Birinci yıl
iye No M lxh fexeteei
I UL
■20795
- No. 345
YENİ SABAH
GÜNDELİK SİYASİ HALK GAZETESİ
ABONE ŞARTLARI
TOrkiy» Ecnebi
000 K». 1400 Kr.
800 Kr. 8 arhh 1200 Kr.
260 Kr. 1 aylıfı 600 Kr. »0 Kr. 1 .yl)h 300 Kr.
Potta ittihadına girmamif memleketler İçin 26, 14, 7.5 ra 4 lira
»vf«t 1
HER YERDE
3
KURUŞ
Tûrkiyenin Fransaya Verdiği Teminat
Fransaya, Hatayı Cebren Zaptet miyeceğimizi Temin Etmişiz
M. Bonnet Türkiye İle Daimî Dostluk Arzu Ettiğini Ve icabında Komşu Devletlere Yardımı Temin için Rusya
ile Müzakerelerin de Memnuniyetle ilerlediğini Söyledi
Hitler Rumen Hariciye
Nazırile Dün Görüştü
Almanya Hitlerin 50 nci Doğum Yılı Dönümünü Bugün Muazzam Merasimle Kutlulayacak
Göbbels Bu Münasebetle Büyük Bir Nutuk Söyledi
Fransız Hariciye Nazırının mühim İzahatı
Paris : 19 (A.A.) — Hariciye nazın Bonnet mebusan melisi hariciye encümeninde enternasyonal vaziyet hakkında uzun izahat vermiştir:
Bonnet; nasıl Fransız ve İngiliz hükümetlerinin son haftalar içinde gayretler sarfettiklerini ve sulh teşkilâtı vücude getirmeye çalıştıklarını anlatmış, bu gayretlerin daha şimdiden mesut neticeler vermiş olduğunu söylemiş ve Fransız hükümetinin teşebbüslerini bildirmiştir.
Polonya hakkında demiştir ki:
Fransa, Polonya - Fransız ittifakını ötedenberi siyasetinin esaslarından biri olarak tavsif etmiştir. İngiltere ile Polonyanm karşılıklı yardım taahhütlerini teyit etmelerinden Fransa hükümeti tamamile tasvip eder.
Bonnet, Fransanm Yunanistana ve Romanyaya verdiği garantileri hatırlatmış ve aynı günde tngiltere-nin verdiği de bu iki dost memlekete yardı metmek azmini izhar edebilmiş olmasından dolayı beyanı memnuniyet eylemiştir.
Hariciye nazırı, Polonya İle Romanya arasında karşılık emniyeti garanti için yapılmakta olan müzakerelerden bahsetmiştir.
Bonnet, Fransanın Türkiye ile de daima daha dostane münasebetlerde bulunmak hususundaki arzu ve ümitlerini izhar eylemiştir.
Nihayet, Sovyetler birliği ile inkişaf eden müzakerelere temas ederek Fransanın, bir tecavüz takdirinde Rusyanın komşu devletlere yardımını temin için yaptığı tekliflerin tetkik edilmekte olduğunu ve memnuniyeti mucip bir neticeye varıl-Imasınm muhtemel olduğunu söylemiştir.
Bonnet, netice olarak, bugünkü vaziyetin çok vahim kararsızlıklarını gizlememiş ve Fransanın, imparatorluğun her köşesinin himayesini temin için icap eden bütün ihtiyat tedbirlerinin alınmış olduğunu bildirmiştir.
Son haftalar müzakerelerinin hiç kimse aleyhine olmadıkını yegâne hedefin sulhun muhafazası bulunduğunu ilâve etmiş ve nihayet B. Roosevelte mesajından dolayı Fransanın şükran hislerine tercüman olmuştur.
Bonnet, bu izahatı verdikten son-(Sonu 3 üncü sayfamızda)
Rozveltin Yeğeni
DUn bir tayyare kazasına kurban gitti
' Meksiko, 19 (A.A.) — Amerika Cumhurreisinin yeğeni Daniel Roo-sevelt, dün idare ettlğitayyare ile düşmüştür. Daniel Roosevelt tayyarede bulunan bir kadın yolcu ölmüşlerdir.
Bayan Ayşe Mümtaz Topağın çiçeklerle süslü tabutu Tıbbiyelilerin elleri üstünde
Bayan Muazzezin hazin cenaze töreni
Mareşal Fevzi Çakmağın Kızı Dün Gözyaşları Arasında Defnedildi
Ölümünü dün teessürle haber verdiğimiz Erkânıharbiyei Umumiye Reisimiz Mareşal Fevzi Çakmağın küçük kızı ve Güzel Sanatlar Akademisi müdürü B. Burhln Toprağın refikası Bayan Ayşe Muazzez Toprağın cenazesi dün saat 11,5 da hazin merasimle kaldırılmıştır.
Genç kızlığının en erken bir çağında o âmansız hastalığa yakala-
Macar - İtalyan Müza kereleri ilerliyor
Mussolinî; Macar Başvekilile Konuşmasından Sonra Bir Nutuk Söyledi Yugoslav - İtalyan Konuşmalarına Başlanıyor
Roma, 19 (A.A.) — Stefanl A-ı firler şerefine verilen ziyafette Du-jansı bildiriyor: çe, Macar - İtalyan milletleri ara-
Venedik sarayında Macar misa-| (Sonu 3 üncü .ayfam.zda)
Denizbank Kooperatifi 11 Bin Lira Zarar Etti!
Kooperatifin Dün Yapılan U. Heyet İçtimaında Mühim Kararlar Verildi
Geçen ay ekseriyet temin edilememesi yüzünden tehir edilmiş olan Denizbank Kooperatifinin kongresi dün bankanın Umum Müdür Muavini Hamdi Emin Çap’ın reisliği altında aktolundu. Eski Denizyolları İdaresinin binasında yapılan toplantıda ilk olarak usulen İki kâtip seçilmiş ve bilâhare geçen senekl faa-fiyete alt raporlar okunmuştur. Bu
narak 10 yıldanberi zalim acı derdin ıztırabını ciğerlerinde saklıyan zavallı Ayşe Muazzezin cenazesi evvelki akşam Alman hastanesinden Gülhane hastanesine getirilmiştir.
Dün tam saat 11,5 da hastanede dua merasimi yapıldıktan sonra muhteşem bir şekilde teşkil edilmiş olan cenaze alayı ağır ağır Be-(Sonu 3 üncü sayfada)
raporlara göre kooperatifin geçen sene içinde 11,222 lira 69 kuruş zarar ettiği anlaşılmıştır, idare meclisi raporunda bu zararın noreden ileri geldiği tasrih edilmiştir. Zarara şu noktaların âmil olduğu kaydedilmiştir.
Evvelki senelere ait müterakim vergi borçlarının geçen sene öden-(Sonu 8 üncü sayfamızda)
Almanya Danzigi Ihak Rivayetini Tekzip Ediyor
Bratislava, 19 (A.A.) — Monsen-yör Tisso’nun riyasetinde bir Slovak heyeti, Hitler’in doğumunun yıldönümü münasebetile yapılacak merasimde hazır bulunmak üzere dün Viyana tarikile Berlin’e hareket et miştir.
Macar heyeti
Budapeşte, 19 (A.A.) — Naibi bü-metin yaveri General Kerensztes Fisher, Macar devlet reisini Filhre-rin yıldönümü münasebetile yapılacak şenliklerde temsil etmek üzere Berlin’e gitmiştir.
Göbbels’in nutku
Berlin, 19 (A.A.) — Propaganda Nazın Göbbels, Hitler’in ellinci doğum yıldönümü münasebetile resmi nut-.-’kiar silsilesini açarak radyoda
oc(»cocxx»c«xx»ooooooxooo(: oooooooooocoooxxooîocöa»ooooooo=oooooooooocooc()coocooco
Fon Papen Ankara Büyük Elçisi Oldu
Alman Gazeteleri Bu Tayini Çok Ehemmiyetli Görüyorlar
Tayyarelerimiz Tahranda
Düğün merasimine giden bütün heyetler dost hükümet merkezine vardılar
Iranın genç Veliahdı ile zevcesi
Tahran, 19, (A.A.) — Anadolu A-jansının hususî muhabiri bildiriyor:
Dün şehir üzerinde uçan Türk tayyareleri, Türk - han millî renkleri üzerine basılmış ve üzerinde türkçe ve farsça aşağıdaki cümle yazılı bulunan kâğıtlar atmışlardır.
(Güzel vatanınızı ziyarete ve sevinçli gününüze iştirake gönderilen Türk tayyarelerinin yürekleri dostluk ve kardeşlikle doludur.)
(Sonu 3 üncü «ayfada)
3ugün 50 yaşına basan Hitler
Berlin : 19 (Hususî) — Hitler; Almanyanın Ankara elçiliğine tayin olunan eski Viyana elçisi Fon Papeni kabul ederek Türkiyedeki vazifesinde kendisine muvaffakiyet temenni etmiştir.
Bir Alman gazetesinin yazısı
Berlin, 19 (A.A.) — Von Papen-in Ankara Büyük Elçiliğine tayinini mevzubahs°den Völkischer Beo-bachter diyor ki:
(Von Papen Ankara’ya Almanya-nın büyük elçisi olarak gidiyor. Von Papen Türkiyeyi çok iyi tanır, bu tanıması bir turist sıfatile değil, büyük harpte Türk milletile teşriki mesai etmiş olan bir adam sıfatiledlr. 1917 de binbaşı olan Von Papen, General Von Sanders’in kumandası altında bulunan dördüncü Türk ordusunun erkânıharbiye reisliğini yapmıştır.
Von Papen’in şimdi Ankara’ya
HER SABAH
ÖLÜYE HÜRMET
Belediye mezarlıklar müdürlüğünün İstanbul kabristanlarını esaslı şekilde tanzime karar verdiğini va bu tanzim işine de başlamış olduğunu haber alıyoruz. Ayni zamanda mezarlıklara hariçten ölülerini ziyaret edecek kimselerden başkalarının girmelerine de mümaneat edilecekmiş ki pek yerinde bir karardır.
Zavallı ve boynu bükük makbere-lerimiz şimdiye kadar kendini bilmez, ölüye hürmeti anlamaz bir takım saygısızların cem’i âyinlerine,
söylediği bir nutukta Avrupadaki yeni nizamın en kuvvetli garantisi Hitler olduğunu kaydettikten sonra Hitler’in muslihane elde ettiği fütuhatı zikretmiş ve Avrupanın eski sistemde Almanyanın Avrupada tesis ettiği yeni sistemi mukayese etmiştir.
Hitler, Rumen Hariciye Nazınnı kabul etti
Berlin, 19 (A.A.) — Gafenco bu sabah meçhul asker mezarına bir çelenk koymuştur, öğle zamanı mumaileyh Von Ribbentrop’un huzurile Hitler tarafından kabul edilmiştir.
Mülâkattan sonra Almnya ve Ru-manya Hariciye Nazırlan öğle yeme ğini birlikte yemişlerdir. Öğleden sonr M. Gafenco Rudolf Hess’i ziyaret edecek, müteakiben Von Ribben-trop ile görüşecektir.
Danzing ilhak edilmiyor
Berlin 1:9 (Hususî) — Danzingin /akında ilhak edileceği hakkındaki haberler burada katiyetle tekzip olunmaktadır.
Fon Papen
gönderilmesi, Hitler’in genç Almanya ile genç Türkiye arasında dostluk münasebetlerinin devamına ne derece büyük bir ehemmiyet verdiğini ispat eder.
rezil işret âlemlerine sahne teşkil ettikleri gibi icabında civar mahalle halkına teferrücgâh, yaramaz çocuklara oyun bahçesi vazifesini de görürlerdi.
ölüye hürmet etmeyi bilmeyenin, diriye saygıyı da anlıyamıyacağı muhakkak olduğuna göre şimdiye kadar ikmal edilmiş olması lâzımge-len mezarlıklarımızı tanzim ve ıslah işinin biran evvel başarılması Belediyemizin muvaffakiyetlerinden birini teşkil edecektir.
A. CEMALE D DÎN SARAÇOĞLU
TKNtSABAH
20 NİSAN 1H9
Yazan : M. SIFIR
Tefrika No 66
RATMA v) İTHAFLARI
Yahudi Kemale Teklif Ettiğimiz Oyun
Yahudi Bana Hayatını Borçlu
Olduğu İçin Teklifi Kabul Etti
O gün öğleden evvel, Galata güm rüğü tulumbacı koğuşunda, Salih reis ile baş başa vermiştik. Biraz hoş beşten, biraz da Çubukludaki son maceramızdan bahsettikten sonra, Tophane rıhtımında bağlı duran mavna işini açtım. Rahmetli reis tuhaf tuhaf yüzüme baktı. Ve:
— Kara Mehmet, dedi. Oraya sokulmak imkânını bulsaydım, şimdiye kadar çoktan uçururdun o javnayı. Teşebbüs etmedim değil ha. Hazırlığım bile yapmıştım. Fakat işin iç yüzünü öğrenince çektim elimi. Sakın siz de sokulmayın bu işe.
— Neden be Salih reis?..
— Düşmanlar, bu mavnayı tuzak gibi kullanacaklarmış.
— Amma da yaptın reis. Kim söyledi bunu sana?..
— Yolcu salonundaki Apostol.
— Kim bu Apostol?.. Tanımıyorum ben onu.
.— Tanımazsın tabiî. Düşmanların galonda bulundurdukları hafiyeler-den biridir. Fakat, ziyansız ve makul bir keferedir. Hem de Mavnacılar Cemiyetinin adamıdır. Yüz lira gizli maaş alır oradan. Eh., şöyle böyle bana karşı da pek yabanilik etmediği için, sakınmaz arasıra üç beşi sıkıştırırım eline. O verdi bu haberi.
— Doğru mu acaba?..
— Doğrudur Kara Mehmet. Çünkü, ben açık konuştum onunla. Bu mavnanın kaldırılması için yardımını istedim, iki yüz lira vereceğimi de söyledim. Sevinçle gitti. Fakat akşam üstü suratlı geldi ve işi olduğu gibi söyledi. Mavnanın rıhtıma bağlandığı gün bizi mardiyeci Emin E-fendinin adamları çok dolaşmış oralarda. Görmüşler ve şüphelenmişler çıkası gözler.
Şimdi geceleri gizlice gözletiyorlar. Nemize lâzım, başka işe bakalım biz.
— Mavnanın başında nöbetçi yokmuş amma reis.
— Kim söylemiş onu. Geceleri vinçin makinist kulübesinde saklanıyor nöbetçi. Değişirken gözümüzle gördük biz.
— Gündüzleri de bekletiyorlar mı •caba?..
— Hayır Kara Mehmet. Neye sordun?.. Yani mavnayı gündüz mü u-juralım diyeceksin?..
— Olmaz mı acaba dersin?..
— Onu da düşünmedim değil hani.
İki ahbap biribirimize uymuş, bir •aat daha konuşup, plânımızı kurmuştuk. Mavnayı güpegündüz kaldırmak kararını vermiştik. Bu sefer de işe güzel bir hile İle başlıyacak, mavnanın biraz ilerisinde bulunan düşman torpidolarındaki nöbetçileri aldatacaktık.
O sıralarda, Galata, Çeşmemeyda-aı, Tophane taraflarında Yahudi Kemal adında biri türemişti. Yankesicilikten, papelcilikten bir sürü sabıkası olan bu kurnaz yahudi, geceleri •1 ve ayak çekildikten sonra şık ve resmî bir düşman polisi kıyafetine giriyordu. Galata’nın, hani şu herkesin bildiği pis sokaklarında geziyor, umumhane sahiplerinden, şundan bundan beş on para ediniyordu. Tuhaf değil mİ?.. Hakikî düşman polislerinden daha çok ve bol anafor çekiyor, onlardan daha İyi yaşayıp geçiniyordu. Bir înglliz kadar İngilizce bildiği için hiç te hilesin, ekini belli etmiyordu. Bir seneden fazla bu işe devam ettiği halde, ne gariptir kİ, yakayı da bir türlü ele vermiyordu. Ben bu kurnaz ve utanmaz yaratığı bir gece Ölümden kurtarıştım. O gece bizim Hoca Bekir, bu düzenbazı sahici düşman polisi sanmış ve Galata Kalafat yerindeki Dökmeciler sokağında tepesine çul-
Vapurlara ait Müzakereler son Safhaya girdi
İngiliz Suvan Hunter tezgâhlarına ısmarlanması evvelce kararlaştırılan 11 vapur üzerindeki müzakereler devam etmektedir. Dün bu firmanın şehrimizdeki mümessili De-nizbanka gelerek umum müdür Yu-ı suf Ziya Erzin ile uzun müddet görüşmüştür. Deniz müesseselerile beraber bankanın da Muhabere ve Münakale Vekâletine bağlanması üzerine evvelce İktisat Vekâleti tarafından yapılan müzakere esaslarına ait bilcümle evrak Münakale Vekâletine devredilmiştir. Banka dün yapılan müzakerelerden alman neticeleri bugün Ankaraya bildirecektir.
öğrendiğimize göre bu firma ile yapılmakta olan müzakereler son safhaya girmiş bulunmakta olduğundan mukavelelerin yakında imzalanması kuvvetle muhtemeldir.
lanmıştı. Hocanın ışıldayan saldırması karşısında kıvranırken, Türk olduğunu söyleyip kelimei şahadet getirirken tesadüf beni karşılarına çıkarmıştı. Bu sebeple de hayatını o gece bana borçlanmıştı.
Düşmanlara yapacağımız hilede filet olarak işte bu yadigârı kullanmayı düşünmüştük. Bulmak, konuşup anlaşmak tahminimizden daha kolay olmuştu. Kemal, yaptığım teklifleri dikkatle dinlemişti. Bu gibi adamlara has olan tezlik ve titizlikle, yapılacak işin şeklini, ana hatlarını zihninde çizmişti. Karşılaşılması ihti-malli olan bütün tehlikelerini de düşünmüş, her birerlerine karşı ken- ! dince birer tedbir bulmuştu ve niha- , ye tülde demişti:
— Çok güç ve tehlikeli bir iş bu. Amma, senin hatınn hoş olmak için yapacağım Kara Mehmet. Şimdi söyle bana, ne vakit ve nasıl yapıyoruz bu işi.
— Yarın akşama doğru.
— Yanıma alacağım adamın da polis kıyafetinde olmaBi muhakkak şart mı?..
— Olursa daha iyi.
— Elbise, kayış çok amma tabanca bulmak güç.
— O da tabancasız olsun. Sanki ne olur?..
— Olmaz be Kara Mehmet. Her-şeyin raconu var. Uzaktan bizi gören sahici polis zannetmeli.
Salih reis söze karıştı. Ve:
— Peki Kemal, dedi. Sana bir polis tabancası ben vereceğim. Hem de iş umduğumuz gibi olursa onu da bağışlıyacağım sana.
— Eksik olma Salih reis.
Dedi ve gene bana döndü. Bir iş adamı ciddiliğile:
— Bu iş oldu, dedi. Şimdi mavna başında oynıyacağımız rolü anlat bana Kara Mehmet.
— Çok kolay bir iş be Kemal. Yanınıza vereceğimiz birkaç hamalla birlikte mavnaya gireceksiniz. Hamallara çımaları çözdürecek ve o sırada üzerinize yanaşacak motöre bağlatacaksın. O esnada düşman torpidolarından şayet surat eden, işe karışan olursa, İngiliz dilile, sandıklan açıkta denize attırmağa memur olduğunu söyliyeceksin. İşte bu kadar yapacağın iş. Oradan biraz uzaklaşınca da gelecek diğer bir küçük motöre atlayıp istediğin yere gideceksin.
— Ya paraları ne vakit alacağız?..
— Bizden ayrılırken paralarını da avucuna sayacağız.
Yahudi Kemal, para meselesinde biraz düşünür gibi görünmüştü. Gözlerini kırpıştırarak Önüne bakıyor, birşey söylemek istediği halde çekindiği halinden anlaşılıyordu. Elimle çenesini sıktım ve sordum:
— Ne düşündün ya bu kadar Kemal?..
Pınarlarından şeytanlık fışkıran, küçük, çivit mavisi gözlerini yüzüme dikmiş, yutkuna yutkuna demişti:
— Yanıma alacağım arkadaşı nasıl kandıracağımı düşünüyorum. Zizim esnaf biraz aç gözlüdür, Kara Mehmet. Ben inanırı msize. Amma onlar, avucuna çentez düşmeyince şuradan şuraya kımıldamaz.
Salih reisin cömertliği İşin bu cihetini de halletmişti. Kemal, beline sokulan tabanca ile avucuna sıkıştırılan on liralık kaimenin verdiği neş’e ile:
— Biz demişti Yak o ile yarın akşam vakti alaturka saat on buçukta hazırız. Nerede bekllyellm sizi, onu söyleyin bana.
Ve istediklerini öğrenmiş, tok bir tilki keyif ve çevikliğile yanımızdan ıslık fle marş çalarak çekilip gitmişti.
Dolmabahcı stadı
Stada nakliyat temin İçin yeni tramvay hattı ve bir İskele yapılacek
İstanbul belediyesi Dolmabahçede yapılacak 25000 kişilik stadın inşasından sonra stadyoma gelecek halka nakil işini temin için yeni tedbirler düşünmektedir.
Beyoğlundan Dolmabahçeye bir tramvay hattı tesis etmek gayesile Maçkadan Taşlık mesiresi tarikile bir hat geçirilecektir. Stada deniz tarikile ve Anadolu yakasından gelecekler için de vapurların yanaşmaları için Dolmabahçe sarayı ile Dolmabahçe camisi arasındaki boşlukta modern bir iskele yapılacaktır. Bütün bu işler stad bitirildiği zaman hazır olmuş olacaktır.
BELEDİYEDE :
'(Devamı var)
Pazarlıksız satış kanuna riayet etmiyenler
Pazarlıksız satış kanununa muhalif hareket eden 10 esnaf belediye tarafından 30 lira para cezasına mahkûm edilmişlerdir. Cezalandırılan esnaf şunlardır:
Feriköyde kasap Sabri Çelik, İstiklâl caddesinde 295 numaralı manifaturacı Karaman oğlu, 147 numarada bakkal Perikli, 214 numarada şapkacı Elifili, Tepebaşında şapkacı Firuze, Galatasaray karşısında gömlekçi Şaryanos, Beyoğlu Balık-pazarında 26 numaralı yağcı tliya, aşağıdaki esnaf ta ayni suçtan 10 lira para cezasile cezalandırılmışlardır.
Köprü altında Adalar iskelesinde Asadur, Mahmutpaşada 91 numarada manifaturacı İzak, Aynacılar çarşısında 2 numarada tuhafiyeci Mustafa Erol.
Şehircilik mUtehaesızı geliyor
Şehircilik mütehassıs profesör Prostun derhal Istanbula gelmesi için telgraf çekildiğini yazmıştık. Profesör Prost belediyeye mümkün olan süratle geleceğini bildirmiştir.
Maili İnhidam evler
İstanbul belediyesi şehir dışında ve içinde yıkılma tehlikesi olan bir çok binaları yıktırmağa karar vermiştir.
Cihangir Eminönü otobüs servisi
İstanbul belediyesinin yeni açtığı Cihangir - Eminönü otobüs hattını deruhde etmek üzere 7 müteahhid müracaat etmiştir. Yeni hat; münakaşa neticesinde bunlardan birisine ı verilecektir. Diğer taraftan Cihangir halkı; otobüslerin Sultanhama-mına kadar gitmesini temin için be-[ lediyeye müracaat etmişlerdir. Va-l ziyeti tetkik eden belediye Sultan-hamamında otobüslerin manevrası • İçin muvafık bir yer bula madiği n-ı dan otobüslerin Eminönüne kadar gelmesini muvafık bulmuştur. Bu natta tahsis edilecek otobüs miktarı (12) dlr.
Okuyucularımız Diyor kİ ı
Kastamonu belediyesinden bir şikâyet 13/10/930 tarihinde Kastamonu-dan Elâziz ve oradan muhtelif vilâyetler Varidat Müdürlüğünde bulunduktan sonra 937 senesi 1 Teşrinievvelinde talebimle tekaüden memleketime geldim. Buradan ayrılırken Belediye ile elektrik hesabımı keserek kaydımı da Bildirmiştim. Bu suretle taşrada geçen yedi seneyi mütecaviz bir müddet zarfında buradaki evimi bilvasıta kiraya verdiğim muhtelif kimselerden bazılarının istihlâk ettikleri elektrik resmini vermemiş olmalarından belediye benden 13 lira kadar ev sahibi sıfa-tile elektrik parası istiyor. Elektrik için belediye ile ve müstecirlerle hiçbir mukavelem de yoktur. Ve bu usul burada tatbik edilmiş te değildir. Vaziyeti vilâyet makamına bir arzuhal ile anlattım. Belediyeye havale olunan bu arzuhalime de bir cevap verilmedi. Belediye aleyhime mahkemeye müracaat etti. Aleyhime çıkan hüküm paranın azlığı itibarile kabili temyiz de değildir. Belediyenin bu tarzdaki alacağının yekûnu 4000 lirayı mütecavizmiş. Belediyenin bir başkasına sattığı elektrikten dolayı alacağını borçludan değil de sair eşhastan araması doğru mudur?
Kastamonuda Konya Varidat Müdürlüğünden mütekait Ahmet Hulûsi Kıral
Vali Gitti
Cinayet Davası
Sanayi mektebi talebesinden Haşanın katilinin muhakemesine başlandı ı Bundan bir müddet evvel Fatihte
İtfaiye garajı civarında vukua gelen ve bir Sanayi Mektebi talebesinin ölümile neticelenen cinayetin muhakemesine Ağır Cezada başlanmıştır.
Müddeiumumilik bu hâdisede katil Rifat’tan başka ağızlıkçı Haydar isminde birisini de katili saklamak suçile muhakemeye sevketmiştir.
Katil cinayeti itiraf ediyor!..
Evvelce de bir cinayetten 10 sene mahkûm edilmişken, 4 sene hapiste yattıktan sonra naklolunduğu hastaneden firar etmiş olan katil Rıfat, mahkemede cinayeti şu suretle anlatmıştır:
”— Vak’a gecesinde Hasan’ın yanında bulunan Makbule, evvelce benimle görüşüyordu. Hasan’la, bir sene evvel ahbap olduk!... Bana müteaddit kadınlar takdim etti. O gece, beraber Beyoğlunda bir sinemaya gittik. Başkalarının da iştirakik bir âlem yapmayı kararlaştırdık. Bunun için Haşanla Makbule'ye 6 lira para verdim. Sirkeci’de buluşacaktık. Sinemadan çıktıktan sonra onlar ayrıldılar. Ben de Sirkeci’ye gidip beklemiye başladım, gelmediler. Şehzadebaşıııda bir sinemaya gittiklerini öğrendim. Tam kapısından içeri girerlerken buldum. Makbule gözile bana: (Gel!..) diye işaret etti. Ben de arkalarından sınamaya girdim.
Oyun bittikten sonra da, bir müddet arkalarından takip ettim. Sonra yanlarına yaklaşıp:
— Hani âlem yapacaktık? dedim!..
Haşan bana küfretti ve ben mukabele edince de; cebinden bir çakı çıkardığını gördüm. Kendimi müdn faa için ben de cebimdeki bir makası çıkardım. Sonrasını bilmiyor ve hiç hatırlıyamıyorum!.."
Ağızlıkçı Haydar ne diyor?
Bundan sonra Rifatı; bir gece e-vinde saklıyan ve gayri mevkuf bulunan ağızlıkçı Haydar Tufan dinlenmiş ve ezcümle şunları söylemiştir:
”— Ben, Rifat’ın adam öldürdüğünü bilmiyordum-... Bir gece evi-
va soğuk olduğundan kasketimi verdim. Evimden çıktı ve nereye gittiğini bilmiyorum.’...,,
Muhakeme; şahit celbi için başka bir güne talik olunmuştur!..

Tiftik, Yapağı
Arpa ve
Buğday
Standardizasyon nizamnameleri Devlet Şûrasından çıktı
Devlet Şûrasına bir müddet evvel sevkedilmiş olan tiftif, yapağı, buğday ve arpa standardizasyon nizamname projelerinin tetkiki işi sona ermiş, nizamname projeleri aynen kabul edilmiştir. Tiftik ve yapağı ihracatını kontrol edecek olan kontrolörler bundan bir müddet evvel Merinos fabrikasında açılmış olan kursa iştirak etmek suretile bu husus için lâzımgelen malûmatı iktisap etmiş olduklarından nizamnamelerin tatbik mevkiine konulmasında hiç bir müşkülâta tesadüf edil-miyeceği anlaşılmaktadır.
Öğrenildiğine göre gerek tiftik gerekse yapağı, arpa ve buğday nizamnameleri iki aya kadar tatbik mevkiine konulmuş olacaktır. Dün piyasada duyulmuş olan bu haber alâkadarlar arasında memnuniyetle* karşılanmıştır. İstanbul piyasasında j tiftik ve yapağı işile alâkadar bulu-1 nan tüccarlar, esasen ötedenberi standardizasyona ehemmiyet vermekte idiler. Bu defa bu nizamnamelerin tatbik mevkiine konulmasi-le tiftik ve yapağı alıcılarımızdan daha geniş mikyasta rağbet göreceğimiz kuvvetle umulmaktadır.
Ankarada 5 milyon liralık İstikraz ve şehir meselelerini halledecek
Vali ve Belediye reisi Dr. Lûtfi Kırdar dün akşam Ankaraya gitmiştir. Vali evvelce yazdığımız gibi Belediyeler bankasından yapılacak (5) milyon istikraz meselesi için banka ile tamas edecek ve şehir meseleleri etrafında alâkadar vekâletlerle görüşecektir.
Avrupadakı diplomasi faaliyetler
Avrupa üzerinde fini surette esen harp tehlikesinden sonra husule gelen nisbeten sükûn devresi, devletler arasında yeni diplomasi faaliyetlerinin ortaya çıkmasına âmil olmuştur. Avrupa haritası üzerinde Londra, Garp demokrasileri bloku-nun siyasetini üstün tutmak için çalışırken, karşı taraftaki siyasî zümrede yani Berlin - Roma mihveri de faaliyetlerine devam etmekte ve bazı devletlerle olan alâkalarını takviye için uğraşmaktadır.
Bu arada İngiltere ve Fransa, Po-lonyaya, Yunanistan ve Rumanyaya yardım temin ederken, diğer birçok devletlerle siyasî müzakerelerde bulunmakta ve gene Balkan Holanda gibi küçük ve fakat büyük müstem-lekeci devletlere de hususî teminat vermek yoluna girmektedir.
Diğer taraftan Berlin - Roma mihveri de bu sükûn devresinde siyasî mevkilerini kuvvetlendirmek diğer müzahir zümreler aramak gayesini gütmektedir.
Merkezî Avrupadaki vaziyetleri, ve haklarında beslenen emeller ve vukua gelen meselelerle kendilerini siyaset sahasında mühim bir mevkie koyan Macar ve Rumanya devletleri bu diplomasi faaliyetinde göze çarpmaktadır.
Macar siyaset adamlarından ve nazırlarından Kont Telek ve Csaki Romada İtalyan devlet adamlarile konuşmalar yapmaktadır. Bu konuşmalarda Romanın maksadı, Yugoslavya ile Macaristanı yaklaştırmak ve Şark Avrupasmda, Berlin -Roma mihverine dayanacak yeni bir siyaset blokun vücude gelmesidir. Diğer taraftan M. Beck ile görüşen Rumanya hariciye nazın M. Gafen-ko da Berlinde, Alman siyasî adamlarile konuşmaktadır. Burada da Almanya fle Rumanya arasında geçenlerde aktedilen İktisadî anlaşmada tesbit edilen şerait dairesinde mevcut münasebetleri ve mütekabil faaliyetleri inkişaf ettirmek ve son beynelmilel meselelerdeki alâkalan-nı tesbit mevzuu bahistir.
Berlin - Roma mihveri bu suretle, merkezî Avrupada ve Şark Avru-pasmda siyasî mevkilerini mümkün mertebe iyileştirmek ve diğer küçük devletleri kendi taraflanna celbe-mek için büyük bir faaliyet sarfet-mektedir. Bu arada Macaristan, Yugoslavya ve arkasından da Bulgaris-tanı kendilerine müzaherette bulunmağa meylettirecek tarz ve hareket ittihazını derpiş etmektedirler.
Neticede bu iki siyasî zümre, karşılıklı olan halihazır vaziyetlerini kuvvetlendirmek ve herhangi bir müstakbel ihtilâf takdirinde, muvaffakiyet imkânlarını mümkün mertebe kendi taraflanna çekmek için uğraşmaktadırlar.
Dr. Re;«d SAGAY
Okmeydanı cinayeti davasına da başlandı
Okmeydanında İhsan isminde bir gencin kafasını taşla ezmek su-retile öldürmek iddiasüe Ağır Cezaya verilmiş olan Arap Murad’ın muhakemesine devam olunmuştur.
Bu celsede evvelâ sivil komiser Şükrü dinlenmiş ve Arap Muradı vak’a yerine götürdükleri zaman; cesede ait bir kaç tutam saçı taşlar arasından çıkardığını ve İhsanın ö-lüsünü Morg’da gördüğü zaman da; hüngür hüngür ağlamıya başlıya-rak:
(— Yazık oldu adama!..) dediğini söylemişti!*!..
Arap Murat; bu şahadeti kabul etmemiş ve kendisinin uzun müddet döğüldüğünü iddia etmiştir!..
Bundan sonra; vak’a yerinde yapılan keşifte hazır bulunan Galata sulh hakimi Nüzhet, şahit olarak dinlenmiştir.
Mumaileyh; Arap Muradın; kendisine cinayeti tamamen itiraf ettiğini ve hattâ; İhsanın kafasının e-zilmiş olduğu taşı ve İhsanın başından kopmuş saçları gösterdiğini ve bilâhare; mevzubahs taştaki kanların Morg’da tahlil ettirilerek insan kanı olduğunun öğrenilmiş bulunulduğunu beyan etmiştir.
Arap Murat; bu şahadeti de kabul etmemiş ve şunları söylemiştir: (— Ben o vakit henüz poliste i-dim. Keşif yerinden tekrar polise iade edilecektim. Çekindim ve yalandan itiraf ettim-..) demiştir.
Muhakeme; bunu takiben; Em-niyet Müdürlüğü İkinci Şube komiserlerinden B. Alışanı da şahit sı-fatile dinlemiştir.
Mumaileyh de; Arap Muradın cinayeti tamamen itiraf etmiş olduğunu söylemiştir.
Diğer bazı şahitlerin celbi için muhakeme başka bir güne talik o-lunmuştur.
Mareşal Fevzi Çakmak şehrimizde
Erkânıharbiyei Umumiye reisimiz Mareşal Fevzi Çakmak; küçük kızı Bayan Ayşe Muazzez Toprağın hazin ölümü üzerine dün sabahki ekspresle Ankaradan şehrimize gelmiştir.
Bu acı ölüm haberi şehrimizde olduğu gibi Ankarada da derin bir teessür uyandırmış ve bizzat Millî Şefimiz İsmet İnönü evvelki gün Erkânıharbiyei Umumiye dairesine giderek Mareşal Fevzi Çakmağı taziye etmiştir.
Millî Şefimiz, cenazede bulunmak üzere de yaver Şükrüyü şehrimize göndermişlerdir.
GümrUkler Umum Müdürü Avrupadan geliyor
Beynelmilel hava yollan turizm kongresinde bulunmak üzere bundan bir müddet evvel Londraya gitmiş bulunan Gümrükler Umum Müdürü Mahmud Nedim bir iki güne kadar şehrimize dönecektir. Umum müdür Londradan sonra Avrupanın belli başlı hükümetlerinin gümrük işleri üzerinde esaslı bir tetkikte bulunmuştur. Bu tetkik seyahati gümrüklerimizde yapılacak ıslahat üzerinde mühim bir rol oynıyacak-tır.
20 NİSAN 193»

flnfrvfnt 1
SON HABERLER
Çinlilerin Zaferi
Japon Kuvvetleri Binlerce Ölü Bırakarak Kaçıyorlar
Bir Denît Faci.sı Paris VaDuru Havr-de Yanarak Battı!
Nevyork Sergisine Kıymetli Eserler Götüren Gemi Kasden mi Yakıldı ?
Hongkong, 19 (A.A.) — Çin kuv vetleri çok kanlı göğlis göğüse bir muharebeden sonra Kaifeng şehrine girmişlerdir. Bu muharebede Japon-lar 3400 ölü vermişlerdir. Şehrin büyük bir kısmı Çin kuvvetlerinin eline geçmiştir. Düşman şimali şarkî istikametinde çekilmektedir
Çin kıtaatı sevkulceyş hedefi istihsal ettikten, yani Kaifeng’deki Japon mühimmat deposunu ve diğer bazı tesisatı tahrip eyledikten sonra şimdiki üssülharekelerine, Kaifeng istasyonuna çekileceklerdir.
Şeiyua’da bu hafta 500 Japon as-seri Çinlilere teslim olmuştur.
Çin kıtaatı Sientang nehri boyun-cailerlemekte devam ediyor. Burada cereyan eden müsademelerde 800 Japon askeri ölmüştür. Japonlardan
Ruzvelt Japonyaya da Bir Mesaj Verecek mi?
Bu Haber Resmen Tekzip Ediliyor
Tokyo : 19 (A.A.) —Aşahi gazetesinin Amerikan kaynağından aldığı malûmata göre, B. Roosevelt bu ayın sonunda Japonyaya da bir barış mesajı gönderecektir.
Hariciye nezareti bunun için ya Mussolini ve Hitlere yapılan müracaat gibi bir metin veyahut Uzak Doğuda alâkadar devletler arasında beynelmilel bir konferans akdi için j bir tavassut teklifi derpiş emektedir.
Aynı gazeteye göre, Japonyanın cevabı şimdiden hazırdır ve aşağıdaki noktalan ihtiva eylemektedir-
1 — Japonya B. Hitler ve Mussolini tarafından verilecek cevabı be-nimsiyecektir.
2 — Japonya, Uzak Doğu hakkında herhangi bir beynelmilel konferansa iştirakten imtina edecektir. Macar Hariciye Naztnnm beyanatı
Roma : 19 (A.A.) — Macar hariciye nazırı Kont Csaky, Stefani ajansının bir muharririne beyanatta bulunarak B. Roosevelt’in mesajının Macar milleti üzerinde hasıl etmiş olduğu tesirden bahsetmiş ve şöyle demiştir:
Amerika reisicümhurunun mesajı. hakikaten nahoş bir sürpriz tev-lid etmiştir. Müteveffa Wilson’un 14 prensibinin tarihini unutmuş hiçbir Macar yoktur, zannederim.
Halihazırda Macaristan hududları dahilinde ve bu hududlar haricinde yaşıyan bütün Macarlar, hayatlarının her dakikasında bu 14 prensibi
ispanyada imparatorluk Fikri
General Franko elUn bir nutuk söyllyerek bundan bahsetti I
Cadix : 19 (A-A.) — General Fran-co Canarias zırhlısı ile buraya gelmiş ve söylediği nutukta demiştir ki:
^Burada önümüzde toplanan halk, İspanya için imparatorluk fethetmeye giden İspanyolları bana hatırlatıyor. Bunun içindir ki İspanyada imparatorluk fikrinin doğduğu bugün de memleketimizin şerefini müdafaa eden o kahramanlan düşünüyorum,
Hesln Nutku
Berlin : 19 (AA) — Hitlerin muavini Hess bugün nasyonal sosyalist partisi erkânının başında ola-Tak Hitleri ziyaretle doğumunun •Hinci yıldönümü münasebetile tebrikte bulunmuş ye bir jıutuk eöyl». ’tnlgtit
mühim miktar da harp levazımı alınmıştır.
Şangşa, 19 (A.A.) — Cepheden gelen haberlere göre Kiangsi’nin şi- ( malinde hareket eden Japon ordu-| sunun maneviyatı bozulmuştur. Es-! kiden Japonlar mevkilerini şiddet-1 le müdafaa ederken şimdi Çin kıta-J atı taarruz eder etmez derhal mevzilerini boşaltıyorlar. Maneviyatın bozukluğuna diğer bir delil de, eskiden Japon subayları ölen askerleri yakılmak üzere gerilere naklettir-, dikim halde bugün ölüleri harp! meydanlarında bıraktırıyorlar ve hiç alâkadar olmuyorlar.
Keza, Japonlar bir şehri ele geçirdikleri vakit, bidayetlerde burasını hemen tahkim ediyorlardı. Şimdi. Vapurda; emniyet şefi ile bir it-
hatırlamaktadırlar. Macarlar, Tria-non muahedenamesinin bu 14 prensibinin mahsulü olduğunu unutmamışlardır. Herkes, bu esaslar üzerine tesis edilmiş olan muvakkat bir sulCun tesirlerinin efradın hayatını ve milletler arasındaki münasebatı zehirlemekte berdevam olduğunu biliyor.
Kont Csaky, ilâveten demiştir ki: rWilson*un müdahalesi çok yakın bir zamanda vukua gelmiş ve neticeleri pek feci •olmuştur. Bu sebepten dolavı Trianon muahedesinde hakikî sulh zararına olarak yapılmış olan şeyler aleyhindeki hareketler karşısında hiçbir infial hissetmiyoruz. Bütün bunlar, benim Amerikanın merkezî Avrupa işlerine vaki olan bu yeni müdahalesi hakkında açıkça ihtiyatlı davranmaksızın hüküm verememekte olduğumu izaha kâfidir. Sulh içinde evvelâ cihan harbinin ve müteakiben başkalarının ademi salâhiyetlerinin ve anlamamalarının bais olduğu hasarları tamir edebilmemiz için mücerrep dostlarımızın yanıbaşmda asûde bir surette çalışmamıza müsaade edilmesini istiyoruz.»
Haber tekzip ediliyor
Washington : 19 (A.A.) — Amerikanın, Berlin ve Romanvaya gönderdiği mesaja mümasil Tokyoya bir mesaj göndermiyeceği riyaseti-eümhur sarayından ve hariciye nezaretinden bildirilmektedir.
Bitaraflık kanunu 1 Mayısta Mülga
Amsrika h«rp halinde silâh ve cephaneye ambargo koyacak
Vaşington, 19 (A.A.) - Ayandan Pittman, 30 nisan 1939 da hiikiim-süz kalacak olan bitaraflık kanununun Cash and Carry (parasım peşin verip naklediniz) maddesinin yapı lan tahminlerin hilâfına olarak 60 gün temdit edilmiyeceğini beyan etmiştir.
1 mayıs 1935 ten itibaren halihazırdaki kanun mucibince harp halinde Amerika hükümetinin alabileceği yegâne tedbir, silâh ve cephane sev-Sir Leühross, Rumanya’nın gidecek kiyatma ambargo koymaktan ibaret kalacaktır.
Pittman, ayni (cash and carry) •Tensibine müstenld yeni bir maH-
Türkiyenln Fransaya Verdiği Teminat
(Baştarafı 1 inci sayfamızda) ra, kendisinden sorulan birçok suallere cevaplar vermiştir.
Danzing hakkında, bazı yalan haberlerin tehlikesi üzerine encümenin nazarı dikkatini celbetmiştîr.
Türkiye hakkında, Bonnet, Türk hükümetinin 'Hatayı cebren işgal etmek niyetinde olmadığına dair teminat vermiş olduğunu söylemiştir.
Sovyetler birliği hakkında, Rus-yanın Polonya ve Rumanyaya karşı girişeceği taahhütlerin şümulü hakkında şimdiden birşey söylemeye imkân olmadığını ve maamafih müzakerelerin basit bir bava paktından çok daha geniş esaslar üzerinde cereyan etmekte olduğunu kaydetmiştir.
Mareşal Petainin İspanyadaki vazifesinden çekilmek arzusunu gösterdiği hakkındaki haberleri tekzip etmiştir.
Tayyarelerimiz Tahranda
(Baş tarafı 1 inci sayfada)
Türk heyeti dün Mebusan Meclisini ziyaret etmiş ve ikinci reis tarafından kabul edilmiştir.
Hemen bütün yabancı heyetler muvasalat etmişlerdir. Bu heyetler, merasim gününe intizaren tran’m güzel ve modern payitahtını geziyorlar. Baştanbaşa donatılmış olan şehir geceleri feerik bir manzara ar-zetmektedir.
İTİMAT MEKTUPLARI
Tahran. 19 (AA.) — Dün sabah Mısır'ın Tahran Büyük Elçisi Yusuf Zülfikar paşa. Gülüstan Sarayında Majeste Şahinşah’a itimad mektubunu takdim eylemiştir.
Yeni Afgan büyük elçisi B. Mohamed Nevruz Han da ayni sarayda Şahinşah hazretlerine itimad mektubunu vermiştir.
Tahran, 19 (A.A.) — Pars Ajan-' sı bildiriyor:
Paristen Bağdad’a tayyare ile gelen Fransız fevkalâde heyeti 18.30 da Tahran’a gelmiş ve burada bir müfreze tarafından askerî merasimle karşılanarak Fransız ve İran mil-! lî marşları çalınmıştır.
Vaziyette Selâh
Londraya göre beynelmilel vaziyet İyiliğe gidiyor
Londra : 19 (AA.) — Diplomasi mahafili, beynelmilel vaziyette bir nebze selâh hasıl olmuş olduğunu beyan etmektedir.
B. Hitler ile B. Mussolini, şimdi umumî bir harbe sebebiyet vermeksizin yeni bir harekette bulunamı-yacaklanna kail bulunmaktadırlar.
Ticaret Vekilimizin teşekkürü
Ankara, 19 (A.A.) — Ticaret Vekili Cezmi Ercin, vekâletin uhdesine tevdii üzerine tebrik etmek ve muvaffakiyet temennisinde bulunmak suretile şifahen ve tahriren taltif eyliyen zevata teşekkürlerinin iblâğına Anadolu Ajansını tavsit buyurmuşlardır.
İspanyanın yani Ankara Elçisi
Burgos, 19 (AA,) — opez Doriga Ispanya’nın Ankara elçiliğine tayin edilmiştir.
Gonzales Arano Norveç’e ve Gar-cio da Yugoslavya’ya tayin olunmuşlardır.
de kabul ettirmeğe uğraştığıhı söylemiştir. Mumaileyh, Amerikaile Japonya arasındaki ticaretin bazı tak-yidatına tâbi tutulmasını istemek ta-savvurundadır. Çünkil PittmSîî, 'Çin topraklarının tamanüyetini temin e-den 9 devlet muahedesinin Japonya tarafın.. a ihlâl edildiği kanaatindedir.
Le Havre; 19 (A.A.) — (Paris) vapurunda gece saat 22 de çok büyük bir yangın çıkmıştır. Vapur, i-çinde Nevyork sergisine giden birçok şahsiyetler bulunduğu haldt bugün hareket edecekti. Bundan başka vapurda değeri 25 milyon franktan fazla tutan sanat eserleri de mevcut olduğundan emniyet tedbirleri iki misli arttırılmış bulunuyordu. Buna ve şehir itfaiyesi ile tulumba vapurlarının da çalışmalarına rağmen yangın süratle ilerlemekte, vapurun tamamen kaybedilmesinden korkulmaktadır. Saat üçte ateş ikinci ve üçüncü bacalar arasında mütekâsif bulunuyordu. İtfaiye mürettebatından bir kişi yaralanmış ve emniyet servisi şefi ölmüştür.
225 metre boyu olan vapur, 34 bin 569 tonluktur.
Paris, 19 (Radyo) — Kazazede vapur batmıştır. İçindeki san’at e-serleri ve tayyareler kurtarılmıştır. Bunlar ve yolcular yarm diğer bir vapurla Nevyork’a gidebileceklerdi. Vapurda; emniyet şef* ilcbir itfaiye neferi ambara düşerek ölmüşlerdir.
Geminin bir suikasde kurban gittiği kuvvetle tahmin olunmaktadır. Çünkü, emniyet ajanları daha iki gün, evvel Havr'da bir vapura karşı suikasd ihi imalinden bahsetmişler ve tedbirler alınmıştı.
Gemide bulunan altın ile 75 milyon franklik mücevher kurtarıldığı gibi 10 tayyare de kurtarılmıştır.
Denizbank Kooperatifi
(Baştarafı 7 inci sayfada) mesi, vapur konsomasyonlarının yarı yarıya azalması, Kocataş su ve gazozlarından zarar edilmesi ve memur maaşlarına zam yapılması. U-mumî ziyanı intaç eden bu meselelere ait fasıllar ayrı ayrı mukayeseleri yapılarak heyeti umumiyeye arz edilmiştir.
Müteakiben idare meclisinin önümüzdeki sene faaliyet raporları o-kunmuştur. Bu raporda 23,000 liraya baliğ olan kadroda yüzde elli nis-betinde bir tasarruf yapılması, bankadaki paraların faizle işletilmesi, konsomasyonun artması için hariçten aza temin edilmesi yolunda tedbirler alınması kararlaştırılmıştır.
İdare meclisi raporundan sonra mürakip raporu okunmuş ve bundan sonra ortaklardan bazıları bir takrirle heyeti umumiyeden seçilecek bir heyet marifetile bütün hesapların tetkikini istemişlerdir. Bu teklif heyeti umumiyece’kabul edilmiş ve Şerafeddin, Abdullah, Baha. Cemal ve Sadi’den mürekkep beş kişilik bir heyet seçilmiştir. Bu heyet raporunu bir ay içinde hazırlı-yacak ve 19 mayısta yapılacak olan yeni toplantıda heyeti umumiyeye arzedecektir.
Bir kaptı kaçtı (Midi iki hafif yaralı var
Menemen : (Hususî) — Menemen caddesini takiben İzmire gelmekte olan (Yeni Foça) belediyesinde kayıttı şoför Hulûsinin idaresindeki j Kaptıkaçtı pazar günü biı- kaza geçirmiştir. Kaptıkaçtı şoförü, yolda karşısına çıkan yük arabasiyle çarpışmamak için yolun sağına sapmış, makine yoldan çıkarak bir hendeğe yuvarlanmıştır.
Kaptıkaçtıda bulunmakta olan Karşıyakadaki doktor B. Adil Ye-mişçioğlu ile yolculardan B. Selim hafif surette yaralanmışlardır. Evvelki gün bu haber şehirde operatör B. Âdil Bir’in kaza neticesinde parçalandığı şayiasını doğurmuş, bilâhare meselenin iç yüzü anlaşılmış ve kazanın çok hafif geçiştirilmiş bulunduğu Öğrenilmiştir.
Trabzonda yeni İçme suyu tesisatı
Trabzon : (Hususî) — îçme suyu işlerile uğraşan Hoktif şirketi faaliyetini ilerletmektedir. Değirmen-derede açılan kuyuların su tecrübesine başlanmıştır. Bu tecrübeler iki ay kadar devam edecektir.
Bu günlerde bir vapur daha malzeme beklenmektedir.
Şirketin şimdiye kadar tahakkuk eden alacağının tediyesi için Maliye Vekâletinden Mâliyeye emir verilmiştir.
Macar - Italyan * Görüşmeleri
inci sayfada) sındaki dostl.ığu hatırlatarak demiştir ki:
İtalya, Macaristan'ın kendisine a-it olan toprakları tekrar ele geçirmesi suretile adalet prensiplerinin Macaristan lehine tahakkukunu memnuniyetle karşılamaktadır. Keza İtalya, Macaristan’ın antikomin-tern pakta iltihakını da memnuniyetle karşılamıştır. Bu iltihak, iki memleketin barışın müdafaası için, olan kuvvetlerini birleştirmek hususundaki arzu ve iradelerini göstermektedir.
Macaristan’ın antikomintem pakta iltihakı, mihveri ve İtalyan-Yu-goslav anlaşmasının mülhem olduğu adalet ve barış arzusile hareket eden İtalyan politikasının hedeflerine uygun olarak, orta Avrupa’nın Tuna havzasının huzuruna ve siyasî ve İçtimaî istikrarına hizmet etmiştir.
Bu nutka İtalyanca olarak cevap veren Kont Tevki, gösterilen çok güzel kabulden dolayı teşekkür ettikten ve bu kabulün iki millet arasındaki dostluğa delil olduğunu kay-deyledikten sonra demiştir ki:
Romanın son hâdiseler esnasındaki hattı hareketi. îtalyaya bütün Macar milletinin minnettarlığını kazandırmıştır. Bu tesanüde, Macar milleti, îtalyanın kendisinden bunu beklediğini anladığı vakit, ayni te-sanüdle mukabele edecektir. Macaı milleti, İtalya’nın kuvvetli bir Macaristan istediğini bilmekte ve kendi hesabına da menfaatinin İtalyan imparatorluğu kuvvetinin en yüksek noktasına çıkmasında bulunduğunu idrak etmektedir. Hiç bir şey Macaristanı, hayırlı tesirleri mihverin kiyasetli, mutedil ve realist icraatı neticesinde Tuna havzasında görülmekte olan İtalyan politikasından ayırmamaktadır. Mihver politikasına sadık bulunan Macaristan, kendi politikasının hiç bir devlet tarafından yanlış bir şekilde tefsir e-dilmesine müsaade edemez. Budapeşte ile Belgrad arasında gittikçe artan hürmet ve riayet Roma, Budapeşte ve Berlin politikasını») kiyasetine en iyi bir delildir.
Öğleden sonra Duçe, Kont Teleki ve B. Csaky ile iki saat görüşmüşler ve mülakatta B. Ciano da hazır bulunmuştur.
Musolini bir nutuk söyliyeçek
Roma : 19 (A.A.) — Mussolini mayıs ayının ilk on beş günü içinde Torinoya giderek mühim bir nutuk söyliyecektir.
Macar kıtaları Rumen hududundan çekiliyor
Budapeşte : 19 (A.A.) — Macar kıtalarının Rumen hududundan çekilmeğe 12 nisandanberi normal surette devam ettikleri salâhiyettar mahafilde söylenmektedir.
İtalyan - Yugoslav müzakerelerine başlanıyor
Roma ı 19 (AA.) — Bir taraftan
Bn. Muazzezin Hazin Cenaze Töreni
(Baştarafı 1 inci sayfamızda) yazıda doğru hareket etmiştir.
Alayın en başında silâhlarım aşa ğı indirmiş vaziyette bir süvari kıtası ve arkasında bir piyade bölüğü bulunuyor; bunu hazin hazin matem havası çalan askerî muzika takip ediyordu. Taze bahar çiçekleri ile süslenmiş, genç Tıbbiyeli subaylarının elleri üstünde taşman tabutun önünde elliye yakın muhteşem çelenk bulunuyordu.
Mareşalimizin sevgili kızının ce-naze^in le; başta Reisicumhur İsmet İnönü olmak üzere bütün Vekiller, generaller, İstanbul kumandanlığı, Harp akademisi, Askerî Tıbbiye, Atış okulu, İstanbul belediyesi, Üniversite, Güzel sanatlar akademisi muallim ve talebeleri ile Şişli Terakki lisesi ve diğer bazı teşekküllerle mektepler çelenk göndermişlerdi.
Bunların en başında Reisicümhu-rumuzun dört erimiz tarafından taşman, muhtelif nadide çiçeklerden yapılmış ve gümüşî renkte yaldızlı büyük yapraklarla süslenmiş muazzam çelenk; bilhassa nazarı dikkate çarpıyordu.
Askeri muzikanın hazin matem havası arasında ağır ağır ilerliyen tabutun arkasında cenazeyi takip edenler geliyordu.
Bunların önünde; Mareşal Fevzi Çakmak sivil olarak bulunuyor, yanında; Reisicümhurumuz namına cenazeye gönderilen yaver Şükrü, Orgeneral Fahreddin Altay, general Ali Sait, Vali ve Belediye reisi Dr. Lûtfi Kırdar, Emniyet müdürü B. Sadri Aka ile diğer askerî erkân bulunuyordu.
Bunları takiben de; şehrimizdeki mebuslar. Vilâyet, Belediye ve Parti erkânı ile Üniversite rektörü B. Cemil Bilsel ve bazı profesörler, Güzel Sanatlar akademisi muallimleri, muallimler ve muhtelif zevat geliyordu. Bayan Ayşe Muazzezin bedbaht zevci, Güzel Sanatlar akademisi müdürü B. Burhan Toprak ta; Mareşalin arkasında ve arkadaşlarının arasında derin bir teessürle, sakil ilerliyordu.
Sivil ve her sınıftan askerî zevatın arkasından Bahriye, Yedeksubay okulu, bir izci mangası, talebeler ve Güzel Sanatlar akademisinin kız, erkek bütün talebeleri de cenazeyi takip ediyordu.
Bu suretle teşekkül eden ve iki yandan polislerin kordonladığı cenaze alayı; Sultanahmet - Çarşıkapı caddesini takiben ağır ağır ilerliye-rek tam saat yarımda Beyazıd camine geldi.
Alayın geçtiği yol istikametinde ihtiramla sıralanan bütün halk büyük bir acı ve teessürle bu hazin merasimi seyrediyor ve merhumenin taze bahar çiçeklerile süslenmiş tabutunu gören ihtiyar anenler, genç kızlar hıçkırarak ağlıyor, daha hayatının ilkbaharında zalim hastalığa kurban giden zavallı Ayşe Muazzeze Allahtan Imağfiret diliyorlardı.
Cenaze; Berazıd amiinde namazı kılındıktan sonra; Eyübe hareket edildi ve merhume burada ailesi makberesine defnolunarak Allahın rahmetine bırakıldıL_______
Mîllî müdafaa bütçemize yapılan zam
Ankara, 19 (Telefonla) — 938 yılı Millî Müdafaa Vekâleti bütçesinin muhtelif fasıllarına munzam 2 milyon 402 bin 38 lira verilmesi hak-kındaki kanun çıkmıştır.
İtalya ile Macaristan arasında müzakereler devam ederken diğer taraftan da cumartesi günü Venedıkte Kont Ciano ile Markoviç arasında îtalyan - Yugoslav görüşmeleri baş-lıyacaktır. Bu müzakerelerden maksat îtalyanın arzu ettiği Macar -Yugoslav yakınlığını temin için halihazırdaki îtalyan - Macar görüşmelerini tamamlamaktır.
İyi haber alan malıfellerde söylendiğine göre Macaristan ile Yugoslavya arasında bir yakınlık husule gelmesini temin etmek tilere ttal-ya ile Macaristan arasında yapılan müzakereler müsaid bir hava içinde inkişaf etmektedir.
TIRİIAIAH
20 NİSAN İM»
'______
CHER KESİN
ANLADIĞI GİBİ )
Kime Sorsak ?
Hep merak edilen tek mevzu veya birçok mevzular var. Almanya-îtal-ya ile beraber meşhur İngiliz üssü Ccbelüttarık’a veya Ispanya Fakında beynelmilel olan Tanca'ya hücum edeceklermiş. Edebilirler mi, ederlerse muvaffak olurlar mı? Fransız filosile takviye edilen büyük Ingiliz donanması karşısında kifayetsiz Almar filosu bir iş yapabilir mi?
İtalya, zaten dost olduğu Yugoslavya’yı, (ilhak) eylediği Arnavutluğu ve arzı istiman eden Ylınanis-tanı tutarak Balkan paktını ortadan kaldıracakmış. Biz Küçük itilâfın iddialarını, âkibetini d)- görmüşüzdür. Almanya bugün Dobriceyi Bulgru-lara, yarın Transilvanya’yı Mimarlara vererek ve Romanyayı dostane geçerek do«t Bulgar arazisinden a-şağıya inecekmiş.
Bütün bu mevzular ve sualler ki, müteheyyiç halka sorulmaktadır. Hakikat ise yürüyor. Dün Avusturya, Çekoslovakya, Memel; bugLr. Arnavutluk işgal ediliyor. Yaruı sıra kimin belli değildir, ilk plânda Dan-zig var, diyorlar.
Büyük demokrasilerin «esi ise gürlüyor. (Bu asırda milletler e-sir edilemez.) Evet, öyle, ama... doğru hakikati öğrenmek isti-yen bir dünya efkârı umumiyesı var. Ona, yüzde kırk inanılabilecek birşey söylesek emrivâkilerin hiç olmazsa tahayyül zevkini verirdik.
Şimdi düşünenler ve beklenenler bunlar, acaba olur mu, olmaz mı? Onu galiba tali ve ilâhlar dahi bilmiyor.
Feridun Osman
Sarhoşlukla cam yutmuş
İzmir : (Hususî) — Eşrefpaşada Hasanağa sokağında oturan Yusuf oğlu İsmail, evvelki gece fazla sarhoş olarak rakı kadehini kırmış ve parçalarını yutmuştur .
Bu garip mezeyi midesine indiren adam bir müddet sonra bayılmıştır. Hastaneye kaldırılarak İsma-ile ameliyat yapılmıştır. Midesindeki cam parçaları temizlenmiştir.
İzmit ceza evi
İzmit : (Hususî) — İzmit Ceza evinde 450 vatandaş muhtelif suçlardan mahpus bulunmaktadır. Şehrimizde yeni bir ceza evi yaptırılması Adliye Vekâleti tarafından kararlaştırılmış olduğu halde münasip bir saha olmaması dolayısile inşasına henüz imkân hasıl olmamaktadır.
Bugünkü hapishane binası mümkün olduğu kadar sıhhî bir hale konulmuş, bir ıslahhane haline getirilmiştir.
Ceza evinde müddeiumumimiz I Hamdi Doğunun direktifleri üzeri-! ne gayretli müdürü Necati Acar tarafından birçok yenilikler tatbik edilmekte ve şevki kaderle suç işlemiş vatandaşlar vatana faydalı bir uzuv olmak yolunda çalıştırılmaktadır.
Hapishanede okuma yazma bilmi-yen mahkûmlara muntazaman dersler verilmiş ve bunlar esaslı bir şekilde okuma yâzma öğrenmişlerdir.
Ayni zamanda îzmit Ceza evi sanat meşheri halini almıştır. Her bakımdan sağlam, zarif, ucuz, malzeme ve eşyalar imal edilmektedir. Bilhassa; çorap marangoz, kundura, oyuncak, atölyelerinde hummalı bir faaliyet meşhut olmaktadır.
İzmit Ceza evinde daha fazla sanat atölyeleri açılmak için teşebbüsler vaki olmakta ve bilhassa bir matbaa kurulmak üzere tetkikler yapılmaktadır.
r Bergama gezintisi
îzmir : (Hususî) — Turingkulüp îzmir şubesi, bahar ve yaz gezinti programını tatblka başlamıştır. İlk olarak önümüzdeki hafta Bergama-ya bir gezinti yapılacaktır. Bu gezintide Bergama harabeleri ziyaret edilecektir.
Yamanlar kampı
İzmir : (Hususî) — Yamanlar kampı 20 Haziran tarihinde açıla-oaktır. Veremle Mücadele Cemiyeti -fcamp hanrlıklariyle meşgul olmakladır .
Köroğlu İle Hoylu
Nerede İse İki Yiğit İki Dağın Çarpışması Gibi Çarpışacaklardı
— 13 —
— Allah göstermesin! Ölürüm de bir daha oraya ayak basmam Hem o benim babam değil ki... Benim babam öldü.. O, sırf benim mallarıma konmak için böyle yapıyor. Beni her gün sabahtan kadar dövüyor. Beni kendisine bir
esir, bir köle yapmak istiyor. Kasabbaşı denilen bu adamın ne kadar yalancı, ne kadar hilekâr oldu* ğu, Köroğlunun kendisinden beş yüz altın aldığı* na dair iftirada bulunmasile de sabittir. Köroğlu ondan beş yüz altın değil, beş akçe bile almadı.
Bu sözlerin her biri Hoylu Beyi hayretten hayıete düşürüyordu. Şimdi kendisine bu yalanları attıklarından dolayı Kasabbaşıya da, Paşaya da müdhiş kızmıştı. Köroğlu, Huylunun üzerinde vukua gelen bu tahavvülâtı büyük bir memnuniyetle seyrediyordu.
Hoylu bir taraftan bunları düşünürken, bir taraftan da gözünü Köroğlunun atından ayırmıyordu. Ne müdhiş, ne yaman bir hayvandı bu. Şu at bir onun olsa, o zaman dünyaya hükmet mesi işten bile olmazdı. Hazır bir vesile de vardı Şimdi Ayvazı almak için değil, atı ele geçirmek için çarpışmak istiyordu.
Bunu kararlaştırdıktan sonra, yeniden dizginlerini topladı. Atının karnını mahmuzladı. Kılıcını havada şöyle bir salladı. Sonra aldı Huylu Bey, bakalım ne söyledi:
Benden korkmadın mı geldin buraya
Kır atı bırak da kurtar başını
Duymadın mı keserler kelleni burda
Çalarım kılıcı kesem başım
Aldı Köroğlu:
Acem illerinden serpildim geldim' Girelim meydana meydan benimdıX Kır atım bir aygır ben de bir arsja Çalarım, kılıcı meydan benimdir
Aklı Hoylu:
Bir kılıç vuranda biçerim seni
Güı.ıüşlü kırbaca dolarım seni Mızrağı atar da delerim seni Gönder koca kır atı kurtar başını
Aldı Köroğlu:
Girelim meydana meydan tanıyam Yaradanın birliğine kaniim
Gel görüşek ben de seni tanıyam Zabtetmişem Arabistan benimdir'
Aldı Hoylu:
Karadeniz gibi kaynar coşarım, Coşkun sular gibi boydan aşarım Amed sinene eğri kılıç döşerim Atı teslim et de kurtar başını
Aldı Köroğlu:
Yürü çok lâf etme buyur meydâna Ben de kim olduğum bildireni Hamy Atarım bir topuz kıyarım cana Baştan başa Acemlstan benimdir.
Aldı Huylu:
Adım Deli Hoylu, özüm bir arslan
Bir kule yaptırdım kestiğim baştan Bir lezzet alamam tuttuğum işten Kalk bırak kır atı da kurtar başuv
Aldı Köroğlu:
Adımı sorarsan Köroğlu Ali
Kavga görmiyeli deloldıım deh Çamlı bele çekilir beyimden biri Her yerin şahıyım, meydan benimdir.
Nerde ise iki yiğit, iki dağın, iki bulutun çarpışması gibi çarpışacaklar ve etraflarına kılıçlarından şimşekler, kasırgalar saçacaklardı ki Hoylu birdenbire durdu. Aklından birşeyler geçirdi. Sonra Kör oğluna döndü:
— Köroğlu, ben senden yana olmıya karar verdim. Paşakapısuıda uşaklık etmektense Bolu dağlarında seninle birlikte efendilik etmek bana daha iyi görünüyor. Beni kabul eder misin?
Köroğlu, esasen ondan böyle bir söz bekliyordu. Hemen kılıcını kınına soktu:
— Büyük bir sevinçle... Esasen ben, sen gibi bir yiğitten böyle bir hareket beklerdim, ikimiz beraber olduk mu, bize kimse karşı koyamaz.
— Bunları sonra konuşuruz. Şimdi fazla vaktimiz yok, çünkü arkadan öbür askerler de geliyorlar.
—- Haydi öyle ise hemen yola koyulalım.
— Benim aklıma birşey geliyor. Biz kaçtıkça askerler de peşimizden ayrılmıyaeaklar ve Çanılıbele kadar gelecekler. İyisi mi. bunlara bir oyun oynıyalım da takiplerinden kurtulalım.
— Ne yapalım?
— Şimdi sen benim ellerimi, ayaklarımı bağla... Elbiselerimin ötesini, berisini yırt ve bıçakla vücu-dümde ufak tefek yara izleri yap! Arkadan öbür askerler beni bu şekilde görünce korkup geri dönerler. Ben de bir yolunu bulup onlardan aytılır, sana arkandan yetişirim.
— iyi bir fikir! Görüyorum ki, sen yiğit olduğun kadar da akıllı bir adamsın. Zaten dünyada ne çok kuvvetli, ne de çok akıllı olmak kâfidir. Sadece çok kuvvetli olursa nihayet bir kişiye, beş kişiye, on kişiye karşı koyabilir. Fakat birkaç kişi dalıa geldi mi, altındaki atın kanıma bir ok yapıştırdılar mı, hapı yutar. Çok akıllı olur, fakat kuvveti olmazsa o zaman da hilekâr bir adam olur. Onun için insanın hem kuv-Böyle deyip Köroğlu da, Hoyhı da atlanndan in-vetli, hem de akıllı olması lâzımdır.
(Devamı var)
MÜTEFERRİK t
Radyo aboneleri mütemadiyen artıyor
Son çıkarılan istatistiklere göre yurdumuzdaki radyo makinesi miktarı 60 bini tecavüz etmketedir. Bu aded seneden seneye artmaktadır. Yalnız geçen sene ithal edilen makinelerin kıymeti bir buçuk milyon Türk lirasına yakındır. 1930 senesinden itibaren 938 senesi sonuna kadar hariçten muhtelif tip ve markalı olarak dokuz sene içinde memleketimize üç milyon 213 bin lira kıymetinde 772,104 kilo ağırlığında radyo yedek makinesi İthal edilmiştir.
Adalar ve Kadıköy İlk bahar tarifeleri
Deniz Bankın Adalar ve Kadıköy hatlarına ait ilkbahar tarifeleri 30 Nisandan itibaren tatbik edilmeğe başlıyacaktır. Tarifeler tamamen hazırlanmış olduğundan birkaç güne kadar iskelelere asılacaktır.
TUrk Labrantın İçtimai
Dün akşam Eminönü Halkevinde içtima yapacak olan (Türk Lab-rantlan kurumu) azanın ekseriyeti I gelmemişold uğundan toplantı 8-B- i 939 günü akşamına tehir edilmiştir.
Kopan şamandıra yerine kondu
Haydarpaşa mendireğinin şimal tarafındaki mağruk tekne üzerinden bir müddet evvel kopmuş olan şamandıra Liman idaresi tarafından tekrar yerine konulmuştur. » j
IKTlBAT İŞLERİ 1 ihracatı kontrol müdürlüğü
İktisat Vekâleti ihracatı kontrol müdürlüğüne eski İskenderiye ticaret ataşesi B. Turhan Celâl tayin edilmiştir. Turhan Celâl vaktile İstanbul Türkofis direktörlüğünde uzun müddet mesaisile Vekâletin takdirini celbetmiş, bundan sonra Bombay ataşeliğine, Bombaydan da tskenderiyeye, gene ticaret ataşeliği ile tayin edilmişti. Turhan Celâle yeni vazifesinde muvaffakiyetler dileriz.
İzmir Enternasyonal fuarı
Bu sene daha geniş bir surette açılacak olan İzmir Enternasyonal Fuarı için Türkofiste yapılmakta olan hazırlıklar ilerilemektedir. Bu , sene hariç ve dahilde Fuara karşı olan rağbeti arttırmak için muhtelif lisanlarda yeni broşürler basılmıştır. Bu boşürlerin her senekilerden daha mükemmel olmasına itina edildiği gibi yurdun her tarafındaki tarihî ve İktisadî bakımlardan karakteristik varlıkları güzel levhalar halinde tebarüz ettirilmiştir.
Bu cümleden olmak üzere dün Türkofiste Fuar komitesi bir toplantı yapmış ve hazırlıklar etrafında yeni kararlar vermiştir. Haber aldığımıza göre Fransa hükümeti bu senek! İzmir Fuarına her sene-kinden daha zengin ve geniş bir surette iştirak etemğe karar vermiştir. Bu karar alâkadarlara bildirilmiştir. Fuara iştirak için her taraftan bashmıs olan müracaatler art-
TENKİT
Okullarda yazı dersleri
maarifte :
Değişen dekanlar vazifelerine başladılar
Üniversite dekanlarından bazıları
Son birkaç sorıedû* tatbik edilen İlk okul müfredat programının hayırlı s-smerataiııi İnkâr etmek hak aızîık omr. Bu programın terbiye ve tedris «istemimize ne kadar uygun olduğu meydandadır. Çünkü 1815 de Stefani tarafından neşredilen kitapla ortaya konan yazı tedrisatının usulleri; veya di-1 ğerlcriniıı kurduğu esaslar bir del bu zurn(uıa kadar hiç tatbik edilme-| miş: bilhassa, çocuğun yazı faaliyetini mü«akil olarak çalışma neticesine bağlamak düşünülmemiştir.
Cumhuriyet çocukları her hususta olduğu gibi tedrisatın bu safhasında da kendinden evvelki bütün nesi ilerden daha bahtiyardır. Hakikaten bizim zamanımızda bu yazı işine ehemmiyet verilmemiş ve elimize verilen örnekleri kopya ettirmek suretile yanlışlarımıza münferit olarak nazarı dikkatimiz celbe-dilmiştir. O vakit muayyen kabili -yet ve istidattaki çocuklar bu işte ilerliyor ve dolayısile resim gibi yazının da bir istidat .meselesi oldu-| ğu» - yaulış bir şekilde - bir dava halinde güdülmüş bulunuyordu*
Fakat bilâhare "harflerin nasıl teşkil edileceğini,, ortaya koyan A. Dürer ve onu takip eden diğerinin iddiaları memlketimizde yer bul -mağa başladı ve eski davadan or -tada hiçbir şey kalmadı.
Artık bugün, imlâ derslerde beraber yürümesi tavsiye edilen yazı derslerinde, bir çocuğun yaptığı hata bütün sınıfın müvacehesinde dik katle tetkik ediliyor, herkesin ayni yanlışlığa uğramaması ve dolayısi-le esas noktalar göz önünde tutularak doğru ve güzel yazılma usulünün talebelerde kökleşmesi temin ediliyor.
Bugün, yazı dersi için aşağı yukarı bir savaş açılmış; değil ilk ve orta okul talebesinin yetişmesi, hattâ bütün Öğretmenlerin bile bu işle yakından uğraşmaları temin edil -miştir. Bilhassa ilk tedrisat öğret -menlerinin kendilerini yetiştirme hu susundaki gayretleri ve yazı programının direktiflerine uymak için nasıl çalıştıklarını biliyoruz. Ken -dilerine bağlı bulundukları vekâlet -ten ve kültür direktörlüklerinden ya pılan yazılı ve sözlü yardımlar, bu hususta kâfi miktarda yetişmelerine de âmil olmuştur kanatindeyiz. Ezcümle tatbiki imkânları, en müşkül derslerden biri olan resim - iş meselesi üzerinde ne kadar durulduğu ve yalnız bu mesele üzerinde Istanbulda beş kurs açıldığı ve bir kaç konferans verildiği, İstanbul kültür direktörlüğü tarafından resim - iş namile bir broşür çıkarıldığı alâkadarların hatırındadır-
îlk okul müfredat programının tatbikinden evvel ne olduğu belli ol-mıyan bu yazı tedrisatı davası, prog ramın tatbikinden sonra ilk başlama mümareselerini öğretmenlere anlatmıştır. Mamafih şunu da söylemek isteriz ki asıl en mühim kısım olan da dekoratif yazı hakkında hiç nümune olmadığı gibi, harflerin ne suretle yazılacağı, kelimelerin nasıl teşkil edileceği, ve nihayet satha yazının ne suretle taksim edileceği hakkında da nümuneler mevcut değildir.
Bu suretle mahiyeti kısmen meç hul bir meselenin ne faydalar temin ettiği de yeni neslin yazılarındaki noksanlar anlaşılabilirdi. Bunun için bu hususta, en esaslı noktaları tebarüz ettirecek esasları ihtiva e-
istifa etmişler ve yerlerine yenileri tayin olunmuşlardır. İstifa eden dekanlar ve yerlerine tayin olunanlar şunlardır:
İstifa eden Tıp fakültesi dekanı Nureddin Âli yerine profesör Ahmet Kemal Atay getirilmiş, eski dekan profesör kadrosuna alınmıştır. Fen fakültesi dekanlığına fizik profesörü Fahir Yeniçay tayin edilmiştir. Bir zamandanberi münhal bulunan Edebiyat fakültesi dekanlığına da Yüksek öğretmen okulu müdürü Hâmid getirilmiştir. Yeni dekanlar vazifelerine başlamılşardır.
Diğer taraftan profesörler arasında da bazı değişiklikler olacağı söyleniyor. Maarif Vekili Haşan Ali Yücel makamlarından ayrılan dekanlara vazifelerinde gösterdikleri faaliyetlerinden dolayı teşekkür etmiştir.
BEYOĞLU HALKEVİNDEN:
20 Nisan 939 Perşembe günü saat 18,30 da Evimizin Tepebaşmdakl merkez binasında Doçent Yavuz Abadan tarafından «Türk Teşkilâtı Esasiyesi bakımından Hürriyeti mevzuunda mühim bir konferans verilecektir.
maktadır. Sergi komitesi Fuarda yapılacak inşaatın geç kalmaması için bu sene eeaslı tedbirler alacaktır
Sinema dünyasının en çok sevdiği en yüksek yıldızı
DANİELLE DARlEU-’un Bugüne kadar eşi görülmemiş en mükemmel şaheseri, Macar Çigan müziklerinden Ateş alan Film.
ŞAFAĞA DÖNÜŞ
Bu akşam 9 da Müstesna bir müsamera İle LALE Sinemasında
BAHA PÜRLER
den kitapların çıkması lâzımdı. r'ü-şündük bu husustaki neşriyatın aşa ğı yukarı şunlardan ileri geçmediği neticesine vardık: İlk okul müfredat programının yazı kısmı, İstanbul ilk tedrisat müfettişi (Mansur Tekin) in tercüme ettiği ufak bir broşür, Bursa öğretmenlerinin çıkardığı (Dekoratif yazı) adlı bir broşür, ve vekâletin neşrettiği ufak bir broşürü.
Bu husustaki esaslı tedbiri İstanbul Erkek öğretmen Okulu öğretenlerinden Şükrü özaltan ve Fevzi Selen’in müştereken yazdıkları (Okullarda yazı dersleri) ismindeki kitapla alınım* görüyorum. Bu kitap ilk tedrisat yazı programımı ta-mamile teşrih etmekte ve asıl davayı mükemmelen anlatmaktadır.
Her ilk tedrisat öğretmeninin çalışma kitabı olarak intihap edeceği bu kitabın fihristi bize hangi bahisleri incelediğini gösterdiği gibi çalınma esaslarının da ne kadar metin olduğunu meydana koyar-I — Temel yazı (kalem ucu) A — Temel harflerin büyükleri? 1 — Esas çizgiler, 2 — Harflerin birbirine benzerliği, 3 — Harflerin boylan, 4 — Harflerin eni.
B — Temel harflerin küçükleri, 1 — Küçük harflerin büyüklerle mü nasebel leri, 2 — Küçük harflerin birbirine benzerliği, 3 — Çizgilerin istikametleri, 4 — Saha.
C — Rakkamlar ve işaretler.
H — El yazısı.
A — El yazısının esasları: 1 — Küçük harflerin bitişmesi, 2 — Büyük harflerin bitişmesi, 3 — El yazısında seyyaliyet, 4 — Yazıda şah( siyet.
B — İlk sınıftan itibaren el yazısı, 1 — Birinci sınıfta el yazısı, 2—• İkinci sınıfta el yazısı, 3 — Üçüncü sınıfta el yazısı, 4 — ikinci devre el yazısı . , ?
HI — Dekoratif yazı.
A — Dekoratif yazının esasları, 1 — Harflerin yazıldıkları sahada değişiklik, 2 — Harflerin eninde değişiklik, 3 — Harflerin dik çizgilerinin eğriliği, 4 — Yassı uçlarla yazı: a - Yassı ucun kâğıda eğri olarak tatbiki, b - Düz olarak tatbiki, c - Yassı ucu çevirerek yazmak, 5 - Yassı uçlarla el yazısı, 6 - Yazıda istif.
B — İlk sınıftan itibaren dekoratif yazı, 1 - îlk devrede dekoıatif yazı, 2 - Dördüncü sınıfta dekoratif yazı, 3 - Beşinci sınıfta dekoratif yazı. ,
Bu bahisleri ihtiva eden kitabın bütün nümuneleri gayet dikkatle hazırlanmış ve Sutterlin, Sigfrod, Degerol, Prof. Hugo Bosch, Leg -rün, Franz Leberecht, Rudolf Kot h gibi dünyada yazı hakkında değişmez yenilikler yapan meşhur peda-gokların kendi el yazılarından numuneler, el yazılarına akseden fi -kir, tesbit edümiştir.
Bilhassa diğer memleketin her sınıf çocuğu ile bizim talebelerin mukayeselerini gösteren misaller çok enteresandır.
Müfredat programının esas nok-falarını göz önünde tuttuktan ve yeni yazı şekillerinin metanet ve pürüzsüzlükten gelme güzelliğini gördükten sonra; bazı tabelâcı zihniyeti güdenlerin, "yeni mütevassitl yazıda sanat yoktur,, sözlerinin nasıl mânâsız ve gayritabiî olduğunu, yazı işinin tatbiki riyaziye kısımlarından biri bulunduğu ve çocuklara, ilerdeki resim derslerinde yar -dımcılık edecek mahiyet aldığın: bir kere daha kabul ettim-
20 NİSAN mı
t I II II Al A M
S«yf«ı S

M
İKTİBAS VE TERCÜME HAKKI MAHFUZDUR
ERZiNCRORZURUlt
,|KURTULUXU|....
Yazan • • 1---' Kâzım Karabekır
ݮKr7 Yazan : General
- 45 -
Ermenikumandanına
CEBELÜTTARIK
Akdenizin En Büyük Deniz Üssünün Tarihi
Üssünün Tarihi
Gönderdiğim Mektup
“9 Mart Akşamına Kadar Tekmil Arazimizi Terkedeceksiniz !„
‘Aksi Halde Dökülecek Olan Kanların Mes’uliyeti Tamamile Size Raci Olacaktır,,
Birinci Kafkas Kolordu karargâhının
3 — Garanda 400 neferlik Ermeni eşkiyası görüldüğüne nazaran bu şakilerin Ilıcaya baskın yapacak kıtaatımızın yanına bir tesir icra edememeleri zımnında tenkilleri için o cihete gönderilecek süvariden maada Abülhindi - Garan istikametinde bir piyade kuvvetinin de tahrikini lüzumlu görmekteyim. 2 nci avcı tabur, yedi gündür mütemadiyen yürüyüş yaparak ancak 7 Mart 334 akşamı Aşkaleye muvasalat etmiş olduğundan bu taburun 10 Mart 334 günü Erzurum cenubundan harekâta iştirakine imkân göremiyorum. Binaenaleyh Ilıcada çetelerin mukavemeti görüldüğü takdirde bu çetelere yandan Piyade ve Top-çusile tesir yapması ve Ilıcada mukavemet görülmediği takdirde düşman hattı aslîsinin Karasu şimalindeki akşamına karşı taarruz etmek ve muvaffak olur da siperlere girilirse siperler boyunca cenuba doğru taarruzla hattı aslî mukavemette devam ederse çetelerin mukavemetini sarsmak vazi-fesile 2 nci avcı taburunun da makineli bölüğü ve cebel takımı ile beraber Karasu şimalinde istihdamı ve buna nazaran ileri yanaştırılması muktezi-dir. 2. Avcı taburuna mukabil hâlen Cidaride bulunan 84. tabur Halid Bey emrine verilsin.”
Şarkî Dersimliler eğer Erzurumla Hasankale-nin irtibatını keserlerse büyük mükâfat vereceğimi de yazdım. [Bunu yapamadılar.]
Fırkaya verdiğim emri ordu kumandanına da bildirdim.
Kavurma Çukurunda yakalanan bir Ermeni çocuğu Yeniköyde karargâhıma getirildi. On üç yaşlarındaki bu çocuğun bizden malûmat almak üzere Erzurum’dan gönderildiğini anladım. Muharebede izci teşkilâtının bu kabil yardımlar yaptıkları her memlekette vakidir. Bu çocuktan ben de bizim ordumuzun menfaatine istifadeyi düşündüm. Bunun için kendisine iyi yemek yedirdim ve iyi muamele ettirdim. Birçok asker, top, makineli tüfek de gösterdim. Sonra da kendisine şunu söyledim:
(Cesur çocuk! Sana, senden istediklerinden fazla malûmat vererek Erzurum’a göndereceğim. Şu mektubu koynuna koy. Bunu Erzurum’daki en büyük rütbeli Ermeni kumandanına ver, ve de ki: Kâzım Ka-rabeklr adındaki bir kumandan bunu sana gönderdi. İki kolordu ile birkaç gün sonra Türkler Erzurum’a taarruz edecekler. Türklerin taarruzundan önce Erzurum’dan çekilsen iyi olur.)
Çocuğa bu sözleri birkaç kere tekrar ettirdim. Eline verdiğim mektubun muhteviyatı aynen sudur (1):
ERZURUMDAKt ERMENİ RtlESASINA
- t» ~ 7/3/334
Rusya Cumhuriyete sulh aktedlldi. Rus'lar bu sulh muahedenamesı mucibince 93 seferinde ellerine jeçen arazimiz dahi dahil olmak Üzere tekmil mema-
bulunduğu Refahiyeden bir görünüş
likimizi tahliyeyi taahhüt ettiler ve ekser akşamını tamamen tahliye ederek çekildiler. Diğer cihetten bir çok kıtaatımız Batum’a çıkmaktadır. Bunlar, Kars’a doğru yürüyeceklerde. Biz Rusların esirlerini, Ruslar da bizim üşer uzı iadeye başladık. îlk kafilei üsera-yı biribirimize verdik. Rusların tahliye ettiği araziyi teslim almak üzere kolordularımız Erzurum civarında toplandı. Bu hareKetimiz esnasında karşımıza çıkacak her silâhlı pek tabiî olarak âsi telâkki edilecek ve hakkında kanunun emrettiği en ağır ceza tatbik edilecektir.
Erzurum’da medeniyet ve insaniyete külliyen muhalif olan harekâtı icradan vazgeçerek nihayet 0 mart 334 akşamına kadar Erzurum’u ve sonra da tekmil arazimizi terk ile Kafkasya dahiline çekilmenizi ihtar ediyorum Bu ihtarıma tevfikan hareket etmediğiniz takdirde dökülecek kanların pek ağır olacak olan mes’uliyeti tamamile size raci olacaktır.
Kolordular Kumandanı Kâzım Karabekir
Zayıf olan düşmana bu kabil mektupların ezici tesirler yaptığını askerî tarihte birçok misallerde bildiğim gibi Edirne’de Bulgarların kale kumandanı Şükrü Paşa’ya gönderdikleri mektupların tesirine de bizzat şahit olmuştum: Mütareke Komisyonu reisi sı-fatile bana verdikleri mektubu açarak okumuş ve altına daha sert bir cevap yazarak geri vermiştim. Fakat kırıcı mektup göndermek fırsatını bulmuşlar. Kırcaali sonra başka vasıta ile daha başka mealde maneviyat kırıcı mektup göndermek fırsatını bulmuşlar. Kırcaali müfrezesi kumandanı Pader Paşaya da böyle bir mektupla tesir yapmış olduklarmı arkadaşlardan dinlemiştim.
işte şimdi ben de bu ruhî silâhı kullanıyordum. Ermeni çocuğunu bir ata bindirterek, şose boyunca birçok kıt’alarımızın içinden geçirterek müreffehen Erzurum’a gönderdim. Yollarda bazı kıt’alarla temasta bulunulmasını ve çocuğa işittirecek veçhile (Birinci ve ikinci Kafkas kolordularının Erzurum’a taarruz e-deceği) hakkında bir takım konuşmalar yapılmasını da temin ettim.
Ingilizler Bu Mevkie Niçin kıymet veriyorlar
Bugünlerde siyasî buhran Akdenizin şark kısmını sarstıktan sonra şimdi de garp kısmına intikal etmek üzeredir. Bu arada ilk hatıra gelen mesele, Cebelüttarık meselesi, Ingı-lizlerin mühim bir beynelmilel transit yoluna hâkim olmaları ve arzularına göre bu methali mürakabe edilmek kabiliyeti hatıra gelmektedir.
j İngilizlerin, Akdenizin bu kısmında yani Cebelüttarık boğazında sev-külceyş bakımından mühim bir mevkii ele geçirme teşebbüsleri şark ile Ingiliz tacirlerinin ticarî münasebetlerinin inkişafile başlar- Bilhassa o devirlerde Afrikanın şimal sahillerinde cevelân eden korsanlara karşı bir hareket noktası elde etmek başlıca gayedi. Fakat bu siyaset devam etmedi. Ingilizler bu noktadaki faaliyetlerini gevşettiler. Buna rağmen Britanya devleti, 1662 de, Ingiliz kralı ikinci Şarl ile evlenen Kate-rinin düğün hediyesi olarak getirdiği Tanca şehrine sahip oldu. Fakat 1684 de bu mevki de bırakıldı.
Bundan sonra Gilyom Döranjin Britanya krallığına gelmesinden 1815 tarihine kadar, Cebelüttarık boğazında yeni bir Ingiliz siyaseti başlar. îngütere ile Fransa arasında vukua gelen veraset harbi bu iki devlet arasındaki mücadeleyi Akde-nize de sıçrattı. O vakit Cebelütta-rık boğazı Britanya hükümeti nazarında başka türlü bir mâna ifade etti- Daha o devirde Fransızların Atlantik ve Akdeniz filolarını ayırmak Britanya deniz tabiyesinde büyük bir mevki tuttu. 1704 de Ingiliz amirali Rooke, Barselonda muvaffak ı-yetsizliği uğrayınca, Ingiltereye eli boş dönmemek için Cebellüttarığı işgale kalktı. Cebelüttarık 24 temmuz 1704 de teslim oldu. Fakat Fransızlarla Ispanyollar Ingilizleri bu mevkiden atmak için 1705 tarihine kadar uğraştılar. Nihayet bu kayalık îngilizlere bırakıldı.
Britanya hükümetinin bu yerlerdeki hâkimiyeti 27 mart 1713 Madrid muahedesinin dördüncü maddesi ve nihayet 13 temmuz 1713 Utredit muahedesinin 10 uncu kısmı ile taayyün etti. Ingiliz kuvvetleri, işgal ettikleri bu yerden çıkamıyorlardı. Bununla berober Ispanyollar bu yer den birtürlü vazgeçmiyorlardı. Hattâ İngiltere Şimalî Afrikada meşgul İngiltere Şimalî Afrikada meşgul iken, Ispanya büyük hazırlıklardan sonra 1779 da Fransa ile anlaşarak ve onun yardımile Cebelüttanğa taarruz ile muhasara etti. Bu muhasara keyfiyeti İngilizlerin kayalığa yerleşmelerindenberi vukua gelen on dördüncü taarruz idi. Ve takriben dört sene kadar sürdü. Kayalıktaki Ingiliz askerleri, kendilerinden çok kuvvetli ve fazla mıkdarda olan Ispanyollara mukavemet gösterdi.
Neticede İngiltere, Versay mua-hedesile, yeniden Cebelüttarığı mu hafaza etti. Artık İngiltere bu miis hafaza etti.
Artık Ingiltere bu müstahkem mevkide Akdenizdeki daimî de-
Fransız Akdeniz filosu bir geçit resminde
niz kuvvetleri için bir istinad noktası vücude getirmek niyetini izhar etti. Ve Süveyş kanalının açılması boğazın ve dolayısile Cebelüttarık kayalığının ehemmiyetini bilhassa tebarüz ettirdi,şimdi ortaya bir de imparatorluk yolunun himaye ve müdafaa meselesi çıkmıştı. Kayalık müthiş surette tahkim edildi- Zira arka taraftaki İspanyol kuvvetlerine ve toplarına karşı mukavemet, îngi-lizlerin beklediği emniyet marjını ve-remiyecekti. Bu sebepten Ingilizler bu mevkii, boğazın Afrika sahilinde bulunan ve diğer bir İspanyol mev-kiile değiştirmek istediler. Bu hususta Ceuta ilk hatıra gelen yer oldu. Ingiltere, sağlam surette tahkim edilmiş Ceutanın, Cebelüttarık kadr-" ehemmiyet kesbedeceğini bilmiyor değildi. Fakat, İspanyolların muhalefeti ve haricî münasebette vukua gelecek fena akisler, Britanya hükümetinin bu kararını tatbik sahasına koymasına mani oldu.
Bu arada Ispanyollar Cebelütta-nktan bir türlü vazgeçmiyorlardı. Umumî harp nihayetinde Ispanyol-lar bir aralık kayalığa sahip olacaklarını ümit ettiler. Fakat Paris muahedesi onları inkisarı hayale uğrattı. Ingiltere, ayni kıymette bir taviz almadan Cebelüttarığı bırakmak niyetinde değildi- Fakat Ispanyol ve Britanya krallık ailelerinin karabeti ve Fransaya karşı müşterek bir husumet, bu hususta fazla bir iddia dermeyan edilmesine mani oldu.
Fakat 1931 deki ilk İspanyol ihtilâlinden sonra Madridin tavrı değişti. Yalnız emellerini mevki tatbi-ka çıkarmak zamanı bulamadı. Şimdi Yeni Ispanya değişmiyen bu iddi-a ve talepleri dermeyan edecektir.
Filhakika 1782 denberi, Akdenizin bu havzasında yegâne Ingiliz mevkii Cebelüttarıktır. Bu sebepten Ingiltere mütemadiyen boğazın civarını diğer devletlerin eline bırakmamak yolunu tutmuş ve bu siya-
(1) Bel. .(««İmiz İkinci Brzurum n.,. toptu
Harp Ccrtd.ctnd. bu moktubumdu bahaedllml.lir A.az.da gsrccejld.
8 martta Ordu’dan gelen cevapta şöylece ilk emir tekit olunuyordu:
(Yapılacak kesfi taarruz! için ordudan verilen emir, istihsali matlûp olan malûmatın esas ve ruhuna ait olduğundan, tebdile lüzum görülmediği, süvari alayının Karasu şimalinden, piyade, topçu ve makineli tüfeklerin emirde tasrih olunduğu veçhile Ilıca-Erzurum şosesinin cenubundan hareket etmeleri.,)
Karasuyun şimal mmtakasına hâkim olan Er-menilerin vaziyetine göre bu emirdeki tertibatla taarruz etmek felâketli olurdu. Çünkü Ermenüer şo-saya hâkim bir vaziyette sol yanımızdan bizi kuşatabilirler®. Bunun için bugün akşama kadar vaziyetin alacağı şekle göre orduya yeni bir teklif yap-mıya karar verdim.
Bugün padişahın selâmı ve kolordumuzun ha-rekâtına karşı memnuniyeti şahane ordudan teb-gir olundu.
Cebelüttarık m umumi manzarası
(Devamı var\
set bugüne kadar muvaffakiyetle intaç edilmiştir. Bu arada boğazdaki mevkilerden Tanca da ehemmiyetli bir mevzu oldu.
Bu maksatla Tanca meselesi Britanya siyasetinde hakikî bir e-ııemmiyet kesbetti. Ispanyol- Fas harbinde Ispanya, büyük Britanya-ya verdiği bir nota ile Tancayı işgalden feragat ettiğini beyana mecbur oldu- Fasa mütedair 1902 Fransız- Ispanyol muahedesi İhgilizlerin müdahalesini nazarda tutuyordu.
1904 muahedesinde Tanca zikredilmeden, Melilâ’dan Sebte mansa-bına kadar olan sahil kısmının -Tanca da bu kısma dahiloldu- tahkim edilmemesi kararlaştırıldı. 1904 Fransız-Fas mukavelenamesinin 9 uncu maddesi de Tanca şehrini Ispanyol vazıyedinden hariç tutuyordu.
, 1906 Elceziras konferansında Almanlar, şehre Fas sultanının otoritesi altında zabıta kuvvetleri yerleştirilmesini ileri sürdüler. Tabiatı ile Ingilizler buna mümanaat ettiler. Fransızların burada kuvvet bulmasından korkuyorlardı. 1911 de Almanyanm Faştan elini çekmesi ü-zerine Ingiltere burasının beynelmilelleştirilmesi işini üzerine aldı. Ingiltere bu meseleyi bir Afrika meselesi gibi telâkki etmeyip Avrupayı alâkadar eden bir mahiyette gördüğünü beyan etti. Bunun üzerine devletler ilk noktai nazarlarını, döndüler. Ispanya, Tancanın kendisine verilmesini istiyordu . Nihayet Tanca statüsü 1923 mayısında tes-bit edildi. Ve kısa bir müddet sonra 1925 de meriyete girdi. Anlaşmanın üçüncü maddesi Tancayı daima bir bitaraflık vaziyetine sokuyor. Ve ^beynelmilel mıntaka içerisinde mahiyeti ne olursa olsun her türlü askerî harekâtı menediyordu. Nihayet her hangi bir askerî işgal mevzuuba-his edilmemesi de kararlaştırıldı.
Bir müddet sonra İtalya da bu statüya iştirâk arzu etti. Tanca meselesi, nazarında büyük bir ehemmiyeti haizdi. Zira bu mevki, Ingiltere gibi, kendisini de Avrupaya mü teallik bir mesele olarak alâkadar, ediyordu. 25 temmuz 1928 de Tanca statüsünün tadilinde, İtalya, İngiliz-lerin yardım ile, bu statüye dahil oldu- Son hâdiselere kadar vaziyet bu merkezde iken, yeni Ispanya devleti-verinin faaliyeti ortalığı yeniden nin kuruluşu ve Berlin- Roma mih-sarstı.
Zira meşhur ve eski İngiliz diplomatlarından Canning’in dediği gibi,, (Tanca arzın başlına kikim mevki-lerinden biri v® Ingiltere için Süveyş kanalı gibi ehemmiyeti haizdir.)
(Sonu 7 inoi sayfada)

TtNtlAİAH
20 NİSAN ın»
Unutan Kadından
Unutulan Adama •••
Yazan; Hüsamettin Nuri
Delikanlı!..
Sen eğlencelere ben de karanlıklara karıştım.. Ne garip şay değil mi? Hani masallardaki gibi.. Sanki; bir varmış bir yokmuş..
Şimdi histerimin fırtınası, kafamın yıkıcı kasırgaları., kalbimin zelzeleleri hafifledi..
Ve ben artık kuruntu ve hayalleri bir yana atarak, hakikatle göğüs göğüseyim..
Seni sevmeye, seninle uğraşmıya,• hayatına karışmıya ne hakkım var-1 dı?.. Hattâ bunları düşünüp istemek kuvvetini kendimde nereden bulmuştum?.
Bir tesadüf bizi birleştirdi ise, sen bana küçük bir iltifat gösterdinse bunları kafamın içinde büyüterek I bir aşk ve macera romanı yaratmak mı lâzımdı?..
O vaziyet içerisinde bunlar en sa-dn, en tabiî haller değil miydi?.. Buna rağmen ben her sözü dilediğim gibi tefsir., her gülüşü istediğim gibi telâkki., her İltifatı arzu ettiğim gibi kabul budalalığına düştüm., ve bir zaman bu ham hayallerin., bu uzak rüyaların bulutları İçerisinde kendimden ayrı yaşadım..
Şimdi o bulutlar parçalandı.. Hayaller uçtu.. Rüyalar hakikat oldu..
Ve sen de delikanlım; o hayaller ve rüyalar arasında bir «unutulan adam» oldun..
Şimdi ben, İçinden bir cenaze çıkmış gibi, boş kalbimle başbaşayım..
Evet., kalbim tıpkı bir ölü evine benziyor.. Bomboş.. Her tarafını ko-yu bir karanlık kaplamış..
Daha düne kadar orada genç, güzel bir kadın hayali yaşamıştı. Dün gece, daha sabah olmadan öldü...
Onun gözlerini ben kendi ellerimle kapadım. Narin vücudüne beyaz kefenleri - bir gelini duvaklar gibi -ben kendi ellerimle sardım.. Sonra kara topraklara kendi ellerimle gömdüm.. Üzerine toprakları yığdım, yığdım, yığdım.
Ta ki bir daha çıkamasın, bir daha başkasının olmasın diye’.. O kadın timsalini ben kendim için yaratmıştım.. Benimdi.. Şimdi ebediyen benim kalacaktır.
Onu o kadar derinlere gömdüm ki
Mezar taşını kendi tırnaklarımla kazıdım. Beyaz mermerler üzerine kanımla şunları yazdım:
İzmitte
Resim Sergisi
tzmit : (Hususî) — Müstakil res-isarfılar ve heykeltraşlar birliği 23 üncü sergilerini, şehrimiz Halkevi Balonunda açtılar. İzmit, ilk defa, (ahit olduğu bu sanat hâdisesinden dolayı fevkalâde bir alâka ile müstakil ressam ve heykeltraş sanatkârlarını sevgi ile karşılamış ve candan bir saygı göstermiştir.
Vali ve Parti başkanımız Ziya Tekeli tarafından küşadı yapılan sergide vali, hayatta tesadüf ettiği şeref hâdiseleri arasında, müstakil ressamların sergisini açmaktan mütevellit duyduğu bahtiyarlık zevkini anlatmış, bu sözler, genç sanatkârları çok mütehassis etmiştir.
Serginin açılış resminde profesör İsmail Hakkı Baltacıoğlu Maarif müdürü, Maarif mensuplan, gazeteciler kalabalık halk kütleleri bulunmuş. Alâka ile ziyaret edilmiştir.
Çok dar olmasına rağmen salonda yüz kadar eser teşhir edilmektedir.
Müstakil ressam ve heykeltraşlar birliği sergisinde kıymetli sanat eserleri göze çarpmaktadır.
Bilhassa Edip Köaeoğlu, Ercüment Kolmuk, Kemal Zeram, Mahmud Cüda, Sabiha Rüştü Bozcalı, İlhami Demirci imzalarını taşıyan eserler de canlı bir mahiyet arzetmelrtedir.
îzmite bir sanat kokusu getiren Müstakilleri hararetle tebrik ada-
«Burada bir romanın son yaprağı kapanmıştır.»
4
Delikanlım; hayatta tesadüflerin kuvveti pek büyüktür. Olabilir ki bir gün yolun bu ıssız, çiçeksiz mezara düşer. Ondan korkma., yanma gel.. O, bir daha senden geçmişin hesabını sormıyacaktır.
O bir daha bir vicdan azabı gibi karşına dikilmiyecektir. Gel, bu mezarın yanına bir parça yaklaş.. Hatıralarını ve kalbini yokla...
Eğer dimağında en silik bir iz.. kalbinde en hafif bir sızı duymazsan, hiç durma ve derhal uzaklaş...
Pokerler, çaylar, danslar, zevklerle kaynıyan âlemine geri dön.. Onu ebedî sükûnu ile başbaşa bırak.. Bari toprak altında dinlenen bir kalbi muztarip etme...
Delikanlı...
4
Ben küçücük bir kuştum.. Yolumu şaşırarak, ışıklı, tuvaletli, neşeyle yıkanan salonlarınıza düştüm. Bol ziyalarla gözlerim kamaştı.. Güzel siyah gözlerle yüreğim kavruldu. Ne olduğumu unutarak orada kalmak istedim.
Fakat beni kovdunuz., ve tekrar kendi yuvama döndüm. Kendi kendime soruyorum şimdi:
Bir zamanlar seni çılgıncasına düşünen beynimi niçin ezmedim? Bir zamanlar senin için vuran kalbimi niçin durdurmadım?.. Sana dair sa-hifeler dolduran kalemimi niçin kırmadım?..
îşte insanın ezelî zâfı.. îşte genç kız kalbinin ebedî aczi.
Benim kalbim de her fâni gibi bir müddet bu aciz içerisinde bocalandı durdu...
Ve nihayet bir gece..
Daha sabah olmadan..
öldü...
Ve şu gördüğün mezara gömüldü....
Bugün, artık kalbim senin için vurmuyor.. Artık beynim seni düşünmüyor..
Yalnız kalemim sana en son kelimesini yazıyor..
Karanlıklar içinden çıkan, birkaç gün yaşayışımın bir kenarına sürünen meçhul adam bu dakikadan itibaren tekrar karanlıklara karışıyor. Hem de ebediyen...
Samsunda
Beşinci Yeril Mallar Sergisi
Ulusal ekonomi ve arttırma kurumu Samsun şubesi 19 Mayıs 939 da başlamak ve on beş gün devam etmek üzere «Beşinci Yerli Mallar sergisini» tertip etmiştir. Bu sergi Samsunda açılan «Yerli Mallar sergisi» nin beşincisi olacaktır. Samsunda açılan Yerli Mallar sergileri bir ihtiyaca cevap vermekte ve çok rağbet görmektedir. Bu gibi sergilerin açılmasından . başlıca gaye, yalnız müstehlik halka yerli mallarımızı tanıtmak ve sevdirmekten ibaret olmayıp tacirlerin doğrudan doğruya sanayicilerle temaslarını da temin ettirmektir. Samsun - Sivas, Kayseri hattı üzerinde ve civarında ve Karadeniz sahillerinde bulunan bütün büyük ve küçük şehirlerimizin tacirleri, sergiye iştirak edecek sanayi müesseselerimizle bu suretle yakından temas ederek doğrudan doğruya buradan mübayaat-ta bulunmak ve siparişler yapmak kolaylık ve imkânını kazanacaklardır.
İstanbul sanayicilerimizin bu ha-hayırlı teşebbüse azamî iştirakleri beklenir.
Izmltln sayfiyesi
îzmit : (Hususî) — îzmitin yanı-başında bulunan Derince koyu, güzel bir sayfiye olmaktadır. Nafıa Vekâleti burada büyük bir park yaptırmakta ve Derince, her gün biraz daha güzelleşmektedir.
Doğuda Toprak Tevzii
Bazı fırsat dı'ş'tünü zenginleri» kendilerini fakir gibi göstererek toprak almak istemeleri üzerine üçüncü umumi müfettiş mühim bir tamim yaptı
Trabzon : (Hususî) — Doğu mın-takasmda devlet elinde bulunan boş arazi; muhtaç zürraa tevzi olunmaktadır.
Bunu haber alan bazı fırsat düşkünü zenginler; kendilerini muhtaç gibi göstererek arazi almak hülyasına düşmüşlerdir.
Üçüncü umumî müfettişimiz B Tahsin Üzer bu hareketi vaktinde haber almış ve mıntaka vilâyetleri-1 ne şu mühim tamimi yapmıştır:
«Oltuda bir takım tüccarın, Ab-dülhamit bakiyesi ağaların çiftçi ve köylüye ait olan araziye sahip olmak için memurlarımıza başvurdukları ve hattâ bazılarını iğfale kalkıştıkları anlaşılmıştır.
3u maksatla Oltu kaymakamlığına resen yazdığım telgrafı, malûmat kabilinden arkadaşlara arzederim.» Üçüncü Umumi Müfettiş
TAHSİN ÜZER
■ Oltu Kaymakamlığına
«Ciimhuriyet idarece bütün memlekette arazi tevziinden maksat ve gaye arazi sahibi olmıyan köylü ve çiftçiyi topraklandırmaktır ve bü-
36 36 38
Bursa Tütünlerine rağbet ziyade
Bursa tütün'erınln kimilen satılacağı kuwe‘'a i’iu'i'U’Of
Bureada bu sene istihsal olunan tütünlerin tespit edilen miktarı iki milyon yedi yüz küsur bin kilodur. Bu miktarın bir milyon yedi yüz seksen bin küsur kilosu Bursa merkez kazasına aittir. İkinci derecede İnegöl gelmektedir. İnegölde tespit edilen tütün 652 bin küsur kilodur. Bundan sonra sıra ile Yenişehir 163 bin küsur kilo, M. Kemalpaşa 62 bin küsur kilo, Orhangazi ise 48 bin küsur kilo tütün yetiştirmiştir. Diğer kazalardan îznikte 11820, Ka-racabeyde 7300, Orhanelide dört bin, Mudanyada 2400 ve Gemlikte 250 kilo tütün yazılmıştır.
Bursada şimdiye kadar ambarlanan tütün bir buçuk milyon kiloyu geçmiştir. Bunun 271 bin kilosu inhisar idaresi, bir milyon kilosu da tüccarlar tarafından satın alınmıştır. İnegölde ambarlara konulan 390 bin kilonun 71 bin kilosu inhisarlar, geri kalanını da tüccarlar mü-bayaa etmişlerdir.
M. Kemalpaşa, Karacabey, Orhaneli, Mudanya, îznik, Orhangazi ve Gemlik kazalarındaki tütünler kâ-milen satın alınmış ve zürraın elinde hiç tütün kalmamıştır. Yenişehir-de deranbar edilen 95 bin kilonun 33 bin kilosunu inhisar idaresi, mütebakisini de tüccar satın almıştır.
Tütün fiatleri, başladığı günden-beri normal vaziyettedir. Ekicilerin eline geçen paranın miktarı kilo başına değişmekle beraber, mahsul sahiplerini memnun edecek derecededir. Mahsulün iyi kısmı otuzla seksen, görmez kısmı da yedi ile yirmi beş kuruş arasında muamele görmektedir.
Ambarlama muamelesi mayıs sonuna kadar devam edeceği için, tütün mahsulümüzün normal vaziyette ve kâmilen satılmış olacağı kuvvetle tahmi nolunmaktadır.
Zonguldakta istifadeli bir konferans
Zonguldak : 19 (Hususî) — Dün Halkevi salonunda saat 18 de C. H. P. genel merkezinin tertip ettiği konferanslar serisinden bir konferans verilmiştir.
Siyasal bilgiler okulu profesörlerinden B. Kâzım Atıf tarafından verilen bu istifadeli konferansta, (Dünya para buhranı karşısında Türldyenin mevkii) mevzuu balıso llunmuş ve kesif ve münevver bir hak kütlesi hazı rbulunmuştur.
ı . v. 3. Akgün
yük vatanperver köylümüzü toprağa bağlamaktır. Devletçe ne vakit fıkaraya, köylüye ve köylü çiftçiye bu yolda bir yardım gösterilmeğe çalışılsa derhal bundan da istifade yolunu tutarak ve hattâ bazı yerlerde memurlarımızı iğfal ederek yine mütegallibenin, ağaların, hattâ toprakla hiç alâkası olmıyan tüccarların yağmadan mal kapar gibi zavallı köylü ve çiftçiye ayrılan toprakları aralarında taksime yeltendikleri ve böylece hükümet elinden aldıkları araziyi yine, köylü fıkara-sına icra ederek kasabada nargilelerini, sigaralarını tüttürmek surelile keyiflerine baktıkları çok tecrübe edilmiş bir keyfiyettir.
Artık cümhuriyet hükümeti buna tahammül edemivecek ve kafiyen cevaz göstermeyecek bir vaziyetledir.
Binaenaleyh, arazi tevziinde buna çok ehemmiyet verilmesini, aksi takdirde kazanın kazaya uğrıvaca-ğının bilinmesini sureti kat’ivede beyan ederim.»
36 36
Uluborluda Doktor Yok
Belediyenin yeni programı
Uluborlu : (Hususi) — Kazamızda 938 1 inciteşrinindenberi doktor yoktur. Emekli hükümet tabibi Kemal Ankaraya kursa gitti. Normal j müddet bitti ve dönmedi. İşittiğime göre gelmek te istemiyormuş! (25,000) kişi yedi aydanberi doktorsuz kalmış sıhhat memurundan başka kimse hasta bileklere yapılmamıştır. Sıhhat Vekâletinin dikkat nazarına yukarıdaki sahneyi vazederken süratle gönderilecek bir hekim elile bu perdenin kapanmasını istiyor ve bekliyoruz.
Kıymetli belediye reisimiz B. Galip Ongun şimdiki halde bütçe meselesiie meşguldür. Kafası yapacağı işlerle dolu. 17.000 lirayı geçen bütçesile 939 programında şu işlere başlamak istiyor:
İçme suyunun bahçelere kadar teşmili ve tevsii, halkı asırlık ananesinden uyandırıp sarnıçları yalnız temizlik işlerine inhisar ettirmek, ekonomik hayatı canlandırmak, dokuma sanayii yapmak ve standarizasyona tâbi tutmak, bah- • çe ve tarlaların mevcut suyunu çoğaltmak ve ziyama mâni olmak, şiddetle elzem olan modem bir belediye binası yapmak, şehrin imar plânını yapmak, tasdik ve tatbik etmek, elektrik işinin kafi halli ve Turistik kolaylıklar. Halkevi ve sinema inşasite muhaceretin önüne geçrr-k.
Şu büyük program karşısında görüyoruz ki Uluborlunun 15 yıllık inkişafı objektif bir görüşle tam bir yerinde saymaktır. Herşevi yeni reisin hamlesine bağlı.
Uluborlular değişmez başkan olarak seçtikleri yeni reislerile elele vermiş bulunuyorlar. Yersiz rekabet, skandal, düşünce ayrılıkları ve saire artık hepsi tarihe karışmıştır. B. Galibin şahsında kafa ve gönüller bir ve beraber çalışıyor. Hedef Uluborluyu yükseltmek ve yüzde yüz tatbikat ve adsız, ihtirassız feragatle çalışmaktır.
Dereköyde petrol
Uluborlu : (Hususî) — Dereköyde petrol ve asfalt bulunmuştur. Alınan piyesler tahlile yollanmıştır. M. T. A. E. ve diğer mühendislerin yaptığı sondajlarda kuvvetli damarlara rastlanmıştır ki, bir kolu Dinarın Dikici köyüne kadar devam etmektedir. Lâkin gelen personel ve materyel azdır. Bu işe hızla devam etmek lâzımdır. Henüz iş kat'î neticeye bağlanmamış ve istihsale geçilmemiştir. Fakat çok yakın bir zamanda ümidin fevkinde kuvvetli
*-----------------------,
Sultan Aziz Devri Başpehlivanları
- Akkoyunlu Kazıkçı Kara Bekir -
- ib - YAZAN : SAMİ KARAYEL
Nihayet Sıvaslılann istediği Şey Oldu
Amasyalılar Kendi Pehlivanlarını Güreştirmeğe Razı Oldular
Zaten; SivaslIlar da mahsusdan dedikoduyu şişiriyorlardı. Amasyı-lıların izzeti nefsine dokunarak bir an evvel ortaya atılmalarını hazırlı-, yorlardı.
Amasya âyan ve beyleri SivaslIların bu hilelerini sezdikleri için hi; seslenmiyorlardı.
Halbuki, Amasya halkı bu dedikoduların içyüzünün inceliklerine akıl kestiremediklerinden feveran etmiş bulunuyorlardı.
Fakat, öyle bir gün geldi ki, A-masya ayanı bile halk arasında evlere, kahvelere, hanlara kadar düşen dedikodunun öniine geçemez hale geldi. Artık âyan ve beyler kulaklarını tıkayamazlardı.
Nihayet; SivaslIlara şu yolda bir haber yolladılar:
— Ortalıkta birçok dedikodu! ı? dönmektedir.. Bu dedikoduları her-şeyde olduğu gibi gayri ciddî ve bir halk evhamı gibi kabul etmiş bulu nuyoruz.. Eğer, hakikaten bu dedikodular SivaslIların tny ölçüşmeleri ifadesi ise pehlivanımız hazırdır. Lütfen; cevap vermenizi dileriz.
SivaslIların istediği bir gözdü. Allah onlara AmasyalIların haberle* rile iki göz ihsan etmiş bulunuyordu.
Sivaslılar derhal AmasyalIlara şu yolda cevap verdiler:
— Dedikodular tarafımızdan ar-zcdilmiş değildir. Eğer, bize bildirdiğiniz gibi ortada dedikodu varsa bu halkın Akkoyunlu ile Ayıboğanın bir an evvel güreşmelerini sabırsızlıkla beklediklerini ifade eder. Binaenaleyh. biz güreşin bir an evvel olması taraftarıyız- Hattâ, önümüzdeki a-yın ilk haftasında her nerede arzu edilirse orada müsabakaların icrası için konuşmamız muvafık olur.
Diye, AmasyalIlara cevap verdiler.. Bu miikâleme ve muhabereler işin ciddiyet ve ehemmiyetini büsbütün arttırmıştı. İki taraf da kollarını ve paçalarını sıvamışlardı.
Birçok gidip gelme ve görüşmelerden sonra, iki pehlivanın müsabakasının Tokatta olmasına karar verildi.
Tokat, Amasya ile Sivas arasın da olduğu cihetle güreşin daha bitaraf bir mıntakada olması için tarafeyn ağalan tarafından müsabakanın Tokatta olmasına karar verilmişti.
iki taraf galip gelecek pehlivana birer kısrak ve ikiyüz koyunluk bir sürü vereceklerdi.
Güreşlere Kastamonulular da davet olunmağa karar verilmişti Çok geçmeden güreş hazırlıklaıı başladı.
Kastamonulular yola çıkmıştı. Sivaslılar ve Amasyalılar da Tokat yolunu tutmuşlardı.
Kastamonulular, Amasyalılar, Tokatlılar hemen, hemen birleşmiş bir halde idiler. Hepsi de SivaslIların mağlûp olmasını istiyorlardı.
Çünkü, Akkoyunlu Tokat ve Kas tamonu baş pehlivanlarım birer, birer yenmişti. Eğer, Amasyayı da mağlûb ederse başpehlivanlık SivaslIlara geçecekti.
Uzatmıyalım, iki ay geçmeden tekrar pehlivan güreşleri için toplanan dört vilâyet halkı ve etraftan gelenler, Tokat koruluklarına çadırlarını kurup birbirlerile buluşmuşlardı.
randıman alınacağı söylenmektedir. Bu hususta ciddî mesai sarfeden avukat B. Tahir Kucurun mesaisini burada takdirle zikretmek ayrıca vazifemdir,
M. A. A.
Fakat, SivaslIlardan gayri ı. kesin ağzında Ayıboğan tarafında'! Akkoyunlunun yenileceği dolaşıyo • du-
Yalnız, iki pehlivan bütün bu nik-nane sözlere karşı kulak, kulağa şöyle yarenlik ediyorlardı:
— Yürokoğlu söyle: Bu müsabaka ne netice verecek ?
— Hiç düşünmeden söyliyebili-rim, Akkoyunlu, Yusuf Ayıboğanı mağlûb edecektir.
— Sen ne dersin?
— Ne diyeceğim7. Ben de aynı kanaatteyim...
— Şaştım bizim ağalara ve beylere... Daha hâlâ Ayıboğan’ın galip geleceğinden bahsediyorlar..
— Bizim beyler ve ağalar da ayni kanaatte...
— îyi amma bir yol meydana çıkıp ta Akkoyunlu bizim gibi tutmuş olsa ve denesglerdi böyle söylemezlerdi.
— Herifçioğlu Allah için bizden pehlivan değil mi?
— Muhakkak... Bunu inkâr etmek yiğitlik değildir. Bizden çok pehlivan doğrusu...
— Bu sefer gördün mü Akkoyun-luyu ?..
— Biraz evvel SivaslIların çıiır-larına gitmiştim, gördüm.. Hoş beş ettik...
— Nasıl buldun?..
— Sivas güreşinden çok farklı buldum. Daha çok bakmış kendisine, ensesini sağa sola döndiiremez hale gelmiş
— Ben de öyle gördüm... Kanaatim çabuk yenecek Ayıboğanı...
— Ben de bu kanaatteyim...
— Ayıboğanı bozuk gördüm...
— Öyle... Ne de olsa yaşı geçti? Beriki dinç ve genç adam,,.
— Beylere, ağalara lâf anlatmak kabil değil ki... Her gün zır, zır durmadan söyleniyorlar...
— Söylensin dursunlar, ne yapalım?. Zorla herifi mağlûp ettirecek değiliz ya...
— Bu sefer Akkoyunlu, Ayıboğanı mağlûp ederse biz de kurtuluruz bu gürültüden vesselam
Hakikaten; pehlivanların konuştuğu gibi Akkoyunlu bu sefer ken-dine çok iyi bakmıştı, keyifli ve hızlı gülüyordu.
(Devamı var)
Ulugazl okulu mUaameresl
İzmit : (Hususi) — Ulugazl ilk okulumuzda küçük yavrular, Halkevi müsamere salonunda güzel bir müsamere verdiler. Müsamere iki gece üstüste devam etmiş ve başta valimiz olmak üzere, şehrin mümtaz birçok şahsiyet ve aileleri mü-samerede hazır bulunmuşlardır.
Ulugazi okulunun bu seneki mü-sameresi de geçen seneki müsame-releri gibi çok alâkalı ve çok zevkli olmuş. Küçük yaşlarından umulmaz büyük muvaffakiyetler gösteren Cümhuriyet çocukları, uzun uzun, alkışlanarak, birçok sahneleri tekrarlamak mecburiyetinde kalhuşlar-dır.
Bu arada bilhassa millî oyunlar ve Atatürk tablosu sürekli alkışlarla karşılanmış ve seyircileri çok mütehassis etmiştir.
Bize çok alâkalı ve güzel bir gece yaşatan Ulugazl okulu yavrularını ve başöğretmenleri İbrahim Alp ile talim heyetini hararetle tebrik etmek İsteriz.
20 NİSAN 1*39
TIKİİAIAH
Sayfa ı 1
Ankarada Yapılan Spor Hareketleri
Ankaranın sporsever halkma, bu hafta, yine bir spor ziyafeti haftası oldu.
Cumartesi ve pazar günü yapılan Beşiktaş - Demirspor - Ankara Gücü arasındaki Millî Küme deplasman maçları, Atletizm müsabakaları, mektepliler arasındaki karşılaşmalar ile çok zevkli ve heyecanlı iki gün geçirmiş oldular.
CUMARTESİ YAPILAN SPOR HAREKETLERİ
Maarif Vekâletinin mektepliler a-rasında hazırladığı büyük spor hareketleri memleketin her köşesinde bütün hıziyle devam ediyor.
Bu arada bu hafta baş şehrimizde de mektepliler arasında yapılan müsabakaların neticelerini aşağıya yazıyorum:
Ticaret Lisesi: 7 — Maarif Cemiyeti Lisesi: 1
19 Mayıs stadının antrenman sahasında Ticaret Lisesi - Maarif Cemiyeti Lisesi Futbol karşılaşmasını çok hâkim bir oyundan sonra 7-1 Ticaret Lisesi kazandı.
Mülkiye: 14 — Dil. Ta. Coğ.: 0
19 Mayıs Stadmı dolduran 20 bini aşkın bir seyirci kalabalığı önünde Beşiktaş - Demirspor maçından evvel Dil, Tarih, Coğrafya Fakültesile Mülkiye arasındaki karşılaşmada :
Oyunu ilk devrede 7 gol yapan ve ikinci devrede buna 7 gol daha ilâve eden Mülkiyenin 14-0 galebesiyle bitti.
KIZLAR ARASINDA VOLEYBOL MAÇLARI
Yine 19 Mayıs stadında kızlar ara sında voleybol müsabakalarına devam olundu: Ziraat Enstitüsü gelmediğinden, Dil, Tarih, Coğrafya Fakültesi hükmen galip geldi.
ATLETİZM
Geçen hafta başlanan atletizm teşvik müsabakalarına, cumartesi günül9 Mayıs stadını dolduran kesif bir kalabalık önünde devam olundu. Ve bir de Ankara rekoru kırıldı. Teknik neticeleri aşağıya yazıyo-
80 metre (Gençler): Süha 10,5, ö-mer 10,6, Nasuh 11,6 (An. G.).
1000 metre (Büyükler): Galip 2.43,4 (D. S.), ökkeş 2.43.8 (An. G), Adnan 2.47.4 (D. S.).
200metre (Büyükler): Muhsin 24.7 (H. 1. Y.), Şevki 24.9 (D. S.), İbrahim 25.2 (H. 1. Y.).
Üç adım (Büyükler): Abdurrah-man 13.60 (H. î. Y.), Gahp 13 04, Muhsin 11,85 (H. 1. Y.)
Cirit atma (Büyükler): Mustafa özçelik (An. G.) 46,65 (Yeni Ankara rekoru), Mustafa (D. S.) 41.63, Turgut (H. L Y.) 40,05.
Yüksek atlama (Büyükler): Jer-fi (Gü.) 1,65, Rahim (G. B.), Cihat (G. R)
Rumuzlar: (An. G.) Ankara gücü, (D.S.) Demir spor, (H. î. Y.), Harbiye İdman Yurdu, (GU.) Güneş, (G. B.) Gençler Birliği, (G. S.) Galatasaray.
PAZAR GÜNKÜ MÜSABAKALAR Gazi Lisesi: 2 — Sanat okulu: 0
19 Mayıs Stadının Antrenman sahasında oynanan bu maçı oldukça kalabalık bir seyirci takip etmiştir. İlk devreyi attıkları bir golle galip bitiren Gazi Lisesi, ikinci devrede de bir gol yapmış ve oyunu 2-0 kazanmıştır.
Hukuk: 6 — Konservatuvar: 2
Büyük sahada saat 12,30 da oynanan bu maçın üçüncü dakikasında İlk golü Konservatuvarlılar atmışlardır. 27 ve 43 üncü dakikalarda yedikleri iki golle devreyi 2-1 mağlûp bitirmelerdir. İkinci devrede vasiyetin nazikliğini anlıyan Konserva-tuvarlılar beraberliği temin etmişlerse de, yedikleri bu golle canlanan Hukuklular arka arkaya 4 gol yapa-rak oyunu 6-2 kazanmaya muvaffak olmuşlardır.
Harbiye: 7 — Galatasaray: 1
Hukuk - Konservatuvar maçından sonra ve MuhafızgücÜ - Beşiktaş maçından evvel, Millî Küme haricinde kalan takımlar arasında An-
kara Futbol Ajanlığının tertip ettiği (Bölge Kupası) için Harbiye İdman Yurdu ile Galatasaray takımları kar şılaştılar. Oyunun birinci devresi golsüz bitti.
İkinci devrede ilk golü GalatasaraylIların atmalarına rağmen, Han-biyelilerin enerjik oyunları kendilerini bu neticeye ulaştırdı ve yaptıkları 7 golle oyunu 7-1 gibi farklı bir netice ile kazandılar.
KIZLAR ARASINDA VOLEYBOL
Gazi Terbiye Enstitüsü ile Hukuk Fakültesi kız talebeleri arasında yapılan karşılaşmayı, Gazi Terbiye Enstitüsü kazandı.
ATLETİZM
19 Mayıs stadında bugün de atletizm müsabakalarına devam oun-du.
100 metre final: Ethem 11.8 (H. 1. Y.), Fikret (G. B.) 11,9, Bahadır (G. S.) 11.9, müsabaka harici Şevki (D. S.) 11,8.
400 metre Final: Galip (D. S.)
53.8, Hakkı (Maske spor).
800 metre mukavemet: Mustafa 9, 40 a (D. S.), Edip (An. G.) 9.52, Adnan (D. S.)
80 metre (Gençler): Mehmet 9,7 Ömer 10.2, Süha 10,5 (D. S.)
75 Metre (kızlar): Perihan 12.3, Bihter 12.8 (D. S.)
1000 metre (Gençler): Orhan
2.57.8, İsmail 2,58,7, Hamdi 3,07.
200 metre nıanlah: Hayri 28.3, Ziya 29.9, Celâl 29.9 (H. î. Y.).
Disk atma: Yusuf 37.83, Mehmet 32.80, Nurettin 31.30 (H. 1. Y.)
Tek adım (Kızlar): Bihter 330, Perihan 330 (D. S.).
400X300X200X100 Bayrak yarışı: 1 — Demir Spor takımı 2,08, 2 — Ankara Gücü, 3 — Harbiye.
İlhanıi Kılıçata
Karabükte
“Demir Çelikspor,, sporun har şubesinde faaliyete geçli
3 ay evvel teşekkül eden Karabük fabrikasının (Demir Çelik Spor) klü-bü fabrika inşaatmm bir cüzü olan spor meydanının ikmali üzerine nisan birden itibaren sporun muhtelif şubeleri üzerinde faaliyete başlamışlardır.
Fabrika inşaatile uğraşan 250 lngilizin müntesibi bulunduğu (Ingiliz Mühendisler Klübü) ile yaptıkları maçta 2-2 berabere kahnışlar-
Bekir, Enver, İzmirli Kadri, A-nadolulu Cemal gibi kıymetli elemanlara sahip futbol takımı önümüzdeki hafta İngilizlerle revanş maçı yapacaklardır. Güreşte; Şinasl, Ankaralı Yaşar; boksta, Galatasa-ralı Vasıf; atletizmde 110 maniacı Raşit gibi kıymetli sporculara malik olan (Demir Çelik Spor) lulann yakın bir istikbalde Karabükte mevcut Demir Spor klübü, İngiliz Mühendisler klübü ile birlikte canlı bir spor varlığı yaratacaklarına şün-hemiz yoktur. Muvaffakiyetler dileriz.
ilhamı voleybol mono-torluğundan ayrılıyor
Y. M. C. A. Müdürlüğü vazifesile İstanbul Voleybol ve Basketbol monitörlümü vazifesini de ayni zamanda ifa etmekte olan îlhami, iki vazifeden birini tercih etmesi teklifine Y. M. C. A.da çalışmayı daha istifadeli bulduğundan devam etmekte olan voleybol maçları hitamında monltörlük vazifesinden ayrılacağını haber aldık.
88 3S 88
DÜNYA TÜY SIKLET ŞAMPİYONU
Providence -Rodlzland- 19 (A.A.) — Joez Archlbald, dün, Şlkago’lu Leo Rodak’ı mağlûp ettikten sonra dünya tüy siklet şampiyonu olmuştur.
Şampiyonluk Armstrong’danberl münhal bulunuyordu.
Yeni 2,5 Liralıklar
Ayın 25 inde piyasaya çıkarılacak o tarihten itibaren 5 sene içinde 1 liralık kâğıt paralarımız mevkii tedavülden kr' kırılacak
Yeni 2,5 Ifrplık kâğıtlarımızdan biri
Cumhuriyet Merkez Bankasınca; a^ın 25 inden itibaren mevkii tedavüle konacak olan yeni 2,5 liralık kâğıt paralarımız malsandıklanna ve bankalara gönderilmiye başlanmıştır.
Bu paralar; piyasaya çıktığı günden itibaren; 1 liralık kâğıt paralarımız peyderpey toplanacak ve bir daha mevkii tedavüle çıkanlmıyacak-
Avrupada Spor
Futbolde İngiliz Millî Takımı Iskoçyayı, Güreşte Macarlar Almanları Mağlûp Ettiler
Bu pazar İngiltere, Macaristan, İsviçre, İtalya, Fransa, Almanya, Yunanistanda hararetli futbol maçları, Viyanada Macar - Alman millî güreş karşılaşması, Montröde 20 patenli hokey dünya ve Avrupa şampiyonası finali yapılmış ve Ame-rikadaki yüzme müsabakalarında bir dünya rökoru kırılmıştır.
FUTBOL
Okuyucularımızın iyi tanıdığı takımların aldıkları neticeler şunlardır:
İNGİLTERE : 2 İSKOÇYA : 1
Büyük alâka ile beklenen İngiltere İskoçya millî takımlar maçı 2-1 îngilterenin galibiyeti ile netice lenmiştir.
Arsenal - Mançester Unayteri 2 - 1, Balton Vanderes Aston Villayı 3 - 1 yenmiştir.
İTALYADA: Yureenturs Torina-Novaro’yu 1-0, Triyeste - Lazio’yu 2-0, Ambrosyona - Fk. Torino’yu 1 - 0 yenmiştir.
FRANSADA: Fk. Şoşo - Rasing. Paris’i 1 - 0 mağlûp etmiştir.
ALMAN YADA: Meşhur Admira -Bzycvhh’e 1 - 0 yenilmiştir.
YUNANİSTANDA : Oynanan şampiyona yarım son maçlarında:: Gszlenik Paok takımı Kavalanın A! E. K. takımını 6-0 ve Selâniğin Aris takımı Kavalanın Doksa Oçvmkmi 9-0 yenmişlerdir.
Ingiliz Kral ve Kraliçesinin Seyahati
Kral ve Kraliçe Rozveltln misafiri olarak t Haziranda hareket ediyorlar
Londra : 19 (A.A.) — Kral ve kra-İlçenin Amerikaya 7 hazirandan 11 hazirana kadar resmî ziyarette bulunacakları ve bu müddet zarfında B. Roosevelt’in davetlisi sıfatiyle Amerika hükümetinin misafiri olacakları dün Bucklngham sarayından resmen bildirilmiştir.
Casuslar
Berlin : 19 (A.A.) — Vatana ihanet suçundan mahkûm olan 25 yaşında Herman ve 20 yaşında Hert-wig bu sabah idam edilmişlerdir.
Slovak meclisi toplanıyor
Bratislava : 19 (A.A.) — Slovak meclisi, ayın 25 İnde içtimaa davet edilmiştir.
tır.
Bu toplama 5 sene sürecek ve 1944 senesinin 25 inci gününden İtibaren de 1 liralık kâğıt paralarımız tamamen mevkii tedavülden kaldırılacaktır.
O tarihten itibaren kâğıt 1 liralıklarımız; 5 sene müddetle de yalnız banka gişelerinde değiştirilebilecektir.
MACARLAR GÜREŞTE ALMANLARI YENDİLER
Vels’de Macar millî takımile Gre-ko Romen güreşte karşılaşan Alman millî takımı 4/3 mağlûp olmuştur.
En hafiften itibaren alınan neticeler şunlardır:
Alman, Georg Pulhaym - Gkaroli İmreye 17 da. tuşla. Macar, Ferenç-bpçt - Ferdinnd Şmitze 0/3 puanla. Alman Mzttzs Haym - Karoli Fe-rençe 7 da tuşla. Alman, Firitz Şe-fer - Kalman Sovariye 11 da. tuşla. Macar, Giyula Kovaç - Ludviz Şvay-zerte tuşla. Macar, Yanoş Riheşçki -Kari Emrzo’z 3/0 puanla. Macar, Giyula Bobis - Şerdinand Şterer’e 2/1 puanla galip gelmişlerdir.
PATENLİ HOKEY DÜNYA
BİRİNCİLİĞİNİ İNGİLİZLER KAZANDI
Patenli hokey dünya ve Avrupa şampiyonasının finalinde İngiltere İtalyayı mağlûp ederek her iki unvanı da kazanmıştır.
YÜZMEDE BİR DÜNYA REKORU KIRILDI
Amerika Pisin yüzme şampiyonasında Nevyork A. C. takımı 4x100 yarda bayrak yarışını 3 dakika 31 saniyede bitirerek yeni bir dünya rökoru tesis etmiştir .
Italyanın Hava, Deniz Ve Kara Kuvveti
Yeni bUtçe 572 milyon fazlalık gösteriyor!
Roma : 19 (A.A.) — 20 mayısta kapanacak olan 1938/39 bütçesinin kara, deniz ve hava masraf bütçeleri 572 milyon fazlalık göstermektedir.
Panama Kanalı
9.-r~r milyon dolar sarflle genişletilecek
Vaşington : 19 (AA.) — Kongrenin deniz ticaret komisyonu, Panama kanalının genişletilmesi ve islâ-hı için 277 milyon dolarlık bir tahsisat kabul etmiştir.
YUNAN HÜKÜMETİNİN BİR TEKZİBİ
Atina : 19 (A.A.) — Atina ajansı, Yunanistana otuz İngiliz tayyaresinin geldiği hakkında yabancı kaynaklardan verilen haberleri yalanlamaktadır.
CebeliittarıkAkdenizin En Büyük Deniz üssünün Tarihi
(Baştarafı 5 inci sayfamızda)
Yani Cebelüttank Akdenizin a-nahtan ise Tanca da kilidi mahiyetini alıyordu. Filhakika, Tanca boğazı Cebelüttanğa kadar kuvvetle ve müesseriyetle kapıyabilir ve ayrıca bir deniz üssü vazifesini mükemmelen görür. İyi tahkim edilen, ağır toplarla teçhiz edilen, torpido ve denizaltı gemileri üssü mevkiine konan Tanca, Cebelllttarıktan daha ehemmiyetli avantajlar gösterebilir. Yani tayyare karargâhları.ve meydanları yapılarak bir hava üssü olarak dâ kullanılmağa elverişli olduğu meydana çıkar-
Bu cihetten İngiltere, Tancaya, Fransa ile İspanyanın yerleşmesine şiddetle muhalefet etti. Şimdi. ise karşısında Fransa olmasa da, yeni İspanya, Almanya, ve İtalya vardır. Tancanın Berlin- Roma mih verinin veya İspanyanın elinde bu-lunmasile Cebelüttarık oldukça müş kül bir vaziyette kalacaktır.
Bu suretle Tanca bitaraf kaldığı müddetçe ve İspanyol Fası limanlarının tahkimi projeleri tahakkuk etmedikçe İngiltere, boğazdaki barajını kemali emniyetle kurabilir. Fakat Tanoa bitaraflıktan çıkarılır ve hele İspanyol limanları rakip bir vaziyete geçerek tahkim edilir ve muhtelif üs şeklinde ortaya çıkarsa o vakit iş değişir.
Ayrı bir mesele de Cebelüttarı-ğın Atlantikten ve Akdenizden gelecek hasım tarafın filolarına karşı, kuracağı barajların şekilde müessir bir rol oynıyacağıdır. Burada karşılanacak deniz kuvvetlerinin mütekabil kuvvetleri meselesini ortaya çıkarır-
Ne de olsa Cebelüttank boğazındaki İngiliz mevkiinin henüz, Akdeniz için kuvvetli bir kilit olarak durduğu görülür. Fakat burası, her han gi bir üç taraflı taarruz halinde mukavemet edebilecek midir?
Bu hususta karar verecek yine o meşhur kayalıklardır ve üzerine kurulan müdafaa tertibatıdır. Asırların seyrinde nâmütenahi hücumlara maruz kalan bu mevki, bugün yeniden bir münazaa mevzuu olmak istidadını göstermektedir.
Dr. Reşad SAGAY
İngiliz Ordusu
Çek ve IspenKol mültecilerini de arasına alıyor
Londra : 19 (A.A.) — İngiliz ordusu Çekoslovak ve İspanyol mültecilerinin orduya alınma taleplerini kabul etmeğe başlamıştır. Namzed-ler İngiliz lisanı, teknik bilgiler imtihanına tâbi tutulmaktadır. Bunlar müstakil cüzütamlar halında hizmet etmiyerekler, muhtelif alaylara taksim edilerek bilhassa levazım hizmetlerinde kullanılacaklardır.
Londrada bir tedhiş hareketi
Londra : 19 (A.A.) — Dün Lon-dranın şimal doğusunda yeniden iki umumî telefon kabini tahrip edilmiştir. İki kişi yaralanmıştır.
Londrada bîr amele tevkif olundu
Londra : 19 (AA) — Kelly isminde bir amele çalışmakta olduğu bir devlet fabrikasının gizli plânlarını bir ecnebî devlete satmak cürmıın-den dolayı tevkif edilmiştir.
Haytada aoo kişi tevkif edildi
Kudüs 19 (AA.) — Pazar günü Haytada yapılan tethiş hareketleri üzerine polis 8.000 kişiyi sorguya çekmiş ve bunlardan iki yüzünü tevkif etmiştir.
Askerlik İşleri
Şubeye davet
Eminönü Askerlik şubesinden:
Yedek hekim atgm. 2744 diploma numaralı Rıza oğlu 1307 doğumlu tsmailln tez olarak şubava çelmesi İlân olunur.
Ingiliz Kabinesi
Yeniden bir mühimmat nezareti kurnluyor
Londra : 19 (A.A.) — Bu sabah haftalık toplantısını yapan kabine bü Mühimmat nezareti ihdası meselesini tetkik etmiştir.
Başvekilin bugün öğleden sonra veyahut yarın bu hususta beyanatta bulunması muhtemledir.
Çurçil kabineye giriyor
Londra : 19 (A.A.) — Parlâmento mahfellerinde Churchill’in kabineye girmesi ihtimalinden bahsedilmektedir. Dolaşan şayialara göre mumaileyh amirallik birinci lordlu-ğuna getirilecektir.
Bir Ingiliz İktisat heyeti Rcmanyaya gidiyor Londra : 19 (AA.) — İngiltere hükümetinin İktisadî başmüşaviri Sir Leithross, Romanya’ya gidecek olan İngiliz heyetine riyaset edecektir. Heyete, alâkadar Romen ma-kamlarile İngiltere ile Romanya arasındaki ticarî mübadelelerin arttırılması imkânını verecek tedbirleri araştıracaktır.
İngiliz heyeti, 24 mayısta Bükreş-te bulunacaktır.
RADYO
PERŞEMBE 20/4/39
12.30 Program. 12,35 Türk müziği, Plâk. . 13 Memleket saat ayarı ajans ve meteoroloji haberleri. 13,15 - 14 Müzik (Karışık program Plâk.)
17.30 Konuşma (İnkılâp tarihi dersleri - Halkevinden naklen)
18,30 Program, 18,35 Müzik (Neş’eli müzik - Plâk) 19 Konuşma (Ziraat saati), 19,15 Türk müziği (Fasıl heyeti), Celâl Tokses ve arkadaşları.
20 Ajans, meteoroloji haberleri, ziraat borsası (fiyat), 20,15 Türk müziği.
Çalanlar: Vecihe, Fahire Fersan, Refik Fersan, Kemal Niyazi Sey-hun.
Okuyanlar : Müzeyyen Senar, Mahmut Karındaş.
1 — İsfahan peşrevi.
2 — İshakın - İsfahan şarkı - Canda hasiyet mi var?
3 — Mahmut Celâlettin paşanın - İsfahan şarkı - Dili biçare senin için.
4 — Kemal Niyazi Seyhun - Ke-mençe taksimi
5 — Rahmi beyin - İsfahan şarkı - Etme beyhude figan.
6 — İsfahan şarkı - Fesliğen ektim.
7 — İsfahan saz semaisi.
8 — Hüseyni türkü - Esmer bugün ağlamış.
9 — Sadettin Kaynak - Türkü -Senin yazın kışa benzer.
10 — Türkü - Kevengin yolu bu mudur?
21 Memleket saat ayarı. 21 Konuşma (Mizah saati), 21,15 Esham, tahvilât, kambiyo - nukut borsası (flat) 2125 Neş’eli plâklar - R.
21.30 Müzik (Küçük orkestra - şef: Necip Aşkın)
1 — Glessmer - Sar kenarlarında,
2— Fi'les - Esir,
8 — Blume - Vals entermezosı^.
4 — Lincke - Şen marş,
5 — Niemann - Arab dansı,
6 — Walter - Kuklaların dansı,
7 — Lincke - Olimplya köyünde,
8 — Valente - Kırmızı Işıklar saçan yakut,
9 — Dohnanyi - Düğün valsı,
22.30 Müzik (Romanslar ve saire Plâk) 23 Müzik (Cazband - Plâk) 2S.45 - 24 Son ajans haberleri ve yarınki program.
(23 Nisan Çocuk Bayramı)
ÇOCUKLAR : Sizin Bayramınızda büyüklerinize, arkadaşlarınıza tebriklerinizi size bu bayramı yaratan Çocuk Esirgeme Kurumun un kartlarlle yaparsanız yoksul kimsesiz kardeşlerinize yardım etmiş olursunuz!
şg gg gg
Aile yuvasının saadetini istiyorsan içki içme!
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezi
Sayfa ı •
YENİSAB AH
20 NİSAN 1939
* 1 2 3 4 5 ...............J,ım 1
Sütçüler âleminde bir hâdise... SÜT MAKİNELERİ 1939 modelleri gelmiştir
Dünyanın en sağlam ve en ucuz
MİELE
SÜT MAKİNELERİ dir.
Paslanmaz, lekelenmez ve bozulmaz. Yedek akşamı daima mevcuttur. Anadoluda acente aranmaktadır. TAŞRA SATIŞ YERLERİ :
Kon yad a Necati Kaşıkçı, Erzurum-da Neş’et Solakoğlu.
Türkiye umum deposu Jak Dekalo ve Şsı. İstanbul Tahtakale No. 51 Ankara acentemiz: Adana „ •
Konya „
Ceyhan „ Gaziantab „ Erzurum „ Polatlı „
Yusuf Esendemir ve oğulları Ömer Başeğmez
Mehmet, Şükrü, Necati Kaşık? Said Akman
Mutafoğlu M. Şakır özşeker Neş’et Solakoğlu 'Süleyman Uzgeneci
^^evIe^^emiryolIa^İlânları
Muhammen bedeli 4100 lira olan muhtelif şekil ve eb’atta 5970 adet dinamo kömürü ile 2500 adet otomat kömürü 27. 4. 1939 perşembe günü saat (10.30) on buçukta Haydarpaşada gar binası dahilindeki komisyon tarafından açık eksiltme usulile satın alınacaktır.
Bu işe girmek isteyenlerin 807 lira 50 kuruşluk muvakkat teminat ve kanunun tayin ettiği vesaikle birlikte eksiltme günü saatine kadar komisyona müracaatları lâzımdır.
Bu işe ait şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır. (2228)
5 İstanbul Belediyesi ilânları
Muhammen bedeli İlk teminatı
'80,25
Sahibi: A. Cemaleddin Saraçoğlu Neşriyat müdürü: Macid ÇETİN Basıldığı yer: Matbaai Ebüzziya
Yatak, yemek ve çalışma odalariyle »alon takımları velhasıl her nevi mobilyalar; BAKER (eski HAYDEN) mağazalarında teşhir edilmekte ve her yerden ucuz fiat ve müsait şartlarla satılmaktadır.
TÜRKİYE IS BAN
Karaağaç müessesatma 200 tane buz kalıbı 1070,00
M „ 933 çift lâstik çizme
(nümunesi gibi) 2359,50
Karaağaç müessesatma lüzumu olan buz kalıbı ile lâstik çizme ayrı ayrı açık eksiltmeye konulmuştur. Şartnameleri Levazım Müdürlüğünde görülebilir. İstekliler 2490 saydı kanunda yazdı vesika ve hizalarında gösterilen ilk teminat makbuz veya mektubile beraber 8/5/939 Pazartesi günü saat 14 buçukta Daimî Encümende bulunmalıdırlar. (N) (2701).

Keşif bedeli 948 lira 99 kuruş olan Üsküdar Zührevî Dispanseri bahçesindeki garajda yapdacak tamirat ve tadilât pazarlığa konulmuştur. Keşif evrakile şartnamesi Levazım Müdürlüğünde görülebilir. İstekliler 2490 sayılı kanunda yazdı vesiha ve 71 lira 18 kuruşluk dk teminat makbuz veya mektubile beraber 8/5/939 Pazartesi günü saat 14 buçukta Daimî Encifnende bulunmalıdırlar. (B.) (2693)
Her güzel kadının yegâne düşüncesi
KREM PERTEVdir
O: Senelerdenberi cinsi lâtife verdiği vadi tuttu ve tutmaktadır. Ne mübalâğa ve ne de inkisarı hayaldir.
KREM PERTEVin
Cilde yapacağı tesir her hangi bir kremin işi değildir. Binbir isimle türlü mübalâğa ile size teklif edilen kremleri ihtiyatla karşılayınız,
KREM PERTEVin
Şöhreti beyhude değildir.
&
I
'F
Havzbot “Yüzer Ev„

Sahibinin Askerliği
Dolayısile Satılıktır.
İki yaz mevsimi Kalamışta, Suadiye önünde veya Paşabahçe koyunda takdir ve gıpta ile seyrettiğiniz Havzbot= (Yüzer Ev) satılığa çıkarılmıştır. Yaz mevsimini maaile sıhhî bir surette geçirmek istiyen deniz ve denizcilik severler için bulunmaz bir fırsattır. İsteklilerin Taksimde General Receb sokak Mübarek apartmanında (1) numarada Bay Receb Erkmana müracaatları.
TÜRK HAVA KURUMU

Büyük Piyangosu
Birinci Keşide: 11-Mayıs-939 dadır-
Bilyük İkramiye: 40.000 Liradır. Bundan başka: 15.000,12.000, 10.000 liralık ikramiyelerle (20.000 ve 10.000 ) liralık iki adet mükâfat vardır...
Yeni tertipten bir bilet alarak İştirak etmeyi İhmal etmeyiniz. Siz de piyangonun mee'ud ve bahtiyarları arasına girmiş olursunuz...
ör. Hafız Cemal i
Lokman hekim
Dahiliye Mütehassısı Ş Divanyolu 104
Muayene saatleri pazar hariç S her gün 2,5 - 6 salı, perşembe ■ ve cumartesi sabahlan 9 12 S
fukaraya T. 22398 ■
Beyanname No.
12249
36277 37679 38951 42554
Yukarıda numaraları ve tescil tarihleri yazılı ve muamelede bıriunan 5 adet beyanname, Sultanhamam yangınında yanmıştır.
Bu kere yenilerini çıkaracağım -dan eskilerin hükmü kalmadığını beyan ederim.
İstanbul Ecza deposu sahibi Moiz Paralli
Tescil tarihi
18/8/938 9/1/939
17/1/939
25/1/939
18/2/939
ıur
9*
X)
MERSİN POSTASI
21 Nisan Cuma günü Mersin hattına kalkacak olan (Tan) vapuru yalnız bu sefere mahsus olmak üzere Cuma günü saat 17 de Galata nhtımmdan kalkacak ve Pazar s bahı İzmir'e varacaktır.
Gayrimenkul Satış İlânı
İstanbul Emniyet Sandığı Direktörlüğünden:
Bayan Zeynebin 7028 hesap No. sile Sandığımızdan aldığı (200) liraya karşı birinci derecede ipotek edip vadesinde borcunu vermediğinden 3202 No. lu kanunun 46 cı maddesinin matufu 40 inci maddesine göre satılması icabeden Yakacıkta Kariye derunu mevkiinde Cami sokağında 3513/j 30 vergi 30 kapı numaralı bahçeli ahşap bir evin tamamı bir buçuk ay müddetle açık arttırmaya konmuştur. Satış tapu sicil kaydına göre yapılmaktadır. Arttırmaya girmek isteyen (28) lira pey akçası verecektir. Milli bankalarımızdan birinin teminat mektubu da kabul olunur. Birikmiş bütün vergilerle belediye resimleri ye tel tâliye rüsumu borçluya aittir. Arttırma şartnamesi 25/4/939 tarihinden itibaren tetkik etmek isteyenlere Sandık Hukuk İşleri Servisinde açık bulundurulacaktır. Tapu sicil kaydı ve sair lüzumlu izahat ta şartnamede ve takip dosyasında vardır. Arttırmaya girmiş olanlar, bunları tetkik ed erek satılığa çıkarılan gayrimenkul hakkında her şeyi öğrenmiş ad ve itibar olunur. Birinci arttırma 8/6/939 tarihine müsadif Perşembe günü Cağaloğlunda kâin Sandığımızda saat 10 dan 12 ye kadar yapılacaktır. Muvakkat ihale yapılabilmesi için teklif edilecek bedelin tercihan alınması icabeden gayrimenkul mükellefiyetle Sandık alacağmı tamamen geçmiş olması şarttır. Aksi takdirde son arttıranın taahhüdü baki kalmak şartile 26/6/939 tarihine müsadif Pazartesi günü ayni mahalde ve ayni saatte son arttırması yapılacaktır. Bu arttırmada gayrimenkul en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır. Haklan tapu sicillerde sabit olmıyan alâkadarlar ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile faiz ve masarife dair iddialarım ilân tarihinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müsbitelerile beraber dairemize bildirmeleri lâzımdır. Bu suretle haklarını bildirmemiş olanlarla haklan tapu sicillerde sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Daha fazla malûmat almak istiyenlerin * * *38/1387 dosya numarasile sandığımız hukuk işleri servisine müracaat etmeleri lüzumu üân olunvr.

DİKKAT
Emniyet Sandığı; Sandıktan alman gayrimenKulü ipotek göstermek isteyenlere muhamminlerimizin koymuş olduğu kıymetin nısfını tecavüz etmemek üzere ihale bedelinin yarışma kadar borç vermek suretile kolaylık göstermektedir. (2689)
Fatih sulh birinci hukuk mahkemesi satış memurluğundan:
Süleyman Kurul, Marika, Edoksi-ya ve Kiryakiçenin şayian mutasarrıf oldukları Yedikulede Mirahor İl-yasbey mahallesinde Sinğara sokağında 15 eski ve yeni numaralı bir tarafı Ligor menzili ve bir tarafı Yanko kalfa arsası ve bir tarafı Çavuş İstifan arsası ve tarafı rabü ta-rikiâm ile mahdut ahşap ve tamire muhtaç dört oda bir mutfak ve helâ ve kuyusu bulunan ve 700 lira muhammen kıymeti olan ev izalei şuyu zımnında açık arttırma suretile 1 haziran 1939 tarihine müsadif perşembe günü saat 14 ten 16 ya kadar mahkeme başkâtibliğinin odasında atideki şartlar dairesinde satılacaktır. Muhammen kıymetin % 75 ini bulduğu takdirde o günü ihalesi icra kılınacak, bulmadığı takdirde en son arttıranın taahhüdü baki kalmak üzere 16/6/939 tarihine müsadif cuma günü aynı saat ve aynı mahalde arttırmaya devam olunacak
1 — İşbu gayrimenkulde müsec-cel ve gayri müseccel hak sahiplerinin tarihi ilândan itibaren 20 gün zarfında vesaikile birlikte müracaat-leri lâzımdır. Aksi takdirde gayri-müseccel hak sahipleri paylaşmadan hariç kalırlar.
2 — Arttırmaya iştirak edecekler % 7,5 nisbetinde pey verecekler
3 — Arttırma bedeli peşin verilmek lâzımdır. Bedeli ihaleyi müşteri miadında vermezse ihale feshedilerek gayrimenkul yeniden arttırmaya çıkarılır ve iki ihale arasındaki fark ve zarar müşteriden bilâhü-küm alınır.
4 — îhale tarihine kadar olan bi-lûmum vergiler hissedarlara ve % 2,5 tellaliye ile 20 senelik evkaf taviz bedeli müşteriye aittir.
5 — Şartname herkesin görebileceği surette bugünden itibaren açıktır. Fazla malûmta almak istiyenler satıs 120 No. ile memuriyetimize mürac'iatleri ilân olunur.
I I

A
“■ Çocuk Hekimi — Dr. Ahmed Akkoyunlu Taksim - Talimhane Palas No. 4
Pazardan mada her gön
Saat 15 ten )onra
İstanbul Asliye altıncı Hukuk mahkemesinden:
Penbe tarafından kocası olup mukaddema İstanbul Alibey köyü Tekke sokak 99 sayılı evde iken halen ikametgâhı meçhul İsmail aleyhine açılan boşanma davası için tayin kılınan 25/5/939 perşembe günü saat 13/30 da tahkikat hâkimliğinde hazır bulunması lüzumunun gazete ilânına karar verilerek imlâ kılman davetiyenin bir nüshası da mahkeme divanhanesine asılmış olmakla mumaileyh İsmailin muayyen gün ve saatte hazır bulunması lüzumu tebliğ yerine geçmek üzere ilân olunur.
Dr. İhsan Samı
Öksürük Şurubu
Öksürük ve nefes darlığı, I boğmaca ve kızamık öksü- I rükleri için pek tesirli ilâç- I ■■ tır. Herkes kullanabilir. ■■
TAKVİM
20 Nisan 1939 Perşembe
Kasım: 164
Efrenci kızıl yumurta
Dağa saati: 5,12
öfl. ■ 12.14 — tki-dl ■ 16.00 Ak,aa) 14,53 — Yatlı ı *---------
i»ak ıS.22
20,32