10

SAYFA
Kr.
>
>
>
SAYISI HER
YERDE
BEDELİ
Ecnebi
8400
1900 1000
800
1
KURUŞ
Onuncu Yıl
No. 3202
ABONE Türkiye Senelik 2800 6 aylık 1000
3 aylık 800 ı aylık
idare: Nuruosmanîye No. 17 Tel adresi: .YENÎ SABAH» İstanbul Telefon: 20705
SALI 20 OCAK
W8


HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MûDAFiiYİZ






Devam eden karşılıklı fikir münakaşalarından sonra
Ke nan Önerin Açık Mektubu Hakkında
Hikmet Bayuruu Bir Mütaleası
Demokrat Partinin yeni İl idare kurulu ve seçimden
bir görünüş
1
V-
ve-blr
Dünkü uzun toplantıda 11 İdare Kurulu
ve Haysiyet Divanı seçildi

"Maşallah Sîzlere!!
î ★
İstanbul Demokrat milletvekili demek istiyor ki, ben beyaz rey vermekle ve bu zamma muvafakat eylemekle aleyhte rey verir gibi görünen, fakat paralara el koymakta Halk Partililerle yarış e-den diğer Demokrat milletvekillerinden çok daha dürüst ve namuskâr hareket ettim.
emokrat Parti il kongre-binin pazar günkü oturumunda Ahmed Silivriiinin mebusların aylık ve yolluklarına zam bahsinde, Demokrat Partinin muhalif kararına rağmen, Halk Partili mebuslarla beraber muvafık rey ve beya2 oy verişinin izahını yaptığı sırada Demokrat Parti mensublarının bir kısmı ayağa kalkarak şöyle haykırmışlardır: «Maşaallah sîzlere, aferin milletvekillerine, bakın kimleri seçmi-|İZ...3>
Hakikaten bu dürüst, partililerin içlerinden kopup gelen feryad bütün milletin hançeresinden çık-gibidir. Silivrili Kemale esasen | hu aylık ve yolluk bahsinde Demokrat Parti sürüsünden ayrılarak I Halk Partisi ile rey birliği yaptığı için itiraz olunup duruyor, hat-fc kendisi bu yüzden partinin Eaysiyet divanına da sevkedilıniş ulunuyordu. Fakat Silivrili ikide irde: Beni çok sıkıştırmayın, floksa baklayı ağzımdan çıkarı-hm!» diyip duruyordu. İşte pazar günü bw muhterem mebusun baklayı ağzından çıkarması üzerine $Jr ki Istanbulun temiz Demokrat delegeleri: «Kimleri seçmişiz!...» diye hayıflanmalardır.
Ahmed Kemalin anlattığına göro Balk Partisi adına Feridun Fikri Düşünsel, Demokrat Partiyi do gam lehine imâleye uğraşmış delil olarak da demiştir ki, bizimkilerden (330), sizinkilerden (30) Uisi daha şimdiden (1948) tahsisat finin, ilk altı aylığını kırdırmışlar-dır. Binaenaleyh sıkıntı ve zaniyet muiıakkaktır. Bu bahiste fazla Israr etmeyin!...
Silivrili de işi Köprülüye anlatmış, Köprülü de demiş ki: «Ab-dallığa lüzum yok; Halk Partisi nasıl olsa bu zammı kabul edecek, biz kabul etmez görünür» kırmızı rey veririz; sonra da paralan afiyetle cebe indiririz.» bu kadar zekâ ve kurnazlık karşısında hayran ve mebhut kalan Silivrili bir de Emin Sazakın reyini almak Is-Miıiş: «Ben beyaz oy vereceğim, ne dersin?» demiş. O da Köprülü Fu-adın dilini kullanmış, grindi İstanbul Demokrat milletvekili demek İstiyor ki, ben beyaz rey vermekle bu zamma muvafakat eylemekle aleyhte rey verir gibi görünen, fakat paralara el koymakta Halk Partililerle yarış eden diğer Demokrat milletvekillerinden çok daha dürüst ve namııskâr hareket ettim. Hiç olmazsa içi, dışı bir adam rolünde kaldım.
Yüzlerce delege ve dinleyicinin huzurunda anlatılan bu acı hikâye Parlâmento oyunları ve parti ah-1 lâkı hakkında memlekete çok gü-l zel bir örnek vermektedir. Filhakika Silivriliyj teyid eden nokta, allınış kişilik Demokrat Parti âzasından ancak yirmisinin, fazla yolluk ve yıllıkları başka yerlere yermeğe teşebbüs etmiş bulunmalarıdır. İstanbul delegeleri bütün Demokrat milletvekillerinin bu faz la paraları ya partiye veya diğer bîr hayır cemiyetine vermeleri Hokfzsında İttifak etmişlerdir. Hiç Irfr ferd hu fazU tahsisatın millet hazînesine ladesine tarafdar olma-BTHytır. Bu hususta ileri sürülen (Devamı Sa., 1; Sü„ 4 de)
Kenan Öner mes’elesi
Bir delege, diğer bir delegeye: Kenarı önerin yaptıklarını görmüyorsan, gözlerin kör olsun, diye bağırdı..
Dün bazı gazetelerin, bilhassa “Vatan,, gazetesn neşriyatı tekrar nefret uyandırdı
Demokrat Parti İstanbul II kongresine. dün sabah da Kristal gazinosu salonlarında devam o.
dildi. Kongrede, ilk iki güne jtaza-ran; delege ve dinleyici adedinin az olduğu görülüyordu.
6izli İngiliz mesajı
Bevin, “Kızıl Tehlike» ye karşı Batı Grupu durumunu bugün açıklıyacak
SilAMı öncüleri
Aıeü lelılıkenm BaıltaniMdaki
Vaşington: 19 (A,A,) — Dışişleri Bakanlığı tarafından bildirildiğine göre Bakanlık, Bevinin göndermiş olduğu mesaja pek büyük bir ehem miyet atfetmektedir, Mesaj, hâlen tedklk edilmekte ve metni gizli tu tulmaktadır,
Harbiye Bakanlığı da bu mesa Ja karşı büyük bir İlgi göstermek tedlr, INGILTERENIN DIŞ SİYASETİNİ
İZAH
Londra: 19 (AP) — İngiltere Par (Devamı Sa., 5; Sü., 1 de)
Türkiye
Toprak tâvizine asla yanaşmıyacaktır
Londra: 19 (AA ) — Newş Ohro nicle gazetesi «Bugünkü Türkiye , balığı altında ya2dıfiı bir makale de ezcümle şöyle demektedir:
Bugün Türkiyede bulunan bir Ipmse Batı Avrupa memleketlerin ^en herhangi blrişlne benzeyen bir meıpleket görür. İdarehanelere ğlrlp çıkan peçeslz kadınlar biittyn görevlerde memleket ve milletin ta tefelerine lştirâk etmektedirler, Bunlar seçim hakkına da maliktir ler.
En büyük komşusu olmak ltlba-rile Rusya, Türk siyasetinde belki
(Devama Sa., S; Sü., 2 de)

Celal Bayar, Refik Koraltan ve diğer D. P. ileri gelenleri de kongrede hazır bulunuyorlardı.
Diğer taraftan, İlk gün kongre reisliğine seçilmiş bulunan Hüsnü Başarır; hemen hemen kongre reisliğini terketmiş gibiydi. Çünkü riyaset mevkiinde reis vekili Bülend Danışman vardı.
TOPLANTI AÇILIYOR
İkinci bir yoklamayı müteakib 86 delegeden 46 sının mevcud olduğu görüldü. Alemdar bucağından gelen bir şikâyet telgrafı okundu; şikâyet komisyonuna verilmeden önce, burada konuşulmasını ekseriyet taleb etti.
BU- delege söz lstiyerek; kongrenin dün öğleden sonra niçin 11 merkebinde yapılmadığını; herkesin İşi gü-qü olduğunu; ekseriyetin gittikçe sn fıra İneceğini söyledi.
Bir diğer üye de; bu yersiz tehire gazeteci arkadaşların sebcb olduğunu; böyle bir tehirin uygunsuz bu. bulduğunu İddia etti.
Delege Nlhad Külte şunları ledi:
(— Bu telgrafı gönderenler, (Devamı Sa,, 5; Sü., 1
söy-
kon-ae/
Mebus Maaşlarına Zam Mes’elesi
Fuad Köprülünün, K. Silivriliye cevabı

«Bu isnudların beyaz oya ma: ıır gösttrmek için bilerek mi9 yoksa her har gi bir şaşkınlık neticesi olarak bilmiyerek mi yapıldığını kestiremem^
Ankara: 19 (Hususî) — Profesör Fuad Köprülü İstanbul milletvekili Ahmed Kemal Silivrillnin İstanbul il kongresindeki sözleri
çaünasebetile bugün kendisi ile g(j filgön gazetecilere aşağıdaki beya natı vermiştir:
(Devamı Sa., 3 Sü., 6 da)
Eskişehire 1 milyon liraya mal olan bina
| Dün hükümet binasının açılış töreni yapıldı |
Eekigehir: 19 (Telefonla) —Bu gün hükümet binasının açılıç töreni yapılpjıgtır. Bayındırlık Bakanı Kasım Gülek aekerl bir avcı tayyaresi ile gelmiştir. Üç gündenbe-ri belediyeye ald olan İtfaiye oto-tpobllleri ve müstahdemi binayı donatmakla meşgul oimuçtur. Törene İlk mekteb çocukları, İlse talebeleri, askerî bir bölük ve binaya girecek olan memurlar igtlrâk et-
miçtir. Bu arada bir pahsın kenarda ibret gözü ile bakan halk» meydana dâvet için devamlı gayreti dikkat nuzarı çekiyordu. Saat 10,80 da İstiklâl marşı İle korde-Uyı Kasım Gülek kesmiştir. Bu bina Eskişehirlilere bir milyon taya mal olmuştur.
Demokrat Parti açılış töreni liyafetlne dâvet edilmemişti.
Orhan Oğuz
11-
ve

Bay Önerin mektubunu yayınlayıp altına aleyhte mütaleayı sıralamayı anlarım. Amma o mektubu yayınlamaktan sakınmayı anlamam. Çünkü bu fikir edinmesini
halkın her şeyi öğrenip ona göre bir engellemek isteğini
Dün eski Manisa Milletvekili ve Ankarada çıkan «Kudret? refikimizin başyazarı Bay Hikmet Bayürdan bir mektub aldık. «Yeni Sabah pek ütiîatkâr bir mahiyet taşıyan bu mektubu, sayın muharririnin: • Bu mektubum yayınlanırsa memnun olu rum > yolundaki cümlesine rağmen neşre tevazuumuz mâni olabilirdi, şayed muhtevası itibaıile şahsımızdan ziyade bizzat bizim de hararetli müdafii bulunduğumuz bir görüşü vuzuhla belirten kıymetli demokrasi öğütleri bulunmasaydı...
Bu itibarla, Bay Bavurun mütevazı gayretlerimizin en baha biçilmez bir mükâfatı da saydığımız bu pek te* veccühkâr mektubunu aynen derce* diyoruz:
«Sayın Bay Cemaleddin Saraçoğlu, Bay Kenan önerin Bay Celâl B& yara yazmış olduğu açık mektubu muhalif gazetelerden yalnız *Yenl
TfeİTtip-ekmeOi biz değil, efkârı umumiye istedi!

Bay Hikmet Bayur
açığa vurdur.,,
Sabah» ın yayınlamış olduğunu gördüm ve hayret ettim.
Halk efkârım son derece ilgilendiren ve yurdumuzun demokrasi yolundaki gidişi üzerinde müessir ola-' cağı şübhesiz bulunan bir takım olay lar gelişe dururken bu zincirin en ö-ncmli bir halkasını halktan gizli tutmaya çalışmak Türk milletinin olgunluğuna güvenmemek demektir. Daha kısacası bu hareket «halkı şayet altında tutmak:» isteğinin tecellisidir.
Bay Kenan önerin mektubunu
yınlayıp altına aleyhte mütalealar sı- 4 ralamayı anlarım; bu, kendi ietiha-J dini belirtmek olur. Amma o n\ck- J tubu aldıktan sonra onu yayınla-J maktan sakınmayı anlamam; çünkü! bu, halkın herşeyi öğrenip ona göre ( bir fikir edinmesini engellemek iste- i (Devamı Sa., 4; Sü., 1 do*
ya-
Bakanın, tek tip ekmek, tütün ihracı, idhalâtm tahdidi ve pamuk mes’elesi etrafınca dün verdiği gen ş ve mühim izıhıt
Ticaret Bakanının beyanatı
M Oiindilzalp
Ticaret Bakanı
Demokrasiye doğru yeni adımlar
---o -
Basın kanunu tâdil edilecek
• Radyoda* D. P. nin de ! istifada ettirileceği , resmen bildiriliyor
------O------
Ankara: 19 (Hususî) — nugiin İçişleri komisyonunda Demokrat Parti milletvekillerinden İsmail Hakkı Çevikin Demokrat Partinin de radyodan istifade ettirilmesi lıakkındaki teklifi konuşulmuş ve toplantıda hazır bulumu Başbakan yardımcısı Faik Ahi. .d barutçu bu münasebetle Demokrat Partinin de radyodan Halk Partisi (Devamı Sa., 3; Sil., 7 de)
Birkaç gtlndenberi şehrimizde bu-lunaıı Ticaret Bakanı, dün, öğleden evvel Bölge Ticaret Müdürlüğünde gazetecilerle görüşmüştür. Bakan, gazetecilerin muhtelif suallerine cevaben verdiği beyanatta demiştir kİ:
— İstifalar şahsî ve sıhhî sebeb-leıden ileri gelmiştir. Bakanlık tarafından bir tazyik yok-tur. Eğer böyle bir tazyik olsaydı, bu takdirde azil olurdu.
Ticaret Borsası idare heyeti reisi ı Murad Furtun’un idare heyetinden' istifası Ticaret Odası Başkanı Mld-hal Nemli ile Başkan vekili Suad i Karaosmanın istifaları hususî bir ma
(Devamı Sa., 3; Sü., 4 de) |
Bu hususta

7
(anser mükâfatı

-— o ■
Mükâfata değer yazı bulunamadı
• Ankara: 19 (A.A.) — Türk
kanser araştırma ve savaş kurumu tarafından bildirilmiştir:
1947 yılında en iyi kanser anıştırmasına verileceği ilân edilen kanser mükâfatımız gelen yazıların araştırma komitemiz tarafından hazırlanan mükâfat tüzüğünü tatmin etmediğinden verilememiştir. Bir yazının sahibine teşekkürle İktifa edilmiştir.
(Devamı Sa., 4; Sü., 2 de)

enats Öner va Sadık Aldoğan işbirliği mi?
Ankara: 19 (Hususî) — Kenan Önerin Demokrat Parti il başkanlığından istifası etrafında İstanbul Demokrat Parti ilk kongresinde kopaıı fırtına Ankara mahfillerinde de başlıca konuşma mevzuu teşkil etmektedir. Ankaradaln intiba Kenan Öner, Sadık Aldoğan ve daha bazı müfrit temayüllii kimselerin gün geçtikçe bir teşriki mesaiye doğru gittikleridir.
A
AKVİM&EN ÖR YAPRAK
İdâri tazyik ve Demokrasi
E
vvelâ yazımın başlığını vo e-sasını teşkil eden (tazyik) ke limosl hakkında bir çift lâl söyliyoyim: Öz Türk-çe diye dilimizi fakır ' Icştıronler bu kelime ,
yı (baskı) ya çevirdiler; halbuki (tazyik) hiç bir zaırian baskı demek değildir. Kökü (2iyk) olan bu kelimenin mânası (darlık) dır. Doktorlukla da oski (zıyk-ı-sadr) o şiındı (nefes darlığı) diyorlar; (nefes baskısı) demiyorlar. Bu itibarla halkın hürriyeti ü-zennde yapılan tazyiki sadece (baskı) kelimesi ile tarife imkân yoktur. Kaldı ki (baskı) nın hayra yorulacak tarafı, da vardır: Meselâ (.bir çocuk üzerinde baba baskısı lâzımdır denilir kı bir nevi (vesayet) demektir Kelimenin bu hüviyeti, tazyiki yapanların bu bakımdan da işlerine gelir sanıyorum. Baskı bir cismin üzerine başka bir ağır cisim konmak olduğuna göre bu, hiç bir zaman (tazyik) ın reiaict eylediği kıvrandırıcı darlığı ıfarc (»demiyor. «Tazyik, infilakı mucıb oh/r cümlesini «baskı, yarılmağı mutrb o-lur> şekline sokarsak fen acıamiarınr
kendimize güldürürüz.
Bu itibarla halkın en mukaddes hak kı olan hürriyet darlığını güzel Türk-
j ULUNAY
çcmızo yakışan beliğ vo kavrayıcı kelimelerle anlatmak İcabe-
tler. Zira görüyorum kı (tazyik) gibi fikrin mânanın ahengini de ihtiva e-dtn şumullıı bir kelime yerıno (baskı) yı kullandıklarındanberi mcmloket (tazyik) den kurtulamıyor. Boyuna gazetelerde şikâyetler, (eryadlar yükseliyor.
Jandarmanın muhalif köylülerin sır tına binerek yalaktan su içlrmelorik yahut! şapkalarına yestehlemeleri gibi vak alara eskisi kadar sık tesadüf e* dilmiyorsa da den haberlere dur. Hem de muarız safta karşı yapılan
şuradan buradan akse-fiöre (tazyik) ınovcud-tanı ınanasılo... Çünkü bulunan vatandaşlara muamele onları darlık
çcnbcırınin «(ine alarak sıkmak vo bu Sirrttfh bezdirerek muvafık tarafa mal eyle^ohtir Mrsolâ bazı yerlerde ihtl-yaca taalluk eden maddolerin dağıtıl-nusırıı güçlükler yapıldığı bir muht» iLüljen sayfayı çevirmiş

SAYFA: 2

.
1'
•L I
2(l) Ö V A tv İV1Ş
zmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm? |
Atatürk’e suikasdın tafsilâtı ve içyüzü


Tefrika No. 150
OkVVOCU
I



• 1V ’


*
r
Reis — Maarif neseretinin ol-Çia beş ay ıniluhal kaldığını »ordu.
Doktor Nâzuu 4»«y Şii titanından ve GaVİa pe tındaki ihtilâftan: 03
P.ois — Şükrü İle acaaı açık mı idi?
— Evet.
— Son zamanjı kadar hiç görüş» Ölüyorlar mı idi? -
— Bilmiyorum.
— Nihayet bir zaıu Lit. paşa kabinesi il veriyor, L. harjciyesi neydi?
Mağlûbiyet idi. Aynı kabine n ı sullı Qiüz(\}cerelerine girmesi uıuvaftk gm-üiınodı.
— Bir mütareke teşebbüsü is-t yian evvel aramada müzakere edildi mi?
— Bilmiyorum efendim. Onu o '.amanın hariciye unzınndan so rutvız.
— Hem kabinedensiniz, hem de bilmiyorsunuz?
— -Biram müşterek mesuliyeti • miz neticesi hanb kabinesi oiduğıı-nmz için istifaya kanar verdik.
Bulgaristan mağlûp olunca Ma k A>nj adaki it ilâl kuvvetinin ls-Lr.uı'iia gelmesi ihtimali vardı. Al nıuftlera harbe devam edip etmh yedekleri soruMu. Böyle bir halde ojnadıklarını Enver paşaua söylenişler. Vilson prentuplen dahi • Utul.* sulh tavsiyesinde bulunmuş lar harb kahineainde bulunmayan £■■ o"an mürekkeb. bir kabine teş kili: mevzuu bahsoldu. İntifa edi-ler«ekilindi. Enver paşa Alman
ÜkrüoÜU is*
> arala-d beyin
man geldi. Ta kftbiııeei iuHtoyî karâr bunun eababı dahiliye ve
Demokrasi
(Ba^larah 1 incide i lifin işi .düşerse miışkdâtU karşı-lındığını, lüzumlu lüzumsuz tahkiket-lır, karakola oelholunmaiar, imâli ha-ujreUer, devamlı uğraşmalarla bıktı-nboak ulentldiğinl bğreniyoruz kİ bu dı (Uiyik) in en kötü şekildir.
Çünkü mhayet herkes do bir (hürrl ıt mücahidi) ateşınharamağa hakkımız yoktur; bir gün (illallah) der, halasının ve ruhunun muhtaç olduğu tükû-nete kavuşmak için İslenilen noktaya g9l(r. Böyle istikrahla kabul edilen bir (rucu’) dan ne hayır çıkar? denecek; o da başka bir İştir. Fakat meselâ falan köyde oturan bir adam dört defa üst üste nahiye yahu d kaza merkezine celbedilse o adamın kendine göre olan İşi gücü sarsılır; üstelik bu lüzumsuz rahatsızlık da bir tabedersin... Yanlışlık olmuş!» la ödenebiliyor.
Karakolda dayak atmak, ellorlne kelepçe vurmak dediğimiz şey (tazyik) değil işkencedir; asıl (tazyik) bu a-damlara hayatı (daraltmak)Hdır. Hükümet için önüne geçilmesi lâzım geleni en mühim icraat bu olmalıdır.
Afyon milletvekilinin içişleri Bakanına yazdığı açık mektubun muhtevası Oemokrasl dediğimiz şu devir İçin pek hazin bir vesikadır. Batâhıyetll a-ğızdan yükselen iddialara göre lesbıt edilen şikâyetler cildler dolduracak kadar çok (ur, i 6u mayanda nümune eıarak ileri sü^ülon hâdiseler İse tnsa" m hayretlere düşürecok mahiyetledir. Meselâ bir nahiye müdürü varmış kİ muhalif partiyi kurdurmamak için «kurmağa gelenleri kolepçeye vurup bana gönderini» diye ihtiyar heyetle^ rine emirler tanzim etmiş, hattâ o milletvekili işin de «kolepçe takın l», emrini savurmuş... 8onra bu adam hakkında bir müfettiş tahkikatı bile açılmamış, bütün şikâyetler tı edilmiş!
Hasıl olur?
Gerok iktidar partisinin, partiye dayanan hükümotln laoağı karar, relimin şerefi
yan bu gibi fena idarecileri bir an ev« vel iş başından uzaklaştırmaktır. Çün kü bu gibiler daima halkı sempatik kozlardan soğutmuşlar, uzaklaştırmışlar vo kaçırmışlardır.
Vaziyeti pek güzel anlıyoruz: Bu zihniyetle hareket edenler memleketin Oemokrasi yolundaki yürüyüşünü muvakkat, arızi bir geçit telâkki ediyorlar vo akıllarınoa İstikbale karşı kendilerini sigorta ediyorlar. Yanlış! Hem çok yanlış!
Tarihin şehadotınc dayanarak söylüyoruz: Hürriyet müoudolcjindo muvaffak olmamışı millet yoktur. Hürriyet do Demokrasldlrl
hasır al-
gerek o Acilen a-( İle oynı-
lardan kuvvet istemişti. Bir lırka fcâdar gönderdiler. Sonra anlağı -lan duşarı zaaf olacaklar ki, ar-zetttğim tavsiyeyi yapmışlar.
— Zahirde sebebi bu. sulbe'talib
UbÜeosğlni tezekkür etmiş ait?...
— ı Bunu
Fakat olunca neticenin ne o-mi idı-
gelecek kabine yapacaktı. Avrupa devletleri Vilaon prauaiplerini ilân etmişti. Biz bun da samimî itseler zararın mahdua oJ^oâ^ını düşündük. Bunu teznfrı için » bir kabineye ihtiyaç vardı.
Talât paşa bunu teminen saray nezdlnde tefebbUsatta bulundu. Ne tlceden memnun görünüyordu. İz set paşa, Fethi bey ve diğer arkadaşları tamumen namuslu in -sanlardı. Harbden mağlûp çıkan millet her zaman zarardide olur -aa bu namuslu insanlar memleketi haddi asgaride zararla işinden çıkarabilirlerdi.
— Talât paşa meclisteki fırka mebuslarına tavsiyede bulunmuş -tu. Bundan dolayı mebuslar İzzet paşa kabinesine mesned olabildi -ler.
— Bu istifa meselesi meclisi u-mumide^görüşüldü mü?
— Hûdiaat öyle sürutle İlerliyor du ki görüşülüp görüşülmediğini biliniyorum.
— Meclis ıtımııni iıarbde var mıydı?
— Vardı toplanırdı.
—izzet paşa külünden sonra ki ne oldıf?
-— lttihad (ve
keti teşkilâtsız bırakmamak için bir kongre akdetti. Bu kongrede lttihad ve Terakki (Teceddüd» fır kasma tahvil edildi.
— Kongrenin kararı nizamname aine tajnanüle muvafık mıydı?
— Tabiî.
— Bütün fırka arkadaşlarınız kongrenin bu kararını kabul ettiler mi?
— Etmeleri lâzım gelir. Bendeniz kabul ettim.
— İRtanbul heyeti merkeziyesl kabul etti mi? Kemal bey nasıl telâkki -etti?
— Bilmiyorum bendeniz gitmiş
kabinesinin teşek lttihad ve Terak-
Terakki memle -
tim.
deki mi?
Merkezi
para ve
umuminin uhdesin ■ eşya devir edildi
efendim ?
umuminin altında
— Edilmiş
— Merkebi neler vardı?
-— Bilmiyorum. Hesab işine karışmadım.
— Nasıl bilmezsiniz? Mesul de ğil misiniz?
— Hayır efendim bilmiyorum. Mithad Şükrü bey bilir.
— Ona sordum, sana da soru -yorum.
— Bilmiyorum, ben maliye işle rine hiç karışmadım.
Reis, lttihad ve Terakki nizam namesinin merkezi umumî vezai-fine aid maddesini okuttu.
(Devamı var i
jOfk beş gündenberl bu üçüncüt»ge«| zintileri idi. Birlikte sinemaya gittik leri geceden sonra, aralarındaki dostluk büsbütün başka bir safhaya girmişti, Artık her zaman,,-ötokl arka-daşlarlle birlikte ve grup halinde değil, yalnızca çıkıyorlardı. Bu goıiru tiler onları birbirine büsbütün yaklaştırmakta İdi. Metinin maksadı da bu idi. O, Verdaya blryey söylemeden onun kendisini anlamasını vs istiye-rek, bilerek kendisine doğTu gelmesini bekliyordu. Bu bekleyiş ne kadar zaman sürecekti? Bunun Metih için hiçbir kıymeti yoktu ve olamazdı da... O, Verdanın serbestçe ona kollarını açmasını istiyor ve başka türlü bir yakınlığı hayalinden bile geçirmiyordu. Meselâ, annesine en küçük bir imada bulunsa, onun meseleyi hemen Kadriye Hanıma aça. cağına, onun da en çok sevdiği bu İki insanı birleştirmek teşebbüsüne goçeoeğine emindi amma onn istediği bı» değildi. O Verdayı halasından değil, doğrudan doğruya kendisinden istiyordu. O günü sabırla bekliyordu vo o günün nihayet geleceğine de t-nanıyordu.
— Baat ğeç değil basmadan
Bu sözleri Kadriye Hanım söylemişti. Metin ona gülümsedi.
— Merak etmeyin halacığım. Bizi kurtlar kuşlar yemez.
— Gevezeliği bırak oğhım; ciddî
.. »
dört bu mevsimde biraz mİ çocuklar? Karanlık Çıksanız daha İyi olurdu.
0. Demiryolları idaresinden rica
D. P. ^ülian Haydarpaşa yol atuiyoMİnde dıüııi aıucJo lialil Kubaş Uımli oUııyucu-muzdan aldığımız mftktubda deniliyor ki:
Sonelenleubert Haydarpaşa D. D. yollan yöl ııtölye-Mnde çaliymaktayııu. öir ı»e-no evveline kadar bayram ve re^ıııİ tatil giiulerinda yevuıiyolerimlci iş kanununun 46 m oı maddeci mucibin ce alıyorduk. Bir seüodcu-lıeri lıer nadeneo bu «haklardan litdürıım adIMik. Ylııe ayni iş ve ayni şekilde çalışan \b inşaat luaaiı büyüklerine uıaiMuh mesai arluıdaş i ar unu. bu hakdau uıuııtaza-inan istifade ediyorlar. İdareden bu ikilik hakkıııdnki soru hırımıza tatmiu edici cevap veren bulutunu yor. Biz Devlet Demiryolları atölyesi ameleleri icabında 141 lor İğe kadar olun iataayon tamirat işlcrlude çalıştırılıyor. Yine bu uzaklaştırmalarda bazılarımıza saati meaai veriliyor, bazılanaıua da serilmiyor. Faala mesai ipin istihkak tahakkuku yol cnüheiidihlerinlp takdirine kalıutş bir keyfiyettir.
Bu şekilde yolda çalış-dığıauz zamaalar aldığımız yovmiye ite uncak kendi iaşemizi tcaıin ediyor ve efradı ailemizi audımmiyetlere katlandırmağa mecbur kalıyoruz. Devlet Demiryolları Ida robi iş kanununa mutavaat etııı ok i t* mükellef değil midir? HUler bu haklardan neden uuıhcuuı «ililiyoruz? Alâ kadar makamların dikkat nazarla anı oekıımulzi saygı ile rica ederim. f
İOL PARASI HAİİKINDA Kİ ŞİKAYET SAHİBİNİN ADKESİ SüRL'LL I OR
Fatih beledlyeMİndeiı aldığımız J/48 nyüı yazıda şöy le deniliyor:
LÖ.L1O48 çumarlesi günkü gaseteuizla ikinci myiaamda neşrolunan ve ilçemizin Ma-ratpa>a m ıhallckinde ohırdu gu bildirileu malûl bir vatandaşla yol paraaı hpkkınduki şikâyeti menne yaptırılan tahkikatta aarih adresi olmadığı için gerŞkU işlemin yapılın Asına lınkâu buluna* maımştır. Idarehanoniztioki ad re'*lıı. a han rica olunur.
.____________•- - - - 1
z L /YEDE
Et meselesi için hazırlanan rapor o -
Et sıkıntısını önlemek ve bu
susu incelemek Ueere Şehir Meoll-sinin karırlle coşkil edilen Et ko misyonu, bir jnl çalınmak surettle bu hus'ista bir rapor hazırlanuftjr, Dün Vilâyette Vali Lûtfl Kırduta başkanlığında ve belediye reis mu ayinlerinin ve iktUad müd
hazır bulunduğu bir toplantı rapor üzerinde konuşulmuştur,
Netice de bu raporun 1 Şubatta toplanacak Şehir Meclisine sunulma sına ve orada da ayrıca konuşulma sına karar verilmiştir.













hu

Şükrü Saraçoğlu’nun küçük kardeşi
Kendisine bu süsü vermeğe çalışan şahıs, nihayet yakayı ele verdi
çtlk kardeşiyim. SUlnle müylerek çu lışnıak lntiyorum. Ağaboyiın Bayve-itlikten düştü arnıua kredini henüz düşmedi. Onun kredisi «üyesinde id-hAilât lisansı elde ederiz* demiştir. Soyadının, eski Başbakanın soyadı, na banüerU zindan UUtado eden Belim omelindo muvaffak olarak muz-kör tgcirin de bir mikdar parasını almıştır.
Trabzon Emniyet Müdürlüğünün bıldiriğl Üzerine şehrimiz zabıtası tarafından takib odÜmokte olan sanık nihayet dün yakalanmış vo adllyeye teslim odlUnlftir. 8avoılıkca tovklf e-dilen firari jandarma yedinde Trabzon* aovkolunacaktır.



Bir Cinayet ihbarı
Sütunlar arasında dolaşmalar tık ırıulı (p.ajn ı'rtGji/et» rafı âHfBtt uruverc «AmerHıa'U ereremfe »Mtıl mhaıdefe adili
yort
Fıkraoı — Hjr halde mücadele oinrtıid g ıı
yemin edebilir
... . *
A
o
Ali Yavaş; dövülerek i öldürülmüş?
• I
1 Mi
Trabzon Belediye tahsildarlarından Besim Saraçoğlu bir müddet önce 10 bin lirayı Uıtilksen zlmmotlne ge Çirmiş vo sonra da tntanbula kaçmış tır. İFAanbulda Fenerde Abdlsubaşı sokağında 47 numarayı ikametgâh edinen mumaileyh elindeki paralarla bir müddet sefahat âlemlerinde yâ-şaıu;ştır. Fakat bu paralar da bitince daldığı zevk ve eğlence âlemini idame ettirmek için bu defa gayrimeşru yollat a sapmjf. bası tüccarları dolandırmağa kalkışmıştır. Kandieina kâh tacir kâh memur süsü veren B*slm Saraçoğlu üç gün önĞ? GaUtada bir ldhslâtoıya baş vurarak:
(— Ben Şükrü Sar aç oğlun un kü-
ÜNİVEKSİTEDEt
Tıp Talebe cemiyeti hesaba davet ediliyor
I I
Tıb Talebe Cunyyeti Abalarından 200 kişi ucalarında imza toplıya-rak cemiyeti olağanüstü kongreye dâvet etmiştir, laua «ahiplsri ya* pılacak kongrede oemiyetln taaliye tini t e tık id ve idare heyetini heau ba dâved edeceklerdir. Bu iıusuıta matbaamıza kadar gelen bau T. T, Cemiyeti azalan kongrede, ceiAlye tin gayesine uygun çalışmadığını İleri süreceklorlm söylemişlerdir. Lisan kursa ilkokullara da tef mil ediliyor
Yabancı dil bileklerin kıymetinin gittikçe arttığım göz önünde tutan bazı maarifçllar yabanoı dil öğreti ininin İlkokul çocuklarına da leşini ltne taraftardırlar Bu ar^da Fındıklı 13 üncü İlkokul başötreUntn ligi Usan kursu uçmak için Mitil ® £itiıu müdürlüğünden müsaade is temiştir, Bu müsaade venijjılştir, Bu ııuuaade üzerine bir çok okullar da lisan kurslarının açılacağı söy|e nlyor,
vo
16
on»
Tevkif edilen hırsız şebekemi
Mtaak Horan yan, Yani Loziridia, Serkiz Ktreçyan, K&çlk Hlbır Sotlri Laztrtdu adlar-ita a yaşlarında kİ 5 çocuk noı
çetesi namlle bir hırsız şobekeei kurmuşlar ve şehrin muhtelif ««mt terindeki evleee girerek eşya çalmışlardır, Dün Sultanahmod t ÜU)1 şulh cezaya sevk olunan suçlular tevkif edilmişlerdir,
Sağlık müfettişlerinin fevkalâde toplantımı
Sağlık ve Sosyal Yurdun ÇaKhb ligi müfettişleri fevkalâde toplantı için Ankuruya gitmişlerdir.
10 Ocakta başlayaoak olan Loph^ı tilerin bir iurita kadar devam ede oegi umulmaktadır, -Diğer taraftan Bakanlık memleketimizdeki bUt^n sıtma ve sivrisineklerle mücadala balkanlarını da Ankaraya dktet «t mlştlr, Bu senekl mücadele İşinde müfettişlere mühim viziteler »erile cegi sanılmaktıdtf,

POLİSTE
Taksiden kız kaçır mağa teşebbüs
—o --
Mediha, Zeldye, Ali İzzet adla rıuda dört kişi dün «abalı j&at 3,89 «ıralarında Mecldiyeköyünden bir takat ile Şişli la ti karne tinde gidet ken önlerine başka bir taksi çıknuş ve durdurulmuşlardır, İkinci takat den Çıkan Dursun Kılıç, Kaaım A-raa, Muzaffer, Hulûal, Mehuıed AU ve diğer arkadaşları Mediha ile Ze klyoyl kaçırmaca teşebbüs etmişler dlr.
Bu yüzden iki jrup arasında kav ga çıkmış v« etraftan yetişen pulla ler suçluları yakalamışlardır,
Rir yankesici yakalandı
Nuri Sincap adında, 26 sabıkalı biri dun EmlnönUnd* tramvay bek tüyenlerin ceplerinden cüzdan aşırır ken y&kalatinuşhr. Sabıkalı, şimdi yo kadar yankeılcUik suçundan bir £ok defalar ceza evine girip çıkmış tır. j


Ba,-üza-Dov-
DENİZDE
Denizyolları U.
Müdürünün Amerika seyahati
Amerika seyahati hakkında kanlıkla temaslarda bulunmak re evvelki gün Ankaraya giden
let Denlzyollan Umum Müdürü Yusuf Ziya Enin, kendisine vekâlet ede Çok olan Bakanlık Müsteşarlarından &iftt firar la rimlze gelmiş
Yusuf Ziya birlikte yatın decektir.
L in tandaki si*
Dtln limanımla* çöken sis tabakası yüzünden şehir hatları seferleri âksam emişse da vapurlar rötar yağ m ak mecburiyetinde kalmışlardır.
Seferler saat 10 dan sonra normal olarak devam etmiştir. İ
birlikte bu sabah şeh-olacaktır.
Qrzın. üç mühendisle Amertkaya hareket e

Peker Ankaraya gitti
Bir nüddettanberi şehrim izde*»İstirahatta bulunan eski Başbakan Re. ceb Peker, evvelki akşam An karaya dönmüştür.
—--------*|___Muazzep Tahsin BERK AND
Aşk ve his romanı
**>■- - ... ■. .j.
söylüyorum.
— Öyle Lse ben de oıddt covab vş-roylm: Dörtten evvol serbeât daği-lin}, birçok İşlerim var bugün.
Vorda mndalyssl üzerinde döndü, alay ottl:
— Anneoiğtm, mühendis beyin çok tneygul olduğunu, lş)erinin bayından aştığını, artık bize verecek vakit bulamadığını bilmiyor musunuz?
Kadriye Hanım neşeli bir kahkaha atı:
— Yaramazlık ötme. Sonra soni gezmeğe gftürmts, ortada kahrım.
— Ceza mı? Asıl ceza kendisine olur anne.
Metin neyeli gözlerle onlara bakıyordu. Ne şirin yeylordl! Bunların ha kik! ana ile kız olmadıklarına İnanmak güçtü.
— GovozeUtt bırak Verda. Gelecek misin?
— Tabiî Tam dörtte Taksimde. yİ m. istersen karlara hata çıka yürürüz, hava rüzgârlı olursa bir yere
barınırız, sıoak bir çay içeri*.
— Pekâlâ.
— O vakte kadar ben de hani ha* rıl çalınacağım.
Vurda yeni bir konsere hggırlaıu makta idi. Ûu, mevsimin iklttcrt konseri idi ve bu sefer, ilk defa olarak, kondl kompozisyonundan oaan bir valsı de programa koymujpardL Buna karar vormodon ovevl çok dü* şllnmütf, tereddüd otırripti amma Tur** hanın niyeti kat’f idi: Vordonın def. ter dolusu notasının böylo bir köşe* de kalmasına artık rıza gösteremez:. dİ. Memleket, gene saııatkânn eserlerini yavaş yavaş tanımalı idi Bunların sevileceğinden şübhesl yoktu Hele son cserlorl cidden üstünde du-rulınaeı >icab eden parçalardı.-Bunları ovvolA konserlerde çalmak, sonra da bastırarak halka dağıtmak gerekti. Aksi takdirde hem kendisinin hem de hooasının lümldleri kırılacak, devamlı çalşmala.n müsbet bîr «ona eromlyecektt.

•T
üzerine geçirmekten yapmamakta olduğuna
Turhgnın bu ısrarlarına dayanamı-\ *uı Kohu luz boyun ogmok zorunda kalmıştı. Halbuki o, çok aado, hattâ çooukoa saydığı asorlerimlo başkala. tim ilgilendirecek bir sanat kıvılçj-h)ı bulunabilaomıglnl hiçbir zaman düşünmemiş, bunları yazarken kulaklarında ve ruhunda oğuldıyaıı nag öıelorl kâğıd başke biryey
inanmıştı. Şimdi hocası, kati ve otoriter sesile ona:
— Vorda Berk bu konserinde kendi kompozisyonundan olan bir parçayı halka takdim edecektir. Diyordu. Bu isteğin önüne geçmeğe İmkân yoktu. Hasırladığı ıba?ka eserlerin aranma bir vals sıkıştırmak «orunda idi
Halbuki, günün birçok saatlerini en çok sevdiği müzik üsUdlarmm ö| mez eserlerini çalmakla geçirdikte^ ">nra kendi basit valeini çalarken İÇlndo bir boşluk, bir hiçlik duymak ta îdi. Onların yanında bu, taçkm bir
Mürefte şarabı satmak üzere şeh riınlze gelen 26 yaşarında Ali Yavaş adında bir genç iki gün evvel bay gın bir halde sokakta bulunmuş ve kuldırıldığı ScnjorJ iıastalıanesindo ölmüştür. Dün savcılga yapılun bir itibarda Alinin dövülerek öldürüldüğü iddia edilmiştir, HAdı.s(nün tahkikatına başlanmış ve Adalet doktoru izzet Işçan taratınduıı yo, pılan bir muayene sonunda ees**d morga kaldırılmıştır,
Dlğor taraftan Karagümrükte Derviş Ali mahallesinde Kotell soka ğında oturan Mehmed Kontotflu a-dmda birisi dün sabah baygın hal de Cerrahpaşa hastahuueslne kaldı Mıuış ve biraz sonra ölmüştür. U-zorluda yara ve bereler oulunaıı oh «ed morga kaldırılmıştır,
■ i» • —
ADLİ YEDE

OıınkÜ ( Sın Tyıgrjfe ft jh jfeslfl do soruyor: için hatırlanır
*nj;'2aj(ı OÜnya Harfti m %
Fıkracı —- »Flaşın nene*
reden atmıklar Jı, «sUenel çı-
kar! aemif. SMUtn cMnga fiMnlıhani harbe hmrMnı^ nrf j’jn Ih Vh amama' mafiıktan gshfdrsun. Bu katır (eoa hüi arifene auı Jı u>4ru
su...
fine ı >(ı ıs yen* . eAt* tur
H'U|1 î’« İt
Firari bir zimmet sanığı yakalandı
iki sene önce Bivasta belediye me muru bulunduğu sırada binlerce 11 ralık İhtilas ye zimmet itadUealn-den dolayı Sivas dâir oezu ınahke meşine sevk olunmak uzere tevklf edilen Mahmut Seliknun adında biri hâdlsoyl müteakip firar etmiş ti. iki seneden beri Türkiyenin her vilâyetinde polis ve jandarma tara fındun aranmakta olan Mahmıı-dun Istanbulda Şehreıuintude Börek çl Vali sokağında 35 numarada o-turdugu be otomobilci İlkle iştigal et tlgi anlaşılarak yakalanmıştır.
Dün Adllyeye teslim edilen Mah mud Selikmaıı, Sivas agı~ ceza mah kemoslnde muhakeme ed.lmek üze re sevk edilmiştir,
---------o
zlfiA.- Hava Tiyatrosu inşaatı
Açıkhuva tiyatrocunu giden yol lorla tiyatronun tesisatına ait Kısmı laruı tamamlanması yakında eksilt meye çıkarılacaktır,
Tiyatroya, birisi Taşkışlaııın ö-nünden geçen, diğeri Kadırga adı verilen yolun keşifleri yapılmış ve bu iki yolun 387 bin liraya tamam laııacagı anlaşılmıştır.
Tiyatronun tamamlanması icabe-den kısımları ine artist oduları ile soyunma yerleridir, Bunlaııiı keşif bedeli de 271 bin liradır Her ıkı ke şif İhaleye çıkarılmıştır. Bunlar önü müzdekl hafta bir müteahhide veri leaektir, ;
Tiyatro bugunkü iıalile belediye* ye yarım milyon liraya nuılolmuş tu. Noksan kısıinlarlle birlikte bu cazı yedi yüz elli bin liraya çıkacak t»r. İ
Bazı müteşebbisler, belediyeden önümüzdokl mevsim İçin kiraya ve rlp vermiyeceftint sormuşlardır. Teklif tetkik edilmektedir,


Ulaştırma Hakanı bugün şehrimizde olacak
Ulaştırma Bakanı Şükrü Koçak'ın bugün şehrimize gelmeai muhtemeldir.
zaman do ’kal-
hiç ta.
söz
ya.
deniş kenarındaki bir su damlasından başka birşey değildi vo olamas-dı, Hak Uca t böylo iken miçin vakit «vakit ruhundan taşan bu damlaları kâğıda akıtmaktan kendini alamıyordu? Gülüne olduğunu bile bile .4 Ancak, Turhan Bey bunları gü.
İline bulmuyor fakat hiçbir ölmer eserlerle mukayeseye kıymıyordu.
— Senlnkller sade anıma
fona doğil. Büyük bir müzik kabili-yotin olduğu besbelli. Yarın daha iyi lorini yaratacaksın. Sonra., sonra da klmbllir?
Diyordu. Bunlar cesaret verici lordi vo bunun İçin Vcrda kendi sılannı yırtmayor, saklıyordu.
Konser programını baştan başa tekrarladıktan sonra sıra kendi yazdığı notalara golince gene kız b»ı düşüncolerl bilâ ihtiyar zihinden go-çlrlyor, kâh ümidslzlikle sarsılıyor, bazan da ümldlo titriyordu.
Bugün neşeli idi. Akşnın saat dört te bir yürüyüş yapmak fikri onu sevindirmişti. Bu sebebdon büyük hır şevk ve heyecanla çalıştı. Giyinmek İçin odasına gitmeden evvel kendi kendine:
f
— Belki bir gün ben (le İyi birşey yuzubillrlm. Bu imkânsız mı? Diye düşündü, .kalbi sert sert çarptı.
Odasında glylnmçfte başladığı zaman biraz evvelki düşüncelerini u-’ ııuttu. Şimdi randevusunu düşünü Y yurdu. (Devamı var)

6.ısın fn^farr
çent ilmeni ıkı gün*îtinbs*| lattııpımz maktadır.
FıkruOI — AttıtCığı.n n
Am bu son teftilk > H P/h. W i U(bi âse buna «ertioceta mumu pj v>-
nıonnıden âbı/ jt t* linr Türk Sarıleri iqih .>tı ıtUfMiei en büyük tehlike 3r^«*ı ren, bazen de hüiyıu^i kapılın, ra kat her iki »ı>j »itiş vv sü*
«rüm mos‘ete(nm o'*Un(ı*î omIut.ju rarak umumi efkârı ıiuk ouü m eder bizzat fAhfmd Emm kalınının t»ı ker dişidir. Sen, lütfen huzmenden ftu *u* luna biraz insi* bkğur ı( oı(ı >ııi 4 gorümrr tehlikeden Aur jrt*
"T
Gazeteler.Mn. 'SiKiim a »ımr-sr sl gün Atı karada tou 1»*»
Fıkracı — En
Ularına kaklı h
feri yok cak,
misyonlar fcuruhhMk »e «Mitse itibarı* le de sunta 46ı »n*n bu-»(uır Ki>c*au(x hazırlıklardan *>iu tM>pun m’i uırtı« yı topladığı gmi msmiâMstton d*HoK( gitmesi tHr oiıosk
cTjuvir* . hiûâjr ‘.ıiriy*ar. M ı.;ıruka ofisinin tasfıyjin*
Fıkracı — Barın dıgar jofuUmn tefini. iMcmkıAut ofislerden, nıriik-lorden tur kurtul sun al >1 nallan Ajsla-nın görü 41P dıy>ı uçıiır. «Fakat aeVls* yıııı kı bunu takdir »d ın çok ıldu âu tıaide kaifırı vsraaid ge-
çen yok.
Uunferıat
irtm j 4Ştf1 M i LA
kaindik üevnekür.
kı konfer m i kontoransı lOvsIlşj' encumeoHr, ı( jmıgy jnlar, (jü
voou eımı Uular tOz sarfeimtf L..
Attdnjda nir nuı
—f «M -
Son
nüde frr saat iy-jrı >erwûu fcuruhkı.-
Fıkracı — Ojmn yamı! AaMuı gtett-diye uütler ş-
yarlle uğraşan Oır aervh» yok mu «nnş? Su bu bue bemeru no kadar yerimin ant
w cCuınhurıyaU den
halle halkı bırtMrmo girdi.-
Fıkracı — Acaba u inana im ha İm t da aralarında Kenun Önerin ıstllaeı mat*r leşini mı konuşuyorlarmış dersin?

«Yeni Saban*» ın ilk sayfasında başlık gözümo ilişti: «Bulgaristan Al* manyadan korkuyormuş!...»
Fıkraoı — Vo onun için do Mockot Inrın kolları arasına atılmış olacak Halbuki ayni Cospodinlor Alınanlarla İttifak ottikleri vakit dc Huşlardan korktuklarını İleri stirıniışlerdi. Moskova yarânının kulakları çınlasın!
FIKRACI
EKONOMİ:
Sun’i ipek tevziatı her ay yapılacak
lpokli lcumaş imâl «den müosecso-lort BÖlgo Sanayi Birliği tarafıııılun zun’f ipek tevsiatma yakında başlanacaktır.
İlk partido 13.0 ton sun’t ipek dtu gıtılacak ve bundan böyle tevziat her ay muntazam‘bir şeklide devam edo-coklir.
Diğer taraftan sabun İmalatçılarına Uç aylık sudkoatlk tevziatına baş, lanmış bulunmaktadır.
*
1303
Rumi
K. afuıl
7
w
V O 'VI İM
O C A K HM8
20
SALI
* !
UÖ7
Hicri Reblıül*-
uvvel
8 1
Kasım 74 — AY l — QÜN 20
ı ■
VakiUvr
Güneş Ötle İkinci i Akşam Yatsı Inısâk
I
V suali
7
12
>4
17
18
6
D.
30 «6 66
11
40
36
e
vO
a*
7
0
12
1
12
fitaiOİ i D
11
16
40



36
20


-X
-
Yahudi hükümeti de
Marshail
Jemokrat» olacak
yardım
«
V
k
i


programı
S -----c
| Taft, yeni bir tatbik | ? yekli teklif etti | c Vaşir.gton: 19 (AP.) — A- »
> merîkan Cumhurbaşkanlığı- f t na cumhuriyetçi partinin »
> namzedi olan Senato azası c t Robert Taft, dün gece rad- ( | yoda verdiği bir söylevde f
( Marelıall plânının, Dışişleri C I Bakanı gibi kabineye dahil I r yeni bir bakan tarafından C
> idare edilmesi teklifinde bu- r
( lunmuş ve buna sebeb olarak >
> da şunu göstermiştir: f
( «Amerikan Dışişleri Ba- *
{ kanlığı, Amerikan paraflını ( J ancak siyasî gayelerle harcı- j C yor gibi görünüyor ve rnem- > / leketin İktisadî hayatı tle pek ( C alâkadar olmuyor.» ?
> Taft, ayni zamanda, plâ- (
\ nm bir veya bir buçuk sene > / için kabul edilmesini, ondan l \ sonra buna devam edilip e- > ? dllmiyeceğinin yine kongre ( { tarafından tâyin olunmasını * z da istemiştir. C
( Robert Taft, Avrupaya > / yardım edilmesi zaruretinin C ı münakaşa kabul etmiysce- »
> ğini, fakat bu meselede bil- ( [ hassa şu üç noktanın da göz >
> önünde bulundurulması lâ- ( t zım geldiğini söylemiştıc J E cl
[ detle taahhüt edeceğiz?
> «2 — Bu yardım plânı na C sil idare ve tatbik edilecek?
> (Bence bu Dışişleri Bakaalı-C ğından alınarak tecrübeli ve
> ve müstakil bir idareye ve-C rilmelidir.)
> «3 — Kendi vaziyetimizi t sarsmadan ne dereceye ka-
> dar yardım edebiliriz?»
Bu işi kaç sene mıid-
Komünistler

Fransada bir kere daha mağlub edildi ----------------ü------
Paris, 19 (A.A.) — Diin Paris ban liyösünde MalakofFda belediye seçimleri yapılacağı malûmdur.
Seinc vilâyetinde komünist Fransız halk topluluğu ve cüçöncü kuvvet» listelerinin ilk defa olarak bir arada bulunmasına siya3î çevreler hususî bir ehemmiyet atfetmekte i* diler. Üçüncü kuvvet listesi sosyalist halkçı cumhuriyet ve .solcu Cumhuriyetçilerin namzedlerîni bîr araya topluyordu.
Kati neticeler şunlardır
Verilen oy adedi 13039, müstenkif kalanlar 140 dır.
Komünistler 6282 oy ve 13 üyelik, Fransız Halk topluluğu 4284 oy ve
9 üyelik, üçüncü kuvvet 2417 oy ve 4 üyelik elde etmişlerdir.
19 ekim seçimlerinin neticeleri şöy le idi:
Komünistler 6181 oy ve 13 üyelik, sosyalistler 1299 oy ve iki üyelik, Fransız halk topluluğu 4835 oy ve
10 üyelik, halkçı cumhuriyet hareket partisi 985 oy ve 2 üyelik.
Bu vaziyette Fransız halk toplu-im, üçüuçjl. k’evyct______
_lik kaybetmekle, faka tarut-
*^taTT, kojnüarrlst -aleyhdrırı
Trist listesinin 18 üyesine karşı 4.1 ü-velik muhafaza etmekt^hc
--------O---------
19 senelik Başbakan
Oltav/a. 19 (AP.) — On dokuz bc-ncûcnberi Kanada Başbakanlığında bulunan Mackenzie King'in, bugün ve yurm toplanacak olan Milli Liberal P'deraayon partisi kongresinde, yakında istifa etmek niyetinde olduğunu bildirmesi muhtemeldir -
en


t l’dnn^ J>ir Hye-ıkaL diiiej
tan. komünist atçyhdarı blo
Trist listesinin 18 üyesine
Kalyada bir generali polisler ö dürdü
Roma. 19 (A A.) — Hava tün,general i Ernest Coop, hayatına mal olau korkunç bir hatanın kurbanı olmuştur. Generalin apartmanında bir kumarhane olup olmadığını anlamak mak.-a'iıi. zorla İçeri gircıı polis me «nurlarını general elinde tabanca olduğu hakle karşılamıştır.
Polislerden biri ateş etmiş ve ge. nerali öldürmüştür. Askeri mahfillerde şiddetli bir İnfial uyandıran btı hâdljnj üzerine tahkikata başlanmış. |


Yeni kurulacak Yahudi hükümetine silâh temini için Amerikada bir komite kuruldu Vaşington: 19 (AP) — Bir müddetten beri burada bulunan Tel Aviv belediye başkanı İsrael Rokah, dün gece verdiği bir demeçte, Filis tinde kurulacak yeni Yahudi hükû metinin Yakın Doğuda «Amerikalı laruı anladıkları şekilde bir Demokrasi» nin nüvesini teşkil edece ğini söylemiştir,
Rokah'ın verdiği malûmata göre Tel Aviv limanı memleketin iktisa di ve sı nai kalkınmasına imkân verecek şekilde inkişaf ettirilecek t)r ve bu husustaki plânlar tama mile hazırlanmıştır, SİLÂH TEMİNİ KOMİTESİ
Nevyork: 19 (AP) — Senatonun Demokrat âzasından Robert Wog-nerin fahrî başkanlığı altında, yeni kurulacak Yahudi hükümetine silâh temini İçin bir komite kurul muştur, Komite tarafından Başkan Trumana gönderilen bir telgraf ta. Orta Doğuda silâh ihracını men eden kanunun değiştirilmesi istenil mekte ve bu yasak kaldırılmadıktan sonra « Yahudi hükümetinin ku
Bulgaristan Batı’ya ders verebilirmiş!

Sofya: 19 (AP) — Bulgaristan-— Rumanya karşılıklı yardım paktını Bükreşte imza ettikten sonra Sofya ya dönen Başbakan Geoıgi Dlmlt-rov dün bir miting srasında verdiği demeçte ezcümle şunları söylemiş tir:
o Bulgaristan sürekli barışla refa ha ne şekilde ulaşılabieceği hususun da Batı devletlerine bir ders verebi lir, Yugoslavya, Çekoslovakya, Polonya, Macaristan, Rumanya ve Bul garistanda grev, ekonomik buhran, münazaa ve iç harb yoktur, Halbu
Elâlemeyn’in sabık kumandanı Italyada
Londra, 19 (AP.) — Orta Doğu ve Hindlstandaki İngiliz kuvvetleri eski başkomutanı Mareşal Sir Claude Auchinleck’in durumuna dair bugün bir haber yayınlayan «Evening News> gazetesi, Mareşalin muhtemel olarak îngiltereye dönmiyeceği-ni ve Italyada yerleşeceğini yazmaktadır.
Gazeteye göre, Sir Claude geçen Aralık ayında maiyet subaylarile birlikte Îngiltereye dönerken uçağın dan Romada inmiş ve el'an Italyada bulunmaktadır.
Diğer taraftan, Auchinleck’in harb devrine aid İkinci raporunun yayınlanması üzerine, Tobruk garnizonu, nun eski komutanı tümgeneral Klop-
7 Haytadaki petrol tesisleri i Beyrut: — frak petrol şirketi
1 düırT.übn:rn hükümetine müraea-l at ederek, şimdiki şartlar karşısın k da Haytada kalâhîtyacağını ve te
‘T İftİeİ'hıl fam TrabluAı na nakldri
7 mek tasavvurunda olduğunu bil-/ dlrmlştlr, Kumpanyanın Londra
7 dakl bir sözcüsü, Hayfadakl tesis i lerin vüsati hakkında bir tahmin
I de bulunmaktan imtina etmiş l ve şunları söylemiştir: -Şimdiye L kadar bu tesislerin hasara uğradı
7 ğına dair malûmatımız yoktur,»
| (A.P.)
£ Aşk uğruna bir tahttan ı feragat daha
/ Copenhague: — Sevdiği kız
7 İle evlenmek üzere, kral XI Frede | rikln yeğeni prens Olaf Danlmar
1 ka tahtı üzerindeki haklarından
J feragat etmiştir,
I Bundan böyle Prens Olaf, Ro-) semberg sıfatını taşıyacaktır,
J (a,a.)
| Amerikada beklenen grev
\ Nevyork: - Birleşik Amerl-
I kada Şubat aymda, 125,000 de-I miryolu İşçisinin de katılacağı bir

ıulması hakkındakl kararın ancak kâğıt üzerinde kalacağı» işaret olun maktadır,
İTALYAN YAHUDILERC
Roma: 19 (AP) — Bugün basın muhabirlerine beyanatta bulunan İtalyadaki Siyonist Federasyonu başkanı Carlo Viterbo, hâlen İtal-yada dövüşebilecek yaşlarda 10000 den fazla Yahudinln bulunduğunu ve bunların yeni Yahudi devletini müdafaa için Filistine gitmeğe ha zır olduklarını söylemiştir,
Başbakan, son bir buçuk yıl zar fmda bir kaç bin AvrupalI Yahudi ııin gizlice İtalyan limanlarından sevkedllmiş olduklarını da beyan etmiştir,
MISIR
HÜKÜMETİNİN BİP, KARARI
19 (AP) — Arab Birliği
Kahire:
ne mensup inanılır bir kaynağa gö re, Mısır hükümeti, Filistin Arabla rile birlikte savaşmak için gönüllü yazılacak Mısır ordusu subaylarına 6 aylık paralı izin vermeği teklif et iniştir,
(
ki Truman doktriniyle Marslıall plâ nına tabi memleketlerde bütün bu haller mevcuttur,
Gittikçe artan işsizlik, zaruret ve sefalet: İşte bize methedip-zorla ka bul ettirmek istedikleri meşhur Ba tı Demokrasisinin netloesl budur.» Yunanistana temas eden Dlmit-rov, İngiliz askerî blrliklerlle Ame rlkan askerî heyetini «Yunan mille tine yabancı ajanlardan müteşek kil bir hükümeti kuvvet İstimaliyle kabul ettirmeğe çalışmakla» İtham etmiştir,
Marshail yardımı ve Ispanya
Londra, 19 (AP.) Ingiltere Dış işleri Bakanlığı, şimdiki Franko ro-jimi iktidarda kaldıkça, İspanyanın Avrupa kalkınmasına dair Marshail plânına idhal edilmiyeceginl beyan etmiştir.
Atniada basın ve yayın memurlarının grevi devam ediyor
Atina, 19 (AP.) — Basın ve yayın memur ve işçilerinin maaşlarına yapılacak zam hakkındakl müzakerelerin sonunu beklemek üzere bugün Atinada hiçbir gazete çıkmamıştır.
■■■■!! ı ■ ı. n—
por, İngiliz ordusundan istifa tehdidinde bulunmuştur.
grev başhyacaktır; hBu h%ber, yev inaktadırlar, mlyeleı in artmasına müteallik mü intraslııgcant gazetesine göre bu zaKerelerrn aldm kalması üze.rino görüşmeler. Fransız mühendisleri dikası tarafından Wldlril|njş|.ir,
(A,A,) İngiltere Arjantine petrol verecek
* Londra: — İngiltere, dün, Arjantlııe petrol vermeğe razı olmuştur, Buanlaşma hakkında henüz hiç bir tafsilât yoktur, (A,A,) İngiltere, Macaristanın en iyi müşterisi oldu
Londra: — Macarlstanda 765.000 sterlinlik mal satın almış olan İngiltere, Aralık ayında Ma-carlstanm en iyi müşterisi olmuştur, Rusyada Macarlstandan 680 OğO sterlinlik ithalât yaparak ikinciliği almıştır, (A,A,)
Manş tüneli
Paris: — Manş tüneli yine gü nün meselesi olmuştur, Avam Ka marasından İki üye ve Manş meso leşini tetkike menıur parlamento komisyonunun başkan muavini bu hususta mesai arkadaşlarlle görüş mek üzere şimdi Patiste bulun
diin gece üç demiryolu İşçileri sep. .tarafıudan tanzim edilen son plân tarafından tanzim edilen son plân ları tatbik mevkiine konulmasını derpiş eden kanun tasarılarını İngiliz ve Fransız parlamentolarına tevdii meselesi etrafında cereyan etmektedir. Bu plânlarda 89 kilometre uzunluğunda bir tünelin kazılması derpiş edilmektedir. Tünelde bir demiryolu hattını, pno-matik posta tertibatını ve bir yo lu ihtiva edecektir. Tünelin 50 mil yon Ingiliz lirasına mal olacağı tahmin edilmektedir,
Bu tünel Atom Bombası İnfilâk lavına dayanncuk şekilde İnşa edl lecektlr, - ıA,A,)
Koku alma hassası kuvvetli bir müfettiş Hamburg: — Belçika hududu yakınında Dueren şehri polis idaresi, koku alma hassası gayot kuvvetli olan bir müfettişi Belçika dan Alınanyaya kaçak kahve getl rllmeslne mani olmak İçin kullan maktadır, Bu müfettiş huduttan
Sîzlere!!
(Başmakaleden devam) veriol-asırlık ve his kadar

sebeb o kadar acı ve azab dir ki, Halk Parthi çeyrek idareslle böyle bir korku yarattığından dolayı ne tahtie edilse yine azdır.
Hazîneye ladei İstemeyenler diyor lar İd para hükümetin eline geçerse muhakkak bir oyun İle veya l>ir ek kanunla filan bu paraları Halkevlerine veya Halk Partisine devretmek çarelerini billur.
Bir memleket halkının, Halk Partisine ve onun hükümetine bu derece itimadsızlık göstermesi cidden hanin bir şeydir.
Parslar, Kaplanlar, Saraeoğlu-lar ve Pekerier bu yarattıkları güven havasından acaba memnun o-luyorlar mı? Bu gibi zevatın Demokrasi düşmanlığını niçin yaptıkları nasıl ayan beyan anlaşılıyor. Eskiden böyle münakaşalar olur, bu kadar kirli çamaşırlar meydana dökülür mü idi? Ah canım tek partinin sessiz havası va idaresi... Nasıl Receb Pekerier, Saraçoğlu Şükrüler o mes'ud günlerin hasretini çekmezler?...
A. Cemaleddln Saraçoğlu
Tek tip ekmeği biz değil, efkârı umumiye istedi!...
fBaftarafr l incids) hıyet arzetmekte; bunlar aynı zaman da üyelikten de istifa etmiş bulun, maktadır. Münhal bulunan Başkanlıklara yenilerini Bakanlık tâyin e-decek, Başkan vekillerine de Odalar tarafından namzed gösterilerek, bunlar Bakanlığa bildirilecektir.
TÜTÜN İHRACATI
Amerikalılar, her yıl olduğu gibi, bu yıl da en kıymet’! tütünlerimizi almak için mübayaa heyetleri göndererek, bu tütünlerimizi alacaklardır. Amerikalıların İkinci ellerden istifade ederek takasla tütün almak yolunu tutacaklarına ihtimal verilemez. Ancak şunu bildirmek pek yerinde olur ki, tütün tacirlerimizle ya pacağımız toplantıda eğer bu mevzuda bildikleri varaa söylesinler de ona göre tertibat alalım.
Çekoslovakya ve İtalya bizden nor mal mlkdarlarda tütün alıyorlar. Bu iki hükümetin bizden fazla mlkdar-da tütün idhal etmesi elbette kİ na. zan dikkatimizi çekecektir ve esasen bunlar, bizim İyi tütünlerimizin alıcısı değildir.
TEK TİP EKMEK
Tek tip ekmeği biz değil, efkârı umumiye istedi.
Makama vesaire İmâl eden müessese sahlblerl, İstihsal mıntrdmlnnna gidip, geniş ölçüde buğday mübayaa ettiler. Bu mübayaa Toprak Mahsulleri Ofisinin işini güçleştirdi. Bununla beraber, Ofisin mübayaası hâlen devam etmektedir.
Geçen yıla nisbetle rekoltenin yüzde yirmi beş kadar düşük olması kar şısmda, memleket dahilindeki hububat istihlâkini normal bir safhaya getirmek üzere içinde %10 çavdar bulunan buğdayın içindeki çavdar mikdarına yüzde yirmi boş ilâveslle çavdaı mlkdarını %S5 e çıkarmak mecburiyetinde kaldık. Müşkül zamanlarda yediğimiz ekmeğe göre bugünkü tek tip ekmeğin fena olmadığını söyliyebillrlm.
Diğer taraftan hasta olanlar İçin 74 . 76 randımanlı unlar T. Mahsul, lerl Ofisi tarafından piyasaya çıka-
Amerikan yardımı yeni alınan Türk şileplerîle gönderilecek
SAYFA:3
üdareci =
T

- . —
a ktü al İteler
GEDİKLER

Rize ve Kars şilepleri malzemeyi getirmek için Amerika yolunda
4

Ankara, 19 (Hususî) — Amerlka-dan Tllrkiyeye yapılacak yüz milyon liralık yardıma dahil malzemenin yüzde yirmisi Türk şilepleriyle yapılacaktır. Rize şilebi yardım malzemesi getirmek üzere krom yüklü olarak Amerikaya hareket etmiştir. Bu şilebin eşi olan Kars da bu hafta 1-çinde krom yüklü olarak hareket e-
C. H. P. Meclis Grupunun bugünkü toplantısı
Ankarâ, 19 (Husûsî) — Halk Partisi grupu yarın saat 15 te toplanacaktır. Toplantıda, geçen toplantıdan kalan Ahmed Ulusun Rize Milletvekili Fahri Kurtuluşun yangın meselesi dolayısile îstanbulda yaptığı konuş mayı Parti adına mı şahsı namına mı yaptığı hakkındakl takriri vardır. Soru Fahri Kurtuluş ve partioo cevablandırılacaktır. Vakit kaldığı takdirde Muammer Erişin Marshail plânında Türkiyenln durumuna dair Tarım, Ekonomi ve Ticaret Bakanlarından sorusu da konuşulacaktır.
rılmakta, francala, börek ve çörek isliyenlere imkân verilmektedir.
Francalanın umumi yerlerde pişirilip. umumî yerlerde yenmesini, bir psikolojik hal olarak uygun görmedik.
Tek tip ekmek imâline, iç ve dış durumumuz düzelinceye kadar devam olunacaktır. Zira harbin tesirleri henüz zail olmuş değildir ve İskandinavya memleketleri dahil olduğu halde bütün Avrupa memleket-leri, komşumuz Yunanistan, Irak, Ürdün, Iran ve Hindistan bile açlık tehlıkesile başbaşadır. Buğday taleb leri devam ediyor, Yunanistanın tohumluk ihtiyacını karşılamak istiyoruz.
Tek tip ekmek çıkarmakla, 40 • 50 bin ton buğday tasarruf edilmiş olacaktır.
Sual — Yağlı tohumların rekoltesi bu yıl iyidir: fakat dolar temin edilemediğinden Ihraoat yapılama yor?
İDHALÂTIN TAHDİDİ
Bakan bundan sonra, (dolar sıkıntısı olduğu halde her tüccar malla-r.nı sterlingle saUnal® istemektedir. Bu durum kavş^müv sterlingle satış-Uıa dolar dövizi temin etmek düşüncenle müsaade etmediğimiz gibi, dolarla idhale de tahdid koymak zo-Tundayız) demiştir.
PAMUK MESELESİ
Eakan daha sonra pamuk meselesine temas ederek şunları söylemiş, tir:
(__Dış piyasa pamule fiyatlarına
nazaran bizdeki fiyatın düşük olma-sı karşısında müstahsili teşvik gaye-aile pamuğa lOS^uruş asgarî fiyat koyduk.
Şimdiki lıalde njUstalısilin elinde bulunan 4 - 5 bin ton pamuk Ziraat Bankası tarafından 160 kuruş asgarî fiyat üzerinden satın alınacakta.
Bu mlkdar, memleket ihtiyacının fevkinde olduğundan dolarla ihraç edilecektir.»

Fransanm, zarfında Birle milyon dolar malzemesi al-(A,P,)
geçen trenleri kontrol etmekte ve ı kaçak kahve nakleden kimseleri 7 kokudan anlamaktadır, Bu sayede | şimdiye kadar bir çok kaçakçı ya | kalannuştır, (A,A,) I
Fransanm Aınerikadan gördü- | ğii ilk yardım |
Paris: — Bugün beyanatta z bulunan Birledik Amprlkanm Pa- 7 rls Elcisi Jeferşon Çaffeıy, geçici J yardım kanununun kongrece onay ) lannıasmı müteakip, İlk 24 günlük devre şik Amerikudan 53 kıymetinde yardım dığını bildirmiştir,
■jç Vaşington: — Birleşik Ameri 7 kadan Aralık ayı zarfında yapılan; hububat ihracatı 1,122,000 ton) dur, Bu suretle 1947 senesinin i son altı ayı zarfındaki hububat ih & racatı 8,402,000 tona baliğ olmuş i tur, Halbuki 1940 senesinin ayni L devresi zarfında b u İhracat 2 3036,000 tondan ibaret bulunmak 7 ta İdi, )
Irakırı ınuhtac olduyıı hububat / Londra: Londralım Irak J
Elçiliği sözcüsü Irakııı acele muh 1 taç olduğu 18 bin ton buğdayın ) Av ustıı ra lya d a gemilere yüklenmek l iıztre beklemekte olduğu, fakat ( bunları Basraya kadar getirecek h glıinl mevcut olmadığım bildirmiş-7 tir, (A.A,) /
decektir. Her iki şilebimiz de 15 şubatta Amdrikada bulunacaklardır, Aynoa Türkiyeye doğru yolda bulunan 10 biner tonluk Vlktory tipi gemiler de gelir gelmez Amerikaya hareket edecekler ve böylece 30 bin tonluk malzeme memleketimize taşınmış bulunacaktır.
Deniş Yolları Umum
Müdürü Amerikaya gidiyor
Ankara, 19 (Hususî) — Teknik bir heyetle alınacak vapurları incelemek üzere Amerikaya gidecek olan Devlet Dz.yolları Gl. Müdürü Yusuf Ziya Erzin, Bakanlıkla temas etmek üzere yann şehrimize gelecektir. Genel Müdür önümüzdeki hafta Amerikaya hareket edecektir.
Bir Kadirşinaslık
Ankara, 19 (Hususî) — Yozgad Milletvekili Sırrı Içöz ve arkadaşlarının Temsil heyeti âzalariyle birinci B. M. M. si vatanî hizmet kaışılıgı ödenek verilmesi hakkındakl teklifleri bugün Kamutaydan sonra Büd_ ce komisyonunda görüşülecektir. Bu kanun teklifinde temsil heyeti üyeleriyle, B. M. M. si üyelerinden bu gün hayatta bulunanlara 300 er lira maaş bağlanması istenmektedir. Ancak bu kimseler mahallî idarelere kendilerine kaydettirecekler ve muhtaç olduklarını, başka bir yerden maaş veya tahsisat almadıklarım tevsik ettireceklerdir.
Dış işleri Bakanlığında Lağvedilen bir Başkanlık
Ankara, 19 (Hususî) — Dışişleri Bakanlığı ticarî ve mali anlaşmalar müzakere heyeti başkanlığı lâğvedilmiş ve devam eden tasfiye işleri sona ermiştir. Ticarî ve mail anlaşmalar müzakere heyetinin görevi bundan sonra Dışişleri, Maliye ve Ticaret Bakanlığınca müşterek olarak görülecektir.
Bir Tayin
Ankara, 19 (Hususî) — Başbakanlık Umumî Murakabe heyeti U-mumî kâtibliğlne Umumî Murakabe heyeti uzmanlarından Metin Halid Onaran’ın tâyini takarrür etmiştir.
Sıtma Savaş BaşkaBİarı-nın top^nlısı
Ankara, 19 (Hususi) — Ankaraya çağrılan Sıtma savaş başkanlarımn iştiraklle bugün Sağlık Bakanlığında bir toplantı yapılacaktır.
Çimento istihsalâtı
Ankara, 19 (Hususî) — öğrendiğimize göre memleketimizdeki beş çimento fabrikasının 917 sonuna kadar çimento istihsaline aid kat’l netice alıhmıştır. Buna göre 947 çimen to istihsali 350.456 tona baliğ olmuş tur. 948 yılında bu mikdann daha fazla artacağı tahmin olunmaktadır.
Fuad Köprülünün, K. Silivriliye cevabı
(Baıtarafı 1 incide)
Demokrat Parti İstanbul il kong resinde Ahmed Kemal Silivrili tarafından milletvekilleri harclrah ve tahsisatına yapılan zamlar hak kında verilen izahata benim ismimin karıştırıldığını da gördüm bu işin başından sonuna kadar bu zattjlpra a^’h^r oluğu-
mu ve ne gibi bir şebeble olursa olsun böyle bir »anımı kabul etmenin umumi efkârı hiçe saymak olacağı için böyle bir hareketi asla doğru görmediğimi büiiin Demokrat milletvekilleri pek iyi bilirler.
Halle Partisine siyasî bir oyun oynamak isnadına gelince, bunu da tomamile reddederim. Daha bu işin başında Demokrat Parti Meclis Grupu ikinci başkanı sıfatile bana müracaat eden Halk Partisinin bir kaç salâhiyetli rüknüne ve o arada bay Şemseddin Günaltaya böyle bir hareketin kendi partileri hesabına da doğru bir hareket ohnıyacağnı söylemek suretiyle şalisi kıına itimi açıkça izhar etmiş tim. Ahmed Sîlivrilinin hâdiseyi anlatış şekil ' akikate ayları olduğu gibi, ısnad ettiği hem kır mtzı oy v i’iu k hem de parayı almak sözü d. tomamile yalandır. Bit tahrifle» 'u grup kararına aykırı olarak verdiği bevaz reyi ma-> iv göHt -nı.. k nıaksadile bilerek mİ, yolma l’.er hangi bir heyecan ve şaşkınlık ..elicesi olarak bilıni-5 -rek un yapıldığını tâyin etmek, ı .ıtıım' •» ı aittir» demektedir. Adil


G



ilk ik de be ortad


edik homen heınen her me lekette kendini gÖ«T»rml»tl Medeniyet, bu usulü haı yavaş yavaş kaldırmak İçin bir t müfkilAta marul kalmıştır.
İnsanların hareket şerbetlilerine ı gayir olduğu tidarçt kanunlarına ; «ırı bulunduğu iddia edilmiştir. Fak nihayet devlet otoritesi ve medeni; fikri bu sakim usûle galobe çaldı.
Çugün hiç bir memlekette gedik SUİÜ mevcud doğlldlr.
Ajrupada gedik usulünün kaldıı masında mühim bir rol oynıyan ân şehiroilik estotlğldlr.
Milyonlar sarfı İle vücude getiril* bulvarlarda, moydanlarda pek tabii tarak sırık hamalları, manda ve at tabaları mekik dokuyamazlar.
Nitekim bizde de bunların tarihe karıştı. Bir üçüncüsü diyenin himmeti ile bugün kalkmış.
On senede, siluetini tamamile dej tiren, ve hattâ ecnebiler için eski » «»yetine nazaran tanınmaz bir şeı giren güzel İstanbul sokaklarında ; ı^aiık ve küfe İle eşya nakleden ham Sarın kaldırılmasına sıra çoktan gelı goçlyordur.
At arabalarının muayyen İskelete deki gedik işinin, motörlü nakil va çalarına devredilmesini arabacılar t( lif etmişler. .
Şehirde mevcud beş bine yakın at sabasının gördüğü nakil işini beş > kamyon yapacakmış.
3ermayedar bir grup mevzuuba kamyonları satın alıp yine iskeleleı gedik şeklinde çalıştırmak isteğin bulunmuşlar.
Fakat, bu işte hassas davranan lı Udiye, Istanbulda gedik şekline nii! yet vermek azmi kafisi ile bu tek kabul etmemiştir.
Her ne şekilde düşünülürse dü; i nülsün, bir kaç şahsın veya grup maddi menfaati için bir şehrin este fti ihmal cdilenıiyeceği gibi, şehirlir de güzel şeyler görmesi zovki balta namaz.
İDARECİ

Sadık Aldoğan Es'dşehirde
Eskişehir, 19 (Telefonla) — Bugi buraya Afyon Milletvekili Geneı Sadık Aldoğan gelmiş ve akşam y rneglni partililerle beraber yedikti sonra parti binasına gelerek paı ^rkadaşlarlle hasbıhallerde bulunnı
tur.

~----------------------------
Bir sara nöbeti esnasmdı
Ankara, 19 (Hususî) — Hayro namın Çubuk köyünde derede evv ki gün hüviyeti meçhul bir ces bulunmuş ve yapılan tahkikat ne ceainde cesedin civar köylerden M( la Tosuna aid olduğu anlaşılmış Molla Tosunun bir sara nöbeti esn sında dereye düşerek boğulduğu tı bit edilmiştir.
Avukatlık Kanun tasarıs
Ankara, 19 (Hususi) — Haber l dığımjza göre, Adalet Bakanlığı î rafından hazırlanmakta olan avukî Iık kanun tasarısı üzerindeki çal malar hayli ilerlemiş bulnmaktad Meclisin dünkü toplanlıs
Ankara, 19 (Hususî) — Meclis gün saat 15 te Feridun Fikri Düşt' ael’ln başkanlığında toplandı. An rlkan yardımı gereğince memleke m ize vorilecek malzemeden yab ciheti askeriyeye aid olanlardan 1 bir vergi ve gümrük resmi almn n niası hakkındâM faÖaAnin ikinci ı te£WVeel yakılarak’ tastan aynen 1 'bul edildi ve ÇafşambA günü topk 1 mak üzere oturuma’^soh verildi.
Demokrasiye doğr yeni ad mlar (Baş taralı 1 Dıcidt kadar istifade ettirilmesinin hü metçe prensip olarak kabul olu duğunu bu hususta yakında tasuıının Meclise sevkolunacağ buna intizaren ara seçimlerde I mokrat Partinin de radyodan is fade edebileceğini söylemiştir, suretle İsmail Hakkı Çevikln 1 lifi kendisinin de muvafakatlle ri bırakılmıştır. Başbakan yard cısı Faik Alımcd Barutçu ratly nun daha ziyade kültür e terbi işleri için kullanılması lâzım g diğlııi partilerin yalnız seçim sil larında radyodan istifade etme rlnin daha uygun olacağını bas yayııı, polis vazife ve salâhiyet i nıınıın yeniden gözden geçirileı tâdil olacağını kanundaki inhisı cı mahiyetteki hükümlerin de k dırılûcağını sözlerine ilâve etm


•ı • -



müzik kolu
Çanakkale Halkevi
4
► Başkanın sık sık c ı değişmesi yüzünden c ! dağılmak tehlikesinde j
Çanakkale: (Yeni Sabah) — Bundan bir müddet evvel Halke vi müzik kolunun bütün aletleri yeni olacak biı* şekilde tamir ettiril dileten sonra çalışılmağa başlan mışü. Fakat kurulduğundan bo ri daima tecrübesiz şahıslar tara fından idare edilen bu kol bugün de Halkevi başkanı tarafından mü teaddit geceler çalışılması için ka rara alındıktan sonra dağılmak tehlikesi göstermektedir»
Gençliği bir araya toplayacak olan bu şubenin bu şekilde kararlarla müzik sever bir çok genç eleman Jar ümitsizlik içine çalkanmakta-dırlar,
Son yıllarda bir biri üstüne de gişen beş Halkevi başkanının ken di usullerde idareye kalkışmaları eskiden teşekkül eden temsil ve spor kollarını dağıtmış bulunmak tadır.
Çanakkale gençliğini bir araya toplayacak ve hiç olrtıeszn müzik kolunun dağılmaması için alâkalı Jarm bir an evvel teşebbüse geçmelerini bekliyoruz,
Kenan Önerin açık mektubu hakkında
(Ba^tarafı l incide} gini açığa vurur. Muhalif basınımız bile: «Türk ulusu, herşeyi ögrene-cok bir duruma gelmemiştir* diyen bir tavır takındıktan sonra (C. H. P.) İllere o kadar kızmaya hak* kımız kalmaz sanırım.
Bu işde asıl teessüfe değer yön Bay Kenan önerle Demokrat Parti Genel Merkezi arasında bu kadar e-taslı bir anlaşmamazlığın bulunmasıdır. Ancak bir kere var olduktan sonra demokrasiye inananlar İçin tek yapılacak iş onu halk efkârına sunmak ve ulusumuzun hakemliğini kabul etmektir; yoksa bir taraf incir çekirdeği dolduramıyacak kadar boş İsnadlara uğrabhrken ö-bür tarafın mukabelesini bir sükût çenberi içinde boğmaya çalışmak değildir.* Biz şahıslara değil, fikirlere bağlıyız* diyenler, herşeyden önce fikirlerin açıkça ortaya dök m-meşine yardım eti Hirleil—, _
Böyle bir anlaşamamazlık C. H. Partisi içinde belirirse ne olur? İş şefe sunulur ve onun tarafından çö-aülenir. Demokrat Parti ve genel o-)arak muhalefet, halkı (şef» olarak kabul etmedikçe demokrasi yolunda bulunduğumuz iddiası kuru bir lâftan ibaret kalır ve hem bu parti, hem de muhalefet silikleşmek yolunu tutar. Bu yönü anladığınız için, size teşekkür etmeyi bir bore bilirim.
Temmuz 946 da Bay Celâl Baya-nn seçim hakkındaki beyannamesini, gazetenizin sıkıyönetim tarafından kapatılmasını göze alarak, yayınladığınız vakit Türk basınının medeni cesaret ve fedakârlığını temsil ettiniz. Bu sefer de Bav Kenan öne-t*
rfn açık mekubunu yayınlamakla Türk ulusunun olgunluğuna inanı vo onur hakemlik hakkında karşı gösterilmesi gereken saygıyı temsil ettiniz. Bunlardan dolayı da size te-gekkürü bir bore bilirim.
Bu mektubum nun olurum. Bu trn sunarım.
yayınlamışa mcm-vesile ile saygıları-
Hikmet Buyur ir
DİKİME TANEDEN BARİ...
«Vatan Matbaacılık ve Gazetecilik Anonim Şirketi- nin, .sürümden başka birşey düşünmediği artık bütün memleketçe anlaşılmaya başlıyan, ınâhud ve malûm neşir vasıtası, bir

taraftan Demokrat Parti kongresi delegeleri tarafından açıkça takbih edilir ve hattâ. Eyüb delegesi Bay Mehrned Edil tarafından düpedüz Demokrat Partiye «hiyaneU le suç-)an dirilirken bir taraftan da kendiline (D. P.) idarecilerinin sözcüsü süetini’ vermekte ve bu da yetişmi-yorrnuş gibi dünkü sayısında: «Bir tezvir numunesi» bağlığı altında, ♦¥(•«; Sabah/ a saldırmaktadır.
Bugünümle Yalman Çelebiye Bay Hikmet Bayurun demokratik rejiın-îei’dc bu gibi açHc mtictubların aynen neşri veya ne?rethlmemeâl hak->ındaki yukarıdaki nıütaleasmı dikkatle okumasını vo bu konu üzerinde Viraz düşünmesini tavsiye ederken kolay kolay Örtbas edilemîyeeek bu ^bret verici olayı yarınki nüshamızda bütün teferruatile açıkhyaoağımı-da İlâve ederiz
• •
Emette yapılan iplik yolsuzluk ları
Beş köyden toplanan onbeşer lira paraya mukabil dokumacılara ne iplik verildi ne de para arı iade edildi
Emet (Yeni Sabah) — Bundan beş ay evvel Emctc bağlı bazı köy ler ahalisinden (size tezgâh ve İplik yeteceğiz diyerek) dokumacılar bir, liği başkanlığı tarafından 15 şer lira toplanmış vo fakat şimdiye kadar ne tezgâh ne iplik- verilmiş tir, Paranın geri verilmemesi üzerine Hisarcık, Yenice, Hazanlar, Bey Kutluhallar köylerinden 164 imza yı muhtevi dilekçe Demokrat Par ti İlçe başkanlığına verilmiş esasen 23/12/947 tarihinde icra edi



Xfim| Abasız karısile münasebet peyda etmek isteyen, Mustafa Âkı 35 yerinden bıçaklıyarak öldürdü
I
Zonguldak: (Yeni Sabah) — İli miz Kozlu Bucağında tüyler ürper İlci bir cinayet işlenmiştir, Adli ma kamlardan edindiğim mâlûmata göre hâdise şöyle olmuştur:
Kozlu Maden ocaklarında çalışan Mustafa Ak adında birisi üç gün ortadan kaybolduğundan kar deşl, Mustafa Akı aramağa koyulmuş, keyfiyetten zabıtayı da haber dar etmiştir.
Bir hafta evvel Ereğli şosesinin altında kayalıklar arasında bir ceset bulunmuş ve bu cesetin aranılan Mustafa Ak olduğu teşhis edil iniştir, Yapılan muayenede vücudunun muhtelif yerlerinde 35 e ya km bıçak yarası görülmüş ve taaf fün etmemesi için defnine müsaade edilmiştir,
İlk tahkikat sırasında maktulün, Kainblraderi Mehmed Ali İle arala rındaki münfizaa nazarı ltlbare a-hnarak, Mehmed Alinin evinde ya pılan aramada evin duvarında kan lekeleri görülmüş ve katilin, kayin biraderi Mehmed Ali olduğundan »üptıe edilmiş itede. taraftan
Zonguldak O, Savcısı Lıevent, savcı yardımcısı Nail inal' ve Emniyet Müdürü Kemal aKyalı tahkikat saf
Kanser mükafatı



Türk
Ku-
ncş-
yur-




/ ■ I "T
(Başlara/t u havide) Karomun beyannamesi Ankara: 19 (AA.) —
1 Kanser Araşltrma ve Savaş rumu aşağıdaki beyannameyi retmiştir:
Sayın yurtcla-sunız:
1947 yılının başından beri
d uru uzda da, değerli ilim adamları ve hayırsever zevatın yardımla-riyle, kanser hakkında ilmi araştırmalar yapmak ve her türlü vasıtadan faydalanarak bu müthiş âfetle savaşmak amaeiyle Türk KanBer Araşt rma ve Savaş Kurumu» kurulu ve milletlerarası kanser birliğine girerek feu yılın eylül ayında Amerdrada toplanan kanser kongresine dk defa olarak katılmıştır. İlmin ve medeniyetin ilerlemesiyle ortalama insan ömrünün uzamış bulunması, kanser
, vakalarının çoğalmasını intaç etmekte ve nesilleri kemiren âfetle problemi de msanbk dâvalarının başına alınmış bulunmaktadır. Denilebilir ki, tuğun kanser araştırmalarına ve kanserle savaş işine medeDÎ memleketlerde verilen ö-nem diğer hiç bir ilmi faaliyetle kıyaalanamıyacak kadar büyüktür. Yalnız ilmi araştırmalar için Anıe rlka federal hUkfımetinin 1947 yılında 14 milyon dolar tahsis etmiş olduğunu, ayrıca mahallî hükümetlerle hususi vakıfların verdikleriyle bu yardımın bizim para mızla 100 milyon lirayı geçtiğini hatırlatmak kâfidir sanırız.
Yîno denilebilir ki, röntgenin ve radyunıım kesimden, cerrahimin büyük lnkişaflhra mazhıuıyc-tİnden sonra, kânm-r savaşındım alınan neticdcı ve ifd niHbctlcri gittikçe artmaktadır. Arlık erken
.. ■ J „. Z» i., -MdıiıY fafi* - * 1 * nnMifar' ta—
Dedalerlmiz vâkıı, «Yavuz hırsız ev sahibini bastını > demişlerdir em. ma bu atalar sözünün her zaman doğru çıkmadıfr.» vakıdir. Bugünlük bu kaçtı-







len ilçe kongresinde delegeler tara fından ileri sürülen ve kongre sap tına geçirtilen bu husus Demokrat Parti ilçe başkanlığı tarafından kaymakamlığa bildirilerek tah kikat talep edilmiştir. Bir çok yol suzluklar olduğu ve hattû eski E-met kaymakamınında bu işle alâ kadar olduğu sanılmaktadır, MeBe lenin tedkiki için alâkadar müfet t İşlerin gönderileceği , zannolonmaktadır, Tahkikat neticesi merakla beklenmektedir,
hasını genişletmişler ve neticede maküliın bir kaç gün evvel esas kö yü olan Üçköye giderek köyde A-sım Abasız adında birisinin evine girmek istediği ve köylüler tarafın dan görülerek gözden uzaklaştığı öğrenilerek tahkikatH bu noktadan da önem verilmiş ve nihayet failin Asım Abasız olduğu ve hakJka ten tekaddüm eden iki gecede, ölü Mustafa Ak, Asım Abasızm evine giderek kenç karslle münâsebet te sis etmek istediği ve Asını Abasıza bu hal babası tarafından söylenme sİ üzerine tedarik ettiği bir bıçakla Mustafa Akı 35 yerinde yaralamak suretile öldürdüğünü, (bıçak kan bulaşığı ve yüzü bükülmüş şekilde vaka mahallinde ölünün yanında bulunmuştu,) Maddi delillerlle bir likte noksansız bir şekilde itiraf e-
derek tahkikatı teyit eylemiştir,
Katilin 8 gün gibi kısa bir zaman da meydana çıkarılmasında. Kozlu Emniyet Komiseri Ali Kozak ile Po lls memurlarının gayret ve basan ion- takdire şayandır.
çKatil Adalete teslim edilmiş. Hâ dişe muhitte teessür uyandırmıştır,
teşhis edilmek ' şartiyle, kanserli bir hastanın iyi olması imkân dahiline girmiş bulunuyor.
Esefle itiraf etmeliyiz ki, yurdumuz, kanser araştırmaları ve kanser savaşı alanında geri kalmış bulunuyor. Kanser tedavisinde en mühim merhaleyi teşkil e-den röntgen ve radyum memleketimizde hastalara yeter derecede tatbik edilemiyor. Bunun iki sebebi vardır: Birisi kâfi mikdar rad-muzun bulunmaması, diğeri de röntgen ve radyum tedavilerini hakkiyle yapabilecek uzmanlardan mahrumiyetimiz.
Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu, ilk hamlede bu iki problemi halletmek amacındadır. Bundan başka, halkımızı kanser hakkında aydınlatacak broşürler neşretmek, konferanslar vermek, ilmi araştırmalar yapmak, başka memleketlerdeki çalışmalardan doktorlarımızı haberdar etmek ve milletlerarası kanser araştmcıla-riyle işbirliği yapmak gayelerimiz arasındadır.
Vekiller Heyeti kaıariyle 6.10. 1947 tarihindenberi genel menfaatlere yarar dernekler arasına a-lınmış olan kurunıumuzun gelir kaynakları, üyelerinin verecekleri aidatla hayırsever yurddaşların bağışlarından ibarettir. Eğer kanser kurumu yılda 10 Ura Aldat veren 10 bin üyeye sahib olabilirse, küçük bir kanser savaş merkezini muvaffakiyetle idare edebilir. Yurtdaşlanmızdar kanser kurumu na tiyo olmalatını ve |>oşkalannı da üye olmıya teşvik etmelerini rica ederken, hayırsever zenginlerimizin de kuruma bağışta bulunmak suretiyle şefkatli ellerini uzat Dialarını diliyoruz. Kanser dâvasının sağlık işlerimizin başında gelen bir yuıd ve millet dâvası olduğunu unutmamalıyı»
yeni sabah
Iuf|âlteıre(le M Seyaiıat
Big EeriH
l





lamile anılan Ingilterenin en büyük saat kulesini ziyaret
Radyomuzun düğmeBİni çevirip. B. B, C, İstasyonlarından birini bııl dugunuz zaman, çok kereler dcrlıı den gelen bir çan sesi duyarsınız, İşte bu çan sesi, Blg—Ben Isnılle a nılan. Iııglltereııin en büyük saati nin sesidir. Şimdi sizinle beraber Londranııı göbeğinde bulunan bu saati ziyaret ederek nasıl imar edil diğini vc bütün dünyada nasıl tanındığını araştıralım.
Blg—Ben saati, 1834 senesinde Westmlnster sarayı tamamile yan diktan sonra, Viktorya devrinde yeniden İnşa edilecek sarayın plân lan hazırlanırken, düşünülmüştü-VVestminser sarayı, Avam ve Lord lar kamarasını İhtiva eden İngilU parlamentosuna verilen resmi isim dlr. 1944 senesinde, Parlamento b) nasma 10 tonluk bir çanı ihtiva e-decek, çeyrek saatlan 8 çan üzerin den çalacak ve her biri 30 kadem kutrunda dört cepheyi ihtiva ede-cek olan bir saatin ll&ve edilmesi kararlaştı. Saati İnşa için 3 firma müracaat etti, ve 1852 senesinde saat, bugün hâlâ Londrada faaliyette bulunan Edıvard John Dent firmasına İhale edildi, Krallık ast ronomu, tanımış saatçi Lord Grimt horpe (amatör) ve Dent derhal plânlan hazırlamaya başladılar. Dentln ölümü gibi bir çok maniler zuhur ettikten sonra, İşe Dentin üvey oğlu el koydu, saat yapıldı ve çanlar takıldı, Karşılaşılan en büyük mânilerden biri büyük cana vuracaJc olan çekicin ağırlığının tes piti idi, netekim 1859 senesinde 6a at yapılıp yerine takıldığı zaman, çan daha yerine takılmadan çatla mıştı. Bu gibi hâdiselerde dalma olduğu gibi İngiliz basını şiddetli aleyhte neşriyata başladı, ve ikinci çan takıldığı zaman halk bunun da çatlak bulunduğuna kânl bulu nuyordu. Halbuki bugün daima se sini duyduğumuz çan çatlak değildir. İlk çatlayıştan sonra çekiçle rin ağırlığı azaldığı vo beher çekiç için 2 1/4 ton ağırlığın fazla oliu ğu anlaşıldı. 1859 senesi Temmuzunda saat başlan vo ayni sene Eylül ayında da çeyrek ve yarım saatlar vurmaya başladı. Büyük Çan dökülüp hazırlandığı zaman, 16 at tarafından çekilen bir araba İle Westminster sarayına taşınmış
—- Bu-çana sonraları Lord Llanover unvanını alan Slr Benjamin Halla İzafeten Blg—Ben,, Büyük—Ben, is pli verildi. Saat plânlar hA-z-rlanma ya başladıktan 15 sene sonra çalış fnaya başladı, Bu müddet zaıfm da, bir çok anlaşmazlıklar, istifalar her türlü entrikalar, mimarlarla hakemler, hakemlerle çan dökümcü leri arasında bir sürü kavgalar vu |cu buldu, Saatin yapılması şerefi, Frederlk Dent ve amatör bir saatçi olan ve çokkereler tenkidlere maruz kalan Lord Grimthorpea alt bu lunm&ktadır. Diyebiliriz ki, tam ma nâsile bir Ingiliz müessesesi olan Big—Benin yapüışı da tamamen İn gillz metodlarma göre oldu,
Şimdi,3 nesilden beri saatin ba kimi kendilerine emanet edilmiş bulunan E, Dent ve şerikleri saatçi lik şirketinin direktörü Mr, Buckley nin nazik daveti üzerine Big—Beu saatini ziyaret edelim, Brldge soka ftını döner dönmez, Whltehall tara hndan Blg—Beııe yaklaşırken, saat kulesi meselâ Viktorya soknğmdan görüldüğü gibi fazla yüksek görün Biçmektedir. Kulenin kapısını a-çar açmaz kendimizi bir küçük hol de bulur ve derhal saata çıkan mer dlveıılere tırmanmaya başlarız,
Taştan yapılmış olan merdivenler helezonl bir şekilde çıkmakta ve etrafı demir parmaklıkla çevrili bulunmaktadır, Bir az yükseldikten sonra uzun görünmekte ve gündüzleri elektrik ışığına lüzum hasıl olmamaktadır, Nefesimiz adeta tamamen kesildik ten sonra nihayet saata geliyoruz, Saata geldiğimiz zaman, kendimizi adetâ bir geminin veya bir elektrik fabrikasının makine dairesine glı-mlş zannediyoruz, 16 kadem uzunluğunda ve 5 buçuk kadem genişli ğinde bulunan saat ağır bir maki ne hissini vermektedir, Big—Ben halen dünyanın en büyük saati o-lub, en büyük yelkovanlara malik bulunmaktadır, Daha büyük yelko vanlı bir kaç saat daha mevcutsa da, bunlar saatleri çalmamaktadır Yalnız bir tek büyük saat daha vardır fakat bu saat yalnız saat başlarını çalmaktadır.
Big— Ben, döşemeden 4 kadem yüksekte olduğundan sarkan rakkasın 6 kadem uzunluğunu görebl Jlyoruz, Rakkasların mütebaki k) Omları, bir delikten, hususi surette


ve dar pencereler

(1
Batı medeniyetinin, realist hümanizm’in tahakkümünden kurtulmağa savaştığı bugünlerde bizim ilim ve san’at sabamızda nereye varacağı belli olmıyan hedefsiz bir kanaat ve estetiğin, kafaları ve ruhları peşine takıp perişan bir kıymetler cedveline _________doğru sürükleyip götürdüğünü görüyoruz.



M-snfaat endişesine en geniş bir yer veren ve bundan başka bir prensip tanımayan realist bir hümanizmin, her türlü idealden silkinerek yeni v« kaba bir diinya görüşüne kendisini kaptırdığı bir âlemde yaşıyo -ruz. Böyle bir hümanizmin vera-cağı mantıkî netice, amansız bîr savaş arzusundan başka jqe olabi lir?. Açıkc^.. görüyorum ki Ş o yy et Rusya, kavgacı bic ahlâkın, yâra t tığı sınıf mücadelesi ortasında kîn ve nefreti tanrılaştırarak yeni bir cennet vehmini bu cinsten bir hümanizmin gerçekleştireceğini sanıyor ve XX inci asrın insanına, ik tisadî müsavata dayanan nasibi toprakla yoğrulmuş aydın bir ge -lecek vaadediyor.
Halbuki insanlığın terakki ham leleri gösterip en büyük bir gaye tanıdığı barışa, gerçek ve dinlen -dinci bir medeni oluşa varması, imanına lüzumlu kuvveti zavallı bir nebat gibi yerde arayan sos -yoloğlar sayesinde değil, belki ihtiraslarını azalta azalta yaygaracı mahiyetlerini yenen idealist dü şünce ve sanat adanılan sayesinde mümkün olabilecektir. Dünya yüzünde, doğruluk ve adaleti da ğıtan mahkemelerin, vicdan korku şunu hissi bir takınak sayan ruhu boşalmış kimselere hiç bir tesiri oJamıvacağı meydandadır.
Ebedî barış isteği, bir ütopi mah sulü de olsa, tahakkuku insanlar İçin daima büyük bir teselli ve büyük bir kuvvet kaynağı olmuştur.
Onun dayandığı temel taşı, bir savaş korkusu olama2. O, herhan gi bir hareket kuşkusu tanımayan hür bir inşadır, ve her türlü egoizmden ayıklanmış bir ruh haleti ni İfade eder.
Tabiata hâkim olan ilmin, bii -tün vasıtaları ve tekniğile insan saadeti namına tahakkukuna ça -lıgtığı istikbal kocaman bir usanç ve küçücük bir huzur kırıntısıdır.
İnsanoğlu; Tanrıyı unutup ra-tio» yu uluhileştirdiği gündenberi seçtiği mistiğin cüceliğini görmüş ve içinden çıkılmaz fâeid bir dat-reve girdi#1”"- kendi kendisine yetemediğinin farkına varmıştır.
yapılmış çelik bir odaya sarkmak tadır,
İngiliz saatlerini tespit eden Greenwhich rasathanesi her hangi bir şekilde Blg—Beni kontrol etme inekte yalnız hatalarını tespit etmektedir, Şimdiye kadar bu saatin yaptığı en büyük hatâ 1 1/2 saniye olmuştur, Saati kuran motor 400 voltluk ve 2 1/2 beygir kuvvetinde ve saatte 1500 devir yapmaktadır. 1913 senesine kadar elle kurulmak ta ve bu iş için 2 kişi haftada 3 de faden beşer saat meşgul olmaktay dı, Şimdi ise elektrik rnotörü sa yesinde, haftada 3 defa 40 dakikahk bir kuruluşa ihtiyaç vardır,
Merdivenleri çıkmaya devam ede lim, Ortada 13 1/2 ton ağırlığında bulunan çan asılı, bulunmaktadır, Çan 75 ton ağırlık çekebilecek bir askıya raptedilmiş bulunmakta ve ağırlık yüzünden bu askı ancak 9 santim İnmektedir, Diğer dört çan köşelere yerleştirilmiş bulunmaktadır, Çanların hemen altlarında tahta bir plâform vardır, anların bir kadem altında bulunan bu plât form, bir kaza neticesinde çanlar düştüğü takdirde kırılmalarına mâ ni olmaktadır. Blg—Beııln İçinde hâlâ ilk yapıldığı zaman konulan tokmak bulunmaktadır, Bu tok mak, hükümdar öldüğü zaman elle kullanılmak İçin İmar edilmişti, Hâ len bu iş saat tarafından yapılmak tadır, şimdi saat elle kurularak ölen hükümdarın yaşı nispetinde çana darbeler vurmaktadır,
Harb esnasında saat kulesi bom balarla hasara uğramış ve çanların bulunduğu ortaya bir delik açılmış tır, Çok şükür çanlara ve makine lere hiç bir şey olmamışta-, Ilasar 1 1/2 gün de temizlenmiş ve saat ancak 1 1/2 saniye geri kalûıışhr, Blg—Ben, haıb yüzünden lı)ç bir zaman sekteye uğramamıştır, Umu mlyetle Blg—Benin, 4 millik ınesa feden lşitildlğine karar verilmiştir, Biivük bestekar Haendelin «Mes-salah.ı sının İlk cümlesi Blg—Be nin sesini terennüm etmektedir,
Blg—Ben 22,000 İngiliz lirasına inşa edilmiş bulunmaktadır.

O, artık eski altın çağa döne -miyeceğini dönse bile yüklendiği uyuşturucu maddi alışkanlıklardan kolay kolay sıynlamıyacağım derinden d eren t anîamış bulunuyor. ’ V 0zan:
Nâzımı Kemal
Ruh ve madde ikiliğini muvazi bir gelişmeye tâbi tutan Greko -Lâtiri ‘medeniyeti yerine, maddeyi irâdesine bağiamayî en büjrük bir muvaffakiyet zanneden XX inci yüzyılın teknik medeniyeti, garib dir ki, üniversel barışı^ insanın psikolojik tekâmülünde aramıyor. O, yeni bir eşya düzeninin , yeni bir ilmin ve yeni bir iktisadın, in sanı ebedi sükûna kavuşturabile-ceğinı, cennetin yer yüzünde kuru labiiecc-ğİDJ jddia ediyor.
Zaferlerini, yıkıntılar ortasında seyreden bu realist, hümanizmin, barış insandan daha çok onun çevresinde, manevi kıymetlerin te kâmülimdc n daha. çok maddeye yapışık bir tecrübeler bütününde aradığını görmek idealist aydınlar için gerçekten üzücü bir manzara dır. Zira onlar, uzun yıllar zarfın da mânevi bilgilere ve asil düşün çelere üstünlük izafe eden ♦Yunan mucizesinin*) harikalarına i-nanmışlard*r.
Şurası muhakkak ki bugün düşünce sahasında olsun, sanat ve edebiyat sahafında olsun, aşırı bir yeniliğin, izafi bir gerçek ve ölü bir estetiğin maziden yarına doğru uzanan bir tekâmül zinciri ni parçaladığına, dağınık bir halkalar kaosu içinde perişan bir hü viyetle karşmnza dikildiğine şa -hid oluyoruz.
Filozofler oltalarını meehuller denizine uzatrmş gerçeği avlamak sevdasındadırlar. Şairler, ancak bir ân sürebilen bir güzelliğin çır pıntılarıuı mın&lanm serpiştirme ye; sanatlıutIfj, tabiat manzaralarını gario vo allegorik bir tablo taslağına sıkıştırmağa çalışı -yorlar.
Artık maddî huzuru birinci plâ na alan ihuyaclann gelişmesi, insanın bütün kıymet cedvellerini realizmin fhsafsız kollarına ter -ketmiştiı\ Fakat buna karşılık barışa susama .ve tarihte 12 yıl süren bir taassuo gecesini idrâk etmeden önee 7 asoruk mesud bir dü -şüııce âleminde yaşamış olan idea list insanlık, kendisini selâmet yo luna çıkarabileceğine inandığı ışığı ele geçirmek için mütemadiyen didinip duruyor.
Vaktile büyük mütefekkirler, insan oğlunun ınidesilc ihtirası a-rasında sıkışıp kalan menfaatçi görüşünü iy?lığe ve güzelliğe çevirmek gayesiyle mücerret ve kapalı bir âlemde pekleştirdiği asil düşünce ve duyguları» (Agora) nın kollektif ruh ve vicdanına sokmağa çahşmışlar. onun kötü mahiyetini değiştirmeğe gayret etmişler ve biraz da mm allak olmuşlardı. İşte fedakârlık ve diğergâmlık gibi hisler bu gayretin zorlukla edilmiş zaferlenydL
• Filhakika, bütün dünya düşünce adamlarmm muvakkat bir zaman süreceğini temenni ettikleri devrimizin realist hümanizmi, her soydan mânevi kıymetler cedveli ni 5'ikaırh Tabiatın âsi gücüne yer vermekle insanlığı yeni bir Ortaçağa •sürüklemektedir.
Acaba onun harcadığı bu zarar lı gayret — hangi şekil altında insanın bu
lamk ve sinsi mahiyetine dönmek iştiyakı mıdır? Yine acaba asırlar boyunca üatün kıymetlerin ruha aid k ymetier olduğunu ileri ye süren filozoflann bizi aldat -niış olmaları mümkün müdür?
îıısan oğlunun mahiyeti önünde bedbin bir tavır takınmış olan Tevlik Fikret biı mısraında şöyle diyordu:
insan melek olsaydı cihan cennet olurdu
Gerçekten, insan melek olamıya cağına gün t (>uu insiyakların yı -kıçı ve dizginsiz akışına mı terket mek lâzın.dıl ? İnsanın kendi kendisini aşiıuık a*rzasqna bir bönlük ve gurur yallÛLta yapıştıranık onu realizmin tiksindirici havasında bırakmak bilmem ki doğru mıı -dur?
XX inci yüzyılda devamlı bir terakki lmiinde ılerliyen ilini, bize kâinatın, bir takını rakamlar ve matematik nisbıtlerle dolu bir
elde
görülürse görülsün
20 O Ö A K 1948




• •
taslağını vermektedir. Ondan in • sanlığın ahlâkî seviyesini yükkelt meşini bekleyemeyiz. Mânayı ön safta tutan gerçek bir medeniyetin, insanı karanlık insiyaklar gecesinden kurtarmak için harcadığı bunca emekleri bir anda hiçe İn -d irmek her halde işlenmiş hatâla nn en azametlisi sayılmalıdır.
Son günlerde bu reaLıst hümanizmin aidee» plânınım «harekete plânına geçerek dünya yüzünü cehenneme çevirdiğini gören batının bir çok kıymetli fikir v. sanat adamları, onun, doğurduğu zararlı neticelerin farkına vannn, bulunuyor vc insanlığa bu afetten kurtarmağa gayret ediyorlar. Onlar, her türlü İdealizmi uyu jıık ve kuruntulu bir hal sayan m..ler yalist görüşün insanlığı bir Ortaçağ uykusuna götürmesi tehli icsi karşısında irkilmekte, ve onu bir kurtuluş sabahına ulaştırmak için bütün çarelere baş vunnaktan geri kalmamaktadırlar.
Batmm. filozof, şair vö sanalka-lan, insan oğlunun ahlâkını zede! yen düşük hazlara dirsek çevir» rek madde ve ruh paralelizmini. ( sas tutan bir gerçeğe ve derin b, güzellik anlayışına dönmek temr yülünü göstermektedirler. İlmi f şefe neşriyatım idare eden ensı tü azasından «Paul Gaulcier m şu sözleri yeni bir uyanışı mu. delemesi i ti bari le düşaniılrücüdu
«— Siyaset ahlâkını aayat ka nunlaruıın ve yaşama insiyakını seviyesine düşürüp mü?«ses cem yet kıymetlerini mühimeeanenıel hatâların en büyüğüdür. Gerçe medeniyetin rolü, ilk önce tabiatı aşmak sonra da onu tıshih et -mekten ibarettin»
Batı dünyasının PaıL Valery-den sonra bugünün en kuvve tli şairleri saydığı Superviellî'ler, A-ragon ve Eluard’lar artık yenili -ğin şekil garabetleriyle t»min el ile miyeceğini anlamış ve ifrata vaı dirilmiş realite sapkınlığından kz çınarak yeni bir nevi Lirizme döı müş bulunuyorlar.
Bu suretle realist bir lıümaniz min bütün çürük kanaatlerini kaı betmeğe doğru gittiğir. , iflâs alî metleri gösterdiğini gö. iyorız.
İkinci Cihan Savaşının hlr harabe haline getirdiği dünyanın a-çıklı manzarası, bir çok milletle • ıin geçirmekte oldukları fikrî ve iktisadi buhran, du yıkılışı tesri edecek ümid verici âmillerdir.
îşte Avrupa, bu bunaltıcı durur dan kurtulmak için kuvvet sar fetmekte ve yakın bir kurtulu gününü ümidle beklemektedir.
Bize gelince biz, batıya ayal uydurduğumuz gündenberi «ide-ologie» ler panayırında en çol revacda bulunan akidelere kıyuu-ı vermiş; onların içtimai bünyemize ve hakikate uygun düşüp düşmediklerine bakmadan onları benimsemişiz. Düşünce tarihindeki devirlerin devamlı tesir ve reaksi • yonlanndan süzülüp gelen zaruri bir fikir ve sanat yapısına sabit-olmadığımız için çcşidli vidâolo-gie» leıe kafamızda daima bir yer ayırmaktan çekinmemişiz.
Bizde bu çeşidli (ideologie> ler hiç bir köklü kanaate dayanmadan şaşırtıcı bir kaynaşma halinde fikir dünyamıza yerleşmekte vc esen siyasî havaya göre kâh tutu lup kâh gözden düşmektedirler.
Batı medeniyetinin bu realist hümanizmin tahakkümünden kurtulmağa savaştığı zim ilim ve sanat ye varacağı belli siz bir kanaat ve lan ve ruhları peşine takıp -peri -şan bir kıymetler cedveline doğ -ru sürükleyip götürdüğünü görü • yoruz.
Bu hamlenin adına modernizır diyen, bunun feyizli bir hareket olduğunu iddia edenler var. Fa -kat herhalde fikir ve sanat sahasında yenilik, batının bir kaç felsefe vo ilim kitabını teruenıe et • mek veya «rakı şişesinde balık olsam gibi gülünç mısralar yaz -inakla gerçekleşen)iyecektir.
Avrııpanın İktisadî alanda oldu ğu kadar, fikir alanında da kal klnmağu çalıştığı bu karışık daki İtalarda yegâne temennim; salahiyetli fikir ve sanat adamlarımızın harekete geçmeleri ve Türk irfanını fikrî bir iflâsa doğru götüren bu kaotik manzaradan kur tarmalarıdır.
Nâzıın Kemal
bugünlürde, bi-sahamızda nere olmaydın hedef-estetiğin kafa-
20 OCAK IMS
İslâm Tarihinin En Meraklı Bahisleri |
r E N I SABAH
SAYFA r 5
fırkalar nasıl
(Baştarafı t incide) grevi büsbütün karıştırıyor ve kıymetli dakikalarımızı işgal ediyor vo itçe kongresinde cereyan vâkuıyı burada konuşmak
İbrahim Som ay:
«— Birbirimize karşı
eden bir istiyorlar.»
fırkaları

Sen Tanrısın! yanlar
Fazlı Ali
Allah sandıklarının buyruklarını tuinu-(Şia) nin tarifi — İlk Şialar
— (w//r w ifrat, (Ebubekir, ve (Ömer) i; (Ali) den iiatün sayan Şii âtimi kimdir?
___________ 31_______________________—
Bnçoidarı da, Ali’nin afdabyat ve secayasına meftıln, irsi ve z*&l hak-ların r izaasmden muğber olarak bu zıyara müteşebbis ve mütecasiri say-d kiarmdan ayrılığı ve onlara kar^ı sayısızlığı bazan lâzımei inear.ıyu^ bszar» muktezayı iman ve kakkant-1 yet sanarak Ali’nin tarafım tuttular Bunlara cŞU-i Ali> adı verildi..
Bir başkaları ise. hem (Osman) v® (Ah. ve ve hem bunlara merbut o-lûniara büsbütün aylan kaldılar. Bunlara da; (Havaric* cteîuldi, kl önceki yazılarımızda onlar hakkında yeterli izahat vermiştik.
Başlangıcda, (Selefiye) ve '?ia> tâbirleri arasında fark görülmez S iyenin diahi, Şîa-i Ali olara ç ta-lâkkfel kabildir. Ali'nin üstün kifayet ve faziletlere malik bulunduğunda chlisünnet müctehidleri ve imamları da söz birliği etmişlerdir. Hattâ toklan; Ali hanedanından feyz almışlardır. İmamı Cafer Sadık; hak mezbeblerin ilki olarak kabul olunan ıHanefi) ligin müessiri İmamı Âzamin da üstadı îdi. Diğer nıûcte-hidlerden bir kısmı hakkında haklarında dahi bu yolda mütalealar yi- j rütülmesl mümkündür. Hattâ, bir takım din âlimleri; (Şia) yi şu bl- [ çimde bir veciz ifade ite tasrih eylemişlerdir:
Her kim ki; Ehlisünettîr. :abia-tlle Alî’nin Şiası’dır. Ve her kim ki; Ali’ye mensubdur, elbette Ehliaün-
I tir.*
Islâm tarihine şöylece bir ğbr grea diren herhangi bir kimsenin; Alideki yüksek karaktere, şecaat vs merdiiğe meclûb ofamması. onun ne-zahet ve üstünlüğünü kabul etmemesi imkânsızdır. İşte; Alı tarafltu tutarak onunla muhaliflerine karşı birleşen ve bu beraberlikte hayatların: feda edecek kadar v-* fe-1
gösteren ek Abın esbabın mev cî/diveti ancak bu Btbehb&^tzafLdŞİU-1 nabılir.


Böyle olunca, Şıa-i ûlâ’mn kanaatler mde cMti ( AfdâhyeU Alt) keyfiyeti mevcuddur.
Anoak bu inanç; onlarda, mahdud vs mutedil şekildedir. Onlar; Etoû Bekir ve Ömer’in öne geçmiş olmasına dil uzatmazlar ve sadece Ali’nin ösmam i m üstünlüğünü kabul etlerleydi
Daha sonraları; 170 te yasamış: Şiî olarak tanınmış kadı (Şüreykle. soruyorlar:
— Ebû Bekir ile Ali’den hangisi afdaldır?
— Bekir afdaldır. Diyor, soru
devam eyliyor:
— Ömer için ne dersin?
— Ömer dahi afdaldır ve Ebû Bakirden sonra gelir.
— Sen; Şii olduğun halde nasıl o. luver ia bbvie olmasını kabul edi-
• V
yorsun?
Cevab, kat! ve mülzimdir:
— Ali; Resulü Ekrıneden sonra bu ümmetin hayırlısı; Ebû Bekirdir, andan sonra Ömer'dir./ buyurdu. O-nun sözü hiç yanlış olabilir mı? Allaha yemin ederim ki Ali; asla yalan söylemez.
Demek oluyor ki. daha sonraları dahi Aliye bağlılığı; onu fevkalbe-şerlığe yükseltecek kadar ifrata vardırmayan Şii’ler dahi mevcud bulunmuştur.
Aliye merbutiyet ve muhabbeti; ilk iki Halifeye de dil uzatacak ve onda peygamberlerden gayrisine izafesi münasib görülmiyen sıfatlar ve kudretler tevehhüm eyliyecek mertebene gulüv ve iğraka saptıran Şii fırkaları zuhur eyleyince, ilk Şiî’ler; Şia’ önvamnı terkederek (Ehlisün. net ve cemaat) tâbiri içine katılmağı gerekli buldular.
Ondan sonra, (Şia’) tâbiri; ifrat ▼e tnüta ığaya varanların mümeyyiz vasıfları olda.








fDeva//iı vor>
Gizli İngiliz mesajı
kü ümitlerden ziyade bugünkü re alıtelere istinat etmektedir, KORENT ŞİMALİNDEKİ SAVAŞTA ÇETECİLER maölüp edildi Atina: 19 (A,A.) — Basın telgraf lanna $oze. 17 Ocakta bin partizan dan mürekkep bir çete tarafından Korenün Şimalindeki Paltanos ko yüne yapılan bir taarruz, otuz iki saat suren çetin çarpışmalardan sonra gen atılmıştır. Partizanların kayıpları 250 den fazla ölü ve 100 esirdir. Takviye kıtaları, av uçakla n ile hırpalanarak Kuzey istikame tinde çekilen partizanları takib et inektedirler,
(Baştarafı 1 inetde) t
lamentosu yarından itibaren yeni-l den oturumlarına başltyacaSr■- 3u ' hafta sonundan önce, işçi ttfiKûmel tinin, İkiye ayrılmış bir dörryada Büyük—Brltanyanm oyniyaeağı role dair «önemli bir kararı tebliğ etmesi beklenilmektedir,
Perşembe gününden itibaren A vım Kamarasında dış işlere dair müzakereler yapılacak ve iki gun sürecek bu oturum Dışişleri Bakanı Bevinin bir demecile açılacaktır,
BATI GRUPUNUN DÜRÜMU
Londra; 19 (A.AJ — Muhafazakar Daily Teiegraph bu?urkü ya ziâtnda M, Bevinin Avam Kim ıra smda vemeye hazırlandığı dış siya et hakkındakl nutku etrafında şoy le diyor:
Dörtler konferansının akamete uğramasmdanberi. R ’vyet siyasetinin Avrupada birlığ. temine çalışır gibi dahi görünmediğine dair bir çok delil elde edilmiştir. Dünyanın ikiye ayrılmış olması artık bir vaki adır, Bu taraflardan biri, hiç öl-nazsa zâhiren korkulur ve nıüteea vizane bir birlik arzetmekte, diğeri ise Batı grupu, daha henüz teşkilâtlanmak üzere bulunmaktau.c, Bu sebepten millet M Bevinin i un
Türkiye
(B astara fı 1 incide) en ziyade kaygı uyandıran bir âmil dtr, Neticesi ne olursa olsun. Türk! ye, feusyaya hiç bir toprak tavizin de bulunmıyacak ve bugünkü Türk hudutlarına veya boğazların kontrolüne müteallik hiç bir müzakere ye iştirak etmiyecekttr. Cumhuriyet Halk Partisi ve Demokrat Parti ara sırıdaki ihtilâflar ne olursa olsun, Türkiye. Dış siyasete müteallik me selelerde mutlak bir bütün teşkil etmektedir,



T ıblızların eu ve tacıulonr varatK-ısı
JOAN FONTAİNE
MARİE BCLLOC'un romanından sinomaya alınan ve HERBERT MARSH ALL ve PATRİC KM0WiS ne beraber le,.,aiade bir tarzda yaratılan
Zehirli Aşk
( ivy )
Itııyıik dram filmimle Jıütiib «lıger iilm1»*rrn fevki fi dedir. Iziıkae l*ar«a bir ka/lıo zevımi zehirliyor Kurbanına acıyarak ve ifle*liğ> cinayetin vi('(lau azabı ıçındo kıvramıyor..-
Bıı ak fam
SÜMER
Sinomaaınıla
Yerlerinizi evvelden aldırınız.
Bu filmin romanı NE3İ0ĞLU yayınevi tarafından neşredilmiştir.
%
bu sırada diye ba-
HÜCVM
ve kabul olundu. Bilâhare;
müdafaa
kongrede bulamaz, de-
suiniyetle hareket etmek aramızdaki tesanilılü büsbütün bozar. Kongrenin devamı ve arkadaşların dinlenilmesi is> temyordu. ŞHurlu ve mutedil hareket edelim. Objektif olarak saınıin srrasmdan yapılan mücadelelere aldırış etmiyelim.
S&ımin sırasından biri «Günahı kimin boynuna» girdi. -
• KİYASET MAKAMINA
Diğer bir delege de:
(•— Riyaset makamının kongreyi İdareden âciz odununu söyliyecegim. Vaktimiz boş ve lüzumsuz şeylerle geçiyor.' dedi ve kifayeti müzakere teklif eden bir takrir reye konuldu V
Alemdar Bucağı şikâye-linin reddine de oy bırliğile karar verildi.
Sditihaddin Karayavuz; dünkü söz İtrinin gazeteler tarafından yanlış tefsir edildiğini; açıklama yapacağı-n» söyledi. Oya konuldu, reddedildi.
Drğer bir takrir de: «Dilekler» kısmının seçimlerden öne alınmasını istiyordu. J8ir delege Tüzük ve gündem asla değiştirilemez diye bağırdı. V* bu esnada müdhiş münakaşalar oldu Bilahare Salâhaddln Kara-yavuz söz aldı, bu takriri etti.
e— Dilekler faslı, her lâyık olduğu ehemmiyeti
bu kabul edilsin yersiz değildir. dı.
Başka bir delege de bunu müdafaa etti:
t— Samimi olalım. Çünkü çoğumuz seçimler yapılır yapılmaz, kongreyi bırakır gider.
Gündemi değiştirmek hakkına sahibiz; dilekler, seçimlerden önce yapılama
C. H. P. DEN FARKIMIZ BURDA OLSUN... \
Ertuğrul Adalı:
c— Efendiler, iki mesele var: Burda fayda, yalnız D P. lehine olmahd’r. C. H. P. den farkımız burada olsun. Ocaklardan başhyarak her D. P. li dileğini söyliyebilir. Dileklerimiz daha mühimdir, vatan ve millet meselesi; seçimler ise parti meşe leşidir.ı
Sedad Kumbaracılar, söz alarak: e— Biz burada gece yanlarına ka dar kalarak müzakere önce seçimler: sonra sm.* dedi.
—— V
yapabiliriz, dilekler yapıl-


riyaset makamına hü
Kannay etti:
mali raporu
geçen senek! beklediğimiz.
Ben ’lçenîde, diıegnıu j»Byıe? ken karşımda kimseyi bulamadım, Dilekler safhası mühimdir»
Muammer Çakınay:
«— Böyle bir hâdisenin bahis mevzuu olması İyi oldu, amma bu meseleyi burada bitirelim. Gündeme riayet edelim,»
DİLEKLER ÖNCE YAPILSIN
Selâhaddin Karayavuz:
■ — Kıymetli zaman bizim için ne, demektir, Bizim en İyi vakitlerimiz burda geçiyor- Delege arkadaş larımm gun geçtikçe azaldığını gö ruyoıum, Onun İçin istirham ede rtın; dilekler önce yapılsın.» ,
iki delegenin daha söz hakkı var dı, Ve bunlara söz verilmeden kifa yeti müzakere kararı verildi, Reİ6, mali komisyon raporunun okunma snıa sıra geldiğini söyledi
Bilâhare, ekseriyetin reyi ile ön-ı ce seçimlerin sonra dileklerin yapıl masını karar altına aldı,
MALÎ RAPORUN MÜZAKERESİ
Mali rapor okundu, müzakereye ar zedddi. Delegelere söz verildi-
Bir delege;
.— Söz istiyorum, Riyaset maka mı, başını başka tarafa çevirmiş beni görmeyen İstediklerine söz ve riyor?» diye cuııı etti.
Muammer şöyle tenkld
(— Mâli raporda; tasarıda İlçelerden 5000 lira gelmemiştir,
Burada 11 İdare kuruluna hak ve rlyorunı. D, P, nin para tahsil etme İşleri çok zayıftır,
Mali raporda 14,750 liralık bir borç gösteriliyor; gelir kısmında buna işaret edilmemiştir, Bunun nereden alındığını ben anlıyama-dım. bu bir hatâdır,
II merkezi olarak kullandığımız bl nayi; tüccar Bedrettin Gökııll pa ra almadan İstifademize arzetnılş; kendilerine burada teşekkürü bir borç bilirim,
Diğer taraftan D, P, İçinde kuv cız Müfettişlerin de biraz daha vetli bir büro teşkilâtına nıuhta-lşlerlni benimsiyerek çalışması lâzımdır,
Evrak ve makbuzlar meselelerin de de titiz davranmalı; Bir takım şüphelere yer ver memeliyiz, j
Büdceler kısmında, teberrüierln
fazlalığı da gözümden kaçmadı, II idare kurulundaki arkadaşlarımı tebrik ederim.
Fatih ilçesi kendi namına Genel Merkezden 1500 Liralık bir borç al mış sonra 500 ünü Ödemiştir, Hâlen 1000 lira borçludur. Dikkâte alınma sı lâzımdır-
TEŞEKKÜR TELGRAFLARI
Bilâhare; Merkez binasını hediye eden Bedrettin Guknıle ve teberru sahihlerine teşekkür telgrafı çeki! meşine karar verildi. i
Delege Fahrettin Savıner, mali rapordaki rozetler meselesine te mas ederek bunlardaki ticari gaye lerin fazlaca istismar edildiğini; raporun samimi olmayıp önce «giderler» in nazara alındığını, budce nin buna göre uydurulduğunu, bu arada propaganda meselesine hiç önem verilmediğini, bir . pıopagan da faslının programa eklenmesine karar verilmesini teklif eltl-
IŞ PARA MESELESİDİR.. IHSAN YURDOĞLU
«— Rapor beylik sözlerle doldu rulmuştur, Iş para meselesidir. En ince teferuata önem verilmelidir, Bu yüzden bazı arkadaşların şeref leri ile dahi oynanabilir,» dedikten sonra, teberru makbuzları üzerinde açıklamalar yapılmasını ve (14750» liralık borç faslının aydınlatılması ııi istedi.
Dr. Sedat Kumbaracilar; mali raporun il idare kurulu raporundan daha iyi hazırlanmasına rağmen; mali raporu tetkik için ayrılan ko misyonun iyi çalışmamış olduğunu; hesapların karışık olduğunu söyledi.
Alinıed Ateş de söz alarak raporu tenkid etti,
Nihad Külte, balo hasilâtının faz lalamdan memnun olduğunu, fakat makbuz meselesinin artık bir esasa bağlanmasının lüzumunu ile ri sürdü.
Bunu müteakip mali rapor üzerin de: kifayeti müzakere kararı veril di, 1
Bilâhare ıpropaganda > faslının ayrılıp ayrılmaması müzakereye kondu.
Bir Müsevi delege, buna İtiraz e-derek . her üye esasen bu vazife ile mükelleftir , dedi,
Muammer Çakmay:
„— Bugün yemek tatili yapım yalım, aksama kadar müzakereye devam edelim dedi, oya konuldu ve kabul edildi.
Bundan, somya, il muhasebecisi Salâhaddm Güvendiren: mali rapo run müdafaasını yaparak nasıl ha zırlandığmı uzu uzun anlattı.
Mali raporun müdafaası yapım! ğı esnada, yemek_tatill yapılmadığı ivin, yazi delegelerin sandviç ve sı mit yedikleri görülüyordu.
Emin Nidah Sözeri, 11 İdare kurulu nâmına müdafaasını yaptı,
İHSAN YURDOÖLU TEKRAR KÜRSÜDE
İhsan Yurdoğlu, bir takrir ver miMti, Açıklamada bulundu,
(— Biz Selâhaddin Beyi r^uhase beci olarak seçmedik. Kendisi B idare kurulu içinde yapılan ikinci bir seçimde muhasebeci olmuştur.*» Dedikten sonra, «yeniden teberru ler mukabilinde makbuz alınmış mıdır, II idare kurulundan arkadaş lar bize izahat versinler* dedi. Oya konuldu; reddedildi.
Bilâhare cmüfettişlik» şubesinin programdan çıkarılmasına karar verildi. BilAnçonun kabulü umumî heyete arzedildi ve ekseriyetle ka bul edildi.-
Baza akşam gazeteleri hakkında
Bundan sonra, kongre başkanı Biilend Danışman, dünkü akşam gazetelerinin bir fikir münakaşasını yumruk kavgası halinde efkârı umumiyeye bildirmesinin hakikatle asla ilgini olmadığını ve bu neşriyatın matbuatta tekzib e-dilmesinı ileri sürerek, delegelerin bu husustaki fikrini sordu:
Bu arada söz alan Saiâhaddin Karayavuz, şunları söyledi:
(— Biz D. P. ye bir prensip arkasından girdik. İstanbul matbuatını takdir ediyoruz; fakat bazı gazeteler, cereyan eden bir hâdise yi, hatiplerin sözlerindeki yanlışlıktan dolayı hakikatten uzak bir şekilde tefsir ettiler.
Matbuatımıza teşekkür ederken, idealimize yardım etaıiyen gazetelerin neşriyatını esefle karşılamak lâzım geliyor.»
Fikret Karakoyunlu mikrofon başında:
— Ben de bu hususta bir söz söylemek zorundayım. Sedad Kum haracı arkadaşımızla, aramda geçen bir münakaşayı, kavga şeklinde yazdılar. Böyle bir hâdise olmadığını huzurunuzda söylemeği lüzumsuz saymaktayım. Esasen fl kir münakaşası, partimizin şiarıdır.»
Mlikerrem Sarol konuşuyor:
«— Muarızlarımız bilmelidirler ki, D F. içinde münakaşalarını pl-yasaya serecek karaborsacı vav, tur.-*
Muammer Çakınay:
«— Ben sözlerime, bir hâdiseyi anlatmakla bavlıyacağım.
Ethrm izzet Benice, bir zamanlar mebus seçilememişti. Bunun üzerine Peyaml Sata bir fıkra yaz mıştı.
Peyami Safa; ( Bizim üstad, uslu. yerinden kalkmaz, münakaşayı sevmez. Onu niçin mebus seçmediniz. Böyle mebusu nerede bulacaksınız?^
Diyordu. Onlar, böyle fikir münakaşasına tesadüf edince hayret etmiş olacaklar!...»
Bundan sonra söz alan İbrahim Sonayın (Bakıköy) konuşması, delegeler arasında fırtınalı bir hava yarattı. Delege:
c— Matbuatı küçümsememelidir; ancak matbuatın şiarı doğru-, luk olmalıdır. Burada bir kavga olmuştur; fakat yumruklu kavga olmamıştır.»
«Vatan» ın lıiyaneti
İbrahim Sonay, (Vatan) gazetesini müdafaa etmeğe başladığı bir sırada, susturuldu ve Eyüb delegesi Melımed Edil:
. (— Bütün matbuata teşekkür
etmek borcumuzdur. Vatan gazetesinin dâvamızda hizmetleri olmuştur; fakat bir aydan beri partimize en büyük hıyaneti yapmıştır. Yeni Sabah, dâvamıza daima , yardım etmiştir. Bunun için de ay larca kapatılmıştır.y
Mikrofon başında bulunan İbrahim Sonay sözlerine devam etti:
(— Kenan öneri metheden bir gazeteden balısetseydim beni alkışlardınız.
Diğer bir delege cevab verdi: «— Kenan önerin yaptıklarını görmüyorsan gözlerin kör olsun!»
Ve îbrah’m Sonay, susturuldu. İbrahim Sonavdan sonra söz a-
Inn Sedad Kumbaracılar D.P. liler arasında Celâl Bayarcı ve Kenan ' Önerci bir zümre olmadığını ve bü tün partililerin sadece D. P. safın da bulunduklarını söyledi ve Fikret Karakoyunlu ile aralarında geçen hâdisenin kavga olmadığını, ve bu neşriyatı tekzib edeceğini bildirdi.
SalâhadJin Karayavuz, tekrar söz aldı ve heyecandan söyliyecek ferinden bazılarını unuttuğunu söy ledi ve şöyle devam etti:
------Matbuat mümessilleri, diye müceıret olan bir kelime kullandım. Gf'ce Posası. Gün Akşam, Son Dakika (Bu gazeteyi ben hiç okumam) gazeteleri dâvamızı eskidenberi anlamamışlar ve bize muhalefet yapmışlardır.
Bunların dışında kalan gazetelere, şükran borcumuz vardır.» «Sen bir de bizimkini seyret!...»
Son olarak söz alan Ahmcd A-teş:
«— Sabahleyin kongreye gelirken bir C. H. P. li ile karşılaştım. Bana kavgamızdan bahsedince bun dan haberim olmadığını söyledim. O güldü ve bana şöyle söyledi:
Sizin kongreniz pek sessiz geçiyor. Bizim kongreler başlasın da, eeıı kafa yarmağı, göz çıkarmağı fiey ret !...»•
Seçimlere girilmek üzere kon-gereye 10 dakika ara verildi.
Nihayet seçim...
Yeniden yoklama yapıldı; 17 delegenin hazır bulunmadığı anlaşıldı. Seçimler dolayısile. yeniden gergin bir hava hasıl olmuştu. Delegelerin arasında dolaşan yabancıların ayrılması İsteniyordu.
(Bu arada yeni bir takrir verildi: Bir akşam gazetesinin hilafı hakikat yazı yazdığı bildiriliyordu. Alenen okundu ve tel'in edildi.) |
Bilâhare: delegeler birer birer çağrılarak: oy puslularının dağıtılmasına başlandı.
Nııznıet isimlerinin yazılmalarına geçildi. Tasnif heyeti seçildi; bu heyete samiin anısında bir bayan da alındı. Gazeteciler arasından da iki miiaahid sandık başına gönderildi.
delegeler sıra ile çağırılarak san dik başına geliyor ve reylerini veriyorlardı.
Fakat, bu arada reyini sandığa atan bazı delegelerin, şapka ve paltolarını alarak salonu terkettik leri göze çarpmakta idi. Diğer taraftan, reylerin sandığa atıldığı esnada, samiin ve delegelerin
Bir açık’ema
Dün Nazlı Tlaberdeıı şu mektubu aldık:
Gazetenizin 19/L/1948 tarihli, nüshasının beşlnsi sütununda o nüshasının besinci sütununda Par timiz kongresindeki sözlerim tamu men aksi şekilde geçmiş olduğunu 1 teessürle gördüm. Matbuat kanunu nun verdiği hakka dayanarak aşa ğıdaki şekilde tashihini rica ede rinı:
(B. Kemal Silivrili prestijini '
parti prestiji üstünde tutmuştur, koni dinini takbih ederim >
çoğu ayağa kalkmış palto re kalannı giymiş bir halde, reylerin tasnifine intizar ediyorlardı. Arka sıralar, düne ve bühaaaa evvelki güne nazaran hemen hemen tama mile boştu. >
Nihayet tasnif heyetine her ilçeden bir delegenin iştiraki ve bunun da üçe taksimi kararlaştı. Tasnifin alenî yapılması isteniyor Delegelerden biri, tarifin alenî yapılmasını istiyerek: «Demokraside seçim gizli, tasnif alenîdir* diye bağırdı. .
Saat tam 15.20 de reylerin tasnifine geçildi. (Tasnif heyetinde 15 İlçenin, delegesi iki gazeteci iki de samiin vardı.)
Rey pusla lan okunmağa başlandı. Fakat bazı delegelenn itiraz sesleri yükseliyor; isimlerin ağır okunması isteniyordu.
Bir puslada bir isim (Nihad E-rim) olarak okundu; üyeler bunu gülerek karşıladılar, bazıLın yanlış yazılmıştır, düzeltin dedi.
Pusulaları okuyan D. P. lı ben bunu anlamam, olduğu gibi zapta geçirin^ dedi; isim aynen zapta alındı.
Rey puslalarının okunması, 3iat tam 16.15 de sona erdi.
Abideye çelenk
(Bu arada Taksim Atatürk âbidesine, kongre namına bir çelenle konulmasına ait bir takrir okundu; oya konuldu; kabul edildi.) Tasnifin neticesi
Netice okundu. Buna nazaran as li üyeliğe; Abdurrahman Münih Berkana 67 rey, Esad Çağa 46, E-min Nihad 39, Salih Keçeci 35, Sa-lâhaddin Güvendiren 34, Dr. Mu-kerrem Sterol 34, Bülend Danış-men 29, Ahmed Mertel 28, Sait Şa mil 28, yedekliğe de Fikret Kara-koyunlu 25. Hüsnü Başarır 20, Dr Sani Yaver 14, Kâzım Silivrili. Nun Atılgan 13. Mucip Kemalyeri 11. Kâzım Yurdakul da 11 oyla seçilmiş oldular.
Delege ve dinleyiciler: bütün asil ve yedek üyeleri; bilhassa Ab durrahman Münibi görmek istediler ve şiddetle alkışladılar.
Yedek üyelerin 9 yerine 10 kışı olması sebebile, önceden seçilme-meyi istemiş olan Cevad Gücünün istinkâfı kabul edildi.
Haysiyet Divanı seçimi
Haysiyet Divanı 3eçımîne geçildi. (Reylerin tasnifi esnasında üa-•ırlanmtş bulunan ve iki D. P. li genç bayan tarafından taşman çe lengin âbideye konulmasından sonra, âbide önünde Atatürk ün hâtırasına hürmeten bir dakika ih tiram sükûtu yapılmıştır.)
Haysiyet Divanı seçimi saat 18 e kadar devam etti. Netice şu şekilde ilân olundu:
Hüsamettin 44, Fikret Karako-yunlu 38, Ümran Nafiz 38, Mesut Seren 36, Esat Kerimol, Adnan Tüfekçioğlu ve B. Emrullah 19 ar rey almıştı. Bunlardan yaş esasına göre Esat Kerimol asilliğe geçti.
Bazı takrirler okunuyor
Kongre reisliğine verilmiş bulunan bir kaç takririn okunmasına başlandı. Her ilçe merkezinde birer Anayasa bulundurulması: ve Celâl Bayarın nutkuna aid bir bro şür çıkarılması; dilekler esnasında samiin arasında bulunanların da vakit kalırsa dileklerini söyliyebil melerine ait takrirler okundu ve ekseriyetle kabul olundu.
ABDURRAHMAK MVNÎBÎN TEFEKKÜRÜ...
Bu arada ekseriyetin teveccühünü kazanmış bulunan A. Münibe söz verildi. Abdurrahman Münlb; kısaca: (— Bu itimadınız benim için en büyük bir kazanç olmuştur. Teşekkür ederim.» dedi.
DİLEKLERE OEÇİLİYOR.
Dilekler faslına geçildi. Alfabe sı-rasile her İlçeden bir delege sırasile mikrofona gelerek dileklerini söyledi.
Bilâhare vaktin gecikmesi yüzünden en uzak yerlerden gelenlerin konuşması istendi. ÇATALCALILARIN DtLEKLERf
Çatalcadan bir delege:
(— Aziz arkadaşlar; biz Çatalcalıların derdleritıi anlatayım size:
1) Partimizin idaresi hakkında basta gelen tüztUcTUı tadilâtından bah setmvk istiyorum.
Dljter taraftan İstanbul içerisinde kongre yapmak kolaydır, her türlü jmk&n yol vesait vardır. Halbuki ilçelerde bu yoktur. Onun için kongre


4
1
samanları (ra- ay alınmalı
Clır,
3> Muhtar seçimleri lrakkmda k>; kjeunuııun degiştirilnw3i ve k'r/tj Uftif» geîan C. H. P. i derin tnzt (1* rfmkmelermi istiyorum.
ft) YoiUruıvz bozuktur. EiıenmU. yat varilnûyor.
4) Toprak kanununun tatbiki gecikmiştir. Mmtakanijzın ço^ıniu-g ma teşkil eden göçmenler, unutul. muştur. Onlar iki kişi geldilerse, şnu d* çoğalmışlardır; toprak ayni topraktır.
5) Orman derdimiz müzmindir, Fazla açıklamak istiyorum.
Devlet dairelerine lşi oyalama hart-ketlenle karş;laşıyor-Uc. Bunlann, Devlet dairelerin* g*t . lerek girmelerini ve daha çok neyi He çıkmalarmu
BEYKOZLULARIN DtLEKLERl Beykoz delegesi Esad Ça*a: t— Şahsi bir ukdemi aiz*- açdrkt yurum. En büyük dâvamız Hürriyet Mi sakıdır.
Anayasaya mugayir kanun lana kr/ rıJınasmı istiyoruz.
BUKTRKOYLÜLERlN DİLEKLERİ
Bakırköy delegesi İbrahim Somaj şunlan söyledi:
— Ben iki önemli meseleye temas edeceğim.
Anayasamımn birinci maddesi şu~ dnr: cTürtaye devleti bir cumhur!' yettir.> 102. maddesi de Anayasanın h'Çbır maddesi savsanamaz. • der ve 1 maddenin de asla degı^ürıiemiy-e cegıni ilâve eder. 102. maddeye bu fıkranın ilâvesi, 1. maddenin kuvvet Iı bir garanti altına alınmak istendiğinin açık bir delili olduğuna göre, bu teminatı, daha salim bir hale g^ tırmek icab eder. Bunun için de 102 maddedeki bu teminat fıkrasının L. maddenin içinde zikredilmesi, bu L maddenin istediğimiz garanti altıru almraastm temin etmiş olur.
Diğer bir mesele: Medeni kanunu, muz İsviçre kanunundan ahnırnştır Fakat, cemiyetimizle içtimai bünyemizle tezad halindedir Konifurruj Balkan devletlerindeki evlenmeler-nazaran bizim varı yarıya geri ojdu. ğumuz görülüyor. Bu da; Anadoluda evlenmelerin hâlâ örf ve û^te g^ -e yapıinıas’ndaıı ve neseb tashihine reken önemin verilmemAsin/F-n ileri geliyor.
Bu hususlara, yeniden devfet (e millet çapında önem verilmesi lâ r dır.»
Dileklere devam olundu; Eyüb de lekesi Şaban Yıldız, dilekleri es.ıa. aında; Eyüb işçilerinin derlilerinden bunların devletcHilc s İst emıntn-k’ »e-bam olduklarından nansem ve başından geçen bir hâdiseyi anlattı: (Bir hakaret yüzünden B. M. NL ve bir istida yazmıştım. Beni komünistlikle, fenalıkla ithama kalkıştı lar.» dedi. Ayrıca fabrikaların işçilere gelişigüzel yol verdiğini an latü.
KONGRE KAPANIYOR
Bundan sonra, söz alan birkaç delege daha: yine îş. Orman kamınla ı-nin aksaklıklarından uzun uzun bar settiler ve vaktin nihayete ermesi ra sebile, ellerinden geldiği kadar ma’, ü lî derdlerl tebarüz ettirmeye çalı: t*-lar.
Ve üç gündenberi devam eden D P. îl kongresi: bugün: ilk gündo’n hararetini biraz daha kaybetmiş bt halde saat tam 19.30 da nihayet* erdi.
Refik Koraltanın nutku
D, P, il kongresinin heyeti unv miyesi hakkında Refik Koralta» şunları söylemiştir:
«— Dün de belirttiğim gibi konr re Demokrat Partinin şerefile mu tenasip bir eda İle sona ermiş bulu nuyor. .
Blzler atıldığımız bir dâva uğ. un da ölesiye çarpışmayı göze alınış adamlarız,
Bazı ufak tefek münâkaşa ve gü rültüler de efendice olduğu takdir de —kİ efendice olmuştur— hoş kar ş.'lanabillr.
Bu arada matbuata da, canla baş . la çalıştığı ve elinden geleni esirge mediğl için teşekkürü borç bilirim.
CELÂL BAYAR BALIKES IE GİDİYOR
Diğer taraftan Celâl Bayar. D, P, 11 merkezindeki çalışmalarına dün de devam etmiştir,
Yarın akşam saat 20 de Halıkesl re hareket edecektir,

35 Liraya
Hakikî su geçirmez gabardin İngiliz Trençkct pardesüleri
Ayrıca: Buyanlar için 25 lira satış muhayyerdir
Sultan lİMinHin Dikranyan han No. 11-12 Abdurrahman Kalyon


I
İstanbul Belediyesi İlânları
125
57
27
•2301/6952
W>5622
22301/64C«
D. 1/774
Cinsi
62301/3029
52301/7523
65100/6281
»
V"
>
1948 PLANI
9
200.000 LİRALIK İKRAMİYE
Birinci Çekiliş: 1MART
mak İçin
Bamya Patlıcan Domates Domates Dolmalık
2000
6000
>
»
7000
8000
4000
2000 3000
2000
5000
3000
3000
»
»
D
»
»
»
50
30
20
25
25
50
55
55
55
*
9
1000 15000
7000
4000
3000
»
Lira
123
kır dolmalık biber
Bezelye Araka
Ayşe Fasulye
Çalı Fasulye Barbunya Fasulye
300 K.
»
50 YILLIK TECRÜBE 50 YILLIK PARLAKLIK
I
Yapılan ufak masaj göz PfNAR'la-rında ve ağız kenarlarındaki çizgileri derakap siler ve deriye yeni bir tazelik ve gerginlik bahşeder.
KREM PRTEV
Cilddeki guddeleri takviye ederek faaliyetlerinin intizam ve sıhhatini temin eder.
Belediye Merkez binasındaki umumi Meclis Salonunun tadil ve tevsii •ç:k eBAİıtaneye konulmuştur,
JteşJf bedeli 8124,02 llıa ve ilk teminatı 609,30 Uradır,
fcarinameSİ Zabıt ve Muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir, ihale 0 Şubat »48 Pazartesi günü «aat 14 de Daimi Komisyonda ya-lulaoâktır, isteklilerin İlk teminat makbuz veya mektubu, 948 yılına fit Tioaret Odası Vesikası ve eksiltmeden üç gün evveline kadar şartna fredekl hükümler «JahilLnde belediye Fen işleri Müdürlüğünden alınmış (eni)) ehliyot kâğıtları yanlarında bulunduğu halde ihale günü saat |4 de dâimi komisyonda bulunmaları lâzımdır,
L ■ --r—LLJJt-» , 4..j -
Satılık Emlâk
llstaftbyl Defterdarlığından :
Dosya No. •2301/6786 t •1217/111*
248 •2301/6926
Kıymeti Teminatı
Cinsi Lira
Kınalı ada, Narçiçeği so. 26 ada, 10 parsel 1636
409 M2 arsa,
Beyoğlu, Mecidiyeköy, 12 pafta, 71 ada, 15 1660 parsel 3320 M2 arsa,
Bminönü, Mercanağa mah, Uzunçarşj Kilit 750 han üst kat 267 ada, eski yeni ve taj 6 kapı eayuı 16 50 M2 kârglr odanın 4/8 payı.
Bminönü, Çarşı mah, Akikciler so, 2738 ada. 360
•3 parsgl esld ve yeni 23 kapı sayılı 0,75
M2 dükkân.
Eminönü, (Yenıkapı) Yalı mah, Namık Ke- 4640
ma) oad, ve Kâtip Kasım bostanları so. 842 ada. 21 parsel eski 39, 41 yeni 49, 51 kapı sa yılı 232 M2 arsa,
Fatih, ıSamatya) Imrahor Ilyas bey malı, es ki Çubukçu so, 1250 ada, 10 parsel eski, yeni ve taj 17,19 kapı sayılı 26 M2 arsa,
Fatih, (Fener) Kâtip Musllhlttin mah, Mis-marcı yokuşu so. 2278 ada, 12 parsel en eski
4 mük. eski 6 yeni 4 kapı sayılı 56 M2 arsa, Fatih, (Balat) Kasım Günanl mah, Çilingir so. 2355 ada, 4 parsel en eski 5 mük. eski ve yeni 27 kapı sayılı 65 M2 arsa,
Fatih; (Samatya) Hacı Evhadettin mah, Ha460 cı Manav so- 1082 ada, 16 parsel eski ve ye n) 147 kapı sayıl; 92 M2 arsa,
Üsküdar, Çengelköy mah, Kuyu so, eski 8 yeni 6 kapı sayılı 48, 83 M2 arsanın 112/1344 payı.
yazılı gayrlmenkuller 30/1/948 Cuma günü saat
rope ampulleri en
haiz olup kusursuz
tenvirat temin eder
yarım asırlık emek
eseridir
yüksek evsafı
ve tennı
Pope ampulü.
ve tecrübenin

15
de Mil satı-
Yukanda
lî Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda ayrı ayrı açık arttırma ile iacaktır,
isteklilerin nihayet saat 15 e kadar yatırcacaklan teminat buzlar ve nüfus ciizdanlarile satış günü komisyona .fazla bilgi sözü yeçen müdürlüğe başvurmaları. (Teminatlar önceden de yatınla bilir.)

4 EV, 4ARSA
Şen bir yuvaya sahip olmak isterseniz, TÜRKİYE ÎŞ BAN-KASI’ndaki tasarruf hesabınızı en az YÜZ liraya yükseltiniz. Hesabınız yoksa derhal bir hesap açtırınız.
TÜRKİYE JŞ BANKASI
Yılda dört çekiliş: Her çekilişte 1 EV, 1 ARSA ve dolgun nara ikramiyeleri...
Hesaplarında altı yüz liradan fazla parası bulunanlar her beş yüz liraları için çekilişlerde ayrı bir kur’a numarası alacaklardır.
Ayrıca, 21 Nisan 1948 de ÇOCUK HESAPLARI için zengin ikramiyeii çekiliş.
Yeni Nefrigat
Haşiyeli Türk Ceza Kanunu
Üsküdar asliye ceza yargıcı Cemal Köseoğlu «Haşlyeli Türk Ceca Kanunu» adile meşhur ve yıllardır a-dalet mensuplarının ve ceza İle meş gul Hukukçuların el kitabı olarak ta mnan eserini bütün değişiklikleri ve en son yargıtay lctlhadları ve faydalı notlarla altıncı defa olmak üzere yeniden bastırıp yayınlamış tır,
840 şayiadan İbaret bulunan bu kitabın fiyatı 550 kuruştur, Müelli finden veya Olhan Kitebevinden te darlfcl mümkün olan bu «tabı alft halılara haber verirken hararetle tavsiye ediyoruz.
Askerler, canlan gibi sevdikleri boylerinin bu haklı sözlerini uzun u-zun alkışladılar ve geceyi sabırsızlık la beklemeğe başladılar.

Ölülerin defni ve yaralıların taşın, maej İşi bitmişti. Karşı taraf ta kendi yaralılarını taşımışlar, ölülerini gömmüşlerdi. Buna Abdurrahman da, Haccâc da müdahale etmemişti. Böylece aradan iki hafta geçti Ordular hâlâ dinleniyorlardı. Askerlerini alarak çekilip gitmeğe karar veren Türk Beyi, ordudan henüz ayrılmamıştı. Bunun müsaid zamanını bekliyordu.
Abdurrahman, onun ayrılacağını «ezmiş olacak ki bir gün ken dinine:
— Yâ Turhan, dedi. Bugünleri sende yol hasırlımı yapan bir insan halı görüyorum. Sakın bizi terket. meg’e karar vermiş olmıyasın?
Türk Beyinin adı Türbandı. Fakat ona iemile hltab eden pek azdı; sadece Bey derlerdi. Bu güzel kelime, âdeta onun ismi olmuştu.
Beyt yalan söylemedi»
20 OCAK 194K
s
| Tekel G. Müdürlüğü ilânlan"]ll BORSA |

Malzeme Alım Şubesinden
ı — Kolonya imalâtımızın durdurulması hasebile Paşabahçe fabrl-kamuzda mevcut 2 İlâ 12 kilo orjinal anbalajlar içinde bulunan en İyi kalite portakal Umon ve naroll esansları pazarlıkla satılacktır,
2 — Dört kilodan aşağı olmamak üzere yapılacak talepler de lanablllr,
3 — Esanslar her gün sözü geçen fabrikada görülebilir,
4 — Almak isteyenlerin her gün genel müdürlük binasındaki me alım ve satım komisyonuna müracaatları ilân olunur,
5 — idare kısmen veya tamamen ihalede serbesttir,

karşı-
malze
(338)
Deniz Fabrikaları Genel Müdürlüğünden
Fabrikalarımız İşçi okulu öğrencileri İçin azami 206 takım lacivert elbise yaptırılacaktır,
Bu işe istekli olanların nümunelerile birlikte 20 Ocak 948 Salı günü saat 14 de Gölcük Deniz Fabrikaları Genel Müdürlüğüne müracaatları. (722)
M- . rf,
Muhtelif Yiyecek Maddeleri Alınacak
Teknik üniversite Satınalma Komisyonundan
Muhammen İlk Eksiltmenin
Mıkdaı-ı bedel teminat Şekli Tarihi Saati
Salamura yaprak Ispanak
Pırasa
Lahana
Havuç
Kök kereviz
50 K.
30 »
20 >
20 »
25 »
25 >
442.50 Aç.k 3/2/1948 10,00
Sayın İthalâtçılara
Dfinyanın her tarafına
AKREDİTİF
Emirlerinizi müsaid şartlarla ifaya AmAdayi*
TÜRK TİCARET BANKASI
İstanbul Şubesi
♦ :__________ ;
Motörlü Demir Destere Makinesi Alınacak Bayındırlık Bakanlığı İstanbul Malzeme Gurup Amirliğinden
Bir adet motörlü demir destere mâkinası 1700 lira muhammen be del üzerinden açık eksltlme İle satın alınacaktır,
İstekli firmaların buna alt şartnameyi dairede görerek (127,60) liralık geçici teminat makbuzu İle 948 yılı ticaret odası belgelerini yanlarına alarak 23/1/948 Cuma günü saat 16 de Karaköy Porçmll «okak Cemaat hanında grup amirliği S. A. komisyonunda bulunmaları,
Taze yaprak Semiz otu Sakız kabağı Bal kabağı Taze bakla Enginar baş Yeşil Salata Marul
Taze soğan Maydanoz Nane
uere ottr—~
Hıyar Limon
300 »
»
»
2000 * 2000 » 3000 Ad.
»
o
»
>
10000 3000 10000 20000 «eo 4000 8000
20000
W 50 20 26 25 25 35
5
10
5
4
5
4
7
8

611.25 Açık 3/2/1948 10,3Q
528.75 AÇIM 9/2/1948 11,00
3/2/1948
Yaprak kerev 500 K. 20 ı •
Sirke 1600 a 40 »
Salça 1500 o 70 »
Ekmek 60000 Ad. 26 » 1125.00 Açık 8/2/1948 16,00
Beyaz sabun 3000 K. 200 d 690.00 Açık 3/2/1948 16,15
Yeşil sabun 2000 o 160 o
Beyaz peynir 4000 » 200 » 1095.00 Açık 3/2/1948 15.30
Kaşar peyniri 2000 a 330 »
Kuru Fasulye 5600 » 85 »
Baıbunye Fasulye 2500 > 65 »
Nohut 1500 » 75 » 699.38 Açık 3/2/1948 16,00
Kırmızı mercimek 1600 ı> 80 »
Yeşil mercimek 1000 D 70 o
Tu2 çekilmiş 2500 » 11 »
Sofra tuzu 250 » 30 » 626.25 Açık 3/2/1948 16,30
Yumurta 80000 Ad. 10 »
Kuru soğan 10000 K. 18 » 508.50 Açık • 3/2/1948 17,00 30
Patates 82000 » 30 »
1 — Üniversitemizin 1948 yılı ihtiyacı olan yukarıda cinsi, mikta-n .tahmin bedel ve İlk teminatları yazılı yiyecek maddeleri hizalarında gösterilen gün ve saatlerde eksiltmeye konulmuştur. İsteklilerin fazla malûmat almak üzere komisyona müracaatları .
Aşk - Macera -larih - Cinayet ———•
Yazan: Fuiiarmn Z. jnmrş] Tefrika No. BO2
— Evet, dedi. Çekilip gitmek istiyorum.
— Bunun bir sebebi olsu gerek...
— Karşı taraf bizden çok kuvvetli... Biz, onların on askerine karşı ancak bir askere malikiz. Harbi kay bedecegimiz muhakkaktır. Neticesi mağlûbiyet olan bu kanlı mücadelede ısrar etmenin mânası yoktur. Sise do benim gibi hareket etmenizi tavsiye ederim.
— Yâni ben de mi kaçayım?
— Buna kaçış demezler; ricat derler. Ordunuzu yeni kuvvetlerle takviye ettikten uonra tekrar hücuma fâoersiniz Simdi ete ioab ettfKoe,
münafaa harbi yapmağa mecbursunuz
— Niçin siz diyorsun da biz demiyorsun
— Vermiş olduğum ayrılma kararından dolayı...
— Hep beraber çekilip gidersek ayrılmağa lüzum kalmaz sanıyorum.
— Verdiğim karar kat'fdir.
Abdurrahman, birdenbire kızarak)
— Be adam! diye bağırdı. Karar vermek kolaydır; lâkin nasıl çekilifı gideceksin buradan? Bon sana aske> mi veririm hiç?
Bey, başım salladı:
— Benim askerlerim benden baş-
ka kimseyi tanımazlar; yalnız benim emrimle hareket ederler.
— Bu andan itibaren esirimsirı. Askerlerinden kaçmak lstlyenlerln derhal başları uçurulacaktır.
%
Abdurrahman, meğer tedbir almış Keskin bir ıslık çaldı. Etraftaki çadırlardan koşup gelen askerler, her taraftan htleum ederek Türk Beyini yakaladılar. Sımsıkı bağlayıp Abdur rahmanın çadırına soktular ve çadırı muhafaza altına aldılar.
Abdurrahman, soğukkanlılığını kaybotmlyen Ttlrk Beyine alaycı sesle sordu:
— Nasılsın Turhan Bey ? Seni
hiç bir
bu
(415)
halde görmek istemezdim. Mecbur ettin beni.
Bey, sûkin bir sesle:
— Ben böyle hallere çok düşmüş bir adamım, dedi. Hattâ birkaç defa cellâda da teslim edildim de Allahın inayetile yine kurtuldum.
— Merak etme; ben seni cellâda verecek değilim.
— Verseniz de olur, vermeseniz de... Benim İçin İkisi de birdir.
— İşkenceden hoşlanır mısın?
— Her ezaya tahammül ederim. Ancak ordu içindeki arslanlara söz geçirmeniz pek kolay olmıyacaktır. Benim tevkif edildiğimi hepsi gör-müşlet veya öğrenmişlerdir.
O sırada dışarıdan nâra sesleri, kılıç şakırtıları duyulmağa başladı. Kumandanlardan birisi telâşlı telâşlı çadıra girerek:
— Yâ Emlrelmü’ıuinin, dedi. Askerlerden bir kıamı isyan etti. Dışarıda kızılca kııar .et kopuyor.
Abdurrahman:
(Devamı var)

Lonari
Nevyork Paris Cenevre Amsterdan Brüksel Prağ Stokholm Moskova
İst. Borsanının 19/1/948 Flyatarj
11,3859 280,—
2,3608
65,7270 105.546$
77,886$
11,249$
ESHAM VE TAHVİLAT % 7 Birinci Mim Müdafaa SARRAFLARDA ALTIN VAZIY
Evvelki
39,70
40,00
36,80
67,10 3370
6,40 B0R8ASI Kuruş
27 2J
80
89
Reşad (banka mali) Reşad (eekl mal) Cumhuriyet Al.
Ingiliz Lirası Gülden
Külçe
ZAHİRE
Buğday
Arpa
Keten Tohumu Susam
Un: ı84/86 Randımanlı 72 Kİ. luk çubalj
Un: (74/76 Randımanlı 72 Kİ. luk çuval)

Dunkty
39,ea
39,50
36,75
67,00
33.60
5,37

Para
20
20
20
2430
3140
------ ■ ı>- Z3
RAOVÖ1
buguuKu Progpraın
SALI — 20/1/1948
M, s, ayarı. Müzik, Haberler, Müzik,
7.28 Açılış ve program
7,30
7.30
7.45
8,00
8.30 Müzik,
9,00 Kapanış,
12.28 Açılış ve program
12,30 M. s. ayan,
12.30 Müzik,
13,00 Haberler,
13.15 Müzik: Karışık Şarkılar
14,00 Kapanış,
17,58 Açılış ve program,
18,00 M, s, ayarı,
18,00 Müzik: Radyo Salon Orkestrası,
18.30 Konuşma,
18.45 Müzik; Şarkılar,
19,00 M, s, ayarı,
19,00 Haberler,
19.15 Geçmişte Bugün,
19.20 Müzik; Yurddan Sesler,
19.45 Konuşma,
20,00 Müzik; Opera Aryaları P. ı
20.15 Radyo Gazetesi,
20.30 Serbest Saat,
203 Müzik: ince Saz
21.15 Konuşma,
21.30 Müzik,
21,50 Müzik: Tangolar,
22,00
22.20
22.46
22,45 Haberler,
23,00 Program ve Kapanış,
Varyete, Müzik: M, s, ayan,
— ■ » ■— ——■■ ■■■ — , ■■■ —
Z » y i
Kasımpaşa nüfus memurluğunda^ aldığım ve içinde askerlik durumum yazılı nüfus cüzdanımı zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Guraba hastahanesinıle hademe PckÇ€H€
İSTANBUL BELEDİYESİ ğb'HlR TİYATROLARI Saat 20 de Dram
Kısnu:
KOŞEBAŞI
Yazan: Ahmed
Kudsi Tecer:
Telefon. 42157.
Komedi Kısmı: tPEKÇt MERHUM
Ahmed Nuri;
Yazan: îbnlrrefik
Telefon: 40409.
Salı Talebe temsili saat 19 da: Pa zar günlen 15 de matine: Cumartesi ve Çarşamba günleri 14 de Çocuk Tiyatrosu.


Yeni Sabah tn
HAN FİYATLARI
I
Başlık 1
2
3
6
6
inci
»
»
»
maktu olarak sayfa,
»
»
»
»
santimi
»
»
»
>
Kr. 1500
600
400
300
200
160
I
İmtiyaz buıhibi:
A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU -
Yası İşlerini fiilen idare eden Yası işleri Müdürü: FAVPN FUAF i)ıaı)d>i|i Yer:
«Yeni AabPh» nuürttbpbaLtri Baaıluıjj» «Gün Basımevi