CUMARTESİ 20 MAYIS 1950 ★ Fiyatı her yerde 10 kuru».
MAHİR
Jıujibul Elbise Evi eski kltlb!) naıır ve IzBizrlfiJDA TvJıaflys ve Eiblst MAÖAZASI AÇILDI ü«tOn kAllU — Ajgarl fiyatlarla aayıa znl(terll«rlxı)a
ânefartaUrr,


bbhobI» So*. t7 - Yeni Bele tiyi »taM* BltınSe
Telefon: l«Vlt
Yıi . 2 — No. 384 * Telgraf adresi t Zafer Gazetesi - Ankara
Telefon :15619 15315 ★ Denizciler Cad. 2 ★ Posta kutusu: 193
Celâl Bayar'ırı Cumhurbaşkanı
olması ihtimali kuvvetleniyor
D. P. Meclis Grupu bugün başkan namzedini seçecek D. PflRIlHİHMİLLETVEKİLLERİ AKIN AKIN ŞERRİMİZE GELİYOR
Demokrat Parti Eski Meclis Grupu dün, bugünkü grup toplantısının gündemini hazırladı
Dün otomobillerle şehrimize gelen bir milletvekili grupu
inkılâbın en mühim merhalesi
Yazan: Mümtaz Faik Fenik
Oemokrat Parti artık işbaşındadır. Vazife de, mes’u-liyet de onundur. Elbette ki, memleketi şimdiye kadar olandan çok daha iyi bir şekilde idare etmek, ve vatandaşların huzur ve refahını sağlamak için en kısa bir zaman içinde plânlı ve programlı çalışmalarına başlayacak, ve bunun hayırlı neticeleri yavaş yavaş her .«abada hissedilecektir.
Demokrat Parti büyük vaitleı değil, büyük icraat partisidir. Fakat bugün için her şeyden daha mühimmi, bütün vatandaşların evvelemirde, huzur ve sükûn içinde işlerine güçlerine devam etmeleri, ve her türlü huzursuzluğun derhal ortadan kalkmasıdır. Lşte Demokrat Parti daha henüz fiilen işe başlamadan evvel bir beyanname ile bu mühim noktayı halk efkârının gözü önüne sermiştir.
Halkımız seçimlerde nasıl bir şuurla, ve büyük bir vekarla hareket etmişse, idare mes’uliyetini ele a-lanlardan da ayni şekilde bir çalışma tarzı görecektir. Bunun tam Türkçesi, bugünkü iktidar, millete lâyık bir iktidar olacaktır.
İktidar değişikliği yüzünden, idare mekanizmasında büyük değişiklikler yapılacağı hakkında kasden çıkarılan şayiaların hiç bir asıl ve ve esasa dayanmadığını söylemek vazifemizdir. Demokrat Parti beyannamesini dikkatle okuyanlar, zaten bunu biz söylemesek te kendiliklerinden bulup çıkarabilirler. Beyannamedeki ..Partimiz iktidar değişmesinin vatandaşlar arasında hiç bir suretle huzursuzluk sebebi teşkil etmemesine büyük bir dikkat atfetmektedir» sözünü başka nasıl izah edebilirsiniz? Bu demektir ki, hiç bir vatandaş, muhalif partiye mensup olduğu veya ona temayül gösterdiği için işinden gücünden ayrılmıyacak, yahut ta kendisi bir köşede ikamete memur bırakılmıya-*fXtır. Siyasi kanaat başka, iş kabiliyeti yine başkadır. Bir kimse, çalıştığı sahada hem kendisine hem de memlekete nafi oluyorsa, siyasî kanaatlerini bulunduğu iş üzerine tesir ettlrmlyorsa, ondan daima faydalanmak bizim başlıca vazifemiz olmalıdır. Memleket bu gibi insanların hizmetlerine her sahada muhtaçtır. Bizde öyle teknisyenler,
memurlar, idareciler, ilim ve fen adamları bol bol harcanacak derecede çok değildir. Kaldı ki, çok olsa dahi, daima halkın ve nizamın
★ (Devamı Sa. 6 Sü: 4 de)
Demokrat Parti Meclis Grupu bugün saat 15 de toplanacak ve Meclisin Pazartesi günkü toplantısında umumî heyete arzetmek üzere Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başkanlık Divanı namzetlerini tesbit edecektir.
Dün toplanan Demokrat Partinin eski Meclis Grupu bugünkü toplantının gündemini bu şekilde hazırlamıştır.
Grup idare kurulu seçimi ise bir müddet sonra yapılacaktır..
Meclis Grupunun bugünkü toplantısına çok büyük ehemmiyet verilmektedir.
Cumhurbaşkanlığına Celâl Bayar’ın nalmzet gösterilmesi için beliren temayül gittikçe kuvvetlenmektedir.
Diğer taraftan Başbakanlığa Adnan Menderes’in, Dışişleri Bakanlığına da Fuat Köprülünün getirilmesi hemen hemen kat’ileşmiştir.
D. P. Genel İdare Kurulunun toplantısı
Demokrat Parti Genel İdare Kurulu dün de saat 18 den itibaren toplantılarına devam etmiştir.
Genel idare kürulu toplantılarına önümüzdeki günlerde de aynı şekilde devam edecektir.
Milletvekilleri geliyor
Yeni milletvekilleri yundun her yerinden Ankaraya gelmektedir.
Dün de Adana, Mersin ve Kay-seriden 50 ye yakın taksi ile bu vilâyetlerin milletvekilleri gelmişlerdir.
★ (Devamı Sa. 6 Sü: 3 de)

Bayar dün Etnoğrafya Müzesine girerken
19 Mayıs Bayramı
Başkan Celâl Bayar dün Atatürk’ün muvakkat’kabrine bir çelenk koydu
19 Mayıs Spor ve Gençlik Bayramının kutlanmasında yalnız şehrin bayrak ve elektriklerle donatılması ile iktifa edilmiştir.
Bu münasebetle dün öğleden sonra Demokrat Parti Başkanı Celâl Bayar, beraberinde genel idare ku-
rulu âzası olduğu halde Atatürk’ün muvakkat kabrini ziyaret etmiştir.
Ayrıca sabahleyin Halk Partisi Genel Başkanı İnönü de, yalnız Ankara valisi Avni Doğanla birlikte
★ (Devamı Sa. 6 Sü. 2 de)
Bütün Dünya Basını D. P. zaferile meşgul
Fransız, Yunan, Arjantin ve Brezilya basını Türk milletinin şuurunu alkışlıyor
Türkiye -Amerika
Acheson Türkiyeye karşı 1 duyulan derin alâkayı teyidetti
Londra, 19 (a.a.) (United Press) — Birleşik Amerika Dışişleri Bakanı Acheson Batı Avrupa memleketlerine Birleşik Amerikanın 1952 de Marshall yardımı sona erdikten sonra da Avrupada kalacağına kesin söz vermiş ve Yunanistandan, Türkiye, îran ve Çin Hindi gibi diğer mem leketleri Sovyet emperyalizmine karşı destekliyeceğini yeniden taahhüt etmiştir.
Acheson, milyarlarca dolara baliğ olan Marshall yardımının iki sene sonra sona ermesine rağmen Birleşik Amerikanın Sovyet tehdidi karşısında ön plânda olan memleketlere İktisadî ve askerî yardıma devam edeceğini bil-1 dirmiştir.
Acheson, Birleşik Amerikanın, ne millî istiklâlin ne de | demokratik inkişafın Sovyet' ir (Devamı Sa. 6 Sü: 5 de)
' Paris, 19 (a.a.) — Paris basım Türkiyedeki son seçimlerin neticelerini oldukça geniş bir şekilde tefsire devam etmektedirler.
(Combat) gazetesine göre ise son seçimler, İnönü’nün başkanlığındaki I-Ialk Partisini denizin karayı birdenbire istilâ etmesi gibi anî olarak husule gelen bir hareket neticesinde iktidardan uzaklaşmaktadır. Seçimler neticesinin asıl hayret edilecek tarafı Halk Partisi Liderlerinin daima huzur göstermiş olmaları ve neticenin lehlerine tecelli edeceğinden emin bulunmaları, seçimlere tekaddüm eden
günlerde iktidara verilmiş olan imkânlardan geniş bir şekilde faydalanmış olmaktan geri kalmadıklarıdır.
Bir demokrat ve terakkiperver partiden ziyade sadece muhalefeti temsil ettiğini sanmak gereken D. partinin, beklenilmedik başarısı, gayet tabiî ki iradesinin tezahürüne müsait ilk fırsat zuhurunda dünkü efendilerini silip süpüren, atan halkın memnuniyetsizlik derecesini bariz bir surette göstermektedir.
Gerçekten seçim mücadelelerinin ★ (Devamı Sa. 6 Sü: 1 de)
İzmir’de üç gün üç gece şenlikler
İzmir, 19 (Telefonla) — Öğrendiğime göre yeni Meclisin açılması ve Cumhurbaşkanının seçilmesi münasebetiyle tzmirli demokratlar yarın öğleden sonra başlamak üzere 3 gün süren bir şenlik yapmaya karar vermişlerdir. Bir taraftan şenlik hazırlıkları devam ederken, diğer taraftan da alâkalılar bugün Emniyet Müdürlüğüne müracaat ederek yapacakları şenlikler için müsaade istemişlerdir.
Nâzım Hikmet
açlık grevinej ara verdi
İstanbul, 19 (Telefonla) — Nâzım
Hikmet, İstanbul ve Ankaradan gelen ve memleketin tanınmış fikir
Bircevap
Cemil Barlasın son demeci hakkında
Sayın Cemil Sait Barlas, muvakkaten işgal etmekte olduğu Devlet Bakanlığı sandalyasından basın mensuplarına son demecini vermiş bulunmaktadır. 19 Mayıs tarihli gazetelerde intişar eden bu beyanatta Marshall yardımından ve seçim neticelerinden bahsedilmektedir. Bu münasebetle bir iki noktaya kısaca işaret etmek isterim.
Marshall yardımından Türkiye için ayrılan miktarın, diğer memleketlere kıyasen, ne gibi sebepler
Hakkı GEDİK
ve tesirler altında cılız ve kifayetsiz kaldığım ve elde edileni de muayyen bir plân ve program dahilinde daha verimli ve rantabl sahalarda kullanmak zarureti üze-rinde ehemmiyetle durulmamış olduğunu 1950 yılı devlet bütçesi Mec-★ (Devamı Sa. « Sü: 5 de)
Mümtaz Faik Fenik bügük tezahüratla karşılandı i
I
Ankaradan Milletvekili seçilmesi üzerine teşrii masuniyetini iktisap eden ve İstanbul Cezaevinden tahliye olunan Başmuharririmiz, Mümtaz Faik Fenik, dün sabah şehrimize gelmiş ve garda toplanan bü yük biı\ halk kitlesinin candan sevgi tezahürleriyle karşılanmıştır.
Mümtaz Faik Fenik bir anda havaya kaldırılarak otomobile kadar omuzlarda götürülmüştür. Fakat otomobil, kalabalıktan bir türlü yol alamamış ve büyük bir halk kitlesi otomobilin etrafında sevgi tezahürlerinde bulunarak Başmuharririmizi matbaamızın önüne kadar getirmişlerdir.
Mümtaz Faik Fenik, bu arada Büyük Otele gelebilmiş ve otelin penceresinden kendisine gösterilen yüksek sevgi ve teveccühe teşekkür ederek orada bulunan büyük kalabalığa dağılmaları ricasında bulunmuştur. |
Bunun üzerine halk, yavaş yavaş ve büyük bir sükûnetle dağılmıştır.
sanat ve ilim adamlariyle bir çok aydınlarının imzasını taşıyan mektuplar almıştır
Bunlarda hulâsa ten »iktidar de-
ğiştiği için haklı taleplerinizle ilgj. lenelecek sorumlu makamlar fiilen teşekkül etmemiştir. Yeni iktiriar kurulunca ve bu husustaki durum aydınlanıncaya kadar açlık grevine fasılâ vermenize ısrarla rica ediyoruz» denilmektedir.
2 Mayıstanberi açlık grevine devam eden ve iki gündenberi Cerrahpaşa hastahanesinde doktorların insani ve meslekî mülâhazalara dayanan tıbbî müdahaleleriyle hayatı uzatılan şair vâsisi ile son bir görüşmeden sonra buradaki dostlarının şifahî ısrarlariyle teyit edilen bu görüşü tasvip ederek tatbik etmekte olduğu karara bugün saat 17 den itibaren ara vermiştir.
Millî Piyango
Büyük ikramiye Ankaraya çıktı
Millî Piyangonun 19 Mayıs çekilişi dün saat 13 de Ankarada yapılmıştır. Bu çekilişte ikramiye kazanan numaralar şunlardır:
254568 Numara 300.000 lira
038536 Numara İOO.OCO lira 450949 Numara 50.000 lira 060213 Numara 20.000 lira 259160 Numara 20.000 lira
AKINTIYA~1
I_~KÜR£K
Kelâm-ı Kibar
B arlas Bakanımız bir basın ö toplantısı yapmış da, 1954 seçimlerine eğer 1950 tarzında yetişmiş olmazsak, tarih Türk milletini affetmiyeccktir, demiş.
Tarih kim oluyor da Türk milletini affetmiyeccktir demeyiniz. Barlas Bakanımızın bahsettiği tarih, kendisinin Devlet Bakanı olduğu tarihtir
Mucip ııe hiddete apansız? Tarihi yazan benim yapan siz!
YEDEKÇİ
Sayfa: 2
ZAFER
1
1
1
1
1
2
2
2
2
2
2
Kanun ve hak yolunda
Cumhuriyette Abidiıı Dav’er «Ka- tün mukaddesatın bile fevkinde gönün ve Hak yolunda» başlıklı ya ' rürlen... O kadar ki memleket dâ-yızuısa Demokrat Partinin, kazan- vasında bile başkasının elinde kur. ılığı zaferden sonra, Pazartesi günü tulmasın... Bizim kucağımızda öl-yapılacak Meclis toplantısını mü- sün... Diyecek kadar ileri gidenle teakip iktidarı bilfiil ele alacağını ri vardır. İktidar denilen şey onlar yazmakta ve şöyle demektedir: (için bir haktır ve kendilerimden
«Yeni iktidar partisinden bütün! başkalarının bu hakkı iddia etme-memleket işlerini bir kaç ay için-' leri tahammül edilmez bir kendini de, iyi ve tamanıiyle kusursuz bir bilmemezliktdr. düzene koymasını istemek; hiç bir | Bu seferkj seçimde bu s insaf, akıl ve mantık sahibinin ak- lirden bir kaçını gördüm... hndan geçmezse de, milletin De- ballılar acınacak haldeler... mokrat Partiden umduğu hüsnü idareyi beklemekte olduğuna da şüphe yoktur. Yeni iktidar partisinin ilk kabinesi, Büyük Millet Meclisinde okuyacağı programla nasıl çalışacağını ve neler yapacağını millete arzedecektir. kanaatimizce bu programı, vadeli, uzun vadeli olmak ikiye ayırmak yerinde olur, vaki, bazı işler vardır ki kısa bir zamanda başarılabilir, bazı icraat da vardır ki uzun zamana muh-taçdır. Rahmetli Recep Peker 1946 Ağustosunda iş başına geldiği zaman, Mecliste okuduğu programda bu mühim noktaya dikkat etmemiş ve uzun senelere muhtaç işleri de, kısa bir zamanda yapılabilecek işler arasında sayıp dökmüş; fakat bunları gerçekleştirmeğe muvaffak otamadan çekilmek zorunda kalmıştı. Onun yapacağını vadettiği işlerden bir kısmı halefleri tarafından başarılmışsa» da. bir çoğu da hâlâ ya hiç yapılamamış yahut da henüz yeni başlanmıştır. Bu itibarla Demokrat Partinin ilk kabinesi, programını kısa ve uzun vadeli iki kısma ayırarak sarih biT şekilde millete arzetmeğe itina
göstermelidir.
Yeni iktidar partisinin dikkat etmesi lâzım gelen mühim noktalardan biri de Cumhuriyet Halk Partisinin başlamış olduğu, fakat biti-1 remediği iyi işleri devam ettirmektir. Vaktile muhalefet mevkiinde iken kısmen de muhalefet icabı beğenmediği işleri, şimdi yarıyolda bırakmak yanlış ve zararlı olur Bunların eksik veya kusurlu tarafları varsa, onları düzeltmek ve süratle neticelendirmeğe çalışmak. gerektir.»
Muharrir, bundan sonra idare cihazında geniş değ-'ş klikler yapılacağım bazı menfi ruhlu bed-h-h^-’r tarafından çıkarılan şayialara temas etmekte ve bu şayiaları derh.-J yalanlıyan D. P. tebliğin: aynen sütunlarına aldıktan sonra şunları yazmaktadır:
«Gerek sayın Celâl Bayarın beya- ‘ nat’ ga ekse Demokrat parti İl-tda*e Kurulunun tebliği, tam zaman n’a olmuştur. Çünkü bulanık suda -vlanmak istyen’.er, bir takım ş-v’^İat ortaya atmağa ve yayınla m”'’ b’-lamış’ardı. Son seçim ler sırasınla bütün memlekette hile ve baskı yapanlar parmakla sayılacak kadar az olmuştur. Onlar da, yeni Seçim Kanununa tevfikan adalete teslim edilmişlerdir. Bunlar hnr cinde, k’mseyi siyasî kanaatlerinden dolayı vezifes nden ■ uzaklaştırmak suretile cezalandırmak, hak ve adalet iç;n mücadele ettiğini söyleyen Demokrat Partiden beklenemez. Yeni iktidar partisinin, elde ettiği kahir ekseriyeti kahredici bir şekilde kullanarak memleketimizi Balkanlaştıracak o-lan kin ve intikam yoluna değil de, büyük ve ileri demokrasilerdeki kanun, hak ve adalet, siyasî te-samuh yoluna girmiş, bu doğru ve iyi yoldan ayrılmayacağını bir daha ilân ve teyid etmiş olmasını civanmerd milletimizin büyük memnunlukla karşıladığına şüphe yoktur.»
sekter-. Za-Hâlâ in ka-
Antalya’da Fecî bir kaza oldu
Antalya 19 (Telefonla) — Burdur yolunda mühim bir kaza ol-| muş ve İsparta Gönen köy enstitü, sünden gelen talebeler Burdur - Antalya şosesinde Çeltikçelebi denilen mıntnkadan geçerlerken otomobilleri ile uçuruma yuvarlanmışlar ve kazayı gören milletvekillerinden Dr. Burhanettin Onat ve Dr. Fatin Dalaman derhal yaralıların imdadına koşarak ilk tedavilerini yapmışlar ağır yaralı olan 14 talebeyi otomobilleri ile Burdur memleket hastahanesine götürmüşlerdir.
Günün mevzuları
D. P. nin eşsiz zaferi ve menfî propaganda

Fil-
anlıyamıyorlar. «Mahkemenir dıya mülk olmıyacağını» havsalaları almıyor; çeneleri «avuçlarında düşünüyorlar... Düşünüyorlar... Düşünüyorlar.
İçlerinden biri pufladı...
— Hâlâ inanmıyorum... dedi, nasıl oldu böyle? İktidar elimizde... Valiler bizden... Kaymakamlar öyle... Teşkilât mükemmel... Para istediğin kadar... Nasıl oldu? N-asıl oldu?
Muhatabıma Şirazlı Şeyh Sa -di’nin şu hikâyesini anlattım:
«Elsiz ayaksız birjıdam... Bir «kırkayak» ı öldürür. Bunu gören bir hekim: . «Sübhanalîûh!» der, eceli gelince böcek, kırk ayağına rağmen şu elsiz ayaksızdan kaçamıyor. Demek her şey vakit saat bekliyor!»
Subayların sınıf toplantısı
19 Mayıs 1910 yılında orduya katılan subaylarımızın sınıf toplantısı dün akşam saat 18 de Orduevinde yapılmıştır.
Türk - Almon iica eti
Frankfurttan gelen bir habere göre, Türk Ticaret Ataşesi Ekrem Geriş basına verdiği bir demeçte, Türk . Alman Ticaret Komisyonunun yakında Frankfurtta toplanacağını, Türk - Alman ticarî münasebetlerinin tabiî olduğunu Almanya’nın en iyi kalite malları çabuk ve ucuz olarak teslim ettiğini bildirmiştir.
Demokrat Parti her şeyden evvel muvazeneli büdce, âdil bir idare tesisi ile her vatandaşın huzur ve emniyet içinde çalışma imkânlarım sağlamıya çalışacaktır
Bursa valisi Haşini
tahkikat
I
I
I
Bursa, 19 (Hususî) — Seçim arifesinde seçimle alâkalı işlerden dolayı Bursa Valisi Hâşim İşcan hakkında Demokrat Parti •' İl İdare Kurulu tarafından Yargıtay Başsavcılığına bir şikâyet vâki olmuştur. Evvelki gün Yargıtay Başsavcı yardımcısı şehrimize gelerek bu şikâyetin tahkikatına başlamış bulunmaktadır.
Evvelâ şikâyetçi durumunda olan Vilâyet İdare Heyeti Başkanı ve milletvekili' Sadettin Karacabey ile Orhaneli Demokrat Parti Baş-kanını dinlemiş ve ondan sonra Bursa Emniyet Müdürü, Hususî Muhasebe Müdürü, Millî Eğitim Müdürü, Sağlık Müdürü, ve memleket hastahanesi iç hastalıkları mütehassısını dinliyerek ifadelerini almıştır.
Bu hususun tahlûkatına devam edilmektedir.
Diğer taraftan seçim emniyetini bozan hareketlerden dolayı Karacabey Kaymakamı Feıidun Sipahi mümasili işlere elverişlidir, oğlu hakkında da tutulan 10 kadar Telefon: 13941 Her gun rr zabıt varakası Cumhuriyet Savcı- edilebilir. (
lığına tevdi edilmiş ve bunlardan , evvel ayni kaymakam hakkında ! Bilecik Savcılığına yap’lan müraca-1 at da kabul edildiğinden hakkında tahkikata başlanmıştır.
Milletin dertlerini, ihtiyaçlarını anlamış ve onun sinesinden çıkmış olan Demokrat Parti, bu büyük milletin oyu ve itimadı ile seçimi kazanmış bulunuyor, uzun seneler koltuğunda sımsıkı yerleşmiş bulunan bir iktidarı söküp atarak eşi az görülen bir çoğunlukla bu iş başına gelişte, millî iradenin tecellisinde, halkımızın gösterdiği vakar ve olgunluğu öğeyken bu milletin bir ferdi olmanın gurur ve hazzı içindeyiz. Bu mazhariyete erişen Demokrat Partiyi tebrik etmek ve başarılar dilemek hepimizin borcudur.
Demokrat Partinin bu ezici zaferinin, dostları sevindirmiş, rakiplerimizi hayal kırıklığına uğratmış olduğu şu anda henüz işe başlamamışken bile ilk şaşkınlıktan kurtulabilen bir kısım bozguncuların derhal faaliyete geçmiş olduğunu görüyoruz. Bunlar Türk mil -letinin yep yeni bir haya -Fa doğduğu, hürriyete kavuştuğu, kendi idaresini eline aldığı bugünlerde bile tatlı ve dostça bir ağızla sinsi ve menfi bir propagandaya başlamışlardır. Bunlar bu memleketin her devirde zihinleri bulandırmak isteyen sağ, sol veya menfaati bozulmuş hiç bir ideale bağlı olmıyan fesatçı unsurlardır.
Şimdi görüyoruz ki propaganda Halk Partisinin, Mecliste keyfiyet ve kemiyet bakımından çok azınlıkta kalmış olmalarının iktidarı hakikî bir murakabe imkânından mahrum bırakabileceğini buna mukabil yeni bir tek parti tahakkümünün başlıyabileceğini, Halk Partisi değerlerinin(i) Meclis dışında
kımıza bir sürü ve Kemalist akidelere uymıyan propagandalara bağlamak gibi bir çareye başvuruyorlar, Demokrat Parti Atatürk inkılâbına aykırı zihniyetlere imkân vermiyecek kadar aklı başında idealist bir partidir.
Demokrat Parti ne kadınlara çarşafı, ne millete Arap harflerini, ne de vergi ve asker almamağı vaid etmiştir. Eğer, bunları söyliyen olmuşsa yeri Demokrat Parti değil
Boüdan gel® hey* t
Dün gazetemize Bolu’dan bir heyet gelmiştir. Bu heyet Bolu Belediye Meclisi üyelerinden Mustafa Tüzmen, e'czacı Emin Taşman ve tüccardan Mehmet Boyacıoğlu ile D. P. İl idare kurulu ikinci başkanı Hcmit Şanver ve İl idare kurulu üyesi Seyit Ali Ayvas, Düzce başkanı Ahmet Hatı, Gerede başkanı Sabri Conker ve Mudurnu başkanı Salâhattin Baysaldan, müteşekkildir.
Bu heyetle beraber Bolu milletvekillerinden Mitat Dayıoğlu, Mahmut Güçbilmez, Zuhuri Danışman, i İhsan Gülez ve Vahit Yönten de bulunmuştur.
Bu heyetin Bolunun öz evlâdı o-lan ve Çanakkale ile Boludan mil-I letvekili seçilen Fahri Belen’in .. Boluya maledilmesi için teşebbüs lerde bulunacaktır.
Şüyuu vukuundan
Yine Cumhuriyetin «Bir Dakika» sütununda D. N. şunları yazmaktadır:
Bugünlerin rivayetler curnatasında, bilhassa, bir noktada duruluyor: Cumhurreisi kim olacak?
Ve bir çok isimler: Şeyin Halil Özyörük, General Ali Fuad Cebe-soy, hattâ Sadri Maksudî.
Fakat bir tanesi çok fena: Bu arada Celâl Bayardan da bahsediliyor.
Demokrat Partinin ana prensiplerinden biri pek malûmdur: Parti Başkanı aynı zamanda Devlet Reisi olmamalı.
O halde? Sakın ka... İstemezük!-
*
Particilik ve sekterlik
Yeni Sabahta Ulunay, «Takvim, den bir yaprak» sütununda aynen şöyle diyor»
«Partilerde iki çeşit partici var. Birinci çeşit, mensup olduğu fırkanın programını okumuş, incelemiş, bu programın memlekete faydalı olaoağı kanaatine varmış... Ve bu itibarla o kanaate bağlanmış... İşler kötü giderse müteessir olur, «Neden daha iyi yapılmıyor?, diye tasalanır... Bu çeşit particilerle konuşulur, münakaşa edilir; onlar uygunsuzlukların devamını değil ıslahını isterler...
İkinci çeşide gelince: Bunlar Neu-zubillâh, sektörlerdir... Yâni men sup oldukları parti ne ya-1 parsa iyidir. Onlar partilerini bü-1
-Onu-h'1''"'
Bir taksi ile bir kamyon çarpıştı
Keçiören asfaltı üzerinde bir taksi ile kamyon çarpmış iki kişi yaralanmıştır. Şoför Yunus Akmanın idaresindeki 3712 numaralı taksi giderken Cemal idaresindeki 4083 numaralı taksiyi geçmek istemiş ve taksiye çarpmıştır. Taksinin şoförü ile içinde bulunan komiser İdris Utku yaralanmışlardır. Sanık j kamyon şoförü yakalanarak gereken tahkikata başlanmıştır.
D. P. il idare Kurulunun teşekkürü
«ZAFER» Gazetesi Yazı İşleri Müdürlüğüne:
Partimizin yıjlardanberi büyük bir azim ve imanla ele aldığı de- ...... ........
mokrasi dâvasının büyük imtihanın kalmasının bir necabet olduğu şek-da ilimizin kendi çevresinde sağla- üpde vatansever bir eda ile yayıldığı başarıdan ötürü sayın vatan- , mağa başlanmıştır.
dağlarımıza ve parti teşkilâtımıza I Bu bozguncular bilmiyorlar ki ve partili arkadaşlarımıza idare ku- ' dört sene evvel Büyük Millet Mec-rulumuzun duyduğu sonsuz minnet üsine, bugün Halk Partisinin girdi-ve şükranı arzederiz. I ği milletvekillerinden daha az mik-
Demokrat Parti | tarda girmiş ve üstelik yarısını Ankara İl İdare Kurulu kaybetmiş olan Demokrat Partinin ------------------------------- I bir avuç idealist milletvekili sarsılmaz bir iman ve azimle çalışarak | bugünkü zafer için çalışmıştır. ; Halk Partisi hükümetlerinin u-zun zamanlar keyfî idarelerinin, Telefon: 13941 Her gün müracaat hatalarla, gafletlerle dolu icraatla-"'n" j rının hemen unutulabileceğini mi sanıyorlar? Eğer Halk Partisi milletvekilleri çok az kalmışlarsa mil-I leti temsil eden Demokrat Partinin
Yolculuk dolayısiyle Alman malı ağlamasını mı istiyorlar? Hüküm fenüks çocuk arabası ehven fiatla milletindir!.
satılıktır, I Onlar, millete ıstıraplar, külfet-
Ad: Fevzi Çakmak Sokağı No. 8 jGr yükliyerek kötü idarelerinin, ı Da: 7 de 984 j böyle olgun ve şuurlu bir halk ira-
«W_____________,___ Par'
tiye devrini görmekle sevinmeleri, ellerini vicdanlarına koyup hatalarının nerede olduğunu bundan sonra bir parti sıfatiyle bu yurda nasıl yararlı olabileceklerini düşünmeleri icabeder.
Bu sözlerimiz Halk Partili dostlarımıza ağır gelmemelidir. Daha kısa bir geçmişte onların yazarlarının tahammül edilmez hücum ve iftiralarına uğradık. Bu kadarını olsun söylemek' hakkımızdır.
Demokrat Parti hiç bir zaman Halk Partisinin kendini beğenmiş, milleti benimsememiş keyfî idaresinin düştüğü hatalara düşmiyecek-tir. Halk Partisi bu âna kadar bir parti değil, bir zümre idi. Ancak Demokrat Partinin kuruluşundan sonra biraz partiye benzemişti. U-
Kiralık Püyük Dülkân
Sanayi Caddes:nde Atölye ve
(981)
Ac le Sat 1 k
r
DİL DE M
Tercüme Bürosu
Kızılay, Soysal Han, 11, Ankara Telefon: 25700 İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, İspanyolca, Elence, Rusça, Bulgarca, Sırpça, Rumence, Macarca, Çekçe, Lehçe, Orduca, Arapça, Farsça, Peştuca, Çince ve Japonca’dan Türk çeye, Türk’çeden bu dillere ve ■bir yabancı dilden başka bir yabancı dile her alanda, her türlü tercüme işleri ehliyetli mütercimler tarafından yapılır. Fazla bilgi için sirküler isteyiniz.
I böyle olgun ve şuurlu bir halk iı I desiyle ve sükûnetle başka bir p:
marım ki bundan sonra Demokra- j tik bir tekâmüle sahip olsun.
Biz mazinin seyyiatını burada sayıp dökecek değiliz, ancak şunu ıs- ( rarla belirtmek isteriz ki Halk Par- ' tisi yalnız mücadeleyi kaybetmiş bir parti değil ayni zamanda kaba- , _
hatli bir parti olduğunu da unut- timarhanedir. mamalıdır! Türk milleti düşenlere ' r'- ’
karşı merhamet ve şefkat hissi du- [ yar, onun bu hissinin istismar edilmesine asla müsamaha edemeyiz. Halk Partisinin; kendi kendine de-mokrasinin bir mesai devresi diye . vasıflandırdığı bu dört senenin gas-pedilmiş bir iktidar olduğunu bile- i rek, dürüst ve yeni bir hayata gir- 1 mekle geçmiş kötü günlerini unut- i turmağa çalışmasına, vicdaniyle ' başbaşa kalarak bir muhasebe ya- j pıp sükût devresine girmesine dost- ı lavının müsaade vermesi —eğer o partiyi hakikaten vazifeleridir.
Şimdiden ara seçimlerde, zayıf kalmış bu partiye medar olsun diye halkımızın hislerini tahrik ederek Halk Partisine oy vermeğe teşvik edenler bilmelidirler ki, Halk Partisi, değil on, yüz kişi ile de tak viye edilse faydasızdır.
Kendilerine gelerek demokratik bir parti vaziyetini kazanıp, eski zihniyet ve itikatları bırakarak şuurlu bir muhalefet yapmaları milletçe zaten senelerce tecrübe edilmiş beş on .............1________
tan daha hayırlı bir netice doğurur.
Demokrat Partinin büyük zaferi. w ni küçümsemeğe ve küçültmeğ»; hürriyet içinde çalışma yeltenenler, bu muvaffakiyetin hal- | ir-’ -"-’--
PULSUZ İSTİDA
Huy canif; altındadır!
Demokrat Parti millete hürriyet ve refah vaid etmiştir, hürriyeti bugünden vermiştir. Refahı da sağlamak için elinden geleni yapacaktır.
Menfi propaganda halkımız arasında en çirkin şekilde yapılmaktadır. Beyaz ekmek, otuz kuruşa şeker... gibi hezeyanlar savrulmaktadır.
Yirmi beş senelik keyfî, hesapsız kitapsız bir idarenin uydurma bütçeleri neticesi milyarları bulan bir «■ borçla karşılaşan Demokrat Partı-seviyorlarsa— I den mucizeler bekliyen ve halkı | buna inandırmak istiyenler eğer budala değilse mutlak çok kötü niyetli insanlardır.
Demokrat Parti, elbette millete beyaz' ekmek ve ucuz şeker yedirmek, amelenin, işçinin, memurun ve her sınıf vatandaşın geçimini I kolaylaştırmak için elinden geleni ' yapacaktır. Fakat hiç bir zaman da ne bir varlık vergisi tarhedeeek; ve ne yeniden bir eylül kararı alacak ve ne de elindeki buğdayı yok pa-_________ ____________ hasına satıp sonradan altın muka milletvekili kazanmak- ' bili dışarıdan buğday alacaktır.
Demokrat Parti her şeyden evvel muvazeneli bütçe, âdil bir idare tesisi ile her vatandaşın huzur ve -----» —- ve kazanma imkânlarını sağlamağa çalışacaktır.
vekilleri geldi
C ırası gelmişken her gü ** olsa, tekrarında fayda dır. C.H.P. oldum olası böylcılir, söyler, fakat yapmaz. Senelerden-beri takip ettiği tahrifçilik ve iftiracılık âdetinden vazgeçenıe-mektedir.
«Efendice, iktidarı terkettik diye gerim,gerim gerilmiş sabıkların bu lâfları üzerinden gün ışığı bile geçmeden bütün zabıta haberleri fail ve mağdurları birer parti mensubu gibi gösterilmekte âdi vakalara politik bir mâ rilmek istenmektedir.
Büyük imtihandaki fevkalâde başarısı, butun dünyanın gıptası nı celbeden, Türk milletinin, he men bir gün sonra karakter değiştirerek, şimaracağmı, ve:
— «Ben vergi vermem, çünkü Demokratım!» diyebileceğine inanmak güçtür.
O koca Türk milleti ki, bütfyj. medenî dünyanın hayret nazarla- “i rı altında, en büyük inkılâpları | başarmış ve eşsiz tarihindeki al- | tın sayfalara bir yenisini ilâve etmiştir.
Bütün bunlara ilâveten, son se- ' çimlerdeki hareket tarzı ile, Ata- • türk inkılâbının bütüıı inceliklerinin kafasında yer ettiğini, bin senelik bir demokrat, gibi, bilerek, düşünerek, reyini vermekle herkese göstermiştir.
Hal böyle iken, senelerdenberi, sırf kendi mevkilerini sağlamlaştırmak emeliyle bu büyük millete ettikleri iftiralara devam etmek, acaba, efendice bir hareket midir?
Kazandığı büyük zafere rağmen söylediklerinin aksine. Demokrat Partililer büyük bir tevazu göstermektedirler. Çünkü Demokratlar, iktidar mefhumunu, onlar gibi anlamamaktadırlar.
İktidar, bugüne kadar kendilerinin yaptığı gibi, keyfî hareket, israf ve rahat yaşamak değil, milletin arzusunda ve emrinde feragatle çalışmak ve kanuna riayettir.
Vâziyet böyle olunca, iş başına geçmek hâdisesinin bir fedakârlık, bir ideal meselesi olduğu anlaşılmakta ve bundan dolayı da sarhoş olmanın mânası kalmamaktadır. Tek parti tahakkümünden, kendi reyi ile kurtulmağa muvaffak olduğundan dolayı neşe içinde ola-* 'i d i» miş bulunan bu büyük miIlFlî «Zafer sarhoşa!» diye itham etmek, en hafif mânasivle bile, nezaket kaideleri harici bir İştir.
Uğradıkları hezimetin sebep ve âmillerini tetkik edip çarelerini bulup, memlekete nâfi bir parti haline gelmek için çalışacakları yerde ha gibi tezviratla uğraşmaları esasen onların huyudur.
Bu sebeple, »iyi bir muhalefet yapacağız, numunelik olacağız!» gibi sözlerine, ne dereceye kadar sadık kalabileceklerini de bu vesile ile kıyaslamak mümkündür.
Ne denir, huy canın altındadır!...

Mağlûp Partinin son icraatı olarak tevkif edilen 11 Başkanı Kâzım Arara yapılan tezahürat
Çankırıda Demokrat Parti kahir bir ekseriyetle seçimi kazanmıştır. Mil letvekilleri Kâzım Arar, Kemal Atazurt, Celâl Yotyok, Doktor Kenan Çığman ve Doktur Celâl Ot-man Çankırıdan dün şehrimize gelmişlerdir.
Demokrat Parti İl Başkanı Kâzım Ararın son seçim nutkunda yaptığı konuşmayı zabıtaya hakaret telâkki ederek Meşhut Suç Kanununa tevfikan mahkemeye vermişler ve ilk yargılamada mevkufen muhakemesinin icrasına karar verilerek gece saat 10 da Cezaevine götürmüşlerdir.
Ahiren Kâzım Ararın seçimi kazanması münasebetiyle mahkemece tahliyesine karar verilmiş ve Cezaevinden çıkarılmıştır.
Çankırı Milletvekili kalabalık bir halk kiütlesi tarafından omuzlara alınarak Parti binasına kadar sürekli alkışlar arasında coşkun bir tezahüratla götürülmüştür.
Demokrat Parti binasından kendisine gösterilen alâkaya teşekkür
etmiş ve Demokrat Partinin bugüne kadar geçirdiği kara günleri unutarak daha olgun hareket etmesi lâzımgeldiği ve her vatandaşın istisnasız olarak eşit muameleye tâbi tutulması lüzumuna işaret ettikten sonra Demokrat Partinin büyük zaferinin Türk milletine uğurlu olmasım temenni ederek sözlerine son vermiştir.
Kocaeli Milletvekilleri de Ankara'da
ı D. P. Kocaeli Millevekili Dr. Etem Vassaf dün şehrimize gelmiştir.
Kocaelinin diğer D. P. milletvekilleri de bu sabahki trenle şehri -nıize geleceklerdir.



I
(Devamı var'
Paarr-Hl I
■a. Ege, )
Hicrî: 1369 — Şaban 3
— Şaban 2 0 Cumartesi
Î.-GJLRNOB (15031): (23432): (22284): Kırını
Yalan söylemenin sırası gelmişti.
— Galiba... dedim... bilemiyorum.
— Bana öyle geldi de.. Ama, vapurda daha çok seninle dost görünüyordu. Sonra Hollyvvood’ da işin başka türlü olduğunu anladım.
— Kapıya yakın oturmuşlardı diyordun... Peki sonra ne oldu?...
— Ha... Evet... Birbirlerine pek âşıkmışlar gibi bir dansediş leri vardı. Ben böyle şeylerden pek hazetmem. İnsan hu gibi şeyleri alenî yapmamalı.. Ama her ikisi de güzel dansediyorlar-dı. Hele kadın, harikulâde güzel dansediyordu. Sonra, hafif tertip sarhoş bir adam geldi, kızı dansa kaldırdı... Sinema artisti bir Rusmuş... Güzel bir çocuktu. Bir ara gidip masalarına da o-turdu. Üçü de içip eğleniyorlardı. Ben onlardan epey uzakta idim. Nasıl oldu bilmem... birden kavgaya başladılar. Senaryo yaz dığı söylenen o Macar delikanlı Kusun suratına bir yumruk savurdu. Rus da mukabele etti. Bir zaman oturdukları yerde birbirlerini yumrukladılar. Etraftaki masalardan gülüşmeler oluyor -du. Nihayet birbirlerinin üzerine hücum ettiler. Bir boğuşma oldu, İkisi birden, komşu masaları
Onun hak- lim hâdise ile çılgına dönere*
Davet
D. P. Genel idare Kurulundan:
Bugün şaat 15 de Büyük Millet Meclisinde D. P. milletvekillerinin grup içtimai yapılacaktır. Sayın milletvekillerinin teşrifleri rica olunur.
Yazam FERENC MOLNAI dan birinin üstüne düştüler. Bu sefer o masada oturanlar kavgacıları döğmeğe başladı. Sonunda garsonlar iki delikanlıyı da sokağa attılar. Bu arada müzik ve dans durmamıştı. Pek yakın o-lanlar müstesna, kimse hâdise ile alâkadar değildi.
— Kız ne yaptı?
— Hiç. Olduğu yerde tek başına büzülüp kaldı. Çok üzüldüm. Kalkıp gitti,*n masasına. Kendisine herhangi bir yardımda bulunup bulunamıyacağımı sordum. Kalkıp gitmeğe cesaret edemediğini, çünkü hesabın öden inçmiş olduğunu söyledi. Boş yere arkadaşını, yahut öteki Rusu beklemiş. Gelmemişler. Kendisinin de üstünde parası yokmuş... Derhal hesabı ödedim ve kendisini evine kadar götürmeyi teklif ettim. Eve gitmek istemiyordu. Dostuna kızgınmış... O zaman beraber oturduklarını anladım. Kız bir otele gitmek istiyordu. Otomobilime alıp bir otele götürdüm. Eline de bir kaç kuruş verdim. .. Bir
daha da görmedim...
Bunları anlatırken Horvat' yüzü garip bir ifade almıştı.
— Yolda senden bahsetti, dedi. Mümkün olduğu kadar tabiî ve heyecansız davranmağa çalışarak:
— Öyle mi? Nasıl?... dedim.
— Barda olup biten hâdisenin sebebi sen olduğunu söyledi.
Hayret içinde kaldım.
— Ben mi?.. Ne münasebet?..
— Öyle söyledi. Ben de sordum, Nevyorkta bulunan bir a-damla Hollywood'da çıkan bir kavga arasında ne münasebet bulunabileceğini... «Evet... E-vet... Sebep hep odur...» dedi, başka bir şey söylemedi.
— Peki niçin döğüşmüşler?
— Çünkü sarhoş Rus, danse-derken kadına bazı tekliflerde bulunmuş.
— Kadın da gelmiş, dostuna söylemiş.
— Hayır.
Horvat’nı yüzü yine kanştı.
— Şimdi seni görünce meseleyi anlamağa başlıyorum, dedi.
Çevireni M.T-
Bu, benim için gayet sıkıçı bir durumdu.
— Anlamadın mı niçin döğuş-tüklerini?
— Kızın ne söylediğim pek iyi hatırlamıyorum. Daıısederler keıı Rus bir teklifte bulunmuş. O da onun ağzının payını vermiş. Bunun üzerine Rus demiş ki: "Beni reddetmenizin sebebini anlıyorum. Yanınızdaki adamın metresisiniz... değil mi?» Kadın da hayli içmiş olmalı ki: «Evet metresiyim ama, onu sevmiyorum» diye cevap vermiş. Buııun üzerine Rus, kadına, sevmediğine göre o erkekle niçin beraber yaşadığını sormuş. Parası için mi? demiş. Hayır. Parası için de değil. Erkeğin bir alay borçtan başka hiç bir şeyi yokmuş.
Konuşma bu suretle devam etmiş. Rus, sılacı suallerine ara vermiyormuş: «Parası olmadığına göre, arada aşk da olmayınca, niçin beraber yaşadıklarını- bir türlü anlıyamıyormuş. Nihayet kadın da demiş ki: -Benim sev-
diğim adam Ncvyorkta. Ama beni istemedi. Tuttu bu adamın başına sardı beni...». Öteki, bir adamın, bir kadını diğer bir adamın başına sarmanın ne demek olduğunu, bu işin, bu kadın alış verişinin bu kadar kolay yapılabileceğini bir türlü anlıyamamış. Kadın:
«Nevyorktaki adam, yâni benim sevdiğim adam, her şeyi yapabilir, demiş, o ne isterse yapar. Hattâ işte beni bu hale düşürmeğe bile kadirdir»..
Bunları söylerken Horvat yine o garip tebessümiyle gülüm-siyordu. Ben artık itidalimi tamamen kaybetmiştim. Muttasıl:
— Ama niçin döğüşmüşler?.. Neden döğüşmüşler? Deyip duruyordum.
— Çünkü masaya dönünce, sarhoş Rus, kadınla aralarında geçen konuşmayı, olduğu gibi, baştan başa anlatmış. Bunun ü-zeriııe o Macar delikanlı da tutup Rusun çenesine bir yumruk atmış. Tabiî atar ya... Ve tabiî kavga başlamış. Kadın bütün bunları bana, otele giderken oto. mobilde anlattı. Sonunda biraz da ağladı. Ben ağlayan kadınları, hele aşk yüzünden gözyaşı dökenleri hiç sevmem... Kusura bakma...
Büyük Ankara
(14040): M. • (11131): Ad.
(14072I
I TAKVİM L

20 - 5 -1950

ZAFER
Sahife : 3
RADYO-TELEFON-TELGRAF HABERLER
L - —-----■ •——
Ayrılık noktaları
Soğuk harbe karşı Batılı müttefiklerin mütecanis bir cephe kurmalarını ve savunma yolunda gerekli tedbirleri kararlaştırmalarını temin maksadiyle, İngiliz, Fransız ve Amerikan Dışişleri Bakanlarının yaptıkları ikili ve üçlü toplantılar; bu toplantıları müteakip Kuzey Atlantik Paktı âkitdi devletlerin halen Londrada cereyan etmekte olan görüşmeleri, şüphesiz ki müttefiklerin, pürüzlü veya askıda kalmış bir çok noktalan halletmelerine veya en az mevcut meseleleri aydınlatmalarına imkân vermiştir. Üçler konferansının bir devamı olan ve üç dışişleri bakanının münhasıran kendi aralarında karara bağlamayın diğer 9 devletin reyine arzetmiş olduklan meselelerin tetkiki ile vazifeli bulunan Atlantik Konseyi henüz nihaî tebliğini yayınlamamış olmakla beraber, gerek Üçler toplantısının, gerekse Konsey Müzakerelerinin, Batılılar arasında başlıca iki ayrılık noktasını aydınlatmış olduğu görülmektedir. Bu noktaları, teferruatı bir yana bırakarak, iki madde halinde hülâsa etmek mümkündür: Evvelâ para meselesi AvrupalIlarla yeni dünya sâkinleri arasında tartışma mevzuu olmuştur. Batılılar, bugünün icaplarına göre silâhlanmanın kendi malî takatlerinin fevkinde olduğunu Amerikaya bildirmişler ve Atlantik Paktının müessir bir savunma mekanizması haline gelebilmesi için yalnız silâhların değil, aynı zamanda iktisadi kaynakların ve siyasetlerin de birleştirilmesini istemişlerdir. Bidault plânı adıyla anılan ve bir yüksek Atlantik Konseyi ihdasına matuf olan tçklifin esası bu taleptir.
Diğer taraftan ve ikinci nokta o-larak, komünizm ile mücadelenin ne suretle idame edileceği meselesi de bahis mevzuu olmuş ve bu konuda da Amerikalılarla AvrupalIlar, bilhassa sömürgeci devletler arasında hayli büyük bir görüş farkı bulunduğu meydana çıkmıştır. AvrupalIlar, bilhassa Asyada, mücadele için bizzat silâh ve yardım istedikleri halde, Amerika bu yardımın ancak müstakil memleketlere yapılması taraftarıdır.
Birinci noktada, Bidault plânı, yâni İktisadî kaynakları, savunması ve siyaseti birleştirilmiş bir At-^ntik amiası kurmak teklifi, görünüşü göre, en az bugün için terkedilmiştir. Amerikalılar, Atlantik Paktının tedafü mahiyetini kâfi görmüşler ve bu cihetin takviyesini teklif ve temenni etmişlerdir. Şimdi 12 devlet murahhası, dünkü tebliğden de anlaşıldığı veçhile masrafların ne suretle taksim edileceğini kararlaştırmak maksadiyle Savunma ve Maliye Komitelerinin raporlarını incelemektedir. Konsey, bugün veya yann neşredeceği bir tebliğle bu vâdide varılan merhaleleri belirtecektir. Buna in-tizaren, denebilir ki, AvrupalIlar, Üçler toplantısından evvel beslenen ümitler hilâfına, Amerikadan, Pakt çerçevesi dahilinde, külliyetli mali yardım temin edememişlerdir. Yâni bu sefer, Amerika, bu son teşekküllere, yardım eden devlet olarak değil de, kendi imkânlarına göre kendi hissesini vermeğe amade bir âkit devlet olarak kalmayı tercih etmiştir.
Komünizm ile savaş bahsinde de AvrupalI memleketlerle Amerikalı, bilhassa Uzak Doğuda, iki ayn İünya görüşü ve iki ayn tarihî tekâmül ayırmış bulunmaktadır. Bilindiği gibi, Güney Doğu Asyada sömürge sahibi olan AvrupalI devletler, bu bölgelere komünizmin yayılmakta oluşundan endişededirler. Bu âfetle mücadele etmek için A-merikadan yardım istemişlerdir. Filhakika Amerikanın da komünizm ile savaş için çeşitli programları ve tahsisatı mevcuttur. Fakat Amerikalılar, yardımın doğrudan doğruya tehdit edilen müstakil dev letlere yayılmasına taraftardırlar. AvrupalIlar ise, bu devletlerin henüz böyle bir mücadeleyi yürütebilecek derecede kemale ermemiş olduğunu, binaenaleyh yardımın kendilerine yapılması lâzım geldiğini iddia etmektedirler.
Bu iki anlaşmazlık noktası şu suretle hülâsa edilebilir:
Amerika, Avrupa müdafaasında AvrupalIların fedakârlığını beklemektedir. Asya’da komünizm ile savaşta ise, ancak oradaki müstakil devletlere gerekli yardımı yapmağa hazırdır. Buna mukabil Avrupa-ldar, geniş mânada denebilir ki, hem kendilerini, hem de sömürgelerini Amerika hesabına savunmak arzusundadırlar. Ayrılığın esası bir bakıma böyle de mütalâa edilebilir.
Genel kalkınma için çift plân
Atlantik Paktı devletleri geniş ölçüde bir harekete geçiyor
Londra, (a.a.) (United Press) — Atlantik Paktı devletleri bir Sovyet taarruzuna veya komünist süzulme-sine karşı dayanabilmek için askerî ve iktisadı bakımdan kuvvetlenmek hususunda çift bir plânın tatbikine girişmişlerdir.
Atlantik Paktı dışişleri bakanları konferanslarını bu akşam geç vakit Dışişleri Bakanlığında yapacakları, aleni bir umumî içtima ile bitirecekler ve bu son toplantıda üzerin-' de anlaşmaya vardıkları kararları bildireceklerdir. Bu kararlar kısaca şunlardır:
1 — Ayrı ayrı faaliyette bulunan millî kuvvetlerin yerine geçecek mil letlerarası savunma kuvvetleri teşkil etmek hususunda askerî bir tasarı hazırlanması.
2 — Vazifesi askerî plân üzerinde İktisadî inkişafı da ihmal etmeden derhal karar vermek olan ve başında yüksek bir Amerikan şahsiyeti
! 3 — Üye devletler arasında mas-
raf yüklerinin daha nisbetli paylaşılmasını gözeten silâhlanma masraflarının yeniden tetkiki ve yeni-ı den tanzimi.
Fakat şimdi göze çarpan en mühim no^ta üye devletlerin savun -ma programlarında yapılacak esaslı değişikliklerle general Eisenhovve-rin ikinci dünya harbi esnasında müttefik kuvvetlerin başkomutanı iken yaptığını bu soğuk harp sıralarında yapacak şahsı seçmektir.
Bir çok kimsenin bu mevkide bir sivili görmeyi arzu ve tercih etmesine rağmen Eisenhower’in Atlantik paktındaki bu vazifeye getirilmesinden bahsedilmiştir.
Eski dışişleri bakanı Robert Lo-vett ve fevkalâde büyükelçi Averell Harriman’da isimlerinden çok bahsedilen adaylar arasındadır.
Doğu Almanya polis teşkilâtı
Batılılar bir nota verecek
Vaşington, (a.a.) — İnanılır
Amerikan kaynaklarından öğrenildiğine göre, Doğu Almanyadaki polis kuvvetlerinin Rusya tarafından askerî mahiyeti irca edilmesini, Amerika Birleşik devletleri, Fransa ve İngiltere protesto edeceklerdir.
Bu protestonun metni ve Mosko-vaya ne zaman verileceği hakkında henüz kat’j bir karara varılmamıştır.
Ayni Amerikan çevreleri, Londra-d)an gelen bazı haberler hilâfına, Sovyet Rusyaya bu konuya dâir bir protestonun muhakkak gönderileceği kanaatindedirler.
Berlinde Hamseyn hazırlıkları
Berlin, (a.a.) — Hemsey yor-
tusunda serbest Almanya gençliğine mensup 500.000 kişinin iştirak edeceği gösterinin programı bugün yorumlanmıştır.
Resmigeçidin geçeceği caddeler, toplanış ve dağılış noktaları Berlin’in Sovyet kesiminde bulunmaktadır.
Gösteri 28 Mayıs Pazar sabahı saat 8 de bütün ananevi gösterilerin başladığı Doğu kesimindeki Lutf-gartern’de Doğu Almanya Cumhurbaşkanının ve misafirlerin yer aldığı tribünün önünde başlıyacaktır.
Bunu müteakip resmigeçide iştirak eden gençler 16 kişilik sıralar halinde geçeceklerdir.
Ruslar Endonezyaya altın sürmüşler
Londra, (Nafeln) — 1939 ve 1941 seneleri arasında Endonezya dünya kauçuk istihsalinin üçte birini temin etmekte idi. Bu rakam son seneler içinde fazla düşmüş olduğundan Endonezya hükümeti eski seviyeyi elde edebilmek üzere yeni tedbirler almaktadır. Hükümetin karşılaştığı mühim zorluk yerli işçilerin kâğıt paraya kıymet vermiyerek madenî para istemeleridir. Hükümet Rusların bu çevrelerde işçiler arasında bir huzursuzluk yaratmak üzere altın stoklarını el altından sürmekte oldukları kanaatine varmıştır. Endonezya hükümetinin Rusların bu hilelerine karşı çareler aramakta olduğu bilinmektedir.
Atlantik Konseyi çalışmaları
Daimî bir idare komitesi kurulacak
Paris Radyosu, (Basın - Yayın) — Atlantik Konseyi dün, Savunma Komitesi ile İktisat Komitesi tarafından sunulmuş olan raporu incelemiş ve daimî bir Atlantik Paktı Komitesi kurulmasını kararlaştırmıştır. Atlantik Paktına dahil bulunan 12 millet bu komitede, Büyükelçiden daha büyük yetkilere sahip birer delege tarafından temsil edileceklerdir. Bu teşkilât, Dışişleri Bakanlarından müteşekkil olduğu için ekseriya uzun fasılalarla toplanabilen Atlantik Konseyinin çalışmalarına devamı sağlayacaktır. Atlantik Konseyine iştirâk etmekte olan 12 Dışişleri Bakanlarından her biri bugün radyo ile birer demeçte bulunacaklardır.
üçler Avusturya meselesini görüşüyorlar
Londra, (a.a.) — Birleşik A-merika dışişleri bakanı Dean Ache-son, İngiltere dışişleri bakanı Er-nest Bevin ve Fransa dışişleri bakanı Robert Schuman, Avusturya sulh müzakerelerinin girmiş olduğu çıkmazı müzakere etmek için dün Londra’da toplanmışlardır.
Bakanların bu meseleyi geçen hafta yaptıkları görüşmeler esnasında müzakere etmeleri bekleniyordu. Fakat ayni dereede âil bir mahiyet arzeden Almanya’ya
karşı olan durumlarını belirtmek ü-
soğuk harbin idar
esi meselele-
ri dolayısiyle bu mesele Atlantik
paktı toplantısından sonraya, bırakılmıştır.
İsrail silâh istiyor
Lake Success, (a.a.) — İsrail’in Birleşmiş Milletlerdeki temsilcisi Aubey Eban, İsrail hükümetine hiç değilse Arap hükümetleriyle müsavi surette serbest piyasadan silâh satın alma hakkının tanınmasını istemiştir.
Birleşmiş Milletler gazeteciler birliğinin verdiği bir ziyafette konuşan Eban, İngiltere’nin Araplara silâh verdiğinin herkesçe bilindiğini söylemiştir.
Eban, bildiğine göre ne İsrail’in, ne de Arap devletlerinin, ne Sov-yetler Birliğinden ve ne de herhangi bir doğu Avrupa devletinden silâh almadıklarını ilâve etmiştir.
Yeni bir kızıl Bulgar suikasti
Kahire, (a.a.) — «Reuter»: Akşamları çıkan El Zaman gazetesinin bugün büyük puntolarla bildirdiğine göre İskenderiye polisi eski Bulgar Kralı Simeon’u öldürmek için 4 alsi komünist Bulgar tarafından hazırlanan bir suikasti meydana çıkarmıştır.
Güney ve Güneydoğu otya programı
Sydney, (a.a.) Bugün öğrenildiğine göre, İngiliz Milletler Topluluğu na mensup yedi devletin güney ve güney doğu Asya hususundaki prog ramını tesbit etmek için gelecek konferans Londrada toplanacaktır.
Bu konferans için hiç bir tarih tesbit edilmemiştir. Fakat bir sözcünün bildirdiğine göre bu konferans bu senenin sonundan evvel toplanacaktır.
Japon Komünizmi
Tokyo, (a.a.) — Japon üniversitelerinde verdiği konferanslarla yüksek tahsil gençleri arasında Amerikan aleyhtarı hareketlere sebep o-lan general Mac Arthur’un eğitim işleri müşaviri Dr. Walter Elleş, Ja. pon komünizmini protesto etmiş ve bütün Marksist profesörlerin işlerin den uzaklaştırılmasını istemiştir.
Morioka üniversitesinde konuşan Elleş, Japon komünist partisinin rad yo vasıtasile Moskovadan emirler aldığını ve bir Japon komünist liderinin son zamanlarda komünist Çin liderlerile konuşmak üzere gizlice Asyaya geçtiğini söylemiştir.
270.000 üyesi olan komünist taraf tarlan talebe birliği Elles’in faaliyetini protesto etmfk üzere genel bir grev hazırlamaktadır.
Irokta tu baskını
Bağdad, (a.a.) — Tarihî Bağ-dad şehri dün sabah tamamile sellerin istilâsına maruz kalmıştır.
Sellerin istilâsına uğramış olan civardaki arazi 18 kilometre kare olarak tahmin edilmiştir.
Binlerce kadın, erkek ve çocuk mallarını kurtarmak için mücadele ediyorlardı. Dün akşama kadar hiçbir can kaybı bildirilmemiştir.
Resmî şahsiyetler sel baskınını şiddetle yağmur ve Kuzey Iraktaki istisnai yağmurlara atfetmektedir, ler.
Uçan daireler Amerikalıların mı?
Colombos (Georgia), (a.a.) — — Birinci dünya harbinde Amerikan ordusunda hava yüzbaşısı olarak bulunan Eddie Richenbacker radyoda yaptığı bir konuşmada demiştir ki: .Şayet uçan daireler hakikaten mevcutsa muhakkak ki bunlar Amerikaya aittir».
«Askerî sır bakımından, bu mevzuda daha açık konuşmama maalesef imkân yoktur».
Geçen harpte Amerika devletinin hava müşaviri olan Rickenbac-ker sözlerine şunu da ilâve etmiştir:
• İtimad edilebilecek bir çok kimselerin uçan daireleri gördüklerini iddia etmeleri, bunların hakikaten mevcut olduklarını isbata bir delil teşkil edilebilir.
Arjantin’e kredi açılıyor
Vaşington, (a.a.) — Export .
İmport bankası Arjantine 125 milyon dolarlık kredi açmağa karar vermiştir.
Tereyağı tozu imâl ediliyor
Stockholm, (Nafen) — İsvelç-te Venesburg ta bir yağ fabrikası tereyağının istihsalinde yeni bir sistem ile mühim bir adım atmıştır. Bu fabrika yağı toz halinde istihsal etmiye başlamıştır. Yalnız bu yağ daha piyasaya arzedilme-miştir. Yakında Pariste toplanacak olan gıda maddeleri konferansında ilk defa meydana çıkarılacaktır.
Bu toz halindeki yağ bozulma-makta olduğu gibi nakliye ve amba-lâj bakımındanda yeni kolaylıklar göstermektedir.
Yağın içine yüzde 5 nisbetinde su katıldığı zaman hergün kullanılan yağ hassasını almaktadır. Lezzeti te ayniyle adî yağ lezzetindedir.
HERGÜN BİR HÂDİSE.
80 yaşındaki ressam
Matis nasıl çalışıyor?
Ayağa kalkamıyacak vaziyette olduğu için yatakta resim yapıyor
Ucunda kalem bulunan bir çubukla adasının duvarına harikulade resimler
yapıyor
Mücahit ToDalak
S'alin sıhhatte imiş
Moskova, (a.a.) — Basın kon-^rfansında Stalin’ın kendisi üzerin-hasıl ettiği tesir ve mareşalin sıhhati etrafında dolaşan şayialar hakkında sorulan suallere cevap veren Birleşmiş Milletler genel sek' reteri Trygve Lie demiştir ki: i
Stalinle bir buçuk saat konuştum.1 Bana kendisini 1946 da görüğüm za manki kadar sıhhatli göründü. Bütün bu şayialar yalandır.
Serbest Fıkra:
19 MAYIS
A tatürk 19 Mayıs 1919 da vatanı kurtarmak için Samsuna ayak bastı, imparatorluğun ankazından kalmış köhne bir sal gibi -Bandırma ile Karadenizi aştı. Dışarıda düşman, içerde sultan, Türk istiklâline göz dikmişlerdi. O, Samsuna ayak bas-
tığı gün, dağ başını duman almıştı; fakat güneş ufuktan doğı

akıyordu. .
gümüş dere
durmadan
Vatan, inkırazdan kurtuldu; yeni Türkiyenin istiklâl ve hürriyeti Atatürk gibi bir önderin rehberliğinde, Türk milletinin eşsiz fazilet ve kahramanlığiyle yuğuruldu. Fakat Atatürk, eserinin devamını kendine bağlamadı; Cumhuriyeti Türk gençli-
Sarıçiznıeli
ğine emanet etti...
Evet, 19 Mayıs 1919 İstiklâl Savaşındın başlangıcıydı. Biz, o tarihten sonra hür bir vatan, müstakil bir yurt kurduk. Fakat 11 Mayıs 1950 de bu müstakil vatan ve hür topraklar üzerinde, hür vatandaşlar ve müstakil vicdanlar diyarında yaşadığımızı duyuyoruz. Atatürk’ün kurduğu nizam ve prensipler, 14 Mayısta milli hâkimiyetle kemalini buldu. Her zamandan daha sağlam, daha emniyetli bir durumda olduğumuzu cihana gösterdik.
Geçirdiğimiz son imtihan, her hamlede muzaffer olacağımıza en büyük bir bürhan değil midir?
Ey Türk genci! Cumhuriyeti sana emanet eden Atatürk, 19 Mayıs’ı sana ebedi bir Gençlik Bayramı olarak hediye etti. 19 Mayıs sadece Gençlik ve Spor Bayramı değil, milli iradeyi eline alan bütün milletin bayramıdır. Bu hürriyet savaşında saf tutan, seksenlik ihtiyar da genç delikanlılar kadar taze bir ruhla dinçleşmiş ve gençleşmiştir. Gümüş dere durmadan akıyor...
Milletçe bayramımız var; güneş ufuktan şimdi doğuyor: Yürüyelim arkadaşlar!...
Muannit bir günahkâr olan Ma-tisse’i’n bir kilise yaptırdığı doyulunca hörkes hayrat^ düştü. Bu haberi duyarak Nice’e kadar gelen dostlarına bile:
— Evet, diyor; bir kilise yaptırıp donatacağım. Yabir kilise, veya bir eğlence salonu yahut ta bir randevu evi. Bence bunlar arasında bir fark yok! Her tarafı da çiçeklerle be-ziyeceğim.
Onun bu hareketi etrafta o kadar infial uyandırdı ki, üç yıldanberi sen sanatkâr işi azizelerin portrele-• zaman ve mekânda tahvil» denir, rini yapmağa döktü.
Böyle âni ve umumî değişikliğe •zaman ve mekânda tahsil» denir. Dostu Aragon bile kendisine: «O kadar kudretiniz varsa orasını bir müze yapalım!» demekten kendisini alamadı. Buna karşılık olarak, Matisse bir beyenatında, başkalası nasıl tefsir edulcrse etsinler, kendisinin cnu bir dinî vazife ifası için yaptıdığına işaret etmişti. Bu arada sanatından birşey anlıyamadığı Picasso’yu da yavaş yavaş anlıyor ve kritik ediyordu. Zaten bu hâdise de bir müddettenberi kendisini büyülememiş değildi.
Matisse, esrarlı bir sihir âlemi içindeydi. - 80 yaşında bir adam, -ki geçen senenin 31 Aralığında bu yıldönümünü torunlariyle kutlamıştı - hâlâ hatıralarını bu kâhillerden utanarak gizlemekte devam ediyor. Önceleri gençliğinin geçtiği Mont-mautreda sakalının hususiyetinden’ ötürü kendisine doktor demişlerdi. Bugün bu eksantrik sakal kendisine daha muhterem ve neş’eli bir hâl veriyor. Gözleri ateş gibi, Matisse, görünüşte dünyanın nâdir tiplerinden biridir. Şair Prevet, rejisör Carne ve ressam Chagall’m bulundukları Saint . Paul- de Ven-ce'a kimseyi göndermez.
Sadece güneşi renklerle resmeder larını tıkamıştır. Ne bir nazariye, ne bir düstur. 80 yaşında bir adam. Vence’taki Nötre - Dume du - Ro-saire kilisesi onun hâkikî istidadını meydana kor. Matisse bir vakitler ağır bir barsak hastalığına müptelâ olmuştu. Kendisini ameliyat eden prefösör Leriche ancak 6 ay yaşıyabileceğini söylemişti. O vakit Vendee’li genç bir hemşire bu ihtiyar ressama çok iyi baktı. Ona vücuda olduğu kadar ruha da ihtimam etmek gerektiğini tatlı sözlerle telcin etmişti. O vakitleri hemşire genç kız, şimdi Jecques adını almıştı.
Matisse kurtukduktan sonra, hastabakıcı dominikliler, Vence’a yerleştiler Hemşire Jacques'da onlar arasında idi. Bu dindar adamlar sığındıkları kilisenin yıkılmak üzere olduğunu görünce onu tamire kalkıştılar. Krokisini yaptılar. Hemşijre Jacques’da cam ve çerçeveyi hesapladı. Yabılan bu krokiyi Matâs se’e sundu.
Matisse krokiyi alâka ile inceledi, îyi yapıldığını söyledi. Cam, kilise dekorasyonundan minnuari, mih-rab, şamdan v. s. ye kadar her şeyi ayrı ayrı hesapladı.
Renk, gene rek: Malarme gibi marüliğin cazibesine kapılan .Nisbi Ressam. Matisse, Fransa’nın Şimalinde oturur. Katokembrezi’de doğmuş ve ilk olarak Senkanten.de noter kâtipliği yapmıştır. Küçük birer tüccar olan akraba tahallükâfı onun eczacı olmasını istiyorlardı. Bu maksatla onu Parise gönderdiler. O da orada renk tahsili yapmıştı. Sanat tarihçileri onun Derain ile demasından sonra govizm’e yöneldiği fikrinde mütefikirler. Onun bu renk tahsili 1900 senesi ressamlığında büyük bir hâdise olmuştur. Pek iyi de karşılanmış değildir. Bir sene evvel İngiliz Kral akademisinde verilen bir ziyafet sonunda, aka-tasvirden bile acizdirler». Bunun ve bilhassa Matisse ile Picasso’nun resamlıklarına şiddetle hücum ederek dedi ki:
• Onlar, ağaca benziyen bir ağacı ne ve bilhassa Matisse ile Picasso’nun üzerine Matisse, bir İngiliz gazetecisi vasıtasiyle Sir Alfred’e şu cevabı verdi:
-Ağaca benziyen bir ağaç istiyorsanız fotoğraf makinesi emrinize amâdedir. Ressamın işi ve sahası tamamen başkadır. Resim ve sanat, biat manzaraları ve olaylarının insanda husule getirdiği hislerin ifa-, desidir.»
Ressam Matisse ya tağında resim yapıyor
Sözüne devamla: « İki çeşit ress-samlık vardır» dedi. Birincisi, yeni bazı şey ve mefhumları ihtiva eden ressamlık. İlk zamanlar insanlar onu kıymetsiz karşıladılar. Ona asıl kıymeti zaman verir. Zaman geçtikçe evvelemirde kabul edilen resim bu olur, çünkü yeni bir şeyin olmadığı meydana çıkar, herkesin zevkini okşar. Birkaç sene sonra da unutulur gider».
Mattise her zaman büyük bir ressam olarak tanınır. Şimdi bu yükselişinin kademelerini görmüş ol-
masına rağmen hayatında 2 büyük hâdisenin vuku bulunduğu takdir eder. Birincisi: Derain ile tanışması ve toblolarına akseden renk bolluğu; İkincisi: katolik kilisesine intisabı ve netice olarak âzâde kalarak kendisine güneşin mefhumu ve rengini teksif etmiş olması.
Matisse:
•— Bugün anlıyorum ki, diyor; 60 senelik çalışmam beni bu kiliseye ulaştırdı. Şimdi onunla da alâkam kesilmiş olmasına rağmen, gene sükûnet içindeydim. Valizlerim hazır son tirehinin kalkı
Açıklama
Dün Vezirköprü Kaymakamından aşağıdaki mektubu aldık:
365 No. lu Zafer gazetesinin 29/4/950 Cumartesi günlü nüshasının üçüncü sayfasında ve yedinci sütununda: «Vezirköprüde 1946 o-yunları mı?» başlığı altında yayınlanan yazıya, cevap olarak kaymakamlıkça gazetenize gönderilen 5/5/950 günlü ve 108 sayılı açıklama mektubunun Matbuat kanununun 48 inci maddesi hükmü dairesinde ilk çıkacak nüshasında yayınlanmasını rica ederim.
25/4/950 günü Vezirköprü ilçe-' sinde Kaymakam vekili olarak göreve başladığım gün, Amasya ilinde D. P. tarafından Milletvekilliğine aday gösterilen Kemal Eren Amasyaya gitmek için bir ay izinli olarak ilçeden ayrılmıştı. Göreve başlamadığından dört gün sonra, ilçemiz seçmenlerine taallûk eden seçmen kütük ve kartlarındaki yanlışlıkların Kaymakamlıktan veya ilçe seçim kurulu başkanlığından tashihini isteyen D. P. li vatandaşların -yüzleri, binleri bulduğu...» şeklinde Zafer gazetesinin yukarıda gün ve sayısı zikredilen nüshasında yayınlanan şikâyetin esası şudur:
Şimdiye kadar 31 vatandaş Kaymakamlığa müracaat ederek seçim kartlarındaki ad ve soyadlarının, seçmen kütükleri ve nüfU6 hüviyet cüzdanlarındakilerle mübayin olduğunu ve tabiatile düzeltilmesi icabettiğini bildirmişlerdir. /
Yetkili yargıçlıktan bir ilâm olmadıkça seçmen kütükleri üzerinde 1 her hangi bir değişiklik yapılma-1 sının kanuna uygun olmıyacağı | Kaymakamlıkça usulen, ilgili va-' tandaşlara anlatılmış ve yargıçlıktan ilâm almaları söylenmiştir. Nitekim, hangi partiden oldukları dahi malûm olmayan bu vatandaşlardan 28 kişi bu şekilde hareket etmişler ve dileklerinin yargıçlık tarafından derhal yerine getirilmiş olduğu ilçe seçim kurulu başkanlığı ile yapılan temas neticesinde
öğrenilmiştir. Ancak üç vatandaş ilâmsız düzeltme işinde İsrar gösterdikleri için dilekleri tabiî olarak kabul edilmemiş ve ilâm için yargıçlığa gitmeleri defaaten ten-bih edilmiştir. Kanunsuz hareket ettikleri anlaşılan bu 3 vatandaşın isteği yargıçlıkça da reddedilmiştir.
Seçmen kütükleri esas tutularak doldurulan seçmen kartlarında ki bazı ad ve soyad yanlışlıklarının pek azı daktilo hatasıdır ki, bu da, kütükten seçmen kartına iletilirken olmuştur. Fakat asıl yanlışlıkların çoğunu doğuran sebep: muhtarlar ve köylere gönderilen ilgilS yazıcılar tarafından doldurulan ve yedi gün askıda kalan seçmen müsvedde kütüklerine adı ve soyadı yanlış ve. ya okunması güç şekilde kaydedilmiş alâkalı vatandaşların askı müddeti içinde muhtarlıklara veya ihtiyar kurullarına müracaat ederek düzeltme isteğinde bulunmamış ol-malarındadır. Binaenaleyh askıdan sonra daktilolar, müsvedde kütük, lerindeki ad ve soyadları, asıl seçmen kütüklerine geçirirken aslında yanlış yazılmış bir ad ve soyadı kendiliklerinden düzeltme yetkisini haiz değildirler ve esasen yanlış olduğunu da bilemezler. Bu itibarla daktiloların yanlışlarında kötü bir maksad aramak doğru değildir. Bu yanlışlıklar her ilde ve ilçede vaki olmuştur.
Doldurulan seçmen kartlan zamanında muhtarlara teslim edilmiş ve seçmen vatandaşlara tevzi edilmiş olduğuna dair kaymakamlığa bilgi verilmiştir.
Eesasen vatandaşların seçime katılabilmelerini temin etmeyi kutsal bir vazife bilen Kaymakamlık; her iki şekilde yapılmış olan maddî ha-taların düzeltilmesi için üzerine | düşen görevi yerine getirmektedir. Kanunun gösterdiği çığırdan yürüyerek çalışmak arzusunu taşıyan
Kaymakamlığa karşı yönetilen is-nadlar asılsızdır.
Vezirköprü Kaymakam Vekili Haşan Yücer
Sahıfe : 4
DİLEKLER ■ ■■■■■ ■
Malûl bir vatan-
daşın şikâyeti
«Ben, 1930 senesinde Bitlis’te köyümde iken Vali Abi-din ve Kaymakam Orhan Semi beylerin emirlerde, isyan ve şekavet halinde bulunan Fersıi oğullan hakkında gizli bilgiler toplamak üzere Hıvris köyüne gönderildim. Aldığım emir ve tâlimat dahilinde vezife görürken şa- ı kilerin kurşunu ile sol ayağımdan vuruldum ve Bitlis memleket hastahanesinde a-yağım kesilerek sakat kaldım.
Milis sayıldığım için bana, askerî kanunlara göre maaş tahsisi mümkün olamayacağı vakî müracaatıma cevaben Millî Savunma Bakanlığınca ' bildirdi. İçişleri Bakanlığına baş vurdum. Bu bakardık vazife esnasında sakat kaldığını tevsik eden evrakrmla beraber müracaatımı, İller Genel Müdürlüğünün 14/5/949 tarihinde 22310 . 2/4831 sayılı yazı ile ve Hidematı Vataniye Tertibinden maaş tahsisi te-mennisile Başbakanlığa gönderdi.
Başbakanlık 23/5/1949 tarih ve 6/1930 sayılı bir yazı ile bana Vatanî Hizmet Tertibinden maaş bağlanmasına imkân olmadığını ve mahalli mikân-lar dahilinde yardım edilmesi kaydile evraknmı tçişleıı Ba -kanlığına iade etti.
Yukarda kısaca arzettiğim şu vaziyet karşısında şaşınp kaldım. Bir tarafta beş çocuk sahibi tek ayaklı bir vazife kurbanı, diğer tarafta da hizmetimin takdirine rağmen bacağımın diyeti olarak bana 18 senede verilen 700 lirayı yeter gören Başbakanlık tezkeresi... Ağlamak kâfi mi bilmem? Ben memleket uğrunda sakat kaldığımı ve beş çocuğumla süründüğümü ileri sürerken bana nasihat vermekle iktifa ediliyor. Hidematı Vataniye Tertibinden maaş alanların memlekete hizmet derecelerini ve bu hizmet uğrunda bir tek parmağını dahi kaybedip etmediklerini ben bilmem. Sefaletin son haddine gelen ve yiyecek ekmek bulamayan beş çocuğumu gazetenizin teşebbüsü de faydalı netice vermezse Başbakanlık müsteşarının verdiği nasihatlarla bakılmak ve hayatları kurtarılmak üzere beşini birden Başbakanın devlethanesine bırak-
Ankaradayeni açılan-'
Büyük Otel Rahatlık - Ferahlık - Konfor - Manzara ve mükemmel servisiyle eşsizdir Fevkalâde hususiyetlere sahip olan otelimiz Ankaraya teşrif edecek sayın millet vekillerinin emirlerine her an hazırdır
Telefon: 15665 - Telgraf: Büyük Otel, An af art cad. Adliye Sarayı karşısı
Ycxonı hanet Noyt Hart
— 32 —
*)F»vjWmh Î Yınociflli»

mağa Allaha ahdettim.
Sayın milletvekillerimiz tarafından yeni bir kanım teklif etmek sureti mi olur? İdareten mi olur? Ne şekilde olursa olsun sefaletten kurtarılmaklığı-
mı istiyorum. Sesimin gereken-
lere duyurulmasını rica

Yenidoğan Mahallesinde Rüstem Sokağı No. 704 de Abdulkerim Zırhlı
Korkunç bir Sovyet hapishanesi
|| İ z hi bme
-----SOMON fi------i
AİLE SAZ SALONUNDA
HER AKŞAM
Sayın Ankara halkının sevdiği Saı topluluğu, müzeyyen bir salon — Mükemmel servis — Nefis mezeler Her Pazar tam kadrosile İçkisiz aile matinesi Ve çok sevilen KARABÖCEKLER
Telefon: 21355
DİKKAT: Yozlık BOMONTİ BAHÇESİ
Ender Kundura
Mağazasında mevsimin en ucuz ayakkabı satışı başlamıştır. Bayanlara 751
Baylara 11N
19/5/1950 Cuma gününden İtiba-
ren satışa başlanacaktır.
Her çeşitten ve yazlık ketenler de ucuz satış devam etmektedir.
ADRES :
Anafartalar Caddesi, Belediye civan, eski Nikâh Salonu karşısı. No: 18. (974)
Kiralık
Kaloriferli daire
Bahçeli Evler 14 üncü Sokak 12 no. da. Otomat, firin, geniş bahçe möbleli veya möblesiz.
Telefon: 11006 - 31311 (965)
BAYANLAR için
Yaptığımız büyük ucuzluk devam ediyor. 7,5 . 10 - 12,5 liraya beyaz ve muhtelif renkte çok şık ayakkabılar.
Ayrıca bütün mallarımızdaki esaslı tenzilâtı mutlaka görünüz.
Adres: Anafartalar, Sus Sineması karşısı, No; 239-4 TeL 14809.
Savın AnkaralIlara cok beğenecekleri bir çok sürpriz hazırlamaktadır ???? (948)
Kiralık Daire
Dört oda, hol, sandık odası ve müştemilâtı Karanfil Sokak No 38 Yeni kira. Telefon: 22431 (962)
Mayısta yüklenenler kamilen satılmıştır
^Haziran Teslimi için||
Sipariş kabulüne başlanmıştır.
Citroen 11 binek otomobili: 5550 T. L. Citroen T 23 kamyonu: 6500 T. L.
Müracaat yeri: Kocatepe, Adakale Sok. No. 70 - Tel: 21653 (924)
Sovyet gizli polisinin türlü takibata ve işkencesine senelerce maruz kaldıktan sonra bir kolayım bulup Sovyet Rusya’dan kaçan ve geçenlerde Birleşik Amerika’ya vasıl olmağa muvaffak olan bir Sovyet muharriri Sovyet hapishanelerinde geçen senelerinin hikâyesini neşretmiş bulunmaktadır. Bu eserin dikkata şatan bir kısmı aşağıdadır:
Bir gün, Lyubanka hapishanesinde bir mahzene götürüldüm. Kapı açıldığı vakit, duvarları ve zemini taştan , tamamen boş ve takriben 30 metre murabbalık bir oda gördüm. Odada 60 mahpus vardı ve bunlar birbirine o kadar sıkışık oturuyorlardı ki yer tamamen kaplanmıştı.
Aradan beş dakika kadar geçti. Nefes almakta güçlük çekmeğe başladım. Odanın pençeresi veya her hangi bir hava deliği yoktu. Odanın harereti 50 dereceden fazlaydı Hararete tahammül edemeyen mahpuslar, elbiselerini çıkardılar ve iç çamaşırlariyle kaldılar. Buna rağmen, terden sırsıklamdılar. O kadar ki terlerinden yer bile ıslanmağa başladı.
En büyük işkence havasızlıktı. Sudan çıkmış balıklar gibi, herkes havasızlıktan bunalıyordu. Bir taraftan ağızlardan pis hava çıkıyor, diğer taraftan hiçbir yerden temiz hava gelmiyordu ve böylece mahpuslar yavaş yavaş karbon dioksit gazile zehirlenmeğe başladılar. Mahpusların yüzlerinde kırmızı lekeler belirdi, bayılanlar oldu, kalp arızalan başgösterdi, velhasıl, karbon
★ (Devamı 8a. • 8Ü: 7 de)
Fransa Krallığı tacım cebren gasbetmek için çevirdikleri dolap lann inkârı kabil olmıyan delilinin artık Boröyer’in elinde bulunmadığım öğrenen Giz’ler, yüreklerini sıkan büyük bir sıkıntıdan kurtulduklarımı hissettiler. İşte ancak o vakit, Dük, Ferriyer’in orada bulunduğunu gördü ve tatlı bir tebessümle:
— Şurada gördüğüm oğlunuz Vikont değil mi? dedi. Canım, neye öyle bir kenarda duruyor?
— Vikontu kenarda bıraktım; çünkü, bulunduğunuz kararsızlık içinde her şeyin üstünde bir ehem miyeti haiz olan malûmatı benden beklediğinizi anlamıştım.
— Bundan dolayı size teşekkür ederim, efendim. Fakat, rahat rahat, fikir sükûneti içinde şu aile meselesini halledebileceğimizi zan nediyorum. Hani canım, sizi bilhassa son derece alâkadar ettiğini söylediğiniz şu mesele...
Vidam, bu sözlerin kendisinde husule getirdiği sevinci gizlemek zahmetini ihtiyar etmedi ve oğluna dönerek:
— Vikont, dedi, pek yakında Fransamn meşru kralı olacak Monsenyör Dük dö Giz hazretlerine arzı hulûs ediniz ve hemşiresi Madam Klod dö Giz’in sizinle evlenmesine müsaade ettiğinden dolayı kendisine ayrıca teşekkürlerinizi sununuz.
Bu sözler, âşık Ferriyer’e müthiş bir lobut darbesi gibi tesir et-
) Om
hale-
Sahibi
Adviye FENİK
Bu nüshada yazıişlerini fiilen İdare eden: HİKMET YAZICIOĞLU
Basıldığı yer:
GÜNEŞ MATBAASI
— Patrick İves’le evlendikten sonra, pederim kendisini varisleri arasından çıkarmıştı. Kendisi, ilk gördüğü günden beri Bay İves’ten nefret ederdi. Sue, tamamiyle pederimin reyi hilâfına evlenmişti.
— Bu nefret hissinde siz de kendisine iştirâk etmiş miydiniz?
— Patrick’e karşı mı? Hayır, katiyyen. O zamanlar kendisini pek az tanıyordum; sonradan da pek çok sevdim.
— Hâlâ da sever misiniz?
Tatlı, gümüşî gözleri, birdenbire ciddî bir mâna aldı, Savcının ateş gibi yanan mavi gözlerine sabit bir surette dikildi.
— Bu suale kestirme bir cevap vermek biraz güç. Size verebileceğim en dürüst cevap şu olabilir: Eniştemin şahsı ve hareketleri hakkında katî bir hüküm vermek ten bugünlük çekinmekteyim.
— Eu cevap bizi tamamiyle tatmin edici mahiyette değil, Bay Thorne.
— Pek müteessirim; en samimi ve en doğru cevabım budur.
— Pekâlâ, o halde şöyle diyelim: hemşirenize muhabbet ve sadakatle bağlısınız, değil mi?
— Pek derin bir surette.'
— Saadetinin sizce büyük kıymeti olduğunu kabul ediyorsunuz, değil mi?
— Kabul kelimesini pek muvafık bulmıyorum. Hemşiremin saadetinin bence pek büyük bir kıymeti olduğunu, bilerek, ve isteyerek beyan ediyorum.
— Bu saadeti temin için her ne icabederse yapar mısınız?
— Pek çok şey yapanm.
— Her ne icabederse mi?
Douglas Thorne birdenbire ciddî bir ifade alan bir yüzle, şahit bölmesinin üzerinden ileriye doğru eğildi.
— Şayet bu, «her ne icabederse. sözünden kasdettiğiniz mâna, bir cinayet ise, hayır.
Hâkim Cerver’in asası birdenbire büyük bir gürültü ile olduğu yere düştü.
— Çıkardığınız bu neticenin zerre kadar kastedilmemiş olduğu muhakkak, Bay Thorne, bu cevabınız zapta geçirilmiyecek.
— Lütfen sorduğuma cevap verir misiniz, hemşirenizin saadetini temin için her ne icabederse yapmaz mısınız?
— Hayır.
Sue Ives’in gülüşü ayni ferahlıkla parıldadı.
— Bay Thorne, hemşireniz Nev-yorkta geçirmiş olduğu ilk iki üç seneden size bahsetmiş midir?
— O zamanki hayat şartlarının bazı safhalarına dair görüşmüş olduğumuz hakkında umumî ve müphem bazı intihalarım var.
— Bizim istediğimiz umumî ve müphem intibalar değiL O sıralarda nerede oturduklarına, ne yaptıklarına dair müsbet malûmatınız yok mu?
— Bu anda hiç bir şey hatırlamıyorum.
— Kendisine bu kadar bağlı olduğunuz hemşireniz o sıralarda size hiç mi mektup yazmadı?
— Rosemont’dan ayrıldıktan bir hafta kadar sonra, kendisinden bir mektup aldım. Muayyen bir müddet için Rosemont’la her türlü münasebeti kesmeyi münasip bulduğunu, fakat hiç birimize karşı muhabbetinin değişmediğini bildiriyordu.
— Ben size mektubun muhteviyatını sormadım. Nevyorktan size yazdığı yegâne mektup bu muydu?
— Noel tebriklerinden gayri, bu iki sene içerisinde kendisinden mektup almadım. Sonra, oldukça muntazam surette mektup yazmağa başladı.
1926 senesi Haziranının 19 uncu günü her hangi bir saatte -Meyva Bahçelerin denilen yerde bulundunuz mu?
— Evet, bulundum.
— Hangi saatte?
— Tam saatini söyliyemiyece-ğim, fakat, akşam, saat dokuzu biraz geçerek gitmiş olduğumu tahmin ediyorum.
Dinleyenler arasındaki ufak kıpırdamalar, ufak dalgalar haline gelip etrafa dağıldı. Saat dokuz... Dokuz....
— Saat kaçta oradan ayrıldı-
— Yine tam olarak söyliyemi-yeceğim. Meyva Bahçelerindeki büyük köşkten ayrıldığım zaman, saat tam ona on vardı.
Kıpırdamalar, yine dalgalar haline geldi. Saat on... On...
Hâkim, asasını vurdu:
— Sükût! Diye bağırmağa mecbur oldu.
Mübaşir de aynen,
— Sükût! Diye tekrarladı. .
— O saatte, Meyva Bahçe) ^side ne yaptığınızı lütfen söyler misiniz?
(Devamı var)
Bellamy Cinayeti
—«r—■ muti roiiB tkvbAbaisi —’
Samanpazarı Askerlik
Şubesi Başkanlığından
1 — Şubemizde işlem gören 930 doğumlu ve bu doğumlularla işleme tâbi Jandarma erleri 8/Haziran/950 günü sevkedileceklerdir.
Mükelleflerin bildirilen günde ve saat 9 da Şubede hazır bulunma-
2 — Sakatlar sevkedilmeyeceklerdir.
3 — Bu celbde gerek beden ve gerekse zati araçla gitmek isteği kabul edilmiyecektir.
4 — Belirli günde gelmeyenler hakkında kanunî kovuşturma yapılacağı yayınlanır. (3032)
Güzel FIYORENDA
:«an. MİŞEI ZEVAKO
Mm» RAGIP RIFIO
— 32 —
RADYO - BULMACA
mişlerdi ama, onun bu cinayete iştirâkini istemek tehlikeli olurdu.
bir harekette bulundu ve kendinden geçmiş bir halde sessiz durdu.
Yalnız, her hareketini kötü bir sevinçle takip eden Rospinyak, Vikontun içinden geçen şeyleri anlamıştı.
Giz’lere gelince, kendi aileleri
araşma girdiğinden dolayı sevinç ve gurur duymıyan biri bulunabileceğini söylemek onları son derece hayrete düşürürdü. Bu sebeple, genç Vikontun halinde görülen teşevvüşü onlar, böyle büyük bir şerefin kendisinde husule getirdiği sevinç ve şiddetli tesire hamlettiler. Dük, kendisi için pek az bir ehemmiyeti haiz olan bu işi biran evvel bitirmek maksadiyle «sürpriz» ini hemen söylemeyi lü-zulum gördü:
— Aramızda mutabık kalmış olduğumuz şeylerden fazla olarak, genç evlilere, mülkiyeti kendilerine ve varislerine ait olmak üzere Nantöy’deki elli dört çiftliği ihtiva eden ve ünvanı kontluk olan mâlikânemi veriyorum.
Kardinal de:
— Ben de, dedi, Şevröz’deki unvanı Dukalık olan mâlikânemi ayni şartlarla veriyorum.
Çok sevinen Vidam :
— Sayın efendiler, siz hakikaten şahane bir cömertlik gösterdiniz, dedi.
Filvaki, bu iki hediye pek şahane olmakla beraber, Giz’ler için pek pahalıya mal olmuş bir şey değildi: Dük Fransua, dört ay evvel Hanri Lönonkur’un dul karısından, Nantöy Kontluğunu tehdit ve cebir istimaliyle almıştı bu gasp, dul kadının erginlik ya-
şına gelmemiş olan oğlunun zararına idi.
Şivröz Mâlikânesine gelince, Kardinal onu, âşıkı Birinci Fran-sua’nın hediye ettiği emval ve emlâkinin büyük bir kısmı parça parça elinden alınan Düşes Etanp’ ın metrükâtından gaspeylemişti.
Bu sözler söylendikten sonra, Dük, kendisince pek mühim olan işleri ileri sürdü ve Navar Kralını kendi partilerine sokmak için ne yapmağı tasavvur ettiği hakkında Vidam’la konuştu.
Vidam, uzun uzadıya izahat vermedi. Fakat, muvaffak olacağı hakkında tekrar teminat verdi ve fazla olarak, derhal başlıyacağı müzakerenin safahatından kendilerini haberdar edeceğini söyledi. Giz'lerin bunun sözüne son derece itimadı olduğundan kendi namlarına da müzakerede bulunmak üzere Vidam’a tam salâhiyet verdiler.
Dük, istirdat kabilinde* olarak şu sözleri söylemekle iktifa etti:
— İkinci Fransua’ya ve Krallık tahtına varis olacaklara gelince, o sefil serserinin imha ettiği fetvanın okunuşundan katî olarak anladığınız veçhile, onlar, birim gi_ bi dini bütün Katolikler için Allahın yeryüzündeki mümessili o-lan Papa tarafından mahkûm edil mişlerdir. Binaenaleyh, onlar ölmüşlerdir artık, kendilerinden bahsetmiyelim.
Tekrar bir köşeye çekilen Fer-riyer bütün bunları, gittikçe büyüyen bir endişe ve heyecanla dinliyordu.
Her şey konuşulmuş, düzenlenmiş olduğundan Giz’ler, gitmek üzere ayağa kalktılar.
Tam gidecekleri sırada, Dük, birdenbire:
— Az kalsın unutacaktım; Vikont, dünkü hâdisede Kont dö
iım naaıse ne çugına
Muhtelif meseleler müzakere edildi, plânlar tanzim kılındı, kararlar verildi. Tabiî, bütün bunlar, dalâletin ortadan kaldırılmasına ve Giz’lerin gayelerinin tahakkukuna dairdi.
Kraldan pek az bahsedildi. Dük, bu tehlikeli mevzuda Vidam’ın yardımını istemenin tedbirsizlik olacağını mühim surette anlıyordu. Gerçi onu, bir katil fiilini tabiî gibi telâkki etmeğe ikna eyle-
L
Luvr ile Boröver’in kaçmalarım kolaylaştıran adamın ismini öğrenirseniz şayet, bana haber vermeyi unutmayınız... dedi.
Ânî olarak ortaya atılan bu iki isim, Ferriyer’in kafasında yıldırım gürlemesi gibi akisler husule getirdi. Dük’ün niyetleri hakkında yanılmak ihtimali yoktu: Her halde bu niyetler hayıra yorula-mazdı. Ferriyer birdenbire, kendisine son derece menfur görünen
bir izdivaçtan kurtulmak imkânı-
nı gördü ve tereddüt etmedi; hemen söze karışarak:
— Affedersiniz, Monsenyör* de-
di, her halde Mare sokağında vu-kubulan hâdiseden bahsediyorsu-
nuz değil mi?
— Evet.
(Devamı var)
ANKARA RADYOSÜ
CUMARTES/ — 20/5/19550
7.30 M. S. Ayarı.
7.31 Müzik: Hafif Parçalar (Pl.)
7.45 Haberler
8.00 Müzik: Saz Eserleri (Pl.)
8.15 Müzik: 10 Dakika Klavsen (Pl.)
8.25 Günün Programı ve Hava Raporu.
8.30 Müzik: Çeşitli Müzik (PL) Kapanış. Açılış ve Program.
M. S. Ayan.
Müzik: Radyo Salon Orkestrası. (Sef: Halil Onayman).
1. Massenet: Şairane Sahneler -Süite:
2. J. Strauss: Artist Hayatı «Vali»;
3. Raff: Kavatln;
4. Aletter: Intermezzo. Haberler.
Müzik: Saz Eserleri, öğle Gazetesi.
Müzik: Şarkılar, amhurbaşkanlığı Armoni Muzlkası (Şef: İhsan Kün-
12.:
12.:
ı.OO
1.15
1.30
1.45
1.00 Mtlzlk: Ct
cer).
1. Selleplck: Hlnd Marsı;
2. Clarke: Samimiyet (Karakteristik Parça):
3. SuppS: Hafif Süvari Uvertürü;
4. Kalman: (Cardaş Fürstln) Ope. retlndcn Potpuri.
.40 Müzik: RitmcUer (Pl.)
.55 Konuşma: (SJor Haberleri).
ı.OO Kayıp Mektupları, Akşam Programı, Hava Raporu ve Kapanış.
:.5S Açılış ve Program.
.00 Çocuk Saati.
1.00 Müzik: Dans Müziği (Pl.)
1.30 Müzik: Karışık Şarkılar.
1.00 M. S. Ayan ve Haberler.
1.15 Geçmişte Bugün.
I. 20 Müzik: Yurttan Sesler.
).45 Radyo İle İngilizce.
).00 Müzik: Norman Cloutler Orkestrası (Pl.)
).15 Radyo Gazetesi.
).30 Serbest Saat
J. 35 Müzik: İnce Saz (Suzinak Fas-
L.lb Müzik: Salon Orkestralarından Melodiler (Pl.)
1.35 Müzik: Film Yıldızlan Söylüyor (Pl.)
2.00 Konuşma.
2.15 Müzik: Şarkılar.
2.45 M. S. Ayarı ve Haberler.
23.00 Müzik: Dans Parçaları (Pl.)
23.30 Program ve Kapanış.
İSTANBUL RADYOSU. CUMARTES/ — 20/5/19550
12.57 Açılış ve Programlar.
13.00 Haberler.
13.15 Şarkı vc Türküler (PL)
13.30 Dans Müziği (Pl.)
13.45 Saz Eserleri - Şarkı ve Türküler
kelime) 2 ta, belirti,
3 — Bayağılık, Aç 4 — Daıaverell,
tersi: İç çekiş 5 — Küçük gaz lAmbası. başıboş 6 — Zıddiyet İle 7 — Bir sayı, Sultan 1 inci Muradın kazandığı bir meydan muharebesi 8 — Tersi Soyu sopu belli, 30 gün 9 — Tersi: Şaka, tersi: Sonuna (a) gelirse kas olur 10 — Depe. den, bir imtihan adı 11 — İkiz atom (kimya tabiri 2 kelime)
Kukandan Aşağıya.*
1 — Dan t en İn meşhur eseri 2 — Doğru yoldan giden, bir elektrik tabiri 3 — Tersi: sonuna (k) gelirse boşanma olur, tersi: Namuslu 4 — Temas ederek, tersi: Bir haşere 5 — Ünlü bir Fransız Yazarı 6 — Bir gün, baş kaldıranlar 7 — Bal yapar. tersi: Çamaşıra yıkanırken atılır, bir nita 8 — Tersi: sonuna (D gelirse Mazgara olur, tersi: İsrallln başkenti 9 — Babanın kız kardeşi, EMO 10 — Zavallı, dünyaya İlk gelen adamın adı 11 — Tersi: Gelecek, avuç İçi.
Tertip Eden: N. T.
— Daıa
20
20.:
20.:
21
il
22.1
22.:
Caz Müziği (Pl.) Serbest Saat.
(Konuşma veya Müzik)
Radyo Salon Orkestrası Konseri.
Haftanın
Program ı.
Programlar ve Kapanıg. Açılış ve Programlar. Saz Eserleri.
Dans Müziği (Pl.)
Haberler. İstanbul HaberlerL
Caz Müziği (Pl.) şarkı ve Türküler. Dinleyici istekleri. (Hafif Batı Müziği). Serbest Saat
21.15
33.00
22.45

(Konuşma veya Müzik). Şarkı ve Türküler.
Dans Orkestraları Geçidi (Pl.) Haberler.
23.00 Karışık Hafif Müzik (Pl.) 23.30 Dans Müziği (PL) 24.00 Programlar vc Kapanır
Kumaşlarda Mimoza Emprimeler Vistra Emprime büyük ucuzluk 875 kr*’ «r-75,» m*
Anver Saten Tual Keten Emprime Emprime Çamaşırlık ORTAÇ’ta
650 krş. 290. krş 350 krş. ta*’
hakiki İrlanda Keteni 900 krş. Gendi 340 krş. Tel: 11135 Ankara
Cumartesi 20 Mayıs akşamından itibaren
Ordu Karması
dün İstanbul* j g tti
Eşi görülmemiş dansörler
i
25 Mayısta Romada İtalya ordu takımı ile karşılaşacak olan ordu karma takımımız dün akşam trenle îstanbula hereket etmiştir. Pazar günüde uçakla tstanbuldan Romaya gidecektir.
Ordu takımı kadrosuna son dakika yedeksubayda bulunan Demirsporlu Mustafa alınmıştır.
Mustafanın takıma alınmasiyle forvet hattı kuvvetlendirilmiştir.
Marietina
Carmen Romeo
E
Antonio de
Los Reyes
»
Hull City - Demirspor bugün karşılaşıyor
cısı 21 Mayıs 1950 Pazar günü yapılacaktır.
a) Müsabaka 75 kilometredir.
b) Parkur, Akköprü Süvari Ka-
I rakolu - Etjmesğüt yolu üzerin, e 2 du- 1 defa gidiş geliştir.
c) Soyunma mahalli, 19 Mayıs ,’unma yerleri-
İki maç yapmak üzere şehr inize gelmiş olan İngiltere ikinci ligi takılılarından Hull City bugün De-mirsporla, yarın da Gençîerbirliği ile karşılaşacaktır.
İngiltere ikinci liginde iyi biı rumda olan bu takımda 30 defa bey nelmilel olmuş ve İngiltere futbo- Stadyumu içinde lunda bir şöhret yapmış olan soliç dir.
Cartheı- de yer alacaktır. Hafta i- d) Başlama saati ve mahalli: sa-çinde bir antrenman yapan İngiliz- bah 9.00 da Akköprü Süvari Kara-leri seyretmeğe büyük bir kalabalık gelmiş ve Ingilizlerin idmanı merakla takibedilmiştir. Bu arada maç biletlerinin iki gündenberi satışına başlanmış ve büyük bir rağbet g ö müştür. Bu da İngiliz takımının An-karada yapacağı maçlara büyük bir alâka gösterildiğinin delilidir.
Demirsporlular her zamanki kad lunmal roları ile bu maça çıkacaklardır. ” ' Mavi . Lâcivertlilerin sistemli oyun lan karşısında İngili2İerin nasıl bir netice alacakları hakkında şimdiden kati bir şey söylenemez.
Demirsporlular rakiplerinin tesiri altında kalmıyarak, oyunun başından itibaren canlı ve sistemli oyun 1 arını tatbik etmek azmiyle hareket ettikleri takdirde neticeyi lehler ne çevirmemelerine hiç bir sebep yoktur.
Keza, Gençîerbirliği için de aynı şeyi söyliyebiliriz. Bu sayede İngi-lizlerin de daha gayretli hareket 3 - 2 galip gelmiş, erimek mecburiyetinde kalacakları berabere kalmıştır, ve hakiki oyunlarını gösterecekleri ,r . _
_ Metespor Kârabüke git: t
r iki lİzi-İp takımın- -3 da 1 Metespor futbol takımı Cumartc şan dileriz. ?azar günleri ilâ maç yapmak
zere dün trenle Karabüke gitmiş-
le takımı

Her akşanı virtüöz
ADOLFO VENTAS idaresinde atraksion tipik orkestrası
m , 15190
Tel : 12603
Beden Terbiyesi Ankara Bölgesi Başkanlığından
Bölgemizdeki Ayniyat ve Nakit muhasipliği münhaldir.
İsteklilerin, Memurin kanununun 4 üncü maddesi gereğince ibrazı lâzım gelen belgelerle bu işlerde ehliyeti olduğunu bildirir vesikalarını ... - - - . ve hal tercümelerini dilekçelerine
maz, Enver Suda, Nuri Kuş. Adnan ekliyerek 26 Mayıs 1950 Cuma gü-Güney.; 1 .. . ._ . . ----- «... .
Müsabakaya Katılacakların engeç , 8.55 de Akköprü Süvari Karakolu , önünde, müsabaka kıyafetiyle bu-
‘ in tebliğ olunur..
Not:
Gençler anasında ayrıca ayni par-kürda 35 kilometrelik bir yarış yapılacaktır.
kolu önüdür.
f) Hakemler: Başhakem Talât Tunçalp, diğer hakemler: Eyüp Yıl

da ba-
Vapurla Seyahat
DEVLET DENİZ YOLLARI
“'6

Adana Dcmirsporuııun Suriye maçları
Suriyede beş maç yapan Adana Demjrspor takımı yapmış olduğu karşılaşmalarda güzel oyunları ile muhitte iyi bir tesir bırakmış ve yurda dönmüştür.
Demirspor takımı beş karşılaşmanın dördünde 4—2, 2—1, 1—O ve birindede 2-2
ber
B. T. Ankara Bölgesi Futbol Hakem tir. Komitesi Baş İtan lığın dan:
Bu hafta 19 Mayıs Stadyoraun'da, İngiliz Futbol hakemeıpn idaresi altında yapılacak olan futbol maç-; larının gün, saat ve yân hakemleri aşağıda gösterilmiştir.
İlgililere tebliğ olnuı. I
Cumartesi 20/Mayıs/1950
Saat 17.00 de Hull City - Demir, I' spor Yan hakemleri: Fethi Tokman, i Sait Abakol;
Pazar 21/Mayıs/1950
Saat 17.00 de Hull City (İngiliz) - ] Gençler Birliği. Yan Hakemleri: j Kenan Sertyel. Mehmet Güngör. I .
R. T. Ankara Bölgesi Bisiklet | Ajanlığından:
Bişiklet teşvik yarışlarının altın- ' I
I
nü saat 17 ye kadar, 19 Mayıs Stad-nunda bulunan Bölge Merkezine di etmeleri ve yarışma sınavı içinde 27 Mayıs 1950 Cumartesi saat 14 de ayni yerde hazır bulunmaları . ilân olnur. |
Not: Halen memur bulunan taliple j
vafakat almaları şarttır. I
Kitap Bastırılacak
| Beden Terbiyesi Genel Müdürlü-ğündeıu j
1(; 3/950 Salı günü saat onbeşte Beden Terbiyesi satınalma komisyonu tarafından eksiltmesi yapılacak olan iki kitap baskısının 26/5/1950 Cuma günü saat 15 te yapılacağı ilgililere bildirilir. (3352)
«BE
Vapurlarında
En temiz ve en itinalı servis Konfor ★ Eğlence ★ Mik.ik meveoitur.
Avrupa ve Amerika seyahatinizi vapurla yapınız
Yer ve fazla tafsilât almak için
ACENTE
ELÂZIZ UMUM NAKLİYAT ŞİRKETİ
Ankara Bürosu
Cihan Palas karşısı Telefon : 12232
(952)

| Metesporlular bu seyahata kuv-
' vetli bir kadro ile çıkmaktadırlar.
1 Kalespor Gençlik Klubü Yıllık
Kopgresi
1 — Kalespor Gençlik Klubü yıl-
|
| esi günü akşamı saat 21 de Hisardaki klüp lokalinde toplanacaktır.
| 2 — Gündem:
a) Kongre Başkan ve kâtiplerinin
b) Yönetim Kurulu ve mürakip-ler raporlarının okunması;
c) Yeni Yönetim Kurulu mürake-be kurulu ve fahri başkan seçimi;
Klüp üyelerinin, yukarıda belirlilen gün ve saatte toplantıda hazıı i bulunmaları rica olunur.

Acele Satılık Otomobil
Hususide kullanılmış 47 model taksi vaziyetinde Plymouth marka otomobil münasip şartlarla acele saldıktır.
Çankrı Cad. 97/99 Salâhaddin Erginer (967)
Toros Oteli yanında işe, eve elverişli 3 oda, uzun sofa, altındaki ardiyeleri ile 130 liraya kiralıktır Su, elektrik, havagazı mevcuttur. Her gün saat 17 - 20 arası eve müracaat. (954)
Devlet Denizyolları ve Limanları İşletme Genel Müdürlüğünden
1 — İdaremize ait bulunan Gülcemal, Hora, Şule, Sebat, Doğan, Akbaş ve Kemal gemilerile Söğütlü yatı, bulundukları yerlerde ve heyeti hazırasile toplu, bir halde veya teker, teker veya parti halinde satılacaktır.
2 — Teklifler, Kapalı Bir Zarfla yapılacak ve icabında ayni oturumda istekliler arasında pazarlığa girişilecektir.
3 — Satış işi 10/7/1950 Pazartesi günü saat 14 de İstanbulda Tophanede Genel Müdürlük Alım Satım Komisyonunda yapılacaktır.
4 — Tasarlanmış değeri mevcut olmayan bu gemilerin satışında isteklilerin teklif edecekleri bedelin % 15 nisbetinde hesaplıyacaklaı-ı güvenme parasını, pazarlıktan önce Komisyondan alacakları bir yazı ile idare veznesine yatırmaları ve şartnamede yazılı şekilde hazırlı-yacakları teklif mektuplarına yineşartnamede yazılı belge ve makbuzlarını eklemeleri lâzımdır.
5 — Şartname ve buna ekli kâğıtlar hergün Komisyondan alınabilir. (6666)
Satılık Villâ
Tepebaşında bakili geniş bahçeli ! çamlı meyveli beş oda ve salonlu nkira d ■■ ) na imtihan! ses 'Jm k,,nforlu jccle ve ucuz ajy®rı ıl© ses ve saz sanatkârları ıTeL 11101 ev 1,173 989
ınacak ve imtihana 22 Mayıs 950 SPor KlûbU Ba,.
Pazartesi günü başlanacaktır. Bu
r*
GİYİM MERAKLILARINA!
imtih ın« kabul şartları aşağıdadır
1. — Umumi ve müşterek şartlar:
a) Memurin kanununun 5 . inci maddesindeki evsafı haiz olmak,
b) En az ilk tahsil görmüş ol mak,
c) Türkçeyi standart şive ile telâffuz etmek,
(Halk Müziği kolu için bu aranmaz).
2. — Stajyer ses adjylığı için aynca aranılan şartlat:
a) 1» yaşından küçük ve 2S ya . ından büyük olmamak,
b) Güzel ses vasıflarını ve ku lak ve ritim duyularjıı haiz olmak,
3. — Ses ve saz sanatkârlığı için ay rica aranılan şartlar:
a) 1 yaşından küçük, 65 yaşın dan büyük olmamak,
b) Güzel ses vasıflarını haiz ol mak (valnız ses sanatkârları için).
c) Kulak ve ritim duyularını haiz olmak,
d) Nota okuyup yazmasını bil inek,
e) Klâsik musikide çalınması taamülden olan Tanbur, Ut, Ke-nıençe. Keman, Kanun, Santur, hey, Kl rınet. sazlarıyla halk musikisinde çalım .-.ası taam ulden olan F glama, nevinden saz. lardan birini veya bir kaçını birinci sınıf ■ natkâr derecesinde çalabilmek; ses sanatkârları için ikinci f sanatkâr derecesinde okuyabilmek,
f) Klâsik musikide peşrev, Saz semaisi kâr. beste, nakış semai, şarkı vesaireyi üslûplarında â inceliklerle kusursuz olarak oku ! mak veya çalmak ve Uansp oze edebilmek ve makam ve ikala- 1 n bilmek,
g) Halk musikisinde, belli baş lı yurt bölgelerine mahsus havala- 1 n kendi üslûp ve karakter lerinde çalmak veya okumak ve ritimlerini bilmek,
4 imtihana girmek istiyenlerin okul belgeleri ile hüviyet varakaları asıl veya tasdikli suretle 1 ini ve 6X9 ebadında ikişer vesika. • lık fotoğraflarını dilekçelerin e eklemeleri,
5 ILadyo.rnu^. Müdürlüğüne verecekleri dilekçelerinde halk müziği,
Tarihi Türk Müziği ve ince az bölümleinden hangisinden im tınan olmak istediklerini Delirtmeleri ve imtihana girme f.şl "'malan lüzumu ilân olunur (2352)
| Fevkalâde vaziyetler hasebiyle Genel Kurul toplantısı yapılamadığından, tüzüğün 7 inci maddesi gereğince 28/5/950 Pazar günü saat 10 da, ekseriyet hasıl olamadığı takdirde 4/6/950 Pazar günü ayni saatte klüp lokalinde toplanmasına karar verilmiş olduğundan kayıtlı üyelerimizin mezkûr gün ve saatte gelmeleri rica olunur.
Demiııspor Gençlik Spor Klühü Yönetim Kurulu
988
Lokanta, Otel ve Eğlence yerleri işçileri Sendikası Başkanlığından
20 Mayıs 1950 Cumartesi akşamı Munr,. ı a gazinosunda yapacağımızı . ilân ettiğimiz Kır balosunu hava-j larm muhalefetinden dolayı 3 Hâ-I ziran 1950 Cumartesine tehir etme-) ge mecbur olduğumuzu sayın ; vetlilerimfze bildirir, özür dileriz.
(900)
Güzel giyinmiş birini görür ve elbisesini beğenirseniz; acaba bu elbiseyi kime yaptırdı, diye merak edersiniz. Merakınızı gidermek için ona sormaydınız, alacağınız adres, üyük bir ihtimalle şu olacaktı:
TERZİ - KUMAŞÇI
HAŞAN YÜCEL
Anafartalar, Evkaf İş Hanı Kat 1. No. 103-104. Tâl: 11822
A N KA K A

Avrupa ve Yerli kumaşların orijinal desenleri mevcuttur

Satılık Eşya
Hareket dolayısiyle muhtelif stillere ait mobilya takımları, bir kuvvetli pikaplı radyo, bir oıta boyda buz dolabı ve muhtelif ev eşyası satılır. Talip olanların sabahleyin da- ı saat 10 dan 13 e, öğleden sonra saat 17 den 19 a kadar 21052 numaraya telefon ederek Bay Lan:)a’ya müra-caatkırı 990 l
i Göğsümüzde senelerce yabancı gözlerin tenkitçi bakışları altında taşıyacağımız gömlek ancak Danişte diktirilirsc zevkle, iftiharla giyilir. Zengin Poplin ve İpekli çeşidi yaka yenilenir.
DANIŞ: Anafartalar 222 Ortaç’a bitişik- (960)
Kiralık
Tasarruf Evleri 5 inci Sokak 45 numaralı evin üst katı. 5 oda, mutfak, hol, banyo.
Alt kata müracaat.
(966)
İş arıyor
Fransızca ve İtalyanca bilir, tecrübeli bir kimse sefarethanelerde veya uygun bir işte'çalışmak istiyor. Müracaat Tel: 14359 (983)
Devren Satılık Ev Aranıyor
Yeni yapılmış Mebus Evleri- I nin 7 veya 8 Tiplerinden bir adedine talip vardır. Devren sat ı mak istiyenlerin her gün saat 9-18 arasında 14520 numaraya I telefon etmeleri. (953)
(958)
. ",l— ■—•
Zevkinize uygun mevsim çpşithrini
En müsait fiyatla bulacağınız Ankara'nın yegâne müessesesi
NECATİ
Manifatura Mağazasının
Yeniliklerini, ziyaret ediniz
NECATİ MAĞAZASI
Anafartalar Cad. No. 144 - Tel: 14404
(985)
Dz. Kuvvetleri Komutanlığından
Dz. Birliklerinin ihtiyacı için aşağıdaki evsafta Plânte tipi akümü-lâtör plâkalarile sair malzemesi alınacaktır. Vermeye istekli olanların temsil ettikleri yabancı fabrikaların orjinal tekliflerile şartlarınım en geç 15/6/950 gününe kadar komütanlığımıza göndermeleri
1 — Stasyoner batarya için Box tipi menfi tam plâk: 1600 adet resme göre boyu 365 m/m. Eni 168 m/mKalınlık 7.5 m/m;
2 — Box tipi menfi yarım plâk:250 adet resme göre Boyu 365 m/m. Eni 168 m/m, Kalınlık 7.15 m/m;
3 — Box tipi menfi yarım plâk: 250 adet resme göre, Boyu 365 m/m, Eni 168 m/m, Kalınlık 7.15 m/m;
4 — Plânte tipi müsbet plâk: 1800 adet resme göre Boyu 336 m/m Eni 168 m/m, Kalınlık 12 m/m;
5 — Ağaç seperatör: 38001 adet resme göre Boyu 400 m/m, Eni 208 m/m; ,
* 6 — Ebonit çubuk: 3800 adet resme göre Boyu 458 m/m, Çapı 9.5 m/m.
7 — Ebonit çubuk: 1800 adet resme göre boyu 400 m/m, Çapı 9 m/m. (3248)
Her türlü konfor ve istirahat şartlarını haiz !'
KONFOR PALAS
OTELİ Ankara’yı şereflendirecek yeni millelvekillerimizin emrine amadedir. Hoş geldiler. (950)
ADRES: I
Sanayi Caddesi (No. 23), (Bankalar Cad.), Tel: Sant 10320, Ankara
II..........
Devlet Üretme Çiftlikleri Genel Müdürlüğünden
Akiimülâtör alınacak
1 — Teşkilâtımız ihtiyacı için 42.000 lira muhammen bedelli ve 3150 lira muvakkat teminatlı 6 volt 120 amperlik 350 adet akümülâtör Atatürk Bulvan 265 numaralı Genel Müdürlük binasında Yönetim Komisyonunca ve açık eksiltme suretiyle 6/6/950 Salı günü saat 15 te satın alınacaktır.
2 — Akümülatörlerin teknik şartnamesi İstanbul’da Balıkpazan
Süngerciler Sokak 83 numarada Yollama Memurluğumuzdan ve Genel Müdürlük Raportörlüğünden bedelsiz olarak verilir, idari şartnamesi de buralarda görülür. (3318)
Veteriner Fakültesi Dekanlığından
Fakültemiz Anatomi Enstitüsünde münhal bulunan 130 lira ücretli Laborantlığa Makine ile seri yazı yazan ve iyi resim yapmasını bilen bir memur alınacaktır.
Seçme imtihanı 27/5/1950 Cumartesi günü saat 10 da yapılacaktır. İsteklilerin 26/5/1950 akşamına, kadar bonservis ve evrakı müsbitelerile birlikte Dekanlık Bürosuna müracaatları. (3354)
5 t-âmball (PIJİLÎPS Marka fjafl'iri* 120 Liı*a 155 Lira Not: Miktarlaıı mahduttur, 1950 Model Radyolarımız gelmiştir * ^**^^) 168 Lira 270Liradır almakta acele ediniz.
Ortaç:
Anafartalar Cad. Adliye karşısı Köşe Mağazası. No. 224.
Ankara Tel: 11135
20 - 5 - 1950
I Bogffiûkctlocfon devam ı
Dünya basını D. P. zaferde meşkul
Barlas’ın son demeci hakkında

* (Baytarı 1 İncide) teksif edilmiş olduğu konu bilhas sa başlıca yiyecek maddeleri Hatlarında son zamanlarda husule gelen artış idi... Genel kanaate göre, oyların inkisamında dış poUtika konusunun hiç bir tesiri olmamıştır. Türkiyedeki seçimleri, müfrit sağcı partinin iktidardan uzaklaştırılması ile neticelenen Yunan se çimleri ile mukayese eden Combat gazetesi yazısına şöyle son vermektedir:
Atina ve Belgrad hükümetleri nin yaklaşmağa yüz tuttukları ve Mısır'ın, bu memleketi hâlâ bugün meşgul eden baş tartışmaların yerine başka yollar arayabileceği şu sıralarda Doğu Akdenizde bir ferahlık alâmeti sezmek mümkün dür.
«Figaro» gazetesi de, aynı konuda yayınladığı bir makalede Türkiye’deki son durumu İncelemekte ve şöyle demektedir:
«27 senedenberi iktidarı elinde bulunduran bu eski Cumhuriyet Halk Partisi iktidarda uzun müddet bulunuşunun ve bu kadar uzun bir müddet zarfında memleketin idaresini deruhte eden bir partinin sebebiyet vermesi tabiî olan genel memnuniyetsizliğin kurbanı olarak mağlûp olmuştur. Son yapılan seçim Mustafa Kemal inkılâbından-beri Türkiyede vaki ilk serbest seçim olmuştur. Bu hususta zanne-dilebileceğin aksine olarak Demokrat Partinin i.ıtidara gelmesi Tür-kiyenin sola kayması demek değildir. İsmet İnönü tarafından ter viç edilen millileştirme program, komünist komşuların ayni konudaki plânlarından pek o kadar farkl: değildir. Buna mukabil Demokratlar devlet kapitalizminin yerine ve bu iktisadi sistemin sayısız kontrol ve müdahalelerine karşı, özel teşebbüse yer açan bir iktisadi rejim ikame etmek amacındadırlar. Türkiyede vukua gelen hâdise hakikî bir ihtilâl halkın arzu ettiği silâhsız bir ihtilâldir. Bu memleketten alınan bütün haberler de bunu teyit etmekte ve herkesin bundan dolayı duyduğu sevinci belirtmektedir.
Paris, 19 (a.a.) — «Özel*:
Öğleden sonraları yayınlanan ve büyük bir nüfuza sahip olan «Le Monde* gazetesi Türkiyedeki genel seçimler hakkındaki başyazısında şöyle demektedir:
«14 Mayıs günü Türkiye Cumhuriyetinin tarihinde muhakkak en mühim tarihlerden biri olarak sayılacaktır. Bu tarih, demokrasinin bu memlekette ilk tatbikatına ve en büyük muvaffakiyetine şahit olmuştur.
Bu neticede fevkalâde büyük e-hemmiyeti haiz olan vakıa ise şudur: Şimdiye kadar hiç bir zaman ciddî olarak fikrini beyana davet edilmemiş olan bir millette siyasî vicdanın (şuurun) belirmiş olmasıdır.»
Paris, 19 (a.a.) (Özel) — Türkiyedeki seçimlere ait yazısında Franc- - Tireur gazetesi şu mütalea da bulunmaktadır:
«Halk Partisinin hemen hemen hayatına mal olan son seçimler hiç şüphesiz memlekette değişiklik istendiğini söylemek fırsatım vermiş-
ZEttt” s»s e ='şs-â e h rffs n »»?)
daha sıklaşmasına engel olan şeyleri I yeni devlet adamlarının ortadan kal dırackalarını ümit etmektedir..
Etihnos gazetesi şöyle demektedir:
Türk seçimlerinin neticeleri Ke-1 mal Atatürkün inkılâbiyle mukayese edilebilecek önemdedir. İlk defadır ki Türk milleti arzusunu serbestçe izhar ediyor. Seçimler Halle Partisi idaresinin sona erdiğini göstermektedir. Demokrat Partinin beklenmeyen başarısı demokrasinin parlak bir zaferi olarak karşılanmaya değer. Yunan milleti bundan çok memnundur. Zira vukubulan değişikliğin Türk - Yunan münasebetlerine mesut bir tesiri olacaktır.» Brezilyada
Rio de Janeiro, 19 (a.a.) (Özel) — Brezilya basınında da Türkiyede yapılan genel seçimlerin neticeleri umumî bir ilgi ile takip edilmekte-| dir. Bu arada bağımsız «Journal» şöyle demektedir: .
«Dört gün önce Türkiyede bir de |. mokratik ihtilâl vukua geldi. Bir doğu memleketinde yalnız seçim sandığını kullanmak suretiyle böyle tam bir değişiklik ilk defa hâdis olmaktadır.
Memleketin idaresinde Kemal A-tatürk’ün yaptığı büyük değişiklik lerden beri 27 senedir iktidarda bulunan C. H. P. üzerinde D. P. nin zafer kazanmasiyle neticelenen ve fevkalâde bir önemi haiz bulunan bir olay husule gelmemiştir. Ata -türk’ün kuvvetli bir teşkilâta ihtiyacı vardı ve bunun için C. H. P. yi kurmuştu. Muhalefetin bu partiye karşı 30 yıla yakın bir zaman - 1 danberi sarfettiği bütün gayretler semeresiz kalmıştı. Bu muhalefet şimdi muvaffak olarak, demokratik rejime, noksanı olan realiteyi temin etmiştir:
Yine bağımsız bir gazete olan 1 «Correida Manha» ise şunları yazı- ( y°r: |
«Dünya, mağlûp olan parti ile se- J çimleri kazanan parti arasında en 1 ufak bir ideolojik fark görmemek- i tedir. Bunun siyâsî olmaktan ziyade î psikolojik olduğunu zannediyoruz. Şimdi mağlûp olan Parti, 27 sene- ı dir iktidarda idi. Hükümet de misa- 1 fir gibidir. Fazla kalırsa can sıkar.. ( Arjantinde (
Buenos Aires, 19 (a.a.) (Özel) — « Türkiyedeki genel seçimleri yorum 1 layan ve Arjantin’in en büyük g(a- ( zetesi olan sabah gazetelerinden «La Nacion. şöyle diyor: 1
«Türkiyenin iç durumunda husule ş gelen bu değişiklik bu memleketin açıkça ifade edilmiş olan dış politi- ( kasında herhangi bir değşiklik doğur ( mıyacaktır. Bu memleket, her han gi bir Sovyet nüfuzuna karşı batıyı desteklemeye devam edecektir. Tür : kiyenin coğrafî durumu, ortadoğu- f daki nüfuzu ve tehlike anında batı { kuvvetlerine vermesi mümkün olan kuvvet göze alınacak olursa, bu politikanın batı dünyası için haiz ol- { duğu ehemmiyeti belirtmeye lüzum -1 kalmaz. Türkiye, Avrupa kıtasında- 1 ki demokrat milletlerin ilk müdafaa hattakındaki en önemli elemanlardan biridir. ,
Şimdiye kadar iktidarda bulunan ; C. H. P. nin sanayi ve ticaret sahala * nnda devletin müdahalesine ta^af- j
Itar olduğu ve bu yoldaki faaliyetler üzerinde gayet sıkı bir kontrol icra ettiği bilinmektedir. Diğer taraftan, Demokrat Parti serbest teşebbüsü müdafaa eden ve Türk e-| konamisinin geliştirilmesi için gereken sermaye yatırımlarım cesaret lendirme gibi hususları ihtiva eden programı sayesinde zaferi kazanmış tır. Bu seçimlerin neticesi, son senelerde dünyanın her tarafında serbest teşebbüs lehindeki temayül olduğunu ve hükümet müdahalesinin neticelerini gayri müsait bir şekilde karşıladığının yeni bir delili olarak yorumlanabilir.
Bu seçim Türkiyede yapılanların en serbesti olarak kabul edilmiştir. Böylelikle siyasî hürriyet ekonomik hürriyet için faydalı olmuş olacaktır.
3- | -
1 Bayarın Cumhuıbaş
kanı olması ihtimali
★ (Baş tarafı 1 İncide)
Yeni milletvekilleri, Demokrat Partililer, yakın akraba ve dostları tarafından, Gölbaşı mevkiinde kar-- lanmış ve kafile halinde şehre girmişlerdir.
İzmir Milletvekilleri bugün geliyor
İzmir, 19 (Telefonla) — Demokrat Partili yeni İzmir milletvekilleri bugün saat 10.50 de başta Vali ve Jandarma Kumandanı olduğu halde binlerce İzmir’imin tezahüratı arasında Ankaraya uğurlanmışlar-dır.
Civar ilçeler halkının bandoları ile katıldıkları bu teşyi merasimi kelimenin tam mânâsiyle bir heyecan kaynağı idi. Halk, milletvekillerini gar kapısından vagonlarına kadar omuzlarında taşımıştır. Bu arada Vali Osman Sabri Adal’ın da uzun müddet omuzlarda taşındığı görülmüştür.
Trenin hareketinden evvel İzmi-rin tek işçi mebusu Abidin Tekön’e kendisini teşyie gelen işçi vatandaşlar tarafından, içinde bir baş soğan, bir kaç zeytin tanesi, yarım ekrnek ve biraz peynirle küçük bir pusula bulunan bir paket hediye edilmiştir.
Genç milletvekiline hediye edilen paket içindeki pusulada aynein şu ibare yazılı idi:
«Sen bunu yiyerek büyüdün, işçi vatandaşlarının da günlük yiyeceği budur, bizleri unutma.»
Katar gardan:
«Bizlere vermiş olduğunuz sözlerinizi unutmayın, sağ olun, var olun milletvekilleri, nidaları arasında ayrılmıştır.
Gelen haberlerden öğrendiğime göre İzmir milletvekilleri yol bo -yunca aynı şekilde büyük tezahürat la uğurlanmışlardır.
İnkılâbın en
mühim merhalesi
müdafiliğini yapan ve bunları memlekette tesis etmek için işbaşına gelen Demokrat Parti, elbette ki, herkesin siyasî kanaatlerine, haklarına hürmet etmesini bilecek, ve buna aykırı olan her hareketi bütün gayretiyle önlemeğe çalışacaktır.
Aksini nasıl düşünmek kabildir ki, .bütün bunları vatandaşa Anayasa ve insan Haklan sağlamıştır. Anayasa tam tatbik edildiği zaman zaten Demokrat Partinin bu yönden ideali tam tahakkuk etmiş olacaktır.
Y tınan istanda
Atina, 19 (a.a.) (Atina ajansı bildiriyor) — Gazeteler Türk seçimlerinin neticelerine büyük bir yer a-yırmışlardır. 16-17 Mayısta seçim neticelerinin anlaşılması üzerine çı- muvakkat kabre gitmiştir, kan ilk yorumlar şunlardır r*-ı=ı
«Vradyni. gazetesi bu konuda şun ________ __
lan yazmakta idi: «Türk seçimleri de bir çok ziyaretler olmuş komşun ve dost memleketin siyase I ’ ” ” ” ’
tinde yeni bir devir açmaktadır. Türk - Yunan dostluğuna imanı o-lan Yunan milleti, şimdiye kadar | iki memleket arasındaki bağların
19 Mayıs Bayramı
★ (Baş tarafı 1 incide)
AntalyalIlar da hareket etti
Antalya, 19 (Telefonla) — Antal ya milletvekiIUğine seçilen Ahmet Tekelioğlu, Akif Sarıoğlu, Dr. Bur-henettin Onat, Dr. Fatin Dalaman, Dr. Nazif i Şerif Nabel, Ahmet Tokuş ve İbrahim Subaşı bugün saat 9 da köy ve ilçelerden gelen binlerce vatandaşın sevgi tezahürat) arasında Ankaraya hareket etmişlerdir.
Hür topraklar üzerinde, hür vatandaşlar olarak rahatça nefes alacağız. Bütün millet, elbirliği ile bu vatanı kalkındırmağa, hepimizi daha mes'ut günlere ulaştırmağa çalışacağız. Bir muhalif partilinin dahi gönül huzuru, ve yarına olan itimadı vatandaşlar arasındaki millî birliği daha da kuvvetlendirecektir.
Demokrat Parti bir düşmanlık partisi, bir kin partisi değildir. Demokrat Parti bir huzur ve sükûn partisi bir çalışma partisidir. Bütün gayretlerimiz müşterek vatanımızın dalıa da yükselmesine matuftur. Elbette ki, Demokrat Parti seçimlerde kazandı diye sevincimiz büyüktür; fakat herkes şuna emin olmalıdır ki, iktidarı kaybeden partiye hıncımız, veya kinimiz yoktur. Programımız, intikam değil, sadece memleket refahıdır, memleket huzurudur. İlk günlerde neş’enin ve sevincin, bazı taşkın tezahürleri görülebilir. Fakat çok kısa bir zaman içinde memleketin huzura ve sükûna kavuşmasını dilemek ve buna çalışmak, hepimiz için bir vatan borcu olmalıdır. Siyasî temayülünü bulunduğu işe karıştırmıyan insanlar olarak, vazifelerimizi başarmağa çalışacağız, millet bizden bunu bekliyor.
Ahbap kayırma, yârân kayırma gibi bir ibid’at elbette ki bizden u-zak kalacaktır. İşte bu yukarıdan-beri Saydığımız prensiplere dikkatle ve hassasiyetle riayet ederek memlekette şimdiye kadar devam edegelen itimat buhranını önlemiş olacağız. Reyini atarken kapalı hücrede vicdaniyle başbaşa kalan vatandaş, umumî hayatın her sahasında da işiyle ve gücüyle başbaşa kalacak, ve siyasî kanaatini işine aksettirmediği müddetçe her türlü endişe ondan uzak bulunacaktır. Demokrat Parti beyannamesinden bizim anladığımız mânâ budar. İşte bunun içindir ki, her vatandaş, ister şu ve ister bu siyasî fikirde olsun, daima kendisini kanunların mutlak teminatı altında hissede-, çektir. Bu, kanaatimizce demokrasi inkılâbının en mühim merhalesidir. Vatandaşlar arasında dostluk işte böyle kurulmuş olacak ve millî birlik de böylece tam kadrosuna alacaktır.
Gayret bizden, tevfik Allahtan... Mümtaz Faik FENİK
★ (Bas tarafı 1 İncide) liste müzakere edilirken uzun boylu açıklamıştık. Bunları burada tekrar edecek değiliz.
Yalnız, Marshall yardımının Türkiye için arttırılmasını mümkün kılacak şartlar üzerinde metotlu ve mesnetli bir çalışma nizamı kurulmamış, emniyet ve itimat telkin e-den istikrarlı, muayyen veçheli İktisadi, malî sistemlere intibak edilmemiş olduğu inkârı mümkün oL-mıyan bir hakikattir. Marshall plânının maksat ve hedefi içinde Tür-kiyeye daha fazla yardım sağlanamamış olmasının başlıca sebebi plânsızlık, ve yardımın memleket çapında umumî bir görüş ve anlayışa göre ayarlanmayıp Şeddi _ Çini andıran müfrit devletçilik duvarları içinde mahsur kalan mahdut ve kısır bir zihniyete rameldil-miş olmasıdır.
Sayın Barlas, «İktidarın Türkiyede istiyerek terkedilişi ilk hâdise değildir. İttihat ve Terakki de kendi arzusiyle iktidarı Hürriyet ve İtilâfçılara terketmiştl Fakat acıklı netice malûmdur. Tarih hükmünü her iki parti için de iyi olarak vermedi 1954 seçimleride 1950 seçimlerindeki şartlar içinde yapılmadığı takdirde bugünkü parlak neticeye rağmen tarih milletini Türk af-fetmiyecektir» tarzında tarihî hakikatlere, fiilî durumlara uymıyan sözler ve mütalealarda bulunmuştur. |
Bir Devlet Bakanının, siyasî mağ lûbiyetin sikleti, teessürü ne kadar ağır ve alevli olursa olsun, bu tarzda cür'etli ve saygısız bir lisan kullanmaması daha makul ve akıllıca olurdu.
Evvelâ, 14 Mayıs 1950 seçimleriyle taayyün eden iktidarı İttihat ve Terakki, Hürriyet ve İtilâf devrinin zümre iktidariyle mukayese etmek büyük bir hatadır. İttihat ve Terakkinin kendi arzusiyle iktidarı Hürriyet ve İtilâfçılara terketmesi Türk milletinin iradesine dayanmadığı ve ancak zümreler arasında kanlı ve anarşik hareketlerin, huzursuzlukların neticesi olduğu i-çindir ki malûm olan netice acıklı olmuş ve bu itibarla tarih ne İttihat ve Terakkiye ne de Hürriyet ve İtilâfa iyi not vermemiştir.
Halbuki Demokrat Parti iktidara ne İttihat ve Terakkinin bjzza-rur açtığı ihtilâl bayrağiyle ve ne de Hürriyet ve İtilâfın takip ve tatbik ettiği metotlarla vâsıl olmuştur. Halk Partisi de iktidarı kendi arzusiyle değiel milet iradesinin icrası zarurî bulunan ilâmı önünde terke mecbur kalmıştır.
Tarih, Anayasa hükümlerine, Cumhuriyet rejiminin mânâ
Celâl Bayar1! ziyaretler
Dün de Demokrat Parti merkezin ve bu I arada Basın - Yayın Genel Müdürü I Ahmet Şükrü Esmerden sonra Anadolu Ajansı Genel Müdürü Ziya | Gevher EtiU de Celâl Bayarı ziyarete gelmiştir.
Halk milletvekillerini şiddetle al-kışlıyarak «Yaşasın hürriyet kahramanlan. diye teşyi etmişlerdir. Yüz lerce genç kız ve kadın milletvekillerini ejderinin pençerelerinden çiçek yağmuruna tutmuştur.
Satılık Otolar
949 CHEVROLET
949 MORİS kaloriferli, radyolu
946 FORD kamyon 5 tonluk
947 PLEYMUT taksi
DOÇ kamyonet
Müracaat: Ulus Sineması karşısında Sokoni Gaz Benzin satış yerinde M. Reşit Yur’a. Tel: 25788. (991)
Güneş Umumi Nakliyat Ko lektif Ortaklığından
Adapazarı - Bolu anbannın dünkü Ulus Gazetesinde yayınladığı bir ilânla bil’vekâle nakliye ücretlerini tahsil ettiğimizden bahsetmesi hayretimizi mucip ve hukuk kaidelerine aykırı görülmüştür.
Anbarımız Ankara Ticaret Odasında müseccel kollektif or -taklığı olup, adı geçen anbarla münasebetimiz sadece Ankara a-centeliklerini ifadan ibaretti.
Bazı zararları ve hesap farklarım kabul etmemek suretile aramızdaki akdi ihlâlle ihtilâfa sebebiyet vermiş ve mevsuk bir tarzda (Ticarî mevzuat ve kanun yollarına uymadan) bu ilânı ile şah-Biyeti mâneviyemizi ihlâlinden kanunî takibata tevessül hakkımız baki kalmak şartile nakliye ücretlerini mezkûr anbarın vekâleti ile değil, Güneş Anbarı adındaki firmamızla tahsil etmiş ve etmekte olduğumuzu arzederken, kendilerine mal etmek istedikleri (Müşterilerin) esasen Adapazarı _ Bolu anbannın değil, kendi an-barımızm müşterileri olduklannı ilân sahibine bilvesile hatırlatırken veli nimetimiz olan sayın müşterilerimize anbarcılık tarihinde görülmemiş bir tarzda ve deha müsait şratlarla hizmet etmek
tstanbulda, açmak üzere blunduğumuz anbarın adresini arzedeceğiz. (992)
mefhumuna kıymet vermiyerek bu memlekette tamamen totaliter, diktatör ruhlu bir tek parti rejimi kurmuş ve uzun seneler yaşatmış olan, malûm vasıta ve cihazları işletmek suretiyle 946 seçimini dikte etmiş bulunan Cumhuriyet Halk Partisine de asla iyi not vermiş değildir.
Tarih, 14 Mayısta kanunî ve medenî insan haklarım takdire şayan bir olgunlukla kullanmış olan Türk milletini değil bu hakları, başında tuttuğu tahakküm ve istismar mangasiyle, uzun müddet kösteklemiş, hapsetmiş blunan Halk Partisini hiç bir zaman affetmiyecek-tir. Çünkü 14 Mayıs ilâmı da, tarihin sinesinde yerine almıştır.
Sayın Barlas hiç şüphe etmesinler ki 14 Mayıs 1950 ilâmını, fermanını isabetle tesbit eden, yazan Türk milleti bundan böyle her seçimde, hattâ kendisinin işaret ettiği, 1954 yılı seçiminde de kanaatini, hümünü, daha iyi şartlar altında, tebarüz ettirecektir.
Korkunç bir Sovyet hapishanesi
★ (Baştarafı 4 üncüde) dioksit zehirlenmesinin bütün ârazı müşahede olundu. Odaya yegâne temiz hava, oda kapısı açıldığı va kit girebiliyordu.
Birbirine yapışık gibi oturan mahpuslarda muhtelif cilt hastalıkları da başgösterdi ve diğerlerine bulaşmağa başladı.
Zayıf kalpli bjr mahpus vardı. Kalp krizi geçirince, hapishane doktoru çağrıldı, lâkin doktor hiçbir tedavide bulunmadı ve hastaya «buradan çıkmak istiyorsanız itirafta bulunun, dedi. Adamın itiraf edecek bir suçu yoktu ve ertes gün öldü.
Susuzluk da insanın içini kemiren bir işkenceydi.
Mahpusların çabucak ölmelerinin yegâne sebebi, yemek verilirken kapının her gün yarım saat açık bırakılması ve günde iki defa he-lâya götürülmeleriydi
Ben bu cehennemde ancak bir hafta kaldım, lâkin orada haftalarca kalanlar oldu.
Türk milleti, memteketi kötü idare ettiği, vatandaşı hor ve hakir gördüğü, ziraî, İktisadî, malî, sos-
■ yal ve kültürel sahalarra ıttıratsız,
• istikrarsız gelişi güzel ve başı boş dolaşarak yurdu harap, yurtdaşı fa-
■ kir ve perişan bıraktığı zümre sal-
• tanatına kapıldığı, beceriksiz, kıy-. metsiz, bilgisiz ve fakat cür’etli,
gürültücü insanlara, dalkavuklara, I yârâna paye verdiği içindir ki I Halk Partisini ilk fırsatta iktidar-’ danl uzaklaştırmıştır. Demokrat Parti elbette bu kabil hatalara düşmiyecek ve programında tasrih olunan mevzularla birlikte bütün memleket dertlerini, ihtiyaçlarını müsbet ve isabetli bir plân ve prog-
• ram dahilinde ele alarak her sahada kurulması zarurî bulunan kalkınma binasın n ana temellerini atacaktır. Allah bu memleketi Halk Partisi metodundan ve zihniyetinden ebediyen korusun...
Hakkı Gedik
Kütahya Milletvekili
İlân
16.5.1950 Pazartesi gecesi kapalı at ahırını açıp bir çift araba atını çalmışlar. Donları demirkır. Bunları görüp insaniyet namına aşağıdaki adrese bildirmeleri rica olunur.
Adres: Altındağ Mahallesi No. 704 Hamdi Gündüz (987)
Kiralık Mobilyalı odalar
Tii'kiye - Amerika
★ (Baştaraîı 1 İncide) emperyalizm şebekesini yokedemi-yeceğine kani olduğunu söylemiştir.
Amerika Dışişleri Bakanı şunları ilâve etmiştir:
«Bu arada Birleşik Amerikanın Yunanistan, Türkiye ve İranın emniyetine karşı derin bir alâka duyduğunu ve bu memleketleri ve istiklâl ve arazi tamamiyetlerini korumak için askerî ve İktisadî gayretler sarfederek uğraşan memleketleri desteklemekten ibaret olduğunu siyasetimize devam etmek hususundaki azmimizi yeniden teyit et mek isterim.»
Acheson, bundan sonra Çin Hindine İktisadî ve askerî yardım yapılması hakkında Fransâya verdiği sözü zikretmiştir.
Amerika Dışişleri Bakanı bu demeci Nevyorka gitmek üzere eşi i-le beraber Liverpoolda vapura binmeden evvel vermiştir.
Acheson, demecini şu sözlerle bitirmiştir:
«Böylece diğer hükümetlere Birleşik Amerikanın Avrupa işlerine karşı devamlı bir alâka duyduğunu bildirmek fırsatını buldum. Bu alâka 1952 de Avrupa kalkınma programı sona erdiği zaman nihayet bulmıyacaktır.
Yılanlarla yatarak rtkor kıraca' mış
Lille, (a.a.) — Burmah ismindeki fakirin 80 kadar yılanla birlikte 15 gündenberi aç olarak yattığı cam tabut, havayı tazelemek üzere bu sabah noter huzurunda açıldığı zaman yılanlardan bir çoğunun ölmüş ve çürümekte olduğu görülmüştür. Sigarasızlıktan şikâyet eden fakire 200 sigara verilmiş, tabuta da yeniden yüze yakın yılan konmuştur. Tabut mühürlenmeden önce fakir 52 gün aç kalarak rekor kırmağı ümid eden ve 21 gündür açlığa devam eden Frankfurtlu Alman rakibi Willy Schmitz’den daha çok muvaf fak olmak için lâzımgeldiği kadar uzun zaman aç kalabileceğini söylemiştir.
Kiralık Müstakil oda
Yenişehir, Kocatepe civarında. Möbleli olarak, bekâr Bayan veya Bay için. Helâ ve banyosu
★ (Baştan 1 incide) Numara '
Numara Numara Numara Numara Numara
091547 157005 195743 317357 455580 481095 Beşer bin lira ikramiye kazanan numaralar:
003623 015518 049266 065554 198747 2020893 218157 333659 441968 456920
Üçer bin lira ikramiye kazanan numaralar: fcA
022680 097479 120715 125857’182259 190763 192075 194885 259421 279377 279582 303503 313020 375585 402012 441074 467254 474174 474822 490578
ikişer bin lira ikramiye kazanan
006661 025668 043748 058779 062277 073254 078765 085625 091627 093627 112091 127515 127867 144035 156734 159002 164097 171085 182029 198190 206073 227090 235855 236059 256444 277103 289734 297540 299682 304181 310889 312617 323951 326139 327294 338937 339828 354703 362297 392784 397486 399881 400615 417373 424608 426959 445896 462591 476340 476571
Fevkalâde konforlu kalorifer, dolap, komodin, yatak komple kiraya verilmektedir.
Adres: Ulus Matbaası karşısmda Gönç Apt. No. 50 Yeni inşaat. (2630)
Bu akşam 21 de
du akşam z ı ae —
Nemo Bankası Sil
Komedi 8 Tablo
Yazan: Louis Vemeuil
Türkçesi: Lûtfi Ay ve Fehmi Baldaş
DİKKAT
Pazar günü saat 15.30 da Ucuz Matine
Kayseri Gülleri
Biletler gişelerimizde satılmaktadır. Numaralı yerlerinizi erkenden aldırınız.
Bugünkü Sinema seanslarımız:
10—12 de Ucuz Matine
Diğer seanslar: 13.30—15.30—17.30
Tel gişe: 15031 — Müd.: 24075
Yol Sakarya Aile Bahçesinde her akşam
Kıymetli okuyucu
Süeda Suçda
Ses sanatkarı
Nezihe Yılmaz
Cemil Ersaz
Her sene Ankara’nın takdirini kazanan bahçemiz bu yıl da büyük yeniliklerle zengin saz hey’etini takdim eder DİKKAT;, Gazinomuz içkisizdir'.
Telefon: 14165
Temiz hava, ucuz meşrubat müşterilerimizin emrindedir.
10.000 lira 10.000 İha 10.000 Ura 10.000 Una 10.000 lira
10.000 Ura
Biner lira ikramiye kazanan maralar:
003663 004036 004579 005823 009080
011883 015118 016484 023011 028858
029659 040408 Q57396 071810 075538
079108 085706 089183 093615 100639
102704 111149 113794 120896 129277
133421 140575 141793 142715 144İ?35
156073 164703 171316 172479 177771
178886 182051 190194 201547 203459
210476 211456 214364 214875 217309
235775 243993 245366 250762 252318
254950 265358 266667 271048 282746
284972 287486 287777 292430 292467
302258 304564 304762 309199 310191
317677 325379 332473 334967 337246
349331 350373 351844 358943 359415
362271 368559 386166 394765 394801
394948 402245 403433 421826 422852
423724 438057 444326 451013 458836
463642 468056 472637 473670 482118
483352 484043 492625 492964 496398
Beşer yüz lira ikramiye kazanan numaralar:
Son dört rakamı 0078, 4966, 6013 veya 9319 ile nihayet bulan iki yüz numara beşer yüz lira.
İkişer yüz lira ikramiye kazanan numaralar:
Son üç rakamı 071 ile nihayet bulan beş yüz numara ikişer yüz Ura.
Yüzer Ura ikramiye kazanan numaralar?
Son üç rakamı 127, 676, 698 j^e-ya 752 ile nihayet bulan 2.000 numara yüzer Ura.
Kırkar lira ikramiye kazanan numaralar:
Son iki rakamı 96 ile nihayet bulan 5.000 numara kırkar Ura.
Yirmişer Ura ikramiye kazanan numaralar:
Son iki rakamı 02 veya 24 ile nihayet bulan 10.000 numara yirmişer lira.
Onar lira ikramiye kazanan maralar:
Son iki rakamı 19, 28, 78 veya 87 ile nihayet bulan 20.000 numara nar Ura.
Beşer lira ikramiye kazanan maralar:
Son rakamı 3 veya 7 ile mhayet bulan 100.000 numara beşer lira ikramiye kazanmışlardır.
Üçer bin lira teselli mükâfatı kazanan numaralar:
254560 254561 254562 254563 254564
254565 254566 254567 254569 254508
254518 254528 254538 254548 254558
254578 254588 254598 254068 254168
254268 254368 254468 254668 254768
254868 254968 250560 251568 252568
253568 255568 256568 257568 258568
1259568 204568 214568 224568 234568
244568 264568 284568 294568 054568
154568 354568 454568 250568 274568
İkramiycer nerelere çıktı:
300.000 Ura: Ankara. 100.000 lira: İstanbul.
50.000 Ura: Karaman. 20.000 Ura: İstanbul, Samsun.
10.000 Ura: İkisi İstanbul, lirleri Ankara, İzmir, Ayvalık.
5.000 lira: Üçü İzmir, diğerleri Samsun, Amasya, Sungurlu, Kula.
3.000 lira Otuz tanesi Ankara, dör dü İstanbul, üçü İzmir, ikişer tanesi Denizli, Samsun, Bursa, Zonguldak, yirmi sekiz tanesi de yurdumuzun muhteUf şehir ve kasabalarına.

Comments (0)