s-

Başmuharriri: Mümtaz Faik FENİK
22
I ARALIK 1950
| Yıl: 2— No. 598
Denizciler Caddesi: 8 Posta Kutusu: 193 — ANKARA Telgraf: Zafer Gazetesi Ankara Başmuharrir.............. 1688Z
Yazı tşleri...............15315
İdare ve İlân.............15819
Fiyatı Her Yerde 10 Kuruştur.
l
R
Bugün 2 nci Sayfamızda
ASKERÎ BAHİSLER
Yazan: HAZE
Cumhurbaşkanının koruyucu başkanlığında kurulan

Göçmen Yardım Birliği toplandı
Dün yapılan ilk kuruluş toplantısında
Göçmenlere yardım
llaşbaka nımız Adnan Menderes ve diğer delegeler
Cumhurbaşkanımız şahsi
kanaatlerini açıkladı
Birliğin tüzüğü dün hazırlandı
Bu sabahki toplantıda birliğin İdare Kurulu seçimi yapılacak
Memleketimize gelen Ve ilerde gelecek olan göçmenlere yapılacak sağlık, nakil, iaşe ve iskân gibi devlete ait hizmetlere yardımcı olmak üzere Cumhurbaşkanımız Celâl Boyarın himaye-
Icri altında kurulan «Göçmen ve Mülteciler Türkiye Yardjn Birliği» ilk toplantısını dün sabah saat 11 de Kızılay Genel Merkez binasında Cumhurbaşkanı (Sonu Sa. 4 Sü. 6 da)
Cumhurbaşkanım)
birliği beyannamesi
Beyanname birlik başkanı Refik Koraltan tarafından radyoile yayınlandı
Göçmen dâvâsı ve insanlık!
Mümtaz Faik FENİK
Bulgarların tam kış aylarına isabet eden bir zamanda başımıza bir göçmen gailesi açmağa kalktığı kimsenin meçhulü değildir. Bu nevi tehcirler, komünistlerin öteden beri komşu-lerına karşı tatbik etlikleri soğuk harbin malûm bir metodudur. On binlerce Türkü, ellerindekini, avuçlarındakini alarak bir hamlede sürgün etmek, doğrudan doğruya ne insanlık ve ne de medeniyet fikirleriyle asla telif edilemiyen bir harekettir; ve hattâ kelimenin tam mânasiylo, bir nevi millctlora-rası Zorbalıktır.
Bize iltica eden kardeşlerimize şefkat kollarımızı açmak kadar tabii bir şey olamaz: ancak şuhu ifade etmek lâzımdır ki, her memleketin de muayyen bir zamanda alabileceği göçmen miktarına ait kabiliyetini do daima göz önünde bulundurmak gerektir.
Buna rağmen hükümetimiz. Bulgaristan'da bin bir türlü mahrumiyet içinde yaşayan, zulüm gören, Turkleri bir an evvel bulundukları feci durumdan kurtarmak için elinden gelen bütün gayreti sarfetmekte ve göçmen işlerini tanzim için her türlü tedbirleri alarak müm kün olduğu kadar fazla Türk'ü kısa bir zamanda Bulgarların diriden kurtarmağa çalışmaktadır.
Türkiye'nin yaptığı bu fedakârlık. sade Türkler arasında değil, bütün dünyada insan haklarını müdafaa eden memleketlerde de her halde büyük bir alâka ile karşılanacak, ve Türk milletinin bu gayreti, sulh sever milletler tarafından yapı-
lacak maddi ve manevi yardımlarla desteklenecektir. Çünkü hâdise sade Türkiye çapında değil, belki insanlık çapında bir ehemmiyet taşımaktadır.
Şurasını memnunlukla kay-(Sonu SaJ 4 Sü- 4 te)
Ceza Kanunu tâdilâtı
Gazetecilerin iştirakile Başbakanlıkta dün bir toplantı yapıldı
Türk Ceza Kanununun tadiline dair tasarı hakkında, görüşlerini lirldirmek üzere şehrimizde bulunan İstanbul Gazeteciler Cemiyeti mümessilleri dün de te-(Sonu So. 4 Sü. 5 te)
Akdeniz bölgesinin müdafaa mesuliyeti İngiltere^ ile Türkiye ve Yunanistana verilecek
londro, 21 (0.0.) (United Press)
— Ingiltere, Fransa ve Birleşik Amerika yârın Sovyet Rusyaya birer nota yererek Doğu ile Batı arasındaki anlaşmazlıkları sulh yoliyle halletmek içîn Rusyayı
(Sonu Sa. 4 Sü. 3 te)
Kooperatif çiler dün toplandılar
I
Kongreyi açan Ekonomi Bakanı dâvanın ehemmiyetini belirtti
Dünya kooperatifçiliğinin ı 106 ncı yıldönümüne rastlıyan | uün, saat 10 da, Dil ve Tarih -Coğrafya Fakültesi salonunda, Üçüncü Kooperatifçilik Kong-ıesi toplanmıştır. ,
Kongrede, Devlet Bakanı
ı Fevzi Lutfi Karaosmanoğlu, E-[konomi ve Ticaret Bakanı Züh-tü Velibcşe, İşletmeler Bakanı Prof. Muhlis Ete, Bakanlık müsteşarları, milletvekilleri, dâ vetliler ve 300 e yakın koope-Sonu Sa 4 Sü. 8 de)
Günün mevzuu
Göçmenlere yardım birliği buglin de toplanıyor
Göçmen ve Mültecilere Yardım Birliği Başkanlığından:
Birliğimiz ikinci toplantısını bugün saat 10 da Kızılay Genel Merkezinde yapacaktır. Bu toplantıda Birliğin İdare Kurulu seçimi yapılacağından kurucu üyelerin teşrifi rica olu-
Millî Birliği korumalıyız..
Birleşmi; Milletler nizamına ve dünya MÜlhuna . fitli ve silâhlı tecavüz olmuştur. Bü düzeni korumak ve tecavüzü tardetrnek i-çin Birleşmiş Milletler ehemmiyetsiz sayılamayacak otdtılbrla haı-p halindedir. Çin, İspanya, Habeşistan harpleri nasıl İkinci Dünya Harbinin peşrevleri ol-
MI A.MMEIl AÇAKANT II .Zonguldak Milletvekili» I
hfuşs'a’bugün Çin civarında ve Çin kıtalariyle yapılan savaşların üçüncü dünya harbinin başlangıcı olduğu hakkında gayet (Sonu Sa. 2 Sü. 1 dc)
Bütün Türkler göçmenlerinin
Göçmen ve mültecilere Türkiye Yardım Birliği tarafından hazırlanan ve dün saat 20 de göçmen ve mültecilere Türkiye Yardım Birliği Başkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İçel Milletvekili Refik Koraltan tarafından radyo ile yayınlanan beyannamenin metni a-şağıdadır:
«Muhterem vatandaşlar, hür dünvanın hak koruyan muhterem insanları.
Bir müddettir milletler ve insanlar arasındaki münasebetleri normal mecralardan .uzaklaştıran dün^a ha) Ve şartlarının yarattığı, yeni bir durum karşısında bulunuyoruz. Yüz binlerce insan, asırlardır bağlı bulundukları topraklardan ve köklerden kopuyor, bütün mal ve mülklerini terk ve göç etmek zorunda kalıyorlar.
Dünya durumunun ıstırabını böyle bir şekilde çekenler Türk kardeşlerimizdir, OsmanlI İmparatorluğu kısım kısım tasfiye geçirirken, can ve mallarını yeni kurulan hü kumetiere ahidnamelerle e-manet bıraktığımız insanlardır. Bu itibarla yeni duru-doğurduğu
Bulgaristandan gelen imdadına koşmaya davet ediliyor
General Gürler
Turk milleti maruzdur. Fakat aynı zamanda bu acı bütün insanlığındır. Çün kü gelişen vaziyet insanlığın en mukaddes tutuğu haklarla alâkalıdır.
Göç eden kardeşlerimizi ya şatmak ve kendilerini hürriyete ve diğer insanca nimetlere kavuşturmak için Türk milleti elinden gelen her fe-
dyoda konuşurken dakârlığt yapmaktan kalmıyacaktır. Fakat n( ki bu fedakârlık maddî tâ-katla mukayyettir. Uziın yıl-lardanberi totaliterliğin tehdidine karşı yüz binlerce eV-lâdını silâh altında tutarak kendi şeref ve bekasına ve aynı zamanda hür dünyanın varlığına bekçilik eden Türk (Sonu Sa- 4 Sü- 5 te)
ZiraatBankasma
halkın itimadı
f Dükkanları ı Kooperatifinin iı diği dükkânları den çarşı dün sı da Ankara Milletvekili Osman Şevki Çiçekdağ’m bir konuşmasiyle açılmıştır.
Bundan sonra Halk Bankası Genel Miidiirü Nusret Uzgören, Belediye Başkanı Atıf Benderlioğlıı ve iki kooperatif üyesi birer konuşma yapmışlardır.
Resimde Belediye Başkanı Atıf Benderlioğlıı halka hitabederken görülmektedir.
dün hareket etli
Çiftçiye kredi temini için çıkarılan istikraz tahvilleri
Cumhuriyeti Ziraat ırafından ihraç olunan
:i tertip yüzde 7 faizli 20 on liralık istikraz tahvillerinin kısa bir zamanda ve satış müddeti daha dolmadan tamamen satılmıştır. Kendisinden ihtisaslarını rica eden gazetecilere Banka Genel Müdürü Mithat
tamamen satıldı
Dürge şu izahatı vermiştir:
•— Bankamızın yüz yıla yak-
(Sonu Sa. 4 Sü. 2 de)
AkINTHA---1
I____KÜREK
Koredeki birliğimizi teftiş edecek olan Şahap Gürler İstanbuldan uçakla Tokyo’ya gidecek
Genelkurmay teftiş kurulu başkam Korgeneral Şahap Gürler Koredeki savaş birliğimizi teftiş
etmek maksadiyle dün akşam ekspresle Tûkyoya gitmek üzere Istanbula hareket etmiştir.
Beraberinde hava binbaşısı Cevdet Zeybek olduğu halde dün akşam şehrimizden ayrılan Korgeneral Şahap Gürler garda, yüksek askerî şûra üyelerinden Orgeneral İzzettin Aksalur, Orgeneral Muzaffer Tuğsgvul, Jandarma Genel Komutam Ke-mal Yaşınkılıç, Genelkurmay H rekat Başkanı Korgeneral suf Egeli, Hava Kuvvetleri mutam Korgeneral Muzaffeı Göksenin, Kara Kuvvetleri Kur-
Memleketin
İktisadî
durumu
Muhtar Başkurt mühim bir sözlü soru verdi
Ya ustaca direksiyon kullanmasaydı?
asim Gülek Kozan'dan Adana'ya giderken otomobili bizzat kendi kütlanıyormuş.. Fakat bir aralık bir kaza yapmış ve arabayı yedi sekiz metrelik bir hendeğe yuvarlamış!..
Genel Sekretere atlattığı bu kazadan dolayı geçmiş olsun derken, Ulus'un bu esnada Kasım Gülck'in çok ustaca direksiyon kullandığını yazmasına da hayret ettik doğrusuI.. Ya ustaca direksiyon kütlanmasa idi, olurdu?
Eskişehir Milletvekili Muhtar Başkurt
— Yazısı 3 üncü sayfada —1
Galiba, Kasım Gülek C.
P. nin direksiyonunu da ,n günlerde böyle ustaca kullanmaktadır!..
YEDEKÇİ
22 12/1950
Millî Birliği korumalıyız.»
(Bası 1 inci sayfada) ciddî görüş ve iddialar vardır. Salâhiyet sahibi makam ve şahsiyetler, önümüzdeki ayların harp için en münasip ve en çok korkulan aylar olduğunu belirtmektedirler. Vatanımız, tecavüzün sarkacağı sahanın sınırındadır ve bu tecavüzün ilk hedefi I olması ihtimali içindedir.
Bu fikirlerimizi muhalefette benimsemekte, söz ve yazı ile her gün belirtmekte olduğu için sunî bir harp heyecanı yaratarak iç politika münakaşa ve ten-kidleı-inden kendimizi kurtarmak gibi bir isnat ve ithamın en küçük bir gölgesi altında dahi kal-nııyacağımızdan emin' olarak üeri sürebiliyoruz.
Bir yeni dünya harbi karşısında 100 milyonluk Türk kütlesinden tek müstakil devlet ha-l’nde yaşıyan milletimizin bakası bahis mevzuudur. Yaşamak liyakat ve kudretine malik zinde milletler böyle varlıklarının teklikelerle karşılaştığı zamanlarda parti mücadelelerini bir tarafa bırakırlar ve devletin en büyük bir kudretle, en yüksek bir şeref ve itibarla vazifelerini karşılıyabilmesi için elbirliği e-derler. Büyük ümit ve sevinçle görüyoruz ki asil milletimiz bj ruh haletini göstermiştir. Buna uygun hareket eden matbuatımız, bütün dikkatini ve neşriyatının mühim kısmını bizi çev-reliyen dış tehlikeye tevcih 'etmiştir. Bu zaruretle Ulus gazetesi de günlerden beri başmakalelerini bu ölüm ve dirim dâvamıza hasr ve tahsis etmektedir. , Dünkü Ulus gazetesinde de sayın Nihat Erim, «Millî birliği ; korumalı» başlıklı makalesinde | hayatî ehemmiyette bir tehlike J karşısında bulunduğumuzdaki müşterek kanaatimizi açıklıya- i ıak millî birlik lüzumundan bahsetmektedirler. Fakat ne ya- | zık ki makalenin içinde lüzum- | suz bir istical ve telâş ile bu şe- ; kilde bir davet ile tenakuz teşkil ( edecek hükümlere varmakta ve ( bizi müşterek emniyet cephesin- ) de beraber çalışacağımız devletler ve bu devletlerin kurduğu bir cemiyete kargı kötülemektedir.
Sayın Erim’in makalesinde şu I satırları görmek bize çok ıstırap i vermiştir: «Devletin kabul ettiği insan haklan beyannamesi a- ı çıktan ihlâl olunmak istenmek- ’ tedir. Eğer bu yola gidilirse bi- c
Değerli bir bağış
Dr. Haldun Sarhan, çok de -ğerli eserlerden müteşekkil kütüphanesini Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesine bağışlamıştır. Profesörler Kurulu bu münosebet Ic su mektubu yayınlamıştır.
«Sayın Dr. Haldun Sarhan, refikaları sayın bayan Aliye Sarhan'a gerek pederleri rahmetli Prof. Dr. Akil Muhtar Oz-den'le valideleri Seniye Özdenden; ve kendilerine pederleri Seriye vekili rahmetli Mustafa Fevzi’den kalan kitaplarla biraderleri sayın Huldi Sarhan’a ait kitapları ceman 1121 kalemde 1492 adetlik bir koleksiyon halinde Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi kütüphanesine armağan ermişlerdir. Türkçe, Arapça, Almanca, Fransızca, İngilizce olmak üzere çoğu basma, bir kısmı yazma nadir eserlerden mürekkep koleksiyon, 14 bin ma-nüskriyi de ihtiva eden 100 bin ciltlik Fakülte kütüphanesinin Ta. rih Enstitüsü bölümünde umumun istifadesine arzolunacakhr.
Profesörler Kurulu bu değerli bağıştan dolayı sayın Dr. Haldun Sarhan'a teşekkür etmeyi kararlaştırmıştır.»
Muhabere Okulunda dünkü tören
Korede çarpışan kahraman birliğimiz için, dün saat 13.30 da. Mamaktaki Muhabere Okulunda bir ihtifal yapılmıştır.
Genelkurmay Muhabere Genel Başkam Tümgeneral Remzi Bil ■ sev’in de bulunduğu törene, İstiklâl Marşı ile boslanmış ve müteakiben, savaş birliğimizden şehit düşenlerin ruhunu taziz i-çin İhtiram vakfesinde bulunulmuştur.
Törende, başta Okul Komutanı Kurmay Yarbay Şevki Alsa-çıntı olmak üzere bir çok subay lar söz alarak konuşmuşlardır.
Bundan başka, evvelce Muhabere Okulunda bulunan, sonradan Kore birliğimize ilhtikak e-den ve şehit düşen muhabere teğmeni Tahir ün’ün ismini, o-kulun muhabere pavyonuna tok
) zi Avrupa konseyinde bayağı gi-. bi görmeleri ihtimal dışında de-- ğildir.» İşte bu satırlar ve bun-ı ların yarattığı ısıiraptır ki yıl-; lardanberidir matbuat sahasında kalem oynatmaktan uzak bulunduğum halde beni bu makaleyi . yazmıya sevketmiştir.
i Sayın Nihat Erim pekâlâ bilirler ve takdir ederler ki ken-ı d'lerinin sıfatlarını «titrlerini» • haiz olan bir zatın bu satırları ı hakikaten bir ideal ve müşterek cephe birliği kurduğumuz Avrupa konseyinde bizi iyi tanımıyaıı-lar üzerinde bir şüphe yaratabilir, bizi sevmiyenler elinde bir delil ve silâh olabilir. Atlantik Paktı gibi kollektif emniyet ittifaklarına girmemizde güçlükler yaratabilir. Millî varlık savaşında devletimizin haiz olması lâzım gelen en büyük şeref ve itibarı haiz olması prensibine zarar verebilir.
Daha az tehlikeli ve daha az vahim hallerde bile biz böyle hareket etmedik. Devletimizin de iştirak ettiği Avrupa konseyi memlekette kanun eşitliğine, insan hak ve hürriyetlerine fiilî ve samimî riayetimizi mutazam mın hükümleri ve teahhütleri ihtiva eyler. Kendilerinin Başbakan Yardımcısı olarak ve hususiyet verdikleri Halk Partisi hükümeti tasvip edilmek üzere bu anlaşmayı Meclise sundukları zaman biz memlekette insan hak ve hürriyetlerinin çiğnendiğinden şikâyet etmedik. Memlekette büyük ekseriyeti teşkil ettiğini iddia ettiğimiz - ki bu iddianın doğruluğu 14 mayıs seçimleriyle sabit olmuştur - Demokratların her günkü zulüm ve işkence hayatı içindeki ıstıraplarını anmadık. Bunları başka mevzulara, başka günlere bıraktık. Bir Halk Partisi hükümeti dahi olsa Avrupa konseyine karşı kendi kendimizi kötülemeği, yarının mesuliyet mevkiini yüklenmeğe namzet bir Parti olarak, kendi şerefimize ve mil lî menfaatlerimize uygun bul-

O gün Demokrat Parti Grupu adına kayıtsız şartsız muvafakatimizi bildirirken kullandığım şu cümleyi hatırlıyorum: ^Partiler haricinde ve partilerin üstünde Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti vardır, Türkiye devleti vardır.» Bunları işiten 400 Halk Partili Milletvekilinin kopardığı büyük alkış tufanı, sayın Erim'in bu hükmü millî bir hüküm olduğunu, buna göre hareket etmek lüzumunun millî vicdanın istediği bir zaruret olduğunu anlamaları icap ederdi. Biz kendilerinden çok daha tecrübesiz iken devletin şeref ve itibarını her şeyin üstünde tutmakta örnek olduk; bugün kendilerinden bunu istemek hakkımızdır. Bu hakkı, kendilerinin de millî varlığımız hakkındaki kaygularını Parti endişelerinin üstünde tutacakları hakkındaki hükümden alıyorum.
Yazılarının başlığını teşkil e-den «millî birliği korumalı, iba resini «millî birliği koruyalım» haline çevirdim. Çünkü: Millî birliği korumakta mesuliyetli ve salahiyetliler arasındayız.
Zonguldak Milletvekili
M. ALAKANT
— Herkes ne diyebilir ki?...
— öyle ne diyebilirler ki?... Deseler, deseler, senin Stanto-nun en iyi öğrencisi olmadığını söylerler... Francon senin
Keating hırsla:
— Hayır.. Schlinker maz... diye haykırdı.
Misis Keating:
— Muhakkak Schlink alır... diye ısrarla tekrarladı.
— Fakat..
— Ama bundan sana ne?.. Herkes ne derse desin sana ııe.. senin için rahat olduktan
— Siz hakikaten Franco-
— Francon’dan bana ne?.. Düşünecek başka bir şey kalmadı mı?.. Francon ne yaparsa yapsın beni alâkadar et-
— Fakat siz benim Fran-con’un yanına girmemi isterdiniz değil mi?.
— Hiç bir şey istediğim yok Petey.. Hareketlerinde da-
— Tabiî anneciğim. Biliyorum.. fakat.. Howard?..
Ciddî bir şekilde yardıma çağırıştı bu. Roark:
— İler iki ihtimal hakkında
&
İmzasız
ihbarlar
Askerî Bahisler
| Tarım Bakanı mektupların imza ve adresli olarak yazılmasını tekrar hatırlatıyor
Evvelce yaptığım tamime rağmen Bakanlığımıza bazı memurlar hakkında yine bir çok imzasız ve yanlış adres yazılmak suretiyle ihbar mektupları gönderilmektedir. Bunlar hiç bir muameleye tâbi tutulmamaktadır.
Sarih adres verilmek suretile yapılacak şikâyet ve ihbarların en kısa bir zamanda tahkik ve tetkik olunarak kanunî gereğinin derhal yerine getirileceğine bütün vatandaşlar emin olmalıdırlar.
İhbar ve şikâyette bulunanların hiç çekinmeden velev ki Bakanlığım teşkilâtında memur da olsalar adreslerini bildirmelerini rica ederim.
Gazi Liselilerin Kore'ye telgrafı
Ankara Gazi Lisesi öğrencileri dün bir toplantı yaparak Kore şehitlerinin hatırasını anmış ve General Yazıcıya aşağıdaki telgraf: göndermişlerdir:
«Uzak ufukların arkasında aynı gayelerin tahakkuku için çarpışan kahraman Türk gazileri; yaptıklarınızla iftihar ediyoruz. Göstermiş olduğunuz kah ranıanlık cevherini Türkün asîl kanından aldığınız ne kadar aşikâr... Kazandığınız zafer Kore ufuklarında asırlar boyunca bir meşale gibi yanacak. Türkün İlâhî kahramanlığının canlı bir şahidi olacaktır. Sizlerin zaferlerini işittikçe sevinç gözyaşı döken ana vatandan sonsuz selâm lar. Bu uğurda şehit olan kahramanlarımıza Tanrıdan mağfiret diler, geride kalanlara yeni gazalar dileriz.
Türk Gençlik Teşkilâtı Ankara şubesini ı çalışmaları
Türk Gençlik Teşkilâtı Ankara subesi 20 Aralık 1950 Çarşamba aktamı saat 20 de toplanarak yeni idore kurulu, haysiyet divanı ve murakabe kurullarını seçerek faaliyete başlamıştır. Ya-p.larr seçimde;
Başkanlığa, M. Suphi Çetin, başkanvekilliğine Orhan Toros-oğlu, sekreterliğe Necati Ergün-doğan, muhasipliğe Ziya Onal, akademik kol başkanlığına E. Ekrem Nur, basın - yayın kolu başkanlığına Nihad Ulkekul, spor kolu başkanlığına Mevlût Sami Dudak seçilmişlerdir.
Türk Gençlik Teşkilâtı Ankara Şubesi ili idare kurulu, yaptığı ilk toplantıyı müteakip, Kore sa-va$ birliğimize aşağıdaki telgrafı çekmiştir:
«Sayın General Tahsin Yazıcı, Dünya sulbünü korumak için, Korede emrinizde çarpışan kah raman birliğimizin gösterdikleri essiz basanlarından dolayı hepinizi candan kutlar, şehitlerimize Tanrıdan rahmet sağ kalanlara yeni basarılar dileriz.
Tanrı Türkü korusun.»
Türk Gençlik Teşkilâtı Ankara Şubesi
^İÇİMİZDEKİ CEVHER
ne düşündüğünü siz de pekâlâ bilirsiniz Peter, dedi. Şu halde ehvenişer olanını tercih e-dersiniz. Güzel sanatlarda öğreneceğiniz ne var? Rönesans üslûbunda bir takım saray projeleriyle Fransız biçiminde operalar yapıp duracaksınız ve böylece sizdeki kabiliyetler de ölüp gidecek. Karşınıza mâni olan çıkmadığı takdirde pek âlâ güzel şeyler yaptığınız o-luyor. Gerçekten bilginizi arttırmak istiyorsanız çalışmağa başlamalısınız. Francon mendebur, budala herifin biridir. Ama ne de olsa onun yanında gene çalışıyorsunuz. Bu da bir an evvel kanatlanıp uçmanıza yardım eder.
Misis Keating:
— Mademki mesele kararlaştı.. dedi..
— Biraz dalıa düşünmem lâ-
Koredeki beş günlük savaşlara bir bakış
ore dağlarını kaplayan uteş kasırgaları, bomba r ve top tarrakaları nisbeten sıyrılıp dağılmış bulunduğundan Tugayımızdan da bir çok babayiğit Türkün ziyama mal olan bu muharebelerin kısaca gözden 1 geçirilmesini faydalı buluyoruz. ! Türkiye Cumhuriyeti hükiı-1 metinin realiteye uygun ve ce-• sur bir kararla zamanında Kore’ye yolladığı kahraman Tugayın bütün dünya ufuklarını çınlatan hamaset menkıbelerini gelecek nesiller tarih kitaplarında okuduğu vakit mert ve kahra-■ man bir ırkın ahfadı bulunmalarından doğan neyecan ve gururları sonsuz olacaktır.
• Cumhuriyet gazetesi. Koro Harp Muhabirinin 8 Aralık tarihli yazısında okuduğumuza göre Tugayımız zayiatının esir, yaralı ve şehit olarak 1000 kişiye varmış bulunduğu anlaşılı-
Gerek General Yazıcı’nın gazetelerde okuduğumuz raporu, gerekse yabancı harp muhabiı ve müşahitlerinin muharebenin cereyan tarzı hakkında verdikleri tafsilât gözönüne getirilirse bu zayiat nisbetinin hiç de mübalâğalı olamıyacağını kabul etmek yerinde olur.
Faruk Fenik’in raporunda birliklerimizin halen «silâhları ikmal. edilmiş bulunmasından bahsedilmesi de muharebenin çok çetin geçtiği hakkında ö-nemli bir işarettir.
Bizzat süngülü hücum ve müdafaa dalgaları arasında bulun-mıyan nakliye, sıhhiye ve iaşe teşkilâtiyle, posta ve hizmet erleri dahil olmak üzere bütün mevcudu nihayet 5000 kişiye vaımyan ve 8 - 10 misli üstün kızıl bir düşmanın devamlı tazyik ve taarruzları karşısında, 4 gün geceli gündüzlü ve daha ziyade bomba ve süngü hücumla-riyle savaşmanın ne kadar yıpratıcı olduğunu muharebe gömmemiş nesillerin tahayyül bile etmelerine İmkân yoktur. Bu sebeple bu zayiatı gayet normal addeylemek icabeder ve buna acımıyoruz da.
Hemen ilâve edelim ki bir insan ve bir Türk sıfatı ile bu zayiata içimiz kan ağlayor ve tarihten sonraya kadar içimiz sızlayarak şehit ve gazilerimizi rahmet, hürmet ve hayranlıkla yadedeceğiz. Onları ruhumuzun ta derinliklerinde yaşatacağız.
Fakat askerlik mefhumu içinde komutanlık vazife ve ruhiyatı normal muharebe zayiatına acımağa mânidir. Komutan, muharebe sahasında kıtalarını (ef-ali fedakârane) ye sevketmeğe mecburdur.
Bundan dolayı; onları acınacak zavallılar değil, süngüleriyle harikalar yaratmış, bütün Birleşmiş Milletler ordusunu süngülerinin himayesine almış kurtarmış, bütün medenî cihanın minnet ve hayranlığını kazanmış (ebedî hayat) a mazhar ) kahramanlardır.
Bundan daha üstün ve kutsal ( bir vazife olarak onlar Türk va- I
Yazan : Ayn Rand
zım anneciğim..
— Mademki artık mesele kararlaştı., ben de gidip size bir çikolata alayım. Ve elbisesini hışırdatarak odadan çıktı.
Keating odanın içinde bir a-şağı bir yukarı dolaşıyordu. Durdu, bir sigara yaktı. Bir kaç nefes çekti. Sonra Roark’a
— Şimdi siz ne yapacaksınız Howard?.. dedi.
— Ben mi?
— Sade kendimden bahset -tim. Annemin hakkımda iyi niyetler beslediğini biliyordum a-ma çıldırtıyor beııi.. Bırakalım bunları şimdi. Siz şimdi ne yapacaksınız?
— Nevyork’a gideceğim.
— Fevkalâde.. Orada iş mi ariyacaksinız?
— Evet iş arıyacağım.
— Şey., mühendislik mi?
İkinci Cihan Harbi kazanılalı yıllar geçtiği halde sulhun kurulması şöyle dursun, medeniyet cihanının üçüncü bir dünya harbine sürüklenmek üzere bulunmasının esbabı araştırılırken, İkinci Dünya Harbi biter bitmez, daha siyaset adamları henüz masa başından kalkmadan İtalya'da bulunan Amerikan ordusunun (Grevi) yapmasının gözden kaçmaması lâzımdır. Unutmamalıdır ki hayat ve hürriyet isteyenler onları her gün yeniden fethetmiye mecburdurlar.»
- Yazan : HAZE--------------------------
tanını ta Kore’den müdafaa edi- I pılıp da müdahaleye kalkışma- | yorlar. Bugünkü (Sathı nıüdu- mn R» faa) nın bütün küreye şâmil bulunduğunu artık herkes anla-
İşin bu cephesi böyle olmakla beraber muharebenin (sevk ve idaresi) bakımından bazı noktalar üzerinde önemle tevak kuf edilmek, bunları (Askerlik tekniği) nıehenginden geçirmenin faydalı olacağını düşünüyo-
En evvelâ, Türk Tugayı müstesna olarak, Birleşik Milletler kıtalarının, her hangi bir arazi kesiminde, esaslı bir mukavemet gösteımedert çekilmesidir. 2 nci cihan harbinin taptaze tecrübeleri ve en modem harp silâh ve vasıtalaıiyle teçhiz edilmiş ve bilhassa havada ezici bir üstünlüğe malik bulunan bir ordunun büyük müşkülât ve azim fedakârlıklarla elde etmiş bulunduğu setıatejik muvaffakiyet lerini, üstün kuvvetler karşısında dahi olsa, bu kadar kısa zamanda elden çıkarması dört gün dört gece çekilerek soluğu ta 38 inci arz dairesinin güneyinde alması bütün dünyayı velveleye vermiş bulunmaktadır.
General Mac Athur; bu tatsız ve intizamsız çekilmeğe sebep olarak, bitaraf Çin toprakları üzerinde keşif tayyareleri uçurmadığından ve bu süretle keşfedilmeden toplanmak fırsatını bulan üstün Çin kuvvetlerinin baskın tarzında taarruza geçtik lerinden bahsediyor.
Bu ifade; bir baskına karşı hazırlıksız ve tedbirsiz yakalanmayı mağdur gösterecek askerî kıymetten mahrumdur. Kaldı ki Çinliler; 38 inci arz dairesinin Amerikalılar tarafından şimale çekilmesi halinde, Çin ordulariy-le müdahale edeceklerini Pekindeki Hindistan âlçisi vasıtasiyle hem Vaşingtona, hem de Lon-draya daha evvel bildirmişlerdi. Bu haberin Mac Arthur’a ulaştırılmamış olması varid değildir. Bununla beraber; General Mac Arthur’ün Noel Yortularını evlerinde tes’id edecekleri yolunda kıtaata yayınladığı müjdeler, askerlerin muharebe şevk ve hevesini arttırmak maksadiyle basit psikolojik bir jest olarak kabul etmemek daha doğru olur. Bu tamimin esas muhatabı Çinlilerdir. Onlara demek istiyor ki: Birleşmiş Milletler ordusu; Kore’nin siyasî hududuna vardıktan sonra vazifesi bitmiş olacak ve bu suretle askerler kendi vatanlarına avdet eyliyecekler-dir. Binaenaleyh Çin ordusu sakın her hangi bir endişeye ka-
9
— Mühendislik Peter..
— Mükemmel çok memnun oldum. Bir tasavvurunuz var mı?
— Henry Cameron’un yanında çalışmayı düşünüyorum.
— Nasıl olur Howard?
Roard alaylı bir gülüşle güldü, cevap vermedi. —
— Olacak şey değil hu IIo-ward..
— Neden olmasın?
— Bitmiş bir adam artık o. Daha doğrusu adamdan sayılmaz artık. Yıllardır kimsenin onn iş bile verdiği yok. Ahır gibi bir yerde çalıştığını söy-liyorlar. Onun yanında kendinize nasıl bir istikbal hazırlı-yabilirsiniz? Ne öğrenebilirsiniz?,,
— Herhalde mühim bir şey öğrenmem. Mühendislik mesle-
sın. Bu tebligattan evvel de Mae Arthur daima Çinlilerin bir müdahalesinden endişe etmiş ve bu endişesini muhtelif vesilelerle ifade ve beyan eylemiş bulun duğuna göre, neden bir baskına kaı-şı tedbirsiz yakalandığı, bugün için, gayri kabili izah kalmaktadır.
Çin taarruzu başladıktan son-, ra veya başlıyacağı sıralarda Londra ve Vaşingtonun Çin top laklarına girilmiyeceği mealinde yaptıkları tebliğler ise çok 1 geç kalmış tedbirlerdi. Bu tebliğler, en geç, harekâtın 38 inci arz dairesi şimaline intikali sıralarında tatminkâr bir şekilde belki bir faydayı mucip olabilirdi.
Mançuri hududuna kadar bütün Kore’nin siyasî birliğini sağ lamak maksadiyle General Mac Arthur’ün taarruz kararı, prensip itibariyle, elbette ki gayet doğrudur. Fakat taarruza karar verirken emrindeki kıtaatın (taarruz kabiliyetini) ölçememek, tanımamak fena bir şeydir. Taarruz kararının sağlam mesnet lere dayanması şarttır. Taarruzda muvaffakiyeti sadece bir (malzeme bolluğu) ndan beklemek hatadır. Malzeme ne kadar bol ve mükemmel olursa olsun •sas olan faktör bu malzemeyi kullanacak olan «insan» dır.
Orduyu teşkil eden fertlerin her türlü fedakârane hareketlere atılacak derecede taarruz ruhu, taarruz zihniyeti ile yetiştirilmiş olmaları birinci şarttır. Bir süngü hücumunu istekle kabul edecek kadar yürek pekliği geliştirilmemiş askerlerin taaıru zu değil, müdafaayı dahi yapa-mıyacaklarını kabul etmek lâzımdır.
Çinlilerin «Kuvvet üstünlüğü* * halikındaki haberler pek değişik vc bilâ teselli oldu. Ve Birleşik Milletler ordusunun çekilme temposu hızlandıkça «Çinlilerin rı.ys: pek yüksekle. •• çıkarıldı Memleketi içinde Çinin milyonlarca kuvveti bulunduğu kimsenin meçhulü değildi. Fakat Kasım Sonu muharebelerinde taarruz için kullanılan Çin kuvvetinin yekûnunun 200 bini geçmediği muhtelif haberlerin tetkik ve mukayesesinden anlaşılıyor. Bunu isterseniz 250 bin olarak kabul edelim.
Buna mukabil Birleşik Milletler ordusu 150,000 den aşağı olmadığını ajans haberleri belirtmişti. Amerikalıların hava üstünlüğü hesaba katılmadan dahi bu nisbetin; bir savunma bakımından çok elverişli olduğu
Çeviren : Ş. TAYLAN
— Bütün istikbalinizi kendi elinizle nusil mahvedersiniz? Bugünkü... evet bugünkü hâdisenin size bir ders olacağını sanmıştım.
— Ders olmasına oldu.
— Beni dinleyin Howard, bu günkü hâdiseden sonra burada iş bulamıyacağınızı sanıyorsanız, size yardım edebilirim. Francon’a sizden bahseder...
— Teşekkür ederim Peter.. yardımınıza ihtiyacım olmıya-cuğını sanıyorum. Kararımı
— Sizi nasıl kandırdı?
— Kim?
— Cameron..
— Şir.ıdiye kadar yüzünü bile görmüş değilim.
O esnada kapının önünde bir klakson sesi duyuldu. Keatin-giıı aklı birden başına gelerek kapıya doğru atıldı ve elinde
meydandadır. •
Hele hava üstünlüğü de dikkate alınırsa Birleşik Milletleı ordusunun çok bahtiyar ve ferah bir savunma yapmalarını istemek yerinde olur.
Kaldı ki, General Mac Arthur’ ün bir gazete muhabirine verdiği beyanatta düşmanın sayıca üstünlüğünü Amerikalıların silâh ve malzeme çokulğu ve ateş kudretindeki üstünlükle telâfi et mekte bulunduğunu açıklamış-| tır. Şu halde bu sel gibi perişan çekilmenin hakikî sebebini ne-ıede aramalıdır? Bunu ancak istikbalde Kore harekâtının tarihi yazıldığı vakit öğrenebili-
KOMUTANLAR:
Muharebelerin bilhassa kritik safhalarında kıtalarının yanı başında, ve bizzat muhaı-ebenir) içinde bulunmakla muharebenin cereyanı üzerinde şahsî nüfuzlarını en tesirli surette hissettiril ler. Bu suretledir ki, bir muharebenin kötü şansını çok defa lehlerine çevirebilirler. Bir askerî birlik ne nisbette güvensiz olursa birlik komutanının şahsî nüfuzunu muharebe sahasında hissettirmesi o nisbette ehemmiyet kesbeder. Harp tarihi bunun sayısız misalleriyle
Halbuki Korede ne görüyoruz? En buhranlı gün olan taarruzun ikinci günü..... Ajans-
lar muharebedeki iki Amerikan ordu komutanının, tayyarelerine binerek soluğu Tokyoda Mak Aı-türün karargâhında aldıklarını bildirdiler. Bu gidişin sebebi ne olursa olsun, muharebenin | o buhranlı günlerinde gözlerini geriye çeviren askerlerin komuta mevkiini boş görmeleri kadar I maneviyat bozucu bir şey ola- j maz. İşin icabı aksinedir.
Böyle hengâmelerde normal olarak geride bulunan komutan-lariyle, daha ileride, kıtalarının ■yanı başınn gelmeleri lâzımdır. Bu bakımdan bizzat Mak Artür dahi muharebe sahasına koşarak kendini gösterseydi, muhakkaktır ki, bununla kıtalarına daha ziyade sebat ve savaşkanlık aşılayabiliı-di. Geriye giden bu generallere sayın Mac Aıthur’ün (Hoş geldiniz!) demiş olacağını hiç zannetmiyoruz. Zafere âşık olanlar aşkın icı -bettirdiği fedakârlığa katlanma dan bu nazlı sevgiliye asla kavuşamazlar.
Nihayet......! çekilme muha
cebesinin düğümü bakımından dikkatimizi çeken diğer bir nokta da, bütün sekizinci ordunun düşman ateş ve tesirlerinden siy rılıp kurtulması için Türk Tugayının (Artçıya) memur edilmesidir. Bu vazifeye sebep olarak ileri sürülen teori gayet enteresandır: Türk Tugayının ken dine mahsus motorlu nakil vasıtaları yokmuş... İster istemez yayan muharebe ederek çekilecek, onun için artçıya memur edilmiş imiş... Halbuki bütün askerî devletler talimatnamelerinde, bir müteaıife gibi malûm-
(Sonu 6 inci sayfada)
dolu bir tepsi ile içeri giren annesiyle karşılaştı.
— I’etey..
— Affedersiniz anneciğim, ı.'üthiş acelem var da... arkadaşlarla biraz çıkacaktık... Hayır hayır. Geç kalmam merak etmeyin. Yarın da Francon Me-yer’e girişimi kutlarız..
Annesini sıkı sıkı kucakladı. Neşeyle merdivenlere doğru sıtıldı. Odasında her tarafı da
ğıtarak giyinmeğe çalışırken aklına Nevyotk'a bir telgraf çekmek geldi. Ve derhal bir kâğıda onun suretini karaladı: .Sevgili Katie. Francon’la çalışacağım. Nevyork’a hareket ediyorum..»


Henry Cameron’la rekabete girişmek bir zamanlar Nev-york mühendislerinin aklına bile gelmezdi, işi öyle başından aşkındı ki ona bir proje yaptırabilmek için iki yıl evvelden sipariş vermek lâzımdı.
Zayıf, kısa boylu, iyi giyinen bir adamdı. Öküz gibi çalışır, bazan uyumağı bile akıl edemediği, yemek yemeği unut tuğu zamanlar olurdu.
(Devam edecek)
Aka'dan Fıkralar.
Çöp harbi !?
Cihan harblerinde türlüsünü gördük: Topyekun harb, çıkarma harbi, tank harbi, V2 harbi, baskın harbi, uçak harbi filân...
Ondan sonra da yenilerini işitip görüyoruz: Soğuk harb, sinir harbi, iktisadi harb, oyalama harbi, yıpratma harbi, ilânı harbsiz harb, yazı harbi, propaganda harbi ve saire...
Fakat hiç biri bizimkilerin icadeitikleri yeni harbe ulaşamıyor. Bu harb hem hoş oluyor, hem pek eğlenceli. Bunun adını ben (çöp harbi) koydum. Siz isterseniz fiske harbi deyiniz.
Hani bir ahbap vardır. Huyludur. En ufak sözden, şakadan huylanır. Meselâ bir öğle yemeğinden sonra kolluğuna yaslanmış, şekerleme kestirmektedir. Muzip dostun biri eline bir çöp alır, sirkeye batırır. Burnunun deliğine dokunur. Öteki hapşûû diye uyanıp fırlar. Gürültüye başlar. Seyirci dostlar da gülmekten kırılırlar. ,
Meselâ başka bir gün otobüs durağında kalabalık bir sıra kurulmuştur. Aynı dost çöpünü bu sefer kuru olarak, arkadan gizlice kulağına dokundurur. Ürküp sıçrar. Görünce yaygarayı koparır ve yine ortalığı gülüştürür. Bu çöp harbi bir dokun bin âh cinle kâse-i fağfurdan mıs-ıâına da benzemez. O acıklıcı.r. Bu da komik.
işte bizimkilerin iki üç ay-danberi yaptıkları bu çöp har-Lıdir. Meselâ birimiz bir gün r.utuk .çekerken arada bir iki kelime fulatıverir. Bu çöp dokunuşu karşıdakileri fena hâlde üzer. İyice ayarlanmış Ramazan davulu gibi güm güm öterler. Kelimeleri savuran hiç aldırmaz. Susar. Fakat karşıdakiler habire söylenirler. İsterler ki lâf uzasın. Fâkai kim aldırır? Meselâ başka bir gün bizimkilerden birisi beyanat verir. Beyanat arasında o da bir iki kelimeyi tutuşturulmuş arayıcı fişeği gibi ortaya salıverir. Sonra çekilip susar. Haydi bir patırdı daha. Sinirleri acemi elindo c kordedilmiş bağlama, tanbu-râ teli gibi gerildiği için notasız. falsolu sesler çıkarır ve karşılık bekler. Ama kimse tınmaz! Bir başka zaman da bizden birisi bir şey yazar. Araya bir iki kelime yerleştirip şuşar,, Karşıdan yine bir hengâmedir başlar. Fakat ne cevap var, ne ses, ne şada!
Bu »yi.-’Höş. alaylı, eğlenceli bir çöp harbi ama, sanırım ki biraz çok; oluyoruz. Biraz seyrekleştirsek insaflı bir şey olacak gibi geliyor bana. Git gide (bir dokun bin âh dinle..) mısraına;dönerse, o zaman yazık olacak Süleyman efen-
ü Aka GÜNDÜZ
Lokanta işçilerinin yeni toplantısı
Lokanta. Otel ve Eğlence Yerleri İsçileri Sendikası dün sendika merkezinde bir toplantı yaparak belediyenin aldığı son ka.ar üzerinde sendikanın takip edeceği yolu tâyin etmiştir. Dün alman kararlara göre sendika bölge çalışma müdürlüğüne mü racaatla yılbaşı gecesinde fazla mesai yapacak olan ahçılara fazla mesailerinin bedeli olarak saat basma % 50 zam talebile, bu zamların ve diğer belediyenin son karan ile tanınan haklarının isçilerin eline tam geçebil meşinin temini maksadile çalışma müdürlüğü tarafından iş yer lerine tebliğ yazılarak işverenle, rin nasıl hareket etmesinin lâzım geldiğinin bildirilmesini ve yılbaşı gecesi bölgenin tensip edeceği bir is müfejtişi ile, iki sendika mümessilinden teşekkül e-decek üç kşilik, heyet huzurunda yılbaşına ait isçi ücretlerinin isçilere verilmesi cihetine gidilmesini teklif etmişlerdir.
NÖBETÇİ ECZAHANELER Halk, Çankaya, Anafatalar
TAKVİM
22 Aral.k 1950 — Cuma
Rumî: 1366 — Aralık 9
Hicri: 1370 — R. Evvel 12
22/12/1950
ZAFER
Sayfa: 3
DısPolitika
Elbe - Rhin
müdafaası
A-
Vaşington’da Fransızlarla merikahlar arasında cereyan eden müzakerelerde, sonra da Atlantik Konseyi müşaverelerinde, Doğudan gelmesi muhtemel bir tecavüze karşı müdafaanın Rhin üzerinde mi, yoksa Elbe hududunda mı kurulması lâzım geldiği bahis mevzuu olmuştur. Bu mesele bugün halledilmiş gibidir. Zira, Almanya-nın Batı Avrupa müdafaasına resmen kabulü bu sistemin tabii hudutlarını Elbe üzerine götürmüş demektir. Bununla beraber, bir noktayı hatırlamak lâzımdır ki, bugün için Elbe üzerinde hiç bir batılı kuvvet mevcut değildir. Amerikalı bir albayın dediği gibi, bu hudut, bir müdafaa cephesi değil, batılılar için olsa olsa bir rical sembolüdür. Filhakika, harita göz önüne getirilecek olursa, batılı işgal kuvvetlerinin bahis mevzuu hudutla hemen hiç bir alâkaları bulunmadığı görülür.
Fakat ne olsa, madem ki bir karar verilmiştir ve bir müdafaa hattı kurulacaktır. Doğu Almanya'nın müzahareti ümidiyle dahi olsa vaziyet yine karışıktır. Şöyle ki:
Son kararlar akabinde seslerini yükselten Alman generalleri, bizim şahsî istihbaratımıza göre, Elbe - Rhin bölgesinin Doğudan gelecek bir tecavüze karşı muvaffakiyetle koruna^ bilmesi için en azdan*50 tümen askere ve yine en azdan 30 zırh lı tümene ihtiyaç olduğunu bildirmişlerdir. Halbuki, Atlantik müdafaa sistemi ancak iki yıl sonra, 60 tümeni, o da nasıl1 teçhiz edileceği tasrih olunmaksızın, ortaya çıkarmak tasarısı üzerine vazedilmiştir.
Bundan başka, Fransızlar. daha evvelki yazılarımızda da arzettiğimiz gibi, Maginot ü-zerinde ısrar eder gibidirler. Yani, Fransız gazetelerinin neşriyatından, Fransa'nın Avrupa müdafaasını Maginot üzerine tekBİf ettirmeyi istedikleri intibaı uyanmaktadır.
Amerika için bundan daha güzel bir hal tarzı olamaz. Zira, en az bugün, Amerika nazarında cepheleri daraltmanın faydası büyüktür. Hal böyle olunca, Amerika, Avrupa savunmasına Almanya'nın da kabulü 1-çin Fransa ile niçin pençe pençeye gelmiştir suali varittir.
Bunun iki cevabı olabilir. Birincisi, Rhin müdafaa hattı o-larak kabul edildiği) takdirde, geçen harbie olduğu ;gibi açıkta kalacak ve çiğnenecok olan şimal Avrupa devletlerinin şiddetli itiraz ve sızlanmalarıdır. Brüksel konferansında Belçika murahhasının bu konudaki beyanatı, mesele hakkında oldukça sarih fikirler verecek kadar açıktır. Şimalliler, Atlantik savunmasının, değil Akdeniz'e, hattâ güney Fransa hudutlarına kadar teşmiline aleyhtardırlar.
İkinci sebebe gelince; bu, Avrupa savunması yolunda insan gücü kıtlığını ifade eder. Almanya'nın müşterek savunmayı kabulü kadar İtalya’nın 15 tümen teşkiline müsaade edil mesi ve hattâ düne kadar afa-roz edilmiş durumda bulunan diktatör Franco'nun tekrar bağra basılması bundandır.
Elbe - Rhin müdafaa bölgesinin ortaya attığı mesele, bir bakıma böyle de düşünülebilir.
Mücahit TOPALAK
Avrupa siyaseti bakımından
Acheson şiddetli tenkide uğradı
Acheson gazetecilere konferansın muvaffakiyetle neticelendiğini bildirdi Vaşington, 21 (AP) — Ame- .Sulhun temini için yegâne ça-ıika Dışişleri Bakanı Dean re budur.»
Acheson, Bugün Avrupa'ya yapmış olduğu en kısa fakat en kat'î neticeli seyahatinden dönmüştür. Fakat, kendisi gelir gel-
mez Avrupa’daki siyaseti bakımından cumhuriyetçilerin en sert tenkitleriyle karşılaşmaktadır.
Kendisini saran gazeteciler Dean Acheson'a şu suali sormuş-
.Brüksel anlaşması hazırlanırken, alman kararların sulhü temin edeceğine inanıyor muydıı-
Dean Acheson bu suale şu cevabı vermiştir:
Staline telgraf
“ İstilâ hareketlerine
artık bir son ver,,
Manila, 21 a.a. — (United Press): Filipin eski muharipler cemiyeti, Stalin’e doğum günü münasebetiyle gönderdiği bir tebrik telgrafında Sovyet liderinden «eğer hakikaten barış istiyorsa, istilâ hareketlerine bir son vermesini, istemiş ve şöyle
demiştir:
«Komünistler, hür filipinler
hükümetini tanımamış
oldukla-
rından bu mesajı size Birleşmiş Milletler vasıtasiyle gönderiyo-
ruz ve siz Joseph Stalin’i ve Kore, Tibet ve Malezya’da hale-
den komünist liderleri tebrik e-
derken eğer hakikaten barış arzu ediyorsanız tecavüz ve istilâ hareketlerine son veimenizi ri-
Suriye'de suikastler
Şam, 21 a.a. — (İteuteı): Suriye eski müdafaa bâkahı Ahmet Şarabati ve diğer 13 şahıs İngiliz ve Amerikan elçiliklerine bomba atmak ve suikast tertibiyle itham edilen Arap falanjistlerine yardım etmek suçuyla askerî ağır ceza mahkemesine verilmişlerdir.
Askerî baş savcı falanjistlere paraca yardımda bulunmakla itham edilen eski bakanın yedi sene hapis cezasına çarptırılmasını istemiştir.
Düşen bir uçak
Manila, 21 a.a. — (AFP): Yedisi mürettebat olmak üzere i-çindeki 37 kişi ile birlikte geçen sah günü kaybolduğu haber verilen bir Amerikan askerî taşıt uçağı perşembe sabahı Baguino-nun 25 kilometre kuzeyinde görülmüştür.
Uçak takriben 3000 metre yük peklikte bir dağın yamacına düşmüştür. Kaza mahalline paraşütçüler atılacaktır.

şunları ilâve et-
. Konferans son derece muvaffakiyetle neticelenmiştir..
Başkan Truman’la gündelik öğle konferansını yapacak olan Mr. Dean Acheson, en kısa bir
zamanda Ayan ve
Temsilciler
Meclisi Dışişleri komiteleri hu-
zurunda konuşacaktır. Belki de bu kapalı celsede, Mr. Acheson,
dün gece eski cumhurbaşkanla-
rından Herbeıt Hoover’in basın
toplantısında bahsettiği cumhuriyetçi taarruziyle karşılaşacak-
Shirley Temple
Sinema sahasından ayrılmaya karar verdi
San-Fıancisco, 21 (AP) — Shirley Temple, dün, kat’î olarak sinema sahasından ayrılmıya karar verdiğini bildirmiştir.
Artist, kocaşı Charles Black ile izdivacını kastederek «Şimdi, Charles ile bir kontrat imzaladım ve bu imzalıyacağım yegâne kontrattır.», demiştir.
Dün Shirley ve kocası bir otomobil kazası geçirin işlerse de ya ralanmamışlardır.
Yeni bir taçlı düğüne doğru
Brüksel,. 21 a.a. — (Reuter):
Splcu bağımsız . (Combat) gaze tesiriin bildirdiğine göre Belçika
Kralı- Leopold Fransız tahtının vârisi olduğunu iddia eden Kont de. Paıis'dfen en büyük kızı Prenses’İsabeUe’in Prens Baudouin i-le evlenmesine muvafakat edip
etmi^eceğini -sorhıuştur.
Prens Baudouin önümüzdeki
sene Belçika Kralı olacaktır. Kral Leopold ve Kont de Pa-
ris, haberi teyıd veya tekzip etmekten kaçınmıştır.
Irak Ana Kraliçesi vefat etti
Amman, 21 (AP) — Irak Ana Kraliçesi Aliye, bugün Bağdat-
taki sarayında vefat etmiştir.
Krâliçe 38 yaşında idi. Sene başında Londra hastahanelerinden
birinde ameliyat geçirmiş olan Prenses Aliyenin sıhhî durumu fenelaşınca, Irajc’ıp Londra Elçisi Emir Zaid İbn-Al Hüseyipin müracaatı üzerine Londranın ta-
nınmış
doktorlarından
James
Dow uçakla Bağdat'a gitmiştir.
Ana Kraliçe Aliye, 15 yaşındaki Kral Faysal’m annesidir.
Amerika’da gündeliklerin blokajı talebi
Zorla güzellik
Birkaç gündenberi Veteriner Fakültesi talebelerinin bazı taleplerde bulundukları, bunların kabul edilmemesi karşısında da derslere girmekten imtina ettikleri hakkındaki haberler birbirini takip etmektedir.
Bizim bildiğimize göre, bu talebeler kabul edilen nizamname gereğince fakültelerinin üniversiteye bağlandığını ileri sürerek, diğer fakültelere tanınan haklardan kendilerinin de istifade etmelerini istemektedirler.
Halbuki, Veteriner Fakültesi Dekanı, beyanatına göre bu işe yanaşmamakta ve Fakültenin Enstitü zamanında olduğu gibi idaresinde ısrar etmektedir. İlk bakışta, talebeleri haklı görmemek imkânını bulamadık. Çünkü, mademki Fakülte üniversiteye bağlanmıştır, diğer fakültelere verilen hakların buraya da verilmesi icabetmektedir.
437 talebenin günlerden beri, başvurmadığı yer kalmadığı halde, mesul makamlardan ses seda çıkmaması da çok manalı görülmektedir.
Bakanlık mı karışacak, üniversite senatosu mu karışacak? Bu işin salahiyetli makamı hangisi ise, bu meseleyi ele almalı. Haklıyı, haksızı ayırdedip bir karara varmalı ve umumî efkâra bildirmelidir.
Yoksa, talebeyi savcılığa vermekle, mekteple olan alâkasını kesmek ile, işin hallolunacağını zannetmek hılyalden ibarettir.
Zorla güzellik olmıyacağını kanın da bilmesi ve buna göre kanaatındaylz!
herkes gibi muhterem De-hareket etmesi icabeder
Hikmet YAZICIOĞLU
Pilot kursunu bitiren subayları
Türk Hava Kuruntunda dünkü tören
Etimesgut’taki Türk Hava Kuruntu lokalinde topçıı pilot kursunu bitiren subayların bröveleri diin morgsimle dağıtılmıştır. Ankara Valisi Necati İlter, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Korgeneral Fevzi Uçaner, Kurum Başkanı Dr. Celâl Maral ve basın mensuplarının da hazır bulunduğu merasim Hava Kurumu Başkanı Dr. Celâl Maral’ın bir konuşmasiyle acilmiş ve müteakiben merasimle bröveler tevzi edilmiştir. Resimde Vali Necati İlter bröve takarken görülmektedir.
Memleketin İktisadî durumu
Macaristan'ın kadın subayları
Viyana, 21 (AP) — Macaristan'ın kadın subaylarından bir kısmı bugün merasimle teğmen rütbesini almışlardır. 300 kadar subayın ilk partisini teşkil eden bu grup, teğmenlik rütbesini almadan, erkek askerler gibi sıkı bir eğitime tâbi tutulmuşlardır.
Tito her türlü tecavüze karşı müdafaaya hazır
Paris Radyosu, 21 (Basın -Yayın) — Yeni Yugoslav ordusunun kuruluşunun dokuzuncu yıldönümü münasebetiyle yayınladığı bir günlük emirde, Mareşal Tito, Yugoslav ordularını her türlü tecavüze karşı müdafaaya hazır olmıya dâvet etmiştir.
Paris Radyosu, 21 (Basın -Yayıp) — Büyük Amerikan sendikaları idarecileri, Başkan Tru-man’dan, gündeliklerin blokajı ile aynı zamanda bütün fiyatların da kontrole tâbi tutulmasını istemişlerdir. Başkan Truman bu talebi dikkatle inceliyeceğini
bildirmiştir. Sendikalar idareci-
leri, Başkanın, hali hazır nazik
durumda, kendilerinin işbirliğine
İmtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına Başmuharrir
MÜMTAZ FAİK FENİK
Bıı nüshada Yazı İşlerini Fiilen İdare Eden Fotin Fuad Basıldığı Yer: Güneş Matbaası — Ankara
Genel Kurmay Ordu Donatım dairesine alınacak Personel
güvenebileceğini beyan etmişlerdir.
Genelkurmay Başkanlığı Ordu Donatım Dairesi Başkanlığından bildirilmiştir:
Genelkurmay Ordu

Dairesine alınacak sivil personelin 20 Aralık 1950 tarihine ka-
dar iltihakları ilân edilmişti. Bu ilânın bazı yerlerde yeni duyul duğu vaki müracaattan anlaşılmaktadır. Uzak yerlerde bulu-
nanların mağduriyetini mucip olmamak üzere bu müddet 1 Ocak 1951 gününe kadar uzatılmıştır. Bu tarihe kadar müracaat etmi-
yenlcri haklarından vazgeçmiş olduklarının kabul edileceği ilân
JİCORE RÖPORTAJLAR!
Allah daima bizimle beraber
Yolda sulara katılan zehirler -Büyük taarruza doğru-Kızılları nasıl tanıyoruz-Hava iyileşiyor
Eskişehir Milletvekili Muhtar Başkurt tarafından, dünya buhranı muvacehesinde memleketimizin iktisadi durumu mevzuunda ittihaz olunmadı düşünülen tedbirler hakkında Başbakanın cevaplandırması ta lebiyle, Meclise önemli bir sözlü soru önergesi verilmiştir.
Soru sahibi şu hususların cevaplandırılmasını istemektedir:
«1 — Amerika Birleşik Devletlerinin üç buçuk milyonluk bir askerî kuvvet silâh altına a-larak kısmî seferberlik ilân ettiğini ve harb ekonomisi hazırlıklarına giriştiğini gazetelerde okumaktayız.
Bu halin memleketimiz ekonomik hayatı üzerine yapacağı tesirlerin ne şekilde karşılanacağı?
2 — Dünya siyasî vaziyetinin gün geçtikçe kararmakta oldu-
ğu bir vakıadır. Kopması muhtemel silâhlı bir mücadele için (ikinci dünya harbinde yaşadığımız fena tecrübeler de göz önüne alınarak) alınması düşürülen iktisadi tedbirler nelerdir? Ezcümle:
A) Fiyatları müstakar bir halde tutmak, karaborsa ve istifçiliği önlemek için ne gibi bir usul tatbik edilecektir?
B) Harb halinde temini müm kün olmıyan ithalât mallarından gerekli stoklar yapılmış mıdır?
C) Buğday istihsalimiz tabiî şartlara bağlı olduğuna göre mahsulün kıt olduğu yılların ihtiyaçları nasıl karşılanacaktır?
D) Halen elimizde akaryakıt ve münakale vasıtaları yedek malzemesi stoku var mıdır?»
...1 ■
Gazinolara - Lokantalara
15 kiloluk Standard sandıklarda yurdun en nefis, en iri elması, masalarınızı elbette ki tezyin eder. Fiyatlar ucuzdur. Başka kimsede bulamazsınız. Ancak toptancı Hal 29 numarada Cemil Dağlaroğlu. Telefon: 13587
DEKORASYON
MÛESSCSESİ
SALONLARIN TEZYİNATI İÇİN TABLOLAR-GRAVÜRLER MOBİLYALIK KUMAŞLAR «TÜLLER
BIVOĞLU İ/TİKLÂl CADN»353Tel: 40345
Cepheden haberler birbirini kovalıyor. Bu arada bazı halk haberleri de var. Komünist denilen mel’unun nelere başvurduğunu anlamak için her halde siz de bu haberleri öğrenilmek istiyorsunuz.. Bunlar hem istifade edilecek, hem ibret alınacak, hem de vakit geçirecek enteresan şeyler... Bu hınzırlar yol boyundaki bütün suları zehirli-yorlarmış. Yalnız zehir mi? Aynı zamanda mikroplıyor-larmış... Zehire pek bir şey demem ama mikroba zahmet ediyorlar... Çünkü zaten bu suların yüzde doksan dokuz buçuğu mikroplu; biz de ona karşı tedbirliyiz... Zehirin kuyulara tesiri olur ama akar suya ve çeşmeye var mıdır bilmem....
Öteye, beriye küçük küçük bombalar, lâğımlar, kurt kapan lan, insan avlıyan lâğımlar koy muşlar... İşte biraz bir şey. Daha doğrusu askerce bir tedbir ama bizlfer buna karşı da tedbirliyiz. Kaza olmaz mı acaba derseniz, tabiî olur., ve nihayet, evet nihayet Allahın dediği o-lur... Zaten de olacak..
Bundan başka şuraya, buraya atılmış ve acele terkedilmiş manzarası verilen bazı eşya varmış.. Bunlar fotoğraf makinesi, tabanca vesaireden tutun da saat ve hattâ düdüğe kadar bir sürü güzel eşya.. Dikkat çeken, göz »lan eşya.. Fakat el sürüldü mü derhal patlayan bomba... O halde mahiyetini bildiğimize göre buna karşı da hazırız...
Bir oyun daha var ki en kurnazca olduğu kadar en aptalca-sı da bu... Birtakım güzel kızları oraya buraya dağıtmak, bunları mülteci gibi hatlarımız» , iltica ettirmek... Akıllarınca bunlar muhafızları iğfal edecekler, hastalık aşılayacaklar.. Mümkün olursa küçücük bıçak-lariyle öldürecekler... İnsanın gayıiihtiyarî güleceği geliyor. Bu herifler bizi mutlaka baltacı zannetmişlerdir. Maamafih biz bu işe hem güldük, hem de tedbirimizi aldık... Böyleleri elimize geçerse kendi kendilerini yiyecekler, dudaklarına sürecek Türk ruju bulamıyacaklardır. Çatlasınlar haspalar...
Sağda solda dolaşanların hemen ekserisinin komünist olup olmadıklarını keşfetmenin çaresi bulundu. Bunlar diz ve dirseklerini açar bakarsanız; eğer nasırlı ise bunlar bolşeviktir. Sürünmeden ve gördükleri talim ve terbiye sisteminin neticesi.. Bu bir Mehmetçik buluşudur ve herkesin hayretini cej-betmiştir...
Buraya ayın on üçünde gelmiştik... O gün ve ertesi gün soğuk pek fazla idi. Ediınenin meşhur kuru soğuğu gibi her tarafı donduruyor. Yüzümüzü, gözümüzü âdeta kurutup köseleye çevirjyordu... O gün bir Amerikalı arkadaşla görüştüm:
— Çok soğuk, çok berbat, zannederim daha berbat olacak, dedi bana...
Bep cevap verdim:
— Zannetmem, yatın mutlaka iyileşir bu hava...
— Nereden biliyorsunuz, dedi. Yoksa yanınızda hassa meteoroloji âletleri mi var?
— Hayır, dedim.. Mademki biz geldik, hava da iyileşecektir. Görürsünüz..
Dediğim çıktı. Bugün ayın yirmisidir. Ve altı gündür bir bahar havası yaşıyoruz. Bu işe Amerikalı da hayret etmiş.. Bana Akesondan telefon etti.. (Hayret ediyorum, dostum, diyor. Her halde benden «akladığınız yeni bir keşfiniz vaı sizin bu işte.. Yoksa bu kadar isabete imkân yok..)
Ona olduğu gibi size de yemin edeyim. Hem vallah, hem de billâh havalar gayet iyidir ve bizim zaferimiz tahakkuk edinceye kadar da iyi olacaktır. Neden mi diyeceksiniz.. İzah edeyim:
Efendim, trenle îskenderuna geldiğimiz zaman müthiş bir
Poyrazoğlu
«Zafer'in Kore Harp Muhabiri»
lodös vardı. Biz vapura bindik, durdu. Süveyşe geldik, Şap Denizinde, Mendeb’e geldik, Hint
Denizinde, Singapur’a geldik.
denizinde dalga kalmadı..
Çin Ja-
Naegoya gezerek geldik.. Halbuki bu yolda bir sürü eşkiya var deniyordu.. Naegodan buraya kadar üç, dört mil yürüdük, bir yaz havası içinde.. Tabiî burada da böyle olacaktı..
Buna hâlâ sebep mi arıyorsunuz.... Al|ah biziıple beraber, şehit ruhlar bizimle beraber ve Peygamber bizimle beraber..
ponya açıklarındaki müthiş tayfun âdeti hilâfına bizi dolaştı geçti.. Pusan’a .geldik, iki gün
evvel etrafı param parça eden
Okyanus durmuştu.
Pusandan
Buna mukabil hiç mi sıkıntımız yok.. Buraya dansetmeğe gelmediğimize göre tabiî var... Haydi bunlardan bazılarını size de şöyliyeyim: .
(Devam edecek)
komisyonları
ADALET KOMÎSY.ONU SU KOMİSYONLARI — Bugün saat 10 da,
İÇİŞLERİ KOMİSYONU — Bugün saat 10 da,
1 — Çanakkale milletvekili Ömer Mart’ın. Bozcaada ve İmroz naili, yelerinin mahalli İdareleri hakkın-dakl 1151 sayılı kanunun 14 üncü maddesinin değiştirilmesine dair konun tekinini,
2 — Ankara .milletvekili Salflbad-dln Adilin, maden kanunu tekli, fini.
S — Konya milletvekili Muammer Obuz'un, memurin kanununun 37 ve 38 inci maddelerinin değiştirilmesine ve aynı kanuna geçici bir madde eklenmesine dair kanun teklifini görüşmek üzere,
TİCARET KOMtSYONU — Bu. gün saat 10 da. Erzurum milletvekili Sait Başak'ın, iş kanununun 5518 sayılı kanunla değiştirilen 1-klıicl maddesinin (B) fıkrasının • ve aynı kiınunür) 101 nci maddesinin değiştirilmesine dair kanun teklifini alt tasarıları görüşmek üzere topla, nacaklardır.
BÜTÇE KOMİSYONU.'— 22/12/ 1950 Cuma günü saat 10-da, Devlet Demiryolları ve' Limanları İsletme Genel Müdürlüğü 1950 yılı bütçesinde değişiklik yapılması hakkında
Hukukta Mahmut Esat günü Hukuk Fakültesi Talebe Derneği, Mahmut Esat Bozkurt’un ö-lümünün yıldönümü münasebetiy le, dün bir toplantı yapmıştır.
Toplantıyı, Fakülte Dekanı Faruk Eren bir nutukla açmış ve Kore şehitlerile Mahmut Esat'ın hatıraların» taziz için bir daki-kglık saygı durusuna davet et mistir.
Daha sonra kürsüye gelen Mahmut Esat’ın sınıf arkadaşla rından Süheyp Derbil, Mahmut Esatla olan arkadaşlık hatıralarım anlatmış ve uzun uzun alkışlanmıştır.
Ankaragücü temsil kolu Kıııkkale'ye gidiyor Demökral Parti Kırıkkale ilçesi 5 numaralı ocağının göçmenler yararıno tertip etmiş olduğu büyük müsamerede vazife alan Ankaragücü spor kulübü temsil kolu, 23 ve 24 Aralık geceleri epertuvannda bulunan eserleri temsil etmek üzere seçkin bir kadro ile önümüzdeki Cu -ıpartesi pünü Kınkkaleye gidecektir.
Sayfa: 4
ZAFER
22/12/1950
[LlLE^SUlTAKfc
Başmakaleden devam:
Yazan : Zuhuri DANIŞMAN
Tefrika No: 68

Göçmen dâvâsı ve insanlık!
Dün akşamki Mevlût
Hoca efendi, selât-ı Cumanın kılınmadığı zamanlar var mıdır?
Bu sırada Patronanın hatırına tehlikeli bir teşebbüs daha geldi. Yanında Kahveci Ali ve Muslu vardı. Onlara eğilerek :
(Cemiyetimiz gittikçe kalabalıklaşıyor. Ama, hepsi de kuru kalabalık. Kan dökmeğe gelince cümlesi firar eyler. Bize gözü kararmış, kan dökmekten korkmaz haşarat lâzımdır.)
Kahveci Ali merakla sordu: (BÖylesiııi nereden bulu-
(Ben buldum. Şimdi üç beş kol ayırınız. Her biri birer hapishaneye gitsin.. Bilcümle mahpusları salıversinler. Boan şart ki cümlesi müselle-lıaıı bize iltihak eylesinler!.)
kılmamak gerektir.
Bu, bir fetva idi. Derhal, kadı efendinin fetvası dcllâllar vasıtasiyle orada toplanan binlerce halka ilân edildi.
Et meydanı bir mahşer yeri gibi idi. Koca meydan çadırlar ve kazanlarla dolu idi. Çadır-
laıin ve kazanların etrafında korkunç çehreli şakiler, palalarını sallayarak, naralar ve küfürler savurarak dolaşıyor-
Cebeciler, topçular, top arabacıları, tersaneliler,
(Devam edecek)
Bu, tehlikeli, müthiş bir fikirdi. Bununla beraber bütün isyan reislerinin hoşuna gitti.
(Kola, hemen icra edelim.)
Dediler. Bunun üzerine kollar teşkir edildi ve Babacafeı-zindanına, Ağakapısııı», Hisarlarda ve Galatada bulunan
zindanlara, gönderildi.
Tersane zindanına
Bütün bu işler olurken öğle vakti de gelmişti. O gün Cuma idi. Herkes Cuma namazına gitmek üzere hazırlığa başladığı sırada Patrona Halil, hem palanın bir araya topladı:
— Bre ağalar!, dedi. Bir | kere bu cemiyet dağılırsa bir daha toplamak müşkül olur.
— Beli, öyledir. Ama neden dağılsın?
— Görmez misiniz, cümle esnaf, Cuma namazma gitme-
— Elbette.. Müslim olan namaza gider.
— Ama, bugün, o gün değildir.
— Ne yapalım?
— Kadı efendiden soralım. Mademki şerri şerif ile amel ederiz, şoı;-İ ş°’’if. gereğince Cuma namazı kılınmasın.
Bu katar üzerine yeni kadılığa geçirdikleri şuuru noksan hoca Deli îbıahimin yanına yaklaştılar. Patrona söze başladı:
— Hoca efendi, manın kılınmadığı var ıındır?
salât-ı Cu-zanıanlar
Deli İbrahim şaşırdı. Alık alık bakmağa başladı.
— Yok, dedi, mümkün değildir.
Patrona kaşlarını çattı. Sert bir sesle:
— Nice mümkün değildir. Ümmet-i işlâmiyenin bir mühim işi olur ve bu mühim iş Cuma namazı vaktine ıastge-lirse, hangisi tercih olunur.
— Ama bu..
— Hoca efendi, hoca efendi!. Taallül eyleme. Din ve memleket tehlikede olursa... Fetva vereceksin.
Deli İbıdhim titremeğe başladı. İki tarafına alık alık bakındı. Eşkıyanın çehrelerindeki şiddeti görünce ödü koptu.
— Nice fetva isteısiz?
— Bugün, Cuma namazı kılınmasın, diye fetva verıııelisi-
— Mademki öyle isteısiz.. İlân olunsun. Ümmet-i Muhammedi» din ve devlet uğruna hali harekette bulunduğu bir anda, Cuma cakti hulûl eylerse, ol gün Cuma namazını
TEŞEKKÜR
Eşim Güzin Başarslan'ın zor doğumu esnasında pek çok emeği geçen ve büyük bir hazakatla, eşim ve yavrumu muvaffakiyetli bir doğumla bana bağışlayan Gülhane Hastahanesi Doğum Kliniği doktorlarından Doç. Dr. Şerif Çan-ga. Doç. Dr. Alâeddin Or-hon'a bilhassa Dr. Bülent Sorguç’a, Dr. Kadriye Gök-çe'ye. Dr. Adnan Berkiz'e, Hemşire Nezihe Kip'e Ebe Sabire Talû’ya ve Ebe Cavidan Akyüz’e sonsuz teşekkürlerimi bildirmeyi borç bilirim.
Eşi: Gazetemiz Linotip Operatörü Şükrü Başarslan
Ziraat Bankası
(Baş tarafı 1 incide) laşaıı bir tarihi olduğu malûmdur. Bu uzun yıllar içinde memleketin zirai kredi ihtiyaçlarını en geniş ölçüde evvelâ kendi menbaalârımızla, bunlara ilâveten bankacılık tekniğinin müsaadesi nisbetinde diğer kaynaklarımızla karşılamıya çalışıyorduk. Bu sene uzun vâdeli ziraî ihtiyaçları daha geniş ölçüde tat ıııin edebilmek için yeni ,biı- kaynaktan faydalanmıya başladık.
5389) numaralı kanuna müsteniden ilk defa bu sene şubat a-yı ortasında yüzde 7 faizli on milyon liralık birinci tertip tahvil çıkarmış ve bunları vatandaşlarımızın bankamıza karşı gösterdikleri güvenin bir eseri olarak çok kısa zamanda satmıştık. Sayın Cumhuriyet Hükümetimizin almakta olduğu İktisadî kalkınma tedbirleri arasında ban kamıza düşen vazifeleri daha hamleli bir şekilde başarabilmek azmiyle 5389 sayılı kanunun ver diği salâhiyete dayanarak yeniden 20 milyon liralık tahvil çıkarılmıştır.
Birinci teıtipdekiler gibi her türlü vergi ve resimden muaf bulunan yüzde 7 faizli bu ikinci tertip tahvillerimiz, 15 günlük satış müddeti sona ermeden beş gün zarfında tamamen satılmış ve muhterem halkımızın gösterdiği büyük rağbet karşısında, vâki bazı taleplerin karşılanması mümkün olamamıştır.
Bugüne kadar münhasıran sanayi ve bayındırlık teşebbüslerine akan milli tasarruf, memleketiniz. tarihinde heıpe.n ilk defa olacak bu. kadar üzün vadeli ya tırlınlar için ziraî plasman sahasına akmıştır. Millî tasarruf ile memleketimizin İktisadî bakımdan bel kemiğini teşkil eden ziraî istihsal faaliyetimiz arasında daha geniş ve sıkı bir iş birliği ifade eden bu alâka bizi çok sevindirmiş ve gayretlerimize hız vermeğe teşvik etmiştir.
Ayrıca şu ciheti de memnuniyetle tebarüz ettirmek lâzımge-liı- ki, Millî tasarıüf, gittikçe artan bir ölçü ile menkul kıymetlere yatmaktadır. Bu da Sayın; Halkımızın İktisadî uyanıklık ve. olgunluğunun yeni ve önemli bir ifadesidir.
Her zaman memleket hizmetinde, daha ziyade bir âmme ve çiftçi müessesesi şuuıile çalışan Bankamız, bu işte de gördüğü ya kın alâkadan dolayı sayın halkımıza minnet ve şükranlarını sun mayı vazife bilir.
Tahvil satışlarından elde ettiğimiz paralar, çiftçilere % 3 aizle, maddî ve şahsî teminatın müsaadesi dahilinde olmak üzere, teşebbüsün mahiyetine, işletmeye sağlıyacağı faideye /e çiftçinin yıllık ödeme gücüne göre ayarlanan 12 yıla kadar uzun vâdeler ile ikraz edilmektedir.
Bu yeni kaynağımızla çiftçilerimiz; Ziraî İşletmeleri dahilinde:
1— Her türlü toprak islâhla-
2— Sulama, Kurutma ve su istilâsını önleme tesisleri,
3— Çayır tesis ve islâhı,
4— Meyva bahçelerini verim-lendirme,
5— Bizzat İşletme gayesile işletme ve arazî edindirme ve arazi genişletme,
6— Büyük makine ve malzeme edindirme,
7— İşletme hududu içinde ziraî inşa ve tesisleri,
8— Meyva bahçeleri tesis ve ihyası,
Mevzularında biraz daha geniş krediler ile teçhiz edilebilecek ve bu suretle ziraatimizin çeşitli mevzulardaki inkişafına daha geniş ölçüde hizmet edilmiş olacaktır.»
Avrupada üç müdafaa
mıntakası
(Baş tarafı 1 iticide) dörtlü bir konferansa davet edeceklerdir.
Resmi 'nailiz şahsiyetleri bu notaların yarın Vaşington, Londra vo Paristeki Sovyet büyük elçiliklerine sunulacağım söylemişlerdir.
İlâve edildiğine göre. batılı üç büyük devletin notaları, Sovyet Rusyanın 3 Kasımda verdiği Almanya meselesine ait notanın cevabını da ihtiva etmekledir.
Sovyet notasına verilen bu cevap, Amerika D şişleri Bakanı Acheson, Ingiltere Dışişleri Bo-kam Bevin ve Fransız Dışişleri Bakam Robert Schuman arasında Brükselde cereyan eden görüşmeyi müteakip kaleme alın-
Üç müdafaa bölgesi
Londra, 21 a.a. — (Reuter): Güvenilir kaynaklardan öğrenildiğine göre, Atlantik Paktı Savunma Bakanları ve askerî şef-’ leıi İskandinavya’dan Ortadoğu’ya kadar üç ayrı müdafaa bölgesi ihdasını düşünmektedirler.. General Eisenhower, başkomutan olarak Avrupa’ya gelinceye kadar kat’î plânlar yapılmıya-caktır. Müdafaa bölgesi şu şekilde olacaktır:
1 — Orta Avrupa bölgesi. Bu-, rayı bizzat Eisenhower müdafaa edecektir.
2 — Kuzey bölgesi. İskandinavya ve Baltık limanları. Bu bölgeyi Eisenhovver’e yardımcı bir komutan idare edecek ve o-nun vasıtasiyle Vaşingtondaki Atlantik Paktı genel karargâhı ile temas edecektir.
3 — Akdeniz bölgesi. Bu böl-; 'genin mesuliyetleri İngiliz mil-;
letler topluluğu, Ortadoğu memleketleri ve Atlantik paktı devletleriyle işbirliği yapan Türkiye’ ve Yunanistan üzerinde kalmaktadır. Bu bölgeye muhtemelen bir İngiliz komutanı tayin edilecektir. Bu bölge için iki görüş mevcuttur. Bir kısım burasının müstakil olmasını, diğer bir kısım ise Eisenhovver’ih merkezî idaresine bağlanmasını istehıek-
Eisenlıovver Avrupa’ya geldiği zaman genel karargâhını ıııuvak-, katen Paris’te kuracaktır.
Bazı kaynaklara göre General, daimî genel karargâhını daha doğuya kurmak niyetindedir. Muhtemelen burası Stıasbourg olacaktır.
Gürler hareket etti
(Baş tarafı 1 incide) may Başkam ve daha bazı yüksek rütbeli general ve subaylar tarafından uğurlanmıştır.
Korgeneral Şahap Gürler garda kendisiyle konuşan bir arkadaşımıza şunları söylemiştir:
«Korede harp etmiş olan birliğimizin teftiş vazifesi Genelkurmay Teftiş Kurulu Başkam olmam sebebiyle bana tevdi edil-
dedelim ki, göçmen memleketimizde bütün daşlar arasında büyük uyandırmış vo herkes, ristan'daki Türklerc tatbik edilen bu tehcirin ağır şartlarını âdeta kendi sırtında hisseder gibi derin bir teessür duymuştur.
Ancak bu iş için, bütün imkânlarımızı seferber ederek milletçe, teşkilâtlı bir şekilde çalışmak lâzım geldiği de asla göz önünden uzak tutulmamalıdır.
İşte bu maksatla. Cumhur Başkanımız sayın Celâl Bayarın yüksek himayelerinde ve Büyük Millet Meclisi Başkanı sayın Refik Koraltan’ın başkanlığında, güzide devlet adamlarımızın, fikir adamlarımızın vc alâkalı teşekküller temsilcilerinin iştirakiyle, göçmen vc mültecilere yardım birliği adiyle büyük bir kurul vücuda getirilmiş vc bu kurul dün Cumhur Başkammızın başkanlığında ilk toplantısını yaparak derhal çalışmalarına başlamıştır.
Birlik, memleketimizde Kızılay ve mümasili hayır ku-rumlariyle de işbirliği yaparak göçmen işlerini tanzim etmek için hükümete geniş mikyasta yardımcı olacaktır. Milletçe ne yapılmak lâzım gelirse onlar iesbit edilecek, ve gerekirse, tnilletlerarası sahaya da Türkiye'nin yaptığı bu gayretleri ve fedakârlıkları aksettirilerek, bütün medenî âlemin insani alâkasını bu mevzu üzerinde toplıyacaktır.
Bugün memleketimizde her şehir, her kasaba, her köy ve hattâ her mahallede her aile, Türkiye'ye gelecek göçmenlerin akıbetleriyle, onların yerleştirilmesi, refahı vc çalışmaları ile, kendi öz evlâtları, kendi kardeşleri gibi alâkadar olduğuna şüphe yoktur. Daha şimdiden her tarafta, bir çok komiteler çalışmalara başlamıştır. Ankara'da kurulan, bu büyük ıjerkezî birlik ise, bütün bu çalışmaları daha çok teşkilâtlandıracak ve çok daha verimli bir hale koyacaktır. Göçmenlerin evvelâ iaşe işleri vardır; ibate işleri vardır; sıhhat işleri vardır. Ve nihayet, memleket içinde yerleştirilmesi vardır. Bütün bunların bir an evvel tanzimi, vc göçmenlerin ana yurtta yerleşmesi için, daima zulme, zorbalığa karşı vaziyet alan hür milletler camiasından da geniş ölçüde yardımlar beklediğimizi burada söylemek vazifemizdir.
İçerden ve dışardan yapılacak bu süratli ve meiodlu yardımlarla, Bulgaristan'ın başı-mızâ gaile olsun diye giriştiği âdice tehcir, elbette ki çok kısa bir zamanda bizim için bir kazanç olacaktır; belki ilk günlerde gelen göçmenler kadar bizler de üzüleceğiz. Onların dörtleriyle hemdert olduğumuz için sıkıntı çekeceğiz. Istırap duyacağız; fakat bu göçmenler, bir defa yerlerine yurtlarına yerleştikten ve tamamiyle müstahsil bir vaziyete geçtikten sonra, Bulgarlar hesaplarında yanıldıklarını teossürle göreceklerdir. Çünkü sonunda bu müstahsil, enerjik, zeki ve çalışkan nüfustan faydalanan yine memleketimiz olacaktır.
Şimdi, hakikaten millî vazife bizi bekliyor; bu vazifeyi kısa bir zamanda gayretlerimizle başaracağımıza asla şüphe etmiyoruz. Hürriyete bağlı bütün tnilleilcrin de bu insani dâvada bizimle beraber aynı safta işbirliği ederek yürüyeceğine
bir ilgi Bulga-
Mümtaz Faik FENİK
Dün geceki
Bu şerefli vazifeyi büyük bir
aızu ve heyecanla yapmaya gi-
diyorum. Oradaki kahramanlan.
nnzın da arkadan aranmak suretiyle daha yakın bir alâkadan
memnun olacakları tabiidir. Sa-
yın Cumhurbaşkanı, Başbakan, Millîî Savunma Bakam ve Genelkurmay Başkammızın heyecanlı duygularım Koredeki birliğimize ulaştıracağım. Bilhassa
lylardonberi bütün yurdumuzun’
Dr- Mükerrem Sarol’un radyo konuşması İstanbul Milletvekili Dr. Mü-kerî'em Sarol, bu aıişam saat 21.30 Ankara radyosunda «Ve-reitı’le Savaş» mevzuunda müftün bir konuşma yapacaktır.
kendileri ile ne derin ve heyecanlı alâka içinde bulunduğunu ve kalplerimizin nasıl onlara mü
teveccih olduğunu anlatacağım. Aym zamanda uzaklık dolayı • siyle her hangi bir arzulan ve
noksanları varsa onlan da ye-
»ine getirerek en kısa zamanda
yangın
Dün gece yarısından sonra saat 1 sıralarında Işıklar caddesinde bütün mahalleyi heyecana düşülen bir yangın çıkmış ve neticede Numan ve Hüseyin isminde iki şahsa ait iki mobilya imalâthanesi tamamen yanmıştır.
İtfaiye vaktinde müdahalede bulunmuş ve yangının etrafa sirayet ederek büyümesine mani
• olmuştur.
(Yangının Tutkal ocağından sıçrayan kıvılcımlaı-Ja talaşların, tutuşmasından çıktığı tahmin
• edilmektedir.
tamamlbmaya çalışacağım.
Yakında yurdumuza da iyi haberlerle dönerek en mesut vazifeyi en kısa zamanda bitireceğim.»
Diyanet İşleri Başkanı dün akşamki mcvlûdde
Korede dünya sulhu ve Birleş- ." miş Milletler ideali uğrunda kah romanca çarpışan tugayımızın 1 aziz şehitlerine ithafen dün Hacı Bayram Camiinde bir Mevlût okunmuştur.
Mevlutto, milletvekilleri, diyanet işleri başkam Hamdi Akseki, belediye başkanı Atıf Benderii-oğlu ve kalabal k bir dinleyici topluluğu hazır bulunmuştur.
Mevlûda başlanmadan önce, diyanet işleri başkan-, aynı zamanda bugünün peygamberimizin doğum yıldönümüne de tesadüf edişi münasebetiyle. bir konuşma yapmıştır.
Müteakiben Mevlût okunmuş ve Korede Türk milletine has bir kahramanlıkla çarpışarak şanlı tarihimize yeni, destanlar katan ve hürriyet ve barış uğrunda şehit düşen askerlerimizin ruhları, Hacıbayram Camiini ve avlusunu dolduran binlerce AnkaralI tarafından taziz edilmiştir.
Beyanname
(Baş tarafı 1 inci sayfada) milletinin bu yeni durumu karşılamak bakımından maddî kudreti ister istemez mahduttur.
■ Yurdumuza gelen kardeşlerimizin imdadına yetişmeğe çalışmak vazifesiyle göçmen ve mültecilere Türkiye Yardım Birliğimiz kurulmuştur. Biz, yüz binlerce temiz ve şerefli Türke, kardeş elleri u-zatmaya bütün vatandaşları davet ediyoruz. Aynı zamanda da hitabımız bütün insanlığadır. Bugün bizi bu şekilde, yarın başka bir milleti değişik bir tarzda mustarip edebilecek bu gibi durumlara karşı insanca tesanüdü -ınüz tam olmalıdır. Eğer hür dünya âlemi, müşterek bir bünyenin bir uzvunu müteessir eden acıdan ıstırap duy duğunu fiili eserleriyle belli eder ve tesirli bir şekilde yardıma koşarsa, insanlık bünyesinin her türlü sade-ıııelere karşı müşterek mukavemeti artar, hepimizin bir -den istikbale daha fazla huzurla bakmamıza imkân hasıl olur.
Binliğimiz, bütün Türkleri Bulgaristan’dan gelen Türk göemçnlerinin imdadına koşmaya, bütün hür insanları bu vazife ve alâkayı paylaşmaya dâvet eder.»
Ceza Kanunu
(Başı 1 inci sayfada) maşlarına devanı etmişlerdir.
Bu maksatla teıtibedilen resmî mahiyetteki toplantı akşam saat 20 de Başbakanlıkta yapıl-
Başbakan Adnan Menderes ile Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sanıet Ağaoğlu ve Adalet Bakanı Halil Özyörük’üıı bulunduğu bu toplantıda, cemiyet mümessilleri tasarı etrafında mütalâalarını izah etmişlerdir.
Cemiyet mümessilleri, matbuatımızın ötedenberi menfi cereyanlara karşı açtığı amansız • mücadeleyi misallerle belirtmişler, memleketin selâmeti bakımındım üzerlerinde taşıdıkları ııtesuliyetli vazifeye daima devam etmekte sarsılmaz bir azi-ıııe sahip olduklarını; binaenaleyh bu mevzuda hükümetle fikir beraberliği taşıdıklarını bildirdikten sonra, müzakere halinde bulunan tasarının fikir hürriyetini baltalıyacak hükümler
Göçmenlere yardım birliği toplandı
(Baş tarafı 1 incide) Celâl Bayar’ın başkanlığında yapmıştır.
Toplantı Cumhurbaşkanmızın bir nutkuyla açılmış ve müteakiben Büyük Millet Meclisi Başkam Refik Koraltan toplanÇkya riyaset e miştir.
Bu toplantıda Başbakan Adnan Menderes, İçişleri Bakanı Rüknettin Nasuhioğlu, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakam Dr. Ekrem Hayri üstündağ, Ord. Prof. Hulki Erem, Merkez Bankası Genel Müdür Vekili Reşat Aksan, Ziraat Bankası Genel Müdürü Mithat Dülge, İş Bankası Genel Müdürü Mecit Duruiz, Osmanlı Bankası Genel Müdürü Ph. Ga-relli, Selanik Bankası Genel Müdürü N.G. de Lavernette St. Maurice, Konya Milletvekili Ziy-yaf Ebüzziya, Bursa Milletvekili Son Posta gazetesi başyazarı Selim Ragıp Emeç, Hatay Milletvekili Celâl Sait Siren, Vatan gazetesi başyazarı Ahmet Emin Yalman, İzmir Milletvekili ve Son Saat gazetesi baş yazan Cihat Baban, İzmir Milletvekili Halide Edip Adıvar, İstanbul Milletvekili Nazlı Tılabar, Dlşîş». Icri Bakanının eşi Behice Köprülü, Kars milletvekili Tezer Taş-kıran, Kızılay Onursal üyesi Safiye Hüseyin Elbi, Zafer gazetesi muharrirlerinden Adviye Fenik, Ankara Ticaret Odası Reisi Vehbi Koç, Manisa Milletvekili Kâzım Taşkent, tüccar Mithat Nemli, tüccar İzzet Akosman, tüccar Vahram Gesar, tüccar Ferit Eczacıbaşı, Dr, Hadi Ki-per, K-zılay Genel Başkam İstanbul Milletvekili Dr. Nihat Reşat Belger, İstanbul Milletvekili Bedri Nedim Göknil, Kızılay Genel Başkan Vekili Ali Rana Tar-han, Kocaeli Milletvekili Dr. Et-hem Vassaf Akan. Balıkesir Milletvekili Enver Güreli, Bankası İdare Meclisi Kemal Zaim Sunel ve
Merkez Başkam Tekirdağ Milletvekili İsmail Hakkı Akyüz hazır bulunmuşlardır.
Başkan, Refik Koraltan merkez heyetinin teşekkülüne ait izahatta bulunmuş, üyelere başarılar dileyeli kısa bir konuşma yapmış ve demiştir ki:
«Türk milleti ne zaman her-, hangi bir işe el koymuşsa hassasiyetle üzerinde durmuş ve başarmıştır. Bunu da ele alırken başarmak yolunda aynı i-ııianla çalışacaktır.»
Müteakiben göçmenlere yardım heyeti hakkında hazırlanan talimatname tasarısı okunmuş ve tasarı üzerinde müzakerelere başlanmıştır.
Bu sırada Başbakan Adnan Menderes kürsüye gelerek gö-
taşımaması için etraflı surette gözden geçirilmesini, çıkacak kanunun her iki maksadı temin e-decek mahiyet taşıması temennisinde bulunmuşlardır.
Başbakan Adnan Menderes dc hükümetin görüşünü açıklamış, iç ve dış tehlikeye karşı matbuatımızla işbirliği yapmaktan duyduğu memnunluğu beyan e-deıek cemiyet mümessillerinin tekliflerini yerinde bulmuştur.
Karşılıklı anlayış havası içinde geçen bu uzun toplantı sonun da cemiyet mümessillerinin istedikleri mehil memnuniyetle kabul edilmiştir. Varılan karara göre Gazeteciler Cemiyetinin ha zırlıyacağı mütalâalar da yılbaşından şonra yapılacak müzakerelerde göz önünde tutulacak ve hattâ cemiyet mümessilleri komisyon toplantılarına ııoktai nazarlarını bildirmek üzere kabul edileceklerdir.
rüşlerini bildirmiştir.
Başbakanın konuşmasından sonra İstanbul Tüccar Derneği Başkanı İzzet Akosman söz almış ve göçmenlere yardım komitesinin müstakil- olmasını,: fakat Kızılay teşkilâtından istifade etmesi taraftarı olduğunu ifade etmiştir.
Selim Rağıp Emeç de görüşünü bildirdikten sonra Başbakan Adnan Mpnderes tekrar söz almış ve meselenin bir takdim şeklinden ibadet olduğunu tebarüz ettirmiştir.' ;
Bundan sonra Kocaeli Millet-' vekili Dr. Ethem Vassaf Akan, Başbakan Adnan Menderes ve Vatan gaze.tesi başyazarı Ahmet Emin Yalman söz; alarak yardım komitesinin müstakil olması üzerinde görüşlerini bildirmişlerdi/.
Toplantıyı açıldığı saattenbe-ri büyük bir alâka ile iakîp' etmekte olan Cumhur Başkanı Celâl Bayar kürsüye ' gelmiş, dâvanın ehemmiyetini belirterek şahsi fikir ve . kanaatlerini, ifade edeıi bir hitabede bulunmuştur.
Cumhurbaşkanının konuşma-, sınjlaıı-^onra göçmen ve mültecilere Türkiye Yardım Birliğinin hükmü şalısiyeye sahip ,bîr dernek olması, Kızılay ile işbirliği yapması, müstahdem ve, bina masrafı yapılmaması içip de Kızılay teşkilâtından istifade etme-,-si ve milletlerarası bir.duî'ûnjda; olması mevzuları üzerinde müzakereler yapılmıştır.
Bundan sonra birliğin -beyan-' name ve tüzüğünü hazıı|apıak! üzeıc 9 kişiden mürekkep bir komisyon seçilmesine karâr.'ve-L rilmiş ve neticede İstanbul Tüc-1 car Derneği Başkanı İzzet Akosman, Vatan Gazetesi sahip' ve' başyazarı Ahmet Enıiıi Yakılan, Ziraat Bankası Genel Müdürü' Mithat Dülge,. İz’m'ir Milletviki-. li Cihat Baban, Zafer- gazetesi, muharrirlerinden Adviye Fenik, Konyu Milletvekili Ziyyat Ebuz-, ziya, Kızılay Genel Başkanı Nihat Reşat Belger, İstanbul .Mil. letvekili Bedri Nedim Gğkniİ,Talimatname -komisyonuna seçilmişlerdir.
Öğleden soma saat 16 da tekrar toplanmak üzere toplantıya son verilmiştir. • ■ ■ y
Müzakerelere öğleden . sonra saat 16 da tekrar devam edilmiş ve komisyonun hazırladığı tasarının tümü üzerinde görüşmelere başlanmıştır.
Tasarının tümü üzerindeki müzakereler sojıa erdikten sonra maddelere geçilmiş ye göçmenlere yardım derneğinin ismi üzerinde uzun müzakerelerden .sonra «Göçmen ve Mültecilere Türkiye Yardım Birliği» ismi altında faaliyete geçmesine "karar ve rilnıiştir.
Bundan sonra yine komisyon tarafından hazırlanan beyanname okunmuş ve radyo ile yayınlanarak vatandaşlara duyurulmasına karar verilmiştir. Dün akşam radyo ile yayınlanan beyannameyi diğer »Stunlaıınıizda bulacaksınız.
Başkan Refik Kuralte|i beyannamesinin aynı zamanda 12 yabancı dil üzerinden yine radyo, ile yayınlanacağını ve Dışişleri Bakanlığı kanaliyle de elçilikle-; rimîze. gönderileceğini bildirmişe tir.
Müteakiben Başkanlık n\âkâ-J ıııına Kızılay Genel Başkaıiı-pr.; Nihat Reşat Belger gelmiş Ve-ta-' sarının diğer maddeleri ükerfüdei müzakerelere devam edilmiştir.
Toplantıya bu sabah da saat 10 dan itibaren devam edilecek ve idare heyeti seçimi yaplacak-tif. . .
Kooperatiftiler toplandı
(Ba) tarafı 1 incide) ratifçi delege hazır bulunmuştur.
Kongreyi Ticaret Bakanı Züh tü Velibcşe açmış vc demiştir :ki;
«Dcğçrji dâvetliler, aziz kooperatifi arkadaşlar...
Türk koopcratifçilerinin her üç senede bir toplanmasını güzel bir anane halinde temin eden kooperatifçilik kongrelerinden üçüncüsünü açtığımdan dolayı bahtiyarım. Huzuriyle bize şefef veren kıymetli davetlilerimize teşekkür etmeyi kendimf Lorç addederim.
Kooperatifçilik yeni iktidarın birinci derecede ele aldığı mev zuların başında gelmektedir. Tamamiyle .demokratik esaslara dayanmasını istediğimiz bu müesseselerin içtimai vc. iktisadi gelişmemizde haiz olacakları büyük ehemmiyeti hâkkiyle takdir etmekteyiz.’ Bunun içıh-dir ki, bu üçüncü kongremizin gündeminde, Türk kooperatifçiliğinin İstikbale ait mukadderatı ile yâkından alâkalı mevzuları bulacaksınız.
Kongre 'müzakerelerine mevzu teşkil edecek tebliğ ve etüd-ler kadar, müzakerelerde ileri sürülecek mutalealann da e-herrimiyetihi belirtirken; tetkikinize arzedilcn etüdler arasında evvçlce memleketimize dq-vet edilerek kıymetli bir rapor veren Mr. Maurice Colombain-in mesaisini de kaydetmeliyim. Bu salâl^yçtH zatin kıymetli fikirleri, müzakerenizde faydalı ilham kaynaklan teşkil edeceğine eminim.
Münhasıran demokratik esaslar dai'Yd||ndekr faaliyetleri semere vdt4n kooperatifçilik, bu-güfıkti sosyal ve ekonomik hayatın en mühim temellerinden biri halîriö gelmektedir.
Dünyanın bütün ileri memleketlerinde ortaklarının çok verimli bir mesnedi olmuştur.
Memleketimizde günden güne ilerlemekte olan kooperatifçiliğimizin ilmi cephesine de bundan böyle ehemmiyet vermek icâp etmektedir. Bu sebepledir kî hükümetimiz, sizin çalışmalarınızla yakından alâkadar olmaktadır. Bu münasebetle, kooperatif kültürünün mem lekette yayihpasınâ başlı başına gayret ve mesai sarfedeıı vc bu yolda yirmi* yıldan beri çalışan Türk kooperatifçilik kuru-munun hizmetini, memnuniyetle kaydetmek benim için'tatlı bir borçtur.
Üçüncü Kopperâtifçilik kongresine, faaliyet ve mesaisinde muvaffakiyetler dileyerek hepinizi saygı ve sevgiyle selâmlarım.»,,.., , ,,,
Bakanın nutkunu müteakip, Kongre Tertip Heyeti Başkanı Fahri Halil örs, kürsüye geledeki bir .kongre başkanı ve baş-kanvekilLiği seçimi yapılmasını teklif etmiştir. Yapılan seçim sonunda ıKongre Başkanlığına Devlet Bakanı Fevzi Lûtfi Ka-raosmanoğlu, Başkan vekilliklerine do Sıtkı Yircalı vc Em-rullah Nutku seçilmişlerdir. Kongreye Başkan seçilen Fevzi jLûtfi Karaosmanoğlu şunları söylemiştin
«Bendenizi bahtiyar ettiniz. Hayatındın biraz iftihara değer tarafi varsa o da ancak, kooperatife ortak olmamdır. Kongreye başarılar diler, hepinizi selâmlarım.»
Kore Savaş Birliğimizde şehit olanların ruhlarını tâziz için yapılan üç . dakikalık ihtiram duruşundan sonra, Kooperatif Kurumunun çalışmaları, Kooperatiftiler Kanun tasarısı ve Kooperatifçilikte ahlâk mevzularında birer tebliğ okunarak oturuma, öğleden sonra saat 15 te toplanmak üzere sön verilmiştir.
Toplantıdan sonra, hep birlikte^ Atatürk’ün muvakkat kabrini ziyarete gidilmiş ve müteakiben, Ankara’da büyük bir başarı gösteren Esnaf Yapı Kooperatiflerinin inşa ettirdiği çarşının açılış merasiminde bulunulmuştur. Burada, delegelerle davetlilere yemek ziyafe» ti verilmiştir.
Saat 15 te Sıtkı Yırcalı’nın .Başkanlığında açılan ikinci otu rumda; Kötf.kalkınması ve örnek Kooperatif köyler, yapı kooperatifleri, kooperatif ve vergi mevzuatı üzerinde, hazırlanan tebliğler okunmuştur.
Müteakiben; komisyon seçimleri yapılmıştır. Komisyonlar hazırlıyacakları raporları, bugünkü toplantıda okuyacaklardır. KoYıgrc; beş gün çalış -malarına devam edecektir.
Balıkesir’de
P.T.T. yardım
Kore günü
Yazan
timdin. Doğu Toroslar- Üzefih-
Yurttan yazılar
OOÖU 10X051 AR VE
8İ fliS ŞEİJRİ
Güney - Doğunun en güzel şehri Bitlisten notlar
'/Sfe ;de ‘Türklük her yerde hâ-I İçidir. . .
e en ı tarjfbj esorjer umu-.
— ------------' miyetle Türklere aittir. Bunu
kütlelerden meydppfj gelıpişpr. da büyük ümitler veriyor. Bü-' görmek içk1 Bitlis spkâkların-Yol, akarsuların tün dağlık bölgelerde olduğu,'dja biraz dolaşmak büiüa eski
boyunca gidiyor. Gürültij ile Jgibi burada da eski vc yeni çc- ererler , üzerindeki kitabeleri
Bitlis dağları eskj. ifl^şfilar-dan mermer ve sert
kayalardan yer .^çr volkyu^Lk
boyunca gidiyor. Gürültü (ile ikan sular ara sıra'/ça^ayânjar halini alıyor. Su kenarında çınar ağaçları, yanıâçİârcla' meşelikler köyler civarında-dalraeviz badem, elma ve armıHrflğaçLarı görülüyor. Meşe Türkiycnin be men her taıafında yetişen bir ağaçtır. Fakat buradaki kadar nebat örtüsüne hâkim olduğu yer azdır. Hattâ bütün doğu Toıoslara ıpeşe dağları desek yeridir. Meşeden 4ürlü şekilde istifade ediliyor, meşe dallarını kesiyorlar deste deste yapıyorlar, kar içinde saklamak suretiyle tazeliğini muhafaza ederek bütün kış hayvanlara yediriyorlar. •
Bu uzun yol üzerindi 15ir'iki karakol müstesna. Ifefrıeft’riHes-kûn yere pek raktlöjfibaz'.’'İnsan, her iki tarafttr? Ç/0ıksbleri dağlarda oturanlar^' Vbâtlama-' dan bu işlek yoldan geçijfbr. Akşama doğru Bitlis'e "y&klaşl tık. Biz dağa yükseldikçe ’san»-ki yerin içine doğfu gidiyormuş gibi bir teviye-daHai'dski kayalarla karşılaşTyoiv)Jı Aynı zamanda derinliknk^GMcrihe ve lav örtülerine ..Toülıybruz. Yol üzerinde dikkaâe değeı1 bir tabiat hadisesi daha önümüze çıktı. Kireçli maden bularının taş kesilmesiyle meydaba gelmiş bir kaya zamanla! yölü ta-manıiyle kapamış bereket versin ki bu yumuşak kaya içine oyulan bir tünel yaırfsmı ile yol açılmış. Bu yolun açılması Bitlis’de bir çok hayratı olan Hatuna nişbet edilmekledir.
Bitlis dere içinde brr şehir. Akar sular yetişmiyormûş gibi adim başına pınarlar sıcak ve soğuk maden suları tvar. Si-irtin susuzluğuna karşılık buradaki aşırı bir su btrtkiğu göze çarpıyor. Bitlis herff mühim bir yol uğrağı hem de bü dağlık bölgenin en büyük pazarı olduğu gibi belki de buraların en eski şehirlerinden ■: biridir. Kalesi kuleleri, camileri, medreseleri hepsi değerli eserler. Bitlis'in doğu Anadolu, ile, daha ziyade Van ve Muş’la sıkı bağlılığı var. Bura halk’ı bir k:şım buğdayını doğu. Anadolu'dan alıyor. Oralara pirinç vesaire veriyor. Bu dağlık böl gede çok ceviz ağacı -var. Buraların balı ve tütünü de meşhur. Fakat asıl geçimi »hayvancılık temin ediyor. Bitlis şehrinin nüfusu da 12 bini bulmaktadır.
uuidua ua esnı. vc yerıı çe- m-rıçç ,-uzerınçiEJ şitli dillerin izlerine rastgelinir- * okumdjt, kâfidir.
Bartında tohumluk
tevziatı başarı ile bitti
Köylüler son derece memnun olduklarını sevinçle belirtiyorlar
Barl.n, (Hususî) — Devlet To IdhlikelFdir. Her ne kadar b'u i-hum ıslah ve üretme çiftliğinden I Iğç âni surette Öldürmene do gönderilen ilâçlı buğday tohum mide ve boqqzda sifo bulma» lüklerinin Ziraat Bartkası eliyle hastalıklara sebep olarak insanı yapılan dağıtımı sona ermiştir. Dağıtımdan, arazisi buğdaya elverişli seksen kadar köy faydalanmıştır. Toprağı verimli köylere, tahsisten az tohumluk alan köylerin fazlaları ilâve edilerek mümkün-olduğu kadar çok tohumluk verilmiştir.
Tohumluk gayet temiz ( ve- iri olduğu için köylü çok memnundur.
Ancak, geçenlerde yazdığım gibi tohumluklar civa mürekke-batından zehirli bir madde ila ilâçlanm'ş olduğu için yenmesi.
öjümfe sürükt^r.
Tohum alanlara bu durum siki tenbih edildiği halde bir kaç k'şinin- bu duğdayları öğüttüğü, hattâ bir şahsin ununu satmak üzere pdzdrd getirdiği,- Takat hömyrıin kızardığını gÖFCn niüş terinin şüphelenerek bunu' sahi/ bine griri yerdiği tesbit . etdilmiş, bunun' üzerine , daha sıkı tedbirler alinmiştır.
Zehirli tohumluğu yiyen cahi1 bir koylucıün öldüğü hakkında .b\le isayla çıkmıştır.

I
Ergani'den Kerküke kadar uzanan doğu Torosların da yer altı zenginliği kadar su kuvveti de bol. Buralar yalnız güzel manzaralariyle değij tabiat zen ginlikleriylc de yurdumuzun emsalsiz bir köşesidir. Bu dağların gürbüz insanlarımı Bitlis çarşısında her türlü kıyafetleriyle dolaşırken görpıek halk tâki çalışma kabiliyeti hakkın
K
Savaştepe Enstitüsünde
Bütün öğrencilerin katıldığı tören çök parîdk öldü
Balıkesir, — Savaştepe — ( Hususi ) — Kore’de Türk âdına büyük hamaset destanları yaratan savaş bitliğimizin kahraman şehitlerini anmak ve gazileri selâmlamak için Savaştepe Köy Enstitüsünde sön dferecc parlak bir tören yapılhnştır'. Bu törenin tafsilâtını, enstitü mensuplarından birisi şöyle anlatmaktadır:
(Şehit .Ve gazilerimizi anma töreninde) genç öğrencilerimiz iman dolu mısralarını göz yaşlariyle şehitlerimize ve gazilerimize hediye-ettiler. Onları hep beraber taziz ve tebcil ettik. Gençlerimizden biri şöyle 'Söylüyor:
•Erlerimiz Kore'de hudut dışında, Kinlisi on dokuz kimi yirmi yaşında.» Hazırlık / A da okuyan Tuncay Yiğit Kore'deki kardeşlerine;
• Yeller gibi eserdiniz, Seller gibi taşardınız.» 2/C den Çelil Gökdemir: •Yurt içip döğan yurt
.... . - iÇin ölür,
(ŞÇhit)’ yere dçğil kalbe gömülür. Üstüne mukaddes bayrak serilir.» Ey Kore şehidi adsız kahraman, Ebedisin adın yaşıyor,
Mehmet Akif.in ruliu sâğ olsun! «Şehidine» torunları' neler hazırlamışlar, C/A dân Rifat Oeak-tân'j dinleyelim
• Dörb tarafı satılan, Çember İçinde kalan. «Allah, Allah» deyip te, Çehibörleri patlatan...
Sanki, Mehmetçikleri görmüş yaşamışlar gibi konuşuyorlar, ne de güzel anlatıyorlar! Son sınıftan, /büyük Türk Pehlivanı Kurtdercli’nin toıünu Ali Çfclîk $elıide seslenerek: «Hüviyet aşkı için tes-lipı ettin ruhunu, Türkiye’dir Mehmetçik unutma öz yurdunu, Göz yâşların silinsin, kâlbin her an şahlansın, Gösterip alçaklara Tüık-ler kipıiriiş anlasın.
Kurtardığın topraklar, yerleştiğin mevziler, Kore'yi anlatacak geri dönen gaziler, Akın akın girdiniz Kore topraklarına, Kahramanca geçtiniz .Tarih» yapraklarına. 4/G şubesinden Fevzi Özbek vatan için, kardeş için hepimizin hazır olduğunu:
«Savaşıyor Kore’de subayımız erimiz, Kore'ye gitmek için hazırdır her birimiz.» 3/B den Orhan incebey okuduğu gazete havadisini küçücük kâğıdına ne de güzel İliştirivermiş:
«İki komünisti vuran (emireri), Yetiştirdi çabucak (Generale) haberi.
Dedikten sonra şöyle haykiriyor:
Savaşırken vuruldunuz öldünüz, Ölmekle eri büyük mertebeyi buldunuz.
1/B den Arif Çetin dizisinde coşkun ruhunu aksettiriyor:
«Ana. yurttan» kükredik, pe kızıl ııc bolycyik, Geri dönmez vuruyuz» Azrajldii süngümüz.» 2ZD den Nihat Çiiığ:
(T.Ürk)
Mehmet Emin Yuıda-(Sonıı 6 inci sayfada)
Güney Anadolu nun büyük şehri Adana'da, asnn geliştirdiği teknikle beraber, geçmiş yüzyılların ar.ûrına da rastla mak daima mümkündür. İşle bir köşe...
Denizli şehri göçmen ırkdaşlarını bekliyor
Yardım komitesi daha şimdiden 500 göçmenin iskân imkânlarını tamamen hazırladı
Bulgaristandan yurdumuza gelen ve gelmekte bulunan göçmenlerin, Türk ülkesinde Türkün asaletine, misafirperverliğine İslâmiyet esaslar.na yaraşır kilde barındırılmalan, misafir edilmeleri ve yerleştirilmeleri için, yurdumuzun her tarafında, ciddî tedbirler alındığım ve bu alandaki hazırlıkların ilerlediğini görmekle, iftihar ediyoruz.
İnsani.k ve demokrasi
aziz Türk milleti, uğruna Birleşmiş nında kahramanca döğüşürken, zulmün pençesinden kurtularak anayurda iltihak ve iltica etmek için can alan ırkdaşlarını bağrına basmasını da bîlrr mevsimin müsait olmaması rağmen, göçmen kardeşlerimi en iyi şartlar dairesinde barı dırma ve misafir edilmeleri için, hazırlık ve tedbirlerini günü gününe almış ve bu alandaki faaliyetlerini arttırmış bulunmaktadır. Türk milleti bu asil duygusu ile (250) bin göçmeni değil, mil-yonlarcas m da, en küçük maddî ve manevî üzüntüye düş-rrieden öz topraklarında barm-dırabilir. Vd onlara kardeışçe ihtimam edebilir.
Ezcümle, Denizli ili merkez ilçesinde teşkil edilen (Göçmenlere yardım komitesi) bu sahadaki faaliyetlerini ilerleterek, hamiyetli ve'misafirperver I l'lerin ilk yardımlarım l( başlam ş ve ilk yardım ( (5644) lira para, (349 kilo gur, (68) kile mısır, (200) kilo fasulye, (180) kilo nohut, ayrıca çeşitli miktarda un, pirinç, sucuk, sabun, üzüm, kuru biber, soğan, patates, böğ-rülce, şeker, makarna, mercimek, zeytin tanesi, vesair yiyecek maddelerini de yalnız bir günde toplamıştır. Bundan başka (749) parça giyecek eşyası, (125) çift ayakkabı, çorap, (29,5) metre qI-biselik kumaş temin etmiştir. Bilhassa ilk hayatî mahiyet arze-den ekmek işi halledilmiş, fabrikacılar birliğinin çok yakın alâ-kasile bu ihtiyaç daha şimdiden müemmen hale konulmuştur. Ye-mq!( tertibatı, aş kazanlar', su kovalan ve depoları ile hasır ve sair yatak levazımatı bu sayıların dış-ndadır.
Dcrrîl-kabule olarak ) bul-tarhana, (915) kilo
Bu suretle Denizlide (4500-5000) kişinin yatacak, yakacak, yiyecek ve her türlü zarurî ihtiyaçları şimdiden sağlanmış bulunmaktadır. Göçmenler il merketzine gel diklen sonra, tahta ranza ve hasırlarla kabili iskân hale getirilen ve teshini de temin edilmiş bulunan Denizli boya apre santralında bir kaç gün misafir edildikten sonra, mürettep oldukları ilçe ve köylere verilecekler ve oralarda da kasabalı ve köylü kardeşlerimizin devamlı misafiri olarak barındırılacak vc pek kısa zamanda kendi kemdi-lerini idare eder hale getirilmeleri için esaslı tedbirler alma, çaktır. Köylerimizde de bu alandaki çalışmalar, şehir merkezine muvazi olarak ilerlemiş, tarhanadan kavurmasına ve kırmızı biberine kadar yiyecek madde-lerile yorgan, çul, odun ve gaz lâmbasına kadar her türlü beşeri ihtiyaçlar n temin edildiği mem-nuniyâtle görülmüştür.
Aziz ve asil Türk milletinin yurt vc insanlık için, gösterdiği bu necip duygusu ile, kendi kanından olan ırkdaşları için malını değil, gerekirse kanını fedaya hazır olduğunu isbat için gösteren bu içten alakasile milletimiz, bütün insanlığa emsal o-lacak misafirperverliğini ve civanmertliğini göstermiş bulunmaktadır.
ra arzederken, bu metli hizmetleri sebkeden, nizli merkez ilçesi göçmen milesinin vefakâr üyelerinin peranc mesai,ve içten alâkalan-:
adına candan teşekkür eder, hayırsever ve misafirperver Denizli halkına da minnet ve şükranlarımızı suna-
Şirin Antalyanın çok eski dâvası
Hastahane nihayet yük olmaktan kurtuldu hükümete geçdi
Antalya, (Hususî) — Şehir mem Icfset hastahanesi şimdiye kadar özel idare tarafından veri-
Ünye'de
Dokuma
tezgâhları ihya ediliyor
Hükûmefin alâkası büyük memnunluk uyandırdı
Ünye, (Hususî) — İlçemiz ve köylerinde iptidaî şekildeki tez gâhlarla bir çok müşkülâtla çalışılmakta olan yünlü, pamuklu dokumacılık ve kilimciliğin ıslahı için Ekonomi ve Ticaret Bakanlığınca gönderilen küçük sanallar mütehassısı Muammer Önder ilçemiz ve mıntakasındo bu sanalların ileri yürümesi bakımından köylerimizin her köşesini dolaşarak tetkikler yapmıştır. Alınan sonuçların memleket için büyük faydalar sağlıyacağı tesbit edilmiştir.
Bakanlığın bu teşebbüsünden dolayı ilçemiz halkı büyük mem nuniyet içinde bulunduğundan bir an evvel yardıma muhtaç sanatkâr vatandaşlara lüzumlu teşkilâtın kurulması beklenmektedir
Türk milletine yaraşır bu iyi duygu ve haberleri umumî efkâ-
Zonguldak’ ta
len para ile idare edilmekte ve bu. büyük bir yük teşkil etmekte idi. Özel idare bu yüzden çok borçlanmış ve bu borçlar, altından kalkılarmyacak bir hale gelmişti.
Yeni vali Ihsan Sabri Çağlı-yangil geçende Ankaraya gitmiş, ilgililerle görüşerek yeni sene başından itibaren hastaha» ne idaresinin hükümete devri ka rar laştırı Imıştır.
ŞEHRİN SULAMA DÂVASI
Dundan iki hafta önce buraya gelmiş olan Amerika İktisadî iş birliği özel komisyon başkam Mr. Dorr’un müspet intibaları ilimizin kalkınması için yapılacak teşebbüsleri kolaylaştıracak mahiyettedir.
Bu cümleden olarak sulama iş. lerile ilde çırçır, yağlı tohumlar ve mensucat fabrikaları kurulması için ayrı ayrı teşebbüs lere girişilmesi de takarrür etmiştir. Bu işleri çabuklaştırmak için ilgili uzmanlar yakında buraya geleceklerdir. Su işleri teşkilâtı şimdiden takviye edilmiştir.
çalışmaları
Zorı'duldak', (Hususî) — İlimiz Genel Meclisi valimiz Safactlin Karanakçınm başkanlığında ilk toplantısını yapm ş, Atatürk,ün vc Kore şehitlerimizin aziz ruhları için saygı duruşu yapt ktan sonra valinin açış nutku okunmuştur. Meclis seçimlerini yaparak çalışmalarına başlamıştır. Gece valimiz tarafından Meclis üyelerine bir çay ziyafeti veril-1 dır mistir. 1
TURİSTİK YOLLAR
Turistik yollar programa olın-mıştır. Bu faaliyete muvazi olarak il ve köy yolları da ilk plân dadır. Dünya çapında tarihi değer taşıyan eski eserlerimizin temizlenmesi ve ihyası için de teşebbüslere girişilmiştir. Antal-yayı tanıtmak için hazırlanmak-la olan broşür bitmek üzeredir.
Mufffclif lisanlarda bas^acak olan bu eser, Antalyanın güzelliğine lâyık bir değer taşıyacak ve Basın - Yayın Genel Müdürlüğü tarafından bastırılacaktır.
Belediyece yaptırılmakta olan büyük otelin Marshall yardımının turizm faslından faydalanması sağlanacaktır.
Türk - Bulgar hududunun açılması üzerine gelecek ırkdaşlarımızın sinemizde barındırılma-s1, onlar n müstahsil bir hale getirilmesi için »Göçmenlere yarım komitesi,- yakında harekete geçecektir.
Balıkesir, (Hususî) — Bütün P. T.T. mensuplarına ait olarak mer kqzi Balıkesirde bulunan P.T.T. memur ve hizmetliler yardımlq$-ma derneği 8/4/1950 de teşekkül etmesine rağmen kısa bir zamanda 422 üye kaydedilmiş ve bu müddet zarfında emekliye ayrılan 10 memura tüzükleri gereğince 618 lira yardım yapılmıştır. Bu âzadan beşi iki lira giriş aidatı ve bir defaya mahsus 25 kuruşluk yardıma iştirak etmesine mukabil 103 er lira yard m görmüşlerdir. Derneğe günden güne rağbet artmaktadır. P.T.T. memurlarının kendi menfaatlerine ölan bu derneği severek yaşattıkları takdirde P.T.T. camiası içindeki memur adedine göre emekliye ayrıldığı zaman külliyetli miktarda bir yardım temin etmiş olacaklord r. Bu yardımın 30 seneliklere idarece verilen ikramiye ile hiç bir alâka-s. da yoktur. Yalnız kendi samimiyetlerinin nişanesidir. Bı/na vaffak olabilmek için de öien malulen veya vaktinin dolma, sı üzerine emekliye ayrılan arkadaşlarından her birine derneğe giriş tarihine göre vereceği 25 er veya daha az kuruşluk yardım kâfidir.
Hiç bir sigor'a şirketinin temin edemiyeceği bu menfaati der nek mensuplan gayet cüzi fc-» dakârlıkla bir birlerine) yapmaktadırlar. Mesleki tesanüdün güzel bir örneği olan bu yardımlaşma derneğinin kısa bir zamanda b:r kaç binleri aşacağı ve binnetice matlup gayeyi tahakkuk ettireceği anlaşılmalda-dır.
Çaycuma’da
Kokaksu suya kavuştu
Çoycuma, (Hususî) — İlçemizin Düz köyünün Kokaksu mahallesine halk ve hükümet yardımı ile iyi bir su getirilmiştir. 3,5 kilometrelik bir mesafeden borularla Kokaksu stasyonuna getiri) miş olan bu sudan, be)ş musluklu güzel bir çeşme de yapılmıştır. Köylü emeği ve hükümetin 22.500 lirasile meydana getirilen bu hayırlı iş ve eserin açılma töreni ilimiz valis Safaetln Ka-, ranakçı ve kaymakam vejdî $d-hap Demren, il, ilçe ve köylerden gelen kalabalık bir halk ve davetli huzurunda yapılmış, bü münasebetle vali ve kaymakam birdr hitabede bulunmuşlardır.
Çaycumaya bağlı olan Kokak, su istasyonu Bartın ilçepıize 28 kilometre olup bu ilçenin istasyonudur.
Mohmet 5AVRAN
Narenciye satışları
Antalya, (Hususî) — Burada mahsûl henüz kemale gelmemiş olmakla beraber her gün kamyonlar dolusu portakal ve man dalin toplanarak İsparta, İzmir ve Konyaya sevkedilmektedir. İstanbul manavlarının bazılân Finikeye gelip mahsulü yerinde kapatmakta ve kaparo verorflk dönüp gitmektedir. Portakallq-nn kemale erme günleri Şubat içinde idrak edileceğinden bunlar o ayda toplanıp Istanbula gönderilecektir.
Mahsullerde bu sene bereket fazla ve fiatlar da yükseldir. Geçende gelen bir tüccar, Fi-nikeden birisinin bahçesihdeki portakalları 16 bin liraya sahn almıştır. Bu güzel meyvaldr her ne kadar sararmış ve kemale gel miş gibi görünüyorsa da henüz biraz mayhoştur.
Buradaki perakendeciler de toptan bahçe almakla ve fakat bunları dükkânlarında oldukça pahalı satmaktadır. Bunların muhtelif cinsle olanları varsa da en meşhur ve makbulü (Yafa) dır. Alanyanın dilimli ve soyarken elleri ıslatmayacak kadar, kuru, çekirdeksiz portakalları da burada piyasayı dnldurmakta-dır.
Sayfa: 6
ZAFER
22/12/1950
BÜYÜK Mağazada
Taksitle Satış BaşlaJı
Subay ve Memurlara Kolaylık
: Andlartalar Adliye Sarayı, yeni mağaıalar karsı»'
i BÜYÜK Mağazanın
j ZENGİN Kadın, Erkek, Çocuk, Bebe
| Tekmil GıYıM EŞYA Çeşitlerini
J Mutlaka görünür
»ı No. 300 — Tel: 15149 — Hikmet Ünal ve Ortağı Kollektif Şirketi Ankara Şubesi
BÜYÜK Mağazanın
İthal Ettiği Avrupa Kumaş
yerli kostümlükleri müşterilerini memnun edecek vasıftadıı
Garantili elbise dildir
BÜYÜK Mağazanın
Meşhur Alman Mamulâtı
VEKA Markalı Radyoları Gelmiştir
Askerî bahisler
(Başı 2 inci sayfada) l.n kt mü. .sürüyen kıtalardan „,yade süv.u1 ve motorize birlikler, yâi; ,....e..eı kabiliyetleri iislpn a...r altçı muharebe-
lerine ve genel olarak oyalam ı .ııuhujebelerinc elverişlidir. Buu lar son raddeye kadar • uüşnıan.ı zandıfdıktan sonra at veya nıo-lorlaıına binerek kendileri de sıyrılırlar, daha gerilerde, diğeı bir arazi kesiminde yeniden savunma ve oyalama muharebesi için tertiplenebilirler.
8 ifı'öi ordu) komutanı General Walttm VValkör 2 inci tümenle b ilikte Tüık savaş birliğini artçı momur ettiğini ve Türkle-riıı kahramanlık ve cesareti sayesinde bütün ordusunun, düşman tarafından çevrilip parçalanmaktan kurtulduğunu takdirlerle beyan ederken 2 nci tümen de Tiirk Tugayının fedakârane sebat ve savaşkanlığı sayesinde esaretten kurtulduğunu bildiriyor. Nihayet cephede savaşan bütün Amerikalılar Türklerin eısanevî kahramanlıkları sayesinde hayatlarını kurtarabilmiş olduklarını kadirşinas ve minnettar ifadelerle ilân ediyorlar.
Demek oluyor ki 26 Kasım -1 Aralık savaşlarında düşmanın en ağır ateş ve hücum dalgaları nı karşılamak şerefi yalnız Türk Tugayına nasip olmuştur. Biz bununla yalnız iftihar ederiz.
Serî çekilmelerle on üç gün-denbeı-i düşmanla muharebe temasını kesmiş olan Amerikan ordusunun zayiat nisbeti acaba daha mı az olmuştur. Harp tarihi göstermiştir ki çekilenler, daima sebat edenden ve hattâ taarruz edenlerden çok telefat verirler.
Kore savaşlarındaki muharebe zayiatı bilançolarını açıklayan Amerikalılar, bu zayiatın 30.000 raddelerinde bulunduğunu söylüyorlar. Bu müthiş rakama, Korenin Kuzey Doğu bölgesinde, düne kadar süngü ve ateş çemberi içinde muhasara edilbiş olan 25.000 kişilik Amerikan kuvvetinin çok ağır olacağı tabiî görülen zayiatını da ilâve eylemek lâzımdır İd bununla Amerikan zayiat yekûnunun 40.000 kişi raddelerinde olabileceğini kabul etmekte hata yoktur.
Savaştepe Enstitüsünde Kore günü
(Baş tarafı 5 inci sayfada) kullar nur içinde yatsınlar. •Şe.ıitler gibi müsterih olunlar. Gençlik tarihine lâyık yetişiyor.
3/A dan Kemal Özden’in ağabeysi Kore’dedir. Mektup ulamadığından; bana sık sık başvurur. Fakat Kore şehitlerini anma gününde elinde beyaz kâğıdı ile görülüyor:
«Gittiniz yurt için yurttan İrak illere,
Kimse karşı koyamaz sizin gibi erlere.
Ne dağ tanıdınız ne nehir ne de deıe,
Tanıttınız dünyaya Türk gücünü bir kerre...
Yiğit erlerimize bütün dünya hayrandır,
Bizleı- için (Savaş), savaş değil bayramdır.
Bekliyoruz her zaman sizden şanlı haberler,
Düşmanlara indirin süngü ile darbeler.
Sanmayın yalnızsınız, biz de sizle beraber...
Bu mısralar, Kore gazilerimize küçük de olsa birer hediye olamaz mı? Enstitü gençlerimiz (Münevver Mehmetçikler) yalnız şiir mi yazar diyeceksiniz, hayır, onlar her şey yazar, icabında süngüleriyle zaferler bile. Şimdi, yarının köylü kardeşlerini o-kutmak için yetişiyorlar. Bilgileri yanında imanlarını da tazeliyorlar. Onlar mükemmel insan olmak i-çin çalışıyorlar ve sevgilerini Kore’de savaşan kardeşlerine yolluyorlar.
Not:
7/12/1950 perşembe günü Enstitümüz; «Kore şehit ve gazilerimizi anma, gününde okunan yazılardan alınmıştır.
Açık teşekkür
İşçi kardeşlerimizin kalbinde ayrı ayrı sevgi yeri almağa muvaffak olan sayın doktorumuzun üstün başarılı ve olgun mesaisinden sonsuz bir haz duyu-
Işçi kardeşlerimizin acı ve sızılarını dindiren şefkat ve merhametli ellerin dert görmemesini Allahtan di -lerken doktorumuz bay Sedat Aykara candan açık teşekkürü bir grup arkadaşlar adına borç biliriz.
M.K.E. Kurumu Ankara Silâh Fabrikası işçilerinden bir grup
Nazilli Belediye Başkanlığından
1 — Nazilli’de bir günde «20 saat zarfında üç ton. buz yapan bir tesisat yapılacaktır.
2 — Keşif bedeli 27.200 liradır. Eksiltme 5/1/1951 tarihinde toplanacak Encümen tarafından yapılacaktır.
3 — Eksiltmeye posta ile ihale saatinden evvel gönderilmiş zarflar kabul edilir.
4 — Bu işe ait şartnameler bedelsiz olarak talep üzerine
verilir. Ve gönderilir. (17597) (9327) 2702
Pazarlıkla Ekskavatör
alınacak
Suliansuyu Harası Müdürlüğünden:
1 — Kurumumuzda ârızalı arazide kanal açmak için küçük çapta ve paletli bir Ekskavatör pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — Ekskavtörün 28 Şubt 1950 gününde hara merkezinde işler vaziyette teslim edilmesi şarttır.
3 — Ekskavatörün bedeli Malatya’da malın tesellümünü müteakip peşin ödenecektir. İsteklilerin Ekskavatörün cins beygir kuvveti iş kapasitesini ve evsafını bildirir mufassal teklif mektuplarını 10 Ocak 1951 gününe kadar Malatya Sultansu-yu harası Müdürlüğüne göndermeleri ilân olunur (9281) 2757
Ankara icra gayrimenkul satış memurluğundan Şuyuunun izalesi için sulh kuk mahkemesince satılmasına karar verilen Ankaranm Etli Aşağı Eğlence mevkiinde 1781 ada 29 parsel numaralı 4634 metrekare miktarındaki evli bağ aşağıda yazılı şartlar içinde a-çık arttırma ile sahsa çıkanl-mıştır.

Ankara Dördüncü Noterliğine
Azli isteyen: Ankara’da Yenişehir Atatürk bulvarı Büyük İşhanı No. 5 te müteahhit Muhittin Eskin.
Azledilen: İstanbul Şişli Etfal hastanesi sokak Emek apartmanı daire 4 te Haşmet Eskin.
Ankara Dördüncü Noterliğinden musaddak 8/2/1950 tarihli ve 1429 numaralı vekâletname ile Haşmet Eskin'i ticarî ve tealıhüt işlerimde umumî vekil tayin etmiştim.
Bu kere gördüğüm lüzum üzerine mumaileyh Haşmet Es-l-:n’i bu vekâletten azlettim. Keyfiyeti azlin usulen kendisine tebliğini ve Ankara’da münteşir Zafer ve İstanbul’da münteşir Hürriyet gazeteleriyle de ilânın! rica ederim. (9295) 2758
Asistan imtihanı
İlahiyat Fakültesi Dekanlığından:
Fakültemiz «Islâm Sanatları Tarihi» kürsüsü için bir asistan alınacaktır.
Aranılan şartlar: Ankara Üniversitesi Asistanlık yönetmeliğinin 4. Maddesinde yazılı vasıflardan başka:
a) İstanbul Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Enstitüsünden İstanbul veya Ankara Üniversitesi Arkeoloji veya Tarih şube terinden mezun olmak,
Sınav:
1 — Yabancı dil, 2 — Sanat tarihi, 3 — Eski metinler (oku yup anlamak) den yapılır.
Sınav 20 Ocak 1951 cumartesi günü saat 10 da Fakültede zapılacaktır.
İsteklilerin diplomalariyle birlikte girecekleri yabancı dil’ de açıklıyan bir dilekçe ile 19 Ocak 1951 akşamına kadar Fakülte Dekanlığına başvurmaları. (9253) 2756
30.000 kişilik zayiatı, yüzdo on nisbetinde kabul edersek, bu; 300.000 kişilik bir ordunun ifadesidir.
İşi hulâsa edersek bariz olarak göze çaıpiyor ki, sayıca hiç olmazsa savunmaya muktedir bir ordu üstün kalite ve sayıdaki harp silâh ve vasıtalariyle de mücehhezdir. Havada da söz götürmez bir üstünlüğe maliktir. Bu ordunun her iki kanadı, kendi donanmasının hâkimiyeti altında bulunan denizlere dayalıdır.
Fakat bütün bu güzel ve güven Verici şartlara ve 40.000 rad delerine varan insan zayiatına rağmen neticenin menfi şekilde tecellisi ne kadar acı ve acıklıdır. Bunun neticesi olarak şimdi de ateş kes emrinin verilmesi, Korenin tahliye edilip edilmemesinden bahsedilmektedir.
Amerikalı dost ve silâh arkadaşlarımızın; bu durumun hakikî sebeplerini araştırıp çaresini bulabileceklerine inanıyoruz.
Biz de müsaadeleriyle bu a-ianda bazı dostça tavsiyelerimizi şuracıkta kaydedelim:
Amerika; gerek kendi refah, hürriyet ve istikbali gerekse ideal olarak benimsediği dünya medeniyetini korumak ve kurtarmak için tam askerî bir devlet olmağa mecburdur.
Bu meyanda, askerî talim ve terbiye sistemini buna göre a-yarlamalıdr. Ferdin muhariplik ruh ve zihniyeti en üstün kertede geliştirilmek ihtiyacı barizdir.
Bu maksatlar için, Türk kanun ve rpuharebe talimatnamelerinde, (harp hali) ne ait hükümlerini de gözden geçirmeyi ihmal etmesinler.
2 nci cihan harbi kazanılalı yıllar geçtiği halde sulbün ku-ıulması şöyle dursun, medeniyet cihanının üçüncü bir dünya hur-I bine sürüklenmek üzere bulun-mosmın esbabı araştırılırken, ikinci dünya harbi biter bitmez, daha siyaset adamları henüz masa başından kalkmadan îtal— yada bulunan Amerika ordu-
sunun (grev!) yapmasının göz- yet istiyenler onları her gün yeden kaçmaması lâzımdır. Unut- | niden fethetmeğe mecburdur-mamahdır ki «Hayat ve hürri- 1ar.»
Toplantı
29 Aralık Cuma gününde saat 16.30 da kulübün binasında yapılacak olan Ankara Golf Kulübünün genel mutad toplantısına iştirak etmesi bütün âzaların-dan rica olunur.
Bu toplantısından evvel idare heyeti saat 16 da kısa bir seans tutacaktır.
Gündem:
1 — 1 7 1950 tarihli genel top lantısınm zabıtnamenin okunma-
2 — Kulübün faaliyeti ve hesapların vaziyeti hakkınra İdarî heyetin raporu;
3 — Binanın büyütülmesi;
4 — Nizamnamede değişiklik ;
5 — 1951 yılı için İdarî heye-
6 — 1951 yılı için hesapları tahkik edenlerin seçilmesi;
7 — Muhtelif.
DEVLET TİYATROSU BÜYÜK TİYATRO'da 24 Aralık Pazar akşamı saat 20.30 da Meşhur Italyan Baritonu
OTELLO BARSELLİNİ RİGOLETTO Operasında SON DEFA (Rigoletto) rolünde
Biletler satılmaktadır.
yeni bar
Göçmenler menfaatine
Bu gece saat 4 e kadar açık olan YENİ BAR tanınmış orkestra şefi Enver Ka-pelman idaresindeki caz orkestrası ile iştirak edecektir. (6332)
0r. Zekiye Kazuk
Doğum ve Kadın Hastalık-| lan Mütehassısı, seyahatten i dönerek hastalarını kabule | başlamıştır.
| Denizciler caddesi Mut-| lu Ap. Daire 1. Tel: 16746.
! =----------■ — ..
DURUMU:
Bağ içinde her katı 54 metrekare olan iki katlı alt katı taş üst kafi hımış duvarlı ahşap döşeme ve tavanlı ikişer oda birer sofadan ibaret eski bir bina vardır. 15905 lira kıymet takdir edilmiştir.
SATIS ŞARTLARI:
1 — Satış 15 1 1951 Pazartesi günü saat 10 dan 11.30 a kadar dairemizde tahmin edilen değerin yüzde yetmiş beşini bul mak şartile yapılacaktır. O gün istek bu değeri bulmazsa son isteklinin yüklenmesi yerinde kal mak şartile 25 1/1951 Perşembe günü saat 10 dan 11.30 a kadar yapılacak ikinci arttırmada en çok arttırana satılacaktır.
2 — Arttırmaya girenler tahmin edilen değerin yüzde yedi buçuğunu güven akçası olarak vereceklerdir. Satış peşin para iledir. İstenildiğinde yirmi gün kadar süre verilebilir. Dellâliye ve birikmiş vergiler satış parasından ödenecek ve tapu harç giderisini alıcı verecektir.
3 — Satış parası zamanında ödenmezse icra kanununun 133 ücü maddesi gereği yapılacak ve alıcı fiyat eksikliğiden sorum lu bulunacaktır.
4 — İpotek sahibi alacaklılarla ilgililerin bu mal üzerindeki haklarım faiz ve gideri hakkında ileri sürdüklerini belgelerile birlikte 15 gün içinde daireye bildirmeleri gereklidir. Bildirmezlerse sal ş parasının üleştrilmesine glremiy’eceklerdir.
5 — Şartlaşma bugünden baş-tıyarak daremizin 950 232 numaralı dosyasında görülebilir. İstekliler daha evvel satış şartlarım görmüş ve kabul etmiş sayılacak lard.r. ilân olunur.
İstanbul, Fatih, İtfaiye caddesi Ferhat Ağa sokağı 2 numarada Ganime ve Kayseri'de Yenice Ispıail mahallesi Erdem sokağı 40 numarada Lûtfiye Gezgine:
Yukarıda satışı ilân edilen gay rimenkulde hisseli bulunmanız ve ikametgâhınızın da meçhul olması dolayısiyle işbu ilân aynı zamanda sizlerç de, tebliğ yerine geçmek üzere ilân olunur.
(6333)
Satılık
Hohner (Akordeon) bedeli 280 liradır. Bankalar caddesi Cündoğlu Mağazasına müracaat. ' (6331)
a k t ir
Acele satılık
Cok temiz kullanılmış 47 model Ford marka taksi acele satılıktır. Görmek istiyenler Adliye Serayı sırası No. 207 Tel: 11597 ye müracaat. (6336)
Ortak aranıyor
Hali faaliyetle olan 12 fırın ile üç çuval un işleyen tam teşkilâtlı bir İmalâthane ve ticarethaneye az sermaye ile bir ortak
Remzi Koşucu, Yenişehir, Neca-tibey Cad. Durla Ap. No. 82.
(6335)
Kiralık yeni daire
Selânik caddesi sonunda Kızılırmak sokak No. 32 beş oda, bir hollü, konforlu ve manzaralı bir daire kiralıktır. Tel: 26440. (6315)
Satılık Şevrole
Hususî olarak kullanılmış 949 modeli $evrole marka bir binek otomobili satılıktır. Telefon: 21762.
Kasa:
Alım: Sun Klg..........
Ufaklık ................
Dahildeki Muhabirler:
Hariçteki Muhabirler:
Attın- Sat! Klg. -Döviz Borçluları:

BEĞEN MAĞAZASINDAN
Devlet Orman işletmesi
Tel: İstanbul: 28523.
Yılbaşı geliyor.
Hediyelerinizi
otomatik s(.alı
ETERNH
Saatleri Türkiye Mü
FEHİM AKAY
Türk Kooperatifçilik Kurumundan
21, 22, 25 Aralık 1950 günleri saat 21 de Halkevinde Kooperatifçilikle İlgili Kültür Filmleri gösterilecektir.
21 Aralık Perşembe günü yalnız üçüncü Türk Kooperatifçilik Kongresi delegelerine, 22 Cuma ve 25 Pazartesi günleri herkese açık ve p a r a s ızd.r,(6323)
terpin edebilirsiniz.
Avrupa ve yerli kürk mantolar, trençkot, çocuk mantoları ve erkek palto, pardesü, trençkotlarımızı görmeniz menfaatiniz icabıdır.
Dikkat! kürk tamiri ve garnitür yapılır.
Anafartalar cad. BEĞEN Mağ. No. 290 ALİ FUAT ÜNAL
Tel: 15327
Noel ağacı satışı
Devlet Orman İşletmesinden:
Kızılay’da bugünden itibaren Amerikan kitap evi ile Yenişehir eczanesi arasında beher adedi beş liradan makbuz mukabilinde perakende suretiyle satılıktır.
Taliplerin ihtiyacını oradan temini.
(9329)
2761
209,559 çıkarıl-
Satılık hususi otomobil
Gayet az kullanılmış. .1948 Oldsmobile. 13000 Kim. de, 6 silindir. Radyo, kalorifer, Naylon kılıf. Dört kapılı. Acele satılıktır.
Telefon: 14342. Posta Caddesi No. 78. (6328)
Satılık
Amerikan vizon ve gri astragan mantolan, tuvaletler, muhtelif gümüş, kristal ve keten eşyalar. Bir hafta müddetle her gün 14 — 19 arası.
Adres: Saraçoğlu Mahallesi D tipleri 11,7.
6292
r
1
MEVLUT
Sevgili annemiz Nazmiye Akalm’m vefatının kırkı o-lan 22 Aralık Cuma günü Hacı Bayram Camii Şerifinde ruhuna Mevlût okunacağından arzu buyuranların teşrifleri rica olunur. Zühtü - Tahir Akalın (6327)
MÜSADERELİ ÇAM KALAS SATIŞI
Devlet Orman İşletmesi Burdur Müdürlüğünden:
1 — işletmemize bağlı Uğurlu deposunda mevcut metreküp çam kalas açık arttırma suretiyle satılığa rhıştır.
2 — Beher metreküpünün muhammen bedeli 80 liradır.
3 — Arttırma 29/12/1950 tarihine rastlıyan cuma günü saat 15 te Bucak Orman Bölge Şefliğinde yapılacaktır.
4 — Muvakkat teminat 1257 lira 35 kuruştur.
5 — Şartname Orman Genel Müdürlüğünde, Ankara, İstan-
bul, Antalya, Afyon, Denizli, Eğridir. Burdur Orman işletmesi Müdürlüklerinde, Bucak ve Uğurlu Orman Bölge Şefliğinde görülebilir. ,r
6 — isteklilerin belirli gün ve saatte Bucak Bölge Şefliğinde komisyona müracaatları ilân olunur. (9208) 2740
Orman Genel Müdürlüğü Tarsus Bölge örrr.an Fidanlığında dikime tam elverişli ve büyüme kabiliyeti, çok fazla olan bir ■»uçuk milyon Kanada kavağı yetiştirmiştir.
Bu kavakların beheri 2 kuruş ■ gibi gayet cüzî bir bedel karşılığında vatandaşların hemen emrine âmade bulunmaktadır.
Bundan başka Ankara, Eskişehir, Elâzığ, Samsun, Erzu-•ıım. Manisa, Bedirge - Hatay, Çankırı Lüleburgaz, Sivas, vc Kızılcahamam fidanlıklarında kavaktan başka muhtelif nevi fidanlar da mevcuttur.
Kavakların bir yaşındakileri 2 kuruş ve iki yaşındakileri ~je 3 kuruş bedelle sqtışa arzedilmiştir.
1000 adedi için Bölge. Fidanlık Müdürlüklerine daha fazlası'için de Orman Genel Müdürlüğüne baş vurulması.
Kavak diken hem kendini hem de yurdunu zenginleştirir.
Toprak Mahsulleri Ofisi Ankara Bölge Müdürlüğünden:
Aşağıda yeri, cinsi muhammen keşif bedeli, geçici teminatı gösterilen onarılma işi ihaleye çıkarılmış olup eksiltme bölgenizde 29/12/1950 cuma günü saat 15 te kurulacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
Keşif evrakını görmek isteyenlerin Bölgemiz Fen işleri Servisine müracaat etmeleri.
Taliplerin eksiltme tarihinden asgarî bir gün evvel işleri /apmış olduklarına dair elinde bulunan vesikalariyle birlikte bölgemize müracaat etmeleri ilân olunur?
İşyeri: Ankara, yapılacak iş: Parke yol onarımı, keşif bedeli: 16G3 lira 20 kuruş, geçici inancı:'234 )ir^ j74 Jturuş. 9302 2755
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
16 Aralık 1950 vaziyeti
PASİF
Hazine Tahvilleri:
Deruhte edilen evrakı nakıjly
Senetler Cüzdanı: Ticari Kenetler .....
Tahviller Cüzdanı:
(Deruhto edilen evr. («Itlbnrl kıymetle» ..
Avanslar:
Altın ve döylz Üzerine ı Hazîneye kısa vncioll av
Hissedarlar:
Muhtelif
LtRA UR*
69.829.231 220.015.845,88 2.920.839,48 1 222.936.685.36
425.174,39^
63.280.924 19.305.524,81 2.731.981,34 199.383.635,68
98.512.803,23 70.313.328.87 2.101.330,81 192.964.969,06
158.748.563,—
155.399.907,— 3.348.656,—
1.142.996.008,78
1 7.653.755,— 15.642.030,57 23.295.785,57
170.098,50 16.573.868,23 16.743.966.73 4.500.000,— 89.440.350,58

Toplam 1.896.035.232,15
Tedavüldeki Banknotlar:
Deruhte edilen evrakı nakdiye ....
Kanunun 8—8 (nel maddelerine tev likan hazine tarafından vııkl nde meler ............................
Deruhte edilen evrakı nakrtly bakiyeni .........................
Karaılıftl tamamen altın olaral
Reeskont mukabili emisyona ko
Akçesi: fevkalade
46.457,949
2.205,215
82.342.907,25
4.846.525,91
1 Temmuz 1938 tarihinden itibaren: İskonto haddi % 4 altın üzerine avam % S
LtRA
965.278.53
155.399.907,—
3.348.656,—
255.232.980 —
710.971.410,—
146.378.311,66
6.948.124,51
327.246.120,04»
Toplar
LİRA
15.000.000,—
32.538.914.44
969.553.046.—
480.572.556.21
307.393.755,63
90.976.959,87
(9321)—(2764)

ZAFER
Sayfa: 7
22/12/1950
BOMONTi Gazinosu
Yılbaşı gecesi için fevkalâde sürprizler ve yeniliklerile Masa kaydına başlamıştır.
r
BÜYÜK SİNEMADA

İstekler Ülkesi'ne
İstekler Ülkesi'ne
i
V
ANKARA KORELİLER DERNEĞİ KORE ŞEHİTLERİ AİLELERİ YARARINA Bu akşam saat 21,15 de
Büyük Mü s a
m e r e
Çok kıymetli ses sanatkârı
Perihan
vc arkadaşları
Değerli halk türküleri okuyucumuz
Perihan Altındağ Süzeri
ALTINDAĞ
Sarı Recep
Ahmet Yamacı Osman Özdekçi
Emin Aldemir Seyfettin Sızmaz
Kanunî
İsmail Şençalar
Klarnet
Şükrü Tunar
Kitapçılar’a ve Tel: 25936 müracaat Fiatı 100 kuruştur.
Değerli Genç Sanatkârımız
YUSUF GÜL
DOKTOR
MAZHAR NAİBGİL KADIN HASTALIKLARI doğum mütehassisi Doğumevi Doktorla -nndan — Her gün saat 15 den sonra kabul eder. Tel: 25506.
Arslan Efelerimizin türkü ve oyunları

OSMAN SÜZEN
SAz Sanatkârı AHMET GAZÎ AYHAN'dan Türküler
Biletler sinema gişcsihden, Bankalar caddesinde PINAR Gişesinde satılır. (Tel: 12858 - 12241) ı

6317 _
Plâstik sanatlar atölyesi RESSAM Nurettin Ergüven
Hususî resim dersleri verilir. Müracaat: Cumartesi
günleri saat 14 — 16.
Serçe sokak No. 34. Yenişehir. 6304
SÜMERBANK
Tasarruf Mevduatı
1951 Yılı İkramiyesi
4 KEŞİDEDE
100.000 Liradır
İlk çekilişi: 31 Ocak 1951 '
1 Adet 10.000,— lira
1 » 2.000,— liralık Hereke halis-
1 ) 1.000,— Hra
4 » 500.— )
4 ) 250,— )
ve ayrıca 50 - 100 liralık muhtelif para ikramiyeleri bulunan bu keşideye katılmak için,
51 Aralık 1950 ye kadar
(Bankamızda 100 liralık bir hesap açtırmak kâfidir. _ Her 100 liraya ayrı bir kur’a numarası verilir. M
İkramiyelerin vergisi Bankamıza aittir. (8846)-2598 ■
Bergama Belediye Başkanlığından
1 _ ı-)0 - 200 beygir kuvvetinde (43815) lira keşif bedeli: biı dizel grupu satın alınacaktır.
2 — Şartname ve diğer evrak bedelsiz olarak Belediye Başkanlığından sağlanacaktır.
3 — Eksiltme kapalı zarf usulü ile 13/1/1951 cumartesi gü nü saat 11 de Bergama Belediye dairesinde toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
4 _ Muvakkat teminat (3286) lira (12) kuruştur.
5 — İstekliler ihale tarihinde Ticaret Odası sicillinde kayıl ı olduklarına dair belge getireceklerdir.
P. T. T. İşletme Genel Müdürlüğünden
1 — İdare ihtiyacı için: İdarî şartnameye ilişik fennî şartnamesinde vasıfları ve buna bağlı bir ve iki numaralı listede hevi ve miktarı yazılı 39 kaLemde ceman 442700 metre kâğıt izoleli, basit çiftli ve çiftleri gruplanmış (Unit) kurşun kaplı telefon kabloları kapalı zarfla eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Muhammen bedel Cif İstanbul 3371998,10 lira ve geçici teminat 114909,95 lira olup eksiltmesi 3/1/1951 çarşamba günü saat 16 da Ankara’da P.T.T. Genel Müdürlüğü Fen Dairesi Başkanlığında müteşekkil Satın Alma Komisyonunda yakılacaktır.
3 — İstekliler geçici-tcminat makbuzu veya banka mek-tuplariyle şartnamenin 4. üncü maddesinde yazılı kanunî vesaik ve teklifi muhtevi kapalı zarflarını o gün saat 15 e kadar Komisyon Başkanlığına vereceklerdir. Postada vaki gecikmeler kabul olunmaz.
4 — Şartnameler Ankara’da Genel Müdürlük Emlâk ve Levazım Müdürlüğünde ve İstanbul’da Yeni Valde hanında P.T.T. Umumî Depo Muhasipliğinden parasız olarak verilecektir. „| (8522)—2514
Pirinç Deposu! Pirinç Deposu!..
Hem ucuz, hem temiz
115 Kuruş
Fabrikamızın hususî surette hazırladığı nefis açık PİRİNÇ UNU % 25 tenzilâtla verilir.
KONSERVE çeşitlerimiz nefis, zeytin yağımız rekabet kabul edilmiyecek derecede ucuzdur.
Kargı Kızılırmak Pazarı
Yenihal No. 10. Belediye karşısı. Tel: 12708
Ankara Numune Hastanesi
6 — Teklif mektuplarının ihaleden bir saat evveline kadar komisyona verilmesi veya gönderilmesi lâzımdır. Postada ola-gecikmeler kabul edilmez. (17 156) (9241) 2743
İstanbul Sıhhî K'irumlar arttırma ve eksiltme Komiryonundan
Beyoğlu ilk yardım hastahanesinin sterlizasyon cihazı kanalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
1 — Eksiltme 3/Ocak/1951 çarşamba günü saat 15.00 de Ca-ğrloğlundaki Sağlık ve S. Yardım Md. lüğü binasında toplanan S)lıhî Kurumlar Satınalma Komisyonunca yapılacaktır.
2 «— Muhammen bedeli: Montaj dahil olmak üzere 28.0Q7 liradır.
3 — İlk teminatı: 2100 liradır.
4 — İstekliler, bu işe ait şartnameyi çalışma günlerinde komisyonda görebilirler.
5 — İsteklilerin, cari seneye ait ticaret odası vesikası i' 1490 sayılı kanunda yazılı belgeler ve bu işe yeter ilk temin-1 makbuz veya banka mektubu olduğu halde teklifi havi kapab -artlarını eksiltme sâatinden bir saat evveline kadar makbu-
'•»kabilinde komisyona vermeleri.
6 — Postada vaki gecikmeler şayanı kabul değildir.
(9181) 2735
Tüccar, yazıhane ve esnafın nazarı dikkatine
CİNSİ
Baştabipliğinden
Muvakkat Teminatı Lira Kş. İhale günü
Adet
Muhammen Fiyatı Lira Kş.
Ankara Valiliğinden
1 — Ankara Arkeoloji Müzesinin Eti Eserleri salonund yapılacak 10561 lira keşif bedelli Elektrik tesisatı işi açık r siltmeye konmuştur.
Senenin hitam bulması ile önümüzdeki sene için bu içinde tasdik ettirilmesi icabeden ticarî defterlerimiz
bol çeşitli ve ucuzdur.
Bu meyanda büro malzemelerimizin de eksiksiz oldu-
ğunu sayın müşterilerimize arzederiz.
Bir defa görmek menfaatiniz icabıdır.
M. NACİ AKSEKİ.HİLÂL KIRTASİYE MAĞAZASI
Anafartalar Caddesi No. 324. (Çocuk Sarayı Sus Sineması yanı). Tel: 13266. 6217
187 50 4/1/951 per-
şembe günü saat 14 de
1 — Ankara Nümune Hastanesi için (1) kalem alâtı tıbbiye açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Taliplerin ticaret odası vesikası ve teminat mektupla riyle birlikte muayyen gün ve saatte Hastanede müteşekkil ko misyona müracaatları.
3 — Şartnameler her gün Hastanede görülebilir.
(9169) 2733
Kısa dalga Aparat I
2500 00
2 — Geçici güvenlik akçesi 792 lira 8 kuruştur.
3 — Fennî ve özel şartnameler her gün iş saatleri dahilin de Ankara Arkeoloji Müzesinde görülebilir
4 — 2490 sayılı kanun hükümlerine göre isteklilerin isi''
özelliğinden ötürü Bayındırlık Bakanlığından bu iş için al? cakları yeterlik belgeleri 1950 yılı Ticaret Odası vesikaları ve teminat makbuzu ile 2/1/1951 salı günü saat 16 de Ankar
Arkeoloji Müzesinde toplanacak Komisyona başvurmaları ilö*
olunur.
(9199) — 2728
Dünyanın en meşhur
‘ Mossant de lux„
Şapkaları gelmiştir.
“ Barsalino •) ve « Habig •)
Çeşitlerinin
En üstün kaliteleri ile yeni gelen Avrupa kravatlarının en zengin çeşiLve bol desenlerini Ankara’da yalnız
Ayla Tuhafiye
Mağazasında bulabilirsiniz.
Bankalar CaddL No. 9. Tel: 11060.
Radyo
ziniz. Yenilikler ve neşe saçan 1951 modellerini
görünüz.
ORTAÇ
PHILIPS
salonumuzu
P. T. T. İşletme Genel
Müdürlüğünden
1 — İdare ihtiyacı için sekiz adet karoserli kamyon kapalı zarf usulile eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Kamyonların ambar teslimi muhammen bedeli 76.800
lira geçici teminatı ise 5090 lira olup, eksiltmesi 5/1/1951 cu ma günü saat 16 da Ankarada P.T.T. Genel Müdürlüğü Posta
Dairesi Başkanlığında müteşekkil Satın Alma Komisyonunda
yapılacaktır.
3 — İsteklilerin geçici teminat makbuzu veya Banka te-
minat mektubu ile şartnamenin 4 üncü
maddesinde yazılı ka-
nunî vesaik ve teklifi muhtevi kapalı zarflarını o gün saat 15 e kadar mezkûr komisyon başkanlığına vereceklerdir.
Postada vaki gecikme kabul olunmaz.
4 — Şartnameler Ankarada P.T.T. İşletme Genel Müdür lüğü Emlâk ve Levazım Müdürlüğünden ve İstanbulda Yen' Valde Hanındaki P.T.T. Umumî Depo Muhasipliğinden parası/ olarâk verilecektir. (9244) — 2745
ge-
İskenderun Belediye Başkanlığından Belediyemiz Elektrik İşletmesi için;
No. Miktarı
200 Adet 10 A. 110 V. Monfoze sayaç.
10 " 25 A. 110/190 voltluk Trefize 4 nakili
sayaç.
10 ” SOA 110/190 voltluk Trefize 4 nakili
sayaç.
2600 Kg. Muhtelif ebatta örgülü çıplak bakır tel.
10 KV için dahili ve harici kablo başlığı.
75/5 Akım redüktörü vesair malzeme satın ab
nacaktır.
Talipler malzeme listesini Elektrik İşletmesi Müdürlüğür len parasız temin edebilirler.
Tekliflerin en eç 29/Aralık/1950 günü akşamına kadar ve r’b'-rsi mecburidir. Postada vaki gecikmeler nazarı itibara alın
PİKAP
Möbleli ve möblesiz. Fiyatla-
Paillard pikaplar, şase olarak satışa arzedilmiştir. Tel: 11135
MIELE
ORTAÇ
Milli Büyük Piyes 3 perde 3 tablo d HALKEVİNDE MUAZZAM BİR TEMSİL HADİSESİ
28, 29, 30 Aralık (perşembe, cuma, cumartesi) saat 21 de v
30 Aralık pazar saat 15 te yalnız 4 müsamere. (3
Şoförler Derneği yararına Eşsiz hir eser
Numaralı yerler: 250 — 150 — 100 kuru-tur. /
Biletler: Adliye karşısı Büyüle Otel, Kapalı Çaışı üstü Der nek Merkezi, Ulus Sineması altındaki gişe ve yeni Sinem, j altındaki Ali Tümen gişesinde satılmaktadır.
r......
I Sivas Gecesi Geçen yıllarda görmüş olduğu rağbet üzerine bu vıl da Sivas Öğ. K. Derneği
23 Aralık 950 Cumı itesi günü saat 20 de
IDEMİRSPOR LOKALİNDE
bir gece tertip etmiştir. Caz, saz, koro, Sivas halayları ve halk türküleri.
Emniyet Genel Müdürlüğünden
Telşiz bürolarımız için alınacak (4224) lira keşif bedelli (8) camlı dolap, (16) masa ile (40) tabure 2/1/1951 salı günü aç'k eksiltme ile ihaleye konulmuştur.
İdarî ve fennî şartnamesiyle plânları dairemizde görülebilir. İsteklilerin hazine veznesine yatıracakları (320) liralık ilk teminat makbuzu, Yapı ve İrpar İşleri Reisliğinden bu iş için alacakları yeterlik belgesi ve 2490 sayılı kanunda yazılı vesika Sâriyle birlikte ihale günü saat 15 te Satmalına Komisyonuna müracaatları. (9209) 2726
Eskişehir - Mayıslar Pamuk Deneme ve Üretme Çiftiği Müdürlüğünden:
1 — Mayıslar Pamuk Üretme Çiftliği tarafından 13 ton kadar akala tel pamuğu 5/1/1951 cuma günü saat 14 te Eskişehir Hükümet dairesindeki büromuzda komisyon tarafından açık arttırma suretiyle satılacaktır.
2 — Şartname ve nümuneler büroda mesai saatlerinde görülebilir.
'3 — Geçici teminat akçesi olan 3412 lira 50 kuruşu ihaleden bir saat evvel Eskişehir Ziraat Bankasındaki 653 hesabımıza yatırmaları ve buna ait makbuzu komisyona ibraz etmeleri lâ-
4 — Fiyat lâyık hadde görülmediği takdirde komisyon kati haleyi yapın yapmamakta temamen serbesttir. (9337) 2760
Muhterem abonelerimize
Ankara Elektrik Havagazı ve Otobüs İşletme Müessesesin-
Otuıduklan yeri müesseseye haber vermek suretiyle terk edip abonelikten çıktıkları halde, abone olurken cereyan açtırmak için tediye ettikleri teminat akçelerini geri almamış olan ‘müşterilerimiz, ellerindeki makbuzlarla müessese veznesine müracaat ettikleri takdirde teminat akçeleri derhal kendilerine iade edileceğini bildiririz.
Tahsildarlara tahsil edilmek üzere verilen elektrik ve havagazı makbuzlarına yapıştırılan damga pullarının masrafı müesseseye aittir. Tahsildar her ne suretle olursa olsun pul parası alarak müşteriden para tahsil edemez. Böyle bir talep vukuunda keyfiyetten derhal müessese müdürlüğünü haberdar etmele-• ’ii sayın abonelerimizden rica ederiz. (9326) 2763
Ucuz arsa
Cebeci çarşısına bir dakika mesafede. Yargıç sokak-
ta, her türlü inşaata müsait
kıymetli bir arsa; azimet
dolayısiyle satılıktır. Tele -fon: 21762.
I
Kiralı'; dnjr“l- r
Dört oda, mutbak, dıış vesai re... Kocatepe, Kızılırmak a() kak, No: 34.
Telefon: 21584 - 25563.
Bugün saat 11 ve 14 de
Salısınız arttırınız, gözlerinizi bozmayınız
Floresante
lâmbaları ampul fiyatı kadar ucuza satışa arzettiğimızi müjdeleriz. i
ORTAÇ
Anafartalar Caddesi No. 224
ÜÇ SİLÂHŞÖRLER
16.15 — 18.30 — 21 de
Yelpazeli Kadın «THE FANs Oymyanlar:
Jeannc Crain - Richard Green - Madeleine Carol -Georges. Sar.aers
İlâveten en son dünya haberleri
Sayfa: 8
ZAFER
22 12/1950
Musahabe | gm I ®
bulent D^Ginı Zafer kupası final maçı
Nihayet, Bülent Eken'i de Llalyaya kaçırdık. Arkasının çorap söküğü gibi devath edip etmjyeceğini kestirenıemekle beraber, fut-böİümuza bit istıkamt veremediğimiz için, bu gibi kayıpları nor-n|âl birer hâdise olarak kabul etmemiz lâzımdır.
Küçüğünden büyüğüne kadar her futbolcu bugün para mukabilinde futbol oynarken, .transfer ayı denilen pazarda kendisini âlencn satarken, biz, bu şfekilden hâlâ amatör sıfatını kaldııama-dtk, ve kaldıramadığımız içindir ki, istikbal endişesine düşen fut-bölcülanmızi, elimizden kaçırmış öldük.
Yer yüzünde bir meslek haline gelen futbol, bizde henüz eğlence mataı olmaktan yakasını kurtarmış değildir. Bugün, işini, gücünü bırakıp, geçimlerini futboldan temin eden oyuncularımızın, büyük risklerine karşı, beri tarafta bir garantileri yoktur. Futbol oynayamaz bir hale geldikleri gün, cemiyet içinde, dağ başındaki ağaçtan farksız kalırlar, ancak onun kadar himaye ve alâka g() rilrler. Böyle oluııctj da, y Harı futbol uğruna tüketmiş olanlar, elbette ki el ve ayakları tutarken, başlarının çaresine bakmağı dü şüneceklerdir.
İtiraf etmek lâzımdır ki, bugünkü durumun devamı halinde, futbolcularımızın ekserisi içtimai bir felâketle karşı karşıyadırlav. Zjra, 30 küsur yaşına kadar futboldan başka iş tutmamış, ellerine bankaca berat verilmemiş kimselere, o yaştan sonra bütün iş kılgılarının fiçık bulundurulacağına ihtimal veremeyiz. Bu yüzden, dün Ştikrü’nün ayrılışını, bugün Bölendin gidişini, yarın Amel yeya Mehmedln uzaklaşmasını tabiî görmemiz icabcdiyor. Ve bii-tğn bu tabii hâdiseler arkasında da gayri tabiî olarak, Türk fut bolunun halihazır yekli görülüyor.
Zira, herkes Mersine giderken, biz hâlâ
yarın 14,30 da yapılıyor
Gençlerbirliğimi.Demirspormu kazanacak?
İki maç yapmak üzere şehrimize dâvet Fenerbahçe takımı son dakika İstan-yapacağı karşılaşmalar dolayısiyle ge-lemiyeceğini bildirmiştir.
tesbit etmek üzere, oyun on beşer dakikadan iki devre daha oynanmış ve 4 - 3 galip duru-1 ma geçen Gençler Birliği, maçın bitmesine bir kaç dakika kala Demirspor’un beraberlik golüne mani olamamıştır. Maç da bu şekilde 4-4 berabere neticelenmiştir.
3 - 3 berabere biten maçta, kupa galibini
Yarın saat 14.30 da yapılacak olan bu karşılaşmanın orta hakemi Hüsamettin Böke’dir.
Maç son yıllarda oynanan karşılaşmaların en hararetli ve heyecanlısı olmuştur.
1948 Olimpiyatlarında
Halk bilet hatlarının
62 kiloda Kemal Özkan'la karşılaşacak olan Amerikalı Lowel Langc
Şehrimizin bü iki kuvvetli takımı «Zafer kupası ) için yarın tekrar karşılaşacaklardır. Bilet fiyatları kanalı tribün 1 lira, açık tribün 50 kuruş olarak tespit,edilmiştir.
Bu akşamki Boks karşılması
Zenci Robinson ile Fransız Robert bu akşam dönüşüyorlar
Bugüne kadar yaptığı yüzden fazla maçın yetmiş beşini nakavtla kazanan Robinson Villemein karşısında nasıl bir netice alacak
Bundan bir müddet evvel, Paris’te boks meraklıları, Avrupa turnesine çıkmış olan Ray Rpbı'nson’u tren istasyonunda bekliyorlardı. Birçokları Ro-binson’u, yüzü yaralarla dolu, sert bakışlı ve küstah bir şampiyon olarak tahayyül ediyorlardı. Beklenen tren Paris garında, durdu. Robinson’un lundüğu vagondan önce hejeri George . Gaınford, müteakiben . antrenör Harry TOIyyfveTred Beale, masör Jâ-mçsA, Karöubi, Robinson’un hususî berberi indi. Berberi bir zçhçi dilberi olan Robinson’un karisi takip etti. Nihayet Ro-biri^ön gözüktü. Bütün tahmin-lcritr hilâfına olarak yüzünde hiçbir, yara izi. olmadığı gibi fevkalâde yakışıklı, kıyafetine çfolç -düşkün, 29 yaşında giiler yiizjü bir zenci idi.
Robinson, Paris’te ilk karşılaşmayı Fransız şampiyonu Jean Ştock’la yaptı ve ikinci raund-da nakavtla galip geldi. Robinson, şijndiye kadar yaptığı yüzden fazla profesyonel boks maçının yetmiş beşini nakavtla kazanmıştır.
Paris’teki ilk karşılaşmasın -dan sonra, Robinson bir müddet karısı ile eğlence yellerini gezdi. İçki içiyor, biraz kafası dumanlandıktan sonra caza dâhil olarak altı müzik âletin' mükemmelen çalabiliyordu.
Robinson, en mühim karşılaşmalarından birini bu akşam
Fransa'nın meşhur orta siklet-leıinden Robert Vill'-—ein ile yapacaktır. Robert, Amerika’daki turnesinden muvaffakiyetle dönmüş, bir çok Amerikalı boksörü dövmüştür. Halen hafif siklet şampiyonu olan Robinson, orta siklet dünya şampiyonu olmak azmindedir:
Orhan BÜLEND
pahalılığından şikâyetçi
Stadyuma herkesin girebilmesini mümkün kılacak bir fiat değişikliği yapmak mutlak surette lüzumludur
Bunun yerine, haftanın boş geçmemesi , evvelce gazetemizin ortaya koyduğu kupa maçının final karşılaşması yapılacaktır.
«Zafer kupası» için 4-4 berabere kalan Gençler Birliği - Demirspor takımlarını bu vesile ile tekrar karşı karşıya göreceğiz. Mevsim başında yapılan kupa maçı büyük bir alâka uyandırmış, bilhassa final karşılaşması çok çekişmeli ve heyecanlı geçmiştir.
Amerikalıgüreşçilerin aldıkları neticeler
Türk-Amerikan Millî Güreş takımlar1 yarın akşam İstanbul’da karşılaşıyor
Cumartesi gecesi, İstanbul- 'T/4 ^Merrill - Peaçe
Norveçte kayak sporuna verilen büyük ehemmiyet
4-14 yaş arasındaki talebelerin tâbi tutuldukları çalışmalar onları küçükten kayakçı yetiştiriyor
. Kayak sporuna çok düşkün-l mekteplerdeki çalışmalar satılan - Norveçliler, melrneket- yesinde, çocuklarda küçük yaş-' lertp.de-küçük çpcuklara kayak', sporürju öğretmek maksadı ile mektepler açmaktad’tlar. Geçen sene, her birinde dört ila beş yilz talebe bulunan dört çoftfk kayak mektebi, Norveç-tc- faaliyette bulunmuştu. Bu
ta bu spor için lâzım olan inisiyatif kendini göstermektedir.
Talebeler 4 ilâ 14 yaş arasındadırlar. 14 yaşından büyük o-lanlai’ bu mekteplere alınmamakta ve kçndilerine büyükle-
rin kurslarını takip etmeleri tavsiye edilmektedir. Kış aylarında açık olan ve İalebe velilerine çok ucuza mal olan bu mekteplere devam eden talebeler, yedi yaşından itibaren kayakla atlama talimlerine bari -ya bilmektedirler.
ıda futbola karşı gös-lâkanm gün geçtikçe azalmakta olduğu gözden kaç-lamakfadır. Dört beş yıl öncene kadar büyük bir rağbet gören, lig maçlarına dahi gelen seyirci miktarının azlığına her hafta şahit olunmaktadır.
Bu alâkasızlığın sebebini şimdilik iki maddede toplamak müm kündür.
1 — Takımlar arasında kuvvet muvazenesinin müsavi olmaması.
— Bilet fiatlarmın da eskiye nazaran yüksek olması. Takımlar arasındaki muvazenesini temin için, müzdeki sezon birinci küme kulüp adedinin 11 den 8 e indirilmesine karar verildiğinden, artık bu mevzua lomas etmek istemeyiz.
Bilet fiatlar nm yüksek oluşuna gelince; bunun da halli derhal mümkündür.
Eskiden 19 Mayıs Stadında bilet fialatı kapalı tribün 50, ma rulon kulesi al’ı 25, aç k tirübün , 15 kuruş olarak tespit edilmişti. Fiaflarm bu dcrcco az olması yüzünden maçları kalabalık bir seyirci kitlesi takip ediyordu.
Sonradan bölge masrafının arlmas' ve günün şartlarına da uyularak fiallar iki misli artlırıl-d . Halen tatbik edilmekte olan bu fiatlar, spor meraklılarına ağır gülmektedir.
| İstanbul ve ecnebi tgkımları
ile yapılan karşılaşmalarda da kcpalı tribün 2, açık tribünün 1 lira olmasından şikâyet edilmektedir. Millî maçlarda da bu fiallar 4, 2,5 ve 2 lira olarak tespit edilmektedir. Bu yüzden de son Fransız millî maçı 28.000 lira hasılat yapm ştır. Halbuki bundan evvelki Suriye millî maçında 48.000 lira hasılat olmuştur.
Suriye millî maçındaki hasılatın bu derece yüksek oluşu sebeplerinden biri de bilet fiatmin son maçlara nazaran daha ucuz olmasıdır.
kuvvet
Dört boş yıl önce yap.lan lig maçlarında, sekiz on bin kişi stadyomu doldurduğu halde, bugün bu miktarın üç be$ bine düştüğü görülmekledir. Seyirci miktarının azalması hasılatında azalmas na sebep olmaktadır. Dolayısiyle kulüpler de az para kazanmaktadırlar.
Bu vaziyet karşısında yine eskiden olduğu gibi, kapalı tribün, maraton kulası altı ve açık tribün olmak üzere, girişi üçe ayırmak lâzımdır.
100 ve 50 kuruş ödeyemiyen spor meraklılarına 25 az bir ücretle açık maç seyretmek imkânı
olur. Böylecc Ankarada büyük bîr okseriyet teşkil eden memur ve öğrencilere de maçları takip etmek imkânı verildiğinden seyirci adedinin artacağı muhakkaktır. Haydar OZAKMAN
kuruşluk tribünde verilmiş
da Spor Sarayında, Amerikan takımı ile yapılacak seı bes güreş millî karşılaşması dan önce, okuyucularımızı misafir güreşçiler hakkında müsbet bir fikir edinebilmeleri için aşağıdaki listeyi veriyoruz. Burada, Amerikan serbest millî güreş takımının 1948 olimpiyadlarınd bütün neticeler j Londra’da 2 dünya şampiyonluğu,.! ikincilik, T de ü-çüncülüğü kazanan Amerikan ekibinin, serbest güreş sahasında büyük bir kıymet olduğu, bundan böyle inkâr edilmez bir hakikattir... Neticede Türkiye birinci, Amerika ikinci, İsveç üçüncü olmuşlardır.
52 kilo:
1 inci tur: Jeınigan - Rakipsiz olarak galip.
2 inci tur: Jcrnigan - Jadav (Hindistan) a ittifakla mağ-
1/4 final: Jcrnigan - Jo-hansson (İsveç) e ittifakla mağlûp.
Dereceler: 1 — Vîttala (Fin). 2 — Halit Balamir (Türk). 3 — Jobansson (İsveç).
57 kilo:
1 inci tur: Leeman - Bose (Hindistan) a 7 dakika 37 saniyede tuşla galip.
2 inci tur: Leeman - Ca-. zaux (İngiliz) e ittifakla galip.
1/4 final: Leeman - Kou-yos (Fransız) a ittifakla galip.
1/2 final: Leeman - Trim-pont (Belçika) ya âbandonne ile galip.
Final: Leeman - Nasulı A-kar (Türk) e 8 dakika 52 saniyede tuşla mağlûp.
Dereceler: 1 — Nasuh A-kar (Türk). 2 — Leeman (A-meıika). 3 — Kouyos (Fransa).
62 kilo:
1 inci tur: Moore - Rakip-
■------------------i-------------
- Peaçe (Kanada) ya ittifakla galip.
1/2 final: Merrill - Yaşar Doğu (Türk) e ittifakla mağlûp.' i1
Dereceler:' 1 — Yaşar Doğu (Türk). 2— Gaırard (A-vustıalyaj. 3 — Merrill (A-
inci tur: Brand - Rakipsiz olarak galip. •
1/4 final: Brand - Adil Candemir (Türk) e 13 dakika 24 saniyede tuşla galip.
1/2 final: Brand - Verona İtalyan) a ittifakla galip.
Final: Brand - Linden (İsr-eç) e ittifakla galip.
Dereceler: 1 — Brand (A-merika). 2 — Adil Candemir (Türk). 3 — Linden (İsveç).
siz olarak galip.
2 inci tur: Moore - Sadian (İran) a ittifakla mağlûp.
1/4 final: Moore - Gazanfer Bilge (Türk) e 14 dakika 28 saniyede tuşla mağlup.
Dereceler: 1 — Gazanfer Bilge (Türk). 2 — Sjoelin (İsveç). 3 — Mueller (İsviçre).
67 kilo:
1 inci tur: Koli - Celâl A-tik (Türk) e 7 dakika 42 saniyede tuşla mağlûp.
2 inci tur: Koli - llasan (Mısır) a ittifakla galip.
1/4 final: Koli - Frandfors (İsveç) e ittifakla mağlûp.
Dereceler: 1 — Celâl Atik (Türk). 2 — Frandfors (İsveç). 3 — Baumann (İsviçre).
73 kilo:
1 inci tur: Merrill - Rakipsiz olarak galip.
2 inci tur: Merrill - Wes-tergren (İsveç) e ekseriyetle galip.
87 kiİQi
1 inci tur: \Vittenberg - Rakipsiz olarak galip.
2 inri tur: Wittenberg -Mettavuo (Fin) e ittifakla galip.
3 ünctvtur: Wittenberg -Tarsauy (Macar) a 2 dakika 57 saniyede tuşla galip.
1/4 final: Wittenberg -Muharrem Candaş (Türk) e 7 dakika 3fk. saniyede tuşla galip.
1/2 finjÛ; V/ittenberg - Su|-livan (İngiliz) e 47 saniyede tuşla galip.
Final: Wittenberg - Fahl-koist (İsveç) e ittifakla galip.
Dereceler: 1 — Wittenberğ (Amerika'). 2 — Stoeckli (İsveç). 3 ’— Fahlkoist (İsveç).
Ağır:
1 inci tuı: Hutton - Sak-hdari (İran) a ekseriyetle galip.
1/4 final: Hutton - Bobis (Macar) ‘a ittifakla mağlûp.
Dereceler: 1 — Bobis (Macaristan). 2 — Uilsson (İsveç). 3 — Fantoni (İtalya).

Comments (0)