Pazartesi
22
MART
194S
Onuncu Yıl
No. 3264
idare: Nunıosmanlye No. 11 Tel adresi: «YENİ SABAH. İSTANBUL Telefon: 2079B
ABONE BEDELİ
Türkiye Ecnebi
Senelik 3®00 Kf. MOO Kr
8 aylık l»00 » ffOOO )
3 ayhk 800 » 1000 )
1 aylık X» » 80C »
KURUŞ
10
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MUDAFİİYİZ


Herkese vatanseverlik dersi vermiye kalkışan
aşyazarı
Haysiyet Divânı, idare kurulundan istifa eden 6 Milletvekilinin müdafalarmı istedi
Bunlardan Yusuf Kemal Tengirşenk, Enis Akaygen ve Emin Sazakın ihraç edilecekleri diğerlerinin hakkında ise ademi takib kararı verileceği ileri sürülüyor..

• /*
'J


i
İstanbul il
idare knrıılu son toplantıdan dolayı yeniden
protesto ediliyor
Yine lıabtr aldığımıza göre Si-(Devamı Sa., 5; Sû., 2 de)
Ankara, 21 (Hususî) — Haber aldığımıza göre Demokrat Parti Genel idare kumlundan müşterek istifaları dolayısile altı Demokrat millet ve kilinin h ay si yet divanına sevkedilnıeleri tahakkuk etmiş ve kendilerinden müdafaaları istenmiştir. Sızan haberlere göre Yusuf Ktmal Tenglrşenk. Enis Akay« gen ve Emin Sazak haklarında par tiden ihraç, diğerlen için de ademi takib karan verilecektir. Bu su-retle bu üç milletvekilinin partide alıkonulması ile bunların bir minnet altında kuruculara bağlanmaları temin edilecektir. Ancak Genel idare kuruluna mal edilen bu zihniyetin doğru olup olmadığını önümüzdeki hâdiseler belli edecek-
Yusuf Kental Tenkirşenk


gidiyorlar?


Kötü örneklerin tesiri
Hu dar zihniyet, bu kiitii itiyad tırdığı telkinlerin ve gösterdiği fena huylarımızdan milletçe ve
şübhesiz ki Halk Partisinin yurdda çeyrek asırdanheri ıjap-örneklerin bir neticesidir. Fakat ne olursa olsun bu kökleşmiş memleketçe kurtulmamız, tenkide tahammül, etmeğe alışmamız lâzımdır. ■■ .....
Halk Partisi’ııin yıllar ve yıllardır bu memlekete, idare bakımından, gösterdiği kötü örneklerin tesiri öyle kolay kolay ortadan kal -kaçağa benzemiyor. Baksanıza muhalefet bile şimdi hır numaralı partinin bâzı geleneklerini yaşatmaya çalışıyor.
Demokrat Partide kurucular denilen muayyen bir zümreye karşı ufak tefek itiraz sesleri yükselince hemen Haysiyet Divanı harekete getirilerek ten -kidlerde bulunanların kafaları -na satırlar indirildi, partiden çıkarma kararları birbirini kovaladı. Halbu ki söz hürriyeti,' tı . * — -
fikir hürriyeti, hattâ bir parti- J* ”zerJne y»pillMIŞ bulunuyor
Amerika yıida^ r00 atom bombası yapıyor
nıokrasiyı geliştirmek için kurulmuş olan Demokrat Partinin nasıl bir kaypak zemin ü-zeriııde kaymaya başladığı daha güzel anlaşılır, llattâ biz daha ileri gideceğiz ve teessüfle
kaydedeceğiz kİ, partilerin hu fena örnekleri yalnız politika yapan tevekküllere nıtinlıaşır kalmıyor, sporcu vesair herhangi topluluklara da sirayet et-
( Devamı Sa., 3; Su., 4 de)

Bulgaristanın Ankara ataşemili terinin eline pasaportu verildi
I u hareket, Kulgar hükümetinin, Türk Mta^enaillterinİn geri çagırılınanını
Düne kadar, peşinden koşaıı bir milleti bırakarak, kendisini bir etiket diye vasıflandıranlarla beraber olmanın sırrı acaba nedir?
Ankara haberlerine göre kurucular bu hafta içinde Eı-zin -can’a gidiyorlarmış..
Bu satırları gazetelerde gö -runce, içimin derinden, derine sızladığını hissettim.
Erzincanı ilk ve son ziyaretimin, üzerinden aylar geçti. O, tarihlerde, parti müfettişi sıfa-tile âi'zincanlılar arasında geçen bir haftalık intihalarımı yazmak için, bugün.r kadar âeo dinide cesaret bulamamıştım.
Dinlediklerimi, gördüklerimi yurddaşlarımın gözleıi öniine bütün çıplaklığı ile sermek beni adetâ korkutuyordu.
Buna rağmen ErzincanlIlarda gördüğüm feragat, fazilet, ve fedakârlığın vakur ve muhteşem tarihî felâketler, hıyanet ler, zulüm ve işkencelere karşı meyen, bilâkis makûsen aitti -mukavemet kudretini kaybet -(Devamı Sa., 4; SU., 5 de)
• •
ı
r
-----------------
Sağlık Bakanlığı’ nın 948 yılı faaliyet programı
Ahmed Emin bir taraftan Amerikan mandasını hararetle tavsiye ederken diğer taraftan da istiklâl dliye haykıranları avamperestlikle tavsif etmekten çekinmiyordu — 4 —
Abmcd Emin Yalnıi-r evvelki glln (Vatan) da, Hakikatte kimlere hizmet ediyorlar?., semameli baş yazısında herkese vatanperver lik dersi vermek ukalâlığına şu çeşniyi veriyor ve şunları yazıyordu:
Memleketin varlığı istiklâli, va tandaşm hürriyeti ve hakkı bozguncu hareket tarafından tehdid edilmektedir. Bu daıaya vatandaşça bir alâka ile sarılarak, bir an evvel umumî hayatımızı berrak ve düzenli bir hale kojmtınnz lâzımdır.
Bu arada görmemiz lâzım gelen
I
i
I
Khtneâ Emin Yalman






vazifelerden biri de; bizzat kinin» ve ihtirasın eniri olan ve bazı kıy-( metli ve iyi niyetli insanları da ar-] kalarmdan sürükliyen bu talkın» vatandaşları iş işten geçmedenı frenlemek, kendilerini vatan hain-^ ligi uçurumuna yuvarlanmaktan1 ve gelecek nesillerin lanetini üzerlerine çekmekten korunmaktır.»
Bu satırları karalıyan kalem sa-^ hibinin Ahmed Emin Yalman ol-1 duğunu bilmese insanın: '
— Aman ne vatanperver adam! Buluttan nem kapacak kadar da memlekete bağlı! diyeceği gelir.
Evet amma ne çare ki Mütareke (Devamı Sa., 5; Sû.» 1 det
T riy estemes’elesi “Batılı Devletler, Triyestenin Itâlyaya iadesini teklif etmekle komünizme meydan okumuşlardır,,

Vashington’daki Yugoslav Elçisi kararı protesto ederek bundan Yugosla ryayı tahrik olduğunu söyledi
maksadın
nin içinde de nıevcuıl olmalıdır. Yoksa bir partide loşla disiplini yürütmek istemek fanıamile Halk Partisinin âdetlerine, ananelerine uymak demek olur.. Halk Partisinde kimse şefin herhangi bir hareketini tenkid etmek şöyle dursun, alkışlaıııa-mazlık edemezdi. Şimdi de Köprülü Fuad mı Demokrat Parti lein bn mukaddes şahsiyet ola- i eaktır? Onun hoşuna gitmeyenler, hareket, söz ve ieraatını Hatalı bulanlar afaroz mu edileceklerdir? Bu gidişle şayed Köprülü iktidara gelirse sıkı-yönetünlerin, mahkemelerin nasıl faaliyete geçirileceği şimdiden kolavea tahmin edilebilir Muhalefetin ve Demokrat Par 1 ti’nin memlekette sağlamak istediği Demokrasi hayatı herhalde hu değildi amma, Halk Partisinin hürriyeti hoğııen hu zihniyeti maalesef bâzı Demokratların tahteşşuurunda yerleşmiş bulunuyor.
Demokrat Partide ihtilâf çı-kaJıberi, i! kongrelerinde delegelerin sarfeyledikieri tenkid-ler ve itirazlar duyulmasın diye içtimalara gazeteciler de a-i'nmamağa başlanmıştır. Fara-«ı evvelki gün İstanbul'daki toplantı matlmatsız cereyan etmiştir. Bir zamanlar Alâedılin Tırıdoğlu da parti toplantılarına Halk Partisinin kölesi olmayan gazetecileri l(abnl etmezdi. Demek oluvor kî, Demokrat Parti’nin hâzı İleri gelenleri Halk Partisinin yırtık ve delik pabuçlannı kollanmaya başla- ‘ mışlarılır. Halk Partkinin top.' lantılarmda konuşulanlar dışarı ya aksetmesin, memleketle de- * dlkodu olmasın diye herşcvdeıı,1 hattâ Meclis Gnıp İçi imalarını da gizil yaptığı hatırlanacak o- i lorsa, memlekette hürriyet ve de *





Amerikan ordusu sözcüsü: «A-nıerika harbi bertaraf etmek istiyorsa kongre mecburi askerlik hizmetini derhal kabul etmelidir» diyor
Vaşington, 21 (A.A.) — Harb esnasında atom bombasının imâline çalışan Amerikan teknisyenlerine göre Birleşik Amerika halen senede 400 bomba imâl etmektedir ve bu bombalardan bazılarının kudreti henüz malûm değildir. A-nıerikan (»tom enerjisi komisyonu ve millî n üdafaa bakanlığı bu hususta herhangi bir beyanatta bulunmayı reddetmektedir.
Maamafih yine bu teknisyenlerin söylediklerini göre atom bom-________çneı amı .Ta., 5; Sil., 1 dc/
Sofya: 21 lA-A.) — Bulgar hükft metl Sofyadakl Türk Ataşemi 11 teri ile muavinin geri çağırılmasmı Türk hükümetinden talep etmiştir.
Bu hususta resmen verilen bir haberde, kendilerinin Bulgar devletinin güvenliğini ihlâl edici laa llyetlerde bulundukları bildirilmek tedlr.
Anadolu Ajansının Notu ;
Bulgar hükümetinin bu talebi kar şısında memleketimizi terke dâvet olunan Bulgar Ataşemlllteri He A taşemillterlik mensuplarının pasa portları vize edilmiş ve kendileri dün akşam Ankaradan hareket ey lemlştlr.

Behçet Uz bu hututia get9İf izahat veriyor
Ankara, 21 (Hususi)
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Behçet Uz düıı akşam bir demeçte bulunmuştur. Ba kan bu demecinde 948 yılı ça hışma programını açıklıyarak 948 yılı içinde trahom bölgesinde üç yeni trahom dispanseri açılacağını, köy tedavi evlerinin sayısının arttırılarak 34 köyde daha tedavi evi kurulacağını, cüzzama karşı Bakırköy hastahanesindeki pavyonla Elazığ hasta hanesinin birleştirilerek daha mü said tek bir müessese veya ‘Devamı Sa.. 5: Sil., ? del
öğretmenler
Va^.ugson: 21 (AA») — Dışişleri Bakanlığı tarafından Trebtenln İ talyuya iadesini tavsiye eden nota nin basna tebliğinden birkaç saat sonra beyanatta bulunan Yugoslav Elçisi Kazanoviç İngiliz, Fransız ve Amerikalıların bu teşebbüsünü ve Amerikan basınında görülen söy-
lentlleri protesto etmiştir. Elçi a cümle demiştir kİ:
Birkaç gündür Amerika radyo ve basıumda Trieste hakkında Yugoa lavyamn beslediği söylenen niyetle re dair propagandaya şalıid olmalı tayız. Bu Yugoslavya alyhlne şüp-(Devamı Sa., 5; SU., 3 deJ
Çaldaris müzakerelerin başladığını, yakında her iki devletin müşterek bir siyasete doğru adım atacağını söyledi
Atina: 21 (A.A.) — Londra ve Pa rise yaptığı bir seyahatten dönen Çaldarls, Yunanistanla İtalyamn bir dostluk anlaşması akdetmek ü-zere müzakerelerde bulundukların» bildirmiştir. Bu anlaşma Amerikanın İtalya İle İmzaladığı anlaşmanın benzeri olacaktır.
Çaldarls demiştir kİ:
«Yakında her iki devletin müşte rek bir siyasete doğru yeni bir a-dım attıklarını bildirebilecek duru ma geleceklerini ümld ediyorum. Yunanistan beş Batı devleti birliği paktına derhal iştirşki istenmemiş, tir. Esasen paktın dördüncü madde sİ Yunanlstanm güvenliğini koru, maktadır.,»

’AKVİMDEN BİR YAPRAK
Fenerbahçe dün
Akşam kurslarında kiı öğretmen erin durumu
Akşam kurslu okullarda tedris vazifesi gören 150 kadaı öğretmenin 3 — 4 aydanberi maaşları verilmemektedir. Bütçede tahsisat olmadığı beyanile bu gibi öğretmenlerin ilânihaye
Serseri çocuklar
9


Dünkü maçta
Fener muhacimleri
Galatasaray kalesi önünde fyozun 8 cii aıthifcdej
AZETELERİN gür kaynaklı mevzuları vardır. Bunlar vakit vakit romanımsı bir üslûbla yazılır; ona mümkün JTT
maaşâiz olarak çalıştınlamıya - mertebe merak veriol I Lo VA
! bir mâna verilir; hal-
ka okutulur. Zaten bence gazotecilik: «Bir köpek havlamasını lezzetle okunacak tarzda yazmaktır.» bu kudrot-ten nasibi olanlar ellerine meraklı bir mevzu geçince çalakaloın sütunlar doldururlar; bizde bu kadar hırpalanmasına rağmon her dem taze kalan mevzulardan biri «Sorserı Çocuklar» dır. Bunun fıkrasını yazmıyan, resmini koyınıyan, röportajını yapınılan, havadisini tefrika etmiyen gazeto kalmadı. Fakat mevzu dalına volüd, dalma merakla okunaoak vaziyettedir; çünkü Serseri Çocuklar ınoselesi, hiç bir zaman halledilmemiştir. Edileceği dc yoktur...
Serseri Çocuklar, malûm olduğu tize re bir hayat rüzgârı İle kökünden kopup yuvarlanan yabani otlara benzerler. Yorlerj yurılları, hısımları akrabaları yoktur; bu koca şehir onların hâşa-
cağı gözönüııe alındığı takdirde akşam kurslu okulların tedrisatına yakında son verilip D t’tunu 5 nekfo
Denizyolları primleri o------------
Eylül ayındanberi prim veril ne m‘ş Bundan bir müddet evvel Denizyolları idaresine aid vayur-larda çalışan kamarotlardan bazılarının lıraat buMukıa ecnebi vapurlara geçtiğini, yolcu vapurlarındalıi tecrübeli kama rotlardan bazılarının da idare-1 (Devamı inciu«
o.
nosl; sokaklar* koridorları; viraneleri, köprü altlan salonları yatak odalarıdır Elbise kaydından aıâdodirltr... Bit i
Çindo yüıcrlor; başlı f i ca meslekleri hırsızlık
. _____ 1 tır.
işte serseri çocuklar bunlardır.
Ve biz bu sefalet sürüsüne karşı hiçbir şey yapamayız.
Gazeteler arada coşarlar. «Ayıbdır be yahû!» gibi hoyecanlı başlıklarla ya* zılar yazarlar. Fakat bu talaş alevi gibidir; parlamaslle sönmesi bir olur. Zaten kimse de aldırış etmez. Arası geçer, bir muhbir merak uyandıracak bir röportaj yapmak ister. Ne yazsın? Haydi gelsin böylo devam
Onlar yine kovuklarında
lardan koparıp cemiyote maietmeğı kimse muktedir olamaz; hiçbir teşki* iât bunu başaramaz; başarmağa da mı kân bulamaz.
Bir vakitler Yeşilköydo runan hasta olan bu yavrular için bir müessese (Lütfen tayfayı çevirini*'
serseri çocuklar... Ve hu eder gider.
bu şehrin viranelerinde, yaşarlar... Onları bura*
T E N î S A B A fl
22

HÂTIOLARIMI
Yazan: Profesör Kenarı Öner
SCI


22


(

B
Ve cn iyi tarzda bizim zamanımızda olabilir. Biz bir mek-f&biz. İktidara geçeyim diyenler bu cemiyetin bedduasını alır. Muhalefet yapacağız, iktidarı alacağız diye bu yolda hareket etmek, İıiyaneti vataniyedir. Kanunda yeri olmasa bile kpnıında, maddelerde kapılacak düzeltmelerden başka ne noksan var?... Verilen lıer reyin hıemleket dışında bir nı&ııası vardır. Eğer muhtar, bekçi gitmiş, reyiııi-71 verin diye söylemişse bu bir lıâta mıdır?... Demokrasiye giderken bu yolda mugalata yapılmasından yüreğim yanıyor. Şu dağdaki çoban bile anladı: Başımızın ucunda Rusya vardır.
j Bir teşekkül işini bitirirken, eğer hududların şeref ve namusunu bekliyen bir orduya tazim telgrafı çekerse buna mümanaat edilir mi?.. Allali rahmet eylesin, adamla sonradan doBt olduk. Veııizelos yanın asır bu memlekete belâ olmağa çalıştı. Buna karşı cebhe alan, orduları idare eden İsmet Paşa bir giln geliyor, Venizelos’la mukayese ediliyor. Bu mudur muhalefet?.. Hakikî demokrasi yolunda bunlara biraz dâlıa tahammül edilir. Cumhuriyetin beklediği muhalefet bu mudur rica ederim? Memlekette yüz bin liralık ihtilas yapan kaç kişi vardır?.. Bu hamiyet temizdir... Seçimde şuna buna fesad karıştırarak sandıklara gitmeyin diye propaganda yaparsa bu ietunaf bir ahlâksızlık değil midir?.. Günah değil midir?.. Dünya kurulalıdanberi insanlık böyle bir buhran içerisine düşmemiştir. Muhalefetin insanlık yolunu tutması lâzımdır. Biz vicdanı pâk insanlarız. Milletimizin hizmetine lıâdim adamlarız. Türk milletinin istikbalini şunun bunun elinde rezil ve ziyan edemeyiz...

Menderesle lncedayının sözleri arasında, bilmem siz bir tedai rabıtası bulabiliyor musunuz?.. Hattâ kendi cümleleri arasında bile... Akıl ve ruh hastalıkları mütehassısları zihnî faaliyette normallik vasfını arayıp bulmak için fikirler arasındaki tedaii havatırıu ahengini kıstas olarak kullanırlar. Tıpkı sayın İnönünüıı dediği gibi seçimin daha emin ve daha salim bir tarzda icrasını emniyet verici müeyvedeler-le takviyeye çalışmakla tefahüıler, hakaretler, kundakçılıklar, Veni-zeloslar, perde arkasında hasis emellerle yürümeler arasında hangi tedai rabıtası vardır?„
Bizim iki iftiramızdan bahseden yüreği yanık mebus, Türk milletinin sayısız meziyetlerini, kahramanlık ve fedakârlığını inkâr kimin lıaddidir ki muhalifler bu faziletkâr millete dil uzatabilsin?.. Bilhassa Demokrat Parti mensubları böyle bir candanın ferdi ve hadimi olmakla fahrini ilân etmekten de derin bir haz duyacak kadar mensub olduğu Türk milletinin refah, lnızur ve saadetini, hem de ivazsız, temin edebilmek mukabilinde canlarını bile esirgemiyeeek ve bunu bir fedakârlık saymıyacak kadar kendi milletine bağlı insanlarla doludur.
BU MİLLET İSTİKLALİ İÇİN BOGUŞA B0ÛÜŞA ASIKLAR YAŞAMIŞTIR
Şurasmı da bu demokrasi şampiyonunun başına kakmak mecbu-'riyetindeyim ki bu millet istiklâl aşkını Halk Partisi sayesinde edinmiş değil, tâ ezeldenberi benliğinde saklamış olduğu içiıı, bütün bir tarih boyunca, hem de kötü idarecilerin cehil dolu tegallübünc ehemmiyet vermeden istiklâli için boğuşa boğuşa asırlar yaşamış, Halk Partisi meydanda yokken bizi izmihlale sürükliyen bütün beşeriyetin taz-yikından yılmıyacak bir şalıametle Sevr muahedesini yırtarak yerine huzurunda baş eğdirici koca bir istiklâl bayrağını dalgalandırmıştır. Sayın lucedayı’nın bu iddiası anasını kendi çocuğu farzetmekten başka ne mâna ifade eder?..
Millete verdikleri iddia olunan hâkimiyet askı, iktidar partisinin dört duvarı içine sığman bir oligarşi hâkimiyeti değilse millî hâkimiyetin değfl; baskı egemenliğinin aksülâmeli ile doğmuş olacaktır. Her millet olgunluğunu, gördüğü baskılarla elde etmiş olmasına göre mıüı-terem hatibin yalnız bu noktada hakkını teslim zaruretindeyim. Uzun seneler süren baskı ve demagojiler sayesinde Halk Partisinin kazandığını sandığı kâzib hir emniyeti yaraiıyarak hakikatin yurdda saltanatını temine çalışmak bütün vatandaşların hem hakkı, hem de vazifesidir. Çünkü bu •vatan bugüne kadar ıktiddr partisinin değil, milletin kaııile sulanmış olduğu gibi yine bu vatan Halk Partisi mensubla-rının değil, asıl ve biijıik Türk milletinin vatanıdır...
Yüreği yanan hatibin hassasiyeti nereden geldiğini anlaınıyacak kadar tecrübesi kıt obnıyan bu necib millet muhakeme kudretinden de uzaklaşmış değildir. Kendileri bu hassasiyeti, istedikleri kadar, ulvi maksa'dlarla izaha çalışsınlar, mîllet; onlardan da bizlcrden de fazla bu hassasiyetin sebeb ve masdarını arayıp bulmuş ve bunun, minta-rafillah idaresine "memur oldukları, koca çiftliği elden kaçırma korkuşunun tezahüründen başka binjey olmadığına iman etmiştir.
CEVDET KERİM İNCEDAYIMN İSTEDİĞİ MUHALEFET lncedayının, bir cemiyet için lüzumunu idrâk ve kabul ettiği muhalefetin, en iyi tarzda, kendi zamanlarında olabileceği iddiasının isabeti de o iyi tarza verilecek mânaya göre değişir. Bu muhalefet Rana Eey grupuntın muhalefeti gibi birşey ise sayın Cevdet Kerim, şüblıe-siz haklıların en haklısıdır. Fakat yapılan haksızlıkları, yolsuzlukları korkmadan, yılmadan meydana atmak ise o zaman ış değişir. Ye zümrelerinin, hiç değilse, tahakkümü ortadan kalkmadan böyle bir muhalefet millete nasib .olamaz.
Halk Partisi dışında iktidar mevkiini gaye edinen kimse varsa herhalde faziletli Demokratlar arasında değildir. Hele ben, Mecelle asrında yetişmiş bir mahlûk olduğum için vaktinden evvel isticalin mahrumiyetle itabdan başka bir fayda temin etmiycceğine inanaulardan olduğum için böyle bir acelenin memleket için de, millet için de, hattâ parti için de-bir felâket ©leaağına iman etmiş bulunuyorum. Bu se-beble böyle bir emele sahih değil, vasıta olmak da aklımdan geçmez. Memleketi sevenlerin Cumhuriyet Halk 'Partisinden beklediği nimet, tahakkümden, mugalâtadan, bobu gelmiven inattan biraz olsun feragatle parti icraatında bir parça oisun, millete huzur ve lıa ut imkânı verecekleri ayırmaktır. Biz şimdilik bunu yaptırmaktan başka onlardan birşey istemiyoruz. Bunu - biz olmasak-ta - millet muhakku; yaptıracaktır. Bu nimet babaları uzağı görmiyecek kadar miyop değiller se, vakit geçirmeden bu yola girmelidirler, işte o zaman, ve ancak ( , zaman kendilerini de partilerini de ~kurtarabililrler. İnatla gittikler yolun sekametini ben anlatamadunsa, son seçimler millet nazarında' kazandıklarını tevehhüm ettikleri güven ve inancın detecesini mutlak1 öğretmiş olacaktır.
Onlardan başka bir zümrenin, ailenin, ferdin tahakkümüne değil en meşru ve en faydalı irşadına bile tahammülleri olmadığını - mek-teblerinde okıunamakla beraber - biz de biliyor ve anlıyoruz.
fDeuamt var)

: « ı

4
AK V İMDEN APRAK
• 4» * J® » ıî

Serseri çocuklar
fBaştarafı i incide)
vücuda getirilmişti. Bu mevzua dair yazdırın bir iki yazı Vali Lûtfi Kır-darın dikkatini celbetmiş. Bana arabasını göndererek Yeşilköy^ götürdü vc bu müesseseyi gösterdi; oradan çok İyi intibalarla ayrıldım. Müessesenın başında babacan bir doktor vardı. Felâketten sefaletten kurtardıkları çocukları tenimle görüştürdü, hayretler içinde kaldım. Hattâ bana onların öusi dosyalarını oraya alındıkları
* manki resimlerini gösterdiler... müdhış, ne oohennemî fotoğraflar düın. Bunların yanında bir de sanat sahibi olup kendilerini hayatta müdafaa edebilecek durumdaki resimleri' vardı. Aradaki fark insanı heyecandan ağlatacak kadar büyüktü.
Demek yapılabiliyor!
Bu müossese ne oldu? Büyümedi
• •
hu-za-Ne gör
mi? Benişlcmedi ini?
Serseri çocukların kurtulmaları için yegâne miisbot bir netice elde odilocok toşebbüs yalnız budur.
Onları hayata düşman olmaktan kur tarmalı. Ruhlarını bir cendereye sokarak iotimai haksızlıklara kurban edilmelerinin önüne geçilmeli. Yoksa bu mesele röportaj, meraklı tefrika işi değildir.
Hatırımda kaldığına göre bu mües-sesede üç sanat öğretiliyor ve çocuklar hayata bileklerindo birer altın bilezikle atılıyorlardı. Çalışmak hayat zehirine karşı on kuvvetli panzehirdir.
Bu dâvayı halletmok İçin haroket noktası bu, olmalıdır. Bunun haricinde yapılacak herşey buz üzerine ros-raedilmis vazılara benzer*
OkU YLCU
B1Î VOR k t
Dr. Lûfit Kırdann dikkat nazarına
Hüviyeti mahfuz bir okuyucumuz diyor ki:
4 sene evvel Belediyeye mü racaat ederek Cerrahpaşa camii ve Çeşme sokakların tamir ettirilmesini istedik. Ver eliğimiz istida Daimi İGnelime ne kadar normal seyrini ta-kib etti. Fakat orada, bugün yarın diyerek uflatıldık. Boylere aradan tam 4 «cne geçti. İstediğimiz şey ne asfalt, ne do parkedir. Yürünülecek yol ve ışık istiyoruz. Nihayet sayın ve mütevazı Dr. Lûtfi liırdara şahsan vaziyeti anlattık. İşin 1948 biidcoftl-rıe alınacağını söylediler. Fa kat bundan da bir netice çıkmadı. Fatih kaymakamına baş vurduk; geldi, muhalloyi gezdi. Artık Belediyeye ikinci bir istida vermeği. füz.ııli görüyoruz. Gazeteniz vasıta-sile sayın Lııtfl Kırdarııı ııaza rı dikkatlerinin çekilmesini rica ederiz.
Kadıköy Kaymakamlı-ğınrn dikkat nazarına
Bostancı gençliğinden şıı mektubu aldık:
Biz Bostancı gençliğinin sinesinde* barındığı ve gençliği kahve köşelerinden kurtaran, bugüne kadar memleket fut holüne kıymetli elemanlar yetiştiren tarihî* sabamızın Salalıad din Topay namında bir şahıs tarafından 21-3-948 Pazar sabahı sürdürüldüğünü büyük bir acı ile gördük. Sebeb olarak bahçesine top kaçmamasını temin etmek olduğunu öğrendik.
Tiirk gençliğinin açık hava da yetiştirilmesini temiıı için büyük fedakârlıklar yapılırken bu zatın kendi mülkü ol madiği halde nüfuz ve servetine güvenerek orayı sürdür -inek istemesi bilmeyiz ki bu fikrin tahakkukuna ııe kadar yardım eder.
Biz gençler kendi aramızda şu kararı verdik: 40 seneyi mütecaviz bir zaıııaudan-beri spor yapılan bu sahada şayet Salâhaddin Topuya aid ufak bir hak varsa ve burayı sürdürmekle bu hakkını almak istiyorsa, buradan elde edeceği menfaati biz kendi aramızda toplayıp kendisine vermekle gençlik vazifemizi ifa ettiğimize kaniiz.
Çankırı Orta bucağındaki tifo vakJarı hakkında
Sağlık ve Sosyal Yanlını Bakanlığı. Sağlık İşleri Genel Müdürlüğünden aşağıdaki mektebıı aklık:
Yeni Sabah Gazetesi Yazı İşleri Müdürlüğüne:
Gazetenizin 7 Mart 948 tarihli sayısında Çankırmın Or ta Bucağında kızıl ve tifodan 30 çocuğun öldüğü bildirilmektedir.
Bir aydanberi bu ilde mücadelede bulunan sağlık ekip leri tarafından yapılan ted-kikatta. bu köyde zatürreeden beş çocuğun öldüğü, kızıl ve tifo salgını olmadığı anlaşılmıştır.
Keyfiyeti saygılarımla bildiririm.
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı yerine Müsteşar
— Kaç defa muhakemeye diiş tün?
— Hiç adlî mahkemeye düş -medim. Yalnız Kürd Mustafa Paşa divanı harhile, İstanbul -da İstiklâl mahkemesine tüm.
— Kaç sene mahkûm { din?
z — Bir seneye mahkûm
7 miştim.
J — Hangi meseleden mahkûm y oldun ?
i — Hamallar işi mes’elesinden i mahkûm oldum.
1 — Suikasd meselesi için de-
Z ğil mi?
J — Geçmiş zaman, ne olduğu-y nu unuttum.
ı — Abdülkadiri nereden ta -( nır6in?
i — Tanıdığımı tanırım derim; L Vallah tanımam,
? — Kara Kemal’i de tanımaz
z rmsm?
z — Onu tanırım.
J ____ Ona gider mi idin?
I ____Evvelâ giderdim, un mes-
| elesi vardı. Onun için gider-Idim.
— Kara Kemal’le iaşe müdürü Hüseyin bey zamanmda ik-tisad müdürü oldu bir Lütfi bey vardı, ona giderdin değil mi?
— Vallah efendib, 'bu adamı hic tanımam.
— Ziya Hurşidi nereden tanırsın?
düş -
edil-
edil-


i;

• •
1
* •
j.


I
Asker ailelerine
yardım tahisatı
Toplanan yardım paralarının Belediye işlerine harcanmıyaraktamamile asker ailelerine tahsisi isteniyor
Belediyeler, halen hudutları da* hlllnde işleyen her nevi nakil vasi lalarından, sinema. tiyatro ve eğ lence yerlerinden vasıtalı olarak ve diğer taraftanda memur maaşlarından vasıtasız bir şekilde asker ailelerine yardım parası tahBU etmektedirler.
Istanbuida yardım gören asker ailesi miktarım vo bunların ayda nc miktar yardım gördüklerini her lıalde alâkadarlar bilmektedirler, 1946 pıtına kadar yapılan yardım dan arta kalan 8 milyon lira mez bahanın İslahında, şehrin su ve e-lektrlk işlerinde kullanıldığı gibi.
• •
bu yıl artan 3 milyon lira da, yine belediye daimi encümeninin bir ka rorile mezbaha ve su İşlerine has redllmlştlr.
Hayat pahalılığının had bir dere caye yükseldiği bir zamanda beledi yenin asker ailelerine yardam et* mok maksadlie topladığı paraları yapılan yardım miktarını arttırma aı lâzım gelirken, başka yerlere sar fetmesl doğru değildir.
İlgililor, tevziattan artan para ile asker ailelerine yardım parasının arttırılmasını islemektedirler-
Ekmeklerdeki çavdar mikdarı artırılacak
Adana ve havalisindeki buğdaylar, son sel felâketi neticesinde mah volınuş, Trakya bölgesi mahsûlleri de gecikmeye uğramıştır.
Tek tip ekmek usulünün cari olduğu İstanbul. Ankara, İzmir gibi şehirlerde ofis, halkın ekmeksiz kal maması için yeni tedbirler almağa karar vermiştir.
Öğrendiğimize göre- yeni mahsul idrak edilinceye kadar elde bulunan buğdayla vaziyeti idare ve aynı çeşniyi muhafaza etmek mümkün ola-mıyacaktır.
Ofis tarafından fırınlara tevzi edilen undaki % 35 miktarındaki çavdarın % 50 ye çıkarılması ve bir miktar mısır veya arpanın İlâvesi düşünülmektedir.
Dün yapılan H. P. Bucak kongreleri
C. H P Omerli ve Eyüp bucak larınuı kongreleri, dün Bucak loka-llnde yapılmıştır.
Üyeler, mahalli dertlerinden bahsetmişler ve bilâhare yeni idare hey* otl seçimine geçilmiştir-
Bir jip, bir paçacıyı ağır surette yaraladı
Evvelki gün saat 17 de Yeşilköy-de Islâmiye sokağında çıkan bLr yangına jip otomobili ile gitmekte olan Pan Amerikan makinistlerinden Frank, Melelogosa adında bir paçacıya çarparak başından ağır surette yaralamıştır
Yaralı hastahaneye kaldırılmıştır.
Ölüm
Ankara Numune hastahanesi Baş hekimi Rüştü Çapçmın kaym pederleri, Sümerbank ipUk dokuma n^uessesesi mamurlarından Fikret Saronun pederleri Emekli Albay mühendis
MEUMED EMİN SABO
ı Kısa bir hastalıvı müteakip Alla hin rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi bugünkü pazartesi öğle namazı nı müteakip Erenköy Galip Paşa Camisinden kaldırılarak Sahrayı Ce ditteki ebedi istirahatgâha tevdi edl lecektir mevlâ rahmet eyleye.
Fener Patrikhanesin de dün yapılan âyin
Ortodoksların, Ortodoksiya yortu lan olması ınünasebetlle dün Fener Parttkhancslnde dini bir âyin yapıl mıştır.
Hastalığı ağırlaşma. ı dolayıslle Patrik Maksimos, bu âyine iştirak edememiştir.
Patrik Maksimos, halen Patrik hanede yatmaktadır.
Yeni otobüsler de sefere başlıyor Tramvay idaresinin geçen hafta İaveçten gelen 10 yeni otobüsü çar-şamba sabahından itibaren Şişli— Beyazıd arasında sefere başhyacak tır.
Diğer taraftan E, T, T. idaresinin Taksim—Sirkeci otobüsleri o gün den itibaren seferden kaldırılacaktır.

Nevruz bayramı için İran Konsolosluğunda tertib edilen toplantı
Nevruz bayramı mönasebetlle İran başkonsolosluğundan Ekselans Mükerrenı Nuraat ve Bayan Nurzat tebaanın ve diğer ziyaretçilerin Nevruz tebriklerini kabul etmişler, dir.
Akşam üzeri saat 17-30 da Başkon solos ve eşi tarafından şehrimizde bulunan Iı-anlı yüksek tahsil genç terinin şerefine bir kokteyl parti ter tlb olunmuştur.
-------o ■ —
Aksaraydaki yangın
Evvelki akşam Aksarayda Millet caddesinde Boyacı Osmana alt 25 No- lu dükkânın üstündeki odadan yangın çıkmış, çatı kısmı tamamen yandıktan sonra ateş, bitişikteki Fehmiye alt aşçı dükkânına sirayet etmiştir.
Aşçı dükkânı tamamen yanmıştır-Yongmın boyacı Osmana ait dükkânın üstündeki odada bulunan mangaldan sıçrayan bir kıvılcımdan ileri geldiği tahmin olunmaktadır-
İzmir İstiklâl Mah memesinde neler gördüm?
9





e
• y



•»
Yatan E
İt firlku N». 2 12
— 36 senedenbevi tanırım.
— Tabiî rast geldiğin zaman selâmlaşırsın?
— Hiç görmedim, altı sene geçmişti. Hafızamdan tâmamen silinmişti.
— Hafız Mehmedi görmedin
mi?
— Ara sıra görürdüm, nuşmadık.
— Laz Ismaili?..
— Tanımam.
— Yapma canım?
— Tanıdıklarımı tanınm yorum.
— Laz İsmail seni çok iyi tanırsa!..
__ Efendim tanımam.
— Biz seni tanıyor, biliyoruz.
— Hayır efendim.
ko -
di-
Mil-
gö-
0-
— Gürcü Arslam,
— Merhabalaşırız.
— Buısadaki Firuz kaptanı?
— Burada tanıdım, Firuz bey.
— Yok Bursada Kuvai lîye kaptanlarından.
— Tanımam, Ankara’da rüştüm. Firuz bey vardır. nıınİR tanışırım.
— Demek Ankara’da tanıştın?
— Evet.
— Sabık Ardahan mebusu Hilmi beyi?
— Evet, Ankara’da tanıdım.
— Ankara’da ne kırlar kaldın?
— Otuz altı gün kadar,
— Otuz altı günde ı ıı kadar kimseyi tanıdın, onbeş senedir
Pasif korunma tedbir-ieri gözden geçirilecek
ikinci dünya harbi yıllarında alı nan ve muhtelif tecrübelerle en mü tek&mil hale getirilen pasif korun ma teşkilâtının, yeniden faal hale getirilmesi İçin, alâkalılar tarafın dan teşebbüslere geçildiğini dünkü sayımızda bildirmiştik.
Öğrendiğimize göre; bu teşkilâtın yeniden gözden geçirilmesi, sa dece lüzum görülen ihtiyati karar lardandır ve herhangi bir fevkalâ-de mahiyet taşımaktadır.
Bu münâsebetle, bugün öğleden sonra, vilâyette, alâkalıların iştira kile, bir toplantı yapılacak ve alı nacak tedbirler dikkâtle müzakere edilecektir.
Diğer taraftan, dün de belirttiği miz gibi, bu toplantıya fevkalâde bir mahiyet vermek mümkün değil dir. Alâkadarlar, toplantının tabiî amme vazifelerinden biri olduğunu tasrih etmektedirler-
 R İt TE
Maarif Sıhhat Kurulu lağvedildi
Millî Eğitim Müdürlüğü Sağlık teşkilâtında çalışan doktorların ö-devleri ve çaışlma şekilleri etrafın da yeni bir talimatname hazırlanmıştır.
Bu talimatnameye göre, ilk okul muallimlerinin sıhhi muayenelerini inceleyen sıhhat kurulu lâğvedilerek, doktorlar bölgelere ayrılmış ve her bölgede bir sağlık odası kurulmuştur. Doktorlar bu bölgeler da hilindeki hasta muallimleri, evlerinde muayene edeceklerdir.
Gazianteblilerin yıllık kongresi
Gaziantep Lisesinden yetişenler derneğinin yıllık kongresi dün sabah Eminönü Haikevinde yapılmış, kongre başkanlığına Honılt Hacıhanlfioğlu serilmiştir.
idare heyetinin raporu ter.kidle-re uğramış, raporun kabulünden sonra yeni idare heyeti seçimi yapılmıştır.
Beyoğlu Haikevinde dün yapılan toplantı
İnönü ve Beyoğlu Kız Liselerin den yetişenler derneğinin yıllık kogresi dün sabah saat 10 da Beyoğlu Haikevinde yapılmıştır-
Riyaset divanı seçiminden sonra yıllık faaliyet raporu okunmuş- bi iâhare yeni idare heyeti se.ıin.tne ge çitmiktir-
—---------o----------
Sanayii teşvik kanununa müzakere için yapılacak t o p l an t ı
Sanayii koruma ve teşvik kanunu Ekonomi Genel Meclisi kanunu ta sarılarlle Sayan! Birliği pönetim ku rulunun hazırladığı raporun müza keresi için bugiin saat 16 «da Liman Lokantasında Sanayi Birliği ınü-messileri. Ticaret odası n. ıralıhas larile Tüccar Derneği üyelerinin iş tirakile bir toplantı yapılacaktır.
Bu toplantı da Ekonomi Bakanj Cavld Ekin de hazır bulunacaktır.
Istanbuida bulunuyorsun. Oradakileri tanımazsın.
— İşlerimle meşguldüm.
— Kırşehirli Rızayı?
— Tanımam.
— Kasap Osmanı?
— Bir defa Sirkecide görüş-A •• O -•
tum.
— Otelde mi?
— Hayır, yolda,
— Bu suikasd meselesini kim den haber aldın?
— Hangi suikasdi ?
— İzmir meselesi,
e
— Haberim yok.
— N( vakit haber aldın?
— Dışarıda idim. Avdette gazetede okudum.
— Soıuradnı nıı - Laz İsmail kim imiş? di ve 9
— Hayır «namussuz bir a-dammışn dedim.
— • Kandırada oturan Keleş Mehnıed vardır..
— Tanımam.
— Simdi ne ile meşgulsün?
-— Evkaftan bahçe aldım, gazino ar-tim. Bir de asrî kıraathane artım.
— Senin bir de si’âhlı adam lirin va’dır.. Ne oldular oıılaı ?
— Havrr. vok bevinı.
— 39 - 40 senelerinde baııa müvar-ı a t etmiştin, silâhlarını i-ade ettirdin?
— Korucu idi onlar!.
(De ( anıt var)
bir
BIRBİ
Yeni üçler, yediler kırklar...
•Iftl Bayarın dört gözle bakIH cilâlın covabını nlhayot aidini, Tolofonda bana:
— Dükündüm, taşındım, buyurdu* karşı karşıya konuşmaktansa sualleri-no tahriri cevablar vermeyi faydalı bulduk.
Yumuşatmaya çalıştım:
*- Aman beyefendi, tahriri cevahir, şurada burada irad buyurulan demeçlerden farksız oluyor. Lütfedin da birkaç sualime olsun cevab verin.
“ Ben cevab vermekten kaçınmam amma ne çare ki üçler istemiyorlar.
Zâlıdovletiniz bızdeki mânasHo lâik değil misiniz?
Elbette lâik iın, neden sordun?
— Üçlerden bahis buyurdunuz da... Malûmuâlınız tiçler, yediler, kırklar diye hanım ninelerimizin inandıkları er- -•nişler grupları vardır da...
— Yok canım, benim kasdetiıgım üçler şunlar: Köprülü, Menderes vo Refik Kor al Lan...
— Hoyccandan yüreğimi ağzıma getirdiniz beyofendj, sîz Öyle deyince Kemal Satır istormisiniz bu sefer de (Demokrat Parti evliyalardan nıeded umacak hale geldi) desin...
— Hatırlattığın iyi oldu Fıkracı, bu akşam bu meseleden yalnız üçlere değil, yedilere de bahsedeyim.
— Hoppala! Şimdi de yediler çıktı. Beyefendi, martınıza m» yapıyorsunuz?
— Ne münasebet canım, yediler diye bizim haysiyet divanı u yeter inden Genel kurula her bakımdan sadık vo bağlı arkadaştan kasdedıyoruın.
— Efendim ya bu yedilere bir uyo daha ilâve edip sekiz yapın, yahud bir tanesini partiden bcnuutad ihr.ıc buyurun da altı kalanlar, lira üçler, yediler, diye abınallâtı Halk Partililer sızı tefe koyarlar.
— 8u ikazına da teşekkürler ederim Fıkracı. Fakat bîr de kırklar var: Onları ne yapacağız?
— Valiahi.gahba bendenizle lâtife ediyorsunuz. Nasıl teşkilât bu beyefendi? Üçler, yediler, kırklar... Sjz siyasi bir parti mi kurdunuz, yoksa bir ihvanlar ve mündlcr tekkesi mı açtınız? Bu kırklar buyurduğunuz zevat kimler?
— Kimler olacak il ve ilçe balkanlarından şimdilik Genel kurula sadakat sözü vermiş olan yüzde yüz imanlı partililer...
— Siz beni dinluynı Uu uıU-ıra da ya bir ıniırıd daha ilâve edip kırk bir olsunlar, yahud bir tanesini haklayın da otuz dokuza insinler...
— Peki Köprülüye söylerim.
— Bana kalırsa Köprülüye değil de daha tarafsız birine akıl danışjn.
—kNcden sayın Köprülüye sen de ) ini kızgınsın?
— Hayır efendim, ben kendilerini pek o kadar tammanı bile.
—.Şu halde neden Köprülüye danış-mıyaoakınışım da başkasından fikir soracakmışım?
— Bu zat Demokrat Partiyi haddi asgariye ircaa karar vermiş gibi görünüyor da...
— Ne demek istiyorsun* Rkracı?
— Şunu demek istiyorum kı bu gidişle partide zâtıdevletinizle Genel kurul âzai ınuhteremestrrden ve-haysiyet divanı üyelerinden başka kimsecikler kalmıyacak ta...
Telefon şarrk diye kapanıverdi...
FIKRACI
fi ER SABAJ/j
EKONOMİ:
Tütüncüler Heyeti bu akşam Ankaraya g i d i y o r
Almanyaınn Ingiliz—-Amerikan ik gal bölgesi nıakamlarile yapılan ti cari münâsebetlerin inkıtaa uğraması doiayısile müşkül bir duruma giren şehrimiz Tütüncüler Birliği üyelerinden bir heyet bu akşam An karaya hareket edecektir.
Ziya Hekimoğlunun başkanlığındaki heyet, Ankarada Başbakan vo ilgili Bakanlıklar nezdinde temaslarda bulunacaktır.
1364
Rumi
Mart
9
* TAKVİM
MART 1948

l‘
Pazartesi
Kasını 136 — AY 3
L
1367 Blcr Cem evvel
11
GÜN 82
Vakitler Varatî Ezaııi
S. D. s. D.
Güneş 6 00 11 39
Öğle 12 21 6 00
İkindi 15 48 9 26
Akşam( Yatsı 18 23 12 —
19 54 1 31
imsak 4 23 10 02

Kötü örneklerin

Ticareti gazeteciye rfemeçverili

IX
İ3ir Ingili* »onJ
12 *yda çok cesaret 1 verici bir mahiyet aiaığını yazıyor Londra; 21 (A A ) - Great Britain Aand The East dergi si, son sayısında. Ingiliz — Türk ticaretiula ^on on iki ay zarfında çok cesaret verici bir ınalıiyet ajmıŞ olduğunu yaz f maktadır. Bittabi hacim bazanl yükselmi?. hazan da alçalmıştır- ) Lâkin bühâssa büyük ticaret {
• müesseseıerıie akcoıunan mu-s kayeleler bakımından hatırı ) sayılır bir artış vardır. Fakat f asıl artış otomobil talebinde-? dir. Gazete, bilhassa İstanbul s şoförlerinin, as sarfiyat yapan r küçük İngiliz arabalarından I I uıemnun olduklarını yazmak- C tadır. I
Türk ihraç maddeleri bah- ( sinde, dergi, çok dostane bir ) tarzda ban yapıcı tenkidler 1- I leri sürmekte ve blihassa şıın- J ları yazmaktadır: S
Türk dostlarımız, İngiliz pa ( zarlarım muhafaza etmek İsti S ! yortarsa dikkâtlerini bir nok ( ta üzerinde teksif etmelidirler. ) Bu da ihraç ettikleri nıaddele J rin seçilmesi ve ambalaj edil ( mesi meselesidir. 1
Dergi, ayni zamanda. Türk ( alıcılarmış Ingiliz maddelerin Ç ? de aradıktan evsaftan da açık S ) ca bahsederek yazısına şöyle ? C son vermektedirler: (
* Sipariş verirken tafsilât ve- / 1 rilnıesi ve nasıl mal istendiği ( ( bildirilmelidir- f
» INGILTERENİN BÜYÜK ( c iktisadi durumu j 5 Londra; 21 (AA.) — Tribu )
1 neu gazetesi başyazılarından. ( r birini îngiltereuin kalkınması )
4 meselesine hasretmekte ve ez ( ( cümle şunları yazmaktadır: ) ) Giriştiği harblerden en tah 1 ( ribkârı o’an son harbden Ud ? S buçuk .«eme sonra İngiltere de ) t harb halinde sulh devresine c
*
/ geçiş yaraş yavaş kendlıü ğös 5 I termiştir? C
f 1930 seiieshıdeki eııflasvon )
) ve umumi felâket önlenmiştir. C C İngilten ce bir çok sanayi )
) îYLidcklerı/ıde 1938 senesini a- ı } san yekûnlar elde edihni \________________________
FînJandiya başbakanı
----
Kubatsız olduğun uun Moskova ya yit m e d i
Helsinki 21. (A.A.)
ile bîi' dostluk andlaşması için görüşmelerde bulunacak olan Fin heyeti üyeleri dün akşam 21.15 de Helsinki’den Moskova-ya hareket etmişlerdir.
Başbakan Pekkala rahatsız i bulunduğundan başkanlık ettiği heyetle birlikte seyyahate çıkamamıştır. Mamafih Pekkalanın pazartesi günü Moskovaya ha reket edeceği tahmin edilmekte dir. |
Trenin hareket saatinde her ne kadar Helsinki istasyonuna kimsenin girmesine müsaade e-dilmemişse de yine birkaç yüz kişinin toplanarak millî marşı ve ihtilâl şarkısını söyledikleri görülmüştür. Hiçbir hâdise ol-mamıştır.
Londra 21 (A.A.) — B B. C. nin Stokholm muhabirinin yan resmî Helsinki kaynaklarına at fen bildirdiğine göre, Finlandiya murahhas heyeti Sovyet hü kametinden, Finlandiya’nın bağımsızlığı için müsbet garanti ve Fin kıtalarının Finlandiya topraklan haricinde savaşmala n İHtenmlyeceğine dair teminat takbedecektir.
»tır (
Rusya
Çek’lerle evli İngiliz kadınları
Prag: 21 (AA) — Çeklerle evli olup ta ellerinde muteber pasaport lar bulunan İngiliz kadınlarının, is tediklerl zaman memleketi terket-mekte serbeşt olacaklarına dair Çe koslovak hükümeti tarafından Prağdaki Ingiliz makamlarına teminat verilmiştir.
“Bir harbin yakın olduğunu zannetmiyorum. Fakat, yalnız harb etmemiz icab ederse bunu yapacağız,,
ye Bakam Stratos’un başkanlığında dün toplanan Yunan, A-merikan ve Ingiliz askerî şefleri vaziyeti tetkik etmişler ve yeni bir tâbiye kullanılmasını kararlaştırmışlardır.
Bu toplantının sonunda hiçbir tebliğ neşredilmemiş ise de basın* akseden haberlere göre, Genelkurmay başkan muavini Kitrilakis, iyice silâhlandırılmış ve süratle hareket edebilecek kil çük birlikler ihdasım tavsiye etmiştir.
Bundan başka General Venti-risln tekrar faal kadroya alınması ve kendisine ordu Başkumandanlığının tevdii de bahis mevzuu olmuştur. Bilindiği gibi geçen Ocak ayında General Ven tiris, yüksek müdafaa meclisin de cereyan eden uzun müzakere lerden sonra kumandanlıktan uzaklaştırılmıştı.
Çeteciler, Balkan Komisyonuna Ateş Açtı
Atina 21 (A.A.) — Atinadan bildiriliyor:
Arnavud hududu civarında Kastanvanl köyünde gözetleme de bulunan Birleşmiş Milletler Balkan tahkik komisyonu üyelerine Arnavutluk topraklarından makinah tüfek ve top ateşi açılmıştır. Yanyaya gelen U-yeler tekrar Kastaniye döndük leri zaman Arnavutluğa çetelerin girip çıktıklarını görmüşler dir.
Cleveland, Ohio, 21 (AA) — Cleveland plânı Dealer gazetesi Atina muhabirinden gelen bir telgrafı neşretmektedir. Kral muhabire beyanatta bulunarak Yunanistana tecavüz edildiği takdirde memleketin kendisini müdafaa edeceğini ve icabında yalnız başına mücadele edeceği ni söylemiştir.
Dün akşam Kral tarafından yapılan bu beyanat tahta çıktı-ğındanberi bir muhabire yaptığı resmî ilk demeçtir.
Kral demiştir ki:
Bir harbin yakın olduğunu sanmıyorum. Fakat şimdiden tahmin edilemiyecek bir tecavüz vukuunda Yunanistan istiklâlini tek bir insan kalıncaya kadar müdafaa edecek ve yalnız harb etmemiz icap ederse bunu yapacağız,
Telerafda yetkili bir kaynak tan öğrenildiğine işaret edilerek Yunan hükümetinin Birleşmiş Milletler Balkan komisyo -nunda temsil edilen dokuz hükümete yeni bir teklifte bulunduğu kaydedilmektedir. Teklif orada bulunan beş milletin faaliyette bulunan beş ekibine birer müsellalı muhafız birliği verme leri istenmektedir.
Yunanistanda temsil edilen milletler şunlardır: Birleşik A-merika, İngiltere, Fransa, Çin ve Brezilya.
Yunan Ordusu Başkumandanlığı Atüıa 21, (A.A.) — Harbi-
• •

Marshall’ın Filistin
I
hakkındaki beyanatı
İngiliz sömürgeler Bakam da TTKğustostar çekilmeleri icab eden İngiliz askerlerinin icabında Filistinde kalabileceğini söylüyor Los Angeles: 21 (A.A.) —
M. Marshall dün akşamki demecinde Filistin hakkındaki A-merikan siyasetinde vâki olan değişiklikten bahsetmiştir.
M. Marshall demiştir ki:
Birleşik Amerika tek taraflı harebet etmek nijretiııde değildir. Birleşik Amerika’nın arzusu meseleyi Birleşmiş Milletler çerçevesi dahilinde halletmektir.
M. Marshall. taksim plânının Birleşik Amerika da desteklenmemesi hususunu Başkan Tru-man’a kendisinin şahsen tavsi -ye etmiş olduğunu ilâve etmiş ve şöyle demiştir:
Birleşik Amerikanın şimdi teklif ettiği geçici vesayet usulü Filistiııin mukadderatı hakkında bir tesviye tarzı bulununcaya kadar bu memlekette sul-hli idame gayesine matuftur.

Filistin'deki İngiliz Askerleri
Londra 21 (A.A.) — Anado: lu Ajansının özel muhabiri bildiriyor :
Amerikanın Filistin meselesini taksim plânım desteklemekten vaz geçerek Birleşmiş Milletler vesayet konseyine veril -meşini istemesi Londrada iyi karşılanmıştır.
Diğer taraftan Ingiliz sömür geler bakanlığı müsteşarı parlâmentoda yaptığı beyanatta, Ingiliz kuvvetlerinin bir Ağus -tostan sonra Fillstinde bırakıl-masının düşünülmediğini söylemiş fakat şu sözleri de ilâve etmiştir ;
Şimdiden tahmin edemiyece- j ğimiz hâdiselerin ortaya çık -1 ması kuvvetlerimizin Filistinde bırakılmasını intaç ettirebilir. Bunun için parlâmentonun bu
tesiri
(Başmakaleden devam) meğe boşlıyor.
Faraza tıpkı Demokrat Parti 11 Kurulu ve Haysiyet Divanının yaptığı gibi Beşiktaş klü-bii de tenkidcilori kulüpten tarda karar vermiştir. Bllindişl gibi Beşildaş Atina’da bir seri maç yapmış ve hemen hepsin -de acı bir mağlûbiyete uğramıştı. Bu hezimetler yıırdda teessür uyandırmış ve bn sürekli yenilmelerin sebeblerinin en olabileceği soruşturulmaya başlanmıştı. Beşiktaşlı bir sporcunun matbuatta intişar eden bir yazısından hâdisenin İçyüzü anlaşıldı. Meğer Beşiktaş kulübü daha ziyade bir eğlence ve sefahat seyahati yapmış...
Böyle yazıların çıkması üzerine derhal Beşiktaş futbol kulübü idaresi Refik Osman’ı kulüpten çıkarmayı karar altına alıyor. Tıpkı Demokrat Parti Haysiyet Divanının Köprülüyü tenkide cesaret ve cür’et edenleri seri halinde partiden çıkarması gibi..
Bu dar zihniyet, bu kötü itl-yad şüphesiz kİ Halk Partisinin yurdda çeyrek asırdanherl yaptırdığı telkinlerin ve gösterdiği örneklerin bir neticesidir.. Fakat ne olursa olsun bu kök -leşmiş fena huylarımızdan milletçe ve memleketçe kurtulmamız, tenkide tahammül etmeğe alışmamız lâzımdır. Vakıa bu kötü âdetten kolayca ve ucuzca kurtulamayacağımız mulıak -kaktır. Yirmi beş yıllık şeflik, topdancılık, tek particilik usullerine alışmış, onunla lıaşır -neşir olınuş kimselerin birdenbire bu muhitin dışına yükselebilmeleri kolay değildir. Nitekim biz bu sütunlarda dalına yeni rejim ve yeni tarzların yeni adamlar, yeni simalar istediğini ileri sürdüğümüz vakit sözlerimiz birçok muhitlerde sırf Halk Partisine bir husûmet mahsûlü gibi telâkki olunuyordu. Halbu kİ, insaf buyurun Saraçoğlularla, İncedayıla rla, Pekerlerle, yâni kaşerlennıiş topdancılarla hürriyet yolculuğu yapılabilir mi idi? Yapıla -bilir mi?
Köprülü bile hürriyet lıavası-da pek dayanacak kudrette gö-rünınüvor. Kemâl Satır’ı dinlerseniz - Mersin’de öyle konuşmuş - Demokrasl’yl de memlekete Halk Partisi sokmuştur. Anıma.—Satirim Demokratı çok garibdir; icabında fstikîâİ Mahkemeleri ile desteklenecek bir Demokrasidir.
Gün geçtikçe ve hâdiseler akdıkça, büyük Demokrat kongrenin toplanarak partinin dahilî çekişmelerine bir son vermesinin ne kadar yerinde olduğunu tebarüz ve teyld ediyor. Maraş’dan çekilen telgraflar, kuruculara yapılan itirazlar, bu görüşümüzü destekleyen hâdiselerdir. Demokrat Parti Genel İdare Kurulu büyük kongreyi toplantıya çağırmakta niçin bu konuda askerî makamları fazla tahdit etmemesi şayanı tavsiye olur.
Yahudiler, Amerikanın Yeni -Kararını Tanımıyor
Kudüs 21 (A.A.) — Yahudi ajansı icra başkanı Ben Guryon dün akşam beyanatta buluna -rak demiştir kİ:
Biz, vesayeti ve yabancı tahakkümünü reddediyoruz. Fi-llstlnde bir Yahudi devletinin
Fenerbahçe dün G.Sarayı 3-1 yendi
Vefa — Kasımpaşaya 3-2 gallb, Beyh cz — Siiteymaniye 1-1 berabere
Lig maçlarına dün de devam edil di. Haftanın en mühim maçım Fe ner stadında yapılan Fenerbahçe— Galatasaray karşılaşması teşkil edi yordu-
Bu maç, İstanbul şampiyonluğu bakanından da geniş bir ehemmiye ti taşıyordu.
Maçı seyretmek için Fener stadı na 25 bine yakın bir meraklı kitle] sİ toplanmıştı.
Muayyen saatte takımlar şu kad
rolaıla sahaya çıktılar:
Fenerbahçe: Clhad, Murad, Hilmi, Salâlıaddin, Sarnim. Kâmil, Flk ret, Erol, Ahmed, Leftcr, Halid.
Galatasaray: Erdoğan, Fazıl, Sa lim, Musa, Bülent, Doğan, İsfen, diyar, Naci. Muhtar, Muzaffer, Gazanfer.
Oyuna Fenerbahçenln hücumile başladı. Galatasaray müdafasm-da kesilen bu hücumdan biraz son ra Fenerbahçeli Halid mükemmel bir fırsat yakaladı İse de, istifade edemedi va ayağından da sakatlanarak oyundan çıkmak zorunda kal di-
Fenerbahçe baskılı oynuyor* ve bilhassa sağdan yaptıkları hücum lar çok tehlikeli oluyordu. On daki ka süren bir tedaviden sonra Halid de topallayarak oyuna girdi.
Fenerliler 32 İnci dakikada Lef-terin kaleye yakın mesafeden çıkar dtğı golle devreyi 1—0 galip bitirdi ler.
İkinci devrede Bölendi hücum hattına alan GalatasaraylIlar bera berliği sağlamak gayretlle oyuna başladılar. Fenerbahçeliler durgun bir vaziyet almışlardı. Bir aralık GalatasaraylI Naci de sakatlanarak beş daidka kadar oyundan çıktı.
Bu sırada sağdan gelen topu ya kalayan Muhtar aşırtma bir vuruş la Galatasaray beraberlik golünü yaptı-
Fakat bu beraberlik çok devam etmedi. Biraz sonra sağdan ortala nan topla beraber Halid ve Lefter Galatasaray kalesine girerek ikin, cl gölü yaptılar.
On dakika sonra da Salâhaddl-nln ortasını güzel bir kafa vuruşlle Timnrntm y««-L.-ffi.-r J3»nc 2®° İO
‘ 'üçüncü golünü de çıkardı
Oyunun neticesine on dakika ka la Fazıl, favullu bir hareketle Lefte ri sakatladı.
Oyun asabi bir hava içitıde 3—1 Fenerbahçenln gallbiyetlle neticelendi.
Bugün yapılan diğer maçlarda
Vefa zorlu bir oyundan sonra Ka-sımpaşayı 3—2 yenmiş, 8üleymanl-ye—Beyko da 1—1 berabere kalmış lardır.
Ankaradaki Maçlar
Ankara;2i - Lig maçlarma bugün de 19 Mayıs stadyomunda devam e dilmiş tir.
Dün yapılması lcabeden ve Lig birincisini belli edecek olan Demir spor ile Emniyet takımları arasın daki maç, havanın muhalefeti yüzünden tehir edilmiştir.
Bugün Ligin üçüncü ve dördüncü sünü tâyin edecek olan karşılaşma, Ankaragücü ile Gençlerbirliği arasında oynanmıştır.
Hakem Ziya Ozanın İdaresindeki maçın ilk devresi, her iki ta tamın bütün gayretlerine rağmen golsüz bitmiştir.
İkinci devrenin 25 inci dakikasın da Ankaragücü müdafaasının açıl mış olduğu bir sırada Gençler santrforu takımının ilk golünü çı kardı. Bundan iki dakika sonra da Ankaragücü sağiçi beraberlik go lünü kaydetti, ve maç ta, başka gol olmadan 1—1 beraberlikle sona di.
Ankaradaki Atletizn ekn me müsabaka arı
Ankara; 21 — Bugün 19 Mayıs sta dında yapılan atletizm deneme mü sabakalarında şu neticeler elde edil iniştir:
10-000 metre; 1 — Mustafa Öz-can 37. 2 — Receb Hed.
Cirit; Halil Tıraman 53,73 Disk: Mehmed Oktay 38.01, Gülle: Emin 12.93
Çekiç: Mehmed 34.26,
er
Necmeddin
Sadak


kadar tereddiid ediyor ve bu ic-tinıadan. ürküyor? Yoksa hakkından ve icraatının dürüstlü -günden enıiıı değil mi?
A. Cemaleddin Saraçoğlu

Birleşmiş Milletler kararlarına bağlı de
idareci
»(
aktûaliteler
S
Tür ki-
İÇ-----------------------------------------------------------——-----------------
Günün enteresan haberleri]
(-----------------------------------------------------_________________________ j
Eski İ tul ya Kralının seyahati
Lizbon; — Eski İtalya kralı
Huınbert basına beyanatta bulunarak evvelce bildirdiği gibi Sevi-le gitmiyeıek Madrid’den doğru ca Portekize döneceğini bildirmiştir. 'AP-
Jfuıır Kralının yeın unvanı
Kahire: — Kral Faruğun bun
dan böyle Mısır anayasası gereğin ce Mısır ve Sudan kralı ünvanını almasına dair olan önerge dün ak » şam. Mısır Ayan Meclisi tarafın-« dan oy birliği ile kabul edllraiütlr. { (AA.)
Z Ingiltcrede gıda maddeleri ) fiyatları indiriliyor
j Londra; — İngiliz Kooperatif 1 leri merkez bürosu, yiyecek mad-( delerinde bir İndirme yapılmasını l teklif etmiştir- Bu İndirme teıoyaft, L margarin, peynir, domuz yağı ve ı şeker fiyatlarına şâmil olacaktır. 7 Merkez bürosu Kooperatiflerden 7 fiyatlarda yapılacak bu indirme i nin 26 Nisandan İtibaren tatbik 1 edilmesini İstemiştir. Hükümetin 1 son defa sanayicilerle parekende 4 çilerden fiyatlarda bir indirme ya i pılması yolundaki talebine uymak 4 için büro bu tavslpeyl yapmtü bu
lunmaktadır.
Ingiliz Kooperatifleri merkez bil rosu 25 bin kooperatifle bunlara mal veren toptancıları temsil el mektedir. (AA)
l'hışlar ar ası Çocuk Bakım teşkilâtı
Kanberra; — Avusturaiyaıun Birleşik Milletler milli komisyonu haziran ayında bir teşebbüs» g» çerek, Uluslararası Çocuk Bakım teşkilâtı hesabına 1 milyon Lngl llz lirası İane toplamayı karariaş-tırmıtltır. (AP)
Papa, sporcularla görüştü * Vatikan; — Papa 1047 yılı Fransa futbol şampiyonu Roubalk» —Tourcolaf «kipiyle Roma kar. ma takımını kabul etmiştir. Bu takımlar dün Pomada bir maç yap raflardır, (AP)
Oklahamada kasırga
Oklahaına; — Pazar günü sa atto 150 kllometro süratle esen rüz gür, Oklahama clvadındakl TLnker hava meydanını yalayarak yedi kişinin yaralanmasına ve orduya mcnsub 63 uçağın hasarına sebebi yet vermiştir, (AP)
tnglltereye gönderilecek Alman demirleri
Londra; — Alınanyadakl tn-
giüz bölgesi ber ay İngiltereye 20 000 tona yakın domlr ihraç ede çektir Bu karar, Alman mamur lan ile yapılan bir sıra görüşmelerden sonra alınmıştır. (A.A.)
Kumanyada nüfus
■Şf Btıkrcş; — 1 Ocak 1948 tarihinde yapılan sayımm ilân edilen neticelerine göre Rumanyanm ha len nüfusu 15 872,624 dür Bunun yüzde 61,7 sı kadın yüzde 48.3 il er kektir. Rumanyada 4 203 032 aile mevcuddur. Yalnız 1,041,807 İnsan ve 326,019 dır.
Ispanya • Banittıarka Anlaşması
Madrid; - Uışışler» BtkanUğı is tlhbarat bürosunun yaydığı bir teb İİJ» göro. hpanya Danlmarke i:e bir ticaret anlatması aktetnılştlr. Anlaşma 35 milyon Danimarka ku ronu kıymetindeki »atlanın mü-badelestnl derpiş etmektedir.
(A.A.)
Amazon bölgesinde araştırmalar
Londra; — Pek us tanınmak ta olan ve el sürülmemiş zengin
Bükreşte aile »ar (AA)
ticaret
Yine Avrupa seyahati dönüşleri - I ~
STANBUL vapurunun, İstanbul limanına her giriş ve çıkışı here gümrük ve hem de muhafaza
idarolori için bir mesele oluyor.
Vapurun hareket gününün erken saatlerinde, rıhtım medhaline barikat lar konmağa başlanıyor. Muayene muhafaza, zabıta momurlarının adedlerl çoğaltılıyor. Bunları takviye eden sivil memurlar, etrafı dört gözle tedkh ke koyuluyorlar. Nihayet vapura giriş başlıyor. Sübhesi olan yolcunun, çehresi, asık ve asabi olarak, muayene memurunun suallerine kaçamaklı ervahlarla kurtulmağa uğraşıyorlar.
Hele, ne kadar döviziniz, ne kadar Türk paranız vardır suali, bu gibi sorguya alışık olmıyan, mübtedi yolcuyu, biraz sarartmakta ve doğru beyan ile yalanından hangisini tercih etmek lâzım geldiği hususunda biraz tereddüde sevketınekte ise de, yine, biraz kendini toplayıp ta, kanunen müsaade edilen yüz Türk lirası vardır, cevabını kendini zorlıyarak vermektedir.
Türkiyeden çıkış muayenesi, yolcu için pek heyecanlı değildir. Olsa olsa her valize ayrı ayrı konmuş ve gıda maddeleri pek bahalı olan memleketlerde satılmak üzere itina ile yerleştirilmiş birer kiloluk havyar kutuları vardır.
Maahaza, hediye olarak verilmiş şokola kutularının, pudriyerlerin veya-hud tuvalet aynalarının camile derisi arasında maharetle sıkıştırılmış ellisi, yüzü bir arada üç beş dolar kupürü bulunıbaliyor.
Tabii bu gibi yolcuların heyecanı bavul muhteviyatı ile ınütenasıbdir. Nihayet, muayene memurunun bavullar üzerine yapıştırdığı, çıkabilir damgası, yolcunun yüzündeki asabi takal-lüslerı gideriyor ve gülümsemeğe başlatıyor.
Yolcunun, tıbkı imtihanda, ilk suali heyecanla bekliyen bir talebenin, suali öğrenmesi üzerine, iskemleye rahatça oturduğuna ve büyük bir nete* aldığına benzer bir tavrı vardır.
Vapurun merdivenleri ikişer, ikt)er çıkılır, k »hkahalar birbirini takib e-der. Arasıra beyefendi, kendisine fakat eden dc dönüşü ter. Fakat zaman vardır. Allah kvrim.
Avrupada her sabah erkenden otelden çıkılır. Bazan öğle yemekleri büyük mağazalarda alınmak ütero sabahtan akşama kadar, mağaza mağaza dolaşılır. Bitkin bir halde otele avdette, yorgunluğu gidermek için hemen banyolar yapılır. Küçük bir ıstirahat-ten sonra* operalara, gazinolara, barlara, konserlere gidilir.
Samimi bir hasbıhal arasında, kan ve koca, alınan eşyaların memlekette satışında soyahat masraflarını kapatıp, kapatmıyacagı hesabianır, açık mevcudsa, transfer yapan zata veya müesseseyo tekrar müracaatla, memlekette mukabili Türk parasile ödenmek üzere, bir ınikdar döviz İstikrazı yapılmasına, karar verilir ve derhal yino işe başlanır. Valiz adodlerinın çokluğu, gümrükçe nazarı dikkati celbetme-si ihtimaline mebni, mevcuda bir yenisi ilâve edilmez, fakat alınan eşyalardan dolup taşan valizler, odalarda üstüne oturmak, ve üstünde hattâ bazan zıplamak suretile baskıdan sonra kilitlenir.
Avdet günü erişmiştir. Ecnebi limanında, ecnebi muayene meınurile küçük ve heyecanlı bir münakaşadan sonra vapura çıkılır. Fakat yolcularımız da, vapurun bütün eğlencelerine, • bezik, briç partilerine, balolarına rağmen, bir iç sıkıntısı vardır. İstanbul» yaklaşmak kaygusu.
Nihayet, Sarayburnu, rıhtım, hamal lar, iniş ve çıkışları ve gümrük salonu.
Düşünceli, asabı bozuk olarak arkasında bir vizon, sağ kolunda bir astragan, sol kolunda bir lutr kürk manto ile düşüne düşüne merdivenlerden inen yolcu, hamalın lâlettâyin bir muayene memurunun önüne koyduğu valizlerinin başında, sırasını beklemektedir.
(Yann devam edecek)
İDARECİ
• •
hanımefendiye, bunun olduğunu hatırlatmak daha bir bucuk aylık
re-bir İ»-bir
Par ist en İsviçre ye karek t etti
raris 21 (A.A.) — Onaltılar konferausınııı iki genel oturu -nıunda Türk muıshhi*o heyeti-
*
ne başkanlık etmek üzere Pa-rise gelmiş olau Türkiye Dışiş leri Bakanı Necıneddin Saçlak bugün îsviçreye gitmek üzere buradan ayıılmıştır.
Dış Ticaret Dairesi Reisi Vi-yanada
Viyana 21 (A.A)
ye Dışişleri Eakanlığı dış ticaret dairesinin şefi Viyanaya gel m iştir Türkiye ile Avusturya arasında bir tediye ve eşya mü badelesi anlaşması akdi için ğö ilişmelere başlanacaktu’.
Finlandiya • Danimarka ticaret anlaşması
Kopenhag: 21 AA) — Finlandiya düıı. Danimarka İle bir ticaret anlaşm.ısı im?alanuştır. Bu anlaş ma gereğince. Danimarka. Finlau diyaya yiyecek maddesi ve makine verecek buna karşılık inşaat keres tesl alacaktır
Göbelsin kardeşi yargılanacak
Dadrmstadt: 21 (A.A.) — Hitlerln propaganda nazırı Joseph Goeb-belsin kardeşi Konrad Goebbels 54 yaşında olduğu halde gelecek ay a ğjr suçlu olarak Nazilikten temizle uıe mahkemesine verilecektir. Kon rad Goebbels. Hesse eyaletinde kain Alrlenbachdaki av köşkünde bulun duğu sırada 1946 senesi haziranın, da Amerikan polisi tarafından ya kalanmışiır. Nazi Partisinde yüksek bir mevki İşgal etmekle suçlan dırıtaıı Konrad o zamandanberl bir kanıpda euterne edilmiş bulunu-1 yordu. I
Atileri kaya giden
Türk denizcileri
Norfolık, Vlrjinya: 21 (AP) Türkl donanmasına mensup on subayla l çeşitli rütbelere mensub yirmi dört asker Norfolk deniz üssüne varmış lardjr I
Türk donanması mensuplan, Tür] Jdyeye verilecek denizaltılarda ta I lim görmek için hava yoluyle Neve London 1 Coıuıecttcutt) a gidecek lerdtr. |
Yunan Kraliçesi apandisit ameliyatı geçirecek
21 (A.A ) — Apandisit do rahatsız bulunan Yunan
•e)l Frcdcrlk bu akşam Kızıl lıastahaneslne yatırılmıştır. | it» yarın ameliyat olacakı ır.1
kurulması kurulunun ğildir.
Bevin'in nan Amerikan siyasetine rağmen bir Yahudi devleti kuraca ğız. Esasen Yahudi devleti doğ[ muştur. Ve onunla başa çıka -bilmek için mühim silâhlı kuv vetlere ihtiyaç vardır. Böyle ol duğu takdirde dahi kendimizi hıüdafaa etmemizi bileceğiz.
• •
I
I
nüfuzu altında bulu
I
toprak altı servetlerini ihtiva e-den yukarı Amazon Üstilva bölge sİ Birleşik Amerikanın nezareti al tmda araştırmalara sahne olacak ve keşfedilen madenler işletmeye konulacaktır. Birleşmiş Milletler Ekonomi ve Kültür teşkilâtı tara fuıdan geçen sene fikirlerine müra caat edilen mutahassıslara göre ancak mllletrerarası bir gayretle İşletilmesi kabil olan bu geniş arazinin verim kudretini incelemek ü zer - mütehassıslar yollanması hu susunda on memlekete davetname gönderilmiştir Önümüzdeki ay Bernde âlimler tarafından yapılacak bir toplantıda daimi bir ama zon enstltüaü kurulacaktır. Bu te şebbüs tarihin en büyük arazi iş letme projesine müncer olacaktır.
(A-A.)
Eski Burma Başbakanı idimi edilecek
•jlr Raııtoon; — Eski Burma Baş br.kam ve Mloshlt Partisi lideri U. Saw, h’Htmiin Âli Mahkeme tarafın dan t.ıscük edilmesi halinde, 9 ni sm)«ı İdam edilecektir. Eski Başbakan, Sang İle diğer Burma 11. derlerinin T-.-;rmuz 1947 de öldü, rülınelerl lıâdisesindo oynadığı rol dolayıslle idama mah tir.
-
kûm edilmiş &



Atina layıslle kral i Haç Kral
Ölüm
Ankara Nümıuıe hastahaııesi Baş hekimi Rüştü Çapçımn kayın pederi Sümerbank iplik ve dokuma müessesesi mamurlarından Fikret Saronım pederleri Emekli Albay Mühendis Mehmed Emin Saro kj sa bir hastalığj müteakip Hakkın Rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 22 mart pazartesi saat 12 de Eren köy Cadde Bostan Galip Paşa Ca millide cenaze namazı kılınarak ebedi istirahatgâhı
tektir Allah rahmet
Sahrayı çeditte

na tevdi edil eyleye.
SARO AİLESİ


TEN! S /. E A H
22 M A R 'I 15143


BAYTA: 4
Düzce Tarım Kredi Kooperatifi

n
25 yıldır ihmal edilen şehir: Balıkesir
Şehir, büyük inkilâtbın Kemereleri safi fförememfiş- 4 7»(MIO ı»üfu«Su vîlâyefijıı 47 yafiöhlı bir var-t»r£hı
lıatıra&ar . ~ Itattlreslr hakkin-
da tenıenniJer - Şehrin susu%iuĞn

)
Yıllık kongresini yaptı, yeni idare heyetini seçti
j Balıkesirin } Şarköy bucağının ilkokul ihtyacı
( 4000 Nüfuslu bir bucak | 5 ilkokulunda çifte tedrisat ) 5 yapılıyor ve bu türelle s İ J50 kişilik bir okulda ( J 6»5(7 talebe okutuluyor (
Balıkesir (Hususî) — İlimize bağlı 4000 nüfuslu Şarköy bucağının ilkokul çağında 650 çocuğunu okutmak için maalesef 150 öğrenci alabilecek bh ilkokulu vardır.
Bina kifaycUhliği yüzünden sabah ve öğle olmak üzere İki devreye ayrılan ders saatlerinde teti-âb hiıddi 150 olan ilkokulla öğrenciler adeta balık istifi gibi 150 kişilik okula sabah devresinde 325, 'öğle devresinde de 325 olmak üzere v'man yekûn 650 öğrenci yerleştiriliyor ve bu suretle Çifte tedrisât yapıhj'or.
Millî Eğitim Bakanlığının ilk öğretim seferberliği ilân ettiği bu çağda 4000 nüfuslu Sarköye ikinci bir ilkokul yaptınlmanıası çocuk larım bu yüzden okııtanııyan velilerin bu lıali hakikaten yürekler eızlatfin iç acüanm izdir.
Erbaa elektriği kavuşdu
- — ----o ■ ■
Meıken mevcud olmıyan mahallerin tanzimi için Bayındırlık Eakanlığında ödenek istendi
Tokat: (Hususî) — İller bankasından yapılan İstikrazla plân ve keşif projeleri dahilinde mazotla müteharrik Erbaa elektrik santra h müteahhid yüksek mühendis ■Hamdi Anele ihale edilmiş vc ilk olamk santral binası inşaatına ge çilerek bina inşaatı tamamlanınjş, direkler dikilerek kabloların çekilmesi bitirilmiş ve Istanbııldan getirtilen Çekoslovak fabrikaları mamulatından 100 beygir takatindeki Dize! motöriinün, motajı da ikmal ililmek suretile, şehirln ceryaıiı sağ lanmıştrr. Şebeke, .santr^b^hıâj ye kadar 175 319 lira harcanmıştır. Motöriin montaj işleri sırasında bir aralık belediye İle miiteahhld a tasmda İhtilâf zuhur etmiş, bunun üzerine yeniden bir fenni kurul eli le şebene projeye göre esaslı blı- şe kilde kontrol ve tatbik edilmiş ek sik yapılan İşler için müteahhitten bir miktar para kesintisi yapılmıştır- Şimdi santral normal olarak ça lışmaya başlamış bulunuyor. Üebe-kede ödenek kifayetsizliğinden pıo je harici kalan ve projenin düzenlenmesi sırasında mesken mevcut olmayan mahallerin tanzimi henüz yapılmajnı.ş olup bu işin ikmali İçin Bayındırlık Bakanlığından yar dım ödeneği İstenilmiştir.
Basri Ahmet Ünal Arhavi Bucağı D. P. Kongresi
Hopa (Husûsî) — Kazamızın Arnavı bucağı D, P, kongresi sami nü bir hava içinde icra edilmiş ve idare heyetine ekseriyetle gençler alınmıştır. D. P. bucak başkanı eskiridir. Balkan vekilliğine Hüsnü Kurt, muhasibi mes’ııllüğe Mehmed Tabak seçilmiştir» *
Ç jrüh Valisi istifa etti
Hopa (Htisv.si) — Adana vilâyeti idare heyetine tâyin edilen Çaruh valisi Zeki Koyman yeni me muriyetinden istifa etmiştir. Hopa C. H. P. İdare
Kuruldan istifa
Hopa (Hususî) — Kazamız C. , H. P. idâiv Heyeti âzasından tüc-Câr Hüseyin Kanalı âzalıktan istifa etmiştir.
Afyon kaymaklı şekeri
Aiyon: (Hususi) — Tahminen 25 sene evvel, Afyonumuzun meşhur şekercisi Salih Şeker tarafından 1-cat edilen ve yalnız yurdumuzun değil Berlin, Kahire gibi şehirlerde bile ısrarla aranan Afyon Kaymak lı şekerin içerisine kaymak ve şe kctden başka madde katanların a detil çrğaldjğmdan.son zamanlarda belediye bir karar alarak şekerleri muayeneye ve kutular üzerino etiket konmasına fcarar verilmiştir. Bu hususta bir sene evvel kaymak lı şekerin tarihçesinden bahsede-, rek belediyemizin böyle bir tetbir almasınjda istamiştim. Gerek bizim bu ilk hatırlalışımız ve gerek se Kale gazetesinin bu İşi İsrarla e-)e alarak bir karara varılması şeker lerimizin yarını İçin çok hayırlı ol muştur.
Balıkesir'in İMnwyon
Bal; kesif • Hususî) — İstiklâl savıı^ıudu düşınniiB ilk kurşunu atan Ayvahgımıiia iftihar eden kahrhman Bahk(?sirimi2İh şimdiki hali yürekler arısıdır. Cumhuriyet *
devrinin, büyük inkılâbın semerelerini şehrimizde görmek mümkün değildir.
Kalnanı&n Balıkesir maalesef işsizdir, baliilr.sızflır.
Balıkesir vilâyetinin vIKsti
Haritada Konyadaıı sonra büyüklük aı-azi çokluğu itibariyle i-kinci dereci )ie gelen 13 kazalı Balıkesir büyük bir ihmalin ve gafletin acılarını 25 yıldır çekmektedir.
(478.000) nüfuslu Balıkesir vilâyetinde fabrika yoktur. Memleketin yegâne çâbşYna yeri otan Balya madenleri 8 seneden beri çalıştırılmamaktadır.
Balıkesirdc işsizlik
Şehrimizde sen elerden beri devam edegc-len iş buhranı dolayısi-le evvelce sirkat vakaları olmazken maalesef işsizlik dolayısiyie bu vakalar çoğalmıştır. Bu bakım dan umumi ahlâk sukuta doğru gidiyor,
Cehrimizde işsizlik drüayisile
* _ __ — w J * ■ 1
maalesef sanatoryomumuz yoktur. Tüberküloz hastalarım gerek parasız gerekse paralı yatıracak bir tek müessese yoktur.
Şehrin tarihi hâtıraları
İstiklâl savaşı 'kahramanlığı ile, Paımikğu efelerimde. kömür, demir, kurşun madenleri ve kaymaklı tat hâlle ve tabiatın bahşettiği sun saçlı nlavi gözlü güzel kız’ariyle Ütı salan şirin Balıkesir büyük bir İhmalin ıstırabını çekiyor. Malte-peyc sigara fabrikası kurulması düşünülürken, Mısırdan mübayaa edilen fıçı fabrikası için İzmit seçilirken, Bnh krsirin Alaçam ormanlarının göz önünde tutulmaması, sigara fabrikası için tütün istihsal bölgesi olan Balıkesirin geçilmemesi feviçr^nin 3aat fabıi-kası kurmak için teklifi İzmir i-çin ‘kabul edilirken, Balıkesirin kömür, demir ve kurşununun göz önünde tutulmaması. Balıkesirin tam mânasiyle unutulmuş olduğunu işba t eder.
Balıkesir hakkında temenniler
işsizlik dolayi6iyle ahlâkları su kut eden gençlerin ve Tüberküloz dan Ölen fâklr gençlerin vebalini
gbrüDtişü
HîP;
kâtibliğe Turan Çordan
caddesinin
postacılıkla uğraşarak davalarını unutan müfrit milletve-l killerimiz çeksin!
Balhkesirin bu büyük derdi her Türkün vicdanını, yüreğini sızlatır.
D. P. ge nel başkanı Celâl Boyara BalIkesirlinizin bu millilin derdi arzedildiğinde:
^Beıı Başvekilliğim zamanında yaptığım sanayi projesinde Balıke sirde, Susurlukta şeker fabrikası kurulmasını istiyerek projeye dahil etmiştim. Başvekillikten ayrıtında maalesef bu işten vazgeçtiler. Madem ki Balıkosire fabrika kurulmasını istiyorsunuz devlet de bu işi yapmadığına göre, zenginleriniz el ele vererek kollektif şirket kurarak fabrika kursunlar» demiştir.
Fakat Balıkesirde kollektif şirket kuracak zengin varsa da hepsi ayn ay iş üzerinde uğraşmakta olup fabrika hususunda hemfikir olan maalesef kimse yoktur.
Balıkesirin bu büyük derdi hepimizin dâvası olup bir an evvel halledilmelidir.
Hustalıanesi/lik ve yazın susuzluk belâya döner. Yegâne suyumuz o-" lan (Yeni sn) çeşmelerde serçe parmak kalınlığında akar çeşmeden su almak irin en aşağı bir saat sıra beklemelidir. 478.000 nüfusa 97 yataklık hastahanesi kifa yet etmemektedir, işte bütün bu dertlerin üstüne tuz biber eken süs için hayvanât bahçesi yaptırılması, Lâle devrini andıran sefahatlere dalan eski valimizin vc şimdiki belediye başkanımızın park gazinosu üzerine Mehtap â-lemleri yaptırmak için binlerce lira sarfedilerek camlı köşk yaptırmaları fakir ve hasta Balıkesirin derdine devâ mıdır? Hak ve hürriyeti seven BalIkesirliler büyük bir ihmalin ve gafletin ıztırabmı çekmektedirler.
150 kuruş yevmiye ile iş ariyan tahsilli gençler maalesef iş bulamamaktadırlar, gençlerle doludur, la lsbat edebiliriz kahve vardır
Dertlerine devâ keş BalIkesirlilere
eylesin mi diyelim?
Vecilıi Bıçakcıoğlu
memleket
Düzce (Husuaî) — Merkez Tarihi Kredi kooperatifinin yıllık kongresi yapıldı. Kongre başkanlığına Mustafa Mahçupoğlıı seçildi.
Yoklamadan sonra idare heyetini 1047 yılı faaliyet raporu o-kundu. Kooperatifin bir yılda 1000 lira safî kâr ettiği, âza adedini 140 dan 612 ye çıkardığı, âzalarına %50 kredi verdiği, ortaklara 258.000 lira dağıtıldığı, v.s. faaliyetleri anlatılıyor ve idare heyetinin vazifesini yaptığına kani olduğu bildiriliyordu. Müteakiben ten kidlcro geçildi. Bir ortak vekili, ortakların para alırken daha ko-Iny para alabilmesinin icabettiğini, ortakların muamelelerde güçlükler le karşılaştıklarını, bunların olma ması icabettiğini, zira bu kooperatifin kurulmasının maksadının da ortnklarının ucuz, kolay kredi bu-lııhilmesi olduğunu belirtti.
1948 büdcesi okundu. Kabul e-dildi. Gizli oyla müddetini dolduran âza seçimi yapıldı ve aşağıdaki zevat İdare heyetine seçildi:
Başkan: Zeki Derici, Asbaşkan Ali Sivrikaya, Üye Mehmed Mısır, Üye Mustafa Mahcupoğlu, Yedek üye: Hüseyin Turgut.
Kongre Demokratik bir hava i-çinde cereyan etmiş, ortaklar tara fından İlgi ile takib edilmiştir. Yeni idare heyetine çalışmalarında başarılar dileriz.
---------o---------
Konyada fecî bîr cinayet
Osman kızını Hükümet bina-tında bıçaklıyarak ilaiirdü

Kahveler işsiz İşsizliği şununla şehirde 488
buiamıyan çile-
Allah yardım
Kemalpaşada ziraat Bankasının yardımı
5
m
Zerbaok tartlıadan muhtaç köylfiye 240 tia liralık İkrazatta kulu Bağlar imar ediliyor. Kazanın tapu
A
i

nemam yofc„
Hcmalpaşa, (Hususî) —Bu yıl ziraat bankası tarafından muhtaç zürraa 240 bin lira ikrazatta bulunulmuş ve para bittiği için daha yüz bin İha istenmiştir. 240 bin ]i ıa ancak muhtaç çiftçinin yansı nın tatmin ettiğinden, henüz para a lam.yaniar kötü bir duruma düşmüşlerdir. İlçe ajanlığı tarafından müracaat eden zürraa «henüz para gelmedi » cevabı verilmekte ve rençbeıde müteessir bir vaziyette dönmektedir.
BAĞLARIN İMAR MEVSİMİ
Bâğlârm: imar mevsimi geçmek üzeredir. Nerede İse bağlarda göz ler açılmağa başlı.vacaktır. Gözler açtıktan sonra bağlara ( çapa» girmeğe İmkân yoktur.
Bu öyle mühim bir İştir kİ uzun boylu formaliteler İcabı olarak vak tinde para alamjyan rençberler, bağlarım imar edemediklerinden do


memur bekleniyor
»V
layı telâfisi gayri kabil zararlara giriftar olacaklardır. Bu arada malı sul Çıkaramıyan ve eline para geç miyen müstahsil, geçmiş yıllar borç larını ödemekten âciz kalacaklar, dır- Bittabi ziraat bankası da bu a lacaklılar meyanındadır.
Bu İlçe müstahsil bir kaç yıldır afatla karşılaşmaktadır. Şimdi do başka bir mesele kanısındadır-da şudur:
TAPU MEMURU YOK!
Bir tapu memuru vardı. Sulistl-mâlden mahkûm oldu. Bir müddet dajre İş görmedi. Bir vekil geldi Derken bir aâ’-l gönderildi- Ne elim bir tesadüftür ki bu asil tapu me muru da on gün evvel ihzavlı olarak Scydişelırc gitti. Bütün tapu İş lerl de yüziistü kaldı.
Her gün şahidi oluyoruz, köyler den otobüslerle ve yaya olarak ge len yüzlerce vatandaş, evvelâ banka
o
Konya: (Hususî) — Bu sabah şehrimizde fecî bir cinayet işlenmiş, ofisin eski hamalbaşılarır. dan Osman adında bir şahıs kızı Hatice Dinçbaşı hükümet binasında bıçaklıyarak öldürmüştür. Hâ dişe şöyle cereyan etmiştir:
Bir gün evvel bir oturak âlemin de polisler tarafından cürmümeş-hııd halinde yakalanan Hatice bu sabah mahkemeye getirilirken ba basının hücumuna. uEramiA he. XIA etki a
— Böyle namussuzu bıçak temizler» diye kızının üstüne atılarak bıçağım rastgele bir çok yerine saklamıştır.
Hatice aldığı yaraların teshile derhal ölmüş ve carih yakalanmıştır.
Kastamonu dokumâcı'art kooperatifi dedikodusu Kastamonu; (Hususî) — Kasta mönünün biricik gelir kaynakların dan olan ve İki bin küsür ortağı bu lunan bir (Dokuyucu ve Dokuttu, rucu Kooperalfi) vardır.
Burası hakkında bir çok dediko dular çıkmış ve hesapların tetkik ve incelenmesi, meselesini Kastamc nu gazetesi ileri sürmüştü.
Bu meseleyi tetkik İçin bh komisyon seçilmiştir.
Eski İdare heyeti İle, buradan ay filanlar arasında bir şahsiyet işi or taya girmiş ve usulsuz bir seçim ya pılmıştır-
Bunun için velâkete yazılmış ve henüz dedikodu bitmemiştir.
Afyon Halkevi sineması
Afyon; — Usun senelerden beri Afyon Çocuk Esirgeme Kurumu he sabına istifade edilmekte olan hal kevi sinema salonu bütün mobilya ve makinesi ile birlikte üç senelik i cara verilmek üzere İhaleye çıkai'jl mıştır.
Hapishaneden kaçan maliAÛm yakalandı
Afyon; — Bazı suçlarından dola?1 Nislp hablshanesinde yattnakta i-ken bir aralık kaçtığını gazeteler den okuduğumuz Akşehirli Halil i. 3imli bir sabıkalı çaldığı 5 adet k! İlmi satmakta iken zabıta tarafım dan şüpheli görünerek suç üstii ya kalanmıştır.
Afyon sucukları da kontrol. edıltuebdir
Afyon: (Hususi) — Hatırlarda dır ki, Harbden evvel Ankara. İs taııbul, İımir piyasasında aranan f cuklarıımz bazı kasapların dikka
sizlikleri yüzünden eski şöhretini kaybetmiştir. Bu gibi memleket aley hine iktisadi durumumuzda raime açan hâdiselere mahal vertlmmes! için sucuklarımızın da kontıola tabi tutularak etiketsiz satılmasının ön lenmestnl belediyemizden beklemek teyiz.
u
ya uğruyor. Alacağı cevap şu:
— Daha para gelmedi. Para gel se bile tapucu yok- Muamele olamaz deniliyor.
fRa^terafı 1 incide) ran milletlerin bu, yüksek vasıflarını, ahlâk, vicdan ve fazile te olan bağlılıklarile ölçmek, ea doğru bir hareket olur.
Türk milletinin sefalete, faya, kedere, zulme velhasıl, binbir türlü musibetlere, ne dereceye kadar göğüs gerecek bir kabiliyette olduğunu lâyıkile Öğ renmek isteyenler İçin, varlığımızın aziz bir parçası olan, bahtı kara Erzincan’a gitmeleri, ve onlarla birkaç gün bir arada kalmaları hnHv((tAn kâfidir. | İftiharla diyebiliriz ki, asırlar, boyunca, dışardan olduğu kadar, içerden de bu vatanı çö-ı kertmek için, bilerek veya bil-1 meverek çalışılmasına rağmen; hâlâ ayakta durmamızın yesâ-ne sırrı. Erzin'''»nrla ve ErzincanlIların şahsında en bü -yllk tezahürünü gösteren varlıktır.
Erzincana gideceklerin, göre çekleri ilk tablo şudur:
Günün birinde Erzincan tabiatın zâlim bir tecavüzü ile çökmüş, kahraman ErzincanlIların asgarî beşde ikisi günlerce top J rak altında inleye, inleye, haya ta ve vatana veda etmişlerdir.
Geride kalan, kederliler, yaralılar, hastalar, aylarca hattâ ve hattâ, yıllarca ac ve açlıkta kalarak binlerce şehld vermiş -Ier, nihavet muazzam bir varlık olan Erzincan bir avuç kalmış ..
Ecnebî, komşu devletleri bi -îe, rikkate ve harekete getiren bu hailenin karşısında o zamanın hükümeti, ve bugünün iktidar partisi ne yapmıştır?
Romanya kralının gönderdi-ği keresteleri bile, Ankara’da sarfettiği söylenilen hükümet depreme mukavim, beton evler yapacağız diye halkın kendi enkazları İle birer kulübe veya ev yanmalarına mâni olmuş. Bu, yüzden de birçok va-i tandaşlar çadırlar altında kala- l rak ölmüş veya dağılmışlardır.;
Yurdun her köşesinden akan nakdî ve aynî yardımlara rağmen hakikî ErzincanlIlar, yıl--larca aldatılmış ve heticede sağ kalanlara başınızın çaresine bakın denilmiştir.
Gidenlerin görecekleri, kadarla kalsa., ölüleri gömülmeden dirilere asrî mezarlık yapılan, hasta ve malûlleri bir çatı «!♦»«« irtuvuınn
Kurulan, analarının, oğullarının, eşlerinin, kardeşlerinin cesedle-ri başında ağlaşan ErzincanlIların matemlerile adetâ alay e-dilmiş: şeref meydanları açılmış âbideler dikilmiş, parklar ve havuzlar inşa edilmiştir.
îşte, bu tarzda güya yenid ihya edilen Erzincaııı zivaret edenler, burada hâlâ yasamakta olan asil ve metin ruhlu hakikî ErzincanlIlarla karşılaştıkları zaman, bu milletin nelere mukavemet etmeğe muktedir ol duğunu bir kerre daha gözlerile görmüş olacaklardır.
Hürriyetine ve saadetine susamış böyle bir milleti bu mukaddes ve meşrû yolundan ala koymak için acaba sayın ku -rueular, nasıl bir vicdan hüzünle, bu kahramanlar divarma gidecekler.. Yoksa zâlim bir tesadüf mü, işledikleri günahları bu bahtı kara diyarda ört bas etmeğe bunları mecbur etmiştir Bunu yakın istikbal gösterecektir.
ce-
mili!


I
bu;
Jl'
I
i
Diğer haberlere göre, kuru -cnlar Erzincanda, son olaylar hakkında nutuklar irad edeceklermiş.. Afyon hezimetinden sonra, ikinci tecrübe yeri olarak Erzincanın intihap edilmiş olmasında, itiraf edelim ki, az çok kurucular lehine bir isabet vardır kanaatindeyiz.
Zira. Erzincan, merkeze uzak tır. Könrlilü’nün sırtını Çankaya va da vay arak Demokrat Par tivi içinden ve dışından yıkma ğa çalıştığına dair inan verici mütemmim haberler buralara henüz ulaşamamıştır.
Bâhusus, savın ErzincanlIlar henüz geçirdikleri biivük felâ -ketin ızdırabmı dindir- memiş-lerdir.
Pu itibarla cazib ve knzib va-adlerle bir an icı'n Erzineanın misafirperver halkını avutmak, ve alkış toplamak kolay olacaktır.
Bu cesaret olacaklar ki, Afvonda halkın önünde yiîzvü-re konuşmaktan karan kurucuların yegâne politika artİHti Menderes de Erzincan sevaba-1 tine iştirâk edecekler ararında hnîs ..
Herşevden sarfınazar, bu muhterem knmcularm bu cefakeş kitlenin önünde, hicab duymadan nelerden bahsedecekleri eidden insanı dilşiindüıüvor.
Her gittikleri verde un iki oklu bavrak gibi ellerine aldıkları. on iki Temmuz hevannarne-ainden ve bunun millete ve par trve mal olmuş bir hürriyet beratı olduğundan sitayişle eskisi gibi acaba bahsedecekler mi? Öyle va.
Hürriyetperver otoz beslerin tinik flahsivAtî Kemal Satır, istfklfil mahkemelerinden dem vurmağa baldım su eiin ferde, gene savm kurucular ber mütad on iki Tpmmue sarkışını terennüm edebilecekler mi?
Zehirli dilini, daha mukaddes varlıklara uzatmaktan çekinmeyen Kemâl Batar. mîkr rılar' cHve vasıflandırdığı hir Kısım Demokratlar”! partiden aw*»]. ce tanzim edilen ihraç İlmesine uyularak tardedildikleri takdirde aralarında, cftab’ce te»(ssils eden dostluğun nf açıklamış eiMnenma ça-
yın kumcular. rnp(shwr Ep'p yariatınde oldHrn-Halk Partililerin ^ivanmprntft^jtı • den» bahse+me cesaret,.] gösterebilecekler mi?
Dahası var, savm Satır’ın «hiç bir kuvvet ve kudretin yirmi sene daha Halk Partisini iktidardan uzfikiastjramıvacağT-nı nervasızca ilân etmesine karşılık Demokrat Pnrtivi valfız ve vrrinız kendilerinden ibaret te-îâkki eden bizim kurucular: nariak ve mutantan nnmîclarla Kemal Satır’ı telr^in ^tArpif • Mden olduğu mhi: vakmda iktidara çeleceklerinden yp mîlleti şnndAfe ve hüri'ivete kavus-türarnklarından ■ Er^îneanlılor önünde iddia edAhi’enekler mi7
Yoksa, renklerini ve mnhî. vetlprîni. mevduna vuran noli_ fika sktennUrinî değfs
firAFAk avMî hir m”hsİAtW eda-sife halritrî doorlan olnn ojr rı|J_ maralı hümım tâbi-
ye*’’”! mi k„HamaAat-Iam?
Hiç yorulmadan bu müphem suallerin cevabını derhal verebiliriz.
Sayın kurucular herşeyden bahsedecekler, Kemâl Satır'ın kasdettiği mikroplara hücum e-dccekler, ve icap ederse, hattâ, şimdiye kadar yapılan şiddetli tenkidleri gölgede bıi’al^ca.t tarzda Halk Partisine hücum e-decekler konuşacaklar, bağıracaklar ve haykıı^cakterdır.
Velhasıl durum naııl i*; p ettiriyorsa, öyle konuşmakta ta-mamen serbesttirler, zira rolleri her iki tarafa da tevzi eden rejisör birdir. O da C. H. Partinin savın başkamdir.
Vazifeli artistler, korkmadan, ürkmeden; mâkyajlan silininceye kadar; rollerinde devam e-dec.eklerdir. (
Düne kadar, o) bft„ baba., bizi onların elindin kurtar diye peşinden koşan bh milleti bı -di-^miarlfl beraber, aoaha nedir.
1 laüedemediğiuıiz noktada toplanı-
rakarak, kendisini bir etiket ye vasıflandır olmanın sırrı
İşte henüz muamma bu yor.
I'nad Ama
Çanakkalede Tıbbî yeliler Bayramı
— 1‘4 Mar-21 inci aioııuncia -*ami
e yw?lı »dukttonı .irmiş ve undan Güven 14 Martın
bir
Çanakkale: (Hususi) ta raslayan Tıbbiyelilerin 1 yıldönümü Halkevi mi bir hava içinde kutlaıımı
Bayramı şehrin ı İbrahim Bakan sonra Dr. Fazıl
mânâsını anlatan bir konu -.rm ya# tıktan «onra Dr Lutfl O- '. «T(b biyeli İlim ve fer şehidlerı auınoa bir konuşma yapım- ve iki d.ıkcoru muz tarafından birer şiir ok aduk tan sonra Atatürk anıtına çelenk konarak gündüz yapılan m asime son verilmiştir.
Akşam Ordu Evi salonun
balo tertip edilmiş, şehirtü bulunan bütün doktorların karla-, m !e ri yapılmış ve Tjb gazetesi diye evvelce hazırlanan nükteler ) fıkra larla dolu bir-gazete okunarak fev kalâde bir gece geçirilmiştir
Afyonda hayvan panay ı
Afyon; — 1948senesine- ■ r.-imu de kurulması kararlaştırdı .' hay van panayırı 10—9—948 de.. 17— 9—948 gününe kadar bA lı. va öf V3m ^rtpppktir.
Şthrımiz muhtarlarının toplantısı
Afyon; — Şehrimiz
Afyon belediye içtima öd i m d toplanmışlardır. P*k samiaü valimiz
kerile ve bu haso&Ca
muxı
îvj’l.ırj
Hah. r
...üdur
aldığ'.nuz^
■jayıü
• ı
göre
ıı E-
1,0'e
.1. ..
. (1 y’ .ti


Afyon şehrinin emniyet işleri
' ~ --11 ■“ «a.?- ar».-—
Emniyet Müdürü; “Şehrin aş lyış nm temini içir

çen bir toplanı )da bay Abidin Oznıeı; halk yakinen ilgileneni da muhtarlara dlrekllfler \t. uş .ır Afyon Sağlık
Afyon:
Sivas Sağlık müdürü Ab) r. rin şehrimiz Sağlık Mudu; ve devlet hastahauesi sert; ne de Hadi Menzücioğhınun edildikleri anla?jlaaaktad:r
Zont uidakta n a kömüründen tısarr
Zonguldak: Husıun -ı
Kömürleri işletmesi, Kem.. oaru yatının azaltılması gayet 1le u-şret tiği bir tamimle; şimdiye Kadar meskenlerle kazan ve diğer , ı erae yakılmakta olan 18/50 lYnkaıumş) kömür yerine, Tüvenaıı t-Y-.tartana mış toz) kömürü verilmesini - mit taunda eskisine nazaran a?;-, dma sini tebliğ etmiştir.
Böylelikle ayda viizlouıe .:i .icö. mür tasarruf edileceği oğn inuş-tlr.
Kocaeli lig şanı )iyo.ıu
Adapazarı: (Hususiı .947 — 943 yılı Kocael Lig. maçları bu alfa,
A
»—--ise
M
«
eu
I
altlığımız tedbirleri göneniz, evinizde kapınızı açarak huzurla yatarsınız,, dedi
başladık. Müdür hiç bir zaman iyi
Afyon: — (Hususi) — Taluninen bir bucuk ay evvel, ilimiz emniyet . müdürü 1 Zayii irmede müracaat e ilerek, şehrimiz aşayiçinin bozukluk .tuğundan sarhoş naralarının bir oerde daha yükseldiğinden ve hır sızhk hâdiselerinin çoğaldığından bahsetmiştim. Genç ve zeki müdürümüz. gülümse
/erek; -Benim aldı ğun tetbiri görseniz, evinizde kapu nnzu r.:;;.rak huzurla yatarsınız» de nrfştî. Bir emniyet âmirinin tedbir İcrinl de öğrenecek değiliz ya. Ümit sJzce nüidürun yanından ayrılmış, tim
Son günlerde Kale, Olacak ve Ko cati’j ı gibi mahalli gazetelerimizin Ilayrl lrdunin isminden takdirle bahisle memleket namına. teşcJt kürlerini hildi-. mr-kte ve artık şeh rimizdekl serseri grupunun sultana tura nihayet verildiği işaret edilmektedir. Bu ıslâhatın halk arasında da takdirle amlmarj emniyet müdüriiınüzii tekrar ziyarete vesile oldu Müdürü odasında gezerken bıık)m.
Konuşmamıza İstanbul emniyeti nin serseri ve sarhoşlarla mücadu
V •
1

I
r)
le konusundan zecri tetbıılerin netice vermediği gibi, şahsi hürri. yelleri de tahdit eden dayak faslı nm şiddetle akhtariydi
Eğlence yeriurini kapatmakla ve tetblrter - önce . Fakat usulsüz ve Mektebler olmasa (!)«» Vekilinin hikâyesini
dayakla aldjğuy1Z hoş görünebilir
hoş görünehi verimsizdir diyen Maaıiı anlatarak buran oyunlar kaldırılıp, eğlence yerleri kapatıldıktan sonra bize iüzilm kalmaz. Esas mesele biı taraftan oyun oynarken, kumara intikal etmemesini; Eğlence yerleri kapatılmadan yolsuzlukları önlemektir. Emniyetin manâsı budur
Yine bu battan İşsiz serseri grıı-puna temas eden müdür .•serserile rl yetiştiren cemiyettir- Bu zaten zavallı insanlar) birde Islâh ediyo-ruz diye dayak atılması beşeriyet I-çln btr zuldür. Dayak yolile Islâh edilecek kötü yaradılışlı insani?' yok değildir. Fakat bnnlarm m) v du binde biri bulmayacak deıeceı azdjr.
Muzaffer Görktan
Ada Gençlik—Güneş Spor ... çı nihayet bulmuştur,
1—1 berabere neticelenen la Adapazarı Güneş Spor sene hiç yenilmeden Kcca şampiyonu olmuştur.

)u maç iiü bu
— —-ö
7'aksi çarpması neticısir.d bacağı kırıldı
Kadıküyde Haydarpaşa c. -dv-sıa
*
de oturan 60 yaşlarındı; I) dün akşam üzeri Mâlta e.. geçerken, şoför Ali id 2578 numaralı tak-Jnin s ne maruz kalım? ve 8J1 rjlniiştır.
Yaralı Guruba hastah-.mı dirilmiş ve şoför hakkınci;. ta başlanmıştır.
Kendine yüz cerntiyen jiletle yaraladı
Bakırköy bez fabrik . makta olan Leman, evvel trenle evine dönerken Ma da ’oiıi kendisine sarkıutıb tir- Leman. bu cüretkâra ) mcyınce Haşan jiletle onu dan yaralamıştır. Leman C ş;ı hastahanetine kaldırıl! «an yakalanmıştır.




u


(

22 MART 1948
T ENİ S AB AB
SAYFA: &
Amerika yılda 400 atom bombası yapıyor
AVU3-
(Baştarafı 1 incide) bası imâli, harb halinde Amerika-ya herhangi bir devletler grupuna karşı söz götürmez bir üstünlük teinin etmektedir.
Başşehrin askeri çevrelerinde söylendiğine göre, piyade kuvvetlerinin sayaca azlığına rağmen bu silâh muhtemel bir lıarbde Ameri-kava seri bir muvaffakiyet temin edebilir.
AMERİKA HARBİ BERTARAF ETMEK İSTIYrOR^A
Vaşington, 21 (A.A.) — Birleşik Amerika ordu sözcüsü beyanatta bulunarak ezcümle demiştir ki:
«Amerika harbi bertaraf etmek istiyorsa kongre mecburî askerlik hizmetini derhal kabul etmelidir. ; Harbe karşı koymak için Birleşik Amerikanın lıarb telılikesini karşılaması lâzımdır. Ve bu tehlike delikanlıların altı avlarını veya bir senelerini askerlik hizmetine hasretmelerini emretmektedir. Bence bu oldukça mutedil bir bedeldir.
lîUSYANIN NE KADAR VÇAGl VAR ?
Londra, 21 (A.A.) — The Pe-ople isimli Londrada çıkan gazeteye göre Sovyet hava kuvvetlerinde hâlen ekserisi kısa bir hareket 'sahasına malik bombardıman u-çakları olmak üzere 50.000 uçak mevcuddur. Gazete Rus sanayiinin senede 40.000 uçak yapmak kabiliyetinde olduğunu yazıyor.
İSVEÇ HAVA KUVVETLERİ
Stoklıolm, 21 (A.A.) — Dün İsveç savunma bakanı, hükümetin hava kuvvetlerini bilhassa av u-çaklarını arttırmak niyetinde olduğunu söylemiştir.
Bakan, uçak adedini yüzde elli arttırmak arzusundayız demiştir. AVUSTURYA VE AVUSTRAL-YAD.AN GELEN HARB TAHMİNLERİ
Canberra, 21 (AA..)
**Vatann Başyazarı Yalmanın iç yüzü fBaştarafıJ. incide) devrinin Ahmcd Emiııi, yâni (man dacı) Ahmed Emin de kazık gibi ortada durmakta ve hafızlarda dip diri yaşamaktadır. Herkese kolayca. tıbkı bir bardak su içer gibi, (Vatan haini) damgası yapıştıran Yalman sahihlerinden ve başvaza-
* •*
rı buhmdugu 25 Ağustos 1919 tarihli (Vakit) de cİntizar siyaseti» 6emameli bir başmakalede bakın ne buyuruyordu:
«Karilerimizin her birini, kendine, memleketin mukadderatı âtiye-6İ hakkında müsbet ve canlı bir kanaati var mıdır, yok mudur, sualini sormaya davet edeceğiz. Meselâ umumi surette istiklâl istemekten ibaret bir kanaati biz canlı ve müsbet addetmiyeceğiz..
Vatansever (!) Yalman, hayret ve dehşetten in san m ağzını açık bırakan cüretkârlığını 15 Evlûl 1919 tarihli (Vakit) deki su baş-makalesile itmam ediyor:
«Bîr çokları bizimle insani nok-tai nazardan işgal edecek ve sonra kendi kendine çekilecek bir devlet bulunamaz. Bu bir hayaldir, diyorlar. Biz iddia ediyoruz ki böyle bir devlet vardır ve Amerikadır, Bir kısmımız istiklâl diyerek natıka-perdazhk ve avamperestük ediyoruz...»
Nasıl mükemmel değil mi? İstiklâl istiyenleri. Türkün başka bir devletin bayrağı altında köle olamıyacağını iddia edenleri (uatı-kaperdazlık). hattâ (avamperest-likle) itham eden Ahmed Emin Yalmandır, yâni bugün hepimize (akıncı ruh) tan (berrak milliyet) ten dem vuran yurdseverlik ve hamiyet dersi veren (Vatan) başyazarı Alımcd Emin Yalman.
Yarınki nüshamızda vatan perver (!) Yalmanın doğu illerimizi Ermenistana vermeği teklif eden bir başmakalesinden örnekler vereceğiz. Tâ ki Türk milleti (Vatan) başyazarını daha yakından, daha içten tanısın.
Çekoslovakyada yem bir toprak kanunu kabul edildi
Prag: 21 (AP) — Çekoslovak par lamentosu, Komünistlerin gayretile yeni bir toprak kanunu kabul etmiştir. I
Pazar günü özel bir toplantı ya pan Çekoslovak parlamentosu, eLIL hektardan fazla toprağa sahip o-ı tanların topraklarını raptedecek-' tir. Toprağı olmayan köylüler bu! fazla topraklara müsait şartlar ai' tında, sahlb olacaklardır- !
( a .di’nin külleri '
gnon:
I
tralya Dışişleri Bakanı doktor E-vatt, bugünkü milletlerarası durumun harbe mütemayil olduğunu söyliyerek demiştir ki:
Hiçbir sorumlu kimse harbi istemiyor, fakat milletler harbe sü-rükltnebilirler. Bugün durum bütün liderler için bir tehlikedir, zira idaresizlikten harb doğabilir.
Doktor Evatt, Birleşmiş Milletler teşkilâtının sulh için iyi şans teşkil ettiğini ve bütün iyi niyetli insanların Birleşmiş Mîlletleri des teklemeleri lâzım geldiğini söylemiştir.
Viyana, 21 (A.A.) — Avusturya içişleri Bakanı Fcrdet Grag. beyanatta bulunarak demiştir ki:
Dünya harb ve sulha, hayata ve ölüme giden yolların birleştiği bir noktada bulunuyor. Axmsturya zayıf olduğu için haricden gelecek bir tecavüze karşı ancak hakkı i-leri sürebilir, fakat iç plânda milletin hürriyetini elinden almak i-çin yapılacak herhangi biı- teşebbüsün akim kalmasını sağlıyacak-tır.
Avusturya komünist partisinin yabancı bir memleketin ajaru olduğunu söyliyen Grag, şunları ilâve etmiştir:
Biz her türlü diktatörlük düşmanıyız. Herhangi bir nam altında olursa olsun burada bir diktatörlük kurmak istiyecek olanların şim diden bilmeleri lâzımdır ki demokratik cumhuriyetimizi muhafaza için ne gibi tedbirler almak icab »derse o tedbirleri alacağız.
Üç D.t .ML Vekili daha Partiden ihraç edildi fBastaıafı 1 incide)
nob Demokrat milletvekillerinden Su bili Batur, Genel idare kumlundan aldığı direktif üzerine akrabası bulunan Kastamonu il idare kumlu başkanına mutad tazim ve bağlılık telgraflarından birini daha çektirmek üzere Sinoba hareket etmiş bulunmaktadır.
MERKEZİNİN BAĞLILIK TEL GRAFINA PROTESTOLAR BAŞLADI
Cumartesi akşamı •. Demokrat Parti îl merkezinde yapılan mahrem bir toplantıyı müteakib Genel idare kuruluna bir bağlılık telgrafı çekilmesine karar verildiğini bil dirmiştik. Fakat bu bağlılık telgra fmm bütün teşkilâtın tam muvafakat ve iştiraki olmadan hükme alındığı daha o akşam bize yapılan muhtelif müracaatlardan anlaşılmış bulunmaktadır. Nitekim dün de Demokrat Parti Küçükpazar bucak merkezinden aşağıdaki raek tubu aldık:
♦ 11-3-948 pazar ve 20-3-948 cumartesi günleri D. P. İstanbul 11 idare kumlu tarafından tertib edil miş olan Ocak, Bucak ve ilçeler toplantısından biz Küçükpazar Demokratları ancak ertesi gün neşredilen gazetelerden malûmat sahibi olmuş bulunuyoruz.
Binaenaleyh, çağrılmadığımız toplantıda alınmış olan kararlardan hiçbir gûna ilgili olmadığımı-sayın gazetenizle yayınlanması-rica ederiz.
D. P. Küçükpazar Bucak idare kurulu
II
zı nı
KI (’ ( K P A L A R DEMOKRATLA-RININ TOPLANTISI
Diğer taraftan öğrendiğimize gö re Küçükpazar Demokratlan, partilerini ilgnlendircn meseleler hak kında görüşmek üzere perşembe günü saat 20 de Bucak binasında fevkalâde bir toplantı yapacaklardır.

Triyeste meselesi
fBaştarafı 1 incide) he ve husumet uyandırmağa matuf bir kışkırtmadan ibarettir.
Elçi İngliz, Fransız ve Amerikalı larm yaptıkları bu tekliften duy. duğıı heyecanı belirterek Yugoslav yanın Italyan milletlle daima iyi münâsebetler idame etmeğe gayreT sarfettiğini söyleyerek Teleste için Italyaya daha uygun gelecek bir hal çaresi bulmak İstendiğini söyle, mlştir.
Vaşington: 21 (A.A.) — Triestej hakkında alınan kararın Yugoslav yada uyandırdığı ilk tepki, Yugos-lavyanın Vaşington Büyük Elçisi ta rafından izhar edilmiştir. Büyük El çl, teklif Yugoslavyayı tahrik ve o nu diğer devletlerin doğrudan doğ rüya müdahaleleri için bahane teş kil edecek bir tedbir almağa sevk etmek olduğunu söylemiştir.
Londra; 21 (A A ) — Prağ radyo sunun sözcüsü. Batı devletlerini se çimlerden evvel İtalyaya Amerikan kuvvetlerinin çıkarılmasını mazur göstermek için Trieste’de karışıklıklar çıkarmak istemekle ittlham etmekledir.
İTALYAN BAŞBAKANININ ÜMİDİ
Roma; 21 (A.A • — İtalyan Baş bakam M. De Gasperi dün akşam yaptığı bir demeçte Triestenin itti fakla iade edileceğini ümit etmek te olduğunu söylemiştir.
B1DAULT — GASPERİ MÜLAKATI
Roma; 21 (A.A ) — Ora D.Italla gazetesi Bidault ile De Gasperi nin yarın Pieınoııtede buluşacakla rım bildirmekte ve her iki Bakanın büyük ehemmiyet atfedilen bir gö rüşmede bulunacaklarını kaydetmektedir, —
YUGOSLAV GAZETELERİ TEFSİRDE BULUNUYOR
Belgrad: 21 (AA.1 Yugoslav zeteleri. Trieste ha.kkuıdaki îngi. liz, Amerikan ve Fransız tekliflerini bugün neşretmlşlerdir.
Bu haberi veren Belgrad radyo su. Yugoslav gazetelerinin bu konu da hiç bir yorumda bulunmadıkla rım ilâve etmiştir.
ITALYADA SEVİNÇ
Roma: 21 (AA.) — Üç müttefik devletin Triestenin İtalyaya verilmesi yolundaki kararından sonra İ talyada girişilmiş olan nümayişlere devam olunmaktadır,
Roma halkı bu haberi yaşasın İ talyan Trieste diye bağırarak kar şılamıştır. Trlestede sokaklar İtal yan bayrakları ile donanmış ve halk neşe içinde sokaklara dökül-müştiir.
Londra: 21 (A.A.) — Milano rad yosunun bildirdiğine göre Trieste evlerinin balkon ve pencerelerinde dün akşam Italyan bayrakları dalgalanmakta ve sokakları Italyan Milli şarkıları söyleyen kalabalık bir hak kütlesi doldurmakta idi.
MILÂNODA ÇAPIŞMALAR
Milano: 21 (AP) — Pazar güaü Dohuio meydanında yükselen —«Viva Trieste»— t Yaşasın Triyes te) avazelerl. Komünistlerle Komü nist aleyhtarlan arasında çarpışmalara vesile olmuştur.
Özel polis birlikleri çarpışmalara müdahale etmişlerdir.
TRİYESTE ASKERİ KÜKÜMETİ VAZİFESİN! YAPMAĞA DEVAM EDECEK
Trieste: 21 (A A.) — Serbest
Trieste topraklarındaki İngiliz ve Amerikan bölgesi komutanlıklarının yayınladıkları bir tebliğde, keri hükümetin, sulh anlaşması reğlnce kendisine terettüp eden rifeleri ifaya devam edeceğini bugünkü siyasetin bildirmektedir.
KOMÜNİSTLERE İNDİRİLEN AOIR darbe
Londra, 21 (A.A.) — B.B.C. nin Roma muhabiri tiç büyükler tarafından Trieste hakkında alman ka rann seçimler arifesinde bildirilmiş olmasının halihazır hükümeti destekleyici mahiyette telâkki edil diğmi bildirmektedir.
Kararın bildirilmesi hükümetle-
• •
ga-
as
ge va ve
değişmediğini
Amerikanın
Ran
Thankiıı Nu, paz dolaylarında üç kavşak noktasn
21 (AP) — Başbakan ar günü Rangoor nehrin birleştiği fa Gandinln bir kısım küllerini serpmiştir.
%

r———---------------------------
F fiilen hâkim bulunması şart de-
) ğildir, kudret ve kuvveti olma-
( ymca iman gaip olur, yahud $ saklanır, amma hükmü ve nü -
( fuzu gizli olarak gene vardır ve
) ona uyulmak erkânı din ve i-
( inandandır. Böyle olunca, (hi-
) lâfet) ile (imamet) ayrıdır, tek
( şahısta bazan birleşmiş ve ba-
) zan birleşmemişlerdir. Ali ile
( Haşanda hilâfet ve imamet
) birleşmiştir, sonra Haşan hilâ -
( fet hakkım Muaviyeye bırakm-5 ca, sâdece imam kaldı.
s Hüseyinde imamet vardır, hi-
) lâfet yoktur. Ve gene inançları-
( na göre imamın (mâsum), (Ha-5 şimî), (Alevî) olması şart ol-
( duğuna göre, Ebubekir, Ömer,
) Osman’ın her birinde yalnız (hi
( lâfet) vardır, imamet yoktur..
) Bu sebeblerle Şiiler; (Emiriil-J müminin) ve (halife) tabirle-5 rinden pek hoşlanmazlar, (i-ı mam) ve (îmamülmüslimiııj sı-r fatlan onlara daha cazib gelir.
) Ehli sünnete gelince: Pey-• gamberlerden başka hiç kimse-i nin (Mâsumiyct) ini varid gör-f mez ve (imam); ümmetin ve
sasinöe parazit
----o----
Sovyetlerden tedbir alması istenecek
akisler yaratacağını söyle-
Sforza, Trieste güneyden kadar bütün İtalya ve ltal lâkayıd bırakmıyacak bir
Vaşington: 21 (AA.) — U S İ S Diiıı. Amerikan Dışişleri Bakanlı ğı sözcüsü Mc. Dermottun gazete çilere bildirdiğine göre, Amerikanın Uzak-Doğu için yaptığı «Amerika nın Sesin adlı rayo neşriyatına â-rız olan parazitleri önlemek yolun da tedbir alınmasını Sovyet lıükfı metinden taleb etmesi İçin Büyük Elci Bedel Smlthe Amerikan Dışiş leıi Bakanlığı tarafından talimat verilmiştir.
re ağır bir darbe indirmiş vc Triestenin İtalyaya iadesine itirazda bulanmalarını önlemiştir. Filhakika komünistler bu karaıa itiraz et tikleri takdirde «kötü İtalyan vas fini benimsemiş olacaklardır. Diğer taraftan Triestenin İtalyaya verilmesini de kominfornı'uıı takbihini üzerlerine çekmeden tasvib edemiyeceklerdir.
Kont Sforza dün akşam basına yaptığı bir demeçte üç büyüklerin kararının önümüzdeki ay yapılacak İtalyan seçimleri üzerinde hn-dudsuz iniştir.
Kont kuzeye yanları
hissi meseledir, demiştir.
KOM Ü NİZM HÂ KI Mİ YETİN E MEYDAN OKUYUŞ
Londra. 21 (A.A.) — Pazar gün kii Londra gazeteleri umumiyetle, Trieste hakkında yapılan teklifin komünist ilerlemesini durdurmağa malul bir mukabil taarruzun ilk merhalesini teşkil ettiği kanaatin-dedirler.
«Sulbün müdafaası başlıklı bir makalede Observer, icabındu batılı devletlerin Elbe hattını ne suretle tutabileceklerini incelemekte ve ezcümle şunları yazmaktadır:
Harb tehlikesi hakikidir. Bu teli likeyi bertaraf etmek için ona göğüs germek icaheder. 945 denberi tehlikeyi nazarı itibara almadığımız için vehamet kesbetmesine mii
—*
saade ettik. Bizi şimdi tehdid eden harb yeni bir harb değildir. 1939 da Polonyaya karşı yöneltilen Alman - Rus suikasdile başlamış Cilan harbin devamıdır. Ve henüz bu harbe hiçbir batış andlaşması son vermiş değildir.
Observer, hakikatte İm lıarbde üç unsurun mevcud olduğunu, bun lardan birinin Almanya, diğerinin Rusya ve üçüncüsünün de batı âle' mi olduğunu ve bu üç unsurun uz laşmaz gayeler takib ettiğini izah la Rusya mühim tekli keler karşısında zoraki bir müttefik haline geldiği zaman, yeni müttefiklerin Rusyayı kendilerinden ayıran mühim siyasî meseleleri halletmemiş olduğuna işaret etmektedir. Rusya, 1939 da Polonyanm büyük bir kısmını ele geçirmiş ve bunu harb den sonra da muhafaza etmeyi dü şunmüştü. Rusya. bidayet ten beri Avrupanm Birleşmesi aleyhinde bulunmuştur.
Observer’in kanaatine göre, batılı müttefOder dikkatle Rusyayı istikbaldeki hareket tarzını hesaba katmalı ve Rusya Avrupada bu günkü stratejik durumuna sahib olmadan evvel onunla ne gibi münasebetlerde bulunacak larını kararlaştırmalı idiler.
1943 yılının ilkbahar ve yazında birteviye, uzun vadeli bir plânı tahakkuk ettirmeğe uğraştık. Bu plân, lırgilterenin önayak olmasile kurulacak bir federasyondu ve bu • federasyonu Rusyanın da tanıması istenmekte idi. Alman orduları Lcnrngradda, Moskova, ve Rostov dolaylarında savaşırlarken, Rusya bore verme ve kiralama rejimine muhtaçken vc müttefiklerin Avru paya girmek için Balkanlar veya Fransa arasında henüz bir tercih yapmamış olduktan bir devirde böyle bir tertib imkânsız değildi. ı Fakat maalesef müttefikler fırsatı kaçırdılar ve bir yatıştırma siyaset takib ederek bugün bulundukları duruma kadar geldiler.
Halkçı People gazetesi de ezcütn le şunları yazmaktadır: »
Trieste’nin İtalyaya iadesi huaı sunda batılı devletler tarafından alınan kararın, bir fırtınaya sebebiyet vermesi beklenebilir. Bu, komünizm hâkimiyetine meydan okumak hususunda şimdiye kadar girişilen hareketlerin en cüretlisidir. Yugoslav kuvvetleri iadeye mâni olmak üzere resmen harekete geçerlerse buna kimse hayret etnıi-yecektir. Bu vaziyet tahaddüs edin ce de herşey mümkündür. I mağduriyetlerine daha fazla mey


Sağlık Bakanlığı fBaştarafı 1 incide) muayyen bir yerde cüzzamUların koloni lıaünde toplanması işinin bu yıl kesin bir karara bağlanacağuıı, vereme karşı bu yıl haşında açılan Cerrahpaşa Belediye Hastaha-nesindeki 200 yataklı pavyondan ayrı olarak Haydarpaşa Nümuııe hastahanesindc 100, Trabzonda 60, Kastamonuda 125 yatak açtırarak bu müesseselerin takviye e-dileceğini, ayrıca verem aşısı hazırlanmasına bu yıl hız verileceğini söylemiş ve yeni gıda maddeleri tüzüğünün, etıbba adaları tüzüğünün bu yıl uygulanmasına çalışılacağını bildirmiştir.
Bakan bundan sonra. 948 pli i-çinde devlet hastahanelerine 543 yatak ilâve edilerek yatak sayısının 8248 e çıkarılacağını kimsesiz ve metruk çocuklar için bu vılki büd ceden ayrılan 750 bin lira ile - tasarının kabulü halinde - evvelâ 230 yataklı bir iyileştirme yurdu tesis edileceğini, sıtma savaşma büyük bir hızla devam olunacağını bildirmiş ve on yıllık sağlık plânına temasla, bu plânın tahakkuku için 10 vıl içinde 600 küsud milyon lira, yâni yılda 60- milyon lira sar-fedileceğiııi, bunun 40 milyonunun sağlık plânının uygulanması için gelecek yallara geçici yüklenmeler le, 20 milyonun da devlete aid resmî ve gayri resmî hastahanelere yatırılacak sigortalılar için sigorta idaresince tediye olunacak bakım parası ve inhisarı tazammun etme mek şartile ilâç, serom, aşı, tıbbi âlet, endüstri ve ticarî bakımdan vücuda getirilecek ortaklıklar- * la ve bataklıkların kunıtulmasile hasıl olacak arazinin satışından temin olunacağını bildirmiştir.
Maaş a’amıyan öğretmenler fBaştarafı 1 incide) veriimiyeceği suali de kendiliğin den meydana çıkar. Halbuki, ilk öğretim dâvasının hararetle ele alındığı zamanlarda muhtelif sebeblerle ilk okula devam edemeyen iş sahibi veya aylak çocukların bu tahsilden mahrum bırakılmamalarını temin i-çin başvurulacak tedbirler arasında ilk alda gelen konu bu akşam kursları olmuştu.
Gündüzleri tam randımanla çalışan ve yorulan öğretmenlerin bir de akşam kurslarında ders vermelerini beklemek için bittabi maaşlarını Ödemek icap eder. Her ne kadar halen akşam kurslarında vazife gören öğretmenler tam biı feragat ve hamiyet ile derslerine devam ediyorlarsa da bunun ne zamana kadar devam edeceği şimdiden kestirilemez. Milli Eğitim Bakanlığı. ilk öğretim dâvasının bu cephesi ile süratle alâkadar olmalı ve bu gibi öğretmenlerin

Tef »‘ika « ü
Rat Oynıı
% memleketin işlerini münasebet ve muamelelerini fiilen tanzim ve idare eylemek üzere intihab ve tayin kılınarak fiilen riyaset makamında bulunan zât olup yoksa herhangi bir sebeble bir tarafa çekilip saklanmış, yahud açıktan açığa iş başına getirilmemiş veya geçmemiş, vahud o ila dan kaybolup gizlenmiş ise ona (imanı) ve (halife) denilemez, yâni imamet ilo hilâfet birbirinden ayrılamaz. îşte Şia ile ehli sünnet arasında başlıca ihtilâfları doğman esaslar bunlardan ibarettir. (Şiller) in talimatı arasına giren (Tevelli, teberri, takiyye ve lcitman) u-suUeıi hep imamların ulvî, masum, zâhir veya gaip olmaları
inancından çıkmıştır.
Tevelli — Hazret i Ali Resul Ekremin velisi olup andan sonra İslamların riyaset makamını (Nâs) ile ihraz ve iktisab eylemiş ve imamet salâhiyetinin o-na ve evlâd ve emcadına inhi -sar etmiş bulunduğuna inanmaktır.
Teberri — Ali’nin ve sülâlesinin haklarına riayet eylemeyip ihmal edenler, yahud herhangi bir çekil ve suretle gaspetmiş bulunanlardan ayrılığı ve onlardan nefret ve uzaklığı vâcip görmek ve bu îıizumr can ve gönülden bağlanmaktır, ki, bu işte Gulv ve ifrat yolunu tutanlar; işi, ilk iki halifeye de dil uzatacak ve hattâ bazan daha
küstah isnad ve iftiralara varacak derecede azıtmaktadırlar. Ve (lânet) edilince, lanet olunan hemen cehennemin esfeli safılîne düşiirülüverecekmiş gibi sağa sola lânet savurarak öz canlarını yok yere, zahmet ve sıkıntıva sokmaktadırlar! (*)
Takiyye ve Kitman — Sak -lannıak ve gizlemektir.
Devrin ve devletin durumu kendi iııançlaruıı ve amellerini açıklamağa miisaid bulunmuyor ca, görünüşde herkese uygun luk göstermek, fakat yüreğinde sakladıklarını gizlemektir.. Böyle vapıuak güya (Ali'nin sünneti» imiş! Iİazreti Ali. E-bııbekir, Ömer Osman ve daha nicelerine yürekten kin ve düş-
Berimdeki, Sovyet mareşalinin “jesti,, Müttefik kontrol
Berlin: 21 (A.A.) — Müttefikler arası kontvol konseyinin dün akşamki oturumunda İngiliz askeri valisi Sir Brian Robertson, Sovyet delegesine aşağıdaki suali sormuştur :
AlmanyadakL icraatımız hakikin ma malumat edinmek istiyorsanız, vereceğimiz bu malûmata mukabil işgal bölgesinde giriştiğiniz tek ta raflı siyaset hakkında bize ilerde izahat vermeyi tekeffül edermisl-niz
Ingiliz askeri valisi bundan son ra Sovyet makamlarının kendi bölgelerinde bir iktisadi komisyon ih das etmiş olduklarını ve bir lıalk meclisi kurulmasına on ayak olduk larını hatırlatmıştır.
Bir Ingiliz sözcüsü dun akşam, bu toplantıdan sonra yaptığı demeçte konseyin toplantılarına devam, et memesi için hiç bir sebeb olmadığı nı söylemiştir.
Berlin; 21 (A A ) — Dün akşam, Müttefiklerarası konsey toplantısı m terkeden Mareşal Sokolovskinin bu hareketi Berlin halkını çok ilgi lendirmiştir.
Sovyet idaresinin resmi gazetesi büyük harflerle şu iddiayı ileri sür inektedir:
«Batılı devletler kontrol konseyi
ni yıkıyorlar.»
Diğer bir başlıkla da şöyle den-
mektedir:
«Artık. Almanyanın en yüksek 1
daresi sıfatlle
yoktur.»
Londra: 21
ki Britanova)
harriri şunları yazmaktadır;
Almanvadaki Sovyet kuvvetleri komutanı Mareşal Sokolovsklntn dün Beflinde başkanlık ettiği kont rol konseyi toplantısını terketmesi.
bir kontrol konseyi
(AA.)
ajansının siyasi

Nafen
(Es mıı
Rus Vefaları
usanç verdi
----o----
Gromiko’ı un \e osu na ehem m iyet verilmiyecek
—— -
Londra 21 (A.A) — B. B. C. nin Birleşmiş Milletlerdeki muhabirinin bildirdiğine göre, M. Gromvko güvenlik konseyinde, Birleşmiş Milletler genel kurulunun olağanüstü bir toplantıya çağırılmasına dair olan teklif a ley hinde vetosunu kullansa da hi Birleşmiş Milletler üyesi dev letleriııin çoğunluğu buna karar verdiği takdirde yapılabilecektir.
Muhabirin ilâve ettiğine göre böyle biı- karar en kısa bir zaman içinde çoğunlukla verile bilecektir.
Bu taktirde Filistin vesayet konseyinin kontrolüne tevdi e— dilecek olursa, Sovyetler Birliği, halen yaptığı gibi, vesayet konseyine boykot etmek kararından vaz geçmese, bu husus ta herhangi bir müdahalede bu lunamayacaktu1.
dan vermemelidir. Zira mesele, eğitim müdürlüğü veya belediye dâvası olmaktan çıkmış, bir hükümet meselesi haline girmiş tir. Halen akşam kurslu okullarda 8 bin kadar çocuk, ilk okul tahsili görmektedir.
konseyini terketti
her halde daha evvel Monskovadar. almış olduğu talimata müstenit ol muştur. Bu hareketin evvelce tasar lanmış olması, Mareşalin üzerinde taşımakta olduğu ve çıkarıp okudu ğıi uzun beyanatından da açıkça anlaşılmakladır. Bu beyanatız da, Londra konferansının Potsdam an laşmasma harbdenberi gösterilen riayetsizliğin en büyüğünü teşkil ettiğine dair an'anevi lttlhamlar ih ttva etmektedir. Beyanatta ayni zamanda oturuma devanı etmekte hiç bir mânâ görülmediği ve celse uiu. tatil edildiği bildirilmekte idi. Bunun üzerine Sovyet murahhas heyeti üyeleri kalkıp Mareşali takip etmişlerdir. Diğer murahhaslar, fikirleri alınmadan celsenin tatil e dilmesinin Mareşal Sokolovskinia yetkileri dışında olduğuna karar vermişlerdir.
Rııs İşgal Bölgesinden Kaçan Almanlar
Berlin 21 (AP) —Berlin basını, pazar günü, Rus igal bölgesinde yaşayan Almanların A-merikan işgali altındaki bölgeye sığınmalarını önlemek için Rusların çok sıkı tedbirler aldıklarını bildinnektedir.
Ruslarla işbirliği yapan Alman komünistleri, komünist ol-mavan Almanları kütle halinde tevkif ediyorlar.
Özel surette yetiştirilmiş o-laıı loOO gene Alman komünist, şuur muhafızlarını mistir.
Amerikan askeri nın bildirdiklerine vasatî olarak, Rus sinden izinsiz olarak Amerikan i'scra.l bölgesine sananların 12 bm ilâ 13 bin olduğunu açıklamıştır.
Amerikan bölgesine kaçanla-senden kaçtıklarını bildirmişler dir.
Sovvpf rnaftnmlar] îîjg-f
tevkif e(W*W*î**ri haberini tekzib etmemişlerdir.
takviye et-
makamlan-göre. avda işgal bölge-
f


Denizyolları primleri (İi3)taraf ı ] m «i«|»ı ce Aınerikadan getirtilen şi • leplere verildiğini, prim tevziatında da gecikmeler; olduğunv aldığımız mektuplara atfen yas mıştık. Deniz personelini alâkadar eden bu mevzu etrafında tamamlayıcı malûmat almış bulunmaktayız. Filhakika Denİ3 yollan Umum Müdürlüyü tarafından gönderilen biı- mektup’a mevzuu bahs yazımızda temas edilmemiş hususlar da aydınlatılmaktadır. Mektup aşağıdadır:
Sayın gazetenizin 15. 3. 94S tarihli nüshasının 1 inci sahi -fe 2 inci sütununda «Denizyolları primleri neden verilmiyor * başlığı altında çıkan yazıyı o-kudlık.
Yazınızda bahis konusu olan deniz hatları işletmesi vapurlarında hizmet alan kamarotlar kadro bakımından üç sınıftır -lar. Bunlardan birinci sınıf kamarotların aylıkları 90 - ikinci lerin 85, üçüncülerin 80 liradır.
Bundan başka bunlar gemiler de parasız iaşe olundukları gibi senede iki takım elbise, bir çift fotin, bir şapka ve üç senede bir kaput alırlar. İdare ve yolcular tarafından verilen bah şişler bundan hariçtir. Bu bakımdan çoğu ancak ilkokul tah-stli yapmış olan kamarotların barem kanununun tayin ettiği mikdara nazaran aldıkları hiç de azımsanacak bir para değildir.
Gemilerin İstanbul limanında bulunduğu müddetçe temizlik iş lerinin aynca ekipler tarafından yapıldığı hakkındaki iddiaya gelince:
Gemilerin gerek seferde, ge -rek limanda bulundukları esnada temizlik işlerini başarmak
- -
ait vazifeler arasındadır.
Geçim darlığından dolayı olgun kamarotların ecnebi va -purlarına geçmekte olduğu hak kındaki haberler asılsızdır.
Prim vani yük ikramiyesi h^r üc ayda bir varılan vlik hasılatının yüzde 2 si nisbetinde ve varım avkğı geçmemek üzere tjizük hükümleri da irerinde muntazaman ödenmektedir.
Nitekim 947 senesinin Temmuz. Ağustos. Eylül aylarına ait olan ücüncii üc avlık yük ikramiyesi ödenmiş bulunmaktadır.. Bunu takiben Ekim. Kabını A-rahk avlarına ait dördüncü dev re Drinıi de zamanında ödenecektir.
Sıı hal"
bîr s»ecikme yoktur, telemden hesapların "elmeri ta ması irin gecmekt
maıılık beslermiş, amma bunu ortaya çıkaramazmış, böyle ol- ) duğnnu, kendine sadakat ve ya-C kinlik gösterenlere bildirmiş i-) miş! Hariçtekilerin anlayıp fe-J doğrudan doğruva kamarotlara nalığa kalkışmamaları için (bıığz edilip düşman, gasib) sayılanlara yalancıkta* dostmuş gibi gösteriş yapılmasını iltizam ve tavsiye eylemiymiş!..
Bu. Âlı gibi yüksek bir insana cok çirkin bir iftiradır. Bütün başına gelenler, sözü öziine uygun düşmekten, dostluğunu ve düşmanlığını kapalı yapmamaktan ileri gelen, ve gizli lik, hilekârlık, yalancılık ve iki yüzlülükten bütün hayatmca u-zak kalmış olan cesur ve merd, âlim ve haluk bir büvük adama böyle biı münafıklık katiyen ya kıştııılamaz. Ali: kendi adı karıştırılmak suretile yapılan ifratları as1*» memnunlukla karşı-larnaınıstır.
(Davamı var)

tat’ıik
(*) Teberri usulünü cvlenıeven şii ım^Jublcvî de var J dır. İleride bah^olunacaklır. • ______________________________1J
• •
(ı’« "öre
Bütün eeeıt
ve bakkuk nıuanu'lesinin vapıl-« olan zaman tamamen norma’dh-
oenel Katin
22 M X R T 1049
Polonvadaki Rus Terrörii
Kızıl cehennemden nasıl kaçtım
A
marka
0,08 m/m
Bütün bu tecavüz ve tahrip leri daha sonraki yasalarımda jtafsilen bildireceğim. Şimdi be-Sim amacım, sadece bazı önem-noktalan ele almak, dünya’-flaki hürriyet aşıklarına açık bii' nasihatta bulunmak, ikinci fitinya harbinde 5.265.000 kurban vermiş olduğu halde, kendisine yapılan harp sonrası va-Itlerinin en basiti dahi tutulmuş olsaydı, hemen hemen bir pa -•arlığa girişmeğe bile razı olmuş bir milletin başından geçen trajediyi ifşa etmektir.
Hiç şübhe yok ki ben bu yakılarımda. Rusya’ya karşı harp açılarak askeri harekâta başlanması için,- insanlık nâmına bir müracaatta bulunacak değilim. Aradaki ihtilâfların halli, için harbin en fena ve en az yetkili bir vasıta olduğunu daha fazla tecrübe etmeğe ihti -yacınuz yok. Bir III. üncü dünya harbi yalnız benim yurdum ve benim milletim için pek müthiş bir felâket olmakla kalma -yıp ayni zamanda bütün medeniyet için de büyük bir darbe olacaktır.
Adanı Öldürmek Basit Bir İş
İlk saldırganın evvelâ Ingiliz ve Amerikalıların muvafakati ile ve sonra da bu iki devleti hiçe saymak suretiyle ne zaman-danbeıi Rusya'nın büyük kazançlar elde etmiş bulunmasına rağmen ben üçüncü dünya harbi askerî safhasına mani olunabileceğine inanıyorum.
Benim için Polonya’da ölmek nisbeten daha basit olacaktı. E-ğer ben orada birkaç gün daha fazla kalmış olsaydım, Polonya Parlâmentosunun bir ü-yesi sıfatiyle haiz bulunduğum teşriî masuniyetim kaldırılacak, yalnız barışsever milletlerin bildiği ve anladığı mânâdaki Demokrasiye taraftarlığım ve bu hususta ki telkinlerim dolayısile askeri bir mahkemede mahkûm edilecek ve kurşuna dlzilecektim.
1945 yılı Varşovaya döndüğüm gün bana karşı yapılmağa başlanan ve İki buçuk senedenberl müte madiyen arttırılmakta olan bir baş kınpı en nihayet böyle bir akibete kadar gideceği muhakkaktı. Bana ve başkam bulunduğum Köylü Par tisine karşı yapılan ve daha Varşova dışındaki hava meydanına vardı ğını zaman başlayan bir sürü tehditlerin son perdesi bu facia ile ka panacktı. Hava meydanında uçak tan inince, sözüm ona Cumhurbaş kam olarak Polonyanm başına geti rllmesi Ruslar tartından empoze e-dilmiş bulunan eski Komünistlerden Boleslaw Bierut bana orada toplanmış binlerce kişiyi «Com-rade» lannkinden bile daha az na zlkane olan yumruklu birselâm şek li ile selâmlayarak bir söylev verme mi etretti. Bunu asla yapamazdım. Cumhurbaşkanına arkamı çevirdim ve söylevime Komünist selâmı değil Hemşirelerim, kardeşlerim!' hitabı İle başladım,
YAŞAYAN BİR ÜMİD
Köylü Partisi liderlerinden 104 kişi öldürülmüş ve parti merkezle! tinden bir kısmı alçakça zapt ve müsadere olunmuş veya tahrip e-j dllmiştir. artık son haddine varan I bu a) aklıklar ve du cinapetler. Polonyada bırakılmış olup Polon ya halkının büyük bir çoğunluğu tarafından desteklenen ve Denıok vasinin en son siyasal bir teşekkülü bulunan Köylü Partisine karşı reva görülmüş bulunan son darbe-lerdi.
Polonyadan aldığım en yeni havadislere göre. Polonya halkı benim halen hayatta olduğu öğrenmekle çok sevindiklerini ve benim bir sembol — fakat tam bir ölü — sem bol — olacağımı söyllyorlarmış. On Iar beni yaşayan hakiki hlr Polonya'n... Yaşayan bir ümid gibi çok sevdiklerini bildiriyorlarmış,
Ben daha sonra arzedeceğim u-Buller sayesinde Polonyadan kaçmağa muvaffak o'ıdum. Başımdan geçenleri bütün dünyaya nakletmek için Ingiltenye ve şimdi de Birleşik Amerika devletleri toprağına sığınmış bulmuyorum. (Fe. Ka.)

lum Maryan’a hoşça kalın! (Dmiş ve Batı Polonyada hudud civarında bulunan birliğime ulaşmak üze re yola koyulmuştum.
Polonya, sanki yıldırım çarpmış gibi, yıkılıp gitti. Filhakika da öy-
Yazan: L — [-Stanislas Mikolayçik -Polonya Etki Muhalefet _ ■ Lideri-------------
le idi. înmlamıyacak derecede müthiş bir bozguna uğramıştı.
Biricik ümidimiz vardı: Rusya
Alman tankları topraklarımız ü-zerinde ilerlemeğe devam ettikleri sırada bizim bir tek zayıf' ümidimiz kalmıştı. Ekserisi gençlerden teşkil edilmiş bulunan müdafaa kuvvetlerimiz kemali cesaretle ve fakat acıklı bir surette savaşıyorlar ve bu çelik devler üzerine içi benzin dolu şişeler atarak onları avlamağa ve yolla tından a-lıkoymıya çalışıyorlardı.
Ümidimiz Rusyada kalmıştı. Polonya ile Moskova arasında akte-dilmiş bir dostluk ve saldırmazlık andlasnıası vardı. Belki Sovyet Rusya topraklarına Kinıbilir, belki de Rusya dadımıza koşacaktı.
Maruz kaldığı zayiat artık mevcudu azalmış birliğimiz 17 Eylül 1939 da Doğu - Güney istikamette ric’at etmekte iken, komutanımız radyosundan bize dönerek hiç unutmıyaeağun bakışları ile, Çok fena, çok fena!...'. diye bağırdı. Rusya bizi arkadan bıçakladı. Kızılordu şimdi Almanlara yardım için Doğu Polonyaya giriyor dedi.
Polonya ordusu döküntülerinden 4000 kişi ile birlikte o zaman lıenüz tarafsız olan Macaristan’a sığındım ve enterne edildim. Aileme kavuşmanı asla kabil olmadı. PolonyalInı mağlûbiyeti bana Tifo gibi bir hastalık da yüklemişti... Ve bıı hastalıktan başka içimde bir korku daha vardı: Yere yıkılmış ve mecalsiz kalmış bir dulumda olmamıza rağmen, aramızdaki bir pakt lıiikmii gereğince dost olduğumuz Rusyanın bize bir tekme atmasından endişe ediyordum.
Sürgündeki PolonyalIların maneviyatı da belki askerleıinki kadar bozulup fenalaşacaktı.
Aldığımız haberlerden birisi o derece önemli idi ki başka hiç bir havadis bizim kampımızı bıı derece canlandmııamıştı. Zira yurdumuz için yeniden harbe girebileceğimizden bahsolunuyordu. General Sikorski Fıansaya kaçmıştı, Fran-■ sa ve lngilterenin yardımı ile yeni bir Polonya ordusu teşkil etmekte idi.
Benim bütün aklını ve fikrim Haııgany kampından kaçabilmek ve Fransada General Sikors-kiye iltihak edebilmekti. Fakat ben yalnız kendimi hesaba katıyor dum. Halbuki biz hepimiz de bu arzuya ortaktık, firar plânının tat bık mevkiine koymak piyangosu bana düştük
Ben her şeyden evvel bir kat sivil elbise tedarik etmeli idim. Kamp muhitinde buraya tifüse ya kalanmış olarak geldiğimi işaa ettim. Bu suretle her gün büyük salonda bir arada dinlenmekte olduğumuz havadis yayınlarında bulunmayışım mazur görülecek ve kimse benden şiiblıelenmiyeeekti. Sonra yeni elbiselerimi giyerek kapıdan çıkacak ve yürüyecektim.
Ölümden kaçış
Macarca sade bir tek kelime biliyordum, o da (Tünaydın) mukabili olan sözdü. Hepimizin kamptan kurtulması için gereken yardımı vc parayı temin etmek üzere Budapeşteye kadar 300 millik bir seyahat yapm; k mecburiyetinde i-dim.
Kampın büyük kapısından geçer
Belki kaçabilirdik, bizim im-
dulavısile bulunan
j

ÜÇÜNCÜ KISIM
Sovyetler Polonyayı arkadan nasıl bıçakladılar
Ta is başına geçmiş olduğu da-kikadaııberi gün gibi aşikâr idi ki, Hitler muhakkak surette Polonyaya saldırmak için plânlan hazırlıyordu: Harbin yaklaşmakta bulun duğu, Hitlerin (Mein Kampf) i-simli kitabının bir çok yerlerinde bildirdiği gibi, Alman gençliğini körüklemek ve onlann anlayış ve kavrayış derecelerini öğrenmek ü-zere, bıı hususta onlara da bahsedilmesi gerekli görülmüştü.
İkinci Dünya Harbi başlamadan çok az evvel ben 27 Ağustos 1939 günü orduya iltihak ettim.
Anneme, eşime ve o sırada holüz on Uç yaşlarında bulunan oğ-
I
FF
sü-mı. gö-ceb
ken nöbetçiyi selâmlamak maksa-diyle maden işçilerini taklid ederek o metruk (Tünaydın) kelimesini kullandım ve buraya kadar her şey iyi gitmişti, fakat nöbetçi birisi ile konuşmak için dışarıya doğru çıkıyordu, Bıına da bir rü sualler sormağa başlamaz Kendisine cevab veremediğimi rünce şübhelerl arttı. El( ktrik
fenerini yüzüme tuttu. Ben derhal I fırlayıp koşmağa başladım ve arkama bir kurşun yemekten sırf Tanrının inayeti ile kurtuldum. Bu firarım bir sinema senaryocusunun bile uyduramıyacağı bir hareketti. Yüzlerce maden işçisi kampımızın yanı başındaki köye dönmekte idiler. Bir Amerikan fut-1 bolcuBÜ gibi kalabalığuı arasında şuraya buraya koşuyordum. Bizim nöbetçi belki de işçilerden birini vururum korkusu ile arkamdan silâhını kullanmağa cesaret edememişti.
Bisikletli (akibcilerin elinden kurtuluş
Kalabalığın içinden sıyrılıp yoldan ayrıldım, karanlıklar içinde kendimi bir tarlanın yumuşak top rakları üzerinde buldum. Bisikletli muhafızlar hızla geçmekte ve bi siklet fenerlerinin ışıkları yolboyu nu aydınlatmakta iken ben bir kenarda dinlenmeğe ve teneffüsümü normalleştirmeğe çalışıyordum.
Orada bir saat kadar dinlenip kendime geldim, sonra on iki mil kadar uzaktaki (Ozd) e, en yakın demiryolu istasyonuna doğru yola koyuldum. İstasyonda Peşteye bir bilet aldım, artık Almanca konuşuyordum. Gelen trene atladım ve hareket ettik. Trenlerin göz altında bulundurulduğundan ve şübhe-li yolcuların yakalanacağından e-mindim. Binaenaleyh III sınıf kom partımanlardan birine dalarak kendimi sarhoş olmuş ve sızmış gi bi göstermek niyetiyle bir köşenin altına girdim. Kendi kemiime na-1 zikâne bir (Tünaydın) diyerek u-yandım. Ertesi sabah saat altıda tren Peşte istasyonuna vardı, lâkin ben istasyondan çıkıp da Polonya elçiliği binası önüne geldiğim zaman kapının önünde muhafız iki Macar polisinin durmakta bulunduğunu gördüm jürüyüşümü bozmadan yoluma devamla bir ote le geldim. Otelde derhal polisin teftiş ve kontrolü ile karşılaştım. I
Ne ise, kendimin PolonyalI siyasi mültecilerden biri olduğuma sırf bizim elçilik memurlarından birini görmek için Peşteye geldiğime ve bir enterne kampından kaçmamış bulunduğuma onlan en nihayet ikna edebildim.
Günün pazar olması güçlük çıkardı
Polonya sefareti muhafaza altında bulunduğu için ertesi sabah polis refakatinde oraya gönderileceğime dair bana söz verildi. Sonradan farkına vardım ki aksi gibi bu gün de pazardı, çok canım sıkıldı. Elçilik kapalı idi, bu takdirde benim ayrıca yirmi dört sa-dirde benima yrıca kalamamaklı-ğım lâzımgeliyordu.
Hasılı en nihayet kurtulduk. E-limdeki pasaportda ben on sekiz yaşlarında bir teknik işçi diye gös teriliyordum. Benim gurubuma dahil 28 - 30 kişi vardı, yolu tuttuk ve hiç yakalanmadan Yugoslavya hududuna geldik. Yugoslav hudud muhafızları tarafından hududu geç memizc müsaade edilmedi ve bize Peşteye geri dönmemiz emroluıı-du. Bizi bir trene koyup geri gönderdiler. Yine enterne edilmeğe gidiyorduk.
Fakat tren bir kaç mil mesafe kadar yol aldıktan sonra biz on al tı kişi trenden atlıyarak kaçmıştık, tabana kuvvet tekrar hududa kadar yürüdük. Ele geçirdiğimiz bir balıkçı kayığı ile Drowa nehrinin öbür yakasına geçebildik.
Biz tam nehrin ortasında iken
m/m
TIRAŞ BIÇAKLARI
Üstünlük timsalidir Türkiye Genel Mümessili İBRAHİM ÇAVÜŞOÖLU Bahçekapı, Celâl bey han No.39 İstanbul
Halbuki, o, yâni Hurdei Âhen-ger, Merv halkı içinde Mervâ-nî’lere en ziyade diş bileyen bir adamdı. Bütün gayretini, Mer-vânî’lerin zâlim saltanatını ebediyen yıkmak uğrunda sarfedi-yordu.
Hurdei Âhenger bir, gün Talha’vı yanına çağırtıp:
— Yâ Talha, dedi. Sana mühim haberlerim var aıadaşları dün gece kaçmağa muvaffak Nereye ve hattâ ne tikleri belli değil... Nasn îbni Seyyar, küplere biniyormuş.
Talha, bu haberden çok mera nun oldu:
— O halde artık biz de gitmeliyiz. Eseddcn ayrılamayız. Onu mutlâka bulmalıyız.
— Şimdi gitmeniz katiyen doğru değildir, yâ Talha! Çünkü Nasn îbni Seyy. ”’ın her yana asker salacağı muhakkaktır. Bu askerler sizi bir yerde sıkıştı np teslim olmağa, yalınd harb neticesinde ölmeğe mecbur edebilirler. Sîzlerin yakalanması
... Esed île zindandan olmuşlar, tarafa git-

| TekelG. Müdürlüğü ilânları FrADYO i
PAZARTESİ — 22/3/1948
7.20 Açılış ve program.
7 30 M, s, ayan,
7-30 Müzik: Hafifi Müzik (Pİt
7.45 Haberler, 8.00 Müzik: Hafif
-Parçalar (Pl.)
815 Müzik: Şarkılar (PL.
8 30-Müzik: Çeşitli -Hafif Müzik (Pl.)
9.00 Kapanış.
12.29 Açılış ve program
12.30 M .s ayan,
12.30 Müzik: Şarkj^âi 13 00 Haberler,
13.15 Müzik; 14.C0 Kapanış, 17,58 Açılış ve program. 18.00 M, s, ayapı, 18,00 Müzik; Dans Müziği (PİJ
18 30 Müzik: Halli 8ololar (Pl.
18.45 Müzik: Şarkılar. 19.00 M, s, ayan.
19 00 Haberler,
19-15 Geçmişte Bugüa
19.20 Müzik-
19.45 Konuşma-20.00 Müzik: Piyano
Soloları (PL)
20 15 Radyo Gazetesi.
20.30 Serbest Saat.
20.35 Müzik: Tarihî Türk Muriği
21 2o Müzik: Radyo Salon Orkestrası,
22.00 Müzik: Keman Soloları.
22.15 Müzik: Dans Müziği (Pb
22.45 M, s, ayarı,
22 45 Haberler,
23 00 Program ve Kapamş.
Bol bin Sigara kâğıdı alınacak
M«l teme Alım Şubesinden :
1 — Mevcut şartnamesi mucibince 385 bin adet bobin sigara kâğıdı pazarlıkla .ratın alınacaktır.
2 — Pazarlık 14/5/943 tarihinde cuma günü aaat 10 da Kabataş Ge nel Müdürlük Malzeme Alım şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
3 — Şartnameleri hergün sözü geçen şubede ve Ankara, İzmir Baş müdürlüklerinde görülebilir .
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte 190 000 liralık güvenme para laıiJe mezkûr komisyona müracaatları ilân olunur.
5 — idare kısmen veya tamamen veya kısım kısım ihalede «er besttir. (3129)

Hakiki Ingiliz menşeli su geçmez Tf.ENÇKOT PA RDESÜLER 35 Liradır
Satışımız muhayyerdir ABDURRAHMAN KAL YON Dikranyan Han 11 — 12 Sultan Hamam

I
Bir ev rahibi olmak her gnrddaş için bir gayedir, ) Türkiye İş Bankası ’ ; Bu arzunuza ulaşmanız için size imkân sağlamıştır. Bur-! dan faydalanınız. '
ı Türkiye İŞ Bankasında tasarruf hesabınız yoksa ' ’ derhal bir hesap açtırınız.
[ Yılda dört defa ikramiye çekilişi: Her çekilişte 1 EV, 1 !ARSA ve dolgun para ikramiyeleri...
i
BUL MACA
----*---
DOKTOR
Kemal Nuri İMRE
Cild ve Zührevi Hastalıklar Mütehassısı.
Beyoğlu Asnıalımecid sokak
17/12 saat 14-19 Telefon: 42324
üzerimize bir kaç el silâh atıldı i-se de bereket versin kurşunlar i-sabat etmemişti. Nihayet salimen karşı kıyıya ayak bastık. Zagrebe doğru yola koyulduk, oradan ital-yaya ve en nihayet Fı-ansaya vardık.
Ben derhal general Sikarski’yi gördüm. Ben bafiit bir er o ise bir generaldi, önünde selâm vererek kendimi takdim ettim. (Biz onunla eski ahbabtık) ve ona memleke timizi kurtarmak için cebheye giderek harb etmek istediğimi söyledim.
General gülümsedi ve sonra beni kucakladı. Şimdi bana yeni bir havat safhası açılıyordu.
DÖRDÜNCÜ KISIM Kızılların Polonyaya karşı olan ihanetlerine Müttefikler mâni olamadılar
İkinci Dünya Harbinin ilk kızgın günlerinde Fransaya kaçmış olan PolonyalIlar, Almanlara ve Hitlerin müttefiki bulunan Rusya-ya karşı savaşın devam ettirilmesi hususunda son gayretleri ile çalışmışlardır.
Lâkin Fransa müdhiş bir süratle yıkıldı, Paris, sonra da Borde-aux etrafındaki büyük hezimetler sırasında, Fransız kuvvetlerfi ile birlikte bizim PolonyalI kuvvetleri mizin de Almanlara teslim edilme-sukeyfiyetinin kararlaştırılmış bu lunduğunu öğrenmekle çok telâşa düşmüş ve pek üzülmüştük.
Yabancı illerdeki mülteci Polonya parlamentosunun Afrikaya nak ledilmesi ve keza havacılarımızın da süratle ayni mahalle şevkine yardım olunması işini üzerine almıştım.
Daha sonraları mülteci Polonya
İkinci Çekilişti Haziran
Gişelerimizden broşür isteyiniz i
%
imtiyaz sdbibi: A. OEMALEDDtN SARAÇOĞLU - Yas işlerini fi ilea id?™ eden: Yaaı ifleri müdürü: FATtN FUAT» — Dirildiği Yer: «Yeni Sabah» mürettiphanesi - Basıldığı yer: «Gün Basımevi»
i
4
i
1 . 3 4 5 6 7 ^9
*
4
4
t
t
hükümetinin içişleri Bakam tâyin edilmiş bulunduğum sırada. Lond-rada iken, ilk işim t Polonya Yeraltı Kuvvetleri) nin yeniden teşkili oldu. Bu kuvvetlerin maneviyâtı çok azalmıştı.
Britanya geri çekile çekile en nihayet sırtı duvara dayanmıştı. Bi rim yardımımıza koşacak devlet yalnız o sırada tarafsız bulunan ve fakat bize hakikaten sempatisi olan Birleşik Amerika idi.
Bu sebeble 1941 yılı Nisan ayın da general Sikarski ve ben. Kanada ve Birleşik Amerikadaki Polon yalıların Kanada topraklarında tâ lirr, görmelerine müsaade edilmesi hususunu Başbakaü Mackenzie King ile kararlaştırmak üzere, Ka nadaya hareket ettik. Sonra Başkan Ruzvelt ile görüşmek üzere Vaşingtona indik.
Ben Başkanın sakat ve malûl bir adam olduğunu görünce ne kadar çok şaşmıştım. Fakat onun kudret ve zindeliğine ve ifadelerindeki samimiyet ve ser bestliğine ve bahusus kısa bir ; zaman sonra Almanlara karşı, kendileri ile işbirliği yapmak zorunda bulunacağı Rus kuvvet leri hakkmdaki acı ithamlarını işidince hayrette kalmıştım.
Roosev eltin Vaadi
Başkan Roosevelt yeni kabul edilmiş bulunan ödünç Kiralama kanunu gereğince ha-| altlanacak yardım programları na Polonyanm da idhal olunacağını vadetti ve sonra Gene -rai Sikorski ile benden Amerikan tebaasından PolonyalI işçilerin toplanmış bulundukları
| Onerve IYücel dâvası
ÜÇÜNCÜ KİTAB
İddia ve Karar
M
Profesör Avukat Kenan tiner tarafından neşrolunan ve Öner - Yücel dâvasının üçüncü kitabını teşkil eden bu eser nefis bîr şekilde ba-biJbp satış* çıkarılmıştır. Mık darı pek mahdut olduğundan tükenmek üzeredir. Mem leket çapında bir dâvanın tamamlayıcı kitabı olan bu e-ser her Türk münevverinin kütübhanesinde yer alacak bir kıymet ve ehemmiyettedir. Kİ ta öv fi ardan arayın. ı Fiyatı 175 kuruştur.
*
«Yücel • Üner» davacına aid Profesör Kenan önerin eserlerinden birinci ve ikinci cildlerin nıevcudlan tükenmek üzeredir. Bu kıymet li ve ibret verici kitablaruı her üçünü de Ankara caddesindeki «Kanaat» ve «tnkı-lâb» Ki ta herlerinden tedarik edebilirsiniz.
verme,
I y



•OLDAN SAĞA :
1 — Boğazın iki tarafında da vaı dır,Koy unun erkeği; 2 — Ses, İkin cj; 3Tren yolu; Üçüncü bir şahıs namına borcu Kabul eden; 4 — Ha raret, Tersi soru edatı; 5 — Tersi su, Eserler; 6 — Güç, Tersi Beyaz; 7 — Münferit. Emir veren; 8 — Gü cüyle ... pıeşgul denir, Bir emir; î — Önleme, Bir içki.
YUKARIDAN AŞAĞI ı
1 — Perişan, Arabcada (C) nin okunuşu; 2 — Sonuna (Z) gelirse bedel olur. Yabancı devlet mümes sili: 3 — Adet, Olmıyacak şeye söy lenmez; 4 — Miktar, Biçimsiz; 5 — Uzun değil, Çiftin teki; 6 — Sonu na (R) gelirse baş olur. Büyiik (ced için); 7 — Dinsiz, Başına -Ku) gelirse bir oyun olur; 8 — Ter si küçük mânâsına. Müstecirin ver. diği; 9 — Yüz cildindeki lekeler Ya Allah mânasına •
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
1 234567 89
l
Birleşik Amerika şehirlerini zi-j yaret ederek bu işçilerin o sı-1
rada savaşmakta bulunan Demokrasilere malzeme göndermek hususundaki Amerikan gayretlerini baltalamağa çalışan, Komünist sabotajcılarına karşı koymaları ricasında bu -luıımamızı istedi.
(Devamı var}
i i
4
£
6
r
/
I
s
ls T N I K U F 1
A D 1 I. ■ K A N I
|N E ■ I S ı a  R
A T I ■ î R A D Fİ
L X TİE N K L SS 11 t g
■ L A B 1 t • c S A S K
İM E ■jA D AR B 1
k D E1R E k n Yj İL I
Y O K I « A Y A Kİ
7

Kaccâc-ı
Aşk - Macera - 1 arih - Cinayet
Vnikn: I utartrreiiıi Zfi İHU'îiuHa! Tefrika No. 150
yangım-
ya ahî! Eecdin
veya ölmesi demek’ Horasanda henüz başlayan ihtilâl nın sönmesi demektir.
— Gerçek söylersin Fakat şunu düşün ki,
bize ihtiyacı vardır. En muhtaç zamanında onu yardımsın bırakırsak, kendisine ihanet etmiş vaziyete düşeriz.
Hurdei Âhenger, bu fikirde değ’ldi. Sahibi zuhur -(annettiği Tallıı’mu hayatım tehlikeye at masını biç istemiyordu. Ona çok şey söyledi, çok öğüd verdi, ne yazak ki, söz geçiremedi. Talha, gitmeyi bir defa aklıua koymuştu. Eğer Eüşeyre ile yavrusunu öldürmeselerdi3 belki
bir z da’ra mutedil hareket e-debıliıdi. Şimdi Şam’a gidip halifenin h-:: uruna çıkmaktan da vaz geçmişti. Son söz olarak:
— Yâ ahi! dedi. Kaderden ötesi yoktur. Mukadderat ne ise o nbır Sonva ben, *ov bir cen-gâver değilim. Arkadaşlarım da benim kadar, gözü pek kahramanlardır. Bah’’«”s, kalhleri-mizde intikam lavlar» fışkırtan birer yanar dağ vardır.
Hurdei Âhenge”, İsrarın fayda vermeyeceğine kanaat getirerek, sesini kesmeğe mecbur oldu. Talha ile arkadaşları, o geceyi yol hazırlığı görmekle geçirdiler ve ertesi gün erken-
deu yola çıkıp Mei’v’i terketti-ler.

Aı a ian on beş gün geçmişti. Nasn îbnı Seyyar, her tarafa ikişer, üçer yüz kişilik ordular yollamış; bunlara bütün Horasanı alt üst etmelerini; idoro -den memnunsuzluk gösterenleri öldürmelerini ve Esed ile arkadaşlarını mutlak surette bulup getirmelerini, yakalamağa muvaffak olamadıkları takdirde öldürmelerini emretmişti. Bu yüzden her taraf askerle doluy du. Birçok yerlerde pusular kurulmuştu.
Talha ile arkadaşları, Esed-
le buluşup birleşmeyi kolaylaştıracak bir iz, bir ip ucu bulamamışlardı. Kasaba kasaba, köy köy dolaşıyorlar; sorup soruşturuyorlar, sonra çekilip gidiyorlardı.
On altıncı gürün öğle üzeri idi. Dokuz arkadaş, iki dağ abrasına sıkışmış küçük bir mey danda mola vermişler, atlarından inip karınlarım doyurmuşlar, sonra da biraz uyuyup dinlenmek üzere uzanmışlardı. İki gecedir uyumadıkları için uyku ya ihtiyaçları vardı.
Kondukları yerden emin bulunuyorlar, oraya düşman aske rinin gelmeyeceğine inanıyorlardı. Halbuki, çok ustaca kurulmuş bir pusuya düşmüşlerdi de bunun farkında değillerdi. Eğer dağların eteklerini dolduran çalıların, bodur ağaçların ve büyük taşların arkalarına bakmayı akıl etselerdi; bunların her birinin arkasında birer eli kılıçlı asker gizlenmiş olduğunu görürlerdi.
(Det'cmı vo-;
• •
İSTANBUL BEL
ŞEHİR I Bitht 20 d« Dram Kumı:
BAYKUŞ Yazan : Halid Fahri Özansoy Telefon : 42157

Komedi Kıamı:
KAŞ YAPAYIM
DERKEN
Yazan : N- Naııcey H. De uorsse
Türkçesl: Vasfi R. Zobu. R Baran Telefon : 40409
Pazar günleri 15 de matine; Cumartesi ve Çarşamba günleri 14 de Çocuk Tiyatrosu.
|Yeni Sabah’ın I İLAN FİYATLARI

I
â
Başlık 1
2
5
6
6
inci
»
»
»
»
santimi
)
)
)
)
maktu olarak sayfa,
»
)
»
»
Rr. 1500
600
400
300
250
160