SALI
İdare: Nuruoamanlye No. İT Tel adresi: «YENİ SABAH» İSTANBUL Telefon: 20795
MART
1948
ABONE BEDELİ Türkiye
Senelik
8 aylık
Onuncu Yü
No. 3265 ?a3?J
1 aylık
»800 ®r.
*
*
a
1500

BcneM
M00 8900 1000
000
Kx.
)
)
)
TUR UÇ

Bay arın son hâdiseler hakkında I »^»everiik dersi
• r . . 11 vfelj.
vermiye kalkışan
ifşaatta bulunacağı bildiriliyor
vatan» Başyazarı
- - f ■ U MB
Diin Kumkapıda yapılan bir toplantıda Refik L Y?.*man ın içyûzû Koraltanla açık bir münakaşa cereyan etti
Bir üye: "Koralfan sizi bu akşam muğlâkgördüm, önceleri daha samimî idiniz ve selîs konuşuyordunuz, fikirlerinizde kaçamaklar var„ dedi..
Refik Koraltan, Emin Sazak’a şiddetle hücum etti.
Koıaltan, gözlerine başlamadan önce, saıııiin arasında bulunan Dr. Sedat Kumbaracılar adında bir D. P. li üye; toplantıyı takibe giden arkadaşımızı kastederek, siyasî ıüşde ermemiş bir C. H. P. li edasile;
Toplantımız ââlevidir. Aramızda bir gazetecinin bulunmasını partililerin hoş karşılıyacağını ummuyorum. Kendisi, ayni zamanda (Yeni Sabah) gibi genel kurula cebhe almı$ bir gazeteyi temsil e-dlyor; binaenaleyh dışarı çıkarıl-(Devamı Sa., 3; Sü., 5 del
D. P. Genel Başkanı Celâl Bâyar, seyahatlerinden birinde karşılandığı sırada...
Bir müddettenberi şehrimizde bulunan D. P. İstanbul milletvekillerinden Refik Koraltan, dün gece, Kumkapı bucak merkezine giderek, partililerle hasbıhallerde ve muğlak kalmış bazı parti meselelerini açıklıyau bir hitabede bulunmuştur.
Gazeteci düşmanlığı Demokrat Partidede mi başladı?...

«Yeni Sabah» a dit uzatanlara
kestirme cevab
r...» ---------- ---------------------------------------
Halk Partisi kalemşorları bizi Demokrat Parti mensubu re
*
organı sandığı vakit ne kadar aldandı ise, J3emokrailerin bir kısmı da şimdi bizi Kınan ömrci sanmakla en aa o kadar aldanmaktadır. «Yeni Stıbuh» sadece hiirrigetçi re
t

D
W*
EMOKRASİ için miicade- [ le bayrağını, sahifeîeri-nıizde, geniş açtığımız vakit, bu yolun gerek bi-
zim için, gerek memleket için ne kadar çetin, yorucu olduğunu tamamile müdrik bulunuyorduk.
Halk Partisinin ve şeflerinin çeyrek asırlık ezici toptancı idaresi altında sinmiş ruhlar silinmiş şahsiyetler, ikbal ve serveti sırf büyüklere bağlılıkta bulan ferdler, hattâ teşkiller birdenbire hürriyet havasına demokrasi muhitine alışmak, uymak imkânını bulamazlardı.
Bunun ko’ayca tahakkuk c-deceğini ummak, sosyal hâdiseler hakkında, en ufak bir fikri olmamak demektir. Tabiatile demokrasiye karşı bütün Halk I Partisi mensublan, kitle halinde şalılanacaklardı. Kurulmuş menfaat ve itiyad şebekeleri, kuvvetli bir darbe ile, parçalanmak tehlikesi gösterince bütün ilgililer, tabiî bir şevkle - çünkü böyle toplanma ihtiyacı her cins mahlûkatta bile vardır - birbirine yaklaşacak ve muhataraya karşı tek cebhe kuracaktı. Nitekim demokrasiye heves el nüye başladığımız ilk günlerin man taraşı da hu oldu. Saraooğlu Şükrü, dış tehûke, iç tehlike diye hinlılr dereJen su getirerek ve binhir maval okuyarak eski hali idame etmekte ısrar etti. Sulh tamamile yerine oturmadı, dedi. içimizi yabancılar tarassud ediyor, dedi, hâsılı binhir bahane uydurdu, hep eski geleneği ve şefe bağlı sükût sistemini yürütmekte devam etti. Elinde bas kı âleti olan sıkıyönetim vasi tabile muttasıl gazete kapatıyordu. Biz de çaresiz basıldık, kapandık. aylar ve aylar söz ve yazı hakkından mahrum bırakıldık. .. Fakat demokrasi ve hürriyet mücadelesinin bn ka-darcık olsun zayiat verdirmemesi hasara sebeb olmaması kabil miydi?
Sonra Reccb Peker geldi. O dalıa haşin davrandı. Selcfini/ı İzi üzerinde yürüdü. Matbuat kannnnnu biraz daha şiddetlendirdikten sonra yine sıkıyöneti-
Demokrasicidır. .... _______J
mî harekete getirerek bize musallat oldu. AylAr u) avlarca «Yeni Sabah” ı kapattı. Hattâ bununla da iktifa etuıijerck ga-Deram Sa., 3; sü., 4 del

Amerikan kredisi ve Türkiye
• •
— Ameri-
T omruk yolsuzluğu
---o---
Yüce Divân dün de şahidlerl dinledi
Ankara, 22 (Hususî) — Yüce Divanda bugün de tomruk işine aid şahidlerin dinlenmesine devanı edilmiştir. Şahid Süheyl Fuıgacı, tomruk işine aid fazla bir bilgisi olmadığını, yalnız, Vakıf Çaknıur ile Suad Hayri-nin dostluğunu işittiğini söylemiş, Kenan Yalter ise Suad Hayrinin Bakanlıktan ayrıldığı (Devamı Sa., 3; Sü., J del
Marshall plânından kredi ile yardım görebileceğimiz bildiriliyor
Ankara, 22 (A.A.) -
ka Dışişleri Bakanlığile Mat-shall plânına iştirâk eden memleketler arasında gayri resmî müzakereler yapılmakta olduğu haber alınmıştır. Bu müzakerelerin mevzuu Avrupa kalkınma programının ilk devresine müteallik ihtiyaçları muvakkaten tes bit etmektir. Amerika Dışişleri Bakanlığı şimdiden bir taahhüde girebilecek vaziyette olmamakla beraber bu suretle elde edilecek malûmat İktisadî işbirliği kanunu gereğince tâyin edilecek olan administratörü programı tatbik hususunda zaman kazanmasını mUmkün kılacaktır. Bu görüşmelerden tezahür ettiğine göre Türkiye Marshall plânından peşin para mukabilinde değil kredi İle yardım görebilecektir.
TÜRKİYE VE YUNAN ISTAN A YARDIM
Vaşington, 22 (A.A.) — Teru (Devamı Sa„ 3: Sü„ 1 de)
1
Pamuklu
m
a ası
ve et ışı
---:-o
Takında kararlar
ütatm lınacagB blldlriliyar
Ankara, 22 (Hububî) — Bugün Ticaret Bakanlığında Ticaret Bakanının başkanlığında iki mühim toplantı yapılmıştır, öğleden evvel yapılan toplantıda Ekonomi Bakanı, Bakanlık müs teşan, Ziraat ve Sümer bank u-mum Md. leri de bulunmuş ve pamuklu mubayaası meselesi gö rüşülrnüştür. öğleden sonraki toplantıda ise Ticaret Ofisi U-rnunn Md. İstanbul Ankara Belediye ve Mezbaha Md. leri, Mer ©in, Kars hayvan ihracatçılara (Devamı Sa., 3; Su 1 dej
M
I i

“Evvelâ şurasını itiraf etmek lâzımdır ki, Ermeni Cumhuriyeti bizim memleketteki Ermenileri iatiab edemez. Ermenileri Millî bir Yurd sahibi etmek vc Ermeni mes'elesile buna merbut eatır’.ka ve gürültülerden ılelebe ' kurtulmak için mutlaka Ermeni Cumhuriyetine
— Â —
Bugün kendisini dev aynasında gösterip gayet yüksekten a-tan, Moskof tehlikesinden bahis suretile Türkün en hassas tarafı olan yurd sevgisini, gazetesinin mümkün olduğu kadar fazla sürümünü sağhyacak, bir ma nivelâ gibi kullanan -Vatan® başyazan Ahmed Emin Yalman acaba sahiden vatanım seven bir adam mıdır?
Bugünkü yazılarına, Mareşal Fevzi Çakmak gibi feı-agat, fedakârlık ve kahramanlık alanın da en seçkin simalardan birine
Ahmed Emin Yalman
biraz arazi ilâve etmek lâzımdır.„
de vatan muhabbeti dersi verme ğe etiret edişlerine bakılırsa, bu suale miisbet cevab vermek icab eder.
Fakat...
Fakat yine Ahmed Emin Yalmanın mütareke devrinde, im-zasile çıkmış, yazılarından bir kaçına göz gezdirilecek ö
insan işte o zaman ne hüküm vereceğini şaşırır ve bugün Tür kiin akıncı ruhundan, milliyetperverlikten, birlik ve tesanüd i lüzumundan dev vuran Yalma-liîzumundan dem vuran Yalma-(Devarnı Sa„ 6; Sö_, 1 d«
•i
/
Fransız Dışişleri Bakam Bidault
Bulgaristan ataşe militerljğinMâğvettik Bulgar hükümetinden de aynı şekilde Ankara teşkilâtını kaldırması istenildi
ÇaldariS
Ankara: 22 (A.A.) -— Sofradaki Türk ve Ankaradaki Bulgar ataçenılliterierlnln memJek etlerin e dönüşleri meselesi ile ilgili olarak yetkili kaynaklarımızdan aşağıdaki tamamlayıcı bilgiler elde edilmiştir:
Bulgar hükümeti, Sofyadaki a-taşemillterimizle muavininin görev lerini aşan faaliyetlerde bulunduk laruıı umumî ve mücerred şekilde ileri sürerek geri çağınlmalannı istemiş, ve hükümetimize, usulden olduğu veçhile, bu iddiasını teyld eder mahiyette debi ve vesika tevdi etmemiştir.
Türkiye hükümeti, Bulgarietan-daki ataşemiliterimizin artık nor-----_ -L- - I -- -“ - - --
mal şarrlar idinde vazifelerini ifa etmelerine imkân görmediğinden, Bulgaristanda ataşemiliterlik bulundurmamağa karar vermiş ve buna karşılık Bulgar hükümetinden de buradaki ataşemiliterlik teşkilâtını kaldırmasını istemiştir.
Yugoslav Dışişleri Bakan yardımcısı protesto, Triyesteain Italyaya iadesi teklifini red demek olmadığını da ayrıca bildirdi I

Çaldaris bu hususta yakında bir açıklama yapacağını bildiriyor...
lamış olduğunu pek yakında Çaldaris, Türkiye ile o)an miişte dİ re bilecek bir durumda bulunaca-(Devamı Sa., 3; Sil., 3 del
Atina: 22 (A.A.) — Nafen eski Britanova)
aldaris, Türkiye ile olan müşterek siyasette yeni terakkiler sağ-
bil-
Pasif Kor unma
Teşkilât yeniden faaliyete geçiyor, Vilâyetteki toplantı
Toplantıda dört ihtisas encümeni teşkil edilerek çalışmaya başlandı
ğlni, dünkü \e evvelki günkü eayılarımız-la bildirmirtik Sadece İhtiyatî kararlardan o-lan ve he) hungi bir fevkalâdelik taşımıyan bu teşebbüsler münı-(Devomı Sa„ 3; SU.. 3 del
Harb yıllarında, ittihaz edile rek, muhtelif tecrübelerle mütekâmil bir hale getirilen pasif ko runma teşkilâtının yeniden faaliyete geçirilmeği için, alâkalılar tarafından teıebbüstere geçildi-

Yeni imtihan
t
talimatnamesi
Belgrad: 22 (AP.) — Yugoslav hükümeti bugün Amerikan, Fransız ve İngiliz hükümetleri nezdin-de şiddetli protestolarda bulunarak, Tı iyestenin ltalyanlara iadesi
teklifinin niiştir.
3 Batı gün öğle
vukuu tarzına itiraz et-
devleti elçiliklerine bu-vakti verilen notalarda (Devamı Sa., 3; SÜ^ 1 tUı
Ankara Üniversitesi Senatosu imtihan şekillerinde mühim değişiklikler yaptı
Ankara: 22 • Hususî) ,— Ankara Üniversitesi senatosu üniversitece hazırlanan yeni imtihan yönet inçliğini kabul etmiştir. Yeni yö-netmelnk Ekimden itibaren tatbik edilecektir. Yönetmeliğe göre Şubat ve Ekimde iki imtihan açılacak ve öğrenciler istediği zaman imtihana girmiye hazır olduğunu bildirdikten sonra harcını yatıra-(Devatnı Sa., 3; Sü„ 7 del
Kara denizde mayınlar çoğaldı -----------o-----
Ankara: 22 (Hususi) — Son günlerde Karadenl/de görülen mayınların miktarında yüzde 40 bir artış kaydedilmiştir. Bulunan ma. yuılonn ekserisi Alman markalı o-lup bilhassa Karadenlzin Doğusun da görülmektedir. Mayın tarama e kipleri karasularımızdaki mayınla nn İmhasına devam ettiği gibi 11 man M-1 lüklerine ve gemi süvari Ierine gereken talimat Ulaştırma Bakanlığınca verilmiş bulunmakta hız.
’AKVIMDEN BİR YAPRAK
Son asrın “Kartaca,, lan
ünya ahvali hayli gergindir. Artık gazoteter, mecmualar iHayırsöylo konnuna, hayır gelsin başınû.^C^^ ^2 g ıncsolino bılo ehem-j 1^ 11
miyet vermlyerok baal _ r , . _ . , sütunlarında harbdon, darbde* ulu orta üahsodlyorlar. Falan devletin Hariciye Nazırı, falan memleketin Başvekili, filân hükûmotln Erfcâmhar-blyo roial, harb olacak, ohmyacak, o-lursa şöyle olacak, böyle biteoekl yolunda açıktan açığa beyanatta bulunuyorlar. Sokakta birine rastladınız mı? İlk sual şu oluyorı
— Ey? No var, no yok bakalım?
— İyilik sağlık. Hava artık devamlı bozukluk yapmıyor#
Muhatabınız mânalı bir göz kırpma-silo:
— Hadi hadi... diyor, ten sana dahili mes'olodon sormuyorum kİ beni böyle havadan bahsederek atlatıyorsun. Dünya siyaseti nasıl? Harb olacak mı? dersin.
Covabda biraz tereddüd etseniz sualin cevabını yino o vertyors
— Olmaz... Olmaz. Harb almaz

Dünya, sulho ermek Istorso kendisine $u sözü düstûr edinmelidir: «Hazır ol cenge, e£er İster İsen sulh-ü- salâhı» ■ hakıkat artık an-
fl A I ı laşılmıştır.
Benco dünyaya sul-
bü temin odecek olan âmil büyük devletlerin silâhlanması kadar alâkadar dovlctlerin de İstiklâl vo hürriyetleri İçin her şeyi göze aldıracak vaziyet-to bulunmalarıdır. Bu İntibahı görüyoruz: Meselâ Yunan kralı, tahta çık-tıgındanberl İlk defa olarak vordigl beyanatta aynen söyle söylüyor:
— Bir harbin yakın olduğunu sanmıyorum. Fakat şimdiden tahmin edi-lomiyecok bir tecavüz vukuunda Yunanistan İstiklâlini tok bir İnsan kalıncaya kadar müdafaa odecek ve yalnız harb ötmekliğimiz icabederso bunu da yapacağız.
Yunan kralı bu sözü llo Yunan milletinin hissiyatına tcrccman olmuştur# Milletleri bu yolda düşündürmeğe sev-beden sebeb istiklâllerini müdafaa ede-mıyen milletlerin düştükleri bugünkü vaziyottir.
(Lütfen MWf(M çevirtnU*


Yazan: Profesör Kenan Öner
V
— 23 —
’ DEMOKRASİNİN ÇEKTİĞİ SIKINTI NEDEN İT ERİ GELİYOR?
Şurasını da onlar bilmiyorsa ben öğretmiş olayım ki demokrasilin çektiği sıkıntı, kanunlarımızın kötülüğünden ziyade bunları tedvin Ve tatbik edenlerin zihniyetinden ileri gelmektedir. Kanun denilen şey, he kadar mükemmel ve ne derece millet ihtiyacına tekabül ederse ettin, kendisine lâyık ve müstahak olduğu kudsiyet çok goıülmiyerek, öldüğü gibi, tatbik sahasına sokulmaz vo bu mukaddes varlığa sürülecek el vicdanlarda titreme tevlid etmezse böyle bir kanunun bakkal kâğıdından farkı kalmaz. Hele bir parti kendi ekseriyetile ortaya attığı bir kanunu nef’ine göre ayarlıyarak istediği zaman tatbikına müsamaha eder, arzu ettiği vakit hükmünü iskat ederse böyle bir idarenin Demokrasiye yaklaşması şöyle dursun, oligarşinin, hattâ monarşi ve anarşinin de felâketlerini geride bırakır. Bu sebepledir ki ba-Ei idare ve siyasetçilerimizin Halk Partisi erkânının zihniyet ile uğraşacak yerde kanunların tanzim şeklile meşgul olmaları bana bir dalâlet gibi geliyor. Misal mi istiyorsunu ?.. İşte seçim kanunları... Bu kanunun teminatı, belki de kasten, noksan bırakılmakla beraber bu eksik müeyyidelerden hangi birinin tatbik edildiğine şelındct edebiliri»?...
Seçim sırasında sandıklara gitmeyin diye yapılan propagandayı günah ve ahlâksızlık mahiyetinde izaha çabalayan Sayın lııcedeyı dünya kııru’ahdan beri insanlığın böyle duruma düşmediğini iddia etmekle ömründe bir sahife bile tarih okumadığını isbattan başka bir şey yap raış değildir. Böyle bir propagandaya kimin yaptığını bilmemekle beraber bu hareketi’—Çatalca belediye seçiminde olduğu-- çiftçi halkı, bekçi ve jandarma vasıtasile oylarını Halk Partisine vermeden tarlalarına gönderme inekten, hele İstanbul milletvekilliği seçiminde kurullar arasında dolaşarak millet iradesini tebdil ve tahrife çalışmaktan çok hafif Lir günah ve ahlâksızlık addederim. Sayın hatip, galiba belediye seçiminde yüzde otuzu bulmayan seçime iştirak nisbetinin ortaya attığı çok elim ve pek acı hakikatin tesellisini bununla elde etmeğe çalışmış olacaktır.
Gariptir ki Sayın încedan. sözlerine en batıl kanaatleri ifşa ile başlayarak belediye seçimlerini iftiharla, giivnle gördüğünü, muvaffak olmuş bir eseri küçültmek haksızlık olduğunu ve böyle bir muhalefe ti esefle karşıladığını bile söylemekten çekinmemiştir. Böyle bir iddia kendi fukalannın temin eylediği muvaffakiyet bakanından doğru olabilir. Fırka zihniyetinden ilham alan bir ölçü, belediye seçimi kanununu muvRffak olmuş bir eser olarak da gösterebilir. Milletin makûs iradesine rağmen tek parti idare ve tahakkümünü temin ve idameden başka hiç bir netice vermiyen intihap şeklindeki tâyinler meydanda durup dururken bunu iktidar partisinin iftiharla, güvenle temasına hiç bir engel zaten anıısûvver olamaz. Fakat kendilerini güven ve iftihara sevkeden bu seçimi memleket ve Demokrasi hesabına muvaffakiyet görmek ve göstermek umdukları kadar kolay olamaz.
İNÖNÜ VENİZELOS MUKAYJBSESİ
Cevded Kerim İr.cedayının İnönü—Venizelos mukayesesini de hangi tedai iie bahse kattığını anlamak ta çok güçtür. Bu mukayesenin ne zaman ve ne suretle kimin tarafından yapıldığını bilmemekle beraber, son zamanlarda yalnız bizleri değil, dünyayı çevreleyen sakim bir zihniyete sahip olmadıkça buııu tenkid de doğru bir şey olamaz. Bir devlet adamının kanaat ve hareketindeki fazilet veya redaeti ölçmek için öne alınacak fiiller kendi milleti hesabına nazara alınmadıkça her zaman yanılmak mukadderdir. Bir milletin başlan düşmanları fiilinden dolayı asılmakla da milli kıymetinden bir şey eksilmez ve belki artar. Kaldı ki Demokrat Parti, Hükümet Partisinin şefini millete mal etmeğe çalışmakla da ona gösterebileceği samimiyet ve saygının en büyüğünü esirgemediğine ve şahıslarına onlardan fâzla bağlılık gösterdiğine kanidir. İstikbal bunun değerini gösterdiği zaman bugün küfran kelimesile izah edilmek istenen hareket tarzımızın değerini njuhasımlarımızın hepsi r.nlamış olacaktır.... Bilmem ki politika dedikodularına bu kadar çürük taktikleri katmak en hafif mâııâsile kendileri için ayıp olmaz mı?...

M J.alefetin mi. yoksa muvafakatin mi insanın yolunu şaşırttığını, Türk milleti istikbâlinin kimler elinde ziyan olduğunu atiye bıraka-karak. şimdilik, yalnız bu çirkin tartışmalardan sonra kifayeti müzakere takririle tasarının olduğu gibi kabul edilmiş olduğuna işaretle iktifa edeğedm.
Milletvekili seçimi tasarısı kanun şeklini aldıktan sonra genel kurulumuzdan bir tamim geldi. Bunda bazı direktifler veriliyor, Teşkilâtın noktai nazarını öğrendikten sonra yapılacak intihaba iştirak edip etmemek hususunda karar verilmek üzere merkeze davet ediliyordum.
İLÇE TEşKİLATİLE İL MERKEZİNDEKİ TOPLANLI
\ akit geçirmedin bütün ilçe teşkilâtını il merkezinde toplayarak çok esaslı t “dkiklere giriştik. Maddi kudretimizi, halkın istek ve tema-j ülünü. lıakkımızdakı muzaheretin derecesile uğrayacağımız güçlüklerin nevi ve mahiyetlerini gözden geçirdik. Bütün arkadaşlar partinin kudretine ve bilhassa halkımızın güven ve hattâ tazyikine dayanarak iştirak kararım verdiler. Bunlar arasında —uğrayacağımız haksızlıklar do-eayısile— tereddütden kurtulamıyan yalnız ben olmuştum.
Bu hazırlıktan sonra Haziran ortasında Ankaraya hareket ettim. Oradaki temaslarım lıaJdkaten çok kıymetli olmuştu. Bu toplantı sayesinde partimizin iş başlaı'ında bulunanlarla esaslı temaslarda bulunmak, onlann hüviyet, zihniyet ve telâkkileri hakkında fikir edinmek fırsatını ele geçirmiş oldum.
Biz bu tüziiksuz kongrenin hazırlığında bulunurken iktidar partisi de İliç şüphesiz uyuşturma siyasetine sarılarak evvelâ Üniversiteye muhtariyet veren, sonra da basın kanununun 50 inci maddesini tadil eden iki tasarıyı kanun lıaline gelirmiş ve .Büyük Millet Meclisi 5 Ağus Loda toplanmak üzere 7 inci devresine 15 Haziranda son vermiş bulnu-yordu.
7 inci devrenin bu son oturumu üyeleri bol, Sami’leri £ok bir kalabalıkla yapıldı. Receb Peker. Nafi Atuf Kansu ve Saffet Arıkan tarafından hazırlanan bir takririn okunmasile faaliyet başlamıştı. Bu takrirde seçimin yenilenmesi isteniyordu.
EMtN SAZAK DEMOKRAT PARTİNİN GÖRÜŞÜNÜ İT ADE EDİYOR
Bunu müteakib Emin Sazak söz alarak Demokrat Partinin bu teklif hakkmdaki görüşünü şu suretle izah ediyordu:
Tek dereceli seçim kanunu kabul edildikten aonra mntbunitu gördüğümüz tecdidi intihabı muclb sebeblerden biri harici vaziyetin kararsızlığıdır.
Tek dereceli intilıab kanunu ve yenileme karan ile Büyük Millet Meclisi kuvvetinin zaafa uğramış olacağı telâkkisine karşı milletin tun
Iradesile Büyük Millet Meclisi teşkil etmek. Bendeniz haricî vaziyetin mucib sebeb gösterilmesine iştirâli ellemiyorum. Türk milleti muhalif olsun, muvafık olsun haricî tehlike karşısında kayıtsız şartsız hükümetle beraberdir. Bunu böyle telâkki etmemek, benim kanaatimce, bu millete hürmetsizlik olur.
TEN! SABAH
u
23
OkUYLCU
01YO1 ki
Halbuki 1914 denberi müsabakalara nıiilıen-ınhıuırlarıa da girme-Bayıııdırhk Bakanlığı reisliği
Sümerbank’ın açtığı bir proje müsabakası hakkında
1047 senesinde mühendis kısmı mimari şubeli mezunu iki arkadaşız. Sümer Bank genel müdürlüğünün açtığı İzmir Sümer Bank pavyonu proje müsabakasına girdik. Şartnamede yüksek mimar ve \ illisek mühendis kaydı vardı, bütün d is ve si için
yapı ve imar idleri bir tamimle resmî devaire bil dirmi$ti. Biz de buna güvenerek şartnamede yanlışlık vardır, sonra telâfi edilir falı mini ile müsabakaya iştirak ettik.
Projemiz, profesör lansen tarafından çok beğenilmiş ve mükâfata bıyık görülmüş. Bu zat mimar ve şehircilik mütehassısıdır ve jüri de bulunmakta idi. Hal böyle iken bizzat ıımıun müdür kabul etmemiş. Hatta Ankara Yüksek «Mimarlar Birliği, hakkımızın verilmesini temine teşebbüs etti. Za ten hakkımız da vardı. Onlar ise Bu vel
nıar işleri reisliğinden bunu öğrenebilirlerdi. İliç olmazsa emeğimizin manevi karşılığını istiyoruz. Hakkımız yok nuı ?
Teknik Okulu Mühendis mimarî şubesi mezunlarından.
Ziya özab
Beşikçi sokak hak-kındaki şikâyete cevab
Ltanbul belediyesi neşriyat ve ğiinden:
Yeni
29.2.MS
durumu bilmiyorlar idi bizim kabahatimiz ne? şartnameyi yapmadan ev Bayındırlık Bakanlığı 1-
istatistik müdürlü-
Sabalı gazetesinin tarihli nüshasında «Belediyenin dikkat nazarına» başhğile intişar eden ya zı incelenmiştir.
Bu yazıda balıis me’vzuu o-lan Bıiy iik Lângaduki Beşik çi sokağı. Şehir Meclisi üyeleri tarafından halk dileklerine göre tesbit edilip tamiri kararlaştırılan 15 sokak mc-yanında değildir. Bununla be raher ünümüzdeki yıl tamiri nazarı dikkate alınacaktır.
/çık muhabere
Sainı Uğur ($ultunalımed) — En kısa zamanda gazetemizin istihbarat -şefliğine mü raeaatınız rica olunur.
Adalet Hakanı Ankaraya döndü
Bir muddettenberi şehrimizde bulunan Adalet Bakanı Şinasi Dev rin dûn akşamki ekspresle Ankaraya hareket etmiştir.
o
t ki sabıkalı tevkif edildi
Abdullah ve Aristo adında iki sabıkalı evvelki akşam Mecidiye-köyünde Saime isminde bir kadının arkasındaki 307 liralık Astragan mantoyu tehditle alıp kaçmış lar ve kısa bir takib sonunda yakalanmışlardır.
(---------------------------------



\UER
Ekonomi G. Meclisi
kanun tasarısı
Ekonomi Bakanlığı tarafından vazifelendirilen mütelıossdardan müteşekkil yetkili bir komisyonun hazırladığı Genel Ekonomi Meclisine aid kanun tasarısı, dün saat 16 da Liman lokantasında, müzakere edilmiştir.
Bu toplantıda , Ekonomi Bakanı Cavid Ekin Tüccar Dorneği üyeleri, Bölge Sanayi Birliği umumi kâtibi Halid Güleryüz, Ticaret ve Sanayi Odası murahhasları ve şehrimizin ileri gelen tacirleri hazır bulunmuştur.
Tüccar Derneği genel sekreteri tarafından okunan kanun tasarısı, tatmin edici bulunmamış, bu bakımdan toplantıya iştirak edenlerin tenkidine mâruz kalmıştır.
Bil arada söz alan Moiz Teki-nalp, şunları söylemiştir:
( — Genel Ekonomi Meclisine is tişari bir mahiyet verilmeli ve siyasî cereyanlardan tamamile uzak tutulmalıdır.
Devletçilik sistemi, dünyanın hiç bir memleketinde bizdeki kadar geniş mikyasta tatbik edilmemiştir.
Nevruz bayramının büyük ehemmiyeti
İran konsolosu Noicand •Bayramda tekmil İranlılar dargın bulundukları kimselerle dost olurlar» diyor*
Milli bayramları münâsebetti® İ-ran Başkonsoluğunda bir merasim yapıldığını ve Başkonsolos ekselans Miirekkem Nürz&t tarafından şehrimizde okuyan Jranlı Yüksek tahsil gençliği şerefine bir kokteyl parti tertip edildiğini dün yazmış tık-
Bu aıada Iranın Türkiye nezdln deki ikinci donkolosu ekselâns Nol zand, bir mulıaririmize Nevruz bnyrainı hakkmdâ şunları söylemiş tir:
( — Nevruz, frankların en eski bayramlarmdandır. Tabii olmak ba kınımdan diğer bayramlardan fark lı bulunmaktadır- Çünkü, bugünde, bütün tabii varlıklarda yeni bir o-luş göze çarpmaktadır-
Dikkat edilir ve mitoloji nirse her bayramı insanlar muşlardır. Fakat Nevruzu, yaratmıştır.
Yakın Şarkta, Iranda, Afganls-tanda ve Anadolunun bazı bölgele rinde yaşayanlar bu bayramı can dan bir tezahüratla kutlar-
Nevruz dolayısile bütün İranlılar elbise ve ev eşyalarını yenilerler. Dargın kimseler, kendiliğinden ba nşmış sayılır ve düşmanlar, dost o lurlar.
«İstanbul» vapuru cuma günii Ularsilyaya hareket edecek «İstanbul vapuru.'* önümüzdeki cuma giinü saat 12 de «Batı Akdeniz- seferine çıkacaktır.
İncele doğur tabiat
• •
in
Dünkü toplantıda tacirler, “Tasarı, siyasî cereyanlardan tamamile uzak tutulmalıdır,, didiler
Tasan, bu bakımdan yeniden celenmeğe muhtaçtır.»
Müteaddit tenkidlerık-n sonra Ekonomi Bakam söz almış ve şunları söylemiştir:
(— Ekonomi Gsnel Meclisi kanun tasarısı hazırlanırken, bir taraftan Anayasamızı ve diğer taraftan da kurultay müzakereleri esnasında tesbit olunan esaslar na zan itibare alınmış ve muhtelif memleketlerdeki meclislerin kanun lan incelenmiştir. Realist olmak i-çin, şunu söylemek isterim ki, tasanda Anayasamızın hükümleri ve iktidar partisinin programı nazarı itibare alınmıştır.
Kamın tasarısı, 16 Nisanda mec lise arzedilmiş olacaktır.
Mütehassıslar tarafından hazırlanan bu mükemmel tasarıyı ten-kid etmek, biraz da bedbinlik olur kanaatindeyim.
Fikirlerinizden, kanun mecliste müzakere edildiği sırada istifade edeceğim.
Genel Meclis 109 üyeden teşekkül edecek ve barem dışında kalacaktır.»
İli r(|l
kkOhûMİ
Tütüncüler heyeti Ankaraya gitti
Heyet ûzaları, tütünlerimizin miisaid fiyatlarla Aimanyaya ihracım temin için Bakanlıklar nezdinde teşebbüste bulunacaklar
Aimanyaya satılacak tütünlerimi ze, Amerikalılar tarafından gayet düşük fiyat verilmesinin, piyasamız da ve diğer tütün bölgelerinde uyan dırdığj teessür halâ devam etmek te ve şehrimizdeki Türkiye Tütüncü ler Birliğine, muhtelif tütün nuuta kalannda bu teessürü ifade e-den telgraflar gelmetketidr.
Frankfurttan son gelen telgraf ta, bugün görüşmelere tekrar baş lanacağı fakat müsbet bir netice alınmasının imkân dahilinde olmadığı bildirilmekte ve Vaşington nezdinde bir an evvel teşebbüse ge çilmesinin lâzım geldiği ilâve edil mektedir.
Diğer taraftan Başbakan ve a-lâkalı Bakanlıklar nezdinde teşeb büste bunlunmak üzere, Tütüncüler Birliği tarafından seçilen Celâl ü m ur Talha Sabuncu, Emin Yemeni cl *ve Fazıl Ermandan İbaret dört kişilik bir heyet dün akşamki eksp resle Ankaraya hareket etmiştir.
Telsizcilerin primleri
Denizyolları idaresi telsiz murlarınu yarım maaş nisbe-tinde prim tediyesini kararlaştırdı
me

Denizyolları gemilerime çalışan telsiz memurlarına işleri ve mesu-lyetlerl diğer gemi müstahdemlerinden daha ağır olduğu halde, şlm diye kadar yük “ikramiyesi yeni prim verilmemekte idi. Bu vaziyet, haklı olarak telsizcilerin şikâyetini mu-cib olmuş ve uzun zamandanberl devam etmekte olan bu şikâyet nl hayet haklı görülerek. Denizyolları tarafından, telsiz memurlarının da primden İstifadeleri kararlaştırılmış ve encümen kararı Ulaştırma Bakanlığınca tasdik edilmiştir
Prim her üç ayda bir yapılan yük hasılâtmın yüzde İkisi ıılsbetinde ve aylığı geçmemek şartile verilecektir.
Vali dün elektrik fabrikasını gezdi ;
Vali ve Belediye Reisi Dr Lûtfi Kırdar dün sabah Tramvay ve Tu nel İşletmeleri umum müdürü İbra hlm Kemal Bay bora ile beraber Si lÂhtarağadaki elektrik fabrikasının tevsiine ait inşaatı ve Mecidiye köyündeki otobüs garajı yapısını tetkik etmiş ve alâkalılardan izahat alarak bazı emirler vermiştir.
ADLÎYEDE
“Doğansaz,, cinayeti
Üç ay evvel Beyoğlunda Af is sokağında, «Doğan Saz» barı artistlerinden Siizan komşuyu öldürdüğü iddiasile üçüncü ağır ceza mah kemesine verilen Ali Çelilin duruş Diasına dün de devam edilmiştir*
Bu celsede şahid olarak dinlenen polis Haydar:
c— Süzan ölmeden «Beni Çelil bıçakladı dedi» demiştir. Bunun üzerine söz alan sanık:
(— Geçenki celselerde de söylediğim gibi ölen kadını tanımıyo-rum bile belki polis maktulün son sözünü Cemil yerine Çelil şeklinde anlamıştır. Çünkü arkadaşlarım dan öğrendiğime göre o akşam Ce mil adındaki şahıs Süzanın masasında oturmuş» demiştir.
Bu ifade üzerine mahkeme adı geçen Cemilin celbi için celsenin talikine karar vermiştir.
Sabıkalı bir hırsız yakalandı
Sabıkalı hırsızlardan Kâmil Ka-pal dün sabah Beyazıt meydanında bir kamyona athyarak kriko çalmış biraz sonra da yakalanmıştır.
Bir hamal arkadaşını bıçakla yaraladı
Galata rıhtımında hamallık yapan Ziya ile Samuel bir iş meselesinden çıkan münakaşa sonunda kavgaya tutuşmuşlardır.
Bu esnada bıçağını çeken Ziya Samueli ağır surette yaralamıştır.
Samuel Beyoğlu hastalıanesine kaldırılmış ve suçlu yakalanmıştır.


Evini kasden yakmaktan sanık ev sahibinin dünkii duruşması Geçen sene Tarlabaşmda vuku-bulan bir yangın neticesinde üç ki şi diri diri yanmış ve hâdiseden me sul olarak ev sahibi Fikret «1 inci ağır ceza mahkemesine verilmişti.
Dünkü celsede dinlenen şaludler den Fikret. Muzaffer. İhsan ve Is nıail sanığın evi kasten yaktığım iddia etmişlerdir.
Ölüme sebebiyetten 21 sene hap sİ istenen sanığın duruşması nıüda faa için talik edilmiştir.
*
Sadık Aldoğanla muhayyel mülâkat oınakrat Parti genci bafkanı V» «kumcusunun, ben rülüyıi u.^kıde başlar başla*
maz kF/ıp tablonu kapayevarmoei de gösteriyordu M bııde bar partiye tarafıuâh biri musallat oluyor, neticede o teşkilin ya başını yiyor, yaiıud da onu Naereddın Hocanın kuşuna çevi-^»yor.
Meselâ ittıhad ve Terakki cemiyetinin Hüseyin Cahidı, Hürriyet ve İtilaf Fıcluuırun Alı Kemali» Cumhuriyet Halk Partisinin Falih Rıfkısı ve nihayet işte Demokrat Partinin de Fuad Koprüîusy ||e Ahmcd Emın Yal-nıanı... Samrsmız kî ınübareklor bu siyasi teşkillerin ocaklarına incir dik-me$e yemin etmişlerdir.
$u kadar «ar ki kabahat yalnız onlarda değil. keııdiierHii, sanki b(r«r bulunmaz Hrnd kumaşı imişler gibi» fedaya bir türlü razı olamıyan idarecilerin de bu işte veballeri büyüktür.
Ne ise biz burada siyasi makaleler yazmıyoruz a, yine ışın alaylı tarafına donelim:
Sayın dayar telefonu kapadıktan sonra ben de Sadık Aldoğanla muhay yel bir mülâkat yapayım dedim. Tah* him varmış ki İlk aradığım yerde kendisini bulabildim.
— Günaydın generalim.
— Günaydın Fıkracı.
— Sizinle bir muhayyel mülâkat yapmak istiyorum.
— Yapalım be Fıkracı, pilâvdan donenin kaşığı krrılsm!..,
— Sayın milletvekili, son olaylar hakkında ne düşünüyorsunuz t
— Hangi olaylar hakkında?...
— Şu bızırı Demokrat Partiden ihracınızla neticelenen Haysiyet Divânının karan hakkında...
— Vaiiâhı Fıkracı, bu ciheti ne san sor, ne ben soyhyeyim. Millet hürriyet istiyor» halk Demokrasi diliyor diye yola çıktık, yürüdük, yürüdük» bir de baktık kı masaldaki kadar arpa boyu yer gitmişiz.*.
— Aman efendim sonra?
— Sonrası cYabu, b^raz adnnlartım-zı sıklaştıralım, bu gidişle biz gayeye bir kaç asırda ulaşırız. Bizim yaptığımız hürriyet ve Demokrasi yolculuğu dağıl, âdeta palyaçoluk l) dıycoek oldum» kızdılar,..
— A paşam, bari siz de biraz daha dişinizi sikaydınız!...
— Sen de tuhaf söylüyorsun Ejkra-cı, ban dişimi sıkmışım kaç para eder? Asıl millet sabırsızlanıyor,,. Görmüyor musun, Adanada Kemal Satır İstiklâl mahkemelerinden bahse başladı, Balı-kesirde başka bir Halk Partili tatlb cDaha yirmi yıl iktidarda kalacağız!) diye lâf ebeliği yapıyor. Sonra bizim kurucu beyler, teşbih çeken dervişler gibi: «Aman temkin, aman ihtiyat!» diye ya kendilerini, yahud da kendilerine inanmış olan halkı aldatmakla vakit geçiriyorlar.
— Peki sayın generalim, sizce çıkar yol nedir?
— Ben tâ başlangıçtanberı fikrimi daima açık söyledim ve dobra konuştum. Bence evvelâ gaye tâyin edilmeli... Bizim gayemiz nedir? Halkı hürriyete ve Demokrasiye kavuşturmak değil mi? Bunun için de seçim kanunu değişir, milletin ensesinde boza pişiren Halk Partili kodamanların çanlarına ot tıkılır ve halk kimleri istiyorsa memleketi onlar idare eder.
Doğru söze ne denir? Ben de:
— Yerden göğe kadar haklısınız pa şam! cevabını verdim.
FIKRACI
BELEDıYEDE
Tek tip ekmek çeşnisi tekrar değiştirildi
Elindeki stokların azalması ve Anadoludan buğday gelmemesi ü-zerine müşkül bir vaziyete giren Toprak Mahsulleri Ofisi, yeni bir kararla, tek tip ekmeği imâl edildiği unun çeşnisini değiştirmiştir.
Yeni çeşni %50 buğday, %25 çavdar, %10 da arpadan ibarettir.
Bu halitadaki undan yapılan ek mek, dün ilgililer tarafından teftiş olunmuş ve iyi karşılanmıştır.
Öğrendiğimize göre yeni çeşni 1 Nisandan itibaren yürürlüğe girecektir.
İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm?
— Beykoz ormanlarında sakladığın adamlar ne oldu? Bana müracaat etmiştin, bunlar ne oldu?
— Efendim, onlar korucudur lar.
— Seni Teı akkiperver fırkaya yazmak istediler mi?
— Evet efendim.
— Kim istedi?
— Teklif ettiler, fakat kim söyledi bilemiyorum. Fakat gir medim. hattâ yanlarına bile gitmek istemedim.
— Büyüklerden mi, müracaat etti?
— Hayır efendim, şöyle bir adam.
Reis Bunu da götürün» 3e-di, ve muhakemeye son verildi. Çolak Salâhaddiıı, Hüseyin Avni ve Kava Vasıf beylerin muhakemesi
19 Ağusstos 1926 perşembe günü saat 14 de İstiklâl mahkemesinde maznun mevkiine Mersin mebusu sabıkı Salâhad-diıı bey getirildi. Re;s dedi ki:
— Muhakemeniz Jzmirde va-pıldı. yalnız bazı nekatın tavzihi için malûmatınız? müracaat lüzumu hasıl oldu. Birinci inti-hab esnasında Kara Knmal ile ikinci grup arasında bir ‘emas mevzuubahistır. Sız müdıran sırasında bulunduğunuzdan böyle bir şey varsa bizi tenvir ediniz?
Bendenizin bildiğim bir
(Dtvtmı var)
AKViMOEN
Son asrın "Kartaca,, lan
fBaştarafı 1 incide)
Burada iki ihtimal var: Ya muazzam bir camianın arkasında bütün var lığından Ucerrüd ederek bir peyk olarak yaşadığını zannelnpk, ya hu d kom | şu Yunanistanın krallarının dediği gibi «Tek bir insan kalıncaya kadar istiklâlini müdafaa etmek» bu beyanat ta ufak bir zuhul görüyorum. Yunan hükümdarı «Tek bir demiştir.
Bunun yo düşen nibal’in Kar (atasının tarih sayfalarını açmaktadır.
ı öyle zannediyorum ki: insan kalımyuıoaya kadar»
açıkçası IstiUöikrrl tehhko-devletler eski asırlarda An-
Romalıların «Kartacayı tanrıb etme jidir.» diye söylıye abyliye, nihayet taş üstünde taş «ınuz üstünde baş bırak-mıyarak yerle beraber ettikleri bu kah raman ülke dünyadan silindi fakat is
tilâ tehlikesine mâruz kalan milletlere osırlardanbcrl bir fedakârlık dersi ver mek üzere, tarihin en parlak sayfalarını İşgal etmekte devatn ediyor. İstik* lâlinl «Tak insan kalınayıncaya kadar» müdafaayı göze alınıyan milletler za- I ten yaşamağa hakları olınıyan kuru kalabalıklardan başka bir şey degil-^ dir.
Dünya sulhunü temin edcoak an bü-
yük âmil bu son asrın Kariaoaiarıdtr 1^.

Yaran C.a
Tefrlluı No. 218
müzakere yoktur yalnız bir ak şanı bizi İstanbul mebusu sabıkı Şükrü bey. biraderi Nail beyin evinde yemeğe çağırdı. O-rada bulunuldu. Yalnız bir arkadaşı «Yeni intihabata iştirak edecekmişsiniz) diye K(*ıa Kemale sordu; o da inşaallah sulh olsun da ona göre- ^edi. Başka bir şey yoktur. Istanbulda iki defa görüşmek de Rauf beyin arzcsile olmuştur.
— Nail beyin evinde kimler vardı ?
— Vâsıf bey, Hüseyin Avni bey. Necati bey, Kara Kemal bey zannederim Rahmi bey de vardı. Bir de Ardahan mebusu Hilmi bey de galiba vardı.
— Ne kadar devam etti?
— Gece yemeği idi, biraz turuldu, sonra aynimdi.
o-
— Halbuki Nail beyin ifadesi bunun sureti mahsusada bir içtima olduğu merkezindedir. İkinci grupçularla Ittihadcıla-rın intihabata iştirak edip etmemeleri mes’elesidir.
— Efendim herkes noktai ■nazarına göre işe dal budak verir ^“vûda sırf Kara Kemale intihabata iştirak edip etmiye-ceği sorulmuştur, bu kadar e-fendim.
— Bunu tesbit etmek istiyoruz, lütfen izah ediniz?
— Malûmuâli’ari Diıânci meclis bir karar vermişti: Sulh bit tikten ve yeni intihabat vuku bulduktan sonra eski meclis va zi fesine hitam vermiş olacaktı. Teşkilâtı Esasiye kanunu muci bince böyle idi ve herkesin bildiği de bu idi. Bunun için arka-
daslar «Yeni meclise dahil ola-, cak mısınız?» dediler. Ben de, «O zaman düşünürüz ) dedim. 1
— Efendim mevzuubahis iç-* tiıııa bu değildir; tatilde ola- I çaktır, Samanpazarı civarında^ bir yerde yapmış olacaksınız?)
— Hayır efendim, bendeniz] bulunmadım, meclis dağılma- j dan evvel mezuııen gitmiştim. 1 îstanbula, sonra Alâiyeye git- I tim. I
— Rauf beyi sizi uiçin Kara’ Kemalle birleştirmeği arzu edi-l yordu ? |
— Efendim Rauf bey yazıha-l neme gelmişti; «Kara Kemalle, görüşün ) dedi. Ben de «Yakını tanışmadığım adamla görüşmem ve gitmem» dedim. O da1 «O size gelir. Merasime ne lü--zum var, fena adam değildir» I d^di. Ben de «Peki» dedim. Git, tim ve sonra geldiler. ı
Sizin bu içtimalannız Te-| rakkipeıver fıı-ka açılmadan! evvel vukubulmuştu. değil mi?]
— Bilâkis efendim, meclis a-çıldıktaıı ve henüz konmamış olan Terakkiperver Fırkaya^ mensub olan zevatın yani mebusların arzu ve Rauf beyin te-şebbüsile olmuştu.
— îzmirdeki ifadelerinizde) Kara Vasıf bey ve arkadaşlarının teşebbiisile içtimalara baş-1 lanıldığını söylüyordunuz?
(Devamı var)
I
♦ TAKVİM
MART 1948

1364
Rumi
Mart
10
23
SALI
1367
Hicri Cem evvel
12



t
.A
Kasım 137 — AY 3 — GÜN 83
Vakitt' Vasati Ezani
W s. D. S D
Güne 5 59 11 36
Öğle 12 21 5 58
Ikind 15 48 9 25
Akşac 18 24 12
Yatsı 19 55 1 31
lnısal 4 12 8 59

)
TENİ SA01H
SAlTAı
Ye rıi Sabah,,
Mişel
İTfumanı ziyaretin-? | de merasimle ) | karşılandı |
Vaşington, 22 (A.A.) — Eski Romanya Kralı Mişel. dün aksam Amerika Cumhurbaşkanı i-le görüşmeğe geldiği zaman kalabalık bir halk kitlesi tarafından alkışlanmıştır. Merasim kıyafetinde bir heyet, başında pro tokol şefi Raymond Luir olduğu lıalde Amerikan hükümeti adına Kralı karşılamıştır. Ana kıa liço oğluna refakat etmekteydi.
Ktal Mişel perşembe giinü Vaşingtondan ayrılacaktır ve Deuoit ile Clevelant’a giderek otomobil fabrikalaruu gezecektir.


O
Amerikan kredisi
fBaştarafı 1 incide) silciler meclisi Dışişleri komisyonu başkanı Charles Eaton batı Avrupa, Çin, Yunanistan ve Tüıkiyeye yapılacak yardıma dair kanunun vakti geçirilmeden kavanin komisyonuna gönderilmesini bugün istemiştir.
Bıı sırada demeçte btduııan Charles Eaton şunları söylemiştir :
Bir üçüncü dünya harbi ihtimali pek uzak değildir.»
Bir dostluk anlaşması için Moskovaya giden Fin heyetini İngiliz, Amerikan ve Fransız temsilcileri de karşıladı.
Elçilikleri temsilcileri de bulunmuş lardır»
Sovyeter heyetin varışını filme çekmişlerdir. Heyetin bugüııküziya ret programı payınlanmamakla bera ber Fin çevrelerine göre. Enckell mulı temel olarak bugün Molotofla görü şecek ve ierlde yapılacak müzâkere lerin gündemi gözden geçiıilecekdir.
Finlandiya Dışişleri Bakam, ö-nemli bir iş nıün&sebetile Moskova yı ilk defa olarak ziyaret etmemek tedir: Sovyet ihlilâlluin ilk günlerinden Leninle görüşüp- iki meınle ket arasındaki barış anlaşmasını ak tetmiştir,
Moskova: 22 (AP) — Finlandiya Dışişleri Bakanı Car! Enskell Krem lln Liderlerde müzakerelerde ouluıı inak üzere bugün trenle Moskovaya varmıştır.
Kendisini lıitab eden bir dostluk vasi içinde cereyan edeceğini ümit ettiğini söylemiştir.
Enskell Finlandiya temsilci heye tine başkanlık etmektedir, istasyon Sovyet ve Fin bayraklar ile do »atılmış bulunmakta idi Fin heye tini karşılayan kordiplomatik meya nında Ingiliz, Amerikan ve Fransız
• r
karşılayanlara Rusça Enckell. görüşmelerin ve karşıhkh itlmad ha

-o
Tomruk yolsuzluğu (Baştarafı 1 incide) günün ertesi günü Tevfik Taşçı inızasile Hüsnü Ulus mukavelesinin temdid edilmesine dair gelen kâğıdı gördüğünü, mukabelenin uzatılmasının doğru olma dığını söylediğini beyan etmiştir. Şahid Bedri Martı ise Kemal Süleyman Vanerle Fikri Fesci-oğlıı arasında Hüsnü Ulusun tek Uf iııin en ucuz teklif olup olmadığı halikındaki münakaşaya şahid olduğunu, teklifin en ucuz olmaması dolayısüe muloıvele-' nin kabulü haklundaki tezkere-1 ri Vanerin parafe etmediğini gör i düğünü söylemiştir., i
Öğleden sonraki oturumda' Gümrük ve Tekel Bakanlığı es-; ki murakabe heyeti başkam Kemal Süleyman Vaner dinlenmiş-1 tir. I
Şahid, Hüsnü Ulusla mukave le yapılmasına Hüsnü Ulusun evvelce kendisine nakliye müte-• w
ahhîdi olarak verilen vasıtaları hususî işlerinde kullanması yü-1 zünden ve fiyatının yüksek bulunması sebebile muhalif kaldığını izah etmiştir.
Otuıuma yarın da devam edilecektir.
Merhum Naci Eldeniz’in cenaze merasimi
Ankara: 22 (Hususi» — Rahmetli general Naci Bidenizin cenaze töreni bugün öğle namazını müteakib yapılmış, törene Cumhurbaşkanı, Başbakan. Ankara va fisi, Amerikan hava generali, A-merikan elçiliği hava kara ve deniz ataşeleri, yedek subay okulun dan bir müfreze, askeri bir kıta, bir polis müfrezesi iştirak etmiş ve cenaze Samanpazanna kadar eller üzerinde getirildikten sonra otomobille mezarlığa gidilerek e-bedi istiralıatgâhLua tevdi edilmiştir.

Ronald Coıman 1947 sinema mükâfatını kazandı
Londra: 22 (A.A.) — Ingiliz aktq rü Rouald Colman 1947 senesi IIoli vut mükafatını kazanmıştır Aktör bu mükâfatı çift şahsiyetli bir a-dam rolündeki muvaffakiyetine medyundur.
Artist oynamakta olduğu Othel-lo rolüne kendini o kadar kaptırmıştır ki Destemone rolünü oynayan Aktrisi hakikaten öldürmeğe kalkmıştır.
Aktrislere verilmekte olan miikâ fatı da çiftçinin kızı rolündeki başa Tısından dolayı Loretta Youııga vc rilnüştir
Pamuklu rr übayaası ve et işi fBaMarafı 1 üııidr) mümessilleri bulunmuştur. Toplantıda et ihracı ve büyük şehir lerin et ihtiyaçları mevzuubahis olmuştur. Bakanlığın önümüzdeki günlerde bu iki mühim konu üzerinde mülüm kararlara varması beklenmektedir.
Tilo, 3 Batılı devleti p ot sto etti.
fltaştarafı 1 incide) i şu cihet belirtilmektedir: |
K^nu ile doğrudan doğruya en ilgili bh- müttefik olan Yugoslav-yanın muvafakatini istihsal lüzu^ mıtna temas edilmemiştir. t
Bununla beraber, her 3 pıotes-5 to notasının en şayanı dikkat cihe-$ ti: Yugofilavlar teklifin kendisini? reddetmemektedirler. (
Diplomatik müşahitlerin kanaa- 5 tine göee, protesto notası Yugos- ) lavlar tarafından kararlaştırıl a bi-J leeek mûsbet veya medfi her han-J gi bir harekete a(;ık kapı bırak*} maktadır. j
İtalya teklifi kabul etti ( Londra: 22 (B.B.C.) — İtalyan] hükümeti, Amerikan, İngiliz veî Fransız hükümetlerine gönderdiği! n ı esa j I a rda T r i vvst enin 1 ta lyaya ( iadesi teklifini memnunlukla kabul) ettiğini bildirrnujth’.
«Yugoslav protestosu, red demak değildir,» Londra: 22 (B.B.C.) — Yugoslav Dışişleri Bakan yardımcısı, Yu goUav protesto notasının, Tiryes-teuin İtalyaya iadesi teklifini red demek olmadığını söylemiştir.
Bidaiilt, FriMisn^a diiutlü Londra; 22 (B.B.CJ — Fransız Lj^işk ri Bakam bugi Frajibaya dönmüştür, evvel Torinoda İtalya
■F zun bir görüşme yapı
Damadından gebe kalan kaynana
Ankara: 22 (Hususi) — Arapsu nun Dadağı köyünde garib bir va ka olmuştur- Haber aldığımıza gü re Dudu isminde 40 yaşlarında dui bir kadın kızım Karakaya adında1 bir gençle nişanlamış. Fakat bir1 müddet sonra Karakayayla kendisi 1 sevişerek gebe kalmıştır. Dudu 15 gün evvel doğan çocuğunu Karakaj ya ve annesi Mcryemle birleşip öl dürerek bir tarlaya gömülüştür. I Köyde çıkan dedikodu üzerine iş Adliyeye intikâl etmiş ve her üç sa ııık da tevkif olunmuşlardır.
Türk-Yunan müşterek siyasetinde terakkiler
(Baştan* fı 1 incide) ğıoı söylemiştir, Çokta ris, bir dost luk paktının imzalanması için Ital ya ile müzakerelerin devam etmek te olduğunu teyid etmiş ve Yuna-nistanın Batı devletlerinin paktına ilhakı imkânlarının düşünülmekte olduğunu ilâve etmiştir.
Pasif korunma ('Başlara fi 1 iııcide) sebetile; dün saat 16 da Vilâyet 1e, Vali mua”ini Rüşdü Ülkenin başkanlığında, bir komisyon top lantısı yapılmıştır.
Toplantıda, âzami bir iş bölümü yapılması lüzumlu .görülmüş ve komisyon âzaları, ihtisasları dahilinde dört ayrı encümen teşekkülüne memuı- edilmiştir. Her hafta toplanacak olan e.ncü menlerin iştigal mevzuu maddeleri ve toplantı gün ve saatleıi de tesbit edilmiştir.
Encümenler bütün çalışmalarını en fazla bir ay zarfında İkmal edecek ve hazmlıvacakları w raporları; komisyonun gelecek Jtoplantısınc ı arzedeceklerdir.
İngiBz Kkdeniz filosu sabık Başkumandanı Atinada
Londra: 22 (E.B.C.l - Ingllte-reniıı Akdeniz filosu başkıı namda-nı bugün uçakla Maltadnn Atina-ya gitmiştir. Kendisi başka bir vazifeye tâyin edildiğinden Atûıayı ziyareti veda* mahiyetindedir. Yunan kraliçesi ameli yal geçirdi Londra: 22 (B.B.C.) Yunan kraliçesine bugün başarılı bir a-pandisit ameliyatı yapılmıştır.
Sayarın son hâdiseler hakkında ifşaatta bulunacağı bildiriliyor

Kestirme cevab
fBaşmakaleden devam) zelcmizi basan matbaayı hile mühürletti...
¥
Bütün bu şiddcllcr, bu feveranlar, bu baskılar Ilalk Partisi çoğunluğunun ve hükûınctlcri-nin demokrasinin en basit ve ilk şartı olan söz ve yazı hürriyetine tHİmınıniil gösterenıenıe-leriuden İleri geliyordu.
İtiraf etıuck de haklı olur kî hürriyete ve demokrasiye alışmak öyle bu kelimeleri, Meclis kürsüsünde veya gazetelere \»-rilen demeçlerde bol bol tekrarlamak kadar kolay değildir.
Saraçoğlu ve l’ekerier devrinde «Yeni Sabah» ııı ciirmii vc kabahati, muhalefeti yâni Demokrat Pıtrt’vi desteklemesi ve yem teşldlin fikirlerine vc dü-.şüeıeelerioe sut ularını açma-ı idi.
Denıok’-.-ıtlnr. Halk Partisine karşı memleketçe (bıyedau infial ve nefret yüzünden suratlı- inkişaf ettiler, vnrdda biiyiik bir sevgi, ve muhabbet kazanddar. Bunu görmekle bizim gibi lıald-ki demokrasi ve kini »yet âşıkları zevklerıud -ıı mest ölüyorlardı Fakat biz hürriyet havacı müj-desile nu.stolurkeu, bazı Demokrat kurucular da ikbale ııanı-»■dliğiıı verdiği gururla şaşalamağa başladılar ve öyle bir durum yaratmak istediler ki, Halk Partisinin çcyrelı yüz yıllık istib dad şeklinden hiç farklı olmasın, kurucular, ik derse o muteber olsun, herkes kurucular önünde eğilsin, biitiiıı vicdanlar ve fikirler merkezden gelecek diıvk-tife uysun...
Tutulmıya başlı.vaıı bu yeni merkeziyetçi tahakküm havasına karşı isy an eden mütefekkirler ve kalemler çıkınca yeni par tide de feryadlaı- koptu. Genel kurullar, Meclis l’arti grupları, kurucular, Kenan Önerler çeşid-li il kurulları birbirine girdi ve bu defa «Yeni Sabah ’ Kenan ö-nercilikle, Demokrat Partide te şevviişler yaratmakla itham etli lir olnııya başladı.
Geçeu cumartesi günii İstanbul Demokratlarının toplantısında söz alan Refik komitan Da-■uokrat kurucularına karşı muhalefeti Millî Mücadeledeki An-zavur ve Çerkeş Edlıeınler is-yanımı benzetecek kadar işi ileri götiirdii. Biziıu fikrimize uy-mıyaıı her adam en aşağı vatan haini ve diisıuaua satılıms \as-fim yapıştırmak yalııtz Halk Partisinin inhisarında olmadığı anlaşılan bir hücuuı ve saldırış tarzıdır. Refik İnceler, Fevzi Lûtfüer de kendileriııdeıı ayrı düsiincnlerc. alçaklar, ııaınııs-sıızlur, tâbiri -imi lâıık görmiis-ler ve köy kov dolaşarak l)ıı söz leri tekrarlıınıısbırdı. $inıdi de Refik Koraltan kurucular gibi (lii.şüumiyenlere Aıızay ıırluk ve Çerkeş Edilendik İMUid ediyor.
Kıı güzel vc parlak ilkbahar güneşinin altında nu-mleketle hiç bir değişiklik ohııadığı bu ithamlardan anlaşılıyor.
«Yeni Sabah» çizdiği demokrasi ve hürriyet yolunda sabit ve musirdir. Bir zamanlar Halk Partili hükümetler bizi Demokrat Partinin orga m sanıyor, kapatıyor ve susturuyordu. Şimdi de Dısııokrııl ların kurucular denilen zümresi bizi hoş görmüyor, Kenaıı öııerci sanıyor, şimdilik bize karşı nefret izhar etmekle iktifa ediyor vc bilahare i) haşmıı gcünce sıkıyönetim IvuıalHe bizi kapat ma k silâlııııı kullanmak iiınid ve şaı-tile... Hal bııkl Halk Partisi kalemşorları bizi Demokrat Paı-fi mensubu ve organı sandığı valdt aldanmaktadır. «Yeni Sabah " sııdeec hürriyetçi ve deıııokraslcidir. Politika aıl.ııuladı ce partiler bi-
(Bastarafı 1 incide) masını taleb ediyorum? demiştir. Fakat Kocaltan, bunun Demokrasi ruhuna uymıyacagmı ileri sürerek talebi reddetmiştir.
Komitanın sözleri
Komitan, ezcümle şunları İçmiştir: Cumartesi günii D.
söy-
titizliğim harcadık.
Bir çık-


dönmediler.
•ulunuyorlar.
ı Sazak arkadaşımız, iudığımız infialle, bu
ak W alileler
f




küstah»
(' Öne-maruz birden-
P. il merkezinde ynpılan samimî bir a-ile toplantısında; arkadaşlarınızın değişmez kanaatlerinizi, itimadınıza lâyık bir şekilde belirttiler ve matbuata verilen bir tebliğ halinde. genel kurula olan bağlılıklarını. efkârı umumiyeye arzettiler. . Toplantıda, bu buhranı yaratan luıın şimdiye kadar niçin tasfiye edilmediğini sordular.
Bize karşı olanların gidermek için çok emek Yollarından muza girnr
Hele En; hâlâ anlıya
buhranı yaşatanların başında yer almış bulunuyor. Bunu kendisi de itiraf ediyor.
Size bir hâdiseyi açıklıyayım: Eskişehir D. P. başkanı.Muhtar, geçenlerde An karaya geldi. Bayalı ziyaret etti ve:
«Muhterem iLstud Köprülü»
— Sazak yaşlıdır, teessüre kapılmış olabilir. Siz tevazu göstere-rek evine gidiniz. Ne istediğini sorunuz, dedi.
O ana gelinceye kadar Sazak, infialini Menderese, bilhassa muhterem üstad Köprülüye bütün şid detile tevcih ediyordu.
Teklife uyuldu evine gidildi. — İstediğin nedir? denildi. O bize sordu:
— Siz benden ne istiyorsunuz? Uzun boylu görüşmelerden sonra, esas üzerinde dahilî bir ittifak oldu. Meclisin 11 Nisanda açılaea ğı göz önüne alınarak, yapılması», istenen genel kurul toplantısının tehir edilmesine karar verildi.
Maatteessüf, bu vaidlcre zerre kadar riayet edilmedi ve ertesi giin, menşei malûm, menfi propagandalar başladı. Tahrikler şiddet lendirildi. Fikirler silindi ve bir gün geçmeden, bildiğiniz toplantı yapıldı ve yine bildiğiniz sonuca varıldı.
Sizi temin ederim ki; bunlann olmaması, buhrana meydan ve dinlemesi için; lâzım gelen her şey yapıldı. Fakat, ne ola ki; böyle
De-
Yine Avrupa seyahati dönüşleri
— 2 —
in mü^kilâtla birırh
ci valizdeki erkek elbiseleri* nin çöplerinden, koHarı arasım
dan, mübalâğasız, yüzlerce mondil, kt-ravat, çorap, ipekli gömieUter, ikinci, üçüncü, dördüncü valizlordc, yine yaz terce kadın şapkaları, çantalar, bUrıaa sa fam ve arpoj kokuları, rottuk, rtay( y örtük, tuvalettik kumaşlar, reye İleti4 miş elbise benzerleri, nihayet dikilmiş mantolar, kombinezonlar, korseler, sütıyenlor, iskarpinler, terhkter tıpk büyük marazaların tezgâhları üzerini serpildigi gibi, ortaya çıkmıştır.
Muayene memuru hayretfer içinde valiz sahibinin içtimai vaziyetini, liste» deki derecolere göre tâyin etmeği düşünmektedir.
Nihayet, birinci sınıf olarak kabuiC kararını verdikten sonra, s^tiriton ü( mantodan birinin, yüz oJli çoraptan yu zünün, dikilmiş vo teyellenmiş yüz el* biseden yobniş beşinin, yüz cUi mendilden yüzünün, yüz yirmi kıravattan sekseninin, yüz şapkadan yetmiş boşî( nin, kırk çantadan yirmi beşinin, yü4 kırk pabucdan yüzünün, yirmi bef kombinezondan on beşinin, iki yüz oill rujdan iki yüzünü elli pudradai kırkının, yetmiş beş kokudan alt mi|inm günırüğü verilmek üzen depoya gönderilmesine ve saç boyalarının idhali memnu' olmasına gty re hepsinin müsaderesine dair muamt leyi muayene memuru yapmıştır.
Hukuken tehdld sayılabilecek baa cu nıl eterin tesirsiz kaldığı görül ün oe, işi tatlılığa boğmak ister, bunda dİ muvaffak olamadığını anlayınca ınos'* cleyl baş müdürün lütuf.ve atıfetini arzetınek üzere, merdivenleri asabiyet* le ve üçer üçer çıkar.
Fakat bu kabil müracaatlara pek a lışkın olan makam sahibi, esasen bh çeyrek evvel gümrükten ayrılmıştır.
Ertesi sabaha kadar temin adiler tanışık ve dost simaların yüksek tavassutlarının da beyhude olduğunu gören, yolcumuz, bir gümrük komts yoncusu vasıtasilo muamelesini yap-tırtmış ve dört bin yüz elli lira güm rıik resmini vererek emanetlerini gün r.ük deposundan kurtarmıştır.
Üzüntülü geçen yirmi dört saatlil bir huzursuzluğu gidermek için, yata girmezden evvel, karı kocanın yap tığı seyahat bilançosunun kâr ve za rar hesabı müteşebbislerin lehine ola rak (Eşyaların o günkü satış kıymet üzerinden) on yedi bm lira İle kapan mış oluyordu.
Netice: Seyahatten avdet eden yol cuların beraberinde getireceği her ne vıden zati eşyalar, birer adetten fazls olduğu takdirde, gümrük resmine tâbi olacağı hakkında, salâhiyetdar ma kamlar tarafından kafi ve sarih biı karar verilmiş olsa, ne yolcunun ti* züntü ve çarpıntılar ile seyahat etmesine, ne de ınuayeno memurunun, yolcunun İçtimai seviyesini tâyinde raüv kllât çekmesine ve no dc baş müdürün, kanunun emirlerini yorıne getir mek için uğraşıp, didişip, bazen pek haksız olarak ısteınıye ıstemiye, kötı kişi olmasına mahal kalmıyacağı hen tabii ve hem do aşikardır.
Şurasını da, işaret etmek lâzımdır ki, hazine, bu seyahatlor dolaylûtio hem gürrnük resminden ve hem de döviz transferinden mutazarrır olmaktadır.
Birinci şık, yolcunun beraberinde gotırecoği zati oşya, hor neviden btr adettir şeklinde ve kafi olarak halledilince ikinci kısım da, getirilen eşyanın bodoltnın neroden teinin edildiğine dair, coza nıüeyyidoli ve imzalı bir beyanname alınmak surellle halledilebilir.
Muayene memurunun gümrüge tâbi eşyanız, var mıdır? sualinden evvel, eşyaların bedellerini nasıl ve hangi pa ranızla ödediniz demesi, Avrupa seyahati yapması d olay isi le münevver olması lâzım gdon oitmanî oezanın no olduğunu pek İyi bilen yolou için kâfidir kanaatindoyiz.
İDARECİ
İmtihan talimatnamesi^
CBa^lacalı 1 incide) rak imtihana gireceklerdir, imtihan bir günde bütün derslerden jüri usuliylc yapılacaktır. Neticede toplanan profesörler talebenin notlarını tetkik ile muvaffak olup olmadığına karar verecektir, ikmal imtihanı usulü kaldırılmakta ve üasümiaan yediye çıkarılmaktadır. Bir devrede muvaffak olamı yan talebeler gelecek iki devre de imtihana girebileceklerdir. Talebe istediği zaman imtihana girebileceğine göre imtihanlara girmedi diye kaydının silinmesi usulü kaldırılmaktadır. Diğer taraftan iki sene sınıfta kaldığı için kayıtları silinenler de imtihan vermek şartiy-lc kaldıkları yerden devam etmek imkânı verilmektedir.
da bir üye; söz istiyerek şunları söylemiştir.
(■— Koraltan Bey, sizi bu akşam biraz muğlak gördüm, önceleri daha samimî konuşurdunuz. daha selisdiniz. Fikirleriniz de kaçamaklar var. Kendi istediğiniz gibi konuştunuz; bizim istediğimiz gibi değil.
Koraltan Bey, buraya sizi heyecanla dinlemek için geldim. Fakat siz, sadece edebiyat yaptınız. insicamsız konuştunuz.
Teessüf olunur ki; 1.5 yıl önceki Komitanla şimdiki arasında çok fark var. Cumartesi gün kü il toplantısında siz yoktunuz; ben bulundum.»
Üye sözlerine devam ettirilmemiş ve partililerin «yalancı», «sahtekâr . rist ) gibi ithamlarına kalmış; salondaki hava bire elektriklenmiştir.
Koraltan, üyenin ithamlarına. sükûnetle cevab vermiş ve Peker hükümetini deviren biz-ler. ihtilâl ruhile hareket etmiyoruz. Sözlerini reddederim. Kiminle çalışmak istiyorsan, on lavın safında yer al demiştir.
Müteakiben, bucak başkanı Ahmed Ateş ve il idare kurulundan Mükcrrem Sarol, heyecanlı birer konuşma yapmışlardır. Saat 23 de toplantıya son v'^Hmistir.
BAY ARIN ERZİNCAN SEYAHATİ
Ankara, 22 (Hususi)
mokrat Parti Genel Başkanı Celâl Bayar, Genel idare kurulundan Adnan Menderes ve Samed Ağaoğlu ile birlikte bugün saat 15.45 te Erzincana hareket etmiştir. Bayar garda partinin An kara teşkilâtına mensub kalabalık bir kille tarafından alkışlar ve muvaffakiyet dileklerde uğur landı. Erzincan nutku Celâl Sayarın Demokrat Parti olayları hakkında hemen hemen ilk açıklaması mahiyetinde olacağından muhtelif çevrelerde merak ve a-lâka ile beklenmektedir. Ankara garındaki uğurlama sırasında ra hatea görüşmek mümkün olmadığından Erzurum trenini biz de Kavaşta karşılıyarak Demokrat Parti başkanının bu seyahati etrafında bazı malûmat rica ettik,
bir çıkıntı yaratmak için kararlar Trenin Kayaş istasyonundaki bir alınmış, komplolar y r ılm» 1 kar dakikabk tevakkufu sırasın-KORALTANA GÖRE BASININ da kendisini restoranda arkadaş larile birlikte bulduğumuz Bayar •
( Erzincaııda yanacağım konuş ma hakkında şimdiden tasarlau-m'.ş hiçbir şey yoktu»’. Ziyaretimi'' vesilesiyle ve Demokrat arkadaşlarla görüşmelerimiz sırasında gerekirse »»•ıklamalarda hvlıınacağım tabiîdir.
Bavarnı bu konuşmasının ö-niimüzdeki ara seçimleri dolavı-sik* ilk secim nutku mahiyetinde olun olmıvacağı yolundaki sualimin de Bayar, bu hususta da şimdiden bir sev sövl i yem »vece-ğin: kaydetmiştir. Bavar. Frzin-cai'.da bir gün kalarak doğruca Aııkarava döneceğini ilâve et-mistiı. Doğu ve cenub bölgesinde çıkacağı seyahatin henüz tarihi tekaı-riir etmemiş olduğunu söyüyen Bayar, şimdiki halde seyahatimizin Kayasa kadar olan kısmı hakkındaki intihalarımız fevkalâdedir, dive lât’fedn bulundu.
Öğrendiğimize göre Celâl Ba-va»’ Erzincan nutkunda mühim ifşaatta bulunacaktır.
Frzincan konuşması genel merkezce alman son tedbirlerin biı müdafaasından zij'ade izah) mahiyetinde olacak ve bundan Ötesi için düşünülen tedbirleri de ihtiva edecektir.
DURUMU |
Koraltan, ilk anlarda kendiai-le ayni safta çalışan ve hattâ kapatılmalara dahi tahammül eden gazetelerden sitayişle bahsetmiş. bunlardan bazılarının, şimdi D. P. ııin müfritleri sııfın ua yer aldığını iddia etmiştir.
«YEGANE TEHLİKE DIŞ TEHLİKEDtK»
Koraltan, asıl tehlikenin Rus-yadan, komünizm siyasetinden gelebildiğini söylemiş, Hitleıin dahi bu oyuna kurban edildiğini öne sürerek, bazı misaller getirmiş ve demiştir ki:
«— Hedef Türlüyedir tıizm siyasetinin gayesi baba günü yaratmak, kardeşe düşürmektir.» «KORALTAN, KENDİ DtGİNİZ GİBİ KONUŞUYOR-
SUNUZ»
Bilâhare, Kemal Turan adın-
. Koınü-bir ana kardeşi
İSTE-
■ « S •
W.
Yttzaıı. 1W. lîa f
Tefm*ska Mi.
ovbeler Tövbesi
TelSf Operet 3 perde
Yazan: Alp Kum. Müzik: Yavuz Eneren, Matineler
Cumartesi, Pazar Saat 15 de
Numaralı yerk-riıuzı ayntmız Tel: 49369

ziıı ideallerimize uygun yollarda yürütliikee onlarla beraberiz. Amma onlar şu veya bu saikle bu gayelerinden uzaklaşınca biz eski yolumuzda yürümekte devam ettiğimiz için bir müddet yalnız kalırız. Bunıııı hiçbir zararı joktur bizim rotamız dümdüzdür ve böyle kalacaktır.
A . CenuPeıhliıı SAKAÇ(M»LU




(Havariç) den ııe suretle muz tarip olmuş ise şianın dalâletleri yüzünden duyduğu sıkıntı un dan eksik olmamıştır.
Havaric ile savaştığı kadar, İbni Sebe’ ile ona uyanların ha reketlerine karşı ne kadar şiddetli davrandığını ev'velki yazıla rınuzda göstermiştik.
Ali; kendi adı ortaya sürülerek yapılan ve uyulan saygısız hareketlere, daha başlangıcında iken kötümser davranmıştır.
Ona; şurada burada Ebû Bekir ve ömere dil uzatıldığı aııla tılıyor ve bunun kendisinin malûmatı altında yapılıyormuş biçiminde bir şüblıe uyandırdığı haber verilince çok müteessir vo âdeta ağlamalı oluyor:
— Onlar; İslama lıesabsiz biz metler yapmış çok büyük iki zattır. Kendim de dahil olmak üzere onların haklarında yüreğinde nefret duyan ve kin Bakliyen varsa, Allah onların belâsını versin!
Diyerek mescidin yobmu tutu yor, hemen minbere çıkarak cemaate bir hutbe veriyor, tamâ-
Mezlıebleri tasnifte tutulan uollaı dolusu ki t ablar! — f //e — ,¥ine Huzreli Ali den de çıkar ırlat? — Uazreli nıını teıeemo edip buraya geçilmek uzun olur, en ruhlu parçalarının nakli ile iktifa eyliyoruz :
«... Kimlerdir o kişiler, ki bütün Müslümanların babaları yerindeki bu iki üstün zata dil uza tıyorlar. Yüreğinde iman taşıyan her ferd; bu iki insanı hem sever, hem de sayar. Bunlara; ancak kötü ahlâklı, facir ve mü nafık kimseler düşmanlık eder.. Bu zatların ikîşi do Rosulli Fk-remin dostları, sadık arkadaşlarıdırlar. Peygambcı imiz dahi onları sever ve reylerine önem
İç içe airiş! — Prıf’zile^ ı r f 'iıli Sünnet — Natrireddbı Tusi İslam âlemi mi müşrikler yardımcım mı? — — Meleklerden sorular! — İfriti Azâmin Falımanm yüz yöriimliiyii! —
verirdi. Rac.ılr Ekr°m. ikisinden memnun kalmış olduğu hal de âlıireti teşrif buyurdu. Bütün iman eyliyenler dahi onlardan hosnud olmiiş’ardır .. Ebû Bek-re; Abdühnııttalib oğullarından iLk olmak biat eyliyeıı bendim... O, Resulü Ekı-enıin sireti üze yürüdü; sonra Ömer de onların yolunu tuttu... Ömer dahi halka merhamet vo şefkat gösterdi, nvtzlûmlara yardım eder; hak yolunda yürümekten kimseden koı-kmgz ve ne söylense aldırmazdı. Hizmetleri büyüktür. On lar gibi kimi bulabilirsiniz? Ulu
• •
Kütübhanrlı ı
■ İbni leynıi-cczalandırılrnası! — .\m-Iliiya mı. hakikat mi?
Tan ): bizleri de ikisinin yolunu tutmağa muvaffak buyursun.
Anların derecesine yükselmek onl ”■ ayak uydurmak ve kendilerini sevmekle olur. Kim ber.i seviyo'sa; ikisini do sevsin On-’ara düşman olan vo yüreğinde ’ ' besliys -. benim do düşmanımdır. Bon öyle kimselerden aylayım ve ’ivc kalırım, iyi liniz ki; '°*vgambero'' bu ümmetin hayırlısı Ebâ
iae bı-sonra diı* andan suııra da ömeı dir. Ar tık buralarını hiç unutnıaymız da emin olunuz; ki buııüan aon-ra onlara di! uzatan olurea ona

~ ------------------------------
iftiracı cezası hüluneylerinı. Ulut Tan. ıdaıı bana ve sîzlere mağfi-1 ıcl dilerim.’ f
Ne yazık, ki Sia Aliyi sevmek? te ifrata, vardıkları halde, iste-! nu diği yollara sapmaktan geri? durmadılar ve bu güzel sözlere! do uygunluk göstermediler! (
Mezhebi» ı üzerinde inceleme? yapan İslâm âlimleri fırkaları» taksimde ayrı yollar tutmuşlar-? du*. Bu: gerçekten bir güç mes) eledir. Çünkü; bazı mozheb fıv-c kalan; ayni zamanda hem (Şia)) dun. hem (Mu’tezile) den. yine? bazıları hem (Şia) dan, hem) (Müsebbibe) den. yahud (Muces? sime) den veya (Hıılıılive) den,? sayılabilir. Meselâ; Şia gullatın-i dun bir (Şeytaniye) fırkası var-? dn ki hem . Revafız’dan, hem! (MÜcesRİme) den hem (Mu’te-' •ziio, dendir. (Mücbire) den bb'S (’.'• k»: ve) fırkası vardır, ki Mı -? tezil'’iin (Nazzamiye) kolile u-£ Fiilde hijinştilderi dır (Müreie) nin birlen
şen fırkaları
/De
c-i betler var-Mu’tezile ile va rdır.
«mı var}
y
PETROL ANA DEPOSU
Ardicra; 22 ıHusu 1 ı- rol C ' fisinin L’inlrde yaptığı pcf.ro! ana deposunun açılış m .'sınıl bu ayıo 28 inde Ticaret Bakanının iştimkih yapılacaktır.

\
)
4
4

’SAYFA: (
T RW T SABAH
2^ MART 1948
“Vatan,, Başyazarı Yalman’ın içyüzü
f Onerve IYücel dâvası
fBaştarafı 1 incide) sürümünü sağlamak maksadile yapmakta olduğu neticesine varılır. Çünkü daha dün denilecek bir geçmişte Türk vatanından Eımenistana topraklar verilmesini tavsiye eden bir kalemin bugün o topraklardan bir karış
ti bizim memleketimizdeki Er-menileıi istiab edemez. Ermeni-leri millî bir yurd sahibi etmek ve Ermeni meselesile buna merbut entrika ve gürültülerden ilel ebed kurtulmak için mutlaka Ermeni Cumhuriyetine biraz a-_ _ razi ilâve etmek lâzımdır. Tefrik
için kıskançlık göstereceğine ih- edilecek arazi ile Ermenilerin mik timal vermek, bilemeyiz nasıl dan arasında bittabi mâkul bir diyelim, biraz fazla saflık olur.
Şimdi sözü artık «Vatan’ baş yazarına bırakalım: YARMAN BOL KESEDEN ER-MENİSTANA TÜRK TOPRAK-
I kRI HEDİYE EDİYOR!
Bakın Yalman, sahihlerinden ve başyazarı bulunduğu Vakit» gazetesinin 4 ağustos 1919 tarihli sayısında, Ermeni meselesi sernamesi altında yazdığı bir başmakalede ne buyuruyor:
Arazi meselesindeki ifratkâr bklar bize şimdiye kadar pek bahalıya mal olmuştur. Unut-mamahyız ki Girid adasının bir noktasına bil' OsmanlI bayrağı rekzedilmesine ısrar etmemiz yüzünden Balkan ittifakı ve Bal kan harbi vücuda geldi. Ermeni meselesinde iki tarafın noktai nazarını telif ederek devamlı bir tarzı tesviye aramalıyız. Bulduğumuz tarzı tesviye pazarlık ma hiyetini haiz olmamalıdır. Pazarlık şeklinde işe girişerek azdan başlıyacak ve adım adım ge ri çekilecek olursak mutlaka biz ziyan ederiz.
Evvelâ şurasını itiraf etmek lâzımdır ki, Ermeni Cumhuriye-
nisbet bulunmalı, bu arazi dahilinde kalan Türkler. memleketin muhtelif cihetindeki Ermenilerle mübadele olunmalıdır.»
¥
1919 yılında bu satırların altına imzasını koymuş olan Yalmanın bugünkü vatanperverliği ne Türk toprakları üzerinde tit rer görünmesine inanmıyanlara kim ağız açabilir7 Ve bugünkü neşriyatı gazetesini mümkün olduğu kadaı fazla satabilmek için hakikî Türkün en hassas

noktası olau yurdseverlik telleri üzerinde canbazlık etmek yolunda tefsir edenlere Vatan baş-vazfirı acaba ne ccvab verebilir ?

)
ÜÇÜNCÜ KİTAB (
İddia ve Karar (
Profesör Avukat Kenan ö- ( ner tarafından neşrolunan / ve öner • Yücel dâvasının \ üçüncü kitabını teşkil eden / bu eser nefis bir şekilde ba- \ silip satışa çıkarılmıştır. Mik z dan pek mahdut olduğun- \ dan tükenmek üzeredir. Mem / leket çapında bir davanın ta- J mamIayıcı kitabı olan bu c- ( ser her Türk münevverinin j kütübhanesînde yer alacak / bir kıymet ve ehemmiyette- J dir. Kltabçılardan arayın. j
Fiyatı 175 kuruştur. I
* (
«Y’ücel - Öner» dâvasına ( aâd Profesör Kenan önerin C eserlerinden birinci ve ikin- r ci cildlerin mevcudlan tü- ) kenmek üzeredir. Bu kıymet ( li ve ibret verici kitahlann ) her üçünü de Ankara cadde- ( sindeki «Kanaat» ve «İnkı- J lâb» Kitabetlerinden tedarik ) edebilirsiniz.
* •

Grip - Baş - Diş ve Romatizma
Ğ RİLARIN A KARŞI

İst. Borsasmın 22 3/948 fiyatları Londra Nevyorf Paris Cenevre Amsterdaız Brüksel Prag Stokholm Lizbon

Kaldı ki Vatan ■ başyazarı Eımenistana bol keseden Türk toprakları eklenmesini tavsiye ile kalmamış, Türk illerinden bir kısmını muh‘arivet adile ana yurddan ayırmak fikrini de. vi-ne imzası altında, ileri sürmüştür.
Şimdi birlikte. Türkün akıncı ruhundan ı’em vuran günün vatanperver (!) kahramanı Yal manın bu
lik (!) tez? fii'lerini de yarınki nüshamızda acıklıvacâğız.
tuhaf yurdsever-
Yüksek Ticaret ve Ekononi okulunda
Yüksek Ticaret ve ekonomi Okulu, talebe ve smıf geçme talimatım meşinin icaplarına uyarak; iki yıl iistüste sınıfta kalan talebelere, ye ni bir imtihan hakkı tanınacağım ilân etmiştir.
Bu karara göre, bu durumda bulunan öğrenciler, Mayıs ayında, ye ııiden imtihana girmek İstedikleri ni, bir dilekçe ile, okul idaresine bildireceklerdir,
Hâlen, üçüncü imtihan hakkım haiz öğrencilerin adedi alâkalılarca tespit edllmektedir-
---------o----------

i

İLAN FİYATLA!»
inci
»
)
)
santimi
)
)
»
)
Kr. ffiftö
500
400
SCO
250
150
Ballık
1
2
9
6
S
tnaklu (.',a.rafc
)
)
)
)
İSTANBUL BELEDİYESİ
ŞEHİR TİYATROLARI Saat 20 de Draıe
Kıeııu:
DÜŞMAN Yazan : Andre Paul Antolne . Türkçesl: Lûtfi Telefon: 42157 Komedi Kısnu: KAŞ YAPAYIM
DERKEN
Yazan : N. Nancey H. De Gorsse Türsçesl: Vasfi R. Zobu, R Baran Telefon : 40409
Salı talebe temsili saat: 19 da
Pazar günleri 15 de matine; Cumartesi ve Çarşamba günleri 14 de Çocuk Tiyatrosu.
*
Z a v I
1062 sicil numaralı bilûmum şoför ehliyetnamemi zayi ettim. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Bahri Yelen
İstanbul Asliye İkinci Ticaret Mahkemesinden 948/16
Mehıned Bürüngüz vekili tarafından A11 Rıza Garav, Muhtar Ya zır ve Sultanhamamında Dlkran-yan Hanı altında 47 numarada Ke malettln Geredeli aleyhlerine müvekkili İle müddeaaleyhler arasında mevcut hususi şirketin fesih ve tas fiyeslle miivekklUnln diğer üç şerl ke vermiş olduğu 38627 lira 28 kuruşun faiz, yargılama gideri ve ve kâlet ücretile birlikte tahsili hak kında açılan dâvanın yargılanması sırasında müdeaaleylılerden Keına lettln Geredelinin halihazır ikâmet gâhınm meçhuliyetine binaen hak kında llânen tebligat İcrasına karar verilmiş olmakla mumaileyhin yargılanmanın bırakıldığı 21/4/948 çarşamba saat 14 de mahkemeye gelmesi veya bir vekili kanunî gön dermesi aksi takdirde hakkında gı yap karan İttihaz olunacağı llânen tebliğ olunur- »3714)
Mimar Koca Sinan
İbrahim Hakkı Konyalmm 20 senede hazjriadığı bu büyük kitab bütün Türklerln milli bir ilmihalidir.
Bıı eser Sinan hakkında şimdiye kadaı yazûanlann en doğrusu olduğunu vesikalarla lsbat ediyor. Her Türk mutlaka okumalıdır. Kitab putlaşan bir çok sahte şöhretleri yere seriyor. Bu nefis baskılı ve resimli eser 5 lira kltabçılardan arayın)z.


*
% %
%
%
%
%
113656
280.50
1,3060
85/^70
105-5468
6,3887
5,60
77.8860
11,2495
ESHAM VE TAHVİLAT
934 Sivas Erzurum 1 20.10
7 934 Sivas Erzurum 2—7 20 60
7 941 Demiryolu 1
7
7
5

% % %
% %
%
6
6
7
7
7
7
941 Demiryolu 3
941 Demiryolu 4 İkramiyen Milli Müdafaa 1 Kalkınma 2 Kalkınma 2 MİUi Milli Milli Milli
Yedikule İplik Hisse Senedi
Müdafaa Müdafaa Müdafaa Müdafaa
20.65
21.10
96—
1
2
3
4
21.30
96.30
96-30
20,75
2160
20.40
20.60
107—
| İstanbul Belediyesi İlânları |
İstanbul belediyesi Çubuklu Gaz Depolarında 175 lira aylık ücretli elektrikçilik nıünhaldlr.
Alınacakların elektrik tesisatı kurmağa ve tamir etmeğe ve depomuzda mevcut santrfuj vesalr elektrik motor ve tesislerini İşletmeğe yetkili olması lâzımdır.
Talipler arasında 26 Mart 1948 cuma günü saat 10 öa imtihan yapı lacaktır.
İsteklilerin İmtihan gününden evvel dilekçe ile Çubuklu Gaz Depo lan Müdürlüğüne müracaatları ve imtihan gün ve saatinde Beyoğlun-da İstanbul belediyesi makine elektrik • e sanayi İşleri müdürlüğünde ha zır bulunmalar. İlân olunur. (3518)
Yunanistan re Bulgaristandan gelen muhacirler
Dün sabahki Edirne Ekspreslle, Yunanistan ve Bulgaristandan 50 irkdaşınuz şehrimize gelmiştir.
Diğer taraftan Aııkaradan şehri mize gelen İskân Umum Müdürü B. Cevdetin başkanlığında bir heyet de yakında Avrupaya giderek, ora kamplarındaki ırkdaşlarımızın 15 er günde bir 200 er kişilik kafile ler halinde memleketimize gelmesi ni temin İçin, alâkalı hükümetler le ten_as]arda bulunacaktır.
Nuri Said paşa beyanatta bulunacak
Bir müddetten beri şehrimizde bu lunan sabık İran Başbakanı Nuri Said Paşa, perşembe günü İrak konsolosluğunda bir basın toplantı sı yaparak gazetecilerle konuşacak tır.
Nuri Said Paşanın. Filistin meşe esine temas etmesi muhtemeldir.
A
e...'.... _ “
1 eni Neşriyat:
Beden Terbiyesi İstanbul Bölgesi Başkanlığından:
Bölge malt olan (Lassalı marka binek otomobilinin satılmasına karar '.erilmiş ve 15 gün müddetle açık arttırmaya çıkarılmıştır.
Muhamını .ı bedeli *4.000' dört bin liradır, 6/4/948 tarihinde Tak Bim sıra servilerde kâin bölge merkezinde yapılacak olan arttırmaya iştirak edeceklerin ihaleden iki saat, evvel yüzde 7,5 teminat akçesinin makbuz mukabilinde Bölge Muhasebe servisine yatırmaları,
Bölge İha.«yi yapmakta serbesttir,
X

S i

s eke» •:
-
ATİNİZ İÇİN
(3632)
(1
g B hu ..ılann kararsızlığına karşı kolunuzda veya çanta-
£ -z'.a p.-ha)c- b r P A R D E S Ü taşıyınız. Parekende 25 liraya
İBRAHİM 1RGÖREN: Sultan Hamam Dikranyan Han No: 21


m/m
m/rn
m/m
TIRAŞ BIÇAKLARI
Üstünlük timsalidir Türkiye Genel Mümessili İBRAHİM ÇAVTJŞOöLU
Bahçekapı, Celâl bey han No.39 İstanbul
Miid ıriüğii iiâniar^|
3* . *
I radyo] tee Bugünkü Program
SALI — 23/3/1848
7.29 Açılış ve program,
7.30 M, s, ayarı,
. 7,30 Müzik: Marşlar (Pt)
7,45 Haberler,
8.00 Müzik: Çeşitli
Hafif Müzik (Pl.)
8-30 Film Müzikleri (PL,
8-45 Müzik: Tangolar (Pl.)
9.00 Kapanış,
12.29
12.30
12,30
Açılış ve program, M s. ayan,
Müzik: Radyo
Salon Orkestrası,
Haberler,
Müzik: Karışık Şarkılar Kapanış,
Miızik: Dans Müziği ıPL) Konuşma.
Müzik: Şarkılaı-M, s, ayarı, Haberler,
Geçmişte Bugün,
13,00
1315
14.00
17,58 Açılış ve program,
18,00 M, s, ayarı,
17,00
18.30
18.45
1900
19.00
1915
19,20 Müzik: Yurddan Sesler,
19.45 Konuşma.
20.00 Müzik: Güzel Sesler (PİJ
20.15 Radyo Gazetesi.
20.30 Seryest Saat-
20,35 Müzik: İnccsas
21.15 Konuşma-
21.30 Müzik:
21.50 Müzik: Opera Aryaları (PL
22.15 Müzik: Dans Müziği (Pl.)
22.45 M, s, ayan,
22.45 Haberler,
23.00 Program ve Kapanış,
BULMACA
---*----
MUŞTA
Siyasi MLzah Gazetesi.
Aka Gündüz tarafından çıkarılan bu dikkâte şayan gazetenin 14 üncü sayısı da çıktı- Gittikçe mühimle şen bu gazeteyi tavsiye ederiz, KEMAL YOLU
Üniversite gençliğinin dalgalandır dığı bu Atatürkçü derginin 8 inci sa yısı da çok güzel bir baskı ve zen gin bir muhteva ile yayınlanmıştır
Tavsiye ederiz.
MİMAR KOCA SİNAN
Sinan yalnız Türk mimarisinin değil dünpa mimarisinin bir şahika sidir. Sinan milli mimarimizin cihan saran bir şöhreti olmuştur. O nu sevmeyen yoktur.
Kltab şimdiye kadar hiç bir yer de neşredilmeyen bir çok arşiv ve müze vesikaları konmuştur. Şimdi, ye kadar Slnanm evlâdı bulunmadığı söyleniyordu, Mlll’yetl blllnmi yordu. İbrahim Hakkı Konyalı Sİ nanı.n çocuklarını 7e torunlarım milliyetini tesblt etmiş ve bir aile şeceresini de koymuştur. Büyük e-mek ve masraf harcanılarak nefis bir şekilde basılan bu kitabı okuyu rularımıza tavsiye ederiz. Başlıca tevzi yeri: İstanbul Ankara Cadde si Zaman Kitabevldlr.
MİLLET
Bu siyasî mecmuanın ITI sayısı çıkmıştır. Başlıca yazıları şunlar-dır: Komünizmi besliyenler bildiğimizden gayrdandır. — Yaşıyan ölülerden mİ korkuyoruz? — Teşhis Hatası — HakikatcıLk — 20 Milyon Diyojcn . ve bir tek hedef — Teknik Öğretim Bilmecesi — Gnl, Cafer Tayvarın hatıraları — Kâzım Karabeklrdcn bâklr hâtıralar — Ba fahat şairi -• ittihat ve Terakki Cemiyeti — Rkler Bağdır, Tavsiye «derezi,
CİDS1
Malzeme Alım Şubesinden
Güvenme ihale
Parası Tarihi Günü
Militan
13725 L
300 L.
30 3/948
2/4/948
Saati
D ilstıin 150 ton.
Muhtelif 67 adet
deâtere Namı
hesaba
1 — Yukarıda cins ve
araktır.
2 — Pazarlık hizalarında gösterilen gün ve
Genel Müdürlük malzeme alını şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
S — Liste ve şartnameleri her gün sözü geçen şubede görülebilir.
4 — isteklilerin belirli gün ve saatte hizalarında gösterilen güven-paralarile birlikte mezkûr komisyona müracaatları İlân olunur.
5 — idare kısmen veya tamamen veya kısmı kısım ayrı ayrı taliplere ihalede serbesttir. *3633)
miktarı yazılı malzeme

me
Askerler, Tallıa ile arkadaştan yattıktan on, onbeş dakika sonra gizlendikleri yerlerden çıktılar. Hep birden hücum ettiler. Kalkıp silâha sarılmalarına vakit bırakmadan dokuzunu da yakalayıp bağladılar. Ve Naşı ı İbni Seyyar'a teslim etmek üzere Merv’e görtüdüler.
Na.-)ıı İbni Seyyar, onları sor gûya çekmeye bile lüzum gör-meden derhal idâm ettirdi.
îşte kahraman Talha’nın şan !ı, erefli hayatı bıı suretle so na erdi. Koca ceııgâver, sekiz arkadaşı ile birlikte Allahın rahmetine ve kendisini cennette bekleyen sevgili Büşeyresile mâsun yavmsuna kavuştu. HACCAC-I-ZAT İMİN ÖLÜMÜ İslâm tarihleri. Haccâc’m Hic retin kırkmcı yılında Tâif’te doğduğunu ve doksanıncı senesinde 1 endi yapı'.nnu olduğu Vâsıf şehvinde öldüğünü yazarlar.
nihayet ölüm da-ğm çığını doldurmuş, ölüm döşeğine düşmüştü. Artık yaşıya-mıyacağını, hayata veda edece-
Sah Cuma
14.30
10.00
pazarlıkla satın alı-
saatlerde Kabataşta
Hakiki Ingiliz menşeli su geçmez TF ENÇKOT PARDESÜLER
35 Liradır
Satifimız muhayyerdir  BDURRAHMAN KAL YON Dikranyan Han 11 — 12 Sultan Hamam
* DOKTOR
Kemal Nuri İMSE
Clld ve Zührevi Hastalıklar Mütehassısı.
Beyoğlu Asmalımecld sokak
17/2 saat 14-19 Telefon: 42324
• •*
—J



Bir er tabibi almak her fvddtş için bir gayedir
Türkiye İş Bankası
1 Bu arzunuza ulaşmanız için size imkân sağlamıştır. Bundan faydalanınız,
Türkiye İŞ Bankasında tasarruf İh erbiniz yoksa
; derhal bir hesap açtırınız.
Yılda dört defa ikramiye çekilimi: ftfir çekilişte 1 EV, ARSA ve dolgun para ikramiyeleri...
1
]
(■ 4
4 b t
9
/
i.
ı
İkinci Çekiliş: 1 Haziran
Git)ekrinıizden broşür İsteyiniz!
İmtiyaz sahibi: A. CEMALEDDÎN SARAÇOĞLU - Yan islerini fiden idare eden: Yazı iğleri müdürü: FATth1 FUAD — Dirildiği Yer: «Yeni Sabah» mürettiphanesi - Basıldığa yer: «Gün Basımevi»

&
1 2 3 4 5 6 7 8 9
I I
1" İlli
1 1 !BI 1 1
|SI . 1 İBİ
:m i ■
«İtil ■
SOLDAN SAĞA ı
1__Odunundan kibrit yapılat
bir ağaç, Fena: 2 — Hastalara veri lir, Çamaşır suyuna konur; 3 — Jest, Padişahların kadınlar dairesi; 4 işaretten gelir, Al nidası; 5 -Bir harfin okunuşu, Başına ıSı ge lirse gasbedeıı olur: 6 — Erlerin mezuniyeti, Soru edatı; 7 — Kin. Bayatın tersi; 8 — Yahudi ismi, Ni tekim; 9 — En büyük kara hayva, m, Ermiş.
YUKARIDAN AŞAĞI ı
1 — Bir meyva, Tersi Fransızc son; 2 — Telefon nidası, Esas ie-k. lât; 3 — II amiri. Elde etmek, 4 — Midesi goş, Kommünlstlerln tuttuğu yol; 5 — Yaşanan zaman; 6 — Bir hastalık, Üye; 7 — Kızıl derece ateş. Kibar: Yapan, Sonuna (H) gelirse bir yıldız ismi; 9 — Filvaki Kıza zaman.
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ 1 2 3 4 5 6 7 8 9
sürül- rah ismi verildi. Arûs, ge lin demektir. Fakat burada düğün n havram mânasına gelir.
Evet Irak halkı seviniyordu. Nefret rttıhleri zâlim Enıîıin elinden e tx diyen kurtuldukları için düğün, bayram etmekte hakları vardı. Lâkin buna mukabil ağhyanlar da çoktu. Ağlıyan lann ekseriyetini fakirler teşkil ediyordu. Çünkü Haccâc, bütün honhuvarhğma rağmen, fakirle ri doy tınır; giydirip kuşatırdı. Aşhanelerinin kapıları herkese açıktı ve herkes yiyebildiği kadar yeyip içmekte serbestti.
Bazı kimseler, Haccâc’m mezarından zinciı sesleri geldiğini duymuş olduklarını söylemişlerdir. Haccâc’m kâtibi ise, o öldük ten sonra:
— Yâ Haccâc, demiştir. Ulu Tann sana rahmet eylesin, kİ hayatında ve ölümünde |i£ur-an okumayı terketmedin.
Ahali, kâtibin bu sözünü gülerek kıu.-şıİamıştır.
t Defamı var)

Aşk - Macera - Tarih - Cinayet •*»—
Yfizazı; fonrg31 re»? Tefrika No. 151


ğini biliyor ve Allaha yalvarıyordu .
— Yarabbi! Hayatımın son dakikalarını yaşamaktayım. Öle ceğim muhakkaktır. Bana mağfiret eyle. Zira butun inşa .t w, senin bana mağfiret elmiyecpvi-ni zannediyorlar ölüm haberimi alınca çok sevinecekler belki de düğün, bayram yapacaklai'-dıı*. Onlaıın bu hakkını teslim ediyorum. Kendilerine haddinden fazla bas'/- davrandım, irade'' kâh elimde olarak, kâh e-limde olmıya^alt hayli zulüm yaptım. Şimdi '•enin mağfiret kapma iltica etmekten başka bir şey yapmağa muktedir değilim.
Haccâc, son dakikalarında Ce
nabı Hakka t Öyle dua ederken maziyi gözünün önünde canlandırıyor, çceukluğuııu, askerliğini, cinayetlerini hatırlıyor, Bü-jşey.'eyi, onu elinden alan Tallıa-y) hatırlıya”, onların kendisin, den evvel terki hayat ettiklerinden müt.ı:!Hxn oluyordu. Çünkü en zi’ ade onlara zulüm etmişti. Birbir1 erini çıldırasıya seven bu iki çiftin rahat yaşayıp mesud olmaların'' asla imkân vermemişti. Eğer onların yüksek aşklarına hürmet etseydi de kendilerini takibden vazgeçseydi, belki eceli kazaya kurban gitmeyip yıllarca sonra eceli müsemma-larile ölürdü. Haccâc, bu ince noktayı düşünerek, kendisini on
• •
ların katili sayıyordu.
Haccâc, yanında hiç kimsenin bulunmadığı bir sırada can verdi. Halkın birşeyden haberi yok tu. Zâlim Emir, ıssız bir odada, ölüm döşeğinde upuzun yatıyordu. İçeriye câriyelerinden birisi girdi. Emîrin vefat etmiş olduğunu görünce:
— Haccâc öldü! Haccâc öldü!.. diye feryadü fığan ederek ortalığı velveleye verdi.
Altık Ilaccâcı zâlimin vefatını herkes öğrenmişti. Lâzım ge-’en dinî merasimi yaptılar ve dünyalaıa sığmayan bu muazzam adamı kara toprağa teslim ettiler.
Haccâc’m öldüğü güne A-

1

b
b
l
9
4
l
i
I
ı |