Pazartesi
AV ISI
HER
YERDE
İdare: Nuruosmanlye No- 17 Tel adresi: «YENİ SABAH» İSTANBUL Telefon: 20753__________

OCAK
J94Ş
Onuncu Yıl
No. 3208
ABONE TUrkiy® Senelik MOO I aylık 1800 3 aylık 900 1 aylık 300
Kr.
»
>
bedel! Ecnebi 6400 2900 1000 •00
Kr
>
>
>
10
KURUŞ
İN YILMAZ MUDAFİİYIZ
traa, Aaerlkaa kredislBİ istemedi
Tahran, 25 (A.A.) — United Pres»' Tabundaki Amerikan Büyük Elçisinin bildirdiğine göre. Amerikan harb malzemesinin satın alınması İçin Amerika-dan kredi talebetmek yolunda İrana verilmi| ölen mühlet İran hükümeti herhangi bir talebde bulunmadan dün akşam nihayete ermiştir.




*
Eskişehir Demokrat Parti Kongresi Dün Toplandı

2
a
9

A • * •
8

Yapılan Halâ O KadarAğırdırki, Bilmeyiz...
n
D» Parti Başkanı Amerikan kredisi hakkında iktidara şiddetle hücum etti
himaye edilecekmi?

“ Bugünkü durum hükümet makanizmasımn yanlış hareketlerinden doğmuştur, eğer hakiki vaziyet anlatılsaydı müsaid şartlar elde ederdik,
>ftuh üdşlîCd kanlardan Şiikrü
uuer İnden birincisi ve İkincisi eski Başba-Saraçoylu ve halefi Rcccb Pekcr
Böyle bîr hâdise, herhangi bir demokraside, hattâ totaliter idarelerde bile, değil bir kabineyi berhava etmek bir kâfi bir sebebdir
partiyi yerle bir eylemek için
Halk Partisinin ve çeşidli hükümetlerinin huylan ve âdetleri; yolsuzluk, fena -l&k, gaflet, aciz ve bilgisizlik maddeten ve fiilen sabit olunca ve elle tutulur bir hal alınca, bunu resmi demeçle de, Mecliste, matbuatta kabul etmek ve işin düzelti -lecegine dair teminat vermektir. Bu hal yıllar ve yıllardır bövle sürüp gider; fakat aciz veya bilgisizlik, hattâ bazen menfaat kas-dile yapılmış hareketlerin hesabı sorulmaz. Sorulmaya kalkışılırsa derhal Halk Partisi, kitle halinde, ayaklanır ve ö mes’ul şahsı itti -fak ile destekler. Bu iddiamızın en parlak delillerinden son bir örneği de Atıf İnan, mes’ el esidir.
Ancak bu defa yapılan hatâ o kadar ağırdır İd, bilemeyiz, bu meşhur ve malûm manevra ve o-yun yine tatbik olunabilir mi? Bir-leeü/ Amerika hükümeti on altı, devlete çeşidli şekilde yardıma karar vermiştir. Fakat Türkiye bu | muavenetin dışında bırakılmış, Portekiz ve İsviçre gibi, peşin para ile malzeme satın almaya mahkûm edilmiştir.
Bu haberi memleket hiç bekle -gnJyordu. Bilâkis en büyük telıli -keye ilk mâruz ülke sıfatile ve Batı medeniyetinin bekçisi salâhi-yetile acil ve kuvvetli bir destek -(eneğe muntazırdı. Fakat durum udigî gibi gelişmedi. Şimdi
un, bizim tarafımızdan kaba~ katli ve mes’ul olanları, yine ört bas edilerek himaye edilecek mi -dir?
Bizce bu durumun sorumluları başı nda eski Başbakan Şükrii Sa- I raçoğlu gelir. Her demecinde hakikatleri tahrif ederek memleketi, iç politika 0)7111 lan uğruna, bir cennet gibi göstermeğe çalışan o-dur. İz tır ab, sıkıntı ve darlıktan bahsedildikçe O, Millet Meclisi kürsüsünden en salahiyetli ağızla, bunları tekzib eder ve ilâve eylerdi: «Kasalannıız silme altın doludur. Elimizdeki yiyecek stoku iki yüz mil) on tonu aşar, anbarları -mız lebaleb buğday ve hububat ile yüklüdür... Ne bugün, ne gelecek yıllar sıkıntı bahis mevzuu değildir.» Resmi bir ağızın bu kadar kesin 'teminatına dostlarımız Amerikalılar inanır ve aldanırsa, insaf etmeli, kabahat onlar da mı olur? Türk Başbakanının sözüne İnanmasınlar da bir tenkidei muarızın lâkırdısına mı kulak
Sonra Receb Peker
telâkkiyi silmek için ne yaptı? Hiç. Bilâkis (400.000) day ihracına müsaade etmekle selefinin sözlerini teyid etmiş oldu amma hu hükümet adamının uzağı görüşü o kadar kuvvetli idi ki bu karardan bir iki ay sonra memleket bildiğimiz çavdar karışık ekmeği yemeğe mahkûm edildi.
(Devamı Sa., 3, su., 4 de)
versiD-
I
Antidemokratik Kanunların değiştirilmesinin arefesinde bulunuyoruz, yarın hep birlikte bayram yapacağız
••• //
bu
his ve
ton bıığ-
Marşallstifa edecekmiş
Vaşington: 25 (AA.) — Britano-•a: — Burada söylendiğine göre, Amerikan Dışişleri Bakanı Marshall istifasını ileri sürerek efkârı umu miyeyi fikrini açıkça bildirmeye dâ bet edecektir. Dışişleri Bakanının Avrupanın kalkınması programının sadece iktisadi bir tedbir olmayıp Amerikanın Rusya ile olan şiddet h İhtilâfında stratejik ihtiyaçların önemli bir kısmını teşkil ettiği yo luncıe kongreyi İkna etmeye mu-vaîlak olmadığı takdirde bu kati tedbire başvuracağı yolunda yenl-(un şayialar dolaşmaktadır.
Amerikanın Son Kararı İ tlafında
Hikmet Bayur ve «Ulus»un makaleleri
• «UİUN» hnBktun yardım ImIİvof!.
Bayur da, ( B(r taraf ilerliyecek, biz Osmanlı Devleti dünya karşısında ne kadar geri ise o kadar kalacağız; niçin?.. Yalnızca iktidara yapışmış bir zümrenin kifayetsiz adamlar kullanmakta



■ç
t

w
''i


n
4
X
6
* J ç

s
*
9 t*

(

>

-Z
*9
w. »

Hîkft ct Bayur
uyak dirediği için...» diyor.
Ankara, 25 (Hususî) — Marshail plânı gereğince Türk iyeye peşin para ile malzeme verilmesi meselesi günün mevzuunu teşkilde devam etmektedir. Bu mevzua temas eden (Devamı Sa., 5; Sü., 1 acı
ı
1 •
■. t
Eskişehir, 25 (Telefonla) — Bu sabah saat 8,30 da Demokrat par ti binasında halk toplanmış ve be raberce kongrenin yapılacağı mahalle gidilmiştir.
Kongreye Emin Sazak, Ahmed Oğuz, Haşan Polatkan, Kemal Zey tinoğlu, Hüseyin Bingöl, Abidin Potoğlu iştirak etmiş ve Celâl Bay'ar da saat 14.30 da gelmiştir.
Kongre, İstiklâl Marşı ile açıl -mıştır. Bundan sonra il idare kurulu başkanı Muhtar Başkut açış nutkunu söylemiştir.
AÇIŞ NUTKU
Bundan sonra başkanlık divanı nın seçimine geçilmiş, başkanbğa A2iz Zeytinoğlu, başkan vekilliğine doktor Celâl Yöndem, kâtiplik lere de Orhan Oğuz ve Ali Rıza Ilıcalı seçilmişlerdir.
Atatprk için bir dakikalık tâ -inn sükutu ve tekrar ölen partili arkadaşlar için yifıe bir dakötfUik sükûttan sonra, il idare kurulu -nun 1947 ynlı çalışma raporu ve hesab hülâsalarının büdce tasarı -sının okunmasına geçilmiş, hesab ve büdce komisyonu, seçimi yapıl mış, ilçelerden gelen hesab hülâ -salan, büdceleri, dilekleri okun -muş bu arada Emin Sazak söz a-larak şöyle demiştir:
EMİN SAZAK KONUŞUYOR
«—» Eskişehir millî iradesini bun dan 25 sene evvel kullandığını bu defa bu varlığını gösterip isbat et miştir. Bugün burada gördüğümüz I canlı varlıklar dâvamızın halledil I miş olduğunu göstermektedir.
Gittiğimiz yol. memleketimizin. kurtulmasına, halkımızın refa (Devamı Sa., 5; Sil., 3 de>


Celâl Boyar tedkik seyahatler itulf n bırmde halk arasında
Rusya da isyan
Ukraynada 1,5 milyonu aşan bir kitle ayaklandı


n
* J
n

M. T. A. Enstitüsü Yolsuzlukları
Bîr rapor yüzünden çıkan münakaşa
Başbakan’-! ın dünkü :

Amerika
-- o------
Batı Avrupa ile askeri işbirliği kuracak
Vaşington: 25 (AP) — Pazar
nü öğrenildiğine göre, Va.şlngtonda ki eıı yüksek diplomatik çevreler, Birleşik Amerika ile Batı Avrupa a-rasında özel askeri bir birliğin ku rulmasının kuvvetle muhtemel ol duğpnu belirtiyorlar.
Amerika Dışişleri Bakanlığı İse, böyle özel ve resmi bir İttifakın lü zumsuz olduğunu zira Amerikanın, Avrupanın İçinde bulunduğu siyasi vaziyet karşısında herhangi bir it (Devaırn 5 incide)
Akdeniz için alman tedbirler
Londra, 25 (A.A.) — Ingiliz ve Amerikan Genelkurmayları araaında oereyan. elmiç olan gör üt teatiler
Emin Aziz, Umum Müdüre verdiği cevabta bazı yeni ve mühim iddialar serdediyor Bir nıüddettenberl M. T. A. >
Enstitüsündeki yolsuzluklara dair mtlteaddid yazıları intişar etmekte olan Emin Azizden dün şu mektubu aldık:
-Yeni Sabah gazetesi Yazı İşleıiı
Müdürlüğüne:
-19 Ocak 948 tarihli gazetenizin birinci sayfasında «Tekzib mi, itiraf mı ( başlıklı M. T. A. Enstitüsü yo.-auzluklan hakkındaki yazıyı oku.
dum. Müessesenin şimdiki umum müdürü Ihsan Ruhi Berendin verdiği bu cevabda sık sık adımın geçmesi dolayısile umumi efkâr muvacehesinde hakikatlerin aydınlanması için asaldaki yazımın neşrini, kanunun üana bahşetmiş olduğu hakka dayanarak sajgı ile rica ederim.
1 — 9 Temmuz 1943 tenberl M. T. A. Enstitüsündeki sı^lstimaller ve (Devamı Sa.. 5; Sü., 6 da)
Fener . Vefa heyecauh t
{Mtıçiarm tafsilâtı ö üncü sayfamızda)

isyan bölün dvh-yelİ'e (R v.;m edlvor
Nevyork: 25 (AA,) — (Reutcr) -
Nevyorkta çıkan The Journal Amerikan gazetesinin Nanking mu habiri telgrafla bildiriyor:
Çin haberler servisinin bildirdiği ne göre, Sovyerler Birliği tarihinde ilk . büyük isyan - halen Güney Ukraynada bütün dehsetlle cereyan etmektedir. İsyan, UkraynalI ların yüzlerce senedir devam edege len milli hislerine ve Moskova hü kümelinin suistimallerîne karşı o-lan kinlerine , atfolunmaktadır-
Adı geçen m ıhabir, bu haberin, Çin hükümeti üyf l?rinden Çenki fu tarafından, münhasıran Hearst grupu gazeteleri için verildiğini be
(Devamı Sa., 3; Sü., 7 def
Avrupada Sovyet tahkimatı
------o ,
Balkan Komünist Bloku Bayı acıda dün loptandı Berlin: 25 (AA.) — Brltanova Rusya, yeni Polonya ile Almanya, arasındaki Öder—Neisse hatlına tahkim etmektedir. Bu İş her ne kadar Poionvaya ait olmakla beraber İnşaatlar Kızılordu İstihkâm subayları tarafından idare olunmaktadır. Bu İş İçin gerekli işçiler, Almanyadaki Sovyet İşgal bölgesin de bulunan toplama kamplarından (Devamı 5 tncıde>
Koniça muharebesi tekrar başladı
Atina: 25 (AP* — Yunanistan basın haberlerinden öğrenildiğine
göre, Koniça etrafında muharebe, fer tekrar başlamıştır.
m
konuşması!
---------0-----7 J daire'erinde halkla işlerinin vaktinde görülmesi konusu ele alındı.. .
Ankara: 25 (Telefon) — C, H, P, Merkez İlçe kongresi bugün A-i kara Halkevinde toplanmıştı. Top lantıda Başbakan Haşan Saka, İçiş lerl Bakanı, Milli Eğitim Bakam, Ulaştırma Bakam, Genel Sekreter yardımcısı Cevad Dursunoğlu gı nel idare kurulu üyelerinden bazıları ve bazı Ankara milletvekilleri hazır bulunmuşlardır.
Toplantıda merkez idare kurulu nun raporu okunduktan sonra, ta pusuz evler, gençlerle daha fazla ilgilenme, memurların halka daha iyi muamele etmesi ve işlerin vaM tinde görülmesi, belediyelere daha fazla yardım yapılması mevzuları (Devamı 5 incide)
I
Kemal Silivrili’nin adam öldürmesi ve öldürtmesi


Demokrat Parti merkezine bu hususta genel hat erler
Ankara, 25 (Hususi) — Istanb a Milletvekili Kemal Silivrilinin İstanbul 11 kongresinde yaptığı konuşmada adam öldürdüğü ve öldürttüğü tarzındaki sözleri yuınlun her taı ı-fında hayretle karşılandığı Demon-(Devamı Sa,, 5; Sü., 2 de)
«zeitlerde okuduğum bir ha -bere göre Belediye, şehrin i-marına ve en büyük ihtiyaç •
farından biri olan nakil vasıtaları ine- 1 selesinin hailine dufc j ru en buyuk adımı 8u müjde şehirde ilk tesis (yeraltı treni) dır. Biz buna (Tünel) diyoruz.. Ne dersek diyelim fakat yo-ter ki Avruoanın iı şehirlennooıı şehirciliğin esri evvel malık olmuş bulunsun.
Lutfi Kırdar buna sa Parisı imar eden namını ebediyete nıal
Vorllen malumata treni) Taksim ve Harbıyede birer du-rakyeri olmak şartıle KarakÖy - Şişli arasında yapılacaktır. Hattın Sirkeci ile Şişli arasında olması istenilmiş, fakat şirket bunu ikinci bir projeye bırakmış.
İzdihamın önüne geçecek ve şehir için maddi mânevi büyük bir kazan»
teşkil edecek bu tasavvurun az zamanda kuvveden fiile çıkmasını bütün kalbimle temenni ediyorum; fakat _ bunun yine karşı ta-
• rafa hasredilmesine
______________J de şiddetle muarız bulunuyorum.
Tiyatro yapıyoruz; karşıda, park yapıyoruz; karşıda. Çocuk bahçesi yapıyoruz; karşıda. Gezinti yapıyoruz; karşıda. Stadyom yapıyoruz; karşıda.. Karşıda karşıda! İstanbul tarafı imara lâyık değil midir? Yahud o-rası bed dua sinmiş bir belde midir?
bir vakitler Şehzadebaşı, Direkler-arası, Ağayokuşu, Kırkçeşme, Vefa, Fatih, Aksaray cihetleri şehrin en mamur, en kalabalık semtleri idi; bütün bu mahalleler yangın ile yandı kül oldu.
Anladık, böylo oldu diye artık bir daha yapılmaz mı? Son zamanlarda Lâlelide Marmaraya nâzır ne güzel apartmanlar gördüm. Demek oralar şenleniyor ve şenlenecek...
t/Mfen sayfngı çndnnlgj

;ULUNAYj
atmak üzeredir, edilecek
■* ““ 11 “ “
ve dünyanın en nam-biri olan İstanbul ihtiyaçlarına bir an
muvaffak olur -Haussman gibi eder.
göre (Yeraltı
YENT SABAH
26 OCAK 1048
. kWA 2
I ■ —
km ir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm? |
OkUYVCU
•»

d


F« r a n C
*
Tefrika No. ISO

— Bendeniz Rahmi beyin neden muvaffak ola
Reis — Bunu |imdi zapt» geçirdik. Gazeteler» veriyortla. ^>'^1 okusun; en elim ciheti fU elimledir: »Milletin Yunan çizmeleri altından kurtulmasından miitçVelUfi Mustafa Kemale ka minnet daha zail ol yorsun, milletin hissi ni bile kıskanıyorsun, sun! Bunu yazıyorsun rakkipervecandan delilsin
— Girmedim efen dilebilir.
— Halil beye mektub yazdım» mı?
— Evet iki sene evvel, intihabat esnasında.
—Ne yazdınız?
— Mebusluk lıakkında yazdın^. Halil bey umdelere karşı muhalifti. Tevhidi kuvva cihetine muhalifti. Halil bey bu esnnda kendi mebusluğu etrafındaki dedikodular dolayısiLe bir mektub göndermişti. Ben de cevab verdim. Mektub okundu.
— Bu mektubu Halil bey hangi mektubunuza cevaben gönderiyor. Muhalefete geçilmesinin vstan i-çin bir hıyanet olacağı bakkaldaki ifadeyi neye cevaben yazıyor?
— Bu mektubun Terakkiperver Fırkanın teşekkülüne karşı bir i-mâ olması muhtemeldir.
— Umdelere karşı olmasın!'
— Olabilir esasen kendisi umdelere karşı muhalifti.
Burada Halil beyin ifadesi okun du.
— Şu halde siz Halil beyi Terak kipervere imale etmek istediniz.
— Hajır efendim, yalnız fırka hakkında malûmat verdim.
— Hani Terakkiperver fırka i-le alâkadar olmadın izdi?
—Efendim, teşkilâtlarına gir^ medira.
Müddeiumumi — Bir çok vatan daşlar Terakkiperver fırkaya dahil olmuştur. Fakat serbesttirler. Lâkin Nâzım beji buraya getiren komiteci taı zmdaki faaliyetidir.
— Bendeniz propaganda ve ko-mitecilik yapmadım, ben şah6en münakaşayı seven bir insanım herkesle münakaşada bulundum. Fakat müaakaşada bulunduğum eşhas münevver zevattı.
Ben lttihad ve Terakki zamanında şiddetle münakaşada bulunuyordum. Hattâ Enver paşa şahsen be airn münakaşacılığnndan müşteki idi. Ben îttthed ve Terakki aleyhin de nasıl hıyanet ve propaganda yapabilirdim.
— Resuhi beyle muhaberen var mı?
— Hayır yok, yalnız ihtimal ki geçirdiğim kaza dolayısiyte bir mektub göndermiş olabilir.
ını ,yazdım.
— Silkrü bey ve îsmail Canbu-lat îzûaire geldikleri vakit bir \ eV-d« beftber kkldıntk ıflî ^ ne gitmek ÎCargıyakadap krü bay gtâc-ıçle kaldı,, Sû-trene gitti.
ili?
örüşi|r mtisü •
e
bü-
dim
kçlay ol
lundu mu ?
^Hayu\
— Hurşidin İzmir» geldiğini ne vakit haber aldınız?
— Tttrklyedn 81ya Hursid namında birisi olduğunu hftdleeden çV^el bilmiyordum, tiâdiiedân soh ra dğrendlfû.
— küçük Talât bey?
— Merkezi umumî arkadaşımdır.
— Abidin beyi tanır mısınız?
— Tanırtm, fakat itilâfcı olduğu için çörüşmezdlm.
— Rahmi beye namzedliği nasıl kabul ettirdiniz?
— Rahmi bey müstakil olarak namzedliğinl koydu.
— Rahmi beyin mebus çıkması için çalıştınız, Terakkiperver fırka hesabına!
— Hayır «Niçin mebus çıkamadı?» diyorlardı cevab verdim, izah ettim. * .
— Rauf beyle görüştünüz mü?
— lernire geldiği zaman bir defa görüştüm.
Müddeiumumi — Kendisine sorulacak suaJ kalmamıştır. Şurasını heyeti âüyenize arzetmek isterim ki verdiği cevablarda hiç sa-tnimiyet yoktur. Kendisi son zamanlarda münakalatı fikriyede bu lunduğunu söyledi. Makamı âcüri bunun meşru olduğunu lzmirde müvacehei millette ithamnamemde söylemiştim Nâzım bey daima aleyhde propagandada bulunmuştur.
Müteakiben muhakemeye nihayet verilmiştir. •
Cavid beyin muhakemesi
10 Ağustos salı günü saat 14 de maznun mevkiine Cavid getirildi. Asabi elleri bazen kavuşmuş duruyor. Basen de yanına sallanan Cavid bey bir müddet samiln sıralarını uzun uzun tedkik ediyordu. Sonra maznun mevkindeki sıraya . oturdu. Salon hiç bir muhakemede görülmedik derecede kalabalık idi. On dakika sonra içeri giren heyeti hâkime kaimen karşılandı»
Reis — İzzet paşa kabinesinde Maliye Nazırı olarak bulundunuz. Sonra Ferid paşa kabineyi teşkil etti. Siz de tailgaıneû kendi keudi-nlze kaldınız ondan sonraki haya tınızdan başlıyalım.
(Devamı var)
Mıdhat paşa kız Enstitüsüne dair
ÜttküdardB ikamet eden bir okuyuı lunusdan aldığımız ıuekt-ııbda şöyle deniliyor:
«Bizde Nanat okullarının bânhl olan Mldlıat Paşayı y&dotuıek makeadlle, gepoo sen» Uskiidarda açılan Kı? Enstitüsüne Kız •Sanat Enstiti verilmiş ve bu lev tübhı kapısına merasimle a-sılmı^tı.
fukut lıqt nedense son gty lerde bu levha indirilmiş yeripe Sadece «Kız Sanat Enstitüsü» ismini taşıyan bir levha konmuş* bulunuyor.
Acaba bunan sebebi a©-İir? Mjlli Eğitim Ha kan Ilının böyle bir »eye müa»a-e efnılyetıeğkne eminiz, kat bu keyfi hükmü verib do inkılâpçı Hldhal paşapın biUtrasıuı lnolten, lıattâ bl|. lerin kadirşinaslık hlslerifij rencide eden kimdir?
Alâkadarların katini ı yanlışlık varsa zeltilnıeslnl rica
«İttihat Pa#a
»vb» meft-
ıdarlartn naran dik-çökerek ortada bir
derhal ederim.»

Okuyucularımızın dikkat nazarına
Sayın okuyucularımızın ga ze lanı ize olan güven, sevgi ve bağlılıklarına birer nişane teşkil eden mektublarını meniııuniyetle almaktayız. An cak bunların bazılarının okunaksız el yazıelle yazılmış olması veya ziyadesile uzun tutulması, muayyen sütunda neşriui inıkAnmz kılmaktadır.
Badema gönderilecek inek t ubitına, mümkün olduğu kadar njulıtasar, rııüfid, daktilo makinesi veya mürek-keble ve fakat mutlaka q-kunakli el yasinde yazılarak sanlı adresli olmasını rica ederiz.

dti-



W P
ti

İlkokul talebeleri de
□ ı . ııe apartıman nasıl


*

80 bin liralık
\her sabah\
toplantı yapacaklar!
400 çocuğun iştirak edeceği ilk toplantının mevzuu şudur: “İlkokulların daha rahat ve verimli olması için neler istiyorsunuz?,,
Mili! Eğitim Müdürlüğü tarafından İlkokul muallimleri arasın*^ münazaralar tortlblendiği malûmdur. Buıılaıdan şimdiye kadar yalnız iki tanosl yapılmıb bulunmaktadır. Bundan sonra dört münazara riah^ yapılacaktır. Bunlardan Mrinolsi 28 Ocak 1948 de saat 14 de Eminönü Halkevlndedlr ve «tlkokullann lklnoi devresinde bulunan çocuklar» olnsıiyot bilgisi verilmeli mİ T Verilmemeli mi?» mevzuundasır.
İkinoisl; 25 şubatta yins ayni yer* de dİ kok ul! arın ikinci devresinde Çjj yabancı dile yor verilmeli mi? Verilmemeli midir?» movzuunda yapılacaktır.
Üçüncüsü de 31 Martta yapılacaktır ve; «Haftalık ders dağıtımı oed-veli olmalı mı? Olmamalı aâıdır?» mevzuludur.
Dördüncüsü İse; 28 nisanda saat 14 de Eminönü Halkevinde yapıla-çaktır ve mevzuu şudur: «öğretmen
liğtn bir İlim mesleği olması itibari. I»; terfilerin nriMbet raporlarla bş-rşbor bir dc^ imtihana tâbi tutulması doğru mudur? midir?»
İLKOKUL ÖORBNClLBRÎMİN YARAOAKLKU TOPLANTILAR
M. Eğitim Müdürlüğü, bir 4e ilkokul çocukları arasında, toplantılar yapmıya karar vermiştir. JBu toplantılarda çocukların artu ve dilekleri dinlen ecoktir.
tik çoouK toplantısı, 14 nisan ç^r« şamba günü saat 14 do Eminönü dal k evin d e olacaktır.
Mevzuu: «Okulların daha rahat vş verimli olması lçtn ne|4r istiyorsunuz?» dur. Toplantıda 400 çocuk bulunacaktır.
12 Mayıetakl İkine! toplantının da mevzuu: «Okulda» evde, sokakta sisi üsan olaylar nelerdir? önlenmesi ve giderilmesi İçin neler düşünüyor* sunuz?» dur.

POLİSTE
MÜTEFERRİK
yapıldı?
Halkalı muhasebesinde görülen açık
Cezaevinden kaçan Gâvur Ali
D. P. Yıldız semt lokali açıldı

Milli Savunma Bakanlığı Halkalı muhasebesinden 80 bin Hra zimmetine geçiron veznedar Ah önen He muhaslb Şükrü Ervan mevkuten Top lu Milli Korunma mahkemesine sev-kedllmlşlerdir.
Yapılan duruşmada sanık Şükrü Ersan hâdise haklan da:
«8/8/947 günü Merkez Bankasından 50 bin lira alıp döndüm ve kasayı açtığım da 80 bin liraya yakın bir paranın eksik olduğunu gördüm. Bu açığı kapatmak için dostlanma baş vurdum, fakat muvaffak olamadım, Sonra da Davudp&şada Güllünün e« vlne gittim, polisler beni orada ya. kaladılar. Parayı zimmetine geçirmiş değilim, kimin aldığını da bilmiyorum.» demiştir.
Ali Önen de o tarihlerde 8 güo kadar izinli bulunduğunu ve esasen kasanın veznedar Şükrünün mes’u-Uyetl altında bulunduğunu söylemiştir.
Halbuki sevk iddinameaine göre, sanıklar bu parayı zimmetlerine geçirdikten sonra ortadan kaybolmuşlar ve sonra da Kadıköyde 80 bin liralık bir apartıman inşa ettirmişlerdir.
da apartımanı satmaya kalkışmışlar dır. Bu iddiaya karşı cevabı sorulan sanık Ali önen:
(— Benim ve arkadaşım Şükrü Eraarun birikmiş paramız vardı. Kıs kardeşim de arsa verdi ve bu apartu manı inşa ettirdik» demiştir.
Şahldlerin celbi için celse başka güne talik edilmiştir.
--------e-------
Edipso şehrinde kolera yok
Atlnadan telgrafla vâki olan iş’a-ra binaen Ankara Yunan sefareti Basın Bürosu Edipsos şehrinde kolera musabı vukubulduğu baklandaki habori katiyen tekzib eder.
Hattâ hâdise meydana çılcınca
Sulhiyenin katili kim ? -


Tutum Bankanı bugün açılıyor
Hur.ırlıklan biten ve bir anonim şirket vaziyeti arzeden Tutum Bankası bugünden itibaren faaliyete geçecektir.
Bu münasebetle bankanın. Bankalar caddesindeki merkezinde- bugün saat 10.30 da bir merasim yapı-lacacktır.
Tatar gazelinin lardeşı abıtayj ıh arda bu.und
Bundan iki sent önce Şebnemininde esrarengikz bir cinayet işlenmiş sıhhat memuru Şerif Irmakların karısı, 30 yaşlarında (Tatar güzelli namiyle anılan Sulhiye Irmaklar feci bir şekilde boğularak öldürülmüştü. Odasında karyolanın üzerinde yan çıplak bir şekilde ölü bulunan Sul-hiyenin katili tek iz bırakmadığı i-çin aylarca süren tahkikat boşa çıkmıştı. Nihayet bir ihbar Üzerine, aynı semtte oturan bakkal tyrahim Camcı sanık olarak 1 inçi a^ırueza mahkemesine verilmiş ve sonunda buraet etmişti.
Bu suretle, bu esrarengiz cinayetin tahkikat dosyası açık kalmıştı t.
Birkaç gün önoe Sulhlyenln kız-kardaşı zabıtaya müracaat odorek göz yaşlan içinde »unlan söylemiş, tirs
(— Ablamın hayali gözümün önün den gitmiyor. Her gece rüyamda görüyorum. Geçen akşam da gördüğüm bir rüyada: «Kardeşim • benim katilimi bulun ve intikamım alınsın. Beni Ahmed öldürdü» dedi. Tanıdığım
u
Muhtelif suçlarından dolayı şehrimiz Cezaevinde mevkuf bulunan GA vur Ali adında bir sabıkalı, Çtezaevin den kaçınıştır. Fakat, evvelki gece Göztepode bir akrabasının evla» giderken; vaziyetini şübheU gören bir polis tarafından kendisin»: «pur!» ihtarında bulunulmuşsa da; Öâvur Ali buna aldırış etmemiş, kamaaıru çek er ok kaçmağa başlamışsa da bir az sonra yakalanmış ve üzerinde bir bıçak ve kama bulunmuştur. Kadıköy asliye ceza mahkemesindeki duruşmasını mütaakib 6 ay hepte m ah kûm edilmiştir.
Kendini denize atan kadın
E^elld akşam; Lâlelide hizmetçilik yapan Yıldız adında bir kadın; Galata Köprüsünde, kendtaiul yaka, lamak istlyen ahlâk zabıtası memur tal in m ( elinde» kuı tulmak için kendi Hini denize atmıştır. Yüzme bilmi-yen ve kendisini dalgalara ve akıntıya kaptıran Yıldız, biraz sonra, iki gene tarafından kurtarılmıştır.
---------o----------
Oıködar ve Kadıköy tramvaylarında öğrenciler için ay ık seyahat kartları
Üsküdar - Kadıköy ve havali») Halk Tramvayları İdaresi, Cğreniote leri tramvaylarda ufaklık para külfetinden kurtarmak maksadüe bunlara mahsus aylık tramvay seyahat kartlan fhda» etmlşttr.
Hor ayın beşlnoi gününden ertesi ayın dördünoü gününe kadar bîr ay İÇin muteber olaoak olan bu kartlar 26 günlük tramvay üoreti mukabilin de her ayın birinci gününden beşin * ol gününe kadar Tramvay İdarçal Plantonltıklarından tedarik edltebile. çektir.
4
■■ —R—
Ahmedlerin birinden şübhelenlyorum.
Rabıtanın faaliyete geçmasfari rioe
ediyorum.»
olr nokta daha var: Karşı sıkışıktır; fazla meşk ünler ahlamak, genişlemek Is-da İstanbul semtinin boş -
Yeraltı treni
(BaşUıraft f incide)
Amma biz bu semtleri bu derece fhmal eder, yakadan atarsak şehrin en milU hüviyetini taşıyan İstantoulu taınamile söndürür, mahvederiz. Sonra mühim taraf çok dur; halk tlyor; bu
luklarını doldurarak evsizlikten bunalanları o semtlere rağbet ettirmekle olur. Bunun sermayesi ise sadece halka nakil vasıtası kolaylığını temin eylemektir.
Bu itibarla (Yeraltı (reni) evvelâ Beyazıd, Sirkeci, Galata, Taksim, Harbiye ve Şişiiyo kadar yapılmalı I-di. Kendini Beyazıda atan adam bir kaç semte yaklaşmış saydır. (Yeraltı treninin) oraya kadar temdidi bütün İstanbuhm evsiz mahallelerine halkın rağbetini arttırır. İnşaat başlar ve «şehir buhranı» yavaş yavaş ortadan kalkar.
Fakat biz böyle yapmıyoruz. Şohrl merkezden uzaklaştırmak için etimizden geleni esirgemiyoruz.
(Yeraltı treni) gayet seri bir nakit vasıtasıdır. Onunla Galetadan Şişliye kadar olan meszfe on dakika bile sür-.•ncz. Bu kolaylık karşısında Şişli dağları az zamanda birer mahalle olacaktır. On dakikada şehrin merkezine I-necck nakil vasıtasına mâlik olan bir adam, ne diye tramvay, otc^ile kahrı çekerek gitsin de Fatihte otursun?
İşle bir şehir böyle ölür, böyle öl-dürüiür. (Yeraltı treni ıi) evvelâ oradan başlatmak, eski tâbir ile (Bilâd-ı-Selâte) nin pırlantasına cjki revnakını iade etınekHr. Bu, yalnız imar de-ftlt, biraz daha tarihtirl
Ceketinin yakasını iki parmağile tutmuş, komik bir tavırla ıllkiyor-dus
— Allah onun şerrinden hepimizi korusun.
Verda şımarık, küskün bir tavif takındı:
— Kabahat sizde.., beni bu kadar şımartmasaydınız. Bugün artık çok geç. Olan oldu.
— Yâni bundan sonra hepimiz» her istediğini yaptıracak mısın.
— Benim bir şey yaptırdığım yol! doktor ağabey. Siz benim istedUu lerimi benden evvel keşfediyoreanıl kabahat ben de mi,
Herkes neşo ile gülerken dokto» yine yaka silkti:
— Aman ne şirret şey! Şu masum çocuk tavrına b^kın, FÜm d»|p ki şu küçük kız, birkaç saat evvel koskoca bir salon dolusu İnşam çil gın bir heyecana düşüren Verda Berktir. Biraz evvol alkış ve çiçek tufanına tutulan büvtlk sanatkâr bu mu? Bu şirret kız mı? Ne münasebet canım. Ben onu tanıyorum. Daha dün kızamığını ve kuş palazını tedavi ettim.
— O zaman da böyle şirret mi idim doktor ağabey?
— Soruyor musun? Koskoca müesse3cyl kısacak (•‘efrfne takmış, götürmüştün.
Bu hâtıra hepsinin y*'£Üne derin hüzün verdi. Verda, henüz dün Da_ rUlâcezeden ayrılmış gibi, Kadriy»
Aşk ve İrs romanı
■ »teı ■ — M ■■
Muazzez Tahsin BERKAND
Siz»
giz-
derin
hanımın boynuna sarıldı?
____ Benim şeker anneciğini, nasıl teşekkür edeyim benî
9abiha hanım, göı yaşlanm
temek için burnunu kuvvetle sildi, Metin de heyecanlanmıştı. Babası -naı
— Şimdi bu sözlerin sırası mıydı ? Giblslndon baktı.
Birkaç saniye için ^ayı
bir sessizlik kapladı. Herkes yoksul • lar evine bırakılmış olan bir yavru yu ve onun talihsiz anasile babasını hatırlamıştı. Bu hüzünden İlk sil klnen Metin oldu:
— Arkadaşları bekletmemek isti yorsan hemen hazırlan m al ısın Ver-da. Geç oldu. ’
Km iriye henım da hemen '“endini topladı, geııç kızın yangını öptü:
— Odana git Verda. Sana bir sür prizim var
tlcl dakik* geçmeden neşeli bir çığlık apartımanı İnletti. Vorda biraz evvelki kederini unutmuş, ko-
Ilımla kıymetli bir ktlrk pederinle, bir fırtına gibi, yemek odasına gir ■rişti.
— Bu ne (Tüzel şey anacığım {
— Beğendin mi kızım?
— Beğendin de söz mü? Beni eld dan şi m artıyorsunuz. •
— Giyindikten sonra koy bakalım. Bana biraz görünüyor, icab ederse

Bu senn, Mhar, vaktinden evvel gilmiş, ortalık yeşillik ve çiçek bu ğulartle dolmuştu.
Bir sabah Kadriye hanım hareket emrini verdi.
Hazırlatnn çocuklar, Çan hraya göç edeceğiz.
Aynı sözleri telefonda Sahiha ha nımlar/ı da tekı*nrladı İki aile seferber hale girdiler Sandıklar, sepetin açdrfa, tem idik başladı.
Bu ayak'nmşa yu bancı olan vaî-nız Tıırhmıdı. O, günün büyük ki* mini odasında geçiriyor, piyano
omuzuna uzun gibi kestiririz.
haftaya
Demokrat ParU Yıldız semt oaa-fı lokali dün saat 14 de bir merasimle açılmıştır.
Merasime İftiıAk eden D. P. İller, bu gibi lokallerin yurdun her köşesinde açılmasını temenni etmişler Ve D. P. İçinde bir îktiik »lmadığını belirtmişlerdir. *
yük-
gün Folk
Konyaklar gecesi
Şehrimizde okuyan, Konyak •ek tahvil gendlgl; ex^velkl Konak salonlarında bir Ksnya lor gecesi» tertlb etmişlerdir.
Koayadan hususî surette getirlL miş olan folklor heyetüe birçok alaturka sanatkar ve okııyuoulannın iştlrâk ettiği bu toplantı labaha kadar neşe içinde devam etmişt'.r.
---o
Şehitlikleri imar cemiyetinin kongresi
Şehidlikleri İmar Cemiyetinin yıl-Uk kongresi, dün saat 14 de Eminö-hÜ Halkevinde yapılmıştır.
Riyaset divanı »»çimi yapıldıktan spnra bir yıllık faaliyet raporu okun muş, bu arada geçen yıl 85.000 lira varidat temin edildiğinden bahsediL m iştir. -
Tenkidlere maruz kalan rapor, netloede kabul edilmiş, bu yıl ®dtr« nekapı ŞehidHgtne giden yolların tamir edilmesine karar verümiş, bunda» sonra yeni idare heyeti seçimi yapılmıştır.
Yani idare heyeti, Cevdet Kerim tnoeduyı, Cemal Nbmlioğlu, Hikmet Arda, İhsan Namık Poroy t Sıdln Bilgiç, M. Ali Arat Sami Yaver, Mu rad F1 ur tun, 8. Saim Akkuyucuk*tan teşekkül etmiştir.
TeFrika: 50
Neye çalışı-bilmiyordu, eden de yok-
sİ duyulmadığı için orada ne yaptı ğım »oranlara haşin bir aerfle:
— Çalışıyorum.
Cevabını veriyordu, yordu ? Bunu kimse sual sormağa cesaret
tu. Tıırhanm fena bir geçidden geç inekte olduğunu ve bunun için hiç kimseden, hattâ doktor kardeşinden bile yardım istemediğini anlamışlardı.
Kadriye Hunim My havaem./l onun sinirleri üzerinde iyi bir tesir yapacağını düşünüyordu anıma Ferdi pek fhnidli değildi. Kardeşini tanı yordu. Onun zor Mr mânevi kriz geçirmekte olduğunun farkında idi ve ons yalMaşafmpordu. Bftivordu ki hiç bir ilâç; hiç bir tavsive kâr etmiyerek. bilâkis Ttırhanın asabı, m bt!sl>ütün bozacaktr
Bir gün, bir s»rada, tom verdi;
— Artık
Turhanın bulunmRdığı aileye kat’f bir ritim a-
Darüşşafaka müdürlüpiine bir emekli general tâyin edilecek Türk Okutma Kurumu; istifa etmiş bulunan Reşad Alasyatıın yerine, emekli generallerden Mazlûmun getirilmesi için MÜH Eğitim Bakanlığına bir müracaatta bulunmuştur.
Kablo hatları
Harb yılları içinde Fransaya sipariş edilen kablo boruları hâlâ gelmediğinden, bu boruların bit kısmı îngilteredon temin edilmiş ve Ka-raköyden Tünele monte edilmiştir.
Gelecek aylar gelmesi beklenen
îstanbulun ihtiyacı karşılanmış olacaktır.
Telefon İdaresi, santrallann tevsii ve İslahı ile meşgul olurken .diğer taraftan da yeraltı ve havai kab lolan yenilemek için gereken tedbirleri almış bulunmaktadır.
Prof. Kessl^Pitı bugünkü konferansı
tktısad Fakültesi Ord. profesörlerinden Dr. G. Kessler, Eminönü Halkevi müstakil konferanslarının 12 n-oisini bugün saat 18.15 de (Fredrlch Nictzsçhe) mevzuunda verecektir.
kadar
içinde kablo
elan hatta
îngütereden boruları ile
sözler genç pek uzaktı, hazırbklanna
nuyacak, onun halini farkediyor gö rünmiyecek. AnlagıldLı mı? Bu söy ledığim bir doktor tavsiyesidir. Hiç birinizin bunun dışına çıkmanın is t emiyorum. Yazacağım bir reçet» ye nasıl itiraz etmezseniz, bu sözle rlme de ufak bir karşılık verme-monlzi rica ederim.
Bu kat’! sözlere herke» boyun eğ d iği halde; yalnız Verda çekingen ve korkak bir tavırla göz kapaklarını kaldırdı ve sordu:
— Fakat hocamın nesi var dok tor ağabey?
Ferdi kaşlarım çattı, sert bir seste:
— Nevrasteni, dedi.
Ancak, bu mübhem kızı tatmin etmekten O, bir taraftan göç
yardım ederken, bir taraftan da bu meseleyi zihninde evirip çovirivor, Turbanın halinden bir şey anlamağa çalışıyordu.
tçl rahat değildi. Onu ejı çok ü-zen şeylerden biri de konserden sonra Turbanın onunla hiç alâkadar oimaytRi idi. Doktor Ferdinin tavsiyesi Ürerine birkaç uy program lı çalışmadan vazgeçeceklerdi. Verdinin da dinlenmesi, kendi İstediği J gibi çahjmıas’ ve yaşaması gerekti. Yaz aylarında kısın yorgunluğunu çıkaracak. güneşleyecek, bol bol E gezip e^tenerek, spor yapacak, veî- l1 hasıl başı boş kalacaktı. g!
(DeiHifnı var) |
odun3 el silin de bu vekile
c’u-söz-tojr
Ana •
4
i
Şükrü Saracogkıuun cevabı
ayın PıhraoG cBenin patron, muhayyel meh tubunıı ns&H senin kanalınla
göndordl iee, ben de maKeyyef oeve-bımı yine senin vesriania yoluyorum. Alır almaz hemen keneHsine ver, fakat onun mektubunu nasıl neşrgldn-so benimkini de öyleoe yayınlamayı unutma. Bunu senin lürüetiük ve hakseverliğinden bekler un. Akai uk -dirde beş parmağım /»kafidedir, hem ahrette detil, bu dünyeatı. Itri se -nin de meonuiün olmasa asreh^k kİ, bizde hükümet değişmeleri tama > yumarına benzer, hep aynı taşlar yar doğlştlrlr, durur. Bu itibarla gönün birinde yine ikfidara gefeceğmı mû -hakkak gibidir. 81naenaleyh ou noktayı göronünde bulundur da öyle ha-rekot et.
Çimdi gelelim mahud Amerikan yardımı meselesine, bazm toplant lafındaki o meşhur demeçleri ra». Ujta-'tarım altın, silolarım hubumu m>-lu yolundaki nutuklarıma.
Darılma Fıkracı amma, senin pat ron sahiden çocukmuş yahu* Ayol o sözlori kendim mi söyledim ssruyer sunuz? Malîye Bakanım Fued A kralı, Tanrının günü kapımın aşığını a-şındırır, yerlere kadar eğiterek zar -şunda elpençe divan durur ve:
— Altın stokumuzu koyacak yer bulamıyorum, hububat anbartarıruı doldu, taştı. Gazeteler açıkta çur i • yen buğdey yığınlarından şikayet e-der oldular. Bu memleket zatn«»nı devletinizdeki bolluğu, bütün tarihi boyunca, idrâk etmiş değildir. Ajp -ğınızın mı uğurundan, yoksa elin *in bereketinden midir nedir, atsak elmas, taşı tutsak yor! Deyip dururdu. Ben leri sahi zanneder. Heyeti
lantıtarına bile lüzum görmez, dolu klübuadekı başından ^aıkmadı -ğım briç masasından ayrılmayı altlı -ına getirmez ve basın toplantıların ta da o cevherleri yumurtlardım. Nere -den aklıma gclsindl ki günün birindi o uyuşturucu sözler aleyhimizde bi -rer silâh gibi kullanılacak da Amari-kabları yardımdan alıkoyacak?.. Ben Başbakan mıydım, yoksa Feygaınber mi? Biraz intaf yahu!..
Amma oiyecokeintz ki devlet a* damlığı, hükümet başkanlığı kolay mı? Bu mes elede de siz haklı otajı* lirsiniz. Fakat bu cihette de kabahat yine (amamHe bende değil. Bana gsl dediler, geldim; çakıl dediler, çekil -dim. Yarın tekrar gel derlerse yine gelirim.
Sonra bu ışde benim yerime gsien Receb Pekor ağabeyle onun Mahya Bakanı Kışnıirin hiç kabahati yuk mu? Haydi diyelim ki ben çürük tahtaya bastım, ya onların akılları nere deydi? Parayı da ben âyarlamadm ya! Yabancı memleketlere hubutal satıp halM çavdarlı deve hamuru mİ turan da ben iniyim? MuhaktJev (lr almasınlar amma, biz nasıl kiyaset ve basiret züğürdü isek onlarda da insaf namına hiç bir şey yok. Ou mes eleyi gazetelere • beyanat verm ek tavzih edeyim dedim, sonra gözleri • mîn önüne Balıkesrrdeki Demokratlar kongresinde söz söylemeğe kalkîş'm, bizim Süreyya Örgeevremn hah gel • di. Kendi kendime:
— İşin mi yok Saraç, dedim, otuı oturduğun yerde. Nasıl olsa bu mes’-elo de, binlorcesi gibi, unutulur gi • dor, son bu memlekette trj gibi işlerden dolayı hiç bir kabine reisin-r mcs’ul edildiğini gördün mü? Nens gerek? Ve mutad mânalı sükûtuma gömülmeyi tercih ettim. İşte sa^-m Fıkraoı, İşin içyüzü bundan ibaret.
Ankaraya golirsen bana da uğrayrp bir finoan kahvemi içmeyi ihmal etme. Baki hoşça kat.»
FIKRACI
Taksim - Sirkeci otobüsleri
Elektrik İdaresince İhdas edilen Taksim - Sirkeci otobüs seferleri be günden itibarou bağlıyacaktır.
Bu hatta veril»ı* 3 otobüs, sabahları 7.30 dan 10.15, öğleden sonra da 15 den 10.30 a kadar her on dakika* da bir işliyeccklerdir.
*
TAffV!


OCAK 1948
U 13Q3 I: Rııml j|K sâni i! 13
26

I cmcıı IÜOI Kasım 80 AY 1 — GÜN 26
V a kitine Vsaatt r a.-.i I a, Ö. S D 1 Günef 7 16 1 59 Öğle 12 27 7 10 İkindi 15 02 9 45 AkşfM n 16 12 —
ıs
5
Yatsı Imsâk
53
35
1
12
1‘İmse orta bir şev eor-



4
idareci
Haftanın Sürprizi
aktüaliteler
altında bulundurulması
k
Fenerbahçe, Vefayı 2 - O yendi |
Vali île &&
teşkilâtı,
• •
a
Jj
• •
'11
ettiği yerle dakikasını
Bülend, Do -Gündüz, Mu -
— Ali, Hâ -
Sabahaddin,
Zira, bu vekâletini
Sabahaddin,
— Bülend, Murtaza, Nec-
Ticaret Bakanının İstanbul tetkikleri
Oış Ticaret Dairesi İç Ticaret Umum MÜ« halde, Tioarst
Harb içinde Sovyet - Alman münasebetleri
Molotof, o zaman da ağzını yalnız itiraz için açmakta idi Vaşington, 25 (A,A.) —
Yeni yalanlanan Sovyet -Alman münasebetleri hakkında Amerikan basını yorumlarına devanı etmektedir. Phllaelphla lnquirer şöyle yazmaktadır:
Bu tarihî kitab, Sovyet liderleri ile Naziler arasında kendi büyümelerini sağlamak için dünyaya tahakküm yolunda hazırladıkları suikas-dın en bariz delilidir.
Bu kitabda, görüşmelerin başlangıcında. Rusya bir taraftan Almanya, diğer taraftan İngiltere ve Fransa ile müzakerelerde bulunduğu sırada, Molotof İngiliz ve Fransızlara karşı bir manken gibi davranmak ve ağzını yalnız itirazlarda bulun inak üzere açmakta iken, Almanlara karşı çok mülte-fit ve sıcak hareket etmekte idi.
Molotof, şimdi de aynı du nımu muhafaza etmekte bir manken gibi durmakta ve ağzını sade itirazlarda bulun mak için açmaktadır.
Bulunan gizli vesikalar, kat’î bir şekilde bir kere da ha Hitlerin Stalin ile yaptığı gizli andlaşma üzerine Polonyava hücum ettiğini ve harbin bütün fecayiine se-beb olduğunu açıklamaktadır.
Hepsinden daha Önemli o-lan şey, bu açıklamalar Mos-kovanın sözlerine güven ol-miyacağını tebarüz ettirmiş olmasıdır. Amerika sabırla ve devamlı olarak sulh için çalışmalı, fakat kuvvetli ve müteyakkız bulunmalıdır.
Vaşington Daily News şöyle demektedir: ı
'Sovyetlerin mütecavizli-gi ve ihaneti yeni bir şey ( değildir. Bununla beraber, ' Hitler - Stalin işbirliğinin giz ı li resmî vesikaları en soğukkanlı insanları dahi rencide edici mahiyettedir.
Stalinle Hitlerin arası a-çıldığı zamanın, Rusyanm kurtulmasına yardımı dokunan batı müttefikler sa- ' yesınde Stalin yaln z vaşa- ( mağa değil, aynı zamanda ! yeni müttefiklerini tehdide ve Baltık ve Balkan memleketlerinde de hâkimiyet te-elsine muvaffak olmuştur.
Şimdi. Orta-Şark, Batı Avrupa ve Almanyayı elde etmek arzusundadır.>
N

Patagonysda
zelzele!
-■o-
Filipinîerde 4 saat devam eden zelzele
Londra, 25 (A.A.) — Birmingham civarındaki West-Bromwich rasathanesinde sismograflar, dün akşam Greenvich saati ile 17,56 da ehemmiyetli sarsıntılar kaydet miştir. (
Depremin îngiltereye 8 veya 9 bin mil mesafede, Atlantik Okyanusunun ortasında yahud Pata-gonyanın batı sahilinde vukua gel diği tahmin olunmaktadır.
4 SAAT SÜREN ZELZELE
Londra, 25 (A.A.) — Filipin -ferde dün akşam muhtelif fasılalarla dört saat devam eden bir yer sarsıntısı olmuştur.
Gayet şiddetli sekiz sarsıntının vukua geldiği bildirilmektedir.
Sarsıntılar neticesinde bir çok kimse ölmüştür. Güney ve kuzey Amerikada da oldukça şiddetli yer sarsıntıları vukua gelmiştir.
Nevyork, 25 (A.A.) Cumartesi günü Ford ham üniversitesi -nin sismografı tarafından kayde -dilen depremin kuroanları arasından şimdiye kadar 13 kişinin öl -düğü bildirilmektedir.
Deprem, bilhassa Filipinlcrin Hanay adasında tahribat yapmıştır. Bu ada, Manillânın 480 kilo -metre güney doğusunda bulunmak tadır.
Fordhamm raporlarına göre dep remin m.-rkez üssü Pasifikte Sa-lamon adaları ile Fijis grupu ara sında bulunmaktadır.
Bu deprem, üniversitenin sis-tnogiufı tarafından kavdedlleü sari iinUlarm en şiddctiy-îridü ndlt.
• ■ ■
Memleketimizi ziyaret eden İngiliz Parlâmento heyeti başkanına göre!“tekâmül plânlarının tatbikatını
Londra. 25 (A.A.) — Son za -manlarda Tilrkiyeyi ziyaret etmiş olan İngiliz parlâmento heyeti -nin başkanı M. George Mathers, kendlaile konuşan Edinburg Eve-nlng News muhabirine Türkler -den «-İngiliz prensiplerini ve İngiliz hareket tarzını beğenen -bir millet» diye bahsetmiş, Türkiye -tıin îngiltereye karşı her sahada gösterdiği iyi niyetten ve Tllrki -lerin İngiltere ile mevcud müna -sebetlerin kuvvetlenmesini hakikaten istemekte olmalarından ö -türü pek memnun ve mütehassis
üteessir etmiştir,,
olduğunu söyliyerek demiştir ki:
«Türkiyede çok şey başarılmıştır. Fakat daha da başarılacak çok şey vardır.
Rus siyaseti karşısında Türkle-ıin büyük bir orduyu silâh altında tutmak zorunda kalmış olmaları. tekâmül plânlarının tatbikatını müteessir etmiştir. Türkler, karşılaştıkları güçlüklere rağmen memleketlerinin milletlerarası iş -birliğine samimî surette iştirâk etmesine ve birleşmiş milletler teş kilâtınm muvaffak olmasına az -metmiş bulunmaktadırlar.»'
Fransız parasının da kıymeti düşürüldü
Fransa, kararın neticelerinden endişe duymakta bu kararı Ingilterenin rağmen vermiş
Londra, 25 (A.A.) — Bu ak -şam gece yarısından itibaren Fran km kıymeti düşürülecektir. Frankın yeni râyici, yarın sabahtan ön ce bildirilmiy’ecek, bununla bera -ber, bu râyicin bir İngiliz lirası 865 frank ve bir dolar 215 frank olarak tesbit edileceği zannedilmek tedir.
Eski râyice göre, bir İngiliz lirası 480 frank ve bir dolar da 119 frank idi. Her ne kadar Fran sız hükümetinin devalüasyon hak-kmdaki kararlan hususunda milletlerarası sermaye sandığının vereceği resmî kararı beklediği öğrenilmişse de, Fransız hükümeti, sermaye sandığı aykırı bir karar dahi verecek olsa, bu tedbiri tatbik etmeye ittifakla karar vermiş tir.
Fransanın bu tek taraflı hareketi milletlerarası sermaye sandığından ayrılacağını ifade etmemektedir.
Fransa hükümeti nizamnamenin 10 uncu maddesinin aldığı vazi -yeti tamamile haklı gösterdiği ka naacinde bulunmaktadır. Fransız-lar bu kararlarını, İngiliz maliyle bakanı Sir Stafford Crippsin tavsiyelerine rağmen almışlardır.
Sir Stafford Cripps, böyle bir tedbirin İngiliz lirasına zarar vereceğini ve İngiliz ihracat ticaretini haleldar edeceğini bildirmiş -tir.
Fransız maliye bakanı M. Rene Mayer, bu hususta başlıca sebeb olarak İngiliz lirasının da her ne olursa olsun, pek yakında ayarlanacak olduğunu ileri sürmüştür ki, bu da bütün batı Avrupada kıymeti «yükselmiş» olan bütün dövizlerin pek yakında Marshall plânının tatbiki sırasında görüşüleceğini ifade etmektedir.
FRANKIN YENİ KIYMETİ
Paris, 25 (A.A.) — Haber alındığına göre, Frank kıymetinin dü şürülmesi, frank için muhtelif iki
tavsiyelerine bulunmaktadır.
kıymetin tesbiti esasına istinad e-decektir.
Bu kıymetlerden biri resmi kuru teşkil edecek, diğeri de altın kıymetiniu ve yabancı döviz fiyat larının değişmesine göre alçalıp yükselecektir.
Zannedildiğine göre, frankın yeni paritesi bir İngiliz lirası 864 frank olmak üzere tesblt edilecek tir.
ihracatçılar, resmî kura göre, te min ettikleri dolarlardan bir kıs -mini hükümete tevdi edeoekler, fa kat bu dövizlerin geri kalanını ser best piyasada satmaları mümkün olacaktır.
Böylelikle ihracatoılar daiıa faz la frank temin edebileceklerdir.
HÜKÜMETİN ENDİŞESİ
Londra, 25 (A.A.) — B. B. C. nin Paris muhabirinin bildirdiği -ne göre, Fransız hükümeti, frank *
kıymetinin düşürülmesi hakkında-ki kararının doğuracağı neticeler den endişe duymaktadır.
Çünkü Fransız hükümeti, İngiltere ve diğer memleketlerle o-lan münasebetlerini bozmak ve böylelikle Avrupanın kalkınması işini haleldar etmek istememektedir.
Yapılan hâlâ 0 Kadar ağırdır kİ, Bilmeyiz...
(Başmakaleden devam)
Paris konferansına gönderilen heyette iktisad ile ilgili hiç bir şahsiyet bulunmuyordu. Şimdi I-yice anlaşılıyor ki, Receb Peker hükümeti bu konferansın ehemmiyet ve şuınüiünü lftyıkile kavrayamamış ve bir iki istatistik sunmakla herkesin kandırdabile-ccğiııi sanmıştı. Halbuki Alî Rıza Türerin demecinden anlıyoruz kİ Amerika bu konferansta çok etraflı sualler sormuş ve kesin ce-vablar istemiştir ve biz tamanıile hazırlıksız ve gafil avlanmışız.
Hem hazin bir keyfiyettir, bu -tün bu Paris konferansı sırasında ve ondan sonra bugüne kadar hükümetimiz iç umumi efkârı, bu Marshalt plânı hakkında, bizim projelerimiz hususunda aydıtlan— maya zerre kadar lüzum görmedi. Böyle cllıanşüınul bir plân karşı -sında bütün millî kuvvet ve bilgi yi seferber etmek lâzım gelirken İlim muhitlerimize bile, bu plâna verilecek cevab hususundu, en u-fak bir ihsasda bulunulduğunu, biz kendi hesabımıza, duymadık.
Şimdi de hazine umum müdürü, yâni Maliye Bakanlığına bağlı bir memur, Anıerikayı aydınlatmaya gönderilmektedir. Bu kadar gaflete insan doğrusu hayran oluyor. Böyle muazzam ve hayati bir dâva bile Maliye Bakanımızın lût -fen harekete geçmesine kâfi se -beb teşkil edemiyor.
Yok efendim millet efkârile is -tilıza eder gibi bu kadar âtıl ve bâtıl bir vaziyet takınılaınaz. Böyle bir hâdise herhangi bir demokraside hattâ totaliter idarelerde bile, değil bir kabineyi berhava etmeğe, hattâ bir partiyi yerle bir eylemeğe yeter.
Sayın Celâl Bayar, muhalefet lideri sıfatile, diyor ki: «Yapılan hatâ büyüktür. Bu doğrudan doğruya ticarî muvazenesizliğin ve iktisadi plânsızlığınıızın doğurdu -ğu bir neticedir. Malî vaziyetimiz İliç de iyi değildir.»
Bu yurd Halk Partisinin elinde plânsızlık içinde perişandır. Hiç bir plânı olınıyan bir memleket adı bile «Marshall plânı» olan bir sistemden faydalanabilir mi?
Bu son ve tamirini umduğumuz darbe Halk Partisini mümkün değil amma, bütün memleketi uyandırır da bu defa olsun mes’ullerin lâyık ofduklan cezaya çarptırıldıklarına şalıid oluruz.
A. Cemaleddtn Saraçoğlu
G.Saray, Kasımpaşa ile 2-2 berabere
10 uncu dakikada yine Kasım • paşa sol açığı ileri vaziyette aldı ğı pası bekleri peşine takıp kale nin önüne kadar g£ldi ve köşeden ikinci golü attı.
Birkaç dakika sonra Gündüz mi desine yediği bir tekme ile oyunu terkedip Galatasaray 10 kişi kalınca, maçın neticesi belli olmuş gibi oldu. Bu arada Naci de penaltıyı direğe atınca sa n kırmızıhlar ümidsiz oynamağa başladılar.
35 inci dakikada soldan kapanılan bir korneri Bülend kafa ile gole tahvil etti. Hiç ummadıkları şekilde bir gol atmaları Galatasa rayı tekrar gayrete getirdi. 41 inci dakikada Doğan çok uzaktan at tığı bir şandel ile takımını bera -ber vaziyete soktu. Ve biraz sonra maç 2—2 beraberlikle netice -lendi.

İngiliz ordusu Tel Aviv bölgesine tekrar döndü
Bornovada İngiliz Tarım sergisi açıldı
---o-- I
İzmir, 25 (A.A.) — İngiliz Büyük' Elçiliğinin basın müsteşarı M. Ailen tarafından tertib edilen İngiliz tarım sergisi, bugün Bornova Halkevlnde açılmıştır. Açılış töreninde Ingllte-renin İzmir Başkonsolosu Austen, İngiliz basın ataşesi Horstein, Bornova bucak müdürü İle belediye, Hal kevi ve partiler başkanları, Bornova çiftçileri ve kalabalık bir halk kitlesi hazır bulunmuştur.
Kudüs, 25 (A.A.) — On beş aralıkta Telâviv bölgesini tamanıile tah liye etmiş olan İngiliz kuvvetleri dün yine ayni bölgeye dönmüşlerdir.
Bir subayla 34 er harita dairelerini işgal ve mitralyöz yerleştirmek suretîle buralarım takviye etmişlerdir.
Londra, 25 (A.A.) — Filistindeki İngiliz askerî malzeme stoklarının taksimi için büyük bir savaş başlamıştır. Her gün yüzlerce İngiliz lirası kıymetinde malzeme çalınmaktadır. Karaborsada silâh fiyatlan hayret verici bir seviyeye yükselmiş tir.
Kudüs, 25 (A.A.) — İngiliz ordusu, Tclâviv yakınında Mikveh Isra-lede bir Yahudi içki fabrikasını, hücum üssü olarak kullanıldığı için dün öğleden sonra havaya uçurmuştur.
Lig maçlarının mühim haftalarından birini daha geçirdik. Dün Fener, şampiyonluk yolunun mü -him engellerinden biri olan Vefayı 2—0 yendi. Şeref stadında da Galatasaray son dakikalara ka -dar mağlüb vaziyette devam ettiği oyunu güç hal ile berabere biti rebildi.
Ehemmiyet itibarile Fenerbah -çe - Vefa ön plânda gelmekle beraber, diğer maçın neticesi şam -piyonluğa tesir bakımından daha mühim rol oymamış bulunmakta -dır.
Önümüzdeki haftalarda Fener ve Galatasarayın yrapacağı müsa -bakalar, aralarında yalnız bir pu van farkı bulunan, bu iki takım için hayatî bir ehemmiyeti haiz o-lacaktjr.
G. SARAY - KASIMPAŞA
Galatasarayın 2—0 galebesile biten B. takımları maçından sonra hakem Şekibin idaresinde Ka -sımpaşa ve Galatasaray takımlar? sahaya gelerek şu tertibde dizildi ler.
Galatasaray : Erdoğan — Fazıl, Salim — Musa, ğan — Halis, Naci, zaffer, Mehmed Ali.
Kasımpaşa: Agop şim — Cevdet
mi, Tayyar, Orhan.
Oyuna Kasımpaşanın vuruşu i-le başlandı. Tik akma hemen sağ dan mukabele eden GalatasaraylI lar, hemen rakip yan sahay'a yer leştiler.
Dakikalar ilerledikçe Galatasa -ray baskısı daha şiddetli bir şe -kil alıyor, fakat top bir türlü ne tice alacak, bir vuruşla Kasımpaşa kalesine girmiyordu.
Bu ai'ada Gündüzün iki güzel kafa atışını direkler kurtardı.
36 inci dakikada Kasımpaşa sol açığı geriden aldığı bir pası çok i-yi kullanarak Bülend ve Fazılı ça lımla geçti, ve kalenin bir kaç metre uzağından çok sıkı bir şüt le takımına ilk golü kazandırdı.
Bu gol Galatasarayı harekete geçirdi ise de bir netice çıkmadı, ve ilk devre 1—0 Kasımpaşanın lehine bitti.
İkinci devre:
Herkes Galatasarayın bu devre açılacağını zannederken netice tamamen aksi çıktı, ve ilk dakika -lardaki Galatasaray hücumlarını muvaffakiyetle atlatan Kasımpa-şahlar bilhassa ortadan Necmi va sıtasile akın yapmağa başladılar.
İsviçre ticaret heyeti Moskovada
Moskova, 25 (AP.) — Bir îsvlçr« ticaret heyeti pazar günü Moskova-ya varmıştır.
İktisadi çevreler, isviçrelilerin, ceplerinde bir anlaşma ile memleketlerine döneceklerine muhakkak na-zarile bakıyorlar.
Geçen hafta boşaltılan bu üssün eski mahallesindeki ihtiyar Yahudi-lerin melcei olan bina dün öğleden sonra Arablar tarafından dinamitle havaya uçurulmuştur. Telûviv civarında Yazur'da bir Arab tüfek kur_ şunle öldürülmüştür.
p---------------------------------------------------------------------
IGününenteresan haberleriI (___________________________________________________________________/
| Almanlara satılan Amerikan
| malları
J Frankfurt — Bugün resmen
| bildirildiğine göre, maliyet fiyatı 1 l mil/ar dolar ola.ı Amerikan ordusu i stok fazlası eşya, Ingiliz - Amerl-? kan k’ga! bölgesindeki Alm^r. hal-/ ka 233 milyon dolara satılmışıır.
/ Amerikaya gönderilen resim J sergisi
J Londra — Viyanadan alınan
1 bir Sovyet Tasa ajansı haberine gö-1 re, eski resim üstadlarının eserle-k rlnden müteşekkil ve 20 milyon In-( giliz lirası kıymetinde bir seyyar / sergi Avusturyadaıı Amerikaya ha-1 reket etmiştir. (AP.)
) Ruzveltin heykeli
I Londra — Kral George ve Kra-| İlçe Ellzabcth, müteveffa Amerika | Cumhurbaşkanı Franklin D. Roos. j veltin ölüm yıldönümüne tesadüf e-f den 12 nisan günü, Londrada Gros-) vene meydanında dikilen Rooaevelt * heykelinin açılış merasimine İştirak j edeceklerdi^ Müteveffa Balkanın I zevcesi Eleanor Rooscvelt, heykelin f kilşadını yapmayı kabul etmiştir.
4 (AP.)
1-

Uçak kazalarında Ankaradan verilen raporların rolü var mı?
Vaşington — Uçak kazalarını inceliyen, bir âyan komitesinin bil dlrdlğine göre, 19 haziranda Surl-yede Meyadin civarında bir uçağın parçalanması vc içinde bulunan 14 kişinin ölümlyle neticelenen kazanın, uçaktaki bir motörün değişti-rllmesile önleneceği anlaşılmaktadır.
Raporda, Hindistana hareket e. den uçağa Ankaradan verilen hava raporunun 24, ile 30 saat gec olduğu bildirilmekle beraber, hava raporunun kaza ile ilgisi olmadığı 1-lâve edilmektedir. (AP.)
İngiliz hara kuvvetlerinde sivil pilotlar
Londra, — Ingiltere havacılığı, harbdenberi İlk defa olarak hava kuvvetlerinin doğrudan doğruya siviller arasından pilot ve havacılar alabileceğini bildirmiştir.
Namzedler, 17 yaşını aşmış ve 21 yaşını bitirmemiş ve orta tahsilini yapmış olanlar arasından seçilecektir. ' -
Bu yeni tasarı sayesinde önümüz, deki .12 ay zarfında her ay takriben 100 kişinin hava kuvvetlerine
kaydının sağlanacağı tlmid edilmektedir.
Talimler iki sene devam edccok ve bütün namzedler kuzey Rodebya da staj yapacaklardır. Namzedler, beş sene normal havacılık servislerinde kullanılacak ve dört sene de ihtiyat hizmeti göreceklerdir.
Yeniden hizmete kaydedilecek vo ihtiyat ayrılacak olan namzedlere 200 sterlinglik bir tahsisat verilecek, yoniden hizmete almanlar İse ileride emeklilik haklarından ve e-mekll maaşından istifade edeceklerdir. (A.A.)
Diinya Bankasının gelir-gideri Vaşington — Dünya bankası 1917 senesinin son üç ayı İçinde kuruluşundanber! İlk defa olmak üzere gelirinin giderlerini aştığını açıklamıştır.
Bu üç aylık devre zarfında gelirler 4,513,694, giderler yekûnu ise 2,547.8113 dolar
Au suretle 1.317.610 doHr 30 aralık lan mail soııc
ölçüde aznlımşUr mart 948 da kalmaması bokl(*n-mektetfîr. İA.A.)

idi.
gelirler giderleri 'inmiştir.
de nihayet bıı-
ıdokj fark büyük Bu /arkın 31
«7
------------------------------------
İranda vesika usulü kaldırıldı z
Tahran — Bugünden itibaren / İranda vesika usulü kaldırılmıştır. 1 Hükümet şeker ve çay satışlarını J serbest bırakmıştır. Bu suretle fi- I yatların umumij'etle yükseleceği ve ı karaborsanın ortadan kalkacağı Ü- ı mid olunmaktadır. ’
Diğer taraftan hükümet dahilî I istihlâki temin için ihracat lisans- i larını geniş ölçüde tahdid etmiş ve ı pirinç ihracatını menetmeğe karar c vermiştir. (A.A.) 1
İngilterede senelik ihracat ( yekûnu Z
1 milyar sterlini geçti / Londra — Geçen sene Ingll- / terenin ihracatı harbden evvelki Ih Y racatı bariz bir şekilde aşmıştır. I İhracat 1947 senesinde de bir mil I yar sterlingl aşmıştır. Bu rakam 1938 senesi İhracatının 2.5 mislini i ifade etmekte olup 1920 denberl el- J de edilen bütün dedir.
Hacim olarak nesine nazaran vardır.
Bu rakamlar,
nan resmî bir cehllgden alınmışlar. Tebliğde i hra çatan bu artışım mukabil hûlA harici ticarette geçen sene 591 milyon sterling bir açık olduğu bildirilmektedir. 1016 da bu açık 330 milyon sterling idi.
neticelerin fcvkin-
ihracatta 1938 se-ytlzde 8 bir artı?
Londrada yayınla-

J
V anında roisi ile dürü olduğu
Bakanı evvolki gün İstanbulun ticaret işlorini tedkik etmiş.
Memleketin ticaret merkezi olaQ İstanbulun binbir derdine kondinoş deva bulmuş ve yine şahsen kendi • sinin tecrübe ve bilgisine güvenerek lüzumlu direktifleri vermiş ve belki de yarın Ankaraya avdet edecekmiş.
Ticaret Bakanının tetkikat yaptığı mües9cselerin adedine şaştım. Altında 8uick değil, Roisroys marka otomobil olduğu halde bile,* ziyaret re, vaktinin ancak onar ayırabilmiş olacaktır.
1) Ekmek meselesi için
rüşıuüş. Efkârı uınunıiyenin târîıi ü-zerinde münakaşalar, bu noktai na • zarın kesin müdafaası.
Tchmini netice: Ekmekler on gram daha eksiltilecek, dışları daha pişkin gösterilecek.
2) Milli Reassüransı ziyareti,
Tahminî netice: Beyoğlu Yerli Mal lar Pazarı binasının satışı. Alım ve satım farkından kazanç vergisi verilmesi meselesi.
Bunu da zannetmiyorum, mesele doğrudan doğruya aC tedir.
3) İhracat kontrolörlüğü
Tahmini netice: Yapılacak buğday, çavdar, susam ve saire ihracatının hakikî nıikdarınm (gayet mahrem tutul mak kaydiie) tâyini ve ihracatın bir elden yapılmasının temini.
4) Fındık ihracatçı birliğinin ziya* reti.
Tahmini netice: Bu hususta şimdiye kadar hiç bir şey yapılamadığına göre bir tahminde bulunulmamıştır.
5) Tiftik ihracatçı birliğinin ziya -reti.
Tahmini netice: 7 Eylıil kararlarına rağmen, tiftik ihracat.nin temin edi -lemomesi Avrupa ınerkeJ devletlerinin yerlerinde yeller ekmesinden ileri gelip bir müddet daha intizar edilmesinin tonıini.
6) Ticarot Odası meclisini ziyareti.
Tahmini netice: Kendince pek malûm olan son istifalar sebebHrinin, kendi nokai nazarına göre izahı, yeniler hakkında Sügjestiyoniar ve saire
7) Gazeteciler Cemiyetinin ziyareti. Hasbıhal, bütün tedkiklerderî alınan neticeler hakkında şeklî izahat, telkinler, imaleler, temenniler ve saire...
8) Ankaraya avdet.
İDARECİ
UjSdTÎJiting
-----------------o--------
Kadınlarımız aleyhindeki lir Ruspropagandasl tefin e( ûdi
Urfa: 25 (A.A.) — Türk kadınının sosyal haklarından mahrum bırakıldığı ve başı ^altında tutuldu ğu yolundaki Rus propagandası şehrimizde büyük bir asabiyetle kar şınlanmış ve bu sabah* saat 9. da bütün halkın ve siyasi partilerin iş tirakile büyük bil’ miting yapılmış tir,
Bu mitingde söz alan kadın ve et kek bir çok hatipler hâdiseden pa yımıza düşenin birleşmek ve sıklaş maktan ibaret olduğunu ve Türk iradesinin sinir harbinden asla ze delenmiyeceğlni belirtmişlerdi’’,
Şanlı bayrağımızı taşıyan halk kitlesi oDağbaşmı Duman Almış, marşını bir ağızdan söylemiş ve A-tatürkün büstü önünde, bu vatana göz dikecekler ve dil uzaltacaklar için kahraman Urfalılann ikinci bir 11 Nisan zaferi daha yaratacak lanna and lçtlmştlr
Miting, tam üç saat sürmüş ve şehir bir heyecan havası lçlncle çal kanmıştır,
M. Nimet t’yken FENERBAHÇE :2 - VEFA*: 0
Dün Vefa sahasında Fenerbahçe ve Vefa takınılan lıakem Mustafa Güventürkün idaresi altında karşılaştılar.
Stad tamamen dolmuştu. Saat tam 14.40 da oyuna başlandı Takımlar aşağıdaki k ıdrolarile yer aldılar:
Fenerbahçe: Cihad — Murad,
Hilmi — Selâhaddiıı. Samım, Kâmil — F. Kut. Lefter, Ahmed, Müjdat, Halid.
Vefa: Abdullah — Mustafa. Ba hadır — Süleyman, Cebbar. Hii -şeyin — Cevdet. Gılib, Muammer, Haçik, Ha} dar.
Oyuna Vefanın vuruşu ile başlandı. Fener kalesine kadar dayanan hücum Cihad tarafından önlendikten sonra Fener forveti Vefa yarı sahasına yerleşti. Halid ve Küçük Fikretin iki sütunu kaleci Abdullah önledi.
Fenerbahçe ilk mühim tehlikeyi Fikretin sebebiyet verdiği bir fa-vul atışını müteakib geçirdi. Ci -had gelen süte Haçikle beraber çıkış yaptı ve topu uzaklaştırdı.
Vefa sağdan üstüste hücum yapıyor, lâkin Cihad yerinde müdahalelerle yeşil beyadılara hücum fırsatı vermiyor.
Fenerbahçe, bir hayli süren Vefa tazyikini atlattıktan sonra, hü cum teşebbüsünü ele, aldı. Bu ara da Lefterin yakından çektiği iki kuvvetli şüt Abdullahın mükem -mel plonjonları yüzünden gol ol -madı.
İlk devre bu şekilde gol olma -dan 0—0 beraberlikle sona erdi.
İkinci devre:
İkinci devreye Fenerbahçenin kını ile başlandı.
Fikret ve Ahmedin şutları dı-
şarıda Müjdat, bugün gününde de ğil, Halidi ihmal ediyor.
50 inci dakikada Vefanın bir hücumunda Cevdetin sağ taraftan şandellediği topu Fener kalecisi zorlukla bloke edebildi.
60 inci dakikada Fenerbahçe ta kımında tadilât yaptı, Müjdatla Ahmed yer değiştirdiler. I
Vefanın sağdan inkişaf eden bir hücumunda Cevdetin ortaladığı topu Cihad kornere çıkardı, korner neticesiz .
1 dakika sonra Haydar Salâhad dinden kaptığı topu Cihada ka -dar götürüp teslim etti.
64 üncü dakikada Ahmedin fev kalâde bir görüşle Müjdata geçir diği topu Müjdat âdeta Abdulla-ha ikram etti, iyi çalışan Fener defansı, forveti mütemadiyen besliyor. İşte tara 65 inci dakikada Salâhaddinin Leftere verdiği pa -sı, Lefter iki Vefa müdafiini at -lataıak Abdullahın sağından ilk Fener golünü yaptı.
Bu golden sonra, Vefa Hüseyin le Muammerin yerlerini değiştirdi, fakat netice yok.
70 inci dakikadan itibaren Vefa hâkimiyeti aldı. Fener Ahme-di geri çekerek bu akmlan önle ■ miye çalışıyor.
Taç atışını müteakib topu kapan Hüseyin, Fener kalesine kadar indi, fakat berbat bir vuruşla bu güzelim akını heba etti.
Vefa forvetleri dağınık ve sistemsiz oynadıklarından netice a -İnmiyorlar. Fener müdafaası da yerinde çıkışlarla bu alanları önlü yorlar, Samim ve Salâhaddin bu -gün en iyi oyunlarını oynuyorlar.
85 inci dakikada tekrar hücu ma geçen Fenerliler, Ahmed ve Fikret vasıtasile Vefa kalesine ka dar uzandılar bu arada 38 in ü-zerinden kuvvetli bir şut atan Fik | ret takımına ikinci zandırmış oldu.
Bu golden sonra, çıldılar, şut üzerine
hır. Fakat netice üzerinde bir değişiklik olmadan bu mühim maç da Fenerbahçenin 2- 0 galibiyeti-le sonu erdi-
• • • V
golü de ka -
Fenerliler a • şut çekiyor -
S. Midillin
Rusyada isyan
(Baytara fı 1 incide)
yan etmiştir.
Çen li tunun söylediğine göre, Mos kovada 1, $00,000 den fazla âsi ou harekete iştirak etmekte ve Güney Ukrayna ahalisi, Sovyet kuvvetlerinin çeviremedlği vc hâkimiyet altx ııa alamadığı bir çete kuvvetini cies teklemektedirler,
Moskova, ahalinin büyük k.snıı-nı Siberyaya sürmekte, lakal kuuu nunu civardaki sık ormanlarda gizlenen «yüblıılerce çetetiye»> tatbik edememektedir.
MOLOTOFUN UKRAYNA 11 ARKINDAKİ NUTKU
Moskova: 25 ıAP» — Ukrayna Sosyalist Cumhuriyetinin kuruluşu nun 30 uncu yılı vesilesile Kinde bir söylev veren Sovyet Dışışh ri Bakanı Molotov, Pravda gazetesinin bildirdiğine göre, Sovyet Rus-yanın dış politikasındaki barış sever hedeflerini belirtmiştir.
Muskovada yapılan yorun .kıra göre, Molotof, UKraynanıh fnkışa* rmda Komünist Parusinhı o;- r.aslığı rolü tebarüz ettırmışsede. ya Konu iniş ı lig i-nue ıı ua höt.: • a d| Ur



t





• rr K : 4
A.
yeni sabah
I
İslâm Dünyasından Haberler
Iran-Rus münasebatı ve
Konya halkı Beledi yeden şikâyetçi
Şehirde temizlik işleri iyi gitmiyor - Elektrik motoru ikide bir ârıza yapıyor - Alaeddin camiinin tâmiri isteniyor Konya: (Yeni Sabah) — Şehri
mirde yapılması lüzumlu bir çok içlerin bulunmasına rağmen, bela diye hiç bir faaliyet göstermemek tedir. Ancak numarasız bisiklet leri yakalamaktan vc başı boş binek arabalarından ceza almaktan başka bir işle uğraşmaz olmuştur.
Yollar, yazın tozdan, kışın çamurdan geçilemeyecek bir haldedir. Zavallı halk bu toz ve çamur deryasında binbir müşkülât la yol yürümektedir.
Koca şehirde bil* kaç tane asri belâ vardır. Bu sebebten her du var girintisi çirkin ve pis bir man zara göstermektedir
Sabahın erken saatlerinde oku la giden çocukların yollarda rasla dıkları ilk manzara cadde ve kal dirim üzerlerindeki hayvan pislikleridir. Fakat belediye en işlek caddelerde görülen bu çirkin vazi yefclerie dır.
ÇÖPÇÜ
Gayri
hiç alâkadar olmamakta-
KADROSU KİFAYETSİZ kâfi bir çöpçü kadrosu
ve araba&ile, geniş bir sahaya yayılmış olan büyük şehrin çöpleri topltumıaya çalışılırsa pek tabii dlr ki bazı mahallelere ya hiç çöpçü uğramaz, yahut da 2—3 günde bir lütfen geçer. Bw sebepdeıı dolayı duvnrsız arsalar tamamile bir mez belelik halini almaktadır.
ELEKTRİK İŞLERİ
Yazın eV-ktrik idaresh kontrol edilmediğinden bütün şehir aylar ca karanlıkta kalmıştı. Yine, ara sıra bu vaziyet kendini göstermektedir.
Sinemalarda «belediye sigara iç meğl yasak etmiştir» yazılı afişler-boş yere asılıdır. Küçük tiryakiler dahî, her gözden uzak, keyifli keyifli sigaralarını sinemalarda tüt türürler, Kontrola giren belediye zabıta memurları, sinema seyretmekten asla bunlarla meşgul olmazlar.
Dilenciler, mahallelere bir süıâi gibi dağılır ve şehir halkını izaç ve taciz ederler.
H. gün
Şahın bu meş um misafirlere no pahasına olursa olsun çovlrdlgrj
Tanca
Bosna -
harbinin
her arkasını
Ya
müteakib 1914*1911
b&|
Denizli D. P. ilce kongresi tartışmalı geçdi
Delegeler tarafından memleketin süratle Demokrasiye kavuşması talebi üzerine bir delegenin teklifiyle, üç defa “Hâkimiyet milletindir,, diye bağınldı
mıştır. Mumaileyh memleketin en mühim derdi olan hidro—elektrik santralının süratle ikmal ve- inta cı üzerinde durmuştur. İkinci mühim nokta da memlektün imar plâ nınııı memleketin ihtiyacına cevap veremiyecek mahiyette yapılmasından bunun tadil ve ıslâhı ciheti nc gidilmesini, üçüncü madde memleketin içme suyunu, ihtiyacı1 derkâr olmasına binaen. Başpmar1 a suyunun demir borularla ve taz yikli olarak memlekete isale edil meşini memleketin sıhhi durumu bakımından da kanalizasyon ûjine ehemmiyet verilmesini mukni de Ellerle isbata çalışmıı? ve alâkadar ların nazarı dikkatinin, celbedilrne sini istemiştir.
Kemal Alagöz söz alarak memle ketin Demokrasiye süratle kavuş* maeı lüzum ve ihtiy-aenu belirtmiş bu sayede memleketin dahil de ve hariçte tam bir emniyet ka sanacağını ileri sürmüştür.. Mus* tafa Eker söz alaıart hukuk noktai nazarında Demokrasinin, ilmi bir »şekilde izahını yaparak heyeti umu miye tarafından alkışlanmış ve üç defa hâkimiyet kayıtsız şartsız mil letindir sözü tekrarlanmıştır. Bu arkadaşlardan başka» daha bir çok delegeler söz» olarak memleketin zirai, slnai, içtimai, îkûisadi, nıes’cle leri üzerinde* çok heyecanlı konuşmalar yaptıktan sonra ruzname-mucibince secime geçilmiş ve seçimin gizli yapılmasına karar verilmiş ve vapıban seçim neticesinde. Tahir Lengerli, Halil Buluç, Asım Akagündü^, Osman Altav, Enver Soylu, Tahsin Cem, Feyzi Işık seçildiler.
Sabah) — Deniz Demokrat Parti binasında toplan
ocak ve bucaklar
veiiUik heyeti sunduk hatırası
I


Denizli: (Yeni li merkez ilçesi kongresi sinema mıştır.
Merkeze bağlı
dan gelen delege ve bir çok partili vatandaşlar sinema binasını doldurmuş ve sinemanın dış tarafın da da büyük bir kalabalık kongre ile ilgilenmekte ve ayni zamanda şehirde sabahtan itibaren bir kalabalık ve fevkalâdelik göze çarp inakta idi.
Saat 9.30 da ilçe idare heyeti bankanı Tahir Lengerli ilçenin tir senelik icraat raporunu okudu bunraıı sonra kongreye yüksek zi raat metkebl mezunlarından Nuri Odabaş ve tüccardan Mehmed Ali Gür başkan ve başkan lerinc seçildiler. Başkan umum iyeye teşekkürlerini tan* sonra Atatürkün aziz
tdr dakika sukut ihtiramile taziz edildi. Bundan sonra başkan Demokrat Partinin bu memlekette aldığı siyasî vazifenin ehemmiyeti ve Demokrasinin mâna ve şümulü üzerinde kısa bir hitabeden son ra ruzııameye geçildi.
İlçe raporu hakkında heyeti umu miyenin noktai nazarı sorulmuş ' delegeler ilçe idare heyetinin me* raisini takdirle karşılayara k raporu ittifakla kabul etmiştir. Bu ' iezahiırler arasında il idare heyeti başkanı Rufet Tavaslıoğlunun partinin inkişafında gösterdiği maddî ve manevî müzaharet kongre heyeti umumiyeti tarafından alkışlarla karşılanmıştır.
Bundan sonra dileklere geçilmiş tüccardan Zilini Kabasoluk söz al-1
Mehmed Gök, Gkkeş Gök, Ah Cantorun, Ali Ergiran, Mah Kekeç, Süleyman Şimşek, ö-Gök, Mustafa Ateş, Mehmed hhhhmi
Yalçın, Murad Mch-


Çanakkalede D.P( çalışmaları hararetli

Şehirde açılan ocakların mütemadiyen artıyor, yeni il idare kurulu sistemli bir tarzda faaliyet başladı..,
sir eden sözlerik baklanmış ve bundan bir sene evvel 11 O-cak 1947 günü sabaha kar§ı eaat tam beşi sekiz geçe ayakta aluoon bu kararın, aradan bir sene geçtikten sonraki gelişmelerini anlat toktan sonra antidemokratik kanunları sayarak sözü seçim kanu nuna intikal ettirmiş ve eikışlar arasında kürsüden inmigtir, Müteakiben il başkam Dr. Süreyya Endik söz alarak Türk mil letinin hürriyet mücadelesindeki büyük zafer ve fedalârlığım anlat tıktnıı sonra Demokrat Partinin millî ideal ve samimî bir dâva olduğunu veciz Hözlerile belirterek hâkimiyetin kayıdsız ve fartfia mil


göstermeğe
Çanakkale: (Yeni Sabah) —Ça iıakkale Demokrat Partisi 6on ya plan il kongresinden sonra iş ba şına geçen yeni idare heyeti elemanları ile faaliyetine her gün biraz daha hız vermektedir.
Geçen hafta açılan 3 numaralı semt ocağından başka bu hafta da 2 numaralı semt ocağı açılmış ge şehirde Demokratlar arasında büyük alâka toplamıştır.
Bu semt ocağı töreninde bulunmak üzere ilçe ve civar köylc-rdcn bir çok delegeler şehrimize gelmiş bulunuyorlardı.
Törene; ilçe idare kurulu üyele rinden Ahmed Arasın Hürriyet Uisakının maddelerini İzah ve tef


Osmaniyede D.P. den istifalar
/ ------o ■ ■
j Bu istifalar karşısında cC.H.P. nin ne gibi tedbirler / alacağı merak ediliyor
Osmaniye: (Yeni Sabah)
Son günlerde, ilçemizde C.
P. den istifa edenlerin sayısı
geçtikçe artmaktadır. Bu istifa lar karşısında C. H. P. nin ne gibi siyasi taktik kullanacağı merakla beklenmektedir, öğrendiğime gö re bu C. H. P. den istifaı eden vatandaşlar şimdilik hiçbir partiye intiaap etmeyip, bağımsız kalacak ‘.lardır. İstifa edenlerin isimlerini aşağıda aynen bildiriyorum. Aii Atagaır» Ali Süalü, Bekir Canto-run, med mud mer
Erginay, Osman Erginay,
Çakıcı, Hikmet
Yalçın» Zekeri ya Başaran, med Eker, Mustafa Hikmet, Mch-
Yned özdemir, Mehmed Boz, Halil Tuğlu, İbrahim Tuğlu, Mustafa Besnek, Lûtfi Besnek, Mehmed Bcsnek, Battal Kaçmaz, Mehmed Kaçmaz, Okkâş Akyayla, Abdullah Aktan, Hanıld Beycloğlu, Yusuf Kahraman» Duran Üstün.
TAHİHİ CAMİLER
Şehrimizde her işde görülen
kaydi eski eserlerimizde de görülmek tedir. Şehrin en kıymetli bir eseri olan Alâeddin camliniıı bazı tarafla rı ayrılmış bir durumdadır. Yakında yıkılabilmesi muhtemeldir. Evkaf U. Müdürlüğünün tarihî ve kıymetli camilerimizle alâkadar ol ması lâzımdır.
Diğer taraftan Beyşehir yolunda ki Kervansaraylar ve hanlar yıkılmaya bırakılmış vaziyettedir İer,
Asırların yıkamadığı kıymetli e-serlerl biz bullar mı yıkacağız
Yılmaz Kurma,
Naziliide sarhoşlarla mücadele
Nazilli (Yeni Sabah) — Zabıta bir aydanberi sarhoşlukla mücadole-ye girişmiş ve şehirdo tam bir sükûnet temin edilmiştir. Son olarak iki gece evvel rezalet çıkartacak derecede sarhoş oldukları görülen Osman Sadık, Ahmed Gök, Muharrem Çeljk vc Ahmed Yılmaz adlarındaki 4 kişiyi yakalayan zabıta kendileri, ni adalete teslim etmiştir.
Bu sırada parti kongrelerinde ü-zcrlnde durulan nokta, mahallût arasındaki uygunsuz kadınlarla da mücadeleye hız verilmiş, bunların tesbi-tine başlanmıştır.
Şehrimizde bu mücadelenin derhal tesiri görülmüş ve geceleri sükûnet başlamıştır;
Konyada ilkokul çağındaki çocuklar
Konya: (Yeni Sabah) — ilkokul ve mahalle çocuklarının bir* birlerini yaralaması en çok görülen olaylardan biridir. Çocuklar ellerine geçirdikleri kesici ve yara layıu âletlerle birbirlerini yarala-. maktadırlar-
Yine bu yaşta çocukların sigara içmeleri de bir salgın halini almış tır. Kolera kadar tehkikeli olan sosyal hastalıkların ilgili makam larca bir an evel önleyici tedbirler almalarını bekliyoruz.
Hem şahid, hem suç’ıı ada u
Kemalpaşa — ( Yonicabah) — orman kaçakçılığı garibelerinden tanık ve sanık olmuş ve sanık olarak aleyhine dâva açılah şahıs berat etmiştir. Bu dâva açılan şahsın bera-et etmiştir. Bu dâva ehemmiyetsiz gibi telâkki edilirse de mahiyeti itibariyle dikkate şayandır. Hâdise şüy le olmuştur:
Ulucak köyünde bir arabacı, İzmir© kömür naklederken ruhealna-me ve müruriye ibraz edemediğinden yakalanmış ve mahkemeye verilmiş tir.
Duruşma sırasında Remzi Güvenç adında yeminli bir tanık bu kömürleri Damlacık köyünde bir şahıstan satın aldığını ve îzmirde bulunan teyzesine göndermek üzere araban İle mutabık kaldığını, kömürlerin kendisine aid olduğunu beyan etmiştir.
işte tanığın bu ifadesi kendisini sanık mevkiine düşürmüştür.
iddia makamı bu şahıs ı aleyhine dâva açtığı takdirde bu defa da Dam lacık köyündeki şalısın ifadesine mü racaat edilmesi icab ederecek ve belki de üçüncü bir sanık daha mey dana çıkmış olacaktır.
Hâdiseler gayet gilzcl ter-tib edilmiş vc programına endik kalınarak çevrilmiş bir filim gibi cereyan ediyor. 1723 tarihinde Rusların Kafkasyadaki İran topraklarında gözükmelerinden 1005 e1 kadar dur daimî bir kovalama ve köşe kapmaca oyunları görülmektedir.
İki Çariçe ANNA İVANOVNA ve KA TERİN A ile Çarların Hiııdista-na doğru yayılma siyaseti ve kaçarların (1797 - 1925) buhranlı ve talihsiz şahları (Bilhassa şalı Fetih Ali ve gah Müzafferiddin) bu oyunlarda İranın mukadderatı ü-zerinde büyük fırtınalar doğurmuş lardır. «Gülistan» ve «Kopct anlaşmaları facia sahneleri ile doludur. Bu sanııclerde anladıklarımız sıraBİyle şunlardır. Bakû petrol sevdası, îran topraklarında yol im tiyazı, Hazeıde Rus hâkimiyeti, medeniyeti kabul ve tasdik ederek îranı her sahada yükseltmek istiyenlerin imhası, %5 faizli istikrazlar, büyük devletlerin korkunç ihtirasları ve millî menfaatleri.
Rus ajanlarının fena ve kötü niyetlerine karşılık 5 Ağustos 1904 de «Kanunî Esası» ilân edildi. Bundan maksad, yabancı devletler tarafından kışkırtılan zavallı halkın hakikati görmesi ve anlaması idi. îranlı münevverler bundan sonra ilan edilecek olan (>Teş kilât kanunu» ve «Millet Hukuku Mesajı» isimli hürriyet senetlerinin sonuncıiRiınu idrâk etselerdi vaziyetleri hiç de böyle olmazdı. O zaman tahtda bulunan Mehmed AJi Şah (1907) Tebriz, Zencan ve hattâ Erdebilde çıkan karışıklıklarda bile iyi niyetle hareket etmeyi ve vaziyeti iyi göstermeyi esas bildi.
İhtiras dünyasından ana payı al mayı bilen Çar bu tarihte Atrek ve Amuderysya kadar inmeyi fırsat bildi. Millî (!) siyasetleriyle birbirlerine dost muamelesi yapan Rusya ve Ingiltere maddeleri çok gizli tutulan fakat fiilî hareketleriyle açığa vurulan bir anlaşma yaptılar. Bu anlaşmaya göre İran toprakları Rus ve İngiliz nüfuz m ııı takalarına aynlıyor. (Ray-mond Furan'a göre ve o zamanki tarih kitablarının serdettikleri vesaiklere nazaran Ingiltere nüfuz bölgesinin Kirmanşah, Bircand, Bender Abbas, Hazik’den geçtiğini, Rus bölgesinin ise Kasrişirin’-de başlayıp, İsfahan, Yezd, Kâh'da sona erdiği anlaşılmaktadır.) Her iki devlet biri Bakû ve Tiflis'e diğeri Hindistana doğru demiryolu güzergâhları tesis ediyorlar. Hazer kontrolü Ruslarn, Basra körfezinin tarassudu îngilizlere hisse ( !) olarak ayrılıyor. Acaba Şahın bu gizli ve gayrı meşru’ anlaşmadan haberi var mı idi ve o devirdeki ricalin bu plânlı hâdiselere kar şı şahsî kanaatleri ne merkezde idi? îran gazetelerinin tarihi kısım larına bakacak veya İngiliz Mavi kitabından vakıaları takib edecek olursak, takvim yaprakları Tüıki-yede bu hâdiselerin bir devamı gibi isyanların, kanşıklıldarın, dedikoduların nöbetleşerek kabile ve şehirlere her türlü felâketi getirmeğe başlandığım devleti temsil eden hükümetin esaslı ve büyük işlerle uğraşmayıp kendi üzerine tevcih edilen silâhlan hesab etmek le meşgul olduğu ve hayatlarını nasıl hoş geçireceklerini düşünmekte buluyor. Mantık ve hakikat. -bu derece müşkül mevkiye düşniu-seydi Mehmed Ali Şah 1909 da tahtı on iki yaşındaki oğlu Sultan Mehmed Han'a terkederek İngiliz Sefaretine kaçmazdı.
İranın mukadderatı eski şahu uğursuzluğu , ile yeis gömleğind sıyrılıyor. Eski ftai ruhlu, rical yeri- i ne muti ve sadık bir tebea genç §a ; hin ve onun dirayetli veziri Nasrül • mülkün etrafına toplanıyor.
Yıldırıcı felaketlerin müsebbibi o-, lan devletlerin hiç bir zaman dllerino dost olmadıklarını ve dan eonra da olamıyacaklıunn yor.
Bu tarihlerde (1909 - 1910)
ya da meşgüldUr. Ingiltere Wass. muss donen yeni Alman konsolosun ı dan Almanyanın Asyada takınacağı, durumu anlamağa çalışıyor. îraıı top | raklarında Rus nüfuzu vc onun ; çiz,., meleri yavaş yavaş kaybolmakta ve bu boşluğun yerini milliyetperverler doldurmaktadır.
Evvelce Muzaffcrtddin şah zama-nında yapılan borçların mühim bit kısmı verilmediğini gören yeni şan» hiç bir yere borş yapmamayı ve fuzulî yere para sarfotmomeyl bildi. Rus bankalarının ve Tahrana kadar husuat ziyaretler tertib eden Çarın general ve müşavirleri ietilo fazların NasrlHmûlke yapılmıyaca £ını ve yüzde 5 faizli nıahdud bor cun neden ibav»ı olduğunu anlayan
görülüyor, hâdiöosl vo onu Hersek suikasdı çıkmasına acbeb *oldu. Bu
kanlı s&vaşda L ran - Rus mllnir «ebetlerinin en ha* rarctH safhası (ıyor.
OsmanlI hükümeti tarafından mantarın hoşuna gitmeleri için cdlh n Cihad daha ilk günlerde Şartı - talAm devletlerinden (İran va Afganistan) da dinî tepkiler yaptı* meztıob kavga larllc vo Şiî - Sünni mücadelelorile bu işlerin neden ibaret olduğunu bilen İran, cihada zahiri bir veeho ile iştirftk ötmek ta tedfyse (İd Rusların müretteb tazyikleri Vb Wassmusmln şiddetli ma rokabcsl sırasında ne yapacağını şaşırdı.
Rusya vo îngilterenin menfaatlerine ciddî surette darboler İndira -cek olan Cihad, hanlılar arasında oldukça zıd fikirler doğurdu. Karkaslardan gelen ve farscayı anadili gibi bilen AzerbaycanlIlar, Uranın Rusya vo İngiltere kollarından sıyrılarak Almanyaya kaymasına lar. Vo bundan maddî iade etmesini bildilor.
Tarih sayfaları karıştırıldı ve geçmişe mal olan ne kadar İran -Osmanlı harblerl varsa kötü niy(€ lerlo hanlılara anlatıldı, gibi propaganda tarzına Buna rağmen ezeli OsmanlIlar olmayıp, lan olan Ruslardır İÜ Jsbat edemedi.
Hususî surette gönderilen Alman seyyahları, bilhassa profesör Zug-mayer, Oskar Von Niedermayer ile kardeşi Rusların gizli plânlanın Wassmusşla beraber İstanbul ve Berlin karargâhı umumilerine bildirdiler. Bu plânlar arasında Teb -Tizden Tahrana kadar Rusların har! zaferle bitmese dahi işgal altında bulunduracaklarım ve Ingiliz petrol bölgesi ile cenub sahillerinin Britanya imparatorluğu câmiasma katı lacağı projeleri vardır.
1914 - 1918 harbinde sırası fl« Tebrlzden Kinnanşaha kadar büttaı batı Iran RuBİar tarafından işgal edildi ve işgal cdilmiyen bölgelerdeki aşiretler şaha karşı ayaklandırılarak 1915 de Tahrana ve Kuma girildi.
Türkiyenin âciz ve Almanyanuı programsız hareketleri de Rusyaya yaramıştır. Bilhassa komşularıma dahilî keşmekeşliğinden istifade etmesini bilen Rusya; dost Ingilterö-nin 1916 nisanındaki (KÜt-ül-Emare) feci mağlûbiyetine pek sevindi.
Nihayet Rusların dahildeki müş-ı kül durumla m ve Oam&nlî devlettim Irandaki askerî yürüyüşü sayesinde şünallilerin çekildiklerini v© Rus
ierden Ruslann Iran efsanesini kettiklori anlaşılıyor.
Tarihin romanı.
nenlerin ra yine Tahran y°r-v*
1916 in sonları, Iran için dex^am eden hâdiselerin bir sonu değil, bel ki bir başlangıcını göstermektedir. Bu tarihten sonraki Iran münase-’oatını. üçüncü yazımıza bırakıyorum
AL ilAa

kon*, bun- ■ anlı. 1
Rus

devletlerinin
Osmanlı ve mâni oldu -olarak istt-
Halk bu alışmıştı, düşmanlanma şimal komşu-hissini bir tür
Bolşevik ihtilâlde müstevlî-ter
Moskovaya gözleri on. onbeş sene geleceklerini (lmid ettikleri caddelerinde kalmıştı d! -
dö-
SOS
(Sonuı var»
Mehmed Kemâl Şaveyrt
M—Kİ ı W «
Jetin olduğunu ve olacağını söylemiş bu sözleri alkışlarla karşılan mıştır.
önümüzdeki haftalar içersinde Demokrat Partinin diğer semt o-caklannm da açılacağı öğrenilmiş tir(
Tno^jı/t/’a aGrnçler Yordu» run ver/liMi trmsi1
Tavşanlı (Yeni Sabah) — Kasabanızdaki Genclor Yurdu elemanları güzel bin müsanıere vermiştir.
Gençlerin temsil ettiği (Casus) ad h piyesi bir müddet evvel kazamı» gelen Askerlik şubesi Başkanı olup hâlan emeklice ayrılmış bulunan bin başı S. Tevfik Okyayüz tarafından yazımlıştır. Gençler Yurdu idare heyetinde olan Casus adlı eserin muharriri temsilde bizzat suflönlügü de yapmıştır.
Temsilde gençlerimiz çok muvaffak olmuştur Klüb menfaatine yapılan bu müsamereye beş yüzü mütecaviz seyirci gelmiştir ve piyes çok takdir edilmiştir.
Klüb idare heyetine T. Okyayta girdikten sonra faaliyeti artmış ve
tir •; v-ji’ - j* i» m ı
İzmilte uol iuşaaiı\
İzmit (Yeni Sabah) — Şairimizin en nıühini ana
olan Adalet binasile arasmdalci İstanbul na başlanmıştır.
Cadde Korgeneral n a yafan alâka vc
tihk&m erleıi tavafından yapılmak* tadır. Sayın Korgeneralin elindeki imkânlar vo çar t lamı müsaadesi nls betinde vc emrindeki birliklerin şeklimize faydalı olabilmesi bakımından Röatordigi büyük yardımları bu mitliler tarafından şükranla karyı-ûrmmaktadır.
adçcU gün geçtikçe yükselme t U/ k

caddelerinden biriıf
Atatürk âbideıt caddesi in şa ait-
Nureddin Earar yardunlaıilo, i>-
(I) 19 Ocak 3195 saydı Yeni So
Beklenen mektub Yazan: Gönül âl9 Çanga Güneş hem Sıcak( hemde parJak .
U- lenverM tn İçeri dolan bu güzel ayndınlığa dalarak peçen günlerin Udini, g«l». -k lu.trjn lstlfham Darkulu giaişatmi düşünmek bu lâtif güne yakışmıyordu. Nedim h-tlkbalin nahoş hâdiselerini başka zamanlara bırakarak ayağa kalktı. Şu pansiyon odasında kendini h.ç bu kadar iyimser hissetmemiş-, c-kakta oyıyan çocukların gürültü.* en den bugünkü kadar hoşlanmamış tı. Radyonun başlna Geçta Ankara da onun hoşlandığı tipte müzik oaş lomiştL Kolin ve yassılaşan bir ses dinleyicilere Haendel'in «Messiano mm çalınacağını söyledi. Mistik ha vaJarın en tesirlisi olan bir ses koro He yükseldi ve bu İlâhiler Nedimin muhayyel esinde sık sık beliren Gi «inin hayalini tekrar davet etri Radyo masasına kolunu dayiyarak dlşarisini seyre koyuldu. Odasının penceresinden karşiki evin mezbele yln andıran bahçesi, incir ağacın m yapraklan dökülmüş çlplak dada n,„ ve tâ ötedeki evin tahtaboşu ile bir Ermeniye ait olan diğer evin a-rasından görünen avuç içi kaçar denizi. Nedim, Göl diye isimlendir dlğl bu mavi parçacıkta, çok.zaman mehtaJbin aksini seyreder t? «an ateş balığma çıkan balikçllar.n fenerlerini görürdü. Şu dakikaca mavi dört köşe bir elişi kâğıda ı andiran deniz parçasl, talıtaibo^ta asili çamaşiı ların aheste sallanışla rile arada bir daralıp gene eski da klkalarma benziyordu.
Radyodan gelen eserin klâsikten.! Nedim için bir hayil hatıralarla co luydu. Bir zamanlar romantik ka falıları tenkid. ettiği halde, son bir «enedir kendi de o sınıfa dahil olmuş, hayalini pembe—mavi renkler le süslenmiş, bir İki şiir karalamış ve hattâ modern müzikten bile u-«aklaşmıştı. Çünkü sevgilisi Güzin tam manâsile hayalperest bir kız-di- Balrengı gözleri. Nedimi sik sik sarsan biraz büyükçe ag^ile, hoş landığı bir eseri kendi muhay.v.'it-sinde canlanışım anlatir„„ Biraz eı lâşlı konuşmasile genç çocuğun hini daha çok gıimbürdetirdl-
Nedim her pazar olduğu gioı o.ı gün de Cüzinden mektup bekliyordu. Radyoyu biraz daha kıstı. pııım zili çalınınca firllyacak. e\ hlbi hanimin bu sik sik çalhüşlar-dan. sinirlenen gözlerini görmemek İçin kapıyı kendi açacaktı. Boy.t düşünmeye kalmadan eski zl] çı.; gırdada Nedim iri adımlarla merci velileri bitirerek taşlığa geldi- K. jnyı açtı. Karşısında kurşuni elbise U posta müvezzil beklerken foır şapkanm flyangosu öne giyilr^. . kravacslz orta yasta bir adan.,; karşdaştı. Tahsildar -dört ay. ( bekçi parası, oğlum,,» diye maks«> m mılauıken. Netlim ters yüz döne rek merdivenleri çikmaya başladı Esasen ev salıibi hanını, kaza eti.t. «abah namazını yeni bitirmiş, ebn
yutkunarak 7uııLırt
— &ıu.Kûaanmı tef
JSğfift kuyı
Kovamız kı


t
«o(*

*4

de teşbih Suphanallah^ çekerek s, faya çlkmiştı. Ve deıikanli ikisini hesöp üstü bJMkaraa odasına yürü dil Bir türlü dersuıcde başlıyanus yorduı Güzlnln hayali, muşikioıa sihir dolu havasl ouanm zavallllği ni örtüyor, radyonun yaründa- duran teknik rcaim, betonarme kitap larl hafızasından silinip, başkasının, asil hayati kazanması lâzım geh.n Nedim.? in malı oluyorlardı^ Gene başi elinin İçinde .karşikiı di niz parçasının yakamozlarım sey-reoiyor, güneşin sıcağı ile hafilik yor \e geciken meaiunun geldiği takdirde jaratacağı sevinci, herş# yi, herşeyi düşünerek avunuyorduk. Halbı.kl Nedim, hay-ai aukutuıvuıv ne gıoi adlar doğuıuugumı bu oır senedir bllmok fatenuyurdu.
İkncl defedir kapı çulnıdi. Nedim tekrar İri adiııılarıie. ikinci ka •a İndi. Bu. sefer ev sahibi hanım çorba kaşığı olduğu nalde birlikte» ayni dakikada kapıya yaklaş tilar, \e şu manzara ne aarşiioHtı Sekiz yaşlarında oır kiz çocu ğu; bir elinde simit, diğerinde tek Küpeli küçük bJr kiz çocuğu tutuyor ve annesinin tenoınier.ni unut mamak İçin-, söylüyordu;
2e.annem- şey decn.. çengeli varsa... İstedi,,
-
X’üya düfllu Neauu bu sefer
kjzgiJilİKia Jıaftjşdfi bir nevmıdî îla Cv-ıcûi ve odacına gırcu. Radyoya Kendjrn 3rKası , iiatu kar yolasma birakta. Acaoa neueu Güzin metettip yazmaou^uft!.. . Yot aa..a Hayir» hayir., iuç oır fena, ha yal kendi âl emile boy olçü>eıneA ona sevdiğinden ayıramazdı. Heı» po&îalaııı ne-kadar gayr; muntazam Oidugunu düşünmemışu.
Beklediği mektup, mutlaka şam üzeri eline geçecek tu Nedim o tatlı sabifelere bu serer kavası cağına gün kadar errundu Dürünce sinin sağlamhgîle kalkarak, radyo yu yeniden açtı, başka uıasyun- au qj. Kahvaltı geç ettiğinden, cam yemek istemiyordu. Odasının yeği ne mobilyası olan .şezlonga olurdu. Radyoyu; musikiye meraklı olduğundan baba annesi hediye etml| r: • Alaca karanlık basıın.>, yıldızlar tektük parlamaya bw>lanıiştu 3u den kapintn üetüste çal.ıımosilt kikindi ve derhal —ev sa.b»r»’n‘ıx kızmasına rafemen— ikişer üçer athyarak merdivenleri bitirip ne &sî kapıda aidi. Tltriyen elleri e> ki zamân klddînin sürgusüuü bı JLnujordu. Neyse... kapıyı açtı,., 3ı sefer çiçe^ bozuğu sürati: sütçü: Begüm.. .kİ gün evvel aldığ 3 yuğuramı kâsesini almaya gcldu^ oir tani daha bankayım mı?, J yordu. Necnnj.û başı dönmüştü.,, Zî tün ev yidilansti- sanki.., Patt.:, Jf ye kapanan Kaplanı sesi evi ı.ı t ü.„ B;r şeyden haberi olmayan suî çu şaçvirnuş. son süratle köşeyi 3 nüyordu..».
Gönül M. Çan,;a
I San at Aleminden Por.rchr




İstanbul halkı son seneleri:; en bııyuk piyanisti Monique de -• Bruchollerleyl dinledi- Progra r-da; Beethoven’in beşinci konçer tosunda, piyanist bestekâr ile nar şı karşlyaydl. Eserin İkinci kısım (Adagio) sunda gözlerini kapa yarak hazin melodiyi duyuyor, şi Jr dolu gizli bir ihtişam zamanla belirerek klavye adetâ karşımızda. hayale karişiyordu. Pareuk passajlaıda. enfesti., ve o, va?;fe sini sessizce yaparak, hakiki yu-zelhğiönnıüuıüze serdi.
Tchaikovvsky piano konçertoda. de la Bı uchollerie de lirizm ve dinamizm kaynaşmış haldeydi, Elleri klavyeye bastığı andan itibaren bir mucize doğacağına hükmediyoruz,
Piyanistin; —Allegroda, Ada gıoda ve Prestoda— büyüklere mahsus bir muvazenesi var-. Çaldığım parçanın espeslonunda ken di ruhî vâiliğl görünüyor ve ade tâ rmıhayycleden hakikate oır şua doğuyor,

Pcra Palas da gidip kenu-si-e görüştük Yüzü asil bir ifade :aşı yordu. Şimdi onu dlnllyellm:
Küçüklü n aile dostlarımızdan Pedagok IsJdore Phllpp ile yetiştim, rafla konservatuarından d er Prix> aldım. Son beş sene İlk mezunlar arasındaki musaba ! kuda (Pages) mükâfatı, Milletle * rarası Viyana mükâfatı, Chopln
Concours’unda ( Vai'^ova da BruxeU*9'de Izaye laflarını aidim,
Nihayet Philharnıonîque etti iaıia şalı^

1939 miıkâ^
angaje
Polonyada, PolonyalI üstad >arak Clıopia’in eserleri nin biroün genişliğine vardım ve pek çok konser verdim. Viyana ya geçerek Liszt’in son taiebelu rinden Emii Sauer ile çalışıp, böx lece rapsodilerin bütün hususiyetlerine eriştim. 1941 de Pleyel salonunda, Charles Muneh idare sindeki konservatuar orkestrasile üç konçerto çaldım.»
Moniçue de la Bruchollerie İyi çalhfttnm sırnni bize şöyle izah etti:
«— Vücudun bütün adalelerini gevşek tutmak lâzımdır, kuvveti parmakların ucuna geke mek İçin» arkadan vet tarafında
Bütün
zahiri bir kuv ( ı itilmek ve bııuıu. J farkında olmayarak şuur alti bir ? tesirle çalmak.,, Hcmeıı hemen > bütün klââik repertuarı biliy > | duni- Parçalan çalışacağım za S man, evvelâ notayı masa başındır öğrehirim,,. Her-tarafını iyice tet > kik etlikten sonra bu sefer keıı c dİ kendime notayı yazmaya gay j ret ederim,. Detaylar, umumi hat ( lan bozacak şekilde gösterilme ı melidlr.a |
— Geçen akşamki resitaliniz 7 de Clıapin Mazurka’ya o ritmi na | sil verdiniz J
(Devamı Ü ncrtaı (
M


'’Ö OCAK 1948
YENİ SABAH
3AYF.C T b
İslâm Tarihinin En Meraklı Bahisleri |
Islâmda mezhebler va fırkalar nasıl
Bir intikal keyfiyetinin neticesi -— Resulü Ekrem in nâ^ı nıü-Ebu Siifyanın Medineye geli-100 bin esir
Ua2t torulard cevab
İhtilâflar ve ayrı içtihadlar kerretnlerinin terkedllişi — si — E bu Bekir mi, Ali mi ’__________________________38________
J
Sazı İslâm tarihçileri de, böyle ol-(ıaauu »mukadderat oilveal) saymak «uretile bir güzel mânevi tefstr uydurmuşlardır:
Hasreti Ali: Ebû Bekir ve ömer-1-ıha uzun ömürlü olduğundan
Uk Hatife aeçîlaeymiş: bu maka-ma Ebû Bekir ve Ömerin geçmelerine
5 ita
bıf
d
imkân kalmaz ve onlar öa lalâ-yaptıkları bunca hizmetleri .demezlermiş ve (Ali) nln oniar .sonraya kalmasındaki (hikmeti yye) bundan ibaret imiş!
M ıs bet ve mevsuk bir sebeb ola-ra değil, muhayyel ve masumâne b ı vecih tevcih olduğundan ilâvesini zararlı bulmadım.
Ebû Bekir ve Ömer; Ali’nin hak-kını sadece inrrtıAl eylemişler ve bu-mecburen yapmışlardır. Islâm vahdetinin muhafazası için orun hakkıma değil, sırasının tehiri zaruri idi. Yoksa, ne faziletli, ne değerini takdir etmez değildiler. Niteler.. aradan vakit geçip, sihirler I-y.ce yatıştıktan ve sükûn avdet eyledikten sonra Ebû Bekir Aliye mtL-r^:aatta»tereddüd eylemedi/ Onu bt-(:e dâvet eylemek üzere gönderdiği (Ebâ Ubeyde) ye verdiği tali-tnatta:
( .... Ali’ye git mütevazi konuş! I nutma ki. o; Ebû Talibin sülâlesidir. Resulü Ekrem katında mertebesi önemlidir .. Ona de ki: Kadrin meçhul ve fadlın münker değildir. . M Vaktini bekle...* divor. Ömer datA ayni zata ısmarladığı sözleri aras-n. da ? un lan katıyor:
— ( . Ebû Bekir; makama kuvvet kullanarak, yahu d başka sureb îe geçmedi ve seçilmeği kendi iste» medı.. Anın Hilâfete seçmesile bu
nnimet; Tanrının ’ûtfuna kavuştu ’ Senin de Peygamber ailesi içinde j mevkiin, hikmet ve ilim hususunda-d hakkın ve değerin bilinmez değildir . Allahın sar.a ihsan eylediği ilimdeki yetkin İnkâr olunmaz... Allahın kudreti toplulukta ve rızası ona itaat eylemekte tecelli eder... Sana bugün hayırlı ve yann faydalı olan yo. hı tut (yâni, oîat ederek dünya ve fthiretinl sağla) ve boğazına tıkanan şevi çıkar at! (yâni, seçilmedim diye dargınlığı bırak), eğer ömür uzun o-lur ecel de aman verirse, anı (yâni. Hilâfeti) hazmetsen de etmesen dî yiyeceksin fyânî, Halife oTacak^r.) ve tatlı da olsa, acı da gelse, istet İstemez .İçeceksin-...»

Amerikanın son kararı et atında
(Baftarah ı (Baytara/l lYiftddi Ulus gazetesi, İmzasız başmakalesin de şöyle demektedir:
Karşılaştığımız güçlükler, 'hükümet v milletçe ciddi bazı karar ve tedbirle, m süratle alınmasını gerektirmektedir. Tediye muvazenemizin «çığını kapatmak için idhalât ve ihracatımızın yeni şartlara göre ayar Urunası zaruretile karşı karşı yayız. Bunun için de herşeyden önce halici- ( mızm milli mücadele ruh ve ahniye-tile bir tasarruf zi1sr.İT'etine uyması şarttır. Vaktimizin, enerjimizin, mad di ve mânevi servetimizin zerresini fşraf etmek hlr suç sayılmalıdır. HÜ kûmete düşen vazife ise iktisadi kal kınma tedbirlerine dört elle sarıl- ’ nvık, gerektiği nlsbette Idhalâtı sınırlamaktır. I
UİKMET BAYÜKUN MAKALBSİ |
Aynı mevzua temas ed«n Hikr t Eayur da Kudretteki makalesinde B(>n gllnlerde llstürfe kötü haberiertn alındım söylemekte ve yazısına »öyle devam etmektedir: I
(özet olarak hükümetimizin klfa-yet sizliği
1 — Elmıız.le dar olan imkânların hakklle kullanılmasına mâni oluyor.
2 — Ulusal geltrin pek büyük kıs-mı vurguncu ve muhtekirlere kaptırılıp bunun kalkınmamıza yarama-®mı sağlı yamıyor.
3 — 7 Eylül kararlan ve kimler® ne kadar menfaat sağladığı bilinin 1-yen yersiz ihracat yüzünden ekono-mik bünyemizi tehlikelere maruz bu Iuj id ürüyor.
1 - Arta kalan vakitleri de geniş
«rilde israf ediyor.
’ Dünya, durumunu takdir e-yüzünden yurdu du,a. b-nkıvo7"an yard,rn,ardan mahrum I erkvZ^u’''1”’'1’'- her taraf Harflye-I.t! dtaya Ue OmT’anh '
ya karjunnd* ne kadar geri I

I


1İF OĞAN
Bu sözlerden dahi anlaşılabilir ki; Ebû Bekir, Ömer; Alinin ne hakkına tecavüz etmişler, ne de onu gas-betmek istemişlerdir. Münhasıran, birliğin korunması, ayrılıktan kaçınılmanı düşünmüşlerdir. Başka güncelere kapılmak haksızlık ve balâtsılık olur.
Ali de onlann garazsızhklarım
Müracaatlarını iyi
dü-mtl
an.
lamamış değildi, karşıladı ^re:
— 1 Benim bir Hilâfeti istemek


köşeye çekilmem; veyah ud ki mseve îtab eylemek için değildir... Arlık, Tanrıya kavuşuncayadek ağzımı açmam. dâvamı orada görürüm. Beni mahzun, sizi memnun eden hale dahi sabreylerim.*
Dedi ve ertesi günü Ebû Bejcir huzuruna vararak biat eyleyince o-nunla birlikte ofnnlar da biat eylediler. Aradaki soğukluk kalktı. Ebû Bekir orada, herkese karşı Ali’ye: «— Bana öyle ağır bir yük yükletildi, ki onu kaldırmağa'gücüm yetmez. meğer kl Allahütealâ. kuvvet ihsan buvura. Benim sırtımdaki ağır yükü Tanrı; senin arkandan İndirdi. Biz; sana muhtacız ve senin fadl ve İktidarını da biliriz.» dedi.
işte böylece, bir tarafın sabır ve IdyasetL diğer tarafın basiret ve fe. ragatile kırgınlık ve dargınlık bulutlan giderildi. Ali: b'at eylemekle kalmadı, ilnıile irşadile, ef’alile Ebû Bekrin baş yardımcısı oldu.
Ebû Bekrin vefatından sonra, lö-mer) in yerine geçmesi Ebû Bekrin t onu (Veliahd) yaomasile olmuş ve Ali bunu herkesten önce hem istemiş hem de kabul eylemiş olmakla, halkın da ona uyarıınluğıle cicma'ı ümmet» tahakkuk evimmiş. Ali de. Ehû Bekre olduğu gibi (Ömer) e dahi can ve gönülle yardımdan çekinmemiştir.
AH: dt'ınva islerinin eğrilikleri ve İcabîarHe 7:^n>ni bi**R7r’cık vorabil-se*’dî v**n(1:ni îHc Halife sektirmekte muvaffak olabilirdi. Amma, netice ne nenk aliTdı ora9i kestiriler^ez. An ; cak. AH Fevearnberin terhivesi aî-Vnda yetişmiş, ons ve nndan görüp öğrendiklerine bağlanmış büvük bir in«?qnd’. Kendi (hak) kını kabul ettirmek uğrunda nifak ve iftirnlcı ter vic edemediği gibi Resulü Ekrem in he£*enfo »e^rJfğl kendinden vaslı iki Islâm kar^ı harekete te-
meği de kendisine yak»sh ranın mistir.
/Davamı vnr)

ise o kadar kalacağız.
Niçin ? Yalnızca iktidara yapışmış bir zümrenin bunu bırakmak istemediği ve kifayetsiz adamlar kullanmakta ayak dirediği için
Kemal Silivriii
(Baytar afi 1 tneldt) gelen haberler» Bugün Demok-Başkanhgındaa telgraf gelnılş-
Parti merkezine anlaşılmaktadır. Parti Çankırı 11
izahat.
rat den rat Parti merkezine şu tir:
«Demokrat Parti den Kemal Silivrilinm İstanbul kpn-gresinde verdiği izahat, bilhassa, adam öldürdüğü ve öldürttüğü yolundaki ifadenin matbuata intikali muhitimizde hayretle karşılanmıştır. Hâlen taşıdığı demokrasi kisveslle kabili telif olmıyan böyle bir beyanatın hesabını partimiz dışında vermesi lüzumu idare kurulumuzun 24/1/948 oturumumla karar altına alınmıştır.»

Mllletvekillerin- 1

V

28/Oeak/1948 Çarşamba jüali Umanımızda beklenilen Ingiliz Bandıralı;
' P A H A N O Vapuru PİRE — FAMAGUSTA — İSKENDERİYE PORTSAIT tÇln yolcu ve yük kabul edecektir.
AVU3TRALYA ve CENUBİ AFRİKA »Çin dofcru konşimento İle mal ubul e d ikn/'içtedir Fazla malûmat için, Oalata Hovaglmyan Han. ’
Cad. 147/1. DHMETRİU8 J. ZHRVOUDakîS vapur acentasına müracaat rica olunur
Telefon 42199

.)



fBastarafı 1 incide1 hma aid meselelerdir. Devirt teşkilâtımız geniş olduğu halde millete faydalar sağlanamamaktadır. Bu toplantılarımız Demokrat Par ti dâvası altında Türk milletini se lâmete eriştirmek gayesini gütmektedir.»
Bundun sonra Emin Sazak De mokrat Partinin milletin kalbi olduğunu ve bu partiye artık ikti darı almış nazarile bakılabileceği-ni soyliverek sözlerine son verdi.
Saat 12,30 a geldiğinden celse-a
ye son verildi.
YENt BİNANIN AÇILIŞ TÖRENİ
Saat 14 de Demokrat Partinin tuttuğu yeni binanın açılış töreni de yapılacağından halkla birlikte Demokrat Parti merkezinde top -lanıldı.
Saat 14.30 da yanında millctve killeri bulunduğu halde Celâl Bayar parti binasının önüne geldi. Bu sırada tezahürat son haddini bulmuştu.
Kapının önünde bir kurban kesildikten sonra, binaya girildi. Binanın balkonunda Celâl Bajar Es kişehirlilere karşı duyduğu sevgiyi belirten kısa bir konuşma yap tıktaıı sonra, kongreye devam e-dilmek üzere Göksu gazinosu sa -lonlanna gidildi.
İKİNCİ CELSE VE CELÂL BAYARIN NUTKU
Saat 15 de -kongrenin ikinci cel sesi açıldı. İlk sözü Celâl Bayar aldı.
Celâl Bayar, sözlerine Eskişehi rin kısa bir tarihçesini yaparak başladı, sözü Demokrat Partinin programına getirdi ve şöyle dedi:
«— Demokrat Parti- programı tatbik mevkiine geçince memleket refah ve saadetine erişecektir. Her hangi bir dâva bu kadar büjdik cesaretle ele alınınca neticesi muhakkak zafer olacaktır.
Seçimlerdeki alelûmum harekâtı normal şekilde görmek istiyo -'ruz. İdare âmirlerinin artık taıaf tutması bertaraf edilmelidir. Bu -nun için iki şey lâzımdır: Birinci si seçim kanununun tâdili, İkincisi de zihniyetin değişmesidir.
Demokrat Parti Meclise girin -ce bunun için çalışmıştır. Bu işin tahakkukunun arifesine kadar gel dik. Bunu hep beraber bayrama hazırlanmak için söylüyorum. Bu yalnız, bize bağlı değildir. Demok rat Parti mecliste ekseriyeti al -saydı bu hafta değil, gün ve 24 saat işi olacaktı. (Şiddetli alkışlar). milli hâkimiyetin tahakkuku nu seçim kanununa bırakmak lâ zım geliyor.
ANTİDEMOKRATİK KANUNLAR
Seçim kanunu, Polis ve salâhiyetleri kanunu, memurini mulıa -kemat kanunu bir manzume halin dedir. Bunlar hep birden tahakkuk edince gayemizin neticesi olacak -tır. I
Seçim kanunu hakkında mille -tin bilmediği kalmamıştır. Fakat | Polis ve Salâhiyetleri kanunundan birçok çalışkan, arkadaşlarımın maneviyatı kırılmıştır. Polis ve sa lâhiyetleri kanununun malûm mad desi daha seçim zamanında iktidar partisi tarafından kullanılmış! tır. Ve vatandaşlarımızı hapset -I meğe kadar gitmişlerdir. I
Kızılcahamamda bir demokra - I tın hapsedilmesinin mânası nedir?! Arkadaşlarımız üzerinde tedhiş po litikası gütmektir. İkincisi, memu rini muhakemat kanunudur. Vali, kaymakama seçimde şöyle yapa -1 çaksın, dediği ve bu tahakkuk et tiği zaman neticesi ne olacaktır? Bir yer biliyorum, bütün demok -ratlan sıra dayağına çekmişlerdir ve bunlara bir ceza verilmemiştir. Onun için memurini muhakemat kanununun değişmesi lâzımdır.
Yakın bir zamanda C. H. P. meclis grupu, bu kanunların de -ğiştirilmesi için bir prensip kararı almıştır.
Onun için diyorum, arkadaşlar, bu işin arifesinde bulunuyoruz ve yann bayram yapacağız. »
İKTİSADÎ DEVLETÇİLİK
Bundan sonra İktisadî devletçilikten bahseden Celâl Bayar de -miştir ki:
«— Cumhuriyetin ilânı ile inkl-lâp hayatımızda İktisadî devletçilik yer aldı. İktisadi devletçilik diğer umdeler gibi, bir şahsın veya birkaç şahsın malı değil, lnkilâ bımızın mahsulüdür. Ben, ikinci defa İktisad Vekili olunca, devlet cılik, kendine göre tatbik olun -makta idi. Ben de bunun ne ola -cağını mülâhaza etmiş ve Atattir kün emrile vazife aLınıştım. Benim gayem, iş hacmini arttırmaktı, bana bu fikir, cildler dolusu naza -riyeyi bir tarafa bırakaıak objek tif bir tarzda müşahedemden mili hem olmuştu.
Vazife halinde bir kazaya uğra mıştım. Kaymakam, gençlik arka-rfnmmdı. (Şurada bir omıan işlet
, •
Ur
naşı
7/

mesi vardır. Omdan memurların maaşını veriyoruz) dedi.
Bu müessese 60 bin lira ile kurulmuştu. Demek ki bu memle -kette böyle müesseseler, bir kaza nın hayatında bilinci derecede lâ zımdı. Köylü tarlası haricinde, o-rada çalışması lâzımdı. Düşündüm vatandaşlara iş bulmak, iktisadi b: • zarurettir. İktisadi devletçiliği, bu boşluğu bir an evvel doldur mak için inkılâp, kabul etmiş ve tatbikıua geçilmiştir. Bunun çe-şidleri vardır. Liberalizmden ko -münizme kadar gider. Bizim için esas olan, nıeml'eketin ihtiyacıdır. Herhangi bir teşebbüsü vergilerden toplanan paralarla sermaye yapmak ve bürokrasi ile idare et mek; bunun neticesi felâket olabilir. Şu halde iktisadi cihazımızı tamamlamak için bizim şartlarımı za göre esaslar arandı ve bulun -du. Bugün de aynı fikir üzerinde duruyoruz. Bunun halli için ufak bir nokta vardır. Bu ufak nokta, devletçiliği iki bakımdan mütalea ed(?r:
1 — Devlet hâzinesinden para almak ve işletmek,
2 — Yine aynı gaye ile işi ku rııp vatandaşlara devretmektir. Bunun misalini Almanyada gör -düm. Bu sayede büyük işler yapıl mıştır.
Rahmetli Atatürk, İsmet İnönü kabinesinde benim İktisad Vekili olmamı münasib görünce, bu pren sibin tahakkukunu baııa vazife o-larak vermişti.
MARŞAL PI.ÂM HAKKINDA
Celâl Bayar, bundan sonra Mar şal plânına geçmiş ve şöyle demiş tir:
«— Bu sabah gelen İstanbul gazetelerini okudum. Marşal plâ -nmın siyasî ve İnsanî gayesi hak kında tahlil yapacak değilim. Sadece kendi meselemizi konuşaca -ğım. Marşal plânına göre, üç kı -sim yardım edilecek memleket var dır: Bunlardan birisi bedava ola rak, İkincisi kredi ile, iiçüncüsü de peşin para iledir. Biz. peşiıı pa ra ile olan kategoriye girmişiz.
Elimizdeki döviz vaziyetimiz, haricî memleketlerde kendi mem -leketimiz için büyük faydalar temin eder. Çok mal satar, az" mal alırsak bizim için bu iyidir ve kâr lıdır. Haricî ticaretimiz, tedbir a -lınmayınca aleyhimizg neticelen -miştir. Tedibe muvazenesi, dövize taallûk eder. Türkiyede. bilinen tarihten itibaren bu tediye muva zenemiz daima aleyhimizdedir. O-nun için tedbir almak lâzımdır. Amerikalıların bize döviz mukabilinde peşin para ile mal vermeleri bizi döviz vermek imkânına mâ -lik zannetmelerinden ileri gelmiş tir. Onun için bir konferans toplamışlar, delegeler konferansta bu hususu anlatmış olacaklardır.
Malî takatimiz mevcud olduğu -nu kabul etmek çok müşküldür. Fabrika kuracağız, makine alacağız, bütün bunlan yetiştirdiğimiz mallardan karşılıyacağız. Biz, mil letee bunlar üzerinde çok hassas duracağız. 7 Eylül kararları, o za man millete vaad edildiği gibi serbest ticarete gitmek imkânını sağ lamadı. Bunu onlar da iki üç ay da anladılar. O zaman altınlarımız vardı. Şimdi rejime katılınca bu altın da eriyor. Türkiye tediye
nesi bakımından mesud bir vazi -yette değildir. Maliyecilerimiz bu husûsu iyi anlatamamışlardır. A -merika bizimle dosttur ve dost geçinmek ister. Eğer haricî politl kamız sağlam olmuş olsaydı, e -ğer bugünkü hükümetin maliye -çileri, hakikî vaziyeti anlatmış olsalardı, Amerikalılardan daha müsaid şartlarda kredi alabilirdik. Eğer hakikî durumumuz yine
elimizde serbest stokları muvaze-
Muhafaza ve kupon tahsil ücreti ödemeksizin
gelirini
Yüzde 15 *(al|ar
artırabilirsiniz.
Eğer
Devlet Tahvillerinizi
Bankamıza
VADELİ olarak
yatırırsanız.
t

anlatılırsa Amerikalıların bunu an lıyacaklarını söylemek isterim.
Paramızın kıymetini düşürdüler. Bu arada İngiliz lirasının değeri arttırıldı. Halbuki bunu 850 -900 kuruşa almak mümkündü. Bu aradaki farkı müstehliklerimiz ödeyecektir. Bugün sterlin saha -sı olan îngiltereden başka revaç yeri kalmadı ve elimizde 50 mil -yon sterling kaldığı için mukabilinde mal almak ile karşılaştık ve yalnız Ingiliz piyasasından mal al mak gibi kötü bir durum hasıl ol du. Onun içindir ki bugün hâlâ bocalıyorlar. Bu hareketin tesirile memleketimiz zarar görmüştür. Eunu sadece hükümet mekanizma sının yanlış işlemesine veriyorum.
SEÇİM
Yapılan il idare seçiminde muh tar Başkurd, Cavid İyioğlu, Ha -lil Yasin, doktor Ekrem Baykal, avukat Aziz Ocakçıoğul, Aziz Zey tinoğlu; Mustafa Çürük ve Ahmed Tekin seçildikleri anlaşılmıştır.
Celâl Bayar, bu geceyi burada geçirmektedir. Yarın îzmite gidecektir.
Orhan Okuz
tarafından yapılan
Avrupa Avrupa yayılma
Amerika
(Bitarafı 1 incide) tifak sonunda yapılması gereken yardımı zaten yaptığıni, söylemiştir. Amerika, Avrupaya lâzım gelen himayeyi göstermektedir,
Avrupanm kalkmmasi programı İle ilgili olarakbi r nevi ademi teca vüz paktının imzalanması vaktile teklif edilmişti.
Ingiltere, Batı Avrupa birliğini kurmak icln Amerika
desteklendiğinden, vaktile teklif tekrar canlanmıştır.
Anlaşıldığına göre, Batı birliğinin kurulması fikri, yı kalkındırmak ve Sovyet
sini önlemek için muazzam bir stra teji kullanan Dışişleri Bakanı Mar salın görüş zaviyesinden, Vaşington da ehemmiyetle İncelenmektedir.
Resmi Amerikan çevreleri, halihazır vaziyetin ne derece ehemmi yetli olduğunu şu sebeplerden dola yı görmenin mümkün olduğunu be lirtiyprlar: Amerikanın Türkiye ve Yunanistana takviye etmesi; Akde nizde Amerikan harb gemilerlle uçaklarının bulunması; Almanyada Sovyetlere karşı bulundurulan ve Avusturyadakı hattı tutan Ameri kan askeri birlikleri.
Avrupada Sovyet tahkimatı
(Baştaraft 1 incide) temin edilmiştir. Çalıştırılmak
zere getirilen bu kadın ve erkekler Öderdeki İşlerini tamamladıktan sonra Rusyaya sevkedilecektlr. Tah kim olunan Öder—Neisse hattı eski Alman arazisinin beşte birini içine almaktadır.
BELGRADDAKI TOPLANTI
Londra: 25 (AA.) — Brltanova: Amerika hükümeti, bugün, Bel-gradda yapılan toplantının neti ceslnl yakından takip etmektedir. Yugoslav Diktatörü Maraşel Tlto-nun başkanlığında yapılan bu top lantıya muhtelif Avrupa memleket lerinden Yugoslav Elçileri de iştirak etmiştir.
••
u.
Başbakanın dünkü konuşması (Baştarafı 1 incide) etrafında bir çok dilekler görüşül müştür.
Toplantıda hazır bulunan Başba kan Haşan Saka da bir konuşma yapmıştır. Başbakan, belediyelerin büdce imkânsızlıkları konusunun, ehemmiyetle göz önünde tutulan meselelerden biri olduğunu söyleye rek, Ankara belediyesi de dahil oldu ğu halde, hükümetçe yapılacak yar dunların arttırılacağım vâdetmiş tir.
Başbakan, devlet dairelerinde halkın işlerinin vaktinde görülme si konusunuda hükümetin birinci de recede ele aldığını ve üzerinde has saslyetle durduâu n1 ....k’ nn
okluğunu söylemiş, bunu teinin ve işleri takip eu. . ı .n-
yetleri incelemek için ayrıca bir bii ro kurulacağını sözlerine ilâve etmiştir.

A cLniz için (Ba^tarah 1 incide J esnasında, Akdeniz havzasına yapıla cak herhangi bir tecavüze karşı şu tedbirler alındığı tahmin olunmaktadır: ,
1 — Akdeııizdeki İngiliz ve Ame-1 rlkan deniz kuvvetlerinin takviyesi, 2 — Kuzey Afriknda bir sürü hava üssünün tesisi, 3 — Yunanistaııda du ’ rum vahamet kesbetmekte devam ettiği takdirde buraya İngiliz askeri ve havacılarile Amerikan deniz pi- i yadelerlnin gönderilmesi, 1 — Kıb-nsta bir İnciliz askeri üssünün ** sisL
M. T. A. Enstitüsü yolsuzlukları


(804 tarafı 1 intifa petrol yolsuzlukları hakkında açtığım geniş mücadelede, memleket umumî menfaatlerde hazine menfaati namına. bazı eşhasın hususî men faat ve ihtiraslarına istemiyerek dokunmak zorunda kaldığım zaman, binbLr tariza ve her nevi hücuma uğ radım. Bu hücumlarda muhatabla-rım. benim açtığım mücadelede ileri sürdüğüm vesikalara dayanan yol-suzluklarra, hazine aleyhine ve şahıslan lehine menfaat temin eden hareketlerine, ayni şekilde vesikalar la cevab vererek iddialarımı çürütecekleri yerde buna muvaffak olamadıklarından daima, ileri sürdüğüm fikirlerimi değil benim şahsımı çürütmeğe uğraşmışlardır.
Bu mücadelemde menfaat ve ihtirasları sars lanlar tezvire baş vurmaktan da çekinmemişlerdir. Karşım ela bu hüvivete bürünmüş olup durmakta olan Ihsan Ruhi Berendi, infialine mağlûb bîr insan olarak böyle ciddî bir münakaşa için normal bir muhnlab diye kabul etmemek İft zım gelir. Çünkü neşriyatım dnla-vısile yed**’ darbenin tesiri altında bocalayıp şaşıran bu zat tezvirlerini namus ve şerefime dil uzatacak kadar ileri götürdüğü için kendisini değil efkârı umumiyevi muhatab tutarak bu açıklamaya mecbur kaldım.
2 — İhsan Ruhi Berend. evvelâ şerefli ve haysiyetli bir adam sıfa-tile. Büyük Millet Meclisi kürsüsünden alnma vurulan yalancılık damgasını temizlemelidir. Kendisinin, bu damgayı temizlemedikçe hiçbir yerde. hele umumî efkâr önünde hiçbir sözüne itimad edilemiy&ceğini anla-, ması lâzımdır.
3 _ (14; 1/948 tarihli gazetenizde çıkan yazının Emin Aziz tarafından verildiği anlaşılmaktadır diyor. İhsan Ruhi Berend çok iyi bilir ki ben karakter itibarile böyle şeylere tenezzül edecek bir adam değilim. Maden Tedkik ve Arama Enstitüsü yolsuzlukları hakkında yazdığım her
yazının altına imzamı komuşumdur. Şimdiye kadar çıkan ve bundan sonra da çıkacak olan bütün yazılarımın en ufak cümlesinin bile mesuliyetini kabul * edecek durumdayım ve her cümlesinde Heri sürdüğüm iddialarımı isbat eder Ak vesaike sahibim. Elverir ki ciddî surette soruşturma yanacak bir makam karsıma çıksın.
4 — Ihsan Ruhinin görevini kötü-
ye kullanarak Devlet Hazînesini ziyana soktuğu hakkında elimde övle Vesikalar (vardır ki bunla n K&hyaogîunun istidasını gölgede bırakır. ' ’
5 — Ihsan Ruhi, «Halim Kâhyaoğ-lunun istidasının o tarihte Enstitü dahili’.de beş kişiden mürekkeb bir heyet ınarifetile tedkik edildiğini* ilen sürüyor. Ben bu heyetin kimlerden mürekkeb olduğunu açıklıyayım.
Umumî Müdür Muavini Necini Da-nışmen, Halim Kâhyaoğlunun istidasının beşinci maddesinde muhasebe müdürü Nevzad Osberke 750 lira ma aş verdirmek için vekMete yanlış malûmat verdiği bildirilen personel müdürü Şevki Çetintaş. yine Halim Kâhyaoğlunım birinci maddesindeki demirbaş islen arasında ismi gecen başmüfettiş Vedad Koca-çimen. Enstitü hukuk müşaviri Re_ şad Tüzünatac ve Halim Kâhyaoğlunun istidasına konu teşkn eden yolsuzlukları yapanlardan muhasebe müdürü Nevzad Osberk. Ihsan Ru-hlve göre bu beş zat basbaşa verin KAhvaoğlunun verdimi kik ve ov birii^-Un ^Man-
ian rAri3«4er bir rapor vermişlerdir.

SATILIK* OTOMOBİL
1947 model Şevrole marka bir otomobil açık arttırma ile satılacaktır, Aşağıda yazılı şartları haiz olanlar satışa iştirak edebilir
1 — Cemiyetimizde şoför olarak kayıtlı olmak.
2 — 525 liralık muvakkat tendnatm en geç arttırmadan İki gAn ev vel cemiyet veznesine makbuz mukabilinde yatırılması,
3 — Arttıma 29/1/948 günü saat 15 de cemiyet merkezinde yapılacaktır,
4 — Otomobil üzerinde kalan alıcı 24 saat zarfında satış bedelinin mütebakisini ödemediği takdirde muvakkat teminatı iade edilme*.
İst. Şoförler ve Otomobilciler Cemiyeti
Senelik kirası 'lk teminat
Lira Kr. Lira Kr.
Üsküdarda Altunuzade mahallesi “
• •
nln koşuyolu cad. 26. 28. 34, 36, 40, kapı No. lu arsalar (Mz. D. 120) Kadıköy ünde Tuğlacı mahallesinin İstasyon sokağında 19 kapı No. lu arsa (Mİ. D. 17)
Üsküdarda Sellmağa mahallesinin cami sokağında 1 kapı No. lu at sa (Mz. D. 229)
Kadıköyünde Tuğlacıbaşı mahallesi nln Fener yolu Camii Şerif arkası sokağında 3 dönüm tarla (Mz. 2, 33)
Merdiveııköyünde Mlmlderesl mev ktlnde 20 dönüm tarla (Mz. D. 49)
Yukarıda yazılı vakıf yerler 13/1/948 gününden
sonuna kadar pazarlıkla kiraya verilecektir, İsteklilerin, hüviyet cüzdan ad ve ikâınetgûh llmühaberlerile müracaatları (922)
Dünyanın hiçbir tararınaa bu iddiaya inanacak bir safdil yoktur. Kâh-yaoğlunun Utıdasımn merkezi sıkla-tini umum müdürün ve umum nı’lr düre bağlı muhasebe müdürü ile sa. tınalma eksperinin, Türk Ceza Kjl. nununun suç diye tarif ett.ği suiistimaller teşkil etmektedir. Nasıl o lur da böyle bir iddiayı umum müdürün emri altında olan muavini ile, vazigfar talimatnamesi gereğince u-mum müdürden emir almak durumunda olan müfettiş ve bir adama fazla maaş verdirmek için Vekâlete hllâfı hakikat yazı yazan' personel müdürü ve suiistimalde baştan sona kadar adı geçen muhasebe müdürün den müteşekkil bir tasan zümresi tedkik ve tahkik eder. Bunlann vereceği raporun doğruluğuna acaba ilk mekteb çocukları Iranır mı. Hükmü umumi efkâr versin.
6 — Ihsan Ruhi, 1Î/T/94T tarihin, de Kâhyaoğlu tarafından ikinci bh dilekçe verildiğinden bahsediyor. Bu. nun üzerinde de biraz durun efkâr umum iyeyi a ydı nlatmak faydadar hâil değildir,.
Halim Kâhya oğlu Mad^n TedkiP ve Arama Enstitüsünden ayrıldıktar son a yine Ekonomi Bakanlığı camiası içerisinde bulunan eski geldi ğl teşekküle memur olarak dönmüş, tür.
Kâhyaoğlu Enstitüde bulunduğr zaman muhasebe ve idare işlerin d» gördüğü yolsuzluklarla daima mücadele etmiş dürüst ve namuslu bir memurdu. Sözünü dinleterek bu yolsuzlukları önliyemediği için ayrılmak mecburiyetinde kaldı. Aynlırr ken de adı geçen ve gazetenizde çıkan İstidayı verdi.
Fakat sonra işittik ki Ihsan R ju hL Halim Kâhyaoğlunu istidasını tav ziha dâvet Ankarada hazırla-
nan bir tavzihr.ame Mersine gönde, rilip Kâhyaoğluna tazyikle lmazlat-tınlmış.
İhsan Ruhi. Maden Tedkik ve A-rama Enstitüsü Umura Müdürlüğü u gelebilmek için yüksek mühendis Necdet Eke ranın bir raporunu kendi yazmış gibi imza ederek Parti Genel Sekreterliğine vermiş ve o yüzden umum müdür olmuştur. Alâkalılar arasında bunu bilmiven yoktur. (tktısad Vekâletindeki teftiş »’oa yasında bu malûmat ilgililer ağ^-n. dan mevcuddur.) Necdet Ekerana bir durumdadır.
Bana gelince,
smda yaptığım neşriyat ile onun hakikî hüviyetini ortaya koymuş bulunmaktayım. Yazılarımın da ■ yandığı vesikaların çok kuvvetli olduğunu bizzat kendisi bildiği i-çin cevab vermekten korkmuş an cak Kâhyaoğlundan zorla böyle bir tavzih alarak buna isimlerimi zi karıştırmıştır.
İhsan Ruhi Kâhyaogiunun gayet vağıh olan istidasını tavziha neden lüzum görmüştür. Burası son derece enteresan olduğu için aydınlama^ sı lâzımdır.
tlısan Ruhî bu suretle vekâlet nezdinde evvelden beri ileri sürdüğü beni çekemedikleri için bu işleri Mazlum, Necdet ve Emin karıştırıyor hissini vererek bir tesir bırakmağa uğraşmış aynı zaman -da da Kâhyaoğlunun istidasının tesirini hafifletmek istemiştir. Ha kikat şudur ki Kâhyaoğlu İstidasını tamamile dürüst olarak ve sa mimî kanaati mahsulü vermiştir. Fakat sonunda memur olduğu i • çin gördüğü tazyik neticesinde is tenilen tavzihi ekmek parası enek şesile imzaya mecbur kalmıştır.» Emin Aziz
Bu yil’Mon da'ma karşı boynu eğik
«Millet mecmua-
20 00
25 00
18 00
45 U0
60 00
1 50
1 88
l 36
3 38
4 50 itibaren 31/12/948


c 5 VFA: •
İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Başkanlığından
t
cezalandırabilir. Tard karan genel kurulun üçte iki ekseriyetine© onandıktan sonra katiyet kesbeder. Şaı hışlar hakkında Dernek haysiyet di-• vanlarma şikâyette ve tahkikat ta» lebinde bulunabilir. Divanın kararlan katidir.
Kr.
Açık eksiltme
937
50
25
1961
Açık eksiltme
37
228
1282
Kapalı zarf
50
Açık
eksiltme
270
00
75
168
17
210
401
85
60
50
60
292
132
Kapalı zarf
ilk Teminatı Lira
Haberler
zs
263
Kâğıtta birli
144
00
25
3750
O
00
281
25
Aralık 948 sonuna
yukarıda
kadar ihtiyacı
t
6 -
- Tiz ses
.Ay; 8 -
bir plyao
Su taşır; S
■VVKLKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞBUCLl
1 23456789
7,39 Açılış v* program,
7,80 M, a, ayar»,
7,30 Müzik: Hafif Müalğ (PM
7,45 Haberler»
8,00 Müzik; ç»fitil Hafif
1 Muhammen F- Tutan
Lr. Kr. Lira Kr.
35 Liraya
•u geçirmez gabardin

Hakikî
İngiliz Trençkot pardetüleri
Ayrıca: Bayanlar için 20 lira satış muhayyerdir
Sultan Hamam Dikranyan ban No. 11-12 Abdurrnhnıan Kalyon

Polis Okulu Satmalına Komîs
yonu Başkanlığından
Eksiltme »ekil
Cinsi
Miktarı
Ekmek
Beyaz Karaman koyun Sığır eti
Kuzu eti Hindi eti Tavuk eti
Urla Sadeyağ) Tereyağı
Süt
Kâse yoğurdu Silivri yoğurdu
Zeytin
B, Sabun
Yeşil Sabun
Çalı kuru fasulye Kuru barbunya Nohut
Yeşil Mercimek Kırmızı Mercimek Bulgur
Pirinç
50000 eti 9000 2500 1500 1000
300 3000
300 2000
• Şubat 194S pazartesi günü saal Bö (k» Üniversite Marmara lokalinim 14/1/1948 tarihli genel kurul ^ararına uygun olarak Birliğimin Olağanüstü gene) kurul toplantısı yapılacaktır.
Gündem:
1) Kongre bagkan, balkan vekili sekreterleri seçfml,
2) Tüzük derişikliği
3) Haysiyet ve uzlaştırma divanı âeçimi,
4) Türkiye gençlik federasyonu teşkil teklifi.
5) Dilekler.
9PİANBUL VN1VERBİTE31 TALE^ VE BİRLİĞİ TÜZÜĞÜNDE YAPILACAK DEĞİŞİKLİKLER
Madde 6 — d) Haysiyet ve uzlaş-tırnıa divanı.
. Mucib sebebi: Birliğin şeref ve hay •iyeti ile kabili telif olamıyan fiil ve hareketlerde bulunan üyelerin cezalandırılması, aralarında çıkacak olan ihtilâfların uzlaştırılması.
Madde 7 — Genel kurul birliği vücuda getiren derneklerin gönderece-JU 20 şer delegeden kurulur. . Birlik Etenel kurulu ocak ayının İlk hafta-■ı içinde toplanır...
Mucib sebebi: Genel kurulun temalı salâhiyetini genişletmek maksadı He... Birlik Genel kurulu toplantısının Demek Genel kurul toplantılarından sonra yapılmasını temin için
Madde 13 — Yönetim kurulu her iderneg^in iki temsilcisinden kurulur. Bu temsilcileri ve iki yedek üyeyi birlik Benci kurulu her derneğin de. legeleri arasından, namzedler meyalından seçer.
Mucib sebebi: Birlik yönetim ku- Makarna rulunda hasıl olan boşluğu doldur- Şehriye inak gayesile.
Madde 15 — Birlik başkam yıl bir demekten olmak üzere lir. Seçim yönetim kurulunca oyla yapılır. Ancak eski Başkan Üze-, Salça rinde üçte iki çoğunluk olduğunda Tuz birinci fıkranın hükmü berridir. Baş Soda kan vekilini ayni dernekten olma- Tam yağlı beyaz inak Üzere Başkan seçer. Benel sek- Kuru üzüm (10) reter Başkan ve Başkan vekilinin Kuru kayısı mensub olmadığı dernekten olmak Kuru Erik üzere; diğer vazifelerle beraber da- ( Kuru İncil nışma yollle tavzif edilir. Bir vazifeye birden fazla istekli bulunursa se-1 çime baş vurulur.
Mucib sebebi: Üçte İki ekseriyet oy toplıyacak durumda bulunan bir kıymeti harcanmaması, Birlik yönetim kurulunun temsil durumunun ge nişlemesi
Madde 16 — Mazeretsiz olarak üs-tüste üç toplantıya gelmiyen yönetim kurulu üyesi istifa etmiş sayılır.
Mucib sebebi: Yönetim kurulu top lantılarında ekseriyeti temin maksa-dile •
Madde 18 — 15 inci maddenin ilk bendi deriştiği takdirde 18 inci maddenin kaldırılması,
Madde 22 — Haysiyet ve uzlaştırma divanı: Her demekten bir asil, bir yedek olmak Üzere Genel kurulca bir pl için seçilir. Divan başkam genel kurulca seçilir. Son genel kurul başkanı divanın tabiî âzasıdır. Hakkında divanca karar alınacak şahıslar o müzakereye iştirâk edemezler. Divanın uzlaştırma foksiyo' nn yaparken tanı mevcudla toplanması şart değildir.
Divanın salâhiyetleri: Birlik gayelerine aykırı hareket eden dernek leri ihtar ve birlikten tard cezalarıle
(Reçel
her Taze yumurta seçi- Kuru soğan gizil Pata te

peynir No.
San’at âleminden potreler
(Baştara/ı 4 üncüde) •— Bu mazurkayı Polonyada oynarlarken görmüştüm,
Kıymetli piyanist' ayni zaman da iyi bir annedir, Resmini verdi ği, üç yaşındaki kızının İsmi Pa tinette’tlr, Kendisi Normandsu lardan gelmektedir Hattâ «bel ki de atalarımın arasnıda meşhur korsanlar mevcuttur» diye lâtife etti.
Bütün C. Amerika, Avustur ya, Polonya, Ingilterede (Albert Hail1 de Çekoslovakya, Hollanda, Rumaııya, Bulgaristan ve Turkı yede konserler vermiştir. Istan-buldan Ankaraya, oradan, gene şehrimize dönecek ve buradan se hayatine devam edecektir, 7 E-kim İle 30 Aralık 947 arasında tam kırk üç konser vermiştir,
Monlque de la Brucholleıle'den bahseden gazetelerden birin de şöyle demektedir:
..M, de la Bruchollene’de kritik edilecek vaziyet yoktur, çünkü bü yük bir iş yaparak kusursuz piya no çaimanm nasıl olacağını göstermişti r.»
Kendisini hararetle ketrar teb rlk ederiz, G- M. Ç.
Kuş üzümü Çam tıstık Cevlzlçl Ayşekadın fasulyt Çalı fasulyesi T. Bezelye araka T. Barbunya lasulyesı T. Bakla Domates Patlıcan Havuç Lahana Pırasa Kereviz Yerelması Enginar Taze kabak Karnabahar Ispanak. Semizotu ince biber Dolmalık bibeı Saransak Hıyar Marul Limon Maydanoz Dereotu Nane Yeşil salata Taze bamya Tase soğan Be nzin
Çamaşır yısama ve ütüleme
1 — Okulumuzun
I
Z H
$ t
Hakimiyet
Siyasi Gazete
7 Şubat Cumarteıi Çtkıyor
Ad. Klg.
»
»
»
» »
1000 kâse
300
1500
300
300
2000
1500
1500
1000
600
1500
3000
2000
600
50U 15000
3000
3000
300
1500
500
1200
1000
200
200
200
75
75
100
1500
500
500
500
1500
1500
1500
500
1500
1000
1000
200
300
1500
500
1800
500
20
500
30
1000
1000
3000
2000
350
150
500
250
500
4000
Klg.
Ad. Klg.
M


>
W
>
>
V
>
>
*
>
»
>
>
9
9
>
>
9
>
>
9 Ad. Klg.
>
9 .
>
>
» Ad.
û
9
>
*
Kig. dem Klg-
0 2
1 2 U w
3
5
6 0 0 0
1
1 1 0 0 0 0 0 o
1 o o
1 o o o o o o 2
1
3 O 0 0 3
2
0 0 0 0 0 0 0 O O
O o o o o 0 O o o
0 .0 o o o o o o o o o o
25 10 70 00 10 15 70 00 60 30 75 20 70 65 70 65
65
65 75 60 30 68
68 60
10
18 30 80 12 30 00 00 00 75 60 85 60 00 50 50 50
40
20
25
40
20
18 18
25
25
25
20 50 25
17 2C
25
30 09 07 07 03 03 03 05 50 04
48

12500 18900
4250 3000 2100
945 17100 1800 1200
6Ü0
2250 1800
510
495
400
975
975
650
450
900
3900
1360
408
8Ü0 15U0
540
900
240
180
150
8400
1000
800
150
120
63
270
200
750
250
350
200
800
375
600
100
370
180
250
50
75
300
250
150
85 4
125
24
90
70
210
60
10
.4
25
125
20 1920

00 0ü 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 0ü 00 00 00 00 00 00 00 00 75 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 50 50 00 00 00 00

oo


15000 parça
ve Polis Prevantoryomuııun
ve miktarı yazılı yiyecek vesalreniıı muhammen bedeli İlk teminatı ve eksltlme şekli mİNttr.
Ar
palı zarfların saat 15 de, açıkların saat (15,55) de İhaleleri yapılacaktır.
olan
hüalarında gösteri)
— Eksiltme 3/2/948 Sah günü Beyoğlunda kâin Liseler Saymanlığında toplanacak komisyonda; ka-
3 — Kapalı zarflar İhale saatinden 1 saat evvel Komisyona tevdi edilmiş bulunmalıdır.
a
4 — İlk teminat akçesi Liseler Baymanlığı veznesine yatırılacaktır.
5 — İsteklilerin belli gün ve saatte ilk teminat miktarları ve 2490 sayılı kanunun 2 ve 3 üncü madde terinde yazılı belgeleri hâmil bulunmaları. (Bu işe ait şartname evrakı Yıldız Polis Okulunda görülür.)
(380)
Haccâc, bir gün mahbeslcrden birinin önünden geçiyordu. Mahbuslar, feryad etmeğe başladılar; serbest bı Takılmalarını rica eylediler. Haocâo, kendilerine bir âyeti kerime okumak suretile cevab vererek susmalarını, böyle birşey istememelerini bildirdi. Azabdan bahsetmemelerini söyledi. Hallerine şükı eylemelerini tavsiye e-der gibi bir tavırla konuştu.
Haccâc, bu derece zâlim olmasaydı, hiç şübhe yok ki gösterdiği muvaffakiyetlerin pek azını gösterebilirdi. Bu kadar büyük ve yüksek bir şahsiyet olarak şöhret kazanamazdı. Yine bu derece zâlim olmasaydı, hiç şübhe yok ki Bmevl sak tanatının çabuk yıkılması sebeblerl süratle hazırlanmış bulunmazdı.
Belki de Ebâ MUallm Horasanl’nin zuhur ve hurucuna lüzum kalmazdı.

Haccâcı Zâlimin babası Yusuf ibni THcuyl, gayet halim, selim, İlme, Ulemaya hürmetkâr, hakka, hu kuka riayetkâr bir 2attı. Seklf ka-büe.'ine mensubdu
V
ıtır
50 YILLIK TECRÜBE - 50 YILLIK PARLAKLIK
4 EV, 4ARSA
Sen bir yuvaya sahip olmak isterseniz, TÜRKİYE İŞ BAN-KASI’ndaki tasarruf hesabınızı en az YÜZ liraya yükseltiniz, B«-sabınız yoksa derhal bir hesap açtırınız.
TÜRKİYE İŞ BANKASI
1948 PLANI
200.000 LİRALIK İKRAMİYE
Yılda dört çekiliş: Her çekilişte 1 EV, J ARSA ve dolgun pars ikramiyeleri. ••
Birinci Çekiliş: 1 MART
Hesaplarında altı yüz Liradan fazla parası bulunanlar her beş yüz liraları için çekilişlerde ayrı bir kur'a numarası alacaklardır.
Ayrıca, 21 Nisan 1948 de ÇOCUK HESAPLARI için zengin ikramiyeli çekiliş.
1 ' t

İmtiyaz sahibi: A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU - Yazı işlerini fi-ilen idare eden: Yazı işleri müdürü: FATİN FUAD — Dizildiği Yer: «Yeni Sabah» mürettiphanesi - Basıldığı yer: «Gün Basımevi»
Aşk - Macera - Tarih - Cinayet ——-
Y egaıu Muharrem Z. korannal
Tefrika No. 107
taktaki Progv
PAZARTESİ — 26/1/194*
Müzik Q>),)
ç,45 Müzik; Marşlar (PİJ
9,00 Kapanış,
13.29 Açılış ve program.
13.30 M, s, ayarı.
12.30 Müzik: Operalardan aeçmt
Parçalar (P1)
13,00 Haberler,
18.16 Müzik: Şarkılar, Türkülar, i4.00 Kapanış,
17,58 Açı’ş ve program, 18,00 M, s, ayarı,
18,00 Müzik , eaz Eserleri ve
Oyun havalan,
18.15 Müzik: Türküler,
18.30 Müzik: Karışık Şarkılar 19,00 M, s, ayan,
19,00 Haberler,
19.15 Geçmişte Bugün,
19,20 Müzik: Operet
Parçalan (Pl,)
19.45 Konuşma, 20.00 Müzik: Şarkılar,
20.15 Radyo Gazetesi,
20.30 Serbest Saat,
20,35 Müzik: ince Saz,
21.15 Müzik,
22,00 Konuşma: B, M, M, öttau
22.16 Müzik: Dans Müziği (Pl,
22.45 M, s, ayan,
22,45 Haberler.
23,00 Program ve Kapanış,
ÖUL MACA
----*—---
1 2 3 4 5 6 7 8 9

]
2
3
taşında; 2 — Ek Büyükadada blı âleti; 4 — Araf Beyaz; 5 — lstar
1 — Cenaze Alçaklık; 3 —
park, Harman (basit makine),
bul halkının bitmez derdi, Gözün güzelliğini teıııiıı edere; 7
(bir gazetenin ismi)
Başına 'N) llâveslle go gişesinin ismi olur, — Fena, ince değil.
1 ıduu-ıdaa A*ağıy»:
1 — Denizde uzunluk ölçüsü, Dİ namlk; 1 — Yüce, künye; 3 — Ar, Rurubet; 4 — Alık, Kumarda me tetiksiz katmak; 5 — Tersi bir uzuv, Hububat; 6 — Blriııct harflle ikin cl harf arasına (A) konursa döşek olur. Bir ek; 7 — Vücudun bir kısmı, Kuzey; 8 — Gem bağlanır, İf ki; 9 — ilgi. Eski hükümdar unva' nı.

j
2
3
4
b b
9
i
8
9
Yeni Neşriyat
Kabilesine nisbetle Yusufüssakafî diye anılırdı. Zulmü ile şöhret bu, lup zâlfm Unvanını almadan evvel de Haccâc, Haccâo İbni Yusufüssa-kafl derlerdi. Bunun mânası, Sakif kabilesinden Yusufun oğlu demektir. Arablarda ilk çocuğa nisbetle anılmak da vardır. Meıelâ Haccâca ilk çdcugu Muhammedin babası Hac câc anlamına Ebu denir.
Haccâcın ileride ilk keşfeden adam, auttur. Şöyle ki:
Haccâc henüz gençti. Memleketi olan Tâifde bulunuyordu. İyi bir
Muhammed de
şaki olacağını kendi babası Yu
baba terbiyesi almış ve tahsilini ta manılamıştı. Fakat ele, avuca sığ-mıyacak kadar boşan idk Şuna, buna çatıp can yakmaktan, bilhassa tenhada rastladığı genç kızlara sa taşmaktan zevk alırdı. Şikâyette bulunacağım diyenleri ölümle teh -. did etmek suretile korkutup sustururdu. Nitekim İki genç kızın ölü -müne sebeb olan maoerasını anlat, m iştik,
Haccâcm babası Yusuf, bir gün Şama gidip halife Abâülmelik ibni Mervanı ziyarete karar verdi. Yanı na Oflunu (la ahp M»sırdan hareket etti. Yoldn giderken meşhur Kadı
Selim ibni Aınre tesadüf etti. Kadı, selâm verip selâm aldıktan sonra:
— Yolculuk ne tarata ya Yusuf diye sordu .
Haccacın babası, halifenin
rotine gitmekte
Bunun üzerine, rak:
zlya-ol duğunu söyledi, kadı söze
dedi. Çok
başlıya.
rica ede-beni ka-
Ya Yusuf,
AbdÜlnıelike söyle de vazifesinden aî buyursun. Bu
rlm, dılık arzumu yerine getirmeğe gayret e-dip muvaffak olursan, sana minnet t ar kalırını.
Yusuf, SeHrn|n bu cicasmj reddöt-
— Bunu yapamam ya Selim.:
— Niçin yapanııyasın? Fena bir harekette bulunacak değilsin ki...
— Halife hayretlerine böyle bir şey söylediğim takdirde fena bir harekette bulunacağıma eminim.
— Niçin?... herhalde bir sebebi vardır.
— Hem de çok mühim bir sebebi var.
— Acaba bu sebebi öğrenebilir miyim?
— Ben isterim ki bütün Müslüman kadıları senin gibi olsun, nere de kaldı ki halife hazretlerinden «e nin azlini rica edeyim?
Kadı, ısrarın lüzumsuz ve faydasız olduğunu anlıyarak veda edip ayrıldı. Haccâc, babasına sordu:
— Bu zat kimdir ki kendisine kadar kıymet veriyor ve itibar yorsun.
-- Oğlum, bu zat, hâlen Mısırda kadı vr vâiz bulunan Salim ıbnl Anır atVnüu bir zatı muhteremdir ki adaletine dlvecek yoktur.
fDeıaınt var)

işte Türkiye
—Aylık Türk Fikir Hayatı—
Bir ayda Türk matbuatında çıkan en güzel yazılan toplayarak .4» lor ma Ye iki renkli güzel bir kapakla ve 60 kuruş fiyatla çıkmıştır. Bü tün okuyucularımıza hararetle tat siye ederiz,
bu eöı
İSTANBUL BELEDİYESİ ğHHİR TlYATROrjUtl Saat 20 de Dram
Kıamı:
KOŞEBAŞI
Yazan: Ahnıtu
Kudai Tecer:
Telefon: 42157.
• •
Komedi Kısmı:
İPEKÇİ . MER-
HUM
rt
Yazan; îbnlr refik Ahmed Nurlı
Telefon: 40m