Senr I
(------
Kumara: 184
Abone Şeraiti
Türkiye için Hariç için
j (ea*na ı?ns re*. .... ıvn k(.
• svl.k «« ,. ■ IMS .
J r......—- »s .---------- - m .
’ 174 , . _
ArruMB.r,,,. #»re/ Sokef,. TglEFON' AMA»
21 Kânansevvel Cuma 1934
İlim, kuvvettir. Kuvvetlerin
en kuvvetlisi odur.
Matbui Ebâniya. İstantal ( Sabahlan Çıkar Siyasî Gazete J Hah Her Yerde 5 Konttur
Günün yansı
Demokrasi
nedir ?
Milli Müdafaa Bakam Bay Z*)“‘ tutum haftaaı soo günll radyo )l« uıon boylu bir konferan» yerdi. Bu konfetaâata oldukça değerii, düşünceli »Siler vardı. Yalsıft ajanı konferansı geç »akit gaze-. taler* verdiği için galiba hiç bir Iı gazete bu konferansı gazetesinin 1 bir göze tarpan yerine yerleştlre-' mad). aşağı yukarı Bay Zekâin'.n •piçe çalışarak, dü}ünüb takınarak, emek vererek söylemiş oldu-.ğu konferans herkesin gözünden F kaçlı.
Bu konferansta paranın tutumu ı, milletler için ne kadar gerekli oldu ■I ğu bir başlangıç İle anlaftlırıldıktan I sonra iki örn. k alınıyor, bu örneklerden biri Ingiliz. diğeri Frans.z-lardır. Bay Zekâi İnginlerin yoluna mı, yoksa Transitlerin yo'.una mı gidelim diye soruyor ve Fransızların para tutumu hususundaki gidi-fini daha ziyade beğeniyor, fog.-liderin ( krizi ) geçirmek için paralarını düşürdüklerini, Fransızlano ise bilâkis paralarım düşürmekten kaçındıklarını da anlattıktan sonra Fransız gidişinin daha doğru, deha faydalı olduğunu söylüyor ve bitim Fransız yoluna gitmemizin, oluşumuz için çok iyi olacağı neticesine varıyor. Bir Bakanın, para siyasetinde Ingiliz gidişini bırakıp ta Fransız gidişini tavsiye etmesi, halka durub dururken ( paranızı sakın küfede bucakta saklamayın, harcedebildlğıniz kadar harcedio) diye öğûd vermeğe kalkışan baylarımız için da gürel bir ders olsa gerektir.
Milli Müdafaa bakanının bu * konferansında asıl gözümüze çar-' pan nokta, Bay Zc kâinin bir sırasını getirib araya (demokrasi) taksini karıştırırlarıdır. Alilli Müdafaa Bakanına göre (demokrasi) sadece | (hukukta beraberlik) demek imi,. Bu tarif kına olduğu kadar olgun ve dallı budaklıdır (şümullüdür) ve bizim anladığımıza göre de (de-tnokrara) nın eu iyi tariflerinden biridir. Zaten (hukukla beraberlik) tarifi, demokrasinin tensellerinden olan (hürriyet) ve (adalet) ın de tariflerinden ibarettir. Çünkü adam oğlundan en çok beklenebilecek (adalet) kendi yurttaşlarının (hukukta beraber) ligini kabul etmesidir. (Hürriyet) t» bir bakıma öyledir. Hür.yet, bir (yasa içinde ber istediğini yapmaktır) diye tarif olunur. Yasaya uymak şartıle ber istediğim yapabilmek te tabii (Hukuku beraber) likten başka bir nesne değildir.
Hangi budunda (hukukta beraberlik) bütün anlamı (manası) Un tatbik eddeblyorsa, o budunda (maddi) ve (manevi) yükseklik, zenginlik, olgunluk, genişlik temio edilmiş demektir. Yalnız işin bir güc yanı vardır, kİ o da böyle iki kelime ile kolayca anlatılan (demokrasi)yc uyabilen uluslarla yer yüzünde pek az, parmakla sayılacak kadar kıymet olmasıdır. (HukukU beraberlik!), evet söylemesi çok kolay bir söz. Fakat bir adamın, diğer bir adamın da tobkı kendi gibi bir (hakkı) olduğunu, yasanın önünde büyüğün de küçüğün de tamamen bir olduğunu bilmesi ve tanıması dünyanın en güe işlerinden biridir. HatU bu iş o kadar güçtür, ki acun kuruldu korutalı insanlar arasında çıkan bunca kavgaların, bunca kanlı ayaklanmaların, bunca boğazlaşmaların biricik sebebi hemen hemen bu (hukuku beraber) liği tanımamaktan ibarettir, denilmiş nisa yalan söylenmemiş olur.
Biz ki doğuş itibariyle dünyanın en (demokrat) uluslarından biriyiz, son yüz senelerin yanlış terbiyesi itibariyle bu ( demokratlık ) dan çok uzaklaşmıştık. Şimdi yine ( demokrat) bir idare kurduk. Söyle bir idarede bir ya», dan geçmiş ziyanlarımızı korumak, diğer yandan da doğuşta tam (demokrat ) olan bu ulusu bugün ber yandan (demokratlığın) en yüksek derecesine çıkarmağa borç, iuyuz. Onun için büyüğümüz küçüğümüz, okutanımız (muallim ) okuyanımız (Ulebe), yazanımız, ga-zetceimiz (demokratlığı) ulus arasında ne kadar yayabilirsek yay. malıyız. Hele iş başında olan 8a. kanlarımız vesile düştükçe Bay Zekâinin yaptığı gibi halka dersler verirse demokratlığa Um ya-ki,sn bir iş görülmüş olur. O ci- | betle Milli Müdafaa Bakanının bu •özlerini beğendiğimizi tekrarla-■cağı bir bore bildik.
Z/W/t;v
Yugoslavyadaki buhran
Şimdilik bir intikal ka-binesi yapılıyor
M. “Yevtiç,, ileride kabinesine kat’î bir şekil verecek, parlâmento haricinden de nazır alacaktır
Belgrad 20 I A. A. ) — Salta-nat naibi Prens “ Pol . “ Yevtiç .1 yeni kabineyi kurmıya memur etmiştir. •'Yevtiç. in ileride kati bir şekil vermek üzere şimdilik bir intikal kabinesi karmak niyetinde oidvğıı söylenmektedir.
“ Yevtiç . Ulusal Yugoslav fırkanızın par âmenta luehfilıns men-sub yem adamlarla parlâmento dışında başka kimselere baş vurmuş tur.
Istlşareler.nı bu akşamdan evvel bitiremiyeeeği mütalaasında bulunan " Yevtiç . General “ Jiv-koviç . in yardımını da elde edecektir.
Romanyada sevinç
Bükreş 20 (AA) — Anadolu ajansının Balkan hususi muhabiri bildiriyor ı
Devamı 7 inci sahifede
Yugorla» saltanat naibi Prene Pol
------------------,
Yunanistan ve Rumlar
Yunanistan. Rumları kabul etmiyecek
Atına 20 (Hususî) — Yunan hükümeti, İstanbul ile Kıbrıs ve şimali Epirden Yunanistana giden Rumların Yunanistanda yerleş, melerini menetmiştir.
1930 senesinden 1934 senesi Kânunusani İptidasına kadar Yo-«anlatana gidib yerleşenlere ikametgâh vesikası verilecektir. Önden sonra Yunanistana gidenler, geldikleri yere iade edilecektir.
/stanbul, Kıbrıs ste {imali Epir Ramları, sıhhi ve ticari sebeplerle. yahat tahsil için Yunanistana gelmekte eerbestirler.
—
“Marsilya» sui-kasti davası
,esa»»os»«»stasosMUtsasaş»tşaıoııoaaaaaaaa»«a»M»............m -mil inim - I III ILILI,
NihayecLrazı oldu!
Tünel şirketi bina yaptıracak—Tünel arabalarına elektrik fireni konulması için tecrübeler yapıldı Nafia Vekâle-
tiyle imtiyazlı şirketler arasında henüz hal edilmemiş bir çok meseleler olduğu malûmdur. Bunların ekserisini, şirketlerin taahhüt ettiği halde »ene-lerdenberi birçok bahanelerle yapmadıklar, işler »sş-kil etmektedirler.
Bu meyanda tünel şirketide Gala-tada tünelin şimdi-diki methalinde büyük ve munta-
zam bir bina yaptırmak mecburiyetinde bulunuyor, fakat uzun seneler geçtiği halde şirkette buna
Tünelin Gol atadaki ba methali yerine büyük bir bina yapılacak
dair hiç bir hareket görülmûyordo. Bu cibet Bayındırlık Bekanlz-Devamt 7 inci sahifede
Tasarruf haftasında “Zonguldak,, Iılar heb üzüm incir yediler Yapılan geçid resmi pek canlı ve güzel oldu
ûrtto Zonguldakta açılan »ergiden güzel bir köşe, altta yine Zonguldakta resmi geçid esnasında Mithat Paça mektebi muallim ve talebesi “Can kurtaran,, etrafında
Zonguldak 18 (Hususi) — Zonguldakta Yerli malı, biriktirme ve tutum yedi günü diğer yıllardakine göre daha coşkun kutiulanmışbr.
Daha bayrama birkaç gün var-
ken şehir baştan aşağı bayraklarla v» elektriklerle donatılmış, bütün dükkanların vitrinleri yerli mallarla süslenmiştir. Haftanın birinci günü Devamı 7 inci sahifede
Yugoslavya kraliçesi M. “Pol Bonkur„ u avukat tayin et t’
Marsilya 2ü ( A. A. ) - Yugoslavya Kraliçesi “Meri. Kral * Alsksandr ■ )u katil suç ortaklan aleyhine açıl-mış olan duruş-mada davacı o-larak yer almıştır.
Kraliçe “Paul Kraliçe "Harı.. Bookur. u kendisine vekil tayin etmiştir.
Devamı 7 inci sahifede
Habeş - İtalya ihtilâfı mühim Ualualı, İtalyanlarla Ha-beşler paylaşamıyorlar
Cenevre 20 IA.A) — Habeşistan hükümeti, Uluslar kurumu Genel kitibliğine vermiş olduğu yeni bir notada Kalyanın hail hasırdaki ihtilâfta hakeme müracaata lüzum olmadığı mütalaasında bulutıdağunu kaydettikten sonra “Uatuat. meselesinde taarruzun italyanlsr tarafından yapılmış olduğuna *Ualual,.in Habeşistan arazisinde kâin olup haksız yere Italyanlar tarafından işgal edilmiş bulunduğunu bildirmektedir.
Londra 20 ( A. A.) — Hariciye Bakanı Sir * Con Stenon . Avam Kamarasında bir sorguya karşılık olarak, "Somali,, de İtalyanlarla Hebeşlcr arasında geçen hâdisenin, amir ç zmeğe memur Ingiliz heyetiyle hiçbir münasebeti olmadığını söylemiştir.
Bulgaristanda darbei hükümet
Ne böyle birşey varmış, ne de Faşist diktatörlüğü niyeti I
Sofya 20 (A. A.) — Bulgar telgraf ajansı bildiriyor:
ihtiyat miralay "Velcef. in Bulgaristanda yeni bir hükümet darbesi anıklamakta olduğuna dair “Londra, da çıkan "Deyli Herald., gazetesinin verdiği ve yabancı gazetelerin de bu gazeteden alıp yazdıktan haber tamamen asılsızdır.
Devamı 7 inci sahifede
^ugünkümaçlar
Beşiktaş stadında
SAAT 10.5 1)A: Beşiktaş-SOleymaniye gene takımları. Ha. kem: Halid İbrahim.
SAAT 12,1$ DE: Eyüp-Top-kapı birinci takımları. Hakem: Suphi.
SAAT 14,15 DE: Galetaca-ray • Beşiktaş birine) takımları. Hakem: Nuri. Baş hakemleri: Aptullah ve Ekrem.
Bakalım sonu ne olacak ?
İngilterenin bir cenahındaki çıban işliyor!
“Dö Valera„ nın yeni bir meydan okuması —İr. lândalılar İngiliz vatandaşlığından kurtuluyorlar.-
Dublin 20 ( A. A. ) • Mebusla, meclisi, 36 ya karşı 51 reyle, irlân-da müstakil devleti vatandaşlık kanununu kabul etmiştir.
M. "DöValera. bu munasebetlo ı
*—-Irlânda kaovnlanndan, bizias İngiliz tebaan olduğumuz hissini veren bütün yakışıksız kayıdlan kaldıracağız, demiştir.
Royter ajansı mubabsrinln hatırlattığına göre, geçenlerde M. *To-mis,, yuksrda sözü geçen kanuaan hiçbir ferdden Ingiliz tebaan etfa-bnı neı'edemlyeceğizıi eöylenuştlr.
— Zaman —
IrUnda Başvekili ** Dö Valeva . hakikaten yaman bir adamdır. İngiltere İla • kadar muntazam, o kadar nmtarrid uğraşıyor, İd koca lagltlı mlliatlal bile »açar bırakıyor. “Valera.nın başlıca emeli "1r-Unda . nın istiklâlini tam bir kala
Devamı 7 nici sahifede
Muanaidane ve devamlı çalışmah-rlle Ingiltareyi naçar bsrakmakta olan Irlânda Başvekili “Dö Valera,,
Paramız çokmuş gibi!
Belediye, bilâhare yıktırılacak binalar için yüz
Belediye bina»:, Belediyenin bugünkü İhtiyacına tekabül «tmemektedir. Bunun için Beledi-nin Sular İdaresi Taksimde, yollar ve imar daireleri Fuad paşa türbesinde, teftiş ve memurin daireleri Beyazı (ta, mezarlık, ihs-siyat, şirketler komiserliği şubeleri ise Belediye binası-
binlerce lira sarfediyor I
Hm paraıızlıktan çıköyet eden, hem de muvakkat binalara yûs binlerce lira earfoden Belediyenin bugünkü binaeı
nın yanındaki küçük ve birer katlı dairelerde bulunmaktadır.
Daha ilerde şehir plânı yapıldığı zaman münaeib bir yerde şalirin vaziyetile mOtenaub asri ve büyük bir belediye binası yapılacaktır.
Fakat belediye o zamana kadar
Fuad Paşa türbesinde, Bayazıttakl şubelerle binasının ysnmdaki dairelerde bulunan kalemleri bir aıa-ya toplamaya karar vermiştir. Bu maksatla bu küçük dairelerin bu-Devamı 7 inci sahifede
Zabıta hayatımda
Neler gördüm, neler geçirdim?
Yeni ve meraklı tefrikamız dün başladı
Tefrikamızın bugün intişar eden kısmında, firari Yunaolı dolandırıcının izi hatıratın muharriri tarafından nasıl bulunduğunu okuyacaksınız.
Dün çıkan tefrikamızın bir hû iııu da karilerimize takdim edilmiştir
5 inci sahifemizde okuyunuz
... .1 I —.
bakkal — Kaç akşamdır herab görmeğe geliyorum, Bay evde yok diyorsun. Ne zaman gelecek .’
Hizmetçi — Si* buradan gider gitme* gelecek !
Klnunuevel 21
2 i A M A n | H A R İ CÎH AB E RLER | ^SONp®iHABERLER^
Deniz müzakereleri tehir edildi
M. ‘‘Makdonald,,, müzakerelerin iyice ilerlememiş olmasına teessüf ederek son içtimai kapadı
İngilterede silâh ticareti tahkikatı
Tahkikat tahdid edilecekmi, yoksa bütün hakikat meydana çıkarılacak mı ? Bu, yakında anlaşılacak Arc.rlkada yapılan ailâb ticareti tahkikatından sonra Ingiltere bu ti-Mrvt hakkında tahkikat yapmayı muvafık gördü.
Yapılman istenen tahkikatın mahiyeti şu idi :
Silâh tacirleri, milletler aralında korku ve itimaUıelık aaçmak Uba-aum bu ticareti öoe sürüyorlar n» ? SllSb tacirleri feaad çzkerıb ka-aaoc temin etmeyi göıe alıyorlar mı ?
Halbuki logiltere hükümeti erkânmış bu iş Üzerinde iyi fikir aabibi oldukları anlaşılıyor.
Birinci fikir, Ingiltere hariciye nazırı eir “Con Slnıon. un fikridir.
Ona göre yapılacak tahkikat şu mevzulara münhasır kalacaktır t Silâh imalini inhisar altına almak muvafık mıdır, değil midir ?
Bu imalâtı inhisar altına almakta ameli bir faide var mıdır? Ruhsatiye ile silâh ihracı doğru mudur ? Silâh satışını ileri götüren nedir ? Ser Racon S-mon a mukabil Misler Torna» a göre mesele baştan başa tahkik edilecek, şahsi menfaatlee nazarı itibara alınmıyarak en geniş ve en şümullü tahkikat yapılacaktır.
Bu iki fikir Ingiltere matbuatı tarafından ayrı ayrı müdafen olunuyor. Bir kısmına göre tahkikatı hasretmek dalış çok doğrudu. Bir kısmına gire deitahkikatı tam yapmalı, daha sonra aleni muhakeme yapılmalı ve bir takım şahısların bu yüzden mutazarrır olmaları nazarı itibara a bama matı.
Bunlara göre ’tedihat ticareti, kara günlerde en büyük kazancı temin ediyor. Bütün dünya utıraptan kıvranırken bu ticaret açılıyor. Felâket ve ölüm onu bevliyor. Onun için bu ticaretin bütün içyûıü meydana çıkarılmalıdır.
Bu iki ceryandan hangisinin muvaffak olacağı bu hafta içinde anlaşılabilecektir. -
Rus-Fransız itilâfının mahiyeti? Rusyanın Almanyayı tecrid etmek istemediği söyleniyor Moskova 20 (A. A.) - “iz-vestia,, gazetesi Fransız - Sov-vet tefriki mesaisi „ başlığı altında yazdığı bir başyazıda Sovyet Rusyanın hiçbir zaman Almanyayı tecrid etmek arzusunda bulunmamış olduğunu, Almanya ile çok iyi münasebetlerde bulunmak arzusundan bir an fariğ olmadığını ve 5 Kânunuevvel 1934 tarihinde Cenevrede “Litvinof„ ile “Lava!.. arasında imza edilmiş olan protokolün sulhun tarsi- ) nindeo başka bir gayesi bulunmadığını yazmaktadır.
Bu gazete, Fransız • Sovyet yakınlığına aleyhtar olan bazı gazetelerin, Fransız - Sovyet protokolünün suıhun tarsini için yapılmakta olan mücadeleyi tehdit etmeyi veya akim bırakmayı istihdaf etmekte olduğu suretindeki neşriyatlarının saçma ve asılsız olduğunu ilâve etmektedir.
Askeri anlaşma yapılmamış Paris 20 ( A A ) - Fransız ve Sovyet tnahafiU, Fransa ile Sov-yetier birliği arasında mel anlaytna hakkında bir logilir gazetesinde çıkan haberin doğru almadığını bildirmektedir.
Bir kız kaçırma ve heyecan
Atina 20 (Hususi) — Atina ve Selânikte içtimai mebafii, Selâniğin en zengin ailelerinden olan Matmazel "Eleni Zanu„ nun aktör Miradın oğlu tarfmdan kaçırtması dolayısile büyük bir heyecan içindedir.
Tayyareciler şerafine ziyafet
lx»ndra 20 (A. A.)— Londra ile Melburn hava yarışını kazanan Skot ile Blek şerefine dün krallık hava klübü tarafından bin kişilik bir ziyafet verilmiştir. Hava Nazın Lord Loadonderry tayyareciler şerefine kadehini kaldırmıştır.
Aynı yarışta ikinci gelen Par-menüye ile Moll de ziyafette hazır bulunuyorlardı Yeni Hindistan kanunu esasisi
Londra 20 ( AA. ) - Hindistan bakanı, Hint hükümeti hakkıodaki kanun lâyihasını avam kamarasına vermiştir. Bu projenin muhteviyatı 15 İkinci Kânundan evvel fiğ reni letniyee ektir.
Beynelmilel kuvvetler “Sar„ da ilk kafile İngiliz askeri “Sar„ a gitti, itlayanlarda yolda...
Saarbrüken 20 ( A. A. ) — Ingiliz kuvvetlerinin ilk kafilesi dün akşam iki trenle buraya gelmiştir. Bunlar zabitleriyle birlikte iki yüz nefer ve yirmi tanktan mürekkeptir. ‘Sar.da evlenmek yasak!
Londra 20 (A. A.) — “Sar,, a gönderilmiş olan Ingitiz askerleri Sar'h kadınlarla evlene-miyeceklerdir.
Bu karar alâkadarlara tebliğ edilmiştir.
Italyan kıt’alarıda hareket etti
Roma 20 (A. A.) — ‘Muso-lini. Sarre gidecek olan kıtaata yola çıkmadan önce bir geçit resmi yaptırmıştır.
Duça söylemiş olduğu kısa bir söylevde bu kıtaata verilmiş olan vazifelerin ehemmiyeti Üzerinde durmuştur. İtalya - Macar siyasası ?
Budapeşte 20 (A. A.) — Ital. yan korpo.-aayonlar Bakanı M. Aakûıni, verilen ziyafette demi|-tir ki :
• Italyan - Macar siyasan Koma anlaşmaları çerçiveti içinde per-kişmiştir. Bu anlaşmalar önceden bildirildiği eibl şartlar altında olmak üzere bitimle beraberliği yapmak btiyenlere açıkrtır. .
Bir tayyareci kayıb!
Kahire 20 (A. A.) — Noel postası ile, Batavya ile Holan-da arasında yeni bir rekor tesisi için kalkmış olan Holandalı tayyareciden 12 saattenberi hiçbir haber alınamamıştır.
Tayyare, son dafa, gece ya-rısı Gazze üzerinde uçarken görülmüştür.
İngiltere - Peru müzakereleri
Londra 20 (A.A) — Bir ticaret 'anlaşması için Ingiltere hükümeti ile Peru arasında kat'I müzakerelere başlanmıştır.
Teferrüat hakkında görüşmeler yeni senenin ilk günleri yapılacaktır.
Son iki sene zarfında ingil-terenin Peru He ticaret müva-zenesinde 3000.000 Ingiliz lirası eksildik olmuştu. Yunanistan borç alacak Atina 20 (Hususi) — Maliye Bakanı Pesmazoğlu muhacirlerin iskânı için bir milyarlık bir istikraz akdini tedkik etmektedir.
Londra 20 (A. A.) — Deniz konuşmalarına memur heyeti murahbasalar bugün “ Makdonald,, in başkanlığında toplanmıştır. Bu toplantıdan sonra neşrolunan tebliğde müzakerelerin tehir edildiği bildirilerek deniyor ki :
"Londra konuşmalarında de DİZ meselesinin bütün veçheleri açıkça ve dostça görüşülmüştür* Bu iptidai müzakerelerle kat'i hiçbir netice almak maksadı güdiilmemıştir. Çünkü istenilen şey ileride yapılacak konuşmalar ve anlaşma için zemini hazırlamaktı.,.
Tebliğde, bu konuşmalardan Fransız ve İtalyan hükümetlerinin devamlı olarak haberdar edilmiş oldukları da bildirilmektedir.
MOzakerat nasıl bitti?
Londra 20 (A. A.) — Dûn akşam, deniz işleri hakkındaki üç taraflı toplantı kati bir neticeye bağlanmıştır.
En önce, görüşmelerin talikini bildiren tebliğ okbumuş, sonra M. "Norman Davı*., ile M. “Matsudcira., hiçbir mütalaa katmaksızın bu tebliği tavsip etmişlerdir.
M. “Makdonald., deniz görüşmelerinin safhalarını hulasa ve bunların iy ce ilerlememiş olmasından ötürü teessüfünü beyan ederek, toplantıya nihayet vermiştir. Ingil z Başbaka-Ingiliz ordusu yetişmiyor mu?
Lordlar kamarasında bir istizaha Harbiye bakanı cevab verdi
Londra 20 (A. A.) — Lordlar kamarasında lord “Arap, til.. , eskisi gibi Mills kuvvetleri bulunmadığından muntazam Ordunun Ingilterenin bu günkü ihtiyaçlarına kâfi gelmediğini söyüyerek Harbiye bakınındın istizahta bulunmuştur.
Harbiye bakanı verdiği ce-vepta demiştir ki:
*— 1914 deki milis kuvvetlerini yeniden teşkil için iki buçuk milyon sterlin lâzımdır-ki buna imkân yoktur. Ordu bugünkü mcvcudiyle de 1914 de milislerin yaptığı işi azçok görmektedir. İhtiyat kuvvetlerimize gelince, bunun hakkında hiç bir şey söyliyemem, çünkü bizim seferberlik kuvvetlerimizi bildirmiş olurum.,,
Yunan muhalif mebusları
Atina 20 ( Hıuuıi)— Aylardan beri mebutsoin inecinin mûzakera-tıoa Iştralz etmiyeo muhalifler dünkü celsede hazır bulunmuşlardır. Bu suretle muhaliflerin uetrokei-yonu nihayet bulmuştur. Lehistanda kaçakçılık
Varşova 20 ( A.A.) — Sovyet Rusyanın Varşovadakl harici ticaret aaümeMİli mûddei umumiliğe müracaat ederek Vilderbaua ve Zistin isminde iki Yahudi tüccar aleyhinde şikâyette bulunmuş ve bunların Lehittana soktukları Sovyet petrolleri üzerinden bir milyon zelotilik kaçakçılık yaptıklarını bildirmiştir.
Vlderbaun yakalanmış, fakat öteki kaçmıştır.
Suçlu Asuriler?
Gijon 20 (A. A.) — Sucl bir İstatistiğe göre, 7347 A*u-ri ihtilâl hareketine karışznak-etan suçludur.
nı. kendi hükümetinin, deniz kuvvetlerinin tahdidi mesele ni hal için sarfettiği mesaiye devam edeceğini ilâve etmiştir. Müzakerata veda edildi!
Londra 20 ı'A. A.) — Roy-ter Ajansının siyasi muhabiri, Ingilterenin deniz görüşmeleri* nin tekror baş aması ümitlerinin, öteki murahhas heyetler nezdinde büyük bir istinad bulmadığını öğrenmiştir.
Umumi intibaa göre, deniz müzakereleri sadece tehir edilmiş değil, fakat temamen bitmiş, deniz müzakerelerinin gelecek safhası gelecek sene toplanacak, ve Fransa île italyaııın da, Ingiltere, Japonya ve Aamerika gibi iştirak edeceği deniz kon-feransı olacaktır.
Amerika Bahrlmuhitikebir-deni üslerini tahkim edecek Vaşington 2 lA.A) — Bahriye Bakanı "Suvanson. Amerikanın deniz programına dair gazetecilerin bir sualine şu ce-vahi vermiştir:
“— Vaşington muahedesi feshedilse de daha iki sene meriyette kalacaktır. Amerikanın milli müdafaası ve ticaretiyle sanayiinin himayesi için icabedeni yapacağız. Vaşington muahedesinin imzası üzerine durdurulmuş olan Bahrimuhıti-kebirde üssü bahrilerimizin tahkimine devam etmek hakkını muhafaza ediyoruz.,
S ■ ■■
Amerikada feci hâdiseler
Suçlu bir zenciyi öldürmek isteyenlerin üzerine ateş edildi
Selbivil - Amerika 20 ( A. A.) — 14 yaşında bir beyaz kıza taarruzda bulunmak töh-metile muhakeme edilmekte olan bir zenciyi ele geçirmek için mahkeme salonuna zorla girmek istiyen halkın üzerine, asker ateş açmıştır. Bir çok kımeler yaralı düşmüştür.
Ateş açmadan önce, hapishaneye hücum eden halkı dağıtmak için göz yaşartıçı bombalar kullanılmıştı.
Hâdisede yaralı düşenlerden biri ölmüştür. İkisi de cin çekişmektedir.
Yaralılar arasında, taarruza uğramış olan genç kızın erkek kardeşi de vardır.
Biraz sonra, halk mahkeme salonunu dinamitle uçurmağa kalkıştığı bir sırada, müttehem zenci, kıyafeti değiştirilerek başka yere kaçırılmıştır.
Son dakikada haber verildiğine göre, askerin açmış olduğu ateşten ve yaptığı süngü hücumundan en az 2 kişi yaralanmıştır.
Zenci kaçırıldıktan sonra , halk dağılmıştır.
Ingijterede işsizlere yardım Londra 20 (AA) — (şiltlere yardım kooıcyinio, hükümetin mali müıaheretile 1 marttan itibaren, sağlam fakat muhtaç olup da işsizlik tazminatına istihkakı olmıyun Işeitiere yardım etmesi için hükümetçe teavlb olunan nizamnameyi, avam kamarası 61e karşı 258 reyle tasdik itmiştir. Şimdiye kadar, bu yardımlar, mütebavvil bir niıbet dahilinde, yerli mı-kamlar tarafın, dan yapılmakta idi. Yeni nizamname, bütün memlekette aynı şekilde hareket olunmalını temin edecektir.
Meclisin dünkü içtimai
Memurların tayin ve terfileri-Adapazarı Bankasına hâzinenin iştiraki
Ankara 20 (A.A| — Kurultay büyün Rafet - Bursa - nın başkanlığında toplanarak gündeliğinde bulunan aşağıdaki kanunlarla tefsirleri onan»,tır.
Kuru tay, 2041 sayılı kanunun bır.nci maddesinde yazılı - daimi ücretli - tabirin mevcud memurları!» metteki bilgitioi arttırmık mak-aadiyle açılan ve kura mahiyetiade bulunan okulalarda muallimlik edenlere çumulû olmadığı baklamdaki tehir ile devlet memurları aylıklarının tevhid ve teadülü için olan kanunun Uyin ve terfiierioe dair şu tahin kabul etmiştir.
“ 1452 sayılı kanuna bağlı kadro cedvelmdc dereceli gösterilen bir memuriyette evvelce ulunanlar-dan (B) aerialne dabil derecelerden birine 1452 sayılı kanunun neşrinden evvel tayin edilmiş olanların, evvelce butunmuş oldukları memuriyet (A) serilin; dahil derecelerden olduğu ve (E) serisinden (A) serisioe terfi için geçmesi ieab eden 15 tene müddet de dolmuş bulunduğu takdirde, (A) leriainde-ki dereceye olan kazanılmış baklan sonradan ( B) serilindeki bir dereceye tayin edilmiş olduklarından dolaya haleldar ol-mıyacağı gibi 15 seneden fazla kalarak geçmiş memurluk müddetlerinin kanunen müsaadesi nü-betinde ( A ) serisinde evvelce bulundukları derecenin daha yük. •eğlnc terfi edilmelerine ve terfi ettikleri derecenin maaşım almaları mani değildir.,.
Muhtelif maddelerden alınacak istihlâk vergisine dair kanunun muvakkat maddesine aid tefsirle menkul ve gayri menkul emval ile bunların intifa i
-------------------H-
Teminat Mektupları Kabul Edile, cek Bankalar
Anksra 20 (Telefonla) — 2490 sayılı arttırma ve cksi’tmo ve ihale kanununun 17 inci maddesine göre teminat mektupları kabul edilecek bankaların hükümetçe tayini icabetmektcdir. Bunun ve teminatın sağlamlığı için tediye edilmiş sermayesi (103) bin lira ve daha fazla olan bankaların verecekleri teminat mektuplarının kabul edilmesi vekiller heyetince muvafık görülmüştür.
Yatırılmış sermayeleri yüz bin lira ve daha fazla ve bu itibarla verecekleri teminat mektupları kabul edilecek olan bankalardan bir kısmı şunlardır:
Belediyeler, Emlâk ve Eytam, Türkiye İş, Sümer, Türkiye Zi-rat, Türkiye imar, Osmanlı, Selânik, Adapazarı Emniyet, Adapazarı Ticaret, Afyonkarahisar Tarakkii servet, Akhisar Tütüncüler, Bor Ziraat ve Tüccar, Denizli Iktisad, Eskişehir Iktisad vo Ticaret, İzmir Esnaf ve Ahali, Kocaeli Halk, Karaman Millî, Konya Ahali, Konya Iktisad ve M.I1Î, Konya Türk Ticaret, Manisa Bağcılar, Mersin Ticaret. Niğde Çittçi ve Tüccar, Zon-guldak Yardım bankalarıdır.
Meclis Pazartesiye dağılıyor
Ankara 20 (Telefonla) — Büyük Ulus kurultayının önümüzdeki Pazartesi günü tatil yapacağı anlaşılmaktadır.
Ulus kurultayı Cumartesi günkü celsesinde buğday koruma kanununda yapılan tadilâtı, intihabı mebusan kanununda yapılan tadilât dolavisile nüfus nisbetinin ikiyüz elliden beşyüze iblâğı ve kadınların hususi idarelerde umumi meclis âzalıklanna inti-hab edilebilmelerinin kanuna ilâvesi bakkınnaki lâyihaları müzakere edecektir
--------------«--------------
Soy adı nizamnamesi çıktı
Ankara 20 (Telefoula) — Soy adı nizamnamesinin basılması bitmiştir. Nizamname bütün vilâyetlere gönderilecektir.
Nizamnamenin Devlet Şûrasmca değiştirilmiş olan 15 nci maddesine göre, bir köyde, bir kasabada, bir şehirda bir soydan olmıyanlar ayni soy ad.nı seçmiş olurlarsa bu ad tesçii için ilk müracat eden için kabul edilecek ve bundan sonra ayni adı almış olanlara bunu değiştirmeleri bildirilecektir.
Değiştirmemekte ısrar edenlerin adlarının önlerine büyük veya küçük gibi bir sıfat ilâve olunarak bu ismi ilk almış olan aileden ayırd edileceklerdir.
Şehirlerde niifus dairelerinden her biri bu maddenin tatbikinde bir kasaba addolunur. Aynı aile efradından biri tarafından bir mahalde tesçil ettirilmiş soyadları bu ailenin diğer yerlerdeki efradı için de kabul edilecektir.
•«saSM tasaM0«S0M0»«aasâiv(ta(ıaıs4iassaiMlssiMsaiıasniMiausHS( sası MoıaesaaıaşıoısaeaeıseıassMissşasMiıassasaı
Son Haberlerimizin devamı 7 nci sahi/emizdedir
haklarının ve daimi vergilerin menkullerini haber verenlere verilecek ikramiyelerin intifa haklarının ve menkullerin hâzineye geçen miktarına göre tahsili taksitle -yapıldığı takdirde ise bu taksite göre verileceği hakkındaki tefsirde onanmıştır.
Kurultay bundan sonra 934 yılı genel denklenme kanununa giren bütçelerin fasılları araıında 125,237 liranın indirilerek indirilen bu miktardan 118,370 liranın başka tertiplere ve 6,867 liraaıoın da yeni, den açılan fasıllara inalmaz - fevkalâde - tahsisat olarak konulmasına aid kanun lâyihası ile İnhisar Genel Müdürlüğü 1934 bütçesinde 50 bin liralık münakale yapılmasına dair kanun onamıştır.
Diğer bir kanun ile de Ankara Yüksek Ziraat enstitüsü bütçesinde bazı değişiklikler yapılmıştır.
Adapazarı ticaret bankasının tezyit olunao bir milyOD liralık sermayesine 250 bin lira ile hazine namıoa iştirak etmek için Maliye Bakanına salâhiyet veren kaounun onanmasından sonra adliye hare tarifesi kanununda değişiklik yapılmasına dair olan kanun kabul edilmiş ve toplantı bitirilmiştir.
Meclis Cumartesi günü top-lanacaktır.
Kânunuevel 21
ZAMAN
3
[sütunlar ARASINDA
V __
Yangın çıkaran itfaiyeci
Geçen gün Paris civarında bir köyde bir ev yanmış. Yangın birazğ t*yrı tabii suratta çıktığı için tahkikat yapmışlar, evi bir itfaiye neferinin kundak koyarak yaktığını öğrenmişler. Nefere bu işi niçin yaptığı eorulunca •Yangın sön-dürmek idmanı vo tecrûberi yapmak içia eve ateş verdim., cevabını almışlar.
İtfaiye neferinin buluşuna, düşünüşüne doğruıu diyecek yok. Adamcağız anlaşılan urun müddet beklemiş, bîr yerde tesadüfen yangın çıkıp ta kredisine idman yapmak vasileri zuhur etmamiş. Böyle uzun müddet idmanın kalnağı da tabii mesleği içia zararlı addetmiş, * bari kendim bir yangın çıkarayım da birat iş göreyim . demiş.
Yalnız Allah vere de itfaiye neferinin kendise iş bulmak için Icadettiği bu usul, sair meslek erbabının da aklına gelmene. Çünkü hemen her meslekde, ber işde bir buhran var. Meselâ işsiz kalas veya hasta bulamıyao bir doktor, ya vizite parası almak vo yahut tababet tecrüben yapmak İçin önüne gelese hastalık zerk etmeğr kalkışırsa...
Keza darasız kalan avukatlar da “çenelerimiz uzun müddet sükuta daynamaz. bize gevezelik lâzım,, diye sokakta meselâ birisise bir tokat aşkederek. zorla dava çıkarırsa...
Görülüyor, ki Fransadaki itfa-iyo neferi çok feoa birjiş yapmış. Fenalık yalnız durub dururken bi-risioin evini yakmasında değildir. Bir ev, nihayet bir evdir, ve nasıl olsa yerine yeniri yapılır.
Asıl fenalık ise bu işin mıi misal teşkil etmek tehiikesiodedir. Dünyada zaten bin bir çeşid buhran var. Bu buhranlar herkesi şaşırtıb duruyor, şimdi de (yangın buhranı var) diye itfaiyeciler kundakçılık etmeğe, (hastalık buhranı var) diye doktorlar hastalık icadına, (dava bulamıyoruz) diye avukatlar da âlemin ensesin* tokat İndirmeğe kalkışırlarsa işte o zaman halimi e yaman olur.
R.
eeae şetM nna hoho» • • mm s mm m t s ■ ş a ı Manas m s • imıeı sı ae
Zahire ve zeytinyağı
Istsabol bortasında (12) ton yemlik ve W ton biralık arpa, 715 ton buğday, 2074$ kilo kepek, 150 ton yulaf, 100 ton mısır ve 24949 kilo ekstra ve 31069 kilo da birinci nevi yemeklik zeytin yağı «atılmıştır. ______
Fırka kongreleri
Halk fırkasının kaza kongreleri bu ay nihayetine kadar tamamlanacaktır. İki evn«d» bîr toplanmakta olan Vilâyet kongresi bay-ram ertesi aktedileccktir.
Adada bir facia
Sinema parası için bir adam kama ile arkadaşının gözünü oydu!
Evvelki akşam Büyükadada hemen b»meo bir hiç yüzünden ağır-bir cerh vakası olmuştur :
Büyükadada Manav sokağında $ numaralı evde Mehmed ve Manol isimlerinde İki kişi oturmaktadırlar bu İki arkadaş, evvelki gece beraberce sinemaya gitmek (sismişler ve Adadskl sinemanın gişesi ününe gelmişlerdir.
Burada filetlerin bengisi tarafından alınacağı mevzuubabis olmuş, biletleri almaları için birbirine tekliflerde bulunmuşlardır.
Şehir Meclisinde iki âza istifa etti yerleri doldurulacak
Şehir Meclisi âzasından Kadri (Beyoğlu) ve Kemal (Yalova) Meclis âzatığındsn İstifa etmişler ve istifalarını meclis riyasetine gön-dermişlerdir. Kadri, esnaf murakabe bürosunun şefi, Kemal de zahire borsacının komiseri olduğu ve her iki müessese de İktisat ve-kâletilo alâkadar bulunduğu cihetle vekâletin teosibile âzalıktan çekilmişlerdir.
Kadrinin yerine Beyoğlundan ihtiyat azaden en çok rey almış olan eski polis müdürlerinden Sa-dettin geçecektir. Kemalin yerine
İntihap defterleri yarın asılıyor
Nüfus miktarı bu akşam anlaşılacak intihap teftiş heyeti, intihap büroları tarafından tekrir »dilmiş olan defterlerin tetkiki devam etmektedir. Hu tetkikatın uzamasına sebep, mahalle mümeaıillerl tara-fından hazırlanmış olan cedveller-de buu sabit ve jandsrmı isimlerinin de yanlışlıkla yazılmış nimetidir.
Teftiş heyeti cuma olmaıına rağmen buğun de çalışacak ve neticeyi teshil edecektir.
Bu İtibarla İstanbul nüfusunun umumi miktarı ilo rey vermeğe salâhiyettar olanların adedi bugün belli olacak ve bu rakamlar bu akşam telgrafla Dahiliye vekâletine bildirilecektir.
Teftiş beyetioin tetkik ve tashih eylediği cedvrller yarın sabah bütün mahallelere asılmış olacaktır.
Cinayet mi?
Samatyada bir adam odasında ölü bulundu
Samatyada oturan Andoo ilminde bîr Rum, yatıb kalkmakta olduğu odasında ölü olarak bulunmuştur.
ölüm şüpheli görüldüğü cihetle ceıed morga kaldırılmış olub otop-ıı yapıldıktan (onra, ölümün hakiki •ebebi anlaşılacaktır.
Cesedin baş ocunda bazı rakı ve ilâç şişeleri bulunmuştur.
Tahkikat devam etmektedir. Aadooun oğlu nezaret altına alınmıştır.
Plâk buhranı
Bir heyet fabrikalarda tetkikat yaptı
Bir müddet evvel plâk satıcıları tiearet odasına müracaatla odanın kendilerin» müzaheretini talep etmişlerdi.
Bunun üzerine ticaret odası itasından mürekkep bir heyet Yeşilköy plâk fabrikasını gezmiş ve bu hususta etraflı surette tetkikat yapmıştır. Bu arada bazı plakçıları da dinlemiştir.
Plâkçılar hariçten plâk getir-ti i meşine katiyen taraftar görünmemektedirler.
Heyet bu hususta mufassal bir rapor hazırlayıp oda meclisine verecektir.
Nihayet ikisi de biletleri alma-makda ısrar etmişler ve işi kavgaya dökmüşlerdir. Neticede kavga büyümüş, Mehmet bıçağını çektiği gibi Maoolun bir gözünün tam ortasına saptamıştır. Maoolun güzü dişan fırlamış ve fazla kan zayi ettiği cihetle hayatı da bulunduğu için derhal kaldırılmıştır.
Mehmet yakalanmış,
veye tealim edilmiş ve tevkif olunmuştur.
trhlıkedc hastaneye
dün Adll-
Yeni vapurlar
Heyet teslim almak için dün gitti
Vapurculuk Türk anonim şirketinin Luid Tiryestioo kumpanyasından iki vapur alacağı yazılmıştı.
Yeni alınacak vapurların biri-nio ismi Bulgaria digerlninde Kam-podağlio dır. Vapurları tealim alacak heyet ve mürettebat dûn şehrimizden Tiryesteya hareket etmiştir.
saylav seçiminden sonra Yalovadn yeniden intibah yapılacaktır. Esasen tneella şubat birde toplanacağı cihetle intibah • zamana kadar b’tmiş olacaktır.
Inkılâb Dersleri
Dünkü derste Receb Peker sınıf inkılâblarını anlattı
Halk Fırkası Gene) Yazganı Receb P.cker dün Üniversite konferans salonunda Inkılâb dersini vermiştir.
Receb Peker ezcümle demiştir ki:
"— Geçen dersimizde yeryü-ziindeki inkılabları görüyorduk. Bunlardan halk inkılâbını gördük. Bugünkü dersimizde “Sınıf inkılâplarıdır,,.
19 unca yüz yılın başları daha dün denebilecek bir mazidir. Hcpinizcedc malûmdur ki 19un-cu yüz yılın başları bugünün fabrika saoayiindcn çok geri idi. En büyük kuvvet kol kuvveti idi. İnsan kolu her ihtiyacı görmeğe çalışıyordu.
Bilâhare ilk fabrika tipi meydana getiriliyor. Tek tezgâh ilerledikçe müşterek çalışma meydana geliyor. Git gide çeşitler c'eğişiyor ve nihayette büyük sanayi devrinin başlangıcı bu günkü vaziyeti abyor. Bu da arz vo taleb kaidesini meydana çıkarıyor.
Bu arz ve taleb, patronla işçinin aralarını açıyor. Patronun istediği ameleyi çok çalış-tırıb az yevmiye vermektir.
1819 işçi meşelerinin halli için kanunun yapıldığı devirdir. Bu kanuna göre işçi yevmiye 12 saatten fazla çalışa-caktır-
1824 de karşılıklı pazarlık kanunu meydana çıkıyor. Toptan bir pazarlıkla işçi ite pat* ron aralarında bir mukavele imza ediyorlar.
1825 de trcdinyonlar kuruluyor. İşte bu zaman işçilerin sermaye ile mücadelesidir. Bi-lâhare buhar devri başlıyor, insan yaşayışıoa buhar girince tabii vasıtalar buhara kalbolu-yor. Makine ve buhar fabrika hayatını doğuruyor. Bu fabrika sayesinde ar emekle çok iş meydana getiriliyor ve nakil vasıtalarının da tekemmülü sayesinde fabrika mahsulünün u-zak pazarlara götürülüb «atılmasına yaradığından sermaye gitgide fazlalaşıyor.
1835 te Britanya da Robert Ovn isminde bir patron, işçinin patrona karşı şefkatle ^çalışması fikrini ortaya koyuyor. Ve her imkânı hazırlamağa ça-lışıyor. Fikirlerini evvelâ kendi fabrikasında tatbik ediyor. Has-
İlim, kuvvettir. Kuvvetlerin en kuvvetlisi odur.
Şerh ve izah:
İlim, kuvvettir. Buna ne şüphe, -il min her mahsulünden nasıl istifade ettiğimizi göz önüne getirirsek bunu hemen kavrarız. Telgraf, radyo, telefon, ilmin birer icadıdır. Onu kullanarak zamanımızı kurtarıyoruz. İlmin bir şubesi olan iktısad bilgisi sayesinde servetimizi kurtarıyoruz. İlmin bir eseri olan sağlığı koruma kaidelerini tatbik etmekle sıhhatimizi ve hagatımızı kurtarıyoruz. İlmin bir temeli olan' düşünme kanunlarını bilmekle dimağımızı boş yere israf etmekten kurtarıyoruz....
tazyik
iktisadi Cç mu-
ta amelenin tedavisi için sermayeden bir mikdar ayrıyor.
Makine devri işleri büyütüyor. Kâr arttıkça bir çok fabrikatörlerin kârı genişletecek tedbirleri aramaları işçi sınıfını tazyik ctmğc müncer oluyor. İşçi sınıfı da patronlara karşı intikam hissi belemeğe başlıyorlar.
Patronlar kendi mahsullerini ucuza mal etmek için iki yolu kendilerine meşru görüyorlar.
1 — İlk maddeleri sınır aşırı yerlerden kolayca tedariğe ha-ves etmek.
2 — Kendi yurtlarında çalıştırdıkları işçileri mümkün olduğu kadar az para ile kullanarak kârı genişletmek.
Bir de sermaye sahipleri fabrika ürünlerini mahsul haline geldikten sonra bunları pazarlara mümkün mertebe fazla kârla satmıya başladılar. Böy-Icco müstehlikler de edildi
Bu ikinci bakımdan liberalizmin karşısında
kavemet ve kavga cephesi kuruldu.
Birincisi, top-ağı genişletmek memleket dışında bir takım insanları esir etmek bu meyle karşı buralardaki insan yığınlarının bu hareketlere mukavemeti.
2 — İşçi sınıfının bizzat kendisidir ki, sınıf ihtilâlini doğuran ana sebeb budur.
3 —- Kooperatif ceryanları-nı doğurdu.
Büyük sanayiin işçi sınıfına karşı korunması bu tazyik karşısında işçiler birbirine dayanan, birbirini tamamlıyan bir cephe teşkil ediyor.
Patron sınıfı işçi tabakasını tazyik için diğer bir sistem yani atölyeleri kapayıp işçiyi toplan aç bırakmakla tebdid ediyorlar. Buua mukabil işçi grev hakkını ortaya çıkarıyor. Bu kavgalar sosyalizm lehine bazı haklar koparıyor.
Patronların en küçük el tezgâhlarını bir araya getirmeleri, buhar ve makine devrinde bunu genişletmeleri devrinden sonra patronlar da birlikler kurmıya başlıyorlar. Bunun kar şuına şehir işçileri birliği, nihayet memleket patronları birliği ortaya çıkıyor. Memleket işçi*
Sözün kısası hayatımızı, sıhhatimizi, ve bütün varlığımızı korumağa yarıyan her şey, ilimdir.
Yaşayışımızı kazanmağa, milli hayatımızın her şubesinde vazifelerimizi yapmağa, maddi, manevî, ruhi her maksadımızı gerçekleştirmeğe yardım eden her-şey itimdir.
İlim yalnız kuvvet değildir. Belki kuvvetlerin en kuvvetlisidir.
Onun kuvvetinden en çok istifade edenler, onun kuvvetine en çok hâkim olanlar, onan kuvvetini en çok besliyenler, düngantn en kuvvetti insanları olurlar.
ZAMAN
Rıhtım müdürü bugün geliyor Hissedarlar yarın bir toplantı yapacaklar İstanbul rıhtım şirketinin satın alınması etrafında hükümetle şirket arasındaki müzakerelerin bittiği ve anlaşmanın evvelki gön An-karada imzalandığı yazılmıştı.
Bir kaç günden beri Anltarada bulunan şirket müdürü Kaooş, satın a ma işinin bitmiş olması dolayıriyle. bugün şehrimize dönecektir.
Diğer taraftan, şirket hissedarları mukavelenin imza edilmemesi yüzünden toplaaamıyorlardı.
Habsr aldığımıza göre şirket hissedarları yarın toplanarak ve şirketin satın allamasını tandık edecek; kendi vaziyetleri etrafında konuşacaklardır.
Seyrüsefer
Kalabalığı azaltmak için tedbir alınacak
Seyrüsefer işleri hakkında Vb yanada tetkikatta bulunan emniyet altıncı şube müdürü Faikın şehrimize döndüğünü dün yazmış-t,k. Faik dün tekrar vezifcıine başlamıştır.
Müdür Viyamdaki tetkikatı neticesini bir raporla belediye riya, erline bildirilecektir.
H»b»r aldığımıza göre, şehirdeki seyrüsefer işlerinde eıasb değişiklikler yapılacaktır. Bu mryanda nakil vasıtaları nevilerine göre caddeler taksim edilerek fazla kalabalığın önüne geçilecektir.
Oda intihabı
Bir kaçakçılık yüzünden tehir edildi
İstanbul Tiearet odan intihabına nımnt güatrrllenlrrln yirmisini de ökonomi Bakanlığı seçmişti. Bakanlığın seçtiği namzetlerden banlarını ticaret odası da namtsl seçmiş olduğundan intihap işinde bu sebepten dolayı bazı yanlışlıklar olmuştur.
Bundan dolayı intihabat kısa bir müddet tehir edilerek keyfiyet ökonotni bakaol ğına bi dirilmiştir. Gelecek ecva’sa göre intihabat» devam edilecektir.
leri birliği ve bu karşılıklı hareketler genişliyerek nihayet diğer memleketlerde de sınıflar birliğine doğru ğidiyor. Nihayet sendikalar kuruluyor. Ve işçiler için kuvvetli bir siyasî dayanma vasıtası oluyor.
1870 de Alman Fransız muharebesi bitiminden az zaman sonraya kadar işçiler arasında yalnız kendilerini koruyucu bir şekilde olan işçi sınıfı mücadelesi bundan sonra mütearız vaziyete geçiyor. Ve işçiler programlı bir ihtilâlci sınıf haline geliyor.
Girilen umumi yolun çizgisi siyasal sosyalizm kolu olarak bütün simasiie meydana çıkıyor ve dar sayılacak kısaca bir zamanda sosyalizmin genişleme sine sebeb o'uyor.
Bilâhare Kari Maks edebiyatı, işçi sınıf mukadderatını kendine benzer gördüğü insao-ları daha geniş bir kelimenin ifadesi altında daha geniş bir kuvvetle harekete geçirmek istiyor. Burjuva sınıfı karşında geniş bir Proleter sınıfın teşkiline çalışılıyor.,,
Bilâhare Receb Peker, Sosyalizmin safahatından ve"Bal„dc yapılan Sosyalist beyannamesinden bahsettikten sonra dersine nihayet vermiştir.
Derse cumartesi devam edilecektir.
Receb Peker “Kubiliy, abidesinin resmi küşadı için önümüzdeki salı günü Menemene hareket edecektir.
S
öylesem tesiri yok uzsam gönül razı değil
Ispanya mebusları
Saylav seçimi mevsimi ya şadımız için ber yarde söz en fada bu seçim üzerinde döısüb dolaşıyor.
Evvelki gün de iki, Oç arkadaş bu bahis üzerinde kosıuşuyor-kea içlerinden biri anlattı:
—Daha bugün bir Londra gazetesinde okudum. İspanyada hazırlık yapılıyor. Mebuslardan her kim meclisin toplandığı sırada bir haftadan fazla mezuniyet istiyecek otursa mecJis ite ikinci reislerden müteşekkil bir heyete müracaat edecek .mezuniyet alacak, şayet bir •“** bus içtimalara sık sık devam «d»mi-yecek olursa tahsisatından ooa göre kesim yapılacak ve bu suretle izanın meclise muntazam devamları temin olunacak.
Fakat iş buuunla da bitmiyor. Meclise devam eden âza da bir takım kaidelere riayete mecbur. Söz aöyliyecek olanlar. Ölçülü sus eöyliyeoek, sözlerinin uzunluğu saatle tayin olunacak. Meeelâ kabineyi muahaze içia söz istiyea bir mebus bir saat kadar söz söylemek hakkını haizdir. Şayet bir nutuk için de diğer bir mebusa ima edilirse o mebus on dakika söz aöyliyecek. Her bengi bir tedbirin tadilini istiyea mebusun konuşma hakkı on dakikadan ibarettir.
Her ekalliyet namına ancak bir tek mebusun söz söyleme hakkı vardır. Ona eevab verecek ve hö-cum edecek olan mebuslarla onu müdafaa edecek olan mebusların sayısı üçü geçmiyecek ve bunların söylemeleri de kırk bvş dakikayı aşmıyaeak.
Dinliysn arkadaşlardan biri sordu:
— Bunların bepai .kararlaştırılmış mı?
Ve şu cevabı aldı:
— Hayır ! Bu komisyon çalışmaları intizam altına almak için bu tedbirleri almayı kararlaştırmışı
Bu tedbirler, yakında meclise arzedilecek. Belki kabul edilir.
Üçüncü arkada] düşündü düşündü, sonra :
— Bana kalırsa, dedi, devam etmıyeolerdeu para keriiraeeuıi kabul etseler yeter |
Ve ilâve etti:
— Bana öyle geliyor ki bizim İstanbul gazetecileri içinde Mebus olanlardan birkaçı İspanyada bulunsalardı, müthiş zarara uğrarlardı İkisi birden sordular :
— N:den?
— Çünkü tahsisatları kesite ke-aile ellerine bir para geçmezdi 1 L.
ı»(ısiHMi)iMi»tNitı)n(ımM(lMr(ıeııııiH.WMH»M
Afyon heyeti dönüyor Onbeş gün evvel afyon ittihadı kongresine iştirak etmek üzero B)- grada gitmiş olan afyon inhisar müdürü Ali Seminin riyasetindeki heyet bu Pazar günü şek-ricnite dönecektir.
Feyziati liseleri
Şehrimizdeki “ Feyziati „ liselerinin ismi değiştirilmiş vo “ Boğaziçi lisesi . ne çevrlsniştir.
Vapur iskelesine bir çocuk bırakıldı!
Vakit vakit öteye beriye be-rakılan çocukların arkalı Verilmişti.
Diin böyle yeni bir vakaoldu.
Beşiktaş vapur iskelesinin bekleme mahalline sabahleyin ilk gelenler, bir sıra üzerina bırakılmış kundaklı bir çocukla karşılaştılar. Bu yavrucağı görenler polisi haberdar etmişler, bir polis memuru gelerek nevzadı alıp karakola götürmüştür.
3 aylık olduğu anlaşılan çocuk Darülacezeye scvkedil-miştir.
Çini çalarken..
Ispiro isminde bir Rum çocuğu, Pangaltıda tayyareci Fehmi sokağında Karnik isminde birinin evine girmiş, kapının Arkasında ele geçirdiği 16 tane çini taşı aşırıp götürürken yakalanmıştır.
_ 7 A M A N
Kânonuevel 21
Zaman Ansiklopedisi
Bitum,, nedir ve nasıl kullanılır?
«s
Okuyucularıroırdan biri hem bu «Olunu, hem de ziraat muharriri-mili alâkadar eden bir meşaleyi mevıuubahs ediyor. Bir bugün bu sütunu alâkadar eden noktayı an-latacağız. Ziraat muharririmiz dr onu ayrıca mevzuubahs edecektir.
Kanimiz eliyor ki:
•Şari Tekçiye Anadolu» u g*z»r-ken Lapseki taraflarında haşarata karıı fidanları muhafaza için oralıların Bitum kullandıklarını görmüş ve seyahatnamesin» jszmıj-tır... *Bltum„u iyi tanımak, ne suretle tedarik edileceğini bilmek, tarn iatımalioi direnmek için bayat ansiklopedirini karıştırdık-Bu huıuata tek bir kelimeye tesadüf »demedik. Birçok nakatı nazardan faydalı olacak olan Bi. tum bakkındaki tatbikatınızla biri tenvir etmenizi dileriz.
Çıltehavutlar : S....
Yukarıda dediğmiz gibi b « burada bu meselenin yatınız ansiklopedik taraflyle alâkadar olacağız.
•' Bitum . un lâtincesi " Bitu-men „ dir. Bu isim muhtelif hidra karbonlardan müteşekkil ziftli veya yağlı, kabili i,tisi maddelere verilir, Bunların asıl hakkında, fikir ayrılıkları vardır. Fakat en kuvvetli noktainazar, adi itibariyle SniHiıtıiHMiıııııııııııiHimnMHHHMi’
gayri uzvi klduklarıdi’. Hiper ve karbonu ihtiva eden “Bitumen. ler dört sınıftır. “ 1 . Sulp. ‘2M Yarı sulp, “3„ mayi •■k.Gnrat.
Sulp olanlar asfalt, yahut madenî zift nemleriyle tandırlar. Madeni katran, yarı mayi ‘bitumen., dir. Rangon pclro‘0, madeni neft, vc petrol, mayi "Bitumen., sayılır. GnzatJ hidro karbon, "tabii gaz., diye de tanıtır. Bitumen kayalar içinde bulunur ve karbonik kayalardan da çıkarılabilir-
"Lapseki, de “ Bitum „ un bazı ağıç hastalık arına karşı kullanılmasına gelince bu bapta şimdiden bir şey ai)y'.iyemiyee»ğimiz tabii olmakla beraber, an'aşılan "Bitum,un ya ‘zift, ve yahut “ağır yağ. kıvamındaki neviler- kullanılmaktadır ki bunlar da "muradı taofftn. hassalar olabileceğine göre baz, ınıkrobi hastalıklara karşı bir deva teşkil etmesi istib’ad edilemez.
Mamafih yukarda söylediğimiz gibi ziraat muharririmiz bu işle haaseten alâkadar olarak karimize ziraat sütunlarımızda kâfi derecede malumat vereceği gibi "Lâpse-ki. muhab-r.ıniz tarafından oranın ziraat mütehassısları uezdinde ya-pılacak tetkikatın neticesini de ayrıca yazacağız.
ııııuıılı sıcıs taısif.
ı»«msıs l oı al es m •• • s ri 111 s n» »••• • • ıs |s 11 s
Muallim kitapları serisinden Yurd tetkiki \e coğrafya Yazan : Kemal Kaya
Basan ve satan: Muallim Ahmed Halid kütüphanesi
Muallim Ahmed Halid kdtüphz-nerinin muallim kitapları Ünvaoile tezi» etliği külliyatın (8) inci şayia yukarıdaki unvan altında intişar etmiştir. Bizde eskiden beri mek-teb k‘tabı denilince yalnız talebe için alelâeele yazılıp mektep açılma zamanları yetiştirilen kitaplar anlaşılır. Bu talebe kitabı yazmak ve basmak sanatı da kârlı bir iştir. Onun için eskiden beri talebe kitabı neşretmeğe pek ziyade özenilir, bunun için çok gayretler ve himmetler iarfedilir, hatta bin türlü yollar takib olunur ve bütün bu işlerde de asıl makıud olması lâamgelen cihet, yani talebenin istifade etmesi o kadar düşünülmez. Halbuki talebe kitabı denilince bir de talebenin okuduğu kitapları tamamlı-yan (muallim kitabı) vardır. Avrupa roekteb kitabı basan kütüphanelerin hemen hepsinin de talebe kitabı yanında bir de muallim kitabı vardır. Fakat muallim kitaplarını yapmak güçtür, hattâ çok güçtür. Bir talebe kitabını eli kalem tutabilen, hole biraz da Frenkçc bilen bor muharrir (ne sihirdir, ne keramet, ol çabukluğu marifet) kabilinden kaşla göz aramada yazıb meydana çıkarabilir. Ve elleri aynı derecede çevik olan kitapçılar da yine o kitapları kaş.
la göz arasında basıb zavallı talebeye tutturabildikleri futlara sokabilirler. Ona mukabil muallim kitabı yarmak do o nisbette gilç, o nisbette zahmetlidir, hattâ İyi bir muallim kitabı yazmak mutlak ihtisasa, büyük vukufa, saburan» bir çalışmıya mütevakkıftır. Bu evsafı haiz olmıyanlar için bir muallim hitabı yazmak değil, hattâ öyle bir kitabı okuyabilmek bile güçtür. Soora muallim kitabı yazmanın veya basıp neşretmenin bir de nankör cephesi vardır-ki o da bu kitapların evvelâ pahalıya malolması, sonra da ar, çok az satılmasıdır. Talebe kitabiyle muallim kitabı arasında satış nisbetini bitmiyorsak da mesela bunun için (yüzde bir) nisbetinded-r desek mübalâğa etmemiş oluruz zannediyoruz.
İşte işin bu güçlüğüne ve kârın da azlığına rağmen Muallim Halid Kütüphanesi bir muallim ki-lapları külliyatı tesis etmiş ve bua-dan da şimdiye kadar sekiz adet neşretmeğe muvaffak olmuştur.
Mevzuubahis ettiğimiz (8) inci kitab ilk ve erta mektepler için yapı'mıştır. Bunda coğrafya bakı-mından bir yurdun nasıl tetkik edileceği misallerle, tariflerle, selis ifadeli izahlarla, istatistiklerle gösterilmiştir. Misaller de beb gelişi
POLİSTE
Otobüs taşlayan bir çocuk!
Dün, Eyüp otobüslerinden birinde oturan bir müşteri tam manasile görünmez bir kazaya uğramıştır.
3338 numaralı otobüs, dün Kerestecilerden kalkmış, Fenere doğru gelmektedir. Otobü. sün sol tarafında tramvay şirketi memurlarından Hüseyin Hüsnü oturmaktadır.
Bu sırada sokaktan bir taş atılmış ve bu ta, tam Hüseyin HGsniinün gözüne isabetle yaralamıştır.
Derhal otobüs durdurulmuş, taş atan aranmış vc nihayet Mustafa isminde bir çocuğun İmi taşı attığı tesbit edilmiştir.
Polis, Mustafayı yakalamış, Hüseyin Hüsnüyüde tedavi altına almıştır.
İki tramvay kazası daha..
Dün yeniden bir tramvay kazası oldu Ve bir Rum çocuğu yaralandı.
Lâmilos ismindeki bu çocuk 1136 numaralı vatmanın idaresindeki Bebek tramvayı Tophaneye geldiği bir sırada, bulunmakta olduğu sahanlıkta muvazenesini kaybetmiş yere düşerek yaralanmıştır.
Çocuk tedavi altına alınmış, vatman sorguya çekilmiştir.
ikinci kaza da Çarşıkaptda olmuştur.
Beyazıt - Kurtuluş hattında sefer eden vc vatman Şakirin idaresindeki 116 numaralı tramvay arabası, Beyazıtlan Çarşı* kapıya gitmekte iken seyyar «alıcı Mehmet isminde birine çarparak yaralamıştır. Mehmet tedavi altına alınmış, vatman da sorguya çekilmiştir.
şişiaılSMisıoıtsıtıaısaıeoııaıaiMtâllılalMialMMIlallıl güzel frcuk kitablarmdao alınmış malûmat değildir.
Bu meyanda bilhassa Türkiyeye ait kısımda cidden şayanı Itakdir malûmat vardır. Vakıa bu malûmat kısmen İstatistik umum müdürlüğünün neşrettiği yıllıktao alınmış-dır. Fakat bu yıllığı tedkik etmek, onda bir coğrafya kitabı iç.n lâzım olan malumatı ve erkanı ayırmak, onları sıralamak öyle gelip güzel yapılacak işlerden değildir.
Bilâkis bunun için vukuf, himmet, sabru dikkat ister. Bakın size bir iki tnısnl irse edelim :
( Ege iktisadi mıntakaıında üzüm ve incir) unvanı altında 1902 senesinden 1930 senesine kadar istihsal edilen incir ve üzümlerin miktarları ton itibarile pek muntazam bir surette gösterilmiştir. Keza (hayat pahalılığı) unvanı altındaki kııımda da muhtelif vilâyetlerimizde 19U eenesile 1930 senesi arasında zaruri ihtiyaçların fiat temevvüçleri gösterilmiştir, ki bu ccdveliıı tetkiki hakikatrn insana çok şey öğretiyor. Kitabın sonunda sahibi eser Bibliyografya unvanı altında merci ittihaz ettiği kitapların bîr liztesioi koymuştur. Bu listeye nazaran Bay Kemal Kay, onbeş kadar Almanra mühim esere müracaat etmiştir. Mehaz olan kitapların hepsi Almanca olduğuna göre Bay Kemalin Almancayı İyi bildiği veya Almanyada tahsil ettiği anlaşılıyor. Bu gibi asâr vü-cude getirmekte en ileri giden, maarifi en ziyade terakki etmiş olan millet de Almanlardır.Binaen-aleyh onların mrhazlarıoa müracaatla vûcude getirilmiş olan csrrde o nisbette faideli ve kıymetli olmak lâzımgelir.
Bu muallim kitabından dolayı
f
Aydın mektupları
Bu yıl incir hem az olmuş hem de çok ucuz satılmıştır
tiştirenler bu yurt [işinin gelecek yıl da bir engele uğramaması için şimdiden ne yapılacağının düşünülmesini ve bu işin eyice yaşanmasını hükümetten dilemek için yeni bir toplantı yapılacaktır.
Bu iş Aydın için gerçekten üstünde durulmağa ve iyice gözden geçirilerek yaşanmağa değer bir yaptı» işidir.
Hükümetin bunu göz önüne alarak köylünün gelecek yıl da malı ucuz satmağa mecbur olmasına meydan vermiycceği en büyük umudumuzdur. Aydında elektrik fabrikası Belediyenin yaptıracağı elektrik fabrikasının projeleri onaylanmak için Nafıa Bakanlığın-dadır. Bunlar gelir gelmez fabrikanın yapılmasına başlanacaktır. Daha şimdiden yerli, yabancı bir çok işevleri bu fabrika için belediyemize baş vurmaktadırlar.
Kendisi ile görüştüğüm Belediye Ba,kanımız Nafiz Ka-rabudak Mart ayında fabrikanın yapılmasına başlanabileceğini umduğunu söylemiştir.
Aydında şehir kulübü
Bazı Bayan ve Bayların ön-ayaklığı ile burada bir Kent kulubü yapılmıştır. Bugün, yarın açılması yapılacak bu yeni kurumun (ne işe yarayacağını daha eyice anhyamadım.
Duyduğuma göre bu işin önayakları yurtta soysal yışı uyarmak ülküsünü yorlarmış.
Halkevimiz dururken
bilgili kişileri az olan Aydında böyle ikinci bir kuruma gereklik yoktu sanırım. Bununla beraber yeni ülküsüne ulaşmak-lıklar dilemek borcumuzdur.
Söke Ticaret odası kaldırıldı
Söke Ticaret odası, Ökono-mi Bakanlığınca kaldırılmıştır. Bu odanın işleri seçilecek bir mümessil ile Aydın odasınca gördürülecektir.
-«TiiaSeMOSSOloeieŞlOSSaSessaaŞai
Aydın (Hususi) — Bu yıl Aydında incir az olduğu kadar çok ucuza da satılmıştır.
Bazı İstanbul gazetelerinde incirin bu yıl çok değerli satıldığı ve köylünün geçen yıllardaki kayıplarını bile çıkardığı yazıldı. Bu yazılar doğru değildir. Bu yıl köylü; incirini ençok yedi kuruşa «atabilmiştir ki yol masrafı çıktıktan sonra köylünün elin- dört kuruş geçmiş demektir. Bu yedi. kuruşta bütün verimin değeri değildir. Verimin çoğu beş kuruşa satılmıştır- Kilo başına 2-3 kuruş yol masrafı çıkınca köylünün eline nc kaldığını tasarlamak güç değildir.
Halbuki köylü inciri besbedava ağacından devşirivermi-yor. Onu meydana getirmek için de çok para ve emak harcanıyor. Bundan birkaç ay önce Aydında toplanan incir yetiştiricileri bu toplantılarında bir kilo incirin bahçelerinde kendilerine üç kuruşa mal olduğunu hesapladılar.
Eğer bu yıl inhisar idareleri hurda incirleri en yakın istasyonlarda üç kuruşa almamış olsaydılar köylümüzün hali pek yaman olurdu.
Belki incirler yaban ellere yüksek değerle satılmıştır. Amma bu yüksek alış verişte köylünün cebine bir şey girmemi,-tir.Asıl kazançlılar arada çalışan bir kaç komisyoncudan gayri kimse değildir.
Duyduğuma göre, incir ye-
»mhimiiihiiiiiimmu ■âaMMMMMMlaiMiMiamiKiııı •ahibi e»er Bay Kemal Kayaı tebrik naşiri olan muallim bay Ahmed Halidi takdir ettiğimiz gibi keodi* sini bu yolda devam ile daha mü-fid ve lUzumlu eserler vücude getirmek hususunda tamimi surette teşvik eyler.'*.
Eser 125 kuruş fiatla Ahmed Halid kütüphanesinde satılmaktadır. Yalnız ekseri kitaplar için söyle-diğimiı gibi bunun da mühim bir noksanından bahsedeceğiz. Kitab al dikişi ile dikilmrdrn satılığa çıkarılmıştır. Kitapçılarım», hele böyle yüz kuruştan fazlaya sattıkları kitapları dikişiz olarak satılığa çıkarmaktan vaz geçmelidir-Avrupa kitapları için o dikişsiz ntlmune olarak bir tek kitaba tesadüf olunmaz. Bizde de maatteessüf dikişli olarak bir tek kitab J örmek kabil olmuyor. „
lülPtMIültoiMltltülMIttlültf lüllı l»lt» ll«l IH»i reşrovTi lesoaıos aesoesoşseasaeesseı ıe ıoes*vı»*4ssıo« semşmt
Bugün Sinemasında
RONALD COLMAN
LORETTA YOUNG öibi iki büyük sinema artistinin muhteşem TEMSİLLERİ
____________PRENS AHMET_________________________________________ ıSSSSE^ Filmini mutlaka gidip görünüz.
yaşa-güdü-
zaten
Erzincan elektrik bekliyor Erzincan (Hususi) — Şehrimizin elektrikle tenviri için Vali Fahri, elektrik mütehassısı Vılhelm Glaytı ile beraber şehrin otuz kilometre cenubu şarkisinde bulunan Girlevik şel-lalesioc gitmiş ve mahallen let-kikat yapılmıştır.
Bu tetkikat neticesinde, elektrik mütehassısı tarafından bir rapor hazırlanmıştır. Bu rapora göre az bir para sarfile bu şelâleden 5800 lâmbalık bir kuvvet istihsali ve şehrin tamamen elektrikle tenviri kabil olacaktır. ErzincanlIlar şimdi bunun [tahkikini dört gözle beklemektedir.
Kıymetli bir asker daha öldü
Erciocan 11 ( Hu»u«t ) — At-keri hastabaoe doktorlarından bin-
başı l.ütfullah atdsn düşerek başının muhtelif yerlerinden yaralanmış ve tedavi edilirken kendisinde yılar cık hastalığı baş lamı, ve bunua neticesi olarak evinden hu taban »ye naklinden yirmi dört
talim amasında
Ö/ûmûy/e bütün
Mat sonra vefat etmiştir. Merhum Lütfullah hem kıymetli bir doktor ve hemde
ErzincanlI ları
Iftııir içinde bırakan binbafi Lütfullah
çok muti ve değerli bir askerdi. Cenazesi, fırka kumandanı General Yusuf Ziya, fırka ve müfettişlik erkânı bar biyeli reisleri, piyade ve jandarma ümera ve zabıtanı, Vali, Belediye Reisi, Halk Fırkası ve teşekküller erkânı bir bölük asker ve bandonun i,tikiyle merasimle kaldırılmış ve Terzibaba kabristanına dcfoedilmiştlr. Geoç ailesiyle iki yavrusunu ve kendini seven bütün ErzincanlIları kederler içinde bırakan merhumun kabri başında General Yusuf Ziya ve diğer askerî ve mü ki erkân tarafından hitabeler irad edilmiştir.
İspartada aile toplantıları
İsparta (A.A) — Halkevlerinin bütün kollarında büyük bir çalışma vardır. Geçen yılın çalışma programının ana kısımları bu yılda güdülecektir. Geçen yıl çok beğenilen aile toplantılarına başlanmıştır. Bu toplantılar çok iyi bir bava içinde geçmektedir.
Toplantılarda, durumumuzun - inkilâb - her yönden ülkeyi mutluluğa götüreceği anlatılmaktadır.
Siyasal haklarını alan kaodın-iarımız Halkevinln bütün blokla, rina gömo göme yazılarak i, ara-maktadırlar.
— Kasanın anahtarı nerede ?
( EJen ) in Madam Dovrenio cebinden çıkardığı anahtar çıkınını karıştırarak:
— işte 1
Dediği işitildi.
( Vertemll) e gelince o bir iskemlenin üzerine çökmüş, başını iki »İleri arasına almıştı.
(Elen) , genç ademin omuzlarını aarsarak dedi kî:
— Böyle düşünüp ne duruyor-auauz, haydi yukarı çıkın da kasadaki mücevherleri alın.
(Vertemll) hiddetli bir
surette evvap vererek:
— Siz bana (Seli) nin gözlerini
d« bağlamağı vadetmiştiniz. Hal-tııki yalnız ağrını tıkamışsın», gözleri bağlı değil.
(Elen) yine bir kahkaha salıverdi :
— Ey bunun ne zararı var, gözlerini bağlamadıksa ne olacak?
— Evet ama, onun beni görüp tauımaıında bir fayda yoktu.
— Sizi tanımalında bir fayda yok ınu idi? Ya (Adel) Ue beni tanımasında fayda ver mı idi? O bitim ikimizin yaptıklarımızı görüp bildikten sonra «izin de bizimle beraber olduğunuzu anlarsa bundan ne çıkar? Şimdi bu lâkırdıları bırakın, kaybedecek vakti-
mîz yok. Çabuk yukarı çıkın da kasayı soyun. Salonun anahtar! şurada şöminenin üstünde duruyor. Kasanın anahtarı da işte burada, iyi çabuk görmek lâzım. Siz yukarıda çalışırken biz de (Adel) ile burada küçüğün İşini bitiririz.
(Elen) bu (küçüğün işini bitiririz) sözünü o kadar lâkaydane söylüyordu, ki bir tavuk kesmekten bile bu kadar tabii surette bshıedilemczdi. Demek, hanımına o kadar sadık görünen, (Seli) ye karşı da dnima nezaketle muamele eden bu kadın canavar tıynetti bir mahlûk imiş ve hakiki mahiyetini meydana vurmak için de bir fırsat zuhurunu bekliyormuy.
(Vertemll) yerinden kalktı, bir sarhoş gibi sendeleyerek yürüyordu. (Seli), salonuo kapısının açıldığını ve sonra şiddetle kapandığını işitti.
Şimdi sıra artık ksndisioe gelmişti. (Küçüğün işini bitiririz) sözünden maksat ne olduğunu pekâlâ anlaşılıyordu.
Zavallı kızın vücudunu müthiş bir öı-peree istilâ etti. Biraz evvel
madam (Dovre) boğulurken çıkan İniltiler, çırpınmalar hatırına geldi. Şimdi kendiri de şüphesiz aynı akibete uğrıyacakb, onu da öyle tavuk boğazlar gibi bir iki dakika içinde boğacaklardı.
Her iki kadının perdeye doğru yürüdüklerini duydu. Perdeler açıldı ve Mİonun bütün ziyası küçük odayı doldurdu. Bir taraftan (Adel), o kırmızıya çalan kumral saçtan, biraz safdil gibi görünen siman ile, diğer taraftan (Elen), evvelce pek yumuşak halk edilen, fakat şimdi bütün hainliği, canavarlığı meydana çıkao yüzüyle (Seli) nin karşısında dikilip durdular.
(Eten) in kolu üzerinde (Seli) nin mantosu dn bulunuyordu. Bu, kendisini öldürmek niyetinde olmadıklarına, alıp başka yere gö-götürmek İnlediklerine delâlet edebilirdi.
Zavallı kızcağı* biabir korku ve dehşet Ue karma kan şık olan fikirlerinin arasında bunu düşünerek derhal ufak bir ümide düştü. O kadar genç, • kadar gürel
idi, kİ yaşamak kendisi için eo büyük bir ihtiyaç İdi. Binaenaleyh en ufak bir emmare üzerine bile derhal yüreği Cm d ite dolmuştu.
Her iki kadın da bir müddet hiç Itımıldamaksızın (Salı) yi seyrettiler. Sonra (Adel Roslnbol) bir kahkaha salıverdi. ( Elen ) de yaklaştı genç kız k-ndisinin elini ayağını çözerek salıvereceklerini zannetti. Halbuki (Elen) kızın yalnız ayaklarının bağını ve bir.de kendisini sütuna bağ.ıyan bağları çözdü. (Adel ) ise her vakitkı is-tibzariyle ve sahte bir terbiye ile dedi, ki:
— Böyle güldüğümden dolayı Matmazelin benij affetmesini rica öderim. Fakat kendisinin böyle s(m sıkı bağlanmasından dolayı hakikaten kabahatim yok. Çünkü ben kendisini yine kendi mûıaaa-deaiylo böyle bağladım.
Fakat bu şık ve güzel elbise île böyle bir paket gibi bağlanmış olmak matmazeli bokikaten pek gülünç bir hale getirmiş. İşte onun için gülüyorum.
(Adel) bunu söyledikten sonra henç kızı bir bohça gibi kollarının arasına alıp kaldırdı ve (Seli) nin çırpınmasına rağmen salona götürdü. Salonun bir köşesinde yerde bir vücud yatmakta idi. Bu vücud gölgede kaimi, olmakla beraber (Seli) bunun ne olduğunu pek âlâ anlıyor, o vücudü görmemek için başını çeviriyor, fakat yine fena halde müteessir otuyordu. Halbuki (Elen) ile (Adel) aanki salonda bira* evvel müthiş bir cinayet işlenmemi, ve cinayete kurban giden kadının evsedi bile henüz soğumamış gibi aralarında şakalaşıyorlar ve gülüşüyorlardı. Hatta (Adel) pek tab.i surette neşeli görünüyordu. (Elen) de (Seliye) müatchziyaoe dedi ki:
—Madam (Rosinbol)un sözlerine kulak vermemesini Matmazelden rica ederim.
Ve sonra acı istihzasında devam ederek :
— Matmazelin arkasındaki elbise hakikaten çok şık, çok zariftir.
Devamı var
5
Meşhur bir Yunanlı dolandırıcıyı nasıl tevkif ettim ?
Deli Tanaş şöyle diyordu: “Beni açlıktan öldürmek istiyorlar, ben de başlarına bir iş açayım da görsünler. Onlar bir adam kaçırdılar !„
ZAMAN -
Dün çıkan kısmın hülâsası ( Vırıtlı Ulı'tlı.ı t« tntunlarde okuyucularımıza anlatan Türk zabıta mrrrazu O32S) srsrsmrfr elcit namaratHe polite kaydolunuyor ve kaydının a;ûncü gani d: iki İter tarcarı »♦/(• merketioe müracaat «4e rrj.- f akakta (rtedif edip yakaladıklar» kir Yunanlı dolandırıcıyı lulin ediyorlar. Ua ıkı Raı'un İddialına gdre Yn rantı kendilerini Reayada: ‘Size zeytin vereceğim,, diye (tO.MO) lira dolandır mff ve falonbata kayaziftır. Rotlar de Yunanlı dolandırıcının perinden falan-bale gelip herifi yakalatıyorlar, fafal bir tedbirsizlik eriıltıl olarak poliz. dolandırıcıyı kefalete robteimeden tahliye ediyor. Yıııorılı da ‘Tıaeoaiv zoka fıedokı otelinden bota tona atarak kalıyor. Ruflar tohkikalıa neticaainı en İçmek ifin polis merkeıine müracaat ediyorlar ve Yunanlının zalıoeritnif ol-dutuna anlayınca kdptrûyortar. Merkez memuru. bütiu memurlarını kafan dolandırıcının peyine zoldınyor. Lâkin henüz yani bir me»«r olan hatırat »o-bibine ehemmiyet bile varmıyor. Halbuki yem poUı memuru Galatayı iyi tanıyor ve dolandırıcının Yananiıtona kaçmazı iMimatioc binaen ‘bombot. denilen daniz bakkalları eratında tak kı kat yapma/a karar vererek merkezden tilmiz ıtrimi'-, )
Yazıhane de bulunduğum iki tene müddet zarfında yemeklerimi ekseriyetle daha ehven fiatlıolan Şarab ukcleıin-de Sarı Yorginin dükkânında yerdim Bombotlar da daima bu dükkânda yemek- yer ve yarab içerlerdi. Bu münasebetle daima bombotlarla görüşerek ve he. men hergün deli Tanaş Varillerle kavga ettiğinden bizde bu kavgayı kızıştırır, aeyreder-dik. Şarab iskelesi polisin güzünden daima uzak kalan bir yer olduğundan buradan ekser zamanlar cüz’I bir ücret mukabilinde vapurlara adam kaçırıldığını da bilirdim. O sıralarda yalnız yolcu vapurlarında vapurun hareketine kadar polis sandalı beklerdi Fakat şilepler bundan istisna edilmişti. Şile İller açıkta demirliyor, esasen yük vapuru olduğundan polisler burada nokta beklemiyorlardı. Merkezde sandalya üzerinde düşünmekte ilçen hatırıma deli Taoaş ve Şarab iskelesi geldi. Acaba bu adam Şarab iskelesinden kaçmış olmasın ? Dıdım ve deli Tanaştan bu hususta istifade edemez miyim ? Deye düşündüm.
Hasır merkez de kimse yok merkez memuru da gitti Böyle b.r karışıklıkta üçgünlük polisi kim hatırlıyacak ? Merkez memuru burada oha Firariyi bulmamak için izin istesem, sen daha dün polis oldun, senin becereceğin iş değil, diyerek izin vermiyecck, ondan sonra da b’r yere gidemeyeceğim. İyisi mi merkez memuru bulunmadığı bir sırada bende giderim.
Esasen nöbetim de bitmek üzere idi. O zamana kadar keblelvuku hislerini beni hiç aldatmamıştı. Bir hissi kablelvuku bu işde muvaffak olacağımı bana ihsas etti. Beni değiştirecek olan polis Sabriye giderek:
— Rica ederim, birisinde bir az alacağım var. nöbetimin bitmesine yarım saat kaldı, benden yanm saat evvel nöbeti al, bende gidib paramı alaytm, zira hiç param kalmadı.Kimsedcn de istiyemem, şimdi benim yarım saat evvel nöbetimi alırsan yarım saat yerine senin iki saat nöbetini beklerim diye ikna ettim.
Süratle merkezden çıkarak doğruca Şarab iskelesine gittim. Sarı Yorginin dükkânında
Panayotun çırağı kö«e Koçodan başka hiç b'.r bombot yoktu. Koço ile dereden tepeden konuştuktan sonra sözü deli Ta-naşa getirmek ve deli Tanaşın nerede olduğunu anlamak için:
— Nasıl yine deli Tanışı kızdırıyor musunuz? Dedim.
Koço — Deli Tanaş bugünlerde çok deli oldu. Her gün Vasilerle kavga ed.yor, bugün Varillerin bir Yunan vapuru geldi deli Tanaş da gitti. Bu deliye hiçbir vapur iş vermiyor. Tanaş ta herkesin vapuruna musallat oluyor. Bu sabah Vasillerle kavga etti. Yine Vasilin vapuruna gitti. Muhakkak orada bir de dayak yiyecektir.
Dedi. Bende işi evvelâ Tanaştan anlamak ve bu düşmanlıklarından istifade etmek emeline düştüm. İki saat geçti, henüz deli Tanaş görünmemişti düşündüm, daha dört saat kadar vaktim var, dört saat sonra nöbete girecektim. Fakat merkezden izin de almadığım için korkmağa başlamıştım.
Henüz hiçbir iz bile yok. Bakalım deli Tanaş veyahut diğer birinden istifade kabil olacak mı? Polisin usulünü bilmemekle beraber izinsiz merkezden de çıkılamıy acağını hatırladım. Şarab iskelesinde daba iki saat beklediğim halde Tanaştan eser yoktu. Burada beklemek mi, yoksa merkeze dönmek mi lâzım geleceğine dair bir türlü karar veremiyordm. Bu kararsızlık içinde idim ki birdenbire deli Tanaş kayığile göründü.
Esasen deli olan bu adam bir haftadanberi hiçbir va -purda iş yapamadığı için bugün aklına eserek Vasillerin vapuruna gitmiş ve vapurda iki ortaktan mükemmel bir de dayak yemiş, büsbütün zıvanadan çıkmış bir halde iskeleye dönüyordu. Yüksek sesle:
—Rufyanos!...
Diyerek yanımıza doğru gelmeğe başladı. Köse Koço, Tanaş ile alaya başladı.
Koço — Kirye Tanaş bugün çok iş yapmışsın, kayığı boşaltmışsın, epiyce para kazandın galiba, bize biıcr şarb ısmarla bakalım.
Tanaş — Bir haftadır bana iş vermiyorlar. Bende onların başına neler getireceğim.
Diye hem küfrediyor, hem söyleniyordu. Zaten delişmen olan Tanaş bir haftadır da iş yapamayınca ağzından mütemadiyen küfür Savuruyordu.
Ben esasen onun için geldiğim gibi vakit te geçtiği için onu biraz teskin ve hali tabiisine irca için kolundan tutarak :
— Kirye Tanaş, sen onlara bakma, bunlar keyifli, işleri de yolunda, eğlenecek adam arıyorlar, gel sana bir şarab ikram edeyim, dedim. Tanaş ağzından tükrükler saçarak:
— Aman beyim, biliyorsun ki bu vapurlar evvelce benimdi. Denizde boğulsunlar, patlasınlar, bu Variller benim bütün vapurlarımı elimden aldılar. Kaptanlara beni deli diye söylemişler, şimdi bana iş vermi
yorlar. Gûya ben fena mallar satarmışım, bir gün gemicilerden birisinin karnı ağrımış, bunun benim sattığım fena mallardan olduğunu da kaptana söylemiş* lor, “ Bu adam delidir, bir gün gemicilerini de zehirler,, demiş* ler ben aç mı öleceğim ben fena mal satar mıyım? Dedi Ben yine onu teskine çalışarak;
— Kirye Tanaş, sen onlara bakma, Allah büyüktür. Elbette sana da bir kısmet verir.
—Beyim-karııını göstererek- • bende bir haftadır Ramazan var, i çırağda bıraktım, yemek /iye- | cek param kalmadı. Ben onlar gibi hırsızlık yapmam.
— Haydi birer kadeh içelim.
Diyerek Tanaşa bir bardak şarab içirdim. Biraz oturduktan sonra birer bardak daba içtik. Deli Tanaş gittikçe neşeleniyor. hiddetleniyor ve mütemadiyen küfürler ediyordu. Bir şarab daha içtikten sonra:
— Beyim, bu Vasiller beni açlıktan öldürmek istiyorlar amma ben yine onlara fenalık yapmak istemiyordum. Lâkin bugün beni ikisi bir olarak vapurda dövdükleri için bende on. i ların başına bir iş yapayım ki | görsünler. Dün onlar bir adam | kaçırdılar. Onu gidib polise haber vereyimde Deli Tanaşın vapurlarını elinden almağı o zaman anlarlar ve deli Taoaş nasıl dövülür görsünler.
Dedi. Ben bu sözü işitince o kadar sevindim ki, sanki firariyi Tanaş bana teslim etmişti. Az kaldı:
—Aman Tanaş, bende o kaçat adamı arıyorum. Ben polis oldum, kim kaçırdı ? Nereye kaçırdı ? Bana söyle diye boynuna sarılacaktım. Tanaşın bu sözlerinden karşımda akıllı bir adam olsa idi rengimde hasıl olan anî tahavvûlü derhal hissederdi. Ben ise derhal kendimi toplıysrak soğuk kanlılıkla :
— Aman kirye Tanaş, polise böyle bir şey söylenir mi? Ya aslı yoksa, ya sen onlar için düşmanlık ediyorda iftira ediyorsan, o zaman hem seni burada çalıştırmazlar, sana hafiye derler, hem de senden namus davası ederler. Sakın böylo bir iş yapma, sen çok k.ztnış-•ın, hele bir bardak şarab daha iç bakalım.
Dedim. Tansş şaraba hiç dayanamaz. Bunun içindir ki bombotlar arasında " beleşçi Tanaş,, diye şöhret bulmuştu. Zaten biraz da aptal olduğundan herkes onunla alay ederdi. Bir şarab daha ısmarladım biz şarapları içerken aksi gibi Ko-ço da içeri girdi.
Tanaşla yine alay etmeğe başladı Ben ise Koçonun gelişine kızdım. Canım sıkıldı. Saate baktım, nöbet vakti geçiyordu. Tam Tanaşı söyletecek yerde Koço içeri girmişti. Canımın sıkıldığını hissettirmemek için cebrü nefsettim. Ko. çonun da içeride olduğu bir zamanda bu bahsi açmak biç te işime gelmiyordu.
Arkadaşımın nöbetinden iki saati bckliycceğime dair söz verdiğim balde benim nöbetimi de bir saat geçiyordu. Bir taraftan Koçonun mevcudiyeti Tanaşla tatlı ve hararetli mü-bahasemizi yarıda bırakmış, diğer taraftan henüz biçbir ip ucu ele geçirtmeden nöbet vaktimin geçmesi beni azap içinde bırakıyordu. Bu vaziyet karşısında muhakkak beni memuriyetimden tardederlerdi Deva m t var
Haftanın filmlerinden
Çardaş Fürstin
Çok muvâffak bir eser olan bu filmde bütün artistler rollerini çok iyi benimsemişlerdir
Marta Egart Çardaş filminde Hant
“Melek, ve “ipek,, sinemalarında dûn akşamdan itibaren •Çardaş Fürstin,, Uimli ve Almanca sözlü bîr film gösterilmeğe başlamıştır.
Baş rolleri oymyanlar s Marta Egert, Han» Sonkel, Pot Hörbi-gerdir.
Filmin mevzuu şudur: Vak'a (Peşte)de ceryan ediyor. Feri Bakıl adındaki ihtiyar bir kont, eski günlerini »e Matiid Kugler ile evlenmesini hatırlatan Örfe kafsşan-tanınıo müdavimidir.
Matiid, kendisini terksttiğin-denberl, Silva Varesku’nun idare etmekte olduğu dansöz grubu ile kendisini avutmağa uğraşmaktadır. Silvanın bataiz hesapsız âşıkları arsamda, Vikont B(ırl adlı bir adam da vardır. Borinıo, Edvin ilminde bir de yakışıktı arkadaşı vardır. Edvin ile Sitva birbirlerinden hoşlanıyorlar ve sevişmeğe başlıyorlar. Edvin il» Çardaş prenreri Unvanını taşıyan Sylva ararındaki macera, kumandanın hoşuna gitmiyor.
Çünkü Edvin nişanlı bulunmaktadır. Oğlunun maceralarını haber alşn Prrrtu (Vaylerrhayın), Edvine nasihat vermek üzere Pcşteyc geliyor. Peşteye vardığında Vikont
İki gönül bir olunca.»
Klark Geybl ve Klodet Kolberin yeni çevirdikleri güzel bir film
Klark Ceybl ite Klodet Kolber yeni filmin bir zahnezind
Türk sineması dün akşamdan İtibaren "İki gönül bir olunca.... İsimli ve Fransızca sözlü bir film göstermeğe başlamıştır. Oyoıyan-Jas: Klark Ceyl ve Klodet Kolber-dir.
Mevzuu ı Peter Varne adında İşsiz bir gazete muharriri (Mlyami) drn (Nevyork) a giderken yolda Eli Ondrav isminde güzel bir kızla tanışır. Kız babasının mümanaatına rağmen, sevmekte olduğu King
Lantter tıe vaizle
Bori İle Sil veya rast gelir ve Sil-vayı karın Vikontes zannederek hiç bir şeyden bahsetmez. Silva da kendi hüviyetini gizler. Bu gizleme sayesinde, Edrinin nişanlı olduğunu ve ailesinin kendiri İle münasebette bulunmalını istemediğini öğrenir. Silva, kont Feri Bakliye gider ve ondan bu husustaki fikrini alır. Silva, Edvini çıldıran-ya sevmekle beraber kendi vüzün» den İstikbalini mahvetmesini istemiyor. Nihayet bir çore bulunuyor mu ?
Silvaya Ameriksya gitmesi için bir mukavele teklif ediliyor. Bunu kabul etmek istiyor. Bu sayede Edvin ile olan aşkı nihayet bulacak. Edvin bunu haber alır. Silva-nın kendisini terkeylediğinl zannederek nişanlısı ile düğününün teşriini ister. Fakat bu. arada nişanlın fikrini değiştirmiş. Boriye âşık olmuş ve birlikte firar elmişler... Nihayet Edvin ils Sitva evlenebilecekler...
Bu film, şehrimizde gösterilen filmlerin en güzellerinden biridir, görülmeğe değer. Artistlerin hepû rollerinde muvaffak olmuşlardır. Anaaıl Macar olan Marta Egert, Çardaştaki Macar muganniyesi Silva Varesku rolünü tamamlls benimsemiştir.
Kazak kalbi “Sümer,, in bu haftaki yeni filmi
"Sümer,, sineması dün akşamdan itibaren "Kazak kalbi, isimli bir film göstermektedir.
Oynayanlar: Don Joz» Mojika, Rozita Moreno ve Mona Mariadlr.
Filmin mevzuu şudur: Vak'a 1910 senesinde Rusysda ceryan ediyor. Yüzbaşı Sergio, trend», Jeneral Prtrovlçln nişanlısı Prenses (Olga) ya rsfakat ediyor. Jeneral-dan intikam almak isteyen çete reisinin kız kardeşi (Tayna) yüzbaşıyı meşgul ederken arkadaşları prensesi kaçırıyorlar ve 50,000 ruble fldyel necad istiyorlar.
Hâdiseyi haber alan kumandan idarei Örfiye ilin ediyor vo çetenin takibine bir müfreze gönderiyor. Bir müddet sonra kumandanın verdiği ziyafette bulunan “Tayna, kumandanın hoşuna gider. Kadın kardeşi (Iran) in afrdllmeslni Üter. (Sergio) nun müdahalesi ile msh-pusları şerbeti bırakmağa hazırla, nırlarken (Tayna) İle (fvan) kaçmağa teşebbüs ederlerse de yakalanırlar. Scrgiodan şüphe edilerek o da hapsedilir. (Sergio) bir hayli oğraştıktan sonra hüriyetv nail olur. (Tayna) ile (Sergio) birleyerek saadete ulaşırlar.
Prens Ahmed
Büyük macera filmi
Saray sinemasında dün akşamdan itibaren “Prens Ahmed. isimli United Artist müessesesinin çevirdiği Franıırca sözlü büyük macera filmi gösterilmeğe başlanmıştır.
Oynayanlar: Ronatd Kolmen ve Loretta Yung tur.
Mevzuu: “Arkadaşı Algy nin düğününde bulunmak üzre Afrika, dan Londraya dönen (Buldog Dru. mond) bir daha macera peşinde i koşmamağa yemin ediyor.Mamafih, I rast geldiği bir kız yüzünden yeniden yeniye maceralara atılmıştır.
Müthiş bir sis içinde yo.unu I ararken bir eve girmiş ve orada 1 öldürülmüş bir adamın cesedini görmüştür. Hemen zabıtaya haber veren Buldog, polisler ile «rde-l tinde cesedin ortadan kaldırıldığını taaccüple görüyor. Bu evd» yalnız Prens Ahmed namında Hintli ı bir zat ile kuı lj*n) ve damadı doktor (Öven) in ikamet eyledikleri anlaşılıyor.
Buldog Drumond bu vakayı polis müfettişi Nılsona anlatıyor iae de müfettiş buna inanmıyor ve delikanlının sarhoşluk teairatile saçmaladığını zannediyor. Müfettiş uykuya dalarken, Drumond ile Algy, (I.ola)yı isticvap eyliyorlar. (Lola) istemiyerek prens Ahm-din ismini ağzından kaçırıyor. Dayısının Hio-uiataod.1 prenıin vekilharcı olduğunu, bütün eşyaları sattığını ve elde eylediği para ile kürkler aldığını ve Londraya gelir ge'rat-z prensin yanına gidiyorum dediği halde ortadan esrarengiz bir sureti» kaybolduğunu ve dayısının pek ziyade üzüntüsünü ıt.ueıb olan bir telgraf aldığını anlatıyor ve telgrafı göller.yor.
Prens bu telgrafı bunların »(inlen a’mak istiyor. Bu yüzden bir ;ok müşkıllt ile karşılaşıyorlar.
Bu film başlan sona kadar heyecanlı maceralarla devam ediyor.
Vestl» yadında bir aktörle gizlice evlenmek üzere (Nevyork) a gitmektedir.
Kızın baban, Elliyi bulamayınca endişeye düşer ve kızını bulana mühim bir mükâfat vaat eder.
Varne kendisine refakat eden kızın kim olduğunu öğrenir ve gazetesine telgraf çekerek kum nerede bulunduğunu haber verir. Bir mani dolayıuyle otobüs d»h» ileriye gidemez. Varne ile Elli bir köy oteline giderler ve kendilerini karı koca diye göstererek bir oda kiralarlar. Otobüs yoluna devası edcmiyeceğinden kız ve delikanlı yaya olarak yollarına devama karar verirler. Kız Var-neden o kadar hoşlanır ki babasının kendisini affettiğini öğrendiği belde evine dönmek istemez.
Varne kızın evleneceg.ni bir emri vaki ad eylediğinden, kızın kendisini sevmekte olduğunu anlamaz ve gece kızı bırakarak be-mco Nev yorka avdet ederek macerayı gazrteıine (1.000) dolara artar.
Bu arada kız uyanır ve Varne nin kaçtığını zan ederek babasına telefon eder. Varne matbaadan aldığı paralarla döşerken yolda kızı Vestleyln refakatinde görür. Kızın kendisini sevmediğine hükmederek aldığı parayı gazetesin» iade eder. Kız düğünü terk eder ve sevgilisini* iltihak sder.
Kânunueve! 21
Paris telefon santralında çalışan kırların başlarını kakıyacak kadar boş vakitleri yoktur. Bununla beraber Matmazel Po-leta bor gün 37-98 numara ile
lllştülcr ve teklifi kabul ettiler. Fakat, genç kız tanımadan sevdi# bir adama karşı tertip •dilmekte olan bu şakadan hoşlanmamıştı.. Kalbinde onun
Şaka Yüzünden...
—ZAMAN—
Hariçten görüş...
(Madam “Lüpesko„nun maceraları
Romanya gazeteleri, Türkiyedeki değişiklikler ve soyadı kanunu hakkında ne diyorlar ?
Yazan: Barha Jonesko
No.
16
bir, iki dakikalık hususi bir görüşme yapmağa vakit bul-maktadır. Nihayet birgün naran dikkati celbetliği için arkadaşlarına itiraf etmeğe mecbur olmuş ve :
— Ne yapayım sevişiyoruz, demiş. Öğünden itibaren san-tıralın bir köşeciğinde bütün -kubr sık gık Poleta’nın meçhul aşılımdan bahsetmeğe başlamışlardı. Ne zaman 37-98 numaranın ışığı görünse:
— Poleta; koş, diyorlardı, aşıkın...
— Yanlışınız var.. O bir bankanın numarasıdır. Her zaman kendili çıkmazya.. Sevgilim orada memurdur.
— Odacı olmasın?
— Belki. Diyor ve arkadaşlarının şakalarına gücenmiyoedı.
— Fakat, dediler, bu sevgili dediğin adam kimdir ? Nedir ? Nasıldır?
— Bilmiyorum. Kendilini hiç görmedim. Yalnız sesini işitiyor ve sesinden genç, güzel bir adam olduğunu hissediyorum.
— Fakat, telefondan gelen tatlı sesler ekseriya insanı aldatabilir. Bundan mada sadece tatlı bir ses Idfayct etmez. Bu, belki de kanbur bir adımdır?
Belki topaldır!.
— Belki de müthiş bir şaşıdır!..
— Hakkınız var... Ne de olsa... Ben belki de aldanıyorum, tbtimalki bir genç bile değildir. Maamafih bütün bunların ehemmiyeti yok Çünkü; ben ken-•disioi ebediyyen görmiyeccğim.
— Neden?
— İstemiyorum da ondan... Onun tath sesinden hayalimde yaşayan güzel bir delikanlı ha-sil oldu. İnkisarı hayale uğramak istemiyorum.
— O seninle görüşmek istemiyor mu ?
— Bilâkis bergün görüşmemi», beraber tiyatroya, sinemaya gitmemizi rica ediyor. Dün bir otomobil gezmesi teklif etmişti.
— Yoksa kendi otomobobili-mi var?
— Evet. Hem o kadar kû-çfikmtişki ikimiz zorla otnrabi lirmişiz. Bunu söylerken “eğer şişman değilseniz,, kaydini de koymuştu..
Kızlar kahkahalarla gülüştüler. Günler geçti. Fakat, hiç bir gün Poleta nın meçhul •şıkından bahsedilmeden ve daha doğrusu Pokta ile alay edilmeden geçmiyordu. Bir gün kızlardan biri şu teklifte bulundu.
— Bu, böyle olmaz. Beti güzel, parlak bir şaka düşündüm. Yarın nöbetimiz yok. Sen Poleta hemen şimdi 37-98 yi a) ve sevgilini bularak yann kendisinden bir randevü iste..
— Sonra ne olacak?
— Onu görmüş olacağız.
— Birbirimizi tanımıyoruz.
— Ben kolayını buldum. A-şıkına elinde küçük bir menek-• pâemetl bulundurmasını ve ayni çiçek demetilc karşısına çıkacak olan genç kıza sokul, masını tenbih et
— Fakat, ben kendimi tanıtmak istemiyorum, ki.
— Anlaşıldı.. Sen çiçeksiz gideceksin.. Onu aldatmış olacağız- hep beraber bir köşedo durup seyredeceğiz.
Pietoa susuyordu. Kızlar gü-
için hakiki bir sevgi vardı. Bununla beraber arkadaşları o kadar ısrar ettiler, ki muvafakat etmeğe mecbur oldu. Hem bunda fena birşey de yoktu. Böylelikle o da hayalinde yaşattığı meçhul âşıkı görmüş olacaktı..
Ertesi günü beş genç kız randevu saatinden evvel yer altı şimendöferinin çıkış kısmında ve bir köşede toplanmış, bekliyorlardı. On, onbeş daki* ka sonra bir elinde küçük bir menekşe olan genç bir adam gördüler.
— İşte Poleta.. işte- Dediler. İçlerinden biri derhal ilâve etti:
—- Fena değiL.. Güzel delikanlı.
— Çok güzel.
— Şey.. Biraz budalaya benziyor.
Poleta hiç bir şey söylemiyordu. Genç adam hakikaten biraz dalgın vc şaşırmış bir halde idi. Yanından geçen kadınları telâş ve heyecanla süzüyordu. Beş telefoncu kız onun bu halini hakikaten çok tuhaf buluyorlar; fakat içlerinden biri bunda sebebiyet verdiği için İstırap duyuyordu. Diğerleri ise onu bekletmekten zevk aldıkları için ne zamana kadar bekliycceğini görmek istiyorlardı. Halbuki Poleta dayanamıyor ve ayrılmak istiyordu.
Genç adam birkaç kere yanlarından geçti. Hepsini sıra ile 6(lıdü. Fakat, yüzlerinden ziyade ellerine bakıyordu.. Çünkü yüzleri kendisine yabancıydı.. Dakikalar geçiyordu. Poleta yeniden gitmek istediğini söyledi ve arkadaşlarını iknaa muvaffak oldu. Yürümeye başlı-yarakları sırada genç adamın yanına genç bir kadının sokulduğunu gördüler. Bu kadın 37-98 numaralı abone sahibi gencin koluna girerek:
— M. Marsel burada kimi bekliyorsnunz ? Dedi.. Vc az sonra elinde ki çiçekleri göre-rerek ilâve etti.
— Affedin... Birini beklediğinizi görüyörum. Mani olmak istemem. Ve derhal yürüdü. Genç adam biran tereddüt etti. Arkasına döndü. Telefoncu kızlar kol kola girmişler, iki adım geride bu manzarayi takip ediyorlardı. Gencin terd-düdü çok sürmedi ve yürümek üzere bulanan güzel kadına hitaben:
— Hayır, dedi, mani ola-maz8tzuz... Arbk hiç kimseyi beklemiyorum.
— Doğrumu? Acaba beklediğiniz gclmiyecekmi dersiniz?
— Belki de pek geç gele-cek.. Kim bilir..
Birkaç dakika daba konuş-tular.. Kızlar da arkalarından gidiyorlardı. Opera önüne gel-dikleri zaman genç adam elindeki çiçek demetini arkadaşına verdi..
Telefoncu kızlar durmuşlardı. İçlerinden biri Poletaya dönerek:
— Senin için hazırlanan çiçekleri başkasına verdi, dedi.
Peleta cevap vermedi. Arkadaştan onun yüzüne baktıkları zaman solgun beyaz yanaklarından iri yaş damlalarının yuvarlandığını gördüler.
Bükrsş 2Û (A. A.) — Anadolu •jantı Balkan huıuıl muhabiri bildiriyor :
"Adverol g*zc(«i., Türklyenln berşey baharına TOrkleşlirilmeıl» başlıklı bir yazıtında diyorkl :
•’Tûrkiyede bir soyadı alma ka-BUDU yapıldı. Geçmişe ald ne varsa, Târkler onu kaldırıb atmak la ve yeniliğini gösteren ve andıran her şayi ulusa malatmege çalışmaktadırlar. Türkler, Arab harfleri yarine Latin harflerini aldıkları ta-mao, "büyük değişme,, dedik. Bu-nun bukadarlıkia kalmıyaca^ıaı hiç kime aklına getirmemişti. Halbuki şimdi onlar adları yerine eski Türk tarihinden çıkarılmış adlan koyuyorlar. Dil temizlema savaşında haklı olan dost Törklerin bu «oya-dı iyide yeni ve büyük bir değişim daha yapmaktadır.
BujOukil " Kureolul , gazetesi de, “Kemal, başlıklı güze) bir yazı yazmıştır. Bısa da deniliyor ki:
“Türklyeoin soyadı kanunu, burada bir çok kimsenin Uıcübü-oü uyandırdı. Fakat, TOrkiyade
bizim buralardakioe brnzemlyen bir reailit* olduğunu bilenler, Kemal AtatOrkün her teşebbûıânda bir filozof »e bir tarihçi gibi hareket eitigini takdir ederler.
Tarih, bize. TOrkleri yalnız iyi savaş bilen bir ırk olarak göstermez, ayni zamanda çalışkan, «ci-ye sahibi, dojru bir utu» olarak gösterir. Herkesin gördüğü ra kukonçlıkla beğendi*! bir şey varsa oda, Türk değişiminin muvaffakiyetidir.
Demokrasinin tenbel, ve miskince sallanışı arkasından gitmece mahkûm olan bizler için, Atatûr-kfıo her teşebbüsü, bir ışık gibi doğmaktadır. .
Romanyadaki Türk mektepleri
Bükreş 20 ( A. A. ) - Anadolu Ajansının Balkan hususi muhabiri bildiriyor :
Türkiye Elçisi Suphi Tanrıöer Romanya kültür bakanı Dr. “Anee-leako,. ile Romanyadaki Türk meistekleri işini görüşmüştür.
İsmi dünya gazetelerine senelerce sermaye olan Rornanyalı meşhur kadının aşk maceraları □ı büsbütün körükledi ve Ka-
Yeni soyadı alanlar
Okuyucularımızın yeni aldıkları
Soyadlarını
Yeni soyadı alan okuyucularımızın bite bildirdikleri adları neşre devam ediyoruz :
Ayhan — Karamanda gazete muhabiri M. Ayhan.
Gökhan — Burgaz adası posta ve telgraf.şube memuru İsmail Hakkı ve büyük kardeşi Ksrklareli hususi muhasebe vilâyet kâtibi Ali Rami.
Ergör — Yeniköydo arpacı Ali sokağında Ali ve karısı Fahriye kızı Emel ve Cray kızı Mefharet.
Bingöl — Erzincan askerli* şubesi reüâ kaymakam Münir.
Engin — Erzincan vilâyeti defterdarı AbdûlceliL
Kliç — Erziocanda askeri mü-tekaidlerden Feyzi.
özer — Erzincan vilâyeti ziraat müdürü Ömer.
Gûndogdu — Erziocanda asker! mûtekaidlerden Mazhar İbrahim.
Yavuz — İstanbul Kızıltoprak Kayabaşı Kayışdafı caddesi 68 numaralı köşkte mütekaid binbaşı M. Nuri ve aileal.
Erdem — İstanbul İthalat gümrüğü satış kâtibi Tevfik ve refikası Sablha, çocukları Orhan ve Berrio.
Önsel — İstanbul Emniyet müdürlüğü ikinci şübe ikinci kısım birinci komiseri Ziya.
Ertan — İstanbul maarif Müdür muavini Adil ve kerdeşlerı Avoi ve Şevket.
Şimşe k — Suvar! Binbaşılığından mütekait Feyzi, Rize Jandarma kumandanı Cemil, Haliç şirketi işletme müdürü Celâl kardeşlerle; Adapazarmda otomobil acentesi Koma! ve Adapazarda foto Vehbi.
Akyıldız — Emniyet müdürlüğü
neşrediyoruz
istihbarat komiserlerinden Necmettin.
Irtem — Polis ikinci şube üçüncü kısımda komiser Mebmed.
Eıez — Polis ikinci şube üçüncü kısımda Osman Nuri.
Özer — Emicönü polis mezour-larındso üçüncü komiser Lâml.
Aysal — Eminönü merkezi polislerinden Fabri.
Doğan — Eminönü nserkeci polislerinden Mahmut.
Torun — Eminönü merkezi polislerinden Safa.
Snzgln — Emniyet müdürlüğü santral memurlarından Şeref.
Ana — Emniyet mOOrlügü telefon makine memurlarından Halil ve Yenikopıda odun kömür tüccarı Nuri.
Tahmay — Haliç şirketi memurlarından Hüseyin.
Güodotdu — Polis müteferrika memurlarından 984 Mahmut.
Yenilmez — Alemdar nahiyesi polis memurlarından 351 Suphi.
Aydemir — Doktor Hilasl Saip refikan Gül, kızı Mürvüvet, o*lu Tsnlz.
Ertan — Liman şirketi memurlarından Mizamettiu, refikası v« kızı Nudlye.
Güoer — Bahriye yüzbaşı mütekaidi Rıza, (ı*lu Şerrfettin ve refikan.
Adnaır — İstanbul belediye tahsildarlarından Ali ye refikası.
Akman — Oımanlı bankan Bolu şubeıl veznedarı Naci Rıza, kardeşi yüksek iktisat ve ticaret mektebi talebesinden Necdet Rıza.
Baran — Manita inhisarlar He-sabat kontrolörü Reşit Haşım, o£-lu yüksek iktisat ve ticaret mektebi talebesinden Reşit Azsm.
YEN! NEŞRİYAT
Yeni Adam
“Yeni Adam,, ın 51 inci sayısı kabında Bursadn Yeşil Caminin kapısını gösteren bir resimle çıkmıştır. Bu sayıdaki değerli yazılar arasında şualar bulunmaktadır.
Bay Lmail Hakkı'nın Kadın asker olur ve olacaktır. İki büyük değişiklik. Yeni ku. , ruluşların kaynağı başlıklı yazıları. Subbi Nuri: Bursa, An-dre M*lraux'dao. Sovyet Ede. biyatı, Avrupada resim sergileri. İffet Ömer: Karadenizden, Kitap tenkitleri. Bunlardan başka bu sayıda "Karagöz'ün Kadıköy ihtisab ağalığı,, piyesi ile ussimo Bontempclli'den tercüme bir hikâye başlıyor.
O ♦ ♦
(Yeni Adam çocuk hikâye kitaplarının altıocısı olan (To-marlacomar) bugün çıktı. İçinde birçok resim ve karikatürler bilmeceler seve seve okunabilecek olan hikâyeler var-
SPOR
Voleybol müsabakaları
Voleybol, basketbol ve tenis heyetinden :
Bugün Galatasaray lokalinde yapılacak voleybol maçları:
Saat Hakem Vefa - Foneryılmaz 17 Ekrem F. bahçe - G. saray 17.30 Sanı Denizciler
Denizcilik federasyonundan tebliğ edilmiştir.
Antrenörün denizcileri aşağıdaki yazılı gün, saat ve yerlerde çalıştıracağı müttefik kulüpler men-■ubinlne tebliğ olunur.
Cumartesi Galatasaray kulübünde yalnız GalatasaraylIlar aant 17 İlâ 19 pazar Bryoftiu Halkevln-da bütün denizciler saat 17 ilâ 18,30 Perşembe Beyoğlu llalke-vinde biitün denizciler saat 15,30 ilâ 17.30.
dır. Yazılar öz Türkçe ile yazılmıştır. Bu nayıda Birezilyayı dolaşan ikizlerin başından geçenleri anlatıyor. Her çocuk okumalıdır.
Tanesi beş kuruş.
Karol, Zizi yi daha öncede, çocukluğu sırasında görmüştü, l-âmbrino ailesi yıllarca mukaddem, Bükreşle ikamet ediyor ve çocukları «raya gidiyor, saray bahçesinde oynuyorlardı.
Bunun için Karol harp »ırasında Raman kasabasına uğrayınca eski dostu olan Lâmbri-noları ziyaret etmiş, Zizi nin güzelliği ve zekâsı onun gözüne çarpmıştı. Zizi genç, ince, kara gözlü, siyah snçlı, küçiik ağızlı füsunkâr bir kızdı. El- i lerı. ayaklan küçük, endamı zarifti.
Zizi nin konuşuşu ve giyinişi de onun çok iyi yetiştiğini gösteriyordu. Terbiye ve tahsili yeriüde idi. Zekâsı, gözlerinde parıl parıl parlıyordu. Zizi, Brükselde, Antverp de Pari» ve Londrada da tahsil görmüş, dimağı inkişaf etmişti.
Hulâsa Zizi, her bakımdan genç bir prensin seveceği bir kızdı. Sonra kendisi Roman-yanın asil bir ailesine mensuptu.
Karol, Zizinio asaleti hakkında :
— Bu nokta mühimdi, fakat en mühimi, aramızdaki sevgidir!
Demişti.
Karol bu hadise hakkında şu sözleri söylüyor:
— Zıziyi Raman'da gördükten sonra, gözümde bütün dünya değişti. Onu ziyaret ettikçe kendimi bir cennet içinde maceralar geçiriyor, sanıyordum!
Zizioicı kasabası olan “ Raman „ a birkaç kilometre me-safede, yazın, çiçek yığınları içinde bir kuş yuvası gibi gö. rünen bir kır evi vardır. Burası Zilinin halasına aitti, adı da “gül köşkü, idi.
Zizi ile Karol arasındaki sevgi burada olgunlaşa olgunlaşa aşk mahiyetini aldı. İkisi yazın uzun gönlerinde, sihirli akşamlarında burada birbirlerine ka vuşuyorlardı.
Bir kaç hafta sonra Zizinin teyzesi, Zizi ile Karol arasında arakdaşlıktan fazla birşey bulunduğunu anladı vc bir gece de Zizi teyzesine bu aşk macerasını itiraf etti. Bu aşk, Zizinin annesi ile teyzesini korkuttu.
Zizi, onlara göre, Karolun dabi metresi olamıyacak derecede yüksek bir kızdı.
Karol, ye’se uğramak üzere idi. Fakat Zizi ile başlıyan muaşaka devam ediyordu. Çünkü bu iki aşık fırsat dûjütkçe kaçamaklar bulub görüşüyor ve birbirlerine karşı hislerin; tınlatıyorlardı.
Bunun üzerine. Lâmbrinolar, kızlarını tarassut altına almak lüzumunu hissettiler.
Karol dn tam bir askeri inzibat içinde ysşıyacaktı. Fakat Karolun arkadaşları, onun vazifelerini üzerlerine alarak sevgilisi ile buluşmasına meydan veriyorlardı.
iki âşık, son derece mesuttular. Okadar ki başlarının ü-zerinde toplanan kapkara bulutları görmüyorlardı.
Karol bundan bahsederken: —• Ben herkesin bn aşkı tam benim gözümle göreceğini tahmin ediyordum. Ne yazık ki öyle olmadı diyor.
Her neyse, çok geçmeden Zizi’nin amcası çene rai Skiua, meseleyi kral Fordinand'a açtı ve tedbir almasını istedi.
Kraliçe Mari de oğlunu yanına çağırarak onu Zizi ile görüşmekten kati «uretto mesnetti.
Bu muhalefet âşıkların aşkı-
rol sevgilisi ile birlikte kaçmak istedi. Zizi bu teklifi kabul etmedi. Karol, sinirlendi ve Zizinin kendirini sevmediğini söyledi. Zizi de kendilini onun kollarına otarak cevab verdi.
Bu sırada harb yeni istikamet aldı.
Rusyanın muharebeden çekilmesi üzerine Romanyan n Almanyaya karşı gelmek için vukubulan teşebbüsleri zirFıze-ber oldu. Almanya ile müttefikleri Rocnanyaya çok ağır sulh şartları teklif ettilor ve k .bul ettirdiler.
Karol bu sırada Ziziye evlenmeyi teklif etli.
Karol bu münasebetle bana dedi ki:
— Ziziye bu evlenmenin ne gibi neticeler vereceğini anlattım.
Hepsine razı oldu ve benden ayrılmıyacağını söyledi. Birbirimiz* karşı karşılıklı sevgi ve sadakat ile bağlı [idik. Onun için hiç bir şey bizi ayıramazdı.
Evlenme plânı son derece gizli tutuldu. Buna rağmen bir çok şayialar sizde
Karol kendisine karşı bir takım hareketler ve teşebbüsler vuku bulacağını anladı ve işi çabuklaştıracak bir emrivaki yapmağa karar verdi.
Her şey ona göre hazırlandı. Zizi iki arkadaşı ile birlikte Raman dan kalkarak Josıy ye yakın bir yer© gitti. Karol onları burada bir otomobil içinde bekliyordu. İki taraf buluştuktan sonra macera başladı.
Gidilecek yer Rusya idi vo nikâh Odesada kıyılacaktı. Fakat bu seyahati çevreliyen bir çok tehlikeler vardı.
Karol bu hâdiseden bahsederken diyor ki:
— Ömrümde bu yolculuğu unutamıyacağım. Alman asker-lori otomobilimizi birkaç kero durdurdular ve bizi birkaç kero aradılar. Ancak bir harika eseri olarak yakayı kurtardık vc Odesaya vardık!
Odesaya vardıktan sonra Bristol oteline indiler ve izdivaç için tertibat alındı, iki aşık ortodoks kilisesinin mihrabı önünde diz çöktüler. Rus bir papa» nikâhı kıydı.
Karol bunları anlatırken diyor ki:
—Kiliseden çıktığımız zaman dünyanın en mes'ud adamı olduğumu hissediyordum.
Yalnız bu mesudiyet pek kısa sürdü. Telgraflar ve telefonlar işlemeğe başlamış, izdivaç haberi Kral Ferdinand ile kraliçe Mariye bildirilmişti.
Romen parlâmentosu hemen içtimaa davet olundu, ordu da türlü türlü şayialar yayıldı.
Kral Ferdinand, Ceneral Vaitorono ile muavvini Con-deesoyu Odesaya gidib Karolu getirmeğe memur etti.
Fakat yaş itibariyle nisbetsn genç olan zabitler, Karolun hareketinden memnun olduklarını açıkça söylüyorler vc Ka-rola yardım edeceklerini ilân ediyolardı. Kralın gönderdiği Cencraller Odesaya vardıktan sonra KaroJ onlarla birlikte geri dönmeğe razı oldu ve yine kıtasının bulunduğu Fassy ye döndü. Karol Jaısy ye vardıktan sonra Kralın emriyle tevkif olu. narak bir manastıra sevkolundu.
Zizi, muabafaza altında Ramana götürülmüş, fakat daha sonra ona dokunulmamış yalnız tarassud altında yaşatılmıştı.
Devamı var
ZAMAN—
7
Kânonoevel 21__________________
Tasarruf haftasında Zonguldak Birinci sahifeden deaant ı bütün İlk okolaların, kalabalık bir halk topluluğunun katıtaa»l« fişti-rakile) vilâyet konağı önünde C. H. F. Vilâyet idare Heyeti Balkanı Dr. Altıok’un ateşli söylevi Uc açılmıştır.
Bundan aoora aıra ile bütün okullar talebem, İlciler, esnaf »e birçok kurumlar fok canlı sembollerle geçit resini yapmışta. çok okaylsnauşlardır. ( Alkışlanmışlardır)
Bu yedi gün »artında Zongul-dakta bütün kahvelerde incir, Ozöm gibi yerli malı harcanmıştır.
Yedi günün birinci, İkinci , üçüncü günleri gündür ve gece olmak uzara umuma ilk ve Orta okullar talebeni tarafından Halkevi anlatılarında yeri, malı, tutum ve arttırma açın yapan mûvamereter verilmiş, Okutanlar birçok grnç »ö-zenlar tarafından avdışlar «öylen-aniştır.Müramerelrr» pek farla rağbet ve alâka gösterilmiştir. Halkevi salonları yüztace halk a dolmuş, taşmış birçok kimıeler yer kalmadığından geri dönmüşler, bir çoklan da oyunlan ayakta aeyret-mlşlvrdir.
Şuralını üıülerek yarmak isterim ki bu gibi mûıanereler halkın yararlığına sunulmakla beraber, birçok kimıeler!a kundaktaki çocul-larına vartncıya kadar beraberlerinde getirmeleri çocuk sağlığı bakımından doğru olmadığı gibi "der,, ve “sustan,, anlamıyan yavruların yamatılan n* okunanı ve ne de söyleneni dinleyicilere doyuramıyor, bu yüzden oyunların kırana tadılamıyordu. Şu sütunlarda bilhassa çocukları esirgeme kurulsuna bir söz atmak isterim.
Bn gibi müsamereler çocuklara ayrı ve büyüklere de ayrı olmak üzere tertip adilseler ber halde daha çok istifadeli olur, kanaalin-deyta. ____________________
“Marsilya,, suikastı davası
7 inci sahifeden devam Hükümet mehafılindvn elman malûmata nazaran, Uluslar derneğinin verdiği karara uyan Macaristan, tethl,çilerin aleyhinde şiddetli takibata bağlıyacaktır. Tahkikat neticesi 1935 [sensslods toplanacak Milletler Csmiyetinm ilk konsey içtimain» arzedilecektir.
Macaristanın onuru bozulmamıştır
Budapeşte 20 (A.A) — Ayan meclisi. Dış işler encümeninde Hariciye nazırı “Kenya. Cencvredeki durum hakkında etraflı malûmat ve izahat vermiştir.
Mumaileyh, uluslar burumunun kendisine yapılan bütün sulanmalarda ancak şöyle böyle iğreti bir hal çaresi bulabildiğini söyledikten sonra bu yol verdiği karana hiçbir alından Maeariataaın ulusal onurunu bozmadığını söylemiştir. Nihayet razı oldu 7 inci sahifeden devam ğının götünden kaçmamış ve Bakanlık müteaddit defalar şirkete taahhüdünü hatırlatmıştır. Buna rağman şirket, bütçedarlığı ve buna benzer daha bazı bahaneler İleri sürerek bu işi sürüklemek istemiştir.
Dün aldığımız malûmata göre tünel şirketi direktörü M. * Gin-dorf. bu binayı yaptıracağını Bılıayat Bayındırlık Bakanlığının Istanbuldaki baş müfettişi ibrahime resmen bildirmiştir. Fakat İnşaata resmen ne vakit başlanacağı henüz malûm değildir. İbrahim, direktörün muvafakatini Bakanlığa pek yakında bildirecektir. Tünel arabalarına elektrik freni yapılacak
Nakil vasıtalarında sık sık vukua gelen kazalar dolayısiyle tünelde de muhtemel bir facsanıo önüne geçilmek için bazı tertibat alınması kararlaştırılmıştır.
öğrendiğimize göre tünel arabalarını çekesi tel kayışların kopması halinde Uerliyen arabaları durdurmak için elektrik freni yapılacaktır. Ancak, son süratle giden arabayı bu frenlerin durdurub durduramıyacağı malûm değildir. Bunun için imtiyazlı şirketler baş müfettişi İbrahim, komiser Ihsan ve tünel şirketi direktörü “ Gln-dorf „ un önünde bir tecrübe ya-pıtmvıı kararlaştırılmış, dün akşam gec vakit tünelin tatilinden sonra bu tecrübe yapılmıştır.
Tecrübeye bu akşam da devam edilecek ve netice anlaşılacaktır. Mûsbet netice alınması kuvvette muhtemeldir.
Y ugoslavyadaki buhran
1 inci sahifeden devam “Yevtiç., in Yugoslav kabinesini teşkile memur edilmesi, Bukreşin siyasal mehafilinde büyük sevinç uyandırmıştır. Uzağı görüş, aouk kanlı uluslar arass işlerini İyi kavramış, Avrupa politikasını çevirenlerle sıkı bağlar kurmuş, kolay ustalıkları ve kişise) reklâmı sevmez bir devlet adamı olarak tanınan "Yevtiç,, in Yugoslav başbakanlığına getirilmen', burada Yugoslavya'nın küçük anlşama ve Balkan andlaşmauna daha büyük güçle sarsılarağıoın ve bu kabine değişmesi nio Yugoslavya'ya iç işleri bakımından da güc kazandıracağının parlak bir delili olarak karşılanmaktadır.
Bakalım sonu ne olacak?
Birinci sahifeden devam getirmek, İngiltere ile her türlü 'tabiiyet, rabıtalarını kaldırmaktır. Buna da hemen hemen muvaffak olmak ileredir.tngilizlere de bûtüo bu işte şayanı hayret bir «bir ile tabnmm6l ediyorlar. Maa-mafıh onların bu sabırlarının da bir haddi vardır. Bir gün * Dö Vata . müfritliğiyle işi bir çıkmaza sokunca Ingiltereoin de sadannı yüksel t inesi muhtemeldir. Lâkin Ingiltere de ne kadar tadasım yükselteç artık irlândayı eskisi gibi esir haline getiremez.
İrlanda milletinin uğraşa uğraşa koca Ingiltercyi kısmen naçar bırakması. adedi mahdnd ve azmi gayet na mahdud bir milletin atim ve karar ile neler yapabileceğinin tarihte belki bir misli daha otaı-yan misallerindendir.
Bulgaristanda darbei hükümet
7 inci sahifeden devam “Georgief. hükümetinin Faşist diktatörlüğü rejimini kabul etmek nlyetiodn olduğuna dair aynı gazete tarafından ortaya çıkarılan haber de asılsızdır.
Bulgaristanda tevkifat ve idamlar
Bu'garistaoda komünistler şiddetli takib edilmektedir. Sara Pazarcıkta yeniden 50 talebe tevkif edilmiş, Sofyada da şimendöfer amelelerindao 150 kişi hakkında komûaist fırkasında bulundukları için tevkif müzekkeresi kesilmiştir.
Şimdiye kadar 80 komünist idama mahkûm edilmiştir.
Paramız çokmuş gibi!
7 inci tahifeden devam lundoğu şimdiki belediye binasının tam yanındaki bahçe Üzerine üç katlı geniş ve muvakkat bir bin» inşa edilecektir, Bo binanın bilâhare yıkılacağı da söylenmektedir.
Malûm olduğu üzere belediyeye aşağı yukarı 300 bin liraya mal olan Kerestecilerde yeni yapılmakta bulunan nebze Hâli de muvakkattir, Yani şehir plânı yapıldıktan sonra, muvakkat kaydiy-le inşa edilmiş olan binalar yıktırılacak, bu binaların nereler -de, ne şekilde yapılmanı plânda gösterilmiş iae oralarda yeniden bir bu kadar ve belki daha ziyade para sarfila birer bina loşa olunacaktır.
Bunun manası iae, bir kaç aene için yûs binlerce lirayı havaya atmaktan başka bir şey değildir. Bize öyle geliyor ki şimdiye kadar latanbutda nasıl muntazam bir sebze Halı yok idine, şehir plânı anlsşılıncıyn kadar da bu yokluk devam edebilirdi ve bilâhare yıktırılacak bir bioa İçin 250-300 bin lira harcetmeaindea çekinmek lâzımdı. Şimdi muvakkat kaydiylo yeniden yapılmak istenilen belediye binası için de vaziyet aynıdır. Birkaç aene sonra yıktırılacak binalar için fakir İstanbulluların cebinden ve daima darlığından şikâyet edilen İstanbul belediyesi bütçesinden böyle yüz binlerce lira harcamak biç te doğru değildir. B(s yıla . Hâlin inşası artık bir emri vahidir - hiç olmazsa yeni belediye binası inşasından vaz geçilmesini ve bunuo için şehir pli-mum beklenilmezini temenni eyleriz.
Son haberler
Polisler vazife esnasında selâm vermiyecekler
Ankara 20 (A. A.) — tç iğler Bakanlığı, vilâyetlere şu bildirimi göndermiştir;
Reisicumhur Atatürk, Başbakan İsmet İnönü, vazife başında polis amir ve memurlarının vakfelerini iyi görmeleri için aelâm resmi ile meşgul olmamalarını tensip etmişlerdir.
Sırf telâm resmi yapmak üzere müfreze halinde çıkarılan polis kıtan müstesna olmak üzere nöbetçi noktada seyrüseferlerde, devriyedeve vazifeye giderken üniformalı polis amir ve memurları vazifelerini iyi görebilmeleri için selâm ifaaiyle mükellef değillerdir.
Çeteler Yunanistana girmiş
Atina 20 (Hususi) — Gazetelerin Yanyadan aldıkları haberlere göre Arnavut çeteleri Yunan hududundan içeriye girerek bir köyü basmışlar ve kanlı bir takım hâdiselere sebebiyet vermişle rpir.
Yunanistandaki casusluk
Atina 20 (Hususî) — Bütün gazeteler, dün meydana çıkarılan casusluk meselesile uğraşmaktadır. Dün tutulanlardan başka "Salamin. tersanesinde de bazı tevkifler daha yapılmıştır.
Bahriye Nezareti neşrettiği bir tebliğde gizli hiçbir evrakın çalınmadığını ve çalmanın da bulunduğunu söylemektedir.
Bütün vilâyet meclislerinde kadın âza bulunacak
Ankara 20 (A. A.) — Öğrendiğimize göre Umumi Meclislerde kadın •ye bulunman için hükümetimize» Karultaya bir kanun lâyihan sunulmuş, bütün Vilâyet Meelialarinin birdoe yenilenmesi istenilmiştir. Bu yenilenme yeni ikinci mûotehiplcr seçildikten sonra yapılacaktır.
Kaymakamlar arasında
Ankara 20 ( Telefonla ) — Açık bulunan Ergani Kaymakamlığına Baskil Kaymakamı Hamdi, Baskilc Hozat Kaymakamı Ali Riza, Aoamora Mardin Vilâyeti Emniyet Müdürü Necati, Andirinc Cevdet. Turgutluya Kula Kaymakamı Said, Kulaya Hukuk mezunlarından Cemal, Büoyana Hukuk mezunlarından Faik, Şarkışhya Boğazlıyan Kaymakamı Basri, Boğazlıya» Hukuk mezunlarından Nccmi. Hozata Mesudiye Kaymakamı İsmail Hakkı, Gö-reteye Bozkır Kaymakamı Hâ. mid, Güreye İncesu Kayma kamı Mustafa Izuiğe Karadeoiz Ereğli kaymakamı Emin, Kara-
Istanbuldaki ağaçlar
Ankara 20 (Telefonla) — İstanbul şehri ve civarındaki ağaçların korunması ve bakılması baklandaki lâyıba Meclis heyeti umuıuiyesine verilmiştir. Bizans müzesinden alınacak duhuliye
Ankara 20 ( Telefonla ) — Bizans müzesi yapılan Ayasof-ya müzesinden de öteki müzeler gibi on kuruş duhuliye alınması kararlaştırılmıştır.
Tevfik Rüştü Araş Ankarada
Ankara 20 (A.A) — D.ş işleri bakanı Bay Tevfik Rüştü Ara» bu sabah ekspresle Ankaraya gelmiş ve durakta Bakanlarla saylavlar dış işleri bakanlığı ileri gelenleri tarafından karşılanmış ve polis müfrezesi tarafından salâmlanmış-tır.
Litvanyada neler oluyor?
Riga '.'0 (A. A.) — Kavnıı'da muhakeme yapılırken doğu PrusyalInda Lilvanyaya karşı hücum kıtaları kurulması meselesi Heri sürülmüştür. Bu kıtalar Kaliprda'lı gençlerden kurulmuştur. Bu gençlerden bazılarının Titlsitt ve Kö-nigsberg'dea buyuruk alarak Lil-vaoyaya karşı bir ayaklanma anıklamak üzere Klaipeda'ya döndükleri bildirilmiştir.
Milletler Cemiyeti Konseyinin içtimamda neler konuşulacak?
Cenevre 20 ( A. A. ) — 11/1/935 Tarihinde toplanacak olan Uluslar Derneği Konseyinin 84 üncü toplantı devresine ait muvakkat gündelik neşredilmiştir. Bu gündelikte, Arnavutlukta azlıkların korunma». Prens Piess'in istidası ile ortaya çıkan Lehistan Silizyastnda azlık meselesi, Irak Asurilerinia yerleştirilmesi ve 13/14 gecesi Cenevrede ilân edilecek olan Sar reyiâm meselesi vardır. Gündelikte, Yugoslav müracaatından bahse-dilmrmekta ise de, Bay Eden'in Budapeşte hükümeti tarafından stre kararları hakkında yapılacak muameleye dair konseye izahat vereceği sanılmaktadır.
deniz Ereğliye Genç kaymakamı Mümtaz, Gence Çermik kaymakamı Hayri, Kızıttepeye Gebze kaymakamı Rıdvan, Gebzeye Gölpazarı kaymakamı Osman Nuri, Divriye Adıyaman kaymakamı Âdil, Savura Diyar-bekir emniyet müdürü Raşit, Gölpazarına eski Silivri kaymakamı Mehmed Ati, Fekeye Ana-mor kaymakamı İsmail Hakkı, Beytüşşebaba Susun kaymakamı Cenab, Kozana Çarşamba kaymakamı Mazhar ve birinci umumi müfettişlik iskân müdür muavinliğine Savur kaymakamı Necibin nakil ve tayinleri ten-sib edilmiştir.
Türk parası serbest girecek
Ankara 20 (Telefonla) — Türk parasının kıymetini koruma bakkındaki 11 numaralı ka-rarnamenin birinci maddesinin »ou fırasındaki Tutk parasının memlekete sokulmasının Maliye Vekâletinin mezuniyetine bağlı bulunduğuna dair olan kayıd kaldırılmıştır.
Samsundan 2 mebus fazia çıkacak Samsun 20 (A. A.) — Nüfus yalımının sonlarına göre Samsun bu seçimde iki artığıyla 8 saylav çıkaracakur.
“ Havza „ da imar hareketleri
Samsun 20 ( A. A.) — Havzanın Bayındırlığı için çalışmalar başlamıştır. Belediye demiryolu durağına giden yolun parke taşla döşenmesini açık arttırmaya çıkarın ıştır.
Bundan başka Havzanın elektrikle aydınlanması içio de çalışılmaktadır.
Kayseride Fırka kongreleri
Kayseri 20 (A.A.) — Vilâyetin her tarafında Fırka kaza kongreleri bitmiştir. Ayın 22 sinde vilâyet kongresi toplanacaktır.
İstanbul Borsası kapanış fialleri 20-12-1934 ÇEKLER
Londra Açdıe 620,50 Kapanış 623,
Nev-Yovk 0,796554 0,79-175
Müâlo 12.06 9,2996 12,0375 9,29
Brüksel 3,40 3.3956
Atina 84.0240 83,8675 •
Cenevre 2.4570 2,4514
Sofya 66,9290 66,8010
Amalardan! 1,1771 1,1748 I
Prag 19,03 18.995 ;
Stokholm 3,125 3,1183 1
Viyana 4.3140 4,3060
Madrit 5,8175 5,8081
Berlin 1,98 1,9767
Varşova 4,2125 4,205
Buda peş t» 4,2125 4.2OS
Bükreş 79,105 78.9S75 I
Belgrat 35.1575 35,0925
Yokohama 2,745 2,74
Moskova 1085, 1087,50
Nukut Alış Satış
Altın 936 937
Mecidiye 41 42
Banknot 239 240
Tahvil ve Senetler
Açılış
Kapanı,
»V S f.lxH )»JJ Ikramlyell (Erjrsml
0,-0 ?4 fahli Tü»k borcu IshıriU 1 28,05 28,75
Anadolu D.yolu |
, . mOmcssIl (V0 7,S TGrk B D 50,10 50.10
0J0 3 HaslM 70 70
E»|sal 97 9?
Kıhlım İş bsal mou 2.225 2,225
Aruu ç.oısalo âead- t). V- 6» 13. 13.
Zamanın takvimi
Yeşilköy Rasad merkezinden
aldığımız malûmata göre, dün bava tazyiki 757 milimete, en fazla sıcaklık 12, vasati 10 ve az 7 derece idi. Rüzgâr şimalden saatte 15 kilometre sür
atle esmiştir.
Bugün hava yağışlı geçecek ve Karadeniz sahillerinde rüz
gâr sert esecektir.
İstanbul Beşinci icra Memurluğundan Emniyet Sandığına
İpotekli dup Yeminli üç ehlivukuf tarafından tamamına 445 lira 50 kuruş kıymet takdir edilen Haydarpaşa Osman ağa mahallesi H ıaanpaşa tkbaliye eski Ulu Yeni Uhuvvet sokak eski 21 mü, 21 mü 26,28 No.lu maabahçe dükkân ve hanenintamamı açık arttırmaya vazedilmiş olduğundan 22/1/935 tarihine müsadif Saiı günü saat 14 ten 16 ya kadar dairede birinci arttırması icra edilecektir. Arttırma bedeli kıymeti muhammineniu % 75 ni bulduğu takdirde müşterisi üzerinde bırakılacaktır. Aksi takdirde en son arttırmanın taahhüdü baki kalmak üzere arttırma 15 gün müddetle tecdit edilerek 6/2/935 tarihine müsadif Çarşamba günü saat 14 ten 16 ya kadar keza dairemizde yapılacak ikinci açık arttırmasında arttırma bedeli kıymeti muhamminenin %75ioi bulmadığı takdirde satış 2280 No. lu kanun ahkâmına tevfikan geri bırakılır. Satış peşindir arttırmaya iştirak etmek isteyenlerin kıymeti muhamminenin %7,5 nisbetinde pey akçesi veya millî bir bankanın teminat mektubunu hamil bulunmaları lâzımdır. Haklan tapu sicilli ile sabit olmiyan ipotekli alacaklarda diğer alâkadaranın ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile faiz ve masarife dair olan iddialarını evrakı müsbitelerile birlikte ilân tarihindeu itibaren nihayet 20 gün zarfında birlikte dairemizo bildirmeleri lâzımdır. Aksi takdirde baklan tapu sicilli ilo sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar müterakim vergi, tenviriye, tauzifiyeden mütevellit belediye rotumu medyuna aittir. Daha fazla malûmat almak isteyenler 1/1/935 ta-rininden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık bulundurulacak arttırma şartnamesi ile 934/6097 No. lu dosyaya müracaatla mezkûr dosyada mevcut vesaiki görebilecekleri ilân olunur. (8604)
RADYO PROGRAMI
Cuma: 21 K. Evvel
İSTANBUL ı
12.30 plâk, karışık musiki. 18 çay saati. Toka tüy an otelinde» traııamiayon. 19 çocuk hikâyeleri.
19.30 dünya haberleri. 19,40 neşir esoamada ilân edilecektir. 20 Ns-fia Vekâleti namına konferans.
20.30 Soprano Bayan Sakatat Hüsnü. 21,10 Ajans ve borsalar. 21,30 radyo orkesraaı. 22 radyo, caz ve tango orkestrası.
BÜKREŞ ı
13,15 Plâk. 18 Radyo orkestrası. 19 Haberler. 19,15 Radro orkestrası. 20 Konferans. 20,20 PI4k 20,45 Konferans. 21,5 Senfonik korner. 23 Konferans. 23,1$ konserin devamı. 24 Haberler. 24,25 plâk.
LAYPZİG:
18.30 Spor habertaL 18,50 Ekonomi. 19,20 Radyo orkestram, sözler. 21 Haberler. 21,15 Nol şarkıları. 22 Plak. 23,15 Laypzig senfonik orkestralı ( Solist kemanisi profesör Reitzin iştirakile) 24 Neşeli gece konseri.
PRAG:
19,10: Amele neşriyatı. 19.20t Almanca neşriyat. 20,10: Piâk. 20.30: Sözler. 21: Spor röportajı. 22,15: Brüodeo nakil, sözler. 23,1$: Plâk.
VARŞOVA:
18,15: Maka Regerin eterlerinden trio korneri. 18,50 Sözler. 20; Hafif musiki, sözler, kornerin devemi. 20,45: Süzta. 21,15: Senfonik korner. 23,30: Şiirler. 25.45: Reklâmlı konser. 24: Haberler.
VİYANA:
18 : Çocuk saati 18,25: Piyano konseri. 18,55: Haftanın beden .por haberleri. 19,05 : Sözler. 19.20: Güzel sanatlar. 19,30: Milli neşriyat. 20: Haberler. 20,30; Hıfta haberleri. 21 : Franz Scmitdtin eaer-terinden Fradigundia operası. 23,50t Haberler. 24,10; Neşeli musiki. 1.15: Peşteden naklen çingene musikisi.
İlân
İstanbul Birinci Noterinden: ktanbulda Tahmis önü caddesinde kâin tahtı isticarımda bulunan 33 numaralı Kasap dükkânında bulunan ve kendi malım 'olan Kasaplığa ait bilcümle eşyayı bu defa Idris oğlu Bay (Reis) e sattım parasını tamamen kendisinden aldım. Bu e^ya üzerinde benim artık bir alâkam kalmadığından keyfiyet ilân olunur.
Beyaz peynir
HAŞAN zeytinyağını Emre* sabiblejin çccrtlınnıza Yedirirseniz az zaman zarfında bu nefis ve leziz gıda ile çocuklarınız hayat bulurlar.
Kânuasarvel 21
Vitamin
Kalori
Gıda
Kuvvet
Kudret
Kan
Can
Hayat
Sıhhat
Neş’e
Nefaset
Arpa
Yulaf
irmik
Türlü
Pirinç
ozu
ozu
özü
özü
ÖZÜ
Çavdar özü
Nişasta özü
Patates özü
Bezelye özü
Mercimek
özü
Beyaz mısır
•• ••
ozu
Çocuklarınıza yediriniz. İstediklerini ve sevdiklerini bıktırmıyarak değiştire değiştiro yediriniz. Vitamini ve kalorisi çok olan bu mükonına! özlü unlarla yavrularınız neşeli sıhhatli, tombul kanlı canlı olurlar. Çabuk büyürler, çabuk diş çıkarırlar, kemikleri kuvvetlenir isal olmazlar. HAŞAN ÖZLO UNLARİLE YAPILAN MAHALLERİ ve ÇORBALARIN v« tatlıların v« pürelerin ve yemeklerin lezzetine payan olmaz. Haşan Ecza deposu. Taklitlerinden sakının'z. HaSâO markasına dikkat
Deniz yolları
İŞLETMESİ
Acenteleri: Karaköy • Köprübaşı TeL 42362-Sirk.ci Mûhiirdurzade IMM H.n Tel: 22740
Mersin yolu
ERZURUM vapuru 23 Birinci Kânun PAZAR günü saat 10 de Mersine kadar.
(8602)
Zafiyeti umumiye, iştilıasızlık ve kuvvetsizlik halatında büyük faide ve tesiri görülen
FOSFATLI
ŞARk MALT
HULÂSASI
kullanınız.. Her eczanede satıh.
Elbiselernizi muhafaza ediniz
' ■Ter,, güzelliğin düşmanıdır
Ayvalık yolu
MERSİN vapuru 22 Birinci Kânun Cumartesi günü saat 18 da Izmire kadar. (8603)
Karadeniz yoıu
VATAN vapuru 22 Birinci Kânun C. m ırtesi günü saat 18de Hopa’ya kadar. “8620,
lıörtu! B) trfiunl JehirTfyatrosu
mıııl
Eski Fransız Tiyatrosunda Bu akıam tas» 20 de Deli Dolu Operet 3 perde Yazan: Ekrem Reşit Besteliyen Ce-mel Raşit
Cuma matineleri 14,5 da
Tepebaşı Şehir Tiyatrosunda
JehirTıtıaîroju
Ak.am raıut «at 20 de
HAMLET
S psrde Yatan :
U7. Şckspir
Te.-cümeeden:
Er tuğrai
Muhsin
Cuma matineleri 14.5 da
İstanbul 7 inci İcra Memurluğundan
Emniyet Sandığı
Namına (1000) lira mukabilinde birinci derecede ipoteki olup yeminli üç ehlivukuf tarafındandan tamamına (800) lira kıymet takdir edilen Burgazadasmda Çarşı ve Karakol sokağında 28; 5; 7 No. Iı yekdiğerine roaklüp fırın ve dükkânı müş-temil hanenin tamamı açık arttırmaya vazedilmiş olduğundan 23/1/935 tarihine müsadif Çarşamba günü saat 14 ten 16 ya kadar dairede birinci arttırması icra edilecektir. Arttırma bedeli kıymeti muhamminenin % 75 ini bulduğu takdirde müş teriai üzerinde bırakılacaktır. Aksi takdirde en son arttırmanın taahhüdü baki kalmak üzere arttırma 15 gün daha temdit edilerek 7-2-93S tarihine müsadif Perşembe günü saat 14 ten 16 ya kadar keza dairemizde yapılacak ikinci açık arttır-masında arttırma bedeli kıymeti muhamminenin %75 ini bulmadığı takdirde satış 2280 No. tu kanun ahkâmına tevfikan geri bırakılır. Satış peşindir arttırmaya iştirak etmek isteyenlerin kıymeti muhamminenin %7,5 nisbctiude pey akçesi veya milli bir bankanın teminat mektubunu hamil bulunmaları lâzımdır. Haklan tapu sicilli ile sabit olmıyan ipotekli alacaklarda diğer alâkadaranın ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarım ve hu--usile faiz ve masarife dair olan iddialarını evrakı tnüsbi-teleri ile birlikte ilân tarihinden itibaren nihayet 20 gün zarfında dairemize bildirmeleri lâzımdır. Aksi takdirde haklan tapu Sicilli ile sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar mıterakim vergi, tenviriye, tanzifiyeden mütevellit belediye ru-umu ve vak.f borçları torçluya aittir. Daha fazla ma-lûm.t almak isteyenler 1-1-935 tarihinden itibaren her ke,.n görebilmesi için ds.rcde açık bulundurulacak arttırma şartı— mesı ile 934 / 6107 numaralı dosyaya müracaatla mezkûr dos yada mevcut vesaiki görebilecekleri ilân olunur. (86U9,
pS'S
Unutmayınız ki:
Balo mevsimi geldi
İmtiyaz sahibi: Ali.
Umumi neşriyatı idare cd.o y*u işleri nrtdûrû: C. Hıktnrl Matbaai Ebûzziya
liân
Asliye Mahkemeleri İkinci-yenileme Bürosundan:
Davsa Kenan tarafından Kadıköyûnde Allıyol ağzında Vişne sokak 9 numarada oturan Miinire aleyhine açjlan boşanma davacının yenilenmesi esnasında: Müddcaalcyhinc ika-
roetgâhuun meçhulıyetı basebi-e ilâncn tebligat icrasına karar verilmiş olduğundan tetki-katın icra kılınacağı 12/1/935 tarihine müsadif Cumartesi saat 14 te büroda hazır bulunması lüzumu tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur.
Sultanahmet birinci sulh hukuk hâkimliğinden:
Davacı gümrükler umum müdürlüğünün Beşiktaşta Kılıçaii mahallesinde Fıstık sokağında 20 numaralı evde oturan Talât hakkında açılan alııcalc davası üzerine müddeaa’eyhe celpname yazılarak gönderilmişse de oturduğu ınahal meçhul olduğundan geri gönderilmiş olması üzerine bu kerre ilâncn tebligat ifasına ve muhakemenin dc 7 - 1 - 935 tarihinde 14 dc mahkemeye gelmesine kırar verilmiş ve gelmediği halde hakkında gıyadcn muhakeme yapılacağı ilâncn tebliğ olunur.
MÜCEVHER
İsteyenler için
Emniyet Sandığı Müdürlüğünden
Borcu ödenmiyea rehinler Sandığımız bolünde Gösterilmeğe başlanmıştır.
Pırlanta,Elmas, Altın ve Gümüş Özerin» her tOrlO »tefinizi gidermeden avvet bu zengin koltek-•iyoaUrı gürmek menfaatlannua nygvn düşer. Sancımızın SaodalUde^mıindaki Satış günü ÇARŞAMBA dır. “8378,,
1935 Cep muhtıraları
Ticarethanesidir. Fiyatlar çok ucuzdur.görünüz. (6089)
Rus Antrasit ve Alman Koku
Ev sobaları ve salamandralarına mahsus
EN EHVEN FİAT - EN İYİ MAL
Antrasit 33 kiloluk mühürlü çuvallar içinde teslim ediyoruz. Siparişlerinizi yapmadan evvel bir kere müracaat ediniz “ATLAS,, MAHRUKAT İS. - S. KORHANÎDİS veŞKl Galata Rıhtım caddesi N. 25. Telefon 40019
fnhisadar^U^Tüdürlüğünden:^J
■‘40., Metre mik'abı çıralı tahta.
idaremiz için «Atın alınacak bu tahtaları vermek isteyenlerin şartnameyi gördükten sonra fiat vermek üzere j“ % 7,5 . temi-riatlariyle beraber "29-12-934„ Cumartesi günü saat 15 te Ci-balide a'ım, satım şubesine müracaatları. "8593„
AKGUN
KADIN TERZİHANESİ
Her ay Almanyadan yeni modeller getiriyor Şık ve ucuz elbise yapıyor Bı-şîktaş Dere Caddesi 131 numara