Ankara’nın tanınmış möble mağazası
Bursa Mobilya Pazarı
Yeni çeşit Türk masa ve yer muşambalarımızı bir defa
Igörmeniz menfaatiniz icabıdır. Anafartalar cad. No. 198
Tel: 14091
D E M O K R A Ş i N I N D İ~R~]
Telefon : 15619, 15315 ve 16882 * Denizciler Caddesi 2 * Posta Kutusu : 193
Yıl: 2 — No. 540 * Telgraf adresi : Zafer Gazetesi
— Ankara *
25 EKİM/1950 ÇARŞAMBA Fiyatı Her Yerde 10 Kuruş ★
Başkan Truman’ın nutku
Harp tehlikesi vardır fakat önlenecektir
Truman ilâve etti: “Çünkü Birleşmiş Milletler bu gün kuvvetlidir ve harbi önleyecek kudrettedir,,
Nevyork, 24 — Başkan Tru-man, Birleşmiş Milletler günü münasebetiyle Genel Kurulda
mühim bir nutuk söyleyerek ezcümle şunları söylemiştir:
«— Birleşmiş Milletler harp ızdıi-abından tarihteki en müdlıiş
harpten doğmuştur.
Birleşmiş Milletlerin kurulma-
anayasasını
kaleme
alanlar-
dan ziyade bu harpte savaşıp ö-len milyonlarla insan sayesinde
olmuştur.
Birleşmiş Milletlerin yüksek prensiplerini tatbik etmek için çalışan bizleı- bu teşkilâtın milyonlarca kadın ve erkeğin döktüğü kan ve yaptığı fedakârlık-
lar neticesinde bugün mevcut ol
düğünü asla hatırdan çıkarma-
Diinya insanları barış ve adalet'' ümitlerini tahakkuk ettirmek maksadiyle Birleşmiş Milletleri kurmuşlardır. Hükümetler bu teşkilâtı desteklemekte bazan tereddüt edebilirler, fakat dünya milletleri bunda asla tereddüt
Birleşmiş Milletler günü münasebetiyle dün şehrimizde yapılan merasime iştirak edenler etmiyorlar (Sonu Sa. G Sü. 2 de)
Halk Partisinin T ü r k - İ n g i I i z tam iflâsı! münasebetleri
Mümtaz Faik FENİK
Muhalefet liderlerine ve ileri'sı ve hattâ son değimlerde da-gelenlerine bakarsanız, Demok- ha ileri giderek Demokrat par-rat Parti milleti bir defa aldat- ti iktidarını eskisine göre daha mıştır. Bir daha aldatmasına * (Sonu Sa. 6 Sü. 4 te)
imkân yoktur! |
Ingiliz kültür hey’eti genel başkanı dün bu hususta beyanatta bulundu
General Sir Adams’ın konferansı
aldanacak kadar ruhî bir

Geçen belediye seçimlerinde radyoda verdiği nutukta C.H.P. Başkanı da bu şekilde konuşmuştu: şimdi, eski Devlet Bakanı Cemil Sait Barlas da Ada-
na Halkevindeki nutkunda aynı ifadeyi, bu sefer daha sarih bir şekilde tekrar ediyor. Anlaşılan gözlerini ihtiras bürüyen muhalefet liderlerinin millete
isnadetmeleri kendilerince mu-
vaffak olmak için yeni bir me-ioddur. Bu zevat, bu şekilde Demokrat Parii'ye hücum ederlerken bizzat bu büyük millete dahi dil uzattıklarının acaba
farkında değil midirler? Kendilerine milletin hiç bir
zaman aldanmadığını, ve sağduyusunun, basiretinin ve iz'a-
Bir kaç gündenberi şehrimizde bulunan Ingiliz Kültür Heyeti Genel Başkam General Sir Ronald Adams, dün kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza' Türkiye’ye ait intihalarından bcf.sederek demiştir ki;
•— Türkiye/ye ilk defa 1947 de geldim. Bu seyahatim memleketinize yaptığım ikinci ziyarettir. Türkiyede hayret verecek derecede ilerlemeler ve derişiklikler gördüm- Gelecejc 25 sene i-çinde bu terakkinin çok daha ar-
tacağına eminim. Ben şahsan Türkiyeyi severim. Ingilterede de Türkiyeyi ziyaret eden vatan-
daşlarımın sayısı gittikçe artmak-
★ (Sonu Sa. G Sii. 6 da)
Türkiye zeytinyağ ve nebati yağ kongresi
Bankalar müdhleri i içtimai
İktisadî kalkınmamızda para piyasasının rolü müzakere edildi
Ankara, 24 (T.HA.) —
Cumhuriyet1 Merkez Bankasında Bankalar Umum Müdürleri arasında) dün başlayan müzakereler sona er-
Toplanhlar hakkında aşağıdaki tebliğ neşrolunmuştur:
«23 ve 24 ekim tarihlerinde Merkez Bankası Umum . Müdürlüğünde yapıladı Bankalar Toplantısında memleketin iktisadi kalkınmasında
Dün toplanan kongre Ticaret ve rolü ve durumu üzerinde mü-
B *■* . zakereler cereyan etmiş ve
Ekonomi Bakanının nutkile açıldı :
| Hoffmann ) ın Tarım Bakanına mektubu
Paul Hoffmann
Ankara, 24 (T.H.A.) — Memleketimizi ziyaret eden eski E. C.A. İdare Başkanı Mr. Hoffmann, Tarım Bakanı Eğıiboz’a,
Tükiye zeytinyağı ve nebatî yağcılar kongresi dün saat 17.30 da Ticaret ve Ekonomi Bakanlı-
ğı konferans
salonunda toplan-
mış ve Kongre Ticaret ve Eko-
nomi Bakam Zühlü Velibeşe'nin bir nutku ile açılmıştır. Bakan bu nutkunda şunları söylemiştir:
Aziz arkadaşlar;
«Size hoş geldiniz devken düvelimizi kabul ederek, bize yardım maksadiyle buraya kadar gelmek zahmetine katlanan hippinize can ve gönülden teşekkürlerimi arzederim.
Hükümtimiz bejli başlı bütün
ir (Sonu Sa. G Sü. 5 de)
KIBRIS
TÜRK LİSESİ
Kıbrıs Türk Lisesi öğreimen-liğine gitmek istiyenlej- arasında seçim yapılacak
(Yazısı 6 ncı sayfada)
nının daima ayakta ve uyanık olduğunu bir defa daha hatırlatmak bizim vazifemizdir. Bu işte asıl aldananlar, şimdiye kadar milleti hiçe sayanlar ve hâlâ ona aldanabilecek derecede bir zaaf isnadederek hiçe saymakla devam edenlerdir. Merak etmesinler, millet, kendi idareleri altında bile asla aldanmış değildi: fakat baskı rejimi, tezvir rejimi, diktatör rejimi, milletin arzularını açıkça meydana koymasına engel oluyordu. Buna karşı sabır gösterildi, fakat tevekkül edilmedi: ve nihayet milletçe büyük inkılâp başarıldı. İşte 14 mayıs zaferi, bir aldanmanın değil, bir inkılâbın neticesidir. Bu büyük inkılâpla, aldanabilmek marazı gibi ruhî bir tereddiyi hâlâ fark ve temyiz etmekten uzak bulunanların gaflet uykusundan bir an evvel uyanmalarını ve gözlerini uğuşiurarak, olup biten büyük değişmeleri görmelerini, sade görmelerini değil, bilhassa anlamalarını te-
1441 •• •• J
lnonu j gezisi,,] ! ismin değişmesi ; (için Ftanhııl Şehi'S : Meclisine takrir ; | verileli |
İngiliz İşçi Partini mebusu
Mı. M. Phillips Price
öiin şehrimize geldi
İngiliz İşçi Partisinin tanınmış mebuslarından ve Manchester Guardian gazetesi muharrirle-
İstanbul, 24 (TH A.) — Şe-hir Meclisinin bugünkü toplantısında faksim’deki İnönü gezi- 1 si isminin değiştirilmesi hakkında Şehir Meclisi üyelerinden Ferdi öner şu takriri vermiştir:
«Şehrimizin imar edilmiş ba-zı mutena yerlerine hâlen ha-
yatta bulunan bir çok siyaset
adamlarının isimleri verilmiş
Millet 14 mayısta aldanma-1 ve bunda çok cömertçe hareket mıştır. Aldanmadığının delili edilmiştir. Halbuki meydan, de bundan sonra yapılan muh- Park) bulvar ve saire gibi yer-' tar seçimlerinde, belediye se-ı lGr*n ya tarihe mal olmuş şahıs çimlerinde, İl Genel Meclisi se- lara veYa millete mal olmuş çimlerinde milletin 14 mayıs- yine tarihî hâdiselere İzafeten ta verdiği reylere sadık kalma- ★ (Sonu Sa. 6 Sü. 7 de)
Atlantik Paktı Ak-
ıinden Mı-. Morgan Phillips Price dün Devlet Havayolları u-çağı ile Beyrut’tan şehrimize gelmiş ve hava alanında İngiliz Büyük Elçiliği mensupları ve basın mümessilleri tarafından kar-
şılanmıştır.
deniz bölge teşkilâtı 1
General Yusuf Egelinin Vaşingtondaki temasları ,
Vaşington, 24₺(âa..j (United Press) — Türkiye ile Yunanis-I tan yakında Atlantik Paktı Akdeniz bölge teşkilâtına ör-
★ (Sonu Sa. G Sü. 8 de) I
Mr. Price ilk Türkiye’ye Balkan Harbi sırasında harp muhabiri olaraİc ve bilâhaıa bir kaç defa daha memleketimizi ziyaret
etmiş ve son defa da bundan üç sene evvel gelmiş bulunuyordu.
Ingiltere'de Rııs işleri müte-
hassısı olarak tanınan Mr. Price Iran, Şııı iye ve, Lübnan'da yapmış olduğu bil- tetkik seyahatinden dönmektedir.
Hava alanında kendisiyle gö-rüşofı ffa^etecjİeço Mr. Phillips Price şu.demeçte bölünmüştür:
«— Buraya gelmeden evvel ilk defa İran'a gittim. Rus'pro-★ (Sonu Sn. G Sü. G da)
şu mektubu göndermiştir:
* (Sonu Sa. G Sü. 7 de)
D. P. heyet’ Başbakanı ziyaret etti
Ankara, 24 (T.H.A.) — Dün akşam sona eren Demokrat Parti istişarî kongresi tarafından rahatsızlığı dolayısiyle kongreye iştirak edemiyen Genel Başkan Adnan Menderes’i evinde ziyaret ve hatırını sormak üzere seçilen Mersin, Antalya, İzmir, Mardin ve İsparta delegelerinden müteşekkil heyet, bugün sayın Adnan Menderes’i ziyaretle kongrenin, bir an evvel iyileşme si temennilerini bildirmiştir.
Bir iki hâdise hariç
halk polisten memnun
Emniyet G. müdürü geçmişte Türk polisi için söylenenleri 14 mayısta maziye malettik, dedi

Ankara 2 nci Şube Müdürü Adil Dancalı
İstanbul, 24 (T.H.A.) — İki günden beri şehrimizde bulu -I nan Emniyet Genel Müdürü I Servet Sürenkök, bugün saat 14 de bir basın toplantısı yaparak ezcümle şunları söylemiştir:
«Emniyet Genel Müdürlüğü vazifesini deruhte ettikten son ra merkez teşkilâtile meşgul oldum. Bilâhare merkez teşkilâtını mahallinde incelemek ve zabıta mensuplariie tanışmak üzere ufak bir geziye çıktım.
Eskişehir,. Afyon, Denizli, Aydın, İzmir, Manisa, Balıkesir ve
AKINTIYA---1
I----KÜREK
Düşkünler Yurdu!
Gazetelerde bir ilân gözüme çarptı: İstanbul'da Darülâceze’yi idare etmek için bir organizatör
ar anıyor muş!..
Bilmem, bunun için, ga-
zetelere ilân vermeğe lüzum
var mıydı? Halk Partisi li-
Çok yerinde bir tedbir
Sarkıntılık eden
kimseleri teşhir
Genç kız ve kadınlara yollarda sataşan kimseler, resimlerde birlikte gazetelerde teşhir olunacak
Emniyet Genel Müdürlüğü, ölçüde mücadeleye başlamış bu-genç ’kız. •ve kadınlara, Ail ve «I- Ilınmaktadır.
lc tasallut edenlere karşı geniş | * (Sonu Sa. G Sii. 7 de)
Bursa illerile yol güzergâhındaki birçok ilçelere uğradım. Edindiğim kanaate göre, bir i-ki münferit ve basit şikâyet müstesna halk, polisten memnundur. Geçmişte Türk polisi
için söylenenleri 14 mayıstan itibaren maziye mal etmiş bulunuyoruz. Polisin yenileştirilmesine gelince her fırsattan is-
tifade ederek Türk polisini mo dern vasıtalarla teçhiz etmek
başlıca hedefimizdir. Malî ta-
katimizin
viis’atı neticesinde
hayale yer vermeksizin fanta-ziye kaçmadan bu işi başarmak
★ (Sonu Sa. G Sü.5 de),
derlerine başvursalar kâfi gibi gelirdi bana!.. Onlar
arasında senelerce ne ace-
ze idare etmişler vardır!...
Fakat hayır, yalnış söyledim. Onu dahi idare edemediler de bu hale düştüler!..
Kendisi muhtacı himmet
bîr- dede
Nerdc kaldı gayrıya himmet ede?
Yeni organizatör, bari bir ek görev kabilinden onların işlerine de baksa ne iyi olur!.. — YEDEKÇİ
Sayfa 4
ZAFER
25/10'1950
Sayfa : 2
GAZETELER
Muallim dâvası
Cumhuriyet
. rın bu konudaki iddialarının iktidardan mahrum olmalarından ileri geldiğini anlattıktan sonra, | kendisini ziyaret eden yabancı bir gazetecinin sorduğu sualler rin, muhalefetteki sızlanmaların artık harice kadar aksetmekte | olduğunu gösterdiğini söylüyor ve bu yabancı gazetecinin soru-1 suna karşı eski ve yeni iktidar zamanındaki durumu açıklıyarak verdiği izahatı naklediyor. Halk
iye şunları söylediğini kaydediyor:
I »İnanmaz mısınız ki ahun bugünkü yaygarası, sadece dardan mahrumiyetin y«
ı bir itisaf hezeyanıdır^»
| Muharrir,
bu cevabı tasdik ettiğini ve Halk bugün biraz susmayı bilmesini söylediğini ilâve edi-
Cumhuriyet Gazetesinde «Mu-allım Dâvası» başlıklı ve Cumhuriyet imzalı yazıda, Türkiye'nin ve bütBn dünyanın en çok muhtaç olduğu unsurun muallim olduğu belirtilerek, bizde muallim dâvasının her yeni maarif vekilinin elinde seklini değişti- j ren bir idari mesele olmaktan yukarı çıkamadığı kaydediliyor- 1 du- Bu devrin muallim dâvasına lâyıkı veçhile ehemmiyet veren maarif vekili yanlız merhum Ne- Partisinin iddialanr cati olduğu, onun da vakitsiz bancı gazeteci^ ölümünün kendisinden beklenen semereyi tahdit ettiği anlatıldıktan sonra, diğer maarif vekilleri zamanındaki safhalara dokunuluyor ve .bu arada muallim mekteplerinin kaldırılması sure-tiyle hatâ edildiği belirtiliyor. ,
Yeni Maarif Vekili Tevfik İle- Partisinin ri'nin bu müessesejeri yeniden ihya yoluna gitmesi memnunlukla kaydedilerek, bu hareketin muallimliğin âtisi için en iyi bir a-dım telâkki edilebileceği, ancak bu mesleğin müsttakil, her türlü endişeden uzak, rahat ve istikrarlı bir hale getirilmesinin de lüzumlu bulunduğu ileri sürülü-ycv. |
Siyasî iftira ve ithamlar olmasu Son Posta Gazetesinde Selim Rogıp Emeç «Siyasî İftira ve hamlar» başlıklı yazısında, muhalefetin huzursuzluk nm yersizliğini belirterek onla- • masının
Bayramı
I.
Birleşmiş Milletler
Günün Mevzuu
| Akadan fıkralar:
Cehepegil’e açık cevap
Pek muhterem Bay Cehepe-K*1! .
Buna bir mektup yazmışsın. Depe iktidarının subayları, generalleri vali yaptığından şikâyet ediyorsun. Kanunsuzmuş bu tayinler. Ne hukuktan mezunmuşlar, ne de mülkiyeden. Mutlaka valilerin bunlardan olmasına dair hangi padişahtan imtiyaz fermanı aldın veya sen mi irade eyledin?
Hukuk bir yüksek tahsil koludur. Mühendis, doktor, mimar, kimyager, tarımcı falan gibi. İstediği kolu bitirir. Canı isterse devlet hizmetine girer, istemezse serbest çalışır. Fakat hiç birisinin elinde behemehal şuraya veya buraya tayin olunma imtiyaz iradei se-niyesi yoktur. Hepsi muhteremdir, hepsi kanun önünde e-şittir. Vaktiyle efendilerinden birisi, İstanbul Üniversitesinin balkonunda, rektör tarafından zorla alkışlatılan bir nutuk çekmişti. Demişti ki: Ancak Halkevlerinde çalışıp kendini gösterecekler mebus olacaklardır!!!
Mebusluk, sanki tramvay vetmanlığıdır da onu ancak şirketin fen müdürü tayin e-
O zaman neredeydin? Neye haykırmadın a benim ruhu ■ gayrı - revanim?!
Fa âl, yahut emekli olan ordu mensuplarına karşı bu kin ve hiddetin acab esbabı nedir?
AÜını adresini bilseydim, tütüncünün telefonu ile sayın Na-sulıioğlu’na bildirirdim de ehil ve müstahak olduğunu kâmil kanâat getirirse seni de muhtarı olduğum Tepebaşı’na vali tayin ederdi. Neden bu kadar üzülüp hayıflanıyorsun? Sıhhatimi, sinirine yazık...
İşîttiğipıe ve bütün cihanın bildiğine göre büyükelçi ile elci, bağlı olduğu devletin memleket dışında siyasî temsilcisi imiş. Vali de devleti memleket i-çindc siyasî ve İdarî bir salâhiyetle temsil edermiş. Bu nasıl ilkokulun arka kapısından çıkmıştık böyle?
Neyse, alayı bırakayım da sana hemen şimdi aklıma geliveren bîr liste vereyim.
Abdülhamid devrinin asker valileri:
Feyzi paşa: Yemen, Ratıp paşa: Hicaz, Recep paşa:
Trablusgârp, Mahmut Şevket paşa: Kosova, Kâmil paşa: İzmir (yüzbaşılıktan türeme).
Meşrutiyet devrinin valilerinden:
Cçpon Rıza paşa: İşkodra, Nazım paşa: Bağdat, Cemal Bey. (paşa): Adana ve Bağdat, Mahmut Muhtar paşa: İzmir. Süleyman Askerî bey: Basra.
Cuınhuriyettekiler de şunlar:
Yüzbaşı Abdülkadir: Ankara, Kâzım paşa: Samsun, İhsan paşa: İzmir, Askerî doktor Mithat Altıok: Diyarbakır ve Zonguldak. Trabzonlu İhsan: Ankara, Askerî doktor İbrahim Tali: İki yerde bir kaçar vilâyetin umumî müfettişi, Kâzım Dirik paşa: İzmir valisi ve Trakya umumî müfettişi, Askerî doktor Lûtfi Kırdan Manisa ve İstanbul, Rccai Göreli (yüzbaşı).
Sana bir de senin ölçü ve zihniyetine uymıyan büyükelçilerle elçilerden bir kaç isim vereyim:
Ruşen Eşref: GalatasaraylI, Yakup Kadri: O da oralı, Hamdullah Suphi: Keza, Nizami Paşa: Kurmay Tümgeneral, Kenıaleltin Sami l’aşa: Korgeneral. Fethi Okyar: Jandarma binbaşısı. Tevfik Rüştü: Doktor, Ahmet Ferit Tek: Kurmay subay, Hiisrev Gerede: Kurmay subay, Rahmi Apak: Kurmay subay, Memdulı Şevket Esen-dal: İttihat ve Terakki Cemiyeti İstanbul Merkezi Başkâtibi.
İstersen sana bir de kendi kendisi ile kaleminin valisini ve büyükelçisini, hattâ başbakanım bildireyim: BEN!
Hadi artık güle güle...
Aka GÜNDÜZ
Program Ankara Valisinin başkanlığında toplanan bir heyet tarafından hazırlandı
Ankara Valisi Necati İl- i terin başkanlığında toplanan ilgili daire müdürleri, Cumhuri-yel Bayramım kutlulama gramım hazırlamışlardır.
Programa göre, 28 ekim cumartesi günü tören saat 13 te _.e jkti- Başbakanın nulku ile başlıyacak-yarattığı br. Bütün şehir bayraklarla donatılacak, aynı gün izciler 11,15 yabancı dostunun ,e Samanpazarmda toplanaçak-
- - - lardır- İzcilerden bir grup Ata-fl türk’ün Muvakkat Kabrine çelenk koyduktan sonra bütün izciler saat 12 de Samanpazann-dan hareket ederek Ulus Meyda-Nüfus sayımı nı ve Bankalar Caddesi yolu ile
Yeni İstanbul Gazetesinde M. Zafe(r Meydanına gelecekler ve , Nermi «Nüfus Sayımım başlıklı istiklâl Marşım söyliyeceklerdir. yazısında, evvelki gün yapılan İzciler, Zafer Âbidesine de çe-nüfus sayımım bahis mevzuu lenk koyduktan sonra merasim ediyor, sayımın mânâ ve öne- bitecektir.
jmi hcMındo izahat veriyor ve 29 Ekim oozor günü saat 12 yaptığımız sayımda neticenin iyi de İstasyon tepesinden 21 pare I aımasını dilemekle beraber sa- fOp cpılacaktır. Aynı gün saat , yım listesindeki soruların hem 20,30 da da Cumhuriyetin 27 inci İt- , az, hem eksik olduğunu, vicdan y,|,nı idrak edişimiz toplarla j-, hürriyeti prensibini dile getire- j|ân edilecek ve her yurttaş A-iddialarr j cek bir sorunun da listede bulun- talürk ile Kurtuluş Savaşı-nıışda şehit düşenler için bir dakika ihtiram duruşu yapacak-| lardır.
| Hipodrom da; yapılacak me-
1 rasim için gerekli tep-tibat alın-1 mıştır. Geçit resmine iştirak e-1 decek askerî kıta ile izciler, | Garnizon Komutanlığının emriyle hareket edeceklerdir.
| Geceleyin de Gençlik Parkında bandolar millî marş ve ha-' valar çalacaklardır-
[ Pazartesi günü de bir askerî müfreze ile izci birliği Cebecideki Şehitliği ziyaret edecektir.

pro-
Teşkilâtı ve dünya f
icabettiğini söylüyor-
ile
Ziraî seferberlik
Ziraî kalkınmada
suyub biiyük rolü
Nüfusumuzun yüzde seksen-] beşi oduğunu iddia ettiğimiz holde, çiftçilerimizi alâkadar e-den dâvalarda her şeyi Allaha bıra/mak, kurak mevsimlerde yağmur yağacak diye yağmur duasına çıkarak havaya bakmak . bizim eski âdetimizdir. Siyakî ı olduğu kadar İçtimaî hayatımızda ziraatın inkişafı en ön plân- , da yer almalı ve zürra retfah j bulmalıdır ki memleket zengin ı olsun, millet de hükümet de ğe- , niş nefos alsın...- _______________ ı
Biz bu dâvanın ancak ziraî I
seferberlikle kazanılacağına i’ ! nandığımız içindir ki bu kam- ’ panyayı İstanbul'da çıkan Mil- : liyet gazetesi sütunlarında aç- ; fk ve seıvimli arkadaşımız Ali ) Naci Karaca nın gösterdiği yafan alâkadan istifade ederek, uzun 1 tetkik ve tecrübelerden aldığımız I ilham fikirlerimizi ve rimizi açık olarak yazdık, milletin de hükümetin de dikkat nazarını çekmeğe çalıştık.
Biz, bütün harplerde, seferberlikler ilân ederek asker- 1 lik sahasnda muharbeleri nasıl kazandıksa, ziraî seferberliğe milleti alıştırarak ziraatimizi kal- ■ kmdırmağa o suretle muvaffak olacağımıza) inanmış bulunuyo* 1
Yedisinden yetmişine kadar
bütün milleli ziraî seferberliğe ı
dâvet etmek ve bu dâvada siyasî partilerin görüş farklarını
bertaraf ettireşrek elele verip beraber yürümek tarafdan olduğumuz için vatanım seven hor vatandaşın böyle bir fikre ve teşebbüse iştirak edeceğini umuyor ve matbuatımızın da bu u-mumî memleket dâvasındaki muzaheretinden çok büyük faydalar bekliyoruz.
Unutmıyolım ki bugünkü do-mokrasiyi evvelâ millete ve sonra da onu tenvir ve ikaz eden matbuata borçluyuz- Bugün ziraî spfe-rberlikle biz ona güvendiğimiz içindir ki derdimizi, hükümetten evvel mafbuata dinletmek ve- her şeyden evvel onu ikna etmek istiyoruz.
Biz müstahsiller, kendi kendimize hiç bir şey yapacak kudrette» değiliz. Bizim bütün kabiliyetimiz, elimizdeki toprakları, bağlan ve bahçeleri babalar ınızdan ve ecdadımızdan gördüğümüz şekilde ekmek, biçmek ve işlemek, kurak, olduğu zaman yağmur ebklemek, haşarat mahsulâtımızı mahvettiği zaman sıkıntı ve ıstırap çekmek ve devlete vergi vermektir. İşte ziraî seferberliği bunun için istiyoruz ki biz de medenî milletler gibi kalkmalım, medeniyetin terak-
kiyatından ve nimetlerinden
faydano)3İım, ilmin fennin icaplarına ayak uyduralım. 1
Yazan
Tahir Karamürsel
Bize bu yollan gösterecek , makam ise Tarım Bakanlığıdır. Zirâat dâvası kül halinde bir Tarım Bakanlığı dâvası olduğuna göre bu bakanlığı kuvvetlendirmek, boşta millet ve Büyük Millet Meclisi olmak üzere bütün mevcudiyetimizle bu bakanlığı desteklemek ve ona en geniş tahsisatı verdirmek ve tahsisat kifayet etmezse Donanma Cemisine yaptığımız gibi bütün milleti yardıma dâvet etmek lâ- ' zımdır- Bugün Ta^ım Bakanlığının bütçesi Emniyeti -Umumiye j Müdürlüğünün bütçesinden da-1 ha azdır. Halbuki memlekete ( refah geldiği ve milletin cebine bol para girdiği zaman umumî düşüncole- emniyetin bozulmasına imkân 1 kalmiyacağı gibi o büyük mas- 1 raflara dal lüzum olmayacaktır. Binaenaleyh Tarım Bakanlığının bugünkü bütçesi ziraî kalkınma- , ruzı temin etme(k şöyle dursun, “iraatimize musallat olan haşe-ah eso/rlı surette ortadan kaldırmak, ziraî kalk ınmamızm anq ' atlarım hazırlıyacak tertibatı ( aldırmak için bile kâfi gelmiye-reği muhakkaktır.
İste» biz,
nun için istemiş ve

j Ankara bol suya ’J kavuşuyor
I Şehrimizde, yağan yağmurlardan ve havaların serin gitmesinden, son zamanlarda çekil-, inekte olan, yeraltı su kuyuları, alt tabaka hafif üst tabaka süratli olmak üzere yükselmeğe başlamıştır.
Bu yüzden dün, şehrin bazı semtlerine fazla su verilmiştir.
Havalar bu şekilde devam ettiği takdirde, şehrin su durumunun normal haline geleceği u-mulınaktadır.
| Yazı müsabakası 15
I kasımda başlayacak
Geçenlerde, üniversite, lise ve ortaokul talebelerinin iştirakiyle bir yazı müsabakası yapılacağını yazmıştık.
Öğrendiğimize göre, bu müsabakanın bir an evvel yapılmasını sağlamak için, bugün Millî Eğitim. Bakanlığında bir toplantı yapılmıştır. Toplantı neticesinde; müsabakanın kasım ayının 15 inde başlaması kararlaştı-1 ] rılınıştır.
riraî seferberliği bu- , mucip seb^p-
( Sonu 7. inci sayfada )
Gülşen «Akıllı uslu genç kızlar, bazaıı, cin gibi delikanlıların akıllarından bile geçnıiyen öyle şeylere vakıf olurlar ki..» diye düşündü.. Fakat düşüne sini tabiî açıklamadı ve üstü: lük duygusunu içinde saklam: ğı daha münasip buldu. Yal-
— Bana kalırsa., diy verdi.. Gülüz muhakkak iyi v kendisine lâyık bir adamla evlenecek ve muhakkak mesut o lacaktır. Zavallı kadıncağız.. Hayatta da öyle yalnız, o kadar kimsesizmiş ki.. Kendisi
— Öyle kadınlar
de. Merak etme..
— Ama görüyorsunuz ki..
— Görüyorum da ondan öyle söylüyorum ya zaten.. Bugün karşısına bir musiki meraklısı.. Yarın bir resim meraklısı.. Öbür gün ne bileyim ben.. Kimsesiz bir kadını koruma meraklısı.. Velhasıl meraklısı oğlu meraklısı çıkar ve onu katiyyen yalnız bırakmazlar.. Zaten onun de maceralı bir hayattan korkup çekindiği yok..
— Ama benim çok hoşuma gitti bu kadın.. Bir kere çok
Bu, bir yazı müsabakası olup, mevzuu, «Marshall yardımı ba-ifade eder?» dir.
hayatta
kalmazlar, kimsesiz
Milletlerarası münasebetleri güvenlik ve huzur i-çinde tutmak, gelecek nesilleri yeni bir savaşın acılarından vc felâketlerinden korumak ama-ciyle kurulmuş olan Birleşmiş Milletler Teşkilâtı, bugün cesaretle söylenebilir ki, hattâ geçen seneye nazaran çok daha kuvvelti ve ümit verici bir durumdadır.
Bu itibarla yirminci asrın hür ve barışçı milletleri Birleşmiş Milletler antlaşmasının yürürlüğe girdiği günün beşinci yıldönümü, bu teşkilâtın dünya barış güvenliğini koruma yolunda müessir ve ümit verici gayretler sarfettiği bir sırada kutlamaktan derin bir haz duy taya çıkmı§’„y makatdırlar. irin tur
Milletlerarası tesanüt fikri ve barışçılık cereyanı, harp ve sulh telâkkilerinde husule gelen derin tahavvüllere muvazi olarak, yirminci yüzyılda, geçdn asırlara nazaran hızlı ilerlemeler kay detmiştir. Milletlerarası münasebetler uzun müddet kuvvetler muvazenesi, siyasî nüfuz, İktisadî rekabet ve tahakküm gibi sadece merhametsizce ve hodgâm düşüncelerin tesirleri altında istikamet almıştı. Harp, Selen yıllanmış ihtirasların te-insanoğlunun ezeldenberi zebu-nu ve mahkûmu bulunduğu tabiî bir kanun sayılıyor, kaçınılması imkânsız bir hâdise gibi telâkki ediliyordu.
Harp hakkındaki bu telâkki, bir bakımdan devrinin realitelerine de uygundu. Zira eski harpler mevziî bir mahiyet taşıdıkları için bunların tesir sahaları da mevzii ve mahduttu. Harbe iştitak etmiyen devletler savaşın tesir sahası dışında, ken ıpusibetlerini bizzat cephelerde dı hayat şartlarında hemen hiç görmüş kimseler olmalarına rağ bir değişiklik olmadan, harbe karşı lâkayt ve Sv.ji*^i nıe imkânına sahiptiler.
Halbuki 19 uncu asrın başlarından itibaren gittikçe ilerleyen devletlerarası tesanüt fikri birinci dünya savaşından son ra insanlık âlemi için artık bir zaruret haline gelmişti. İlim ve
Truman, kuvvetten başka bir hak tanımayan mütecaviz devletlere hür milletlerin hergün biraz daha artan bir kuvvetle karşı koyacağını ilân etmiştir. İnsanlığı selâmete götürecek olan yegâne yol da budur __________________Yazan :_______________________________________
Prof. Rıf^ı Salim Burçak
Erzurum Milletvekili
liyordu.
Fikirler böyle bir tekâmül seviyesine varınca milletlerarası topluluk hayatını da yeni baş tan tanzim etmek zarureti or--------*'—", yeni bir savası önlemek için türlü çareler ve tedbirler araştırılmağa başlanmıştı.
Bu yolda ilk mühim adım 1919 senesinde Milletler Cemiyetinin teşkiliyle atıldı. Milletler Cemiyeti harpten sonra kurulmuş olan gûya âdil bir nizamın bekçiliğini yapacak, gelesek nesilleri devamlı bir barış içerisinde yaşatacaktı.
Fakat doğuşunda pek büyük ümitler uyandırmış olan milletler Cemiyeti, mefkureye üstün
siri ile kendisinden beklenen hizmeti bir türlü ifa edemedi. İkinci Cihan Savaşının arifesinde İtalyan ve Alman emperyalizminin öldürücü darbeleri altında bu cemiyet tarihe intikal etti. İnsanlık âlemi, henüz ppk yakın bir tarihte cereyan etmiş olan korkunç bir faciadan gereken dersi alamamıştı. 1939 senesinde iş başında bulunan devlet adamlarının çoğu harbin
ııuduau, ıidiue men Sünyanın yeni bir savaşa seyirci kalabil- sür.ülkenmesinin önüne geçile-...... memişti.
rSon savaş bütün dünya için çok elim ve feci bir yıkıntı olmakla beraber, milletlerarası düzenin sağlam esaslara bağlanması zaruretini, en küçük bir tereddüde meydan bırakmı zarureı ııaııııe geıııııjıı. j.ıuu vc '
teknik sahalarında görillen sü- )sekllde orla),a koymasl
ratli terakkiler devletlerin re- »akımından, .nsanl.ga gene de fah ve saadetlerinin birbirlerine b“yük b'r lta
bakınundan, insanlığa gene de ram veraKKiıer aevıeuerıu re- . .
fah ve saadetlerinin birbirlerine böyük blr hizb’e’ ,fa atkıca bağlı olduğunu açık bir Z'ra bMŞ‘" '"1“'”“ b“-
, , , tim nlHııöıı fikri huSun artık
surette ortaya koyuyordu. Zira zamanımızdaki harpler yalnız mul arip devletleri değil, aynı zamanda, uzak ve yakın tesirleri bakımından bütün milletleri şümul sahası içine almış, bin- olduğu fikri samimiyetle ka- ı netice harp ve sulh devletlera- bul edilince, bu eski bitaraflık ' rası topluluk hayatının artık telâkkilerini de kökünden de- : müşterek bir dâvası olrpuştu. getirmiştir. Şu hakikati daima ) Böylece, ilkin bir takım müte- önünde tutmak lâzımdır ki : fekkirlerin. kafalarında yer tu- İkinci Cihan Harbine bilfiil sü-tan barışçılık cereyanı zaman- rijklenmiş olan devletlerin çok la devlet adamlarına kadar in- büyük bir ekseriyeti bu savaşa tikal ederek tesirlerini amelî gifmek niyetinde değillerdi. Har siyaset alanında da göstermeğe bin inkişafı zamanla bu devlet- ı başladı. Barışın bölünmez bir leyi, kendi rızaları hilâfına, biz- I bütün olduğu tezi işte bu su- zat savaşın mahrekine dahil et- : retle ortaya çıktı. Yani her hâr mişti. Belçika, Hollanda, Nor-bin her milletin menfaatleriyle veç, Danimarka, Yunanistan, yakından ilgili olduğu, onun Yugoslavya hattâ Sovyet Rusya : saadetiyle değil ve fakat felâke ve Birleşik Amerika dahi cep- j tiyle doğrudan doğruya alâka- hc durumlarının şu veya ’ dar bulunduğu artık kabul edi- yoldaki inkişafına bağlı olarak I temin etmek
tün olduğu fikri bugün artık bir fantezi halinden çıkmış, bu zaruret en şüpheci kafalarda bile kuvvetle yer etmiştir.
Barışın bölünmez bir bütün
dünyanın iki muhasım cephe ye ayrıldığı da inkâr ve ihmal edilemeyen bir vakıadır.
Ancgk tecavüz ve tahakküm cephesinin devamlı tahrik ve tehditleri hürriyet ideali etrafında toplanmış olan milletle rc tutulması gereken yolu artık açık bir surette göstermiş bulunuyor. Birleşmiş Milletler ordularının Korede kazandıkları zafer ve Amerikan Cumhurbaşkanı Mister Truman’ın bir kaç gün önce Sanfransisko’da söylediği nutuk hürriyet mefkû resine bağlı bulunan kimselerin kalplerini ümitle doldurmuştur. Başkan Truman bu mühim nut kunda, kuvvetten başka bir hak tanımayan mütecaviz devletlere, hür milletlerin her gün biraz daha artan bir kuvvetle karşı koyacağını ilân etmiştir. İnsan lığı selâmete götürecek olan yegâne yol da budur. Dünyanın hürriyet ve saadeti uğrunda sonsuz fedakârlıklara kâtlanan Amerikan milletinin bu yoldaki gayretlerini takdirle anıyoruz.
Kurulduğu gündenberi barış çılığı dış politikasında hiç değiş meyen bir esas olarak kabul ve ■ onu samimiyetle tatbik etmiş , oian Türkiye Birleşmiş Millet-lerin en samimî ve vefakâr bir üyesidir. Modern Türkiye, ken di politikasına ötedenberi istikamet vermiş olan esasların bu defa bütün hür milletler tara-| f.ndan benimsenmiş olduğunu görmekle sevinç ve iftihar duy I makâtdlr: Memleketimiz Birleş-■ miş Milletler Mefkûresinin I tahakkuku yolunda elinden ge-ı len her hizmeti yapmağa daima hazırdır.
birer taarruz sonunda harbe sü rükldnmişler, ilkin yalnız Avru-pada başlamış olan harp hızla gelişerek bir cihan savaşı haline gelmişti. Savaşa bilfiil katılmayan devleter ise bu büyük dünya yangınının şu veya bu tarzda ve fakat mutlaka yıkıcı tesirleri altında kalmışlardı.
Hakikatlerin bu müşahedesinden ilerisi için kıymetli hareket düsturları elde ediliyordu: Bugünkü medeniyet ve insanlık dünyasının hürriyet bek çıliğinde en büyük rolü oyna -yan Birleşik Amerika artık ken di kıtası dışındaki ülkelerle ilgilenmemek, onları kendi mukadderatlarına terketme yolun daki eski geleneksel siyasetini bir tarafa bıraktı. İlk dünya savaşının kazanılmasında ilkin iktisadi ve sonra da askerî sahalarda büyük yardımlarda bulunmuş olan Bilreşik Amerika savaş sonunda kendi kıtasına çekilmiş, selâmetini infirat çılık denilen bir politikada aramağa başlamıştı. Amerika artık sadece kendi kıtasının barış ve huzuruyla meşgul olmak niyetinde idi.
Fakat bu politikanın dünya barışının muhafazası bakımından olduğu kadar bizzat Anıe- | rikanın menfaatleri cephesinden de zararlı neticeler, verdi- j ği, spn dünya harbinin zuhuru I:' ‘ ve bu harbe Amerikanın da sü- ■ mı rülkenmesiyle sabit oldu. İşte j içinde bulunduğumuz devrin en mühim hâdiselerinden biri budur. Bütün hür milletlerle birlikte Birleşik Amerika da şu hakikati artık gereği gibi kavramıştır: Devletlerarası münasebetler ya barış ve işbirliği esasına dayanan yepyeni bir zihniyet içinde yeni bir düzene bağlanmalıdır, yahut atom dev rinin yeni bir dünya savaşı ile birlikte batı medeniyeti yıkı-I lacaktır. | 26 Haziran 1945 de Amerika-
nın Sanfıansisko şehrinde 501 devletin delegeleri arasında im 1 zalanan Birleşmiş Milletler antlaşması, bundan beş yıl önce işte bu korkunç ihtimali önlemek ve milletlerarası münasebetleri barışçılık ve işbirliği esasına dayanan yeni bir nizama tâbi kılmak gibi gayelerle ortaya çık mıştı.
Birleşmiş Milletler teşkilâtı, ;*■—.. insanlığın özlediği ve cidden . »“idi tald‘S‘ lhbar edilmiştir, muhtaç bulunduğu ebedî bir Fotoğraf makinesi İbrafıim .barış devri açmak, milletlere |Yamanın yanında bulunmuş ve bu hakiki bir güvenlik ve sükûn sanık hakkında kanunî tahki-için çalışırken kâta geçilmiştir.
Ziya Gökalp'ın ölüm yıldönümü
Büyük mütefekkirimiz Ziya Gökalp'ın 26 ııcı ölüm yıldönümü münasebetiyle Türk Kültür Der neği tarafından Dil ve Tarih ■ . Coğrafya Fakültesi konferans salonunda bugün saat 17,30 da bir anma töreni yapılacaktır. Bu törende Prof. Necati Akdcr, • Gökalp’ın felsefesi ve Mustafa
, Hacıömeroğlu da hayatı ve ide- ' alistliği hakkında konuşacakla ı-
| dır. Giriş serbesttir.
| Fotoğraf makinesi hırsızlığı
Dün Özen oteli kâtibi İbrahim
[ Yamanın, mezkûr otelde ika-. met eden Sacip Oral’ın 95 lira
■ kıymetinde bir fotoğraf maki-
I;
CtW( İKİZ IKAİLBİH
— Öyle.. (
zel. İnce, zarif.. Tavrı, hareketleri de kusursuz denecek kadar mükemmel. Ben onu neye benzetiyorum » biliyor musun?.. Parlak tüylü güzel bil muhacir kuşuna... Bir müddet gözümüzü, gönlümüzü oyaladıktan sonra, geldiği gibi uçup gidiverecek.. Şu halde günümü zü gün etmeğe bakalım, değil mi ya?..
Macit sandalı kendi haline bırakmıştı. Küreklerle yalnız dümen yapıyordu. O kadar.
Gülşen ses çıkarmadı. İçinden:
«Maddin bir şeyden haberi yok., diye düşünüyordu. Her şeye gülüp geçiyor. Halbuki onlar muhakkak ki boşanma kararını bekliyorlardı*. Ondan sonra bak nasıl nişanlı olduklarını açığa vuracaklardır.»
Sandal gideceği yeri sanki
I
ıı giden j dokun-"
Nakleden: Ş. TAYLAN biliyormuş gibi, kendinden e-| min bir halle kayıp gidiyordu.I Kürekler hafif hafif suya da-| lıp çıktıkça onun altın yaldız-] larla ışıldayan yüzünde gümüş] ten izler bırakıyordu... Hayli’ açılmışlardı.. Şu önden giden' vapur arkaya ışıktan dokunmuş bir yol halısı sererek a-zaklaşıyoıdıı.. Ve bu halı ile, geride bıraktığı kıyıyı biraz daha kendinden öteye itiyordu sanki.. Ağaçlar ve binalar sahile ait ne varsa gittikçe birbirine biraz daha sokularak toplanıyor, sahneye çıkmış gibi karşılarında duran şıı fenerin karşısına yarım halka olarak kendinden geçmiş bir halde onu seyre dalmış gibi duruyorlardı. Ötede yemyeşil tepeler, uçsuz bucaksız imişler gibj, alabildiğine uzanıp gidiyordu. Yeşillikler arasında, u-zaklan, tarlaların ortasına kon
muş kuşlar gibi duran tek tük binalar göz alıyordu. Kimisinin bacasından duman çıkıyor ve insana zorla içlerinde barınanları hatırlatıyordu. Bunların her birinde, birbirinden ayrı zevkleri, ayrı gaileleri, ayrı menfaatleri olan kimseler yaşıyordu. Ve yamaca yapışmış ufacık bir şey gibi görünen şu evler, onlar için bütün bir âlemi, daha doğrusu bütün bir âlemin merkezini teşkil ediyor-
dil.
Bu yaka, ötekinin tersine gittikçe daha büyüyordu. Ağaç larla evler, sanki gelenleri karşılamak için sahile doğru koşmağa başlamışlardı. Az zamanda, ağaçlar, kıvrak, çevik hareketleriyle evleri geride bırakarak öne geçtiler.. Fakat geride kalan evlerin de, şimdi elleri yüzleri yıkanmış, temiz ve renkli elbiseler giyinmiş
Tefrika No. 6
köylü kızlar gibi, şahsiyetleri kuvvetle belirmişti.
Tepeleri saran gölgeler, yer yer denize yayılıyor.. Ferahlık, serinlik vaadederek insanı kendine çekiyordu. Gülşen bir kürekte, o gölgelere varacaklarını sanıyordu. Fakat kayık ilerledikçe gölgeler ürkerek ö-nünûen kaçışıyorlardı. Güneş ihtirasla suyu kucaklıyordu.
Derken birdenbire serinliğe daldılar. Kayık dereye gelmişti. Buranın suyu yemyeşildi. Göz ister istemez bu suya dalıyor.. O zaman etraf yavaş yavaş silinip kayboluyor ve insan kendini, yapısında yalnız zümrüt ve akik dullanılmış büyülü bir diyarda sanıyordu...
Ağaçlardan mı indiği yoksa sudan nıı çıktığı belli olmıyan tatlı bir serjnlik her yanı snr-
Gülşeıı derin bir nefes ala-
— Aman no hoş., dedi.
Rutubet alan saçları kıvrım kıvrım olmuş, yüzüne tatlı, canlı bir penbelik yayılmıştı.
Bakışlarını Macidc çevirerek:
— Terlemişsin., dedi.
Macit uzanarak, âdeta başına değecek derecede yaklaşlu-ş bir dalı kopardı. Onunla genç kızı yelpazeler gibi yaptı. Rüzgârdan değil de hareketten ürkmüş, ışıklı kanatlı kelebekler gibi Gülşeniıı alnından bir kaç tutam saç havalandı.
— Dönelim artık istersen..
— Sen bilirsin..
Gülşeniıı üzerine tatlı bir rehavet çökmüştü. Hava da ne sıcaktı Yarabbi.. Deniz, pırıl pırıldı. Su, gelirken olduğundan daha mavi idi. Ç-ılğın, muzaffer, zaferden sarhoş bir mavilikti bu..
Gülşen gözlerini kapamıştı. Böyleco hem gözleri kamaşmıyor lıenı de küreklerin suda çıkardığı şıpırtıyı daha iyi din leyebiliyordu.
Sıcağın bütün vücuduna işlediğini daha iyi duyuyor, ve bu duygudan, ateşli bir el tarafından okşanıyormuş gibi, garip bir lmz alıyordu.
(Devam edecek)
TAKVİM
25/ 1Q 1950 — Çarşamba Rumî; 1366 — Ekim 12
Hicrî': 1370 — Muharrem 13
Vasati

NÖBETÇİ ECZAIIANELER
‘ Ulus, Derman, Güıay

Sayfa : 3
25/10/1950
ZAFER
DışPolitikc
Vişinski’nin sulh demeci
Sovyetlcrin son zamanlarda daha yatkın bir tarzda idare-i kelâm etmelerinin, aslında, Rus siyasetinin bir duraklama ve yola gelme temayülünden değil, batıkların almış oldukları tedbirlere karşı mukabil tedbir almak mülahaza sıııdan ileri geldiğini dün bu sütunda izaha çalışmıştık. Nitekim Vişinski, dünkü nutkunun siklet merkezini Almanya meselesi üzerine istinat ettirmek suretiyle, şimdilik büyük batılı devletlerin en serî vo müessir bir tarzda hareket etmekle oldukları bölgeyi, ele almış ve bu kesimden hücuma geçmiş bulunmaktadır. Filhakika Almanya'nın silâhlanmasını protesto maksadiyle 20 Ekimde verilen Sovyet notası vc Prag’da peyk devletler dışişleri bakanları toplantısının aynı konudaki tebliği, Fransa ile Amerika a-rasında Almanya'nın silahlandırılması bahsindeki görüş ayrılığının kısmen bertaraf edildiği kanaatinin hasıl olduğu bir zamana rastlamıştı. Vişinski’nin dünkü «sulh demeci» de batıkların Nevyork konferansında ittihaz ettikleri kararların semere vermekte olduğunu gösteren üç haberin aydınlığında vaki olmuş-
Bilindiği gibi. Başkan Tru-man, 9 Eylülde verdiği bir demeçte. Almanya’daki Amerikan işgal kuvvetlerinin takviye edileceğini bildirmiş ve bundan on gün sonra da üç dışişleri bakanı, hükümetlerinin bu hususta mutabık bulunduklarını tesbit etmişlerdi. Dün, yani bu kararın verilmesinden bir buçuk ay kadar sonra, ilk Amerikan takviyelerinin bu ay sonunda Almanya'da bulunacakları bildirilmiş-
Nihayet, yine diin, Fransız kabinesi, silâhlanma üzerinde cereyan eden müzakerelerden sonra neşrettiği bir tebliğde: «Bir Avrupa ordusu içine Almanya'dan da bir kaç tümen asker alınmasına Fransa’nın itiraz etmiycceğini» belirterek, Almanya'nın silâhlanması bahsinde mevcut Fransız - Amerikan görüş ayrılığına şu veya bu suretle son verilmiş olduğunu açıklamıştır.
30
pJh

Dünya nın aynası
Adenauer Rusyaya
şiddetle hücum etti
«Komünistlerin Almanya hakkındaki plânlarını düşünmek bile insanın fenasına gidiyor»
New - York Radyosu, 24 -(Basın - Yayın) — Alman Şan söliyesi Doktor Adenauer, Almanya’nın birleştirilmesi hakkın du Doğu Almanya hükümeti tarafından ileri sürülen teklifi reddetmiş ve demiştir ki::
Hayretimi mucip olan şey, bu , teklifi, geçen Pazar günü yapılan Genel seçimleri baştan aşa- , ğı tahrif eden Sovyet Rusya’nın
desteklenıiş olmasıdır. Doğu Almanya’yı silâhlandıran Sovyet Rusyanm, aynı vaziyetin Batı Almanya'da da vuku bulduğunu iddin etmesi kadar gülünç bir şey olamaz. Komünistlerin kaleme aldıkları bir birleşme plânının Almanya içilene gibi neticeler doğuracağını düşünmek bile insanın fenasına gidiyor.
Amerikadaı Kore ve iç güvenlik uzak şark ______ i --------
Komünizmle mücadele hazırlanan kanun yürürlüğe girdi
Londra Radyosu, 24 (Basın yayın) — Amerika’dan alınan haberlere göre, Addet Bakanlığı, geçenlerde çıkarılan yeni «İç Güvenlik Kanunu» uyarınca ileri gelen komünistleri toplamağa ve bunların sicillini Jutmağa başlamıştır. Chicago, Seatlle, Los Angeles, San Fransisco ve sair büyük şehirlerde şimdiden bazı tevkifler yapılmıştır.
Amerika'nın yeni (îç Güvenlik Kanunu» geçen ay Başkan Truman’ın vetosuna rağmen kongrece kabul edilmiştir. Jîu kanun uyarınca, Amerika'daki komünistlerin kendilerini Amerika Başsavcılığına kaydettirmeleri gerekmektedir.
Amerikanın gelecek bütçesi 70 - 75 milyar lira olacak
Vaşington, 24 a.a. — Temsilciler Meclisi silâhlı kuvvetler komisyonu Başkanı Câri Vinson radyo ile yayınlanan bir mülakatta ezcümle şunları söylemiştir:
Vişinski’nin. bıılılılıırı Avrupa'da silâh gösterisi yapmak ve Almanya'nın bir daha hiç bir zaman bir tecavüz, unsuru haline gelmesine müsaade edilmeyeceğini derpiş eyleyen Potsdam anlaşmasını ihlâl etmekle suçlandıran nutkunun bıı hâdiselcr-lo aynı zamana tesadüf etmesi, Sovyet siyasetinin, ümidlerin hilâfına olarak, yeni bir yol tutmak üzero olmadığını, daha ziyade, teşebbüsü elden kaçırdığı yerlerde gediği kapamağa uğraştığını göstermektedir.
Mücahit TOPALAK
İmtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adıns Başmuharrir Mümtaz Faik FENİK
Bu nüshada yazı işlerini fiilen idare eden Fotin Fuad Basıldığı yer: Güne, Matbaası — Ankara
Eden Koredeki zaferin uzak şarkı da kurtarmadığını söyledi Lâvvestoft, 24 a.a.'— Muhafazakâr parti ileri gelen şahsiyet- ' İCl inden Eden, siyasî bir toplantıda verdiği beyanatta -Hindiçi-ni’deki vaziyetten de anlaşılaca- I: ğı veçhile Kore zaferinin Uzak ■ Şarkı asla kurtarmadığını» be- ; lirtnıiştir. Mamafih Eden, Bir- i leşmiş Milletlerin Kore zaferini ■ müteakip devamlı barışın ihdası ; hususunda dünya ümitlerinin ye- ! niden canlandığını ilâve etmiş- ■ tir.
’ CASUSLAR j
î kimlerdir? J
• CASUSLAR |
•nasıl vc nerelerde yetişirler? j
• CASUSLAR £
: nasıl çalışırlar? J
■ CASUSLAR J
) dan nasıl korunmalıyız? * iTopyekıın Casusluk: ) ta okuyunuz £
• Yazan: Curt Riess *
; Çeviren: Bedia Avu/ıduk J ! Akba, Berkalp, Haşefakilop $ ; evleri. vpya P.K. 2018 müra- * 5 cani. , 5872 J
İ
i
i
Bir karakter meselesi! ; RdrfyO HOŞriyCitl ÇÖ6C
Rahmetli büyük Atatürk bir gün ecnebi sefirlerden | birisiyle konuşuyormuş. Söz, müziğe intikal etmiş. *
Sefir demiş ki:
_____ İnkılâplarınızın hayranıyım! Her şeyi düşünmüş S ve modernleştirmişsiniz. Yalnız bir noksanınız var ki, onu * tamamlıyacağınızı zannetmiyorum. £
Atatürk hayretle sormuş: £
— Bu, hangisidir? i
Sefir, oracıkta çalmakta olan bizim yerli müzisyenle- £ ri göstererek: J
— Müzikte!., cevabını vermiş. Atatürk hiddetlenir gi- S bi olmuş. Sefir devam etmiş: £
— Aziz ekselans, görüyor ve çocuklarınızın çaldığını £ dinliyorsunuz. Güzel, fakat cansız! Müzikte bir inkılâp £ yapamıyacaksmız demekteki maksadımı yanlış anlamayın. £ Çünkü Türkler gururlu bir millettir. Kendileri için çalar- * lar, başkas-nı eğlendirmek onların elinden gelmez! £
Gazetelerde gördüğümüz, ecnebi orkestraların mene- £ dileceğine dair haber üzerine bu hikâyeyi hatırlamış bu- j lunuyoruz. £
Hakikaten, bizler, böyleyizdir. Bir eğlence yerinde £ kimseye metelik vermeden eğlenebilen ecnebileri hayret- £ le seyreder ve ciddî ciddî otururuz. Bu kabil yerlerde ça- £ lan vatandaşlarımızın huyları da yine bizlere benzediğin- £ den başkalarını eğlendirmek imkânını bulamazlar. Bu se- £ beple biz, eğer kendi müzisyenlerimizi korumak ve onla- £ nn .terfihi imkânını aramak istiyorsak başka bir tedbir £ bulmak mecburiyetindeyiz! £
ne zaman işe yaradı?..
Otuzbeş sene evvel kaybolan iki kız kardeş radyo neşriyatı ile bulundu.
w ■
Kıbrıs'ta Lefkoşe'de neşrettiği «Söz» gazetesiyle oradaki Türk cemaatinin fikirlerine tercüman olan ve Türk inkılâbını adım adım oraya aksettiren Mehmet Remzi Okan'ın kızı Netice Okan'la Dışişleri Bakanlığı memurlarından Yılmaz İkizer'in likâh merasimi Halkevi salonunda iki tarafın akraba ve dostları önünde yapılmıştır. Resimde yeni evliler tören esnasında görülüyor. İki kıymetli gencimizin kurdukları yuvada mesut olmalarını dileriz.
İ Ameıikada tahsil edecek Üniversite İ mezunları için burs ve seyahat masrafları yardımı
£ Aşağıdakiler için ilk müracaat formülleri vardır:
£ Amerika’ya gitmek veya oradan dönmek için Ful-
j | bright yardımı.
£ Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin geçim mas-
£ rafları ve tahsil harçları yardımı.
£ Amerikan müesseselerinin milletlerarası Eğitim Ens-£ titüsii vasıtasiyle teklif ettikleri eğitim harçları.
£ Bütün müracaatlar 10 Kasım 1950 den evvel şu adre-£ se yapılmalıdır. Birleşik Devletler Eğitim Komisyonu, £ Sümer Sokak No. 18. Kat. 3, Yenişehir. Ankara.
Yeraltı

En fazla" neşriyat vasıtalarından biri de hiç şüphesiz ki radyodur. Faydalan sayılmakla bitmez. Ancak, radyonun büyük faydalar sağladığı çalışmalar-arasında, kayda değer biri de, kayıpların bulunmasıdır. Memle-1 ketimizdeki Ankara ve İstanbul radyolarında bu hususa pek az yer verilmiş olmakla beraber, yabancı memleketlerde böyle değildir. Helev geçenlerde vuku-bulan bir hâdise, radyoların bu hususa verdikleri ehemmiyeti bir kat daha arttırmıştır.
Büyük şarkıcı Andre Bauge’-ııin, kendisine ilk resim derslerini veren Mme Breda ile tekrar buluşmaları bir hayli heyecanlı olmuştur. Andre, 1913 yı-lındanberi onu görrhcık saadetinden mahrum idi-
O zamanlar, Mme Breda, Su-zcnneı Choisie tesmiye ediliyordu. Dört kız kardeşten en küçüğü idi. SommerJieue’de oturuyorlardı. Andre’yi bir kardeş gibi severlerdi. Ve işte, uzun se)-neler onları birbirinden acırmış ve fakat garip bir tesadüf neticesinde de birleştirmişti- En heyecanlı ân muhakkak ki Mme Brada’nm bazı hâdiseleri hatırlaması oldu. Mme Bredat son konuşmalarım anlatırken, gözünün önünde eski hâtıraları yeniden canlandıran ve o gençlik devrinin heyecanım yeniden duyan Andre, âdeta kendinden ge-
O gece, bütün aile efradı, ye-nıek masasının etrafına toplanmışlar, peşe ile yiyip içiyorlardı. Andre, bahriye askeriydi o zaman. O sobalı, elbiselerini itina ile temizletip ütületmiş ve giydikten sonra da kirletmemeye ve bozmamaya çok dikkat etmişti. Yemek yerken bile büyük bir titizlik gösteriyordu.
Yemek, neşeli bir zamanda, bir subayın gedmesiyle âdetâ zehir oldu- Subay özür dilemiş
— Bauge, «hazır ol» işareti verildi. Bu .akşam hareket ediyoruz, demişti.
Yapılacak bir şey yoktu. Çar-çehuk yemeğini bitirdi ve hazırlandı. Bir kaç dakika sonra veda etmek üzere, Choisie ailesiyle teker teker kucaklaşıyor-
du. Aileyi üzen nökta, Andre'nin harbe gitmesiydi., Onu çok seviyorlardı. Belli olmaz ki, harp bu! O sıralarda Verdün harbi patlak vermişti.
Andre gitti ve ancak radyonun «Hayatta) olup olmadıklarını biliyor musunuz?* yayınından sonra tekrar görüşebildiler.
Daha bunun gibi bir çok kar-şılakmaliar olmuştur. Diğerleri bu kadar heyecanlı olmamışsa da gen© de enteresan idiler.
Eski dostlan bulmak hususunda en çok şansı olan şüphesiz ki Bauge olmuştur. Bauge, askerlik vazifesini yâparken tanıştığı ve o zamanlar Majino haltı üzerinde közanıatlar inşa eden bir dostunu da bulmak saadetine nail oldu.
Bu dostunun ismi Rene Mourlin idi ve şimdi Daunou tiyatrosunda çalışıyordu- Fakat bu buluşma biraz eski idi. 1936 da Rene’-yi görebilmişti. Bu karşılaşma o-na bir hctyli pahalıya mal olmuştu. Zira, vaktiyle» o, gene askere peynir - ekmek ziyafeti çekmişti. Simdi ise Andre, ne kadar tanıdığı varsa, gökte a-rorken yerde bulduğu bu eski dostunun şerefine verdiği ziyafete dâvet etmişti.
M. Mourlin, cebinden çıkardı-
ğı portföydeki bir fotoğrafı gös* terdi- Bu fotoğrafta Andre görünüyordu- Bu, on dört sene evvel çekilmiş olan bir fotoğrafı
| idi.
İşte, Andre Bauge, Choisie ailesinin iki küçük kızım, tekrar bulunca hatırına bu eski dostu; İ1q karşılaştığı günler gelmişti. Aradan 14 sene geçmişti. Mme Breda, 1915 de, son ayrılışlarından bir müddet evvel çektirmiş oldukları resmi ona gösterdi. Ne kadar değişmişlerdi! Andre'nin ■ cjklma bir şey geldi. Bir de, şimdi fotoğraf aldıranlardı- 1950 senesinde alınan fotoğrafla 1915 senesinde çekilen fotoğraflar a-ı rasında ne kadar büyük bir fark vardı!
I Luzembourg, Monte Karlo ı radyoları her perşembe günü saat 20.45 de Hayatta olup olmadıklarım biliyor musunuz?.», yayınlarına muntazaman devam, etmektedir. Buluşmaların neticeleri ve tafsilâtları ayrıca, gazete ve radyo ile neşredildiği için, i radyoda ayrılan bu saate karşı ı büyük bir alâka başlamıştır. Artık, herkes, eski defterleri ka-i rştırmakta ve eski tanıdıklarından kaybettiklerini aramakla-
Verem ve romatizma maden işçisinin meslekî hastalığı değil midir ?
— 20 —
Yedi kat değilse de, her halde bir kaç kat yerin dibinde, günlerce, aylarca ve yıllarca çalışan insanlar, yeryüzündeki-lerden daha çok hastalanmazlar mı? Elbette ki hastalanırlar. Güneş altında, temiz havada tarlasını süren bir çiftçiyi düşününüz, sonra da geliniz, yüzlerce metre toprağın altında el emeğini değerlendirmeğe çalışan maden işçisine bakınız. Opun göz yaşlan bile siyah akar, nefesi bile tozlu kömür saçar...
Sarı benizli maden işçisinin birçok meslekî hastalıkları vardır. Sigorta, bunları tedavi ettirir. Zonguldak'ta olduğum sıralarda bu meslekî hastalıklar nedir, diye sordum. Fakat galiba silikoz’dan başkasının meslek hastalığı sayılmadığını hayretle öğrendim. Silikoz da nedir, diyeceksiniz? Ben öğrendim, size de söyliyeyim: toz hastalığı!
Evet toz hastalığı, ismi üstündedir. Daha ziyade kaya tozlarının ciğerlerde yaptığı bir âfettir. Hani bazı inşaatta görmüşsünüzdür. Elektrikli makkaplar vardır. Kayayı delerler de içine dinamit doldururlar ve sonra da atarlar. İşte kaya delinlrken çıkan tozlar, işçinin ciğerlerine dolar ve böylelikle silikoz hastalığı meydana gelir.
Fakat size garip bir şey söyliyeyim: Bizde Sigorta Kuru-munun bir meslek hastalığı olarak tanıdığı silikoz, Amerika-da meslek hastalığı olmaktan çıkmıştır. Çünkü orada kayaları kuru kuru dolme usulü yasak edilmiştir!
Temenni edelim kî, bizde de yakın bir zamanda bu elektrikli makkapları, kuru değil, yaş çalıştırmak imkânı elde
Fakat biliyor musunuz? Sigorta Kurumuna göre verem, meslek hastalıklarından değildir. İşte, buna ne kadar şaşaanız yeridir. Atalar sözümüz malûm! Güneş girmeyen yere, doktor girer. Ocağa da güneş girmediği malûmdur ama, güneşsizlikten doğan hastalığın vorem olduğu malûm değildir! Ocağın içerisi bazan steak, bazan da çok cereyanlıdır; teneffüs ettiğiniz hava, yeryüzünden yor altına pompalarla, hor iumlarla gebr. Yeryüzü de kömürlü olduğu için bu hortumdan gelen hava, kömür foziyle doludur. İşçi bu havayı tenef-
füs edecek, bu şartlar altında çalışacak, ve sonra maazallah verem olursa, bu da meslekî hastalık sayılmıyacaktır!
Öyle kuyular vardır ki içinden mütemadiyen sular akar. İşçi bazan diz kapaklarına kadar bu sular içinde çalışır. Pompalar ne kadar kuvvetli olursa olsun bütün suları dışarı atamaz. Ter rutubetle birleşerek işçi vücudunu bir küf gibi sarar, fakat romatizmaya tutulursa, bu meslekî hastalık değildir! Böyleleri hastalanırlar ve sonunda ihraç edilirler. Eğer Sendikaya kayıtlı iseler, üç beş kuruş «ihraç» karşılığı alırlar, olur biter... Veremde de böyledir. Önce dermansızlık, son ra çalışamaz hale gelince ihraç!
Esasen verem, meslekî hastalıktır diye akla gelmediği için hasta işçiler sanaioryoma bile gönderilmezler.
Fakat durunuz!
Maden işçisinin o kadar da ihmal edildiğini iddia edemezsiniz! Eğer hastalığının menşei maden olduğu tesbit edilirse, bunların meslekî hastalıklar faslına ithali mümkündür. O halde dâvayı halletmek için bir istida kâfidir!
Bu da zor bir iş mi, diyeceksiniz? Allah Allah bundan kolay ne var? İşte Ankara'da senede bir Yüksek Sıhhî Şura toplanıyor. Hastalığının nerede başladığından şüphesi olan işçi. Sıhhî Şûra'ya müracaat etmek hakkına maliktir. Çünkü bu gibi hallerde Yüksek Şûra'dan başka merci yoktur; hastalıkların danıştayı orasıdır! Fakat verem âfetine tutulan işçi, geçen müddet zarfında ölürmüş! Düşündüğünüz şeye bakın, ' sanatoryom kapılarından içeri girmek için nöbet bekliyenler arasında ölen yok mudur?
Bu acıklı vaziyetin lâfı bile insanın tüylerini ürpertiyor. Bize kalırsa, meslek hastalıkları ve ihtiyarlık sigortası yeni başlan tekrar tekrar gözden geçirilmeli ve maden işçisinin sağlığı, daha esaslı bir teşkilâta bağlanmalıdır. Sendika, Amele Birliği, Sigorta Kurumu bunların hepsi iyi... Fakat birbirlerinden ayrı olarak çalışması, hem masrafı, hem kırtasiyeciliği ve hem de sıhhî yardımda randımanı ve kolaylığı azaltmakta üstelik, kesintileri çoğaltmaktadır.
Sayfa 4
Sayfa 4
ZAFER
25/10 1950
ZAFER’İn siyasî anketi
B. Elçilerin B. Milletlere dair fikir ve kanaatleri
Kanada, Pakistan, Yunanistan, Irak, İran, Ürdün ve Çin sefirlerinin sözleri
Birleşmiş Milletler Andlaşmasımn bir dünya kanunu hüviyeti ile yürürlüğe girmesinin beşinci yıldönümündeyiz.
Birleşmiş Milletler Andlaşması sulh ve sükûnun gerçek taraftarı olan milletlerin,
insanlık için, yüz yıllardır ideal olmuş bir ' gayeyi tahakkuk ettirmek uğrunda meydana getirdikleri muazzam bir eser hüviyeti arzetmektedir.
Gelecekte tarih, yirminci yüz yıla, hâ-
I
diselerden mülhem bir isim ve sıfat vermek bahsinde her halde müşkilâta uğramıyacak ve yaşadığımız şu zaman parçası «Birleşmiş Milletler idealinin gerçekleştiği devir» olarak tavsif edilebilecektir.
ZAFER, bu büyük günün beşinci yıldönümünde, başkentteki büyük elçilerin intiba ve düşüncelerini okuyucularına bildirmek için hazırladığı ankete verilen ce -vapları aşağıda takdim eder.
[rTrLEŞMİŞ MİLLETLERCE|
Teknik yardım ve Türkiyenin durumu
KANADA BÜYÜK ELÇİSİ EKSELANS GENERAL ODLUM'UN DEMECİ
«Kanada, Birleşmiş Milletler teşkilâtını kuvvetle takviye eden devletlerden biridir.
Kanada, bütün dünya millet terinin sulhü arzu ettiğine ve onun için, harbe son vermek üzere mümkün olan bütün vasıtaları anlayışlı bir işbirliğile ullanacağına inanmış bulunu-or. Harp, insanlık tarihinde, ,( günlerdenberi atmosferi karartan bir buluttur.
İşbirliğinden kaçman ve ortaya ciddî surette engeller çıkaran bazı zümrelere rağmen. Birleşmiş Milletlerin daha şimdiden kuvvetini ispat eteğine inanmış bulunuyoruz.
Harpsiz bir kurtuluş çaresi blunamıyacağına inandığımız anlar olmuştu. Fakat bugün, Assambleye verilen kuvvet sayesinde istikbal için ümitleri-jnizi takviye etmiş bulunuyoruz. Bu kuvvetin, ekseri Güvenlik Konseyinde ortaya atılan veto sıkıntısını da kökünden söküp atacağına eminiz.
Birleşmiş Milletleri bütün kuvvetimizle takviye ediyoruz ve bunda devam edeceğiz.
Kanada, daha şimdiden bu yolda silâhlı kuvvetlerinin bir kısmını Birleşmiş Milletler hizmetine ayıran devletlerden bi-
PAKİSTAN BÜYÜK ELÇİSİ EKSELANS H. E. MİAN BAŞİR AHMED'IN DEMECİ «Birleşmiş Milletler Organizasyonunun yaklaşan 5 inci yıldönümü manalı bir ehemmiyet taşıyan hâdiseler arasındadır. Medeni insanlığın istikbali, G0 devletten mürekkep dünya ölçüsündeki bu teşkilâtın idamesine ve kuvvetlendirilmesine bağlıdır. Son zamanlara kadar, bu cihanşümul sulh unsurunun kifayeti hakkında bazı mahfillerde ciddî şüpheler besleniyordu. Fakat bu şüpheler Birleşmiş Milletler organizasyonunun Kore harbinde kuvvete karşı hakkın tarafını tutma-siyle kısmen zail olmuştur. Bir leşmiş Milletler Konseyinin başlıca gayesi, kuvvetliye kar-ş. zayıfı korumak, yani büyük devletlere karşı küçük millet
BİRLEŞMİŞ
MİLLETLER
GÜNÜ
Tahakkuk ettirilmek istenen bu program sayesinde yıkıcı ve müfrit fikirlere karşı mukavemetin artacağı da umulmaktadır
lerin hamiliğini yapmaktır. Bundan başka bu organizas -yon, aynı zamanda büyük devletler arasında hakem de olmalıdır. t
Kore vakasından sonra, kü -çük milletlerin veya daha iyi teşkilâtlandırılmış komşularının, Filistinde ve Ke.şmirde halkın arzu ve idaresine aykırı olarak bazı toprakların işgalinde olduğu gibi tecavüzkâra-ne hareketleri karşısında kaldıkları anda, Birleşmiş Milletler teşkilâtının, ittihaz ettiği beynelmilel kararları derhal tatbik mevkiine koymak için ve münakaşaları adil bir şekilde halletmek üzere işe müdahale edeceklerine emindirler.
IRAN BÜYÜK ELÇİSİ EKSELANS MUHAMMED SAID'İN DEMECİ
İran büyükelçisi ekselans Muhammed Said Birleşmiş Mil letler teşkilâtının büyük önemine işaretle başladığı demecine şöyle devam etmiştir:
«Bu teşkilâtın önemli teşebbüslerinden biri, memleketimiz den yabancı kuvvetleri mak için İran'a yaptığı yar aımdır.
Bugün için, bu teşekkül, bazı müşkül lerle karşı karşıya bulunmakta ise de hiç şüphe yok ki yakın bir gelecekte üyelerinin yar -dım ve fedakârlığı sayesinde bu zorlukları bertaraf edebileceğine eski başarıları bir delil teşkil eder. Böylelikle bu teşkilâtın vücude getireceği emniyet ve görüş birliği havası içinde küçük, büyük bütün dev letler medeniyetin ilerlemesi-
( Sonu 7. inci sayfada )
Birleşmiş Milletler, tarihteki milletlerarası teşkilâtların en büyüğü ve kuvvetlisi olarak faaliyete geçeli tam beş yıl oluyor. Bu ilk beş yılın en güç yıllar olup olmadığının lıiik münii tarih verecektir, fakat şurası muhakkaktır ki 24 Ekim 19-15 ten heri bir çok milletlerarası fırtınalara göğüs germiş, siyasî başarılar kazımmış ve dünya çapındaki bir çok ekonomik ve sosyal programların tatbikatına muvaffakiyetle başlamıştır. Nihayet şimdi 24 Ekimde, Birleşmiş Milletler bu beş yıllık tecrübe ile ve faal bir ruhla istikbale bakmaktadır. Ondokuzııncıı asır nasıl endüstriyel devrim asrı idi ise, yirminci asır, yani elektronik, atom ve İktisadî hareketler asrı da milletlerin mukadderatlarını kendi kendilerine tayin ettikleri asır olarak tarihe geçecektir.
Son 29 sene zarfında, bir çoğu elan halledilmemiş bulunan bir sürü problem ortaya çıkmış bulunmaktadır. Fakat milletlerin mukadderatlarını kendi kendilerine tayin etmeleri o kadar zaruri olmuştur ki. Birleşmiş Milletler kurulduğu anda, henüz kendi kendilerini idare edemiyen insanların istikballeri ile meşgul olacak bir hususî ıızuv kurmak zarureti hissedilmiştir.
Kurulan bu uzuv, Birleşmiş Milletlerin başlıca altı uzvundan biri olup, adı Vesayet Kpn.'jîyidir.
Konseyin başlıca vazifesi her vesayet bölgesinin, siyasî, İktisadî, İçtimaî ve kültürel inkişafları hakkında verilen raporları tetkik etmek ve bu bölgelere zaman zaman gezici heyetler göndermektir.
' fS nümüzdeki yıllarda Bir-
leşmiş Milletler te kilâtı ile ona bağlı ihtisas teş(»l(idlerinin işleri arasında «îkt s:ı-dî bakımdan yeter derecede gelişmemiş memleketlere y.ı-pılacak teknik yardım programı» nın tatbikatı önemli bir yer tutacak gibi görünmektedir. Bu husustaki çalışmalar ve hazırlıklar hayli ilerlemiş | ve yapılan yayımlar şimdiden küçük bir kütüphane teşkil e-1 decek kadar artmıştır. Memle-' ; ketimiz de henüz iktisadi ba-; kımdan yeter derecede ilerle-’ memiş olduğu için, bu konu ; bizleri çok yakından ilgilendir-; mektedir.
ti min için bunların istifadesine arz gayesi güden yeni ve cesu-rane bir programa başlamalıyız. Bu program bütün milletlerin Birleşmiş Milletler vası-I tasiyle elbirliği ile çalışacakla | ı ı kooperatif bir teşeşbbüs ol-I malıdır... ve bütün insaniyet i-çin şahsî hürriyet ve saadet sağlıyacak şartları yaratmaya yardım etmelidir...
ya konan su gibi bir ilk kalkındırma yardımı teşkil edecekleri ve ileride yine bu mem leketlerden isteyenlerin ya -bancı sermaye bulmalarına imkân hazırlıyacağı umulmaktadır. Netekim iktisadi bakımdan yeter derecede gelişmemiş mem leketlerin gerek kendi öz malî kaynaklarından, gerek yabancı malî kaynaklardan nasıl faydalanabilecekleri meselesi üzerinde de uzun uzadıya durulmuş, ve Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankası, Milletlerarası Para Fonu gibi müessese-krin yardımı ile bu mAele incelenerek bir rapora mevzu
Teknik yardım programının esası 1949 Ocak ayında Cum -lıurbaşkanı Trumanın yeniden vazifeye başlarken iradettiği nutkun dördüncü noktasıdır. Netekim çok defa gerek prog -ramın bütününü, gerekse bununla ilgili olarak Amerika Birleşik Devletlerinde alınmak ta olan tedbirlere «Dördüncü nokta» başlığı ile atıf yapılmak tadır. Başkan Truman nutkunda konumuzla ilgili olarak bilhassa şunları söylemişti: «.... İ-lim sahasındaki ilerlemelerimi zin ve sınaî terakkilerimizin faydalarını... dünyadaki hür milletlerin kendi gayretlerile yüklerini hafifletebilmelerini
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TÜRK DERNEĞİNE ÜYE OL- i ; MAKLA BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÜLKÜSÜNE VE DÜNYA : BARISINA HİZMET ETMİŞ OLURSUNUZ.
Birleşmiş Milletler Türk Derneği
Çocuk Esirgeme Kurumu Apt. 2, Yenişehir, Ankara.
ÜRDÜN BÜYÜK ELCİSİ EKSELANS Gl. MEHMET ALİ ADJLUNİ’NİN DEMECİ
Çin Büyük Elçisi Ekselans Dr. Ti-Tsun Li’nin beyanatı
Irak Büyük Elçisi Ekselans İbrahim Akif El-Arusî'nin demeci
Yunan Büyük Elçisi Ekselans Alexandre Contoumas'ın demeci
Yuılon Büyük Elçisi Ekselans Alexc»ıdre Contoumas, «Cemiyeti Akvam) da, çalıştığım belirterek demecine- başlamış ve Birleşmiş Milletlerle bu eski teşekkülü vukufla mukayese ede-lek sözlerine söyle devam et-
«Birleşmiş Milletlerin en büyük arzusu cihanda bir sulh ve selâm âlemi kurmaktır. Esa-| sen, biz müslüman olanların diminin esası selâmettir. Onun i-çin, Birlemiş Milletlerin ideali olan sulh ve selâmı bütün imanımız ve içimizle alkışlarız.
«Birleşmiş Milletler Teşkilâtı 5 se-nedenberi bir hayli isler yapmıştır ve Milletler Cemiyetine nazaran daha fazla avantajları vardır. Simdi bütün milletler, sulhü teklikeye koyan ihtimallere karşı büyük bir anlayış veı iş-birliğiyle çalışmaktadırlar. Bu sulhün tesisinde mühim bir faktördür. Vafktiyle Milletler Cemiyetine girmeğe çekinmiş olan Amerika şimdi Birleşmiş Milletler mekanizmasının muvaffak olması için bütün kuvvetiyle çalışmaktadır-
Birleşmiş Milletler için diyorlar ki:
Cumhurbaşkanı Harry Truman
«Birleşmiş Milletler Anayasasının tasvirini Amerikan Senatosundan müstacelen ta ep ediyorum. Bize devamlı barışı verebile-ek yegâne vasıta Birleşmiş Milletler Teşki-âtıdır, başka hiç bir vasıta yoktur, bana
uygun olarak tecelli etmesi ar- | lık kolay olmıyacaktır. Zira, o teşkilâttaki bütün devletlerin mümessilleri her meseleyi mü nakaşa ederek ve tamunu riyetle, memleketlerinin ________
ive menfaatlerine uygun olarak barış irey verebiliyorlar. J' ‘ v“ J”
. bu heyetin nizam ve
de tamamen hatadan salim de dar, Birleşmiş Milletler, batı ile ğildir. Bütün bunlarla bera- (doğunun birbirine hakaret et-ber, bu teşkilâtın iyilikleri mc- nıek için toplandıkları bir mü-denî memleketleri yüksek sa- zakere cemiyetinden başka bir adete eriştirebilir.» | ( Sonu 7. inci sayfada )
■ ...v Birleşmiş Milletlerin beşinci tamamen hür, yüdönömö münasebstiyle, bütün hak düşüncelerimizi milletlerarası o.ı_. ________ ’ _ ve adaletin bir aracı olan
Maamafih, | bu dünya teşkilâtının mühim ö-........... . _• prensiple- devlerine doğru çevirmiş bu-ne kadar mükemmelse lunuyoruz. Üç ay evvelisine ka-
Biz insanlar, tanıdığımız birini gördüğümüz zaman ona Selâmı Aleyküm deriz; yani, ona sulh ve selâm içindeyiz demek isteriz. Allah korkusu, bu sulh ve selâmı en ziyade koruyan olacaktır. Allahtan korkusu olmayan her fert ve her millet bu mukaddes arzuyu bütün caniyle anlayamaz. Birleşmiş Milletler de bu mukaddes hedefine varmaları için elinden gelen bütün şeyleri yapacaklardır. Onların bütün kalbimizle bunda muvaffak olmalarını Cenabı Haktan temenni ederiz. Bunu da dileriz ki bu milletlerarası barış kütlesinde hak ve adalet bütün ufak ve büyük milletlere aynı tarzda tatbik edilsin ve birbirinden ayrı bir bakışla görülmesin.»
Her şeye rağmen Birleşmiş Milletler ilerliyen bazı güçlükler le kars karsıyadır. Bunların en ' basında veto meselesi geliyor. * Teşkilâttaki bütün dünya devletleri, Sovyeller hariç, sulh için uğraşmaktadırlar. Halen, politika âleminde hakikaten bir lider o-lan Amerikan Hükümetinin gösterdiği iktidar, verfo sıkıntısının yakında halledileceği hususunda bize ümit veriyor. Ancak veto derdi ortadan kaldırıldıktan sonra sulhü aramak yolunda emniyet ve ümitle çalışabilir. □' | mitvar olmak için efimde iyi bir sebep var. O da, i Mr. Acheson-un son umumi toplantıda sunduğu karar müsveddesidir. Eğer umumî Meclis tarafından kabul edilirse, bu karar vetonun yarattığı müşküller için mükemmel bir çare olacaktır.
( Sonu 7. inci sayfuda )
; İngiltere Başbakanı demeni Aiilee
; J ‘ Birleşmiş Milletler Teşkilâtının mü-
! fflB^emmeliyetini iddia edemeyiz. Fani insan-
! 1tarafından kurulan hiç bir şey mükem-;; "" mel olamaz. Ancak teşkilâtı ıslah etmenin
;! yegâne çaresi sonuna kadar teşkilâta baş -
! vurmak, ondan istifade etmektir.»
; İngiliz Devlet Bakanlarından
; i «Birleşmiş Milletler fikrinin ortaya at-tığı hakikât şudur: Hâdiseleri tâyin edecek olan kuvvet dünya efkârı umumiyesidir.»
Philip Noel Baker Merhum Mareşal Smuis
;: «Birleşmiş Milletlerin muzaffer olabil-
! meşi için bir an bile müstakbel tehlikelere ;; karşı hazırlıksız göğüs gerebileceğimizi dü-; şünmemeliyiz. Birinci Dünya Harbinden ! sonra kararlaştırılan silâhsızlanma siyaseti-i mizin acı neticeleri .hatıralarımızdan katiy-i yen silinmemelidir.
Anfhony Eden
( Birleşmiş Milletler Teşkilâtı dünyaya son fırsat, son şanstır.»
Emesi Bevin
«Birleşmiş Milletler Teşkilâtı büyük ve-küçük bütün milletlerin müştereken sulh ığrunda çalışabilecekleri yegâne müessese rimak üzeredir. Küçük devletlerin mukad-tayin etmek hakkının büyük fevrin elinde bulunması gerektiğine dair mülâhazayı katiyetle reddederim. Bir -liş Milletler Teşkilâtının parçalanmasına müsaade edemeyiz. Birleşmiş Milletler seti Büyük Britanya dış- siyasetinin esa-teşkil etmektedir. Birleşmiş Milletler azamî kudret ve kuvvete eriş-nesini temin için hepimiz elbirliği ile çalış-
Amerika Birleşik Devletleri teşkil etmiştir, temsilcilerinin teşebbüslerde, | Başkan Truman’ın nutkun -insanlık için çok hayırlı olaca- danberi geçen zaman zarfın-ğı belirtilen bu program Birleş da yapılanlara gelince, bunları miş Milletler teşkilâtı ile ona Amerika Birleşik Devletleri bağlı ihtisas teşekküllerine tarafından yapılanlar diye iki mal edildi ve gereken çalışma- nokta etrafında toplayabiliriz, lar yapılarak bir çok ra- İlkin Amerika Birleşik Dev-porlara ve toplantılara ko- letleri bir yandan meselenin in nu teşkil etti. Öte yandan bu celenmesi, öte yandan gerekli programın ilk yılındaki mas- ödeneklerin veriltnesi şekille-raflara Amerikanın katılma rinde önemli gayretler sarfet-payı olarak harcanmak üzeıf; miştir. Haziran 1950 de Ame-Amerika hükümeti kongreden rikan kongresi iktisaden az 45 milyon dolarlık bir ödenek gelişmiş memleketlere yapıla-isteği. Anlaşıldığına göre, mas cak teknik yardımlara harcan-rafların yarısını Amerika vere mak üzere 35 milyon dolarlık cek, üçte birini yardım gören ödenek kabul etmiştir. Bu pa-memleket ödiyecek, kalan u- ranın 11 buçuk milyon kadarı fak miktarı da diğer devletler Birleşmiş Milletler Teşkilâtı-üzerlerine alacaklardır. Böyle- na tahsis eçlilrpiş, 10 milyon ka ce elde edilecek paralar, Bir- darı Lâtin Amerika memleket leşmiş Miletler teşkilâtı ile o- lerine ayrılmış, takriben 15 mil na bağlı ihtisas teşekküllerinin yonu da dünyanın diğer kısım olağanüstü bütçelerinde yer larına kalmıştır. (Amerika Bir-alacak ve her teşkilâtın «iktı- leşik Devletleri ayrıca Mar -saden yeter derecede gelişme- shall programından az gelişmiş memleketlere» kendi sa- miş bölgelere sarfedilmek üze-hasında yapacağı teknik yar - re önemli meblâğlar ayırmak-d unlara saı-fedilecektir. Meşe- ta ve Kore, Güney Doğu Asya lâ, Milletlerarası Çalışma Teş- ve komünist olmayan Çin için kilâtı iş veriminin arttırılması verilen ödeneklerin büyük bir ve sosyal siyasetin uygulanma- kısmı da teknik yardımlara sı sahasında yardım yapacak, harcanmaktadır). Şunu bilhassa Milletlerarası Tarım ve Gıda belirtelim ki hemen bütün bu Teşkilâtı tarımın ilerlemesi, yardımlar, ancak masrafların Milletlerarası Sağlık Teşkilâtı büyük bir kısmını kendi üzer-hastalıklarla mücadele, Millet- lerine alan memleketlere ya-lerarası Eğitim, Bilim ve Kül- pılmakta, başka bir deyişle, tür Teşkilâtı eğitiminin yayıl- teknik yardımdan faydalanan ması gibi sahalarda teknik yar memleket, kendisi iç finans-dımda bulunacaktır. manı üzerine almaktadır.
Birleşmiş Milletlerin bu sahadaki faaliyetlerine gelince,
Bu suretle, bir yandan mo ■ ctorn tekniğin verdiği imkânla» sayesinde iktisaden yeter de- Haziran 1950 de Lake Suc-recede gelişmemiş memleketle rin kalkınmaları gibi, öte yandan bu memleketler dışarıdan gelecek sermayelerden daha iyi faydalanabilecek bir duruma gelmeye bağlıyacaktır. Hayat seviyelerinin yükselmesi sayesinde yıkıcı ve müfrit fikirlere karşı mukavemetin artacağı da umulmakta- j'„jx dır. Mütehassıslardan mürek- -kep gruplar, (iktisadi bakımdan yeter derecede gelişmemiş memleketler istedikleri takdirde) bu memleketlere gidecekler, bu memleketlerin öz.(n iktisadi ve diğer meselelerini in-celiyecekler, onlara kaynak ve
cess’dö toplanan bir teknik yar d:m konferansında elli üye dev İ1IZ let teberrularda bulunarak 20
milyon dolarlık teknik yardım fonu vücude getirmişlerdir. Bu na yurdumuz da 182.000 dolar vermek suretiyle katılmıştır. Eu suretle 1951 yılı sonuna kadar geçecek olan on sekiz aylık devtede harcanmak üzere .şin azametine nazaran az da plsa, bîr kaynak temin olun -muştur. ” ,
Bu para aşağıdaki şekilde sıucccn.- n'ubtelif Birleşmiş Milletler özel ik- Te§ebl(ülleri arasında paylaştırılmıştır:
Birleşmiş Milletler Teşkilâtı imkânlarından nasıl faydala- (ana tdşekkül) % 23. nabilecetleri hususunda yol göstereceklerdir. Bütün bu faaliyetlerin kuru bir tulumba-
Gıda ve tarım teşkilâtı % 29. Dünya Sağlık Teşkilâtı % 22.
( Sonu 7. inci sayfada )
Sayfa : 5
ZAFER
G. Flaubert’in romanı tekrar filme alındı
mema
Müthiş bir karekter artisti
ve “Rosselini,, dedikodusu
Güzelliğin menfaati için, kadınlar, Havva'nın devrinden beri dudaklarına kırmızı, yanaklarına al ve gözlerine siyah boya sürerler. Bunun, bir deveciyi baştan çıkarmak için mi yoksa komşu çadırdaki kadıncağızı kıskandırmak maksadı ile mi başladığı meçhudür. Maa-mafih bugün bile güzeller de dahil, bütün kadınlar boyanmakta devam
ediyorlar. Bunun en parlak misalini 20 nci Asır Foks'un güzel artisti Corinne Calvet veriyor. Yulardaki resimlerde bir makıyaj dersinden iki hareketi güzel Corinne'in yüzünden takip etmek mümkündür.
Fransızların dediği gibi ;
Çirkin kadın yoktur, makiyai kullanmasını bilmeyen kadın vardır.»
Stromboli,, “Bergmann,,
Bovary’nin çevrilişi neden muvaffak olamıyor7
Venedik festivali ouyuk mükafatını kazanan des hommes» (Allahın insanlara ihtiyacı vardır) filmini yıldızı, Pierre Fresnay'in oiizel bir pozu. Fresnay bunda vel baş rolünü oynadığı «Mr. Vincent» isimli filmde nes film festivalinin mü kafalını kazanmıştı
Flaubert’in bu .meşhur romanı bilmem kaçıncı defa o-larak filme alındı. Sön’ tec-iibeyi yapan Hollywood. Ne-ice pek parlak değil. Zaten şimdiye kadar hiç bir film âmili Madam Bovary’de muvaffak olamadı. Sebepler ve söylentiler muhtelif. Biz burada kendi noktai nazarımı-belirtmiye uğraşacağız.
1 — Romanın zahiren ca-
) ve enteresan bir mevzuu vardır. Bu 'keyfiyet bazı film âmillerini, eserin ruhunu an-lamaksızın sadece mevzu üzerinde 'işlemeğe sevkedi-
Madam Bovary bir ' ve cihanşümul bir şöhreti haizdir. Spekülatörler, sadece ismi dahi kulla-
K(. dr güzelbğ nete rmotıyri scn'ot nın büyük- röfü
naıak bir hayli effet yapabilirler ve riltekim de yapıyorlar.
3 — Bu sefer olduğu gibi eserin kuruluk derecesine varan mükemmeliyeti, kor-delâya mevzuun gizlediği mânayı verebilir zehabı ile, Madam Bovary’nin hakikî mânasını anlamağa gayret etmeksizin satır be satır bir kopya.
Flaubert Fransız romantikleri arasında mühim bir yer işgal, eder. Fakat buna rağmen zaman zardan realizme kaçar. Öövary de romantizm ve realizmin izlerini taşıyan bir eserdir. Kitap Emhıa Bovary’nin hikâyesi değil fakat bütün bir kadınlığın hattâ bütün bir zümrenin romanı
dır. Her satır içinde taşra burjuvazisine karşı Flau-beıt'in duyduğu sonsuz bir gayzın izlerini taşır. Bovary. ile 19 uncu asır taşra bur-jualaıının tiplerini tetkik etmek mümkündür. Hilekâr, aptal, kendini beğenmiş,- kibarlığa özenen, daha dün rasından çıktıkları ki lere, oturdukları çürük v lil memur sandalyasının
rintten bakarak övünmek teyen bir alay insan görürüz. Flaubört ne Emrria’nin ne de Charles’ın müdafaasını yapar, onlara acımaz bile.
Halbuki filmde bu keyfiyet bambaşka aksettirilmiştir. Seyirci Emma Bovary isimli bir kadının hayatı:
(So
Yanardağ zirvesinde tutuşan macera hâlâ istismar ediliyor
Bu sonenin başında bütün dünyayı alâkadar eden bir hâ-se vukua geldi.
İngrid Bergman. meşhur re-Sör Roberto Rosselini ile se-işti Ve kocasından ayrılmağa teşebbüs etti. Bu hâdise «Strom boli. nin filme alındığı sıralarda vukubulduğundan film de, bu büyük aşk kadar şöhret bul-
Bazı, memleketlerde Bcrgma-ın bıı hareketi menfi tefsire uğradı. Kendisini ahlâksızlıkla itham edenler bulundu. Filmlerine ve bu arada Stromboli'ye de boykot yapıjdı.
Biz şahsan Bergman'ı medenî cesaretinden dolayı takdir ediyoruz.
Kendisi büyük bir sanatkâr ve iyi bir zevce idi. Filmlerinde daima bir samimiyet, hareketlerinde daima büyük bir vakarla hareket ederdi. Hollyvvood . kendisini sanat cephesinden ' ( Sonu 7. inci sayfada )
Sayfa : 6
ZAFER
25/10 1950
Yağ Kongresi 1 Türk-İngiliz
Bankalar
\ Başmakaleden dcvarn :
Halk Partisinin
tam iflâsı!
(JALE«SULTAK
Yazan : Zuhuri DANIŞMAN
Tefrika
Neye yarar.. Bu zevk vasıtalarını halk tabakası alıp satabiliyor mu?
Sultan Ahmet galiba bu fikirde değildi:
— Keşki öyle olsa..
— Başka ne olabilir Ilünkâ-
— Bizim yaşayışımızdan memnun olmıyanların olur diye korkarım.
— Dilediğiniz gibi yaşamak hakkınız değil midir Ilüııkâ-
— Vakıa öyledir.
İkisi de susmuşlardı. İbrahim-Paşa vakıa Padişahı teskin etmek için söylüyordu, fakat haddi zatında Padişahtan dulıa fazla bu işlere üzülmek-
— Kul tayfası daima nıuti’-dir. Fakat bir âne kadar. Ben-be onun tahammülünü taşırmamak gerektir.
— Hakkınız var Sultanım.
— Bana, lüzumsuz israflar yapıyoruz gibi geliyor. Bir lâle soğanının beş altıyüz altına satılması hoş bir şey değil.
— Lâleye narh koyduk Sul-
— Neye yarar.. Bu zevk vasıtalarını halk tabakası alıp satabiliyor mu?
— Ilep devlet erkânı alıyor, bir günlük zevki için binlerce kese sarf ediyor. Acep halkın geçim tarzı ne merkezde ola?..
İbrahim Paşa bunalmıştı. Padişah en can alacak noktalara temas ediyordu. Bir müddet başını önüne eğdi, cevap vermek istemedi. Fakat Hü-küıııdarn ısrarı karşısında mcc nur Kaldı.
— Benim Devletlû Hünkârım diye söze başladı. Daha lüzumsuz israflar yapılmaktadır. Fakat bütün bunlar görünüşte öyledir. Hakikat başkadır. Malûmu Hümayunlarıdır ki, Devleti Aliyeniz yıllardan-beri harp ve darp içindedir. İkinci Viyana muhasarasından sonra tam on altı sene dört Avrupa devletinin akurane saldırışlarına mâni olabilmek için bu millet malını, canını feda etti. Memlekette asayiş bozuldu. Sanat erbabı azaldı. Memlekette fakr-u sefalet arttı. Karlofça musalâhasından sonra biraz kendimize gelir gibi olmuştuk. Fakat Rusların mel-unane siyasetleri bizi yine rahat bırakmadı. Lehülhamd Prut muharebesini kazandık. Fakat akabinde Nemçe ve Venedik devletleriyle bir kere daha harbe tutuştuk. Talii harp aleyhimize cereyan etti. Peteı-Vaıadin muharebesinde damadınız Sadrazam Ali Paşanın şehit düşmesi üzerine ordularımız mağlûp oldu.
Bu noktada Sultan Ahmet içini çekerek söze karıştı:
— Ne dersin benim Vezirim, Ali Paşa cidden kahraman bir kumandandı.
İbrahim Paşa cevap verdi:
— Şüphesiz Hünkârım. Bazı kumandanlarımız gibi, ordu bozulmağa yüz tutarken kaçmadı. Bilâkis, ordusunun kuv-vei mâneviyesini arttırmak i-çin en öne kendi atıldı. Ne yazık ki, hain bir kurşun onu alnından vurarak şehit etti.
— Allah gani gani rahmet eyliye.
— Devam ediniz.
— Bu harbin sonunda Pasa-ıofça muahedesini akteyledik. Makamı sadareti bu âciz kulunuza tevdi buyurdunuz. Bu ağır ve mesuliyeti! yükü üzerime aldığım vakit düşündüm. Avrupa devletlerinin harp usul
ayiinde, menıleu deki sanat hayatında bizden daha ileri olduklarını gördüm. Düşmanlarımız olan devletlerle, onlar kadar kuvvetli olma dıkça çarpışmanın zararlı olacağına kani oldum. Matbaa denilen medeniyet âleti, yüz seneden fazla zaman var ki Avrupada ilim ve irfana hizmet ederken, daha bizde yoktu. Zatı şahanelerinin de müsaadeleriyle memleketimizde ilk defa matbaayı tesis ettirdim.
— Himmetin var olsun..
— Ama, benim Devletlû Sul tanım.. Bu, medeniyet vasıta-memleketimizde kurul-kolay olmadı. Hemen bü-
tiin memleket halkı ile uğraşmak zorunda kaldım. Hâlâ birtakım kesan, benim dinsizliğime bile kanidirler.
— Acaib şey.. Kimlerdir bunlar?
— Bilhassa, İstanbul Kadısı Arnavut Zülâli Haşan Efendi ile, Ayasofya vaizi Îspiıî zade bir türlü bu yenilik hareketim hazmedemeınektediıler. İspiri zade her gün camide ateşler püskürüyoımuş.. Zülâli Hasım Efendi de onu desteklemektedir. Kulunuz bir taraftan bunlarla uğraşırken, diğer taraf tan hudut boylarındaki kalelc ıin tamiriyle de meşgul oldum.
(Devam edecek)
kuvvetle tutmasıdır. Eğer seçimler, bir referandum telâkki edilirse, vatandaşlar, beş ay zarfında sıra İl Genel Meclisi seçimlerine gelinceye kadar, yeni iktidara karşı daha candan bağlanmışlar ve daha büyük bir güven göstermişlerdir. Bunun sebebini sade Demokrat Parti iktidarının memlekete sağladığı iyiliklerde aramamalıdır. Herkes gayet iyi biliyor ki. Halk Partisi, kuvvetini milletten alamıyor, ve yalnız millet üzerinde kuvvet tecrübesi yaparak, iktidarı muhafaza edebiliyordu. İdareyi ellerinde bulunduranların millet reyi ile alâkalan yoktu. Seçimler, sırf bir formalitenin yerine getirilmesi için yapılıyor ve neticesi evvelden malûm bulunuyordu. Halbuki yeni iktidar doğrudan doğruya halkın reyi ile iş başına gelmiştir. Onun hakikî mümessilleridir. Bu itibarla, bugünkü idare ile millet arasında karşılıklı bir güven ve tam bir işbirliği mevcuttur. İşte bu hakikat zamanla daha cok tezahür ettiği içindir ki, hele İl Genel Meclisleri seçimlerinde Demokrat Partiye karşı halkın sevgisi daha çok artmış, ve 14 mayısta Halk Partisini tutanlardan mühim bir kısmı dahi, yavaş yavaş Demokrat Parti saflarına iltihak etmişlerdir.
(Başı 1 inci sayfada) ekonomik mevzular üzerinde doğ rudan doğruya ilgililerle işbirliği yapmanın memleket menfaatine en emin bir yol olduğuna kanidir. Şimdiye) kadefr vaki tec rübeleri de bu kanaatim teyid etmiştir.
Bugün sizi buraya toplayan konu memleketin en mühim ekonomik mevzularından biridir- Bildiğiniz gibi, zeytinyağı ve) nebatî yağlar ve yağlı iohumlar, hattâ scjbun mevzuları memleketimiz iktisadi bünyesinde günden güne ehemmiyetli bir mev ki almaktadır. Yurdun mühim
münasebetleri
Truman’ın nutku
Hamiyetli Türk şoförleri
Şoförler cemiyeti idare heyeti ve haysiyet divanı dün akşam yeni bir toplantı yaparak, meslekleriyle ilgili bazı karârlar al-
Bu cümleden olmak üzere; Bulgaristan'dan memleketimize gelen göçmenler için, gazetemiz vasıtasiyle bağış toplattırılınası kararlaştırılmıştır.
İlk olarak, cemiyet idare kurulundan Namık Özer ve Haşan Kaydı cemiyete müracaat ederek otomobillerinin birer günlük hasılatlarını göçmenler için teberru edeceklerini bildirmişim dil*. Cemiyet, göçmenler için teberruda bulunacak şoförlerin isimlerini ilân edecektir.
(Başı 1 nci sayfada) insanlarının, nıillctlcı-asayiş ve adaletin tahakkuku hususundaki arzusu, bu huzursuz zamanda mevcut mu-’ azzaııı bir kuvvettir.
Kore, bu hakikâti isbat eden canlı bir delildir.
Kore cumhuriyetinin işgali, ' Birleşmiş Milletler prensiplerine doğrudan doğruya bir meydan okuma teşkil ediyordu. Bu meydan okumaya verilen cevap, gayet kuvvetli olmuştur.
Hemen her üye devlet murahhasları bu tecavüze kuvvetle karşı konması yolunda Güvenlik ! Konseyince verilen kararı desteklemişlerdir.
Bu zamanda pek az hareket bu kadar geniş çapta desteklenmiştir.
• Üye devletler Kore’deki tecavüze karşı koymakla ancak anayasa hükümlerine riayet etmişlerdir. Fakat mühim olan, bu tarzda hareket etmeleri ve bun-. da muvaffak olmalarıdır.
İnsanlığın ilerlemesi yolunda çalışan Birleşmiş Milletlerin tam . mânasiyle müessir olabilmesi i-çin büyük bir gayeye erişmemiz adil ve devamlı bir barış ihdas , etmemiz gerekmektedir.
, Halihazırda milletlerarası bü-. yük bir harbin tehdidi insanlığın bütün ümitlerini sarsnıakta-. dır.
Bu korkunun sebepleri, devlet-, 1er arasında mevcut gerginlik ve Kore’de geçenlerde girişilen te-L cavüz hareketidir.
Biz Amerika’da böyle bir harbin önleneceğine inanıyoruz, harbin kaçınılmaz olduğu fikrinde değiliz.
Bunun başlıca sebebi, Birleşmiş Milletlere olan inanımızda*. . Birleşmiş Milletler harbi önlı-yebilecek kudrettedir.
İlk önce, milletler arasında I mevcut anlaşmazlıkların barışçı r usullerle müzakere neticesinde halledilmesi * imkânını hazırla-
Saniyen, anayasa mucibince tecavüze mâni olmak için üye devletlerin müşterek kuvvetinden i istifade edilmesi imkânını ver-ı mektedir.
Salisen, tecavüz tehlikesi ber-■ taraf edildiği takdirde milletler silâhlanmanın teşkil ettiği yük-; ten kurtulabileceklerdir.
i Mevcut gerginlik hakikî bir mücadeleye inkılâp etmeden ba-ı ıışçı hal çareleri bulmamız gerekmektedir.
Birleşmiş Milletlerin bir üyesi ı sıfatiyle Birleşik Amerika müzakerelere girişmeğe her zaman i-çin hazırdır. Ancak memnuniyet ı verici neticelere varılabilmesi i-çiıı müzakerelere iyi niyet ve i-. nançla girişmek şarttır.
Barışsever milletler işte bu şekilde hareket edeceklerdir, zira
bugünkü dünya ahvalinde barışı muhafaza etmek için yegâne çare budur.
ihtiyaç hissedildiği müddetçe barışı korumak için kuvvetlenmek taşavvurundayız. Fakat aynı zamanda silâhlı kuvvetlerin ve silâhların azaltılmasını mümkün kılmak için çalışmaya devam etmeliyiz.
Müşterek bir silâhlanma ile harp tehlikesi uzaklaştırılmış o-lur. Bu suretle silâhlanmak için girişilen muazzam masraflar ortadan kaldırılacak ve Birleşmiş Milletlerin yüksek gayelerine e-rişmek mümkün olacaktır.
Halbuki bugün dünyada mevcut şerait dahilinde silâhlanmak şarttır. Tek taraflı silâhsızlanma, tecavüzü dâvet etrıekten başka bir işe yaramaz.
Halihazırda mevcut şerait dahilinde barışsever milletlerin yapabileceği yegâne şey, tecavüzü durdurmak için silâhlan-tahakkuk edebilecektir.
Bu gayeye varacağımıza daima inanmalıyız. Bu düşünce ilham kaynağımız olacaktır ve Allah’ın yardımiyle gayemize e-
İşte İl Genel Meclîsi seçimleri dolayısiyle açıklanan rakamlar meydandadır. 63 vilâyetin 51 inde Demokrat Parti, ve ancak 11 inde C.H.P. ekseriyet elde etmişler, bir vilâyetle de karma liste kazanmıştır. Demek vilâyet hesabiyle yüzde 81 Demokratlardadır. Halk Partisinin ekseriyet kazandığı vilâyetler ise yüzde ancak 17.5 tur. Bu hesap. Demokrat Partinin vilâyetler bakımından Halk Partisinden, dört buçuk mislinden fazla ileri olduğunu gösterir.
İlce hesabiyle yapılan nis-betlere gelince. Demokrat Parti 541 ilçede, C.H.P. 123 ilçede kazanmıştır. 6 ilce Millet Partisinde, 8 ilce de bağımsızlardadır. Burada da nisbet D. P. için yüzde 70,6, C.H.P. için yüzde 25,3 tür.
Kazanan üye sayısı nispetleri de şöyledir: D.P. 956, C.H.P. 286, Millet Partisi 15, bağımsızlar 22 üyelik elde etmişlerdir.
Üye sayısının yüzde 73,5 u Demokrat Partide, ancak yüzde 22 si Halk Partisindedir. Bütün bu rakamlar ve nisbctler Halk Partisinin 14 mayıs seçimlerine nazaran ne kadar gerilediğini ve Demokrat Partinin de nas.’l eski iktidarı kat kat geçtiğini gösterir.
Teşekkür
ölümünün yıldönümü münasebetle eşim Enis Behiç Koryü-rek’in ruhuna hediye edilmek ü" zera evimde okuttuğum Mev-lid’î $erife gelen ve D.P. Çankaya Ocağının torlibetliği ihtifallere iştirak öden sayın Bayan Reşide Bayor ve kerimeleri Nilüfer Gürsoy, Çalışma Bakam Haşan Polalkan, Müsteşarı Mus-lihiddin. Müşaviri Cejlâl Dinçer, İsletmeler Bakam Muhlis Ete, Ulaştırma Bakam Seyfî Kurtbek,
Gönül çok arzu ederdi ki, gelen neticelere göre bu nisbefle-ri hesap eden arkadaşlarımız, ayrıca, seçimlere iştirak eden bütün seçmenlerin hangi partilere rey verdiklerine dair de bir mukayese yapsınlar! Çünkü bu sayede Halk Partisinin memlekette ne kadar az insan tarafından tutulduğu daha bariz bir şekilde görmek kabildir.
Fikirlerimizi izah Yukarda bahsettiğimiz , lcrde yalnız vilâyetler, mukayesesi, yapılmıştır. Halbuki meselâ İstanbul'daki veya İzmir'deki seçmen adedi ilo Van'daki seçmen adedi arasında mühim bir fark vardır. İstanbul'un Beyoğlu ilçesiyle, Si-nop'un Ayancık ilçesini veyahut Malatya’nın Doğanşehir il-Ankara Belediye Reisi Atıf Ban- j cesini nüfuş kesafeti ve seç-derlioğlu ve sayın Belediye Mec-, men adedi bakımından mu-lisi üyele/rile, Zt’fer gazetesi ya- Gayese etmek imkânsızdır, zı ailesine ve D.P- il, ilçe, bu- Demokrat Partinin bilhassa cak idare ve kurulları ve partili ' se9men adedi çok üstün olan arkadaşlariyle merhumun hatıra- yerlerde kazanmış olduğu ve larmı anmak veı şiirlerini okumak ^una mukabil Halk Partisinin lûtfunda bulunan Kütahya mil-. seçmen adedi çok az olan yer-letvekili Emcet Akın, diplomatla- lerde ekseriyet elde ettiği göz nmızdan Füruzan Selçuk, edip-lerimizden Suphi Ziya özbek-kan, Orhan Seyfi Orhon, İş Bankası müşavirlerinden Şerif Ünal, Gümrükler U. Md. Mv. Sinan Onbulak, Emniyet U- Md. teftiş heyeti başkajiı Salâhaddin Korkut ve rahmetli Enis Behiç için _ . . .
şiir nazmederek mezarında oku ,kadar hor i?10 heP hesaplarını böyle yanlış yaptıkları için, bu kadar ağır hezimete uğramış değil midirler?
Sözün kısası şudur: Hakikat, gün gibi, meydandadır. Millet, Halk Partisi denilen tarihî müs-tehaseyi tamapıiyle ve kökünden tasfiye etmek yolundadır. Mümtaz Faik FENİK

önüne alınacak olursa. Halk Partisi Genel Sekreteri Kasım Gülck'in «hâlâ seçmen adedinin yüzde kırkını muhafaza o-diyoruz» diye yaptığı iddianın ne kadar büyük bir hayal mahsulü olduğu kendiliğinden meydana çıkar. Zaten şimdiye
(Başı 1 inci sayfada) teldir. Yakın bir zamanda Ingil-lereye daha çok Türk talebenin geleceğini, buna mukabil bizim talebelerin de memleketinize yollanacağım umuyorum' Kültürel münasebetler eskisine nazaran çok artmış bulunuyor. Zaten esas gcf/emiz size talebe yollamak ve karşılık olarak Türk talgbe celbctmektir. Türkler İm gilierede çok muvaffak oluyor-ıcv lar ve çok arkadaş kazamyor-bjr ley.-. Biz müstait talebeye her an müstahsil kitlesini gerek zeytin- ^s vermeğe hazırız, fakat bu cilik, gerekse yağlı tohum bakı- -)urslaı) ünive/site mezunlarına mından ilgilendiren ve bunları ' ''ermeyi tercih ediyoruz.» He ..en soneyi zümresine ve ' Bundan sonra Sir Âdom. kültü,
•şundan son,a, ehemn.yetmi, is- faa|iycl|erine temas e.
1,1,lak safhasına kadar devan, el- . demijlir tiren, bir taraftan da, dış ticaretimizde bugünkünden daha ge- I niş imkânlara kavuşmalğa namzet görünen bir mevzuun, muhtelif safhaları üzerinde durarak, bunlar hakkında, memleket menfaatlerine en uygun yolların a- __________/
raşhnlıp bulunması lüzumu bu |c|( adamlar:r._ ___________
kongremizin toplanmasına âmil mek ve Ingiltereye dair olmuştur. |
Bünyelerindeki geniş inkişaf', istidatlarına rağmen, istikrarlı bir istihsal ve ihracat politikası- ■ na bir türlü kavıjşfuruLtıamıs lan yağlı tohum, zeytinyağı ve Ofisimiz ve kütüphanemiz nebatî yakılar mevzularında me- nat ve ilim hususunda malûmat sainizden verimli ve yapıcı il- almak istiyecı herkesle alâkadar hamlar beklemekteyiz. Sîzlerin olmağa ve yakından temaada bu mevzulardaki vukuf ve tec- bulunmağa hazırdır.» rübeleriniz bizim bu ümidimizde haklı oduğumuzun delilidir.
Mesaimizin verimli olmasını temin için ha.ztrlanan çalışta^ programı ile bu programcı dair verilen izahat daha evveJden sîzlere takdim adilmiş bulunmak-tadır Bu defa, yine kongrenin açlışmalarmı kolaylaştırmak için derlenen bir seri rapor ve istatistikler de verilmiştir.
Böylece ele alacağı mevzuun ehemmiyeti aşikâr olan bu kongrenin, zeytinyağı ve nebatî yağ lar ticaret rçolitikasmal esaslı ve değişmeyen müstakar bir istika- cok ,es'r eden» met vermek yolundaki dileğimizi saf gördüm. Bu tahakkuk ettirmesini ve bilhassa ğil, hakikat- olarak kabul etme-bu yolda lüzumlu iktisadi ted- lisiniz. birleri araştırıp meydana koy-mdsını temenni ederim.
Bakanlık teşkilâtı bütün kadro-siylcı komisyonların mesaisini ko-laylaştrnıak vazifesini almıştır.
Çalışmalarınızda basarılar diler ve kongrenin vcVacağı kararların, Hükümetimiz iktisadi po litikasiyle telif edilerek, en kısa zamanda kıymetlendirilip tatbik Irır sahasına kuvvet ve şafağımızdan emin unuu ederek hepinizi saygı ile lanm.»
Bakanın
seçimlerine başkanlığına Sıtkı Yırcalı oybir ' ligi ile seçildikten sonra Başkan, konıisyonlcfrtn teşkili için toplantıya 10 dakika ara vermiştir- | Komisyonlar, müstahsiller, iç1 ve d:ş paçalar, sanayiciler olmak î üzere üç grupa ayrılmıştır. Ko- I . ...... ,, ,
misyonlarda çalışmak isfryon de- I ln°,l,z ^ultür Heye‘-'n,n logolar teshil edildikten sonra 5u"un ’"ld°"ümü münasebetiyle olu,um Sıtkı Y.rcalın.n baskonh-, bi' k(": oündc,,b,în şehrimizde ğmda tekrar açılmıştır- Sıtkı Yu- bulunan kültür heyeti genel baş-calı: «.Sayın arkadaşlciıım, beni kan* vc UNESCO icra komitesi vo arkadaşlarımı genel istekle üyesi General Sir Ronald Adams başkanlığa getirdiğiniz için he- Ivc heyetin Türkiye bürosu mü-pir.izc teşekkür ederim. !ossisi Michael Grant. dün bazı
Bir iktisadi bütün teşkil eden ziyaretlerde bulunmuşlar, bu a-zıt mesleklerin toplu olduğu bu ' roda sobalı 10 da Dil - Tarih kongre ve bu kongrede oluıacak * vc Coğrafya Fakültesine vc 11 tedbirler hükümetin cıydnı bir (de Millî Kütüphancya gitmişler-yoldcin yürümesini temin edeceği J cJir. Misafirlerimiz kütüphaneye değerde olacağından emin bu- ( 2 cilt değerli kitap hediye etmiş-lunarak çalışmalarımıza başlı- |Ordir.
yoruz.»
Bundan sonra komisyonlara ayrılan delegelerin isimlerinin okunmcisma geçilmiştir.
Komisyon çalışmalar: Bakanlıkta kendilerine tahsis edilen çalışma yerlerinde bu sabah saat 9-30 da başlıyaco tır. Kongre perşembe günü saat 17 de tekrar toplanarak komisyonların hazırlayacağı raporları umumî. heyet halinde tetkik etmeyi de I karar altına almıştır. (
‘Hemen hemen her meınle kette yaptığımız iş üniversitelerle ve bilhassa İngilizce öğretmenleriyle yakndvı ilgilidir- Diğer mühim bir vazifemiz de dok-orlara, mühendislere, bütün mes ma kolaylık göster-| vermektir. Bundan başka, kitap-îairla meşgul olan kısmın faali-1 vellerinden rle Bahsetmek iste-
yan Sıtkı ve sair aile, meslek ve fikir arkadaşlarına gösterdikleri kadirşinaslıktan dolayı teşekkürlerimi sunar ve bu asil hareketlerle ıstırabımın kısmen teselli bulduğunu arzederim
Merhum Enis Behiç Koryürek'in eşi
Müfide Koryürek
(Başı 1 inci sayfada) para piyasasının da memleketin iktisadi kalkınmasını hızlandıracak şartlara kavuşturulması konusu üzerinde kararlara varılmış ve bu mevzuda hükümetimizden yapılacak temenniler fesbit edilmiştir.
Ayrca bankaların Merkez Bankasile olan çeşitli münasebetleri üzerinde de fikir tealisine vasile veren bu toplantı Maliye Bakanımız t « alından hükümetin müzaheret vaillerile açılmış ve Işle/meler Bakam Muhlis E-te tarafından yakın bir a-âka ile takip edilmiştir.»
Toplantıların münasebetiyle
Merkez Bankeri’ Umum Müdür Vekili Reşat Aksan bu akşam saat 18.30 da Anadolu Kulübünde bir kokteyl vermiştir. Kokteylde Işlr/mc-ler Bakam Muhlis Ete, Bankalar Umum Müdürleri ve umum müdür muavinlerde Cumhuı*/ct Merkez Banka'-bulunmuş-
Cumhuriyet
(Başı 1 inci
tak üye olacakları cihetle her iki memleket büyük elçilerinin, Atlantik Paktı askerî ve savunma komitelerinin burada yapacakları toplantılarla yakından alâkadar oldukları bu-ı gün siyasi çevrelerde söylen-. mektedir.
I Türk sözcüsü General, Yusuf Egeli’nin Milli Savunma Ba-| -kanlığı ile Atlantik Paktı askeri komitesine resmî ziyaretler yapmak üzere Vaşington'da bulunduğunu bildirmiştir. Bu komite, Atlantik Paktı memle-ne ait plânları hazırlamaktadır. General Egeli, Kore’de Birleşmiş Milletler emrine verilen Türk kuvvetlerinin karaya çıkışında hazır bulunduktan son ra buraya gelmiştir.
I Sözcü, Egeli’nin pakt hakkında her türlü müzakerede bulunabileceğini ilâve etmiştir.
Yunan sözcüsü, büyük elçiliğe Atlantik Paktı savunma mü zakerelerine iştirak etmesi için hiçbir davet yapılmadığım, fakat lüzumu halinde Yunan a-taşemiliterinin buna hazır olduğunu söylemiştir.
Mr. Michacl Grant’ıri demeci
Gl. Sir Ronald Adcıms’-.n beya- ı nalından sonra, Türkiye’de Ingiliz Kültür eyetini ilk defa tesis I etmiş olan profesör MichaeJ , Granfda bu husustaki fikirlerini.: açıklayarak şunlar: söylemiştir: H
«Türkiye'ye tekrar gelebildi-j ola ğim için cidden mezonunum- Ben- izafeten ce. bu sevincimin bir çok sebep- j leri mevcuttur ve şahsımı en çok j' alâkadar edeni karımla memleketinizde tahışıp, evlenmiş olmamdır. Türkiye'de bana cidden süratli bir inki-
lunu bir iltifat dc-
ı sayfada) j adlandırılmaları, diktatörlükle idare edilmiyen bütün demokrat memleketlerde millî bir teamül haline gelmiştir. Bu sebeple hâlen hayatta olan bir siyasî şahsiyetin ismini taşıyan Taksim’deki geziye (ki buna halen İnönü gezisi denilmektedir.) Türk tarihinde milli irade nin tecelli ettiği ve genç de-| rr.okrasimizin dönüm noktası -lan 1950 büyük seçim gününe H4 Mayıs Gezisi»' isminin konulmasını ve bu gezi-l ae bulunan heykel kaidesinin ' bir «Hürriyet âbidesi» haline getirilmesini teklif ediyorum.»
Hoffmann
Dün Ankara'ya geldim. Rektörünüz Prof- H. Bira'ndi; vc Edebiyat Fakültesi Dekan: Prof. Bekir Sıtkı’yı ziyaret ettim. Bu arada İngiliz Arkeoloji müzesini de tetkik ettim. Memleketinizin durumu arkeoloji bakımından çok mühimdir. Zaten, bütün arkeoloğ-sözü Türkiye'ye çevrilmiş konulmasına bütün bulunuyor. Ben klâsik medeniyet samimiyetimizle çal-.- tarihiyle alâkalı olduğum için, ıin olmanızı rica Mr. Mc Naff’la ve Dekanınız !e selâm- Prof. Bekir Sıtkı ile Türkiye’ye arkeoloji için Ingiliz talebe yol-lanması hususunda görüştüm. Dekanınızla talebe yurtlan hususunda da konuştuk. Heı iki millet aralında kültürel münasebetlerin artması için büyük bir gayretle çalışmaktayız.»
nutkunu
başkan vekillerinin geçilmiştir- Kongre
General Sir R. Adanıs’ııı dünkü konferansı
1 Saat 3 do Valiyi ziyaret eden ı Siı Adams, 5-30 da D. - T. C. Fa-küliesi konferans salonunda U
j NESCO ya dair bir konferans vermiştir. Konferansta, Ingiliz Büyük Elçisi, Bakanlık mensupları, İstatistik Genel Müdürü, profesörler, Amerikan kültür otar şasi, sanat ve kültürle yakından
' ilgili birçok maruf şahsiyetler ha- | ' zır bulunmuşlardır.
İİ I
Ingiliz Mebusu
(Başı 1 inci sayfada, pagandası karşısında İran’ın bugün içinde bulunduğu durumu inceledim. îıan hükümetinden izin alarak Küıdistan’a kadar da g’ttinı. Sonra Iıak’a geçerek çırada ve daha soııra da Suriye'de olan radyo tele- tetkikatta bulundum.
! Bu defa tekrar memleketinize I gelmekten dolayı duyduğum ! memnuniyet sonsuzdur. Menılc-I ketinizde çok uzun müddet kala- ' . I cağımı pek zannetmiyorum. Zira I I önümüzdeki günlerde parlâıııeıı- I i to açılacaktır. |
Halk polisten
memnun
(Başı 1 inci sayfada)
için çalışıyoruz. Kuru vaitten ziyade gayeye ulaşmak cmelin-I deyiz. İstanbul teşkilâtına monte edilmekte ferk r. ......müspet
netice verirse derhal bunları kabul edeceğiz. Bana sorduğunuz genel evler meselesi hal:- ) ketinizde çok kında da hükümetin alacağı kararı beklemek daha iyi olur kanaatindeyim.
(Başı 1 inci sayfada)
Burada, Türkiye’den benimle beraber getirdiğim canlı intiba- , ları size arzetmeği özlüyo,rdum. 1 Memleketinizin yüksek ziraî kud ı-eti vardır. Öyle zannediyorum ki sizin başkanlığınız altında bu kudret tamamiyle inkişaf e-deıek bir hakikat haline gele-
Bir köye yaptığımız ziyaret benim hâtıramda daima, canlı olarak kalacaktır. Bu gezi, yalnız öğrenmek bakımından istifadeli değil, aynı zamanda pek zevkli geçmiştir.
Samimî dostunuz
Hoffmann
M. Bovary
( Bav 5. inci sayfada ) rını takip eder, ona hattâ çnun için ağlar. Emma anla.şılamıyan bir zavallı Charles, kadınları anlamı,van bir aptaldır.
Kitapta aptalca ihtiraslarının pençesinde yaşayan Emma, burada masum ve tecrübesiz bir melek olur. Hattâ bu iş o kadar ileri varır ki, genç asilzade eski metresini dehşet içinde kovduğu vakit, seyirci sersemler ve zavallı kadın! der.
Bundan başka Amerikalılar mutat veçhile kıyafet ve örf babında gayet laubali davranmışlardır. Emma bir taşra doktorunun karısı gibi değil, Parisli bir kontes gibi giyinir. Tuvaletler birbirini takip eder, çiftçi kızı aptal Emma, Bourbon hanedanm-'dan bir düşes zevkine sahiptir.
Şatodaki pencere kırma hâdisesi ise manasızca bir buluştur.
Jennifer Jones, Van Metlin, Louis Jourdain iyi artistler, fakat senaryo zayıf, reji kuvvetsiz ve kostüm idaresi tamamiyle bozuktur.
KıbrısTürk lisesi
Çok yerinde bir tedbir
(Başı 1 inci sayfada)
Her tarafa bu işle ilgilr sivil polisler gönderilmiştir. Bu polisler tarafından suçüstü ele geçirilen miitcarrıziar, resimleriyle birlikte gazetelerde teşhir edileceklerdir.
Bu cümleden olmak üzere; dün öğle üzeri, Salih Altınbaş ve Derviş Karabacak isimlerinde i-ki genç, Ulus meydanından geçmekte olan kadınlara sarkıntılık ederken yakalanmışlardır. Sarkıntılık edenler hakkında gereken muamele yapılmış ve kendileri cezaevine gönderilmiştir.
Kıbrıs Türk Cemaatinin müracaatı üzerine Kıbrıs Türk Lisesi I müdürlüğüne, bir Türk'ün getirilmesini mdîıalli idare uygun gör-■ müşlür- Bunun üzerine Millî Eğitini Bakanlığına müracaat edîl* | mistir. Bakanlık, Corum Lisesi eski Müdürü Yavuz Konnolu yu Kıbrıs Lisesine müdür olarak gön dermiştir.
Ayrıca bu okul öğretim kadrosunda çalışmak üzere gönderilecek öğretmenleri seçmek için Bdkanlık bütün vilâyetlere bir tamimde bulunmuştur. Tamimde, Kıbrıs Lisesine gitmeyi arzu eden öğretmenlerin tespiti istenmektedir.
Yetkililerin bildirdiğine göre, Bakanlık, istekliler arasından gön derilecek öğretmenlerin seçimini onbeş güne kadar tomamlıya-caktır-
Bilindiği gibi bu ders yılma kaddr Kıbns Lisesi öğretmen'eri Türk olduğu halde bir Ingiliz müdür tarafından idare edil-
HAYAT PAHALILIĞINA KARŞI
M e slı u r
Kargı Kızılırmak
Fabrikamızın Ekstra Ekstra
Pirinci 115 kuruştur
Toptan alanlara tenzilât yapılır.
Meşhur Kargı peynir ve bamyası
GELMİŞTİR
Tel. 12708. Yeni Hâl Kargı Kızılırmak Pazarı
[ OSMAN NURİ
Müessesesi
Mevsim münasebetiyle modern imalâthanesinin nefis mamulatından: Kaymaklı lokum, kestane şekeri, ekmek kadayıfı, pişmaniye, tahin helvaları, halis Urfa yağından mamul baklava ve her türlü hamur tatlılarının satışına başlandığını sayın müşterilerine arzeder.
Merkez: Bankalar cad. 16. Tel: 13749
Şube: Dışkapı Troleybüs durağında Tel: 11391
25/10/1950
ZAFER
Sayfa : 7
teknik yardım
(Başı 1 üncü sayfada) Milletlerarası Çalışma Teşkilâtı % 14.
demeci
i sayfada) şey değildi. Dünyaca 'mühim meselelere ya tamamile yok na i zarile bakılmış veya kurnazca I bir tarafa bırakılmıştır. Şu ka -1 dar ki, insan, ikinci dünya har binden sonra kurulan bu teşkilât birinci harpten sonraki Mil-1 lttler Cemiyetinden farklı olmayacağına kanaat getirerek
! endişelenmeğe başlamıştı.
Kore buhranı dünyanın gözünü açtırmış vc mühim bir dü-| ğüm noktası teşkil etmiştir. İlk defa olarak, Birleşmiş Milletler J ayak diremiş, Koredeki çarpış-
' maların dahilî bir harp olarak,
ve binaenaleyh Birleşmiş Millet ler teşkilâtının salâhiyeti dışın da kalan bir mesele şeklinde göstermek isteyen Rus propa gandasma uymamış, bilâkis mü tecavize karşı metanetle silâha sarılmıştır.
Lake Succcss’de alınan bu tarihi karar, Sovyet Rusya ve peyk devletlerden başka, her tarafta tasviple karşılanmış ve hararetle desteklenmiştir. Birleşmiş Milletlere karşı beslenen itimat canlanmağa başlamıştı. Maamafih, Kore buhranı, Birleşmiş Milletlerin geçirdikleri yegâne acı imtihan değildir. Halen bir çok durumlar mevcuttur ki, adil bir şekilde vc bir an evvel halledilmezlerse, dünya barışı tekrar tehdit altına girmeğe mahkûmdur.
Meselâ, Sovyet Rusyanın Çin Cumhuriyetine karşı giriştiği sinsî tecavüzün neticesi olarak zuhur eden nazik vaziyet. Çin hükümeti, meseleyi geçen sene Birleşmiş Milletlerin Genel Otu rv.muna sunmuş, fakat Sovyet Rusyaya ve Pekindeki kızıl rejime karşı doğrudan doğruya cephe almaktan kaçınan Birleş miş Milletler teşkilâtı, bu mesele etrafında alenî bir müzakere açmağı bir türlü göze alamamıştır. Hattâ, bugünkü genel meclisin oturumlarında, komü- ’ ',t,v ^»'«»'V eo™r»ov(» «afınm-nist Çin delegesi seçim yolu ile Birleşmiş Milletlerin camiasına kabul edilmediğinden, arka kapıdan sokmak için çirkin teşeb- Pal büslere girişildiğine şimdiden şa J r hit oluyoruz. Bu da Kore harbini «mevzileştirme» bahanesi
^altında yapılmaktadır.
Eğer, Korenin son hâdiselerinde bir daha tesbit edilen dünya komünizmin dolambaçlı icraatı ile hakiki çehresi önünde, Birleşmiş Milletler, Rusların Çin topraklarının istilâlarına karşı bile bile göz yumarsa ve Sovyet Rusya ile kızıl Çini, emri yakiyi tanımakla her türlü adalet mefhumu hilâfına, kine çalışırsa, bu dünyada ba- Milletler Cemiyetinin samimi rış ve adalet olamıyacaktır. bir üye(,i olciı Yunanistan, şim-
Beş sene evvel büyük mera- di a'e Birleşmiş Milletler Camiası-simle San Fransiskoda kurulan aa yardım ölmekle müftehirdir-Birleşmiş Milletler teşkilâtı, 931 Komünizme karşı yaptığı müca-de Mançuryanın Japonlar tara- delelerde» yalnız kendi menfaa-fmdan istilâ edildiği bir sırada, tini değil, fakat daima beraber seyirci kalmış olmasından, akı- çeliştiği arkodcjşlarının istikbali-beti malûm olan Milletler Cemi di gözetmiştir.» yeti izlerinde yine de yürüyebilir.
Birleşmiş Milletlerin beşinci ^^■yıldönümünü kutlarken, bu azametli kurulun, muvaffakiyeti, ' sade temennilerle değil, yer yü- ' ziindeki milyonlarca insanın dua ve ümitlerine lâyık, millet ltrarası barışı ve yacak bir uzuv
(Başı I üncü sayfada) ne milletlerin kültürel, sosyal ve ekonomik seviyelerinin yük selmesi ve sağlık durumlarının !. salâh bulmasına elbirliğiyle I yardım edebileceklerdir.
| Bu neticeye varmak için hiç
Bu para teknik yardım işleri ( Şüphe yok ki, Şahinşah I-Iaz-için ya doğrudan doğruya Bir- ( retlerinin Ayan Meclisinde i-leşmiş Milletler Teşkilâtı sek- po'’ reterliği, yahut da ihtisas te -şekkülleri tarafından harcanacaktır. Tavsiyelerde bulunmak üzere mütehassıslar veya heyetler gönderilmesi, istenilen hususlar hakkında malûmat ve ı-ilmesi, teknisyenler yetiştirmek üzere burslar temini, ilmi ve fenni araştırmalar için ge -rekli malzeme ve teçhizat sağlanması gibi hususlarda kullanılacak olan paralar, bilfiil ser maye yatırımı şeklini almayacaktır. Yapılan talepler şimdiden pek çoktur ve her gün yenileri gelmektedir. Bunlar i-çinden en uygunlarını seçmek ve eldeki mahdut sayıda mütehassısları en elverişli ve iktisadi şekilde kullanmak için bir takım kaideler kabul olunmuştur. Bir kere yardım isteyen memleketler için yapabilecekleri kısmını bizzat yapmış bulunmalıdır. İkinci olarak bunlar masrafların önemli bir kısmını, hiç değilse memleket parası ile ödenecek olanları kendileri karşılanmalıdırlar. Üçüncü olarak, yapılan tavsiyeleri süratle incelemeyi, gereken i-darî teşkilâtı ilk fırsatta kurmayı, ve gereken devamlı gayret leri göstermeyi kabul etmelidir. Milletlerarası teşekküller para vermezden önce, yardım mevzuu projelerin genel refaha yardım edeceğine ve mahallî şartlara uyacağına kanaat getirmelidir. Nihayet yardım isteyen memleketin teknik yar-
Unesco (Eğitim, Bilim ve Kültür) % 11.
Milletlerarası Sivil Havacı- ı lık Teşkilâtı % 1. 1
' rad buyurdukları bir nutukta beyan ettikleri gibi, bütün üye devletlerin teşkilât Anayasasını kendilerine düstur ittihaz etmeleri ve Birleşmiş Milletler teşkilâtını kuvvetlendirmek için birbirleriyle işbirliği yapmaları lâzımdır; muhtelif sınıflara mensup insanların refahı an -cak bu suretle sağlanabilir.»
Anka 3 Sulh Hukuk
Mahkemesinden
lacak. büyük sermaye yatırımları veya önemli ve devamlı devlet masrafları üzerinde dik katle durduğuna da yardım ya pan teşekküller kani olmalıdırlar.
Yunan elçisinin demeci
(Başı 4 üncü sayfada)
Kore meseleÇi, Birleşmiş Milletler Teşkilâtının sulhü hazırlama yolundaki plânlarının tatbi-ı- kine vo her zaman harbi önlemek için gösterdiği gayretlere tes- iyi bir misal teşkil edebilir.
Milletler bir üyer.i
Kayıp aranıyor
On iki yaşlarında, Bedriye isminde, sarışın kız çocuk 13/9/1950 gününden beri kayıptır.
Görenlerin insaniyet namına, Bentdetesi, Altındağ karakolu yolu üzerinde, PolatlI bahçesi karşısı bilâ nuamara dükkânda eniştesi Saraç Haşan Mergen’e veya 23645 numaralı telefona haber vermesi rica olunur.
(5871)

Satılık bağlı ev
Etlik, İncirlik mevkiinde 90 lira iradlı kârgir evi ve 4 dönüm 1 parsellenmiş bahçesi olan ve otobüse yakın bir ev acele satılıktır. Müracaat: Tel: 13740.
(5868)
Sayın Yolcu;
GÜVEN SAMSUN
Yolcu Nakliyat Anbannı bir def'a görmek menfaatiniz icabıdır Otomobillerimiz son model ve lükstür.
;\r
i
İ
l_ Ankara’dan Hopa'ya
( kadar yolcu ve eşya alınır.
? Hareket saati her gün muntazaman 8.30 dur.
s Her yolculuk ve nakliye işlerinizde yegâne emniyet | ve rahatlığın ■ GÜVEN SAMSUN» Anbarında
j olacağını unutma.
$ Adres: Sanayi Cad. Konfor Palas altında No.17. Tel: 16990
|
Gar Gazinosunda
29 Ekim 1950 akşamı CUMHURİYET BAYRAMI şerefino
Büyük gala suvaresi
7 Brymans revüsü iştirakile
HUSUSİ YEMEK
Tel: 15190, 12603 masalar kaydına başlanmıştır.
Gayrimenkul satış ilânı
İstanbul Emniyet Sandığı Ankara Şubesinden:
Hidayet Omay H. 328 hesap numarasiyle Sandığımızdan aldığı (1000.—) liraya mukabil Keçiören’de Çoraklık mevkiinde kâin 225 pafta, 4138 ve 4140 ada, 20, 21, 19, 20 parsel numaralı ve içinde kârgir evi olan dört parça bağın tamamını Sandığımıza birinci derecede ipotek etmişti.
Dosyada mevcut tapu kaydı suretinde işbu gayri menkullerin avnı semt ve mahallede aynı ada ve parsellerde içinde kârgir evi olan dört parça bağ olduğu ve bu dört parç-’ gayri menkul üzerinde 13/1/1949 tarih ve 94 yevmiye numa-rasiyle Ankara Üçüncü Sulh Hukuk Yargıçlığının 8/1/İ94'1 .tarih ve 948/1598 numaralı yazıları üzerine haciz konulduğu beyan edilmiştir. Bu haciz Sandığın ve müşterilerin hukuku
I na müessir değildir.
I İkraz dosyasında mevcut tapu senedi suretine göre hududu: 4138 ada, 20 parsel 19. 5, 4, 21 numaralı parseller vc yol ’le: 4138 ada, 21 Parsel 20, 4, 3, 22 numaralı parseller ve yol ile *140 ada, 19 parsel 18, 7, 6, 20 numaralı parseller ve yol il'v pazartesi 4140 ada, 20 parsel 19, 5, 4, 21 numaralı parseller ve yol ile mahduttur |
İkraza ve satışa esas olan muhammin raporlarına gö'”
: bu gavrimenkullerden 4138 ada 20 ve 21 parsel olanları 1020 : -er metre murabbaı miktarında arsadır. 4140 ada, 20 parsel numaralı olanı 1023 metre murabbaı miktarında arsadır. 4140 ada '0 parsel numaralı 1114 metre murabbaı miktarında arsa olun üzerinde 135 metre murabbaı kısmı üzerine inşa edilmiş bodrum vc zemin katlardan müteşekkil haricen hımış bir ev yapılmıştır. Bodrum katta bir mutbak ve bir odun ve kömürlük vardır. Zemin katta dört oda, bir sofa, bir helâdan mürekkep b)r daire vardır. Binada elektrik ve su tesisatı mevcuttur. | Vadesinde borcun verilmemesinden dolayı yapılan takip üzerin'' 3202 sayılı kanunun 46 ncı maddesinin matufu 40 mc maddesine göre satılması icap eden yukarıda evsafı vazıh' gayrimenkulün tamamı bir buçuk ay müddetle açık arttırmaca konulmuştur. Satış tapu sicil kaydına göre yapılmaktadır. Arttırmaya girmek isteyen (1000.—) lira pey akçesi verecek-lir. Birikmiş bütün vergilerle belediye ve dellâliye resimler’ b borçluya aittir. Arttırma şartnamesi 6/11/1950 târihinden iti-Kayserili Şükrü, b^en tetkik etmek isteyenlere Şubemizde açık bulundurula- , Emine, Haymanalı Tanu sicil kaydı ve sair lüzumlu izahat da şartnamede
v-' t.akin dosyasında vardır. Gününde arttırmaya girecek olan . ı.. / ..............lar bunları ve herkese açık bulunan tapu sicil kayıtlarını tet-'
İbrahim, Polat- j Zirli Hüseyin, Keskinli Şükrü, Yoz- k'k ederek satılığa çıkarılan gayrimenkul hakkında her stç-:
««u . u_i_2.-i.i- r-ı öğrenmiş ad ve telâkki olunur.
Birinci arttırma 13/12/1950 tarihine müsadif çarşamba nünü Birinci Anafartalar caddesinde Belediye Ticaret Evi nl-t.mdaki Sandığımız binasında saat 10 dan 12 ye kadar yapıln-'--’ktır. Muvakkat ihalesi yapılması için teklif edilecek bedo-l’n tercınan ödenmesi icap eden gayrimenkul mükellefiyeti ile ."'mı tamamen geçmiş olması şarttır. Aksi tak-rii’-dn son arttıranın taahhüdü baki kalmak şartiyle 28/12/19tv târihine müsadif perşembe günü aynı mahalde ve aynı saati-prfbr'ması y; nılaçaktır. Bu arttırmada gayri menkul cn arttıranın üstünde bırakılacaktır.
Hakları tapu sicilleriyle sabit olmıyan alâkadarlar ve Vak hakkı sahiplerinin bu haklarını ye hususiyle faiz ve m-' rrife dair iddialarını ilân tarihinden itibaren 20 gün içinde ■vrakı müsbiteleriyle beraber Şubemize bildirmeleri lâzımdı’-’.u suretle haklarını bildirmemiş olanlarla hakları tapu sicilleriyle sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaşmasından hari»-1,„1,..1„.. T-»_U_ r_„»_ , ... . . doSyn
numarasiyle Şubemize müracaat etmeleri lüzumu ilân olunur ___________________________ (8000)—2336
(940 - 6)
Aşağıda isim ve memleketleri yazılı kimseler 940 senesinin muhtelif aylarında Ankara Nü-mune hastahanesinde ölmüş ve mahkememizce de vereseleri malûm bulunmamış elduğu gibi bu güne kadar bir müracaat ta yapılmamış bulunduğundan mirasçılarının ilân tarihindejn itibaren üç ay zarfında sıfatlarım tayin etmek üzf/.e veraset ilâmile bir-' likte mahkememize müıuvuunun aksi takdirde alâkadarların istihkak dâvası açmak hakkı malı-1 fuz kalmak şartile terekenin ha- | zineye devrolunacağı Medeni Kanunun 534 üncü maddesi ge- ■ ıcğince ilân olunur.
23 10/1950 Yargıç: 8757 ı Ayaşlı İbrahim Osman, Bâlâlı
Ankara 3 üncü Sulh Hukuk Mahkemesinden (938 9)
Aşağıda isim vo memleketleri yazılı kimseler 938 senesinin muhtelif aylarında Ankara Nü-ınuno haslahanesinde ölmüş ve mahkememizce, vereseleri malûm bulunmcmıs olduğundan mirasçılarının ilân tarihinden itibaren üç ay zarfınra sıfatlanın tayin etmek üzere veraset ilâmile bir- | likte mahkememize müracaatları . aksi takdirde alâkadarların istihkak dâvası açmak hakkı mahfuz kalmak şartile terekenin hâzineye devrolunacağı medeni ııamııe dir kanunun .534 üncü maddesi gere-ıüracaatlan 1 öince ilân olunur-
ı Elimesgullu Muslafa, İskilipli ■ Hüseyin, Sivrihisarlı Ayşe, Sivri-lıisarlı Ayşe. (4) kişidir.
5876
Polatlılı Eda, K. Hamamlı Hakan, ı Bâlâlı Mehmet, Sivrihisarlı Bc-| yaz, Akşehirli Vahide, Ankaralı
İsmail, Ayaşlı Ali, Kırşehirli Ay-1M Ali, Sungurlulu Mustafak An- -j.
ten, Nallıhanh Zehra, İstanbul- [ karalı Ali, Bcypazarlı llami. Koçla Haldun, Mihalıccıklı Hayri,. hisarlı İbiş, Ankaralı Zehra, A-Konyalı Ali, Yozgatlı Ahmet, yaşlı Haşan, Nevşehirli Bay- / Çankınlı Meliha, Selânikli Nebi-, ram, Aılkarah Şerife, Ankaralı ye, Kırşehirli Meli, K. Hamam-, Avanis, Çubuklu Hüseyin, Nallı-lı Hanıdi, K. Hamamlı Dudu, hanlı Nazire, Ankaralı Sırma, Çankınlı Osman, Erzurumlu Ali, Tosyalı Emine, Düzceli Raşit, Çubuklu Niyazi? Eskişehirli Emine, Haymanalı r-nkhr. Tanusicil kaydı Polatlılı Behiye, llgazlı Senem,' Memet, Çerkeşli Gülser. Ava- -
K. Hamamlı Mustafa, Nallıhanh ' nuslu Mehmet, Kırşehirli Türkân,
I Haşan, Konyalı jj- „
lı!ı Kezban, Ankaralı Fatma, Kır aatl Meymenet, Kalecikli Elmas, 1 şehirli Ali, Kastamonulu Mahir, ] K Hamamlı Emine, Kırşehirli Ars-Kırşehirli Kemal, Polatlılr İbra- lan, Bolulu Mustafa, Bolulu Meh-him, Ürgüplü Ali, Hc/ymanalı Ha- ' met, Ankaralı Fatma, Ayaşlı sen, Çankınlı Muharrem, Konya- Osman, K. Hamamlı Emine, Kırlı Ayşe, Yozgatlı Kâmil Mihalıc-, şehirli Elif, Ankaralı Anakız, Çu
:ıklı Osman, Polatlılı Seyit, Sin- buklu Mehmet, Haymanalı Emi- Snnd’k alacağa
Ilı Çi"i i ı kı rı "il. r. I. Alî _ _ A . — t _____İZ I "II- . . .1 : .. .1 ..
cahköylü Saiih, Çankınlı Ali, ' ne, Ayaşlı Osman, Kalecikli Ha-Polatlılı Sah, Burdurlu Sevkiye, tice, Kalecikli Memduh, Beypa-Ankaralı Şerife, Taşköprülü M.'zarlı Mehmet, Bolulu Kezban. Ali, Ankaralı Nehavet, Zirli Ali, Kırşehirli Hüseyin, Polatlılı Mü-Kclecikli Pembe, Nevşehirli Pem- nire, Beypazarlı Emine, Kırşe-be, Nevşehirli Mustafa, Ayaşlı hirli Mehmet, Kırşehirli Yemin,
1 Kezban, Küçük Yozgatlı Sera-' Kayserili Saban, Koçhisarlı Be- sr fettin, Nevşehirli İbrahim, Beypa- . kir, Ankaralı Fatma, Sivrihisarlı zarlı Ali, Sivrihisarlı Nadir, A- Fafma, K. Hamamlı Hüseyin, Ye-vanoslu Haşan, Haymanalı İsmail' nıgöllü Adem, Erzurumlu İsmail, - . . ) ________
Koçhisarlı Fehim, Nallıhanh Hak K. Hamamlı Safı, E. şehirli Haj'ıkı, Daha fazla izahat almak isteyenlerin 49/241
kı, Sivrihisarlı Ahmet Komik, A-' Hortumlu Ebabekir, K. Hamamlı nnri‘'-'"'n(:iv,n ;u-
yaşlı Fatma, Keckinli Zekiye, Ka- ( İsmail, Sungurlulu Abdullah, Ri-Iccikli Akkız, K. Hamamlı Hallik, zeli İbrahim, Yozga’l: Turan, Ak-ı Çankınlı Kiraz, Kayserili Ahmet, I dağlı Nail, K. Hamamlı İpek, Hay
A Çankınlı Rasim, Polatlılı Fatma,1 manalı Ali, Beypazarlı Sıdıka,
711*511 orhorll U Mudurnulu Mehmet, Polatlılı ' Çerkeşli Halil,
Ziliai dVICİUCIIin Saadet/ Se|ânik|j Medjha, An-İ Koçhisarlı Hikr
Acı bir kayıp
Henüz 14 yaşma giren kızımı
Muhasebeci aranıyor
■ Türk Eğitim Derneğinin Yenişehir Lisesi için ehliyetli bir muhasebeci alınacaktır. 350 lira aylık verilecek ve bazı imkânlardan istifadesi de temin edilecektir.
, Taliplerin 27 ekim cuma akşamına kadar Derneğe müracaatları. (8002)—2335
-------------- ■ - i -------------
Millî Eğitim Bakanlığından
Bakanlığımız Merkez teşkilâtında açık bulunan 15 maaşlı kâtipliklere müsabaka ile memur alınacaktır.
Memurin Kanununun 4 üncü maddesindeki evsafı olması ve daktilo bilmesi şarttır.
Taliplerin 31/X/1950 salı günü saat 14 de yapılacak .. handa hazır bulunmak üzere *bir dilekçe ile müracaatları.
(8034)—2332



Maliye Bakanlığından
I — 35 lira maaşlı Hesap Uzman Muavinliği için 8/1/1951 günü müsabaka imtihan! yapılacaktır.
Aranan şartlar şunlardır:
I a) Memurin Kanununun 4 üncü maddesinde yazılı evsafı haiz olmak,
i b) 1951 yılı ocak ayının başında 35 yaşını doldurmamış bulunmak,
ı c) Siyasal Bilgiler Okulunu, Hukuk ve îktısat Fakültelerinden birini, Yüksek İktisat ve Ticaret Okulunu veya bunlara eşitliği Millî Eğitim Bakanlığınca kabul olunan yabancı bir okulu bitirmiş olmak,
I d) Yapılacak soruşturma neticesinde Hesap Uzmanlığının gerektirdiği nitelikte bulunduğu anlaşılmak,
I c) Yolculuk zahmetlerine katlanmağa sağlık durumları elverişli bulunmak,
II — İmtihana talin olanlar en geç 10 Aralık 1950 akşamına kadar Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu Baş-kanl'ğma dilekçe ile müracaat edeceklerdir.
Bu dilekçeye şu kâğıtlar bağlanacaktır:
a) Nüfus cüzdanının aslı veya noterlikçe onanmış sureti,
b) Kendi el yazısı ile hal tercümesi özeti, açık iş ve ev adresi,
1 c) Fiilî askerliğini yaptığına veya hıüeccel olduğuna daiı resmî belge veya noterlikçe onanmış sureti,
ı (Bu vesikayı getiremiyenler imtihanlara kabul edilirlerse de tayinleri, fiilî hizmetlerini tamamladıktan sonra ve kadro I müsaadesine göre yapılır.)
d) Okul diploması veya tasdiknamesinin aslı veya noter-Fkce onanmış sureti,
c) Sağlam ve yolculuğa mütehammil olduğuna dair fotoğraflı resmî rapor.
ÜT — Taliplerden aranılan şartları haiz olanlar yazılı ve -ö-jii Olmak üzere iki imtihana tabi tutulacaklardır. Yazılı imti han Ankara’da Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığında; İstanbul ve İzmir’de Hesap Uzmanları Bürosunda ve bunda —uvaffak olanların sözlü imtihanı Ankara’da Hesap Uzman-’arı Kuru'u Başkanlığında yapılacaktır.
I
ı
I
IV — Yazdı ve sözlü imtihanlar aşağıdaki ders gruplarına e-îren mevzulardan yanılır.
1 — Maliye (Maliye ilmi ve Türkiye’de cari başlıca vergi kanunlarının esasları)
2 — Muhasebe (Ticaret Muhasebesi, Bilânço ve ticarî hesap).
(Baş tarafı 2 nci sayfada) erini de göstermiştik. Meselâ, geçenlerde bu senejd mahsulâtımızın kuraklık yüzün- ( ve güveni koru- den noksan olacağım, Tarım Ba-j Kırşehirli Bektaş, Kırşehirli Ny-( haddin. Ayaklı için, bütün milletlerin kombine ---
gayretleriyle temin etmek lâzım- Çünkü ziraî kalkınmada dır.»
kanının beyanatına atfen gaze- | r'ye, İstanbullu Ali, Çubuklu Hav. okurken içim sızlajdı. |
oynadığı rolü cam yanmış bir çiftçi olarak çok iyi bildiğim için ' kalkınmada kuraklığa kar- I mofak tertibatın üzerinde durmak isterim. |'
Bilindiği gibi memleketimiz ku- serili Cemile, Gemlikli Abdullah, rak bir iklimdir, filhakika yağ-ç —9» « mcı suymu-ı j mur yaÖm,y°'' değil, fakat bu tatmin edecek bı" dolgunlukta V0Ğ!an y^Har bazan fayda değildi ve nitekim de edemedi. /erıne büyük zarcylar vermekte İtalyan filmciliği onun gibi ve sel halinde dağıldığı zaman büyük sanatkârları ruhen tat- 'arlalon da yollan da tahrip min edecek çaptadır ve Russe- Emektedir- Halbuki, bu gibi lini gibi bir adam da büyük bir ,evl(alâde hc^lerdeı su istilâları-yıldıza lâyık bir sanatkârdır. 1,0 '(arS1 tedbirler alınacağı gibi İngıid hareketlerini saklama- ,,u fazla sular da pek âlâ top-mak veya eskimiş cemiyet na- ,aM,r,labilir. zariyelerine uyarak sevdiği in- Bnlardan t-;1 -sandan uzak kalmamakla bir dc|ki su haznelerinder medenî cesaret göstermiştir. -....
Amerikada R. K. O şirketi !anmızm altındaki tabiî su Bergnıan - Rossclhıi münasc- 1 'elerinden bugüne betlerini âlet ederek sermayesi- edilmemiştir. Binaenaleyh Tarım ni vermiş olduğu Stromboli’ye Takanlığı bütün teşkilâtım sefer I Kalecikli Hüseyin, reklâm yapmak istemiş ve bu )er ederek memleketin her tara-1 rahim, aşkı istismar etmiştir. | fında aıteziyen kuyuları açtır- T
Bu filmi pek yakında Türkiye- nak suretiyle: yeni asrın bugün- . de biz de seyredeceğiz. j !(ü en son sisten) asri makinala-
| undan, memleketi pek âlâ isti- ı
c:dc ettirebilir.
Bütün bu medenî imkânlar an-para ile temin olunabilece-temin edilmesine ve bin- ı neiice ziraatın kalkınması için ziraî seferberlik gibi bir yola gi-[ dilmesine ihtiyaç bir zarurettir.
5874 Elbirliğiyle buna çalışalım. I
bir eser
( Başı 5. inci sayfada )
3 —- İktisat (Umumî iktisat ve işletme iktisadı)
■1 - Hukuk (Ticaret hukuku, Medenî hukuk, Borçlar hu-
kuku. İcra ve İflâs hukuku)
I
T eşekkür
ı Uzım zamondır, ıstırabım çektiğim romatizma, baş ağrılarımın hakikî teşhisini koyan Prof. Nüzhct Şakir Dirisu’yla Doçenti Aziz Scvüktckin’e teşekkürlerimi bildirmeyi borç bilirim.
Mühendis- 1 5882
5 — Lisan (İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca lisan-1-ırmdan birinden yandırılacak bir mevzuun türkçeye çevril-
Milli Eğitim Bakanlığınca yapılan lisan imtihanına girmek suretiyle belge almış olanlar ayrıca sonuncu gruptan imtihan edilmezler.
... ,—,_r„ , ,_.,|, Polatlılı Torkan,
........ .................... İ Koçhisarlı Hikmet, Çubuklu Kâ- Neclâ Ozçelik’in anî olaraft cra-karalı Hamide, Bâlâlı Faik, Ca_ 7-)m, Ankaralı Samiye, Erzu- mızdan kaybolması dolayısiyle nakkaleli Halit, Çankınlı Gülizar, rumlu Eşref, Aksaraylı Hamza, büzer kadar yanan vc acı du-Bâlâl. Emin Kalecikli Mehmei. i Hoozl, Mr.'.mei, Kcy.erili Ko ya„ akrabn, yakın komsu, do5, 1.......m c°' " a,kada!'',!r
deli Mahmul, Bevpozüd? A “ An buLac,ya .ka,,l"“k su,c'iy-
korol. Halime, Yoegoll, Ahmet lc b'2c kmi‘ v°k'"
Ayojlı Mehmet, Burdurlu lemop, muhabbet «e alâlroya alenen te-Trabzoolu Osman, Krrsdtirli Ni- )ckkM bir borç biliriz, hal, İstanbullu M, Asım, Anka- ■ ralı Asiye, Koçhisarlı Raziye, Çubuklu Satılmış, Kayserili Ayşe, ' Mudurnulu Haşan, Polatlılı İsmi- i han, Koçhisarlı Mahican, Amas-yalı Ayşe, Ankaralı Memnune, K. Hamamb Zehra, Çankınlı Kadir, Geredeli Eminev Beypazarlı Kezban, Haymanalı Ekrem, An-karalı Sadık, Çerkeşli Haşan, Po-lallılı Hafize, Beypazarlı Müır .'ehaı Nevşehirli Mehmet, Istaır köylü Mehmet, Bogazlıyanlı Seher, Erzurumlu Haydar, Çankırr lı Emine, Keskinli Salı, Polatlılı Zahit, İstanbullu Fethiye, Naili-hanlı Agop, İzmirli Rıfat, K. Hamamlı Cafc , Eskişeğirli Sakine, Polatlılı Havva, Konyalı Ahmet, Kayserili Halice, Yozgatlı Mehmet, Ankaralı Ahmet, Koçhisarlı Zahide, Çubuklu Hatice, Çubuklu Abdullah, Çankınlı Emine Ak-saraylı Afettin, Tarsuslu Ayşe, Koçhisarlı Behçet, Keskinli Hatun, Bayburtlu Mariye İsmet, Mu curlu Haşan, İstanbullu Fatma,
K. Hamamlı Hasarı, Çanlanb
Halil, Ayaşlı Ömer, Ürgüplü Mus tcıfa. Gazi Anlepli Nesibe, Geredeli Mehmet, Aydınlı Şükran, K- Hamafmlı Hatice, llgazlı Mev-lût, Çerkeşli İsmail, Tosyalı Şerife, Ankaralı Haşan, Çubuklu Ali, Kırşehirli Ahmet, Ankaralı Akdcn, Aydınlı Fahriye. (302) kişidir. 5870
jva, Ankaralı H. Kadir, Ankoralı Mehmet, Nallıhanh Rıza, K. Yoz-gatlı Yakup, Ankaralı Hayriye,1 Çankınlı Ali, Bolulu Emine, Balalı Firdevs, Çorumlu Osman, An-karalı Halice, Bâlâlı Hatjcet, An-
| kciralı Nazmi, Keskinli Bekir, Kay-
Haymanalı llyas, Yozgatlı Saadettin, llgazlı Şevket, Kırşehirli Zeynep, Zirli Ummühan, Kırşehirli Ali, Keskinli Niyeti, Kayserili Arif, Ankaralı Mustafa, Niğ-deli Numan, Kırşehirli Turhan, Boycfoatlı Ahmet, Kastamonulu Halice, Ankaralı Ali, Ayaşlı Hüseyin, Kalecikli Ayşe, Koçhisarlı Fatma, Safranbolulu Mehmet, , Kalecikli Ahmet, llgazlı Hüseyin, uıan. acvuıgı m- bqşka toprak altın- (Kırklarelili İbrahim, İstanbullu
kalmamakla bir su haznelerinden pek âlâ Şükrü, K. Hamamlı Osman, Hajy-
stifade edilebilir, Bizim toprak- ' manalı Haşan, Beypazarlı Nuh, haz ! Ankaralı Fafma, Bâlâlı Haşim, kadar istifade Ankaralı Hüseyin, Zaralı Ta lir, Ankaralı Ayten, Kırşehirli Ömer, Kırşehirli lb’ Beypazarlı H. Hüseyin, Bâlâlı Hüseyin, Polatlılı Cemil, Ankaralı âüheylâ, Çubuklu Fatma, Tokatlı Fatma, Bâlâlı Mehmet, Sivojılı Zehra, Ankaralı Hüseyin, Kalecikli Makbule, İstanbullu Saimo, Niâdeli Muhiddin, Nalhhanfı Muslafa, Keskinli Yılmaz, Polatlılı Ömer, Bursalı Fatma, Çerkeşli Nafize, Haymanalı İsmail, Bolulu Nazmi, İstanbullu Hilmi, Erzurumlu Sultan, Çubuklu Kadir, Aksaraylı Haşan, Istan IjjIIu Sefika, Haymanalı İsmet,
gll3İ İQ
* Satılık ev
üç oda) hol ve servis kapılı, cak
bahçesi geni, ev acele satılıkta. | ğinc göre her şeyden İsteyenler her gün saat 18 - 19 sısohr arasında Yenişehir Tuna Cad-1 desi 10 numara üst katta Zühat
Kipkurt'a müracaatları.

Babası: Hilmi Ozçelik Annosi: Leylâ Ozçelik Ağabcysi: Celâl Ozçelik
5881
Kayıp bulana
19.10.1950 cumarlesi günü scı ■ at 17.30 da Hcmşin fırınının ö-nünde içinde» bir miktar para ile askerî hüviyetim bulunan cüzdanımı düşürdüm. Bulanlar insaniye»' namına aşağıdaki adrese getirdiklerinde 25 lira ile mükâfatlandırılacak ve takdir edilecektir-
Zafer ilân memurluğuna

Ankara 3 üncü Sulh Hukuk Mahkemesinden (950 10)
Başvekâlet Yüksek Murabaha heyeti murakıp muavinlerinden iken 19 2 1940 tarihinde İstanbul Teşvikiye Sağlık Yurdunda vefat eden Mehmet İlhamı ülkemin mirasçıları tarafından bu güııeı kadar bir müracaatla bulunulmamış olduğundan mirasçılarının ilân tarihinden itibaren üç ay zarfında sıfallarım tayin etmek üzere veraset ilâmile bir likde mahkememize müracaatları eksi takdirde alâkadarların istihkak dâvas- açmak hakkı mahfuz kalmak şerliyle terekenin hâzineye, devredileceği medeni kanunun 534 üncü maddesi gere-ilân olunur.
Buyuk bir aşkı bin canlandığı çok ahlâkî süper film.
ZAFER'in Abone Şartlan
Memleket İçi
8
k ............ 28 Lir
......... 15 »
........... « \
Memleket Dışı
İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN
«Le Diable au Corps)'
Baş rollerde:
Michcline Presles
Gerard Philippe
Seanslar: 14 - 16,15 - 18.30 21. İlâveten en lıabcılcıi tel: Mürt. 24075.
son dünya-
Gişc 15031
[ V — İmtihan neticesinde Hesap Uzman Muavinliğine alı-ıı mlar üç sene sonra yapılacak yeterlik imtihanında muvaffak olurlarsa Hesap Uzmanlığıma tayin edileceklerdir.
VI — Durumları 3656 sayılı Teadül Kanununa göre 35 lira maaş almağa müsait bulunmayanlara mezkûr kanun hükümleri dairesinde alabilecekleri maaş verilecektir.
VII — İmtihana girebilmek için ikinci maddede yazılı belgelerin 10 Aralık 1950 tarihine kadar eksiksiz gönderilmiş olması şarttır.
İmtihana girme şartlarını haiz olanlara yazı ile tebligat yapılır. 2337
Belediye Başkanlığından
Belediye Komisyonunun 20/10/1950 tarih ve 5937 sayılı kararı ile: Tereyağından ve sakaroz şekerinden imal edilerek içindeki fıstık, fındık, ceviz ve badem miktarı asgari yüzde 10 nöbetinde bulunrrfak şartiylc hamur tatlılarının perakende Azamî satış fiyatları aşağıya çıkarıldığı veçhile tesbit edilmiştir.
Sayın halka ve ilgililere ilân olunur.
Cinsi
Duklavu (Cevizli, fındıklı, badem li) Baklava (Fıstıklı) Beyaz baklava Dilber dudağı Sarığı burma Bülbül yuvası
Fiyatı
) ) ) )
) ) ) )
Beyaz baklava
Dilber dudağı
Sarığı burma
Bülbül yuvası
Hanım göbeği (Nebatî yağ ile Tulumba tatlısı Hurma tatlısı Vezir parmağı
) ) )
Fıstıklı olabilir) (Nebatî yağ ile olabilir)
230 Kr.
300 Kr.
260 Kr.
330 Kr.
230 Kr.
Revani tatlısı
Tel kadayifi
Saray lokması (Susam
)
) yağı ile
olabilir)
Sayfa : 8
ZAFER
25/10/1950
BÜYÜK Mağazada ı BÜYÜK Mağazanın
Taksitle Satış Başladı l Z“hE«i*
Memur ve Sj aylara Kolaylık |300 - Tel- 15149 — Hikmet Ünal ve Ortağı Kollektif Şirketi Adres: Anafartalar Adliye Sarayı, yeni mağazalar karsısı No. ) Mutlaka görünüz
\ BÜYÜK Mağazanın i i İthal Ettiği Avrupa Kumaş \ jve yerli kostümlükleri müşterilerini memnun edecek vasıftadır}
$ Ankara Şubatı *
BÜYÜK Mağazanın
Hususî surette getirttiği Paris diplomalı terzi Niko NİKOLAÎDÎS
Garantili
Sipariş, her türlü giyim ihtiyacının karşılamak üzere emrinizdedir. Reklâm değil hakikattir.
KİNİNLİ
4 saat ara He
GRİPİN
günde 3 adet alınabilir.
Gripin
Nezle, baş, diş, romatizma, adale ve sinir ağrılarını geçirir.
Soğuk vo rutubetli havalarda kininli
Gripin
almayı unutmayınız. Grip, nezle gibi hastalıkların başlangıcında bir çok fenalıkların önüne geçer.
Gripin
Sağlık vo Sosyal Yardım Bakanlığının resmi ruhsalını haizdir. (S. B. 5-2541 No. ve 20.1 .35)
4
İLAN
a 1 — Büro, depo ve tamirhaneler ihtiyacı için imtihanla en aşağı lise ve üniversite mezunlarından 3 stajyer sekreter alınacaktır. Bunların İngilizce de bilmeleri şarttır.
1 2 — İmtihanları kazananlar 950 malî yılı sonuna kadar çfenemeye tâbi tutulacaklardır. Bu müddet içinde geçici olarak kendilerine (400) lira aylık ücret verilecektir.
j8 3 — İmtihana girebilmek için:
î Askerliğini yapmış 28 yaşını geçmemiş olanlar aşağıdâk belgeleri ve dilekçeleri ile Ankara Gn Kur. Ordonat D. Bşk. lığına 15/Kasını/1950 tarihine kadar müracaat edeceklerdir.
Dilekçelerine bağlanacak olan belgeleri:
2 a) Nüfus hüviyet cüzdanı tasdikli sureti,
b) Emniyet Md. den doğruluk kâğıdı (Bu kâğıtta ecnelr kadınla evli olup olmadığı belirtilecektir.)
c) Okul şahadetnamesi.
d) Sağlık kâğıdı.
e) Denemede muvaffak olmazsa geçici vazifesinden çıkarıldığı zaman hiç bir hak iddia etmiyeceğine dair ve keza muvaffak olduğu takdirde 4. maddede yazıldığı gibi tahsil ve liyakatine göre barem derecesine geçirildiğinde daha az pare alacağından dolayı bir. gûna hak iddia etmiyeceğine dair Noterden tasdikli senet.
• f) Evvelce çalıştığı yerlerden iş ve durumuna dair bonservis
3 .— İmtihan Ankara’da Ordonat okulunda yapılacaktır. İmtihan 20 Kasım 1950 pazartesi günü saat 9.30 dadır.
4 — İmtihan ve denemede muvaffak olanlar 951 yılı kadrosuna Sekreter ünvaniyle alınacaktır. Tahsil derecesine gö rç lise mezununa (20) üniversite mezununa (30) lira aslî maaş
verilecektir. Bu suretle kendilerine verilecek maaş tutarı evvelce bir tekaüt hakkı tanınmıy’arak geçici olarak kendilerine verilmiş plan ücretten az olacaktır. Bundan dolayı 2 maddede yaz Idığı gibi bir hak iddia etmiyeceklerine dair bir noter senedi vereceklerdir.
•5 — Askerî sekreter sınıfına geçirilenlerin 5 sene müddetle mecburî hizmetleri olacaktır. Bu müddetten evvel ayrı-lanlar almış oldukları maaşları tazmin edeceklerine dair kefil-li bir noter senedi vereceklerdir.
6 — Askerî sekreter sınıfına ayrılanların maaşları (70) lira aslî maaşa kadar yükseltilir. Ve askerî kıyafet kararnamesiyle tensip olunacak askerî kisveyi giyerler.
Not: İmtihan merkezine ve atandıkları yerlere kadar yollukları kendilerine ait olacaktır.
Noter senedi sureti Ordu Donatım Okulu Komutanlığından alınacaktır. (7999) — 2327
Etihank Genel Müdürlüğünden
1 Bankamızın ticari servislerinden birinde çalıştırılmak üzere. İngilizce veya Almanca lisanlarına vakıf veya her iki lisanı da bilir bir memur alınacaktır. Ayrıca Fransızca da bilmek terem sebebidir.
r İsteklilerin Genel Müdürlüğümüze müraocatları rica olu-r&r. (7927)—(442)
Watherproof
Bay ve Bayan trençkotlan en ucuz fiyatlarla
ORTAÇ
bulabilirsiniz.
35 liradan 100 liraya kadar
Telefon: 11135
Kamyon Satışı
Devlet Orman İşletmesi Merkez Müdürlüğünden:
Muhammen
bedeli
teminatı
Motor numarası
Markası
Cinsi
3000 TL. 225
2800 2900. 2900
2900 3000
210
217,50
217,50
217,50
225
Yukarda motor numarası,
G. R. D. 232—87512
3. M. 18558
6C9 L. 1121123
799 T. 1617851
799 T. 1161297
Ow. 29274
cinsi, muhammen bedeli ve
Enter Kamyon
SMidebaker „
Fort
Bedfort „
ici teminatı yazılı altı adet kam
yon açık arttırma suretiyle satılacaktır.
1 — Arttırma 3/11/1950 cuma günü saat 15 de Merkez Müdürlüğünde toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
2 — Taliplerin talip oldukları kamyona ait geçici teminatlarını ihaleden evvel işletme veznesine yatırmaları lâzımdır.
3 _ Şartname ve kamyorjkır her gün merkez işletmesinde görülebilir. (7852) — 2286
Türkiye Kızılay Derneği Genel Merkezinden
Türkiye Kızılay Derneği 1950 yılı kongresi 24 Kasım Cuma günü saat 10 da Ankarada Yenişehirdeki Kızılay binasında , toplanacaktır:
Kongre gündemi:
1 — Kongrenin başkan ve başkan vekilleri ile kâtiplerinin [ seçilmesi.
2 — Ana tüzüğün (40) inci maddesinin (a) fıkrası gereğin- j ce, biri hesap ve diğeri dilekler için 7 şer kişilik İki komisyon se- ' çilmesi.
3 — Bu komisyonların verecekleri raporlar üzerine, 1/1/949-31/12/1949 tarihine kadar yapılan işler hakkında Genel Merkez Kurulu raporu ile bilanço ve keşin hesaplarının ve Denetleme Komisyonu raporunun incelenmesi ve kabulü halinde Gene) Merkez Kurulunun ibrası.
4 — 1951 yılı bütçesinin onanması.
5 — Ana tüzüğün 44 üncü maddesi gereğince Genel Merkez Kurulundan kıdem sırasiyle çekilecek beş üyenin yerlerine beş asıl ve beş de yedek üye seçilmesi.
G — Denetleme komisyonu üyelerinin ve yedeklerinin seçilmesi:
7 — Genel Merkez Kurulu tarafından yaılan tekliflerin görüşülmesi. (2828)
iller Bankasından
Bankamız teknik teşkilâtında münhal bulunan (Barem dışı: 405, lira aylık ücretli uzmanlık görevine müsabaka ile bir yüksek mimpr alınacaktır.
İsteklilerin; 8/Kasım/1950 çarşamba günü Ankara’da Bankamız merkezinde yapılacak olan bu müsabakaya iştirak içip aşağ'da yazılı belgelerle en geç 6/Kasım/1950 pazartesi günü ak amma kadar Bankamız Personel Müdürlüğüne müracaatları.
Belgeler:
1 — Diploma.
2 — Nüfus cüzdanı.
3 — Terhis tezkeresi.
4 — İyi hal kâğıdı.
5 — Sağlık raporu.
6 — Evvelce bir vazifede bulunmuş ise bonservis.
7 — 4 adet fotogrtf (7913) 2324
Muhtelif demir malzeme satın alınacaktır F Ankara Elektrik, Havagazı ve Otobüs İşletme Müessese-sinden:
300 adet 10 metrelik NP. I. 16 lık putrol direk.
150 adet 10 metrelik NP. I. 20 lik putrol direk.
5 ton NP. u. 65 lik konsol demiri.
2 ton NP. u. 80 lik konsol demiri.
1 ton lâma demiri 40 X 10 luk.
Yukarıda evsafı yazılı demir malzeme teklif verme usulü ile satın alınacaktır.
1 — Teklifler 30/Ekim/1950 akşamına kadar Müessesemi-ze verilmiş olacaktır.
2 — Alâkalıların kat’î fiyatlarını ve teslim şartlarını bildirmeleri ilân olunur. (7941) 2323
İzmir Tekel Başmüdürlüğünden
1 — Bayraklı, Çınarlı, Mersinli, Turan, Karşıyaka, Kaplıcalar ve İnciraltı dahil olmak üzere bütün İzmir şehri belediye huudutları çevresiyle Buca, Bornova ve Seydiköy mınta-
| kalaı ı dahilindeki her türlü şişeli içki ve ispirtoların (bira ve .şarap hariç) fabrika ve depodan bayilere tevzii üç yıl müddetle taahhüde bağlanacaktır.
2 — Bu husustaki taahhüt esaslarını ihtiva eden sözleşme tasarısı Başmüdürlüğümüzde mevcut olup talep halinde ilgililere bedelsiz olarak verilecektir.
3 — Sözleşme dışında ve sözleşme konusu ile ilgili olan her türlü izahat ve malûmatı arzu edenler Başmüdürlüğümüzden alabilirler.
4 — İlgililerin en son ve katî yazılı tekliflerini en geç 14/11/1950 tarihine kadar Başmüdürlüğümüze vermeleri .lâzımdır.
5 — Teklif sahipleri, haklarında nerelerden referans iste-nilebileceğini teklif mektuplarında kaydetmelidirler.
6 — İdaremiz tekliflerden en müsait telâkki ettiğini seçmekte serbesttir. (7986) —2337
11
Mantoluk
«e yünlü roplann en güzel çeşitleri
Sizin için getiriyor
. ihtiyacınızı almazdan
ORTAÇ
.ORTAÇ. « uğr ayımı
Satılık Otomobiller
1 — Opel Kapılan; tamamen yeni taksimetresikı birlikle.
2 — Sludebaker - Şampiyon taksimetresile birlikle.
Görmek istiyenler Teknik üniversite karsısı.
OTONAM
Garajı- Telef. 32649. 5863
Satılık
10 tonluk 1948 model çok temiz kullanılmış yeni lâstikleri ve yeni karoseri ilo bir adet Desoto marka kamyon satılıktır. Son modellerden kıymetli bir tenezzüh ara ba ile değişme kolaylığı da olur Müracaat 24811 Bulgur fabrikası. 5793
Ankara Telefon Müdürlüğünden;
1 — Müdürlük binasında, Yenişehir ve Bahçellev- [ ı lerdeki telefon santrallarının muşamba döşettirilmedi işi J
açık eksiltmeye konmuştur.
2 — Tahmin edilen bedel 5818 lira 16 kuruştur.
1 3 — Bu işe ait şartname ve keşif özeti Ankara Tele- (
fon Müdürlüğünde görülebilir.
4 — Eksiltme 7/11/1950 salı günü saat 15.00 de ya- [ . pılacaktır.
5 — Geçici teminat 436 lira 35 kuruştur.
6 — Eksiltmeye gireceklerin geçici teminat makbuz- ; lan ile diğer kanunî vesikalarını eksiltme günü olan ; 7/11/1950 salı günü saat 15 e kadar Ankara Telefon Mü- • Hürlüğüne vermeleri va eksiltme saatinde hazır bulun- !
ı maları ilân olunur. (7937) 2318
Muhasebe Kursu
Ankara Ticaret Lisesi Müdürlüğünden:
l/Kasım/1950 çarşamba günü başlıyacak olan Muhasebe Kursuna öğrenci kaydına başlanmıştır. Bu tarihe kadar isteklilerin Okul İdaresine başvurmaları. (7879) 2311
Çoruh Valiliğinden
1 — Arhavi bucağında sÇğlık merkezi ikinci kısım yapımı birim fiyatiyle ve kapalı zarif usuliyle eksiltmeye konmuştur.
2 — İşin keşif bedeli 66.518,18 kuruş (altmış altı bin beş yüz on sekiz lira onsekiz kunıştur).
3 — Geçici teminat 4.988,85 (dört bin dokuz yüz seksen ser kiz lira seksen beş kuruştur)’.
4 — Geçici ihale 8/11/1930 çarşamba günü saat 15 de Artvin Bayındırlık Müdürlüğü binasında toplanacak komisyonda yapılacaktır.
5 — Bu işe ait eksiltme dosyası çalışma saatleri içinde her gün Bayındırlık Müdürlüğünden sorulabilir.
6 — Eksiltmeye gireceklerin 2496 sayılı kanuna göre ha-zırlıyacakları teklif mektuplarını geçici teminat, yeterlik belgesi v. s. evrakla birlikle sözü edilen gün ihaleden bir saat öncesine kadar komisyon başkanlığına vermeleri veya görider-
Postada vaki olacak gecikmelerin kabul edilmiyeceği ilân olunur. 23/10
Ankara'nın Eğlence Merkezi
Gar
Gazinosu
NİYAZİ ORSAY
Beynelmilel Şöhretli
BRYMANS
REVÜSÜNÜ sunar
Telefon: 15190 — 12603
Not: Çocuklar yalnız pazar MATİNELERİNDE kabul olunur
i ÖRÜCÜ
• Niyazi Şarkan
I üzülme,ge lüzum yok
) Yanmış, yırtılmış, güve yelmiş, bay ve bayan elbiseleri ! beıde örülmek suretiyle ev-►velki haline gelir.
; Adres: Anafartalar Cad. [Zincirli Cami bitişiği No: 47 ! Halk Kola evi. 5880
Altında Havuzlu Banyo
Gördüğü rağbete karşılık olarak BUHARLI ODA'lannı fazlalaştı’.arak müşterilerimizin beklememeleri için bütün tedbirleri almıştır. HAVUZLU BANYO’da temizlik, konfor ve servisin en mükemmelini bulacağınız gibi hususi surette getirttiğimiz MASAJCILARIMIZ emrinize âmadedir.
Havuzlu BANYO fiyatları: Tek kişilik hususî kabine 100 krş. Kese, sabun beraber 125 kuruş.
Ulus matbaası karşısı Gönç Oteli altında. Not: Giriş arka taraftadır.
Kazanç Vergisi ödevlilerinin dikkatına
Ankara Defterdarlığından :
1950 yılı Kazanç Vergisi ikinci taksitinin ekim ayı sonuna kadar ödenmesi lâzımdır.
Bu süre, içinde ödenmeyen vergiler Tahsili Emval Kanunu hükümleri dairesinde yüzde 10 zammiyle beraber haciz yoluyla tahşil olunacağı yayınlanır. (8011)—2333
Borsalino
Şapka çeşitleri ve en zengin renkleri ile
ORTAÇ
36 liraya satışa
•rzedllmiştlr
İLÂN
Sanayi caddesinde (Fabrika fırını) namı altındaki fırını 23/ 10/1950 gününden itibaren ter-ketmiş olduğum ilgililerin malûmatı olmak üzere ilân olunur.
Sadettin Tavşanlı
Ehven Fiatla kiralık daire
151 evlerde üçüncü sokak, 30 numarada iki odalık daire kiralıktır. Her gün görülür. Telefon iş saatlerinde 15892 ev telefonu: 32482.
________________________5818
Satılık Frak
Hiç giyilmemiş orta boy frak ve silindir şapkası ehven fiatla satılıktır.
Müracaat: Saat 9—12 ve 14—-17 arası Tel: 21020 den 208 de Faruk. (5867)
10,5 liraya
Halis ve taze
Brezilya Kahvesi
İbrahim Melek müessesesi
Merkez ve Şubelerinde Telefon: 13241 (5858)
Kayıp bulana
îç.nde kıymetli noter tercüme evrakı bulur.an kahverengi evrak çantamı, Ulus meydanı ile Anafartalar arasında motosikletten düşürdüm. Bulana çan tayı hediye ediyorum. Ehemmiyetine nazaran bana sadece içindeki hususî evraklarla motosiklet muayene cüzdanımı, a-şağıdaki adresime yollamasını insaniyet namına bilhassa rica etmekteyim. Eğer çantayı da getirecek olursa .ayrıca memnun edilecektir. -
Adres: Orhan Türkkan, Atatürk Bulvarı, Aydın Ap. Daire 4. Yenişehir. Ankara Telefon: 10530 dan 00. (5869)
Robdeşambr
Robdeşambr, Gömlek, Kravat, Eşarp çeşitleri sîzleri memnun edecek bol çeşitler ve yeni fiyatlarla
ORTAÇ
Sîzleri bekliyor.
Anafartalar Caddesi No. 224 Adliye karası köşe mağa**

Comments (0)