Bavmuharrlrh Mümtaz Faik Fenik
HAZİRAN 1950
Yıl» 2 — No. 415
Caddesi.' 3
Post* Kutusu: İM — ANKARA
Telgraf: Zafer Geaeteal Ankara
Baş muharrir tel: ....... 18619
Yazı İşleri, İdare: ..... 18318
Fiyatı her yerde 19 kuruştur.
HERGÛN BİR HÂDİSE
Saadetini kazalara
niı
Doğu, Karadeniz bölgelerinde açlık
Mecliste iki sözlü soru görüşüldü
borçlu bir aile
— Yazısı 3 üncü sayfamızda —
i
edilen öğrenciler için model arasındaki bu müsabakada
tTurk Hava Kurumu modelcilik ve planörcülük şubesi tarafından tertip
1 uçakları müsabakası Etimesğut planör meydanında yapılmıştır. Çocuklar ■ derece alanlara hediyeler verilmiştir.
I
Ekonomi ve Ticaret Bakanı “Hükümet, Doğu ve Karadeniz bölgelerinin
Ekonomi ve Ticaret Bakanı huKumeı, uogu ve naraaenız Bölgelerinin m uz ta ri p vatandaşları için esaslı tedbirler almak kararındadır,, dedi (T J X*
' ve i
-•-ı

Ot yiyen köylüler
en i
a hU pil

ı.r. I


Boyabadın Orta-köy halkı yardım bekliyor
Boyabad Ortaköyünden taköy halkı namına Mehmet Tezel» imzasiyle aldığımız aşağıdaki telgrafı ilgililerin dikkat nazarlarına sunuyoruz:
«— Bu sene kuraklıktan mahsullerimiz tamamen kurudu. Yiyecek hububatımız kalmadı. Halk ot yiyor, hayvanlarımız saman-sızlıktan yüzde yüz bir ölümle yüzyüze bulunmaktadır. . Duru-mumuzun yerinde tetkik ettirilmesi için ilgililere gereken emirlerin verilmesini rica ederiz.
I
Kırşehir vilâyetinin Mucur ilçesi Demokrat Parti idare kurulu şehrimize gelerek Cumhurbaşkanı Celâl Bayar’ı ziyaret etmiştir. Yukarıda heyet Cumhurbaşkanı ile bir arada görülmektedir
--------- — ____ UvUl
Büyük Millet Meclisi dün saat 15 de başkan vekillerinden Balıkesir MilletveJoli Sıtkı Yırcalının başkanlığında toplanmıştır.
Oturum açıldığı zaman sözlü soruların müzakeresine başlanmış ve Ordu milletvekili Feyzi Boztepe|-nin, Ordu halkının ihtiyacı için tarım kooperatifi emrinde bulunan mısırın uzun kredi ile muhtaç vatandaşlara dağıtılmasına dair sözlü sorusu ile, Erzurum milletvekili Sabri Erdumanın, Erzurum halkının buğday ihtiyacı için ofisten ö-dünç buğday verilmesi hakkında ne düşünüldüğüne dair sözlü sorusuna, Ticaret ve Ekonomi Bakanı Zühtü Velibeşe şu cevabı vermiştir:
«Sayın arkadaşlarım,
Memleketin çok mühim bir meselesinden bahsetmeye imkân verdikleri için sayın Boztepe ve Erdu-man arkadaşlarıma teşekkür etmekle söze başlıyacağım.
★ (Devamı Sa. 6 Sü: 1 de)
Bütün hususî ormanlar, sahiplerine iade edilecek
Tarım Bakanlığında toplanan komisyon
Ziraat Bankası tarafından para ve hububat yardımı yapılmadığı, mallarımız için ya müşteri temin edilmediği veya banka Jhprçlarımız bu yıla mahsus ol- I r mak üzere tehir edilmediği takdirde bütün köy halkını çok daha fecî akıbetler beklemektedir. Hükümetin süratle imdadımıza yetişeceğine inanıyor ve buna intizar ediyoruz.»
Haklarında yapılan şikâyetler tahakkuk eden idare âmirleri
mühim kararlar vererek dün dağıldı
Bunlardan 7 kaymakam İçişleri Bakanlığı tarafından emekliye çıkarıldı
Hauat pahasına “dur!”
emri !
Mümtaz Faik FENİK
eni iktidarın, idareyi ele I duğunu kimse idrak edememişti, alır almaz ilk işi, mütema- Diğer taraftan, alabildiğine yükse-diyen yükselen hayat pa- | len devlet masraflarından asla bir 1| hasına .Dur!, emrini vermek oldu. * (Devamı Sa. c Sü: ( de)
"jİ! Ondan ^onra da ikinci bir emir 1 __________________________________
Jü duyuldu: -Geri dön!.
Oi -, Memleketle idare mes’uliyetini • ’Tf erlerinde bulunduranların birinci ' vazifesi, esasen vatandaşların hayat standartlarını korumak, onları bir yığın zor şartların yılucı fırtınalarından sakınmak değil midir?. Demokrat Parti öyle bir zamanda îş başına gelmişti ki, hayat pahasını İndirmek şöyle dursun, onu olduğu yerde, yani grafik dağının tepesin-J[ de zaptedebilmek dahi mühim bir " J mesele idi. Halk Partisinden miras *e.J aldığı iktisadi dorum buna asla el-verişli görülmüyordu. Eski iktidarın bu mevzudaki kanaatlerini kaç defa en ileri gelenlerinin ağzından dinlemiştik. Bu harpten sonra dünyanın her tarafında istihsal düşüktür. Her yerde pahalılık vardır. Harpten evvelki fiyatlara dönmeğe imkân yoktur. Onun İçin yapılacak iş sadece bir ayarlamadan ibarettir.
Eski iktidar mensuplarının bu a-yarlama ile kastettikleri şey, kazançlarla fiyatlar arasında bir mutabakat temininden ibaretti. Fakat bu sadece lâfızda kaldı, çünkü bu ayarı tanzim edebilmek için İktisadî bir kronometre yoktu. Onlar evvelâ, memur maaşlarına yapılan bir kaç kuruş zamla bu işin hallo-luvereceğlni zannettiler. Fakat bu zam da büsbütün fiyatların yükselmesine sebep oldu. İktisadî ayarla-mada en mühim esasın bir ekono-pf ' mik plânla istihsali arttırmak ol-
Prof. Vasfı*
fö»
f.
esi
in se1 pi*

ii-S'
f'-1' - _________________
42- P. Meclis Grupu Dugün toplanıyor
D. P. Meclis Grupu Başkan-ir'S lığından:
Demokrat Parti Meclis Gru-
1 pu bugün 20/6/950 Salı günü sa-at 15 de toplanacaktır.

Raşid'in evi taşlandı
I Aldığımız malûmata göre, 14 Ma. f yıs seçimlerinde haklarında şikâyet [ . vaki olup bu şikâyetler yapılan tah kikat neticesinde tahakkuk eden ve esasen bugüne kadar iyi sicil almamış bulunan muhtelif vilâyetlere bağlı 7 kaymakam Memurin Kanunu gereğince emekliye ayrılmıştır.
| Emekliye ayrılan kaymakamlar şunlardır:
I Bilecik vilâyetine bağlı Osmaneli kaymakamı Refik Kuyucu, Afyon vilâyetine bağlı Sandıklı kaymaka. mı Ali Rıza Tarhan, Kastamonu vilâyetine bağlı Küre kaymakamı Salâhattin Erçin, Denizli vilâyetine bağlı Çal kaymakamı Ragıp Savaş, Muğla vilâyetine bağlı Yatağan kay makamı Rıdvan Akmansoy, Giresun vilâyetine bağlı Şebinkarahisar kaymakamı Hikmet Yavuz, Çanakkale vilâyetine bağlı Ezine kay-makamı Kerim Özday.
Dr. Abdullah Gözübüyük
8u işi yapanın aklından şüphe ediliyor
Dün gece sabaha karşı saat 2, sıralarında Yenişehirde bir hâdise olmuş ve 20 yaşlarında Osman Peri isminde biri, Ord. Prof. Vasfi Raşit Sevig’in evini taşlamış ve camlarını kırmıştır.
Hâdiseyi müteakip derhal yakalanan Osman Perinin, gayri tabiî hareketler yaptığı.görülerek Numune hasnahanesine sevkedilmiş ve netîcede hastahene, Osman Perinin müşahede altına alınması için Istan bul Bakırköy Akıl hastahanesine gönderilmesi icap ettiğini bildirmiştir.
Osman Peri bugün akıl lıastahane sine gönderilecektir.
Lahey konferansında delegemizin başarısı
Dr. A. Pulat 300 delege arasında en mühim komisyona üye seçildi Lahey’de Milletlerarası Adalet
Sarayında toplanan suçlu çocuklar
Abdullah Pulat Gözübüyük, şehri---------- ------------,— ,------- mize gelen haberlere göre, konfe-konferansında hükümetimizi temsil ransın altı üye ile bir başkandan eden Adalet Bakanlığından Dr. I k (Devamı Sa. G Sü: 7 de)
eden Adalet Bakanlığından Dr.
Ir.gıltereye g’decek Bosın Heyetimiz
İstanbul, 19 (Hususî) — İngiliz hükümetinin davetlisi olarak yarın Londraya hareket edecek Türk Basın Heyeti şerefine bu akşam İngiliz Büyükelçiliği Basın Ataşesi Mr. Grand tarafından sefaret bahçesinde tertip edilen akşam yemeği çok samimi ve eğlenceli bir hava içinde geçmiştir.
Bu ziyafette İstanbul Valisi Fahrettin Kerim Gökay ve refikası, bir kısım basın mensupları, İngiliz Başkonsolosu, İngiliz Ticaret Ataşesi, ★ (Devamı Sa. 6 Sü: 3 de) ,
Tarım Bakanlığında bia? kaç gün-denberi devajn eden istişarî mahiyetteki toplantılar dün sona ermiştir. Terim Bakanı Nihat Eğriboz’un başkanlığında yapılan dünkü toplantıda Orman Genel Müdürlüğü erkânı da hazır bulunmuşlardır.
İstişare Komisyonunun dün verdiği mühim kararlar arasında bütün hususî ormanların sahiplerine iadesi , bir orman fonu teşkil edilerek köylülerin küçük orman sanayii, küçük el ve ziraat sanayii vasıtasiyle kalkınmasını temin etmek, baltalık ormanlar eskidenberi buralardan istifade eden köylülere tahsis etmek bunların muhafazasına köylüle •ri de iştirak ettirmek, devletin orman sanayii ile işgal etmiyerek bu gibi sanayi müesseselerini millete nıaletmek vardır.
Bunlardan başka mümkün olan yerlerde tecrübe mahiyetinde köy birlikleri ve kooperatifler kurulması istenmiş, tecrübelerden iyi ★ (Devamı Sa. 6 Sü: 6 da)
Eczanesiz
eczacılar
Eczaneler Kanunu üzerinde tetkikler
Senelerce evvel o günlerin şartlarına göre hazırlanıp kanunlaştırılan eczahaneler tahdit kanununun bu defa tekrar incelenerek ya tahdidatın tamamen kaldırılması veyahut evvelce kabul edilen 10.000 nüfusa ait olan nisbetin hafifletilerek eczahane sahibi olmıyan eczacıların da eczahane sahibi olabilmeleri imkânının araştırılmakta olduğu ve bu sebeple bir prensip kararına vâsıl olmak üzere Sağlık Bakanlığının bu konuyu ele aldığı söylenmektedir.
Diğer * taraftan patron eczacılar da bu tasavvura karşı teşebbüse geçmiş bulunmaktadırlar. Eczahane sahiplerinin bu arada Ticaret Odasında toplanıp bazı kararlar aldıkları da dolaşan rivayetler meyanın-da ayrıca zikredilmektedir.
İstanbula gelecek Ingiliz filosundan Saintes destroyeri
Bir Ingiliz filosu
İstanbul'a geliyor
Üç İngiliz gemisinden mürekkep bir İngiliz filosu 24 Haziranda İstanbula gelecek ve 29 Hazirana kadar orada kalacaktır.
Gelecek filo, Albay L. G. Durlac-ker komutasında «Vigo», «Santes», •Armada» ve «Gravelines» destspyer lerinden müteşekkildir.
Bu gemilerin hepsi «Battle» sınıfından ve 2883 tonluktur.
Filotillâ komutanı Albay Durlac-
ker İkinci Dünya Harbinde General Eisenhover’in karargâhında çalışmış, daha sonra müttefik donanma baş komutanlığı kurmayında hizmet görmüş, Kuzey Afrika, Sicilya ve Salerno karargâhında bu yaya sevkedilen gemi kafilelerinin yaya sevkedien gemi kafilelerinin muhafazsına memur edilmiş, oradan Hint Okyanusundaki harekâta gönderilmiştir.
Ajans aleyhindeki tazminat dâvaları
Onbeş dâvadan birinde daha Ajans mahkûm oldu
★ (Devamı Sa. 6 Sü: 5 de)
Türk Hava Kuvvetleri Makinistlerinden öğrenci olarak K İzmirdeki Gaziem’r,
Makinist Okulunda uçakların idro lk tertibatına ait bilgi edinmektedirler.
Yukarıdaki resimde bir Amerikalı uzman makinistlere Amerikan yapısı B-26 bombardman uçağının i(l-rolik tertibatını izah ederken görül nıektedlr.
Anadolu Ajansından çıkarılan veya çıkmak zorunda bırakılan memurlar tarafından ajans aleyhine açılan 15 kadar dâvanın İkincisi de dün Ticaret Mahkemesi tarafından karana bağlanmıştır.
Bundan evvel Fahir Köseoğlu ta rafından açılan dâvada ajans idaresi 4900 lira tazminata mahkûm e- , dilmişti.
Dün de Mazlıar Özartam’ın 4500 lira tazminata hakkı olduğu mahke-kararile tesbit edilmiş bulunmak
AKINTIYA~I I ~ KÜREK
Karabük fabrikaları
müdürü değişiyor
Karabük, 19 (Hususî) — Karabük Demir - Çelik müessesesi müdürü Muhittin Erkan Ankaraya çağrılmıştır. Mumaileyhin başka bir vazifeye tâyin edileceği anlaşılmaktadır. Yerine halen müessesede tek nik müşavir olarak çalışmakta olan Dr. Mühendis Ömer Lûtfi Bilkan’ın vekâlet edeceği öğrenilmiştir.
Kadroyu takviye!
Cayın sabık Barlas Baka mmız, İstanbul’da S Telgraf ler
lîğe avdet buyuruyorlar... Ama, limon almaya gider gibi devlet otomobili ile değil... Köye davul zuma götürür gibi devletle de- ! ğil...
Eğer Etem İzzet Benice dostumuz, sayın sabık Barlas Bakanımızla. Soıı Telgraf refikimizi takviye edeceğini düşündü ise, demek Son Telgraf refikimiz, sayın sabık Barlas Bakanımız zamanındaki Devlet Bakanlığı gibi bir şey olacak!...
Hayır bir şey değil, Son Telgraf refikimizde tle bir çok mes-lekdaşlanmız çalışıyor!
YEDEKÇİ
«., -ouu.vu. un Son refikimize makale -yazmağa başlamış! Sa -sabık Barlas Bakanı-demek artık gazeteci-
Sayfa: 2
ZAFER
20 - 6 - 1950
E&tmiMMIl
Küçük temenniler
M». - De.
C icaklar birden bastırıverdi. ** Günler uzun. Aylardan Ra-
çıktı. Adım başında dilenci. Sakatından sağlamına, amatöründen
azan. Allah oruç tutanların yar-
profesörüne kadar!
Hem de
ne
cımsısı olsun. Ama beri taraftan
sakatlar. Fakat işin fecî tarafı,
çoğu oruç tutan memurlarımıza bir faydamız dokunamaz mı diye düşünüyorum. Meselâ devlet dairelerinde yaz çalışma saatini hemen tatbik etmek mümkün değil midir?
hepsine para yetişmediğiniz için, ikisi veya üçünden gayrisinden
ya beddua yahut da küfür işitiyorsunuz. Merhamet, yoksula yardım Türk milletinin en büyük İnsanî hasletlerinden biridir. Fakat,
böyle adım başında kaldırıma
Geceleri saat on birden sonra
düşünce o
da azalmaya yüz tutu-
klakson çalmak yasak edilmiş. Bu, klâskson derdi üzerinde bir kaç yazı yazdığım, belki hatırlardadır. Bana kalsa, gündüzler] dahi, klakson çalma işini bir yoluna
yor. Tedbir almalıyız. .
yordamına koydurmayı
düşünü-
rüm. Tâ ki, bir çok şoförler klâk-
son çalmanın da bir yeri, sırası ve âdâbı olduğunu bilsinler. Her r'* hal ise, o da öğrenilir inşaalbb
diyelim ve, hiç olmazsa bu gece vaveylası yasağım koyanlara şimdilik bütün şehir halkı adına teşekkür edelim.

Ankara, dilenciler şehri oldu

Baba Karpıç’iıı de bir derdi var. Getirmişler bir İlân kulesini tam lokanta kapısının önüne dikmişler. Dert anlatmaya çalışmışsa da kimse dinlememiş. Oysa ki Baba Karpiç haklı. Kule biraz daha sağa veya sola alınabilirdi. Şimdi tam otomobillerin yanaşacağı nok. tada dimdik âdeta lokanta kapısının önünde bir yasak işareti gibi duruyor. Nihayet bu, sadece Baba Karpiç'e değil, müşteriye de bir saygı meselesidir.
Yurt Dâvaları
Hakkın sesi yükseliyor
Bütün hanuıiar inceden inceye gözden geçirilmekte ve asla siyasî mülâhaza deımeyan edilmeden yeni tasarılar hazırlanmaktadır.
Tüyler ürpertici bir kaza
Bir çocuk kayalıklardan aşağı yuvarlanarak parçalandı
Dün Yenihayat mahallesinde tüyler ürpertici bir kaza olmuş ve on yaşlarında bir çocuk oynamakta olduğu kayalıklardan aşağıya yuvarlanarak fecî bir şekilde ölmüştür.
Yaptığımız tahkikata göre Yenihayat mahallesinde oturan Haşan Hüseyin Gö.cdemir ismindeki çocuk evinin yakınındaki kayalıklar üzerinde oynarken ayağı kaymış ve böylelikle yalçın kayalardan aşağıya yuvarlanmıştır.
Kanlar içinde yere düşen Gökde-mir derhal hastahaneye kaldırılmak istenmiş ise de aldığı yaraların tesiriyle ve fazla kan kaybı yüzünden ölmüştür.’
Savcı yardımcılarından Ilayri Mumcuoğlu hâdiseye el koymuş ve tahkikata başlanmıştır.
Yargıtay üyeliğine yeni bir tayin
Haber aldığımıza göre Adalet Bakanlığı Ceza Tevkif Evleri Genel Müdürü Sakıp Güran Yargıtay üyeliğine tayin olunmuştur.
Açık bulunan Ceza Tevkif Evleri Genel Müdürlüğüne henüz kimin geleceği belli değildir.
| Meselelerimiz |
“h„ dan "Z„ye kadar yeniden teşkilât
9 uncu Devre Millet Vekillerinden neler bekliyoruz? I
PULSUZ İSTİD,
a
Bir mektup ve bir vak’a
dalet Bakanı Muhterem Halil Özyörük, namzetliğini koyduğu günlerde verdiği bir beyanatta, bugünkü vaziyeti yakından bilen vukuflu bir hukuk adamı haysiyeti ile, memleketimizde «Bir adalet buhranı değil, ama bir ada let huzursuzluğu» mevcut olduğunu söylemişti. O zamanki iktidar partisi, adalet cihazımızın en yüksek merciinin başında bulunan bu zata, maalesef ağır hücumlarda bu. lunulmuş; ifade olunan bu hakikatin mahiyetini tetkik etme lüzumunu hissetmemişti.
O zaman da bu sütunlarda yazdığımız gib , Muhterem HaHlil Oz yörük, senelerdenberi mahkemelerin açılışını vesile ittihaz ederek adlî zaruretlere işaret etmiş; hattâ son nutkunda bu yolda verilen vaidlerin tahakkuk etmeyişi karşısında duyulan ıztırapları vekarl* bir ilim adamı edası ile efkârı u-mumiyeye yaymaktan geri kalmamıştı.
Bugün içimizde sakladığımız iki hatıra vaıdır: Biri. O zamanki Yargıtay Başkanının büyük hukuk kürsüsünden yükselen bu sesi; di-eğri de: Çeşitli isnat ve iftira bağımları altında tutulan en yüksek ilim ve irfan ocağımızın eski rektörü Sıddık Sami Onar’ın, bu taz-yıklara karşı feveran eden sesi!...
Adalet cihazı ve Üniversite... İşte iki varlık ki, daima birbirini tamamlamakta ve eşsiz birer kuvvet halinde memleketi ayakta tutmakta.
Totaliter rejimler yerleşmeğe ça-bu iki kuvveti ellerinde tutmak is lıştıkları sahalarda ilk iş olarak terler. Bilhassa ikinci cihan harbinden sonra Orta Avrupada bu hareketlerin yeni ve acı misallerini görmiyen kalmadı. İlmî hakikatleri tahrif; talim ve terbiyede ısmarlama ağız; müdafaa hakkını hiçe sayan ve emirle işleyen mahkemeler bu rejimlerin belli başlı vasıflandır.
İlmin sesi duyulmıyan yerlerde nasıl serbest tefekkür birleşip gelişemezse; hak ve adaletin hassas terazisi işlemeyen yerlerde de huzur ve güvenden eser kalmaz. İşte bu sebeplerden dolayıdır ki, «yurdun ve yurttaşların teminatı» olan bu iki cihaza siyasetin ve siyaset adamlarının karışmaları korkunç akıbetler doğurur.
Yine şu hakikati söyliyelim ki, gerek adliye cihazımız ve gerekse üniversitelerimiz daima bu tesirlere ve tazyıklara karşı koymak cesaretini göstermekten geri kalmamışlardır. Fakat, bütün bu gayretli çalışma ve çarpışmaların mesnedini, kendi üstün oluşlan ve kuvvetli idrakleri teşkil etmiştir.
Her ne kadar memleketimizde, büyük sarsıntılar olmamış ise de, hakikî demokrasiye doğru yol alırken, hakikatlerin acılığına katlanmanın güçlüğünden dolayı, şöyle veya böyle müdahalelerden de geri kalınmamıştır. Yukarıda da kay- . dettiğimiz gibi, bu iki müessesenin siyasî emellere göre ayarlanmak is- j tenmesi maalesef bir vakıadır. [ Uzun zaman Maarif Vekâletinin I mutlak emri altında tutulan Üni-J versitelerimiz, sonradan muhtari- ı yetlerini kazanınca şiddetli hücumlara hedef olmuşlar; bu muhtariyet, sanki bir nevi atıfet imiş gibi çeşitli tazyıklarla başa kalkıç ol- I muştur. Tamamen tarafsızlık havası içinde ve müdahaleden uzak ola I
Yazan
; Hayri Alpar ■
I
rak çalışma durumunda bulunan adalet c hazımız da istenen hareketleri göstermeyince, hattâ Meclis kürsüsünden bile aynı şekilde itaplara maruz kalmıştır. Anayasanın hâkimlere verdiği kat’îî teminat, kanunlara eklenen mütenakıs hükümlerle daima tehdide maruz bırakılmıştır.

İlmin ve hakkın sesi, bu mücadeleden sonra, 14 Mayısta siyasî ve idari emellere galebe çaldı: Türk tarihi dünyaya yeni ve muazzam bir nümune daha kaydetti.
Yeni bir partinin iktidara gelişinden sonra, umumî huzura mukabil, yer yer bazı endişelerin kendini gösterdiğ inkâr olunamaz. İ-dare adamlarından başka, adliye mensuplarımızın da kendilerini aynı endişeye kaptırdıklarım müşahede ediyoruz. Bu memlekette, muhtelif saha ve kademelerde vazife alan vatandaşların samimiyetlerinde şüphe olunamaz. Her biri vazifelendirildikten âmme hizmetini selâmetle yürütmek durumundadırlar. Eğer bugün bir endişe ve huzursuzluk varsa, yeni iktidar partisinden korkmadan ziyade, bağlı bulundukları statülerin çürük te melinden ileri gelmektedir. «Yerinden edilme, korkusu ve vehmi altında yaşıyan hizmet erbabj haksız muamelelere vesile vermişler veya kendini kurtarmak isteyenler kölelik ruhunu mecburiyeti hissetmişlerdir.
Demokrat Partinin seçim beyannamesini okuduğumuz zaman adliye cihazı mensuplarından başka i- i dare mekanizmasında vazife alan-kölelik ruhunu massetme mecburi- ! yetini hissetmişlerdir. i
★ (Devamı Sa. 6 Sü: 1 de)
Emniyet Genel Müdür Muavinliği
Son seçimlerde milletvekili seçilen Baha Koldaştan münhal bulunan Emniyet Genel Müdürlüğü Muavinliğine Genel Müdürlük 4 üncü şube müdürü Şefik San, diğer muavinliğe de Edime Emniyet Müdürü Ruhi Çalışlar tayin edilmiştir.
Tahrandan bir öğrenci kafilesi geliyor
Haber aldığımıza göre, Tahran Ziraat Fakültesi öğrencilerinden 20 kişilik bir grup başlarında üç profesör olduğu halde 25 Haziranda Ankaraya gelerek üç hafta kadar kalacaklardır.
Eskişehir Akşam Kız San'at okulu sergisi
Eskişehir Akşam Kız Sanat okulu öğrencilerinin 1949 _ 1950 ders yılı biçki, dikiş, çamaşır, nakış, moda ve çiçek derslerine ait elişleri sergisi 17/6/1950 Cumartesi gününden itibaren eski belediye binasındaki okulda açılmış ve halk tarafından alâka ve takdirle karşılanmıştır.
Bir kadının marifeti
Yenihayat mahallesinde oturan ‘ Ali Akgünü isminde bir hamurkâı I alacak yüzünden aynı mahallede o-' turan Pakize isminde bir kadınla' kavga etmiştir.
Bu sırada Pakize eline geçirdiği I keseri Alinin kulağına vurarak ya ! ralanmasına sebep olmuştur.
Yaralı Ali hastahaneye kaldırıl-1 mış ve Pakize hakkında da tahkikata başlanmıştır.
üâvet
Çalışma Komisyonu:
21/6/1950 Çarşamba günü saat 10 da;
Maliye Komisyonuı
Bugün saat 10 da;
Meclis Hesaplarını İnceleme Komisyonu:
Demirbaş tadadına devam etmek üzere bugün saat 10 da;
Sağlık ve Sosyal Yardım Komisyonu:
21/6/1950 Çarşamba günü saat 10 da;
Tutanakları İnceleme Komisyonu:
Bugün saat 10 da kitaplıkta toplanacaklardır.
— n —
26 Mayıs tarihinde bu sütunlarda yayınlanan yazımızda devlet daireleriyle iktisadı devlet teşekküllerinin yeniden teşkilâtlanması işinin Büyük Millet Meclisince ele alınması lüzumundan bahsetmiştik.
Bu defa Sayın Adnan Menderes hükümetinin programında: «Devlet cihazımızın bugün.cü ihtiyaçlara cevap verebilecek hale getirilebilmesi için bil umum devlet hizmetlerinin rasyonel olarak yeni baştan tanzimini zarurî - görmekteyiz. Bu suretle hizmet verimini artırmakla beraber her bakımdan tasarrui temin edileceği de aşikârdır. Memurlarımızın nisbî bir refaha kavuşturmanın yolu da ancak bu olabilir. Bütün bunları yaparken hiç bir kimsenin mağduriyetine asla meydan vemiyecek usullerin bulunabileceğine şüphe etmiyoruz.» denil -diğini görmek bizi çok sevindirdi. Devlet cihazının rasyonelleştirilmesi hiç şüphesiz ki politik değil, İlmî ve tektik bir iştir. Bu bakımdan Saüın Menderes hükümetinin bunu diğer partilerin de işbirliği ile ve tamamen politikadan ayrı bir iş olarak ele alacağını şüphesiz görüyoruz.
Biz, bu mühim işin yalnız hükümetin omuzlarında kalmıyarak Birleşik Amerika devletlerinde olduğu gibi Büyük Mllet Meclisinde kurulacak bir komisyon marifetiyle ve hükümetin sıkı işbirliği ile tahakkuk ettirilmesinin çok isabeti li olacağı fibrindeyiz. Çünkü başka memleketlerde yapılan tecrübeler neticesinde yalnız bir hükümetin aldığı tedbirlerle bu işin düzel-tilemiyeceği görülmüştür. Esasen hükümetin, devlet cihazını bugünkü ihtiyaçlara cevap verebilecek hale getirebilmek için düzenleme arzusunu izhar ederken, devletin ebet müddet olduğunu düşünerek bu yeniden tanzimin cihazın ilerideki ihtiyaçlara kolaylıkla adapte edilebilmesini mümkün kılacak hayatiyet ve elâstikiyeti de ha-.z olmasını gözöhüne almadığı anlaşılmamalıdır. Programda büyük iddialardan kaçınmak dirayetini gösteren Menderes hükümeti bu vadinde de şüphesiz ki mütevazi kalmayı tercih etmiştir.
Biz, Meclisin hükümetle işbirliği halinde bu düzenleme işlerini nasıl yapması mümkün olacağı ve bilâhare bunun idamesi için ne gibi tedbirler alınması gerekeceği hak-kındaki düşüncelerimizi gelecek yazılarımızda açıklamak üzere yazımızda, umumî efkâra, sık sık kullanılmakta olan organizasyon kelimesinin tarifini vermeği ve organizasyon lüzumunu belirtmeği faydalı gördük.
Memleketimizde Meşrutiyet inkı-lâbındanberi yapılan yanlış ve hazan da haksız tatbikat dolayısiyle çok kimse teşkilât ve tensikat kelimelerinden ürkmektedir. Teşkilâtlandırma kelimesini -İşitenlerin a-kıllanna bazı kimselerin kayrılması için iş icat edildiği ve masraf kapısı açıldığı, tens.kat kelimesini duyanların akıllarına da devlet dairelerinden -koruyucuları olmıyan-bir çok kimselerin kapı dışarı edilerek mağdur olacakları gelmektedir. Esasen her iki kelime, milletlerarası kabul edilip kullanılmakta olan ve uzuvlar arasındaki canlı ve ahenkli iş bölümü ve beraberliğine
--- Yazan --------s
Edip Atam
-----------------
delâlet eden organizasyon kelimesinin geniş mânâsını vermemekte-,dk.
' Organizasyon kelimesi muhtelif müellifler tarafından çeşitli şekilde tarif edilmiştir. Aşağıda bu tariflerden bir kaçını zikredeceğiz.
(1) Organizasyon, insan ve maddeden ibaret olan istihsal,,vasıtala-rını, varılmak istenilen gaye ve hedef gözönünde bulundurularak, a-henkli bir şekilde birleştirmek, prensiplerle düzenlemek ve ona mükemmel bir insan vücudündeki uzuvlar arasında mevcut iş bölümü ve ortaklığına benzer bir canlıhk vermektir.
(2) Organizasyon:
a) Faaliyetleri sevk ve idare e-den prensipleri ve bir araya getirilen sermaye ile emeğin, en iyi şartları iç nde kullanılmasını öğreten bir «bilgi».
b) Meydana çıkardığı kanunları uygulayan ve neticelerini kontrol eden bir «sanat».
tır. Bu tarife göre
organizasyon
sanatının başarılı sonuçlar vermesi için bütün çalışmaların ilmi esaslara istinat etmesi lâzımdır.
Bilindiği gibi Garp memleketlerinin bir çoğunda daha pek çok yıllar önce çalışmanın İlmî organizasyonu komiteleri kurulmuş bulunmaktadır. Bizde de bir benzerinin kurulması için teşebbüse geçtiğimiz bu teşekküllerin bağlı oldukları milletlerarası bir İlmî organizasyon komitesi vardır. Bu komite aşağıdaki tarifi kabul etmiştir:
•Çalışmanın İlmî organizasyonu, her bir teşebbüste, her bir hizmet veya resmî veya hususî idarede en iyi çalışma şartlarını tesis ve idameyi hedef tutan ve ilmî bir araştırıca neticesi olan prens’p veya metotlara istinat eden ahenkleştirilmiş faaliyetlerin heyeti mecmuasıdır.»
Yukarıdaki tariflere göre organizasyonun amacı:
a) İş tekniği sahasında; teknik i-caplara ve en yeni görüş ve buluşlara uygun sistem ye metotların tatbiki sayesinde her gün daha ileriye giden bir nizam kurarak her türlü iş ve istihsal vasıtalarından en çok verim elde etmeği yani «rasyonelliği».
b) İktisadî sahada: İşi - memleket ihtiyaçları gözönünde bulundurularak- en verimli bir tarzda yürütmeği, lüzumlu masraflardan kısılmamak şartiyle sarfiyatta âzamî tasarruf yapmağı yani «rantabiliteyi» artırarak umumî menfaati en iyi şekilde sağlamaktır.
Yukarıdaki tariflerin yalnız sınaî veya ticarî karakterde olan mües-sesele/i ilgilendireceği iddia edilemez. İş hayatında her emek ya doğrudan doğruya, ya bilvasıta istihsale müessir olur. Meselâ: Bir devlet dairesinde evrak kaydı yapan bir memurun işinin iyi düzenlenmemiş olması veya kendisinin iyi ye-t:ştirlmemiş bulunması veya işiyle ilgisizliği yüzünden bir çiftçinin, bir işçinin, bir tüccar veya fabrikatörün müracaat kâğıdını gecktir-mesi veya yanlış bir istikamete sevketmesi halinde bu kimselerin istihsal hayatındaki zaman, emek
veya para kayıplarına sebebiyet vermek suretiyle yaptığı bilvasıta tesiri düşünebiliriz.
İkinci bir misal olarak bir askerlik şubesinin muhtel.f doğum tarihli kimselerin müracaatları lüzumundan bahis bir ilânını ele alalım. Bu şube ilânı vermeden önce hangi doğumların hangi günlerde müracaat etmeleri hususunu düşünüp ilâna koymamış ve bilâhare müracaatçıların tehacümü karşısında tedbir almağa lüzum görmüş ve meselâ Cumartesi günleri de -yarım gün mesai yapıldığından- müracaat kabul etmemeğe karar vermiş ise, bunu bilmeden işlerinden ayrılıp gelen şehirlilerle köylerindeki işlerini bırakıp gelen köylülerin başka gün müracaatın beya-niyle geri çevrilmelerinin iş sahasındaki istihsale olan tesirleri küçümsenebilir mi? Ya bu yüzden fuzulî olarak verilen yol paraları bazı köylülerin verecekleri han ve yemek paralan ve yorgunluklar dolayısiyle boşa gitmiş masraf ve ernektere ne demeli?
Yukarıda zikrettiğimiz basit misallerin yanında bazı mevzuatın (kanun, tüzük, yönetmelik vesaire-esaslı araştırma ve etütlerden sonra hakikî ihtiyaca göre hazırlanma, rruş olması, aynı konuya taallûk ve birbirini tadil eden, birbirine ek o-lan kanunların çokluğu veya bunları tatbikle mükellef olanlardan bir kısmının ehliyetsizlikleri, iyi yetişitirilmiş olmamalan gibi sebepler yüzünden uğranılan zaman, emek, para ve hattâ sıhhat kayıplarının hadsiz ve hesapsız olduğunu hep biliriz.
Her bakanlığın, her daire, servis veya büronun vazife ve salâhiyet hudutları katiyetle tesbit edilmiş olmadığı ve muayyen bazı işlerin çoğu zaman iki ve hattâ üç bakanlığın vazifeleri şümulüne girmiş bulunduğu için iş.’aırlar, istişarlar, baştan savmalar, ihtilâflar, büz ilgilendirmezler, nemelâzım olanlar diişünseydilerle en mühim 'iktisadi ve İdarî işlerimizin çıkamzda kaldığı hemen çoğu zaman gördüğümüz hallerdendir.
Sütunların müsaadesizliği yüzünden anoak bir kaçını zikredebildiğimiz, halbuki her okuyucumuzun yüzlerce hattâ binlercesini görüp veya duyup bildiği ve;daimî şikâyet mevzuu olan bu gibi işlerin düzenlenmesi ancak İlmî organizasyonla mümkün olacaktır. (1). z
Bazı kimseler organize edilmiş işlerde insanların makineleştirilmiş olacağını düşünerek bundan nefret ederler. Bu, İlmî organizasyonun mânâsı iyi anlaşamamasından veya organizasyonun İlmî olarak tatbik edilmemesinden ileri gelir. İlmî organizasyon insanları maddeler gibi istenilen şekilde kullanılan birer ruhsuz iş vasıtası veya bir makinenin çarkı telâkki eden zihni. yete yer vermez; bilâkis insan daima kendisi olmadan yürütülmesi mümkün olmıyan sistemlerin vazgeçilemez bir unsuru olarak daimî birinci plânda gelir. İlmî organizasyon insanın verimini artıracak İktisadî, İçtimaî ve ruhî idare, işletme ve iş prensiplerine, istinat eder ■d- (Devamı Sa: 5 Sü: 7 de)
(1) Okuyucular 2 Haziran tarihli Zafer’de S. S. B. tarafından yazılan «Kırtasiyecilikten artık kurtulmalıyız. başlıklı yazıyı her halde okumuş olacaklardır.
Ürünlerde kısmetimiz açıl-1 dı. Mektup yazan, yazana... İşte geçenlerde yazdığımız, «Keyfî idareye paydos» başlığı fıkra-1 mız, bir vatandaşı tahrif etmişi bu sebeple gönderdiği yazısını dercetmek mecburiyetinde kaldık. Mektup şudur:
Zafer Gazetesi Yazı İşleri Müdürlüğüme:
14/6/950 günü intişar eden 409 sayılı gazetenizin ikinci sayfası-nın yedinci sütununda «Keyfî idareye paydos» başlıklı yazınızın El-madağ Barut fabrikalarına temas eden kısmını teessürle okudum. İşin mahiyetini açıklıyorum. Bu yazımın Matbuat Kanunu gere, ğince ilk çıkacak nüshanızın aym sütununda efkârı umumiyeye du. yurulmasını rica ediyorum.
Elmadağ Barut Fabrikalarından hiç bir zaman keyfî bir maksat) için Ankaraya kamyon tahrif «. dilmemiştir. Fabrika muhtaç âl duğu malzemeyi gerek Ankara-piyasasından ve gerekse Kurum Genel Müdürlüğü Depolarından) ve bilhassa Dizel Motörlerimiz j. çin matozu Ankaradan Elmadağı-na kendi vasıtalarıyle celbeder.l Kamyonlarımızın bu gidiş ve dönüşlerinde şoförün yanında bulu-nan boş yerden Anzaraya vazifeli olarak giden her memur, müstahdem ve işçi istifade edebilir. Ankara ile Elmadağ arasında tren ücreti gidip gelme üçüncü mevki 65 ve ikinci mevki de 85 kuruştur, binaenaleyh bu kadaı cüz’i bir meblâğı esirgeyecek tiy-nette arkadaşlarımın arasında bir fert tasavvur etmiyorum. 38 sene fasılasız Türk Ordusunda Albay, lız rütbesine kadar yükseldikten sonra son çıkan 5591 sayılı kanun gereğince kuruma intikal ve do-! layısiyle sivil idareye geçmiş bulunuyorum. Yarım asra yakın şe refle ve tertemiz geçmiş şahsıma yapılan bu isnadı reddediyorum. Her hangi bir kanuni ve ciddî hareketimden muğber olarak gazetenize hakikate hiç uymayan ihbarı yapan şahsın iddia ettiği hâdiseden dolayı alnım açık olarak her an devlete ve efkârı umumi, yeye hesap veı meğe hazırım. Saygılarımın kabulünü rica ederim. Elmadağ Barut fabrikası Müdürüı
Hilmi Akyar
Bizim bu mektuba ilâve edece» bir şeyimiz yoktur. Yalnız, - . münasebetle, ufak bir vak’ayî latmakla iktifa edeceğiz: |
•Bir kaç gün evvel, keyfî idare' edilmediği iddia olunan bu fabrikada, amelelerden birisinin gö-züne «Oieom» kaçmış, adamın deh. şetli ıztırabı, fabrikada buna kaı-| şı yapılacak âcil tedavi vasıtası bulunmaması sebeb.le, oradakiler.' kazazedeli fabrikanın hasta nak; line mahsus arabasına bindirerek,! Ankaraya şevketmişler ve zavallının kurtarılmasını teinin etmişler!.
Bu çok yerinde ve İnsanî hareket, kanunî mevzuata riayet ettii ğini bize şiddetle anlatan, fabrilq müdürünün fevkalâde hiddetin mucip olmuş ve, her ne suret v( şekilde olursa olsun, arabanın; kendi emri olmadan kullanılaını-yacağı hakkında bir tamim nes-retmiştir.
Söylendiğine göre, hasta nakli-) ne mahsus olan bu araba her z manki gibi o gün de hususi işle de kullanılmak üzere aranmıs^f kat, araba belki de ilk defa*',.

rler.l
rak vazifesini ifa etmekte oldu ğundan bulunamamış ve tamir bu hiddet sırasında yayınlanmış tır..»
Hikmet YAZICIOĞLI
CEMİYETTE

Antuvanet, kapıyı aralık bıraka- "3 çaktı. Zili çalmadan itip girive- 1 recekti. Aralarında böyle kararlaş tırmışlardı. Kapıyı kapalı bulursa geri dönüp gideceği ne malûmdu, o zaman belki de tıkırdatacaktı ve şayet Lüsyen o anda orada o-lursa, yahut kapının vurulduğunu duyarsaydı.
Birdenbire korkunç bir ihtimal aklına geldi? Yoksa Lüsyen mahsus mu yapmıştı? Yoksa seyahate falan çıkacağı yoktu da sırf tuzak kurmuş olmak için mi bunu uydurmuştu!
Ama hayır, öyle olsa, ne diye valizini alsındı. Fikrimi değiştirdim, seyahatten vazgeçtim der o-lur biterdi. Bütün tehlike vaktinde evden çıkmaması ve treni ka-çırmasıydı. Saat do.cuzu yirmi iki geçiyordu. Ancak pardesüsünü alıp bir taksi tutacak kadar zamanı vardı.
Ne yapmalıydı? Ne işkenceydi bu! Ne işkence! Gözleri dolu doluydu. Istırap, endişe ve sitemle bakan bu gözler karşısında, her şeye rağmen, Lüsyen bir tereddüde düştü: «Ya aldanıyorsam, diye düşündü.
Hıh! deliydi. Deli ve iradesiz. Bütün erkeklerin zaafı bu: İnanmak istedikleri şeye kolayca ina-nıvermek. Hayale kapılmanın mâ. naşı yoktu. Şimdi artık elinde de-
ihanet (j KMSfl
Çeviren: KIRDANOCLü
Tefrika No. 6
rim...
Rn
Anladın mı.' ma»»— ;
müthiş feveran karşısında ’ cevap verdi.
(Sen. Hersek ofilu.. Harikamdan musınrime u*4_kS.v.*J
lil vardı! Hangi delil! Var mıydı? Taharrinin raporu mu? Peki ya o hayvan fazla para alayım diye hepsini uydurduysa; yahut, hataya da düşmüş olabilirdi; nasıl emin olmalı?
Antuvanet, sinir içinde tir tir titriyordu. Gözleri tesadüfen ilişmiş gibi saate baktı-, Hareket zamanı gelmişti. Bâtik bir sesle mırıldandı:
— Tren vakti geldi. Gecike-
Lüsyen onun ellerinin titrediğini gördü: «Trenj kaçırmamdan korkuyor. Mükemmel. Titriyor. Mükemmel, naükemmel. Hepsi birer delil» diye düşündü.
Saate baktı.
— Merak etme, daha bol bol vaktim var! Diye sükûnetle cevap verdi. Oysa k. kaybedecek bir dakikası yoktu. Ae kalsın, trene yetişem'ıyeceği bir saatte ev-
den çıkmak hatasını işliyecekti. O zaman partiyi kaybederdi. Karısı şüphelenir ve ona göre tedbirli davranırdı. Nihayet bir telefonla işi halletmesi mümkündü. Onun için hemenı
— Ama haklısın, diye ilâve etti. Ancak yetişirim, hemen çıkmalıyım. Dakikası dakikasına yetişmek hoşuma gitmiyor.
Masasının gözünü çekti, tabancasını aldı. Antuvanet’in gözleri birden faltaşı gibi açıldı.
— Ne yapıyorsun orada?
— Tabancamı alıyorum.
Cebine koydu.
— Tabancayı ne yapacaksın?
— Yolculuk haU bu! Bahusus, geceleyin... Bu zamanlarda...
Antuvanet: «Haklı, pek tabii» diye düşündü.
Lüsyen sadece bir:
— Yarın görüşürüz! dedi ve çıktı.
Oh, nihayet! Antuvanetin gergin sinirleri- bir anda çözüldü. Ne korkunç bir saat geçirmişti. Bir hiç yüzünden ne müthiş, üzüntü! İşte gitmişti ve tam vaktinde gitmişte
Gözlerini kapadı, gülümsedi. Vücuduna, tatlı bir sıcaklı halinde saadet yayılıyordu.
O kadar yanarak beklediği gece, her şeye rağmen, nihayet onun ol-
n
Saat on bir.
Antuvanet hizmetçilerin birer birer odalarına çıktıklarını duymuştu. Artık villâda bütün ses şada kesilmişti. aSlonun elektriği ni söndürdü, perdeleri ve soma pencereyi açtı. Dışarıda tatlı bir bahar havası vardı. Her taraf ay ışığı içindeydi.
Uzun uzun bahçeye baktı. Ay ışığı altında, beyaz bahçe duvarı
gölgeleri daha koyulaştırıyordu. Fakat her şey sakin ve durgundu.
Antuvanet, tatlı havayı derin derin teneffüs etti. Kalbi çarpıyordu. Bir otomobil geçti. O muydu ki? Hayır. Araba durmadı. Bunaltıdan titriyordu. Bu bekleyişe onu âdetâ hasta etmişti.
Bir otomobil daha göründü. Bu sefer duracak mıydı bu otomobil?
Evet! Tâ kendisi.
Bir dakika görge, bahçe kapısından içeri süzüldü, bir kaç saniye, bir tereddüt geçiriyormuş gibi, duvarın dibinde durdu. Sonra, ağır ve ihtiyatlı adımlarla, i-lerledi. Ses etmemek için çakıllı yoldan değil, çimenlerin üstünden . yürüyordu. j
Antuvanet pencereyi kapadı, a-yaklannın ucuna basa basa merdivenlerden indi, holü geçti ve yine mümkün olduğu kadar ses- | siz, kapıyı açtı. Sonra, tekrar ' hızla fakat sessiz merdivenleri çı- I karak, nefes nefese, çarpıntı için- I de, salona girip beklemeğe koyul- I du. j
Biraz sonra merdivenlerden a- | cele acele fakat hafifçe çıkan a-yak sesleri duyuldu ve salonun I kapısı açıldı.
Jak içeri girerken usul sesle:
— Hiç kimse görmedi, dedi.
★ (Devamı var) I
LÜZUMLU TELEFONLAl Yangın ........
Sıhhî İmdat ...
Trenler Hava Yollan ... Yataklı Vagonlar Elektırk ......
Su ârıza ......
Havagazı ......
Başkent Taksi .
Yeni Güven Taksi Merkez Taksi ..
Er san Taksi .... Sizin Taksi ...
l.’t'-
148i: 1186 -4i: 2157 2484i 2222 22331 11111 21111
■ft
SİNEMALAR VE EĞLENCE YERLERİ
Pa
Silme
Ruhlar filemi
Aralnlk Kurbanları Fiyasta, Aak Olms
Güzellik tlllhesi, Ncvyork Esrarı Harp Muhabiri. TU lumbacılar Kralı | İleri Süv«
Kalbim Senin
Tehllkoli Kadın, lk Cingöz Holyvodda
*
ECZADAN ELEK
Sebat, Üniversite, Bayer
(15031): (23432). (22294):
(14040):
(11131):
(14072):
(14071):
(13846) :
Î
1
20 - 6 - 1950
ZAFER
borçlu bir aile
(
tevile sapıyor
• I
Kıbrıs’ın ilhakı
U de
Namuslu olmak
Vakıflar Genel Müdürlüğünden
t
Vakıf No.
Yüz Ölçümü
Mahallesi
76 m2
3800,00
285,00
509
Tekyeliban
S
Mücahit Topalak
Serbest Fıkra
Yeni Neşriyat:
Ispanyol Revüsü
Lir*
Yazan :
i
Lir»
-
Lir*
0
U
-■
90
tf
gençlere tavsiye ederiı.
İsteyenlere örnekleri yollanır. Sayısı 40 kurur, (NİLÇFER MECMUASI - Ankara.)
Devamlı ilânlar içla huvuai tarif* tatbik edilir
Muvakkat teminatı Lira Kr.
Ingiliz işçi Partisi
için ameliyat
i
t'.
• Hamamönü = Yeni Doğumevi
• Çocuk Hastalıkları Mütehassısı : Dr. Ihsan Can=
I Hastalarını her gün saat 15 den
• itibaren kabul eder.
Muhammen kıymeti Lira K.
Anafartalar Caddesi No: ( 394 Bckman apartmanı. Mua-J yeııehane ve ev Tel: 15888. (
pCı*4«rU«* *vr«â
l«-l« e4U»«ı ^Anlardın maaully«t kabul «dilin»*
Memleket dip
U aylık --------------
Mevkii Cinsi
| «S. Ç. Meh medağa
Metropolid başkanlığında bir h*y*t beyanname yayınladı
| Hariçde neler oluyor j
DİŞ TABİBİ HALIT SUNGUR Anafartalar Vakıf İş Han kat
1. No. 115 - Tel: 16245
(377)
ZAFER’la Abone Şartlan
Memleket i«i U aylık
RADYO-TELEFON-TELGRAF HABERLERİ
DB«y« BaomındaB
HER GÜN BİR HÂDİSE

Arap Birliğinde yeni inkişaflar
Arap Birliği siyasî komitesi bu ayın 12 sinden beri Kahire’de toplantılarına devam ediyor. Toplantının gündeminde ıbulunaıı başlıca maddeleri 1) Arap Filistini tek taraflı bir hareketle ilhak eden Ürdün hakkında alınacak tedbirler; 2) Müşterek savunma paktının imzası; 3) Yakın ve Orta Doğu hakkın, da üç Batılı devlet tarafından yayınlanan müşterek beyannameye Araplarca verilecek cevabın hazırlanması teşkil etmektedir.
Komitenin bundan evvelki toplantısında Ürdün hakkında tatbiki düşünülen ihraç kararma, Irak ve Yemen mümessillerinin, hükümetlerinden talimat almak lüzumunu ileri sürerek, iştirak etmedikleri malûmdur. O tarihten bu yana, Irak’ın Arap Birliği ile Kral Ab-I dullah arasında uzlaştırıcı bir siyaset takibine çalıştığı ve Amman i ile Bağdat arasında hararetli bir ı siyasî faaliyetin cereyan ettiği görül-j müştür.
Bu faaliyetin kısmen müessir ol-i duğu, Birliğin, Arap Filistinin Kral 1 Abdullah tarafından ilhakını, bazı
[ kayıtlar tahtında dahi olsa, zım-
nen kaıbülünden anlaşılmaktadır. Bununla beraber; Ürdün’ün toplantıya murahhas gönderdiği halde, hakkında alınacak kararın bahis mevzuu olacağı celselere iştirak etmemesi ve müşterek savunma paktım imzalamamış olması, Arap Bir-[ ligi içindeki çıkmazların henüz te-
| mameıı bertaraf edilmemiş olduğu-
I nu gösterir. Lâkin, bu arada, ge-
| rek İsrail’e, gerekse Arap devlet-
lerine silâh vermek ve hudutlar I statüsünü muhafaza etmek yolun-
i da yayınlanan Batılı tebliğinin
ı Arap Birliğine yeni bir enerji ka-
’ zandırmış olduğunu da kaydetmek
lâzımdır. Zira, Batılılann beyanlarında, bilhassa hudutlara taallûk eden kısmî, bir bakıma İsrail devleti hudutlarını bir emri veki haline getirmek, diğer bir görüşle İrak - Suriye - Ürdün birliğini önlemek suretile, Arap Birliği dahilindeki rakip cephelerden hiç birini memnun etmediği içindir ki, Suriye ile birleşmek isteyen Irak’ın, k ileride bu Birliğin başına geçmek Jsteyen Kral Abdullah lehinde Arap *3irliği nezdindeki tavassut ve tazyikim bir dereceye kadar müsmir kılmış ve tam bir dağılmayı önlemiş görünmektedir.
Bu arada, Arap devletleri, Batılı devletleriıi beyannamesin? verecekleri cevabı hazırlamışlardır Bu satırların intişarı sırasında açıklanması beklenen bu cevapda Arapların, esas itibarile bir prensibe I bağlandıkları anlaşılmaktadır. O da, Yakın ve Orta Doğunun dahili ve | harici güvenliğini sağlamakta yalnız Büyük Batılı devletlerin tak. I dir sahibi olmadıkları ve ıbu işde | fikir ve mütalâası alınması gereken I başka devletlerin ve evleviyetle ba-! his konusu bölgedeki devletlerin | mevcut olduğudur.
u Bu suretle, Arap Birliği arasında-, ki ihtilaf, genişleyerek bir Batı ve Doğu davası mahiyetini almak temayülündedir. Bu davanın, Arap devletleri arasında hudut ve nüfuz | meselelerini ne tarzda inkişaf etti-f receğini şimdiden tayin etmek mum-rK, kun olmamakla beraber, Mısır’ın F .Tonmuş olduğu son tasandaki te-«aayülden de anlaşıldığı gibi, Mısır, kanal bölgesindeki İngiliz nüfu. zunu Ürdüne sürmek için bu memlekete bazı tavizlerde bulunmaya hazır gibidir. Bunun böyle olduğu, İskenderiyede bulunan Suriye Başbakanı ElKudsî’nin, maktul Zaim tarafından geçen sene hudut harici edilmiş bulunan eski Cumhurbaşkanı Şükrü El Kuvvetli ile uzun görüşmeler yapmakta olmasından da anlaşılmaktadır. Gerek Kudsî’nin, gerekse Kuvvetli’nin Irak - Suriye Birliğine tarftad oldukları malûmdur.


NİLÜFER
Ankarada neşredilen NİLÜFER mecmuasının 61 inci sayısı güzel bir kapakla çıkmıştır. Daima meraldi ve faydalı şeylerden bahseden Nilüfer’in bu sayısında çeşitli yazı-larvardır: Uçatn motosiklerler (röportaj), Türk kadınlarının günlük hayatı Türk - Amerikan kadınlar birliğinde yapılan bir konuşma), Sanat hareketleri, eski kitaplara göre , kadının güzel sayılması içiçtl kaç
# şart lâzımdır,Akla, felsefeye ve ne-r)l. ticeye dair, Rüya gibi (Hikâye), Ha-
.l. yat ve ruh nazariyeleri, Londra ^■.^fcçktupLarı, çılgın bir kadının ba-F .-kbn geçenler, Hazreti Muham-
* hıedin siyasî hayatı, maniler falı, J bulmacalar, pekçok şiirler, en yeni “i j, yol tarifeleri, şiir müsabakasına da-
ir notlar. Bütün okuyucularının ve I' — •— x--------- ’ •

Schuman Plânına iştirak meselesi

Hulâıalar
Red kararı Parti İcra Komitesinin tastihinden geçmemiş
Brazzaville Radyosu, (Basın -Yayın) — İngiliz İşçi Partisi Sekreteri Philips Morgan dün verdiği biır demeçte işçi partisinin son za-manlarda Schuman plânı hakkında neşrettiği beyannamenin bütün par tinin fikrini temsil etmediğini söylemiş ve bu beyannamenin neşredilmeden evvel Partinin icra komitesi tarafından tasdik edilmemiş ol duğunu bildirmiştir.
SOSYALİST PARTİLER KONFERANSINDA
Brazzaville Radyosu (Basın _ Yayın) — Londrada iki günden beri toplanmakta olan Avrupa milletleri sosyalist partileri konferansı dün akşam bir beyanname yayınlıyarak konferansın Schuman plânına ta- I raftar olduğunu bildirmiş ve bu plânın Avrupa’nın birleşmesine doğ ru atılmış en mühim adım olduğunu ilân etmiştir.
İngiliz basını.''
İngiliz gazeteleri Avrupa Birliği ve Schuman plânı hakkında yorum larda devam etmekte ve bu hususta muhtelif hükümetler tarafından takınılmış olan hattı hareket üzerin de durmaktadırlar. Gazeteler, siyasî temayül gözetmeksizin, işçi hükümetinin görüşünü destekliyorlar.
Daily Herald gazetesi, Avrupa-nın bugün içinde bulunduğu şartlar dahilinde Schuman plânı veya Avrupa Birliği tasarısına karşı müsbet bir hattı hareket takınmasının, İngilterenin dominyonlar ile olan münasebetlerine tesir edebile ceğine işaret etmekte ve sosyalistlerin ekseriyeti Avrupada bir birlik kurmanın kolay okrayacağını belirtmektedirler. Bu bakımdan gazete, Ingiliz hükümetini takip et tiği siyaset bakımından desteklemektedir.
Saadetini kazalara
Kaza ile başlayıp kaza ile devam
eden bir evlilik
Yunan çetecileri Romanyada imişler
Arap Birliğinin önemli bir kararı
Çetecilerin bir kısmı evhamdan aklını kaçırmış Atina Radyosu, (Basın _ Yayın)
— İki gün evvel Romanyadan Yunanistana hicret eden Yunanlıların verdikleri haberlere göre, geçen sene Vici ve Gramos dağlarında mağlûp olan çetecilerden 500 ü Arnavutluktan Romanya’ya nakledilmişlerdir. Bu çeteciler iştirâk ettik leri çetin savaşlardan ve bakımsızlıktan bitkin bir haldedirler, ve devamlı bir korku ve evham içinde dirler. 8 aydanberi Bükreş’in Santral sanatoryumunda tedavi altında bulunan bu Yunan çetecileri gon zamanda asabî buhranlar geçir meğe başlamışlardır.
Çeteciler bu ay başında yine bir asabî buhran esnasında tedavi edil dikleri Santral hastahanesine ateş vermişlerdir. Romanya’dan gelenlerin ifadesine göre, Romen makam lan bu 500 Yunanlı çetecinin tedavi olunamıyacaklanna dair doktorlardan rapor aldıktan sonra çetecilerin hepsini öldürmüşlerdir.
Amerikalı diplomatlar Silah iajıyacaklar
Vaşington, (a.a.) — Dışişleri Bakanlığı tarafından Cumartesi akşamı yayınlanan bir tebliğe göre, Uzağdoğuda vazifeli bulunan bazı Amerikalı diplomatlar kendilerini korumak için silâh taşımağa davet edilmişlerdir.
Bu talimat hükümeti «amatör dip lomatlarm salonlarda beyaz eldivenlerle Amerikayı korumalarına» göz yummakla itham eden âyandan Mac Carthynin beyanatı üzerine verilmiştir.
Henry Grady Atinada
Atina, (a.a.) — Henry Grady, Tah randaki yeni vazifesine gitmeden önce 15 gün kadar kalmak üzere dün akşam 21.30 da uçakla Atinaya gelmiştir. .Gazetelerin verdikleri malûmata göre, Grady Başbakan Plastiras ve hükümet üyelerine Ame rikan yardımının devamı ve umumiyetle siyasî durum hakkında Baş kan Tınmanın noktai nazarını bildirecektir.
Birlik Ürdün'ün İlhak hareketini kabu etti
Londra Radyosu, (Basın - Yayın) — Dün İskenderiye’de toplanan Arap Birliği konseyi Ürdün'ün A-rap Filistini ilhakını taramıştır. Arap Birliği bu meseleye dair neş rettiği beyannamede, Ürdün’ün Filistin meselesi tamamiyle halledilinceye kadar Arap Filistinin ancak vesayeti altmda bulunacağını kabul edeceği ümidini izhar etmektedir.
Batılı Devletlere verilecek cevap
Kahire, (a.a.) — Arap Birliğinin neşrettiği nihaî tebliğde şu noktalar teklif edilmektedir:
Arap Birliği, üye devletlerin Birleşmiş Milletler Filistin mültecileri ofisi çalışmalarına iştirâklerini tasvip etmektedir. Maamafih, birlik bu mültecilerin yurtlarına dönmeleri ve mallarına ika edilen hasardan dolayı tazminat almaları hakkını mahfuz tutmaktadır.
Konsey Orta Doğuya silâh verilmesine dair üçlü beyanata, Arap Bir liğine dahil memleketlerin müşterek cevabını da tasvip etmiştir.
Bu cevap Fransız, İngiliz ve Ame rikan hükümetlerine Çarşamba ak şamı tevdi edilecektir.
Nihayet müşterek Güvenlik paktı da Birliğin 5 üyesi tarafından imzalanmıştır. Irak müstenkif kalmış ve Ürdün hazır bulunmamıştır.
İsveç tarafsızlığını teyit ediyor
Brazzaville Radyosu, (Basın - Yayın) — İsveç Dışişleri Bakanı Hoon den dün verdiği bir demeçte İsveçin bitaraflığını yeniden belirtmiş ve Norveç ve Danimarka ile imzalanacağı bildirilen savunma paktının İsveçin bitaraflık siyasetine aykırı olduğunu söylemiştir.
Nehru Singapura gitti
Londra Radyosu, (Basın - Yayın) — Hindistan Başbakanı Nehru En-donezyaya yaptığı ziyaretten sonra dün Sigapura varmıştır. Nehru Ma-lezyada 44 gün kalacak gelecek hafta da Birmanyaya gidecektir.
Nosyona! Sosyalist faaliyeti
Berlin, (a.a.) — Sovyet bölgesinde eski küçük Nazilerin teşkil ettiği Nasyonal - Demokrat Partisi, nasyonal sosyalist partisinin Batı Alman-yada bulunan bütün üyelerine ve eski subaylara hitaben neşrettiği bir • açık mektupta» sulhun zaruri olduğu fikrinin propagandasını yapmalarını kendilerinden istemiştir.
Mektupta: .Eskiden Almanyayı mahveden kötü harp dâvasına bağlanmıştık. Şimdi Almanyaya ve sulha hizmet edelim» denilmektedir.
teşebbüsleri devam ediyor
Atina Radyosu, (Basın - Yayın) — Halen Atinada bulunan ve Kıbrıs Metropolidi Spiridon’un başkanlığındaki Kıbrıs heyeti, yayınladığı bir beyanname ile, Kıbnsın Yuna-nistana ilhakı lehine bir plebisit yapılmasını tavsiye etmekte ve plebisiti organize etmek üzere Yu-nanistanın her tarafında heyetler kurulmasını ve faaliyete geçmelerini istemektedir.
Öte yandan Kibrisin Yunanistana ilhakı hususunda Ocak ayında Kıb-rısta yapılan plebisiti tasvip ve bu husustaki imzalı defterlerinin Yunan Milli Meclisi tarafından teslim alınıp muhafaza edilmesini ve adanın Yunanistana ilhakı için İngiliz parlâmento üyelerinin harekete geç melerini rica eden beyanname, Yunan Milli Meclisi üyeleri tarafından imzalanmaktadır.
Resmî biç-.kaynaktan öğrenldiğine göre, Halk Partisi lideri Çaldaris, yarın Başbakan General Plastiras ve yardımcısı Papandreu ile buluşacak ve son zamanda alevlenmiş o-lan Kıbns meselesi üzerinde muhalefet partisinin görüş tarzım kendilerine izah edecektir.
Bundan altı yıl evvel, gazeteci Ray^ıond Marcillec, bir kokteylde Helenen amında genç bir kadınla tanışmıştı. Kokteyl parti çok kalabalık, Marcillec ise çok meşguldü. Çünkü, davete iştirak eden bir çok mühim şahsiyetlerle konuşmak, fısıltılara kulak vermek, velhasıl gazetecilerin «hava, dedikleri umumî manzarayı tesbit etmek zorunda i-di. Marcillec bir yandan işini kaçırmamağa çalışıyordu. .Fakat bütün dikkatine rağmen, nasıl olduysa oldu, genç kadın ortadan kayboluverdi. Onu kendisine takdim eden arkadaş ta görünmüyordu. Marcil-lec’in buna fena halde cam sıkıldı ise de, meselenin üzerinde fazla durmadı ve ilk görüşte âşık olduğunu zannettiği kadını unuttu
Aradan dört ay geçmişti. Bir gün Marcillec, sokaklarda dolaşıp dururken bir arkadaşına rastladı. Mutat selâm sabahtan sonra, mutat sualler soruldu:
— Ne dolaşıyorsun böyle aylak aylak!...
— Hiç... Yapılacak o kadar çok iş var ki, hangisinden başlıyacağu mı bilmiyorum. Sen ne dolaşıyor sun?
— Ben de öyle... Gel benimle... Seni bir arkadaşa götüreyim.
iki arkadaş gevezelik ederek yürümeğe başladılar. Nihayet bir e-vin önünde durudular. O zaman Marcillac sordu:
— Kim bu arkadaş? Ben tanır mıyım?
— Zannetmem. Bir otomobil kazası geçirdi. Yatıyor. Gel gidelim.
Marcillec, hastanın odasına girince bir sevinç ve hayret feryadım zaptedemedi. Çünkü yatakta yatan hasta, dört ay evvel kokteyl partide tanıştığı fakat sonra kaybettiği Helene’di.
ikinci defa tanıştılar ve ahbap oldular.
Bisiklet kasası
Aradan bir yıl geçmişti. Güneşli bir bahar günü, Marcillec erkenden bisikletine atlayıp Helene’in e-vine geldi
— Kalk dedi, gidiyoruz.
— Nereye?
— Stadyuma.
— Ne işim var benim bu saatte stadyumda?
Marcillec 400 metre koşuyordu. Gelecek müsabakalar için antrenmanlarına başlamıştı.
Helene:
— Benim randevum var, gelemem, dedi. Fakat gazetecinin ısrarı üzerine, pek az kalmak üzere, stada gitmeğe razı oldu. Bisikletlerine atladılar. Stada gelince Marcillec idmanına başladı. Fakat bir ara, Helene’in bisikletine atlayıp kaçmakta olduğunu görünce, o da bisikletine binip peşine takıldı, j. kişide çok süratli gidiyorlardı. Sert bir virajı birbirlerine pek yakın bir mesafeden alırken çarpışıp yuvarlandılar. İmdadı sıhhî ikisini de hastahaneye kaldırdı. Tam on beş gün tedavi gördüler. On altıncı gün hastahaneden çıktıkları zaman ilk işleri evlenmek oldu.
Öztürk Hükümet civarı Arsa ____ _____________uuo
Yukarıda mevkii, numara, cinsi ve yüz ölçümü, muhammen bedeli ve muvakkat teminatı yazılı Vakıf arsanın mülkiyeti açık arttırma ile satılacaktır. Bu arsa üzerinde Ali Atalay tarafından fuzulen yaptırılmış bina bulunmaktadır. Bu binanın hedim ve kal’i hakkında alınmış hüküm mevcuttur. Müşteri bu ilâmı icraya koymakta veya bina sahibiyle uzlaşmakta muhtardır, ihalesi 21/6/1950 Çarşamba Müdürlüğe Müracaatları meranda Vakıflar Emlâk ve Arazi Müdürlüğünde Komisyon huzu-
runda yapılacaktır. İsteklilerin bu günü saat 15 de 2 nci Vakıf Apart (3813)
Güzel yıllar
Marcillec'ler tam beş yıl bir saadet içinde yaşadılar. Aralarından su sızmıyordu. Herkes onları, model karı koca olarak tanıyordu. Fakat, son günlerde ufak tefek anlaşmazlıklar ve kavgalar başladı. Ve o ka. dar çabuk büyüdü ki, beş yıl müddetle birbirlerini deli gibi seven karı koca, ayrılmağa karar verdiler. Yine bir gün, acı sözlerden sonra.
Marcillec ve karısı H(ene, dört gün hastahanede yattıktan sonra, şim dİ evlerine taşınmış, birbirlerini tedavi ile meşguller...
laması çok sürmedi, çünkü onu hastahaneye getiren araba, kapıdan çıkaıken diğer bir imdadı sıhhî arabası Heleneîi getiriyordu. Doktor, hüviyetlerden, yaralıların kan koca olduklaıını anlayınca ikisini biı odaya yatırdı. Kendilerine geldikleri zaman, biran ne olduğunu anlayamadılar.
Şimdi, dört gün tedaviden sonra, Marcillec ailesi tekrar eve dönmüş bulunuyor. Boşanma lâfı edilmi-yormuş.
Marcillec boşanma dâvasını açtırmak üzere bir avukata başvurmağa karar verdi. Otomobiline atladı, hızla giderken bir kamyonla çar-' pişti. Aym karan verip annesinin evine gitmekte olan Helene’in bindiği taksi de aynı dakikada yani tam 17.30 da bir elektrik direğine çarptı.
Marcillec’i kendinden geçmiş bir halde hastahaneye kaldırdılar. Zavallı genç: «Helene... Helene...» diye sayıklıyordu. Fakat bu sayık-
Bir hırsız, Beyin operasyonuna rağmen hırsızlıktan kurtulamadı
î stanbul sergisini açtık; îz-
* mire, köşkün köşküme kar-şı demek için! Eh İstanbul gibi güzel şehre sergi de yakışır panayır da! Varsın açılsın! Hem İstanbul aşağı yukarı yaz aylarında mühim bir uğraktır. Vatandaşlar gelsinler, görsünler, neler yapıyoruz, neler ediyoruz anlasınlar. Endüstrimiz orada! Ticaretimiz orada! Zanaatimiz orada! Hattâ bir de alçıdan kocaman çıplak kadın heykeli var, yorulanların gözleri dinlensin diye...
Şimdi duyuyoruz ki 180.000 liraya aynca Montmartrc İspanyol revüsü geliyormuş! Karagözlü kızlar koca Ispanyol taraklan üzerine Endülüs dantelinden ho-toslar takıp öyle bir çalımlı oy»
nuyorlar, öyle bir bel kıvırıyor-larmış ki, titremelerine kulaklarının arkasındaki kırmızı karanfiller zor dayanıyormuş!
İçlerinde biraz çıplak oynıyan-ları da varmış... Getirenlerin anlattıklarına göre hepsi güzel kızlarmış doğrusu! Belki İstanbulda kısmetleri de çıkar. İş oyundaki kıvraklığa bağlı!
Peki, diyeceksiniz, biz İstan-buldakl sergiyi yerli mallarımızı teşhir için açmıştık. Yabancılar da iştirak ederse onlar da malla-
nnı göstersinler, göstersinler ama masraflarını da kendileri çeksinler demiştik...
Şimdi demek çıplak çıplak İspanyol kızlarını da teşhir edecekler ve ayrıca da bu şekerlere tıkır tıkır yüz seksen bin lira sayacaklar! Bu da sade belediyeden, arada ferdi teşebbüsü hesaba katmış değiliz.
Peki ne imiş bu İspanyol kızlarının marifeti? İyi Kastanyet çalarlarmış! Yani işin kötüsü iyi kaşık havası oynarlarmış!
Hey gidi kaşık düşmanları hey!
NOT: Arkadaşımız Sarıçizmeli bir ay kadar sürecek bir seyahate çıkmıştır. Bu müddet zarfında onun yerine bu sütunlarda Mehmet Ağa yazacaktır.
Geçen senenin Kasım ayında, piyasaya karşılıksız çekler sürmüş olmak suçu ile bir çok defalar tevkif edilmiş olan Charles Henkley adlı genç bir A-merikalı, namuslu bir insan olabilmek için, ameliyat edilmiştir.. Cerrahî ilmin son tekâmülüne uyarak, hapse girmektense ameliyat olmak hakkını hakimden talep eden, bizzat müprim Charles Henkley olmuştur.
Diğer bir hırsız, Ingiliz W. Mee-kins, yirmi sekiz yaşında bulunmasına rağmen sekiz sene hapiste yatmaktan bıkmış oldu^jundan, beyninden ameliyat edilmesini istemiştir. Halbuki bildirildiğine göre, mütehassıs bir operatör tarafından ameliyat edilen Henkley yine suç işlemiştir. Aylardanberi bu «mucize ameliyat» etrafında Amerikada şiddetli münakaşalar cereyan etmektedir.
Nobel mükâfatlarının tevziinde, akıl hastalıklarını beyin ameliya-tile tedavi etmek ilminin öncüleri olan iki alim mükâfatlandırıl- ; mıştır.
Amerikada profesör Custing’in ] hastahanesinde vücud bulan bu yeni ilim, Fransada çok rağbel görmüştür. Fakat Amerikan Ruhiyatçıları Kongresinde bu yeni ilme karşı şiddetli tenkitler yapılmış ve tartışmalar sırasında, insan beynine hürmet edilmemesinden hekimler çok acı surette muaheze edilmişlerdir.
Ayni zamanda İngilterede endişe verici bir mesele ortaya konmuştur.' Tabiidir ki beyin ameliyatının bü- , yük müşkülleri yoktur, fakat ameliyattan edinilen hakiki neticeler neler dir? İngiliz doktorları diyor ı ki: Bu ameliyat beynin ön kısmı ile arka kısmı arasında bir ayırma husule getiriyor, halbuki beynin ön ] kısmı,heyecanlarımızın, hislerimi- ı
zin, hareket kabiliyetimizin yani bir insanın ruhunu teşkil eden her şe- ı yin merkezidir. I
Operatör hastayı akıl hastalığın- ■ dan yani çalmak adetinden kur- : tarmıştır, iakat ameliyatın hasta- I' ya verdiği yeni karakteristikler I ■ hangileridir? Eğer İngiliz Meekins ■ günün birinde bir cinayet işliyecek ! olursa, muhakeme huzuruna çı- ; kacak mes'ul kim olacaktır? Yani | • bir şahsiyete sahip olan Meekins mi ■
yoksa onu ameliyat eden operatör mü?
Dr. Olso ve Donald Low isminde iki ruhiyatçı meselenin her iki cephesini tetkik etmişler ve şu neticeye varmışlardır: Ameliyat geçirmiş insan, cemiyete muzir temayüllerin gelişmesine müsaittir. Amerika-da bu beyin ameliyatım geçirmiş olan 2000 kişi sayılmaktadır.
Tekrar eski iptilalarına dönenler ise pek mahdut kalmaktadır. Operatörler, beyinleri değiştirilmiş insanlarla, korkunç robotlar halk etmiş olmıyacaklar mıdır? İşte endişe verici bu sual herkesin zihninde yer etmektedir. Bu sual Ame. rikalılan o kadar meşgûl etmektedir ki. Eski Muhripler Birliği, ruhiyat şubesine bu mevzuun derinden derine tetkik edilmesini talep etmiştir.

BU HAFTA
MARGARET LOCKWOOD ve JAMES MASON gibi iki büyük yıldızın birlikte yarattıkları büyük bir eaheser
RUHLAP ÂLEMİ
•Place Of Ane's Own»
14—16.15—18.30—-ti
. G4. ısoıı ' Müd. M07» M

20 - C-1950
i5O
1
Yazan: Frances Noyes Hart
— 185 —
hâlâ
ÛHttÇ yejluiulat
Hazır - Ismarlama Elbise Manto ve tuhafiye
ANAFARTALAR, ALSANCAK Sok. 27 (1 inci NOTER KARŞISI) Tel: 16475
ÜSTÜN KALİTE + ASGARİ FİYAT =
MAHİR
Şehir tehlikededir.. Sûrlarda tamir var. Bizansı seven sûrlara koşsun

İmparator Başvekiline biraz da muğber cevap verdi?
— Çünkü her vakit bizi bu müthiş Türkle anlaşmağa, ona yalvarmağa teşvik edersiniz.
— Kanaatlarımdan bir şey feda etmiş değilim Haşmetpenah.. Keş ki her tüjlü fedakârlığı yaparak onunla anlaşabilseydik.
— Ama artık geçti..
— Bilinmez. Kulunuz ümitvaıım.
Kostantin dışarıdan gelen uğultuyu dinliyerek cevap verdi: I
____ Dinliyor musun muhterem | Başvekilimiz.. Türk ordusundaki bu müthiş gürültünün sebebi ne olabilir?
— Her vakitki yaygaraları.
— Ben öyle zannetmiyorum. Ve zannederim Kumandan Jüstin yani de benim fikrimdedir.
Jüstinyani tasdik etti:
— Evet.. Ben Haşmetpenahın kanaatma iştirâk ediyorum. Türk-lerin bugünkü gürültüleri hayıra alâmet değil. Çünkü bu menhus toplar tesirlerini göstermeğe başladı. Liküs vadisindeki sûr kısmı hemen tamamen yıkıldı. Ve, bu tarihî duvarlarda ilk defa bir gedik açıldı.
İmparator bu sırada içten bir (Ah..) çekti.
(Evet.. Bir gedik.. Bin yıldır görülmiyen bîr şey... Bizans sûr- ( larında bir gedik.. Allahım..) | İmparator kendini kaybetmiş gibi söyleniyor..
Jüstinyani devam etti:
— Gedik büyüktür. Asıl fenası hendeklerin bir kısmının da yıkılan sûrun taşları ve topraklariy-le dolmuş olmasıdır.
Grandük Notaras titredi:
— Bu mümkün değildir. _ Bilâkis böyledir Amiral.
— İşte korktuğum bu idi.
____ Haşmetpenahın telâşının sebebi de budur. Hem hendeği temizleme*, hem de sûrları ve açı-lan gediği kapatmak gerek.
— Zor, çok zor.. Eğer Türkler bunun farkına vardılarsa, hele o genç hükümdar bu gediğe vakıf
— Ne olur?
____Öyle sanırım ki derhal hücuma kalkar.
____ İşte biz de ondan korkuyoruz. Ve bu gürültüler bizi onun için korkutuyor..
Grandük başını önüne eğerek:
— Hakkınız varmış.. Diye kekeledi.
Jüstinyani, çok perişan bir halde olan İmparatoru teselli etmek lüzumunu hissetti:
— Haşmetpenah, dedi. Evvelce açılan gedikleri nasıl kapattıksa, bunu da öyle kapatacağız. Bana üç saat müsaade ediniz. Hem hendek temizlenmiş olacak, hem de sûrun gediği kapanacak.. (
İmparator bir çocuk kadar itaatli olmuştu. ,
(Mademki öyledir. O halde üç saat odama kapanacağım.) ,
İmparator gider gitmez Jüstinyani bütün zabitlerini, kumandan larını çağırdı. Şehirden durmadan gelen yün, paçavra, çuval, varil ne varsa hepsini sûrların dibine yığdırdı.
Sırf bu iş için yıkılan bir çok ( evlerden çıkarılan ağaçlar da yığın yığın orada idi.
Sokaklarda dellâllar, gırtlakları yırtılıncaya kadar bağırıyor:
(Bizansı seven, mukaddes şehrin kâfirlerin eline geçmesini istemeyen dini bütün hıristiyanlaı sûrlara koşacak..
(Şehir tehlikededir.. Sûrlarda tamir var, Bizansı seven sûrlara koşsun..
(İmparatorun emri.. Eli silâh tutan herkes sûrlarda vazife alacaktır. Silâh tutmağa muktedir o-lanlardan sokaklarda yakalananlar cezalandırılacaktır.
(İsaya inanan, Meryeme tapan kim vaTsa sûrlara...
İşte Bizans sokaklarında duyulan sesler..
Dellâllar bağıradursunlar, sokaklar sanki bir insan seli.. Başı açık, saçları dağınık kadınlar, iki büklüm olmuş telâş içinde koşuyor, ellerinden yakaladığı çocuk larını yerlerde sürükliyerek götürüyor, çocuklar hıçkıra hıçkıra ağlarken, ihtiyarlar kapıların önü ne diz çökmüş istavroz çıkararak boğuk boğuk dua ediyorlar..
Bir zabit, yakaladığı bir kaç çocuğu kırbaç altında ileriye, sûrlara doğru sürüyor, kiliseler dolup taşarken, meyhanelerin isli, dumanlı hücrelerinde kendilerini içkiye vermiş ayyaşların nâraları işitiliyor..
(Gelsin be.. Gelsin bakalım.. ha... gelsin değil mi?
(Geleceği varsa, göreceği de vardır. Sanki, ne oluyormuş? Gelirse bize., ha., bize ne yapabilirmiş?
(Adı ne idi?. Sultan.. Sultan..
(Sen birinci sınıf bir budalasın be.. Daha Bizarcı kuşatan— Adamın adını bilmiyorsun?
(Bilip de ne olacak? Bilsem de, R)) müthiş feveran KarşiBinua
bilmesem de, onun hakkından ben gelecek değil miyim?
(Vay salyangoz, vay..
(Sen bir bardak daha şarap ver de şu serseme cevabını vere ylm.
işte meyhaneler..
Sokak başında bir kalabalık var. Şu sokağın içinde de öyle bir kalabalık görünüyor.
Gözleri dört açılmış, meraklı, heyecanlı kimseler birbirinin o-muzu üzerinden sarkarak ortada bulunan bir şeye bakıyorlar.. Ses seda yok.. Yalnız, arada sırada âhenkli bir ses işitiliyor.
(Sana acıyorum delikanlı...
Avucu falcının elinde olan delikanlı irkiliyor:
(Sahih mi? Allahaşkma çabuk söyleyiniz..
(Kaçınız. Sakın.. İlk çarpışma da göğsünüzden bir ok yiyeceksi niz.. Anlıyor musunuz?
Delikanlı perişan.. Bir sarhoş gibi sallanarak uzaklaşıyor. Yine ayni esrarengiz ses:
(Felâket.. Bizansla beraber sizin de yıldızınız sönüyor.
(Bizans mı ne olacak?
(Bilemem.. Fakat sizin talihi niz Bizansla müşterek..
★ (Devamı var) i
Devren Satılık Dükkân
Yenişehirin en işlek Sakarya 'addeul. Ntıma» “
Satılık ev ve arsa
Hamamönü’nde asfalta beş metre cephesi altında üç dükkânı bulunan 10 odalı ahşap bir ev, Çıkrıkçılar yokuşuna 21 metre cephesi olan 500 metre murabbaı arsa satılıktır. Müracaat Atatürk Bulvan, Foto apartman, daire: 1. Saat 15-18 arası müracaat.
Ankara Veremle Savaş
ARI

Beliamy Cinayeti l
_______ ZAFER'İN POLİS TEFRİKASI _|
Çeviren: S. Yazıcıoğlu
— 61 —
Kadının tatlı fakat metin sesinde öyle bir mâna vardı ki bütün mahkeme salonu birdenbire daha sevimli bir yer haline geldi. Sue İves’in fütursuz sükûneti, pek memnun bir çocuğun keyifli haline inkılâp ediverdi. Stephen Bcl-lamy’nin ince ve ciddi çehresi birdenbire aydınlandı; Pat İves’in muztarip gözlerindeki gölgeler bir an için uçuverdi. Basın sıralarında tatlı bir mırıltı, jüri arasında dostça hareketler sezildi. Sakin bakışlı, yumuşak sesli, inatçı, u-fak tefek Roberto hiç şüphesiz o ânın kahramanı kesilmişti.
Bu sadakat ve muhabbet tezahürü muhakkak ki Savcıyı heyecana getirmemişti. Berrak, mâdeni sesine canının sıkıldığını belli , eden bir mâna vererek:
— Sözleriniz pek hoş ve tabii ki pek candan; fakat şurasını itiraf etmek lâzım ki, hukuki bakım dan bizce zerre kadar kıymetleri olamaz. Öyle değil mi? Cinayetin ika edildiği andan bir kaç saat sonra Bayan İves’in evinden çıkarttığı bu mantoyu siz kendi gözlerinizle görmediniz, değil mi?
— Evet efendim, hakkınız var, görmedim.
— Pekâlâ, başka soracak sualimiz yok. Hasım taraf sorsunlar.
Lambert ipek gibi tatlı bir sesle £
— Bayan İves’in bu suretle paket göndermek âdeti değil miydi, Roberto?
Diye sordu.
— Evet efendim, daima.. Sık sık.
— Bu gibi hayır cemiyetlerine gönderdiği paketlere kimin tarafından gönderildiğini bildirmek üzere kendi adresini yazar mıydı?
— Hayır, hiç bir zaman. Yaptığı hayırlara mukabil teşekkür beklemek âdeti değildi. Katiyyen.
— Evet, tamamiyle. Peki Mis Roberto, teşekkür ederim.
— Orsini’yi çağırınız.
— Lu—i—ci— Or—si—ni!
Luizi Orsini şahit bölmesine çıkarken mübaşirin yüzüne dik dik baktı, mübaşir de bu bakışa şimal, mallilere mahsus bir ciddiyetle mubakele etti.
— On dokuz Haziran 1926 da neyle meşguldünüz, Orsini?
— Bayan Bellamy’nin yanında çalışıyordum.
— Ne sıfatla?.
— Ne dediniz?
— Yâni ne iş görüyordunuz?
— Her iş görürdüm, yapıacak ne iş olursa.
Kollarını açarak etliği işarete göre her halde insan kudretinin fevkinde, dağlar devirir gibi işleı gördüğünü ifade etmek ister gibi bir haldi. Kısa bir boy, tıknaz, esmer, pırıl pırıl kara gözler, parlak bir gülüş, ister facia, ister komedi hangi role çıksa hiç kendini sıkmağa lüzum kalmadan fevkalâde muvaffak olacağına delâlet eden şahane bir bariton ses. Müthiş savcı kendisini baştan aşağı şüphe ile süzdü.
— Haziranın on dokuzuncu günü ne gibi işler yaptığınızı söyler misiniz?
— Pekâlâ. O gün, her günkü gibi çok işim vardı. Altıda kalktım, hafif bir kahvaltı ettim. Sonra gayet sağlam bir telle ince u-zun direkler seçtim...
— Yok yok, bunları geçebilir siniz, Bay Farwell’in söylediklerinin! duydunuz, değil mi?
— Tabiî işittim.
— O gün öğle vakti size uğrayıp Bayan Bellamy’yi sorduğu doğru
— Tabiî doğru, Tastamam.
— Nereye gideceğini de söyledi mi?
— Evet söyledi. Öyleyse gideı köşkten alırım, dedi.
— Başka bir şey söylemedi mi
— Başka bir şey söylemedi.
— Kendisini tekrar gördünüz
— Hayır görmedim. Katiyyen görmedim.
— Bayan Bellamy’yi vakit gördünüz?
— Gece sekiz buçuğa doğru.. Belki beş dakika evvel, belki beş dakika sonra.
— Saati nasıl bu kadar katî söyliyebiliyorsunuz?
— Saatime baktım. Bakın bu saat, çok iyi bir âlettir; hakikî gümüş, fakat pek doğru işlemez.
Savcı gözlerinin önünde pırıldayarak sallanan kalın, iri saati, deta vahşicesine denecek bir hırsızlıkla geriye doğru itti.
— Orası lâzım değil. Saatinize ne vakit baktınız?
★ (Devamı var)

I
İnşaat ilânı
7. C. Ziraat Bankası Gene!
Müdürlüğünden
6/7/950 Perşembe 16
1
Ankara Elektrik; Havagazı ve Otobüs
İşletme Müessesesinden
s'tc
J
Ml$EL ZEVAKO
Yazan t
Çeviren ı RAGIP RIFKI
— 59 —
Geçici teminat İhale günü Saat
1 — Aşağıda mahalli, keşif be deli, teminatı, ihale günleri yazılı yapılar kapalı zarf usulü ile eksilt meye konmuştur. Yapının yeri Keşif tutarı ~
BESLER, NEŞELENDİRİR
İSTANBUL - RlZAPAŞA YOKUŞU jjflRKHAN TEL-24766
Solist; Popl Panayotidls.
8 — Bülbül gibi 9 —
l Haberleri.
Brahma. Vipola So
Çalanlar: Erıofk Kavafy yola) Ferdi SI Fasıl Heyeti K "HtCAZKÂR"
— Koli, zad 5 — Mika. Teker.
■a Türk Müziği, mika Karabey.
1
ık Hafit Gece Müziği (Pl.)
e Yukarıdan Atat»-'
- Pişmanlık 3 — San,
. 5 — Nezaket, ayrılık
— Sonra, bitkin 7 — lg. dag oyuğu ladenleri temizli-
9 — Köpek, kim-
, Dilian
Darneği suvaresl
BARAJ GAZİNOSU 23 Haziran 1950 Cuma NOT: 20.30 dan itibaren. Yemek arzu edenlere yemek servisi vardır.
Otobüs gidip gelme temin e-dilmiftir.
Davetiyeler: Gülhane, Yenişehir, Ankara, Çankaya eczahanc-leri^ernel^neritezPrel^307^
Gümrük Muhafaza Genel Komutanlığından
iki adet komple fort motörü alınacaktır

Teşkilâtımız Fort kamyonları için şartnamesi esasları dahilinde iki tane komple Fort motörü açık eksiltme suretiyle satın alınacak-— I
Tasarı bedel 7394 lira olup muvakkat teminat miktarı 555 lira. 1 dır. |
Özel ve fennî şaıt hergün kom isyonda görülebilir.
Açık eksiltmesi 6/7/950 Perşembe günü saat 11 dedir. İsteklilerin belli gün ve saatte muvakkat temi nat makbuzları ile birlikte Gümrük ' Muhafa Genel K. Merkez satmalına komisyonuna müracatları. (3980)
Not: 18/6/950 tarihli gazetemizde çıkan bu ilân bir tertip hatası olarak eksik ve yanlış dizi lmiştir. Özür dileriz.
• 9.440. —
4.445. —
4.320. —
■ 4.330. —
4.360. —
9.835. —
’rı teklif verebilecekleri gibi tama-
r*
TR‘XATOR TEDAVİSİ
Her nevi adale, sinir ve rom atizma ağrıları için Danimarka-dan getirttiğimiz TRAXATÖR cihazı ile tedaviye başlanmıştır.
Dr. OrhaD Balkan
Dahiliye mütehassısı
Anafartalar cad. Verem Dispanseri karşısı 249/4 Kardeseci Han. Tel: 15793. (2220)

1 — Çorum Şubesi 163.800. —
2 — KaraisalI Ajansı 63.900. —
3 — Gevye • 61.400. —
4 — Adıyaman « 61.600. —
5 — Sındırgı « 62.200.
6 — Karamürsel Dep. 171.700. —
2 — istekliler bu işlere ayrı ay: mına da iştirak edebilirler.
3 — Her işe ait eksiltme dosya sı (20) lira mukabilinde Ankara’da İnşaat Müdürlüğünden alınacağı gi bi her işin ait olduğu Şube ve Ajan smda bedelsiz olarak da görülebilir.
Eksiltmeye iştirak için dosya satın alınması şarttır.
4 — İsteklilerde aranan şartlar eksiltme şartnamesinin 12 inci maddesinin (İ) fıkrasında yazılıdır.
5 — isteklilerin resmî tatil ve bayram günleri hariç ihale günlerinden üç gün evvel İnşaat Müdü rlüğünden yeterlik belgesi almaları şarttır.
6 — Postada olacak gecikmeler den dolayı istekli bir hak edemez.
7 — Banka ihaleyi yapıp yapmamak veya tercih hakkını muhafaza eder. (3829)
RADYO
BULMACA
ve Paraşüt Kampı açılıyor
1 — Türk Hava Kurumu İnönü kampına lise veya yüksek tahsil görmüş 50 genç alınacaktır.
2 — İsteklilerin yaşı 21 i geçmemiş olmak, boyları 1.66 dan aşağı olmamak lâzımdır.
3 — Tam kuruluşlu hastahane lerin biçinde, sağlık durumlarının uçuşa elverişli olup olmadığı tesbit edilecektir.
4 «B» brövesini alanlar yüksek ehliyetnameye haiz olurla.
5 — Kamp 1 Temmuzda açılacak (3) ay devam edecektir.
6 — Kampa seçilenlerin yol masrafları Türk Hava Kurumunca ödenecektir.
7 — Kampta üstün başarı gösterenler Türk Hava Kurumu kadrosuna öğretmen adayı olarak alınacaklardır.
Bazı abonelerimizin, havagazı sarfiyatının artmış olmasından bahisle Müessesemizden tesis ve say açlarının muayenesini istemeleri üzerine bu istekleri yerine getirilme ktedir. Sarfiyat artışı, ocak musluklarının alev kaplar dışına taşacak kadar açılmasından ileri geldiği görüldüğünden, sayın abonelerimizin gaz musluklarını daimî kontrol altında bulundurmalarının menfaati eri icabı olduğu ilân olunur. (4022)
Etibank Genel Müdürlüğünden
i Genel Müdürlükte istihdam edilmek üzere İngilizce bilir bir daktilograf alınacaktır.
( Taliplerin istedikleri ücreti ve hal tercümelerini bildirir dilekçe ; ile 30/6/950 tarihine kadar elektrik Şubemiz Müdürlüğüne müracaat-I lan. (4012)
ANKARA RADYOSU SALI — 20/6/1950
7.30 M. S. Ayan.
7.31 Müzik: Neşeli Parçalar (Pl.)
7.45 Haberler.
8.00 Müzik: Eaz Eserleri (Pl.)
8.15 Müzik: Tangolar •
8.25 Günün Programı v(
8.30 Müzik: Hafif Olk
Katerin bu ziyareti hiç beklemiyordu. Üzüntülü kafasında sualler birbirini kovalıyordu. Bununla .beraber, Şövalye dö Borö-ver’iin yanına getirilmesini emretti.
Şövalye geldi; pek sâkin ve nefsine hâkim görünüyordu. Yalnız biraz soğukça idi; çünkü, Katerin-le aralarında geçen her konuşma daima, hetr iki tarafın birbirlerine müthiş darbeler indirdikleri bir nevi düelloya benzerdi.
Katerin de tetikte idi ama, bu hali, Şövalyeyi güler yüzle karşılamasına mâni olmıyordu.
Boröver, doğrudan doğruya mevzua girerek:
— Madam, dedi, tesadüf bana, Majesteniz için pek mühim bir konuşmayı dinletti. Bu konuşmanın mevzuunu size bildirmeyi ken dimce biT vazife telâkki ederim.
Dikkat kesilen Katerin:
— Sizi dinliyorum, efendi...
Dedi ve lâkayıt bir tavırla:
— Ama, bana bildirmeyi bir vazife telâkki ettiriniz o konuşmayı yapan şahıslar kimlerdir?
Boröver, katî bir ifade ile:
— Bilmiyorum, Madam.
Ve daha miilâyim bir tavırla:
— Onları öğrenmiş olacağım,
ama yine size söylemiyeceğim... İyice anlaşalım Madam. Ben size müracaat etmekle hanedanınıza ve bilhassa Majestenize büyük bir hizmette bulunduğuma vicda- . -
nen kaniim. Şunu da söyliyeyim oluyor? ne var? ki, esas itibariyle bende nefret uyandıran bir vazifeyi ifaya karar vermiş olmamı bir gammazlık, bir münafıklık telâkki etmeyiniz; bunu hassaten rica ederim.
Katerin nazikâne bir eda ile:
— Böyle bir şeyi size yakıştır mam ve aklıma bile getirmem. Söyleyiniz, Şövalye, sizi pek büyük bif dikkatle dinliyorum...
dedi.
— Mesele, dinlemek zahmetine değer, Madam; şimdi onu da öğreneceksiniz. Ne gibi dalavere çevrilmek istenildiğini kısaca anlatacağım. Mesele, oğlunuz Kralı devirmek ve yerine, Fransa Kralı ilân edilecek Dük dö Giz'i getirmektir.
Katerin, şüphelenmişe benzer bir tavırla:
— Bay Giz’lerin ihtiraslarına pek şümullü ve geniş projeler atf ve isnat ediyorlar.
— Evet, ama bu sefer iş pek mühimdir ve nazarı itibare alınmağa lâyıktır. Ben bu suikastin inkâra mahal bırakmıyan delilleriyle ne suretle tertip edildiğinin delillerini kısa bir zaman elimde tuttum. Henüz vakit varken önü alınması için bir şey yapılmıyacak olursa suikast meşum surette muvaffakiyetle neticelenecektir.
Telâşlanan Katerin:
— Söyleyiniz canım, nedir? ne
— Bizzat sizi şahsen... veya si. ze mensup olanlardan birini... Meselâ oğlunuz Hanri’yi tehdit eden bir tehlike var.
Âdeta kendinden geçen Katerin:
— Haniri’yi, ha!... Diye bağırdı. Boröver, sâfiyane tavriyle:
— Hanın mi dedim! Hanri, Şarl veya Fransua... Hepsi bir, Ma-
dam! Tehlikede olan bu üç çocuğun hayatı ve vesareti mevzuu bahistir.
Birdenbire doğrulan Katerin:
— Allah şahidim olsun!... Ben ne yapacağımı bilirim, hele hayat ve verasetine göz konulsun, diye bağırdı.
Oğlum Hanri'nin diyecekti ama, kendini topladı ve sözünü düzeltti:
— Hele oğullarımın hayat ve verasetlerine göz konulsun... Onları kanımın son damlasına kadaı müdafaa edeceğim.
Katerinin bu âni feveranını ve maksadını sezen Boröver gülmemek için nefsini zorlıyanak:
— Sizi böyle azimkâr, cesuı görmekle hayret etmem, bilâkis memnun olurum... dedi.
Bir an kendini topladı ve sözüne devam etti. Katerin ise şimdi, sevgili oğlu Hanıi'nin hayatı teh likeye maruz bulunduğunu anladığı için son derece büyük biı dikkatle dinliyordu.
— Pekâlâ biliyorsunuz ki Madam, Kral, Protestan efendilere iyi muamele atmenin ve onları korumanın muvafık olacağını hük metti ve kendilerine güvenebilmek için de onları kendisine bağlamağa karar verdi.
Ağız aramak istiyen Katerin:
— Akılsızca bir tedbir sanırım bunu, dedi.
— Hayır, Madam, bilâkis pek hakimane bir tedbirdir ve siz de bu fikirde olacaksınız. Protestan-lar, Giz’lerin âmansız düşmanıdırlar; çünkü, ihtiraslarına mâni oldukları için Giz’ler onların hepsini öldürmeği düşünüyorlar. Kral, kendisine mütemadiyen yapılan telkinler neticesi protestanlara zulmetmekle onları isyana teşvik ediyor ve kendisine de düşmanlar kazandırıyordu. Yakın bir günde. Giz’lerle Protestanların arasında kalarak bir saman çöpü gibi kırılıp mahvolacaktı. O, bu tehlikeyi anladı veya kendisine anlattılar Bunun üzerine, Protestanlara karşı muamelesini değiştirdi. Şinı di Kral, kendisine düşman olarak karşısında yalnız Giz’leri görüyor. Yarın, Protestanları onların üzerine saldırabilir. Anlıyorsunuz, değil mi? Roller değişecek; bu se fer Gizler, Kralın kuvvetleriyle Protestanların kuvvetleri arasında kalacaklardır. Zannıma göre, onlar bu kuvvetlere mukavemet edecekler fe tamamiyle mahvolmak istemezlerse baş eğmeğe mec bur olacaklardır.
Katerin, lâkaydane:
— Belki... Olabilir... dedi.
— Giz’ler de bu tehlikeyi pek iyi anladılar ve şimdi onu bertaraf etmeğe çalışıyorlar.
— Ne suretle?
— Protestanların kuvvetleri a-rasına fitne sokmakla; Navar kıa-liyle bir ittifak akdetmekle.
Katerin, kulak kabarttı. O âna kadar Boröver’in, Vidam’ın konağında söylenen sözleri ima ettiğini sanıyordu. Rospinyak ona daha evvel bunları bildirmişti. Şimdi, bundan emin olmağa başlıyor.
12.30 M. S. A)
12.30 Müzik: Şarkılar. 13.00 Haberler.
13.15 Müzik: V Çalıyor C
13.30 öğle Gaz
13.45 Müzik: Evelyn Kııigl Hayınca’tcn Melodileı
14.00 Aksam Programı, Hav ve Kapanış.
17.58 Açılış ve P
18.00 M. S. Ayaı
18.00 Müzik: Sar
18.30 Müzik: Salon Orkestı 19.00 M. S. Ayarı ve H
19.45 Geçmişte Bugün.
19.20 Müzik: Yurttan
19.45 Radyo ile IngUfc 20.00 Müzik: Mortlnu -ola ve Keman İçin Çalanlar: J Fusch.
20.15 Radyo Ga
20.30 Müzik: tıı( 21.00
22.15
Temsil.
Azize "laik, ratekln.
Br
22.00 Konuş
22.15 Müzik:
İSTANBUL RADYOSU SALI — 20/6/1950
12.57 Açılın ve Programlar.
13.00 Haberler.
13.15 Dans Müziği (Pl.)
13.45 Şarkı ve Tü~
)4.20 Serbest Saat,
Orkcatrasından
17.57 Açılıg ve Program 1S.D0 Dans Müziği (Pl.) 18.30 Sadi Yaver Atama
Sa:

Müzik).
Oda Müziği (Pl,
(Sen. Hersek oilu.. Hârikamdan müsfikane bır_tavırıu;
4
★ (Devamı var)

Total
290 kr.
r
Sivas Çimento Sanayii Müessesesi
Çayır han Yetiştirme Yurdu
Türk Eğitim Derneği Ankara - Yenişehir
Lisesi Müdürlüğünden:
Türk Hava Kurumu Gene! Merkezinden
Ankara Silosu İlâve inşaatına tenvirat
ve işletme Elektrik tesisatı yaptırılacak
(3975)-(512)
İlân
İLÂN
İlân varakası
r
Otobüs idaresi Yardım Derneği Yönetim
(39881
troleybüs
153651
153652
153653
153654 153655
153656 153657 153658 153659
153660
K
Eti Bank Genel Müdürlüğünden,
Eti Bank İs tanbul Şubesinden,
Mal alma
Satışa başlama Öğle tatili
Satışa başlama Aksam tatili
Bu nüshada yuılflerüıl tUlaa I»r. «Jra: HtKHST TAZICIOÖLU
Hastalarını har gün saat 11 den itibaren kabul eder.
Htmamönfl Halk Kcsaned karşında, Nisameddin apartmanı No. 3 — Tel: 18343.
350 kr.
375 kr.
Ulus meydanı Mühendis
Hanı No. 5 Musa Yılmaz Tel: 16668. Ev 15233
(2378)
Okulumuzun daimi öğretmenlik kadrosuna; Ortaokul ve Liselerde öğretmenlik salâhiyetini haiz bir İcadın ve bir erkek iki beden eğiti-* mi, bir müzik ve bir de resim _ iş öğretmeni alınacaktır.
İsteklilerin şartlan öğrenmek üzere Okul Müdürlüğüne başvurmaları. (3860)
Ehven fiyatla Satılık Amerikan yatak odası takımı. Adres: Öncebecl, Dilim sok. 50.
Ki'alık Üst Kat
Üç oda. Elli, Cebeci lltekin İlk Okulu yanında No. 25 (2372)
Müdürlüğünden
Yurdumuz makinelerinde çalıştırılmak üzere 200 lira kadro ücretli şoför ehliyetli bir makinist almaç aktır.
Taliplerin evrakı müsbiteleriyle beraber Çayırhan Yurd Müdürlü, ğiine müracaatları. (4092)
Müdürlüğünden
Müessesemize ehliyet ve liyakatlerine göre yevmiye verilmek üzere bir aşçıbaşı alınacaktır.
İsteklilerin gerekli belgeleriyle Müessesemize başvurması ilân olunur. (40z0)
Kurulu Başkanlığından
16/6/950 tarihine tesadüf eden derneğin olağanüstü toplantısında maddesine
Belediye Başkanlığından
Yaş meyva ve sebze toptancı halinin açılma ve kapanma saatleri aşoğıdaki şekilde tesbit edilmiştir. İlgililere ilân olunur.
Saat:
Büyük Kumaş fiatamda son derece ucuzluk Emprime Vistra Valencia
Danpink ORTAÇ’ta 350 kr. 195 kr. 340 kr.
Emprime çamaşırlık Keten emprime Jorjet emprime Anversaten
260 kr. 650 kr.
ORTAÇ'ta
Anafartalar Cad. Adliye karşısı Köşe Mağazası, No. 324.
Tel: 11135 Ankara
18 Renk hakiki İrlanda keteni 900 kr.
Panama erkek şapkaları 12,75 ve 17,00 Lira
Maden direği naklettirüecektir
Ereğli Kömürleri İşetmesi Genel Müdürlüğünden
Devlet Orman İşletmesinden satın alınarak İşletmemizeLBartın bölgesinin muhtelif istif mahallerine depo edilen ve 1950 senesi sonuna kadar edilecek olan tahmineı\
2.500 Metreküp
Maden Direğinin bulundukları istif mahallerinden alınarak, Bartın iskelesine nakille tahliye ve istifi işi müteahhide verilecektir.
1 — Taliplerin şartnamedeki esaslar dairesinde muvakkat teminat mektup veya akçesini, Ticaret Odası vekiasını ve evvelce bu mevzuda yaptıkları işlere ait nakliyat kâğıtlarını, teklif mek-tuplariyle birlikte tevdi etmeleri.
• 2 — Bu işe ait şartname;
Ankara’da : Eti Bank Genel Müdürlüğünden,
İstanbul’da Eti Bank İstanbul Şubesinden,
Zonguldak'ta : İşletmemiz Ticaret Grup Müdürlüğünden, alınabilir.
3 — İhale 5/7/1950 Çarşamba günü saat 16 da yapılacağından, teklif ve teminatları havi kapalı zarfların en geç aynı gün saat 15 e kadar İşletmemiz Başkâtipliğine verilmesi lâzımdır.
Müddet bittikten sonra verilecek teklifler kabul edilemiyece-ği gibi, postada vukubulacak teehhürler de nazarı itibara alınmı-yacaktır.
4 — İşletme idaresi ihaleyi d dediğine yapıp yapmamakta serbesttir. (4088)
I. J
Yapı işleri ilanı Bayındırlık Bakanlığından
1 — Eksiltmeye konulan iş: Ya rgıtay binası kalorifer tesisatı ona-nmı işidir.
Keşif tutan: (15500.—) liradır.
2 — Eksiltme 28/6/950 Çarşam ba giinü saat 11 de Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Reisli ği Eksiltme Komisyonu odasında kapalı zarf usulü ile yapılacaktır.
3 — Eksiltme şartlaşması ve buna bağlı kâğıtlar Yapı ve İmar İşleri Reisliğinden (40) kuruş kar şılığmda alınabilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek içi n isteklilerin usulüne göre (1162.50)
1 liralık geçici teminat vermeleri ve eksiltme şartlaşması gereğince İS 1950 yılma ait Ticaret Odası belgesi ibraz etmeleri lâzımdır.
5 — isteklilerin bu işin teknik öneminde bir işi iyi bir surette başardığını veya idere ve denetlediğ ini isbata yarar belgelerde birlikte ( ıı az (tatil günleri hariç) üç gün ön ce Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Reisliğine baş vurarak bu işin eksiltmesine girebilmek için yeterlik belgesi almaları şarttır.
6 — İstekliler aldıkları eksiltme kâğıtlarının her parçasına 50 şer kuruşluk pul yapıştırıp imza ettik ten sonra teklif mektuplarile birlikte zarfa koymaları ve eksiltme gü nü saat 10 a kadar Yapı ve tmar İşleri eksiltme komisyonu reisliğine vermeleri lâzımdır.
Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (3884)
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdü*lüğünden
1 — Ankara Silosu ilâve kısmına 12000 lira muhammen keş.f bedelle tenvirat ve işletme tesisatı yap tırılması işinin açık eksiltmesi, 5/7/950 Çarşamba günü Ankara’da Genel Müdürlük binası içinde topla, nacak komisyonda yapılacaktır.
2 — Eksiltmeye gireceklerin, ta til günleri hariç olmak üzere, eksiltme gününden üç gün evveline kadar Genel Müdürlüğe yazı ile
) müracaat ederek yeterlik belgesi almaları lâzımdır. Bu tarihten ^.^sonraki müraoaatlar nazara alınmı yacaktır.
3 — Yeterlik belgesi alabilmek için müracaat edenlerin, en az * 10000 liralık bu önemde bir tesisatı işini yapmış ve kat’i kabülünü
yaptırmış olduklarına dair belge göstermeleri lâzımdır.
Yeterlik belgesi verip vermeme kte Ofis yetkilidir.
4— Geçici güvenlik akçesi 900 liradır.
5 — Eksiltme evrakı Ankara’da Genel Müdürlük Malzeme Müdürlüğünde görülebilir.
6 — Ofis 2490 sayılı kanuna tabi olmadığından bu ihaleyi dilediğine yapıp yapmamakta serbesttir. (4059) (536)
1 — Belediye hudutları dahilinde bulunan ve hafta tatili kanunu gereğince Pazar günlfri açık bulundurulmasına müsaade edilen lokanta, otel, kahvehane, hamam, tütüncü, sebzeci veaair esnafın elinde uıevcut hafta tatili ruhsat teskerelerinin müddeti 31/0/1950 günü akşamı sona ermektedir.
2 — Bu tarihten sonra İşbu ruhsatlar hükümsüz kaldığından bu ka-
bil esnafın elinde mevcut hafta tatili ruhsat teskerelerini 1 Haziran 1950 gününden 30 Haziran 1950 akvamına kadar yenileri ile değiştirilmesini, değiştirmiyenler hakkında cezai İşlemle birlikte kanuni kovuşturma yanılacağı İlin olunur t**tt)
k ekseriyet temin edilemediğinden toplantı tüzüğün 16 ncı tevfikan 23/6/950 Cuma günü saat 16 ya tehir edilmiştir.
t A- Üye arkadaşların sözü edilen tarihte idare binasında
1 garajında toplantıya iştirakleri rica olunuır. GÜNDEM :
1— Açılış ve yoklama.
2— İdare kurulunun raporu.
3— Tüzükte değişiklik.
4— Dilekler.
I
Muammer Karaca
Opereti Osman Bikes'irt
Maden d^eğı naklettir ilecektir Ereğli Kömürleri iletmesi Genel Müdürlüğünden
Devlet Orman İşletmelerinden satın alınarak îşletmemizce Tek ve Ereğli bölgelerinin muhtelif istif yerlerine depo edi-ve 1950 senesi sonuna kadar edilecek olan tahminen.
7.500 Metreküp
Maden Direğinin bulundukları istif mahallerinden alınarak iskele ve istasyonlara nakille, tahliye ve istif işi müteahhide verilecektir.
1 — Taliplerin şartnamedeki esaslar dairesinde muvakkat teminat mektup veya akçesini, Ticaret Odası vesikasını ve evvelce bu mevzuda yaptıkları işlere ait nakliyat kâğıtlarını, teklif mek-tuplariyle birlikte tevdi etmeleri.
2 — Bu işe ait şartname:
Ankara'da
İstanbul’da ____________-_______,--------------
Zonguldak’ta : İşletmemiz Ticaret Grup Müdürlüğünden, alınabilir.
3 — İhale 5/7/1950 Çarşamba günü saat 16 da yapılacağından, teklif ve teminatları havi kapalı zarfların en geç aynı gün saat 15 e kadar İşletmemiz Başkâtipliğine verilmesi lâzımdır.
Müddet bittikten sonra verilecek teklifler kabul edilmiyeceği gibi, postada vukubulacak teehhürler de nazarı itibara almmıya-caktır.
4 — İşletme İdaresi ihaleyi dilediğine yapın yapmamakta serbesttir. (4087)
- ---------------------------------------------------------------
1— Her birine (70) lira fiyat biçilen (70), tane galvanizli benzin
bidonu ile kilosuna (3) lira fiyat konan (1.400) kilo hintyağı açık artırma ile satılacaktır. 1
2— Bidonların muhammen bedeli 4.900, muvakkat teminatı 367,5 hintyağınııı muhammen bedeli 4.200, muvakkat teminatı 315 liradır.
3— Artırma: 27 Haziran 950 tarihine rastlıyan Sulı günü saat (10) da Sergievindeki Merkez binasında Levazım Müdürlüğü odasında yapılacaktır.
4— Bidonlar Etimesgut hava meydanında, hintyağı Ergani alanında görülebilir.
5— İstekliler artırma günü temi natlariyle birlikte komisyonda hazır bulunmalıdırlar.
6— Kurum ihaleyi yapıp yapmamakta, serbesttir.
Tekel Ankara Başmüdürlüğünden
İdaremiz emrinde çalışan Enternasyonal marka bir kaptıkaçtı satılacaktır.
Muhammen bedeli 2000 lira, geçici teminatı 150 liradır. Eksiltme 5/7/950 Çarşamba günü saat 15 de Başmüdürlüğümüzde müteşekkil komisyonda icra edilecektir.
İsteklilerin bu saatten evvel geçici teminatlarını veznemize yatırarak makbuzlariyle komisyona, şartnamesini görmek istiyenlerin heı- gün mesai sâatleri dahilinde Satış Şubemize, kaptıkaçtıyı görmek ■istiyenlerin de Tekel Transit Depolan Amirliğine müracaatları ilân nur. (4090)
Alpaı- KİREÇ Fabrikası
Taze, topak tozsuz kireç İmâl etmekte ve günü gününe teslim etmektedir. Sayın müşterilerimizin her türlü arzuları nnzan iti-bare alınır.
Adres: Pusta caddesi Ahmet Erkmen hanı kat. 3 No. 23 Tel: yazıhane 16566 Tel. ev 21384 (2333)

Mamak Camisi İnşaatı
Halkın himmetiyle Mamakte yapılmakta olan Camie yardım etmek istiyen sayın Ankara halkını Sa-manpazarı İş Bankası şubesindeki (56) No. lu hesabı cariye teberrü- , ,,er görülebilir. Tel: 24224. lerl rica olunur.

Maden direği naklettirllecektlr
Ereğli Kömü-ler) işle mesi Genel Müdürlüğünden
Devlet Orman İşletmesinden satın alınarak Îşletmemizce Akçakoca’ya en fazla 70 kilometre mesafeye kadar olan şoselerdeki istif mahallerine depo edilen ve 1950 senesi sonuna kadar edilecek olan tahminen,
1000 Metreküp
Maden Direğinin bulundukları istif mahallerinden almanak Akçakoca iskelesine nakille, tahliye ve istifi işi müteahhide verilecektir.
1 — Taliplerin şartnamedeki esaslar dairesinde muvakkat teminat mektup veya akçesini, Ticaret Odası vesikasını ve evvelce bu mevzuda yaptıkları işlere ait nakliyat kâğıttanım, teklif mek-tuplariyle birlikte tevdi etmeleri.
2 — Bu işe ait şartname;
Ankara’da : Eti Bank Genel Müdürlüğünden, İstanbul’da Eti Bank İstanbul Şubesinden, Zonguldak’ta : İşletmemiz Ticaret Grup Müdürlüğünden, alınabilir.
3 — İhale 5/7/1950 Çarşamba günü saat 16 da yapılacağından, teklif ve teminatları havi kapalı zarfların en geç aynı gün saat 15 e kadar İşletmemiz Başkâtipliğine verilmesi lâzımdır.
Müddet bittikten sonra verilecek teklifler kabul edilmiyeceği gibi, postada vukubulacak teehhürler de nazarı itibara almmı-yacaktır.
4 — işletme İdaresi ihaleyi dilediğine yapıp yapmamakta serbesttir. (4089)
Zayi Ayniyat Makbuzu
As. Pos. 19713 Lv. Md. Devrek (284)
Aşağıda No. lan yazılı Levazım Ayniyat makbuzlarının birer nüshaları bir kaza eseri olarak yırtılıp yakılmıştır. Bu ayniyat makbuzla, rının hükümsüz olduğu ilân olunur.
Lv. Ayniyat Makbuzlarının No. lan.
Kiralık Mobilyalı Daire
Yenişehirde, kaloriferli, mobilyalı, geniş salonları bulunan bir daire kiralıktır.
Hergün saat 10 - 12 arası tel: 24529 a müracaat edilmesi ve -kiralık daire, diye sorulması rica olunur.
Kayıp aranıyor
A.A.A. işaretli ve American Automobile Assocation yazılı bir deri çanta içinde otomobile ait turistik evrak ve Ankara Belediyesi muayene cüzdanı kayıp edilmiştir. Bulana hiç bir sual sorulmadan mükâfat verilecektir. Müracaât: Ulus Mey-danı Ulus Han da No. 7 (2373)
AKSARAY YARDIMLAŞMA DERNEĞİ BAŞKANLIĞINDAN
Demeğimizin Genel Kurul toplantısı 17/6/950 tar.hinde ekseriyet olmadığından 24/6/950 Cumartesi günü saat 15.30 da Halkevinde yapılacaktır.
Gündem:
1 — Yönetim Kurulu ve denetçi raporları ve 1949 yılı bilânçosunun tetkik ve tasdiki ile yönetim kurulu ve denetçilerin ibrası.
2 — Tüzüğün bazı maddelerinin değiştirilmesi,
3 — Yeni Yönetim Kurulu ve denetçilerin seçilmesi. (2371)
berende Kültür Demeği Başkanlığından:
Tüzüğün 16 mcı maddesi gereğince Demeğimiz 2/7/950 Pazar günü saat onda. Hamam önündeki Dernek merkezinde olağanüstü bir toplantı yapacaktır. Kayıtlı üyelerin gelmeleri rica olunur.
Gündem:
1 — Seçimin yenilenmesi.
(2374)
Kırklık Daire
İİ Jandarma Komutanlığı yanında Hükümet cad. Firet sokak, No. 4 de 5 oda, hol, banyo ve mutfak, geniş balkon, telefonu havi. Doktor ve Müteahhitlere çok elverişli.
Tel: 14503. İçindekilere müracaat
Buz ihtiyaç olanlara
Tekel Bira fabrika teslimi kalıp buz 47 kuruş ve Denizciler Cad. Bira tevzi deposunda 55 kuruşa olup tek .bir kalıp buz dahi satış yapılmaktadır. (2383)
Denizciler Cad. No. 19 Bira Baş Bayii Remzi Üstünbaş
Satılık çiftlik
Karacakaya bağlarında 60.000 üzerine 6 odalı villâ, ahır ve me: arazisi olan çiftlik satılıktır.
Akif Alpaslan
Vakıf İş Han No. 106 Tel: 14838
Emlâk alım satımı
Ankaranm her yerinde ev, apartman, arsa, bağ almak ve satmak istiyenlerin müracaatları rica olu-
inşaatçılara Müjde
Işıklar Caddesindeki inşaatımda çıkan taşı ehven fiatla satıyorum.
Telj 14136 (2377)
Azil Tevfik Yaginsoy OAHOAI «ÜTZHABBISİ
Haymanada Değirmenci Haşan Ünala borçlu olup son ikameti Ankara Etimesgut nahiyesinde bekçi Kanber oğlu Mustafa nezdinde iken bilâhara bulunamıyan ölü Ba-yezit karısı Selime Tümenin hisse-
ve ticarethane haricinde görüşmek ve konuşma suretile yapılacak akit ve Ve alım ve satımların muteber olamıyacağı üçüncü şahısların malûmu olmak üzere İlân olunur. (2379)
| Yenişehir Necati bey caddesinde Mandıra ticarethanesinin hukukî durumu ihtilaflı ve nizalı bulun-vezu »«..s. xu...=.u„ . I huğundan bu ticarethane için tica-
dar bulunduğu Haymananın Çal,- | rethane çag ilerinin malûmatlar, ve çokuı- mevkiindeki tarlanın tamamı muvafakatten dışında — “---------
160 lira ve Yılanhlsar mevkiinde- . ............
ki bağın tamamı 320 lira kıymet tak- yapılmak dir edildiğinden bir diyeceği var- tasarrufların sar icra ve 'İflâs Kanununun 103 ün cü maddesine göre 3 gün İçinde Hay inana İcra Dairesinin 947/220 sayılı dosyasına bildirmesi lüzumu ilân olunur. 15/6/950 (2376)
Meselelerimiz
ir (Baştai-afı 2 ııclde) ve hayatî ve bedenî çalışma şartlarının tabi kini emreder.
Bütün yukarıda saydıklarımız gözönünde bulundurulursa organizasyon yalnız ilk kurulmuş gibi bir defaya mahsus olmayıp etüt etmek, incelemek, araştırmak, plânlamak, kurmak, kontrol etmek ve tatbikat sırasında karşılaşılan aksaklıklara, görülen ihtiyaçlara ve ilimle tekniğin ilerlemesi takip edilerek öğrenilen yeni bilgilere göre bu âme-llyelerln tekrar edilmesini gerektiren sürekli bir faaliyettir.
Gelecek yazılarımızda İlmî organizasyonun prensipleri ve tatbik şartlarını açıklayacağız.
İLÂN
Yeni ceza evimiz hükümlülerini okutmak üzere (175) lira aylık ücretli öğretmen okulu mezunu bir öğretmene ihtiyaç vardır.
İsteklilerin belgelerde birlikte Maden yeni ceza evi Müdürlüğüne baş vurmaları.
Toprak Mahsûlleri Ofisi Genel Müdürlük Memurları Biriktirme ve Yardımlaşma Sandığı Başkanlığından)
1 — Ortaklarımızın ihtiyacı için Sadeyağ ve odun satın alınacaktır.
2 — Satış teklifinde bulunacakların evsaf ve ftetlarını bildirir mektuplarını 30/6/950 Cuma gününe kadar Başkanlığımıza göndermeleri ve ayni gün saat 15 te kendilerinin veya mümessillerinin Genel Müdürlük Merkez Muhasebe Müdürlüğünde yapılacak idare kurulu toplantısında hazır bulunmaları olunur,
Mümtaz Fark FENİK
Basıldığı yer:
GÜN1S MATBAASI
Sayfa: G
ZAFER
I
ra
mı ğb
,th
Iva
niş h
ur
Doğu Karadeniz bölgesinde açlık
I valcıoğlu arkadaşımızın sorularına I niş
I cevap aırzediyorum. yeti
Muhterem arkadaşımız sorularının birinci maddesinde, Türkiye millî ihracatınm yüzde 35 ini ve bu itibarla da millî ekonomimizin temelifıi teşkil eden tütüncülüğümüzün bugün arzettiği manzaranın bir dâva olarak ele alınması icabe-den biır keyfiyet olduğunu ifade e-derek bu husustaki hükümet görüşünün açıklanmasını istemektedir- ı ler. |
Kavalcıoğlu arkadaşımız haklıdırlar. Umum ihracatımızın üçte birinden fazlasını ve Tekel gelirlerinin yüzde 70 ine yakın kısmını temin eden ve büyük müstahsil kitlesini ilgilendiren tütün, elbette ki memleket ölçüsünde İktisadî bir
K iyi
■8 u
lal
Te rai
Leı ali to-
La hc ta di
(
ir (Baştarafı 1 İncide)
Sayın arkadaşlarım,
Karadeniz ve Doğu vilâyetleri, muhtelif sebeplerle, ötedenberi yurdumuzun en ağır hayat şartları i-çinde bulundukları malûmunuzdur. Bu muhtelif sebeplerin başında bu vilâyetlerin kalkınması tedbirlerinin ihmal edilmiş olması gelmektedir. Denilebilir kj şimdiye kadar Karadenizden ve Doğudan gelen fer yatlara kulaklar tıkanmış, aç bir çocuğa bir damla süt vererek susturmak kabilinden çok talî tedbirlerle iktifa olunmuştur. Halbuki e-saslı etüdler yapılarak devamlı bir politika ile bu vilâyetlerin ıstırabına şimdiye kadar çoktan nihayet verilebilirdi.
Bir misal olmak üzere arzedeyim: Karadeniz sahillerinde gezenler buraların yoldan ne kadar mahrum olduğunu iyi bilirler. Bu, vilâyetleri birbirlerine ve büyük merkezlere bağlayan yollar yapılmış olsaydı, bir taraftan bu yollar bizzat o vilâyetler halkına yaptırılmak suretile milyonlarca liralık bir meblâğ ora halkının eline geçer, diğer taraftan memleketin her tara, fında bolluk olurken, bu vilâyetler açlık tehlikesine maruz kalmazlardı. Size cesaretle iddia edebilirim ki, Karadenizli vatandaşları ezelî gurbetçiliğe götüren tek sebep şimdiye kadar iddia edildiği gibi toprak darlığı değil, doğrudan doğruya topraktan hakikî verimi elde edecek tedbirin alınmamış olmasıdı*.
Evet toprak azdır, fakat hiç kimse topraktan tam randıman aldığım iddia edemez. Ormanlar, madenler işletilmemiştir. Bir çok küçük sanat çeşitlerinin öğretilip inkişaf ettirilmesi mümkün iken bu yolda gayret ler sarfolunmamıştır.
Hükümetimiz bunun içindir ki açlık ismi umumisi altında bütün bu noksanlara karşı Karadeniz ve Doğu illerimizde muztarip olan vatandaşlarımız için ciddî ve esaslı tedbirler almak kararındadır. Bu tedbirler zamanında peyderpey tatbik mevkiine konulmakla beraber âcil ihtiyaçların giderilmesi için de lâzım gelen acele yardımlar yapılacaktır.
...ş bir toplantıda büyük bir ehemmı I yetle ele alıp müsbet neticelere varmak kararındadır. Vâsıl olunacak neticeler ve hükümet kar rı-| nın yüksek meclise ve umumî efkâra arzolunacağı tabiidir.
Arkadaşımıb ikinci nokta olarak, 5628 sayılı kanunla teşkiline karar verilen Türk tütün ortaklığı mü-essesesi hakındaki hükümet görüşünü sormaktadır.
Tütün mevzuunun bir cephesini teşkil eden bu konu da tetkik edilmektedir.
Şimdiden şurasını söylemek ica-beder ki, tütün müstahsillerinden toplanan 40 küsur milyon lirayı dağıtıp eritmeksizin toplanış maksat ve gayesine en uygun surette hasr vAyuouAiuc „„ ve tahsis etmek, gerek elde edil-
politika mevzuu olmaya her yön- j miş ehemmiyetli yekûna varan bir den lâyıktır. I fonun dağıtılmaması, gerekse tü-
Şimdiye kadar çoktan alınması tüncülhğümüzün arzettiği ihtiyaçla-’a-----1— -----i.—a-— nn harşılanması bakımından fay-
„lı ve lüzumlu görmekteyiz.
Bakandan sonra kürsüye gelen
lâzımgelen tedbir ve kararların a- .... . lınmamış olmasından tütüncülüğü- dalı müz bugün ciddî meseleler karşı- I Bs.________ ______ _______ ______
sındadır. Bu meselelerin, içinde bu- soru sahibi, tütün ekicilerile, tüc-lunduğumuz istihsal ve ihraç yılına j carın müşterek menfaatlerini telif ait müstacel mahiyet arzedenleri edebilmek maksadile büyük bir bulunduğu gibi, uzun vadeli ve âti tütün kongresinin toplanmasını is-senelere şamil esaslı tedbirlere ih- ı temiş ve şimdiye kadar birçok mah tiyaç gösterenleri de vardır. zurları görülmüş olan, Türk tütün
Hükümetimiz, kendi vasıta ve ortaklığı nizamnamesinin tasdik e-imkânları ile, tütüncülüğümüzün dilmiyerek geriye alınmasını teklif karşılaştığı müşküllerden bir taraf etmiştir.
tan müstacel mahiyette olanları di- I Sivas eski Milletvekili Fikri Tir-ğer taraftan uzun vadeli tedbirlere keş’in, dilekçe komisyonunun 23/3/ ihtiyaç gösterenleri ayn ayrı ele 1950 tarihli haftalık karar cetvelin-almakta ve ehemmiyetle tetkik et- | deki 3009 sayılı kararın kamutayda mektedir. [ görüşülmesine dair önergesi ve di-
Bundan başka muhtelif mınta- lekçe komisyonu raporu okunmuş, katardan tütüncülükle alâkalı seç- bu mevzuda söz alan Millî Savun-kin zevattan müteşekkil bir heyet ma Bakanı Refik Şevket İnce, ra-davet edilmiştir. Devam etmekte ....................... • ’ ”
bulunan toplantılar daha bir kaç gün sürecektir. Bununla da kalın-mıyarak hükümetimiz müstahsil ve I tüccar zümrelerimizin ve tütün ile a. lâkalı müeseselerini yakn bir zaman da davet ederek meseleyi daha ge-
tan müstacel mahiyette olanları di- I ğer taraftan uzun vadeli tedbirlere
por üzerindeki tetkiklerin henüz bitmediğini söyliyerek müzakerenin gelecek oturumlarda yapılmasını teklif etmiş, bu teklif kabul olunmuştur.
Meclis Çarşamba günü toplana-

I
I
Burada yine eski idarenin kusurlu bir noktasına daha işaret etmek istiyorum. Karadeniz vilâyetlerinin İktisadî şartlarındaki ağırlık her za man için siyasî münakaşa sebebi olarak ele alınmak istenmiştir. Bunun içindir ki hakikatte açlık olma yan yerlerde varmış gibi tezahürler halkı sık sık şaşırtıcı heyecanlara sevkemiştir. Biz tedbirlerimizi a. lırken kendimizi bundan büsbütün başka bir zihniyetle teçhiz etmiş bulunuyoruz. Yani nerede hakikî ıstırap varsa oraya koşacağız.
Karadeniz alkının iş hacmini daraltan çeşitli sebeplerden birisi de demiryolu politikası ile deniz nakliyatı politikası arasında birbirini tamamlayıcı prensiplerin bulunmayışıdır. Bir yandan Doğu ve Orta Anadolu, İstanbul gibi merkezlere demiryolu ile bağlanırken dğer taraf tan Karadeniz limanlarına bağlanmamak ve deniz nakliyatı sürat, intizam ve vesait itibarile geri halde bırakılmak suretile hakikatte Doğu ve Orta Anadolu mahsulünün Karadeniz limanlarından ihracı imkânları daraltılmıştır. Bunun neticesinde Karadeniz vilâyetlerinde iş hacmi hayli küçülmüştür.
Eski idarenin nüfus kesafetini, hakikî ihtiyaçları gözönünde tutma dan yapmış bulunduğu plânların zararlı neticelerinden biri de işte bu suretle Karadeniz vilâyetlerinin bugünkü İktisadî şartlarını doğurmuştur. Bu izahatımızdan sonra arkadaşlarımızın istediklerine cevap vereyim.
Bu vilâyetlere iş hacmini arttıracak esaslı ve devamlı tedbir cüm lelerinden olarak derhal yolların yapılmasına başlıyoruz. Bu hususta Bayındırlık Bakanlığı faaliyete geç miştir. Bundan başka ofis depoların dan satılacak mısırın fiyatını 24 kuruştan 20 kuruşa indirdik. Daha da indirmenin mümkün olup olmadığı hususunda tetkiklerde bulunuyoruz.
Ayrıca ıstırar ve ihtiyaç halinde bulunduğu sabit olacaklara mahsullerini idrak edip ödiyebilecekleri mevsimde tesviye edilecek şekilde borçlanmaları kaydile mısır tevzii i-çin emir verilmek üzere formaliteler ikmal edilmektedir. Aynı esas dairesinde Erzurum için de talimat verilecektir.
Binaenaleyh bu izahatımla arkadaşlarımı tatmin etmiş olduğuma kanaat ederek sözümü kesiyorum.) Bakandan sonra söz alan soru sahiplerinden Ordu milletvekili Feyzi Boztepe, Ordu halkının âcil bir yardıma muhtaç olduğunu beyan ederek, ofis anbarlarında bulunan mısırın derhal dağıtılmasını istemiş, diğer sözlü soru sahibi Sab-ri Erduman da, Bakanın cevabının kendisini tatmin etmediğini ileri sürerek Erzurum halkına 24 saat zarfında yardım yapılmasını istemiştir.
Kocaeli milletvekili Mümtaz Ka-valcıoğlu’nun tütüncülüğümüzün bugün arzettiği mantara ile Türk tü tün ortaklığı hakkındaki kanunun birinci maddesine müteallik hükümet görüşünün açıklanmasına dair Başbakanlıktan sözlü sorusuna Güm rük ve Tekel Bakanı Nuri Özsan şu cevabı vermiştir:
Kocaeli milletvekili Mümtaz Ka-
Terfi sırası
bekleyen öğretmenler
Z huri Danışman bir takr ir verdi
Haber aldığımıza göre Bolu Milletvekili Zuhuri Danışman tarafından Büyük Millet Meclisi Başkanlığına, kadrosuzluk yüzünden üç yıl sonunda terfi ettirilemiyen öğretmenler hakkında Millî Eğitim Bakanlığınca ne düşünüldüğüne dair bir sözlü soru önergesi verilmiştir.
İrfan ordumuzun büyük ekseriyetini ilgilendiren ve senelerdenbe-ri halledilememiş olan bu dâva hak kında Millî Eğitim Bakanının vereceği cevap merakla beklenmektedir.
Sorunun verilmesi öğretmenler arasmda büyük bir memnuniyet uyandırmıştır.
İhtiyarlık sigortası
Haber aldığımıza göre İzmir milletvekilleri Büyük Millet Meclisi Başkanlığına yarın bir sözlü soru önergesi vereceklerdir:
İşçilerin ihtiyarlık sigortası kanunu hakkında olan bu soru şudur: «5417 numaralı İhtiyarlık Sigortası Kanunununu işçiİere doğrudan doğruya ve bilvasıta ödedikleri % 8 primle mütenasip bir menfaat sağlamadığı ve esasen müşkül olan geçim şartlarına, gündelilderinden yapılan kesintilerle bir kat daha ağırlaştırtığı müşahade edilmekte ve bu hal umumî bir şikâyet mevzuu olmaktadır.
Sosyal Sigorta konusunda alınacak tedbirlerin ehemmiyeti ne kadar aşikâr ise bunların işçilerin gündelik hayatanı tazyik etmiyecek bir mahiyet taşıması lüzumu da ay nı derecede zarurî olduğundan, ihtiyarlık sigortası mevzuunda:
A) İşçiye yüklenen külfetin geçim şartlarını ağırlaştırmayacak bir hale ifrağı,
B) İşçiye temin edilecek menfaatin doğrudan doğruya kendisinden ve işverenden tahsil edilen prim lejle mütenasip bir seviyeye yükseltilmesi,
C) Sigortanın bundan istifade I edemiyecek olanlara teşmil olun • 1 maması,
D) Mecburî sigorta usulü yerine, mümkün olduğu kadar ihtiyarî sigorta usulünün ikamesi,
E) Sigortaya devam edilmemesi halinde müterakim primlerin işçi' lere iadesi hususlarında daha âdilâne hükümler tesis etmek maksadiy le, ylirürlükte olan İhtiyarlık Sigor talanı Kanununun tâdili noktasında neler düşünüldüğünün Çalışma Balesini tarafından sözlü olarak a-çıklanmazuoı saygılarımızla rica e-de.riz.
Açlık rekoru
Paris, 19 (a.a.) (Afp) — D. P. A. ajansının Frankfurttan bildirdiğine göre, 53 gündenberi açlık rekoru kırmak için cam bir tabutun içinde yatan Schumitz, bu sahada şimdiye kadar kendisinin kırmış olduğu rekoru da üç gün geçerek hapsedilmiş bulunduğu tabuttan çıkmıştır.
Lille’deki rakibi fakir Bermoh, şayet Schumitz’i yenmek isterse daha sekiz gün aç kalmak mecburiyetindedir.
47 kilo gelen Schumitz, açlık rekorunu kırmak için 14 kilo kaybetmiştir. Bu yüzden Schumitz bir müddet hastahanede kalacaktır.
Şikago Ticaret Fuarına katılıyoruz
Chicago, 19 (a.a.) — (Usis) — 7 ilâ 20 Ağustos arasında Chicago’da açılacak olan ilk Birleşik Devletler milletlerarası 'ticaret fuarına Türkiye de ziraî, sınaî ve artistik notaları ile iştirak edecektir. Sergide Türkiye 17 pavyona ayırdığı 2.000 metre karelik bir yer tutmuştur. Sergide teşjıir edilecek mallar arasında dünyaca meşhur Türk halıları, kilimler ve battaniyeleri bulu nacaktır. Orijinal ve modern şekillere uydurulmuş el işlemeleri, ipek çoraplar, deri çantalar, kemerler, terlik ve ayakabılar ve danteller de altm ve gümüş işlemeli çevre ve örtülerin arasında yer alacaktır.
Ham maddeler arasında pamuk, ipek, ipek kozaları, tiftik, bakır, manganez, antimuan, krom, kömür, zift, kutrşun, tutya, gümüş, cıva, lüle taşı ve madenî yağlar bulunacaktır. Tıbbî müstahzarlar ve ilâç yapımına ait afyon gibi maddeler de sergide gösterilecektir. Lüle taşı (Eskişehir taşı), fil dişi ve zeytin çekirdeğinden mamûl teşbihler, Eskişehir taşı ağızlık ve pipolar, müzik âletleri, mangallar, Kütahya çinileri ve tabaklan da diğer eşya a-rasında teşhir edilecektir. Lokum marmelât, şeker, helva ve badem ezmesi ile türlü likörler, rakı ve şarapjar da bulunacaktır.
Gıda maddeleri arasında süt tozu, peynir, kuru yemiş, konserve, sebze ve balıklar, tuzlu balıklar, yağlı tohumlar ve muhtelif hububat da vardır.
Nevyorktaki Türk Haberler Bürosunun idaresi altında açılacak bir büro, istiyenlere Türkiye hakkında turistik ve resmî malûmat verecektir.
Basın Heyetimiz
★ (Baş tarafı 1 İncide) Deniz Askerî Ataşesi ve sefaret erkânı hazır bulunmuşlardır.
Londraya gidecek olan Basın Heyeti yarın saat 8.30 da Yeşilköy hava meydanından hareket edecektir.
YENİ NEljRİYATı
Çeviren :
Şevket Dilmaç
Büyült Sarhoşluk
1941-1945 Z Unın - Rus Savaşı
Yazan :
Erch Kem
Komünistler bu kitabın satımını ■önlemek için her tarafta gayret sarfediyarlar. Büyük Kitapçılarda 250 kuruş.
Acı bir ölüm
Ankarada uzun müddet belediye tabipliği ve baştabipliği yapmış olan güçsüzler yurdu müdürü M.T.A. ile Etibank doktoru Ermenakli Dr. Fehmi Sayman dün akşam ansızın vefat etmiştir. Cenazesi bugün ikindi namazını müteakip Ha-cıbayram camiinden kaldırılacaktır.
b^Dah^Sfza^k^ItaT Ma-1 ^^^alyeT^İ
veya Fransua... Hepsi bir,
l Başmakaleden devam I Hayat pahasına “dur!” emri!
kısıntıya rıza göstermiyorlardı. Vatandaşların omuzlarına yük -lenen bütün vergileri tıkır tıkır ödeyeceklerini, ödeyebileceklerini zannediyorlardı. Hâdiseler olnarın tahminine göre inkişaf etmedi. Ve nihayet uzu devreler istikraz siyaseti üzerinde durdular. Gerçi önceleri dış istikrazlara rağbet etmiyorlardı. Çünkü tarihte bu nevi istikrazların acı tecrübelerinden ders almışlardı. Fakat onsuz da yapa-mıyorlardı; bunun üzerinedir ki, ekonomik kalkınmaya yarıyan cihazları temin etmek namı altında kamufle borçlanmalara başvuruldu; ama, o da yarayı örtemiyordu. Derken iç istikrazlar aldı yürüdü; devlet tahvileri derhal bankalara plase ediliyordu. Böylece küçük tasarruf erbaJbının istihsale yarıyacak mevduatı da bu tahvillerin içinde donduruluyordu. Bu vaziyette hangi imkânları kullanarak, bir ayarlama yapmak kabil olurdu?... Bilâkis devlet, artan ihtiyaçları yüzünden milli fabrikaların mamûllerinl bile yükseltiyordu. Fiatlar başını almış yürümüş, kazançlar bir tarafta olduğu gibi kalmıştı!
İstihsali artırmak için Marshall plâniyle yapılan yardımlar bile biı iç istikraz şeklinde kullanılmağa başlandı. Gelen traktörlerin, zirai malzemenin parası, çiftçiden dört taksitte istendi. Halbuki hükümet bu dört taksitte alınan parayı 1956 dan itibaren 35 senede Amerikaya ödeyecekti. Böylece, bugün peşin alınanlar harcanıyor, ve istikbalde gelecek hükümetlerin üzerine büyük bir borç yükleniyordu. İktisatta devletçi olduğunu ilân eden parti, devletçiliği bir irat kaynağı gibi kullanıyor, öbür tarafta ferdî teşebbüs de işlemediğinden istihsal ha yatı muattal duruyordu. Bu vaziyette hangi ayarlamadan bahsetmek kabildi?
Kazancı artırmak için iş lâzım. Fiyatları tutmak için istihsal lâzımdır. Halbuki, eski iktidar bunlardan hiç birisine itibar göstermiyordu!
İşte Demokrat Parti bu şartlar altında iktidarı devraldı. Ve derhal ekonomik icraata geçti. 22 Mayıstan beri ancak bir ay zaman geçmiştir. Yıllar ve yıllardır müzminleşen İktisadî dertleri bir anda ve bir bıçakla kesip atmak mümkün değildir. Her hangi bir iç hastalığın bile evvelâ teşhisi, ikinci olarak, tedavi, üçüncü olarak nekahat dev-
resi vaı-dır. Şüphesiz hepsi zaman
ister. Hele İktisadî meseleler tama-
miyle birbirine girift şeyler -dir. Fakat buna rağmen yeni iktidar, derhal işe sarıldı, ve bir aylık
zaman zarfında bu muvazenesizliği
hiç olmazsa durdurdu.
Şimdi muhalefet gazetelerinin bütün bu yapılan işleri, küçümsediğini görüyoruz:
Pamukluda ucuzluk! Bu da me-
sele mi?... Şekerde ucuzluk, bu da lâf mı? Petrol üç kuruş inecek diyorlar, üç kuruşun nesi olur?
Beş otomobil tasarrufiyle ne temin edilir?. Evet beş otomobil biı şey değildir, ama tasarrufa, örnektir; ve nihayet tamamiyle değişen bir zihniyetin ifadesidir. Dağa çıkmak başka, dağdan inmek yine başkadır. Şüphesiz ki, bu şekilde çalışmaların zamanla büyük tesirleri her sahada hissedilecektir. E-vet, şimdi yükselen hayat pahasına ve artan devlet masraflarına «Dur!»
komutu verilmiştir. Harpten evvelki fiyatlara elbette dönülecek değildir ama, vatandaşların satın alma kabiliyetleri de fiyatlarla ayarlanacak, ve bundan memleket iktisadiyatı, ve istihsalimiz için hayırlı neticeler elde edilecektir.
Adnan Menderes hükümeti, bir İktisadî kalkınma hükümeti vasfını daima muhafaza ederek çalışıyor. Muhalefet, ne kadar aleyhte propaganda yaparsa yapsın, rakamlnn dilini susturmağa imkân bulamaz.
Mümtaz Faik FENİK
Başkan Truman’ı ziyaret eden çiftçilerimiz
Vaşington, 19 (a.a.) (Usis) — Baş kan Truman Amerikayı ziyaret etmekte olan, Türkiye de dahil 14 milletin genç çiftçilerini kabul e-derek memleketler arasındaki bu ziyaretin sulha yapılan en büyük hizmetlerden biri olduğunu söylemiştir. İktisadî işbirliği idaresinin tanzim ettiği bir programa göre, A-merikadaki çiftliklerde kullanılan usulleri tetkik eden bu 60 gence mukabil 60 Amerikan çiftçisi de Av rupadaki çiftlikleri dolaşmaktadır. Amerikaya gelen çiftçiler hususî teşekküllerin misafirleridirler.
Sergideki mankenlerden üçü
Afyon, (Hususî) — Ali Çetin kaya Kız Enstitüsünün sene sonu münasebet il e g'eçen hafta içinde açmış olduğu sergi, her türlü takdirin üstünde çok geniş bir alâka toplamıştır.
Genç kızlarımızı tam bir ev k adını olarak yetiştirme hususunda büyük basanlar gösteren Enstitü, değerli ve çalışkan müdiresi bayan Cahide Gürsoy’un idaresinde ve sanatkâr öğretmenlerin elinde her gün biraz daha inkişaf sağla maktadır.
Sergi yüzlerce Afyonlu tarafın dan gezilmekte, teşhir edilen eserlerin zarafeti ve güzelliği karşısın da, kızlarını Enstitüye vermek arzusunu izhar edenlerin adetli gittik çe artmaktadır.
Gönderdiğim fotoğraf, sergide teşhir edilen bir elbise ile iki güzel tuvaleti, canlı mankenler üze rinde tesbit etmektedir.
Kız öğrenci kampları bu yıl kaldırılacak
Askerlik müddetinin indirilmesi için yapılan ♦etkinler henbz net'celenm'} değldir
Haber aldığımıza göre üniversitedeki kız öğrenci kamplarının bu seneden itibaren kaldırılması için Millî Savunma Bakanlığı bir kanun tasarısı hazırlamıştır. Yapılan bu teklif incelendikten sonra Meclise gönderilecektir.
Diğer taraftan bu seneden itibaren üniversitedeki erkek talebelerin de. kamplarının kaldırılacağı hakkında bazı gazetelerde havadis-
| ler çıkmışsa da salâhiyetti makam ■ lardan öğrendiğimize göre kampların kaldırılması hakkında katî bir karara varılmamıştır.
Askerlik müddetinin indirilmesi hususundaki çalışmaların devam ettiği, henüz müsbet veya menfi katî bir neticeye varılmadığı, bu vazife-ile ilgili bir komisyonun çalışmakta olduğu bildirilmektedir.
f
Dünya Kupası maçları fikstürü 24 Haziran tarihinde Rio de Ja- . neiro'da yapılacak olan dünya ku- j pası fikstürü tanzim edilmiştir.
İlk maç 24/6/1950 tarihinde Bre- I zilya ile Meksika arasında oynana- I çaktır.
24/6/1950: Brezilya - Meksika, Uruguay - Fransa, İngiltere - Şili, İtalya - İsveç, İsviçre . Yugoslavya, İspanya - Amerika.
28/6/1950: Brezilya - İsviçre. 29/6/1950: İspanya - Şili, İsveç -Paraguay, İngiltere - Amerika, Yugoslavya - Meksika, Bolivya - Fran- I
1/7/1950: Brezilya - Yugoslavya. | 2/7/1950: İngiltere - Isponya. ltal ya - Paraguvay, Amerika . Şili, İs- I viçre - Meksika, Urugvay - Boliv- I ya- 1
Türkiye eskrim 4'1 birinciliği neticelendi
Şehrimizde iki gündenberi Yüksek Beden Eğitimi Enstitüsü spor salonunda devam etmekte olan 1950 yılı Türkiye eskrim birinciliklerine İstanbul, Ankara, Bursa, Eskşehir bölgelerinden 30 a yakın eskrimci iştirak etmiştir. Elde edilen neticeler aşağıdadır:
Flöre:
1 — Nuri Uçar (İstanbul)
2 — Vural Bakanay (İstanbul) (
3 — Orhan Kantel (Ankara) Kılıç:
1 — Osman Tamer (İstanbul)
2 — Seyit Mısırlı (Ankara) (
3 — Vural Bakanay (İstanbul) I
Yurt Dâvaları
Ajans aleyhindeki tazminat dâvaları
* (Baştarafı 1 incide)
Ajans aleyhine açılan bu 15 kadar dâva münasebetiyle ileride i-dare aleyhine hükmedilmesi muhtemel bulunan tazminatın kabarık yekûnu karşısında idarenin müşkül bir durumda kalacağı anlaşılmaktadır. Bununla ilgili olarak işlerinden çıkarılmış veya çıkmak zorunda bırakılmış olan memurların Umum Müdür Ziya Gevher Etili’nin indî takdiriyle ve keyfi muamelesiyle uzaklatırılmış bulunduklarını nazarı itibara alan ajans idaresinin tazminat bahsinde umum müdüre rü-cu etmeyi düşündüğü açıklanmakta-dır.
Hususî ormanlar
ir (Baş tarafı 1 incide)
netice alınırsa bunların tamim edil-
mesi ileri sürülüştür.
Önümüzdeki günlerde bir teknik komisyon taplanarak tasarıyı hazırlayacaktır. Yeni Orman Kanu-
nunun bu esaslar üzerinde ması temenni edilmiştir.
çıkanl-
Ölünün böbrekleriyle iyileşen basta
Şikago, 19 (a.a.) (United Press) — Bugün açıklandığına göre Şika-godaki Mary hastahanesi doktorlarından biri bir ameliyat esnasında hasta bir kadının böbreklerini çıkararak yerine bir ölü kadından alı nan böbrekleri koymuştur.
Ameliyat olan Hovvard Tucker a-dında 49 yaşında bir kadındır.
Böbrekleri alınan kadın ise ölü-
1 TAKVİM
Rumî: 1366 — Haziran 7
Hicri: 1369 — Ramazan 4
20 Haziran 1950 Salı
Vasati Ezan!
Sabalı öğle İkindi Aksam
İmsak
5.28
13.15
17.16
20.44
22.48
2.07
8.44
41.31
8.32
12.00
2.04
6.23
münden sonra bu uzuvlarının vü-
cudundan çıkarılmasına önceden muvafakat etmiştir.
45 dakikada sona eren bu tehlikeli
ameliyat tıp tarihinde ilk defa olarak müşahede edilmektedir.
Halkı isyana davet eden spiker
Tahran, 19 (a.a.) (Afp) — Sabahki basının bildirdiğine göre Tahran Radyosunun spikeri Kürtleri merkezî hükümete karşı isyana davet et miştir.
Spiker tevkif edilerek hakkında takibat yapılmaya başlanmıştır.
yükseliyor
★ (Baştarafı 2 ncide) j
Henüz aradan çok zaman geçmemekle beraber, hükümetin bu vaadi güçleştirme hususunda faaliyete ı geçtiğini görmekle, bu ıztıraplarla i yakından meşgul olan bir matbuat ı mensubu olarak, derin bir memnun- 1 luk duymaktayız. ;
Bilhassa müddeiumumilerimizin memurluk vasıflarından dolayı v.? çektikleri çileleri gördükten sonra, | eminiz ki bizim gibi her vatandaş | Adalet Bakanlığından içeriye siya- 1 set girmemesini gönülden ister.
Basın Kanunu tasarısı dolayısiy-le, hükümetle yaptığımız son temaslarda, bu havayı teneffüs et- | mekle derin bir inşirah duyduk... Bu mevzuda bile başımıza gelenler aziz okuyucularımızca malûmdur. Adalet Bakanlığında yeni Basın Kanunu tasarısının hazırlanmasında çalışırken muhterem heyet âza-ları, yalnız ve yalnız hukuk ilminin rehberliğinde ilerlemektedir -ler.
Tasan münasebetiyle Adalet Ba- I j kanı Muhterem Halil Özyörük’le I 1 yakandan görüşme imkânını bul- I duk. Kıymetli hukuk adamımız, | bir birine zıt ve memleket bünye- I sine uymıyan hükümlerle dolu olan ı , kanunlarımızdan çekilen sıkıntıyı ar. L lattı.Vatandaşın şahıs ve mesken ma ı
suniyeti gibi esaslı haklarına dahi I tecavüz eden hükümleri birer birer I saydı. Bu memlekette istenen mokratik nizamın bu hükümlerıe-kurulamıyacağı kanaatinde oldukları için bakanlığı hummalı bir faaliyet içinde bulduk. Adlî teşkilât ve memurin kanunları başta olduğu halde, Ceza Kanunu, Usul Kanunları da dahil, hemen bütün kanunlar mütehassıs adliyecilerimiz ve ilim adamları tarafından inceden inceye gözden geçirilmekte ve aslâ siyasî mülâhaza dermeyan e-dilmeden yeni tasanlar hazırlan-maktadır. Gerek kendi çalışmalarımızda gerekse bu mevzulardaki hasbihallerde, en küçük bir siyası mütalea serdedilmediğini müşahede etmekle; yalnız ve yalnız memleket menfaatlerimizi düşünen ve hakkın âşığı olan kalem sahipleri ne kadar sevinseler azdır. Bu mühim meseleler elbette ki çabucaK halledilemez. Niyetler samimî olduktan sonra, bu memlekette va tandaş emniyeti de, adlî ve idari emniyet de ergeç tahakkuk edecektir. Korktuğumuz buhran da bu suretle önlenecektir.
f
1
j
Her akşam Saat 21.15 de
YENİ SİNEMADA
Zati Sungur temsilleri muvaffakiyetle devam ediyor

Lahey Konferansında delegemizin başarısı
★ (Baştarafı 1 incide) mürekkep Ceza Komisyonuna üyı-? seçilmiştir. 65 devletin 300 delege ile iştirak ettiği bu konferansın en mühim komisyonlarından biri olan ceza komisyonuna Türk delegesinin seçilmesi konferans çevrelerinde çok iyi bir tesir uyandırmıştır. Ceza komisyonu muhtelif ceza hukukunu ilgilendiren milletlerarası meseleleri tetkike başlamıştır.

Comments (0)