Ankara’nın tanınmış möble mağazası
Bursa Mobilya Pazarı
[Yeni çeşit tül masa ve yer muşambalarımızı bir defa 1 görmeniz menfaatiniz icabıdır. Anafartalar cad. No. 190 I
Tel: 14091
26/EKİM/1950 PERŞEMBE Fiyatı Her Yerde 10 Kuruş *
I GÜNEŞ MATBAACILIK T. A. 0.
Güneş Matbaası
her türlü oaskı ve dizgi işleri için sipariş kabu lüne başlamıştır.
Temiz iş — Ehven fiat
Telefon : 15619
Yıl: 2 — No. 541
★ Telgraf adresi : Zafer Ga zetesi — Ankara *
Telefon : 15619, 15315 ve 16882 * Denizciler
Caddesi 2 * Posta Kutusu : 193
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar dün Çankaya'da İngiliz Büyük Elçisi Sir Charles'm refakatin de İngiliz Kültür Heyeti Genel Başkanı General Sir Ronald Adams ve Prof. Michael Grani 'ı kabul etmiştir. Bu kabulde Dışişleri Umumî Kâtibi Faik Zihni Akdur da hazır bulunmuştur. Resimde Cumhurbaşkanımız ziyaretçileriyle bir arada görülüyor.
Üniversiteli gençlerin askerlik durumları
Komando tatbikatı
Erlerimiz başarılı bir tatbikat yaptılar
Tanı ehliyetlilerin de Yedek Subay Okuluna alınması dileğinin kabulüne imkân bulunamadı
Yedcksubay okuluna Yüksek İma Bakanlığına müracaat ede-ehliyetlilerin alınması hususun- rek kamp yapmamalarının naza daki kararı müteakip birçok rı itibara alınmamasını istemiş-Ünüversteli genç Millî Savun-İler ve Yedeksubayın kış devre-
Meşhur 161 inci madde !
sine kabul edilmelerini temenni etmişlerdir. . ,
! Gençler bu münasebetle şu nıütalâyı ileri sürmüşlerdir.
Milli Savunma Bakanlığı ge-| çen sene kampların herhangi [ bir sınıfta yapılmasını, kabul ettiğinden son sınıftan bir evvel-I ki sınıfta olan talebeler de Fa-î kültelerini ikmal ettikten sonra • kampa girmeyi imtihan bakı-i mından daha uygun bulmuş
. lardı. Bu sene de Üniversitelerden kamp kalkmış olması mü-
1 na^betiyle Üniversiteden me-Son günlerde muhalif gazete-1 azaltacak, şekilde asılsız, mü- , zun olan gençler ancak tam eh-lerde, bir 161 inci madde fer-1 balâğalı veya hususî maksatla- lıyetli durumda olanlarla denk yadıdır, gidiyor. Matbuat hür- - • •• .
riyetine 161 inci madde ile gem vuruluyormuş! Demokrasi 161 inci madde ile zincirbent ediliyormuş! Herkes, bu 161 inci madde yüzünden söz söyliyc-mez hale gelmiş! Eskiden bü-
Mümtaz Faik FENİK
ra dayanan havadis yayan veya bir duruma girmişler ve böyle-nakleden veya millî menfaatle- likle bir hata yüzünden Yedek-re zarar verecek her hangi bir subay okuluna girememek du-faaliyette bulunan kimse beş ' rumunda kalmışlardır.
(Sonu Sa. i Sü. 4 de)
(Sonu Sa. 4. Sü. 8 dc)
Tatbikatta paraşütle atlıyan erler
(Yazısı 4 üncü sayfada)
Bulgarlar işi azıttılar Hudutta silâhlı bir hadis ' oldu
Bulgar topraklarından açılan ateşle iki erimiz
yaralandı, işe askerî makamlarımız el koydu
İstanbul, 26 (Telefonla) — Edirneden verilen bir habere göre, dün sabah saat 8.40 da Bul-hududunda bir tecavüz hâdisesi olmuştur.
Hududun Pasa Mahalle mev-kinde Bulgarlarla müşterek olarak kullanılan çeşmeye su almağa giden erlerimize Bulgar topraklar-rmdan ateş açılmıştır. İki erimiz ayaklarından yaralanmıştır.
Tarafımızdan hiç bir mukabelede bulunulmahnıştır. Yaralı erler hastahaneye kaldırılmıştır. Bul-garlara Kapı Kule yoluyla bir protesto mektubu verilmiştir-İlgililer ne diyor?
İstanbuldan aldığımız bu ha berin ne dereceye kadar doğru olduğunu öğrenmek maksadiyle malûmatına müracaat ettiğimiz salâhiyetli makamlar böyle bir hâdisenin maalesef mevcut olduğunu Bulgarlar tarafından yaralanan erlerimizin der hal tedavi altına alındığını söy lemişlerdir.
Diğer taraftan Edirne Valisini telefonla aradık, bize şu malûmatı verdi:
«— Maalesef böyle bir hâdise ceFeydri etmiş ve-iki erimiz Bul garlar tarafından yaralanmıştır. Yaralan hafiftir-
Hadiseye askerî makamlar el koymuş, tahkikcja başlanmış ve yaralılar da tedavi altına alınmıştır.»
Adliyede bir yolsuzluk
Bir hâkim zimmetine
35.000 lira geçirmiş
Ankara üçüncü sulh ceza kâki-mi Ihsan Sıdalın yetimlere ait
bulunan tereke
paralanndctı
35.000 liray zimmetine geçirdiği
iddia edilmektedir.
için General Mac Ari hur'e nişan takarken
BİRLİĞİMİZ KIZIL
KOREYE GiDıYOR
Birleşmiş Milletler kıtalarının bu hafta hududa varacakları anlaşılıyor
Tokyo, 25 (a’a’) (United lan Türk tugayı-halen Taegu'da
Press) — Kore’deki Birleşmiş yerleşmiştir. Tugay, bu hafta Milletler kuvvetleriyle birlikte o- I (Sonu Sa. 4. Sü. 8 de)
i
i
s
Veremli
işçiler
j | i
İ
i
| Sanatoryum şimdilik *
250 yataklı olacak 1 e Son günlerde bazı gaze- * *teltfrde Süreyya İlmen (Pa- J işa) tarafından İşçi Sigortala- * *rı Kurumuna bağışlanan çift- * j likte yapılacak sanatoryum j * hakkında haberlere rastlan- $ 5 maktadır. Evvelce sanofor- ; i yumun 450 - 500 yataklı ol- ) ması kararlaştırılmışken bu 5 defa binanın 150 yataklı o- i lacağı ileri sürülmektedir. Bu ( 1 hususta) malûmatına müra- f Jcaat ettiğimiz Çalışma Ba- * j kanlığından salâhiyetli bir * J zat şunları söylemiştir: î
) -Süreyya Paşa tarafın- J 5 dalı bağışlanan Narhdere j Ş çiftliği sahasında İşçi Sigor- ) ^laları Kurumu tarafından in- j Sşa estirilecek olan sanator- ? 5 yum için pek yakında bir S ( (Sonu Sa. 4. Sü. 7 de) (►
i
tün suçlar sivil mahkemelerde j görülürken şimdi başımıza bir ' de askeri mahkeme çıkmış! 161 , inci maddeye dayandınız mı ; askerî mahkemelerde istediği-1 niz muhalifi mahkûm etmek imkânları mevcutmuş!,.
Hakikaten nedir bu 161 inci madde?.. Eskiden yoklu da. Demokrat Parti iktidara geçtikten sonra mı tedvin edildi?.. Bu madde bilhassa demokrasiye kemend atmak için mi ihdas olundu?.. Doğrusu, bu, cidden merak edilecek bir mevzudur.
Söze başlamadan evvel şurasına işaret edelim ki, eğer bu madde, iddia ettikleri gibi matbuat hürriyetine, fikir hürriyetine aykırı ise, onunla mücadele etmek evvela bizim vazifemizdir. Çünkü senelerce biz, gazeteci arkadaşlarımızla beraber kalemimizin esaretten ve1 tehditten kurtulması için çalıştık, bunun için didindik. Ve hattâ bu yüzden hayli cefa ve ıstırap da çektik. Şimdi bir dc kalkıp müdafaa etliğimiz fikirlerin 161 inci maddenin esiri olmasına asla tahammül eefe-meyiz. İşte bu mülâhaza üzerinedir ki, bu 161 inci maddenin no gibi bir şey olduğunu tetkik ettik ve gördük ki, bu madde bundan çok evvel bugün bahİ3 mevzuu cd(len şekli almıştır. Ve milli menfaatleri korumak maksadiyle meydana geiiril-
Belediye Meclisinde hararetli bir celse
I
9 saat süron toplantıda sular idaresi şiddetle tenkit ve
17,5 milyonluk fevkalâde bütçesi reddedildi
Nüfus sayımı
Belediye Meclisi dün saat 15 | ma ücretiyle Ankara Sular İda-dc Belediye Reisi Atıf Benderli- resinin 1951 yılı bütçesi hakkın-oğlu’nun başkanlığında toplana- da bütçe komisyonu raporu ü-ıak Balgat, Balkehriz, Hisar ve i zerinde müzakereler yapılmıştır Ayrancı semtlerine tahsis edilen | Müzakereler çok hararetli ol-otobüsleıe takdir edilecek taşı I (Sonu Sa 4. Sü. 5 de)
Bir kaç ay e(vvel yaş haddi sebebiyle emekliye ayrılan- Ihsan Sıdal hakkında) Adalet Bakanlığı müfottilşeri soruşturmalara başlamışlardır. Iphkikahn neticesi önümüzdeki günlerde
belli olacaktır-
Göçmenleri
iskân
Maddenin içine aldığı esas suçlar şunlardır:
«Harp esnasında âmmenin telâş ve heyecanını mucip olacak veya halkın maneviyatını kıracak veya düşman karşısında memleketin mukavemetini
281 il ve ilçeden | neticeler alındı
Pazaı- günü yapılan genel nüfus sayımına ait son malûmat, İstatistik Genel Müdürlüğüne peyderpey gelmektedir.
Şimdiye kadar 281 il ve ilçeden malûmat gelmiştir. Bunlar arasında; Bursa, Sivas, Burdur,
(Sonu Sa. 4 Sü. 6 da)
Şehrimizde misafir İngiliz mebusu
Şehrimizde misafir bulunan İngiliz parlâmentosu üyesi ve Manchcstcr Guardian gazetesi siyasi muharriri Mr. Phillips Pricc şerefine İngiliz Büyük Elçisi Mr. Sir Noel Charles taraflıdan dün akşam elçilikte bir kokteyl parti verilmiştir.
(Sonu Sa. 4 Sü. 6 da)
BAYRAMA HAZIRLIK
Vilayetlere dağıtılmaları mahsurlu görülüyor
Göçmenlerin iskânı işi için Tarım Bakanlığı Toprak ve İskân İşleri Genel Müdürlüğü, bir rapor hazırlamış ve bu raporu Tarım Bakanlığına vermiştir. Bakanlık bu raporu incelemiş ve iskân merkez korniş yonuna havale etmiştir.
Bu rapora göre, göçmenlerin (Sonu Sa. 4 Sü. 6 da)
Ziya Gökalp
Büyük Türçünün hatırası anıldı
Büyük Türk mütefekkiri Ziya Gökcjlp'ın 26 ncı ölünr yıldönümü
münasebetiyle dün şehrimizde onma törenleri yapılmıştır. Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi konferans salonunda Türk Kültür
Kız izciler dünkü tecrübelere giderlerkon
Cumhuriyet Bayramının kullan I Evvelco bildirdiğimiz oibi bu mc($ı İçin hazırlıklara devam e ] sene tasarruf dolayısiyle diğer dilmektedir. (Sonu Sa. 4 Sü. 6 da)
Derneği tarafından yapılcfn toplantıda ilk olarak Mustafa Hacı
Omeroğlu konuşmuş, Ziya Gö-kalp'ın hayatım anlatmış ve bü
(Sonu Sa. 4 Sü. 8 de)
Mı sırlı futbolcular dün hava alanında
Mısır MSSlî Takımı geMi
Kafile başkanı “Türk takımının çok kuvvetli olduğunu
bildiğimiz için ona göre hazırlandık,, diyor
Msnr Genç millî futbol takı mı, dün saat 13.30 da) bir Mısır uçağı ile şehrimize gelmiştir. Cumartesi günü saat 14.30 da Türk genç milli takımı ile karşılaşacak olan Mısır takımına futbol federasyonu reisi başkanlık etmektedir. Kafile, hava alanında Futbol Federasyonu Başkanı Ulvi Yenal, Bölge Müdürü Nihal Ertuğ, Beden Terbiyesi mensuplan tarafından kaVşılanmişhr-
Yirmi üç kişiden müteşekkil o-Icn kafilede 17 futbolcu, antrenör; takım kaptanı, kale hakemi, başkan ve spiker bulunmaktadır.
Millî maçın hakemliğini yapacak olan Italyan Jepıji Bernar-
di, cuma günü uçakla şehrimize | gelecektir.
Mqçın yan hakemliğini Sulhi ,'
AKINTIYA---1
i____KÜREK
Garan ve Samih
Duransoy ya-
pacaklardır. Ayrıca kaleler or-kcsında kale hakemleri de bulu"

Kendilerini ağırlamak üzere Futbol Federasyonu bir program hazırlamıştır- Bu programa göre Mısırlılar ya-m sabah bazı ziyaretler ve öğleden sonra 19 Mayıs Stadyumunda anlremana î (Sonu Sa. 4 Sü. 8 de) '
Mısırlı fulbolcular uçaktan inerlerken'
Huzurun mânası !
Dostumuz Nadir Nadi geniş bir Anadolu seyahati yapmış, tetkiklerde bulunmuş, sonra İstanbul'a dönerek bir yazı yazmış, diyor ki:
«Baskı diye bir şey yoktur; herkes rahat ve huzur içindedir!»
Fakat pirimiz, üstadımız Hüseyin Cahit Yalçın oturduğu yerde bunun aksini iddia etmektedir. O Hüseyin Cahit Yalçın ki, trende daima gece seyahat etliği içiıı Anadolu'nun İzmit'ten ötesini bite görmemiştir.
İddiasına göre memlekette nıııtlakjı huzursuzluk vardır. Çünkü huzursuz olan sadece Hüseyin Cahit Yal-
Evet doğrudur; huzur olsa, elbette hakkı huzıır da olurdu! — YEDEKÇİ
ZAFER
26/10/Î950
Sayfa : 2
GAZETELER
“Huzura dair misaller,,
I n.u:r pön|, ;ie»rt geleni beğenmediğimiz bir i$ yaparso başta sayın Yalcın olmak üzere bütün gazeteciler hepimiz kıyameti koparmak yetkisini elimizde taşımıyor muyuz? üstada' veyq herhangi bir gazeteye hükümeti dilediği gibi tenkid etmek, doğru veya yanlış her aklına geleni yazmak kanunun açık teminatı altında değil midir?
İşte, siycısi huzurdan benim anladığım budur- Hürriyet rejimle rinde de bu terimin bir başka mânası yoktur.»
Meclisin açılışına doğru
Yeni İstanbul gözeteninde Ha-bip Edip Töreban «Meclisin a çılışına doğru» başlıklı yazısında Meclisin yakında çalacağına işaretlo, yeni Meclisin bundan önceki toplantılarının daha çok törenlerle geçtiğine işaret ediyor, ve devamla, şimdi büsbütün başka esaslara göre kurulmuş bir rejim karşısında bulunduğumuzu, memleketimizde rejim derişmesinin huzur içinde yapılmış büyük bir inkılâp olduğunu, bu inkılâbın hayırlı neticelerini beklemek ve istemok hak kımız olduğunu, bunun için gözlerimizi bilhassa Meclisin bu toplantısına büyük bir ümitle çevirdiğimizi söylüyor.
Bulgarlara karşılık gerekmez mi dersiniz?
Son Posta gazetesinde Selim Ragıp Emeç (.Bulgarla)a karşılık gerekmez mi dersiniz» başlıklı yazısında, ikinci cihan harbinden önce Romanya ve Bulgaristan'la oralardaki Türklerin afnayurdo göç etmeleri hüsusunda anlaş malar yapıldığım, bu anlaşmalara göre, hicretin plânlı ve tedricî bir şekilde devam edeceğini, sonq|dan harp başlayınca hicre, tin Romanya ve Bulgaristan tarafından durdurulduğunu ve şim di de anlaşmanın Bulgarlar tarafından ortadan kaldırıldığını söylüyor. Yazışma devamla Bulgarların vize meselesini ileri sürerek oradaki Türkler arasında aleyhimize yaptıkları propagandaya dokunuluyor ve deniliyoı ki:
«Bu şartlar altında Cumhuri ye' Türkiyesinin sabrı ne derecelere kadar devam edebilir? Bunu kestiremem ama, memleketi mizde bulunan ve esaslı bir günahları olduğuna dair ortada ciddi bir emare bulunmayan Bulgarların, bir karşılık olarak mem leketlerine gönderilmeleri sam Cim bir gün bir zaruret olarak okla getirilebilir.»
Cumhuriyet gazetesinde Na- | «Bugün bir dir Nadi «Huzura dair misaller» kAAenmodiâirr başlıklı makalesinde, memlekette siyasî huzur mevcut olduğunu ycjzdığı için kendisine cevap veren Hüseyin Cahit Yalçının ma kalesini bahis mevzuu ederek Ulus muharririnin memlekette hu zıysuzluk olduğu iddiasını ispat yollu verdiği ynisallere temas e derek: «Doğrusu Hüseyin Cahit gibi bir üstadın İçtimaî bir rea liteyi okuyucuların^ kendi gö rüşüne uygun olarak göstermek isterken daha kuvvetli misalleı bulabileceğini ümit ederdik» de dikten sonra şöyle devam edi yor:
«Müsaadesini rica ederek ben de üstada bir iki misal getire-
Demokrasi denemesine ilk baş ladığımız geçen yıllarda İçişleri Bakanlığının emirlerine körü körüne uymıyarak düpedüz kanunu tatbik etmek gafletine düşen idare, memurları şiddetle tov.ip ediliyor, bunlar oradan oraya sürülüyordu. İçlerinde vakitsiz tekaüde sevkedilepler, haksız yere vekâlet emrine alınanlar vardı. Particilik yapmak istemi’ yen memurlar zangır zangır titriyorlardı. İçlerinde bu hale da-ycnamıyarak istifa edenler bile görülüyordu. O zamanlar hükümetin şerrine uğradığı için kış ortasında yerinden alınıp bir başka yere tayin edilen bir nahiye müdürüne bu sefer rastla dım- Biçare aynı yerde gene nahiye müdürü idi ve bütün dileği kanun çerçevesinde vazifesine devam etmekten ibaretti.
Bir başka misal: Muğla kazalarından birkaçında Belediye seçimlerini Halk Partisi kazanmıştır. Bu halin oralarda • gayel normal karşılandığım ve hiçbir Sızıltıya meydan verilmediğini gözlerimle gördüm. Halkçı baş kanlar Demokrat arkadaşlariyle iyi geçiniyor, kasabalarının ihtiyacını beraberce karşılamağa çalışıyorlar. Bir çok köylerde muhtarlar Halk Partilidir, Demokratlar da onlardan memnundur- Partiden çekilmeğe zorlan mış bir muhtara rastlanmadım.
Bu gibi misalleri sağdan soldan alabildiğine çoğaltmak müm kündür. Koskoca bir idare makinesinin içinde her haftal düzinelerle nakil, tayin vesaire muameleleri yapılır. Bunlara ba karak yurdumuzda siyasî huzur veya huzursuzluk bulunduğunu söylemek yanlış bir ölçüdür.»
Cumhuriyet başyazarı makale sine söyle son veriyor:
Şoförlerin durumu
Şoförler derneği haysiyet divanı üyeleri imtihan talimatnamesini bir defa daha gözden geçirdi Belediyenin aldığı yeni bir karara göre, şoför imtihanların da cemiyetten bir temsilci bulunacak ve bu temsilci her gün muntazaman imtihan komisyonuna gidecektir.
Şoförler Derneği haysiyet divanı üyeleri, dün akşam toplanarak bu imtihan talimatnamesini bir defa daha gözden geçirmiş ve aşağıda esas noktalarını verdiğimiz tâdilleri yapmış-
Gerek hususî hayatlarında ge rekse iş hayatlarında meslek şeref ve haysiyetile kabili telif ol
mayan hareketlerde
bulunan,
kadınlara sarkıntılık eden, ara-
basını ehliyetsiz kimselere ve-
ren ve taksi duraklarında sıra-
| Meseleler - Tetkikler |
Akadan fıkralar:
Gl. Raşit Giirgen’in kaybı dolayısıyla
14 eylül sabahı ölen Demok | rat Parti Gümüşhane Milletvekili General Raşit Gürgenin hem aziz hatırasını anarak ebedî minnet ve hürmetlerimi sunmak ve hem de ileri görüşlü bir Türk , Generalinin kısaca hayatını a-ziz okuyuculara tanıtmak isteği ile bu yazıyı kaleme aldım. Ordu saflarında Kara Raşit adı ile anılan General Gürgen bir kaç defa istilaya uğramış bir ailenin tek oğlu idi. Vücut itibarile zayıf bünyeli olup daha küçükken bu vaziyetini farkede/ı babam okumaya mecbur olduğunu anlamış ve Bayburttan ufak yaşta olduğu halde yürüyerek şansını Erzincan Askerî Rüşdiyecin-dc bularak askerlik hayalına girmiştir.
Gençliği şarki Anadolu dağlarının haritalarım aJarak geçmiş 9 uncu kolordu ile Sarıkamış cephesinde çarpışmış yaralanmış fakat vaktindeı Rus kıskacından kendini kurtaracak esir düşmemiştir- Büyük harbi müteakip Harp Akademesinde okurken düşman askerleri tarafından uğradığı hakaretin hesabım görmek üzere ailesini maiştetsiz b) rakarak ilk Anadoluya geçenlerdendir. Millî Mücadeleden sonra Akademeyi bitirmiş, Dük' reşe ataşemiliter olarak gi.miş bilâhare Akademide uzun n üd-det hocalık etmiştir. Çok c'ddi bir zat olarak merhum yap.lan hataların hayatta affa uğra ladığına kani olduğundan daimi surette çalışmış ve mücade'e etmiştir. Hocalığı esnasında bilhassa eski Türk komutanlarının askerî hayatlarım tetkike büyük kıymet vermiştir, uzun zaı ian Cengiz Ham tetkik ettiğini hatırlıyorum. Esas tezi Türkiyenirı

Orhan Gürgen
Şehrin ev dâvası ve inşamecburiyeti
arsa, müsait kredi, bazı bir keşif olmıyan bir sırları bunlardır..
ranın en büyük derdi olan mes ken dâvasını ele alması bekle niyordu. Mesken işinin özlü bir sosyal politikanın temelini teşkil ettiğini uzun boylu izaha- lüzum yoktur sanırız- Nasıl suçun işlen-
ya riayet etmiyen şoförlerin ehliyetleri muvaffak olıyak muhtelif müddetler için istirdat edilecektir.
Haysiyet divanı üyeleri ve diğer bazı üyeler sık sık kontrollere çıkıp, şoförlerin durum lavını kontrol edecekler ve kötü hallerini gördükleri şoförlerin, meslekten tasfiyesi için teşebbüse geçeceklerdir.
Diğer taraftan; geçenlerde ku rulmuş olan şoförler federasyo nun da faaliyete geçerek, şehir den başka bir şehre nakleden şoförlere, ayrıldığı şehrin şoförler cemiyetinden bonservis getirmedikçe ehliyet verilmeyecek ve çalışmasına müsaade edilmiyecektir.
Bu suretle, bir şehirde kötü bir intiba bırakmış olan bir şoför, başka yerde çalışmak imkânından uzak tutulacaktır.
Askerî ataşeler şerefine kokteyl
Dün saat 19 da Genel Kurmay Başkanlığı haber alma servisi heyeti tarafından, Ankaraj Palas ta, yabancı askerî ataşeler şerefine bir kokteyl verilmiştir.
Başbakan Yardımcısı, Ticaret ve Ekonomi Bcfkaht, İşletmeler Bakam, Genel Kurmay Birinci, İkinci Başkanlon, Haber Alma
ajmak, suşluyu takip ve, tecziye etmekten daha hayırlı ise, sosyal alanda da takip edilecek esaslı mesken, ücret, iş politikalariyle . sosyal yardım ve sigortalardan I ° lü' istifade edeceklerin sayısını a- I zaltmak millî menfaatcf daha uy gündür, daha insanidir, daha ikti
22 10 1950 tarihli Zafer Gazetesinde «Gece kondu dâvası halledilecek, Ankaro Belediyesi de yeni bir inşçat projesi hazırlıyor» başlığı altında bir havadis çıktı. Bu teşebbüsün başarı ile neticelenmesi, yeni idare için unutulmaz bir hizmet olacağı ka-ddr, Ankarrıyı bu günkü perişan halinden kurtaracak, Ankara da yaşayanların sosyal ve ekonomik durumlarım ıslah edecektir.
Uzun süren bir ihmal ve seri halindeki zararlı tedbirler devresinin sonunda mesken meselesini ciddî bir şekilde ele almak büyük bir cesaret ve enerji işidir- Bu sefer de yarım tedbirlerle dâva halledilmiye çalışılacaksa, şimdiye kadar alınan bütün yarım tedbirlerden olduğu gibi, fayda yerine zaraı doğacaktır.
Ankara mn lüzumundan fazla büyüdüğünü bundan evvelki bir yazımızda rakamlarla izaha çalışmıştık. 25 sene evvel çıkarılmış olan 583 No. lu kahunla atılan adımın inkişaf ettirilmesi lâzım gelirken arsa kara borsacılığına mani olmak için hiçbir ted bir alınmamış ve hattâ spekülâ-törler safında bir çok nüfuzlu zevatın da yer alması yüzünden orsa fiatları korkunç bir şekilde
Servisi Başkam ve mensupları, Amerikan Büyük Elcisi ve bütün
yabancı ataşelerin hazır bulur,-
duğu kokteyl parti saat 21 e ka-
dar büyük bir samimiyet havası
içinde devam etmiştir
Necmi Atamanın
yeni vazifesi
Inhilâl eden umumi mağazalar genel müdürlüğüne Petrol Ofis genel müdür muavini Necmi
tornan tayin edilmiştir.
Necmi Atamam tebrik eder yeni vazifesinde bdşanlar diteriz.
Bir üç kâğıtçı yakalandı
ÇoZr mühim bir mesele
ak şuna! Komünisttir, kıtadaki komünist muavini-
nüfus ve coğrafî vaziyeti itiba-rie kendisinden üstün düşmanlarla çarpışacağı, buna karşı ne gibi çarelerin bulunduğu üzerindedir- Yonılmıyorsam buldu-
Dün, itfaiye meydanında, Fikri Koyuncu isminde bir üç kâğıtçı Fevzi Polat isminde biri-
sinin 50 lirasını alarak adamca-
ğızı bir hayli de dövmüştür. Üç kâğıtçı Fikri Koyuncu yakalan
mış ve hakkında kanunî takibata geçilmiştir.
Kendini yaşadığı ânın zevkine kaptırmıştı. Hava açık, yaz güzel, insanın genç olması da iyi idi. Şu güneşin altında bütün bu neşeli şeyler arasında, canlı bir varlık olduğunu düşündükçe derin bir saadet hissi ile ürperiyordu.
Kürekler hâlâ muntazam fasılalarla suya vuruyor, sandal beşik gibi hafif hafif sallanıyor ve ilerlediği katiyyen anlaşılmıyordu.
Gülşen Selimle Gülüz’ü düşünüyordu. Bu düşünce dün akşam ay aydınlığının daldığı odasında olduğu gibi, bütün benliğine hâkim olan bir kuvvette değildi.. Şimdi, yalnız, istemiyerek vâkıf olduğu o büyük sırrı düşünüyordu. Bu sır bütün hislerine tesir ediyor ve gizliden gizliye kafasını meşgul ediyordu.
Ve birdenbire:
..Ben de sevmek istiyo-
Diye içi kabardı.
Tabiattaki şu güzellik, şu canlılık onun da tâ içine vuruyor ve sevmiyen bir varlığın, yaşama zevkinin sarhoşluğuna lâyıkiyle varabilmesine imkân olmadığını, adetâ maddî bir şekilde canı yanarak, duyu-
—... Ben de sevmek istiyo-
İnşaat mecburiyeti, ucuz muafiyetler.. İşte yeni muvaffakiyetin Yazan
Doçent Fehmi Yavuz
rapordan şu satırları aynen alıyoruz: «Arsa sahiplerinin isleyecekleri fiat yüksekliği nispetinde mesken - Bina inşaası isteklilerinin sayısı azalacağı cihetle ve şehrin imarı bakımından iskân mıntakaiîinın dörtte üçünü boş arsa halinde bırakmak da doğru olmıyacağına nazaran bu günkü fevkalâde haller kalktıktan sonra iskân mın-takasındaki arsa sahiplerini inşaat yapmağa mecbur bırkacak çare ve tedbirlerin müeyyideleriyle birlikte hükümet tarafındajh araştırılması lâzım geleceği neticesine varılmıştır.»
Raporda çok sarih bir şekilde ifade edilen inşaat mecburiyeti 1950 yılınc- kadar kabul edilmemiştir- Yedi sene evvel böyle bir raporun hazırlanmış olması inşa al mecburiyeti qsasım ihtiva eden bir tasarının muhalefete karşı müdafaasını büyük ölçümle kolayla/s* bracaktır.
2) Hususî arsa sahiple i için olmamakla bçraber, Belediye tara fından ucuz ficfllorla ve müsait ödeme şartlariyle dağıtılan arsalara inşaat yapmak mecburiyeti 5218 sayılı kanunla kabul edilmiştir. Bu hareketle, Belediyenin hususî arsa sahipleri lehine yeni den kurban edilmek istendiği söylenebilir. Kurban tabirini saynı okuyucularımız çok ağır bulmasınlar. İsviçreli tanınmış bir şehir-ci, a/sa sahipleri karşısında Bele-
diyenin ve şehircinin durumunu La fontaine'in meşhur arslanla fare fıkrasındaki arslamn acıklı durumuna benzetiyor. Bir şehri en ileri prensiplere göre plânlamak ve kurmak is-tiyen Belediye idareleri ve şehir çiler, çok zaman arsa kara borsa cılannm tuzağına düşmek ve fıkradaki arslan gibi farelerin yardımına muhtaç olmak talihsizliğine namzettirler
Ankara’da şehirciyi, Belediyeyi iskân mıntakasındaki arsaların en az dörtte üçü bom bos dururken ucuz arsalar yahut yeni mahalle adı verilen mıntıkada mesken meselesini halletmek, yol yapmak, elektrik, hava gazı, su telefon kanalizasyon şebeke ve mecraları döşemek, münakale, ihtiyacını ker sılamak ve diğer çeşitli şehir hizmetlerini temin etmek için bir sürü fedakârlıklara katlanırken görüyoruz- Kendini tuzaktan kurtaran arslan orada azıcık olsun nefes almak imkânım elde etmiştir.
5218 sayılı kanunla bir yandan Ankaradaki gece kondula-rın durumu ıslah edilecek, öte yandc^n muayyen şartlan haiz olan vatandaşlann mesken ihtiyaçlarının karşılanması gayesi tahakkuk ettirilecektir. Mevzuu dağıtmadan, kanunun inşa mecburiyeti prensibini vazeden dördüncü maddesini beraber oku-
«...... kendileıineı arsa veril-
mesi uygun görülenler, bu yerlerin tahsis ve teslimi tarihinden itibaren bir yıl sonuna kadar, belediyenin göstereceği tipte bir meken yapmağa ve yahut mevcut yapılarım üç yıl sonuna kadar parseleı intibak ettirmeğe ve. yaı belediyece zaruri görülecek şekle uygun bir hale getirmeğe mecburdurlar. Bu takdirdeı o parsel kendisine temlik edilir- Aksi holde arsa geri alınır.»
ün mü? Dün gece oskova’ya gitmiş, votkalı, tarçınli oza içmiş. Kendi . Vııy! Belinden aş tava-
BBu kanun gereğince Ankora-nm kuzey batısında ve Ulus Mey damndan 5 - 7 Km. mesafede kurulmakta olan yeni mahalle, imar tarihimiz bakımından çok mühim bir ders ve ibret kaynağıdır. Yuva kurmak dşkiyle ya.np tufusaın bir kaç bin vatandaşın, uofk bir himmet ve himayeye mazhar oldukları takdirde, yepyeni bir şehri yaratmağa nasıl muktedir olabileceğini orada gayet açık bir şekilde aörmek kabildir. İnşaat mecburiyeti, ucuz arsa, müsait kredi, bazı muafiyetler. İşte yeni bir keşif olmıyan bu muvaffakiyetin sırlan.
yükselmiştir. Her türlü şe/ıir hizmetine bağlı bulunan mıntakalar-da Ankarcf.nm daha uzun seneler ihtiyacına cevap verecek kadar boş arsa vardır. Bu vaziyetin doğurduğu mahzurları sözü geçen yazımızda altı noktada toplamış ve hülâsa etmiştik. Bu durum karşısında inşa mecburiyetinin kabulünden başka bir çare kalmamaktadır. Ancc^k bu sayede şehri tanzim etmek, mesken ve iş yerleri meselesini kökünden hafîetmek ve belediyeyi namzet bulunduğu ağır yükler altında ezilmek ve bir iş yapamaz hole gelmek âkibetinden kurtarmak mümkün olacaktır- Bu ted bir karşımıza «Mülkiyet hakkının masuniyeti» gibi rqd ve cerhi güç olan bir takım engeller çıkaracaktır. Biz başka memleketleri şimdilik, bir tc)afa bırakarak: 1) İmar hukukumuza girmesi tasvip edilmiş bulunan, 2) imar hukukumuzda yer almış olan inşa mecburiyetleri hakkında aşağıda ki iki misali vereceğiz: 1) Ankar ra'daki mesken buhranını tedkike memur C.H.P- meclis grupu komisyonunun 1943 yılında hazır-
Eski iktidarın adam kayırma zihniyetinin bir nümunesi
Bundan bir müddet evvel Sivas istasyonunun açılması münasebetiyle Nurullah Esat Sümer'in kardeşi Ayetullah Sümer’e 5000 lira mukabilinde U-laştııma Bakanlğı toplantı salonuna İsmet İnönü’nün resmini havi bir tablo yaptırtılmıştı. Sanat itibariyle hiç bir değeri olmayan bu tabloyu zamanın iktidarı sırf adam kayırmak ve İsmet İnönü’ye hoş görünmek maksadiyle duvara hakkettir-mişti.
Bu ve buna benzer şekilde sadece bir şalısın ve mevkii iktidarda bulunan bazı şahsi-
yetlerin yakınlarını korumak
için böyle bir prensipe varıldı-
ğını nazarı itibara alan Demokrat Parti Hükümeti bu tablo gibi diğer tabloların da kal-
dırılması için bir karar almıştır, bu karar gereğince Atatürk’ün resmi, tablo ve büstlerinden baş-
Türk - Amerikan kültür derneği
Türk - Amerikan Kültür Der neği 1950 - 51 çclışma yılı ilk toplantısını dün yapmıştır- Bu toplantıda gecen seneden bu yana muhtelif mazeret sebebiyle ayrılan üyelerin yerine idare heyetine Bn. Perihan Parla, Ner-min Diker, Leman Yolac ve Be-dia Cobanoğlu il Mrs. LaTimer ve Mrs. Keifhi vo idare heyeti a( ralannda iş taksimi yaparak genel sekreterliğe Perihan Parlayı veznedarlığa/ Nermin Dikri, mu-haseebciliğe Mrs. Williamsi se çilmiştir-
Yen v eeski üyeleri tamşprmo gayesile dün saat 16 da Mrs. Russell Dorr’un evinde verilen cay çok samimi vet neşeli bir hava içinde geç vakte kadqr devam etmiştir.
Şehir içinde bu kadar boş arso dururkeyı hoim arazi üzerinde bu çeşit Tecrübelerin sayısını artırmak mânâsız olur. Ders almasını bilenler için yeni mahalle tecrübeli kâfik gelmektedir- Simdi yapılacak iş başta inşaat mec buriyeti olmak üzere aynı me-todları, Ankaramn bütün şehir hizmetlerine sonelerden beri bağ lı bulunan boş arsalarım doldurmak için kullanmc/dan ibarettir.,
Mıntaka, mmtaka tatbik edil;, mek üzere, inşa mecburiyeti kabul edildikten sonra sağlanan, kredi ve muafiyetlerden fayda-latımak suretiyle birçok arsa sahipleri kendileri inşaat yaptıracaklardır. Durumları buna müsait olmıyan arsa sahipleri tayin edilen müddetler içinde ar-salorını şahlığa çıkaracaklarından arsa fiyatlarında zaruri bir düşme olacaktır. Bazı vatandaşların o'eyhine olmakla beraber, bu keyfiyet de halen arsası bu-lunmıyan ve spekülasyon maksadı gütmeden arsa sahibi olr.ıak ve derhal inşaat yoptırma'k is-tiyen vatandaşların lehine olacaktır-
ka hiç kimsenin resim vc tabloları resmî dairelere asılmıyacak ve asılı bulunan resim ve tablolar da derhal indirilecektir.
"Btl geçen adam yok mu? A-paVk solcudur. Hiç kimseden kd^Rhtadan sol eli ile yazar, dtfl'Oİi ile iş görür, sağcılıktan nefWt eder. Soranlara hiç bir şeyden korkmadan (ben solağım) der. Yaaa! Hemen mez-bnfıa operatörüne götürün kol-fahTtıh yerlerini değiştirsin!
Beşinci kol mu? Dirseğinden MH
1 ’Âjdh majan tanıma, kes! Aristokrat komünist mi?
Atl.jğneli fıçıya!
,, ıBer#li) sakalı sünnetli, ayağı h'tpçinlı komünist ha? Destı'ır-ı şepfini dola boynuna! vesaire veşaire...
Mizaha alıp sıraladığım bunların hepsi yapılabilir. Ciddî o-lanlarına da haydi haydi tatbik olunabilir. Hattâ dolmalık biber,, çuçka biber, binbirlik manastır teşbihi, nargile man-, gırı, pazarlık boncuğu, kırmızı doâı R'h* iplere dizili dizi-, liyerir. Zorluğu yok.
-Fakat bunların hiç, amma hiç biri dünya demokrasisine şıtılcacık zarar veremez.
Asil korkunç, büyük, aman-sıi tehlike başkadır ve başka taraftan gelir. Ne geliri? Gelip dnrmakta, durup yürümektedir.'
Nedir bu önüne geçilemez, korkunç tehlike? Söyliyeyim: Milletlerde nefis güveni bırakmamak, savunma cesaretini kılmak, sağduyuyu zedelemek, dürüst mantıki sarsmak, kalb-leYİ dalaklaştırıp sinirleri ip-lb^lirmek, millî benlik enerjisini sıfırlaştırmak...
Bunların hepsini hamur edip ktşâltayım: Askerlik, savaş, millî savunma sevgisizliği ya-rdtı'n tesis etmek! Ürkek, korkak' singin ve sıngın etmek!
Başkalarına karışmayım da misal vereyim: Bin ; şan ve şerefi olan (Mehmetçik) ile (Fatmncık) ı lâpjılaştırmak!
İste en müthiş telkin budur. yarlıklarını bütün haklariyle çnuhafaza etmek istiyen milletler-— eğer bu azimde iseler — bu telkinlere esir olmamağa gayret etmelidirler.
Dikkat ediniz demokrasi || dünyasına, her tarafta bir as-i kerlik çekingenliği, ne kadar ' zaçurj, ve meşru olursa olsun biç savunma harbinden kaçın-, nıa propagandası var. Nutuk-ı ta, barış! Kalemde, barış! Ko-1 nu^mada, barış! Felsefecide, barış! Ulemacıda, barış! Diplo-' matta, barış! Bunun sonu neye varır? Herhangi bir mütecavizin burnu kapı aralığından görünür görünmez hadi (eller havaya!) etmeğe varır.
Barış ve barışçılık şüphesiz ki insanlığın ilk fazilet fikridir. Fakat barış sevmek pestilleş-J mek değildir. Barış, savunma ı harbinden korkmıyanların hak-i İçidir. Ecdat nafile dememiş: f Hazır ol cenge, eğer ister isen sulhu salâh...
ikinci Cihan Harbinde her ' tatafa (Niçin harp?) sorusunu 1 yaup asan barışçıların peri-tşapbklannı gördük ve acısını .bütün dünya hâlâ çekmekledir. /Kore birliği için işitilen bir Kaç baykuş sesini şahıslara yükleyenler oldu. Hayır, yan-bştır bu. O baykuş yılların ver-ı diği kötü ve menfî telkinlerle ,ı beslendi. Millî duygu ve terbiyeye yapılan bu suykast bereket versin ki kendini toplayan milletin sarsılmayan sağduyu-'su sayesinde akîm kaldı.
1 Neticeye gelelim: Bugünkü i demokrasi dünyasında en korkunç tehlike, millî benlikleri bilerek bilmeyerek çürütme telkinlerinden doğmaktadır. Dik-kal!
Meseleyi daha geniş bir şekilde etüd etmek ve arsa sahiplerinin durumunu çok ağırlaştır* mıyacak tedbirleri arayıp bulmak Ankaramn mesken ve, umumiyetle imar meselesini esaslı biı şekilde halletmenin mümkün o lacağına inanıyoruz. Ancak inşa mecburiyeti bu alanda alınacak tedbirlerin mihverini teşkil etmelidir.

CBK kil KAIEÎ
rırm.. Ben de genci birinde evleneceği benim kocam kim olacak?
Gülşen hafifçe gülümse Nerede olursa olsun, I yesinde insan ke nniyette hissederdi.
Düşüncelerine hâkim olan e-şi hakikî hayatta arayıp bulmak istiyormuş gibi gözlerini birdenbire açtı. İlk gözüne çarpan şey, âhenkli hareketlerle küreğe asılan tunç yüzlü, heykel vücutlu yol arkadaşı oldu. Kendini kayıtsız şartsız onun kuvvetli kollarının sevk ve idaresine teslim etmiş olan şu kayığı ne kadar emniyetle sahile doğru çekip götürüyordu. Acaba kendisine teslim olacak varlığını da hayat yollarında aynı ekarlı sükûnetle sevkedebile-ek mi idi..
Mpcit, kendisinin yabancısı değildi. Onunla beraber büyümüşler, aynı aile kucağında
Nakleden.- Ş. TAYLAN ııı terbiyeyi almışlar, aynı i-tiyatları edinmişler, aynı telâkkilerle teçhiz edilmişlerdi.
Genç kız o eski günlere, iri kül renkli köpekle oynaşdıkları zamanlara ait hâtıraları anmaktan vazgeçerek onunla beraber geçirdiği şu son bir kaç saati yeniden hatırladı:
Macit, kendisini sandala alıyor.. Gençlik, neşe, kuvvet timsali sanki... Başının üzeçine kadar uzanmış bir dalı kırarak onunla Gülşen'i yelpazeliyor...
İyiliğine de iyi çocuk doğrusu... Hem yakışıklı da.. İlk defa olarak Macide alıcı gözle bakıyor. Onun genç bir erkek olduğunun ilk defa şu andn farkına vardı.
— Belki de sever beni... Günün birinde belki de kocam o-lur..
Göz kapaklarımın ağırlaştığını hissederek gözlerini kapadı.
Tefrika No. 7
Gülüz.. Selim.. Bu iki isim, bu iki yüz, o hâtıra gözünde yeniden şekil bularak canlanı-
Selimin istekle ağırlaşmış o boğuk sesini tekrar duyar gibi oluyor ve içini müthiş bir ürperti kaplıyor..
Bir türlü aklından silinmi-yen o anda Gülüz'ün ne kadar güzelliği vardı.. Ne harikulâde bir güzellikti bu.. Beşerî dene-miyecek kadar üstün bir şeydi.. Ağzını açıp tek bir kelime bile söylemeden; erkeğe kendini.. bütün hayatını verdiği dudaklarından, duruşundan belli oluyordu. Anlaşmak için a-ralarında söze hiç ihtiyaç yok-
Gülşen, bu kadınla bu erkeğin aralarında vücut bulun bağın kudretini o anda idrâk etmişti. Onlar için artık geçmiş.. Gelecek.. Etraflarını saran eş-ya.. İnsanlar., gibi her şey mev-
cut değildi. Yaşadıkları o anın zamanla da alâkası yoktu ve sanki her şey, yalnız Selim’in o hıçkırığı o kadar andıran boğuk sesinden ibaretti.
Gülşen o sesi yeniden duyar gibi oldu. Gülüz’ün dudaklarının titrediğini de görüyor gibi idi. Nasıl da mukavemet edilemez bir kuvvete tâbi olarak birbirlerinin kucağına atılmışlardı.. Dudakları nasıl birleşmişti...
Genç kız bir tehlikeden korunmak istiyormuş gibi, vücıı-diinii gerdi. Bütün benlijği isyanla ürperdi ve gözlerini lüzumundan fazla açarak hayretle etrafına bakındı. Her şeyin nasıl olup da bu kadar sakin kalabildiğine şaşıyordu. Nerede bulunduğunun neden sonra farkına vardı. İçini çekti. Macide bakarak gülümsedi.
Yalnız içinde garip bir sıkıntı hissediyordu.. Adetâ maddî
denilecek bir rahatsızlıktı bu..; Kendi kendine «Macit.. diyordu.. O kadar takdir ettiğim, sevdiğim, beğendiğim Macit beni o şekilde öpecek olsa... İmkânı yok tahammül edemem ben buna... İstemem... ölürüm de istemem...»
Bütün moda cereyanlarını en yakından takibedenlerdon biri de şüphesiz yenge idi. Şimdi de imzasını tanıtmağı kendisine iş edinmişti.. Şöyle gazetelere, mecmualara arasıra yazılar yazmak da onu tatmin etmiyordu. Yaptığı işi tam yapmalı, ölmez bir eser bırakmalı idi. Güniin modası bunu icabettiriyordu.
Romanının kahramanı tabia-tiyle genç bir kadındı. Hayat ve neşe dolu, güzellik meftunu bir genç kadın.. Saadetin kendisi için bir hak olduğuna kani olarak, bu hakkını tabiatta ariyan, hemen hemen bütün vaktini bu işde harcıyan, vaktinden geri kalan çok az bir kısmı da dünya meselelerini hâlâ çalışmakla geçiren, yengenin noktaı nazarına göre olgun bir kadındı bu., tnce bir zevkle giyinmesini biliyor, aydınlık, ferah bir apartmanda
(Devam edecek)
Aka GÜNDÜZ
TAKVİM
26 10 1950 — Perşembe
"Rumî: 1366 — Ekim 13
Hicrî.- 1370 — Muharrem 14
NÖBETÇİ ECZAHANELER jAndfarfalar, üniversite, Sağlık
26 10/Î950
ZAFER
■Soyla ı 3
Dünya’nın aynası
DışPolitika
“Şu tuhaf harp,, indiçini’de Fransız .ve Vietnam kuvvetleri, dört
yıldanberi mücadele etmekte oldukları Vietminh çeteleri karşısında aşırı kayıplar vereççk geri çekilmektedirler. Kuzeyde Çin’den gelen yolları kontrol ç-den son karakol da terkedilmiştir. Bu karakolları terkeden garnizonlar vc sivil halk yolda pusuya düşürülerek imha olunmuştur. Fransız ve Vietnam kuvvetleri şimdi Hanoi'nin kuzeyinde bir hattı tutmağa çalışmakta-
Fransızlar, uzun zamandâh beri, hududa serpilmiş olan bu karakolların ancak nazarî kontrol icra edebildiklerini bul etmekte idiler. 150 bini aş-mıyan Fransız vc Vietnam kuvvetlerinin hem hududu kontrol etmesine, hem de Victminh'irt mukavemet yuvalarını temizlemesine imkân görülmüyordu. Bununla beraber, esaslı bir tedbir de alınmamıştı. Nitekim, daha yirmi gün evvel, FranJsıi yüksek komiseri, mezkûr karakolların Amerika’nın verdiği Silâhlarla takviye edileceğini ve endişeye mahal olmadığını bildirirken, iki gün sonra karakolların tahliyesine başlanhıış ve bu tahliye ,amcliycsi maalesef çok fecî şartlar içinde Fransız ve Vietnam asker ve sivillerinin katliamına inkılâp etmiştir. Çün kü Fransızlar, tedbir alıncaya kadar araya başka bir unsur dar ha karışmış bulunuyordu. O zamana kadar bir çete harbi ve,b)r tedhişçi takibi mahiyetini aşjift-, yan mücadele, Ho Şi Minlı’ip, komünist Çin’in yardımiyle 35 bin kişilik tahmin edilen muazzam bir ordu teşkil etmesi üzerine düzenli ve ciddi bir savaş halini almıştır. Fransızlar, bu fecî durum karşısında Amerika’yı racaat ederek daha evvel dilmiş bulunan silâh teslimatının hızlandırılmasını istemişler ve muvafakat cevabı almışlardır. Kore savaşma rağmen, Amerika Hindiçini’ye süratle silâh gönderecektir. Fakat, askerî müşahitler, Çinhindi’ndc Viclminli'in mukavemetini kırmak, Çin lıl^du-dunu kapayabilmek vc nihayet imparator Baodai ile girişilmiş bulunan o bedbaht siyasî tecrübeye bazı milliyetçi unsurları işbu imparatorun etrafında toplamak gayretine devam edebilmek için 400 bin kişilik bir kuvvete lüzum göstermektedirler. Halbuki Fransa’nın elinde bu kadar kuvvet yoktur. İmparator Bao-dai’ye gelince, o, milliyetçi hislerini Fransa'nın güneyinde ılık bir eğlence şehrinde tavlan-dırmakla meşgul bulunup, ancak General Tuin ve denizaşırı topraklar bakanı Letourneau’nûn Hindiçini’ye hareketi üzerine, -Nerede mühim karar alınacak ise benim yerim orasıdır, diye; rek memleketine dönmüştür.
Şimdi, Fransız hükümeti, ga» leyana gelen umumî efkârııt, i-daresizlik, beceriksizlik, hattâ ihanet ithamları altında, general ile bakanın verecekleri raporu beklemektedir. Bu arada, Fransız hükümet mahfillerinin efkârına tercüman olan gazetelerde bir temayül belirmiştir. Bu gazeteler, Avrupa’da Atlanjtjk Paktına müşabih bir pakt, güney doğu Asya için de bahis mevzuu olabileceğini vc bu suretle; the-seleyi beynelmilel bir jyıhaya intikal ettirmeksizin, __ ki bu na-
sıl mümkün olur? bilinemez — Hindiçini’ye yardım edilebileceğini ihsas etmektedirler. Buna karşılık Amerika, durumunu hiç bir şüpheye mahal vermeyecek bir tarzda açıklamış vc Dışişleri Bakanı Aeheson, Hindiçini’ye asker yardımının buluş mevzuu olanııyacağını sarahatle beyan etmiştir. Zira, Amerikan umumi efkârı nazarında Çin-' hindi’nde cereyan eden savaş, elân bir müstemleke savnşTtftr. Amerika'nın müstemlekeciliğe
Hidrojen bombası imalâtına başlanıyor
Aeheson mühim atom stokları bulunduğunu açıkladı
Aeheson bahçesi ile bizzat meşgul olurken
* kabinesi
Bakan, Birleşik Amerika dışında atom silâhının mevcudiyeti hakkında herhangi bir beyanat vermekten kaçınmıştır-
imtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına Başmuharrir Mümtaz Faik FENİK
Bu nüshada yazı işlerini fiilen idare eden Fotin Fuad Basıldığı yer: Güneş Matbaası — Aokar
Vaşington, 25 (a.a.) — Ache son dün yaptığı basın konferansında azcümle demiştir kİ:
(1949 danberi Birleşik Amerika atom silâhları sahasında büyük tekâmül kaydetmiş ve halen mühim miktarda atom bombası stoklarına maliktir.»
Aeheson, hidrojen bombasının
imal edileceği yerin yakında çileceğini bildirmiş fakat bu inşaatın hanüz başlamamış oldu ğunu açıkça belirtmiştir-
Yeni kabineyi sabık başbakan David Ben Gurion kuracak
Tol Aviv, 25 (a.a ) — Başkan Weizman’la görüşen Adalet Bakam Rosen, arabuluculuğu saye sinde hükümet buhranının halledildiğini vq Başbakan David Ben Güfion'un yeni İsrail kabinesini kuarcağım açıklamıştır.
Amerika muhafız kıtalarını takviye ediyor
Vaşington, 25 (a.a.) — Savun ma Bakam George Marshall, millî muhdfız kıtaları cemiyetinde verdiği beyanatta, dünya vaziyetinin çok ciddi olması dola yısiylc millî muhafız kıtalarını daha uzun zaman vazife bc»Gın-da tutmak icap edecezini ima etmiş ve bu kuvvetleri takviye etmek gerektiğini ilâve eyme-mistir-
Süreyya Pavyonu kış mevsimine açılmıştır
karşı olan ananevi teneffürü, en az bugünkü şartlar dahilinde, Hindiçini’ye asker göndermeğe mâni olduğu gibi, zaten böyle bir teşebbüse girişilecek olsa, bu, Kore'de meşgul bulunan A-nıerika’nm askerî yükünü biraz daha arttırmaktan başka bir şeye yaranııyacaktır.
Bu vaziyet dahilinde Fransız hükümetinin bugün için yapabileceği iki iş var gibi görünüyor: Birincisi, büyük fedakârlıklarla, Anavatanda buluıjan 5 tümen kuvveti de Vietminh’e karşı sürüp hududu tutmak ve mukavemeti temizlemek (ki bunun zamanı geçmiş gibi görünüyor); yahut da ikinci şık olarak muayyen mıntakalara çekilerek tedafüi bir vaziyet almak ve hâ-disatın inkişafını beklemek.
Meseleyi mahallinde tetkik c-den Lctourncau ve Juiıı'in raporundan sonra alınacak tedbirlerle vaziyet az çok aydınlanacak-
Mücahit TOPALAK
Pearsonun bir teklifi
Feraset çarşıdan alınmazI
Her yazılarında Demokrat Parti iktidarına çalmakla ! ve yapılan işleri beğenmiyerek hep kendilerini met- ; ; heimektedirler.
I Şeyhin korameii kendinden menkul olduğu gibi bun- i;
■ ların icraatları da hep kendileri tarafından methedilmek- ;; ) iedir.
• Bugüne kadar, ne yapılmış ise, hepsi onların eseri, j; ; her şoyin şerefli tarafı; kendilerine ait imiş. Bu, artık on- ; ! ların bir nevi parolası halino gelmiş bulunmaktadır.
; Fakat hepimiz biliyoruz ki, iş aslında hiç de böyle de- ;; i ğildir vc olmasına da imkân yoktur. Nitekim, millet, onla- ;
! n imtihan etmiş ve 14 Mayısta notunu vererek, döndür- j; ; müşiür. ;;
Fakat, onlar, bu hareketin tesadüfi olduğunu halkın I
■ verilen vaitlere kandığını ve bir parça da meraka kapıldı- • ; ğını söyliyerek kendi kendilerini hem teselliye, hem de al- ; ! dalmağa çalışmaktadırlar.
Halkın iyi görüşüne ettikleri iftirayı ortadan kaldır- ,'
; mak üzere şu küçük misali verelim:
Bunlar o kadar iyi idareci idiler ki, Cebeci semtinin ;i üç numaralı muhtarlığına bağlı mahallelerdeki yan yana ! ! bulunan üç sokğa şu isimleri vormişlerdir:
«Dilim, Bilim, Dirim».
Birbirine çok benziyen bu isimler bütün muhaberatı ; altüst etmekte türlü kargaşalıklara sebep olmaktadır.
Bu kadarcık şeyi bile düşünemiyen bu zavallılara acı- ' maktan başka bir şey olmadığı meydandadır.
Hikmet YAZICIOĞLU i!
Türk Ticaret Bankasından
Türk Ticaret Bankası Merkez ve Şubelerinde vadesiz ve adeli tasarruf mevduatı bulunanlar için Ankara İkinci Noter vekili Naci Yürür huzuriyle yapılan ikramiye çekilişine neticeleri bildiriyoruz:
Hesap Hesap sahibinin
soyadı
Celâl Becer
İsmet Güngör
Mithat Ünveren
Seçkin Mutlular Sıdıka Ballı
Mustafa Hakcı
Bohor Bencuya Feyzi Cin
Dr. Nusret Timuçin İhsan San
Önder Diyaıbakırlı Arif Uygur
Hüseyin Avlacıoğlu Sevim Gökdcmir
Pembe Karman Todori Karakaş
Metin Toker Erdoğan Davut Alpay
Fethiye Alçın İsmail Güngör
Şükrü Özer
ait
Çıkan ikramiye
Kanada dışişleri bakanı birleşik milletler emrinde bir polis kuvveti kurulmasını ileri sürdü
New - Yoık, 25 (a.a.) — Kanada Dışişleri Bakanı Pearson, • New - York Herald Tribüne» gazetesi tarafından tertip edilen toplantıda verdiği beyanatta Birleşmiş Milletlerin kendi polis kuvvetlerini ihdas etmesi ve bütün üye devletlere mensup gönüllülerin bu kuvvete dahil olma lan fikrini ortaya atmıştır.
İhsan Bal Zeynep Alpaslan Nazmi Akhuy Lûtfi Kundakçıoğlu Ali' Eker
Abdullah Yaman Ali Kurtoğlu Hatice Tünap Semih Doğukan Makbule Gerçeker Selçuk Karaçetin Nimet Ceyhan Müzeyyen trişik Hamdiye Akkaya Seyhun Opan Osman Çınar
(2853)
rr
10.000.— 1.000.— 1.000.— 1.000— 1.000— 1.000— 1.000— 1.000— 1.000— 100— 100— 100— 100—
■ 100— 100— 100— 100— 100— 100— 100— 100—
50—
50—
50—
50—
50—
50—
50—
50—
50—
50—
50—
50—
50—
50—
50—
50—
Ankara Ankara Adana
İstanbul İstanbul İzmir Ösmânbey Lâleli Adana Adapazarı Adapazarı Bolu Bursa Eskişehir İstanbul İzmit Samanpazarı Osmanbey Kadıköy Sarraflar içi (İzmir) Ankara
Adapazarı
Bolu

İstanbul
İzmir
İzmit Samanpazarı Osmanbey Lâleli Kadıköy Sarraflar İçi (İzmir)
"Dakota uçağı ile demir perdeyi nasıl aştım,,
Ailesi ile Çekoslovakyadan kaçan bir pilotun geçirdiği korkulu anlar
Geçeıılerde, Jan Kaucky adlı bir Çek pilotu, iki arkadaşı ve çocuğu ile İngiltere’ye kaçmağa muvaffak olmuştur. Kızıl cehennemden hürriyete kaçmak için binbir güçlükler sonunda Demir Perdeyi aşmağa muvaffak olan pilot Jan Kaucky’nin marecasını kendi ağzından din-
İLK GÜNLER...
• Bir kış akşamıydı. Benim
bi, vaktiyle İngiliz hava kuvvetlerinde çalışmış olan, Çekoslovakya hava yollarının iki pilotu Pechor ve Prchel, âdetleri veçhile, Prag’ın şimalindeki küçük apartımanımda beni yarete gelmişlerdi. Perdenin ralığından, bir kapının köşesi gizlenmiş olan gizli polisin üç ajanından birinin ayakta durduğunu görebiliyordum. Karımın ve benim hareketlerimi kontrol altında bulundurdukları gibi, evime gidip gelenleri de not ediyorlardı. Komünistler, 1948 şubatındanberi idareyi ele almışlardı. Önceleri, siyasî ve ehemmiyetli şahsiyetlere karşı cephe almışlardı. Sonraları, rejimlerine mugayir bulunan herkesi hırpalamaya başladılar. Pilotlar, hele bizim gibi vaktiyle R. A. F. de çalışmış olanlar onlar için sanki büyük bir tehlike idi.
İşte, o akşam, üç arkadaş o-turmuş, dertleşiyor ve gittikçe bizi sıkan bu tehditten bahsediyorduk. Bir gün gelip, kapımızın sert sert vurulmasını ve polisler tarafından yakalanıp hapse atılmamızı bekliyorduk. Arasııa, Prag - Londra seferi yapıyor ve İngiltere’de kaldığım geceler, hürriyetin taze ve temiz havasını ciğerlerime çekiyordum. Bir gün, geri dönmemeyi düşündüm. Amma, karımı ve çocuğumu düşünerek bu projeden vazgeçtim. Fakat bu, muvakkat bir fikirdi.
CEHENNEM AZABI
Başka bir çare bulmalıydım. İşte o gece, iki eski silâh arkadaşıma fikrimi söyledim. Gece geç vakte kadar münakaşa ettik. Pechka ve Prchel ayrılırlarken, memleketimizden kaçarak, hürriyete kavuşmağa karar verdik. Bu kararı, bir gün gelip tatbik edecektik. Hor birimiz, kaçmak için bir plân düşünecektik.
Yaptığımız tecrübe uçuşlarında, ikinci pilot sandalyasmda elinde mitralyöz bulunan bir subay bulunurdu. Vaziyetimiz çok
kadaşı Prchcl ile
Kauckyl ar
müşkil idi.
Aradan aylar geçti. Bundan üç hafta evvel öğrendik ki, R. A. F. nin eski pilotları kapı dışarı edilecek ve onların yerine Çekoslovak veya tftus menşeli pilotlar alınacaktı. Bu bizim için son bir şanS demekti. Eğer kısa bir zaman zarfında hareket etmezsek, bu topraklardan ^kurtulmamıza bir daha imkân hasıl olmıyacaktı. Üç hafta geceli gündüzlü çalıştım. Her şey hazır olduğu zaman karıma:
«Prag’ın doğusunda ve on beş kilometre uzaktaki Mochoy köyüne gideceksin. (Qrada, arkadaşım Pechka’nın küçük bir evi vardı). Çocuğumuzu da götürecek ve bekliyeceksin. Sakın bir dakika bile evden dışarıya çıkma. Zira, hareket kararını verdiğimiz zaman kaybedecek bir (lakikalık vaktimiz bile yok» dedim.
Hareketinden 15 gün sonra, plânımızı ertesi gün tatbik mevkiine koyacağımızı arkadaşlarıma bildirdim. Günlerden cuma idi. O gece uyuyamadım. Yatağın içinde, bir sağa bir sola dönüyordum.
Açık olan pencereden, kapımın önünde dolaşan gizli polis ajanının sert ayak seslerini duyuyordum. Bu sesler, her defasında bir çekiç gibi kafamı tokmaklıyorlardı.
Sabahın saat 9 unda, âdetim veçhile Prag'ın beynelmilel hava meydanı olan Ruzine’c geldim. Hiç bir şey yokmuş gibi, sükûnetle, kumpanyanın teknik bürosuna girdim. OK - W AA nın Dakotalarından biri, bir ak-
tam evvel küçük bir i mıştı. Fakat ben, motörün tamir edildiğini ve mükemmel bir vaziyette olduğunu biliyordum. Bir tecrübe uçuşu yapılmasını teklif ettim. »Uçağın iyice çalışıp çalışmadığını anlamak için Prag üzerinde bir müddet uçmak istiyorum» dedim. Teknik servis, bunu memnuniyetle kabul etti. Gizli polis bürosuna hemen telefon ederek tecrübe uçuşu için müsaade istedim. Bana refakat edecek olan polisin hangara gelmesi için bir çeyrek saat bekliyeccktim. Polis gelmeden evvel uçmamam için katiyetle einir verildi. Kalbim çarparak, tayyarenin bü-lunduğu hangara geldim. Pech-ka, büronun önünde beni bekliyordu. «Arabamı al, Mochoy’a gidip karımı bul ve hemen Prchel’c telefon et» dedim.
Bir gün evvelsi, geno aynı tayyare ile uçuş yapmıştım. Ru-zine'in 25 kilometre şimalinde, Neratowtzc’da, 400 metre uzun-[ luğuıjda ve 300 metre genişliğinde bir tarla keşfetmiş ve yerini bellemiştim. Burası çok müsait bir yerdi.
İki arkadaşıma, tarlanın yerini göstermiştim. Pechka «Ben o yolu bir buçuk saatte alabilirim» diye fısıldadı. «Acele et ve beni bekletme» dedim. Bir evvelki uçuşta biraz benzin ye-deklemiştim. Fakat hangarda daha fazla almayı ihmal etmedim. Tayyareyi hangarın önüne çıkardım. «Motörü bir tecrübe edeceğim» dedim. Bana saatlerce uzun gelon bir zaman içinde önce sağ ye sonra sol (Sonu Sa. 4. Sü. 8 de)
z —-------------—■—ys
Yeraltı Şehrinde!
OtzVl
Altı sene evvel bitirdikleri mektepte tekrar okuyan yaşlı başlı teknisyenler
— 21 — i
Şimdiye kadar hep işçiler üzerinde durdum. Halbuki Havza demek sade işçi demek değildir. Sayın 2 bini aşan mühendis, memur ve müstahdem de vardır. Bu büyük sınıfın münevver zümresi üzerinde durmamak, onları bilmemezlikicn gelmek, haksızlık olmaz mı?
Vakıa, yüksek mühendislerle memurların vaziyetlerinin iyi olduğu akla yakın gelmektedir. Ev hususunda üzüntüleri yoktur. Maaşlarının % 25 i nisbciindc aylık primleri vardır. Hem de bunu liyakatli, liyakatsiz hepsi almaktadırlar. Halbuki Havza'da bu sınıf çok kabarık bir kadro halindedir. Tasarruf edilecek, memleketin başka kısımlarına gönderilecek bir çok mühendis, memur ve müstahdem vardır.
Fakat gelin de bu tasarrufu tatbik edin bakalıml
Bir de hem işçi, hem memur muamelesi gören teknisyenler vardır ki asıl onların hali dumandırl
Ömürlerinin yarısı, ocakta işçi gibi çalışarak geçer, öğleden sonra da büro mesaisi yaparlar. Böyle olduğu halde işçilerin muaf oldukları vergiler, onların sırlındadır. Maden tazminatı, sanayi zammı ve saire öderler. Vakıa bu vergileri yüksek mühendisler de varirlcr. Fakat onların, yeraltı mesaisi ile teknisyenlerin çalışması arasında çok fark vardır. Yüksek mühendisler ayda bir dofa ocağa girseler do olur.
İşte, hem işçi hem memur olanlar, Maden Teknik Okulu mezunlarıdır.
Maden Teknik Okulu deyip de geçmeyin! Fener'in yeşil sırtlarına dayanan ve bir kaç güzel binaden terekküp eden bu mektep, mühim bir mokteptir. Hattâ o kadar ki bir kaç tarihi şahsiyet bile yetiştirmiştir!
Bir ianesini söyliyeyim: İhsan Soyak!
Eski İşletme Umum Müdürü, bu mekteple dirsek çürütmüş, sonra da yürü ya kulum fehvasiylc İşletmeye Umum Müdür gelmiştir. O halde bu irfan müessesesinin kapısından biz de bir gircliml
Maden Teknik Okulu 25 sene evvel kurulmuştur. Geçen seneye kadar orta okul mezunları alır, teknisyen çıkarırdı. Bir seneden beri Maarif Bakanlığına bağlanmış, lise ve o ayardaki mezunları kabul etmeğe başlamıştır, öğrenci müracaatı pek çoktur. Fakat 400 müracaata karşı 30 talebe seçmek zorundadır.
Bu malûmatı edindikten sonra moktebi gezmeği hakikaten arzu etmiş idim. Vakıa dersler tatil olduğu için öğrencilerini göremiyecektim ama, hiç değilse mektep hakkında bir malûmat sahibi olurdum.
Fakat hayret! Mektebin içinde bir sürü genç vardı. Rastladığınız bütün öğrenciler, hiç de öyle tahmin edeceğiniz yaşta gençler değildi. Görünüşlerine bakılırsa, hepsinin ilk mektebe giden çocukları bile vardı. Fakat hepsinin ellerinde dofter. kitap, mekteplerin tatil olduğu bu zamanda bile dur madan, ha babam ha, çalışıyorlardı. Okumak, şüphesiz ki iyi bir şeydir; yaşa da bağlı değildir. Fakat bu gençlerin mek-fepto işleri ne?
Evet, bu gençler mektebi allı sene evvel bitirmişler, hayata, yani madeno atılmışlar, evlenmişler, barklanmışlar çoluk çocuk sahibi olmuşlar, fakat madende hepsi o kadar büyük bir istidat ve kabiliyet göstermişler ki, değme mühendisleri bile şaşırtmışlar. Hattâ Üzülmez’de yüksek mühendislerin. kömürün sonu geldi diye, kapatmağa karar verdikleri bir ocağın ne tükenmez bir cevher sakladığını bu tek-(Sonu Sa. 4 Sü. 2 de)
'■İn.......
SölyUy Gazetesi. 20.30
ANKARA RADYOSU 26/10 1950
Müzikleri (Fİ ) 21-15 —Sağlık Saati. 22.00 — Müzikseverin Saati. 22.45 — S. Ayarı ve Haberler. 23.00 — Program ve Kapanış-
Sayfa 4
26/10/1950
Başmakaleden devam :
meclisinde
Tefrika
Yazan : Zuhurî DANIŞMAN
LALE«SULTAK
Meşlınr 161 inci madde!
Göçmenleri iskân
Vezirin söylediği sözler üzerine Sultan Ahmedin yüzü güldü
Ordunun ıslahı çarelerini dc düşünmekteyim. Şehirdeki zevk-ıı safa diye tavsif edilen yaşayış tarzına gelince, vakıa halkın yaşayışı ile, devlet erkânının yaşayışı arasında büyük fark vardır. Fakat kulunuz kanaatim şudur ki, okuyup yazma artıp zevkler in-celeşmedikçe, medeniyete karşı sevgi duyulmaz.
Renk, çiçek ve tabiat güzelliği zevki incelten en güzel vasıtadır. Ben mimarlığa, güzel sanatlftra karşı halkın alâkasını celbetmek istiyorum. Ayasofya camiinin arkasında nanı-ı hümayununuza inşa edilen çeşme, bir sanat harikası değil midir? Türk mimarisi-1 nin, Türk zevkinin bir âbidesi değil midir Hünkârını!.
Kız dudaklarını büktü, uzun kirpiklerini siyah gözlerinin ü-zerinde kımıldatarak dalgın dalgın cevap verdi:
— Öyle mi zannediyorsunuz? Fakat güzel olmak muhakkak bahtiyar olmak değil-
Marya çok müteessir göründü:
— Çok tuhaf.. Siz hem sarayın gözdesi olasınız, hem de bedbaht olasınız!. Bu bana mümkün değildir gibi geliyor.
— Ben sarayın gözdesi olmak istemiyorum.
— Sahih mi ? Neden bu nüfuzlu ve yüksek vazifeyi istemiyorsunuz ?
— Çünkü...
Kız sustu. İri «iy/ıh gözleri derin bir mateme büründü. O derin ve manalı gözlerde şimdi yanan bir hasretlik ifadesi vardı.
Kurnaz Cinevizli Marya, bu garip halden bir şeyler sezdi.
— Güzel kızım dedi, yoksa
Kız cevap vermedi, yanakları daha fazla pembeleşti. Mar-
— Aman Allahım.. Aşık olduğunuz bu bahtiyar adam kim
— Öyle acıklı hâtıralarım var ki.
Devanı edecek —
Sultanahmed’in yüzü tatlı tatlı gülüyordu.
— Öyledir benim vezirim diye söylendi. Hem, üzerine yazılacak tarih dc bütün şairlerimizi harekete getirmişti. Şair Seyid Vehbi’nin tarihi ne güzeldi!. Galiba son satırları şöylo idi:
Tarihi Sultanahmedin, Cari zeban-ı lüleden
Aç besmeleyle iç suyu, Han
Ahnıede eyle dua...
İbrahim paşa adetâ coşmuştu:
— Nedim de güzel bir tarih yapmıştı. Hangi devir, Nedim gibi şuh, şakrak ve samimî bir şair yetiştirmişti!.. Bunlar hep çiçeğin, tabiatın harikasıdır.
Yeraltı şehrinde
Lûle, Çıınğan, şiir ve şair... Fakat bütün bunları bir türlü hazmedemiyen kimseler de yar. Son günlerde Patrona Halil adında; hamam tellâklığından yetişmiş bir serserinin, çarşı ve pazarda bir takım hezeyanlarda bulunduğu mespıu-um oldu. Vakıa bir evbaştır amma, ulema kisvesine bürünmüş olanların da onlarla birlik olması hayra alâmet değildir.
İbrahim paşa durdu. Düşünceli idi. Sultanahmedin de rengi atmıştı. Osmanlı tarihindeki isyanları biliyordu. En fazla korktuğu da böyle bir isyandı. O da düşünüyordu. Bir müddet böyle geçti.
Sonra Sultanahmet mütereddit bir sesle:
— Peki, bunlara karşı ne gibi tedbir alınmaktadır?
— Gereken tedbirleri almaktayım hünkârım. Bir taraftan içde icabedeni alırken, dışarıda da siyasî münasebetlerimizin düzgün gitmesine itina ediyo-
— İran ve Rusya ile olan münasebetlerimiz ne merkezdedir?
(Başı 3 üncü sayfada) nisyen gençler farkeimişlerdir. Bu surelledir ki bugün, en verimli ve zengin bir halde bulunan Çay damarı, onların dikkatli eiüdleriyle işler vaziyette kalmıştır.
Maarif Bakanlığı bu istidatlı ve kabiliyetli gençleri, teknisyen olarak değil de mühendis olarak kazanmağı düşünerek yüksek bir hakşinaslık göstermeğe karar vermiş. Artık bu teknisyenler, 6 sene evvel bitirdikleri mektepte tekrar altı aylık bir kurs görerek ve 20 dersten imtihan vererek mühendis unvanını alacaklardır. Esasen Maden Teknik Okulunun bundan sonraki mezunları da mühendis çıkacaktır.
Bizim mektepte gördüğümüz gençler, 1944 mezunlarıdır. Gelecek sene 1945 mezunları öbür sene 946 mezunları ilh.... kursa geleceklerdir.
Fakat verilmiş ve tanınmış bir hakkın bu kadar uzun vadeli bir taksite bağlanmasının hikmetini anlamağa imkân yoktur. Çünkü bu gençler, seneler geçtikçe eski dersleri unutup yeniden kafa patlatmağa mahkûm edilmektedirler. Sebep olarak da, mektebin yersizliğinden, ocağı ieknisyensiz bırakmamak endişesinden bahsedilmektedir. Bana kalırsa, cevval ve o nisbette pratik icraatı olan yeni Eğitim Bakanımız, bu yanlışlığı tashih edecek kabiliyettedir. Hem sade bu meselede değil, yarım milyon liralık bir tahsisatı olan Maden Teknik Okulunun da dikkatle gözden geçirilecek bir çok hususları vardır. Ara sıra yollanan tek tük müfettişler, belki de bu püf noktayı sezmişlerdir.
Mektebin eğitim sisteminde bir hayli mühim aksaklıklar göze çarpmaktadır. Mektebin öğretmen kadrosu çok derme çatmadır. Havza’da vazifeli iş güç sahibi mühendisler, burada ayrıca öğretmenlik vazifesini de yüklenmişlerdir ki, en büyük mahzur buradadır. Hocalık başka, mühendislik yine başkadır. Hepsi kendi ihtisasları dahilinde ljüyük bir kıymet de olsalar, talim işinde muvaffak olup olmıyacakla-rı şüphelidir.
Mektep Müdürlüğünün iftiharla bahsettiği ecnebi bir profesörden de öğrencilerin lâzım geldiği nisbette istifade edip etmedikleri ayrı bir tetkik mevzuuduf. Hayatını İlmî araştırmalara vakfeden bu zat, bütün mesaisini lâboratuvar tanzimine hasretmiş görünmektedir.
Her halde, Millî Eğitim Bakanlığının ehemmiyetle ele alacağı mekteplerden biri de burasıdır.
27 bin işçinin güzide evlâtlarını teslim ettikleri bir mü-essesenin mükemmel olması bütün vatandaşları memnun edecektir.
(Devam edecek) Adviye FENİK
— Bu, uzun bir siyasî hâdisedir. Şevketlimi şimdi bununla yormak istemem. Lütuf bu-yuı-ulursa bu hususta mufassal bir ariza takdim edeyim.
— Muvafıktır. Her şeye vakıf olmak isterim.
— Emir devletlû hünkârı-mındır.
— Ya Fransa ile!..
— Son günlerde biraz tatsızlaştı. Şu Milo konsolosu işi yüzünden..
— Fransa ile bozuşmak istemem.
— Böyle bir şey varid değildir hünkârım. Fakat devleti aliyenizin şan ve satvetine lâyık bir şekilde halli de veci-
— Sizin dirayeti siyasiyeni-ze itimadım vardır.
İbrahim paşa, padişahın bu iltifatına onu eteklemek suretiyle cevap verdi.
DEVLET TİYATROSU BÜYÜK TİYATRODA Bu akşam saat 20.30 da HAMLET Dram 5 perde Yazan: W. Shakespeare
Sahneye koyan: Muhsin Ertuğrul
29 ekim pazar akşamları saat 20.30 da.
RİGOLETTO
Opera 4 perde G. Verdi
Müzik idaresi: Adolfo
Camozzo
Sahneye koyan: Aydın Gün
KÜÇÜK TİYATRO’da
Bu akşam saat 20.30 da ŞAKACI
Piyes 3 perde Yazan: Sabahattin K. Aksal Sahneye Koyan: Mahir Canova-
FATMA SULTAN
Cinevizli kadın, yeşil entarili kızın yanında epeyce kalmıştı. Ona dantelâ öğretirken sağdan soldan konuşarak, konsolos me selesi ve Fransız dostluğu hakkında pek çok malûmat vermişti.
Bu güzel kız, Cinevizli Mar-ya’nın ustalıkla anlattığı meseleler hakkında fazla merak etmiyordu. Onun kafasında sev diği adamdan başka bir fikir yoktu. Nihayet Marya, doğrudan doğruya maksada girmeği tercih etti.
— Güzel kızım dedi, siz çok akıllı bir kızsınız. Güzellik hususunda da sarayın en ileride olanısınız.
Büyük Tiyatro: Opera: U-muma, Parter 250, Balkon 200. Memur ve öğrencilere, Parter 150, Balkon 100.
Büyük Tiyatro: Dram: U-muma Parter 200, Balkon 150. Memur ve öğrencilere, Parter 100, Balkon 75.
Küçük Tiyatro: Umuma: Parter 200, Balkon 150. U-cuz Halk Parter 150, Balkon 100. Memur ve öğrenci Parter 108, Balkon 75.
Dikkat: Memur ve öğrenciler her akşam tenzilâttan faydalanırlar.
ZAYİ — Kayseri nüfusundan aldığım va içinde askerlik durumumu ihtiva eden nüfus cüzdanımı zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
1341 doğumlu Ohannes Oğ. Agop Samsa. 5888 ı
I Ankara 3 üncü Sulh Hukuk Mahkemesinden 1942/63)
Aşağıda isim ve memleketleri yazılı kimseler 942 seneğinin muhtelif' aylarında Ankara Nü-mune Hastahanesindd ölmüş ve mahkememizce de vereseleri malûm bulunmamış olduğu gibi bu güne kadar bir müracaatdo yapılmamış bulunduğundan mirasçılarının ilân tarihinden itibaren üç ay zarfında sıfatlarım tayin etmek üzere veraset ilâmı ile birlikte mahkememize müracaatları aksi takdirde alâkadarların istihkak dâvası ofcmak hakkı mahfuz kalmak şartiyle terekenin hâzineye devrolunacağı medeni kanunun 534 üncü maddesi gereğince ilân olunur.
Ayaşlı Sah, Çubuklu Hacer, Bâlâlı Abbas, Yozgatlı Ali, Bey-pcVzarlı Hüseyin, Avanoslu İbrahim, llgazlı Hüseyin, Kırşehirli Mehmet, Karaköşeli Makbule*, Nollıhanlı Hcjvya, Avanoslu Halit, Ayoşlı Emine Bayram, İstanbullu Mesude Tuğla, Kırşehirli Çimer Veli Kalra- (14) kişidir.
5889
ZAFER'in Abone Şartlan
Memleket İçi
2S Lir
15 »
ide
seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cozasiylo cezalandırılır.
| Eğer fiil:
1 — Propaganda ile voya askerlere tevcih olunarak işlenmişse,
2 — Suçlu tarafından bir yabancı ile anlaşma neticesi yapılmışsa, verilecek ceza on beş seneden eksik olmamak üzere ağır hapistir.»
Madde, daha böyleco millî menfaatlere aykırı olan suçlan saymakta ve en sonunda bu fiiller sulh zamanında işlenmişso failleri hakkında terettüp eden cezanın yarısından dörtte üçüne kadar indirilir denmektedir.
Şimdi madde bu şekilde malûm olduğuna göre, elbette ki, memleketin mukavemetini a-zaltacak şekilde asılsız ve hususî maksatlara dayanan havadis yayanlar, millî menfaatlere zarar verecek şekilde faaliyot-te bulunanlar hakkında takibatta bulunulacaktır. Eğer bu fiiller propaganda ile askerlere tevcih edilerek yapılmışsa cezası daha ağır olacaktır.
161 inci madde eskiden pek tatbik edilmiyordu; çünkü tatbik etmek için bu nevi suç irtikâp edilmiyordu.
Ama bugün eğer Kore'ye gidecek askerlerimize karşı, bu türlü propaganda suçları irtikâp edildiği sabit olacak olursa failleri elbette cezasız kal-mıyacaktır.
Onun için bu madde dolayı-siyle velvele yapmağa, demagoji yapmağâ imkân yoktur. Fikir hürriyeti başka, basın hürriyeti başka, millî menfaatlere bu şekilde aykırı hareket etmek ve askerî bir hizmetin yapılmamasını, propaganda telkinlerine âlet etmek yine başkadır. Çünkü hürriyet, millî menfaatleri bir politika uğrunda ayaklar altına almak, istendiği gibi hareket etmek demek değildir.
Şimdi işin sivil mahkemeler dururken askerî mahkemeler tarafından görülmesi meselesi kalıyor. Biz bu hususta da biraz incelemelerde bulunduk ve gördük ki, Türk Ceza Kanununun 161 inci maddesinde yazılı olan bu suçlar, 27 ağustos 1940 tarihinde, yani eski iktidarın zamanında Askerî Ceza Kanununun 58 inci maddesine alınmıştır. Bu maddede bahis mevzuu edilen suçlara ait dâvaların da - bu suçlar ister askerî şahıslar, ister sivil şahıslar tarafından işlenmiş olsun - askerî mahkemelerde görüleceği Askerî Muhakeme Usulü Kanununun üçüncü tasrih edilmiştir.
Demek böylece, Türk Ceza Kanununun 161 inci maddesinde yazılı suçları işleyenlerin dâvaları umumî mahkemelerden askerî mahkemelere intikal etmiş, bunun tabiî bir neticesi olarak da, takibata izin vermek yetkisi Adalet Bakanlığından Millî Savunma Bakanlığına geçmiş bulunmaktadır.
Biz burada kanunun mahiyetini münakaşa edecek değiliz. Fakat elde bir kanun vardır; bu kanun millî menfaatlere aykırı hareket edenleri, askerler arasında propaganda yapanları cezalandırmakta, ve bunların muhakemelerini askeri mah kemelere vermektedir. Kore'ye 4500 kişilik bir askerî birlik gönderme kararımız üzerine de bazı kimselerin bu maddelerin hükümleri dahiline giren suçlar işledikleri görülmüştür. Bu vaziyette, alâkadarlara düşen vazife nedir?.. Kanun hükümlerini yerine getirmek ve bu hususta yine mevcut kanunlar dahilinde, gereken takibatı yapmak değil midir?
Bu memlekette madem ki kanunlar hâkimdir; kanunların hükmü yerine getirilecektir. Kanun bu nevi suçların askerî mahkemelerde görülmesini istediyse, elbette bu suçlarla zan altında bulunanlar sivil mahkemelere değil, askerî mahkemelere sevkedileceklerdir. Çünkü aksini yapmak kanunsuzluk o-lur.
Millî menfaatleri koruyan kanunları tatbik mevkiine koyanları istibdatla, zulümle, baskı ile suçlandırmak, memlekette kanunsuzluğu müdafaa et -mekten ve anarşiyi teşvik et -mekten başka bir şey değildir.
Bilmiyoruz, bu zevat, bir hukuk devleti nizamını, bir ka -nun hükümranlığını bu şekilde baltalamakla ne elde etmek istiyorlar?
Mümtaz Faik FENİK
maddesinde
(Başı 1 inci sayfada)
muş, toplantı saat 15 den 24 e , kadar fasılâsız 9 saat sürmüş-
Balgat'a otobüs ücreti olarak otobüs idaresi 22-28 kuruş arasında bir fiyat takdir etmişti. Söz alan Adviye Fenik, Balgata otobüs istiyenlerin ekserisini işçi köylü ve talebe teşkil ettiğini, yapılan hizmetin bir âmme hiz-ı meti olduğu gözönüne tutula-ı rak, daha aşağı bir ücret alınmasını teklif etmiştir. Neticede ; bu hat için bilet ücreti 22 kuruş , kabul edilmiştir.
Bûlkelıriz, Hisar semtleri için
1 17 ve Ayrancı bağları için de 22 kuruş kabul edilmiştir.
Müteakiben Ankara Sular i-daresinin 1951 yılı bütçesi hakkında bütçe komisyonunun raporu okunmuştur. Raporda iki teklif vardı. Bunlardan biri 3,5 milyon liralık adî bütçe, diğeri de 17,5 milyon ve 600 bin liralık fevkalâde bütçelerdi. Komisyon adî bütçenin kabulünü, fevkalâde bütçenin de reddini teklif ediyordu. Komisyon, raporunda Sular idaresinin ehil ellerde bulunmadığını, şimdiye kadar bu mü- , essesenin ihmal edildiğini, çalışmalarının tamamen plânsız oldu ğunu, bu sebepten milyonlarca liranın heder edildiğini izah etmekte, 1945 de şehre 11 milyon ton su verildiğini, masraf olarak da 885 bin liıa harcandığını 1949 da ise, su miktarının 14 milyon tona çıktığını, buna mukabil mas rafın 2 milyon 218 bin liraya yükseldiğini bildirmekteydi.
Üyelerden Zafer Gökçeı- sular idaresinin liyakatsızlığına bilhas sa işaret ve bu müessesenin İslahı yoluna gidilmesini teklif et-
Söz alan Atıf Bendeılioğlu komisyon raporunda iki zıt fikrin bulunduğunu söylemiş ve raporda Sular idaresinin şimdiye kadar tatminkâr bir çalışma göstermediği işaret' edilmişken, raporun son kısımlarında idarenin elindeki plân ve projelerin yeniden tatminkâr bir plân ve proje halinde hazırlanması istendiğini, halbuki ehil olmıyan bir i-dareden böyle bir yeniliğin iste-nenıiyeceğipi izah etmiştir.
Komisyon raporu ve üyelerin tenkidlcrine cevap veren. Sular İdaresi Müdürü şehir kurulurken su miktarı 160 bin kişiye göre ayarlandığını, halbuki şehrin şimdiki nüfusunun 300 bin olduğunu .söylemiş, teklif ettikleri fevkalâde bütçenin kabul e-dileı-ek hazırlanacak projenin tatbikine^intizar olunması tavsiyesinde bulunmuştur.
Zafer Gökçeı-, Bekir Turna ve Osman Memikoğlu evvelâ projenin yapılmasını, sonra Meclisten para istenmesini söylemişler, vt bilhassa Memiğoğlu depo musluk gibi şeylerin teminiyle uğraşıldığını halbuki evvelâ su temini lâzım geldiğini belirtmiştir.
Mahir Mavioğlu da Kızılırmak’tan bir kanalın açılarak Ankara’dan geçirilme imkânının tetkik edilmesini teklif etmiştir. Bu sırada bütçe hususunda biri Refet Aı-tun diğeri de Şahin Mermerci tarafından 2 önerge veril-
Birincisi muvakkat bir bütçenin teklifine, İkincisi de adî bütçenin kabulü, fevkalâde bütçe ile elektrik ve havagazı hesaplarının tetkik edilmesi için bütçe ko !■ misyonu ile beraber yeni bir karma komisyonun hesapları tetkik etmesine dairdi. Teklif oya konmuş, bunlardan İkincisi kabul edilmiş, böylece idarenin 17,5 mil yon liralık fevkalâde bütçesi reddedilmiştir. Belediye Meclisi bugün saat 14 de toplanacaktır, gün saat 14 de .toplanarak bütçe üzerinde konuşmalarına devam edecektir.
(Başı 1 nci sayfada) iskânı işi şu şekilde olacaktır. Gelen göçmenleri toplu bir yere değil, vilâyetlere dağıtılacaktır.
Bunların, misafirhanede tutulması, büyük masraflara yol açmaktadır. Bu sebeple göçmenlerin biran evvel vilâyetlerin emrine verilmesi lüzum-
Bu dağıtma işi için büyük vilâyetler hnriç tutulmak üzere 43 vilâyet tesbit edilmiştir.
İskân merkez komisyonunda görüşmeleri yapılan bu rapora, Dışişleri, Devlet ve çalışma Bakanlıkları temsilcileri, itiraz etmişlerdir. İtirazlarında öne sürülen sebep İskân Genel Müdürlüğünce hazırlanan raporun tamamen zıddıdır.
Bu Bakanlık temsilcilerine göre: Göçmenleri serpiştirmek faydalı olmıyacak hattâ zararlı olacaktır.
Vilâyetlere dağılan göçmenin kontrolü güçleşecektir. Göçmen leri az bir zaman için bile olsa köylünün bakımına bırakmak çok misafirperver olan Türk köylüsünün bütçesini sarsacak tır.
Bu sebeplerden başka göçmenlerin iskânı işinde MarshalI Yardım Plânından da faydalanmamız için bu dağıtma siyasetinin faydalı olmıyacağı belirtilmiştir. MarshalI Plânından yardım isteyebilmek için İktisadî kalkınmaya dayanan bir sebep göstermek gerekmektedir. Böyle bir sebep olmadan Maı-shall Plânı yardımda bulunmaz. Bütün sebepler göz önünde tutularak göçmenlerin İktisadî kalkınmamıza da faydalı olabilecek bir şekilde iskânını temin etmek lâzımdır. Bunun için de göçmenlerin toplu bir halde yeniden kurulacak bir yere yerleştirilmesi cn doğru hareket olur.
tskân merkez komisyonu şimdi İskân Genel Müdürlüğünün ve Dışişleri, Çalışma ve Devlet bakanlıklarının karşılıklı raporlarını tetkik etmektedir. Bugünlerde son toplantısını yapacak olan komisyon bir karara varacak ve alman karara göre hareket edilecektir.
Nüfus sayımı (Başı 1 inci sayfada) Tekirdağ, Kocaeli, Diyarbakır, Mardin, İsparta, Yozgat, Konya,, Ordu, Kayseri, Kütahya, Kırşehir, Eskişehir, Bolu, Erzurum, Aydın, Urfa, Antalya, Mersin, Trabzon, Manisa, Afyon, Ağrı, Kastamonu ve Çorum illeri de bulunmaktadır.
Diğer taraftan; şehrimizde son netice bu akşama kadar alınacak ve yaı-ın Başbakanlığa gönderilecektir. ,
Bayrama hazırlık
(Başı 1 inci sayfada) vilâyetlerden izciler gelmiyeg:el(:-lerdir. Buna mukabil Ankara, Liselerindeki bütün izciler törene iş tirak edeceklerdir- Dün bütün Ankara izcilerinin iştirakile 19 Mayıs Stadında bir tatbikat yapılmıştır-
Gene dün akşam üzeri 29 Ekimde Hipodromda yakılacak törene iştirak etmek üzere bir deniz kıt’ası Istanbuldan şehrimize gel-
Komando
tatbikatı
Modern şekilde talim ve . biye sistemi tatbik edilen ordumuzda komando kıtalarının hatırlanmasına geniş ölçüde ö-nem verilmektedir. Bu çalışmalara dahil olarak dün bir gerilla tatbikatı yapılmıştır.
Bundan önce subaylardan müteşekkil kıtlar tarafından yapılan tatbikat bu defa tamamen erlerden teşkil edilen kıtalarımız tarafından tekrarlanmıştır.
Havadan paraşülte» inen birlikler yerde gerilla tatbikatına devam elmişler ve» komutan ve öğretmenlerinin takdirlerine mazhar olarak, muvaffakiyetle» sonuçlandırmışlardır.
Bu hafta içinde ikinci bir tatbikat yapılacaktır-
ter-
İngiliz mebusu
(Başı 1 inci sayfada)
Bu toplantıda Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan, Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Sanıet Ağaoğlu, Devlet Bakanı Fevzi Lûtfi Kaı-aosman-oğlu, Millî Savunma Bakanı Refik Şevket İnce, îçişleı-i Bakanı Rüknettin Nasuhioğlu, Ekonomi ve Ticaret Bakanı Zühtü Veli-beşe, Tarım Bakanı Nihat tğri-boz, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut, Dışişleri Bakanlığı umumî kâtibi büyükelçi Faik Zihni Akduı-, İngiliz Kültür Heyeti Genel Direktörü General Sir Ronald Adams, Kanada Büyükelçisi General Ödlüm, Dışişleri Bakanlığı ve basın mensupları, şehrin tanınmış kimseleri hazır bulunmuşlardır. Toplantı samimî bir hava içinde geç vakte kadar devam etmiştir.
Mı-. Phillips dün matbaamızı ziyaret etmiş ve Başmuharririmizle görüşmüştür.
Veremli işçiler
(Başı 1 inci sayfada) proje müsabakası açılacaktır- Şimdiki halde inşaatın çok uzun sürmemesini temin bakımından ilk kurulacak binanın 250 yataklı olması düşünülmektedir.
Arazi, genişliği ve mevkii itibariyle elverişli bulunduğundan aynı çiftlik sahasında yeni paviyonlar ilâvesi suretiyle geniş bir sanatoryum sitesi vücude getirilmesi mümkündür.
Kurulacak ilk anatoryum binasının önümüzdeki ilk bar hara kadar etüd ve plân hazırlıkları tamamen ikmal edilerek ihalesi yapılmış olacak ve inşaata elverişli mevsim başlar başlamaz binanın kurulmasına geçilecektir.
Diğer taraftan Çalışma Bakanlığı sanatoryumun kurulacağı yere kadar yol yapılması, elektrik ve telefon tertibatının hazırlanması için ilgili makamlar nezdinde teşebbüslerde bulunmuştur.
Bu karara göre yapılacak sanatoryum muhtelif pavyonlardan meydana gelecek ve bu binalar kısa zamanda işçilerin hizmetine* tahsis edilebilmesi için nisbeten küçük ve peyderpey yapılacaktır- Sanatoryumun inşasiyle beraber İstanbul belediyesinin çiftlik yolunu inşaya baş-lıyacağı tahmin olunmaktadır.»
Yunan tugayı 17 kasımda Kore’ye hareket edecek
Atina Radyosu, 25 (Basın - Yayın) — Birleşmiş Milletler günü münasebetiyle dün Atina'da meç hul asker abidesi meydanında yapılan askeyî bir törende, Genel sekreter Trygve Lie'nin özef temsilcisi Kore'ye* gidecek olan Yunan tugayına Birleşmiş Milletler bayrağım vermiştir. Yunan tugayı, 15 kasım günü Atina’da bir geçit resmi yaptıktan sonra 17 kasımda Koreye harkerf ede-
Venizelos Roma'dan sonra Nevyork'a gidecek Atina Radyosu, 25 (Basın - Yayın) — Avrupa Konseyi Dışişleri Bakanan toplantısına katılmak üzere Yunan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Venizejos kasım q-yınm ikinci günü Roma'ya gitmek üzere Atina'dan ayrılacaktır. Konsey toplantıları bittikten son ra Venizelos Yunanistan meselesi hakkında Birleşmiş Milletlerde yapılacak görüşmelerde hazır bulunmak için Nevyork’c decektir.
gi-
Avusturya, Rusya’yı protesto e#i
Viyana, 25 (a.a.) — Avusturya hükümeti Sovyet Yüksek Komiserine dün bir nota göndererek Sovyet bölgesi komutanının Viyana polis müdürünün vazifesine müdahalede bulunmasını protesto etmiştir.
Notada Avusturya polis müdürünün verdiği bir emri Sovyet komutanının yeni bir emir verç-rek bozduğu belirtilmededir.
Truman Vaşington’a avdet etti
Nevyork, 25 (a.a.) — Başkan Truman, Türkiye saptiyle 24.30 da hususi treniyle Nevyorkta/ı Vaşington'a hareket ejtmiştir.
Bükreş’te 11 Fransız mahkûm oldu
Nevyork Radyosu, 25 (Basnf - Yayın) — Bükreş askerî manr kemesi dün Fransız sefaretinle çalışan 11 memur hakkında kararım tefhim etmiştir. Karara göre başta bir katolik rahip olmak üzere 3 kişi idama.- 8 kj-şi müebbet hepis cezasına çarptırılmıştır. Sanıkların hepşi, Fransa lehinde casusluk yap -makla sulandırılmışlardır.
ÖLÜM
Ankçıranm tanınmış tüccarlarından Saban Oğullarından Ahmet oğlu Yahya Tanıt; kardeşi Hacı - Bekir Tanıt, kızlan Ulviye Bilgi, Ayniye Dngör, domaldı İsmail Bilgi, damadı Muzaffer Dngör, Saffet Oler, yeğenleri Orhan Oler, Lamia Oler, Leman Saraçbaşı, kederli ail&-si; merhum Yahya Tçühıt'in 25.
10.1950 çarşamba günü rah- . meti rahmana kavuştuğunu ve
26.10.1950 perşembe günü öğle namazım müteakip Ha- ' cı Bayra'm Camii şerifinden ebedî istirahatgâhına kaldı-nlacağım doslanna bildirir- ,
Üniversite Gençleri (Başı 1 inci sayfada) Savunma Bakanlığı, gençlerin bu dileklerini incelemiş, yüksek ehliyetli olan Üniversite gençlerinin yekûnü zaten Yedeksubayın talebe kadrosunu karşıladığından, kamp yap mamış tam ehliyetli durumda bulunan Üniversite mezunu gençlerin dileklerini reddetmek zorunda kalmıştır.
Dünyanın aynası
(Başı 3 öncü sayfada) motörü çalıştırdım. Çekoslovakya’nın muhtelif yerlerinden gelen üç tayyarenin üçer dakika ara ile geldiklerini biliyordum.
İkinci tayyare henüz gelmişti ki, makinist gelerek motörü durdurmamı söyledi. Ben de o-na, pistin öteki ucuna kadar gideceğimi ve orada gizli polis a-janının bana refakat edeceğini Böyledim. Bana inandı. Pist ü-zerinde kayarken, bana bir saatlik uçuşa izin vermesi için kontrol memurunu çağırdım.- Beni hazır sandı ve uçuş müsaadesini verdi. Fakat her beş dakikada 'bir muntazaman mevcudiyetimden haber vermemi de tenbih etti.
Bir Dakota uçağını havalandırmak kolay değildir. Bereket versin hava çok güzeldi. Nera-towtze’daki tarlanın üzerine gelmiştim. Orada bulunmaları İca^eden arkadaşlarım ve ka-ı rım görünürlerde yoktular. Gittim ve tekrar geldim. Her beş dakikada bir Ruizine’e haber verdim. Allahtan ki hiç bir zaman yerimi sormadılar. Nihayet yirmi bir dakika sonra, arkadaşlarımın ve ailemin gelmekte olduklarını, gördüm. Tarlaya indim. Tayyarenin kapılan a-çıktı. Motörü durdurmamıştım. Nihayet kendimizi havada bulduk. Artık korkmuyordum.
Heyecanlı bir yolculuktan sonra hür diyarlar şehirlerinden biri olan Londra’ya gelmiştik..
N. Nihat ÜLKEKUL
Kore savaşı (Başı 1 inci sayfada) Kumchon’un güneyinde mevzi •alacaktır.
Hududa doğru
Tokyo, 25 (a.a.) (Reuter) — Mecmuu 100.000 kişi olan en az 9 Amerikan ve Güney Kore tümeni, süratle hududa doğru ilerlemektedir.
Bu tümenlere mensup bazı ele-tiıanlar hududa takriben 70 kilo-’metre mesafede bulunmaktadır. Bunların hafta sonuna kadar hududa varacakları ümid edilmektedir.
Geri alınan emir
Pyongyang, 25 (a.a.) (Afp)
—- Birinci Amerikan kolordu komutanı, Mançurya hududuna kadar ilerlemek emrini almıştır.
Kuvvetlerin bu hududa 40 mil mesafede durmalarına dair daha evvel verilmiş olan emir geri alınmıştır.
(Bası 1 inci sayfada) yük mütefekkirin idealistliğini belirttikten sonra Gökalp hakkında sair ve ediplerimiz tarafından yazılmış parçala|r okumuştur. Bunu müteakip Ziya Gö-kalp’m iki şiiri okunmuş ve son olarak Prof. Necati Akder Gö-kalp'ın hakikate ve gerçeğe yerdiği önemi belirtmiş ve Türk milliyetiçliğini sübjektif, hissi kalmaktan sakınarak, İlmî temel ü' zerinde inkişaf ettirdiğini izah ■etmiştir-
Ticaret Lisesindeki tören
Ankara Ticaret Lisesi konferans salonunda okul edebyiat kolu tarafından da bir anmd töreni tertibedilmiştir.
Önce Ziya Gökalp’in hayat ve mefkûresi anlatılmış, sonra şiirleri okunmuştur. Saat 17.30 da başlayalı toplantı; okul müdürü Lâtif Gökgöl'ün yaptığı konuşma -ile saat 18.30 da sona ermiştir-
Mısır Takımı
(Başı 1 inci sayfada) çıkarılacaklardır.
Mısırlı futbolcuların aracında daha evvel bir beynelmilel futbol maçına iştirak elmiş az genç yardır. 17 futbolcudan beşinin yaşı 24 den fazladır.
Kafile başkam Haşan Rifat Paşa, Türk futbol takımının çok kuvvetli olduğunu bildiklerini ve bunu nazarı itibara alarak geldiklerini söylemiş ve İstanbul -Kahire arasında Istanbulda bir futbol maçı yapmak istedikleri-

*
26 10/Î950
z F E R
Gl. Raşit Gürgen
(Başı 2 nci sayfada)' ğu yol az kuvvetle üç, dört misli düşmanı nasıl yenebileceğimizi araştırmaktır. Bu mesele hakkında uzun tarihi ve sevkulceysî a rastırma'arda bulunduğu gtb memleket coğrafyasını, şarkî k nadoluyu çok güzel tanıyordu Bu gibi islerde ancak umumi jfi kir sahibi olmakla beraber sah sı çok fakat harp tesiri az bir ordudan ziyade sayıca az fak^ıt tesirli ve oynak bir ordu fikrîni müdafaa ediyordu. Bundan bds-ka yüksek komuta»: mevkiine !g|e-linmek için muayyen senelerin doldurulması değil fakat doğuştan haiz olunan müstesna kuvvet ve kabiliyetin $art olduğunu ileri sürüyordu. 400 numaralı meşhur kanun kendisini mesldkî hayatında 10 sene geri atmıStı Buno çok üzülüyordu. Tümgeneral olarak ordudan ayrıldığı zaman çok daha büyük mevlgldri kolaylıkla dolduracak kabiliyette bulunduğunu kendisinden da ha yüksek rütbeli cılodaslanh-dan işittim. Son iki büyük Tçakja manevrasında birinci ordu kdr nıay başkam idi, askerî görüşlerini kabul ettirmek aayesile, aynı zamanda siyasi maksatlarla; De mokrat Parti safında seçim mücadelesine girdi, o zaman Tünce-lide savcı olduğum için baba-mn bu safha hayatı hakkında malûmatım azdır, ancak seçim mjj-cadelesinde ciddi surette çolis-tığım Isfanbula gedip kendisini daha çok zayıf bulduğum zaıVıan anladım. Doğuştan kudretli bi' zekâ ve şahsiyete, ileri görüffi sahipti. Trabzondc Tümen Komutanı iken bir Rus istilâsının çelin Dİr mücadele sonunda Tür-kiyece durdurulabileceğine kani okluğunu söylemişti. Namuslu,, dürüst ve insiyatif sahibi jnşahr larm çalışarak istediklerine ka-vusabilccıklerini, taliin hayatta rolü olmakla beraber esas utr surun insan irade ve zekâsı olduğunu kcbul ediyordu. Maddi kıymetlerden ziyade manevî , unsurların hayata hâkim olduöuıia kani olmakla beraber son günlerinde maddî vasıtaların devrimizde büyük tesirleri olduğuna inanmış ve bu bakımdan kanadti biraz sarsılmıştı- Mütevazı Bir insan olup kendisinin propaganda mevzuu olmasını hiç arzu etmezdi. Fakat bunun ise yaradığını gördüğünden ehemmiyetini de müdrikti.
Ankara Üniversitesi Veteriner
Fakültesi Dekanlığından
1 — Fakültemize burslu olarak kabul edilen öğrencilerin aday numaraları ve adları aşağıda yazılıdır.
Aday

No. Adı ve soyadı No. Adı ve Soyadı
446 Ali Kemal Çağlayan 287 Mazlum Akpınar
208 H. Yılmaz Günal 289 İhsan Erçelik
10 Yasin Bozkurt 16 Tali Dinçel
169 Sabit Güleryüz 90 Kâzım Keven
187 Turgut Akarsu 293 Ahmet Hamdi Özer
336 Abdülkerim Yılmaz 34 Hâmit Işıklar
19 Kâmil Okyayus 61 Hüseyin Saim Kendir
360 Bedri Nazlı 118 Cemal Nadi Aytuğ
448 Mithat Canıgür 375 Mustafa Yörükoğlu
Ş65 Ali İhsan Ünal 571 Orhan Tuncel
337 Ayhan Kamel 419 Kadir Altınsaat
242 Enis Alpaslan 85 Hüseyin Akbulut
161 Mehmet Koyuncu 333 Hulusi Ada
265 Mehmet Gözcü 410 İlhan Oğuz Kaşkaloğlu
456 Hikmet Küpçü 184 M. Sermet Ünsal
507 İzzet Zincir 96 Cumali Cenataroğlu
452 Turgut Acay 229 H. Rahmi Tufan
495 Fahri Yücel 411 Cevat Doğanalp
482 Hikmet Yavuz 427 Orhan Aytekin
385 Mahir Ekici 5 Hacı Sırkıntı
123 Semai Çelebi- 552 Derviş’Yalım
65 Mevlût Atalay 51 Turan Karabulut
326 N. Kemal Eren 201 Ekrem Cengiz
533 M. Orhan Karataylı 117 Ruşen UzgÖr
55 Ahmet İnanoğlu 104 Turgut Altıntaş
405 Şükrü Kuruca 35 Mustafa Ertürk
57 Muzaffer Çetinkaya 568 Mehmet Özçelik
32 Seyfettin Başçıllar 321 Muhittin Kirişcioğlu
126 Bekir Sıtkı Şaylı 157 Cahit Yalçın
257 M. Cevdet Çağlar 449 Davut Kemal Sun
74 Nevzat Erdoğan 341 Yavuz Yolcu
292 Hayranı Gürün 506 Sclâhattin Tekin
473 Faik Akyıl 372 Hüseyin Soylu
99 Necdet Sönmez 172 Cevdet Karataş
40 Gültekin öncel 433 M. Sezai Karakoç
27 Doğan Tuğrul 470 Rüştü Çetintürk
62 Recep Tekmen 347 Nadir Arıtan
227 İbrahim Karaer 103 Nadir Akbulut
36 Hüseyin Sanhanlıoğlu 141 Müfit Yanmaz
353 Kemal Aytaç 294 Hüseyin Baş
262 Sabahattin Seçkin 162 Veli Seyisoğlu
.137 Taip Gökmen 368 Burhan Yalçın
73 Tarık Başbudak 9 Ali Güven
38 Mustafa Tosun 25 Erdal Demirtürk
498 Necati ölez 310 Muammer Birol
247 İsmail Patkavak 86 Necati Aksu
248 Ömer Durak 504 Oktay Ergökçen
318 Sabit Arlı 251 Mehmet Metin Sağnak
33 Mustafa Tırnaksız 121 Halil Ayon
573 Niyazi Ardalı
309 Ahmet Günay
A — Bu öğrenciler Fakülteden alınacak örneklere göre
yüklenme senetlerini yaptırmak ve tam teşkilâtlı bir hastane-
den memur olmağa mani bir hastalığı olmadığına ve memleke-
tin kerhangi bir bölgesinde hizmete kabiliyetli bulunduğuna
| Devlet Orman İşletmesi
Devlet Orman İşletmesi Düzce Müdürlüğünden:
İşletmemiz G. Kaıadere bölgesi Yığılca istif yerinde mevcut 933 adet karşılığı 423.373 metreküp köknar tomruğunun metreküpü 25 liradan pazarlıkla satılacaktır. (8014)—(2341)
Devleş Orman İşletmesi Balıkesir Müdürlüğünden:
1 — İşletmemiz Çatal bölgesinin Elmagediği istif yerinde ve şartnamede müfredatı yazılı on bir partide mevcut ve sağlam evsaflı 568 adede denk 281.086 M3. kayın tomruğu 20/10/ 1950 den itibaren 15 gün müddetle ve her parti ayrı ayrı ihale edilmek üzere açık arttırma suretile satışa çıkarılmıştır.
2 — İhale 6/11/1950 Pazartesi günü saat 15 de İşletmemiz
de toplanacak komisyonca yapılacaktır. ,
3 — Kayın tomrukların beher metreküpünün mphammer bedeli 27.50 lira olup % 7.5 hesabile geçici teminat alınır. Satış bedeli banka teminat mektubu verildiği takdirde 6 ay vade ile tahsil edilecektir.
4 — Bu işe ait şartname Ankara Orman Genel Müdürlüğünde, İstanbul, İzmir, Bandırma, Mustafakemalpaşa, Bursa Ankara merkez müdürlüklerinde ve Çatal orman bölge şefliğinde görülebilir.
5 — İsteklilerin belli gün ve saatte evrakı müsbite ve
teminatlarile komisyonumuza müracaatları. (8013)(2342)
Gayrimenkul satış ilânı
İstanbul Emniyet Sandığı Ankara Şubesinden:
Ölmeden c(vvel Millet Meclisindeki mesaiyi görmüştü. Oğlum Allah bana müsaade ederse ö-nümde geniş bir ça'ışma sqha'sı var diyordu. Dünya hâdiseleri hakkında enteresan görüşleri vardı- 931 senesinde Viyanadan dönüşünde Almanya hazırlanıyor 10 seneye kalmaz harp olacağını iddia ederek açlışma tarzımızın çok daha ciddî esaslara dayanması lâzım geldiğini söylemiştir. Rus • Alman paktı yppjl-dığmda Ingilizlerin gene kazb-nacağmı kabul ediyor ve Ingiltere Amerikaya karşı Rus Alntan Italyan, Japon birleşmesinin gay ri kâfi olduğunu ileri sürüyordu. Rusların hakkımızdaki dileklerini korşılamok için kendimizi bir an için Rus gibi farz ederek onlarin görüş tarzından istifade ile oıia göre çareler aramak icaö ettiğini söylerdi. Ruzveltin oğlunun yazdığı eserden kendisine) bahsettim. Cöriçlin Balkan taarruzu fikrine karşı bu doğru olmakla beraber Almanların atom bombasını daha evvel bulmalarından korkarak Ruzveltin cenubî Frbn soya çıkışı emir ederek harbi kua kesmeyi, Amerikan genel kurmayının daha doğru bulduğunu kabul etmenin mümkünci duğunu söylerdi- Son Kore ho)e-kâtm ve bizim buna iştirakimizi, lamamiyle. las.vip ediyordu. ’Aslje. rî hayatında mütemııdiyeri ac|r-luklarla yükselebildiğini, bürja sebep olarak da kendi nebinden daha evvelki ve sonraki nr» lin genç yaşta büyük mevkileri elde- ederek uzun zcynan mğv kii iktidarda kaldıklarını ba «e beple ezildiklerini, 600 kişilik i sınıfından ancak iki kişinin Gfiner rai olabildiğini talihsizlik olarak yadediyordu. Babdgı sert ve o-sabi görünmekle beraber her meslekten çok dostu olan müşfik kalbli, geniş görüşlü bir insandı. Tezek kokusundan ayrılmâmak lâzım geldiğine kani idî. Tuttur ğunu koparır büyük çapta inta|n-lordandı- Hayatının en 616un zamanında memlekete en böVûk hizmetlerini yapacağı sırada ğlr dü. Kaybı her bakımdan çdk ,a-ö'rdır. Hayatta büyük ıstıra^lpr ve »üphesiz az dö olsa rtfe'şeli Dünler gören babama Alafitin rahmet dua ediyorum.
Ankctra Savcı Yardımcısı Orhan GÜRGEN
dair rapor almak mecburiyetindedirler. Bu kâğıtları tamamlı-•yarak 10 Kasım 1950 akşamına kadar Fakülteye müracaat etkiyenlerin yerine yedek öğrenciler sırasiyle alınacaktır.
B — Burslar Aralık 1950 ayından itibaren verilmeye başlanacaktır.
C — Fakülteye yüklenme senedi ve sağlık raporu teslim etmiyenlere bu belgeleri Dekanlık bürosuna tevdi edinceye kadar burs verilmiyecektir.
2 — Burslu yedek olarak seçilmiş olanların aday numara-lariyle adları aşağıya çıkarılmıştır.
Aday

No. Adı ve Soyadı No. Adı ve Soyadı
464 Toraman Yıldız 455 Mustafa Çakmak
122 Ali Avşar 508 Naci Erdoğan Artık
215 Rafet Berber 578 Mustafa Beyaz
53 Ömer Acar 461 İhsan Karagülle
149 Kâzım Yavuz 29 İhsan Giray
23 Mehmet Durukan 48 Mehmet Demirer
271 Şerafettin Yavuz 88 Macit Tansal
301 Gültekin Akkaş 510 Cengiz Aren
412 M. Ali Erdem 268 Rafet Erdem
14 Nurettin Fındık 458 Mehmet Çiriş
235 Cengiz Çoğuju 527 Haşan Ergül
409 M. Emin Dirlik 273 M. NNuri Erol
296 O. Feridun Akalın 333 S. Mahir Gülbey
i 66 Osman Köse 413 Mehmet Koyuncu
311 Selim Yardımcı 582 Sami Tekin
374 Ali Alanbay 200 Erol Bingöl
177 Emin Sümer 153 Turhan Alpavdın
447 Haşan Keler 283 Ergün Korkut
•39 Fahri Sayın 324 Ş. Nezih Er söz
192 İbrahim Varol 570 Nihat Güner
361 Sedat Barlas 392 Galip Ulusoy
421 Orhan Tuğrul 115 Muzaffer Onursal
223 Aydoğan öztürk 130 Yalçın Kaya Aydos
400 Orhan Pilli 362 Mesut Yuvgun
345 M. İrfan Selçuk 479 Ahmet Tamel
512 Mehmet Tanıl 395 Kahraman Demir
236 Muammer Küçükkaya 437 Hüseyin Gökalp
501 Bünyamin Gerger 438 Üzeyir Dinçoğlû
220 Tevfik Olgun 360 Hulki Tokatlloğlu ‘
391 Erdoğan Gözen 76 Adil Yalım
3 — Burssuz olarak seçilen öğrencilerin aday nıımaralariy-
le adları aşağıda yazılıdır.
Aday Aday
No. Adı ve Soyadı No. Adı ve Soyadı
434 Cafer Tayyar Tayar 522 Ahmet Mahir Emrem
550 Ergun Ertüğ 472 H. Fazıl Güzeloğlu
443 Çetin Yurdakul 136 Suphi Akeloğlu
439 İlter Emil 581 Fahrettin ölmez
445 Mustafa Akın 269 Nevzat Evrim
580 Özcan Ertan 556 Haşan Batıray
505 İlhan Alpsor 557 Remzi Büyükcan
403 Oral Barkay 155 Şahin JCök
499 Cihan Özkan 277 Bülent Timlioğlu
Burssuz olarak kabul edilen öğrenciler 10 Kasım 1950 tari-
hine kadar Ankara Üniversitesi Saymanlığına müracaat ederek
harçlarını yatırıp asli öğrenci {ayıtlarını yaptırmadıkları tak-
dırde yerlerine yedekler sırasiyle alınacaktır.
4 — Burssuz, yedek olarak ayrılanların aday numaraları
ve adları aşağıda yazılıdır.
Aday Aday
No. Adı ve Soyadı No. Adı ve Soyadı
261 İbrahim Nejat Arslan 174 Kaya Olcay
288 Mehmet Fuat Yağmurca 327 Turan Eray
485 Nurinnisa Dişlioğlu 544 Ayhan Özkan
185 Ahmet Akın 478 Necdet Yalım
388 Bedi Kansuk 138 Süleyman Dilman
(5043)—2344
Osman Nizami Afacan A. 466 hesap numarasile Sandığım :lan aldığı (10000) on bin liraya mukabil Ankarada Bahçelic lerde Küçükevler 58 inci sokakta 2037 adanın 95 parselini teşkil eden seneden tarla, mahallen apartımanm tamamını Sandığımıza birinci derecede ipotek etmişti.
Dosyada mevcut tapu kaydı suretinde işbu gayrimenku-lün avnı semt ve mahallede aynı ada ve parselde kârgir apar tıman olduğu ve Suphi Alağan’a 10 ay müddetle (6500.—) liraya 4/5/1950 tarîh ve 1051 yevmiye numarası ile ikinci derecede ipotekli olduğu beyan edilmiştir. Bu ipotek Sandığın ve müşte ı-ilerin hukukuna müessir değildir.
İkraz dosyasında mevcut tapu senedi suretine göre hududu: 30/3/1943 tarih ve 295 pafta, 2037 ada 95 parsel numaralı kadastro canına göre 96, 97, 94 numaralı parseller ve yol ile 19/7/1948 tarih ve 2613 ada, 13 parsel numaralı imar çapma göre 14. 12 numaralı parseller ve yol ile mahduttur.
İkraza vc satışa esas olan muhammin raporları mucibince is bu gayri menkulün umum mesahası 528 metre murabbaı olup bunun 110 metre murabbaı kısmı üzerine zemin. birinci ve ikinci katlardan müteşekkil bir apartıman yapılmıştır. Her katta dörder oda, birer hol, birer mutbak, birer hela ve birer banyodan mürekkep bir daire vardır. Binada e-lektrik, su ve havagazı tesisatı vardır.
Vadesinde borcun verilmemesinden dolayı yapılan takip üzerine 3202 sayılı kanunun 46 inci maddesinin matufu 40 ınc maddesine göre satılması icap eden yukarıda evsafı yazılı gay rimenkulün tamamı bir buçuk ay müddetle açık arttırmaya konulmuştur. Satış tapu sicil kaydına göre yapılmaktadır. Arttırmaya girmek isteyen (3625.—) lira pey akçesi verecektir. Birikmiş bütün vergilerle belediye ve dellâliye resimleri borçluyn aittir. Arttırma şartnamesi 8/11/1950 tarihinden itibaren tetkik etmek isteyenlere şubemizde açık bulundurulacaktır. Tapu sicil kaydı ve sair lüzumlu izahat da şartnamede ve takip dosya sında vardır. Gününde arttırmaya girecek olanlar bunları vc herkese acık bulunan tapu sicil kayıtlarını tetkik ederek satılığa çıkarılan gayrimenkul hakkında her şeyi öğrenmiş ad telâkki olunur
Birinci arttırma 14/12/1950 tarihine müsadif Perşembe günü Birinci Anafartalar caddesinde Belediye Ticaretevi altındaki Sandığımız binasında saat 10 dan 12 ye kadar yapılacaktır. Muvakkat ihalesi yapılması için teklif edilecek bedelin tercihan ödenmesi icap eden gayrimenkul mükellefiyeti ile Sandık alacağını tamamen geçmiş olması şarttır. Aksi takdirde son arttıranın taahhüdü baki kalmak şartile 29/12/1950 tari hine müsadif Cuma günü aynı mahalde ve aynı saatte son arttırması yapılacaktır. Bu arttırmada gayrimenkul en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır.
Hakları tapu sicilerile sabit olmayan alâkadarlar ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile faiz ve masarife dair iddiaların ilân tarihinden itibaren 20 gün içinde evrakı müsbitelerile beraber Şubemize bildirmeleri lâzımdır- Bu suretle haklarını bildirmemiş olanlarla hakları tapu s.içillerile sabit olmayanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Daha fazla izahat almak isteyenlerin 49/126 dosya numarasile Şubemize müracaat etmeleri lüzumu ilân olunur. (8001)(2339)
KOPEK ve KEDİ
sahiplerine
Belediye Başkanlığından:
Kışlık salonunda her akşam kadroya ■■KOaBMaaHMB ilâveten
Ankara'nın Eğlence Merkezi
Gazinosu
BRYMANS
REVÜSÜNÜ sunar
Telefon: 15198 — 12603
G o r
NİYAZİ ORSAY
Beynelmilel Şöhretli
BOMONTİ GAZİNOSU
Müzeyyen Sencır l$IL
MARUF ÜSTAD Kemani NUBAR TEKYAY
İDARESİNDE her akşam harikulâde saz ve fasıl heyeti
Müzeyyen Senar IŞIL
29-10.1950 den itibaren biricik hal*, türküleri sevimli sanatkârı
ZEHRA BİLİR
Her aksam sahnemizde
Her PAZAR tam kadro ile KARA BÖCEKLER BÜYÜK İÇKİSİZ AİLE MATİNESİ Tel: 21355
Altında Havuzlu Banyo
Gördüğü rağbete karşılık olarak BUHARLI ODA'larını fazlalaştı*, arak müşterilerimizin beklememeleri için bütün tedbirleri almıştır. HAVUZLU BANYO'da temizlik, konfor ve servisin en mükemmelini bulacağınız gibi hususî surette getirttiğimiz MASAJCILARIMIZ emrinize amadedir.
Havuzlu BANYO fiyatları: Tek kişilik hususî kabine 100 krş. Kese, sabun beraber 125 kuruş.
Ulus matbaası karşısı Gönç Oteli altında. Not: Giriş arka tarafladır.

Not: Çocuklar yalnız pazar MATİNELERİNDE kabul olunur
iTürkiyeEski Muharipler Bankasından:
) Bankamız yeni Lokalinde 28.10.1950 Cumartesi günü •
) saat 11 de her türlü Banka muamelelerine açılacaktır. Bu ; î törene bütün ortaklarımızı ve muhterem halkımızı davet !
TÜRKİYE ESKİ MUHARİPLER BANKASI '!
* (2852) İDARE MECLİSİ
Pamuk ipliği ihtiyacı olan imalâthanelerin nazarı dikkatine
Sümerbank Alım ve Satım Müessesesi Müdürlüğünden:
Satılık otomobiller
1 — Opel Kapitan; tamamen yeni taksimetresile birlikte.
2 — Studebaker - Şampiyon taksimetresile birlikte.
Görmek istiyenler Teknik üniversite karşısı-
OTONAM
Garajı. Telef- 32649. 2851
1 — Sahipli köpek ve kedilerin dışarıya bırakılması yasaktır. Çıkarılması halinde mutlaka tasmalı ve burunluklu bulunmalı ve yanında bağlı olarak gezdirilmelidir.
2 — Başı boş görülen köpekler tasmalı ve numaralı dahi olsalar imha edileceklerinden meraklılarca bu cihete dikkat edilmelidir.
3 — Başı boş sahipsiz köpek ve kedilerin temizleme ekiplerinden kaçırılmaması ve bilâkis‘ekiplere teslim veya gösterilmesi suretiyle yardımda bulunulması vatandaş sağlığı bakımından çok önemlidir.
4 — Başı boş görüldüğünden imhası yapılanların sarımsaklı yoğurt ve saire verilerek kurtarılmalarına çalışıldığı görülmektedir. Cezayı mucip bu gibi vazifelere müdahale edilmemelidir.
5 — Sahibi bulunduğu köpekler için vergisi verilerek mar kası alınmalıdır.
6 —w Sahipli köpek ve kediler kuduza karşı koruyucu mahiyette aşılattırılacaktır.
7 — Evvelce aşılanmış olup da aradan bir sene geçmiş bu lunan köpek ve kedilerin tekrar aşıya tâbi tutulması lüzumludur.
8 — Marka ve aşı işleri için Hükümet caddesinde Belediye
karsısında Orman Çiftliği mağazası üzerindeki Belediye Veteriner Müdürlüğüne müracaat olunmalıdır. Telefon numaras1 da 11690 dır. İlân olunur. (8037)—2345
Gerek kalitesi gerek fiyatı bakımından emsali ithal iplikleri ne faikiyeti bütün trikotaj fabrikatörleri tarafından kabul edil miş bulunan Sümerbank Bakırköy fabrikası trikotaj iplikleri serbest olarak satışa çıkarılmış bulunmaktadır.
Evvelce sıraya girmiş olan istekliler hemen Müessesemize müracaat etmedikleri takdirde siparişleri iptal edilecektir. 8 ilâ 30 npmara arasında dokuma torsiyonu için de Müessesemizce sipariş kabul edilmektedir.
Diğer fabrikalarımız pamuk iplikleri için şipariş verdn müşterilerimizin de ipliklerini bir an evvel çekmeleri rica olunur. (8039)—2346
Vakıflar Genel Müdürlüğünden
İş Hanında 150 lira daimî ücretli bir kalorifercilik açıktır. Sanat enstitüsü ve okullarından mezun veya resmî ehliyeti haiz taliplerin belgeleriyle birlikte 27/10/1950 tarihine kadar Emlâk ve Arazi Müdürlüğüne müracaatları. (7942) 2322
Diyarbakır Valiliğinden
Acele satılık otomobil
1946 model 10 beygirlik Austin marka 4 kişilik otomobil müsait fiyatla acele satılıktır.
Müra.caat: Soğuk Kuyu Bakım Garajı, 5890
DOKTOR
Muammer Bayülker
Dahiliye Mütehassısı
Hastalarım her gün saat 15 ten 19 a kadar Anafar-talc.r Cad. Köklü han kat 2 No. 8 de kabul eder.
Ev.- Dört yol aile bahçesi karşısı Kestane Sok No. 32 5883
ZAYİ — Yalvaç nüfusundan aldığım askerlik işlemimi havi nüfus cüzdanımı zayi eltim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
1341 Doğumlu Nuri Oğ- Meh met Çalışkan.
Petrol ofisinden
Ofisimiz ihtiyacı için bir miktar elektrik ve elle ve ayrıca yalnız elle işler benzin satış pompası alınacaktır. •*
Standard tipe bağlanmamış olan bu malzeme için alâkalıların tekliflerini pompaların kataloglariyle birlikte en geç 6/11/ 1950 Pazartesi günü akşamına kadar yazılı olarak Ankarada Umum Müdürlüğümüze yapmaları ilân olunur. (7975)(2340)
1 — Ergani ilçesinin Zengetil bucağında olan Zengetil çayı üzerinde betonarme köprü inşaatı kapalı zarf usuliyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Keşif bedeli 38580 lira 71 kuruş olup ilk teminat 2893 lira 55 kuruştur ,
3 — Kapalı zarf usuliyle yapılacak eksiltme ihalesi Diyarbakır il daimi komisyonunda 11 Kasım 1950 Cumartesi günü saat 11 de icra kılınacaktır. İsteklilerin 2490 sayılı kanunda yazılı vesaikle birlikte teklif mektuplarını 11 Kasım Cumartesi günü saat 10 a kadar komisyon başkanlığına vermeleri şarttır. Posta gecikmeleri kabul edilmez.
4 İsteklilerin ihaleden nihayet üç gün evvel Bayındırlık Müdürlüğünden alacakları ehliyet vesikasiyle Ticaret Odası kayıt vesikası ve ilk teminat makbuzunu teklif zarfında bul -lundurmaları lâzımdır.
5 — Keşif, proje ve diğer evrak parasız olarak il daimî
komisyonda görülebilir. (1447)—(8003)(2343)
Büyük bir bin canlandığı çok ahlâkî süper film.
İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN
«Le Diable au Corps» Baş rollerde: Micheline Presles Gerard Philippo Seanslar: 14 21. İlâveten en haberleri tel: Müd. 24075.
16.15 - 18.30 son dünya-Gişe 15031
Sayfa
arzedilmlatir
Telefon: ti135
Watherproof
Bay ve Bayan trençkotlun en ucuz fiyatlarla
ORTAÇ
bulabilirsiniz.
35 liradan 100 liraya kadar
Birçok İşler Gören OLİVER Traktörü Çiftçiliği Daha Kazançlı Bir Meslek Haline Koyar
OLİVER
£
•‘EN USTUN ZİRA A T MAKİNELERİ''
PTTOTTİ Corporation
26/10/1950
Mantoluk
Borsalıno
meşhur bu Oliver Standard "11" traktörü, rimli olması, gerek her işe uyması itibariyle, yerde çiftçilerin tercih ettikleri traktördür.
Tam yükle, süratli arazi işlerinde kullanılmak üzere teçhiz edilmiş olan bu traktör, 6 silindirlik gü-ir motora ve Direkt Kudret Alma Tertibatına sahiptir. Çeşitli ileri vitesleri dolayısiylc her türlü çiftlik yapar. Kontrolları bir arada bulunduğundan, kolay idore edilir. Tam çeşit takma âletleri ile hazırdır. Oliver Bayiine müracaat ediniz.

yünlü ropların en çeşitleri
Sizin için getiriyor ihtiyacınızı almazdan
ORTAÇ
•ORTAÇ
Satılık Frak
Güzel bir frak takımı, lindir şapkasiyle uygun fiyat la satılıktır.
Bankalar cad. Muslafa Cu itepe’nin terzihanesine mü racaat. 5845
Satılık yeni ev
Oç oda/ hol ve servis kapılı, bahçesi geniş ev acele satılıktır. İsteyenler her gün saat 18 - 19 arasında Yenişehir Tuna Caddesi 10 numara üst katta Zühal îpkurt'a müracaatları.
Kiralık 3 daire
Bahçelievler 1$ Bankası mahallesi 31 inci sokak köşe başında: Biri 6 oda bir hol ikisi dörder oda birer hol, su, elektrik, havagazı mev-
Görmek için bekçiye mü-
Telefon No-: 32683 5846
Devren Satılık Atölye
Torna, kaynak ve pres işleri yapan atölye yolculuk dolayısi-le ucuz fiyatla acele satılıktır.
Ismetpaşa Hilâl sokak No. 31 Tel: 15228. 5861
»Ilamamönü — Yeni Do-’ğumevi Çocuk Hastalıkları
► Mütehassısı
i Dr. İhsan Can
► Hastalarını hergün saat »15 ten itibaren kabul eder.
► Anafartalar caddesi Kurşunlu Cami j.394 Bekman
•Muayenehane 15888.
karşısı No. Apartmanı, ve ev Tel:
Şapka çeşitleri ve
zengin renkleri ile
ORTAÇ
satışa
Lüks rastahane
Saygıdeğer müşterilerinin göstermiş olduğu yüksek teveccüh ve alâka sayesinde kısa bir zamanda nefis mûlâiiyle kendisini tanıtan Lüks Pastahanesi bizzat i lâihanesinde imal ettiği
HER GÜN TAZE
kestane şekeri (maron glase) furi glase, Monbilan şiili nefis taze pastalar, Torialar, Alafranga revani. Tel kadayıfı, çeşitli reçeller, çikolata fondanlar madlen likör-lü biitar çikolataları en müşkülpesent müşterilerini MEMNUN EDECEK NEFASETTE olduğunu arzeder.
Not: Düğün, Nişan, Nikâh, her türlü ziyafetler zuya göre servis kabul edilir. Nişan, Nikâh kutuları itina ile yapılır.
Yenişehir Meşrutiyet caddesi Konur sokak özsoy Ap. altında 29-8. Tel: 21765.
DEVAKIN
Beherinde 0.15'Gr. kinin vardır. Soğuk algınlığını,
NEZLE, GRİP. ROMATİZMA
ve bütün ağrılara karşı
HAYAT PAHALILIĞINA KARŞI
M e şh ıı ı-j
I
Kargı Kızılırmak
Fabrikamızın Ekstra Ekstra
Pirinci 115 kuruştur
Toptan alanlara tenzilât yapılır.
Meşhur Kargı peynir ve bamyası
GELMİŞTİR
Tel. 12708. Yeni Hâl Kargı Kızılırmak Pazarı
Robdeşambr
Robdeşambr, Gömlek, Kra vat, Eşarp çeşitleri sizler
memnun edecek bol çeşitle ve yeni fiyatlarla
ORTAÇ
Sîzleri bekliyor.
I
Anafartalar Caddesi No. 22 Adliye karsısı köse mnia»'
Küçük çifliklerde makineleşmiş ziraat.
Doğrudan doğruya traktör üzerine takılan teçhizatları ile çiftçiliğin muhtaç olduğu kudreti çok u-cuza maleden ve küçük çiftlik işçisinin daha sür' atlı ve daha ıyı çalışmasını temin eden FARMALL CUB. traktörüdür
McCormick International firmasının şöhretine dayanan. FARMALL CUB modeli fevkalâde iş kabiliyeti, kullanımdaki rahatlığı, parmak teması ile hareket eden kumanda tertibatı ve kolay kul-
lanılan teçhizatı ile bir şaheserdir.
Evet.... Küçük çifl.k lere, lüzumlu mihaniki kudreti temin eden «FARMALL CUB,, bugün için cw uygun modeldir.
Küçük bir çiftlikte daha büyük istihsalin nasıl temin edildiğini siz de görünüz. Derhal müesse-semîze müracaat ederek ■FARMALL CUB» hakkında malûmat isteyiniz.
FARMALL CUB ) üzerinde hidrolik kontrol ter tibatı vardır
INTERNATIONAL HARVESTER EXPORT Co.
Türkiye Genel MUmcssUhj!
TÜRK İNTER MAKİNELERİ A. 0
İSTAHBUI - ANKARA - A0ANA - ESKİŞEHİR - KONYA
I
INTERNATIONAL
HARVESTER
Fasulye, Nohut ve bulgur alınacak:
' Ereğli Kömürleri İşletmesi Genel Müdürlüğünden: .
i ■ Kapalı zarfla: 60 tort fasulya, 60 ton nohut, 60 ton bul- .; ' I gur satın alınacaktır. - I ’
■ Şartname: ’
ı • Zonguldak’ta: Ereğli Kömürleri İşletmesi Ticaret Mü-
! ■ dürlüğünden, Ankara'da: Etibank Genel Müdürlüğünden, ' ] ■ İstanbul’da: Etibank İstanbul Şubesi Müdürlüğünden • ; ' alınabilir. I ’
ı ’ Eksiltme 8 Kasım 1950 çarşamba günü saat 16 da ya- I ’ pılacağmdan nümuneleriyle birlikte teklif mektubunu ha- \ •
■ vi zarfların en geç eksiltme günü saat 15 e kadar İşletme- ; ! miz Başkâtipliğine verilmiş olması lâzımdır. ■
' I Eksiltmeye gireceklerin isteyecekleri bedelin yüzde ! ; \ 7.5 u nisbetinde teminat akçesi vermeleri şarttır. ! 1
ı ’ Postada vuku bulacak gecikmeler nazarı itibara alın- '
; maz. İşletme İdaresi ihaleyi dilediğine kısmen veya tama- J men yapıp yapmamakta serbesttir. (7976)—2331
Nizip belediye başkanlığından
Nizip Belediye elektrik işletmesi tamamen şahsî teşebbüse devir edilecektir. İsteklilerin 18 Kasım 1950 tarihine kadar teklifte bulunmaları. (7981) 2328
İL
1 — Büro, depo ve tamirhaneler ihtiyacı için imtihanla en aşağı lise ve üniversite mezunlarından 3 stajyer sekreter alınacaktır. Bunların İngilizce de bilmeleri şarttır.
2 — İmtihanları kazananlar 950 malî yılı sonuna kadar denemeye tâbi tutulacaklardır. Bu müddet içinde geçici olarak kendilerine (400) lira aylık ücret verilecektir.
3 — İmtihana girebilmek için:
Askerliğini yapmış 28 yaşını geçmemiş olanlar aşağıdaki belgeleri ve dilekçeleri ile Ankara Gn Kur. Ordonat D. Bşk. lığına 15/Kasım/1950 tarihine kadar müracaat edeceklerdir.
Dilekçelerine bağlanacak olan belgeleri:
a) Nüfus hüviyet cüzdanı tasdikli sureti,
b) Emniyet Md. den doğruluk kâğıdı (Bu kâğıtta ecnebi kadınla evli olup olmadığı belirtilecektir.)
OSMAN NURİ
Müessesesi
Mevsim münasebetiyle modern imalâthanesinin nefis mamulatından: Kaymaklı lokum, kestane şekeri, ekmek kadayıfı, pişmaniye, tahin helvaları, halis Urfa yağından mamul baklava ve her türlü hamur tatlılarının satışına başlandığını sayın müşterilerine arzeder.
Merkez: Bankalar cad. 16. Tel: 13749
Şube: Dışkapı Troleybüs durağında Tel: 11391
İzmir Belediye Başkanlığından
1 — Tepecik mahallesinde Gaziler caddesinde Melez çayı üzerindeki mevcut köprünün tamiri Fen İşleri Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 49905 lira ve geçici teminatı 3743 liradır. Bu işe girmek isteyenler ihale tarihinden üç gün evvel Fen İşleri Müdürlüğünden belge almaları lâzımdır. İşin ihalesi 1. İl. 1950 çarşamba günü saat 15 tedir. İsteklilerin 2490 sayılı Kanunun tarifatı dairesinde hazırlıyacakları teklif mektuplarını ihale günü en geç saat 14 e kadar encümen başkanlığına vermeleri ilân olunur.
2 — Göztepe mahallesi 77 sayılı sokak döşemesinin Kız Kolleji okulundan itibaren 215 metre boydaki kısmında yeniden kesme taşlarla döşeme yapılmadı için Fen İşleri Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 19134,49 lira ve geçici teminatı 1436 liradır. İsteklilerin bu işe girebilmesi için Fen İşleri Müdürlüğünden ihale tarihinden üç gün evvel belge almaları lâzımdır. işin ihalesi 1. 11. 1950 çarşamba günü saat 14 dedir. İsteklilerin teminatlarını Belediye veznesine yatırarak makbuzla-rilc belli edilen ihale günü Encümene başvurmaları. (7807) 2302 dan alınacaktır.
c) Okul şehadetnamesi.
d) Sağlık kâğıdı.
e) Denemede muvaffak olmazsa geçici vazifesinden çıkarıldığı zaman hiç bir hak iddia etmiyeceğine dair ve keza muvaffak olduğu takdirde 4. maddede yazıldığı gibi tahsil ve liyakatine göre barem derecesine geçirildiğinde daha az para alacağından dolayı bir gûna hak iddia etmiyeceğine dair Noterden tasdikli senet.
f) Evvelce çalıştığı yerlerden iş ve durumuna dair bonservis
3 — İmtihan Ankara'da Ordonat okulunHa yapılacaktır. İmtihan .20 Kasım 1950 pazartesi günü saat 9.30 dadır.
4 — İmtihan ve denemede muvaffak olanlar 951 yılı kadrosuna Sekreter ünvaniyle alınacaktır. Tahsil derecesine gp-re lise mezununa (20) üniversite mezununa (30) lira aslî maaş verilecektir. Bu suretle kendilerine verilecek maaş tutarı evvelce bir tekaüt hakkı tanınmıyarak geçici olarak kendilerine verilmiş olan ücretten az olacaktır. Bundan dolayı 2 maddede yazıldığı gibi bir hak iddia etmiyeceklerine dair bir noter senedi vereceklerdir.
5 — Askerî sekreter sınıfına geçirilenlerin 5 sene müddetle mecburi hizmetleri olacaktır. Bu müddetten evvel ayrı-lanlar almış oldukları maaşları tazmin edeceklerine dair kefil-li bir noter senedi vereceklerdir.
6 — Askerî sekreter sınıfına ayrılanların maaşları (70) lira asli maaşa kadar yükseltilir. Ve askerî kıyafet kararnamesiyle tensip olunacak askerî kisveyi giyerler.
Not: İmtihan merkezine ve atandıkları yerlere kadar yollukları kendilerine ait olacaktır.
Noter senedi sureti Ordu Donatım Okulu Komutanlığın-uaıı aııııaı.unur, (7999) -- 2327
CRKBEL
ı._
İYENİ KEŞİF i
Sayın Ankara Halkına Müjde :
Artık bütün haşarattan kurtulmak imkânı keşfe-5 dilmiştir. *
Gammexane 0.34 toz halinde kollanılan, $
Gaınmexane 0,520 toz su ile karıştırılan,
Gammexane 2 Duman verici. j
İlâçları kullanmak suretiyle bütün sinek, sivrisinek# mutfak böceklerini, hamam böceklerini, bilhassa tahtaku- * rularını, pire, yabanî arıları, örümcekleri, keneleri, güve- $ leri ve bunların yumurtalarını kati imha eder. 5
D.D.T. den daha müessir olmakla beraber kullanılışı j da o nisbette kolaydır. Hususî pompalan gelmiştir. S
Sadık Öztek
Yeni Hal No. 89 |
Fazla tafsilât için telefon: 13172 ye müracaat. (2833) *
V**V»»V**W*W****»*****Vt*^****1rt *******%♦* ****%*w*v***»v
r *
Gar Gazinosunda
Daire aranıyor
Ankara Esnaf Dernekleri Birliğinden:
Birliğimiz için, Ulus civarında 4-6 odalı bir daire kiralanacaktır. Seneliği peşin verilebilir. Tekliflerin, lütfen aşağıdaki adrese yapılması rica olunur.
Ankara Esnaf Dernekleri Birliği Başkanlığı Ticaret Han No: 23 Ankara Telefon: 14203 2841
: LİNYİT KÖMÜRÜ ile teshin, ne işittiğiniz gibi zor vc
\ ne de bakımı güçtür. Bütün iş LİNYİT için yapılan ;;
; 'hususî tip sobadadır. i
1 Mağazamız bu kere Tlasköy'deki Fabrikacılık ve Ticaret !
; T. A. Şirketinin bu maksatla imal ettiği sobaları sayın ;;
• Ankaralı hemşehrilerine takdim ile şeref duyar. ; i
• ; Mağazamızda Linyit ile yakılmakta olan soba teşhir î;
! ’ edilmektedir. ;;
J Adrese Dikkat:
? Demir Ticaret evi :
Bankalar Caddesi Yurt sokak No: 15. Telefon: 12682. ! 5855 !;
BÜYÜK Mağazada
Taksitle Satış Başladı
Memur ve Subaylara Kolaylık
Adres: Anafartalar Adliye Sarayı, yeni mağazalar karşısı No.
29 Ekim 1950 akşamı CUMHURİYET BAYRAMI şerefine
Büyük gala suvaresi
7 Bıymans revüsü iştirakile
HUSUSİ YEMEK
Tel: 15190, 12603 masalar kaydına başlanmıştır.
Mutbak malzemesi
alınacak
İstanbul Jandarma S.ıhnalma Komisyonu Başkanlığından:
Cins ve miktarları şartnamede yazılı on bir kalem bakır mutfak malzemesi, İstanbul Taksimdeki komisyonumuz binasında 1 Kasım 1950 Çarşumba günü saat on beşte kapalı zarf eksiltmesiyle satın alınacaktır. Muhammen bedel 15766 lira 93 kuruş olup geçici teminatı 1182 lira 52 kuruştur. Evsaf ve şartnameler Ankarada, Ankara J. Sa. Al. Kom. Başkanlığında, İz-mirde, İl Jandarma Komutanlığında, İstanbulda komisyonu -muzda her gün görülebilir. İsteklilerin ticaret vesikaları, şartnamede yazılı diğer belgeleriyle ilk teminat makbuzu veya banka kefalet mektupları ve teklif mektuplarını havi teklif zarflarını eksiltme saatinden bir saat evveline kadar komisyonumuzda bulundurmaları. Postada gecikmeden mesuliyet kabul edilmez. (13817)—(7661)—(2275)
BÜYÜK Mağazanın j BÜYÜK Mağazanın \
İthal Ettiği Avrupa Kumaş i
yerli kostümlükleri müşterilerini memnun edecek vasıftadır!
ZENGİN Kadın, Erkek, Çocuk, Bebo Tekmil GıYİM EŞYA Çeşitlerini ; 300 — Tel: 15149 — Hikmet Ünal ve Ortağı Kollekiif Şirketi
Mutlaka görünüz
► Ankara Şubesi
BÜYÜK Mağazanın
Hususi surette getirttiği Paris diplomalı terzi Niko NİKOLAİDİS
Garantili
Sipariş, her türlü giyim ihtiyacınızı karşılamak üzere emrinizdedir. Reklâm değil hakikattir.

Comments (0)