Onuncu Yıl
No. 3205
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MÜDAFİİYiZ
CUMA
23
OCAK
1948
İdare: Nuruo&nıanJye No 17 Tel adresi: «YENİ SABAH» ÎSTANBVL Telefon: 20755
abone
Türkiye
Senelik 2800 ®L 0 *yhk 1600 » 3 aylık W0 » 1 aylık 300 >
BEDELİ
Ecnebi MM M»(M) 1000 6(ı(>

ÖAY16I
her
YERDE
AtatUrkUn hayatı ve Ktlba radyosu
Ankara, 22 (A.A.) — Küba Eğitim Bakanlığına bağlı radyo İstasyonu «Tarih yapan büyük ölüler» serisi neşriyatına Atatürk’ün hayatım canlandıran yedi kısımlık bir temsil ile başlamıştır.
Juan Jose Tarajaııo adlı yazar tarafından kaleme alınmış olan bu altmış sayfalık piyeste Atatür-kün îstlkiai, sulh, inkılâb ve sanat âşıkı İnkılâbcı, büyük komutan ve devlet adamı vasıflan belirtilmiştir.

—•
Partilere Hattâ Siyasî Şahsiyetlere Bile Talimat Verecek Kadar tşi İleri Götüren Adam

11 Mareşal, düşündüklerini IİAeZe Yalmanın kalemile
«Vatan
»

bütün vuzuhile açıklamıştır Gündelik politika dedikodularına II Mareşal gibi bir şahsiyetin isminin karıştırılması çok iğrençtir., y
yurdu
J "Vatan,, m Zorla Yedirmek İstediği Yemek

iddi
—X
Kenan Öner aldamyor. C. H. P. nln bazı erhânı aldanıyor, " Yeni Sabah,, gûya aldananları müdafaa ediyor da, acaba bu aldanma imkân ve ihtimali niçin Ahmed Emin Yalman için vûrid olmuyor.. O Yalman ki, bir ayak üzerinde binbir defa fırıldak gibi dönüp durmuştur...
6eri halinde «Atlatılan tehlikeler» serlevhası, «Vatan» da görülmlye başlamadı mı?... Hattâ bu »eri devam halindedir, ve dünkü numara «beş» idi.
Anlaşılıyor ki, Kenan önerin İstifası da atlatılan bir tehlike olmuştur. Yalnız bizim anlamadığımız bir nokta var: Nasıl oluyor da Türk yurdu bu kadar tehlikelerle mahsur ve ihata edilmiş ki, evvelce «Vatan» bütün gayeler elde e-dilmişken, artık işleri tabii akışına bırakalım, diyebiliyordu. Hattâ Demokrasi için kanunî müeyyide ve teminat istiyenleri, onun mânâsız ve yersiz sevincine Iştirâk et-miyenleri, havayı bulandırmakla, müfrit olmakla ve hattâ komünistlik temayülü ile itham ediyordu.
«Vatan» başyazarı dün de Mareşal Fevzi Çakmak’a direktif vermeğe kalkışarak, durup dururken kendisini yeni demeçlerde buhın-mıya ve vaziyetler almıya teşvik ve davet ediyor. Hattâ bu ciheti ısrarla Mareşaldan istiyor. Niçin ve ne cür'et ve sebeble milletin kalbinde en yüksek bir mevki İhraz eylemiş böyle muhterem bir zata hiç bir vesile yokken yeni yeni vazifeler yüklemek istiyor. Acaba Yalmanın bu hareketinin saikı ne ola?
Mareşal daha bir hafta evvel gazetemizin belli sütunlarında, memlekette iyi bir sükûn havası esebilmesi için seçim kanununun »ür’atle değiştirilmesi ve emniyet İçinde yeni seçimler yapılarak millet nabzınuı yeniden yoklanmasını tavsiye etmişti.
Sağa, sola, aşağı, yukarı direktifler vermiye alışmıya başlıyan Ahmed Emin, Mareşalin bu telkin ve irşadına hiç kulak asmadı. Halbuki son ayların hâdiseleri, millet vekillerinin yıllık ve yolluklarına zamlar yapmaları. Demokrat Par-(Devamı Sa„ 3; Sil., 4 de)
f
i
bir ayak üzerinde binbir defa fırıldak gibi dönüp

bire bir sabah «Atlattığımız tehlikem fen adile memleketin binbîr ktîbdad >e tahakküm vartasına maruz kaldığını yine kendisi a-çıklamadı mı idi?.

emoknsi havasının yarat tığı serbestlikten midir, yoksa son günlerde kendisine karsı esirgenmediği rivayet
olunan yiik>ek iltifatların verdiği bir nevi şımarıklıktan mıdır. «\ a-tan>? başyazarı Ahmed Emin Yalman her sınıftan yurddaşlara,. hattâ partilere ve siyasî şahsiyetlere, gündelik emirler çıkaracak , puno yap, bunu yapma diye talimat verecek kadar işi ileri götürmüştür.
Bütün yurddaşların hareketleri dzerinde bu derece tahakküm \e nüfuz, icra etmek hakkını acaba «Vatan> başyazarı nereden alıyor? Evvelki gün Kenan Önere alz bir saldırış saldırdı. Dün de eski bir bakanın aleyhinde uydur- • •* dağo bir ziyafet efsanesini yalanlamak için matbaamıza uğramışı oim&smL Yeni Sabah» a snvfe htj m 2 ODU kucaklı/acagız. uniuMir fvıınaz etti. Yalmana takılırsa, Kenan Öneri, bu, gün gör müş hukukçu ve idareciyi âdeta bir çocuk gibi aldatılmış, şunun bunun ağına düşmüş bir biçare o-larak kabul etmek lâzım geliy or. Hem Kenan Önerin. Yalmanın tezvirine göre, farkında bile olmıya-rak içine düştüğü ağ komünistlerin kurduktan bir şebekedir.
Ne kadar dirayetli olursa olsun bir gazeteci kendisini memleketteki en üstün akıl ve en keskin zekâ olarak saymıya sal&hiyettar mıdır? Kenan Öner aldanıyor. Halli PartİMnîn bazı erkânı aldanıyor, «Yeni Sabah» gûya aldanan lan müdafaa ediyor da acaba bn aldanma imkân ve İhtimali niçin ; «Vatan» başyazan Ahmed Eınin j Yalman için varld olamnor. O Yalman ki bir ayak üzerinde, bin-1 bir defa bir fırıldak gibi dönüp, durmuştur. Çok uzaklara gitmiye ne hacet; antidemokratik kanunlar kaldırılacak diye Receb Peker bir takım cümleler gevelediği ve 12 Temmuzda bir beyanname yayınlandığı vakit, «Vatan» başyaza-n: «Artık her şey elde edilmiştir. Senlik yapalım I..» diye sütun sütun yazı yazdıktan sonra birdeıı-
\


/

t
• ••
• •

Yine bir kaç gün evvel ayni yazar: «Demokrasi meydan muharebesi kazanıldı, mesele artık yalnız ganimetleri depolamıya kaldın dedikten sonra yine, fakat bu defa
Balıkesir D. P. Kongresi Toplandı
Celâl
yaptığı mühim konuşma
S:* kendi idealinizin murahhasını arayordpnuz. Yana siz n dtalinizi temsil eden başka bir arkadaş çıksa oaa yardım edeceği*,
Baytar D. P erkâüile beraber
bir kongreyi takib ederken.•
Bz!;ke«ir: 22 (Telefonla) Balıke siı E P. kongresinde bulun-mak üzere Istanbııldan şehrimize geler demokrat Parti başkanı Ce-lâ. Be yar ve yanında bulunan Ahmed 9 45 diı. sına
kitlesi tarafından karşılanmıştır, öndt Ayvalık Demokrat Parti bandesû olduğu halde halkın coş-
Emin Yalman, Emin Sazak trenile şehrimize gelmişler-Ba.var havanın yağışlı olma-rağmen kalabalık bir haik
Bira» da Şaka
' Son günlerde «dyonl partiler karmak, dağıtmak da dahil, bütün Bmıf vatandaşlara öğüd, emir ve direktifler vermeğe yeltenip memleketi, perde arkacından ve hiç bir mesuliyet yüklenmeden, idare ettiğini iddiaya kalkışan «Vatan > ticaret gıraeliı baş hissedarı ve «Var taıu sermuharriri fırıldakçı Abmed Jfaln/ajc (debinin revuü(Ur«
t
kun tezahüratîle ve -Yaşa, varol sesleri arasında, evlerden atılan konfeth.-r içinde istasyon caddesini takiben il kongresinin toplanacağı Şehir sinemasına gelmişler, Burada yine halkın coşkun tezahü ıDevamı Sa,, 5; Sil., 1 ae>
f •
r ı "" "" ■ ■ ■ — »
Amerikan Bfiyfik Elçisine verdiğimls muhtırada peşin para şartının, tediye muvazenemlıl bozacağını belirttik
- — 1 "
I rikadan aldıkları her 3 dolarlık | mala karşılık 2 dolarını tediye e-deceklerdir. Plânın ilk devresi 15 aydır ve 1 nisandan itibaren ba.ş-(Devamı Sa., 3 Sü„ 6 da)
/.•


i
T
(•
• II — p- - I ■■
Vaşington: 22 (AP.) — Dışişleri Bakanlığından dün kongreye gönderilen yeni Marahall plânı ta* | sarısına göre, yardım gören memleketler ila (luvre esnasında Ame-
Yeni Orman Kanunu ve orman yolsuzlukları
“Pek hakan u insafsız bir kıstasla bedelleri ödenerek ormanları ellerinden alınan orman sahihlerinin hakları nı da naıan dikkate almak insaflı bir hareket olur.
Dün Şevket Mogandan bir mek-tub aldık. Bu mektubu ilgililerin dikkat ve insaf nazarlarına aynen ■unuyoruz:
«Gerek Başbakan, gerekse Tarım Bakanı orman kanunu, değişeceğini müteaddit vesilelerle söylediler. Fakat bu değişmenin şekli hakkında henüz umumi elkâr hil-İuums .(Hatiboğlu - Batar/, siste-
Kimbilir ne maksatda uydurmak, hattâ garsonun ismile, asanın numarasına kadar bildirmekle ‘'Vatan,, bugün gülünç bir vaziyete düşmüş bulunuyor
«Vatana m evvelki günkü nüshasının bilinci sayfasında iri pun- W tolu başlıklar altında bir haber in-tişar etmiş, eski Dışişleri Bakanı Bay Tevfik Rüşdü Arasın eski Z Yugoslavya elçisi olup bir rivayete göre «Kominforma nın haber- z leşme servisi şefliğine tayin edilen ve bu yüzden de memleketine dönen bay Simiçle, hareketinden «cnniu nSw&.«
■-ka.r>*» 'c;
ri .feTHit Ara-c-’ A?»
t.u
'.7
II

• • •
» ıs
tml rko rint
• .>A İJ:- • j(fi\:i L■;»t*,.’
«ı, ’f * ‘ ' V'"’ . ? ’fT'
rr’7-‘£r,«’ r* 1 f
t* v ■ ‘•T’
*. • Cif V’ı 7- '/•* ~
' .-e . Gt.
'* • ‘ S*
/v '^7. "i**1


*

ı
»
-taMn. ««»*0
• »7.b *•’** '"’r*«*■'* •’ -kt

Y.'
«


*
A'

•r
e
b




a ’ / ’

bir gün evvel, Park Otelinde baş başa yemek yediği ve iki saat süren gizli bir görüşmede bulunduğunu bildirmişti.
Bu haberin çıktığı gün eski Dışişleri Bakanı Araş matbaamıza kadar gelerek bu haberi yalanlamış, «Vatan > m iddia ettiği gibi kendisinin geçen cuma günü elçi (Devamı 5 incide»
b M
\p5r4?.^;a t.o :
^.»Ir ’ *'7-AC(X}.1/C
ve, jıç .1 ’• l,i An*JX.4 • aİ£4Âa£.’.>C v/ c-i.
' ’ ivir..
E '• ■- Jf/-- /;
“> • I.
t





L

i T
A.
7- M (
s
• ı
-5-..-w».
• ı '' •
* 9
w
■ '

’(H v ’»r

t.
J »•’ ; V.* •

•t.
• s
vz


'4
i


J
Bir okuyucusundan A.E. Yalmana açık mektub..
ikinci bir Falih Rıfkı olmak tehlikesile karşı karşıya bulunuyorsunuz..
*‘lki yıl evvel, efkârı umumiye önünde Hüseyin Cahid Yalçından af dilemiştiniz.. Şimdi ayni jesti Kenan Öner karşısında da tekrar etmenizi bütün millet sizden beklemektedir...,,
tanbulun, bütün yurdun üzerinde titizlik ve hassasiyetle bir istifa meselesinden kaniniz sıfatile sizinle konuşma yapacak ve ğim: (Devamı Sa.. 5; .

Dün Adanadan, A. î. Yoğurtçu-1 oğlu isimli okuyucumuzdan dün a-şağıdaki mektubu aldık:
A. Emin Yalmana açık mektub
Çok sayın üstad:
Son günlerde değil sadece îs-

HutJdte Tngllteif.il yasetini açıklıyan Berin
Akdeniz politikası
-----o------
İngiltere ve Amerika, Kızıl Tehlike karşısında Akdenizde ciddi tedbirler aldılar
Nevyork, 22 ((A.A ) — (Reuter) Akdeniz Amerikan deniz kuvvetleri kumandanlığına tâyin edilen vis
durduğu dolayı bir alenen bir dertleşece-Sü„ î deı
AKVİMDEN BİR YAPRAK
3ıkdık tanınmış aile çocuklarından
nkarada dört tano otomobil hırsızı yakalanmış. Hâvadlsı veren gazete bu dört hırsızın tamumu aile çocuk- r77?Tİ B W ( lan olduğunu yazı- \
yor. Babaları millet- ı _ ı

dar fakirlerin de izzeti nofisieri, namus prensipleri vardır. Oğlunun hırsızlığını gazetede okuyan bir fakir;
«Tuu! Allah cezasını versin... Soysuz oğ-l lan bunca senelik na-
minin gadrma uğnyan vatandaşlar, bu hususta henüz hiç bir malûmata sahib bulunmuyorlar.
Halbuki bu sistemin gadrma uğnyan vatandaşların uğradıkları zarann ne kadarının telâfi edilebileceğini öğrenmeleri kadar tabiî bir hak tasavvur edilebilir mi?
«Yem Sabah ın bundan evvel-(Devamı Sa., h; (Sic â
Lâstik yolsuzluğu dâvası bitmedi
-----o—----
Ticaret Ofisinin İhale ettiği lâstik leri tamir işinde mukaveleye riayet etıniyen RUşdÜ Diktüıkün yolsuzluğuna goz yumarak Ofisi 1 milyon 11-(Devam* Sı.t 6; Sil., 3 de)
vekili, müsteşar, emokli genoral ve müfettişmiş!
Maşaallah! Nazar doyınesin... Hırsızlar suç üstü yakalandıkları zaman arabaları gezmek için çaldıklarını söylemişler; hepsi birden savcılığa teslim edilmişler tabiî haklarında yapılır. Cüfüm sabit olursa görürler.
Fakat bizi mütessir eden
var:
Neden bir fakır çocuğu bir hırsızlık yaparsa babasının, dedesinin yedi göbeğine kadar ismi, cismi gazetelerde yazılıyor da böylo tanınmış kibar aileden olunca gazetede soyadları bile yazılmıyor?
Tanınmış şahsiyetler baba da fakirler şanı babası mı? Nasıl ötekiler o-ğulları hırsızlık etti diye ınutessir o-luyorlarsa bunların da yürekleri yanar, zenginlerin haysiyeti, şerefi ka-
• •
tahkikat cezalarını
bir nokta
muşumuzu iki paralık cttlİD diye hayıflanır ve daima oğlunun yaptığı oür-mün manevi ınss’ulıyetı onun omuz-larındadır; zaten gazololerdo adı İle sanı ile yazılmıştır.
Zengin ve tanınmış aileden oldu mu? Cürmü Işlıyen çocuğun bile gazetelerde İsmi yoktur. Ahmed, Meh-med, Ali, Voli... Amma hangi Ahmed, hangi Veli? Bu «teşhir» muafiyeti», bu müsavatsızlık, İçtimaiyatımızı temelinden sarsıyor.
O tanınmış aile çocukları bir cürmü İşlerken bahalarının nüfuzunu, yaptık ları cürıno karşı kurtuluş ümidini a* kıllarına getirirdiler mİ? Elbette ge tirirler. «Adan sondc! Yakalanırsak nasıl olsa babalarımız bizi kurtarır.» sigortası bir an hatırlarından çıkmamıştır. Onların bu yola dökülmelerinde bu güvenişin do elbette tesiri vardır, ^Lütjan say/ayı çcvUIhu^
1
4
I

SAYFA: â
L ■■■■ -■- 111
İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm?}
teni sabah
• 1
— Naim Cevad bey Karadeniz sahili boyunca Halk Şûralar Fırkası programını dağıtmağa memurdu. Bunu iyi bilin!
— Enver paşa, bu hâdiseden dolayı muğber oldu. Biz Moskova da ağustos nihayetine kadar kaldık. Maksndınuz İslâm murahhas lanuın memleketleri için Rusya -dan istediklerini istihsaldi. Bunun için Çiçerin ile temasda idik. Bu münasebetle Enver paşa Çiçerine: «Sizin süvari kuvvetleriniz var, Başkırd fırkası rar, bunu Anado luya gönderirseniz Anadoluya büyük yardım olun dedi.
— Ne salâhiyetle söylüyordu, ne sıfatla? Hükümetin oarada sefiri vardı
— Bir yardım olarak söylüyor du. Temcid pilâvı gibi tekrar ettikçe Çiçerin bir gün güldü ve: «Siz Asnkara için ne düşünüyor -sunuz. Ankara sizin için ne düşü nüyor!» dedi. Bendeniz anlattım.
Anadolu emperyalistlere kar$ı mücadele ettikçe, bizim hakkımız da ne düşünüyorsa düşünsün onlara .vardıma moburuz> dedim. O sırada Enver paşaya bir teklif vâki oldu. Trablustan paşayı istediler, Bing&ziyi bir silâh deposu haline koyarak mücadele için.
— Harekâtınızda insicam yok.-Talât paşanın kont Sforza ile gö rüştüğünü biliyorsun değil mi? Talât paşa îtalyanlardıın muave -net temin etmek istiyordu. Enver paşa Trablusa gidip Trablusu a-yaklandıracak. Bahaeddtn Şakir bey Trakyada ihtilâl yapacak. Bir taraftan Varangel ordusunu ele geçirmeğe çalışıyorsunuz, mânası yok, harekâtınızda cam yok, ne ise devam!
— Bir gün Enver paşa Mosko-vada beni dâvet etti: Anadolu-dan fena haberler geliyor» Kütahya - Tavşanlı hattı
etmiş, düşman Eskişehiri almış; bu vaziyette Hindistaoa gidip ça hşmak manasızdır. Memleket hududu ÜBerinde bulunalım, Batuma gidelim- dedi. Ben (Siz hududa gidince sabreder misiniz, zıplayıp hududu geçersiniz, halbuki bizim tararımız Mustafa Kemal paşa -nn rızanı olmadıkça Anadoluya girmemektir dedim. Enver paşa, «Sen asker değilsin, vaziyeti bilmiyorsun. Behemehal bizim hududa yakın bulunmaklığımız faydadan hâii değildir ■ dedi.
Bunun üzerine dedim ki: «Ana-doluda hükümet gerek ordu ve as ker. gerek ahali üzerinde nüfuzu nu tamamen kaybederse o takdir d girmek şartile Batuma gitmek taraftarıyım,. Enver paşa muvakkat ve kabul etti. On beş gün sonra Batuma indik, gizli otur-
Bunun insi-
dedi, sukut


3ıkdık tanınmış âile çocuklarından
(Ba^tarah 1 incide) Sonra tanınmış aile çocuklarının bu gibi cürümlerde hüviyetlerinin olduğu gibi zikredilmesi İ3z«md«r, Bu suretle babaları da çocuklarının terbiyelerini İhmal eyteınektigın manevi cezasına katlanmış olacaklardır.
Bu hâdise bana İslâm tarlhindon bir vak’ayı hatırlattı:
Eşraftan Esvedi namında nüfuzlu bir adamın kızı Fâtıma hırsızlıktan dolayı —o zamanın kanununca— eli kesilmeğe mahkûm edildi. Hırsızın kavun ve kabilesi, Peygamberimizin sev-d:£i oehabeden Esâmeye müracaatla mahkumun affı çaresini aradılar. Eeâ-me, Resulullah nezdinde şefaat etti: Tarih diyor ki: (01 Hazretin yüzünün rengi değişti... Hemen o gün okuduğu
II
Tefrika No. 1S3
duk.. Bir müddet vagonda kaldık. Bilâhare Enver paşa hususi bir odaya gitti, takriben üç hafta kadar kaldık. Son günlerde Ce -mal paşadan bir telgraf aldık, diyordu ki: cEylül evahirinde hudud üzerinde bulunacağım. Görüşelim.» bunun üzerine bir zabit iki çavuşla hudud üzerine gitmeğe karar verdim.
— Enver paşa nasıl ve ne suretle girmek, ne yapmak istiyordu?
— Nefer kıyafetinde gönüllü o-larak girecekti.
— Küçük Talât beyi Enver paşa ile birlikte neden çağırdınız?
— Efendim bendeniz bilmiyorum.
— Küçük Talât bey Anadoludan çıkarılıyor. Siz de Moskot adan geliyorsunuz birbirinizi görmek arzusu (!)
— Efendim bendeniz bu me3’e-leden malûmatımı arzettiğim gibidir.
— Çerkeş Sami nasıl iltihak etti.
— Çerkeş Saminin iltihakı esnasında Boründe idim.
— Tevil etmek için çalışmayınız. Selâmet söylemektedir.
— Efendim Halil paşa ile Mos-kovada buluştuk, görüştük. Fakat Baturuda vagonda gizli oturmuyordum.
— İslâm ihtilâl cemiyetleri ittihadı namına kimleri memur ettiniz?
— Kimseyi memur etmedik.
— Anadoluda şube teşkili teşebbüsü almadı mı?
— Hayır, Berlinde Talât paşanın da iştirâkile Anadolunun dahilî işlerine karışmamağa karar verilmişti.
— Şimdi on beş günlük mesainizi anlatınız!
— Batuma ne şeraitle gittiğimi söyledim. Orada intizar vaziyetinde idim. Enver paşa faal idi. Vagondan oraya gittikten sonra orada bazı Lâzlarla, takacılarla temasta bulunuyordu. O esnada A-nadolu matbuatında Enver paşa hakkında şiddetli bazı yazılar intişar etti. Enver paşa bunlara kar şı muğberdi.
— Siyasî faaliyette bulunmak | etrafında karar vermediniz
— Hayır.
— Halk Şûralar Fırkası
— Hayır. Biz böyle bir
büste bulunmadık. Belki Istanbul-da kalan eski bir teşebbüste ler.
— Batumda
namma hiç bir faaliyette bulunma diniz mt?
— Hıryır.
— Batumdan sonra Moskovaja gittiniz. Yani Afgan hududundan Moskovaya gittikten sonra bir daha Batuma dönmediniz değil mi?
— Evet.
— Alâ, o halde Enver paşanın bir mektubu var okuyalım.
Enver paşanın mektubu okundu.
(Devamı var)
mi?
falan ? teşeb-
Ittilıadeilar böyle bulunmuş olabilir-
itti had ve Terakki
— Sualimi değiştiriyorum: Eameı kadınlardan da hoşlanır mısın?
Buna Metin kahkaha ile gülmüştü*
— Tabiî... dedim ya, benim tçld rengin ehemmiyeti yoktur.
Bu sözlere rağmen Verda onun sa( nşın kızları tercih ettiği fikrini zihninden atamamıştı. Yanılıyormuş, Gözlerinde simsiyah bir bağ bulunduğunu şimdi anlıyordu.
Nitekim, Metin mühendis diplomasını aldığı akşam annesi:
— Artık oğlumu evlendirmekten başka işim kalmadı.
Dediği vakit Metinin seçeceği geno kızı düşünerek üzüldüğünü de hatırlıyordu. O zaman da gözleri bağlı imiş meğer... Yahud da gururu ona
* • •
hutbede: «Cenabı Hakkın «aşm'I üm- duygularını kendisinden bile gizliyecek metleri mahv ve helâfe etmesinin sebebi ol idî ki anların içinde kavmin eşrafından birisi hırsızlık ederse onun hatırını sayıp ona ceza vermezler ve içlerinden bir zayıf kişi ol cinayete mübtelâ olsa hemen anı cezalandırırlardı. Ey Has! Eğer Mohanımedin kızı Fâtıma dahi hırsızlık ederse onun da elini keserim.* emretti; hırsız kadının elini gostiler.
İslâmİyetin 70 senede Şimali Afrika yı geçip Endülliso yerleşmesinde kanunun tatbikinde ve aduletin tesisinde hatıra gönüle bakmamasının elbette büyük bir hıseeei vardır.
Yokea «hanım kırarsa kaza, halayık kırarsa ceza» olunca bu işin ardı gel-moz.
te*
an-bü-
kuvveti vermiş. Belki bunda bLraz da alışkanlığın, beraber yaşamanın slrl dc vardı.
Şimdi. sevildiğini ve sevdiğini lam aktan gelen tatlı bir rahatlık
tün vardığım sıcak bir buğu halLnde sarıyor, bu hissin, bundan evvel caşk> sandığı çocukca kaprise’ne ka dar benzemediğini düşünerek o geçen macerasına istihfafla gülümsüyordu.
Bölendin ona hakaret ettiği o korkunç akşamda Metin ne büyüklük göstermişti! Onu müdafaa etmek 1-çin Bölendi nasıl tokatlaınışlı! Son ra da ne kadar sade ve tabiî bir tavırla, âdeta kardeşçe bir şefkatle o nu himaye etmişti’ Sevgili, iki kalb-

ı
s
►_


OkUYUCIT
DİÎO
»
ki
îF


23 O 0 A C( (14S
Eyüp orman bakım 4|i^erinden şikâyet I
-----o-------
Bundun bir müddet evvel şikâyet: edilen Eyüb Orman Bakını işlerindeki uygunHaz- I lıık lıâlû berdevamdır. Evvel- I ce yapılan (ıkâwwetlerde nıez- I bfır müdüriyetin müfettişle- I ri memurlarının liyakatini | kömürcülerden yani işbirliği I yııpaıılarııı bir rüknünden I sormuşlardır. Esasen nıüte- I kabil faydalanma esasına I miistenid olan aralarındaki I anlaşmayı hiç bir taraf boz- I mak niyetinde olmnk şöyle I dursun medyunu şükran ol- I (İlıklarından gayet tabiî me- I ınıırun liyakatına şahadet e- I dec eklerdir.
B(ı itibarla da bay memur hattı hareketini teşdit etmiştir. Alâkadar ınakamat daha emin kaynaklardan sorarak memurunu kontrol etse daha iyi olur. Bilmiyorum bir memur idare tarafından niçin bu kadar vikaye ediliyor. Şahsıu maddî durumu satın aldJkları altın bileziklere alt verilen faturalarla sabit olduğu ve memurun da resmi geliri buna müsait olmadığına göre kazancının kaymağını sormak va/.ifesile mükellef atanlar daha ne zamana kadar susacaklar.
.Alâkadarların nazarı dikkatini celbetmenizi dilerim.
Eyüp Nişanca Karayel sokak No. 8 Ali Akay

BİB ŞİKAYET SAHİBİMİN ADRESİ SORULUYOR Bilecik valiliğinden: «7 Ocak 948 gün ve 3189 sayılı gazetenizin 2 inci sayfasındaki Bilecik mâliyesinden Temize! imzalı şikâyeti okuyarak derhal gelir dairesinde kuyudat üzerinde ve hariçte yaptırdığım tetkikat ve tahldkat sonucunda Bilecik dahilinde ne bu namda bir şahıs ve ııe de 14 ay dan-beri sürüncemede bırakılan muameleye tesadüf edemedim.
Bununla beraber şayet gazetenizde yazıldığı gibi gelir müdürlüğü t''recrTdan işi se-bebsiz olarak uzatılan ve hakarete uğrtyiMi bir vatandaş mevcud ise hemen gereği yapılmak üzere sarih adreeile yapılmayan işi mahiyetinin acele bildirilmesini bu gibi vatandaşların hak ve hukukunun gözetilmesi bakımından rica ederini.»
Vali Şlnasi Turga
Denizyolları umum müdürü bu gün Amer ikaya gidiyor Devlet Denizyolları umum müdürü; Yusuf Ziya Erzln, bugün Ameri kaya hareket edecektir.
Yusuf Ziya Erzln; Amerlkada bir ay kadar kalacaktır.
- ■ O —
Bir yaralama dâvası sona erdi Bir müddet Önce Sllivrlkapıda Mehmedl bıçakhyarak ağır surette varalıyan Aslan ve Bayram İsimlerin de iki suçlu hakkındaki dâvanın duruşması dün 2 nci ağır cen mahkemesinde sona ermiştir.
Mahkeme sanık Aslanın 8 ay ve Bayramın da 6 sene hapsine karar vermiştir.
L



0


• •

A
i \i!ER SABAH]
İstanbul üniversitesine bağlı olarak kurul-ı masına karar verilen enstitü bu yıl açılacak ------------------------------------------------------------------ i örekte ise de; Edebiyat fakültesi-1 nin bir branşı olarak şubat veya mart ayı İçinde behemehal tedrisata başlama 91 mııhelrlrolrt'.r Enstitü; elde bulunan tasarıya nazaran iki kuma ayrılacak, bunlardan birincisi, yalnız gazetecilik mesleğine hevesli olanlara, ikin cİBİ ise, lise mezunlarına mahsus, olup bir yüksek tahsil maliyetinde olacaktır.
Gazetecilik Enstitüsünün, bu yıl içinde faaliyete geçmesi, katiyetle takarrür etmiş gibidir.
Senato toplantılarında, mesele olarak üzerinde enstitü etrafında yapılan
ve araştırmalar, sona ermek üzere dir. * J
Diğer taraftan gazetecilik enstitüsünün; hangi fakülteye bağlı o-lacağı münakaça mevzuu teşkil et
başlıca durulan Incolama
BELEDİ YEDE
Eoğaziçinin i ve Belediye

Istanbulun modern bir şehir olması için evvela tam bir imar pl&m olması icabetmektedlr. Yukardanba-rl bu hususta çalışıldığı halde şehrin ancak dar bir sahasının imar plOna hazırlanabllmiştlr.
Diğer taraftan fstanbulda İnşaat faaliyeti süratle artmaktadır. İmar plânı mevcud olan sahalardaki tabaatta plin nazarı dikkate alınarak şehrin müstakbel inkişafı bu esasla ra göre temin olunmaktadır. Plim mevcud olmıyan semtlerde İse yeni yapılan İçin ancak umumî hükümletf tatbik edilmektedir.
ş
Belediye başkanlığı, bilhassa İm yaz îstanbulda çok sayıda ev ve apar tim an inşa edileceğini düşünerek mümkün olduğu kadar süratle imar plânı hazırlanmamış sahalarda meşgul olmağa karar vermiştir.
Bu karar özerine Bogazlçlnln İmar plânının hazırlanmasına başlanmıştır. Mütehassıslar Yenlköy, Sarıyer ve Büyükdere civarının etüdlerine başlamışlardır. Bogazlçlnln İmar plânına ald hazırlıkların bu yıl sonuna kadar tamamlanacağı ümld edilmek, tedtr.
---------o
Narenciye seferi
A’anya ve Finikeden portakal mandaı’na getirten kabzımallar, ra-sıtasızılk yüzünden külliyetli miktar dakl maharını nakledebilmek işin Denizyolları İdaresine 'müracaatta bir vapur tahriklpi İst epı İşi erdir.
Kabzımalların teklifini nasan iti. bara aîan D. Dz. Yollan îdarert bir defaya mahsus olmak üzere Narenciye seferini ihdas etmiştir.
Bu seferi An af art a vapuru yapacak ve 27 Ocak salı günü saat 20 de hareket edecektir,
A nn farta vapuru Al an yaya kadarı gidecek ve dönüşte, Finike, Bodrum, Güliük. îrmir ve Çanakkaleye «fn-yacaktır.
o
Bir kömürlükte yangın çıktı
Kasımpaşa da Çaydanlık sokağında Emine aid 28 numaralı evin bodrum katındaki kömürlükten evvelki akşam yangın çıktığı görülerek hâdise polise bildirilmiştir. Neticede kömür lüğün kilitli bulunan kapısı kırılarak içeri gLrllmlş ve yangın söndürülmüı tür.
Yangın yerinde da yağh paçavralardan yapjm ş bir kundak bulunmuştur. Ev sulıibl bu kundağı Rece bin soktuğunu iddia etmiştir. Tahkikata devam edilmektedir
ADLÎYEDE
Karısını bıçaklıyan adam mahkûm
oldu
Bundan 6 ay evvel Gal&tada, karısı Hatlceyi kıskançlık yüzünden bıçaklıyan Hüseyin Süngünün duruşması; ikinci ağır ceza mahkemesinde yapılan dünkü duruşmada sona ermiştir.
i
Mahkeme heyeti sanığın 8 sene 10 gün ağır hapsine karar vermiş tir.
• M
îTiı
------------o-------- Yüksek Ticaret Derneğinin tertip ettiği spor gösterisi
Yüksek Ekonomi «e Ticar it oku lunun 65 inci kuruluş yıldönümü mtl-nasebetlle; dün saat 14 de, MU1İ Türk Talebe Birliği Y. Ticaret Derneği tarafından tartiblenea bir spor gösterdi yapılmıştır.
Her tüllü spor branş, fizerkıde yapılan gösteriler, geç vakte kadar alâka l]e takib edilm’gUr.
--------------o | Ticaret Bakanının dünkü tetkikleri ' |
Bir müddettenberl şehrimizde bulunan Ticaret Bakanı Malımud Nedim Oündüzalp; dûn öğleden sonra T. Bakanlığı İhracat kontrolörlüğü teşkilâtım ve l&bora-tuannı ziyaret etmiştir.
Bundan sonra bakan. Fındık ve Tiftik ihracatçı birliklerine mlş, İzahat almıştır.
Bakan; bugün de «ant 11 de ga zeteeller cemiyetini ziyaret ederek gazetecilerle bir konuşma yapacak tır.
git*
Alacak yüzünden kavga
Şişlide Türkyenl sokağındaki yeni inşaatta çalışan amele Dursun ile Baktaş Sanha bir alacak yüzünden münakaşaya tutuşmuşlardır. Neticede Bektaş aline geçirdiği sopa ila Dursunu teyıltınoaya kadar dövmüş-Vüoudu kanlar İçinde kalan ya. Beyvğlu hartahanesine kaldınl-ve suçlu yakalanmıştır
tür.
ralı
mı®
CT.
r Tw.ı
Nuri Leflef D. P. den istifasını geri aldı
17.1.948 tarihinde D, P. Küçük pazar bucak başkam Nuri Leflefin D. P. den istifa ettiğini yazmıştık.
Dûn öğrendiğimize göre, bucak İdare heyeti mezkûr İstifa yi kabul etmediğinden Nuri Leflef istifayım geri almıştır.
Tefrika: 47
Aşk ve his romanı
Muazzez Tahsin BERKAND
başını yastığa biraz da-vücudunu biraz daha gözlerini kapadı. Hatı-renkslz ve karışık olma-
U ve yüksek ruhlu Metin!
Gene kız ha gömdü, gevşetmişti, ralan daha
ğa bağlamıştı.
Bir kır manzarası, ağaç altında bir grup... Mavi bir denizin sulan İçinde bir akış... Bir otomobil yolu... Odanın bir köşeai.. bir piyano., birçok sesler., kahkahalar., şarkılar..
Verdanın dudaklan hafifçe aralık landı göz kapaklan ağırlaştı Her şey uzaklaştı. Derinlere, daha derin-lore gömüldü... uyudu.

Verda ile Metin, samimî duygula-nna ald karşılıklı hiçbir itiraf yapmamak için sözleşmiş gibiydiler. Bu büyük günü mümkün olduğu kadar uzaklaştırmak, bu yan rüya yan hayal vaziyetinin zevkini çıkarmak İstiyorlardı. Konuşmadan anlaşıyorlar, ufak bir İma, bir bakış, bir gülüş onlan mesud etmeğe kâfi geliyordu.
Kah arkadaşlarla, kâh ailece, bs-zan da yalnız, hemen her gün bir ye re gidiyorlar, evde misafir kabul e-diyorlar, konserlerde, sinemalarda, çaylarda birbirinden ayrılmıyorlardı.
Saadet yarışma çıkmış gibi idiler. Bu rahatlık ikisine de çalışmak İçin yeni kuvvetler vermekte idi. Metin sabahtan akşama kadar koşup yorulduktan sonra Verdanın yanında nefes alıyor, dinleniyor, Verda da günün en büyük kısmını piyanosu başında geçiriyordu. Yakında mevsimin son konserini verecekti. Dlnll-yenlorin iyi bir hâtıra saklamalarım, heyecanlarını bir dahaki mevsime ka dar yaşatmalarını İstiyordu.
îldncl konseri umum! bakımdan b yi geçmiş, kendi eseri le büyük bir sempatüe karşılanmıştı. Gazetelerdeki yazılar da cesaret verici idi. Herkes memnundu. Yalnız Turban Yılmaz bu muvaffakiyetini küçümsemiş, Verdayı iyi hazırlanmamış ol inakla İtham etmişti
rr»_-
.he
— Sanatkâr herşeyden evvel sanatın in malı ve esiridir. Sen son aylarda bütün vaktini piyanoya vermedin, kendini gevşek bıraktın, diyordu.
Bu sözler geno kııun gözlerine yaş getirmişti. Gerçi hocasının hakkı var dı, eskiden olduğu kadar piyanosu İçin yaşamıyordu amma onu Ihma! etmekten de çok uzaktı. Bilâkis, her gün daha olgunlaşan blslerile piyanosunun başına geçiyor ve çakşırken bütün variığım ortaya koyuyordu.
Turhan neden memnun değildi? Herkes Verda Berk! alkışlar,.gazeteler ondan büyük bir piyanist dLye bahsederken niçin en yakını, hocası böyle titizlenmişti?
Turhanın acı tenkidleri, başta Kad riye Hanım olmak üzere, bütün aile de isyan uyandırmıştı..
— Daha ne istiyorsun canım? Bütün ömrünü piyano başında geçiriyor. Kıscağız hiç mİ nefes almasın?
— Biraz mübalâğa ediyorsun ağa-

üniversitede sömestr tatili
1 !
k_tdar deva
şubattan 28 şubata edecek
• I

üniversite senatosu son yaptığı t'ıplantısında sömestr tatilini gö -rüşmüş ve tatilin bütün fakültelerde l Şubaıta başlamasına ka -rar ’^rilmlştlr.
Tatil bütün fakültelerde 28 Şubata kadar devam edecektir. Bu karar cûn dekanlıklara tebliğ edil rnlştir.
Yüksek Ekonomi ve Ticaret o-kulunda aa, tatü 1 şubattan 28 şubata kadar devam edecektir.
Birinci sömestre devresi bittiği halde 500 talebe henüz harçlarını ödeyememiştir. İkinci sömestr ve dolayıslle İmtihanların yaklaşmış olması, haklarında henüz senato-oa kati bir karar alınmadığından bu talebeler büyük bir yeise düşmüşlerdir.
Bu durum onlarda mütereddit bir hal yaratmıştır. Şimdiye kadar hiçbir salâhiyettar zatın, tatmin edici bir şey söylemeylşl. çalışmalarında bir aksaklık meydana getir iniştir. * I
Diğer taraftan bin bir mahrumiyet içinde, mecbur kaldıkları İçin harçlarını ödemiş olan yüzlerce fakir talebe de harçlarım geri al mak İçin fakülte dekanlıklarına müracaat etmişlerdir.
YENİ kayidlar
Yeni üniversite nizamnamesine göre, bu sene sömestr usulü tat -blk edilen fakültelere bu şubat ayında yeniden talebe alınacaktır. ■Kayıdlar 1 Şubattan 15 şubata ka dar devam edecektir.
Bu sene Hukuk ve İktisad müstesna diğer fakültelerde sömestr usulü tatbik edilmekte olduğundan Tıb. Fen ve Edebiyatta birinci mestr İçin talebe alınacaktır.
---------o---------
DENİZDE

Yine bir mektuba cevab
Kaumpaşadı «Yr.fekfl
öjrnbmo bMUıraoHifmdan cÇibctetto Asit» yarı-
yor :
«Oğlum Fıkracı,
Bilmem sen dikkat «diyor mu-sun? Son romanlarda ttiHtecilerimUo bir hal oldu: Ahmed Emin Yalman kalkar, ötekine berikin* dıraAtıfur verir, partiler kurup ernmiyetlor dağıtmaya yeltenir, hatta sa/:n Mareşale varıncaya kadar, büyük twkss«
yol gösterir. Bin ç»4mo aa:
— Pazar on Yatarın sayı
ile kondine gel! demeyi ıkıl etmez.
Oün de cCurnhuTvy-z, Ma-
lına, Hem Mıhın» muharriri, do, Denizyolları umum mudur^ Yuıuf Ziya Erzini Amarıkay«ı kendisinin gön derdiğini, evvelce bir ferra-utma luıuş tukları bahsin bu surat a tarafından kazanılmış olduğunu idyluyor, fakat hediye olarak kendisine Amerıkadan kıravat yerine tam altı tane gemi 50-t irilmesin i istiyor. Hem de bunlar ya4-cu vapuru olacaklarım;f.
Yazıklar olsun Abulin Döven*:... 8U onu sivil amiralimiz tartınızın üstünde taşırdık, madem ki bunlardan sınıfından
sta? Dünyada yelken gemiciliğinin üstüne gelir bir şey var
Sonra aklıma »urasem 13
işaret edeyim: Aöid»n Davar bir >3g küçük memurun Aıvruaiyi gönderilip orada tecrübeler gererıı^uakuma-larını veto etti idi amma şimdi nedense bir umum müdürün, d s hediyelik bir kıravat batısına, Amerika-la ra kadar gitmesin» yumuyor,
hattâ göz yummak m* kelime? Umum müdürün Amerika seyanatırve çHıması işinin sayesinde bile .adsa
ediyor.
Yine yazıklar olsun Bay Dawere'._ Mes ele brr kıravat’. 1 kürufe memurlar belki ona bu* dteüno, hem da halis Fransız malı, kıravat getıretaür-‘ lerdi. Bilmem sen ne n ou ışe?-«
Fıkracı — Sayın lostromo amca.
Kuçuk momuriarrn Avrupa seyahatlerim veto edip genel müdürleri tâ A-nıerikaya kadar gönderen bir zihniyete cAllah» demekten bttçka elden ne gelir? merak purlar galiba
darıkı mecburiyetm« ^□Jacagrz. Baksa na, bir kaç heyet ay aruanoer» Anıerı-kada amma halâ gelece* vapurtertfem eser yok. Hatt^ mr nrtrsyete göre nu heyetlerin ikamet nan gemilerin tamir yaa fiyatlarını kat ter misin bu sefer
- leşıp kalacak olan genel müdürü memlekete getirebilmek için Ulaştırma Bakanı Şükrü Koçak’a bir Amerika seyahati görünsün... 'Malûm a yabancı memleketlere seyahat bjnsmde haritada her şey yazar.
Hoşça kal emekü loszmmo antça
ir KAACI
saver, baş-A ınuoarek istiyorsun, bumöarta
attı tane tefene birisinin >«un olmasını mılen aiııl etmez-

Limandaki kaza
Evvelki gün Karadenlzden gelen Karadeniz vapuru; şiddetli lodos fırtınası ve akıntı yüzünden, 7 No. lu şamandırada bağlı bulunan İn giüz bandualı bir şileple şiddetle çarpışmak tehlikesi geçirmiştir.
Karadeniz vapurunun kaptanının gayreti sayesinde müsademe şiddetini kaybetmiş, ancak her 1-ki vapurun bordalarındaki boya-11ar aıyınlmıştır. |
Hâdise yerine giden Gayret ro-jmorkörü; Karadeniz vapurunu ye değine mistir.
Cüzi lebinin
»rafından verilen boya ile boyatıl iniştir.
Istanbul vapuru bugün • JforsıZ^ajia hareket ediyor Devlet Denizyolları idaresinin îı tanbul Yolcu gemisi, bugün saat 12 de 220 yolcu ve 500 ton eşya ile Batı Akdeniz seferine hareket edecektir.
İstanbul vapuru İle, bir müddetten beri şehrimizde ve Ankarada temsiller veren İran Bale heyeti, Pireye müteveccihen şehrimizden ayrılacaktır.
almış ve rıhtıma yanaştır*
bir zarar gören İngiliz şi bordası, liman idaresi ta-
bey. Bu defakl başan da mükemmeldi. Ben herkesin ondan hayranlıkla bahsettiğini kulağımla işittim.
— Alkışlan duymadın mı Programın dışında kaç parça çaldırdılar kıza! Hele kendi kompozisyonlarını istiyan seslerdeki heyecan büsbütün coşkundu. Verdayı tebrik edecek yer de böyle zehirlemek ne dereceye kadar doğrudur?
— Amcacığım. Biraz çıkıp gezmek, nefes almak verdanın da hakkı değil mİ? Bütün kış aylarını karanlık oda larda geçirmesi sıhhatine zararlı o-lurdu, i |
Ailenin bu hücumu Turbanı kayıd-sız bırakmıştı. Dudaklarında yarı müstehzi, yan mahzun bir gülüşle onlara bakmış, cevab vermemişti^ Fakat Verda bütün bu sözleri işit memlş gibiydi. O dakikada dünyayı unutmuştu. Yalnız Turhan Yılmaz vardı.
— Siz haklısınız hocam. Yalnız siz
haklısınız. Başkalarının söyledikleri I ve yazdıkları benim umurumda de-ğlL Ben ancak sizin tenkidlerinizl ı dinlerim. Mademki siz memnun kal- | maçtınız, bu konser muvaffak olmuş sayılamaz. Gelecek defaklne daha çok çalışacağına söz veriyorum.
Sökünde de durmuştu. Afetinle ve arkadaşlarile gezip eğlenmesi onu konserine çok çalışmaktan menetmiyordu. Bu defa hocasını memnun e-deceğine emindi.
(Dcvano var)

Bumbarta m-fsensım ^ehnce etme, Amerikaoan gelecek va-Innanırmza uiaşınoeya uadar brzler yine i oumbarcolar te
masrufları ile ah-oedeMerı asıl rnuba Mat aşmış imiş. (5-do Amerıkaüa yer-
- * —« - - _ _
Şehrimize gelen
Samsunlu güreşçiler
Samsun beden terbiyesi müdürü Rıza Tezelln başkanlığında şehri -mize gelen güreşçiler, Kadıköy Halkevinde İstanbul; İzmir; Eski-şehiı güreşçllerile yaptıkları güreş lerde birinciliği; ikinciliği ve üçün ciilüğü de kazanmışlardır.
Beden terbiyesi bölge müdürlüğü tarafından tebrik edilen güre, çiler 15 günlük bir kursa tâbi tutulacaklar ve mim güreş takımının seçimine Iştlrâk edeceklerdir.
■---o--------
D. P. Kadirga senit ocağı idare kurulu başkanlığından Ocak üyelerimiz He bazı hususlar hakkında görüşmek lüzumu ha sil olduğundan ocağımıza mukayyet üyelerimizin 23.1 948 tarihine müsadif cuma günü saat 20 de ocak lokalimize teşrifleri rica olunur.
TAF’VtM
OCAK 1948
1303 Kural . sAnl
10
23

CUMA

1367
Hicri Kebiül-evvel
11
Kasını 77 Aî 1 — GÜN 23
Vakitler
D.
D
Vasati S.
Ezani
S.
Güneş 7 18 2 05
Öğle 12 26 7 13
ıfdndt 14 59 9 46
AkşaıS 17 15 12 —
Yatsı 18 49 1 36
îııiââk D 87 12 24
*

(
Sovyet Rusya İkinci Diiuya Harbini el altından nasıl hazırlamıştı ?
Rusyanın Boğazlardaki üs emelleri
Amerikan hükümeti, Rus • Alman harbi başlayıncaya kadar iki
emleket arasındaki işbirliğine aid vesikaları neşretti..
M

Vaş-Jtgton, 22 (A.A.) — (Usla): Amer^a Dışişleri Bakanlığı dün 17 Nisan 1939 dan Alman kıtalarının Rusyayı işgal tarihi olan 22 ocak 1941 e kadar Almanlarla Sovyetler arasındaki münasebetlere aid vesikaları İhtiva eden bir kitab aeşredüdlğini bildirmiştir.
Bu vesikalar harb sonunda Ame rikan re Ingiliz ordularının eline geçen Alman dışişleri bakanlığı dosyalarının küçük bir kısmini teşkil etmektedir.
Bikirlldiğine göre, Fransa, Ame rika ve İngiltere dşişleri bakanlıklar.. İkinci cihan harbi esnasın da Almanların güttüğü siyaseti a-çık ve tam olarak dünyaya bildir mek :ı Alman Dışişleri Bakanlığı arf vlerlndeki vesikaların seri hallr.de neşrini düşünmektedirler.
Bu «erinin 937 senesinden başla yaı. j.( iki kitabının önümüzdeki sene neşredilmesi tasarlanmaktadır
Vaşmgton 22 (AA.) — Amerikan h ikâmeti tarafından neşredilen vesikalarda Sovyetlerle Nazl-ler arasında 1939 dan 1941 e kadar ır.ev ii\ münasebetlerin tarihçesi 9 fasla ayrılmıştır.
1—17 Nisan 1939 dan 14 Ağus tos 1939 a kadar olan devre, Sov yet Alman münasebetlerinin ıslahı yolunda ilk teşebbüsler ve ilk gayretler devresi,
2 — 14 Ağustostan 23 Ağustosa kadar elan devre: Anlaşma tahak kuk etmiştir.
3 — 23 Ağustostan 28 Eylüle kadar olan devre: Anlaşma tatbik mevkiindedir,
4 — 2 Ekim 1939 dan 29 Mayıs ■1940 a kadar olan devre: Alman -
Sovyet işbirliği devresi,
5 — 4 Haziran 1940 dan 21 Eylül 1940 a kadar geçen devre: Bal tıkta ve Balkanlarda çatışmalar-
6 — 25 eylülden 23 kasıma kadar olan devre: Sovyetler Birliği ile üçlü pakt
7 — 18 Aralık 1940 dan 13 Mart 1941 e kadar olan devre: Sovyetler Balkanlarda Alman ileri hareketine karşı mukavemet gösteri -yorlar,
8 — 25 Mart 1941 den 14 Nisan 1941 e kadar geçen zaman: Sov-yeilerin Yugoslavya ve Japonya ile andlaşma akdetmeleri.
9—15 Nisan 1941 den 21 haziran 1941 e kadar gecen devre: Ba r. > korumak yolundaki gayretler' âkım kalmıştır.
Birleşik Amerika, Dışişleri Bakanağının yayınladığı bu vesikalara göre; Almanya ile olan münasebetleri ıslah etmek üzere İlk' Sovyet teşebbüsleri Sovyet büyük elçisi tarafından yapılmış ve 17 4- 1939 tarihinde bu elçiye Sovyet hükümetinin Skoda fabrikaları İle yapmış olduğu mukavelelere riayet edileceği hususunda temi -nat verilmiştir-
j mayıs tarihinde Sovyet maslahatgüzarı Astakov, Alman D şişleri Bakanı ğı siyasî ve iktisadi fubesl şefi olan Schumurer’a İki memleket arasında İktisadî müza kerelere başlanmasını teklif etmiş tir. 17 Mayıs tarihinde Astakov,1 Ir.glltere ile Sovyetler Birliği ara -smda herhangi bir anlaşmaya van laç^mı şübhell gördüğünü bildir-
20 May,S tarihinde Molotot Al-
M°’k(>va büyük elçisi Bchulenberge 1M,sadi mOzak’re. lere eırlŞ1»eden evvel siyasi bir takım esaslar,n atılma, gerema. m söylemiştir.
Molotof bu hususu tavzih etme mlÇtlr. 22 Mayısta Schulenberg Berline yazdığı bir mektubda ingı 112 ' Fransız - Sovyet müzakere ferinin seyri hakkında burada her hangi bir şey öğrenmenin çok zor olduğunu bildirmektedir.
O zaman anlaşılıyor ki, Almanya, bu müzakereler neticesi anlanmadan evvel Rusyaya bazı tekliflerde bulunmaktan çekinmektedir.
30 Mayıs tarihinde Astakov bir Alman - Sovyet siyasi anlaşmasının mümkün olacağı hususunda Al-dan Dışişleri Bakanlığı müsteşarı Welsacker ile mutabık kalmıştır.
Moı kovadaki Alman büyük elçi-ll, Sovyet hükümetinin Almanya -aın samimiyetinden şübhe eder göründüğünü hükümetine bildir mlş ve 27 Haziranda Sovverierln, Almanyanm münhasıran Ingiliz » Sovyet anlaşmasını öpleıaok ize

re bir takım İktisadi müzakerelere girişmek istediklerinden korktuk larını belirtmiştir.
22 Temmuzda Sovyet basını ikti sadi görüşmelerin başladığıni bildirmektedir. Bu arada iki nıemle -ket arasındaki siyasî münasebet -ler konusu da gerek Berlinde ve gerekse Moskovada İncelenmektedir.
Sçhulenberge verilen talimata Almanyanın Polonya ve Baltık memleketlerindeki Sovyet menfaat lerlne riayet edeceği hususunda Sovyet hükümetine teminat veril -mesi İstenmektedir. Buna mukabil Molotofun bu İhtiyatlı tavrı bırak ması taleb edilmektedir.
Molotof verdiği cevabda Alman • Sovyet münasebetlerinin düzelece. ğl ümidinde olduğunu, ancak henüz Almanyanın takındığı bu ye-
ni durum hakkında ortada her hangi bir delil bulunmadğını bil -dirmiştir.
10 Ağustosta Astakov, Sovyetler Birliğinin istemeye istemeye ve sa dece Almanyaya karşı korunmak gayesile İngilizlerle müzakereye gi riştiğini Sçhulenberge bildirmiştir.
Bu arada Rus - Alman görüşme leri devam etmektedir. 18 Ağustos ta Schulenberg, Molotof üzerinde tazyik yapması için Berlinden talimat almaktadır. Zira, muhase -mat her an başlayabilir. 19 Ağus tosta Sovyetler tarafından teklif edilen saldırmazlık paktının metni Berline bildirilmiştir.
21 Ağustosta Stalin, Rıbbentro-pun 23 Ağustosta Moskovaya gel-meşini kabul etmiştir. 22 Ağustos ta Japon büyük elçisi, Sovyet - Al man paktının Japonyada uyandır-cağı tepkilerden duyduğu endişeyi açıklamıştir.
23 Ağustosta Hitler, Libau ve Windau’un Sovyet nüfuz bölgesine terki hususunu kabul etmiş ve an laşma imzalanmıştır.
r
Bu arada imzalanan gizli bir protokolda, Avrupada bu iki nıem leketin nüfuz bölgelerinin hududu çizilmektedir.
Ayni gün, Ciano, Mihverin henüz harbe hazır bulunmadığını bildirmen! tedlr. 25 oğustosta Hitler Mussollni-ye bir melctub yazarak, kendisine teminat vermiştir. 3 eylülde Ribben-trob’un SchuJ 'nburg’a verdiği tali* matta Alman Büyük Elçisinin zamanı gelince Sovyetlerin kendi nüfuz bölgelerini askerî işgal altına alma-1 lannın muvafık olacağı yolunda Mo-! lotof nezdinde telkinatta bulunması istenmektedir. Buna cevab veren Mo lotof fazla acele edildiği takdirde müşterek gayenin tehlikeye düşebi. leceğini bildirmiştir. 9 eylülde Molotof Alman kıtalarının Varşovaya girişleri mlinasebetıle tebriklerini Schu lenbur’a bildirmiştir. Molotof, Polon-yada Sovyet askeri harekâtının bir kaç güne kadar başhyacagını .fakat Kızılordunun henüz tamamlle ha zır bulunmadığını bildirmiştir. 17 ey-
|Günün enteresan haberleriI -----------------------------------------------------------------------------------------j | Bir römorkör battı, 16 kişi
1 boğuldu
( Londra: — Felix Towe açık
l larmda batan Orlaııa römorkörün j de vuku bulan infilâk neticesinde ? zannedildiğine göre hayatta hiç
7 kimse kalmamıştır,
J Amirallik dairesinin tebliğinde
I bildirildiğine göre bu römorkörün ( mürettebatı 16 kişiden mürekkebtl.
I Kazanın sebcblerlne dair henüz L hiçbir şey bilinmemektedir. (A.A,) £ Naylon kumaşları kadınlar ı niçin tercih ederler
J • Londra — Avam Kamarasın-1 da her hangi bir saylavın bir ba-I kana bir sual soracağı zaman kul l lanacağı formül hakkındakl ni-l zamlar çok sıkıdLr. Muhafazakâr ? saylavlardan birisi bu kaideye rla-7 yet ederek ticaret bakanma hl-
1 taben | hülâsa I Bazı
l rafları ( ların şeffaflaştğını Ticaret Baka . nı bilmekte midir? Bakan naylon I bir elbise satın alan kadınların J bu elbisenin fotoğrafı çekildiği 1 zaman şeffaflaşıp şeffaflaşnuya-
1 cağım evvelden bilmelerinin müm
sorduğu suali şu şekilde etmiştir:
naylon kumaşların fotog-ahndığı zaman bu kumaş-

lülde Stalin Sovyetler Birliğinin Tür kiye ile bir anlaşma imzalamak için gayret sarfettiğinl Berline bildirmiştir. Bu arada Sovyetler Birliği Es-tonyada ve Finlandiyada bir takım üsler istemiştir. 28 eylülde Polonya toprakları üzerindeki müşterek hu-dud hattını çizen anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşmaya bağlı gizli pro tokolda nüfus mübadelesi yapılacağı ve Litvanyanın Sovyet nüfuz bölgesi içine alınacağı belirtilmiştir. Bundan sonra yeni bir ticaret andlaşması ak detmek üzere müzakerelere girişilmesi kararlaştırılmış ve Sovyetler Almanyanın Rumanya, îran, Afganistan ve Uzakdoğu ile olacak transit seferlerini kolaylaştırmayı vadet inişlerdir.
2 ekim 1939 dan 29 mayıs 1940 a kadar Alman - Sovyet işbirliği bütün hızile devam etmiştir. Türkiye-nin İngiltere ve Fransa ile yaptığı ittifak’ andlaşmasmdan endişe duyan Almanya. Moskovadaki Büyük Elçisine yeni talimat vermiştir. Bu talimat gereğince Almanya Sovyetlerin Türkiye ile mevcud karşılıklı yardım andlaşmasını tadil etmesi ve Sovyetler Birliğinin Almanyaya karşı yardım mecburiyetini ihtiva eden hükmün alenen tayyadeilmesi gerekmektedir.. Aksi takdirde Alman milletinin Alman - Sovyet anlaşmalarına olan itimadı ciddî surette sarsıla çaktır. Bu devre zarfında Sovyetler Birliğile Almahva arasındaki diplomasi faaliyeti bilhassa Litvanya ve Finlandiyayı ilgilendiren meseleler üzerinde cereyan etmektedir. 5 aralık 1939 da Mareşal Kaitel Sovyetlerin aşırı mikdarlarda harb malzemesi istediklerinden şikâyet etmiş ve Sovyet hududu boyunca vukua gelen ilk çatışmayı bildirmiştir. Bu çatışma bilhassa Yahudilerin Sovyet topraklarına sürülmesi yüzünden olmuş-tur. Bu arada Sovyetlerin ibtidaî madde ve Almanların da muhtelif mâmul madde vermeleri meselesi ay rica bir ihtilâf mevzuu teşkil etmiştir.
Schulenburg’un kanaatine göre, Sovyetler Birliği batı devletlerde har be girmekten endişe etmekte ve Nor veçin Almanlar tarafından istilâsı, bu endişeleri ortadan kaldırmaktadır. Bununla beraber Molotof, tsve-çin tarafsızlığının muhafazası lüzumuna işaret etmekte ve bunun müş terele menfaatler icabı olduğunda ısrar etmektedir.
17 haziranda Alman Dışişleri Bakanı Baltıkta geçen hâdiselerin sadece Baltık memleketlerini ve Sovyetler Birliğini alâkadar ettiği mü-taleasını ileri sürmüştür. 18 haziran da Molotof Alman ordularının gösterdikleri başanlar dolayısile en ha. raretii tebriklerini Schulenburg’a bildirmiştir.
23 haziranda Molotof, Besarabya meselesinin daha uzun müddet askıda kûlamıyacağını ve Sovyet taleb-lerînin Bukovlnaya da şamil bulunduğunu bildirmiştir. Fakat Berlin verdiği ecvabda, şimdi Almanyanın da Bukovina ile ilgili olduğunu ve
kün olduğu hususunda teminat verebilir mİ? Ticaret Bakanı bu soruya cevab vermek görevini muavinine bırakmıştır.
Bakanın yerine söz alan bakan muavini; bazı naylon kumaşların filhakika şeffaf olduğunu, fakat kadınların bilhassa şeffaf olduğundan dolayı bu kumaşları aradıklarını söylemiştir. (AA.)
Mareşal Stalinden şefaat!
* Helsinki — Helsinkide çıkan cSuomen sosyal demokrattı» gazetesinin bugün bildirdiğine göre, Rusyaya karşı Fin harbine lş-tlrâk ettiklerinden dolayı hapsedilen ve Sovyetler Birliğine sürülecek olan Estonyalılar Rus hü kOmetile mareşal Stallne mürtu caat edip şefaat talebinde bulun mayı kararlaştırmışlardır. (AP.)
iki yeni kuyruklu yıldız
* Nevyork — Harvard rasathanesi, iki yeni kuyruklu yıldızın göründüğünü bildirmektedir A A. Sandıkla diplomat kaçırmağa
teşebbüs
* Moskova — Reuter ajansının hususî muhabiri bildiriyor:
Bugün salâhiyeti! bir kaynaktan öğrenildiğine göre, Arjantln-
YENİ SOÂH
Yalman, Mareşale’de uzatıyor (Bajmatıleden devam)
H İstanbul kongresinde Silivrilinin açıkladığı konuşmalar, Köprülü i le münakaşalar, büdce tasarısı ko nuşulurken bizzat Halk Partili me buslar tarafından ileri sürüleı çok ağır tenkid ve ithamları sonra bütiiu israfları önlemek içir hiç bir teşebbüs yapılmaması, ha sili bütün olayların akışı hakikî e-fendi ve rey sahibi olan milletin düşüncesini yeniden yoklamak lû zım geldiği hususunda ıımumî bir kanaat basıl etmiştir. Daima «berraklık» dan bahseden ve bu kelimeyi kaleminden İliç düşürnıiyen Ahnıed Emin Yalmanın memleketin siyasî havasında tnm ve kâmil bir berraklık yaratacak yeni seçimler hususunda iıiç mütalea yürütmemesi ve çekingen davranarak bu kadar miihim bir bahse dokunmaktan daima kaçınması acaba nedendir?
Demokrat Partiden Kenan öner istifa etti diye, parti müfritlerin eline geçecek, onların da başına Mareşal getirilecekmiş vehmile indî ve fuzulî bir takım saçma sapan mütalealar yürütmek, umumi efkârın önünde kızıl umacılar yaratmak ve yeni yeni atlatılacak tehlikelerden yine bitip tükenmek bil-miyen seriler halinde bahsetmek artık gülünç ve hiç kimse hiç bir tehlikeye inanmaz oluyor.
Sayın Mareşal Fevzi Çakmak düşündüklerini, partiler muvacehesinde bütün vuzuhu ile açıklamışlardır. Kendileri milletin malıdır ve öyle kalacaktır. Gündelik politika dedikodularına, hele «Vatan» gazetesi başyazarı Yalmanın kalemde, çok yüksek ve pek şahsiyetin isminin çok iğrençtir.
A. Cemaleddin Saraçoğlu
Ahnıed Emin Mareşal gibi muhterem bir karıştırılması
Alman iktisadi ihtiyaçlarımın Balkanlar bölgesinde barışın İdamesini icab ettirdiğini bildirmiştir. 28 haziranda Molotof, Sovyetler Birliğinin Karadenizdekl hegemonyasının İtalya tarafından tanınması şartile bu memleketin Akdenizdeki hegemonyasını tanımaya hazır olduğunu bildirmiştir. 13 temmuzda Stalinin emrile Molotof Schulenburg’a bir muhtıra tevdi etmiştir. Bu muhtıra da, Stalinle Cripps arasında geçen müzakerelerin bir hülâsası bildirilmektedir. 20 temmuz tarihinde Rui ya Balkan devlet adamlarile yapılan Italyan - Alman müzakerelerinden endişe etmeğe başlamıştır. 30 ağustos tarihinde Molotof, Almanla” m Lttvanya Sovyet Cumhuriyetinin serbest Memel limanı üzerindeki haklarını kabul etmeyi reddetmesini protesto etmiştir. Almanya Rusyayı, Litvanyayı İşgal etmiş olmakla itham etmektedir. 10 eylül tarihinde Molotof, Almanların Balkanlardaki hareketlerinin tamamen mahalli olmadığını, zira Rusyanın, Rumanya ve Macarlstana karşı olan alâkasının aşikâr bulunduğunu söylemiştir.
Amerikan vesikasına göre, 25 eylülden 26 kasıma kadar olan devre zarfında her iki memleket arasında diplomatik faaliyet bilhassa Almanya, İtalya ve Japonya arasında imzalanan üçlü pakt üzerinde toplanmış olup bu pakt daha başlangıcdan İtibaren Moskovada endişelerin doğ masına yol açmış bulunmakta idi. 12 kasım tarihinde Molotof Flitlerle konuşmuş ve kendisine Amerlkayı Avrupanm dışında tutmak yolunda Rusya İle Almanya, İtalya ve Japon ya arasında bir işbirliği yapmanın mümkün bulunduğunu söylemiştir. 26 kasım tarihinde Rus hükümeti Almanyanın Finlandiyadan çekilme (Devamı Sa., 5; Sü., 6 daj
A
Birliğinden iki kişiyi ka-hususunda yaptıkları te-netlceslnde vukua gelen Arjantin İle Sovyetler Bir bir şekilde (A.A)
bekler!» hükümeti
Petrol Com-devletleş-
sözcüsü
kararrn şirke-akslyo-
11 iki diplomatın sandıklar içinde Sovyet çırmak şebbüs hâdise
liğl arasında dostane halledilmiştir.
«.Korku dağları
' • Sofya — Bulgar «Sofla Enterperl
pany» şirketini, yeni tlrme kanunundan muaf tutmağa karar vermiştir.
Dün akşam gazetecilere bu beyanatı yapan hükümet şunları söylemiştir:
oümld ediyoruz kİ bu neticesi olarak, bu petrol tinin hepsi yabancı olan
nerlerl, bir transfer yapmayı kabul edeceklerdir. (A.A.)
U indis t and a içkili ikram yasak edildi
* Yeni Delhi — Bugün Htndls-tan hükümeti bütün mcnsubları-na bir tamim yayınlıyarak, resmi ve yan resmî ziyafetler sırasında davetlilere alkollü İçkiler ikram cdimemesinl bildirmiştir. (AP.)

SAYFA: 3
idareci
aktüallteler
Halk Partisi ivıechs Grupunda son yapılan görüşmeler
Cavid Oral yapılan israftan, Ülke ve Memleket gazetelerine dökülen paralardan acı acı şikâyet etti
Ankara, 22 (Hususî) — C- H. P. meclis grupunun son toplantısında parti İşleri üzerindeki görüş -melerin akisleri devam ediyor.
Bilindiği gibi; mesele Cavid O-ralm İleri sürdüğü mütûiealarla alâkayı çekici bir safhaya girmiş ve grupta hararetli müzakerelere yol açmıştır.
Bu mevzuda Behçet Kemal Çağ lar, Cavid Oral; doktor Kemal Sa tır; Cevad Dursunoğlu ve en sonunda genel sekreter Tevfik Fikret Sılay görüşlerini dir.
Parti gazetelerinin nuşulurken C. H- P,
evvelki neşriyat bürosu şefi olması itibarlle Kemal Turan da bazı izah larda bulunmuştur.
Meclis grupunda noktalar üzerinde dare heyetinin de anlaşılmaktadır.
Alınan mütemmim malûmata gö re; Cavid Ural; parti çalışmalarının bundan böyle daha mütevazı şekilde ifası lüzumunu ileri sürmüş; partiye faydalı saydığı mülâhazalarını anlatmış; İsraf telâkki ettiği işlere dair izahlar vermiş bu arada propaganda bakımından dahi hiç bir faydası görülmeyen bazı neüriyat için muazzam meblâğlar harcanmış olduğunu kaydet
belirtmişler -
vaziyeti ko -nin. bundan
temas edilen parti umumi 1-müşkül olacağı
• • ••

------------O----- ınönünün Ankara Gazeteciler Cemiyetine telgrafı
Ankara, 22 (Hususî) — Gazeteciler Cemiyeti kongresinin geçen hafta yaptığı toplantı münasebetl-le Cumhurbaşkanına çektiği saygı telgrafına Cumhurbaşkanı İnönü şu cevabı vermiştir:
Mecdi Sayman Gazeteciler Derneği kongre Bşk.
Ankara
Ankara Gazeteciler derneğinin temiz duygularına teşekkür eder, başarılar dilerim.
İsmet İnönü
Diğer taraftan Basın Yayın U-mum Müdürlüğü güney bölgesi ga zeteciler cemiyeti İzmir, İstanbul Gazeteciler Cemiyetleri Trabzon bölgesi gazeteciler cemiyetleri ile Türkiye Gazeteciler Birliği de An kara Gazeteciler Cemiyetine kongre münasebetile iyi dileklerde bu lunan telgraflar göndermişlerdir.
-------o-------
Kâzım Taşkead ve arkadaşlarının muhakemesi
Ankara; 22 (Hususi» — Eski şe ker şirketi umum müdürü Kâzım Taşkent ve arkadaşları hakkında Sümerbank tarafından ticaret mah kemesinde açılan dâvaya bugün devam edilmiş ve bugünkü duruşmada eski İdare meclisi üyelerin -den Cablr Selek hâdiseyle bir ilgi si olmadığım bildirmiş, duruşma tahkikatın genişletilmesi için baş ka bir güne bırakılmıştır.
Feni bir A tlantiği geçme rekoru J
• Vaşlngton — Pan Americaine | Airways kumpanyasına a’.d Clip- | per uçağı yeni bir Atlantlğl geç- i me rekoru tesis etmiştir Bu u- ? çak Terre Neuve İle İrlanda ara- ( sındakl kıkada dakika
motörlü bir taşıt u-akşam Roma civa-Vechla bölgesinde düştüğü bugün öğıe
mesafeyi 5 saat üç da-alıııış ve eski rekoru 20 farkla kırmıştır. ıA A.) Bir uçak kazası
’ Roma Roma ve Kahire yo lu ile Hindistana gitmek üzeYc cumartesi günü Marsilyadan hare ket eden İki çağının aynı rında Civita kazalaııarak Bilmiştir.
Hindistan hava yollarına aid u çağın 3 kişilik mürettebatı yana rak ölmüştür. (AP.)
• Roma — Her üçü de Ingiliz
olmak üzere İki erkek ve bir kadın; Civita Vecchla yakınında ye re düşerek parçalanan uçakla öl nıüşleıdlr. (A.A.»
Khin nehri tastı
• Kolonya — Ellin nehrinin taş ması, 600 ton tutarın
da iki gemi nin kaybına sebeb olmuştur Bun lordan biri VVesel limanında’ bir buzkıran gemislle sonra batmış, u M
ı*l p bn i ıı
çarp.ştıktan
diğeri de Rhcl.ı îıştır. (AAi



mlştir.
Bu meyanda Sıvasta çıkarılan Ülke ve İstanbuldaki Memleket 1-çln yüz binlerce liranın boşuna sarfedilmlş olduğunu anlatmıştır.
Bu konuşma sırasında hatlb, karşı partinin mütecavlzaııe çalışmasına rağmen propagandasının daha iyi işlediğine işaret etmiştir.
Doktor Kemal Satır da yaptığı görüşmede çoğunluk üzerinde umu miyetle iyi bir tesir bırakan müta lealarda bulunmuştur.
Bu mevzudakl görüşmelerde par ti teşkilâtının partide beliren yeni zihniyete uygun olarak daha iyi çalışması lüzumu üzerinde dur muştur.
Kemal Turan ise isafa misal ola rak ele alınan neşriyatın ve bil -hassa gazetelerin o zaman için o muhitlerde tesisi lüzumlu görüldü ğünü izah etmiştir.
Parti genel sekreter yardımcısı Cevad Dursunoğlu genel sekreter Tevfik Fikret Sılay da partide bundan böyle de tasarruf zlhniye-tile hareket lerdir.
Dün; bazı bir tavzihle
mal Satır grupta bu mevzuda mü him görüşmeler olduğuna dair bil dirmiş olduğum malûmatı teyld et miş bulunmaktadırlar.
edileceğini izah etmiş-
gazetelere verdikleri de Cavid Uıal ve Ke-
Tevf k I üşeli ishal euyer fBaştarab ı incide, ile buluşup yemek yemediğini, hattâ ondan evvelki cumayı da bay îzzet Akosmanla geçirdiğini açıklamış, Mösyö Smiçle Noelden evvel bir akşam yemek yemiş olduğunu söylemiş ve bu yalanlama da dünkü nüshamızda çıkmıştı.
Ancak «Vatan» dünkü nüshasın da «dedüğüm dedüktür • diye evvelki iddiasında ısrarla bu muhayyel ziyafette hizmet eden garsonun ismini, masa numarasını, hattâ yemek listesinin muhtevasını anlata dursun Bay Tevfik Rüsdü de (Park Otel( müdürlüğüne müracaat ederek aşağıdaki tekzib vesikasını almış ve yemediği bir yemeği kendisine zorla ve mutlaka yedirmek istiyen «Vatan gazetesinin yalanlamasını yalanlamasına karşı bir tekzib vesikası olarak göndermiştir.
Acaba «Vatan» gazetesi bu bedahet karşısında da bahis mevzuu günde Bay Tevfik Rüşdünün Yugoslav elçisi ile başbaşa yemek yiyip iki saat konuştuğu keyfiyeti üzerinde bakalım hâlâ ısrar edebilecek mi?


Bay Tevfik Rüşdünün müessese müdürlüğünden alıp neşredilmek üzere gönderdiği yalanlama vesikasında aynen şöyle denilmektedir:
«Doktor Tevfik Riişdü Arasın bize müracaat ederek lokantamızda Yugoslavya sefiri ile ne günü yemek yediğini ve yemek listesini istemesi üzerine dosyadan kaydı çıkarılarak 27 Aralık 1947 cumartesi akşamı Yugoslavya sefirinin davetlisi olarak lokantamızda yemek yediklerini ve yemek listesinin de pisi balığı, meyva, kahve ve maden suyundan ibaret olup, içki bulunmadığına ve 16 Ocak 1948 cuma günü akşamı ve 17 Ocak 1948 cumartesi akşamı Doktor Tevfik Rüşdii Arasın lokantamıza gelmediğini ancak 15 Ocak perşembe akşamı lokantamızın (4) numaralı masasında Bay Hamdi Dülger ve avukat Bay Tayyar Çul-lu ile beraber yemek yediklerini beyan ederiz.»
Park Otel müdüriyeti Mühür ve imza




/nıerikan yardımı
fBa^tarafı J incide) Uyacaktır. Malların fiyatları 1 Temmuz 1947 deki piyasa üzerinden tesbit edilecektir.
Tasarıda, Marshall plânına dahil 16 menileketin bu devre zarfın da Batı Yarım - küresinden 2.959.100.000 dolarlık ithalât yapa caklaıı ve bunun 940.200.000 dolarım kendilerinin ödiyecekleri gösterilmiştir.
Aırıeıikaya verdiğimiz muhtıra
Ankara: 22 (Hususî) — Marshall plânında Türkiyenin dumınıt konusu. e(ıslında yankılar devam etmekledir. Maliye Bakanlığınca hazırlanan muhtıra Amerikan büyük elçiliğine verilmiştir Bu vaziyette Türk noktai nazarının kabul edileceği ümit edilmektedir. Muhlu ıda ifi-ı ı* * hr ileri sürülerek TürkiveRİn altın ve dövl:
olan vaJ;ye kanunu mah-kapatmak ve bu kararın üçüncü şahsı mahkemeye salâhiyet vermiş bulun-
tasar-

hunun tasar-lâzım
Gazete kapatmak
a stanbul valisi kanundan aldığı İl salâhiyete Istinad ederek bir mecmuayı kapatmış ve mahkt* meye tevdi etmiştir.
İdare etmekle icral hükümet et* mek arasındaki fark pek büyüktür. Birincisi kanunların günü gününe tat* bikini temin, vatandaşlar ile idareler, veya bu idarelerin kendi aralarındaki münasebetlere nezaret etmek demek-tir. icraî hükümet ise, teşkilâtı esasi-yeye riayet edilmesine nezaret etmek, umumî kuvvetlerin faaliyetine bak« mak, hükümetle Meclis arasındaki ve köza devletle eenebi devletler ara* sındaki münasebetleri temin eylemektir.
Şu tariflere nazaran valinin gazete kapatmak tasarrufu, icrai hükümet olduğuna göre siyasi daha ilmi tâbir ile hükümet tasarrufu mudur?..
Devletin dahilî emniyetine müteal* lik hususlarda ittihaz edilen tasarruflara hükümet tasarrufu vasfını vermek, bir takım bahanelerle en keyfî surette ittihaz edilecek tasarrufları gerek idari ve gerek kazai kontrollerden kurtarmak demek olur.
Yalnız Örfi İdare kararnameleri, bu prensibin haricinde kalır. Zira burada, devletin emniyeti âmmesine nezaret eden hükümet otoritesinin bilhassa kat’i ve şiddetli bir tezahürü görülmektedir.
Örfi İdarenin memlekette mevcud olmamasına, ve hükümeti merkez iyeyi mıntakasında temsil etmek salâhiyetini haiz sus, gazote tetkiki için sovketmeğe
masına göre, valinin bu kararı zahiren hükümet tasarrufu şeklincfo ise de mahiyeti itibarile alelâde bir idari ruftur.
İdari bir tasarruf olunca, mercii tetkikinin de diğer idari ruflar gibi, idari kaza olması
gelirken, vazıı kanunumuz, bu prensibe bir İstisna olarak bu ihtilâf;?! tetkikini adli kazaya vermiştir.
3urada vazıı kanun idari kararın î-darî mahkemede tetkiki prensibine riayetten ziyade üçüncü şahsın hukukunu himaye etmek suretile daha Demokratik hareket etmiştir.
Umumi efkârı bulandırmak, halk a-rastna fitne ve nifak sjkınak gibi şu-muliî ve hududu gajrı muayyen kanun ibareleri de valinin ittihaz ottiiu bu kararından, gazete sahibi mutazarrır olacak, belki, mahkemede bu işin karara bağlanması aylarca sürecek ve efkârı umumiye bundan dolayı tereddüt ve heyecan içinde kalacak, ve belki mes’ele boraet kararı ile neticelenecek, bunların hepsi olabilecek, fakat bütün bu tahminlerin üstünde memie-ketin ınenafii âliyesi korunacaktır. Cemiyetin menfaati karşısında, fordın hukuku ne dereceye kadar düşünüîebi-liyor, şayed, mahkeme, beraet İle ne-ticelenmiyecek olursa, demek ki, valinin görüşünde, isabet vardır.
Vali bu salâhiyetini istimal etmemi) olsaydı ınemloketin, cemiyetin menfaatleri zarar görmüş olacaktı.
Mahzur ve muhassenatı olan, bu vazi yetleri esasen, kanunlar telif etmiştir. Şayed vali, kanunun çerçevelediği vazife ve salâhiyet hududunu geçip bıv gazeteyi kapatmış ise, bu kararından dolayı bittabi mes'ul olaoak. Mes'tıli-yet, ihtiras, tedbirsizlik ve mukave-ınetsizlik gibi şahsî bir hatâdan mütevellit ise, üçüncü şahsın zararını bizzat kendisi şahsen ödiyecoktir. Mos’u-liyet hizmet hatâsından mütevellit ise tabîatile husule gelen zarar devlete tahmil edilir. Su takdirde hükümet, valiyi kanunsuz hareketinden dolayı mes'ul addeder.
işte idare âmirinin salâhiyetini istimal freni, mes uliyet ve tazminattır...
Netice itibarile. kanunun verdiği salâhiyeti vazıı kanun maksad vc ruhuna uygun olarak istimal öden bir validen hükümet memnundur. Tevdi odilen vazifeyi bitaraflıkla bihakkın I-fa eden vali, memnundur.
Memleketin ve cemiyetin yüksek ınonfaatleri, ferdin hukuku üstünde tutulduğundan efkarı umumiye memnundur. Bidayette, gayrı memnun ve mutazarrır görünmek, gazote saîııbi olan üçüncü şahıs, eğer mevcud ise, yapılan haksızlığın gördüğü zarar nis-betinde tazmin edilmiş olmasından memnundur.
Gazote kapatmak salâhiyetini mutlak şekildo vormiyen vazıı kanunlara az tesadüf edilmektedir. Elverir ki, bütün vasıflan haiz, tam bir idare â-nnrinın istimal odeceği bu salâî iyot, yerinde ve zamanında kullanılmış olsun, İOARECİ
müvazt nesinin başâbaş olmadığı, verilecek malzemeyi peşin parayla almak zorunda kalınacak olursa tediye muvazenesinin bozularak ekonomik güdüklerle karşılnsılaca ğı ileri sürülmektedir.
Diğer taraftan a - "’imız malûmata göre Marshall planı ile ilgili uum mü-\ ıvpaya n tpınua-ıh. t vcıo

oıarak dürü S‘
larda I çektir.
IU
ı
■ 'TA: 4
teni sabah
onlar, atom bombası
güzel bir garâan^l
Tzna koprûatüiM.ı
yangın
ü-
aid faydalı yazılar
uç. TTtriyornz.
beraber
ıjf>
Mit
• •••»(
köye geldi mi, her genç bunu almalı.
istihsal gördük.
ağa ve söyledi-
blrşey düşünmlyen Yugoslav-Bulgaristan gibi memleketler anlaşmış görünüyorlar. Eaş-Dlmitrof, yeni kanunu e-
b
D*.
uzanıyor. Fakat
Denizlide
— ■ o----
Koşalar n*u ta zam > *z bîr ine i ere hediyeleri ver
Yaîvaçt partiler arasında ihtilâf
-----v-----
Parti ihtilâfı yüzünde* huzura kaçan kasabaya, bitaraf vata naaş iarın tavaezutlorı aa fayda vermedi
Yalvaç: (Hususi) — Geçenlerde Halk Partililerle Demokratlar ararında kasaba kahvesinde bazı sert çe konuşmalar olmuştu, karşılıklı pert’fflrfln aralarım bulmak, mak-s&dile araya giren tarafsız vatandaşlar bu sefer C, H. P, İllerin hak riz tirizlerine uğramağa başlamış lardlr.
C. H. P. U şahıslar geceleri taraf siz vatandaşların evleri önüne gele rek çirkin sözler sarfetmekle kendi lerini rahatsız etmekte ve hattâ a-rada sırada ha; aya sıkılan tabanca sesleri bile duyulmaktadır.
Mahalli otoritelerin herhalde du rumla ilgilendiği tahmin olunmaktadır,
Kor. ya (Telefonla) — Kadıhan ç esinde. Çarş: içinde 22 aded dükteki-, yar.masıle neticelenen bir yan gm olmuştur.
Zarar ve ziyan ISO bin lira kadar edilmektedir.
---------o-------—
Balıkts r n Savaştepe C.H. P. teş .i âtım canlandırmak çin sarfedılen boş gayretler
Balıkesir: Yeni Sabah1 — C. II, F 11 idare kurulu başkanı re parti mensuplarından 30—40 kişilik bir grup üç gün evvel Savaştepeye ha reket etmişler ve ayni gün 6,19 tre nile Bahkesire dönmüşlerdir.
Öğrendiğimize göre bu gidişin se reci Savaştepede yavaş, yavaş çök meğe yüz tutan C, H, P. teşkilâtını caruamLrmağa çalışmak ve propal ggnda yapmaktır,
---------o-
Ke ma İp aş ad a ki kahvehanelerden şikâyet ediliyor
Kemalpaşa: ıYeni Sabahı — H U merkezinde irili ufaklı tam on tekiz kahvehane vardır. 3—4 kah vthaneyi istisna edersek diğerleri tkleu bir mikrop yuvasıdır. Kötü kötü aksıran, öksüren, tüküren ve ümkürenlerden bizar olan duşimre L vatandaşlar, bu çirkin ve mâna eebetsiz durum karşısında kahveba ne değiştirmeğe mecour «çalmairra driar,
Diğer taraftan burası rençber ya tağıdır. Bir çiftçi amele tedarik et tnek için mutlaka bu çeşit kahve taneleri dolaşmak zorundadır, Hal t-ki böyle bir kahvehaneye glrio oturmak konuşmak beild de bir !n tanın hastalığına mal olacaktır.
Umumi sıhhati alâkadar eden bir Unu ile belediyenin şiddetle alâka dar olması beklenmektedir^

Tavşanlı D.P. ilce kongresi

Telegeler, “Memurların bir mahalde faıla bırakılma-maları, köy kât-bleri-in kaldırılması, Milletvekillerine
^•^vvuıter
yar heyeti ta-
yap l o Zdinmin parti masraflarına veriln*esiniwistedil Aavyscılı, ( Yeni Sabah) — llçemtSı
P. kongresi Parti binasında ya-jpulmrçtîr.
Tzvo&nlı tarihinde şimdiye kadar t*n kadar alâka gösterilen bir kon-gze olmamıştın
En uzak köylerden bile delege ve Ctoıleyici sıfatile yüzlerce Partili gel t£u§ ve binayı hıncahınç doldurmuş-İ4--.
Kongreden önce 11 idare heyetinin gelen Muharrem Akın güzel bir kenujma yapmış re sık eık alkışlan
D. P. Başkanı kongreyi açmış ve kongre başkanlığına F. Cavld Zey-Unoglu ve 2 nci başkanlığa da mll-ftendis Tahrl Berkin seçilmiştir. Bir Mneiik faaliyet raporu okunmuş ve tasvıb ediJmlftir.
Dileklere geçilmiş, bilhazsa şu dl-hkler mSsakere ve kabul edilmiştir.
1 — Memurin Muhakemat kanu-tujn zaldınlman ye bir memurun ₺*r yerde üç seneden fazla bırakü-
1
Köy kltîblertaln kaldmlmMı
Köylüler bize §öyle dediîer :uBiz okumak. Öğrenmek ilerlemek istiyoruz. İlerlemek için de yardıma muhtacız. Bize yardım eden yok. udiniz, Lizim e konulunuz. Bizi anlayınız. Sıkıntılarınızı gözlerinizle görünüz. Bize fikir verin z. Biz m fikrimizide din eyiniz Yazan : Adnan Erim

tstanb jl • Edirne asfaltı ûze -rindeyiz. Önümüzde dümdüz kıv-nntzsız hiı ypl biz bu dümdüz volu otobüsümüz
le bir hamlede &ş:p geçemiyoruz. Çünkü, bu ol asfalt değil, çok :uk bir şose.
Otobüsümüz eaıttte ancak 25 kilometre hızla ilerliyor.
Sağun.z. soiamuz sular içinde. Şosenin uzar ip gituği bu arazi, hep ovalık, şiddetli bir yağmur yağnuş. saüer c kiniş, toprak suyu çekmiyc:. Her tarafta büyük göller meydana gımiş.
Bizim ge(,uğ-ıonz şose, biraz yük sekte kah; ( r Fakat cazen goller şosenin hizaaına -ladzr yükselmiş. Bunların : :nc*n geçip gidiyoruz.
Altı saat ote c ütümüzle beraber bu bozuk şosenin üzerinde sarsıldıktan sonra bir köyde durdurulduk. öz-müze jandarmalar çıktılar.
— Yollan s₺ bastı, dediler, su, ağaç köprüleri aşjyor. Buradan ileri gidemezsTEiZ.
Otobüsten indik, hava müdhiş soğun
— Peki ne yapacağız?
Dedik.
— Kö; ûmJade misafir kalacak siniz.
— Burası ne köyü?
— Kuleli köyü..
Hemen cra .ktaki bir kahveye girdik. lçenöeKi köylüler bizi se -lâmladıiar.
Ortadak. ec-caya odunlar atıldı, acele b.- . pr ize clrer çay ya -pildi. Sobar„z etrafına sıralandık.
Şimdi bulunduğumuz mevki, Ba bacskiden Edımeye doğnı 15 kilometre mesafede Kuleli köyünde, Mehmed ağsnm Kahvesi.
Mehmed ağa, Rumelili imiş. Ei-zrm ararusezz. ca Rumelililer çık tı. Birim grrp, Euınıeye kadar bir tetkik gezısma çıkmış olan Is tanbul nmaLlmleri grtrpu.
Biraz eocra kahveye köyün ta


bu vazifezuı koy i rafından gcj ^.^6,
3 — Raöj’cdaa D. P. nin de istifade etmeeı ve Türkçe şarkıların arttırılması.
AöuLer.ne trenlerde hu susl kcmpsatmıaa ayrılmaması.
5 — Milletvekillerine yapılan zam-, mın Parti maaBsflatına zarfı. 1
Dileklerden ^onra seçim yapılmış ve idare heyetine Ahmed Kavuncu,! Tahsin Buruk; Ahmed Ajtay, Kâmil Güvenç, OMU Özerden, Edhem Gir-i gfn ve F, (fiMd Zeytînoğlu seçilmişlerdir.
Bundan sonra D İdare heyetinden AU Babık kcnnçn-rzş ve bütün delegeler F. Cavld Zr y Cnoglunun da ko-nuşmaicr.ı kterahler, çok helecanlı! bir konuşma yap₺n F. Cavld bilhassa j cAhm&d Bo2tey bilmiyor mu kî biz doğruluk ve aoalet yolundamız, doğruların Allah bde >ardımcısıdjr> demiş vc daz.k&lzrta aüuşlanmjştu-4 saat «bren kengre saat Ö te zona ermiştir,

nınmış ağaçlan ve vaşlılan toplan dı. Bunların arasında bize köyleri nin derdlerini açanlar şunlar ol -du:
Kahveci Rumelili Mehmed ağa, Kâzım ağa; Abdi Baltak, Şevki Pamuk, Mustafa pehlivan, Edirne li Haşan Kostere.
Bu köy lü ağalar, çok samimi ve iyi niyetli insanlar. Köylerinin derdierinin bir memleket meselesi olduğunu kavramışlar.
Bu olgun insanlar, konuşurken gayet açık ve gayet sade kelimeler kullanıyorlar.
Bize şöyle dediler:
— iyi ki yollan sel bastı da burada kaldınız. Yoksa bizim köy de yatmak, bizimle böyle konuşup dertleşmek aklınıza gelir miydi?.
Muallimler birliği başkanı yapı lan bu gezilerin maksadını şöyle izah etti:
— Biz, İstanbul muallimleri, memleketimizin her tarafını ge -zip görmek istiyoruz. Bizim vatanımız yalnız İstanbul değil, bütün Türkiyedir. Bu vatanın herhangi bir köşesindeki dertler bizim de derdimiz ve ıztırabımız olur.
Msksadımız, elimizden gelen yardımı yapmak, geziler esnasında. gördüğümüz bu memleket dert lerini ortadan kaldırmağa çalışmak, memlekete yardım etmektir.
Bazı köylüler vardır ki, şehirlileri kendilerinden aşağı görür -ler. Ban şehirliler de vardır ki, köylülere aşağı nazarla bakarlar. Biz bu Fikirde olan insanlardan değiliz. Bu memlekette yaşay an vatandaşlar kardeştirler. Memle -keti yükseltmek için hep çalışacaklardır.
Euna karşılık Mehmed Mustafa pehlivan şunları ler:
— Beyler, madem ki böyle iyi fikirleriniz var, lütfen bizim söy-liyeceklerimizi dinleyiniz. Bizim köy, okumak, öğrenmek istiyor. Biz çalışmak, ilerlemek arzusunda yız. Fakat ilerlemek için de yardıma muhtacız. Hükümet bize yar dun etmiyor.
Bize; halin nasıldır? diye soran yok. Sizin bizimle bu gece konuş tuğunuz gibi, gelip konuşan yok. Derdimizi dinley en yok. Biz, mem leketin bu köşesinde unutulmuş, ihmal edilmiş bir köyüz. Bizim gi bi olan kimtilir daha ne kadar köy vardır?
Hükümet bize biraz yardım etsin. Makine versin, parasız veremiyorsa parayla versin, parasını azar azar alsın.
Vergi fazladır. Eu vergi bizi e-ziyor. Bunu azaltsın.
Köyümüz fakirdir. On kişilik bir ailenin bir tek öküzü, bir tek ineği var. Bu kadar şey on kişiyi geçindirmez. Muhtaç bir vaziyet -teyiz.
Ziraat zamanı, ekin zamanı kö yümüze 'elsinler. Birimle konuşsunlar. Bizim halimizi görsünler. Eksiklerimizi teebit etsinler. Bizim le dertleşip anlaşsınlar. Merkez -de otarmakla köylünün derdi anlaşılmaz.
Köy kalkındırılmaz. Geçen se -ne kış pek fazla oldu. Ekin topra ğın içinde dondu Hiç kalmadı. Bu nun üzeı'oe hükümetten tohum -luk isledik.
— Ne kadar verelim?
Dediler.
— Aile başına 200 kilo. Dedik.
Böyle dediğimiz halde çıkarıp aile basma 50 kilo, yetmiş kilo
wıı
Hırıstiyın
Çinliler
Çin hükümeti bunların Komünistlere karşı yapılan savaşa iştirak etmelerini istedi
Şanghay — Çin hükümeti, hıristi* yan vatandaşlarına bir beyanname yayınlayarak, komünistlere karşı yapılan savaşta birleşmelerini istemiştir.
Hükümetin İstihbarat başkanı olan Tong, hırib'tiyanlann* görüş noktala nnı Utediklerl gibi açıklayabileceklerini hatırlatmış ve demiştir ki:
(— Müstakil bir Çinin İdamesi 1-çin, Çinli hırigtiyanlanmızın müzaheretlerinden dolayı m lif tehiriz. Fakat hıristiyan zümresi arasında bulunan küçük bir azınlık, vaziyetin ve ham etini takdir etmemişlerdir. Bunların sayısı fazla değildir, fakat seslerini yükseltmişlerdir. Hattâ, ba zıları, nıubaLzlarııu Çin hükümetinin aleyhinde kullanmışlardır. Bütün kuv vetlcrinl yabancı devletlerin emrine vererek, mücadelemize ehemmiyet vermemişlerdir. (İstihbarat başkanı, hâlen Amerikada bulunan Feng-Hu-Siangı ka(afofiniştir Bu hıristiyan Çinli bir generaldir.)
Tong, bu vaziyetlerde samimiyet ve idealizm olduğunu itiraf ediyorsa da. - (Çocukca bir sabırsızlık > - ifade ettiğini de eklemektedir.
- «Komünistler Çine hâkim olurlarsa, başımıza neler gelebileceğini tasavvur ediniz...> - diyen Tong, tedhiş rejimini hatırlatmışlar.
Tong, Çin komünistlerinin kiliseye karşı müsamaha gösterdiklerinin • (müral bîr lddla> - olduğunu belirt mlştir. (AP.)


verdiler. Bu miktar bize, yetmez. Verdiklerini almadık. Çoğumuz hayvanını sattı, tohumluk aldu
Hükümet bize yardım etmek is fese böyle yapmaadh Biz, hüku -malimizin yardımım ve bizleri ko-rumasmı istiyoruz.
Şevki Pamuk şunlan söyledi:
— Köylüye bir mecmua, bir ga zete lâzımdır. Bu mecmua, veya gazetede köylüye aid, ziraat işle -rine aid, köye yazılmalıdır.
Bu mecmua» gün birsbaşka ve her kahveye gidip yarım saat muhakkak okumalıdır. Köylülerin bu okunanları dinliyeceklerine ve kulak vereceklerine emin ola -bilininiz. Çünkü bu bir memleket meselesidir. Her köylü genç de bu gelen gazeteyi seve seve okur ve bütün kahveleri iatiyerek dola çır. Çünkü her köylü genci mem leke tini yükseltmeyi arzu eder.
Bundan başka, bizi anlayışlı bir insan , halk odasında toplayıp ko nuşmalkhr. Bizim dertlerimizi anlamalıdır. Söylemek istediğimiz şeyleri dinlemelidir.
Biz artık açık konuşmak, be -raber çalışmak ve ilerlemek istiyoruz! Geliniz birimle konuşunuz. Bizi anlayınız. Bize fikir veriniz. Bize yardım ediniz. Bizim fikirlerimizi de dinleyiniz.
Diğer köylüler de dediler ki:
— Köyü ve köylüyü kalkındırmak için böyle, köylülerle temas etmek, köylere büyük afişler gön dermek, seyyar sinemalarla tici filmler göstermek, anlayışlı gazeteler çıkarmak lâzımdır.
Kuleli köyünün yakınında bulu nan Kepirtepe köy enstitüsü için de şöyle dediler:
— Enstitüde nazariyat çok, pra tik az. Makine az, yeni âletler yok. öğretilen şeyler zaten bildi ğimiz şeyler. Pek fazla bir şey öğretilmiyor. Enstitülerin ıslahı lâzımdır. Islah edilirlerse köyler için çok faydalı olacakları muhak kaktır.



O gece yollan basan sular çe -kilmedi. Kuleli köyünde misafir kaldık. Köylü kardeşlerimiz bize kendi yataklarını, kendi karyolala nnı vererek fevkalâde misafirper verlilc gösterdiler.
Ertesi sabah kahvaltıda hepimi zi en aaf, en temiz sütler, yağlar kaymaklar ve ballarla beslediler.
Sabahleyin erkence Kuleli kö -yünden aynldık. Bozuk yollatda tekrar bir hayli sarsıldıktan sonra Edilmeye vardık.
Edirne lisesi, İstanbul muallim lerini pek samimi karşıladı.
Yemek ve yatmak hususunda ne kadar kolaylık göstermek i -cab ediyorsa o kadar kolaylık gös terildi.
İstanbul muallimleri bu pek sa mimi iltifata çok müteşekkir kaldılar.
Edirneden aynlırkrn Edirne lı sesi tarih muallimi sayın bay S Zorlutuna; İstanbul muallimlerine kendi eseri olan şu şarkıyı hedi ye etmek lûtfunda bulundu: Tunaya Hasret
Bir akşamdı, güzel bir yaz akşamı gÜPAŞ, Bir hasretin atisiyle suda yanı -yor, Bu güneş İd benim yanık ruhuma bir eş,
Dünyanın her yerinde komünizmin gelmeline elverişli »artlar vlfcude gelmektedir. Rusya; Avrupa göbeğinde, Almanyada hattâ Fransa ve dalyada bile taarruaa geçmiştir. Fakat öaûmüzdeki yıllarda müsbet bir nat.ceye bağlanacak olan lavaşı ancak Amerika ılar gibi mûdhif bir silâha sah'b
"V
EN geçen sene 25 Temmuzda Mösyö Molotofun Marebaü plânını rcödettıgi tarihten bir gön sonra millet meclisinde şöyle bağırmıştım:
«İşte Avrupa, İşte dünya İkiye ay nknış bulunuyor!»
Gerçekten bugün e Avrupa savaşı sinsi bir gelişme halindedir. Yunanis-
tanda birkaç silâh sesinden başka birşey duyulmuyorsa da, barb faaliyeti, bütün cebhelerde şiddetini muhafaza etmektedir.
Doğuda, Sovyetlere bağlj küçük devletler arasında askerî ve lkt.-adî muahedeler akdedilmiştir. iki dünya savaşını takfb eden fasılalar zarfında soman zaman tecrübe edilen Tuna İttihadı tahakkuk etmişti^ Daha düne kadar birbirini hançerlemekten başka ya ve artık bakan
sa&'nin burjuvayı tam amile yok ettiğini gururla İleriye sürmektedir.
Mzcaristanda halkın 10 da birini teşkil eden komünistler iktidar mevkiini ele geçirmişlerdir. Ve zorla bus turulan 10 da dokuzu da ağızlarını açamıyacak hale getirilmiştir. Dünyanın her yerinde komünizmin gelişmesine elverişli şartlar vücuda gelmektedir. Çekoslovakyada Rualar, muhtaç oldukları ağır sanayii inkişaf ettirmek maksadlle batıya çeşidi! mallar ihraç eden fabrikaları kapanmak mecburiyetinde bırakmışlardır. Bundan başka onlar. Sluvak-yaya tamamile hâkim olmak İçin onu tecrid etmeğe gayret etmektedirler.
Bu sebebden dolayı Balkanlardaki küçük milletler safı gün geçtikee daha çok sıklaşmakta ve genişlemektedir.
Halbuki batı âlemi, İtalya İle Fran sa arasındaki mllbhem kon ışmalarm dışırda, birleşmek hususunda hiçbir hareket göstermemektedir. Acaba gerçekten bir ittlhad sisteminin teşekkülü İçin federatif bir devlete ihtiyaç var mıdır? İşte biz Fransızlar ve îngilizler için üstünde durup düşünülecek bir mevzu!
Hepsi bu kadarla bitmiyor Rusya; Avrupamn göbeğinde. Almanyada hattâ batıda Fransa ve Italyada bile taarruza geçmiştir.
Sovyetler, Almanvadato işgal mm takasında Almanları Nazilikten uzak taştırdıklarını bahane ederek bazı toprak parçalarını taksime uğratmak, sanayie el koymak sureti! e aos yal rejimi ortadan kaldırrrrşterdiT. Bu içtima! tahribin gayesi, sadece komünizmi tesis etmektir. Geçen sene Almanyada yapılan seçimlerde oyların ^50 sini Sosyalo - Komünist parti ve %12 sini diğer üç İşgal mın takasındaki parti kazanmıştır. Gerçi birçok Almanlar demir perdenin gerisindeki âlemden kaçarak Birleşmiş Milletlerin Almanyadakl İşgal mm-takalarına gelip iltica etmektedirler. Fal:at buna rağmen Rus propagandası tahriklerde bulunmaktan bir an geri kalmamakta ve kısmen de mu. valf ak olmaktadır.
Bugün doğu Almanya, medenî seviyesini hâlâ muhafaza eden batı Al-manyadan o derece ayrılmıştır ki bu Ikl Almanya için müşterek bir hükümet tasa^ur etmek falzaslle güç-leşmlştir.
Londradaki son toplantıda Nîolo-tof bu husustaki endişesini gizleme-mlştir. Onun Truman. Bevin ve Bl-daut'nun lâkayıd kaldıklar, propaganda nutku Al manlar a tesir etmiş ve o kendisini Alman ittihadının yegâne müdafii olarak parlak bir siyasi raferi lehine kaydetmek istemiştir. Zira (B;tkr> i sadece savaşı kaybettiği için kabahatli bulan Alman halkı, küçük burjuvazinin ruh haletini kazanamamış ve bunca musibetlerden | hâlâ dera almamıştır. Şübhe yok ki
Bu su benim gözjasımdır, beni tanıyor. Yıllar var ki hasretini taşırım Tuna, Tapirinin varlığımla a*il ruhuna, Tarihimi yaşıyorum kıyılarında, Unutamam bugün de ben seni yarın da!
Şuna katiyetle eminiz ki, öğret menlerin böyle sık aık tetldk gezileri yapmalar? meslek bakımından çok faydalı olacaktır.
Millî Eğitim Bakımlığının bu meseleye çok ehemmiyet vermesini ve gezilerde muallimlere her türlü yardımı ve kolaylığı göster meşini bekleriz.
onda bir macera zevki vardır.
Ve R uslar, Yukan Silezyayı Polon-yadan kopanp Almanı^ra vereceklerini vadetmekle anlan ümide düşü-rtlp aljatmakla devam etmekte* --1«.
YAZAN
ıluı rranaız Başbakanın
Fakat Rus kov. .ruzmi, kend, menfaatini başsa yerlerde bilhassa Fransada da anyacaktı. Acaba o, Alms_'._ anın etrafında toplanan propaganda hareketinde mn-vaıkak olabilnuş, Vladivostok'Lan Breşte kadar uzanan .Dünya par.a-n> üstünde hAk.miyrti kurabilmiş mJdlr? Hayır. Fransız halkı bu teşebbüse mâni cûmak için elinden geleni yapmıştır. Ve hâlen hür kalmış memleketlerde Fransar.m bu mukavemeti büyük tur heyecan ve büyük bir sevinçle karşılanmaktadır.
Franaada komünizm. 7 ay zarfında üçüncü defadır ki hezimete uğn-yacaktı. Fakat Fransaya. umumî grevlerle vumisn darbe pek şiddetli olmuştu. Biz son günlerde soğuktan nruztanb bir harkın kömür etmekten vazgeçtiğini bile
Fakat sonum la Fransız sağ duyusu zaferi kazanmış ve mağiûb olan C. O. T. tâbjyesz:: değiştirmeğe mecbur kalmıştı
Montreal: — Uluslararası işçi bü rosunun bUdiroiğine göre yeryüzün deki işsizlik. 1946 yılına nisbetle dü zelmlştir,
1947 yılınca, yaz ve sonbahar mevsimindeki ^sizlenn sayısı, 1946 yilinln ayni mevsimindeki işsizlerin «ayımnrig >~ eksilmiştir. İsveç ve Filistin, bu bazından istisna t eşini ediyorlar,
Uluslazara» işçi bürosunun tetkikleri, 16 memlekette çalışmayan lann gittikçe ekısldiğinl ve yedi memlekette .«e issizliğin artuğiHi göstermektedir.
içsizlerin gnukce eksildikleri 16 memleket şunlardır:
Birıeşik Aıuecka: 1947 Ekini ayı «onunda 1.6E1.00Û işsiz vardı 1946 yılınca ise işsizlerin sayısı 2^70,000 dİ.
Kanaca: lt-47 ağustos -ayı sonun da 73.000 işsiz vardı, 1946 yılı Kas: mjnda ise İşsizlerin saysi 113.000 di-
United Kingcom: 'İngiliz İmparatorluk camlaş— İşsiz olarak kayıtlı bukınazuazm sayısi 1947 yı 11 Kasımında 260-000 den lazlavdı.
1946 yılı sonunda ise çalışmayaıiia-nn sayısı 400 000 di,
İrlanda: 1947 Ekiminde çalışma yanların sayısı 32.000 dİ. 1946 yılın da işsizlerin sayısı 35.000 di-
Fransa Fızasada işsiz olarak
1947 yılı ÂğvEt^sunda kayıtlı olanlar 38.000 d! 7946 yılında ise bu rak
1946
işsiz
1946
I


kam 55 000 ti!
Belçika: Tamamen işsiz olanlara sayısı : ?47 Ağustosunda 40 OvO e yaklaşıyordu 1946 yılinda ise 41.000 dİ. !
Hollanda: 1947 yıh Eylülünde İş siz olanların sayısı 21,000 idi-yihnda ise 30:000 dİ-
Norveç: Ey.ul 1947 sonunda lerin sayısı 4 000 den fazlaydı,
yilinda ise 5Ü00 den fazla İşsiz var dı.
İsveç: i- .. : .-ilerine bağlı işçde rin 194/ yjiı. Ağustosu sonunda ga-lışmayanlar:.- sayisi 13.000 dİ- 1946 ydı, ayru ûv:nda İşsizlerin sajps* 17,000 dİ, ;
Almanya: Amerikan belgesinde çalışmayan : ıjıtlı işçileri saj -ı 1947 Temm ..._ sonunda 300.000 dı. Bu tarihte:, c.. yıl evvel işsiz ol. u lann sayisi 416.000 dı,
İngiliz bc’_,esindeki işsizlerin sa ym- 1947 yılı Ağustosu sonunda 225 000 di- 1946 yılında ise çaLşma yanlara yekûnu 318.000 di, ,
Bütün lşg^i bölgeleri..deki içsizle rlu »ayısı İse 886,000 dir, 1046 yılın | da, işsizlerin sayısı 1,412 000 di. '
açabileceklerdir. Zira bulunmaktadırlar
grvvleriiı İs ismen boşaltıp eKaâtUM-leri bikkeye yüklenen 400 milyar 6k ücret ve maaşlar yüzünden süratle artsouc ol ur ja vaziyet oasri hü manzara arzedecektir? Yme acaba
Rom‘idUidîer birkaç güaîük trtr rmltare-keder. ^onra birkaç hafta v-r/a b.rkaş ay gibi jir müddet bir taarruza geçme-tülir? Bu «Uy e de-âkel» cdfe
zazfırıda tekrar
Cesaret edew takdiıöe. ₺avaş gûdiıka. s vam edecek ve ençrjirr -tir.
kominlonı. x yaya yzyjimak istidadın, muhakkak gibidir. Bug^a Mauçurıde, Çin, Hindu koıuLıut partileri bir k-s. i
tidir. Bu kanferâk-^n ç^yeai, gûya Amerikan, Frar.=.z vc bigiliı en-peryûözırine karşı anıons z biî savaşa giı mektir.
F&P.at propaganda «Mşüe ^erçe’fl savaçı biibirlerine kanşCcrnsyalım. F yıakıka Rusya, dünya ia revcud bütün mânevi kıymetlen keroirmeğe çah^r^akradır. Halbuki y-JIarua rrpisbet bir netloeye bağlanacak oian savaşı ancak Amerıkab-lar açabileceklerdir. Zira mlar atom bombas* gibi müdhiş bir ıdâtla sahl> bulu* una >uadırlar-

Uluslararası işçi bürosu 16 memiekeutd çalışmıyanların eksildiğioi, 7 memleketti de işsizliğin arttığını bildiriyor
Avusturj'a: Bir yıl iç es aOe, işsizlerin sayısı 40.000 e
1946 jiiinricsı 2Û OOO kişidir nr i art vardır,
İsviçre: Î947 yılı Ekiminde-rin sayısı 1,50u aü. I94o y iıruaku iş sizlerın saşnsı l,9U0 dü.
Bulgaristan: Ağustos .-/o.ıun da 2.500 işsiz vardı. .M : dan bıraj a yüktür,
Romanya: Iş iste^enlîrn say-sı
1947 Ağustos-sonunda taş-.den
fazlaydı. 1946 yılında î/jr»;
Avustraiya: işsizli ( MZtraden
maaş alanların say^i ; r ” 6.2600 iûşiycii ve 1946 ■yıL^t * jıraz düşmüştür.
Yeni Zelanda: 1947 Ht- rım»x#e işsizlerin sayısı yalnız 87 . Î946
yilinda çab$mayanlar 274 :in -di, işsizliğin arttığı yedi -»>«-wl«Scet ise şunlardır: İtalya, FJı ?n. Mrıea astar.. Finlandiya, Ştli. Pnerfo Çtfco ve Danimarka- JtP->


UJCI

r*K'.rda «>O»K ızşcur-
ve yoUar:n
1U-U yapfuLS-
Denizli 'Yeni SabaL — Aia-tıirk koşusu Denizlide ira
snıda (1000) metre, erk - er l—ı-sında 3000 , 6000 metre ._rX'Z uze re üç tertib üzerine ya> .;:ı.
& dar -mşusuna (33 şu -
râk etmiş; !oz enstitü •: jirce Su.tLiden Sevim İçsel o. mc; gel mlştir.
3GOO metrelik koşuya (43> ve GOCO metrelik koşuya '.2.' x-i.t iştirak, etmiş: ir.
Merkez gençlik taiüinn'len leyman Oyacı 21J18 dc.-: metrenin birincisi ol»
Haranın yagmurhı çamtiı lu olmasına LctLjm içince, aksa?:,, tır
/»reze a’an «r.ri
püfitiu u.r • diyrier ver
Diğer taraftao_ fa* tMÂİ C uluüerine dahil Çivril Yî*5$1o-kuaı ite. Danteli merkez kiuuü Uduuüan 23
Denizli baıge sahasında lan futbol müsauaifası S— lı gençler idüoünün g. neticelenmiştir.
Bu y»l lig nujçlarj çok i. devam etmektrair
uere «rlaut ca ı. ın^rir.
xe o.ıu]
1 ••
■ ’.U
OCAK 1948
SAYFA ’ 5
Islâm Tarihinin En Meraki. Bahisleri
Y E N t SABAH
Yalman’a açık
fırkalar nasıl doğdu?
Bir intikal keyfiyetinin neticesi -— Resulü Ekrenıin nâşı mü-Ebu Süf yanın Medine ye geli-109 bin esir
Bazı sorulara cevab
İhtilâflar ve ayrı içtihadlar kcrremlcrinin t erk e dil işi — şi — Ebu Bekir mi, Ali mi
35
— Ebu Bekir, onun I vakıf iken
Oıneri
her vesile
niçin onu seçti?» — ile medılı lâtife et -
geri
; Alinin teşvikile zağlandı; öldüren başkası, ödürten A'li-Biçimindeki sorulan büsbü-karşılıksız bırakmak da iste -müsaade
Lüzumlu bir istitrat ve hepsiue cevab; — Okuyucularımdan met -tublar alıyorum. Her birinde bir sual var. Hepsini cevablandırmagı, mevzuun çok dışına taşmak ve bahsi dağıtmak olacağından, im -kansız buluyorum.
Ancak, «Ali üstünlüğü ashabca dahi bilinirken neden birinci hail fe olamadı,, ; meziyetlerine ihmal ederek •Ömer; Aliyi
ve tevkir eylemiş iken, inekten hoşlanır yolunda üstün körü bir sebeb gösterib onu veli ahd yapmaktan ne sebeble çekindi; de işi Şûraya bıraktı?» — •Muavlye; ashabdan olduğuna göre müctehidi muhti sayılmak ve ona dil uzatmamak lâzım gelmez mİ?» ; — «Ali ve evlâdı; Peygam berin akrabası oldukları halde on lamı haklarını gasbeyleyen Mua-I viyeye. Kerbelâ faciasına sebeb o-lan Yezide lanet edilmek caiz olmaz mı?»; — . Ömeri öldüren han çer Hâşimilerin; Osnıaııı öldüren kılıç onu dlr. tün
iniyorum.. Bu mevzuun ve imkânları dairesinde, yeri geldikçe ve münasebet düştükçe sual leri cevablandırmağa çalışacağım. Bu yiîzden; tarihî olayların izahında biraz daha tevsi ve tâmik yolu tutulmak zarurî olacaktın
Hazreti Ayşe: »Ebu Bekir ve Ömerin devirleri; Resulü Ekremln zamanı gibi geçti. Osmanın vakan de Mülk ve saltanat kokulan gelmeğe başladı.» diyor.
Gerçekten, Osmanın zaıııanıuda Medine, cok imar olundu, zeııgiu-Ik ve reiaiı, o vakit? PMir -orulj memiş bir hadde ulaştı. İyi yemek,’ süslü giyinmek, gümüş kakmalı takımlarla hazırlanmış cins atfa ra binmek; altın ve cevahir ile işlenmiş silâhlar taşımak, mülk ve arazi edinmek, mal ve servet sahibi olmak hevesleri aldı yürüdü Bir at yüz bin, bir bahçe dört beş yüz bin dirheme satılır oldu
Medeniyetin rahat ve nimetlerinden, dünyanın lezzet ve zevkle Tinden kâm almak isteğine büyük lerden çoğu kapıldı ve katıldı
Vaktile, Ebu Bekirln pek fail -rane mirasını, Ömerin yamalı cüb be. soluk sarığını ve daradar yasa yışmı görerek onları taklide üze-l nen halkın; Osmanın saraylarını, binden fazla köle ve maiyetlerini,’ debdebe ve darâtını ; kendi akraba ve mensubiarına dağıttığı ihsanl ve hedi-ilerini gördükçe hırs vel

KAİP OGÜN
hasedleri uyanıyor, o refaha nail olamtyanlarm kin ve gayızları ya nında eski devirlerin sadeliğine hâlâ bağlı kalmakta sebat ederek bütün bu ihtişam ve azamete iyi gözle bakmıyan ekâbiri eslâfın nef retleri artıyordu.
Bu itibarla; muhterem valde-mizin sözlerini tam yerinde sayma mak kabil değildir. Amma, saltanat kokularının duyulmasına gelin ce:
Osmanın devri, saltanat ve mede niyet usul ve ihtiyaçlarının teşkilâtlandığı ve genişlediği devirdir. Bu işin başlamasını daha
götürmek ve Ömer zamanına bağ lamak mümkündür.
Alinin felâket, ve Muaviyenin saltanatını temin eyleyen başlıca âmil; işte bu bedâvet ve sadelik ten medeniyet ve refaha İntikal keyfiyetidir
Hem bu İntikalin nerede ve ne suretle başladığını araşt>rmak, hem ilk iki halifenin Aliden önce makama geçirilmelerindeki zaruretler üzerinde durarak gullatı Şia'nın iddia ve itikadlarma göre onların gasıp olarak telâkkileri mümkün olup okunıyacağım incelemek üzere ilk ayrılıkların vukuundan başlamağı gerekli buluyo -ruz:
Resulü Ekreuıin. gerek hastalık -latı ağırlaştığı sırada ve gerek ir-tihallerinden sonra bir çok mesele ve mevzular üzerinde ihtilâf -lar ve ayrı içtihadlar olmuştur. Bunların hepsini burada sıralayacak değiliz. Eh başlıcası Resulü Ekremden sonra ona vekâlet eyll -yecek zatın intihabı ve tercihi key fiyetıdir ki, başiıca ayrılıkların sebebi olmak mezheb fırkalarından çoğunun usul ve talimatında yar tutmak haysiyet ile ehernmive-tı büyüktür
Şia' fırkaları, Alinin aidaliyetini onun şahsi meziyetlerine bir takım rivayetlere iktifa etmiyerek bazı ve hadislerin tevil ve tefsirlerine de istinad ettılcnıek isterler Burada, onların muhakeme ve tenkidi ne girişilmiyecektlr. Birkaç kere işaret eylediğimiz veçhile, biz ya -zım.zda dini ve şer'î çerçevede mü talea olunabilecek nusus ve nu-kufün mesnedlerinln mevzu veya tevil ve tefslrlerile varıldığı sanılan mânaların delâletleri gayri mak sud olup olmadığı üzerlerinde asla duracak değiliz. Tarihi olayları, yürüyüşleri ve birbirine merbvtiyet ve münasebetleri bakımından ince liverek bulabildiğimiz hüküm ve neticeleri açıklıyacağız.
• •
matuf bağlamakla (Nass) 1ar
(Devamı var)
(Bajtarafı ) nrldc *
Sayın yazar; senelerdenberi yazılarınızı hararetle takib eden, günü gününe ber zaman ve her yerde daima okuyan sizin hayranınız olmuş bir kariinizim. Öyle ki. yalnız «Ulus gazetesinin girmesi mubah olan, okunmaşı meşrû bulunan ve yalnız onun satılmasına cevaz verilen bir yerde inle orada bulunduğum müddet zarfında xri-nc aiışkanı olduğum, Tasvir, Yeni Sabah (Demokrasi) ve Vatan gazetesi aldırtmış her türlü cezaî müeyyideleri göze alarak yılların bir okuma tiryakisi haline getirdiği «Vatan gazetesini okumuş bir kimsepmdir. O kadar ki; kendıle-rile mektiıplaştığım arkadaşlar, ifade tarzımla yazı lisanımda kısmen bir A. Emin Yalman üslûbunun havasını sezdiklerini defaatle söylemişlerdir. Belki de bilmiye bil m iye ve yalnız çokça okunmanın, takdir etmenin verdiği bir benimseme ile üzerimde bariz tesirle riniz bulunabilir. Fakat bu, körü körüne bir itaat demek olmaz sanırım.
Sayın üstad; alrtüalitesini hâlâ muhafaza eden (a\ın Kenan önerin istifası münaselıetile seneler-deuberi abonesi bulunduğum Vatan gazetesinde herkes gibi beni de sinirlendiren ve hattâ çileden çıkaran bir takım hakikatlerle hiç bir zaman flgisi olmıyan yazıların iri iri puntolarla imzasız ve isimsiz, lâkin üslubundan sahibinin kim olduğu pek iyi anlaşılan yazılar gözümüze ilişti.
Hele, 9 Ocak 2377 sayılı nüshanızda; (Gazetemizin kapalı siyaset lerle alâkası olamaz) başlıklı çerçevedeki şu söz hepimizi çok sarstı ve incitti: «Kenan Öner.., Neşriyata ısırıcı bir lisanla mukabelede bulunmuştur.. Ayıp, çok ayıp üstadı,.
Sizi ikaz etmek haddim ve vazifem değildir. Fakat bu tip iç bulandıran nahoş ifadelere karşı itiraz etmek her halde hakkımdır. Benim de şiarım; Eğriye» eğri, doğruya doğrudur.
Bundan 2-3 yıl evvelsi F. Rıfkı A tay tarafından baklanızda ve a-levlıirrizde çıkarılarak bedava dağı t ilan bir risaleyi okumaklığıma rağmen sizden nefret etmiş değildim. Şimdiye lnıdarki hükmüm ve kararım’, daima lehinize idi. Fakat şu sıra...
Sayın muharrir. Kenan Öner; feragatin, faziletin ve cesaretin e-şine ender tesadüf -edilir en güzel bir misali olarak bu yurdda kendini yine en çok sevdirmiş bir kimsedir. O, mebusluk teklifi üzerine verdiği şu oldukça muhterem sözle kim olduğunu pek iyi olarak gös temniştir «Bana, İstanbul gibi bir yerin parti başkanlığı çok bile, o
Sorarım size sayın üstad; bugün Türkiyemizde kaç tane bu niyet ve tıynette kaç adam var...
2 yıl evvelsi üstad-ı-âzam B. Hü şeyin Cahid Yalçınla olan münakaşanızda (hürmetinizden olacağı muhakkak) üstaddan, efkârı umu miye önünde af dilemek gibi yelerinde ve çok tilmen liginizi günlüğünüzü
> gün de ayni
hareketin gösterileceği, centilmenliğin isbat edileceği gündür. Aksi takdirde bir ikinci F. Rıfkı olmak tehlike sile başbaşa bulunuyorsunuz. Bu asıl hareket icabı olan jes ti sizden bekliyoruz üstad.
Bu vesile ile saygılarımı sunarım..»
riyat yapması üzerinedir İd, daha o vakitler gözümüzden düşmüştü. Fakat daha aradan hır ay bile geç meden, öner - Yücel dâvası neticesinde komünistlere büyük bir darbe indiren Kenan önere yaptığı hücumlardan sonra, bu gazete kendi kıymetini biraz daha düşürmüş ve haklı olarak herkesin nefretini kazanmıştır.
Tebarüz ettirmiye çalıştığımız, bu noktanın imzalarımız tahtında gazetenizde neşredilmesini rica e-der, saygılarımızı sunarız.

Balıkesir D.P. kongresitop andı
mastaran 1 ftrctde' ratı arasında kongre binasına girmişlerdir.
Kongreye 10.20 de başlanmış, ilk olarak, delegelerin yoklaması yapılmış, daha sonra komisyonlar seçilmiş, delegeler vasrtasile memleket dilekleri anlatılmıştır. Bir çok delege söz almış, bu arada Edremit delegesi, memlekette yağ karaborsacılığının ilerlediğini ve bazı makamların da bu hususta »• lâkadar olmadığını söylemiştir. Havran delegesi de idari baskıdan ve mitinge müsaade edilmediğinden şikâyet etmiştir.
Aksam saat 19.10 da kongre nihayet bulmuştur. 19.30 da başta ’elâl Bayar olduğu halde yeni a-ılan Karesi ocağına gidilmiş ve ocaktan çıktıktan sonra da ^ehir tacirlerinden ve Demokrat Parti üyelerinden Basri Zarplunun e-viudc parti meıısubinine ve misafir lerc bir akşam ziyafeti verilmiştir.
Celâl Havarin konuşmanı
Bugünkü kongrede Demokrat Parti genel başkanı Celâl Bayar Mühim bir konuşma yapmıştır. Ba 3ar, idari baskıdan bahfiı-yliyerek bınun yakında hallolunacak bir dîva haline geldiğini tebarüz ettirmiş ve: Biz şahıslara dayanmıyoruz. Demokrat Parti milletin milidir* demiştir.
dayar devamla: Hürriyet Misa-kınm tahakkuku için bana bir kaç kere (Bu azmi kendinizde buluyor mutunuz?) diye sormuşlardır. So-
ru yorum size: Azminiz yerinde mi dir?
Salonu dolduran halk, hep bir ağızdan (yeriııdedir, güvenebilirsiniz) diye bağırmıştır.
Bayar, şalisi hakkında gösterilen hislere ve alâkaya teşekkür et tikten sonra sözü 12 Temmuz beyannamesine getirerek bunun Demokrasiye doğru gelişen bir yola işaret ettiği haklımdaki söylentilere inanamadığını, ancak idari baskının kalkması ve Demokratik kanunların yerine getirilmesi ile buna inanacağını söylemiştir.
Celâl Bayar, bundan sonra, (Siz kendi İdealinizin murahhası olan insanı arıyordunuz. Yarın sizin 1-dealinizi temsil eden başka bir arkadaş çıksa hepimiz ideali temsil edeni kucak'lyacağız. Kucaklamak la da kainuyacağız, hepimiz bu 1-dealln etrafında brrleşip eğer bu arkadaş bizden iki rey fazla almış başa geçmişse kendisine ivazsız, garezsiz yardım edeceğiz.) demiştir.
Celâl Bayar, yarın Kazalarda tetkiklerde bulunacak öbür gün de Kütahyaya gidecekti»
Vacibi Bıçakçıoğlu
Mes’ud bir Nikâh
Tomrls Usuıan ile Bekir Parmaksızın nikâh törenleri Bakırköy evlnıınıe memurluğunda seçkin da «etliler huzurunda İcra kılınmıştır. Her iki tarafa uzun saadetler dileriz.
güzel bir jestle cen-bununla beraber ol-göstermiş idiniz. Bu-jestin ve ayni olgun
A. î. Yoğurtçuoğlu
Beş imzalı bir mektub daha
Diğer taraftan yine dün îzmit-ten, Salih Üçersaka, Nizameddin Güngör, Sırrı Tunca, Calıid Yalınç. Ahmed Dinçer imzalarını taşıyan bir mektub daha aldık. Bu mektubda şöyle denilmektedir:
( Kıymetli gazeteniz (Yeni Sabah) ın, devamlı okuyucularından olan bizler, gazetenizin hakkın ve hürriyetin müdafii olduğunu her zaman takdir ettiğimiz gibi, bilhas sa son günlerde ortaya çıkan bir meselenin, Kenan önerin Demokrat Partiden istifası meselesinin üzerinde de gösterdiğiniz tarafsızlık üzerine, bu inancımızın daha arttığını bildirmekle ederiz.
Profesör Kenan önerin
Celâl Bayara hitaben yazdığı açık mektubu da yalnız gazetenizin neş rettiğini, diğer gazetelerin bundan lıiç bahsetmediklerini, bunlardan biri olan «Vatan* gazetesinin de, bu tarafgirliği yetmiyormıışcasına, Kenan öner gibi bütün milletin sevgi ve hayranlığını kazanmış bir şahsa bazı isnad ve hücumlardan da çekinmediğini görüyoruz.
Biz bu gazeteyi yakın zamana kadar iyi tanırdık. Fakat geçen ay İçinde örfi İdarenin kalkmasına taraf d ar olmıyan bir şekilde neş-
bir kat iftihar
ayrıca
Akdeniz politikası
(Bajjtaralı 1 incute)
amiral Forrest D- Sherman, vazife sİ başına hareket etmek üzere Ame rlcö vapuruna binmeden dün ı beyanatta bulunarak demiştir ki:
— Amerikanın Akdeııızde Mid-way uçak gemisi de dalıfl olmak üzere 13 harb gemisi vardır. Bun ların arasında iic kruvazör, on iki destroyer, petrol gemileri ve muavin gemiler de vardır
Vis amiral beyanatı esnasında gazetecilere bu gemilerin dalma manevra yapabilecek durumda ol -duklarmı ve bunlar; bu vaziyette muhafaza etmek istediğini söylemiş ve vazifesinin donanmayı en mükemmel hazırlık şartları içinde bulundurmak olduğunu belirtmiş -tir. •
TRABLUSDAKI ÜSSÜN EHEMMİYETİ
Viesbaden, 22 (AP.) — Eugun basm muhabirlerine beyanatta bulunan Avrupadaki Amerikan hava kuvvetleri komutanı korgeneral Curtls E. Lemay, Trablusdaki aske ri hava alanının sadece taşıt uçak ları için bir servis istasyonu olarak açılmakta olduğunu ve Akdeniz bölgesinde bundan başka her hangi bir alanın yeniden açılmasına dair plânlardan haberdar olma dığını söylemiştir-
Hava kuvvetleri komutanı üssün yeniden açılışı hakkında şu izahatı vermiştir:
'İTs, Türkiye ile Yunanlstaııdaki Amerikan yardım heyetlerde Tah-' randaki küçük hava kuvvetleri müfrezesine uçakla malzeme teminini kolaylaştırmak için ve taşıt uçaklarına bir merhale teşkil etmek üzere yeniden servise konul -maktadır.
»Kuzey Libyada. Akdenizln gü ney sahiline yakın bir mevkide bu lunan alan. Asor adalarından orta doğuya uzanan hava yolunun tam üzerinde olup, büyük uçakların ha rekâtına müsaittir YUNANİSTAN’A VERİLEN YENİ AMERİKAN TEMİNATI
Londra; 22 (A A ) — Yunan hü kumeti Amerikanın kendisini des-tekliyeceğl yolunda yeni teminat al mıştır.
Vaşlngton hükümetinin durumu daha ziyade vahim bir hal alması na nasıl mâni olabileceğin! ve Yu nanistanm bugünkü güçlükleri eld di bir surette İncelemekte olduğu bildirilmektedir.
Bevin’in bir nutku
Londra: 22 (AP.) — Avam Kamarasında iki giin sürecek olan dışişlerine dair müzakereleri bugün bir demeçle açan Dışişleri Bakanı Emest Bevin, Rusyanın, gerek Batı ve gerek Doğu Avmpnyı komünist kontrolü altına sokmak için elinden gelen her gayreti sar-fetmekte olduğunu beyan etmiştir,
Bevin şunları söylemiştir:
«Hakikatte Rus hudutları Stet-tin, Trleste ve Elbe nehrine kadar uzanmıştır. Bununla beraber, bu muazzam genişleminin Rusyayı tatmin etmemekte olduğu anlaşılmaktadır.»
«Mesele Yunanistanda iktidaıa getirilen hükümet şeklinde değildir. Bu hükümet liberal, bir koalisyon kabinesi veya her hangi bir teşekkül de olabilir. Mesele, bu memleketi Sovyet nüfuzu altına sokmak için mütemadiyen idame et tirilmekte olan merhnmetsiece teşebbüstedir. I
«Tricste meselesinde olduğu gibi, Yunanistan meselesi de geçenlerde bütün müttefikler tarafından imzalanmış olan andkışmala-nn kıymetiyle ilgilidir. Bu tehlikeli bir durumdur. Bu bir kuvvet po litikası vakıasıdır. Yunanis*.ıııuı kuzey komşuları Birleşmiş Milletler teşkilâtını tahkir etmişlerdir. Bu devletlerle Sovyet hocalannın bu işte büyük bir pot kırmış olma larmdan vâhim bir tehlike doğabilir.
«Yunanistanı hağınıtnz bir memleket haline getirip oradan çıkmağa uğraşıyoruz. Fakat Kuzey kom sulariylt diğerlerinin de Yunania-tunı kendi başına hıraltıp çıkmalarını istiyoruz.»





Yeni Orman Kanunu ve yolsuzlukları (Bat barajı 1 tncida)* ki neşriyatı ile gerek ormanlarımızın ve gerekse orman vaaıtaai-le geçinen yurddaşlarımızın uğradıkları zararlardan millet parasının nasıl israf edildiğinden bahsedildi, yolsuzlukların hiç olmazsa bir kısmı umumî efkâra arzolıındu. Bugün beıı de orman istimlâk kanununun doğurduğu fecaatleri belirt mek bu yüzden gadra uğrıyan vatandaşların tzt'irabını umumî efkâra bildirmek istiyorum. Memleketi miz mülkiyet hakkını tanıyan hattâ komünistliği bir cürüm gibi ta-kib eden adlî bir rejime tâbidir. Fakat şimdi anlatacağım orman is timlâk işleri tatbikatında, bazı ahvalde komünistlere nasıl taş çıkar tıldığmı gösterir. Şimdi okuyucularımıza bu kanunun insafsızca tatbikatından bir misal verelim: Anayasamız her hangi- bir vatandaşın malı, onun değer bedeli peşinen ödenmeden, onun elinden a-lınamaz diyor. Şimdi bir de orman sahiblerine yapılan muameleyi görelim: Kanunda zevahiri kurtarmak için orman bedelleri vergi kıy meti üzerinden ödenir deniyor hal buki vergi kıymeti ve erazi vergisi ağaç ve topraktan teşekkül e-den ormanın yalnız kıymetçe dûn bir cüz’ü olan toprağın vergisidir. Buna rağmen bir an için bunu vatandaşın hukukunu temin eden bir prensip diye kabul etsek dahi göreceğiz ki tatbikatta mal sahibine bu kadarı bile çok görülmüş 933 senesinin vergi kıymetinin taz minat ödenmesi için esas ittihaz edilmiştir. Yani bir vatandaş 934 senesinde malına yeni bir vergi teshil ettirmiş istimlâkin yapıldığı 945 senesine kadar bu yüksek ver giyi ödemiş olsa dahi orman idaresi istimlâki yaparken hangi ver gi kıymeti dûn ise bunu esas ittihaz eylemiştir. Acaba böyle bir hareketi mazur gösterebilecek hiç bir hukuk prensibi var mıdır?
Zavallı orman sahiblerine yapılan zulüm bununla bitse yine de iyi. Fakat haksızlık bu kadarla bit memiş, bununla ancak başlamıştır.
Devlet hususî orman sahihlerinden yalnız erazi vergisi değil ayni zamanda ormandan her kesilen a-ğaçtan, hattâ her çıkan yaprak, çalı, çırpıdan da sanki malın oı tagı imiş gibi bir resim alırdı. Bu resim İstanbul civarında her kental o-dun için altı kuruş, her metre mikâp kerestelik ağaç için de, ağacın cinsine göre, metre mikâbında yedi liraya kadar çıkardı. Devletçe kabul edilen prensip kendi ormanından mal sattığı zaman beher metre mikâbından aldığı bedelin yarısını hususî ormanlardan almış tı. Böyleoe her hususî ormandan senelerce, nisbeten ciiz’î olan, erazi vergisi yanında pek ağır bir ver gi olan, orman resmini de tahsil ederdi. Ne gariptir ki mal sahibine malın bedelini ödemek ieahe-dince bedelin yüksek ifadesi olan ağaçtan alman vergi unutulmuş, nisbeten dûn olan erazi vergisi esas ittihaz edilmiştir. Böyleoe meselâ yalnız orman resmi olarak senede yirmi bin lira aldığı bir ormanı istimlâk ederken 933 senesin den evvelki vergi kıymetini, daha eksiktir diye, esas ittihaz edip bu vatandaşın eline (165000) lira gibi, cüz’ı bir para ödemiştir. Devlete senede (20.000) lira orman vergisi, ayrıca (2000) lira da erazi vergisi ödeyen bir malın bedelini onda bir niabetinde olan erazi ver gisi üzerinden ödemek gibi bir hareketi gasbdan başka bir kelime ile vasıflandırmak mümkün müdür?
Devlete yalnız resim olarak senede (22.000) lira ödiyen bir malın sahibi için senelik geliri bunun hiç olmazsa bir kaç misli olmak lâzım gelmez mi?
Anayasamızın vatandaşlara tanıdığı hak, içinde yaşadığımızı iddia ettiğimiz adalet rejimi, bu gelir kaynağını elinden alman vatandaşa bunu telâfi edecek bir tazminatın verilmesini icab ettirmez mi ?
945 senesinde orman istimlâk kanunu tatbik edilirken vatandaşların malına takdir edilen lıiç me-, sabesinde kıymet bir defada öden memiş, altı senelik taksite bağlanmıştır. Böylece vatandaşın adeta zorla ufaltılmış olan sermayesi ayni zamanda da parçalanmış, ve-levkt ufak olsun, bir sermaye olarak çalışabilecek halden çıkartılmıştır.
Orman kanununun tâdili görüşü Kirken btı vatandaşların uğradıkları haksızlığı da telâfi etmek icab ötmez mİ?
Hiç olmazsa kanun tasarısının hükümlerini açıklamış ve mağdur vatandaşların şikâyetlerini dinlemek Demokratik bir Cumhuriyet idaresine yaraşun âdilâne bir raket olur aannındaymı.*
Şevket Mogan
ha-
Sovyet Rusya İkinci Dünya Harbini el altından nasıl hazırlamıştı?
r
i
*
Baş barajı 3 üncüde
Bulgarifltanın Rusj a ila bir karşılıklı yardım paktı imzalamam, Ruaya ya Boğazlar bölgesinde bir üs verilmesi ve Japonyanm kuzey sahalarda ki imtiyazlarını bırakması şartUa dört devlet arasında bir pakt iniz»-lanmasmı kabule hflüfr olduğunu bildirmiştir.
Amerikan vesikası bundan sonra 18 aralık 1940 tarihinden 13 mart 1941 târUıme kadar olan devreyi (Almanyaiun Balkanlarda ilerleme-sine Rusyanm mukavemet ettiği dev ren olarak vasıflandırmaktadır. 18 aralık 1941 tarihinde Hitler tarafından imzalanan meşhur 21 numaralı direktif şöyle başlamaktadır:
«Alman silâhlı kuvvetleri süratli bir savaşla Rusyayı ezmeğe hazır-lanmalıdırlar. Rusya, Kumanyada Al man kıtalarının mevcud olduğunu öğ rendiğl zonıan anlaşmazlık bari* bir hal almaya başlamıştır. Rus bü- ' yük elçisi Berline ihtarda bulunarak ı Bulgaristanda yabancı kıtaların gö rülmüş bulunduğunu ve btı kıtaların Boğazlarda mevcudiyetinin Rusya tarafından kendi güvenliğinin ve ’ menfaaltlerini ihlâli şeklinde addedileceğini söylemiştir. Berlin buna cevaben Alman kıtalarının tngilizle-ri Yunanistandan atmak için Bulgar topraklarım katedeceklerini söylemh tir. 1 mart 1941 tarihinde Schulen-burg Bulgaristanın üçlü pakta ilhakını Molotofun endişe ile karşıladığını ve Bulgaristanın Almanlar tarafından İşgalinin Sovyet güvenliği için bir tehdıd teşkil ettiğini söyle- ■ miş bulunduğunu Berline haber ver. miştir: Daha sonra 6 nisan tarihinde AUnanyaıun Yunanistan ve Yu-goslavyada askerî bir harekâta gi’ j rişmiş bulunduğu hususunda Berimden gelen haberlere cevaben Molo-tof Berimin nazarı dikkatine arze-dilmek üzere Schulenburg’a Balkan lardaki durumdan dolayı teessüflerini bildirmiş ve bu durumun Rus yanın Balkanlardaki siyasi veya a-raz( menfaatierind zarar verdiğınJ söylemiştir. Bundan sonra Rusya i-le Japonya arasında bir askeri bitaraflık paktının imzası lan ması imkân ları belirmiştir. Almanya 22 ve 28 nisan 1941 tarihlerinde Rus uçakları mn hududlannı ihlâl etmiş olmasından dolayı şikâyet etmiştir. Halbuki Kuşlar da Alman uçaklarının Rus hududlannı ihlâlinden şikâyett’ bulunmaktaydılar.
24 nisan tarihinde Rusyadaki Al man büyük elçiliğinin deniz ataşesi ne göre Ahnanyadan gelen yolcular her iki millet arasında bir savaş çıkması ihtihnalinden bahsetmekte idiler. 28 nisan tarihinde Berlinde Schulenburg ile konuşan Hitler şun ları söylemiştir;
«Rusyaya itimad caiz değildir.» îsveçteki Alman elçisine göre lfl mayıs 1941 tarihinde Bayan ICollon tay. hükümetine, Alman kıtalarının Rusyanm batı hududlanna yığılmış bulunduklarını haber vermiştir. BİL tün bu devre zarfında Schulenburg, Rusyarun Almanyaya karşâ hiçbir tecavüz niyeti olmadığını söylemeği devam etmektedir. 15 haziran tarihinde Alman elçisine bu memleketin Almanya ile Rusya arasında münasebetlerin kesilmesine hazır bulunma* sini bildirmiştir.
21 haziran tarihinde Ribbentrob Moskovaya Schulenburg’a Almanya* nın Rusyaya ilânı harb tebliğini gön dermiştir. Ayni gün Hitler Rusyaya hücum etmesindeki sebebleri izah için Mussoilniye bir mektub yazmıştır. Yine 21 haziran tarihinde Berimdeki Rus Büyük Elçisi Rus ha, dudlarınm Alman uçakları tarafından ihlâli dolayısile protestoda bulunmuştur. 22 haziran tarihinde Mo-îotof Schulenburg’dan Alman - Rim münasebetlerinin o andaki durumunun sebebiyet verdiği neticeleri kem dişine bildirmesini istemiştir. Schulenburg buna cevab veremıyeceğint zira lâzım gelen haberlere malik bulunmadığını söylemiştir. Ayni ta. riiıte Berlinde Dışişleri Bakanlığında Ribbentrob ile Rus Büyük Elçisi Dekanasov arasında yapılun vo sabah saat 4e kadar devam eden görüşmelerin zabıtları Alman Bakam-1 nın savaşların başlamış olduğunu bildirdiğini zikretmektedir. i
BOĞAZLARA AİD RUS EMELLERİ^ Nevyork, 22 (A A.) — Amerika Dışişleri Bakanlığının dün akşam yayınladığı bir vesikada Rusların Boğazlarda asker! üsler hakkındakl talebleri bahis mevzuu edilmektedir Bu vesika ayrıca Avrupa, Afrika ve Ingiliz imparatorluğunun taksimine dair gizli Rus - Alman müzakereleri hakkında malûmat ihtiva etmekte* dlr. Bu husustaki malûmat harbin sonunda ele geçirilmiş olan Alman Dışişleri Bakanlığının 260 kadar vesikasından elde edilmiştir.
Bu vesika, ele geçirilmiş olan Alman vesikalarının tarih sırasına göre ayni zamanda yayınlanması hususunda Ingiltere ve Birleşik Amerika Dışişleri Bakanlıkları arasında varılan anlaşmaya rağmen yalnız Amerlkada yayınlanmıştır. Bu ve-
si,






V
I

t

Ribbentrob Macaristandakt
sikada şunlar açığa vurulmaktadır!
1 — Alman ordusunun Rusyayı istilâ ettiği, tarihe kadar Kremlin TUrklyenin tarafsızlığını temine dair olan Nazi faaliyetine iştlrAk etmek suretiyle Almanya ile bir (-dost luk> tesisine çalışmıştır.
2 — Rusyanın Berlin Büyük EI-çUiğlnin bir raporunda bildirildiğine göre 18 haziran 1940 ta Ingiltere muharebesinin arifesinde, Molo-tof Alman silâhlı kuvvetlerinin «Fransa ve Hollandayı istttâcla göstermiş oldukları fevkalâde muvaffakiyetten dolayı Sovyet hükümetinin en hararetli tebriklerim bildirmiştir
Rusyanın tale%i üzenine» Nurem-berg mahkemesinde okıınmıvan vesikalar arasında, harbin, patlamasın dan 11 giınr ence, 23. ağustos 1989 gecesi Moskovada Malinle Ribbentrob ve Nfolotof arasında cereyan eden görülme hal;km*la* gayet gizli bir muhtıra mevcuddın* 8‘alin bu görüşme esnasında eğer Ingiltere dünyaya hâkim olmuşsa bunun (her zaman blöfe kana ı diğer milletlerin budalalığından deiri geldiğini söylemiştir. Amerikan Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan ba his mevzuu vesikada^ bundan başka Alman - Sovyet ticaret andlaşması-mn şartlan açıfta vurulmaktadır. Bu anlaşma hükümlerince Rusya, iki sene AlmanjjMmm İngiliz ablukasına karsı savaşmasına yatuiım etmiştir. tngil t erenin- en şiddetli havn hücumuna maruz kalmalından b’r ay önce. 1941 nisanında Almanlar Rusya nın 208:000 -on hububat, 90^000 ton benzin. tnn pamuk
ve 4.000 ton- da knuçuk almışlardır. Bu mallar Slbiryadan deniz yolile gönderilmiştir.
Dünyanın Rus. Alman, Italyan ve Japon nüfuz sahalarını taksim edil. me3i HitleHe Molotof arasında ce-revan eden bir görüşmede müzakere ■ edilmiştir «'•İngiliz trr para torluğunun» taksimi hakkında da müzfijce-m
reler cerevan etmiştir. Vnlasma ta*a ruamda Rvslann, arazi emellerin:n cSovyetler Birliğinin günevhad®, HLnd dercine dn^rı; niiteveccihcn olduğu bÜrli-rilmnl^evdi'
A^AZt EMELLER!
Vaşington. 22 ( A.A.) — Amerika ^Dışişleri Bakanlıyayınlanan vesikalarda bildirildiğine gö e, / v-ruoa haricindeki nüfuz saha la~ n a dair olan ve tarihi öüdlrilmiyen ‘Tiz li ek protükolda Almanya, İtalya, Japonya ve Sovyet Ruaya için şu hususlar tesbit olunmuştur:
Madde 1 — Abnanya, banş and-laşmalan hazırlan rken Avrupada yapılacak arazi değişikliklerinden başka, arazi emellerinin merkez Afrika Üzerinde toplandığını bildirmek tedir...
Madde 2 — İtalya da, Avrupa hak kında ayni beyanatı yapmakta, yalıt» AfrikadH emellerinin kuzey ve kuzeydoğu bölgeleri üzerinde top-l^ndığınr bildirmektedir.
Madde 3 — Japonya; arazi emellerinin A ayanın doğu sunda ve Japon adalar* împarathrhıjunbn güneyi ezerinde toplandığını Heri sürmekte dlr.
Madde 4 — Sovyet RUsya arazi emellerinin Hlnd Okyanusuna dofc ı müteveccih, olduğunu bildirmekledir
Bundan başka bu miUetler bu gelirli meselelerin hail! kaydı lhNrazî ile. bu arazî enıellorfne rlavet edecek er ini ve bunların tahakkukuna mâni olmıyacaklarını belirtmektedir ler.


Meclis şubatta kıy tatili yakıyor
Ankara; 22 (Hususî) — Meclisin şubat 15 e doğru kış tatili yapacağı anlaşılmaktadır.
Seçim kanununda gizli oy açık tasnif esasına göre yapılacak olan değişiklik tasarısı kış tatilinden sonra meclise sevkedllecektlr.
Meclisin yarınki oturumunda Muammer Alakanın köylere dağıt) lan gazyağı hakkındakl sorusuna Ticaret Bakanı cevap verecek, kamu alacaklarının geçici komisyon tarafından tetkiki hakkında Adalet komisyonunun mazbatası ve Sadık Aidoğanın teşrii masuniyetinin kaldırılmasının devre sonuna bırakılması hakklndaki komisyon raporunun birinci müzakeresi yap; lacaktır.
SAYFA: •
fiyatları
%
V
aspiratör
vermeğe kâfidir
güzel olduğu
kadar, çalışması da
o derece tat-
mlnk&rdır. Meşhur BTH markasını
taşıyan bu yeni aspiratör, her nevi
temizlik işine yarıyan muhtelif tefer-
ruat He mücehhezdir.
TOftftM HOMCSS1U
Marta* tc«a O.txl
Görünüşü zarif ve
V
7o
%
%
Temizliği seven her elle için elzem-di*. Fiet» her keseye uygundur.
İşte »radığınız
k
Şükadarcık
Kolynos diş macunu lerahlandırıcı. temizleyici

t
*-
** 1
rope ompulü.
dünycco
kazandığı rağbeti yüksek evsafına
borçludur. Bu yüksek evsaf 50
Senelik bir tecrübenin
eseridir.
Pope morkosı osocrî sorfiyot ile
ozamı terıvironn timsalidir.


YENİ SABAH

Lâstik yolsuzluğu dâvası
1 *n««d4>
ra zarara soktuğu lddiacıle t> nunıa-ralı Milli Korunma mahkemesine verilen eski Ticaret Ofisi Umum Müdürü Ahmed Cemil Cönk ile Nusret Köymcn haklımdaki dâvanın durulmasına dün de devam edilmiştir. Dünkü celsede, Teknik Üniversiteden iki profesör ehlivukuf olarak din lcnmiştir. Profesörler, kimya laboratuarında yaptıkları tahlil neticesinde, lftstik tamirinde kullanılan ka uçukların terkibinin mukaveleye uygun olmadığı kanaatini bir kere daha belirtmişlerdir.
Diğer taraftan sanık Ahmed Cemil Cönk, ticaret ataşesi olarak A-merlkada bulunduğu için ifadeler İstinabe suretile alınmakta ve bu yüzden 1 sonedenberi devam eden muhakeme daha da uzamaktadır.
Gene lâstik yolsuzluğundan dolayı Ticaret Ofisi tarafından Rüşdü Diktürk aleyhine açılan 310 bin liralık tazminat dâvasının duruşmasına dün 1 inci ticaret mahkemesinde devam edilmiştir. İh. senedcnberl devam eden bu muhakemenin dünirtl duruşmasında dftvacı vekili iddianamesinde yolsuzluğunun apaçık olduğunu iddia ederek Rüşdü Dlktür-kün mahkûmiyetini istemiştir. Celse dâvâlı vekilinin müdafaası İçin talik edilmiştir._____________________
Yeıti Neşrigat
İNÖNÜ ANSİKLOPEDİSİ (Fasikül 13 >
Bu değerli ansiklopedinin 13 üncü fasikülü de çıkmıştır-
Fevkalâde güzel bir kâğıda resimli olarak basılan ve bir çok ha ritalarla süslü bulunan bu fasikül de (Amasya) , (Amazon); (Amerika) gibi başlıca maddeler İncelenmekte; bilhassa Amasya ile Bir leşlk Amerika hakkında çok geniş malûmat verilmektedir.
150 kuruş fiyatla satılan İnönü ansiklopedisi Milli Eğitim Bakan -bğı yayınevlerile bütün kitabcılar da bulunmaktadır.
ORTA ATLAS
Milli Eğitim Bakanlığınca kurulan özel bir komisyon tarafından hazırlanıp çok güzel bir şekilde basılan bu değerli eser; büyük bir boşluğu dolduracak mahiyette olup, lise ve ortaokul öğrencileri kadar herkesi ilgilendirmektedir-
Millî Eğitim Bakanlığı yayınevi© rile bütün kitabcılarda 360 kuruş fiyatla satılmaktadır.
EDEBİYAT DÜNYASI
Genç neslin bu en güzel ve zengin dergisi 15 Ocakta çıktı. İlk sa yıda Salâhaddin Batu; O- M. Arı burnu; M- Özgü; F, Onger; Z, Ö. Defne; A. Karahan; B, Necati gil; H- Yağcıoğlu; Özdemir Asaf, Sald Faik; M, Kuru gibi 18 sevilen imza var-
Hararetle tavsiye ederiz. Abone olmak istiyenler P. K. 445 te Sa-bahaddin Hüsnü adına müracaat edeceklerdir.
İSLÂM - TÜRK MECMUASI Bu ciddî ve yüksek mecmuanın 91 inci nüshası çıkmıştır.
MUŞTA
Ankarada Akagündüz tarafından çıkarılan bu sahici mizah gazetesinin (4) üncü sayısı da çıkmıştır.
Hk satırından son satırına kadar nükte dolu olan bu kahkaha kaynağından bir tanesini tedarik etmeyi unutmayın.
IsL Boi'Sas-nın 22 i.848

ı ' F* MB >
-r T( 1
ı V m f ı
’jlVS U t? ’ı * \ a m V ‘ i

JVı 1 * .t fi V
( E M • llyP E • JJ \ ' B’ 1
■ rW w* Ra* Af P'j * w
* A2
AYDA
25
Londra Nevyork
Paris Cenevre Anusterdam Brüksel
Prag
S tok hol n.
Lizbon
11.3831 m—
2,3508
65,7270
105 546Ş
0,388*1
5,80
77,8862
11,2493
LİRA
Peşin : 260 Ura
TAKSİTLE
290 Lira
40 bran Peşin Bakiyesi Ayda 25 Lira
I
BRITISH THOMSON-HOUSTON
... . . • ’J. . » • •.
SPOR |
Bu hafta yapılacak maçlar
B T. İst. bölgesi müdürlüğünden: 24/1/948 Cumartesi Fenerbahçe Stadı:
12.30 Beykoz — İst. Spor
13.30 Beykoz — İst Spor Şeref Stadı:
12.30 Beşiktaş — Süleymanlye
14.30 Beşiktaş — Süleymanlye
(B)
(A)
(B)
(A)
25/1/948 Pazar
Galatasaray Stadı:
10.80 Adalar — Alemdar
12.30 Unkapanı — Galata
14.80 Ortaköy — Karagiimruk Fenerbahçe Stadı:
10.30 Eyüb — Haaköy
Şeref Stadı:
10.30 İst Spcr — Beyoğlu Gençler
12.30 Galatasaray—Kasımpaşa (B)
14.30 Galatasaray—Kasımpaşa (A) Vefa Stadı:
10.30 Fenerbahçe — Vefa Gençler
12.30 Fenerbahçe — Vefa
14.30 Fenerbahçe — Vefa
(B)
(A)
ist. Deniz Komutanlığından
Deniz İhtiyacı İçin aşağıda yazılı Flyüzler mubayaa olunacaktır, mevcudu bulunanların veya sipariş suretile vermeğe istek l/Şubat/948 gününe
6
5
6
6
6
7
esham ve tahvTMt
933 Ergani
Demiryolu 6
Demiryolu 6
Kaikınma 1
Kalkınma 2
Milli Müdafaa 1
12 20
95.80
9535
95.35
9535
20 2e
"""1 — — I - — -■ II- _ I . _l . ~ ■
Dişbudak, Karaağaç Tomruğu ve Sanayi Odunu Satışı Devlet Orman İşletmesi Karasu Müdürlüğünden:.
Satılacak Emvalin
radyo] m Bugtshtt Program
CUMA —
7.28 Açılış ve program
7.30 M. s. Ayi
7.30
7.45
800
830
8 45
9.00
12.28
12.30
12.30
13.00
13.15
13.15
13.45
14.00
17.58
18.00
18.00
18.00
38.45
19.00
19.00
19.15
19.20
19.45
20.00
20.15
20.30
_ 20,35 Müzik: İnçe Saz

Müzik
Haberler
Müzik
Müzik
Müzik: Şarkılar (P).)
Kapanış.
Açılış ve program
M. S. Ayan
Müzik: Şarkılar
Haberler
Haberler
Müzik: Radyo lenfonl orkest. Müzik
Kapanış.
Açılış ve program
M. S. Ayan
Müzik: Red. dans orkestram Konuşma
Müzik: Saz eserle:
M. S. Ayarı
Haberler
Geçmişte Bugün
Müzik: Mandolin Birliği
Müzik: Yurddan sesler
Müzik: şarkılar
Radyo Gazetesi »Serbest Saat


Parti
No.
Cinsi
Muhammen
Mahal ve Miktar Bedel
Mevkii adet M3 D3 Lira Kr.
ilk teminatı Lira Kr.
1
2
3
Karaağaç
Dişbudak
Dişbudak
Karaağaç Dişbudak
Karaağaç
Dişbudak
Tomruk Tomruk Tomruk
Tomruk Tomruk
Tuzla Tuzla Sinanoğlu
00
00
oo
397
21.15
21.30
21.45
22.00
22.15
22.45
23.00
Konuşma
Müzik: Rad. Salon orkestra»
Müzik: Çigan müzikleri Konuşma: B. M. NL Saati Müzik: Dans müziği
Haberler
Program ve kapanış.
sanayi odunu sanayi odunu
Tuzla Tuzla
46
46
43
Tuzla
Tuzla
41 761
14 144
63 417
116
44
250
4]£ 110 322
131 40 *944 46 00
13 910 46 00
144 44 854
73 ıu 780 25 50
6-; 6 886 25 60
137 17 666
154
33
39
75
79
— İşletmemiş Yuvalıdere bolgosiııin yukarıda parti numarası,- cinsi, ma-
hol
176
1
ve mevkii, miktarı muhammen bedeli ve ilk teminatı yazılı cenı’an 164 metre küp tomruk ve 17.666 metreküp san .yi odununun Sakarya sahili istif yerlerinden 6.2.948 cuma günü saat 15 de açık arttırma suretile satışı iş-
letme müdürlüğü binasında yapılacaktır.
2 — Buna ait şartname orman genel müdürlüğünde, İstanbul orman baş mühendisliğinde, İzmit, Adapazar, Kandra. .Al •..»koca işletme müdürlüklerde işletmemiz merkezinde ve Yuvalıdere orman belge şefliğinde görülebilir.
3 — İsteklilerin muuyyen giin ve saatte işletme merkezinde toplanacak
komisyona müracaatları. (554)
ZAYİ
Tüıkıve Ziraat Bankası İstanbul şubesinden aldığını 19/ 4 940 ve 16013 sayılı cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Lâleli caddesi No. 47 Dündar Atili
Zayi
Rlzenin pazar kazası nüfus memurluğundan alnuş olduğum as • kerlık durumum kayıdlı nüfus teı kerem: Kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur-
1336 doğumlu Mustafa Devrlş
35 Liraya
Hakikî su geçirmez gabardin İngiliz Trençkot pardesiileri
Ayrıca: Bayanlar için 25 hra satış muhayyerdir
Sultan Hamam Dikranyan han No. 11-12 Abdurrahman Kalyon

50 YILLIK TECRÜBE 50 YILLIK PARLAKLIK
İSTANBUL BELEDİYESİ
ŞEHİR TİYATRO!-ARI
BİRADER^
I
Müdür üğümiizde görülebilir.
r
dehâ, ve ze-
katili olan
santimi
inci
t Devamı var)
5000
500
75
50
Elinde hazır li olanların lunmalan,
İmtiyaz sahibi: A. CEMALEDDtN SAHAÇOGLU - Yazı idlerini fiilen idare eden: Yazı isleri müdürü: FATİN FL’AD — Dizildiği Yer: »Yeni Sabah» mürettiphanesi - Basıldığı yer: «Gün Basımevi»
Zübeyrin
Tayyan anlatıyor: vakti idi, Haccâc’ın bekliyordum. Etrafta
gelecekti. Artık davete lüzum yok gelince ahali boş
• F? .4 • 3
Komedi Kısmı:
İPEKÇİ MFK-HİJM
bulduğu sofraya oturuyor; güzelce karnını doyurup gidiyordu. Bilhassa faklrleı için maişet endişesi kalmamıştı.
Şu fıkra da Haccâc’ın
■% . • > Y* ı
Ba-jlıU 1
2
3
5
6
maktu o.arak sayfa,
»
D. Parti Küçükpaıar
Yavuzsinan ocağından:
Her haftanın çarşamba günleri saat 9 ile 12 arasında hasta vatandaşlarımızı muayene etmek gayesile meccanen hamiyetli bir doktor arkadaş temin edilmiş olup lstiyenle-rin Atatürk bulvan civarında Değirmen yolundaki ocağımıza müracaatları rica olunur.
Karamürsolde meyva ağaçları çiçek açtı
Karamürsel (Yeni Sabah) — Ha »alarm uzun zamandan beri İyi git meşinin neticesi olarak İlçemizde badem ve erik ağaçları çiçek açmjç tar,
Uzun yıllardan beri İlk defa olarak görülen bu senekl hâdise bağcı lar arasında —sonradan soğuklar bastırdığı takdirde— baharlar.» panmasndan mütevellit haklı olarak endişe doğuracağı muhakkak kr.
Haccâc, bu cevabdan pek hoşlanarak kendisini tutamayıp güldü ve ihtiyarı âzâd eyledi.
Haccâc’ın pek zâlim olduğu inkârı imkânsız bir hakikattir. Fakat onun büyüklüğünü; bazı güzel meziyetle, re sahib olduğunu de kabul ve İtiraf etmek lAzırnchr. lcab ettiği zaman kerim ve yumuşan başlı olurdu. Sehaveti de vardı. Dabi denesek kadar akıllı, tedbirli, sebatkârdı yet behğ kalmazdı, pena velin ‘
Haccâc,
hcdince ahaliye on bin dinar dağıttı ve bu İhsanda bulunduktan sonra)
— Ey kavim, diye özür diledi. Ü-zer>mde fazla para yok. Eğer fazla olsaydı, size daha çok ihsanda bulunurdum.
Halktan birisi de cevab vererek:
— Yâ Emir, dedi. Bizden her kim a*.nın mazeretim kabul ederse, Ulu Tamı onun mazeretini kabul etmesin Zira sen, artık Mekke İvedine
Ga-konuşurdu. Tesir altında Şu misal, onun kerem ve anlatmağa kâfidir: Mekkei Müıcerremeyl fet • para

Komple
Nümuneler her
ADET
>
>
Fiyüz
>
>
>
kadar komutanlıfrıoiıza teklifte bu-(802)
Haccâc-ı
....—Aşk - Macera - Tarih - Cinayet
Yncanı HuliHrrem Z. korfliınal Tefrika No.




Saat 20 ce
I Kısmı:
KÖŞEBAŞ1
YFazan:
Kudsi Tecer: Telefon.42157.
Emlrlsin. Ana ve baba uihetile Sey-yid ve Şerifsin. Bu kadarcık ihsanla kurtulamazsın.
Haccâc, hiddetlenip adamı cezalandıracağı yerde, tüccarlhrdan binlerce dinar bore alıp halka kat kat fazla olarak dağıttı.
Haccâc’ın Irak valisi olunca halka çektiği ziyafetler de pek meşhurdur: Şehrin muhtelif yerlerine her gün bin sofra kurdurur, halka iki öytln yemek verirdi. Kendisi bir şerire o-tururdu. Hademeler, bu şeriri omıız-lanna alıp sofra sofra dolaştırırlardı. Haccâc, yemek yiyenlere:
— Ey ahali diye bağırırdı. Önünü*»
dekJ ekmekleri bütün bırakmayın. Parça parça edin ki bir daha sofranıza getirmesinler.
Bu suretle her gün İki öyün yemek yiyen halkın sayısı on binden aşağı değildi. Ahali, yemeğe tellâllar va-sıtasllo dûvet olunurdu.Bu ise oldukça külfetli birJşU. Kolay bir dâvet usulü bulmak lâzımdı. Haccâo, düşünüp taşındı; güneşin doğuş ve batış zamanlarını yemek vakti olarak kabul ve ilân etti. Halk, güneş do-garken sabah yemeğine; batarken de akşam yemeğine tellâllar vasıtasile tu. Yemek vakti
hâsım gösteren en canlı misâllerden biridir:
Musab lbni Abdullah îbnl
«Bir kuşluk kapısı önünde kimsecikler yoktu. Aklımdan mühim bir iş görmeyi geçiriyordum. Birden bire Haccâc'la karşılaştım. Benim i çin onu öldürmekten daha mühim bir şey olamaz ve bundan daha ivi, da-
ha müsaid fırsat elde edilemezdi.
«Haccâc, sert sert yüzüme baktı. Ben de sert sert onun yüzüne baktım. Yüzünü yumuşatarak:
c__ Yâ Abdullah, dedi. Kâtibim
Y’ezid lbni Ebi Müslim’i gördün mü?
«Ben, sert sert cevab verdim:
«— Hayır, görmedim.
«Birkaç adım ileri gelip omuzuma vurdu:
(— Sana Ri vilâyetini tevcih ettim ve menşurunu Yezid’e verdim. Gidip ondan alasın.
«Bu tebşir üzerine onu öldürmek fikrinden vazgeçtim. Artık oruda durur muyum? Koca bir vilâyetin va-liliğinl kazanmıştım. Dosdoğru Yezide gidip menşuru İstedim. Yezld, şaşıldı. Aptal aptal yüzüme bakarak böyle birşeyden haberi olmadığını söyl«‘di. O zaman aklını başıma gel di Demek kİ Haccâc benim kendisini öldüreceğimi anlamış; elimden ya kasım kurtarmak için bu çareye baş vurmuş
Yazan: tbrdrrefik Telefon: 4v409.
Salı Talebe temsili saat 19 da; Ps zar günleri 15 de matine; Cumartesi ve Çarşamba günleri 14 de Çocnl Tiyatrosu.
, Ahmed Nuri



Yeni Sabah’ın
İLAN FİYATLA»
Kr. 1500
600
400
300
250
160