Perşembe
25
MART
1S4S
İdare: Nuruosm&nlye No. 11 Tel adresi: «YENİ SABAH.
İSTANBUL
Telefon: J07PS
ABONE Türkiye
Sendik fl ayldr 3 aylık 1 aybk
woo 1500
•00
100
Kr.
BEDELİ
Ecnebi
M00
B900
1000
900

)
)
)
10
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ M UDA F i i Y i Z
KURUŞ
a
“9
z
f
Onuncu TU
No. 3267
Demokrat Parti 6 Kurban Daha Verdi
t
s
1
Masan Dlncer, Enis Akaygen, Ahmed Tahtakılıç, Ahmed Oğuz
Kuruldan
y

hracın tek sebebi Gene
an istifalar




_ e
Kararda, bu Millet Vekillerinin Genel idare Kurulundan Partinin manevî şahsiyetini tahkir maksadile çekildikleri ve istifanâmeyi Gazetelerde neşrettirdikleri bildiriliyor..
Ankara 24, (Hususî) — Demokrat Parti Haysiyet Divanı altı Demokrat Milletvekili hakkında ih -raç karan verdi. Karar şudur:
Bugün Merkez Haysiyet Divanı avukat Hamid Şevket nin başkanlığında. Afyon
înce -Millet-Devamı Sa, 3; Sü., 5 de)
Demokrat Partiye olsun acımıyorlar mı ---------------★ ★ ir ---------------—
Durum bu kadar iztirab verici ve milletin hakkı bu kadar adaklar altında çiğnenip dururken nasıl oluyor da. Demokrat Parti erkânı, bütün kuvvet ve kudretlerini iktidarda-kilere çevirecekleri yerde, kimin veya kimlerin nâm ve hesabına konuşduğu hâlâ belli olmayan Yal manlar'm, Köp-rülü'lerin tasfiye tavsiyelerine uyarak, tevriye makinesini bütün Demokrat Partililerin istediklerini daha çabuk tahakkuk ettirmek arzu edenlere kar^ı çevirmiş bu-
(____________ tünüyorlar? ........... |
dakikr binbir palavra ve edebiyat oı unlan arasında, vald ’ 'Devamı Sa , 3; Sü., 4 de)
CTÜN bir memleketin üstüne titrediği Demokrat Partideki iç ihtilâf, kurulun tahakküm ve politikasına dayandığı
Genel şiddet için, sürüp gidiyor. Hattâ hâlâ tard ve ihraç kararlarının bile sonu gelmedi. Haysiyet divânı, bu yeni ınoda sıkıyönetim cihazı, her gün bir nılllet\ekilinin veyahud bir Demokrat Partilinin başına satır indirmekle meşguldür. Dündeııberi de allı başı daha birden uçurmak için konuşmalara başlanmıştır.
Bu afaroz; söz, fikir ve ten-kid hürriyetine karşı hıı kdıç ve kalkan siyaseti devam eder-ken kumcular ve yardakçıları her gün ayni nakaratı tekrarlıyorlar: Partideki ihtilâf bitmiştir, tasfiyelerle Demokrat Parti eskisinden daha kuvvetli bîr hale gelmiştir. Bu ifadelerin ne kadar doğru ve yerinde olduğunu anlamak için her giiıı yeni bir Demokratın, kuruculara karşı gelme suçnle, töhmet-lendirilerek haysivet divânının önüne sevkolunduğunıı tesbit etmek kâfidir.
Aşağı yukarı durum öyle bir safhaya geldi kİ Demokrat Parti şeflerinin önderlerinin, kurucularının ve koruyucularının biîtiin nutuk, beyanat ve seyahatleri sırf ve sadece partiden ax rılanlara hücum ve taarruz içindir. Dün Bakırköy de, evvelki gün Kumkapıda, daha evvelce İzmir vilâyetinde veya Ma-nisada, yarın da Erzİncanda Demokrat rllesa sadece şahsî ır)uhalifterile uğraştılar ve uğraşıyorlar. Bu didişme ve boğuşmalar esnasında İse Halk Partisi ve onun hükümeti tama mile unutulmuştur.
Bugün bir Sadık Aldoğan veya bir Emin Sazak Demokratlar için bir Saraçoğlu veva Hilmi Orandan daha tehlikeli ve daha merduddur. Halbuki Demokrat Parti erkânı, bir dakikacık için olsnn, nefislerini İhtirastan ve gururdan sıyırarak rahatça düşünebilmeler. Halk Partisile henüz görülmemiş he salıların, hattâ câri hesablanıı, mevend olduğunu tesblt ederler Hâlâ zavallı Koraltan, «Jandarma tazyiki olmaz ve secim serlıcst olursa önümüzdeki kısmi seçimleri kazanacağız!» diyor Demek ki hııgün niifüz ve otorite yansına çıkmış olan mu haiofet erkânı demokrasinin en Intidaî bir esasını vânl. secim hitrrivcfı ve masııntuğnmı henüz sağhyamamışbr. İktidar-


Koraltanın konuşması
• Tnınıan, 29 geminin îtalyaya devrini belirten emri imzalıyor

Rusya ise, Ingiltere ve Amerikadaki Elçilerinin ağzı ile ı Anglo-Amerikan efkârı umumiyesini uyutmağa çalışıyor Vaşington 24, (A.A.) — Dün ak şanı Bt.yaz Saray’da Birleşik A-merika Cumbıırbaşkaniyle ordu, hava ve deniz Bakanlariyle kurmay şeflerini bir araya toplayan konferantan maksad Amerikanın milli savunması için kongreden istenecek kredilerin mıkdannı tayin etmek olduğu bildirilmektedir.
Bu hususta yapılan tahminler sekizle on milyar dolar arasında tahalilf etmektedir. Bu para Başkan Truman tarafından ocak ayın da kongreye verilen bütçe tasarısında mevcud 11 milyardan ayrıdır.
Londra 24 (A.A.) — Daily Gra-phic’in Vaşjingtoıı muhabirinin bildirdiğine göre, Başkan Truman
tarafından verilmiş olan talimata göre, hâleıı hazırianınakta bulu-(Devamı Sa., 3; Sü., 5 de)


tf
Balıkesir’de
“Bize dört buçuk kurucu diyorlar. Bunu reddederim. Türkmilletinde buçuk yoktur,,
Aldoğan ve Sazak’a hücum eden konuşmasında Koraltan, Fuad Köprülüyü methetmeği unutmadı. Haricî tehlikeden bahsederken de “Sadak gelince bunu bize anlatacaktır,, dedi
General Br ide
Türkiye’ye askerî yardım tamamen başlamıştır,, diyor
*| D. P. İstanbul Milletvekili Re-fik Koraltan, dün gece Fatih D. ı P. ilçe merkezine giderek, son par
z ti ihtilâfları etrafında, birkaç gün
7 denberi semt semt yaptığı konuş-
J malara burada da devam etmiş,
j ezcümle şunları söylemiştir:
«— Bütün kasidlere rağmen, D. P. sağlamdır. Partiyi çekemiyen -ler, kananlar, ona çelme takmak istediler.
Bu adamlar, cn hafif tabirile,
Ankara, 24 (A.A.) — Amerikan kongresinde izahat vermek üzere Amerikaya gitmiş olan askerî yardım heyeti başkanı general Me Bı ide dün şehrimize gelmiş ve bugün saat 16 da Amerikan yardım heyeti binasında bir basın toplantısı tertib ederek gazetecilerle görüşmüştür.
General Mc Bıide’in Ameıi-kaya istişarelerde bulunmak üzere gitmiş olması dolayısıle bu istişarelerin ne gibi neticeler sağladığı yolunda bir gaze-(Deram: Sa., 3; Sil., 3 de)
Yeni Maliye Bakanı kim olacak?
insafsızdır. Şurada, burada yazdık1 lan yazılar, söyledikleri sözlerle, kendi mahiyetlerini kâfi derecede izah ediyorlar..
(Mütehakkim) diyorlar; hattâ (dört) değil, (dört buçuk) diyorlar. Bunu reddederim. Türk mille* tinâe (buçuk insan) (yarım insan) yoktur.
îlk anlarda; (partinin balayı günlerinde) ki satvetimiz muka* (Devamı S a., 3; Sü, 4 de)
Herkesa Yurdsevarlik Dersi Vermeğe Kalkışan
“V atan,, Başyazarı Yalman hakkında
Artık bir bftkflm va karar vermek sırası sîzlere, okuyncnlara kaldı


1. No. lı Anteb Dokumacılar Kongresi
— o----
kongrenin yenilen, ■nesi İçin Ankarayo telgraflar çekildi
Anteb, 24 (Hubusî) — Günler-denberi iki tarafa aynlıp her bir tarafa kooperatif eeçlmini kendi lehine kazanacağını iddia «den 1 No. lu dokumacılar koperatifi u-mumî toplantısı Halkevi Balonunda yapıldı.
(Devamı 8a., 3; Sü , ı de)
Harb rizikolu rı yükseliyor ——ö-—
Ankara 24 (Hususî) — Amerikanın Türk iyeye yardımının peşin para yerine kredi ile yapılması bu-

C. H. P. itler bu seferde: “40 sene iktidarda kalacağız„ diye bağ r hlar
Ayvalık Belediye Başkanı “Mulıalclfet safında olanlar’ muh'.ar, C. H. P. Başkanı veya Millet Vekili olamadıkları için küsenlerdir» dedi..
Balıkesir (Hususî) — Şehrimizi toplantıya Balıkesir Demokratlan C. H. P. merkez binası salonunda da dışarıdan iştirak etmişlerdir, mühim bir toplantı yapılmış ve bu I (Devamı Sa., 3; Sü., 5 de)
HİKMETİNDEN SUAL OLUNMAZ!..
Yerlisi daha güzelken yabancılara daha kötülerini yaptırmaktaki illet acaba ne ola?
Londrada basdırıîan pullarla yerlilerini mukayese!
W'***'
defa Londra-
Büyük pullar Ankarada basılanlar, küçükler son da yaptın
Bundan evvel tedavülde bulu-
nan vo üzerlerinde Cumhurbag-
Unlardır.
pullan Ankara’da boasında basılmıştı.
(Arbas) mat-
Avrupada
■ o-----
Merhum Halid Nazmi nin cenazesi
Istanbula getirilecek
Ankara, 24 (Hususî) — Halid Nazmi Keşmirin vefatı ile açılan Maliye Bakanlığına kimin getiri -leceği etrafında muhtelif rivayetler dolaşmaktadır. Tahminler arasında Tekel Bakanı Şevket Ada -lan eski Maliye Bakanlarından Nunıllah Es ad Sümer ve Muammer Erişin isimlerinden bahsolun-maktadır. Yarına kadar yeni Maliye Bakanının belli olacağı da bildirilmektedir.
CENAZE MERASİMİ
Ankara: 24 ı Hususî) — Maliye (Devamı Sa , 3 Sii„ 6 da)
Altı gündür bu sütunlarda (Vatan) başyazarı Ahmed Emin Yal-nıaıı’ın mütareke yıllarında kendi imzası altında çıkan yazılarını, tarih ve gazete numarası zikretmek şartile, aynen neşrettik. Sonra ayni Yalman’m bugün nasıl ko -nuştuğunu, ne kadar yüksekten attığını açıkladık.
Bu ifşaattan açıkça anlaşıldı ki:
1 — (Vatan) başyazarı Ahmed E min Yalman Türk milletinin miis takil bir devlet kurmaya kabiliyet ve ehliyeti olmadığını iddia etmiştir.
2 — (Vatan) başyazarı Ahmed Emin Yalman, kapitülâsyonlar kalksa ve Türk topraklarına el sürülmeyeceği temin edilse blle( Türk milletinin böyle bir istiklâli birkaç gün muhafaza edemiyeceğl-ni iddia etmiştir.
3 — (Vatan) Başyazarı Ahmed E min Yalman, yabancı himayesine girebilmekliğimiz için yerine getirmemiz gereken şartlardan birinin, Anadolu topraklarından bir kısmının Ermenistana katılması 1-cabettiğıne inanmış ve bu fikrini açıkdan açığa, imzası altında yazmıştır. (Devamı Sa., 3; Sil., 4 de)
’AKVİMDEN BİR YAPRAK
Biz kaza diyoruz!
Bulgaristan
Bul-Bul-rad-
Ankara radyosunun Bulga rca neşr.yâhnı boz’nağ ı ç^Lşiyur
Ankara, 24 (Radyo) — garistandaki müşahidler, gar hükümetinin Ankara
yosunun neşriyatını bozmak i-çın çareler aradığım bildirmektedirler. Bulgar hükümeti, Ankara radyosunun Bulgarca, neşriyatının Bulgar halkı tarafından dinlenmemesini arzu etmek tedir. Bulgar hükümetinin bu arzusuna rağmen Bulgar halkının, Ankara radyosunun neşriyatı
• W •
eçon gün BabıâlI caddesine muvâzl, kestirme yokuştan I-nerkon aşağıdan kapısı açık boş bir otomobil sö- -~ kün etti; şoför, gö- I zünü ileriyo dikmiş, kapısının açıklığilo moşgul değil; araba biraz İran sefaret binasının dıva-rına yaklaşsa, kapı çatır çatır kopa -oak Yahud birini dıvara sıkıştırıp yamyassı odooek Bağırdık: «Kapı açık kalmış!» dedik; aldırış bile etmedi. Bir saniye sonra bir foryad koptu. Kapı karemolû satma bahancsllo dilenon İhtiyar vo sakat bir adama çarparak yuvarladı. Kutu bir tarafa, şekerlor bir tarafa Dilonci sırt üstü yere uzandı. Şoför de gaza bastı, uçtu gitti. İhtiyarın etrafına topla -nanlar tovekkül ile başlarını salladılar, yüzlerine bir teslımlyol ve rıza mânası verorok söylendiler:
kaza.
Beyoğlu balkonu
ğa dürüyor ve kadının beynini yor.
aşağıdan geçen bir parçalıyarak öldürü-
Vak’ayı görenler» gazeteleri okuyan-lar tevekkül llo bay ve yüzlerine bir tea-
caddcsln-taınir c-ufak bir
— Kaza oldu... Geno geçonlordc do bir apartmanın
diliyordu. Apartman sahibi todbir almağa lüzum görmüyor; bal-
larını sallıyorlar limiyet mânası vororek söyleniyorlar: — Kaza oldu... kaza.
Belki yapı sahibi, beyni parçalanıp ölen kadın İçin:
— No vardı bu vakit sokağa çıkacak? kadın kadıncık olup ovinde o-turmak varkon sokaklarda sürtmenin mânâsı nedir? O, orada olmamış olsa demir yoro düşecek, bu kaza da olmayacaktı.
Dün gazetede okudum:
İstanbul Sular İdaresinden bir a-ınele, Eminönü meydanında su taksimi çukurunda çalışırken bir otobüs kapağa çarparak kapatmış ve ağır demir lovha, bedbaht adamın kafasını parçalayarak derhal ölümüne sebebiyet vermiştir. Pok tabii olarak tanınmayacak kadar parçalanmış kafalı cesedin etrafın;»
«F
O

t n N I 8 A fl A’ n
25
M A R T 1948
Yazan:
I HATIR AL Aftlja
Profesör Kenan Öner
OkUTtCÜ
DİYOR kİ
!
netice veremez. Ve böyle ve binııetice Demokrasinin
zihniyet ve hattâ hareke-iinıid vermektedir. Her da-
- 25 —
Bunu duydum. Memlekette hak emniyeti sarsılırsa ıe saF Sılan yerler tâmir edilmezse buderin vebal ve mesuliyetin altından kalkacak kimse tasavMir edemem. Emniyet mefhumu hak mefhumu tamamen teslim edilmelidir.
Devlet idaresi halkın idaresine, ihtiyacına, hine bakmak dernektir. Yerli Mallar Pazarı hakikaten devlet fabrikalarının da aleyhindedir. Çiinkii diğer esnaf başka mallar satarak Yerli Mallar ftozarının müşterilerini kaybediyorlar. Bunu defatle toplantılarda ırzettim. Devlet olarak bir bakkalın, bir esnafın hakkını yemeğe ve yaşama hakkını düşünmeğe salâhiyetiniz yoktur. Her ferdin hayatını düşünmeğe mecburuz.
Arkadaşlar, büyük bir İktisadî buhran arefesindeyiz. De\let teşkilâtı gelecek vaziyete kulak asmamaktadır. Bu önümüzdeki buhran belki beş yıl devam edebilir. Bu buhrana intibak için şimdiden bir çare bulmazsak, işimiz çok kötüdür? Şu sırada bileJılr kö.vü soysak, soııuıa çevirsek elli lira çıkmıyor. Dnlıa söylenecek çok şey var. Onları da artık oğluma tcnbilı ederim, o anlatır. Allah Türk milletine ze\al \ermesin. Var olsun, lâyık olduğu mertebeye çıksın. Siz do sağ olun, Allaha ısmarladık, arkadaşlar...
Bu beyanattan sonra mebuslardan bir kaçının takrir lehinde mütalâalar serdettiğini ve nihayet Adnan Menderes’le Emin Sazağın gıyabında reyler toplanarak Hikmet Bayur ve Fuad Köprülünün iki kırmızı oyuna mukabil diğer üyelerin kar gibi beyaz ekseriyetile Büyük Millet Meclisinin kendini dağıttığını görüyoruz...

Seçim tasarısnıın bu suretle kanun halini alması üzerine gazeteciler şalisi fikirlerimi öğrenmeğe ve bu şartlar altında intihaba iştirak edip etmiyeceğimizi anlamağa gelmiş ve tarafımdan da his ve kanaatlerim şu sözlerle ifade edilmişti:
Bü HUSUSTA İZHAR ETTİĞİM KANAAT
Muhalif partilerin taazzunına, uûletin lıakilû menfaatine ııygun bir hareket tarzını takibe imkân bırakmayan bu istical karşısında ancak halkımızın bize beslediği itimad ve muhabbet bizi seçime iştirake sevkcdcbilir. Fakat bu itiıuad ve seıgiyi izhar için zaruri olan hürriyet ve serbesti tahakkuk imkânını bıduıadıkça. yapılacak lıer şey tek partili idare sistemini idameden başka bir bir intihapla millet iradesinin tezahürüne inkişafına inanmak çok güç olur.
İtirafa mecburum ki, Halk Partisinin ti, bu serbestinin temin edileceğine pek az
kika kendini gösteren müdahaleler o kadar çoğalmaktadır ki, bunları açığa vurma zamanı gelince tazyikin bu dereceyi bulduğuna yapanlar da hayret edeceklerdir. Diiııkü meclis müzakerelerinde salonu dolduran (Bak daha neler yapacağız), (icap ederse bundan on defa daha eğirini koyarız) gibi tehditler, istikbal hakkında neler düşünmek icap edeceğini anlatan birer müjdecidirler.
Tüzüğümüz, buradaki teşekkülüne ancak Belediye intihapları hakkında takdir salâhiyeti vermiş, umumi seçim için nasıl bir hareket tarzı ittihazı icap edeceğini Geııel İdare Kuruluna bırakmıştır.
Her şeyden evvel şurasını bir kerre daha tekrar edeyim ki, Demokrasi, tahakküm düşmanlığından başka bir şey olmadığı için, partimiz içinde de, tek bir şalısın fikrine kıymet izafe etmek doğru oluıaz. Bunun için şahsan söyliyeeeğîıu lıer şeyi partimiziu noktai nazarı farzetıııeğe imkân yokdur. Bu sebeple partimiz mensupları arasımla yakında toplantılar yapılarak hal ve vaziyetin icaplarını düşünecek, evvelâ memleket, sonra da parti için en hayırlı olacak hareket tarzını tayin elliliden sonra tatbikata geçilecektir.
Demokrasiye göre bir partiye intisab, o partinin akide ve nizamlarına hürmet şartile, vicdan ve tefekkür hürriyetinden mahrumiyeti istilzam etmez. Tabii, beniuı de bu hususta şahsi bir mütalâanı olacak ve olmalıdır. Fikrimce ilimizin muhtelif ilçelerinde henüz. İliç bir teşkilatımız olmamakla beraber bugünkü şartLar altında iştirak edeceğimiz herhangi bir intihapta zııhur edecek mağlubiyet ile partimizin kudret ve prestijini ölçmek kimsenin aklından geçmemelidir. Biz ancak halk için çalışıyor ve doğruya gittiğimiz müddetçe halkın bizimle beraber olduğuna iman etmiş bulunuyoruz. Bu imanın tahakkuku için de, her şeyden evvel intihabatın, he(nnıiz tarafından mevcudiyeti iddia olunan Demokrasi şartlarına uygun bir şekilde icrası kadar tabiî bir şey olamaz.
Muhasımlarınuz da muvaffakiyet kudretimizi artık öğrenmiş olacakları için, bunun tahakkuk etmemesine var kuvvetlerde çalışıyor ve gayri tabiî emrivakiler ihdasile bunu önlemeğe çabalıyorlar. Kanaatime göre, bu şartlar altında bile intihaplara iştirak etmemek için bir sebep yoktur. Fakat intihaplar sırasında da bir müdahale ve tahakküme yol açılırsa böyle bir komediye iştirakten feragat kadar da normal bir şey olamaz. Söyledim ya. bunlar beıûıu şahsi düşü acele rimdir. Asıl karar birkaç gün içinde belti olacaktır.
Biz kongre hazırlığını yaparken Halk Partisi de İstanbul seçimini kendi menfaatleri bakımından düzenle idare etmek üzere mevcut teşkilatına ekli olarak Millet Vekillerinden Muhiddin Üstündağ, Yahya Kemal Beyatiı. Mekki Hikmet Gcdenbeg. Dr. Kemal Cenap ile Ziya Kaıamürselin Istanbula gönderileceğini ve Parti müfettişi Alâeddin Tiritoğlunun Kütahya bölge müfettişliğine naklinin kararlaştırıldığı gazetelerde okunuyordu.
İktidar partisi bu mebusları Istanbula yollamakla Demokrat Parti İstanbul teşkilâtına yapacağı iyiliklerin en büyüğünü yapmış, fakat Tiritoğlunu buradan kaldırmakla da bunun acısını çıkarmıştı. Halk Partisinin bu işde noktai nazan şu olabilirdi:
Bu mebuslardan Mekki Hikmet, Muhiddin Üstündağ ile Yahya Kemal Istanbulda birbiri arkasına inhilâl eden üç mebusluğun inti -babında Halk Partisince namzet ilân edilmemesine, hattâ her defasında Hakkı Tank Us’un gizliden gizliye desteklenmesine rağmen Millet-
İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığına
Demokrasi ilcmiue katıldığımızı ilân edip durduğumuz son zamanlarda da, hür ve serbest milletlerin Demok ratik gayelere matuf türlü hareket ve faliyetlerine iştirak eder görünerek vakit vakit bo maksadlarla tertible-nen içtimalara, konferanslara, halk, işçi ve köylüyü tem-silen ve fakat malfını zihniyetle birtakım resmî heyetler teslrii edip dururuz.
Hükümetçe seçilen bu heyetlerin, bir kısım elıibba ve yârana devlet kesesinden hoş ca bir seyahat ve tebdilha-va yaptırtmaktan başka bir faydacı bulunduğunu da zan-edersem kimse iddia edemez.
Ceuevrede toplanacak Basın ve Haberleşme konferansçın, gene o yıllanmış hükümet görüş ve zihniyetile bir heyet teşkil edildiğini ve asıl alâkalı matbuat mümessillerine bu heyette gene yer verilmediğini hükümet başkanına yazdığınız mektup ile. buna verilen cevaptan anlıyoruz.
Yasak savmak kabilinden tertip ve izam edilen bu kabil heyetlerle, rejim ve sistemimizin müşabehet ve mu-tabakati hakkında Demokrasi dünyasına telkin etmek istediğimiz fikir ve kanaatlerde, ne dereceye kadar muvaffak olduğumuzu anlamak için. Basın hürriyetine malik olan ve olmayan meın-leketirrin tasnıfrıule, bize ayrılan tarafa bakmak kâfidir. Bugünkü şartların neticesi o-larak dünya o kadar küçülmüş ve milletler arasındaki
M
temas ve münasebetler o kadar inkişaf etmiştir ki, bir memlekette cari olan bir u-sûl ve sistemi maskelemeğe ve hiç ohrtazsa taklit ederek aksettirmeğe artık imkân kafana mı.ştır.
Matbuat ve haberleşme lıiirri) etini teşlûlâtlaudıra -cak böyle bir konferansa, en başta olarak katılması icap eden Türk gazetecileri bundan mahrum bırakıldıkları takdirde, hükümetçe seçilip gönderilen heyetin Türk mat buatnıı temsil etmediğini ve ed en liy ereğini bir telgrafla konferansı tertib heyetine ve ya başkanına bildirmek sure-tile size tevcih eden memleket vazifesinin yerine getirilmesini rica ederim.
Avukat Haydar Karaca
£
I ı *■’ I
&

vekili intihap olunmuşlardı. Bu netice onlar nazarında bu üv adayın
_ *11 i _ _ w • • « • « . -* *
Berberler, Beynelmilel saç müsabakasına iştirak Edecekler
■ ■ o--
Mayıs ayında Pariste yapılacak olan Beynelmilel saç müsabakasına berberlerimizin de iştirak edeceğini evvelce yazmış-tik-
Öğrendiğimize göre Ticaret Bakanlığının ve Esnaf Odasının bu işe alâka göstermemeleri do layısile berberlerimizin müsabakaya iştirakleri imkânsızlaş-m ıştır.
Diğer taraftan bir müddet evvel Ankarava giden Cemiyet başkanı Adil Vardarlının Anka-radaki temasları neticesiz kalmıştır.
milletçe sevildiğinin bir delili olarak kabul ediliyor, hararındaki sem f patının umumî intıhapda da partiye faydalı olduğu tasavvur ediliyor ( du. Hal bu ki, hakikat hiçte böyle değildi. Bu üç aday lstanbulda se-1 bildikleri için değil, son günlerde nedense dimağında mebusluktan baş-Z ka bir düşünce kalmayan ve bunu temin için Demokrat Parti ile kah-) ramanca döğüşen Hakkı Tarık’ı çevreiiyen antipatiden ileri gelmiş bu-) lunuyordu. i
kanunun
(Devamı var)
TAKVİMDEN y^YAPRAK
Biz kaza
fBaştarafı 1 incide) kül ilo başlarını sallamışlar, yüzleri-no bir teslimiyet ve rıza mânası vererek söylenmişlerdir:
— Kaza oldu... kaza.
İşte biz böyleyiz! bu vak’alara kaza diyoruz; fakat düşünülürse, bunların kaza ile bir münasebeti yoktur. Koskoca Babıâli caddesi dururken daracık yokuştan kapısı açık sini tırmandıran bir şoförün vak'a nasıl kaza olur?
Evvelâ o dik ve dar yokuşa
şı bir kasiddir; sonra arabasının kapışım kontrol etmemesi de bir kasid-oır: Daha sonra dilenciyi devirip kaçması, üçüncü bir kasiddir. Bu şoför, imkanını bulsa da, aratyasım i-ran sefaretinin yüksek dıvarmın kenarında dolanırsa ve oradan paldır kuldur aşağı yuvarlan», buna kaza-
araba-yaptıgı
saldırı-

Belediye mensubinı çok müşkül durumda
çocuk zammından istifa-
üracaatlara
Müstahdemlerin;
deleri yolunda yaptıkları müsbet veya menfî cevab verilmedi
f I
Pasif Korunma tedbirleri
I
Mutavassıt yurddaşla mülakat
HER SABAHA
H
• ... I ■ — ()■ - — 1
Halkın, bu hususta bilgisini artırmak için konferanslar verilecek
Diğer resmî devâirde olduğu gibi Belediyede de çalışan memurlara d ı çocuk zammı verilmekte; fakat ücretleri geçimlerini temin edemiyecek kadar az olan müstahdemler bu zamdan istifade etti ölmemektedirler.
Bugün Belediye emrinde bine yakın müstahdem çalışmakta ve müşkül bir durumda bulunmakladır.
Mağdur bir vaziyette olan müstahdemler, I ' ' _ gili makarna müracaatla, hakkın kendilerine de tanınmasını istemişler, fakat kendileri-
birkaç defa il-bu
DENİZDE
“Istanbul,, Vapurıı’-nun h arsilyaya seferi
Cuma günü Batı Akdeniz seferine çıkacak olan «İstanbul» vapuru için, şimdiye kadar mü racaat eden 7 yolcu arasında Atina Büyük Elçimiz Ruşen Eşref Ünaydın, milletvekili E-miıı Erişirgil, Fazıl Ahmed Ay-kaç, Ispanyol artist Carmen Santaklis ve iskân Umum Müdürü Cevdet Atasagun idaresin de bir heyet bulunmaktadır.
Evvelce de yazdığımız gibi heyet Cenevredeki «Milletlerarası Mülteci teşkilâtı» ile temaslarda bulunacaktır. Bunu müteakib, Avrupadaki ırkdaşlarımızın nişanın ikinci haftasından itibaren kafileler halinde yurdumuza getirilmesine baş lanacağı tahmin edilmektedir.
Vapurla getirilecek olan göç menler, muvakkaten «Tuzla Mi safirlıanesine» yerleştirilecekler dır.
-----o-
POLİSTE
Eminönünde bir amele beyni parçalanarak öldü
Edirnekapıda Berber sokağın da 5 numaralı evde oturan Mus tafa Yıldız, evvelki akşam E-nıinönünde Terkos suyu saatini açarken bu esnada oradan gecen şoför Hamdinin idaresinde-ki 3043 plâka sayılı Kocamus-tafapaşa - Eminönü otobüsünün sademesine maruz kalmıştır.
Sademe neticesinde Mustafa nm kafatası parçalanmış ve derhal ölmüştür.
Egeli Gençlerin Tertibledikieri (iEge Gecesi»
Şehrimizde okuyan Egeli gençle» tarafından hazırlanan «Ege Gece, si- 26 Mart cuma günü akşamı sa at 21. de Taksim belediye gazinosun da sabaha kadar sürecektir.
Bu gecede. Eğenin çok sevilen tiin çeşitli zeybekleri, mahalli kos. tümlerle süslenmiş kızlı erkekli t) niversitelller tarafından oynanacak ve türküler söylenecektir,
verilıae-
nıemur-vak’alar
ne müsbet bir cevab miştir.
Maaşları üstün olan lara doğum, ölüm gibi da ikramiye ve ayda 10 lira da
çocuk zammı verilirken aldıkla n ücret 50-00 lirayı geçmiyen müstahdemlerin ihmal edilme^ leri acı bir hakikattir.
Geçim sıkıntısı çeken 1000 kadar müstahdeme de çocuk zam mı, doğum ve ölüm ikramiyeleri tediyesi artık önüne geçiie-miyecek bir zaruretin tabiî desidir.
B ELF DıY E E» K
ifa-
Kuzu etine âzami fiat tesbit edilecek
Ankarada Ticarcet Bakanlığı nezdinde Ofis ve Belediye mümessillerinin iştirâkile yapılan toplantı hâlen devam etmektedir.
Ankaradan gelen haberlerden ve ilgililerden öğrendiğimize göre bu toplantıda meşgul olunan büyük istihlâk merkezlerinin et ihtiyacı ve canlı hay van ihracı meseleleri kat’î bir neticeye bağlanamamıştır.
Bakanlık, bu iki işin Ticaret Ofisi tarafından idare edilmesi ni istemiş, Ofis incelemeler yap ması ve lâzım gelen mütedavil sermaye mikdarım tesbit etmesi için bir mühlet vermiştir.
Diğer taraftan cardı hayvan ihram imkânlarının aranması karşısında; celebler, ellerindeki kasablık hayvanları istihlâk bölgelerine göndermemeğe baş lamışlardır. Bu yüzden şehrimizde koyun eti kesimi azalmış tır.
Koyun eti fiyatlarının yükseldiği bir sırada Belediye kuzu eti fiyatlarına âzami bir had tesbit etmeğe karar vermiştir.
Harb yılları içinde zaruri tedbir, ler meyanında olan Pasif Korunma teşkilâtının yeniden faaliyete getl-filmesine karar verildiğini bu münâ sebetle vali muavini Rüştü Ülkenin başkanlığında bir toplantı yapı iaıak muhtelif mevzuların İncelen mesl için teşkilâtın 4 tali komisyo na ayrıldığını evvelce yazmıştık.
Tali komisyonları çalışmalarına hararetle devam etmekte, kendileri ne verilen vazifeleri dikkâtle incelemektedir-
Komisyonların uğraştıkları konu lar arasında, âfİşlerle halkın bu bu sustaki bilgisini, arttırmak, plânlar hazırlamak, gerekli malzemenin to darikine ait tahsisatın tesbiti bulun maktadjr,
Diğer taraftan öğrendiğimize gö •re tali komisyonlar vazifelerini bl tirdikten sonra halkın bilgisini art tırmak maksadlle konfernslar ter. tib edilecek ve bu konferanslara devam, mecburi sayılacaktır,
AD Lİ Y E D E
alk Partisinin kodamanları a le, Ostnokrat Parti'nin kurut cuları ite mahayyel mülîkatt ter iyi, ho, amma, bir de ortada (mu« tavaasıt yurdda,) dediğimiz zumrf var kİ, asıl muhayyel veya hakikî mü» lâkatları bunlarla yapmak lâzım. Zira vorgiyi veren odur, evlâdını asker, gönderen odur, günün ızdtrab ve miM netini çeken odur. Halk Partisi jnun sırtına basarak iktidar sandalyesine tırmanmıştır. Şimdi Demokrat PartJ kurucuları da aynî yaldan sevdasına düşünco yotinden, feragat istifade edecektir.
'Lafın kısacı o
daş) yalnız partilerin değil, zin veliniınelimizdir. Ve biz bu ■.elini-ıııeti ekseriya ihmal ederiz.
Yazı işleri müdürü Fatın rimi açtım ve dedim ki:
— Hocam, ben biraz da sıt yıırddaş) la guriışmek
yürüıneH
gene onun hami* ve 1ertakarhğıncJafl
(mutavassıt yurd* hinimi*
Mâdeni Eşya Sanat'kârları
Kooperatifinin Bir İzalu
Yeni Sabah Gazetesi Yazı işleri Müdürlüğüne 16 Mart 1948 tarih 3258 sayılı gazetenizin ikinci sabife sinin 4 ve 5 inci sütunlarında ya zılan koperatiflmlz 15 3 948 tarihin deki kongresine ait notta:
1 — Müdür tarafından memurla ra 3700 liralık kömür dağıtılmıştır; diye yazılmış bulunmaktadır Haî bukl memurlara dağıtılan kömür kıymeti 476 liradır.
2 — İdare heyetinin mahkemeye verilmesi lâzımdır; şeklindeki ifadeye gelince: böyle bir hal varid de ğlldlr.
idare heyetinden Şevket Giirsoy çadırcı. Mahmud Yaşar Baştunç Halim Takla tekrar yeni idare heya tine seçilmişler, âztıdan Nuri Er-tonga ve Remzi Boşver kâfi rey al madıklarından İdare heyetinden ay nlmış bulunmaktadırlar.
Yengesini kaçıran bir adam yakalandı
(mut ivıe» itliyerunu
— Kimmiş o? şimdiye kadar mutavassıt isimli bir kimse işitmemıştinu Yahu! şu ana, baba, evlâdfarının göbeklerini keserlerken, yavruların^ verdikleri acaıp isimlerin bıtanare onların başına ne çorap örebileceğin i hiç düşünmezler. Soyadları da öyle değfl mi ya! meselâ...
Sözünü kestim:
—Dur birader, mutavassıt yıırd-daş dedi seni, Mutavassıt isimli bir zâtı kasdetmıyorunı, yâni orta haüı bir Türk'le görüşe/un dedim.
— Öyle söylesene! Ne konuşacak* inişsin orta halli yurddaşla?
— Bakalım o bu parti gürültüleri kumcu vO bozucu kavgalını, Ku^rü-lü'nün fiskosları. Yatman ÇalcJnîn kaşkarikoları hakkında ne düşünü,or? Bunu anlamak istiyorum.
— Fena olmaz, bir kerre tecrübe et fıkracı
Dün asliye 7 nci ceza mahkemesinde çok enteresan bir dâvanın duruşmasına bakılmıştır. Hâdise şudur:
Kâğıdhane köyünde oturan ve ayni köyde İsmail Yörükün yanında manda sürücülüğü ya pan Akif, ağabeyisi Ibrahimin kansı Hatice ile bir senedeiıbe ri münasebet peyda etmiş ve sevişmeğe başlamışlarda-. Bu halden komşular şübhelenmiş-l ler ve kadının kocasını ikaz etmişlerdir.
Nihayet gizli -münasebetlerinin bir gün açıklanacağını anlı-yan Akif yengesiıü alıp Kaıa-giimrükte bir arkadaşının evine kaçırmıştır.
İbrahim hâdiseyi zabıtaya bildirmiş, Akif yakalanarak mahkemeye verilmiştir.
Dünkü celsede sanığın ifadesi alındıktan sonra hakkında tevkif müzekkeresi kesilmiştir. Henüz yakalananuyan Hatice hakkında da gıyabî tevkif kararı verilmiş, celse başka güne talik edilmiştir.
Bir Katil 10 Sene 3 Ay Ağır Hunse Mahkûnı Oldu
Bir müddet evvel Sülevmani-w
yede kumar yüzünden çıkan kavga sonunda arkadaşı Meh-medi bıçaklıyarak öldüren Hur şid, dün 2 nci ağıı-ceza mahkemesinde yapılan duruşma sonun da 10 sene 3 ay ağır hapse mah kûm edilmiştir.
-------o-------
Tı b Talebe Cemiyeti Menfaatine Bir Konser Verilecek
Tıb Talebe Cemiyeti yardım sar dığı menfaatine. 30 Mart salı akşa mı Çemberlitaş sinemasında Münjr Nureddin ve Perihan Altmdağm il tirakile bir konser tertip edilmiştir
türlü bir düşünmedim
iyi gidiyordu, ensemizde bo-gibi

Mutavassıt yurddaşı aradım, buldum.
O, ne kurucular gibi yüksekten ab tı, ne berikiler gibi şikâyetlerde bulundu. Bana kısaca şunları söyledi:
— Fıkracı, bilmem ki, sana derdimi anlatabilecek miyim? Ayol biz Demokrat Parti erkânından neler bok-liyordıık, onlar ne yola saptılar? H. Partisinden o kadar bezmiş, hiç bir şey almadan muttasıl vermekten o derece ıısanmıştık ki, Demokrat Parti kurulunca ona dört elle sarıldık. Kendi kendimize:
— Kul sıkılmayınca Hızır yetişmezmiş! diyerek butun varlığımızla yeni partiye bağlandık. Ne yalan söyleyeyim? Ben bile hükümetin ve çeşidti baskısını hiçe saydım, küçük esnaf olduğumu bile. Partiye yazıldım.
Başlangıçta işler de . Halkçıların çeyrek asır
za pişirmesi kâfi gelımyormuş yeni doğan partiyi daha kundakla î-ken boğmaya kalkışmaları da bin birbirimize kenetlemiş, çelikten bir ka'o hâline getirmişti. 21 Temmuz seçimlerini sen de bilirsin. Her türlü tazy:-ka, sandık dalaverelerine, tasnif hilelerine rağmen seçimi kazandık. Ne idi o günler Yâarabbi!
Fakat tanı hasını yöre vuracağımız sırada bir Yalman çıktı; bir Köprülü türedi, partiyi birbirine kattılar
Bir müddet sustu, derin bir ah çektikten sonra şöyle devam etti:
— Biliyor musun, neye yanıyorum fıkracı? Bizimkiler böyle sen, ben kavgası ile meşgul iken parsayı gene Halk Partililer toplayacak. Bak daha şimdiden Kemal Satırlar ikti -darda yirmi yıl daha kalacağız diyor; Hilmi Uran sevincinden kabına sığamıyor Korkuyorum, fıkracı
— Neden korkuyorsunuz? söylesenize
— Bu gidişle o güzelim, o Demokrat Partiyi yıkacaklar
med Emin Yalman’ın, daha doğrusu onu hareketo getirenlerin ekmeklerine yağ sürocekler İşle ondan korkuyorum
Ve başı göğsünde, meyus ve muz-tarib uzaklaştı. FIKRACI
Edebiyat Fakültesinin Büyük Çayı
Edebiyat Fakültesi Talebe Cemiyetinin senelik büyük çağı 27 P.larl cumartesi günü akşamı saat 14—11 arasında Taksim belediye gazino sunda verilecektir.
Açık
canım Ah -
N
İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm?
lursunuz ?
— Çok yorgun ve incinmişe benziyordu. Esasen çok da meşagıli vardı. Müsaade buyurursanız açık söyliyeyim. Belki de büyük hizmet etmiş arka daşların kendisini rencide etmiş olması bu neticeyi ıcımiş-tir.
— Buradaki maznunların ifa deleri vaziyetin öyle olmadığını gösteriyor. Rauf bey bir taraftan sizinle temas ederken diğer taraftan İttihatçılarla teşriki mesai etmiş, Canbulatı buraya göndermiştir.
— Vallahi efendim, bendeniz Harbi Umumîde İstanbul içerisinde bulunmadım. Yalnız işi-tirdim ki iaşe hususunda suiistimaller, yolsuzluklar olmuş ve Kara Kemal bunlarda âmil olmuş. Yoksa kendisini buraya gelinceye kadar görmedim. Hat tâ bize «Fırkaya girerim» dediği halde girmemesi beni fevkalâde kızdırdı; canım sıkıldı ve sonra Emin beyle birlikte çekil mek istedik'.
— Sız orada heyeti idareyi teşkilden sonra Abdülkadire yj bir vazife verilmek istenildi mi? • (f
— Ilayır efendim. Esasen bir Ajj işimizin, hâriçteki işlerimizin il çok hafif olduğu zamanlarda ?ı, toplaşıl dık. Alclekser bendeniz Ji bulunmazdım. J|
fDeramı var) U
Takriri sükûn
dan sonra hiç bir siyasî gaye peşinde koşmadım ve bu maksatla kimse ile temas etmedim. Kanaati vicdaniyem de bunun müevyididir. Meclis kapısından çıktıktan sonra hiç bir faaliyette bulunmadım. Taklibi hükû -met ve suikasd gibi şeylerle aiâkamız olmayacağına dair zannederim ki, heyeti aliyeniz.-ce lıanat hâsıl olmuştur.
Kara Kemalin bizimle bu hususta anlaşmasına imkân yoktur. Nitekim tzmırde bu hâdiseyi ancak kendi adamlarile i-kaa teşebbüs ettiği anlaşılmıştır.
Bundan sonra birinci mecliste geçen hayat ve mesaimizde fürüatta ihtilâf olsa da esasat-ta şerefi millî nâmına müttehitlen ve müttefikan kararlar ittihaz ettik. Yoksa millî gayeler etrafında muhalefet yapmağı düşünmedik. Tekrar edeyim bendeniz çok namuslu hareket ettim. Heyeti aliyeniz de kuv -vetini milletten aldığı ve ada -bun-t letin tecellisine gayret tttigi ci edor-î hetie çekinmeden söyliyeyim: Ancak içtihad hatâsı olabilirse, onu bilmem.
Müddeiumumi — Selâhaddin bey diktatörlüğün tesisi hususunda da müttefikan karar verdik diyorlar. Birinci büyük Millet Meclisinin sakafı al-
bir tabi-
diyoruz!
Karınca gibi insan kaynayan caddede tahalfuzı Lodadır almadan mir yapjlır ve netice itibarile bir
çarorun beyni paralanırsa, bu vak’aya kaza denilir mi?
Otobüsün şoförü amelenin beynini parçalayan demir kapağa çarpmaya* çaktı; onun vazifesi çarpmamak, vak’-a çıkarmamaktır. Garpte otomobil sevk ve idare imtihanında tanıdığım bir namzede çöyle bir sual sordular:
— Arabanızı seukedorken önünüze bir tavuk ve bir fardan hangisini siniz?
İmtihan odilon
— Tavuğu!
Dedi, vo koca
mey y iz sonra izah etmiş:
— Sualin cevabı şudur: «Öyle 12r manevra yaparım kİ, no tavuğu, no
adam çıksx.. ezıncgi teroih
derhal i
bir sıfır aldı.
Mü •
Atatürk’e suikasttın tafsilâtı ve içyüzü
91
Yazan C« £•
Tefrika No. 2 15
tında diktatörlüğe karar verilmemiştir.
_____ Efendim en fena adamların bu suretle ifade edeceği mü hım bir kararda da müttefik kaldık demek istiyorum, başku mandaııhğın ihdasını kasdedı-yorum.
— Efendim mesele anlaşıl-rruştn: En mühim kararlan bile müttefikan iti-’ıaz ettik.» demek istiyor... Heyeti hâki-menin bir maznunu ısticvabdan maksadı hudisei vakıa ile alâkasını istik nah etmektir. Mesele memleketin ığlâl ve felâketi ile beraber lttihadcılığı bırak-mıyaruk el altından çalıear insanların bu hırsını meydana çı karmaktır. Bunlar bir taraftan lttihad ve Terakki namına program yapıyor, sonra Terakki-
perver fırkayı teşkil ediyorlar. Fakat takriri sükun kanunu i-le bu faaliyet duruyor. Bunun etrafında biz tahlil yapıyor ve masum olanlara karşı, ahvali sabıkası ne olursa olsun, yalnız adaleti göz önünde bulunduruyoruz.
— Efendim intihabat esnasında bizim vazife yapmamızın lüzumsuzluğuna kani’ olarak ben şahsen kendimi hiç bu- yerde ortaya koymadım. Hizmet hususunda yalnız b)r nokta i-çin empoze etmek doğru değildir. Eğer işte Rauf bey ve sevdiğim arkadaşlar olmasaydı ve hükümetin müsaadesinin mevcudiyetine kani olmasaydım buna girmezdim.
— Rauf beyin böyle bir şeye girmesinin sebebini nede bu-
* 7(F(IN * |
MART 1948
I
Al
1361
Rumi
Mart
12
Kasını
25
Perşembe
1367 H. .1 Cem evvel
14

139 — AY 3 — GÜN 85
Vaklt) Vûs Ezani
3. D. S. D
Gün( 5 55 11 31
OJle 12 20 5 55
İkind 15 49 9 21
Akşaı 18 26 12 «—
YatSj 19 58 1 32
Imsâ! 4 18 9 53


25 MART 1948____ , ____________
X E N I SABAH
Ankara cinayeti tatbikatı
ttönkii temsilî tatbikatta bir şahid cinayetten sonra Haşmet Orbag'ı nasıl gördüğünü anlattı Ankara, 24 (Hususî) — Bolu ağır ceza mahkemesinde görülen Ankara cinayeti dâvasının son du ruşmasında Neşed Naciyi öldüren katilin kaçışı ve şahitlerin kendisini görüşleri bakında temsili tatbikat yapılmasına karar verildiği-jnal umdur.
Bolu ağır ceza mahkemesinden gelen talimat gereğince bugün saat 15 de Himayeyi Etfal apartmanının büyük holünde Ankara birinci asliye ceza yargıcı Çelil Cevheri ve Ankara savcısı Baha Soysal olduğu halde bir temsilî tatbikat yapılmıştır. Tatbikatta Bayındırlık Bakanlığı mühendislerinden Ferid Derman, Ehlivukuf olarak vak’a mahallinin kirokisini yaparak katilin görüldüğü andaki yerlerini tesibt etmiş ve küçük tiyatro sanatkârlarından Ahmed Evintak ve Muzaffer Gökmen de katilin kaçışını temsil etmişlerdir.
Tatbikat sırasında katili bizzat gören kapıcı îzzet Aksu, fotoğrafçı Rifat ve Rıdvan dinlenmişlerdir. Kapıcı İzzet akşam yemeğini yerken Sultanın feryadiyle hole fırladığını, Sultanın hole bakan ufak bir pençereden (tutun katil kaçıyor) diye bağırmakta olduğunu, kapıya doğru koşarken hol üzerin de bulunan avukat Mahmud Güç-bilmezin yazıhanesinin önündeki çı kıntıya bir şahsın siper almış olduğunu,-meçhul şahsın üzerine doğ ru yürürken cebinden tabancasını çıkararak kıpırdama yakarım demesi üzerine korkudan fenalık gel diğini, katilin de bu arada kapıya doğr - ışarak kaçtığını, katilin başı ık olmakla beraber holün karanlıkça olması yüzünden başka evsafını görmediğini beyan etmiştir.
Dinlenen şahit Rifat sa, Sultanın feryadiyle fotoğrafhanenin ho le açılan kapısından hole çıktığını, bu arada Haşmetin avukatın yazıhanesi önünde elleri cebinde olarak hızla yanından geçtiğini, kendisinin Haşmeti tanıması sebebiyle, onunla alâkadar olmayarak Sul tana doğru koştuğunu, bu arada İzzetin de holdeki merdivenin trab zanına dayanmış bir halde durduğunu gördüğünü beyan etmiştir.
Bundan sonra tatbikat mahalline çağrılan Sultan vak’a akşamın daki gibi pençereden;
izzet efendi, katil kaçıyor, yakalayın, diye bağırmış ve birikmiş ler, sesin şahitlerin bulundukları mahallerden duyulup duyulmadı -ğını tesbit etmişlerdir.
Bundan sonra şahit Rıdvan din lenmiş ve şahit diğer şahitler tarafından kendisine faile dair hiç bir şey söylenmediğini beyan etmiştir.
1. No. lı Anteb Dokumacılar kongresi
(Baştarafı 1 incide)
Toplantıya binden fazla âzâ işti rak etti. Toplantı hararetli ve mii-cadeleli oldu. Neticede taraflardan biri kongreyi terketti. Buna sebeb kongre başkanlığına kooperatif Md. Mustafa Ogucunun seçilmesi, bunu teinin maksadile kooperatifle ortak olmadığı halde 211 kişinin toplantı salonuna ithali ve reye iştirak ettirilmesidir.
Salonu terkeden beş yüzden faz la ortak Ekonomi ve Ticaret Bakanlıklarına aşağıdaki telgrafı çek mislerdir:
Bugün 1. No. lu dokumacılar ko-operatiiinin yıllık genel kurul top lantısı yapıldı. Bu toplantı birçok yönlerden usul ve kanuna aykırı olarak cereyan etti. Kooperatif, müdürünü statünün 27. maddesine aykırı olarak kongre başkanı yaptı. Ortakların, bunun yapa -mayacağı hususundaki itirazları dinlenmemiş, bunun üzerine beş yüz kadar ortak toplantıyı terketti. Toplantıya iştirak etmek üzere 214 adet ortak olmayan yabancı kimseler suculmuşlar ve bun -lar reye iştirak ettirilmişlerdir.
Bu hususu, şikâyetimiz üzerine, vilâyetçe vazifelendirilen iktisat bürosu şefi Hikmet Dincer, tarafından bütün ortaklar huzurunda tesbit ettirilmiştir. Bu işleri yapan bugünkü kongre başkanının vaziyeti şudur:
1 — 1945 de müdür iken Eko nomi Bakanlığı, müfettişlerinin raporile vazifeden uzaklaştırılmış tır.
2 — 1947 de tekrar Md. olmuş, lâkin yukarıda zikrettiğim vaziyeti dolayısile bugüne kadar Md. Ekonomi Bakanlığınca tasdik e-dilın'miştir. Her türlü usule aykırı olarak yapılan bugünkü kongre nin iptalile yeniden, yapılacak kongreye Vekâletin göndereceği bir komiser nezaretinde yaptırılmasına emir ve müsaadelerini dileriz*
Refik Koraltanın konuşması
*■— w ■ .—-- r ~ ’
CBaştarafı 1 incide) bil partiyi korkutmuştu. Eyvah post elden gidiyor, dediler. Hayır arkadaşlar, bizim o zaman da, kim senin postunda, sandalyesinde gözümüz yoktu. Biz sadece milletin bahtını değiştirmek istiyorduk; Bize çektikleri kılıca iman dolu göğsümüzü dayadık ve yılmadık. Nihayet mevkiimizi sağlamlıyarak bugünkü sağlam durumumuza e -riştik.
Koraltan. Poker hükümetinin nasıl devrildiğini, Saka hükümetinin D. P. halikındaki görüşlerini i-zah etmiş ve 12 Temuz beyannamesine temasla;
«— Bu beyanname, hakikî zihniyet ve anlayışa dönüşün bir ifadesidir. demiştir.
Bu arada, D. P. sayesinde. Mat buat kanununun» değiştirilmiş olduğunu, iskân kanunununun kalk tığını ve seçim kanunu ile, orman kanununun değiştirilmek üzere olduğunu da söylemiştir.
Sözlerine devamla demiştir ki:
«— Millet, şerefine, haysiyeti -ne ve hele bekasına temas eden meselelerde şahlanmış bir arslan kesilerek; hakkında yanlış düşünce ve tefsirlere sapan gafiller aldanmış olduklarını anlıyacaklar-dır.
Demokrasi, başlıbaşına bir nizam ifade eder. Esasen, biz de bu nun için bu yola atılmış değil mi yiz? İstemediğimiz birşeyi kendimizde görmek çok gülünç oluyor. Böyle kardeşi kardeşe düşürmek gibi arzulara âlet olmak, bunları benimsemek bir milleti felâkete • götürür.
KÖPRÜLÜYÜ Mİ ‘'DA FA A
ismi üzerinde çok durulan (Kop rülü Fuad) için size kendi kanaatimi sövlivevim:
% w *
Köprülü Fuad, bir siyasî teşekkül için değil, bir millet için övü nülecek bir adamdır.
Bugün onu kötülemek için dil u-zatanlar; onun ilk anlarda yazdığı makalelerin altına imza bile atmak cesaretini gösteremezlerdi.. O halde, insafın bu memlekette ye ri yok mudur? Feragat ve nezakete bu memlekette yer verilmez mi?
KİMSEYE DÜŞMAN OLMAYI SEVMEM
Bana, vaktilc, gazete sütunla -nnda çatan Falilı Rıfkı'nın bile, sırasında. uzattağı elini sıktım.. Kimseye düşman olmayı sevmem, düşman olmam ve yine olmıyaca-ğım da. Bilmem, nelere işaret etmek istediğimi anlatabiliyor mu -yum? •
KORALILVN'A SUALLER
Bundan sonra, söz alan Veysel Güven:
a — Konuşmalarımız umumî bir mahiyettedir. Fakat, işlerimizi hiis rana götüren meseleler etrafında, sizden daha mufassal malûmat ri
■ ca ediyorum. Yalnız, şuna, dikkât ederim, ben ne Öneriştim ne şuyum ne buyum ben yalnız Kemallstinı.
1) — Madem ki, 9 ay önce, böyle
bir ihtilâfın tokumla rı serpilmiş ve hattâ Sazanın evine gidilmişti. Ken dileri ile ne konuşuldu:, ı
2) — Köprülü — Erim arasında [ ki telefon muhavereslnirbmahiyeti?
3 — Genel kongeriııln toplanma sıiıda ne gibi bir mahzur vardır,
4» — Beşiktaş gazinosundaki ka nuşmalar şimdiki arasında niçin bir tezad var Harici tehlikeyi öne sürerek niçin bizi frenliyorsunuz: 1 D. P. nin kuruluş zamanlarında da bizi nıuhasımlanniız böyle tehlike lerlc korkuturlardı;
5) — Kemal Satırın Anadoluda ki sözlerine ne diyorsunuz;
Karaltan: KARALTANIN CEVABI
« — Sizi önce tebrik ederim. Haki kî Demokrasiyi isbat ettiniz. Şura smı da tebarüz ettirmeliyim kİ, biz kimseyi şu veya bu damga 11c kötü lemek ve anları cemiyet dışı etmek istemeyiz.
Sık sık tekrar ediyorum: Vazife mizl (ihmal) etmedik (imhal) et-tik. Hakikaten. 9 ay önce Emin Sa sak. maksadını tamamen açıklamıştır. D. P, ye en buhranlı günle rinde Allah yardnn etmektedir. O sebepleri biz Heri sürseydik. feveran daha büyük olurdu. Sazak di *orki: (Ben Hürriyet Mlsakını beyen medimı; (Ben İcabında Demokratların dâvası tahakkuk etmezse, Genel Kurulun, Meclis grupunun Meclisten çekebilmesi selâhiyetlnl tasvlf etmemiştim.)
Şimdi bu arkadaşa „ sorunuz: (Binlerce kişilik bir kitlenin karşı 6inda, yalnız bulunuyorsun. Demok rasi ekseriyetin fikrine uymayı ica bettlrlr. Sen bunun akslniml İsti yorsun?)
2) — Nihat Erim — F, Köprülü konuşması.
Erim, bizi blrgün Meclisi terk hususundaki teşebbüsümüzü kalemine dolamış bilinen hücumunu yapnuş ve Köprülü de buna cevab vermişti.
Bu sıralarda Sadık Aldogan ts-tanbulda bir konuşma yapmıştı. Bu nun üzerine biz de, partice vazife 11 olmadıkça hiç bir milletvekili ko nusamaz; konuşursa kendisi mesul
dür dedik:
Bilirsiniz ki; Aldogan, bir topluluğa hitab edince, nedense bira? tuhaf ve düşünmeden 1 onuşuvor. Aldoğana niçin boy ] le yaptığını sordu "umu?, bir gün; Köprülüyü N. Erim telefe rla aradı. Şöyle bir konuşma oldu:
Etim — ÜstacT. yeniden mi clöğüş başladı? Yazılaumzda bi ze hiicum ediyorsunuz.
Köprülü — Siz başladınız. Mecbur ettiniz.
Ve bir yığın konuşmalar. Mu havere bundan ibarettir.
Günler geçti. Bazı temaslar oldu. Ve Erim, hakikî bir Demokrat müdafii olmuştur.
3 — Genel kongrenin toplanmasında gerçi bir mahzur yok tur. Fakat ,bu temin edilirse,
»partide çatlaklık olur. Genel kurulda buhran vardır. O da inkıraza uğrar. Biz Genel ku rulun da, bu çatlaklığa uğratılmasına meydan vemıiyeceğiz.
İcabediııce de, size istediğiniz hesabı vereceğiz. Çekindiğimiz birşey yoktur.
4 — Sözlerimdeki tezadlar-dan bahsettiniz. Sizin bana sor duğunuzu ayni edâ ile Kumka pıda Kemal Turan adında biri i de sormuştur.
Ben bir buçuk sene evvelki gibi, yine demin de gürledim. | Daha fazlasını istemek veya sövlemek de en hafif tâbirde (ihtilâl) dir, anladınız mı? | Koraltan. sözlerine devamla, haricî tehlikeyi öne sürerek kimseyi frenlemediğini belirtmiş ve Bunun politik cevabını da Necmeddiıı Sudak’ı bekleyiniz, gelsin o versin, demiştir.
General Bride
fBaştarafı 1 incide) teci tarafından sorulan suale cevaben şunları söylemiştir: Üç gün sonra 10.000 ton mal zeme yüklü bir gemi gelecektir. Bundan evvel de malzeme gel-^ mekteydi. Fakat bu beş geminin gelişile malzeme nakli işi tam bir surette başlamıştır diyebiliriz. Bundan sonra gelecek malzeme tamamen depoların, nakiiyenin ve limanların hacim ve kabiliyetine bağlı bir iştir. ’ Gelen malzemeler karışık bir şekilde olup içinde bir nevi harb malzemesi ınevcud bulunmaktadır. İlk gelen malzeme e-ğitim malzemesidir. Bilindiği gi bi uçaklar da gelmiştir .Ve ma vısın birine kadar bütün uçaklar Türkiyeye varmış olacaktır. Gelen malzemenin mikdarı belli değildir.
Bundan sonra gelen uçaklar ve diğer nakil vasıtalarile makineler için yedek akşamın te-1 mini meselesi hususunda soru- j lan suallere cevaben general Mc Bride şunları söylemiştir:
Bu malzeme için yedek parça gönderilmesi iki sene devam e-decektir. Bu müddet tahminidir. Malvemenin vedek parçaya olan ihtiyacı, bunların silâhiı kuvvetler tarafından iyi veya fe - na bir şekilde kullanılmasına bağlıdır. Yedek parçaların devamı esasen uzun müddet süremez. Ziı*a bu yarçalarla uçak ■veya nakil vasıtaları değişe değişe zamanla bambaşka bir tip alabilir. Amerikadaıı daimî su-rette yedek parça temin edde-bilecektiv. »
Bütün birliklere ayni şekilde yardım etmek imkânsızdır. A-sıl mesele eğitim meselesidir. Bu pek çok zamana ve çalışma ya bağlı bir iştir. Yardım gören birlikler diğerlerinin yerini alacakttr. Bütün Türkiyedeki askeri mekteblere yardımda bu lunulacaktır. Türkiyenin kendisine bir hücum yapılmadan ev-| vel, düşünülmesini icabettire-cek kadar kuvvetli olacaktır.
GENERAL HULL’UN TEMASLARI
Ankara, 24 (Hususî) — Dün şehrimize gelmiş bulunan general Hull bu sabah Millî Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanını makamında ziyaret etmiştir.
Harb riz ko arı değ şiyor
fBaştarafı 1 incide) rada büyük memnuniyet uyandırdı. Son zamanlarda dünya siyasetinin daha vâzih bir şekil alınası büyük dikkatle takip olunuyor. Bu hal ticarî ve iktisadı vaziyette de kendini göstermeğe başladı.
Yabancı sigorta şirketleri harb kelimesinden bahsetmeğe başlamış lar. Harb rizikolara bazı mimle -ketler için hafif bir yükseliş başlamıştır. Siparişlerde mal teslim edecek taraflar mukavelelerde fev kalâde haller için ihtiyatî kayıtlar koydurmaktadır.
i t i z a ı*
Yazımızın Çokluğundan İslâmda Mc’^hebler ve Fırkalar nasıl doğdu tefrikamızı koyamadık. Okuyucula. rımızdan özür dilerim
Demokrat Partiya olsun acunıw!ar mı?
fBUsmalcalcden devam) 1( rle ve türlü demeçlerle ortalığı avutmuşlar; demokraside ilerledik, birinci plânda Demokrat bir idare kurduk tenv-nelerde Demokrat Parti lider-lei’ini afHiınlamıslardir- Amma önümüzdeki mayıs seçimleri de ) aklaşınca Koraltan ister istemez, sert ve acı realiteleri görmeğe mahkûm oluyor ve içini çekerek: «Seçimler serbest olur sa biz kazanırız» demek mecburiyetinde kalıyor.

Dıırıım bıı kadar r/.tırab verici ve milletin hakkı bıı kadar ayaklar altında çiğnenip durur ken nasıl oluyor da Demokrat Parti erkânı» bu kadar kuvvet ve kudretlerini- iktidardakilere çevirecekleri yerde, kimin veya kimlerin nam ve hesabına konuştuğu hâlâ belli olmıyan \ alınanların, Köprülülerin tasfiye tavsiyelerine uyarak, teczive makinesini bütün Demokrat Partililerin istediklerini daha çabuk tahakkuk ettirmek arzu edenlere karşı çevirmiş bulunuyorlar?
Bıı muammanın halli kola?/ değildir. Sadık Aldoğan, Kenan Öner ue istivorlur? Milletin hak larnun, yâni ınevcud olmadığını Koraltanın ve dolayısile kurucuların kabul ettiği en basit ve iptidaî hakların elde edilmesi değil mi? Meselâ seçim serbestliği, basın hürriyeti ve saire...
Talihin ne acı cilvesidir ki şu dakikada haberleşme serbestli ğiııi. yâni kısa basın hürriyeti ui sağlamak maksadile Cenev-rede milletlerarası .bir konferans toplanıyor \e o konferans ta hükümeti kim temsil ediyor, Falilı Itıikı Atay ve Ni-had Erim; vâııi haleT ve selef iki aded «l’Jııs» başyazarı ki bu beyler nöbetleşe söz ve par ti hürriyetini boğmak için en (»; milyonlu sayılabilecek satır lık yazalar yazmışlardır.
Hükümet temsilcileri bu zatlardır. Mııtlıuah da temsil için fCumhuriyet) ten Nadir Nadi gönderilmiştir. Bu zatın da bütün harb boyunca yazdığı mihver tarafdarı sütun sütun yazılar ve .yıllarca biz Ame-rikadan gelme hürriyet istemeyiz diye karaladığı seri makaleler henüz kimsmıin hatırın dan çıkmamıştır.
Bu elim manzara karşısında muhalefet partisinin bütün kuvvetlerini birleştirerek nıiiş terek basma karsı savaşması icab ederken bir Ahmed Emin 1 Yalmanın iğvası, ya bir Köprülünün, yahud bir diğerinin sahsi ihtiras ve heveslerine âlet olan işi gücii bırakıp muttasıl fikir hürriyetine tarafdar olan dünkü arkadaşlarına hücuma geçmeleri akıl almaz. Lşiıı en garibi de bıı kardeş mücadele ve muharebesi yapılırken ağızlardaki parola birlik, beraberliktir.

Durum ciddî olmasa ve orta da balıis mevzuu olan, Demokrat Parti gibi az zamanda çok şeyler başarmış bir siyasi teş kiİlıı bayatile en neeib ve yüksek bir milletin demokratik hak ları bulunmuşa, insanın bu kadar tezud karşısında güleceği gelir anıma bugünkü \aziyet tebessüme bile müsııid olmaktan uzaktır, hattâ göz yaşlarına lâ yıktır.
İhtiras \e tahakküm sevdasının gözlerini kararttığı ve dostla düşmanı ayırmaktan da lıi âciz bir hale getirdiği anlaşılan bazı kurucular acaba hâlâ anlayamamış mıdırlar ki Ahmed Emin Yalmaıım köriikli-jeccği nifak aııcak böyle hazin gelişmeler doğurabilir.
A. Cemaleddin SARAÇOCiLÜ
“Vatan,, Başyazarı Yalman hakkında fBttîjlarafı 1 incide)
4 — (Vatan) başyazarı Ahmed Emin Yalman, bilmediği, tanımadı ğı Anadoluda Mevcudiyeti Milli-yeleri olduğu sandığı unsurlara muhtariyet verilmesi iddiasındadır.
İşte, Türkü bu kadar hakir görmüş, bizi bu derece tanımamış, Ahmed Emin Yalman bugün Mareşal Fevzi Çakmak başta, bu mem leketin en temiz ve lekesiz evlâd-larına yurdaeverlik ve hamiyyet dersi vermektedir.
Biz kendiliğimizden bir iddiada bulunmadık. Sâdece (Vatan) başyazarının mütareke yıllarında yaz dığı yazılan iktibasla iktifa et -tik.
Artık (Vatan) başyazarı Ahmed Emin Yalman’ın vatanseverliği, bugünkü iddialarında ne dereceye kador samimi olduğuna dair kesin bir karar vermek sîzlere, o-kuyuvulura düsen»
D.P. 6kurban daha verdi
idareci
1
ÇBaş tarafı 1 incide) vekili Kemal özçotan ve Kütahya Milletvekili İhsan Şerif özgen ve Afyon Milletvekili Ahmed Veziroğlu ve Tüccardan Said Başak ve yine tüccardan Eyüb Sah-ri Ilayırlıoğlu ve Enis Koryürek-ten mürekkep bir heyet halinde teşekkül ederek Genel Kurul’dan gelen 19. 3* 948 tarih ve 6/792 sayılı tezkere okunub, bunda bahis mevzuu olan inzibatı meselenin müzakeresine geçilerek aşağıdaki karara varılmıştır:
Gerekçeli kararımızda tafsilc-n i-zah olunacağı veçhile partimiz mensubları arasındaki uhuvvet ve dayanışmayı ihlâl ve tahrib her gün biraz daha muvaffakiyet yolunda ilerleyip millet göğsüne kök salarak yükselmekte bulunan partimizin manevî şahsiyetini tahkir kasdiy-le.
1 — Partililerimiz arasında sevgi ve saygı bulunmadığını .
2 — Tenkid hakkını temarnen ortadan kaldıracak mahiyette bir ekseriyet tahakkümü bulunduğu -nu.
3 — Aramızda doğruluk ve ahlâk prensiblrrinc dayanan Millî bir halk hâkimiyeti kurmağa imkân. bırakılmadığını.
4 — Millet ve tarih önünde mes' ul olmaktan çekindiklerini söyli -yerek. 10. 3. 1948 tarihinde Genel Başkanlığa verdikleri bir istifaname ile Genel Kurul üyeliğinden
Truman, kongreden ordu için on bir milyar doiarhk tahsisat isliyacek
(Başta rafı 1 incide) I nan yeni kur a usulü kanunu hükümlerince 18 ilâ 46 yaş arasında bulunan bütün Amerikan erkeklerinin mecburî askerlik hizmetine tâbi olmaları icabetmektedir.
Muhabir, yetkili kaynaklardan alınış olduğu bir habere atfen henüz kanunun hükümlerini bihni-yen ve kanunun 26 yaşından yukarı olan erkeklere şâmil olmıya-cağını zanneden halk ve kongre için bu kanunun bir sürpriz teşkil edeceğini belirtmektedir.
îlk olarak silâh altına alınacak olanlar 19 ilâ 26 yaş arasında bulunan erkeklerden müteşekkil ola çaktır. Fakat bu yaştan yukarı bu lunan Amerikalılar da ihtiyaç his sedildiği takdirde orduya alınabileceklerdir.
Albany: Nevyork, 24, (A.A.) — Cumhuriyet Partisi adına Amerikan Cumhurbaşkanlığı namzedi olan Nevyork hükümeti valisi De-vvey, dün bir gazeteciler konferan smda, «Sovyet Rusyanın tecavuz-kâr) siyasetinden Truman hükümetini mütereddîd ve muvaffaln-yetsiz vaziyeti dolayısiyle mes’ul tutarak «harp kaçınılmaz bir hâl almıştır ' demiştir.
Dcwey. kongre önünde Truma-nın söylediği nutukta milletlerarası vaziyetteki güçlüklerin şu-mûl ve mahiyetinin* Amerikan milletine açıklanmadığını gülmekle ne büyük bir (hayâl sukutuna» uğradığına işaret ederek dört nok tayı ihtiva eden bir plân teklif etmiştir:
1 — Birleşik Amerika hava kuv
Balıkesirde
fBaşiarafı 1 inekle)
İlk olarak küusüye gelen C. H. P. ilçe başkanı konuşacak hatible-ri hazirûııa takdim etmiş, bunu müteakip söz alan hatiblerden a-vukat Abdullah Fevzi Erdener, ge çende «Yeni Sabalı* gazetesinde (Hâlâ o zihniyet) başlığı altında çıkan yazıya temasla şöyle demiştir:
— Onu yazan zâta hitab ediyorum: Vaziyet böyle devam ederse, 20 srııe değil, 30, hattâ 40 sene iktidarda kalacağız.»
Bu sözler C. H. P. liler tarafın
dan alkışlanmışsa da, dışarıda bulunan yüzlerce Demokratın şid -detli protestolarına mâruz kalmıştır.
Bundan sonra söz alan Ayvalık belediye başkanı ve Halk Partisinin misafiri Muharrem Onursal, Demokrat Partinin bııgiine kınlar memlekete faydalı olmadığını vı D. P. nin iktidara karşı insafsızca tenkidlerde bulunduğunu, muhalefeti teşkil edenlerin, muhtar, C. H. P .başkanı, belediye reisi veya mebus olamadıklaıı için kilsdüklc-riııi söylemiş ve şunları ilâve ct) miştir:
( — En sinirlendiğim nokta hâkimiyet kayıdsız şartsız milletindir diyorlar. Arkadaşlar soruyorum, hâkimiyet milletindir, demek kanuna itaat etmeyin mi, demektir.
İçerde alkışlar, dışarda ıslık yuhalar..) Arkadaşlar, C. H. P. li ü-yeler, mücadelemize şiddetle devam edelim. Birbirimize kaynaşarak mücadeleyi devam ettirım li -yiz.
Bu arada şehrimiz Halk Partisi müfritlerinden oÇraprı Milat'. Armağan ( Kahralaunlaı diye bağırmış ve zor Rvsturulnıuştur.
Vecih! Bıçtıkrıoğlu
bu istifanameyi partimizi yıkmak toptan ayrıldıklarını bildiren ve kasdiyle Genel KuruVa sunmaz-dan evvel umumî efkâr önüne gazeteler vasıtasiyle yayan ve fakat I bu beyanlarını hiçbir delil ve va-j kıaya istinad ettirmemek ve madde göstermemek suretiyle Genel Kurul çoğunluğunun faaliyetini hakikata külliyen muhalif ithamlarla baltalamağa kıyam eden ve Muğla Milletvekili Doktor Mithad-Sakaroğlunun divana verilmesi hakkında Genel KuruVda görüşülürken nıüsbet rey veren, ve bundan istifalarından sonraki fiili va ı ziyetlerile partimizi parçalamağa çalışan Sinob Milletvekillerinden Yusuf Kemal Tengirşenk ve Eskişehir Milletvekillerinden Emin Sazak ve yine Eskişehir Milletvekillerinden Ahmed Oğuz ve Afyon Milletvekillerinden Haşan Dinçer ve İstanbul Milletvekillerinden E-nis Akaygcn ve Kütahya Milletvekillerinden Ahmed Tahtakılıcm işbu hareketleri tüzüğümüzün 17 inci maddesinin A. E. D. fıkralarının şevkiyle 16 inci maddenin B. Bendi uyarınca Demokrat Parti azahğmdan çıkarılmalarını rniil -tezim görülmüş ve bu babda vâki davete icabet etmediklerinden gıyaplarında yapılan incelemeler ne ticesinde tatmini kanaatta kâfi de liller meydanda bulunmuş oduğun dan cümlesinin partimizden ihracına söz birliğile karar verildi.
vetlerinin «ehemmiyetli bir surette* fazlalaştırıiması.
2 — Birleşik Amerikanın emrine «ikinci büronun* tekrar verilmesi.
3 — Trieste politikasında olduğu gibi Birleşik Amerika diplomatik çalışmalarının tezyidi,

4 — Dünya banşı için hürriyetlerine sahip olmaları büyük bir ehemmiyeti haiz bulunan milletlerin kalkınmaları ve kuvvetlenmeleri maksadiyle Avrupa ve Asya yardım programına daha fazla hız verilmesi.
YABANCI MEMLEKETLERE
Vaşington: 24 (A.A.» — (Usls) — Temsilciler Meclisi Dışişleri komi :esinin yabancı memleketlere yapıla cak yardım kanunu ile birlekte temsilciler Meclisine sunduğu raporda Avrupa memleketlerinde ya pılacak seçimlerin harb sonrasının en mühim hâdisesini teşkil ettiği be İletilmektedir.
Raporda ayni zamanda, askeri il hak veya ecnebi bir devlet tarafın fan teşvik edilecek ve desteklenecek dahili bir harb tehlikesine eıı faz la maruz bulunan devletlere Ame likanın muavenette bulunacağı fikri ile birlikte yapılacak acil bir yardımın bu mühim seçimlere kati tesirli bir amil olacağı ileri sürülmektedir. ,
ANGLO — AMERİKAN EFKÂRI UMUMIYESINİ l’YUTMU SİYASETİ!
Nevyork: 2(ı (A A ' — Sovyet Rusvanm Amerika Büyük Elçisi M Pnniushfcin dün. bir toplantı sıra sında memleketinin Amerika ve bü tün dünya ile sulh içinde yaşamak arzusunda olduğunu söylemiştir.
Büyük Elçi demir perde diye bir şeyin mevcut olmadığını, bunun Sovyetler Birliği hakkuıdaki haki katlerl maskelemek isteyen millet lerarası mürteci kuvvetler tarafın, dan ortaya atılmış olduğunu sözle rine ilâva etmiştir,
Londra: ^4 (A.A.) — Sovyet Rus yanın Londra Büyük Elçisi Zarubln dün akşam şunları söylemiştir:
. Uzun zaman, bir harb olması i-cin sebep yoktur. Çünkü dünyada hi(? bir millet harb istememektedir..,
Zaıubin, bu beyanatım Londra dan ayrılırken İsviçre Orta Elçili Paul Rugger ile eşi şerefine verilen bir kabul resmi esnasında söylemi? tir. j
Milletlerarası Kızıl Haçı başkan lığına tâyin edilmiş olan doktor Rugger önümüzdeki ay vazifesine başlıyacnktır.
Yeni Maliye Bakanı kiın olacak?
(Baştarafı 1 incide) Bakanı Halid Nazıııi Keşmlrin ve falı Aııkarada ilerin bir teessür u-yandıınuştır. Başbakan Haşan Saka dıııı akşam Ralid Nazminln ve lalını haber alp almaz saat 24 de evine giderek ailesine tazlyctte bulunmuşlardır. Diğer taraftan gerek dün akşam gerekse bu sabalı Bakanla bir çok millet'. ıkllıeri ve dost ları merhumun evini ziyaretle taZL yette bulunmuştur. Halid Nazını Keşmlrin cenazesi muhtemel olarak '•lo ııı saat 13/30 da Maliye Bakanı-hğı önıiııde yapılacak bir törenden sc-kHi Erzurum trenile İstanbııla nakledilecektir. Yapılarak töiYiıin ısûsktrı katı olarak bu akşam to bil edileceklir

aktûallteler
Genç Türk sanatkârlığı BSzı Avrupa memleketlerinde ve hattâ Almanya’da doktor unvanım haiz oldukları halde ınee
lökleri dahilindo iş bulamayanlar var' dır. Nitekim' tüccar vo sanayioi'er a-rasında doktorlar bulunur.
Memleketimizde de, sebabierini a-raştırmaksızın, âli tansile pek fazla rağbetten dolayı, yavaş yavaş bu gibilere tesadüf etmek güç olmayacaktır.
9u vaziyet dahilinde, henüz ilk ve orta tahsil çağında bulunan gençlere, âli tahsil yerine, meslek ve san’a! mekteplerine devaın etmeleri yerinde olarak tavsiye edilmektedir.
İmparatorluk zamanındanberi, hâkim unsurun esas mesleği kılınç ve kalem idi. Bugün de vaziyet aşağı vs yukarı budur.
Türk gencinin, son zamanlardaki ticaret ve sanayi sahasındaki faaliyet ve muvaffakiyeti pek şumûllü değildir, ve nisbetl azdır, flahusus şan'at* sahasında büyük bir boşluk vardır. Ne için Türk genci iyi bir kuyumcu, iyi bir mineci, iyi bir dökümcü, iyi bir terzi, iy bir marangoz, iyi bir dıvar-cı, iyi bir demirci, velhasıl her şeyin iyi bir sanatkârı olmasın?
Cumhuriyet idaresi, Türk genoini nazari bilgi ile de teçhiz etmek için sanayi mektepleri, san’at enstitüleri açmıştır. Bu sakallar kapılarına kadar gençler ile doludur. Bu sahadaki boşluğu, bir gün Türk genci muhakkak dolduracaktır. Bunda şek ve şüphe yoktur.
Her sene yüzfercesi buralardan, icazetnamelerini almaktadırlar^
Fakat... fakat...
Alilesine, memlekete yüzbinlerce liraya mal* olan bu, gençler bu mek -tepleri ikmal ettikten sonra, maatteessüf, kendi sahasında iş bulamıyor* lar. Aile geçindirecek vaziyete giremiyorlar.
İkiye irca edilebilecek sebeblerden biri, bu shn’atlerin bugünkü (!) patronları kendi çalışına yerlerinde maatteessüf Tilrk genci yetiştirmek için iş vermiyorlar. Çıraklık, yâni tatbi -katçıhk devrelerini yaptırtmıyorlar. Saniyen, bazı malî kanunlar, gerek bazı iş sahiplerinin bu husustaki hüsnüniyetlerine, ve gerek staj yakmak isteyen bu gençlerin faaliyetine engel oluyorlar.
Ezcümle, muayyen işçiden, üoret-siz bile olsa, hattâ bir tek fazla, a-mcle istihdam eden bir atelye, dor-hal herhangi bir vergiye matrah teşkil ediyor veyahud esasen ödediği muayyen bir verginin nisbetir kıyas kabul etmiyecok dorecode, artıyor.
Sanatkâr yetiştirilmesi siyasetine aykırı olan bu şartlar dahilindo, Türk genci, sanat orta mektebinde ve san at enstitüsünde, öğrendiği nazari bilgiyi atelyo bilgisine ilâve edemiyor.. Vo bilnetico, işsiz kalıyor. İnkisarı hayâlo uğruyor. Netice itibarile, eğer Türk gencini, san’at sahasında, verimli, kabiliyetli görmek, ve bu müessese sıralarının boşalıp, bunları tekrar, â-II tahsil veren üniversite, fakülte ve bilnetice hükümet kapılarında görmemek istiyor isek, bu vazıyete sebebiyet veren ınali kanunları değiştirmek vo realiteye intibak eden bir şekîe koymak lâzımdır. Türk sanatkârı yetiştirmek için şimdiye kadar, sarf 3-dilen milyonların heder olması İhtimaline karşı, muamele ve kazanç verdileri kanunlarındaki lâşey kabilinden olacak birkaç bin lira varidat nok -sanlığının gözo alınması, devlotin iç siyasetine de pek uygun olur zannın-dayız.
idareci
Hikmetinden sual olunmaz
fBaştarafı 1 incide) matbaacılık tahsil etmiş olan kıymetli Türk sanatkârı AH Rıza Bas kan arkadaşımızın gayret, himme-tileAvrupadaki benzerlerinden fark sız olan bu pul serisinden sonra (P. T. T.) idaresinin Ingiltereye sipariş ettiği yeni pul serisi de tedavüle çıkmış bulunuyor.
Bu yeni seride sayın İnönü'nün resimleri vardır. Fakat birçok para sarfile Avrupada yapılan bu yeni pullarla Ankara'da basılanlar yanyana konulacak olursa a-radaki büyük fark derhal meydana çıkar ve Avrupada basdırılaıf ların (Arbas) matbaasının tabettiklerine nisbetle ne kadar kötü oldukları ilk nazarda anlaşılır.
Cumhurreisinin bir yerli pullarımızdaki resimlerine bakın biı de Londrada basılan pullar üzerindeki resmin kötülüğüne dikkat buyurun. Bu şartlar içinde döviz sıkıntısı çekildiği iddia olunduğu şu sırada acaba hangi ileri akili' hem de etek dolusu döviz* sarfede-ıvk, yerlilerinden çok daha kölv olan bu pulları Londrada bastırmak lüzumunu duymuştur?. Er milletin parasına sahiden nü hi( acıvan vok? Bu nasıl iştir? .’ » ye gidiyoruz? Mes’ı.lîyet, du\gusv hu kadar mı unutuldu?

SAYFA: 4
Sami Onan ziyaret etmiş-
Bakan, bilâhare Rektör ve Fakültesi Dekâm Sıddık Sa
haşan Âli Yücel üniversitede
Eabık Milli Eğitim Bakanı Haşan Yücel, dün akşam üstü. İstanbul Üniversitesine giderek Rektör «iddik ♦ir.
1 Eski JBukuk
Jni Onar ile beraber, Üniversite merkez binasında, halen devam c den dahili inşaatı, kütüphaneyi gez jniş. bazj profesörlerle hasbıhaller tie bulunmuştur,
Emekli, Dul ve Yetimlerin
' Maaşları
Emekii, dul ve yetim maaşlarının tevziine, 1 nisan perçem De günü başlanacaktır.
Perşembe günü öğleden evvel yalnız askeri malûllere maaşları verilecektir, öğleden sonra .Ve müteakib günlerde de diğerlerinin maaşları tevzi olunacaklar.
i . ---- ■.
Beykoz Sulh Mahkemesi Başkâtipliğinden:
Anarioluhisar Kiiçüksü Barutha-rt -...edesi eski 7 yeni 18 sayılı ha uenir. satılmak suretile şuyuun lza İtrine karar verilmiştir,
— Gayri menkulün sağ tarafı v-KjI arsası, sol tarafı ölü Bekir ve iv.-fsi arsası arkası Bekir veresesi ne :ût köşk bahçesi ön tarafın umu im yol ile mahdut 919 metrekare mikdarında Saliha Sultan vakfın dan maamahçe blp evin tamamının kjymetise kİ2 bin liradır.
2 — Hane zemin kat üzerine iki kattan ibaret olup üst katın ahşap ve zemin katta dört oda, iki halâ bir taşlık olup cephede bir kapusu vardır ve dahilde merdiven bulunduğu ve zemin katta elektrik tesl satı bulunmadığı birinci katta iki sofa iki sokak kapusu dört oda iki halâ ve elektrik tesisatı olduğu ve mezkûr evin dört tarafı bahçe bah çede bir kuyu ve bakımsız meyva ağaçlan mevcuttur,
3 — Gayri menkulü görmek İste y( n içinde bulunan dâvâlı Dürnere müracaatla görüp ona göre muza vtdeye iştirak etmeleri lâzımdır,
I — Gayri.menkulün birinci artın ması 24,4/948 cumartesi günü sa. t 11 den 13 e kadar Beykoz Sulh Mahkemesi binasında yapılacaktır. Ga /ri menkul kıymetinin yüzde 75 1 b ünıadığı takdirde en son arttıra mn taahhüdü baki kalmak şartile lkn ci arttırması 8/5/948 cumartesi giır i ayni saatte ve ayni yerde mü zayi deye devamla en çok arttırana ihal edilecektir,
5 — Talip olanların muhammen kıymetinin yüzde yedi buçuk nlsbe tinde pey akçesi veya millî bir ban kanın teminat mektubu İle müra caat etmeleri,
6 — Müterakim vergiler hissedar iara tellaliye, yirmi senelik evkaf taviz bedeli ihale ve intikal masraf }arı müşteriye aittir,
7 — İhalesi üzerine yapılan zat bedeli ihaleyi satış memurunun tâ vin edeceği müddet zarfında ödeme si mecburidir. Aksi takdirde ihale feshedilerek yeniden satışa çıkarılacaktır ve aradaki fark ve zarar zi yan derhal tahsil olunacaktır.
8 — Müzayede aleni ve harekse a çıktır. Şartname 9/4/948 gününden itibaren herkes tarafından göıüle bilir. Talipler mahkeme binası koridorunda asılı bulunan şartname yi okumuş addolunur.
9 — ipotek sahibi alacaklılarla
diğer alâkadarlar gayri menkul ü-zeıindek: nakların hususile faiz ve masrafa dair olan iddialarım evra k: m us b/eleri 1 e en beş gün zarfın da sat:c memuruna bildirmeleri. Aks tekdirde tapu sicilile sabit ol madıkça paylaştırmadan hariç ka lacakları ve bu ihtar irtifak hakkı sahiplerin' de şamil olduğu ilân o-lunur. (3814)
'I BORSA I
İst- Bursasının 24/3/948 Fiyatları
1
İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğü İlânları
Teminatı
Cinsi
PERŞEMBE — 25/3/19(»
8 30
Malzeme Alım Şubesinden
Cinsi
Saati
7.29
7.30
730
30/3/948
2/4/948
14.30 1000
14.00
17,58
18.00
1800
13725 L
300 L.
Sah Cuma
150 ton
67 adet
1300
13 15
Dekistrin Muhtelif destere «Namı hesaba»
7-45
800
MARKA
0,08 m/m
Miktarı Fiyatı
Güvenme Miktarı Parası r
ihale
Tarihi Günü
Bu aylarda havaların kararsızlığına karşı kolunuzda veya çantanızda herhalde bir P A R D E S Ü taşıyınız. Parekendc 25 liraya
İBRAHİM IRGÖREN: Sultan Hamam Dlkranyan Hart No: 211
Gazbezl 50 000 metre 63 kuruş 2362 lira 50 Kr.
Guraba hastahaııesine lüzumu olanyukaııda miktarı yazılı gazbe; kapalı zarf ıısulile eksiltmeğe çıkarılmıştır- ihalesi 5/4/948 tarihine rasl layan pazartesi günü saat 15 de Vakıflar Başmüdürlüğü binasında toplanan komisyonda yapılacaktır,
İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifi veçhile hazırlıyacaklan tek Uf mektuplarını ihale saatinden bir -saat evveline kadar komisyon baş kanlığına vermeleri şarttır. Posta ile gönderilecek teklif mektupları da yine İhale saatinden bir saat evveline kadar gelmiş bulunması lâznn dır, Postada olacak geçikmeler kabul edilmez Şartnamesi her gun ça hşma zamanlarında levazım bürosunda görülebilir
Sarıyerde Yenhnahallede İbnisina sokağında 11 No- lu Anastasyaya alt ahşap üç katlı evin varı kısmının maili İnhidam olduğu anlaşılmış ve mahzurunun kaldırılması hakkında yazılan ihtarname üzerine Anas-tasyanm Yunanistanda olduğu zabıtaca tevsik edilmiş olduğundan tari hl ilândan İtibaren on beş gün zarımda alâkadarı tarafından mahzu ru kaldırılmadığı takdirde Yapı ve Yollar Kanununun 44 üncü mad desl gereğince belediyece yıktırılacağı tahriri tebliğ makamına kaim ol inak üzere kevflyet ilân olunur. (3781)
Pavyon Tamiri Matbah ve Hela İnşaatı yaptırılacak
İst. iskân Müdürlüğünden
1 — Tuzlada nüiıltecl kampındaki 9 pavyonun tamiri ve matbah ve 8 halenin yeniden inşası, ve teferriiatı açık münâkaşaya konulmuştur.
2 — Bedeli keşif «26215u lira 92 kuruştur,
3 — ihale 8 Nisan 948 e rastlayan perşembe günü saat 11 de Sir keçide Mithat Pasa hanında birinci katta iskân müdürlüğü odasındaki komisyonca yapılacaktır.
4 — Taliplerin bugünün saat on birine kadar kanuni teminatlarım mâliyeye tevdi etmeleri ve üç gün evveline kadar da İhaleye girebilmek için dilekçelerine bağlı vesikalarını ibraz etmiş bulunması lâzımdır,
5 — Keşif, idari ve fenni şartnamelerin alınabilmesi için hergün
İskân müdürlüğüne müracaat edile bilir. (3516)
*
0 koku -L ss ve Teknik Okullar Talebesine | Tuna Dersevi’n del MAIEMATIK
ftj il
(•^1 t
( * * • .1 •
şalinden da
FİZİK Dersleri Dersevi Talebesini en iyi hana Müracaat: Pazardan başka
LİSAN
— KİMYA verilir şekilde ve kısa zamanda imti-hazırlar.
her gün saat (14-18) arasında
Atatürk Bulvarı No. 88 (Aksaray Postahane karşısı) AKSARAY — İSTANBUL

Hakiki Ingiliz menşeli su geçmez Ti ENÇKOT PARDESİİLER
35 Liradır
Satışımız muhayyerdir A BDURRAHMANKAL YON Dikranyan Han 11 — 12 Sultan Hamam
DOKTOR
Kemal Nuri İMRE
CHd ve Zührevi Hastalıklar Mütehassısı.
Beyoğlu Asmalımecld sökük
17,2 saat 14-19 Telefon: 42324
m/m
.TIRAŞ BIÇAKLARI
Üstünlük timsalidir
Türkiye Genel Mümessili
İBRAHİM ÇAVTŞOÖLU
Bahçekapı, Celâl bey han No.39 İstanbul
İSTANBUL BBIJDDmcai ŞEHİR TİYATROLARI
jçind”'
BUnU.araan ♦••••
’”'s
efflS u
paAah'3 r',SÇ’



nlıktan yazılı malzeme
1 — Yukarıda cins ve nacaktır.
2 — Pazarlık hizalarında gösterilen gün ve
pazarlıkla satın alı-
saatlerde Kabataşta Gene] Müdürlük malzeme alım şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
3 — Liste ve şartnameleri her gün sözü geçen şubede görülebilir.
4 — isteklilerin belirli gün ve saatte hizalarında gösterilen güven-paralarile birlikte mezkûr komisyona müracaatları ilân olunur.
5 __idare kısmen veya tamamen veya kısmı k.sım ayrı ayrı talip-
lere İhalede serbesttir- (3633)
me
Londra Nevyoıl» Paris Cenevre Amsterdaa Brüksel Prağ Stokholn Lizbon
I. 1,3856 282—
13060
65.72*0 1056468 63887 5.60
77 8860
II. 2495
% %
%
%
%
%
ESHAM VE TAHVİLÂT
7 934 Sivas Erzurum 2—7 7 941 Demiryolu II
6 Kalkınma I
6 Kalkınma II
6 Kalkınma III
7 Millî Müdafaa I
7 Milli Müdafaa III
20 32 203Ö
96 15
S6.30
9640
2060
10.40
Açılış ve program, M. s, ayan,
Müzik: Hafif
Müzik (Pl.) Haberler,
Müzik: ÇeşitU Haiit Müzik: CPU Müzik: Operet Parçaları (Pl)
Kapanış,
8.00
12.29 Açılış ve program.
12.30 M s, ayarı,
12.30 Müzik: Radyo
Salon Orkestrası
Haberler,
Müzik: Peşrev. Sem», Karışık Şarkılar, Divan ve Koşmalar, Kapanış,
Açılış ve program
M, s. ayan,
Müzik: Radyo
Dans Orkestrası
Konuşma,
Müzik: Şarkılar
M. s- ayarı,
Haberler,
Geçmişte Bugün.
Müzik: Yurddan Sesler, Müzik: İnce Saz.
i
TUNA DERSEVİ
t
' -
I
Yeri Neşriyat
4
J
Türkiye İş Bankası
22.15
22.45
22.45
23 00
Bu arzunuza ulaşmanız için size imkân sağlamıştır. Bundan faydalanınız.
Türkiye İŞ Bankasında tasarruf hesabınız yoksa derhal bir hesap açtırınız.
Yılda dört defa ikramiye çekilişi: Her çekilişte 1 EV AKSA ve dolgun para ikramiyeleri...
Bir ov sahibi olmak her yarddaş için bir gayedir.
Baal 3C) de Dran
Kıenu:
DÜŞMAN Yazan : Andre Paul Antoine . Türkçesi : Lûtfl Telefon: 42157 Komedi Kısmı: KAŞ YAPAYIM
DERKEN
Yazan : N. Nancey H. De Gorsse Türkçesi : Vasfl R. Zobu, R. Baran Telefon : 40409
MİLLET
Bu siyasi mecmuanın 112 inci sa y,sı çıkmıştır. Başlıca yazıları şunlardır Markosculann Yunanistan, dakl Türk halkına beyannamesi. — Vizonlar saltanatı — BİUnmiyen A tatüıkitn hatıralar — Türk — İslâm evler'le açık ve samimi bir dert





18 30
18.45
1900
19.00
19.15
19.20
1945
20-15 Radyo Gazetesi
20.30 Serbest Saat.
20.35 Temsil.
21.20 Serbest Saat
21.30 Müzik:
81-45
22.00
Konuşma,
Müzik: Varyet» Müzikleri (Pl.)
Müzik: Dans Müziği (Pl ) M, s, ayarı,
Haberler,
Program ve Kapanış,
leşme — Mahatma Gandi — Çanlar Türkiye İçin çalıyor — Teknik öğretim dâvası — Safahat şairi — Kızıla lânet — Alman — Rus anlaşmasında Türklyeye ait gizli hü kümler — ittihat ve terakki tarihi — Hltler — Sağdır — Anketler vs-tavsiye ederiz-
Sah talebe temsili saat: 19 da
Pazar günleri 15 de matine; Cumartesi ve Çarşamba günleri 14 de Çocuk Tiyatrosu

i l • fl - -İ?? *4 u t i » *
3 JtJ
* a w r

BULMACA
---*----
1 2 3 4 5 6 7 8 9
T
i.»

3
4
5
6
*
i.
(
SOLDAN SAĞA ı
t
İstanbul Asliye 12 İnci Hukuk Yargıçlığından: Esas: 947/199
Guıaba hastahanesl 3 üncü İç hastalıkları kılıniğınde berber Se lâhaddin Eiitaş tarafından İzmir Yapıdoğlu 671 No- da otuımakta i ken şimdi yeri bilinmeyen karısı E rnine Kadriye aleyhine açdığı İhtar davasının duruşması sonun da bir ay zarfında evine dörfmek ü zere M K. ınaııın 132 inci maddesi ne te..ikan dâvâlıya ihtarat yapıl m; sjna dair verilen kararın bu su r. tinin mahkeme divanhanesine ta İlkine kararın ilân sureti İle tebliğine ve ilândan itibaren 15 gün içinde kanun yoluna müracaat etmediği takdirde hükmün kesinleşe ceği ilân olurnır.
Z A y ; — Galata Nüfus Me-
murluğundan askerlik muamelelerim kayıtlı kimlik cüzdanımı gayıb ettim yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
331 — Doğumlu Bekir Oğlu Hüsnü Aşkale, Çatveren
• •
İmtiyaz, b&hibk
A. CEMALEDDİN 8ARAÇ0ĞLU Yası İdlerini fiilen idare «don: Yutı îjlvri Müdürü: FATIN FUAD
Dikildiği Yeri
«Yon! 8&b«ıh) mürftttİpbBneri uafiildıfr «Gün Basımevi»
1 — Şahid. Nehirde vasıta; 2 — Başına (T) gelince yemek konur, Sığır yavrusu; 3 — İntikam, Bir mezhep (Islâm dininde); 4 — Başına (G) gelince damadın eşi olur. Bir harfin okunuşu; 5 — Bir harfin oknuşu, Cihan; 6 — Kahvenin beynelmilel ismi, Sonuna (L) gelirse iş olur: 7 — Kahve fincanında da bakılır, Mihver; 8 — Tersi çocuk oyununda bir tabir, Ehram; 9 — Bir cilt hastalığı (halk lisanın-da), Rutubet.
YUKARIDAN AŞAĞI I
Gişelerimizden broşür isteyiniz!
*
İkinci Çekiliş:! Haziran
7
Tefrika No. 152
fiH
W
Aşk - Macera • Tarih - Cinayet
reuı ÎE» Lto u 1
Grip - Baş - Diş ve Romatizma
Ğ RILARIN A KARŞI

Rivayete göre, Şamdan birisi gelip Haccâc’ın mezarını ziyaret ve Allaha dua ederek:
— Yarabbi, demiş, bizi Hac-câc’ııı şefaatinden mahrum kılma!
Orada bulunan başka bir a-dam, bu duayı duyunca gülerek :
— Sen ne söylüyorsun? diye alay etmiş, Haccâc, şu anda Ce-henm nıdedir. Geride kalanlara anca’: Cennette olanlar şefaat edebilirler.
Bu müstehzi cevab, halk arasına yayılmış, «Böyle hüküm veren insanın nikâ j bozulur, karısı boş düşer- (dedikodu yapmağa başlamış1 r. Adam da şübheye düşerek gidip meseleyi Tâvus’a anlatmış; fetva istemiş. Tavus da:
— Cenabı Hak murad eylediği kuluna nıajğfirette bulunur iz^nnındaydn, diye fetva veri mis
Adamcağız, bir defa da Ha pan Basri hazretlerine dama-—* mayı düşünmüş ve gidip derdini söylemiş. Hasaıı Basri haz vetleri dikkatle dinledikten boq-
ra:
— Kardeşim, demiş. Git, a-ilenle serbestçe muamelede bulun. Eğer Haccâc bu kadar zulüm ve melaneti irtikâb ettikten sonra yine Cehennemlik olmadı ise, sana ve zevcene irli kâbı zina zarar vermez. Yânı Haccâc, şeriat iktizasında ehli cehennemdir vo senin karın sen den boş düşmüş delildir.
Bitmek üzere bulunan romanımızın bundan sonraki kısmını, Haccâc-irfcâlim’in Kuteybe ve Yezid İbni Mehleb’le olan maceralarile kendisi hakkında rivayet olunan fıkralar teşkil etmektedir. Bu fıkralar, Hac câc’ın karakterini belirtmeleri
olsa
bakımından pek mühimdir.

Haccâc-ı-Zâlim, kendisine danışarak iş görenleri pek sever, hattâ bunlar suçlu bile
suçlarını affederdi. Meselâ bir gün kabahat işliyen birisini yakalatıp çadırına getirtmiş ve adamakıllı haşladıktan sonra:
— Çık! Çık! diye bağırmış. Adamcağız, boynunu bükerek sormuş:
— Hangi kapıdan çıkayım, yâ Emîr,
Haccâc, bu soru üzerine onu derhal affetmiş. Halbuki Hac câc’ın maksadı onu katlettirmek miş ve çadırının iki kapısı varan e. Birisinden çıkan kur
tulur, diğerinden çıkan idam e-diliınıiş.
Haccâc’ın adamları, merak edip sormuşlar:
— Efendimiz, bu adam kat-lolunacakken selâmet kapısından çıktı. Acaba hikmeti ne dir?
Haccâc, şu cevabı vermiş:
— Bu adam bana «Hangi kapıdan çıkayım?» diye sordu; yâni benimle müşavere etti. Zira istişare ile iş görmek sünnet tir. Onu bu sebebden affettim.
Haccâc’ın buna benzer büyük tarafları çoktur. Bitaraf yazılmıyan bazı İslâm tarihlerinin Haccâc’ı sadece kötü taraf-Iarile mütalea etmeleri doğru
değildir. Diğer taraftan, onun yalnız iyi taraflarını yazmak ta hakikate muhalif hareket olur.
Haccâc’ı insan olarak muhakeme edersek, pek zâlim bir mahlûk olduğunu söylemek zorunda kalırız. Fakat onu bir devlet adamı zaviyesinden görmek ve göstermek istersek, büyüklüğünü kabul etmek mecbu riyetile karşı karşıya bulunuruz.
Bütün şikâyetlere, isyanlara rağmen ömrünün sonuna kadar hiç sarsılmadan, hattâ sendelemeden ayni makamı işgal ve muhafaza edebilmek, bir devlet adamı için pek büyük bir muvaffakiyettir. Böyle bir başarı, o devlet adamının dehâsının, azim ve sebatının yüksekliğini gösterir.

Haccâc/.uı oğlunun ach Mu-hammed’di. Kardeşile kardeşinin oğhı da ayni ismi taşıyorlardı. Bir gün Haccâc’a iki Mu-hammed’in vefat haberini getir diler: ı

(Deuçmı var)
1 — Kovalama, Arablarda şap jta; 2 — Küçükler büyüklere söyler, Sonuna (R) gelirse, kalantor züm re olur; 3 — Kokulu bir bitki telefonda ses; 4 — Söz, Tersi ateş pası; 5 — Ylik gemisi; 6 — Bütün, İ-lâve; 7 — Temiz. Denizde giyilir; 8 — Tersi inşaat. Dişin parlak taba kası; 9 — Nota, Çabuk ziraat.
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
1 2 3 4 5 6/ 13
t
4
i
1
r
4
t
*
4
i.
I