Sene: I
Numara; 157
Şera iti
Hariç için 2500 Kr.
- 1300 .
- 700 ,
Abone
Türkiye için
î senelik -*—1200
& aylık(00
3 „ ....325
1 „..... 125
Nnruosmanige, Şeref Sokağı, TELEFON: 20520
Kr
«■f yv
ZAIu/lJ
Sabahları Çıkar Siyasi Gazete ]
Malbaai Ebüzıiya, İstanbul f~
Öz Türkçe
Anlaması güç
Bizim gazeteci yoldaşlar veya arkadaşlar (siz beğendiğinizi alın I) arasında yeni Türkçe ile çok açık ve iyi yazanlar var. Birkaç tanesi de ellerinden geldiği kadar güç yazmayı kendilerine iş edinmiş gibi görünüyorlar. Bunların içinde de en göze çarpan bizim anlı, sanlı (Aka Gündüz) yoldaştır. Bu arkadaşın dün (Danonçiyo) diye yine bir ya-Zisiyle karşılaştık. (Aka Gündüz) yoldaş bundan epi evvel de yine (Danonçiyo) diye yazılar yazmış olduğu o (zaman) gözümüze iliş-tnişti.
Şimdi yine ( Danonç.yo ) adını yazının başında görünce merak ettik. Çabuk okumağa başladık. Fakat ne yalan söyliyelim bu eski ve istediği vakit çok açık ve canlı yazı yazan arkadaşın ne demek istediğini bir türlü anlıyamadık.
Anlıyamadık amma hiçbir şey sezmedik mi, evet şöyle böyle arkadaşın bir şeyler demek istediğini anladık. Anladık amma oldukça da kafamızı yorduk ve sıkıntı çektik.
Evet, biliyoruz, (Aka Gündüz) bizim gibi bu işe yeni başlıyanlar-dan değildir, daha evvel açık göz davranıp böyle yazıları yazmağa başladı, şimdi bize“ne yapayım suç bende mi.öncedenberi yazılarımı okuyup alışmalı idiniz,, diyebilir. Öyle olmakla beraber yine bu arkadaş (usturuplu, kostak, dali pusatlı, marallar maralı) gibi hiç te işitmediğimiz kelimeleri kullanmakla bütün okuyucuları şaşırtmış, biraz da korkutmuş olsa gerek. Biz bile fimdi işimiz gücümüz öz Türkçe yazmak olduğu halde bu kelimelerden uzaktan yakından bir şey an-lıyamıyoruz, ya zavallı okuyucular neylesin? Sen kendin de buna ne dersin bakalım, ey eski yoldaş, arkadaş ve yazıdaş ?!...
Günün yazısı
Tramvay davası
Günün en göze çarpan meselelerinden biri yakında Devlet Şûrasında bakılacak olan tramvay davasıdır. Geçenlerde Ankara muhabirimiz gönderdiği bir haberde Nafıa Vekâletinin bu davaya çok ehemmiyet verdiğini ve bu münasebetle Devlet Şûrasında açık yapılacak olan muhakemede Tramvay şirketinin eskiden beri birikmiş bütün karışık işlerini meydana dökeceğini bildirmekte idi. ^Tramvay şirketi bu suretle böyle bir davaya girişmekle ne büyük hata ettiğini anlamış olacaktır. Şirketin iddiası bir kere esas itibariyle çürüktür. Çünkü ortada ister bir mukaveleye istinat etsin, ister etmesin, İstanbul halkından alınmış iki milyonu mütecaviz bir para vardır. Şirket bu parayı 1926 mukavelenamesi mucibince aldığını söylüyor. Fakat mukavelede bu fazla paralara mukabil şirkete bir sürü yol yapmak mecburiyetleri tahmil edilmiştir. Şirket buna da cevap veriyor: “Ne yapayım, Belediye yol yapmak icap eden evleri istimlâk edip yıkmadı. Ben de yolları yapamadım !„. Pek âlâ, bununla masele gayet açık bir mahiyet alıyor. Belediye madem ki bir çok yerleri istimlâk edememiş ve binaenaleyh tramvay şirketi için yol yapmağa imkân kalmamış, o halde şirketin de bu ademi imkân karşısında ya yol parasını müşterilerden almaması ve yahut aidiyse şimdi iade etmesi lâzımgelmez mi ? Bunun hukukî Icabatmı uzun uzadıya tahlil etmeğe hacet yok. Çünkü bazı haklar vardır,ki onlar kanunların daima iki türlü tefsir edilebilen dar maddelerile tayin edilemez. Onları asıl tayin ve tesbit eden insaf, vicdan, hatta hakikî menfaat gibi amillerdir. Tramvay şirketi ne istiyordu ? İstanbul Belediyesi parasızlıktan dolayı istimlâkâtı daha on sene yapmasaydı, şirket te bu milyonlarca lirayı halktan çekip kasasında biriktirmeği mi arzu ediyordu ? Şirket, dünyanın hiç bir yerinde amme hizmeti gören şirketlere bukadar müsaade verildiğinin bir misalini gösterebilir mi ?
Ebüzziya Zade
Devamı 2 nci sahifada
Kış artık geldi!
“Bandırma,, da fırtına, Yunanistanda seylâp
“Bandırma,, da
“Atina., da
bir yelkenli battı, “Pire sellerden 13 kişi boğuldu
ualgaların
Uç, dört gündenberi hava soğumuş, devamlı yağmur İstanbulu bermutat çamur deryasına çevirmiştir.
Yeşilköy Rasat merkezinden aldığımız malumata göre bugün de yağmur yağması pek muhtemeldir.
rıhtımı aşarak sokaklara hücum ettiği 'Bandırma,,
Dün Marmarada da şiddetli bir fırtına hüküm sürmüştür. Gelen telgraflar, Marmara havalisinde, ayni zamanda Yunanistanda yağmurların devam ettiğini bildirmektedir.
Devamı 2 inci sahifede
İtalyanın gözü Habeşistanda mı? İtalya, Habeşistandan tarziye istiyor...
Italy a ve Habeşistanda karşılıklı heyecan—Habeşistan ile Amerika arasında da bir hâdise çıktı Alınan haberler göre Habeşlatanın bazı şehirlerinde
"İtalya aleyhinde blr“ takım nümayişler yapılması ve “Gon-dar„ şehrinde İtalya konsolosluğuna hücum edilerek konsoloshane muhafızlarından birinin öldürülmesi, İtalya ile Habeşistan münasebetlerini gerginleştirmiş, İtalya hükümeti Habeşistanın tam tarziye vermesini istemiştir. Şayet Habeş hükümeti tarafından tam tarziye verilmezse vaziyetin tehlikeli bir mahiyet alacağı bildiriliyor.
İtalya ile Habeşistan arasındaki
münasebetlerin tarihi oldukça dikkate değer.
Bu iki memleket arasında 1895 yılında bir muharebe çıkmış,
Habeşistan imparatoru "Haile Selâs,, "Adova,, harbinde İtalyantar yenilmiş, 6000 maktul, 1500 mecruh ile Habeşlere 2000 esir vermişlerdi. Devamı 7 inci sahifede
İngiliz Hariciye Nazırının beyanatı Deniz silâhları yarışı büyük bir felâkettir!
Emniyet demek, her devletin filosu aynı büyüklükte olması
demek midir?
İngiliz Hariciye Nazırı Siı "Con Simon,,
Londra 23 (A. A) — Sir (Con Simon) Avam kamarasında kralın nutkuna verilecek cevabın müzakeresi sırasında ezcümle demiştir ki:
‘‘— Deniz müzakeratı devam etmektedir. Vaşington muahedesini imza etmiş olan devletlerden hiç biri bu muahededen rücu ettiğini bildirmemiştir, fakat böyle bir ihbarın vukuu yaklaşmaktadır.
Ingiliz hükümeti deniz tahdidatı sisteminin nihayet bulmasını herkes için büyük bir felâket olarak telâkki eder.
Devamı 7 r/ıcf sahifede
Çutnartesi 24 Teşrinisani 1934
“Marsilya,,
\Bir düşmandan kurtulmak en iyi çare onu kendine etmektir.
Dördüncü Hanri
(^erhi 3 üncü sahifede)
Yugoslavya nota smda ne diyor?
Macaristanla dostluğu bozacak hâdiseler nazarı dikkate konuluyor
Romanya ve Çekoslovakya da Macaristanı mes’ul görüyorlar
Cenevre 23 (A, A.) -v Yugoslavya hükümetinin “Marsilya,, suikastının siyasi mesuliyetlerine dair olan notası, Yugoslavyanın daimî murahhas ve Hariciye Nazırı, M. “Yevtlş,, tarafından Milletler cemi yeti umumî kâtipliğine tevdi edilmiştir.
Bu nota, bu meselenin Yugoslavya ile Macaristan arasındaki iyi anlaşmayı ihlâl edecek mahiyette ola~ı bilhassa vahim cihetlerine nazarı dikkati celbetmekte
Devamı 2 inci sahifede
Avrupa sulhu tehlikede mi?
“Marsilya,, suikast i hakkında Yugoslavya tarafından Milletler Cemiyetine verilen notanın Avrupada vaziyeti gerginleştirdiği gelen haberlerden anlaşılmaktadır. Macaristan Başvekili, Avrupa sulhunu tehlikede gördüğünü söylemiş, Yugoslavya muhtırasında Macaristanın itham edilmesini şiddetle protesto etmiştir.
Bu husustaki tafsilât 2 nci sahifemizde Son Haberler kısmımızdadır.
I ____________
Ruşen Eşref B,
Yeni “Atina,, sefirimiz itimatnamesini verdi
Atina 23 (A.A) — Türkiyenin yeni Atina elçisi Ruşen Eşref Bey dûn sabah mutat merasimle itimatnamesini Reisicumhura takdim etmiştir. Bu esnada Hariciye nazırı M. “ Maksimos „ da hazır bulunmuştur.
Merasimden sonra M. “Zaimis,, Türk diplomatı ile uzun ve dostane bir mülakatta bulunmuştur.
Avusturya Başvekili Budapeşteye gidiyor
Viyana 23 (A. A.) — “Reichs-poat,, gazetesi, Avusturya Başvekili M. "Şuşning„in Kânunuevvel ayı bidayetinde “Budapeşte„ye gideceğini yazmaktadır.
| ■ z M
■■■ s ) J» -
K.
1^8 -Kc rfV ./A-... / 2
Yukarıda : Başvekil İsmet Paşa, refakatinde Nafıa ve İktisat Vekilleri olduğu halde "Eskişehir „ den geçtiği sırada tohum ıslah istasyonunda tetkikat icra ederken Aşağıda: "Konya,, Ereğllsindo dokuma fabrikasının temel atma merasimini icra ettikten sonra.
İzmir lisesi mezunlan toplandı
Dünkü kongrede yeni idare heyeti seçildi, “Ege Yurdu„nun mesaisi genişletilmesine karar verildi
İzmirli gc*ıç talebe dünkü kongreleri esnasında
Erzurumlu tale be arasında
Dünkü içtimada yeni idare heyeti seçildi Şehrimizde bulunan Erzurumlu talebe cemiyeti dün senelik kongresini Şadi Beyin riyasetinde ak-detmiftir.|
Celse açıldıktan sonra kongre divanı intihap olunmuş, idare, muhasebe ve murakabe raporları okunarak kabul edilmiştir.
Bundan sonra yeni idare heyeti şu şekilde intihap olunmuştur:
Reis Şadi Haşim bey, Kâtip Şevki bey, muhasip Sırrı bey, az--C mil hev.
İzmir lisesi mezunları,, yurdunun 5 inci senelik kongresi dün yurt binasında toplanmıştır. Kongre divanı seçildikten sonra ruznameye tevfikan uıüzakerata geçilmiş evvelâ yurt binasının ademi kifayeti mevzuu bahsolmuş ve bir çok aza söz alarak binanın de-
ğiştirilmesini ileri sürmüşlerdir. Neticede başka bh- binaya taşınılmasına karar verilmiştir.
Bundan sonra temenniler va dilekler söylenmiş ve ekserisi kabul edilmiştir.
Bu meyanda, yurdun fahri reisi
L t fen sahifey i çeviriniz
Dünkü lik maçlarının neticeleri
Dü- Şeref stadında oynanan Süleymaniye-Beşiktaş maçından bir intı a
Havanın dün pek yağmurlu olmasına rağmen lik maçlarına devam edilmiş, Galatasaray bire karşı beş sayı ile Beykozu, Beşiktaş sıfıra karşı İki sayı ile Süleymaniyeyi yenmiştir. Vefa - İstanbulspor maçı yağmurdan yarıda kalmıştır ve tekrar devam edilecektir.
Bu maçların tafsilâtı 5 inci sahifemizdedir.
Fenerbahçe takımı dün Ankarada "Çankaya,, takımı ile yaptığı maçı 5-0 kazanmıştır.
Bu maçın tafsilâtı ikinci sahifemizdedir.
Bugün 5 inci spor sahifemizi okuyunuz
-------------------------------------------------------------
Dünkü içtimada bulunanlardan bir kısmı
Kongre, yüksek makamata te'-graflar çekemesin® karar verdikten sonra dağılmıştır.
Yeni tarihî tefrikamız
Çanakkalede Nasıl Durdurduk?
Türkün'. k'a<ycPve «cengâverliğini bütült-cihana bir kere daha tasdik et^fmlÇ o$iwf‘,Ç^kkale„ muharebelerinin içyüzünü ve İn-gilizi âoı^Fnpıasmih -Boğaibrı--o|şı! ve ’ neden geçemediğini bütün tefewu»||yl^öşjeren bujjfyahj İefrikMDizı neşre başladık. ğ^^.şahiferf^^de okuyunuz
.■-Ar*?”.

4.
2
-ZAMAN —
Teşrinisani
II H^AJ(lL_:CEİH jQrErR_L _ E7!
İngiliz nüfuzu kırılacak mı?
^Çinliler, “Tibet,, deki İngiliz nüfuzunu kırmak ve bu ülkeyi almak için çalışıyorlar
Deniz teslihatı müzakereleri
Japonların tam müsavat istemeleri, kendi hesaplarına millî izzeti nefis meselesidir
Vaşington denil muahede»! Ingiltere, Amerika re Japonyanın deniz inşaatını 3-5-5 niabetinde yapmalarını kararlaştırmıştı. İngiltere ile Amerika, Japonyanın bu niabeti muhafaza etmezi için onu kandırmağa çalışıyorlardı. Japonya ise mötavat latiyordu. Londrada yapılan uzun uzadıya müzakerelerden aonra Japonya, Amerika ve Ingiltere İle tam müsavat istediğini kat'iyetle bildirdi. Sebep, bu muahedenin Japonyayı, Ingiltere ve Amerikaya karşı daba aşağı bir vaziyette göstermesidir. Bu da Japonların milli gururunu yaraladığı için ondan kurtulmak istiyorlar.
Buna mukabil bilhassa Ingilizler, Japonyanın yalnız bir Okyanus devleti olduğunu, kendilerinin İse kemen her denizle alâkadar olduklarını ileri sürüyorlar ve müsavatı [esas i ti berile kabul etmekle beraber, hor devletin azami inşaat programını peşinden bildirmesi lâzım geldiğini ileri sürüyorlar.
Japonlar buna da ran olmuyorlar.
Bununla beraber müzakere kapısı henüz kapanmış değildir. Bütün bu müzakereler ihzari mahiyette olduğu için vaziyeti kurtarmak ihtimalleri tamamile zail olmuş sayılmamalıdır.
Günün Yazısı
Tramvay davası
Birinci sahi/eden devam Zavallı İstanbul halkının bir vazifesi de, nafakasından ayınp her ne pahasına olursa olsun, Müsyfl (Han-sens) veya (Gönzberg) isminde bir takım ecnebilere haraç vermek midir? Çünkü tramvay şirketi, şuna dikkat etsin, ki senelerden-beri mukabilinde hiçbir şey yapmadan çektiği fazla paralar, İstanbul halkı için hakikaten bir haraç şeklini almış idi. Şirket bu pek açık hakikati itiraf etmeli ve Nafıa Vekâletinin ilk talebi üzerine iki milyon lirayı bi-lâ tereddüt devlete veya İstanbul belediyesine iade etmeli idi. Eğer bunu kendiliğinden ve hüsnüniyetle yapmış olsaydı, şirket müdürleri emin olsunlar ki hükümet nezdinde az çok itibar kazanırlar ve bundan sonra halledilecek meselelerde, memleketin menafiinin müsaadesi mertebesinde kolaylıklar görürlerdi. Halbuki şirket böyle yapmamış, kendisinin daha verilecek pek çok hesapları olduğunu unutarak devlet aleyhinde dava açmıştır. Şûrayı Devletin bu davada ne karar vereceğini bilmiyoruz. Fakat İstanbul halkını senelerce verdiği milyonlardan başka bundan sonra da yine senelerce Tramvay şirketine ( bilâ bedel ) milyonlar vermeğe mahkûm edebilecek her hangi bir makam olabileceğini bir an bile havsalamız kabul edemez. (Bilâ bedel) diyoruz. Çünkü İstanbul belediyesinin bu iktisadi buhran devrinde daha uzun seneler istimlâkât yapabilmesine imkân yoktur. Şu halde şirket yine her yolcudan bilet başına 2 ilâ 3 buçuk kuruş vergi almakta devam ederse bu aldığı paralar tamamen mahalli istimalsiz kalacak ve tramvay şirketi bunların faizinden istediği gibi istifade edecektir. Şirkete soruyoruz, böyle bir şeye Türk hükümetinin, bugünkü Nafıa Vekilinin ve İstanbul halkının tahammül etmesine imkân var mıdır? Müsyü (Hansens) ve rüfekası harika ile tavsif edilebilecek böyle birşeyi bir an bile hatırlarından geçiriyorlar mı?
Ebüzziya Zade
olan Maarif Vekili merhum Doktor Reşit Galip Bey için her sene bir ihtifal yapılması teklifi alkışlarla kabul edilmiştir.
Bundan başka, yurtta bir kitap-hane tesis ve haftanın muayyen günlerinde yurtta konser ve konferanslar verilmesi de ittifakla kabul edilmişttr.
Badehu yeni idare heyeti intihabına geçilmiş ve reylerin tasnifi neticesinde reisliğe Kemal Emin umumî kâtipliğe Lebit, muhasipliğe Ali Rıza, yurt işleriyle uğraşmak vazifesine Hayri ve Ahmet, mûrakıpliğe de Sait ve Mesut Beylerin seçildikleri anlaşılmıştır.
“İzmir,, lilere yurdun hürmet ve selâmlarını bildirmek üzere İzmir vaiisi Kâzım Paşaya ve belediye reisi Behçet beye telgraflar çekilmesine karar verildikten sonra kongre dağılmıştır.
Yunanistanda askerî tebeddüller
Atina 23 (Hususî) — İkinci kolordu kumandanlığıma ferik ceneral “Hasabidis,, tayin edilmiştir. Eski kumandan ceneral “Manetas„Harp akademisi âza-lığına alınmıştır.
“Vaşington,, deniz muahedesinin Japonlarca feshi bir gün meselesidir
İngilterenin müdafaası ?
Filadelfiya 23 (A.A) — Fi-ladelfiya gazetelerinden birine verdiği beyanatta Japon sefiri M. “Saito,, demiştir ki:
Japon kabinesi 5-5-3 nisbetini kuran Vaşington muahedesini kat’î surette feshetmeye karar vermiştir. Büyük devletlerin şimdi niçin silâh yarışına çıkabileceklerini bilmiyorum. Bu vaziyete mani olmak, mesul devlet adamlarının vazifesidir.,,
Japon amiralinin beyanatı Lonra 23 ( A.A. ) — Amiral “ Yamamoto „ , Havas Ajansı muhabirine, Japon sefiri M. “Matsudeira,, ile İngiliz Hariciye Nazırı Sir "Conson,, arasında vukubulan mükâlemelerden sonra İngiliz mehafilinin yapmış olduğu beyanat hakkında şunları söylemiştir:
Japonya bir adım gerilemiyor Amiralin fikrince, sefir ile nazır arasındaki dostane görüşme esnasında bahrî müzakerelerin istikbali daha az bedbinlikle derpiş edilmiştir. Fakat bu, Japon heyetinin hattı harelinde her hangi bir tahav-vül vukua gelm'ış olduğu manasını ifade etmez. Japon heyeti âzassı, "Vaşington,, muahe-denamesi yerine daha muvafık beynelmilel bir akit vücude getirmek için çalışmakta devam etmeye kat’î surette karar verilmişlerdir.
“İtilâf bütün dünyaya şamil olmalı,,
Amiral “Vaşington,, muahe-denamesinin hangi maddelerinin ibka ve muhafaza edilebileceğini araştırmaktan ibaret olan usulü muvafık bulmaktadır. Amiral demiştir ki:
“— Her şeyden evvel yalnız Vaşington muahedenamesini imza etmiş olan beş devlete ve Londra muahedenamesine imzalarını koymuş olan üç devlete (değil, bütün dünyaya şamil olacak olan umumî bir itilafın esaslarını ortaya atmak gerektir.,,
Şayet şu veya bu devlet, Vaşington muahedenamesinin bahrî kuvvetlerinin nevine dair olan maddelerinin tevsii hususunun umumî menfaate uygun olduğu fikrini ileri sürecek olursa, Amiralin fikrince, Japonya böyle bir teşebbüsü çok iyi karşılıyacaktır.
Amerikalılar endişede!
Londra 23 (A.A.) — Bugün İngilizlerle Amerikalılar arasında yapılacak görüşmelerin arifesi olan dünkü Perşembe günü Amerika mehafili, deniz müzakerelerinin muhtemel akameti-
lhassa 23 (A. A.) — Çin heyeti, Tibetteki ikametinden istifade ederek “ Dalay Lama „ nın mezarını ziyaret etmiştir.
Bu heyet, Tibet hükümeti erkânına, İngiliz imparatorluğu ile alâkalarını tamamile keserek Çin cümhuriyeti ile birleşmeleri tavsiyesinde bulunmuşlardır.
Çin heyeti, Tibetteki İngiliz nüfuzunu tamamile kırmağa çalışmak suretile Ingilizler aleyhine müteveccih hır hattı hareket takip etmiştir.
iki taraf bir ticaret antlaşması akdi için tetkikat yap-
~nin mes’uliyetinin kendilerine yükletilmesinden endişe eder gibi görünmekte idi.
Japonya kuvvetlerini
arttırıyor
Tokya 23 (A. A.) — Kabine, ordu ve donanma için istenilen kredilerin büyük bir kısmını kabul etmiştir.
1934 - 1935 bütçesinde orduya verilen kredi 490 milyon yen, donanmaya ise 530 milyon yendir.
Azamî olarak 750 milyon yenlik bono ihraç edilebilecektir.
_____________________________J
Amerika, esaslı prensiplerinden vazgeçmeye her zamandan ziyade mütemayil görünmemektedir. Ve Vaşingtondan alman son haberlere göre Amerika Reisicumhuru, mevcut ve meri itilafların tekrar gözden geçirilmesine muhalefette İsrar eylemektedir.
Ingilizler Amerikayı tehdit mi edecekler?
Dün akşam çıkan bir şayiaya göre, Amerikanın bu itilâf-girizliğine bir nihayet vermek için Londra ile Tokyo arasındaki mukarenetin ilk safhasını teşkil edecek bir ademi tecavüz misakı imza edileceği teh-didi savrulacaktır.
Fakat Ingilterenin dokuz devlet muahedesi ile girişmiş olduğu taahhütlere sadakati, Dominyonların ve İngiliz efkârı umumiyesinin mühim bir kısmının Amerikan dostluğunu halelldar etmemek hususundaki azmi, böyle bir niyet beslenilmekte olduğu ihtimalini selbet-mektedir.
Kış artık geldi
1 inci sahifeden devam
Bandırma 23 ( Hususi ) — Bu sabah (dün sabah) başlıyan fırtına gittikçe şiddetlenmektedir. Dalgalar mendireği, rıhtımı aşmakta, sokaklara hücum etmektedir.
İki ton “Borasit,, madenini hamil olan Hulûal beye alt bir yelkenli kayık, fırtınanın şiddetinden kayalara doğru sürüklenmiş, parçalanarak batmıştır. Mürettebat güç* lükle kurtarılmıştır.
Atina ve Pirede dehşetli seller
Atina 23 ( Hususi ) — Dün “Attiki,, vilâyetinin her tarafına gayet şiddetli yağmurlar yağmış, “Atina,, ile “Pirenin,, bilhassa muhacir mahallelerini sular basmıştır. Selin hücumu çok şiddetli ve ağır olduğundan insanca birçok zayiat vardır. Şimdilik on üç kişinin boğulduğu tahmin edilmektedir.
Suların fazlalığından “Pire„ ve civarı ile iki saat kadar münakalât durmuştur.
mışlardır. Bir Tibet heyetinin yakında . Çine gideceğinden bahsedilmektedir. Malûm olduğu veçhile Tibette iktidarı ellerinde bulunduranlar “Lâma„ lardır.
Fransız hâriciyesi fahrî umumi kâtibi öldü Paris 23 (A. A.) — Harici-ye nezareti fahri umumî kâtibi M. Philippe Berthelot, 68 yaşında olduğu halde vefat etmiştir. Müteveffa namdar kimyager Marcelin Berthelot nun oğlu idi.
M. “Makdonalt,, dominyonlar hakkında bir şey söylemem! Diyor
Londra 23 (A. A.) — İmpa-ratorluk müdafaa müsteşarı Sir “Maurice Hankcy,, in Dominyonlara seyahati, imparatorluğun eczası arasındaki sevkul-ceyş münasebetlerde alâkadar gösterilmektedir.
Halbuki başvekil M, “Mak-donâlt,, dün Avam Kamarasında mumaileyhin Dominyonlar hükümetlerde umumî müdafaaya müteallik teknik meseleleri müzakere etmiş olduğunu inkâr etmiştir.
M. “Makdonalt,, bilse dahi dominyonların müdafaası hakkında ittihaz edilmiş olan tedbirlere dair bir güna malûmat vermiyeceğini ihtar etmiştlr.
Marsilya suikasti
7 inci sahifeaen devam ve bir takım tethişçi unsurların Macaristanda yerleşmiş ve orada bazı makamatm yardımını görmüş olduklarını kaydeylemektedir.
Nota, tethişçIlerİD faaliyeti hakkında Yugoslavyanın Macaristan ilo doğrudan doğruya müzakereye girişmiş olduğunu ve geçen Temmuz ayında “Belgrat,, ta bu meseleye müteallik bir itilâfname akte-dilmiş bulunduğunu hatırlatmaktadır.
Bununla beraber son defa olarak yapılan tahkikat, Kralj'Alek-s an dr „ ile Fransa Hariciye Nazırı M. “Bartu,, nun katli işinin Macaristanda eskisi gibi bir takım kimselerin iştiraklerinden istifade etmekte devam eden aynı unsurlar tarafından tertip edilmiş ve hazırlanmış olduğu meydana çıkarmıştır.
Şeriki cürümler arasında vaktiyle Yugoslavyanın kendileri hakkında şikâyetlerde bulunmuş olduğu kimseler vardır. Bunların ifadelerinden, kendilerinin Macaristanda yalnız iltica hakkından müstefit olmakla kalmadıkları, suikastin arifesine kadar grup halinde Macar topraklarında ikamet etmiş oldukları anlaşılmıştır.
Yugoslavya, bu meselenin Milletler Cemiyeti assamblesinin önümüzdeki celsesinin razname-sine ithal edilmesini talep eder.
“Bükreş„, “Prag,, hükümetleri de ayrı ve fakat mealleri bir birer nota vererek Yugoslavyanın teşebbüsüne müzaheret etmekte olduklarını bildirmişler ye bu işteki mesuliyetlerin Macaristan ile mevcut İyi münasebetleri ihlâl edecek mahiyette olduğunu ilâve etmişlerdir.
kalyadan bahis yok!
Cenevre23—Bazı ecnebi gazeteleri muhabirlerinin tahmini hilâfına olarak, Yugoslavya tarafından Milletler Cemiyetine “Marsilya,, suikasti hakkında verilen muhtırada kalyadan hiç bahsedilmemektedir.
Avrupa sulhu tehlikede mi?
Macar hükümetine göre sulh tehlikededir!
Macaristan, “Marsilya,, cinayetinden mes ul tutulmasını şiddetle reddediyor ve “Bu mesele süratle halledilmelidir,, Diyor
Budapeşte 23 (A.A.) — Macar ajansı bildiriyor: Macar telgraf ajansının bir muhabiri, Yugoslavya notası hakkında Başvekil M. “Gömböş,, den fikrini sormuştur. Başvekil, bu kusustaki nokta! nazarını şu suretle tasrih etmiştir:
“— Macar hükümeti, notanın lisanının Macaristan» karşı neşriyatta bulunan gazetelerin lisanının aynı olmasından dolayı çok müteessir olmuştur.
Macar hükümeti, Yugoslav notasının siyasal temayülüne ve hassaten mesele hakkında etraflı malûmat almadan ve münakaşa götürebilecek bir takım delillere istinat edilerek Macaristanın itham edilmesi keyfiyetine, cihanın nazarı dikkatini celbeder.
Yugoslavya hükümetinin, yaptığı ithamlara esas teşkil eden bütün belgeleri (vesikaları) şimdiye kadar Macar hükümetine bildirmeyi zarurî görmemiş olduğundan dolayı hattı hareketi çok gayrimeşrudur. Macar hükümeti, bunları ret ve cerh edebileceği gibi katilin sui-kastten evvel Macaristanda da ikamet etmiş olduğu iddiasını da çürü-tebilirdi.
Macaristan, Yugoslavyanın baş vurduğu usulü protesto vc Maca-ristanın cinayette şerikicürüm olduğu ithamını reddeder.
Yugoslavyanın müracaat etmiş olduğu bu usul yüzünden Avrupa sulhunun tehlikeye maruz olduğu mütalâasında bulunan Macar hükümeti, meselenin müstacel ve müsbet bir surette aydınlatıl-
“Ankara,^ da
Fener bahçe 5"0 galip
Oyuna Başvekilin topa vurmasiyle başlandı “Çankaya,, lıların gayretleri boşa gitti
Ankara 23 (A. A.)—Fenerbahçe birinci futbol takımı bu sabahki ekspresle Ankaraya geldi.
İstikbal ve ziyafet
İstasyonda bir bando muzika, Ankara Sporcuları ve Ankarada bulunan Fenerliler tarafından karşılandı. Takımla beraber, klüp ikinci reisi Hayri Celâl ve umumî kaptanı Zeki beyler de gelmişlerdir.
“Muğla,, da fındık yetiştiriliyor
Muğla 23 (A. A.) — Vilâyetimizde geçen senedenberi fındık yetiştirmek için büyük bir istek ve merak uyanmıştır. Geçen sene “Giresun,, ve “Rize,, den 400 kadar fidan getirilmiş, Eu sene de 6000 fidan getirilerek pek az para karşılığında halka dağıtılmaktadır. Vilâyetimizde fındıkçılığın ilerisi çok iyi ve açıktır.
İpekçilik taammüm ediyor
Muğla 23 (A.A.) — İpekçiliğe çok istidadı olan vilâyetimizde bu işi kökleştirmek için “Bursa,, ipekçilik enstitüsü müdürü buraya gelmiştir. Gelecek sene “Bursa,, enstitüsü tarafından tohumluk ve dut fidanları dağıtılacaktır.
İstanbul-İzmir telefonu bitiyor
İzmir 23 (Hususî) — İstanbul - İzmir arasındaki telefon tesi-
satı bir aya kadar bitecektir.
Yılbaşı gecesi, İzmir - İstanbul arasında telefon muhaveratına başlanılacağı muhakkak addediliyor.
Posta ve telgraf işlerinin ıslahı
Ankara 22 (Gecikmiştir) — Posta ve telgraf idarelerinin ıslahına filen başlanılmıştır. Posta dairelerine şikâyet kutuları asılmıştır. Bu kutulara atılacak mektuplar ehemmiyetle tetkik edilecek ve ıslahatta nazarı itibara alınacaktır. Ayrıca Baş Müdürlüklerde şikâyet büroları açılmaktadır.
Mektup ve telgrafların mahallerine daha çabuk götürülmesi için de tedbirler ittihaz edilecektir. Bu cümleden olarak büyük şehirlerde telgrafnameler motosikletle dağıtılacaktır.
Hâkimler arasında yapılacak tasfiye
Ankara 23 (Hususî) — Adliye Vekâletindeki tasfjye heyetinin ay sonunda işini bitirmesi bekleniyor. Yüz kadar hâkimiı tekaüt edileceği, bir bu kadarının da tasfiyeye tabi tutulacağı söylenmektedir.
ması için hemen icabeden teşebbüslerin yapılmasını arzu eder.
Macar hükümeti, Yugoslavya ile dostları sulh antlaşmalarının kendilerine bir taraflı olarak temin etmiş olduğu askerî kuvvetlerine güvenerek mukaddes sulh fikrini tehdit etmekte olduklarından dolayı bu teşebbüslerin acilen yapılmasını şiddetle arzu ve bu hususa Avrupa efkârı umumiyesinin hassaten nazarı dikkatini celbeder.,, Romen gazetelerinin şiddetli neşriyatı
Bûkre, 23 (A. A.) — Gazeteler Yugoslavyanın Uluslar cemiyetine vermiş olduğu nota ile Romanya ve Çekoslovakya hükümetlerinin Yugoslavyanın bu teşebbüsüne yardımcı olduklarına dair mezkûr cemiyete verdikleri mektupları neşretmektedirler.
Gazeler, bu teşebbüsün ehemmiyetini ve “Marsilya,, hadisesinin müzakere ve cinaî mes'uliyetlerin tayini husufunda küçük itilâf erkânı arasında mevcut olan tesanü-dü kaydediyorla r.
uUniversai„ gazetesi, küçük itilafın Macarları “Marsilya,, su ika ■-tinin şeriki olarak gösterdiğini söyledikten sonra diyor ki:
“Muslihane mesaisi bütün cihan tarafından takdir edilmekte olan küçük itilâf, hudutlarında menfur tethişçiliğin yerleşmesine müsamaha edemez.
Küçük itilâf, adalet ve mücrimler hakkında ceza ister. Milletler Cemiyeti, ilk defa olarak bir takım tahrikât ile cinayetlerle cihan sulhunu bozmak isteyenlere karşı manevî otoritesini gös-termiye davet edilmiştir,,
dünkü maç
Saat 11,30 da, Fenerbahçe reisi Saraçoğlu Şükrü Bey, Ankarapaias prvyonunda, kulüp arkadaşlarına bir öğle yemeği verdi. Saat birde oyuncular soyunmak üzere Anka-* ragücü evine gittiler.
Tribünler pek kalabalıktı
Bu sırada, sahaya giden yolda, maç yerine doğru akının başladığı Devamı 7 inci sahifede
Teşrinisani 24
—ZAMAN—
3
[ SÜTUNLAR ARASINDA
Tereyağlar karışık yoğurtlar sodalı!
Kaç gündür gazetelerde okuyorum Muhtelif yerlerden alınan yoğurtlar tahlil edilmiş, neticede hemen hepsine ya soda, yahutta kola karıştırılmış olduğu tebeyyün eylemiş. Keza muhtelif dûkkâlarda muhtelif fiatlarla satılan tereyağ-lardan örnek alınmış ve tahlil çemberinden geçirilmiş, onların içinde de mahlut olmıyan bir tek tereyağına tesadüf edilememiş.
Vakıa bu haberleri biz gazeteciler yazmağa çok alıştığımız gibi zavallı İstanbul halkının da gazetelerde en çok okuduğu havadis galiba bunlardır.
Bu alışkanlığa rağmen geçen gün yoğurda soda da karıştırıldığını okuduğumuz zaman ciddentüyle-rimiz ürperdi. Çünkü kola, un, nihayet mideyi tahrip eden mevaddan değildir.Vakıa kilosu(160)kuruşa kola veya un alıp yemek keseyi bir hayli mutazarrır ederse de insan hiç olmazsa üstelik sıhatinden de birçok fedakârlık etmiş olmaz. Sıhhatçe göreceği zarar nihayet tereyağdan beklenilen faideden mahrum olmaktan ibaret kalır.
Fakat işe soda da karışınca meselenin rengi değişir, hatta vahim bir şekil bile alır. Zaten İstan-bulda envai mahlut gıda yiye yiye bozulmuş olan midelerimize bir de soda indirirsek halimiz neye varır?
Hem düşünmeli,kİ tereyağı, yo- | ğurt en ziyade hastalara verilen gıdalardır. Hele yoğurt hemen bütün hastalıklarda doktorların müsaade ettikleri yegâne gıdadır. Bir kere küçük bir çocuğun basta ol-n” duğunu göz önüne getirin. Doktor gelir, “çocuğa yağurttan başka bir şey vermiyeceksiniz,, diye sıkuıkı tenbiheder. Siz koşup özene özene yoğurdun en iyisini alırsınız. Halbuki yoğurt yerine zavallı yavrunun midesine inen şey, sodadır.
Çocuğun hastalığı artar. Doktor hayrette. Siz çocuk babası veya anası azîm endişeler içindel Bütün bunlar ne için? Köşe başındaki sütçünün beş on kuruş fazla kazanması için değil mi?
Süt sulu, yağ mahlût, yoğurt sodalı 1
O halde gayret edip İstanbulda hasta olmıyalım. Hakikaten sodalı yoğurdu işittiğimizden beri hasta olmamağa karar verdik. Fakat bilmem, bizim bu kararımızı tabiat te dinler mi? Hele şu İki gündür zehir gibi esen karayele nasıl lâkırdı anlatalım ?
Lâtife bertaraf. İstanbul belediyesi yeniden faaliyete geçmeli, her ne pahasına olursa olsun, bu gıda şakilerine haddini bildirmenin çaresini bulmalıdır.
B.
Türk - Yunan mahkemesindeki son davalar
Tür-Yunan muhtelit hakem mahkemesi evvelki günkü içti-maında on beş davayı rüiyet etmiş, bunlardan on birini redde karar vermiştir.
Şayanı kabul görülmiyen davalar, hükümetimizden ceman yekûn 80 bin lira talebini ihtiva eden zarar ve ziyan davalarıydı.
(Ekonomidis) isminde biri tarafından, (Sındırgı) daki ormanların zaptından dolayı hükümetimiz aleyhine ikame olunan dava muhtacı tamik görülmüştür. Bu davada hâzinenin avukatlığını Beraat Zeki Hanım deruhte eylemiş bulunmaktadır.
Yakında ayni mahkemede, Abdülhamit veresesi tarafından, emlâk ve çiftliklerin müsaderesinden dolayı Yunan hükümeti aleyhine ikame olunan davanın müdafaası dinlenilecektir.
Evkaf idaresinin Yunanistan-daki menkul emvalin bedeli olarak “Atina,, hükümetinden talep eylediği 150 bin Türk liran hakkında ki davaya da ■ önümüzde ki Perşembe günü * devam olunacaktır.
' Emniyet Müdürü geldi
Ûç gün evvel Ankaraya gi-den İstanbul Emniyet Müdürü Fehmi Bey dün şehrimize avdet etmiştir.
Tütün satışları
“Hamburg,, piyasasında Hatların pek yakında yükselmesi bekleniyor
“Hamburg,, Fahrî Konsolosluğumuzdan Türkofise gelen bir rapora göre, birinci Teşrin ayı içinde “Hamburg» a ithal olunan Şark tütünlerinin miktarı geçen aylardakine nazaran daha fazladır.
Piyasada bu mallara karşı olan talep artmıştır. Bununla beraber, yetiştirici memeleket* lerde ki fıat sağlamlığınm“Ham-burg» tâki eski stok tütünlere tesiri olmıyacağı zannedilmektedir.
Halen Avrupa piyasalarına arzedilmekte olan 1933 mahsulü Şark tütünlerinin fiatlarm-da, cinsi ve kaliteleri muvafık olmak şartile, yükselme hasıl olacağı ümit edilmektedir.
Bu yılın Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında Alman gümrük hudutlarına giren Şark tütünlerinin miktarı kental olarak
şöyledir: Memleket Temmuz Ağustos miktar: Eylül
Türkiye 7,367 7,348 9,650
Yunanistan 14,529 13,066 14,635
Bulgaristan 10,748 10.574 10,754
Rusya 1.876 1,857 1,857
Çin 1,019 884 860
Almanlar bizden mal alacaklar
17 Alman firması Türkofis (Berlin) şubesine müracaat ederek memleketimizden hububat, deri, ^barsak, pamuk, meyva, vesaire almak istediklerini bildirmişlerdir.
Türkofis, bu firmaların isim ve adreslerini Ticaret odalarına göndermiştir.
Yumurta satışımız artıyor
Türkofis, 933 ve 934 senesi birinci teşrin ayı içinde istan-buldan harice yapılan yumurta ihracını gösterir mukayeseli bir liste vücude getirmiştir.
Bu listeye göre 933 senesi birinci teşrinde Almanya, İspanya, İtalya, Yunanistan ve Fransaya 162697 lira kıymetinde 8024918 kilo; 934 senesi birinci teşrinde de Almanya, İspanya, İtalya, Yuna-nistana olmak üzere 244257 lira kıymetinde 710700 kiıo yumurta satılmıştır.
Tekirdağ Borsasında son muameleler
Tekirdağ Borsasında son bir hafta içinde iyi satışlar yapılmıştır. 4,30 dan 31971 kilo buğday, 3,79 dan 4538 kilo arpa, 3,54 den 1590 kilo yulaf, 3,12 kuruştan 5231 kilo mısır, 2,77 den 1850 kilo çavdar ve 7,90 dan 6760 kilo nuhut satılmıştır.
Fındık satışları
Son bir hafta içinde Trabzon borsasında 12529 kilo iç, 290400 kilo tombul, 4400 kilo sivri ve 10000 kilo da Foşa fındığı satılmıştır.
Hulusi Bey konserva-tuvarda
Şehir bandosu müessis ve şefi olup bir sene evvel konser-vatuvardan istifa eden M. Hulûs! Bey, yine konservatuvara girmiştir.
Daha çok kelime bulmak için...
24 Muallimin mekteplerdeki ders saatleri azaltıcak
İkinci dil kurultayı tarafından verilen karara tevfikan, şehrimiz kütüphanelerindeki eserler üzerinde tetkikat icra ederek dilimizdeki yabancı kelimelerin öz Türkçe mukabillerini bu up çıkarmak vaz fesi kendilerine verilen İstanbul orta mektep ve lise muallimlerinden dört hanım ile yirmi erkekten mürekkep heyetin, ders saatlerinin çokluğu hasebile, bu işe lâzımgeldiği kadar çalışamadıkları anlaşılmıştır.
Bu sebeple Maarif Vekâleti mekteplere bir tamim yollayarak, mezkûr muallimlerin dil faaliyetlerini daha iyi görebilecek şekilde müsait vakit bulmalarını teminen ders programlarında icap eden tadilâtın icrası lüzumunu bildirmiştir.
İstanbul mekteplerinde imtihan
İstanbul mekteplerinde bu senei tedrisiye birinci devre imtihanlarına Kânunevvelin on beşinden itibaren başlanacaktır.
Talebe birliği kongresi kaldı
Dün akti mukarrer talebe birliği kongresi ekseriyet olmadığından bir hafta sonraya tehir edilmiştir.
Yeni hastahane ne zaman açılacak ?
Haydarpaşada eski Tıp fakültesi hastahanesinde yeniden 250 yataklı bir hastahane açılmasını teminen mezkûr binada yapılacak tamirat ve tadilâtın 60 bin liraya çıkacağı tahmin edilmiştir.
Burada ayrıca bir mutbak ve çamaşırhane inşasına başlanılmıştır.
Bu hastahanenin ilkbaharda açılabileceği anlaşılmaktadır.
:— Şerhler z —
Bir düşmandan kurtulmak için en iyi çare onu kendine dost etmektir 1
Dördüncü Hanri
Şerh ve izah:
Düşmanı olmıyan bir kimse yoktur, dersek yanılmayız, Hatta bir Arap şairi : “Dağ başına çekilen bir adam bile düşmansız kalamaz» demişti. Bunun bütün sebeplerini toplamak güçtür. Fakat bir çok insanlar başkalarının meziyetlerini kıskanarak onlara düşman kesilirler. Bazıları da, başkalarının hayatta erdikleri muvaffakiyetleri çekemezler de onların aleyhinde söylenirler. Kiminin menfaati berikinin menfaatine uymadığı için ona düşmanlık eder. Dedik ya, bunları birer birer saymak uzun sürer. Hüner, herhangi sebepten olursa olsun, kendine düşman kesilenlerin düşmanlığına bir son vermek için çalışmak ve onları ister istemez
Tasarruf haftası
Tasarruf haftasının Mayısa nakli isteni liyor - Buseneki program
12 Kânunuevvelde başlayacak olan Tasarruf Haftasının İstanbula ait proğramı hazır-lanmştır.
Millî İktisat ve Tasarruf Cemiyeti İstanbul şubesi, Tasarruf haftasının kışa tesadüf' etmesi, istenilen tezahüratın yapılamamasına ve binnetice de mezkûr haftanın sönük geçmesine sebep olduğu fikrindedir. Bu sebeple gelecek seneden itibaren tasarruf haftasının Mayısta yapılmasını Merkezi umumiye teklife karar vermiştir.
Bu sene İstanbula ait olarak tanzim edilen proğram bervec-hi atid’r:
1 — Gazetelerle halkı yerli mala ve tasarrufa teşvik edici yazılar ve bu yoldaki umde ve vecizeler neşredilecek tayyare ile de vecizeler serpilecektir.
Mekteplerde o hafta derslerinde tasarruf ve yerli mallardan bahsedilecek, bu mevzular-la yazı'ar yazdırılacak, piyes ve müsabakalar tertip olunacak, birinci çıkanlara yerli mallardan mükâfatlar yerile-cektir.
Afiş ve büyük bezlerle şehrin işlek noktalarında vecizeler bulundurulacak, camilerde tasarruf mahyaları kurulacaktır.
2 — Listesi hazırlanmakta olan 20 hatip tarafından radyo. Halkevi Fırka ocaklarında konferanslar verilecek, camilerde vâızlar tasarrufa temas edecek, kahve ve gazinolarda tasarruf sözlerini muhtevi plâklar çalınacaktır.
3 — Tasarrufa dair bir film yapılmaktadır. Yetiştirilebilirse bütün sinemalarda gösterilecektir.
4 —Vitrin ve kumbara müsabakaları, tayyare ile dumandan tasarruf yazılan yapılacak, tayyare ile şehrin muhtelif semtlerine yerli mal hediyeleri atılacaktır.
Tasarruf haftasının ilk günü parlak bir geçit resmi yapılacak, ’ yazıtta toplanacak olan muhtelif teşekkül ve müessese-lerin umdelerle süslü otomobilleri geçide iştirak ederek tramvay yolile Taks'ım abidesine gidilecek ve çelenk konulacaktır.
dostluk göstermeğe mecbur etmektir. Bunun yaluda daima faziletten ilham alarak ve iyilikler yaparak, düşmanını kazanmak ve böylece düşmanı azaltmaktır.
Fertlerin hayatında bu böyle olduğu gibi milletlerin hayatında da böyledir. Bazı milletler, birbirlerini tanımadıkları, birbirleri aleyhinde bir sürü yalan yanlış şeyler bildikleri, yahut birbiri arasındaki menfaat birliğini ve menfaat beraberliğini tanımadıkları veya boş bir takım hayaller peşinde koştukları için yekdiğerine düşman kesilirler' Bunlar bu sebepleri izale ile birbirlerine dost kesilirlerse hatta başkalarına da dostluk örneği olurlar.
ZAMAN
Bir köpek mahalleyi altüst etti!
Beşiktaşta herkese saldıran bir
kurt köpeği öldürüldü
Bir kurt köpeği, dün Beşiktaşta Kılınç Ali mahallesini altüst etmiş, nihayet bir polis memuru tarafından tabanca ile vurularak öldürülmüştür !
Köpek, Kılınç Ali mahallesinde Mescit sokağında 16 numaralı evde oturan Halit efendiye ait ve bağlı bulunduğu yerden nasılsa kurtularak Camlıköşk civarına kadar gelmiş, buradan geçmekte olan iki sütçünün beygirine hücum etmiş, hayvanları ısırmıştır. Bundan sonra da ötekine berikine de saldırmak istemiş, ahali kaçışmıştır.
Nihayet nokta vazifesi görmekte olan polis Ahmet efendi müdahaleye mecbur kalmış ve köpeği bir kenarda sıkıştırarak üzerine ateş etmiş ve öldürmüştür.
Polis, köpeğin sahibi hakkında tahkikat yapmaktadir.
Bir çocuk kayboldu
Bir çocuğun kaybolduğu zabıtaya ihbar edilmiştir.
12 yaşlarında olan bu çocu-cuk Balatta Dıraman mahallesinde Mermer Şah sokağında oturmaktadır ve ismi Nihattır.
Çocuğun babası. Haliç şirketi memurlarından Hilmi efendi, Fener ve Şehremini merkezlerine müracaat etmişse de kayıp Nihat bulunamamıştır.
Bir otomobil kazası daha
Şoför Hamdinin idaresindeki 3785 No.lı otomobil, Galata-dan geçerken, Cerrahpaşalı Zc-h. a i lau.ıu isiuiuJc uır Kadına çarparak yaralamıştır. Şoför yakalanmıştır.
Sarhoşluğun neticelerinden...
Şemsettin isminde biri, Bey-oğlunda son derece sarhoş olarak sağa sola sarkıntılık ederken polis tarafından yakalanmıştır.
Şehircilik tahsiline talebe gönderilecek mi ?
Güzel San'atlar Akademisi mezunnlarından iki efendinin şehircilik tahsil etmek üzere Avrupaya gönderilmesi düşünülmektedir.
Bir kaç sene sonra memlekete dönecek olan bu gençlerden çok istifade edileceği bilhassa şehirlerimizin imarı hususunda beynelmilel mütahas-sıslar tarafından hazırlanan plânların tatbikinde bunların çok işe yarıyacakları ileri sürülmektedir. Bu tasavvur tahakkuk ettiği takdirde, iki genç, İstanbul ve Ankara belediyeleri hesabına Avrupaya gönderilecektir.
Ölen memurların ailelerine yardım ve bir vergi Ölen belediye memurlarının ailelerine yardımda bulunmak üzere teşekkül eden varidat kaynağı memurların maaşların dan verdikleri yüzde birden ibaret olan cemiyetin, ölen ailelerine yardımda bulunduğu esnada verdiği meblâğ üzerinden veraset vergisi alınmak istenilmiştir. Mamafi bu verginin alınacağı henüz katî değildir, çünkü şubatta akdedilecek cemiyet kongresinde mraıgna-menin tadil edileceği vg^-'bu suretle veraset vergisi tahsiline mahal bırakılmıyacağı umulmaktadır.
I Oöylesem tesiri yok assam gönül razı değil
Kadıköy tramvayı
Arkadaşlarımızdan biri, Kadıköy - Bostancı tramvayının bir adamı çiğneyip öldürmesi yüzünden acı acı yanıp yakıldıktan sonra çiğneme hâdisesi dolayısiyle tramvayın üstelik üç saat işlemediğini, İŞ Sfüç sahiplerinin de işlerinden kaldıklarını anlatıyor.
Tramvayın adam çiğnedikten sonra üç saat işlememesinin sebebi, makasların pek az olması imiş!
Arkadaşımız, bu gribi çiğneme, devrilme hâdiselerinin ileride de vukuu ihtimalini şimdiden göz önüne getirerek, hiç olmazsa iş güç sahiplerinin işlerinden kalmamaları için makasların çoğaltılmasını diliyor.
Kadıköy tramvayından bahso-lunmasını fırsat bilerek bizde bir kaç söz söylemek isteriz.
Kadıköy - Bostancı tramvayını adeta gözaçıp yumma süratile or taya çıkaran idare, nedense halkın tramvaya çıkıp inmelerini kolaylaştıracak bir teşebbüste bulunmadı. Tramvaydan inerken inecek bir yer bulmayı istemek kadar haklı ne olabilir 1
Fakat tramvay idaresi nedense işin bu cephesine henüz lâyık olduğu ehemmiyeti vermedi.
Tramvaya binmek ve tramvaydan inmek için basacak bir yer bulunmaması yüzünden vuku bulan bir hâdiseyi geçenlerde gözümle gördüm:
Tramvay Göztepe de durmuştu. Ben de bir arkadaşa misafir gidiyordum. Benden önce inen zatın yere basar basmaz ayağı kaydı ve düştü. Ben bir lâhza durakladım. İnersem adamcığazın bir tarafına basmak muhtemeldi. Durursam, ona yardımdan geri kalacaktım. Durmamayı tercih ederek dikkat ede ede indim, adamcığaza yardım ettim. Fakat ikimiz de çamura batmıştık.
Halbuki şuracıkta ayak basacak bir yerciğez bulunsa»»^*-----»—-
~Clğaz düşer ve bir kazaya uğramak tehlikesini geçirir, ne de ben çamura batardım.
Evet, göz yumup açmak süratiyle tramvayı yapan idare, ayni süratle şu işleri de başarsa, başladığı işi tamamlamış olurdu.
Biz yine bunu umuyoruz I
L.

Yüksek iktisat mektebi talebesi Edirneye gitti Edirnenin kurtuluş bayramına iştirak etmek üzere dün sabah 7,5 da İstanbul yüksek iktisat ve ticaret mektebi talebesinden 50 kişilik bir grup “Edirne,, ye hareket etmiştir.
Bu seyahat tamamen husust mahiyette olup mektebin senelik tetkik bütçesinden alman 40 ralık tahsisat ve (Edirne) umumî müfettişliğinin iaşe ve ibate va’di üzerine icra edilmiştir.
Fennî temizlik istasyonları yapılıyor
Ziraat Vekâleti tarafından ihracat ve ithalât limanlarımızdan bazılarında birer fennî temizlik istasyonu kurulmasına karar verilmiştir.
Bu iş için tetkikat yapmak üzere Ziraat Vekâletince mütehassıs sıfatile getirilen profesör M. "Kasner,, İstanbuldaki işini bitirerek tzmire gitmiştir. Profesör “Kasner,, ve ken-disile birlikte tetkikata memur edilmiş, olan Bornova haşara ve emraz enstitüsü müdürü Nihat Şevket Bey, îzmirdeki belli başlı incir ve üzüm işlenen yerleri gezmiş, mahsullerimizin ambalâj ve ihraç şekilleri hakkında malûmat almak üzeri ticaret odasını ziyaret etmiştir Profesör İzmir de tetkilerin bitirdikten sonra “Antalya,, v( “Mersine,, gidecektir.
(
—ZAMAN
Tegrinisani 24
Lehistan Sefirinin
Boş Koltuğu
— Türk alicenaplığından bir numune
Geçenlerde Türklerin dostlarına karşı daima vefakârlık göstermeleri tarihî bir meziyetleri, şerefli bir ananeleri olduğunu yazarken bir misal olmak üzere Lehistanın taksiminden sonra bunu tanımadığımızı ve büyük merasimde Lehistan Sefiri için bir boş koltuk bulundurduğumuzu söylemiştik.
Bir kariimiz bu yazımızın mem-baını soruyor. Kendisine, bizim tarihlerde tesadüf etmediğimiz bu meseleyi nerede okuduğumuzu bildirelim:
Fransız Enstitü asasından Fortu-natStrovvski isminde bir zat vardır. Şimdi Fransanın maruf müderrislerinden ve asarı edebiye münekkitlerinden olan bu zat aslen Lehis-tanlıdır. Geçen sene Türkiyeye ait bir kitabı tahlil ederken Türk-ler hakkında şu güzel sözleri yazmış idi :
“Menbaından emin olarak bildirim birşey, Macarlar gibi asla Mon-ğol (I) olan Türkler, alicenap bir ruha maliktir.
18 inci asra kadar Lehliler onların düşmanı idiler. Türklerin garp alemine karşı hamlelerini Viyana da (Subyeski) kırmıştı.
Halbuki on dokuzuncu asırda Lehistanın inkısamını kabul ve tas-
İlkbahar Selleri
Muharriri tvan Turgeniyef
Mütercimi: Sami zade Süreyya
Rusların meşhur romancıların--dan (İvan Turgenıyef)in (İlkbahar Selleri) unvanlı romanını Sami zade Süreyya Bey bu defa tercüme etmiştir. (Turgeniyef), malum olduğu üzere, Rusyada Çarlık idaresine karşı baş kaldıran sayılı muharrirlerden biridir.
Esas tahsilini Moskovada ve (Sen Petresburg) ta yapmış olan (Turgeniyef), bilâhare Almanyaya geçerek (Berlin) darülfünunlarında uzun müddet kalmış ve ikmali tahsil etmiştir. Avrupa irfaniyle mücehhez olduktan sonra kendi memleketinde köylü ve halk kütlesinin çarlık idaresinde nekadar zulme maruz kaldığını daha iyi takdir etmiş ve müstebit memleketlerdeki hüriyet düşmanlığı ile Avru-panın her medeni memleketlerindeki insanların nail oldukları huzur ve rahatı mukayese ederek Çarlık idaresine karşı azim bir isyan hissi duymuştur.
Maatnafih Rusyaya avdetinde bir müddet şiir kitapları neşretmiş ve yahut yalnız içtimaiyata ait romanlar yazmış, Rusya Dahiliye nezaretinde bir memuriyet bile kabul etmiş ve fakat (1852) de (Gogol)ün vefatı münasebetiyle yazıp neşrettirdiği bir mektup Çarlık hü
dik etmîyen yegâne hükümet, Ormanlı hükümeti olmuştu. Büyük merasimde* Lehistan sefirinin koltuğu boş durur ve Hünkâr, asilâne bir tecahiil ile Lehistan sefirinin mecliste hazır bulunmaması bir hastalıktan ileri geldiği zanntnı izhar eder ve sefir cenaplarının bir an evvel şifayap olmasını yüksek sesle ve resmen temenni ederdi. İşte bundan dolayıdır, ki Lehistan-dan kaçan birçok sürgünler ve asilzadeler Türk tabiiyetine girerlerdi.
Lehistan ihtilâl ordusunu idare etmiş olan ceneral (Bern) - ki benim babam da bu orduya 1848 de on dokuz yaşında genç bir zabit olarak girmişti - hayatının bakiyei müddetini Türkiyede geçirmişti. Ceneral (Bern) Müslümanlığı da kabul etmiş ve hattâ bir de harem dairesi sahibi olmuştu.,,
Müsyü (Sitrowski) nln bu sözleri, Fransızca (Gringaire) mecmuasının 21 nisan 1933 tarihli nüshasında 4 üncü sahifede intişar etmiştir.
Karilerimizden bu mesele hakkında bizim tarihlerde intişar etmiş malûmata tesadüf edip te bize bildirenler olursa müteşekkir kalı-
kümetini itham ettiğinden derhal sürgüne gönderilmiştir. Bir müddet sonra affedilip (Petresbug) a avdet etmiş ise de, ondan sonra Rusyada durmıyarak hemen bütün hayatını ecnebi memleketlerde geçirmiştir. Başlıca mühim romanlarını da işte bu ihtiyari sürgünlüğü zamanlarında yazmıştır, ki bunların en meşhuru da 1860 ta neşretmiş olduğu (Babalar ve oğullar) Unvanlı romanıdır. Bu romanda (Turgeniyef ) Rusların meşhur ( Nihlist) tipini, Rus edebiyatında ilk defa canlandırmıştır. Romanda bu (tip) İn ismi (Bazarof) tır.
Sami Zade Süreyya Beyin bu defa tercüme ettiği (İlkbahar selleri) romanı hayatının sonuna doğru yazmış olup ikinci derecede asarından addedilmektedir.
(Turgeniyef) Rus üdebası meya-nında üslûbunun sadeliği ve güzelliği ile maruftur ve diğer romancılara nisbetle bilhassa fikirlerinde muvazeneli olmakla tanınmıştır.
Sami Zade Süreyya Bey (İlkbahar sellerini) selis bir ifade ile ve bilhassa vukuf ile tercüme etmiş olduğu cihetle eserin aslındaki letafeti muhafaza etmiş denilebilir.
Roman (Vakit)kütüphanesi tara-ı fından neşredilmiştir. Fiatı 75 ku-
Umumî harp
İnsaniyete kaça malolmuştu?
10 milyon maktul, 79 milyon yaralı, hastalıktan ölenleri0 milyon ISarfedilen para 500 milyar lira!
Devlet adamlarının müttefikan sulh şarkısını terennüm ettikleri şu sıralarda barut kokuları da burnumuza geliyor. Hariciye nazırlarından birisi, hiç çekinmeden müstakbel harp ihtimallerinden bahsediyor. Eski bir facianın dertlerini 16 sene sonra hâlâ çekiyoruz.Bir taraftan bütçelere top ve tüfek için milyonlar yüklenirken diğer taraftan yakılmış ve yıkılmış giilüstanların taş yığınlarını hâlâ ayıklıyamadık. Avrupa ve Amerikada milyonlarca sürünen aç insanlar alaylar halinde yürüyüş yapıyorlar.
Gözümüze bir istatistik ilişti. 1914 de brşlıyan umumî harp hailesi 4 senede 10 buçuk milyon insanın ölümüne sebep olmuş. 19 milyon insan da yaralanmış. Ayrıca 15 milyon biçare hastalık ve sefalet içinde göçmüş gitmiş.
4 Umumî harp senesi zarfında 256 milyar dolar, takriben 500 milyar Türk lirası dumana ve kurşuna tahavvül etmiş, (ve şimdi de harp için sene de üç milyar yedi yüz elli milyon Türk liralık istih-zarat yapılmakta imiş.
Zannediyorum ki bu rakkamlar dünyanın bugünkü parlak vaziyetini çok beliğ olarak ifade etmektedir.
Toplanıp toplanup dağılan ve hiç bir iş yapamayan konferansların ilmi izahları, zoraki bir takım tefsirlerin hiç biri bu kadar sarih olmamıştır. Avrupada çatırdılar ve homurdanmalar işidi'iyor.
İnsan bu fecayii gördükten sonra ilânı harp edebi'mek mes’uliye-tini üzerine alacak insan tipini haklı olarak antika diye seyredecek. Fakat ne çare ki yine sürülerle insan cephelerde öleccek, yine hastalıklar, âfetler milyonlar öğütecek, malûller perişan ve sefil sokakları dolduracak ve sonra yine insaniyetten, halden bahsedecekler I Çünkü yeni bir harbe hazırlanacaklar, yeni yeni âfetler ihdas •deeekler... İnsanların ihtirası bu işi böyle ebediyen sürükleyip duracak...
Cihat Hikmet
“Uşak,, ta mebus intihabına hazırlık
Uşak 22 — [Şehir meclisi toplanarak yeni mebus seçimi için tahsisat kabul etmiştir.
Uşakta ve köylerde Cumhuriyet Halk Fırkası ocak seçimleri bitti. Yakında nahiye kongrelerine başlanacaktır.
Sinoba kar düştü
Sinop 21 (A.A) Vilâyetin her tarafında sürekli yağmurlar yağmaktadır. Yükseklere kar düşmüş ve havalar soğumuştur.
ruştur. Bu fiat, velevki Rusçadan tercüme edilmiş olsun, bir roman için pahalıdır ve eserin Türk [karileri arasında f*z’»» intişa’-tnv mani olur.
Kırk gün mezarda kalan sır!
Kargı köyünde su yüzünden bir cinayet oldu
Tosya 18 (Hususi) — Burada bir buçuk ay evvel bir cinayet işlenmiş, kara toprak bu ciyayetin kurbanını tam kırk gün göksünde gizlediği için vak’anın faili de, cinayetin âmil-leride gizli kalmış; nihayet bir tesadüf karanlıkları yırtarak maktul de, katil de meydana çıkmıştır.
Kargı köyü, bu namdaki nahiyenin merkezidir ve ikibine yakın nüfusu vardır. Evvelce burada belediye teşkilâtı varken dört yıl önce kaldırılmış, köye kalbedilmiştir, Dört beş yüz hanesi, yüz kadar dükkânı, hant, hamamı bulunan büyücek bir köy halindedir.
Köyün içme suyu Kargı dağı diye anılan çok sarp ve yalçın kayalıklardan ve uzak mesafelerden künk borular içinden akarak gelmektedir. Bunu beş altı yıl evvel Kargı beledivesi yaptırmış ve buraya bir de sucu tayin etmiştir. Sucu halen köyün ücretli bir memuurdur. Sabahleyin kalkınca çeşmeleri dolaşır; sular azalmış veya kesilmiş ise tamir malzemesini taşıyan torbasını sırtına yüklenir, eline uzun telini alır, o sarp ve yalçın kayalara tırmanarak saatlerce köyden uzaklaşır ve su yolunun bozulan kısımlarını aramağa başlar.
Sucu, Teşrinievvel ayının iptidasında işte bu şekilde köyden yine ayrılmış, fakat Bir daha köye dönmemiştir.Sucu üç gün, beş gün evine gelmeyince ailesi öteye beriye başvurmuş, nahiye karakolu ve köy heyeti bu adamı bir az aramış taramış ise de bir iz elde edememiştir. Nihayet geçen hafta kazadan alâkadar adliye me-
“Maraş,, ta kaçakçılık
3 Kaçakçı yakalandı, 13 bin defter sigara kâğıdı ve bir çok ipekli ele geçirildi
Maraş 15 (Hususi) — Mühim bir kaçakçılık hâdisesi haber alınmış ve mütecasirler meşhut cürüm halinde yakalanmışlardır.
Üç gün evvel Maraş jandarma bölük kumandanı yüzbaşı Necmi bey, beraberindeki iki süvari ile dokuz saat mesafedeki Bertiz karakolunu teftişe
murları ve jandarma kumandanı mahalline giderek tahkikata başlamış, su yolu mecrasında araştırmalarda bulunmuş isede yine bir şey elde edemi-yerek köye dönmüşlerdir.
O günün akşamı oradan geçme kte o.’an yolcular fena bir koku duyarak etrafa bakındıkları zaman, toprağın kabarık durmasından şüphe ederek biraz kazmışlar \e elbisesi ile gömülen sucunun nâşini görmüşlerdir. Yolcular köye gelince hâdiseyi olduğu gibi memurlara bildirdikleri cihetle ertesi günü ceset meydana çıkarılmıştır.
Ötedenberi bu civarda davarlarını otlatan bir çoban vardır ki davarını sulamak için vakit vakit köye gelen su yolunu açmakta ve bozmaktadır. Hattâ sucu bir defasında bu çobanı şikâyet ederek köy heyetine bir lira da ceza yazdırmış bulunmaktadır.
Sucu vak’a sabahı evinden ayrılırken karısına yine bu çobandan şikâyet etmiştir ve çoban vak’a günü davarlarını su mecrasından çok uzaklara nak-leylemiştir.
Bu haller, tahkikat memurlarına üzerinde yürünecek bir iz teşkil etmiş ve çoban sorguya çekilmiştir. Bidayette inkâra yeltenmişse dc faydasını göremeyince sucunun uzun telini, malzeme torbasını da gömdüğü yerlerden eliyle çıkarmağa ve cinayeti ika eden tabancasını teslim etmeğe mecbur kalmıştır.
Sıhhati umumiye namına çobanı bir lira cezaya çarptırmasını hayatiyle ödeyen zavallı sucunun kırk gün kapalı kalan esrarı şimdi tamamiyle aydınlanmış ve iş mahkemeye intikal etmiş bulunuyor.
giderlerken yolda vatanperver bir köylü tarafından kendisine sekiz hayvanla üç kişiden ibaret bir kafilesinin Elbüstan köylerine geçmek üzere olduğu ihbar edilmiştir.
Bunun üzerine Necmi B. isabetli bir plânla ve süratle hareket ederek kaçakçı kafilesine Bertiz Dereköyü civarında
Denizlide
7 binden fazla dokuma tezgâhı var yeni tetkikat yapılıyor
Denizli 22 (A. A.) — Vilâyetimiz dahilindeki tezgâları tetkik için gelen İktisat Vekâleti mütehassısları, Denizli mmta-kasındeki el ve ev tezgâhlarını teftiş ettikten sonra Kadıköy nahiyesine giderek yurdun her tarafınca tanınmış olan Kadı-köyiin nefis dokumaları üzerinde tetkikatta bulunmuşlardır.
Vilâyet dahilinde yedi binden fazla el tezgâhı vardır. Yapılan tetkikattan dokumacılar çok memnun kalmışlardır.
Heyet Buldana giderek oradaki tezgâh ve dokumaları da inceden inceye gözden geçirmişlerdir.
Ispartada Gül-yağı fabrikası İsparta 22 (A. A.) —; Şehrimizde yapılmakta olan gülyağı fabrikasının inşaatı haylice ilerlemiştir. Montaj ameliyesine 1 Kânunuevvelde başlanacağından bütün makinaların konacağı yerler evvelâ ikmal edilmiş, ve binanın çatışmada başlanmıştır. Fabrikanın yapısında halen 150 amele gece gündüz çalışmaktadır, inşaat yakında bitecektir.
Tekirdağına gelen muhacirler için
Tekirdağı 22 (A. A.)— Anavatanın Trakya eline kavuşan soydaşlarımızın iaşe ve iskânları için geceli gündüzlü çalı şılmaktadır. Ahiren şehrimizd; muhacirlere yardım komisyor u adında bir ko nisyon teşekkül etmiştir.
Resmî ve hususî bütün yardım tedbirleri, Trakya mmta-kasına yerleştirilen muhacirlerin 935 senesi içinde müstahsil haline getirilmeleri maksadını gütmektedir.
Muhtar mektebi açıldı
Afyon 22 (A. A.) — Haik-evi salonunda, köy muhtarlarına vazifelerinin daha iyi nasıl yapılacağını öğretmek ve umumî bilgilerini yükseltmek için bir mektep açılımıştır.
yetişmiştir. Kaçakçılar kendilerini silâhla müdafaa etmek istemişlerse de buna meydan bu’.amı* yarak teslime mecbur olmuşlardır. Bunlar, Elbüstanın Evliya köyünden Haşan oğlu Ali, İbrahim oğ.u Yusuf ve A’.i oğlu Hüseyin isimlerinde üç kişidir. Müsadere edilen kaçak eşya, 13000 defter kaçak cıga-ra kâğıdı, iki yük ipekli kumaş vesaireden ibarettir’
Millî Roman
Naciye birdenbire şaşırdı. Böyle bir söz işiteceğini, böyle bir teklife muhatap olacağını asla ummu-‘ yordu, hatırına bile getirmiyordu. Bfilendin evine gelişini, garip bir iecaatla kapanan ve fakat unutulması mümkünsüz hatıralarla da do-ba U bulunan münasebetlerini tazele-(fjaek emeline atfetmişti, kendini de k iöyle bir yeniliği kabule pek mü-_ ıait bulmuştu. Çünkü ressamın erkeklik itibarile hiç bir kuıuru ol-ı sadığını yakından biliyordu ve bu A cuaursuz erkek nünıunesinin plya-
Tefrika No: 71
şada o kadar bol olmadığını bir çok tecrübelerle anlıyan bir ka-kadmdı. Onu koğması, ihtiyar bir kadına tenini sattığını anlamaktan ileri gelme bir tiksinti neticesi idi. O kadının bu güzel ve kuvvetli erkeğe bütün malını feda ettiğini işitince o tiksinti yerine bir imrenti gelmişti. Kıskandığı kadının ken-dind**’ daha ziyade güzellik anlar bir mahlûk oluşu içine üzüntü vermişti. Hele aylardanberi Bölendi unutturacak kıymette ve kuvvette bir aşık bulamayışı ise yüreğini azap içinde bırakıyordu.
Onun Bülende bulduğu bir leke, tek bir leke, para canlı oluşu idi. O, bir kadın yüzünden zengin oluvermekle bu leke silinmişti. Şüphe yok ki Bülent artık erkekliğini para ile satmağı düşünemezdi. Nitekim onun bir çok para sarfetti-ğini de duyup duruyordu. Bütün bunlar, güzel dulun Bülent hakkın-daki düşüncelerini, hükümlerini, kinlerini, nefretlerini silen amillerdi. Onun kendiliğinden oraya gelişi ise Naciyeyi büsbütün başka-laştırmıştı ve geçmiş günleri unutan erkeği çok nazik görmeğe başlamıştı. Şimdi bu centilmen delikanlının kendini inciye tercih etmesi ve onu bırakıp kendisiyle evlenmek ister görünmesi, o his değişikliklerini en yüksek dereceye çıkarıyordu.
Bununla beraber sevincini açığa vuramadı, şaşkınlığını giderir gidermez ağır davranmağa yeltendi.
— Aman Bülent Bey, dedi, ne diyorsunuz ?.. inciyi bırakıp benimle mİ evlenmek istiyorsunuz?
— Evet, Naciye Hanım. Fikrim öyle, kararım öyle.
— Neden böyle bir fikre saptığınızı, ne sebeple böyle bir karar aldığınızı öğrenebilir miyim ?
— Çünkü kalbimi yokladım, ruhumu yokladım. İncinin o kalpte ve o ruhta yer alamadığını gördüm.
— Niçin almıyor, alamıyor? Genç kız, güzel kız 1
— Yüreğimde, ruhumda siz oturuyorsunuz. Benim bile yardımlarıma rağmen İnci Hanım sizi oturduğunuz yerden çıkaramadı, açıkta kaldı.
— Demek beni seviyorsunuz ?
— Sevmesem, genç bir kızı feda edip size yalvarmıya gelmezdim.
Bülent o gece orada kaldı, evvelki kalışlarında olduğu gibi yine sarhoş oldu ve sarhoş etti. Sabahleyin Naciyeyi karyolasında bırakıp çıkarken plânının en mühim kısmını tatbik etmiş olmak zevkini taşıyordu. Çünkü Naciye Hanım, yalnız izdivaç vadinde bulunmakla kalmamış, İnciye karşı pek yüksek görünmek fikrile nikâh günü bütün malını, mülkünü
Bülende ferağ etmeği de kabul etmişti. Bülent, bu neticeyi ince bir maharetle elde etmiş bulunuyordu. Coşkun bir keyfin kucağında iradesi erirken “Bölendi satın almış,, görünmek zevkine kapılmış ve bu sözü vermişti. O da tıbkı o ihtiyar kadın gibi bu fedakârlıktan haz alıyor ve kendisi için bir mahzur görmüyordu. Zaten ferağ muamelesini "bakım şartilen yaptıracaktı. Bu şart, bir gün Bülent tarafından terkolunmak ihtimalini - onun zu’-münce - gideriyordu. Aziz okuyucular, Naciyeyi mağlûbeden psikolojik sebebi elbette anlamışlardır: O, bir kadın için büyük bir noksan teşkil eden bir vasıf taşıyordu: Dulluk, Sonra her kadın için tehlike müjdeliyen bir yaşta bulunuyordu. Bülent ise henüz gençti v» pek gençti. İşte bu karşılıklı eksiklikler ve varlıklar böy-bir neticeyi doğurmuştu.
İnciden iki kat zengin olan Naciye ile Bülendin evlenmeleri, duyulmadan vukua gelen bir hâdise oldu. Nişan gününü bekliyen ve o gü
nün gelmesine rağmen nişanlana-mıyan İnci, ziyaretini seyrekleşti* ren, son günlerde de hastalandığını bildirerek hiç görünmiyen Biıien-d n yaptığı çirkin işi pek geç haber aldı. Naciye ile Bülenidn evlenmelerine ait resmî işler yürümüş ve kâğıtları “askı,, ya alınmıştı. Bu haber, genç kıza yıldırım çarpmasını andıran bir tesir yaptı, kendisini yatağa düşürdü. Bülent, Kanıran tarafından hemşiresi namına yapılan istizah üzerine şu sözleri söylemiş ve sözlerinin harfi harfine tebliğini de rica etmişti :
— Aşkın oyun cephesine düşmemekte İnci Hanım haklı idi. Fakat düğün cephesinde oyun kurulmasına razı olmamakta ben haklıyım. Nikâh günü benden mallarımı almayı düşünmek, düğüne oyun sokmaktır. İşte ben böyle bir oyundan uzaklaşıyorum. Aynı zamanda gönül satın almak istemiyorum.
İnci bu haberi aldıktan sonra Naciyenin bütün mülklerini Bülende bağışlamayı kabul ettiğini de duydu ve işte o zaman, ressamı haklı buldu, acı acı söylendi:
Devamı var
Teşrinisani 24
— ZAMAN—
7
Ankarada Fenerbahçe 5-0 galip inci sahifeden deaam görülmekte idi. Saat ikiye doğru tribünler ve sahanın kenarındaki iskemleler dolmuştu.
Başvekil ve diğer zevat
Bu esnada Başvekil İsmet Paşa Hazretlerinin maçı seyretmek üzere Saraçoğlu Şükrü Beyle beraber sahaya geldikleri görüldü. Müşarünileyh, maçı aeyretmek için gelen tribünlerdeki halk ve kendilerinden evvel gelmiş olan İktisat Vekili Celâl, inhisarlar Vekili Rana Beylerle mebuslar ve diğer zevat tarafından selâmlandı. Seyirciler arasında Sovyet büyük elçisi Karahan Hazretleri ve elçilik erkânı, İngiltere maslahatgüzarı, ve diğer yüksek ecnebi zevat görülüyordu.
Biraz sonra, Meclis reisi Kâzım Paşa Hazretleri maç yerine geldiler. Havanın açık olmamasına rağmen, tribünler iyiden iyi dolduğu gibi, karşı taraftaki tellerin gerisi de arka arkaya bir kaç sıra halkla dolmuştu.
Merak ve alâka umumî idi
İstanbul şilt şampiyonu Fener bahçe ile Ankara liki şampiyonu Çankayanın oyniyacakları oyunun hükümet merkezinde büyük merak uyandırdığı her şeyden anlaşılıyordu.
Ankarada bulunan Fenerbahçeliler, sahanın tam kenarına bir sıra iskemle üzerine, kendi takımlarını seyre hazırlanıyorlardı. Seyirciler arasında ise, şimdi Ankarada olan birçok eski GalatasaraylIlar fark ediliyordu.
Takımlar sahada
Fenerliler sarı lâcivet formala-riyle, Çankaya takımı ise, Galata-sarayın bildiğimiz sarı kırmızı for-masiyle sahaya çıktılar. Her iki takım Başvekil Paşayı ve halkı selâmladıktan sonra saat ikiyi on beş geçe oyuna başlandı. Vefaya yenildikten sonra bu maça biraz daha ehemmiyet vermek lüzumunu hisseden Fenerliler için bir bakımdan, bütün Ankara takımlarını yendikten sonra Fenerbahçeyi de yenmek arzusunu pek tabiî olarak duyan Çankaya ile diğer bir bakımdan, bu maçın ehemmiyeti meydanda idi.
Topa Başvekil vurdu
Başvekil Paşanın, iki klübün ricası üzerine, sahayı şereflendirerek ayağile topa vurması, Ingil-terenin mühim maçlarında Prens Dö Gafın yaptığı gibi memleketimizde de bir "kik of,,la maçı başlatması oyunun ehemmiyetini büsbütün yüseltti.
İlk 15 dakika..
İlk on beş dakika, iki takımın birikirinin zaif taraflarını yoklayıp araştırması, hele Fenerbabçenin ayni zamanda sahaya ve havaya alışmağa uğraşması ile geçti. Oyun tataız geçiyordu.
Fenerbahçeyi Fenerbahçe eden meşhur paslardan ve bu takımın karakteristiği olan kombinezondan eser görünmüyordu. Bu hal .muhakkak ki deniz sathından bin metre irtıfaa gelmiş oyuncuların birdenbire havaya ve bu maç yerinin kumlu toprağına alışamama-larından ileri geliyor. Topa hâkimiyet, İsabetli paslaşma, top sürüp kaşısındakini atlatarak geçme ve kuvvetli şut namına göze çarpar bir vaziyet görünmiyordu.
D.ri oynıyan, çok gayretle çalışan Çankayalılar ise, Fenerlilerin bu yadırgamalarından istifade ediyorlar ve kendilerine teknik farkı le faik rakiplerile bir kuvvette imişler hissini vermeğe muvaffak oluyorlardı.
Fenerin ilk golü
Buna rağmen birinci devrenin 35 inci dakikasında, merkez muhacim oynıyan Namık, birinci devrede iki takımın yaptığı en güzel bir paslaşmadan sonra, Fenerin ilk golünü Çankayanın ağlarına taktı. Geriye kalan on dakika karşılıklı ve neticesiz gayretlerle geçti İkinci devre
İkinci haftaym, sabaya ahşan Fenerbahçenin açılması ve ra-kibile arasındaki teknik farkını iyiden iyiye meydana koymasile geçti. Bu devrenin ilk beş dakikasında bütün hızile oynıyan Çankaya arka arkaya yaptığı birkaç tehlikeli akınla Fener-bahçt-yj kuvvetle sıkıştırdı ve Asipirol
Dünkü lik maçları
P inci sahifeden devam
Bu maçtan evvel ikinci kümeden Anadolu takımı hâkim bir oyundan sonra Topkapıyı Galatasaray B takımı 5-7 Beykoz B. takımını mağlup ettiler. Beykozun genç takımı gelmediğinden Galatasaray hükmen galip addedildi.
Süleymaniye, Beşiktaşlılara yenildi Dün Şeref stadında da Beşiktaş - Süleymaniye birinci takımları arasında iik maçına devam edildi. Havanın çok yağışlı ve sahanın çamurlu olması dolayısiyle hakem oyunu tehir etmek istemişti. Fakat Süleymaniye takımının taran dolayısiyle Beşiktaşlılar da iste-miyerek oynamak mecburiyetinde kaldılar.
Mütevazin bir şekilde cereyan eden bu oyunda Beşiktaşlılar birinci devrede bir, ikinci devrede de bir gol yaparak maçı 0-2 kazandılar.
Şeref stadındaki diğer maçlar
Bu maçtan evvel Şeref stadında oynanan ikinci kümeden Eyüp - Kasımpaşa maçı 3-1 Eyübün galibiyetiyle neticelendi. Süleymaniye B. ve genç takım-
Haftalık Sinema ve Tiyatro Programları
TÜRK Kadın Avcısı
SÜMER Demirhane Müdürü
MELEK Kedi ve Keman
İPEK Gece Uçuşu
SARAY Işıklar sönünce
YILDIZ Kadın Asla Unutmaz
ŞARK Alayın Kızı
ALKAZAR (Diavolo) Cesaret Kralı
ŞIK Garip Bir Aşk
ELHAMRA Cirmü Meşhut - Otomo-
ASRÎ bilde izdivaç Çini Çıplak
HİLÂL Bora-Lüküs Vapur Yol-
MİLLÎ Şanghay ihtilâli
ALEMDAR Çoşkun Gençlik, Aşkı
ŞEHİR Tl - YATROSU Madam San Jen
ŞEHİR OPERETİ : Bu Ur rüyudır KADIKÖY :
SÜREYYA : Z.ne.l.r Kralı UİHoa I HÂLE : Hayal Bilimdir. Çıngı-|| ns/er Kralı
iki üç kuvvetli şut, Fener kalecisinin yerinde müdahalesile geçiştirildi.
On dakika kadar süren bu fazla gayret netice vermedi. Yahut, Çankayanın biraz daha yorulması ve 'Fenerlilerin bu yorgunluktan istifade ederek alanlarını şiddetlendirmeleri neticesini verdi.
Fenerin 4 golü daha..
Bu suretledir ki onbeşinci dakikadan itibaren fener mükemmel bir akından sonra Niyazının ayağile ikinci, bunun derhal arkasından Muzafferin ayağile üçüncü ve biraz sonra da yine Muzafferin ayağile dördüncü ve nihayet yine Muzafferin havadan gelen topu yere düşürmeden fevkalâde bir vuruşu ile beşinci golü yaptı.
“Çankaya,, lılar çalışıyor
Bu beş gole rağmen Çanka-yahlann takımlarını kazandırmak için gayretleri eksilmiyor ve takım son dakikaya kadar hiçbir ruh kırıklığı göstermiyordu.
Nasıl oynadılar ?
Böylece mühim maç İstanbul şilt şampiyonu Fenerbahçenin An. kara lik şampiyonu Çankayayı 5-0 yenmesiyle neticelenmiştir.
Fener takımında başta Niyazi olarak Yaşar, Hüsamettin, Muzaffer, Cevat çok muvaffak oldular.
Çankayada ise, sağaçık Mustafa, merkez muhacim Orhan, merkez muavin İbrahim, sol haf Abbas ve bek Fuat bilhassa temayüz ettiler.
Fenerbahçeliler bugün geliyor
Akşam aaat beşte Fenerbahçe kulübü reisi Saraçoğlu Şükrü Bey, Fenerbahçeli oyuncular şerefine, Ankarapalasta bir çay verdikten sonra misafirler yine dün akşamki trenle ve istasyonda kalabalık bir halk tarafından selâmlanarak lıtan-bula hareket ettiler.
Nprafr 2”?» nezle’ baş ve diş ağnIarının *■• vCVdlly kat’i ilâcıdır. Deposu : Bahçekapıda
ları maçı yağmurun şiddetlenmesi dolayısiyle tehir edildi.
Vefa - Istanbulspor maçı yarıda kaldı
Dün Fener stadında oynanan Vefa - Istanbulspor birinci takımlar maçı ancak 28 dakika oynanabüdiJstanbıdspor Sahihten, Vefa Muhteşem ve Hüseyin-den mahrumdu. Yirmi sekiz dakika süren bu oyunda Vefa takımı kuvvetli rüzgârı lehine almkla beraber lstanbulspor-lılarm güzel müdafaası karşısında bir şey yapamadı. Sahanın fazla çamurlu olması dolayisiie top kontrol edilemiyor ve gayri tabiî bir oyun oluyordu. Yağmuru ve çamuru nazarı itibara alan hakem, her iki takımın arzusiJe maçı tatil etti. Bu maç bilâhara tekrar edilecektir.
Fener stadındaki diğer maçlar
Fener stadında oynanan Vefa-İstanbul spor B. takımları maçı 2-0 İstanbul sporun galibiyetle neticelendi. İkinci küme ve genç takımları maçıda yağmurun fazlalaşması dolayi-siyle tehir edilmiştir.
c
RADYO PROGRAMI
24 T. sanı Cumartesi
İSTANBUL.-
18 Fransızca den. 18,30 Plâk neçri-yatı. J9^O Dünya haberleri. 19.40 Solo plâk ile. 20 Eşref Şefik bey tarafından Spor müoahabeleri, 20.30 Madam Halmi ve Müsyü Halmi tarafından Macar havalan. 21,30 Bedriye Raslm hanim tarafından Türkçe sözlü eserler Radyo caz ve tangor orkestraları ile beraber.
(Hava müsait oldukça Garp memleketi erile neşriyatı programımıza Uftve edilecektir) .
545 Khz. BUDAPEŞTE. 55® m.
18 Şarkılar. 18.30 Teknik neşriyat — Çift piyano refakatiJe Macar »arkılan.
19.30 Musahabe. 20 Fransız Lebann "Prenaez. opereti stüdyodan. 22,15 Haberler. 23,35 Hava haberleri. 23,40 Salon musikisi.
17S Khz. MOSKOVA 1714 m.
78,30 Şimal bestelerinden mürekkep konser. 20,30 İspanyol musikisinden parçalar. 22 Muhtelif dillerle neşriyat.
*32 Khz, MOSKOVA "Stalin» 3«7 m.
19,30 Senfonik konser. 22 Dona musikisi ve karışık parçalar.
223 Khz. VARŞOVA, 134J m.
78 Solist konseri. 18,50 Musahabe. 79,15 Piyano musikisi. 19,45 Krakovadsn nakil. 20 Hafif musiki. 20,30 Marlene Diedrlc-hin şarkıları. “Plâk,, 20,45 Muhtelif. 21 Emmerich lamanın eserlerinden şarkılar. 21,45 Musahabe. 22 Popüler senfonik konser. — Musahabe. 23,75 Dana musikisi. 24,05 Viyanadan nakil. 24,OS Solon orkestrası. 1 Dans musikisi.
230 Khz. LÜKSEMBURG, 1304 m.
Fransız akşamı. 21,35 Haberler. 21,50 Plâk. 22,20 Şarkılar. 23 Konferans. 23,30 Senfonik Fransız musikisi. 24,15 Yeni |oda musikisi. 21,30 Kanşık neşriyat*
814 Khc BERLİN 3S7 m.
77 Artur Rink orkestrası. — Muhtelif 79,20 Skeç. 20 Piyano.—Keman «onatan. 20,40 Akşam haberleri. 21,70 Popüler opera musikisi. 23 Haberler. 23,20 Akşam musikisi
592 Khz. VİYANA, 507 m.
18,15 Plâk. 19,05 Cenubî Amerika hatıraları. 19,30 Yeni halk şarkıları. 19.55 Haberler. 20.0$ Hafif havalar, şarkılar. 20,45 Kanşık neşriyat. 21,45 Hafta haber icmali. 22,15 1. Strauss'un operetlerinden parçalar. 23,30 Haberler. 23,50 Dans mu-taBİkisi. 1 Kuartet konseri.
11 aylık otomobil kurbanları
Hartford 22 (A. A.) — Yol-culuk üzerine sigorta yapan kumpanyaların istatistiklerine göre, 1934 yılının 11 ayında otomobil kazaları neticesinde 20.400 kişi ölmüş ve 740.000 kişi de yaralanmıştır. Otomobil kazalarının sayısı 600.000 dır. Yıl sonuna kadar ölenlerin 37.000 i bulması muhtemeldir.
Maks Bear öldü mü?
Bir Amerikan gazetesi meşhur boksör Maks Birin kalçasından vurulduğunu ve ağır suretle yaralandığını yazıyor. Bin polis katili aramaktadır. Şimdilik bir kadından şüphe ediliyor.
îtalyanın gözü Habeşistanda mı?
Birinci sahifeden devam
Bu hâdise 1896 yılının bir martında vuku bulmuş,- bunun üzerine İtalya hükümeti Habeşistanın tam ve mutlak istiklâlini tanımağa mecbur olmuş, daha sonraları İtalya ile Habeşistan arasındaki münasebetler düzelmiştir.
İtat yanın, umumî harpten hemen hemen yeai arazi ilhak etmeden çıkması üzerine ona Habeşistan tarafından müsait bir vaziyet ihzar edileceğine dair sözler söylenmesini ve ikide birde kalyanın Fransa ile anlaşarak Habeşi»* tanı istimlâk edeceğine dair şayialar çıkması, Habeşileri asa bileştirmektedir.
Hatta şimdiki Habeş imparatorunun İtalya tarafından herhangi bir teşebbüsün vukuunu heaa-bederek ordusunu asrileştfcrmeğe başladığı da mütemadiyen söylenmekte idi.
Habeşistanın son vaziyeti nasıl karşılayacağı malûm olmamakla beraber meselenin su'h dairesinde halli ihtimali daha kuvvetlidir.
“Roma,, da heyecan
Buna dair alınan haberler ber-veçhiatidir:
Berlin 22 — Romadan buraya gelen haberlere göre Habeşistanın Gondar şehrinde kalyan konsoloshanesine yapılan tecavüz, Romada heyecan uyandırmıştır, kalyanın Habeşistan* karşı hazırlandığına dair bir zamandanberi ortada dolaşan şayialar üzerine bu hadise bir kat daha ehemmiyet kesbet-m iştir.
İtalya hükümeti, MAdisaba„da ki elçisine göderdîği talimatta, Habeşistan hükümetine bir protesto notası vermesini ve bu hadiseden dolayı tarziye istemesini emretmiştir.
İtalyan gazeteleri, Habeşistan hükümeti tam bir tarziye vermezse vaziyetin karışacağını yazıyorlar.
İtalya kralının seyahatinden çıkarılan manalar Diğer taraftan, İtalya kralının son zamanlarda, Habeşistan yanındaki müstemlekesine seyahat etmiş olması, şimdi manalı görülmektedir.
kalyanın “ Trablusgarp n dan Habeşistana doğru gitmeğe hazır-landığı,bu[tevessü hareketine de bilhassa M. "Musolini,, nin yerine gaz diktiği iddia olunan Mareşal MBn! bo,, nun önayak olduğu söyleniyor.
Hatta İtalyamn Habeşistanı istilâ için Fransa ile de anlaştığı rivayet ediliyorsa da buna inanmak güçtür.
Maamafih “Adisababa,, ya kadar giden bu şayialar, Habeşistan-, da büyük bir heyecan 'uyandırmıştır.
Habeşistan ile Amerika arasında da bir hadise çıktı "Giomal. d' italia,, gazetesi ya-zıyor:
"Malûm olduğu veçhile Habeşistan imparatorunun taç giymesinin yıl dönümü dolayısiyle,, Adisa-baba„ da imparator sarayında mutantan merasim yapılmıştır. Bütün ecnebi devletlerin mümessilleri ve sefirleri saraya davet olunmuşlardır.
Birleşik Amerika sefiri, sefaret erkânı ile saraya girerken, bir askerî müfreze otomobillere karşı silâhlarını uzataraK bunları durdurmuştur, Sefaret erkânının bulunduğu otomobillet, Birleşik Amerikanın bayrağını hamil idi.
Neticede Habeşistan hükümeti, Birleşik Amerika hükümetine bu hadiseden dolayı itizarda bulunmuş ve teessüfünü bildirmiş ise de, Birleşik Amerika hükümeti bu mazereti kâfi görmemiştir.
Birleşik Amerika sefiri, Habeşistan hükümetine şiddetli bir protestoda bulunmuş ve bu mesele hakkında uzun bir nota vermiştir.
Arnavutluktaki YunanJ ekalliyeti meselesi Atina 23 (Hususî) — Ergirden alman haberler» göre, Arnavutluk hükümeti cenubi Arnavutluktaki Rum Ortodoks camaatlerine mekteplerde üçüncü sınıfa kadar Arnavutluk tebaamdan olan hocalar vasıtasile Yunancanın okutturulacağım tebliğ eylemiş ise de hükümetin bu tebliği cemaat heyetlerini tatmin edemediğinden mekteplere karşı yapılmakta olau grev devam etmektedir.
Ingiliz H. Nazırının beyanatı 7 inci Sahifeden Devam İngiliz hükümetinin mümessilleri, hali hazırdaki müşkülâtın iktihamını temin edecek bir çare bulunması mümükün görüldüğü müddetçe bu müzalte-rata devam edeceklerdir.
Emniyette müsavat herkes içiu itiraz götürmez bir haktır, fakat bu, bütün filoların mutlaka aynı büyüklükte olması lâzımgeleceği demek değildir.
Hiçbir kimsenin emniyeti tehlikeye konmaksızın bir anlaşma esasını hatta takribi olarak elde edebilirse, gelecek seneki konferans için yolu, tabiî muahedeyi imza etmiş olan Fransa ve İtalyamn da tasvibi şartiyle, hazırlanmış telâkki edeceğiz. Fransız ve Italyan hükümetleriyle doninyonları şimdiki görüşmelerin inkişafından haberdar ettik.,,
Sir “Simon,, deniz müzakera-tınm inkıtaa uğramadığını teyit eylemiştir.
Silâh ticaretinin murakabesini tasdik etmiyenlar!
Londra 23 (A. A.) — Sir (Con Simon) avam kamarasında silâh ticareti halikındaki beyanatında, bulıusustaki 1925 mukavelesinin Ingiltere tarafından süratle tasdik edildiğini söyledikten sonra silâh imal eden beş, altı milletin bu mukaveleyi tasdik etmemiş olduğunu ilâve etmiştir. Bu memleketler Belçika, Çekoslovakya, İtalya, Japonya, Almanya ve Amerikadır.
Sir (Simon) İngiltere ile diğer milletlerin gayretleri beynelmilel bir mukavele ile neticeleneceği ümidini izhar ederek böyle bir mukavelenin şu üç hususu ihtiva ermesi lâzım geleceğini ilâve eylemiştir:
1— Hükümet yardımlarının ve ihracat kredilerinin meni ile silâh ticaretinin filî bir surette murakabesi.
2— Beynelmilel hatlar üzerinde fili bir millî murakabe.
3— Neşir ve ilân.
Silâhları bırakma konferansı reisi nikbin!
Londra 23 (A. A.) — Çenelerden avdet eden M. “Art-hur Henderson,, , beynelmilel vaziyet baklanda nikbin olduğunu, ümitli buhıduğunu söylemiştir. Mumaileyh, silâhlan bırakma meselesinde ileriye gidileceğinden ümidini kesmemiş olduğunu ilâve etmiştir.

İstanbul Belediyesi ilânları
Konservatuvar binası ve 16 Mart şehitleri âbidesi için müsabaka İstanbul Şehzadebaşında Konservatuvar, Tiyatro ve salon ile 16 Mart şehitler âbidesi ve meydanlığının tanzimi projeleri için 25-11-934 de müddeti hitam bulacak olan müsabakanın 5-12-934 Çarşamba gününe kadar uzatıldığı ilân olunur. “7991,,
İnhisarlar U. Müdürlüğünden:
B — (60) „ İyot
İdaremiz için satın alınacak mezkûr iki malzemeyi vermek isteyenlerin şartnameleri gördükten sonra pazarlığa iştirak edebilmek üzere {% 7,5) teminatlaıile beraber (5/12/934) Çarşamba günü saat (14) te Cibalide Levazım ve Mübayaa şubesine müracaatları. (7988)
Mobilyasiyle Kiralık Gazino Akay işletmesi Müdürlüğünden: Kadıköy vapur iskelesi üzerindeki gazino, demirbaş eşyasiyle ve açık arttırma ile kiraya verilecektir. Şartnameyi görmek için her gün levazım şefliğine ve arttırmaya iştirak için 26 İkinciteş-rin 934 tarihinde saat 14 te güvenme akçelerde idare encümenine gelmeleri. “7892,,
Salih Necati eczaoesi
Himayei Etfalin Ankarada vereceği balo B. M. M. Başkanı Kâzım Paşa Hazretlerinin yüksek himayeleri altında Türkiye Himayei Etfal Cemiyeti menfaatine 6-12-934 Perşembe günü akşamı Ankara Palas salonlarında verilecek olan millî kostümlü balonun çok zengin ve eğlenceli olması için büyük bir özenle çalışılmaktadır.
Balo gecesi zengin bir de piyanko çekilecektir.
Geçen sene yalnız Hanımlar arasında yapılan millî kostüm müsabakası bu sene erkekler arasında da yapılacaktır. Müsabakada kazananlara kıymetli hediyeler verilecektir.
Bilet Fiatları
Bir Bey iki Hanım için 6 lira Bir Bey bir Hanım için 5 lira Yalnız bir Bey için 3 liradır.
Zamanın takvimi
vanın tazyik derecesi 760,5-10 milimetre, vasati sıcaklık 9, azamî 13 ve aakarî 10 derece, havanın rutubeti de yüzde seksen dokuz idi.
Bugün hava kapalı ve yağmurlu olarak geçecek, rüzgâr şimalden şiddetli olarak esecektir.
Huzur ve
rahat içinde
100
defa traş olmak ancak bir adet
HAŞAN
Traş bıçağile mümkündür
Dünyanın hiç bir yerinde bu kadar mükemmel bir traş bıçağı yoktur. Haşan markasına dikkat taklitlerinden sakınınız.
Devlet Demiryolları İlânları
(
5
10
Satılık Ev
$
10
15
20
25
Karadeniz yolu
VATAN vapuru 24 ikinci leşrin Cumartesi günü saat 18 de Hopaya kadar. “7964,,
A. A. A. A. A. A.
i Dr. Hazım
1
4
BELSOĞUKLUĞU
VE FRENGİYE YAKALANMAMAK İÇİN EN İYİ İLAÇ
PROTEJİN dir
I 50 XRŞ. HER ECZANEDE BULUNUR.
DİŞ HEKİMİ (»**■
MÜNEVVER OSMAN HANIM Şehremaneti, Mahmudiye caddesi No. 10
■ Telefon: 22622 (4555) ■■
Kiloluk parçalardan ve 15 kiloluk parçalardan ve 25 „
kuruştur.
Bu suretle nakledilecek eşyanın beher parçanın sikletİ 200 kiloyu geçmiyecektir.
Fazla tafsilât için istasyonlara müracaat edilmelidir. “7825,,
llhıııl!
Illlllllll
Tepebaşı Şehir Tiyatrosunda Gündüz matine .
saat 14,5 ta htonbul BtMiytıl
Ak’*“J"”re JehirlYunîrosu
saat 20 de T.miiiııımuimini


Kamaştırmıyan bir ziya ile müşteriyi celbetmek lâzımdır. | Mağazalardan olduğu gibi vitrinlerden de çıplak kamaştırıcı lâmbaları uzaklaştırmak lâzımdır.
Hülâsa olarak
İYİ DAĞITILMIŞ VE TAMAMEN MÜN-TFŞİR BİR ZİYA VASITASİLE VE İYİ OPALİN CAMDAN DİFFÜZÖRLER
VEYA (İNDİRECT) TENVİRLE JLÂTİF BİR ZİYADAR MUHİT MEYDANA GETİRMEK LÂZIMDIR.
S A T i E
yi tenviri VERESİYE °|a™k yapJ
Cerrahpaşa hastahanesi sa- ► bık Cildiye ve Zühreviye mü-tehassısı. Beyoğlu İstiklâl cad-desi Etuval sineması karşısın- ► da Bekâr sokak No. 9. ikinci £ daire. Hergün sabahtan ak-şama kadar.
Deniz yolları
İŞLETMESİ Acenteleri: Karaköy - Köprübaşı Tel. 42362-Sirkeci Mühürdarzade
OMHHB Han Tel: 22740
Ayvalık yolu
MERSİN vapuru 24 İkinci Teşrin Cumartesi günü saat 18 da İz mire kadar. 7963
Eşya tesellümü için Devlet Demiryolları, İstanbulda Sirkecide Şark Demiryolları Rıhtımı üzerinde yeni bir ambar açmıştır.
15-11-934 tarihinden itibaren bilumum istasyonlarımız için ve mütekabilen eşya teslim ve tesellüm edilmek üzere istanbulda Sirkecide Şark Demiryolları rıhtımı üzerinde bir ambar açılmıştır.
Mevcut ücretlere ilâveten deniz nakliyesi için aşağıdaki ücretler alınacaktır.
Mesajeri için :
5
10
20
40
50
Seyri seri için:
Beher on kilo ve kesrinden
Seyri hafif için :
Beher elli kilo ve kesrinden
Madam 11|||||||||
Komedi 3 perde
1 - Başlangıç Yazanlar: Vik-toryen Sardo ▼e Emil Mora
Tercüme eden : Seniha Bedri H.
Eski Fransız tiyatrosunda Şehir tiyatrosu operet kısmı
Gündüz matine saat 14,5 ta Akşam suvare saat 20 de
BU BİR RÜYA
Operet 3 perde, Besteliyen Ferdi Yazan: Selma Muhtar H.
Süreyya Opereti
Bu akşam 20,30 da Beşiktaş Sümer Tiyatrosunda Karım Namusludur
Küçük Mustafapaşa da Ayakapu caddesinde beş odalı ve bahçeli bahçe venıatbahında birer knvusn bulunan kftgir bir ev acele satılıktır. Görmek istiyenleriıı bekçi Haşan ağaya pazarlık için de İnhisarlar koruma sandığında Hilmi Beye -müracaatları.
İmtiyaz sahibi: Âli. Umumî neşriyatı idare eden yazı işleri müdürü: C. Hikmet. Matbaai Ebüzziya
— Zührevî ve cilt hastalıkları — Mütehassısı
Dr. HAYRI ÖMER Öğleden sonra Beyoğlu Ağacamii karşısında 133 No.