[cuma I
f'23
HAZİRAN 1950
Yıl: 2 —No. 418 '
Başmuharriri: Mümtaz Faik Fenik
Denizciler Caddesi: 2
Posta Kutusu: 193 — ANKARA Telgraf: Zafer Gazetesi Ankara Başmuharrir tel: ....... 15619
Yazı işleri, idare: .... 15315
Fiyatı her yerde 10 kuruştur.
fP E M O K R A~S~1 NTN D I R)
HERGON BİR HÂDİSE
Kuş uçmaz kervan geçmez bir ülke
— Yazım 3 fineü sayfamızda —
Bakanlar Kurulunun toplantısı
^Masraf bütçesinde 40 milyon liralık tasarruf temin edildi I
1 .------------------
Şekerde yapılacak indirme tesbit Jİ edildi, petrol fiyatlar görüşüldü
Af tasarısının görüşülmesine başlandı
Bakanlar Kurulu dün Başbakan sarısı tetkik edilmiştir. Affın baş- [ umumi tasarruf tedbirleri üzerinde dnan Menderesin başkanlığında langıç tarihinin tesbiti üzerinde bil- ' konuşulduğu ve gider bütçesinde
Adnan Menderesin başkanlığında toplanmış, içtima saat 16 dan gece saat 23 e kadar devam etmiştir
Yedi saat fasılasız olarak devam eden bu toplantıda, Af Kanunu ta- ,
hassa durulmuş, bu mevzuda karar ' şimdilik 40 milyon liralık bir ta-verilmesi gelecek taplantıya bira- ' sarruf temin edilmesine imkân kılmıştır.
Diğer taraftan aynı toplantıda
C.H.P.ge dostça bir tavsiye!
Mümtaz Faik FENİK
Son günlerin siyasî hâdise- Şimdi bunlar, ne sıfatla ortaya lerini yakından takip eden- çıkıp da partiyi tensik etmekten, ler, Cumhuriyet Halk Par- düzeltmekten, kuvvetlendirmekten tisinin içinde büyük bir kaynaşma olduğunu her halde müşahede etmişlerdir. 14 Mayıstaki büyük ve kahkari hezimetten sonra duyulan şaşkınlık biraz kaybolmuş ve birçokları şimdi nasıl etsek de şu par-lAi tekrar diriltsek diye derin de düşünmeğe başlamışlardır. Bu ayjf arada şüphesiz ki bir çok menfaat-neffl 1er çarpışmakta, ve son mağlûbiye-hmj tin mesuliyetini herkes birbirine [
• yükleyip işin içinden sıyrılmağa ’sJ| bakmaktadır. Hele ileri gelenlerdi den ?oğu, parti deyince yalnız ken ujJI dilerini hatırladıklarından, ve par-(jj| tinin şahıslariyle kaim olduğu ]J na pek inandıklarından vaziyetin ıslahı çok zorlaşmaktadır..
Gazetelerde okuduğumuz haberlere göre, şimdi partinin içinde muhtelif hizipler peyda olmaktadır. Meclisten meclise kendilerini usulen devrettirebilen, ve bu sayede partinin klâsikleri arasında ycı alan müfritler, son mağlûbiyetin kabahatini tamamiyle otuz beşlerin tabiyelerine atfetmektedirler. Bunlara göre, eğer vaktiyle tedbir alınmış olsaydı, bu şekilde bir seçim . kanunu çıkmaz, idare âmirleri ta-' -, ve dolayısiyle
hr.
bahsedebiliyorlar? İşte parti mev-
★ (Devamı Sa. 6 Sü: 4 de)
______ ______ edilmesine
! bulunduğu anlaşılmaktadır.
Hükümet, bütçe giderlerinde yaptığı tasarrufun az gelirli vatandaşlara intikal etmesi için indirme yapacağı, böylece hayatı ucuzlatan tedbirlerinin tatbikine fiilen başlamış olacaktır. «
Bu cümleden olarak halkın zarurî gıda maddelerinden biri olan şekerde hükümetin 20 - 30 kuruş 8-rasında bir ucuzluk kararı verdiği, ayrıca benzin ve petrol fiyatlarının da bir miktar indirileceği kuvvetle tahmin edilmektedir.
Bakanlar Kurulunun bu kararının önümüzdeki günler içinde Büyük Millet Meclisine tasarı halinde sunulacağı ve gelecek hafta i-çinde de kanunlaşacağı muhtemel görülmektedir.
'td rafsız davranamazlar,------- .
. seçim kaybedilip bugünkü vaziyet ” hâsıl olmazdı! Ne geldiyse hep itı-J,fl dal tavsiye edenlerden gelmiştir. ^Herl^es onların sözlerine inanmış-Ve bundan dolayıdır ki bugün İMİ Curana düşülmüştür!
hâsıl olmazdı! Ne geldiyse hep iti-
t Mutedillerden bir kısmı da ken-dilerine bir mazeret bulmaktadır-ıjo, i lar. Onlara göre, parti teşkilâtı ıncr-keze yanlış malûmat vermiştir.
; Parti her yerde çok kuvvetli göste-Jl rilmiştir. ..Nasıllarız?» diye soruldu-ğv. zaman «Demir gibi!» cevabı ve-.i rilmiştir. Hattâ parti ileri gelenleri, meselâ bizzat Genel Başkanvekili . | Hilmi Uran bile Adanayı Halk Parti 'lî'ı sinin kalesi olarak göstermiştir. Fik-«J ret Sılay Konyadan, Şemseddin Gün altay Sivastan, Cevat Dursunoğlu (■« Erzurumdan, Eskişehirden ayni kâ-J j/ zip intibalarla dönmüşler, ve ken-*.* dilerinin muhakkak kazanacakları na itimat etmişlerdir. Hattâ Konya-J lı nalk Partililer o kadar ileri git-inişlerdir ki, ismet İnönü’ye bile Konya’dan kendisini aday göster-meşini rica için bir de heyet gön-dermişlerdir.
Ya İsmet İnönü Malatya yerine Konyayı tercih etseydi vaziyet ne olurdu? Bütün bunlar gösteriyor ki memleketin her tarafında C.H.P. yanlış bir yolda yürümüş, vaziyeti görememiş; hâdiseleri kavrayamamış, ve sonunda da böyle perişan bir hale giriftar olmuştur!
Buna karşı Halk Partisinin için rji, de bulunan fakat daha henüz et-oCV rattı bir şekilde politika gürültüle-rine karışmamış olanlar sunu söy-Jl0 t' İçmektedirler:
) Demek, Parti teşkilâtını şimdiye büjadar idare edenler, kendllerin-bile bihaberdirler. Memleket mİ içindeki vaziyetlerini kavramamış-“ lardır. Teşkilâtı ivi isletememisler-eri $
5
lardır. Teşkilâtı iyi işletememişler-dir. İyi istihbarat yapamamışlardır. Mes’ul tamamiylc onlardır. Bir kulaklarını elleriyle tıkamışlar, bir kulaklarını yastığa dayayıp uyumuş lar, etrafta olup bitenin farkına bile varamamışlardır.
Ordu Uçuş Okulunu bitren genç havacı Teğmenlere okulda yapılan bir törende, Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Muzaffer Göksenin tarafından diplomaları verilmiş, harp sembolü olan kanat işaretleri takılmıştır Resimlerimizde havacılar ve merasimden bir safha görülüyor.
Meclis bugün toplanıyor
S. Tekelioglu'nun sorusu görüşülecek
sa-
Büyük Millet Meclisi bugün _ at 1, de toplanacaktır. Gündemde Seyhan Milletvekili Sinan Tek’eli-oğlunun Başbakanlıkça cevaplandırılmasını istediği, yapılmakta o-lan Büyük Millet Meclisi 'binası ile Atatürk Anıtının bulunduğu a-razi hakkında sözlü sorusu vardır. Ayrıca bazı milletvekillerine izin verilmesine dair başkanlık tezke-•fc (Devamı Sa. 6_Sü:_l de)
Ankara silâh fabrikası işçileri Cumhurbaşkanı Celâl Bayan ziya ret etmişlerdir. Resimde Cumh urbaşkanı işçiler arasında görülü yor
Emekli Sandığından
memurlara borç
İlk partide dört bin memura para verilmesine başlandı
Uçurulan balonlar!
ı
I
? Kadın memurlar
İ işlerinden
f çıkarılmayacak
Emekli Sandığının memurlara, Eşkişehir sel felâketine uğramış o-iki yılda ödenmek üzere borç vere- ] İznin, tz2I_._L.nn:-™ Izttlztln' ceği malûmdur. Bu haber üzerine aynen tatbik edilmek suretiyle ve binlerce memur Sandığa müracaat ' ilk müracaat gözönüne alınarak . etmiş, bu arada Emekli Sandığının borç vermeğe başlamıştır, memurlar arasında usulsuz tercih- ’ Hiç bir kimseye, hiç bir surette ler yaptığı yolunda bazı dedikodu- tercih yapılamaz ve esasen talimatlar da çıkarılmıştır. Emekli San- 1 name buna müsait değildir, dığı Genel Müdürü Ulvi Yenal, bu ' İkraza 3 milyon lira tahsis edil-hususta gazetemize şu beyanatta ' miştir. Fakat bu miktar ihtiyaca bulunmuştur: I kâfi gelmediğinden keyfiyet Maliye
«— Beyannamelerini 10 Hazirana 1 Bakanlığına bildirilmiş ve bu mik-kadar göndermiş olanlardan başta, I * (Devamı Sa. 6 Sü: 1 de) ■
Ulus ve Ankara Haberleri birkaç
MMemr sel Ieıa«eune ugranu, o- ün(ienbcri memurlar oraslnda hd. lanlar’ H8. v ; zursuzluk yaratmak maksadlyle bir
aynen tatb.k edilmek suretiyle ve ,akım uvdurma hah.rl„r
I
takım uydurma haberler neşretmektedirler. Kadın memurlar ve 30 hizmet yılını doldurmuş memurların tasfiye edileceğine dair olan bu haberleri salahiyetli kimselerden tahkik ederek dün yalanlamış-■fr (Devamı Sa. 6 Sü: 1 de)
TürkocaklarınınHalk
P.sine verilen malları
25 milyon lira değerinde olan bu
malların iadesi için teşebbüse geçiliyor
İstanbul, 22 (Telefonla) — 931 yılında Türkocaklarımn kendi kendilerini feshetmeğe mecbur bırakılması üzerine Türkocaklanna ait menkul ve gayrimenkul mallan da o zaman Halk Partisine devredilmişti. Türkocakları şimdi 25 milyon 1 lira tutan bu mallan geri almak 1 istemektedir. Bu akşam saat 18 de bu maksatla Türkocakları merkezin de fevkalâde oir toplantı yapılmıştır. Başkan Hamdullah Suphi Tannöver rahatsız olduğu için toplantıya doktor Haşan Ferit Can-sever riyaset etmiştir. Umumî kâtip doktor Fethi Erer, Türkocakları umumî heyetinin 931 senesinde maruz kaldığı vaziyeti bildirir bir rapor okumuş ve bilâhare müzakerelere geçilmiştir. İki saatten fazla
bir zaman süren müzakerelerde söz alan âzadan bir kısmı Türko-caklannın gasbedildiğini, binaenaleyh haklarını ancak mahkeme yolu ile alabileceklerini ileri sürmüşlerdir.
Diğer bir kısım ise; vaziyette müruru zaman olduğunu o devirdeki hükümetin Türkocaklanna ait mülkleri Halk Partisine verdiğini, bu duruma göre evvelâ Halk Par-★ (Devamı Sa. 6 Sü: 3 de)
iToprak Mahsulleri
Ofisinde teftişler
Ekmekler neden
bozuk çıkıyor?
Belediye Meclisi dün toplanmıştır. Konuşulan muhtelif konular a-rasında eski Lozan meydanının, meydanlık vasfını kaybettiğinden bu ismin kaldırılmasına ve halen tamamen meydan vasfım iktisap etmiş olan Sağlık Bakanlığı önündeki meydana «Lozan meydanı, a-dı verilmesine karar verilmiştir.
Belediye Meclisinde ayrıca, bozuk çıkan ekmekler hakkında da uzun konuşmalar cereyan etmiş ve Belediye iktisat Müdürü izahat vermiştir.
■fc (Devamı Sa. 6 Sü: 1 de)
Zimmete para geçiren mutemed
Bundan bir müddet evvel Askerî Şûra Emir Subayı binbaşı ismet Gürcebenin Askeri Şûradaki generallerin maaşları olan beş bin lirayı alıp Yunanistana kaçtığını ve orada yakalanarak Ankaraya getirildiğini yazmıştık.
Yaptığımız tahkikata göre İsmet Gürcebe, görülen lüzum üzerine müşahede altına alınmıştır.
Müşahede müddeti sona erdikten sonra önümüzdeki günlerde Gürcebe aleyhine açılacak duruşmaya başlanacaktır.
EN KESTİRME YOL
Sevimli ve sevgili dostum Burhan Felek'in Halk Partisi hakkında ortaya sürmüş olduğu fikir, hayli alâka uyandırdı. Çünkü, muhterem arkadaşım, şu sıralarda herkesin kafasını tırmalayan bir mesçleye temas etmiş oldu. Burhan Felek’e nazaran Halk Partisinin kendi kendisini ıslah etmesi mümkün değildir. Bu zihniyetle idare edildiği müddetçe, muvaffak olmasınada imkân yoktur. Bu fikri bir başka bakımdan Akşam Başyazarı sayın Sadak da teyid ediyor.
Clhau Bu ban j
Eski Dışişleri Bakanımız da Halk Partisinin tamir edilmez hatalar işlediğine ve bu yüzden halkın teveccühünü kaybettiğine kanidir.
Bunlardan mülhem olan Burhan Felek, Halk Partisinin artık tarihi vazifesini ikmal etmiş olduğuna, ve yeni bir hüviyetle ve yeni ,
■k (Devamı Sa. « Sü: 5 de) |
Dört müfettiş dün de Silo Md. lüğü işlerini tetkik etti
Toprak Mahsulleri Ofisinin iki şubesinde suiistimal olduğuna dair yapılan bir ihbar üzerine hükümetçe memur edilen müfettişler tarafından derhal tahkikata başlandığını yazmıştık. Böyle bir teftiş yapıldığını Ulus gazetesinin yalanlamağa teşebbüs etmesine, Ofis Ge_
nel Müdürü Necati Topçuoğlu'nun da Ulus’un yalanlama teşebbüsüne rağmen, Ticaret Bakanlığı Müfettişleri Ofisin muhtelif şubelerindeki teftişlerine devam etmektedirler.
Ticaret Bakanlığı müfettişlerin-★ (Devamı Sa. 6 Sü: 3 de)
Bursada dün fecî
bir kaza oldu
c#
Bir kazan patladı, iki işçi haşlanarak öldü
Bursa, 22 (Telefonla) — Bu sabah 1 Bu kazada işçilerden Şevket saat 5,15 sıralarında Merinos fab- ] Öztürk ile Ali Akar haşlanarak fe-rikasının elektrik dairesinde kazan «’î '~ir)ı(ı» sfmfljoN»* patlaması neticesinde iki kişinin fecî şekilde ölümü ile neticelenen bir kaza olmuştur.
Yaptığımız tahkikata göre Merinos fabrikasının elektrik dairesinin teşkilâtı ötedenberi tamire muhtaçtır. Fakat burada çalışan işçilerin teşebbüslerine rağmen şebekenin tamiri cihetine gidilmemiş ve bu sabahki fecî kaza bu ihmaller ı neticesi olarâk vuku bulmuştur.
Ordu Karagüçleri futbol maçlarına dün şehrimizde haşlanmıştır. Tafsilât ve diğer spoı- haberlerimiz 6 ncı sayfamızdadır. Resimde Erzurum ve Ankara Karagüçleri karmaları görülüyor.
cî şekilde ölmüşlerdir.
Savcılık tahkikata devam etmektedir.
AKINTIYA^—il 1 KÜREK
Hû hû dervîş er ! Muradına ermişler!
uş gibi uçan Haşan Âli
Yücel, Giresundaki kayıklarda fındıkları ayıklayamayın-ca İlahiyat Fakültesi Profesörlüğüne yücelmiş! Hem ne okutacakmış biliyor musunuz? Dini metinlerin Fransızca tercümesini! Demek artık Tevrat’ı, Zebur’u, Incil'i de ondan, hem de Fransızca olarak öğreneceğiz! Çare yok, ilim Çinde de olsa talep ediniz!
Ya mevlût ne olacak? diyeceksiniz!
Şekeri iktidardan, gülsuyu bizden!
İşte geldi bir ak kuş kanadiy-lo revân!
Fakat arada fark yok.. Ha Millet Meclisi kürsüsü, ha İlahiyat Fakültesi kürsüsü!
Her şey aslına rücu eder: Yü-cel’imiz de İlâhiye!— YEDEKÇİ
sayfa: 2
ZAFER
23-2- İ95G

ERKEN
Fena ve acemice
Fena ve acemice bir muhalefet yapıyorlar. Ben şahsan hüzün duymaktayım. Bu memlekete alm teriyle, Arnavut kaldırımı döşeyen amele zahmetlle bir demokrasi getirdik. Demokrasi ve hürriyeti yerleştirmek için fisebilûilâh çalkan insanların, hiç bir şahsî ve maddî ihtirasları olamaz. Onlar bu memleketin yalnız kaderi ve geleceği üzerinde titrerler ;onlar, halis İdealistlerdir. Onlar, iktidara gelmiş olmakla değil, demokrasiyi kurmak ve hürlüğü gerçekleştirmiş olmakla şeref ve bahtiyarlık duyarlar. Ge-riyanı sadece vazifeleri, millî ve vicdanî borçlarıdır.
Böyle olunca da, icraatlerini murakabe edecek, memleket hizmetlerindeki tutumlarını tenkit, tarzlarını münakaşa, yollarını aydınlık edecek iyi, akıllı, soğukkanlı ve ııamuskâr bir muhalefeti canlarına minnet bilirler. Ama nerede o muhalefet ve murakabe, ve tenkit?
Demokrat Parti iktidara geleli, bir aydan pek az fazla bir zaman geçmiştir. Daha icraatin ilk lıazırlık safhasını tamamlamaya bile yeter bir zaman değildir bu.
Muhip DIRaNaS
Daha, bugünkü hükümet, ancak yapacağı işlerin ve hizmetlerin prensiplerini tesbit ve İlân etme safhasındadır. Bırakın ki, icraattan evvel prensibin tesbltl bile bu memleket için bir yenilik ve inkılapçı bir harekettir. Ama gel gelelim, muhalefet, tesbit edilmekte olan bıf prensipler ve bu yenilik üzerinde fikir beyan edecek yerde, tutup, şaşılacak bir gafletle, kendilerinden devralınmış perişanlık' üzerinde polemik yapmak gafletini göstermektedir. O ne komik hâldir, kİ, bıraktıkları üç milyar borç, şu kadar emisyon, topraklara atılmış bilmem ne kadar İsraf, birbirine girmiş bu kadar alacak verecek ortasında, Demokrat Parti İktidarından kırk günde, bütün bu mezbeleyi temizlemiş olmak ve Allah vergisi bir ucuzluk ve refah temin etmiş bulunmak mucizesin! istemektedirler.
Sevgili Halk Partililer, siz öyle perişan, öyle bedbaht bir memleket realitesi miras bıraktınız ki, onu temizlemek için, uyku durak bilmeden Demokrat Partinin galiba yıllaırca çalışması lâzupdır. Safsatayı ve şirretliği bir yana a-tın!
Demirkonak hastahane olacak
İzmir Devlet Demiryolları Sanayi İşçileri Sendikasını temsllen sendika başkanı Sait Coşkun ve Sait Erşener üç gün evvel şehrimize gel mişl^r ve sendikaya mensup işçilerin dileklerini duyurmak maksadiy-le alâkalılarla temasa geçmişlerdir.
Temsilciler önce Ulaştırma Bakanı Tevfik lleri’yi makamında ziyaret etmişler, tzmirdeki 8 inci İşletmeye ait ve Reisicumhur için ikamete tahsis edilmiş olan Demir Konağın bir demiryolu hastahanesi haline ifrağı için teşebbüste bulunmuşlardır.
Bakan bunun ancak Reisicumhurun müsaadesiyle yerine getirilebi. leceğini söylemiş, bunun üzerine dün Cumhurbaşkanı Celâl Bayar tarafından kabul edilen heyet aynı dileği bildirmişlerdir.
Celâl Bayar sendika temsilcilerine bu binanın hastahane haline getirilmesi için lâzım gelen emirleri vereceğini vaadetmiştir.
I Diğer dilekleri Ulaştırma Bakanlığı tarafından yerine getirilmiş çlan heyet bugün îzmire hareket edecektir.
I I
Dünya meseleleri
PULSUZ İSTİDA
öğle paydoslar/*
Ziraî Bah'Sİer
Emniyeti suiistimal
Küçük Kastamonu Oteli kiracısı Ziya Budak .yediemin olarak kendisine teslim edilen mahcuz mallan sattığı iddiasiyle hakkında tahkika. ta ve savcıhkça soruşturmalara başlanmıştır.
Dünya emniyetinde Türkiyenin rolü
Topraklandırma işleri ve Ankara köylüleri
Rüştü Çapçıntn torunu oldu
Nümıuıe Hastahanesi Başhekimi Rüştü Çapçının bir torunu dünyaya gelmiştir.
Anne baba ve büyük babayı tebrik ederek yavruya uzun ömürler
İmar ve Kalkınma Bankası temsilcisi Tarım Bakanını ziyaret etti
Topraksız yurttaşları toprak sahibi kılarak bir yerde kökleştirmek gayesiyle Top rak Kanunu çıkarılmış ve bu kanunda sonradan değişiklikler de yapılmıştı.
Elinde tapuya bağlanmamış toprağı olanlar için de bir tapulama kanunu yürürlüğe sokulmuştu.
Fakat Ânkaranın Kayaş, Üreğil, Araplar, Karaağaç, Balgat ve İm-rahor adlı altı köyünün halkı bu kanunlardan istifade edememektedirler. Bunun sebebini de, yine dönüp dolaşıp -Tek parti ve tek şef-devrinin hakkı ve halkı hiçe sayan zihniyetinin bir acayip tezahürün ı de buluyoruz. Şöyle ki:
Günün birinde, bazı memurların bu köylerde ikamet etmeleri ileri sürülerek kendilerine Ankara mesken zammı vermekte tereddüt edil miş, ve meselâ, kanunda bir kelime değişikliği yapmak suretiyle pekâlâ halledilebilirken bu yol, zahmetli görülerek, bir Karakuşî hükümle köyler belediye sınırı içine soku-luvermişlerdi.
Belde ve belediye olmağa ehil olmıyan bu köyler, bir sabah bir o-lup bitti karşısında kalmışlardı. Altı, yedi memurun başka yoldan temini kabil ihtiyaçlarına altı köy halkı feda edilivermişti.
Garibi şudur ki, sözde belediye huhudu içine sokulan bu köyler, şimdiye kadar köy halinde ve köy muhtarlığı ile idare edilmekte bulunduğu gibi, şimdiye kadar bunların köy hüviyetlerinde hiç bir de-
---- Yazan-----
Sait Aydoslu
Kiralık kat
Tasarruf evleri birinci cadde No: 65. Dört oda, bir hol, elektrik, su, havagazı, bütün konforu havi Tel: 31370.

ğişiklik, yâni medeni bir eser de görülemedi.
Öte yandan, şekil itibariyle belediye hudutları içinde sayıldıkları için bilâhara çıkan ve şümul sahaları bu hudutlarla takyid edilmiş bulunan bazı kanunlar —ve bu nıe-yaııda bu yazının baş tarafında işaret edilen kanunlar— buralara tatbik edilememiştir. Bundan vazgeçtik, hattâ kadastro gören kısımlardaki henüz tapuya bağlanmamış sahipli topraklar dahi hazine namına kaydedilmemiştir. Böylece köylü ötedenberi kendisine ait olan topraklarda hâzinenin kiracısı mev kiine düşmüştür. Anlaşılmaz bu ne biçim topraklandırma rejimidir?
Halkın bu yüzden duçar olduğu endişe, ve ıstırapları şahsan yıkından temas ile tesbit etmiş bulunuyorum.
Yine (Devri sabık) ın icraat garibelerinden birisine daha işaret etmek isterim:
Bir köyün bir belediye sınırı içine alınabilmesi, bahis mevzuu belediye halkının reyine müracaat etmek ve muvafakatim almakla kabildir. Belediye kanununun yedinci maddesi hükmü böyledir. Halbuki, bu lâzime de kanuna uygun bir şekilde tahakkuk etmemiştir. Çünkü o zamanlar böyle şeyler, halkın haberi bile olmadan ve fakat halkın reyi ittifakiyle kabul edilir, giderdi.
Hülâsa: Bu köyler ya arzettiğim olup bittiyi hiçe sayarak tamamen köy haline getirilmek veya Toprak Kanununu tadil eden kanunun ge-i çici maddesinin bu köylerde uygulanabileceği şeklinde bir kanun tefsiri yolu ile âcil bir müdahale ve himmet beklemektedir.
Devlet Kalkınma Plânını hazırlamak üzere memleketimize gelmiş olan Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankası Heyeti dün Tarım Bakanı Nihat Egribozu makamında ziyaret etmişlerdir.
Heyet bir müddet Bakanla ko-I nuşmuş ve kalkınma plânının Ta-: rım Bakanlığını alâkadar eden hususları üzerinde istişarede bulunmuşlardır.
i Hindistan gecesi
Haber aldığımıza göre Türkiye -Hindistan Kültür Cemiyeti Pazar günü saat 20 de bir Hindistan gecesi tertip etmiştir.
Bu toplantıda İzmir Milletvekili Prof, Halide Edib Adıvar bir konuşma yapacaktır. Ayrıca Hint musikisinden nümuneler dinletilecek
ve Hint filmleri gösterilecektir.
Kaldırımcı kadın
Hamail Özel adında sabıkalı bir
I kadın kaldınmcılık suretiyle Bent-I deresinde ayakkabıcı Mustafa Yay-ı linin dükkânı önünden bir çift a-yakkabı çalıp kaçarken yakalanmış çaldığı ayakkabı ile birlikte
: suçustü mahkemesine sevkolun-I muştur.
Kolu kırılmış
Atıfbey mahallesinde bakkallık edao Münevver Ağlar adında bir
kadın dükkânının önünde oynamakta olan 6 yaşlarında Feridun Türzer adında bir çocuğu kovmuş ve çocuğun kaçarken düşüp kolu-ı nun kırılmasına sebep olmuştur.
Gerekli tahkikata başlanmıştır.
Balıkesire hava seferleri
Balıkesir, (Telefonla) — 1 Temmuz Cumartesi gününden itibaren Balıkesir, İzmir, İstanbul, Ankara tayyare yolcu seferlerine başlanacaktır. Bu hususta bütün hazırlık-
lar ikmal edilmiştir.
Ankaradan gelen haberlerden öğrendiğime göre, ilk tayyare ile Ulaştırma Bakanı Tevfik İleri ve Meclis Başkan Vekillerinden Sıtkı Yırcalı Balıkesir’e geleceklerdir.
İnsanlık âlemi İkinci Dünya harbinin doğurduğu bezginlik ve şaşkınlıktan ayrılıp etrafına bakındığı zamân kendisini yeni ve daha mütlıig bir tehlikenin tehdidi karşısında buldu. Milyonlarca evlâdının hayatına ve barındığı yüzleıCe şehrin harabiyeti ne mal olan bir harpten sonra ebedî bir sulh ve sükûna susayan medeniyet âlemi artık harbi kanun dışı etmekve anlaşmazlıkları Milletler Cemiyeti uzlaştırıcı havası İçinde halletmek emeli ile toplandığı zaman ikinci Dünya Harbi içinde alabildiğine besleyip semirttiği ve yüz verip şımarttığı bir devleti hiç ummadığı bir hüviyetle kar şısına dikilmiş gördü.
Bütün milletlerin, hakkına rıza gösteren bir inkıyatla Milletler Cemiyetinin kararlarına boyun eğdiği ve İngiltere gibi dünyanın en büyük imparatorluğunun bile realist bir anlayışla en kıymetli müstemlekelerinden elini eteğini çektiği bir anda o, kızıl köpüklü ağzını açmış, bütün dünyayı, doymak bilmeyen korkunç bir iştahla yutmağa hazırlanıyordu. Kremlini insanlığın sullıcü emellerine imale için çok uğraşıldı. Fakat o, bir türlü isteklerinden vazgeçmeyince Milletler camiası da harbin . açtığı yaraları sarmak, acılarını dindirmek için hazırlandığı yolu bırakıp bütün dünyayı sarmak istidadını gösteren bu ateşi önlemek için «Hazır ol cenge eğer ister isen sulh - ü salâh» prensibine uyarak yeniden silâhlanmak yolunu tuttu. Bir taraftan komünizm mikrobunun kolaylıkla üreyebileceği sefalet vasatını ortadan kaldırmak için geniş ölçüde iktisadı yardımlar yapılırken bir taraftan da Atlantik Paktı ve Avrupa birliği gibi teşekküller vücuda getirilmeğe başlandı. Bütün bu teşebbüslerin çok güzel ve çok yerinde olduğuna kimsenin şüp hesi yoktur. Ancak, bir bolşevik istilâsının önlenebilmesi için alınan bu tedbirlerin tam ve kifayetli olduğuna inanmak biraz güçtür. Bugün tahakkukuna çalışılan Atlantik Paktı ve Avpupa Birliğinin is-
Ankara Halkevine Belediye bütçesinden ayrılan tahsisat
Aldığımız malûmata göre İçişleri Bakanlığı Ankara belediyesine gönderdiği bir yazı ile belediye bütçesinden Ankara Halkevine bu sene ne kadar tahsisat ayrıldığını sormuş ve aynı zamanda bundan böyle Halkevi için tahsisat ayrılmamasını istemiştir.
Ankara belediyesi de bu sene Halkevine 60 bin lira tahsisat ayrıldığını bildirmiştir.
Ankara Palas bahçesinde kumar
Ankara palas bahçesinde zar atmak suretiyle kumar oynayan şoför Mustafa Akın, Ali Kındır, Recep Yeşilbaş, Ze.ti Öztürk, Ali Ka-raoğuz ve İbrahim Partallı adındaki şahıslar zar ve paralariyle yakalanarak adalete teslim edilmişlerdir.
Devlet kırtasiye masraflaından tasarruf
Lüksün önüne geçilmesi ve bu arada tasarruf imkânlarının sağlanmasını temin maksadiyle Başkanlıktan bütün Bakanlıklara bir tamim gönderilmiştir.
Bu tamimde mühim bir yekûn tutan kırtasiye malzemesinin bundan böyle birinci hamur kâğıttan olmaması bildirilmektedir.
Yazan — -
Dr, Bu-honetfn Onat
tenilen mahiyette teşekkül etmiş olduğunu farzedelim, ve diyelim ki; Avrupa kıtası Öder veya Ren boyundan İtibaren geçilmez bir hale haline gelmiştir. Fakat Doğu tarafımız ne olacak? Batıdaki bütün hazırlıklar yapılırken dünya cep- i hederinin bu sağ kanadı böyle apa- | çık mı bırakılacak? Bu takdirde. 1 herhangi bir istilâ karşısında Pakistan, Hindistan, İran gibi Arabistan, hattâ Mısır da bu kızıl devin iştiha sahası içindedir. Ve işte onun içindir ki kızıl kuvvet şimdi bütün ağırlık merkezini Doğuya kaydırmaktadır. Hele Çin’i de ele geçirdikten sonra Bolşeviklerin buralarda yeni ve umulmadık sıçrayışlarda bulunmaları hiç de ihtimalden uzak değildir.
Avrupa kıtasının medenî ve stratejik ehemmiyeti meydanda olmazla beraber dünyanın en zengin iptidaî madde ve petrol kaynakları ve yine stratejik durumu itibariyle Şark da dünya müdafaası için birinci derecede ehemmiyeti haizdir, işte bu sebepten dolayıdır ki bir taraftan Batıyı takviye edecek teşekküller kurulurken, bir taraftan da hiç vakit geçirmeden bir Doğu Birliğinin kurulması, dünya sulhü ve insanlığın refah ve emniyeti bakımından elzemdir. Bu lüzuma kanaat getirdikten sonra bu birliğin nasıl Ve ne şekilde kurulması ge-reztiği münakaşa edilebilir.
Büyük siyasî teşekküllerin kurul ması bakımından Şark ile Garp başka başka şart ve imkânlar arzeder Meselâ, Atlantik Paktına alınıp alınmaması münakaşa edilirken bir Şark Birliğini en büyük bir salâhiyetle ve ancak Türkiyenin kurabileceğinden şüphe edilmemelidir. Bu bize tarihin takdir ettiği bir talihtir. Sebebi meydanda: Yakın Şark milletleri ile asırlarca süren müşterek bir tarihimiz vardır. Hepimiz
Hanuunönö = Yeni Doğumevi Çocuk Hastalıkları Mütehassısı
Dr. Ihsan Can
; Hastalarını her gün saat 15 den itibaren kabul eder.
Anafartalar caddesi Kur -şunlu Gami karşısı No. 394 Bekman apartmanı. Muaye-; nehane ve ev Tel: 15888.
İlân
Derneğimizin Işıklar caddesinde Işık Handa merkez itt:haz ettiği daire 24/6/1950 Cumartesi günü saat 16 dan it.baren bütün üyelerimize açılmışır.
Maliye Okulundan Yetişenler Derneği
SATILIK EV
Başkır mahallesi, Kayabaşı Berberler sok. No. 1822.
Atıf bey mahallesi Alman taş ocağı 702 ve 704 numaralı evler satılıktır. Suyu ve elektriği mevcuttur.
Müracaat Altındağ No. 753 Kasap Pıro’ya müracaat. (2409)
Müslümanız. Şarkta büyük bir ehemmiyeti haiz olan dinde de sıkı bir birliğimiz vardır. Onun iÇin, İmparatorluğumuzun parçalanması ile bizden ayrılmış milletlerle ’be-Taber Pakistan ve Endonezya gibi Müslüman memleketlerin hepsi bize karşı büyük sevgi ve itimat duygularıyla bağlıdırlar. Gerçi otuz senedir biz onların sevgilerine başımızı, ıstıraplarına dirseğimizi çevirdik. Feryatlarına kulağımızı tı-I kadık,
| Emsalsiz üstadım Hamdullah Suphinln dediği gibi, Allahın ve ta-
1 rihin bize tevdi ettiği mukaddes | vazifeden istifa ettik. Fakat onlar istifamızı kabul etmediler işte. Bir inhitat ve bir uyuşulduk devri geçirdikten sonra «Ba’sü badelmevt» sırrına ermişçesine büyük bir hayatiyetle tarihin sinesinde fışkırıp şahlanan asil Şark Milletleri hâlâ Türk ağabeylerini ideallerinin en büyük penahı tanıyorlar, işte Keşmir dâvasında Pakistan koşa koşa önce bize geldi. Endonezya istiklâline kavuşur kavuşmaz en kıymetli evlâdını müjdeci gönderdi. Arap-, 1ar, çöldeki eşkıyasına varıncaya kadar asil ve âlicenap olan bu büyüle millet, aralarında çıkan ve hâlâ bir çaresi bulunamıyan anlaşmazlıklarında hakemlik etmemiz için gözümüzün içine baktılar. Şimal Afrikada yeni kurulan Sirena-ik hükümeti eski bir valimizi kendisine Başbakan diye aldı. Grap Trablusunda: «Türkiye’ye İltihak Cemiyeti» adıyla bir siyasî parti vardır. Yemen hâlâ bizim bayrağımızı tanımaktadır. Mısırda bir çok lokanta ve mağazalarda Atatürk'ün resmi asılıdır. Son seneler içinde , seyahata giden şahıs veya gayri res mî heyetlerdeki vatandaşlarımızdan I Pakistan, Hindistan, İran ve Ara-bistanda gördükleri hüsnü kabul ve candan tezahüratı dinlerken in-. sanın gözleri yaşarıyor. Bütün bu i tezahüratı yalnız yalnız Şarkın mutat misafirperverliği ile izaha imkân yoktur. Bize müteveccih bulunan sevginin akisleri, eğer aranırsa, daha çok uzaklara kadar varır, t Kore’den bile kulağımızdan girip ruhumuzda derin tahassüsler uyandıran sevgi ve takdir sesleri işitme-
I dik mi?
I Velhasıl, aleyhimizde işleyen bü-' tün menfi propagandalara ve oralarda bizi temsil eden mümessillerimizin onlara karşı yabancılardan daha yabancı, daha kayıtsız, daha soğuk davranmalarına rağmen şark tâki mevki ve itibarımız herhangi bir devletin milyarlarla altın harcayarak elde edemiyeceği kadar büyüktür. Ve işte onun içindir ki, dünya sulhü için elzem olan Şark ı birliğini ancak ve mutlak bir mu-I vaffakiyetle Türkiye başarabilir.
Bu bahisleri gözönüne alarak bugüne kadar güttüğümüz passif durumdan sıyrılıp tarihin bize tevdi ettiği vazifeyi artık ele almamız icabeder. Böyle bir teşebbüsü Batılı müttefik ve dostlarımızın da memnuniyetle karşılayacaklarından şüphe etmiyoruz. Çünkü bir Şark Birliği hiç bir devletin siyasî ve iktisadi menfaatlerini ihlâl edecek | bir mahiyet taşımayacağı gibi bu-| günkü insanlık idealinin tahakkukuna çalıştığı dünya birliğinin ku-I rulmuş bir parçası olarak hazır bu-I lunacaktır. Böyle bir vazifeyi ba-1 şardığı takdirde Türkiye de, bu ehemmiyetli coğrafî durumda beş yüz milyonluk asil . ve kahraman bir kütle ile beraber garp demok-, ratlarının yanında yer alacak ve bu suretle dünya emniyetinde kendine düşen rolü bihakkın ifa etmiş bulunacaktır.
[ j serinde ehemmiyetle duru-iacak mevzulardan birisi de, hiç bir işimizin diğerine uymayı-şı ve nizam ve kaidelerin her yer de başka başka tatbikidir.
Eski idarenin sebebiyet verip, kökleşmesine büyük yardımı olan bu haiin, bir çok yerlerde herkesi uzdiiğü ve birtakım lcargaşalıklaT doğurduğu malûmdur.
Bu sebepie, verdiğiniz bir dilekçe, Maliye Bakanlığında üç, dört yer dolaşır ve alt kattan üst kata iki günde çıkardı. Buna mukabil Ticaret Bakanlığında ekseriya kaybolur. Gümrük ve Tekel'de İse âzami on dakikada yerine giderdi. Bu, evvelce böyle idi.
Bu gibi devaire girip çıkmak da, türlü türlü idi. Kiminde nüfus kâğıdı sureti istenir, kiminde imza alınır, bir kısmında ise iki gün o t ursanız, kimse gelip:
— Ne İstiyorsunuz? diye sor mazdı. Skin anlıyacağmız, Mart havasına benzeyen bu İdare şekli yüzünden, buralara müracaat etmek, iş takip etmek mecburiye tinde olanlar, aynca her ycTtfe âdab ve erkânını da öğrenmek ve o suretle hareket etmek zorunda idiler.
Hâsılı, her yer böyle İdi. Şimdi bütün bunlara da bir çeki düzen verileceği, Devlet devalrinin işle, rinde de eşitliğin sağlanacağı pek tabiidir. Fakat bu arada, bilhas3.ı İktisadî Devlet Teşekkülleri me-yanında bulunan veya kendim j onlara benzeten bazı müessesatm I garip ve anlaşılmaz bir zihniyet I ile kraldan ziyade kral taraftarı , vaziyetine girdikleri d» muhak kaktır.
Bunlar arasında, Etfbank, Sü merbank’ı saymak doğru olur zan omdayız. Bu müesseseler ne sebeptendir, bilinmez, mesaî saatlerini devlete uydurmak mecburiyetini hissetmişler ve öğle tatilleri ni on ikiden on üç buçuğa kadar yapmışlardır. Ekserisi şehirden uzak yerlerde oturan memurları bu yüzden, çok sıkıntıya düşmekte, ekserisi bu kadar zamanda işe avdet imkânını bulamıyacaklann-daıı, peynir ekmekle işi idare çimektedirler. Halbuki, bilhassa sıcakların kendini hissettirdiği bu mevsimde olsun, mümasil ticarî müesseselerde olduğu gibi öğle paydoslarını iki saate çıkar maları hem çok yerinde hem de âdilâne bir hareket olur zamandayız.
Hikmet YAZICIOGIU 1
LÜZUMLU TELEFONLAR
Yangın 00
Sıhhi İmdat 01
Trenler 12028
Hava Yolları 14881
Yataklı Vagonlar 11868
Elektırk 24498
Su ârıza 21575
Havagazı » 24845
Başkent Taksi 22222
Yeni Güven Taksi 22333
Merkez Taksi 11111
Ersan Taksi 21111
Sizin Taksi 22332
SİNEMALAR VE EĞLENCE
SERLERİ
Büyük (16081): Ruhlar filemi
Ankara (23482): Arslnlk Kurbanları
Ulus (22294): Flyojjta, Aek Olma-
Yeni (14040): Güzellik îlAhesl,
Nevyork Esrarı
Park (11131): Harp Muhabiri, Tu-
lumbacılar Kralı
Sümer (14073): heri. Da& Deviren
Süvari
Sus (14071): Kalbim Senin
Cebeci (13846): Tehlikeli Kadın, liri
Cingöz Holyvodda

ECZ AH AN ELER
Ulus, Merkez, Sağlık
Antuvanet:
— Yapamadım, elimden gelmedi, diye mırıldandı:' Seni çok seviyorum. m
Evet, davet etmemeliydi. İçinde bir felâket sezgisi vardı. Lüsyen’in tabancasını alması asabını çok bozmuştu.
Jale onu kolundan tuttu.
— Yâni sen beni, benim seni sevdiğimden daha mı fazla sevi-yorsunl Dedi. Bu akşam, buraya gelirken kendi kendime hep şöyle düşündüm: Onun uğrunda, dedim. Her şeyi, şeref duygusuna kadar hepsini ayaklar altına aldın. Bu geceyi onunla beraber geçirmek saadeti için her bedeli ö-demeğe hazırsın. Anlıyor musun şimdi?
Antuvanet, mesut, gülümsedi:
— Böyle konuştuğun zaman, dünya umurumda değil, Jak. Beni çok, çok mesut ediyorsun.
Jak:
— O halde neden endişeleniyorsun? diyo sordu.
— Hayır, hayır, artık geçti. Şim di sadece mesudum.
— Canım.
Bir müddet sessiz kaldılar. Jak bir cigara yaktı. Antuvanet:
— Bugün mahkemede, fevkalâdeydin, Jak! dedi. Hayran oldum sana.
Jok gülümsedi’
ıiı(xtıe% ff RnnsH
Çeviren: K1RDANOGLU
— Zavallı Lüsyencik! Sırtını çevirdi bana!
— Evet. Çileden çıkmıştı. Bana kararın âdil olmadığını söyledi. Fakat müdafaanı o da fevkalâde buluyor, iddia ettiğine göre maznun suçlu olduğunu sen de, kendisi kadar biliyormuşsun.
—« Doğru!
Antuvanet şaşırarak baktı.
■— Beni sukutu hayale uğratıyorsun, dedi. Doğru, öteki avukat lar söylediklerinin yarısına bile inanıyor değillerdir... ama ben! O gün, ağzından çıkan her kelimende samimî olduğunu sanıyordum. Nasıl tesir etmiştin. Zavallı maznuna nasıl acıyordum, nahak yere itham edilmiş diye.
Jak neşeyle gülümsedi:
— İltifatına teşekkürler, dedi Ama bu benim sanatımdır. Bir
suçluyu müdafaa etmeğe bayılıyo rum ben. Bence bütün mücrimlerin mazur görülecek bir tarafları vardır: İrsiyet, terbiye, intikam, yoksulluk, ne bileyim, bir sürü şey. Ben bir mücrimin müdafaasını üzerime aldığım dakikadan itibaren onu yırtıcı bir adaletin pençesine düşmüş bir kurban gibi düşünüyorum. O, canavarının elin den kurtulmak için yalanlarının ormanına sığınır. Düğün, tek ba-şina bir insan, bütün bir cemiyete karşı, dört başı mamur bir adalet mekanizmasına karşı; perişan, bitkin, zavallı bir halde. Ama ne muhteşem bir mücadeledir o. Ne güzel spor, ne ulvî. Bazan hattâ imrendiğim olur o adamlara. Ben de tıpkı onlar gibi, bütün bir cemiyete karşı mücadele etsem derim; bakalım ben mi kuvvetliyim o mu, anlamak için.
■s
Tefrika No. 9
Antuvanet isyan etti:
— Ya hakikaten bir kaatil, korkunç bir kaatilse. zavallı kurbanını düşünmez misin?
Jak omuzlarını silkti.
— Fakat, ceza ölen adama hayatını geri getirmez, değil mi? Sonra, kimbilir, zavallı kurban dediğin belki de mükemmel bir hayat yaşıyordu ve katilse, sefalet ve yoksulluk içindeydi. Zaten Allahın peşin cezası içinde bir hayat.
Antuvanet, onu dikkatle süzüyordu. Yarabbim, ne kadar seviyordu bu adamı.
— Konuş, anlat, dedi. Söylediklerini sevmiyorum. Suç işleyenle» den nefret ederim, bütün öldürenlerden nefret ederim. Fakat seni seyrediyorum, seyrettikçe de seni seviyorum-
Jak, onu ihtirasla kucakladı:
— Suç işleyenlerden nefret ederim diyorsun. Doğru değil. Mademki beni seviyorsun, doğru değil. —gülüyordu— ben de şu anda suç işliyorum.
Antuvanet onu okşadı.
— Jak, canım, bunun lâtifesinden bile hoşlanmıyorum.
Jak:
— Ama hakikat bu! diye bağırdı. Gece yansı bir hırsız gibi dostumun evine girip onun karısını çalıyorum. Bütün namuslu insanlar beni suçlu ve günahkâr sayarlar, ve haklıdırlar. Yaptığım fena bir şeydir. •—sonra güldü— fakat dünyanın hangi hâkimi seni bir kere görse beni beraet ettirirdi. Bu güzel yüzü... bu olgun bir meyva gibi sadece ısırılmayı bek-liyen dudaklarını...
Kadını uzun uzun sardı... Sonra birden ayağa kalktı ve âdeta hiddetlenmiş gibi:
— Fakat buraya adalet nutukları çekmek için gelmedim Antuvanet! dedi. Öyle değil mi?
Tekrar onu kollarının arasına aldı.
— Haydi, odana gidelim, diye fısıldadı. En kıymetli zamanımızı israf edip duruyoruz.
★ (Devamı var)
Belediye Reis vekilinin^ kasaplar meselesine ait bir mektubu
Dün Belediye Reisliğinden aşa-i daki mektubu aldık:
22/6/950 tarihli ve 407 sayılı gaze-j tenizin ikinci sahifesinde .«Pulsun İstida» sütununda (Hayırlısı olsun,' başlıklı yazı okundu.
20/6/950 günü Ankara kasapla rından bazılariyle bir kaç celep vıı bunlar meyanında Derneğin Baş kanı olan Sabri Özkanın'da bulun duğu 9 kişilik bir g-rup yanım;, geldiler, kendilerini oturttum vc dinledim. İstekleri bir kaç esnafır ve bu arada bilhassa Sabri Özka-nın şahsî menfaatini himaye olduğunu gördüm. Bu işler birinci dere cede mezbahayı alâkadar ettiğin ( den ve orada da bir müdür bulun [ duğundan isteklerini evvelemirdi ona anlatmalarını ve oraca dinlen ı mezse mezbahanın bağlı bulundu ğu iktisat İşleri Müdürlüğüne! şikâyet etmelerini ve şayet bu mu dürlükler vazifelerini yapmıyorlar^; sa bunu da madde tasrihi surei^^ yazı ile Başkanlığa bildirmemi • J Kendilerine anlattım.
Her zaman olduğu gibi, şu sura» larda da bir hâdise çıkartmak ga yesini güden Sabri Ozkanın kendilerinin makama alınmaması. w| kapıdan çevrildikleri yolundaki yazısı tamamiyle hakikatten aridir. I Mezbaha müdürünün şimdiye k» I darki uygunsuzlukları önleyici te' [ birlerine karşı ertesi günü rnezba ı hada çıkarttıkları mukavemet bu işlere karışanların gayelerini gös termeğe kifayet eder.
Belediyemiz hemşerileı in emrinde I ve müstehlik halk ile esnafın men faatlerini telif ve hemşerilerin bir kül halinde menfaatlerini korumak yolunda çalıştığından şahıs veya bir zümrenin menfaatlerinin teminine âlet olamaz ve müracaat sahiplerine yaptığım muamelenin en demokratik bir tarz olduğunu beni şahsan tanıyanlar pek iyi bilirler.
Bu yazının Matbuat Kanununun■ hükümleri gereğince tavzihan neş-l rini rica ederim.
Belediye Reis Vekili' Ekrem Yalçınkaya
I TAKVİM
Rumuî; 1366 — Haziran 10
Hicri: 1369— Ramazan 7 23 Haziran 1950 Cuma Vasati E₺aı
G. Do&uov ÖSlo İkindi
Yatsı
o.ı
4.
13.1
18.1
20.:
22.:
12.00
1.53
sonra:
ittifak yapılamj yejcak... du »s*
(Bilip ae
&3 • 6 -195®
ZAFER
Sayfa? 3
ADY0-TELEF0N-TEL5RAF HABERLERİ


L

.'4
-
1

İ
p.
un' eş|
i-
|e
ovyet Rusya, Güney Knt-pu hakkında Vaşingtona ve diğer ilgili hükümetlere tevdi ettiği birer nota ile, bir yıla yakın bir zamandır uyumakta olan bir meseleyi yeniden canlandırmış bulunuyor. Sovyetler, notalarında, Güney Kutpu ile alâkalı memleketlerin bu bölgede tatbik edilmesi gereken rejim hakkında ne düşündüklerini öğrenmek arzusunu izhar etmekle ve, bu mesele ile alâkalı olarak gıyaplarında alınacak herhangi bir kararı muteber addetmi-yeceklerini bildirmektedirler.
Rusya’nın Güney Kutpuna karşı beslediği alâka ilk defa bu 9 Haziran tarihli nota ile resmen tezahür etmekle beraber, daha evvel, Rus Coğrafya Cemiyetinin, bahis konusu bölge üzerinde bazı metoliberler ' de bulunmuş olduğunu hatırlamak •' faydalıdır. Filhakika, cemiyetin id-’ dialarına göre, on dokuzuncu asırda Bellinghausen ve Lazarev adlarında Rus kâşifleri Cenup Kutpun-da bilinmeyen yerleri bulmuşlar ve haritada adlandırmışlardır. Bu itibarla, Rusların da, bu nokta üzerinde, diğer alâkalı devletler ka-dar, «İlk işgal» hakları teslim edilmek lâzımdır.
Sovyet notası esas olarak bu nokı tayı kabul ettikten sonra. Güney Kutpunun balina avi bakımından arzettiği İktisadî kıymet ve ehemmiyet üzerinde durmakta, bundan başka, bu bölgede elde edilecek meteorolojik bilgi ve müşahedelerin kuzey yarım küresi memleketleri için de faydalı olabileceğini kaydetmektedir. Ruslar, bütün bu mucip sebepleri belirttikten sonra, meselenin milletlerarası bir hal tar zina bağlanması lâzım geldiğini ve bu hususta ilgililerle müzakereye hazırlandıklarını açıklamaktadırlar.
Halen mesele ile alâkalı ve kendilerine bu yolda Rus notasının tevdi edilmiş olduğu memleketlerin sayısı sekizdir. Bu memleketler 1948 de bu konuda bazı müzakerelerde bulunmuşlarsa da, bu müzakereler, daha ziyade menfi bir ma-I hiyet arzetmiş, güney kutpu bölge sinin rejimi hakkında yapıcı bir ' karara varamamıştır. Bu arada, mesele ile oldukça yakından ilgile-. nen Amerika, bölge için milletler-’y ^rası bir rejimin ihdas ve tatbikini -J^eri sürmüş ise de, bu teklif, Gü--"ney Kutup bölgesine en yakın top-raklara sahip bluuııan Arjantin, . Şili ve Ingiltere tarafından hararetle karşılanmamıştır, o sıralarda I Falkland adalan hâdisesi yüzünden
Çatışmış bulunan Arjantin, Şili ve Ingiltere, bu ihtilâflarını aralarında hallettikleri gibi 1949 da, Güney Kutpu bölgelerine harp gemileri göndermemek hususunda bir anlaşma yaparak ve bu anlaşmayı bu yılın başında yeniliyerek meseleye muvakkat bir hal tarzı bulmuşlardır. Bir tarafta İngiltere, diğer tarafta Arjanitiıı ve Şili olmak üzere, varılmış bulunan bu sakat anlaşmanın İngiltere için İngiliz milletler camiası yollarını, Arjantin ve Şili için ise Güney Kutpunun buz-ı lan altında yatması ihtimali bulu--I nan üraniyom ve diğer kıymetli maden hâzinelerinin yolunu Ame-j rikaya kapamak gayesini güttüğü ı aşikârdır.
1 Şimdi, Sovyet Rusya, ilk nazar' 1 da sebebi ve mânası bir türlü an-1. laşıimaz gibi görünen bu notasiy-bu iki yaranın ikisini birdeu '' ■ jmlş bulunmaktadır. Filhakika,
T Sovyetlerin de, Güney Kutpu ser-, vetlerini işletmek için büyük bir J iştiha duymadıkları iddia oluna-l maz, fakat bu servetlerin mevcu-s diyeti ve değeri bugün için şüphe-JB li olduğuna göre, Ruslnarm, son y müdahaleleriyle, daha ziyade dost-lan birbirlerine düşman etmenin J çarelerini araştırmakta olduktan ’j söylenebilir. Zira, yukanda da işa-' ret edildiği gibi, Sovyet notasında, , İktisadî bahis olarak balina avın 'l dan gayri bir şey zikredilmemekte, buna mukabil, (ki Sovyet takti-jl ğinde âdet değildir) bütün ilgilileri rin iştirak edecekleri müzakereler : I yoliyle miletlerarası bir sistemin jl ihdası ileri sürülmektedir.
Sovyet notasına Amerikanın bu-günlerde verilmesi beklenen ceva-grf bı, bütün diğer ilgili memleketlerin olJ cevabından daha enteresan olacaktı tır. Zira bu cevabın, soğuk harbin hiç olmazsa Güney Kutpunda hâ-.y kim olmadığım göstermesinden başka, Amerikanın İngiltere ve i Güney Amerika memleketlerine eÜj karşı bu mevzudaki hissiyatını da açıklaması ihtimali vardır.
Her halde, ilk bakışta, stratejik ve iktisadi menfaatlerin ifadesi gibi görünen bu Sovyet notasının ayni zamanda, hayli mahirane çevrilmiş bir «komşu darıltma» oyunu mahiyetini de kabul etmek lâzım -ı dır.
Idrojen bombası da çaldırıldı mı?
Atom casusu Dr. Fuchs, id r ojen bombası sırlarını da biliyor muş
Nevyork, (a.a) — Nevyork Times ’ yazmaktadır:
gazetesi ilmi mevzular mütehassısı 1 Bu mükâlemede Dr. Klaus Fuchs William Laurence, haftalık ‘Satur- ' da hazır bulunmuştur. Dr. Bethe bu day Evening Post” dergisinde çıkan konuşma esnasında o zaman «üs-bir yazısında Rusların, İngiliz ca- ' tün bomba» adını taşıyan hidrojen susu Klaus Fuchs tarafından kendi- bombası imâline dair projeyi açık-lerine verilen sırlar sayesinde ilk lamıştır.
atom bombalarını imâle muvaffak 1 Öte yandan gazeteci, edindiği ma. olduklarını teyid etmektedir. ı lumata dayanarak, hidrojen bom-Mahrem atom vesikalarının tet- bası imali için takriben bir ton kikine müsaade verilen yegâne ga. deterium madeni lâzım geldiğini, zeteci olan Laurence, Dr. Fuchs'un ' ........ 1
yalnız atom bombasına ait değil, fakat hidrojen bombasına ait bütün sırları bildirdiğine emindir. Filhakika Laurence bu kanaate, Los Alamos atom fabrikaları nazarî fizik kısmı direktörü Dr. Hans Bethe ile yaptığı bir mükâleme esnasında vardığını söylemekte ve şunları
Formazanın müdafa
edilmesi muhtemel
Görüşmelerde yeni inkişaflar görülüyor
Vaşington, (a.a.) — Formoza meselesinin savunma bakanı Louis Johnson ile general Mac Arthur arasında cereyan eden konuşmaların başlıca konusunu teşkil ettiğine dair Tokyo’dan gelen haberlere muvazi olarak Birleşik Amerika parlâmento çeçvrelerinde öğre. nildiğine göre Amerikan hükümeti Formozanın komünitler eline düşmesine mani olmak üzere bu adaya karşı takip ettiği siyaseti yeniden gözden geçirmeye hazırdır.
Bazı cumhuriyetçi parlâmento ü-yeleri Amerikan dışişleri müsteşarı ve Uzak Doğu meseleleri direktörü Dean Rusk’den Birleşik A-merikanın müdafâasını alâkadar eden âmilleri nazarı itibara almak üzere değiştirüeceği yolunda teminat aldıklarım söylemişlerdir.
Bildirildiğine göre, Dean Rusk bir cumhuriyetçi ayan üyeleri grupu ile gizli olarak bir toplantı yapmış ve hükümetin Uzak Doğuda olduğu kadar başka yerde de iki partili bir siyaset takip etmek niyetinde oldu ğunu teyid etmiştir. Bu konferansa iştirak eden cumhuriyetçi ayan üyelerinden biri cumhuriyetçi liderlerin general Bradley ve savunma bakanı Louis Johnson'un avdetlerine kadar hükümetin Uzak Doğu da güttüğü siyasete karşı her türlü taarruzu keseceklerini bildirmiştir.
Bilindiği gibi, bazı cumhuriyetçi ler Truman hükümetini Formoza adası hakkında mutabık kalmadıkları bir siyaseti gitmekle itham etmekledirler.
Amerika’da bir kalpazan çetesi yakalandı
Buffalo, (Nevyork) (a.a.) — Federal polis Birleşik Amerikanın 28 eyaletinde ve Kanada’da 1 milyon dolar kadar bir parayı tedavüle t çıkaran bir kalpazan şebekesine mensup 4 kişiyi tevkif etmiştir.
F'
bu maddenin kilosunun da dört bin dolara yakın olduğunu hatırlatmaktadır. Buna mukabil Tritumya yalnız veya deteriumla birleşik olduğu halde kullanılacak olursa o zaman bomba daha çok pahalıya mal olmaktadır. Zira tritum’un .kilosu bir milyçn dolardır ve bir bomba imâli için de 150 kilo maden lâzımdır.
Yunan - Yugoslav münasebetleri
Makedonya mesolesi yeniden alevleniyor mu?
Londra Radyosu, (Basın - Yayın)
— Atina'dan alınan haberlere göre, Yugoslavya ile Yunanistan arasında siyasi münasebetlerin tam olarak yeniden kurulması geciktirilmiştir. Atina radyosu, Yugoslav basım, Yunanistandaki Makedonya ekalliyetinin özel muameleye tabi tutulmasını istiyen makaleler yayınladıkça, münasebetlerin normal şeklini alamayacağını söylemektedir. Yunanistan’ın Yugoslavya elçisi Papaz bir ay önce vazifesine tayin edildiği halde henüz hareket etmemiştir. Yugoslavya'nın Yunanistan elçisi Çereviç Atinadadır. Fakat krala dün itimatnamesini vermesi icabettiği halde bu, geri bırakılmıştır.
General Robertson Almanyadan ayrılıyor Londra Radyosu, (Basın - Yayın)
— General Robertson Almanya’daki İngiliz yüksek komiserliği vazifesinden ayrılmaktadır. Dün Bonn’da yaptığı bir konuşmada Almanya’nın yakın zamanda bağımsız bir devlet haline gelmesini ümit ettiğini belir, terek demiştir ki: Bu, elde edildiği zaman Almanya dünya barışının muhafazasına yardım için fevkalâde bir fırsata sahip olacaktır. Fakat bunun aksine olarak dünyanın durumunu tehlikeli bir şekilde karıştırmak imkânını da haizdir Bunları söyleyen general Robertson, Almanya liderlerinin barışsever işbirliği yolunu takip edeceklerinden ümit-
, var olduğunu da ilâve etmiştir. Ge-, neral Robertson, Alman gençlerinin uygunsuz teşkilâtların gidişa-, tına kapılmamaları inçin Almanların dikkatli davranması gerektiği, ni de ayrıca açıklamıştır.
General bu hafta sonunda Almanya'dan ayrılacak Orta Doğudaki İngiltere kara kuvvetleri komutanlığı vazifesine başlayacaktır.
Her akşam saat 21.15 de
Yeni Sinemada
Zatı Sungur
Temsilleri muvaffakiyetle devam ediyor

Serbest Fıkra:
A "■
| I 1 hol.
Her iki dairede havagazı, gu, e-lektrik. Telefon: 24969 a müracaat.
Mücahit Topalak
Kiralık İki Daire
Yenişehir, Koeatepe, Ataç sokak-da 3 oda 1 hol. Maltepede, Gazi Mustafa Kemal Bulvarında, 2 oda
Muhafazakâr Ingilizler Schuman plânına taraftar
Londra Radyosu, (Basın - Yayın) — Dün akşam İngiltere avam kamarasında muhafazakâr muhalefet partisi lideri Churchill, liberal parti lideri Klement Dawies, millî liberallerin lideri Mac Clay bir takrir vermişlerdir. Bu takrirde hükümetin, Schuman plânı görüşmelerine iştirak için Fransa’nın yaptığı daveti kabul etmesi istenmektedir.
Takritde ileri sürülen fikir şudur: Hollanda hükümetinin ileri sürdüğü şartın aynısı Ingiltere hükümeti tarafından teklif edilerek barış ve tam bağımsızlık siyasetlerinin men-faatlei için bu davet kabul edilme lidir.
Hollanda hükümeti şu şartla Fransa’nın davetini kabul etmişti:
Şayet görüşmelerin neticesinde bu fikrin pratik olmadığı anlaşılırsa hükümetlerin hareket serbes-tisi baki kalacaktır.'
Muhalefetin verdiği bu takrir gelecek Pazartesi günü avam kamarasında Schuman plânı üzerinde başlayacak olan görüşmelerin temelini teşkil edecektir. Kabinenin Perşembe günkü toplantısında îngil tere'nin bu mesele karşısında ne gibi bir tavır takınması lâzımgel-diği müzakere edilecektir.
Ankara Veremle Savaş Derneği suvarosl BARAJ GAZİNOSU 21 H*xinuı 195t Cumo NOT: 20.30 dan itibaren. Ye-mek arzu edenlere yemek servisi vardır.
Otobüs gidip gelme temin •-dilmiş tir.
Davetiyeler: Gülhane, Yenişehir, Ankara, Çankaya ecze_hane-leri, Dernek merkezi Tel: 13079
NOT: Saat 20.30 ila ve 21 de Özel Otobüsle Kızılaydan hareket edecek, Ulusda İş Bankası önünde duracaktır.
HER GÜN BİR HÂDİSE:
Toplantı
Ankara Batı Müziği Sanatkârları Derneği Başkanlığından:
24/6/950 Cumartesi günü saat 14 de Özder pavyonunda olağan üstü Genel Kurul toplantısına sayın üyelerin gelmeleri. BAŞKAN
(2405)
TAKLİT
AYAKKABILAR
Beyoğlu Kundura Mağazalarının damgalariyle piyasada satılmakta o-lan iskarpinlerin adı taklid ayak kabılar olup bunun taklidlerini yapanlar hakkında kanunî takibat icra edileceği ve hiç bir yerde şubelerimiz bulunmadığı sayın' müş-
terilerimize arzolunur.
Altan Marinos
Amiralis Nazar
İbrahim Atlas Oliondor
İlği Paçikakis
Kamer Selekt
Kondaksis Tunca
Kurupis Yıldız Lion
Acele satılık ev eşyası
Sofra takımları, yorganlar, halılar, antika el işleri ve her türlü ihtiyacı temin eden eşya vardır. Acele geliniz. Satış 10 gün devam edecektir. Yenişehir İsmet Paşa cad. No. 7 (2388)

Aranıyor
Müsait şartlarla Ankarada çalışacak sigorta prodüktörü aranıyor. Gürelik, Galata Mertebani sokak Kmaciyan Han 1 inci kat adresine mektupla müracaat (2398)
İlân
İsmetpaşa Mahallesinde tam kon. forlu 42 sayılı ev acele satılıktır. Sarraf Avni Altına müracaat edil-, mesi rica olunur. ' (2402)
Karakter kibarlığı
D irimiz üstadımız Hüseyin Cahit Yalçın, Filistin Uzlaştırma Konseyindeki üyeliğinden azledildikten sonra pek de nazikleşmiş, pek de efendilermiş! Azilnamesini alır almaz, derhal Dışişleri Bakanlığına bir telgraf çekerek: -Şahsına karşı yapılan muameledeki emsalsiz ruh ve karakter kibarlığını» tebrik etmiş!...
Pirimiz üstadımız, ne de niik-teperdazdır; ne de ince ince alay etmesini bilir!»
Peki ama, birisi kalkıp da dese ki, bir iktidardan vazife alarak yabancı memleketlere temsilciliğe giden bir zat, Ankara vapuruna binip de Marsilya’ya açılacağı gün, yazdığı makalede:
i Yana : __
| S. Ç. Mehmedağa |
— Allahaısmarladık, hoşça kalın mı der? yoksa, bu vazifeyi kendisine veren iktidara (|jn iman, mezhep uluorta aklına gelen küfürü mü yapar?..
Nedir o, çirkef, çamur, kanalizasyon gibi lâflar?.. Tanzifat a-melesi misin yoksa, Cenevre'de Türklyeyi temsile memur bir diplomat mı?...
Pirimiz üstadımızın bahis buyurduğu emsalsiz ruh ve karakter kibarlığı, bu mudur?...
Bilmiyoruz, bu küfürlerden sonra, hangi yüzle, Cenevre'de
hükümetimizi temsil edecek ve meselâ bir ziyafette bir yabancı diplomat: • Şerefe!., diye kadehini kaldırdığı zaman, pirimiz üstadımızdan kanalizapyonlu makalesinin üstüne iştiha ile şampanya yı içebilecekti?...
Dış politikada birlik ama, küfürbaz temsilci ile birlik değil!... Hariciye mesleği evvelemirde nezaket ister!... Bir üçüncü kâtipte aradığımız meziyeti, büyük elçi payesindeki adamda bulamazsak artık onu bu işten alıp kanali-zasyonlariyle haşhaşa, bırakmak zaruridir!..
Hayır, bir şey değil, belki Fi-listinde Yahudilerle Arapları uzlaştıracak ama, memleketi birbirine katacaktı!..
Kuş uçmaz kervan geçmez bir ülke
Büyük devletler buz ve sükût iklimi güney kutbunda ne ararlar?
Voltaire'in iki asır evvel Candide isimli eserinde: «Fransa ile İngilte-renin, Kanada civarında bir kaç karış karlı arazi için harbetmekte ve
bu canım harp için Kanatlanın de-
ğerinden fazla para sarfetmekte olduklarından haberiniz var mı?...»
Tarzında bir cümle yazmış olduğunu bilen ve hatırlayanların, bugün, Voltaire’in hor gördüğü toprakların Batıklar için ne büyük bir ehemmiyet kesbetmiş olduğunu da anladıkları B-uhakkaktır. Acaba, Kuzey Kutbunun kazanmış olduğu bu ehemmiyet karşısında, on milyon kilometre kare mesahası bulunan ve aşağı yukarı Avrupa kadar geniş olan Güney Kutup kıt’ası da aynı ehemmiyeti kazanacak mıdır? Kuzey Kutbunun denizlerden ibaret olmasına mukabil, büyük kıt’alar cesametinde kara parçaları ihtiva eden Güney Kutbu üzerinde - hazan altıncı kıt’a a-dı verilen bu topraklar üzerinde, milletlerin iddiaları ve hakları neden ibarettir?
Güney Kutbunu kimler keşfetti?
Güney Kutbunda ilk adayı keşfetmek şerefi Lazier adında bir Fıransızmdır. Ada, kâşifin ismini almışsa da, sonradan Norveçlilerin eline geçmiştir. Bu ha dişe 1739 tarihinde vâki olmuştur. Daha sonra İngiliz Cook, 1772 £en 1775 e kadar süren keşif seyahatlerinde Kutba 71.T0 dereceye kadaı yaklaşabilmiştir. 1840 da Dumont d’Urvılle, Kral Louis Philippe namına Adelie topraklarına tesahüp etmiştir. Aynı devrede Ingilizler buldukları topraklara Victoria adını vermişlerdir.
Yirminci asır başlangıcında Scott un, Shackleton'un, Amundsen ve Charcot’nun himmet ve gayretiyle Güney Kutbu yavaş yavaş deşil-miştir.
Bu arada Scott ile Norveçli A-mundsen arasında cereyan eden bir nevi yarışı o zamanlar bütün dünya heyecanla takip etmişti. Ayrı yollardan Kutup yolunu tutan bu iki kâşıiten biri, Scott, Kutba varmış, takat kendisinden evvel İsveçli kaşifin vâsıl olduğunu görmüştü. Scott, dönüşte esrarlı bir şekilde ölmüştür.
Nihayet işe Amerika da karışmıştır.
Elbette var, Uranium var, fakat...
Buzlarla örtülü bu muazzam ve
ıssız ülkenin insanları celbeden ta-
ralı nedir? Hk seyyali ve Kâşifler, sırf ilmi mülahaza ile bu bölgeyi arşınlanuşlardı. Zamanla, yer yer
meteoroloji istasyonları kuruldu. Daha sonra jeologlar işe karıştılar. Bu bölgelerde kömür, altın, petrol
ve uıanıum bulunduğu neticesine varıldı. Bunun üzerine 1947 de A-mıral Byrd idaresinde bir sefer he-
yeti işe koyuldu, fakat, maden servetlerinin 2ıwo metre buz altında yattığı anlaşıldı.
işin müsbet tarafı
Buzlu ve ıssız kıt'anın, servetlerinin binlerce metre derinlerde gizlemesine mukabil, cömert olduğu taraflar da vardır. O da, meselâ, balinalardır. Bu blögelerde balinalar o kadaı- boldur ki, bütün milletlerin gözü bu denizlere dikilmiş bulunmaktadır. Sonbahar mevsiminde, hatıra gelecek her devletin bandırasını taşıyan gemiler, balina avlamak üzere bu buzlu sulara gelirler ve Hazirana kadar ayrılmazlar. Hatta 1939 da bir Japon filosu da ava katılmış ve lâkin harp başlayınca, kaçıp gitmiştir.

Beyaz ırk müsriftir, diye bir söz vardır. Filhakika, balipa avlamak-
ta beyazların insafsızlığı meydana çıktığı için, bu hayvan cinsinin az
zamanda tükenmemesi için tedbirler alınmış ve balina
bazı avına
müteallik anlaşmalar imzalanmış-
tır. Bu anlaşmalara göre av, ancak
muayyen
mevsimlerde,
muayyen
şartlar altında yapılabilmektedir.
Harici siyasetle alâkadar olanlar, bittabi, Sovyet Rusyanın bu anlaşmayı da ihlâl etmiş olduğunu gözetlerde okumuşlardır.
Fakat bidayette, bir harp halinde elverişli bölgeler sayılıyordu. Simdi uçakların kaydettiği mühim inkişaflar yüzünden, umumî bir dünya harbinin en mühim darbelerinin bu noktalardan vurulacağı hesaplanmaktadır. Buna karşı, A-merika, İngiltere ve Fransa, bazı tedbirlere başvurmuşlardır. Cenup Kutbu da bu arada büyük bir e-hemmiyet kazanmış bulunmaktadır.

Güney Kutbunun yakınında -iki yıl evvel Arjantinle İngilterenln çatışmasına sebep olan- Falkland adası güneyinde Stanington adlı bir ada vardır ki, bu adada iki ay kalmak üzere yerleşen İngiliz âlimleri, hava şartları yüzünden bir yıl fazla kalmışlardır. Bu gecikmenin insanca zayiata sebep olmadığı, sadece, resimde görülen köpeklerin, tahmin edilecek sebeplerden ötürü; ortadan kayboldukları bildirtmek tedir.
Lâkin, Batıkların aldıkları bu tedbirlere karşı, Cenup Kutbuna en ' yakın durumda bulunan Güney A-merikanın reaksiyonu gecikmemiştir.
Güney Amerika ve İngiltere rekabeti
Bidayette İngiltere, İngiliz Cami asma dahil memleketler ve bilhassa Avustralya vasıtasiyle, Güney Kutbunda bazı haklar sağlamağa te şebbüs ederken iki Cenup Amerikalı memleketi hesaba katmamıştı. Bu memleketlerden biri Arjantin, diğeri Şili idi ve ikisi de Cenup Kutbunu, yaşadıkları kıt’anın bir imtidadı saymakta idiler. Bu hususta en büyük gürültü, hatırlanacağı gibi Falkland adaları yüzünden çıktı. Şili ve Arjantin kuvvetleri, malûm hâdiselerden sonra, bu adalara çıkarak işgal ettiler ve devlet bakanları da gelip resmen bu toprakları ziyaret etti. Bu vaziyet karşısında İngiltere, miletlerarası adalet divanına müracaatı teklif ettiy se de, alâkalı devletler bunu kabul etmediler.
Amerikanın durumu
Amerika, bu bölgede sarfettiği gayretlere rağmen, şimdilik hiç bir mütalebede bulunmamaktadır. Bununla beraber, diğer devletlerin bu bölge üzerindeki iddialarının da A-merika hükümeti tarafından pek iyi karşılanmadığı anlaşılıyor. Lâkin, diğer devletlerin de bu buzlu ve
Sahibi:
Mümtaz Faik FENİK
Bu nüshada yazıişlerini fiilen İdare eden: HİKMET YAZICIOĞLU
Basıldığı yer: GÜNEŞ MATBAASI
ıssız kıt’ada, canlar feda ederek keşfettikleri topraklar üzerindeki haklan aşikârdır. Binaenaleyh, mesele askıda kalmıştır. Fakat şimdi, Amerika bu işi milletlerarası bir kontrol yoluyla halletmek taraftarıdır. Bu kontrolün esası ne olacaktır?
Hakkı ve emeği olan her memleketin iştirak edebileceği bir Cenup Kutbu idaresinin kurulması...
İzmirde bir dolandırıcı yakalandı
İzmir, (Telefonla ) — Şehrimiz zabıtası 25 saat zarfında İzmirde, Osmanlı, Ticaret ve Akhisal tütüncüler bankjalanndan ceman yekûn 860 lirayı polisçe «tırnakçı-lık» tâbir edilen usul ile aşıran meşhur bir dolandıncıyı yakalamıştır.
Aslen Kahireli olan ve Türkiye-ye 7 Haziranda Suudî Arabistan pasaportu ile giren Hüseyin Rabj a-dındaki dolandırıcı suçunu itiraf etmiş ve elinde bulunan bütün bir bin liralığı bozdurmak bahanesiyle girmiş olduğu bankalardan para a-şırdığını söylemiştir.
Türkiyeden evvel Suriye, Irak, Iran, Ürdün ve Mısıra da uğradığını itiraf eden ve Istanbulla, Anka-rada birer gün kaldığını açıklıyan Hüseyin Rabinin beynelmilel bir dolandırıcı olması ihtimalini nazara alan zabıta tahkikatı genişletmiştir.
Meşhur dolandırıcı bugün uçakla İstanbula kaçmak isterken yakayı ele vermiş ve tevkif edilmiştir.
Pakistan İzmir Fuarına iştirak edecek
Pakistan hükümeti bu sene Pa-kistanın İzmir Milletlerarası Fuarına iştirak etmesine karar vermiştir.
İLÂN
Ankara Belediyesi Başkanlığından:
1 — Belediye hudutları dahilinde bulunan ve hafta tatili kanunu gereğince Pazar günleri açık bulundurulmasına müsaade edilen lokanta, otel, kahvehane, hamam, tütüncü, sebzeci vesair esnafın plinde mevcut hafta tatili ruhsat teskerelerinin müddeti 31/B/1950 günü akşamı sona ermektedir.
2 — Bu tarihten sonra İşbu ruhsatlar hükümsüz kaldığından bu ka-
bil esnafın elinde mevcut hafta tatili ruhsat teskerelerini 1 Haziran 1930 gününden 30 Haziran 1950 akşamına kadar yenileri He değiştirilmesini, değiştirmlyenler hakkında cezai İşlemle birlikte kanuni k-ovntturma vnoüacatı İlin olunur. (»MI)
ilân
Belediye Başkanlığından
Bentderesi köprüsüne inen Kevgirli sokağı imar vaziyetine göre genişletileceğinden işin hitamına kadar vesaiti nakliyenin bu yoldan geçmeleri menedilmiştir. Keyfiyet ilân olunur. (3957)-(506)
Müjde
Haymana Belediye Başkanlığından
Radyoaktivitesi ve Terkibi itibariyle her türlü Romatizma, Siyatik, Nevralji, Lumbago, Astım, Ekzama, Cilt ve kadın hastalıklarına fevkalâde şifalı tesiri denenmiş olan:
Haymana Kaplıcaları 15 Haziran 1950 den itibaren sayın müşterilerine açılmıştır.
Ankarada Haymana Oteli önünden her gün muntazam otobüs se-______________________«^
Sayfa: 4
ZAFER
n •-1»5»
Homurdanmaların tonu değişmiş, tehditâmiz bir şekil almıştı
Gül kupası Atletizm
— 188 —
Biraz evvel Margarite hakaret eden bu Cinevizli zabit, şimdi tamamen onun hükmü altına girmişti.
Falcı Margarit izah etti:
— Müthiş bir darbe... Belki bir top güllesi... Belki... Kat’î bir şey söyliyemem... Bir düşman darbesi... Toz duman görüyorum.. Her şey mahvoluyor. Dikkat... Çok dikkatli olmam? lâzım... Muhasara müddetince dikkat...
Kattaneo âdetâ bir külçe haline gelmişti. Omuzlan düşmüş, sararmış, ağır ağır köşeye çekildi.
Şimdi vaziyete falcı kızı hâkimdi. Ses şada yoktu. İmparator memnun görünüyordu. Fakat birdenbire Venedikli Dolfun’un müdahalesi işi bozdu:
— Bu falcı, şehirde yaptığını burada da tekrar ediyor. Haşmeı-penah, onun aramızda böyle zehirli sözler söylemesine müsaade edecek misiniz?..
Hava birdenbire yine sertleşti. Falcı kızı da bu defa titredi. Anî bir heyecan hayatına malolabilir-di. Bir adım geriye, imparatorun arkasına çekildi.
Fakat Dolfun ısrar ediyordu;
— Haşmetpenah... Bana izin veriniz...
İmparator müşkül bir durumda idi. Orada toplananlardan bir kısmı tekrar falcının aleyhine dönmüştü. Homurdanmaların tonu değişmiş, tehditâmiz bir şekil almıştı, Herkesin eli kibrinin kab-zesinde idi.
Birdenbire falcı Margaritin tiz ,e hâkim sesi duyuldu:
— Bir dakika beni dinleyiniz. Beni hain diyenler dinlesin... Burada siz zavallı bir falcı ile saatlerce uğraşırken, dışarıda neler olduğunu biliyor musunuz?
Ani bir irkilme oldu. Hakikaten dışarıda ne oluyordu acaba?...
Falcı kızı devam etti:
— Sız bir alay gafilsiniz... Siz bir falcı ile uğraşırken, Türk padişahı pek yakında yapacağı hücumun hazırlığını tamamlıyor.
Bütün ağızlardan birden şu sual çıktı:
— Ne vakit... Vaktini söyle... Hücum ne vakit?...
Falcı kızı elini alnına götürdü, bir an düşündükten sonra mütevekkil bir eda ile cevap verdi:
— Belki bu gece...
Bunu söyledikten sonra köşeye çekildi. Falcı kızın hareketlerinde bir bitkinlik vardı.
Jan Longus alaylı alaylı cevap verdi:
— Bu bir şey ifade etmez. Çünkü böyle bir hücumu biz de tahmin ediyorduk.
Hakikat te böyle idi. Falcı kızı fazla bir şey söylemiş olmuyordu. Margarite karşı kin ve düşmanlık yeniden alevlenmişti.
Margarit, kuvvetli bir darbe yapmadıkça kurtulamıyacağını, hayatının tehlikede olduğunu anladı. İki adım öne yürüyerek:
— Söyliyeceklerim bu kadar değil... Eğer Bizansı kurtarmak istiyorsanız «Jan Grant’ı çabuk buraya getiriniz!.
Herkes birbirine bakındı. Bu Jan Grant kimdi? Bizansın kur-tulmasiyle bu adamın alâkası ne idi?
— Kimdir? Jan Grant de kim oluyor? O gelirse ne olacak?
Her kafadan bir ses çıkıyordu.
Margarit devam etti:
— Jan Grant bir sihirbazdır. Potalar içinde ecza kaynatan bir sihirbazdır. Çabuk onu çağırma-lısınız. Çünkü-•• Felâket Bizansın surları üzerinde dolaşıyor. Ah... Felâket, felâket... Çünkü...
Sustu. Herkeste müthiş bir merak...
— Söyle... Allah seni kahretsin.. Mel’un falcı... Çabuk söyle...
Margarit, hakkında söylenenlere aldırış etmeden:
— Çünkü muhterem asilzadelerim... Türk padişahı yeni bir âlet
Kiş-
icat etti. Bunun adı Elopolis-tir. (1).
Müthiş bir gürültü başladı.
— Elopolis... Elopolis mi? A-man Allahım... Bu da ne demek? Toptan başka bir şey mi? Şehirler zapteden nedir?
Margarit devam etti:
— Türk padişahı da ona verkuşa diyormuş.
— Peki... Nasıl şey bu?...
İmparator ve Jan Longus da meraka düşmüşlerdi Margarit sakin ve esrarlı bir tavır almıştı:
— Jan Granti bulunuz, çabuk...
— Kim, bu Jan Grant da kim? Bu bir Alman kimyakeridir. Türklerin Kişverkuşalarına ancak o karşı koyabilir...
Telaş, heyecan, merak.?. Orası karıştı. Her kafadan bir ses çıkıyordu.
— Jan Grant... Jan Grant bulunsun... Cehennemde dahi olsa bulunsun... Bu mel’un sihirbaz bulunmalıdır!...
imparatorun bir işareti ile sesler kesildi. Ağır ve hâkim sesi ile imparator şunları söyledi:
— Muhterem kumandanlarım,, Bu falcıyı tevkif ediyorum. Surun bir mahzeninde mahbus kalacaktır. Söylediklerinin doğruluğunu tahkik edeceğim. Jan Grant bulunacaktır. Bu mel’un falcının cezası tarafımdan muhakkak verilecektir. Şimdi herkes vazifesi başına... Jan Grant geldiği vakit hepinizi yine haberdar edeceğim. Allah muvaffak etsin... Surlar ve Bizans size bakıyor...
imparator Leona döndü:
— Leon, dedi... Bu menhus falcıyı al, kollarım bağla ve surların en karanlık bir mahzenine hapset!...
Leon yanlış anladığına emindi, İmparator, Margarit için böyle bi remir veremezdi!...
— Haşmetpenah... diye kekeledi. Acaba yanlış mı anladım? ...
İmparator şiddetle tekrarladı:
— Sana bu menhus falcıyı yakala diyorum...
Falcı Leona yaklaşmıştı:
— Sersem... diye fısıldadı. İmparatorun emrini derhal yerine getirsene...
Leon büsbütün sersemlemişti. Kendi kendine mırıldanıyordu:
— Aman Yarabbim... Margariti bağlıyacağım ha... Mahzene atacağım. Hay ellerim kurusaydı...
Falcı kız daha sert bir sesle ve yavaşça:
— Budalalığı bırak, beni şiddetle yakala ve sürükle götür... Haydi...
Dedi... Nihayet Leon emre itaat etti.
İmparator yalnız kalmıştı. Jüs-tinyani ve Notaras ile Franzesten başka kimse kalmamıştı yanında..
— Bu Jan Grant kimdir?
— Bir Alman kimyakeridir haşmetpenah... Bu falcı kızı bir şeyler biliyor muhakkak... Çünkü bu adamın garip icatları varmış...
— Çok garip... Haberimiz yok-
— Vaktiyle Macar Urben’e de kıymet vermemiştik haşmetpenah...
yarışmaları
B. T. Ankara Bölgesi Atletizm Ajanlığından:
Kızlar ve 1. inci küme atletleri arasında Gül Kupası atletizm yarışmaları 25 Haziran 1950 Pazar günü saat 16 da stadyumda yapılacaktır.
Program: Kızlar: 100 M. 80 engelli, gülle, uzun, atlama;
Erkekler: 100, 200, 400, 800. 1500 500, 400, engelli disk, mızrak, çekiç, uzun, üçadım, yüksek, sırıkla atlama sürat koşularının seçmeleri ile erkekler 110 engelli, kızlar 80 engelli koşuların finalları 24 Haziran Cumartesi günü saat 17.30 da yapılacaktır.
Baş Hakem: Naili Moran;
Hakemler: Faik Gökay, Nedim Aydınoğlu, Şevki Koru, Fazıl Sağlam, Cemal Alpman, Cevdet Anın. | Mustafa Çevrem, Hüseyin Dalgakıran, Nejat Erer, Reşat Erer, Melih Çığ, Mehmet Günenç, Alaettin Berk- | soy. Hakkı Erte, Jerfi Fır atlı, Cihat Renda, Besim Aybars.
Basketbol müsabakaları
B. T. Ankara Bölgesi Sportif O-yunlar Ajanlığından:
Bu hafta 19 Mayıs Stadyumundaki sahada yapılacak olan genç küme . basketbol müsabakalarının gün ve saat ve hakemleri aşağıda yazılı olup giriş serbesttir.
İlgililere tebliğ olunur.
24.6.1950 Cumartesi: Saat: 17.15 ; de Cebeci - Pmarspor. Hakemler: Behçet, Necip;
Saat: 18.00 de Gençlerbirliği - Hacettepe. Hakemler: Canan, Behçet; |
Saat: 18.45 de Ankaragücü - Hi- , lâlspor. Hakemler: Canan, Necip, yazı hakemi Adnan Seyyan; |
25.6.1950 Pazar: Saat: 17.15 de ,
Hilâlspor - Hacettepe. Hakemler: Canan- Behçet; |
Saat 18.00 de Ankaragücü - Pı-najspor. Hakemler: Canan, Necip;
Saat: 18.45 de Gençlerbirliği - Cebeci. Hakemler: Canan, Behçet; j
Yazı hakemi: Sayyan, Saat hakemi: Adnan. ı
19 Mayıs Stadı Tamir ediliyor
19 Mayıs Stadının iç sahasının drenaj işinin tamiri ile çimlerin değiştirilmesine başlanmıştır. |
Bu tamirat tamamlanıncaya kadar sahada spor hareketi yapılmıyacak-tır. Sahanın önümüzdeki sezona ka. 1 dar noksanları ikmal edilecek, çimlerin yetişmesi için bir müddette futbol oynanmaması muhtemeldir.
Beyrut’un Racing Klübü İstanbul’a geliyor
Beyrut’un Racing futbol takımı, üç maç yapmak üzere Cuma günü İstanbul’a gelecektir.
Misafir takım yapacağı üç karşı-taşmasından birini Pazar günü Fe- , nerbahçe ile yapacak, diğer iki kar-şılaşmasınıda hangi takımla yapacağı henüz belli değildir.
(Devamı var)
(1) Mânâsı (şehirler zapteden) demektir.
ZAFERİN Abone Şartları
Memleket içi
12 aylık...............28 Lira
6 ....................15 «
3 .................... 8 «
Memleket dışı
12 aylık.............. 58 Lira
6 ....................30 (
3 ....................18 «
ZAFER'in hân Şartlan
Başlık ................. 15 Lira
2 ve 3 üncü sayfada Sm. 4 «
3 üncü sayfada Sm....... 3 «
5 ve 6. cı sayfada Sm. ... 2.25 «
Doğum, Nikâh, Nişan, Ölüm ve Mevlût ilânları 5 santimi geçmemek şartiyle 15 lira.
Devamlı ilânlar için hususî tarife tatbik edilir.
Gazeteye gönderilen evrak ve yazılar neşredilsin edilmesin iade edilmez.
İlânlardan mesuliyet kabul
(Dilip
Yazanı Franct Ney— Hart Çevireni S. Yazıcıofilu
— «4 —
İnşaat ilânı
T. C. Ziraat Bankası Gene!
Müdürlüğünden:
1 — Aşağıda mahalli, keşif bedeli, geçici teminatı, ihale günleri
yazılı yapılar kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konmuştur.
Yapı ypri Keşif tutan Geçici teminat İhale günü Saat
1 — Çankırı Şubesi 167.000. — 9.600. — 29/6/1950 Perşembe 16
2 — Denizli 167.800. — 9.640. — « « «
3 — İzmit « 174.000. — 9.950. — « « .
4 — İliç Ajansı 64.300.— 4.465. — « ( «
5 — Küre « 62.400. — 4.370. — « « .
6 — Taşköprü 62.900.— 4.395. — « « .
2 — İstekliler bu işlere ayn ayrı teklif verebilecekleri gibi tamamı-
na da iştirak edebilirler.
3 — Her işe ait eksiltme dosyası (20) lira mukabilinde Ankara’da inşaat Müdürlüğünden alınacağı gibi her işin ait olduğu Şube ve ajansında bedelsiz olarak da görülebilir.
Eksiltmeye iştirak için dosya sa tın alınması şarttır.
4 — İsteklilerde ananan şartlar eksiltme şartnamesinin 12 inci maddesinin (İ) fıkrasında yazılıdır.
5 — İsteklilerin resmî tatil ve b ayram günleri hariç ihale günlerinden üç gün evvel İnşaat Müdürlüğünden yeterlik belgesi almaları şarttır.
6 — Postada olacak gecikmelerden dolayı istekli bir hak iddia edemez.
7 — Banka ihaleyi yapıp yapm amak veya tercih hakkını muhafaza
eder. (3828) (493)
Kiralık oda j
Bir bayan için mobilyalı veya ( mobilyasız bir oda kiralıktır. Kâzım Özalp caddesi, No. 34, üst kat. Telefon: 21493
Room to let
To a lady, furnished or unfumis-hed. Kâzım Özalp caddesi, No. 34, upper floor. Tel: 21493. (2391)
Dedi ve çehren de:
— Madam, evvelâ şunu söyliye-yim ki... Ben, yegâne sevdiğiniz oğlunuzun hayatını kurtarıyorum... Bunu unutmamanız lâzımdır... Sözlerini söyledi.
Katerin, muhatabının hal ve tavrındaki bu değişikliğin hemen farkına varmıştı... Ama, bunu bir pazarlığa hamletmigtl... O da, soğuk bitr tavırla:
— Ben bunu inkâr etmiyorum ki... Binaenaleyh, çok istiyebilir-siniz. Hanri'nin, yegâne sevdiğim oğlum olduğu iddiasına gelince, bu hiç de doğru olmıyan bir iftiradır, nasıl oluyor da sizin ağzınızdan çıkıyor böyle bir söz... Şaştım kaldım.
Boröver, korkunç bir sükûnetle cevap verdi:
— Madam, başkalarına, bunun doğru olmıyan bir iftira olduğunu söyliyebilirsiniz ama, bana değil... Ben ne söylediğimi bilirim... İsmini zikretmeksizin oğlunuz Hanri'nin sevdiğiniz yegâne oğlunuz olduğunu söylemekle bir ha-kiakti ifade etmiş oluyorum. Arzu ederseniz bunu isbat edebilirim size.
Katerin, Şövalyeyi pek azimkâr gördü. Onun halindeki bu değişikliğin sebebini hâlâ anlamıyordu. Fakat, onun işi tehdide vardırdığım anladı. Ama, kendisi de, gürültüye pabuç bırakan bir kadın değildi. Hasmane bir tavırla:
— Ne söyliyebilirsiniz yâni?... Haydi bakalım... Söyliyeceğiniz şeyleri pek merak ediyorum... İsbat edecek delillerinizi bekliyorum...
Boröver, müthiş bir soğuk tavırla cevap verdi:
— Peki öyle ise.*. Dinleyiniz, Madam. Oğlunuz Hanri’nin yegâne sevdiğiniz evlâdınız olduğunun
Ankara Silosu İlâve inşaatına tenvirat ve işletme Elektrik tesisatı yaptırılacak Toprak Mahsulleri Ofiıl^Genel Müdürlüğünden
I’— Ankara Silosu ilâve kısmına 12000 lira mulıammen keşif bedelle tenvirat ve işletme tesisatı yap tırılması işinin açık eksiltmesi, 5/7/950 Çarşamba günü Ankara’da Genel Müdürlük binası içinde topla, nacak komisyonda yapılacaktır.
2 — Eksiltmeye gireceklerin, ta til günleri hariç olmak üzere, eksiltme gününden üç gün evveline kadar Genel Müdürlüğe yazı ile müracaat ederek yeterlik belgesi almaları lâzımdır. Bu tarihten sonraki müracaatlar nazara alınmı yacaktır.
3 — Yeterlik belgesi alabilmek için müracaat edenlerin, en az 10000 liralık bu önemde bir tesisatı işini yapmış ve kat’i kabülünü yaptırmış olduklarına dair belge göstermeleri lâzımdır.
Yeterlik belgesi verip vermemekte Ofis yetkilidir.
4— Geçici güvenlik akçesi 900 liradır.
5 — Eksiltme evrakı Ankara’da Genel Müdürlük Malzeme Müdürlüğünde görülebilir.
6 — Ofis 2490 sayılı kanuna tabi olmadığından bu ihaleyi dilediğine yapıp yapmamakta serbest tir. (4059) (536)
Yazan . Ml$E^EVAICO Çeviren ı RAGIP RIFKI
— 62 —
aşk mahsulü, olmasıdır. O çocuğun babasının...
Katerin, tehevvürle:
— Efendi!... diye ohun sözünü kesti.
Boröver, âmansız bir tavırla devam etti:
— Adı Gabriyel dö Mongome ri’dir. Sizin yalnız bu çocuğu sevdiğinizin delili de: Babam Nostra-damüs’e giderek o çocuğun, görünüşe nazaran mahkûm edilmiş o-lan büyük kardeşlerinin zararına olarak kral olup olmıyacağını anlamak için talihine bakmasını istemiş olmanızdır... Madam, o sırada ben de orada saklı bulunuyordum. Her şeyi gördüm ve işittim... Diğer bir delil: Hâkimleriniz tarafından idama mahkûm
edildiğim zaman, pederim sizden benim affımı ancak, elinde bulundurduğu çocuklarınızdan birinin kanını damla damla damarların-
dan çekeceğini söyliyerek sizi teh dit etmekle istihsal etti. O çocuk Hanri idi. Başka bir delil daha: Kral olduğu günden beri diğer oğlunuz Fransua aleyhine tertip edi len suikastler. Nel kapısı suikas-ti, adamınız olan Rospinyak tarafından tertip edilmiştir. Bunun delilini de elde ettim. Rospinyak tarafından emirlerinize itaat et-
mek suretiyle Giz’lerle müttefi-kan hazırlanan Papas Çayırı sui-kasti. Bunun delili var bende.
Kralın maı-uz kaldığı tehlikeyi
Bay Grifon’a haber vermek için saraya gelen bir genç kız, saray kapıcı başısı tarafından oyalana rak vazifesini ifadan âdeta menedilmiş, geç bırakılmıştır. O herif, sizin adamımzdı ve bunu emriniz
mucibince yapmıştır. Bunun deli
li de elimdedir.
Ne ise, o da, mendebur, âdi bir casus olduğundan saraydan kovuldu. Son delil de: Giz’lerin Sen -
Jermen Vidamı ile müştereken hazırladıkları suikasttır. Görüyoi sunuz ya, her şeyi açıkça söylüyorum. Hiç bir şeyi gizlemiyorum ve isim zikretmek suretiyle açık-layorum: Size bildirmeğe geldiğim ve fakat, onu en ince-teferruatına kadar hazırlayan ve perde arkasından idare eden siz olduğunuz için benden daha iyi bildiğiniz o mahut suikast. Bunu da isbat eden deliller elimdedir. İşte bütün bu cinayetler sizin eserinizdir. Ve bütün bunları da sevgili oğlunuz Hanri'yi tahta yaklaştırmak mak-sadiyle irtikâp ediyorsunuz. Nasıl, kâfi derecede sizi aydınlatabildim mi Madam?
Katerin, kendisi için nevama bir ithamname olan bu sözleri is-temiyerek dinledi. Suratına çarpılan ithamların onda husule getirdiği hisler, onu söz söyletemiye-cek, bir harekette bulunamıyacak bir hale getirmişti.
Moraran yüzünün hiç bir adalesi kımıldamıyordu. Yalnız, Bo-
rövere diktiği kıvılcımlar saçan gözleri, onun hâlâ yaşamakta olduğunu ve müthiş surette tehditler savurduğunu gösteriyordu.
Boröver, onun hakkmdaki sözlerine son vermiş olduğu halde o hâlâ hareketsiz, sessiz, histen mah rum bir insan gibi duruyordu. Nihayet, biraz dile geldi ve, hiç de insanlarda göriilmiyen hayvani bir gazap homurtusu ile:
— Sefil serseri, Kraliçeye, Kralın anasına hakaret etmeğe cüret getirmesi lâzım.» diyordu.
En ağır cezalar.... diye mırıldandı.
Kelimeler şimdi dudaklarında öyle bir tehevvürle sıkışmış bulunuyorlardı ki, onları düzğün cümleler haline getirmeğe bir türlü muvaffak olamıyordu.
Durdu, nefes aldı.
Son derece ciddî ve soğuk bir tavır takman Boröver, onu büyük bir dikkatle tarassut ediyordu. İçinden de:
«Dikkatli olmak lâzım; işte buh ranlı dakikadayız. Eğer tereddüt eder, şaşırır, sendelersem mahvolurum... Yüzüne çarptığım ithamlardan bir tanesini bile, isbat edemediğim takdirde kafamın uçurul masına kâfidir. Katerinin, kanaat getirmesi lâzım» diyordu.
Katerin kendini toplamıştı. Kor kunç, müthiş bir tehevvür ve gazapla şimdi titriyordu. Zil ve abanoz çekiç küçük bir masanın üstünde duruyordu. Ama, bu masa, elinin erişebileceği kadar yakınında değildi. O masaya gitmek için ayağa kalktı.
Boröver onun maksadım anladı. Artık tereddüde lüzum yoktu. Şayanı hayret bir sükûnetle sordu:
— Ne yapmak istiyorsunuz, Ma. dam?
★ (Devamı var)
— O hiç bir şeyi kaçmnıyan, nafiz gözlerinizle, aeaba o akşam Bayan Bellamy’nin ne giymiş olduğunu da gördünüz müydü, Bay Orsini?
— Evet, tamamiyle. Beyaz bir elbise, ince, tüy gibi bir şey. Siyah bir kap, o da oldukça ince, âdeta içi görünecek gibi. Tamamiyle değil ya, söz misali.
— Başında şapka var mıydı?
— Hayır, başında ince siyah bir örtü vardı, iki defa, belki üç defa boynuna dolamıştı. Luizi’nin gözleri....
— Evet, evet Elmaslarım acaba takmış mıydı? Görebildiniz mİ?
— Tamamiyle. Her gece taktığı gibi.
— Bn elmasların nelerden ibaret olduğunu gördünüz mü?
— Her zamanki gibi. Ayni inci gerdanlık, İnci yüzükler, elmas ve gök yakut İkisi bir elinde, bir tanesi öteki elinde. Çantayı açarken hepsini gördüm.
— Bay Bellamy orta halli bir adamdı, öyle değil mi, sizin bildiğinize göre?
— Sade benim bildiğime göre değil, herkes Bay Bellamy’nin Rockfeller gibi milyoner olmadığını bilir.
—- Elmasların hakikî olduğunu tahmin eder misiniz?
Bu suretle fikrine müracaat e-dilmiş olmaktan dolayı gururla nan Orsini:
— Evet tamamiyle, dedi. Bunda hiç şüphem yok. iyice biliyo rum.
— Nasıl biliyorsunuz, bize de anlatır mısınız?
— Evdeki hizmetçi Mallie bir akşam dedi ki. Bayan Bellamy yüzüklerinden birini kriiüpte u-nutmuş, fakat hiç telâş etmiyor-muş, gülüyormuş, çünkü bütün o yüzükler ve inciler büyük paraya sigortalı imiş, kaybolursa, sigortadan aldığı para ile yeni bir evle bir otomobil alınm, hattâ bir de polis köpeği alınm, diyormuş.
— Evet Acaba, Bayan Bellamy küçük köşkte piyano çatmaktan ıbaşka bir şeyler de yapar mı diye aklınıza bir şüphe gelmedi mi, Orsini?
Orsini’nin tebessümü öyle biı genişledi ki, dişlerindeki üç adeı iri altın dolgu pınl pırıl meydana çıktı.
— Bana kalırsa, benim gözümden pek bir şey kaçmaz; sizin dediğiniz doğru. Anahtan üç dörı defa istedikten sonra, kendi kendime «Luizi bu tuhaf bir iş- Anah tan hiç bir vakit ertesi günden
evvel geri vermiyor. Hem de daima kocasının şehirde kaldığı akşamlar oluyor., diye düşündüm. Bir akşam, dur bakalım şöyle biı ortalığı dolaşalım diye köşke ka dar uzandım. İçeride ışık vardı Kapıda da bir otomobil duruyordu. Kâfi dedim. Artık daha fazla bakmadım. Anlarsınız ya, ben gün görmüş bir adamım.
— Öyle anlaşılıyor.
— Bir dakika, Bay Lambert. Sizin sorgularınız acaba uzun sü recek mi?
— Oldukça uzun sürecek efendim.
— O halde öğle yemeği İçin celseyi tatil edelim. Çünkü saat on ikiyi geçiyor. Saat biri çeyrek geçeye kadar celse tatil edilmiş tir.
Muhabir, ne ise bu işin içinden 1 eğlenceli bir şekilde kurtulduk " dedi.
— Galiba Lambert’le anlaşınca-ya kadar epeyce orta oyunu seyredeceğiz. Herifin gözündeki bakışı görmek dahi buraya kadar girmek zahmetine değiyor. Kendileri hakkmdaki fikriniz nedir?
Kızıl saçlı kız:
— Çok eğlenceli adam, doğrusu, diye cevap verdi.
Gümüşî gözlerinin altında gölgeler vardı. Cansız bir tavırla defterlerini topladı. Güzel dikilmiş ceketinin altında eğilen onıuz-lariyle, ağzına emziği verilip şefkatle okşanmak isteyen bir küçük bebeği andırıyordu. Çenelerini a-yıracak kadar şiddetle esnememek için kendini güç tutuyordu.
Muhabir, yüzünde müşfik bir hayret ifadesi belirerek,
— Sıkıldınız mı? diye sordu.
— Sıkıldım mı? Nasıl sıkılırım; heyecandan ölüyorum. Uyku uyuyamaz oldum. Her gece pansiyona gider gitmez gaz sobasının ö-nüne oturuyorum. Arkama giydiğim Rob dö şambrmı görseniz ö-lüyü ısıtacak kadar kalın. Sabahlara kadar yazı yazıyorum. Sonra dizlerime bir örtü örtüyorum, elime bir elma alıyorum, hem elmayı kemiriyorum, he de acaba kim öldürdü diye düşünerek sabahı ediyorum. Nihayet kediler penceremin altında miyavlamağa başlıyorlar. Gök yüzü yavaş yavaş ağarıyor. Yine de kimin öldürdü- T ğünü bir türlü bulup çıkaramıyo/-J rum.
Muhabir, gayet ciddî bir tavırla:
— Sahihden bulup çıkaramıyor
i
-1
musunuz? Hiç mİ iz’anınız yok ayol? Budala mısınız? diye sordu.
★ (Devamı var)
RADYO ■ BU LMAU
ANKARA RADYOSU CUMA — 23/6/1950
7.28 Acılıa ve Program.
7.30 M. S. Ayarı.
7.31 Müzik: Hafif Parçalar (Pl.)
7.46 Haberler.
8,00 Müzik: Saz Eserleri (Pl.)
8.16 Müzik: Film Melodileri (Pl.)
8.26 Güniln Programı ve Hava Raporu.
8.30 Müzik: Hafif Müzik (Pl.)
9.00 Kapanış.
12.28 Acılıa ve Program.
12.30 Müzik: Şarkılar.
13.00 Haberler.
13.16 Müzik: Salon Müzikleri (Pl.)
13.30 öğle Gazetesi.
13.45 Müzik: Desl Arnaz Orkestrası.
11.00 Hava Raporu, Aksam Programı ve Kapanış.
17.58 Açılış ve Program.
18.00 Müzik: İncesaz (Segâh Faslı).
18.30 Konuşma: (Çalışanların Saati)
18.45 Müzik: Hafif MelodUer (Pl.)
19.00 M. S. Ayarı ve Haberler.
19.15 Geçmişte Bugün.
19.20 Müzik: Tarihi Türk Müziği.
20.00 Müzik: Varyete Müzikleri (Pl.)
20.16 Radyo Gazetesi.
20.35 Müzik: Güzel Sesler (Pl.)
21.00 Konuşma: Türkiye’de Marshall
Plânı.
21.16 Müzik: Brahma - Do Minör 1 inci Senfoni (Pl.)
22.16 Müzik: Dans Müziği (Pl.)
22.45 M. S. Ayarı ve Haberler.
23.00 Program ve Kapanış.
Soldan Sağa: X
1 — Lâmbanın küçüğü, cihetler 2
Şikâyetçi olarak yargıçlığa baş vurma, büyük taş 3 — Asker, yüzyıl, utanma 4 — Hücük cecuk. tersi: Gelenek 5 — ‘Tersi: kavga etmemekle (İki kelime) 6 — Yemek, ayının evi 7 — Ümitler 8 —
M. S. Ayarı
Cömertlik, bir imtihan adı 9 — Vilâyet, üst değil, kırmızı 10 — Keder, bisikle-
tin oturulacak yeri 11 — Buğdaydan ya-
Yukandan Aşağı:
1 — Tersi: Sonsuz, din! inanış 2 — Tersi: Askerler, un eler 3 — Vurulan
hayvan eti, İnsan, Rm 4 — Mısır tan-


ter^ş Kasap satar 5 — Tersi: Bir kıta 6 — îpe çek, bir nota 7 — Yüzsüzlük 8 — Tersi: Bir tâki, tersi: Ayının evi.
bir uzvumuz, sonuna (K) gelirse keşif
anlamına gelir 9 — Tersi:
İC çekiş, boyu-
na değil, bir hltab 10 — Bir memleke-
İSTANBUL RADYOSU CUMA — 23/6/1950
Açılış ve Programlar.
Haberler.
Orkestra Eserleri (Pl.) Şarkı ve Türküler.
Serbest Saat.
Şarkılar ve Türküler (Pl.) Vlctor Sylvester Orkestrasından Dans Müziği (PL)
Programlar ve Kapanış. Acılıa ve Programlar. Dans Müziği (Pl.) Yurdun Her Kösesinden ipeyişler ve Söyleyişler.
Tertip ve İdare Eden: Nedim Otyam.
Haberler.
İstanbul Haberleri.
Radyo Senfoni OrkesCran Kon-
İdare eden: Cemal Reşit Rey.
Ludvig vat» Beetl»ven.. Senfoni No. 6 'do minör" Op. 67 Takdim eden: Fikri Ciçekoiîtu. Saz Eserleri.
tin ileri gelenleri, duvar sıvanır 11 —.
12.1
13.1
13.:
13. '
14.1
14. ;
14.1
16.(
17.1
18.1
18.İ
Baş taranır, olmamış kavun. Dünkü Bulmacamızın Halil:
Soldan Sağa ve Yukarıdan Atağı: 1 — Feveran, dem 2 — Elâ, anane 3 —
Van. yata, en 4 — Nakltav (Vatikan) 6 — Riya, akarab (Baraka) 6 — Aka.ı ama 7 — Nat, ka. asır 8 — Nataman 9 —j Da, Araş, hab 10 — Enera (Avane), ale (Ela) 11 — Men (Nem), beraber.
i. 00
'.67
1.00
1.30
20.00
20.16 Karışık Hafif Müzik (Pl.)
20.30 Şarkı ve Türküler.
21.10 İktisadi Bahisler.
21.20
Fısıl Heyeti Konseri. "NİŞABUREK" 1 — Pe Küşade sinesi 8 — Bir zün görmeyi 4 — Camei eürhllde 5 — Taksim 6 — Meyledip bir
22.00
22.45
23.00
23.00
güllzara 7 — Fincanın orta göbeği 8 — Ey gül 9 — Saz semaisi, izahlı Opera.
Hazırlıyan: Feridun Altuna. Haberler.
Çeşitli Müzik: (Pl.)
Programla

Büyük Kumaş batlarında son derece ucuzluk Emprime Vistra Vata Gandi ORTAÇ'ta
Danpink ORTAÇ’ta 350 kr. 195 kr. 340 kr. sSîZ
Emprime çamaşırlık Keten emprime Jorjet emprime Anversateıı Total Mimoza emprime
350 kr. 290 kr. 260 kr. 650 kr. 375 kr. 875 kr.
18 Renk hakiki İrlanda keteni 900 kr.
Panama erkek şapkaları 12,75 ve 17,00 Lira
İlân
Devlet Orman İşletmesi İstanbuf
Müdürlüğünden
1 — Orman Genel Müdürlüğü bölge fidanlıkları ihtiyacı için 3 adet kamyon 21/6/1950 gününden itibaren 15 gün müddetle ve kapalı zarf usulile eksiltmeye konulmuştur.
1 2 — Eks.ltme 7/7/1950 Cuma günü saat 15 de İstanbul Orman İş-
letme Müdürlüğünde teşekkül edecek satın alma komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartnamesine yazılı evsafı haiz kamyonların beheri 9800 liradan tutar muhammen bedeli 29400 liradır.
4 Muvakkat teminat 2205 liradır.
5 — Bu işe dair şartname İstanbul, Ankara, Orman işletme Mü-dürliiklerile İzmir Orman Baş Mühendisliğinde görülebilir.
6 — Talip olacakların teminatlarını İstanbul Orman Sorumlu Say
ınaıılığına yatırdıklarına dair makbuz veya banka mektubu ve ticaret odası vesikasile esas teklife ait mektubu 2490 sayılı kanunun tarifi veçhile hazırlanmış kapalı zarfın ihale saat nden bir saat evveline kadar komisyon başkanlığına vermeleri ve postada vaki gecikmelerin kabul edilemiyeceği ilân olunur. (4215)

MARGARHİT LOCKVVOOD ve JAMES MASON gibi iki t.uytik yıldızın birlikte tarattıkları blıyılk bir
RUHLAP ÂLEMİ Place Of Ane’s Own 14—1C.1&—İLM-M
Haberleri
. OİM 18031
Ankara Arazi Kadastro Müdürlüğünden
1 — Ankara Merkez ilçesine b ağlı aşağıda adları yazılı köylerin tapalanmasına 15/7/1950 tarihinden itibaren başlanacaktır.
2 — İlgili gyrimenkul sahiplerin ce bilinmek üzere 5602 sayılı ka-maddesi gereğince ilân olunur.
Köy isimleri:
Tatlar
Kavaklı
Nenek Karapurçek Pursaklar
Solfasol Ovaok İvedi k Macun Ergazı
(4134) (552)
Başbakanlık Devlet Matbaası
Müdürlüğünden:
1 — Matbaamız Entertip Daires ine, cetvel dizgisinde de bilgili iki usta operatör alınacaktır.
2 — 5. 7. 1950 tarihine kadar müracaat edecek talipler arasında. tesbit ve bildirilecek günde, yapılacak sınavda gösterecekleri ehliyet derecesine göre yevmiye tayin olunacaktır.
3 — Bu evsafı haiz olanların müdürlüğümüze başvurmaları.
(4157)
İlân
İLÂN
Devlet Üretme Çiftlikleri Met kez
(Hurda Malzeme, Yanık Mo'ör yağı ve Manifatura eşyts satılacak)
Türk Hava Kurumu Gene! Merkezinden:
1) Çeşit, muhammen bedel ve teminat mikdarları aşağıda yazılı iiç grup eşya ve malzeme, ayn gruplar halinde veya hepsi birden açık arttırma ile satılacaktır.
2) Arttırma- 30/Hazıran/1950 tarihine rastlıyan Cuma günü saat (15) de Genel Merkez binasında Levazım Müdürlüğü odasında yapılacaktır.
3) Malzeme ve eşyayı görmek isteyenlerin, Etimesğut hava meydanında Havacılık dairesinde, liste ve şartnameyi görecekler de Mer kez Levazım şubesine başvurmalıdırlar.
4) Kurum ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir.
Malzeme, motöryağı ve eşya...
M. bedeli
Teminat) Lira Kr.
1) Malzeme ve avadanlıklar
2) Motor yağı (Yanık)
.3) Manifatura eşyası

931.49 230. —
3.464.95
70. —
17. —
260. —
Yekûn.
4.626.44
347. —
r)
SAYIN YOLCU LA'?
Ankara Kasaplar Demeği kanlığından:
Derneğimiz GeneLKurıü toplantısını 29 - 6 - 1950 tarihine müsadif Perşembe günü saat 9 da Ankara Akköprü civarında Mezbaha dahilindeki KjaSapLar Derneğine ait odada yapacağından sayın üyelerimizin teşrif etmeleri rica olunur.
Ankara Kasaplar Demeği Yönetim Kıımlu
Gündem:
1 — Derneğimizin şimdiye kadar yapmış olduğu işleri gösterir bir raporun okunması;
2 — Hesabatın Umumî Heyete sunularak tetkik ve kabulü ve Yönetim Kurulunun yaptıkları malî ve idari işlerden ibrası;
3 — Tüzükte yapılacak değişikliklerin Umumi Heyete okunup kabulü;
4 — Derneği ilgilendiren bilcümle hususlara ait yazılı veya sözlü soruların dinlenip kabulü veya ademi kabulü;
5 — 7 asil ve 7 yedek olan Yönetim Kurulunun seçimi;
6 — 3 asil ve 3 yedek olan Denetim Kurulunun seçimi;
7 — 3 asîl ve 3 yedek olan Haysiyet Divanının seçimi. (2410)
T. C. Ziraat Bankası Tarsus Şu besinde 869 sayılı Yenice Tanm Kredi Kooperatifi bina İnşaat komisyonundan:
Komisyonumuzca Tarsus ■ Yenice bucağında yaptırılacak kooperatif iş binasının inşaatı kapalı zarf usulü ile ve birim fiyat esası üzerinden eksiltmeye konulmuştur.
1) Eksiltme 10/7/960 tarihine rastlıyan Pazartesi günü saat 10 da T. C. Tarsus Ziraat Bankasında toplanacak eksiltme komisyonunda yapılacaktır.
2) Eksiltmeye girebilmek için is tekillerin 3015 lira geçici teminat vermesi ve eksiltme mevzuunu teşkil eden bu inşaat ayarında bina inşaatını muvaffakiyetle başardığına dair resmî makamlardan alının1., vesikayı ibraz etmeleri şarttır.'
3) Eksiltme' evrakı her gün mesâi saatlerinde Tarsus Ziraat Bankası kooperatif servisinde tetkik edi lebilir.
4) istekliler, eksiltme şartnamesinde-gösterilen evrakı okuyup kabul ettiklerine dair teklif mektup larıha şerh verecekler ve bunu teminat vesikaları ile birlikte kapalı, zarf içinde 10/7/950 Pazartesi günü saat 10 dan evvel eksiitme komisyonuna vermiş olacaklardır. Postada olacak gecikmelerden dolayı istekli bir hak talebinde bulunamaz.
5) Komisyon ihaleyi yapıp yapmamakta ve en işi verip vermemekte serbesttir.
İnşaatın
İnşaat ait olduğu yeri kooperatif
Atölyesi Müdürlüğünden
1 — Aşağıda cins miktar ve eb’ adlan, kıymet ve teminatlan gösterilen muhtelif kayışlar açık eksiltme suretiyle satın alınacaktır.
2 — İhalesi 7/7/1950 Cuma günü Gazideki “........................
dürlüğü Komisyonunda yapılacaktır.
a) Cinsi Eb'adı Miktarı
Kayış 30X4 m/m 100 Mt.
, . 35X4
. 45X4
. 50X5
60X5
100X5
. 120X5
. 150X5
. 200X5
500
50 1000 100
500
50
50
50
Yenice
869 Yenice
Muiı. bedeli
200 Lira 1000 .
125 .
3000 .
450 .
4000 .
450 »
750 .
1050 ■
Merkez Atölyesi Mü-
Teminatı
Ihale saati
14 de
mpsait teklif yapana
11025
10000
826.89
750 —
İnşaatın
Nev’i
İş Binası
Bedeli
40197,39
Temizlik ve rahatınızı severseniz fevkalâde husus yetlere lıip. konforlu ve manzaralı büyük oteli tercih ediniz.
sa-
w
Geçici
Teminat İhale
Akçesi | Günü Saat
39.3015. — 17/7/950 10
1 inci parti yekûnu 2400
b) 40X4 m/m5000
3 — İdarî ve fennî şartnameler Merkez Atölyesi Müdürlüğünde resmi tatil günleri hariç her gün görülebilir.
4—Muvakkat teminat % 7.5 o lup ihale saatinden evvel Ziraat Ban kasındaki 64/4884 sayılı carî hesaba yatırılmış olacaktır.
5 — İsteklilerin belirli gün ve saatte teminat makbuzlariyle birlikte komisyona müracaatları. (4186)
Büyük Otel
Ankaranın yegâne istirahat yuvasıdır.
Tel; 15665 Telgraf: Büyük Otel

Halı Amili ve Dokuyucularının Dikkat Nazarına
Sümerbank Alım ve Satım Müessesesi Müdürlüğünden
Kayseri pamuklu Sanayii Müessesesi mamulü vigon ipliklerinin sa-Cış fiatları beher paketi:
2.5 Numara 9 liradan 7.60;
3.5 « 10 • 8.25 liraya tenzil edilmiş olduğu ilğili-
lore bildirilir. (8262) (4151)
Türkiye Kömür Satış ve Tevzi
Müessesesinden
Açık Eksiltme ilânı
1 — Zonguldak Kömür Havzasından İstanbul ve İzmir Şubelerine taşınacak kok ve taş kömürleri için 12/6/1950 tarihinde saat 15 de Müessese'Merkezinde yapılan tetki kaı sonunda verilen tekliflerin lâyık haddinde olmadığı görüldüğünden açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Açık eksiltme 26 Haziran 1950 Pazartesi günü saat. 15 de Miies-sesenin Ankara Merkezinde yapılacaktır.
3 — islenilen tek fiat hakkındaki şartnameler her gün mesai saati dahilinde:
Ankara'da Eti Bank Genel Müdürlüğü Ticaret Servisinden;
Ankara’da Türkiye Kömür ve Satış ve Tevzi Müessesesi Satış ve Muamelât Şerv'sinden;
İstanbul’da Eti Bank Şubesinden;
'İstanbul’da Galata’da Yeni Yolcu Salonu üçüncü katta Türkiye Kömür ve Satış Tevzi Müessesesi İstanbul Şubesinden;
İzmir’de Türkiye Kömür Satış Tevzi Müessesesinden bedelsiz alınacaktır.
4 - Müessese 2490 sayılı arttırma, Eksiltme kanunu hükümlerine
tabi olmadığından sözleşme serbesti sini muhafaza eder. (3969) (524)
Davet
Adalet Komisyonu:
Ankara Miletvekili Hâmit Şevket İnce'nin Noter Kanununun 18 inci maddesinin değiştirilmesine dair kanun teklifini görüşmek üzere bugün saat 10 da.
Anayasa Komisyonu:
Kastamonu milletvekili Hayrı Tosunoğlu ve Tokat milletvekili Halûk Özeren’in, Türkiye Büyük Millet Meclisinin dokuzuncu döneminde çıkacak kanun ve kararlar hakkındaki önergesini görüşmek ü-zere bugün saat 10 da,
Dilekçe Komisyonu:
Bugün saat 10 da,
Dışişleri Komisyonu:
Türlüye ile İtalya arasında imzalanan Dostluk Anlaşmasının onanması hakkında kanun tasarısını görüşmek üzere bugün saat 10 da,
İçişleri Komisyonu:
1— Belediye Kanununa bazı maddeler eklenmesine ve bu kanunun bazı maddelerinin kaldırılmasına dair kanun tasarısını,
2— tdarei Umumiyei Vilâyat Kanununa bazı maddeler eklenmesine ve bu kanunun 111 inci maddesinin değiştirilmesine ve 104 üncü maddesinin bazı hükümlerinin yürürlükten kaldırılmasına dair kanun tasarısını,
3— Köy Kanununa bazı maddeler eklenmesine, 46 ncı maddesinin de- ' ğiştirilmesine ve bu kanunun bazı maddelerinin kaldırılmasına dair Kanun tasarısını,
4— Şehir ve kasabalarla mahalle ve muhtar ve ihtiyar heyetleri teşkiline dair olan 4541 sayılı kanuna bazı maddeler eklenmesine ve bu kanunun bazı maddelerinin yürürlükten kaldırılmasına dair kanun tasarisını görüşmek üzere bugün saat 10 da,
Tutanakları İnceleme Komisyonu
4 numaralı Hazırlama. Komisyonu:
Bugün saat 10 da Millî Eğitim Komisyonunda,
Toplanacaklardır.
Yenİ Netrİyat:
Emniyet Genel Müdürlüğünden
1— Dairedeki Özel şar tlarında cins ve miktarı yazılı (16) kalem temizlik malzemesi pazarlıkla satııı alınacaktır.
2 — Pazarlık ve ihalesi 27/6/950 Salı günü saat 15 de Emniyet Genel Müdürlüğü binası içinde satın alma komisyonunda yapılacaktır
3 — isteklilerin Ticaret Odası belgelerile birlikte ihale tarihinde
müracaatları. (4176)
Ahmetie Mehmedin yaptıkları
Doğan Kardeş yayınevinin çıkardığı «Ahmetle Mehmedin yaptıkları. adlı kitap, çocuklara yapmaları ve yapmamaları lâzım gelen şeyleri resimlerle öğreten canlı bir hayat ve ahlâk kitabıdır. Bu güzel eseri 5 - 8 yaşlarındaki çocuk ana ■ babalarına hararetle tavsiye ederi*
Belediye Başkanlığından
Şoförlük, Motosiklet, Bisiklet ve Araba Ehliyetnamesi alacaklara mahsus Yönetmeliğin 20 inci maddesi Belediye Komisyonunun 14/6/950 gün ve 3516 sayılı kararile aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. İlân olunur.
Madde — 20: Ehliyet almak için müracaat edenler her bölümde Sınav Heyeti Başkanlığınca lüzum görülecek g(plerde ayn ayrı en çok üç defa sınava girebilirler. Üç sınavda muvaffakiyet gösteremeyenler bir ay müddet geçmedikçe yeniden sınava kabul edilmezler. (4163)
Tarım Makinaları Yüksek Uzman-lık Okulu Öğrenci Derneği Başkanlığından: ,
Derneğimiz Genel Kurulu mutat toplantısını 28/6/950 Çarşamba gü-
nü sabahleyin saat 8 de yapacaktır. Kumlundan: Bu tarihte üyelerimizin okulda bulunmalarını rica ederim. (2411)
Gündem:
1 — Yoklama;
2 — İdare heyetinin ibrası.
Yönetim Kumlu Başkanı İbrahim Kiper
Vakıflar Genel Müdürlüğünden
Mahallesi
Mevkii Cinsi
Muhammen kıymeti Yüz Ölçümü Lira K.
Muvakkat teminatı Lira Kr.
Valuf No.
285,00
509
Öztürk Hükümet civarı Arsa
Yukarda mevkii, cinsi ve yüz ölçümü, muhammen bedel ve mu vakkat teminatı yazılı vakıf arsanın mülkiyetine, ihale gününde istekli çıkmadığından ihalesi 1/7/1950 Cumartesi günü saat 12 de 2 inci Vakf Apartmanda Vakıflar Emlâk ve Arazi Müdürlüğünde yapılmak üzere arttırma 10 gün uzatılmıştır. İsteklilerin Vakıflar Emlâk ve Arazi Müdürlüğüne müracaatları. (4188)
4 k r / a*
Kasa:
Altın: Safi KİR.
Ufaldık
Dahildeki Muhabirler: Hariçteki Muhabirler:
Olağanüstü top'antıya çsğrı Sümerbank Kooperatifi Yönetim
Kooperatifimizin Statüsünde ica-beden değişikliği görüşmek üzere 10 I Temmuz Pazartesi günü saat 13 de Sümerbank Genel Müdürlüğü binasında olağanüstü toplantı yapılacağından, belirli gün ve saatte bütiin üyelerin hazır bulunmaları ilân olu nur. Yönetim Kurulu
Gündem:
Sjtatiinün 20 maddesinin tadili (Tadil keyfiyeti ortaklara ayn ayrı bildirilmiştir.)
Kiralık dnire
Necatibey mahallesi Firuzağa sokağında Gezi apartmanında. Her saat kapıcıya müracaat edilebilir.
(2408)
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
17 Haziran 1950 vaziyeti
P ASİ
09.795,805
03.278,423
Altın: Saf! Kİ*.
Döviz Borçluları;
»— 3138 sayılı kanıma göra alınan: Hariçteki muhabirler
Muhtelif
b— 5266 sayılı kanuna güre alınan: Hariçlold Muhabirler
Muhtelif
c— Kliring borçluları
Hazine Tahvilleri;
Deruhte edilen evrakı nakdiye kargılığı Kanunun 6-8 İnci maddelerine tevfikan Hazine tarafından vaki «demeler Senetler Cüzdanı:
Tioari Senetler
Tahviller Cüzdanı:
( Deruhte edilen evrakı nakdiye kar-a— ( gılığt esham vo tabvilAt (itibari
( kıymetle)
b— Banka malı tahviller Avanslar:
Altın ve döviz tlzerlno avans
Tahviller üzerine avans Hazîneye kısa vadeli avııns
Hissedarları
Muhtelif:
Ura
4
222.622.125,94
272.429,57
199.375.756,62
25.621.345,05
3.477.715,96
61.015.150,50
3.448.080,69
2.987.554,43
96.550.446,57
158.748.563,—
151.086.391,
7.662.172,—
948.590.875 93
11.773.510,
15.307.018,79
53.063,55
13.057455,47
16.627.000,—
Toplam
27.080.528,79
29.737.219,02
4.500.000,—
75.277.624,78
1.647.669.179^22"
Sermaye:
İhtiyat Akçesi:
Adi ve Fevknlftdu
Husus!
Huşum! (Bankamız kanunu madde 19) .Tedavüldeki Banknotlar;
Deruhte edilen evrakı nakdiye Kanunun 6-8 İnci maddelerine tevfikan Hazine tarafından vaki ödomeler Doruhto edilen evrakı nakdiye bakiyesi Kargılığı tamamen altın olarak emisyona
Reeskont mukabili emisyona konulan Mevduat:
Altın:
Hazine Sah Kİ*. 46.460,198
Amortisman sandığı Sah Klg. 2.169,608 Türk Lirası
Döviz Taahhütleri:
a— 8193 sayılı kanuna gör o alınandan: Hariçteki mubahtrler 1.345.047,17 Mevduat 2.332.904,03
Muhtelif
b—5256 sayılı kanuna göre alınandan:
Hariçteki mubahlrler 111.037.720,88 Mevduat 3.839.954,91
Muhtelif
o— Kliring alacaklıları
Muhtelif:
Lira
)5.573.635,91
6.000.000,—
965.278,53
_15L086.391(
7.662472^
220.232.980,—
666.933.363,—
146.385.397,64
6.835.934,51
198.980457,67
3.677.951,20 18.975.044 65
114.877.675,79
75.711.847,02
14.917.023,64
Toplam
Lira
15.000.000—
32.538.914,44
894.828.515,—
1.647.669.179,22
1 Temmuz 1938 tarihinden itibaren:
Iskonto haddi % 4 Altın üzerine
«.vana % y
Sayfa: 6

ZAFER
23 - 6 - 1950
I
genel müdürü
Tapu ve Kadastro eski Genel Mü dürü Halit Ziya Türkkan’ın, hakkında lüzumu muhakeme kararı verildiği için mahkemeye verileceğini yazmıştık. Bu haber üzerine kendisinden şu mektubu aldık:
Gazetenizde (Temizlik başladı, , Halit Ziya mahkemeye veriliyor) diye yapılan neşriyata neden cevap verip keyfiyeti izah etmediğimi, dostlarım benden sordular. Gazetenizin neşriyatından İstanbul’da i-kametim hasebiyle şimdi haberdar oluyorum.
Dostlarımla beni tanıyanlar, gayet müsterih olsunlar, ben kanun harici iş yapmadığımı ispata her vakit hazırım. Bu tezvirat -yeni değildir, oğlum Reha Oğuz'un meşhur olan Türkçülük hareketinden dolayı tevkif edildiği günden baş lar. Mahiyeti de nihayet mahalle kahvelerine yakışan saçmalardan ibarettir. Memlekette Kadastro Kanunu vardır. Ne ben, ne de benden büyüklerimiz, ne dün, ne de bugün bu kanun muvacehesinde hiç kimse ye bir yer veremez.
Ben mahkemeye sevkedilirseıu hakikatleri izah fırsatını kazanmış ve bahtiyarlığa kavuşmuş olacağım 35 senede çalışarak kazandığım resmî hayatımı, menafii. haleldar olanların hezeyanlarına kurban e • decek adam da değilim. Kendi ar zumla dört sene evvel tekaütlüğü mü ben tercih ettim. Dostlarımı ve benimle alâkadar olanları manevi ıstıraptan kurtarmak için muhterem gazetenizde bu izahlarıma lütfen yer ayırmanızı hassaten rica ederim. Hürmetler.
Tapu Kadastro Umum Müdürlüğünden emekii Mühendis Halit Ziya Türkkan
Eski Topu ve Kadastro
Ba|makal«d«n d«vom
Ordu Karagüçleri
maçları başladı
ıin etmiştir. Üstünlük vc
Emekli Sandığı
★ (Baş tarafı 1 incide) tarın artırılması istenmiştir. Artırılacak miktarın ne kadar olacağı kat’î olarak bilinmiyor, ikrazdan faydalanacak memur miktarı ilk partide dört bin kişidir.
Emekli maaşlarının bağlanması hususu ise bize dosyalan tam olarak intikal edenlerin maaş bağlanması muamelesi derhal yapılmaktadır.
Ancak bu işin süratle yapılabilmesi için alâkalı kuramların bize evrakı eksiksiz ve çabuk göndermeleri şarttır.
Eski hizmetlilerin borçlandırma işine gelince bugüne kadar gelen müracaat sayısı 34 bini bulmuştur. Bu müracaatların takriben yansına yakın miktarı neticelenmiştir. Geri kalan kısmı ele alınmış bulunmaktadır.
5434 sayılı kanun mucibince müracaat edenlerin bir Temmuz tarihinden itibaren borçları kuramlarınca kesilmeğe başlanacaktır.»
Karagüçleri maçları dün saat 17 de oldukça kalabalık bir seyirci kitlesi önünde başladı.
İlk maç Ankara K.G. (Mh. Gücü) — İle Erzurum K. G. arasında oynandı. Erzurum sahaya şu kadro ile çıktı:
Bedri, Adli, Ali, Muzaffer, Aydın, Hikmet, Kemal (F.B.) Salâhattin, Muhittin, Habip, Hüseyin.
Ankara K. G. ise: Necati, Cevat, Turan, Taci- Mehmet, Murtaza, Salim, Halil, Doğan, Kâzım, Cemal.
Kafile kaptanlarının buket ve bayrak teatisinden sonra maçın An-karanın vuruşile başladı. İlk 10 da. kika oldukça ağır bir tempo ile geçti. Her iki takım âdeta birbiri- I ara oyunu süratlendiren ve açan An karalılar Erzurum kalesine tehlikeli olmıya başladı. S-ğ ’
topu ortaladı, Doğan hızla kaleye inerken düştü, fakat bu esnada topa da çok güzel ters bir vuruş yap maya muvaffak oldu, fakat kaleci kurtardı. Halk bu güzel hareketi u-zun uzun alkışladı. Kalecinin attığı topu Erzurum sağ açığı Kemal süratle kaparak Ankara kalesine indi ve Muhafız müdafaasının şaşkınlığı arasında kaleci ile kaısı karşıya kalarak çok yakın mesafeden 18 inci dakikada Erzurumun il - ve son golünü yaptı.
İyice açılan ve deplasmanlı bir ©yun cynıyan Ankara!-larır, hâkimi, veı- altında geçen 1 inci devre 1--C bitti.
İkinci devreye başlarken Ankara K. G. takımda ufak bir değişiklik yapmış ve sağ içe Savaşı ve sol beke de Fikreti alarak başlamıştır. Bu devreye daha canlı başlayan Ankara K. G. devamlı olarak Erzurum kalesini baskı altına almış ve 4 üncü dakikada Doğanın güzel bir vuruşu ile ilk ve beraberlik sa-
yısını temin etmiştir. Üstünlük ve süratlerini arttıran AnkaralIlar sı-( rasile 9 uncu dakikada Savaşın aya.
ğile 2 inci sayılarım 29 uncu dakikada Kâzımın uzaktan bir vuruşile 3 ve 41 inci dakikada yine Doğanın 1 ayağile 4. ve son gollerini yaptılar.
Erzurum takımı daha ziyade şahsî ve yorgun görünüyordu. Bu arada bir penaltı kazanan Erzurumlular bir şanssızlık eseri topu Ankara kalecisi eline verdiler ve maç sona ka_ dar Ankara baskısı altında ve 4—1 Ankara K. G. nün galibiyetile bitti. Hakem Yzb. Enver Hoşer maçı iyi idare etti.
ikinci maç
! İkinci maç saat 18.45 de hakem
... aa.* — ---- İKH1U1 Ulaç iu.im mv uancın
zayıf tarafını yokluyordu. Bir fenanın idaresinde başladı. Istan-
kalesine tehliken . Anast Murat (FB ) Armer., Sag açık Cemal Nusret (f, Faruk (B
gan hızla kaleye t , „ •
nuseyın, iNUsreı raıun,
j J.K.)', Fikret (F.B.), Şeref- Zeki, Şükrü, Cemal.
İzmir K. G. ise: Hüsamettin, Talât, Şeref, Galip, Nejdet, Abidin, Muammer, Suat, Bedri, tdris, Gül-tekin.
İstanbul K.G. daha ziyade memleket sporunda , isim yapmış klâs oyuncularla takviyeli idi. Oyuna is. teksiz bir vuruş ile başladı. Ve maç baştan sona kadar İstanbulluların hâkimiyeti altında geçti. Ve maç 4—0 İstanbul K. G. nün galibiyetile sona erdi. Golleri sırasile: 4. dakikada Zeki, 9. dakikada Şükrü, 29. dakikada yine Zekinin ayağile 3 gol yaptı. İkinci devrede ise Fikret 2. dakikada bir gol attı. İzmir kalecisinin bir kaç güzel kurtarışı oldu. Fakat çimen sahaya alışmamış olan İzmirliler güzel bir oyun çıkaramadılar. Ve biraz’ da sert çıkışlar yapıyorlardı. Hakem oyunu iyi idare etti. Diğer maçlar Cumartesi gü. nü saat 17 de yapılacaktır.
Yarınki serbest güreşler
Uçurulan balonlar
* (Baş tarafı 1 incide) tık. Dün bu uydurma haberler A-nadolu Ajansı tarafından da yalan-lanmıştır.
Ajansın yalanlamasını da aynen neşrediyoruz:
Ankara, 22 (a.a.) — Son günlerde muhalefet gazetelerinde hiç bir esasa dayanmayan haberler çıkmaktadır..
Bu arada bir çok memurların tasfiye edilecekleri ve kadın memurların da işlerinden çıkarılacakları yolunda bazı yazılar yayınlanmıştır.
Hiç bir esasa dayanmıyan bütün bu haberlerin umumî efkârı karıştırmak maksadiyle ortaya atıldığı aşikârdır.
Anadolu ajansı bu haberleri yalanlamağa mezundur.
Meclis bugün toplanıyor
* (Rawt*r»f» I İncide ) resi vc Mardin milletvekili Aziz U-ras’ın 3 numaralı Geçici Dilekçe Komisyonunun 15/3/1950 tarihli haftalık karar cetvelindeki 2122 sayılı karann kamutayda görüşülmesine dair olan önergesinin geriye verilmesi hakkında takriri bulunmaktadır.
Sinan Tekelioğlunun açıklamasının oldukça ehemmiyetli olacağı tahmin edilmektedir.
Bilindiği gibi Seyhan milletvekili bu önergesinde, yeni Meclis binası ile Atatürk Anıtının yapıldığı arazinin kimlerden alındığını sormaktadır.
Dışişleri Komisyonunda
Büyük Millet Meclisi Dışişleri Komisyonu bugün toplanarak Türk - İtalyan Paktını müzakere etmeğe başlayacaktır.
Haber aldığımıza göre yarın saat 22 de 19 Mayıs Stadyumunda Ziraî Kombinalar güreş takımı ile takviyeli İstanbul Demirspor güreşçileri arasında serbest güreş karşılaşması yapılacaktır.
Bu maç geçen hafta İstanbulda ya pılan ve berabere neticelenen maçın revanşıdır.
Her iki takımda da millî güreşçilerimizden hemen hepsi yer al -mışlardır.
Ankara takımı şu kadro ile çıkacaktır:
52 kiloda Seyfi- 57 kiloda Refik Arslan, 62 kiloda Ahmet Bulut, 67 kiloda Tevfik Yüce, 73 kiloda Celâl Atik, 79 kiloda Kâzım Demir, 87 kiloda Yaşar Doğu ve ağırda Adil Can
İstanbul: 52 kiloda Ali Yücel, 57 kiloda Nasuh Akar, 62 kiloda Nurettin Zafer, 67 kiloda Servet Meriç, 73 kiloda İbrahim Başar, 79 kiloda Ali Özdemir, 87 kiloda Ali Ahmet ve ağırda da Sadettin güreşeceklerdir.
Maç bitimi şehrimizin her semtine belediye otobüsleri temin edilmiştir.
Biletler Ulusta Florya, Yenişehir-de de Özen Pastahanesinden temin edilebilmektedir. Cumartesi günü öğleden sonra da stadyum gişelerinden temin edilebilir.
Beşiktaş takımı bugün geliyor
Amerikada muvafakiyetli maçlar yapan Beşiktaşlı futbolcular bu sabah ekspresle şehrimize geleceklerdir.
Beşiktaş futbolcularının şehrimiz de Cumhurbaşkanını, B. M. M. Baş-kanını ve Başbakanı ziyaret etmeleri muhtemeldir.
Gençlerbirliği kongresi dun yapıldı
Gençlerbirliği kulübünün yıllık Genel Kurul toplantısı dün saat 18 de Halkevinde yapılmıştır.
Samimî bir hava içinde yapılan toplantıda kulübün bu sene bütçesinin geçen yıllara nazaran fazla olduğu memnuniyetle kaydedilmiş ve netice de idare heyeti ibra edilmiştir.
Yeni idare heyetinde Orhan Şeref Apak (Başkan), Hikmet Tekebaş, Dr. Naci Süer, Ercüment Kâhyaoğ-lu. Ali Rıza, Enver Güngör, denetçiliğe de Fazıl Peker. Emin Akalın seçilmişlerdir.
Avusturyaya gidecek atletlerimiz
1 — Millî atletizm kadrosuna asil veya yedek olarak dahil olup da Ankarada bulunan, aşağıda adları yazılı atletlerin 25 Haziran 1950 ta_
rihinde 19 Mayıs Stadında yapılacak yarışmalar sonunda federasyon başkam Naili Moran ile temas etmeleri rica olunur.
Doğan Acarbay, Kemal Horulu, Mustafa Batman, Mustafa Kaplan, Mustafa Özcan, Osman Coşgül, Halil Zıraman, Torna Balcı, Muhittin Akınt Ekrem Koçak, Çelil Uçarer, Şetvan Toker- Mahir Araş, Öme Özkap, Turgut Sağman.
2 — Türk millî takımı 22 Temmuzda İstanbuldan Devlet Deniz Yollarının Ankara Vapuru ile İtal-yaya hareket ederek oradan Avus-turyaya geçip 29/30 Temmuz tarihlerinde millî müsabaka yapacak -tır.
Ankara Golf Klübünün kongresi
Ankara Golf Klübünün 10 haziranda toplanıya çağırılan fevkalde konfresi ekseriyet olmadığı için toplanamamıştır. Kongre 1 Temmuz Cumartesi günü saat 17.30 da klüp binasında tekrar toplanacak, nizamnamenin 12 nci maddesi gereğince bu toplantıda iştirak eden âza sayısı nazarı itibare alınacaktır. Gündemde klüp faaliyetine dair raporların okunması ve komiteye sekiz üye seçilmesi vardır. Âzanın iştiraki rica edilir.

(Diğer spor haberlerimiz 4 üncü sayfamızdadır.)
Türkocakları
■ir (Baş tarafı 1 incide) tisinden bunların geri istenmesinin en doğru yol olacağını ileri sürmüştür.
Bir kadın âza da; 25 milyonluk bir meseleyi '25 dakikada halletmenin imkânsız bulunduğunu, çıkar yolun bu işin tetkikini idare heyetine bırakmak olacağını söylemiştir.
Neticede kifayeti müzakere takriri kabul edilmiş ve bir komisyonun teşekkülü ile hükümetle hususî surette temas edilmesine karar verilmiş, toplantı nihayet bulmuştur.
Toprak Mahsulleri
■Ar (Baştarafı 1 incide) den Celâdet Abanozoğlu, Vedat Özkan, Reşit Atasoy Ve Müfit Ya-zıcıgil dün de Toprak Mahsulleri Ofisinin Ankara bölgesi işletme ve silo müdürlüklerinde gerekli incelemelerde bulunmuşlar ve geç vakte kadar çalışmışlardır.
Müfettişlerin tetkik ve tahkiklerinin daha bir müddet devam edeceği anlaşılmaktadır. İhbarın mevzuu açıklanmamaktadır.
Aziz Tevfik Yeginsoy DAHİLİYE MUTBHABSIBI
Hastalarını har gün saat l» ■’n İtibaren kabul eder.
^amamönO Halk Kcaanad karcında, NizameddİD •partrr.
» - Tel: İUU.
■ ------
□ sonra:

Muammer Karaca
Opereti Osman Bikes'in
Son 3 gün
ıbn maruz Kaıoıgı

C. H. P. ye dostça bir tavsiye!
zuunda bütün bilgilerinin ne olduğunu isbat etmişlerdir. Teşkilâtçılıklarını göstermişlerdir. Asıl tasfiye edilmesi icabedenler bunlardır.
Bu şekilde konuşan genç grup içinde, Halk Partisinden hesap sorulmasını istiyenler de mühim biı mevki almaktadır. Çünkü bunlar, herhangi bir nüfuz ticaretine, ka rışık bir hesap oyununa katılmamışlardır. Paraları da, apartıman- 1 lan da yoktur. Akraba ve taallû-katları arasında kimseyi zengin etmemişlerdir. Milletvekilliğinden düşünce çalışarak ve bazan ufak bir ücretle bile iktifa ederek hayatlarını kazanmak mecburiyetinde kalmışlardır. Bunlar idealist gençlerdir. İstikbale kararla bakmaktadırlar. Fakat karşılarında se-nelerdeııberi devam eden kartlaşmış şöhretlerden mürekkep bir baraj vardır. İşte bunlar bu barajları yıkmağa bakmaktadırlar. P---------- 1
içindir ki Halk Partisinden hesap ' sorulmasını da hakikaten samimiyetle istemektedirler. Bu sayede , mütemadiyen «vatan, millet- hamiyet!» kelimelerini dillerinden eksik etmiyen kâzip şöhretler de yıkılacak, ve bu sözlerin altında saklanan menfaat hisleri meydana çıkacaktır!.
İşte Halk Partisinin son darbeden sonra bugünkü manzarası budur. Elbette ki, hâdiselere yakından vâ- I kıl’ olanlar bu teşhise daha kuvvetli deliller de ilâve edebilirler.
Şimdi telâş başlamıştır. Kurul- I tay yaklaşmaktadır. Fakat Kurultay âzasının mühim bir kısmı da , eski milletvekilleridir. Bunlar Kurultaya nasıl sokulmalıdır?.. Müfritler kendileri kaybetmiş otsalar , da yine partici olduklarını söyle- , mekte ve Kurultaya behemahal girmek istemektedirler. Bunlara kar-şı cephe alanlar, millet önünde seçimi kaybeden kimselerin artık parti teşkilâtını Kurultayda temsil 1 edemiyeceklerini, çünkü esasen teş ' kilât bozukluğundan bunların me- i sul olması lâzımgeldiğini söylemek- ) tedbirler. Bu suretle parti birbirine • girmiş vaziyettedir; ve bu şekilde Kurultaya gidilmektedir.
Komşumuzun evinde ne olup bitti ği gerçi bizi alâkadar etmez. Fakat şunu da söyliyelim ki, Büyük Millet Meclisinde teşkilâttan kuvvet 1 alan ne söylediğini bilir, ne yaptı- ı ğmı bilir, esaslı bir muhalefetin c bulunması da demokrasinin tabiî i bir icabıdır. Bunun için bütün bu $ ihtilâfların halledilmesini, ve Halk ( Partisinin iyi bir muhalefet yapabi- j lecek evsafı bir an evvel iktisap et-meşini candan temenni ederiz.
Bize kalırsa bu iş ancak şahısla- ç rrnı bu memleket için aynı hikmet 2 mahzı keramet zannedenlerin tasfiye edilmesi ile kabildir. Yâni şim- 1 diye kadar parti için yanlış bir ve- * himle bir kuvvet telâkik edilen bir 1 takım sahte politika şöhretleri sah- ( neden çekilirse veyahut çekilmeğe
r
En kestirme yol
★ (Başta rafı 1 incide) bir programla ortaya çıkmak mecburiyetinde bulunduğuna kanidir.
| Nazarî bakımdan arkadaşımıza hak vermemek mümkün değildir; fakat, biz, bu işin de pek o kadar kolay olabileceğine inananlardan değiliz. Parti yalnız bir isimden ibaret değildir. O isim altında insanlar toplanmıştır. Türk vatandaşları, Halk partisinin isminden değil, o dam altında birleşen insanların zih. niyetinden ve icraatından müşteki olmuşlardır.
İttihat ve Terakki Burhan Felek dostumuzun tavsiye ettiği çareye bir tarihte baş vurmuş ve Birinci Cihan Harbinden mağlûp çıktıktan sonra Teceddüt Fırkan halinde mevcudiyetini idame etmek itemiş ve Teceddüt Fırkasını kurdurmuş-tu. Fakat, o teşekkülde de muvaffak olamadı. Çünkü bu muvazaanın mahiyetini gözlerden saklamak mümkün olmadı.. İttihat ve Terakki Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da oldu.
Bunun j Şimdi, farzediyorum ki, Halk Par-’ hpsan tisi ismini radikal sosyalist veya sosyal demokrat yapıyor. Bu isim değişikliğine rağmen Genel Başkan yine sayın İnönü olacaksa, yine Feridun Fikri dostumuz, oranın akıl hocası olacaksa, yine eski aşınmış şöhretler, partide vazife alacaklarsa; bu partinin elbet millet sinesinde yer tutmasına imkân
hâsıl olmaz.
Halbuki, zihniyet ve idare ile beraber adamlar da değişecek olursa, tarihi partinin isim değiştirmesine lüzum kalmaz.. Yeni bir nesil, yeni bir program ile de iş başına geçer... «Benim eski Halk Partisinin günahlariyla alâkam yok, nitekim, ben de Türk efkârı umumiyesi gibi, o insanları manen mahkûm ettiğim için işi başından uzaklaştırdım. Eski ile irtibatımı kestim. Şimdi yenisine bakalım der..) ve vazifesine devam eder.
Bence en kestirme yol da budur. Fakat muhterem dostum Burhan Felek, genç bir dalganın Halk Partisi içindeki asırlık dalgakıranları aşacağına kani değildir. Şu halde Halk Partisi, yeni bir isim altında, yine eski elemanlarla ortaya çıkacağına, içeride bir mücadele olacak, ve genç nesil idareyi eline alamazsa, partiden ayrılarak başka bir teşekkül kuracaktır. Eğer, eskiler ve eski devrin muvaffak olmamış şahsiyetleri, ortadan çekilip meydanı yeni nesle bırakmazlarsa, bu âkibet daha şimdiden ufukta teressüm etmiş gibidir.
Ben, sayın Burhan Felek dostumdan bu mevzudaki düşüncelerini biraz daha şerhetmesini rica edeceğim, İçine girdiğimiz yeni siyasî hayat, sağlam ve sıhhatli parti, lere çok muhtaçtır.
Cihat BABAN
[“Moskovadan |
geliyorum,, j
r
Yhdİiş konulan bir resim
B. M. M. Başkanının dünkü kabulleri
Evvelki gün «Kudret, gazetesi Osman Nuri Köni’nin bir resmini Fuat Hulûsi Demirelli diye neşret-mişti. Dün bir kaç okuyucumuz bize telefon ederek bir yanlışlık olduğunu tahmin ettikleri bu vaziyetin gazete tarafından ertesi gün itizarla düzeltilmesini beklediklerini, fakat dün böyle bir itizar görmediklerini bildirdler. Okuyucularımızın arzusunu yerine getirmek üzere meslektaşımızın hatasını o-nun namına biz özür dileyerek düzeltiyoruz!
İzmirde Kızılay öğrenciler kampı açıldı
(İzmir, 22 (Hususî) — İzmir Kızılay Gençlik Kuyumunun zayıf öğrenciler kampı bugün vali tarafından binlerce davetli huzurile açılmıştır. Kampa Aydın, İzmir, Manisa, Balıkesir, Çanakkale ve Biga-diçten 250 öğrenci iştirak etmiştir. Dokuz yıldanberi Ege bölgesi çocuk larının sağlıklarını kazandıran kamp çok faydalı olmakta- Kızılay sevgisini takviye etmektedir.
mecbur bırakılırsa Halk Partisi hakikaten kuvvetlenmiş olur. Dostça tavsiye bizden! Yapıp yapmamak da onlardan!... Yine kendileri bilir!
Mümtaz Faik FENİK
Büyük. Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan dün öğleden evvel makamında Romanya büyükelçisi Dumitru Olteanu’nun ziyaretini ka. bul etmiştir.
? Sovyet Rusya’nın bize karşı?
♦ olan dünkü, bugünkü ve yarınki*
♦ siyaseti, düşünceleri, RusyadakiJ
♦ muazzam Türk kitlesinin acına-$ |cak hail ve meçhul olan akıbeti, t i bize komşu olan Ermeniler ile*
♦ Gürcülerin harp sonrası durum-♦ ♦lan, Rusyadaki umumî hayat*
♦ seviyesi, aile hayatı ahlâk telâk-j
♦ kişi, işçi ve köylülerin fecî du-J jrumu, gençliğin harp sonrası dü-İ ♦şünceleri, sana’tın, edebiyatın?
♦ vc ilmin bugünkü durumları(? »beş yıllık plânların içyüzü, bu? Sharpte Avrupayı gördükten son-? İra Rus halkının ruhunda husule?
♦ gelen muazzam değişiklik neti-?
♦ çelerinin ne olabileceği, Alman-5
♦ ların bu harbi neden kaybettik-S ?len, müstakbel bir harpte Sta-S
♦ lin’in Rus halkına güvenip gü-i
♦ venemiyeceği ve bunlara benzer? ♦daha bir çok mevzular, Türk u ?
♦ mum! efkârını ve okuyucusunu? »çok yakından alâkadar eden?
♦ mevzulardır. j
? (Moskovadan geliyorum) na-j Smındaki eserde, Türk okuyucu-i i lar, ilk defa olarak, bu çok en-i »teresan mevzuları, bir Türk» ♦diplomatının ve gazetecisinin?
♦ kaleminden okuyacaklar ve Rus-?
♦ yayı ilk defa olarak, bir Türk?
♦ diplomatının ve gazetecisinin?
♦ gözüyle göreceklerdir. ?
♦ Moskova Büyükelçiliğimiz es-*
♦ ki Basın Ataşesi Mcmduh Tez-? »el’in yazdığı (Moskovadan Ge-| iliyorum) namındaki eseri oku-| oyucularımıza bilhassa tavsiye e-o

( i

Bir hakaret dâvası
Bundan biır müddet evvel Ankara Doğumevi başhekifhi Zekâi Tabir Burak ile Maden Tetkik ve A-rama Enstitüsü genel kâtibi Şekip Engineri arasındaki hakaret dâvası na 4 üncü Asliye Ceza Mahkemesinde devam edilmiştir.
Duruşmada Başbakanlık memurlarından Şahap Öztürk dinlenmiştir. Tanık ifadesinde demiştir ki:
«— Mahmure bir gün benim büroma geldi ve Doğumevi hâdisesini anlattıktan sonra kendisinin de mahkemede tanık olarak dinlendiğini ve fakat gerek poliste, gerek mahkemede verdiği ifadelerin doğru olmadığını, zira doktordan çekindiğini söyledi. Ben de kendisine yalan şahadetin cezayı müstelzim olduğunu, ifadesini düzeltmesi için hâkime müracaat etmesini, aksi takdirde yalan şahadetten mahkûm olacağım söyledim.»
Duruşma tanıklardan Mehmet Karabacak, doğumevi başhemşiresi Mahmure ve Şahap Öztürk’ün ifadeleri arasında mübayenet görüldüğünden yüzleştirmek için başka bir güne bırakılmıştır.
Ekmekler neden
Bomonti Bahçesi
HER AKŞAM
İTALYANIN CAZ KRALI MEŞHUR
MARİO BRUNİ
idaresinde Atraksiyon Orkestrası
VE
Sevimli ARJANTİNLİ Şantöz
HELENA VA'RGAS
MÜZtK - VARYETE - CAZZ - DANS
İlâveten Sayın Ankara Halkının Sevdiği
SAZ VE SES TOPLULUĞU

Kıymetli ses sanatkârı
Sabite Tur
Sevimli sanatkâr
Nusret Ersöz
Sevimli ses sanatkârı
Nıgâr
Her Akşam Bahçemizde
Mükemmel Servis — Nefis Me zeler
Tela 21355»
Dışardan yemek getirmek serbesttir
çıkıyor
İT (Bsji hrntı 1 incide) i
Bu izahattan anlaşıldığına göre; |
Ofisle, değirmenciler arasında çıkan |
bir ihtilâf yüzünden değirmenciler l
kırmayı kesmişlerdir. On beş gün- I
denberi devam eden bu vaziyet yüzünden ekmekler bozuk çıkmakta ve değirmenciler çuval ba- I şına 250 kuruş zam talep etmekte- • dirler. Ofis, değirmencilerin bu ta- I lebini haksız bulduğu için reddet- ’ miş ve yakın bölgelerden un getirterek ve askeriye emrinde olan ba- I zı unlan da şehir fırınlanna tevzi I ^derek şimdilik işi bu şekilde idare etmeğe karar vermiştir. Halen şeh_^-,' rimize İstanbul, Eskişehir ve Polat- V /-jt lıdan un gelmektedir. ’
İstanbuldan gelen unlar Kanada [ ve Pakistan unları olup ekmek imaline yaramamakta, fakat fiyatları ucuz bulunmaktadır. Diğer taraftan PolatlI unlarından yapılan ekmekler çok güzel olmakla beraber çuval başına bir buçuk lira kadar fark etmektedir. İşte iyi ekmek çıkaran fırınlar bu fedakârlığı göze alarak az kârla çalışmakta, fakat sürümden istifade etmektedirler.
Değirmencilerle Ofis arasındaki ihtilâfa Bakanlık elkoymuş olup bazı bölgelerde tetkikler yapmak üzere üç müfettiş gönderilmiştir.
Yakında vaziyetin düzeleceği ve hemşerilerin iyi ekmeğe kavuşacakları ümit edilmektedir.

Bir çocuk kamyon çarpmasıyla yaralandı
Dün şehrimizde bir çocuğun ezil- I mesiyle neticelenen fecî bir otomj^ bil kazası olmuştur. '
Hâdise Dışkapı yolu üzerinde Basın - Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğünün önünde vukubulmuş-tur.
13 - 14 yaşlarında bir çocuk caddenin bir tarafından diğer tarafına geçerken Ulus istikametinden gelen bir taksiden kaçmak istemiş, Dış kapı istikametinden gelen Bekir Aydının idaresindeki Yollar Genel Müdürlüğü Dördüncü Bölgesine a-it 1132 numaralı kamyonet zavallı çocuğa şiddetle çarpmıştır.
Çocuk sademenin şiddeti ile derhal bayılmış, akabinde de ağzından ve burnundan kan boşanmıştır.
Yaralı çocuk hastahaneye kaldırılmıştır. Savcılık tahkikata el koymuştur.
Rektör tetkik seyahatine çıktı
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Birand Stckholm-de beynelmilel botanik ve biolojik ilimler kongrelerine iştirak etmek, İngiltere ve Almanyadaki üniversitelerde tetkiklerde bulunmak üzere dün akşam îstanbula hareket etmiştir.

Bir işçi kamyondan düşüp yaralandı
Evvelki gün Kavaklıdere semtin» de bir kamyon kazası olmuş ve H. O-ğuz isminde bir amele kamyondan düşen şapkasını almak için yere atladığı sırada düşerek başından yaralanmıştır. «
Yaralı Haşan Oğuz hastahaneye kaldırılarak tedavi altına alınmış-

Comments (0)