesi . No. 174
Üsküdar - İstanbul
o20 Mayıs tarihli mektubunuzu aldım. Şirketi Hariye emeklilerine ald kanun tasarısı üzerinde çalışılmaktadır. Büyük Millet Meclisinin yaz tatil devresinden önce çıkarılmasına gayret edilmektedir.* ^L5S47
Ulaştırma Bakanı
Ş İKOÇAK
Araya Giren Halk Partili emekli nin müjde mektubu
«•Sayın Ulaştırma bakanımızın bizler için ne turlu çalıştığım ve hakkımızda hazırladığı kanım ta -sarısının yaz tatilinden evvel mec lise şevkine gayret ettiğini sevimli yazılarile bana tebşir etmiştir.
Bu yazının suretlerini bütün ar kadaşlanma yayınladığım gibi sana da yolluyorum. Müsterih ol ve inşallah pek yakmda gasbedilen tekaüdlük hakkımıza kavuşacağımızı tebşir etmekle bahtiyarım. Evvel allah yakında hayırlı müjde leıimi de sunacağına eminim. Ger çi gözlerin bu yazıyı okumağa mâ nidir, fakat oğlunuz okur sen de işitirsin olmaz mı, bu hususda ini yük yardımları dokunan genel s*.k reter muavini sayın ijay Faik Ah med Barutçuya da minnettarım.
Bilhassa kendilerine umum ma -lûller ve emekliler namına bir u şekkürname yazdım. Maliye Vekili miz de bu kanun tasarımızı m”va fık görmüş olduğuna kaniim*, cün kü sevgili partimin beşkauları t iv le kanunsuz yapılan işlere mini -liftir. Zaten sayın Receb E ey ker de gazeteciler toplantısında ki bay Cihad Babanm suallerine güzel cevablar vermiştir Üzülme-meniz i hassaten rica ederim kıy -metdar babacığım - Oğlunuz Malûl emeklilerden
ŞLnasi
•baden Tetkik frama
Enstitüsü yolruz’uk arı ( Baştarap 1 incide) de asıl ihbar mektu* sahibi bulunan Emir Tevfik Sağ-tekzibi
ile

lavından sonra politik havada yeniden bir sükûnet hasıl olmuştur. Esasen bir çok milletvekilleri yılbaşı tatilinden istifade için şehrimizden ayrılmış bulunmaktadır, son günlerin sansasyonel hâdiselerinden sayılan Hamdullah Sub-hinin Halk Partisinden ayrılması hâdisesi ve Hüseyin Cahid Yalçının Halk Partisi divanından ayrılmaları hakkında Halk Partisi mah fillerinde fazla bir mütalaa ileri siırülmemektcdiı. Diğer taraftan partinin likir cebhesinden kuvvetlendirilmesi için çalışmalara devam olunmaktadır. Ulus ve .Memleket gazetelerinin durumları da bu arada konuşulmuş ve Bilindiği gibi Memleket gazetesinin kapatıl masına karar verilmiş, Ulus gazetesinde de bazı ıslahat yapılması kararlaştırılmıştır. Nihat Erim de halen Ulus gazetesinden fiilen ayrılmıştır.
Halk Partisinden son istifalara dair gazetelerin yazdıklarına karşı ne diyeceği sorulan Halk Partisi genel başkan vekili Hilmi Uran Onlar bence bildiklerini değil sadece istediklerini ve beklediklerini yazıyorlar» demiştir.
Dun bunun Azizden profesör lamın bu Jusmı
alâkalı olarak bu sefer de Hor ıid Nafiz Pamire hitaben } azılmış ü-çüncü bir mektub aldık. Bu m k-tub da aşağıdadır:
İstanbul Üniversitesi jeoloji pro fesörü Saym Hâmid Nafiz Pamire açık mektub.
(25 Aralık 947 perşembe gün I çıkan «Yeni Sabah* gazetesinin birinci sayfasında, İS Aralık 947 tarihli nüshada çıkan ve Maden Te d kik Arama Enstitüsü yolsuzluk lan adını taşıyan yazıma sayın general Tevfik Sağlam tarafında a bir moktubla ctvab verilmektedir.
Muhterem general bu mektubunda sayın Cumhurbaşkanı Inö-nünün (Evvelki sene bir gün ansızın evini şereflendirdiklerini ve kısa bir müddet kaldıklarını, sizin de orada bulunduğunuzu fakat (Maden Arama Enstitüsü» hakkında hiç bir söz geçmediğini, enstitü müdürünü şahsen tanımadığını adını da ancak bu yazı dolayısi-le öğrendiğini) beyan buyurduktan sonra ((Beıum yalan söylediğimi) ileri sürmektedirler.
Ben sayın general Tevfik Sağlamın mektubuna cevab vermeğe ve bn hâdiseyi bütün hakikatlerile Türk milletinin umumî efkân önüne sermıye mecburum.
Bilhassa hayranı olduğum medenî cesaretinize güvenerek s;zden aşağıdaki cihetlerin aydınlatılmasını ^ehemmiyetle rica ederim. Sizin bu açıklamanızdan sonra sayın general Tevfik Sağlama cevab vereceğim.
Sayın profesör Hâmid Nafiz Pa-mir, * _ t |
Muhterem Cumhurbaşkanı Inö-nünün sayın profesör Sağlam taralından da dkrar edilen vâki ziva-ıetindi' «Mackn Tedklk ve Arama» enstitüsü hakkında l ir görüşme olmuş mudur, olmamış mıdır.
Çok ehemmiyetli olun bu cihetin Türk milletinin umumî efkân önünde açıklanmasını rica ûder eo derin hürmetlerimi sunarım.»
Saygılannıla. lmzu: Emin Azil
yeni sabah
İstanbul tamamiie sükûneta kavuştu
fBaşfara/ı 1 hKide) durulmasına rağmen şehrin ıımu-Jddî asayişini ihlâl edecek şekilde hareket edenlere hemen yok dene jtek kadar a2 miktarda rastgelin-jniştin Evvelki gece sabaha kadar devriye gezen emniyet tarama e-hipleri ancak aşın hareketten dolayı 4 şahsı yakalamışlardır, tîu Vaziyete göre şehrimiz Örfi îdare zamanında kinden daha emniyet Verici sükûnete kavuşmuştur. Zira örfî İdare zamanında her ak-tam 20 - 30 sarhoşluk ve yaralama vak'ası görüldüğü halde bir baftadanberi bu rakam yüzde sek cen nisbetinde azalmıştır.
Diğer taraftan öğrendiğimize göre emniyet müdürlüğünden İçişleri Bakanlığına gönderilen bir raporda şehrin asayişini bozacak şekilde hareket edenlerin adedinin azaldığı, mevcut polis kadrosunun kifayet ettiği bildirilmiştir.
Ayrıca bir kaç gundenberi şehrimizde bulunan emniyet umum müsteşarı Halûk Nihad Pepei de bu hususu tahkik ederek Bakanlığa bildirmiştir.
Gene öğrendiğimize göre bu du-
rumu inceliyen İçişleri Bakanlığı İstanbul emniyet kadrosuna ilâvesi kararlaştırılan 300 polisin tâyin emrini geri almıştır. Bu halde İstanbul esınniyet kadrosunda bir değişiklik yapılmıyacaktır.
Salâhiyettar bir zat dün kendisi ile görüşen muharririmize bu hususta şunları söylemiştir:
•— Zaten örfî İdarenin zabıta işlerine müdahalesine lüzum yoktur. Nitekim hu idarenin ilgasından sonra asayişin yeniden bozula cağı şayialarının tamamen aksine şahit olmuş bulunuyoruz. Zabıtamız faaliyetik bu gibi vak’alan ta mamile bertaraf etmiştir. İstanbul gibi Türkiyenin en modern şehrini cani ve şerirler yuvasına benzetmek hakikaten çirkin bir şev o-lur.»
Emniyet tarama ekipleriyle işbirliği halinde çalışan jandarma erlerine zabıt tutma ve suçluları nezaret altına alma salâhiyeti verilmiş olmasına rağmen şimdiye kadar bir tek jandarma bu salâhiyetini tatbik içip fırsat bulamamıştır.
Safiye Ayla, Perihan Altındağ, Necati Tokyay, Ha san Tahsin ve Adaletin yeni
İstanbul yeni yıla nasıl girdi, nasıl eğlendi Bunu mu Öğrenmek istiyorsunuz? Gelin, benimle birlikte dolaşın şu îstanbullı...
*
Kimine uğurlu, kimine uğursuz; kimine belâlı, kimine belâsız gelen 1947 yılının aramızdan ayrılmasına, daha 3 saat var. Yâni 947 yılının, Aralık ayının, son gününün saat 21 i...
gazaların
tıklım...
Caddeler mahşer gibi... Ma-şekercllerin önü tıklım
I

*TÜRK TİCARET BANKASI

Diğer işler için:
r
İstanbul Şubesinden
tar hinden itibaren yeni iş’ara a edilecek gişe saatleri aşağıda gös.eriım.,
Cari hesaplar ile
İkramiyeli tasarruf hesapları için :
9.15-12.00
13.30-18.00
2-1-19JS
tatbik

9,15-12.00
13.30-16.00
Cumartesi günleri: 9.15-12.00

Saat: 22.00
«Perihan Altındağ salonundayız.. Sanatkâr, okuyor:
«Söyle srvfiili. sevyUi söt/lr... Söyle bana yözbcbefiim, dalım...>
Çıt yok... Herkes dinliyor .. Saate göz atıyorum. Yeni vıla çeyrek saat var... Çatal, bıçak, kadeh sesleri... (48> e yaklaştıkça ben de mi heyecanlanıyorum yoksa... Kalbim hafif hafif çarpıyor...
Arka taraftan dolaşıyorum... Sah nedeyim. Perihan Altındağ şarkıyı bitirdi... Kulis’e dönüyor...
Yeni yıla 10 dakika var. Kendimi tanıttım:
— Perihan Hanım, dedim, bakınız, yeni vıla 10 dakikacık kaldı. Şu dakikada 48 yılı için ne düşünüvorsu. nuz? Neler istiyorsunuz?
Gözleri kapandı ve mırıldandı:
«— Ah.. Hiçbir şey düşünmüyorum... Yorgunluk .. biraz neş’e... kahkaha.. »
Alkışlar devam ediyor... Sanatkârı sahneye çağırıyorlar...
Gözlerini açtı, ilâve etti:
«— Şey . daha neler istiyorum biliyor musunuz. Yeni yılın harbsız ol masını... Sonra, musiki salonlarında, sanatkârların yine, eski sadakatle musikiye hizmet etmelerini...»
Ve gölge gibi sahneye doğru kayboldu. Bir de baktım. Safiye Ayla, arkamda; Necati Tokyay. Haşan Tahsin dc yanında Çok neş’elı: sorun bana: ne istiyo-musunuz ? Herkesin eğ-Dışarda millet birbirini eğlenef yeri bulmak i-
v ıi temennileri.-.
Haşan Tahsin dc şöyle diyor: Bayrağımızın şeref ile sib bir musikimiz var... 1948 sikimiz için hayırlı olsun.»
1948 yılı ile aramızda tam kalık bir mesafe var...
Dikkat, işte 48 yılına dalıyoruz... Düdükler ötüyor .. Şurada burada çiftler... neşeli kahkahalar...
Ve ben ellerim ceblerimde Galata-saraya doğru yürüyorum...

Konak» da balo var... Kapının önü tramvay sahanlığı gibi... Giriyorum... Dekolte kadınlar, lı, smokinli erkekler... Caz Omuz omuza dans...

«özgür» ün önündeyim,
kapalı, içerisi komple. İbrahim öz. gür’ü buldum;
«— Aman, dedi, şey sormayın. Zira Yarın akşam teşrif

Londra Bar... Tanınmış lardan bazıları burada ve raksediyor.
Kendisini pistten locasına ken merdivende kaba:
«— Bütün bir mek istiyorum...
mütena yılı mu



3 daki-
ve frak-
çalıyor...
Kapılar
Şimdi bana bir iş üzerlndcylm. edin.»
sporcu-Adalet

gider-
yakalıyorum: Kah.

yıl gülmek, rakset-► diyor.

Saat 3 e doğru Beyoğlu Polis mer kezine soruyorum:
Şu saate kadar, kaydc değer
bir vak’a olmadı!» diyorlar.

İs*' İstanbul; kısaca «işte Beyoğlu* böyle eğlendi...
Ve saat 3 (30 .. Yine ben ellerim cebimde, paltomun içine saklanmış, muttasıl yürüyorum Nedret Selçuker
I Tekel G. Müdürlüğü ilânları
S
Levazım Alım Komisyonundan
) Istanbulda bulunan fabrikalarımızın ve İstanbul vilâyeti hw dudu içinde idarece lüzum gösterilecek diğer fabrika, müessese ve a-töhckn işletme ihtiyacı için bir gene zarfında Havzadan denizyolu ile gelip motoç ve gemilerden idaremizin göstereceği deniz kenarına çıkacak olan takriben 10.000 ton maden, kok ve sömükak kömürleri deniz kenarından İdarcmlzce gösterilen depo veya sahalara nakledileceklerdir.
2 — Muhammen bedeli 14 000 lira olup geçici teminatı 1050 lira-dır.
3 Eksiltme 7.1.1948 çarşamoa günü saat 11 de Kabataşta Teke) Genel Müdürlüğü levazım elim komisyonunda yapılacaktır.
4 — Şartnameler her gün levrtım şubemizde görülebilir.
5 — İsteklilerin belirli gün ve saatte yukarıda mikdarı yazılı te-' minatları ile adı geçen komisyona müracaatları ilân olunur. 17697
- ■■ ■ — „ - — --— — r ^7 ■ — ■■■ ■■■
Çam Tomruğu Satışı
Kastamonu Devlet Orman işletmesi Müdürlüğünden:
1 — işletmemizin bostan istif yerinde mevcut 160 adede denk 153 metre 035 desimetre küp çam tomruğu açık arttırma suretile satılığa çıkarılmıştır.
2 — Beher metre küpünün muhammen bedeli 50 Hra alup % 7,5
Hesabiyle muvakkat teminat akçasj -574 . liradır.
3 — Arttırma 12 Ocak 1948 tarihine rastlayan Pazartesi günü saat 15 de Kastamonu İşletme müdürlüğü binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
4 — Şartname Orman Genel Müdürlüğünde, İstanbul Orman Baş mühendisi Halil Erkut’ta, Araç, Daday, Küre, Boyabat, Tosya işletme müdürlüklerinde, Taşköprü, Çankı rı. inebolu orman bölge şeflikleri İle
işletmemiz müdürlüğünde görüle biHr.
5 — isteklilerin muayyen gün ve saatte satış komisyonuna müracaatları. (18036)
Baglahl Pvogv
CUMA — Z/İ/16Lİ
7.28 Açılıg v« progrml'
7.30 m. *. Ayan
7.30 Millik
7.45
8.00
8.30
8.45
9.00
12.28
12.30
12.30
13.00
13.15
13.30
13.45
14.00
17.58
18.00
18.00
18.30
18.45
10.00
19.00
19.15
19.20
19.45
20.00
20.15
20.30
20.35
21.15
21.30
21.45
22.00
22.15
22.45
22.45
23.00
Haberler Müzik Müzik Müzik ı Çarkı]al Kapanış
Açılış ve program M. S. Ayan
Müzik: Şarkılar v$ Türkülü Haberler
Müzik
Müzik: Havai müzikleri Müzik Kapanış.
Açılış ve program M. S. Ayan Müzik: Radyo dans orkestrai Konuşma
Müzik: Saz eserleri M. S. Ayarı Haberler
Geçmişte Bugün Müzik: Müzik: Müzik: Radyo
Serbest Saat Müzik: înce Saz Konuşma Müzik: Şan soloları Müzik: Çigan müzikleri Konuşma: B. M. M. Saati Müzik: Dans müziği M. S. Ayan Haberler Program ve kapanış.
Rad. senfoni orkestrası
Yurddan sesler Şarkılar Gazetesi

BULMACA
-----*----- 123456789
1
2
3
4
5
6
Eski Vali Konağı Satılıyor İçel ili Daimî Komisyonu Başkanlığından:
1 — Mersinde Camii Şerif mahallesinde bulunan üç katlı dokuz odalı ve uç salonlu eski vali konağı kırk bin lira bedelle 1/1/948 tarihin den itibaren on beş gün müddetle ve Kapalı zarf usuliyle arttırmaya konulmuştur.
2 — ihale 16/1/948 Cuma gunu saat 15 de komisyon salonunda ya püacaktır,
isteklilerin % 7,5 teminat akçesini özel idare veznesine yatırarak makbuz ve teklif mektupları ile bildirilen gün ve saate kadar II daimi komisyonuna müracaatları. (17850)
Soldan Sağa:
I
1 N
I 1 ■
| 1 ■ I &
■ 1 II
■ n
‘■i ■
• 1 at 1 l
-.■ı - ■
e /
i
9
Vsküdarda yeni inşa olunan tramvay bekleme yeri Üsküdar - Kadıköy ve havalisi halk tramvayları idaresi, bilhassa kışın yağmurve rüzgârdan barını lamıyacak derecede açık ve her türlü hava tesirine maruz bulunan bazı tramvay mevkilerinde ye niden birer kapalı durak mahalli inşasına karar vermiştir.
Kendi atölyesinde portatif bir surette yaptırdığı bu durak külü -belerinden bir tanesi Zeynepkâmil doğum hastahanesi hastalarile Har manlık ilkokuluna müdavim öğren ellerin barınmalarım ve bu arada civar halkın istifadesini sağlamak maksadile Harmanlık mevkiindeki tramvay mevkiine konulmuştur.
1 — Aşın sevgi; 2 — Metod, bırakma; 3 — Son icad edilen keşif cihazı, tersi çalgı mânasına, 4 — Bir muharririn adı, teşrinievvel, 5 — Edat; duanın sonunda söylenir; 6 — Alçak, nota; 7 — Yavru çıkarnnyan.yumurta; 8 — Bir cenup vilâyetimiz; yüze sürülür, 9 — Ermenilerin çok kullandıkları bix edat; rahib; vareste.
z
I
1948 PLANI
i
t
200.000 LİRALIK İKRAMİYE
SABAH- OGLE - AKŞAM
Her yemekten ecnra RALYOLİN diş macunu ile dişlerinizi muntazaman fırçalayınız.
«— Bana rum biliyor lenmesini kınyor; bir çin...»
— Neler okuyacaksınız bu gece? «— Hep neş’eli şarkılar... hep!.. hep... neş’e... kahkaha...»
Necati Tokyay da diyor ki:
«— Kapanan bütün musiki salonları açılsın... Yine söyliyelim, çalalım. Velhasıl musikiye hizmet edelim...»
ı
Sovyet Elçisi de Trumana itimatnamesİBi verdi
Vaşîngton; 1 (A.A.) — Sovyetler Birliğinin yeni Amerika büyük elçisi Aleksandr Panyuşkin, dün ak şam Trumana itimadnamesini tak dim etmiştir.
General Electric Com-pany nin bir kararı
Vaşington, 1 (A.A.) — Amerika general Electric Company’nin bil -dirdi£ine göre, kumpanya, enflâs -yonun önlenmesine yardım etmek üzere fiyatlarından ekserisini yüzde üç ilâ on azaltacaktır. Mısırdaki İngiliz askerî
heyeti lâğvedildi
Kahire; 1 (A A.) — On seneden beri Mısır ordusu nezdlnde bulun -makta olan İngiliz askeri heyeti, dün lağvedilmiştir.
Bu heyetin vazifesinin ilk sene -lerl zarfında Mısır ordusunun mev cudu 10 bin kişiden 50 bin kişiye çıkarılmıştır.
Attlee’nin mesajı
Lx>ndra, 1 (A.A.) — Yeni yıl mü-nasebeiile Başbakan Attlee çarşamba akşamı İngiliz milletine hitaben tır mesaj neşretmiştir. Bu mesajda bilhassa şöyle denilmektedir:
Bu yıl içinde Ingiltereyi büyük tır millet haline getiren millî zlh. niyetle hareket edelim. Herkes ‘tarafından sarfedilecek gayret, istih-salâtımızı bu badireyi atlatmak için ihtiyacımız olan yüzde on nlsbetine ulaştıracaktır.»

KOPUKLU ŞARAP
En îvl üzümlerden inal elLen Köpâlılfl Şaraplarımız
•P
Bayilere tevzi edilmiştir.
80 cl. lık bir şişesinin fiyatı, 100 kuruşu $ışe depozitosu olmak üzere 300 kuruştur Sayın Halkımıza tavsiye ederiz.
TEKEL

İmtiyaz. Sahibi:
A. CEMAUEDOİN SARAÇOĞLU -
Yaaı İçlerini fiilen idare «den:
Yaa> l*leri Müdürü: FATİH FUAO
Dizildiği Yer:
«Teni 8abah> mürettiphanen
Baaıldığ, yar; «OOn Satımevl»
— Nasıl helâk edebilirsin? Elin de hançerin mi var, kılıcın mı var, boynunda zehirin mİ var?
— Haricden tedarik edilebilecek şeylere tenezzül etmem. Cenabı Hak bana parmaklar ve tırnaklar vermiş. Bunlarla kendimi boğabilirim.
— Ellerini arkandan bağlatırsam bunu yapamazsın. Mecburen uslu durur, emir ve arzularıma lnkiyad edersin.
— Etmem. Çünkü Cenabı Hak, her insana nefes vermiştir, hava -kızlıktan boguluncaya kadar soluk almamak surctlle ölmeme nasıl mö nJ olursun ?
Haccâc-uZâlirn, BUşeyreyl çok seviyor; elinden kaçırmak İstemiyordu. Onun her dediğini kabul etmek, her arzusunu yerine getirmek mecburiyetinde İdi. Çünkü aşkı böyle emrediyordu. Aşkının emrine mugayir hareket edemezdi. Lâkin Büşeyre tenlİTn olmamak hususunda ısrar ediyordu. Sözde ona sevgili babam
1 . &

1 1 J
4EV, 4ARSA
Böyle zarif bir eve sahib olmak isterseniz, Tt'RKİYE İŞ BAN-KASI’ndaki tasarruf hesabınızı 1947 yılı sonuna kadar en az yüz liraya yükseltiniz. Hesabınız yoksa derhal bir hesab açtırınız.
TÜRKİYE İŞ BANKASI
Yılda dört, çekiliş: Her çekilişte 1 EV, i ARSA ve dolgun para ikramiyeleri...
Hesaplarında altı yüz liradan fazla parası bulunanlar her beş yüz iiralan için çekilişlerde ayrı bir kura numarası alacaklardır.
Ayrıca, 21 Nisan 1948 de ÇOCUK HESAPLARI için rengin ikramiyeler çekilişi.
Aşk - Macera - Tarih - Cinayet
(azan: Muharrem Z. kopfluna 1
Tefrika No
} likandan Agağıjra:
1 — Susuz; İsveç takum; 2 — Askerler; tersi tok değil, 3 — Ru da (aynen), bir muhtıra ismi, 4— Pek iyi; vahşi; 5 — Bir nevi fal, 6 — Bir gıda maddesi; gösteriş .çok defa kıyafetle beraber söyle nirı: 7 — Şiirler ona göre yazılır lar; acı patlıcanı çalmaz, 8 — Bir nevi tiyatro; yiğit «asker mâ nasına da kullanılırı; 9 — Yankı Namık Kemalin bir eseri.
j
2
3
4
5
6
/
8 s
HVVRn.Kl BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ 1 2 3 4 5 6 7 8 9
KAR AS ATAN
A Ğ, I 1 l(s!Riaiş;e
R|A;F EiTMK A S
AMA D E O L!A N
MWT!O.P K AİL E
A YIL E«M A»
N A' î M'S N Â.N r
■ S L A,V Aı’KİB L
N A K K A! Ş«IF (1
vasiyet etmiş, «Her kimle evlenirsen, evlen, kocana, nikâh kıyıldıktan üç ay sonra teslim ol; daha evvel teslim olursan babalık hakkımı helâl etmem» demiş.
Acaba Büşeyre bu yalanı niçin söylemişti; Kendisini çıldırasıya seven Haccâc’dan kaçmak mı istiyordu? Üç ay gibi oldukça uzun bir vakti mev’ud masalı uydurarak bu müddet zarfında bir firar çaresi bul mağa mı çalışıyordu?
Haceftc, Büşeyrenin yalanma inanmıştı. Kâh rica ederek, kâh tehdld savurarak onu daha evvel teslim olmağa dAvat ediyor; fakat söz geçi*
remiyordu. Zavallının sabra da tahammülü kalmamışHı. Büşeyredcn yüz bulamayınca çılgın bir halde yatak odasından fırlıyor, caıiyelerden herhangi birisinin odasına koşuyor; öfkesini ondan alıyordu.
Haccâc, yine öyle yaptı. Yataktan deli gibi fırladı. CAriyelerden birisinin ağûşuna atılmak üzere çıkıp gitti. Büşeyre, memnun memnun gülerek söyleniyordu:
— Değil üç ay sonra, otuz ay, hat. tâ otuz sene sonra dahi vuslatıma jnail olamıyacaksın Haccâc! Uzaktan göıüncû seni pırlanta sanmıştım; halbuki alelfide taştan farkın
yok...

Taş kubbe... Taş duvarlar... Demir kapı... Tepeden açılan avuç içi kadar bir delik... Kenarda, susuzluktan çatlamış kirli bir testi... işte zindan!
Zindanda üç kişi... Üçünün de bel den yukarı kısmı çıplak ve yara bere içinde.Demek çok İşkenceye uğramışlar, çok zulüm görmüşler... Fakat üçü de hallerinden şikâyetçi değil... Sanki hiçbir zulüm ve işkence görmemişler gibi dimdik oturuyorlar...
Bunlanıl kim olduklarını elbette
^tanımışsını^dır: Talha, Abdurrah-1
man, Abdullah... Abçlullahın sırtın, da ( Haccâc» ismi yazılı... Bu ismin hançerle nasıl yazıldığım evvelce anlatmıştık. Tekrar anlatmağa ne hacet...
Hallerinden şikâyetçi olmıyan, dim dik oturan kahramanlarımız hiç konuşmuyorlar; oturdukları yerden di* şarıyı dinliyorlar... Onlarla beraber bizde dinliydim. Birisi, başka birisine yavaş sesle blrşeyler anlatıyor:
— Her tarafta isyan var.. Emir hazretlerinin idaresinden kimse mem nun değil... Zab suyunda boğulup ölen ŞÜbeyb’in boş kalan yerini yeni Şübevb’ler dolduruyor... Bu işin sonu hiç te iyi olmıyacak... Efendimizin zulüm siyaseti aksi tesir yapıyor. Ahali korkup uslu oturacağı yerde galeyana geliyor; intikam almağa kalkışıyor... Her gün, her yer ,de kafile kafile idamlar vukubulu-yor... Zindanlar, ölüm sırası bekli, yen mahkûmalrla dolu...
var;
(
Serbest
LİNYİT
KÖMÜRÜ
Tonu : 40 lifn
Telefon: 44354
“ ■ * • * • .A ' I
Galat* Eski Gün»ruk
sok. No. 44
T
'I V

Zayi
Küre kazasına bağlı Şalgam kd vü ilkokulundan 944 ders yılında almış olduğum şahadetnamemi kaybettim. Yenisini alacağımdar eskisinin hükmü yoktur.
Haşan Yüksel