CUMA
26
MART
IMS
Onuncu TU
No. 3268
idare: Nuruoemanlye No. İT Te) adresi: «YENİ SABAH» İSTANBUL Telefon: JO703
ABONI bidilî
Türkiye Bcnebl
Senelik 1800 » Hö(!
« aylık 1500 ) 8900 )
9 ayhk 800 » 1000 )
aylık M0 • 800 )
10
KURUŞ
HvRRıYET VE H AKK İN YILMA Z Mü DA Fi i Y İZ
Realist Muharrir
Fuad Giiciiyener’in Bir tarih şaheseri
YAVUZ
SULTAN SELİM
| îki cilt bir arada Cilclli 5 Lira
Anadolu Türk Kitap Deposu
Son Çekilen Tasvib Telgrafına Rağmen
• i
Ekonomi Bakanının
L


Dün gece yer yer yapılan toplantılarda Genel idare Kurulu protesto edildi
Refik Koraltan, dün de: “Biz normalf aaliyette bulunuyoruz, aramızdan çıkarılanlar için müteessir değiliz,, dedi
Demokrat Parti şehrimiz teşkilât) son günlerdi büyük bir faaliyete sahne olmaktadır.
Bu arada D. P. Küçükpazar bucağında, dün saat 20.30 da bir top lantı yapılmış ve il idare kurulundan Salih Keçeci, Salâhaddin Güvendiren ve Emin Nihad Sözen de davete icabet etmiştir.
İlk olarak söz alan Nihad Külte
- ----- - - - —---------)------
adında bir partili, kurucuları şiddetle itham ederek, büyük kongre nin bir an evvel toplanması gerek tiğini söylemiştir.
Salih Keçeci
Bilâhare D. P. il dan Salih Keçeci,
suallerini cevablandırarak ezcümle şunları söylemiştir:
(Öevamt Sa., 5; Sü., 4 de)
kürsüde idare kurulun-üyelerin bazı
Başkanı
Demokrat Parti İl kongresinden Abdurrahnıan Münih
görünüş ve 11 Berkan konuşurken
Ne hazin hir tekerrür: Çatlak ses!
YeniSahahaheyanatı Bu yıl kok kömürü tevziatında yüzde beş tasarruf yapılacak Ekonomi kakanı, bu sene halka yeniden beyanname tevzi edileceğini ve yüzde beş t aşar ruf la artacak yüzbin ton kömürün harice satılacağını söylüyor Bir müddettenken şehrimizde bulunan Ekonomi Bakanı Cavid Ekin dün sabah Park Otelde kendisini ziyaret eden bir muharririmizle görüşmüş, muhtelif mevzular etrafında aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
a— nSanayii Koruma ve Teşvik Kanunu» ile
* Ekonomi gene) meclisi kanunu» tasardan üzerinde ilgili sanayicilerin bilgilerine müracaat etmek, hususî teşebbüs erbabının bu babda derpiş edeceği mütaleaları da tesbit ve her iki tasan bünyesinde yapacağımız tadilâtın ana hatlarını tâyin için îs-tanbula gelmiş bulunuyorum.
Bilhassa söylemek isterim ki Bakanlığın bu hassasiyetine bir makes diye kabul eyliyebilfcceği-miz alâka beni çok memnun etmiştir. Sanayii Koruma ve Teşvik Kanunu esasen üzerinde titizlikle durduğumuz mühim bir mevzu idi. Ekonomi genel meclisi kanun tasarısı iee; memleketin ekonomin meselelerini kül halinde mütalea ve tetkik ihıiya-
• ı (Devamı Sa^, 5; Sü.. 1 def

• /
• •
*• V•'(
Ekonomi Bakanı Cavid Ekin
s

Ku rucular saltan atının
ıçyuzu Yazan : kenas Öner ................——-------
Memleketimizde olan biten kötü şeylerin hakikî sebebini a-rayanlar, hiç değilse çoğunun samimiyetsizlikten ileri geldiğini kabul zorunda kalırlar.. Bu olayın son misâli de Demokrat Partiyi gittikçe daha fazla hırpalayan samimiyetsiz -İlklerde bulmak pek mümkün -dür.
Bu son hâdiseleri -gözden geçirir ve sebeblerini araştırma • dan yalnız neticelere bakarsak, bunlarda benim istifamın büyük rolü olduğuna ister iste -mez inanırız. Halbu ki, bu intifa bir sebeb değil, aylar stiren samimiyetsizliğin ancak neticesidir.
Demokrat Partinin teşekkül tarzını bilenler, kurucularının hakikî hüviyetini tanıyanlar mi) cadele için oılaya atıldıkları iktidar partisile yıllardanberi tanvbir âhenk içinde, yaşama ve çalışma yolunu bulan bu insanların ortaya çıktıkları gün -denberi içinde bocaladıkları ei-,yasî nıed ve cezirle tezahür c-den muvazaa gajTetleıini, büyük bir feragat ve müsamaha (Devamı Sa., 4; SU.. 4 det
R^fik Kora İtan
hakiki ve gıllügişsiz dostları bu ihtilâfların, bu ihraçların ce bu aforoz- i beraberliğin tekrar teessüsünü arzu ediyorlar. I Haysiyet Divanı sâtırı ile her gün yeni yeni tard kararları I birbirine uymuyor — ■■■■■ — ■■ ■ - -
tîde-MerK» bir ta-j dan şahidiz, ve memlekette ha-
haliküm havası esiyor demek, tenkid hakkı tanımıyor iddia -sında * bulunmak ve bıı f ~ şeklinin partililer arasında sev-gi \e saygıyı azalttığından şikayet etmek neden bir cürüm olsun 1
Eğer hakikatten tahakküm yoksa, bu cihet açıklanır, böyle iddiaların yersiz olduğu fi-liyat ile - yalnız sözle değil -ilgililere isbat edilir. Biz ki, Demokrat Parti âzasından olmadığımız için, hâdiselere dışar-
Demokrat Partinin
lartn bir eonu gitmesini istiyorlar, birlik ve Ancak dilde beraberlik, elde
fjK emlekette tek, ciddi mu-llvzj parti olarak yiik-
“* ^selmiş olan D. Partinin içinde kıvrandığı ıztırabı gördükçe, yurdumuzda nııınî ve hakikî Demokrasinin yerleşmesini hasretle bekleyenlerin teessür duymaması nasıl kabili olur? __ ________
Demokrat Parti Genel Mer -kez Kurul’unun icra vâsıtası ve âleti rolünü, lüzumundan fazla, sür’at ve mutavaatla yapan merkez Haysiyet Divanı dün gene toptan ihraç kararlan verdi ve Demokrat Parti Milletvekillerinden ve Genel Kurul'un müstafi âzasından altısı daha Köprülü ve yaranının kurbanı oldular.
Seri halinde deıanı edip giden bu baltalama ve budama -laı, acaba daha ne vakte ka-lar sürecektir? Kumcuların birine gözünün üstünde kaşın var dense, derhal Haı sh et Divanı harekete geçiriliyor ve o da, o-tomatik olarak, tıbkı bir giyotin makinesi gibi, kafaları düşürüyor. Hiç bir zaman. Sıkı yönetim hile bu kadar kesin hareket etmiş değildi. İçlerinde bir Dışişleri Bakanı ve bir sefirimiz bulunan hu altı zâtı topdan kadro harici bırakmak için ileri sürüleri selıeblere gelince, bunlar cidden kıış tüyünden daha hafifdir \e kimseye yapılan hareketin haklı ve dürüst olduğuna dair bir kanaat ve his telkin edecek gibi değildir. Bıı altı Milletvekilinin cürümleri: Partililer arasında, sev gi ve saygı bulnnmadığını söylemek, tenkid hakkını tanıanıi-le ortadan kaldıracak mahiyette bir ekseriyet tahcJUkümü bulunduğunu ileri sürmek ve nihayet tonlu olarak istifa etmek ve bu istifayı matbuatla neşretmiş bulunmaktır.
Bu mncib sebebleri Mcuyan her insafl, adam, elini vicdanının üzerine koyduğu vakit, hu kadar vahi ve Karakulak sıı-(1?ha ha,lf M ‘)eblerie nltı Milletvekilinin partiden ihraç- edilmiş olmasına bir türlü ahıl erdiremez. Demokrat Par-

kiki, ciddî ve samimî bir Demokrasinin yerleşmesine, öte-j Demokrat Parti gibi yaşamasında, yürümesinde, gelişmesinde ve canlı kalmasında, memleketin iâi-jük menfaatleri bulunan bir partinin bazı zevatın elinde bir nevi tahakküm vâsıtası olduğuna, son günlerin hâdiselerile, biraz daha kani bulunuyoruz. Bu kadar uydurma, bu derece (Devamı Sa., 3; Sû., 4 de)
idare j denberi tarafdanz,
Nuri Said Paşanın mühim beyanatı
“Harb henüz uzaktır, aksi varid olsa bile bu harb
aliye Bakanının nâşı bugün şehrimizde
-----(5----
Ankara, 25, (A.A.) — Maliye Bakanı rahmetli Halid Nazmi Keşmir'in cenazesi bugün saat 12.30 da Maliye Bakanlığı binası önünden törenle kaldırılarak İstanbul'a nakledilmek üzere gara götürülmüştür.
Cenaze alayına başta a-(Devamt Sa., 5; Sü.. 7 de)
uzun bir zaman devam edemez
Nuri Saııl Fava frak konsolosluğunda yapılan diinkii basılı toplantısında.
Celâl Bayar’ın Erzincan nutku
Bayar vergilere temas
^Kazançla pıütenanip obnıyan vergiler devam ettikçe kette mali re iktisadi düzen kurulumu:
kette mali re iktisadi
Demokrat Parti Genel Baş -kanı Celâl Bayar’m Erzincanda çarşamba günü söylediği nu -tuk elimize ancak gazeteyi makineye verdikten sonra geldiği ve mezkfır nutku karilerimize ayni gün yetiştirmemize imkân kalmadığı için ancak bugün sütunlarımıza alırken, elimizde olmayan sebeblerden meydana gelen bu teehhürden dolayı da «Bu tehhürü kasden başka türlü tefsir edecekler hariç) okuyucularımızdan özür dileriz. (Devamı Sa., 3; Sü., 2 de)
etti
bu men ıl e-
Celâl Bayar
Amerikan yardımı
1 Marttan itibaren Amerikadan taksitle gemi almamız imkânı kalmıyor..
A-2(» tipinde uçaklardan müteşekkil bıifjün geliyor
BUĞUN GELECEK OLAN TAYYARE FİLOSU
Ankara, 25 (AA) Aseri yar-
(Devamı Sa., 5; Sü., 1 de)
ikinci fito da
Ankara, 25 (Hususi) — Ankaraya gelen haberlere göre Amerika hükümeti aldığı yeni hir karayla yabancılara gemi satışım 1 Mart 948 den itibaren durdurmuştur. Türkiye ve Yunanistan için bir formül bulunmadığı takdirde artık taksitle gemi alabilmemiz İmkânları kalma mıştır. Amerikanın Turkiyeye yap. tığı askeri yardımların bu kayıd dışında kaldığı tabiidir.
Atom’un Hiroşimada yaptığı tesir hakkın* da mühim bir açıklama
Tokyo 25 (AP) — Hroshima-da tetkikler yapan Ajnerikah bilginler grupunun başkanı Dr. Philip Owen, bu şehirde patlayan atom bombasının infilâk â nıııdan sonra herhangi bir za -rar ika etmediğini söylemiştir.
Dr. Owen, komisyon tarafından yapılan uzun tetkikler neticesinde, radyoaktivite bakiyesine tesadüf edilmediğini açıklamıştır. Komisyon başkanı, bu (Devamı Sa., 3; Sü., 5 de)
A A A / \ Ay\7 s

’AKVİMDEN BİR YAPRAK
ydo
Amerika Berlin de kalmak azminde
B
bir ka* bir v iki gün
Evet.,. Neden yok?
Sırası gelince şu memleketin çiftçilik memleketi olduğuna ve hor şeyden ovvel toprağa bağlanmanın farz bulunduğuna dair ne ne sıra
üim komşulardan dul dinin —doğurmasına kalan— cins ineği bir evvol öldü; «üç bıçak Ç*" yetiştirdiler zavallı kadın bununla bil-_______________
incin kaçıncı hayvanını kaybodiyor. Doğacak buzağıyı da hesab öderseniz bu sefer kaybolan hayvan adedi ikidir. Süt ticareti Jçln sağmal inek bir servettir; kıymeti bin lirayı geçenleri var; bir surotlo öldü mü? sahibinin beli kütler. Nasıl kütlomcsin? Bu felâket doğrudan doğruya sinoyo çeki-lon bir zarardır. Zarar birbirini takib ederse kadıncağız ister Istcmoz carotten vazgeçecek; çünkü hafiflotmeğe imkân yok.
Bizim momlekotto çiftçiliğin şekilleri Allaha kalmıştır, çiftçinin yahud inekçinin sigorta edilmiyor. Hayvan ölürso i-nckçl sigortadan alacağı paraya biraz da kendinden ilâvo öder bir hayvan dOa edinir vo bu sıırotle yine bu yolda yürüyebilir.
Bizde hayvan sigortası yok.
Neden yok?
Parlâmentonun kış tatilinden istifade ederek dinlenmek maksadile şehrimize gelen sa -bık İrak Başbakanı Nuri El Said Paşa, dün saat 17 de İrak konsolosluğunda Türk gazeteci lerini kabul etmiş, basın men-sublannın muhtelif mevzularda ki suallerine cevap vermiştir.
vvelâ dünyanın siyasî ahvaline temas eden gazetecilerin sualine Nuri El Said Paşa aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
«— Bugünkü siyasî vaziyete temas etmezden evvel, birlnoi ve ikinci cihan harblerinin neticesinde meydana gelen dünya vaziyetlerine bir göz atmak lâzım gelmektedir.
Birinci dünya harbinden son ra yeni rejimier doğmuş ve o re imleri düşünen ve kuranlar endi memleketlerine bu rejim (Devamı Sa, 5; Sû., 2 de)
• ULUNAY
Harb Hazırlıkları İlerliyor Amerikan Kongresine yeni taiebler
gibi: «Bakmaya*
• Pek yakında (| £
bu ti-
zararı
bütün
Meselâ
hayvanları
parlak oüınleler işe geldi ini? Bir
bağları, nü-mcınlokol ziraatı-Bunda tartı top-muvattakiyeti ve
Harmanını kendi vesaiti Hayvanına kendi vesaiti Böyle ulunca tabıatılo kurtulmağa imkân yok çakmak
s
flgob’un
KAZI
.‘W •'""‘(«■«nrfen ‘«««W». n„. tıUacak, hem güldürecek hem düşündürecek fevkalâde bir roman ..
| Yazan -----------------
[Sermed Muhtar A lusl

Savunma Bakanı Amerikan askerî kudre tinin Rusya ile boy Ölçüşebilecek bir seviyeye getirilmesini tavsiye ediyor
Vaşington 25 (AP---ileri
gelen Amerikan aaherî liderleri, bugün Kongreye başvuıa-rak, silâhlı kuvvetlerin derhal genişletilmesini ve 19 ilâ 25 yaş arasındaki erkeklerin silâh altı na alınmasını istemişlerdir.
Savunma Bakanı James Fol*
restal, dünya olaylarının aldığı son seyri belirtmiş ve Amerikan askerî kudretinin Rusyanın kiyle boy ölçüşebilecek bir şekle getirilmesini tavsiye etmiştir.
Forrestal, ihtimallerin el’an (Devamı Sa., 5; Sû., 3 de)
Marshall bu hususta kanaatini izah ediyor
Vaşington: 25 (A.A.) — Dışişleri Bakanı Marshall, Birleşik A-merikanın BrlikBcl andlaşmasını imza eden memleketlere askerî yardımda bulunup bulunmıyacağı hakkında bir muhabir tarafından ileri sürülen suale karşılık olarak, dünya durumunun henüz bu yardı mı zarurî kılacak bir mahiyet ar-zetmcdiğlni ve bu itibarla bu suale cevab veremiyeceğini söylemiştir.
Dışişleri Bakam, Amerîkan ve Ingiliz kurmay başkmılarının işti-râkile toplanan askerî konl'eraıı-(Devamı Sa., 3; Sü., 5 de)
güzcl nutuklar dinleriz. Fakat şeyler yok.
Bektaşınln dodı&i
cak olduktan sonra yarat yarat koyu* ver!»
Şurada burada gördüğümüz, nüınu no çiftlikleri, nüımıne nuıno moyvalıkîarı no miyar olamaz, rakia uğraşanların refahıdır.
Bizde çiftçi toprağını kendi vesaiti llo sürüyor, ile yapıyor, llo bakıyor.
Ibtidalikten
ki... Ziraatta kara sapan, taşlı düğon,... Hayvancılıkta nalband Hâcı.
»•kan yok. Kontrol öden yok. Zi-*^Ultcn suy/uyı
SAİT A’ 3
26 MART 1948
LARIM
i
Yazan: Profesör Kenan Öner
«
— 26 —
V" Millet de bunun lehine bir temayül temin etmek isteyenler için, he yapıp yapıp Hakkı Tarık’ı Demokrat Partiye yazdırmaktan, hattâ bu partinin adayları içine sokturmaktan başka çare olamazdı. Zıya Ka-|-amürselin ise Istanbuldaki mevkii bil’irsü velistihkak Halk Partisinin gedikli mebusu olmaktan ibaret bulunuyordu. Bu haysiyetle de hıeclisdeki faaliyetini en hurda detaylarına kadar biliyordu. Kemal Cenap ise siyasî hayatı ve mebusluk kudreti memlekette en gizli kalmış bir doktordu. Burada intihabı kazanmak için bunların delâlet ve yardımuıa muhtaç olmak ta muazzam bir za fin ilânından başka bir şey olamazdı. Fakat Tiritoğlunun Kütahyaya kaldırılması hakikaten Demokratlar aleyhine bir mânâ ifade etmekten hali kalmamıştı.
J BİR GAZETECİNİN SUALİ
I Ankaraya harekete hazırlandığım günlerin birinde âon Postanın muliabiri, iştirak hususundaki kararımı yine sormuş, benden şu cevabı jalmıştı:
«Bu kouuda karar, Ankarada yapılacak toplantıda verilecektir. Şalisi kanaatime gelince, bence muvaffakiyet ve ademi muvaffakiyet noktasından düşünülecek bir hâdise yoktur. Kendimizi nıillot malı olarak kabul ediyoruz. Bizi milletle, milleti bizimle birleştiren sebebler vardır. Buuun için de başarı ihtimalini şahsen çok yüksek görüyorum.» XSon Posta: 14 Haziran 946).

Yine o sıralarda çıkan gazetelerin bir kısmında Demokrat Partiden 20 milletvekili çıkarmak mukabilinde iki parti arasında bir anlaşmaya varıldığı şeklinde yeni bir muvazaa şayiası ortaya atılmış, malûmatımı soran Tasvir gazetesine de Böyle bir şeyden haberim yok. Fakat kafi olarak söyliyebilirim ki iktidarla böyle bir pazarlığa giriş-ıııektense Meclisde tek bir millet vekilimizin bulunmanı asını tercih ederiz, cevabı verilmişti.
16 Haziranda Ankaraya vâsıl olmuştum. İlk işim parti binasını bulmak, gidip genel idare kurulu ile hususî temasta bulunmak olmuştu. Öğleden önce partiye gelen diğer murahhasların büyük bir kısmile tanışmak imkânı hasıl oldu. Temayülün iştirak lehimde olduğu hissediliyordu. Saat on beşte buluşmak kararile ayrıldık. Muayyen saat yaklaşırken delegeler çoğalıyordu. Nihayet binanın en büyük salonunda, güç sığan bir kalabalık birikti. Tahminen 70 kişi kadar vardık. Celse açıldı ve mutad merasimden sonra müzakere başladı.
I
OkUYk)CU
I)1YO
TAKDİRE DEĞER İNSANLARDAN MÜTEŞEKKİL BİR TOPLANTI
Bu kurultay, hakikaten partinin değil, memleketin de iftihar edebileceği fedakâr, hamiyetli ve cesur insanlardan teşekkül etmiş bulunuyordu. Bu- arkadaşlar geldikleri memleketlerin seçim vaziyetini, mukabil partinin hattı hareketini, lıalkm hissiyat ve temayülünü, görüş ve bilişlerini anlatıyor, halkın seçime iştirak için yaptıkları tazyikin şiddetinde karar kılıyorlardı. Hemen her yerde ayni tazyik, her yerde ayni heyecan, her yerde ayni infialin mevcud olduğu anlaşılıyor, muayyen baskı programının tek elden tesbit edildiğini gösteren müşabehetler, üzerinde dikkat nazarını topluyordu.
Müzakerelerin ortalarında da iştirak Kararının verileceğini hissetmek kabildi. Ben zaten Istanbulda iken iktidar partisinin ne gibi tedbirlere baş vuracağını —sahte tutanaklara varıncaya kadar— öğrenmiş, belediye intihabında da bir kısmının tatbik şeklini tecrübe ile anlamış bulunduğum ifiin her şeyden fazla bu kadar samimî, görüş ve anlayışı düzgün, cesur ve hamiyetli insanlarla beraber bulunmanın zeVki-le varlığımı dolduruyordum. Söylenen sözlerin mahiyeti bir münakaşadan fazla bir hasbi hal tarzında görünüyor, herkes başka başka cümleler kullanıyor, fakat ayni kanaati bildiriyordu. Galiba bu koca heyet arasında tereddütten kendini kurtaramıyan da yine ben oluyordum.
Evet, ben de arkadaşlarım kadar biliyordum ki milletin Halk Partisine karşı infiali, bize tahmini güç bir güven ve sempati kazandırmıştı. Seçime girersek, bilhassa teşkilâtımız olan yerlerde, kahir ve boğucu bir muvaffakiyet partimiz için mukadderdi. Lâkin karşı taraf için bu rarhklı çiftliğin tasarrufunda devam, bilhassa hakikî hesab gününün gelmesi ihtimali bunlarda pervadan eser bırakmıyacak, tam bir anarşi mukabilinde de olsa mutlaka seçimi kazanmağa çabalıya-caklardı. lştirâk halinde halkın bizimle beraber olacağına emin bulunuyor. fakat görecekleri tazyik karsısında medenî cesaretlerini kâfi derecede gösterebileceklerini şübheli buluyordum. Tahmin ettiğim şartlar altında seçimden hasıl olacak menfi netice halk için de, parti için de kudretsizlik ve beceriksizlik mânasını ifade edemez, Demokrat Partinin prestiji üzerinde müessir olamazdı Fakat o menfi netice milyonlarca halkın ezilip harab olmasına değermi idi?...
İKTİDAR PARTİSİNİN DURUMU
Öte tarafta iktidar partisinin cihan efkârı önünde oynamağa çabaladığı Demokrasi ve tek derece, çok partili seçim oyununda korktukları şeyin zehirli hal ile olsun, bu yaldızlı hapı yutturmak imkânından mahrum kalması olduğunu katiyetle tahmin ediyordum. Partinin belediye seçimlerine iştirak etmemesinin onlarda görülen akisleri bunda hiç şübhe bırakmıyordu. Milletvekili intihabına da iştirak etmezsek bu infial dalgaları köpürecek bu- zorlama Demokrasi temayülünün boşluğu ve samimiyetsizliği, orangotonlarda bile şübhe bırakmıyacak bir hakikati mahza halini alacaktı. Acaba bunları tazyik ederek pervasızlıklarını biraz olsun tâdil edemez mi idik?... »Bilhassa intihab kanunu Mecliste müzakere olunurken ve parti emniyet noksanuu \ izah ederken böyle kat i bir tehdit ile kanuna, hiç olmazsa komisyon ve kurullarda yazılacak tutanağa, parti temsilcileri imza etmek hakkına maliktir veya tutulan zabıtlar temsilciler adedi kadar yazılarak heyetçe imza edildikten sonra birer tanesi onlara verilir gibi ufacık bir fıkra konması teklif olunarak hiç değilse kötü niyetleri daha açık bir hale getirilemez mi idi?... Bilmiyorum... •
SEÇİME İŞTİRAKTE İTTİFAK
Ayni fikirler yetmiş kadar insan ağızı ile tekrarlandıktan sonr. seçime iştirak tam bir ittifakla kararlaşmış oldu. ■
Bu kararın âmili her şeyden fazla seçime iştirâk etmelerini heı ( vesile ile izhar ve hattâ teşkilâtı bunun için tazyik eden milletin arzu-Z sunu yerine getirmek olmuştur. /
Kl ki t
Belediyenin dikkat nazarına
Hüviyeti mahfuz bîr okurcumuz şöyle yazıyor:
Ayvansaraydan itibaren Eyttbe kadar Yavcdnd caddesi üzerindeki ağaçlar bir gündür belediye temizlik a-nıelesi biralından gelişi güzel budanmakta ve çıkan o-dtııılar arabalarla taşınmaktadır. Ağaç budamak bilgi ve ihtisas işidir. Memleketinde odun kesmekten başka bir şey bilıniyen bu acemi ellerle budanan ağaçlar kurumağa mahkumdurlar. Eğer hakikaten bu ağaçlar budanmak ihtiyacında ise vakit, ve zamanında Bahçeler müdürlüğünün mütehassıs bahçıvanları tarafından budanması isabetli olur ko-naathndeyim. Temizlik ame leşinin vazifesi sokaklardaki ağaçlan temizlemek değil cadde ve sokakların pisliklerini temizlemektir.
Alûkadarlann dikkat nazarını çekmenizi rica ederim.
Bir kamarotun cevabı
Hüviyeti nezılinıizde saklı bir kamarot okuyucumuzdan, Denizyolları idaresinin 22.8.948 tarihli (Yeni Sabah) sütunlarında kamarotlara ve rilen primler hakkında çıkan cevabına cevab teşkil eden bir cevab aldık. Aynen neşre diyoruz:
1 — t'içüncü sınıf kamaro tum. Aldığım 80 lira değil, 53 Hradır.
2 — Değil üç ayda bir, üç senedir çalıştığım halde üç para bile prim almadım.
3 — İdare değil bahşiş versin, müşterinin verdiği bahşişi -bile tabak kırıldı, fin can çatladı, kaşık kayboldu bahaııesile bizden kesiyor.
4 — Üç senede bir verilen palto kamarotlara değil, gemi zabıtanma ve gemicilere mahsustur.
5 — Madem ki gemi ha-zerde ve seferde iken temizlik kamarotlara aitmiş o ha! de ne diye temizlik ekipleri kullanıyorlar?
6 — Kamarotlara verilen elbise ancak geminin içinde giyilebilir, dışarıda ınez. Yani ismi var yoktur.
7 — Stajyer diye 8 - 10 ay ücretsiz olarak çalıştırılan kamarotlardan niçin bahsedilmiyor?
Görülüyor ki idarenin -ver diği izahat doğru değildir.
Yeni seyrüsefer AktîfvePasIf
v Ifftrıınmo l/onıınıı
kanun tasarıları
Otomobil, kamyon, taksi ve bilumum arabaların plâka ve kazanç vergileri benzin sarfiyatı üzerinden alınacak



Şoförler Cemiyeti, şoförlerin müşkül durumlarını halletmek maksadile, bir müddet evvel An karaya bir heyet göndermiş ti.
Cemiyet başkanı Halid Çelenin başkanlığında ve cemiyet hukuk müşaviri Şekip Okçuoğ-lunun da iştirak ettiği heyet, dün sabah Ankaradan şehrimi ze dönmüştür:
Heyet Ankarada Ticaret Bakanı Mahmud Nedim Gündüz-alp, sonra da Başbakan yardım cısı A. Faik Barutçu ile temaslarda bulunmuş, bu arada üç kar.unun kararlaşması ve B. M. Meclisine sunulması Ticaret Bakanı ve Başbakan yardımcı sından taleb olunmuştur.
Bu kanunlardan birincisi, bütün memlekete şâmil seyrüsefer kanunudur. Bu kanun çevresinde ehliyet almak ve o-tomobil işletme ve bununla beraber, bu husustaki mesleki du rumlarla bütün memleketteki seyrüsefer ayni esas üzerine tanzimini ihtiva etmektedir.
İkinci kanun ise; Etibba o-
daaı misillû şöförler cemiyetine de bir müeyyide verilmesi veya bir müeyyide hakkının tanınmasıdır. Bunun çevresinde l«eM^lekî hayfliyet tancı her türlü harekette bulunan şoförler hakkında cemiyetin tam bir selâhlvetle hareket edebilmesi -m sağlamaktır.
Üçüncü kanun da, otomobil kamyon, taksi ve bilumum a-rabalarm plâka ve kazanç vergileri, hulâsa topyekûn bütün vergilerin benzlnli nâkil vâsıta-1,arından kaldırılıp, doğrudan doğruya benzin Barfiyatı üzerinden tahsili esasım derpiş et mektedir.
H0yet Ankarada büyük bir alâka görmüş ve motörlü vâsıtalar sevk ve idaresin; elde tutan ve sayısı adalenle birlikte 100 blm geçen şöför kitlesinin mazbut bir hale girebilmesi i-çm bu esasların mâkul olduğu kanaati, alâkadar makamlar iz har etmiş bulunmakrdır
Yakında bu kanun taşanları hazırlanarak B. M. Meclisine sevk edilecektir.
( Divan ı var)
DENİZDE
MÜTEFERRİK
riER SABAH
giyile-clsml
Saıayburnu ile Ahır Kapı Arasında Yatan Gemilerin Enkazı
Çıkarılacak
Bu sene. Sarayburnu - Ahırkapı arasında batmış olan gemi enkazı ile Hailede Hasköy önündeki havuz batığının çıkarılması, Sarıyer iskelesinin tamiri ve Gelibolu iç limanının taranması, Bartın İç deresinin temizlenmesi karar altına alınmıştır-
Temizlik İşleri için Yirmi Araba Alınacak
Temizlik İşlerinde kullanılmak ü-zere 20 motorlu vasıta alınmağa ka rar verilmiştir.
Belediye, Ticret Bakanlığına müracaatla idrolik tertibatlı ev aralarına en kısa bir zamanda teminini İstemiştir.
“Yozgat,, şilebi Amerikadan geliyor
- ■—f)- -
«Yozgat»'şilebi tam hamule yardım malzemesi yüküyle 22 Martta, Nevyorktan, memleketimize müteveccihen hareket et iniştir. Gemi doğruca îskende-runa gelecektir.
«Kars » şilebinin de yardım malzemesi tahmilâtı dün sona erdiğinden birkaç güne kadar Amerikadan hareket edecektir.
«İstanbul» vapuru bugün Marsilyaya gidiyor
İstanbul yolcu vapuru bu -^ün saat 12 de Marsilya’ya ha-’ıeket edecektir.
«Afaır» gaz gemisi Abadandan İzmir e geldi
Abadandan akaryakıt yfl -köyle hareket eden iAkar» gaz gemisi dün sabah îzmire gel -nüştir.
Gemi yükünü, pazar gönü a-çılacak olan yeni akaryakıt de poşuna boşaltacaktır.
-----------------
Özel okullar disiplin kurulunun toplantısı
r
AKVİMDEN ^YAPRAK
Lafla ol
fBaştarafı 1 incide) raat müdürlüğü bir baytar heyeti teşkil etse de vakit vakit civar Köyleri dalaşsa, ahırları hayvanlara bakım tarzını bir teftiş etse...'Daha doğrusu bütün bu işle uğraşanlara birer muayene karnesi verilse ve o nuntaka-nın baytarı muntazaman hayvanları ayda bir kere olsun muayeneden geçirse fena ını olur?
Fakat nerede? Daha İntanları muayene edemiyoruz.
Bir İngiliz mütehassısı: «Bu gidişle İki sene 6onra Türkiyede tok tavuk kalmıyaoak!» demiş; gayet doğru söylemiş. Tavuk besliyenlcrin bir gecede kapı kapamaca kümes dolusu hayvanları ölüyor.
Dört senedir bu tavuk veba ve kolerasını dinliyorum... Daha dinlemeği memlekette tavuk biterse o zaman lâkırdısı da biter.
Koylu cfcndimlzdir; velinimetiınizdlr. Fakat no biz garib bendclorizdir ki bir
saydı...
dir. Fakat no garib bendeleriz kİ bir? türlü -efendilerimizin yanında bulun- J mayız. Hepimizin gözü kasabadadır, 1 Kimse köyde oturmaz; oturmasını^ sövmez. Halbuki Türk muhite intibakı etmesini', bilen bir ırk • olduğu halde t kendi muhitine neden intibak *edemi-z yor? I
Meselâ bir doktorun, «bir baytarın? bir köyde oturması demek bütün bir) mıntakanın sıhhat ve selâmeti demek s tir; köylüye yaşayış tarzında misali olması demektir. Köyün imarı demek- 1 tir. ?
Teşekküllerdo köycülük kolları vü- ) oudo getirip vakit vakit köyleri dolaş-1 makla köylünün istikbali bakımından ı müsbot olarak biç bir şey elde edeme- 7 ylz. Eğer köylü efendiıniz6o ona hiz-J met böyle olmaz. Bizde hlzmot, biri türlü lâf hududunu aşamıyor. Şair: ı Söz kâlbüd-ü- kadr-i- benî âde-fc mû candır. I
— Ziya Hurşide bir vazife verildi mi ?
— Efendim, Samsun taraflarındaki vazife kendisine Anka-radan verilmiş olacaktır. Bundan bendenizin fazla malûmatım yok. Vasıf bey belki daha iyi bilirler.
— Şükrü bey İstanbul merkezde çok alâkadar oluyordu, bunun sebebi nedir?
— Bilmiyorum efendim, An-karadan gelen arkadaşlar daima şubeye gelir ve merkezden şifahî talimat ve saire getirir ve görüşürlerdi.
— 21 Kânunusani tarihli bir tezkere vardır?
— Emin bey Canik havalisi teşkilâtını yapmıyacağı .cihetle Amasya, Samsun, Sivas havalisinde yapılacak teşkilât için Ziya Hurşid, hattâ Sami be«’er le daha bir kaç kişi mühürler verilmesi ve saire hakkındadır.
— İstanbul şubesi merkeze karşı şube vezaifinden başka diğer hayalinin faaliyeti ile de mükellef mi idi?
— Hayır efendim.
Müddeiumumi fadelerinde Rauf beyin ifratkâr hareketler dolayısıle kırıldığını söylediler. Memlekette atılan te-ceddüd hareketlerini ifrat mı telâkki ettiler?
Selâhaddin boy
Efendim, i-
Hayır efen domiş. Biz do bunu şiâr ittihaz eda-! dim. Arkadaşlar arasında mü-rek her şeyi söze bırakıyoruz t
Eski Kırım Cumhurbaşkanı diin bir konferans verdi Eski Kırım Cumhurbaşkanı Seyyid A. Cafer Kirimer, dün saat 1' de, Eminönü Halkevin-de, !«Komünistler Rusyada na -sil yayıldı» mevzulu bir konfe rans vermiş ve 1919 Rus ihtilâlinden bahsetmiştir.
Üniversite Müzik Derneği toplandı
Üniversite Müzik Derneği, dün saat 16,30 da Marmara lokalinde, fevkalâde bir kongre yapmıştır. Kongrede son konservatuar meseleleri müzakere edilmiştir.
Şehrimiz özel okuiiar disiplin kurulu, dün saat 14.30 da, özel ve azınlık okulları müdür yardımcısı Ali Kazanoğlunun başkanlığında bir toplantı yap mıştır.
Toplantıda, Burgazadası Rum ilkokul müdürünün öğ -rendlere karşı, uygunsuz hareketlerde bulunduğu hakkında ki bazı iddialar üzerinde müzakereler yapılmıştır.
Toprak Ofisin elindeki çavdar stoku azaldı
Adana belgesinde .mahsulün sev-lâb felâketi dolayıslle geç idrâk edil mest yüzünden Toprak Oıis, tek tip ekmeğin imâl olunduğu 84 86 randımanlı unun harmanı yapmakta müşkülâtlarla karşılaşmaktadır.
öğrendiğimize göre Otum elinde ki çavdar stoklan azaldığından Ticaret Bakanlığı gönderdiği bir a-mimle, İstanbul, Ankara ve Izhıir-den başka vilâyetlerde tasarruf maksadile 94 - 86 randımanlı unun İmâl olunmasına müsaade etmiştir
15 mezbaha işçisi müşkül ' durumda
îş kanunu gereğince 70 yaşma geldikleri için mezbaha -dan çıkarılan 15 işçi, dün belediye başkanlığına müracaat e-derek, çok müşkül durumda olduklarını söylemişler, 25 senelik emeklerine mukabil bir ikramiye verilmesini istemişlerdir.

korunma kanunu
----- o--------
Havadan indirme - karadan çıkarmlara karşı koyacak çalışmaları derpiş eden kanun aynen tatbik edilecek
Havadan indirme — Karadan çıkarmalara karşı koyacak çalışmaları derpiş eden kan\ıu ay nen tatbik edilecek,
Harb yılları esnasında hava tehlikelerine karşı halkı koru -m ak maksadile Passif Korun -ma teşkilâtının kurulduğu ve bunun son günlerde yeniden faaliyete geçirildiğini evvelce yazmıştık.
Dün, yeniden öğrendiğimize göre, vilâyet makam^ iki yıl evvel yürürlük mevkiine giren ve havadan indirme ve karadan çıkarmalara karşı koymak mak sadile ekipler yetiştirilmesini derpiş eden aktif ve passif kanununu tam bir şekilde tatbik etmeğe karar vermiştir.
Halen fabrikalarda çalışan ış çilere ve muayyen bir yaşa gel miş gençlere, paraşütçülere ve çıkarmalara karşı lâzım gelen bilgi öğretilmektedir.
İkinci cihan harbi sona dikten sonra passif babından olan bu teşkilât, esasen faaliyetine devanı etmekte idi.
ilgililerin söylediğine göre, bu derslere devamlı olarak kon trol edilecek ve ekipler* t.ım bilgiye sahip bir şekilde yetiştirilecektir.
Ekipler istenildiği bir şekilde hazırlandıktan soma tecrübe mahiyetinde olmak üzere ha vadan indirme ve denizden çıkarmalar yapılacak, ve bu suretle tatbikî malâmat da verilecektir.
er-koruuma


fe-
Polis Sedad bir f•• •• 1 | •• j
şotoru oldurdu
Evvelki gece Beyoğlunda cî bir cinayet işlenmiştir.
Kadıköyünde İbrahimağada 1 80 numaralı hanede oturan ve Üsküdar euuıiyeL âuıiriiği kadrosunda buluna Sedat Altıatar, arkadaşları İsmail ve Mehmed, otelci Bekirle birlikte, evvelki gece, sivil bir halde Beyoğlu -na çıkmışlardır. Önce, Bevaz-güL bmahanesine gitmişler ve gece yarısına kadar icmisler-dır.
Bilâhare, Sıraselvilerde, Ayşe adında bir kadının evine, giden sarhoşlar, orada da içmiş lcrdir. Yarım saat sonra, Tar-labaşında oturan şöför Bedri Soııgelen adında biri, bu evde bulunan Muallâ adında bir kadını ziyarete gelmiştir. Avni zamanda, üç ay önceden polis Sedatla kavgalı olan şoför Bed ri, Sedadın yüzüne dik dik bak mış ve buna içerliven polis Sedat tabancasını çekerek. Bedri nin sol memesi üzerinden yaralamıştır. Derhal vak’a yerin-Belediye Başkanlığı, müşkül den kaçan dört arkadaş.
durumda bulunan mezbaha işçilerinin ikramiye meselesini tetkik edecektir.
, dün sabah tutulmuşlar: vak’aya savcı yardımcısı Necati Volkan el koymuştur.
İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler yordum?
9
e



Yatan C
M
Tefrika M*. 2 te
He benim yârenlik köşemde çı-yazı BalIkesirli altı ok çocukladır hayli gazaba getirmiş ola-kİ Abdullah Fevzi Erdener is*
ış inada mı bindi ?
alıkesirde bir Halk Partili-nin;
— Biz daha yirmi yıl İkti-
darda kalacağız!,.. Buyurması üzeri-no (Yeni Sabah) m neşrotLıgi başmakale kan rınn cak
minde bir avukat, (Yeni Sabah) da Çıkan yazılara temas ederek:
— Bu yazıları yazanlara hjtab»e~ diyorum:
Vaziyet böyle devam ederse (20) sene Jogilj (30), hattâ (40) sene iktidarda kalacağız! müjdesini vermiş.
Tıpkı Amavudun meşhur teravi namazı fıkrasında olduğu gibi anlatılıyor kİ İş inada binmiştir, diğer bir şehirde, başka bir Halk till çıkacak ve:
— (40) sene ne kelime, vazıyet le devam ettiği hattâ (100) yıl buyuracak.
Buyurur mıı?
pişkinlik, Demokrat Partide şu geçimsizlik olduktan sonra ben Halk Partili hatibin yerinde olsam meselâ şöyle konuşurdum:
«Aziz altı ok çocukları,
İstanbulda çıkan (Yeni Sabah) gazetesi, bizim burada yirmi yıl daha iktidarda kalacağız yolundaki iddiamızı Demokrasi zihniyetine uygun bulmıyarak bızo atıp tutmuş. (Biliriz o gazete satılmışın biridir, karşı partinin çığırtkanıdır, leri).
Pek o kadar çabuk yin çocuklar! Benim
Demokrat Parti kurucuları da (Yeni Sabah) a dış biliyorlar. Galiba doğru söyhyeni dokuz köyden nasıl kovarlar sa, Yeni Sabah’da doğruya doğru, eğriye.eğri dediği için kem Halk Partilileri,, hem de Demokrat kurucuları küplere bindiriyor (Biz küpe binmeyiz, hususi lüks otomobHlere bineriz, küpe Demokratlar binsin! gürültüler...)
Gürültü etmeyin tosunlarım, lâf olsun diye söyledim yoksa biz otomobillere de bineriz, icabında
bineriz. (Yaşasın ve alkışlar)
iktidar mev kimde
takdirde iktidarda
Buyurur.
Yarın
Par-
boy-(Sû)
(50), kalacağız!
Onlarda ,bu
kahrolsun! ses-
hüküm verme-bildiğince göre
Sesleri,
ben lüks köy-
lünün sırtına da sesleri, bravolar
Şimdi gelelim kalmak mes elesine: •(Yeni Sabah) biz-terin iktidar koltuklarında yirmi yıl daha kalmamızı çok ki ben yirmi seneye şanlı (C. H. P.) niıı nin başında kalması arttırmaya koyuyorum, dileyen partili kardeşler müzayedeye iştirak edebilirler-. ------- ------------------------
— Benden kırk!
— Bari elli olsun da toparlak rakam ifade etsin!
— Elli beşi...
— Yetmiş beş!..
— Yüz!... Dalya!
Coşkun bir ses boru gibi öter:
— Rakam, miktar zikretmiyelim de kaydıhayat şartile kıyamete kadar deyip işin içinden çıkalım!
(Şiddetli alkışlar, yaşa, varol Ser-yadları, iktidarı kime bırakacağız, dünkü çocuklara mı? naraları.)
• •
görüyor, halbu-razı değilim ve idare makinesi-müddetini açık



• • •
nasebat. Mütekabil münasebatı kasdediyorum; başka birşey değildir.
Salâhaddin bey çıkarıldı ve celse beş dakika tatil edildi.
Hüseyin Avni Beyin Muhakemesi (*)
İkinci celsede Hüseyin Avni bey getirildi.
— îzmirdeki muhakemenizde Terakkiperver fırkayı teşkil i-çin Kara Kemalle vâki temasınızı, Kara Kemalin kuvvetini, mahiyetini anlayayım diye yazdığınızı söylemiştitüz. Halbu ki, burada bâzı arkadaşlarınızın i-fadesine nazaran bundan daha evvel Kara Kemalle temaslar yaptığınız anlaşılıyor.
İntihabatta Kara Kemalle i-kinci grupun teşriki mesaisi 1-çin müzakeratta bulunmuşsu-
nuz?
— Efendim o sırada heye -can vardı, bendeniz de suali an lamadım. Şimdi Kara Kemalle münasebatımızı anlatayım:
Bir gün burada yanıbaşımz-dakl lokantada Kara Kemal be ni gördii. Bir çay içelim dedi, sonra «sizin grubunuz zait görünüyor. Bir fırkaya benzete-memişsiniz» dedi; ben de dedim ki:
«Sizi bitaraf olarak dinleyemem:»
— Nail beyin evindeki içtimai değil, Saman pazarındaki evdeki içtimai anlatınız?
— Ben Saman pazarındaki eve gitmedim; Nail beyin evin-do görüştük.. O zaman intihabat mevzuu bahs değildi; Meclis devam ediyordu; orada e-
hemmivetli birşey mevzuu bahs. olmadı. Sonra Kara Kemal bir) gün «Ben gidiyorum size birazı nasihat edevim» dedi. Bir kıra-1 ** / t
athaneye gittik, dedi ki: |
♦ Hariçten bir muhalefet manı zarası arzedivorsunuz. Halbu ki, burada aniachm, dinledim;’ birinci grupla aranızda hiç bir i fark yok. Her iki grupta mâk- J sad misakı millinin istihsalidir. I) Size sükûnet tavsiye ederim.., i _____ Nail beyin evindeki icti-£ mada neler konuşuldu J
____ Esaslı birşey değil bizim-) le teşriki mesaî etmek istiyor - J mııs. Onun üzerine birinci1 ve i- 4 kinci grupların siyasetleri nıeyi^ zuu bah oklu. Bunun üzerinoı ben sordum. ’Hangiı »izle çalış-J mak istiyorsunuz?- dedim. Cc-J vaben: «Ren teşkilâta tâbi bir) adamım, kendi kendime karart veremem. Bundan maada gör-» düm, anladım ki, gruplar ara-( sında bir fark yoktur» dedi, t Bir fırka teşkili fikri orada,? ıneyzuu bahs o'm.ad:. Bu mak-| şadını sonradan Ö/rendiın. _ ı
— Istanbulda intihabat i-ciıı toplanr»ıidik. îstanbula git fiğin zaman birçok i/tar dâve-' tiyeleri alıyordum, nezaketen gittim,

İşte heıı BalIkesirli hatibin yerinde olsaydım böyle konuşurdum. Ve ondan daha çok alkış toplardım.
Mademki iş inada binmiştir vo ortada açık bir müzayede vardır,., niçin yirmi, kırk yılla iktifa etmeli? Hattâ karşıda Demokrat Parti kurucuları her şeyi unutmuşlar Köprülüye kafa tutan, ufak bir tenkide ciiret eden partilileri harıl harıl Haysiyet Divânına sürükleyip ihraç kararları «erirken (C. H. P.) iktidar mevkiinde Kıyamete kadar kalmak istemesine neden şaşmalı?

Yalnız merak edilecek bir nokta varsa bence o da şudur: Kurucular Demokrat Partiyi memlekette ve canlı bir muhalefet vücude getirerek mü-rakabeyi tesis için mi kurmuşlardır, yoksa Halk Partili rüesanın ekmeklerine yağ sürmek için mi?
Benim küçücük aklımla asıl kavrı-yamadığını nokta işte buttur.
FIKRACI
-5 'TAK VIW *
MART 1948
** M
f Davamı var)
1364
i Rumi
Mart
13
26

(♦) İstanbul 5 inci noteri l-;g ken, geçeulrrde vefat eden Hü-n seyiıı Avııi l’laş’dır.
1367 | Hicri; Cem evvel
15
| CUMA
Kasım 140 — AY 3 — GUN 86

V likitler
Güneş
' Öğle ikindi
Akşam Yatsı
Imsâk
yasati S.
5
12
15
(8
19
4
D.
54
20
50
27
59
İG
Ezani S.
11
5
9
12
1
9
D.
23
54
28
32 bü


3

ÖLÜM BULUTU!
I
II
*
I
| A m e r i k a
ÎRusyaya hâlâ ) uçak veriyor!
I
J
Sen altı ay aarhada bir çok harb tayyaresi Rusyaya aevkedilmif
Veşington, 16 (AP .) — M»rb kaynaklan İdaresine V9 Dışişleri Bakanlığına mensub bağı yüksek mevkili kim» e lav dün kongreye verdikleri raporlarda, son 6 ay zarfında. Rueyaya birçok Amerikan harb tayyaresinin sevkedlldiğtni va bunlardan (Jğer br kısmı götürecek olan vapurun hâlen Nev-york limanında bulunduğunu bildirmişlerdir.
Ayni zevat şu hususları da açıklamışlardır:
1 — Başkan Truman yakında yayacağı bir kararnameyle, Aınerikadan tayyare ve askeri maksadlarda kullanılan herhangi başka fclr malzeme ihracım yasak edecektir
2 — Amerikan Dışişleri Ba. kanlığı dost ve gayri dost mem leketlere ihraç edilecek maddelerin listesini henüz hazırlı-yamamıştır.
3 — Mayıstanberi Rusyaya ve Lehistana yeni B-24 tipi tayyarelerden 46 tane gönderilmiştir. (Bu tayyareler bombardıman ve nakliye uçakları haline konulabilecek şekilde-olr.)
4 —Japonyamn tesliminden b ri Amerikan harb kaynakları idaresi hurda olarak ve
r.urda fiyatına 21 278 tayyare satmıştır ki bunların arama bazan yeni tayyareler r. 'ardır-


SOV1
i

*
4
1
SAYFA: 3
r
Ne hazin bir
Amerikada, temas ettiği kimseyi derhal öldüren bir radyoaktif bulutun keşfedildiği haber veriliyor

AMerlkanın elinde Japonynyo ntulan Bardası büyük atom bombalnrı var
Nevyork, 26 (AP.) - İleri gelen tayyare fabrikatörlerinden Glenn L Martta dün gazetecilere verdiği bir demeçte. Amerikada, e temas et tlğl kimseyi derhal öldüren " bl» radyoairtlf bulut keşfedildiğini söylemiştir. Martin bu hususta verdiği izahat arasında demiştir ki:
«Radyoaktif bulutun tesir saha. 8i atom bambasınınkinden daha ge niştir ve dokunduğu yeri llânlhaye radyoaktif hale getirmesi de kabildir.
Bulut rüzgârla oradan oraya gidebilir. Onun için, kullanılması, an cak rüzgârların istikametini kafi bir şekilde bilmeye bağlıdır. Aksi takdirde, geri gelip, onu kullananları öldürmesi mümkündür ••
Glenn Martin, Amerikanın elinde
şimdi Japonyaya atılanlardan çok daha büyük atom bombaları bulunduğunu. donanmanın da hedefini arayıp bulan kabillsevk uçar bombalara sahlb olduğunu söylemiştir. Ytna Martinin verdiği malûmata göre, yeni mlkrob silâhlan arasın-da, tesirini uzun btr müddet sonra gösteren ve kurbanını muhakkak öldüren silâhlar da vardır.
Martin sözlerine devam ederek demiştir ki:
t Yeni bir harb kopacak olursa ne ticenln iki ayda alınacağına kaniim. Size anlattığım bu radyoaktif bulutlar meselesi Amerikanın en mü lılm askerî sırlarındandır. Fakat, İlmî bir meomuada bahsi geçtiği için ben de bu kadarım söylemekte mahzur görmüyorum.»
Bulgar - Sovyet dostluk paktı
Moskovadan dönen Dlmltrof, efendile rUe karşı
Sofya. 25 (A A.» — Bulgar ajansı bildiriyor: Bulgar - Sovyet dostluk, işbirliği ve karşılıklı yardım andlaş masını imzalamak için gittiği Mos. kovadan avdetinde Bulgar Başbakanı Dimltrof bu münasebetle ter-tib edilen bir mitingde ezcümle şun lan söylemiştir:
Sovyet Rusya Bulgarlstanın samimî ve sonuna kadar sadık bir müttefiki olacağından emin olmasa idi bizim gibi küçük bir devletle böy le bir anlaşma akdine yanaşmazdı.
Kollarım sıvayarak daha sadık ve vefakâr bir çalışmaya koyulacak ve mütteliklcrimizin samimi yardım ları karşısında butun toynaklardan istifade yolunda gayretlerde | elçiliği terketrniş fakat dün Ameri-bulunacak olan milletin, memleketi mizin iktisadiyatım sarsacak «meş-
lnnetierini erteliyor
kOk bir dolar yardımına- ihtiyacı yoktur.
Moskovada bulunduğumuz sırada sözde batı demokrasisi İsmi verilen şeyle Rusya arasındaki büyük fark ları bizzat müşahede ettik-
Emperyalizmin hâkim olduğu bu memleketlerde bildiğimiz gibi suni bir harb sar’ası alevlendirllmiştlr. BULGARİSTAN VİYANA ELÇİSİ İSTİFA ETTİ
Viyana, 25 (AA.) — Bulgaristo-nın Viyana elçisi Poskalof, memleketinde tesis olunan diktatörlüğü protesto nıaksadlle İstifa etmiştir. Paskalof, bundan_pn_b
öno» tntııini-^g^LfHLftk bahıuıeolle
•e
(kan işgal bölyeslnde radyo vasıta, sile beyanatta bulunmuştur.
—-------o--------
Amerikan Baş delegesinin sözleri
---
Cenevre 25, (A.A.) — Bir-leşn.iş Milletler haberleşme ser herlisi konferansında söz alan An erikaıı baş delegesi VVilliam F- tor l agün söylediği nutukta Doğu AvrupalI bir devleti şiddetle ten.iid etmiştir.
Amerika Dışişleri Bakanlığı esi yardımcısı olan Benton e demiştir:
■Ast1 hususî, ister resmî ol-sun, haberleşme inhisarı, harb haberleri satıcıları ile yalan ha herler uyduranların en fesadcı suç ortaklığım teşkil etmektedir.
Eir memlekette haberleşme i »t hisarı nekadar yamlırsa bu, o nisbette yalan haber uydurma inhisarı mahivetini alır.
Geçen eylülde Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantısında Amerikan basım aleyhinde ilen sürülen ithamlar siyasî bir oyalamadan başka birşey ğildi.'Bu ithamlar, müdafaa de i altında yanılan birer an uz manevrası idiler.
Batının hür basınını konu o-larak ele almaktansa, Doğunun resmî yalanlarını parmakla gös teımek daha doğru olurdu. Bun 'dan bir hafta önce Cenevreden 5ö0 mil uzaktaki Çekoslovakya da hürriyetin ölümüne şahld ol duk. İsmini verdiğim bu memlekette hürriyetin öldüğünü gör düğümüz gibi çok uzak olma -yan başka bazı memleketlerde de bu mefhumun ölümünü müşahede ettik.
Bu acıklı hâdiselerin haber-tleşme serbestini insanlık şerefi ve milletlerarası barış müna -»ebetlerinin muhafazası bah-ısfinde rnevcud ana bağların karanlık kalmış noktalarını aydınlatması gerekirdi. Çünkü Çekoslovakvada yapılan hareketler yaşadığımız dünyada şeref, ferd ve vicdan hürriyetine ve rncınîr ketlerinin bağımsızlığına kıymet vermiş olanların | ruhuna dehşet saçmıştır»

de-per ta-

fBaştarafı 1 incide)
Erzincan 25 (Hususî) — Demokrat Parti lideri Celâl Bayar, günlerdenberi beklenen nutku -nu dün söyledi. ErzincanlIların müteaddit davetlerine parti işlerinin mümanaatından dolayı gelemediğini söyliyen Celâl Bayar Türk milleti için yegâne hükümet şekli olan Demokrasiden bahsetmiş ve Türklerin asil bir millet olarak ötedenberi mukad deratma hâkim olmak gibi, a-sil bir mücadelenin bütün minnetlerine katlanmış olduğunu belirtmiştir.
Bundan sonra varlık vergisi gibi memleketin malî ve iktisadı ve hattâ İçtimaî bünyesini
sarsmak tehlikesini gösteren bir kanunun ,.2 saat zarfında Meclisten çıktığına işaret eden Celâl Bayar, buna mukabil a-razi vergisine zam teklif eden kanun lâyihasının bir seneden-beri Meclisten geçmediğine i -şaret etmiştir.
Bundan sonra partinin iç işlerine dair konuşan başkan, bir partinin kendi içindeki nizam ve intizamı muhafaza edemiye cek olduğutakdirde onun iş gö-remlyecek bir duruma düşeceğinden bahsederek Demokrat Partide çıkan ihtilâfın nlzamna me emir ve hükümlerine göre bertaraf edileceğini söylemiş -tir.
Sözü vergiler üzerine getiren
Tekerrür: Çatlak ses!...
^Başmakaleden devam,) sudan sebeb ve bahanelerle ba kadar ağır cezalar, şayed böyle bir tahakküm havası esmemiş olsa, nasıl verilebilir? Demok -rat Parti tüzüğünde yâni ceza kanununa göre, 1-danıdan daha hafif başka lıü -kümler yok mudur? Şimdiye kadar kim ve kimler Haysiyet Divanına gönderlldilerse, hep tard olundular, yâni İdâm karan giydiler. Sâdece bu hal Haysiyet Divanının nekadar manevi baskı altında olduğunu ve yanlış bir yolda yürüdüğünü lsbat etmeğe kâfidir. Kaldı kİ, dar ve mütehakklm bir zihniyetin başka örnek ve belirtilerini de bize, eksik olmasınlar, gene kurucular veriyorlar. Refik Koraltan, evvelki giiıı söylediği bir nutukda, büyük kurultayın toplanmasını isteyen lorlıi taleblerlnl (çatlak ses) ler diye vasıflandırmıştır. îçel Milletvekili ne kadar (la Halk Partili Başbakanların dilini aynen kullanmaya iizeniyor? Bundan evvelki bir yazımızda da işaret etmiş okluğumuz gibi, bu çatlak ses, tâbirini evvelâ Saraçoğlu Şükrü. Demokrat Parti kurucuları İçin kullanmıştı. Saraçoğlu İçin ilk çatlak ses KöprÜ-lü’niin sesi idi. Filhakika tah -ininde çok aldanmamış. Çünkü hakikaten Köprülü bilâhare çok çatlak ve falsolu sesler çıkarmak suretile esbak Başbakana hak verdirmekte gecikmemiştir, amma, şimdi Koraltan’ın kendisi gibi düşünmeyenlere çatlak ses demesi, Halk Partisinin zihniyetini, hattâ konuşma tarzını nekadar benimsediğini gösteriyor. Hal’kî bir Demokrat için Saraçoğlu Şükrüye benzemek kadar fena ve öldürücü ne olabilir? Topdancılığın ve tek parti sistenıiniu mümessiline benzemekten ve onun dilini kullanmaktan İse nefsini şeytana teslim etmek hakikî bir Demokrat İçin daha hayırlı olmak lâzımgelir... Fakat artık iyice anlaşılıyor ki, bâzı kurucularda gurur ve ihtiras gözleri per-delemiştir. Partinin en salâlıl -yetli ve yüksek kademesine ve umumi efkâra müracaat olun -sun, denildiği vakit bu kadar İMİAH-güsü.rmcnin hikuu44-nıânâsı nedir?
Cidden bir zümre tahakkümü yok ise btivük kurultayın toplanmasında neye endişe ediliyor?
Demokrat Partinin hakikî ve gıllügişsiz dostları hu ihtilâfların, bu İhraçların ve bu afaroz-ların bir sonu çelmesini istiyorlar, birlik ve beraberliğin tek-rnr teesşiisünü arzu ediyorlar. Ancak dilde beraberlik, elde Haysiyet Divanı sâtın ile lıer gün yeni yeni tard kararlan birbirine uymuyor.
Fiil ile söz birbirine tetabuk .etmelidir kİ, samimiyetin mevcudiyetine inanılsın. Yoksa bu gidişle sayın kurucular belki gururlarını tatmin edecekler, takat Demokrat Partiyi do bir yangın yerine döndüreceklerdir.
A. Cemaleddbı Saraçoğlu
tarddan,
hatib, vergilerin, vatandaşın ö-dome kabiliyetile mütenasip olmadığını söylemiş ve kazançla mütenasip olmıyan vergiler de- i vam ettikçe bu memlekette ik-, tlsadî ve mg.lî düzenin husule ) gelemiyeceğini belirtmiş ve ver gl olarak toplanan paraların!
) (---------------------------------------------------------------------------------\
| Günün enteresan haberleri|
_____________________________________________________________________________________)
verdiği emirdo, bu esaslı vazifenin yapılması İçin sendikalar nezdlıı-do teşebbüse göçmelerini bildirmiş tir. (A.AJ
Katır eti ve ot yiyen çeteler * Larlsa. Yun an latan — Ollm-pus dağında açlıktan ölmek üzere İken osir edilen çetelor katır eti ve ot yemeğe mecbur kaldıklarını söylemişlerdir.
Esir alınan bu'çeteler bir kampta toplanmış ve yemek, giyecek ve ılınlşllr, Çetelerin çoğu paçavra-_ar İçindedir. (AP i
Churchill'in hücumu
^■Londra, — Avam Kamarası aıh dünkü toplantısında. Milleti temsil kanunundaki değişiklik 125 e karşı 294 oyla ka.bul edilmiştir. Yeni kanuna göre Avam kama raaıntn âza sayısı 640 tan 615 e İndirilmiş olmaktadır.
Churchlll kanundaki bu değişikliğe şiddetle İtiraz etmiş ve: «Tarihin keydettiği en çirkin siyasi ma-
I

Gallup’un anketi Princeton (New-Jersey) — Amerikan milletinin Sovyetler Bir liginin dış politikası karşısındaki endişesinin arttığı Gallup Enstitü aü.ıiın son yoklamalarından anla-üılmaktadır.
1946 da fikri sorulanların yüzde 58 i Sovyetler Birliğinin dünya hâkimiyetini hedef tuttuğu Kanaatini İzhar otmlşti.
Bu nlsbet şimdi yüzde 77 ye Çık nuştır- Diğer cihetten fikri »oru-lanlarm yüzde 70 t, Amerikanın Sovyetler Birliğine fcarşt siyasetin kâfi derecede azimli olmadığı kanaatini İzhar etmiştir. (A,A.) Milletlerarası aazetecller birliğini itham
Londra — Avustralya gazeteciler birilğl milletler araş» gazeteciler birliğinin komünist tahakkümü altında bulunduğunu ve aldatın çok yüksek olduğunu ileri sürerek üyelikten çekllme&e karar ver-flalşti». (AA,/
AlmanyalI Lehliler Polonyaya dönüyor
• Bochun. — Polonyaya dönmek istlyen Alınonyaü Lehlileri ta şıyan İlk özel tren, nisan başında Ruhr’dan hareket edecektir. Bun lar, obeveyinleri 1914 ten Önoo Pû-lonyayı terkedarek Almanyaya gelip yerleşmiş olan eski Alman vatandaşlarıdır
İngiliz bölgesindeki Alman vah Lehliler birliğinde toplaniruş olan 35.000 kişiden 12.000 i Polonyaya h dönmek İstemişlerdir. M A,] Mtlrettiplerhı grevi Roma — Mürettlbıertn grevine son vermek (Üzere bir anlaşmaya varılması için Roma da müzakereler devam etmektedir
Bir hükûmçt sözcüsü, komünistleri 16 nisanda yapılacak seçimleri geciktirmek İçin rrevcüert teşvik etmele İtham etmiştir. Zira bu su retle oy puslularının basılması da gecikmiş olacaktır.
İçişleri Bakanı, bübün valilere
--•M.
f
Lt ihracına nihayet müsaade koparıldı
40 bin kuzunun Dolar mukabilinde yurd dışına çıkarılması tekarrür ediyor
Ankara, 25 (Hususî) — Bir müd-dettenberl Ankarada Ticaret Baka nı Mahmud Nedim Gündüzalp başkanlığında et işinin halli için cereyan eden görüşmeler nlhayetlenmlş tir. Haber verildiğine göre 40.000 kuzunun Dolarla ihracına müsaade verilmiştir. Bu kuzulardan 20 bini mayıs ayının sonuna kadar ve diğer yarısı da bundan sonra sevke-
Âvrupadaki Irkdaşlarımızın durumu
Ankara, 26 (Hususî) — İskân İşleri Oenel Müdürü Cevdet Atasa-gun yarın İstanbul vapurile Marsll yaya hareket edecektir. İsviçre, İ-talya, Avusturya, ve Almanyada ted kikler yapacak olan Oenel Müdür buradaki soydaşlarımızın hayat şartlarını tesbit ettikten sonra Mil letlerarası Mülteciler Konferansına îştirâk edecektir. Konferansın bu toplantısında mültecilerin yurda getirilmesi İşi kat’î şeklini almış o-lacak ve derhal tatbiki cihetine gidilecektir.
Amerika Berlinde kalmak azminde fBaştarafı 1 incide) sa Fransanın da davet edilmiş bulunduğu hakkında bir Amerikan Ajandı tarafından çıkarılmış olan söylentiler üzerinde hiç bir yorum da bulunamıyacağını ifade etmiş ve demiştir ki:
Sovyet Ruayanm, Alman başkentinin dörtlü idaresini baltalamak yolundaki gayretlerine rağmen, Birleşik Amerika hükümeti Berlinde kalmak azmindedir. Müt tefik Kontrol Konseyinin faaliyetini bozmağa matuf her iki Sovyet teşebbüsü, Almanya hakkında dört taraflı anlaşmaya varmak i-çin sarfedilen gayretlerden vazgeç me şeklinde telâkki olunacaktır.
Marshall Fransanın Birleşik A-merikadan askerî malzeme talebin de bulunmuş olduğunu söylemiş,
bu talebin Amerika tarafından dikkate alındığını ilâve etmekle beraber bu hususta bir karar alınmış olup olmadığını açıklamıştır.
Atom’un Hiroşimada yaptığı tesir
(lîaştarafı 1 incide)
bölgenin muhtemel olarak 8 yıl müddetle insanlar üzerinde öldürücü bir tesir yapacağına da ir tahminleri yanlış olarak vasıflandırmış, bombanın irsî değişikliklere sebebiyet verebileceğini kestirmenin şimdiden mümkün olmadığını söylemiş ve şunları ilâve etmiştir:
Hasarı infilâkın kendisi husule getirmiştir. Sonradan husule gelen radyoaktivite hasarı mucib olmamıştır.»
T*
santimi santimine yerine ve hakikî ihtiyaçlara sarfedilmesi lâzımgelir demiştir.
Erzincanm tarihinden bahseden Bayar, burada hükümetin vazifesini yapmadığını ve 8 se-nedenberi Erzincanın ihmal i-çlnde bulunduğunu söylemiştir.
nevralardan biridir bu,) demiştir, i (AP.) J
İtalyan lıarb esirlerinin l
hizmetine mukabil 1
Roma, — Dışişleri -Bakanlığın- 7 dan bildirildiğine göre. Amerika. J harb esnasında Amerikada çalış- 7 nuş olan Italyan harb esirlerinin J hizmetine mukabil Italyan hilkû- 1 moline 4.500 000 dolar verecektir. |
» (AP.) I
Amerikanın baş komünisti l
★ Vaşlngton — Amerikanın I başkomüıılstl olarak tanınan Oor- ( hard Eislcr, 1945 te Amer İkadan k dışarı çıkacağı zaman doldurduğu ( beyannamede komünistlikle müna L sebetlnl sağlamaktan suçlu olarak i 1 İlâ 3 sene hapse mahkûm edil- ı miş, temyizin kararma kadar 20 ? bin dolarlık kefaletle serbest bira- I kılmıştır. »
Elsler ayrıca, İmerlkon menfa- ı atlerfne aykırı hareketleri tahkiK J komisyonu önünde de sorulan su- 7 allere cevab vermek suçundun do- 7 layı da 1 sene hapse ve 1000 dolar J para cezasına mahkûm edilmiştir, 7 (AA) 1

ı
idareci =£ gözile
aktüallteler
Doğan S a ğ 11 lc Şirketinin ıdrofil pamukları ihtiyacının karşılanma-1 |l'n idro,H Pamukları hak«u* alınmış ve seçilen tek-1 U oa,Sa*,lk v* 8o’yal Yaram» Bakanlığı tarafından son «( manlarda tatbik edilmek ı.tanüan hareket tarzının, gerek pamuk müs-ahsiiı olan memleket, gerek bunları «drotn şekline koyan Türk fabrikaları ve gerek bu temiz pamukların alıoı-w» İçin muvafık olmadığını, ciddi »İr Şekil, münasib bir uslûb ve büyük bir samimiyetle tebarüz ettirmeğe çalışmış idik.
Bu yazımızı İstanbul Sağlık MüdiJ r I 22.3.948 tarihli tezkeresi ile oevab-'andırmağa, müsaadelerde yeltenmiş
O halde, bunu tetkik ve tahlil etmezden evvel, birinci yazımızda, imi a"la‘™k istediğimiz noktaları, a-Çiklamak mecburiyetinde kalıyoruz.
18.11.948 tarihli ğazotemizdokt ■ (Türk ıdrofil pamuğu varken) başlık-' I» yazıda, kapalı bir şekilde: «Türk Profil pamuk fabrikaları, Türk pa-muklarım işlerken, bunlann Kodekse uygun olmaması bahanesilo, arads sırada çıkartılan müşkllât, Bakan olmazdan bir gün evveline kadar, saym Bakanın rois bulunduğu Doğan Sağlık Şirketine İsviçreden idhal müsaadesi verdiği ve kilosunu takriben on sekiz liraya satunacağ! ve gümrük antrepolarında Doğan Sağlık şirketi etiketlerde anbarlarda duran ve bazı mülahazalar ile memlekete sokulamı-yan pamukları piyasaya sürdürmek ve dolayısile Doğan Sağlık şirketine yüz binlerce lira kazandırmak düşüncesinden ileri gelmektedir, demek is-tenıiştik.
El He tutulur ve gözle görülür bul vak'aya, İstanbul Sağlık Müdürlüğü verdiği cevabda, yazımızın bu cihetini] anlamamazlıktan gelerek, Türk idrofil pamukların Kodekse uygun olmam» sı dolayısile satıştan moncuddiğinl ve fabrikalarca tekrar elden geçirilip ıslah edileceğini, ve Türk fabrikalar»] mn iyi bir vasıfla mal elde edecekle] rini, ve Avrupa fabrikaları ayarındJ pamuk yapabileceklerini tebarüz ettiî^ inektedir. |
Bu yazı, iddiamıza doğrudan doğru ya bir ccvab teşkil etmek şöyle dur sun, bilâkis teyid edici mahiyettedir (8.11.948 tarihli yazımızda Kodeks kcaıisyonunun son toplantısında idro fil pamuklarını tâyin ve tesbit ettift vasıfları vekâlet kâfi görmemiş vJ bunlar için daha ağır şartlar tesbil ettirmek istemiştir, demiştik. ’ Simdi bu cihetin izahına gelelim| 3.3.926 tarihli ve 767 numaralı kol deks kanunu mevcuttur. Bu kanul gereğince, bu komisyon her beş sene! do bir kere toplanır ve ioabeden meseli lor hakkında kararlar verir. Bu kal rarları vekâlotin dojiştirmoge kanunel salâhiyeti yoktur. Aynîle infaz met] buriyetindedir. I
Nitekim 1947 senesinde komisyovl toplanmış ve mesaisinin neticesini n| 2.947 de vekalete bildirmiştir. Su k.l rarda idrofil pamukların vasıfları t] tesbit edilmiştir. Fakat bu karar, t| linmiyen. sebeblorden dolayı, şimdi}] kadar neşr vo ilân olunmamıştır. I Komisyonun idrofil pamukların el safı hakkında bundan evvelki kara] ile, yukarıda 18-2-947 tarihli karaıl arasında bir fark vardır. Bu fark c| kişine nazaran idrofil pamuklar vasi (Devamı Sa,t 3; Sü.t 1 d* |
dllecektir. Diğer taraftan İstanbul İzmir ve Ankara ylbl büyük şehirlerimizin et i
sı İşi de ele alınmış ve seçilen ____
nik bir komisyonun bu husustaki raporunu 15 gün içinde tamamlaması İstenmiştir. Komisyonun vere ceğl kararlar evvelâ koordinasyon komitesinin tasvibine sunulduktan sonra yürürlüğe girecektir.
Oran veba
Afrlkada
Ticaret Bakanı İzmir* gidiyor «
Ankara, 25 (Hususî) — Ticaret Bakanı Mahmud Nedim. Gündüzalp beraberinde Petrol Ofis Umum Müdürü olduğu halde Cuma günü u-çakla îzmlre gidecektir. Dakar, Cezayir ve limanlarına konan tedbirleri
Ankara, 25 (Hususî» —
Dakar. Cezayir v/ Oran limanlarına konulmuş olan veba tedbirleri bu limanlarda bir yıldır veba görül ,memesi üzerine Sağlık Bakanlığınca kaldırılmıştır-
lialyaya ısmarlanan gemıier hakkında
Ankara. 25 (Hususi» — Italyan Ansaldo firmasına ısmarlanan gemiler yüzünden çıkan ihtilâf hakkında Ulaştırma Bakanlığından yet kili bir zat şu İzahatı vermiştir:
Denizyolları tarafından Italyan Ansaldo tezgâhlarına ısmarlanan gemilerin inşasında çıkan ihtilâfın halli İçin Ankaraya gelen Ansaldo İdare meclisi reisi M- Pikardi ile U-mum Müdürü yardımcısı arasında Bakanlığımızda yapılan müzakereler müsbet bir mecraya girmek üze redir. İtalyada hal ve şartların mukavelenin imza edildiğîndenberi çok fazla değiştiğini ileri sürerek gemi fiyatlarına zam istiyen şirket mümessilinin talebi Bakanlıkça reddo-lunmuş ve gemi adedlerl üzerinde müzakere kabul edilebileceği ifade olunmuştur. Bıîna göre bu esaslar dahilinde evvelce İtalyaya ısmarlan mış olan 6 büyük ve 2 küçük yolcu vapuru yerine 3 büyük olmak iize-—re--4“vrya-5"Vfli»ttr»ın nhnmasr derpiş olunmaktadır demiştir.
Ulaştırma Bakanlığındaki bu yet kili zatın İfadesinden netice itibari le şirketin zam taleblerlnin tamamen kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Emekli dul ve yetimlerin maaşları
Ankara, 25 (Hususî) — Emekli dul ve yetimlere üç aylık maaşlarının verilmesine nisanda başlanacak tır.
C.H.P. An kara II 1 ongresi
Ankara, 25 (Hususi) — C. H. P. Ankara 11 kongresi yarın saat 10 da Halkevinde toplanacaktır. Toplantıya 178 delege katılmaktadır.
ihracatı kontrol
Ankara, 25 (Hususî) — Ticaret Bakanlığı halen meri olan altı mad denin ihraç kontrolüne İlâveten bu defa dört madde daha ilâve etmek ledidir. Bu maddeler için hazırlanan nizamnameler damştaya gönderilmiştir. Bu suretle deri, elma, incir, ve Anteb fıstjğıda İhraç edilmeden ihracat kontrolüne tabi tutulacak ve ancak bundan sonra İhraç edl lebilecektlr,
Dış hava hatları
Ankara, 25 (Hususi) — Bu yıl iç ve dış hava hatlarının arttırılma Sı için Hava Yolları idaresi tarafın dan İncelemeler yapılmaktadır. Bul yıl İçinde açılnıâsı düşünülen hatlar arasından Şam, Beyrut. Cld de. Kahire, ve Bağdat hatları vardır. Diğer taraftan yurd İçindeki ha Va alanlarının modern bir hale ge tlrilmesl İçinde çalışmalara devam ! edilmektedir,
Çekoslovakyadaki yabancılara aid emlâk
Ankara, 24 (Hususî) — Resmî makamlarımıza gelen haberlere göre, Çekoslavakyada yabancı devlet ler uyruklarına alt olup hükümet tarafından millileştirilmiş veya el konulmuş: bulunan emâkm tazmini ne tevessül olunmuş ve bunların tesbitlne başlanmıştır. Bu hususta yapılacak her türlü müracaat, anılan hükümetçe 31 Aralık 948 tarihi ne kadar kabul olunacaktır,
Ye nı bir sigortalar Kanunu
Ankara, 25 (Hususi) — Ticaret Bakanlığınca yem bir sigortalar ka nun tasarısı hazırlanmıştır. Tasarı ü'' ‘rinde İlgililerden ınüteşekktl bir komisyon son İncel ■melerini yapmak ıdm Bu İncelemeler de bltlrll dikten sonra tasan Bakanlar kuru-caktır-
lıına sunulac
• )
Tarsusda bir aile faciası
------o-----
Eir adam karısını s.ki yerinden bıçakhyarak öldürdü
Tarsus. 25 (Hususi) — Bugün at 15 sıralarında Ç ukurova fabrll sı işçilerinden İbrahim Sevingel, rısı Dürdaneyl sekk yerinden çaklıyaj-ak öldürmüştür. ?
iki yıldanberi evli ulan Ibrat I kazancını kumara vermekte bu retle geçimleri daralmaktadır. D i dane bu yüzden kocasından ay mış ve fabrikada çalışmağa ba nu tır- İbrahim karışma barışı ları için müteaddid tekliflerde lunmuşsa da muvaffak olamar tır.
Bundan muğber olan İbrahim | gün saat 15 sıralarında fabrika | gelmekte olan karısının önüne I nuş ve tekrar birleşmeyi teklif mlştlr. Dürdane bunu redded! I bıçağım çekmiş ve karısının a I sma, sol böğrüne 1 darbe İndir I karısı bu darbelerin tı irlle yeri 1 kılmış fakat İbrahim hıncım ali 1 nuş ve tekrar doğrul torak sol I meşinin üzerine ve yüzünün Ikj I rlne tekrar bıçağını saplamaya 1 lamıştır. Kadın etraftan yptlşe 1 tarafından İbrahlmln elinde’ I kurtarılmış ve hsstah.,. • I nlnuşsa da derhal ölmö kalanniıştjr \


20 MART

i


Lülehurgazm iskân işleri ıslaha muhtaç
■ -■4»- —
On sene evvel 221 hane bulunan Liilcburgazm Gündoğu mahallesinin gün geçtikçe nüfusu a-zalmaktadır. Göçmenler ' tarafından yapılan evler t hükümetçe inşa ettirilmiş ! gibi gösterilmiştir.
Lüleburgaz; (Hususî) — Lüleburgaz İlçe merkezine ecnebî mem leketîerden hicretle gelmiş bulunan ve iskân suretile yerleştirilen göçmenlerin en kalabalık bulunduğu pıahalle Gündoğudur.
On sene mukaddem 221 haneden ibaret bulunan bu mahalle günden giine İnkişaf edeceği yerde bilâkis nüfusu azahnokta ve halkı müte madîyen İstanbul ve Adadoluya nakli mesken etmektedir.
Buna sebep iskân teşkilâtımızın bidayette bozuk ve yolsuz hareketle ridir. Büyüklerimiz bu vaziyet kar şısında lâzım gelen tedbirleri almak ta ihmâl gösterirlerse daha şimdi den söyleyebiliriz ki bu mahalle bir giüı 21 hane kalmak tehlikesine maruzdur.
Buna misâl olarak kasabamızda ki iskân teşkilâtı hakkında beş mad deyi muhtevi noktalan kayıt ve izaha bir lüzum ve zaruret hasıl ol muştur şöyle ki:
1 — Burada İskân teşkilâtı bida yette pek bozuk* ve yolsuz muame leler yapmıştır ki, bunların acıları gün geçtikçe anlaşılmaktadır. Muh telif tarihlerde ecnebi memleketler den gelerek anavatana iltica eden ve iskân edilmiş bulunan bir çok göçmenlere tevzi olunan arazilerin bir kaç şahsa verilmesinden, halen senedli olarak bir tarlaya iki üç sa hip zuhur ettiği gibi tarlalar da kendilerine mahallinde gösterilmemiştir.
1 2 — Hükümetçe kendisine yardım
İfa edilmemiş ve ev yaptırılmamış bir çok kimseler çalışarak, cabalıya rak ev yaptıkları halde fiilen ve be denen meydana getirilen bu evler hükümetçe inşa ettirilmiş ve veril miş şeklinde gösterilmiştir.
3 — Ayrıca pederi meyanında is kân görmüş bir takım vatandaşla ra bilâhara iskânca ayrıca ve tek nüfus olarak evler verilmiş ve ta puya bağlanmıştır,
4 — Vaktile iskân memurları ta rafından yapılan ve tamiri imkânı olmayan bu hatâ ve yolsuzluklar yüzünden göçmenlerin bir çokları İstihkak için mahkeme kapıların da dolaşmakta ve sürünmektedirler. Bu sebeple mensup bulundukla rı aile İhtiyacını ve bilhassa hayatı nafakaları temini hususunda son derecede müşkülâta maruz kalmak fadırlar.
5 — Şimdi iskân işleri kanuni yol lardan gitmekte ise de, bidayette yapılan hatâ ve haksızlıklar yüzün den halkımız zarar görmüştür. Bu cihetlerin nazari dikkâte alınarak muamelatın salim bir şekle ifrağ] ile müşkül mevkide kalan vatan daşlanmızın haklarının teslimi hu susunda ilgili makamlarm nazarı dikkâtini celp ederiz.

Mehmed Tercan
Osmaniye ile Kısık arası da kamyon kazası -----------o----
£irı ağır üçü hafif dört yaralı var



Osmaniye; (Hususi) — Osmanl ye ile Eızin arasındaki Kısık mev ki civarında bir kamyon kazası ol muş, biri ağır üçü hafif olmak iize re dört kişi yaralanmıştır.
Öğrendiğime göre hâdise şu şekil de olmuştur: Mustafa Rumeli adın daki şoförün idaresinde bulunan 325 plâka numaralı kamyon Antak yadan Adanaya giderken, Kısjk mevkii civarında rotu kırılmış ve yoldan ayrılarak bjrkaç takla atmak suretile on metre ilerdeki tarla içersine yuvarlanmıştır. Bu yuvar lanma sırasında yolculardan Veysi ' reli Avvas Ceylan baş ve göğsünden ağır surette yaralanmış ve tedarik edilen bir vasıta ile Adana memle | ket hastahancslne sevkedllmlştir. Bundan başka diğer üç kişi daha . yaralanmış isede yaraları hafif olduğundan mahallinde tedaviler ya ’-niştir. Hakkında kanuni tahkl
(çılan şoför Mustafa Rumeli 11 (halkımız bu İşi görüşmüş vc araların C. Savcılığına teslim edilmiş ı da bir su getirme cemiyeti kurarak f 1 faaliyete geçilmişti. Belediyemizin

I
I-' * a •
Konyanın, Beyşehir ilcesine bir gezi
Otomobille yapılan bir seyahat — Kuıiı dağlardan geçiyoruz — Beyyehirin uzaktan garüjBÖşü — Kunuba parke kaldırımlı ve temizdir. Halk Kay makak ve belediye reisinden memnun.
Konya: (Hususî) — Konyanın U çelerinden olan Beyşehiri görenler güzelliğini, şirinliğini anlata anlata bitirememişlerdi. Beyşehiri görmek için fırsat ararken tesadüf beni ora ya götürdü- O güzel ilçenin bütün güzelliğini doya doya seyrettim. O kuyucularıma da bu güzel şehri ta ılıtmak İçin gördüklerimi anlatma yı bir vazife sayıyorum:
YOLA ÇJK1&
Sabahın elken saatlerinde Koncadan otomobille yola koyulduk, şeh rin Batısını çeviren dağlar, birden bire, bir haydut gibi karşımıza çık tı, bu dağlan asacağımızı düşünür ken, dağlar üzerinde beyaz şerit gö züme ilişti- Demek lAkyokuş» bura sı İdi. Karşj dağın geçit ve verme yen yüksekliği? rd yılan kavi çıkıyorduk. Otomobil birden bire, bir ku ru sel ağzına, kumlara, daldı- Akyo kuşun başlayış noktası burası idi.
Şoför, Konya, buradan gelecek selle mahvolacakmış, Dedelerimiz böyleder ) deyinve, aklıma Çukurova geldi, Sed yapılacakmış, fakat ne za man otomobil, soluyasoluya yılaııka vi yokuşu tırmanıyordu, şoförün ta manıile dikkât, kesilmesi, t/iiylerimi ürpertti, karşımızda önü uçurum bir viraj vardı. Şoförün ufak bir tedbirsizliği bizi uçurmaya kâfi idi. Yolun bir yanı uçurum, diğer ya nı kayalıktı. uçurumun altjna, sanki tayyaredeymişiz gibi kuş ba kışı bakıyorduk. Saat 7,3û radyoyu açtık, Alafranga. Alaturka şarkıları ve A, ajansım dinliye dinliye 60 km. yi aşmaya çalışıyorduk. Sağı mjzda. Nuhun gemisinin halkası var denen .Takkaii Dağ» bir honi gi bi yükseliyordu. Dönüşte niyetimiz oraya çıkmaktı. Yolun sağ ve solun da Çamlıklar, tarihi hanlar ki ar tık yıkılmaya bırakılmış— görülüyor. Arasıra Kamyonlar ve yaya yü ıüyen fakir köylülere rastıyoruz-Hepsi demir gibi-
BEY.ŞEHİRİN VZAKTAJt GÖRÜNÜ^U
Uzaktan bağlar ve bahçelerle çev rili Beyşehir ve göl görünüyor. Göl, senelerdir hasretini çektiğim denizi ve plajlara hatırlattı- Hava soğuk olmasa niyetim yüzmekti. Ne yazık ki yüzemedim.
Konya ovasım sulamak için yapıl mış baraj ve köprü, sanki şehri şa
to haline getirmiş. Beni ilgilendiren tek şey göl, Anama» dağları ve onla rın hikâyesiydl: Evlâdım küçük yaş tan hırsızlığa teşvik eden bir ana. oğlunun eşkiya olmasına ve yaka lamp idam hükmü giymesine sebep oluyor. Hüküm yeıiııe getirileceğin de delikanlı anasım çağırıyor ve .Kabahat benim değil anaımndır, Anamı asın, diyor. Dağın adı da o zamandan beri Anamı asm cüm leşinin kısa şekli olan(,Anamas» ka lıyor. Tepesi kar ve çamların yeşil rengiyle ne hoş bir manzara arz ediyordu.
Göl bu dağın yamaçları arasında, avuç İçinde, bir İçim su gibi, Köprünün üzerinde indik. Gölde bir kaç motor ve kayık var. Dalgalar sahili şırak şırak tokatlıyordu. Köprü ü zerinde bir ihtiyar dalgaları hazin hazin seyrediyor, sanki dalgalara darılıyordu, gönlünde evlât yarası olduğunu anladım, yarasını deşme mek için konuşmadım ve geçtim I Geçtiğimden bile habersiz dalgın dalgın düşünüyordu-
BEYŞEHİRE GİRERKEN
İşte meth edilen şehir, parke taş döşeli temiz bir yol, İlk bakışta hal kınpı da temiz, çalışkan olduğu şeh rin vaziyetinden ve sakinlerinin gözlerinden anlaşılıyor.
Ziraat, kerestecilik, balıkçı lık en önemli gelir kaynaklarını teşkil ediyor.
Kaymakam ve belediye reislerinden memnunlar, Yakında elektriğe kavuşacaklarım sevinçle müjdeledi ler-
Misafirperver bir Beyşeiıiıiinin te miz ve lezzetli öğle yemeğini yedik ten sonra Konyaya hareket ettik Yolda niyetimiz üzere Takkalı da ğın dik yamaçlarında kaya kaya çıktık. Bir de fındık büyüklüğünde doluya tutulup, sanki şapka vazi yetin de dağın etrafım çeviren kayalara sığındık. Dolu kesilince Çıktı ğımız gibi İnerek. Konyaya geldik.
Şimdi bende Beyşehiri görmJyen lere methediyor, görmeleri İçin İsrar ediyorum, Sayfiye olacak bir şe hir olmakla beraber Konyaya uzak lığı ve zaten Konya belediyesinin Konyaya bakacak hali olmadığından. buraya uğrayıpta Beyşehir be lediyesinden ibret dersi almasını te mennl ediyorum.
Yılmaz Ktırnıa
Karamürsel Belediyesi nin imar çalışmaları
.skele başındaki dükkânlar yıkılarak park yapılacak kasabanın tenvirat işleri, susuzluk, Pazar köyünde Krom madeni bulundu,
Karamürsel: (Hususi) — Uzun zamaııdanheıl âtıl bir vaziyet te uman belediyemiz yeni başkan Cemil Balın vazifeye başlamaslle bü yük bir faaliyete geçmiştir, ilk ola rak ele alman imar hareketlerinin bir başlangıcı olarak iskele başında ki hapisane binası istimlâk edilerek yıktırılmış ve civarda bulunan do kuz dükkânında kaldırılması İçin teşebbüse geçilmiştir. Gayet çirkin bir manzara arzeden bu dükkânlar yıkıldıktan sonra iskele başında bü yükçe bir meydan açılacak ve ora yada belediye tarafından park yapı lacaktır.
Belediyemizin oldukça ehemmiyet verdiği rıhtım lnşaasıda süratle 1-lerlemektedir. Sahil boyu tamamen rıhtımla çevrili olduğundan sadece İskele yanında bulunan ufak bir kısmın tamamlanmaslle rıhtım 1-şide bitmiş olacaktır. Belediye sahil boyunda yaptırdığı gazino ilâve İnşaatla genişletilmektedir. Yeni o larak büdceslne koyduğu tahsisatla çarşıda ayni tipte olmak üzere 12 adet dükkân İnşasına başlanacak tır. Bu dükkânlara kasap ve sebze eller yerleştirilecektir.
TENVİRAT İŞLERİ
Şimdiye kdar düzeltilmesi için te şcbbüslerde bulunulmuşsa da maa lesef elektrik İşlerine gerekli ehem mlyet verilmemiştir. Belediyenin elinde bulunan santral İlçemi zin ihtiyacına kâfi gelmemekte ve abonelerin her an şikâyetlerini mu cip olmaktadır,
SU İŞLERİ
Bllhasca yaz günleri suların azal masile kasaba senelerden '■»eri susuzluk sıkıntısı çekmektovdi; mev cut c«çmelfir ihtiyaca kâfi gelme diğinden su İşinin haleldilmcsl İçin geçenlerde Halkevininde toplanan
susuzluk,
, Tütün piyasası açıldı I de mali yardımda bulunduğu cemi yet topladığı para İle seçtiği bir he yeti boru mubayaa etmek üzere İs tanbula göndermiştir, Boruların gelmesile derhal işe başlanacaktır. 80.000 liraya çıkacağı tahmin edilen su işine Kocaeli valisi Fazlı Güleç tarafından müzaharet gösterilerek malı yardımda bulunacağı vâd e dilmlştir. Bu hayırlı İş başarıldıktan sonra halkımız senelerden beri beklediği temiz içme suyuna kavuş muş olacaktır.
KROM MADENİ BULUNDU ilçemize bağlı Pazar köyünden Osman Kıbçarslan ve Alınıed Pınar ismindeki iki şahıs krom made ni keşfetmişlerdir. Uzun bLr arama devresinden sonra madenin yerini bulan bu iki şahıs çıkardıkları nu munelerl ilçeye getirmişler ve İlgi 11 makamlara gösterdikten sonra maden teknik ve arama enstitüsü ne götürmek üzere Karamürselden ayrılmışlardır,
Külliyetli miktarda krom bulu ııan Karamürsel ve havalisinin M. T. A. Enstitüsünün yollayacağı mü tehassıslar tarafından tetkik ettiril mesi talep edilecektir-
TUTUN PIYASASI AÇILDI ilçemiz tütün piyasası oldukça kalabalık bir müstahsil önünde açıl mış ve lik tütün mahsulü 210 kuruş fiyatla Tekel İdaresi tarafından mii bayaa edilmiştir
Bu scnekl mahsul hem kalite ve hemde miktar ltibarlle geçen sene lere kıyasla »ayet İyi olduğundan 11 çemlzde tütün müstahsillerinin yüz leri gülmektediı şimdilik Tekel 1-daresl tarafından alınan tütünler 190—220 kuruş arasında gitmekte, tüccarın gelmesile bu miktarın da ha fazla artacağı ümit edilmektedir. Bir milyon kiloyu aşan tütünle Irln fiyat durumları müstahsil tara randan alâka İle takip edilmektedir. Ruhi Yalçın
• •
için
Kenan Öner’in bir m a ka leşi
GBaştarafı 1 incide) ile, vicdanlarından çıkarabilse-ler bile hased, kin ve ihtirastan doğan hilekâr ve samimiyetsizlik buhranları arasında çalkalanıp durduklarını inkâr etmek kimsenin elinden gelemez.
Demokrat Parti kendi tüzüğünün icabettirdiği Demokratik teşkilâta sahib görülmekle beraber hakikatte kurucular elinde kalan zümre, tahakküm ye saltanatının tesirinden bir gıiıı kurtulamamıştır. Bugün Demok rat Partiyi kaplamış görünen ihtilâfların kendini dev aynasında, gören, kuruculardan sayın Köprülü’nün ilk kongreler arifesinde oğlunun davetile îs-tanbulda gübrelediği fesadla başlamış olduğunu - bugün e-fendılerine hoş görünerek bir külâh .kapmak İçin aleyhimde bulunanlar da içlerinde olduğu halde - İstanbul Demokratlarının hepsi bilirler.
Millet ve memleketim faydalı bulduğum her faaliyeti, herhangi şahsî bir tehlike karşısında bile, esirgememek ten doğan bir sevginin hasedleri altında kıvranan, bu sevgiyi istismara kalkarak menfaat, rekabetine girişeceğimi kendi ölçü lerile tabiî gören, bu zavallı kurucular ve bilhassa beynelmilel Profesörün burada ve Ankara-da neler yaptığını Genel Kurul ve Meclis Grupu Heyetine dahil herkesin bildiğine inanabilirsi -niz.
Partinin bir kurucu yüzünden yıkılmak tehlikesi karşısında bulunduğunu kendilerine ihsas ederek tavsiye ettiğim dikkat ve basireti vicdanımda beliren şahsî infiale hamletmekle de iktifa etmeyen bu kurucular -dan kendisini hakikaten bir lider sanan Bayar’m «bu altı ay sonra olacaktı, fakat Öner takaddüm etti» demekle, ruhundaki bütün kadirşinaslığı izhar lûtfünde bulunduğu da parti içinde bilenler az değildir.
Bu senenin kongresi arifesinde de ayni Profesör kurucu kin ve fesadını kapı yoldaşlarına «ya o, ya ben» diyecek kadar i-şi ilerletmiş bulunuyor, fakat beni de kulağımdan tutup kapı dışarı etmek için tayin edilen altı ay gelmediği, hizmetimden henüz istiğnâ hâsıl olamadığı için bu emeline bir tüllü e-rişemiyordu. Celâl Bayar’a ben yanaşmak istedikçe o uzaklaşıyor, Adnan Menderes, her felâket karşısında sırıt sile yüzüme karşı riyakâr sözler sarfederken, fikir ve ahlâk arkadaşı Köprülü ile uyuşarak arkamdan kuyumu kazıyor, kurucu ve Genel Kurul yaranın -dan bir kısmı da zekâ parlayan gözlerin ifade ettiği tam bir samimiyetsizlikle ağzımı arayarak teııkidlerimi şişire şişire e-fendilerine yetiştiriyor, parti i-çinde iş görmekten ziyade beni tecessüse memur edilenler şahsî emellerine kavuşabilmek için dinlenmeden çalışıp duruyorlardı.
Sayın Profesör, Hüseyin Ca-hid’in riyaset ve Nihad Erimin refakatinde, felek sırtından bir ceevlan yapmış ve kendi dehasını oralarda göstermiş olmak avantajı mukabilinde Lon-draya gidip geldikten sonra iş büsbütün değişti.
îki parti arasındaki ahenk, Genel Kurul müzakerelerini dostça, efendi, ve hasım gazetelerine bildirecek kadar göze batar bir hâl aldı Hele parti i-cinde bir sürü ihtilâflar vaı at -m ak ve Receb Pekerin Balı kesirdeki meşhûr nutkunda Cumhurbaşkanını rencide eden lerin intikamım almaktan ka mâna taşımayan bu tuk t an daha şöbretşiar 12 muz beyannamesinden sonra iş büsbütün çığnndan çıkarak Demokrat Parti Halk Fırkasının tam bir sûbesi haline geldi.
Memleketteki siyasî cereyanlarla bakılırsa müşterek efendinin telkinleri altında Demokrat Parti jnensublarınm da biri müfrid. diğeri mutedil olmak üzere indî bir tasnifin yapıldığını hissetmemek kabil olamazdı. Bunun ölçüsü de milleti aldatma yoluna sapmadan programın kanunî yollarile tatbikine çalışmaktan, bir türlü tahakkuk edemeyen sonsuz vaad-lerııı yaldızlı* habku’dan başka birşey olmadığım mille’n aıılat-makV*' başka birşey değildi. I Millet lehindeki olayları ku -' rucuların titrek zihninden, ri -yalı sözlerinden ziyade hu mon-kûb. fakat fedakâr insanların faaliyete bağlamak icaheden bu müfrid madalyalıların başında sayhı Mareşal sonra da sıra i-le Ö3man Böliikbaşı, Sadık Al-doğan ve benimle bazı yet ve hamiyyet Bahibi vekilleri geliyordu.
Mareşal’in y rtiden görmese de, lâkavdile karşılan ması için gizli telkinler yapılmağa, tertibler alınmağa başladı Hattâ bizzat Celâl Bayar parti

• •
• • soz-baş-l ııu-Tem
S.llıSİ- 1 Millet- İ

istiskal
| Eski eserler üzerinde tetkikler |
yazması seçrr Kuranıkerimler

A

ANAT eserlerinden zevk alan insanlar gördükleri fevkalâde bir tablo, bir manzara karşısından nasıl ayrılmak istemezler, baktıkça bakarlar ise İslâm ilminin çok ince ve o nüs-bette zarif sanatlarından biri olan tâ lik, sülüs, kCıfi, şeceıî vesaire gibi muhtelif isimler alan güzel yazılarımızı ihtiva eden âsar ve elvar hı nefiseyi de yine öyle bir hissi takdir ve hayrankâri ile seyrederler...
Hele hüsnühattın lâzımı gayri müfariki olan tezhib ve teclld gibi sanat bedialarile tezyin edilmiş bir Kur’anıkerim veya herhangi yazma bir eseri görünce de yine öyle mebhüt gözlerle tedkik ve temaşadan vâreste kalamazlar.
Bir çoklarının isimleri bugün tarihe karışmış olan hat üstadlan-mızın bu müstesna eserleri gittikçe azalmakta ve boşalan yerleri dolmamaktadır. Bu itibarla kıymet leri, nüdretlerile mütesaviyen artan bu bedi’ eserlerden Müzede bulunan birkaç numuneyi bu sütunlara geçirmek arzusundan kendimi alamadım.
Bu ayardaki Kur’anıkerimlerden iki nüsha vardır ki Üçüncü Sultan Mustafa tarafından Saraçhane ca-miişerifine vakfedilmiş olduklarına dair baş taraflarında birer şerh görülmektedir.
1172 tarihini taşıyan bu kayıd-lardan bir buçuk asır sonra devrin Şeyhülislâmı Pırizade Mehmed Sa-hib Efendinin imzasını ve 1327 tarım ihtiva eden diğer bir meşruhat vardır ki burada da: (Bu Kuranıkerim bilâhare Istabl-i-âmirede bulunduğu ve binaenaleyh Müzeye vakıf ve ihdayı iradei padişahı iktizasından olduğu..) kayıd ve t? «freni kılınmaktadır.
Üçüncü Mustafanın 1171 tarihin de cülûsü saltanat olduğuna nara-ran kendisinden çok zaman evvel yazılmış olan bu fevkalâde nüshanın nasıl olup ta vakfedildiği cami den sarayın bir şubesine döndüğüne ve orada meşrutiyet idaresinin teessüsüne kadar kaldığına dair hiçbir kayıd ve malûmat yoktur. Hattâ son derece nefis bir nasih
(Fatihâ) ve (Bakara) sûrei celile-Icri de bu müzehheb sayfaların ortalarına altın yaldızla yazılmıştır. Sûre ballıkları tezhib edilmiş olduğu gibi hizib işaretleri keza renk 11 ve yaldızlı çiçeklerile süsleniştir.
Cildi me§in kaplı, baştan aşağı altın yaldız ve şemselidir.
Sağ ve sol taraf kaplarının üst kenarlarına kabartma altın yaldızla hâdisişerifler yazılıdır. Cildin iç tarafı da keza baştan başa yaldız-Iı ve renkli çiçeklerle tezyin edilmiştir. Bu Kur’anıkerim yeşil renk te ve mukavvadan mamul bir mah faza içinde bulunmaktadır.
Diğer Kur’anıkerime, yâni ürün cü Mustafa tarafından Saraçhane camiine vakfedilip îstabl-i-âmirede bulunmuş olması ve dolayısile müzeye vakıf ve ihdayı iradei seniye muktazasından olduğuna dair Şey hülislâm Pîrizadcnin (1) ş erh ve fanzasile 1327 baya gelince:
Bu, büyük dmda 36X49
tutmaktadır. Ve her sayfası iki sa tır altın yaldız, bir satır siyah ve bir satır da mavi mürekkeb kullanılmak üzere sülüs hattile yazılmış ve araya tesadüf eden satırlar da fliyah mürekkeb ve kalın nasih hat ti tercih olunmak suretile ikmal edilmiştir.
Mehmed bini Ahmed-ül-Halil a-dı da 36X39 olup tam 264 varak den çıkan bu fevkalâde müzehheb nüshada da diğeri gibi tarih gösterilmemek yanlışlığı yapılmıştır.
Baştan iki sayfasının orta kısmı müdevver ve şuâî bir şekilde rengârenk çiçeklerle tezyin ve tez hib edilmiş ve bu şuâî şeklin mer-________ _. ____ kezine tesadüf eden daire içine de ve sülüs hattile yazdan ve 34;3X49 (Kaleallâh..) diye başlıyan bir yazı altın zemin üzerine beyaz renk-tey azılmıştır.
Sayfaları takib eden diğer iki sayfa ise keza fevkalâde bir surette altın yaldızla telvin ve tezhib e-dilmiş ve bu süslü sayfaların ortalarına da altın yaldızlı ve sülüs hattile (Sûreti Fâtiha) ve (Sûrei Bakara) nın biş tarafları yazılmış tır.
Nihayetinde süslü bir başlık altında Hâtim duası vardır ki bunda da üç renk, yâni bir satır altın yal diz, bir satır mavi ve bir satır da
eb’admda olan bu büyük kıtadaki Mushafışerifih tahrir tarihi de zikredilmemiş, yalnız vesilei rahmet olsun diye hattâtının Mehmed iteni Ahmed-iş-şirâzî adında bir hat üstadı olduğuna işaret kılınmakla iktifa edilmiştir.
2760 varak teşkil eden bu fevkalâde müzeyyen ve müzehheb nüsha nın her sayfasında on beş satar vardır. Bu on beş satırın birinci ve sonuncu satırları siyah mürek-keb, ortaya tesadüf eden sekizinci satın altın yaldız ve sülüs hattile
menfaatine olsun, bu muhteremi varlıkla dostluk münasebet inin idamesini doğru bulan arkadaşlarına «ben maiyetimde şanlara dalkavukluk edem
cali-etn* diyecek kadar hayâli bir varlık ve şımarıklıkla azamet satmakta hiç mahzur görmemişti. Bun dan sonra parti içinde bir varlık ifade eden ve bu sebeble de varlığından kurtulmak için H. Partisince mahkeme mahkeme dolaştırılan Osman Bölükbaşının müdafaasını iptidadan deruhde etmiş görülen avukatlarını yardımdan vaz geçirmek yetmiyor- j muş gibi, Halk Partisinin sevgisine hak kazanmış olmak için geııe Köprülü’nün tahakkümıle Kudret gazetesinde yazılarını i neşrettirmemek gibi Demokra- j tik icraatla!! izzeti nefsi durmadan kırılmak sııretife partiden çekilmek mecburiyetinde bırakıldı. ' *
Daha sonra hic bir kazaî se-lâhiveti bulunmayajı Genel îda-re Kumlunda hesaba çağırılan Sadık Aldoğan'a herkesin va-pamıyacağı bir müsamaha,' ile lıic değilse iki av birşev söylememek tavsiyesile kelâm ve fikir hürriyetini kösteklemekte bir uygunsuzluk görülmedi. Hattâ bununla da kalmıvarak Fuad Köprülünün bu hâdiseyi Nihad Erirn’e ifşa ve tebşir buyurmasına bütün kurucu arkadaşları bildikleri halde ses çıkarmamak suretile teyidi sadakatte İsrar edip durdular ve nihavet istifam karsısında mal bulmuş nıağrıbıva döııen lider \e kurucular «oh, bundan da kurtulduk, millete karşı taah -hüdlcrimizde ihanet etmekle beraber efendimize hoş göründük diyebilmek saadetine erişmiş old.ılar. Biii-.asb& 12 Tem-Vıtız beyanname;,ir.dc’i s- nra. Demokrasi alanındü faaliyet, taarruz ve müdafaa plânlarını muhasım ordu kumandanile yapacak kadar, ilerileyen iyi ve



1
diğer satırlar ise keza siyah mürekkeb ve fakat kalın nasihle yazılmıştır.
Baştan iki sayfası rengârenk çiçeklerle süslenmiş ve çok mükemmel bir surette tezhib edilmiştir.
i Yazan: 1
|_Ahmed Vefik Tura ı
tarihini taşıyan nüs-
MushafışerifLn eb’a-olup tam 264 varak


komşuluk münasebetleri arta -rak efendilerimizin millet ve partiye karşı kullandıkları maske düşmüş oldu. 1
Ben Demokrat Partinin bir1 buçuk sene süren samimiyetsiz icraatını şimdilik bir tarafa koyarak istifam hâdisesile başlayan olayları gözden geçireceğim:
Ben, infialim kadar sert istifanameyi Bayar’a değil, Genel îdare Kuruluna hitab etmiş bulunuyordum. Halbu ki, lider bunu mnhatablarma göstermeden kendi koltuk değneklerine o-kuttu ve onlarla beraber, daha doğrusu onların emirleri altında çizilen hattı harekette yürüyerek nart’de kendilerinden baş ka söz ve kanaat sahibi kimse dımdı^nı itiraf etmiş oldu.. I îlk iş olarak da «dinlerce gizli. tuttuğum bu iştifavı bir emrivaki şeklinde, âleme ilân el mek le bu fırsattan efendileri hesabına fnvdaİanmak emelinden bir türh’i vaz seçemediler. Ta-1 hiî dünyada kendilerinden bas - j ka mil’î vn irtimaî bir kıymet vüendünü akılları almadığı, i-j çin Biz şahıslara değil, preıı-siblcre kıymet veririz» palavra-ferile hâdiseyi küçültmeğe çabaladılar. Bundan sonra arka-arkaya gelen hâdiselerde şahıslara de'ıl, nrensiblere kıymet verdiklerini!! anlattı durdu.
Bu istife. ; b;r intibah
nvand’raral. kurucu’nrın akıl-lannı basla 'mıa toplayacak bir mahiyet t. -voıdu. Fakat rubu asırdanheri Halkçılar üniver -sitesinde -ya okııva şuurla-rınm fn al'1 'a soktukları zümre; tahakküm1 «1‘h'n başka birşeye | akıl erdiren’ "on bu dört kumcu orada öe»indiklerinden başka birsev tatbik edemediler.
Karşılarındaki herkesi kendi ölçülenle ölçen bu adamlar, bu en samimî ikazları gizli bir fesadın tezahürü farzederek ku-

* Y
o
siyah mürekkeb istimal cıl’luıek üzere sülüs hattile yazılmıştır.
Duayı takib eden sayfalara ise Esrna-ü-Hüsna ilâve olunmuştur. Cenabı Kâdır-i-Mutlakın sıfatı çelilesin! ihtiva eden bu müL.ıiek i» simlerin yazılışında da kız., sıra ile altın yaldız, mavi ve ah. «ıh mürekkeb kullanılmıştır.
Diğer nüshai nel'ise gi bi i unun da teclidi hususunda büyük bir itina ve sanat gösterilmiş ve anarlarına da kabartma altın y 'cız ve »ülüs hattile Ayetül-KÜrsi yazılın ıştır.
Kabın iç taraflara da elvan çiçekler ve yaldızlarla eSbecâ -ezyin ohmrnuetur;
Nlevzmı bahis kıymetli Knr’anı-kerimlerden birisi de iki cilde ayrılmak suretile 1182 tarihinde hattat Hafız Abdülvahhab tarafından baştan nihayete kadar nasih hat-tjle yazılmış olan Kelâmüllnhtır.
Bu iki cildin her sayfası altı» yaldızlı olup yalnız ayal lilei Kur'aniyeyi ihtiva ed-n saruUnn aralarında ince ve beyaz birer boş luk bırakılmış ve bu boslukıaıa da Kur'anıazimiu mânayı muhaddime »i kırmızı mürekkeb ve tâlik hattile Farsi olarak yazılmış.ır. Bu cildlerin her birisi 12X32 s;..otim-dir.
Birinci cild (Sûrei Fatihâ) dan (Sûrei Esraya), ikinci cild ,i) (Sûrei Esrâ) dan (Muav\ iz( n u) in sonuna kadardır.
Ondan sonra ahkâmı 1( r (,niye üzerine hurufu heca ile tertib edilmiş Farsi bir Tefe’ülııam» vardır.
Tekmil sayfa kenarları yaldızl ve süslü olan bu Kur'anıkerinun cildinin baştan ikişer şarta sı o kadar zarif ve nefis bir tarzda Tezhib ve tezyin edilmiştir ki bunlara bihakkın şaheser denilse s; zâdır.
Cildlerin iç taraflarına gelince; kırmızı zemin üzerine ı-r.'hi çiçekler ve alım yaldızlarla süz,!- amiş olduğu gibi kapakların b-- ri de turuncu renk üzerine yal bzlı çi-çekler işlenmek suretile cidd)-n büyük bir sanat eseri gösteri r ştir.
Diğer nüshalar üzerindeki f rikiklerimizi, müteakib yazımıza bırakıyoruz.
(1) Pırizade Mehmed S^.hib E-fendi 1254 tarihinde doghırn'. 1327 Rebiülalıarinde Meşihar n kamına getirilmiş ve 132S C-n ıziyelâ-hiresinde vefat ederek Csk ;d (rda ced-di-âJisi Sahib.Eferdi m» ’hu-mun yanına defnedJ»
Meşihat» tayin edil-;
Ali EmLri Efendi
Böyle tescil ettiler taı.iJ
BöUe tevcil ettiler tarihi'ifv u)r-
ŞejhüMslânıı ıııübec(*vl. salibi S-
/:• ruı.n j ta-(?v ıcr-
rV
yt
M
4 • »
K M.
\ta-oııun aı*asın-iackır
•bjenvk
uan’la
—ıı—İ ■'! I
ı ullanııda. gruplar m ia ve tüıı te^kdâtnuiaki k(. iı bana hamlettiler ve r m akla, millet uazaruıtL L dığımı sandıkları sevgi v( cı baltalıyabiih’lerse k-niû büyüyeceklerini, her t ta, bir terör yaratır)'tısa i de kefidin i gösteren infi kaldıracaklarını umdular Iaı nazarında en kes’, n:. Atatürk’ün böyle bir karşısında ne yapacağı nerek onu taklidden b)ı şey olamazdı. Çünkü
başka birşey yapacak h. le değildiler. Bu gurur ve tar: i- kü n amatörlerinin en çok yanıldıkları şevlerden biri de ne tiirkle kendileri, ne de devriie kendi zamanîai: daki farkı kavrayacak olsun kabiliyete sa.h;b malaj?ı)ydjL
Lider, kaynaşmaları • için Ahmed Emin V.. i
Bursava giderek nutukl. ■ '' hakikatleri tahrife çalışmakla da kanmavarak, parti ile rc-smî hiç biı alâkası olmayan bu hamiy-yetli. tecrübeli Türk c« cuâtı -ua (!) Genel Kuruldan »akladığı istifanamemi okuttu. Bursı-daki Demokratları alevhîme kışkırtmak ve memleket efkârını. aklı sıra, aleyhime me için ancak her.gü* ■ hava çaian gazetesinde beni komünist ovv.ncağı gösteit yk bir be’âha'Je yazılar yaz''i+ ttı. Parti kemli..juılbündcn gelnıhş «)Mu-gıı için hıında hakkı d,ı vardı. Fazla olarak sayın millî biraderin orağı ve kendisinin patronu olan dehâ sahibi bir zâtı teşkilât sırasında k:.\uculura sevk ederek on bin liva ı mika-bilinde il kurulu â vil ğıııa da ylrlcşdh misti.
Beklediği ga^e h^s’l •'madan iş tavsarsa bütün w i.ilet boşa gidecek, bu on bin li. • da heder olacaktı. Yalman bu muazzam 'neva.’nı ı nc:ua)
çevir-
A
26 MART 1948
TENİ s a b a s
SAYFA ı 8
Ekonomi Bakanının “Yeni Sabah'a,, beyanatı
(Ttaştarafı 1 incide) andan doğmuştur. Alâkalılarla yap tığımız görüşmelerde çok istifadeli neticeler istihsal edilmiştir. Taşanların bünyesinde tadili istenilen hu susat esasa temastan ziyade şekle aid bir mahiyet arzeüuek-tedi r.
Hususî teşebbüs ile devlet işlet melerinin faaliyet hudutlarını tes-bit mes’elesine gelince; bu yolda hususî teşebbüslerin yaratıcı kabiliyetinden istifade keyfiyeti başlıca hedefimizdir.
Kanun tasarıları hakkında incelemelerde bulunan teknik komis yonlar yakında çalışmalarını bitireceklerdir.
Tasarılar kat’î şeklini aldıktan sonra Bakanlar Kurulunun tasvibine arzedilecek, müteakiben Büyük Millet Meclisine gönderilecektir.»
Kok kömürü tevziatı
Bu arada kömür satış ve tevzi müessesesi müdürlüğünün çalışmalarına da temas eden Bakan sözlerine şöyle devam etmiştir:
— Dört beş seııedenberi halka ve sanayi müesseselerine kömür satışı işlerile uğraşan kömür satış ve tevzi müessesesinin faaliyeti bilhassa bu sene çok faydalı olmuştur. Geçen senenin son avlarına kadar tevzi sisteminin pratik şekilde işleyiş tarzından münferit müracaat sahiplerinin mes’ul vazifelilerden ettikleri şikâyet bu sene tamamen ortadan kalkmış, halk ve dolavısile matbuat tenkid lüzumunu duymamıştır.
Önümüzdeki kış mevsiminde e-sas ihtiyaç sahihlerini yeniden tes bit için halka mayıs ayı içerisinde kömür ihtiyaç beyannamesi tevzi edeceğiz.
Diğer taraftan geçen sezonda tevzi edilen kömür istilıkakının heyeti ıımumiyesinden gelecek mevsimde yüzde beş tasarruf yap maya da kararlaştırmış bulunuyoruz. Bu tasarruf hane başına ayrı 2an elli kiloynı geçmiyeceğine nazaran eksiltmenin hissedilmiyeceği muhakkaktır. Fakat bir tarafta tasarrufla artacak yüz bin ton kö mür harice ihraç edilmekle hem memlekete döviz girecek, hem de bir çok vatandaşların ihtiyacı karşılanacaktır!»
Bakan dün öğleden sonra Bakır köy bez fabrikasını gezmiş, işletmenin tevsii ile alâkalı teknik hazırlıkları gözden geçirmiştir.
Amerikan yardımı
gönderilen A - 26 tipinde bombardıman uçaklarından müteşekkil 1-kinci filo, yann Etimesud, hava alanına inmeden önce saat 11.45 ile 12.15 arasında iki defa gayet alçak tan Ankara şehri üzerinde dolaşacaktır.
Filo, daha önce 10 30 ile 11 arsında İstanbul üzerinde dolaşacaktır. - 1
Frankfurt’tan hareket eden bu u-çaklar bugün Atmaya gelmiş bulunmaktadır.
inkilâb dünva

i( ar ci gözile a1 tiaJ iteler
tarafı 3 üncüde hafif şartlar aramakta-
Doğan Sağlık idhülinı teinin
L oğan çatjlık şiı ketinin Kırof pamuk arı
Ba? larında daha dır.
Vekâlet, İsvlçreden şirketi pamuklarının kaygusile, kabul mecburiyetinde bulunduğu komisyonun ikinci kararı bir tarata bırakalım, labrıkalar için daha ağır şartları ihtiva eden birinci kararı dairesinde pamukların tahlillerini yaptırtmaktadır. Ve Kodokse uygun olmamalarından dolayı, bazen satıştan rnem* bazen de toplattırma hare-ketlerine tevessül etmektedir.
Şu halde, hakikatte komisyonun iki kararından, hukuki olarak muahhar ilan İkincisi şeklen mer’idir.
Ve bmaonaleyh bugünkü Türk idro--fil pamukları komisyonun ikinci kararına ve binnetice Türk Kodeksim aygundur. Bu kararın her hangi maksatla neşir ve ilân edilmemesi keyfiyeti burada bir rol oynıyamaz.
Notico: Safilik müdürnün teyıd ettiği veçhile, mademki, Türk idrofil pamuk fabrikaları istihsalâtının i6lah edilebileceği, Avrupa fabrikaları ayarında pamuk elete edebrtoccklorl tek bir teftiş neticesinde, anlaşılmıştır. ;u halde niçin Oofian Safilik şirketi-«e, İsviçrcden idrofil pamuk idhaline müsaade edilmiş, pamuklar getirtilmiş ve antrepolarda bekletilmektedir?
Bugünkü teftiş ve varılan nutico «ir seno evvel yapılsaydı ve bugünkü netice, dün alınmış bulunsaydı, şimdi ye kadar, bu fabrikalar Avrupa ayarında idrofil pamuk elde edebilecekler vo türlü türlü haksız muamelelere ufiramıyacaklardı ve bu suretle □ogan Sağlık şirketi de, ihtiyacı olan lara dört misli fazlasile satmak üzero memlekete İsviçre pamuğu getirimıye çekti.
Her ne baltasına olursa olsun oevab vermek hastalığı İstanbul Sağlık müdürünü bu yazıya şevketmiş ve bizi de tekrar bu mevzu üzerine dönmekliğe mecbur eylemiştir. İDARECİ V
(Tînstarafı 1 incide) terin en faydalı olduğunu, Demokrasinin iflâsa doğru yürüdü günü ve bir nevi anarşi mahiye tini aldığını inandırmağa çalışmışlardı.
Bidayette yeni rejimler ku ran memleket liderleri, dahilî islerle meşgul oldular ve memleketleri hesabuıa inkâr edil -mez hizmetlerde bulundular.
Komşu memleketler, bu rejimlerin normal olmadığına ve maceraya doğru gittiğine, daha doğrusu maceraperest bir ruh taşıdığına hükmediyorlar -di.
Esasen çok geçmeden dahilî işlerile uğraşan, yeni reiim ta-1 raftarlaıı komşularına saldırma ğa başladılar. Fakat saldırmadan evvel de 5 inci kol dedikleri memleketleri haricindeki kendi düşüncelerine hizmet e-denlerle sıkı bir işbirliği yap -mağı ihmal etmediler.
Vaziyet gün geçtikçe bevnel milel bir tehlike haline etti ve neticede 2 inci
harbi, ufacık bir mesele yüzün den patlak verdi.
Gerek insanca, gerek para ba kınımdan büyük zararlar paha sına, büyük devletlerle harbe tutuşmuşlardı.
ikinci dünva savaşından son raki vazivetî tetkik edersek, şimdiki IıaJde iddiava girişmiş iki reiim görmektevjz. Haneisi beeşrivete daha nâfi ve ferdin normal hürriyetini temin bakımından daha doğru ise, o rejim muhakkak ki, galebe çalacaktır.
Geçen lıarbte olduğu gibi, muhtemel bir üçüncü dünva har binde gafil avlanacak bir taraf yoktur
Kanaatimce iki tarafın liderleri, bunu cok daha iyi bilivor-laı. Eğer Rusyadaki rejim, Rus ya için ivi ise. bunu başkalarına zoılâ kabul ettirmekte bir mâna göremiyorum ve eğer yine îngilteredeki rejim ivi ise onu da Rusvava dikte ettirmek te bir favda bulamıyorum.
Adanava muvasalat ettiğim sırada barVı siyasî vaziyeti- sormuşlardı. O zaman-, siyasî va -zivetin ve dünya durumunun kötü olduğunu, fakat üçüncü dünva harbiıA’ uzak bulundu -ğııını söylemiştim.
Şimdi de ayni kanaatteyim. Bu kanaatimi değiştiren yegâne hâdise, iki taraf liderlerinin dizginlerj ellerinden bırakmalı jr, r)1-) Vıilİk',. ok*.
Beşeriyet bu üçüncü harbe girecekse, bu harbin şekli İkincisine hiç de beıızemiyecek ve uzun bir zaman devam edemi-yecektir.
Netice olarak hakikî ve normal rejimin, sun’î rejimi yeneceğine kaniim.
Bundan sonra Iraktaki son hükümet darbesinin haricî siyasete tesir edib etmiyeceği hu susuna, temas eden gazetecilere Nuri . El Said Paşa, böyle bir meselenin aslâ bahis mevzu u olmadığını, vaziyetlerin normale doğru gittiğini ve Filistin meselesinin de arzu olunan bir sekile vardığını söylemiş, Ingiltere ile İrak arasında yapı -lan anlaşmanın yakında tasdik olunacağını belirtmiştir.
İrakta, şimdiki halde iktidar mevkiinde bulunan kabinenin geçici olduğunu ve yeni seçim neticelerinin yüzde 5 veya yüz de 10 gibi bir değişiklik yapacağına işaret eden Nuri Said Paşa, Akdeniz, Batı devletleri ve Doğu bloku, meyalımda ku rulması düşünülen Orta Doğu bioku hakkında da şunları söylemiştir:
«— Esasen 936 yılında Irak ve Arab devletlerde Türkiye arasında imzalanan Sadabııd



Esasen 936 yılında Irak
€ Usûlü âkaidde birleşmiş sair S mezhepler mensupları ondan
( ayrı kalmışlardır( suretinde
) tevil etmesine, karşı ilzam edi-
( ci cevaplar vermekle kalmıyor,
) şahsına da hücum eyliyeıek,
( Nasreddin Tusî’nin rnelahidei
) Batıniyye’nkı vezirliğini yaptı-
( ğını. sonra müşrik Hüiâkü Han
( birleşerek ve ona müşavirlik S vazifesini yaparak Abbasi Ha-
) Jilesi Musta’sim ailesile birlikte
( işkencelerle idamı, din âlimle-
) rinin ve Islâm halkının kat.lü S ifnası, hilâfet merkezinin tahı in c ve mahvı şeklindeki unutulmaz 5 felâketlere sebeb olduğunu ile-
( ri sürerek onu ulemayı müşri-
) kın ve yıldızlar ile uğraşması-
( na işaret eyliyerek Sabie (*)
) Tarikati şeyhlerinden sayı -
) yor, daha sonra Râfizilerîn va-
) cibatı iskat, mııharrematı istJlı-s lâl ve hatla Ramazanda dahi ? namazı bırakıp orucu bozduk-S lan, fevahişi irtikâb eyledikle-
( rini Ebû Bekir, Ömer, Osman $ vesair Ashaba fena söz sövle-5 dikleri ve îmam-ı-Mâlik, îma-
( nı-ı-Hanbel haklarında dahi mü
DemokratParti il teşkilâtında galeyan
1
X

Paktı, bu blokun bir başlangıcı idi. Tecavüzî mahiyette olnıa -mak üzere, ticarî, iktisadı, ve kültürel münasebetlerin inkişa-lına mümasil bu blokun tesisini candan arzu etmekteyim.
Türkiye Iraka buğday vere -çekti. Tabiî bu yardımı imkân nısbetinde yapması lâzım gelmektedir.
Sözlerime son vermeden evvel, şunu bilhassa belirtmek isterim ki, Tüıkiyeyi ziyaretimin hiçbir fevkalâdeliği yoktur. Ba zı gazeteler, gelişimin sebebini, Ramanda bulunan Türk Pet-rolleıile ilgili bularak izah etmeğe çalıştılar.
Türkiyede petrol bulunduğu itin memnunum ve Raman pet rollerinin Musul petrolleı ile hiç bir münasebeti yoktur. »
Iraktaki siyasî partilerin vaziyetine temas eden bir suali Nuri Said Paşa şu şekilde cevaplandırmıştır:
«— Demokrasi sistemlerinde cok parti esasına gidilmek lâzımdır. Iraktaki partiler, zayıftır.
Şunu hemen sözlerime ilâve etmek isterim ki, particilik, bir ideale bağlı olmalıdır, iktidara gelmek hevesik), şunu, bunu yapacağız diye büyük vaadler-de bulunmak, hakiki partizan -lara yakışmayan bir haslettir.
Zira iktidara gelen ve vaad İtrini verine getirmeyen partilerin durumu sarsılmağa mahkumdur.»
Nuri Said Paşa, Haziran a-yında Iraka dönecektir.

Şimdiki silâhlı kuvvetler
Harb hazırlığı ilerliyor
(Baştarafı 1 incide) barış lehinde olduğunu söylemiş. fakat kongreden derhal şu konuları onaylamasını istemiştir:
1
mevcudunu 349.500 er ve subay ilâvesiyle arttırmak.
2 — Silâhlı kuvvetlerin bu genişlemesini karşılamak üzere ilâve 5 milyar dolar tahsisat.. (Millî Savunma bütçesi için e-sasen 11 milyar dolar kabul e-dilmiştir.)
3 — 19 ilâ. 25 yaş arasmda-ki bazı sınıfların silâh altına almak.
4 — 3 yı] zarfında tamamivle mer’ivete girmek üzere mecburî askerlik hizmeti kabulü (Böv Iacp her vıl tâkrtben AöO-itUa kişi talim görebıleeclctır.) Sim -diki silâhlı kuvvetler mevcudu 1.392.000 kişidir.
Forrestal, âyan meclisi silâhlı kuvvetler komisyonuna verdi ği bu izahat sırasında sonra -dan programa dair bazı tefer-rüatın gizli bir oturumda açıklanacağını söylemiştir.
Forrestal. umumi askeri talim programı masraflarının e-sasen bütçeve dahil olduğunu söylemiş ve şunları ilâve etmiştir-
«Birleşik Amerika atom bom basının imalini mümkün kılan bilgi ve endüstri kudretine sa-hib olub. Sovvetler Birliği henüz, bu durumda değildir.
Bu inkâr götürmez üstünlüğün sadece elde bulunması savasın natlak vermesi halinde, muhakkak surette harbin sey -rini değiştiremezse de, bu silâhı tesirli bir şekilde kullanabilecek askerî kudrete sahih olduğumuzu bilen herhangi bir milleti şüphesiz taarruzdan vaz geçirir.
«gu cihet herkesçe malumdur ki, bu silâhın kullanılışını ortadan kaldırmak için uluslararası bir anlaşma teklifine teşebbüs ettik. Rusyanın işbirliği yapmaktan kaçınması yüzünden bu teşebbüsler akim kalmıştır.
(lîa.$tarafı 1 ûıcide)
«— Geçenlerde, i! m rkeziıvi • yapılan toplantı, sadece hususî bir mahiyet taşımakta idi. Esasen bv. hususiyet, toplantıda da. bazı şahıslar tarafından belirtilmiş bulunuyordu. Şu veya bu semtten davet edilerek gelmiş değillerdir. Buna rağmen, gazetelere başka türlü aksetmiştir.
Necini Araş adında bir üye, ,■ ; arada şu suali sormuştur:
»• —Salih Bey, rica ederim, miyet nedir, hususiyet nedir. Top| lantı bu iki sıfatı da taşımaktadır.»
Keçeci, suale; önceki izahatın) tekrarlıyarak cevab vermiştir.
Diğer bir üye de ayni iddiaya ş tirâk ederek; «11 idare kurulunun mademki, bu toplantıdan haberi yoktur, niçin bu hakikat şimdiye kadar açıklanmadı diyerek sözlerine şöyle devam etmiştir:
Bıı böyle devanı çilerse kimde zevk kalır?
«— Arkadaşlar, ben partinin uğruna bir ırgad gibi çalıktım, bütün gücümü harcadım. Herkes de benim gibi, partiye Ömür verdi.
Fakat, üç bin lira gibi bir parayı. partiye vermedi diye seçtiğimiz milletvekillerini kollarından tutup atıyorlar.
Söylüyorum, ben Öneriştim fakat, yüzümü bile göstermedim. O-nun partiden (çıkması) veya (atıl ması) meselesini bir yana bırakalım. Öbür milletvekillerimiz de -tıldı ve atlıyor? Bu bijy'.e tf-vam ederse, partide çalışmak için kimde zevk kalır.
Komitan, döndürüp dolaştırıp lâfı (Rus tehlikesine getiriyor. Bu tehlike yeni başlamış değildir; asırlardan beri bu milletin ve bu devletin başından eksik olmamıştır. )
Kanaatimce, partinin son durumu, sadece (iskemle kavgası) n-dan ibarettir. Doğruyu söylemek gerekirse parti ihtilâfı hakkında (lâf) tan başka, tek bir kelime bilmiyoruz. Demokrasi, her şeyin aleniyeti demektir.
İhtilâf bizden gizleniyor. Böyle Demokrasi görülmemiştir ve olamaz da.»
Dişe yumuşak geieoier çağrılmış
Ferid Bilen adında bir üye de ildeki toplantı hakkında şöyle konuşmuştur.
O gün, il merkezinde bulunuyordum. Ayrıldıktan yarım saat sonra da; ertesi gün (Kristal) de il idare kurulunun bir toplantısının yapılacağı haberini aldım. Ertesi . »ün il nuTİH’riııc giLlüııhMih.ii--tıya iştirak ettim. Yine orada öğrendim ki; bu toplantıya (düşe yu muşak gelen) kimseler çağnlrnış-tır. Benim buna aklım ermedi. Böy le Demokrasi olmıyacağma kanaat getirdim.»
Safa Kıiışlıoğlıınım sözleri
Safa Kılıçlıoğlu da şunları söylemiştir:
-— Toplantımızın sebebi; D. P. nin içinde bulunduğu keşmekeşin esrar ve mahiyetini açıklamak* ır.
Maatteessüf, geçmişden hiç ders almasını bilemedik, iki buçuk yıl evvel, C. H. P. den, bazı kimseler gazetelere beyanat verdi diye tasfiye edildiler. Bunlarla beraber çıkanlar birleşerek D. P. yi kurdular.
Düşündüler ki, kendilerine yapılan bu muamele, hiç de vicdanî değildir. Bu zihniyeti ezmek için faaliyetlerine luz verdiler. D. P. gelişti, büyüdü, en kuvvetli halini aldı.
D. P. nin başıı.da bulunanlar envai çeşit (hürriyet) vâ-(lediyorlardı. Bu arada, hakika ten D. P. nin her ferdi, her fedakârlığa katlandı. Bunlar niçin yapılıyordu. Elbette, konuş ma hürriyetine erişmek için'
Gelgelelim. bir gün geldi. D. P. deki malûm ihtilâf bir çıban başı gibi başgösterdi. Fakat, derhal hallolunduğu müjdeleri
res-'
I

*
geldi.
Bu sırada; Köprülü, Mende-ıes, Karaosmaııoğlu, îzmire gidiyor ve meseleyi açıklayıveri-yorlar. Anlıyoruz ki; genel başkanın tedavi oldu dediği yara; büsbütün azıtmış.
Ondan sonra da; bildiğiniz gibi, tasfiyeler başladı. Beyler, bu hatayı C. H. P. bir defa yaptı ve sadece iki üç kişi içtin. Son ra, kendini toparladı. Bizde maalesef bunun aksi tecelli etti. Kendini müdafaa edenler de, genel kurulcu ise dinlendi; değilse (önerist) diye, susturuldu.
Ayrıca, bunlar yetmiyormuş, genel kurulcular. kendi müda -faalarını, bizim amansız düşmanımız (Vatan) gazetesi sü -tunlarında yaptılar.
Efendiler, İstanbul 18 tane Milletvekilini yalnız şehirdeki 80 bin üye ile değil, C. H. P. li olmayın D. P. ve müzahir olan-' ların gayretleri ile seçdi. Peki •bunlar niçin oluyor?.
Geçenlerde, Orhan Köprülü ile yaptığım bir konuşmadan1 edindiğim intihaya göre; bu buhran (ödenek) vsya (para) meselesinden değildir. Para ver metliler diye, bu adamları teşhir etmeye, partiyi C. H. P. nin ağzında bir sakız yapmaya ne suretle cesaret edildi.
işte biz bunu anlamıyoruz. Yer yer dolaşıp da haricî tehlike var, gelsin de Necmeddin Sadak’a sorun demekde ne mâna vardır. Biz bunu bilmiyor değiliz ki;
Aklım ermiyor; C. H. P. de bile tenkide yer veriliyor da; bu uğurda yola çıkan bir Demokrat Parti) de bu hoş görülmüyor.
Size biışey söylemek isterim, arkadaşlar; D. P. nin asıl gayesi iktidara geçmekti, iktidar, çünkü tatlı şeydir. Yroksa, (muhalif bir parti olalım da, mü -rakabe yapalım) gibi sözler lâftır.
Esasa gelelim, arkadaşlar kovulmak fena şeydir. Şunu, bunu tutup atmanın sırası değil; gözümüzü açalım, dikkat edelim, gaye, den, asıl gayeden ayrılmıyalım.'
Yaratılan ikilik
Bundan sonra geçen gün il mer kezinde, bir iki (Genel Kurulcu) nun iştirâkile yapılan toplantının İstanbul içinde bir ikilik yaratmış olduğuna ehemmiyetle işaret etti, demiş ve son günlerde D. P. için-yspılnTr
partilinin kalbini kırmış olduğunu öne sürmüştür. Sözlerine devam e-derek:
«— iki gün evvel yapılan bir ilçe toplantısında bulundum. Ora' ne gördüm biliyor musunuz? 1 köylünün eline, önceden hazırla mış ve iyice ezberletilmiş bir hitabe sureti tutuşturulmuş. Onl: bunu okudular ve alkışlandılar. I ğer taraftan, yüreğindeki ıztıra dökmek istiyen verilmedi.
Artık
Azmi adında
«Bir kaç kişinin hüsran yoluna sa| ması bu milleti çileden çıkardı. A' tık yeter! diye haykırmıştır.
11 İdare Kurulu âzasından Said Şamil, partiden istifa etmenin lüzumsuz olduğunu ve bucak idare heyetinden istifa etmiş olanların istifalarını geri almalarını rica etmiştir.
il İdare Kurulu ikinci başkanı konuşuyor
11 İdare Kurulu, ikinci başkanı Emin Nilıad Sezeri; hakikaten par tide bir ihtilâf bahis mevzuu olduğunu ve bir sııiknsde uğradığını ileri sürerek, ödenek hakikî ihtilâf sebebi
söyliyerek şöyle demiştir:
«— Partiye dışarıdan tesir ede-miycnler, içeriden yıkmak gayesini gütmüşler ve bir takım komplo-
lar hazırlamışlardır. Ortada bir I ihtilâf varsa, bunu halledecek o-lan genel kongredir. Genel Kurul, buna yetkili değildir ve (Hesab alma) meselesini büyük kongreye tevdi etmekle mükelleftir. Fakat, bu toplamak vazifesi de, tüzük mu cibiııce genel kurula verilmiştir. Bunun için de sabırlı olmak lâzımdır.-
Sözeri, bundan sonra, seçimlere yaklaşıldığı bir şuada, (Baltalama) teşebbüslerinin yapılmaması lüzumunu tebarüz ettirmiş; idare heyeti üyelerinin istifalarını geri almalarını rica etmiştir. Ayrıca, kurucuların önümüzdeki hafta için de açıklayıcı bir tamim yaymlıya-cağını da sözlerine ilâve etmiştir.
istifa eden ilçe idare heyetinden Safa Kılıçoğlu, yeniden söz alarak demiştir ki:
«— Şurada, burada dolaşarak, partiden tasfiye edilenler aleyhinde propaganda .yapanlara, muhterem il idare kurulu azalan: (Acaba, niçin gezerek partilileri birbirine düşürüyorsunuz ı demiyorlar. Onlara, bu sözü kim sö.livecek?
Acaba, genel kurulun harekâtı, bizatihi ıl idare kurulu âzası tarafından tasvib edilmiş midir? Henüz bunu bilmiyoruz.
Hamdı adında bir partili de. gene genel kongrenin toplanması gerektiğini. yapılan (Budama) ların, D. P. yi zayıflattığını belirtmiştir.
Çekilen telgraf
Bundan sonra D. P. genel idare kuruluna aşağıdaki telgraf ge--kil mistir:
Demokrat Parti Genel İdare Kurulu: Ankara.
-Bugün umumî bir toplantı tertibeden Küçukpazarlılar geç saate kadar devam eden top -lantı neticesinde aradaki ihtilâfı ancak genel kongrenin ■ .halledebileceğini ittifakla karar altına almış bulunmaktadır. İşbu karar saygı ile arzolunur.
idare Kurulu Refik Koraltaıı’ın Konuşması Diğer taraftan bir müddet -tenberi şehrimizde bulunan D. P. İstanbul Milletvekili Refik Koıaltan, partideki son ihtilâf hakkında, semt semt yaptığı ko nuşmalarına dün de Üsküdar D. P. ilçe merkeziyle Kuzguncuk D. P. lokalinde devam etmiştir.
Önce Üsküdarda konuşan Ko rai lan D. P. nin kuruluş ve gayelerinden, parti içindeki son karışıklıklar karşısında, mu -kabil partililerin aldığı durum-ztımızadıya bahsetmiş,
Artık aramızda şu veya bu sebebler ve şahsî meselelerden dolayı vukubulan serzenişleri müsamaha ile karşılamamız iâ zımdır. Bu partinin yaşaması için elzemdir.»
EMİNÖNÜ DEMOKRATLARININ TOPLANTISI
D. P. Eminönü ilçesine bağlı bu, cak ve ocak başkanlartle IDO kadar Demokıatm iştirâkile dün akşam 21 de Türbede Özen kıraathanesinde bir toplantı yapılmış, bu toplantıya başkanlık eden II idare kurulu âzalaiından biri D P- de de son aylar içinde zuhur eden ihtilâflar üze rinde bir konuşmada bulunmuş ve partiden çıkarılanlar İçin. Ortlar, Ittihad Terakkide olduğu gibi kan dökmek istiyorlarsa; hodra meydan!» demiştir.
Bu garib kelimelerden sonra söz alan ocak üyelerinden Şevket Ardıç lı şunları söylemiştir:
— D P. fikir hürriyetini tahdid etmekte, hattâ C. H P den değiştirilmesini istediğimiz kanunların şiddetlendirilmesi istenmektedir-
Fuad KöpriUünün Kudrette yazdı ğı makalelerden anlaşıldığına göre, ufac:k bir tenkid yapana komünistlik damgası yapıştırılmak lâzım ge liyormuş. Bu Demokrasi çerçevesine sığar mı?
Bu zihniyet değişmez ve parti i( cindeki ihracat hevesi yok edilmezse. gelecek seçimleri aslâ kazanamı yacağınnzı ümid ediyorum.
Şevket, susturulmak istenmiş, fakat üyelerin ısrarı üzerine konuşmasına müsaade edilmiştir.
Şevket Ardıçh sözlerine devam, la:
«— Tasfiye. Büyük Kongre topla, narak yapılmalıdır Genel kurulun tasfiyesini doğru bulmuyorum» de. miş, bundan sonra hazırun Küçük pazardaki toplantıya gitmiştir__
SAMSUN.D. P. BAŞKANİLE ESK D P MÜFETTİŞİ ŞEHRİMİZE GELİYORLAR
Samsun, 25 (Hususi» — Samsun Demokrat Parti başkam Süleyman Balkanla eski D. P. müfettişi Osman BöLiikbaşı Istanbulda temas) larda bulunmak üzere şehrimizden ayrılmışlardır.
istasyonda kesif bir kalabalık ken dilerini uğurlanuştır.
vatandaşlara sö;
yeter...
genç bir partili
meselesinin
olmadığını
ır n
Yitin»: frr. Ra f o
ır n

Mezhehleri tasnifte tutulan yollar dolusu ki t ahi ar!
ye
den de çıkarırlar?
m-ı-Hanbel haklarında daki mü nasebetsizlik ettiklerini ileri sürerek, Hoca Nasireddin Tusî nin hayatının son demlerinde namaz ve tefsirle vaktini geçirerek tövbekar olmuş bulunduğuna göre her ne kadar *Alla-hiıtealâ cümle günahları affeder ve rahmetinden ümid kesilmez.» se de siyaseti şer’iye yerine siyaseti dünyeviye ve felsefe yolunu tuttuğuna göre dine mutabık görünüşünü takiyye (2) ye lıamlediypr ve onu Rafızî, kezzab, müfteri sıfatla-rile isimlendirmekten çekinmı-
Yine Hazreti Ali
Hazreti
tç içe giriş! — Raf'zUer ve Ehli Sünnet — Nmıireddin Tusi Islâm âlemi mi, müşrikler yardımcısı mı? ---- — Meleklerden sorular! — Fatımanm giiz görümlüğü! — yor, Rafızîlerin Islâm dinine karşı teadüllerinin Islâm mücahidi Emir Torun ile Moğol Hakanı Gazan Hanın nusretlerile bütün putların kırdırılarak dini Islâm gayreti giidiilmesile önüne gcçilebildiğini ikaydey liyor!
Cevab yahud müdafaa veya sadece tarihî hakikatleri ortaya atmak noktalarından ehlisün net tarafından Şiaya karşı yazılmış kicabların hepsinden numune vermek şöyle dursun, sadece adlarını sıralamak dahi bil yük bir yer tutar. Bu sebeble daha fazla tafsilât vermek ka-
Kütüblıaneler
- Ibni Tegmi-Ifrili Azâmin cezalandırılması! — ı\ere-
Riiya mı, lıakikal mi?

bil olamamıştır. EHlisüıuıet; naklî, aklî ve mani iki delillerle Şia inançları ve usullerine karşı dururlarken. Şiî mezheb ve fırkaları mensubları da boş durmamışlardır.
Şianın tefsir, hadis, kelâm, fıkıh vesair şer’î ilimlere müteallik mühim kitabları olmı â-limleri çoktur. Ancak, bütün bu ciddî müellefatla birlikte tiir lü hurafe ve muhayyeli*:ti şe. ’î şekilde gösteren, türlü araeifi yavan kitabları da fazladır. Evvelkileri; ilimle uğraşan nisbe-ten mahdııd insanlarca mütalaa
oaıı
sözü önümüzdeki kısmî seçimlere intikal ettirerek:
«—• Dâvayı benimsiverek, canla başla çalıştığımız takdir de kazanacağımızdan eminiz demiştir.
Kuzguncukta
Kocaltan Kuzguncuktaki konuşmasında partideki son ihtilâf için şunları söylemiştir: (— Partimizde gedik açmak istiyen dünkü arkadaşlar bu i-şe cok önceden başlamışlar ve bu kararı bir sistem dahilinde tatbik etmek istemişlerdir.
Gelelim 12 Temmuz beyan -
♦ namesine: Biz bunu hakikatlere rucıı olarak kabul ediyoruz. Sazak ve arkadaşları buııuıı bizi uyuşturduğunu, gayet gev şek davrandığımızı söylüyor -lar. Biz normal parti faaliyetle rinde bulunuyoruz. Bundan ile risi ihtilâl olur arkadaşlar.
Eğer onlar fiilî bir harekette bulunmak istiyorlarsa, şimdi serbesttirler, istediklerini yapa bilirler.
Genel kurulun kararı muci -hince aramızdan çıkarılan arka daslar irin asla müteessir değiliz.
Son olarak şunu da söylemek isterim ki, Demokrat Parti, artık mevdana çıkmış, bir suikasd tehlikesiyle karşılaşmıştır.
ve tedkik olunurken, halk ço-t ğupluklan ikinci kısım hayııiât» kitablarına ehemmiyet verir, J bunları birer kurtuluş muskası* ilmihal gibi bağrına basar, bun-S larda yazılan ve her birisi de( ya bir Kur’aıı âyetine, ya biri hadise i|.(biî uydurma) yahude biı mübarek büyüğün sözüne is) tinad ettirilmiş gösterilen ma-( sallara, rivayetlere yürekteni bağlanır ve inanır, ki dalâlet dej asıl buradan doğmaktadır voJ ayrılıkları bu misillû kitablar» \e bunlara dayanan vaizler.( hutLc’er. telkinler doğurmak-/ tadn Bu kitablarda; tarihî( şab.ayetler ve hâdiseler; lıaki-c kal ve tabiat dışında bir görüş-) le târif ve tavsif olunur. O ka-( dar, ki muhterem şahsiyetleri (Devamı tvı/J (
d) Sâhie: Yıldızlara tapma dini ve tarikati.
(2) Takiyye: İnancını içinde gizliyerck zahir halinde İslâm amellerine uygunluk göstermek.
• •

Genelkur-
Savunma erkânı, Danıştay, Sa-
Maliye Eakanının naşı şehrimizde rRaşt'irafı 1 incide) lay sancağı olduğu hal-ae, Yedek Subay Okulu, Cumhuriyet muhafız alayı ve bir süvari grupu iştirak eylemekte idi.
Alayın önünde sancak gitmekte ve onu Yedek Subay, Cumhuriyet muha f)z alayı taburları, Cumhurbaşkanlığı bandosu, çe lenkler ve merhumun bir top arabasına konulmuş Türk bayrağına sarılı tabutu gelmekte idi.
Tabutu, merhumun ailesi, Başbakan Haşan Saka ve Büyük Millet Meclisi başkanı adına başkan vekili Feridun Fikri Düşünsel ile Cumhurbaşkanlığı genel sekreteri Cemal Yeşil ve Cumhurbaşkanlığı yaveri ve onları takiben de büyük ve orta elçilerle bu elçilikler kara, hava ve deniz ataşeleri, Bakanlar, Milletvekilleri,
n.ay birinci ve ikinci baş-kanlarile Millî ve Genelkurmay Yargıtay, yıştay Bakanları, Cumhu-
riyet baş savcısı. Üniversite Rektör ve Profesörleri, Bakanlıklar ileri gelenleri, Ankara valisi, belediye başkanı, il umumi meıısubları ve dostlan ta-klb eylemekte ve daha sonra da süvari grupU gelmekte idi.
Alay, Mâliye Bakanlığından hareket ettikten sonra Ulus meydanından ve Büyük Millet Meclisi önünden geçerek gara ge mir. ve tabut burada ton arabasından alınarak. İstanbul trenine bağlanan furgona nakledilmiştir.
Ankar.'i garında mer hnm. H’ilid Nazmi Keşmir’e karşı yapılan bu son teşvide Cumhurbaşkanı ismet İnönü de hazır bulunmuşlar ve tabutu se-lâmlamırlard'r.
Bayan İnönü de rahmetlinin •■ahvtıımı İstanbul’a nakleden trenle îs-(»ııbula gitmekte olan Bayan Nazmi Keşmir’i da teşyi ey lemistir.
Tren saat 1.3.30 da başta hıöııii olmak üzere törende hazır bv’nrıanların son rasimei tcc.vli ararın-d? gardan ayrılmıştır.
"ar-
SAYFA: 6
«A** '
Kenan Önerin bir makalesi

Yurdiçi uçak seferlerine bir mayısla başlanacak
T RR r SARAR

26 M A Tl T 1948
/■

| Vapur Seferleri |
•i
(Baştarafı 4 üncüde) hizmetlerine ve hattâ itiraf ettiği gizli temaslarla iki parti ara -fcında tredüniyon vazifesi görmesine rağmen partinin hiç bir ocağında kayıdlı değildi. Şüphesiz bundan maksadı da matbuat alanında istediği gibi koşturacağı atlarla kendisine tarafsızlık çaşnisi vererek halka hayâl sözlerini bağımsız fikir mahiyetinde yutturmakdan, her sahada meşrû gördüğü kazancı gazete sürümile daha fazla arttırmaktan başka birşey değildi ve olamazdı.
Bayarın bu vâsıtalı ve vâsıtamız hücumları sırasında ben İstanbul başkanlığından çekil -miş olmakla beraber teşkilâtın harbiyç ocağında üyelik sıfatını muhafaza ediyordum. Demek ki, sayın lider partisine mensup bir ülkü arkadaşına bu tecavüz leri yapıyor ve yaptırıyordu .
Hâdisatı takip edenler, kurucu arkadaşlarının kendisine ihsan ettikleri etiketin vasfına liyakat kazanabilmek için Savın Eayar onlarla Yalmandan aldığı direktifle İstanbul il kurulundaki iki mümessilini Bursa-ya davet ederek buradaki cereyanı anladıktan sonra onlara-(ne pahasına olursa olsun eski başkanı tekrar seçtirmeyiniz. Buna rağmen seçerlerse, merkez kurulunca katiyyen tasdik editmiyeceğini bildirerek tehdit ve icbar ediniz) buyurduğunu, daha sonra da Demokrasi üs -tadları arasında şeçtiği arkadaş larile İstanbul üzerine yürüyerek teşkilât başkanlan ve kon -gre delegelerde yaptığı gizli temaslarda ayni mahiyetteki tazyik ve tehditlerine devam ettiğini, hattâ parti arkadaşlarını parti prensiplerine uygun; bu çirkin müdahale ve tazyikler-1 den kurtarmak için büsbütün partiden de çekilmeme rağmen îstanbulun en faziletli insanlarını arayıp bularak aleyhimde jurnaller tertip ettirdiğini pek iyi hatırlarlar.
Bu çeşit iftira ve telkinler hâlâ İstanbul lokallerinde dolaşmakta, her biri bir menfaat peşinde koşan dalkavuk ruhlu insanlar, jpartililerr güfn aşan bir yerde toplayarak efendilerine durmadan mutad tazim, tasvip ve bağlılık telgraflan çektirmekle kendilerini aldat -maktadır.
Bu sıralarda, meclis grupunda da sert infaallerin belirmeğe başladığını bilirsiniz. Kurucu beyler bunu da yere batası yerlerine geçmek için tarafımdan idare edilen muazzam bir fesa-tm delilleri mahiyetinde göstererek tahakkümlerini meşru hale sokmağa çabaladılar. Hattâ bu tezahürleri de istismar ede rek mületvekilleri arasında hareketlerini tenkid edenlerden de intikam atabilmek için milletin emanet ve itimadını ruhlarında taşıyan Demokrat mebuslara, gûya millete açıyormuş gibi görünerek yer yer dolaşmağa ve gittikleri yerde ağza alınmaz küfür ve hakaret lerle tecavüzde bulunmağa başladılar. Onlar nazarında başkalarına ait her şeref ve izzetinefis kendilerinden çalınmış nesneden başka bir şey değildi.
Halbuki demokrat mebusları meclise yapıştırarak Hürriyet M’^akımn tetbikini önlemek i-cin ortava atılan bu ödenek me-sc'esi karşısında herkesten ev-vri ağızları sulanan bu hamiyet Ji kurucular gruntarıııa, mecliste tenkid ediyormuş gibi göründükten ve kırmızı oy da at-

binası terk Ku-veril-Kuru-fakrii ol-
tıktan sonra paraların cebe indirilmesini tavsiye etmişlerdi. Hattâ almamak temayülü kargısında da böyle bir semahatin ddğru olamıyacağını telkin e-den de bizzat Celâl Bayar olmuş tu. Fazla olarak bu zamların alınmaması veya merkez yapılmak Üzere teşkilâta edilmesi hakkında Genel rul ve Meclis grupunda miş bir karar da yoktu, cular, hakikaten milletin
sefaletine, parti hesabına sun bütçede ufak bir tasarrufa hizmet emelini duymuş olsalardı böyle çapraşık yollarda yürüyerek yalancı bir teııkid ve kırmız, oydan sonra parayı almalarını tavsiye edecek yerde bu meselenin müzakeresine başlanırken derhal dışarı çıkmak imkânını temin bııvursalar, kim bilir böyle bir hareket karşısın da da ekseriyet mebuslarının cesaretini belkide kırmış olurlardı.
Halbuki bu efendilere zavallı milleti korumak değil bu fırsatı da ganimet bilerek kendilerine istedikleri kadar muti olmayan mebus arkadaşlarını partiden uzaklaştırmak lâzımdı. Celâl Bavarm Bnhkesiıde genel kurula körü körüne itaat etmivenler irin. Kulaklarından tutun kam (hsarı atarız’ ve yardaklarının do F)e havalisinde 'bunlar kredilerini tarsfive etmezlerse. hiz ederiz' semaha tinde bulunmaları da nartiden kov maların - h” tahakkü-
mün tevlid p’dndiö-i korku ile çekilen tazim, tasvin ve bağlılık telgraflarının birer esbabı mucibe lâyhasıdır
Gelecek makalemde de bu hareketlerin hukuk ve demokrasi doi(tiriillerine göre tahlilini yapacağım.
Kenan öner





iliz menşeli
Hakiki
su geçmez TFENÇKOT PA rdesüler 35 Liradır Satışımız muhayyerdir ÂBDURRAHMAN KAL YON Dikranyan Han 11 — 12 Sultan Hamam
imtiyaz Sahibi:
A. CEMALEDDİN 8ARAÇ0ĞLU • îuı tilerini fiilen idare eden. Yazı İçleri Müdürü: FATİN FUAD
Deldiği Yer:
cYcnl Sabah» mürettiphanesi lUııldıiı yer; «Gün ■aaımevln
7.9 Mayıs Spor Bayramı hazırlıklarına haşlandı
19 Mayıs Gençlik bayramı i-çin hazırlıklara başlanmıştır.. Bu sene İnönü, Beşiktaş ve Fener st adlarında olmak üzere üc
* sahada birden snor ve beden hareketleri gösterileri yapılacaktır.
Nisanda umumî provalara başlanacağından, urova günleri ni tesbit eden Millî Eğitim müdürlüğü Bölge Beden Eğitimi Başkanlığından, o günlerde sahaların okullara tahsisini isten iniştir.
C. H. P. mn Balosu
C. H. P, İstanbul Vilâyetinin 27, Mart 1948 Cumartesi günü akşamı Taksim gazinosunda ve receği balonun hazırlıkları so -na ermiştir.
Gecenin fevkalâde olması için gazinonun bütün salonları ve pavyonu da balonun emrine tah sis edilmiştir.
Fatih Nüfus Memurluğundan:
Fatih Beyceğiz mahallesi Meh-med Dede sokak 59/73 te kayıdlı Nedime Fatma'nın adı İst- Asliye 5 inci Hukuk yargıçlığının 24/1/948 gün ve 28/31 sayılı ilâmına ve Medeni Kanunun 26 ncı maddesine uyularak Sevim olarak tashih edileceği ilân olunur. (3907)
Tekirdağ Sulh Hukuk Yargıçlığından: 947/396
Tekirdağ haziııei mâliyesi tarafından Tekirdağ Zafer mahallesinden Haşan Basri oğlu Davud aleyhine açılan alacak dâvasının vâki yargılamasında: Davalının beş seneden fazla ikametgâhından ayrılmış olup hâlen İkametgâhı da meç hul bulunduğundan hakkındakl dâ vetiyenin ilânen tebliğine karar verilmiştir. Dâvâlının yargılama günü olan 2/4/948 günü saat 10 da Tekirdağ Sulh Hukuk mahkemesin de bizzat veya bilvekâle hazır bulunması aksi takdirde hakkında g( yab kara-n ilân edileceği ilân olunur- (3868ı
habetden Minbere
bağırdı.
%
— Ya Haccâc, dediler. Oğlun Muhammed'te kardeşin Muham-med. ayni günde öldüler. Allah sana uzun ömürler versin.
Haccâc, bu kara pek müteessir oldu, çıkıp:
— Ey ahali! diye
Bilmiş olun ki, Muhammcd’ler bir günde vefat etmişler. Haliz ki, ben, onların uzun yıllar yaşayıp muammer olmalarını isterdim. Vallâhi, sizden ve bizden bâki kalan herkes için ölüm yakındır. Hayat, elbiseye benzer. Elbise evvelâ yeni olur.. Sonra yavaş yavaş eskir ve nihayet giyilmez hale gelerek terkedilir. Biz bugün yeryüzünün meyvalarını nasıl yiyor ve sularım nasıl içiyorsak. ”eryü-zü de yarın bizim etloıımi?» öy le yiyecek, kanlarımı?.’ öyle i-ceccktir. Bundan kurtulmanın
• i
irr.kûıa yoktur.
«Musibet, musibet üstüne ge«
Yurd içi uçak seferleri, bir mayıstan itibaren, yepyeni bir program ve sistem dahilinde yapılacaktır-ilgililerce alınan kararlara göre fiyatlarda da, umumî darlık yüzde onbeş veya yirmi tenzilât yapılacak; Ankara, İzmir ve İstanbul ara sındaki seferler de sıklaştırılacak-tır-
Üniversite Komünizmle Fikri \ Mücadeleye Başlıyor ;
Üniversite Talebe Birliği «Komünizmle fikrî mücadele» j ye yeniden hız vermek; son günlerde; Üniversite içine soku lan menfî propagandalarla, iyiden iyiye mücadele etmek için bir konferans serisi tertip et- | meye karar vermiştir.
ile yapılacak muntazam bir kaç masaj »ize göz ile görülebilen bir teravet bahşeder ki KREM PERTEV’in yarım asırlık mazisi bunun bariz bir misali olup bu günkü meftunları bu sırrı çok evvel öğrenmişlerdir.
MiiRiri )k ıınnra


»
* E
s .il-)
Fratelli Sperco
Deniz Acentası — Seyahat Bürosu
Hareket tarihi
Vapurun ismi
28 - Mart
Vulcanus
Uğrayacağı Limanlar
t

z
İstanbul Borsacının 25/3/948
fiyatları
Tıbenus
Forvik
Adres
I
Nisan
5 - Nisan
da
da
da
Anvers, Rotterdam, Amsterdam, Hamburg
Anvers, Rotterdam, Amsterdanı, Hamburg
Londra Nevyork Paris Cenevre Amsterdau» Brüksel Prağ 8tokholm Lizbon
% % %
11.3856
280-50
1.3060 657270
105 5468
6.3887
5.60
77 8760 112495
ESHAM VE TAHVİLAT
7 834 Sivas - Erzurum 2.7
6 Kalkınma 6
5 Ikramlyeli birinci Milli Müdafaa Kalkınma i Kalkınma n Birinci tertlb Milli Müdafaa. Üçüncü tertib Milli Müdafaa
6 0
7
20 34
96 —
21 30
96 20
9013
20.58
7
% %
Tiryeste
— I II I ■■■
Hudavendigâr han Galata Telefon: 499J9
fratelli sperco
Güzelliğinizin aslını berbat etmesin, sulan ve saire gibi bir çok şeyler ile ve fedakârlıklara katlanmak neticesi mektir. Buna mukabil.
KREM PERTEV
21.40
Şarkılar ıPl.»
Bando müzikleri 'Pi? Çeşitli hafit müzik
S 1 H
Bu aylarda havaların kararsızlığına karşı kolunuzda veya çantanızda herhalde bir P A R D E S Ü taşıyınız. Perakende 25 liraya ■ İBRAHİM IRGÖREN: Sultan Hamam Dikranyan Han No: 21®
_
CUMA — İ6/3/1948
7.23 Açıhş ve program
7.30 M. S Ayan
7 30 Müzik: Hafif parçalar (Pİ)
7.45 Haberler
8 00 Müzik:
8 20 Müzik:
(Pİ.)
Müzik:
Kapanış.
Açılış ve program
M. S- Ayarı
Müzik: Karışık şarkılar Haberler
Müzik: Radyo salon orkestras Açılış ve program
M- S. Ayan
Müzik: Radyo dans Orkest.
Buhar banyoları, tuvalet yapılan bu bir sürü eziyet biç bir şey yapmamak de-
Gayri Menkul Satış ilânı
Burhaniye Malmüdürlüğünden
1 _ Burlıaniyenin Kocacami nıahallebinde Palamut tüccarı Nurettin Er-
ginin İstanbul - Şişli maliye tahsil şubesine kazanç vergisinden borçlu olduğu 26614 lira 20 kuruş borcundau dolayı mutasarrıf olduğu iki palamut mağa vasiyle betonarme iki ev ve alt kısmında 9 dükkân dahil gayrı menkul emvalin tahsilat komisyonu karan ve idare kurulunun tasdikiyle 25-3-948 tarihinden itibaren 21 gün müddetle arttırmaya konulmuştur.
2 _ Birinci arttırma 14.4.948 tarihinde, ikinci arttırma 24.5.948 tarilıin-
eaat 15 de Burhaniye mal müdürlüğünde yapılacaktır.
3 — Muvakkat tcmiuat (1996) lira (06) kunıştur.
4 — İsteklilerin fazla malûmat diledikleri takdirde İstanbul - Şişli.- tzh-şubesiyle Burhaniye mal müdürlüğüne baş vurmaları ilân olunur,
(3906)
de
sil
4

Meşe Azmanı Satışı
Orman işletmesi Muatafakemalpafa Müd&rlüğ&nden
1 __ işletmemiz VII Çatal bölgesi Mustafa Kemal paşa istasyon istif
yerinde mevcud (243,280) metreküp meşe azmanı aşağıda olduğu şekilde te (4) parti halinde açık arttırma suretile satılığa çıkarılmıştır.
2 ___ Artırma 9 Nisan 948 taribinerasthyan cuma günü saat 15.00 de iş-
letme merkezînde toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 __ Azmanların beher metreküpünün muhammen bedelleri ile her parti
için %7,5 geçici teminatlarını gösterireedvel aşağıya çıkarılmıştır.
%7,5 geçici T. Lira
287
362
301
414
M3.
51
64
53
74
Hacmi
Osm.3
166
452
547
115
Muhammen bedeli
Lira
75
75
75
75
Kr.
00
00
00
00
Kr.
811
54
20
90
Parti No.
1
2
3
4
4 __ Bu işe ait şartname Ankara Orman Genel Müdürlüğü, Jbtanbul Or-
man baş mühendisliği, Bursa, oıenıizde her gün görülebilir.
5 — İsteklilerin belli gün kezinde toplanacak komisyona
W •
Bandırma ve Balıkesir müdürlükleri ile içlet-
ve saatte teminatları ile birlikte işletme nıer-müraca atları. (3729)
a


HOOVER-
MONOFAZE ELEKTRİK MOTÜRLERİ
1/2 - 1/8 - 1/4 - 1/6 - ve 1/8 H. P.
Bu motörler doğrudan doğruya evinizde, dükkânınızda ve atelyenizdeki prizlere takılır- Hususi tesisata ihtiyacı yoktur. Sarfettlğl cereyan ütü kadardır
• a
Buz Dolablarj, Kompresör, Zımpara Taşı, Torna, Vantilatör, Santrifüj Tulumbaları vjs. vs. için kullanılır,
110 ve 220 V- ve dakikada 1425 ve 2850 devirli ve meksefell olmak
ma mevcuddur.
tek."çift şaftlı üzere her ihtiyaca uygun motorlerimiz dal-9
Her Yerde Arayınız.
Toptan Satış Yeri:
MATAŞ TİCARET T. A. $ti
Galata, Tahlr
Han No: 13/19. Tel: 44995 - 44998.

___1
Ortaokul-Lise ve Teknik Okullar Talebesine
Tuna Dersevi’nde
MATEMATİK — FİZİK — KİMYA — LİSAN Dersleri verilir.
_ TxaewcTst)tt (((. tyr /t v v—c—“Arı
hazırlıtr.
her gün saat (14-18) arasında , Atatürk Bulvarı No. 88 TUNA DERSEVİ (Aksaray Postahane karşısı) İSTANBUL
845
9.00 1229 12.30 12.30 1300 1315 1758 18.00 18.00
18.30?Konuşma
18.45 Müzik: Şarkılar 19 00 M- S. Ayarı
19 00 Haberler
19.15 Geçmişte Bugün
19 20 Müzik: Mandolin Birliği
19.45 Müzik: Yurddan Sesler 20.00 Müzik: Şarkılar
20-15 Radyo Gazetesi
20 30 Serbest. Saat 20.36 Müzik: İnce Saz 2115 Konuşma
21.30-Müzik: Radyo salon Orkest 2245 Müzik: Dans müziği (P1.1
22.45 M. S. Ayarı
22 45 Haberler
23 00 Program ve kapanış.
*
hfina
Müracaat: Pazardan başka
Ticaret ve Sanayi Odası Senelik Aida
.AKSARAY
FF
tının Mart Sonuna
(Pazarlıkla Motörlü Araç
Satılacak )
İstanbul Defterdarlığından t
2
19
8
33
37
937
937
938
Kadar Ödenmesi
Hakkında

MARKA
0,08 0,10 m/m mm m/m TIRAŞ BIÇAKLARI Üstünlük timsalidir Türkiye Genel Mümessili İBRAHİM ÇAVUŞOöLU Bahçekapı, Celâl bey han No.3f Tel: 20146 İstanbul
T
Tarabya G inçlik Klübü
14/3/948 tarihinde ve saat 15 te Klüb lokalinde yapılacağı İlân edl. len klübümüzün yıllık âdi kongresi, ekseriyet mevcud tulunmadığındrn 28/3/948 tarihinde ayni saat ve yeı de yapılmak üzere teı.?r edilmiştir.
Sayın âzalarımmn, yukarıda ya. zilmiş gün ve saatte Klüb lokalinde bulunmaları rica «ıu:ur.
İdare heyeti N-
■ —— - i ■" ■ ■■ ■ ■ ■ ■ ■
İstanbul Ticaret ve Sanayi Odasından
Doseto T. 41-21433
Doseto T. 41-30210
Opel 39 BR-1I031 Herkül Dizel D 800740
Fargo T. 41-20112
300
100
250
50
250
950 ı
Orhaııiye kışlasında bulunan yukarıda yazılı beş torlu aracın 5.4.918 pazartesi günü en ut 15 de MiLli komisyonda pazarlıkla ,ihalesi yapılacaktır.
İsteklilerin kimlik bölgeleri ve (72) liralık teminat nı»kbnz)arile ibate yun ve saatinde komisyona, fazla bilgi için de her giin tüzu geçen müdürlüğe b vurmaları.
937
Lâstikti» Çok 1 i.r.j Lastiksiz çok harap 4 lastikli çok harap Lastiksiz çuk hurda
•1 Lastikli çok harap
adet muhtelif imali:. nv-Eııılnk müdürlüğündeki
7
W
Aşk - Macera - Tarih
V s s a nt Rk a Su arreesi k o r e» anal
R ! R
•i «K I ■ 1
1 a m

lir» sözü, iki Muhammedin ?lüm haberi üzerine Haccâc tarafından söylenmiş ve darbımesel haline gelmiştir.
Haccâc, ölümünden birkaç ay evvel kendisini veise kapt’r jnıştı Aıtık saltanattan zevk almıvoıdu. Vıına rağmen, halka zulm etmekten geri durmuyordu. En son öldürttüğü adam Saîd İbnl Cübeyr (Radiallahü anh) dır.
Rıvayetu gör?, Haccâc ölüm döşeğine düşünce Saîd’in hayalini daima karşısında görür ve vicdan âzabı içinde kıvranırnuş.
Hep onun adım söyleye söyle -ye öldüğünü rivayet edenler de vardır.
Haccâc, yapmış olduğu bunca zulm ve denaetin kendi ira-oesile olmadığını ölümünden bir müddet evvel itiraf etmiştir Tarihlerin yazdığına göre.
Biı gün minbere çıktı. Halka hitaben
- • Ey ahali! diye bağırdı. Ulu Tanrı bize sâiih amellerle emredip rızk vg malımıza tekeffül eyledi. Böyle yapmasaydı da rızk tahsiline emredip sâ-lih âmellerimize tekeffül eteey-
4355 saydı kanunıuı 33 eti maddesi senelik oda aidatının üç ay zarfında ödemediği takdirde üç misli alınacağım mutazamnnndır.
1948 senesi aidatının başlangıcı 1.1.918 olduğundun 31.3 948 akşamına kadar ödenmeyen aidatların 1.4.948 den itibaren uç misli tahlili zaruret ve kat iyet kesbedeceğindcıı buna mahal bırakılmamak üzere üdamız»hx kayıtlı butun âznnnzın senelik aidatını son 31.3.948 akşamına kadar muhasebe şuben ize müracaatla ödemeleri lüzumu tavsiye ve noa olunur, (3^3d)

den fâriğ olmayacağını bildirmiştir.
Haccâc, Hazreti Abdullah !b-ni Zübeyr’i katleylediği zaman, Mekke halkının yürekler paralayıcj feryadından muzta-ıib olun hemen minbere çıkıp şu hitabede bulunmuştu: (Devamı varj
ZAYİ — Ereğli (Konya) Zlraa* bankasından aldığım 201 numaralı tasarruf cüzdanımı kaybettim. Ye. nişini alacağımdan eskisinin hük. mü yoktur.
Ertuğrul Salar
İSTANBUL BELEDİYESİ
ŞEHİR TİYATROLARI
di, ne olurdu?.. Ey kavm! bugüne kadar emirlik ve vâlilik ile geçen vakıflarımdan mah-zuz değilim. Zira elimde kuvvet ve kudret vardı. Buna dayanarak halka çok eza ve cefa ettim. Fakat bunu irademle yapmadım, gayri ihtiyarî irtikâp ettim. Bundan sonraki ömrüm, bir suyun diğer suya benzemesi gibi geçecektir. |
Haccâc, bu sözü ile: «Ey u-hali! şimdiye kadar sizi nasıl i-dare ettiysem, bundan sonra da o şekilde idare edeceğini» demek İstemiştir. Yâni zulm-
Eâleli'de Arsa I Azimkar Sokak 24, Tel i-F;inde inşaata müsaadeli, 70
M2 pazarlıksız 6500 lira K- Telefon: 23249
I
z

i’ a y i
Büyükçekmece nüfus memurluğun, dan almış olduğum askerlik durumum kayıdlı nüfus tezkeremi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktiır.
1325 doğumlu Mehmed oğlu Hamld Turan
Baat 20 Drtua
Kjjmtu:
düşman Yazan : And re Paul Antolne . Tüıkçesl : Lûtfl Telefon: 42157 Komedi Kısmı: KAŞ YAPAYIM
DERKEN
Yazan : N- Nancey H. De Gursse Türkçesl: Vasfı R. Zobn. R. Baran Telefon : 40409
Salı talebe temsili saat: 19 da
Pazar günleri 15 de matine; Cumartesi ve Çarşamba günleri 14 de Çocuk Tiyatrosu
i