îamilia
Ankara’nın tanınmıg möble mağazası
DÜNYANIN EN BÜYÜK PATRONLU ELİŞİ VE MODEL MECMUASI Yepyeni ve büyük sürprizlerle

116 Sahife 100 Kr, 367 Çıktı

DEMOKRASİNİNDİR!
Bursa Mobilya Pazarı
Yeni çeşit tül masa ve yer muşambalarımızı bir defa
görmeniz menfaatiniz icabıdır. Anafartalar cad. No. 198
Tel: 140S1
Yıl: 2— No. 567
★ Telgraf adresi : Zafer Gazetesi — Ankara ★
21/KASIM/1950 SALI * Fiyalf her yerde 10 kuruş * Telefon : 15619, 15315 ve 16882 * Denizciler Caddesi 2 * Posta Kutusu 193
“Taşlık,, Arsaları yolsuzluğu
İnönü 200,000 liralık menfaat temin etmiş
İçişleri Bakanı dünkü Mecliste bu yolsuzluğun tedkik edildiğini bildirdi
Başbakan Yardımcısı Samed Ağaoğlu da memur nakil ve hükümetin takip eylediği prensipleri veciz bir konuşma
tayini işinde ile izah etti
Büyük Millet Meclisi dün saat 15 de Başkanvekillerinden Fikri Apaydın’m başkanlığında toplanmış, gündemde bulunan sözlü sorulardan bazılarının müzakeresi yapılmıştır.
Afyon Milletvekili Ali Ihsan Sabis’le Bursa Milletvekili Hu-lûsi Köymen’in kanun tekliflerini geriye istediklerine dair talepnameleri alındıktan sonra, ilk olarak, Sinan Tekelioğlu tarafından verilen sözlü soruyu içişleri Bakanı cevaplandırmıştır.
İçişleri Bakanı kürsüde
İstanbul’un Maçka semtinde ( Taşlık, namı ile maruf arsaların satışına ve buranın imar yekline mütedair olan sözlü soruyu cevaplandırmak üzere kürsüye gelen İçişleri Bakanı Rük-neddin Nasuhioğlu, geniş izahlarda bulunarak, mezkû. arsada, Sultan Aziz’in vaktiyle bir cami
(Sonu Sa. 5 Sü. 3 te)
C. Bayar Bursada
General Bradley’in son izahı
Askerîyargıtaya dair tetkikler
| Cumhurbaşkanı | Karacabey harasında ;
| tetkiklerde bulundu, : £ Celâl Bayar bugün (’ | Ankaraya dönecek ■; | Bursa, 20 (Telefonla) — ;: 5 Dün şehrimize gelerek Ka- !
i racabey’e hareket eden ); S Cumhurbaşkanı Celâl Ba- ;) $ yar, İngiliz Büyük Elçisi I S Sir Noel Charles, B. M. i S Meclisi Başkanvekillerin- )
) denHulûsi Köymen ve be- I J raberindeki uzmanlar ge- ;
* ceyi harada gcçirmişler-
C Cumhurbaşkanı ve be- ;
) (Sonu Sa- 4 Sü. 7 de): j
Russell Dorr
Amerikan Genel Kurmay Başkanı General Omar Brad-ley'in, Amerika'nın 1950 müdafaa plânlan hakkında neşrettiği bir makalenin Türk gazetelerinde hayli münakaşalara yol açtığı malûmdur. Bradley bu makalesinde, Türkiye, İran, gibi memleketlerin dahil olacakları bir harbin, mahalli bir harp sayılabileceğini söylemiş ve Amerika'nın bu memleketlere ancak komünist tecavüzüne karşı koydukları müddetçe mahdut bir yardım yapacağını bildirmişti.
Makale Türk umumi efkârında hakikaten teessürle karşılandı; ve bir çok gazetecilerimiz bu yanlış görüş üzerinde ısrarla durdular. Çünkü meselenin esası sade Türkiye'nin değil, belki bütün medeniyet dünyasının komünist taarruzuna karşı müdafaası idi.
Şimdi memnunlukla öğreniyoruz ki, Türkiye matbuatında neşredilen metin tam metin değildir. Bradley’in yazısı bu bakımdan yanlış tefsirlere yol açmıştır. Makalenin aslı Amerikan Harp Kuvvetleri Dergisinde neşredilmiş ve bu, Reader Digest'e sonradan telhis olunarak alınmıştır. Uzun bir makale kısaltılırken bazı hatalara düşülmesi de tabiîdir. Nitekim sonradan Amerikan Genel Kurmay Başkanının bir sözcüsü de
Mümtaz Faik FENİK
bunu izah etmiş ve şunları söylemiştir:
«v— Eğer komünistler, Türkiye'ye taarruz edecek olurlarsa, bu mahalli bir harp teşkil et-miyecektir. General Bradley (Sonu Sa- 4 Sü. 4 te)
Malatya Genel
Meclisinde D. P
ekseriyeti aldı
Malatya, 20 (Hususî) — Tehir edilmiş bulunan Kâhta Genel Meclisi seçimleri bugün yapılmıştır. Tasnif sonunda, Demokrat Parti namzetlerinin yüzde 90 bir ekseriyetle kazandığı anlaşılmıştır. Bu suretle Malatya Genel Meclisinin 34 ü-yesinden 24 ünü Demokrat Parti kazanarak ekseriyeti almış bulunmaktadır.
Yargıtayda toplanan bir hey’et tasarının tetkikine başladı
Yargıtay da toplanan heyet dünkü çalışmaları esnasında ( Yazısı 4. üncü sayfada )
Muhalefetin uydurma haberleıi
Amer’kaya gidiyor Marshall Plânı İktisadî İşbirliği temsilcisi orta elçi Mr. Russell Dorr senelik iznini kullanmak ü-zere yann memleketine hareket edecektir-
Dün topla nan Devlet Ekonomi Kurumu Genel Kurulu
İktisadî teşekküller genel kurul toplantısı
Kurul dün İşletmeler Bakanının bir nutku ile çalışmalara başladı Dünkü toplantıda komisyonlar seçimi yapıldı
Devle! Ekonomi Kurumu Geneli Efenin başkanlığında Büyük Mil-1 yelerinin de iştirakiyle toplan-Kurulu dün sabah saat 10 da Bü- let Meclisi alâkalı komisyon üye. mıştır.
yük Millet Meclisi kitaplığında İleri, İktisadi Devlet Teşekkülleri Bu münasebetle İşletmeler Ba-Işletmeler Bakam Prof- Muhlis'genel müdür ve idare kurulu ü-l (Sonu Sa. 4 Sü. 5 te)
Bu münasebetle Mr. ve Mrs.
Dorr dün saat 12-30 da Devlet Bakam Fevzi Lûtfi Karaosmanoğ-lunu makamında ziyaret etmiş ve kendisine veda etmişlerdir.
Diğer taraftan aldığımız malûmata göre. Devlet Bakanı Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlu bu akşam saat 19.30 da Ankara Palasta Mr. Russell Dorr şerefine bir veda kokteyli verecektir.
Viyana Elçisi
Sıtma savaş toplantısı dün kapandı
Bir haftadan beri devam etmekte olan Sıtma Savaş Başkan-ları toplantısında savaşı ilgilen-(Sonu Sa. 4 Su. 8 de)
Başbakanın istifa haberi baştan aşağı yalandır
D.P. Grupiyle hiç bir ihtilâf yok tur. Bilâkis Grup hükümete yapacağı işlerde
Son günlerde ortalığa, Başbakan Adnan Menderes'in istifa edeceğine dair birtakım yalan ve kasıtlı olduğu aşikâr bazı havadisler sürülmektedir, öyle
Kore birliğimizin yeni
bir muvaffakiyeti
Kahramanlarımız kızıl çetelere karşı çete tabiyesi kullanarak bir hücumu püskürtüp esir abdılar
Tokyo, 20 (a.a.) (Afp) — Birin- tam güneyinde çetelerin taarru-1 cede hücumu püskürtmüştür. ci Türk tuaoyı bugün Kaesong] zuna uğramış, 5 düşman öldür- Komünist çeteciler cephenin gölgesinde 38 nci arz dairesinin | müş, 30 düşman esir almış, neti- (Sonu Sa. 4 Sü- 3 de)
tam müzahirdir.
anlaşılıyor ki, yeni iktidarı, murakaba etmesini beceremi-yenler, ve bunu kanunî yollardan yapmak istemiyenler, şimdi bütün ümitlerini bizzak kendi bina ettikleri bu nevi yalan haberlerin üzerine bağlamışlardır.
Herkes gayet iyi bilir ki, bir kabine ebedî değildir, istifa lâzım geldiği zaman istifa eder. Demokrasilerle idare edilen memleketlerde değişmez başbakan yoktur. Ancak bir kabinenin ne suretle istifa edeceği de herkesin malûmudur. Bir kabine ancak, Büyük Millet Meclisinin itimadını kaybederse, veyahut bizzat kendisi uhdesine aldığı vazifeyi başaramıyacağı-na kanaat getirirse çekilir.
Halbuki ortada böyle bir mesele yoktur. Bilâkis Adnan Men deres Hükümeti, Büyük Millet Meclisindeki demokrat çoğun-(Sonu Sa 4 Sü. 8 do)
Merkeze çağırıldığı haberi asılsız
Viyana Elçimizin merkeze çağrıldığına ve yerine Başbakan lık özel Kalem Müdürü Basri Aktaş’ın tâyin edildiğine dair Ulus’ta ve diğer bazı gazetelerde çıkan haberin tamamen asılsız olduğu Dışişleri Bakanlığından bildirilmiştir.
GalatasaraylI) yeni idare heyeti
İstanbul, 20 (Hususî) — Galatasaray Kulübü kongresi toplanmıştır. Kongrede ittifaka yakın bir ekseriyetle Kulüp başkanlığına Yusuf Ziya Öniş seçilmiştir. Yusuf Ziya Öniş tarafından teklif edilen idare heyeti kongre tarafından aynen kabul edilmiştir. Kendisinin Galataray kulübü reisliğini kabul etmesi kongrede büyük bir sevinç yaratmıştır.
Yusuf Ziya öniş reisliğe, İbrahim Çürüksulu, Enver, Osman Dardağan, Muslih Binoğlu, Mehmet Leblebi, Adnan Ahıskan, Refik Selimoğlu idare heyetine; Biilend Danışman ve Nuri Efe de murakipliklere seçilmişlerdir. Yeni idare heyetine başarılar dileriz.
Doğu evleri inşaatındaki yolsuzluk
50 santimlik temeller için
1,5 metrelik para almışlar
Yapılan şikâyetler hiç fayda vermemiş ve önüne gelen fırsattan istifade
Bu cephe projeye nazaran âdi mozayık olacak ve cephe zammı-------------
namı altında 2.5 lira ödenecekti. Fakat her nedense duvar görüldüğü şekilde masif yonu faşından imal edilmiş ve metre karesi 48 küsur liraya mal edilerek yalnız dört apariımanda en aşağı 50 - 60 bin liralık bir fark meydana gelmiştir. Yukardaki resim, duvarın azametine iyi bir fikir vermektedir.
Dokuma sanayii kalkındırılacak
Dokuma küçük sanat kooperatif
leri diin ilk toplantısını yaptı
Dokumacılar Küçük Sanat Kooperatifleri delegeleri, dün saat 17 de Ticaret ve Ekonomi Bakanlığı konferans salonunda ilk
toplantılarım
yapmışlardır.
Toplantıyı, Bakanın burada olmaması sebebile, müsteşar Fa ruk Sünter bir nutukla açmış ve şunları söylemiştir:
(Sonu Sa. 4 Sü. 6 da)
yolunu tutmuş
Doğu evleri inşaatındaki yolsuz işler hakkındaki yazımızla, keyfî ve taraflı bir idare ile 6,5 milyon liralık inşaatın ne suretle on milyona mal edildiğini bildirmiş ve bunun sebeplerini bugüne bıraktığımızı söylemiştik.
Bundan iki sene evvel, bilhassa bina ihaleleri maktu bedel mukabilinde, yani anahtar teslimi esası üzerinden yapılmakta idi.
Bu usul ile yapılan ihalelerde binaların yerleri ekseriya malûm olmadığından, temel derinlikleri ve sistemleri hakkın-(Sonu Sa. 4 Sü. 2 de)
kKlHTlVA---1
I____KÜREK
Yak bakalım!
Yeni yapılan Büyük Millet Meclisi binasının tenvir ve teshin masrafları senede beş milyon lirayı buluyormuş!..
Desenize ki, yeni Meclis binası, bir senede Tarım Bakanlığı bütçesiyle Çalışma Bakanlığı bütçesi kadar para yakacak!.
Şehrâyin değili Sade yakılacak bütçe için âyini..
Zaten hep bu yüzden millet işleri ayazda kalmadı mı? — YEDEKÇİ
Sayfa: 2
ZAFER
21/11/1950
Günün mevzuu
BELEDİYELERİMİZ VE
MUHTARİYET DEVRESİ
7,5 liraya elbise
Sağlık bahisleri
1 Eylül 1930 tarihinden beri tatbik edilmekte olan 1580 sayılı Belediye kanunu hükümlerine göre Belediye: Beldenin ve belde sâkinlerinin mahallî mahiyette müşterek ve medenî ih-tiyaçlarnı düzenlemek ve görmekle vazifeli bir hükmî şahsiyettir.
Fakat bu hükmî şahsiyetimi hukuk bakılandan durumu; cemiyetler kanununa göre kurulmuş bir müesseseye, yahut Ticaret kanunları hükümlerine nazaran çalışmaya başlamış şirketlerdeki hükmî şahsiyetlere hiç benzemez. Gerek bu cemiyetler, gerekse şirktler vergi alamazlar, hiç kimseye ceza kesemezler. Çünkü bu hareketler hükümranlık haklarına dayanır, bu müesseselerde ise böyle bir salâhiyet yoktur.
Hâlbuki belediyeler, kanun hükümlerine göçe taıııamiyle vesayet ve murakabe altındadırlar, muhtariyetlerinin sının kanunla tayin edilmiştir. Vergi ve resim alırlar, ceza ktserler, emir ve kumandalarını icra ederler veya ettirirler.
Bu sebeplerle muhtariyetleri mahallî ihtiyaçları karşılayacak tedbirlere inhisar eder. Bu tedbirler ancak alınacak kararlar kanunlara, nizamnamelere ve bunlara dayanan emirlere muhalif olmamak şartiyle.
Belediye resmî daire midir?
Resmî daire; lügat mânasında ne olursa olsun, hukuk ve ıstılah mânasında: İçinde devlet ve âmme hizmeti görülen, vergi almak, ceza kesmek, emir vermek, yasak koymak gibi otorite kullanılan müessese demektir.
Türk Cumhuriyeti hudutları içinde en küçük nahiye ve köy belediyesinden en büyük vilâyet belediyesine kadar, hepsinde bu salâhiyetler mevcut ve infaz edilmekte olduğuna göre belediyeler resmî dairelerdir.

Resmî dairelere resim asmak işine gelince:
._______Yazan ------—)
| Naci Kıcıman j
Ç. E. K. az maaşlı memurlara 7,5 liraya elbise verecek
Beynelmilel Çalışma Bürosu toplandı Beynelmilel Çalışma Bürosu
idare meclisi üyeleri bugün
Bru-
xelles’de «Brohaub sarayında
toplanmışlardır.
25 kasıma kadar devam edecek toplantının ruznamesi oldukça yüklüdür. Müzakere edilecek 20 maddenin ba$lıcdları şunlar-d.r:
1 — Beynelmilel çalışma bürosunun Kore’nin İktisadî kalkın-
ması islerine iştirak ettirilmesi
mevzuunun müzakeresi-
2 — Merkezi Cenevre’de olan beynelmilel Ticaret teşkilâtının dördüncü defa olarak toplantıya davet edilip edilmiyeceği-
3 — Tehlikeli islerde çalışan amelelerin sıhhatlerini koruma tedbirleri.

saatinin ayarlan-
ması ve madenlerde çalışan çocuk isçilerinin durumu.
5 — Gemi mürettebatına müteallik is verme hükümlerini gözden geçirmek üzere (Deniz Hakem Komitesi) nin 1951 Mayıs ayında toplantıya çağırılma-
6 — İssizlere karşı alınacak tedbirler.
Dünkü taşıt kazası
Meseleyi tarih cephesinden incelersek görürüz ki bu usul hükümdarlık devirlerinden kalmıştır, vazife başındaki âmirin başucuna kralın resmi asılırdı, bünun mânası şöyle idi: Gûya, o âmirin verdiği emri kral veriyor, âmirin yaptığı iş, bu emiıe vasıta olmaktan ibaret; böylelikle, buyrukların infaz kudreti artmış sayılırdı.
Amme işlerinin düzgün görüldüğü zamanlarda bu şekilde faydaları olmamış değildir, fakat halk hizmetleri aksadığı devirlerde, bütün fenalıkların yukarda asılı resimlerin üstüne atılmasına meydan verilmiş o lurdu.
Türkiyede ise, hakikî Türk, vazifeyi yaparken günün birinde bana mükâfat verirler di^e yapmaz; o, yalnız vazifesini bilir ve onu yapar, karşılığında hakettiği maaş ve ücretinden başka bir şey beklemez. Bununla beraber, bir çok işlerde spor-kulüplerinin manevî şahsiyete hediye edilen kupalar gibi hediye vermek mümkün olmadığından yalnız kadirbilirlik mahiyetinde olmak üzere şu eser... zatın valiliği veya reisliği zamanında yapılmıştır denebilir.
Esiri zamanlarda bu işe de hükümdarın ismi karıştırılırdı; yâni o zat bu işi yapmış ama, hükümdarın gölgesinde yapmış derlerdi. Meselâ, Sivas - Erzincan şosesi üzerinde bir dağ par çasma yazılmış iki satır hâlen
«Bu yol sayei padişahide Sivas valisi Halil Rifat Paşa tarafından açılmıştır.»
Bunların yanında şehir ve kasabalarda iyi çalışmış belediye reislerinin de resimlerini asmak âdeti vardır ama, bu resimler yeni belediye reisinin başının üstüne değil, şeref salonuna asılır.
Çocuk Esirgeme Kurumu Ge nel Merkezi, Bulgaristandan yur dumuza gelen göçmen ırkdaşlarımıza daha şümullu bir yardım
yapabilmek için, hükümetin göçmenler© yardım kolu ile işbirliği yapmağa karar vermiştir.
Bu


göçmenler
den yalnız çocuk olanlara değil, annelere de yardım yapılmış o
lacaktır.
Diğer taraftan; Çocuk Esirgeme Kurumu, Ankara ve civarında
az maaşla memurluk yapanlanr
çocuklarına, 7,5 lira gibi cüzî
bir ücretle elbise dağıtmağa baş

Muhtelif milletlerin göçmenlere yardımı
Bulgaristandan gelen göçmen yurttaşlarımıza yardım olmak ü-zere; Kanada 3588.91 dolar kıymetinde 2020 adet; İsveç 11574 adet, Amerika 4075 adet giyim eşyası göndermişlerdir-
Bundan başka, Hindistandan milletlerarası kızılhaç teşkilâtına gönderilen parayla satın alınan 230 battaniye ile, Lichtenstein eyaletinin tahsîs ettiği 500 İsviçre frangı merkeze gelmiştir-
Diğer taraftan; Kızılay genel merkezi de, 262.396 lira kıymetin de 40.405 parça giyim eşyasını göçmenlere verilmek üzere Is-tanbula göndermiştir.
Bütün bu eşyalar, İstanbul ve Edirnede, mahallin en büyük mülkiye âmiri tarafından muhtaç olan göçmenlere tevzi edile-
Kızılay, hususî teşebbüslerin verecekleri para ve eşya yardımlarım, tamdhıen ayrı hesaplarla kabul etmektedir.
Tuhaf bir taksi alış verişi
Dün şehrimizde tuhaf bir taksi satışı olmuş ve birisi henüz kendisine ait olmıyan taksiyi bir şahsa devretmiştir.
Yaptığımız tahkikata göre, Osman Demiryöney isminde birisi 3648 plâka sayılı taksisini şoför Mehmet Nurettin Becer’e 2300 lira mukabilinde satmıştır.
Ancak, Osman mezkûr kimseden 560 lira almış ve parayı tamamen Ödeyinceye kadar taksinin zimmetinde kalması i-çin bir senet tanzim etmiştir.
Bir müddet sonra, Mehmet Nurettin, taksiyi Mehmet De -mir isminde birisine senet mukabilinde 2900 liraya satmıştır.
Mehmet Demir bunun ancak 750 lirasını vermiş mütebakisini de her ay bir miktar ödemeği taahhüt etmiştir. Fakat taksi sahibi bir gün sonra işin farkına varmış ve vaziyeti polise bildirmiştir.
Şoför Mehmet Nurettin hakkında kanuni takibata geçilmiştir.
D.P. Kızılhisar Bucağı kongresi
D. P. Çubuk ilçesinin Kızılhi* sar bucağının 26.11.1950 pazar günü saat 13 te senelik kongresi yapılacağından il ve ilçe kurulları ve saym Ankara milletvekillerinin belirli gün ve saatte bucak merkezine teşrifleri rica olunur.
Bucak Başkam Nuri Çetinkaya
Demokrat Parti Ankara İl İdare Kurulunun
Büyük Balosu
16/12/1950 Cumartesi günü akşamı ANKARA PALAS salonlarında verile-
Bu balonun her cihetle mükemmel ve eğlenceli olması için şehrimizin yüksek sosyetesine mensup bir çok bayanlar ve komiteler geniş ölçüdeki hazırlıklarını bitirmişlerdir.
Demokrat Partinin bu büyük balosuna muhakkak iştirâk ediniz.
Son aylarda Ankara" da görülen tifo salgını
Son aylarda bilhassa An-karada tifo hastalığı nis beten tezayüt etmek temayülü mahallî sıhhat teşkilâtı bu has talığın önlenmesi için icabeden tedbirlere bilhassa aşıya halkımızı davet etmektedir.
Acaba tifo yalnız Türkiyede mi vardır? Tifo hastalığı hemen bütün dünyada görülüyor. Sebeplerini aşağıda izah edeceğimiz âmillerle bazı memleketlerde çok bazılarında nisbeten azdır. Meselâ Fransada 1942 -1943 senelerinde ortalama senevi 10426 kişi bu hastalığa yakalandı; 1949 senesinde 22478 kişi aynı hastalığa yakalanmış tır.
Ispanya’da 1949 da 21596 kişi tifoya musap olmuştur. îtal-yada 1948 de 31419 kişi aynı hastalığa yakalanmıştır. 1946 -1947 - 1948 senelerinde ise bu adet 48—52000 arasındadır.
1949 da lngilterede 860 vaka, îsviçrede aynı senede 199, Hol-landada 1090, Polonyada, 60140, Yunanistanda 5260 vaka müşahede edilmiştir. Bunlar arzedil diği gibi komşu veya diğer Avrupa devletlerindeki tifo vakalarıdır. Halbuki işgal altındaki Almanyada yukarda verdiğim rakamlardan 3-4 misli fazla tifo vakasına tesadüf olunuyor.
Türkiyemizde senevi ortalama 3000 kadar vatandaş tifoya yakalanıyor, ölüm nisbeti diğer memleketlere nazaran az sa da halkın ve belediyenin elbirliği etmesile bu adet daha azalabilir.
En başta şahsî temizlik bilhassa el temizliiğ büyük âmildir. Esas itibariyle umumî temizlik - gıda maddesi satanların el temizliği ve bu gibi esnafın portör muayenelerinin yapılması —kanalizasyon— boş arsalara çöp atmamaktan yani bilhassa kara sineksiz yaşamak yakalanmamanın en pratik çareleridir.
Tifo ne şekil bir hastalıktır? Tifo hususî mikrobu olan salgın yapabilen sari bir hastalıktır; tifo tâbiri çok eski zaman lardan beri malûmdur. Hastalığın kâmil devresinde hastalar muhitini güçlükle tanırlar ve şuurlarında teşevvüş olduğun dan ipokrat zamanındanberi bu kelime kullanılır. Tifoyu ilk defa diğer mikroplu hastalıklardan iyice tefrik eden Cenner-dir; maamafih Cenner lekeli humma ve hummayı Facia gibi hastalıkları da tifo diye müta-lea etmiştir.
Her şeyde olduğu gibi esas yani hastalığın mikrobunu bularak kandan çıkaran ve beşe riyete bu hastalık hakkında en kati malûmatı veren Ebert bakteriyolojik olarak hastalığı tes bite muvaffak olmuştur.
Nihayet Morgan bağırsaklardaki teşrihi tegayyüratı görmüş dolayısiyle hastalığın hazım cihazı ve bilhassa ince bağırsaklarda yaralar yapmakla muttasıf bir hastalık olduğu bu
--------- Yazan ---------
Dr. Razi Maner
«Sari Hastalıklar Mütehassısı»
suretle anlaşılmıştır. Başlangıç ta izah edildiği gibi tifo dünyanın her tarafında vardır. İnsan ayağı giren her yerde olur. Irk, cins itibarile tifoya yakalanmada fark yoktur.
Hastalığın membaı: Hasta İn sanın kendisidir. Hayvanatın tifo epidemisinde hemen hemen tesiri yoktur. Bu hastalığa yakalananların dışkılarında mebzul tifo mikrobu bulunur. Bu vaziyet tifonun intişarına sebep oluyor; hasta hastalığı geçirdikten sonra mikroplar dış.-» kıda bir müddet gaip olmazlar ve mütemadiyen mikrop çıkarırlar ki bunlara portör denir. Bu, hasta nekahete girdikten bir ay ve bazan pek daha fazla devam eder.
Acaba mikrobun böyle itra-hına sebep nedir? Tifo hastalığında mikrop insanın kanında deveran eder ve muhtelif uzuv lardan harice çıkar. Tifo hastalığı mikrobunun en mühim itrah yeri safra yollarıdır. 12 par mak bağırsağında da mikrop saf kültür halindedir. Safra kesesinde de saf kültür halinde bulunur.
Tifo portörleri kadınlar arasında daha fazladır. Ve uzun müddet devam eder. Buna da sebep kadınların safra kesesi rahatsızlığına nisbeten fazla ır.usap olmalarıdır.
Bazan insanlar tifo geçirirler ve artık bir defa daha tifoya yakalanmazlar; bazan da gizli bir enfeksiyon tarzında tifo geçirerek imünite yani muafiyet kazanırlar. Ve yahut tifoya kar^ı dispozisyonlan yani alma kabiliyetleri olmadığı için mikrop uzviyetlerine girse de 'yakalanmazlar. Fakat bu gibi eşhas mikrobu havi olarak por tör olurlar ki bunlara da Zwis-■ehen Tragör yani sağlam portör derler. Şu halde mütemadiyen basil çıkaranlar —hastalar— portörler —sağlam portörler— dir. İşte bunlar hastalığı neşrederler hasta değildirler her tarafta gezerler ve her
taarfı enfekte ederler.
Dışkıdan sonra idrar gelir: Tifo hastalığı esnai seyrinde id rara bakteriyolojik muayene ya pıltrsa " 'ifo mikrobu müs-bet bulv... Ju nekahatin ilk haftalarında da devam eder. Fakat hastalık piyelit dediğimiz böbrek ve vayizada bir âfet yapmışsa idrarla basil çıkarmak uzun zaman devam edebilir.
Tifo’da sirayet nasıl oluyor? Direkt yani intan membaı ile doğrudan doğruya temasla olan sirayet; buna kontrakt temas e-pidemisi de diyorlar. Toplu yer lerde mektep —kışla— hasta-hane ve kalabalık -aileler arasında görülüyor. Bunlar teker te ker vakaların bir birini takip etmesidir.
Bir de endirekt sirayet vardır: Tifo mikrobu itrah edildik ten sonra başka mevada karışır ve insanların kullandığı eş ya, gıda, süt, su bu meyanda-dır. Su ve süt muhakkak cahil insanlar tarafından telviz edilmelidirler ki membaı intan olabilsinler. Meselâ içme ve ku yu sularına lâğımların karışması gibi. Su intanı Avrupa şehirlerinde olabiliyor su tevzi e-den fabrikalarda filtreler bozularak büyük biıl epidemiye sebep olan Hannover şehri buna güzel bir misaldir. Su epidemilerinde hastalık vakaları birdenbire tezayüt eder. Halbuki pislik sebebile kontakt epidemi leri ise yavaş yavaş vaka adedi tezayüt eder.
Sudan sonra süt mühimdir. Süt satanlar portör olabilir. Sağ lık Bakanlığı bu gibi halka yiyecek maddesi satanların portörlük muayenelerini yaptırmaktadır. Meselâ süt umumî bir yerde kullanılıyorsa (Ba -kımevi - Mektep) gibi buradaki eşhastan birisi hasta bakıcı veya ahçı portör olursa bunlarla da geçer. Ekmek, et, sebzeler bilhassa çiğ yenenler ve bunları ihsar eden veya satan lar da hastalığı nakledebilirler.
Lâğım fareleri de haizi ehem miyettir. Zira bunlar lâğımlardan tifo mikroplarının derilerine ve tüylerine bulaştırıp mut haklara gelirler ve gıda maddelerini kirletirler.
Tifo hastalığı kimlerde olur? Kabiliyetin bu hastalıkta az çok tesiri vardır. Daha ziyade genç insanlardadır ki vakaların nısfını teşkil eder. En çok 15-35 yaşına kadar görülebilir. Bu yaştan yukarı tifoya yakalanan larda bazan vahim sonuçlar gö rülebilir. Çocuklarda ilk senede pek görülmez çünkü bunlar an nelerinden muafiyet cisimleri almışlardır. Ekseriyetle tifonun çocuklarda hafif geçtiği müşahede olunur. Ve ihtilâtları da azdır. Bazan erkekler dahr. fazla yakalanır ve kuvvetliler zayıflara nazaran daha fanla musap oluyorlar gibi gözüküyorlar sa çia bu zahiridir. Çünkü kuvvetlilerde daha fazla iş görme kabiliyeti olması dolayısiyle iıı tan membaına daha fazla temas etmelerindendir.
Tifo nasıl neticelenir? Çok tifo ile meşgul doktorlar ateş devam ederken ve bir teviye giderken akşam sabah farkları pek fazla olursa bunun mühim olduğunu ve ailede hastayı takip eden tarafından hemen aile doktoruna haber verilmesi hususunda müttefiktirler.
Tifo’da insan kanında da değişiklikler olur. Tifo mikrobu zehirinin hususî karakteri icabı tesir ettiğinden beyaz yuvarlaklar azalır.
Sırf kendi saadetini bir rfriid-
det daha uzatabilmek için na-
sıl olur da onların saadetleri-
nin gecikmesini arzu edebilirdi... Fakat bu düşünce üzerinde de fazla durmuyordu. Tek-
rardan kalbinin dileğine kapı-
BİZE GELEN MEKTUPLAR
Sokak mı, Pazar mı?
Anafartalar Caddesi Zafer sokağı akşamın erken saatlerinden gece geç vakitlere kadar görülmeğe değer bir manzara arzetmektedir.
Salepçiden, simitçiden tutunuz da çeşit çeşit işportacılar, halıcılar sanki orasını bir pazar yeri haline getirerek gelip geçmeyi dahi imkânsız hale sokmaktadır. (Hele bir de yanınızda aileniz olursa). İlgililerin dikkat nazarını çekmenizi rica ederim.
Okuyucularınızdan
Mustafa ŞEN
Tifo nasıl teşhis olunur? Her doktor bunu sıîreta tesis edebilir kendisi hastada gördüğü alâmetlerle tifo teşhisi katisini koymakla beraber; bakteriyolo jik olarak bu iş kesbi katiyet eder. Tifo mikrobu hususî me-todile kanda aranır yahut tifo mikrobunun kan seromunda yaptığı hususî tezahüratın neticesi olarak elde edilen muafiyet cisimlerinin derecesinin öl-çlümesile elde edilen bakteriyo lojik muayene vardır ki )buna da aglütinasyon denir.
Bu verdiğimiz malûmatla her kes tifoyu hemen teşhis edemez aile doktoru esastır. Dolayısiyle kızıl, kızamık, çiçek, lekelihum ma, tropika malarya, had'tü berküloz ymi tifo basiloz bu hastalık ile karışır.
Acaba tifo’lu bir hastanın tedavisinde nelere dikkat etmeli dir? Biyolojik bir tedavisi yani serumu yoktur. Doktorun verdiği direktifle hastaya iyi bakmak diyetine dikkat etmek fizik ve ârazî tedavi yapmak lâzımdır. Tifo uzunca süren bir hastalıktır. Hastanın vücudünü çok eritmeden kontrol altında yaşatmalıdır. Albüminli maddelerde bu hastalıkta ortalama 12 gram azot ziyaı vardır. Bu ancak 120 gram et yemeği ile ikame olunabilir. Diğer taraftan muafiyet maddelerini uzvi-(Sonu 5 nci sayfada)
Kore’ye
15 kuruş !!
Çok muhterem bütçe ve maliye komisyoncuları ile başkanlanna.
Çok muhterem para işleri bakanına.
Çok muhterem Türkiye basınına:
Ne yalan söyliyeyim? derin bir hiddet ve ölçüsüz bir heyecan içinde bulunduğumu yalnız sizlere, yalnız tarihlerinize arzediyorum. Beni - um-
mam ya - haksız ve haddini
bimlez sayarsanız.
maruzatı-
mı derhal geri alır ve bütün ievazuumla özürler dileyip tarziye veririm.
Konum dış bakınpdan «on kuruşluk konu» ise de iç bakımdan «on milyarlık konu» dan çok daha büyüktür. Hesap kitap edilemiyecek derecede büyük...
Kore'dekilerinin yakınları ve sevgilileriyle konuşmak isteyenlere on kuruşluk ve on beş kuruşluk bir posta pulu göndermeleri külfetini yükle-dikl Bu olur mu ya?!
İster paraları olsun, ister olmasın; bunu hesap edip hiç düşünmedik mi?
Kore'ye gidenlerimizin
yısı dört bin beş yüz. Konuşacakların sayısını da iki misli alalım. Eder dokuz bin. Bin daha ekliyelim. Oldu mu on bin?
On bin kere on kuruş, yüz bin kuruş, yani bin kâğıttan lira eder. On beş kuruştan bin beş yüz.. Hadi yabancı postalardır diye bir misli ekliyelim. Ne tutar? Üç bin lira.. Çok muhterem efendileri Ko-redekilerimizden bunu mu esirgemek muhasebeciliğine kapıldık? Bu kadarcık paraya para, gelir, bütçe dikkati mi denilir yahularl?
Bizden öncekiler yalnız Ulaştırma teşkilâtımızın yetmiş beş milyon zararını bize devrettiler. P.T.T. miz de bunun içinde. Hiç bir telâş ve endişemiz kalmadı da bu mu kaldı?
Kore'dekilerimizle on beş kelime konuşmak için on beş kuruşu esirgiyoruz da, ne diye her sene yetmiş beş buçuk
milyon zarara

olanları
su cenderesinden geçirmeği
akıl edemiyoruz?!
Hepinize hiddet canla ve saygı ile
ve heye-yalvarırım
ki Koredekilerimizin bu on.
on beş kuruşundan derhal vaz geçiniz! Düşmanlara karşı ayıp olur. Hepinizin gerçek vatanseverliğinize ' hepimiz inanıyoruz. Bunu sîzlerden bekleriz. Saygılar ve sevgile-
Aka GÜNDÜZ
Alman profesörünün bugünkü konferansı
Birkaç günden beri şehrimizde
bulunan
Almanyanm Münster
üniversitesi felsefe Ord- Profesö.
rü Ritter, «Akademik yetişme» mevzulu ikinci konfernsmı bugün saat 17.30 da Dil ■ Tarih ve Coğ-
rafya Fakültesi salonunda vere-

Misafir* gazetecinin temasları
Dün sabah saat 8.15 de Denizciler caddesi Maliye Şubesi kar şısında 5 otomobilin birbirine, girip üst üste yıılmaları ile neticelenen bir kaza olmuştur.
Yaptığımız tahkikata göre, hâdise şöyle cereyan etmiştir.
Adliye Sarayı tarafından gelen şoför Erdoğanın idaresindeki 3998 plâka sayılı taksi, yolun ıslak ve buzlu olmasından fren yapamıyarak, aksi yönden gelen 4519 sayılı kamyona bindir-miştir.
lıyor ve: .Allahım bir zaman daha bu böyle devam etsin...» diye yalvarıyordu. Varsın onlar birbirlerine biraz geççe kavuşsunlar.. Beklemekten ne çıkar?.. Nasıl olsa önlerinde koskoca bir hayat var...»
Onların önlerinde bütün bir hayat vardı. Kendisi ise saadetini kısa bir müddet daha uzatmak, Selimi yanında alıkoymak, onun, aşka o kadar benziyen, şefkatli ihtimamlarından, yakın alâkasından mah
Kamyona çarptıktan sonra di reksiyonu çevirmek isteyen şoför Erdoğan, yolun kenarında
bulunan belediye
arazöz ara-
basile, 3104 plâka sayılı taksi-
ye de çarpmıştır.
Diğer taraftah taksinin bin-
dirdiği kamyon da sademenin
rum kalmamak istiyordu-. O-nun yanında iken hakikaten mesuttu. Bilhassa Boğazda geçen o fırtınalı gecenin hâtırasını imkânı yok unutamıyordu, Kendini onun köllarına bıraktığı, başını göğsüne yasladığı, ânı düşündükçe kalbi heyecanla çarpıyordu.
şiddetinden şoför Fuat Şafak'ın idaresinde bulunan 3560 numaralı taksiye çarpmıştır.
Çarpışmada, hiç bir yaralan ma ve can kaybı olmamıştır. Za bıta vakaya el koymuştur.
Onunla geçen her saati geçmiş zamandan ve gelecek vakitten tecrid ederek kendini yalnız yaşamakta olduğu âna veriyor.. Onu, geçmişte kalan bir hâtıra ile veya geleceğin
endişesiyle bulandırmamak i-çiiı bütün gayretini sarfediyor-du.
O fırtınalı gecede, onun göğsünde bulduğu saadeti, her an
onun nefesini duymakta, onun
bakışlarına sığınmakta bulu-
İçinde birbirine zıd hisler çarpışır, kalbi heyecanla ürperirken tabiatiyle dış görünüşü de eski sükûnetini muhafaza edemezdi. Gözlerinde sık sık yakamozlar yanıp sönüyor,
hummalı hastalar gibi dudaklarının kuruduğunu, cildinin alev alev yandığını hissediyordu. Asabî ve alıngan olmuştu. Fakat, her halinde, onda şimdiye kadar hiç görülmedik bir

hali ev halkının hiç birinin gö-
zünden kaçmıyordu. Hele Ma-
KIZ I4AUBÎ
Nakleden: Ş. TAYLAN Tefrika No. 31
cit onu her görüşünde bir yabancı ile karşılaşmış gibi şaşı-
— Hele şu kıza bakındı... diye şakalaşıyordu.. Kozadan çıkmış kelebek gibi vallahi.. Bir senede bu ne başkalık böyle... O bizim bildiğimiz küçük kızcağız nerede, şu gördüğümüz güzellik nümupesi genç kız nerede:.. Hani Doktor Ce-vada hak vermemek mümkün değil.. Adamcağız tevekkeli senin derdinden deli divane olmuyormuş...
Gülşen Macidin ne demek istediğini anlıyamamıştı:
— Doktor Cevat mı?
Diye hayretle sordu.
Selim pençerenin önündeki koltukta oturmuş Macidin gevezeliklerini fazla ehemmiyet vermeden dinliyordu.. Dokto-
döndü. Ve hemen hemen gcnçl kızla ayni zamanda:
— Doktor Cevat mı?., diye! o da sordu.. Bu evin içinde şimdiye kadar ne bu adamın ismini duymuş, ne de cismini görmüş değiliz.. Bir de üstelik
I
yeceklermiş.
Ama görümce
hanım: »Evvelâ bir ağızlarını
arasak, bakalım kızı vermeğe gönülleri var mı?.. Eğer yok-
henüz, şimdilik annemden cevap falan isteyen olmamış..
— Bir teklif vâki olacağı hissedilince onu önlemek için verilecek cevaplar vardır.
— Ama, insanın, karşısındakinin lâfını ağzına tıkaması için de ortada bazı sebepler olmalı, öyle değil mi?.. Doktorun nesini beğenmiyorsun, anlamıyorum ki.. Yetişmiş, kendine para, mevki ve şöhret yapmış bir adam. Üstelik yakışıklıdır da.
Neue Zurcher Zeitung gazetesi
muhabirlerinden Dr. Hans E.
Tütsch dün şehrimize gelmiştir.
Rusyaya mücavir memleketlerde tetkikler yapmak üzere bü-
yük bir seyahate çıkmış bulunan
Dr. Hans bugün Devlet Bakam
Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlunu ma kamında ziyaret edecektir-
Bayan Beşir Ahmet bir konferans verecek Kadın Gazetesi yazı heyetinin
günden güne değişen
lamr gibi oldu. Sokağı seyrederken sert bir harekette geri
Gülşenin derdinden deli divane olduğunu söylüyorsun.. Nereden uydurdun bu masalı?.
Macit:
sa boşuna mahcup olmıyalım..» demiş.. İşte böyle.. Her halde bugün yarın ağız aramaya ge-
Gülşenle Selini Macidin an-
— Parayı, mevkii ve şöhreti nasıl yaptığı herkesin dilinde.. Üstelik kırk beşine de merdiven dayamıştır.
teşebbüsü ile 22 kasım 1950 çarşamba günü Millî Kütüphane büyük salonunda bîr konferans ve-
— Ortada uydurulmuş bir masal yok ki... diye cevap verdi. Bu sırrı sizlere daha çıtlatmadılar.. Bugün öğleden sonra annem babama anlatıyordu. Ben de orada olduğum için duydum.. Anneme Semiha Hanım söylemiş.. Kendisi de Raif Beyin hanımından öğrenmiş.. Raif Beyin hanımı Doktor Cevadın kız kardeşinin yakın arkadaşı imiş.. Ona da o söylemiş.. Ağabeyişi bizim küçük kül kedimize adamakıllı tutkunmuş.. Gelip resmen isti-
lattıklarını hayretle sonuna ka dar dinlemişlerdi. O lâfım bitirince Selim başını iki yana sallayarak:
— Olur şey değil., dedi.. Gülşen hiç sesini çıkarmadı. Selim bir daha:
— Olur şey değil, diye tekrar etti. Demek Doktor bey Gülşene talipmiş.. Bu teklife verilecek tek bir cevap vardır. Onu da yenge her halde ver-
— Teklif vâki olursa, verilecek tek cevabın ne olduğunu
bilmiyorum..

sanırsam,
— O kadar ince elersen kadı kızında bile kusur bulursun.
Hem herkesin her dediğine de inanmak olmaz ki..
— Doktor Cevat hakkında bir fikir edinmek için herkesin her dediğine inanmağa lüzum
yok... Adamın adı doktor ama doktorlukla ne dereceye kadar alâkası vardır bilmem.. Evet
bir muayenehanesi de var... O malûm. Yalnız muayenehaneye uğradığı var mı? o malûm değil.. Kumar oynamaktan doktorluk etmeğe vakit bulamaz ki..
Ve Gülşene dönerek: (Devam edecek)
Bu toplantıda Pakistan sefiresi sayın bayan Geti Ara Beşir
Ahmet tarafından saat 16 da
Pakistan kadınlığı mevzulu bir konferans verilecektir.
- TAKVİM -
21/11 1950 — Salı
Rumî: 1366 — Kasım 8
Hicrî: 1370 — Safer 9
Sabah öğle İkindi Aksam
Vasati
2.06 6.35
7.13 11.45
9.44 1-1.19
12.00 16.34
1.36 18.08
12.24 4.55
NÖBETÇİ ECZANELER
Kurtuluş, Bayer, Yeni
2171171950
ZAFER
Sayfa: 3
DışPolitika
% Alman Eyalet seçimlerinde”
PULSUZ İSTİDA
Bulandırıcı taktik
Dünyanın aynası:
Kore’de tampon devlet fikri
Komünist- Çinlilerin Kore'ye müdahalede bulundukları 15 E-kim tarihinden beri, Pekin radyosunun bu müdahaleyi haklı göstermek maksadiyle ileri sürmekte olduğu savunma iddiasından başka bir de Mançuri re Kore hududu üzerinde bir tampon devlet teşkiline dair teklifi vardır ki, bu teklifin halen Vaşing-ton'da tetkik edilmekte olduğu bildirilmektedir.
Yalnız, öyle görünüyor ki, bu hususta Pekin hükümetinin teklif ettiği hal tarzı ile Amerikalıların tasavvur ettikleri usul birbirinden hayli büyük farklarla ayrılmaktadır. Zira, Amerikalı diplomatların ve gen,el olarak Birleşmiş - Milletler üyelerinin kanaatınca, komünist Çin tarafından hudut üzerinde teşkili teklif olunan tampon devlet, her şeyden evvel, askerî bakımdan tatminkâr olmıyacalyir. Zira, bu devlet komünist tecavüz tehdidini Kore'den uzaklâşfıra-mıyacaktır. Bundan başka, komünist Çin teklifinin, Birleşmiş - Milletler kararına aykırı düşmek gibi bir mahzuru da vardır. Filhakika, komünist radyosunun neşriyatını nakledenlerin ifadelerine göre, Pekin hükümeti bu tampon devletin Kore topraklarında kurulmasını istemektedir. Halbuki Birleşmiş * Milletlerin kararı, bütün Kore’yi birleştirmek ve memleketin tamamında sulh ve sükûnu temin etmektir. Binaenaleyh, en az bu bakımdan, komünist teklifinin Kore'de girişilmiş bulunan askerî harekâta tesir edebilecek bir tarafı yoktur. Yani Kore’de çar-pışaft kuvvetler, iş’arı ahirede-ğin, nihaî hedefleri olan Man-çurya hududuna ulaşmak için savaşa devam edeceklerdir.
Bununla-beraber, I^zakdoğuda komünist Çin’le açık;-bir ihtilâfa düşmek istemiyen Vaşington hükümetinin bu meseleyi incelemekte olduğu ve ortalama bir hal tarzı tasarladığı zannedilmektedir. Buna göre, Kore’de, bir tampon devlet fikrinden vazgeçilerek, şerit halinde bir toprak parçasının serbest bölge o-larak kabulü mümkündür. Zira madem ki komünist Çinliler kuvvetlerini geri çekmek için böyle bir serbest toprak parfcası istemektedirler, bu imkân kendilerine bahşedilmelidir. Lâkin bu serbest bölgenin Yalu nehri güneyinde münhasıran Kore topraklarında tesisine cevaz verilemez. Kurulacak serbest bölge, nehrin kuzey ve güney sahillerine, yani hem Kore, hem de Mançuri topraklarına şamil bulunmalıdır.
Tasarıyı inceliyenlerin, bölge hudutlarının üçlü bir komisyon tarafından tayin edilmesini düşündükleri bildirilmektedir. Bu üçlü komisyon Kore, Çin ve Birleşik - Milletler murahhaslarından müteşekkil olacak ve diğer işler meyanında Yalu elektrik tesislerinden her iki tarafın da hakkaniyete uygun bir surette faydalanmasını temin edecektir.
Bir çok askerî müşahitlerin böyle buhranlı bir zamanda komünist Çin’e, velevki şerit halinde olsun, bir toprak parçası ter-ketmenin felâket doğuracağı yolundaki kanaatlerine rağmen, Amerika hükümetinin bu hususta alacağı karar iki esaslı noktaya dayanacaktır, denebilir. . Bunlardan birincisi ve şüphesiz en mühimi, General Mac Art-hur'ün önümüzdeki günlerde, komünist Çin kuvvetlerinin önemi hakkında varacağı katî fikir ve kanaattir.
Amerikan hükümetinin, bir tampon devlet veya serbest bölge tesisi yolundaki niyet ve tasavvurları üzerinde müessir olabilecek diğer bir âmil de, dâvalarını müdafaa etmek üzere Bir-l(|jmiş - Milletlere gelen ve henüz yolda bulunan komünist Çin mümessillerinin takınacakları tavırdır.
Mücahit TOPALAK
Sosyal - Demokrat Parti; mühim bir zafer sağladı
Parti seçim, kampanyasında silâhlanma aleyhinde idi
Son eyalet seçimlerinde partisin i mağlûbiyetten kurtaramıyan Başbakan Adenauer
Her zaman yazıyor ve umumî efkâra açıklıyoruz. C.H.P. ! zamanı iktidarındaki seyyiatının hesabını verme- ;
; den muhalefet namını alamazl
; Bu, iki kere iki dört eder gibi, bîr hakikattir. Yaptıkla- ; ; : rının, sui idarelerinin her gün bin bin misalini görüyor, ; i ! okuyor ve hayretten ağzımız bir karış açılarak şaşırıp kalı- . ;; yoruz. ’ ! î
!: Buna mukabil, onlar, bütün olan bitenlerden hiç ha- I i
■ berdar değillermiş gibi, hâlâ kendilerine muhalefet namı ; ;; veriyorlar ve bunu da sağa sola küfretmekle temin edecek- ; ; ;■ leri hayaline kapılıyorlar. i
'; Bugünlerde, işi biraz gevşek tutup küfrü azaltmalarına ;;
; aldanmamak ve onların yeni bir hamleye başvuracaklarını ; ;■ düşünmek yanlış olmasa gerektir.
Yeni taktik hükümete hücumdur. Rivayetler çıkarmak, ; ; ; helik efkârını bulandırmak ve bundan kendilerine bir pay ! ! ;■ çıkarmak emelindedirler.
Fakat, betbahtların bilmedikleri ve asla öğrenemiye- ; ; ; çekleri bir hakikat vardır. O da Demokrat Parti Hükûme- ; ) ■ tinin her zamankinden fazla kuvvetli ve iş başında olduğu- ; ; dur. Çalışmalar iyidir ve pek yakında meyvalarını verecek ; ' ve bundan yalnız C.H.P. liler memnun olmıyacaklardır. I ; Çünkü, bu kadar senedir yapamadıkları yapılacak ve va- ■ ; iandaş rahata, huzura, ferahlığa kavuşacaktır. I
Hikmet YAZICIOĞLU I ;
İsrail Generali dün şehrimize geldi
Bir müddetten beri Istanbulda bulunan Israilin cenup kısmının askerî komutam general Moche Dayan dün sabah şehrimize gelmiştir.
Generalin memleketimizi ziyareti hususî olduğundan şehrimizde resmî temaslarda bulunmıya-
komisyonları
Bonn, (a.a.) — Almanyanınl tesliminden beri ikinci defa ola-|
rak Wurtemberg - Bad ve Hess
eyaletlerinde yapılan diyet seçimlerinde, sosyal-demokrat partinin kaydettiği muvaffakiyet, za.
yıf nisbette seçime iştirak eden
komünist
partisinin ademi mu^
vaffakiyeti en bariz hadiseler olarak göze çarpmaktadır.
Sosyal - Demokrat partisinin muvaffakiyeti, mevcut şartlar al-
tında Almanyanm
yeniden silâh-
lanmasını reddetmesinden ileri
gelmektedir. Filhakika Dr. Schu-maher'i partisi seçim kampanyasının sıklet merkezini bu konu
üzerine tevcih etmişti.
Komüistlerin gerilemesine gelince, 1949 da başlayan bu mu-vaffakiyetsizlik şimdi hezimete
inkilap etmiştir- Filhakika dromü* nistler Hess eyaleti diyet meclisinde mevcut değildirler- Halbuki şimdiye kadar bu mecliste 10 ü-yeliğe maliktiler. Bundan başka Württemberg meclisinde de evvelce on üyeliğe malik olan komünistlerin adedinin yarıya ine ce-ği sanılmaktadır.
Binaenaleyh, Hess eyaletinde Sosyal - Demokrat partisi diyet meclisinde mutlak ekseriyete ma lik olduğu için mütecanis bir kabine teşkil etmesi beklenebilir. Würtlemberg’e gelince, sosyal demokrat parti, en kuvvetli parti olarak yalnız bir birlik hükümeti kurmakla kalmayıp şimdiye kadar bir liberalde olan eyalet başbakanlığım talep edebilecektir.
Rüzgârdan elektrik istihsali
Avrupa İktisadî İşbirliği Teşkilâtı, elektrik enerjisi istihsalini artırmak mevzuunda tetkikler yapmak üzere, salahiyetli uzmanlar arasında toplantılar yapılmasına karar vermişti.
Teşkilâtın isteği üzerine, rüzgârdan enerji istihsalinde ihtisas sahibi delegeler geçen Nisanda Paris’te toplanmışlar ve bu çeşit enerji istihsali araştırmalarına katıalcak memleketlerde, işbirliğini sağlıyacak birer teşkilât kurulmasında mutabık kalmışlardı.
Bu defa, başta Ingiltere olmak üzere, Avusturya, Belçika, Danimarka, Fransa, Almanya, Yunanistan, Hollanda, İtalya, İrlanda teknisyenleri ile Ikhsadî İşbirliği Amerikan İdaresi mümessilleri Londra’da ikinci içtimalarım yapmışlardır. Bu toplantıda rüzgârdan elektrik istihsali meselesinin teknik ve ekonomik cepheleri incelenmiş, muhtelif memleketlerde şimdiye kadar alınan neticeler mukayeseli bir şekilde tetkik e-dilerek faydalı sonuçlara varılmıştır.
Trumana suikast yapmak isteyenlerin memleketi
El Barrioda daimî keşmekeş hüküm
sürmekte olduğu derhal göze çarpar
ADALET KOMİSYONU: Bugün saat 10 da, Danıştay Kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesine ve bu kanuna bazı maddeler eklenmesine dair kanun tasarısını görüşmek üzere.
Park Avenue’den çıkarken, Manhattan’ın en lüks istirahat yeri olan Hariem Espanyol'a gelinir. Göz alabildiğine yükselen gratsiyellerden bakılınca etrafta muhtelif kan ve ırktan insanların meskûn olduk'an evler görülür-Bu insanların çoğu veremlidirler ve güç şartlar içindeı yaşarlar. Yetişkin kimseler iş, güç sahibi iseler de, maha'le çocukları sefih bir hayat yaşarlar- Böylece, El - Barrio'da gayri meşru ve dalâveralı bir keşmekeş hüküm sürer. Başkan Trumanı katle teşebbüs eden milliyetçiler burada otururlardı. Ve yine, sefalet fen müşteki olan Porto - Rico’lu-lar, her sene, binlerce kişilik kafileler halinde buraya gelip yerleşirler.
Filhakika, El - Barriö, Porto -Rico’nun 250.000 nüfuslu büyük bir şehridir. Porto - Rico faciası da, El ■ Barrio’nun kulübelerinde tasarlanmıştır-
ÇALIŞMA KOMİSYONU: 22-11. 1950 çarşamba günü saat 10 da, Sanayi ve Ticarette iş teftişi hak. kındaki 81 numaralı milletlerarası çalışma sözleşmesinin onanması hakkındaki kanun tasarısını görüşmek üzere,
SAYIŞTAY KOMİSYONU: Bugün saat 10 da, 1945 yılı Millî Korunma bilânçosunun gönderildiğine dair Başbakanlık tezkeresini görüşmek üzere,
TİCARET KOMİSYONU: 22.11 1950 çarşamba günü saat 10 da.
Toplanacaklardır.
Sümerbank Komisyonı
1950 salı günü saat 14 te Sümer-bankta toplanacaktır.
21.11-
BOTCE KOMİSYONU GÜNDEMİ. 21.11.1950 Sal.; saol 10 da,
1 — Devlet Demiryolları ve Limanları Idarei Umumiyesinin teşkilât ve vazifelerine dair olan 1042 sayılı kanunla bu kanunun ek ve tadillerinde değişiklik yapılması ve bu kanuna yeni bazı hükümler eklenmesine dair o-lan 4577 sayılı kanunun 4 üncü maddesinin değiştirilmesi H.
Görünüşte, dâvanın basit olduğuna inanmak lâzım gelir. Her
sene 90000 kişilik bir artma kay- Suikastı tertip edenlerden Porto -Rico'lu Oscar Collazo, polis
nüfusu 1898 den bu gi-kat
Bu
Baltık’la Karadeniz birleşiyor
M. Çinin garip iddiaları
Kominform bu kanalın inşası emrini aldı
Londra, 20 (aa..) (Afp) — Daily Tele-graph gazetesi Viyana muhabirinin bildirdiğine göre, kominform teşkilâtı, Baltık denizini Karadenizle birleştirecek olan

inşası projesinin süratle
hazırlanması emrini almı
Muhab:r bu yoldaki malûma-
•1 — Kominformu batının iktisa-den müstakil bir bloku haline getirmek için Moskovada yapılan konforanslarda alman kararlat
neticesi,
2 — Batı Almanyada inşası derpiş edilen Rhin - Main - Tuna kanalları projesini karşılamak ü-zere verildiğini yazmaktadır.
Muhabir, kominforma su yolunu' teşkil odecek olan başlıca iki kanalın inşası için ilk faaliyetini sona erdiğini bildirmektedir.
Bu kanallardan biri yukarı O’ dor nehrini Polonyada Casel'den AAoravyaya bağlıyacaktır.
İkincisi de Çernova’dan itibaren Tunadan Karadenizde Kös* tenceye kadar uzanacaktır.
İmtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına Başmuharrir
MOMTAZ FAİK FENİK
Bu Nüshada Yazı İşlerini Fiilen İdare Eden
Fatin Fuad
Basıldığı Yer:
Güneş Matbaası — Ankara
Mide kanserini tedavi
Moskova, (a.a.) — «Sklifosof-ski» İlmî araştırmalar enstitüsün, den Dr. K. Simonian’m bildirdiğine göre, N. G. Belenki ve A. D-Arapor isminde iki Rus doktor çeştli hastalıkları ve bilhassa mide kanserini tedavi etmek için hayvan kanının insanlara zerke-dilmesi için yeni bir metod keşfetmişlerdir- Bilhassa serum ha
Çankayşek'in mağlubi yetine Amerikalılar sebep olmuş
Vaşington, (a.a.) — Birleşmiş Milletlerdeki milliyetçi Çin heyeti başkanı doktor Tingfu F. Tsiang, bir mülâkatında demiştir ki:
Çinin Birleşmiş Milletler kuvvetleri tarafından bombardımanı derhal başlamalıdır.
Mamafih bu bombardıman Kore - Mançurya hududunu teşkil eden Yalu nehrinin öbür kıyısındaki askerî hedeflere inhisar etmelidir.
Ote yandan Doktor Tsiang, Hindistanm Milliyetçi Çin hakkında yanlış fikre sahip olduğu-
nu ileri sürerek
devam etmiştir:
sözlerine şöyle
Filhakika Hindisan, Milliyetçi Cinlilerin «mürteci» olarak tavsif
etmektedir- Halbuki onlar sosya-
listtirler- Kuomintang murahhası bu konuda Veorol, Çelzva elektrik sanayiinin Tchang Kai Shek hükümeti tarafından devletleşti-
Barışseverler Son Posta aleyhine dâva açtı Bundan bir müddet önce Is-tanbulda Doçent Behice Boranla Adnan Cemgilin kurdukları Banş Severler Cemiyeti, Hükümetin Koreye asker gönderme kaıanm, millî menfaatlere zarar verecek ve millî mukavemeti kıracak şekilde protesto eder mahiyette bir beyanname dağıtmış lardı. Bir kaç gün sonra Son Posta gazetesinde beyannameye dair çıkan yazıda Banş Severlerin iddiasına göre hakareti tazammun eden bir cihet olduğu görülmüş ve mezkûr gazeteye bir tekzip gönderilmiştir.
Yine Banş Severlerin iddiasına göre bu tekzip tahrif edilmek suretiyle gazetede çıkmıştır. Bunun üzerine cemiyet, Son Posta gazetesi yazı işleri müdürü Sami Teziş aleyhine dâva açmıştır-
Dün, öğleden sonra, basır valarına bakan toplu asliye ceza mahkemesinde cemiyet mensuplarının istinabe yolu ile ifadeleri alınmıştır. Adnan Cemgil ve diğer beş kişi cevabın gazetede tam metninin neşrini ve yazı işleri müdürünün de tecziyesini istemişlerdir-
dâ-
rilmesi keyfiyetini hatırlatmış, bundan başka'Tchang Kai Shekin
komünistler
tarafından
mağlûp
edilmesinin büyük ölçüde, bazı Amerikalılar tarafından milliyetçi Çinlileri hedef tutan «tenkidler-
den» ileri geldiği fikrini izhar et-
miştir. .
line getirilen inok kam, normal hazım boruları vasıtası ile gıda alamıyan hastaların bir ay beslenmesini mümkün kılmaktadır.
Simonian «V. N. S.» ismi altın*
zehirlenme
kaydetmektedir.
serum sayesinde bir vakasının iyileştiğini
2 — Devlet memurları aylıklarının tevhit ve teadülüne dair olan 3656 sayılı kanunun bazı maddelerinin değiştirilmesi ve bu kanuna bazı maddeler eklenmesi hakkındaki 4598 sayılı knunun 3 üncü maddesinin yorumlanmasına dair Başbakanlık tezkeresi,
3 — Yol işleri için benzinden alınacak vergi hakkındaki 5336 sayılı kanuna ek kanun-
Odemişlilerin Hükümete teşekkürü
Ödemişte bulunan okuyucularımızdan Nihat Köymen, Mürta-za Atar, Fehmi Sergüzel, Fehmi Kurttekin ve Nafi Sev, imzalarile aldığımız bir mektupta, zon zamanlarda bir hayli dedikodu mevzuu olan tapu memurluğuna İsmet Korşen adında bir memurun tayininden dolayı duyulan memnunluk belirtilerek, hükümete teşekkür edilmektedir.
r
■........
VEFAT
Bir basın dâvası
Bir müddet önce, şehrimizde intişar etmiş olan Yeşil Türkiye gazetesi mesulleri aleyhine bir dâva açılmıştır. Dâva mevzuu, 5680 sayılı geçici basın kanununa göre gazete sahibi Kerim Sami Yunt ile Ihsan Yunt'un vilâyete çıkışlarını bildiren bir beyanname vermemiş olmalarıdır. Dün öğleden sonra, basın dâvala nna bakan toplu asliye ceza mah kemesinde mezkûr kimseler dinlenmiş ve mahkeme gazeteyi basan Yeni Matbaa müdürü Sabitin de dinlenmesi için bir başka güne bırakılmıştır.
Eski Belediye tebhirhanesi Müdürü merhum S. Hakkı Plâtin eşi, Ankara elektrik Havagazı ve Otobüs İşletme Müessesesi elektrik fabrikası müdür muavini Osman Plâtin ile Fethiye Has-tahanesi Başhekimi ve O-peratör Dr. Zahit Plâtin’in annesi ve Dr. Mehmet Gün-han Ural'ın kayınvalidesi, Sevim Ural ve Aydoğmuş Plâtin’in büyük anneleri ve Ragıbe Bayrakçının ablası Emine Nevmiye Plâtin vefat etmiştir. Cenazesi 21-11. 1950 salı günü öğle üzeri Hacıbayram camiinden kaldırılacaktır-
6085
deden adanın beri iki misli artmıştır ve dişle de bir nesil sonra iki daha artacağı muhakkatır. miskin insanlar, milyonluk Arap hükümetlerinin barınabileceği bir saha üzerinde sadece şeker pancarı yetiştirip, ziraatla meşguldürler. O da sadece 300000 kişi çalışarak-
Birleşik Devletler, iktisadi şartlarım düzeltmek için 1.000.000 do lar ayırmışlarken, netice memnuniyet verici olmadığı halde, halen, senede 100 milyon dolan beyhude yere sarfetmektedirler. Orta RORTO - RİCO'ya 341 dolar düşmekte ve memleket eko-nomisi bakımından aynlan tahsisattan adam başına 30 dolar isabet etmektedir. Burada, büyük kumpanyalar ve endüstri merkezleri kurulduğu hahlde işsizlik günden güne artmaktadır.
Amerikalılar, son suikast hâdisesini, onların müstemleke siyasetlerinin bir neticesi olarak kabul etmektedirler. 2-300.000 nüfus üzerinden 100 küsûr azaya sahip olan milliyetçilerin, komünist propagandası yaptıkları aşikârdır. Bir bucuk sene evvel, BOGOTA da toplanan Pan Amerikan konferansı, nerede ise, Birleşik Devletler sekreterinin katline müncer olacaktı. O zaman açılan bir anket, tahrikin Mosko-vadan geldiğini açıkça ispat miştir.
VALİNİN BANKADAKİ HESABI
Adanın valisi şair ruhlu bir çin genedir- Luis Munos Marin adındaki bu adam, son tavuğuna varıncaya kadar neyi varsa satmıştı. Bu adam müstemlekeciliğe taraftar olmadığı halde, idarede siyasî bir aksülamelin zuhurundan korkuyordu. Sekiz senelik bir iktidardan sonra, bir gün, bankadaki hesabına bakmağa gitti- Orada bulunan gazeteciler, valinin bankadaki hesabında sadece iki doları kalmış olduğunu hayretle gördüler. '
Luis Marin Vaşingtondan, fakir ve zengin bir çok insanların lehine avantajlar elde etti- Cesur bir adamdı. Bir gün. Birleşik Devletlere şöyle hitap etmişti:
— Madem ki içkiyi seviyorsunuz, rum içiniıl başkasını değil. Ayyaşlar PORTO - RİCO iktisadiyatında büyük bir kazanç temin ettiğine inanmaktadır.
1943 te, başkan Ruzvelt PORTO - RİCO halkına valilerini seçebilmek hakkım tanıdığı zaman, temsilciler meclisinin itirazlarına maruz kalmıştı. 1946 Aralığında, başkan Truman, parlâmento anayasasına bir madde ilâve etme'de onların tedris lisanı' olarak Ispanyolcayı kabul etti.
Ada, kongrede kabul edildiğine göre, yerlilerce seçilecek bir reis idaresinde olmak üzere, bir Birleşik Devletler kolonisidir. Dâvaya bakan hakimlerin bazıları başkan, bazıları da vali tarafından tayin edilir.
Vali Martin’in başlıca rakibi. Milliyet Partisinin başkanı olan Pödro Aluzu idi. Simdi o da. Amerikan polis teşkilâtına girmiştir- Partisi çökmek üzeredir. Bundan böyle, vali de Birleşik Dev
tarafından yaralandıktan sonra tedaviye götürülürken
kilerle istediği gibi işbirliği yapabilecektir-
GÖÇMEN TAŞIYAN OLOM UÇAĞI
Fakat Amerika, imkânsızlıklarla karşılaştığı halde dûçar olduğu fecî hataların mes'uliyetini tazeliyeceğe benzemiyor.
Uzun müddet, PORTO - RİCO
lu muhacirler, hava kuvvetlerine mensup eski tayyarelerle nakledildiler. Bu, tehlikeli bir şeydi. Vali bu işe bir son vermeğe ka-
rar verdî. Tayyareler,

muhteviyatları bir tonu aşacak kadar yükleniyorlardı. Navlun,
adam başına otuz dolardı. Bir
et-
Amarika’da sınaî seferberlik
Şikago, (a.a.) — Sanayiciler teşkilâti federasyonu Başkanı Philip Murray, seberberlik programında cezri değişiklikler yapıl masını istemiş, hükümet programını tenkitle, bunun hazırlanmasında iş aleminin fikri alınmamış olmasından dolayı teessüslerini ifade eylemiştir.
Murray’in fikrine göre, fiyatların kontrolü tedbiri, enflasyonu önlemek için kâfi değildir.
Murray başlıca sivil istihsala-ta, askerî istihsalde olduğu gibi, ruçhan hakkı tanınmasını talep etmiş ve enflasyona karşı
çok ölüm hâdiseleri oldu. 1949 Haziranında vuku bulan bir ka-
zada C-46 tipi bir uçakta bulu-
nan 78 insandan ancak 28 i kur
tulabildi.
Basın, haftalarca bu hâdise ü-zerinde durdu. Çünkü böyle bir
uçak, normal servislerde ancak
24 kişi taşıyabilirdi-
İşte, Truman’a suikast hazırla-

memleketi, Kızıl propa-
ğandanm kolayca girebildiği bir yer olan PORTO - RİCO olduğu

suikastta da komünist-
lerin parmağı olduğu aşikâr bir
N. Nihad OLKEKUL
İngilteresiz bir Avrupa
Strasbourg, (a-a ) — Ingiltere-siz bir Avrupa federasyonunun kurulması için, dün 11 lehte, 10 aleyhte oy verilmesi ve 4 devletin müstenkif kalması Avrupa a-samblesi genel işler komisyonunu tereddüde sevketmiştir.
Bu vaziyet karşısında oturumuna yarım saat ara veren komisyon, nihayet bu meseleyi hal-ledemeden toplantıyı talik etmiş, tir.
eşit fedakârlıklara dayanan müessir tedbirlerin alınmasına iste-
ANKARA RADYOSU SALI — 21/11/1950
7.23 — Açılış ve Program. 7.30 — S. Ayarı. 7.31 — Hafif Müzik (Pl.) 7.45 — Haberler ve Hava Raporu. f.00 — şarkılar - Türküler (Pl.) 8 25 - Günün Programı. 8.30 — Hafif Orkestralar*Çalıyor (Pl.) 9.00 —
I 12.15 - Asker Saati:
(16. m. 83 - 17840 Kc.s T.A.V. Kısa Dalya Postasij/lc Beraber Yayın,) 12.15 — Memleketten Selâm. 12.30
- özel Program (Askerin istediği Havalarla). 13.00 — Haberler. 13.15
— Orkestra Eserleri (Pl.) 13.30 — ÖS-le Gazetesi. 13.45 — Sen Parçalar (Pl.) 14.00 — Hava Raporu. Akşam
17.00 — Açılış ve Program. 18.00
— S. Ayarı. 18.00 — Zeybek. Çiftetelli ve Oyun Havaları. 18.30 — Radyo Salon Orkestrası. 19.00 — S. Aya. rı ve Haberler. 19.15 — Tarihten Bir Yaprak. 19.20 — Yurttan Soslcr. 19.45
— Radyo ile İngilizce. 20.00 — Varyete Müzikleri (Pl.) 20.15 — Radyo Gazetesi. 20.30 — İncesaz (Forahnftk Faslı). 21.00 — Temsil. 21.45 — Serbest Saat. 22.00 — Konuşma: 22.15
Soldan sağa:
Başmakaleden devam:
[ LALE.-SULTAH
Tefrika No: 53
21/T1/T950
Yazan : Zuhuri DANIŞMAN
General Bradley’in son izahı
Patrona Halil biraz daha yaklaştı ve kulağını ona vererek
Yeniçeri Ağası meydanda yapayalnız kalmıştı. Tehlikeyi sezdi. Hayatına kastolunabilir-di.
(Evlâtlar.. Sizinle daha yakından konuşmalıyım..) iyerek atından indi.
Ortalık birdenbire karıştı.
Çınar altındaki ihtiyar:
(Şimdi sırasıdır Murad.. Koş ve Ağayı ne yap yap, bu kalabalıktan çıkar!..)
Dedi. Murad Ağa, bir şahin gibi kalabalığın arasına karıştı. Onun bir yıldırım iki iki tarafı ite kaka ilerlemesi karışıklığı bir kat daha arttırdı.
(Ne oluyoruz!. Nereye gidiyoruz?.. Bu deli kim?..)
Sesler, hareketler birbirine karıştı. Patrona Halil, elinde iyi bir koz olur diye Yeniçeri Ağasını yanından ayırmak istemiyordu. Fakat kendiliğinden ağa kalabalığa karıştı. Bu sırada Yeniçeri Ağasına yaklaşan birisi kulağına:
(Şu cepkeni omuzlarına al, başındaki külahı da yere at., çabuk vakit geçirmiyelim...
İhtiyar ağa, kendini tamamen bırakıvermişti. Kendisine bunu söyliyenin kim olduğunu tahkike vakit müsait değildi. Hemen uzatılan cepkeni omuzlarına aldı, başına âdi bir kü-lâh )giydi. Bu haliyle Yeniçeri Ağası nisbeten tanınmaz bir hale gelmişti.
Şimdi onu, tanımadığı birisi kolundan tutmuş sürüklüyor-du. i-
Bir aralık:
— Sen kimsin?
Diye sordu. Kendini sürük-liyen adam: ,
— Şimdi bunun sırası değil.. İsmim sana bir şey öğretmez..
Dedi.
— Nereye gidiyoruz?
— Onu ben de bilmiyorum. Şimdilik şu tehlikeli yerden kurtulmaktayız.
— Hakkın var.
Nihayet kalabalıktan sıyrıldılar. Karanlı ve izbe bir sokakta durdular. Yeniçeri Ağası alnında biriken terleri sildi ve sonra geniş bir 4efes aldı.
(Büyük tehlike atlattık..)
Diye homurdandı. Yanındaki delikanlı, yâni bizim Murad Ağa:
(Yanlış düşünüyorsunuz galiba.. dedi.
Yeniçeri Ağası hayretle sordu:
bulunan bütün silâhlar yağma edildi. Şimdi artık âsiler pür silâh olmuşlardı. Bu sırada ser-dengeçti ağalan da isyana iştirake davet edildi.
Âsilerin sayısı gittikçe çoğalıyordu.
İspiri zade ile Zülâli Haşan Efendi, dakikası dakikasına âsilere talimat vermekte idiler.
Bu sırada kalabalığı yararak gelen bir adam Patronaya yaklaştı. Halbuki Patronanın
söz dinliyecek hali yoktu. Gelen adam, durmadan Patrona Halile el kol sallayarak yaklaşmak istiyor, fakat sel halinde akan insan kalabalığı arasında bazan sağa, bazan sola sürükleniyordu. Esasen Patrona da sele kendini kaptırmıştı. Havaya kalkan palasını rast-gele sallıyor ve köpürmüş ağzından durmadan nâralar çıkıyordu.
(Sonu var)
Orta Doğu müdafaasız
İktisadî teşek -küller toplantısı (Başı 1 nci sayfada) kanı Muhlis Ete kısa bir konuşma yapmış ve demiştir ki:
«Muhterem arkadaşlar: Sayın Başbakan bugünkü toplantıyı açmak istiyordu. Fakat burada bulunmadığı için mümkün olmadı. Bert de Devlet İktisadi Teşekküllerinin 1949 muamelât ve hesaplarım tetkik edecek olan u-mumî heyetin bugünkü toplantısını açıyorum.
bırakılamaz
Bayar Bursada
(Ba$ı 1 inci sayfada) raberindeki zevat dün harada akşamın geç vaktine kadar bütün tesisleri gezerek tetkiklerde bulunmuşlar ve bu aradu manej sahasında yapılan yarım kan Arap atlarının talimlerini takip etmişlerdir.
Bundan sonra haranın yetiştirdiği bütün sağmal inek ve Merinos hayvanatı üzerinde durarak izahat almışlardır. Akşam saat 17 de haradan ayrılan Cumhurbaşkanına geliş ve gidişlerinde civar köylerden gelen kalabalık bir halk topluluğu tarafından büyük tezahürat yapılmıştır.
uydurma haberi
(Başı 1 inci sayfada) iuğun tam ve candan itimadına mazhar olarak vazife görmekte, bir taraftan eski yolsuzlukları, israfları birer birer meydana çıkarırken bir taraftan da hararetle yeni yıl bütçesini hazırlamaktadır.
Muhalefetin organı olan Ulus gazetesi, Başbakanın, buradan bir vatandaş gibi sessizce Ay-dın’a gidişini ele almış ve bununla yine birtakım tezvirlere başvurmuştur. Ulus’a göre, bu ayrılış esrarengizdir ve Grup’la Başbakan arasında bir ihtilâf çıkmıştır. Şurasını katiyetle söyliyelim ki, bu haber baştan başa uydurmadır. Ortada hiç bir ihtilâf yoktur. Başbakanın bir rahatsızlık geçirdiği herkesin malûmudur. Bir kaç gün istirahat etmek üzere seyahate çıkmıştır. Her vatandaş gibi Başbakanın da seyahat etmesi hakkıdır.
Bevin, Mısır isteklerine cevap verdi
Londra, 20 a.a. (United Press) Dışişleri Bakanı Ernest Bevin bugün kendisini alkışlıyan A-vam Kamarası huzurunda İngiltere’nin Süveyş kanalı bölgesinden kıtalarını çekip Orta Doğuyu müdafaasız bırakmak niyetinde olmadığını söylemiş -tir.
İngiliz kuvvetlerinin geri alın masını talep eden Mısır hükümetinin talebi karşısında, Mr. Bevin, bu meselenin sadece İngiltere ile Mısır'ı alâkadar etmediğini belirtmiş, «Fakat a-sıl mesele diğer memleketlerin güvenlik ve istiklâlidir» diyerek şöyle devam etmiştir:
«— Bu memleketlere ve aynı zamanda Avam Kamarasına şunu temin ederim ki, İngiliz hükümeti bu bölgenin veya diğer yerlerin hür memleketlerinin güvenliğini, lüzumsuz yere bozacak veya Orta Doğuyu müdafaasız bırakacak bir tedbire ne meydan verecek ve ne de böyle bir hareket tarzını kabul edecektir.»
«mahallî harp» tâbirini, komünist tecavüzünün bahis mevzuu olmadığı iki devlet arasındaki çatışma ihtimaline matuf olarak kullanmıştır.»
Amerikan Genel Kurmay Başkanı adına verilen bu izahatın dünya barışını korumak ve komünist istilâsına karşı şiddetle mukavemet etmek azminde bulunan bütün demokratik memleketlerde her halde memnunlukla karşılandığına şüphe edilemez. Öylo anlaşılıyor ki. General Bradley mahallî harp tâbirini kullanırken, meselâ İsrail'le Arap devletleri arasındaki silâhlı ihtilâf gibi hâdiseleri kasdetmiştir. Elbette ki böyle bir vaziyette Birleşik Amerika'nın bir tarafa askerî yardımı bahis mevzuu olamaz. Bu gibi hallerde yapılacak iş. Birleşmiş Milletler çerçevesi dahilinde, anlaşmazlıkları önlemektir. Fakat bir komünist saldırışı bahis mevzuu olunca Amerika'nın kuvvetle ve derhal müdahalesini tabiî görmek lâzımdır. Çünkü bu tekdirde bir devletin diğer bir devletle harp etmesi değil, doğrudan doğruya dünya medeniyetinin komünizm baskısı altına alınması gibi bir mesele ortaya çıkar.
Komünistlerin Avrupa'da yaptıkları meydandadır. Leion-ya, Esionya, Litvanya, Polonya. Almanya'nın yarısı, Çekoslovakya, Avusturya'nın büyük bir kısmı, Romanya, Bulgaristan böylece, birer birer yutulmuş, Avrupa medeniyetinin yansı kızıl felâket içinde felce uğramıştır.
Uzak Şark'taki hareketler meydandadır. Koca Çin elden gitmiştir. Bütün bunların sebebi vaktinde tedbir almamaktır.
Komünistler Türkiye'ye saldıracak olursa, bütün Türk milletinin kanının son damlasına kadar vatanı müdafaa edeceği tabiîdir. Ancak Amerikanın Türkiye’nin derhal müdafaasına iştirak etmesi, ona yardımda bulunması, bizzat Birleşik Amerika'nın ve demokrasi âleminin müdafaası olacaktır. Eğer Birleşik Amerika, kendisi için tehlikeyi, yalnız Batı Avrupa'nın komünistler tarafından işgal edilmesinde görür de Orta Şarkı ihmal ederse, bu, tarihte irtikâp edilen hataların en müthişi olur. Çünkü Orta Şark'a inecek olan bir komünist darbesinin tesiri orada kal-mıyacak ve bütün Akdeniz'e, oradan dünyaya sirayet ede-
Bu Almanların meşhur Schleffen plânının Huşlar tarafından dünya çapında tatbiki demektir.
Gündeme geçmeden evvel bilhassa bu seneki umumî heyetin terkibi hakkında müsadenizle kı. saca maruzatta bulunacağım. 3460 sayılı kanun İktisadî Devlet Teşekküllerinin idare ve muraka-balanndan bahsetmektedir. Bu İktisadî Devlet Teşekkülleri muhtelif bakanlıklara bağlı olarak çalışan ve bunlarda ekonomi ve Ticaret Bakanlığına bağlı olan Ziraat Bqnkası, Emniyet Sandığı ve Toprak Ofis olduğu gibi, Tarım Bakanlığına bağlı Ziraî Donatım Kurumu, Devlet Örnek Çiftlikleri Kurumu, Maliye Bakan, lığına bağlı Emekli Sandığı Kurumu, Çalışma Bakanlığına bağlı İş ve İşçi Bulma Kurumu, ve İşletmeler Bakanlığına bağlı Sü-merbank, Etibank, Makina ve Kimya Sanayii Kurumu vardır. Binaenaleyh müzakere edeceğimiz raporlar umumî murakaba heyetinin bir seneden beri tetkik ettiği bu teşekküllerin 1949 senesine ait muamlât ve hesaplarım ihtiva eden raporlar olacaktır-
Bu raporların tetkiki şöyle ya-pılagelmektedir:
Bayar ayrılacağı sırada hara idarecilerine ve mensuplarına, yaptığı tetkiklerden memnun kaldığını beyan etmiş ve memleket hizmetlerinde yeni yeni başarılar elde etmeleri temennisinde bulunmuştur.
İşin dikkate değer olan tarafı şudur ki, Başbakanın istifasına ait haberleri imal edenler, Hususî Kalem Müdürünü de şimdi Viyana Elçiliğine tayin etmişler ve bunu kendi ajans-lariyle ilân etmişlerdir. Bu haber de baştan aşağı uydurmadır, yani umumî efkâra bu suretle «İşte Başbakan çekiliyor ve hususî kalem müdürüne de iş buluyor» demek isteyeceklerdir.
Saat 18,30 da Bursa’ya gelen Cumhurbaşkanı doğruca Merinos fabrikasına gitmiş ve 20,30 a kadar fabrikayı gezmiş ve müteakiben de Çelik Pşlas’a gitmişlerdir. Geliş ve gidişlerinde fabrika işçileri ve memurları tarafından büyük tezahüratla karşılanmışlardır.
Dokuma sanayii
(Başı 1 inci sayfada)
Aziz misafirlerimiz.
İşlerinizin başından ayrılarak davetimize icabet ettiğinizden dolayı Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı adına hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim.
Bakanımız sayın Zühtü Veli-beşe muayyen bir iki acele iş için ansızın İzmire hareket etme zorunma kaldığından, toplantımızı açamadı. Bu mutlu işin kendi adına tarafımdan yapılmasını
Henüz sulha kavuşamıyan harb sonrası dünyasında dokumacılık küçük sanat işleri türlü sıkıntılarla karşı karşıyadır. Bu sıkıntıları yenmek için hepimizin her vesile ile çareler aradığımız cüm lenin malûmudur-
On binlerce vatandaşımızın ge çimini sağhyan ve memleket iktisadi hayatında ehemmiyetli bir yer tutan bu küçük sanat kolunu korumayı ve dertleri ile yakın-den meşgul olmayı iktidarda bu. lunan hükümet, işlerinin başında soymaktadır.
Serbest rekabet sahasında en iyiyi en ucuza maletmek, vasıfta üstünlük temin ederek itimat kazanma suretile piyasaaln tutmak gereğinde, hepimizin ittifak ettiğimiz şüphesizdir. Hepimizin arzusu büyük ölçüde ucuz istihsal yapmak ve dolayısiyle işin artmasından kazanç temin etmektir.
İşte bu toplantıyı bu maksada varabilmek için tertiplemiş bulunuyoruz.
Cumhurbaşkanı ve Büyük Elçi yarın sabah şehrimizden Ankara’ya müteveccihen ayrılacaklardır.
Cumhurbaşkanı Bayar haranın hâtıra defterine şu cümleleri yazmıştır:
Hiç merak etmesinler, kabine sağlam ve yerindedir. Demokrat Parti Meclis Grupiyle Başbakan arasında hiç bir ihtilâf yoktur. Bilâkis Grup Baş-bakan’a büyük memleket meselelerini tedvirde en büyük müzahirdir. Ve daima güvenini göstermektedir. Muhalefetin denize attığı bu ekşi yoğurt mayası tutmamıştır!
Başbakan Aydm'da
İzmir, 20 (Hususî) — Başbakan Adnan Menderes Jaugün öğle uçağı ile İstanbul’dan İzmir’e gelmiş ve otomobille Ay-dın’a gitmiştir.
Muhterem heyetiniz arasından seçilecek komisyonlar Sümerbank, Etibank ve diğer teşekküllerin, gerek bu teşekküllerin idare meclisi raporlarına ve gerek umumî murakaba heyetinin verdikleri raporlara istinaden '.etkiklerini yapacaklar ve müzakere ederek bir karara bağlamak üzere huzurunuza getirecek-
«— Atı çok severim. Sevincim bu gördüklerimin en çok zevkimi okşaması ve takdiri mucip olmasıdır. Karacabey harasının at beslemeyi bir memleket dâvâsı haline getirmeğe muvaffak olacağını takdir ederim. Cins bakımından bu dâvâ halledilmiş sayılır. Haraya uzun zamandan beri çok para ve büyük emek harcanmıştır. Bugünkü elemanların bunu başarmak mevkiinde olduğu kanaatına vasıl ol-
Doğudaki yolsuzluK
(Başı 1 inci sayfada) reden geldiği halde parasının 15 kilometreden, kumun, iki kilometreden geldiği halde parasının 35 - 40 kilometreden gelmiş gibi alındığı, temellerin kuru moloz taşlarla doldurularak üzerlerinin sıvanmasiyle iktifa edildiği bu suretle maliyetin adam akıllı yükseltildiği de söylenmektedir. Kozluk, Şir van’daki evlerin temelleri 30 santim kadar açıkta olduğun -dan, duvarlar ve hatılların çatladığı, Diyarbakır apartımanla-rının ikisinin ön cepheden te -melleri 25 santim açıkta bırakıldığı, ekseri binalarda 12 lik demir yerine 6 ve 8 lik kullanıldığı, etriyelerin 15 santim yerine 20 - 25 santim aralıkla konulduğu da iddia edilmektedir.
Hal ve keyfiyet bütün bu ihbarların hakikate uygun olduğunu göstermekte bulunduğundan, esaslı bir murakaba ve teftişin her şeyi meydana çıkaracağına inanıyoruz.
Yazımıza son vermeden evvel, milletin parasını yok yere heder eden bir zihniyetin devlete ne kadar zarar getirdiğine güzel bir misal verelim: Doğu memur evleri inşaatı hakkında, o zamanki Van Valisinin Bayındırlık Bakanına yazdığı 21/12/1949 tarih ve Bayındırlık Müdürlüğünün 8-1/ 1101 sayılı yazısında şu satırlara lütfen dikkat edilmesini rica ederiz:
«Memur evleri durumu, bütün bölgede devlet icraatı ve faaliyeti aleyhinde, halk arasında çok kötü propagandalara vesile olmaktadır.
Her ilçedeki natamam olan inşaata gittiğimde büyük bir hüzün içinde dönmekteyim!» Görülüyor ki, hesap verelim, bize hesap sorun diye gümbür, gümbür öten eski iktidar bilerek veya bilmiyerek fakat her şeye rağmen kasten olduğu a-şıkâr surette hazine zararına hareket etmiş ve işleri bugünkü haline getirmiştir. Bu işin ele alınması ve icabının icrasının alâkadarlara düştüğünü söylemeği zait buluyoruz.
Kore birliğimiz
(Başı 1 nci sayfada) 200 kilometre kadar gerisinde muhtelif kesimlerde hücumlara geçerek büyük cüret göstermek, tedirler- Birleşmiş Milletler kıtaları bazı yerlerde Amerikan hava kuvvetlerinin yardımım istemişlerdir.
Türk kıtalan, çetelere karşı çete tâbiyesi kullanmak suretiyle kendisine hücum eden grup arasından esir almağa muvaffak olmuş ve bu vakıa çetecilere karşı kullanılması mümkün yegâne tâ-bıyonin ancak bu olduğunu gös~
da katî bir karar verilememekte ve yalnız bu kısımlar vahidi fiyat esası üzerinden hesap e-dilmekte idi.
Bu suretle, hazine menfaati bakımından büyük faydalar sağlanmakta ve işlerde ihtilâfa düşmek imkânı hasıl olmamakta, bu usuldeki ihalelere ancak meslekten olan müteahhitler girebilmekte, bunun haricinde parasına güvenip kâr yapacağım endişesiyle her işe göz koyan başka iş sahipleri yanaşa-nıamaktâ idi.
Bundan sonra raporları inceli-yecek olan komisyonların seçimine geçilmiştir-
Komisyonlara seçilenler şun-lardırt

(Acaib?.. Sebep?)
(Asıl tehlikeyi Patrona Halil atlattı..)
Yeniçeri Ağası Haşan Ağa bir şey anlamamış gibi baktı.
(Ya ne olmalı idi?)
(Siz zaaf göstermeseydiniz kaçmak ona düşerdi.)
(Bu kadar azm bir kalabalığa karşı mı?
(Aslında onlar on beş yirmi kişilik bir harami çetesi idi. Geride kalanların hepsi merak saikasiyle toplanmış kimselerdi..!)
(İnanmıyorum.)
(Ben biliyorum ya.. Her ne ise. Olan oldu. Şimdi ne yapacağımızı düşünelim.)
Haşan Ağa biraz düşündükten sonra:
(Acep limana kadar gidebilir miyiz?)
(Sonra ne olacak?)
(Oradan bir kayığa ÜskÜdara geçebilirim.
(Fena fikir değil.. Buyurun gidelim..)
Yeniçeri Ağası sahile geldi, alelâcele bir sandala atlarken Murad Ağaya:
— Berhudar ol evlât.. Adım bağışla.. İnşallah bu badire geçsin, emeğin zayi olmaz..
Dedi. Fakat Murad omuzlarını silkti:
(Bir işim olursa ben sizi bulurum. Şimdilik siz bir an evvel Üsküdara geçip bütün olup bitenleri Sadrazama anlatmağa bakın.)
Diyerek tekrar geri döndü ve Çınar altına geldi.
Yeniçeri Ağasının kalabalığa karişıverme6İ, adamlarının âsilere iltihakı, Patrona Hplil ve arkadaşlarının cesaretini büsbütün arttırmıştı.
Patrona Halil daha gür vs hâkim bir sesle:
(Arkadaşlar., durmıyalm. Ne edersek bugün ederiz. Derhal Sipahi Pazarına gidelim!.)
Üç yüz kişilik bir kol, birbirini ite kaka Sipahi Pazarı-gittiler. Bir anda burada
Çünkü, projeleri iyice tetkik ve bir binanın doğru olarak ma liyetini hesap ederek fiyat vermek bir ilim ve tecrübe işidir.
Hal ve keyfiyetin bu şekilde olmasına rağmen, eski iktidar on iki sene evvel bilinmeyen sebeplerden dolayı götürü işten vaz geçmiş ve bina işini de vahit fiat esası üzerinden ihaleye çıkarmağa başlamıştır. Fakat bugüne kadar olan hâdiseler bu usul değiştirme keyfiyetinin hiç de iyi neticeler vermediğini göstermiştir. •
Bu suretle müteahhitler binanın bünyesini teşkil eden kârlı işlerden ne kadar fazla miktar inşa ederlerse o kadar fazla kâr edeceklerini nazara alarak çalışmağa başlamışlar, böylelikle bütün bina inşaatı ekseriya bedeli keşfin % 20 ile 50 si arasında pahalıya mal olmuştur.
Usulün değişikliği dolayısiyle eline bir belge geçiren fakat işten anlamıyan bazı kimseler büyük tenzilâtlar yaparak münakaşaları kazanmakta ve sonra mukavelelerin elâstikiyetinden bin bir türlü istifade ederek te-alıhüdün şeklini değiştirmeğe muvaffak olmakta ve devlet hâzinesini zarara Akmaktadırlar.
Bu yüzden ekseri inşaat natamam kalmakta işler sürüncemeye düşmekte ve devlet programları kendi kendine sabote edilmektedir.
Bizim tetkiklerimize göre, Doğu evleri inşaatı meselesi de usulün bozukluğundan, kontrolün kifayetsizliğinden, mukavelelerin malûm olmıyan sebepler yüzünden müteahhit lehine tadil edilmelerinden meydana gelmiştir.
Bugün, 286 evin ancak 110 tanesi bitirilerek teslim edilmiş, 80 evin kısmen temelleri kısmen de kârgir duvarları ikmal edilmiş ve mütebakisine hiç el sürülmemiştir.
İdareye teslim edilen 110 evin hiç de matluba muvafık olmadığı, ekseri yerlerde temellerin 50 santim yapıldığı halde 150-200 santim diye parasının alındığı da maalesef bir hakikat o-lıırâk ifade edilmektedir.
Bu meyanda, taşın, 150 met- termişfir.
Hâdiseyi kısaca hatırlıyalım: Fransızlar Maginot'yu kurmuşlar, fakat Belçika hududunu nisbeten boş bırakmışlardı. Naziler, taarruzlarını buradan yaptılar. Evvelâ Hollanda ve Belçika'nın işini bitirdikten sonra, yukardan sarkarak Ma-ginot hattının arkasına indiler. Ve bu hattı böyle düşürdüler. Eğer Orta Şark zayıf bırakılacak olursa, ve komünizm buradan aşağı inerse, bütün Batı demokrasilerinin Fransa'dan itibaren Afrika'ya ve Dakar'a kadar arkadan sarılması, mümkündür.
Her hâdiseyi geniş bir şekilde düşünen Amerikalıların komünistlerin bu plânını da e-hemmiyetle göz önüne aldıklarına şüphe yoktur. Bradley’in yanlış tefsir edilen makalesinin sonradan yapılan izahı da bunu gösteriyor.
Esasen Türkiye'nin müdafa-esı hakkında Amerika'nın derin ilgisi de malûmdur. Atlantik Paktı devletlerinin Akdeniz müdafaasını Türkiye ile beraber plânlaştırmak hususundaki kararları da bu anlayışın bir ifadesidir. Ancak bu işin süratle bitirilmesini ve fiilî neticelerin tahakkukunu beklemek de bizim hakkımızdır.
Mümtaz Faik FENİK
Sofya maslâhatgüzarımız
Bulgaristan’daki göçmenlerin vaziyeti hakkında Sofya Maslâ-hatgüzarlığına atfen muhtelif İstanbul gazetelerinde intişar den beyanatın aslı olmadığı, sasen Sofya Maslahatgüzarın zın hiç bir gazeteye beyanatta bulunmadığı anlaşıldığı, Dışişleri Bakanlığından bildirilmekte-
Sümerbank Komisyonu: Mehit Pekcan, Ferit Tüzer, Halil Imre, Ekrem Ali Can, Şevki Gürses, Sem’i Ergin, Hakkı Gürk, A. Hamdi Başar, Enver Güreli, Semsi Hasırcı, Muhittin Enver, Fethi Açıkgöz, Yusuf Ziya Erzin ve Osman Nuri Güver.
Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu Komisyonu: Hamit Karay, Fahri Köşkeroğlu, Hamdi Başar, Ahmet Kocabıyıkoğlu, Şefik Ba-kay, Selim Hakver, Salih Tor fiili, Sulhi Pekkip, Tank Güreli ve Nusret Uzgören.
Emekli Sandığı ve Işbulma Komisyonu i Cemal Kıpçak, Fuat Seyhun, Rıdvan Taşkın, Amiral Fahri Engin, Baki Vandemir.
Toprak Ofis Komisyonu: Sait Bilgiç, Ulvi Yenal, İzzet Akça. Hamit Pekcan, Abdurrahman Ba-yer ve Salih Inankur.
Elibabnk Komisyonu: Rifat So-muncuoğlu, Feridun Erkin, Reşit Egeli, Sadi Batur, Halûk Şaşmaz, Şevki Ecevit, Cahit Zamangil, Emrullah Mutlu, Hayrettin Erk~ men, Kemal Zaim Sunel.
Ziraat Bankası Komisyonu: Tahsin İnanç, Mecit Duruiz, Fethi Çelikbaş, Sait Başak, Nuri Sertoğlu, Şükrü Kerimzade, Sadi Mıhcıoğlu ve ReRşat Aksal.
Komisyon seçimlerinden sonra umumî heyet toplantısının 15 o-cakta yapılmasına ve bu arada komisyonlardan rapor geldiği takdirde umumî heyetin toplantıya çağrılmasına karar verilmiştir-
Ekonomi Bakanı İzmire gitti
Ekonomi ve Ticaret Bakanı Zühtü Velibeşe, Ege bölgesi tütün piyasasının açılması münasebetiyle tütün fiyatları etrafında tetkiklerde bulunmak üzere dün İzmir’e hareket etmiştir-
ZAFER'in Abone Şartları
Memleket İçi
Sizleri bu yola sokacak, bu yolda başarıya götürecek imkânları hep beraber arayacağız.
Bu arada bilhassa mallarınızın vasıf üstünlüğünü sağlıyacak u-sulleri burada tesbit etmenizi ve karara bağlamanızı istiyoruz. Ucuza mal etme işinde ihtiyacınız olacak krediyi nereden ve nasıl bulacağınızın esaslı bir şekle bağlanmasını arzu ediyoruz. Ve nihayet bütün bu işlerimizi toplu olarak görürken daha ahenkli, daha verimli ve daha sağlam çalışmanızı mümkün kılacak teşkilâtlara sahip olmanızı özlüyor.z.
Bütün bu işleri burada görü şüp kararlara varacaksınız- Bu istişarelerden Başkanlığımızın ge niş ölçüde faydalanacağım ümit etmekteyiz.
Ankarada çalışmalarınız devam ederken Bakanlığımızn bütün memurlan en iyi ve en hayır. Iı neticelere varmanızı sağlamak üzere sîzlerle işbirliği yapmak ve işlerinizi kolaylaştırmak için talimat almış bulunmaktadırlar-
Hepinize başarılar diler, top lantıyı açarım.»
Açış nutkundan sonra, toplantı başkam seçimi yapılmış ve başkanlığa Fethi Çelikbaş, başkan vekilliklerine de, Tahsin Te-lun ve Yaşar Yılmaz seçilmişlerdir.
Bundan sonra, fennî tesis paralan ve kredi işle-ri, malûllerin standardizasyonu ve bunların kon tıolu, kooperatif statülerinin ihtiyaca uygun bir şekle ifrağı, ham madde ve sürüm meselesi ve kooperatifler koruyacak vergi mevzuunun tetkik mevzularında çalışan beş komisyona delegeler seçimi yapılarak bugün saat 17 de toplanmak üzere toplantıya verilmiştir.
Münevver veterinerlere yeni baştan muvaffakiyetler dilerim.
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar
Askerî Yargıtay
Dünkü nüshamızda, Askerî Yargılayın lâğvedileceğini, bunun yerine Yargıtayda yeni bir askerî yargı dairesi kurulacağım, hakim ve savcıların tamamen askerî yargıçlardan . seçileceğini, bu arada askerî mahkemeler de lâğvedilerek yeni bir kaza organı kurulacağım ve bu mahkemelerin alay, tümen ve kolordu ile daha yüksek mahkemeler olacağım, bu mahkemelerde üç kişiden teşekkül eden danışmanlar heyetinin bulunacağım, bunların ancak izhar-ı rey edebileceklerini, adlî âmirliklerin isimlerinin değiştirilerek bunların yan-Icrına birer askerî yargıç verilip müşavirlik vazifesi göreceklerini, askerî yargıç ve savcılar Millî Savunma Bakanlığına bağlı kalmak şartiyle terfi, tayin ve nakillerinin tamamen hâkimler kanunu hükümleri dahilinde yapıla, cağım, yargıçların hazarda sivil elbise seferde, aldıkları maaşa tekabül eden rütbeyi takarak resmî elbise giyeceklerini bildirmiştik.
Millî Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanan bu tasarı dün Yargıtayda kurulan bir heyetçe İncelenmeğe başlanmıştır.
Heyette Yargıtay Başkam Fevzi Bozer, Yargıtay Başsavcısı Kâzım Berker, Yargıtay Birinci Ce za Dairesi Başkanı Selim Nafiz Akyollu, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürü Ihsan Koknel hazır bulunmuşlardır.
Heyet çalışmalarına devam etmektedir.
İLAN
(Başı 1 inci sayfada) muhtelif önemli mevzular birer birer gözden geçirilmiştir. Bu meyanda savaş personelinin yetiştirilmesi, savaşta çalışanların mesaisinden azamî randımanı a-Icbilmek üzere bölgelerin bugünkü ihtiyacına yetecek motorlu vasıtalarla teçhizi, kırtasî islerin mümkün olduğu kadar kısaltılarak basit şekillere ifrağı, DDT püskürtmelerinin ön plâna alınması ,ve bu püskürtmelerin daha şümullü ve daha verimli bir şe-kildo tatbikine muktazi tedbirlerin alınması, gayeye daha çabuk ulaşılmasını temin edebilmek üzere mesainin hızlandırılması kararlaştırılmış ve buna na* zaran 1951 yılı çalışma programı hazırlanmıştır-
Toplantının bir celsesine Sayın Cumhurbaşkanımız katılarak mü. zakerelerden bir kısmım yakından takip buyurmuş olmaları toplantının mutat ehemmiyetini bir kat daha arttırmıştır.
Bu arada sayın Tarım Bakanının da huzuru ile memleketin ziraî ve ekonomik kalkınmasında büyük bir yer tutan çeltik ekiminin genel sağlığı koruma mü* vacehesinde alacağı şekil de müzakere edilmiş ve halen yürürlükte bulunan 3039 sayılı çeltik ekimi kanununun bu günkü ihtiyaçları karşılamadığı kanaatine vanlmıs ve hem genel sağlığı esaslı bir şekilde koruyacak, hem de çeltik ekimini mümkün kılacak yeni bir kanuna ihtiyaç bulunduğu noktasında ısrarla durulmuştur.
Toplantı dün Saym Sağlık ve Sosyal Yardım Bakam Dr. Ekrem Hayri Dstündağ'ın savaş ailesine başarılar dileyen ve kıymetli irşat ve direktiflerini ihtiva eden veciz bir söylevi ile kapanmıştır.
Fransız trupu bugün geliyor
Devlet Tiyatrosunda temsiller verecek olan «Comedie Française» heyeti bugün şehrimize gelecektir. Resmî bir turne yapmakta olan Fransız tiyatro trupu, bilindiği gibi, şehrimizde 23, 24 ve 25 kasım akşamlan saat 20.30 da olmak ü-zere üç temsil verecektir.
İlk gece Henry Bernstein’in «Le Secret» piyesi temsil edilecektir. 1913 te yazılmış olan bu piyes kıskanç bir kadın ruhunu tahlil etmektedir.
Bir ihtiyati haczin tatbiki için Ankara Dördüncü İcra Dairesinin 950 601 sayılı dosyasile icra veznesine 16/2/1950 gün ve 23971 yevmiye ile yatırılmış bulunan 100 liralık teminat vezne makbuzu zayi olmuştur. Birinci makbuzun yerine kaim olmak üzere i-kincisi çıkarılacağından eskisinin hükmü olmadığı ilân olunur-
21/11/1950
ZAFER
Sayfa: 5
Htellaıny Cinayeti]
ZAFER İN POLİS TEFRİKASI
yazan: Frances Noycs llarl Çeviren: S. Yazjcıoğlu
— 132 —
Taşlık arsaları yolsuzluğu
Onlar bulunmaz, emsalsiz çocuklardır. Belki de her büyük ana torunlarını böyle emsalsiz, nadir olarak görür. Ama ben öyle değilim. Benim torunlarım hakikaten emsalsiz çocuklardır. Kime sorsanız size bu cevabı verir. Sevimli, neşeli, güzel huylu, toraman şeylerdir. Haftalar aylarla bir arada otarsanız bir gün ağladıklarını duymazsınız. Ama bu gibi vakalar pek nadiren vâki olmaz değil.. Meselâ azarlarsanız, Peter çok hassastır, belki ağlayabilir. Fakat, geçen sene bacağı kırıldığı zaman hiç sesi çıkmadı. Hattâ doktor Chilton bile bu kadar cesur, bu kadar erkek ruhlu bir çocuk görmediğini söyledi.
Bir defa da Polly daha iki buçuk yaşındaydı. Plajdaydık. Dalgaların arasına hiç kork-ı..^d:ın öyle bir atıldı, öyle bir yürüyüverdi ki şaşarsınız. Babası zor yakaladı, az daha yürüyüp gidecekti. Yedi yaşında bir çocuk onun kadar güzel Midilliye binemez; halbuki Polly daha beşini bitirmedi. Bir defa düştü de sesi bile çıkmadı.
ikisi de gerçekten güzel çocuklardır. Peter san saçlıdır. Polly esmerdir; ikisinin de iri siyah kirpikli mavi mavi gözleri vardır. Öyle sağlam, öyle gürbüz yavrulardır ki, insan hasta olacaklarına, keyifleri kaçacağına ihtimal dahi veremez. Buna rağmen çok dikkatli olmak lâzımdır. Polly iki defa kulağının arkasından a-nıeliyat olmak tehlikesi geçirdi. Peter ise attan düştüğünden beri haftada üç defa masaja gidiyor. Daha hâlâ biraz topallıyor.
İşte Madeleine Bellamy’yi bu sebeplerden dolayı öldürdüm.
Pat’la aralarında bir alâka mevcut olduğunu ilk defa cinayetten bir ay kadar evvel, Mayısta farkettim. Sue’nin misafirleri. vardı. r-Ben de erkenden bahçeyâ1 kaçmıştım. Leylâklar açmıştı. Bir kaç tane kesmek için çiçek odar-ına gidip makası almak istedim. Kütüphanenin önünden geçerken pencereden Mimi’nin gölgesini gördüm. Masanın üzerine doğru eğilmiş, Pat’ın yapmakta olduğu kotrayş jıakar gibi yapıyordu. Halbuki hakikatte Pat’la konuşuyordu.
tim. Kitabın içine bir kâğıt koydu, bir yandân da korkak korkak etrafına bakmıyordu. Sonra kitabı alelâcele rafa yerleştirdi! Bir kenara çekilip hiç kımıldamadan gizlendi. Ben de, «Melanie. odadan çıkınca ortalık serbest kalmış demektir, diye düşündüm.
O odadan çıktıktan bir dakika sonra, içeriye girmek ü-zere evin ön tarafına doğru yürüdüm. Merdivenlere Elliot Forwell’e rastgeldim. Öyle şaşkın bir hali vardı ki, kör gibi yürüyor, âdeta bastığı yeri görmüyordu. Şiddetle çar piştik, fakat başını bile kaldırıp karşısındakinin kim olduğunu görmeğe dahi kalkışmadı, «Affedersiniz, diyerek yoluna devam etti. Ben de, ömrümde bu derece perişan ve bedbaht insan görmedim diye düşünerek kütüphaneye gir-
(Devam edecek)
Göçmen çocuklar yararına bir balo hazırlanıyor
Islanbul, (Telefonla) — Kadıköy Çocuk Esrgeme Kurumu tarafından Bulgaristandan gelen göçmen çocuklar yararına 9 ara. Iık cumartesi günü bir balo ter-tibedilmlştir-
Taksim Gazinosunda verilecek olan bu balonun eğlenceli ve sürprizli olması için İstanbul ve Kadıköy yüksek sosyetesine men sup hayırever bayanlar, büyük br gayretle çalışmakta ve balonun her cifetce mükemmel olması için ellerinden geleni yapmaktadırlar.
Bilhassa şehrimiz zenginlerinden ve Mısırlı prensesler tarafından gayet zengin piyango esyası teberru edilmiş bulunmak tadır.
Öğrendiğimize göre Amerikalı sinema yıldızı V-irjinia Bruce hilelerin bir kısmım satmayı memnunlukla arzu etmiş olduğunu Çocük Esirgeme Kurumuna bildirmiştir.
Zaten Mimi’yi hiç bir zaman sevmezdim. Akılsız, manasız, havaî bir kızdır. Hattâ vaktiyle bizim mahallede otururlarken bu kızın hali ne olur diye düşünür de üzülürdüm. Çok fazla lavanta sever, yanaklarını kıpkırmızı boyar, mânâsız, boş sesiyle kahkahalar atar, gülerdi. O vakitler budala fakat zararsız Bir şey zannederdim.
D. P. Etlik Merkez Ocağı İdare Kurulu Başkanlığından:
Etlik merkez ocağı kongresi 26.11.1950 pazar günü saat 14 te yapılacağından sayın üyelerin ocağa teşrifleri rica olunur-
Ocak İdare Kurulu
O gün Pat’la konuşurken, .Mektubumu aldın mi?, diye sordu. Pat da «Evet» diye cevap verdi. Sonra «Gelecek misin?. dedi. O da, Bilmiyorum, bakalım, uydurabilirsem,» dedi. «Uyduramıyacak ne var? Burada konuşamayız, sen de biliyorsun. Hem ne kadarcık yer, on dakikada gelirsin. Hem mutlaka gelmelisin, diye ısrar etti. Pat, «peki gelirim.» demeğe mecbur , oldu, sonra, «dikkat et, galiba biri geliyor!. diye ikaz etti, ikisi de birdenbire döndület, holden birisini çağırdılar, kotrayı gös? terdiler.
Ben başımı evin duvarına dayamış kalmışım. Ellerim, ayaklarım buz gibi kesilmişti. Titreyordum. Sanki otuz sene evveline dönmüşüm, karşımda da Dan varmış gibi geliyordu.
DEVLET TİYATROSU BÜYÜK TİYATRO'da
Cumhurbaşkanlığı F. Orkestrası 2nci Filârmoni Kotısdri ■
25 Kasım Cumartesi günü saat 16.00 da
Şof: Dr. Hans Hoerner
Ve
Şef: Ulvi Cemal Erkin
1— F. Schubert (1797 - 1828)
7 nci Senfoni Dö Majör
a) Andante ve Allegro, ma pon troppo,
b) Andante Con moto
e) Scherzo ve Finale (Allegro vivace)
10 dakika ara
2— U. C. Erkin (1906)
Keman konçertosu
a) Allegro guisto,
b) Adagio,
c) Allegro,
Çalan: Erdoğan ÇAPLI
3— U. C. Erkin
Köçekçe.
Not: Üçüncü Filârmoni Konseri 9 Aralık’tadır.
O andan itibaren bugüne kadar bir dakika rahat, huzur nedir bilmedim. Artık işim gücüm Pat’ı gözetlemekten ibaretti. Fakat artık ikisini bir arada göremedim. Mimi bize nadiren geliyordu. Ben akşam îarı kütüphane penceresini gözetlemekte devam ediyordum.
Nihayet Haziranın on dokuzuncu akşamı, saat altı buçuk sularında kütüphaneye birisinin girdiğini gördüm. Artık o zamana kadar araştırdığım muammanın anahtarı ele geçmişti.
Madeline Cordier elinde büyük bir kitap tutuyordu. Ben de bnhçeden dönüyordum. Sar mayıkları bağlamağa çıkmış-'
Bugün Matinelerden itibaren Harikulade mevzu ve şahane temsil kudretiyle hâtırası ebediyen yaşıyacak nefis bir film
TUNA AĞLIYOR
«Tho Red Danube. Baş Rollerde: Waltcr Pidgeon —
Janet Lcigh — Peter Lawford — Angela Lansbury Seanslar:
14 - 16.15 - 18.30 - 21 Ayrıca en son Dünya Haberleri Türk - İsrail Millî
Numaralı yerlerinizi evvelden aldırınız — Telefon
Gişe: 15031, Müd: 24075
(Başı 1 İnci sayfada) | temiş ve ezcümle şunları söyle-
«— Arkadaşlar, biz hükümdarlığı yıktık, padişahlığı yok ettik ve onları hudut harici ettik. Fakat onların yerine getirdiğimiz insanlar da onlar gibi hareket ettiler.»
Sinan Tekelioğlu, İçişleri Bakanına İstanbul’dan verilen malûmatın yanlış olduğunu, arsanın Cemal Sipahi tarafından 6300 liraya alındığını ve müteakiben önce Cemal Sipahi’nin, daha sonra da oğlunun tazyik edilerek, ellerindeki arsadan 700 metrelik bir kısmının ismet I-nönü tarafından 1175 liraya a-lındığını; Kemal Gedeleç’in ise vergiden kaçmak için, 3000 lira ödediği halde resmî kayıtlara 500 lira olarak geçirildiğini, Fatma Ağralı’nın üç bin liraya aldığı arsayı 90 bin liraya sattığını söylemiş, ve demiştir ki: «— Oradaki arsaların beher metre karesinin fiyatı 850 liradır. Şu hale göre İsmet İnönü bu alış verişten 200 bin lira men faat temin etmiştir. Yetmiş beşer bin lira da iki kahraman temin etmiştir.»
Sinan Tekelioğlu sözlerine devamla, aynı yerdeki parkın ve kahvenin «geceleri hava alınabilecek şekilde mükemmel olması için» Vali Kırdar’ın bir hayli sıkıştırıldığını ve kendisine emir verildiğini söylemiş ve «Beş milyon harcıyarak sadakatini gösteren validen, kanaatımca, bu paraları geri almak lâzım gelir.» demiştir.
İçişleri Bakanı yeniden kürsüye geliyor
Yeniden söz alan içişleri Bakanı, verdiği malûmatın, İstanbul’dan verilen rakam ve bilgiye istinat ettiğini beyanla, bunlarda hilafı hakikat cihetler varsa mes'ulleri hakkında takibat yapılacağını ve arsa fiyatlarının kıymetlendirilmesi için plânda bir değişiklik yapılıp yapılmadığının ve bu yolda bir tesir olup olmadığının tahkik edilmekte olduğunu söylemiş ve demiştir ki:
«— Gerek şahsan bendeniz ve gerek millet muvacehesinde vazife almış olan hükümet, milletin hukukuna taallûk eden bir mevzuda, herhangi bir tereddütte bulunmayacak bir hükûmetr tir. Bu bakımdan efkârı umumi-yenin emin olmasını isterim.» İl, İlçe ve bucnklarla köylerin haritaları
Burdur Milletvekili Ahmet Öz-bey’ln «11, ilçe, bucak ve köylerin haritaları ile içme sulan» hakkındaki sözlü sorusuna Bayındırlık Bakanı vekili Çalışma Bakanı Haşan Polatkan tarafından cevap verilmiş, bu işlerin belediyelerle, İller Bankasına devredildiği ve bu maksatla iller Bankasına yeni bir veçhe verileceği açıklanmıştır.
Mehmet Özbey’in sözleri
Burdur Milletvekili Mehmet Özbey köy kalkınması dâvasında, bugün 63 ilimiz, 630 ilçemiz ve 40 bin köyümüzün; harita, bu, elektrik, kanalizasyon ve inşaat işleri hakkında konuşmuştur. Şimdiye kadar yapılan 400 yerin su ve elektrik işini çok az bulmuş bu ağır gidişle bütün Türkiye’nin temiz içecek suya ve elektriğe ancak 150 senede kavuşacağı hakkındaki fen çıdamlarının mütalâalarını belirtmiştir. Plânçetc usulünden vazgeçerek; fotoğrametri usulüne derhal geçmemizi, Bayındırlık Bakanlığı; İller Bankası; Harta Umum Müdürlüğü ile ciddî işbirliği yaparak muntazaman çalışlr larsa 150 senelik işin 10 senede bitirileceğini izah ve ispat et-
yaptırmak üzere teşcbbÜBe geçtiğini lâkin faaliyetin yarıhı kaldığını, bu itibarla da arazinin vakıflara ait sayılmadığını söylemiş ve mecmuu 49 bin 904 metre kareyi bulan arsadan, Emlâk Bankasına ait olan 753G metre karelik bir parçanın 1929 yılında kapalı zarf usuliyle 45,001 liraya Haşan Cemal Sipahi adında birisine satıldığını, 1935 de de Kemal Gedeleç’in 200 metre arsayı, bu şahıstan 2000 liraya mübayaa ettiğini bildirerek, İsmet İnönü’nün de, aynı şahıstan ayrı ayrı tarihlerde, birincisinde 300, İkincisinde de 225 metre karelik arsaları 7875 liraya aldığını, Kemal Gedeleç’in yeniden 101 metre, Fatma Ağ-ralı'nın da 300 metre arsa satın aldıklarını, bu mübayaanın Cemal Sipahi'nin ölümünden sonra da devam ettiğini açıklamış ve beyanatına şunları ilâve etmiştir:
.120 metre murabbaı 6/11/ 1942 tarihinde 3000 lira bedelle üçüncü defa Kemal Gedcleç’e ve 75 metre karelik diğer bir yer de 1775 liraya yine 6/11/1942 de üçüncü defa İsmet İnönü’ye-satılmıştır. Mütebaki 5735 metre karelik mahal 16 pafsel tahtında Cemal Sipahi veresesi adına tescil edilmiştir. Kemal Gedeleç-le, karısı Müzeyyen namına yukarıda arzedilen ve mecmuu 421 metre murabbama ' baliğ olan arsalar bilâhara ikiye ayrılmış ve bundan 321 metre karesi malikleri uhdesinde alıkonularak. 100 metre murabbaı Kemal Ga-deleç ve Müzeyyen Gedeleç tarafından 6/11/1942 tarihinde 2500 lira bedelle ismet İnönü’ne satılmıştır. İsmet İnönü’nün mülkiyetinde muhtelif satışlar neticesinde 11,150 lira bedel mukabilinde toplanan 700 metre kare arsa 6/11/1942 tarihinde 18 parselde tevhiden tescil edilmiştir. Keza Kemal Gedeleç ve Müzeyyen Gedeleç’e ait mülkiyet de muhtelif satışlar neticesinde 5000 lira bedel mukabilinde toplanan 321 metre kare sahada 18 parsel tahtında 6/11/1942 tarihinde tevhiden tescil edilmiştir.
Yukarıdan beri verdiğim izahat her halde dikkat nazarınızı ı çekrrtiş olacaktır. Arsa kıymetle- ı rinin gittikçe artmış olması lâ- ı zım geldiği halde satın alma fi- i yatları gelişi güzel küçük mikyaslar dahilinde değişmekte ve satışlar mahdut iki üç zat uhdesinde vaki olmaktadr.
Bu senelerde o civarda satılan j diğer arsa fiyatları 5-6 misli ol- j duğu düşünülebilir.
Varidi hatır bir husus
Büyük bir ana yolun geçmesi mukarrer olan böyle bir mahalde arzettiğim satışların vaki olması hususunda Cemal Sipahi'nin bir tesire maruz kaldığı da varidi hatır olabilir. Fakat takdir edersiniz ki bu derunî bir keyfiyettir. Hakikaten böyle olup ol-, madğının ispatı bizzat Cemal Sipahi tarafından dermeyen edilme dikçe mümkün değildir.
Bundan başka plânın değişip değişmediği hususunun tahkiki sonunda hakikaten plân değiş-moden yol buradan geçirilmiş ve mecmuu milyonlara baliğ olan tesisat bu suretle yapılmış ise tesir ve nüfuz meselesi ona göre taayyün eder.»
İmar plânı nasıl değiştirilmiş?
İçişleri Bakanı, mütebaki arsanın hâzineden belediyeye intikal ettiğini beyan ettikten sonra bu kısmın imarı bahsinde izahlarda bulunmuş, bu faaliyetin, mezkûr arsaları kıymetlendirmek cihetinden arzettiği duruma işaretle, geniş yolun 747 bin 405 liraya, binaların önündeki terasın G9 bin 772 liraya mal olduğunu söylemiş ve iki numaralı park, taşlık kahvesiyle diğer tesisler için de ayrıca 5 milyon 213 bin 741 lira 95 kuruş harcandığını ilâve etmiştir.
Bu inşaatın, Prost plânına göre yapıldığım, aıicâk; bahis mev: zuu yolun filân haricinde 5 metre geniş tutulduğunu, bu civardaki diğer bir yol güzergâhının da değiştirildiğini ve bu suretle elde olunan 54 metre karelik arsanın da satıldığını söyliyen İçişleri Bakanı bu hususların tahkik edilmekte olduğunu, işe müfettişlerin vaziyet etmiş bulunduklarını açıklamıştır.
Bayındırlık Bakanlığı Su İşleri Dairesinin yaptığı müspet işleri haklı olarak öğerek Türkiye’de işlerin çok ağır yürüdüğünü; kırtasiyeciliği kaldırrha-nın zamanı geldiğini, Anayasaya: Her memurun riayet ederek her vatandaşın müracaatına mutlaka müspet menfi cevap verilmesini istemiştir. İller Ban-kasiyle Bayındırlık Bakanlığının yaptığı işlerin daha rasyonel şekle getirilmesini, kırtasiyeciliğe son verilmesini belirten Öz-bey, çalışan memurları daima takdir etmek icabettiğini, çalış-mıyan tenbel ve mürtekip memurların derhal tasfiyesinin doğ ;u olacağını belirtmiştir. Şehir ve köy yollarından bahsederek, bilhassa köylerimize hem yol yaptırılmadığı ve hem de yol parası alındığı, köylülerden alınan yol paralarının şehrin asfaltına değil kendi köylerinin yollarında kullanılması lâzım geldiğini izah etmiştir.
imece İle kendi yollarında çalışan köylülerimizden ya yol parasının alınmamasını veyahut da mutlaka alınacak ise; alınan yol paralarının kendi yollarına, köprü, taş, kum ve saiıede kullanıl masını haklı olarak istemiştir.
Memurların durumuna dair hükümetin görüşü
Denizli Milletvekili Hüsnü Ak-şit’in «memurların nakil ve tayin işlerinin bir prensipe bağlanması» hakkında, Başbakanlıktan sorusunu, Devlet Bakanı ve Baş bakan Yardımcısı Samet Ağa-oğlu cevaplandırmıştır.
Samet Ağaoğlu kürsüde
Başbakan Yardımcısı demiştir ki:
«Maruzatım kısa olacaktır. Mevzuatımızda memurların tayin, terfi ve nakil için mevcut hükümler yanında iktidara geldiğimiz günden beri eski iktidarın halkımız tarafından nihayetsiz şikâyetleri mucip haleti ruhiye ve zihniyetini taşımıyan bu haleti ruhiye ve zihniyeti terketmiş bulunan, terketmek kararında bulunan memurlarımızı her şeyden evvel tercih e-diyoruz. Ve bu tercihe devam edeceğiz.
Prensip kararımız budur ve bu partimizin, iktidarımızın ve hükümetimizin prensipidir.
Dr. Hikmet Fırat (Malatya)
— Artlaşılmadı.
Samet Ağaoğlu (devamla)
— Anlaşılmadı ise tekrar ediyorum. Hükümetimizin prensip kararı budur. Carî mevzuatımızın yanı başyıda demokratik zihniyeti benimsemiş, halka iyi muamele yapmış olan memurları arayıp bulmak, tayin etmek, tercih etmek her şeyden evvel mevcut mevzuatımızın yanındaki en baş prensipleri -mizdir. İkincisi: İktidara geçtiğimiz gündenberi hükümetimiz Yüksek Meclisinize tercüman olarak arzetmiştir ki, memleketi şark, garp, şimal, cenup gibi mahrumiyetler mıntakaları mefhumu dahilinde bölgelere [ bölmekten içtinap ettik ve içti-,
rada ek vazife ve emeklilerin yeniden işe alınmaları mevzuuna da temasla, işsiz binlerce münevver mevcut iken bu yolda hareket etmenin yanlış olduğunu ileri sürmüştür.
Van'ın ilk öğretim durumu
Gümüşhane Milletvekili Kemal Yörükoğlu’nun «Van ilinin ilk öğrettin durumu» hak-kındaki sözlü sorusunu cevaplandırmak üzere kürsüye gelen Millî Eğitim Bakanı Tevfik ileri, Van’ın, diğer doğu illeri gibi, ihmale uğradığını söyliye-rek, bu mevzuda bir plân hazırlanması için, Maarif bütçesine ayrılacak tahsisatın bilinmesi lüzumuna işaret etmiş ve demiştir ki:
«Yalnız şu kadarını, Millî E-ğitim Bakanı olarak arzetmek isterim ki, Maarif Vekâletine tahsis edilecek paranın çok büyük bir kısmını, senelerdenberi her bakımdan ve bilhassa kültür bakımından ihmal edilmiş olan doğu illerimize tahsiş etmek başlıca karar ve vazifemizdir.
Köşk çocuklarının lâboraiuvarı
Bu sene Van iline öğretmen )kulu mezunu 21 arkadaşı tayin etmiş bulunuyoruz. Bunun haricinde eski Cumhur Başkanı tarafından köşkte yaptırılmış olan ve herkesçe malûm olan bir lâboratuvar vardı. Cumhur Başkanı Celâl Bayar, bu lâbo-ratuvarı, Türk çocuklarının istifadesini temin için Bakanlığımıza devrettiler.
Biz, oldukça büyük olan bu lâboratuvarm yarı malzemesini Burdur için ayırdık, geri kalan yarısını da, en ufak bir lâboratuvar malzemesinden dahi mah rum olan Van lisesine tahsise karar verdik.
Ve böylece millet parasiyle ve sadece köşk çocuklarının istifadesi için tahsis edilmiş olan bu lâboratuvar orta ve Anadolunun çocuklarının fadesine tahsis edilmiştir.
Sağlık bahisleri
(Başı 2 nri sayfada) yette yapabilecek yine albümin li maddelerdir. Karbonlu maddeler yağ, tuz, vitaminler de pek mühimdir. Mütemadiyen | süt vermekle bunları ikame et- 1 m ek çok güçtür.
Sulu veya sert yemeklerin verilmesi de dünya tıp edebiyatını uzun zaman meşgul et -miştir. Fakat uzviyet alelade lâstik torba olmadığından her şeyi kendine uydurmasını bilen organizma hasta halinde de bazı gıdalara tahammül edecek vasıftadır. Hamburgda Şotmül-lerin kliniğine yatan hastalara azar azar vermek şartile 100 gram ete tevafuk eden bir kaç yumurta veriliyor. Kızarmış beyaz ekmek et suyuna veya süte doğranmış tirit halinde verilir. Tedavi muhakkak aile veya mektep doktoru tarafından takip edileceğinden bunları daima kontrol altında bulundurur. Asit klöridrik ve pepsin ile de yardım eder. İcap ederse soğuk çarşaflara sarmak gibi hekimî tedavileri doktorun tavsiyesile yapılabilir. Banyo yapılamazsa doktor muvacehesinde soğuk çarşaflara sarmak son derece iyi sonuçlar elde olunabilir. Bu banyolara bil hassa hardal da ilâve olunabilir. Hastada bağırsak kanaması ve bağırsak delinmesine rastlanırsa hemen doktoruna acele haber vermek lüzumu aşikâr olmakla beraber ishalli vakaları da daima doktor nezaretin de takip ettirmek pek lüzumludur. Bilhassa son aylarda kloro nıiçetin pek kısa bir zamanda tifoyu iyi ettiğine dair geniş mü şahadeler vardır.
Büyük Tiyatro’da Resmî Fransız turnesi (COMEDİE FRANCAİSE SOSYETELERİNDEN) Vera Korene - Maurice Escande - Maurice Donne-aud - Annie Gaillard - Cla-risse Dcudon - Genevieve Page-Jacques TorrensJean Demailly.
23 Kasım saat 20 30 da H. Bernsfein'dan le Secret
24 Kasım saut 20.30 da H- Becque’den La Parisienne
Musset'den Un Caprice 25 Kasım saat 20.30 da Racine'den Phedre Fiyatlar: 10 - 73-5-3
Biletler Salı gününden iti-
de satılmaktadır.
Satılık Eşya
Yatak, yemek ve misafir odası takımları vesaire. Yeni vaziyette azimet do-layısiyle ehven fiyatla satılıktır. Telefon 22511 A-kay sokak 12 numaralı Fethi Bey köşkü 14 - 20 arası müracaat.
doğu isti-
Bir C. H. P. li sabık Bakanın sözleri
Bakan’dan sonra söz alan soru sahibi Kemal Yörükoğlu, heyecanlı bir ifade ile Doğu illerinin acıklı ve ihmal edilmiş durumunu anlatmış; bu arada sabık bir C.H.P. Bakanının «Kürtler mi? Bırakın onlar ölsünler» şeklindeki sözlerini zikrederek, bu ifadenin sabık iktidarın Doğu bölgesi hakkındaki zihniyetini belirttiğini ifade etmiştir.
Gündemde bulunan diğer sorular, ilgili Bakanların, mevzuu tahkik etmek için mehil talep etmeleri ile, müteakip toplantılara bırakılmış ve celseye son verilmiştir.
Meclis, çarşamba günü saat 15 te toplanacaktır.
Yeni bir sendika kuruldu Sihrimizde Ankara Mihaniki ___________________________... ve Kimya İşçileri Sendikası na-nap edeceğiz. Kanaatimiz odur ( miyle yeni bir sendika kurulmuş-ki, memleketin şarkı ve garbını tur.
da mahrum mıntaka diye ad-1 Sendikanın kurucuları dün vi-dedilen bazı coğrafî mıntaka - löyete resmen müracaatta bulu-larındu vasati vatandaşımızın ' narak faaliyete geçmişlerdir, hayat şartı hemen hemen müsavidir. Ancak küçük bir zümre müstesnadır. Bunun içindir ki, biz memurlarımızı vatanın her köşesinde en yüksek refah seviyesine götürmek kararın-' dayız. Tedbirlerimiz müteveccih olacaktır.»
Müteakiben söz alan soru sahibi, dâvanın önemine işaretle eski iktidarın bu mevzuda ihtiyar ettiği iltimas usulünün memur sınıfları arasında yarattığı haleti ruhiyeyi belirtmiş, bu a-
Tifoya yakalanmamak için rıc yapmalıdır? Buna tababet lisanı ile profilâksi diyorlar. Yegâne çare mikrop membaı o-lan tifolu insanla tahaffuzdur. Yani hastalar mühimdir. Hasta bir hastahanede intaniye servisinde tecrit edilirse mazarratı tahdid edilmiş sayılır. Almanların Dauer Aus Schei -der dedikleri tifo geçiren bir şahsın devamlı ve senelerce dış kışında tifo basili çıkarmasında i ve tuvalet şekli dolayısiyle elinin mütemadi mikroplu bulunması hastalığı etrafa»yaymakta mühim rol oynar. Bu şekilde bir müessese ahçısının bir müessese garsonunun ne kadar tehlikeli olacağı aşikârdır. Tabiî bu gibiler portör muayene-sile hemen tefrik olunurlar Tür kiyede bu nevi insanların dışkılarından tifo mikrobu çıkma-yıncaya kadar hastahanede kal maları temin edilmiştir. Avrupa memleketlerinde bu gibi has talarin emrazı intaniye istasyon farında kayıtları vardır. Sık sık kontrol edilerek zararsızlıkları emniyet altına girinceye kadar sıhhat polisince takip olu-
Mesleğiniz ne olursa olsun Otomobilciliği öğrenmek ihtiyacı hayatınız boyunca kendini hissettirecektir.
ONU SİZE
Kendi ihdas etliği metotla kısa zamanda, esaslı olarak
Ankara
ŞOFÖR OKULU
öğretecektir-
Aralık başında açılacak olan yeni devremizin kayıtlan yapılmaktadır-Yeni Adresimiz:
Teknik Üniversite karşısı (Bahçeli Evler yolu) Mebus Evleri Onü
Otonam garajı altı
Tel: 32649 (6070)
Kiralık daireler
Maltepe kapalı durak, A-kıncılar sokak No. 22 Tele-fon: 23640.(6079)
buraya
bir çay
Erenköy Kız Lisesini Bitirenler Derneği Yönetim Kurulu Baş kanlığından:
Bulgaristan'dan gelen göçmenler menfaatine 23-11-1950 perşembe günü saat İG da Ankara Palas salonunda bir çay tertip edilmiştir.
Davetiye almak istiyen dost ve arkadaşlarımızın 22279 veya 22080 numaraya telefonla müracaatları rica olunur.
Sinan Tekelioğlu kürsüde
Bakandan sonra kürsüye gelen Soru sahibi Sinan Tekelioğlu, verilen izahattan dolayı memnunluğunu bildirmiş ve sabık İstanbul Valisi Dr. Lûtfi Kır-dar'l «C.H.P. nin erkânı harbiye-sinden mühim zat» kelimeleriyle tavsif ederek, onun bu işde efendilerine yaranmak için mühim rol oynadığını ileri sürerek hakkında tahkikata geçilmesini Is-
Ankara'nın Eğlence Merkezi
Ger
Gazinosu
Beynelmilel Şöhretli
BRYMANS
Revüsü bu akşamdan itibaren evvelki programları göremiyenlerin isteği üzerine çok kısa bir müddet için ilâvelerle seçme bir program takdim eder
Telefon: 15190 — 12603
Not: Çocuklar yalnız pazar matinelerine kabul olunur.

Su meselesi de mühimdir. Su membalarını bu gibi portörler telvis ederler. Fakat bir çok şehirlerde sular filtre edilmekte ve mikrop yokluğu bakteriyolo jik muayeneler yapıldıktan son ra halka verilmekledir. Bu gibi tesisatı olmayan şehirlerde veya köylerde oturanlar da sula-j-ını kaynatarak aynı neticeyi alabilirler. Kanalizasyon inşaatı da su meselesi kadar mühimdir. Diğer taraftan hastalığı nakleden kara sineklerin ü-remelerine mani olmak için boş arsaların telvis edilmemeleri, medeniyetin dolayi3İyle bu hastalığın yok edilmesi için de esaslı şarttır. Bu, tabiî, halk ve belediyenin karşılıklı çalışına-sile elde olunur. Tek taraflı te minine imkân yoktur.
Biyolojik korunma vasıtası olarak aşı vardır. Bildiğimiz ve kullanılan aşıların en eskilerindendir. Büyük tecrübeler görmüştür, fakat birinci aşıyj olup İkinciyi ihmal ötmek hiç bir fayda temin edemez. Münevverlerimiz ve halkımız bu hususta sıhhat teşkilâtına çok yardımcı olmalıdır. Bir de Fransız bakteriyologu Bezred-ka’nın lokal muafiyete müstenit ağızdan alınan aşısı var. îğ neden korkanlar için iyi gibi gözüküyorsa ve lehinde bazı neşriyat varsa da, harpler, büyük salgınlar, uzun seneler gibi bir tecrübe geçirmemlştir. ben bu aşıy( bizzat imal etmiştim. Benzerleri ticarette de vardır. Fakat şahsen, katî’ hattâ yarım bir muafiyet temin ctmiyeceği kanaatindeyim. Meş hur Alman âlimi ve bakteriyologu Neifeld de aynı kr.naatte-l.dir.
DEVLET TİYATROSU BÜYÜK TİYATRODA
Bu akşam temsil yoktur Gişe açıktır
22 Kasım Çarşamba, 26 Kasım Pazar akşamlan saat 20.30 da
RİGOLETTO
Opera 4 perde
25 Kasım Cumartesi saat
16 da Cumhurbaşkanlığı Filârmoni Orkestrası 2nci Filârmoni Konseri
(23, 24, 25 Kasım akşamlan)
KOMEDİ FRANSEZ TEMSİLLERİ
KOÇOK TİYATRO'da
Bu akşam saat 20.30 da Nâzım Kurşunlu'nun
MELEKLER ve ŞEYTANLAR Piyes 3 Perde
Sahneye koyan: Mahir Canova.
22 Kasım Çarşamba 14 de,
26 Kasım Pazar günü saat
11 de
KARA BONCUK
Müzikli Çocuk Komedisi 5 tablo. Yazan: Mümtaz Zeki Taşkın; Sahneye Koyan: A-gclı H’.'flr (Çarşamba günkü temsil in okullardan artan bir kısım ye le, 26 kasım pazara ait ,-.ek az yer sahl-moktad...
J ve 10 aralık pazar günlerine ait Çocuk Tiyatrosu biletleri bugünden itibaren satılacaktır.
Büyük Tiyatro Tel: 10370 Küçük Tiyatro Tel: 11169
SayFa: 6
ZAFER
2171171950
asgari masrafla azamî randıman..
Çekide sağlam güvenilir kudret, kayış kasnağı ve kuyruk mili, kullanış rahatlığı, basit kumanda tertibatı, beş ileri vitesi ile McCormick International W - 4 (Std) traktöründe çiftçilerimiz arzu ettikleri her türlü üstün evsafı bulabilirler. Tasarruf ve randıman bakımından şöhret kazanmış olan bu tanınmış traktör çekide 2’2. B.K. haiz gaz veya benzinle işler bir motörle mücehhezdir. Kayış kas-
nağiyle 22 inçlik harman makinasını, orta boy değirmenleri haşpayları ve diğer sabit makineleri çalıştırabilir.
İşte müsbet tasarruf manasına gelen mükemmeliyeti haiz McCormick (international W - 4(Std) traktörünün çeşitli çiftlik ameliyelerindeki tak a t meselesini nekadar basit bir şekilde hallettiğini gelip müessesemizde görünüz.
4NTERNATIONAI HARYESTER EMPORT Co. CHICAOO 1 U.».A. TOrthe Dene* MOmMAİlllfll : TÜRK İNTER MAKİNELERİ A. 0. İSTANBUL - ANKARA - ADANA - ESKİŞEHİR - KONYA
INTERNATIONAL ® HARVESTER
Hububat satışı yapılacak
Hatay Devlet Üretme Çiftliği Müdürlüğünden:
Çiftliğimiz ambarında mevcut aşağıda miktarları yazıl 1950 yılı mahsulü hububat 4/12/1950 tarihine rastlıyan pazar tesi günü saat 14 te ReyhanlI’daki Çiftlik Merkezinde açık artırma ile satılacaktır.
Mahsuller ReyhanlI’daki ambardan bütün masraf müşteriye ait olmak üzere dökme halinde teslim edilecektir.
Şartnameyi ve hububat nümunelerini görmek ve fazla tafsilât almak istiyenler her gün ReyhanlI’da Çiftlik İdaresine, İstanbul’da Devlet Üretme Çiftlikleri Yollama Memurluğuna, Ankara - Gazi’de Üretme Çiftlikleri Merkez Deposu Müdürlüğüne müracaat edebilirler.
Geçici teminat talep miktarı tutarının % 7,5 u nispetindedir.
İsteklilerin belli gün ve saatte muvakkat teminat akçala riyle birlikte ReyhanlI’daki Çiftlik Merkezinde hazır bulunmaları ilân olunur.
Satışa Çıkarılan Hububatın Muhammen bedeli üzerinden Geçici Kilo fiyatı Tutan teminatı
Cinsi Miktan ölçü Krş. Lira Kr. Lira Kr.
laşelik buğday 170 Ton 25 42.500,00 3.187,50
Arpa 800 „ 18 144.000,00 10.800,00
Yulaf 100 „ 15 15.000,00 1.125,00
Ak darı 55 „ 14 7.700,00 577,50
Nohut 35 „ 19 6.650,00 498,75
Ay çiçeği 67 „ 25 16.750,00 1.256,25 (8615) 2537
Türkiye Demir Çelik Fabrikaları müessesesinden
Müessesemizce Filyos’a sevkedilecek 10.000 ton pikin Filyos’ta vagonlardan tahliyesi ve sahada istifi ve gemilere nakli bir müteahhide verilecektir.
İsteklilerin 23 Kasım 1950 perşembe akşamına kadar tekliflerini kapalı zarfla müessesemizde bulundurmaları ilân olunur.
Teminat 5000 liradır. Şartnamesi Ankara’da Sümerbank’ta, İstanbul'da Sümerbank alım ve satım müessesesi Müdürlüğünde Zonguldak’ta T. C. Ziraat Bankası şubesinde ve Karabük’te müessesemiz Ticaret şefliğinde görülebilir. (8627)—2530
Sanatoryum" proje müsabakası*
işçi Sigortalan Kurumu Genel Müdürlüğünden:
1 — Sayın Süreyya İlmen ile eşinin işçi sanatoryomu yapılmak üzere bağışladıkları İstanbul’da Narlı Çiftliği arazisi içinde yapılacak 300 yataklı sanatoryumun avan projesi müsabakaya çıkarılmıştır
2 — Müsabakaya Türk vatandaşı bulunan yüksek mimar, yüksek mühendis, mimar ve mühendisler girebilirler.
3 — İkinci maddedeki durumda olup da müsabakaya katılmak isteyenler bir dilekçe ile müracaat ederek müsabaka şartnamesi ile eklerini Ankarada Bayındır sokak No. 21 deki İşçi Sigortaları Kurumu Genel Müdürlüğünden, İstanbul'da Mahmutpaşa Sururî mahallesi Sultan Mektep sokak 5/7 deki İşçi Kurumu İstanbul Şubesinden (15) lira bedel mukabilinde alabilirler.
4 — Jüri tarafından seçilecek 3 projeden birinciye 6000 lira, İkinciye 3000 lira, üçüncüye 1500 lira, ayrıca 5 mansiyon beherine 500 lira net olarak verilecektir.
5 — Müsabaka projelerinin 20 Şubat 1951 Salı günü en geç saat 17.30 a kadar Ankarada Bayındır sokak No. 21 deki İşçi Sigortaları Kurumu Genel Müdürlüğüne teslim edilmiş olması lâzımdır.
6 — Müsabaka müddeti kesin olup hiç bir suretle uzatıl-
mıyacaktır. (8628)—(2530)
Satılık mükemmel bir matbaa
Büyük boy otomatik iki baskı makinesile, Intertipe yazı dizme makinesinden ve otomatik pedalla yazı ve çizgi takımlarından mürekkep, mükemmel ve işler bir vaziyette satılıktır. Talip o-lanların Zafer Gazetesi Müdürlüğüne müracaatları.
Ankara nın çok yakından tanıdığı bu eski firma yeni bir düzenle çalışmaya başlamıştır.
Röntgen Mütehassısı
Dr. Fevzi Aybers
Laboratuvarına tonograf tesisatı ilâve ederek hasta kabulüne başlamıştır- 2943
Erzurum Bayındırlık Komisyonundan
Erzurum Nümune hastanesinin zühreviye pavyonunun kalorifer tesisat işi açık eksiltme usuliyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
1 — Bu işin bedeli keşfi (28496) lira olup geçici teminatı iki bin yüz otuz yedi lira yirmi kuruştur.
2 — Bu tesisat işinin eksiltme günü 30 Kasım 1950 perşembe günü saat 16 da mülga Üçüncü Müfettişlik binası içinde Bayındırlık Müdürlüğü odasında toplanacak olan Bayındırlık komisyonunda ihalesi yapılacaktır.
3 — istekliler bu işe ait evrakı keşfiye ve saireyi Bayındırlık Müdürlüğünde okuyabilirler.
4 — istekliler bu gibi işler yaptıklarına dair vesaiki taîızim
edecekleri dilekçelerine bağlayıp ihale gününden üç gün evvel il makamına müracaat ederek alacakları ehliyet vesikası ve 950 vılında Ticaret Odasına kayıtlı olduğuna dair vesikasını ve Mal Sandığına yatıracakları geçici teminat makbuziyle birlikte istenilen bu belgelerini ihale günü muayyen saatte Komisyon başkanlığına ibraz etmeleri ilân olunur. (8470)—2495
Ankara Valiliğinden
1 — Sıtma Savaş Başkanlığı müstahdemlerine kumaşı ve bütün masrafı terziye ait olmak üzere açık eksiltme ile 11 kat elbise ve 11 adet palto diktirilecektir. Tahmin edilen bedel elbiseler için 85 ve paltolar için 85 liradır.
2 — Eksiltme ve ihalesi 28/11/1950 salı günü saat 15 te Sıtma Savaş Başkanlığında toplanacak komisyonda yapılacaktır.
3 — Muvakkat temint muhmmen bedelin yüzde 7.5 dur. Katî teminat yüzde 15 tir.
4 — Vasıf ve şartlar her gün adı geçen dairede görülebilir.
5 — İsteklilerin muayyen gün ve saatte teminat makbuzları ile birlikte komisyonda bulunmaları ilân olunur.
(8463)—2481
r
BEYOĞLU
*4
Şubemizin
24 Kasım 1950
Tarihinden itibaren faaliyete başlayacağını sayın halkımıza ve müşterilerimize arzetmekle şeref duyarız.
V
TÜRK TİCARET BANKASI A. Ş.
(2945)
M——..................... ■
Yağmurda ıslanmadan, soğukta üşümeden, elbiselerinizi temizletmek için otomobil servisimizden istifade edin.
Servis Telefonu 15585 Etilen Müessesesi
Devlet Denizyolları ve Limanlan Genel Müdürlüğünden
1 — Yolcu vapurlarının hareket gün ve saatleri Ankara’da aşağıdaki yerlerden öğrenilebilir.
13137
12028
12045
11565
D. Denizyolları Ankara Bürosu Şf. liği.
D. Demiryolları Danışma Bürosu.
Yataklı Vagonlar Bürosu.

Ankara Posta cad. Antaş seyahat bürosu.
11572
12797
2 — Yabancı memleketlere sefer yapan vapurların bilet ücretleri 13137 No. dan sorulabilir.
3 — Yabancı memleketlere sefer yapan vapurların hareket
gün ve saatleriyle bilet ücretleri bütün tali acentalarımızdan öğrenilebilir. 15856 (8648)—2542
Satılık Apartman
Yenişehirin merkezî yerinde on bir daireli müsait şartlı aylık (800) lira net iratlı Ap. almak is-liyenler her oön saat 14 - 18 a-rası Halk sokak 26 sayılı Ap-kapıcısı Sıtkıya müracaatları.
. 6086
Satılık Ev
Bahçelievlerde itinalı bir surette yapılmış, her türlü konforu haiz, bahçe ve garajı olan üç katlı bir ev peşin para ile satılıktır. İstekliler her gün öğleden sonra evi görebilirler. Tel: 31650 Adres: Bahçelievler 28 nci sokak No. 13. 6084
Devren kiralık
Altında bodrumu bulunan bir dükkân devren kiralıktır.
Müracaat: Hamamönünde Sekerci Cemâl Çapraz-______________________6052
Dr. Bahaettin Kökdemir ; Birinci Sınıf Dahiliye Mütehassısı
Seyahatten dönmüştür. Gü-; nün her saatinde hasta kabul eder, Anafartalar Cad. No: 202 Köklü Apr- Kat: 3 Tel: 14544 veya 31208 den sorulabilir. 5895
En küçüğünden en büyüğüne kadar bütün
V.
Olarak taahhüt edilir.
Domuz satılacak
Beygir
©
Beygir
Daktilografi kursları
Ankara Ticaret Lisesi Müdürlüğünden
Okulumuzun Akşam Daktilografi Kurslarına öğrenci yazımı başlamıştır. (8626)—(2538)
Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğünden:
Çiftliğimiz yetiştirmesi muhtelif çağda 135 baş domuz 30 Kasım 1950 perşembe günü saat 15 de açık arttırma suretiyle Çiftliğimiz merkezinde satılacaktır.
Domuzlar her zaman Etimesgut’taki ahırında, şartnamesi Ankara’da Karaoğlan’daki satış mağazamızda ve İstanbul’da Eminönü Balıkpazarı Süngerciler 83 numarada Üretme irtibat memurluğunda görülebilir. (8537)—2516
r

TÜRK TİCARET BANKASI
SERMAYESİ İHTİYATLAR : T.L.
s T.L.
4.400.000
1.876.184
BANKAMIZIN 100.000 LİRALIK
950 Yılı ikramiye Plânının 5 inci Çekiliş Tarihi:
11 Aralık 1950
Bu çekilişe iştirak edebilmek için: -Müşterilerimizin—î
1 ARALIK 950 Akşamına kadar. Tasarruf he- I saplarında 100, Vadeli hesaplarda 1000 lira bu- I lundurmaları veya mevcut hesaplarını bu mik- I farlara yükseltmeleri lâzımdır.
DİKKAT
Vadesiz Tasarruf Hesaplan faizlerinin Gelir Vergisini Bankamız öder.
Vadeli hesap sahiplerine isabet edecek ikramiyeler YÜZDE 25 fazlasiyle ödenir.
Fazla tafsilât için gişelerimize müracaat edilmesi.
Devlet Orman İşletmesi Araç Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Karkalmaz, Eğriceova ve Kireçcik bölgelerinin Araç merkez, Sarpun ve Yukarı öküzveren harman-yeri istifyerlerinde mevcut 3424 adet dengi 1844.841 M3. çam .omruğu 23 parti halinde 6/11/1950 tarihinden itibaren 19 gün müddetle ve açık arttırma suretiyle satışa çıkarılmıştır.
2 — Arttırma 24/11/1950 cuma günü saat 15 te Araç işletme Müdürlüğünde toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher metreküpünün muhammen bedeli şartnamelerinde gösterilmiştir. Her paıti için yüzde 7.5 hesabı ile geçici teminat alınır. ’
3 — Bu işe ait şartnameler Ankara’da Orman Genel Müdürlüğü ile Merkez Orman İşletmesinde, İstanbul’da Bahcekapı Limon hanında Kat 1 No. 1 Orman işletmesinde ve Kastamonu Karabük, Daday işletmeleri ile İşletmemizde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk teminatları ile komisyona müracaatları. (8449)—2479
'^ı
D 1 K K A T
Tiryakilere müjde
Kahve 10 liraya Halis temiz ince ve taze kahve ancak Tiryaki kahve ve çay ticarethanesinde bulunur
Sahibi: SAMİ SAZLIK
Merkezi: Anafartalar, Hükümet caddesi. Orman Çiftliği karşısı Tel: 12966.
Şube: Hamamönü No. 138 — Tel: 13345.
(5929)
MABEL
EN i Yi E N NEFİS ÇİKOLATA
karşısı No. Apartmanı, ve ev Tel:
Hamamönü — Yeni Doğumevi Çocuk Hastalıkları Mütehassısı
Dr. İhsan Can Hastalarını hergün saat 15 ten itibaren kabul eder.
Anafartalar caddesi Kurşunlu Cami 394 Bekman Muayenehane 15888.
Kiralık ev
Ismetpaşa Caddesinde kâin 58 No. lu 3 katlı ve kaloriferli ev möbleli olarak tamamen veya ayrı ayn katlar halinde kiralıktır. Hor katında banyo ve mutfağı, bahçesinde garajı vardır.
İsteyenlerin içindekilere veya 24529 ve 22875 numaralara müracaatları.
Tam Dizel Alman malı
İkinci partisi yakında gelecektir
Ma r şal plânı
Kredileri dahilinde
5 sene taksitle
Satılacak olan bu traktörler için kayıtlara başlanmıştır.
Bol yedek aksam
Ankara, Çankırı, Kırşehir, Yozgat, Kastamonu ve havalisi acenteliği
Çelik Motor Kollekiif Ortaklığı İtfaiye Meydanı Kosova sokak No. 54
Telefon: 15858 — Telgraf: Çemko (6081)
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları müessesesinden
Satış ve şevkte sürati sağlıyarak sayın müşterilerimizin siparişlerini vaktinde yetiştirmek maksadiyle, 22/11/1950 tarihinden itibaren yapılacak yeni siparişlerden, yalnız Hadde Mamulleriyle bunların normal dışı ve kırpıntılarına şamil olmak üzere aşağıda gösterilen en az sipariş miktarlarının tesbiti kararlaştırılmıştır.
1 — Vagonla yapılacak sevkiyata ait, her siparişin beher kalemi en az 5 tondur.
2 — Fabrika sahasından sayın müşterilerimizin kendi nakil vasıtalariyle teslim alacakları hadde mamullerinin en az sipariş miktarı beher kalem için bir tondur.
3 — Saç mamullerimiz yukarıdaki kayıtlardan dışarı bırakılmıştır.
4 — Normal dışı hadde mamulleriyle, demir kırpıntısı satışlarında beher kalemin en az sipariş miktarı bir tondur.
5 — Sayın müşterilerin, yukarıda gösterilen miktarlardan
aşağı sipariş kabul edilmiyeceğine göre, bu hususu ehemmiyetle nazarı itibara almalarını rtca ederiz. (8633)—2544
İstenografi kursu
Ankara Ticaret Lisesi Müdürlüğünden:
Okulumuzun Akşam istenografi Kursuna öğrenci yazımı lamıştır. (8651)—2541
başla
ITürkiye Ziraî Donatım Kurumu Umum
Müdürlüğünden
Kurumumuz merkeziyle İstanbul Transit ve İzmir Depo Müdürlüklerimizde mevcut Teknik ve Ticarî şartnameler dahi linde 200 ton yüzde 3 G. BHC. yüzde 10 DDT. li Preparat ile 2Ö0 ton yüzde 3 G. BHC. -|- yüzde 5 DDT. + yüzde 40 kükürt Preparatı satın alınacaktır.
isteklilerin Teknik ve Ticarî şartnamelerimize uygun olarak hazırlıyacakları tekliflerini en geç 21/12/1950 akşamına kadar Umum Müdürlüğümüze vermeleri ve Kurumumuzun malı satın alıp almamakta serbest olduğu ilân olunur. (8635) 2543
^Ankara Tıp Fakültesi Dekanlığından
Lise bitirme ve olgunluk imtihanı dereceleri edebiyattan iyi - iyi olanlarla lise bitirme ve olgunluk imtihan dereceleri fenden iyi - iyi olupta evvelce yapılan yabancı dil imtihanına mazeretleri dolayısiyle girmiyenler arasında, aslî ve yedek öğrenci kaydedilmek üzere, 24 Kasım 1950 cuma günü saat 10 da Fakülte binasında yabancı dil imtihanı yapılacaktır. (8657)2545
Derincedeki ahşap Siloların dahili boyattırılacak
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünden:
1 — Derince’deki ahşap siloların dahilî tesislerinin yangına karşı alev almaz boya ile boyattınlması işi açık eksiltmeye konmuştur. Eksiltme 4. 12. 1950 günü saat 16 da Genel Müdürlükte toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
2 — İşin muhammen keşfi 32.550,— lira ve geçici teminatı da 2.441,25 liradır. '
3 — Alev almaz boyalar Ofisçe verilecek olup, isteklilerin de en az 25.000.— liralık bu kabil bir işi yapmış ve katî kabulünü yaptırmış bulunduğunu gösterir belgelerle, eksiltme gününden en az iki gün evvel yazı ile Genel Müdürlüğe başvurarak ehliyet belgesi almaları lâzımdır. (Ehliyet belgesi verip vermemekte Ofis yetkilidir.)
4 — istekliler ihale evrakını, Ankara’da Genel Müdürlük Malzeme Müdürlüğünde, İstanbul’da Beşiktaş’taki Afyon ve Malzeme işletmesinde görebilirler.
5 — Ofis, 2490 sayılı kanuna tabi olmadığından ihaleyi dilediğine yapıp yapmamakta tamamen serbesttir. (8652)—2540

Comments (0)