Sene: I
Numara: 186
Abone
Türkiye için t "Belik - tîoı r »yM — tu)
J „----.. s»
I , ... tJS
Km,ınaKlge. Şeref Sok,/,. 7F.LF.FON: 20510
Şeraiti
Hariç için
Kr, ?M0 Kr.
. - I»» .
, ------- 7» .
Günün yazısı
Maarif Bakanının
Sözleri
Maarif Bakanı Bay Abidio ölmen, maarif işleri hakkında dü-tündüklerini çiğnemeden oöyliyen tok sözlü bir Bakandır. Kendisi maarifçillkten yetişmediği için olmalı, ki maarif içlerini, Bsksnlığ» geldi ğindrnberi yüksek bir bakışla çok iyi kavramıştır. Eğer eskiden beri maarifei olsaydı, maarif içleri, dedi koduları ve durmadan değijtirilen maarif programları ve gidişleri ile zihni fazla dolmuş bir halde bulunur ve ondan dolayı da görüşlerinde. düşünüş-leıinde berraklık ve sağlamlık olmazdı.
Çünkü bit dikkat ettik, bitde maarif içlerinin, mekteb içlerinin, ve biihasaa imtihan içlerinin yıllsr-danberi bir türlü düzelememesi, bu içlerle faile (mütehassıs) olanların uğraşmasından ileri gelmiçtlr. Bu sözler biraı tuhaf görünebilir. Bulunduğumuz çağ (ihtisas) çağıdır. Her içte, o için doğru vo sağlam gitmesi için ( mütehssııı) a lüzum vardır. Bu yaaa, diğer bûtiio işlerimizde, ms**)â ( Nafıa ), ( Ziraat ) içlerimiıde hep doğrudur. Yaluııı bernedease Maarif içlerimizde bunun tamimiyle tersi olmuştur. Buna bir delil istenirle, ( Maarif) bakanı Bay Abidin Örmenin geçenlerde mecliste iteri sürdüğü ban rakamlar gösterilebilir. Bu rakamlara nazaran geçen yıl orta mekteplerin 2128 son sınıf talebesinden yalnız 1110 u sınıf geçebilmiş ve mütebakisi dönmüştür. Yani geçen yıl orta mekteb talebesinin tam yarısı sınıflarında kalmıştır. Başka bir Maarif bakanı olsaydı, belki bu rakamları bukadar eçsk olarak söylemez, hiç olmazsa yavaş yavaş yedirerek, bazı izahata boğarak süyleraeğ. tercih ederdi. Şimdiki Bakan Bay (Ölmen ) ise kestirme yoldan gitmeği te derdi açıktan açığa gösterili söylemeği muvafık buluyor, için en doğrusu da bodur. Memleketin bası dertleri, barı hastalıkları vardır ki b nd*n notayı kimsenin suçu yoktur. Bu hastalıklar seoe'er-denbcrl süren yolsuzlukların, dû-şüncesizliklcrin birer neticesinden başka bir şey değildir. Bu dertlerden dolayı bütün kabahati şu veya bu Bakana, çu veya bu büyük memura yükletmek hakanlıktır. Yani bu dertlerden devlet mesul olamaz. Bundan açığı yukarı hepimiz az çok mesulüz. Mesela imtihanlar içinde her sene talebenin sapır sapır dökülmesinden maarif bakanlığında imtihan içleriyle uğraşanların şüphesiz az çok düşün, ces.iliği vardır. Çünkü programlar hiçbir vakit iyi yapılmış değildir. Sonra mekteplerde okutma tarzında da büyük eksiklikler va yanlışlıklar olmuştur. Daha sonra da çocukların babalarında, soslarında da suç vardır. Çünkü son çağlarda aileler çocuklarına yol göstereceklerine, utların terbiyesine canla, yürekle çalışacaklarına kendileri çocuklarla» uymuşlar, adeta ço-cukiann gösterdikleri yola gitmişlerdir. işte buğun imtihanlarda görülen korku u ve düşündürücü neticeler, böyle ûç başın Pirden e ele vererek yaptıkları suçlardan ileri gelmedir. Onun için bu suçları örtmek, hele yalnız şu yana veya bu yana yükletmek kadar bam haksız, hem zararlı bsr şey olamaz. Bunun en doğrusu haı-talığı olduğu gibi ortaya dökmek, ondan sonra al b.rliğile o hastalığı iyi etmeğe çalışmaktır. Maarif bakanının mecliste imtihanlar hakkında söylediği sözleri hiç kuşkusuz «ay la vitrin bir çoğu doğru bulmuştur. Çünkü onlar da çocuk sahibidirler. Onlar da çocuklarının mekteplerde çektikleri sakıntıları bilirler ve onlar da okuma eksikliklerinin sebeplerini daima araç-tırıp düşünmüşlerdir. Şimdi derd böyle oç.k ortaya konunca onun çaresini de buimak olaukça kolay, (aşmış olur. Maarif bakanı Bay “ölmen,, , ki şimdiye kadar yaptığı işlerde görüşlerindeki doğrulu, ğu ve sağlamlığı isbat etmiştir. Bu imtihan işlemede bundan sonra biç kuşkusuz çok esaslı uğraşacaktır. Bu uğraşmaların iyi neticelerini ise önümüzdeki yıl sonunda hep birlikte idrak etmeği canı yürekten diliyoruz. Çünkü ulusal İşlerin co başında olan işierdeo biri da bu mekteb işleridir.
ZAMAN
Matbaaî Ebâzziy*. İstanbul [
Fiab Her Yerde 5 Kuruşlar
Sabahları Çıkar Siyasî Gazete J
“Plevne,, nin sukutu yıldönümü
Bulgaristanda bir şenlik daha yapıldı...
Bir Bulgarin dahi iştirak etmemiş olduğu “Plevne,, harbinin yıldönümünü nasıl tesid ettiler?
Tarihi bir resim .- “Pirine kahramanı Orman Paşa yaralandıktan te terlim olduktan sonra Ra, Çarı ' Altkmndr.. (■ yanma çıkarılırken
“La Bulgarin, gazateas yazıyor: "Tarihi Plevo* şehri 18 kânunu, evvel'd* unutulmıyacak bir gün geçirdi. Bir gün evvelden donanan şehir heyecanla taşmağa başlamıştı, sokaklarda halk kaynaşıyordu, evlerin yüzleri milli renklerle bezenmişti.
Pievleniler büyük misafirperverlik göstererek memleketin dört tarafından gelenleri istikbal etmişler ve ağırlamışlardı. Bütün oteller. mektepler, evler dolu idi.
Merasim vaat “9. a doğru başladı. Muhtelif teşkilâtlar bayrakta-riyle Aleksaodr caddesinde yar tutmağa başladılar. Ayuı zamanda da resmî zevat belediye dairesinin önündeki pavyonlara yerleştiler.
Devamı 2 nci sahifede
Bulgar Kralı ''Bori*„ PleCnede yapılan mera,im e inalında
“Venizelos,, a suikasd davası
Yeniden bombalar patladı, Pire korku içinde!
“Pire„ asker ve Polisle doldu, bombaları atanlar yakalanamadı, korku ve heyecan çok fazla...
Çeçen sene ''Venizelo,„a tuikatd yapanların ele bafitarından olmakla maznun Karatanaş
Atina 22 ( Hususi l — Bu gece saat bir buçukta Pirede “Trepnltea,, caddesinde bir bomba daha patlamıştır.
"Venizeloı,, taikatllen kurtuldak tan »onra hafif yaralarını sardırdığı haıtahaneden çıkarken Bombanın patladığı civarda hür-riyetperver fırkaya meiMub “Trake*,, , Pire belediye reisi “Strodr-Devamı 7 nci sahifede
İstanbul rıhtımları artık bizim
Hissedarlar satışı tasvib ettiler, Türk memurlar çıkarılmıyacak, çıkarılanlara para verilecek
Rıhtım Şirkti i hittcdarlart dûnlrâ »on içtimalarında
Rıhtım şirketinin ıstın alınmasa hakkındaki mukavelenin hükümetle şirket murahhasları arannda imzalandığını yazmıştık.
Bu mukaveleyi tasdik etmek üzere şirket hissedarları dön Ormanlı bankasında toplanmışlardır. Top-Devamt 7 nci sahifede
23 Kânunuevvel Pazar 1934
-------.--------------------------
Zengin olmak, mevki kazanmak, şan ve şöhret içinde yüzmek herkesin kârı değildir. Fakat iyi, merd ve akıllı olmak herkesin elindedir.
Vauvenargues (Şerhi 3 ûoeû ubilrde)
Milletler Cemiyeti içtimamda
Konsey içtinıaına Bay T. Rüştü riyaset edecek
Conesro 22 (A.A.) — 11 Son Kanun 1935 da toplanacak olsu Uluslar Kurumu Konseyine Türkiye dış işleri bakanı Bay Terfik Rüştü Araş Başkanlık ad*-cektir.
Ankara 22 f Telefonla ) — Dış İşler bakanı Bay Tevfik Rüştü Ara* Kânunusaninin ilk haftasında Cenevreye gidecektir.
k._________________________
Intihab defterleri dün asıldı
Defterde isimleri olmı-yanlar 15 gün içinde itiraz etmelidir
Mebus iotibabatı teftiş heyeti, seçim muamelelerinde kendisin* düşen vazifelerin birinci safhasını dün ikmal etmiş ve dûn sabahlan itibaren şehrin her tarafına ced-veller atılmıştır.
Devamı 2 nci sahifede
Yuğoslavyada yeni kabine
Haricî siyaset değişr.*i-yecek, dahilde birlik sağlamlaştırılacak
Yugoslavya -nın yeni Başba-bakanı M. Yevtiç kabinesini teşkil etmiştir. Kabine, snilU bir mahiyette dir. Çünkü Sırplar-Jao, Hsrvatlar-den. Sloven ve Boşnak lar dan vücuda getirilmiştir.Kabinenin
bu teşekkülü o- M. “ Yevtiç ,. uun. iç ayrılıklara son vererek ulusal birliği sağlamlaştırmak ve memleket içinde barışıklığın hâkimiyetini temin etmek istediğini gözte-riyoe. Yugoslavya dış siyasası bir değişikliğe uğramlyacak ve iç siyasa ulusal ve erimleri gerçekleştirmek olacaktır. Bu huau,talgolcn telgraflar aşağıdadır :
Belgrad 22 (A.A.I — M. “Yev-tiç., gazetecilere şu bildirimde bulunmuştur :
Dış siyasamızın açık olan özlükleri, daima beklemek ve birlikte çatışmak olmuştur. Bunlar çok iyi neticeler vermiştir. Benim dileğim iç aiyaaa alanında elde edilmesi IstenilA varınıların bir an evvel gerçekleşmesidir.,,
Belgrad 22 ( A.A.) — On dört kişiden mürekkeb olan " Yevtiç „ kabinesinde 3 Hırvat, bir Sloven, bir Boşnak ve ikisi eski muhaliflerden olmak üzer* dokuz Sırb vardır.
«lllllllıiHlHMiaiHlslMiılıalMMIilHlılllllllllılMlıı
Artık kış girdi
Dûn Kûduducvvelin 22 M idi ve aonbahar biterek Kış girdi
Dün »oobahnrın son günü ve kışın ilk günü idi. Filhakika Eylülün 22 »inde giren sonbahar Kanunuevvelin 22 sinde son gününü idrak ediyor. Ayni günde kış mevsimi de giriyordu.
Bu sene sonbahar taınamile ■nûlâyiıu geçmiş addolunabilir. Balıkçıların, yıllarca süren tecrübeye mü.tenid bilgileri ekseriyetle doğrudur. Bu sene kasını, lodoa hava ile girmiştL
Balıkçılar ise kasım lodoa ile girerse kış hafif geçer derler. Ayol zamanda bir büyük frenk heyet-şinau da bir takım utun boylu hesaplardan sonra bu sene kışın hafif
Devamı 7 inci sahifede
Son neşriyat üzerine...
İtalyan ajansı tahkimatı tekzib ediyor!
Ajans Istafani “on iki adanın tahkim edildiğinin aslı yoktur t. diyor
On iki adadan İtalyanların tayyare ûuülharektıi yaptıkları iddia olunan meşhur “Radoı,, tm maruf kalelerinden biri «Bu rMioa Ustan Kır. vs MMaslyUiıU* saaaamaa ald Ur Utegra/du,.
Ajana Istefani on iki adanın tahkimatı etrafında yasılan yazılara mukabil bndefa sözle bir tnkzlb naşretmlştir :
...mm-ıusu. »■nm.nl..>SA»n.lwniMl
Roma 22 ( A.A. ) — Irtefam a/anıı bildiriyor : On i ki adada Italyan kara, deniz ve haca güçte-
Devamı 6 inci sahifede
Bu müşkülâtın manası ne?
İngilizler ile ticaretimiz tanzime mühtaçtır ingilizler ticaretimize müşkülât çıkarmağa devam ederlerse mukabelei bilmisilde bulunmalıyız!
İngiliz kadın »•buzlarından “Atlı ol,, geçeni arda avara kamarasında Nazırlardan birine sual tevcih ederek, lagiltereye Türk yu-murta idhalltının sıkıntı vermeğe başladığım söylemişti. Halbuki tacirlerimizden aldığımız mütoaddid mektuplardan anlaşıldığına göre, bu sıkıntıyı duyan İngiltere değildir , bilâkis
Devamı 7 inci sahifede
İngiliz piyatan Türk yamartatarma kapanmış gibidir
Yeni lügat yapılacak
Büyük bir komisyonun hazırhyacağı bu lügat halka ucuz satılacak
Öz dil savaşının yeni bir hız olması, hisırdilnıekte olan bir Türk sözlüğü (lügati) ihtiyacını daha şiddetle tebarüz ettirmiş, tarama der-gieioin ise her yabancı kelimenin tek ve kat’i karşılığını teıbit edememesi dolnyırile bir sözlük ola-mıyacağı anlaşılınca bıı ihtiyaç büsbütün artmıştı.
Bir kaç gün evvel bir baş yazımızda bu ihtiyacı mevzuubaha ctoılş ve yeni »özlüğün bîr an ev. evvel çıkması lüzumuna işaret eylemiş olduğumuz gibi diğer refiklerimizde de bu noktaya temaa edilmişti.
Devamı 2 nici sahifede
> *eın»oasa*M»»»»«M»eıeŞM *es***reMiaiMieş»ş»eıaueş»«*«l»ı»«*««a«»«’«'»‘ »••••••»••••••••***M»aşa**a****s*ıa*»*,eiBWI
Sar da bir hâdise daha!
“Sar„ hükümet komisyonu bayrağı menetti, buna rağmen her pencereye Alman bayrağı çekildi!
Sarbrükcn 22 (A.A.)— Royter ajansı muhabirinden : Sar hükümeti komisyonu tarafından neşredilen bir emir, bugünden itiba-ren herhangi bir bayrağın çekilmezini yasak etmektedir.
“Alman ceb- "Sar,, a kıymet veren kömür havzasından
hesi„ bu emre ca ce fabrikalarından bir köre
vaben, bütün halktan, protesto I çekilmesini istemiştir, makamında Alman bayrakları ' Devamı 7 inci sahifede
Kânunuevel 23
Yugoslavya da M. “Yevtiç„in Ulusal birlik kabinesi ne yapacak?
Dış siyasa değişmiyecek, Yugoslav unsurlarının daha ziyade kaynaşması temin olunacak
Yugoslavyanın yeni Baş bakanı Bay "Ycvtiç,, kabinesini tamamlamış ve işe başlamış bulunuyor. On dört kişiden teşekkül eden kabine âzasınm 3 ii Hırvat, biri tslovcn, biri Boşnak ve ikisi eski muhaliflerdendir.
Demek ki, “Yevtiç. kabinesi, Ulusal birlik kabinesidir.
Daba önce Yugoslavyada tutulan iç siyaset, daha farla Sırp lara güvenmekti. Dokut yıl kadar bu esas üzere gidildi. Fakat bu tutumun, Hırvatları ve diğer unsurları gücendirdiği ve bir talum keskin ayrılıklara sebep olduğu anlaşıldığından Yugoslav unsurlarını birbirine kaynaştırmak için yeni bir yol tutuldu.
Müteveffa Kral “Aleksandr., bu işi becermek üzere Diktatörlük ilân etti ve ayrılık fikrini güden fırkatan dağıttı.
Fırkalann bu şekilde dağıtılması, Yugoslavyayı teşkil eden unsurlar arasındaki gücenekliği arttırdı, en sonunda kral “Alck-aaı»dr„ da bu gücenekliğio kurbanı oldu.
Bugün Yugoslavyada tutulan iç siyaset Yugoslav unsurlarını barıştırmak ve birbirine sevdirmek, bu unsurlar arasında ulusal birliği sağlamlaştırmaktır.
Onun için Yugoslavyanın en tanınmış devlet adamı olan “Yevliç,, in yeni kabinesi YugosJavlık bayrağı altında toplanmış olan bütün unsurları bir araya getirmiş bulunuyor. Maksadı, “iç siyasa alanında elde edilmesi istenen vanmların biran evvel gerçekleşmesidir.,,
Yugoslavyanın iç siyasasında en mühim vanmda biitûn Yu-goslavlar arasındaki sevgi ve barışıklığı hakim kılmak ve ayrılık fikirlerini ortadan kaldırmaktır. Yeni kabine bunu temine çalışıyor.
Yugoslavyanın Dış siyasasına gelince, M. “Ycvtiç,, in iş başına gelmesinden ve Dış siyasa Bakanlığını da ele almasından onun biç bir değişiklik geçirmiyeceği apaçıktır.
Ö. R.
(rPlevne„nin sukutu yıldönümü
Birinci sahifeden devam
Japonya, beklenildiği gibi “Vaşing-ton„ muahedesini resmen feshetti Fransanında dbniz muahedesini bozacağı söyleniyor— Bahrinıuhitikebirde tahkimat başlıyacakmı?
Harbiye Nazın "Zlotev,, alayı »e askerleri teftiş ettikten sonra om doğru geceyi İstasyonun vagonuna geçırenKral ve Kraliçe alkımlarla alayın önüne geldiler ve sabitlerin ellerini sıkarak teftiş ettiler.
Heyet askeri mahfile doğru yol aldı ve oranın boğçsaiode Sol ya Arşevji “Stefao. tarafından bir aöylev verildi. Arşe »et i eıcûmle dedi ki:
• — Bugüo hürriyetin ocağı o-loo Pievnede bulunuyoruz. Burası 1877 de kıymetli Rus askerlerinin ö ûm döşeği olmuşdu. Nihayet düşman püskürtüldü ve buralarda PJevne ismi idileşerek hürriyet girdi.
Plevne şehri! Sen Bulgaristamn beytullshı mum? Senin sinenden hürriyet doğdu.„
Yeni açılan askeri mahfile ilk adımını Kral attı ve girerken a«-kerlere hitabeden bir nutuk söyledi. Kral ve hazirun b.r defteri imzaladılar ve defter binanın temeline yerleştirildi.
Ayı» zemanda Sen Nikota kili-seıinin de temel atma merasimi yapıldı.
Orada da Kral:
“ — .Mübarek kilisemizin inayetiyle yakın bir atide bü,ük bir bina kuracağız “ I. Bu bina uğurla bir istikbalin, Bulgar kahra-■molığıeıo aUmeti olacaktır. Bu bina mûıtakbel nesillere Bulgar». tamo naııl yükseleceğini gösterecektir. , demiştir.
Kralı mûteukib harbiye nazırı “Zlatov», “ Boyacef „ ve ilh aör atmışlardır.
Halkın heyecanı “ Şipka . da yapılan merasimdcklndan az değildi.
Akşam askeri mahfilde verile» 350 kişilik ziyafette kral kadehini kaldırmış ve:
“ — Askeri tarihimizi, bütün Bulgar kalpleri Uşarak anıyoruz ., demiştir.
Kralı miiteakib söz alan “ Zla-tev „ hükümet narama mühim bir-nutuk aöyliyerek Bulgar tarihini ve eski günleri yaşatmıştır. „
— Zaman —
Malûm olduğu üzere “ Plevne „ harbi bundan $7 yıl önce vokıs. bolmuş, Türk hamaset ve şehame-tini bir kere daha dünyaya göstermiştir.
O zamanın Çarlık Ruayası, gö. ya Bulgarları kurtarmak roakaa-diylı- ve hakikatte emperyalist emellerini tatmin için Ormanlı imparatorluğuna harp iUn etmiş, fokat ••Plevne,, de bir avuç Türk Orman paşanın kumandan altın
da aylarca müdafaa da bulunmuş, Kus ordusunu olduğu yerde mıhla-mıştı. Mıkdarı 45 bin kadar olan Plevncdeki Türk kuvvetleri, Rotlara bu kadar telefat verdirmişler, bu vaziyet karşısında Rua Çarı "Aleksandr,, o zaman Türkiyenin mümtaz bir eyaleti olan Romanya prensine müracaat ederek yardım »temek mecburiyetinde kalmıştı.
Bu yardım geldikten ve artık *Pievue_ Türk askerinin yiyeceği, içeceği birşey kalmadıktan sonradır ki Osman Paşa meveud cephaneyi her nefere yüz elli kurşuo vermek suretiyle taksim ederek kahramanca bir huruç hareketi yapmış, fakat yaralandığı için bunda muvaffak olamamış ve yarısı zaten açlıktan hasta ve mrcalaiz kalan “Pîevne" nin kahraman müdafii Türkler teslim olmak mecburiyetinde kalmışlardı,
“Plevne„ harpleri, Türk namı-nı ebedileştiren ve şerefini yük-«etten savaşlardan biridir. Hatta o zamanki Ingiliz Hariciye nazırı:
*— Plevne düştü, fakat Türk-lerin şerefi yükselde dı miş, Harb sahnesine gelen Rua çarı "Alek-sandr. da Olman Paşaya kılıcını iade ederek :
Bunu sizden başka ehliyetle kim taşıyabilir kİ 1 Hatta Rusyada bile kılıcınızla gezebilirsiniz, demişti.
Bulgarise, İşte bu harbin devri •enevisiol tee'id eylemişlerdir. O harbin, ki Bulgarlar namına Türklerle Rııslar arasında geçmiş, Ro-mcnler de Ruslara yardım etmişlerdir. Tarih bu harbe bir tek Bulgarin bile iştirak ettiğini kaydey-lememektedir.
Yeni Lûğat yapılacak
Birinci sahifeden devam
Dün akşam Ankara muhabirimiz, bu ihtiyacın daha evvel düşünülmüş olduğunu gösteren şu haberi verdi:
Ankara 22 (Telefonla) — Al-dığım haberlere göre, Ankarada dil mütehassıslarından mürekkeb büyük bir komisyon kurularak yeni bir Türk iûgatı hazırlanmasına karar verilmiştir.
Eski tarama dergisi yerine ve süratle hazırlanacak olan bu lügatin bilhaaıa halk tarafından daha ucuz bir fiatla tedarik edilebilmesi temin olunacaktır.
Tokyo 22 (A. A.) — Japonya, om " Vaşiogton „ andlaşmasının bolmuş olduğu bir telgrafla "Va-şiogtoo.. daki Japon safiri M. "Salto,, ya büdirilosektrdlr.
M. "Okada,. düo imparatordan bu kararı onanlarını rica etmiştir. Fransa da “Vaşington,, muahedesini bozuyor mu? Faril 22 (A.A.) — Keutrr ajan-aa muhabirinden ı
İyi haber alan Paris mehafili, Fransnnında, Japonya gibi, Voşiog. ton aodlaşmaunın boıulma» le-hmdefkarar vereceğini söylüyorlar.
Paris 22 (A. A.) — On Bakanlığı bildirmiştir:
Fransız hükümetinin Vaşiogton aodlaşmaııoı boımayı tasarladığına dair olan duyum anlatıdır.
Vaşington 22 ( A. A.) — Frao' aamn Vsşiogtoo muahedesini frıtıe dreegine dair haber hakkında M. * Hul . Fraata tarafından bu hususta resmi bir haber olmadığını söylemiştir.
Amerika, Bahrimuhitikebir de tahkimata hazırlanıyor Veşington 22 (A.A.) — Londra deniz konulmalarının bir sonunca varmama» üzerine, b-rçok batı eyaletleri ayan üyeleri Bahnmuhi. tikebir kıyıları ila Alaska kıyılarının berkltilmeei ve ayrıca Alsa-kada denil tayyare istasyonu ku-
| İntihab defterleri dün asıldı
7 inci sahifeden devam
Her mahallede on beş gün müddetle anlı duracak olan defterler dört parçadır. Bunlarda 22 yaşından küçük erkekler, 22 yaşından küçük kadınlarla 22 den büyük kadınlar ve yine 22 den büyük yaşta olan erkeklerin eedvelleri-dir.
Dünden başlıyan 15 gün zarfında herkes cedvelde ismini acıyacak, bunu bulamıyan tefti, heyetine müracaat ederek itirazda bulunacaktır. Mahalle mümeıaille-rl cedvclteri çok acele tanzim eyledikleri cihetle bazı semtlerde bir çok kimselerin isimleri yarılamadığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla şehrimizin umum nüfusunun tnıkdariyle rey hakkına malık olanlarıu adedi ve vilayetimizden kaç mebus seçilebileceği ancak sekiz, on gün sonra katiyetle belli olabilecektir. Yani bu cihetler itirazların arka» alındıktan sonra tavzazulı edebilecektir, Şimdiye kadar alınan neticelere göre birçok mıntokalarda kadınlarla ekseriyette oldukları anlaşılmaktadır.
Burası kimin ?
İtalyanların Habcşistan-da 100 kilometre ilerledikleri anlaşılıyor
Parla 22 (A. A.) — Habeşistan elçiliğinin brr bildiriminde, 1908 yılında İtalya ile Habrşistao arasında yapılan bir anlaşmaya göre “Valual,, in Habeş toprakları içinde o'duğunu ve bu yerin deniz kenarından 400 kilometre uzakta bulunduğunu, İ siyan sınırının iae denize 300 kilometre uzakta bulunduğunun teabit edildiği bildirilmektedir.
Serendibdeki felâket
Kolombo (Serendib adası) 22 (A. A.)— Gayri resmi rakamlara göre, Serendib'de hüküm süren Malarya salgını şimdiye kadar 2,000 kişinin ölümünü mucip olmuştur.
Japonların cenup Ameri-kasına ihracatı
Nevyork 22 (AA) — İ.tatlstik-lero göre Japonyanın ernub Asır, »kasına olan çıkan 1934 yılının ilk dokuz ayında 21 milyon dolara varmıştır. 1933 aearri içindeki çıkarı iae 7 milyon dolardır.
rulmasını iıtiyeo projeler anıklamaktadırlar.
Kongrede alaaa morahban bulunan demokrat fırkoaındau Bay "Dumond., bu hususta demiştir ki:
“ — Kanada gibi barışı sever devletler. Amerika Birleşik dev-letlcrinio Hava,i adalarında, Bab-rimuhiti Kebirde v* diğer adalardaki istihkimlan berkitmesini iyi karşılıyacaklardır. „
Efkarı umumiye, Londra ve Vaşinglon andlaşmalarınıo Japonya tarifinden boıulmaaı keyfiyetinin Amerika birleşik devletlerini. Bari-mubitikeblr ie.ihkimlarını arttırmamak yolundaki sözünden geri dönnııye haklı olduğuna ve Filipin adaları statüsünü yeniden meydana koyduğuna lıank bulunmakladır.
Şimdilik hükümet mehafili bu hulusta birşey «öylememekte isede hükümetin Bnhrımuhiti kebirdeki siyasal ve aııei meıcielerl birbiriyle tamamen ve yakından ilişikli gör-düğü bilinmektedir.
• •
Amerika harb için kalay istiyor I
Nevyork 22 (A.A| — M. Ber-nard Barut, barb oturası kullanılması için hükümete 1000 ton kalay almasını tavsiye etmiştie. M Barub birleşik Amerikanın harb borçları yerine memnuniyetle kalay kabul edeceğini söylemiştir.
Tayyare kazasının feci tafsilâtı
Cesetler bulundu, kazazedelerin bir anda öldükleri anlaşılıyor Bağdat 22Σ A.) — “Rut-ba. dan gelen bir telyazısı, kazaya uğrayan Kolanda tayyaresinin içinde bulunan iki yolcu ile üç tayfamız cesetlerinin, tayyareden birkaç metre ötede bulunduğunu bildiriyor. Üçüncü yolcunun cesedi kamarasının içinde uzanmış olarak, mühendisinki de enkaz altında bulunmuştur. Hepside ani bir surette ölmüş hissini vermektedirler.
Tayyarenin bir tekerleği, bir de pervanesi, yere konma ter-tibatile birlikte, biraz uzakta bulunmuşlardır.
Yolcuların pasaportları, üzerlerindeki paralar ve sair kıymetli eşya, birçok bavullarla birlikte muhafaza altına alınmışlardır.
Kazaya uğrayan tayyarenin yanma askeri tayyareler gelmiştir.
İngiiterede dehşetli bir sis
Londra 22 (A A.) — Kaim bir sis dün seyrüseferi bozmuştur. Trenler çok geç kalarak gelmişlerdir. Şehrin ana caddelerinden saatlerce geçmek kabil olamamıştır.
Londra 22 (A. A.)—Dün İn-giltcreuin merkez, Şark ve Cenubi şarkisini kaplıyan sis, bugün de devam etmektedir.
Londranın bazı dış mahallelerinde dün gözgözü görmüyordu.
Yolda giden otomobillerin sürati yaya gidenlerinkini geçmiyordu. Otobüsler, önlerinde meşaleler tutan adamlar olduğu balde ilerliyorlardı.
Deniz seferleri de çok güçlükle yapılabilmektedir.
“İnsül,, ün kardeşi kurtuldu
Şikago 22 (A.A) — Banker “Saınuel lnsul„ün kardeşi “Mm-ten İnsuJ,, beraet etmiştir.
“Martcn Insul,, başka bir zimmet işinden ötürü. 15 Kâ-nunusanide. bir daha sorguya çekilecektir.
Meclisin tatili
Bugün tatil yapılması muhtemel - Kaç Saylav seçilecek - Saylav olmak istiyenler
Ankara 22 (Telefonla) — Büyük Ulus Kurultayının yarın (bugün) öğleden evvel yapacağı taplantıda ruznamcde meveud mütebaki lâyihaları müzakere ve intaç edeceği ve öğleden sonraki celsesinde tatil yapmağa karar vereceği söylenmektedir.
Diğer tarafdan yeni Saylav seçimi için bütün villâyetlerdo seçim defterleri bugünden “Dünden,, itibaren asılmağa başlan-nmıştır. Defterler 15 gün asılı kalacaktır. Rey vermek hakkına malik vatandaşların mikdarı ile seçilecek Saylav adedi bugün yarm anlaşılacaktır. ’ Yeni Meclise girecek Saylav mikdannın 407 yi bulacağı söylenmektedir.
Şimdiye kadar Saylavlık için Fırkaya müracaat ederek namzetliklerini koyanların adedi bini bulmuştur.
W - -.........—
Dün çıkan kanunlar
Mecliste buğdayı koruma ve intihabı meb'usan kanununun tadili lâyihaları müzakere edildi
Ankara 22 (Telefonla)—Büyük Ulus Kurultayı bugün saat üçte toplanmış, Veraset ve intikal vergisi kanununun bir maddesinin tefsiri ve muhtelif vekâletlere aid münakale lâyihaları, askeri ceza ve idarei umumiyet vilâyat kanunlarının bazı maddelerinin tadili, buğdayı koruma ve gayri menkul mallar lâyihalarını ve intihab Mebusan kanununun 21 ve 23 üncü maddelerinin değiştiril-meşine dair olan lâyihayı müzakere vekabul etmiştir.
tdarei umumiyei vilâyat kanununda yapılması kabul edilen tadil ile, kadınlarımıza vilâyet umumi meclislerine âza olabilmek hakkı verilmektedir.
İntihabı meb'usan kanununun tadiledilen maddesile yirmi beş bin yerine kırk bin vatandaşın bir saylav seçmesi kabul olunmuştur.
Buğday kanununun müzakeresinde ise İzmir saylavları Bay Hüsnü ve Bay Halil lâyihayı ■ki cehcden mûtaleacdip baz: noktaların nazarı itibare alınmasını istemişlerdir.
Bay Halil, müstahsili kalkındırmak gayeşile yapılan lâyihanın bu şeklinin fabrikalarımıza tarakki ve inkişaf imkânı vermediğini, binaenaleyh fabrikalardan alınacak resim yerine furunlarda ekmek üzerinden vergi alınmasının daha doğru
---------6--------
*Kirof„un muhalefete kurban gittiği anlaşıldı
Moıkova 22 (A. A.) — Kirofvn öldürülmen meıelrainde ilk tahkikat 2ü kânunuevvelde bitmiş ve i} Sovyeller birliği yüksek jû-naı-nın ■•keri kollejioe verilmiştir.
Tahkikat aonuoda, 1 - 12 tarihimi* menfur cinayeti yapan Nl-kolaefin Leningradda etki Zinovyef muhalefeti nra» tarafından kurulan gizli bir Sovyet aleyhtarı tethiy grubuna mentub olduğu anlaşılmıştır.
“Kirof. un öldür ü'tneıi sebebi.
Rusyada yeni bir cumhuriyet kuruldu
Moskova 22 (A. A.) — Mor-dovya mıntakasında, halkın isteği veçhile, muhtar Sovyet sosyalist cumhuriyeti kurulmuştur. Orla Volga mıntakasına dahil bulunan buoların bir çoğu Mordovyalı ve Tatardır. İnkılâptan evvel bu mın-taka çok geride idi. Ve halkın ancak yüzde 12 «i okumak w yatmak bilirdi, şimdi büyük bir
İspanya Almanya ticareti
Madrid 22 ( A. A. ) — Iıpnnyn ile Almanya «raunda yapılmakta olan ticaret kor.uşmaları 7 Mayii 1926 tarihli antlaşmavı bUtünlryen bir uzlaşma i.e bitmişti-. Ticaret borçlarının ödrnm-M içinde bir uı-laşma yapılmışı. Bu ııtiaşmn, 935/1 Son kâmında meriyete girecektir.
olacağını ileriye sürmüş, fakat teklifi kabul edilmemiştir.
Bay Hüsnü ise, İktisadî devletçilik siyasetimizin bariz nü-munesi olan bu kanunun müstahsillerden başka diğer vatandaşlara vergi tahmil ettiğini fakat müsthsilin kalkınmasının müstehlikin de menfaatine olduğunu söylemiş ve kanunda mevcut biskuvü ve makarnaya aid verginin altı aylık tutarının ne olduğunu Maliye Bakanından sormuştur.
Bunun üzerine Maliye Ba-knı Bay Fuad cevap vermiş, altı ayda iki milyon küsur lira irad temin eden verginin makarna ve bisküviye düşen mik-darının ancak 17 bin küsur lira olduğunu söylemiştir.
Bay Hüsnü. 17 bin liralık bir varidat için fakir halkın birçok ihtiyacına cevab veren makarnadan imal edildikten sonra ikinci bir resim alınmasının ve bu suretle fiatının yükseltilmesinin doğru olmadığını, bisküvilerimizin de imalinden sonra ikinci bir resme tabi olmasının bilhassa Arabis-taoa artmış olan ihracatımız noktai nazarından muvafık ola-mıyacağını söylemiş ve bisküvi ile makarnanın vergiden istisnasını istemiştir. Fakat bu teklif kabul edilmemiştir.
Meclis yarın (bugün) toplanacaktır.
bu grubun Sovyet hükümet İdare, •ini boımak suretiyle Zınovyevıst ve Troçkiıt fikir içinde bir değişiklik yapmak isteğidir. “Kirof.ua katline gelince, bundaki hususi ae-beb, “Kirof„un eski Zinovyef grubuna fikir ve siyasa itibariyle meydan okumaudır. Nikolaef ifa. desınde muhalefetin 'Krof. la bal-ladilecek hususi heıapları olduğu
nu, çünkü •'Kıeof,, uo Leningrad muhaliflerine kaeşı mücadele aç. iniş bulunduğunu bildirmiştir.
ilerleme nıevcuttur.|
Cumhuriyeti» merkezi olan Saransda yedi yüksek okulak vardır.
Kayseri sekiz Saylav çıkaracak
Kayseri 22 (A.A> — Geçen devrede beş saylav çıkaran vilâyetimiz son teıbit edilen nüfusa güro bu kez sekiz saylav çıkaracaktır.
! Lord “ Rothermer „ Alınanyada
Münih 22 (A. A.) — Al-tuanyada seyahat elrnekte otan L«rd Rothcrmere, dün Hitler-cilerin toplandığı konağı ziyaret elaııj ve orada bay Budcîff Hesse tarafından kabul edilmiştir.
Kânunüerel 23
inkılâb Dersleri
Fırtına şiddetli
[Vapurlar Kavakta bek'
( I
olan fır-ve aynı
teşekkül Fransis-
Ç Öylesem tesiri yok assam gönül razı değil
[SÜTUNLAR ARASINDA l__________________
Plânlı uyku
Son zamanlarda “ plân , kelimesi, doğduğu gündenberl kazanamadığı bir ehemmiyet aldı vs bir Şok hayati’mefhumların başı on geçti. “Plânlı iktisat. , “Plânlı imar. . “Plânlı sanayi, vs bunlara beıızer birçok tabirler bunu j apaçık gösteriyor.
•Piioll uyku, bu kafileye [karışan en son tabirdir!
“ Plânlı uyku , dan makıad, «vvelâ, uykuyu gelişi güzel bir dinlenme olmaktan kurtarmak ve oau intizama «oknıaklıv. Uykuyu böyle plâıılaştırmsnın en büyük yararlığı plâna çalışmayı kolaylaj-tırm anıdır.
“ Plânlı uyku , mm hedefi, uyku «aallarini kısmak değildir. Bu biçim uykuda insana sekiz saatlik dinlenme veriyor. Çerçi bazı insanlar beş saat uyku ile do kendilerini idare ediyorlar. Fakat bunu denemeğe bile lüzum yok.
“Plânlı uyku, nun en hararetli taraftarlarından biri, Ingilterroin şu çok İyi tanıdığımız devlet (adamı "Loyit Corç. imiş I Bu adam, bugün yetmiş iki yaşındadır. Fakat yirmi iki yaşında bir genç kadar zinde ve canlı imişl Sebebi de: Plânlı uyku I
“Loyit Corç. her gün saat dokut buçukta yatağa girer. Horul horul uyur, «abalıları beşte uyanır, çalışmağa başlar, yalnız öğleleri d» kıs» bir şekerleme yaparmış.
Kırk iki yıldır bu programdın ■yrılmıyan “Loyit Corç., bütün dinçliğini, bütün canlılığını bu çeşid uykuya borçlu imiş.
"Londra, gazeteleri bu plânı, bütün orta yaşlılara tevriye ediyorlar.
$«k» bertaraf, her plânlı şey gibi, plânlı uykuda muhakkak ki çok faydalıdır.
180 yıl yaşamak
“.Moslrov»„ üalvcraitcsı profesörlerinden “Rodomıky „nin aılatışıoa göre yoğurt yemek uzun bir ömür yaşamak için bire birdir. Hatta oau göre yoğurt yemek rayreinde 1IW yıl yaşamek mümkündür.
Rus profesörünün, bu a&zleri, çok mühim tetkiklere dayanmaktadır.
Kafkasyanm levrod. gürbüz ve güzel halkı yoğurt yiyerek yetişiyor ve yaşıyor. Ancak yüz yıl yaşadıktan sonra yağurt yemeyi bırakıyorlarnıış.
Yoğurdu fazla yrmroin çok faydalı olduğunu daha başka büyük profesörler de söylemişlerdi.
Profesör “Rodomıky, dr bunların tözlerini tryid ettiği gibi yoğurdun faydası haklutıdaki kanaatlerimiz bir kat daha sağlamlaşmış oluyor.
Bize kalırsa yoğurt yemenin rn büyük faydası, imanın yetmişine kadar düşe kalka kafasının olguo-bş ması, tecrübelerinin tamamlanması, daha sonra d» bu tecrübelerden istifade ederek bir asır daha rahat yaşamasıdır.
O halde yoğurt yiyelim!
R.
Bir mühendis
İhmalinden dolayı tevkif edildi
Geçen gün, Mecidiye köyünde Bay Terfik iamioda birisinin İnşaatında çalışan iki amele bir toprak çökûntüaiyle altta kalmışlar ve ölmüşlerdi.
Mahallî zabıtasının bu ölüm hâdisesi etrafında yaptığı tahkikat ikmal edilmiş ve netice müddeiumumiliğe bildirilmiştir. Ceryan eden tahkikatın şskllue nazaran, hâdiaede Robert i-minde bir mühendisin ihmali ve dikkatsizliği Cûlmfiş ve kendisinin tevkifi ergir olarak tevkif edilmiştir, ilk tahkikat mevkufen ceryan ede-■ektir.
Maarif müdürü
Bir aydaoberi izinli bulunan Maarif müdürü Bay Haydar tekrar işine başlamıştır.
Mekteplerde Sömestr tatili
Bütün mekteplerde Sömeıter tatili önümüzdeki ilk ayın birinden üçüne kadar yapalacaktar.
Ecnebi ve ekalliyet maktebleri bugünden itibaren noel münasebetiyle tatil yapmışlardır.
Köy mektepleri şimdiye kadar nane başı tatili yapmıyorlardı. Gelen emre nazaran, onlar da bu senadan İtibaren tatil yapacaklardır.
Sadakai Fıtır
İstanbul müftülüğünden :
Semt ve sokak isimleri
Dcğişecek isimler için bir komisyon kuruluyor
Lakap ve unvanların kaldırıldığını tesbit eden kanuna uygun olmayan semt, mahalle ve sokak isimlerinin değiştirilmesi kararlaştırılmış, bunun için bir liste hasırlanmağa başlanılmıştı.
Değişecek isimlerin yerine bangi isimlerin konulacağını tayin etmek üzere bir komisyon teşkili kararlaştırılmıştır. Bu komisyon eski isimlerle bunların yerlerine konulmasını münasip göreceği yeni isimlerin birer cedvelini yapacak. Belediye riyasetine verecektir.
Belediye riyaseti ise bu cetvelleri şehir meclisine verecek mecliste tasdikini müteakip tadilât yapılacaktır.
Tesellüm muamelesi devam ediyor Müzeler idaresi. Ayaaofya camiinin evkaftan tesellüm muamelesine devam etmektedir. Bu muamele bu ay nihayetine kadar bitirilecektir. Diğer ta-taftan Müzeler idaresi Ayasof-ya da yapacağı tertibat ve tadilâta aid bir plâo vîicudc getirmektedir.
Oda intihabatı düzeltildi İstanbul Ticaret Odası intihabı yapılırken bazın ufak tefek yanlışlıklar olmuş va bunların düzeltilmesi için keyfiyet ökonomi ba-kuulıgıoa bildirilmişti.
I)ûn bakanlıktan cceab gelmiş va nzksanlar tamamlanıp yanlışlık tasbih edilmiştir.
Mûntrlıibl »aniler perşembe gönün» kadar toplanıp yeni oda meclisini intihap edeceklerdir.
Menkul kıymetler
Acentalar birliği heyeti dün seçildi
Menkul kıymetler kambiyo bor-sası acentalar birliği çevirme kurumu seçimi dün öyleden sonra yapılmış ve genel yazgaolığa B. Ne-d m Akçer, Bankaohğa B. Fuad Çeltik, Akçetutanlığa B. J.B. Vcntura, 1 üyeliklere E. Arif Korle »e E. Ja-nıagoçyan seçilmişlerdir.
Seçimden sonra verilen çayda baun ve maliye erkanı bulunmuşlardır.
Çene yazgan Nedim Akçer bor-sauıızın her bakımdan Balkan v« birçok Avrupa borsalarındna üa-tUalÜğiinû balkımızın menkul kıymetlere olan bağıma artmakta bulunduğunu Anadolu Demiryolları hısee senetleri ve tahvilleri, Türk borcu hazine bonoları ve öbür tahvillerin yılda net 5'« 10 - 12 go-lir getirdiğini günün co iyi pl limanı bunlar olduğunu, menkul kıymetlerimiz üzerine yapılan iş sayısı her giin biraz daha artmakta bulunduğunu 1931 yılında 1.726.264, 1932 yılında
2633.073, 19» yılında 6.768.677 ve 1931 yılının 11 ayında he 7.0-16,222 liralık iş yapılmış olduğunu anlatmış Paris Londra bor-saları büiOtOlıleri gözden geçirilince bütün kotlun düşkünlük göstermeline karşı bu bordalarda yarılı “kola,, tahvillerimizin her an istekli alıcıyla karşılaştığı öbür töreler eshamı üzerine günler batta aylarca iş olmadığı halde kâğıtlarımız üzerine iş yopılmamış güne rartlanamıyacağını söylemiştir.
Eniyl JzL_ Son
Buğday 13 11 10
Arpa 20 16 0
Özüm 104 78 65
Hurma 312 260 0
I
Bay Rcceb Peker dün dersiue devam ederek Sınıf ihtilâllerini anlattı
Inkılâb derslerine üniversite konferans «aloııunda dünde devam edilmiştir. Dünkü drral de Halk Fırkası umumi kâtibi Bay Receb Peker vermiştir. Bay Receb dersinde sınıf ihtilâlini anlatmış ve bunun doğurduğu neticeleri bazı misallerle izah ederek dersine şöyle devam etmiştir.
“ — 1912 Bal beyannamesi, büyük yar yiiıü savaşının doğuşundan iki yıl evvel bunu haber veriyordu. Savaş bittikten sonra yer yüzünde bir ayaklanma ve karışıklık görüldü. Bu mayanda İtalya da vardır.
Büyük savaş yenenleri de yenilişleri de sarsacak bir akıbetle bitmiştir. Sosyalizm ceryanları bundan istifade ettiler ve neticede italynda karışıklıklar, ayaklanmalar görüldü, halk tabkirata uğradı. Nakil vasıtaları gayri muntazam bir hal almış, demiryolları iyi işlemez olmuştu, vaziyet fenalaşıyordu. O vakit kalyada liberal hükümet iktidar mevkiinde bulunuyordu.
Dünya konferaıuında İtalya murahhaıı, Orlsndo diğerlerine nazaran kuvvetsiz bir vaziyete düşmüştür.
Şu mühim nokta üzerine nararı dikkati celbederim : Bir devirlin iç yaşayışında Inl.zsoı ve tabiilik bulunmazsa o devlet Dış işlerinde de ilerliyemez. Bir devlet içten zait olduğu umun Dış politikadaki her davası yanındakiler tarafından istihfaf edilir.
İtalya İmi kaynaşma esnasında iken bir Sefir bir Başvekile soruyor:
— Bu karışıklık, bu keşmekeş ne dir ? Bunun nasıl çaresi bulunacak 7
Başvekil oturduğu yerden biraz ilerideki bir zeytin ağacını göstererek cevab veriyor:
— Sıcak bir memleket olan italyada yetişen şu zeytin ağacını Rusyada dikseniz yetişir mi ?
Halbuki komünizm ağacı İtalya topraklarında yetişmek istidadını göstermekte idi.
Bu sırada başta Muıolini olmak üzere İtalynda bir hareket görülüyor ve Po vad.sinden [Roma üzerine bir yürüyüş hâsıl oluyor, neticede Faşist devletinin temelleri Romada kuruluyor...
Sınıf ihtilâlinin Rusyada kök tuttuktan sonra İtalynda ayaklanma vaziyetine gird'ğini gördük.
Şimdi de büyük savaş sonunda yenilmiş devletler arasında bulunan Almanyayı mütalea edeceğiz.
Rusyada, Şimalde Kil şehrinde olduğu gibi, Alınan şehirlerinde do nnıf ihtilâline benzer ayaklanmalar göze çarpıyor. Bu esnada komşu devlet Fraııaada İse devlet idaresi daha «ekin ceryan etmektedir. Halbuki Almanya için için zayıflıyordu. Framnmıı hürriyet
II •IIIİN ■•«••««
Şerhler
Zengin olmak, mevki kazanmak, şan ve şöhret içinde yüzmek herkesin kârı değildir. Fakat iyi, merd ve akıllı olmak herkesin elindedir.
Şerh ve izah:
Zengin olmak herkesin elinde değildir. Fakat maddî zenginliği manevi zenginlik ile telâfi etmek mümkündür. Bunu da iyi olmak temin eder. Hakikî servet, derlenen, toplanan para veya mal değil, ahlâki zenginliktir. Bunu da herkes elde edebilir.
Yüksek bir mevki kazanmak, şan ve şöhret içinde yüzmek de herkesin kârı değildir. Fakat mevkilerin en yükseği, seciye kuvvetine dayanan ve insanı daima asil hareketlere, müm-
memleketi olnı.mna mukabil Almanya askeri bir devletti.
Orada demir bir disiplin tatbik edilmek isteniliyordu. Memleket bin türlü politik» ceryanlsrı içinde kaynaştı, durdu. Oatelik büyük bir borcu da Ödemek vaziyetinde bulunuyordu.
Almanya dış işlerile uğraşırken ulusal vazıyeti zayıflıyordu.
Nihayet fiillerin önder olduğu Fırka son seçimde aldığı ekseriyet reyinin verdi}! kuvvetten istifade ederok İktidar tnavkiine geçti ve suıtf ihtilâlinin bir daha kendi memleketinde vû>ud bulmasını imkân vermlyecek bir şekilde vaziyeti yeniledi.
Devletlerin birbirini) benzerlik nrzedro bir takım dış görünüşleri vardır.
Meseli davayı güdücü kanın bir renk gömlek selâm kullanması gibi...
t-ranıada böyle bir kurum halinde bulunuyor,
ler adını taşıyan bu teşekkülün bu guı on binlere varan âzası vardır. Bunların politikası nasyonal sosyalizm* benzer bir vaziyet arzr-diyor.
Yapacağımız işler, hiçbir formülün kopyesi olmamak hususiyetim arzetmelıdlr. Büyük Atatürk d» “Biz. bize benzeriz, demiştir....
İnkılâb dersleri ve bir dilek
Yüksek mekteb ve üniversitenin grç-n sene son sınıfında olup ta mezuniyet imtihanına gircmiyrn talebeye -bütün »ene rountaıaman inkılâb derslerine devam etmelerine rağmen- bu «ene yeniden Inkt-:»‘ı derline bevaııı mecburiyeti kurulmuştur. Bu huıuıta tuüşkül vaziyette kalan üniversite talebe-s nden bir kısmı dün idarebone-mlze gelerek vaziyetlerinden bahisle dediler ki:
“— Binler geçen sen» Edebiyat lakû'tesinin son unıfında idik ve bütün sene iııktlâb rfrrrine muntazaman devam ettik. Ünivrrıite İnkılâbı do iyisiyle imtihanların hepsine birden g r. medde. O lûrnûz-deki şubat devresinde mezun olacağız. Fakülte idaresi devam müd-de timizi ikmal ettiğimizden b.z üniversite talebesinin uhib olduğu b.r çok halelardau mahrum ediyo.-.
Fakülte derslerine kabul o'ıiın-■nadığıtnızdaıı hayatımızı kazanmak ’ için muhtelif »ahalara dağıldık.
Halbuki bu «rnc tekrar inkıâb dersine devama m-cb-.ır o düğümüz bildirildi. Filvaki bizier b.--» zamanlarımızda fırsat bu'dukça bu derslere dinleyici olarak seve seve giriyoruz- Fakat mecburiyet altına girmı-mız bizi çok müşkül vaziyete «oktu. Bu hı>uı«ia icabrden makamlara müracaat ettik. Kültür Bakanlığının da vaziyetimizi yakından tetkik ederek bitleri devamdan muaf tutmasını yürekten diliyoruz. „
■eao.aş.şMŞMşoşoaşaşşşMŞoaaoâtaâ»'**'******'»^*********
ı
Vauvenargues
kün olan iyiliklere sevke-den ruh asaletidir. Bir insan ya taliin yardım etmemesi, yahud bir takım şeraitin engel olması yüzünden mevkice geri kalabilir, veya şöhret kazanmıyabi-lir. Fakat iyilik ieabatın-dan ayrılmamakla, ruhunun asil ilhamlarını yaşamak ve yaşatmakla, aklını beslemek ve olgunlaştırmakla: hiçbir servetin, hiç bir mevki ve ikbalin, hiç bir şöhretin temin edemi-yeceğicn dolgun ve en şerefli hayatı yaşıyabitir.
ZAMAN
Berberler bugün kontrol edilecek
Ehliyetleri olmayanlar imtihana sevkedilecek
Berberlerin imtihanlarına devam edilmektedir. Düu Belediye bıı hulusta Kaymakamlıklara bir teinim göndererek bu günden itibaren berberlerin kontrol ediimenini ve ehliyetsiz. olanlarının umumi sıhhat nokta! nazarından sanatlen mcnedilmclerini ve haklarında ceza zabıtları tutulmasını bildirmiştir.
Bugünden itibaren berberlerin kontrolüne başlanacaktır. Ehliyetsiz olanlar ber salt günü cemiyet binasında yapılmakta olan ehliyet imtihanlarına sevkedilecek. gitmemekte ısrar edenler hakkında kaııun ahkâmı tatbik olunacaktır.
temeğe başladılar
Evvelki gün öğleden sonra şiddetli bir poyraz fırtınası başlamış ve akşama kadar aynı şiddetle devam ettiği halde bütün gece de sabaha kadar esmiştir. Bundan başka dÜD akşama kadarda yağmur yağmıştır.
Limanımızda ve şehrimizde evvelki gün başlayan bu fırtına Karadenizde daha şiddetli bir şekilde esmektedir.
Karadenizden gelen Bç vapur müşkülâtla Boğaza girebilmiştir. Buradan Knradenizc çıkacak gemiler ise güçlükle açılmaktadır. Hattâ bunlardan İzmir ve Sürmene vapurları Kavaklarda havanın sükunet bulmasını beklemektedirler.
Fırtınadan tel mı?
geçen yolcular polise bildir-sonra da amele tamir edilmişte mi ra t yarım
Tramvay Şirketi acaba buna ne buyurur?
Dün akşmam naat altı buçuğa doğru Köprünün tam ortasında fırtınanın tesiriyle "!„ tramvay teli kopmuştur.
Köprüden
hâdiseyi lıenıcn mişier ve biraz çağırılarak tel tir. Ancak bu saatten fazla sürdüğünden bu
müddet zarfında tramvaylar işlememiştir.
— Zaman —
Bu hâdiseye ne kadar hayret edilse azdır. Dıiştüğü yeri ya. kıp kavuracağı tabii olan tramvay telleri alelade bir fırtınaya tahammül cdemiyecek kadar çürük müdür? Bu suale “evet, demekten ise, telin fazla aşınmış ve eskimiş olduğunu veya yerine pek iğreti bağlanmış bulunduğunu kabul etmek daha doğru olur. Her iki ihtimal de Tramvay Şirketinin en mühim vazifelerini ve binnelice halkın hayatını hiçe saydığım bir defa daha gösterir.
Taşdelen suyu
Taşdelcn «uyunun Üvkildnrn kadar indirilme! için mahallen tef-kikat ve »uyun hangi yollardan ar kadar masrafla ve ne kadar müddet zarfında Ûsküdarda Şemsi paşaya isalca! mümkün olabileceğini tcab.t etmek üzere teşekkül eden komisyon vazifelini bltlrıulş olub raporunu bugünlerde belediyeye verecoktir.
Memleketi ağaçlandırmak Bu hafta İşında toplanan Halk fırkası kongrem memleketin en
mühim ıneıelelerind«n biri olan ormancılık İla ehemmiyetle alâkadar oldu. fUşbıkan, bu mesele üzerin-d» sö* aöyliyerek hükümetin ona lâyık oUn ehemmiyeti vereceğini bildirdirdi. Ziraat bakanlığımı* hazırladığı orman kanunu lâyihası d» bunuu bir delilidir.
Itûküme in ormancılığa bu derece ehemmiyet vermesinin sebebi, Orta Anaı’o unun, orman yetişdıımo ve sulama nıeıe'eıini halletme sayesinde yeniden gürbüz bir hayata kavuşmasıdır. Orta Anadolu, orman yetişdirm-klr kurakhkdnn kurtulacak. Zaten eskiden buraları cennet gibi yem yaşıt yerlerdi. İhmal, bakımsızlık ve orman yangınları. buralarını Mr çö!o çevirdi.
Orta Anadoluyu yeniden canlandırmak ilk önce, bir savaş mahiyetini alacak, çünkü asırlarca devam eden ihmalin bütıln neticeleri ile mücadele edilecek, tabiatla çetin bir güreşe girilecek, fakat netice çok büyük olacaktır. Çünkü memleketin büyük bir parçasının can-lanıuosıyle orad» har çeşid verimli hayat yeniden çağlıyacak ve bugün bir çöl olan yerler bir mamureye dönecektir.
Hükümetin girişeceği bu büyük savaşta bütün halkın, adeta seferberce, ona yardım etmesi şarttır.
Halkıma ağaca hürmet eder. Fakat onun ogaea karşı duyduğu sevgi ve saygı ilerletmeğe müh-taçtır.
Hiç unutmamı
Bir aralık arkadaşlarımdan biri bir seyahat yapmış ve İsveçe uğramıştı. Orada gördüklerini anlatırken şunu da nakletzniştir
'• — Birgûn bir yerde -ındala bindik. Balığa çıktık. Bir hayli uğraştıktan sonra bir tarafa yanaşarak aandalı bağlamak istedik. Yanımdaki İsveçli sandaldan atladı. Sandalı bir ağaca bağlzcakbk. Ben de cni ip attım. Fakat onun ipi bağlamadan evvel sandaldan atlarken yanına aldığı bir çuval parçasını ağacın etrafına sardıktan aonra İpi bağladığım gördüm. İlk önce bu hareketin sebebini anlamamak gafletini gösterdim. Sunra onun ağacı incitmemek için böyle hareket ettiğini anlayınca, ağcd» karşı gösterdiğimiz kayıtsızlık gözümün önüne geldi de otundun. Ağaç» karşı bu sevgi bütün isveçliler »razında müşterektir. Onun için hepsi da ağaca aoeta bir evlâd sevgisi ile hararlar..
Biz de ağaç sevgilini halkımıza bu şekilde aşılarsak, ilerde, orta Anadoluyu çöle çeviren kayıtsızlıkların tekerrürüne imkân vermemiş oluruz.
t
....L......
Tramvay tabelâları
Maçka-Beyazıt ve Maçka Eminönü tramvay arabalarının mavi tabelâ ve 16 numarayı, Kurtuluş-Beyazıt ve Kurtuluş - EıtıiuöoO a-abatarıııın zarı tabelâ ve 19 numarayı taşımaları bir takım kargaşalıklara meydan açmakta ve hal klçin mûşkö âtı mucip olmakta idi. Bu itibarla Maçka • Beyazıt hattı arabaları mavi. Kurtuluş - Ba-yazıd hattı arabaları san tabelâ olarak ibka »dilmiş, fakat Maçka-Eminönü arabaların* mnvi . kır* miti ve Kurtuluş - Eminönü arabalarına sarı yeş I tabelâlar takıl-oıışdır. Bunların numaraları 16, 19 olarak bırakılmıştır.
Diğer tarafdan Sirkeci- Takaim haltının Gümüş Suyuna vo Eminönü - Mecidiye köyü hattının doğrudan doğruya bu köye kadar temdidi için şirketi» cereyan ed-n müzakereler müıbet safhaya dahil olmuştur.
Maçka hattının rnüntenha iıtaayonıı Maçka Palasın karşısından kaldırılarak Maçka mezarlığının önüne naklinden sonra bu hatların temdit edilmesine başlanılacaktır.
ı
I
3
1
Dava sona geldi
Üç seneden beri belediye hls-acıini vermedi}! cihetle Haliç şirketi ile belediye arasında bir iht.lât çıkmıştı.
Bu yGzden belediye şirket ve şirket belediye aleyhine birer dava ikame etmişlerdi. 2? Kânunuevvelde birinci hukukta bu müte-kabil davaların son cebeei rüyet edilecektir.
Zaman Ansiklopedisi
Tröst ne dir ?
Bir okuyucumu» yazıyor:
" Ar* «ıra gazete haberleri ve telgrafları orasında Tr6.it kelimesinin kullanıldığını görüyorum. Bu kelimenin ne manaya geldiğini •olamıyorum. Banka mıdır ? Şirket midir? Başka bir ,«y midir, bilmiyorum. Bunu ilah etmenizi rica ederim.
F...
Cevabımız
Trnst kelimeıini biz Tröst diye okuyor ve yazıyorssk da onu Trnst (eklinde oöylemek daha doğrudur. Bo kelimenin menşei İskandinavya yarım adaeıdır.Kellme oradan çıkarak İngilizceye ve daha bsşka limanlara girdi. Onun asıl manaı. " İtimad „ dır.
Meselâ İngilizcede ‘İtrustyou,, . "tana İtimad ederim,,; “trust nıe„ ,
Sardanapal
togiliz çairi: Bayron
Nakleden: .Mehmcd Eni» Naşiri: Hilmi Kitapbaneii
Ingiliz şairi ( Bayrım ) un asarı Türkçeye htmen hiç tercüme edilmemi» olmakla beraber, ianıl yine az çok muharrirlerimiz ve ediplerimiz arasında zıarufdur. (Bnyrvn) İngiliz edebiyatında oldukça büyük bir nam bırakmış ve dünya ûdebacı «razında d* ilminden daima ehemmiyetle bahsedilmek »det olmuştur.
Bununla beraber, biz (Baron) u, (Arantürye), ne yaptığı bilinmez, ahlâksız addedilecek derecede se-fahete düşkün bir adam diye tanıyoruz. Bir de (Mora) isyanında o zamanın Rumlarına muavenet için aralarına karışmış ve bize karşı bir hayli ufak tefek nıûıademelerc iştirak etmiştir, (Bayron) un Rum isyanına bu iştirakinde hirictiyanlık taassubunun tesiri olduğu kadar ve belki daha ziyade kendirinin aergüzeşlçuluk ihtiyacının tatminide âmil olmuştur.
Işt» bilhassa bundan dolayı (Bayron) tercüme! haliyle, aşariyle bizde tanınması iktiza eden bir adamdır. Öyle olduğu halde şimdiye kadar lisanımızda kendisinden esastı surette bahsedilmemiştir. Bu noksanı telâfi için Hilmi kitapha nesi sahibi Bay İbrahim Hilmi (Bayron) un maruf piyealerioden (Sardanapal) ı as'ı olan [İngilizce-den tercüme ettirerek güzel bir kltab şeklinde neşretmlştlr.
(Sardanapal) malûm olduğu üzere (Asurl) lerln son hükümdarı oJub hayatı hatta mevcudiyeti bile efsanevi addedilmektedir. Menakibi Milâttan yedi, sekiz asır evvele ait olduğu için, iıminin efsane ile karıştırılmış olması da tabiidir.
(Sardanapal) , sefahati, iyşu iş-reti, hatta fuhşu ve rezaleti tem-
" buna itimad ot, bana güven,, de-mekdir.
Daha sonra bu kelime linçim bir manada kullanılır oldu. Ingiliz hukukunda bir gayri menkulün idareli emin ve mutemet bir adanın havale edilirac buna tröst denilir. O takdirde bu kelime “yeddi emin- manalını alır.
Herhangi bir maddenin istismar, için vücud bulan büyük korporaı-yona da trust denilir.
Bu çekilde tröstler teşekkülü heryerdrn fazla Ameriktda başladı re on dokuzuncu anın sonlanan doğru viski, petrol, »eker ve aair tröstleri zuhur etti. 1Ö')O da Ame-rikada tröstlere karşı kanunlar yapılını*, fakat tröstler, daha başka şerait içinde inkişafa devam etmiş tir. Tröstler Amerikod.ı inki pf ettiği halde İngiltere de aynı mikyasta ilerlememiştir.
sil eden bir hükümdar olarak t* maruftur ve nihayet tabasının isyanına ve kendisinin sarayında yanmak suretiyle sukutuna da bu sefahati sebeb olmuştur.
(Bayrou) işte bu adamın hayatını esas ittihaz ederek manzum bir piyes yazmış ve fakat bunda (Sardanapal) ı adeta müdafaa ederek sadece bir (Don Jusn) ve bir kahraman olarak göstermiştir. Hatta yine Ingiliz tarihi edebiyatı, (SardannpalJ de (Bayron) un kendi şahsını temsil ve müdafaa ettiğini de kaydeder.
Hilmi kitabhanesi işte (Bayron) un asarını nıcınlrkctimizde tanıtmak için bu eseri tercüme ettirmek auretile işe başlamıştır.
Eser tabii nesir olarak tercüme edilmiştir. Başında da bizzat kitaphnne sahibi tarafından Bay-ronun muhtasar bir tercOmei bili yazılarak Türk keriine şair hakkında hayli malûmat verilmiştir. Lisanımızda kâfi derecede maruf olmıyan yabancı milletlerin ûdeba ve mefahirinin asarı nakledilirken kendi haklarında böyle muhtarar malûmat verilmesi pek İyi bir yoldur. Hilmi kitaphanesî. bu lüzumu takdir ettiğinden dolayı hem şayanı takdir, hem de diğer kitapçılar tarafından şayanı taklittir.
Eser, aslı olan İngilizceden selis bir ifada ite de tercüme edildiği için lezzetle okunmaktadır. Böyle eserler, kitaphanelerini esaslı kitaplar ile zeginleştirmek sst yen erbabı tefekküre mutlak lâzımdır. Onun için okuyucularımıza hassaten tavsiye ederiz.
Fişti 35 kuruştur, ki binniabe i ucuz bir fiat demektir.
-ZAMAN-
POLİSTE
Dansta tabanca ve bıçak!
Evvelki «ece Bcyoğlund.-. Siyahgül barında bir hâdise olmuştur.
Bir aralık dansetroekte olan kadınlardan biri bir çığlık koparmış :
— A, a.. Hem tabanca taşıyor. hem de bıçak.. Diye fer-yad etmiştir.
Bunun üzerine bar sahibi işe vazıycd etmiş bir polis memuru çağırtmış, üzerinde tabanca ve bıçak taşıdığı görülen adam polise testim edilmiştir. Polis bu adamın üzerini arayınca, filhakika hem tabanca, hem de bıçak bulmuş-turBu memnu silâhlar müsadere edilmiş, hüviyeti tahkik olunmuş bu adamın Yemişte Tahmis sokağında fıstıkçılık yapan kanlı Mehdi olduğu anlaşılmış, ■dliyeye verilmiştir.
Kumarbazlar yakalandı
Polis, dün iki kumar vakası tesbit etmiş ve kumarcdarı cür-mü m:şl>ud halinde yakalamıştır.
Birinci vaka Kasımpaşada olmuştur :
Orada yemeniciler sokağında e k çi Mehmedin 12 numaralı dükkânı üzerindeki odada kumar oynanıldığt polise haber verilmiş polisler tertibat almışlar ve tam kumarın en hararetli zamanında hepsini yakalamışlardır.
Bunlar c9İaci Mchmed, Mev-lûd, Ahrocd, Yusuf, Kâmil, Mchmed, Bekir, Ali, Mustafa isimlerindeki şahıslardır. Hepsi hakkında tahkikat evrakı tanzim edilmiş, adliyeye verilmiştir.
İkinci kumar vakasına gelince: Bu Cerrahpaşada bir kahvede olmuştur. Bu kahve Safvet isminde birinin istican altındadır.
Kahvede Cahid, Yaşar ve Fehmi isimlerindeki şahıslar iskambil ile kumar oynarlarken yakalanmışlardır. Hepsi karakola götürülmüş, haklarında tahkikat evrakı tanzim «dilmiş ve Adliyeye verilmiştir.
Satılamıyan eşya ve müzayedeler
Muayyen mağıza tabiplerinin dükkânlarında satamadıkları eşyaları pahalı pahalı satmak İçin evlerde yapılan eşya müzayedeleri arazında sattırmakta oldukları anlaşılmıştır.
Belediye buna mani olacak tedbirler atmağa karar vermiştir.
Halk dershaneleri
Halkevi okuma yazma bllmiyen halka dershaneler açmağa karar vermişdir. Şimdilik Kadırga ve Beyazıd da birer dershane açmıştır.
Bu dershanelerde okuma ve yazmadan maada besab dersleri de verllecekdir.
Erzincan
mektebinde
Trakyada tetkikler
Hayrebolu güzelleşiyor
Fakat bu 29 bin nüfuslu kasabada bir eczahane .yok!
Hayreoola — Alpallu yolanda *Haytebola. dertti özerinde yapılan bir kiprû
Tekirdağ 19 (Hususi muhabiri- I «izden) — Hayrebolu kıymetli ve Yeşil Trakyamııın feyizli toprakları erlaııedabulunan ufak, tefek yükselmeğe ve güzelleşmeğe çok müsait bir vaton köşesidir. Bu kasabaya dört sene evvel elektrik girdiğindenberi her gün yeniliğe doğru gittiği görülmekte ve aoıı zamanlarda gözo çarpacak kadar nüfus artması da iktisadi faaliyette canlılık başlamakta olduğunu meydana koymaktadır.
Kasabanın muntazam bir haritası yapılmış olmasından yeni yapılar haritaya göre tanzim edilmekte ve yer yer güzel binalar kendini göstermektedir. Hayrebolu halkıma gelen muhacirlere ve misafirlere gösterdiği yardım eiddeo takdir edilmeğe değer... Yerli ve muhacir tekmil ahali çok münbit ve mahsuldar “Hayrebol ovası. Altın yuvan, denilmekle maruf va ana suynyle sulanan bu büyük ovada hummalı bir çalışma ile tohum ekmektedirler.
Hayrebolu, Şimalî Trakyayı denize bsğlıyan Edirne - Tekirdağ yolu üzerinde olmasından ve Te-kirdağından başlıyan ve (19) kilo metresi yapılmış sayılan şose ikmal edilince bu kasabanın ekonomik kalkınmasında çok inkişaflar yaratacağı muhakkaktır. Kaymakam vekili bu Edibin muhtelif sahadaki çalışması, halk üzerinde çok iyi tesirler uyandırmış ve memleket halkı kendisine candan bir sergi bağlamıştır. Her şey el birliğiyle, seve seve yapılmakta ve her iş hemen başarı’maktadır. Genç belediye reisi Bay Nazmt-nin faaliyeti de şayanı zikirdir.
Kasabada Maarif hayatı fenn değildir. Sıhhat işleri yolundadır. İki doktoru, küçük sıhhiye memur- I lan ve belediye kabilesi meveud olub güzel bir dispanseri kasaba İhtiyacını temin etmektedir. Ancak kasabada henüz bir eczahane olmaması lüzumlu ilâçların Babaeski, Burgaç ve Tekirdnğından tedarikini icabettirmcktcdir. Bütün ka. zada “29 bin,, nüfus vardır.
Burada her hangi bir müteşebbisin açacağı bir eczahanemn pekâlâ iş yapacağı gün gibi aşikâr ol
makla beraber Belediyece de ufak tefek yardımların ealrgeomiyeeeği öğrenilmlşdir. Binaenaleyh büyük şehirlerde İşsiz otursa kıymetli eczacılarımızdan her hangi faal re müteşebbis birisinin bu kasabadan ufak bir sermaye ile açacağı eczahane ile itidal dahilinde hareketle büyük İşler yapacağı re muvaffak olacağı meydandadır. Eczacılarımızın dikkat nazarlarını çeker ve tetkik ederek hemen işe başlamalarını dileriz.
Kasabada bir hamam olub bunun yanına güzel ve seyyar etüv makinesi konulmuştur. Sıhhat işlerine verilen ehemmiyet yerinde-dlr. Kasabanın ortasında ve caddenin en işlek bir yeriode elektrik müessesesi tarafından bu bina üzerine konulmuş olan büyük bir saat memleketin bu noksanını da tamamlamıştır. “Nur direk, parkının bir dili üzerinde söylenilen büyük bir binanın altı umumi şehir gazinosu, sinema ve tiyatro, üstünün de memleket oteli olarak kullanılması düşünülmektedir.
Bu kasabadaki gece hayatı da cidden çok kasabalarımıza gıpta verecek kadar güzeldir. Akşamları tarlalarından dönen rençberlerin kahvedeki samimt muhabbetleri zevkle dinlenecek gibidir. Bu kazada fazla koyun olduğu söylenmektedir. Hıyreboluya çok yenilikler soktuğu bütün halkça minnet v«ı şükranla anılan elektrik müessesinin koyunlarıa yapağılarından balkımızın kendi abalarını yapabilmelerini teminen ve yerli
ttEMMUUEH
İşittiklerinize değil, göreceklerinize inanacaktınız ?/
Sinemanın ktffindenberi vücuda getirilen en maazzam. en miithif, HARİKALAR sıe MUCİZELER FİLMİ
TARZAN VE SEVGİLİSİ
İPEK sinemasının en büyük muvaffakiyetidir. Böyle bir film ne görülmüştür ve nede görülecektir.
Kûnunııeve) 2.5
Çıkarılan 19 talebe tekrar kabul edidi
Erzincan (Hususî)—Erz ncan-da bir orta mekteb vardır. Vilâyet dahilinde mevcud beş sınıflı ilkmektepleri ikmal eden bütün talebe bu mektebe devam etmek mecburiyetindedir. Sene bidayetinde müracaat edenlerin çokluğu karşısında Vekâlet bütün müracaat edenlerin kaydını ve bilâhare emir verileceğini bildirmişti. Tedrisata başlandıktan iki ay sonra gelen bir emirde, sınıf mevcutlarının azami altmışı geçmemesi ve kaydedilen talebeden yaşı küçük olanlarla ilkmekteb şahadetnameleri orta derecede olanların ve geç müracaat edenlerin çıkarılması bildirilmiş ve bunun üzerine birinci sınıftan 19 talebem ktepten çıkarılmıştı. Bu defa velilerin vuku bulan müte-vali müracaatleri nazarı dikkate alınmış ve bu talebenin tekrar mektebe kabul edilmeleri Maarif Vekâletinden tebliğ edilmiştir. Bu suretle 19 talebe mekteplerine kavuşmuşlardır.
■miNiaıiMuiNmniMMHMiNiMiııiMttmınıiHMt» malının sürümünü arttırmak mak-aadlyle elektrikle işler yapak taraklan, aba dolapları ve saire gib. ca lüzumlu makineleri tedarik etmek tasavvurunda olduğu bildirilmektedir.
Hakikaten her cihetçe etraf kasabalarımıza numune olmağo başlıyan Hayrebolu bu gibi mihaniki vesaitle teçhiz olununca İktisadî kıymeti o kadar dsha artacaktır. Bir taraftan pancarcılık yapılması, diğer taraftan yeni yapılan dörtyüz dönüm bağın bu sene ilk mahsulünü vermesi pıra faaliyetini ilerletmiştir.
Hayreboluda ipekçiliği canlandırmak için Alpullu şosesi tarafında büyük bir dut ormanlığı yapılması düşünülmektedir. Sözün kısası : Bugün bin haneli bulunan Hayrebolu kasabası yakın bir istikbalde bir misli daha büyümek istidadını göstermektedir.
A. Hilmi Yöceba.ıoglu
— Bunun içinde ne olduğunu biliyor musun ? Onu sana söyliye. yim. Halis kezzab vardır. Bu kezzabın bir damlasını o güzel yüzüne veya beyaz omuzlaıına damlatacak olursam.,.
Fakat sÖ2ünü ikmal edemedi. Dışarıda bir gürültü olmağa başlamıştı. Şişeyi masanın üzerine bıraktı ve dışarıya kulak verdi. On-dan sonra hemen saloudnn çıkıb gürültünün ne olduğunu anlsyaca-ğına küpelerden mahrum olmak korkusiyle (Seli) nin başını »id-detle yakaladı ve kulaklarından küpeleri zorla çıkardı, kü-bkı Çıkarken gene kızın
kulağını yaraladı ve bu yaradan b.rkae damla kan çıkarak yastığı kirletti, fakat (Vokiye) telâşından bunu görmedi ve küpeleri derhal cebine indirdi. Bu sırada salonun kapısı şiddetle açıldı ve (Adel) içeriye bir deli gibi girdi,
iVokiye) hayretle kendirim-sordu kit
— Ne var, ne oldu, niye böyle telâşdusıo?
— Ne olacak ? Kasa bomboş. Odanın her tarafını aradık, hiçbir şey bulamadık.
— Halbuki bütün mücevherler kasanın içinde olacak...
— Hayır kasada hiçbirşey yok.
İki kadın salondan fırlayıp merdivene atıldılar. Biraz sonra (Seli) ystt.ğı yerde, yukarıdaki odada büyük gürültüler olduğunu duydu. Gürültüler bir aralık o dereceyi buldu, kİ sanki köşk yıkılıyormuş zannedılırdi.
iskemleler yere ahlıyor, masalar devriliyor, yerlere tekme ile vuruluyor, hininin her tarafı sarsılıyordu. Bu gürültüler bir hayli devam etti, nihayet üç şerik koşa koşa merdivenlerden inerek salona girdiler. ( Verteml.) asabi asabi adeta çeldirmiş gibi gülmekte idi. Akşam köşk» girdiği vakit arkasında olan koyu renkli uzun par-desüyü koluna atmış idi.
Elbisesi ise smokin olub bu siyah elbisenin bor tarafı toza bu-lanmış, gömleği buruşmuş, boyun bağı bir tarafa kaymış, velhasıl ûıtü başı karma karışık olmuştu.
Bağırarak diyordu, ki :
— Bu müthiş cinayeti, topu bfr gerdanlık ile şu birkaç parça yüzük için yaptık öyle mi ?
Ondan sonra hakikaten çıldırı
yorum» gibi köşede yatmakta olan Madam (Dovre) nin cesedi üzerine atıldı ve ö.müş kadına hitaben ;
— Söyle bakayım, elmaslarını nereye sakladın? Sana söyle diyorum, acuze 1
Diye bağırmağa başladı.
Burada (Elen) söze karışarak :
— Kızın herhale elmasların nerede saklı olduğunu bilmesi lâzım.
(Vertemil) bu sözü İşitince (Seli) den tarafa döndü, gözleri yerinden fırlayacak imiş glhi büyümü» İdi. Artık genç kıza acıyacak, ondan utanacak vaziyette değildi.
Genç kızın mutlak sorulan suallere cevab vermesi, mücevher. Icriıı yerini bildirmesi lâzımdı. Yoksa cinayet tamamen beyhude yere yapılmış olacaktı. Köş-dr yazı masasının üstünde duran bir tabak* kâğıdın yarısını yırttı ve bir kurşuo kalemi ile çElen) e verdi. Ondan sonra kuuapenln Üzerinde uzanmış olan (Seli) yi (Adel Ros-ııbol) un yardımıyle yarı beline kadar doğrulttu ve ayakları yere d:ğ-c !ı Mirctte kendisini oturttu.
Ondan sonra ellerini ve bileklerini bağlıyan ipleri çözdü.
Mnamafib kollarını y.ıkan kaldırıp ta ağzındaki bezi çıkoramaması için dirseklerinin bağı çözülmemiş idi. (Elen) elindeki kâğıt parçasını bir cilbendin üzerine koydu ve cilbendi de (Seli) nin dizlerinin üzerine bıraktı. (Vertemil) kurşun kalemini de kızın sağ elinin parmaklarının arasına sıkıştırdı. Cilbendi elinin hizasına kadar kaldırdı ve dedi, ki:
— Mücevherlerin nerede olduğu bu kâğıdın ürerine yaıl
Zavallı ıSeli) için eldivenli elinin purusakları arşıma sıkıştırılmış olan kalem ile yazı yazmak çok güç idi. Fakat (Vertemil) in gözlerinde öyle dehşet vardı, ki genç kız korkusundan güçlükle parmaklarını oynatarak cilbendin üzerindeki kâğıda :
“Bi'miyorum,,
Kelimesini yazabildi. (Vertenril) bu kelimeyi görünce büyük bir küfür snvıı-du, lıû^ıdı parça parça
edip kaoapenin *rk>sıoa attı. Ren-gi hiddetten kıpkırmızı olmuştu. Yumruğunu kızın başına doğru kaldırdı vs tasvir edilemez bir şiddet ve gaıab ile b*ğırdı :
— Ya mücevherlerin nerede olduğunu bize haber verecektin ve yahtıd yumruk yiye yiye kafan-ezilecektir.
Fakat bu sözleri söylemesinin akebinde hali değişti. Rengi birdenbire attı, kulağını kabartıb dışarıyı dinlemeğe başladı ve yanındakilere sordu:
— Siz bir ayak sesi duymuyor mutunuz?
Hepsi birden kulak verdiler ve gecenin sükunu içinde drmir bir kapı sürmelinin tçılıb kapanma-sıua benzer bir gürültü işittiler. Bu gürültü ar bir zaman sonra bir daha tekerrür etti.
(Vertemil) raülhi» bir korku ile:
Devamı var
Neler,
geçirdim?
ı
Meyvacılık
Bağcılık
Ziraat ve Toprak
Kânmucvel 23
Zabıta; hayatımda
Neler
gördüm,
Meşhur
Yunanlı dolandı
rıcıyı
bir
nasıl tevkif ettim?
firarinin derdesti ile uğraşıyor, hatta beni aldattığı için deli Tanaş ile boğuşuyor, onu doyuyordum...
Rüyalarımda
{Hatıratını gatdıfMia raâıta »«• mora (I32S) dr (H78) tiril navara aiylr poli» kaydedilerek Ueyafta nır keline ırfllıvtr. Kr.odiıi irtiı i( fün-İdle polo iken mrrkeıden bir Yunanlı dolandırıcı kefalete bajlantadun bira kılıyor, herif dr ftviflfor. Yeni
meeear ilin almadan on kimtrge katur ırrnıdtn firarinin pe)ire düı’ıjor vr ktf iflo Yunanıctann (t«r««lc örere bir ecnebi vapuruna sıg,nm/> otum İhtı malini fCı inine alarak Calatado Be m bot denilen divit bakalld'ı aratın da lakkikala baftıgor w Irradifûn fordımifta ( Deli Tan? ) ilmindeki booıbol kendiline Ifpaalia bulunafor vr kendiline canları anlatıyor : {
Onlar bugün beni vapurda döğ-dûler. Sonra da kaptana söylediler, beni vapurdan attırdı. Onlar sermayelerini hep böyle hırsızlıkla yapmışlardır. Ben deliy’m aına akıllı sözler söylerim. Ben adam kaçırmam. Variller çok ( kleftici) dirler. Hele o küçük Vaail yok mc, hep bu işleri o yapar. Bok dünkü adamı nasıl kaçırdılar. Sana anlatayım da benim adilerimde yalan var mı ? O zaman anlarsın 7 Oün akşam üzeri Perşembe pazarında deniz kenarındaki hurdacılardan sandal için bir kanca almağa gitmiştim. Ben fukara olduğum için yenisini alamam Kınlın kancamın yerin oucuzca eski bir kanca almağa gitmiştim. Bize bir haftadır ramazan var (bombotlarlda ramazan tabiri iş yapılmadığı günler demektir] Kancayı aldıktan sonra işim de olmadığından şöyle bir kere gemi bozulan yere ] kalafat yeri ] gidideyim dedim. Deniz kenarına yaklaşmadan bir de baktım ki Vaaitle-rin kayığı orada duruyor. Kayıkta çırak yok, yalnız küçük Vaail var. Vasil beni görmedi. Fakat ben Vasili gördüm. Kendi kendime düşündüm: “ Bu zaman bunun burada ne işi olabilir? „ Dedim. Ve buodan şüphelendiğim için bir kenara saklandım. Vasili gözetlemece başladım. Bombotların kayıkları yalnız Şarab iskelesinde bulunur. Kanunen orası bizim iskeledir. Malımızı oradan kayıklara alırız ve iş olmadığı zamanlar ya Şarab iskelesinde, yahut Kabataç-ta, ve yabudda Salacık iskelela-lerinde bulunabiliriz.
Kayık burada ke arıyordu 7
Vasilin kayığının burada tenha bir yere (çekilmesi şüphemi davet elti. Gözetmeğe başladım. Yarım saat kadar bekledim. Ben kayığın içini tamamiyle görebiliyordum. Fakat o beni göremiyordu. Tam bu sırada üzerinde saki bir elbise, elinde yeni bir bavul, başında kasket, kısa boylu oirisi geldi. Vasil hemen çantayı aldı. O adam da kayığa girdi. Adam kayığa girin-ee Vasil bir küreğe o adam da diğer bir küreğe oturdu.
Ben Vasilin çırağını tanırım, bu adam çırak yerinde değildi. Kürek çekmelinden de anladım kı bu adam acemidir. Kayık biraz açıldıktan sonra o adam içeri girdi. [Bombot kayıklarının kıç tarafında mal bulunduğu İçin üzeri bir sırık ile tutturulmuş ve içine bir adam sığacak kadar muşamba ile örtülüdür.] Kürekler. Vaail çekmeğe başladı. Ben bunu görünce Vasilin bir adam kaçır, makta olduğunu anladım. Evveli acaba yeni bir çırak mı aldı diye düşündüm. Fakat geç vakit iskeleye Vasil yalnız olarak kayıkla avdet ettiği için o adamı vapurlardan birine kaçırdığına kanaat getirdim. Zaten Vaail kayıkla kalafat yerind-n ayrıldıktan sonra Şarab iskelesine geldiğimde Vasilin çırağını da iskelede gördüm.
Vasilin yanından çıkıb ç,k-madığını sorduğumda bayır çıkmadım. Vasil acele bir iş İçin yalnız gitti dedi. Demek yanılmamışım gördün mü? Bu adamı şimdi polise haber vereyim ona aferin mi derler? Dedi.
İlli asuvaffoMye* mOJdrıl
Toasş.n bu sözleri bana ilk mu
vaffakiyet müjdesi idi. Fakat bu işin bütün muvaffakiyetini kazanmak için daha yapılacak çok şey-rr vardı: Vasilleri çok iyi tanırdım. Onlar, Tanaş gibi deli, saf, bir iki şarapla ııuana dökûlü-verecek takımdan değillerdi, asıl şimdi en mühim mücadele başlıyordu.
bu kadar ipucu elde eltikden sonra geri dönülmezdi. Bu adamı yakalamak için ne yapbiiirdiuo. Ya dün akşam Vasilin götürdüğü vapur kalkmış ise. bu da mühim bir mesele idi. Kapitülâsyonlar mucibince memur au'atiyle vapura da girmezdim. Sonra hangi vapurda olduğu da meçhuldür.
— Bugün limanda onların vapuru var mı ?
— “Solina „ dan gelen “ Alek-sandroa „ isminde bir Yunan vapuru vardır. Bugün limanda “Alek-tandros „ vapurundan başka bir vapur da yokdur. Diğerleri İngiliz Italyan vasaire vapurlarıdır.
Blrır şarab daha!
Birer şarab daha içtikden son-Tanaşla beraber birer ciğer tavası Îedik. Hesabı görerek kalkdıa.
snaşn şu nasihati verdim:
— Siz nasıl olsa bombotaunuz bugün darg.n, yarın, barışırsınız. Sakın polise bir şey söyleme I iea-bedirse ben söylerim ve cana d» bir fenalık gelmez.
Dedim ayrıldık. Ş mdi ben iki mühim ve müşkül mesele karşısında kalmıştım. Birincisi hakikaten limanda (Alıkeandros) isminde bir Yunan vapuru var mıydı? Varsa elan limanda mıydı ? Bu sanur limanda ise firari bu vapurda mıydı? Ikincisi de deli Tanışın sarhoşlukla bu «örü başka bir yerde de sar-fetmesi ihtimali idi. İkinci meselede birinci kadar mühim ve nazik idi. Mamafi deli Tanaşa bu hususta muhteri tenbihatı da icra ettiğimden bir dereceye kadar müsterih idim. Vakit epice ilerlemiş idi. Şimdi ben ne yapacak nereye gidecektim ? Akrabalarımın evi hayli uzak olduğundan oraya da gi demezdim. Otelin birinde yatmak mecburiyetinde idim. Hele merkeze gidemezdim. İziosiz çıktığım için eğ:r bu meselede bir muvaffakiyet elde edemezsem benim İçin polislik imkânı kalmazdı. Zaten polis den ümidimi kesmiştim.
Bu sebeple Galata da Yüksek Kaldırımdaki, "Tekir dağı, oteline gittim. Gece hayli ilerlemişti. Derhal yatağa girdim fakat uyumak için değil. Çünkü böyle bir variyet karşısında benim için uyumak imkânı mı vardı?. Yatağa girmek firariyi derdest etmek için düşünmek ve bir plân tertıbetmek içindi.
GŞrdOğUm Rüyalar
Bütün gece plân tertibiyle meşgul oldum. Neticede işe evvelâ “Aleksandror,, ismindeki Yunan vapurunun limanda mevcud olub olmadığını tahkik ile başlamak kzımgeldiğlnl, şayed böyle bir vapur, msvcud ise oe zaman hareket edeceğini öğrenecek Ondan sonra Tanaşın Şarab iskelesinde olmadığı bir zamanda Varillerle görüşmeğe ve bunları korkutarak işi başarmağa karar verdim. Vc bu düşünce ile uykuya dalmışım.
Rüyalarımda firarinin derdestiyle uğraşıyordum. Vapuru aramağa gidiyorum, limanda böyle bir vapur yok. Eli boş dönüyorum. Deli Tanaşı görüyorum. Neden beni aldattığını, yalan söylediğini soruyorum. Bana gülüyor vo seni aldattım diyor. Ben de Deli Tanaşı düğmeğe başlıyorum. Bu boğuşma esnasında uyanıyorum. Kendimi toplamağa gayret ediyorum. Kendimi yatakta görünce ferahlıyorum. Gözümü açtığım yakit henüz sabah olduğunu görünce hemen yataktan kalkıl» sokağa fırladım. Derhal Kabataşa gittim.
Devamı var
Büyükdere yan gını nasıl çıktı?
Yanan yalı 16 bin liraya sigortalıdır
Evvelki gece. BOyûkdercda Piyasa caddesi üzer.udeki sıra yalılar büvûk bir yangın tehlikesi atlatmış, tnaamaiih bir yalı tamamen, bir yalı da ktunrn yanmıştır.
Yangının vukuu şekli hakkında atin yaptığımız tahkikat şöyledir t
Bûyûkdıreds Piyasa esatirinde Ardehan mebusu Bay Taksinin yalısı «ardır.
Bay Tahsin ve ailrsi efradı yalıda bulunmamakta, yalının erta katında bekçi olarak Dramolı Rahmi ve karısı 60 yaşlarında Nadide oturmaktadırlar. Nadide, gece saat birde yatağından kalkmış ve «ahur yemeğini yemek ürere hazırlığa koyulmuştur.
Nadide bir aralık gaz ocağını yakınış adanı akıllı par.ayıp kı-zınrıya kadar beklrdiği bir sırada uykusu bastırmış, bir kenarda uyuya kalmıştır.
İşte Nadide uyumakta iken ocak birdenbire alev almış, alevler pencere perdelerine sarmış, derhal tutuşan perdelerle ateş bü-yuyûb ut zaman içinde butun yalıy sarmıştır. Nadide neden sonra uyanmış, caıı havliyle krndiui dışarıya zor atabilmiş, bu suretle itfaiye de vaktinde haberdar olamadığı için az zamanda yalı yanıb kül olmuş tur.
Ateş, bu yalının bitişiğindeki K.ırlo Tokatlıyanının yaiı-ıoada geçmiş, bu yalının da üçüncü katı tamamen, ikine! katı da kıımen yanmıştır,
İtfaiye, yangını burada tevkife muvaffak olmuş, daha ziyade büyümesinin öniitıe geçmiştir.
Zabıta, yangının sebebi etrafında tahkikatını derinleştirmekledir.
Bay Talisinin yalısının 16.000 liraya sigortaiı olduğu anlaşılmaktadır.
■ Yangına sebebiyet veren Nadi-dr polisçe istievab altına alınmıştır.
f RADYO PROGRAMI^ l____________________________J
23 Kânunuevvel pazar
İSTANBUL ı
17.30 Üniversiteden nakil - in-lıılâb dersleri, Savın profesör Yusuf Kemah 19 Jimnastik Selim Sırrı. 19,30 Dünya haberleri. 19,40 Kitar orkestrası. 20,10 Ziraat Vekâleti namına konferans. 20,40 Eğe caz. 21,23 Anadolu ajansı, borsalar. 21,30 Radyo orkestrası. 22 Radyo caz vc tango orkestrası.
023 Kbz. BÜKREŞ, 364 uı.
11.30 Ruhi neşriyat 12 Ruhi konser. 12,30 Hafif musiki. 13,30 Haberler. — Hafif muıiki. 14,15 Haberler. 14.40 Plâk. 17 Köylü programı. 18 Hafif musiki. — Haberler. 20,15 Konserin devamı. 21 Konferans. 21,20 Pıâk. 20,30 (Vic-leimol,, isimli popüler temsil. 21,30 Koro konseri. 22 Romen musikisi. 23 Son haberler.
515 Kbz. BUDAPEŞTE, 550 m.
18.20 Paraksto konseri. 19 konferans. 19,35 Harpa musikisi. 20,15 küçük radyo tiyatronu. 21,10 spor ve koşu haberleri. 21,30 radyo po-puris'ı (Viyanadan nakil.) 23 haberler. 23.30 Çingene musikisi 24,10 dans musikisi.
686 Kbz. BELGRAD. 437 m.
21 Piyano konseri. — Reklâmlar.— Piâk. 22 radyo piyesi. 23,20 radyo orkestrası.
740 Khz. MÜNİH. 405 m.
18,10 Çocuk masalı. 18,30 Mu. alkili çocuk »keçi. 19,30 Piyano konseri. (Beethoven.) 20,30 hav., ue spor baaerleri. 20,4a Noc programı. 21 “N.kolaua und Com-pagoie, isimli musiki skeç. 21,50 Noel oyunu (Musikili) 23 Haberler. 23.20 Ruhi küçük konser. 24,10 gece musikisi.
223 Khz. VAŞOVA, 1345 m.
18 Şarkılar, sözler. 20 Orketra konseri, sözler. 21 Senfonik konseri, haberler. 22 Ş-n program, sözler. 23 Reklâmlı konser. 23,30 Dana musiki.
LEİPZIG, 382 m.
17 Radyo orkestrası. 19 Plâk. 20 Noel şarkıları, 20.3$ Sözler. 21 " Chritclflrin „ İsimli Pfitznerla elerlerinden noel piyesi. 23 Haberler ve spor. 23,30 Neşeli musiki.
Bağların gübrelenmesi
Makul bir gübrelemede esâs, topraktan alınan ile verileni tevazün ettirmektir.
Her nebat, yaşayabilmek için bir takım maddelere muhtaçtır ki bunları ince kökleri va-sıtasile bulundoğu kendi sahasındaki topraktan alır. Hcroe-batın gıda ve muhtelif gıda, maddelerinden her birine olan ihtiyacı başka başkadır.
Eğer, toprağa hiç birjey vermeksizin her hangi bir arazi üzerinde mütemadiyen açma yetiştirilirse hem toprak gıda maddelerince fakirleşir ve do-layıyzile de asma iyi gıda ala-mıyacağından çok cılız, zaıf düşer.
işte gübreleme; topraktan mütemadiyen alınan gıdaları, toprağa verilecek gıda ile telâfi gayesini güder. Makul bir gübrelemede esas, topraktan alınan ile toprağa verileni tevazün ettirmektir. Yoksa çok fazla gübrelemek de çok az gübrelemek gibi zararlıdır. Bu takdirde asmalar üzümlerini «İlker, üzümler çürür, asmanın odun akşamı çok uzar, iyi sertleşemez. Bu gibi bağların üzümünden şarap yapılırsa bunlarda kolay kolay berraklaşamadığı gibi hastalıklara yakalanmağa da istidat gösterir.
Umumiyetle bir nebatın ve bilhassa asmanın neşvüneması için en lüzumlu ve ehemmiyetli olan maddeler; azot, hamızı fosfor, vc potastır. Nebatatın neşvüneması için lâzım olan diğer maddeler ya toprakta fazlası ile mevcuttur veya bunların pek az miktarına ihtiyaç olduğundan bunların toprağa verilmesine lüzum yoktur.
Kireç, alçı... tlh gibi diğer maddeler toprağa verilirse bunlar toprakta bilvasıta bir tesire maliktirler. Bunlar ya toprağı
İstanbul Eorsası kapanış liatleri 22-12-1934
ÇEKLER
Açılış Kapanış
Londra 621. 623.50
Nev-York O.7957M 0,79333
Paris 12.906 12,03
Milano 9,2986 9,28
drûluel 340 33913
Atina 83,9564 83,68
Cenevre 2,4562 2,4510
Sofya 67.1975 67,1367
Amsterdam 1,1766 1,1740
Prag 19,0150 18,9625
Stokholsn 3,12 3,115
Viyana 4.31 4,2964
Madrit 5,8125 ’ 5,7981
derlin 1,9796 4,2090 1,975$
1 Varşova 4.705
Budapeşte 4,19 4,1760
Bükreş 79.2832 78,0225
Belgrat 35,0713 35,0)38
Yokohama 2.7383 2,7536
.ıloskova 1092,75 1093
Nukut
A ış Sstış
Altın 936 937
Mecidiye 41 42
Banknot 239 240
Tahvil ve Senetler
0'0 S Valili 19»
Ikr«miydi (ErK«nl) 0’0 74 ttlüi TOrb U*«u tahvili i
A»«4*>u D.yotu 11| . „ mUm«..ll
M 7,4 Türk B II
O.'o S Hasina Ergani
Merkez B.
Rıhtım ly bank »^»a
Aralan firaent»
Kapanı
i
An.d. D. Y. 0,0 «0
İslah etmeye veya kollanılan gübrenin daha teri tetirini temine yararlar.
Asmanın odun, yaprak, üzüm gibi muhtelif kısımlarının terkibi gözden geçirilirse bunlarda çok fazla miktarda potas, hamızı fosfor ve azot bulunduğu görülür. Azot, asmanın . ve bilhassa sürgünlerinin bü- I y-ümesi için lüzumludur. Gerçi topraklarda umumiyetle bir miktar azot bulunur ve kısmen-de bu, yağmurlarla temin edilirse de bu miktarın kâfi gelmediği ve toprağa azot verilmesinin çok faideli olabağinı ameliyat göstermiştir.
Asmanın yeşil kısımlarının iyi ve kuvvetli büyümesi, iyi sertleşmesi içio potas büyük rol oynar. Potas milrekkebatı aynı zamanda meyvanın yani üzümün terkibine de girer. Hamızı fosfor ise, azotun asmadaki tesirini muvazeneli bir şekle v*e onun tesirini asma için daha faideli bir hale sokar. Bundan başka hamızı fosfor, tanelerin iyi teşekkül etmesine, beslenmesine, şekerlenmesine yarar.
Asına için bu kadar faideli olan bu maddelerin, yukarıda dediğimiz gibi kâfi mikdarda olarak toprağa ve dolayısiyle asmaya verilmesi lâzımdır. Binaenaleyh asmaları gübrelerken şunları gözönünde tutmak lâzımdır:
1 — Asmalar o şekilde güb. releomiş olmalıdır ki bunlardan elde edilecek mahsul gerek kemiyet ve gerek keyfiyet itibariyle şayanı memnuniyet olmalı ve bu vaziyeti daima muhafaza edebilmelidir-
2 — Asmaya verilecek gübre, asmanın kökleri tarafından kolayca alınabilecek şekilde olmalıdır. Bu da toprağın ve üzümün, nevine asmadaki tenebbü-tfln kuvvetine göre oldukça değişir.
3 — Asmaya verilecek gıda maddeleri arasında bir nisbet bulunmalıdır. Çünkü asmanın neşvû neması mıkdarca enaz olan maddeye tabi olduğundan birinin çok az, diğerinin çok fazla olması hiç birzman maksadı temin edemez. Bilâkis fazla olan madde, beyhude yere zayi olmuş olur.
4 — Gübrelerin tesiri başka başkadır. Azotlı ve potastı güb-reler daha ziyade asmanın odun akşamına tesir ettikleri halde fosforlu gübreler meyvanın teşekkül ve iyliğine tesir y parlar.
5 — Güberenin güçlükle parçalanacağı ağır topraklar seyrek fakat her defasında fazla miktarda ve buna mukabil hafif topraklar daha sık fakat her defasında az miktarda gübrelenmelidir.
6 — Gübrelemenin zamanı ki bu ya sonbahar veya kıştadır. Yalnız kimyevî gübrelerden çabuk tesirli olanlar, asmanın tenebbüt esnasında yani harda ve bir kısmı da verilmelidir.
Gelecek yazımızda da larda kullanılan muhtelif relerden bahsedeceğiz.
illcba.
yarın
bağ-güb-
Şeftali ağacı na sil yetiştirilir?
Güzel manzara, koku ve lez-zetile nazik, sulu bir meyva olan şeftali, çok aranılan, lezzetle yenilen meyvalardan olub taze sarfiyatından başka reçel, marmelât ve dondurma gibi bususatta da oldukça fazla mikdarda sarfolunur.
Meyvası gibi ağacı da diğer ağaçlara nazaran nazik olduğundan her Ikfin ve her toprakta iyi netice vermez.
Memleketimizin pek dağlık ve soğuk yerleri müstesna olmak üzere diğer yerlerinde şeftaliye raat gelinir. Fakat şeftali uzun yola dayanamad ğıo-dan sarfiyatı ekseriya mahalli kalır. Utanbul piyasasına şeftali daha ziyade Bursa ve havalisi gibi yakın yerlerden gelir. Esasen memleketimizde en iyi şeftaliyi de o havali yetiştirir.
Şeftali; mutedil, sıcak mınta-kaların meyvasıdır. Erken açılan güzel penbe çiçekleri, ilk bahar donlarında korkar.
Şeftali ağacına en uygun topraklar; az mikdarda kireçli fakat yumuşak, derin ve orta derecede rutubetli olanlardır. Killi ve kara sulak yerlerde şeftali her nekadar başlangıçta iyi büyürse de sonraları pek çabuk zamğ hastalığına yakalanarak kurur. Çok kuru topraklarda meyvası küçük vc nisbeten acı olur. Çok kuru topraklara şeftali dikilmek istenildiğinde toprağı bidayette k izmc etmek ve yazın da icab ettikçe sulamak lâzımdır.
Şeftali; ya çekirdeklerinden veya badem, erik üzerine aşılamakla çoğaltılır. Bilhassa kuru, kireçli yerlere dikilecek şeftalilerin badem üzerine aşılı olmaları lâz radır. Çok ağır, rutubetli topraklar için erik üzerine aşılı olanları tercih etmelidir. Çok kurak yerler için kayısının da ansç olarak kullanıldığı vakidir.
Muntazam bir şekil verilmi-yerek serbest büyümeye bırakılan şeftalilerin ber sene kış esnasında aralamıya tabi tutulmaları muvafıktır.
Bundan başka meyva'nno iyi kcma'c gelmeleri içi t de şeftaliler çekirdek bağladıktan sonra aralarında seyreltme yapılmalıdır. Kemale ge.cn meyvalar, zedeJcomckririn el ile koparılmalıdır. Başka yerlere gönderilecek şeftaliler, tam kemale gelmeden biraz evvel toplanmalı vc umumiyetle toplamıya sabahları çığ kalktıktan sonra başlanmalıdır.
Uzak yerlere gönderilecek «lymetli şeftalilerin üzeri, tüyü yumuşak bir fırça ile fırçalandıktan sonra içersine pamuk döşenmiş tahta kutulara, asman kâğdını sardıktan sonra birbirine dokunmıyacak tarzda sıralanmalıdır.
Şefıa iler; e«as itibarilo tüylü ve tüysüz o.muk üzere ik ye ayrılır. Her iki nevi de et ve yarma olmak üzere çeşitlerlere maliktirler. En makbul olanları yarma şeftalilerse de el şeftaliler yola daha fazla dayanıklıdır.
Şeftalisi ile meşhur olan Bursa vc havalisinde pek çok yerli ve ecnebi şeftali nevi.eri vardır. Yerli nevilerden bilhassa Hülü, Eafaban, Yeşiltürbe, Alyanak, Sapanca nevileri en meşhurlarım teşkil eder.
Bir şeftali ağacı randımanlı olarak 12-15 sene mahsul verdiği g*bi senevi mahsul mik-darı da vasati 40-60 kilo arasında bulunur.
Kâounuevel 23
—ZAMAN—
Talebe arasında se“ yahat hazırlıkları Pasaport harçları, seyahatleri azaltacak gibidir
Yeni Soyadı alanlar
Okuyucularımızın bildir d ikleri yeni adları neşrediyoruz
("Madam “Lüpesko„nun maceraları ]
I
Yazan: Barbu Jonesko No. (8
İsmi dünya gazetelerine senelerce sermaye olan RomanyalI meşhur kadının aşk maceraları
Yüksek mekteplerin sömestr tatilleri yaklaşınca gatele-lerede ban seyyahat babarleri gelmeğe başladı, filân Fakülte talebesi Yunanistan*, Filân yük. sek tnekteb Romanyaya seya. hat tertib ediyormuş- Bizde yeni yeni gelişmeğe başlıya n bu merakı alkışlamamak ve teşvik etmensek mümkün değil.
Turizmin dünya yüzünde büyük vüsatile yayılıb durduğu şn sıralarda memleketimizde de bu işe gençlerin önayak olmaları büyük memnuniyetle karşılanmalıdır.
Paskalya tatili olunca Beyoğlu seyyahlardan âdeta geçilmez olur. Bütün oteller dolar. Güzel şehrimizi görmek için gelenler do ekseriya civar komşularımız ve bilhassa RomanyalIlardır. Senede bir kere ufak bir seyahat herkesin hakkıdır. Bir sone süren yorucu mesaiden sonra, gündelik işlerden ve dertlerden uzaklaşılarak yeni dekorlar içinde kısa da oba yeni bir hayat geçirmek, asrımızın ruhi ihtiyacıdır.
Büyük büyük transatlantikler limanımıza böyle yorgun nice nico insanları getirir ve çabucak götürür.
Avrupada bu türlü seyahatler büyük rağbet gördüğü için hususi acenteler bu işlerle meşguldürler. Yapılan kolaylıklar sayesinde herkes te bir çok ecnebi memleketlerini görerek istifade eder.
Geçen gün Fransız gazetelerinin birinde gözümüze bir ilân ilişti. Bir seyahat acentesi iki sene sonra tertib edeceği bir devriâlem seyahati için reklâm yapıyordu. Bizim paramızla (200) liraya mal olan bu seyahat için taksitle şimdiden para almağa başlıyor ve bu suretle her sınıftan insanlara dünyayı görmek fırsatını bahşediyordu.
Turizm bugün hermemleketin Bu izahattan sonra zannet-memclidir ki buraya gelen her seyyah vapuru yalnız zenginleri getirir. Hayır, şehri otomobillerle gezen omuzları fotoğraflı ve Kolonyal şapkalı kimselerin ekserisi fakir, fakat hesabını bilen insanlardır. Bir kaç sene evvelden karar altına aldıkları gezintileri için para ayırmışlar ve böylece yola çıkmışlardır. Bu münasebetle tü-rizmin lüzumunu da izah etmek (Azımdır.
bellibaşb varidat mcmbaların-dan olmuştur. Bundan başka turizmin, milletlerin birbirini tanıması noktai nazarından da büyük ehemmiyeti vardır.
Buraya gelen bir sürü ecnebilerin hâlâ harem bayatı görmek arzusunda olduklarını kaç kere gözlerimizle gördük. Pi-yer Lotinin Türkiyesini bulamadıkları için müteessir olan nice nice seyyahlara herkes şahid olmuştur.
insan mübadelesi ayzu zamanda mütekabil kültür mübadelesidir. Tanımak ve tanışmak, dünya medeniyeti içinde yer almağa mecbur her millet için lâzımdır.
Bir kaç günlük bir seyahat insana senelerin .vercmiyeccği tecrübeler kazandırır, tarihi, İçtimaî malûmat verir.
Asrımızda seyahat göz önüne geldiği kadar müşkül değildir, ber şey kolaylaştırılmıştır ufak bir teşebbüs insana bir çok şeyler kazandırır.
Vapur ve şimendifer acenteleri on kişiyi geçen kafile
de yüzde elliden fazla iskoııt» yapıyor.
Bu suretlo bir Köstence veya Pire seferi 350 kuruşa mal olabiliyor ki hemen hemen Florya yolculuğu da bu kadar tutar.
Talebe, hükümetler tarafından gösterilen kolaylıklar üzerine mekteplere yerleştirildikleri için ibate masrafları yoktur. Yemeklere gelince, hususî talebe lokantalarında gûude 50 kuruşa doymak çok mümkündür.
Gittikçe artan bir merak ile talebelerimiz bir kaç seneden-beri civar memleketleri gezmektedirler. Hususi Cemiyetlerin, meselâ Baronun, Kadınlar birliğinin de bu türlü tertipler yapmasını çok muvaffık buluruz. Seyahat merakını, gençlerden yaşlılara sirayet ettirmek, yorgun iş adatnlarımtx için kim bilir ne kadar faydalı olur.
Şu satırları karalarken ufak bir meseleye de temas etmeden geçmiyeceğiz.Bu mesele son kanun ile alınmağa başlanan posaport harçlarıdır.
Eski kanunda seyahat edecek kimseden 175 kuruş para alınırken bugün bu masraf 26 liraya çıkarılmıştır.Pasaport kol-lektif olursa 50 kuruş yerine 15 lira alınmaktadır. Harçlar hakikaten fazladır. Geçen sene 18 lira ile Atmaya gidıb gelebilen, orada yiyen vo yatan ve bir hafta kalan bir kimse için bugün en aşağı 35 lira lâzımdır.
Hayat şartlarının seyahatleri bukadar kolaylaştırdığı şu zamanlarda yalnız pasaportların işi zorlaştırması doğru değildir.Ta-lebenin tetkik seyahatlerine bir istisna koyarak yine eski tarife üzerinden harç almak çok müoasib olacaktır.
*
Yeni Bulgar-Yunan anlaşmaları
Y unanistan, Bulgarîstan-dan mal almak
için bir protokol imzalad
Sofya 21 (Hususi) — Burada dûn bütün Bulgar-Yunan milli bankaları murahhasları arasında devam eden müzakereler muvaffakiyetle neticelenmiştir. Bu anlaşma hakkında Bulgar Dış işleri Bakanı bay "Batalof,, gazetecilere şu beyanatta bulunmuştur :
"— Dün Yunan Milli bankası mümessili Bay ’Kirakopu-los„ ile bizimkiler arasında bir anlaşma oldu. Burada mütte-fikan alınan kararlar hakkında tanzim edilen protokol yarın imzalanacaktır. Fakat pro-toko'.daki kararlar bu günden itibaren fiile geçecektir. Bunda Yutunistanın bizden ne suretle ve ne gibi mallar alacağı t Mbit edilmiştir.,,
Alınan kararlara göre Bulgaristan, Dospat ormanları için Yunanistaua 492,000 İsviçre fıranğı veyahut mukabili 19 milyon Bulgar levasi ödeyecektir. Bu paraya mukabil Yunanistan da protokolda tesbit edilen mallan yalnız Bulgaristan-dan satın alacıktır. Bunlar, süt mamûlâtı küçük sığır hayvanları, inşaat için ağaç levazımı ve odun, maden kömürüdür.
Bu, Yunanistan ile Bulgaristan arasında ilk iktisadi anlaşmadır.
Yeni soyadı alan okuyucularımızın bize bildirdikleri adlarını ueşre devam ediyoruz :
İnal — İstanbul Asliye beşinci Hukuk mehkemesi yaz-ganlırmdan Bayan Emel, babası bay Kemal ve kardeşi Emniyet memurlarından bny Ragıb.
Güucr — Afyon [istasyon memuru bay Hayrı ve kardeşi Haydarpaşa lisesi muallimlerinden bay Cemal.
Paze — Ankara Diyanet işleri hesab tetkik memuru bay Reşid ve kardeşleri İstanbul Tahmis caddesi 81 numaralı mağazada bay Cemil ve bay İsmail ve kız kardeşleri bayan Melek.
Kalis — Fatih Çarşamba caddesinde 130 numarada manav Bay Sabrı, annesi Bayan Ru-kiye ve kardeşi Bayan Hasibe.
Baylcal — Naf.a Vekâleti istikşaf mühendislerinden Bay Hilmi. Urfa ortamekteb müdürü Bay Cevdet, Ceyhan tah-sılât müfettişi Bay Asım ve Bilemedik Divizyon atölyesinde Bay Burhaneddin. fTesçil ettirmişlerdir..]
Gön - Su - Okunur — Eski istinaf reislerinden Avukat Sinoplu B.ıy Celâl.
Erman — Galatasaray Sag-redo .ı patım an 7 numarada Bay Mazbar.
Can — İstanbul Balıkpaza-rında diş tabibi Bay Hilmi ve kardeşi hakim Bay Nazif ve hemşireleri Bayan Hayrünnisa.
Ak yüz — Konya defterdarı Bay Lûtfî.
Gümüşlü — Konya merkez mal müdürü Bay Osman.
Güngör — Konya ikinci noterde Bay Rauf.
Baran — Manisa inhisarı kontrolörü Bay Reşid Haşini ve oğlu Rcşıd Asım.
Son neşriyat üzerine...
7 inci s ah ifeden devam finin, birihtirildigine dair yabancı gazetelerin Verdikleri duyum (haber) doğru değildir.
— Zaman —
Ajan. İstefao,o d bu tekzibini memnuniycLe koyuyoruz. Kaç vahittir vuku bu .an neşriyata karşı İtalyan tuchafılı bûttıûlûo »ûkût ebeydi " «ukût ikrardan geır „ fehvasınca bu ^»yin.nrın duruluğu büa bulun tecyyûıietmiş olurdu. Munıııalıh çıırmını da ajan. “ iıtifaoi „ nin nazarı dikkatine koyarız, kı on iki aaanın fevkalâde tahkim cdıloıginr ve bate ıRo-du») un müthiş bir tayyare ık.ût-harekcaı yapıldığına dair neşriyat, ye niz Yunan erkanı harbiye reiri »bakının risalesine mûnhaur değildir. Bundan iki «cne kadar evvel * Tau „ K-zetceinüo askeri mu-lıarrırierınden kaymakam *Rebcul„ Rodoıon tayyare üıamiıareketi yapıldığına dair gayet mulavaal ve müdellel nıskalc.or neşretmiş, bunda Rodoatan kalkacak bir tayyarenin nerelere kadar uçub yine üııûlhareke.in» avdet edebileceğine dair gayet vazıh hnriialar koy. muştu.
Bu haritalar* nazaran Rodoı-tan uçacak bir tayyare hiç bir yerde tevakkuf ctmekauın ta (Uatum) civarına kadar gidıb gr. Icblhyordu. O vakıttenbcri tayyareler büabütdu terakki elmiş, bir tayyarımın uçuy dairesi artmıştır.
Böyle esaslı malûmata müstenit fenol ve aakerî neşriyat meydanda dururken bundan bir mana çıkarmamak kabil delildir. Bu neşriyata bası gazeteler şaşmamalı va kıımamatıdır. Dünya bilir ki Türkiye. İtalya De rtı iyi geçinmek i.tıyen devletlerden biridir.
Yunanlılarla dost olan. Bulgurlarla doat olmak için o kadar hüsnüniyet gösteren Tûrkiyenın tlnl-yanlarla iyi geçinmemeel için biç bir sebab yoktur. Billki. İtalyan, lurla doat olmak için birçok sebepler vardır. Buna rağmen Türk gaıetelerl son günlerdeki neşriyatı yapmakta mutlar kaldılarsa bunun avamilinl şunun veya bunun ruale-sinde değil, Rodostaki tahkimatta aramalıdır.
Göney — İstanbul Lâleli apartımanları ikinci daire 17 numarada bay Abdurrahman Tevfik.
Özsö — Süvari kaymakamlığından mütekait Bay Kemal, kardeşi Bayan Raşide ve yeğeni Milliyet muharrirlerinden Bay Nejad.
Ögc — Kuruçeşme İnhisarlar deposu müdürü Bay Ali Rıza ve amcasının oğulları Malkara-da ziraat kooperatif kâtibi Bay Mehmed Sabrı ve kardeşi İnhisarlar ziraat tahrir kontrol memuru Bay Bedri.
Öge — Emniyet müdürlüğü tetkiki hüvyet şefi Bay Halil, oğlu telefon komiseri Bay Rifat
Gürel — Yeniköy nahiyesinde 168 Tevfik, biraderi Necati, Fevzi ve Besim.
Aksel — Gönen Karaağaç Alanında oturan Bay Şükrü, oğlu emniyet müdürlüğü kaçakçılık bürosu komiserlerinden Bey Niyazi, kardeşi Bay Davut, hemşiresi Bayan Esma.
Güngen — Yeniköy nahiyesi ikinci komiseri bay Kâşif.
Kıvanç — Merkez telgraf muhabere memuru bay KcmaL Eskişehir şimendüfer marangoz montörlerinden bay Adil kardeşler..
Demir — Emniyet kaçakçılık bürosu memurlarından bay Servet, Yüzbaşı mütekaidi bay İhsan, Umurca fabrikası müdürü bay Cemal,Düzce sıhhiye memuru bay Ahmet.
Uluç soyadı
Soyadımız ötedenberi Uluç-tur. Aynı soyadmı mütekait binbaşı M üstüm, yüzbaşı Fuad, yeğeulerimiz Celâl, Nizam, Hü-sam ve ben mezat muhasibi taşıyacağa.
Arttırma müdüriyeti muhasibi mesulu Avni Uluç
«INIMHIHIIIIIiralKIIIIIOIIHIIIHIHISIIalMISIHIirlılI
Bir şebeke daha!
Polis, Eroinci şebekesi hakkında tahkikatını yaparken «uçlulardan Yorginin b(r ifşası ûzer.nc Halatta Eğrikapıda küçük mikyasta bir Eroin imalâthanesi meydana çıkarmıştır.
Bu küçük imalâthane Eğri kapıda Ayvaz .okajında sirkeci Miitiyadisin evidir ve Vo. il Cunya-dıa isminde Ur i tarafındın işletilmektedir.
Bu şahısların da Yunanistan* kaçmış olan kaçakçılardan Baklacı Yorgi iie alâka ve iştirakleri olduğu anlatılmıştır. •
Çamlar kesilmiyecek
Hetone olduğu gibi, nitelin yaklaşması belediyeyi yine harekete geçirmiş ve şehir vo çitarindeki çamların kesilmcnıeıi için dûn şu. bat* yeniden ve ehemmiyetli bir tamim gönderilmiştir. Bunların ke-simeleruse meydan verea v»y. her nasıl olursa ohuu bir yerden keserek >*tnn kimıeler şiddetle cezalandırılacaklardır.
Zamanın takvimi
Bugünkü hava
Yeşilköy rasad merkezinden aldığımız malûmat* göre, dün hav* tazyiki 856 milimetre, en fazla sıcaklık 8, en az 1 de. rece idi.
Bugün bava kapalı, yağışlı ve fırtınalı olacaktır.
Bralyano ile Karolun en amansız düşmanı Prens Stirbey, Karolu Ziziden ayırmak için büyük bir mücadele hazırlamakta idiler. Bunların hazırladıkları propaganda her vasıta ile ileri sürülüyor ve Karo! aleyhinde türlü türlü şayialar neşrolunuyordu. Fakat buola-rın yaptıkları en fena iş. kulaktan kulağa fısıldad.kları sözlerdi.
Bükreş, politikacılık bakımından dünyanın en hsasas mer kellerinden biridir. Hele Bıik-reşin iskandallarına belkide başka yerde tesadüf olunmaz. Kulaktan kulağa fısıldanan sözler, Karolun aleyhinde en ağı-z* alıntnıyacak iftiraları ileri sürüyordu.
Günün birinde Parlâmento toplandı Vcliahd meselesi kalabalık samiler önünde konuşuldu. Meclisin müzakeresi çok hararetli idi. Sağda, solda sinirlenmişti. Karolun haklarından feragat için vukubulan teklifi rcddoluııda. Karolun sol taraftaki dostları büyük bir muzafferiyet kazanmışlar ve başlıca siyasilerin iftiralarına karşı onu müdafaaya muvaffak olmuşlardı.
Daha sonra Karol anası babası tarafından tevbih olundu. Bu tevbihler birer emir şeklinde olduğu için Karol bunlara aldırış etmiyordu. Çünkü kendisi anut bir adamdı. Onu sürüklemeğo imkân yoktur. Fakat onu akıl ve mantık dairesinde ikna etmek mümkündür. Anası babası ile siyasiler onun karısını bırakması özerinde ısrar ettikleri müddetçe o da karısını bırakmamak üzerinde ısrar etti.
Karol bu münasebetle diyor ki:
— Karımın aleyhinde bulunanlarla bir olmak benim için son derece utandırıcı bir hare, ketti. Burıuu benden sadır olmasına imkân yoktu.
Bütün bu neşebbûsler boşa gittikten sonra Kral, yüksek mevkili zabitleri Zilinin anası Madam Lamberino ılc teyzesi Madam Alkaziye gönderdi. Bunlar, meseleyi bu kadınlarla birlikte halledeceklerdi. Yüksek mevkili zabitlerin bu kadınları ziyaret etmeleri, onları fena halde korkutmuş ve bunlar ati □amıua derin endişelere düşmüşlerdi.
Politikacıların desiseleri, bir aralık hiçbir neticeye varamadı. Bunlar ellerinden geleni yapmışlar, desiselerin birin de bırakmamış, söyliyccek sözlerin hepsinidc söylemişlerdi. Fakat Karol bunların hepsini atlatmış, onların bütün hücumları karşısında katiyen sarsılmamıştı.
Fakak Karolun hem en kuvvetli, hem en zaif tarafı, kalbinin rikkatidir. Yumuşak söz. ler, okşayan mantıklar onun kalbini teshir eder.
Oğlunun bu halini eo iyi tanıyan da, Karolun annesi Kraliçe Mari idi.
Sıra onun müdaheleıine gelmişti.
Kendiri Karolun evlenmesi meselesini yalnız yüksek bir zekâ ile, parlak bir kavrayışla değil, aynı zamanda aşk maceralarını tahlil edebilen ve bu gibi ailelerin iç yüzünü anlayan bir dirayetle ele aldı.
Kraliçenin sonsuz ihtirasları, onun zekâsını büsbütün kes-kinleştirmişti. Kendisi Karolun Zizi ile evlenmesini telehhüfe
değer bir hâdise telâkki ediyordu. Bunları ayırmak meselesi mevzuu bahsolunca bütün dehasını bu iş üzerinde topladı.
Onun kurduğu pil&n inceliği ve dehşeti itibariie eşsizdi. Fakat bu pilân, hakiki hayat sahnesinden değil, daha fazla tiyatro âleminden alınma bir pilândı. Dah» doğrusu, bu pilân, akla dayanmaktan fazla gizli ihtiras ile kaynıyan bir melo dramdı.
Kraliçe, Karo'u çağırarak onunla konuştu.
Karolun, Ziziyi sevdiğinde şüphe yoklu. Onun için Karol, Zızye şerefli bir vazifeyi ifa ile mükellefti. Kendisi de bir valdc ve bir zevce olmak sıfa-tile bu nokta üzerinde oğlu ile beraberdi.
Karo! bunu anlatırken şu sözleri de söyledi:
"— Annem, hayrete değer bir kadındır. Kendisi büyük bir artistir. Bir musikişinas, keman üzerinde nasıl hakim olursa, oda insanlar üzerinde öylece bakim olur. Onun için bana Ziziyi sevmekte hata ettiğimi şöylemedi. Bilâkis aşkın çok iyi bir şey olduğunu anlattı. Sonra iş değişti. „
Ve şöylo oldu. Kraliçe Mari, oğluna henüz genç olduğunu söyledikten sonra çok genç bir adamın büyük işleri, bilhassa devlet işlerini olgun bir adum gibi kavraya-mıyAcağını anlattı ve şunları ilâve etti:
“ — Aşk, çok güzel birşey-dir. Fakat hiç bir aşk «örekli değildir. Onun için bir aşk uğrunda babanın tahtını sarstıktan sonra aşkın faniliğini anlayacak olursan son derce* pişman olursun!,,
Bu sözlerde mantık vardı. Fakat bu mantığın arkasındaki menfaat ve saik belli idi.
Kraliçe bu nokta üzerinde İsrar ederek devam etti:
— Vaziyetin, seni müstesna bir mevkide bulunduruyor. Her erkek âşık olabilir. Fakat her erkek büyük bir memleketin Kralı olmaz. Halbuki sen bir gün Kral olacaksın !
Kraliçe Mari, Karolun aşkını muahazc etmemekle beraber şahsi bir aşk ile memleket sevgisinin bir birine zıt düşmemesi lâzım geldiğini anlattı ve sözü şöyle idare etti:
— Senin memleketini sevdiğini herkes biliyor. Bunu harb sahnelerinde isbatettin. Sen donenmiş bir vatanperverlin. Harb alevleri bunun şahididir. Fakat Ziziyo otan aşkında buna benzer imtihanlar geçirdi mi ?
Karol cevab verdi:
— Evçti Bunu sizde biliyor, sunuz I
— Âlâl Gerçi ben bu işin bütün safhalarını bilmiyorum amma bunu kabul ediyorum. Fakat bu aşkın bir gün nihayet bulacağına dair zerre kadar bir ihtimal varsa bile bunun uğrunda Romanyanın istikrarını feda etmek, yahut Romanya tahtının istikbalini tehlikeye koymak doğru olur mu?
Kraliçe, gülümseyo gülüm-scjrc oğluna meydan okuyordu. Karol dintcraeğo devam etti ve Kraliçe anlattı:
— O halde sana bir aşk tecrübesi teklif ediyorum. Bilirsin a Karol, bu tecrübeyi «ki şairlerin, eski ediplerin hepsi beğenirlerdi. Çünkü bu tecrübe daima muvaffak olmuştur.
(Devam, var)
Kânunoevel 23
—ZAMAN—
7
[ NEŞE
ve FELÂKET
Muharriri t
Cazband çrljfitı bir ahenkle devam ediyor, yalnız vücutlar değil, ruhlar bile insanın içindi zıplayup duruyor, rakıslar ediyordu.
Beode yarun düzüneyi geçin i? viskinin tesiriyle ve dana bilmediğim için yerimde oturmama rağmen beynim de, ruhumda, vücudum da da hedefsiz tatlı bir isyan, manasız hoplama hamleleri hissediyor, ayaklarımla, bazen de ellerimlo bu umumi coşgunluğa, deliliğe iştirak ediyordum.
Birden acı acı istimdadeden bir vapur düdüğü duydum bu düdük; en metin kalpleri titretip gevşeteli, vehme, endişeye düşüren meşum baykuşun sesi gibi devam elti. Ne oluyordu acaba?
Bir vapur kazayamı uğramıştı? Hatırladım ki iki, üç saat evvel ben bu eğlence ve çılgınlık mabedine girerken sokaklarda ağaçları söken, damlardan kiremitleri sürükiiyen bir kasırga vardı. Henüz hilâl şeklini alan ayın pek ender olarak aydınlatabildiği semada sim siyah bulutların müdhiş bir yarışa girişerek uçuştukları görülüyor ve şeytani bir musiki gibi ıslık çalan rüzgâr bu korkunç manzarayı tamamlayarak ruhları eziyordu.
İçimde ürpermelere sebeb olan manasız ve Jmübbem bir korkuya düşmüş gibi idim. İşte bundan kurtulmak maksa-diledir ki buraya gelmiştim.
Üç saat evvelki mazi, bir sinema filmi auretile kafamın
Venizelosa sui kasd davası
7 inci sahifeden devam gi»„ vs avukat “Daniilidis,, İd evleri bulunmaktadır. Bombanın patlamalı ürerine avukat korkulundan felce uğramıştır.
Muhalif fırka reisleri gazetelere vuku bulan beyanatlarında bombacılar aleyhinde şiddetli lisan kutlanmışlardır.
İlk dört bomba nasıl atıldı? Atina (Hususi) — Dûn gece atılan dört bomba hakkında resmi bir tebliğ neşredilmiştir. Bu tebliğe göre İlk bomba “Pıre.de "Ve-nitelo*. caddesinde “Pire, cinayet mahkemesi jüri heyetinden “U'fa-nldıı,, in evioio kapısına atılmıştır. Bomba saat 15,5 da infilâk etmiş, bu evin kapısını ve camlarım ba-rab eylemiştir. Bombanın infilakından aonra O civar ahalisi korkularından dişarı çıkamıyarak telefonla zabıtayı haberder etmişlerdir. Zabıta memurları oralarda tabarriyat yaproaktalarken gece saat 2,10 da yine “Pire, de “Kıral Birinci Jorj„ caddesinde “Manasaki. nin evi duvarına İkinci bir bomba atılmıştır. Zabıta bununla da uğraşmakta iken birisi ■P»»a» limanında “Sokratuı. caddesinde, diğeri de Doktor “Svolo-pulca, un muayenehanesi olmak üzere birbiri arkasına iki bomba daha patlamıştır I
Şimdiye kadar yapılan tahkikat neticesinde bombaları atanların otomobil ile dolaştıkları teabit adilmiş, otomobilin de 26069 numaraıını taşıdığı bir polis tarafından farked.l-miştir. Bu otomobilin doktor “Bal-aakidis,, s aid olduğu anlaşılmış jae do ele geçmemiştir,
“Pire., heyecan ve korku içinde
Dün geceden beri bütün "Pire,, aha'iaini bir korku almıştır. Hükümet fevkalâde tedbire müracaat ederek Pireyi zabıta ve asker kuv. vetleriyle doldurmuş, “Venizeloa,, a auikasd davasındaki Jüri heyeti iratının evleri bilhasıa muhafaza altına alınmıştır.
Efkârı umumiye bu tedhiş işinin bugün (dün) Pirede görülecek olan "Venizelo»., a sui kast davası münasebetiyle yapıldığı kana, «tindedir ve pek heyecandadır.
Tahkikat tavazruh cdineiye kadar vaziyetten İstifada etmek is-tıyen anarşistlerin veya komünistlerin de böyle trtbiş hareketlerin-
içinden geçerken, aa vapur düdüğü, yalvarmaktan sesi kısılan (insanlar gibi kuvvetsiz bir şokildo keıik kesik devam ediyor. Sanki inliyor.
İçimde bir ezginlik, takatsizlik hissettim. Cazband daha çılgın taşmışh, dans daha ziyade hararetlenmişti. Bu aalon-dakiler muhakkak ki kendilerini kaybetmişlerdi! Dışarıda facialar ferman okurkeo onlar neşeden Ispanyol abideleri kuruyorlardı...
Duramadım, hesabımı görerek sokağa fırladım. Serin, balta soğuk rüzgâr ıalık çalarken alnımı okşayor ve ben bundan hoşlanıyordum. Biraz ileride çullara bürünmüş zavallı bir kadın, arkasından sürüklenen yarı çıplak üç çocukla yolumu kesri. Soğuktan birbirlerine vuran çeneleri sözlerine bir kekemenin ağzından çıkmış hissini veriyor, ağlıyarak:
— Bize acı. açız! diyordu.
Of I şu serin rüzgâr olmasa muhakkak ki başım iztirab ateşinden çatlayacakdı.
Yürüyor, yürüyordum. Ge-ccnco rüzgârın kalpleri ürpertirken korkunçluğu ve velvelesi içinde acı bir feryat, sonra birkaç silâh sesi... Tıpkı biraz evvelki vapur düdüğü gibi yalvarmaktan kısılan mecruh iniltiler ve boğuk polis düdük-teri duydum-
Yarabbi! Bu gece dünya nekadar karanlık, rüzgârlar nekadar azgın ve insanlar nekadar kab yürekli idi
♦ İstanbul rıhtımları artık bizim
7 nci sahifeden devam lantıda Rıhtım şirketi direktörü Boy “Kamaş» »atın alma işi etrafında heyeti umumiyeye izahatta bulunmuş, bunu müteakib hissedarlar mukaveleyi tasdik etmişlerdir.
Bo tasdikten sonra artık hükümetle şirket arasında halledilmem ij bir mesele kalmamıştır. Şirket yeni seneden itibaren tamimiyle hükümete geçmiş bulunacaktır.
Tasfiye heyetine “Kano;. , mec iial idare itasından Bay [Burha-neddin, Bay “Vivye. ve (Bay “Bu-vasiye,, aeçllmlşlerdir.
Haber aldığımıza göre, şirkette bulunan ecnebi memurların vazifelerine nihayet verilecek, emektar Türk memurları çıkarılmıyacaktır.
Vazifesine nihayet verilenlere maaşları aiabetinda bir senelik yedek para verilecektir.
Ingiltcredc silâh satışları ve Kral
Londra 22 (A.A) — Silâh sanayiine para yatırmış olan kimseh-rin Ingiliz tahkikat komisyonu üyesinden olamıyacaklarının istenmesi üzerine Bay "Mzkdonald. , tutkum.»yon üyesinin kral tarafından seçileceğini »öylemiştir.
de bulunmuş olacaklarına da küçük bir ihtimal verilmektedir. Jori âzasının müracaatları Atina 22 (hususi ) — Bakanlar heyeti dündenberi mütemadiyen bomba meselesini müzakere «tmekte ve bu gibi hallerin önünü almak için her türlü tedbirlerin ittihazını emreylemekdedlr.
“ Pire. ağır ceza mahkemesi jori âzası müddeiumumiye ve Dahiliye Bakaulığıoa müracaat ederek hayatlarının emniyeti temin edilmezse bugünkü ( dünkü ) mu-belirmede hazır bulunmıyacakları-nı beyan etmişlerdir.
Başbakan, her türlü tedbirin alındığım ve bugün (dün)de auikasd muhakemesine devam edileceğini beyan etmiştir.
Muhakeme talik edilmiyecek Atiua 22 (Husuıl) — Suikasd maznunlarının, muhakemenin taliki için yaptıkları müracaat üzerine dün temyiz mahkemen fevkalâde olarak toplanarak bugünkü (dünkü) muhakemenin geri kalmamasına karar vermiştir.
“Sar„ da bir hâdise daha!
7 inci sahifeden devam Netice olarak, bu sabah bütün Sarbrükcnde pencerelerde binlerce bayrak görülmekte idi. Ingiliz kuvvetleri Sarda Londra 22 ( A.A ) — Sar’a gidecek başlıça İngiliz kuvveti, dün gece Fransız topraklarından geçmiştir. Bugün öğleden aonra Sarbrükcn'e gelmesi beklenmektedir.
Kale'de Ingiliz askerleri samimi bir şekilde karşılanmışlardır. Birinci [Fransız kolordusu kumandanı General Musacl ile birçok Frans-z zabitleri Ingiliz askerlerini rıhtımda karşılamış lar ve kendilerine trenin kalkmasına kadar yer bulmuşlardır. Kale Belediye reisi Ingiiizlcre bir kabul resmi yapmış ve zabitleri yemeğe alıkoymuştur.
General Mussel, lngiGzIcrle Lil'e kadar gitmiştir.
Ingiliz kuvvetlerinin motör-leşmiş kısımları karadan gitmişler ve dün Meç şehrine varmışlar, samimi bir şekilde karşılanmışlardır.
"Sar„a giden Italyanlar Roma 22 (A. A.) — Üç zabit ile 41 asker yanlarında 13 hafif tank olduğu halde Bolonyadan Sara gitmiştir.
lııNIMMIOHlillirtiNHIHI'H 'tMteşretateaşaıaeşaşaiM
Namık Kemalin namını tebcil
“Tekirdağı” nda evvelki gün bir ihtifal yapıldı
Tekirdağ 21 I Hususi ) — Perşembe günü saat 15 te bundan (9i) yıl evvel şehrimizde doğao, en masum günlerini Tskirdsğının sakin mahallerinde geçiren büyük vatansever Namık Kemal için bir ihtifal yapılmıştır.
Namık Kemal mektebinde bû-tün mektepliler toplanmışlar ve o-radan top uca olarak belediye bahçecindeki Namık Kemal abidesi önüne gidilmiştir. Burada ortumek-teb muderû Bay Sadi, muallim Bay insan ve Bay Haydar tarafından uzun birer söylev verilmiştir. Na yazık ki ihtifali tertibe-den heyet memleket balkını bu ihtifalden lâyıkiyle haberdar edememiş ve ihtifale gelenler İstenildiği gibi kalabalık olmamıştır.
Staviski rezaletinin serpintileri
Paris 22 (A. A.) — Staviski meselesi hakkında tahkikat yapmaya memur komsiyon, sıhhiye eksperlerinin vc bilhassa profesör "Ballbasr» in raporlarım dinlemiştir. Profesörün vermiş olduğu raporda müşavir M. “ Prince „ in kendi kendini öldürmüş olmasının tıbben mümkün olmadığı ve kendisinin demiryoluna bağlanmadan önce zehirlenmiş blunduğu bildirilmektedir.
Macaristanda ııcuşturu-cu maddeler aldı yürüdü Budapeşte 22 (A.A) — U-yuşturucu maddeler ticareti günden güne artmakta olduğundan zabıta, bütün hastane ve sanatoryomlardan kolaylıkla zehirlenebilecek hastaların sayısını bildirmek istemiştir. Geçende üzerlerinde kokain bulunan otuz kadın yakalanmıştır. Kokain ve buna benzer maddeleri kullanılan otuz kadar ev meydana çıkarılmıştır. İngilterenin ticareti ve parası çok
Londra 22 (A. A.) — Avam kamarasında dün söylemiş olduğu bir söylevde maliye nazırı İngiliz millerinin alım kabiliyetini arttığını vc piyasada dolaşan bankonotlann yeni bir rekor rakkamı teşkil ettiğini söylemiştir.
Son istatistikler bu gün ortada 402 milyon Ingiliz lirası olduğunu göstermiştir.
Noel yortuları ticaret; için iyi bir firsat ise de bu rakkam geçen sene bu vakittekinden 12 milyon fazladır. Bnda ticarette iyiliğe yüztutulmuş olduğunu gösterir.
Bu müşkülâtın manası ne?
7 inci sahifeden devam Türle yumurtacıları ve dolayıslylo de Türkiye olmak lâzımdır.
Fallıaklka Ingiltere gümrüklerine verilen idari emirlerle yumurta Itbalâlımıv pek ziyade müşkülleştirilmiş, tabdid ve takyid olunmuştur.
İngiltere ve Türkiye ticari mfl-■aaebatıııda TOrkiyeoin aldığı mallar daba fazla bir yekûn tutar ve iki devlet ve millet arasında da dortlıık cari bulunurken, bu hale ne mana vermek lârıogeldiği cidden cayi sualdir.
Meseleye ehemmiyette Iktısad vekâletinin nazarı dikkatini celbet-mrk üteriz. Anlamak istediğimiz noktalar bilh««n şunlardır:
1 — Bu variyet karşıtında ikb-aad vekâleti. Türkiyeye, Ingiliz ithalâtı içia tahdidat »azını niçin düşünmüyor? Böyle bir mukabele bilmtıil neden lüzumlu görülmüyor?
2 — İngiliz ithalâtına taallûk eden “ a „ listesinin aynen bırakılmış ve tatbik edilmekte bulunmuş olduğunu buliyoruz.Bun» da neden müsamaha ediliyor? İngilterenin bize karşı ve birim aleyhimizde aldığı tedbirlerin bir mü «afatı olarak mı?
Bittabi iktiaad Vekâletinin böyle bir şey düşündüğü varidi batır olamaz, fakat İngilizlerle ticaretimiz o kadar aleyhimizde bir şekil almıştır ki böyle acı yazmakdan men'in-f» edemiyoruz. Herhalde iktiaad Vekâletinin meseleye bir an avvel lâzımge'ım ehemmiyeti vermeni, İngiltere ve HmdııUnla mevcud ticaret mokaveleieunl fe-setmesi ve Ingiliz emtiasına karşı Türkiye kapılarını kapaman lâzım dır.Ta ki Ingılizler de birimle ticaretlerinde bize karşı müşkülât çıkarmaktan ve aleyhimize tedbirler ittihazından vaz gı-çalııler I
Gün döndü
Birinci sahifeden deaam geçeceğini söylemişti. Maaroafib biz bizim balıkçıların sözlerine (renk heyet,inatlarının »özlerinden ziyade vhvmmiyet veririz. Çünkü kendi mütaaddit tecrübelerimizle sabittir, ki balıkçıların tahminleri ekseriyetle doğru çıkar.
Nitekim kasım glrali kırk beş gün olduğu halde bav» pvk mûlâ-İ>im gitmiş, hatta »on güniurde everin içinde derece 15 den aşağı düşmemiş ve çok defo »oba yakmaktan bile bizi kurtarmıştı. Şimdi kışın girmesiyle b»raber bava bulmuş, yağmur ve rüzgâr başlamıştır. Bununla beraber bava şimdilik fazla soğuk değildir.Böyle giderse ons da şükrederiz. Çünkü başka senelerde bu mevsimde çıkan karayel ekseriyetle hiç olmazsa sulu bir kar getirirdi. Henûs kar havasına benzer blrşey yok. Eğer hara da b« tarzda devam ederse fakirlerin yüzü gülecek demektir. Onu da candan temenni ederiz, biraz do kömürcüler ve oduncuların yüzü ekşi dursun I..
4 Norveçyanın halis Mori- >
4
► na balığının ciğerlerin- (
5 den istihsal olunan baş « mahsûl
( m Haasn ecza depo- ►
( sun da bulursunuz, p
Tepebaşt Şehir Tiyatrosunda
Akşam sııvare saat 20 de
HAMLET
5 perde Yazan :
R7. Şekspir
Tercüme eden:
Ertuğrul
Makete
Cuma matioeeri 14,5 da
•uaslui gı’td'vtıı
' rhirTıyaîroiu
tantal lılıdiüisl
JdıİpTıyaîrosu
Eski Fransız Tiyatrosunda Bu akşam saat 20 de
Deli Dolu Op--ret 3 pı-rde Yazan: Ekrem Reşit
Bcsteliycn C«-mel Raşit
Cuma maGnelcri 14,5 da
5,000 kilo Üstüpü
İdaremiz için satın alınacak bu malzemeyi vermek isteyenlerin nümune vo şartnameyi gördükten sonra pazarlığa girebilmek için “% 7 l/2„ teminat akçeleriyle beraber “2/l/935„ Çarşamba günü saat "14. de Cibalide Levazım Mûbayaa Şubesine müracaatları. *8665,.
Mukaddema Beyazıt Tavşantaşı yokuşu 21 numaralı hanede mukim iken balen ikametgâhı meçhul bulunan Bay Sait zevcesi Bayan Kâmilcye:
İstanbul İkinci İcra Memurluğundan:
Emniyet Sandığına rehnetmek auretile mezkûr sandık idaresinden 16/3/930 tarih ve 35704 numaralı senet mucibince istikraz eylediğiniz sekiz yüz liranın tesviye edilmemesi basebi'e meblâğı mezbur borcunuzun yüzde dokuz faiz ve yüzde Qç kumsüyon ve f-iz ve kumsüyon vc masarif yekûnunuzdan yüzde iki buçuk muamele vergisi ve masarifi icraiye ile maan tahsili hususunun temini zımnında merhun bulunan bir roza dal iğne, bir çift roza küpe, bir roza bilezik, bir pırİAnta iki roza yüzük, bir pırlautalı saat icra ve iflâs kanununun 145 inci maddesine tevfikan paraya çevrilmesi için daireye müracaatta bulunan alacaklı mezkûr sandık idaresi tarafından talep edilmesi üzerine olbaptaki maddei kanuniye dairesinde tanzim ve berayi tebliğ mübaş rinc tevdian taımfımza gönderilen ödeme emri zahrına mübaşirinin vermiş olduğu meşrubatta mezkûr mahalde ikamet etmediğiniz bildirilmiş olmasına mebni tebligatı muktaziyenin bir ay müddetle iiânen tebliği takarrür etmiş olmakla taribi ilândan itibaren 934/5892 dosya numarasile müddeti muayyenei mezkûre zarfında icranın durmasını mutazammın şifahi veya tahrirî olarak bir itirazı kanunî serd veya borcunuzu eda eylemediğiniz takdirde müddeti mezkûrenin hitamını müteakip berveçhi talep merbun mücevheratınızın paraya çevri mesi hususundaki muamelâtı icraiyenin g yabınızda infazına iptidar kılınacağı malûmunuz olmak ve bu husustaki ödeme emrinin tebliği makamına kaim bulunmak üzre keyfiyet iiânen tebliğ kılınır. (8643)
Galata ithalât Gümrüğü filiğinden: Kilo
31 Domuz sucuğu
20-12-934 den itibaren açık arttırma usulü ile satılıktır. İsteklilerin 25-12-934 Salı günü saat 16 ya kadar satış komisyonuna gelmeleri. (8575)
Mukaddema Kadıköy Mısırlıoğlu Yavuz Selim sokağı 13 numaralı hanede mukim iken ikametgâhı meçhul bulunan B. Mustafa oğlu Bay Hüseyin'e (Liman Şirketinde memur)
İstanbul ikinci İcra Memurluğundan
Emniyet Sandığına rehnetmek suretile mezkûr Sandık idaresinden 12-12-932 tarih vc 57699 numaralı sened mucibince istikraz eylediğiniz altmış liranın tesviye edilmemesi hasebile meblağı mezbur borcunuzun yüzde dokuz faiz ve yüde Oç kumsüyon ve faiz ve kumsüyon ve masarif yekûnundan yüzde iki buçuk muamele vergisi ve masarifi icraiye ile maan tahsili hususunun temini:} zımınnda merhun bııluan altı buçuk mıskal inci icra ve iflâs kanununun 145 nci madde ine tevfikan paraya çevrilmesi için daireye müracaatta bulunan alacaklı mezkûr Sandık idaresi tarafından teleb edilmesi üzerim olbaptaki maddei kanuniye dairesinde tanzim vc berayi teblij mübaşirine tevdian tarafınıza gönderilen ödeme emri zahrına mübaşirinin vermiş olduğu meşruhatta mezkûr mahalde ikame etmediğiniz bildirilmiş olmasına mebni tebligatı muktaziyenin bir ay müddetle iiânen tebliği takarrür etmiş olmakla tarihi ilânı an itibaren 934/5918 dosya nu-nıarasile müddeti muayyenei mezkûre zarfında icranın durmasını mutazammın şifahi veya tahriri olarak bir itirazı kanuni serd ve ya borcunuzu eda eylemediğiniz takdirde müddeti mezkûrenin hitamını müteakib berveçhi taleb merbun mücevheratınızın paraya çevrilmesi hususundaki muamelâtı icraiyenin gıyabınızda infazına ipridar kılınacağı malûmunuz olmak veya bu husustaki ödeme emrinin tebliği makamına kaim bulunmak üzere keyfiyet iiânen tebliğ kılınır. (8641ı
H
E M O R R O N
Basura karşı cn iyi ilâçtır. Kanı keser, ağrıyı giderir, memele-ri söndürür.
Dr. Hafız Cemal
Dahiliye mütehassısı
Cuma vo pazardan başka günlerde öğleden sonra saat (2,5 dan 6) ya kadar İstanbul-da Divanyolunda (118.1 numaralı hususi kabinesinde hastalarını kabul eder. Muayenehane vc ev telefonu .- 22398. Kışlık telefonu 22519.
Dermojen
İSKENDERİYE YOLU
KARADENİZ vapuru 25 Birinci kânun SALI 11 de İskenderiye'ye kadar. (8633..
Deniz yolları
İŞLETMESİ
Acenteleri: Karaköy - KSprübaıı
Tel. 42W2.Slrlc.-ei Mübürd.rzade
mm Han Tek 22740 mmi
Deri hastalıklarından her nevi ekzema, yara, bere, yanık, çatlak, ustura yaraları ve saireyc nıüccrre en iyi ilâçtır. |
Kâııunucvel 23
8
— 7 A M A N —
Bir traş bıçağı ile yüz defa traş olduğuna addedenler çoktur HAŞAN
TIRAŞ BIÇAĞI Şimdiye kadar icat olunan bütiin tıraş bıçakları nraaında en mükemmel ve en fevkalâde olduğu tahakkuk etmiştir. Piyasada mevcut tıraş bıçaklarını şaşırtmıştır. Haşan tıraş bıçağının 1-2-3-4 numaralı gayet keskin ve hassas tarafları vardır ki her bir tarafile lâaknl on defa tıraş olmak kabildir. Bu he. sapla beş kuruşluk bir adet Haşan tıraş bıçağı ile kırk defa ve ıslak bardak ile bilen-dıkte yül defa tıraş yapılmak miimkündürki dünyanın hiçbir bıçağında bu meziyet yoktur. Haşan bıçağı istediğiniz halde başka marka verirlerse aldanmayınız Taklitlerinden sakınınız. Fiatı 1 adedi 5 kuruştur. 10 adedi 45 kuruştur. Haşan Ecza deposu:
İstanbul - Beyoğlu
İstanbul Ziraat Bankası Satış Komisyonundan:
Sıra Semti Mahallesi Sokağı Emlâk Cinsi Hissesi Hisseye gör* mu-
No. sı No. sı haı mmen kıymeti
1652 /\rnavutköy Arnavutköy Fenerli Hiristo 9 Tarla metresi 5512 2/5 48 T.L.
2720 Büyûkdere Büyükdere Hamam ve Çiçek E. 4-6 Arsa metresi 79 Tamamı 316
1654 Arnavutköy Arnavutköy Bebek cad. E. ı7 Tarla metresi 4553,50 »• 100 ••
3136 Beyoğlu Kamerhatun Fesliyan 16 Arsa metresi 60 • • 480
3296 Kadıköy Kasımpaşa Aziziye 70 „ metresi 155,50 1244
3795 Kasımpaşa Eyyühüm Ahmet Urun yol ve Papas köprüsü 184 - 188 „ metresi 115 2/5 231 M
1653 Arnavutköy Arnavutköy Fenerli Hiristo 31 Tarla metresi 4553,50 16368/43200 28
1909 Beyoğlu Hüseyinağa Bülbül dercai ve 65-8 Baraka ve arsa 6/24 108 W
Vişne sokakları metresi 52
1983 Boyactköy Boyacıköy Yenimahalle 1 Mö. Arsa metresi 132 Tamamı 106
3545 Kumkapı Çadırcı Sandıkçı Ihsan 23 Kâgir hane 3/4 2499 •
1909 numaralısının teminat akçesile ihale bedeli nakten ve diğerlerinin yüzde yedi buçuk teminat akçalarile ihale bedelleri nak-
ten veya gayri mübadil booosilc ödenmek üzere yukarıda evsafı yazılı gayri menkuller açık arttırma suretile satışa çıkarılmıştır, ihaleleri 29-12-934 Cumartesi günü saat on dörttedir. Satışa girecek alıcılar 2490 numaralı arttırma ve ihale kanunu mucibince o işe ait teminat akçalarını arttırmanın başlayacağı ilân olunan saatta kadar yatırarak makbuzlarını almaları lâzımdır. Bu yolda hareket etmeyenler arttırmaya iştirak edemezler. (84931
AKGÜN
KADIN TERZİHANESİ
Her ay Almanyadan yeni modeller getiriyor Şık ve ucuz elbise yapıyor Beşiktaş Dere Caddesi 131 numara
Mukaddema Beşiktaş Muradiye mahalllesi Kâğıthane caddesi 34 numaralı hanede mukim iken halen ikametgâhı meçhul bulunan
Bay Şefik kerimesi Bayan Ferideye
İstanbul İkinci İcra Memurluğundan:
Emniyet Sandığına rehcıetmck suretile mezkûr Sandık idaresinden 11-1-933 tarih ve 58633 numaralı senet mucibince istikraz eylediğiniz elli bir liranın tesviye edilmemesi bascbile meblâğı mezbur borcunuzun yüzde dokuz faiz ve yüzde öç komisyon ve faiz ve komisyon ve masarif yekûnundan yüzde iki buçuk muamele vergisi ve masarifi icraiye ile maan tahsili hususunun temini zımmında nıerhun bulunan bir clmasb hurda bilezik saati, bir altın saat, tekiz yüz dirhem gümüş İcra ve İflâs kanununun 145 inci maddesine tevfikan paraya çevrilmesi için daireye müracatta bulunan alacaklı mezkûr Sandık idaresi tarafından talep edilmesi üzerine olbaptaki maddei kanuniye dairesinde tanz.m ve berayi tebliğ mübaşirine tevdiatı tarafınıza göuderilen ödeme emri zahrına mübaşirinin vermiş olduğu meşruhatta mezkur mahalde ikamet etmediğiniz bildirilmiş olmasına mebni tebligatı muktaziyenin bir ay müddetle ilânen tebliği takarrür etmiş olmakla tarihi ilândan itibaren 934-6290 dosya numarasile müddeti muayenei mezkûre zarfında icranın durmasını mutazammın şifahi raya tahriri olarak bir itirazı kanuni serd veya borcunuzu eda eylemediğiniz takdirde mOddeti mezkûreoin hitamım müteakip berveçhi talep merhun mücevheratınızın paraya çevrilmesi hususundak muamelâtı icraiyenin gıyabınızda infazına iptidar kılınacağı maununuz olmak ve bu husustaki ödeme emrinin tebliği makamına kaim bulunmak üzere keyfiyet ilânen tebliğ kılınır.
(8646)
İstanbul Akşam Kız sanat Mektebi Müdürlüğünden:
İstanbul Akşam Kız San’at Mektebinin Beyoğlu Şubesinde muktedir mütehassıslar idaresinde elbise, şapka, çamaşır, nakış ve kürkçülük atölyeleri işe başlamıştır. Her gün ,'9„ dan “16., ya kadar sipariş kabul olunur. Çok yüksek bir mütehassıs tarafından kürkçülük dersi de verilmektedir, öğrenmek istcycnle-rin Tepebaşındaki mektebimize müracaatları, “8622.
Asipirol Necati; i
VAPURCULUK
TÜRK ANONİM ŞİRKETİ İstanbul Accntalığı Liman han. Telefon: 22925
Trabzon yolu Sakarya vapuru 23 Kânunuevvel Parar jjünü aaa»2( de Galata rıhtımından kalkacak. Gidişte Zonguldak, İnebolu, Ayancık.Samaun, Ünye, Ordu, Giresun, Tirebolu, Gürele. Trabzon »e Rize,.. Dünü,te bunlara ilâveten Ol ve Sürmeneye uğrayacaktır.
BELSOĞUKLUĞU
VE FRENGİYE YAKâLâNMAMAK İÇİN EN İYİ İLAÇ
PROTEJİN dir(
50 ARŞ. HER ECZANEDE BULUNUR.
Mukaddema Arnavutköy Birinci cadde bakkal sokak 1 numaralı hanede mukim :ken halen ikametgâhı meçhul bulunan Binbaşı Bay Miirat zevcesi Bayan Elifeye
İstanbul ikinci İcra Memurluğundan
Emniyet Sandığına rehnetmek suretile mezkur Sandık idarcûn-don 29-12-932 tarih ve 58215 numaralı sened mucibince istikraz eylediğiniz seksen liranın tesviye edilmemesi hasebile meblâğı mezbur borcunuzun yüzde dokuz faiz ve yüzde üç komisyon ve fa z ve komisyon ve masarif yekûnundan yüzde iki buçuk muamele vergisi ve masarifi icraiye ile maan tahsili hususunun temini zımmında merhun bulunan on iki mıskal inci, bir elmaslı bilezik saati, bir altın saat, bir altın köstek, bir çift altın küpe icra ve iflâs kanununun 145 nci maddsine tevfikan paraya çevrilmesi için daireye müracaatta bulunan alacaklı mezkûr Saudık idaresi tarafından talebcdılmcsi üzerine olbaptaki maddei kanuniye dairesinde tanzim ve berayi tebliğ möbaşırına tevdian tarafınıza gönderilen ödeme emri zahrına mubaşiririniıı vermiş olduğu meşruhatta mezkûr mahalde ikamet etmediğiniz bildirilmiş olmasına mebni tebligatı mukteziyenın bir ay müddetle ilânen tebliği takarrür etmiş olmakla tarihi ilândın itibaren 934/5955 dosya nu-marsile müddet muayyenei mezkûre zarfında icranın durma-ını mutazammın şifahi veya tahriri olarak bir itirazı kanuui »erd veya borcunuzu eda cylmcdiğinız takdirde müddeti mezkû~(n.n hitamını müteakib bcrvçhi taleb merhun mücevheratınızın paraya çevrilmesi hususundaki muamelâtı icraiyenin gıyabınızda infazına iptidar kılınacağı malumunuz olmak ve bu husustaki ödeme em-rininin tebliği makamına kaim bulunmak üzere keyfiyet ilânen tebliğ olunr. (8645)
Rus Antrasit ve Alman Koku
Ev sobaları ve salamandralarına mahsus
EN EHVEN FİAT-ENİYİ MAL
Antrasit 33 kiloluk mühürlü çuvallar içinde teslim ediyoruz. Siparişlerinizi yapmadan evvel bir kere müracaat ediniz “ATLAS,, MAHRUKAT İS. - S. KORIIANİDİS ve ŞKt. Galata Rıhtım caddesi N. 25. Telefon 40019
İstanbul ithalât Gümrüğünden:
Manifesto evrakının saklanman için İstanbul Gümrükleri Baş müdüriyeti binası üzerindeki tarasada evrak mahzeni ittihaz olunan odada 92 lira 85 kuruş bedeli keşifti sabit raflar imali pa-zarlıkla münakaşaya konulmuştur. Talip olanların Kânunuevvelin 29 uncu Cumartesi günü saat 15 dc İstanbul ithalât Gümrüğünde müteşekkil satınalmak Komisyonuna müracaatları. (84941 >P» nezle, baş ve diş ağrılarının ıt i ilâcıdır. Deposu : Bahçekapıda
YILBAŞI ve BAYRAM İÇİN
Makbul ve Faydalı Hediyelikler Zongin vo münlehap çeşitleri Yeni bir idare altında yeniden tanzim edilen Beyoğlunda İsliklâ1 caddesinde 314 No
I
£n »on moda mallar
Pek elverişli fiyatlar
Daimi rnevrudat Çotuk oyuncakları - Vali iler Mobilyalar ■ Koliyonlarda Dikkat! 7o 50 Tenzilât!
Eski Stoklar UCUZ FİYATLARLA elden çıkarılıyor.
mm mm ■ Takvimli, malûmatlı,
I DEFTERİM deftcrli cep mhutırası ’V dm Bcz ««i»' 20
kuruştur. Yeni Postane A. Memdulı ticarethanesi. (6088)
Mukaddema Tophane Firuzağa mahallesi Defterdar yokuşu Mari apartiman 2 numarada mukim iken halen ikametgâhı meçhul bulunan bay Mustafa kerimesi bayan Fariha
İstanbul İkinci İcra Memurluğundan :
Emniyet Sandığına rehnetmek suretile mezkûr Sandık idaresinden 2-12-930 tarih ve 40970 numaralı senet mucibince istikraz eyle-diğiniz altmış!' ıom tesviye edilmemesi bascbile meblâğı mezbur borcunuzun yüzde dokuz faiz ve yüzde üç kumsüyon ve faiz ve kumsüyon ve masarif yekûnundan yüzde iki buçuk muamele vergisi ve masarifi icraiye ile maan tahsili hususunuo temini zımmında merhun bulunan bir roza pantatif, bir çift roza küpe icra ve ifiâs kanununun 145 inci maddesine tevfikan paraya çevrilmesi için daireye müracaatta bulunan alacaklı mezkûr Sandık (idaresi tarafından talep edilmesi Üzerine olbaptaki maddei kanuniye dairesinde tanzim ve berayi tebliğ mübaşirine tevdian tarafınıza gönderilen ödeme emri zahrına mübaşirinin vermiş olduğu meşruhatta mezkûr mahalde ikamet etmediğiniz bildirilmiş olmasına mebni tebligatı muktaziyenin bir ay müddetle ilânen tebliği takarrür elmiş olmakla tarihi ilândan itibaren 934-1985 dosya nu-msrasile müddeti muayyenei mezkûre zarfında icranın durmasın: mutazammın ş fahi veya tahriri olarak bir itirazı kanunî serd ve ya borcunuzu eda eylemediğiniz takdirde müddeti mezkûrenin hitamını müteakib berveçhi talep merhun mücevheratınızın paraya çevrilmesi husufundaki muamelâtı icra.yenin gıyabınızda infazına iptidar kılınacağı malumunuz olmak ve bu huıustaki ödeme emrinin tebliği makamına kaim bulunmak üzere kcyf.yet ilânen tebliğ kılınır. (8647)
Neden ve ne için!!
Herkes kullan.r, çünkü : Çıkmaz, bulaşmaz, iyi vc ucuzdur.
v
Her yemekten evvel b rçorb.' kaşığı APERİTİN kullanan iştahla yemek yer, yedığ.i’i «indi-j.-ir. Mide ve bardakları kuvvetlenir. Aperitin her ev için e’ azcm I. r i âçtır.
—-wııi'^«e;-wn"r İM» mm
Makbule tarafından İstanbul Çarşamba kuvacı dede mahallesinin cami şerif sokak 14 numaralı hanede mukim Nuri aleyhine açılan boşanma davasının icra kılınan mahkemesinde ikametgâhının meçhuliyeti hasebile ilânen vaki tebligat üzerine mahkemeye gelmediğinden bııgiin bittalep gıyabında mahkemeye başlanarak tahkikat zabıt kıraat ve davacı isticvap olunmuş ve mumalc-den bahisle gıyap kararının on beş gün müddetle ilânen tebliğine karar verilmiş ve bu bapta mütehaz gıyap kararı mahkeme divanhanesine talik kılınmış olduğundan ilân tarihinin ferdasından itibaren beş gün içinde itiraz etmediği ve mahkeme günü olan 4-2-935 Pazartesi günü saat 11 de yeni postahanede İstanbul Adiye mahkemesi 6 inci Hukuk da-rcs'ınde keyeti hakime huzuruna gelmediğiniz takdirde davacının iddia eylediği vakıaları ikrar ve kabul etmiş addılerck gıyabında mahkcmen.n intaç o unacağı tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur.
Zayi — Feyziye Lisesi altıncı sınıfından almış olduğum tasdiknamemi kaybettiğimden yenisini çıkartacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Şakir Emin
İmtiyaz sahibi: Aii Umumî Neşriyatı idare eden Yazı işleri Müdürü: G. Hikmet Mntbaai Ebüzziva
Salih Necati eczanesi