DÜNYANIN EN BÜYÜK PATRONLU ELİŞİ VE MODEL MECMUASI
116 Salıife 100 Kr. 364 Çıktı
DEMOKRASİNİNDİR)
I Ankara’nın tanınmış möble mağazası ıı
Bursa Mobilya Pazarı
(Yeni çeşit Türk masa ve yer muşambalarımızı bir defa ! görmeniz menfaatiniz icabıdır, Anafartalar cad. No. 198 j; Tol: 14091
Yıl: 2 — No. 539
* Telgraf adresi : Zafer Ga zetesi — Ankara *
24/EKİM/1950 SALI Fiyatı Her Yerde 10 Kuruş *
Telefon : 15619, 15315 ve 16882 * Denizciler Caddesi 2 * Posta Kutusu : 193
D. P. istişarî Kongresi sona erdi
Toplantı D. P. nin tesanüdünü birkere daha meydana koydu
F. L. Karaosmanoğlunun nutkundanBu yurt ıstıraplarının dinmesini istemeyenler, ister parti, ister bir şef olsun rahat yüzü görmeyecektir,,
Cumhurbaşkanı dün saat 16.30 da itimatnamesini takdime gelen yeni İtalya Büyükelçisi E kselâns Kont Luca Pietromarchi-yi mutad merasim ile kabul cim iştir. Bu kabul esnasında Dışişle ri Bakanı Prof. Fuat Köprülü hazır bulunmuştur. Resimde İtalyan Elçisi Çanka ya’ya girerken görülüyor
II genel meclisi seçimi kafi neticelerinde 0. P. nin zaferi
Kongreye
Demokrat Parti 956 Halk Partisi ise 286 üyelik kazandılar
Ankara, 23 (T.H.A.) — İl Genel Meclis seçimlerinin neticesi, 5 ilçe ve 14 üyelik hariç olmak
üzere tamamiyle alınmıştır-
Bu neticelere göre Demokrat Parti 51 ilde tam ekseriyot temin
etmiş ve 341 ilçede 956 üyelik;
C.H. Partisi 11 ilde» tam ekseriyet temin etmiş ve 122 ilçede 286 üyelik; Millet Partisi 6 ilçede 15 üyelik kazanmışlardır.
Kazançlar nisbeti şudur: Der mokrat Parti il itibarile yüzde 81, ilçe itibarile % 70.6 vc oy
itibarile yüzde 73,5; C.H-P. il itibarile yüzde 17,5, ilçe itibarile yüzdeı 25,3, oy itibarile yüzde 22; Millet Partisi ilçe itibarile yüzde 1,3, oy itibariyle yüzde 1,2.
Bir ilde, 8 ilçede karma liste-
ler kazanmıştır. Oye sayısı 22 dir. Nisbot il itibarile yüzde 1,5; ilçe itibarile yüzde 1,6 ve oy itibarile de yüzde 1,7 dir.
(Seçimlerin neticelerini tablo halinde gösteren cetvel 4 ün cü sayfamızdadır.)
Birleşmiş Milletler idealiı.in zaferi
Mümtaz Faik FENİK
Bugün 24 ekim, bütün dünyada Birleşmiş Milletler günü olarak kutlanmaktadır. Dün-
yada barışın kurulması için, beş seneden beri elinden gelen bütün gayreti sarfeden bu teşekkülün medeniyet âlemine yaptığı hizmetler sonsuzdur.
Avrupa kıtasının büyük bir kısmını bir harabeye çeviren ve milyonlarca insanın ölümüne, felâketine sebep olan İkinci Dünya Harbi bittikten sonra.
Bütün milletler, ne yapmalı, yeni bir harp ihtimaline karşı nasıl savunmalı? diye düşündüler ve necat çaresini bütün milletlerin birleşerek, elele vererek barışın müştereken korunmasında buldular. Fakat bu kâfi mi idi? Çünkü geçen harpten sonra Cenevre'de kurulan Milletler Cemiyeti çok kötü bir (Sonu Sa. 4 Sü. 4 te)
Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan başarı gösteren yeni asteğmenlere mükâfatlarını verirken
herkes büyük bir endişe içinde facianın üçüncü defa tekerrüründen korkuyor, ve buna karşı bir tedbir, bir korunma çaresi arıyordu. Arlık tahrip vasıtaları, 1914 harbi zamanında-
Yedek Subay Okulunda
Ankara, 23 (T.H.A ) — Demokrat Parti Gencıl İdare Kurulundan tebliğ olunmuştur:
Demokrat Parti kurulunun 20 nci maddesinin (h) fıkrası mucibince 20 ekim 1950 cuma qünü toplanan İstişare Heyeti üç gün çofrştıkfan sonra 23 ekim pazartesi günü gqce saat 21.30 da mesaisini bitirmiştir. Toplantıya 63 vilâyetten gelen 165 delege ile Ankarada bulunan milletvekilleri vej parti müfettişleri iştirak etmişlerdir-
Konuşmalcy bilhassa partiye ait meselelerle hükümetin çalışmalar! üzerinde cereyan etmiş bulunmaktadır-İleri sürülen mütalâalar Ger nel İdare Kurulu tarafından sırasile tetkik ve kovar mevzuu olacaktır.
Toplantı Demokrat Partinin lam bir fikir ve hareke# te-sanüdü içinde olduğunu, partinin kendi iktidarını en titiz bir dikkat ve hassasiyetle desteklediğini bir kere) daha göstermiş bulunmek-tadır.
Parti Başkam ve Başbakan AdncSı Menderes bir haftadır devam eden rahatsızlığı dolayısiyle toplantıya iştirak edememiş ve toplantı Genel İdare Kurulundan Der/lef Bakam Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlu'nun baş kanlrğmda| cereyan etmiştir.
Toplantı sonunda Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlu Genel İdare Kurulu namına takip edilecek hareket hattı hakkında bütün delegeler tarafından ittifakla tasvip edilen bir beyanatta bulunmuştur.
I
ki gibi de değildi. En ufak bir ihtilâfta ateş, bütün dünyaya sıçrıyor, ve facia, hudut, cephe tanımıyordu. Hele atom bombasının müthiş /esirleri karşısında dünyanın yarını için bü-
diploma tevzii töreni
yük bir endişe duymamak im-
kânsızdı.
Zafer 8 sahifedir
Birleşmiş Milletler Günü müno. scbcliylc hazırladığımız Birleş mı-ş Mîlletler sayfasını okuyucularımız yarınki Zafer’dt-ı bulacaktandır.
2036 Asteğmen Kahraman ordumuza katıldı. Merasimde B. M. M. Başkanı veciz bir nutuk söyledi
Dûndan itibaren Yedek Subay vc Deniz komutanları, Millî Savun I da- yetişen ve başarı gösteren Okulunun 32 nci dönemi sona ma Bakc/nlığı müsteşarı, Garni- öğrencilerin yüksek sayılarının ermiş bulunmaktadır. Bu münase zon Komutam, Genelkurmay ve kıymetini belirttiktn sonra genç-bellc; kuralarım çekmiş bulunan Millî Savunma Bakanlığı ileri ge- lc,-e nasihatlerde bulunmuştur. 2036 öğrenciye dün saat 15.30 Icnleri, Vali vc Belediye Başkacı, Komutanın nutkunu takiben da törenle diplomaları veril- ) Merkez komutanı, davetliler ve asteğmenlerden Fazlı Arınç söz mistir. basın mensuplan hazır bulunmuş- aıarak kutladıkları bu şerefli
Törende Büyük Millet Meclisi Icvdır günün kendileri için önemini
Başkanı Refik Koraltan, Millî Sa- Tören© Okul Sancağının tören belirtmiş; şeref, kahramanlık, vunma Bakam Refik Şevket alanına oclmcısini müteakip hep fazilet ve cengâverlik ruhlaıı-lncc„ Ulaştırma Bakam Seyfi bir ağızdan söylenen İstiklâl mar- m atalarından aldıklarını da-Kurlbek, Genelkurmay Başkam , şile başlandı- marlarında taşıdıkları âsil kan-
Orgenera'l Nuri Yamut, Genelkur Müteakiben Okul Komutanı kur la ataları gibi nice kahraman- j may İkinci Başkam, Kara, Hava I may Albay Lûtfi Güvenç okul- (Sonu Su. 1 Sii. 5 tc)
Demokrat Parti İstişan Kon- ' gresi 'dün de çalışmalarına de- I vam etmiş ve saat 21,30 da müzakerelerini tamamlıyarak toplantılarına son vermiştir. Diğer sütunlarımızdaki D. P. Genel İ-dare Kurulunun tebliğinde de belirtildiği gibi konuşmalar bilhassa Partiye ait meselelerle hükümetin çalışmaları üzerinde cereyan etmiştir. İleri sürülen mütalâalar Genel İdare Kurulu tarafından sırasiyle tetkik ve. karar mevzuu olacaktır.
Toplantı sonunda Kongre Baş kanı Fevzi Lûtfi Karaosman-oğlu Genel İdare Kurulu adına, delegelerin ittifakla tasvip ettik leri bir nutuk söylemiştir. Türk Haberler Ajansı bu konuşmayı şöyle hulâsa etmektedir:
(— Sevgili Kardeşlerim, bu güzel samimî ve asil toplantımın bir k;.(l(’i si/lmi (.I4j Vi-
(Sonu Sa 4. Sü. 6 da)
İngiltere Büyük Elçisi Sir Charles Noel
Barışsever Milletler B. M. günü’nü kutluyor
Ingiliz Büyük Elçisi bu münasebetle ZAFER'e bir mesaj gönderdi
Bugün bütün hür ve barışse-1 leşmiş Milletler antlaşmasının ver memleketlerde Birleşmiş bir dünya kanunu olarak 24 e-Milletler günüdür. Bugün, Bir-’ kim 1945 te yürürlüğe girdiği
Adliyede dünkü müessif hâdise
günün yıldönümüdür. Dünya milletlerinin yeryüzünde sulhun idame ettirilmesi azimlerinin bir ifadesi olan Birleşmiş
(Sonu Sa 4. Sü. 5 de)
Adliye yargıcı Nazif Cebecioğlu pencereden sokağa düşerek iildii
Dün sabah sac/ 9 sıralarında f | ) S »•-(-, ı, • leıtı -ıc- As
OSEnSI'sBk' I-VC Yargıcı N-.ıııl Cı becıoalu
Adliye binasının üçüncü katın
.... . W don düşerek olmuştur
d-»'
Of saal 9 sı'OİOnndo Adi
|||| H miş vc doğru üçüncü kattaki
Kore birliğine mektuplar ücretsiz
İzmir. 23 (Telefonla) — Şeh-timiz P.T.T. Bölge Başmüdürlüğüne Umum Müdürlükten ge len bir emir üzerine bundan böyle Kore'deki evlâtlarına mektup göndermek istiyen ailelerden ücret alınmaması bildirilmiştir.
Umum Müdürlüğün bu çok yerinde kararı şehrimizde mem nuniyet uyandırmıştır.
(Sonu Sa. 5 Sü. 2 dc)
AKINTIYA---1
I____KÜREK
Sofyanın yeni bir iftirası
Sofya. 23 (T.H.£.) — Booün Sofya davlet radyosu «Izgevsl» gazetesinin bir makalesini neşriyatı esnasında nakletmiştik Makalede Bulgaristan'daki Türk konsolosluklarının «bir fescıf ve casusluk merkezi haline geldi* ği) ve bunların faaliyetlerine mü saade edilmemesi gerekliği iddia edilmektedir.
Gerek bu gazetenin, gerek Bulgar hükümetinin sözcülüğünü yapan diğer gazetelerin son gün lerde bu mevzuda yakmakta olduğu yayımlar Ankara siyasî çevrelerinde Blugar hükümetinin yakında almasını düşündüğü bir kararın peşinen müdafaamı şeklinde tefsir edilmekledir-
El öpıııelik!
B
elediye Meclisi üyesi bir arkadaş:
— Nasıl olur da, diyordu; Evlenme dairesi Halk-evinde bulunur?
Merakla sordum :
— Altı oklu bayrağın altında nikâh fasit mi olur, diyorsun?
— Hayır, diye cevap verdi; fasit olmaz, fakat uğurlu da sayılmaz. Çünkü biliyorsun iktidarla bizzat kendi nikâhını bile kıyama-
Gülümsedim vc cevap verdim:
— Kıyamadı amma, bütçeden boyuna yüz görümlüğünü çekiyor!
YEDEKÇİ
24/10/1950
lAkadan fıkralar:
Birinci orta
Huzur anlamı
Cumhuriyet gazetesinde Nadir t Nadi, Geçenlerde Muğla ve ci- i varında yaptığı bir seyahatte^ I Halk Partisi sözcülerinin iddiaları ( hilâfına, hükümetin baskı yaptı- 1 gına dair en ufak bir hâdise, bir ' şikâyet görmediğini yazması ü- ) ) zerine Cemil Sait Borlaş tarafın- r fından bu müşahedesine yUK,.L., . ’ itiraza cevap vermekledir. Na-|1 dir Nadi «Huzur Anlamı» başlıklı I bugünkü makalesinde. Barlasın I kendisini, memlekette huzur b lunup bulunmadığınu anlamalı için Malatya'dan Maraş'a' doğru I uzanıvermeğe davet ettiğini, sa- 1 yın Barlas da beraber bulunmak sortiyle bu daveti memnun- ' lukla kabul edeceğini söylüyor ve devamla geçen yıl o bölgede de dolaştığım ve o zaman Halk Partisi iktidarının baskı yaptığı hakkında bir çok şikayetler dinlediğini, hattâ soyadı bir Bakanla aynı olan bazı kimselerin o-ralarda memuriyetlere tâyin e-dildiklerini söyliyenleır olduğunu anlamıyor. 1946 yılının kâbuslu havasından bugün uzakta olduğumuzu, diktatörlük ilân etmeksizin vatandaş hürriyetine engel olmanın kimsenin elinde bulunmadığım, Demokrat Parti liderleri orasında gerisin geriye eski devre dönmek istiyecek biri bulunacağım havsalanın kolay ala-rıuyacağım, 14" mayısta kaybedenin tek adama bağlı buyurma rejimi, kazanomn da Türk milleti olduğunu belirttikten sonra şu neticeye geliyor:
«Kanunsuz hareketlere usulsüz ve keyfî emirlere başvurulduğu gün Demokrat Parti millet gözündeki itibarım derhal kaybeder ve gelecek sicimlerde devrilir gider. Hangi şartlar altında ne gi bi sebeplerle is basına geçtiğini bilen bu iktidar elbette kendi e-liyle bindiği dalı kesmek istemi-yecektir. Onun için biz (yurtta huzursuzluk var) diyen sayın Bar Icfcın bu huzursuzluk kelimesine bir başka mânâ verdiğini sanıyoruz. Kendisi bu mânâyı açıklarsa belki bizi de aydınlatmış
olur.»
Sayımın fazileti 1 ^illiyet gazetesinde! Ali Naci i Karacon «Sayımın Fazileti? başlıklı yazısında, sayım hakkında izahat vererek diyor kî:
'-Bugün sayım dünyanın her
tarafında her millet tarafından, üç beş yılda bir cemiyet olarak hangi çalışma seyri üzerinde olduğunu, diğer cemiyetlere noka ran daha mı ileri, yoksa daha ‘ mı geri seviyede bulunulduğunu
bir ını geri seviyede bulunulduğunu ı ü- katiyetle gösteren pek riyazi bir
_______ mikyas olarak kabul edilmiştir, yapılan I Binaenaleyh biz de dünkü umumî sayım neticesi ile yalnız üç bes yıl evvele nazaraln kendi kendimiz bakımından ne kadar •ı-_'-veya gorilediğimi-xı değil, fakat aynı zamanda hem içimizde hem içimizdeki muhtelif çalışma sahalarında beliren vaziyetleri, hem de ba$ka milletlere nazaran hangi medeniyet hizasında yer tutabildiğimizi öğrenmek imkânım elde e-deceğiz. Sayımın en büyük, hikmet, fazilet ve kıymeti yalnız bu noktadadır.»
Amerikan kalkınması Yeni İstanbul gazetesinde Selim Sabit «Amerikan Kalkınması» başlıklı yazısında, yakın zamana kadar Amerikan politikasının bah blokuncı dahil memleketleri endişeye ve güvensizliğe! sev-kettiğini, fakat son günlerde bu politikada hasıl olan kalkınmanın umumî bir güven ve ferahlık yarattığını belirtiyor ve yazısını söyle bitiriyor:
«Acheson'un kuvvetli olduğu kadar kıvrak politikası, muvaffakiyetle gelişiyor ve nihayet hakiki sulha susamıs millteler istikbale daha emniyetle bakabiliyorlar. Amerika için, bu uyanış hakikaten pahalıya mal oldu. Mamafih Vaşington'un, cihanı u-mumî felâketten kurtaracak kalkınma hamlesine ne derece sıkı bakılırsa. Amerikan kanlarım beyhude ma1 kanaat getirmek
bu- I ilerlediğimizi ma) * zi değil, fak
Tanınmış bir İngiliz mebusu geliyor
İngiliz İşçi Partisine mensup tanınmış mebuslardan Mr. Phili-pe Plice bugün saat 14.50’de uçakla Beyrut'tan Ankara’ya gelecektir. İngiltere’de Rus işlerinin ileri gelen mütehassıslarından telâkki edilen Mr. Price mem leketimize ilk defa Balkan harbi esnasında harp muhabiri olarak gelmiş, sonra, da birkaç defa ziyaret etmiştir. Bundan evvelki son ziyareti üç sene kadar evvel vuku bulmuştu. Mr. Price İran, Suriye ve Lübnan'da yaptığı bir tetkik gezisi dönüşünde memleketimize gelmekte olup burada bir müddet kalacak ve tetkiklerde bulunacaktır.
Vecihi Baraz’ın dünkü duruşması
İki sene evvel Göynük ormanlarında öldürdüğü hizmetçisi Kadriyenin ırzına tasalluttan sanık Vecihi Baraz’ın duruşmasına bu sabah ikinci ağır ceza mahkemesinde devam edil m iştir.
Duruşma, öldürme kararının temyizden tâstikini beklemek üzere bir başka güne bırakılmıştır.
Ingiliz I Malî Bahisler
Kültür 1--------------------
Heyeti
Bugün Türkiye şubesinin yıldönümü
İngiliz Kültür Heyeti, Türkiye’de kuruluşunun 10 uncu yıldönümünü bugün yapılacak bir törenle kutlıyacaktır. Bu münasebetle İngiliz Kültür Heyeti 1 Genel Müdürü General Sir Ro- 1 nald Adam beraberinde İngiliz 1 Kültür heyetinin memleketi- 1 mizdeki iîk mümessili Profesör Michael Grant O.B.E. bulundu- 1 ğu halde dün sabah saat 10,20 ! de trenle İstanbul'dan şehrimize gelmiş, garda belediye baş-_ kanı Atıf Benderlioğlu, İngiliz Büyük Elçisi Sir Noel Charles *ıa*Y ve İngiliz Kültür Heyeti ileri ® n,v gelenleri tarafından karşılanmıştır.
General Sir Ronald Adam öğleden sonra saat 15 de üniversite Rektörü Hikmet Biran-dı makamında ziyaret ederek bir müddet görüşmüştür.
sarıldığına evlâtlarının akıtmadıklanr icobeder.» Bu basit hakikati ne zaman anlayacaklar?
Yeni Asır gazetesinde Şevket Bilgin «Bu basit hakikati ne za* man anlıyacaklar?» başlıklı ma-rölesinde «Memlekete demokrasiyi biz getirdik» iddicpında bulunanları mâziden misaller ver* mek suretiyle tenkid etmekte ve Atatürk'ün ölümüyle bu memleketin en az 11 - 12 sene gecikerek demokrasiye kavuşabildiğim kaydetmektedir.
14 mayıs'ın doğusundan da bahseden muharrir, bu zaferin esadüfen elde edilmediğini, ıs-’ırabın altında ezilen milyonlarca vatandaşın en müsait imkânları yok edenlerin kimler olduklarım bildikleri için reylerini eskilerden esirgeyerek demok* atlara verdiklerini ilâve etmek-■edir-
Vatandaşlarla devletin münasebetleri Demokrat İzmir gazetesinde Hurrem Kubat, «Vatandaşlarla Devletin Münasebetleri» başlıklı makalesinde, Halk Partisinin ik-idofrda kaldığı seneler zarfında devlet mekanizmasiyle vatandaş jrasmda tesisi zaruri karşılıklı aygı ve itimadı bir türlü temin edemediğinden bahsetmekte ve bu işin de Demokrat Parti hükü-netine yüklendiğini yazmaktadır.
Bu işin ndsıl mümkün olacağım da izah den muharrir, yeni hükümetin kısa zaman içinde bu-oüyük memleket dâvasında) da nuvaffak olacağından emin bu-'unduğunu ilâve etmektedir.
Dedikodudan doğan hakaret dâvası Bundan bir müddet evvel, Ön Cebeci Ozanlar sokağında oturan Şükrü Başaran isminde birisine, komşusu Şahap, ka rısının Nuri Said isminde bir talebeyle konuştuğunu söylemesi ve bunu mahallede bir de dikodu yapması üzerine mezkûr kimse Şahap ve Nuri Said aleyhinde birer dâva açmıştır. Dün, 4 üncü asliye ceza mahke meşinde yapılan duruşmada Şükrü Başaranın şahitleri dinlenmiş ve mahkeme gelmeyen Nuri Saidin celbine, dedikodunun ne dereceye kadar doğru olup, olmadığı hakkında ifadesine müracaat edilmesine karar vererek bir başka güne bırakılmıştır.
Kırıkkale’nin Bağcılı köyünde bir cinayet işlendi
Kırıkkale'nin Bağcılı köyünde oturan Haşan isminde bir bağcı dün av tüfeğiyle öldürülmüştür. Hâdise şöyle cereyan etmiştir: Haşan Dinçer isminde birisi gece bağını beklerken, bazı şahısların hücumuna uğramıştırf Aar 1 cak kaçmak isterken arkasından silâh atılmış ve ağır yaralanarak hastalıaneye kaldırılmışsa da az sonra ölmüştür.
Mahallî jandarmanın sıkı biı takibi neticesinde failler kısa bir zamanda yakalanmıştır.
Kaatilleıin aynı köyden Ali Kökeı- ve Mehmet isimlerindeki şahıslar oldukları tesbit edjlmiş-
Reşid olmayan bir kızı yanında alıkoymuş
Bir müddettenberi, Basın, Yayın Umum Müdürlüğünde memur Asım isminde birisinin evinde hizmetçilik yapmakta o-lan Bedriye örgen isminde 13 yaşında bir kız marangozluk yapan Mehmet Vural’la tanışmış, ve Mehmed’in vâki davetini kabul ederek çalıştığı evden ayrılmıştır.
Henüz reşit olmıyan küçük Bedriye Örgeni evinde 13 gün alıkoymaktan sanık Mehmet Vural hakkında kanunî takibata geçilmiştir.
Milletlerarası para sandığı faaliyeti
Bundan yedi asır kadar mukaddem «Yeni Dünya»dan bile haberi olmayan «Eski Dünya» da şark ve garp âlemlerinin mukaddes topraklar için karşı karşıya cephe almış oldukları o devirlerde İranın mütefekkir şâiri Şirazlı Şeyh Sadi, - kimbi-lir belki de eline esir düştüğü orduca inşa edilen istihkâm ' duvarlarına sırtında tekne ile harç taşıdığı sıralarda - insaniyet âlemi için simsiyah bu-' lutları yırtan bir şimşek parıltısı ile: |
— Âdem Oğulları birbirinin uzuvlarıdırlar, diyor ve devam
. ediyordu:
— Zira onlar bir tek cevherden gelmişlerdir. Bir uzva bir dert ârız olursa öteki uzuvlarda da karar ve sükûn kalmaz.
Ve ondan sonra ferden ferdâ bütün insanlara teveccühle şöy
• le hitap ediyordu:
1 __ Eğer sen başkalarının mih
• netinden bir elem duymuyor-
1 san insan adını almağa ’*!1" r lâyık değilsin, demektir. t
Ve böylece insan denilen ; mahlûkun kalbinde «hod en-■ dîşî» hissi kadar bir «gayr-en-1 dîşî» nurunun da yanmakta ol-
• duğunu zihinlere sokmağa, ruh e lara aşılayıp sindirmeğe çalışı-1 yordu.
O zamandan bu zamana yeni
1 devirler ve hele muâsır devir gerek görüş, gerek tatbikat iti-
J bariyle o ortaçağdan farklı mıdır? Bu suale de alelıtlak nasıl, evet, deriz! Şu geçen I-kinci Dünya Harbi sırasında gördüğümüz hâdiseler, o harbin ferdasından sonra şâhidi oldu-1 ğumuz çekişmeler, karanlık bir v perde arkasında cereyan eden fâcialar, en son şu Korede yü-l rüyüp giden kanlı mücâdeleler... bazan bizleri kurunu vus-1 tanın da gerilerine doğru sü-ı rüp götürerek kurunu ulânın! manzaralarını karşımıza çıkar-) maktan hâli kalmış ve hâli kal- 1 makta mıdırlar? Fakat arada bu karanlıkları sıyırıp atarak bizleri bedbinlikten kurtacak ’ nurlu manzaralar da yok mu- • dur? Elbette vardır. j
İnsanlar artık bir tek küre-1 nin sâkinleri olduklarını anla-1 mışlardır; zaman ve mekân | mefhumlarının her gün biraz daha daralarak dünyanın bir tek dünya hâline gelmiş oldu-1 ğunu, yf.ni insanların bir tek vücutta birbirlerini itham eder ( uzuvlar olduklarını, artık gözleriyle görür ve elleriyle tutar bir şekilde öğrenmiş bulunmak ' fadırlar. Bu öğreniş neticesidir ki, insanlar tabiate olduğu kadar iradelerine de hâkim olmağa çalışarak ve şu tabiat ü-zerinde diğer mahlûkattan ken dilerini tefrik eden o mütemayiz şuurlarını kullanarak aralarındaki ihtilâfları hiddete ve şiddete müracaat etmeden hâl eylemek imkânlarını her gün biraz daha fazla itina ile aramışlar ve içinde bulunduğumuz şu yirminci asırda bu imkânları henüz tamamen temin ~_________... ____
edememekle beraber temelleri- ^v*********************************************************
Sandık faaliyete geçeli üç seneden fazladır gayelerini temine ne dereceye kadar muvaffak olmuştur? Teslim etmek lâzım gelir ki bu hususta büyük eserler meydana koyamamıştır
*________Yazan :
Namık Zeki Aral
I
bile
Bir şoförün örnek hareketi
Haber aldığımıza göre Ankara Şoförler ve İşçileri Cemiyeti a-zasından 3021 plâkalı taksi sahibi Namık Kemal Özer bugünkü kazancının hepsini Bulgaristan'dan gelen göçmenlere bağışlamaya karar vermiştir.
Yardımsever Türk şoförünü bu hareketinden dolayı tebrik ederiz.
Çakmak taşı kaçakçılığı
Bir müddettenberi şehrimizde geni» ölçüde faaliyette bulunan gümrük muhafaza memurları, dün mühim miktarda kaçak çak mak ta$ı ele geçirmişlerdir. U lus Meydanında Fahri isminde bir seyyar satıcının kaçakçılık yaptığı ihbar olunmuş ve güm rük muhafaza memurlarının kı bir takibi neticesinde Fahri
lus Meydanında üzerinde 7600 kaçak çakmak taşı olduğu halde yakalanmıştır Çakmak taşları müsadere edilmiş ve kaçakçı Fahri hakkında kanunî takibata geçilmiştir.
u-|
Adam elleriyle Gülüz'ün turduğu iskemlenin ark alı ğ dayanmış iri gövdesini i doğru eğerek resmi yakınd görmeğe çalıyordu. Bir ara kişinin başları o kadar yaklaştı ki adetâ saçları birbirine değer gibi oldu.
Gülşen kendini unutturmağa çalışarak yavaşçacık rıhtıma doğru çekildi. Denizin suyu i-çin için kaynıyordu sanki.. Yalnız akıntıların birleştiği yerlerde, yuvarlak aynalar parlak satıhlariyle göz alıyordu. İleride aksi istikametlerde giden iki vapur karşılaşıp çatışır gi bi oldu ve yine birbirinden ayrılarak her biri kendi yoluna gitti.. İkisinde de iri kuğu kuşlarının azametli hali vardı. Arkadan vuran duman birini daha koyu renkli gösteriyordu.
Gülşen bakışlariyle onları rüyada gibi bir zaman takibet-ti. Selim’le Gülüz’ün konuşmalarını ister istemez işitiyordu. Havadan, sudan, ehemmiyetsiz şeylerden bahsediyorlardı. Buna rağmen genç kız içini kap-lıyan sıkıntının gitgide arttığını hissediyordu. Ah Yarabbi şuradan bir kaçabilse de gitse... Uzaklara.. Onlardan çok uzaklara gidebilse.. Onların, birbirinin içine dalmak için yanan bakışlarının jinüne heyula
oyunu
LJ ir belediye odasında, bir efendinin «Kabakçı Mustafa» merhumu karikalürize elişini kim ciddiye alırsa alsın. Ben alamam. Elimden gelmez. Çünkü her abuk sabuk işi mizah dürbünü ile seyretmekten kendimi alamam. Yanlış bir huy olsa bile kime ne? Huy benim, kalem benim, gözlük dürbün benim, sütun da «Zafer» in. Men razı o razı, ne karışır Gülek yaylasının çam ağası?
Bazı yarım damla suda kopan fırtınaya dümen tutup önem veririm de böyle taklitçilikleri sarakaya alırım. Taklide kulak versem bizim sevimli. şişko. Karagözcü Küçük Ali ne güne duruyor? Onu seyreder, çocukluğumu aklıma getirip ciddi ciddî ah çekerim. Donkişot kitabını gözden geçirmek neyime yetmez ki yarım yamalak taklidi ile vakit öldüreyim?
Hele Donkişot bozmaiığının böylesi pek firaklı oluyor. Sahicisinin hiç olmazsa bir İspanya geleneği var, okuduğu bir kütüphanesi var, hayalinin saflığı, insanlık tarafı var. Bir sıska atı ile berber I leğeninden bir miğferi var. Bir Don Sanşopanzes ve onun I da bir kulakları düşük dahdahı var. Halbuki bu efendinin nesi varmış? Hiç. insan böyle ipi billâh sivri külah, tek başına ubudiyet kahramanlığına kalkışır mı? Hürriyet kahramanlığı olsa neyse ne. Gerçi onu da çok görmüşlüğüm varsa da bir delik tastaki çorbada onun da sentetik tuzu bulunsun der geçerim.
Rahmetli Kavuklu Hamdi ile Küçük İsmail’e taş çıkartan bu birinci orta oyununda eli şakşaktı pişekâr rolüne çıkacak değilim ya...
Ama bunu ciddiye alanlar varmış. Karışmam. Onlar da diyebilirler:
— Bu iş bir tasavvurun, bir tertibin pişdarıdır, öncüsüdür, keşf-i iaarruzisidir. Eğer muzaffer olsaydı, diğer bâzı yerlerde de baş kaldırması beklenirdi. Hem bu hareket Türk Devletine ve Türkiye Cumhuriyetinin otoritesine karşı bilerek. isteyerek kazan devirmektir. Kendi çıkardıkları genel emniyet maddesine tıpa tıp uygundur. Sonuncu olacağına dair hiç bir işareti, emaresi olmıyan bu hâdisenin örneklenmesini bereket versin millet iradesiyle meydana ge-1 len iktidar tam zamanında
) sağladı ve icabını icra edecektir. Yalnız şunu da haiırlata-1 lım ki Türk Milletinin meşru t bir devleti, onun da kanunî bir otoritesi vardır. İçerde ve 1 dışarda ona el kaldırmak, kafadan olmaktır.
1 Fakat ben bu kadar ciddî davranışı resmî ilgililere bı-1 rakı yorum. Yetkim yok. Mut-
laka benim de ciddî bir şey söylemekliğim gerekiyorsa söyliyeyim: Bu Donkişotlukta muzaffer olamıyan kimse, ak alnını kızarta kızarta yere eğ-
ya Birleşmiş Milletler teşkilâtı ile değil, fakat 0 teşkilâtın ga yeleriyle sıkı sıkıya alâkadar (ve o teşkilât ile işbirliği yapar
ve o leşKiıuı ur 1^0111151
»Cemiyet-i | re sahip daimî bir teşkilât kuv | |_nr müesseseden bahsedeceğiz
ni evvelâ 1920 de «C.....^.. ____r .............
Akvam» ile ve sonra 1945 de vetinin de maddî temellerini «Birleşmiş Milletler Teşkilâtı» kurmağa muvaffak olacak bir ile atmışlardır, diyebiliriz. Ce- istidat ve hayatiyet göstermek rr.iyet-i Akvam mevzuun naza- te bulunmuştur, dersek pek de ıi sahasını aşamamış, tecavüzle mübalâğaya hamledilemez, sa-re mukavemet imkânlarını ha- nırım. Vesileden bilistifade biz zırlayamamıştı. Birleşmiş Mil- de kendi şairimiz Muallim Na-letler teşkilâtı ise muhakkak c: Merhum’un ruhu ile birlikte ki, o nazarî sahadan bir adım onun şu beytini tekrar edebi-olsun ileriye geçmiş, tecavüze liriz: «Öldürme ey avâlimin mukavemet imkânını ilk defa Allah-ı ekberi - nurunla keşfi olsun görmüş ve bulmuş ve hattâ bu arada tecâvüze muka vomet için maddî müeyyidele-
rahı savap eyliyenleri!»

Biz burada doğrudan doğru-
Rötarı yakalamak |
Her hangi sebeple yolda geç kalan vasıtalar süratleri- l ni mümkün olduğu kadar arttırarak rötarı yakalamağa çalışırlar... Halbuki hayat yolunda harp, para, aile veya sıhhat sebepleriyle tahsilleri noksan kalmış insanlara kaybettikleri zamanı kazandıracak kestirme bir yol vardır: Yabancı dil. Zamanımızda İngilizce veya Fransızcayı elde etmek artık öyle Eyyup sabrına ihtiyaç gösteren bir mukavemet yarışı olmaktan çıkmfş, sayı saymak kadar basit bir iş haline sokulmuştur. Derse çalışmak için zaman ayırmak, fiil veya kaide ezberlemek yoktur. I.inguafon metodumuzla aksine, bir taraftan eğlenerek, hattâ başka biliş jje görerek otomatik surette lisarj öğrenmek imkânına maliksiniz. Türkiye’nin han gi noktasında olursanız olun bu yolda Enstitümüz size yardım elini uzatmağa ka-| dirdir. Lütfen aşağıdaki kuponu doldurup göndererek etraflı izahatı havi parasız
I broşürümüzü isteyiniz.
Amerikada tahsil edecek Üniversite mezunlan için burs ve seyahat masrafları yardımı
Aşağıdakiler için ilk müracaat formülerleri vardır: Amerika'ya gitmek veya oradan dönmek için Fulbright yardımı.
Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin geçim masrafları ve tahsil harçları yardımı.
Amerikan müesseselerinin milletlerarası Eğitim Enstitüsü vasıtasiyle teklif ettikleri eğitim harçları.
Bütün müracaatlar 10 Kasım 1950 den evvel şu adrese yapılmalıdır. Birleşik Devletler Eğitim Komisyonu, Sümer Sokak No. 18. Kat. 3. Yenişehir, Ankara
ki o da: «Milletlerarası Para Sandığı» dır.
1914 - 18 umumî harbi hemen bütün dünya milletlerinin mâlî ve İktisadî vaziyetlerini çökert mek suretiyle arada para mekanizmasını hurd-u haş etmiş ve böylece o memleketlerden büyük bir zümre arasında mev cut müşterek altın mikyasını ortadan kaldırmıştı. Milletleri birbirine yaklaştıran ve arada birinin işleri bozulursa diğerlerine ait işlerin de bundan müteessir olacağını onlara daima hatırlatan haricî ticaret münasebetleri arada bu tediye meka nizmasının kırılıp ortadan çekilmesiyle çığırından çıkmış bulunuyordu. Tediye vasıtasından mahrum olarak ne dâhili ticaret ne haricî ticâret devam edebilir. Tediyeden mücerret bir ticaret bizzat hikmet-i vücudunu kaybeder: Sizden ma-knızP satın alıyorum, fakat bedelini eda etmiyorum veya e-demiyorum... Böyle bir alım sa tim veya ticaret muamelesinin varlık sebebi veya imkânı kalabilir mi? İşte daha İkinci Dünya Harbinin şiddetle devam etmekte olduğu 1944 senesi içinde Şimal Amerika Müt' tehidesinin New - Hempshire( devleti dahilinde Bretton Wo-ods da toplanan beynelmilel' konferans memleketler a-rasındaki İktisadî münasebetle ri ihlâl eden bu keşmekeşe bir nihayet yermek üzere iki mües-sesenin temelini atmıştır ki, bunlardan biri «Milletlerarası Para Sandığı» ve diğeri «Millet lerarası İmar ve İnkişaf Ban -kasıldır. Birincisi dünya memle. ketlerine kısa vadeli kredi, i-kinciside dünya memleketlerine uzun vadeli krediler açmak suretiyle o memleketler arasındaki ticaret münasebetlerini tanzim ve o memleketlerden her birinin dahilî inkişafını temin etmek gayelerini takip edi yorlardı. Biraz evvel de işaret ettiğimiz gibi biz burada sadece birinci müessese ile meşgul olacağız.
Bretton Woods’da toplanan konferansın kaleme aldığı statü —Dünya îmar Bankasının statüsüyle birlikte— 22 Temmuz 1944 de alâkadar memle-ketlerce njm resmî şekilde kabule iktiran etmişti. 27 Aralık 1945 de 29 memleket statüyü resmî şekilde Vaşington-1 da imza ettiler. 8 Mart 1946 da umumî heyet vaziyetindeki Guvernörler Meclisi âzalarını (Devamı 5 inci sayfada)
I
Aka GÜNDÜZ
GBK IKU MUŞ
gibi dikilmekten bir kurtulsa.. Fakat kafası kaçıp gitmek için bir bahane uyduranııyacak kadar işlemez olmuştu.
Neyse ki Macit imdada yetişti. Onun kayıkla çıkageldiğini görünce Gülşen büyük bir yükten kurtulmuş gibi sevindi.. İleri doğru uzanarak:
— Beni de biraz gezdirir
Diye seslendi.
Macit ustalıklı bir siya ile rıhtıma yanaştı. Bütün varlığından neşe ve sıhhat tnşıyor-du. Bir eliyle kıyıyı tutarken bir eliyle de genç kızın sandala binmesine yardım etti.. Onu iyice başn yerleştirdikten sonra kendisi tekrar küreğe geçti.. Rahat rahat, kendini hiç zorlamadan muntazam hareketlerle kürek çekiyordu..
Gök masmavi.. Yalnız uzaktaki dağlar gölgeli.. Adetâ se-
Nakleden: Ş. TAYLAN rabı andırıyor.. Deniz kıvıl kıvıl... Bütün boğaz cnnlı ve cana yakın..
— Göstermiyor anıma, dipte akıntı fazla.. İstersen karşıya geçelim.. Kendimizi suya bırakırsak zahmetsiz gideriz.. Sonra kıyı kıyı biraz yukarı çıkar.. yine sandalı salıverir bu tarafa geçeriz.. Ne dersin?..
— Bende yedeğe geçeyim
— Yok canını.. Yel iifürür, su götürür, öylece gideriz..
Gülşen de ısrar etmedi. Vü-cudünü öne doğru iterek, yerine biraz daha iyi yerleşti. Başını da biraz geri atarak çenesini havaya kaldırdı. Havadnn, sudan, günden, güneşten mümkün olduğu kadar istifadeye koyuldu. Arada sırada manalı, manasız, lüzumlu lüzumsuz bir şeyler soruyor, delikanlı da onunla bulunmaktan, onunla
Tefrika î konuşmaktan duyduğu memnunluğu gizlemeğe lüzum gör-
— Şu Boğaz ne harikulade yerdir Gülşen... Herkese kendini sevdirmiştir. Her nabza ayrı şerbet vermesini bilir de ondan her halde.. Meselâ evdekileri alalım.. Babamı bilirsin.. Yorgunluk nedir bilmez, dağ, tepe bayır yürüyüşleri mi yapmıyor/. Balığa mı çıkmıyor.. Hayatından müthiş memnun.. Annem dersen babamın aksine salon hayatından hoşlanır... O hay huy.. O davetler.. O ziyafetler.. O dedikodular.. On-larsız dünyada edemez.. Bu son günlerde bir de roman yazmağa merak sardı.. Bu iki karpuzun bir araya sığmayacağını sanırsın.. Boğazdaki şartlar bunu dıı mümkün kılıyor.. Burada henı sevdiği alâmod lokantaları, pavyonunu, arka-
No. 5
flaşlarını buluyor, hem de yazı yazabilmesi için muhtaç olduğu sükûnu... Selim'i sorarsan » hem kafa ve hem vücut dinlendiriyor, hem de istediği gi-! bi okuyabiliyor.. Şu bize kom-, şu gelen hanımefendi ise rahat bir koltuğa gömülüp, bir yandan, hiyle katışmamış bir tabiatı seyrederken bir yandan da yüzde yüz kusursuz bir musiki dinlemek imkânını buluyor.. Nedim beyin hanımı Gülriz hanım yapacağı tabloya hangi manzarayı seçeceğini şaşırıyor.. Deniz mi istersin, dağ mı istersin, ne istersen hepsi mevcut... Bana gelince.. Ben de bütün yorgunluklarımın acısını burada çıkarıyorum.
—... Demek o güze) kadın r Nedim beyin karısı öyle mi?..
Gülüz diye çağrıldığını duymuştum.. Amma evli olduğunu duymamıştım.. Hattâ evvelâ
genç kız sanmıştım.. Sonra da dul olduğunu tahmin etmiş-
Macit can ve gönülden güldü:
— Yok canım. Nedim beyin hanımı dul olur mu hiç?. Taşrada bir yerlerde dipdiri bir kocası var.. Kendi dediğine bakarsan mendebur herifin biri imiş. Hem öylesine mendeburmuş ki Gülüz onu başından savmağa bakıyor. Boşanmağa karar vermiş. Daha doğrusu mahkemeye başvurmuş hile galiba..
— Şu halde mahkemeden karar alır almaz tekrardan, hemen evlenebilir., öyle değil
— Belki de hemencecik evle-ııemez. Kanunî bir mühlet vardır gibi geliyor bana.. Amma ne olursa olsun zaten onun hemen bir daha evlenmeğe kalkışacağını sanmam..
— Neden sanmazsın?
— Bilmem... Hiç.. Şey... Daha doğrusu demek istiyorum ki öyle şeyler vardır ki bizim gibi cin gibi delikanlıların gözünden kaçmaz, fakat akıllı uslu genç kızlar da o şeylerin farkına varamazlar..
(Devam edecek)
Demokrat Parti Maltepe Ocağı Başkanlığından:
Ocağımızın yıllık kongresi 4/ 11/1950 cumartesi günü saat 20 de, ekseriyet olmadığı takdirde 5 11/1950 pazar günü saat 10 da yapılacağından, üyelerimizin gelmeleri rica olunur.
Konferans
UNESCO Merkez .İcra Konseyi üyesi ve Ingiliz Kültür Heyeti Genel Başkam General Sir Ronald Adam tarafından 24.10.1950 salı gü nü saat 17-30 da Dil ve Tarih • Coğrafya Fakültesinde «UNESCO FAALİYETLE Rl, hakkında bir konferans verilecektir.
Giriş serbesttir.
5847
- TAKVİM -
24 10 1950 — Sah
Rumî: 1366 — Ekim 11
Hicrî: 1370 — Muharrem 12
NÖBETÇİ ECZAHANELER
Hayat, Cebeci, Çankaya
RadyoTelgraf-Telefon
DışPolitika
Duraklama
var mı?
Almanya’ya ait gPrag teklifleri
PULSUZ İSTİDA
Dünya nın aynası:
ünya siyasetini yakından takibeden müşahitlerin bir çoğu, son günlerde, Sovyet siyasetinin adetâ götle görülecek derecede farkettiğini ve Sovyet diplomat ve devlet a-damlarının beynelmilel konferanslarda daha mülayim bir lisan knlhnmağa başladıklarını kaydetmektedirler. Bir çok kimseler. bu hali. Kore tecavüzünün bu derece muvaffakiyet ve tesanütle tenkil edilmesinin Ruslar üzerinde bıraktığı tesire hamlederek. Sovyetlerin. Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin her türlü tecavüze hazır bir vaziyette olduklarını bizzat müşahede ettiklerini ve bunun üzerine durumu tekrar gözden geçirmek için durakladıklarını. hattâ uysallaştıklarını ileri sürmektedirler.
Filhakika, bir çok vakıalar, bu müşahedeyi destekler gibidir. Kore tecavüzünün daha başlangıcında. Birleşmiş - Milletler tecavüze karşı koymak kararını verir vermez. Güvenlik Konseyini boykot etmiş bulunan Sovyet delegesi Malik’in, başkanlık vazifesini deruhte etmek üzere Konseye dönmesi, bu hususta kaydedilmesi gereken ilk emarelerdendir. Sovyet delegesinin Güvenlik Konseyinde mevcudiyeti her ne kadar yapıcı tesirler getirmemiş ise de. Birleşmiş - Milletlerin çeşitli kurumlanıl-da tevali eden müzakerelerde Kuşlar. Amerikan ve İngiliz tezlerine karşı mukabil tezler ileri sürmekten hali kalmamışlar, fakat Anglo-Sakson tekliflerini incelemeği de reddetmemişlerdir. Kore ihtilâfına bulunan hal tarzı gibi, Amerika’nın .sulh için birlik, plânını da bu meyanda saymak mümkündür.
Diğer taraftan, Sovyetlerin iki noktada daha vaziyetlerini yeniden gözden geçirmekte oldukları anlaşılıyor. Bunlardan birincisi Japonya ile yapılarak sulh andlaşnıasıdır. Başkan Truman'ın San-Fransisko nutkundan sonra, Amerikalıların bu meseleyi bir an evvel halletmek üzere ele aldıkları ve icabe-derse ayrı sulha kadar gidebilecekleri anlaşılınca, daha evvel bu hususta Fos t er Dulles ile Jacob Malik arasında yapılan ve fakat iyice açıklanmayan görüş teatilerini bir sıçrama tahtası gibi kullanan Sovyetler, mesele ü-zerinde mutabık olduklarını bildirmişler ve boykot etmiş bulundukları Uzak Doğu komisyonuna tekrar iştirak kararını vermişlerdir. Zira şüphe yok ki, Japonya ile, Sovyet Rusya'nın gıyabında yapılacak bir sulh bilhassa bugünkü şartlar dahilinde açıkça Anglo-Saksonlar lehine tecelli edebilirdi.
Sovyet diplomasisinin vaziyeti gözden geçirmekte olduğu diğer bir nokta da Almanya’dır. Doğu Almanya'daki konşünist hükümet, Rusların yardımiylc, • halk polisi, adı altında 250.000 kişilik bir ordu kurmuştur. 15 Ekimde yapılan ek listeli seçimlerle vaziyetini kuvvetlendiren komünist hükümetin elinde bu ordunun nc gibi gayelere kullanılacağı malûm değildir. Bu tehlikeye karşı üç batılı devlet mümessilleri Nevyork'ta eylül ayında yaptıkları toplantıda, Batı Almanya ile harp halhıc son verilmesini, Boıın hükümeti emrinde bir polis kuvveti teşkilini, Almanya'daki işgal kuvvetlerinin arttırılmasını kararlaştırmışlar ve nihayet. Batı Almanya'nın on tiimculik bir ordu ile Atlantik savunma sistemine alınmasını derpiş etmişlerdir. Bilindiği gibi, Fransa, Alınaıı-’ya'nın silâhlanmasına muhaliftir ve Fransa muhalif kaldığı müddetçe, Almanya'nın silahlandırılmasına karşı Sovyet Rusya'dan resmi bir reaksiyon kaydedilmemiştir. Vakta ki, Fransız Maliye ve Savunma bakanları, Amerika'dan silâhlanma için istediklerinin hcnıeıı tıımu-
Adenauer bu tekliflerin saf kimseler için hazırlandığını bildiriyor
Londra Radyosu, 3 (Batın -1 $■ olan arzularının bir delili ola-Yayın) *— Federal Almanya Bo$-1 rok doğu kesimindeki polis kuv-bakam Dr. Adenauer dün gece j vetini dağıtıp doğıtmıyocaklan-verdiği demeçte doğu Avrupa nı sormuştur- Alman ekonomisini dış bakanlarının Prağ toplantı serbgsleştirmek hususundaki Prag smdon sonra ileriye» sürülen Al- 1 teklifine temas eden Dr. Ade-mcrıya hakkmdoki teklifleri bo noucr bunun cRuslonn kendi böl his mevzuu etmiştir. | gelerindeki Alman endüstrisini
Mumaileyh bu teklifler sadece kendi menfaatlerine işletmekten saf kimseler için hazırlanmıştır demiş ve Prag tekliflerinin dört maddesini de tenkid etmiştir.
Almanya'nın yeniden silâhlanmasına karşı Sovyetlerin ve batı devletlerin müşterek bir beyanat yayınlamadan hakkmdoki teklif üzerinde duran Adenoucr. Al manyadaki yeniden silâhlanma programının Sovyet kesiminde
tatbik edilen program olduğunu | *31' hareket diye vosıflandırmış-söylemiş ve Ruslann bansa kar- hr
vazgeçecekleri mânasına gelip gelmediğini anlamak istiyorum» demiştir.
Adenauer, bütün Almanya i-çin müessir bir teşkilâtın kurulması hakkmdoki Prağ teklifini, Sovyet kesiminde yapılan gülüne tek listeli seçimlerden sonra vu-kubulan küstahlığı örtbas odecek
Hindi Çini mes’elesi
Hanoi de bir harp konseyi kuruldu
Roma Radyosu, (Basın - Yo-yın) — Hindiçinide, Fransız sömürgeler bakam Le Tourneaus ve General Juin, çetecilerin teh didi altında bulunan bölgeleri teftiş etmişler ve tetkiklerde bulunmuşlardır. Fransız bakan ve generalinin Honoi’ye dönüşlerini müteakip, burada| bir harp kon şeyi toplanmıştır-
Diğer toıoftan İmparator Bao Dai, Hindiçiniye varır varmaz durumu müzakere etmek üzer^ bakanlar kurulu toplantıya çağırmıştır.
Voşington’dan alman haberle re göre, Amerikan hükümeti, Hin diçiniye yapılacak askeri malzeme yardımım en kısa bir zaman da gerçekleştirmek niyetindedir Amerikanın buraca göndereceği malzeme meyamnda, kesif ormanlık bölgelerde kullanılmaya elverişli ve tesirli silâhlar, modern otomatik siâhlar, havanlar, ha fif toplar ve tanklar vardır. Di ğer taraftan 16 hafif bombardr man uçağım Hindiçiniye götürecek gemi bir Amerikan lima mndan harejıet etmek üzeredir.
Kudretli bir batı savunması
Mıırton, 23 n.n. — (United Press): Savunma bakan: Ema-ııuel Shinwell, işçi partisi toplantısında verdiği beyanatta, dünyanın ancak kudretli bir batılı savunma kuvvetinin ihdası ile büyük bir felâketten kurtulabileceğini söylemiş ve şunları ilâve etmiştir:
■ Muvaffakiyete erişmek için, diplomatik sahada azimle hareket etmek lâzımdır. Fakat bu arada kuvvetli bir savunma teşkilâtı ihdas edilmelidir.
Batı dünyasının, harbe başlu-ıııak mnksadiylo silâhlı kuvvetlerini takviye ettiği yolundaki afraziyeler tamamen saçmadır.*
imtiyaz Sahibi: titinef Matbaacılık T.A.O. adına Başmuharrir Mümtaz Faik FENİK
Bu nüshada yazı İşlerini fiilen İdare eden Falın Fuad Basıldığı yer: COneş Matbaası — Ankara
mini temin ederek memleketlerine dönmüşler; o zaman bu konuda bir uzluşnıaya vurıldığı ve Almanya'nın Hİlâlılandırılması-nın bir emri vaki haline geldiği anlaşılmış ve Sovyet reaksiyonu da görülmüştür. Ihı reukşl-yoıı bu ayın yirmisinden itibnrcıı Prag'da müzakerelerde bulunun Sovyet vc peyk devletler dışişleri bakanları toplantısının nihai tebliğindo tezahür etmiştir. Tebliğde, bat ıhların Almanya hakkında aldıklurı kararlar takbih edilmekte vc bütiin Alnuınya'y.ı şamil bir hUkûmet kurulmanı istenmekledir.
Sovyet siyasetinin, istikamet değiştirir gibi göründüğü daha *blr çok konuları zikretmek mümkündür. Fakat, İşaret etmeğe çalıştığımız noktalar dahi göstermeğe kâfidir ki, Sovyetler, batıklar tarafından ulınaıı ve müessir olacağına inandıkları tedbirlere karşı mukabil tedbir almak yolunu girmişlerdir. Bu, senelerden beri ilk defa, teşebbüsün kısmen olsun batıklara geçtiğini gösterir; fakat Sovyet Rusya'nın dıırııklnyarağınn alâmet sayılamaz.
Mücahit TOPALAK
B. Milletler sekreteri
Beş üye bir gizli toplantı yapıyor
Paris Radyosu, 23 (Basın - Yayın) — Güvenlik konseyinin beş üyesi bu sabah Varen Austin'in başkanlığı altında, Birleşmiş Milletler Genal sekreterinin seçilmesi meselesini incelemek üzere gizli bir toplantı yapacaktır.
Siyasi komisyonda iso, Cin in temsil edilmesi meselesi yeniden ele alınacaktır. Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal komisyonu da Koreye ikhsadî yardım programım hazılamak için çalış malağına devam edecektir.
Arz ısınıyor
Lima, (Nafen) — Peru jeolojik servislerinden alınan malûmata göre, memleketin bir çok yerlerinde ısı derecesi devamlı bir şekilde yükselmektedir. Belirtildiğine göre, arzın ısınmakta olduğu nazariyesi bu bölgede bir hakikat olarak kabul edilmektedir.
Samimiyet] miyarı!
Alaçah'da bulunan muhalif bir meslekdaş yerdiği bir habere kendi aklından da bir komanter eklemeği unutmamış ve belediyenin, hükümet kararına uyarak kaldırmağı düşündüğü şeflik sisteminin timsali İnönü heykelinin vaktiyle Halk Partisi ve halkın paresiyle oraya dikildiğini bildirmiştir.
Bu haberde, muhalefet basınında «D. P. belediyesi faaliyette!» başlığı altında yer almıştır.
Hepimiz biliyoruz kt Hükümet yaşıyan zevata ait resim ve heykellerin kaldırılmasına karar verirken demokratik prensipleri gös önüne almıştır. Çünkü demokrasi şahıslara tapınmak rejimi değildir. Kötü bir âdet gibi yerleşen bu an'aneyi kaldırmak ve şahıslara ulûhiyet izafe etmek gibi totaliter fikirleri ıslah emelinden başka bir şey olmıyan bu karar, yegâne sermayeleri «şef» leri olan C. H. P. lileri. tapınakları ellerinden alınan putperestler gibi, asabileştirmektedir.
İşte, yukarda bahsettiğimiz haberdeki komanierin arasında da bu mâna ve bu asabiyet gizlenmiş bulunmakta ve demokrasiyi yurda yerleştirdikleri iddiasında olanların gayri samimi olduğunu ilân etmektedir.
Bu hale göre, biz yaptık, biz ettik gibi palavraların yersizliği kendiliğinden meydana çıkmaktadır.
Hikmet Yozıcıoğlu
Rusyanın Korede
Stokholm, (Nafen) — Buraya gelen haberlere göre, Sovyet Rusya Kore'de oiriştiği tecavüz hareketinden o kadar çok şeyler kaybetmiştir ki şimdi bunun mesullerini cezalandırmama -sı imkânsızdır. Belirtildiğine göre. ■Moskovcfmn bu şekilde hareket etmesi her şeyden evvel prestijini ciddî bir şekilde sarsmıştır. Ayrıca Stokholm sulh be yannamesi ile girişilmiş olan Sovyet propagandası da sekteye uğramıştır.
Yalnız Korede böyle bir teşebbüse girişmenin asıl mesuliyetini kimin taşıdığı belli değildir. Fakat yakında Sovyet dıs işleri bakanlığı ile silâhlı kuv vetler bakanlığında bir temizlik yapılması kuvvetle muhtemel görülmektedir.
Kadınlar ev işlerinden memnun
Londra, Nafen — İngiliz Gal-lup Enstitüsü yaptığı son anket-lelden bilinde İngiliz ev kadınlarına şu suali »örmüştür! JEv işlerini yapmaktan memnun musunuz?-. Alman cevapların yüzde yetmişi «Evet» dir. Yalnız cevapların yüzde 10 sı ev işlerinden hoşlanmadıklarını belirtmişlerdir.
İngiliz işçilerine tevcih edilen bir sual de aynı şekilde cevaplandırılmıştır. Bu sualde de işçilere .işlerinden memnun olup olmadıkları, sorulmaktaydı.
(United
Ameri
ı Kızılların Amerikaya girmesini meneden kanun
Vaşington, 23 (a-a.)
Press) — Komünistlerin
kaya girmelerini mpneden kanunun kabul edilmesi halledilmesi icap eden bazı meseleler ortaya atmıştır.
Bunlardan biri, Birleşmiş Mil letler toplanhladrım takip için yabancı gazetecilerin memlekete girmelerine müsaade edileceğine dair evvelce verilmiş olan karardır.
Polonyoh muhabir Stanislov Btudzkiye Polonyadaki Amerika büyük elçiliği ta'rafmdan Bir leşik Amerikaya giremiyecegi bildirilmiştir.
Bununla beraber Amerika dışişleri bakanlığı Brudzkiye hususî bir iznin verilmesi için boş savcılığa müracaatta bulunmuştur.
Polonya radyosu memurlarından Edda Werfel'e de komünist olması yüzündne Amerikaya gi-remiyeceği bildirilmişse de Ame lika dışişleri bakanlığı sözcüsü Edda Werfel‘in hükümetin resmî bir memuru olması doloyısiylc Amerikaya girmek için kendisine cife verileceğini söylemiştir
Eskiyen Demiryolu rayları
Nevyoık, (Nafen) - Eskiyen demiryolu raylarının başka işlerde kullanılmasına ehemmiyet verilmektedir. Yalnız Birleşik A-merika'da eski rayları kullanan 20 den fazla fabrika bulunmaktadır. Bunlar eski raylardan somyeler, demir teller, demir direkler ve daha bir çok lüzumlu eşya yapmaktadırlar.
Bn. Çörçile minnettar kalan Rus ihtiyarları
4.500 ihtiyar, Bn. Çörçilin sayesinde gençliğe kavuştukları için memnun
Bu ibareyi okuyunca hepiniz ı hayrette kolocoksınız. Belki de J' bir çoğunuz bunun sebebini I ofroşhrmoyo başlarken bir kısmınız da. bu büyük devlet ada- ı mmın karısının morksizme mey- ( yol olduğunu veya demir perde ) orkosına geçliğini zannedeceksi- 1 niz. Hoyırl Hiç te böyle bir $ey 1 yok Bütün bu ihtimalleri kofa* I nızdan çıkarıp atınız Esasen, aşağıdaki yozıyı okuyunca siz de hakikati anlayacak ve bos vero vesvese ettiğinizi görecek*
HADİSE NEREDE BAŞLAR..
İkinci dünya harbinin cereyan ettiği bir devirde idi. O zamanlar, Londra ve Moskova müte-fik idiler. Ingilizlerin hayırper vcrlikleri çok göçmeden kendini gösterdi, londroda) bir komite kuruldu, ismi de «U- R. S. S. ye Yardım Komitesi.» Bu komitenin bütün işi, gücü; bütün siyasi meşgalelerden tamamen uzak olarak korkunç bir istilâya uğramış olan kRusya halkına, mümkün olan her şekilde • yardım yapabilmek ve bunun için çareler arahıoktı.
Komitenin faaliyetini geliştirmek ve çok aza temin etmek geyeki yordu. Fakat bu iş çok basit oldu. Bir dâvet kâfi geldi: Kısa bir z m(^’) zarfında, Ingilterenin her tarafından para akmaya başladı. Biraz sonra komitenin kasa unda milyonlarca lira toplandığı gibi elbiseler, yiyecekler, ilâçlar da bir yığın halini oldı. Mali imkânlar o kadar müsait bir hâl arzetti ki, az bir zaman sonra, tekrar ele geçirilen Ukrayna’da meşhur Donbass'da - ki burası, Don nehrinin en büyük sanayi hovzalanndan biridir - bü yük ve modern bir hastohone kurulmak imkânları hasıl oldu-Hastanene, kısa bir zaman zar- j fmda inşa edildi-
Almanyadan bir çok şehirler acil alınmaya başlayınca, lngi- ; liz Sovyet münasebetleri son ( deıecq bir gelişme yolunu tul* ( tu. Buna muvazi olarak ta ( komitenin sermayesi çoğalıyordu. Herkes dört elle yardıma ca- ( lışıyordu. Almanya işgal edilin- | ce, komitenin yardım yapacak ( bir yeri kalmadı. Derhal bir kon- ( gıe yapıldı ve neticede görül- | dü ki, kasada tam 80 milyon | franklık bir para var. Bu parayı,
(---------------------7^
Yeraltı Şehrinde
a-vt;
r-rr
r
t

Amele birliği, sendika ve sigortanın nizamnameleri değiştirilmelidir
— 19 —
Havzadıı ne zaman İşçi hakları diye bir siız İşitselli, maden kuyusuna iııcıkcn, İmzaladığım kâğıdı hntırlıırım. Başımıza çelik miğferi, nynklarıııuzn lâstik çizmeleri çekip tııııı hhhiihöi-Ic kuyuya ineceğimiz sırada bize lılr kâğıt uznttnışlıır vc blııııı imzalamamızı söylemişlerdi. Ilıı kâğıtta, madene keııdi isteği-nıizlc ve rızamızla girdiğimiz jıızılı idi. Eğer başımıza blı- kıızn gelecek oİiiihii bundan kimseyi mesul tutmayacağımız ifade O-lııııuyordu.
İliz ocağa ilk defa İniyorduk. Hıılbııkl, lııı ıııııdeıı işçileri Tanrının her güııiinii maden ocııklnrıııılıı geçiriyorlardı. Hattâ Tanrının giiııü bile ıliycıııiyeceğim, çüııkil seneler boyunca gök yüzü gördükler) yoktu ki... 21 saat onlar için öğleniz, İkindiniz bir
geceydi... Kapkııııı kömüre baka bııkıı kazma sallayarak el e-meklcriııl alıııtcrlylc kazamın bıı İnsanların elbette yer yüzünde bir hakları olmalıydı.
27 bin işçi. ıışıığı yukarı 100 hinden fıızla bir aile birliği demektir. Bunların bir kışını vUcutlıııiylc, çolııkları çocuklun kişilileriyle İm kııyıılıırdnıı içeri girecekler vc yüzlerce metre toprak ııltlııdıı çalışarak bize sııııaylimlz içlıı, vapurlarımız ve şimendifer Vriınlz içiıı kömür çıkaracaklar, vc soğuk kış günlerinde sollularımızın başıııdn bize sıcak aile nıeclislcrl hazırlayacaklardır.
Bir madenci fenerinin fersiz ışığında yeraltı sularına hııta-çıkıı çalışını, kayaların korkunç ağırlığını her aıı vücutlıırinıl.ı ve başlarında hisseden lıu İnsanların haklarını biz, nasıl ödeyebilirdik?
Sordum vc öğrendim ki, işçi haklarını kurumak için havzada bir değil, üç dört teşekkül vardır. Amele Birliği, sendika, sigorta ve hattâ işletme! İler biri, araba İşçilere ne gibi haklar sağlıyordu? Biraz soruşturunca vc bir madenci gibi İm dört teşekkülün kuyularının derinliğine girmeğe başlayınca, öğrendim kİ bunların hepsinin nizamnameleri işçileri tatmin etmekten uzak, pek uzaktır. Bıı kurullııru ııll ııizıımıuııııelerlıı yeııldeıı fnıızlnıi ne kntî sıırelle ihtiynç vardır.
Hele uruktu o kapkıırıı ıı.vııulıırııı cııcr kıızmâri vc nrııbarıııııı çoğu lııı teşekküllerin vücııdilıııl hikmetinden bile htibcralzdlr. Aınlıırıııdıı yeryüzü ile ycıall ıırıiHi kadar meNafcler vardır! Çüııkil fııklr işçinin bildiği yalnız
Ellııc 92 lira ıııı geçmeği lâzımdı? Hayır, lııınun 77H kuruşu lııı kurumlar içiıı kcHİlcrck vc yalnız, 81 lira 22 kuruş alacaktır!
Şimdi İHter.Mcniz, gcliıı lııı 778 kuruşun hcHabını beraber relim:
Bu kcMİntlııln 181 kıırııştı ihtiyarlık Rİgıırlııaı ıılıııak (,'ıılış Bakanlığı tarafından alınır. İşte İşçinin lılr türlü aıılıynmnıl lııı ihtiyarlık Hİgortııaııııı kavuşmak İçiıı aşılınaHi lâzım gr o uzıııı yıllardır; alzc acı ıırı gUlümHcyerck der ki:
— Sigorta, ihtiyarlığımda bana yıırdıııı edecekmiş! Fakat zıımıııı biliyor iiiiihiiiiuk? 56 yaşımı doldurursı ıiHgııri 18 yaşında girmişim! Ilııkıılıııı, 56 yaşı yııcıık mıyım? Ihı ocaktaki şıırtlıır İçinde, 38 demektir?
Bir haşkımi:
— Şimdi kırk yaşındayım. 25 «cııcdlr burada çalışıyor tlyıırhk HİgortıiHiııı alabilmem içiıı dalın önümde tnııı 11 vur! O zamana kadar klın iile, kim kıılal
Ilııdl bıı işçilere ıızıııı lılr iiıııllr vc büyük lılr Kahır dileyerek, diğer kcMİntilore geçrilin:
Aınclc Birliği lııı 92 lira içinden yilzde I hcHiıblylc 92 kuruş ıılııcnktır. 200 kuruş dıi Sendikanın aylık aidatıdır. Geriye beş kuruş mu kaldı7 Ihı beş kurıışda, «por purıını akNÜdü glhl hakkıdır!
Farzedellm ki hepnlııe ııkıl erdirdiniz, fııkıı nedir? Nc kııdıır uzun dlişUıiHCiılz lııılamıızNinı toprıık ııltındıı kıtzınıı nallayan, ynhııt vagoneti Hrknı İşçi, ıız «por yapmış dıı, yeryüzllıic çıkııırn lılr dr bun İçin zaman bulacaktır!
— Aman diyecek! Spormiz yapaınnııı! Çünkü spo
gtdamdırl (Sonu S 4. S. 2 de)
sahipler.ne iade etmeği düşündü- hücrelere canlılık veriyor ve onla-ler Fokof aksiliğe bakınız ki, lan gençleştiriyordu.
Filhakika, metil feştoteron, dün-yonın en İyi İlâçlarından birisidir: Dört kişinin tedavisine (yâni dört kişinin gençleşmesine) kâfi gelebilen ve beherinde 100 komprime bulunan şişelerden her birinin floh 16 500 fronktır. Gönderilen llöctn kıymeti bilindiğine göre, tam 4500 Rus ihtiyon bu ilâçta^ fdydölendılor.
Izoh edeceğimiz bir nokta kaldı: Peki omo, bu yardımın, beyon
hibede bulunun hemen hemen ’ % PO ı adres vermemişlerdi. Komite üyeleri parayı ne yapalım diye - ellerini şakoklonno koyup düşünmeye başladılar. Herkes, k»sa bir sükûttoğ «onro yeni bir fikir Ortaya ohyor ve fikirler bîr birini takip ettikçe, komite üyeleri saçmalamaya başlıyorlardı. Nihayet şöyle bir şey düşündüler: Bütün bu paralarla, Donbass'da inşat ettikleri haıtahane için ilâç ............,..............
almak ve böylelikle utun müd- ( Cörçille alâkası nedir? »diyecek-det bu hostahanenin ilâç îhH- tiniz? Hakkımız. Site itoh et-yacım karşılayacak bir depo meyi unuttuk. Yukarıda bahset meydana oştirmek. Fakat bu do. fiğimiz toplantıda, o hararetli sadece, bir fikir olarak kaldı. | sözleri söyliyerek neticenin bu
Nihayet, siyasi bir hâdise İm ı safhaya dökülmesini temin eden dallarına yetişti. Kore harbinin boyan Çörçil’dir. Bayan Cörçll, poflak vermesi kararsızlık ve tv t..................
reddütleri ortadan kaldırmıştı-
Peki amma, Orta Şarkta, Ingiliz ve Amerikan askerleri, Rus silâhlan altında can verirlerken bu durumu muhafata edecekler miydi? Yâni, gene Ruslara mı yoıdım edeceklerdi?
Kızılhaç vc Ordre de SoiM - Je an komiteleri, kısa bir tereddüt 1 ten sonra, hususî bir içtima tertip eltiler. Ellerinde henüz, 7 milyon 500.000 franklık ilâç vardı. Bunu göndermeli miydi, yoksa göhder memeli miydi?
Toplantı çok sıkışık ve müte reddit bir durumda idi. Fakat ni-1 hayet, toplantıya başkanlık eden zat, şöz aldı ve dedi kİ:
— Benim fikrimi sorarşpnız* Önceden verilen bir vaadi sonuna kadar yerine getirmek lâzımdır. Bunu yapmalıyız ve el’an RusyoMo, blıe lor,, ,emoofll«ri Fahrettin S.yımcr,
otan bir in.r»-, kitininin »«'H»» j J*1*1
do düıitamoliyit. iv..- \ s. (m n-mo
Bu sözleri Öyle heyecanlı ve öyle harorefll söylemişti ki, herkes bu fikre iştirak etmekte tered düt göstermedi
Donbass hastohanezi İçin alınan İlâçlardan geri kadınları bir Rus gemisine yüklendi ve gemi Leningrad'a gitmek üzere hareket etti.
Hâdisenin en enteresan tarafı sudur ki, gemi yükünü teşkil eden
Ingîlterenin en buyiik yordtm sevenlerinden biridir.
N. Nihat OLKEKUL

Göçmen işleri
Utanbulda milletvekilleri durumu tetkik ettiler
İstanbul, 23 (a.a.) — Bugün paat lR’de Millet vekillerinden I bir grup vilâyete gelerek Vali ! ve Belediye Başkanı Prof. Fah-«w,Kerim Gokay'la birlikte iyoğo kolkorok' meselelerini tetkik re
| umumî İhtiyaçları üzerinde ışzun t, bir görüşme yapmışlardır.
J Toplantıya Salih Keçeci, Sani Yaver, Şükrü Kcrimr.adc, Bala-ınon Adato, Nazlı Tılabar, AhH-
| ker, Andre Vahranı, Selim Ragıp ! Emeç, Firuzen Tekil, iştirak et-. inişlerdir. x
1 Toplantı İki sent aürmüş, İskân müdüründen ve iskân İşle-ı rlyle meşgul olan vali muarinin-ı den izahat alınmıştır.
Alihınaeı gereken tedbirler ve tertibat hakkında fikir teatisi yapılmış bilahâre Millet vckille-rîrtden bir grup iskân müdürü ile birlikte Demirkapı göçmen
ilâçların kısmı âzamisi metil tes-1 mlRafithancâlni presmişler toteron komprimelerinden ibaret 1 göçmenlerle görüşmüşlerdir, ti. Bu komprimeler, gençlik opsı I komprimeleri İdi. Bilhassa erkek, _____________ ._ _____, ______.
hormonların faaliyetini ortıracak İkmali İçin notlar almışlardır.
Millet vekilleri misafirhane noksanlarının re ihtiyâçlarının
3



2
6
3
4
6
6
.9 '0
)1
3
Çnlıvor «l’l i
kduuıldj. 13'11
İSTANBUL RADYOSU
24/10/1950
ANKARA RADYOSU
24 10/1950

5
6
Puronmrı (rl ) HAhrrl*r( t'3.90
üzerlerine .V'Hpıulırılıııı utanma,
bir cbnnbl Hepsi budur
niıhılılHıdıı ■) Irııırtk, t(-r
Sİ: tele, bir I 10 — Tor
Hsşı b»| t gelirle İyi
Is yatiaıla derle, ödenir
rıdaıı auııttı» a:
İtle olmatıH, anıt 'J Ük
Nf, kirnılsı, çabuk 4 - başına H rai: çok dcŞII, /UCU H — Delk 7 — NolS. büyük karıldı. ınllkem mel R - AşIkAr, biten 9 - bir *o »■U, ncııo lılr Koru to - Tersi: bir Unun 11 - Terki: bir yeıtılş du tun klH, nota 13 - «dal. elekten cçlemell 14 — Vasıta, bir BabUn markası 19 — Hainle, hırtı.
Tcfflbrdro- N. ü.
Mil li ı .Ilı İR !]fl — Bâr-kılar. 10.00 Haberler, İ9.I9 - Kı
Behlr Habnrlhrl. 19.») - Karen ■(imı «atkılar (Pl.) 19.30 — Ataman Memleket Hn-Vo Söz fclrllfll , Kbhflcrl ar Kuarteti Kotınerl. 1'9.19 laaştesl 20.30 Batkılar '.’! nö - perbABl Hhu» (Koımşıiia ı*
MUnIkı 91. İ0 Aâırlar Boyunca rk Mualklal. 31.40 - Sonul 33.00 Rnnarrto (rı» an.«r. ıtniırıirı ¥) - Hana Mllzlftl (l’l ) 89.00 J'iveftuular 10 Kapuuıu.
Sayfa 4
ZAFER
24/10/1950
| Başmakaleden devam :
---------—™..
Yazan : Zuhuri DANIŞMAN
Tefrika No: 40
Genç kız “
memnun
Ben bu hayattan değilim,, dedi
— Evet tanımazsınız. Faka sarayın tanınmış simalarında dır.
— Yal..
— Cinevizli bir hanımdır.
Çok nadide dantelâları vardır.
Kızın yüzün bossüm belirdi
— Dantelâ mı? O kadar çok sovorim ki..
, — Fatma Sultan da çok
Bıı sırada Cinevizli koltuğundaki dantelâları rin üzerine yaydı. Kız, bu hakikaten nadide vc fevkalâde zarif dantelâlar karşısında â-dota gaşyoldu.
— Harikulade.. Fevkn
— Daha bunlardan d
—• Bunlar
— Tabiî., iler gün bir iki saat Fatma Sultana gösteriyo-
Kız bir tereddüt geçirdi. Son ra safiyetle sordu:
— Acaba bana da öğretebi-
lir ınisipiz?
Cenevizli İmdin nerede ise dilini yutacaktı. İşler kendiliğinden hallediliyordu.
— Elbette diye haykırdı. Ne vakit arzu ederseniz..
— I-Icnıen bugün.. Benim hiç işim yoktur. Akşama kadar bu pencere kenarında otur
Cinevizli kadın esrarengiz gm « f S fi • ■
Emniyet teşkil;
Kız içini çekti. Derin ve dal- 1 gın baktı: ' a k
yapılan yem
— Neler süylüyoısunuz ? Si- I
zin bulunduğunuz mevki için.. ' Ankara valisi Nqcali İller, şeh- mak. Bunlar
— Bu bir mevki değil ki..
Gönül mevki istemez ki..
— Yanlış düşünüyorsunuz,
kızım.
— Belki..
— Dantelâya hemen başlı-
— Derhal..
Safiye Kalfa onları yalnız bırakarak çıktı. İki karlın dantelâ örmeğe başladı.
Kurnaz Cenevizli hiç belli etmeden maksadını açıyordu.
Sultan ve Vezir
Sultan Ahmedin canı sıkılıyordu. Günlerdenberi içinde bir sıkıntı vardı. Onun içindir ki, damadı Sadrazam Nevşehirli İbrahim Paşayı hususî o-laıak görüşmek üzere çağırmıştı. Bu mülakatta saray men suplarından hiç kimse bulun-mıyacakU. Bu dakikada Beşiktaş köşkünde tam bir sükûn vardı. Hükümdar ve Veziri kar şılıklı oturmuşlar sohbet ediyorlardı. Uzaklarda MarmaralIm sisli ufukları görünmekte idi. ı
Sultan Ahmet:
— Bcnir
günlerde fazlaca maktadır. Acap bunun sebebi
— Zatı Şahanelerine malûm olsa gerektir.
— Ben biç bir sebep göıe-
— Bir Çırağan sefası emir buyurulur mu?
— Kâğıthane, Çırağan ve
Lâle sefaları vakıa hoş şeyler.. Fakat bizim bu sefalarımıza acep halk ne diyor?
Nevşehirli İbrahim Paşa Padişahın bu suali karşısında hafifçe irkildi. Padişahın aklına gelen bu fikir, onu da uzun za-ınaııdanberi meşgul etmekte idi. Bilhassa saray pencerelerinin taşlanması hâdisesinden-heri İbrahim Paşa daimî bir şüphe ve korku içinde yaşıyordu. Sultan Ahmet, düşünceli
biı- halde:
— Şu pencerelerin taşlanması işi durup durup aklıma gelir. Hâlâ müsebbipleri bulunmadı mı ?
ı— Şevketlû Hünkârım, her türlü arama çarelerine başvur duk, bir türlü ele geçiremedik. Bununla beraber kalb-i hümayununuzu müsterih bulundurun. Bir iki sarhoşun işi olsa gerektir.
(Devam edecek)
yolu, zamanı ve ve emniyeti mevzu---1 vazifeyi ifa tarzı son dakikada sı düşünülen tedbir-1 komutanına tebliğ edilmek üzere • gece ve gündüz vazife almakta ı ve her çeşit zabıta görevi yap-mcAatdırlar. Bunlar daha çok' ı seyrüsefer işlerine ve kaçak suç i luların aranmasile sabit karakolları teftiş ederler- Bir de motörlü karakollar vardır. İhtiyaç ı ( görülen bölgelere süratle git--r- mekte, bölgedeki jandarma vazî ve kullefnma usulle- felerini Çaptıktan sonra dönmek n bir takım değişik redirler. Biz, bunları ileride ge-Bunlann zici karakol haline getireceğiz.
Bir tecrübede müteharrik karakola telsiz koyduk. îyi sonuçlar aldık. Jandarma genel komutanlığı telsizleri karakollara kadar vermek, motörü de ilce ve bucak merkezlerindeki jandarma komutanlarına kadar teş mil etmek kararındadır. Bunun bir gelecekte tahakkuk edeceğini söyleyebilirim. Telsizler. çok ucuz olduğu için, Anka-, ra’ya ait siparişler pek yakın kalınıyor- j zamanda yapılacaktır. Henüz ri artık motörlü vasıtalarımız noksandır
. rin asayişi unda alınamsı , ler hakkında kendisinden malû--mat rica eden kıir arkadaşımıza dün şu beyanaticf bulunmuştur:
(■— Emniyet ve asayiş konusunu inceledik. Vaka ve hâdiselerle suçların işlenme şekilleri ve vasi talan, polis veı jandarmanın çalışma metodları ve imkânları üze ( rinde durduk- Su neticeye vardık ki, teknik ri bakımından bir takım liklero ihtiyaç vardıt. I esasa taalluk edenlerini,- motor1 ve telsizden faydalanma.' ile çok dağılmadan başarma şeklinde ifade edebiliriz. Gerçekte beriki esas birbirine sıkıca bağlıdır. Telsiz ve motor devrinden evvel yaya ve allı zabıla kuvvetleri ile kaydırmalar çok zahıana ihtiyaç gösterdiği için bir çok yer ( yakın . lerde daimî olarak kuvvet bulun durmak zarurî idi. Bu yüzden de ' her tarafta zayıf karakollarla | iktifa elms-k zorunda kalmıyor ı . du. Bu sistemin devri (
_________ ■ geçmiştir- Simdi adptçe daha az ıim Vezirim, dedi, bu- j fakat daha kuvvetli karakol, mo-canım sıkıl- (tör ve telsiz iş görebilir. Bu tak dirde de itidal lâzımdır. Stratejik ölçünün yeri yoktur. Tertiple kullanma usullerini şöyle sırafc-yabiliriz:
Jandarma vazifesi bakımından, polis vazifesi bakımından. Evvelâ birincisini izah edeyim: Yollar üzerinde türlü şekil ve kılıkta motörlü devıiyeler bulundur
fakat buna rağmen biz plânımızın tatbikına devam ediyoruz.
Yeraltı şehrinde
Vc
Aynı esasları poliste de tatbik ediyoruz. Motörlü vasıtaları poliste de arttıracağız. Adet azlığına rağmen, motörlü dev-•riye ve kontroller faydalı olmaktadır. Motor sayesinde kuv veti daha toplu bulundurmak mümkün oluyor. Poliste ekip halinde çalışmalar arttırılacaktır. Yaya yapılacak vazifelerde de polisin her gün hattâ günün değişik saatlerinde ekipler halinde kuvvetlerini muayyen zamanda, muayyen maksatla, şehrin muayyen mıntakalaı-ında toplıyarak çalışması başarılı olmaktadır.
Vazife mesuliyetini daha kesin belirtmek ve merkezlere, karakollara bölge mesuliyetleri vermek kararındayız. Merkez ve karakollarda da; devriye, nokta, bekçiye bu türlü mesuliyetler a-,yırnıak esası tatbik edilecektir.
Bu incelemelerimiz sonucunda 4-6 saatlik nöbet hizmetlerini, bilhassa gece saat 23 ten sonra 2 şer saate indirmek suretiyle kuvveti zinde turnayı temin ettik. Bu maksatla zabıtayı polis görevli jandarma ile takviye e-diyoruz. Bunun yüzde 50 sini temin ettik. Mütebakisi de Kasım ayında mümkün olacaktır.
—( Devam edecek )—
Adviyo FENİK
Kadın ve kızlara sarkıntılık edenlerle diğer suçları işll-yenlerin isimlerini gazetelere vereceğiz. Şehrin asayişi korunmasındaki tedbirlerimiz arasında bu da vardır.
Birleşmiş
Milletler
idealinin zaferi misal vermiş, milletler arasında çıkan iffilâflann hiç birini önleyememiş ve işte son harp böy-lece gelip çalmıştı.
Mançukuo'nun 1931 de Ja-ponlar tarafından işgalj, sonra İtalya'nın Habeşistan'ı istilâ etmesi ve nihayet bütün bunlardan cesaret alarak Hiiler Almanya'sının Avusturya'yı, Çekoslovakya'yı ilhak etmesi. Milletler Cemiyetinin ne kadar âciz bir vaziyette kaldığını is-bai etmişti. Ama, bütün bunlara rağmen Milletler Cemiyetinin dünyaya öğrettiği iki hakikat vardı:
1 — Sulhu korumak için kurulan bir Milletler Cemiyeti sadece mağlûplardan intikam almak gayesini güimemeli, ve âdil bir nizam tesis etmelidir.
2 — Böyle bir cemiyet milletlerarası ihtilâflarda en ufak bir müsamaha gösterirse, bu istilâ emelleri besliyen devletler için çok fena bir misal olur. Ve işin sonu bir dünya faciası halini
işte kâh intikam hislerinden, kâh müsamahadan doğan ve netice itibariyle hiç de âdil olmadığı için musibetler doğuran hâdiselerden ders alan beşeriyet, yeni bir ülkü etrafında birleşti:
Birleşmiş Milletler!., Bu Birleşmiş Milletler öyle bir teşekkül olacaktır ki, orada insanlar barış içinde yaşamak imkânlarını bulacak ve)huzur ve sükûn dolu ufuklara kavuşacaklardır! Orada kin yok, intikam yok, müsamaha yoktur! Her ihtilâf, barış idealinin ve insanlık huzurunun ışığında tetkik edilecek ve öyle karara bağlanacaktır. Buna karşı gelmek isteyenler olursa, onlar da kuvvetle tedip edilecektir. İşte Birleşmiş Milletler bu gaye ile kuruldu: ve beş senedir bu gaye uğrunda canla başla çalışmaktadır.
Biz, burada Birleşmiş Milletlerin bu beş sene içinde barış için yaptığı hizmetleri uzun uzun izah edecek, Filistin meselesinde, Keşmir meselesinde, Berlin meselesinde ve nihayet Endonezya işinde vasıl olduğu iyi neticelerin geniş bir bilançosunu yapacak değiliz. Bizim asıl söylemek istediğimiz nokta, Birleşmiş Milletlerin çıkarılan bir çok zorluklara rağmen barışı temin etmek iradesini dünya yüzünde yerleştirmek ve kökleştirmek hususunda yapmış olduğu hizmettir.
Bilhassa son Kore tecavüzünde Birleşmiş Milletler açıkça isbat etmişlerdir ki, bir millet ne kadar istilâcı ve emperyalist , emeller beslerse beslesin, bu hedefine kolaylıkla nail olamı-yacak, çünkü o zaman bu camiaya dahil bütün milletleri karşısında bulacaktır.
Komünizm Kore'de hürriyet aleyhinde, tecavüze geçti de ne oldu? Birleşmiş Milletler, başta Birleşik Amerika olduğu halde mütecavize karşı vaziyet aldılar. Ve nihayet onu münhezim bir halde hududun öbür tarafına attılar. Kore zaferi herkese anlatmıştır ki, Stalin Rusyası, Hitler Alamanyasının me- ' iodlarını ihya edemeyecektir. Dünyada artık müşterek barışı ı birlikte müdafaa eden bir Bir- ■ leşmiş Milletler kuvvetleri vardır.
Son Kore hâdiseleri dünyaya göstermiştir ki, bundan sonra herhangi bir tecavüze karşı I koymak için, biraz daha ied- ı birli olmak gerektir. Hele Birleşmiş Milletler ordusunun kurulması, geçen yıl yazdığımız gibi, elzemdir. Atlantik Paktının Birleşmiş Milletlerle birlikte işlemesi teminat altına alınmalıdır. Rusya elbette buna karşı cephe tutacaktır. Fakat bundan endişe etmemelidir; ■ çünkü Rusya şimdiye kadar bütün hareketleri ile hiç bir zaman banş lehinde olmadığını açıkça -meydana koymuştur. Ona yapılacak en ufak bir müsamaha barışa karşı bir suikast olur.
Başkan Truman'ın 18 ekimde San Fransisko'da söylediği nutuk üzerinde ehemmiyetle durmak gerektir. Birleşmiş Milletler gerçi Kore'de muvaffak olmuştur; fakat dünyada banş idealini korumak için tehlikeleri açıkça görmek ona göre tedbirli olmak ve Rusya'nın emelleri hakkında hiç bir hayale kapılmamak lâzımdır. Rusya'yı tehlikesiz bir hale sokacak en büyük kuvvet ise, teşkilâtlı bir Birleşmiş Millet-
Y. Subay okulu diploma töreni (Başı 1 inci sayfada) lıklar yaratabileceklerini isbat etmiye hazır olduklarını söylemiş ve sözlerini kendilerinin , bilgili birer asker olması için çalışmış olan .komutanlarına ar , kadaşları adına teşekkürle bi-
Diplomalar veriliyor
, Bundan sonra Büyük Millet . Meclisi Başkanı Refik Koral-, tan, -Millî Savunma Bakanı Re-. fik Şevket İnce, Genelkurmay , Başkanı Orgeneral Nuri Ya-n.ut, okul birinci, ikinci ve ü-, çüncüleri ile sınıf birinci, ikin-, rci ve üçünçülerine diploma ve 'mükâfatlarını vermişlerdir.
Meclis Başkanının hitabesi Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan okul birinciline diploma ve mükâfatını verirken şu sözleri söylemiştir:
«— Değerli okul komutanı-, nızla sîzlerin temiz ve âsil duygularınıza tercüman olart kar-
D. P. Îstişarî Kongresi
pıek kaygısiyle yaptığımız şey ihmal değil ancak imhal olabilir. Sîzlerden bu ikazları gördükten sonra imhale de artık yer kalmamıştır.»
Karaosmanoğlu, bu mevzuda söz alan arkadaşlar arasındaki
Yüksek Öğretmen Okulu
(Başı 1 inci sayfada) lâyetlerden gelen delege arkadaşlarımız konuştuktan, Genel Kurulunuzu tenvir vazifesini yaptıktan sonra burada Parti Reisipıiz konuşacaktı, üjnumî siyaset hakkında( izahat vere -cek, öğrenmek istenilen mevzu fikir ayrılığına da temas etti.Bu larda tafsilât verecek tenvir e-decekti. Fakat beş on gündür devam eden rahatsızlığı son üç gün içinde daha sık olarak ken dini gösterdi ve onu bir kaç gün daha istirahate mecbur etti. Kudretli ve mukni cevaplar verecek olan bu dirayetli arkadaşın bulunamayışı kadersizi! -ğimizdir.»
Karaosmanoğlu bu sebeple Genel Kurul adına maruzatta bulunmak vazifesinin kendisine verildiğini beyan ettikten sonra bu, toplantının memleketin istik balı içîn hakikaten mühim bir merhale teşkil ettiğini yarına' gözüyle görmemek tavandayız. sonra kürsüye gelen Millî Eği-daha ümitle ve cesaretle bakıl- Nasıl görebiliriz ki, iktidarda tim Bakanı Tevfik İleri bir nu-ması yerinde olduğunu anlattı | iken bu memleketin hürriyetini. |tuk “ytemistiz.
ve bazı hatiplerin az çok ten- bu memleketin çocuklarından e- Bakanın konuşmasını müte-larını işaretle $iiQİyen|er $jmdi de hürriyet nt- akip Türkiye Öğretmen Dernekleri Birliği adına Ferruh Sanır, Öğretmen okullarını bitirenler Derneği adına Tevfik Ararad ile Ali Şan İnceoğlu ve yaşlı bir öğretmen okulu mezu nu konuşmuştur. Kemal Kaya tarafjndan öğretim yılının açılması, şon sınıf öğrencilerinden Hasene Bayraktar'm konuşması ve öğretmen Nihat Sami Ba-narh’nın açılış dersi ile toplantı sona ermiştir.
Dün İstanbul’da törenle açıldı
------------ --------------- İstanbul, 23 (Hususî) — Yük da müsbet olarak çalışmak ol- sek öğretmen Okulu ve Eğitim
memlekette başta gelen işin halk emrinde ve halkın uğrun-1
duğunu, kurulmasına cansipe-ı Enstitüsünün tekrar açılması rane çalışılan hürriyet nizamı-I münasebetiyle bugün saat 16
nı perçinlemenin bugünkü ik- da Çapa'daki okul tidarın birinci vazifesi olduğu- i bir tören yapılmıştır, nu ifadeyle dedi ki: Açılış töreninde Millî Eğitim
«— Bu memleket ıshroplo|ınm ■ Bakanı Tevfik İleri, İstanbul dinmesini istemeyenler katiyen [ Komutanı, Vali adına muavini bu güzel topraklar üzerinde ro- Nâzım Arda, Maarif Müdürü, hat edeyniyeceklerdir. Bunu iste-, basın mensupları, öğretmen o-meyen ister bir parti, ister bir. kullarının mezunları ve öğren-fert, ister bir şef olsun rahat yü- çiler hazır bulunuyordu.
zü görmiyecektir. Bunun içindir) Öğrencilerin hep bir ağızdan ki bugün bu gibileri bir parti söyledikleri İstiklâl Marşından 1 anzîivlo nörmomai, sonra kürsüve Eden Millî EAİ-
------------------------------------------------------------------ nasıl görebiliriz ki, iktidarda anlattı | iken bu memleketin hürriyetini, | ev.... .v.vuu.u., «.e,.- __ - Ç°k ten’jbu memleketin çocuklarından e-
deşinizin sözlerine ilâve edecek ’ kidkâr konuştuklarını işaretle siıOiyer|er 5imdi de hürriyet ni- • hiç bir şey yok. j bu aklıktan duyduğu hazzı be Lamını tarumor etmek i$tederse .
«Büyük Atatürk ne mutlu onlara iltifat etmek bizim elimiz- 1
Türküm diyene» vecizesile m6-r «—Çünkü sizin her tenkid’den gelmez. Nefislerini ıslah e- 1 denî cihan önünde bir hakika-!ve işaretiniz bizim için bir ib-1 dinciye, doğru yola gidinciye tin kendine has belâgatle ter- ret dersidir. Göreceksiniz ki kadar onlara bu memlekette par- ■ cümanı olmuştur. (yarından itibaren şimdiye ka - ti gözüyle de bokılmıyacaktır. 1
Ben de göğsüm gururla dolu dar ihmal ettiğimiz veya imhal ginbir hi)e, ve hücfa i)e hükümet olarak şunu söylüyorum, ~~ — •
mutlu sîzlere ki Türk tarihinin çektir. Bu şekil değiştirmenin1 (|u ve varlığının kahraman bekçi- içinde hakiki özü değiştirme de 1 jardar si olan ordunun genç, dinç ev- vardır. Eğer bu toplantı olma-1 0QX|er; OOIII lâtları olarak o büyük ada lâ- saydı, Partiyi hakkiyle temsil İ SQnın arhk yık olmak için orduya Htihak j edenler toplanmasaydı, bizim' |Qf.|o Q|-ka| etmiş bulunuyorsuntz. Sağ o-„u ' ^un-5) * zaman için gafil olmamız ihti-
Diploma ve mükâfat dağıtı- mali mevcut olabilirdi.» dedi ve' mından sonra okul birincisi ta-[.bu mevzudaki izahatına devam-ıafından yaş kütüğüne plâka la «Bu noktada bilhassa ehem-] çakılmış ve c' '
Törene genç ________„__________ »*(*1-
büyükleri ve komutanları ö- j kma ufunetli günler geçirmek' nünden sert adımlarla yaptık- kara kaderi nasip olmıyacak-' ları merasim geçişi ile nihayet tır.» diyerek Demokrat Parti ile verilmiştir. ----- -
Geçit resminden sonra misa* I firler hazırlanan büfede ağır ı lonmışlardır.
Dün şanlı Türk ordusunun kazandığı 2036 genç subayımızı tebrik eder, vazifelerinde başa-
Atatiirk’ün kabrini ziyaret ,
Okul ve sınıf birinci, ikinci ve ( üçüncülerinden müteşekkil as- ( teğmenlerden bir birlik saat 10 do Atatürk'ün kabrini ziyaretle j bir çelenk koymuş ve saygı du- ı ruşunda bulunmuşlardır. ;
Müteakiben aynı birlik tafra- ı fmdan Zafer Abidesine de bir ■ çelenk konulmuştur. ı
jk ıen- bu vva—v» - işaretle’s;r(
j bu açıklıktan duyduğu hazzı be I mutlu jJirtti; |
-r---- ........ cen ueımez. mermerini ısıarı e-
işaretiniz bizim için bir ib- dinciye, doğru yola gidincîyş dersidir. Göreceksiniz ki kadar onlara bu memlekette par-L yarından itibaren şimdiye ka - L; gözüyle
J-’ ı dar ihmal ettiğimiz veya imhal! gjnb»r hile, »v „mm u ne ı k «i I merkeiinde ^"memleketin ‘bö',7 k /.oL-H». n,, «.=ı,.ı çOrQp örmek istiyenler ildi-
uuıuon uzaklaşmanın ıstırabile ! gözleri dönmüş olan bir avuç in-k uzaklardaki insan-k («.up.a.Mi.asajuı, |or|o a|£ko|arı bi|e kalmamıştır.
)- belki birçok şeylerden daha bir ^öcoHelemizin sofholonndon Iraman için gafil olmamız ihti-' birini de i)le burodo (muho|e
I1 fetî sevk ve idare ediyoruz.» diye yaşayan bu zümre teşkil e-' | decektir- Vatanım seven bilhaş-" sa fikir hürriyetine hürmet eden insanlar için her yer açıktır. Mü-ıçrkhr. Buna hür-
I
y ------o---- nunm.ua uuııassa eııeıu-.
okul marşı söylen- miyet vereceğimiz şey şudur:
Nerede açıklık varsa orada ufu-': asteğmenlerin net yoktur. Artık Türkiye hal-'' , . • ,
..........■-•i. . . ... (cadele sahosı
! met etmesini bilmiyeyıler bizden hiçbir zaman iltifat görmiyecek-I Halk Partisi arasındaki en bü- ‘ert^‘r-*
yük farkın bu açıklık ve sami- Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlu bun mîlik olduğunu belirtti.
Hükümet icraatına karşı va- • _ - 1
ki olan tenkidlerde bilhassa nun vatanının muazzez
«Devri sabık yaratmamak» ka- Porcolonndan biri olduğunu i-rarından çıkan neticelerin ele (bu devrin en güzel, en 1
alındığını kaydeden Karaos- u'v* işaretlerinden biri de doğu-|ı manoğlu şöyle devam etti: «Dev y“ batıdan rı sabık yaratmıyacağız. Fakat ‘ devri sabıka da hasret olmıya-cağız. Sabık devrin kötülüklerini nerede görsek ezeceğiz. Bu noktada ancak insan olarak ba- at kadar devam eden konuşma-; zı hissiyata dikkatinizi rica ede- sı sık sık alkışlarla kesilmiş ve rim. Her şeyden evvel vicdanlı partideki ahenk ve tesanüdün iz-ve âdil olmak, iyileri kötifler- harına heyecanlı bir vesile den ayırmadan hüküm verme- muştur.
dan sonra sarka menfa gözü ile ' ( j bakan zihniyete temasla) doğu* ',
binasında
Bakanın beyanatı
Millî Eğitim Bakanı Tevfik İleri gazetecilere şunları söylemiştir:
«—öğretmen Yapı Sandığı ( meselenin bir ay içinde halledip buna katî bir şekil vereceğiz. Bu hususta Emlâk Bankası ile temas halindeyim. Bu banka müdürünün verdiği malûma ta göre 10 sene içinde 13 bin öğretmeni ev sahibi yapabil-. mek imkânını bulmuş olacağız. ; Gereken tetkiklere ehemmiyet-jle devam edilmektedir.
Son günlerde bazı talebelerin kız talebelere sarkıntılık yap-_ |tıklarını esefle görüyoruz. Bu
ayırmamaktır.» dedi • korkunç bir şeydir. Elbette ki, ve konuşmasının sonunda il ge- bu mevzu üzerinde hassasiyetle nel meclisinin en son gelen res* durup icabeden Önleyici ve zec-mî neticelerini bildirdi.
Karaosmanoğlu'nun yarım sa-
Birleşmiş Milletler günü kutlanıyor
(Bası 1 nci sayfada) j Milletler antlaşmasının bugün kutlanması, bilhassa şu sıralarda büyük bir mâna ve ehemmiyet taşımaktadır. Çünkü dünya yeniden bir buhran ve endişe devresi geçirmekte, böyle bir j devirde barışı idame için tek çare olarak Birleşmiş Milletler mevcut bulunmaktadır.
Bilindiği gibi Birleşmiş Milletler gününün kutlanması, Genel Kurul karariyle dünya milletleri tarafından kabul edilmiş bulunmaktadır.
İngiliz Büyük Elçisinin mesajı
İngiltere’nin Ankara Büyük Elçisi Ekselans Sir Noel Cahrles Birleşmiş Milletler Günü münasebetiyle gazetemize şu mesajı göndermiştir:
«Bütün hür ve hürriyet sever milletler için Birleşmiş Milletler teşkilâtının haiz olduğu fevkalâde ehemmiyeti belirtmek fırsatı bana verildiğinden dolayı «Zafer» gazetesine evvelâ şükranımı bildirmek isterim.
Bidayettev Birleşmiş ' Milletler teşkilâtının selefi cemiyeti Ak-vam’ın maruz kcjldığı akıbete uğrayacağına dair epeyce mütalâa ileri sürülmüştü- Bu bedbinliğin esassız olduğunu son hadiseler göstermiştir. Türkiyenin bilhas-
)1-
! sa tehalük ve azimle iştiak elti- meyi ihmal edemem-
ği Birleşmiş Milletlerin Koredeki Türkiye, Birleşmiş Milletler teş-müdahalesi şunu göstermiştir ki kilâhnda canlı surette timsalleş-! tecavüzün mükâfatı olamaz ve lirilmiş bulunan Atlantik Anaya-tecavüzeı karşı daima azim ve sesi prensiplerine olan imanını kuvvetle karşı konulacaktır. Bun* herhangi bir. ..bakımdan ispat et-dan başka geçenlerde vukubu- miştir. Türkiyenin geçenlerde Gü-ı— e:—ı a.i—,îi. n-r.-----------1_...._cl iz—----g seçilmesi bütün
dostlan tarafından
i
!'
, lan Simpl Atlantik Pakh memle- venlik Konseyine ketlerinin Ingiltere ve Fransa ü- müttefik ve dostl zerindeki müşterek hava hare- memnuniyetle karşılanmıştır. Tür ketleri tecavüze karşı tesirli bir kiyenin müttefik ve dostlan, dün-birleşmiş müdafalb kuvvetinin ya milletlerinin iyiliği için topla~ boş bir mülâhaza olmadığım iş- nanlo^ arasında barış ve terak' : pat etmiştir. Böyle bir kuvvetin kiye taallûk eden bütün mesele-demokrasi ve banş müdafaası letde Türkiyenin sepini duyurma-uğrunda daima Birleşmiş Millet-lerin emrinde, hazır bulunduğı hakikat haline gelmiştir.
Geçenlerde Mr. Bevin’in işaret ettiği gibi Birleşmiş Milletler teşkilâtı büyük veya küçük bütün milletlerin müştereken sulh uğrunda çalışabilecekleri yegâne müessese olmak üzeredir. Bundan dolayı samimi surette beşeriyetin hürriyet ve saadetini i$-tiyen bütün millet ve hükümetlerin bu teşkilâta hudutsuz yardımda bulunmaları gerekir.
Teşkilâtın içindeki suiniyet ve menfî hareketlere rağmen insaf niyetin terakkisi yolunda elde edjlen neticeler beynelmilel siyaset sahasına inhisar etmemiştir. Teşkilâta bağlı olan Unesco, İaşe ve Tarım ve Milletler Arası
devam edebileceğinden son derece memnundurlar-' Attlee'nin nutku
I Londra, 23 a.a. (United Press) — Başbakan Attlee Birleşmiş Milletler Cemiyetinde verdiği beyanatta, tecavüz hareketinin durdurulabileceğini Birleşmiş Milletlerin Kore’de isbat ettiğini belirtmiştir. Müteakiben Attlee, Birleşmiş Milletlerin mavi - beyaz bayrağını açmıştır. Birleşmiş Milletler Haftası münasebetiyle bayrak bir hafta Londra’da kalacak ve ondan sonra Kore'ye gönderile cek, İngiliz milletler topluluğu karargâhına dikilecektir.
ler kuvvetidir. Bu kuvvet de-j vumh sureli, ergeniz, .dildiği Col‘smo Teskil("' °!bi takdirde bütün düny. rahal ler elde edilen son
nefes alacaktır. önemli !)■•■)«)
Birleşmiş Milletler gününü koril«r'"ize hohrloimok islerim-bugün kalblen bir sevinçle kut. La Hoye de loollyen. buluncu larken onun bundan sonra ide- , Milletle, Araş. Mohlr.me bütün allerini çok daha büyük bir dünyod« konur kuvvet ve enerji ile tahakkuk' tipleridir ettireceğine inanıyoruz! Bu ve-.r “ sile ile bir tezadı belirtmek is- 1 teriz: 11
Komünizm Kore'de dünyayı İsini ayarlamak vq sefaleti orta-tehdit etmeğe kalkmıştı; fakat dar neticede barışı korumağa metmiş olan Birleşmiş Millet-' Bu mesajı size tevcih ederken, ler arasındaki iesanüdün kuv- ( Birleşmiş Milletler Teşkilâtı ve vetlenmesine yardım ettik., üyelerinin bilhassa medyun bu-* Bundan bütün medeniyet âle- lundukları teşebbüsü ve siyaset, mi fayda görecektir. (dirayetini gösterdiğinden dolayı |
ve adalet pren-tesisi için çalışmakta-! dır. Milletler Arası Banka ve Para Fonu da hâlâ harp yüzünden ıstırap çeken milletlerin maliye-
dan kaldırmak için gayret sar az- | fetmektedir.
Mümtaz Faik FENİK Amerika Birleşik Devletlerini öv
' ri tedbirleri alacağız.
Üssü mizanı doldurdukları halde yalnız bir dersten muvaffak olamıyarak doğrudan doğruya sınıfta kalmış muamelesi gören Güzel Sanatlar Akademisi ve diğer yüksek okullar talebelerinin durumuna gelince, bu mevzu tetkik edilmektedir. Bu talebeler de orta öğretim talebeleri gibi bir üst sınıfa devam edebilmek hakkını elde edebileceklerdir. Ancak bu hususta kati bir neticeye varmak için okullar kademelerinden bilgi almak lâzım gelecektir. Bütün bu işleri tetkik ederek Cumhuriyet Bayramından evvel müspet ıbir karara varabileceğimizi ümit ediyoruz.»
Bundan sonra öğretmen namzetlerine hitabeden Bakan, vatanın her tarafına yayılmış o-lan, çeşitli mahrumiyetlere severek katlanan fedakâr öğretmenleri hürmetle selâmlıyarak sözlerine son vermiştir.
Göçmenler menfaatine bir turnuva yapılacak İstanbul, 23 (T.H.A.) — Önümüzdeki cumartesi ve pazar günleri Fenerbahçe, Galatasaray Beşiktaş ve Vefa kulüpleri a-rasında göçmenler menfaatine Dolmabahçe stadında bir turnuva yapılacaktır.
Pazar günü yc^pılacak maçtan sonra Fenerbohçe kulübü Anka-raya gidecek ve Cumhuriyet Bay ramının son günü Demirsporla bir maç yapacaktır.
İl meclisleri seçimi
1
Genel Meclis Seçimleri Neticesinin Partiler araş i s b e t i
ve 14 üyelik dahil değildir.) erde temin edilen ekseriyet C.H.P. M.P.
(Bu nisbete 5 ilçe — Gene) Meclisle
D.P.
itibariyle: Karma
li sayısı Yüzde nisbeti
2 — Kazanan ilçe sayısı itibariyle: C.H.P.
51
81 %
D.P.
İlçe sayısı 541 Yüzde nisbeti 70,6 %
3 — Kazanan üye sayısı i D.P.
11
17,5 %
1
1,5 %
M.P.

123
) 25,3 %
itibariyle: C.H.P.
6
1,3 %
M.P.
Bağımsız
Üye sayısı 956 Yüzde nisbeti 73,5 %
286
22 %
15
12 %
22
1,7 %
24/10 1940
ZAFER
.Sayfa : 5
Tercümeler:
I
Romatizmalı hastalara müjde
Malî bahisler
'r
Harika ilâç; Cortisone ve A.C.T.H.

Dr. Trepsat’a göre «Müzmin Romatizma çoğ ıstırap verici bir hastalıktır. Bu hastalık daha ziyade mafsallar üzerinde yerleşir ve umumiyetle arızalar bı-ıakır. Sebepleri muhteliftir. İhtiyarlık, bazı mikroplar birer se- | hep olabildiği gibi uzviyetin ı(_-u | rieî bir şekilde zehirlenmesinden de meydana gelebilir. Bu hastalık krizlerinde bir sakatlığa mey dnn verebilir. Esaslı bir tedavi görmezse yerleşir ve müzmin bir hal ahr. Müzmin romatizma her yaştaki insanlarda olabiljr. İhtiyarlarda olduğu gibi çok küçük yaştaki çocuklar da bu müziç hastalığın tehdidi altındadır.»
Biitîin dünya nüfusunun % 26 sı romatizmadan muztariptlr. Bu nisbet diğer hastalıkların nisbetlerinden çok yüksektir. Bu illet, insanların normal çalış’ malarına mâni olan bir hastalıktır. Romatizmalı umumiyetle çalışamaz bir hale düşer, tlâçlfir onun ıstırabını hafifletebilir. Fakat tamamiyle tedavi edip hastalığı geçiremezler.
Bugün tıp âlemi iki büyük keşfin peşine düşmüşlerdir. Eczacılığın terakkisi romatizmanın ve benzeri hastalıkların kati tedavisini saklayacak olan iki mühim ilâcın elde edilmesini temin etmektedir. Bu harikulade ilâçların adları Cortisone ye A drenocorticotropine’di r.
Bu İkincisi kısaltılmış olarak şu harflerle isimlendirilmiştir: A.C.T.H.
Yeni Dünyanın harikalarından biri olarak gösterilen Cortisone’ un lâboratuvar tetkikleri henüz sona ermemiştir. Bu ilâcın insan vücudunda yaptığı tesirler henüz aydınlanmamıştı?. Bugün Cortisone ile tedavi neticeleri her ne kadar müsbet ise de, şufası da gayri kabili inkârdır ki yapılan cuı-e muhataralarla çevrilidir. Hasta tedavi esnasında, çok defa normal hayata dönmek ten mütevellit gayri tabiî- sevinç emareleri göstermektedir. Bupa benzer bir vaka isviçrede meyda na gelmiştir. Bir hasta, gayri tabiî haller yapmağa başlanmış ve üç gün deliler koğuşunda yatırılmak zorunda kalınmıştır. Bu vakalar, bu ilâcın dimağı faaliyeti çok arttırdığını göstermiştir. Yapılan incelemelerde beynin elektrik dalgalarını ölçen âlette alfa dalgalarının arttığı müşahede edilmiştir. Bu teâir muayyen bir seviyeyi geçtîği takdirde dimağı teşevvüşlerin meydana çıkmasından endfee edilmektedir. Diğer araz da şan fardır: Kadınlarda bir erkekleşme meydana gelmekte, kıl sistemleri anormal bir şekilde inkişaf etmektedir. Erkeklerin de aksine sesleri incelmekte ve sakallar seyrek ve yumuşak bir hal almaktadır. Her iki cinste tansiyon yükselmektedir.
Bu mahzurlarına rağmen bu ilâcın kıymeti büyüktür. Çünkü bu vakalar umumî değildir. Hastaya verilecek doz’un miktarı tam olarak tayin edildiği zaman bunlar bertaraf edilebilmektedir. Bu sahadaki doz’u tayin tekniği terakki ettikçe hiç bir arazdan korkmağa mahal kaimlyacaktır.
Cortison inek ve öküzlerin böbrek üstü guddelerinden ve safra keselerinden, A.C.T.H. ise domuzların hipofiz guddelerinden elde edilmektedir. Bunlar iç ifraz guddelerinin hormonlarından ibarettir. 1940 da tıp âlemine büyük bir haber yayıldı: Cortisone mafsal romatizmasını katî olarak tedavi ediyor. Tecrübeler Birleşik Amerikada Min-nesota'da meşhur Mayo kliniğinde yapıldı. Tecrübe edilen hormonlar doktor Kendall tarafından 15 romatizmalıya adele için zerk edilerek tatbik edildi. Bu hastalardan 29 yaşında bulunan bir kadın 4,5 senedenberi yataktan çıkaınıyacak bir halde bulunuyordu. Tedavi başladıktan dört gün sonra ayağa kalktı ve yürümeğe başladı. 7 nci gün öte beri almak için çarşıya gitti.
Romatizmanın ilk esaslı tedavisine başlanması 1929 da Amerikanın tanınmış bilginlerinden Doktor Flıilip Heneh’in çalışma-lariyle olmuştur. Bu devirde ^u hastalığın mikroplardan lİeri Reldiğt zannediliyordu. Romatizmalıların bir sarılık neticesi veya kadın hastaların hâmile oldukları zaman şifa buldukları Doktor Heneh’in nazarı dikkati:
& buz dolaplarında muhafaza etmektedir. 13 bin hipofizden 1,5 gram A.C.T.H istihsal edilebilmektedir. Bu hesaba göre Amerikada bir hafta» zarfında keşi-cdbotmisti. Bu vaziyetler |ell domuz|arjoa lnBk bir kilo I bu ilâçtan elde ediliyor.
Cortisone ve A.C.T.H. nın istihsalinin artması ve gelecekte insanlığın ıstıraplarını dindirme ğe yarar hale gelmesi, geniş ölçüde kimyagerlerin bu sahada çalışmalarına ve muvaffakiyet-' leıine bağlı bulunmaktadır. Bu harikulade ilâçların uzviyette meydana getirdikleri zararlı tesirlerin izalesi yapılacak çalışmaların inkişafiyle mümkün o-lacaktır.
Diğer mühim mesele de şudur: Bu kıymetli hormonları temin eden maddeleri, bugün olduğu gibi binlerce hayvandan elde ederek ancak bir hastayı tedavi edebilecek, miktaı'da ilâç yapabilmek yerine bol miktarda elde ederek milliyeti düşürüp harcı âlem bir ilâç haline koymak yollarını arayıp bulmak.. Bunun için de nebatat bilginlerinin himmetlerine ihtiyaç vardır. Filhakika Costisone’u nebatlardan elde etmek düşünülmektedir. Bu madde bir çok nebat-1949 da yeni ve mühim bir keşif ilim âlemine yayıldı: Sıcak
memleketler ormanlarında yetişen bir cins zehirli sarmaşığın strophantus sarnıantosus bünyesinde, mühim nisbette kortizonu ihtiva ettiği keşfedildi. Bu sarmaşığı tetkik etmek, tohumlarını alıp onu diğer iklimlere alıştırmak, üretmek ve büyük plantasyonlar halinde çok miktarda yetiştirmek için, Afrika ortalarına birçok ilini heyetleri gön-
Coıtisone'u; büyük miktarda elde edebilecek bir memleket o-nu ihraç odebilecek mahreçleri bulmakta lîîç’ bir ^fiçTölcV&krÂî” yeOektir. Bu sayede bol miktarda döviz de sağlıyabilecektir. Fakat bu zehirli sarmaşığın, geniş miktarda yetiştirilerek ondan kortizon elde edilebilmesi muhakkak ki senelerin geçmesine bağlıdır.
Netice şudur ki, bugünkü tıp ilmi romatizmanın katî tedavisi yolunda olduğunu dünyaya bildirmekle övünmeğe hak kazan-
[ Efdal AR1KOĞLU j
Hench'e romatizmanın bir hob-tin ted mon bozukluğu neticesi meydana geldiğini anlattı. Doktor I-Iench bütün dikkatini böbreküstü guddelerinin hormon ifrazatına çevirmişti. 1948 de Heneh’in asistanlarından Doktor Kendall böbrek üstü guddeleri-ı nin ifrazatından Cortisone denilen maddeyi tecride muvaffak oldu. Bu müstahzarın istihsâli bugün çok mahduttur. Bir hastayı bir günlük tedavi için lâzını gelen ilâç miktarının e 1/1 e edilmesi için, 40 baş hayvanın böbrek üstü guddesinden istifade etmek lâzım gelmektedir. Ameri-kadaki Merck müesseselerinin malzemesiyle ve teknisiyenleri-nin büyük gayretleriyle bugün ancak ayda, bu maddeden 1,5, 2 kilo istihsal edebilmek mümkün olmaktadır. Fransaya bu miktardan 20 ilâ 50 gram tahsis edilebiliyor. Halbuki bir hastanın 30 günlük tedavisi için 2 ilâ 3 grama ihtiyaç vardır. Onun içindir ki Amerika’nın ihracatı tedavi maksadından ziyade tecrübe maksadına dayanmaktadır.
Amerika’da Cortisone keşfedildiği anlarda ayni zamanda A.C.T.H. nın da tecrübeleri yapılmakta idi. Bu ikinci ilâç da romatizmanın tedavisi için çok müessir bir ilâçtı. A.C.T.H., hi-pofiz guddesinden elde edilmektedir. Bu gudde, beynin alt kısmında -ufak hacimde bir guddedir. Bu guddeden elde olunan A.C.T.H. yalnız romatizma hasta lığını tamamen iyi etmekle kalmayıp aynı zamanda astım, l(ör lük tevlid eden göz iltihaplarında, erken bunama schizophrenie gibi bugüne kadar kati tedavisi mümkün olmıyan hastalıkları da-geçimıektediıv Veremin teda-,( visinde de büyük bir rol oynamaktadır. Fakat bu ilâçla tedaviden sonra uzvî bir çöküntü kaydedilmektedir. Bugün bu ilâcın maliyet değeri de astronomik rakamlara yükselmektedir. Şikagodaki Aımour mezbahalarında her gün bir mütehassıs yüzlerce işçinin yardımiyle 2500 domuzun beyninden hipofiz guddesini çıkararak bu guddenin *r kısmını almakta ve bir be-1 zelyo büyüklüğündeki kısmını
Adliyede müessif hâdise
(Başı 1 inci sayfada) odasına gitmiştir. Odaya girdikten sonra mübaşir görüle-locek dâvaların dosyalan ile tel kik edilecek dosyalan çıkartmış-
Nazif Cebecioğlu mübaşire dı ıarı akmasını ve dosyalalı kendi açıp tetkik’ edeceğini söylemiştir- Mübaşir dışarı çıktıktan bir kaç dakika sonra Nazif Cebecioğlu nasıl olduğu henüz anlaşılmayan bir şekilde pencereden sokağa düşmüş ve derhal ölmüştür. Pencereyi bizzat Nazif Cebecioğlu’nun mübaşir dışarı çıktıktan sonra açtığı ve tetkik edeceği dosyaların ipini kestiği tesbit edilmiştir-.
ii yoktu. Yalnız subay çıkacağıma pek haklı olarak seviniyor ve beni akşam evele bekli-yeceğini söylüyordu.
Sonra babamın, adliybde bulunduğu odanın penceresini açmak âdetidir. Bu sebeple aşağıya bakarken muvazenesini kaybederek düşmesi kuvvetle muhtemeldir.»
Bayan Cebecioğlu'nun
Nazif Cebecioğlu’nun eşi de şöyle demiştir:
Nazif dün gece yarısı bir aralık kalkarak odanın içinde dolaştı. Kendisinde kalb hastalığı olduğu cihetle, dolaşmasını buna hamlettim.
Nazif Cebecioğlu dün aksam üzerine
evine giderken masanın nasta olduğuna dair bir bırakmıştır. 'Fakat işine jlduğu için evinde/ duramamış ve Ndliyeye gelmiştir.
Merhumun iki eırkek çocuğu ve Ndliyede çalışan bir kardeşi var, lir. Adliye muhitinde sevilen ve , sayılan kıymetli bir hakimimizin b zamansız kaybı Adliye mensupları arasında büyük teessür i jyandırmışlır
Sabahleyin gayet neşeli idi. İstirahatli olduğu halde adliye-ye giderek çalışacağını söyledi ve gitti. Sonra da ölüm haberini aldım.»
Savcılıkça hâdise hakkında tahkikata başlanmıştır.
| Merhuma Tanrıdan mağfiret, kederli ailesine ve adliyecilerimize başsağlığı dileriz.
Oğlu ne diyor?
Merhum Nazif Cebecioğlu'nun kederli ailesini ziyaret fiden bir arkadaşımıza, Yedeksu-J *ar( Bimiî bay olan küçük oğlu Ethem Ce-becioğlu hâdise etrafında şunları söylemiştir:
«Babam her sabah erken kalkardı. Bugün, ben de babam gibi, Yedek Subay Okulundaki diploma tevzii töreninde bulun mak için erken kalkarak hazır-lanmağa başladım. Babamın her zamankinden farklı bir ha-
Yağmurlar Trabzonda hasara sebep oldu Trabzon, 23 (a.a.) — tki günden beri yağan şiddetli yağmuı-■ "imiz çevresinde bazı basura sebep olmuştur. Genel seller Belediye gazhanesi iskelesinin bir kısmını yıkmış ve gazhane önündeki petrol bidonlarını denize sürüklemiştir. İlçelerde hasar olup olmadığı lıûlen tesbit edilmemiş olmakla beraber Sürmene ilçesinin küçükdeıe köprüsü yıkılmak tehlikesine mâruz bulunmaktadır.
(Bnş tarafı 2 nci sayfada) 'yüktür ve çok derindir. Bu münasebetlerin düzelebilmesi aynı zamanda o dahilî muvazenelerin az çok teessüs etmesine vabestedir.
Bu hususta fütura düşmek değil, bilâkis gayretleri arttırmak lâzımdır, bu mülâhazalarladır ki yine Birleşmiş Milletler teşkilâtı ile sıkı münasebet tere sahip olan Avrupa iktisadi işbirliği teşkilâtına mensup memleketler arasında J9 Eylül 1950 tarihiyle «Avrupa Tediye Birliği» ismi altında bir başka teşekkül ihdas edilmiş bulunu yor.
intihap etti. 18 Aralık 1946 da Sandık 32 memleket tarafından gösterilen para muadeletlerini tasdik eyledi. 1 Mart 1947 de faaliyete girdi.
Sandığın halen 49 âzası var dır (Ağustos 1950 gayesi). Rus ya 1944 konferansında hazır bulunduğu halde sonradan statüyü tasdikten ve Sandığa iştirakten: imtina eylemiştir. Tür kiye 1944 de Bretton Woods konferansına iştirak eden devletler arasında bulunmuyordu. Fakat bilâhare Sandık statüsüne iltihak eden • diğer bazı memleketler gibi biz de Sandığa âza olduk. 19 Haziran 1947 de 2,80 Türk lirası müsavi'l)ir Şimalî Amerika Müttehidesi Doları ve yine bir Türk lirası müsavi 317,4 miligram safi altın muadeleti üzerinden paramızın kıymetini Sandık idaresi nezdirçde tescil ettiriyor idik.
Sandığın sermayesi iptidaen statüde 10 milyar Amerikan doları olarak derpiş edilmişti. Fakat sonradan Rusyanın aradan çekilmesiyle bu miktar tenezzüle uğramıştır. Sermaye her âza memleketin iştirak his seterinden müteşekkildir. İştirak hisseleri memleketten mem lekete değişir. En büyük hisse Amerikanındır: 2,75 milyar dolar! Ondan sonra îngilterenin 1,3 milyar dolarlık hissesi gelir. Bunu müteakip Çin’in 550 milyon ve Fransanın 525 milyon dolarlık iştirak hisselerini görürüz (fakat pek cüz’î bir miktar altın hariç Çin’in iştirak hissesi Sandığa yatmamıştır). En mütevazi iştirak hissesi de 500 bin dolarlık miktarlar ile Hondurasve Panama’nındır. Bizim iştirak hissemiz 47 milyon dolardır. Sandığın idaresin de reyler iştirak hisseleriyle mütenasiptir. Sandıktan istifade imkânları da yine iştirak’ hisselerine göre ayarlanmış bulunmaktadır. İştirak hisselerinden altın olarak tediye edilmiş miktar Ağustos 1950 de 1.4 milyar dolara baliğ oluyordu. Bizim de Sandığa yatırılmış 10,75 milyon dolarlık altınımız vardır. Aza memleketlerce San dığa millî para olarak yatırıl mış iştirak hisseleri aynı tarihte 5,6 milyar dolar muadeletinde görülüyor.
Umumî heyet vaziyetindeki Guvernörler Meclisinde her memleketin bir mümessili ve bir de mümessil muavini bulunur. Bu meclis mûtâden senede bir defa toplanır. Geçen Eylül 1950 de Pariste toplanan heyette Türkiye namına mü -messil olarak esbak Maliye Ve kili Nurullah Sümer ve mümes sil muavini olarak Maliye Vekâleti Hazine Umum Müdürü Nail Gidel bulundu. İdare mec lisi en yüksek iştirak hissesine sahip beş memleketin (Amerika, İngiltere, Çin, Fransa ve Hindistanın) mümessilleri olan beş âza ile diğer memleketler tarafından müntahap dokuz diğer âzadan ki cem’an 12 âza-dan müteşekkildir.
Statü’ye nazaran Sandığın gayeleri şöyle icmal edilebilir. Milletlerarası bir tediye kinesi kurup işletmek, tekeller arasında ticareti geniş letme suretiyle amelenin refahına hadim olmak, kambiyolar 1 da istikrara yol açmak, çok taraflı tediyeler usuliyle döviz) takyidatını kaldırmak, müessese ^elindeki menbaları âza memleketler emrine amade tutarak milletlerarası münase -betlerde zararlı tedbirlerin önü ne geçmek, tediye muvazenelerindeki bozuklukları bertaraf etmek!
Sandık faaliyete geçeli üç seneden fazladır. Gayelerini temine ne dereceye kadar muvaf fak olmuştur? Teslim etmek lâzım gelir ki bu hususta bü -yük eserler meydana koyamamıştır. Faaliyete geçtiği tarihten itibaren döviz satışları 1947 de 467,7 milyon; 1948 de 214.2 milyon; 1949 da 101,5 milyon dolar muadeletinde olmuştur ki yekûn 783,9 milyon tutar. Biz de 1947 senesinde sandıktan beş milyon dolar almış ve. sonradan ödemiştik. I*Ier sene milyarlar ve milyarlarla hesap' edilen tediye muvazeneleri flokları muvacehesinde Sandığın yardımı pek cüzî kalmış ve kalmaktadır. Bu yüzden müesseseye «Beynelmilel Şefkat Sandığı- adının bile izâle edildiği görülmüştür. Fakat şurasını da ehemmiyetle kaydet nıek lâzım gelir ki birinci ve ikinci dünya harpleriyle millet terin dahilî muvazenelerine ve sonra aralarındaki münasebetle re arız olan sarsıntılar çok bü-
DEVLET TİYATROSU BÜYÜK TİYATRODA Bu aksam temsil yoktur Gfa.e kapalıdır
Salı akscımı saat 20.30 da
II A M L E T
Dram 5 perde
Yazan: W, Shakespoare Sahneye koyan: Muhsin Er-tuğrul 25 Ekim Çarşamba, 29 ekim pazar akşamlan saat 20.30 da.
R İ G O L E T T O
Opera 4 perde
G. Verdi
Müzik idaresi: Adolfo
Camozzo
Sahneye koyan: Aydın Giin
KÜÇÜK TİYATRO’da
Bu akşam temsil yoktur Saat 21 de Pnina Salzman Konseri
Büyük Tiyatro: Opera: U-muma, Parter 250, Balkon 200. Memur ve öğrencilere, Parter 150, Balkon 100.
Büyük Tiyatro: Dram: U-muma Parter 200, Balkon 150. Memur ve öğrencilere.
Parter 100, Balkon 75.
Küçük Tiyatro: Umuma; Parter 200, Balkon 150. U-cuz Halk Parter 150, Balkon 100. Memur ve öğrenci Parter 100, Balkon 75.
I
î FIRSAT ?
S Ankaranm en rağbetli ye- s j rinde Bakkaliyeye sermaye- î 5 dar ortak onanıyor. Devren J
5 de satılabilir. _
* Müracaat: Sanayi Cad- *
S No. 26. Tel: 15257; Saat: |
J 12 - 15. 5864 5
Kiralık 3 daire
Bahçelievler İş Bankası mahallesi 31 inci sokak köşe başında: Biri 6 oda bir hol ikisi dörder oda birer hol, su, elektrik, havagazı mev-
-Görmek için bekçiye mü-
Telefon No-: 32683 5846
ZAFER'in Abone Şartlan
GAZİNOSU
Kışlık salonu her akşam
Mevcut kadroya ilâveten
MARUF ÜSTAD KEMANİ
BOMONTİ
Mii/.eyyen Senar Işıl
NOBAR TEKYAY İDARESİNDE ’
Müzeyyen Senar Işıl
Her PAZAR tam laclro ile KARA BÖCEKLER büyük içkisiz AİLE MATİNESİ Tcı
694 adet eski kamyon ve otomobil ; dış lâstiği satılacaktır
Ereğli Kömürleri İşletmesi Genel Müdürlüğünden: ‘
İşletmemiz Zonguldak merkez ambarında mevcut 694 J adet eski kamyon ve otomobil dış lâstiği satılacaktır. 4
Bu hususta hazırlanan şartname: 4
Zonguldak’ta: Ereğli Kömürleri İşletmesi Ticaret Mü-ji düdüğünden, Ankara’da: Etibank Genel Müdürlüğünden,! İstanbul'da: Etibank İstanbul Şubesi Müdürlüğünden J alınabilir. J
Satış kapalı zarf usuliyle 15/11/1950 tarihine rastlayan4 çarşamba günü saat 16 da E. K. İ. Ticaret Müdürlüğünde4 yapılacaktır
Taliplerin teklif ve teminatlarını havi zarflarını ihale ! günü en geç saat 15 e kadar İşletme Genel Sekreterliğine J tevdi etmiş olmaları lâzımdır.
Postada vuku bulacak gecikmelerle madenî ptıra ile 4 mühürlenmiş zarflar nazarı itibara alınmaz.
İşletme İdaresi satışı yapıp yapmamakta serbesttir. ( (7977)—2330 J
Daire aranıyor
Ankara Esnaf Dernekleri Birliğinden:
Birliğimiz için, Ulus civarında 4-6 odalı bir daire kiralanacaktır. Seneliği peşin verilebilir. Tekliflerin, lütfen aşağıdaki adrese yapılması rica olunur.
Ankara Esnaf Dernekleri Birliği Başkanlığı
Ticaret Han No: 23 Ankara Telefon: 14203 2841
Fasulye, Nohut ve bulgur alınacak
Ereğli Kömürleri İşletmesi Genel Müdürlüğünden:
Kapalı zarfla: 60 ton fasulya, 60 ton nohut, 60 ton bulgur satın alınacaktır.
( Şartname:
■ Zonguldak’ta: Ereğli Kömürleri İşletmesi Ticaret Müdürlüğünden, Ankara’da: Etibank Genel Müdürlüğünden, İstanbul'da: Etibank İstanbul Şubesi Müdürlüğünden alınabilir.
Eksiltme 8 Kasım 1950 çarşamba günü saat 16 da yapılacağından nümuneleriyle birlikte teklif mektubunu havi zarfların en geç eksiltme günü saat 15 e kadar İşletmemiz Başkâtipliğine verilmiş olması lâzımdır.
Eksiltmeye gireceklerin isteyecekleri bedelin yüzde 7.5 u nisbetinde teminat akçesi vermeleri şarttır.
Postada vuku bulacak gecikmeler nazarı itibara alınmaz. İşletme İdaresi ihaleyi dilediğine kısmen veya tamamen yapıp' yapmamakta serbesttir. (7976)—2331
Parasız Hizmetçi
Kopuk
Temizleme tozu
KİRALIK DAİRELER
evler kooperatifinden
Üçer odalı, uygun fiyatlı daireler kiralanmaktadır- Bakanlıklara yedi dakika, Atatürk bulvarı Avusturya Sefareti yanı Telefon: 25557
Pey verilmek suretiyle dairelerinizi ayırtmakta acele ediniz- KİRALAR: 85 den 110 liraya kadardır- Peşinde tenzilât yapılır.
Satılık Otomobiller
1 — Opel Kapitan; tamamen yeni taksimetresilcı birlikte.
2 — Studebaker - Şampiyon taksimelresile birlikte.
.Görmek istiy&nler Teknik üniversite karsısı.
O T O N AM
Garajı- Telef. 32649. 5863,
10,5 liraya
Halis ve taze
Brezilya Kahvesi
Garanti Kurukahve
Ticarethanesi
•Merkez ve şubelerinde
Yeni hal No 8 Td: 11812.
5860
Memleket İçi
Memleket Dışı
Fıak ve smokin cakef. yilmemiş birinci sınıf işçili fon: 13366.
Devren Satılık Atölye
Torna, kaynak
yapan
le ucuz fiyatla acele Ismetpaşa Hilâl sokak
Tel: 15228.
ve pres işleri ılölye yolculuk dolayısi-sahlıkhr.
No. 31
5861
Satılık Frak
Güzel bir frak takımı, silindir şapkasiyle uygun fiyatla satılıktır.
Bankalar cad. Mustafa Cu-ditepe’nin terzihanesine müracaat. 5845
Muhasebeci
Muzaaf usul muhasebeye hakkiyle vakıf temiz ve itina* lı şekilde akşamlan saat 6 dan gece 12 ye kadar çalışacak bir muhasebeci iş a* rıyor. Müracaat: Zafer ilân memurluğu Tel: 15619.
SATILIK
Belkıs Yalın
21 10 195Q cmartcısi günü aksam üzeri Atatürk Bulvarı üzerinde Meşrutiyet caddesi hizasında D.P Topraktık Ocağından: ı kahverengi bîr küçük para çan
Ocağımızın senelik kongresi »ası düşürülmüştür. Konur sokak 28 akim 1950 cumartesi günü sa- 10 3 Uğur apartmanına getiren at 20 de yapılc,'cağından üye ar- memnun edilecektir. Telefon No. kadasların teşrifleri ri ' 13890 veya 25566
26 Ekim perşembe günü sa at 17 de Ankara Palas salonlarında Paris'in kış modelle-lini teşhir edeceğinden sayın müşterileriyle dostlarından davetiyelerini atölyeden aldırmalarım rica eder.
Zafer meydanı Mengü Ap. D. 8 Telefon.- 21632 5843
Ankara'nın Eğlence Merkezi
karşısı No.
16.15 - 18 30 son dünya* Gişe 15031
7BRYMANS
REVÜSÜNÜ sunar
Telefon; 15190 — 12603
NİYAZİ ORSAY
Beynelmilel Şöhretli
Amerika da uç buyuk kâfat kazanan süper film
İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN «Le Diable au Corps» Baş rollerde:
Micheline Presles
Gerard Philippe
Büyük bir aşkın ve ıstırabın canlandığı sanat âbidesi
Seanslar: 14 ■ 21. İlâveten en haberleri tel: Müd. 24075.
bl-Iamamönü — Yeni Do-fğumevi Çocuk Hastalıkları [ Mütehassısı
î Dr. İhsan Can (Hastaların) hergün sa m 5 ten itibaren kabul eder.
► Anafartalar caddesi Kurşunlu Cami £394 Bekman Apartmanı.
► Muayeneha 115888.


Gazinosu
Not: Çocuklar yalnız pazar MATİNELERİNDE kabul olunur
Z A F E ?
24/10/1950
Borsalino
Mantoluk
Watherproof
Şapka çeşitleri
.ORTAÇ, uğrayınız
ünlü ropların çeşitleri
rkalAde d
3B. 39
i
aylıksız
105 Beyni
6
Anafartalar Caddesi No. 224 Adliye karşısı köğe msğau
memnun edecek bol çeşitler ve yeni fiyatlarla
ELEDON çocukta olduğu kadar karnide de ishal ve dizanterinin tedavisi hususunda en alâ gıdadır. Bundan başka süt çocuklarının normal gıdası olarak da kullanılmaktadır.
SERVO - DİREKSİYONU sayesinde fevkalade fak otobUaUn geçtiği alan CHAUSSON
Nizip belediye başkanlığından
Nj^ip Belediye elektrik işletmesi tamamen şahsî teşebbüse devir edilecektir. İsteklilerin 18 Kasım 1950 tarihine kadar teklifte bulunmaları. (7981) 2329
Robdeşambr
Robdeşambr, Gömlek, Kra vat, Eşarp çeşitleri sîzleri
★ Işletmclo
Asgari sarfiyat.
Bay ve Bayan trenckotları fiyatlarla
ORTAÇ
ORTAÇ
en zengin renkleri ile
ORTAÇ
bulabilirsiniz.
35 liradan 100 liraya kadar
Sizin için getiriyor ihtiyacınızı almazdan
ORTAÇ
Telefon: 11135
akliyat
M- ( CAİSS ■ POUTRE CHAUSSON ) yek pare çelik
36 liraya satışa
Sîzleri bekliyor.
arz edilmiştir
AVRUPA OTOBÜS İMmlATINDA
EN BAŞTA GELMEKTEDİR
her sokakl
AFRİCA
200
FRANSA da ve daha birçok memlekot
7000 don fazla CHA\ USSON
HAVALİSİ MÜMESSİLİ (
CAFER BATER
)1 İŞ Han.
ANKARA
BATER ■ AMMARA Telefon : 2*45-4
Takeometre alınacak
Toprak vc İskân İşleri Genel Müdürlüğünden:
Toprak teşkilâtı için (7) adet takeometre âleti satın alına- | çaktır. Muhammen bedeli 23.100 lira, geçici teminatı 1.733 li- 1 radır.
Eksiltme 3/11/1950 tarihine rastlıyan cuma günü saat 15 dc Genel Müdürlük binasında kapalı zarf usulü ile yapılacaktır.
Aletlerin fenni ve idari şartnamesi Genel Müdürlüğümüz Levazım Müdürlüğünden parasız olarak alınır. |
Kapalı teklif mektuplarının eksiltme saatinden bir saat önceye kadar Komisyon Başkanlığına teslim edilmesi şarttır.’
Postada vuku bulacak gecikmeler nazarı itibara alınmaz. ' (7775)—2291 I
Kamyonet alınacak
Urfa Belediye Başkanlığından:
Şehrimiz Temizlik İşlerinde kullanılmak üzere 10 litre benzinle 100 kilometre yapar Alman menşeli bir buçuk tonluk bir kamyonetin Arttırma ve Eksiltme İhale Kanununa tevfikan mübayaası tekarrür etmiş bulunduğundan 11/10/1950 gününden 26/10/1950 talihine kadar istekli bulunanların Belediye Encümenine müracaat etmeleri ilân olunur.
(7848)—2288
Urfa
Asistanlık imtihanı açılacak
Sağlık vc Sosyal Yardım Bakanlığından:
1 — Ankara ve İstanbul Tıp Fakültelerinde, Asistanlık Tüzüğü gereğince aylıklı asistanlıklar için 25 Aralık 1950 tarihinde yabancı dile ve 29 Aralık 1950 tarihinde de müsabaka imtihanı yapılacaktır.
2 — Gelecek imtihan devresine kadar vaki olacak münhal-ler için alınacak aylıklı asistanlık kolları ile adetleri gösterilmiştir.
Ftizyolöji
Bakteriyoloji
întani hastalıklar
Hayati ve Tıbbî ve Gıdaî Kimya Göz hastalıkları Kulak, burun, boğ Üroloji Radyoloji .
Adlî ve Ruhî Tababet
İç Hastalıkları
1 3 — İkinci maddede yazılı olmayan kollardan
asistan alınacaktır.
4 — Radyoloji, Adlî ve Ruhî tababet Bakteriyoloji ve İntanı hastalıklar, Üroloji ve Fitizyoloji kollarından girecek olanların mecburi hizmetleri asistanlıkları sonuna teşcil edilecektir.
5 — İsteklilerin en geç 25 Kasım 1950 tarihine kadar ge-
Pazarlıkla Çam Tomruk, Kalas, Azman Travers satışı
Tavşanlı Devlet Orman İşletmesi Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Emet son deposunda, Değirmisaz ve Balı köy istasyon istif yerlerinde mevcut çam tomruğu, kalas, azman, traversler 11/10/1950 gününden itibaren 15 gün müddetle nazarlıkla satışa konulmuştur.
2 — Balıköydeki 30 ile 80 kutur arasındaki tomrukların muhammen bedeli 55.40 lira, 30 kuturdan aşağı tomrukların 41.50 lira, 40 kuturdan yukarı tomrukların 56.25 lira, karışık tomrukların 51.00 lira ile 55.49 lira arasında.
Çam azmanlarının, kalasların ve makas traverslerinin metreküpü 104.50 lira normal hat traverslerinin M3. ü 80.00 liradır.
Dcğirmisazdaki tomrukların metreküpü 30 kuturdan yukarı olanların 53.00 lira, 30 kuturdan ince olanların 39.50 liradır.
Bmettcki kalasların metreküpü 70.00 liradır.
3 — Pazarlıkla satılacak olan bu mallardan Balıköy istif verinde 6033 metreküp çam tomruk, 244 M3. kalas, 80 M3. azman, 42 M3. makas traversi 18 M3. normal hat traversi.
Değirmisazda 400 M3. tomruk.
Emette 2000 M3. kalas mevcuttur.
4 — Balıköy ve Değirmisazdaki tomruklar için 4 ay vadeli müddetsiz ve Emetteki kalaslar için de 100 metreküp kadar 4, daha fazla olan partiler için 6 ay vadeli yerine kabul edilir.
Emet deposundaki kalasların 200 metreküpü ilk defa satışa arzedildiğinden 25/10/1950 günü karşılaştırma suretile pazarlıkla satılacaktır.
5 — Taliplerin her gün Tavşanlı İşletme Müdürlüğüne müracaat ile istedikleri malı alabilecekeri ilân olunur. (7763)-2278
Teessürle bayılanlara. Çarpıntıya. Sinir bakanlarını JVEVROJL CEMAL
MUTIMA BULUNDURUNUZ
Sondaj borusu satılacaktır
Garp Linyitleri İşletmesi Müdürlüğünden:
Müessesemiz Tunçbilek mıntakasında mevcut 320 m/m kutrunda T adet 44.20 metreden ibaret çekme sondaj borusunu kapalı zarf usuliyle satışa çıkarmıştır.
İhale 7/11/1950 talihine rastlıyan salı günü saat 16 da Tavşanlıda müessese merkezinde yapılacaktır.
Buna ait şartname:
Ankara Etibank Genel Müdürlüğünde, İstanbul Etibank İstanbul Şubesinde, İzmir’de Alsancak Botnova caddesi No. 71 de irtibat memurluğunda. Tunçbilek mıntakasında görülebilir. Müessese satışı yapıp yapmamakta serbesttir. 7980-2329
İLÂN A
1 — Büro, depo ve tamirhaneler ihtiyacı için imtihanla en aşağı lise ve üniversite mezunlarından 3 stajyer sekreter alınacaktır. Bunların İngilizce de bilmeleri şarttır.
2 — İmtihanları kazananlar 950 mali yılı sonuna kadar denemeye tâbi tutulacaklardır. Bu müddet içinde geçici olarak kendilerine (400) lira aylık ücret verilecektir.
Koton Idrofil alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satknalma Komisyonundan:
1 — 6300 kg. koton hidrofil’kapalı zarf usuliyle satın alı-
rekli belgelerini hangi yabancı dilden ve ihtisas kolundan nacak(ir b
• Ankara ve İstanbul Tıp Fakültelerinden hangisinde imtihana 2 Muhammen bedeli 38745 lira olup muvakkat teminatı [ na gireceğini gösterir E)ir dilekçeye bağlayarak Bakanlığa baş 2995 nra 88 kuruştur.
; vurmaları ve fazla bilgi için 11 Sağlık ve Sosyal Yardım Mü- , „ _ , , . , , , . _ . . . ,
... ................. , ... , _____ ______ I 3 — Şartnameler ---------------- ---------- — —).*-
durluklerıne başvurmaları ilan olunur.
İzmir Belediye Başkanlığından
1 — Tepecik mahallesinde Gaziler caddesinde Melez ça-
yı üzerindeki mevcut köprünün tamiri Fen İşleri Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 49905 lira ve geçici teminatı 3743 liradır. Bu işe girmek isteyenler ihale tarihinden üç gün evvel Fen İşleri Müdürlüğünden belge almaları lâzımdır. İşin ihale-. d™ istifâdelerini teminen arteziyen kuyuları açtırmak istiyo- derilmesi. si 1. 11. 1950 çarşamba günü saat 15 tedir. İsteklilerin 2490 sa- ruz yılı Kanunun tarifatı dairesinde hazırlıyacaklan teklif mek-! Bu açma işini deruhte edebilecek müesseselerin izahlı tuplarını ihale günü en geç saat 14 e kadar encümen başkan-! teklif ve şartlarını Birliğimiz Genel Müdürlüğüne gönderme-lığına vermeleri ilân olunur. 1lcri rica olunur. (7913) 2309
2 - Göztepe mahallesi 77 sayılı sokak döşemesinin K)z “*************♦*******♦***♦*♦*********♦*********♦***♦***♦**
*................ ...............................| MÜJDE
: Boğaziçi Bozası Çıktı |
$ Hususi şişelerle, gündüz ve gece Yenişehir mıntakasında- j j ki evlere gönderilir. J
j Merkez: Atatürk bulvarı No. 90. Tel: 24355 |
S Şube: Meşrutiyet cad. No. 63 j
i Bahçelievlcr satış yeri: Günaydın şarküteri mağazası ı
(7659)—(440)
3 — Şartnameler komisyonda parasız olarak dağıtılmakta-
r
Kolleji okulundan itibaren 215 metre boydaki kısmında yeniden kesme taşlarla döşeme yapılması için Fen İşleri Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 19134,49 lira ve geçici teminatı 1436 liradır. isteklilerin bu işe girebilmesi için Fen İşleri Müdürlüğünden ihale tarihinden üç gün evvel belge almaları lâzımdır. İşin ihalesi 1. 11. 1950 çarşamba günü saat 14 dedir. İsteklilerin teminatlarını Belediye veznesine yatırarak makbuzla1-rile belli edilen ihale günü Encümene başvurmaları. (78071 2302
BÜYÜK Mağazada
Taksitle Satış Başladı
Memur ve Subaylara Kolaylık
Adres: Anafartalar Adliye Sarayı, yeni mağazalar karşıcı No.
3 — İmtihana girebilmek için:
Askerliğini yapmış 28 yaşını geçmemiş olanlar aşağıdaki belgeleri ve dilekçeleri ile Ankara Gn Kur. Ordonat D. Bşk. lığına 15/Kasım'/1950 tarihine kadar müracaat edeceklerdir.
Dilekçelerine bağlanacak olan belgeleri:
a) Nüfus hüviyet cüzdanı tasdikli sureti,
b) Emniyet Md. den doğruluk kâğıdı (Bu kâğıtta ecnebi kadınla evli olup olmadığı belirtilecektir.)
c) Okul şehadetnamesi.
d) Sağlık kâğıdı.
e) Denemede muvaffak olmazsa geçici vazifesinden çıkarıldığı zaman hiç bir hak iddia etmiyeceğine dair ve keza muvaffak olduğu takdirde 4. maddede yazıldığı gibi tahsil ve liyakatine göre barem derecesine geçirildiğinde daha az para alacağından dolayı bir gûna hak iddia etmiyeceğine dair Noterden tasdikli senet.
f) Evvelce çalıştığı yerlerden iş ve durumuna dair bonser-
3 — İmtihan Ankara’da Ordonat okulunda yapılacaktır. İmtihan 20 Kasım 1950 pazartesi günü saat 9.30 dadır.
4 — İmtihan ve denemede muvaffak olanlar 951 yılı kadrosuna Sekreter ünvaniyle alınacaktır. Tahsil derecesine göre lise mezununa (20) üniversite mezununa (30) lira aslî maaş verilecektir. Bu suretle kendilerine verilecek maaş tutarı evvelce bir tekaüt hakkı tanınmıyarak geçici olarak kendilerine verilmiş olan ücretten az olacaktır. Bundan dolayı 2 maddede yazıldığı gibi bir hak iddia etmiyeceklerine dair bir noter senedi vereceklerdir.
5 — Askerî sekreter sınıfına geçirilenlerin 5 sene müddetle mecburi hizmetleri olacaktır. Bu müddetlen evvel ayıı-lanlar almış oldukları maaşları tazmin edeceklerine dair kefil-li bir noter senedi vereceklerdir.
6 — Askeri sekreter sınıfına ayrılanlann maaşları (70) lira aslî maaşa kadar yükseltilir. Ve askerî kıyafet kararnamesiyle tensip olunacak askerî kisveyi giyerler.
Not: İmtihan merkezine ve atandıkları yerlere kadar yollukları kendilerine ait olacaktır.
Noter senedi sureti Ordu Donatım Okulu Komutanlığından alınacaktır. (7999) — 2327
I 4 — Eksiltme 6 Kasım 1950 pazartesi günü saat 11 de Hay-[ darpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa satın alma komis-■ yonunda yapılacaktır.
i Teklif mektuplarının o gün saat 10 a kadar makbuz mu-_______________ kabilinde komisyona verilmesi ve yahut muayyen olan saatten ortaklarımızın yeraltı suların- evvel ele geçecek tarzda iadeli taahhütlü olarak posta ile gön-■ (7824)—2301
Kooperatifleri Bibirliğinden
Pamuk ve incir müstahsil
BÜYÜK Mağazanın
ZENGİN Kadın, Erkek. Çocuk. Bebe Tekmil GıYİM EŞYA Çeşitlerini
— Tel: 15149 — Hikmet Ünal ve Ortağı Kollektif Şii Mutlaka görünüz
Bayındırlık Bakanlığından
Ankara istasyonundan Esenboğa hava meydanına aralıklarla 300 ton malzeme naklettirilecektir. Eksiltme 27/10/1950 cuma günü saat 15 de Bayındırlık Bakanlığı binasında Malzeme Müdürlüğünde toplanacak olan eksiltme komisyonunda yapılacaktır.
Bu iş için tahmin edilen bedel (3450) üç bin dört yüz elli lira olup geçici teminatı (258,76) iki yüz elli sekiz lira yetmiş altı kuruştur.
Şartname Malzeme Müdürlüğünde görülebilir. İsteklilerin eksiltme günü Komisyonda belgeleriyle birlikte hazır bulunmaları ilân olunur. (7660) 2251
| BÜYÜK Mağazanın .
î İthal Ettiği Avrupa Kumaş
Eve yerli kostümlükleri müşterilerini memnun edecek vasıftadır!
r Ankara Şubesi
BÜYÜK Mağazanın
Hususî surette getirttiği Paris diplomalı terci Niko NİKOLAÎDÎS
Garantili
Sipariş, her türlü giyim ihtiyacınızı karşılamak üzere emrinizdedir. Reklâm değil hakikattir.

Comments (0)