EDILÎ Ecnebi 0400 2900 1000
«00
idare: ’
Tel adresi: «YENİ SABAH» tSTANBUL Telefon: ÎÛ7Ö5
PAZAR
abone B
Türkiye Senelik 0 oybk S ayhk
1 aylık
25
OCAK 1048 Onuncu Yıl No. 3207
SAYISI RFR YERDE
• /
/• e
«T-. •. • «
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MÜDAFİİ Yit
- - : : : -w- - - ■- : a w . ........ . .. ..
An er ikan fllosnnnn Aknenizdeki faaliyeti
kru-
Amin-Sİ sair . .
Atina 24 (A.A.) — Amerikan Fortsmouth vazörii bugün Selfinik'e hareket etmiştir. Gemitf Amerikanın Akdeniz flloau başkomutanı Bieri bulunmaktadır. Dyess muhribi dün hareket etmiştir. Leary muhribi de Rodoea var-
fmıştır. Bu muhrip Onlki adanın diğer limanların da ziyaret edecektir. •
> -

KURUŞ
₺.
»
>
>
2800 Kr. 1600 »
800 »
300 »
SİMİ
Lf



z
J -
İstanbul Demokrat Parti II kongresinin yenilenmesi taleb ediliyor»
izmitteki demeci
Kongrenin bozulması için tüzüğe ve Cemiyetler Kanununa aykırı hareket edildiğini belirten üç mucib sebeb...
t. “Demokrat Parti de son günlerde! patlak veren buhran blzlere hem i sevinç hem de endişe vermiştir,, 12 Temmuz beyannamesinden büyük bir sitayişle bahseden Erim: «bu çığıra girmek is-etmiyen Demokrat Partililer hidctlı cinden yıldırmak derecesine gelmişlerdir» dedi
Ayrıca Üsküdar İlçe Başkanlığı seçimininde İl İdare Kurulunca reddi istendi.
İstanbul Demokrat Parti il kongresinin, bozulması hakkında genel merkeze bazı müracaatlar vâki olmaktadır. Bu müracaatlar arasında Kartal eski idare kurulu başkanı Haşan Akyüzün de bulun duğu ileri sürülmüştür. Bozulma i-çin gösterilen mucib sebebler a-rasında ezcümle şu cihetler tebarüz ettirilmiştir:
1 — Kongre 18 Ocak pazar günü heyeti umumiye kararile, saat 14 den sonra il merkezindeki salonda müzakeratın devamına kat’î şekilde karar verdiği ve delegelerin mühim bir kısmı (hı Kristal salonunu terkettiği halde, bilâhare bazı gazetecilerin vâki talebi üzeri ne kongre başkanı mes’uliyeti üzc rinc aldığını beyan ederek celsenin 19 Ocak pazartesi günü yine Kristal salonunda devamına resen karar vermiş ve fakat işbu karar kongre delegeleri ekseriyetinin rey ve iradesine iktiran ettirilmemiştir. Bu durum tüzüğe ve cemiyetler kanununa tamamen aykırıdır.
2 — İdare heyeti raporupdn. üyelerin dokuza çıkarılması teklif
y lif reye
I
Ccldl,Şgpor D, P. İstanbul il kontesinde konuşurken
İşte milletin Sesi!
Bugünkü bulanık ve karışık politika harası ancak milletten gelecek re halk tabakalarından esecek temiz bir rüzgârla tasfiye edilebilir. Kanun ise milletin nabzını yoklamak imkânını daima sağlamaktadır

iz seçim kanununda Demokrasinin icabetti rdiği değişiklik yapıldıktan ya-Bİ reylerin gizliliği ve enıinUğî ve tasnifin açık olması sağlandıktan derhal umumi yeni bir intibah yapılarak milletin nabzını yoklamak vaktinin geldiğini tekrarladık durduk. Yorddaki siyasi havayı şeffaf bir bale sokacak en iyi çarenin de bu olduğu muhakkaktır. Yalman» ne kadar dolambaçlı yollardan giderek, bu neticeyi geciktirmek isterse istesin, Halk Partisi Meclis çoğunluğu da yakında bu aaruret ve icabı takdir edecektir.
Memlekete siyasî hadiseler o kadar hızla j ürüyor ki bir buçuk yıl evvel, (Vatan) başyazarının «Kâbus» diye \asıf(andırdığı şekilde, yapılan seçim geride kalmış sayılabilir. Halk Partisinin müfritlerime elebaşılık eden ateşli Süreyya Örgeevren, Celâl »ayardan sonra Sındırgıda kalabalık halka hi-iab etmek isteyince sözleri gürültü ve ağuKu İle karşılanarak ken (Usi susturulmuş ve kurtuluşu mey dandan sıvışarak alelacele aralık •o kak la ra. sapmakta bulmuştur, işte Halk Partili bir milletvekiline kendi hemşerilerinin ve güya onu seçenlerin gösterdikleri iyi kabul... Halk Süreyya Örgeevreni, doğil kendi vekili olarak görmek, hattâ lâkırdısına bile tahammül etmek İstememektedir, örgeevren, Demokrat Parti başkanının sözlerine güya ccvab vermeğe ve Halk Partisini müdafaa etmeğe yeltenmiştir. Halbuki kalabalık halk kitleleri lâkırdılarını ağzına tıkamıştır. Süreyya, kendisini galiba, Mecliste llalk Partili bir çoğunluğun karşısında sanarak ferih fahur görüşebileceğini, muhalefete dilediği gibi tecavüz edebileceğini zannetmişse de şimdi hâlasının ne kadar derin olduğunu anlamış olacaktır. Meclisteki çoğunluk başka, halkın ekseriyeti başkadır. İşte biz de bu aebebden intihahatm (Devamı Sa_. 3; Sü. 4 de)

Biraz da Şaka
Bayar Bahkesirden skişehîre gitti
9



l
1

edilmiş ise de, (Davamı
askanının halkla
I
hakkında, hûdisa-dedi
hasLıhalî



24 (Telefonla)
ALMANYA
İLE T CARET
BAŞLIYOR ı -- o i
| Ticaret Rakam J | dün de konuştu )
Şehrimize geldiği gündenberi durmadan çalışan ticaret bakanı Mahmud Nedim Gündüzalp, dün de bölge ticaret müdürlüğünde bir müd det çalıştıktan sonra saat 11 de Is tanbul Ticaret ve Sanayi Odası mec Us üyelerinin iştirakile yapılan bir toplantıda hazır bulunmuştur.
Bakan, vâki olan şikâyetlerden ticaret odalarının tüccara faydalı olmadığını İleri aürerek bu hususta malûmat istemiş, bu arada şunları söylemiştir:
(—Tüccar Derneğini Ackaradan beri merak ediyordum. Ticaret odaları resm! bir teşekkül gibi hareket (Devamı Sa.t 5; Su-,. 4 dc)
Galiba yani bir döıiişe şahid olacağız!.
F' ınldakcıbaşı
Centilmen, (

F1 ınldakcıba.şı Fırdöndü Centilmen, dikkat buyuruldu Eo, altı numarada sona eren «Atlattığımız son tehlike» başlıklı o seri halindeki yavelerinde şuna çattı, bunu iğneledi, bayın Ma* bile direktifler vermeğe Kalkıktı anıma bizim:
— Yahu, Demokrat Parti safları ara-jna karıştığını iddia ettiğin koîDihıibt tahrikçileri kimlerdir? fjıj esrarengiz kızıl parmakların sahihlerini açıkla da millet dostunu. düşmanını öğrensin! yolundaki sualimizi cev&bsız bıraktı.
Fırıldakçıbaşı, kas yapayım derken göz çıkarma kabilinden, öyle potlar kırdı, o kadar çok kimse gücendirdi ki şimdi bunu nasıl tâ-mlr edeceğini kötü kötü düşündü-(Devamı 3a„ I; Ma> f de)

Celâl Kayar secini kanununun değiştirilmedi tın gidişini beklemeliyiz,
' Balıkesir,
Celâl Bayar, bugün, Demokrat
parti binasında halk ile bir hasbi-hal yapmıştır. Halktan istiyen Ba-yara sualler sormuştur. Halkın sorduğu suallerle Celâl Bayarın verdiği cevabları bildiriyorum: Ali Rodop isimli vatandaş: — Tekel şurada burada fabrika lar kuruyor. Neden Balıkesirde kurulması düşünülmüyor?
Bayar: (Devamı 5 incide)

Tevkif edilen üniversiteli kız
— ■ o------
Ben cezaevinde yatacak kız mıyım diye sordu
Iran tebaasından Babasemet Bünyan adında yaşlı bir adam, İstanbul Üniversitesi Tıb Fakültesinde talebe, 22 yaşlarında oğlu Islâm Bünyan ile gene İstanbul (Devamı Sa„ 5; Sü„ 2 de)
j İzmit: 21 (Telefonla) — Kocae-ı li Cumhuriyet Halk Partisi ilçe ) kongresi münasebetile şehrimize t gelen Kocaeli milletvekili Nihad i Erim bugün Halkevi salonunda iç 4 ve dış politika hakkında aşağıda-Iki konuşmayı yapmıştır:
«İzmitliler, sevgili hemşerile-rim,
Beni sizleri temsil etmek üzere seçip Ankaraya gönderdiğiniz aylarda şu yandaki salonda size hi-tab etmiştim. Aradan iki yıldan biraz fazla bir zaman geçmiş bulunuyor. Bu kadar zaman bir millet hayatında büyük bir mesafenin i-fadesi sayılamaz fakat 1945 den bu tarafa iç ve dış politika hava-
I
'• -
L* •-



1
ı
lannda öyle serî gelişmeler olmuf 1 tur ki, bu hâdiselerin yekûnu bi l devir içine zor sığdırılabilir. Bu k itibarla siz aziz hemşerilerime tek/ rar hitab etmek fırsatını bulnr.uşj olmayı kendim için bahtiyarlık) addederim. Arkadaşlar huzurunuz | da iç ve dış politikamızı kendi! görüşüm çerçevesi içinde canlan- i dırmıya çalışacağım. 1
1945 yılında memleketimiz, Mil-7 lî Mücadele yıllarında kurulmuş o-J lan millî hükümranlık rejimi sis-i temi içinde yaşamakta idi. Bu rc-i jim başlangıçta birden ziyade par4 ; ’ tiler taazzuvu içinde çalışmıştır.?
Fakat Türkiyemizin batı medeniye! fi âlemine maletmek için yapılma-J (Devamı S inetfa) > ----------------------------------J
• • •
Marshall Plânı V? Türkiyeye Yardım

hücumlara cevabı
mugayirdir.. „
I
ak-Pa-
“Biz bu işde söylendiği gibi kabahatli değiliz, Amerikanın katarı, Paris konferan sında tesbit edilen rakamları muhtevi rapota tamamil*
Ankara, 24 (Hususî) — Bu
şam Marshall plânı dolayısile
riste Türkiyeyi ikinci murahhas ola
rak temsil eden Ali Rıza Türel bi-
eo kredi verilmemesi mevzuu üze-
rinde gazetelerin heyecanlı neşriya-
tı ve yanlış malûmat vermesinden
(DepaTTU Sû., 5; Sfi., 6 da)
r* I
Ruzveltin torunu, Rusyanın Boğazlarda bir köprübaşı elde etmek emelinden, harbten sonra dahi vazgçmediğini söylüyor
Vaşington: 24 (A.A.) — Ba-
basın konferansında, Amerikan kuvvetleri başkomutanı general Clay, Amerikanın Almanyada icabında dövüşe hazır yüz bin kişilik bir kuvveti olduğunu söylemiştir Dokuz milletin komünist merkezi olan Cominformu A (manyadaki kaynaşmalardan sorumlu tutmamak bunu küçümsemek olacaktır, demiştir.
Genel iaşe mes'elesine temas e-den general, Almanyaya daha faz-
la gayret göstermeğe amade olduk | larır.ı gördüğümüz zamandır ki biz de daha ziyadesini yapacağız, demiştir.
Ku&yaıuu Boğazlardaki emelleri
Vaşington: 24 (AP.) — Bugün Vaşingtonda çıkmakta olan Orta Doğu» gazetesi, müteveffa başkan Tl ’odore Roosevclt'in torunu ■ (Devamı 5 incide*

Avukat stajyerler



------------
Amerikan i yardımının I esirgenmesi I --------0--- | Maliye Bakanı | mes’ul tutuluyor (
Ankara, 24 (Husus!) — plânı gereğince yapılacak yardımın Türkiyeye teşmil mesi hususundaki haberler efkârda derin bir hayal
Marşa) iktisadi edilin >. umumi kınklığı
(Devamı Sc.> 5; Sü.9 3 de)
,-JAKVIMDEN BİR YAPRAK]

Fabrika ve
Havuzlar işçilerinin kongresi
— O----
IfÇİ ler fabrika müdürfinön boynuna sarıldılar
Kasımpaşa Fabrika — Havuzlar İşçi yardım sandığınlıı, dördüncü yılllk kongresi, dün saat 16.30 da, fabrika yemekhanesinde, bine ya kın işçinin iştira kile yapilmlştlr.
Kongre üjjşj^anhftına, fabrika baş meMfnı 8a„ S; 3 ü „ 4 ât)
Dün yaptıkları bir toplantıda gayelerine erişmek için her teşeooüse başvuracaklarını belirtmişlerdir
I
Xvt4^rat sta)lyerlcrinhı Mn uaphklort toplantı (Yazısı 2 nci soyruda)
ropaaaıuia turnesi yapmak üzere Bahkestre giden Demokrat Partr başkanı Sındır-
gıya ugr.,dıgı nahoş bir hâdise vu-kubuiım^tur. Gazete- ı
w — —-W
Icrın verdiği malûmata göre kendisinden sonra bitabcı hı/rsusıme golen H başkanı nutkunu söylerkon iktidar partisi milletvekillerinden bir zat kürsüye çıkarak Demokratların nutuklarına itiraz taralından itırru eden ritlerütûen
Olabilir...
tüi de ulu**
Mutedil oc olur, müfrit de... Demokratik İdarelerde bunlar le oi«.gcimiştiı*.
Yalnız olmaması lâzım golen bir şoy varsa o da münakaşalı* olmıyan nutukların itiraza tığrıyarak kesifmiş ol-ıruııdir
Dikkat buyruluyor de yıl mi? nakaşalr.1 tâbirin» kullanıyorum. Domokrasidâ nutkun bu vardır, iki Muarız parti:
I ULUNAY i
ötmek istemiş, fakat halk sun ınılmuştur.
Ihtı Halk Partibinın C'laraK vakfediyorlar.
Bir milletvekili Halk ı Demckrat Partili
Gazejelor ınüf-
Par-
de...
boy-
«Mü-Zlra çeşitlisi de uCanıın,
derler, biz diyoruz ki, bizim iddiamız h(ık(ır? siz do iddia Ödiyorsunuz: «Bizim tuttuğumuz yol doğrudur!» r çıkalım milletin karşı I sına biz söyliyolım, _______________J siz covab voriniz. Siz söyleyiniz biz covab verelim. Bakalım kim kimi ilzam edor?»
Öylo de yaparlar. Ben bu türlü toplantılar gördüm ve orada hazır bulundum:
Fransada sağcıların mümessili (Dö Kirilis), sosyalistlerin lideri (Leon Blıım), radikallerin lideri (Herrlyo) ııun bir arada münakaşalı nutuklarını dinledim.
Birbirlerine gayet zarif nüktolor, sarfol tilor; imâlar yaptılar. Hele (Blum) la (Oö Kirilis) in münakaşaları pek tatlı oldu.
Halk bu Karşılıklı nutukları gayet oi;;un bir zihmyotle dinlodi. Sırası ge-llnoe, keskin sosyalist geçlnonlorin, sağ cenahın sözcüsünü samimiyetle alkışladıklarına da şahld olduk.
Fark şundan ibaretti kı bu toplantının münakaşalı bir içtima* olacağı (Lütfen sayfalı

r

s

t
*
0
9





• A
* • (





I
I
I
i
SAYFA: 2
f E N t SABAH
25 OCAK 1H3
VX*muıjr

îzmir. İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm? |
Atatürk’e suikasdın tafsilâtı ve içyüzü

■ I II
OkUYÜCU
»1 YO


I
â
M ra


4
HER SABAli\

Yasan C

Tefrika No. 155
bir
— Siz cevab verdiniz mı ?
— Hayır, çünkü o şırada Gazi paşanın gazetelerde beyanatı vardı. Bu beyanat şöy’e hülâsa edilebilir; «Biz büyük bir inkılâbı içtimaiye yapıyoruz, buna mukabil sizin hukuku siyasiyenizden
kısmını talıdid ediyoruz. Yani fırka gürültülerine meydan vermek istemiyoruz.» bendenizin anladığım budur. Bendeniz Gazi Paşanın muhtelif nutuklarını okudum. «Ben memlekette bir fırka tanıyorum diyorlardı. Bendeniz Gazi Paşanın mevkiini düşünerek memlekette fırka hayatı kalmadığına ve muzir olduğuna kanat ettim. Bu itibarla «Kemal bey işin farkına varmamış* dedim.
Müddeiumumi — Hukuku umu-miyeyi müdafaaya memur bir .şahsiyet sıfatile söylediklerini reddederim. Hükümeti milliye erkânı hiç bir zaman milletin hukuku 3İ-yasiyesini tedhit edecek icraat ve beyanatta bulunmamışlardır. Takriri sükûn kanunu Şark isyanından sonra bir takım ahvali vahime dolayısile ve bu söyledikleri zamandan çok sonra kabul »dilmiş tir. .
— Öyle zannediyorum ki katiyen olmamıştır. Bir defi bendeniz bu programı beğenmedim.
Reis — Bu program evinizde bulunmuştur. Bunun etrafında so ra cağım ız suallere cevab ver’ Program dokuz maddedir. Müdafaayı Hukuk Cemiyetinin intihabat için neşrettiği umdeler dokuz maddedir. întlhabata başlanacağı bir esnada siz de bunu hatırlamışsınız.
— Bendeniz siyaset hayatında yuvarlanmış bir insanım. Herkes bir program yapar. Ve Haşan gfi-gi Mehrned de bunu bana gönderebilir.
— Bu program umdelere katiyen tetabuk eder bir vaziyettedir. Bu umdelerin neşredildiğini nıüte-akib günlerde Ittilrad ve Terakki rüesasmın içtimai oluyor ve Tanin bu mes'eleyi mevzuubahia ediyor.
— Efendim görüşmedik. Bir mahzur yoktur ki saklıyayım.
— Arkadaşlarınızdan' biri çıkar «Bunlar madde lıemadda tesbit e-dilmiştir derse ııe diyeeoksin.
— Efendim benim bulunmadığım bir içtimada yapılmış olabilir.
— Doktor Nâzım beyin iştirak ettiği celsede .tesbit edilmiştir* diye tasrih ederse ne diyeceksiniz?
— Efendim ben ne bileyim bulunmadım. Toplanıp böyle bir mes’eleyi görüşmek memnu’ değildi kî saklamak mecburiyetinde kalayım.
— Evet amma bu programda

suikasd vardı.
— Ben ne bileyim bendeniz îz-mırd» otururdum, o arada 3irada îstanbula gider bir kaç gün kalırdım. Fakat bunlardan haberdar değilim.
— Arkadaşlarınız çalışmazlar mıydı?
— Bilmiyorum.
— Biz Millet Meclisinin salâhiyeti kazaiyeBini haiziz. Bizim kanaatimiz hasıl olduğu gün hükmü müzii veririz.
— Efendim buııu bilmiyor değilim. Meclisi Millide bir fırka teş kil olunması, usulü dairesinde bir fırka teşkili, kamına, vicdana muhalif bir şey değildir ki gizliye-yiın. Müddeiumumi bey bendenizi yalancılıkla itham ettiler. Fakat benim o vakitki bayanattan anladığım memlekette fırkaların tead-düdü istenmediğidir. Maanıafih Te rakkiperver fırka teşekkül ettiği zaman müvazene hasıl olacak diye sevindim.
— Bırakınız bu safhayı, size İzmir e gelip fırkaya girmeniz hakkında teklifte bulundular. Nerede toplandınız.
— İzmirde Mithad Şükrü beyin evinde toplandık. Çağırdılar ben de gittim. Fırka mücadelesine zemin müsaid olmadığını gördüğıim içiu girmek istemedim. Onlar benden muavenet istediler. Fakat kabul etmedim.
— Kara Kemalin gönderdiğini söylediğin program ve mektuba cevab verdiniz mi?
— Hayır.
— Arkadaşlarınızdan başkasile muhabereniz var mı?
— Hayır.
— Şükni beyle?
— Rahmi bejin namzedliği meselesi mevzuubabi8 olunca Şükrü bey bana nıektub yazdı. Kabul etmediğimi muvaffak olamıyacağını yazdım.
— Hani siyasetle iştigal etmiyor dun! Şükrü bey ne münasebetle size müracaat ediyordu?
— Şükrü bey zannediyordu ki ben fırkaya gireceğim: onun için müracaat etmiştir.
— Senin Terakkiperverlerin ruhunu teşkil ettiğin kendi mektubunla sabittir. Bir de onu okuyalım.
Mektub okundu.
(Devamı var)

Nahoş bir hâdise (Bajtarafı l fneidt) evvelden ilân edilmişti.
Sonra da hiç bir hatib diğerini tek-zib etmedi; yani onu yalancılıkla it-1 ham eylemedi. Muârız birer birer itirazlarım sıralarken o sükûnetle tebes 1 süm ederek not almakla iktifa ediyordu.
Bir defa da (Herriyo) nun lâik i-dare hakkında mühim bir nutkunu dinledim. Hatib nutkunda ahrete I-nanmadı&nı işrab edecek tarzda bir cümle sarfetti.
O zaman halkın arasından bir papas ayağa kalktı. «Mösyö lö Prazıdan! dedi ; müsaade eder misiniz sözünüze yerimden bir cümle ilâve edeyim?» hatib: «Buyurunuz!» dedi. Papas: ebunun münakaşasını yapmak pek u-zun sürer. Size yanıldığınızı ihtar etmek için yarın ahrette tosadüf eylcmokliğlml rimtı (Herriyo» tatlı «Bu tesadüol ben de
Fakat inandığınız ahretin hangi kısmında olacağımız hakkında bir malûmatım yoktur!»
Deyince halk ikisini de alkışladı.
Eğer iktidar partisine ınensııb olan millolvekıli bu Demokratik
mufârıkı) olduğuna kanaat getirse o zaman lüzumsuz hoyeoana kapılmaz ve belki itirazları da memnuniyetle karşılanırdı.
Bizim temenni ettiğimiz feyiz budur. GbZİıüa da:
ölürsem
Türk veterinerleri 105 inci yıldönümünü kutladılar
Dün, Türkiye Veterinerliği 105 in ci yıl dönümünü idrak etmiş bulun maktadır. Mütevazı mesaileri İle memleketin iktisadi kalkınmasında büyük bir rolü olan 26 senelik Cum huriyet devrinde gerek İnsan haya tını ilgilendiren bulaşik hastalıklar, gerekse hayvan Islâhı bakımından büyük bir feragatle çalişan ve ken dilerini halk hizmetine bağlayan Veterinerlerimizin takdir yerinde bir kadirştnasiik olur. Bu münâse betle dün Ankarada Yüksek Ziraat Enstitüsünde bir tören yap lmış ve bu yll dönümü samimi tezahür lerle kutlanmıştır,
İktisadî devle teşekküllerindeki memurların primleri verilmelidir
îsinı ve hüviyeti bizde saklı bir okuyucumuz iliyor ki: İÖ Ocak 948 tarihine kadar tcv/iatımu hitanı bulacağı bildirilen, ve ınaaş ve derece hususunda devlet tue luıırlarına nazaran mağdur olan iktisadi devlet tnüease. geleli meıuuılan için ihdas edilen rasyonel çalışma primi lıilâ ilgili müesseselerce verilmediği teeeallfle görülmekte ve bu hususta memurların acıklı halil» hiç bir kimse ve hiç bir makam alâkadar olmamaktadır.
İşin fecî tarafı Cumlıuriyot Merkez Bankası da iktisadi devlet nıÜMseeelerinden biri olduğu halde verilmesi mu karror ol&u primi tamamen almış oldukları katiyen malum olduğuna nazaran, bu manzara karşısında (biri yer biri bakar hep kıyamet ondan kopar) darbımeselini hatırlatmaktan bilmem ne fayda hasıl olur.
Bakanlar Kurulunun bütün esbabı mtıcibeyi lıassasi yetle inceliyerek neticede (Verilsin) şeklinde verdiği karara bu sefer de müessese terin mırın kırın etmesi kadar garip bir şey tasavvur edilebilir mi?
Asıl mes'ul makamların verilsin şeklindeki verdiği emri; o emrin ifasiyle mükellef olan mtiesseselerin emri I-fa etmemesi bize âdeta (hükümet içinde hükümet) şeklini hatırlatıyor.

BOSTANCI VE SANATOR-YOM CADDELERİ TEN-VİRE MUHTAÇ
Kadıköyûniln faal kaymakamının mahallin derdlerife yakından alâkadar olduğu aşikârdır. Ezcümle Erenköy civarında Şakacı sokağı s», nelerden beri ışıksız ve ınoat tal variyette idi. Bu sokakla beraber Bostancı ve Sanıuur yom caddelerinin de tenvire muhtaç olduğu o zaman vilâ yet makamına arzediimiİ ve ıuüsbet cevab alınmış tu •
Bir ay evsel Şakacı sokağı Kığa koşuştu. Diğer iki cadde İsa sönük vaziyettedir. Fersiz bir iki havagazi lâmbası ise ban günler ııe hikmetse yanmaz. Sayın Kadı, köy kaymakamının bu konuda da dikkat nazarını çeker, bu derdimize de ortak olmalarım ve o iki caddeye hiç olmazsa üçer lâmba konHİm»w hususunda gerekenlere emir ierini bekliyoruz.
____________Faruk Durnkaj



birbirimize, temenni edo-tobessûmü ile: arzu ediyorum.

I
Vali Ankaraya gitti
İstanbul Vali ve Belediye Reisi Lûtfl Kırdar, dün akşam Ankara ya hareket etmiştir,
Vali, Ankarada İçişleri Bakanlı-ğile temaslarda bulunacak. Beledi ye Büdcesinln tasdiki ve bir an ev vel gönderilmesi hususunda teşeb büzlerde bulunacaktır,
>

gibi münakaşaların rejimin (lazını-ı-gayrı
Namık Kemal merhumun
görmeden ndUetıle iiın-ınid ekliğim feyzi mısraüe kasteyledlgl tekâm bu olsa gerektir.
Çare yok» ârhşaûağıı... Hem de le-tur Ulomezl
— Büyüyecek yerde ktlçülüyorlar. Anlattıkları bir incir çekirdeği doldurmuyor.
• Gençler hayretle ona baktılar. Son zamanlarda Turhanın huysuzluğu artmıştı. Vesileler icad ederek onları iğnelemekten bir zevk duyuyordu. Kadriye Hanım öfke İle başını sallamakla iktifa etti. Gittikçe acaible. şen kaıce^ile bir '»ıvı ıe Çllcır’ns-mak i’.’in Allahtan kedisine Haz\U EyyUtrja sabrını verme ini dLfo.*iu.
H!ç kimse, Turlıamn bir
kıskançlık buhranı geçirmokta oldu, g’un m farkında def. udi.
¥
Son konser, hatâ Turhan Yılmazın bile umduğunun üstünde bir muvaffak’^ct oldu. Varda Berk in çalışı «harikulâde» diye tavsif edildi. Alkış lar, çiçekler ve tebrikler gene kızı sardı. Fakat o, bütün bu iltifatları bir tarafa koyarak hocasının fikrini öğrenmek istedi:
— Talebenizden memnun musunuz hocam?
Turhanın sanat aşkı ve sanatkârlık şerefi, belki de muvakkat bir zaman için olsun, bütün başka hislerini, şahsî duygularını yenmişti. Gene kızın önünde samimî ve candan gelen bir saygı ile eğildi:
'— Artık bana «hocam» da. Ben ve benim gibiler şmda küçüldük.
Gene kız utancından
Tu> lıanın elini tuttu; hürmetle du doklarına götürdü.
deme V ersenin kar«
kızarmışta
C. H. Partisi il
Dün yaptıkları bir toplantıda gayelerine • erişmek için her teşebbüse
baş vuracaklarını belirtmişlerdir
Avukat stajiyerleri dün kendi ara lavında bir toplantı yapmışlardır. Toplantıda stajyerlerin durumu hakkında Ankarada Adalol Bakan lığı ile temaslarda bulunan Baro Burkanı Haşini Refet Hakarar, A-dak't Bakanlığının hazllardiğl proje yİ İzah etmiştir, Bu projeye göre; birinci kısım staj devresi mahkeme lerde, ikinci kişim staj devresi de avukat nezdinde yapılacak ve bu son devrenin 9 ayında sulh malike melerinde .yaurnda staj gördükleri avukatın nezaret ve mesuliyeti altında dava takip edebileceklerdir. Fakat bu tasarıya göre İmtihan kal dınlmaınaktadır.
Büyük Millet Meclisine teklif edilen bir tasarıda da staj müddetinin atalinlmasl ve İmtihanında kaldirll masl İstendiği İzah edilmiş ve etasj yerlerin İsteklerine tercüman olan bu son proje toplantıda bulunanlar
tarafından hareketle tasvip edilmiş tir.
Bir çok stajyerler «öz alarak Baro Başkanmm bu konudaki izahatının tatminkâr olmadığını tebarüz ettirmişlerdir. Baro Başkanı, verdi ği izahatta, İmtihanın kaldırılması na taraftar olmadığını söylemişti.
Stajyer Şeyda Ottleyln, bir evvelki toplantı kararına uyarak istekleri muhtevi projeeinlp metni okunmuş ve alkışlarla kabul odHml.şttr,
Stajyerlerle Baro Başkam arasın da münâkaşalar olmuş ve Başkan, haklarını tanımak İçin stajyerlerin Ankaraya bir hejret göndermeleri İsteğine muhalefet etmiştir,
Bu asabi hava içinde akşam geç vakte kadar devam eden topland sonunda stajyerler gayelerine eriş mek için her türlü teşebbüse baş vuracaklarını tebarüz etlrrulşler-dlr.


DENİZDE
MÜTEFERRİK
Limanda çalışan kaçakçı şebekesi
Çatalağzı elektrik santralı inşaatı
Başkanınm istifası
btifa, henüg tasdik »dilmediği için dünkü toplantıya yine o başkanlık etti
Şehrimizde bir kaçakçılık şebekesi kurulduğunu ve bu şebekenin ge cenin karanlığından istifade ederek limanımıza gelen ecnebi şilep lerden mal kaçlrdlğlnl, bu arada şüphelenen Gümrük Muhafaza mo-törlerlnden biri tarafından 10 bin lira kıymetinde kumaş dolu bir san daim yakaJandığınl, fakat sandal-dakilerin kaçırıldığını evvelce yaz-miştik.
Müsadere olunan sandal, sökülmüş, fakat hiçbir İs elde edileme mişlir, Bunun üzerine Gümrük Ma haf aza teşkilâtı, ecnebi şilepler ara smda devriye gezen motörlert çoğaltmış, gereken tedbirleri almıştır,
Bu Arada dün akşam, yine dev rlye gezen bir Gümrük Muhafaza motoru, forsu olmayan bir sanda-lin ecnebi şilepier arasında dolaş tlğinl görmüştür.
Diğer taraftan sandal, takip edil diğlıü anlar anlamaz şilepler arasından uzaklaşmış ve yakalanmak tan kendisini kurtarmıştır.
Bu sandalın da ayni şebekeye mensup olduğu ve sokaklarda- sah lan Avrupa kumaşlarının bu şebe ke tarafiııdan piyasaya sürülüğB tahmin olunmaktadır,
İstanbul fabrikalarının kömür ihtiyacı
Maden kömürü istihsalinin, lstih lâki karşılayamaması yüzünden şı nal teşekkürlerde İslâhat yapıl» cağl ve böylece maden kömürünün tasarrufa gidileceği malûmdur,
şimdiki halde, bir çok fabrikalara Ekonomi Bakanlığı tarafından ocak larln Islâh veya tadili, kok yerine linyit kömürünün kullanılması tav siye edilmiş bulunmaktadır.
Oelecek yil İçinde yeni buhınan Kâğıthane linyit kömürü madeni iş


Çatalağzı ve Kilimli civarında ku rulmasına karar verilen ouyı^k elek trik santralı İnşaatı mu. airiasi kısmi sona ermiş buhmmaktadir.
İnşaatının lldr.ot kıs ou gelecek yil İçinde bitirilecek olan Çatalağzı elektrik santralı. İstanbulun dahi ihtiyacım karşılayacak bir takatte olacakür.
Fabrikanm kömür maı t ikasına yakin olması ve en modern tesislerf İhtiva etmesi doiayuıile İstanbul ve Civan elektrik eıkınti3İndan ku4u lac aktlr,
İlgililerin söylediğine göre Çatal ağaı santralı, Silâhtarağa elektrik fabrikasının İstihsal etliği cereya nm dört misli cereyan temin edecektir.
-----O-
M A AK )F TE
Kız ve erkek izci gezileri
Erkek ve Ka, Ortaokul ve Llsele ri arasında. Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yeni izci geztlert tertib edilmiştir,
Bu münâsebeti», erkek ortaokul lan bugün Elmalı suyuna giderek tatbikat yapaoaklardır Bu gezi ve tatbikat strasmda, yemek pişirme v» çadır karma gibi eğlenceli müsa bakalar da tertiplenmiştir,
Diğer taraftan, kız ortaokulları 1 Şubatta Çubuklu korusu (Hldivcl köşkü) ne, »rke liseleri 8 şubatta Çırçır suyuna, luz liseleri de 15 Şu batta (Beylerbeyi yolu ile) Tomruk suyuna bir leol geeud tertib etmişler dlr,
letilmeğe başlanacak ve İstanbul fabrika!ar.'nın kömür ihtiyan kısmen karşılanmış olacaktır.
Tefrika: 49
Muazzez Tahsin bERKANO
— Siz no söylüyorsunuz hocam* Herşeyimt size borçlu olduğumu u-nutuyor musunuz? Siz ömrümün sonuna kadar benim sevgili ve kıymetli hocam kalacaksınız. Bugün hor zamandan fazla size ihtiyacım olduğunu görmüyor musunuz?
Heyecandan sesi titriyordu. Turha, nın gözleri yaşardı, Cevab vermek İçin açılan dudaklarından ses çıkmadı. Elini çekerek odadan fırladı. Arkasından Kadriye doktor Ferdiye derd yandı:
— Turbana birşeyler oldu şlm. Sen doktorsun, onu bir ayene etmelisin. Bu kadar normal değil.
Doktorun ytlzUhden bir geçtL
— Hakkın var. Onun dinlenmesi lâzım. Bu sene erkenden Çamheava göç etmek hem onun hem de Verda için iyi olur. Şu küçük kızın da yüzünde kan kalmadı, Yoıfgunluktan baıab bir haldedir.
Bunları söylerken Verdanm çene-
dışarı Hanım
karde-defa mu sinirlilik
endişe
sini okşuyordu.
— Doktor ag&boy. benim bineyim yok. Siz hocamla meşgul olun. Benimkisi sadece yorgunluk. Birkaç ay dinlenince oski halimi bulurum. Far kat onun sinirleri hakikaten bozuk. Bu kış hiç çalışmadı. Âdeta merak ediyorum.
Doktor Ferdi ciddi bir saale cevab verdi:
— Merak etmeyin. Onu muayene ederim. Biz şimdi kızımızın muvaf. fakiyeti şerefine bu gece kendi kendi) ize bir ziyafet çekelim. Ne dersin Metin?
O vakte kadar gene adam aöoe Lş-tirâk etmemişti. Amcasının son zamanlardaki halı onu da endşeye düşürmokte idL Sanatkâr Turhanın, kendi sanatını Icörletmelc bahasına, yalnız Verda ile meşgul oluşunu normal bulmuyordu.
Hem. hayır; bu kâbusu» bu nı(i(S-hlj düşünceleri zihninden atmak gerekti.
— Amcamın sinirlerini mutlak tedavi etmeli baba. Verdanm dediği doğrudur. 13u kış hiç ç<şmadı. O-nun, piyanosunu ihmal edişini ne kadar mübalâğalı buluyorsam Ver-day> bu kadar çalıştırmasını da ay nı derecede mübalâğalı buluyorum. Sanırsınız ki, asabi bir hal neticesi kendi yapamadığı yaptırmak istiyor.
Doktor Ferdi endişe««nı ge çalıştı:
— Bunu anladık oğlum, nın ı sinirlerini tedavi etniğe
şacağız. Sen şimdi öteki teklifime şerefine bir

4
•/A-
yan ile babasına.
C, H, P, ocak kongrelerinin yaklaşması miinftsebetile, şehir mecli sİ üeyelerl İle; parti il İdare kurulu dün saat 10 da parti merkezinde, Fahrettin Kerimin başkanlığında müşterek bir toplantı yapmışlardır. Toplantıda; yeni belediye işleri va siyaseti müzakere konusu olmuş; 1948 yılı büdcesinde, halk dilekleri na geniş mikyasta yer verilmesi, b» ledlye büdcesinln bir an evvel tas-dikdon geçip tatbik edilmesi gibi önemli meseleler ele alınmıştır.
Toplantı son derece mtinâkaşali ve hareketli cereyan etmiş, saat 19 da sona ermiştir,
Diğer taraftan bir müddet evvel istifa elmiş bulunan C, H, P, 11 baş kam Prof, Fahreddin Kerim Gökay istifanamesi henüz Genel Merkezce tasdik edilmemiş olduğundan, eski vazifesine devam etmektedir,
Buna mukabil; Genel Merkezin vereceği cevabın yarnı gelmesi ve il İdare kurulunun derhal toplan» rak yeni başkam seçmesi muhtemeldir.
İl başkanlığına, en kuvvetli nam zet olarak Sadi Bekter ve şehir meclisi âzâsmdan Meliha Avni gös terilmektedir,
A. C. Saraçoğîudan Şükrü Saracoğluya mektub
tin aksam dûfündüm, tasındım ve kendi kendime:
— Hep Halk Pkrtiil bakan-
lar, ileri gelen milletvekilleri ile muhayyel mülâkatlar, hayali hasbıhaller yapacak dogllim a, biraz da yakınındakileri dile getireyim! dedim.
Bu kararı verdikten sen ra. aklıma ilk golen İsim biziın patronunkl oldu. Başmakalelerinde ötedenberi soyadı adaşı Şükrü Saracoğlunun yersiz övünmelerini ve tomeisiz l#mser-liginl tenkid eden bizim Saraçoğlu ağzından eski Başbakana neden bir muhayyel mektub yazıp gönderınlyeylm? Anuna bunu yapmakla onu kızdırıp küplero bindirecekmişim. Ne yapalım, her zaman başkalarım yoruz ya, bir gün do kendisi tatsın. Yine i&neyj ona, çuvaldın dıracagım.
kiipiere blndirı-ifcnemın tadını insaflı davranıp baş kakı rina dul-
1

BELEDİ YEDE
Şehrin temizlik, tasarısı hazır
İstanbul belediyesi şehrin temizli ği hususunda 2,5 milyon liralık bir tasan hazırlamış, bu paranin bir milyon lirasi bu senenin büdcesine ithal olunmuştur.
Temizlik işleri müdürlüğünce so kakların temizlenmesi ve sulanması İçin bu sene 40 motörlü vasi ta mubayaa edilecek, Bu vasıtalara mahsus olmak üzere Edirnekap da bir garaj yapılacaktır,
Asfalt yolların temizlenmesi için de üç tekerlekli, süpürge ve faraşı havi bisikletler satın alınacaktır.
Diğer taraftan öğrendiğimize göre, belediye çöplerin daha uzak lara dökülmesi hususuuda tedbirler almakta, bu sebeble Layter tipi çıkarma gemilerinden İstifade edi leceği söylennıeKtedir.
Bundan başka çöplerin yakılması na mahsus fırınlar yapılacağı ve böylece elektrik elde edileceği ileri sürülmektedir,
----------o----------
Taksim - Sirkeci otobüs seferleri yarın başlıyor
E, T, T, İdaresi son olarak İsveç ten gelen 5 otobüsünü, Taksim—Sir keçi hattlna tahsis etmiştir,
Seferler tecrübe mahiyette olmak üzere Pazartesi gününden itibaren başlayacak ve otobüsler her on da kikada bir hareket edecektir,
Şimdiki halde Taksim—Sirkeci arasında tesbit edilen üçret 20 ku ruşttır,
I

«Bir çengel farkıyle sayın soy adaşım, bedendin mı şimdi marifetim? Hoşuna gitti mr yaptıkların?...
Dakikada bir:
— Kasalarım altınla lebaleb dolu» buğday silolarımdan hububat, kömür depolarımdan siyah elmas taşıyor!... Yolundaki boş boborlemtoMrimn bu parlak neticesi karşısında kına yaktığın parmaklanın ayrıca ziller takıp sabahlara kadar şıkır şıkır oyna ar* tık!
Amerikalılar yardım isteğimize:
— Ayol, sîzler zengin kişiler ıııiş* siniz. Eski bir Başbakanınız zanıan-ı-dovlettnde bunu on defa tekrar etti. Hiç varlıklıya yardım edilir mı? Biz Avruponm aç ve yoksul mîlletlenne yardım vadcttık halbuki sizm b»r Başvekiliniz refahınızı basın toplantılarında hile dilinden düşürmedi!...
Demişler ve ilâve etmişlermiş:
— Şimdi siz yardım talebini füan. bırakın da bizden peşin para île ziraat makineleri alın ve var kuvvetinizle yiyecek yetiştirin; aç Avrupaya satar para kazanırsınız...
İşte buyur bakalım cenaze namazına!
Ne olacak şimdi? İşin kötüsü bu a-damlara:
— Aman efendim, ben, bizim basın mensublarına durumu güJrenk göstermek ve umumi efkârı oyalamak, için o altın dolu kasalardan, lebaleb buğday silolarından bahseUiaı. 8ugün hal ka yedirdiğimiz yüzde otuz beş çavdar karışık deve hamurunu görmüyor ıru-sumız? Benden sonraki devletli de bir kısmı zaten açıkta çürüyen, hububatı yabancı memleketlere sattı, fazla olarak da bir para ayarlamasıyla zaten iddia ettiğim kadar dolu oimıyan kasada ne altın bıraktı, na de döviz!... Diyemezsin; çünkü bu takdirde onların:
— Yay, siz gazetecilerinize vaziyeti bambaşka göstermek suretiyle milletinizin umumi efkârını da aldatır kişilermişsiniz ha! Öyle ise size büsbüliın yardım edemeyiz, zira sızlar yalancı Demokratlarmışsınız. Halbuki biz Demokrat mîlletlere yardım kararını verdik! diyeceklerinde şübhe yoktur!
(Devamı Sa , 5; Sü.» 1 aej
Denizyollarının yeni kadrosu tasdik edildi

Verdaya
gürleme -
müg.
Amca* çoh-
şun-
11e
Bu
misafiriniz «İn -
ciddiyetle kaş .
dediğin kimler-

Kusun
Vakitler
1363
Rumi
. sâni
12
dlr? Benim rıyorsun ?
— Bütün da onlardan
Nuranlar, Mümtazlar ve nü T
-* Nereye gideceksiniz?
— Bentti belli değil.
Biz de gelelim mi?
— Maalesef hayır.
— Yedikleri naneye bakın
lann. Nerede ise bizi ihtiyarlatıp köşe minderine oturtacaklar.
Verda kıvrak bir kahkaha doktorun boynuna sarıldı.
— Darılmayın doktor ağabey,
gece bizbize eğleneceğiz. İsterseniz yarın akşam sizin ruz.
Ferdi zoraki bir lannı çattı: Ş— Senin de (ız)
soframa kimleri çağı-
arkadaşlarım. Yahud bir kısmı.
Devlet Denizyolları idaresi 1943 yili memur kadrosu, Bakanlıkça ay nen tasdik edilmiştir,
İlgililerden öğrendiğimize göre bul yil tensikat, ancak ücretli mus tahdeııılere ve yövmlyeli işçilere münhasır kalmaktadır.
f *
T
4
cevab ver. Verdanm ziyafet çökelim oıit
Metin yarı utangaç, telızl biv gülümseme cevab verdi:
— Müsaade ederseniz bu akşam onu slRe bırakmıyacagtz
— dârleen kîmt kast 'diyor-
sun T
— Arkadaşları ve kendimi
rz
— Yâni
sair© defil
— Evet;
Doktor, karisile ablasına b bir gpz İşareti yaptıktan sonra dudak bük tü:
— ITem arıkça beni arkadaşları-ediyor, «isterse-
nı dâvet etmeğe mecbur hem de kibar davranıp nlx> diyoı, lcrzın fenalığını görüyor musunuz?
Ahıma ben size söylemiştim. Şu Verda denilen çoplem, daha üç yaşında iken insanları kandırmakta biricikti. O ne dil dökendir o...
(D^tamı var)

İlkokul öğretmenlerinin dünkü konseri
İlkokul öğretmenleri arasmda teş kil edilen 50 kişilik bir koro, dün, Eminönü Halkevlnde saat 16 da Hulusi Ökterin idaresinde bir ala turka musiki konseri vermiştir, Geç vakte kadar devam eden konser, büyük bir dinleyici kitlesi tarafın dan alâka İle takib edilmiştir.
TAKVİM
OCAK 1944
25
Pazar



1W7
Hicri
Rebiül-
evvel


79 AY 1 — GÜN 25
Güneş Öğle İkindi
Akşam Yatsı
İmsâk
Vaaatf
D.
17
26
01
17
52
36
8.
7
12
15
17
18
5
Ezani 1
D ]
01 ’
11 S
46 9
S.
1
7
9
12
1
12
35 S
21
teni sabah
tahşidat yapıyor!
J
» ı
komite dair yerine
Arnavutluk ordusu
Almalıdaki Rus gazetecileri
Amerika, bunlarıa njfilteci kampların jiyaretleria» müsaade etmiyecek
Frankfurt: 24 (AP.) — A-merikan işgal ordusu basın ve Yayın şubesi şefi albay S. Eyster bugün verdiği beyanat sırasında şunları söylemiştir :
Almanyadaki Amerikan işgal bölgesini dolaşmakta o-lan 11 Rus gazetecisine mülteci kamplarını ziyaret müsaadesi verilmiyecektir. Böyle bir ziyaretin karışıklıklara yol açmasından korkulmaktadır. El'an mülteci kamplarında yaşamakta olan 300.000 kişiden çoğu Ruö ko münizmini sevmedikleri için bu kamplarda kalmaktadırlar. Kendilerine Rusya veya diğer komünist nüfuzuna tâbi memleketlerdeki yuvalarına dönmeleri def'atle teklif edilmişse de, bu imkânları ısrarla reddetmişlerdir.
«Rus gazetecilerinin bu kamplara girmelerine müsaa ’ de edilmesi halinde, hâdiseler çıkması muhtemeldir.» i Diğer taraftan Amerikan ( makamlarının bu konudaki ) karan kendilerine bildirilen ) Sovyet gazetecileri grupuna i dahil «Tagliche Rundschau» I muhabiri Rujnikov şunlan I söylemiştir: |
«Sizin mülteci kamplan- 7 nızda tethişin mavcud oldu- ) ğu ve Sovyet tebaalarının va 1 tanlarına dönmelerine mâni 1 olduğuna dair görüşü bu ya- ı sak teyid etmektedir.» i
cPravda muhabiri Georgi J Korolkov da karara itiraz et j miş ve şunlan söylemiştir: ı «Bu kamplarda aşın hare- I ketlerde bulunan harb suç- ( lularından müteşekkil komi- | teler mevcuddur. Bu lerin dağıtılmasına Moskova anlaşması getirilmemiştir.

burada birleş-



SAYFA: 3
Derby
iki üç hafta kal oteline yerleşmiş
olimpiyadlan seyretmek
4 şubat tarihlerinde tren
Eski Kumanya Kralı M’ş:l
--------o-------
Sevgilisi ile n haget buluşlu Daves Dorf, İsviçre 24 (AP.) — Ölimpiyad oyunlarının yapılacağı yere bir krallık aşkı gelmiş, fakat eski Kumanya kralı Mişel, kendisile prenses Anne De Bourbonun nişanının hemen ilân edilmiyeceğinl bildirmiştir.
Sevişen çift dün iniştir.
Kral ve prenses, inak üzere terdir.
Kendileri üzere 2 ve
le 2.5 saatlik bir mesafede bulunan St’Morritze gideceklerdir.
Prenses Annem babası prens Re neye göre, olimpiyadlan müteakib, nişan merasimi ilân edilecektir.
Tuvalefe atılan Gelir vergisi be yan nam eleri Newark: (Birleşik—Amerika) 24 (APı — işlerini haffiletmek mak eadile 400 e yakın gelir vergisi be yannamesirü tuvalete atıp imha et tiklerim itiraf eden iki genç ve ev 11 kad n memur bugün biner dolar para cezasile bir sene hepse mah kûm edilmişlerdir,
Mahfeme hapis cezalarım sonra dan tecil etmiştir,
Arabistan petrolleri
San - FransLsko; 24 (AR.) —
Arabistanaşın petrol borusu kum-panyasmın dün gece bildirdiğine gö re, şirket Arabistandan geçecek o-lan 1040 mil uzunluğundaki boru . lann inşaatına devama karar vermiştir.
Şirket direktörü, B. E. Hull, son kanşıklıklar yüzünden vuku bulan gecikmelere rağmen, bu Filistin şir ketinin 1950 senesinin ortalarında İmalâtı bitireceğini İlâve etmiştir. Prenses Şivekâr’ın Ingil-terede bıraktığı j.ara Londra, 24 (AP.) — Eugün vera Set vergisi şubesi tarafından yayın
• n kayıtlardan öğrenildiğine göre,- geç an şubatın 17 sinde vefat e-den prennes Şivekâr İbrahimin In-gilterede 12,922 sterlinlik bir para sı kalmıştır.
Keyfiyet mira^cıLarmdah eşi fl-hantl Hüseyin paşa iıe akrabalarındın Tüşrl paja ve Valıdcddm beve tebliğ eJtlrnisUr.

İste milletin
Bir Ayan üyesi ambargonun kaldırılmasını istedi. Amerikalılar tahliye mi edilecek?
Vaşington; 24 (A.A.) — Demok. rat ayan üyesi Mangnuson, F11İb( tine gönderilen silâhlara konulan ambargonun kaldırılmasını dışişleri bakanlığından istemiştir.
Magnuson, bu tedbirin Yahudllerl silâhsız bıraktığım, halbuki îngüte renin Arab memleketlerine silâh temin ettiğini şöylemiştir.
FtLlSTlNDEKl AMERİKALILAR TAHLİYE Mİ EDİLECEK?
Jietler Filistin komisyonuna sunduğu bir muhtırada Yahudi ajansı derhal Filistinde 30—35 bin kişilik bir Ya hudi jandarma kuvveti ihdası tale binde bulunmuştur.
Filistin komisyonu başkam dlln akşam komisyonun güvenlik konseyine umumî güvenlik meseleler! hakkında husus! bir rapor vereceği ni bildirmiştir.
KRAL FARUKUN BİR FERAGAT!
Vaşington, 24 (AP.) — Amerika dışişleri bakanlığı istihsalât dairesi şefi Michael Mo. Dermott, dün ge. ce yaptığı bir basın toplantısında Filistindekl Amerikan diplomatları -nın ailelerinin muhtemel olarak memlekete geri çağırılacağını bildir miştir.
YAHUDİ JANDARMASI
Kudüs, 24 (A.A.) — Birleşmiş Mil
Londra, 24 (AP.) — Mısır kralı majeste Faruk, 10 Şubatta yıldönü mü şerefine yapılacak şenlikleri dur durmasını, İngiltere elçiliğine bildir iniştir.
Buna da sebeb, kral Farukun Fi listine karşı olan sempatisini göstermek arzusudur.

Atina, 24 (AP.) — Bugün bildirildiğine göre, Arnavutluk muvazzaf ordusuna mensub birlikler Les koviç ile Skordoull arasında Arnavutluk - Yunan hududuıfda toplanmaktadır. Bu mıntaka Koniçeniri tam karşısına isabet etmektedir.
Belgrad, 24 (AP.) — Arnavutluk dışişleri bakanlığına mensub bir sözcü; dün gece beyanatta bu-

lunarak, Birleşmiş Milletler Balkan tahkik komisyonunun «Arnavutluğa iftira etmek gayesini güden Atina tarafdan bir teşekkül olduğunu» ve hükümetin bu komisyon raporunu tanımıyacağını söylemiştir.
Sözcü; komisyon Yunanistana va rışındanberi Arnavutluğa karşı tah riklerin arttığını ilâve etmiştir.
(Başmakaleden devam) yenilenmesi lüzumunda ısrar ediyoruz.
Halk Partisi çoğunluğu ve onan tuttuğa hükümetler memleketin hiç bir ıstılahına deva bulamamış lardır. Ziraat memleketi olduğumuz halde tek tip ekmek diye kötü bir halita ile karşılaştık ve bunun sebebi de hesabsız ve iz’ansız-ca yarım milyon tonluk hububat ihraç etmemizdir ki bunun mes’ul ve müsebbibleri bile henüz aranmamış, iıattâ aranmak bile istenmemiştir. Halk Partisi çoğunluğu yalnız mebus yıllık ve yolluklarını arttırarak keselerini düşünmüşler ve diğer sınıf halkın kaygularına kayıtsız kaldıklarını göstermişler* dir.
Mahkemeler, Saraçoğlu Şükrünün akraba ve ta&llûkatını yıllar-danberl muhakeme etmekle meşguldür. Nihayet kainpeder, âdi bir cürümden dolayı tecilsiz hapse mahkum olabilmiştir. Nevyorkta-kl resmî vazifesinden bir türlü ayrılamıyan Cemil Cönkün da lâstik İşi belki bir kaç yıl sonra böyle bir âkibete müncer olabilir. Bütün bu haller Halk Partisinin halk nazarında perestijini yükseltecek âmillerden sayılıyorsa gayet yanlış düşünülüyor demektir. Bir parti âmme işlerini idare edecek şahsiyetlerini ne kadar dürüst ve temiz simalardan seçerse o derece başarı sağlar. Yoksa sırf Halk Partili olduğu için bütün fenalık ları örtbas etmeğe çalışmakla değil...
Halk Partisi birinci plândaki şahsıyetlerile sarsıldığı gibi parti olarak da, bir çok vaki’ istifalarla sarsılmıştır. Demokrat Parti de vakıa son günlerde çok velveleli ve Alımed garibelere
ve içinde
Ordu mensublarına aid beden kabiliyeti
Harb veya haricî memleketlere gönderilenler ve terfi edenler de muayeneye sevkedilecek
idareci gözile
aktüallteler
(Husus!) — Ordu beden kabiliyeti 47 inci maddesi kararı ile değlşti-
göre subay ve as-
’ Ankara, 24 mensublarına aid talimatnamesinin bakanlar kurulu rllmiştir.
Bu doğişikllğe
kerî memurlardan sıhhî durumların dan şikâyotci olanlar veya komutan veya kıta tabibi subayların, vazife
lerinl yapmadıklarını bildirdikleri kimseler sıhhî heyetlerce muayene olurlar.
Harb veya haricî memleketlere gönderilenler veya her ne suretle o-lursa olsun, terfi edenler de muaye neye sevkolunurlar. Muayene en az ikisi asker olmak üzere üç tabib tarafından yapılır.
Hazine genel müdürünün Avrupa - Amerika seyahati
Kavak yetiştirmek için teşebbüsler
V*
e
9


—— 35 Liraya
Hakikî su geçirmez gabardin tngiliz Trençkot pardesüleri
Ayrıca:
aniar için zd uıu • " satış muhayyerdir
Sultan Hamam Dikranyan han No. 11-12
Abdurralıman Kalvon
y. uBI y’>'»**»v ■
ahkesir P. T. T. Bölge Başmüdürlüğünden:
1 — Eklitmeye konulan iş: Balıkesir P, T, T, binaları İkmal ve ta-adil inşaatıdır. Keşif bedeli (26777,93) yirmi altı bin yedi yüz yetmiş yedi lira doksan altı kuruştur,
2 — Eksiltme kapalı zarf usulile 27/Ocak/948 salı günü saat 16 da Balıkesir P, T, T, Bölge Başmüdürlüğü odasında teşekkül edecek komisyon önünde yapılacaktır,
3 — Keşif ve eksiltme evrakı yüz otuz dört kuruş mukabilinde Balıkesir P, T, T, Bölge Başmüdürlüğünden satın alınabilir,
4 — Eksiltmeye girebilmek için usulü dairesinde (2008,35) İki bin sekiz lira otuz beş kuruş muvakkat teminatı yatırmaları ve İsteklilerin yüksek mühendis, mühendis, yüksek mimar veya mimar olmadıkları takdirde böyle bir kimse istihdam edeceklerine dair taahhütname vc resmi dairelere bu kabil iş yaptıklarına ait vesika İle şartnamenin döt düncü maddesinde yazılı diğer şartlar aranır. İhale gününden en az üç gün evvel (Tatil günleri hariç) Balıkesir P, T, T, Başmüdürlüğüne müracaatla usulü dairesinde ehliyet vesikası almaları lâzımdır.
5 — İstekliler 2490 sayili kanunun tarlfatl dairesinde hazırlayacak ları teklif mektuplarını ihale günü saat 15 e kadar komisyon başkanlı ğuna vereceklerdir. Postada vuku bulan gecikmeler kabul ediimez.
ve gürültülü istifalara Silivrilinin ifşaatı gibi maruz kalmıştır.
Bu şartlar altında
Meclisin yenilenmesi, seçimin tekrar edilmesi kaçınılması güç bir lıal almıştır. Siyasî hayatımıza vuzuh ve katiyet verebilmek için bütün bu değişiklikler ve olaylar kar şısmda milletin ne düşündüğünü anlamak lâzımdır. Acaba memleket hâlâ 1941 temmuzundaki rejinde musir midir? Yoksa Sındırgıda bir örneğini gördüğümüz gibi o günkü hareketine pişman mıdır? Bu noktanın aydınlanması ancak seçimin tecdidine bağlıdır, ^leın Süreyya örgeevren öyle muhitine yabancı, intilıab dairesi ile ilgisi olmıyan bir adam da değil-- rirr. HbUhiIu XlaU£ Pıırtili n^lletve-killeri arasında seçildiği yer ile irtibat ve münasebeti hiç oluııyan-lar da vardır ki onlar merkezin irşad ve tavsiyesile o zaman seçilmişlerdi. Şimdi bu gibilerin durumu ne haldedir?
Bugünkü bulanık ve karışık po litika havası ancak milletten gelecek ve halk tabakalarından esecek teiniz bir rüzgârla tasfiye edilebilir. Kanun ise milletin nabzını yoklamak imkânını daima sağlamaktadır. Yeter ki Meclis kendisinde bu hakikati anlamak ve anladıktan soııra tatbik etmek cesaretini bulsun.
A. Cemaleddin Saraçoğlu
Ankara, 24 (Hususî) —• Maliye Bakanlığı hazine genel müdürü Said Ergin, yarın Inglltereye müte veccilıen şehrimizden ayrılacaktır.
Kendisile konuşan gazetecilere Sa İd Ergin: Pazartesi günü îstanbul-dan Londraya hareket edeceğim, Londrada azamî dört gün kalarak kısa bir temas yaptıktan sonra Ame rikaya gideceğim, buradaki tcdklk-lerimin no kadar devam edeceğini tahmin edemediğimden dönüş tari -him kesinleşmemiştir.
Kudretin makalesi
Ankara, 24 (Hususî) — Bugünkü
Kudrette; Marshall plânı gereğince Türkiyeye malzeme yardımının pe -şin para ile yapılması hakkındakl rapordan «iktidar memleket zararı na bir ders aldı» başlıklı yazıda oldu ğundan fazla görünmek sevdası ile şişirilerek neşredilen raporlar haklı olarak Amerikayı bu neticeye vardırdı» denmekte ve işin içinden ne suretle çıkılacağının merakla bek -lendiği belirtilmektedir.
Gelir kanunu üzerinde incelemeler
Ankara, 24 (Husus!) — Gelir ku rumlar gezici işletmeler vergilerile vergi usul kanunu tasarısını inceli-yen geçici komisyon bugün de top lanarak incelemelerine devam et. miştir.
Tasarı çok mufassal olduğu İçin incelemeler ağır gitmektedir. Usul kanununda komisyonda incelenmesi sona erdikten sonra gelir vergisi tasarılarının heyeti umumiyesi Meo lise sevkedilecektir.
işçi sigorta arı kanununun
ödediği para
Ankara, 24 (Hususi) — Çalışma genel müdürlüğü İşçi sigortaları ku rumu 947 senesi içinde, analık İçin 1018.341 lira ve diğer sigorta gider leri olarak da 609,104 Hra ödemiştir kİ; fiilen ödenmiş olan mlkdar bu suretle 1.627.447 liraya baliğ ol-muştur.
Sadık Aldoğan’ın teşrii masuniyeti
i— -Ankara; 24 (HuSuslF —’ Uzun zamandanberi ilk defa olarak anaya sa ve adalet komisyonlarından karma komisyon Sadık Aldoğan hakkında 6 ya karşı 14 oyla teşrii masuniyetin kaldırılması kararını ver. miştir.
Komisyon; Sadık Alduğanın Istan bulda Nişanca demokrat parti ocağında yaptığı konuşmayı, meclisin manevî şahsiyetine hakaret mahiye tinde görmüş ve bu suç ağır cezayı müstelzim olduğu için bu karara varmıştır.
Komisyon kararına muhalif kalan lar arasında kuvvetli hukukçular vardır.
Bunların noktai nazarlarını raporun heyeti umumlyede görüşülmesi sırasında izah edecekleri ve bu yü2 den büyük tartışmaların olacağı an laşılmaktadır.
Bir milletvekilinin teşriî masuniyetinin kaldırılması onun müzakere lere iştlrâk etmesine mâni olmıya-cağı için Aldoğanın müzakerelere iştirakine bir mâni yoktur.
Rapor heyeti umumiyece de bul edildiği takdirde, takibatı tanbul savcılığı ve duruşmayı tanbul mahkemeleri yapacaktır.
Ankara, 24 (Hususî) — Orman genel müdürlüğü tarafından Trakya ve Adapazarı havalisinde kavak yetiştirilmek üzere bu havaliye gönde rilen mütehassıslar müsbet raporlar vererek tetkiklerinin sonuçlarını genel müdürlüğe bildirmişlerdir.
Trakyada Keşan ilçesinde Kurdbu cağı ve Kızkapan bucaklarında vücuda getirilecek kavak ormanları için hazırlıklara geçilmiştir. Ayni şekilde Kocaeli bölgesinde de çalışmalara girişilmek üzeredir. Bu İş için gerekli fidanlıklar bu ilkbaharda hazırlanacaktır.
Veremle savaş derneğinin yaptıracağı binalar ihale edildi
Ankara, 24 (Hususî) — Ankara veremle savaş derneğinin yaptıraca ğı verem dispanseri tarama ve aşı istasyonu ve merkez idare binası dün yarım milyon liraya ihale edil miştir.
İnşaata derhal başlanacak ve bina gelecek Cumhuriyet bayramında açılacaktır.
Dernek, şimdiye kadar 7 bin çocuğun muayenesini yapmış ve 204 yavru yardıma muhtaç görülerek bunlara muhtelif yardımlar yapılmıştır.
Bakanların iştirâ’ûîe yapıl n tnp'anh
Ankara, 24 (Hususî) —'Dışişleri Bakanlığı umumi kâtibi Fuat Carımın başkanlığında bulunan vc Dış işleri, Maliye, Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı temsilcilerinden mürekkep olan komisyon dün yaptığı bir toplantıda Marshall plânı ile ilgili meseleleri görüşmüştür.

Boğazıçinin imar plânı ilhassa bu ya; istanbulda
çok sayıda ev ve apartman inşa edileceğini düşünerek
mümkün olduğu kadar sür'atfe, imar Plânı hazırlanmamış sahalarda, bu pik nı tamamlamağa belediye karar ver* miştir.
İstanbul gibi, beynelmilel bir şehirin tam ve mükemmel imar plânının bir gün evvel bitmesi lâzım değil hatta elzemdir.
İmar plânları hiç şübhe yok ki, Fransızların dediği gibi, bir defa için yapılır. Ve plân yapılırken, ferd büd-cesi gibi, yorgana göre ayak uzatılmaz.
Hemşerinin mali takati, istimlâk ka nunlarının ferdi himaye edişi, mahkemelerin bu kanunun tatbikindeki zihniyetleri »belediyenin büdcesi düşünülmeden bu plân yapılır. Vc şehrin belki asgarî bir asır değişmiyecek %-lan şekli tesbıt edilir.
Mimarı, ilmini, tocrübesını, artistliğini kendisi için meçhul olması lâzım gelen sebeblere feda etmez. Bilgisini canlandırır.
Artık, bu işi tahakkuk ettirmek hükümete, vilâyete belediyeye kalır.
Bolediyenın imar plânlarını tatbikinde şimdiye kadar takıb ettiği usul, bizde vatandaşın şikâyetini mucıb olmuştur.
Şikâyetin birincisi: Gerçi 2290 sayılı belediye yapı yollar kanunile tasarruf hakkı, yerine göre mutlak veya nisbl surette takyıdata tâbi tutulmuş ve nisbî takyıdata ımitekaddim bir hukuki tasarruf tesisine hacet kalmaksızın teb’iyyot tabu ve tasarruf hakkının bu takyıdat dairesinde istimali zaruri bulunmuş ise de, yine mezkûr kanana göre üzerinde ferdi mülkiyet cereyan eden bıı gayrımenkulün musluk bel şehir plânı mucibince âmmeye tah sisi muktazi bulunmasından dolayı tasarruf hakkının mutlak surette ııoz’ı ancak istimlak miîessesesinin harekete geçmesile mümkün olabilir, hukuki ıniiesseden ileride istifade Icceğı düşünülerek idareyi âtiyen ha fazla bir külfetten vikaye gibi
lı bir endişe ile Anayasanın masuniyetini tokcffül altına alınış olduğu tasarruf hakkının istimlâk yapılmaksızın mutlak surette nez’i hukuk esasla rı ılö adalet, hakkaniyet kaidelerde telif cdıleı lez.
. A
Bınaenaicyiı estetik noktasından olduğu gibi, muhafazası yani âmmeye tahsisi mukarrer bulunan bu gibi gay rımcnkullerin istimlâk kanununa göre, menafii umumiye kararı alınarak yine bu kanunun tayin ettiği müddet zarfında gayrımenkullerin âmnıeyo tahsis muamelesi temin edilmiş olmadıkça istimlâke tâbi yerlerden beyanile tasarruf hakkının iz değildir.
Şikâyetin İkincisi;
Menafii umumiye kararı
timlâk muamelesinin idari ve adlî kazıyei rnuhke-rağnıen, kı bu üç sene dovaın nâzım plânın
bu e dı dama-
ka. îs -
İş-
fr------------------------------------------------------------------------1
; (Günün enteresan haberleri
{(----------------------------------------------------------------------J
Bu açık, geçen senenin aclğinı üçte İki nisbetinde aşmakladır, 1,137,100,0000 tserlln olarak tahinin etmektedir, (A.A)
İngiltercde patates sıkıntısı ■fa Londra: — Dün, İngiltere iaşe Bakanı, momlekette patates sı kuıtısi devam ettiği takdirde bazl slnlflaıa mensup işçilere fazlı» ek mek İstihkakı verileceğini bildirmiştir, (A,A,)
İngiltere, Frank’ın ayarlanmasına taraf dar değil .fa Vaşington: — Bildi*ildiğine göre, milletler araş bankanın 1da re meclisi dun tekrar toplaııdiği zaman Ingiltere, Fraııslz frangi-nln herhangi bir devalüsyonuna karşı kati olarak muarız bir tavır takınmıştı, (A,A,)
İngiliz modellerine rağbet artımı} fa Londra: — Star gazetesinin muhabirinin bildirdiğine göre, bü tün dünyada İngiliz modelleri 1-çln yapılan talepler o derece çoğal iniştir kj İngiliz terzileri rakipleri ni yenmek için ısmarlanan elbise lorl uçakla göndermeğe karar ver
İngiliz topraklarındaki Alman harb esirleri
fa Londra: — Avara Kamarası nm bugünkü toplantısında beya natta bulunan Harbiye Bakam Emmanuel Shlnwell, İngiliz İdare sindeki topraklarda elan 155.000 Alman harb esiri bulunduğunu söylemiş ve bunların da vatanları
*
na Temmuz ayı. sonuna kadar la delerine dair plânlar hakkında i-zahat vermiştir,
Diğer taraftan Harbiye Bakanlı gına mensup bir sözcüye göre, Ey lül 1940 Aralık 1947 devresi atasın da 217.306 Alman harb esiri vatan lanna sevkedllmlştir, (A,P.)
İsveç fiizeli uçak yaptırılıyor fa Londra. — İsveç Hova Kuvvet terinin İkinci defa olarak De Havil land kumpanyasına çok sayıda fü zell avcı uçakları ısmarladığı bu gece açıklanmıştır.
Do Havilland kumpanyaslnln bir sözcüsü, mukavelenin nV'vonlarca Ingiliz lirasına baliğ olduğunu söy lemlş, takat ısmarlanan uçakların adedini açıklamaktan İmtina etmiştir, (A.A.)
Londradaki Rus ataşemilite-l inin evine hırsız girdi fa Londra: — Daily Graphlc ga zeteslnln haber verdiğine göre, Londrada bulunan Sovyet Ataşe-militerl Albay Guslcovun apartıma nına hırsız girmiştir,
Albayn evde bulunmamasından İBtifade eden hirsJzlar, kıymetli bir çok teknik kitapları İhtiva e-den kütüphaneden bir çok eşya çalmışlardır, Çalinan eşyanln kly metl henüz belli değildir,
Tetklkatta bulunan Scotland Yard memurlarının fikirlerine göre hırsızlar apaı Imanln diğer oda larina girmemişlerdir,
Hatirlarda olduğu üzere geçen Haziranda Sovyet Rusyanın Lond ra Elçiliği üyelerinden bir çokları nın evinde hirslzllk olmuştu. (A,A.) İngilterenın bir senelik ithalât ve ihracatı
-ff Londra: - İngiltere Ticaret Bakanlığı tarafından bugün bildi rlldiğlne göre Ingiltere, geçen sfc ne ecnebi memleketlerden, ihraç e’nıiş olduğu mallardan 591,200,000"İngiliz lirası fazlaliğln da ldhalâtta bulunmuştur,
mişlerdir, Bir firma her hafta ye I ni modeller gönderilmesi İçin 7 (Boac» ile halen müzakerelerde J bulunmaktadır, Başka bir firma 7 ise elbiselerin buruşmaması İçin, ı İçinde askı tertibatı bulunan özel ) bir uçağa maliktir. Bundan sonra | dünyanın herhangi bir tarafından L sabah telefonla lstenilebılerek o t lan bir elbise akşam, mahalline I gönderilmiş bulunacaktır, (A.A ı 7
Amerikan üniversitelerinde i profesör ve talebe mübadelesi £ Vaşlgton: — Başkanın yaban I cılara Burs vermek konseyi, kültü £ rcl sahada milletlerarası ınübade £ lelerle bulunmayı sağlayan F'ulb- i right kanunu gereğince talebe. Pro £ fesör ve ilim adamı mübadelesine l müsaade etmiştir, 7
Çinle yanılacak ilk mübadc.’.de J Amerika, Çine 10 Profesör, 20 tale 7 be vel İlim adaııu gönderecek, / buna karşılık Çin, Amcrikaya 30 / talebe ve Çinli Profesör yolhy ak / Ur, |
Birmanya ve Cinden gayri, bu 7 yolda Ycııl—Zel&nda, Türkiye, Bel 7 çıka Iran. Avusturya, Yunanistan,) Finlandiya ve Çekoslovakya 11c de anlaşmalar yapılı., sı dtişii.ıâknek ₺«dir, ( i,A,)


/
D. P. Genel merkezine müh m müracaatlar (Baftarafı 1 incide) konulmamış ve fakat kongre başkanı tarafından dokuz kişinin seçileceği bildirilerek buna göre oy pusulası dağıtılmıştır. Halbuki kongrenin evvelâ idare kurulu ü-yelerini dokuza çıkarmak için karar alması şart bulunmakta idi.
3 — Kongre başkanlığına namzet gösterilenlerden Alâeddin Na-suhioğlunun namzetliği reye konmamış ve bu suretle tüzük ahkâmına muhalif hareket olunarak bir emrivâki ile kongre başkanlığı na Hüsnü Başarır getirilmiştir.
İddiaya göre bu üç sebeble kong renin mukarrcratı tüzüğe ve cemiyetler kanununa aykırıdır.
Üsküdar ilçe başkanlığı seçimi için yapılan müracaat
Diğer taraftan Üsküdar ilçe baş kan seçiminin de tüzüğe ve teamül lere aykırı olduğu ileri sürülmüş ve il idare heyetine müracaat olu narak, ilçe başkan seçiminin yolsuzluğu tebarüz ettirilmiştir, ileri sürülen esbabı mucibeye göre hâdise şöyledir:
Üsküdar başkanlığına seçilmiş olan Hüsnü Başarır ilçe idare kurulu seçiminde evvelâ müstenkif kaldığını beyan etmiş ve reyler verildikten ve tasnife başlanıp neticede kendisiyle Alâeddin Nasuhi oğlunun müsavi rey aldığı anlaşıl ması üzerine, Hiisuü Başarır tama men usulsüz bir şekilde «Ben şim di reyimi kendi lehime kullanıyorum» demek suretiyle seçim usulüne aykırı şekilde ekseriyeti te-' min etmiştir. Halbuki, Alâeddin Nasuhioğlu ile müsavi rey alınış | bulunmakla tilzük ahkâmınca da cn vaslı olması itibarile Alâeddin Nasuhioğlunun başkanlığa getirilmesi mecburi idi.
ll idare heyetinin bu durumu nazarı dikkate alarak başkan seçimini bozacağı kuvvetle üınid o-lunmnktadır. Aksi takdirde il idare kurulu tasdik karan verirse Haysiyet Divanı nezdinde işbu tasdik ka.\ın aleyhine itiraz olunacaktır.
( c sıfat birden
Ayrıca haber alındığına göre ba zı delegeler genel başkanlığa müracaatla halen umumi müfettiş un vauı ile teftişlerde bulunan Salih Keçelinin Enünönit ilçe başkanlığı il idare heyeti üjTİiği ve merkezi umumî müfettişi gibi üç eıfatı nasıl nefsinde ceın ve tüzükle telif (jjıkbiJdig.i (.Jltetinl soninışlar ve Şunlar lan bilisini tercih etmeni Jû-(
u(|»IS.ı R ■ I—-»» - •
bulunduğu takyidi
ca-
alınıp,
is* saf
halan tekemmül edip, ine şeklini alan ilâma satha bazen iki, bazen etmektedir, bilâhare
değişmiş olmasından, tafsilât plânının henüz yapılmamış olmasından, istimlâk bedelinin çokluğundan, belediyenin parası olmamasından ve saireden bahisle vazgeçilmoktedir.
Bu şekil, gayrimenkul sahibinin senelerce uğraşmasını, hir çok masraflar ihtiyar etmosini, gayrıınenkulün-den bu müddet zarfında tam mânası-le istifade edememesini, intaç etmekte ve bu yüzden mutazarrır olmaktadır.
Bu itibarla, belediye isthnlâko karar verip menafii uınumiyo kararı a-lıncaya kadar, meselenin, hor cihetini iyice düşünüp lâzım gelen tedbirleri almalı, fakat bir defa menafii umumiye kararı aldıktan sonra der* hal bedelini verip gayrımenkule vazl* yed edip mülkiyet intikalini yaptırmalıdır.
Belediyenin bugüne kadar, tatbik ottiği tereddütlü usûl kanunsuzdur, Ve vatandaşın hukukunu ihlâl vc zararını mucib olmakladır kı, bu zararın mahkeme vasıtasıylc tazmini imkânı da mevcuddur.
İDARECİ “Hükûınetinyüz" karası,,
------o------
Kocaeli C. H. P. kongresi tartı f mail oldu...
-(—o-----
İzmit; 24 (Tök’lonla) Kocaeli C. H. P. ilçe kongresi oklukça Lar tişıııalı geçmiştir.
Dilekler, yol, mûkteb ve oıııian dereli olarak üç noktada toplanmış-tı. Kongre başkam o;a.ı proiı.söı had Erim, bu nıe^l. leıdekı h met görüşünü ızalı diniştir, met konağı ve körfez kurutulması mcciıesinde Kemal öz:
— Hükûniçl için bir yüz o iki Önemli k mu ll£ rinde sükût uruiızun an! a:j • 1 ara £ u 11 eykı nn, demletir.
Yap’!?.n sc Imck y:!l :
re hvyvl 'Mu ayvmt ipka rc arduşımr?* rnı
ih ıi d Su ■ a
söz
karası
:nımnlı üııüd



a










9
S * Y^A: 4
TENİ SABAH
4
k
Muhtelif Yiyecek Maddeleri
Alın
Teknik Üniversite Safına!ma Komisyonundan
Dişbudak, Karaağaç Tomruğu ve Sanayi Odunu Satışı Devlet Orman İşletmesi
Karasu Müdürlüğünden:
Satılacak Emvalin
Muhammen İlk Eksiltmenin
Mlkdart bedel teminat Şdkil Tarihi Saati
Cinsî
tialAmura yaprak 800 K. 60 K.
fspanak 7000 » 30 »
R-rasa 8000 » 20 v 442.50 Açık 3/2/1948 10,00
Lahana 4000 » 20 >
' Havuç 3000 » 25 »
Kok kereviz 3000 » 25 »
1 Bamya 1000 » 60 »
Patlıcan 15000 » 30 ■»
Domates kır 7000 » 20 * 611.25 Açık 3/2/1948 10,30
•Domates dolmalık 4000 » 25 »
Dolmalık biber 3000 » 25 »
Bc-zeîye Araka 2000 • 50 »
Ayşe Fasulye 5000 » 55 • 52873 Açık 3/2/1948 11,00
Çalı Fasulye 3000 » 55 >
Barbunya Fasulye 3000 o • f ■» *v 4 » 55 »
Toire yaprak 300 » 60 »
Semiz otu 2000 » 20 >
Sakız kabağı 6000 » 25 >
«Bal kabağı 2000 » 25 •
Taze bakla 2000 » 25 •
Euglnar baş 8000 Ad. 35 * 733 25 •Açık 3/2/1948 11,30
Yeşil Salata 10000 » 5 *
Marul 3000 » 10 >
Taze soğan 10000 • 5 »
'Maydanoz 20000 * 4 » 1 1
■Hane 800 » 5 »
«Dere otu 4000 » M >
Hıyar 8000 » 7 »
IJmon 20000 » 8 »
Yaprak kereviz 500 K. 20 *
' Sirke 1500 » 40 »
Salça 1500 » 70 »
Ekmek 60000 Ad. 25 » 1İ26.00 Açık 3/2/1948 13,00
Muhammen
Parti Mahal vo Miktar Bodol İlk tomlnatı
No. Cinsi Movkil adet M3 D3 Lira Kr. Lira Kr.|
Karaağaç Tomruk Tuzla 116 41 701 46 00
Dişbudak Tomruk Tuzla 44 14 144 40 00
Dişbudak Tomruk binnuoğlu 2.--0 63 417 43 00
1 410 119 822 897 39
Karaağaç Tomruk Tuzla ısı 40 944 46 00
Dişbudak Tomruk Tuzla 13 3 910 46 0?
2 114 44 834 154 75
Karaağaç sanayi odunu Tuzla 73 10 780 26 60
Dişbudak sariliyi odunu Tuzla 64 6 886 28 60
3 137 17 666 33 79
1 — İçirtmemi» Y’uvfllıdoro bölgesinin yukarıda parti numarası, cinsi, mahal ve mevkii, miktarı muhammen bodol i ve ilk teminatı yaaılı com’an 164 176 metro kup tomruk vo 17.666 metroküp sanayi odununun Sakarya sahili istif yerlerinden (>.2.948 cuma günü naat 15 do açılı arttırma suretilo satışı işletme müdürlüğü binasında yapılacaktır.
3 — İhına* ait şartnamo orman gonöl müdürlüğünde, İstanbul nrnınn boş mühendisliğinde, tamit, Adapasar, Kandra, Akçakoca işletme müdurlükîerilo işlet)nomia merkezindo vo Yuvahdcro ovman bölge şefliğinde görülebilir.
3 — İsteklilerin muayyon giiu vo saatte işletme nıorkeaindo toplanacak komisyonu müracaatları. (554)
İstanbul Belediyesi Hânları
Tahmin bedeli Lira Kr.
îlk teminatı Lira Kr.
9510 00
9125 00
713
884
25
38
Karaağaç muesaraata sığır kesim pavyonunda 948 yıll içinde hasll ola cak büyükbaş hayvan kanlarının sa Mı,
Şehir dah.Jir.de toplanan çöplerin
arasından 948 yılı zar
da çikacak




Kanunî Süleymanın iki gemisi “Sultan,, ve “Yeşilmelek

Beyaz sabun 3000 K. 200 » 690.00 Açık 3/2/1948 15,15
Yeşil sabun 2000 » 160 >
Beyaz peynir 4000 d 200 V 1095 00 Açık 3/2/1948 15,30
Kaşar peyniri 2000 » 330 D
Kuru Fasulye 5500 » 85 >
Barbunye Fasulye 2500 » 65 > I
Nohut 1500 » 75 » 699-38 Açık 3/2/1948 16,00
Kırmızı mercimek 1500 » 80 »
Yeşil mercimek 1000 » 70 »
Tuz çekilmiş 2500 » 11
Sofra tuzu 250 » 30 » 62625 'Açık 3/2/1948 16,30
Yumurta 80000 Ad. 10 y
Kuru soğan 10000 K. 18 03000 Açık 3/2/194817,00 30
Patates 22000 » 30 »
paçavra,’kemik ve benzeri kabili İs titade maddelerin sattşl,
Tahmin bedellerlle İlk teminat miktarları yukarıda yazılı maddeler Batılmak üzere ayrı ayrı kapalı zarf usullle arttırmağa konulmuştur,
Şartnameleri zabıt ve Muamelât Müdürlüğü kaleminde görülebilir, ihale 5/Şubat/948 Perşembe günü saat 15 de daimi komisyonda ya pılacaktir,
İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektubu, 948 yıhna alt tlca--ret odası vesikalarını havi olarak hazırhyacaklari kapalı zarflarını thale günü saat 14 de kadar daimlkomlsyona vermeleri lâzımdır.
(766)
1 _ üniversitemizin 1948 yılı ihtiyacı olan yukarıda cinsi, miktarı .tahmin bedel ve ilk teminatları yi-ıli yiyecek maddeleri hizalarında .gösterilen gün ve saatlerde eksiltmeye konulmuştur. İsteklilerin fazla malûmat almak üzere komisyona müracaatları .
(415)
—------------i--------------------------------------------
| Devlet Deniz Yollan ilanları |
1 — Pazarlık yolile 4—6 yaş arasıda Kuvvetli 3 baş beygir satın ah nacaktır,
2 __ihalesi 28/1/948 Çarşamba rv-nâ saat 11 de Genel Müdürlük
Ahm Satım Komisyonunda yapılacak
3 — isteklilerin yukarıda yazılı gün ve öaatte beygirlerile beraber Tophanede Satın Alma komisyonunsa hazır bulunmaları,
(580)
Malzeme Alım Şubesinden •
Muhenun en Güvenme İhale
Cinsi Miktarı bedeli parası tarihi günü saati
Koıltlnü pres 2 adet 13117 L. 383.77 6/2/948 Cuma 10.30
mam ve hesaba)
Bakır tel 4000 metre 4320 L. 350 00 ■ 6/2/948 Cuma 10.45
(nam ve hesaba)
Sikiop çeııberi 45 ton — 2500.00 10/2/948 Sah 930
Tuz torbası L7000 adet (Takriben) 168.00 10/2/948 Salı 9.45
diktlrilmesi
İmtiyaz sahibi: A. CEMALKDD&? SAIMÇOGLU - Yazı idlerini fi-
ilen idare eden: Yazı işleri müdürü: i ATİN FDAD — Dizildiği Ter: (Yeni Sabah» mürettiphanem -'Basüdtğı yer: «Gün Basımevi» J
1 — Yukarıda cins ve miktarı yazılı mâlzeme pazarliMa sathı alınacak ve bezi idaremizce verilmeek şartile tuz torbaal dlktirilecektir.
2 — Pazarlık hizalarında gösterilen gün ve saatlerde Kabataş t a. Genel Müdürlük malkezeme alını şubesindeki komisyonda yapılacaktır,
3 — Şaşrtnameleri ve tuz torbalaıına ait numiine her gün sözü ge çen şubede görülebilir,
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte hizalarında gösterilen güven- . me paralarile birlikte mezkûr komisyona müracaatları Uân olunur,
5 — idare kısmen veya tamamen veya kısım kirim ihalede serbesttir. (1019)
NGİLİZLER. gerçekten gemici bir millettir. İngiliz milletindea bütün değerli vakıflarını alabil-•ek «bu vasıflarını alamayız, Fenike» liler, eski Yunanlılar, Viking ve Si-king djye meşhur olan eski Daninıar ka ve Norveç hallçı, daha sonraki * devirlerin kudretli donanmalı ve geniş ttcamtll Holandası birer zaman İçin «Denizel ndUM» sayıldılar, takat, doğrusunu söylemek lâzım ga. lirse, bunlardan hiç biri denizcilikte îngilizlerln elde ettikleri sürekli ve parlak siyaset ver ticaret başarıları, m elde edememişlerdir ve yalnız deniz kuvveti sayesinde «Britanya îaı paratorluğu > na benzer muazzam bir bina kuramamışlardır. Hele İngiliz milletinin (doniz edebiyatı» bu milletin denizcilik seciyesini ve denizle olan ırki ve tarihî bağlamı asla öldürmiyecek bir kuvveti, hüviyeti taşımaktadır.
Bu münasebetle şu derin hakikati yurddaşlarımızın, hele Türk gendUL ğinin ibret ve İntibah nazanna koymak İsterim:
Bir milletin edebiyatı o mületin ruhundan fışkıran duyguların sesli ve şekilli örnekleri olduğu ğibi, Mr mületin meziyetleri, istidatları,, güş^ büyük ve fazltetll işleri de o mtliet çevresinde ♦edobiyat»* haline getaea se, hattâ her meziyet ve istidad ayrıca kendine mahsus bir «edebiyata doğurmazsa asırların ve hâdiselerin hücumu karşısında kaybolmak, »-yıflamsk tehlikesine ^maruzdur.
Dedelerimizin at sırtında koca dta yayı kılıçlarına baş eğdirdikleri gün lerdcnberi birikmiş «Ata sözleri» l-çinde at ve kılıç üzerine milletimi» ağzında yadigâr kalmış sözleri ve teşbihleri toplıyacâk olsak, bu kadar cık bir himmet bile, milletimlrin (ı-uh tarihle ni aydınlatmağa büyük derecede yardmı eder; Türk milleti-nin AkdenlZdc* Atlas vc. Oky(x» vr^m ««Tnımhtrmm^rı
I nuaunda, hattâ Faatt ıA • OnyauuüUB-da gemi gezdirdiği, bayrak dalgalan dırdığı o heyecanlı yiğitlik devrinden kalma ata sözleri ve teşbihler bugün bile dilimizde yaşadığı halde bunların milletimizin denizcilik dev rinden kalma ve denizciliğin de his vakitler «Halk edebiyatı» na karışa cak kadar kuvvetlendiğini gösteren belirtiler olduğunun farkında değiliz! Yazık ki: Bu denizcilik devirioti birçok acı ve korkunç tarihî .esa-dtlıler ve hâilelerle kısa kesildiği 1-çîn bugtln biz lâyık olduğumuz bir «Deniz edebiyatı > ndan mahrum buu lunuyoruz. Halbuki yukarıda söylediğimiz gibi, millî çerçevede ( edebiyat* ve «folklor» haline gelmenüf meziyetler, bunlarla her an dertek-lenmiyen itiya(llar ve seciyeler gitgide sarsılmağa, silinmeğe mahkûm durlar.
Ingilizlcrin İşte bu -edebiyatı ve uzun asırların doğurduğu «denin
i
folkloru» vardır.. Ingillzlerln bu maz haryotinin büyüklüğünü ve zenginliğini iyi anbyabilmek İçin şöyle bir miyar veriyoruz:
Osmanlı İmparatorluğunun ikinci Bayczld, Yavuz Selim, Kanun! Sü-
Yazan : ———
Ali Rıza Seyfi
Re-
nin
Uyman devri ile Kılıç Xli paganın Ölümüne kadar süren denize dik rafının dört yüz yıl daha devam süitini düşünelim ve bu somaki dört yüz yıl içinde olgunlaşarak, yetilip serpilecek deniz ilmini, edebiyatını ▼e folklorunu göz önüne getirmeğe çalışalım... İşte İngiliz edebiyatı ou haldedir ve yine bunun neticesidir {kk Ingiliz donanmasında buglin mavcud gemilerin isimlerinin - daha doğrusu asırlardanberi o isimleri taşımış gemilerin - de tizun uzadıya tarihî maceralarını anlatan kî-iablar yazılmıştır. Böylece bugün bir İngiliz harb gemisinde bulunan subaylar ve erler gemilerinde asırlarca geriye uzayan bir millî şahsiyet İhtiyarlamaz ve ölmez bir kahramanlık ve sadikane hizmet âbidesi hüviyeti görürler. Bu. ne dtğer biçilmez bir millî mirasdırî..
Yazık ki biz bu mazhariyetten mahrumuz, denizci lifimize ald her gey yüz yıllardanberi bir kaytdsız-lık, bilgisizlik ve sahihsizlik karga, fahgı içinde çalkana çaikana yıpranmış, tanrlmaz ve seçilmez hale gelmiştir. Meselâ bugün gemilerim!-zln tarihlerini •- hattâ isimlerini -tnglllzler gibi bilmemiz imkânı yok tur. Fakat yaşamağa istekli ve lâyık bir millet sıfatile, bundan meyus olmak değil, büyük yangından kurtarabildiğimizi kurtarmak bize düşen en önemli vazifedir.

•••
taiju tan-teira sak.
imiş..
deniz tarihi r yerde n gvmi olma>
biz kendinin
re bil d iğim iz en eski Türk donanır, a-m gemileri isimlerini toplamak hevesine düşmüştük. Donanmamızda ki gemilere ne tarihtenbori resmen i. sim konmağa başlanıldığını da epey ce evvelden araştırmıştık, ilk Türkçülerimizden, deniz albayı ve hoea-mız rahmetli Saffet Bey de bundan otuz yıl kadar önce bu hususa a id Udkikli bir makale yazmıştı. Hat.t ladığıma göre rahmetlinin tarihte bulduğu muayyen ada malik gemiler kalyon devlinden, Girid muharebelerinden geriye geçmiyordu.
Son zamanlaıdakf ■ rdkiklernv.iz biri bu hususta yüz v ’ an fazla da ha geriye götürmüş ok*uğu gibi bize bir hakikati, sonraki ulardaki hareketimize bakılınca b.zi utandıracak bir hakikati de ortaya koymuştur, izah edelim:
Bllindijğl gibi Rodos adası (Sen Janl şövalyelerinin elinden Kanuni Süleymanın tahta çıkmasından bir
kaç yü sonra ve Kurdoğlu Muslihld-O’H Reisin teşvik ve ısrarı da diuüb zam olarak alınmıştır. Haibukf ba kanlı, şanlı vâkıadan bir baçtfk asır sonra Rodosa gidon seyyahlar dos teıianesindeki «göz âletleri
bilinde büyük bîr saygı ve özenle sah landan ve vakit vakit ziyaret edihn muhterem, kadırga sinirinden bir gemi görüyorlardı. Bu gllzel gemi, Rodos muharebesinde Kanuni SU.
1- ynramn binerek Rodos adasına geç tıf-i kendine mahsus kadırga yâni o zamanın tâbirlnce: BaştardaJ-Hliın» yûr. idi. Anlaşıldığına göre Kanırtıl (*yman Rodosu en kanlı bîr mu-
hasara neticesi zaptettikten sonıs kendi kadırgasını teberrüken Rodos tersanesine armağan etmiş, o zamaa Amiral rütbe ve vazifesini de yan’Rodos Derya Beyleri bu b.i tekneyi iâyîk olduğu özenle r.edr ’tarihi bir yadigâr olarak •îam. şiar dır. * ç
Uçsuz bucaksız bir bilgi, içtimai yat v»- tolkior Kaynağımız olan Bv-Jıya Çeiebi bu güzel gemiyi gözü» görmüntor bu zat bize pek değerli seychğım Mr şey daha haber veriyor ki, i bu da geminin adıdır. Kanuni Süleymanın bu kadırgasın n a-üj: /Yeşil Melek >
İşte-bu »YtiŞil Melek» h im izde ismi ve cismi »larzk 1 tanı&$nM ük dâzmı geliyor.
Y*?şiT Melek adına
şu izahı da ekliyeceğiz:
Son zamanlara kadar resmî denil te knelerinde yeşil renk padişaha n-.nb fut’u. padişahların bindikleri Ba^-farda 1ar ve kadırgalar başindaa aşağı yeÇiîe boyanırdı.
Sonra bir söz daha söylemek ısti-y r .ız: GaT b değil midir ki îngilıı gemitJtkri de güzel bir yelken gemL si i».in: §u gemi melek gibi yürd-_ fr u.yn tn kdrrdc bılp!-
nuriar. Arâba eskiden yelkenleri-* jr» >H kanadına benzetilmesi ve me ’içüşu gibi sarsıntısız, mer
bir se;-»r ve hareket böyle bit doğurmuştur ?
rganın Evliye Çelebi zarı az vüz sene sonravı • •
flhta muhafaza olunduğu-
nu farzef-biliaiz. sonra?.. Bu son: i kararıl*klar içinde kay bolur g;crr.
SVL7AN GEMİ S t
Tai'ihirmzde isim taşımak üzere rssla^ğıım?. ikinci gemi de Kanuni Stltar SüjFvîBana aiddir.
Fakat bu
ismim
1 e kibrin ziîn teşbihi m.
Bu k(ld marand&n kadar Ro
geminin* bizce eher.ır.ıi-Öğrenmiş olmamızdan L
, şimdi- bunu da iz • h ikinci geminin ad»’ S i da padişah Başta {*>ı ^Sultan» r«-i> ten sen *•
vetı
!erl gelmiyor, decegiz: Bu tandır ve b\
• Büyük Kadngc) dır.
tarlasının, Yeşil Melek terce önce yapıldığına şübhe yoktur,
Sa,, 5; Sü„ l da

e-
.4 i.
Et dâvamız hallediliyor:
Silivrili. Köpriilü>4ıâdİ8esi:
•T r-j illetvekillerinin tahsisat 4bWs mes’elesi dolay isiyle iki
■ Demokrat mebus arasındaki hâdise muhalif partiyi fena bir çıkmaza soktu. Gazeteler —bil-kasaa muvafık gazeteler— kaç gündür bu hâdiseyi yaza yaza bitiremiyorlar. Haklan -da var. * Muvafık, muhalif* nnıanzasında iki taraftan biri eline böyle bir fırsat geçerse onu kaçırır mı ya?
Sonra işin müzakere şekli de çirkin... îki milletvekili arasındaki musahabeye bakınız:
— Abdallığa lüzum yok... Halk Partisi nasıl olsa bu zammı kabul edecek; biz kabul etmez görünür, kırmızı rey veririz; sonra paraları afiyetle cebe indiririz.
Bu çeşit cümleleiT —eski kafalılıktan olacak— ben (siyaset edebiyatı) ile hiç uzlaştıramadım. Böyle söyleneceğine:
— Bunun reddi safderunane bir ınütalea olur. Muhterem muârızla-rımızm, (galây-ı-es’ar) dolayısile varidatın tezyidi hususunu kabul eylemeleri bir zaruret halindedir. Bizim de bundan müstağni bir yaz* alarak:
Leb kızıl, ruhler kızıl, destinde câm-ı-mey kızıl;
Kim kızıl divâne olmaz görse rusbsârın senin, beytinde olduğu gibi reylerimizi (le kırmızı olarak versek ondan nonra artık kendi kendimize ikram edilen bu (mâide-i- nakdiye) yi (tena’um» eylemekten gayri yapacak bir şey kalmaz.
Şeklinde söylenmiş olsaydı tesiri biraz bafiflenirdi gibi geliyor. Milletvekillerinin en bâriz sıfat-
lan hitabet» ve «güzel tekellüm» dür bunu unutmamak icabeder.
Fakat ah-gözü kör olasıca para ah!... İş oraya dayanınca adama siyasî uslûbunu değil öz dilini bile unutturuyor. Tevekkeli Fikret dememiş:
V&rsa hatta beşerde bir vicdan, ya gümüşdendir o, ya altından!

K onser vat u var m es’ el esi:
Ya... Bizde her şey bir mes’ele halindedir. Ek-TK'.k Tncs’elesi, et m?s’elesi, ışık rces’elesi, gıda mes’eleei olduğu gibi- şimdi de başımızda bir de Kon servatuvar mea’elesi var. Musikinin Ruhun gıdası» olduğuna göre Lu da bir gıda mes’elesidir. Fakat nasıl et, ekmek fena idare ( dılmc-k yüzünden bir mes’ele halinde devam edip gidiyorsa «Kon-servatuvar > da öyle oldu.
Sa’dilerden, Kemal Niyazilerden Hadiye ötügenlerden, Safiye Ayla ÎSTdan ve daha bir çoklarından son ra santûrî Hüsnü Tözerle Neyzen Avni Baykara gibi değerli san’at-kâriarm ve Mtiallâ Yakarla Şük-füye gibi parlak bir istikbal vadeden iki sos artistinin de çekildik-İorîni Öğrendik.
Bu hal böyle devam ederse Fresklerin Muiıarib yokluğundan harbe hitam verildi» sözü gibi -Artist yoksulluğundan konserlere son verildi.» denilip perde inecek.
Hiç bir şeyde inhitat devam 6-denıez. Konservatuvar ne zaman-danberi tahakküm ve ceberrût inhitatı İçinde can çekişiyordu. Niha yet bugünkü yani ölüm döşeğine uJ&nacak bale geldi.
Silivrili - Köprülü hâdisesi - Konservatuar-
Telefonda “Çevir!,,
hal
ediliyor - Bulutları da paylaşamıyoruz!
Maamafih aklımıza gelen bir kolaylığı arzedelim:
Konser günü ilân edilir; sahneye boş iskemleler konulur. Ondan sonra bu san’at mabedinin meselâ bir râhibesi çıkar:
— İşte iskemleler ve not sehpa lan... Elıaliden musiki bilen hayır haseııad Bahlbleri teşrif etsinler... Onlar çalıp çığırsınlar da bari biz dinliydim! der. Bu suretle külfetsizce konserler vermek im kâm hasıl olur.
Ne yapalım? Şairin:
Çelebi böyle olur bizde de (konser) dediğin nıısraının veznini bozmıyacağımı bilsem (konser) yerinç (Konser-vatuvar) diyeceğim.
Telefonda «Reviri» sesi:
azetelerin birinde okudum: «Artıf telefonda
(çevir!) sesi beklemiyeceğiz!» diyor. Allah bilir evvelâ anlamadım. «Telefonda » çevir? ııe demek? Çevirmek masdannın yerine göre çeşid çeşj,: manası vardır: Yüz çevirmek, yoldan, çevirmek, kuzu çevirmek, dalâvera çevirmek... Bu telefondaki çevir acaba hangi
çevir olacak?...
Havadisi okuyunca anladım ki «çevir sesi dedikleri mikrofonu f----- YAZAN — >
îULUNAYI l » /
kulağa götürünce iştiyakla beklenen ve bilhassa günün muayyen saatlerinde hasretini çektiğimiz bir düdüktür.
Eli... Bmıdan sonra bu düdük i-şitilmiyccesmiş. Fakat acaba bunu »Hazır!, yahud: «Buyurun! gibi daha nâzik bir kelime ile anlatamaz mı idik? Mutlaka bu yeni tâbirleri hayata-vârî bir şekilde mi beyan etmeliyiz? Hepsinden vazgeçtik... Bari «çcviriuiz sesi denilse ne olur? Bu kaba -çevir» kelimesi bana tiryakinin -kıvır» hikâyesini hatırlattı:
Süleymaııiyede 6ski Tiryaki çarşısında tiryakinin aklına esmiş, şehrin kuş bakışı manzarasını sey redeyim diye Slileymaniye camisinin ıijİEürclerindşn birine çık-
mış... Okmeydanı, Haliç, Marmara, Boğaziçini tabak gibi önünde— Adamcağız bu güzel manzaraları doya doya seyrederken yanında biı* gürültü olmuş... Bir de dönmüş ki uçkurları boynuna geçmiş zurna kadar bnrun, ayağında tek nalınla bir deli... Tımarhane yakın olduğu için nasılsa sıvışmış-o da minareye çıkmış...
Deli, tiryakiyi görünce heıne® parmağını uzatmış zavallının en nâzik bir noktasına geçirerek yer den kaldırmış ve minareden baş a-şağı tutmuş: tiryaki parmak ç»-kınca o yükseklikten yûvPYlanA-cağını düşünerek:
—Evlât! Kıvır!
Diye bağnırmiş...’
Nihayet korktuğuna uğramış, minareden baş aşağı uçmuş.
Bir de gözünü açmış ki Tiryakiı çarşısındaki kahvelerden birini» peykesinden yuvarlanmış!
Her yiğidin bir yoğurt yiyici var. Eiz de bn sese alışmadık. Telefonda bizi bu tiryaki uykusundan uyandıracak olan «çevir!» nesini gari» bir tiryakilikle aram-ygcağımız ne malûml
vet.. Hiç şaşmayınız, et dâvamızın lıalli eli ku
lağındadır. Ha edildi, ha ediliyor... Gazetelerin verdiği habere göre komisyon toplanmış, sıkı müzakerelerden sonra esaslı ve ciddî ted birler almanın lüzumuna kani' olmuş. toplantının sonunda mes’ele nin etüd edilmesine ve Şehir Meclisinin şubat devresinde müzakeresine karar verilmiş!
Bu et mes’elesi bizi kurbanlık koyuna döndürdü. Önüne gelen işkembeden lâkırdı atıyor; bu ac-zi gördükçe yüreğimizin yağı eriyor, ciğerlerimiz parçalanıyor.. Belediyenin bütün tedbirleri çengelde asılı kaldı. Aman! dedik, kasab oyununa gelmeyin... Zira meşhur meseldir: Karamanın koyunu
sonra çıkar oyunu» derler... Şimdiye kadar ileri sürülen fikirleri birer birer elden geçirirsek Allah bilir posteki saymağa benziyc-cek. Netice malûm, Ayvaz kasab, hep bir hesah!
Kasabla kalktır zebun vaktini kollayıp eski kuyruk acılarını çıkarmak için kanını emmeğe, derisini yüzmeği.' kalkıyorlar. Böyle ne kadar karaman, kıvırcık, maryayı erkek, keçiyi kuzu yerine yedik...’
O kadar bıktık ki insanın budunu kesip kasaba minnet etmiyece-
ği geliyor!
liulutları da paylaşana yo-
en ilerledi. Hem de dünyanın rahatını kaçılacak
kadar ilerledi. Şimdi tayyarelerle bulutları tebahhur etlireıek isteni lan yere yağmur ve kar yağdırıyor lannıs. Amerikalılar bulutlardan
ısniade mes’elesini de kanunileştir mayı dıişünüyollarmış.
Amerikalıları böyle bir karar almağa sevkeden sebeb nazı köy iüierJe öir çiftlik sahibi arasında bulut .yüzünden çıkan ihtilâftır.
Sözde çiftJik sahibi bulutlan k-.ndi crazisi lehine celbetmiş vt bu suretle köylirleri zarara ugrat-mış!
Köylüler de mahkemeye müracaat etmişler.
Bu h&dise bana Evliya Çelebide rastladığım bîr yalan nümün - in! hatırlattı. Evliya mealen şöyle ın-Jatır:
Tabanı >assı Afehmed peşaruı İrr.an-ı Yahya efrtndi isminde bir zat: Erzıırumda mahzuı olan Mûrtaza paşaya imdada gidiyorduk. Yolda bir mızrak boyu kar söker*k ilerlemek istedikse de ■Deveboynu) denilen geçidi , . a-madik. O-kadar hazine ve cebh ,e karda kaldı.. Tabanı yassının ağa larmdan Mıhmed ağa canındın bizar olup kemerindeki iki bin altını çadır yerini hançerie kazarak gömdü. GWı yüzüne tın zar edip bir mnvi bulut parçasını- nisan eyledi. On ay sonra kar kalktı. Mchmed ağa tevablile JDeveboynana g:rti. Nİşru koyduğu bulutu bulup lıiza-sile yeri kazarak altınları kemeri ile alıp Erzuruma geldi! ■
Demiş; buna Evliya Çelebi de dayaıı amamış:
Gökyüzünde seyyar bir halde bulunan bulut on ay sonra ayni yerde bulunur mit? ■ demiş.
Hemen paçanın dalkavuklarından biri atılmış:
— O sene öyle kış «ldu ki... De mig. Gökyüzünde bulutlar bile dun du..-
25 oc ak i$«*
| İslâm Tarihinin En Meraklı Bahisleri | Islâmda mezhebler ve fırkalar nasıl doğdu? o_„ .nrulârâ ceıab — Bir intikal keyfiyetinin neticesi —
Ifhtiinflar ve ayrı içtlhadlar — Resulü Ekremin nâşı mü-ı.f.rrcnılerinin terkedilifi — Ebu Süfyanın Medinrye geli-Ner si _. Ebu Bekir mi. Ali mi — 190 bin esir
________________ 37___________________________________
felâ görüşlü Ebu . "ömerin aklını başu

Beklemek, muhteris vs mütered-dıd davranmak, çabucak kestirip a t miyar ak düşüncelere dalmak C(>k musibetler doğurabilir. Bunların vukuile «.İslâmiyet» dahi tehlikeye düşebilirdi. Ebu Bakir ğcüp yetijtt ve onun ihtiyat ve mekâneti, felâ keti önledi. Sağlam görüşlü Ebu Bekirln İhtan, ömerin akbm baju nu getirdi.
Artık o da vaziyeti kavramış bu lunuvordu. Peygamberimizin Su ümmetin eminidir* diye şahsiyetini övdüğü (Ebû Ubeyde) de gelip yetişince; üç büyük adam, irk iş olarak cemaati yatıştırdılar ve sükûneti iade ettirdiler. Artık, metin Ömer, irade ve muhakemesine ta-maralle hâkimdi. Müslümanların büzgünün seçilmesini meşveret esasına bağlıyacak, kabile ve aile rekabetlerini önliyecek bir tarafsız zatın, hiç vakit kaybedilmeden hemen ma kama geçirilmesi zaruri olduğuna sür’ati intikalile, hemen karar verdi. Ebû Ubeyde de kendisine iltihak ve yardım eyleyince, hemen H-bu Bekire biat ediverdiler. Halk da onlara uygunluk gösterdi. Şûriş ve nifak, mübeddell asayiş ve ittifak oldu.
Muaviyenin babası da, kendisi de riyasete göz dikmemiş değillerdi. E-ğer Ali seçilseydi, sonradan yaptık lannı, belki de daha evvel yapmağa uğraşırlardı „ Resulü Ekremin Ahireti teşriflerinde Muaviye, Medl-nede ise de babası orada Ebu Süfyan vefat haberini ca Medinenln yolunu tuttu, ken rastladığı birine:
— Muhammed öldü mü?
Diye sordu.
— Evet, vefat de halife seçildi.
Cevabını alınca, mensub olduğu (Hâşiml) ve (Umeyye) hanedanların dan sonra gelen birinin başa geçme sinden ise, Hâşimilerden Ali geçirilince hem akrabalıkları, hem de' belki kendilerine de yol açılabileceğini düşünerek acele edip Medine ye vardı, hemen Aliyi buldu:
— Sen; Hâşlm oğullarının büyüğüsün. Bizim de akrabamız sın.
Ebu Bekir gibi, sülâlece derecede kalan bir adamın önüne ve üstüne geçmesi doğru o-lamaz. Uzat elini, sana biat edeyim. Hiç kimse sana karşı dura -maz. Allaha and içerim, ki eğer istersen şehrin içini süvari ve piya de kuvvetlerile doldururum.
Teklifinde bulundu. MOslümanlar arasında çıkacak ayrılığı İnlemeği, kendi hakkını ortaya atmaktan daha
Her Sabah


değildi, duyun-Gellr,
eyledi, Ebu
Bekir
ı
gribi | sırası ,
Ebu Bekir sülâlenin
savılır-
•T
üçüncü, birlerin
A. C. Laraçoğludan Şükrü Saracoğ'tıya me\tub inciden iki ucu
yıllarca
ise de ne rvm,
(Baştaral\ 2
Görüyorsun devletlim kİ mülevves bir deynek.
Amma ben, daha bundan «vvel, zatidevletinir henüz Başbakan-
lık koltuğunda yan ge .ıış ve palavra ile memleket idare edileceğine inanmış bir hükümet reisi sıfatiyle o ma-hud aylık tasın toplantılarında çene kavaflığı ederken, bir kaç başyazımda bu hakikaileri biraz açıklamış ve bu yüzden de mahkemeleri boylaınie-tım.
8u şartlar içinde benim için:
Meholdı sana!... doyip çubuğumu yakmak ve keyfime bakmak hakkım Çare ki bunu da yapamıyo-zrra hatâlarının cezasını sen doğu bü;ün milletle beraber yine ben çekecağım ve devirdiğin çam ormanlarını efendim değil, yine blzior taşıya-oağız.
Lâfın kısası başımıza Öyle bir iş aç. tın ki Yüksek Divana değil, huzûr-u-Rabbüâlemm'e çıkarılaan, yine relini ödemiş olamazsın.
Hatırıma tek bir çare geliyor: emen bir pasaport çıkartır, yek demelerine rağmen, bir mıkdar döviz tedarik eder —çünkü Yusuf Ziya Er-zıne dolar verirler de efondime verme-mezlık edemezler a— Amerikaya kadar gidip şehlr ,ehlr konferanslar verir ve hakikat! açıklarsın. Adamlar belki do kabahatin tek kişide olduğunu anlarlar da insafa gelirler ve yardımı gerçekten muhtaç olan tizleri mahrum ölmezler. Bâkl bundan son-r“ t,arl kuru “rfahürlorle memlokot I-haklkatlno Ulu

kala-
Tez
mok
cUro edilcmıyeccgı
Tenn sizi •rdlrsin...> «İlKRâCl

başladı, anlamıştı, münasebet* verilmemesini eyledi. O da. yaptı, Ebu
tavsiye Şanı valisi okşadı. Onlar da fesad varmayıp sindiler.
evlerine
bekletıe-
ilk
AH
YasnntK. R A i F OUAN
gorokll bulan Ali; bu fena teklifi şiddetle reddeyledi ve söndürülmüş fitno ateşini uyandırmağa imkân vermedi.
Ebû Süfyan Aliden yüz bulamayınca; Ebu Bekir ve ömere sokul, mağa ve yaltaklanmağa Ömer, onun maksadını Bunların taltifi suretile sizliklerine meydan Ebu Bekire oğlu Yezidi Süfyam da cılıkta ileri
Ali ile oğullan ve onlara uyan ashabdan bazıları Ebu Bekire biat ta acele etmemişlerdi.
Topluluktan uzaklaşarak çekilip kapandılar.
Ne olsa, nihayet. ALİ de sandır ve hiç bir insandan, haki: olsun; öz hakkının ihmal olun masından dolayı teessüre kapılnu-vacak derecede melektik
mez. Onu fiili muhalefete şevketini yen ve sadece biatim tehir ettiren bu masum ve nezih dargınlığı ona çok görmemelidir!
Ebu Bekir, hakikat ve hakkı tos Um eylediği için üzerlerine varmadı, ısrar etmlyerek onlan kendi hal lerlne bırakıp beklemeyi münasib buldu, ki, lAzlnıei tedbir ve siyaset de ancak bu, idi.
Bazı müverrihler de, Alinin halife olmapşma sebeb olarak,
seçilirse kendilerini bu makamın tabii adayları sayanlar (yâni. Ebu Bekir ve Ömer); Alideki yüksek vasıflar dolayısile kendilerinin sönük kalacaklarından endişe eylemiş olmalarını ileri sürüyor.
Biz, bu ihtimali asla varid görme mekteyiz. Bir kere, kendilerini ma İcamm namzedi sayanlar: ilk iki halifeden ibaret değildi. Başkaları da bulunuyordu ki; kmıir şerafet ve necabetini, kimi İslama nusrat ve yararlığını; kimi kabilelerinin çoklu ğunu: ve saireyi ileri sürerek istih kak iddia eyliyorlardı.
îkinci olarak, bütün idare zaman lan ve şahsi hayatları fedakârlık ve feragat tâbiri ile ifade olunabile cek o büyük insanların, böyle bir küçük düşünceyi . kendilerine hare ket başlangıcı yapabileceklerine as la inanılamaz.

fDaramı var)
Tevkif edilen Üniversiteli kız
(Paetarafı 1 incide f
Üniversitesi Hukuk Fakültesi talebelerinden 20 yaşlarındaki kızı Halide Bünyan pasaportlarını vize ettirmeden kaçak seyahat ettikleri için ağır asliye ceza mahke meşine verilmişlerdir. Yapılan mu hakeme neticesinde sanıklardan Babasemet ile oğlu İslâm 15 er gün ve kızı Halide de 12 giin hapis cezasına mahkûm edilmiştir.
Fakat sanıklar îstanhula geldik leri için mezkûr mahkemenin ilâmı C. Savcılığına bildirilmiş ve dün üçü de burada yakalanarak tevkif edilmiştir.
Savcılıkça tevkif müzekkeresi kesilince Halide adındaki genç ve güzel kız bağırıp çağırmıya ve ağlamıya başlamıştır. Kendisi jandarmaların yedinden kaçarak C. Savcısının yanına girmeğe muvaffak olmuş ve:
«— Ne olur acıyın bize. Ben ceza evinde yatacak kız mıyım' diye yalvarmıştır, Tabiatiyle Saveı kanunun bunu emrettiğini, kendisinin bu emri değiştirmeğe salâhiyeti olmadığını bildirmiştir.
Nihayet babasının ve ağabeyisi-nin sözlerle yatıştırılarak onlarla birlikte Sultanahmet ceza evine sevkolunmuştur.
Biraz da Şaka

Galiba yeni bir dönüşe şahid olacağız
(Ba^tarah l incidtt güne yemin edebiliriz. Hele bu yer mz ithamlar karşısında «Vatan» ceridesinin satışının bir lıayli düş tüğü de rivayet edilmekte imiş.
Maamaflh onu nçin zoru mu varî Bu sefer yeni bir (180) derecelik dönüş daha yaparak yine 1-şlni tıkırına koymanın yoluna o v>*1r Mâ bilir
MA
N. Erim’in demeci
f Bitarafı 1 incide) sı zaruri olan bir seri inkılâbı başarmak için Türk vatanperverleri ni tek bir cebhe halinde toplamak ta büyük faydalar mülâhaza edildi. Bundan sonra Anayasada her hangi bir değişiklik yapılmaksızın fiilen îkinci Cihan Harbi sonuna kadar tek parti hayatı yaşadık. Esaslı inkdâhlar başarıldıktan sonra tek parti hayatı faydadan çok zarar getirir bir sistem halini almıva yüz tutmuştu. Bu itibarla bizi hedefe götürecek olan normal politika hayatını yani çok partili Demokratik hayata vakit geçirmeksizin intikal etmeliydi. Bunun zamanının geldiğini İkinci Cihan Harbi sona ererken Devlet Reisimiz sayın İnönü 19 Mayıs 1915 de ilân etti. Bundan sonra kanunlarda her hangi bir değişiklik yapılmadan matbuatta ve her yerde geniş bir hürriyet havası esmeğe başladı. Sun i surette bir parti ya ratnıaktan ihtimamla kaçınıldı. Çünkü her hangi bir memlekette serbest konuşma ve yazma hayatı başlayınca partiler halinde siyasi taazzuvlaşmalar meydana çıkacaktı. Nitekim de böyle oldu. 9 (6 yılı Ocak ayında Demokrat Parti dört tecrübeli zatın teşebbüsü ile kuruldu. Bir memlekette 25 vıl kadar serbest konuşup yazma tahdid edilince tam hürriyet rejimine geçiş anı bir çok tehlikelerle doludur. Bu tıpkı bir barajın arkasında birikmiş olan sulann, barajın birden ortadan kalkmasile etrafa yayılması, taşmalar yapması ihtimali gibi bir durum demektir.
Arkadaşlar, 12 Temmuz beyannamesi yayınlandıktan sonra cereyan eden hâdiseler isbat etmiş bulunuyor ki, memleketimiz siyasi hayatında devamlı tesirler bırakmış bir vesikadır. 12 Temmuz beyannamesinin Türk milletinin sağ duyusu ve dünya bunu böyle anlamıştır. 12 Temmuz beyannamesi ü-zerinde iyi tefsirler yapılmış ve halen de yapılmaktadır. Bu beyan name hakkında o kadar çok şeyler söylendi ve yazıldı kî. işlerin iç yüzünü bilmiyenlerin politika hâdiselerini yakinen takib etmiyen-lerin yanılmaları çok mümkündür.

(Baştaraf* 1 incide) tevlidine sebeb olmuştur.
Bu sebeble, başta Maliye Bakanı olmak üzere Halk Partisi hüküm e tine mensub bazı zevat bu mühim siyasî ve iktisadi hatânın mesullye tini Receb Pelcere yükleyip işin içinden çıkmak ni/etlndedirler.
Peker hükümetinin bu sahadaki mesuliyeti asla itiraz götürmez. An aak hatırdan çıkarılmaması lâzım gelen önemli cihet şudur ki bugün İş başında bulunan Maliye Bakam Keşmir; o zaman da Maliye Bakam, yâni Receb Peker kabinesinin mali ye mütehassısı idi.
Şiaidi bu zatın kendisini temize çıkarmak maksadile bu muazzam mesuliyeti Receb Pekere yük İçten (lr eda takınması garlb görül mektedir.
Hâdisenin baş mesulü bizzat Peker olsa da, esasta âmil, bizzat Ma liye Bakanı Halid Nazml Keşmir-dir. Başka memleketlerde olsaydı yalnız bu hâdise bile kabinenin düş meşini zaruri kılardı. Çöken kabine ve bizzat Maliye Bakanı hatalı hareketlerde memleketi bu mühim yardım kaynağından mahrum bırak mış ve dünya çapında, telâfisi zor bir hatâ işliyerek Türk milletini müşkül bir duruma sokmuştur. Bu İşlerin tek mesulü Halid Nazml Keş mirdir denebilir. Çünkü bu zat, Ra ceb Peker kabinesinin bütün mail tasarruflarından mesul olduğunu hl çe sayarak. Haşan Saka kabinesin de de aynı koltuğu muhafaza ve Saka kabinesinin Pekerden ö°vir al dığı bütün siyasb hatâlara bir kere daha iştirâk etmiştir.
Aynı zamanda Pariste Türkiyeyi temsil için gönderilen Ali Rıza Tü relin intihabı da hatâlı bir iş olmuş ve eski Adalet Bakanı ihtisası ricınde bu işde tabiatlle hiç bir vaffakıyet gösterememiştir.
Tarih ve efkârı umumiye hiç
zaman Hulk Partisinin bu siyasi ve iktisadi hatâsını affotnıiyeccktlr.
Çünkü Halk Partisi Başbakanları zaman zaman, İç efkârı avutmak arzusile mail vaziyeti olduğundan çok iyi ve süt liman göstermişlerdir. Saraçoğlu gibi, Receb Peker de Türkiycde en fakir ailenin bile İn gilteredeki ailelerden müreffeh oldu ğunu İleri sürecek kadar mübalâğa da İfrata kapılmıştır.
Bütün bunlara ilâve olarak mali ye ve iktlsad bakanlıkları işi hafi fe alarak, hâdiseyi Idarsl maslahat yolu 11c halle bırakmışlar, nihayet netice bu kadar ağır olmuştur.
Tarafsız mahfiller, bütüıı bu vazl yetler karşısında Halid Nazml Keş mirin nasıl koltuğunda oturabildiği ni sormakta ve bu fiü durunıu. tota

ha-
mu
bir

Jt E N î SABAH
SAYFA I

ı
12 Temmuz beyannamesi karşılıklı tartışmalara yol açmış takat artık bu safhanın kapandığını, De-’ mokratik sistemin bir an önce tekmil icablarile yenileştirme gayretlerinden çalışmalarım teksif etmek devrinin geldiğini ilân etmişin- |»r»idnr vr muhabbetin kanuna riayetkar olacağından, muhalefetin ise emniyet içinde murakabe vazifesini yapmak imkânından mahrum edilmiyeceğini belirtmiştir.
12 Temmuz beyannnm-.-si dışarıda da büyük âkiller yaptı ve Türk Demokrasisinin buluğa eıdi-ği söylendi. 12 Ternmuz beyannamesi Demokrasi yolundu samimi surette yürümek isrtivenlerle ayak süröyenlerin veya konun yolundan kaçınanların belli olmasını mümkün kılmıştır. Bu beyanname 1 ürk siyasetinin ve milletinin hayatında rues'ud inkişaflar husule getirmiştir. Demokratik rejimin bir an önce tekmil icablarile yapmak zamanının geldiği hususunu anlamı-yan pek az politikacı kalmıştır. De mokrat Parti içinde 12 Temmuz be yannamesinin açtığı çığıra girmek istenıivenler hiddetlerinden çıldırmak derecesine gelmişlerdir. Muiıa lefet partisi içinde son günlerde patlak veren buhran faizlere hem sevinç hem de endişe venuiştir. Sevincimiz Demokrat Partiyi meşru’ yolların vatan hizmetinde yürüyen devlet adamlarının muzaffer olmalarından doğmaktadır. Endişemiz bu buhranın muhalefeti fazlaca sarsması ihtimalini düşünmekten doğmaktadır. Biz kanunî muhalefeti hiç bir zaman düş man gözile görmedik. Bilâkis kanunî muhalefeti esaslı bir Demok-. ratik sistemin yerleşmesinde, bu yolda yürümek bizim de yüksek a-macımızdır. Bu sözlerimle Demokrasiye hizmet veya vatanperverlik inhisarını kendi partimize hasretmek gibi bir iddiada bulunmak istemiyorum. Bilâkis Demokratik inkişafın devamlılığı, iktidar ve muhalefet partilerinin işbirliği halinde bulunmalarile mümkün olacaktır.

Cihad Savaş
liter zihniyetin Halk Partisinde oy nadığı kötü role atfetmektedirler.
Demokratlara göre, hâdisenin ma sulü hükümet ve binnetıce rislk Partisidir.
Halk Partisi hakikatleri iç efkâr dan saklıyalım derken, mühim bir hatâ ile dış âlemi iktisadi vaziyetimizin pek mükemmel (!) olduğuna inandırmışlar ve yanlış hesablarla memleketi maalesef bu zarara sürüki lemişlerdir. Bilhassa Saraçoğlunun sık sık malt durumumuzu fevkalâde (!) sağlam gösteren mübalâğaları hatlırlanılmakta ve bu malt mugalataların doğurduğu netice ü-zerlnde durulmaktadır.
Umumi kanaat, hiç olmazsa Malt ye Vekilinin bu mühim mes'uliyet karşısında yerini terkedeceğl merkezindedir.


Almanya ile ticaret başlıyor (Baştaraf\ 1 incide) ediyor ve tacirleri tam bir serbesti içinde etrafında toplayamıyor. Tüo car derneğinin kurulması bir zaruret icabı mıdır, yoksa Ticaret Oda sının bu statüsünün bir aksülftme-11 midir ?>
Bir üyo tarafından verilen İzahata cevaben Bakan, odaların ıslah e-dilmesi lüzumunu ileri sürmüş, bu hususta ne gibi tedbirler alınması l&zım geldiğini de sormuştur.
Üyeler, 1944 yılında 14 ticaret odasının müştereken hazırladıkları statünün yeniden tetkikini, yahu d bakanlıkça ticaret odalarının ıslahı hakkındaki hazırlanan tasarının bir an evvel Meclise havale edilmesini istemişlerdir.
Başka bir üye de şöyle demiştir:
— Her şeyden önce ttoarct Alemimiz düzenlenmeli ve bakanlıkla, odalar arasında iş beraberliği teessüs etmelidir.»
Diğer bir üye ise şunları söylemiş tir:
— Bizde vekil değişti mi, siya -set de düğişir. Çift taraflı çalışma sistemi ticaretimizi geliştirmemiştir. Hedef ve gayenin birleşmesi lâzım gelmektedir. »
Bakan, bu iddialara da gerekli cevabları vermiştir. Bakan., demiştir ki:
•DIŞ TİCARET
TütUncülor birliğinde konuşurken, Almanya ile ticaretimizin kesilmesi nln aloyhlmize olduğunu şikâyet et tllor. Biz şimdiki halde siyasi kanal laıla Almanya ile ticaretimizin yeniden tesisi hususunda teşebbilaluro geçmiş bulunuyoruz.
Bayar Eskişehirden Balıkesire gitti (Ba-j tarafı 1 incide)
— Bin söze karşı bir icraat kar-şısındayız. Bu racs’elede faal olabilmemiz için faal olmanız lâzım-dır, İktidar elimizde bulunursa kolayca yaparız.
Ahmcd (Jzun:
— Seçim kanunumuz ne zaman tâdil edilecek?
Bayar:
— Receb Pokerin sözüne göre 1950 senesinde idi. Fakat bu siyasi iş, hâdiselerin gidişatına bağlıdır. Hâdiseleri beklemeliyiz.
Ali Rodop’un gelir vergisi hak-kındaki sualine Celâl Bayar şu cevabı vermiştir:
— Demokrat Parti milletvekilleri gelir vergisi kanunu için encümenlerde çalışıyor. Henüz kat’î bir karar yoktur. Gelir vergisi iyi bir usuldür. Fakat tasarı, gelirken yanlış gelmiştir. Kanun dedikleri gibi çıkarsa çok sıkıntılı bir durum hasıl olacaktır.
Celâl Bayar, buradan halkın tezahüratı arasında ayrılmış, öğle yemeğini Balıkesir Demokrat Par ti başkanı Sıdkı Yırcalının evinde yedikten sonra istasyona gelmişlerdir. Celâl Bayar, halkın coşkun tezahüratı arasında 13,20 trenile Eskişehire müteveccihen Balıke-sirden ayrılmıştır.
VeciltL Btçakcıoğlu Eskişehir D. Parti kongresi bugün toplanıyor
Eskişehir: 24 (Telefonla) —
P. Eskişehir 11 kongresi hazırlıkları bitmek üzeredir. Celâl Baya-nn kongrede hazır bulunmak üzere Balıkesirden şehrimize geleceği kat’î surette anlaşılmıştır. Kong re, pazar günü (bugiin) sekiz buçukta Göksu salonlarında yapılacaktır. Eskişehir D. P. milletvekilleri kongrede hazır bulunmak üzere şehrimize gelmişlerdir.
Orhan Oğuz

D.
itti
se-bu
Fabrika ve havuzlar işçilerinin kongresi (Baftarafı 1 incide/ mühendisi Bahaeddin Elgiz seçilmiş bilâhare okunan yıllık idare heyeti raporu ve mali bilanço, âza ların hakli tenkidlerlne maruz kal miştir,
işçilerden biri, bu esnada, sandı gm iki tane rıi3nanıesi bulunduğun dan ve bunların da birbirini tutma diğindan şikâyet etmiştir,
Sadi adında bir İşçide, yapılan yardimlarla mürakiblerin raporları arasında tezad bulunmadığına İşa ret etmiş ve mürakib Zeki Saltık ta rafindan cevaplandmlınlştir. Zeki Saltik, sözleri arasında 3000 âzası olandıu yardim saııdlğinda ufak te fek hataların baş görülmesi gerek tiğini; 3 yilda yapılan ikrazatin 130 bin 97 liraya baliğ olduğunu bilhas sa tebarüz ettirmiştir,
Reye konulan İdare heyeti rapo ru munıumi heyet tarafından fakla kabul edilmiştir.
Müteakiben. Kongre başkanı çimlere geçileceğini bildirmiş,
arada önceden tertib edilen bir 1da re heyeti listesi, yüksek sesle okun muş, reye arzedilmiş ve kabul eden lerin el kaldırmalari istenmiştir, işçilerin bir kişini el kaldırmlş ve kongre başkani tarafindan liste niıı ekseriyetle kabul edildiği bildi rilmlştlr,
Bu sırada, İbrahim adında bir İş çl. seçime itiraz etmi: bir başkası, «böyle seçim olmaz, gizil reye baş vuralım., demiş, buna arkadaşları da alkışla iştirak etmişlerse de se çimin bittiği söylenmiştir.
Fabrika müdürü Fahri Tanınan da söz istiyerek bazı açıklamalarda bulunmuş, heyeti umumiyenin her zaman için kolay memnun edlleml yeceğlni belirtmiş, İşçiler tarafın dan şiddetle alklşlaniniştir, Bazı azalar da. «Sen bizim babamızsın, bizi koru, himaye et- diye haykırmışlar, boynuna sarılnüşlardlr.
Muraklb seçimden sonra, dilekle re geçilmiştir. İşçiler, bilhassa, yar dimların arttırılması, hastalara e-hemmiyet verilmesi üzerinde durmuşlardır. Fabrika müdürü de, yeniden söz alarak, bir işçi verem pavyonu ve çocuk kreşi açılacağuıı bildirmiştir,
Toplantı saat 18 de sona ermiştir, idare heyetine seçilenler şunlardır: |
Fahri Taııman, Hüseyin GürsoyJ Kemal Doğraman. Zcyyad Parlar, ı Çekip özgüver, H, Rıza Özbuçık, Mesut Togar, Haşan Erdinç, Nâzlm Alptekin, Kenan Dökümer, Mehmcd Yalkm, Salm Demlreğdl.
Müraklbler: Zeki Saltık, Mustafa Sancaklı,

I
B t İ 2E»
Yazımızın çokluğundan HııceAc-ı | Zâlim tefrikamızı koyamadık okuyucularımızdan özür dileriz
Marshall plânı ve Türkiyeye yardım
■rR

(Bitarafı 1 incide) dolayı bize kredi verilmediği tarzın daki yazılar baklanda gazetecilere beyanatta bulunmuştur.
Ali Rıza Türel, evvelâ konferan sın nasıl çalıştığım, geçen safhata rr izah ettikten sonra, demiştir ki:
(— Avrupa işleri komitesinde vaziyetimizi gülgülistan göstermişiz deniyor. 16 devlet konferansının tediye muvazene komitesince umumî rapora ek olarak Amerikaya gönderilen raporda memleketimizin 948 ile 50 yılları içinde tediye muvazenesi durumu 615.100.000 dolar olarak tesbit olunmuştur. Demek oluyor ki Avrupa kalkınmasına yar dım edebilmemiz için idhaline mec bur okluğumuz eşya ve hizmetler -den dolayı dört sene
milyon dolar bir yardım kabul olunmuş ve rapor Amerikaya gönderilmiştir.
Şu halde Amerikalıların
be ve kredi verme şeklinde yardı, ma muhtaç görmemeleri Paris kon feransınca tesbit. edilmiş bir değil. Amerikada varılan bir mahsulü olmak lâzım gelir.
Bövle bir karar mevcudsa *>
bini bittabi bilecek vaziyette
Hm. Yalnız muhakkak olan şey bu sebebin Paris konferansında hazırlanan raporun icablanna aykırı bir neticesi olduğu keyfiyetidir.
Ne olursa olsun, bizi İsviçre ve Portekizli • aynı muameleye tâbi tutmak yanlıştır ve realitelere uymaz. Çünkü memleketimizin Avrupa I kalkınması işine tesirli bir şekilde ve mühim yardımlarda bulunabileceği 16 devlet tarafından imzalanan | resmî bir vesika İle tesbit olunduk tan sonra aynı vesikada bunu ken di imkânlarımızla yapmaktan uzak olduğumuz da belirtilmiştir.
Demek oluyor ki Amerikada Avrupa kalkınması işi üzerinde
sahifelik bir rapor hazırlamış olduğunu gazetelerde okuduğumuz, heyet. Avrupa raporunu kismeıı naza rı itibare almış, kısmen de başka mebdellerden. hareket ederek ne ticeye varmıştır.
Varılan neticenin yanlış olduğu nu söylemekte Israr eder m. İstenil
İçinde 815 ,
18 larca böylece '
bizi, hi- I
netice j karar
sebe -
degl-
bin
Tarih re Denizcilik
Meşhur gemilerimiz
(Baştaralı 4 üncüde) çünkü, «Yeşil Melek' e padişah daha yeni tahta çıktığı yıllarda birmiş olduğu halde, (Sulttfh) kadırgasının varlığını meşhur Malta muhasarası münasebetile öğreniyoruz 11585)..
Bu yıl Maltayı zaptetmek üzere îstanbuldan denize çıkacak olan ve Piyalc Paşa kumandasında bulunan donanmaya Kanunî Süleyman kendi şahsına mahsus yapılmış Sultan» Baştardasının da ilâve edilmesini is. temişti. Tarihlerimizde hiç adı ve sözü geçmiyen bu fevkalâde gemi hakkında Avrupa tarihlerinden aldığımız bazı bilgiler bize hayret verecek mahiyettedir. Bu bilgilere bakarsak Kanunî Süleyman devrindeki deniz mimarlarımızın teknik işlerde ne kadar «orijinal* düşündüklerini anlanz.
Çünkü padişahın emrtle adı ;SuL tan- konulan bu büyük genıi öyle meşe, çam, gürgen ağacından değüı incir ağacından yapılmıştı!
Biz tarihte, hele bıı kadar büyük teknenin, İncir ağacından yapıldığına hiç rastlamadık Fakat iyice düşünülürse yaşken ağır ve yumuşak olan, incir ağacının iyice kuruduktan sonra gayet hafiflediğini, buna karşı da en keskin baltaları döndü recek kadar sertleştiğini, kendisinde çatlama kabiliyeti olmayıp bilâkis darbelere gayet elâstikî bir mukavemet gösterdiğini hatırlarsınız.
Avrupa tarihçisi, bu geminin eşi görülmemiş bir süratle seyrettiğini de önemle yazıyor. Bu fevkalâde süratin seyrini de incir ağacı kerestede bulabilirsiniz. Türk deniz mimarı bü yük bir İhtimalle omurgayı ve eğrileri meşeden yapmıştır, fakat kap lama ve başka yerlerde pek çok hafif incir ağacı kulanıldığmdan tek-nede başka teknelere göre büyük




Büyük bir aşkın, yüksek bir ideal İn, Muzaffer bir sanatın 9 harikası olan film
t
ti
4, K
f ııgün A R Sinemasında
CHARLES DİCKENS’ln kaleminden hayat alan memleketimizde gözyaşlarlle okunan
BÜYÜK ÜMİTLEB
(Great Expectations)
1947 yılının en büyüle filmidir.
leu diş yardım temin edKlrsc meni lekelimiz bilhassa Zlrus sahasın* da istihsalini artırarak Avrupa memleketlerine çok muhtaç olduk lan ve senelerce bu ihtiyacı devam edecek olan gıda maddeleri yardımında bunlunmafbtsaıuncia geniş imkânlara maliktir,
Amerika hükümetinin şimdiye ka dar şahidi olduğumuz geniş anlayış zlhnlyetlîe hareket ederek bu açık yanlışlığı er geç düzelteceğine kani bulunuyoruz, kaldı ki bugün kü beynelmilel siyasi vaziyet kaışj sinda memlefcetfmizin çok namk ve tehlikeli durumu, dünya ölçüsün de bir mesele teşkil etmekte ve ha rlçten gelen ciddi tehditlere karşl büdcemizin yansını yiyen büyük bir orduyu seferber tutmak mecbu riyeti mali takatimizin üstünde bir yük olarak devam edin girmektedir Yalnız bizim emniyettnUrî değil doğrudan doğruya dünya sulhunu alâkadar eden bu durum karşısın da memleketimize acil İktisadi yar donda bulunmak, bu sebeble bile harbden çikmiş Avrupa memleket lerinin umranina
kınmalanna hizmet mühim ve hayati bir naatindeyim.
Verilen hesaplara
mlz 3200 tiraktor kömür Havzasını makineleştirmek için ve çelik sana yimizl arttırmak için lüzumlu maki ne ve elektrik santralleri ithal edil diği takdirde 9*0 da lchalâtimia 422,4 milyon doiar ihracatımız 223.2 milyon dolar açık 199,1 milyon dolar, 49 da ithalât 448.9 ihra cat 283,6 acık 164.3. 950 de 468.9
İthalât 320,2 ihracat açık 145 milyon dolar, 951 de 465.2 ithalât 380,7 ihracat acık 34 5 milyon lolar kul kmma plânı ancak bize istediklerimizi vermekle kabil olup ou kredi ler bize verilirse biz de Avrupaya !:ö mür ve hububat vermek suretile yardım edebilir bir vazıyette olaca ğız konferansta vereceğimi» buğda ym fiyatı 51 senesine kadar 4 kuruş olarak tesbit edilmiş bulunu* yor.»

ve iktisadi kal etmek kadar zarurettir, ka
göre istediği-
bir hafiflik farkı hasıl o:muştur ki: Böylece sürat de temin edilmiş olur
Acaba böyle büyük bir gemi mal* zemesi için kuru ve btlyü’c incir kütükleri nasıl ve nerelerden temin e-dildi. Sultan Bastardası hakkındaki aşağıkl malûmat bu suale hak ver. dirlr:
İşte bu yazımızla deniz rastladığımız en eakı iki
• ile iki mühim teknemizi oluyoruz., AH JRıaa
tarihinde gemi adı göstermiş
Almanyadaki Amerikan Ordusu
/i 1 tncide
Karmit Roosevelt in bir makale âini yayınlamıştır.
Harb sırasında Ortadoğu bölge sinde Amerikan askerî İstihbarat servisinde çalışmış olan K. Rooso-velt şöyle demektedir:
«Ele geçirHen bazı vesaikten an laşıldığma göre, Rusya, Türk Bo-ğazlariyle Ortadoğuda bir köprübaşı kazanmak üzere 1943 te Almanya ile ayrı bir barış imzala inak istemiş fakat Almanya bunı muvafakat etmemiştir.
«Harbdou sonra vukuagelen ge üşmeler ise şu ciheti aydınlatmış tır:
Rusiar bu gayelerinden vazgeçmişlerdir. Bu gayenin tahakkuku için Yunanistan, Türkiye ve İranda denemeler yapmışlardır. Ancak İngiltere ve Birleşik Amerika tarafından gösterilmiş olan en kat'l muhalefet onları önlemiştir. Bu I-tibarla Filistin taltsiminin Sovj’et-ler tarafından desteklenmemesi, uzun zamaiKİanberi tasarlanan bu gayeye doğru Rusyanm en son a« dunını teşkil etmektedir.
i
*


I
HAFTANIN EN MÜHİM MAÇI
jstanbulspor da Beykozu 5
2 mağlûb
geçtikten
h
müsabakalarla baş
Bugün ilk hafta, devam edilecektir. Galatasaray ile Ka





Lig maçlarının ikinci devresine dün başlandı. Şeref stadında oynanan Beşiktaş - Süleymaniye müsabakasını fi.vah beyazlılar 2—0 ka -zanddar, Kadjköyündeki İstanbul spor . Beykoz karşılaşması da Ö-2 i Istanbulsporun galebesile sona erdi.
BEŞİKTAŞ - SÜLEYMANİYE
Şeref stadında Beşiktaş ile Süleymaniye ikinci devre lig maçlarının ilk karşılaşmasını yaptılar.
Az bir seyirci önünde cereyan c-den bu müsabakayı siyah beyazlı-lar galip olarak bitirdilerse de hiç? de tatmin edici bir oyun çıkarama dılar. Müdafaa, bilhassa ikinci dev. rede, ekseri Süleymaniye akmlannı fol yapmak suretile kesebildi. For hattı ise formda olan oyuncuların kolayca sayı temin edebilecekleri fır şatlardan bir türlü istifade edemedi.
Takımlar Bahaya şu kadrolarla çıktılar.
Beşiktaş: Etem . Yavuz, Vediî — Haşan, Vahid, Çaçi — Süleyman, Şevket, Şükrü; Hikmet. Faruk.
Süleymaniye: Hiristo —
din, Kemal — İbrahim. Halûk, mail — Hicri: Zekeriya. Turan, mel; Fethi.
Hakem: Sulh! Garan.
Oyuna Süleymar.ıyelilerin vuruşu ile başlandı. Vediinin sağ açığın a-yağından alıp hemen rakip kaleye aktardığı top ayaktan ayağa dolaştıktan sonra Şükrüden Süleymana geçti. Beşiktaş sağ açığının yaptı, ğı çok güzel bir ortaya Hikmet av nı nefasette bir kafa vurarak oyunun birinci dakikasında, galip vaziyete geçiren, ilk mış oldu.
Oyunun ilk dakikasında
bu gol neticenin çok farklı olabile ceği hakkında tahminlere yol açtı, ve Beşiktaşlılar üstüste akınlarla ' Süleymaniye kalesine tehlikeli dakl kalar yaşatmağa başladılar.
Maç, bir tek kale halinde devam ediyor, lâkin içlerin değeri kelim* sile sekiz kişilik bir müdafaa hattı yapan Süleymaniye siyah - beyaz hücumlarına canla başla karşı koyuyor ve arada bir uzun vuruşlarla
-topu Beşiktaş yarı sahasına göndererek birkaç dakika rahat nefes ah

mağa çalışıyordu.
Yirminci dakikadan sonra Beşik. 1 taşın hücumları gevşedi ve oyun daha ziyade ortalat da oynanmağa başladı
28 inci dakikada Faı uk ıın sürük

Nured-
Is-
Te
takımını golü at
yapılan
Yunan ıiar millî maç i tiyorlar
Yunan ıutbol federasyonu fede rasyonumuza müracaatta buhına rak Nisan sonunda Atinade yapı! mak üzere iki maç teklif etmiştir Bu maçlardan biri Türk—Yunan milli teması diğeri İstanbul—Ati na karşılaşması olacaktır. Yunar, lılar tekliflerinde, bu karşılaşma . ların revanşmı 948 sonunda Istan 1 bulda yapmağı kabul ettiklerini de beyan etmektedirler. Futbol fe derasyonumuz Yunanlıların teklifi j ni incelemiş ve esas itibarile kabul etmişti. Buna nazaran iki ay son ra millî bir maç var demektir.
Avusturya ile millî maç
AvusturyalIlar, millî futbol maçı yapmak üzere, bizi 23 Mayısta Viyanaya dâvet etmişler ve bu maçın revanşmı 949 senesinde Tiir kiyede oynamağı teklif etmişlerdir.
AvusturyalIların teklifini ted-kik eden futbol federasyonu, ilk karşılaşmanın 23 Mayısta Türkiye de ve revansının da 949 Avusturya da yapılması, kararına varmıştır. Bu karar AvusturyalIların tek lifine cevab olarak gönderilecektir.
Kayak takımımı!
Bugün St. Boritzde kış olimpiyatları Isviçreye gelmiş bulunan, ekiplerin birinci Binıf elemanları hususî bir müsabaka yapacaklar dır. Olimpiyatlara hazırlık mahi yetinde olan bu müsabakalara Türk kayakçıları da iştirak edecek leıdir.
At yarışları ne olacak ?
Deşik faşın Şükrılsil

bir bir pek

siyalı beyaz akında top orta ılc Süleymaniye kale yakınlarına kadar geldi önünün boş olmasından is sıkı bir
lcdiği güzel sinin ve bir an tifade eden Şükrü birden .
şütle ikinci Beşikte© .golünü attı. |
2—0 galip vazıyete sonra Beşiktaşlılar, kendilerini sıkmadan, rahat oynamağa buşladılar. Devre de böylece başka gol olmadan Beşiktaş lehine bitti.
ikinci Drvre;
Süleyrnaniyvliler bu devreye ta- 1 kindarında ufak bir tadilât yapmış olarak, başladılar. Turan sağ açığa geçmiş, Zekeriya da us>i yeri olan santrfor mevkiini almıştı. Bu tertib oyun başlar başlamaz, tesirini gösterdi ve Süleymaniye Beşiktaş hücumlarına mukabele etmeğe başladı. İşte bu hücumlar Beşiktaş geri sinde sağ tarafın çok kifayetsiz ol dıığunu meydâna koydu. Ekseri Sü leymanlye akınları fol do kesiliyordu Eeşiktaşın yaptığı hücumlarda ela Şükrü, Şevket ve Hikmet açıkların hazırladıkları fırsatlardan bir türlü istifade edemiyorlardı.
Bu arada Krino pek yakından çekilen şiltleri, biraz da şansının yardımde, konmere atarak kurtardı. Maç; karşılıklı akınlarla gol ol madan 2—0 Beşik’as»n galibiyetile bitti.
*$*- A/cora ÎST. SPOR - BEYKOZ Kadıköyündc spor - Beykoz ikinci devrede, tstanbulsporun ticelenmiştir.
yap İni istanbulin üa ıbakası. bilhassa çok hâkim oynayan 8—2 galibiyetile ne
- v >Z
.M
.9 iı ley man i ye ka les i n d a
A V R U P
ayinılcri

-w w


çu-olan
Kış o-i jpiya :ı
FRANSA
Paris. (APJ -- Fransa, cukluğunu Alplerde geçirmiş
62 kişiden müteşekkil bir sporcu takımını Isviçreye gönderecektir.
Fransızlar. 50 kilometrelik yarıştan maada, bütün yarışmalara girmeğe karar vermişlerdir.
Fransızlar, bilhassa buz üzerinde kayma müsabakalarında çok dirlcr. Fakat buz hokeyi herhangi bir mükâfat alırsa, bir sürpriz teşkil edecektir.
Euz üzerinde kayma yarışmalarına girecek sporcuların çoğu köylü lerâen ibarettir. Eu köylüler, patent leri. günlük ihtiyaçları İçin kullandıklarından, mükemmel kayırıdırlar.
Fransanın en iyi kadın buz Rayici lanndan olan Jorjet Tiolyer. bir Amerikalı ile evlenerek Bostona git ti. Fakat olimpiyadlarda temsil etmek için derhal hareket edecektir.
Buz Üzerinde gösteri
rina girecek olan Fransız bayanlarından biri 16 yaşındaki şampiyonu Jakcün de Blyef yan Melondur.
Kızak yarışlarına ise, üç girecektir.
DANİMARKA
Kopenhag; (APJ — Danimarka, kış olimpiyadiarına hiç bir kayakçı gönderemlyecektir. Zira kayak yarışmalarında hiç bir netice alamıyacağını bilmektedir.
Danimarka, buz üzerinde kayma yarışmalarına iştirâk ediyor. Danimarka bayrağını, senelerdenberi Zü rihde yaşayan Jüstensen taşıyacak tır. Bu sporcu beş yüz metreyi 45.1 «anjvede almıştır
tlmıdli takımı bu hoş
Fransayı vatanına
yarışmala.
Millî takım İçin seçildikleri evvel ce kriiplerine tebliğ ve İlân edilen futbolcuların 26/1/1948 Pazartesi günü akşamı saat 17.30 da bölge müdürlüğünde bulunmaları rica o-lunur-
Fransa ve Lll
kızakla
Danimarka. 1952 yılındaki olim-piyndlara kayakçı göndereceğini vo bu hususta daha şimdiden çalıştığı nı bildirmiştir.
Belçika
Brüksel: (AP) — Bt-lçıkaıun ikil nıl mütedll olduğundan, kış sporla ri bu memlekette okudur inkişaf e-demez. Buna rağmen Belçikalılar. St. Moritzde yapılacak olaıı yarışmalara kuvvetli bir takını göndere çektir, Gönderilen İki sporcu, buz üzerinde çifte gösteri kaymaları ya pan Mişelin Lannoy ve Piyer Baug nietdir, Bu çift, 1947 yılı Belçika ve Avrupa şampiyonluğunu almışlardı,
Belçika, diğer yarışmalarda pek büyük bir ümit besleyemeyecektir,
Piyer Leemans, erkekler arasında buz üzerinde gösteri yarışmalarına girecektir. Kendisi geçen yıl, Ameri kadaki paten yarışmalarında birin cl gelmişti,
Belçika, kızak yarışmalarında dört tane kizak takimi ile temsil e-dilecektir, Bu yarışmalarda en göz de sporcu olan, bir kizağın pilotu Maks Hubendir,
Belçika buz hokeyine iştirak etmeyecektir,
YUNANİSTAN
(AP.) — Yunanistan, kış olimpiyadiarına beş kayak takımı göndere-
Yarış meraklısı okuyucular, koşu mevsiminin yaklaştığı bu günlerde, at yarışlarının ne şekil alacağını, hangi müessese tarafından tertip ve idare edileceğini ve bilhassa müşterek bahislerin kaldırılacağı hakkındaki söylentilerin doğru çıkıp çıkmıyacağmı heyecan la bekliyorlar.
Müşterek bahisler ve yarışların ıslahı hususunda ne düşündüğümü zü evvelce yazdığımız makalelorle de tebarüz ettirmiştik. Bunlara halen ilâve edeceğimiz bir nokta yoktur. Bu yazımızın okuyucuları miza, bugünkü yarış âleminin vaziyetini izah etmeğe çalışacağız.
947 Sonbahar Ankara yarışları bitmeden önce, koşuların Ziraat Bakanlığı tarafından tertibini derpiş eden bir kanun tasarısı hazırlanmıştı. Bu tasanda organizasyon fiilen yeni kurulacak olan bir der neğe —Atçılar Derneği— devredi liyordu. Fakat bu tasarı Meclise getirilmeden geri alındı.
Bu ayın başında Bingöl milletvekili Feridun Fikri Düşünsel 1-çişleri Bakanından istizah —sözlü soru— da bulundu. Bu sözlü soruda «Son zamanlarda bazı kimseler üzerinde tahribkâr tesirler ya pan müşterek bahisler hakkında Bakanın ne düşündüğü ve buna k^rşı ne gibi tedbirler alınacağı» soruluyordu.
içişleri Bakanı buna verdiği ce-vabda, bir çok kişilerin zihninde bir istifham teşkil eden meseleyi iyice aydınlatmış oldu. Şöyle ki: «Hükümet at yarışlarını ve dola-i yısile müşterek bahisleri, bundan böyle, yakinen kontrol edecektir. Yarışlardaki hile, dulavera ve halkı zarara sokacak her türlü kombinezona karşı bütiin tedbirleri ihtiva eden (yarış zabıtası) şek ünde bir kanun tasarısı hazırlan-maktadır.
Müşterek bahisler ıslah edilecek fakat her memlekette olduğu gibi yarışçılığı ve at yetiştiriciliği birinci derece destokliyen bir âmil olduğundan aşla kaldırılması yoluna gidilmiyecektir. ►
îçişleri Bakanının bu sözlerini aynca uzun uzun şerhetmeğe lüzum yoktur.
• •
Şeref Stadındaki Galatasaray - Kasımpaşa maçının da heyecanlı geçmesi muhtemel
Lig maçlarının ikinci devıe karşı laşmalan dünkü lamış bulunuyor, karşılaşmalarına
Şeref stadında
Vefa stadında Fenerbahçe
karşılaşacaklardır.
en mühim karşılaşmadı,
ki, Fenerbahçe ile Vefa a-
kaybeden Vefa bugün galip gelirse senenin ilk muvaffakiyetini elde et mış olacak ve sarsılan cesaret ve pi'stijini yeniden ctınek
i 4
nına kavuşacaktır.
sımpaşa, ile Vefa
Günün ©übhesiz
rasında cereyan edecektir. İlk devreyi — Galatasaray ile birlikte — bir berabere ile puvan cedvelinln başında bitiren san lftciverthler bu gün İlgin kuvvetli takımlarından olan Vefanın karşısında korkult bir imtihan geçireceklerdir. Bu maçı kazandıkları takdirde Fenerliler bü yük bir mftniayı atlatmış olacaklardır.
Sıtkı tryarın idare edeceği F» n(r - Vefa maçı yeşil beyazlılaı için de büyük bir ehemmiyeti haizdir tik devreyi hiç de iyi bir şekilde, bıtir-miyen Vefalılar, bu maçı kazandıkları takdirde maddeten olduğu ka -dar. belki daha fazla, mânen istifa deler sağlamış olacaklardır
Filhakika geçen şampiyonluğunu
inıkâ
Frntrin tu ini oyuncusu M haildin
MA( İN İ’AIIMİA'J

sene avera J
i
E;p»i’4ii maçta, ilk nazarda, ta. lafların şansı müsavi ^örünmekte-
I
- lifti maçı
• • •
HABERLERİ
Baks âleminde
VooJccck
Tunney
cîu£rıı çıkabilir, fakat kendisi karar, verebilecek bir durumda değildi.’ Onun için Bruceun bitip bitmediği* ni anlamak için yeni seneyi bekle( inek icap etmektedir,«• 1
-------------o--------- ( frsenal zenginleşiyor ;
Eski Dilnyn )mks şanıpiyanlanndan te Th ıı ıi t y
Dv m pxcy
Eski dünya
Tunnrye göre.
şampiyonu Bruce VVondiock artık işe yaramaz bir hale gelmiştir. Ken dişile konuşan Trinidad gazetecilo rine Tunney şunları söylemiştir: Woodcock artık bitti. Kendisi kâ fi decerede tecrübe sahibi olınadaû
ıştirâk' onu fazla yükseklere çıkarmak İste
Gene siklet
Atina;
İsviçredeki kişilik bir çektir.
Peloponezde, Lirya dağında idmanlarda bulunan bu takım, 10 o-cak tarihinde îsviçreye hareket ede çektir.
YunanistanlI sporcuların
edecekleri yarışmalar ©unlardın fler dıl«r, yeni bir şampiyon bulmak, en beat iniş; teknik ini©; 18 kilomet- aşağı İki seneye İhtiyaç göstermek rellk yan©. tedlr
co-
iyi
Geçenleı de. Woodcockun pilot u na telefon ederek malumat istiyen bir gazeteciye, idareci şu şuali sor muştur: ..Tunney kimdir? Yerde 14 saniye saydıktan sonra şampiyonluğu muhafaza eden boksör (ie ğilml »
\Voodcock ise demektedir:
(»Tunney beni hiç bir zaman ğüşürken görmedi. Onun için
olup olmadığımı bilmekten çok u-zaktir. Ingıltereye geldiği zaman Lesnevich için de ayni şeyi söylemişlerdi. Kendisini 7 rauvuııdhık maçta mağlup ettim, Sonralan Lesneviç, aralarında Bili Fo.\ da olduğu halde, bütün Amerikan ağır siklet şampiyonlarını yenmişti. Şixn dİ de dünya şampiyonluğu İçin Jce Louis ile dönüşecektir. Ancak zaman artık işe yaraylp yaramadığımı gösterecektir, Tunney çok zaman evvel, 1926 senesinde Dump şeyin elinden dünya şampiyonluğunu alan boksördür Bir sene sonra bü yük bir müsabakada 14 saniye yer de kalmasına rağmen, şampiyonluk unvanını kaybetmemişti, 30 da kikahk bir maç için Tunney o zaman 200.000 İngiliz lirası almıştı. Böylece hiç mağlup olmadan Tıın-ııey boksu bırakmıştı.
Tunney ayni zamanda boks saye sinde 1,000.000 Ingiliz lirasi kazan dlkıuıı sonra, b*r mirasyedi ile evlenmiş ve Ömrünün soınına «adar mesut yaşayacağım bildirmişti
Tunney iyi olduğa kadar şans) bir boksör olup, şampiyonluğa bat inak Ü2ere bir güneş olan Danıp^ev İn elinden almıştı.
Woodcock hakkındaki ilkirh ı
Aı sena) klübû günden güne zeıV ginleşmektedir. Geçenlerde ilâıı edilen Arsenal klübüııün senelik bilânçosuudaıı öğrenildiğine göre, son mevsim zarfında klilb 22,143 İngiliz lirası para kazanmış, ve, hissedarlar harbden beri ilk defa1 olmak üzere yüzde beş hisse al-' maktadır. Geçen sene, Arsenal^ takımı mağlubiyet ten mağlubiyeti ı ğrayıp, iflâs etmek tehlikesini goslt rirken Pmdencial sigorta şiı keti, oyuncu temini için Arsenele lazım olan parayı temin etmemişti.
Û zaman klübün direkdörü bulunan ve halen istifa etmiş olan Mr. R. C. Fielder, klübe para bula bilmek için çareler aramaya koyul dıı.
Sigorta şirketine olan 150.000 liralık borç, 100.000 den aşağı in dirildi. Arsenıılin ayni zamanda; Barcla.v’s bankasına da 30.000 in-' gııiz lirasi borcu vardı. Evvelce bu' bur., 180.000 lira idi. Arsenalin bu günkü durumu iyidir, yüzde beş i. . alan Baclays bankası da mem nı.n bulunmaktadır. Vergi olarak geçen mevsim de 23.956 lira veril mı^ v. umumi hasılat 113.789 în-jj'iz lirasını bulmuştur.
dır. Zira Vefa stadı kadar avantaj temin eden saha pek nadirdir. Bu scbeble Vefa kendi sahasından le, hine büyük faydalar sağlayacak ve zayıf taraflarını saha avantajile U lâfi edecektir.
Son haftalarda Vefa takımı formunu bulmuş bir tim manzarası arzetmektedir. Galibin for hattında takımına temin ettiği faydalar ol -dukca fazladır. Yeşil beyaz müda -faası da oldukça kuvvetlidir ve ko lav kolay aşılacak cinsten değildir. Bu itibarla for hattının çıkarabile cegi bir veya iki gol rakip takım tarafından kolaylıkla telâfi edileml yecektlr.
Fenerbahçeye gelince: İstanbul, spor ve Beşiktaşa karşı elde ettiği göz dolduran galebeleıile maça yüA sek maneviyatla çıkacaklardır. Has minin eksikliği pek belli olmamaktadır. San lâciverttiler kadrolarını tam olarak tesbit etmiş vaziyettedir ler.
Bu itibarla her mevkiin oyuncu, su yerine alışmış arkadaşlarile anlaşmış bir durumdadır. Hâlen Feneı takımının en kuvvetli hattı kaleci ve muavin hattıdır. Muavin hattı, son Beşiktaş oyununda olduğu gibi, takımın galip gelmesinde baş rolü oynamıştır. Hücum haltı ve bilhassa sol taraf netice aluıfîttUiMâ“çok müessir olacaktır.
Her iki takımın aşağı yukarı va ziyetini tesbit ettikten sonra müsa baka neticesini tahmine çalışacağım. Bugünkü maçta netice üzeri-ne tesir edecek en büyült âmil o-ytınculann asabıdır. Maça heyecanla sinirli vaziyette çıkan, lüzunısuı sertliğe müracaat eden taraf oyurtu peşinen kaybetmiş demektir. İki ta raf oyuncuları soğukkanlı mamakla takımlarına fenalık olurlar.
Fener hücum hattı sıkışık yette pek gol çıkaramamaktadır.
Bu bakımdan Vefa rakibinden da ha üstün görünmektedir.
Buna mukabil Fener muavin ve müdafaa hattı Vefadan üstündür. Ve herhangi bir sürpriz ihtimali ha ric, müsabakanın neticesi az farkla sarı lâciverttiler lehine tecelli eder.
G. SARAY - KASIMPAŞA
Günün diğer lig karşılaşması, G Saray ile Kasımpaşa arasında Şeref stadında cereyan edecektir. Üstüste muvaffakiyetlerinden sonra san kır mızılılar geçen hafta Süleymaniye karşısında hiç de ümid edilmiyen bir netice elde ettiler. Hücum haclarının verimsiz çalışması Galatasa rayın galibiyetine, az daha, mâni oluyordu. Yeni antrenörlerinin idare sinde sıkı çalışmalara başlavon G. Saraylıların geçen hafta çıkardıkla rı oyunu bir kereye mahsus tesa-düfl bir şey diye kabul etmek bi. raz hatâlı olur. Filhakika san kırmızı takımın gerisi çok kuvvetlidir. Ve bu ilk devrede az gol yemelerde sabit olmuştur. Ancak for hattı ge riye nisbctle çok zapftır. Gündüzün iyi bir şekilde marke edilmesi bu hattı felce uğratabilir. Nitekim geçen hafta Süleymaniye bu taktiği gayet iyi tatbik edebilmiştir.
Bugün Kasımpaşa da aynı takti, ğî kullanırsa. Galatasaray için galebe biraz zor olur. Eğer Gündüz serbestçe oynayabilirse o azman Ka sımpaşa mağlûbiyetten kurtulamaz.
Diğer taraftan geçen hafta 3Ü. leymanlye, santrforlarının ağır olu şundan dolayı, ele geçirdiği birçok fırsatlardan istifade edememişti. Hol bukl Kasımpaşa for hattı gol çıkarmakta mahirdir. Ve eğer öyls fırsatlar Kasımpaşaya nasib olursa Galatasaraym galebesi normal gibi • görünen maçın neticesi hiç de bek lenmiyen »*kllde tecelli eder.
M Nhnet ÜYKEN
oyna. etmi(
vazi»