JxL%milia
Bradley'in fikri tavzih ediliyor
Türkiye’ye kızıl bir taarruz
mahalli harp demek değildir
General Bradley’in sözcüsü, Türkiyeyi müdafaa etmenin Amerika için arzettiği ehemmiyeti belirtti Vaşington, 19 a.a. (Reuter)
— Birleşik Amerika Müşterek Kurmay Başkanları Heyeti Reisi General Omar Bradley’in sözcüsü bugün beyanatta bulunarak Türkiye'yi müdafaa etmenin stratejik ehemmiyetini belirtmiştir.
’ General Bradley, bir makalesinde Türkiye, Irak ve diğer Asya memleketlerinin Asya’da ilerde çıkabilecek ihtilâflarda muhtemel mahallî mahiyette harplere sahne olacağını bildirmişti. Bunun üzerine Reuter Ajansı, General Bradley’in söz cüsünden Türk basınında çıkan ve Birleşik Amerika’nın dünya askerî siyasetine tallûk eden makalesini tenkit eden
yazıları yorumlamasını rica etmiştir. Bradley, bu yazısında Birleşik Amerika’nın yalnız komünist tecavüzüne karşı çarpışacak memleketlere yardımda bulunmayı tavsiye edeceğini ve mahallî harplerin Birleşik Amerika'yı vakitsiz ola-(Sonu Sa. 4 Sü- 7 de)
Vonsan'da Amerikan bahriyesi tarafından çalıştırılmış Koreli işçilere pirinç dağıtılırken
ASKERİ | KAZADA İİ YENİLİK
Hazırlanan mühim kanun tasarısının » esaslarını veriyoruz i;
• Evvelce de bildirdiğimiz ! • gibi askerî yargılama sis- ; ■ , ’ temimizin ıslahı için Millî ;! I: Savunma Bakanlığında i ■ i; Bakan Refik Şevket İn- ;; ;; ce’nın başkanlığında teş- ; I ) i kil edilmiş olan komisyon, i’ ;; son toplantılarını yaparak •; ; i Büyük Millet Meclisine )!
: sevkedilecek tasarıyı ha- I; ■; zırlamıştır.
;! Hazırlanan tasarı başlı- ! I ca şu hükümleri ihtiva I; ;; etmektedir: ';
Askerî Yargıtay lâğve- ’
; dilecek ve yerine Yargı- j;
: tayda askerî bir yargı da- ;
! iresi kurulacaktır. Yar- ;; '■ • gıtay Başsavcılığı nez- ; I ;; dinde askerî bir başsavcı I -I! yardımcısı bulunacak ve ;; I; bunun maiyetine verile- ; ;; cek muhtelif savcılar va- i zife taksimi yapacaklar- ■; ■; dır. Gerek Yargıtaym bu : ; I dairesi azalan, gerek sav- ); I • cilan tamamen askerî ;
■; yargıçlardan seçilecek- 11 ;! lerdir.
I i Askerî mahkemelerin ;!
; yaTgılama sistemi de ta- ! I ; I mamen değişmektedir. I; I; Mahkemeler, alay, tü- ;; ;; men ve kolordu mahke- I
I meleridir.
(Sonu Sa. 4 Sü- 3 de);
BayarBursa’da
Cumhurbaşkanı İnegöl’de halka hitabede bulundu
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, dün saat 8.30 da refakatlerince İngiliz Büyükelçisi Sir Noel Charles, Büyük Millet Meclisi başkanvekillerinden Bursa Milletvekili Hu-lûsi Köymen, Kırşehir Milletvekili Amiral Rifat Özdeş, eski Veteriner Genel Müdürü Zekâi Madenli olduğu halde Karacabey’e müteveccihen hareket etmişlerdir.
İnegöl ve Bursa’da
Bursa, 19 (Telefonla) — Şehrimize gelmekte olan Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, bugün saat 17.30 da Eskişehir hududunda
Vali Vekili, milletvekilleri, Demokrat Parti Başkanı, 11 idare Kurulu Başkan ve üyeleri, İnegöl Kaymakamı tarafından karşılanmıştır. İnegöl’e gelen Celâl Bayar ve Büyükelçi vaktin geç olmasına rağmen çok kalabalık bir halk kitlesi tarafından karşılanmış ve bir müddet Kaymakamlık Konağında istirahat edilmiştir.
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar halkın arzusu üzerine balkondan İnegöl'lülere kısa bir hitabede bulunarak şöyle demiştir: (Sonu Sa- 4 Sü. 4 te)
Doğu evleri meselesinde yolsuzluk
6,5 milyonluk inşaat on milyonayükseldi
Ankarada bile en lüks inşaatın karemetresi 200
lira iken bu çatlak evlerin metrekaresi 350liradır
Ingiltere-Mısır ihtilâfı
Kore'de Komünistlerin mukavemeti kesildi
İngiltere ile Mısır arasındaki münasebetler, parlâmentonun a-çıbş töreninde Nahas paşa tarafından okunan kraliyet nutku ile oldukça çetin bir safhaya girmiştir. Mısır, Ingiltere ile 1936 senesi ağustosunda aktedilen anlaşmanın tamamiyle ortadan kaldırılmasını ve Süveyş bölgesinde bulunan İngibz kuvvetlerinin tahliyesini ve Sudan’ın da tamamiyle Mısır idaresine verilmesini istemektedir.
Mısır hükümeti, bundan dört sene evvel de yine bu muahedenin lağvedilmesini ileri sürmüş, o zaman Londra'da yapılan müzakereler neticesinde, İskenderiye ve Kahire’de bulunan İngiliz kuvvetlerinin alınması, fakat buna mukabil Süveyş kanabnın müdafaası için İngiltere'nin orada 50 bin kadar asker ve 400 pilot bulundurması kabul olunmuştu. Bu mütemmim anlaşma üzerine İngilizler Mısır topraklarından çekilmişler, ve yalnız Süveyş bölgesinde kalmışlardır. Şimdi Mısırlılar İngilizlerin bu bölgeyi de boşaltmasını, çünkü Süveyş kanalını kendilerinin müdafaa edeceklerini söylemektedirler.
Tam istiklâline kavuşan Mısır’ın, kendi topraklarının velev bir kısmında dahi olAa, yabancı asker bulundurulmasını istememesi kadar tabiî bir şey olamaz. Ancak ingilizlerin de mukabil delil olarak ileri sürdükleri fikirler de, dünyanın bugünkü şartları içinde aslâ ihmal edile-
Bir defa 1936 anlaşması, 20 seneliktir. Bu itibarla 1956 a-gustosunda nihayet bulacaktır. Buna rağmen İngilizler Mısır'ı tamamiyle tahliye etmişler ve yalnız Süveyş bölgesinin korunmasını üzerlerine almışlardır. Dünya hâdiselerinin çok karışık bir hal aldığı böyle bir zamanda, İngilizlerin esasen milletlerarası bir rejime tâbi olan Süveyş kanalım terletmeleri, Doğu Akdeniz’in müdafaasını tamamiyle kendi haline bırakmaları demektir.
Mısırlılar, tek başlarına Süveyş kanalını koruyabilirler mi?
Zaman zaman matbuata aksedip geniş alâka ve hayret toplayan eski iktidarın bilgiz ve kasta makrun icraatı meyanında 946 senesinde ihalesi yapılan Bi rinci Umumî Müfettişlik bölgesindeki memur evleri inşaatı işini de ele almak lüzumludur.
Erzurumdaki et kombinası hikâyesinde olduğu kadar değilse bile, kendi bünyesine göre harcanan ve toprağa gömülen miktar oldukça mühimdir.
Bir parça düşünürsek hatırlarız: O zamanki iktidar, Doğuda göz boyayacak inşaat yaptığı takdirde sempati toplayacağını düşünmüş ve bu sebeple muhte-(Sonu 2 nci sayfada)
B’rleşmiş Milletler kıtalarının hatları gerisinde çete faaliyeti devam ediyor
Emniyet - Gençlerbirliği maçında Emniyet kalecisinin bir kurtarışı (Yazısı 4. üncü sayfada spor sütunlarımızda
Mümtaz Faik FENİK
Amerika’nın Sesi Radyosu, 19 (Basın - Yayın) — Birleşmiş Milletler kuvvetleri bugün 320 kilometrelik Kore savaş cephesi boyunca hiçbir düşman mukavemetiyle karşılaşmadan ilerlemişlerdir. En büyük toprak kazancı kuzeydoğu kesiminde Amerikan yedinci piyano tümeni tarafından kaydedilmiştir. Bu birlikler eski komünist müstahkem mevkii ve muharebe merkezi olan Kap-son’a girmişlerdir. Cephenin tamamen doğusunda Kore Cumhuriyeti kıtaları Oron-çong nehrini geçmişlerdir. Ba-(Sonu 2 nci sayfada)
KORE MEKTUPLARI
T aegu'dogeçit
Birliğimizin “ Annem beni yetiştirdi, bu illere yolladı „ marşını söyleyerek caddelerden geçişi her Türkün göğsünü iftiharla kabartacak bir manzara teşkil ediyordu
;?11.
\Izmirde tokat, yumruk \ve tabancalı bir lig maçı fa» Sahada yirmi dakikalık tbir dağüşten sonra' hakemin Ş*. »• kararı geri aldırıldı, 'ölen yoksa da yaralı var!
İzmir, 19 (T.H.A.) — Bugün Alsancak Stadında futbol lig maçları yapıldığı sırada zabıtanın silâhlı müdahelesini ica-bettiren hâdiseler olmuştur.
Göztepe ile Karşıyaka kulüpleri arasında oynanan maç sert ve çekişmeli bir şekilde bitmiştir. Sahadan 1 — 0 galip ayrılan Göztepelilere nümayişler yapılırken tribünlerdeki seyirciler birbirlerine girmiştir. Zabıtanın müdahelesine rağmen yatıştırılamıyan kavgacıları dağıtmak için bir polis memurunun tabancasını çekerek iki el ateş etmesi ortalığı büsbütün karıştırmış ve heyecana vermiştir. Güçlükle dağıtılan kav-
(Sonu Sa 4 SÜ. 7 de) (Yazısı 3. lineti sayfada)
^czahanel tahdidi fkalkıyor
Ankara, 19 (T.H.A.) — Ec-zahâne sahipleriyle, dükkânları bulunmıyan eczacılar arasında ötedenberi ihtilâf mevzuu olan eczaherielerin tahdidi meselesi yeni hazırlanan bir kanun tararısıyla halledilmiştir.
Antidemokratik kanunlar a-rasında bulunan ve yalnız ec-zahane sahiplerini gözeten eski kanun değiştirilerek Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni tasarıyla eczahane açmak hususundaki bütün takyidat kaldırılmaktadır.
— 9 —
Şimdiye kadar Koreye gelişi anlattım. Bu geliş hulâsa e-dilirse Ankaradan itibaren tak riben bir ayda tamamlandı. Bu kadar insan ye malzeme buraya kadar kolay geldi. Vc şimdiye kadar elhamdülillah hiç zayiat vermeden oldu. Yalnız İskenderunda banyo yaparken ani bir kramp geçiren bir eri-
miz şehit oldu ki bu da vatan dışında değildir. Şu halde îs-kenderundan itibaren geçtiğimiz on bin mil deniz ve 150 mil de kara yolunda tek bir arıza ve vukuat cereyan etmeden burada toplandık. Ve bun dan sonra Koredeki hayatımız başladı. Size yine gücümün yettiği kadar bunu anlataca -ğım:
Kafile meydanda toplandıktan sonra asker marş söyliye-rek asfalt caddeden Japon kış
lasına doğru hareket etti. Komutan garnizon komutanının davetlisi olarak daha evvel jip
le gitti. Kafilenin sokaklardan geçişi pek muhteşem oluyordu.
Durum değişmedikçe...
Bulgar hududu açılmıyacak
Hududun yarın açılacağına dair
Bölükler bir taraftan (Annem bizi yetiştirdi bu illere gönderdi) yahut (Biz piyade askeriyiz) ve (Yaşa varol Harbiye) gibi marşlar söylüyorlar, bir ta (Sonu 3 üncüde)
AKINTIVA---1
I____KÜREK
M
Seri imalât!
emlekette mevcut 353
veterinerin bir senede
Basın - Yayın Genel Müdürü
İstanbul,, 10 a.a. — Bir müd-dettenberi şehrimizde bulunmakta olan Basın - Yayın vc Turizm Genel Müdürü Dr. Halim Tevfik- Alyot, bu akşam saat 18.20 de kalkan Anadolu Ekspresi ile Ankara’ya hareket ctıhiştit.
haberleri yetkililer
Son günlerde Gazeteler Edir- verilen ne mahreci ile verdikleri haber- ve bu
Icrde, halen kapalı bulunan Türk Bulaar hududunun önümüzdeki salı günü açılacağım yazmışlar-dır-
Bu hususta malûmatına müra-
caat ettiğimiz Dışişleri Bakanlı ğında salâhiyetli bir zat, Bul-
gar hükümetinin isteklerimizi ye-
rine ketirmedikçe hükümeıtimizin
hududy dcmryacağım, bu yolda
yalanlıyor
kararın kesin olduğunu karardan hiç bir zaman
muayene ettikleri hayvanların miktarını araştırmışlar da veteriner başına 140,000 hayvan isabet ettiğini bul-
rüou edrlmi'jie’ceğihi söylemiştir. ı Sofya Maslahatgüzarımız
İstanbul, 19 (T.H.A.) — Sofya Elçiliği Maslahatgüzarımız Basri Rıza hükümete Bulgaristan’daki durum hakkında rapor vermek üzere bu akşam Ankara'ya hareket etmiş-: tir.
muşlar.
Ben haftada 44 iş saati ol-

göre bir hesap yap-
tım. Dakikada her veterine-
re bir hayvan muayenesi isabet ediyor!...
Muayene değil, mitralyöz! Mitralyöz değil, tepkili muayene!... Eh hayvanlarda tepkisiz muayene olur mu?..
YEDEKÇİ
Sayfa: 2
ZAFER

Mühim bir
Isa geçinen Yehuda
Büyük insan, her şeyden önce, kendi çapını tayin edebilmiş insandır. Büyük insan, «Ben şu işi başarabilirim, şu işi başaramam» demek cesaretini ve mahviyetini gösterme hünerine erebilmiş adamdır.
Büyük insanın küfür ettiğini, büyük insanın yalan söylediğini, büyük insanın uluorta saldırdığını, büyük insanın riyakârlık ettiğini hiç gördünüz mü? Görmüşsünüzdür. Büyük insan, büyüklükten önce, insan olmak tabiatiyle, elbette küfür de edebilir, yalan da söyliyebilir, hattâ sal-dırabilir, hattâ riyakâr olabilir. Amma, küfür ettiği zaman
Muhip Dıranas «Oh ne iyi etti» dedirtir, yalan söylüyorsa yalanı mutlaka meşrudur, saldınyorsa saldırdığı kişi buna müstahaktır ve nihayet, riyasında bir hain ve küçük maksat değil, bir büyük hedef gizlidir.
Siz Yehudanın İsa diye geçtiği, isamn da Yehuda haline geldiği bir diyar, bir dünya düşünebilir misiniz?
Hayır, İsanın Yehuda haline geldiği bir diyar, bir dünya yoktur. Amma, Yehudaların İsa diye geçindiği yer ve diyar vardır. Sırası geldiği zaman, neredir, kimlerdir, onu da belli ederiz. Zaten, adlan büyük adama çıkmıştır.
hırsızlık
| Mes’eleler Tetkikler |
20/11/1950
Doğu evleri (Başı 1 İnci sayfada) lif vilâyet merkez ve kazalarında 286 adet ev yaptırmayı kararlaştırmıştır.^
Bu karar gereğince derhal ha-) rekete geçilmiş, projeler yapılmış, şartnameler hazırlanmış ve iş ihaleye konularak teslim tarihi de haziran 1948 *’ '
tespit edilmiştir. \
Kırk ilçede yapılması takarrür eden bu binaların keşifleri ayn ayrı mütalâa edilmiş ve heyeti umumiyesi bir mukaveleye bağlanmıştır.
Bu sebeple müteahhit, pek tabiî olarak, işine uygun gelen yerlereden inşaata başlamış, kolay ve kârlı olanlarını ele almış, ■ ve bunu da dilediği gibi yapmış-. tır. Bu hal oralardaki idare â-mirlerinin şikâyeti üzerine tahkik mevzuu olmuş ve hâdise Bayındırlık Bakanlığı teftiş kurulu na tevdi olunmuştur.
Bu suretle Y. Mühendis Lâtif Doğan bir heyetin başına getirilmiş ve dört ay kadar çalışmadan sonra, bu heyet bir rapor vermiştir.
Bu raporda, mukavele harcı ve hiç lüzum olmadığı halde keşif bedelinin yüzde 32 si kadar müteahhid lehine tadilât ve imalât yaptırılmış olduğu ve yekûnun ise iki milyonu bulduğu bildirilmiştir.
Bu iki milyonun, rapora göre, yeni fiyat tesbitinden lüzumsuz temel derinlikleri ve araziye u-yulmıyarak fazla yükseklikte subasman duvarlarının yapılması yüzünden heder olduğu belirtilmiştir.
Halbuki, subasman duvarlarının projeye göre 50 santim olması iktiza ediyor ve bu miktar maksadı temine kâfi geliyordu.
Bilindiği gibi, bir inşaatta keşfin noksan olmasından veya hut değişiklikten mütevellit tadilâtın ancak yüzde yirmiye kadar olan kısmını kanun kabul etmektedir. Mukaveleye bağlı bir inşaatta yüzde yirmiden fazla keşif ilâvesi yapılamıyacağını Muhasebeyi Umumiye Kanununun 135 inci ve Arttırma ve Eksiltme Kanununun 19 uncu maddesi menetmiş olmasına rağmen, mukavele feshedilmemiş, ve Diyarbakır ile Eğil ilçelerindeki inşaatın yüzde yirmiyi aştığı halde henüz çatılarının bile ikmal edilememiş bir vaziyette olmalarına rağmen ilâve kararı alınmıştır.
tş bu kadarla kalmamış, hazine aleyhine muvazaalı bir mukavelenin tanzimine de girişilmiştir. İnşaat müddeti 948 haziranında sona erdiğinden bunun için Devlet Şûrasından karar almak mecburiyeti karşısında bir hiyle-i şeriye de bulunmuştur.
Mukavelenin akdi sırasında Urfa’nın Harran ilçe merkezinin Akçakale’ye bağlanması Vekiller Heyetince kararlaşmış ve bu karara uyularak yeni bir mukavele yapılmış ve Devlet Şûrasına bir tezkere yazılmışştır.
Halbuki bu sırada Akçakale-deki evler yapılmış idi. Ve bugüne kadar yapılmadığı iddia e-dilerek inşaat müddetinin uzatılması temin edilmiş ve dolayısiy-le Devlet Şûrasına yanlış malûmat verilmiştir.
Bundan başka idareye ait beş adet kamyon inşaat sonunda iade edilmek şartiyle bedelsiz olarak müteahhide verilmişti. Bunda güdülen maksat bu kamyonlarla nakledilen kum, çakıl ve taşın muayyen bir formüle göre hesap edilmesi ve ucuza mal edilmesi idi.
Bu şart yerine getirilmemiş ve beş kamyon da kâfi göıülmi-yerek, mukavele harici 16 kamyon daha verilmiştir. O tarihte her biri yirmi bin lira değer ta-
olarak
zerinden yani 6800 liradan hesap edilmiş ve mukaveleye (iadesi gereken kamyonların temliki) diye kapalı bir şekildo yazılmış ve kamyon adedi yirmi bire çıkarılmıştır.
Halbuki bu şekil ihaleden evvel düşünülmüş olsa idi, 21 kam yonun satış farkı ve paranın faizi ile beraber tutan olan dört yüz bin lira, inşaatın münakaşa tenzilâtı olarak yapılır ve bu parayı da hazine kazanmış olurdu.
Netice şudur: Devlet Şûrasına yanlış malûmat verilmiş, mukavele ve kanuna uyulmamış, lüzumsuz yere bir çok imalât ya-pılmiş ve fiyatlar değiştirilerek altı buçuk milyon liraya çıkması lâzım gelen 286 evin maliyeti on milyona yükselmiştir.
Bu suretle, 100 metre murab-baındaki mahallî malzeme ile yapılan elektrik ve su tesisatı olmıyan üç odalı bir ev 35Q00 liraya, yani beher metre karesi 350 liraya maledilmiştir..
Şehrimizde en lüks bir inşaatın beher metre karesinin azamî 200 liraya çıkabileceği göz önüne alındığı takdirde, sarfe-dilen paranın, heder olan emek ve servetin miktarını bulmak güç olmasa gerektir.
Gelecek yazımızda, inşaaLu-sullerimizin ne için ve nasıl değiştirilerek dejenere edildiğini ve Doğudaki evlerin halihazır variyeti hakkında geniş malûmat vereceğiz.
Kore savaşı
(Ba$ı 1 inci sayfada) tı kesiminde Kore Cumhuriyeti kuvvetleri Tokçon’u geri alarak şehrin kuzeyinden ilerlemelerine devam etmektedirler.
Birleşmiş Milletler hatları gerisinde komünist çeteleri faal olmakta devam etmektedirler. Amerikan piyadeleri doğu sahilindeki yonsân limanının güneyinde bir çete grupunu bozguna uğratmıştır.
Türk kuvvetlerine mensup birliklerin dün Pyongyan'm güneyinde komünist çetelerini, imha edişleri resmen teyit edilmiştir.
MOTHİS SOĞUKLAR
Kapsan, 19 (a.a.) (United Press) — Kuzeye, Mançurya hududuna doğru yapılan nihaî taarruzda 7 nci Amerikan tümenine mensup birlikler Yalu nehhri üzerindeki hudud şehri Hyesanjin’den 28 mil mesafeye gelmişlerdir- Ordunun 15 milimetrelik toplan bu noktanın 14 mil güneyini şiddetle dövmektedirler.
Askerî depodan 20-30 bin liralık malzeme çaldı, yakalandı
Bir kaç gün evvel şehrimizde bir oto malzemesi yolsuzluğu meydana çıkarılmıştır. Yaptığımız tahkikata göre, Hava Kuvvetleri Etimesgut İkmal Merkez Müdürlüğünde çalışan Osman Kemal askerî depodan iki motosiklet, 14 Cip lâstiği, 40 - 50 teneke donmaz su (Antifiriz) ve muhtelif motor akşamı alarak Yenidoğan'-da bir depoya yığmıştır.
Ancak, motörleri satarken şüphe üzerine yakalanmış ve 2 inci Şubeye celbedilmiştir.
Bu yolsuzluğa bir kaç kişinin ismi karıştığına göre bir şebeke halinde çalışıldığı en yakın ihtimaldir. Gedikli Osman Kemal halen Merkez Komutanlığında mevkuf bulunmaktadır. Hakkında kanunî takibata geçilen sanık Osman’ın muhakemesine yakında başlanacaktır.
Çalman eşyaların 20 - 30 bin lira değerinde olduğu hesaplanmaktadır.
C. H. P. İllerin mescitte yaptıkları saz âlemi
Halk Partisi tarafından De-mirfırka mahallesi Kale sokağındaki eski bir mescit binasında açılmış bulunan C. H. P. Hisar Ocağının son seçimlerden sonra gösterdiği çalgılı faaliyet aynı sokakta oturanların şikâyetini mucip olmaktadır.
Yaptığımız tahkikata göre, Hisar Ocağı üyeleri her cumartesi günü ocak binasında toplanarak geç vakitlere kadar çalgı çalıp eğlenmekte ve bu suretle yakın konu komşuyu da uykusuz bırakmaktadırlar.
D. P. Kardeşler ocağı kongresi
Demokrat Parti 1 No. lu bucağa bağlı Kardeşler Ocağının senelik kongresi dün sabah yapılmıştır. Neticede:
Fethi Aygün Başkanlığa, Kadir Akbaş Başkanvekilliğine, Hüseyin Kızılkaya Kâtipliğe, Mustafa özcan Muhasipliğe ve Hilmi Doğruer de 1 nci âzalı-ğa seçilmişlerdir. Yedekliğe de Hamdi Şanşar, Recep Kanyıl-maz, Nurettin Yiğit, Mehmet Gördü, Hüseyin Ekşi, seçilmişlerdir.
Doğansporun yeni idare kurulu
Doğanspor Gençlik Kulübünün son toplantısında İdare Heyetine şu zevat seçilmiştir:
Başkan' İzzet Şekerci, As Başkan: Nuri Türkoğlu, Genel Sekreter: Ekrem Kurtçu, Genel Kaptan: Avni Bulduk, İdare Âmiri: İbrahim Deliç, Muha -sip: Hakkı Besler, Veznedar: Baki Kızıltan.
Hücum eden Amerikan kuvvetleri batıda Changando’ya dağlık ve çetecilerle dolu araziden geçen ufak bir iaşe yolu ile bağlıdırlar. Japonlar Kore.de 40 sene süren işgalleri sırasında Chongando asilerini inlerinden çıkarıp atmaya muvaffak olama-' alışlardı.
Müthiş soğukların başladığı Kuzey Korede bir Amerikan alayına komuta eden Albay Herbert Powell gelecek hafta içinde Man çurya hududuna varacağını bil dirmiştir.
600 BİN CİN GONOLLOSO
Hongkong, 19 (a.a) (Lps) — Pekin radyosunun bildirdiğine göre, Cin makamları, Çin hudutlarının müdafaası için 600.000 gönüllü top!amak üzere asker kaydına başlamıştır.
İTİZAR
(Genç Kız Kalbi) romanımız bugün konulamamıştır. Okuyucularımızdan özür dileriz.
Tiyatro
Fransız trupu yarın geliyor
Devlet Tiyatrosunda 23, 24 ve 25 kasım günle(ri saat 20.30 do temsiller verecek olan «Comedie Française» trupu yarın şehrimize gelecektir.
Bu heyetin basında bulunan büyük sanatkâr ve «Comedie Française» sosyeterlerinden Madam Vera Korene sahnemizde oynanacak olan H. Bernsteîn’in «Le Secret», H- Becque’in «La Parisienne», A. de Musset’nin «Un Caprice» ve Racine'in «Phâd re» adlı piyeslerinde en mühim rolleri üzerine almıştır.
Fransız sahnesinin en güzide simalarından olan Madam Ve ra Karene, bilhassa (Phedre) rolünde temayüz etmekte ve bu role gerek hassasiyeti, gerekse tabii istidâtlan ile ikinci bir Saralı Bernhardt telâkki olunmaktadır.
Erkek artistlerin basında ise Maurice Escande gelmektedir «ComĞdie Française» in en parlak mümessillerinden olan Maurice Escande’ı «Phedrep de «Th6-s6e) «Un Caprice» de «Monsieur de Chavigny», «La Parisienne» de «Lafon» ve «Le Secret» de «Ponta Tulli» rollerinde göreceğiz. Esasen ilk iki rol, «Comedie
sıyan bu kamyonlar maliyeti ,ü-^^*v%***%%w%%%***%**%»v^* Frdnçaise» de kendi rolleridir-
Bir yıldönümünde hakikatin bilânçosu
Halk idaresinde, mesuliyet makamında bulunanların
■ zaman zaman icraatları hakkın ’ da efkârı umumiye karşısında hesap vermeleri, kaçınılmaz bir
• vazifedir.
'■ Bu suretle idare edenlerin mu ’ rakabe altında tutulmaları te-’ min edilir. Buna muvazi olarak gerçek halk idarelerinde, top-
1 luluğun tenkit nazarlarının süz ! geçinden geçirilen icraatın hatâ ve sevaplarının mizanını yap-rıjak mümkün olurr.. Umumun istekleri tesbit olunur, iş başın
1 da olanlar, söyledikleri kadar, söylenenleri de tahammül ile dinlerler ve adımlarını buna göre atarlarsa, muvazeneli ve müsbet neticelere doğru yol ala bilirler. Diğer taraftan, gerek idare edenlerin ve gerekse i-dare olunanların niyetlerinde 1 ve sözlerinde samimî olmaları lâzım elir. Bir taraf ayıpları saklama siyaseti takip ettiği tak dirde nasıl emniyetsizlik havası esmeğe başlarsa; karşı taraf da on parmağında yağlı kara taşımakla huzursuzluğu körüklemiş olur.
Cumhuriyeti kurduğumuz ta-rihdenberi geçen senelere baka cak olursak, büsbütün başka 1-tiyatlara yakamızı kaptırdığı -mızı üzüntü ile müşahede edebiliriz!... O kadar ki, memleket hizmetinde vazife alanlar, makamlarını bir hak olarak ka -hüllenmişler; zamanla da mesuliyet hissinden bütün bütün sıyrılma cihetine gitmişlerdir. Adeta bu işleri kendilerinden başka kimsenin yapamıyacağı kanaatini telkine çalışmışlardır. Şahsî görüşlerini «Mahzı keramet» saydıklarından sadece tek taraflı konuşmuşlar... Ve rilen vajdler, alman kararlar aksi netice mi verdi? Bu, maslahatın ve ahvalin icaplarından-dır. Hesap sorma, mesul arama şöyle dursun, en küçük bîr fen kitte bile bulunmak caiz değildir. Alelâde bir müdürü dahi tenkit etmek mümkün olmadığından, zamanla işler karışmış; bilgili ile bilgisizi, kasit ile ihmali, ehliyetli ile ehliyetsizi a-yırmak zorlaşmıştır...
Bu kötü itiyat, millî geleneklerimizi de yıkmakta geri kalmamıştır. İstediğiniz .kadar «az lâf çok iş» deyiniz, kimin umurunda.. Birbirini takibeden bay ramlarda nutuklar verilmiş hab be kubbe yapılmış; en basit işler dev aynası adesesinden efkârı umumiyeye aksettirilmiştir. Bu bayramlık sözler yetmiyormuş gibi; yerli, yersiz beyanatla mütemadiyen böbürlenme vesileleri aranmıştır.
Çok defa başa kakma gibi bir haleti ruhiye ile vatandaşın kar şısına çıkıldığını inkâr edemeyiz. Bu suretle «kişi eseri ile değil sözö ile ölçülür» kaidesi kök salmağa başlamıştır. Yapılar. iyiliklerin bile söylenmesini hoş görmeyen ve esasını teva-zuda bulan güzel Türk geleneği yalancı tezahürle sarsılıp dururken, düşülen hataların doğurduğu zararların bilânçosu hayli kabarmıştır...

Bir kaç ay evvel, bu sütunlarda yazdığımız bir yazıyı baş ili başına bu hususun tahliline hasretmiş; her kademedeki idareciye sirayet eden çok konuşma itiyadı yüzünden hakikatlerin sisle kaplandığını belirtmiş tik.
Şükranla kaydedelim ki, yeni iktidarın verdiği isabetli bir kararı, bu Cumhuriyet Bayramında bizi öğünme nutukları dinlemekten kurtarmıştır. Demek oluyor ki, mağazaların bir köşesinde iliştirilen «az lâf çok iş» levhası devlet dairelerine de asılmıştır. Bundan ne kadar memnun olsak yeridir...
Bayrama takaddüm eden gün lerde, sayın profesör doktor Fahrettin Kerim, İstanbul vali ve belediye reisliğine tâyin edilişinin birinci yılını kutladı, bu münasebetle yaptığı basın~top- 1 lantısında bir yıllık başarıları -nın bilânçosunu anlattı. Eski tıp 1 profesörü ve sayısız cemiyetin ’ idare heyeti reisi veya âzası o-lan, bu bakımdan konuşma sa- : natını gayet iyi bilen üstadı, ( bir müddet evvel günlük ko- • nuşmalarının dışında ayda bir ' radyoda da diklerdik. Hele ge- ı çen kış, güzel şiirlerle süsle- i tliği .rgğyo. Jîonuşmalflrj.uda •
---- Yazan ---
Hayrı Alpar
«Halk tipi veya «Ofis tipi» denen mahlût yağın az mı.methiyesini yapmıştı...
Eski bir partici olan hattâ bu hissini Halk Partisinin son İstanbul kongresinde açık lisanla ifade eden profesör Fahrettin Kerimin, son zamanlarda söylediği tarafsızlığını, basın toplantısında da; rehberinin elindeki kanunlar olduğunu bildirmekle teyid etmesini takdirle karşılarız. İşgal ettiği-makamın mutlak bir bitaraflığı lüzumlu kılması bakımından, kendisini teb rik ederiz. Fakat icraatındaki muvaffakiyetin % 95 i bulduğu hakkındaki sözlerinin mâna smı anlamadığımızı söylersek; evvelki yazımızda olduğu gibi kızmıyacağını umarız.
İstanbul gibi büyük şehirlerin belediye işlerinin kolay kolay başarılamıyacağını bilenlerdeniz. İkinci Dünya Harbinde altı üstüne gelen İktisadî ve
malî durumun, düzeltilmesi işinin daha ziyade bir devlet işi olduğu muhakkaktır. Hele piyasalara hâkim olan umumî ik tısad kaideleri bilinmez ve nazarı itibara alınmazsa, idarecilerin basiretleri bağlanır. Aksine başlıyan seyir onları şaşkına döndürür. Zira, bir takım sunî barikatlar, şümullü tesirlerle çabucak yıkılır gider.
Bu itibarladır ki, sayın vali ve belediye reisi? «Ofis yağı çık ması neticesinde, diğer yağların bel kemiklerinin nasıl kırıldığı, on liraya çıkmak üzere olan yağın beş liraya nasıl indiğini bilirsiniz...» demekle hâdiselerin ne kadar sathında kalmış olduğunu göstermektedir.
230 kuruşa malolduğu halde 300 kuruşa satılan ve arada satıcıya "bO-70 kuruş kâr bırakan mağşuş yağ aslâ piyasaya müessir olmamıştır. Filhakika on lira çıkma istidadı gösteren yağ
Günün yazısı
Uçan komünist ' lideri
Paris 12 Kasım
Bir iki gün evvel Fransız gazetelerinde! kısa fakat nazarı dik kati celbeden bir haber göze çarptı. O habere göre, Moskova hükümeti Fransanm Kremlin nez-dindeki sefirine bas vurarak, Fransız komünist partisi genel sekreteri Mösyö Thorez’i tedavi rtiaksadı ile, Rusyaya götüreceğinden Parise hususî bir tayyare yollamak istediğini bildirmiş ve bu tayyarenin Orly meydanına inmesi için izin istemiştir-
Fransa hükümeti bu izni derhal vermiş ve Fransız komünist partisi lideri Thoreze de derhal vizelerini vermiştir.
Mösyö Thorezi Türk efkârı u-mumiyesi iyi tanır- Bulgaristanda Dimitrof, Romanyada Anna Pa-uker, Arnavutlukta Enver Hoca, Cekoslovakyada Gohvald ne ise Thorez de Fransada odur. İkinci dünya harbinin ilk devrelerinde Rusya ile Almanya arasındaki pakt mevcut iken, Fransaya hücum eden Alman ordularına kapıyı açanlardan biri de Thorezdi. Fransayı harp etmemeğe müfer madiyen teşvik eden de o idi. Daha sonra takriben iki yıl evvel damdan düşer gibi verdiği demeçle (qğer Rus orduları Fransa kapılarına gelecek olurlarsa Fransız milletini kapitalist rejimin elinden kurtaracakları için, kapılan ardına kadar açacağız ve mukavemet etmiyeceğiz) diyen hain adam gere bu Thorezdi. Netekim, Avrupanm bütün komünist liderleri de kendisini bu beyanatta takip eylemişlerdir. Siyasetin garip tecellile ri de oluyor. İste o vatan haini, simdi, mebustur, parti lideridir. Son zamanlarda hasta olduğu için, bizzat Fransız doktorlarının ihtimamlı tedavisi altındadır. Fakat, muvaffak olamamış bir politika gütmüş olmasına rağmen hiç bir zaman Thorez ile mukayese edilemiyecek olan Ver-dun kahramanı Petain mahkûm yatmakta ve Fransız meclisine af fı hakkında verilen bir teklif bü , yük bir ekseriyetel red edil- ( mgktcıdir- Gene siyasetin garip ı bir cilvesidir ki, mareşalin affını harp içinde ona düşman olan De l Gaulle partisi yapmış bulunmaktadır-

J zuu değildir. Çünkü, Fransa ta-k I babeti, Rus tababetinden daha el geri değildir. Kaldı ki, Moskova-dan gönderilen bir doktor, Fransız arkadaşları ile yaptığı istişareden sönrâ tedavinin iyi yapılmış olduğunu resmen teyid etmiştir- Thorezİn yarım feleden ve beyin ramolissement’mdan muzda rip olduğu söylenmektedir. Ve böyle bir hastayı tayyareye bindirmek, Moskovalara kadar götürmek pek te sıhhî tetbirlere uymamaktadır.
Acaba kendisine bir takım hususî talimat mı verilecektir? Mos-kovaya kul köle olan ve «Rus orduları kapımıza geldikleri zaman bu kapılan ardına kadar açacağız» diyen bir adamı talimat vermek için Moskovaya kadar davet etmeğe lüzum da yoktur. Moskova dünyanın her tarafındaki kendi ajanlan ile her türlü irtibatı gayet kolayca temin etmektedir, üstelik Mosko-vadan gelen doktora ismi bir türlü ifşa edilmiyen gayrî meri bir zat refakat etmektedir. Fransız-lor, bu esrarengiz zatı komünist usuller mucibince doktora refaket için verilmiş emniyetli bir odam olarak telakki etmektedirler.
Gerçi sıhhî endişeler bakımından 1933 de Sovyet tabiiyetine girmiş olan Bulgar Dimitrof için bu takayyüd gösterilmişti. Amma gine azgın komünist olan Fransız Jacques Duclos ve son günlerde ağır bir beyin ameliyah geçiren Italyan lideri Togliatti için bu alâka ibzal edilmemiştir.
Dimitrofun evvelâ Kırımda So-non Kson kliniğinde yattığı, oradan Yaltaya nakledildiği ve iki aylık bir tedaviden sonra merhumun orada öldüğü malûmdur-Gine malûmdur ki, Dimitrof * (Balkan Sovyet federasyonu) kurmak yolunda Stalinin hoşuna gitmeyen bir fikir ileriye sürmüş, ancak ondan sonradır ki, adamın başına bu kadar hastalıklar gelmiş, nihayet yüreğine inmiş- j «•
Cıhad BABAN

Mr. Toherz Kasımın onbirinci günü Orly meydanına konan bir Rus uçağına bindi ve meraklı bir halk ile gazeteci ve fotoğrafçıların gözleri önünde, iki Rus doktorunun refaketinde Moskova ya doğru uçtu gitti...
Simdi, Fransa efkârı umumiye-sini işgal eden mesele, bu zatın niçin Rusyaya gitmiş olduğudur. Bir sürü (Acaba) kafalarda düğümlenip durmaktadır. Resmen ileriye sürülmüş olduğu gibi, isin mahiyetinde yalnız bir es-bat» yhhiyft .mejejftşi bahis mev-
ucuzlamıştır. Fakat bu ucuzluk, ihraç müsaadesi verilmeyip de bahara yaklaşılınca eldeki bü-büyük yağ stokları bozulmağa yüz tutunca vücut bulmuştur. Alman tedbirler karşısında bı-
• yık altından gülen yakından tanıdığımız yağ tüccarlönnın muamelelerini bilenler bunun kerametini takdir ederler. Kaldı ki, ortada bir hıfzıssıhha kanunu olduğu halde, mağşuş yağ imalinde gayet mahir olan yağ-
. cılar, belediyeye müvazi olarak , yeni yeni tip esanslı yağlar çıkarmak suretiyle resmî makam . larla boy ölçüşmüşlerdir. Zan-{ nediyoruz ki belediyenin vazi-1 fesi, halka karışık gıda maddesi yedirmek, değil, saf madde te-’ min etmektir. Bu karışıklığı bir muvaffakiyet telâkki etmenin î ne dereceye kadar doğru olduğunu iz’an erbabına bırakıyoruz.
, Pazarlıksız satış kanunu gibi, gıda maddelerinin üzerine eti-3 ket koyma mecburiyetinin sade bir göz boyamaktan ilen a gitmediği bilinen hakikatleı-5 dendir. Arz ve talep kaideleıi-’ nin carî olduğu piyasaya bazı maddeler fazla gelmeseydi, bu etiketlere rağmen nisbî bir u-cuzluk dahi temin edilemezdi. Nasıl, mevcudu azalan metaın fiyatları göz göre göre fırladığı zaman bir şey yapılamamaktadır.
Umumî fiyatların perakende fiyatlarına intikal ettiğini iddia ise, sadece bir övünme hissinden öteye gidemez. Bütün mem î lekette olduğu gibi İstanbul’da da evvelce mevcut mutavassıtların işlerine devam ettiği düşünülür; bilhassa gelir vergisi
• tatbikatında ucuza çıkmak için 3 binbir çeşit usuller keşfolun -
• dıığu gözönünde tutulursa, han
■ gi İlmî görüşle mücadeleye
• kalktığınız daha iyi anlaşıla-- bilir! ’ '
Ekmek ucuzluğuna gelince; » bir an duralıyoruz. Yıllardan-ı beri ekmeğin kalitesine, mik-3 tarına ve fiyatlarına devlet hâ-
■ kim bulunuyor. Geriye beledi-
■ yeye, ekmeğin pişkinliği ile
■ vezinlerinin tamam olduğunun kontrolü kalıyor. Maalesef üç
• adım aralıklı fırınlarda, birbi-
■ rinden farklı ekmek çıktığı ve çoğunun hamur olduğu bilindi-
■ ği halde, belediyemizin ufak bir himmetini bile görmediği -mizi söylersek, hakikî bir va-
. ziyeti ifade etmiş oluruz. Hele gece çıkan ekmeklerin vezin-. leri insafa kalmıştır.
Yıllardanberi bir kaç muta -vaSsıtın oyuncağı olan et işi de bunlardan farklı değildir. Hükümeti Erzurum’da milyonlarca lirş sarfı ile kombina açmağa kadar sevkeden et işi, hâlâ baş ağrısı veriyor. Bereket ki, geçen sene bol bol çıkan ve çok ucuza satılan «halk tipi balık» bizi madrabazların elinden biraz olsun kurtarabilmiştir. Bizim gibi Anadolu’da gezip de kasaplık hayvanların kaça satıldığını görenler, İstanbul’da etin buna rağmen ucuza verilmediğini hayretle müşahede ederler.
Görülüyor ki, gıda maddesi bakımından gerek hükümet ve gerekse belediyeler tarafından alınmış teminatlı bir tedbir yoktur. Tamamiyle piyasa hükmünü icra etmektedir. P dün nebati yağ müsaadesi rilince, bir günde fiyatın beş, yirmi kuruş fırladığı görüldü. Fakat komşu Yunanistan’da nerede ise bizden yan yarıya ucuz zeytinyağı -ihraç olunduğu öğrenilince, kendilisinden eski haddini buldu.
Yol işi, seyrisefer, ışık, su işleri de farklı bir manzara ar-zetmiyor. Evvelki plâna göre devam eden inşaatta koskoca İstanbul’un daha uzun seneler yoldan mahrum kalacağını mütehassıslar söylüyorlar. Sanki ışığa düşmanmışız gibi, gece tam saat 24 de söndürülen bir takım lâmbalar ortalığı zifiri karanlığa boğduğundan, boy çukuru ile dolu mamur semtlerin cadde ve sokaklarından kazasız, belâsız geçmek bir şans işidir. Diğer taraftan günlük gazetelerde sıra sıra okunan nakil vasıtası kazaları seyJ rüsefer işimizin bozukluğuna müsbet misal teşkil eder. Hele yüzün-
Bir adalet münakaşası ünaltay’ın müjdelediği meşhur fazilet devrinin ilk senelerinde idi.
Bir gün Mecliste bir «Avukatlık Kanunu» konuşuluyordu.
Ben geç kalmışım ve asıl ö-nemli bir madde kabul edilmiş. Bu maddenin değişmesi lâzımdı. Madde ağırdı. Halk', hükümet dairelerinin hangisinde o-lursa olsun işini avukat vası-tasiyle takip edecekti. Takip hakkı yalnız iş sahibine, anasına, babasına, karısına ve kar deşine veriliyordu. Bunları ol-mıyan veya olup da beceremi-yenleri olanlar ancak avukata başvuracaklardı. Aksi takdirde hapı yuttuklarının resmi idi!
Kanunun bu maddesi halkımız için çok korkunçtu. Meselâ bir kasaba halkı veya köylü düşününüz. Elli kuruşluk vergi tashihi işi veya kendisince entipüften olmıyan bir işi var. İşinin çokluğu dolayısiyle takip edemiyor. Böyle bir yakını da yok. Kasabada, şehirde, baş kentte bir avukat arıyacak. Elli kuruş veya hiç kuruş için bir kaç lira arzuhal parası verecek, avukata en az beş on lira verecek, vekâlet masrafı verecek ve o önemsiz işini takip ettirecek. Bu madde bir çeşit avukatlık inhisarı ve netice itibariyle de halkın işini suya düşürmek demekti. Avukatın bunda dahli, suçu yoktu. Bütün mesele kanunu çıkarmak istiyenlerin bilmediğim maksatlarında idi. Usul hakkında konuşacağım oyunu ile söz aldım. Ve avukatlarımıza zerre kadar tariz etmiyerek bu maddenin ne derece halkın zararına olduğunu söyledim.
Malûm marka gramofon plâklarından biri de Adalet Bakanlığı havasını öttürüyordu. Ses çıkaramadı değil de çatlak çutlak sesler çıkardı. Benden sonra şu Muhiddin Pars söz aldı. Bir şeyler söyledi ama dinlemedim. Derken o günlerin birinci sınıf sözcülük elebaşısı meşhur Mümtaz ök-men hafızım kürsüye geldi. Muhterem Refik İncenin arabulucu sözlerine de önem ver-miyerek bana çattı ve söyledik lerimi (Şuursuzca sözler(!)) diye vasıflandırdı. Aklı sıra sandı ki sineceğim de susacağım. Halkın aleyhinde olan o maddeyi ağız kalabalığı i!e sözde müdafaa ettikten sonra (şuursuzca sözler) lâfını tekrar etti. Ben hemen ayağa kalktım ve şunu söyledim: (Dinleyen Allah için söylesin!) ve salondan çıkıp gittim.
O maddeyi kaldırmadılar a-ma, tatbik de edemediler. Halk da inhisardan kurtuldu. Şimdi bunlar ve buna tıpa tıp benzerler kalkmışlar, hâlâ iktidara geçmeyi sayıklıyorlar. Haydi efendim haydi!....
Aka GÜNDÜZ
Daha

Amerika, Rusyaya karsı bir Avrupa müdafaasının temelleri atıldığı su sırada Fransadaki hiya-net şebekesinin alabildiğine serbestçe çalışmasından hoşlan-mamakta, Fransızları komünistlere karsı biraz daha ciddî hareket etmeğe sevk etrrtektedir. Bunun neticesi olarak, Fransızlar biraz harekete gelmişlerdir. Bir kere memlekette) yabancı tabiiyetine mensup ne kadar komünist varsa, hepsini memleketten sürüp çıkartmışlar, memlekette iki yüze yakın komünist belediye reisini islerinden atmışlar, hele bulun* garip bir müsamah:
... (Sony 4 üncü sayfada) | (Sonu 4 üncü sayfada)
Keçiören’de sosyâl bir
Dün aksam Keçiören’de «Keçiören kulübü» adı ile» güzel bîr kulüp açılmıştır.
Kulübün gayesi; semt sakinleri arasında İçtimaî bir teşkilât kurmak, muhitin maddî ve manevî müşterek ihtiyaçlarım giderme imkânlarım aramaktır. Kulübün açılış töreninde İsletmeler Bakanı Dr. Muhlis Ete, Ankara Valisi Necati llter, Belediye Başkam Atıf Benderlioğlu, Ankara Milletvekillerinden bazdan, Ankara İl Genel Meclisi üyeleri, Ticaret Odası Başkam Vehbi Koç ve bir çok güzide davetli ve Ke-çiörenliler hazır bulunmuşlardır.
Toplantıda Ankara Valisi Necati llter ve Belediye Başkam Atıf Benderlioğlu birer hitabede bulunarak kulübe basanlar dilemişlerdir-
Kulüp müessisleri arasında bulunan değerli edip Aka Gündüz, kulübün gayeleri etrafında davetlilere izahat vermiştir. Keçiören semtini hareketlendireceğine şüphe etmediğimiz bu kulübe muvaffakiyetler dileriz.
- TAKVİM —
20 11,'1950 — Pazartesi Rumî: 1366 — Kasım 7 Hicrî: 1370 — Safer 8
NOBFTCİ ECZANELER Halk Erenköy, Ulus
20/11/1950
ZAFER
Sayfa: 3
Irk farkının tasfiyesine doğru
DışPolitika
PUISUZ İSTİDA
Şark mı, Garp mı?
Avrupa’da soğuk harbin ve Asya'da düpedüz sıcak harbin başladığından beri, Sovyet emperyalizminin, kâh cephelerde hırçınlaşan, kâh milletlerarası toplantılarda uysallaşan siyasetini takibedenlerin çoğu; artık, Sovyetlerin dilek ve tekliflerinde ne dereceye kadar samimî olduklarını tahkik ve keşif hususundan vazgeçerek, bu emperyalist siyasetin hangi noktada patlak vereceğini ve tamiri imkânsız bir vaziyetin ihdasına cesa ret eyleyeceğini soruşturmıy başlamışlardır. Uzakdoğu hâd! seleri ve bilhassa Kore meselesi, Amerikabların mühim miktar kuvvetlerini bu bölgeye çektiği cihetle, AvrupalIlar için bu sual günün en mühim dâvaları arasına geçmiş bulunmaktadır.
Filhakika, AvrupalIlar, bilhassa. ikiye bölünmüş sakat kıtanın siyasetini ellerinden geldiği kadar idare etmiye çalışanlar için bu hususta resmî denebilecek bir teminat mevcuttur ve bu siyasî şahsiyetler, Avrupa, daha doğrusu Batı Avrupa bir istilâya maruz kaldığı takdirde, Amerika’nın var güciyle müdahalesinden emindirler. Nitekim son Nevyork konferansı kararları da, Batı Almanya çerçevesi dahilinde olmak üzere, bu hususu âmirdir.
Bununla beraber, şu hususu da gözden uzak bulundurmamak gerekir ki, bütün ahit ve taahhütlerin kudsiyeti baki kalmak üzere, denebilir ki, bu taahhüdün verildiği günden bu yana, «köprülerin altından çok su akmış», yani Amerika için muvakkat bir işgal meselesinden başka bir şey olmıyan bütün Uzakdoğu işi, yepyeni bir veçhe ile ve yepyeni bir mesele halinde ortaya çıkmıştır.
Uzakdoğu meselelerinin her şeyden evvel bir şömiirge işi olduğu ve bu bölgelerde beyaz ■efendilerinden» usanmış bulunanların açmış oldukları milliyetçi dâvanın komünistler tarafından istismar edildiği muhakkaktır. Amerika, Uzakdoğuda kendi müdafaa hattını savunmak esbabı mucibesiyle katılmış bulunduğu bu savaşta, yeni meseleleriyle, bilhassa, Avrupanın savunması işinde aldığı kararın ve bu savunmanın bağlı bulunduğu şartların geçirmesi mukadder değişikliklerle karşı karşıya gelmiştir. Zira, her şeyden evvel, denebilir ki, bugün Avrupa adı altında yaşıyan küçük bir kıtanın yarısı, büyük ölçüde sömürgelerine tâbi memleketlerden müteşekkildir. Bunların, sömürgelerden yardım gelmezse, nefeslerinin kesileceği muhakkaktır. Halbuki sömürgelerde de ateş çıkmış bulunmaktadır.
Bu duruma göre, Amerika'nın, tarihî bir tercihi beklenebilir: Mabndan mülkünden olmuş, kurumuş efendileri mi kurtarmalı? Yoksa matsız mülksüz ve böyle olduğu için bugünkü hale düşmüş ırgatları mı?..
Kabul etmek lâzım ki, bunun ikisi de bu büyük devlet için güçtür. Zira, bir yanda, Asya gibi hudutsuz milyonların barındığı bir kıtada dert anlatmak; diğer yanda, bizzat Amerikanın kültür itibariyle bağlı bulunduğu son Avrupa medeniyetini yakıp yıkarak Atlantik sahillerine kadar gelebilecek bir düşmana karşı koymak lâzım gelecektir.
Bununla beraber, Amerika’nın taze kapitalist rejiminin; bütün istihsal ve iştira kabiliyetini kaybetmiye namzet bir medeniyet yerine, şimdilik nüfusundan başka hiç bir şeyi olmıyan; bununla beraber, işe milliyetçilik gibi mukaddes bir dâva ile başlamış bulunan çok, pek çok daha eski bir medeniyetin çocuklarını tutması ihtimali vardır. Bu, belki Amerikanın da lehine olarak ve dünya tarihini hızlandıracaktır. Nasıl hızlandırmasın ki, bizzat Amerikalılar da, bugünkü medeniyetlerini bir sömürgecilik aleyhtarlığı üzerine kurmuşlardır.
Mücahit TOPALAK
i
Siyasî komisyon meselesinin tetkikinde salâhiyet kararı verdi
At yarışları
Hindistan m kurtarıcı hderı Ma hatma Gandı nın heykeli keli yap an artist
Devlet Tiyatrosu..
Meseleyi biliyorsunuz. Devlet Operasında, yer gösteren- . ler tarafından seyircilere dağıtılan ve içinde, oynanan ve ! oynanacak olan eserlere dair malûmat bulunması gereken J ilân mecmuası, eski ismiyle bay Ertuğrul Muhsin tarafın- ' dan istismar edilmiş ve arkadaşımız Muhip Dıranas'ın bir 1 I yazısı ele alınarak tamamen şahsiyatla alâkalı bir yaziyle ( ; doldurulmuştur. !
Muhibın yazısı yaranın tam üzerine parmak bastığı için, ; bu işin inhisarını kendi üzerinde bulundurmakta büyük bir ' titizlik gösteren yazı sahibini tedirgin etmiş, yazıdan anla- ' şıklığına göre oldukça da asabiyete kapılmasına vesile ol- • muştur. :
Halbuki, devletin verdiği tahsisat ile bu işin dönmiyece- ! ğini, bay Ertuğrul Muhsin'in bizden iyi bilmesi elbet de lâ- J zımdır. Sırf eline geçirmiş olduğu mevkii . kaybetmemek en- ; dişesiyle, yukarıdaki zevatın her dediğine: — Hay, hay! e- 1 fendim! Bu kadarı kâfidir, diyerek, mevkiinden gayri endi- ' şeşi olmıyan bu zatın kendi yazısında da belirttiği gibi, ti- ! yatromuz on sene evvel neyse bugün de odur. Ve bunun se- ! bebi de, ihtiyaçları takır takır söyliyemcmesi"ve bu para ile ' bu iş dönmez diye hakikati ifade edememesidir.
O sebeple, Muhibin yazısını hedef edip devlet malım is-ismar edeceğine, bu işle alâkalı zevata hakikati söyleyip ' işleri düzeltmesi daha doğru olur kanaatmdayız.
Hikmet YAZICIOĞLU
İkili bahiste San - Pullu
287 lira 30 kuruş verdi
Lake Success, a.a. — Siyasî komisyon Güney Afrika’daki Hintli azınlıklar mesçlesi hakkında bir karara varmak yetkisini haiz olduğunu bildirmiştir. 16 çekimser, 3 aleyhte ve 25 lehte oyla verilen bu karar Bir-
leşmiş Milletler teşkilâtının bir memleketin iç işlerine müdahale yetkisine sahip olmadığına dair çeşitli itirazların ileri sürüldüğü uzun ve çetin müzakerelere son vermiş bulunmaktadır.
Tibet işi genel kurulunda
Radyo yayınları hakkında
«Epoque» kapandı
Paris, a.a. — Muhafazakâr sabah gazetesi ( Epoque ) dünkü nüshasından itibaren neşriyatını tatil ettiğini bildirmiştir.
Bu gazetenin kapanması ile Paris’te gündelik 10 sabah gaze tesi kalmıştır.
Salvador'un vardiği takrir ihtiyatla karşılandı
Flushing Mepdows, (a.a.) — San Salvador heyeti ilk tasavvur lannı teyiden Tibetin yabancı kuvvetler tarafından istilâsının genel kurul gündemine alınma-smı istemiştir. San Salvador heyeti başkam Castro, talebine eklediği delillere dayanarak genel kurulun tasvibini istediği bir karar sureti sunmuştur. Bu karar suretine gör Je, Birleşmiş Mirletler üyelerinden mürekkep bir komisyon, bu mesele hakkında genel kurulun a'abîleceği tedbirleri inceliyecektir. Asamble bürosu San Salvador talebinin gündeme alınıp alınmamasını kararlaşhrmdk üzere gelecek hafta toplanacaktır. Teklif şimdiye kadar hiç bir heyetin müzaheretine mazhar olmamıştı.
Hindistan'ın durumu
Flushing Meadovvs (a-a.) — Tibetin silâhlı istilâsına dair Çine karşı Güvenlik Konseyinde şikâyette bulunmayacak olan fakat bu yolda talebi desteklemeye hazır bulunan Hint heyeti Tibet meselesinin genel kurul gündemine alınmasını istiyçn San Salvador heyetini talebi ile yeni bir hadise karşısında kalmaktadır.
Binaenaleyh, Hiht heyeti bu yeni vesikayı inceleyeceğini ve Yeni Delhiden talimat istiyeceği-ni dün akşam bildirmiştir-
Kcmünist Çinliler Moskovada
Londra, a.a. — Moskova radyosunun bildirdiğine göre, For-moza hakkında Güvenlik Konseyinde cereyan edecek müzakerelere katılpıak üzere Nevyork’a giden komünist Çin heyeti Moskova’ya gelmiştir. Heyet buradan Amerikaya gidecektir.
imtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına Başmuharrir MÜMTAZ FAİK FENİK
Bu nüshada yazı işlerini fiilen idare eden Fotin Fuad Basıldığı yer: Güneş Matbaası — Ankara
Konulan tahditler hakkında yeni bir takrir verildi
Lake Success (a.a.) — Sili heyeti tarafından verilen ve Meksika, Filipin, Endonezya, Iran, Irak ve Suudî Arabistan tarafından kısmen tâdil edilen bir karar sureti', Birleşmiş Milletler ü-yelerinden yalnız radyo yayınlarını karıştırmaların değil aynı zamanda diğer milletler aleyhine hakaretamiz veya iftiracı yayınlar da mektedir.
yapmamalannı iste-
sureti 6 çekimsere i kabul edilmiştir.
Bu karar s karşı 39 oyla Arap heyetleri namına Barody demiştir ki:
Küçük milletler büyük devletlerin kgndilerini sürüklemek istedikleri bir propaganda harbine girmek arzusunda değildirler.
Dün sonbahar yarışlarının onuncusu yapıldı.
Koşular baştan nihayete kadar mücadeleli oldu. O kadar ki, dördüncü koşuyu hemen hemen aynı hizada bitiren üç attan ikisi başbaşa birinci ilân edildi.
Birinci koşu: 2 yaşlı İngiliz taylarına mahsus Güz Koşusu idi.'
Startta Sevgi ile Serap başa geçtiler ve diğer taylardan e-pey ayrıldılar. Rakibine nazaran daha hafif siklet taşıyan Serap düz yolda Sevgi’yi geride bırakmağa muvaffak oldu ve Apaş’m bir boyun önünde birinciliği kazandı. Müddet 1,26.
Ganyan 350, plâse 150, 120 kuruş.
Ikirtci koşu: İngiliz atlarına mahsus 1600 metrelik handikaptı.
Bu koşuya yazılı atlardan Yiğit, Mimi ve Mythologie koşturulmadı.
Prens Halim Said’in Mısırdan getirdiği Rozita isimli kısrak starttan biraz sonra başa geçti ve son metrelere kadar önde geldj. Fakat geriden kuvvetle hücum eden San ile Pullu Rozita’yı yakaladılar ve sıkı bir mücadeleden sonra geçmeğe muvaffak oldular. Koşuyu San birinci ve bir boyun farkla Pullu ikinci olarak bitirdi. Rozita üçüncü kaldı. Müd det 1,40.
Ganyan 1080, plâse 220, 380 ve 170 kuruş.
Bu koşuda büyük favori olarak tutulan Rozita ile Neslihan’ın geçilmesi ikili bahise de tesir etti ve San - Pullu İkilisi 287 lira 30 kuruş verdi.
Üçüncü koşu: A. grupu Arap atlarına mahsus İhsan Atçı Koşusu idi.
Bu koşuya kayıtlı 15 attan Çınar, Mehtap, Atom ve Arda koşturulmadı.
Startta hemen Kovboy başa geçti ise de rakip jokeyler buna ehemmiyet vermediler. Nitekim son virajda evvelâ Bah-
tiyar ve onu takiben Selçuk kolayca Kovboy’u yakalıyarak başa geçtiler.
Koşunun gene Bahtiyar-Sel-çuk mücadelesi ile biteceği tah min ediliyordu. Fakat bu iki atın arkasında son 200 metreye kadar bekliyen jokey Ahmet, Benliboz ile mükemmel bir hücum yaptı veı yarım boy ara ile koşuyu kazandı. Sel çuk ikinci, Bahtiyar üçüncü oldu. Müddet 1,48,5.
Ganyan 300, plase 120, 110, 110 kuruş.
Dördüncü koşu: İngiliz atlarına mahsustu. 2400 metre mesafe üzerinde yapılan bu yarışı Arda başta götürdü Düz yolda Şiveli ile Kontes Arda’yı yakaladılar ve koşuyu kırbaç kırbaca bir mücadele ile bitirdiler.
Hakem heyeti Şiveli ile Kon-tes’i başbaşa birinci, Ardayı da üçüncü olarak ilân etti. Müddet 2,36,5.
Ganyanlar 120, plaseler 100 kuruş.
Son koşu B. grupu Arap atlarına mahsus 2000 metrelik K. Dabi Koşusu idi.
Burada Cicim çok güzel bir yarış yaptı ve bir müddet Barış ile başbaşa gittiği halde düz yolda Maşuka’nın hücumunu da savuşturarak birinciliği kazandı. Arkasında Maşuka ikinci, Azize üçüncü oldu. Müddet 2,21.
Ganyan 260, plase 150, 165 ve 220 kuruş.
Çifte bahis: Benliboz - Şiveli 680, Benliboz - Kontes 435 kuruş verdi.
(Başı 1 inci sayfada) raftan sert komutlar birbirini takip ediyor, yüzlerce ayyıldız kahraman kollarda nazlı nazlı sallanıyor... Bu yiğitler başka bir Ergenekon alayı ve bunlar başka bir obanın orduları idi-Güneşin memleketi olan bu top rakların taşını toprağını inletiyorlar...

Kafile kışlaya gelmişti. Eratın yatakları, eşyaları yanlarında. Subaylannki geride kaldığı için Amerikalılar subay ve erbaşlara derhal harp yatağı diyebileceğimiz birer karyola birer de yatılacak tor ba yorgan verdiler... Bunlar u-zaktan sfenkse benziyorlar. Ve subaylar derhal bu ismi verdiler bile... İçleri kalın ıpuflon, ve dışları empermeablize torba, insan şekline benziyor, bu nun içino giriliyor., artık içinde oynamak yok. İster kar ister çamur olsun dış tesirden masun şeyler... Birinci kafile ayrılan yerlere — yemeklerini de| yedikten sonra— gidip yattılar... Burası bir kaç gün evvel daha ileriye hareket eden 8 inci Amerikan ordusunun karargâhı imiş.
Japonların büyük bir mektebi bir de kışlası bu kampta kurulmuş. Mükemmel binalar, ve bir çok tesisatı var. Fakat epeyce harap olmuş, şimdilik biraz noksanlarımız olmakla be raber bizim koğuşlarımız kadar rahat... Subayların eşyaları da gelirse eksik bîr şeyimiz kal mıyacak gibi bir şey.. Birinci
Taegu’da geçit
rakalım da bugün trenin hare ketinden evvel birliğe verilen kumanyayı anlatayım sîzlere... Türk mileti hemen kâmilen askerlik yapmış bir millettir. Kumanya, karavana, nedir biliriz... Bize verilen kumanya şöyle idi:
Tuhafiyecilerdeki çorap kutularını her tarafından iki mis li büyültünüz, gayet kuvvetli yapılmış bu mukavva kutuyu güzel ve tertipli şekilde bağlayıp kapatınız...
içinde üç kişilik erzak var. Üç kişi bunu bir öğünde yiyecek... Reçel, söğüş, bisküit, pas ta, meyva, sigara, tuz, biber, kahve, süt, naylon kaşık. Bunların hepsi konserve edilmiş., üzerlerinde kullanış şeklini tarif eden etiketler yapıştırılmış kutular içinde... Bundan başka bir ere bir gün yetecek ka dar suyu isterilize edecek haplar... Bu haplardan bir matra-ya iki tane atar, biraz çalkalar yarım saat beklettikten sonra içebilirsiniz. Su biraz lezzetinden kaybediyor, fakat korkmadan içilebiliyor...
Ben şahsen bize verilen kumanyalarla bunu mukayese ettim, fazla fark bulmadım yalnız bizimki israf ediliyor, açıkta olduğu için yarısı boşa gidiyor. Yani farkı intizam ve sıh hi titizlikte... Maamafih şunu da mahremane arzedeyim ki, bizim, söğüş, patates haşlama 31, peynir, zeytin burnumuzda
tüttü... Her halde alışkanlık. Zaten örf ve âdet teâmül ve sa ire denilen hassalar da bunlardan doğma şeyler galiba...

19 Ekim sabahı büyük bir neşe ile kalktık... Hemen herkes buraya gelişinden bu kadar kolay ve rahat seyahatten memnun... Tek endişemiz bugün gelmelerini beklediğimiz kafilenin de bizim gibi sıhhat te ve neşe içinde buraya ulaşmaları... Bunun için herkes dua ediyor. Dışarıda seyahat edenler daha iyi bilirler... insan böy le zamanlarda mil his, dinî akide itibariyle daha hassas oluyor. O nisbette de çocuklaşıyor. Dikkat ettim hemen bütün ka filede bu his var... Türkün o masum ve asil yüzü daha mâ-nalı, daha munis, bir kelime ile daha Türk... Oldukça seyahat eden bir adam sıfatiyle, bu ka dar samimî bu kadar çocuk, bu kadar temiz yüz görmedim desem yalan söylememiş olu-
POYRAZOĞLU
Mesut bir doğum
Gazeteci arkadaşlarımızdan ve Akba sahiplerinden Bay Niyazi Katay’ın bir kız çocuğu .dünyaya gelmiştir Yavruya uzun ömürler diler, mesut ana ve babayı tebrik ederiz.
ATÇI
Hindiçiniye takviye kuvveti gidiyor
Londra Radyosu (Basın - Yayın) — Fransız hükümeti Hindi-Çinlye yeniden takviye kuvvetleri göndermeye karar vermiştir. Muhabirlere nazaran Hindiçiniye derhal 4 bin asker, uçak ve gemi gönderilecektir.
Serbest Fıkra
Menderesin esrarengiz seyahati!
Başbaka’nın, Ankara'dan sessizce Aydın'a gidişi ve orada bir iki gün kaldıktan sonra İstanbul'a hareketi, muhalefet mahfillerinde büyük bir hayret uyandırmıştır. Gazetelerine bakarsanız bu işe her gün şaşıp şaşıp kaldıklarım görür-
üyle ya, bir Başbakan nasıl olur da böyle sessizce seyahat edebilir? Hem Başbakan dediğin bir yerden bir yere giderken, kabinede ne kadar bakan, umum müdür, askerî ve mülkî erkân varsa, onlar tarafından uğurlanmaz mı? «Bir kıt'ayi mutanazıra» tarafından selâmlanmaz mı? Gittiği yerde, vali, belediye başkanı, vilâyet erkânı, mektupçu, jandarma komutanı olduğu halde istikbaline şitap edilemez mi?
Hem efendim, Başbakan,
f Yazan '
Sarıçizmeli I
Başbakan, rahmetli Recep Pokerdi! İzmir’den kendisine, bando muzıkalarla mektepliler bile karşıcı çıkardı! Başbakan, Başbaşkan Şemsettin Günal-taydı; hususî trenle bir yero gitti mi, yer yerinden oynardı!..
Başbakan dediğiniz nedir? Eski sadrazam! Halk Partisi iktidardan gidince, sadrazamlık da ortadan kalktı mı?
Onun için Adnan Menderes’in şimdi böyle, herhangi bir vatandaş gibi, sessizce seyahat etmesine pek hayret e-diyorlar. Hayret etmekle kalmayıp ayrıca buna esrarengiz bir mahiyet de veriyorlar:
Meğer Başbakan, tayyarenin kalkmasına beş dakika kala Hususî Kalem Müdüriyle bera-
ber tayyare meydanına gelmiş! Kendisini yalnız Ethem Menderes uğurlamış! Onun için Başbakanın bu «esrarengiz seyahati» tiirlU tefsirlere yol açmış! Hattâ istifa edeceği biio söyleniyormuş!
Evet, ortada istifa eden bir şey var, var amma o, Başbakan değildir. Demokrasinin mücadele ettiği şatafat ve a-lâyiş zihniyetidir. İşte akıl erdiremedikleri mesele bu kadar basittir: Bu zevat bilsinler ki bir Başbakan da, her vatandaş gibi Anayasa ile çizilmiş bir seyahat hürriyetine sahiptir. İstediği yere gider ve bu gidiş geliş hiç bir bakanı, hiç bir memuru işinden gücünden tedirgin etmiye sebep değildir.
Fakat ne diyeceksiniz? Bizim muhalefet, bunu idrâkten âcizse, kabahat Başbakanın mı?
kafile bu suretle yerleştikten sonra komutan Amerikan ko -mutanı ile birlikte diğer kafile-y. karşılamak üzere istasyona gitti. İkinci kafile de bir evvelki gibi aynı intizam ve mükem meliyette kışlaya geldi ve yer İtrini aldı. Hazırlanan yemeklerini yedikten sonra koğuşlarına çekildiler ve yattılar... Şimdi iki bine yakın General Makre gemisi yolcularını kara daki ilk geceleriyle başbaşa bı
Meclis komisyonları
DİLEKÇE KOMİSYONU: 20/11/ 1950 pazartesi günü saat 9-30 da,
GOMROK ve TEKEL KOMİSYONU: 20/11/1950 pazartesi günü saat 10 da,
1 — Gümrük Kanununun 18 nci maddesinin 1, 2 ve 3 ncü fJkroJarı uyarınca yurda mual olarak giren eşyadan tekel resmine tâbi olanların bu resimlerden da muafiyetine dair kanun tasarısını,
2 — Türkiye ile Iran arasındaki 25 Aralık 1949 tarihinde imzalanan yolcu ve mal transit ve nakliyatım kolaylaştırmayı ve çoğaltmayı güden anlaşma ve eklerinin onanması hakkındaki kanun tasarısını görüşmek üze-
İÇİŞLERİ KOMİSYONU: 20/11/ 1950 pazartesi günü saat 10 da,
1 — Vakfa ait tarihî ve mimarî kıymeti haiz olan eserlerin korunma, bakım ve restorasyon islerinde uyulacak prensipleri kararlaştırmak üzere bir Danışma Kurulu hakkında kanun tasarısı-
2 — Bina ve arazi vergilerinden istisna edilmiş olan muka-taalı gayrimenkullere kıymet takdiri hakkındaki 3950 sayılı kanunun birinci maddesinin değiştirilmesine dair kanun tasarısını,
3 — Gaziantep Milletvekili Galip Kınoğlu’nun, 3546 sayılı Danıştay Kanununa ek kanun teklifini görüşmek üzere,
SAYIŞTAY KOMİSYONU f 21/11/1950 salı günü saat 10 da, 1945 yılı Millî Korunma Bilânço-sunun gönderildiğine dair Başbakanlık tezkeresini görüşmek üzere,
TARIM KOMİSYONU: 20/11/950 pazartesi günü saat 11.30 da, TİCARET KOMİSYONU : 22/11/1950 çarşamba günü saat 10 da.
Toplanacaklardır.
Devlet Ekonomi Kurumlan Genel Kurul Toplantısı
Toplantı tarihi: 2Ö/11/İ950 pazartesi saat 10.
Toplantı yeri: Büyük Millet Meclisi Kitaplığı,
GÜNDEM:
1 — Genel Kurula iki kâtip seçilmesi,
2 — Genel Kurul adına kurum
lann 1949 yılı hesap ve Icrini inceliyecek olan
yonların
seçilmesi,
işlem-korniş-
3 — Gelecek birleşim tarihinin
tesbiti.
Erenköy Kız Lisesini Bitirenler Derneği İdare Heyeti Başkanlığından
Bulgaristan'dan gelen göçmenler menfaatine 23/11/950 Perşembe günü saat 16 da Ankara Palas salonlarında bir çay tertip edilmiştir.
Dâvetiye almak istiyen dost ve arkadaşlarımızın 22279 veya 22080 numaraya telefonla müracaatlan rica olunur.
Hububat satışı yapılacak
Hatay Devlet Üretme Çiftliği Müdürlüğünden:
Çiftliğimiz ambarında mevcut aşağıda miktarları yazılı 1950 yılı mahsulü hububat 4/12/1950 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 14 te ReyhanlI’daki Çiftlik Merkezinde açık artırma ile satılacaktır.
Mahsuller ReyhanlI'daki ambardan bütün masraf müşteriye ait olmak üzere dökme halinde teslim edilecektir.
Şartnameyi ve hububat nümunelerini görmek ve fazla tafsilât almak istivenler her gün ReyhanlI’da Çiftlik İdaresine, İstanbul'da Devlet Üretme Çiftlikleri Yollama Memurluğuna, Ankara - Gazi’de Üretme Çiftlikleri Merkez Deposu Müdürlüğüne müracaat edebilirler.
Geçici teminat talep miktarı tutarının % 7,5 u nispetindedir. İsteklilerin, belli gün ve saatte muvakkat teminat akçala-riyle birlikte ReyhanlI'daki Çiftlik Merkezinde hazır bulunmaları ilân olunur.
Satışa Çıkarılan Hububatın
Muhammen bedeli üzerinden Geçici
Kilo fiyatı Tutarı Miktarı ölçü Krş. LiraKr.
teminatı
Cinsi
iaşelik buğday 170 Ton 25 42.500,00 3.187,50
Arpa 800 „ 18 144.000,00 10.800,00
Yulaf 100 „ 15 15.000,00 1.125,00
Ak dan 55 „ 14 7.700,00 577,50
Nohut 35 „ 19 6.650,00 498.75
Ay çiçeği 67 „ 25 16.750,00 1.256,25 (8615) 2537
ANKARA RADYOSU PAZARTESİ — 20/11/1950
7 28 — Açılış ve Program. 7.80 — S. Ayarı. 7.31 — Harry HorllcR Orkestrası (Pl.) 7.45 — Haberler
vo Hava Raporu. 8.00 — Çeşitli Melodiler (Pl.) 8.25 — Günün Prog ramı. 8.30 — Balo Müzikleri (Pl.) 9 00 - Kapama-
12.15 - 13.15 Asker Saati:
(16. tn. 83 - 178(0 Kc/a T.A.V. Kısa
Dalga Postasiyle Borabcr Yayın.) 12.15 — Memleketten Selâm. 12.30
— Bir Silâh Arkadasınız Konuşuyor. 12.40 — Posta Kutusu. 12.45 — Şarkılar. 13.00 — Haberler. 13.15 — Salon Müzikleri (Pl.) 13.30 — öğle Gazetesi. 13.45 — Salon Müziğinin Devamı (Pl.) 14.00 — Hava Raporu. Aksam Programı ve Kapanış.
17.58 — Açılış vo Program. 18.00
- S. Ayarı. 18.00 — Dans Parçaları (Pl.) 18’30 — Konuşma: Kitap Saati. 18.45 — Sinema Orguyla Melodiler (Pl.) 19.00 — S. Ayan vo Haberler. 19.15 — Tarihten Bir Yaprak. 19.20 — Şarkılar. 18.45 — Tarihi Türk Müziği. 30.15 — Radyç
Soldan sağa:
1 — Bir nevi şirket (çoğul) 2 — Rey. bir ıılda 3 — Söyle böyle, bağışlama. R, Tersi; bir besin mad desi, dahi 4 — Fiyaka, kazık atma, ver (İki kelime) 5 — Geri çevirme, beyaz. Bî, Ayaktaş 6 — Tersi: Fut bol malzemesi, bir emir, tersi: eda 7 — Tren yolu, bir taşıt aracı. 8
— Bayağı, bir nevi kap (Çoğul). 9 — Bir diktatör, duvar boyası 10
— Dağdan küçük, bal yapanda.
Yukarıdan aşağı:
1 — Bir dağımız, 2 — Ego kaba dayısı, adaletli 3 — Bir İsim 4 — Tersi: Cayırda bulunur 5 — Bir vl lâyetlmlz 6 — Kapan, bir emir 7
— Bir müessesenin rumuzu 8 — î-talyada bir şehir, bizi doğurtan 9
— îyl bir Rum kadını 10 — Tavır. 11 — Taahhüt etme, kısın olur 12
— Damen. boyu değil 13 — Tersi: Su. tersi: Ağacın kolu 1 — Terbiyeyle, 16 - Bir ev eşyası, bir nota.
Gazetesi. 20 30 — Radyo Senfoni Orkestrası. 21.15 — Konuşma: Rad-yo Haftası (Mümtaz Faik Fenik). 21.30 — Şarkılar. 22.00 — Konuşma: 33 İ5 — Dana Müziği (Pl.) 22.45 — 8. Ayan ve Haberler. 23.00 — Program Kapama, ( ■ .
Sayfa; 4
ZAFER
20/11/1950
[LÂLE^SUİTAH
Yazan : Zuhuri DANIŞMAN
Tefrika
Başmakaleden devam:
r
Patrona artık tahammül edemedi palasını sıyırarak: Ağa diye bağırdı
— Hakkın var.. Asiler en ziyade Sadrazama karşı ateş püskürüyorlar. Damadını görünce gözleri kararıp bir cinayet işliyebilirler. Ama, o da kuvvetlice bir kol ile gelebilirdi.. Ah.. Bir türlü işin ehemmiyetini anlayamıyorlar. Yeniçeri Ağası?..
— O, üç yüz kişilik bir kuvvetle geliyor.
— Az.. Az ama yine de bir şeydir. O halde bekliydim..
Tam bu sırada uzaktan ihtiyar Yeniçeri Ağası Haşan Ağa göründü. Rengi sararmış görünüyordu. Atının üstünde biraz da mütereddit bir vaziyette idi. Ağır ağır ilerliyordu. Bu sırada âsiler arasında hafif bir tereddüt başgösterdi. Yaygaraların şiddeti azaldı, fısıltılar başladı.
Yeniçeri Ağası ilerledikçe, âsilerin safları açılıyordu. Nihayet ağa, Patronanın bulunduğu yere kadar geldi. Orada Patronaya ve diğer âsilere hitabetti :
(Ağalar, evlâtlar!.. Nedir Bu ettiğiniz?.. Padişahı cihana karşı bu makule harekâtın nâ reva olduğunu bilmez misiniz? Sîzlerde din gayreti, mem leket samimiyeti yok mudur? Ne istersiniz?..)
Âsiler arasında ses kesildi. Hattâ yavaş yavaş uzaktaki bazı kimseler kalabalıktan ayrılarak sokak aralarına dağılmağa bile başlaşdı. Kurnaz Patrona, bu hali sezdi. Eğer biraz daha Yeniçeri Ağasının söylenmesine müsaade ederse, isyanın büsbütün gevşeyeceğini kestirdi. Derhal Yeniçeri Ağasına karşı bütün heybeti ile dikildi:
(Ağa., diye haykırdı. Boşuna lâf edersin, ve burada topla- -nan ümmeti Muhammede hakaret edersin. Biz âsi değiliz. Bizler Padişahımıza âsi değiliz. Bizim maksadımız, hükümetin ıslahı, zalimlerin müca-zatıdır.)
Ağa tekrar söze başladı:
(Evlâtlar.. Etmeyin, bu sizin ettiğiniz isyandiT. Ben nice günler gördüm. Ak sakalıma hürmet edin. Benim bildiğim sizden fazladır. Eğer devlette fenalık varsa onun ıslahı yolu bu değildir. Nafile yere masum kanı dökmekte bir fayda yoktur. îndullaha mesul olursunuz.)
Patrona daha şiddetli bir cevap verdi:
(Ağa.. Boşuna lâf edersin. Biz ne istediğimizi biliriz. Senin gibi bir kocadan akıl alacak değiliz. Sende gayreti din I varsa hemen yanındakilerle birlikte cemaatimize iltihak eyle.. Vallah..) I
Patrona sustu. Gözleri kan çanağına dönmüştü. İhtiyar ı Yeniçeri ağasının rengi kül gibi olmuştu. |
(Evlâtlar.. Bir avuç adamla | koskoca al Osman devletine , karşı gelinmez. Vallah cümle- , nizin başlan yere düşer.. Ge- , lin bu işten vazgeçin..)
Patrona artık tahammül ede medi, palasını sıyırarak:
(Ağa.. Diye haykırdı. Sana, yaşma hürmet ettik. Gördük ki sen buna lâyik değilmişsin.. Biz zalimlerin tecziyesinden bahsederiz, sen bize onlan müdafaa edersin.. Bu meydanda ( söz sahibi benim. Bu bi hadd-ü ı hesap ve kâr-ü güzar yiğitler I bizimle bile oldukça senin gibi I bir kocaya lâf düşmez. Sus ve ı bizim tarafımıza geç.. Vallah l senin elbiseni kanlara boyayıp ümmeti Muhammede bayrak ( saparım!..) I
Bu tehdit, müthiş bir şeydi. 1 ihtiyar Yeniçeri Ağası şaşırdı. ' Rengi büsbütün sarardı. Kor- ! kak bakışlarla etrafını, kendi 1 adamlarını süzdü. Her tarafta ’ ses ve seda birdenbire kesili- ‘ vermişti. Müthiş bir dram oy- *
nanıyordu. O dakikada esaslı hiç bir kuvveti olmıyan Patrona Halil tehlikeli bir koz oynuyordu. Bütün şiddetiyle hücuma geçmişti. Ya bu hücum karşısında ilk devlet kuvveti geriliyecekti, yahut da kendisi rezil olacaktı..
Bir an iki taraf da Bustu. İhtiyar Yeniçeri Ağası başını önüne eğmdiş düşünüyordu. Onun bu hali, mağlûbiyeti kabul etmesi mânasına gelmişti.
Çınar altındaki ihtiyar asabiyetle söylendi:
— Allah kahretsin.. Bir Yeniçeri Ağası bu kadar âciz o-lamaz.. Her şey mahvolmak
Yanındaki delikanlı, eli hançerinde olduğu halde sordu:
— Bir şey yapmak mı?
— Acele etme evlât.. Galiba şimdilik iş işten geçti. Yeniçeri ağası pek gevşek hareket etti.
Bu sırada garip bir hâdise oldu. Yeniçeri Ağasının bu zaafı, maiyetindeki askerlerin de kuvvei mâneviyesini kırdı. Zaten Patrona Halil de bunu gör müş ve hissetmişti. Hemen haykırdı:
(Ağalar.. Ne durursuz?.. Bizim arzumuz zulmün ref'idir. Neden bizimle olmazsız?..)
Bir anda, Yeniçeri Ağası ile beraber gelen askerin hemen ekserisi âsiler tarafına geçi-
(Sonu var)
Kiralık daireler
Maltepe kapalı durak, A-kıncılar sokak No. 22 Tele-fon: 23640.(6079)
Röntgen Mütehassısı
Dr. Fevzi Aybers
Laboratuvanna fonograf tesisatı ilâve ederek hasta kabulüne başlamıştır- 2943
Günün yazısı
(Başı 2 nci sayfada) duğu kasabanın meydanına Jo-zef Stalin ismini veren bir belediye reisini yerden yere çalmışlardır- Komünistlere büyük imkân laı veren seçim kanunu tadil e-dilmek üzeredir. Önümüzdeki seçimlerde komünistler artık bu kadar geniş bir nisbette parlâmentoda yer alamıyacaklardır. Siyasî durum biraz daha ciddiyet kasbettiği zaman komünizm kanun dışı addedilecektir. O zaman, Rusya bu memleketlerde gizli faaliyetlere baş vurmağa mecbur olacaktır. Halbuki, Tho-rez gizli faaliyet gösteremiye-cek kadar meşhur ve malûmdur, üstelik sıhhati de bozulmuştur. Kendisinin Fransada bulunması, eski hizmetleri, onun Fransada ikinci plâna düşmesine imkân bırakmamaktadır- İşte bütün bu mülahazalardan dolayı, Kremlin onun, Fransadan uzaklaşmasını münasip görmüş ve kendisini Rusyaya aldırmıştır. Fransız hükümeti de bu tanınmış ajanın, memleketten yelev bir Rus tayya. resi ile defolup gitmesi için her
Askerî kazada
kolaylığı göstermiştir.
Cihad BABAN
Mes’eleler
(Başı 2 inci sayfada) den seyyar satıcılardan geçilmez hale gelen caddelerin sıkışık hali gündüz gözü ile dahi bir yere sıkışmadan insanı yürütmüyor, geceleri nizama kata tutarcasına uçarak giden şoförlerin kıydıkları can, heder ettikleri millî servet insana ıstırap veriyor! Zaten ihtiyaca kâfi gelmiyen İstanbul’un suyu dillere destan iken, bu yaz yer yer patlıyan köhne tesisat halka illallah dedirtti. Yaya yürüyenler, ana caddelerden ere burunlarını tutmadan geçemezler. Evlere şimdi haftada bir uğrıyan çöp arabaları; şehrin temizliği ile uğraşmaktan nc kadar âciz...
Görülüyor ki, sayın Vali ve Belediye Başkanının muvaffakiyet diye bize verdiği, ve bizim de kısaca tahlilini yaptığımız bilânço, hayal şehrin çehresinde en ufak bir değişiklik yapmamıştır. Umarız ki, bu bilânço kendilerine hattı hareketlerini tayin bakımından acı fakat istifadeli bir misal topluluğu teşkil eder...
Hayri ALP AR
(Başı 1 inci sayfada)
Alay mahkemeleri tek yargıçlı olacak ve erden yüzbaşıya kadar (yüzbaşı dahil) askerî şahısları yargılıyacaktır.
Tümen ve kolordu mahkemeleri, üç yargıçlı olacak ve er’den binbaşıya (binbaşı dahil) askerî şahısları yargılıyacaktır.
Albaya kadar yüksek rütbeli subaylar da daha yüksek mahkemelerde yargılanacaklardır. Kararlar Askerî Yargıtayca kesinleştikten sonra infaz e-dilecektir.
Alay, tümen ve yüksek mahkemelerde danışmanlar bulunacaktır. Alay mahkemelerinde, erat muhakeme edilirken biri erbaş olmak üzere üç şahıs bulunacaktır. Duruşma bittikten sonra danışman yalnız fikirlerini izhar edebilecektir, Yargıç hiç bir zaman danışmanların fikirleri ile bağlı kalmadan kararını verecektir.
Yargılanan bir subay ise, danışmanlar yargılanan subaydan üst veya daha kıdemli olacaktır.
Tümen mahkemeleri bir başkanla, iki âzadan teşekkül edecektir. Bu mahkemelerde de üç danışman bulunacak ve bunlar da yargılanan subayın rütbesinden üstün veya ondan kıdemli olacaklardır.
Generaller ve amiraller Yargıtay Askerî Dairesince yargılanacaklardır.
Ötedenberi birliklerimizde bulunan adlî âmir-liklerin isimleri değiştirilmekte, bunun yerine «ordu davacısı» ünvanı kabul edilmektedir.
«Ordu dâvacı» larının yanında bir adalet müşaviri bulunacaktır. Bunlar da, yargıçlar arasından intihap edilecektir.
Diğer taraftan askerî hâkimlerin terfi, tâyin ve nakilleri tamamen Hâkimler Kanununun tâyin ettiği hükümler gereğince yapılacak ve askerî yargıçlar hazarda sivil kıyafette olacak, seferde ise maaşlarına tekabül eden rütbeleri takacaklardır.
İngiltere-Mısır ihtilâfı
hizmet edebilir mi?. Bu mesele üzerinde ehemmiyetle durmak gefektir. Nihayet hâdiselerden neticeler istidlâl ederek denebilir ki, Mısır, bütün Artıp devletleriyle bir olduğu halde, Israile karşı giriştiği mücadelede muvaffakiyetli neticeler elde edememiştir. Biz, bu hadiselerin şu veyahut bu şekilde inkişaf etmesi lâzını geldiği hakkında bir tartışmaya girecek değiliz. An-ak neticelere bakarak şunu öyliyebiliriz ki, îsraille yapılan lücadcle, Mısır’ın hiç de lehinde olmamıştır. Bu itibarla, bu ihtilâftan çok daha büyük bir hâdiso karşısında Süveyşin müdafaa imkânları üzerinde ehemmiyetle durmak çok yerinde o-lur. Ingiliz gazetelerinin tefsirlerinden anladığımıza göre, eğer bu harpten sonra sulh ve sükûn tamamiyle teessüs etmiş bulunsaydı, Ingiliz kuvvetlerinin Süveyş bölgesinden çekilmesi kadar tabiî bir şey olamazdı. Fakat bugün vaziyet hiç de böyle değildir. Her taraftan silâh sesleri veyahut diş gıcırtıları aksetmektedir. Sov^etler Birliğinin Akdenize ve dolayısiyle Afrika kıtasına inmek hususundaki e-melleri malûmdur. Kızıl ajanlar, şimdi, bilhassa Akdenizin cenubunda faaliyetlerini arttırmışlar, ve buralara ektikleri kızıl tohumlarla tahammürat yapmak ve böylece, cenuptan şimale doğru bir kaynaşma vücuda getirmek imkânlarını aramıya başlamışlardır. Bütün bu hakikatleri inkâr etmek kabil değildir. O halde, Yakınşark Vaziyeti üzerinde hassasiyetle durmak, bu bölgedeki bütün devletlerin başlıca vazifesi olmalıdır.
Biz de Mısır’ın topraklarında ccnebî kuvvet bulunmamasını can ve gönülden isteriz. Fakat bugün demokrasi sistemlerini müdafaaya karar veren devletler, evvel emirde birbirlerine karşılıklı yardımlarda bulunmayı kabul etmişler ve hattâ Birleşmiş Milletler sistemi içinde bu gâyeyi elde etmek için birtakım fedakârlıklarda bile bulunmuşlardır. Misal olarak şunu söy liyebiliriz ki, İngiliz topraklarında İngiliz askerleri bile Amerikalı askerlerle işbirliği yapmaktadırlar. Demek demokrasiyi müdafaa eden devletler arasında işbirliği, birbirine bağlı kaplardaki su gibi aynı seviyeyi tutmaktadır.
Bunun dışında Akdenizin şarkını gözönüne alacak olursak şu müşahedeyi yapabiliriz: Burada barışın temini için henüz esaslı hiç bir tedbir alınmamış, yani bir bölge anlaşmasına gidilmemiştir. Eğer bir an evvel böyle bir anlaşmaya varılacak o-lursa, o zaman Süveyşteki Ingi-lizlerin vaziyeti de ayrıca bir tetkik mevzuu olabilir. O halde Akdeniz devletlerinin birinci hedefi, bu gayeye sür’atle ulaşmak imkânlarını aramaktır. Her halde İngilizler de sırf bu vaziyeti gördükleri için, Süveyş’ten askerlerini çekmek hususundaki talebi, bugünün şartlarına uygurf telâkki etmemişlerdir.
Bizim en candan temennimiz, Mısır'la İngiltere arasındaki bu anlaşmazlığın son zamanlardaki dünya durumunun göz önüne a-lınarak dostane bir hal çaresine bağlanmasını görmektir.
Mümtaz Faik FENİK
Beşiktaş da İsveçlileri
2-1 mağlûp etti
Baştan sona kadar hâkim oynıyan Beşiktaş çok fırsat kaçırdı
İstanbul, 19 — Misafir Elfs-borg takımı ikinci maçını bugün Dolmabahçe Stadında Beşiktaş ile yaptı.
Muayyen saatten 10 dakika kadar evvel sahaya evvelâ İsveç takımı, onu takiben de Beşiktaş çıktı. Seremoni kısa sürdü ve iki takım karşılıklı şöyle yer aldılar:
ELFSBORG:
Svensson - Samuelsson, Ny-man - Pearson, Larsson, Sö-derstrom - Raberg, Grahn, Hultgren, Stensson, Rozen.
BEŞİKTAŞ:
Mehmet - Kâmil, Vedii - Eşref, Ali İhsan, Nusret - Süley-
man, Recep, Şevket, Fahrettin I yorlar, fakat müsait pozisyon-Faruk.
Hakem: Sulhi Garan.
Oyunun başlamasiyle hücuma geçen Beşiktaşlılar, ilk dakikalardan itibaren hissedilir bir üstünlük kurdular. 15 inci dakikadan sonra da bu üstünlüklerini İsveç müdafaasına karşı kuvvetli bir baskı haline getiren Siyah-Beyazlılar, ilk gol fırsatını 17 inci dakikada Süleyman’ın, kalenin üst direğini sıyırarak avuta giden şü-tüyle kaçırdılar.
Misafir takımın temposunda düne nazaran hemen hiçbir değişiklik yoktu. Güzel paslaşı-
Dünkü lig maçları
Harpokulu Hilâli
10-0 mağlûp etti
Gençler Birliği Emniyete 2-0 galip
Lig maçlarına dün de 19 mayıs stadının iç ve dış sahalarında devam edi'di. Karagücü - Mal-tepeyi 6'1, Harp Okulu da rahat *oir oyundan sonra Hilâli 10-0 yenerek, mevsimîn gol rekorunu kırdı.
Günün son karşılaşması hakem Reşat Önen idaresinde Genç lerbirliği - Emniyet arasında yapıldı. Takımlar aşağıdaki kad 10larla sahada yer aldılar:
Gençlerbirliği: Orhan, Muzaffer, Ahmet, Oğuz, Haşan, Ayhan, Kemal, İsmet, Ali Hadi, Celâl.
Emniyet: Vahip, Osman, Salih, Celâl, Abdül, Selim, Hâmit, Osman, Haşim, İbrahim, Kemal.
Oyuna Gençlerin vuruşu ile başlandı. Emniyetlilerin ilk dakikalarda düzgün bir oyun çıkardıkları göze çarpıyor. Fakat forvet hattının fena oyunu yüzünden ele geçen fırsaHardan istifade edilemedi.
6 ncı dakikada bir Emniyet hücumunda kaleci Orhan 18 pas dışında topu kafa ile uzaklaştırmak istedi.Hamit topu yakalıyarak 25 metreden boş kaleye şut çek‘l ise de top avuta çıktı. Emniyet liler sık sık gol pozisyonuna girdilerse de bu fırsatlardan |?ir türlü istifade edemediler.
17 nci dakikada sağdan inkişaf eden bir Gençler hücumundo Kemalin şutu Salihe çarptı ve
uzaklaştı. Topu yakalayan Is met sıkı bir sufle takımının ilk golünü kaydetti.
Emniyet takımı mağlûp vaziyete düşmesine rağmen canlı bîr oyun çıkarıyor- Ne yazık ki forvet hattının fena oyunu yüzünden netice alınamıyor. Devre 1-G Geçlerbirliğinin zehine sona erdi.
İKİNCİ DEVRE
Devrenin baslarında Gençler-birliği gol adedini artırmak için çok çalıştığı görülüyor. Fakat Emniyet müdafaasının sert oyunu, oyuncuların sık sık ofspyta düşmeleri gol yapılmasına imkân vermiyor. Nihayet 27 nci dakikada Vahip topun gelmesini bok lerken İsmet müdahale etti. İkisi de yere düştüler. Kemal de bos kaleye ikinci Gençler golünü attı.
Gençler oyundaki hakimiyeti tamamen ellerine aldılar. Vahip bir kaç güze2 kurtarışla takımım fazla gol yemeden kurtardı. Maç da 2-0 Gençlerbirliğinin galibiyeti ile son( erdi-
Dıs sahada oynanan diğer maçlarda Jandarma gücü - Çan-kayayı 4-0, Dışkapı - Metesporu 2-0, Vefa - İncesu 4-1, Altın-ordu - Kavaklıdereyi 5-1, Pınar spor - Kayası 3-1 mağlûp ekmişlerdir. Başkent te Atıfbeyle 2-2 berabere kaJdı.
Haydar Ozakman
lardan gol atmıyorlar veya atamıyorlardı. Bugün de İsveç takımında en göz doldurucu o-yuncu kaleci Svensson idi.
35 inci dakikada ortadan bir pas alan Recep, iki müdafiin arasından sıyrılarak köşeyi bulan bir şütle Beşiktaş’ın ilk golünü yaptı.
Devre 1 — 0 sona erdi.
ikinci devreye çok seri baş-lıyan Beşiktaşlılar, İsveç kalesini sıkı bir çember içine aldılar. Fakat Beşiktaşlı muhacimler 15 dakika İsveç kalesini devamlı surette zorlamalarına rağmen gol yapamadılar.
Bu arada 20 inci dakikada soldan bir hücum yapan İsveçliler, soliçlerinin ortasını ufak bir vuruşla tamamlıyan santrforları vasıtasiyle beraberlik' golünü yaptılar. Fakat bu beraberlik çok devam etmedi. 22 inci dakikada Süleyman’ın güzel bir ortasından faydalanan Faruk bir kafa vuruşu ile Beşiktaş’ın ikinci golünü yaptı.
Oyunun son 10 dakikasında İsveçliler, Beşiktaş kalesini bir hayli zorladılarsa da beraberlik golünü yapamadılar.
Oyun, 2 — 1 Beşiktaş’ın galibiyetiyle neticelendi.
hakkındaki taahhütlerini Birleşik A-milletler -tam bir
BİRİNCİ
KÜME PUVAN DURUMÛ
Harbokulu Kalespor Havagücü Ankaragücü Gençlerbirliği Karagücü Hacettepe Demirspor Emniyet Maltepe
Bavar Bursa’da
(Başı 1 inci sayfada)
♦— Muhterem İnegöl’lü hemşerilerim, aranızda bulunmakla duyduğum bahtiyarlık büyüktür. Size minnettarlığımı ■ arzet-mek zaruretindeyim. Zaruretindeyim, zira her defasında bana karşı yüksek teveccüh ve alâka gösteriyorsunuz. Bundan dolayı fevkalâde mütehassisim. Ben sîzleri unutmuyorum. Siz de beni unutmuyorsunuz. Sîzlere memleket işleri hakkında söz söy-liyecek durumda değilim. Yalnız şu kadarını söyliyebilirim ki; sizin iradenizle iş
başına gelen hükümetiniz memleket işlerinde tam bir hassasiyetle çalışmaktadır. Hükümetiniz bütün güçlükleri yenecek ve memleket işlerini istediğiniz gibi yürütecek kudrettedir.
Sağolun, varolun.»
Bundan sonra İnegöl’den hareket edilmiş saat 19.45 de Bursa’ya muvasalatla hiç durulmadan Karacabey’e geçilmiştir.
Cumhurbaşkanı ve yanındakiler geceyi Karacabey’de geçirecekler ve yarın Bursa’ya döneceklerdir.
Bradleyin fikri
(Başı 1 inci sayfada) rak bu esaslı vazifesinden alıkoymasına kat’î surette muhalefet edeceğini belirtmekte idi. Bu sözler, Türk basınında, Türkiye’ye karşı /yapılacak bir komünist taarruzunun Birleşik America tarafından mahallî bir harp olarak telâkki edileceği ve dolayısiyle Birleşik A-merika yardımının Türkiye’ye şamil olmıyacağı ve Türkiye’nin anti komünist savunma sisteminden çıkarılması ve gerektiği şeklinde tefsir edilmişti.
General Bradley’in sözcüsü, bugünkü beyanatında bu şekilde tefsirin hakikate aykırı olduğunu belirterek şöyle demiştir:
«— Eğer komünistler Türkiye’ye taarruz edecek olurlarsa bu, mahallî bir harp teşkil et-miyecektir.
General Bradley, asker olması hasebiyle Birleşik Amerika’nın Türkiye milletlerarası tasrih edemez, merika, bütün
arası taahhütlerini sadakatle ifa edecektir. Birleşik Amerika’nın Türkiye’ye verdiği stratejik ehemmiyet A-merikan askerî şeflerinin hareketlerinde ve sözlerinde zımnen belirmektedir.
General Bradley, «mahalli harp» tâbirini, komünist tecavüzünün mevzuu bahsolmadı-ğı iki devlet arasındaki çatışma ihtimaline mâtuf olarak kullanmıştır. Tabiatiyle Gene -rai, farazi olarak dahi bu arada devlet adı veremezdi.
General Bradley, mahallî hrplerden bahsettiği kısımda, komünist tecavüzüne karşı çarpışacak olanlara Birleşik A-merika’nın yardım edeceğini bildirmiştir. Bu devletler arasında Türkiye de vardır.
Birledik Amerika’nın İran’a karşı güttüğü politika ve ittihaz ettiği tavır, Amerika’nın bir komünist mütecavize, dünyanın bu bölgesindeki memleketleri istilâ etmek imkânını vermiyeceğini açık bir şekilde göstermiştir.»
tzmirde kavgalı,
Kiralık ev
Ismetpasa Caddesinde kâin 58 No. lu 3 katlı ve kaloriferli ev möbleli olarak tamamen veya ayrı ayrı katlar halinde kiralıktır. Hor katında banyo ve mutfağı, bahçesinde garajı vardır.
İsteyenlerin içindekilere veya 24529 ve 22875 numaralara müracaatları.
Ankara Üçüncü Sulh Hukuk Yargıçlığından:
Ankara Nümune hastahane -sinde vefat edip varisleri çıkmayan eşhasa ait zatî eşyaları 23/11/1950 Perşembe günü saat 9 dan itibaren hastahenede aleni müzayede ile satılacağından taliplerin 50 lira pey akçelerile birlikte hastahanede bulunmaları ilân olunur.
(8541)—(2533)
Menba suları depous
İstanbul Kayışdağı, Yakacık, İzmit Çene, Eskişehir Kaplanlı ve Kızılcahamam Alhn sulan depomuzda her gün taze olarak müştesîle-rimizin evlerine teslime a«-madedir.
Telefon: 15136, Hal arkası, Tahtakale sokak No. 7.
(6017)
(Başı 1 inci sayfada) gacılar arasında ağır ve hafif yaralılar vardır.
Altay - Altınordu arasındaki maç da hâdiseli geçrfıiştir. Al-tay’ın attığı bir gole itiraz e-den Altınordulular sahanın ortasında idarecilerin de katıldığı 20 dakikalık tokatlı, ruklu münakaşalardan hakemin kararını geri mışlardır.
Maç bu suretle 1 — 1
herlikle sona ermiştir. Her iki hâdise de İzmir’in spor severleri arasında teessür uyandır-1 mıştır.
yum-sonra aldır-


Başbakanlık Devlet Me-| teoroloji İşleri U. Müd. Levazım Şefi Kâmran A-tabey’in babası, aynı U-mum Müdürlük Âletler Şubesi Müdürü Hakkı Çakıner, C. Merkez Bankası memurlarından Ce-vat Tanbay, Ziraî Donatım Kurumu İzmir Bölge Müdürü Arif Engür ve Büyük Millet Meclisi Daire Müdürlüğü memurlarından Fahri Kılıç’ın kayın' pederleri Süvari yarbaylıktan emekli
ALİ RIZA ATABAY çekmekte olduğu rahatsızlıktan kurtulamıyarak Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 20 Kasım 1950 pazartesi günü öğle namazını müteakip Hacıbayram Camiinden kaldırılacaktır. Allah rahmet eylesin.
Mesleğiniz ne olursa olsun Otomobilciliği öğrenmek ihtiyacı hayatınız boyunca kendini hissettirecektir.
ONU SİZE
Kendi ihdas ettiği metotla kısa zamanda, esaslı olarak
Ankara
ŞOFÖR OKULU
öğretecektir-Aralık başında açılacak olan yeni devremizin kayıtlan yapılmaktadır-Yeni Adresimiz: Teknik üniversite karşısı (Bahçeli Evler yolu) Mebus Evleri Onü Otonam garajı altı Tel: 32649 (6070)
DOKTOR
Abidin Şakır Ara
Mevki Hastahanesi Göz Hastalıkları mütehassısı
Anafartalar Cad. Adliye karşısı Sakarya Apt. No. 7
Her gün saat
hasta kabul eder.
15 ten sonra
Cebeci Sinemasında
İki büyük Türkçeı film birden Sark filmlerinin en güzeli
1 _ OVEY KARDEŞ (Türkçe sözlü) Leylâ Fevzi — Yahya Saim Şarkılar: Hamiyet Yûceses Meşum bir kadının çilesi, acı sukutu hayâl, servetine tamaen öldürülmek istenen genç- ___________ ________
1 — ÖLDÜREN PARA (Türkçe sözlü) DENNİS O’KEEFE MARY MEADE Yılmaz ve cesur insanların zulüm ve cinayete karşı mücadeleleri ve Nevyork’un gizli zabıta kuvvetleri, hareketli sahnelerle dolu büyük ask ve macera filmi.
Satılık ev
Bahçelievler, sokak 15, No. 7.
6 oda, ayrıca bahçede kömürlük ve hizmetçi odası, fırınlı havagazı ocağı, havagazı sobası, termosifon ve havagazı otomatı, meyva ağaçları ve telefon. Her gün 11-13 de görülebilir.
Müracaat: 23763, öğleden sonra 11563. 6039
20/11/1950
ZAFER
Sayfa: 5


Nakliyat yaptırılacak
Toprak Mahsulleri Ofisi Ankara Bölge Müdürlüğünden:
1 — Aşağıdaki müfredatlı cetvelde adları yazılı ambarlarımızda mevcut veya bundan sonra mübayaa edilecek Ofisimize ait hububat, bakliyat veşair maddelerin hizalarında gösterilen mahallere nakli işi açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Eksiltme ambarların hizalarında gösterilen günlerde Ankara Bölge Müdürlüğü binasında teşekkül edecek hususi komisyon önünde yapılacaktır.
3 — İsteklilerin karşılarında gösterilen geçici teminatlarını eksiltmeden bir saat önceye kadar Ankara Silosu yanındaki Ankara İşletme Şefliği veznesine yatırmaları ve alacakları makbuzları ile ihale saatinden evvel komisyona başvurmaları lâzımdır.
4 — Bu işe ait şartlaşma ve sözleşme tasarıları beş lira karşılığında Ankara Müdürlüğü Ticaret Servisi ile cetvelde yazılı ambar şefliklerinden temin edilir.
Hububatın
teslim alına
cağı mahal
Bölge
Taşınacak istasyon
Taşınacak miktarı
Eksiltme tarihi günü Saati
Haftalık
Pınarbaşı Topaklı Ş. Koçhisar Kırşehir Mucur
Y. Hisar Sarımsaklı H. Dede Ankara Yerköy
H. Dede
4000
3500
2500
1500
3000
1500
27/11/950 P. ertesi
27/11/950 P. ertesi
28/11/950 Salı
28/11/950 Salı
29/11/950 Ç.şamba
29/11/950 Ç.şamba
4000
3500
2500
1500
2000
1500
(8568)
350
350
350
350
250
350
2520
Devlet Orman İşletmesi |
Sığala Yağı satılacaktır
Dovlet Orman İşletmesi Fethiye Müdürlüğünden:
1 — İşletmemiz Fethiye merkez sahil orman dışı istif ye* rinde kalaylı tenekeler içerisinde mevcut 8087,5 kilo sığala yağı 6/11/1950 tarihinden itibaren 20 gün süreyle ve açık arttırma suretiyle 4 parti halinde satışa çıkarılmıştır.
2 — Satış 27/11/1950 pazartesi günü saat 15 te Fethiye işletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Sığala yağlarının beher kilosunun muhammen bedeli 350 kuruş olup her parti için yüzde 7.5 hesabiyle geçici teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartname Orman Genel Müdürlüğü, Ankara merkez, İstanbul, İzmir, Denizli, Aydın, Muğla, Köyceğiz, Antalya, Mersin, Adana, Antakya, . İşletme Müdürlükleriyle Fethiye belediyesinde ve Nif bölgesinde görülebilir.
4 _ İsteklilerin belirli gün ve saatte müsbit evrakları ve ilk teminat makbuzlariyle komisyona müracaatları. (8487) 2499
Devlet Orman İşletmesi Koyulhisar Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Kelkit kenarı orman dışı istif yerinde mevcut 1928 adede denk 558,056 metreküp çam tomruğu (17) parti halinde ve 1404 adede denk 516,589 metreküp köknar tomruğu (7) parti halinde 6/11/1950 tarihinden itibaren 15 gün müddetle açık artırma suretiyle satışa konulmuştur.
2 — Açık artırma 28/11/1950 nalı günü saat 14 de yapıla-çaktır.
Çam ve köknar tomruklarının muhammen bedeli 40 liradır
3 — Bu işe ait şartname Ankara Orman Genel Müdürlüğü ve Merkez İşletme Müdürlüğü, İstanbul, Sivas, Tokat, Ş. Kara nisar, Refahiye, Ordu, Niksar işletme müdürlüklerinde, Suşeh ri. Mesudiye, Zara bölge şefliklerinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk
teminatlariyle Komisyona müracaatları. (8608) 2523
Sayın Yolcu;
GÜVEN SAMSUN
Yolcu Nakliyat Anbannı bir def'a görmek menfaatiniz icabıdır Otomobillerimiz son model ve lükstür.
Ankara’dan Hopa’ya
kadar yolcu ve eşya alınır.
Hareket saati her gün muntazaman 8.30 dur.
Her yolculuk ve nakliye işlerinizde yegâne emniyr ve rahatlığın «GÜVEN SAMSUN» Anbarında olacağını unutma.
Adres: Sanayi Cad. Konfor Palas altında No.17. Tel: 16990
İzmir Belediye Başkanlığından
İzmir Belediye Başkanlığından:
Bahribaba ve Değirmendağı arasında varyant yol yaptırıl-masiyle mevcut şosenin tamiri işi Fen İşleri Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince kapalı zarflı eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 49264 lira ve geçici teminatı 8695 liradır. Bu işe girmek istiyenlerin ihale tarihinden üç gün evvel fen işlerinden belge almaları lâzımdır.
İşin ihalesi 24/11/1950 Cuma günü saat 15 dedir. İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlıyacakları teklif mektuplarını ihale günü en geç saat 14 de kadar Encümen Başkanlığına vermeleri lüzumu yayınlanır. (8465)—(2490)
İstanbul Posta Telgraf Bölge Başmüdürlüğünden
1 Bölgemiz ihtiyacı için nümune ve fennî şartnamesi veçhile 1450 takım elbise kapalı zarf usuliyle diktirilecektir.
2 — Bu işe ait eksiltme 27/11/1950 Pazartesi günü saat 15 de Başmüdürlük Alım Satım Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Muhammen bedel 22392 lira, geçici teminat 1679 lira 40 kuruştur.
4 — Alâkalılar nümuneleri ve şartnameyi görmek, geçit
teminatı yatrmak üzere Başmüdürlük Levazım Şefliğine belli gü ve saatten bir saat evveline kadar 2490 sayılı arttırma ve eksilt me kanununun 81 inci maddesi gereğince hazırlıyacakları teklif mektuplarını numaralı makbuz mukabilinde komisyon Başkanlığına tevdi eylemeleri ilân olunur. 15137 (8326) — 2467
Watherprooî
Bay ve Bayan trençkotlan
ucuz fiyatlarla
Ortaçta
bulabilirsiniz.
liradan 100 liraya kadar
Çocuklar için zengin çeşitler Telefon: lllSB

Terzi
ŞEFİKA TANEL
Bayındır sokak Yörük a-partmamndan, Yenişehir İsmetpaşa Caddesi No. 55 Olcay apartmanına naklettiğini sayın müşterilerine bildirir. Telefon: 27225.

Kiralık daire
Maltepe Gazi Mustafa mâl Bulvarı üzerinde, üçüncü katta, 5 oda, holü olan bir daire kiralıktır.
Müracaat: Tel: 24286- (6064)
Ke-
Oda aranıyor
Acele iyi döşenmiş 1'2 müstakil oda aranıyor. Asgari kiranın zikri rica olunur.
İş saatlerinde 27533 do Enver Hakime müracaat. 6077
Hiç bir masraf ihtiyar etmeden, Ankara'da
kullanışlı, zarif ve sağlam
BAHÇELİ ev
ve işlek bir semtte
DÜKKÂN
sahibi olmak isterseniz, talihinizi deneyinizi
1950 ikramiye plânının son çekilişi:
29 ARALIK
ve dolgun para ikramiyeleri...
IEv ve Dükkânların Veraset ve İntikal vergilerini Bankamız öder.

.1
150 lira bakıyeli TASARRUF HESAPLARI bu çekilişten faydalanırlar. Her 500 lira için ayrı bir kura numarası verilir.
TÜRKİYE IŞ BANKASI
Nakliyat yaptırılacak
Toprak Mahsulleri Ofisi Diyarbakır Bölge Müdürlüğünden:
1 — Urfa ambarımızda mevcut Ofisimize ait hububat, bakliyat ve sair maddelerden 6000 tonun Akçakale’ye taşınması işi açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Eksiltme 15:12.1950 tarihine rastlıyan cuma günü sadt 15.00 de Diyarbakır Bölge Müdürlüğü binasında teşekkül edecek hususî komisyon önünde yapılacaktır,
3 — İstekli kimselerin 6000 lira geçici teminatlarını eksiltme saatinden bir saat önceye kadar Ofis veznesine yatırmaları ve alacakları makbuzlariyle komisyona başvurmaları lâzımdır.
4 — Bu işe ait şartlaşma ve sözleşme tasarıları beş lira karşılığında Diyarbakır, İstanbul, Ankara ve Konya Bölge Müdürlüğünden, Urfa ambarından temin edilebilir. (8550)—2509
Ankara Belediye Başkanlığından
1 — Ankara: Cebecide Kâzım Özalp caddesinde imarın 2929 î.dasının 8,9 parselinde bulunan (475 ve 600) metre kare Belediye Malı yerler (satış bedelinin % 10 miktarı peşinen ve nakden mütebakisi de ihale tarihinden itibaren 11 ay zarfında ve eşit taksitte oimak üzere tediye edilecek ve taksitler muayyen zamanda verilmediği takdirde bakiye taksitler muaceliyet kes-betmekle beraber ayrıca kanunî faizler de alıcı tarafından ödenmek şartiyle) den 8 numaralı parsel açık eksiltme ve diğeri de kapalı zarf usulü ile artıımaya konulmuştur.
2 — 8 numaralı parselin muhammen bedeli (11875) lira ve geçici teminatı (890) lira (63) kuruştur.
3 — 9 numaralı parselin muhammen bedeli (18.000 lira ve geçici teminatı (1350 liradır.
4 — Teminat Belediye veznesine yatırılacaktır.
5 — Şartnamesi her gün belediye tutanak Müdürlüğü kaleminde görülebilir.
6 — ihalesi 27/11/1950 Pazartesi günü saat 16 da Belediye'de toplanan komisyonda yapılacaktır.
7 — 9 numaralı parseli almak isteyenlerin 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesi gereğince hazırlayacakları teklif mektubunu Delli günde saat on beşe kadar makbuz karşılığında Komisyon Başkanlığına vermeleri ve iki parsele istekli olanlar belli gün ve saatte komisyona gelmeleri lâzımdır. (8338) — 2466
Ankara Sular İdaresinden
İdaremizde kullanılan muhtelif tipteki su sayaçlarının tamirinde kullanılan aşağıda cins ve miktarı yazılı yedek parçalar satın alınacağından ellerinde bu evsafta yedek parçaları bulunanların ve^a yeniden imâl edebilecek durumda olanların fiyat ve teslim müddeti hakkında 2/12/1950 tarihine kadar teklifte j bulunmaları ilân olunur.
Adedi Markası
Cinsi
r
Lüks otobüs servisleri
İstanbul - Ankara - İstanbul
arasında muntazam seferlerine başlamıştır.
Gidip - gelme tenzilâtlı ve otomatikman Sigortalı Biletler Kalkış yeri: Sanayi cad. Cihan Palas karşısı Fazla izahat için acentaya müracaat Adres: Sanayi Cad. Hâl ici No. 6. Tel: 11911
500 300 100 500 300 200 200
50
50 250 150 150 150 200 500 300 500
C. C. M.
C. G. E.
15 mm.lik
25 „ „
15 „ „
25 „ „
Simens'
N[acjnike
Empre
Mişera
Merkez dişlisi
Litre dişlisi Başlı kovan Don çenberi
Merkez dişlisi Su dişlisi
Pervane
Litre dişlisi
Merkez dişlisi
Tava
Kavrama yatağı ve mili komple Don kapağı
Numaratör
Numaratör
(8551) 2517
Şile Belediye başkanlığından
1 — Şile'nin meşhur plâjlarında soyunma yerleri, gazino ve asgari yüz otomobil alabilecek bir otopark yaptırılacaktır.
2 — Mezkûr tesislerin arsaları Belediyece istekliye muayyen bir müddet için tahsis edilecek, bupa mukabil istekli müddetin hitamında tesisatı olduğu gibi Belediyeye devredecektir.
3 — Bahis konusu müddet, tesisatın nevi ve mahiyeti vr geliri derecesine göre, Belediye ile istekli arasında kararlaştın (acak ve keyfiyet mukaveleye bağlanarak notere tasdik ettirilecektin.
4 — Arzu edenlerin 1/12/1950 tarihine müsadif cuma günü
saat 11 e kadar Şile Belediye Başkanlığına müracaatları ilân olunur. (8591) 2524
Manisa Vakıflar müdürlüğünden
1 — Kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulan iş: Manisa’da Muradiye Camiinin iç kısmında taş çürütme ve kaplama, sıva kalem vesair işlerinin keşif ve şartnameye göre onarımının ya pılması.
2 — İşin keşif tutarız (20001.03) liradır.
3 — Eksiltme, 27/11/1950 pazartesi günü saat 10 da Manisa Vakıflar Müdürlüğü binasında toplanan komisyon huzurunda kapalı zarf usuliyle yapılacaktır.
4 — Eksiltme şartnamesi ve buna bağlı belgeler Ankara’da Vakıflar Genel Müdürlüğü İnşaat Müdürlüğünde ve İstanbul’dr Vakıflar Başmüdürlüğünde, Manisa’da Vakıflar Müdürlüğünde görülür ve okunur.
5 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin usulüne göre (1509) lira geçici teminatı Manisa Vakıflar Sandığına yatırmas ve eksiltme şartnamesince ticaret odasından aldıkları vesikay ibraz etmeleri mecburîdir.
6 — İsteklilerin bu işe girebilmeleri için 1950 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğünden alınmış yeterlik belgelerini ibraz etmeleri de mecburidir.
7 — İsteklilerin yukarıdaki maddelerde yazılı vesikalariy-le birlikte üfüncü maddede yazılı gün ve saatte Manisa Vakıflar Müdürlüğünde toplanan komisyona müracaatları ilân olu
8 — Postada vaki gecikmeler kabul edilmez. (8433) 2475
Türkiye Demir Çelik Fabrikaları müessesesinden
Müessesemizce Filyos’a sevkedilecek 10.000 ton pikir Filyos’ta vagonlardan tahliyesi ve sahada istifi ve gemilere nak li bir müteahhide verilecektir.
İsteklilerin 23 Kasım 1950 perşembe akşamına kadar teklif lerini kapalı zarfla müessesemizde bulundurmaları ilân olunur
Teminat 5000 liradır. Şartnamesi Ankara’da Sümerbank’ta İstanbul’da Sümerbank alım ve satım müessesesi Müdürlüğünde Zonguldak’ta T. C. Ziraat Bankası şubesinde ve Karabük’te müessesemiz Ticaret şefliğinde görülebilir. (8627)—2530
Bayındırlık Bakanlığından
15/11/1950 günü saat 15 de Bakanlık binası dahilinde Malzeme .Müdürlüğünde yapılan eksiltmesinde 26 adet taş kep çesinin Trabzona nakliyesine ait teklifler komisyonca haddi lâ yıkında görülmediğinden 2490 sayılıl kanunun 43. maddesi gereğince eksiltme 10 gün müddetle uzatılarak 27 Kasım 1950 Pa zartesi gününe bırakılmıştır.
Bu işe ait muhammen bedel (13000) on üç bin lira olup ge çici teminatı (975) dokuz yüz yetmiş beş liradır. Şartname Ma’ zeme Müdürlüğünde görülebilir.
İsteklilerin eksiltme günü saat 15 de komisyonda hazır bulunmaları ilân olunur. (8589)—(2536)
r
ILI
Yeni Pontiac — 4 kapılı Sedan Otomobil
Yeni 10 küb transformatörlü General Elektrik Buz
Zeniih Radyo
Amerikan Kömür Sobası
Muhtelif Ev Eşyası
ECA — Atatürk Bulvarı No. 371, Kavaklıdere
veya
Kavaklıdere Caddesi No. 220 ye müracaat
*
BÜYÜK SİNEMA’Da'
BU AKŞAM SAAT 21 DE
I-Iarikulâde mevzuu ve şahane temsil kudreti ile hâtırası ebediyen yaşıyacak nefis bir film
TUNA AĞLIYOR
(The Red Danube) Başlıca Yaratıcıları:
WALTER PIDGEON — JANET LEİGH — PETER LAV/FORD — ANGELA LANSBURY — ETHEL BARRYMORE
...........—
WALTER PIDGEON ETHEL BARRYMORE PETER LAWFORD ANGELÂLANSBU
JANET LEIGH
Harpten sonra Viyana’da geçen içli bir aşk... Büyük sahneler... Muhteşem bir mevzu.
Seanslar: 14 — 16,15 — 18,30 DENİZLERİN SEVGİLİSİ Son seanslardır. İstifade ediniz.
Suvare: 21 TUNA AĞLIYOR
Numaralı yerlerinizi erkenden aldırınız.
Tel. Gişe: 15031. Müd.: 24075.
Daktilografi kursları
Anka-a Ticaret Lisesi Müdürlüğünden
Okulumuzun Akşam Daktilografi Kurslarına öğrenci yazımı başlamıştır. (8626)—(2538)
Açık eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık Mü düzlüğünden:
1 — Şişli Çocuk Hastahânesi kalorifer tesitatı onarımı açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
Keşif bedeli (24988) liradır.
Eksiltme 11/12/1950 tarihinde pazartesi günü saat 15 te İst. Bayındırlık Müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu işe ait evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme, bayındırlık işleri genel hususî ve fennî şartnameleri, proje keşif hü-lâsasiyle buna müteferri diğer evrak dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye iştirak etmek için taliplerin (1875) liralık
’nuvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmeleri ve (1950) yılında ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hâmil olması, eksiltme gününden tatil günleri hariç (3) gün evvel Vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası alması ve yukarıda 2 inci maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yazılı kayda göre kabul ettiğine dair imzalaması şarttır. (8564) 2534
Öğrenci alınacaktır
M. S. B. Deniz Kuvvetleri Komutanlığından:
1 — Komutanlığımızın askerî yargıç ihtiyacını karşılamak üzere Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde öğrenimlerin' yapmak şartile Hukuk Fakültelerinin 2., 3. ve 4 üncü sınıfların dan naklen öğrenci alınacaktır.
2 — Bu öğrencilerin 2. sınıfa girecek olanlarının azami 23 ve 3. üncü sınıfa gireceklerin 24 yaşını doldurmamış olmalar şprttır.
3 — İsteklilerin aşağıda yazılı belgelerile en geç 20 Aralı] 1950 gününe kadar M. S. B. Deniz Kuvvetleri Komutanlığın müracaatları.
Dilekçe, t
Nüfus cüzdanı (Aslı veya tasdikli örneği), iyi hal kâğıdı,
Bir seneyi geçmemiş aşı kâğıdı, Fakülteden tahsil durumlarını tevsik edecek yazı, 12 adet vesikalık fotoğraf. (8445)-r-(2532)
Borsalino
kesenizin
dostudur.
Jarse yünlülerin en zengin J eşit ve renkleri mevcuttur.1;
Fantazi faylar i,
Mantoluk
yünlü roplukların güzel çeşitleri
izin için getiriyor ihtiyacınızı almazdan
ORTAÇ’a
ORTAÇ
Sümerbank Genel Müdürlüğünden
1 — İzmir Dokuma Fabrikası 2 inci kısım inşaatı birim fiyatı esasiyle ve kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Yapılacak inşaatın keşfi (2.400.000) lira ve geçici teminat miktarı (85.750) liradır.
3 — Eksiltme evrakı Ankara’da Sümerbank Genel Muamelât Müdürlüğünden (100) liraya alınabilir.
4 — Eksiltme ll/Aralık/1950 pazartesi günü saat 16 da Ankara’da Sümerbank Genel Müdürlüğünde toplanacak komisyon
marifetiyle yapılacaktır.
5 — İstekliler teklif evrakı arasına, şimdiye kadar yapmış o'dııkları bu gibi Jşlere ve bunların bedellerine, firmanın teknik te kilât’nın kimlerden teşekkül ettiğine dair belgeler koyacaklardır.
6 — Bu eksiltmeye iştirak edeceklerin bir taahhütte
(1.000.000) liralık benzeri betonarme karkas ve çelik konstrük-siyon inşaatını bizzat ikmal ederek kabullerini yaptırmış olmaları şarttır. ('* #*’*■-
7 — Banka işi dilediği şekilde yaptırmakta serbesttir.
Şapka çeşitleri ve zengin renkleri ile yeni modelleri gelmiştir.
gelmiştir.
Sîzleri bekliyor.
Anafartalar Caddesi No. 224 Adliye karşısı, köşe mağaza.
Robdeşambr
Robdeşambr, Gömlek, Kravat, 'Eşarp, Kazak, Çorap
Eldiven ve yünlü çeşitlerimiz
ORTAÇ
Sayfa; 6
20/1171950

Alman tekniğinin bir hârikası olan MAGİRUS Dizel kamyonları bilhassa Anadolumuzun sarp ve dağlık yollarında rakipsiz bir kudretle çalışacak yegâne taşıt vasıtasıdır. _
| Herkesin kolaylıkla sevk ve idare edebileceği MAGİ-RUS kamyonları dünyanın en iktisatlı ve sarfiyatsız yegâne hava ile soğuyan DEUTZ motoruna sahiptir.
Bu kamyonlar, en sarp yollarda bile 14 litre mazotla 100 kilometre yapmaktadır.
MAGİRUS kamyonlarını taşıyan Dizel DEUTZ motorları kudret bakımından hârika ve yapı bakımından ise çok pratik olduğu kadar 60 derece sıcağa ve 40 derece soğuğa karşı tahammül etmektedir.
Almanyanın en büyük sanayi grupu olan
Klöckner - Humboldt-Deutz
Fennin bir hârikası olan DEUTZ Dizel motorlarına sahip bulunan MAGİRUS kamyonları her bakımdan hârika olduğu kadar fiyat bakımındın da emsaline nazaran daha ehvendir.
Bu kamyonların harikulâde emniyetini ispat için şimdiye kadar hiç bir acentanm yapamadığı bir usulü mües-sesemiz • tgtbik ederek bu kamyonların motor, şanjıman ve diferansiyellerinin yapacağı herhangi bir ânza için bir senelik- garanti teminat mektubu verilecektir.
Sayın alıcılarımıza bir fikir verebilmek için bu kamyonların ehemmiyetli yedek akşamının fiyatlarını bildiriyoruz:
Komple piston sekman Komple ana yataklar Ayna mahruti Silindir
100 • liradır.
64 liradır.
180 liradır.
200 liradır.
Yolda bulunan bu kamyonlar alıcılarına sıra numarası verilmektedir.
DÜNYAYA YENİ BiR
HARİKA
SUNUYOR
------------------------
(5) Tonluk Dizel kamyonları
Türkiye Umumî Mümessili
Fen Ticaret T. A. O.
MERKEZİ: Halâskâr Gazi Caddesi No. 305/307 Şiş
li - İstanbul.
ŞUBESİ: Ankara Posta Cad. Cündoğlu Han No. 24/25 ŞUBESİ: Gümrük Alanı No. 8-9 — Mersin. ACENTALARI:
Diyarbakır Dağ Kapısı Emin Genç.
PEK YAKINDA:
İzmir, Bursa, Eskişehir, Konya, Balıkesir, Bolu, Zon guldak, Samsun, Trabzon, Erzurum, Elâzığ, Malatya, Ada na, Kayseri, Gaziantep, Antalya, Edirne.
Magirus ve Deutz Traktorları
Marşal Pilânı Çerçevesinde 5 Yıl Taksitle Verilmektedir Sipariş Sıra Numarası Almaya Acele Ediniz

35 Beygir takalı
50 Beygir takalı

Comments (0)