SAYISI HER I
YER DP
OnbiriRcı Yıl
Tel »(iresi: «YENİ SAPAN» î 9 T A. N B U t
Telefon t î(W
İ

f.
(•
-4
f
)1
3
)
•AA
• • • •
. V J (
-A » -S
4 t
*7
Ltn fnönü stadında gene k^lonmıza yaptırılan hareket terden iiç ayrı görünüp
ABONE Türkiye
Senelik 3»cc c aylık ısoo 3 aylık ECO
1 aylık 300
EEDEll
ECHfhl MOC H rH(0 ) V(KM) T rlı() »
KURUÇ
— - ---
___ • - — . ----------- . «■ ■ - ■ . —■ _ __________
Eski İçişleri Bakanı hakikaten dediği kadar Demokrasi âşıkı ve hürriyet taraf darı ise gazetecileri., bizi mualıaze edin, diyt vazifeye dâvet edeceğine kalemlere zincir vuran matbuat kanunudeğiştirmeye teşebbüs eder ıc onu kökünden yıkarak istibdad kalesinin duvarlarını indirmiş olmak zevkini tadardı ve o vakit de aman bizim zayıf icraatımızı tartaklayın demeye ihtiyaç duymazdı
)okla ve açık konıış-b.:i vadisinde adını atmağa, alıştır jnanı&MDin \(*balî bizde midir, onda mıdır. )ok)a bir türlü Demokrasi gelişmesine alışamıyan parti-öt midir? Hem Faik teşebbüs etlide de o meşhur beyanatın vâki oi( oğij gizli celse zaptının istisna-e₺ neşri İçin parti büyüklerinden
üjjkv sayımızda okuyucu-lanmu^ eski İçişleri B&-]isdj Tekirdağ; mîllet sekili Faik öztrak’ın ikinci bir acık lamasını okumuşlardır.
Bu mos denin nasıl ortaya çıktığı hatırlarda olsa gerektir:
Halk Partisinin Meclis Grupu gizli celselerinden birinde Faik Öztrak'a atfen bütün İstanbul gazetelerinde bas ( demeçler çıktı. Banlara göre bay Faik «Biz Hürriyet Misalini tam a mil e tahakkuk ettir sek de millet bizimle beraber olmaz, biko güvenmez, onıın için bos yere miBete tâvizde bulunarak mevkamizî zayıfiatmıyabm..» demimi Biz de bu mütalrayı okuyunca, hakil bk teessüre kapılarak eski bir İç Bakanının böyle bir dil kuUanabiimecsiniu çok eleın-•?£_*/) _ha)-
kadar m;rk 0-fur diye milletin isteğine
rağmen iktidarda kalmak arzuMi-bq takbih eyiemîşılk. Halbuki o başmakalenin çıktığı nüshada Faik öztrak’tan alman ve gizli celsede böyle bir tez müdafaa etmediğini bildiren bir yalanlama da vardL İ^te dünkü mektubunda eski içişleri Bakanı bu tekzibi okuduğumuz hakle nasıl olup da yin« sanki o sözler mahz-ı- hakikat î-miş gibi c başmakale'i yazdığının za hayret ediyor.
Gazeteciliğin pratik taraklarına vakıf olmaması tabii olan bıı zat bilmez ki başmakale gazeteye verildikten sonra gece yarısı gelen veya telefonla bildirilen Ankara haberleri de sabaha karşı dizilir ve binaenaleyh gazete başmuharririnin artık bu son maffimattaıı bilgisi olaDiZbZ. O da herkes gibi gazeteyi ertesi günü okuduğu vakit dıırum hakkında malûmat sahibi olur. Biz Faik Öztrak'ın tekzibini koymakla azami iyi niyet gösterdiğimiz halde ikinci 'e beyhude olan yalanlamasını da der-cetmckle müsamahanın son had-d.’ne kadar gitmiş oluyoruz.
Hâdiseleri höylece etraflı bir su rerte izah ettikten sonra Faik öz-trak ın 1^21 noktalara dikkat ııa-zannı çekecek ve kendisinin te-vehhünı edeceği kadar haklı olmadığını tebarüz ettireceğiz. Bir defa Meclis Grupu toplantılarının gizli olmastdsı ki, matbuata doğru, yanlış binbir söylentinin ak-setmesine sebeb olmaktadır ’ie bu halden üç yıldır partili milletvekilleri sızlanmaktadır. Bir kaç defa da toplantıların açık yapılması hakkında konuşmalar oldu, iıat tâ galiba kararlar da alındı fakat Halk Partisi eski huyundan bir türlü vazgeçemiyerek yine dört duvar arasında konuşmak kötü huyuna devam etti. Hatalı yolda ^öylece ısrar edilmesi yüzünden bazı yanlışlıklar oluyorsa bunun kabahati bizde midir?
Tekirdağ mİBetveklU, kuvvet)! Rükünlerinden biri olduğu, partUi » ■ ■- — - —______________________

müsaade koparmış. Bunu iki mek tubunda da bize bizzat öztrak müjdeliyor. Halbuki Halk Partisi öyle muattal \e hurda bir makine I ki günlerdenberi tekerrür eden bu vaid ve tebşirlere rağmen bu zabıtlar ancak henüz matbuata ve-rilebildl. Bu kadar atalet, teehhür (Devamı Sa., 3; Sil., 4 de)
Fiiistinde Arab küvetleri ilerliyor
Yahudi'ler Kudüsde sıkışık bir duruma İkililer,. Beysaj», Tiberias ve Saf ad* m da her an Arablara geçmesi bekleniyor Londra 19, ÇAP) — Filistin-deki harekâta dair alınan muhtelif menşeli haberlere göre, Su ı-ive ve Irak motorize kuvvetleri kuzeyde Safad ve güneyde Eevsan’a doğru yelpaze şeklinde açılarak ilerlemelerine vam etmişlerdir.
Bu harekât neticesinde hudi kuvvetleri muhtemel rak Doğu Filistinden tamamiy-le çekilmek zorunda kalacaklar I dır.
Yahudiler, karışık safhalar geçiren Kudüs savaşında da sı kısık bir duruma düşmüş göıiln mektedirler.
Suriye ordusuna mensup as-(Devamı) Sa.} 5; Sil., 3 de
©.
de-
Ya-ola-

"Vitri fiyatların mahkûm öden Miit*4Kpe bu kerre
Liraya
HIR RENKTE YAZLIK KAŞE
PANTALON
İBRAHİM İRGÖKEN
Etalon Ntannun, Dîkranyan İlan, Kat:3 No: 21 tstenbni.
"?w
nlatıyorf
Cebelüttank Boğazım nasıl kurtardığını anlatan Ispanya Eski Dış Bakanının Hitlerle Bertchesgadlen’de yaptığı mülakat

Bitler konuştukça heyecanlanıyor ve heyecanlandıkça yerinde duramaz, oturdu yu kolluya sığanıaz oluyordu.»
İspanya eski Dış Bakanı
[Serrano Suııer’ın hatıratı] v *
• I
J
*•

Seçim kurulu Balkanlarının da miin tehab olması esası kabul ediliyor C’.H.P. Meclis Grupunun bugünkü mühim toplantısı
/■■Var;.. 19 (Hususî) — Halk Partisi Meclis Grupunun yarın sası 15 de. yapacağı toplantıda seçim ıt memurin muhakpmat kari nlannda yapılacak değişiklikler görüşülecektir.
Müzakerelerin çok tartışmalı o-laıağına muhakkak nazarile bakıl maktadır. Hükümetçe hazırlanan projenin teferruatı hakkında bir gey söylenmemekte ise de hükümet teklifinde memurin muhake-mat kanunu tamamen kaldırılmak ta ve memurların sade seçim suçla n d'tfıl işledikleri bütün suçlar
Türkiye hakkında

»
Oldukç» garaxkâran« bir yazının Amerikan mehafilindeki akitleri

nThe Saturâay Evening Posta isimli deryiyf şehrimizdeki Ameıikalılar tarafından gönderilin nuktub
mıy bulunan makale, bunu okuyan vutanâaşlanmz üzerinde haklı bu teessür uyandırmış ol-iönği' gibi, şehrimizdeki Ameri-Sa., 6; Sü.» 4 de)
• 28 Şubat 948 tarihli «The Sa-turday Evening Post» dergisinde E. A. Hûüser tarafından Tüt biye hakkında oldukça garaz -t aranc b» eda He haleme alın-
normal usulü muhakemeye tâbi tutulmaktadır. Ancak idare âmirleri ve memurların bu yüzden vazifelerinde her hangi bir aksaklık husule gelmemesi için bazı yeni e-saslar konmaktadır. îdare âmirlerinden bir çok şikâyetlere vesile olan seçim kurulu başkanlığı vazifesi de kaldırılmakta ve seçim kurulu başkanlarının müntehap ol ması esası kabul edilmektedir. An çak yapılacak bu değişikliklerin tlemokrat Partiyi ve diğer muhalefet zümrelerini ne derece tatmin edeceği hakkında henüz bir müta-lea ileri sürülmemektedir. Zira bazı çevreler eski memurin mulıa-kemat kanununun hükümleri orta dan kaldırılırken konan yeni esaslarla vaziyette hiç bir değişikliğin Olmadığını ileri sürmektedirler. Bü tün bu söylentilerin ne dereceye kadar doğru olduğu yannki Grup toplantısından sonra belli olacaktır.
Ingiliz Millî takımı İsviçreyl de 5-1 yendi
Bellinzona (İsviçre) 19 (AP) -Bugünkü kadrosuna ö ihtiyat oyuncuyu almasına rağmen gayet Üstün bir oyun çıkaran Ingiliz millî futbol takamı İsviçre millî takımını 5—İ kazanmıştır.


ger Almanlar 1940 da Ce-bclüttarık Boğazını işgal etmiş olsalardı, harb seyrinin tama mile değişebileceğini tahmin etmek pek giiç oJmıyacak-tı. Şu halde, Mitlerin «üstün harekât» adını verdiği askeri taarruz başlamış bulunsaydı, muvaffakiyetinin mutlak surette elde edileceği muhakkaktı.
Acaba Cebelüttarık Boğazina ne sebebten dolayı taarruza geçilmedi? Bu hususta Nürenbergde ele geçirilen bîr vesika bizi aydınlatmaktadır. Bu vesikada şu satırları okuyoruz:
«Bizim batıdaki üçüncü siyasi hedefimiz olan İspanyayı lehimize kazanıp Cebelüttarık Boğazını zap detmek imkânları, İspanyolların vey a daha çok onların ahudi Dr- -şişleri Bakanı Serrano Sııner yü* zünden, âkiın kalmıştır.»
(Devamı Sa., 3; Sû., $ de/
‘ *v -i
1C9
M /






















•’ -
A-*f *(T
\ r' )
Öi.
Jt» *.?• •, .
v (*' ••
V


.*■^7-v£
’■ )Î7 J ’J ıV b •
A
üstesna gün,
Bu dün yurdun her tarafında törenle (•
kutlandı
• t irA !•’* (-’• •• 4
Ümidsizliğe düştüğü günlerde bile Türk rAjlletinin esaret altında yaşayamayacağına büyük bir imanla inanan Eşsiz Kahraman Atatürk'ün, Tıirk istiklâlini hazırlamalı üzere Samsunda Anadolu topraklarına a-yak bastığı 19 Mayıs gününün yıldönümü, dün yurdun her köşesinde olduğu gibi, şehrimizde de büyük bir heyecan ve sevinç le kutlanmıştır.
Türk bayraklarile baştan aşa ğı donatılan İstanbul, dün tarihî günlerinden birini daha va-gamış, vilâyet adına İnönü ve Şeref stadlarında; İlçeler adına da, Halkevlerinde tören yapılmış, çeşitli spor gösterileri icra edilmiştir.
Onbeşbin seyircinin sabahın daha erken saatlerinden itibaren doldurduğu İnönü stadında, merasime iştirak edecek kız ve erkek okullarla, askerî liseler ve sporcular saat 10 da evvel-(Devamı Sa. 5. Sii. l'de)
M. Piyango
------o------
Dünkü çekilişte 200 bia lirayı 178183 numaralı bilet kazandı
---o—
Millî Piyangonun 19 Mayıs 1948 çekilişi dün Ankarada saat 13.30 da yapılmıştır.
İkramiye kazanan nurarala-rı aşağıya yazıyoruz:
200.000 lira kazanan numara. 170183
(Devamı Sa., 3 Sii., 6 âa)
I!


1

i.' ı^-.n1 ıwn eski Dışişleri Hakanı Serrano Sıuıer

|
* t
I
a
Stalin’in teklifi Amerika’nın hattı hareketini değiştirmedi
Amerikan görüşünü Ingiltere de destekliyor, Marshall Basına, MolotoEa görüşmekten pe’ memnun olmayacağını imâ’ etti
Vaşington: 19 (AP.) — Bugün bir basın toplantısında beyanatta bulunan Bcılcşik Amerika Dışişleri Bakanı George Marshall ezcümle şunları, söylemiştir:
Devletler arasında daha biijiik bir anlaşma lüzumu tavsiye eden Mareşal Stalinin samimiyetini, dünya konularının halli bahsinde Rusyauın bundan böyle yapacağı iş birliği tayin edecektir.»
Bir soruyu cevablandıran Marg-hall, M. Molotofıın Vaşingtona gel meşi halinde Sovyetler Birliği Dışişleri Ba kaniyle tabiatiyle görüşeceğini söylemiştir. Bunula beraber Marshall Molotofu görmekle (Devamı Sa., 5 Sii., 5 de)

Cumhur
'i
1

başkanı
-------o---
İnönü bu sabah Istanbula geliyor
Ankara: 19 (Hususî) — Cumhurbaşkanı İsmet İnönü bu akşam saat 22.30 da hususi trenle Istanbula hareket etmiştir. Cumhurbaşkanı gar da Başbakan, Bakanlar, bazı milletvekilleri tarafından teşyi edilmiştir. Cumhurbaşkanına Bayan İnönü, genel sekreter Cemal Yeşil ve yaverleri refakat etmektedir, înönüniin lstanbulda bir haf ta, 10 gün kadar kalacağı tahmin edilmektedir.
ai

4


Dillileri Bahanı
Marshall
DİN KİTABI MES ELESİ
Millî Eğitim Bakanlığının affedilmez hatâsı
Şimdi iş ört bas edilmek cihetine gidiliyor. Fakat memleketin masum evlâdlanm düşünen yok mu?
masum evlâdlannı
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yazdırılın negredi’en «Müslüman çocuğunun kitabı» fcdlı eserde birçok dinî yanlışlar tarikat akideleri ve asılsız hikâyeler ve hurafeler bulunması hasebile Milletvekilleri a-rasında mühim münakaşalar olmuş ve Başbakan Haşan Saka da asabileşerek, müteessir ve münfail olarak, böyle bir eserin neşrine Millî Eğitim Bakan lığının nasıl müsaade ettiğini
Bakandan sormuş, Bakan bir cet vap verememiş. Başbakan *E-
I
ger. icap ederse, Mecliste bizzat l.ürsüye çıkarak böyle bir ki -tabın din dersi olarak okutula-mayacağmı söyleyeceğini» Mec Jis koridorlarında bağıra bağı -ra beyan etmiş, Millî Eğitim Bai kanı, müşkül durumda kalarak istifaya kadar kalkışmış olduğu nu gazetelerin Ankara muhabirleri yazdı.
Bunun üzerine Millî Eğitim Bakanı bu mesele hakkında ga zete muhabirlerine izahat vermeyi lüzumlu görerek, bazı be-(Devamı Sa., 3 Sii., 6 da)
I
Gençlik Bayramı ve Radyo
hadiselerini bir muvaffak olur. Bunun için do malû-dovlelm, o»r mat sahibi olmağa, inşad llmindon mükemmel bohrodâr olmağa katiyen lüzum yok-rli ’■ } mok ve 8U düğünü
1 samimiyeti© a^atış kudretine sahih bulunmak kâfidir.
Dün yurdumuzda gençlik bayramı kullanıyordu. Bunun için Ankara stadyumunda 19 Mayıs şenlikleri ya pıhyordu. Gazetelerde bu şenliklerin programı çıkmadı; yalnız radyo evvelki günkü neşriyatında bu şenlikler hakkında malumat vermişti.
Gençlik bu memleketin istikbalidir. Bakalım onun bayramını nasıl bir gü-vcnlo kutlıyacaktık.
Radyonun başına geçtik. Merasim başladı. Radyo, yukarıda tafsil eylediğim gibi mikrofonun başına bir (İs-piker) koyımış; bu zatın kim olduğunu bilmiyorum. Fakat şenlikler hakkında verdiği tafsilâttan bazı lumlo* lori kaydettim;
— .... Kırınızı donlu, çelik ı oğüs’l gençler...
(Lütfen sayfayı çevirini^
adyo, nünya kıtanın, bir mülkün halkına
surene ıoia^ eden ch ıanladır. Bu survtioj radyoya karşı teah* ____ hüdlerini ifa €(tienkr evlerinde koltuk sandalyelerine gömüferok, yahud so-diFterınde bağdaş kurarak o büyük vak atarı sanki yaniarınciâ coreyan e-ıliyormuş gibi takıb ederler... Etmo-lerl lâzım gdirr
Boşlıa memleketlerde böylcuir. Meselâ bir yerde (Futbol), yahud (To-nis) maçı var... Derhal radyo orada tesisatını yapar. Maçı takib İçin de (İsplker) ini gönderir. O adam mikrofonun başına geçer, sanki kundi ken dine düşünüyormuş gibi konuşmağa başlar. Kalabalığı anlatır; hazırlıkları izah eder; goleni gideni isiınlcrile haber verir; ondan sonra maç başladığı zaman bütün (mizansen) ini şahısları ilo (arif cdor; heyocanh noktalarda hoyecanlanır... Sonuna kadar dinliyçnleri dudaklarına asılmış gibi meşgul odorek eğlendirir vo sizo orada bulunuyormuşsunuz hissini vermeğe

T B W T 8 A fc
*
OkUYVCU

r


f
I
SAYFA: U

DIYOB ki

ı(V

SA^AÜ
*• «
Yazan: Profesör Kenan Öner
İstanbul
Dr. t. A. Giirsoy
— 70 —
Seçimlerin ne nılkdar oya tekabül ettiği ve çoğunluk kazanan milletvekili ile ondan daha az rey alan ve bu sebeble kazanmamış olan zatın kazandığı oylar arasındaki fark neden ibaret bulunduğu dahi tet-klh edilmemiştir.
rfj, Btınu tetkike medar olacak dosyada lıiç bir malûmat olmadığından Ve hakikatin tezuhurü İçin tahkikata girlşilmediğinden bu mesele iıak-kında verilen mütalcada isabet iarzedilenıez.
Kaldı ki fikrimce seçime fesad karıştırıldığı sabit olursa kanuna evkırı hareket tahakkuk edeceğine ve taallûk edeceği seçim tutanağı-tıın kanunsuz yapılan bir seçime istinaden tunziın edildiği anlaşılacağına göre yalnız bu netice bile seçimin feshine kâfi telâkki edilmek lanındır.
İstanbul İstanbul
Alımed Kemal Silinil! A. M. Berkan
Büyüle Millet Meclisi başkam Kâzım Karabokir, raporu okuttuktan sonra geçen tartışmaları T. B. M. M. tutanak dergisinden aynen naklederek aşağıya deroedıyorum:
Y ★
Başkan — Söz istiyen arkadaşları kaydediyorum.
Kaydedilen arkadaşlar şunlardır:
Miinir Birsel, Ali Rıza Eren, Süreyya örgeevren, Mareşal Fevzi Çakıuak, Hacim Çarıklı, Dr. Sainı Ali Dlleuıre, Salamım Adato.
— .Müsaade ve tensib buyurursanız; yana, karşıya ve üzerine olmak üzere ayırma yapalım, uygun mu? (Uygun sesleri).
Mareşal Fevzi Çakmak, buyurun.
Fevzi Çakmak (İstanbul) — Muhterem arkadaşlar, ordudan çekildikten sonra 2,5 yıl evimden ayrılmadığım Iıalde son seçimlerde milletin hakkımda gösterdiği itiıuad ve sevgiden mülhem olarak müstakil milletvekilliğin! kabul ettim. Maksadını cihandaki Demokrasi terakki-yatına uyarak bizde do millî hâkimiyetin bihakkın tesisi idi. Milletin bu muhabbetini çekemiyen bazı müstebit artıklarından gördüğüm tezyif, tahkir, hattâ tehditlere rağmen milletin hukukunu kanunen müdafaaya karar verdim.
Seçimler başladı. Ltanbuhla evvelâ müşahitlerim sandık başlarından kovuldu, bazıları dövüldü. Edilen şikâyet üzerine tekrar vazifelerine döndüler. Bazı müşahitler sandıkların kaçırıldığını, bir çokları seçim zabıtlarının değiştirildiğini bildirdiler. Bunu resmen protesto ettim.
Seçimlerden sonra bir hafta kadar İstaııbulda kaldım. İstanbuldan Bursa, İzmit, Bolu gibi civar vilâyetlerden gelenlerle görüştüm. Hasıl ettiğim kanaat şudur:
Zor ve hile ile seçimlere fesad karıştırılmıştır. Bunu örtmek için gazeteler susturulmuştur. Ayrıca adaylığımı koymuş olan İzınirdeıı aldığım telgraf, Ankaradan mutemetlerden gelen haberler de bu kanaatimi kuvvetlendirmiştir. Ankaraya gelirken gerek yollarda, gerek bu şehirlerde temas ettiğim yüz bine yakın vatandaş: Seçimlerde hakkımız çiğnendi, hakkımızı isteriz feryadları ile şikâyette bulundular.
Arkadaşlar, vicdanınza hitab ediyorum, Meclisin açıldığı gün bu mukaddes kürsüden milletin kayıtsız şartsız egemenliğine namusumuz üzerine and içmedik mi?
Bu haksızlığın bertaraf edilerek milletin tamamen hakimiyetinin tesisi, cümlemizin bir namus borcu olmuştur. Bu borcun {fasile adalet bekliyen milletin tatminini yüksek heyetinizden rica ederim.
Arkadaşlar, sözüme son verirken şunu da belirtmek isterim ki lıaricî bir tehlike karsısında bütün milletimizin tamamen birlik olduğuna asla şüblıe edilemez. (Soldan alkışlar).
Münir Birsel (İzmir) — Sayın başkaııım, sayın Mareşalin beyanatı konuya müteallik değildir. Müsaade buyurursanız karsı taraltau söyliyecek olan ve bu işde müdafaayı deruhte etmiş olan Salamon A-datonun daha enel söylemesini rica ederim.
Salamon Adato (İstanbul) — Sayın arkadaşlar, İstanbul ilinin seçimlerinde Halk Partisine nıensub beş milletvekilimizin lehine fesat karıştırıldığından bahsile vâki olan itiraz usulen yetkili komisyon tarafından tetkik edilmiştir. Bu komisyon tetlûkatını gayet sathi ve evrak üzerinde yaptıktan sonra komisyonun ileri sürdüğü ınütaleada isabet olmadığını beyan etmek mecburiyetindeyim.
Dr. Kemali Bayizit (Maraş) — Şahsınıza aid .şikâyeti iyi tedkik eder inşaallalı.
Salamon Adato (devamla) — İtiraza hedef olan muhterem arlca-daşlar hakkında her hangi bir imâda bulunmak arzu ve hissinden münezzehim. Esasen dosyada nıevcııd belgelere göre arkadaşlarımızın şikâyet mevzuu olan hâdiselere her hangi bir şekilde müdahale ettiklerine dair ufak bir delil bile mevcıul değildir. Dosya evrakına dayanarak maruzatımı gayet âfâkî bir şekilde beyan edeceğim. Şikâyetnamede 7 Haziranda milletvekilleri seçiminin yenilenmesine karar verilmesini müteakib tazyik ve tedhiş yapıldığını, seçimlerin devamı müdde-tince de Halk Partisinden gayrı partiler ve müstakil adaylar bir çok (Devamı var)

Emeklilerinde miting yapması icab edecek galiba!
• Pazar günü İnönü gezisinde miting var dediler. Ben böyle toplantılarda hiç bulunmadığımdan bir defa göreyim dedim, daha doğruyu acaba biz mağdur emeklilerin halinden do klınso bahse decek mi diye merak ottim. Şunu da süyliyeyiıu İd ben, üç beş yerden nıaa? alan İltimaslı ve müreffeh emeklilerden değil, kimsesiz» sahihsiz emeklilerden bahsediyorum. Taksim meydanına gitmeğe karar \ erdim. Bizim gibi emeklilerin böyle hareketleri de başka bir derttir. Evvelâ gidip gelmek için bir iki lira bulmak, eskimiş, buruşmuş pantalonu temizle tip ütületmek için komşudan iitü, köınür tedarik ve arkadaşlardan halimize uygun bir kıravat temin etmek, partal pabuçları boyatıp lıale yola getirmek lâzım. Taksime yetiştiğimde miting bitmişti, halk dağılıyordu. Bir kenarda durdum, seyretmeğe başladım. Bir çok kimsenin elindo seçim emniyetini ıstiyen ve arp&lı ekmekten şikâyet eden bayraklar vardı.
Orada gördüğüm bir kaç ihtiyara sordum: Emeklilerden bahseden oldu mu? Bu miting, seçim emniyetini Sağlamak için tertib edildiğinden saded harici çıkılmadı dediler. İçimden, acaba dedim. 6 senedir bizi ümid-den ümide düşüren tasarımızın bir an evvel kuvveden fiile çıkarılmasını ıç’ın emeklilerin de
miting yapınası mı îcabede-cek?! Şu kanun tasarısı ne zaman çıkacak? Artık bekle meleten bıktığımızı evliyai u-mûr elbette takdir ederler, zannederim.
'Emekli süvari yarbayı Tabir Aksu Kınltoprak Ziver B. sokak No. 12
istemek nihayet
Celâl Bayar yarın Ankaraya dönecek
/
g^AKVIMDEN BİR YAPRAK

Gençlik Bayramı ve Radyo
(Buştuvafı 1 incide)
— .... Eskrimciler, ellerinde tuttukları eskroMleri yukarıya kaldırarak tribüiMiekilerj .selanıüyorlar.
— ..«.nEfietitü.4talebeleri.» önlerinde hocaları olduğu halde öğretmenlerini takib ediyorlar...
— .... Sempatik bakışlarla büyüklerini siiaüyorlar.
— .... Temiz selâmları He, mavi eşofmanları, He Jpzlen okrıyorlar.
Sonra sonu getırüemiyen cümlelerin eskilerin (bi ser-ü- bün)) dedikleri tarz da bağlanışları... Yani dmlemcge tahammül edilir gibi değil. *
Bugün (don) un pek lüzumlu bir iç çamaşırı olduğuna kanaatimiz var. Fa kat bu kelime böyle bir yerde kullanılmaz (külot) denilir; iç pantalonu denilir. Çelik göğüslü gençler derken bunu (Kırınızı donlu) terkibi ile yan-yana koymak olur mu? Sözün bir a-saleti, zarafeti -vardır.
Sonra eskrimciler ellerinde eskrim tutmazlar,»-(flöre) yahud (meç) tu-' (arlar.
Enstitü talebeleri öğretmenlerini ta kib ediyorlar. Âlâ! Fakat önlerindeki hocalar kim? Tabur imamları mı?
Büyükler sempatik bakışla nasıl süzülür? So»ra selâmın temizi olur mu? Eşofmanın mavisi ile birlikte bu temiz selâm gözleri nasıl okşar?
Bu yazdıklarım çölden alınmış bir
Ankarada kuzu etine narh kondu
Ankara 19 (Husus)
diye kuzu etini narka tâbi tutmaya karar vermiş ve kuzu için 200 kuruş fiyat tesbit etmiştir. Euna mukabil koyun etine zam yapılarak kilosu 210 na çıkarılmıştır. Diğer taraftan şeker Kuponları dün mahalle muhtarlarına verilmiştir. Muhtarlar kuponları bugün halka tevzi e-decekler ve şeker satışlarına ya nn başlanacaktır;
tutam.huni gibidir.
Hoyocanltrbir reporiaı bu hale getirilmemeli.} günahtır^, Bu kadar fena konuçan. adamların böyle yüz binlerce dinleyiciye hitab elmosine miicaari» e. dilmez.
AnJauuyorunı.u-Orada mikrofon başına lâf olmasini bilen bir adam da koyamıyor,muyuz yahu?!!
A

Bele-
Şeker satışlarına )lstanbul wuru
3.. 1 1 1 m )• i d«n geldi
dün başlanabildi
Şirket, şeker verdiği bakkalları Vilâyet ve Emniyet Müdürlüğüne bildirdi
19 Mayıs bayramı sünâsebe-tile dairelerin tatil olmasına rağ meıı dü şeker şirketi, tatil yapmamış, ve müracaat öden 200 bakkala şeker tevzi etmiştir.
Istanbulda 2300 bakkal bulunmakta, dün sadece, Eminönü Fatih, Bakırköy, Beşiktaş ve Sa rıyer kazalarındaki bakkalann bir kısmına şeker verilebilmiştir.
Şeker şirketi kadrosunda tevzi işile meşgul olan İ1q memur olduğundan tevzi işi uzamakta ve bakkalar güçlük çekmektedir. __ Diğer taraftan belediye ve Emniyet müdürlüğü, şeker ka ra borsasma meydan vermemek üzere gerekli tedbirleri al nuşlardır.
Şeker şirketi dün akşama ka-

9


1

t
------O----
Vatan topraklarına kavşuan 24 mülteci neler anlatıyor
EKONOMİ:
MÜTEFERPİK
Kömür tevziî için tedbirler alınıyor
Siboney bu gece gidiyor
Demokratların seçim kanunu nun tadili hususunda yaptıkları mitingde konuşmak üzere şehri mize geleıı Çelil Bayar, yarın ak şam Aııkaraya dönecektir.
Celâl Bayar Ankarada bir kaç gün kaldıktan ve Genel Kurulla temaslarda bulunduktan son ra, Cenub Doğu illerinde seya -hate çıkacaktır.
Hir biletçi kamyon altında kaldı
Taksimde fecî bir seyrisefer kazası olmuş, Taksimden gedmekte olan 89 numaralı tramvaydan atlıyan 640 numaralı bi letçi, arkadan gelen, şoför Süleyman idaresindeki 4367 plâka numaralı kamyonun sademesine uğrıyarak ağır surette yaralan mış, Beyoğlu belediye hastaha-nesine kaldırılmıştır.
---------O ■■■
Gül sergisi açılıyor
Sabırsızlıkla beklenen Gül se risi, bu hafta içinde Modada açı lacaktır.
Meccaııen geztirilecek de 700 çeşit gülün teşhir ceği söylenmektedir .
Geçen seneye göre, kömür tevzi zamanı yaklaşmış olduğu .halde, tevziin ne şekilde yapıla cağına dair bile, Ekonomi Bakanlığından, Kömür tevzi mües sesesiııe henüz bir emir gelmiş değildir. Geçen yıla ait tevziatın nisan sonunda bitmesine rağmen ihtiyacı olan müeasesele-•re, linyit olmak şartile, avans kömür verilmesine devam edilmektedir.
Diğer taraftan geçen aeneki gibi bir sıkıntıya meydan verilmemesi için şimdiden kömür de po edilmesine başlanmıştır.
Peynir fiyatları tetkik ediliyor
Peynircilikten anlıyan bir kaç sahış, belediye iktisad müdürlü güne müracaat ederek, peyny-, fiyatlarının yüksek olduğunu, bugün kilosu 220 kuruşa şahlan peynirlerin kâr bırakmak su retile 170 kuruşa satılabileceğini bildirmiştir.
Belediye iktisad müdürlüğü müracaat sahiplerinin bu ikazı üzerine peynir fiyatlarında ince lemeler yapmağa başlamıştır.
Milli Eğitim Hakanı geliyor
Ortaokul ve Liselerde, 22 Ma yısta dersler nihayete erecektir.
Diğer taraftan Millî Eğitim Bakanının bugün şehrimize gel mesi beklenmektedir.
Bakan bu defa şehrimizde bir müddet kalacak, gerek öğretim . müesseselerinde, gerekse Akademi inşaatı üzerinde tetkikler de bulunacaktır.
ver
sergi edile
--------•)——
Yen in garsonlara diploma ı-erilecek
Belediyenin açtığı garson kur su, ikinci devre mezunların! miş bulunmaktadır.
120 garsona, yarın saat 15.30 da Taksini belediye gazinosunda tvali Lûtfi Kırdar tarafından diplomaları tevzi olunacaktır.
Gerek Siboney uçak taşıt misinin, gerekse diğer yardım malzemesi getiren Amerikan şi-lebleıiııin süratle tahliyelerinden memnun kalan Amerikan yardım heyeti başkanı M. Little liman idaresi başkanlığına teşekkürlerini bildirmiştir.
Diğer taraftan U S S Siboney, uçak taşıt gemisi bu gece yarısı İzmire müteveccihen Uma nımızdan hareket edecektir.
Siboney, ayın 24 üne kadar İzmir limanında kalacak ve gemi kumandanı pazartesi günü yeni denizaltdarımıza bayrak çekme töreninde hazır bulunacaktır.
Arkadaşım testere ile yaralıyan marangoz
Kadıköy İnönü caddesinde İS numaralı evde oturan Feridun Aksur, Kızıltoprak Şerif Bey so kağında 21—1 numarada oturan marangoz Şabanla kavgaya tutuşmuşlar, kavga sonunda ‘ Şaban arkadaşını destere ile ağır surette yaralamışta.
Cağaloğlundaki dünkü yangın
Dün gece saat 20 de Cağaloğ lunda, Çatalçeşme sokağında hir yangın olmuştur:
Cağaloğlu kız ortaokulunun karşısındaki Saniyeye ait gecekonduda, gaz lâmbasının dev rilmesile çıkan yangı bitişikteki 20—22 numaralı General Muhid din Savolun kiracı olduğu apart manada sirayet etmişse de der hal yetişen itfaiye tarafmdan yayılmadan söndürülmüştür.
Fenerde iki motor çarpıştı
İzmit limanına bağlı Emin reis idaresindeki 16 tonluk Orhan ■ motörü evvelki gün Fener açık lannda Tekele ait bir tenezzüh motörile çarpışmış müsademe neticesi devrilen Tekel motöriin da bulunan Aziz, Mehmed. Ah-med ve Süleyman etraftan ye tişen sandallar tarafından kurtarılmıştır.
Tahkikata devam edilmektedir.
ge
«Batı Akdeniz • şefe» ndea dö nen ^İstanbul» vapuru dün saat 14,30 da 115 yolcu ve 850 ton yükle limanımıza gelmiştir.
Gelenler ara3mda «Milletlere rası Haberleşme Hürriyet; kon feransma" iştirak eden Türk delegelerinden Cılı ıd Bahan, mil letvekili Cemil Bdsei, Oiımpiya-koa Elenikoa Yunan eskrim takımı, Pireden binen 11 ve Ceno va ile Napoliden biner. 10 milte-ci ırkdaşımız vardır.
Prdeen gelen ırkdaşlanmri kendilerde görüşen bir arkadaşı miza şunları söylemi derdir:
« — Önce yatana kavuştuğumuzdan dolayı memnunluğumuzu belirtmek isteriz.
Harb devarrunca â(ie’. l dağlar da yaşadık gibi bir şey harb. bit tikten sonra ise Komünist çete çilerinden çekmediğimiz kalmadı. Nihayet Yunan hükümetine müracaatimiz üzerine gayret ve temaslar sayesinde önce Pireye nihayet şimdi de gömüğünüz gi bi sevgili vatanımıza kavuşmuş bulunuyoruz. Akuala kampında halen, anavatana getirilmelerini bekleyen 500 ırkdaşımız bulunmaktadır » »
Bundan başka leıi j. a kampın dan da 5 mülteci gelmiştir. İstanbul iskân müdürü bizzat va pnra kadar gelerek. m ıLcecilerle âlâkadar ohnuş ve geleı eri der hal -Sarayburnu göçmen evine yerleştirmiştir.
- K -
İhracat hakkında yeni kararlar
- Ticarim, pa-
— Mehlika Sultan oraya gelecek. Şabana, muhasebeciye, kâtibe filân tenbih ettim, oraya yollıyacaklar. Şayed bizim kan gelip te beni soracak olursa Bakırköy ünde olduğumu söyleyin, dedim.
Kantarlıyı veriştirerek yüzünü buruşturdu:
—- Mabudenin ansızın bastıracağı tutar. Korkulu rüya görmektense uyanık yatmak hayırlı.
— Tabiî
— Ne dersin, dün dalavereyi çakmadı, enayi gibi kandı. Ben de az köpoğlu değilim yani ya. .Benim yerimde başka bir herif olsaydı foyayı meydana çıkarır di. Ne de olsa kadın; tevekkeli sacı uzun, aklı kısa dememişler.
Kavaf zade rastıklara bulan -diktan bir çeyrek sonra, saçlarını. bıyıklarını sıcak suyla yıkamıştı. Saate baktı: 9 buçuk.
Perükârdan vaz geetl:
— Saatim belki geridir, vakit dar. Birader ver usturam, traş olu ver ey im.
Çabucak traş oldu. Telâşın -dan elleri titremeye; çeteleye dönen yüzüne pamuklar yapış -tirdi. Evde aceleyle kirli çorap lan giymişti; fazla terleyen a-yakları buram buram. Temiz ço rap isteyip giydi.
îki canciğer. Sultan mevda -

mna çıktılar. Otomobile kuru -lup Erzurum hanının önünde in diler. Neş’et beyin yazıhanesine girdiler.
Aradan beş dakika geçmeden odada içeri Ziba hanım girmesin mi?
sorunca, Yahudi parayı hemen cebe atıp: t
— Neşat beyin yanindadır.. Sakin söyleme benden işittin! i duyar;
Palas pandıras oreda aolugu almıştı.

Kocası evden çıktıktan sonra pirelenmiş; tebdil kıyafet, sırtında anasının sarılık kestiği zamanlardan kalma soluk çarşafı, suratında kalın peçe, so -kağa fırlayıp yazıhaneye koş muş; yazıhanedekilerin birbiri ni tutmayan lâflarını, yâni u -şakla muhasebeci (bugün Ba-kırköyünde, oradan telefon etti) demişken, kâtibin (öğleden sonra gelecek), Yahudinin de (Yeldi burda, sonram köye gitti) deyişinden kuşkulanarak, î-zaka gizlice göz kırpıp aşağı ca ğırmış, avucuna papeli sıkıştı -np,
— Eazirgân. doğrusunu söyle, şimdi nerede bu adam diye.
Sanki beyni balâsından vuru lan Yahya bey, yüzü mumya sa tısı, hafakanlar geçirmede; hanım da son tetıkde:
— Hani, Bakırköyüne gidecektin? Frenk başkumandanına kereste teslim edecektin?
Zavallı adam kekeliyordu: ]
— Ya, va vallahi gidecektim. Ge geliyorum diye telefon ettim. ö, ö öğleden sonra buyur dediler...
— O ne?.. Şu bıyıklarının haline bak, tıbkı ağzına fare almış gibi. Bayram yeri soytarılarına dönmüşsün.
Yahya bey, mendile aümkü-rür gibi yapıp el çabtıkluğile çifte aspirini yutmuştu.
— Az buçuk rastık sürdüm.. Kuman d ar mum and ar beni bunağın biri sanıp keşe boğmasın diye.
— Hepsi yalan!.. Fena halde şaşırışından, betin benzin uça -rak kekeleyişinden de belli. Kim bilir ne çapkınlık peşindesin? Saçını, bıyığmı boyayınca genç leşiyorum mu sanıyorsun ?
Kırk yıllık Yani, olur mu Kani?
Kocasına yaklaştı:
— Tevekkeli yemini yemeden evden fırlamadın? Meramın çeki düzenmiş, adamın bütün ceplerini yoklamada:
-4-, Nereye koydun,rastığı, fır çayı? Çıkarıp ver, -pençereden sokağa atacağım!
Aradıklarını bulamıyordu.
— Ooo, maşallah! et-iğin halt yetmiyormuş gibi, üstelik tüj’ dikmişsin. Nefesin keskin keskin karanfil kokuyor. Meramın ağzındaki sası sası rayihayı bas tırnrıak.. Billahi bugün zaıııpa-


Ankara -19 (Hususi’ ı-el Bakanlığı simge:, cavra, pamuk rlökünt’-'aile bakla, mercimek, fasulye, burçak, alıdarı. keten v^'^enç lannın, da' sterlinle ihracına müsaade etmiştir. Karar ougüıı a-lakalı ihracatçılar birliğine tebliğ edilmiştir. .İhracat üş ticaret işleri hâkknıda 2« mayıs talihli ve 22Ö No. lı sirkülerdeki şartlar dairesinde .yapıiacaktu.
Diğer taraftan yağlı tohumlardan rapitsa anlaşmamız bulunan memleketlere anlaşma hli kümleri dairesinde.. ointıyaıiUra da serbest dövizle ıhr .■ ma müsaade edilmiştir.
Orha t (&evf ve ceVab
Ankara. 19 1 Husus ı — Aşirı sol temayüllü oldukları için Ü-ııiversiteden çıkarılmış oulunaıı üc öğretim üyesi Orhan Seyfi Orhonun mecliste yaptığı ve bir hafta sonra Ulusta tefrika ettirdiği beraatına cevab vermekte ve Üniversiteler arası kurul kararının Orhan Seyfi ve onun zihniyetinde oianlar ne kadar kötülerse kötülesin Türk üniversite hayatında medenî ce taretin temiz bir örneği olarak kalacağını belirterek Orhan Sey finin Mecliste vesika diye okuduğu yazıları tahrif etmiş olduğunu iddia etmektedirler.
ralığa gideceksin mutlaka. X
Neş’ete döııdü: S
— Böyledir işte! Suratım ti-»j yatrocu Naşide döndürür, kendi X ni matı maskara eder, herkes $ arkasından kahkahalarla güleri de haberi olmaz... ’ s
— Boşuna yere incitme, • üz-| pıe zavallıyı hemşiranım! ’ g — Vallahi bunun yaptıkları -g nı tımarhane kaçkınları yap maz. Bebek değil, saçı başı üç'j türlü olmuş, lıandise kanbuıu^ çıkacak, hâlâ hopala beğinP paşamda, insanın içi oynamayın^ ca dışı oynamaz.
Neş’et bey, yatıştırmağa uğ-£ Laşıyordu: , |
— Hiddetiniz beyhude, sui 4 zaıığa bulunuyorsunuz; emin om Itır, ki, şüpheniz bila sebep. Bi-'' raderimin zannettiğiniz tarak -X larda bezi yok. .’ 1
— övle bir var ki, hem de\ kaç tane, içtiğiniz su ayrı git iviyor, elbette size kalkan kı-( lıç olmak düşer. Erkek değil*' misiniz, topunuzun köküne kib-£ rit suyu!. ,ö
Kavafaâde. karısının Erzıı-’£ rıtm hanına düşüşünün hikme-ıg tini keşfetmişti. Keramet sahie bi değil a, bu hevlı.ılde birini den duydu. K
£
/ n., ...aji4|
••

• • •
Halk Partililer iktidardan düşerlerse ürbüı Türk çocuklarının gip tonlerlnl seyrettikten eon/j havanın sarin aeftil do odeta
soğukluğundan ötürü dünkü tayram gününün öğleden sonrasını gal başında hülya ıls geçirirken birdenbire aklıma geliverdi:
— Halk Partisi, farz-ı- muhâi iktidardan düşse do muhalefete a*
caba nasıl bir dil kullanır?
Öyle ya! Oıişmoz kalkmaz br Allah derler. Her no kadar şanlı aı:ı ok çocuklarının defterlerinde îkUda*ı ( rakmak, çoğunluğu kaybetmek kelimeleri yazmazsa da hayalen olsuaı demokratlara soçimleri kazandRip Halk Partilileri koltuklarından paldı7 küldür yuvarlayamaz mıyım? Ve bu takdirde do çoyrek asırdır memleket n daro dizginlerini ellerinde buiuırıur-muş olan bu zevatm ne yolda ve tıasH muhalefet yapacaklarını (nuhayy©^^-do canlandıramaz mıyım?
Üzerinde düşündükçe bu fik«r «il sardı, sardıkça düşünoum ve 9
güzol bir eğlence bulmuş oldun’
Meselâ 1952 yılındayız, ikltariı da bir Demokrat kabine var. . Cud yine çıkıyor amma muhalif olan* C -kıyor. Başyazıları Hihad Erimle *F )-lih Rıfkı Atay nöbetleşe yaz./or«(*. Devlot kuşu elden gidince iki p f ınaz rakib can ciğer oluvermişler, no aralarından su sızmıyor. İfct.tn ki partinin sözcülüğünü de Hızar din Nazif yamyor. Basın, Yı)»r ınuın Müdürlüğü Demokrat tartımın emri altına girince haıret evvelâ keti, sonra narayı.basıp müdürden hükümet sozcedu-parınış. Vakıa bir kaç kısk —- Yahu, nasıl olur? *1 daha düne kadar (Son Havadis) ^2 s altı oku göklere çıkarıyordu* o i-tiraz edecek ofnnışlar -amma yeni nel müdiir de kabine tebeddülü ile ı.l vo ietihad değiştirmiş sabık Hiik Partililerden olduğu için işi hoş görmüş.
Bazı refiklerimiz suya sabuna kunmtyan politikalarını muhafaza ermişler: rCumhurryet •) bermutat) başta» gelmekte. Doğruyu söyfedtğr --.in dokuz köyden kovulan bazı gazetelerimiz ve bu arada Yeni Sabah yino bermutad yeni kabinen n -r" e zubıı. Ellerinden gelse brr kaşık s 102 boğacaklar. Fazla olarak şînmi mı hatif olan eski muvafıklar da lai-m muhalif cYcni Sabah a diş btiemefcteler. Muhalefetinden nâşî resmi •h’jntarrran mahrum edilen Yem Sabah 1 muhalifler do ayni cezaya çarptrrrmşıar or)-yapmak mümkünse ya.n/orrj/'— r
Yeni kabine is oaşma geîrr ^9fnıez devlet inhisarcılığının beline tek neyi indirmiş ve bu yüzden memıokette ser best ticaret yavaş yavaş gelişerek hal kın yüzü gülmeğe başhmirş ıır. na oa-kın «Ulus» da (Atay - Erim «ördekler) imzasile çıkan başmakaleye.
(Ne günlere kaldık?...
«Daha düne kadar bizi tenu o »sen muhalifler iktidara geçer geçmez tü bir yol tuttular, tnemtekad batırıyorlar. Ticaret Bakam mtmJeket tica re tini zâhirde köstekleyen, 1 hakikatte ise koruyan tahditleri kaldırmak sure-tilo vatana en buyuk fenalığı etmiş oldu. Eskiden ancak sayılı zevatın zi-yarctgâhı olan Ticaret Bakanhg» bugün önüne gelenin baş vurduğu arzuhalci dükkânına döndü. (İstryen tsfediği ni getiriyor ve işin en kötüsj ae mallarını dilediğine satabiliyor. A »i e attı ok, şanlı Halk Partisi Oaşım (oldrr aa bir bak! Ne günlere kaldı, y ırao-1 bit...»
Bir taraftan muhalif lüus bbyfa ateşli yazılarla Ticaret Bakamm hırpalayıp dururken bir taraftan (te muhalefet partisi (Yani Halk Partili) soz cüler kasaba kasaba dolaşıp typtantr lar yapıyorlar, mitingler akoa'jıyor-lar.



ye«ıi
U4nu so-
»atb/ e*, i( z
( Arkası yarttı) FIKRACI
*
I
Yeni sigara fabrikası inşaatı
Tekel idaresinin Maicepede yaptıracağı sigara fabrikasının projesinin son şeklini hazırla -mış olan « American Machıuaııd Foundry firması mütehassısla n evvelki gün şehrimize gelerek Tekel Genel müdürü ve uzman larile bu mevzuda görüşmelere başlamışlardır. Mutabakat ha -sil olunca inşaatına derhal baş laııacaktır.
r
*
1364 Rumi Mayıs
7
MAYIS
Perşembe

1367))
Hicri
Reoeb
11

,Kuzı Hızır 15 - AY - 5 Gün 141
r
VaKltier
Güneş
Öğle
ikindi
YatsT İnısâk
Vasati s.
5
13
17
20
22
3
D.
38
10
08
24
17
31
Ezani D.
15
48
45
s.
9
4
5
12
1
7

S)
O O W A W)
7 « N î 1 H
4l
ak tüail taler
1
M
(
de askerliklerini yapan ve yapmamış olanların bildirilmesi istenmekte ve tecil edilenlerin hangi sebeble tecil edilmiş oldukları sorulmaktadır.
Kabahat
Bizde mi?
fHajnıakaleden devam,) ve «ue)k*»etin vebiıu de ııjathuat* ta njıaır?
E"ki lfi»l«ri BataMU )usk(ubıw da. (liyer kİ- 6en nittlbuatıu hükft-
Ankara: 19 (Hususî) — Millî Eğilim Bakanlığı okul müdürlüklerine öğretmenlerin askerlik durumlarının bildirilmesi i-çiıı bir tamim yapmıştır. Tamim
Öğretmenlerin askerî durumları



reci =
= gozilo
777—




1
i
16 Mayıadan kibara®
bir müddetle
yürürlüğe bulunmaktadır
Madriddeıı bildiriliyor# Nisan avı zarfında müzakere edilip bu ayın başında Ispanya Dış, İktisad Müsteşarı Navakuves ile Fransız murahhas heyeti başkanı Druen arasında münakit Ispanyol - Fran« sız ticaret ve malî anlaşması Madrid'de merasimle imzalanmıştır.
Karşılıklı ticarî mübadelelerin tutarı bîr buçuk milyar Pezeta’ya baliğ ola çaktır. Tediyeler, bir pe-zeta 19.65 frank resmî rayiç üzerinden kliring usulü ile yapılacaktır.
Ispanya, Fransa’ya 840 milyon pezeta kıymetinde emtia ihraç edecektir. Bunlar mey anında portakal. limon, badem, türlü meyvalar, balık, konserve, şarap, mantar, çinko madeni. pirit, civa, kurşun, entimuvan. minvonı, hazır ilâçlar vesaire bulunacaktır.
Fransa ise, ispanyaya a ralarında gübre fosforit-lcri. karbon, hasır sazı, de mir mamulâtı, motor, men sücat makineleri, işçi âlet leri, mâden sanayiine mah sus âlât ve edevat, ziraî makineler, müdekkik âletler. kimya sanayii ile hid-ıo-elektrotermik kudre -tin istihsal ve nakline mah sus makineler, demiıyolu levazımı, limanlar da dahil olmak üzere nafia isleri edevatı, otobüs, kam -yönet, hususî çelikler, zi- 2 ıaat traktörleri, vesaire ) bulunacak 12 milyar 900 C milvon frank kıymetinde ) emtia ihraç edecektir . t
Anlaşma 15 Mayıs tari- ) hinden itibaren meriyete ( girmiş olup bir sene müd- ) detle muteber kalacaktır. ( Keza, Fas istikrazı ve güm ? lük rejimi hakkında da ( anlaşmaya varılmıştır. )
Truman’m demeci

*Birl eşmiş Milletler bütua ■öylenealora rağmen «ulh yolunda devam edecektir.,.
Usis:

) ı
*
Vaşington 19 (A.A.)
Vatandaş hakları üçüncü millî konferansında söz alan Başkan Truman, dün Birleşmiş Milletle rin bütün söylenen ve yapılanlara rağmen sulh yolunda devam edeceğini söylemiştir.
Başkan, bu demeci, Birleş -nıiş Milletlerin kuruluşu sıra -sında Amerikanın oynadığı rol hakkında hülâsataıı verilen i-zahatı müteakip söylemiştir.
Truman 1920 de Amerikanın milletlerarası mesuliyeti henü2 müdrik bulunmadığını ve sul-hü korumak için Birleşmiş Milletler kurulunu teşkilâtlandır -mak yolunda ve bu yüzden i-kinci bir cihan harbine katılmak mecburiyetinde kalmış ol-öuklarını söylemiş ve Amerikan vatandaşları bir «dünya zihni-,yeti» taşımalı ve bu zihniyeti inkişaf ettirmelidirler, demiş -tir.
5 • -----------------*
Bir Rus tayyaresi Berlin civarında diiştii V. Berlin 19 (A.A) — (Lws), 7 Biı Sovyet uçağının Sovyet ke-siminde Berlin’in .50 kilometre • • kadar uzağında bulunan bir kö-h i 4
4 ) 4
I
ye kaza neticesinde düşmüştür. Bir bombanın infilâkı sonunda 4 kişi Ölmüş ve 12 kişi de yaralanmıştır.
Kaza mahallîne bir lugitîa tahkikat heyeti gitmiştir. Heyet hasara uğramış olan evlerin derhal tamir edümeainr. emretmiştir.
Önümüzdeki aylarda yapılacak olan manevralara 29 harb gemisi iştirak edecek bunlara Missouri zırhlısı da dahil
Vagington: 19 (AA.) — (Na-fen) Haziran ve temmuz ayların da Akdenizde yapılacak olan büyük manevralara iki grup katılacaktır. Birinci grup, araların da 45.000 tonluk MİSsourl flrb Jısı ile yine 45 000 tonluk vei)i Gornl Sea uçak gemisinin oulun duğu 13 gemiden müteşekkildir. İkinci grup da Atlantik filosunu teşkil eden 16 gemidir, t ora I
Sea uçak gemisinc(e nıutad yu Seferine çıkmış olap 3.138 dehilt oi ve deniz yedek şubjıylari btj-lunmaktadır. Bu ıllb ştflad.1 on 9f) klt gemldeft ibıfr(İU öldiftKla beraber avbûşmdâ j? dehıi dana U tlhak edecek ve rfievöUt genıfiş)' den ondördü Birleş^ AmerikaH dönecektir. Böylelikle füonutt mevcudu on altlya inecektir. .
metı teııkici eimeslıjj ddâen istenim ve bunun içio lu^lbı^et erkânını teukidlerılo bulUDÖlı.Va, içişleri makamında iken dâvot ettim. Ou vakıa şalisen ıttılaımiz.da olduğu iyin doğrudur aiıpna. aoâbA
Baka/ı kabul ve itiraf elmez mİ ki bir memlekelta n)l)(VuatiD tenkid .vapahlltnesi için bizzat hükümet iaratmd^n bu Işa dftvot e^llmeş) o momlekette matbuat hürriyeti bulunmadığına en kesin b'r delildir* Yoksa kanunlarda Demokratik ve yazı serlıestllği oha hükümeti tenkid İçin ayrıç» îyişlerl Ba-kauından dâvot alunya ve ınüaaa-(İo koparuııya ihtiyaç olur ınıı ve bir hükümetin mtbünıahasile v« teşviklle yapılacak tenkidin ne kıy meti ve ne «heınmîyetı kalır ? Bu eski hiküvenirf bizzat Faik Öztrak tarafından tekrarlanması ve itiraf edilmeni ve tenkid hürriyetinin nıevcud olmadığının resmen kabulünden başka üe mâna ifade e-dert
Millî Eğitim Bakanlığı okul müdürlükle rine bu hususta bir tamim yaptı
Sıtma savayı g»n«l Md. muavinliği
Ankara İp (Husus) — Sağlık Bakanlığı Sıtma savaş genel müdürü muavinliğine Dr. Mahir Önbilgin tâyin edilmiştir..
O
Vazife bayında ölea polis mamuru
yunun Hükümeti Sovyet Rusya *»»» proteato
Atina: 19 tA.A.) — Yunan hükümeti, Yuuaııistandaki son idam ları protesto eden Sovyet notasına verdiği cevabda idam edilen kimselerin işkence etmek ve nıasum rehinelerle daha başka kimselerin katli de dahil olmak üzere, â-di cürümlerden dolayı normal ada let mahkemeleri tarafından yargılanmış olduklarını bildirmiştir.
Yunan hükümeti bu gibi şahısların cezalandırılmasının tamami-le dahili bir mesele olduğu hususunda ısrar etmektedir.
Atina: 19 (A^A ) — Genel Asayiş Bakanı Rendu beyanatta bulunarak Adalet Bakanı Kadas ın kat li üzerine açılan tahkikatın sona erdiğini bildirmiştir.
Katilin itiraflarından bu hâdisenin mürettibi komünist partisi olduğu anlaşılmaktadır.
Bu iddiaya Ladurfm- **-
ai a4watn övürreTeTT nakleden Mar-kos radyosunun yaymı ve komünist erkânının gizlice çıksrdıklan Rızospatis gazetesinin 9 Nisan 948 tarihli nüshası teyid etmekledir. Eizospatis bu nüshasında, faal ko münistleri tedhiş hareketlerini bir kat daha arttırmağa teşvik etmek te idi. Katil ifadesinde vaka mahal linde 60 kişinin bulunduğunu ve bunlara el bombası atmak 3uretile firarını mümkün kılmak vazifesi verildiğini söylemiştir. Fakat yetkili çevrelerin fikrince vaka mahallinde her ne kadar altmış kişi bulunmuşsa da bunlara verilen vazife tatlı bir takım itiraflarda bulunmaktan alıkoymak için onu öldürtmekten ibaretti. Fakat katil de yere serildiğinden bunlar öldüğünü sunarak oradan uzaklaşmışlardır. .
Nevyork: 19 (A.A.) — Dün akşam kendisini Yunanistandan getiren uçaktan inişinde Yunanista-na Amerikan yardım heyeti başka m Dwighy Grisvvold şunları söylemiştir:
( Amerikan yardımı olmasaydı, Yunanistan daha sekiz ay önce ko münistleşıniş olurdu.»
dün ceval» verdi
wight Griswold bundan sonra gazetecilere «Yunanistanıu iktisadi durumunu Avrupa ya yardun plânı idare müdurli Paul Hoffman, Dışişleri Bakanlığı ve Savuma» Bakanı Jamee Forrestal Ha görülmek üz.erş Amorikaya geldiâ al bildirmiştir.
Daha sonra gazetecilerin 3ordı^ ları sualleri cevablandıran Gri$‘ wold, Yunanistanda komünist iltr leylşinin durdurulmuş olduğuûü ve Yunan ordusunun çeteçUerle çok iri savaştığını beyan etmiştir.
Grisvrold Yunan milletinin yiy-de 85 ilâ 90 minin komünizme mü-halif olduğunu söylemiş ve geleoejt 30 Haziranda 3ona eren Auıerik^ yardımımdan soçra Yutjanistşniü Marshall plânından yardım ge devam edeceğini ve yardjîUj^ askerî kiBinının başka bit metili ntıRmnmoa tahsis eUiüub» ^Tduğx-nu tasrih eylemiştir.
Nihayet Amerikalı muhabif Plok’un katli hakkında sorulai «S ale Griswold şu cevabı verupşttp . Plok, komünistleri ıjörmejt re Selânik’e gitmekeş idi- K«h(Jtsİ» nin, göreceği klmaelerden bazdâfl tarafından öldürüldüğünü kabul eî nı)*k gerektir.»-

Eski içişleri Bakam hakîkaten dediği kadar Demokrasi aşıkı ve hürriyet tarafdarı ise gazetecileri, bizi ıınıalıaze edin, diye vazifeye dâvet edeceğine kalemlere zincir vııran matbuat kanununu değiştir meye teşebbüs eder ve onu kökün-den yıkarak îstibdad kalesinin duvarla ruıı indirmiş olmak zevkini tadardı ve o vakit de aman bizim zayıf icraatımızı tartaklayın, demeye İhtiyaç duymazdı. Hattâ bugün bile bunu yapmaktan, bu yolda adım atmaktan Faik Öztrak’ı hiç bir parti düşüncesi alıkoyma-inalıdır. O Faik öztrak ki, dediği gibi, gerçekten basın hürriyeti ta-rafdarı bir İçişleri Bakanı idi.
A. Celnaleddln Saraçoğlu
C.H.P. Sivas il koogreıi
Ankara: 19 (Husubî)
H. P. Sivas il kongresi, çalışmalarına 22 mayıs cumartesi gll nü bağlıyacaktır. Bu münâsebet le Sivas milletvekillerinden Dışişleri Bakanı Necmeddin Sadak, Millî Eğitim Bakam Reşad Şamseddin Sirer, grup başkan vekillerinden $emşeddln Güual-tay Abdülmuttalip ĞÖker yarın S4vee)*-#wi^oek!erdir Öğrendiğimize göre Dışişleri Bakanı Nec meddln Sadak Sivas il gopkresln de bîr uutuk aöyllyecektlr. Dışişleri Bakanının bilhassa dış si yasştimfzi açıklıyaoak olan bu lere te-edeceği tahmin edthnekte tkun oüviik akislere Voİ a
c.

B u
|
(Bi»
ıu n
I
îzmirde Çarfiiçt’mdle bir ajansımız daha işe başladı Pek yakında
Istanbulda
diğaır bir da
btznn(»t« (££ra(c«Mir YAPI ve KRIBDİ «ANAASİ A f.

nutkunda Önemli meselelere te mas ve nutkun büyük akislere yol a çaeağı belirtilmektedir.
Feci bir kaza
Ankara: 19 (Hususî) —( Bu sabah çocuk sarayı caddesinde fecî bir kaza olmu» ve Nevşehir dşn şehrimize yeni gelmiş olan 30 yaşlarında asaf Usta isminde birisi caddeden karşıj a geçmek isterken Haydar Kaplama idare sinde 3007 sayılı kamyonun al tında kalarak ağır surette yara lanmıştır. Asafın hayatı tehlike dedir. Şoför hakkında takibata başlanmıştır.
Motörltt traa
Ankara: 19 (Hususî) manyadan satın alınan motörlü trenin tamir ve teorübeleri tamamlanmıştır. Tren haziran a-jrı içinde Haydarpaşa ile Anka fa arasında işlemeye bağlıyacak ve bu mesafeyi 8.5 saatte alacak tır.
AL
Fenerbahçe dün Ankara Gücünü 3-1 mağiûbetti
Ankara: 19 (A.A.) — Ankara Fenerbahçe kulübünün açılışı mü-nasebetile iki maç yapmak üzere şehrimize gelen Fenerbahçe /utbol takımı bııgiin 20 bine yakın bir seyirci kütlesi önünde ilk karşılaşma sini 19 Mayıs stadında Ankara Gü cü takımı ile yapmıştır.
Fenerbahçe takımı şu kadro ile sahaya çıkmıştır:
Cihad - Murad, Hilmi - Selâhad din, Saınim, Kâmil - Fikret, Erol, Ahmed, Halid.
Oyuna hakem Ziya Ozan ın idaresinde saat 17.30 da başlandı: Daha ilk dakikalarda hücuma geçen Fenerliler güzel kombinezonlarla rakiblerînin kalesi önünde oynauuya başladılar. 10 uncu dakikada bu baskı kendini gösterdi ve sol iç mevkiinde topu yakalı-yan Erol anî bir vuruşla Fenerin İlk golünü çıkardı.
Bir ara oyun müsavi bir cereyana alirüklendiyse de 28 inci dakikada 3ağ açık Fikretin şutunu yanlış bloke eden Ankara Gücü kalecisinin topu kendi kalesine aokmasile Fenerliler ikinci gollerini de kazanmış oldular. Bu golden sonra yavaşlıyan Fener takımı zaman zaman baskı altına girdi, fakat Ankara Güçlüler çıkan fırsatlardan istifade edemediler. Devrenin bitmesine bir dakika kala Ankara sol içinin fevkalâde bir £utu da kale direklerine çarparak geri geldi v« devre 2-0 Fener lehine bitti.
Fenerliler ikinci devreye Salâ-haddinin yerine Müjdadı alarak çıktılar. İkinci deyreye düzgün başlıyan Fenerbahçeliler zaman za man varı sahalarında Ankara Gii-cü forları ile mücadele zorunda kaldılar. Ancak 23 inei dakikada Lefter ortalardan kaptığı topu Ankara Gücü kalesine kadar götü rerek Ahnıede verdi. O da takımının üçüncü golünü kolaylıkla çıkardı. Bu arada sağnak halinde başlıyan yağmur, sahaca kavgan bir hale getirmişti. Fenerliler bun dan sonra biraz açıldılar ve Ankara Gücü kalesi için tehlikeli oîmı-ya başladılar. Lâkin oyun bitmek üzere idi. Bu arada Ankara Gücü sağ açığı uzun bir pas alarak to-. pu Fener kalesine kadar getirerek çok yakın mesafeden takımının ilk ve son golünü çıkardı ve bir dakika sonra da ^rıaıç Fenerbahçenin 3-1 galibiyeti ile sona erdi.
Fenerbahçenin yarın ikinci karşılaşması Demirspor ile olacaktır.
Ankara: 19 (Hususî) — Dün akşam saat ]9 sularında Ayran cı bağlarında bir yangın olmuş fakat vaktinde yetişen itfaiye yangını etrafa sirayet etmeden söndürmüştür. Fakat itfaiyenin yerine gelişi esnasında müessif bir kaza olı.ıuş ve pir polis me ırıuru vazifesi başında ölmüştür. Yangın haber verilir verilmez Kavaklıdere karakolu mürettebatından Necati Çarnbel yangın yerine doğru koşmaya başlamış bu sırada arkasından gelen itfa iye kamyonunun altında kalarak ağır surette yaralanmıştır. Necati Çarnbel hastahaneye kaldırılırken yolda ölmüş ve hâdise şehirde büyük bir teessür uyan dırntıştır.
Çoç )klar iç a sigorta
Ankara; 19 (Hususî) —Türk Eğitim Derneği Yenişehir lisesi ilk kısım okul aile birliği önemli bir teşebbüse girişmiş ve çocuk lar için yeni bir sigorta sistemi kurmuştur. Buna göre ailenin di lediği şahıs hiç bir formaliteye tabi olmadan sigorta akidi ola bilecek ölümü veya maluliyeti halinde çocuğa bütün tahsili müddetince avda en az 50 liralık yani senede 600 liralık bir yardım yapılacaktır.
Brezilya Sef ri memleketine dönüyor
Ankara: 19 (Hususî) — Brezilya sefiri M. Colbo De Almei da ve Ürdün sefiri bu akşamki ekspresle İstaubula hareket et mişlerdir' Brezilya sefiri a-yın 28 inde uçakla memleketine dönmektedir.
Dinî tedrisat eınleketın rejimini pek yakre, dan alâkadar eden bu mühim meselenin halâ esasından»
bir tek dola için, halledilmediğim rüyoruz. Ve bu gecikmeden, nıes’el^-nın iyiden İyiye tetkik edilmekte olduğunu anlıyoruz. Umumi efkârın hattâ vatandaşın bundan katiyen şikayeti yoktur. Esasen Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul vilâyeti kongre smue, Millet Meclisinde kanunlarımı-*'n düşünülmeden, içtimai bünyemize uyarlığı »y(co ayarlanmadan çabuk çıkartıldığı hakkında şikâyetler yapılmıştır. Hakikaten kongre çok yerinde ve haklı olarak bir noktaya temas etmiştir. Ekseriyet partisinin, kendi kon grilerindeki in’ikâslara pek çok ehemmiyet vermesi, ve nazarı dıkkato alınası lâzımdır ve hattâ kendi menfaati icabıdır.
Orman kanunu ve toprak kanunu, dikerlerinden sarfınazar, bunun cn son misalidir. Üstünden pek az denecek bir zaınan geçtiği halde, esasından tâdiline gidilmek mecburiyeti hissedil miştir. Birinci değişmede, mes’ele, memleketin, vatandaşın vaziyetine o* yan bir şekilde iyice tetkik edilseydi, hu değiştirmelerle içtimai bünyeler bu kadar sarsılmazdı.
Dini tedrisat mes’elesi hakkında da vatandaşın noklai nazarı, tamamitfl böyledir. Bu kanun (aın ve kâmil surette incelenmeli ve vatandaşın kiki ihtiyacını karşdamalıdır. Bu
retle her altı ayda ve yahud her kabi ne değişmesinde yem (âdiller meyda ma çıkmamalıdır.
İşin esasına gelince: 8u hususta fikrimizi açık olarak bundan evvelki yazılarımızda söylemiştik. Bir, iki k»)-lime ile tekrar edelim: Laik bir mern leketin budcesınden dm tedrisatı için tahsisat verilmez. Memleketin m ek leb lerıııde din tedrisatı yapılmaz. Memleketin lâik hocalarına dm dersi verdirilmez. Bu prensiptir.
Fakat, 'hükümet, vatandasın tema* yülunü, ihtiyacını göz önünde tutmak mecburiyetinde olduğundan, bu işin tahakkukunu, her memlekette olduğu gibi cemaat teşkilâtına bırakmalıdır.
Bizde de, dım tedrisat işini ele alması lâzım gelen cemaat teşkilâtı, evkaf idaresidir. Oini bir kaygu ile mey dana gelen vakıfların, banilerin ruhi» rı da bu suretle memnun
Hııkumet, büdcesmdekı salından kurtulur, evkaf
vazifesini görür, rejimde de hakiki bu lâisizın hükümran olur.
işte, Fransadakı son hâdise de dikkate şayandır.
8u memlekette de, hükümet okuF larında dini tedrisatın tamamıle mw-nedilmesı hakkında tedbirler alınmak tadır. Memleketin siyasi ve içtimai o-lan ana prensiplerinde, ya hep, ya hiç.
İkisi arasındaki vaziyetler, daima menfi neticeler vermiştir.
IOARECİ
bir
ha
su-

Millî Piyango
(Üuştarûfı 1 lira
kazanan
incide ) numara.

olur.
din tahsi*
idaresi esa'
lii-u
lira
143002
kazanan
kazanan
187490
numara.
numara*
214763
100.000 045456
30.000 311475
10.000
lar.
286227.
5.000 lira kazanan numaralar. 011744 058057 129956 217129 267626 272801 275122 276615 324717 337157.
2.000 lira zakanan numarala^. 010964 014350 048019 078161 099531 106214 122792 154984 172892 199459 246622 279909 334857 374508
1.000 lira kazanan numaralar. ı
AOATAK
179379
200343
246745
290460
335579
374987

035936
099302
122461
156998
197094
020760
097619
109881
156287
108616
202199 238822
260880
297071
364604
388487
269745
324179
365551
390315
insanlığın geçireceği imtihan
Ç---------------------------------------------------------
' Günün enteresan haberleri
5 v--------------------------------------------------------)
Bu husustaki karar Birleşik Sosyalist—Komünist Partisinin başkanı Otto Grotevvhol ta rafından hazırlanan raporun o kûmuasııu müteakib verilmiş tir. Teklifin el kaldırmak sure tıle kabulünden sonra ellerinde ou bayrakları taşıyan genç kız ve erkek çocuklarından mü rakkeb gruplar, müzakere salo puna1 girmişlerdir. Bütün üye- -İer uyağa kalkmışlar ve Alman Duıuokrat Cumhuriyetinin bu eski Hentbolünü alkışlamıştır.
Çin, ıparâsımn kıymetini düşürmek A Şnrtçhay: — Dün ıcsmen bildirildiğine ğöce Çuı parası bildirildiğine göre Çın p.ırasmın kıymetini yüzde 46 nisbetinde dü çitişmeye kadar vermiştir. Bu de valtiasyona nazaran .bir Âmeri-kaâ molarınm satıcı fiyatı
i falyada sel felâketi
A Torino: — Son günlerde yağmurların Piemont eyâletin de yaptığı zararlar iic milyara baliğ olmuştur. Fezeyanlar 15 kişinin ölümüne sebep olmuş on köprü ve elli binayı vık mıştır. Bundan başka 6000 hek tarlık ekili arazî sular altında kalmıştır. Bir çok büyük muva sala hattı ve Po nehri üzerinde bulunan köprüler kapanmıştı*.
• (AA.İ Alannerheim Montekorloda
• fl % . • j
A Monte Karlo: —Mareşal Maûnerhelm Isvlçreden Mo (A.
muştur. (A.A.)
230 milyon aç çocuk ic Nevyork:
General Elsen milyara hover, Avrupada bulunan 230 mil yon aç çocuğa yardım için Bir leşmiş Milletler tarafından aça İpin seferberliğin fahrî başkanla ğııu kabul etmiştir. Yardım I(a rarım verenler 60 milyon dolar toplamak azmindedirler. (AA.) Yem bir tren kazanı
A Leeds,
I Maûnârhelm
l Kari oy a gelmiştir.
K Tayfun
İn A- Rio—De—Janeiro:
Santa Çatherinâ. eyâletinin markş? şehri FLorinopolisdetı büdirıldiğine göre Ğanöinlıas köylülü harap edeb, tayfun k9 kişinin ölümüne vâ İOO' don faü lâ insanın yaralanmasına sebep olmuŞtuTu tftlz av hasar gör-
a
İngiltere: — Bura da vuky bulan oir trşn kazagıA (U, dÖMKi kadın pltnak Üzerd (5 kljt ölmüş, 41 klft yaralanın^ orttl tır. Kazama sı^aktaa raylanü A.) tutulmasından ileri geldiği tdi . min olunmaktadır (AP)
Alman nylktitıin milli renkleri
A ferlin: — Halk Meclisi JVeiuıay Cumhuriyetinin ve 1848 ihtilâlinin eski bayrağı 6(-lan liyah, kırmızı ve altın renk terini Alman milletinin millî renkleri olarak kabul etmiştir..

w.
(A. A;)
025802 039795 059141 066751 082011 104811 122043 147695 148801 180379 193054 213139 219822 233180 244175 261552 272671 299601 341556 36S893 385851.
003943 022367
042000 047833
061654 064261
072693 074227
098514
112072
128991
147826
168801
186981
201001
214822
224334
238679
254104
268544
289551
319342 340764
360024 361842
377371 381200
500 liıa ikramiye kazanan au maralar:
Son dört rakamı (0997) (1483) (3440) (8669) ile niha-ye bulan 360 numara.
200 lira ikramiye kanan numaralar:
Son üç rakamı (36?) ile nfha net bûlân
100 lira
maralar:
Son üç
060311 072444 092599 109816 122572 147767 166068 180799 199514 214148 220107 237560 250284 265694 275123 309688 345004 375419
Cenubi Afrika Baş-
Mareiful SnauİM yine ikonu ılu
Pretoria; Cenubi Afrika: 19 (AP)
bakanı Mareşal Smts dün bura da verdiği bir söylevde .ezcümle şöyle demiştir:
Tarihin en mühim devirlerin den birini yaşıyoruz, insanlık ö nümüzdeki bir kaç sene i;pıda büyük bir imtihan geçirecektir.
Bugün Avrupada bir çok meni leketleri küçük bir ekalliyet ele geçirmiş bulunuyor. Oralarda Komünistlerin memleketi kendi tahakkümleri altına almak için ne gibi hilelere başvurduklardı görerek bizim de uvaıuk davran mamız ve memleketimizde Komünistliğe zemin hazırîıyacak faaliyete karşı mücadele etmemiz lâzımdır.'
101624 119032 147214 148274 178241 189111 206551 218949 226707 239722 254613 272559 296991
tı ise 1.422.000 Çin dolarıdır. I (A.A.) } Almanya - Güney Amerika 1 telefon hattı
yt Frankfurt: — Almanya Z ile Güney Amerika atasında ilk / telefon hattı dün Brezilya pos Z taları müdürü tarafından açıl t mıştır. (AA.) ?
idam cezasına mahkûm Z Almanlar ?
A Vaşıugton: — Harb e^na Z sında Malmedy’de Amerikan e z 3İrlerini öldürmekten suçlu o Z larak 72 Alman idam cezasına ? mahkûm edilmişti. Bunların cc £ salarının tadili için yapılan mü Z racaata temyiz mahkemesi ka ( tî cevap verememişti; zira, malız keme heyeti ırasında lehte ve c alevhte rey verenler müsavi sa Z
't yıda kalıyordu. Z
Dün Amerikan Haröiye Ba J kanlığından bildirildiğine göre, | Bflkftn Kenneth RoyaL bu hu- j susta karar vermeyi Almanya 1 daki Amerikan ıskerî alisi Ce ?
: o zam a I na kadar idam kararının geri » bırakılmasını İstemişi ir. ( AP) 1
______________________________
Kaa cnoiarmm satıcı uyan —
480.000 Çin dolandır. Bir Lngj neral Olaya bırakmış ve
«f_______ 1_____• £!•_IruPüı'lıl
Uz alıcı fiyatı
1.402.000 Çin dolan satıcı fiya

100 numara. )
ikrajıiye kazanan nu
5 lira ikramiye kazanan numaralar:
Son rakamı (0 ve 9» ile ııiha yet bulan SO^HK) numara beşer lira ikramiye alırlar.
Bıi ^çekilisi büyük ikraı
rakamı (245) (573)
(937) ile nihayet bulan 1200 nu mara.
40 J;pa ikramiye kazanan numaralar:
Son üç rak nıu (033) (252)
(292ı (444) (833) ile pihayet bu lan 2.000 numara.
10 lira ikramiye kazanan numaralar :
Son iki rakamı (38) (60) ile ııiba vet bulan 8 000 numara..
isin 200.000 liralıb ikramiyesini kazanan 1781$â numaralı bilet Ankarada satılmıştır.
100 000 lira kazauâıı bilet Mat dinde. 50.000 lira kazanan biletin bir parçası Dinar diğeri îs-tanbulda.
10.000 lira kazanan bile^le^ den dördü tstanbulda, ikişer ta nesi Ankara, İzmir ve Aydında,
5.000 lira kazanan biletlerden dördü İstanbul, üçü Ankara, iki tanesi İzmir diğerleri Akseki. Et zurum. İnegöl. ' Maraş, Tarsus ve Zonguldakta satılmıştır-
(
Türkiye neden harbe girmemiş?.. Bunu bizzal
I
• 1
SAYFA: (
Bahçe kaymakamının güzel bir açıklaması
İr
A
9

sYaîovanıa ayiıkl Çanakkale-Lâpseki
-
5
i
)
safilik durumu
Kazamız Sıtma Savaş şubesinin bir tabibi ve dört sıhhat memur il e 32 köyde sıtma- savaşı yapılmıştır. Hükümet tababeti de ayni tempo ile sağlık işlerinde m u vaffakiyot göstermeli-tedir.
Yalova
Yalova: (Hususî)
Sağhk teşkilâtı diğer kazalara numune teşkil edecek kadar güzel işleyen bir kazamızdır. Sağlı k teşkilâtının beş aylık faali-v irini şöylece sıralayabiliriz. Sıtma Savaş şubesinin bir tabibi dört sıhhat memuru vardır. O-1uz iki köyde sıtma savaşı D.
I*. T. ile evlerde ve su birikintilerinde sivrisinek ve sürfe mücadelesine hararetle devam e-cülruiş ve müsbet neticeler sağ Janmı.ştır.
Hükümet tabibiliğinde beş aylık faaliyet göğüs kabartıcıdır. Hükümet tabibliğinin bir dokto-;ru bir gezici çağhk ve bir köy sağlık memuru ile Çınarcık, Kike Soğucak, Kadıköy merkez ol mak üzere dört ebesi ile bir de| belediye ebesi vardır. Hükümet ♦abibliğinde şimdiye kadar 200 den fazla hasta muayene edilmiş, emrindeki sıhhî imdat oto aobili ile Bursa Doğumevine stş anormal doğum iki sıkıt va ısı yetiştirilip hayatları kurta İmiş ve Ahmed Vefik Paşa Has ahanesine kazazede ve adlî olmak üzere beş yaralı gönderilmiş tedavileri yapılmıştır. Koru yucu hekimlik sayesinde kaza dahilinde hiçbir sari hastalığa tesadüf edilmemiştir.
Ilasan Behçet Bora
~ ---- -
Haıkm vapurlardan çektiği ıztırab
Çanakkale: (Hususî) — Ça-oakkaleden Geliboluya Saadet vapuru ile seyahat ederken bir tanıdığa rastgeldim. Güverteye ti:adı ailesile bir kilim sermişler. eşi ve kızı uyuyor, kendisi de t-nlaiın başını bekli\'or. Hayret jçt^im. Bu ne hal diye sordum. ıNe yapalım kardeş dedi, birin t i mevki bikdeme elverişli değil. bu geminin ikinci mevki; tıp İd efrat koğuşu gibi. Hem koğuş h efrat koğuşu gibi. Hem öyle ka ğ.'.1 ki havası da yok. Jlevkiin ko rustan tek farkı ranzalarında I erde gîtte gör. Merak etti. Biz ık ne acaip idare var. Güverte de seyahat hayvanlarla bera-. ber, olur, mevkii bileti alırsınız koğuşa tıkarlar. Düzeleceğimiz vek vesselam.
------n--------
Havza köylerinde şarbon aşısı
Havza. (Hususî) —■ Mart

yolunun acıklı hali
----- - --- -
Çaıdlule - Lâpseki yolu yirmi l,.eş yfdır bozuk idiı Bu sene yolun ki^tm kısım tamirine boşlandı. Musaköyûn allnula ve köyün ismile anılan bir köprüye .Suat. Köprüsü» adı veriliyor. Kayma-\ kamdan dilekler - Bir Amerikalının nükteli sözleri, Köylünün kurnazlığı
Biga: (Hususî Muhabirimizden) — Lapseki yöltffiın! ancak 25 yılda elhamdülillah kimin aklına gelmişse gelmiş, kısım kısım ve yeniden inşaasırn taşkınn ıştır. Bu yolun âsağı vukorı 15 kilometrelik kısırımda ot()b“'sterin işleyebilmesi an^sk ve ancak hayatlannı istihkar edercesine didinen ve caııbazhl: u ra eden şoförler sa yesiııde lY'ûmk.in ( ’abiliyor. Musa kö\ün altındaki ve bu kö-
• ■ yü»' adını taşıyan, herkes tara-fnr.lan da (Sırat köprüsü) diye anılan döıt metre boyunda ve şose güzergâhında bir köprü var. Bu köprünün' dört beş met re mikâp kereste ve biraz mas raf ile şimdilik yeniden inşadı ve ya ufak bir masraf ihtiyarile ta mir edilip mürur ve ubura elve rişli hale getirilmesi mümkün i keti acaba buradan bir otobüsün neması rnı bekleniyor?
W
Musa köy (Sırat Köprüsü) böyle bir hâvadisin. zuhuruna o kadar müsteit ve namzettir ki bu köpriinüh derhal İslahım, gü zide ve genç idare amirlerimizden bulunan Lâps:ekı kaymakamından beklemekteyiz. Bu köprünün Lapseki tarafındaki başında müşahedeme müstenit, ceryan eden hâdiseyi buraya ilâve etmek zaruretindeyim: Otobüsümü! köprünün başında dur du. Bütün yolcular indi.
Bir Amerikalının nükteli sözleri
Şoförümüz îdris tercüman v( tasile bir Amerikan subayından dinlediği (biz kazaen ölüyoruz, siz kazaen yaşıyorsunuz) nükte sini tekrarladıktan sonra köprüyü beraberce muayene ediyoruz. Köprünün bir canbaz teli
Çanakkale
gibi yaylandığı yetmiyormuş gj bi üzerinden bir çok kereste sökülmüş. Şoförümüz adli bir me mur gibi derhal tahkikata başlıyor. Köprünün başına gelen köylülerle bir sürü münâkaşa... Ve nihayet şoförümüz etrafı çit lerle çevrili avlulara koşuyor, sö kulen kerestelerin tamamını av lunun birinde bulup sırtile taşıyor ve yolcuların yardımı- ile yerlerine koyuyor. Bu suretle boş otobüs sırat köprüsünden sanki somyalı büyük bir karyo ladan geçer gibi köprüyü aşıyor. Yolcuların hepsinin agEinda (Al ah korudu, geçmiş olsun) sözle ri! .
Köylünün kurnazlığı
Köprünün üstünün sökülmesinde iki maksat seziliyor. Birin cisi: Bu yolda işleyen iki ayrı şahsa ait iki otobüs vardır. Di ğer otobüs sahibile ihtiyar heyeti anlaşmış ve anlaştığı otobüs köprüden geçtikten sonra keres teler sökülüyor ve geçeceği zaman tekrar konuyor. İkincisi: Köprüyü böyle geçit vermiye-cek hale soktdldaiı taktirde dev letin acele inşa edeceğini umuyorlar. Köy kanununu, beş sene lik plânları ve köyün mecburi iş lerini kim dinler .Bunu Lapseki jandarma komutanı sezmiş ve ihtiyar heyetine çok şiddetli e-mirler vermiştir. Ancak emrin verilmesi kâfi gelmiyor, filiyata geçilmesi içi takibi icap ediyor. Velhasıl Çaçakkale—Lçpseki yolu tevekküle geçilen bir geçitti. Lâpsekililer artık şikâyet güreşinden o kadar yorgun ve bitap düşmüşler ki, Allah İslah etsin bu yolu diyorlar.
Cihaıl Ozangll


Zümrüt Bursada :mar faaliyeti

fl
fabrikası memurlarına 32 ev yaptırıyor. İnşası mtdern bir ilkokula 900 talebe yerleştireni yandırılacak hastahan* 5,5 milyon
a-ymdan beri hayvan hastalıkları jij önleyici tetbirler almakta o-Jan ve köylerde şarbon aşısı tat t.k eden veteriner teşkilâtı bıı muvaffak mücadelesini bitirmek üzeredir. Bu yıl kazada ve 8G köyde tek bir hayvan hastalığı olmamıştır.
Den zıide Pamukkale gii ü yapıldı ( Husuf i ı



benizli: (Hhsufî) — İlimiz’ ’* rkezine 22 kilometre mesafe- j r bulunan. Pamukkate (Hiera-ı ilk defa o-i Parnukka- i Vilâyetin I tılrizm ce- i tarafından'
.0^
] ons) harabelerinde 16 iyi ayışta biı jv günü yapılmıştir. de*- -
rn ■*
nıü^alçtiîc F/ge yen Dt m/. ı şubegj organize edilen ye programlaştı jj.. ; bu; ün, bijyük bir kala-r. . k top ■ .t n m ı ». ve gerek-bihün tedbirler alınmıştır. De mzlı Öğretmenler derneği tai’R-lııi'l.ıiı. t.ıııhı anfide veritrnek ü '•re Kral Oidipus piyesi öğretiler tarafından temsil edil-/ ;. Daha bir çok eğlenceler
1» :lrp edilmiştir. Bu suretle Pg,-mt'ricale turistik .bir renk kaza. .r detir. Malum okluğuna göre j-nmııkksle Ege turizminin belli ı prh y#*rterindendir. Binaları, mi ’carisl, travertenleri. sularının ifası ite görîilmiye ve incelenil ve değer bir yerdir. Her sene binlerce ziyaretçi bu harabe ’ e gelir. Bundan sonra dsh® ü
V*?
I
9 •
slı bir teşkilâta kavuşacaktır.
Kilis Kaymakamlığı
Havza.: (Hususî) — Kilise tâ n edilen kazamız kaybakamı
41 ■ |
30 ■■
Fehmi Kutlu vazife iJe alâkasını kesmiştir. Yerme vekâleten kaza jandarma bölük komutanı Yzb. Halit karakullukçu bakmak tadır
Merinos
biten
rildi.
liraya çıkacak bina sekiz katlı 210 o lalı olacak
yüz bin torba çimento, bin
Bursa (hususî) — Altıparmak caddesi üzerinde yaptırılan yeni ilk okula, üç ilk okul ta -sınmış bulunmaktadır. Binaları ahşap ve köhne olan bu ilk o-kııllann 900 den fazla talebesi şimdi (15) dershaneli bu modern okula devam etmektedir -ter.
Merinos fabrikası ev yaptı-
rıyor
Diğer taraftan Merinos fabrikası. kendi memurlarını oturt mak için burada 32 ev yâptır -maktadır. Temmuz ayında bite cek olan bu evlere Merinos fab likası memurlarının aileleri ta şınâcaklardı'r. İnşaata süratte devam edilmektedir.
Bu suretle Bursadalci kira e-vi sıkıntısı kısmen oTstm azala çaktır.
270 odalı modem hastahane Yurdumuzun henüz görmediği ve hiç bir şehrimizde esine 1
— —.......• • —

ton demir harcanacaktır
rastlanmayan bir hastahanenin yapılmasına başlanmıştır. Yeni hastahane inşaatı ilerlemektedir.
Bu hastahane 8 katlı, 210 o-cialı, asansörlü olacak, binaya 100 bin torba çimento ve 100 ton demir harcanacaktır.
Türk iyede ilk defa olarak te melterin altında kuyular açıl -mak suretile beton doldurularak toprağı tahkim edilen bina sistemi burada tatbik edilmiştir.. Çünkü: Temel toprağı çürük çık lığından kolonların isabet edeceği noktalar on beş ve hattâ 20 metre derinliklere kadar betonla doldurulmuştur.
5,5 milyon liraya çıkacak o-lan bu hastahanenin son siBtem ameliyat salonları bulunacak -tır. Bina bu sene sekizinci katta çatıya alınacak ve gelecek sene bitecektir. ı
-


Demokrat Partinin
jas toplantısı
Eı Iıkcsir. L'andırma. Edremit, Gönen. Susurluk, Ef&Jh kazaları D( mokratlarınm iştirökile Mönyo&n bütün köylülerinin de bu-lıtrd kju bu l/liyük toplantıda C. II. P. nin memleketi iyi idare edem ediğine'9' kanaat yet irildi.
Hafidimi»: (Husoeî ı

Band
yıs cumartesi günü Manyasta Balıkesir ili Bandırma. Edremit Uönı ı). Sur urluk, Erdek ile De mokraUarDV,!) iştirakile Manyas ve bütün koylel’iiupde bulunduğu büyük bîr toplantı yapılmış tır. Binlerce vatandaşın toplandığı Cumhuriyet alanında konuşan hatipler seçim kanunu üzerinde durmuşlar millet iradesi karşısında bıı değişmenin bir za ruret olduğunu ve bu kanunun mutlak ve muhakkak değiş tirileceğini C. H. P. nin njemle-keti idare edemediğini mukni de

Ma
laillerile belirtmişler. Üç saat devam eden konuşmalar sonun da dönüşte yollara dökülen köy lüleıin israrlarile mola veren kafile Aksakala gelerek orada toplanan bütün civar köylü Dem ok 1 arla konuşmalar yapıl mış köylülerin bakraçlarla ikram ettiği ayranlar içilmiş ve akşam geç vakit yerlerine dökmüşlerdir. Yurdun en zengin topraklarına sahip olduğunu göz terimizle gördüğümüz memleketimizin en mühinı döviz kaynak larından ihracat malı bakla-kovunculuk ve sığır üzerine İs
Seyhan valiliğine bağlı Bahçe kazası kaymakamından aşağıdaki mektubu aldık.
Kaymakam Bahçe kazasının geriliğinin sadece bakımsızlık yüzünden olmayıp arazinin tabiî durumundan da ileri geldiğini bildirmekte ve âtide kasabanın inkişaf ve tekâmülü için bir çok taleblerde bulunmaktadır. Şayanı dikkat olan bu mek tubu aynen neşrediyoruz:
Yeni Sabah gazetesinin 24. 1. 948 tarihli nüshasından kesilerek gönderilen (Bahçe kazası bakımsız bir halde) başlıklı ya zısmı okudun^ ve keyfiyeti tet kik ettim.
1 — «Bahçe ilçesinde D. P. teşkilâtı yeni kurulduğundan halk gün geçtikçe D. P. ye büyük bir istekle akın akın girmektedir, bu gidişle C. H. P. nin kısa bir zsffrıanda çökeceği tahmin edllfnektedir.» ibaresi tamamen hakikatten uzak-tıı.
Her ne kadar Bahçe merkezinde ve merkezin 4-5 köyünde D. Partinin ilçe ve ocak idare heyetleri kurulmuşsa da, faaliyetleri pek mahdut bir saha da kalmıştır. îlk kuruluş hız ve heyecanı ile açabildikleri 4-51 kövdeki - ocaklarından başka I aradan 2 - 3 ay geçtiği halde bir faaliyette gösterememişlerdir.
Bitaraf kalması lâzım gelen bir idareci sıfatile bu hususta daha fazla söz söylemeyi zait bulurum.
2 — «Senelerdenberi mukad deratma boyun eğen Bahçe ilçe si bakımsızlık ve ihmaller yü zünden sönük kalmıştır» cümle si ile de ilçenin durumuna umu mî olarak temas edildiğinden ne kasdedildiği tesbit edilememiştir.
Filhakika Bahçe ilçesi iktisa di bakımdan ve dolayısile sosyal bakımdan ileri bir memleket olmadığı gibi küçük te bir kasabadır, böyle oluşunun sebe bi sadece ihmal ve bakımsızlık olmavıp arazi, tabiî muhit şart terinin da tesiri vardır. I
Belediye, büdçe imkânları nis betinde mahallî işleri başarmak ta ve gücünün yetmediği husus larda il yardımı ve iller banka sından yaptığı istikrazlarla ma hallî ihtiyaçları karşılamakta--! dır.
Nitekim İller banasından yap tığ» istikrazla bir hamam yaptı rılmış, büdçe imkânları nisbe -tinde ıımumî helâ ve bir bele diye fidanlığı yaptırmaktadır.
Yine su işleri müdürlüğünden iki mühendis celbettirilerek il-çevi tehdit eden çayın sed etini teri. elektrik ve ayran suyunun bahçeye getirttirilmesi etildleri yaptırılmış ve neticesi takip e-dilmektedir. önümüzdeki sene da
(Baş t ar afi 1 incide)
İ?te bugün neşrine başladığımı* bu harikııiâde meraklı hâtıralar serisi; 18 Knsim 1940 da flitlerle İspanya Dışişleri Bakanı Serntaa Stıner arasında geçen bir konuşma ııın meraklı safhalarını İhtiva etmekte vo İkinci Dünya Savaşının gizli kalmış bir tarafını ay din Istın.tkladır. Serrano Suııer, bizzat kaleme aldığı hâtıralarını şöyle anlatmaktadır:
Çok iyi hatırlıyorum; bir cuma günü idi. Yorgun bir halde bir iskemleye oturmuş, hafta tatili için hazırlık yapıyordum. Akşama doğ ru Alman sefarethanesinden kabi neme telefon edildi. Alman elçisinin mühim bir mesele hakkında benimle görüşmek istediği bildiriliyordu. Aradan çok zaman geçme den bizzat elçi, beni ziyarete gelmişti. O, daha bir iskemleye ilişmeden cüzdanından bir telgraf çıkardı. Bu telgraf; «Fülırer» in beni, bazı mühim hususlarda konuş mak üzere Berchrtesgaden’e davetini bildiren Ribbentrop’un gönder miş olduğu bir telgraftı.
Alman elçisi Stohrer bana soru yordu:
— Ribbentrop'a, dâveti kabul ettiğinizi haber vereyim mi efendim?
— Hayır, böyle bir cevab vermekte acele etmeyin. Ben fikrimi bu akşam bildireceğime söz veriyorum. Amma, hemen şimdi değil...
Stohrer talebinde biraz ısrar ettikten sonra çıkıp gitti. Ben devlet reisini, vaziyetten mek maksadile retine koştum.
Franco bana
— Almanlar, lar?
— Vazifesini
onun
İlil
haberdar et hemen ziya-
diyordu:
Şöyle
bizden ne istiyor-
kahvaltıdan sonra hemen derhal otomobile atlıyarak 60 kilometrelik bir yol katetmemiz icabediyor du. Nihayet Hltlerlıı ikamet ettiği malikâneye varmıştık.
H1 Uerle karşı karşıya
Ben nerede bulunduğumuzu bile tayine vakit bulamadan, Hitler-le karşılaşmış ve derhal müzakereye başlamıştık. Malikânenin i-fcnci katındaki geniş odada, bir ucunda Führerin oturduğu bir ma wmn etrafında toplanmıştık. Ribbentrop ve Alman mütercimi orada hazır bulunuyorlardı. (Paul flchmidt’ln de onlarla beraber olduğunu hatırlamıyorum). Baron Pas Torrea ve profesör Antonio Torar yanımdaki koltuklara gömülmüşlerdi.
Hitler hiç bir mukaddemeye lüzum görmeden şu suretle söze baş İanuştı:
«Bugün vaziyet, manevi bazı se-bebler dolayısile süratle hareket etmekliğimizi icabettirecektir. î-talyanlar, Yunanistana taarruza geçmekle affedilmez bir hatâ işlemiş bulunuyorlar. Onlar, hava Şartlarını hesaba katmadıkları i-, cin, ellerindeki en mükemmel silâhlan olan uçaklarını bile lüzum snz bir hale sokmuşlardır. Şilbhe yok ki, kara kuvvetleri ağır silâhlar kullanamazlar. Biz Almanlar, her işimizi daha büyük bir dikkat îe yapanz. Buna bir delil istiyorsunuz: Meselâ biz, üstün askerî kuvvetlerimize rağmen, böyle bir zamanda, Fransaya asla taamız etmedik. Bununla beraber, geç kal inakla Fransa ve Jngiltcreye harbe daha kolaylıkla hazırlanmak fırsatım bahşettiğim zi de bilmiyor değiliz.»
Flitler heyecandan yerinde öaramıyoniu
Elitler sözlerine devamla İr diyordu:
«Tekrar ediyorum, harbi 1 evvel’ sona erdirmek ve gündu ne halli müşkül bir mahiyet nan iktisadi meseleleri hail İçin daha çok gecikmeden derhal harekote geçmek lâzımdır. Zir. bv suretle de fazla kan dökülmesine de mani ohnıış olacağız...
Konuştukça heyecanlanıp )t ır-duğu koltuğa sığ.-rmaz bir ha geleli Elitler, nihayet sözlerine şu su retle nihayet verdi
-Saydığım bütün bu den dolayı, Akdenİ2in kaçınılmaz bir mesele Batıda Akdenizin Cebelütta:Bo ğazı tutulmak suretile sûra», kapatılması mümkündür. Biz . -men akabinde, doğuda Süveyş kanılına hüeıım ederek müdahaleyi karşılaştırmış bulunuyoruz.
Cebelüttank Boğazının kaç ılı tutulması kadar, Canaries ac .lan-nın müdafaası şerefi de İsı-1-yaya raci olacaktır. lngilizleı:n şuraya asker çıkararak, ü3İer ? sis etmesi ihtimalinden daima r. mak lâzımdır.»
Führer, biraz dinlendikten ■ n-ra sözlerine şu suretle devam -t-ti:
— Bu meseleyi bertaraf hususunda ortaya sürdüğünüz iktisadi sıkıntılara gelince, men söylemeliyim ki Ispanya s 7.131 daha sonralara talik etmekle, hiç bir suretle durumu ıslah etmiş )1-mıyacaktır. Aksine olarak ş-mazhğm derhal sona ermesi iki İspanyanın yüzünü güldürec \r.
(Arkası yarın)
)ir
a gii
kaza-
seİHaler-kapan^ısı olmuştur.
(•

»•T:
DİN KİTABI MESELESİ
Mîllî Eğitim Bakanhğmın affedilmez hatası
dilmektedir, önümüzdeki ilçenin umumî şehir plânı ikmal ettirilecektir.
Şimalî Anadoluya uzanan kerî transit yolu Bahçeden çeçeğine göre. Ayran suyu da il ceye getirttirilecek olursa suyu kadar havası da güzel-olan il çe Adananın bir sayfiyesi hali ne gelebilir ve o zaman ilçe ister istemez terakki eder.
3 — «Orman bölgeleri içerisinde en fazla odun ve kömür işleyen yer denilmekte ise de il çe ormanlarının senelik odun ve kömür tahammülü (1700) ton dur. yaptığımız tahkikatta istas vonda kantar olmadığından yük lenen odunlara kartelâ verilmediği ve ineceği istasyonda tartıl mak üzere muamele yapılmakta olduğu ve odunların yüklenmeden evvel işletmenin baskülü i-te tartıldığı, gittiği istasyonda eksik gelip gelmediğinin bilinmediği, Bahçe istasyonuna da bir kantar yaptırılmasına tavas sut için ne kaymakamlığa ve ne de Bahçe istasvon şefliğine bir müracaat vukubıılmadığı, işletme müdürlüğüne veya Ba kanlığa bir müracaat yapılıp yapılmadığının da bilinmediği anlaşılmıştır.
Fevzi Paşa, Mamure i.'.tasyon larında bile kantar olduğuna gö re Bahçe istasyonunda da bir kantar yapılmasının faideli olacağını saygı ite arzederim.
Bahçe Kaynıalcamz îbrahim Üopuroylu
as-ge-

tanbul pazarını elindc.tutan meş hur ve ananevi kâtip Çelebinin hatıratında bahsettiği meşhur Manyas panari namile anıl mış bu güzel yurd köşesinde Maıı yaslı vatandaşlarımızı, içimiz sızlıvarak fakir kaldıklarını memleketin bakımsız, yolsuz bu lunduğunu gördük üzülerek ay nldık.
Mustafa Evyapan
yerine getirmekten başka bir şey düşünmediğini sandığım Alman elçisinin bu dâ-vet hakkında hiç bir şeyden haberi olmıyan bir adam hali vardı. Fakat ben eminim ki Almanlar, bi zimle Akdeniz meselesi hakkında görüşmek istiyorlar. Bir çok kaynaklardan, bu mes’elenin Almanla n fazlasile meşgul ettiğini biliyorum. Zira harbin bütün siklet mer ' 1 ney— halıda cereyan ötmek
tedir.
Daha ilk hamlede mevzuun çetinliğini göz önünde bulundurarak, davete icabet etmemek için bir bahane uydurmanın daha münasip olacağını düşündük. Sonradan bu fikrimizi derhal değiştirdik. Zira Almanlar, her suretle ga yelerine ulaşmağı akıllarından geçiriyorlardı ise, bunu, bizi hesaba katmadan da yapmaları daiı
mümkündür. Buna karşılık, dâvet lerine icabet ettiğimiz takdirde, bu fikirlerinden caymaları ihtimali vardır. Bu, bîzim onları ikna' et-mak için ibraz edeceğimiz vesikalara bağlı bir şeydir.
Bu sebebtcn dolayı «Franco» be nim Elitlerle mülâki olmak üzere Berchtesgaden’e gitmekliğime razı olmuştu. Fakat ben, hareketimden önce hükümetin askerî şeflerinin de fikrini almak istiyordum. Zira bu tarihî görüşmede ileriye süreceğim tekliflerin doğurabilece ği muhtemel mes’uliyeti tek başıma yüklenmek niyetinde değildim.
Benim de dahil olduğum general Vignön, Varela ve amiral Mo-reno’dan mürekkeb bir heyet, îe-panyol komutanlığının riyasetinde toplanmıştık. Toplantı pek kısa sürmüş ve biz şu karara varmıştık: İspanyanın hiç bir suretle savaşa girmesine İmkân yoktur.
Çok müşkül bir dıırmda bulunuyorduk. Zira tanıdığımız bu menfî tavrın; tehlikeyi iki kat arttıracak olan şiddetli bir Alman tepkisini harekete getirmesi ihtimali vardı. Bununla beraber toplantıda bulunanlardan biri, İspanyanın içinde yuvarlandığı nâzik durumu ileriye sürerek Flitlerin teklifi»! reddetmenin daha makul olduğunu söylüyordu. Ben hıı zata şu cevabı vermiştim: «Eğer biz, Boroh-tosgadrn’e gitmiyecek olursak Vi-toria’da Almanlarla karşılaşmamız muhakkak gibidir.»
iJerchteNgaden'de
18 Kasım 1940 da, gün batarken Eerclıtesgaden garına ayak basmıştım. Karşılama merasimi oldukça ba&t geçmişti.
Ertesi giin Ribbentrop, Elitlerle yapacağım mülakattan önoe, beni yemeğe dâvet etmişti. Yemekten sonra Fiihrer’ln F’usehl’deki malikânesine gitmek üzere yola koyulmuştuk. Otomobille 60 kilometrelik bir mesafe katederek Salzbo-urg’a varmıştık. Burada Ciano ile karşılaştık. Elik bir sonbahar günü idi. Güneş, bir sis perdesi arkasından Satzbou^g şatosunu aydınlatıyordu. Bize burada hafif bir kahvaltı hazırladılar, refakatimde bulunan îtalyanlar memnun Buzlukların) gizlemiyorlardı. Zira

(Başlfırafı 1 incide) yanatta bulundu. Bu beyanatı şu üç noktada hülâsa etmek mümkündür:
tı memnuiyetinin kaldırıldığı hakkında Bakanlığın neşrettiği tebliğde hususî din dershaneleri açılacağı ve burada okuttnru lacak din kitabı mutahassısla-la yazdınlacağı bildirilmiş ol -duğu cihetle bu karan tatbik i-cin Nureddin Artam ve Nured din Sevin bu volda bir eser ha-zırlamakla tavzif edilmiş onlar da aylarca evvel eseri ikmal etmiş. basılmaya başlanmış ve kitabın yirmi beş bin nüsha tab’ı hitam bulunca neşir sa --hasına konmuştur.
2 — Bu kitap ilk okullarda okutulacak değildir. İlk okullar da okutturulacak din kitabı ge rekli tetkik ve tasvibden geç -tikten sonra din hususunda sa lâhiyetli makamların mütalâa ve müvafakatleri de alınacak -tır.
3
mil eserlerin hazırlanabilmesi i-çin bîr deneme teşkil etmesi dü şünülmüştür. Leh ve aleyhde sözler nazarı dikkate alınacaktır.
lâmile piyasaya sürelim. Yuttu rabilirsek ne âlâ! yu tt ura m azsak, «efendim, biz bu kitabı baş ka şartlar altında hazırlatmış^
Geçen .RAneTHiı YejSiTsa, tık. Itk ofraliarda. okutacak -uf " ~ ~ ğiliz.» deriz. Eğer kitaptaki yan lışlar ve tarikatçilik akideleri hakkında tenkidler olursa, b'i.ıa da:
«Efendim, bu kitap daha mii tekâhıil eserlerin hazırlanaM -mesi için bir denemedir»' der i-sin içinden çıkarız.
İşte Millî Eğitim .Bakan.rın beyanatının içyüzü ve hak-kî mânası bnchır. Şimdi bunu izi'h edelim.
L* V
Bu kitap daha' rnütekâ-

Şimdi Millî Eğitim Bakanı muhterem Şemseddin Sirerin bu beyanatını tahlil edelim.
Evvelâ, şunu demek istiyor -lar ki:
Bu kitap başka maksadlarla başka şartlar altında hazırlanmıştı. Tam kitabın basılması bit tiği sırada ahval değişti. Okul haricinde htısnsî dershaneler ye rine okullara din dersleri konulması meselesi ortaya çıktı..
Şimdi ne yapalım? diye dü -şündük, aylarca evvel basılmağa başlanmış ve bugün tamam olmuş bulunan 25 bin nüsha kitabı imha mı edelim, Vakıa bu kitabın modası geçti. Bugün ne bvle hususî dershaneler var, ne de bu kitabin takip edilen mak rad ve gayenin tahakkukuna imkân.
îşle.r büsbütün değişti. Kendi partimizin Milletvekilleri din tedrisat) hakkında kanunî tekliflerde bulundukları gibi, hükft met de, okullara din dersleri kovmak uzçıe teşebbüse geçti. Doğrusu, bu şartlara göre bu kitabın kâğıd fabrikasına gönderilip tekrar hamur yapılması iktiza eder.
Fakat bunun için yaptığımız yirmi, otuz bin lira masrafı elbette bizden sorarlar. İyisi mi, biz bu kitaba ucuzca l^pufiat ko yalım. «Millî Eğitim Bakanbğı milletin dinî İhtiyaçlarını te -min maksadı âlisile hazırlattığı bu kıymetli eseri, memleket ev lâdlarına ithaf ediyorum, rek-

Muhterem Bakanın baE,. - --'-ğî geçen seneki o. çok tuh 17 e garip tebliğ hâtırlardadır rT' ’( Partisi Dîvanının bazı khvıd ve şartlarla din tedrisatı menır:?i-vetinin kaldırdığını bild’’- ': o mânâsız ve hic bir mad’t - c»n tatbikına imkân olmavan trb’i-•A
ğinin bir yerinde şöyle den i i i -yordu:
«Din bilgileri dershanelerin -de tatbik edilecek program lada okutulacak, kitapların İslâm di ninin mezheb ve tarîkatl^r. o nisbette müşterek olan aki4ç'?-rini tanıtıp telkin eder mnhivet te olmasına dikkat okmao'k-tır.»
Şimdi bu kitabın bir ts:'it- t şeyhine vazdırılmasmın ve i i-ne Şah İsmail Safevî’ve varıncaya kadar, tarikat şiirlerde V I durulmasının hikmet ve garezi açıkça anlaşılmış oluyor m Bu kitap, yalnız ehli sünn. n değil, Alevîlerin ve diğer »ari-k«atlerin de ilmihâli oTacal ’ v
Binaenaleyh, onların da a'.î-deterini okşayan mutasavvü »-te söyler ilâve edilmek lâzınvf r. Yoksa, bu şiirler öyle geli=ı gii zel konulmuş şeyler değildir
Nitekim Akşam gazetesi muharrirlerinden «Vâ - Nıi» bunun farkına varmış ve tenkidlerin-df bilhassa hu noktayı tebarüz
■ - J»
ettirmiştir. Ne kitabın mtıhar -rirleri, ne de Bakanlık buna bir cevap verememiş, sükûnla isi ört bas etmek istemişler, fak ıt Mecliste Milletvekilleri arasında, mes’ele patlak vermiş, bazı Milletvekilleri eserin bilhassa bu tarikatçilik akideleri hok tasında durmuş. Başbakan bite asabileşerek* bu eserin okullarda okutulamayacağmı söyleniş tir.

İkinci noktaya gelelim. Mitli Eğitim Bakanı «Müslüman çocuğunun kitabı» adlı bu eserin ilk okullarda okutulmayaeağı hakkında Başbakana ve Milletvekillerine teminatta bulunuyor. Ve bundan sonra yazdırdı cak din kitapları böyle gelişi gc (Devamı 6 ncıdaj
19 MAYI
t!
I
SAYFA ın
Amerika meydan
y a r






(Haslarafı 1 incide) ce belirtildi gibi yerlerini al-mıslardı.
Vilâyet kutlama komisyonun cn hazırlanan program gereğince nıcrasime- 10 da başlanması ’lâzımgelirken, valinin geç kM ması doiavısile ancak 10,30 da başlanmıştır.
Vali, yanında, İstanbul komutam, Milli Eğitim Müâüvü ve Beden Terbiyesi Müdürü o ğu halde, talebeleri ve SPO^“ *ı rı teftiş etmiş: ?undta" ilerin' vali, tribünlerdeki sej bavrammı kutlamıştır.
Bilâhare, vali,
mutam. M. E. Müdürü ve Beden Terbiyesi Müdürü. Şeref tu tününde verlermı aldl^n r-, şehir bandosunun ıştııakılû İstiklâl Marşı söylenmiş, bu a-rada şeref direğine Türk bayrağı çekilmiştir.
• İstiklâl Mamın müteakip, bir sporcu gurubu, Taksim âbidesi ne çelenk koymak üzere stadı teı kederken, vali Lütfi Kırdar açış nutkunu okumuştur.
Vali, nutkunda ezcümle şunla rı söylemiştir:
Sevgili Türk çocukları:
«Atatürk’ün vatanı kurtarmak için Anadolu toprağına a-yak bastığı bu kutsal bayram gününde, onun vatan ye Cumnıl riveti emanet ettiği sîzleri sevgi le selâmlarını.
Karanlık ve kabuslu bir devrin derinliklerinden, iradenin, szmin ve ümidin timsali olarak vatan topraklarını ilk kur tulus ışığı ile aydınlatan büyük Atamızı sevgi ve minnet ile a-narken. 19 Mavısta baslıvnn o muazzam ve harikalı mücadele-yi heyecanla tekrar yaşıyoruz.
19 Mayısın Türk tarihindeki biivük manasını ebedîleştirmek için Atatürk ile İnönü bugünü gençlik bayramı yaptılar. 19 Mayıs istikbalimize karşı besîe diğimiz güvenin bayramıdır.»
Türk gençleri.
«Bu milletin sîzlerden istediği Atatürkün emanetini canınız dan bile üstün tutmanızdır: Bu milletin sîzlerden istediği memleketi zekânız ve irfanınızla, kafanız ve kolunuzla yükseltme, ğe ve icabında imanlı göğsünüz le. asil kanınızla korumağa ça-irŞLUtfı *
- AZİZ ltırk’g milletin yarınısın, herşeyi senden bekliyoruz.
Milletin göz bebeği çocuklar ve gençler, kutsal vazifelerinizi lıic eksiksiz ve tam başarı ile yanmağa muktedir, vatan ve millet sevgisi yüreklerinizde e-, hediyen Sönmez bir alev gibi yal nan vurddaşlar olmanızı dileyc ıek hepinizin gözlerinizden öpe rim. Bayramınız kutlu olsun a-i ziz gençler!»
Valinin açış nutkunu Curttiıu riyet kız lisesinden bir öğrencinin gençlik adına hitabesi takip etmiş, bundan sonra. Türk U-i lıısu için gençlik üç defa (Suğ-cl!) dive havknmak suretile şe ret gösterisi yapmıştır.
Müteakiben, gençlik şehir baıı' dosunun iştirakile, Dağbasınıi Duman almış marşını söyleye-1 rek. sahayı terkederek. geçit res mine hazır bir vaziyet almış, ge çit resminden sonra spor gösterilerine başlamıştır.
Şileoney gonıısile memleketimize gelen Birleşik Amerika 14 üncü refakat uçak taşıt tümeni komutanı B. H. Hail’ ve gemi komutanı albay G. K. Frazer'iu de hazır bulundukları merasim de, gösteriler, alaka ile karşılan] mis ve dakikalarca alkışlanmış i tır. ]
Geıek tiîmeıı komutanı, gerek] se gemi komutanı, gösterileri ı zevkle seyretmiş olmaktan dıty] dukları memnuniyeti vali ve be' lediye başkanı Lütfi Kırdar’a, şahsen bildirmişlerdir.
Gösteriler sonunda, vali tara) fmdan sporculara ve okullara-] rası spor müsabakalarında bi-( rinci gelen öğrencilere kupa ve] rihniş ve saat 13 de merasim n’r b.ayete ermiştir. ]
Evvelce izdihama meydan ve] rilmemek için gerekli tedbirle-.' rin alındığı ve fazla davetiye' bastırıluıadığı söylenmiş ise de, dün İnönü stadında 500 ü müte caviz davetiye hamili içeri alınamamış, bu yüzden münakaşa laı çıkmıştır.
Diğer taraftan, stadı terke-der. liseli kızlar, kalabalık arasında ayni kıyafette dolaşmışla), btı vaziyet ilgililerce ve bilhassa halk arasında hiç de i-vi karşılanmamıştır.
spor gösterileri j'apmıslardır. Ankara d n
Ankara 19 (Hususî) — 19 Mayıs gençlik ve spor bayramı bugün Ankarada büyük tezahii ratla kutlanmıştır. Bayrama sa üt 7 de atılan 21 pare topla baş lanmış, saat 8 de Samanpazarııı da toplanan gençler, yürüyüşe, geçerek, stadyuma gelmişler, gösteriler yapmışlardır.
Saat 9 da Cumhurbaşkanı İnönü, Başbakan, Bakanlar. Meclis ve gençlik adına bir grup, Atatürk’ün muvakkat kabrini, ziyaret etmişler ve tazim duruşunda bulunmuşlardır.
Sabahın erken saatlerinde stadyumda toplanmış olan AnkaralIlar gençlik tarafından ya-, pılan beden hareketlerini v e gösterileri takip etmişlerdi:, an cak Ankara vilâyetinin ve beden terbiyesi umum nıüdurlu--ğiinün stadyumun haddi isdiabi sinden fazla davetiye dağıtması gerekli tedbirleri almaması yüzünden birçok davetliler, da ve üyeleri ellerinde olduğu halde, stadyum kapısından dönmeye mecbur olmuşlardır.
Amerika bazı Av-rupa devletlerinin döviz rayiçlerini ayarlamasını istiyor
I
|


Vaşington: 19 (A.A.) — Birleşik Amerika millî istişare heyetinin kongrede okunan bir raporun da, Avrupa kalkınma programının tatbik devresi esnasında, bazı Avrupa devletlerinin döviz rayiçlerinin ayarlanması icabettiği bildirilmektedir.
Raporda bildirildiğine göre, mil letlerarası para sandığı, döviz rayiçlerine müteallik siyasetin geliş mesi ve bunların tadili yolunda uy gun bir usul tatbiki ve bir para istikrazının tesisi için memnuniyet verici imkânlar temin- etmektedir. Milletlerarası para sandığı ayni zamanda, sandığın gayelerinin tahakkuk imkânlarını sağlıya cak olan istihsal ve milletlerarası ticaret seviyesinin de kalkındırılması için maddî yardımlarda bulunacaktır.
A ~ m »m—İr l L-.. ı
jiûu-övartM.n .
Piıclsen bu Tda dünya bankasının özel bir rolü
vardır, "fakat bu banka bütün yükün ancak bir kısnuhı üzerine alabilecektir ki, hu miktar da mııha-fazakârlarca bir kaç milyar dolar olarak tahmin edilmektedir.
Bankanın bazı Avrupa memleketlerinin dolar halindeki sermaye ihtiyaçlarını bilhassa teçhizat bakımından hu sermayelerin dâimi bir şekilde artması icabettiği hallerde, finanse etmesi beklenebilir. Bununla beraber, bankanın, krediler va3itasile tahakkuk ettiri lecek safha müstesna olmak üzere, programın diğer kısımlarının tehlikeleıini üzerine alması pek muhtemel görünmemektedir.
Program, kalkınma porgramına dahil memleketlere, birinci derecede ehemmiyeti haiz yiyecek madde lerin temin hususunda gerekli ecnebi dövizi temin ettiği ıiisbctte, bunların ödeme muvazeneleri bakı mmdan durumlarını ve bankaya bu gibi uzun vadeli krediler susunda kolaylıklar olacaktır, böylece bu memleketler de Avrupa kalkınma programının başarı ile tatbik edilmesine yardım edebileceklerdir.
z----------------------------------
Elıli Hak demişlerdir, ki: Bu iş hiçbir bakımdan müsamaha ile görülemez. Ashabın derecelerine göre fazl ve şerifleri ve onlara hürmet ve sevgi gösterilme si sahih hadislerle mütevateı-clir. Resulü Ekremin beğenip öğdükleri hakkında layıksız tavır ve söz hiç kimsenin haddi ve hakkı değildir.
Resulü Ekrem efendimizin tav siye ve istoklei'inin zıddım a-çıktan, yahud yürekten ve içten yapmağa cüı’et edenlerin hareketlerini tasvib ile, hattâ sükût ile karşılamak dahi caiz gorille mez.
Nitekim, Hazreti Ali dahi; E-bubekir ve Ömer haklarında Jâ yıksız sözler söyleyenleri bir hutbesinde kötülemiş ve bu tür lü tefevvuhatın kendisini şiddetle muztarib eylediğini açıklayarak katiyen yapılmamasını umuma tenbih ve ihtar eylemiş idi. (1) . 1
Nasların bâtıl tevilâta âlet e-ibnesi ve mevzu hadîslerin de-IjI olarak gösterilip Resulü Ek-remin sahih ve sarih hadîsleri-4 , hakkındaki hürmet îz-
Şeref stadındaki törene saat " 1 I merasim Be-
şiktaş kaymakamının nutku ile
ıs kılı edecek memleketlere açılması kulemin etmiş
remin sahih ve sarih hadîsleri-
harı emirlerine aykırı hareket-Icıo geçilmesi aala tecviz olunamaz,
Deılmıştır. 5 7 ” ^amberle
Bilâhare orta okul talebeleri,^ ût,n'
(Baştarafı 1 incide) l:erî bir kaynağa göre, üıdütı sınırının 5 mil kadar batısına düşen Beysan’ııı her aıı Arab kuvvetlerine teslim olması beklenilmektedir.
Lübnan hududunun 10 mil gii neyindeki Safad şehrinin de. Su riye ve Irak zırhlı birliklerinin ateşi altında bulunduğu söyle-ı: ilmek ted ir.
Bevsan, Tibrias ve Safadııı-le geçirilmesi Arablara bütün Doğu Filistinin tanı kontrolünü bağlıyacak ve bu takdirde Yahudi kuvvetleri, esasen Mısır, Ürdün, Irak birlikleriyle Arab çetelerinin taarruzu altında bulunan dar sahil bölgesine sığın nıak zorunda kalacaklardır.
Tiberias çoğunluk itibariyle, Yalıudiler tarafından meskûn bir sayfiye şehri olup. Safad ve Bevsan gecen Lafta Yahııdi-ler tarafından ele geçirilen A-rab şehirleridir.
Buna ilâveten Arablar Bey-san’ın takriben 24 nıil güneydoğusuna düşen Nablus ile Ürdün hududunun 5 mil kadar ile risiııdeki Eriha’yı elde tutmak ta olup, Kudüs şehrini çelik bir çenberle çevirmişlerdir, ün 15 mil güneyindeki da Arab kuvvetlerinin dir.
Askeri Tebliğ Amman 19 (AP) — vavınlanan askerî bir tebliğe gö re. Arab lejyonu topçu birlikleri. Kudüs şehrindeki Yahudi ma haileleriyle stratejik önemi haiz askeri hedefleri ve bilhassa Ya budi kuvvetleri temerküzlerini, bombardımana devanı etmişlerdir.
Tebliğ şu şekilde devanı etmektedir:
«Şeyh Cerrah bölgesinin kuv vetlerimize teslinı olması bekle nilnıektedir. Yalıudiler bu bölge den çekilmektedirler.
Birliklerimiz topçu himayesi altında Latrun ve Babel Vaad bölgelerinde de ilerlemişlerdir..
Latruna karşı yapılan şiddet li bir Yahudi taarruzu lejyon ta lafından püskürt ölmüştür. Döş mana ağır zayiat verdirilmiştir.
Tel-Âviv 19 (A.A.) — Haganah tarafından neşredilen tebliğde Arab lejyonunun şiddetli çarpışmalardan sonra Kudüste ŞevJı Cerrah mahallesinde terak kiler kaydettiği itiraf edilmektedir.
Negev’de bulunan Mısır topçu kuvvetlerinin dakikada bir, obüs hesabile Yahudi tesisleri, ni bombardıman ettiği ilâve e-dilmektedir.
bıgilizlerin yardımı ı Londra 19 (A.A.) — Dün ak] çam Dışişleri Bakanlığı sözcüle] rinden birine, Filistinde muhasamatın başlamış olmasına rağ men İngiliz subaylarının Ürdün ordusunda hizmet etmelerine, Ürdün ordusuna tahsisat veril meşine ve Ürflüne, Mısır'a ve I-ıaka silâh teminine devama In g-lterenin müsaade edip etmej'e ceği sorulmuştur.
Sözcü şıı cevabı vermiştir: «Birleşmiş Milletler bu haıe ketlerin gayri kanunî olduğuna karar verinceye kadar bu böyle devam edecektir.»
Sözcü, hâlen Ürdün ordusun da 40 subayın vazife gördüğünü. bunlardan 30 unun îngilî? erdusundan ayrıldığını ilâve et Tmişfcir.
Arab lejyonu komutanı John Glubb Paşa ve diğer iki subay Filistin hükümeti hizmetinden, Ürdüııe nakledilmişlerdir.
Kudüs’ Hebron elinde-
Bugün
- “ ••



f
Sözcü Ürdline yapılan ve ikij milyon İngiliz lirası tahmin edi len senelik yardımın parlamen to tarafından 1949 nisanında so na eren malı yıl nihayetine ka dar kabul edildiğini beyan etmiştir.
Bu itibarla İngiliz hükümeti bu tarihe kadar tediyata devam etmek mecburiyetindedir. Yardımın gelecek taksiti iki ay son ra
ve
bu-
ödenecektir.
Kus Yahudi Devletleri Münnsehatı
Telaviv: 19 (A.A.) — Fran ce—Press’in tahminine göre Te-lavive gelecek hafta bir Sovyet maslahatgüzarı gönderilecek, Moskova va da yakında bir Yahu di diplomatı tâyin edilecektir. Sovyet Rusyanın Fılistinde bun dan başka iiç konsoloshane bulu nacaktır.
Bunlar: Telâviv, Kudüs Hayfada açılacaktır.
Demirperdenin gerisinde
lunan devletlerin ve bilhassa Bulgaristan ( Kumanya ve Ma-cavistanın yakın zamanda lerâil devletini tanımalarına intizar e dilmektedir.
Yeni Lrnii Devleti Kabinesi
Telaviv: 19 (AP) — Yeni İs rael devleti kabinesinin resmî iis tesi aşağıdadır. Bakanların aslen hangi memlekette doğdukla rı kerre içinde gösterilmiştir:
Başbakan, David Ben Gurion (Polon ta).
Dışişleri Bakanı, Mişe Şertok (‘Rusya)
Maliye Bakanı, Elyezer Kaplan (Minsk)
Posta Telgraf ve laştırnıa Ba kanı, David Renez (Rusya)
İçişleri Bakanı, îsak Gueııba-um (Polonya)
Ticaret ve Endüstri Bakanı. Dr. Fı-its Bernstein (Hollonda) Devlet Bakanı Haham J. L. I«shmaıı (Besaıabva)
*
Göçmenlik İşleri Bakanı, Mo-şe Şapiro (Dı obııo)
İçtimaî Teşkilât Bakanı, A. Zisling (Ban-anoviç)
Tarım Bakanı, M. Bentov (Po lonya) dir.
Adalet Bakanı, Dr. Felikç Ro senblueth (Berlin)
Emniyet Bakanı, Hâkim Şlritre-et (meçhul)
Devlet Bakanı. Haham 1. M. Levin (meçhul') ~
Kudüs: 19 (A.A.) — Ku-düsün eski mahallesine Arab gö nülliilerile birlikto giren Reuter ajansının muhabiri bildiriyor: Arab topçıı kuvvetleri bugün Kudüsün Yahudilerle meskûn i kısmını beş noktadan bombardı man etmişler ve Arab gönüllule ri Yahudi mahallesine girinceve kadar Lejyonla yan yana çarpışmışlardır. Kuşatılmış olan Yahudilere «arşı şiddetli bir ta' arruza geçen Aıablar feoir vak tinden biraz sonra Yahudi istih kâmlarına girmişlerdir. Aıab-lar öğleden sonra Yahudi mahal leşinin varışını kontrolleri aitı na almışlardır. Yahudileriri müstahkem noktaları dinamitle havaya uçurulmuş ve İsrail or duşu ile Haganah ve trguna men sup takriben beşyüz Yahudi dar bir bölgeye atılmıştır. Bu] bölge şimdi Arab havan toplan ııın ateşi altında bulunmaktadır/ Diğer taraftan Arablanın Kıı düşün eski .mahallesinin doğusunda bulunan Yahudileri temi’ ledikleri öğrenilmektedir. Gönül ı 'lüler Arab lejyonu ile birlikte' şiddetli hücumlardan sonra Şeyh C'errahdeki Yahudileri püs kürterek burasını işgal etmişler'

«»!k
(ttaştarafı 1 incide) memnun olacağım* dememiştir.
Gazeteciler kendisine bu ciheti veya daha doğrusu cümlesindeki bu noksanlığı hatırlatıp güldükleri zaman, Dışişleri Bakanı da gü-lümsemekle iktifa etmiştir.
Bir gazeteci Bakandan şunu sor muştur:
«Birleşmiş Milletler veya diğer milletlerarası teşekküller tarafından ele alınmış bulunan konuların halli bahsinde, son zamanlarda Rusların iş birliği meyli artmış mıdır?* ;
Marshall, bu ciheti belirtecek henüz pek çok fırsat zuhur, etmediğini söylemiştir. Dışişleri Bakanı, elçi Bedeli Smith’le Molotof a-rasmdalri temasın 10 gün evvel yer aldığını ve Mrirshall Staliniıı Heırry V.’a1lecein açık mektubuna verdiği cevabın pazartesi gecesi yayınlandığını hatırlatmıştır.
Wallaco'm sözleri
Berkeley (Kaliforniya): 19 (A. A.) — M. Wallace Kaliforniya ti-•) niversitesinin sekiz binden fazla talebesine hitab edm'ek Mareşal Staliniıı cevabının dünyaya bir ü-mid ışığı verdiğini söylemiş ve şun lan ilâve etmiştir:
( Dışişleri Bakanı M. Marshall Stalinin’ barışa karşı gösterdiği ilginin cesaret verici olduğunu söylemiş fakat Stalinin mektubundaki bazı hususların yalnız Sovyet-ler Birliğiyle Birleşik Amerika a-rasında müzakerelerle halledilmesine imkân olmadığını ilâve etmiştir.
Norma! yoldan ayrılarak, Birleş miş Milletleri kâle almaksızın ken di başımıza hareket etmek istemediğimiz zaman Birleşmiş Milletler teşkilâtının etekleri arasına saklanıyoruz.
Wallace sözlerine devam ederek mektubunda ileri sürmüş olduğu hususların, ringîlizleri bütün söy-liyebileceklerine rağmen Sovyet Rusya ile Birleşik Amerika arasında müzakere edilmesi gerektiğini beyan etmiştir. Wallace nihayet şöyle demiştir:'
îııgilizlere karşı büyük bir hürmetim vardır. Fakat Dışişleri Bakanlığımızın epeyce müddetdenbe-ri onlar tarafından idare edildiğine kaniim.»
İngiltere Amerikan Görüşünü Destekliyor.
bir tereddüt devresinden sonra Londra: 19 (AP — 24 saatlik bugün İngiltre Dışişleri Bakanlığı. Rusyanın ikinci « barış görüşmesi teklifini reddeden Bir-riiştnesi teklifini reaueden Birleşik Amerika Dıişişleri Bakanlı ğının bu hareketine tamamile ta ıaftarlık izhar etmiştir.
Bir basın toplantısında beya natta bulunan Bakanlık sözcüsü ezelimle şunları söylemiştir:
Igilteıe, Sta'lin Vallaee temasında ileri sürülen esas üzerinden Amerikanın Rusya ile doğrudan doğruya müzakerele re girişmek istememesini tama-nıile yerinde bir hareket telâkki etmektedir.
Amerika Dışişleri Rnkanlığmm Göriişii
Vaşington: 19 (A.A.) (Reuter)
ğımn Stalin hakkındaki demecini buradaki diplomatlar Stalinjn barış tekliflerini geçen hafta Alarshall in Molotof un teşebbü ■süne karşı hapmış olduğu kadar şiddetle reddedilmesi şeklinde yo rumlamışlardır.
Menry Vallaee.in «açık mektu buna • Stalinin vermiş olduğu ce vapta Dışişleri Bakanlığı, Mars hall'in Moksovadaıı gelmesi ge ı-ektiğini söylemiş olduğu «müs bet tekliflerin' hiç birinin bulun
Türkiye’ye hava dafî ve radar
A
1.^4 (1
t
Resimde, Amerikan î gereğince meımck'timize ordusunda kullanılan bir
hükümetinin T-h kiu. U' ij)t-gönderilmekte olduğu uçak baııtr lopu yöiillo, '
aır.



I /
• • ) ‘ '' i •
bir .{?;.» ludtt
Resimde, bir uçak sarar radar (deli, pmda işler razın et i e gösleritmı ktedir. L karşı yapılan nıiidafçaların



Dışişleri Bakanlı
madiğini müşahade etmiştir . ı Dışişleri Bakanlığının edası, Marsh*) 11’in Dışişleri Bakanı -ı-fatile meseleyi, başka herhangi bir tefsirde bulunmaksızın ber- i taraf etmek istediğini göstermektedir. -
Ytiksek Amerikan memurları, bir anlaşmaya varmak hususun da samimi bir arzu mevcutsa, Moskovanın bövle bir kaısılas-mavi hazırlamak için gerekli ted birleri daha normal bir şekilde alması icap ettiğini beyan etmektedirler. Molotofun geçen haftaki hareketi Amerikan hükümeti tarafından diplomatik i timadm şimdiye kadar görülme mis bir şekilde ihlâli şeklinde te lâkki edilmektedir.
Amerikan yüksek memurları ni'i kanaatince eğer son haftalar da ki hareketler hakikaten sami mi sebeblerden ileri gelmişse, bunların kabulü mümkün ve ma lûm vasıtalarla normal yollar-dan yapılmış olmaları ican eder di.
Vaşington resmî mahfilleri u-mumiyet itibarile Molotof ile Staliniıı demeçlerinin gayesinin gereken asgari samimiliği ihtiva etmekle beraber azamî bir propag nda tesiri husule getirmek olduğundan şüphe etmekte diıLer.


Yazıın! M. Raîl Oflan
Tefrika N. 130
IMAMIYE FIRKALARI
haiz bulunduklarına gelince;
Ehli hak demişlerdir ki: Bu isnad nasıl teslim olunabilir kı, imamların ne sayısı, ne pahıala-n, ne de aralarındaki Mehdilerin kim ve hassalavınm neler olduğu üzerinde ravafız; ihtilâf tan kurtulabilmiş değdlerdir. Birine göre, masum; diğerine nazaran kezzaptır. Birinin öl düğlinü, diğeri zemn^yler. Meh diliğe gelince, büsbütün bir rılık vasıtasıdır. Mehdiler o dar çoktur k». her b’.riııin tereemesini yazmak, buraya
dar yazdığımız yazıların belki bir kaç misli yer tutar. İhtilâf pek çoktur. Meselâ:
Bunlardan bir kısmı imam
nin (Din) ve (Mezheb) usullerine karşı cevab ve müdafaadan
Sadık) m, bir takınu. (Musa Kâzını) ııı,
A
ay-ka-
hal ka
(İmamiye)
ehli sünnetin
(Caferi
oğlu imam bazıları da (Abdullah B. Mua-vi*'°) (2' nin bekasına kail ol-muşlaıdır Bir büyük kısmı ise (Haşan Askerî) nin oğlu (Mu-hammed) in Melıdiliğıne bağlan mışlardır. Diğerleri de imameti; türlü türlü sevkeylenıişler-dir. Bir kmıııı ice imamet bir başka çeşid şevke tâbi tutaı ak imameti"; imam (Caferi Sadık) m diğer oğlu (İsmail) e bırak tığını, yolıu d oğlunun oğlu (İsmail) e geçtiğini iddia evi iverek türlü neseb silsileleri düzüp uydurmuşlardır.
Bunlardan hepsine göre, m.-r-heb fırkaları kurulmuş, hattâ
imameti Melahidei Batıniye’nin eli bayraklı şeni’ başkan ve mu cid’ Mecusî ve Yahudi Meymu-nulkaddah’a ve ondan oğlu İs-maile sevketrnenin bile yolu bulunmuştur.
Birbirini bu kadar nakzeden kavillerin doğruluğuna ve böyle çeşid çeşid maksadlarln günahlardan, n isyan ve zelelden masun ve masum olduklarına nasıl inanılabilir ve birinden sıfat masumiyeti iktizası nâdir olan söz ve hükmiin, ayni sıfatı ma suiniyeti liriz diğoı bir imanını kavlile mütenakız olması masumiyet tadan beraat vasfı te’lif olunabilir?
«Minhacalsünne» sinde Şey-T hislânı İbni Taymiyye diyor ki:?
Rafız taraflarından ehli tej’t) imamlarına (ismet) yetgisininı tevcihi; Nasaranın Hazreti lgft-? ya Allahtık isnad eylemelerine* bur zer. Bu sıfat; nasıl Mesihdcn? me’hûz ve menkûl değilse, Haz-) reti Ali’den dahi kendisinde sı-c l’atı ismetin mevcudiyeti hak-t? L.nda bir işaret vaı id ve biri kavi müf-evater değildir. Ve* ıv’sıl ki. Mesih, hakkında gulüvj edilin de bir takını insanlar o-c nıı haddinden fazla yükseltip u-S lulıivet mertebesine, çıkarırlar-? ken, bir kısım insanlar da kadj rini alçult.nrak babası meçhul? veya nikâhsız anadan mütevel-* lid biı veled olmak üzere dere ? kei inkâra indirdiler. Kendisi? yalnız risaletini ileri sürmüş? bir Resulü kerim olduğu haldei bu durumuna itibar eylemedi—? Jer. îşte elıli beyt imamları ve? Hazreti Ali haklarında dahi ayS uıen böyle olmuştur. c
(Devamı vaf1 )
Diğer a# TürJ? i w »
•* • w hava da ti t tedir. ş‘.;ıd lhnatta rnuhfceât makineli tüfekler. budarlar harekât makineleri, muhabere teçhizatı ve bunları nalı iotmek -bakımından lüzumlu olaa motörlü teçhizat vardır.
Muhtelif tüfekler alçaktan yüksek şeüratle vçam u- aklara karşı kullanılmak iiz?re nıe; lana geti-rilrnhtîr. Sözü geçen makineli tüfekler Birleşik Amerika ordusundaki bu tip silâhlanıl yenisi ve inkişaf ettirilmiş şeklidir. Bu makineli tüfekle: îkin ı Dünya Savaşındaki bütün sahnelerde büyük ölçüde istimal edilmiş ve alçaktan uçan yüksek süratli uçaklara kar şı gayet iyi neticeler alınmıştır.
Amerikan yardım programına istinaden gönderilen radarlar Birleşik Amerika ordusunda meve- -1 bulunan en yeni ve inkişaf ettirilmiş tiplerdendir. îki tip radar gön derilmiştir. Bunlardan biri yaklaşan uçakları haber vermektedir. Diğeri ise menzih giren uçaklara gayet isabetli atı) yapmak iç,n kullanılmaktadır. Bu iki radar 1-klnci Dünya Savaşında Hitlerin (V silâhlarına karşı koymak bakımından gayet müessir bir rol oy namıştır. Bu radarlar Türk hava dafi toplarına her hangi bir hava şoraiti altında bütün hedeflere müessir -bir şekilde karşı koyma imkânını vorecektir. Bu radarların iki tipi de -dost uçakları üslerine veya hedeflere sovketmektedir. Diğer taraftan her hangi bir uça-ğın dosta veya düşmana aid oldu-açığa vurmaktadır.
Son dak'ka
da birlikte
Araerikîu îoti geln« k kadar yapıûm
KJtKfe
T/
vç mü tein 13 zelel ve haile ne yolda
C1) laf sili evvelki yazıları--madadır.
(2) RJdlğirniz meşhur Muavine /?. E bu Siifuau (teyit. TJu Mıtaviye ehli beyte mensubdur.
Amerika da Batı Btokuıa oiresek Vnşlngton: 19 (AP.) — Ayar Meclisi Dış Münasebetler Komisyonu. B«tı Avrupa devletlerinin kendi glivcniljkiorinl garanti et-'mek ınaksadile -mahallî askeri itti fakhu yapmalarını tavsiye eden bir takriri bugün onaylamıştır.
Bu takrir mucibince, Birleşik Amm ikada, kongrenin tasvibiyle bu -mahaUli ittitakiurclım her 'hangi birine girebilecektir. Sıfıra karşı 13 ile onaylanan bu takrir başkan Trumana «Yol gösterici, hir vesika -mahiyetinde olup, sadece A-yan Meclisinin tasdikine iktiran et nıesl lâzımdır.
iBu konıtÖa izahat yon başkanı Arthur bu taktırın kab ılıt ile Biricik A-k olarak her savunma pnktı-ığını belirtmiş»
»i
veren komis-
Vaaderberg,
f
v apur ilânlan Beklenen vapurla!
«s n n f İMİ
I w I» ( W
Oslo, Norveç vwpıu Jıumpanyesi Nevyoık Uç Türkiye arasında muntazam vapııı neferleri-m / s H A V 20/Mayjs/lH8
Yakarıdaki vapur NevyorMan umanımıza mal getirecek ve limanımızdan LATAKID — BEYRUT — HAYTA — İSKENDERİYE ve NEirYORK için yük ve yolcu kabul eder.
-------——
r-
I
TRHSİiMIN
İsveç Vapur Kumpanyası
HelulnbOJg
s/s ULLA
25.20/MayjS/HB m/s GUNDA 12-vc-15/Hazjran/948 Yakardaki gemiler Hamburg Bremen, Roterdam ve Advçtb ten mal getirip bu limanlar için İstanbul ve îzmirden mal yükleyecektir.


STEVENSON LİN£
Şimali Amerika muntazam hattı s/s DİANA
H. PONCHELEn1 19 ilâ 22/Mayıs!948 Yalnız Napoli ve Cenova-ya mal kabul eder s/s Noah Brovvn 25-2e/Mayıs/f)4fi Şimalî Amerikadan, İskenderun, İzmir, İstanbul limanlarına yük getirip, buralardan Amerika için mal ve yolcu kabul eder.
n,pmwiç
| Yugosiav muntazam hattı | Adriyatik limanlan için I Yugolinysı - Riyaka
■ Adriyatik limanlarından ge-
P tirilecek mallar için, ve bu li-f uranlara sevkedılecek yulder E için a- ' .temize müracaat e-E dilmesi
İT 61 İH
| s/s Fides
B Mayıs 948 sanımda Buenos-H Ayres için yolcu kabul eder.
■ Bütün tafsilât Jçln Galata B Tophane Eski Yolcu Salonu B karşısında Frank Han 3 Kata g müracaat Tl 44707/8
A
19 ıHususi — öğ-
Ankara
rendiğimize göre Istanbulda Ga latasaray okulunun yanındaki bos arsada Devlet Denizyolları tarafından sivil denizcileri yetiş t irmek için bir kurs binası yapılacaktır. Ulaştırma Bakanlığı Millî Eğitim Bakanhğile bir an laşmaya varmış ve arsanın salın alınması için İstanbul defterdarlığına 50 bin lira Ödemiş'in Kurs binası yapıldıktan son ru - ivil kaptanlar motor kaptan lan bu binada kurs göreceklerdir.
Yeni Neşriyat:
DİN KİTABI MES’ELESİ
Millî Eğitim Bakanlığının affedilmez hatası

(Bastarafı 4 üncıldeı zel olmayacak. Lâyıkile tetkik olunacak ve salâhiyetli maka -mm, yâni Diyanet riyasetinin mütalâa ve muvafakati de alma çaktır, diyor.
Demek ki. Millî Eğitim Bakanı da bu kitabın ilk okullar) dr okutulmağa lâyık bir esei’ı olmadığını itiraf ediyor, ve bu nu biiıün millete açıkça bildiriyor.
Peki, neden bu kitab ilk o-j kullarda okutulmağa lâyık bir eser değildir? Eser haddizatında yanlışsız, hurafat ve tarikat
Çilikten âridir, amma ilk okul, lardaki çocuklar bu bahisler: kaldıramaz, anlayamaz, mı de -mek istiyor? Yoksa bu eserin dinî bir çok yanlışları, hurafat ve tarikatçilik akidelerini ihtiva ettiği anlaşılmış, bu sebeble ilk okullarda okutulması mahzurlu görülmüştür, mii demek istiyor,
Beyanatın sonunda «bu kitap 'daha mütekâmil eserlerin hazırlanabilmesi için bir deneme dir» dediğine göre, Bakanlıkça da eserin birçok dinî yanlışları, hurafat ve tarikatçılık akidele-riıü ihtiva ettiği tahakkuk etmiş olduğunu anlatmak istediği daha kuvvetle anlaşılmakla-( dır. ı
Böyle olunca, bövlf' bir eseri| piyasaya sürmekte mânâ nedir? bile bile bövle din yanlışlarla, hurufatla! ve tarikat akideleri-1 le dolu, mütalâası mahzurlu bir; kitabı memleket evladına sürmek. Mili Ee*»tim Bakanlığı gibi bir ilim müessesesine yakışır mı?
Tâlimi kıymeti haiz olmadığı ve müsellem olan bu kitabın hiç olmazsa, bir mütalâa kitabı ola bilmesi için, yine dinî hatâlar-dar ve harekâttan ârî olması ik tiza etmez mi? Bakanlık kita -bm üzerine resmî damgasını basmakla, bu eserin hatâdan ve mahzurdan salim olduğu hak -kında millete teminat vermiş o luyoı*. Halbu ki, bu eserin hatalı ve mahzurlu olduğu meydanda.

Görülüyor ki, Millî Eğitim Bakanlığı büyük bir hatâ ve gaflet çukuruna düşmüştür. Bu radan çıkmak için bocalayıp durmaktadır. Eserin lâyıkile tet kik edilmeyerek yapıldığını, o-kullarda okutulmağa salih bir kitap olmadığını itiraf ediyor. Amma hatâyı tamir ve islâh yo lıına gitmiyor. Eseri - toplatıp sayısız yanlışları birer birer tashiha imkân yok.
Eseri büsbütün ortadan kal -dırırsa , maddî zararın tazmin
ettirilmesi korkusu var. Onun i! cin hâdiseyi izam edilmiş şekil de göstererek işi örtbas etmek

0 ( • e • e • • ♦ )
**’
c(
I
e ♦
jsXXXa
r w ı I
jC Jt Jt 3L J
0^
• ♦ • ♦ • w w
dikkat
Kiracılar Gazetesi
Kiracılar gazetesinin 4 ncü sayısı çıktı. Değerli avukat ve muharrirlerin yazılarile dolu o-lan bu haftalık gazete, bütün kiracıların hakkını müdafaa etmektedir. Tavsiye ederiz.
M
I Yeni Sabah’ın ILÂW fiyatlar bJ? maktıc o.aral» 164)0
• a » /• r»
)
»
I
) Baslık
i fi «
tad
»
»
)
• )
ÖOC
400
36C
260
mu


r
ı
'■Ol" I
ciheti kalıyor. Fakat m emle) fitin masum evlftdlarıın da dü -şünmek lâzım değil mi?

Mes’ul bir Bakan, yaptığı bir hatayı «bu, bir denemedir» diye nasıl mazur gösterebilir? Devlet, millet işinde deneme olur-ınu? Tetkik ve tasvipten geçmediğini salahiyetli makam olan Diyanet riyasetine eseri tetkik ettirip muvafakatini almadığını itiraf ediyor. Demek ki, gizli kapaklı, tetkiksiz. tasvibsiz bu iş yapılmış.
Deneme olabilir. Amma bu deneme müsveddeler üzerinde yapılır. icap eden miitahassıs -lara. salâhiyetli makamlara gös terilir. Yoksa yirmi beş bin nüs ha basıldıktan sonra piyasaya çıkarıldıktan sonra, tenkidler başlayıp da vaziyet ortaya çı -kınca «Evet, öyle amma biz bu eseri bir deneme olarak yazdı -rıp neşrettik’ demek gülünç ol maz mı?
îşin denemesi, menemesi yok. Hâdise bütün çıplaklığile meydanda, Bakanlık bu büyük hatâ Fim mutlaka tamir teşebbüsün de bulunmazsa, demek ki, bile hile hatalı ve mahzurlu bir eseri memleket evlâdına sürmekte İsrar etmiş oluyor. Şu halde mesele bir Milletvekilinin Millet Meclisi Kürsüsünden müdahalesi zaruret kesbetmiş olu -y or.
Diğer taraftan Diyanet riyasetinin de bu eserin yanlış -ları ihtiva ettiğini bir beyanım ıro ile mühim olur.
millete bildirmesi en bir vecibe halini almış
M. Naci Sararlar
Al manyadan Kanadaya gidecek mülteciler
Ottavva: — Almanyadan Kanadaya bu sene 18.000 mül tevi ce yersiz gönderilecektir. Bu haber, bu kimseleri Kanada ya nakletmek için beş îngilizu çağı satın almış ve nakil işine bu ayın sonunda başlıyacak o lan milleulerarası mülteciler tekilâtı tarafından bildirilmiş lir. Kanada hükümeti yalnız e min olduğu kimselerin nakillerini deruhte etmiştir. (A.A.)
— — ■■ ■ ■ ■■■■■— ■ ■ ■ — ■ 1. - ■ — ■
| Öner ve |
1 Yücel dâvasıı
S ÜÇÜNCÜ KİTAB
| İddia ve Karar
( Profesör Avuk&t Kenan Ö-
) ner tarafından neşrolunan $ ve öner - Yücel dâvasının
) iiçüncü kitabını teşkil eden \ bu eser nefis bir şekilde ba-? fcibp satışa çıkarılmıştır. Mik \ darı pek mubdut olduğun-j dan tükenmek üzeredir. Mem \ leket çapında bir dâvanın ta* / mamlayıcı kitabı olan bu e-\ ser her Türk münevverinin / kütubhaııesinde yer alacak s bir kıymet ve ehemmîyette-/ dlr. Kltabeılardan arayın.
J Fiyatı 175 kuruştur.
) *
S «Yücel - Öner» dâvasına ? aid Profesör Kenan Önerin J eserlerinden birinci ve ’ıkin-r ci cildlerin mevcudlan tvi-J kenmek üzeredir. Bu kıymet r U ve ibret verici kitabların S her üçünü de Ankara cadde-r sindeki «Kanaat» ve «İnkı-S lâb» Kltabevlerinden tedarik { edebilirsiniz.


Türkiye hakkında i
(Raştarafı l incide) kan mahafilinde de şiddetli ak-j sülameller yaratmaktan geri kalmamıştır.
Bu arada îstanbuldan mevzuu bahsdir ki, «altı Amerikalı imzasile makale muhtevasının hakikatlere Uymadığını tebarüz ettirir mahiyette bir mektup gönderilmiştir. Bu şayanı dikkat yazı aşağıdadır:
Sayın Yazı İşleri Miidiir/i ; )nda2krcmfh cmfhy cmfh n-: ı
«Erneet O. Hauser' n vazıhçı ve 28 Şubat 19448 tarihli derginizde yayınladığınız Türkiye ödünç alınmış bir zamanda yaşıyor» başlıklı makale, Istan -bulda bir çok tefsirlere yol açmıştır. . Bir çoklarımız Türk.i -vevi uzun bir zamandanberi mü şahede etmekte olduğumuz için muharririn aksettirdiği bir taraflı resmî müstesna olarak göz önünde tutmaktayız. Gayet tabiî olarak tenkid iyî birşeydir. j Fakat suiteefhhüm de baş':;. ı biı-şeydir.
Makalenin verdiği umumî his siyat, Türklerin köşelerde, bu -caklarda görülen barikadların ve dikenli teUerin meydana ge tirdilderi bir dekor içinde ray ri müessir bir surette yaşadık İmdir.
(Tabiî burada yaşayan biz-leı* «muhasara edilmiş bir şehir!» hissiyatına sahib değiliz.) Makalenin bir yerinde muha»* -rir Ermenilerden, Rumlardan ve Yahudilerden çok doğru ola ıak bahsederek, bunların nesil-lerdenberi Tiirkiyedc yaşamış olduklarını belirtiyor. Halbuki. ayni yazının biraz ötesinde bunlara İmâ yollu «yabancılar» diyor. Muharrir, «temiz olma -yan nesillere hasredilen köşe kahvelerinde vakit geçiren orta sınıf halk» diye başvurduğu biı çok grupların yukarda bab settiği «Yabancılar» olduğu hakikatini gözpnünde tutmakta -dır
Beş asırdan beri ticareti iman rıza terkettiklerini gayet doğ -ru olarak yazarken, Müslüman Türklerdeki iş dirayetsizliğini mübalâğa ediyor. Zira, Cvmhu ıiyetin kurulıışundanbeı i. geçen bir nesilde bir çok Türk-ler ticaret sahasında yek çok şeyler öğrenmişlerdir.
Ve müstesna basan, bahşetti ği mevkie bir sahısla inhisar etmemektedir. Bütün bunlar ya zarın kolay gazetecilik kaleminden çıkan bazı sui tefehhümlerdir
Saniyen muharirdeki görüş eksikliğine itiraz edivoruz. Ye ni Cumhuriyetin doğuşuna hî-mayekâr bir şekilde 'başvururken, tarih bovunca kaydedilen terakkileri takdir etmekte aciz gösteriyor.
Kendisine tarihin sahifeleri-ni geriye doğru çevirmeği ve ih tilâlden 25 yıl sonraki Birlesin Amerikanın ne durum arzettiği-ni bir an için gözden geçirme ğı ikaz etmek isteriz.
Bizi hayrete düşüren üçüncü nokta, bazı tavsif ed’ci ve hattâ bunun gibi mahdut bir yer kaplayan bir makale için dahi elzem olan hakikatlerin ihmal edilmiş olmasıdır. Nitekim, kül türel gelişmesinden bahsetme -den bir memleket hakkın a e-saslı bir fikir verilemez. Bu ma kalede de kaydedilen bazı terak kileri belirten misaller a-’iğa vurulabilirdi.
Bu misallerden bazdan sun lardır:
Bir Marmara adasındaki modern hapishane; Ankara Erkek Ticaret Okulları ve Kız Meslek Okuları; Köy Öğretmen Enstitüleri; Belediye Halk Tiyatrosu: Opera inkişafı: ziyaret e-den sanatkârlara gösterilen can

— Babacığım1 Siz benden Şadım Zencinin başını istediniz; ben ise onun ebedî dostluğunu getiriyorum. Artık o da bizden-dır.
S A DÖN İLE SAKARDİS
Sâduıı Zenci, sadece pek cesur ve kuvvetli bir haydud değildi. Ayni zamanda çok mağrur bir adamdı. Hayatında, Vahşülfelâ-d; n başka kimseye boyun eğmemi jti. Padişahları* askerleri niı çokluğuna güvenen, tebaasının kör sadakatine sığınan birer yalancı kahraman olarak ka bu) ederdi. Onların önünde diz çökmek söyle dursun, karşılarına çıkmayı bile küçüklük sayar di.
Melik Efralı’ın memleketine geleli üç gün olduğu halde, hâlâ onun ziyaretine gi) mernişti. Gitmek te istemiyordu. Bununla beraber, Valışülfelâya, köle olmayı kabul etmişti. Çünkü o, kuvvet ve cesaretinden başka yardımcısı olmıyan hakikî bir
Pehlivanlar
Sam sumda büyük yağlı güreşler t Haziran 948 Pazar günü Samsunda
Demokrat Parti meri’laaime yağlı pehlivan güreşleri tertip erimiştir.
H iI yiİk tortuya
İSİiçiik ton taya
f He-ye
Yekûn
»

i

9

«l

«•
Îİ
600
350
200
150
50
Lira
»
»
D
W
1350 Lira ikrcımiiy'. t r ilecektir. Güreşler kıran kırana Het kart dağıtmakta »erbasttir.
Binit!ün yiğit pehlivanlarımızı ikramn-yefi bu güreşe iştirak davet ediyoruz.
L'İL AT ; 6 Haziran 948 tarihindedir. Bu
füre't. fjeiifebiitnek için İttaubuldan engeç 31 Magtsta kalkcna'h vapurla veya 1 Haziranda kalkacak. İranla hareket etmek lâf imdir.
Geltecek pehlivanların, ilimlerini telgrafla bildirme-ieri rite vlunur.
alacaktır.
zengin etmeye
3


fi
.1
•j
V
t

M1 •. !■
*1 (( W
û# ’*•
Samsua Demokrat Parti Güreş tertip heyeti başkanlığı


Jc*.
. • ; 1* • *
P O R
____.... . •»
■■■I MA Mfll: S
I
■ A-
T .



'j
M

L
M -
••
*
T-'SIVILCtl
•1


. )*’V»
F . V —
* ()( 4r
v • -

X Güzel bir ev’e T
| sahip olmak ister misiniz f ç
; Türkiye Iş Bankasının |
Küçük €ari hessplan arasında tertip eylediği « ( lengin ikramiye çekilişlerinden faydalanınız. c |ı Hazüran 1948 çekilisinde: İstanbul'da KcÇük
Yalıda bahçeli cv „ ; Ankara’da Tasarruf
” evlerinde bahçeli ev £
"Ankara^da Güven $
” mahallesinde bah-
çeli ev X
fitoz tekilişte tourıca bir arsa ve dolgun para ikramiyeleri^
25) Agııııstofî 1948
30 Millik İl948
dan hüsnü kabulden anlaşılacak ve iyi »ıü2İğe karşı olan takdir; Bale okulunun kurulması. Bu sahada çalışan kadın ve erkeklerle konuşan Amerika lılar, bunların göstermiş olduk lan gayret ve kabiliyeti can ve yürekten takdir etmişlerdir.
Böyle bir makale büyük bir halk kitlesi tarafından okun -maktadır ve bunlardan bir çoklan Türkiye hakkında hemen hemen hiç birşey bilmemekte-J dırler Zamanın büyük bir kısmın: savaş bulutlan altında geçirmeğe mahkûm olan genç C. ıiyetin karşılaşmış olduğu ve karşılaştığı müşkülât hakkında ya gayet az veyahud da hiç bir bilgiye sahip değillerdir.
Diğer taraftan bütün müşkülâta eğmen Batı Demokrasisine doğru kaydettiği terakkiler hakkında bilinen çok azıhr.
Mektuba son verirken bir seyyahın hissiyatını diğer bir seyyahın hissiyatile karşılaştırmak isliyoruz. Mister Hauser i taş yüzlü küskün Türk» den bahsediyor' ve bir îngilizin söz lerinj naklediyor:

«Ne 2a man bir Türkün gülüm stdiğini görsem, bu hareketi tes’idetmek için günümün geri kalanını eğlenceye hasrediyo-lum.» 1988 yılında Royal Ge-orgraphic Cemiyeti Yunan edebiyatına bihakkın vâkıf olan Charles Fellows, isimli bir în-gilizden Anadolu seyahatine da ir bir kitap yazmasını istemişti.
Charles Fellovvs, «Anadolu» i-simli eserinin ön sözünde şunları yazmaktadır:
... Türkiyeye varınca. Türk-ler hakkında çok fena düşüncelere sahip oldum; Fakat bu fena düşünceler yavaş yavaş za il oldu. Seyahatinden bahsederken de şunları belirtmektedir:
«Burada orta tabakadan halk ta gördüğüm azimkar anlayışı hic bir yerde rastlamadığım mu hakkaktir.» Yüz seneyi aşan bir müddet evvel seyahat eden bir sewahın tecrübesi bugün bulada yaşamakta olan bir çok Amerikalıların tecrübelerini teş kil etmektedir.»
Bu mektubu imzalayan altı Amerikalı Türlciyede altı ilâ otuz yıl ikamet etmişlerdir.
iMflhıfek A CEMALEDDİN SARAÇOĞLU - Yazı i$l erini fiilen ithiM ♦ilen FA TİN Fl AD — Dizildiği yer: ( Yeni Sabah» nıüretrib-hanesi— Basıldığı yer: «Gün» Basımevi
Muazzam Şark Efsanesi
.h/v. 40
v.
t;trîHiU V »i Ben s* re m ikw r(|ı ie a»» il),
1 s
3
kahramandı. Hem de o, hükümdar ordularının zabtedemediği ve edemiyeceği kalesine girerek, kendisni mağlûb etmiştL
Fakat Sâdun Zenci, Melik Ef • rah’la bir defa görüşmek mecbu riyetini duyuyordu. Zira ona zorlu bir sual soracaktı.
Bitişik odada öğle uykusu çeken Vahşiilfelâyı uyandırdı:
— Ağam, dedi. Üç gündür ıs-ıaı ettiğin halde sözünü tutup Melik Efrah’ı görmeğe gitmedim. Şimdi fikrimi değiştirdim; gitmeğe karar verdim. Buyur, gidelim.
Vahşillfelâ, Sâdun Zenci’nin
önüne düştü. Biraz sonra saraya varıp içeri girdiler.
Mlik Efrah, tahtında (»'uluyordu. Yanında veziri Sakardis-ten başka hükümet adamlarından birkaç kişi daha vardı.
Vahşiilfelâ, Melik Efrah’m gösterdiği yere oturdu. Fakat Sâdun Zenci oturmak istemedi. Sanki kölek’ İnin arasındaymış gibi ellerini arkasına bağlamış, ayakta duruyordu. Kaşları çatık ve şuralı asıktı, lçeıi girerken selâm bile vermemişti.
Melik Efrah, vezir Sakardis ve diğer devlet adamları, meşhur bavdudun bu pervasız ha-

reketini hayretle seyrediyorlardı.
Sâdun Zenci o laubali vaziyet tp bir müddet dikildi. Üzerinde dolaşan acaib bakışların arttığını görünce:
— Ey Melik Efrah! diye bağırdı. Kızın Şame’nin ağırlığı için benim başımdan başka isti-yecek şey bulamadın mı?
Melik Efrah, neye uğradığını şaşırmıştı. Sual çok dehşetliydi. Verecek cevab bulamadı.
Sâdun Zenci tekrar gürledi:
— dev ab ver, ey Melik Ef-lah1 Bemm başımdan başka is-tiyecek sev bulamadın mı?
İstanbul Botku- /â/ 843
Fiyatın Londra Nevyoı-k Paris yenevre
Âmsterâtiüu
Brütse!
Stokhoızn Lizbon
Esham Ve Tahvilât tkramiyeli Milli Müdafaa Kalkınma 1 Milli Müdafaa
)
)
»
71.3850 £80 —
3 3000
65.38
U05.346a
5.60
6.3887
77.8866
13.2495
%
''
% % %
%
5
6
7
1
7
7
f
3
1
2
3
4
20.35 (-7 __
20.60
20.—
20.22
20.40
BugtinkO Progifiucı
PERŞEMBE — W5/J948
7.29 Açılış ve program.
7.30 M. s. ayarı.
7.30 Müzik: Hafif Müzik (PL
7.45 Haberler.
8.00 Müzik: Türküler İPİ.» 8.15
8.45
9.00
12.20
12.30
12.30
13.00
13.15
14.00
17.58
18.00
3.8.30
18.45
19.00
19.00
19.15
19.20
Müzik: Çeşitli Hafif Müzik ı PJ.J Müzik:
Kapanış.
Açılış, ve prog’ ana M. s. ayan.
Müzik*. Şarkılar. Haberler.
Müzik: Radyo Saloa Orkestrası.
Kapanış.
Açılış ve program. Mİizik: Radyo Saloi» Orkestrası.
Konuşma.
Müzik: Şarkık M. s. a\*an. Haberler.
Geçmişte Bugün.
Müzik: Tarihi
Türk Müğizi.
20.00 Müzik: Zeybekler ve
Oyun Havalan.
20.15 Radyd Gazetesi
20.30 Serbest Saat .
20.35 Müzik: Çeşitli
Müzik (Pl.)
21.15 Müzik: Karışık Şarkılar.
21.45 Konuşma .
22.00 Müzik:Opera
Aıyaları ( Pl.)
* •
22.45 M. s. ayan.
22.45 Haberler.
23.03 Program ve Kapanış.
, - - - —
Manyas insinin
i Değirmenboğaz köyü
(|


Yüzünde kan kalmıyan Melik Efrah, vezirini göstererek kekeledi :
— Senin başını be., be., ben istemedim; vezirm istedi.
Sâdun Zenci, altışar batman-lık yumruklarını sıktı. Kan çanağına döııen gözlerini ikişer misli büyüterek dişlerini gıcırdattı. Sakardisin yüzüne tükürür gibi haykırdı:
— Benim başınu isteyen sen sin ha? Madem ki, benim başıma ihtiyacın vardı, niçin kendin gelmedin, şaşkın domuz",
Sakardis, kuvvet ve cesaret meydanında ne kadar korkaksa, kurnazlık sahasında da o derece emsalsiz bir adamdı. Sâdun Zencinin bu amansız haykırısı karşısında katiyen şaşırmadı.. Meşhur haydudun öfkesini yatış tırmak için çabucak bir çare buldu Ancak hükümdarlara hi tap edilmeğe mahsus nazik bir lisanla:


(Devamı var i
I
1 ait bejini camiye gidiyor diyt ağzından burnundan kan gelinceye kadar döven öğretmen hak kında yayılan tahkikat evrakı Maarif MiidürHiğiine gönderildi.
Bandırma: (Hususî) — Manyas ilçesinin Değirmen Boğaz köyünde öğretmen bulunan Necip Akranın camiye giden öğren çişini ağzından burnundan kan kelinciye kadar dövdüğünü evvelce bu sütunlarda bildirmiştim. Bundan üç beş gün önce Manyas Maaıif memuru mezkûr hâdiseyi mahalline giderek tahkik etmiştir.
Dinlenen şahid köylüler ve öğ renciler hâdiseyi bu sütunlarda bildirmiş olduğum gibi aynen an lafmışlar ve camiye gidiyor diye öğretmenin sopayla vurduğu yavrunun pasında ve burnunujı üzerinde hâlâ zail olmayan yara ve bereleri göstermişlerdir. Esasen öğretmen Necip Aktan evvelce sahte diploma tasdikinden Bandırmada mahkemeye ve ıilnıiş ve ceza görmüştü. Bundan mütenebbih olmıyarak gene Danca ilkokulundan Değir-menboğazı ilkokuluna naklini yaptıran bir kız öğrenciye üçün cü sınıfı okuması lâzımken dördüncü sınıfa almış ve ayni kız beşinci sınıfta iken mektebe de vam etmeden lan Daııcada talebe devam muntazaman
göstererek yalnız imtihanlara girmesi için Değirmenboğazıııa getirmiş ve beşinci sınıf ders ki taplarını hiç açmadan bu kıza orta derece ayrıca Maarif memurluğunla tahkikat açılarak Maarif Müdürlüğüne gönderilmişti. Şimdide camiye giden öğ reııcisiııi döğdüğü tahakkuk etmiş Maarif memurluğunca tahkikat evrakı Maarif müdürlüğü ne gönderilmiş bulunmaktadır. Bütün bu olaylar karşısında De ğirmenboğazı öğretmenin hâlâ öğretmenlik yapmakta bulunma sı hayret uyandırmaktadır.
ve kendi köyü o-buluııduğu halde cetveline her gün geliyormuş gibi
I