26 Kânunuevvel Çarşamba (934
Sene: I
Numara: 189
Günün yazısı
Yine karışmağa başladılar
Okuyucular elbet dikle»! odi-yortar. Son günlerde yine ban yerlerde büyük ölçüde kanıklıklar olmağa başladı. Meselâ Rusyada On beş gün kadar evvel ( Stalin ) yoldaşın en yakın ve galiba en güvendiği arkadaşlarından ( Kirof ) isminde biri öldürülmüştü. Bu, önce adi ve kişisel (ferdi) bir öldürme »anılarak o kadar deftim (ehemmiyet) verilmemişti. Fakat iş birdenbire büyüdü. (Lrolu) öldükten aon-ra ( bolşevizm ) i ellerine bıraktığı başlıca üç kişiden geri kalan difter ikisi. I Kaminef ) ile ( Zino-vlyef ) yoldaşların da bu ( Kirof ) iyinden dolayı yaka paça tutularak hapse tıkıldıkhrını telgraflar bildirdiler. Böyle en güze çarpan başların tutulmasından başka daha yüzlerce kişi yakalanmış ve bunların birçoğu da Ölüm cezasına çarptırılmıştır.
Bu işlerin tokal (Ubi) bütün iç yüzlerini de bilmiyoruz. Yalnız üstün körü olan yerlerinden ancak biıe kısaca bildirilenleri öğrenebiliyoruz. Bu azıcık öğreoebildikle-r milden anladığımız ise Ruayanm iç işlerinde yine bir takım sıkıntılar olduğudur. Vakıa bize (Ruaya-■ın iç işlerinde sıkıntı varmış, ya-hud yokmuş, sana ne?) denilebilir. Nitekim ara sıra diyenler de oluyor. Evet amma, Rusyanıu iç işleri yalnız Rusyayı alâka- l dar etse, diğer milletler üzerin- I de de hiç dokunaftı ( tesiri ) olmasa tabii biz Rusyada olub bi- | ten işlere kulak b.le asmayız. Halbuki Rusya gibi çok büyük bir mil.etin, bele bize dost olan bir milletin, iyi veya kötü, başına gr-leu işler difter milletleri de ister istemez düşündürür. Onun için Rusyanıu son hadiselerine hiç kulak asmamamıza imkan yoktur, gazetelerdeki tel yazılarını okuyunca, ne de ol «a kendi kendimize (aralın yine neler oluyor, bunun sonu nereye varra gerek ?) diye sormaktan kendimizi afamıyoroz.
Difter yandan (Berlin) den do tatsız, tuzsuz haberler gelmege başladı. Bay (Hitler) bu defada yine ikiyûz elli kişiyi yakalalıb ölüm eczasına çarptırmış. Bay (Mitler) in geçen(30)Haziran işinden beri biraz kredisi bozuktur. 0O)Ha-ziran işinde kendi rivayetine göre arkadaş arından (70l kişiyi, İngiliz gazetelerine göre ( 350 I kişiyi bir gecede yok edivermişti. işte daba dün denilecek kadar yakın bir geçmişte ( mazide ) Bay ( Hitlrr ) in böyle zorlu bir marifeti olduğu için şimdide (250) kişiyi yine öteki dünyaya ilettiğine dair gelen tel yazılarına • bu yazıların kaynağı Fransız gazeteleri de olsa - yine insanın inanacağı geliyor. Ohaldr Alaıanyada da durum (vaziyet) te hiç devamlılık (istikrar) yok demektir. Zaten Bay ( Hitler ) in kuvvetine, iyi görüşlü olduğuna eskisi kadar inanılmıyor. Bazı işlerinde doğru düşünüştü (isabetli) değil, sert gidişil (şiddetli) olduftıı görülüyordu. Halbuki siyasiyatta aocu iyi çıkan tok bir yol vardır, ki oda gelişi güzel zorbalık göstermek değil, ancak yerinde zorluluk etmek ve elden geldiği kadar yumuşaklık ve halkı korumak suretiyle işleri çevirmeği bilmek tir. Bûylr yapılmıyan memleketlerde,hükümet hiçbir zaman tam anlamito (mana-aile) kuvvetli sayılamaz. İçerde (hükmü) az olduğu gibi, dışarıda da (nüfuzu) o ölçüde az olur. Hele (Sar) işinden dolayı Almaoyanıo İÇ işlerinde ziyadesile düzen ve birlik (vahdet) olmak ieab eden böyle bir zamaoda böyle - doğru yanlış -sapıklıklar çıkması, dünya işlerinin de düzenini arttıracak vakalardan sayılamaz. Hulâsa kısaca şunu demek istiyoruz, ki dünya işlerinin birbiri üzerine on beş gün düzgün gittiğini görmek artık yer yüzü insanlarına nasib olmıyacak. Gürültünün, aıkıutının dslıa biri bitmeden, daha zorlu bir başkası çıkıveriyor. Karışıklıkların, sapıklıkların böyle ardı arası gelmedikçe de hiç birimiz için, biraz robota kavuşmak, (kriz) den kurtulmak kabil olamıyacaktır. Ondan dolayıdır, ki bu karışıklık karşısında şaşıb kalıyor ve ister istemez bu didişmeler halkındaki düşündük, terimizi söylemek ve yszmak mecburiyetinde kalıyoruz. Yoksa maksadımız başkalarının iç işlerine karışmak değildir.
ZAMAN
Almanyada neler oluyor ?
Bir vali ve iki yüz otuz kişi idam olunmuş!
Almanyadaki idamların ve tevkifatın “ahlâk meselesi yüzünden,, ileri geldiği bildirilmektedir
Almanyauın içi» için kaynadığı hakkındaki haberler tevali etmektedir. Dün gelen ve aşağıda okunacak olan telgraflar başta bir vali olmak üzere 230 kişinin asıldığım, hücum kıla larından üç bin kişinin silâhları alındığım bildiriyor. Dün yazdığımız telgraflar ('a üç bin kişinin tevkif edil-
diğini kaydeyliyordn.
Daha geçen Haziranda Al-manyada, başta eski Başvekil J
Bcrmatad B. " Hitit r„( methb tena eden onun radık muavini B. "Hes„ ve harbiye nazırı *‘Şlayhcrw “Kari Ernst,, Devamı 7 inci sahifede s anivsıes«iMrsrssssaeiMiMio*«sıo4ssssMI»(l»ı»M|"s»ssetsıı»i«(ssıai»sielMMi»«**r«4s«lM«ğ Rıhtım şirketinin alınması işi
Trarrlvay şirketi ve halk
Tramvay seferleri kon trol altında...
Türk - Yunan münasebetleri
Ekalliyet meselelerinin müzakeresi iyi bir cer-yan takib etmiyormu imiş ?
Atina 2$ (Hususi) - Dünkü gazetelerden biri, Atloada Bay Tevfik Rüştü Arsa ile Bay "Mak-aimoa, aroaıoda başlayıb Ankara-da devam edilecek olan ekalliyet mcaelelerinin müzakeresi iyi bir eeryan takib etmeöiftinl yazmıştı. Gazeteciler Bay “ Mak.imos . dan bunun doftru ulub olmadığını sormuşlar, Yunan Dı,bakam bu hususta resmî hiç bir haber almadığını söylemiş ve Ankara-ds Yunan Ateşesini» alâkadar bulunduğu bir hâdise “ ? „ hakkında verilen haberleri ise tsksib eylemiştir.
Bir suikasd teşebbüsü daha!
Yunan Harbiye nazırına öldürücü bir paket gönderdiler!
Atina 25 (Hususi) - Şimdilik hüviyeti meçhul olan bir şahıs, harbiye Nazırı General •'Koadllls,,» verilmek iizere yaverine posta paketi şeklinde bir paket vermiştir. Yavar buudan şüphelenerek paketi askerî kimyahaneya göndermiş. muayene neticesinde paketin içlade infilâk edici bir madde bulunduğu vr paketin *'Koodilis„ e sui kast yapmak malııadiyle gönderildiği anlaşılmıştır,
Devamı 2 nici sahifede
103 Kişi kurşu-. na dizildi..,
Rusyada yapılmak istenilen suikasd hakkında tafsilâ* Moakovad..
bildirildiğine gö--! re, “ Kirof „ un öldürülmesi tahkikatı devam etmektedir ve şimdiye kadar tevkif edilen 153' kişiden 103 ünün muhakemesi bitmiş, hepsi de kurşuna dizilmiştir.
“Kirof» u öl. düren “ Nikola- Kaminef yolu yef» in uzun müddet ‘Zitoviyef, in yanında çalıştığı ve onun adamı olduğu anlaşılmıştır.
" Zitoviyef „ in “ Troçlsi » ile gizil temas ve muhaberatta bulun, duftuoa dair vesikalar elde edildiği de söylenmektedir. “Kirof» un katlinden sonraki auikatler. 3e fiil sahasına çıkabilmiş olsaydı, •Zitoviyef», “Kaminef» ve! “ Troçki „ nin Rusyada bir nevi Faşist idaresi teşkil edecekleri anlaşılmış olduğu da bildirilmektedir.
• •
Uç devlet arasında müzakereler
Fransız nazırları evvelâ “Romaya,,, sonra “Londra„ya gidecekler
Paris 25 (A. A.) — “ Pötl Jurnal ., gazetesine göre, Bay “ Flân-den „ ile Bay " Lâvalin, I.on-dra seyahatlerinin Fransız • İtalyan anlaşması için yapılacak "Roma „ ziyaretinden sonra olacağı anlaşılmaktadır. Gazete diyor ki:
“ Roma seyaha tllorihinin pek yakın olduğu, fozla nikbin olmaksızın, söylenebilir. Bunun için Londra seyahati. Rom* ziyaretini te-hlr etmiyecckdir...
Birçok gazeteler de aynı fikirdedir.
Hattâ “Figaro,, gazetesi Roma seyahatinin yıl başından evvel ola-cağını bildirmektedir.
Halkın şikâyetleri ehemmiyetle nazarı dikkate alınacak, gece seferleri tetkik olunuyor
Tramvay şirketinin bir kânunu evvelden bari tatbik etmekte olduğa kış tarifesiyle Ortnköy • Aksaray ve Fatih-Beşiktaş batlarında seferleri saat 19 ve 20 den sonra tatil etmesi doğru olmadığım, bu yüzden bir kısım halkın iki misli ücret vermofto mecbur kaldığını yazmıştık. Neşriyatımız Belediye şirketler komiseri Bay İsmail Hakkının nazarı dikkatini celbetmiş vs derhal tetklkata başlamıştır.
Bay İsmail Hakkı hem şirketin geçen kışlarda tatbik eylediği ta-rifslori tetkik eylemiş, hem de şimdi gece saat yirmiden sonra Devamı 7 nci sahifede
Belediye Şirketler komiseri Bay İsmail Hakkı
"Hitler,, ile arasında ihtilâf olmadığını »Sy-liyr.n general
berg..
1 * -! olmak, ‘ Rohm,,,
•// m-
Umum müdürlüğe Bay Ali Rıza tayin edildi
Eşyanın tesellümü devam ediyor — Tasfiye hazırlıkları — Vali muavini kim olacak ?
Hükümete geçen Istanbul rıhtımları umum müdürlüğüne İstanbul vali muavini Bay Ali R-.zanıa tayin edildiği haberi alınmıştır.
Bay Ali Rızaya bu hususta henüz resmî bir Ivblift-T-r-l—»«matız. Maanafih keyfiyetin bugün yarın resmen kendisine bildirtmesi kuvvetle muhtemeldir.
Bay Ali Riza Erçovlk Dahiliye Vekâleti memurlarından olduğu ve rıhtım müdür umumiliftî da muvakkaten Maliye Vekâletine merbut bulunuğu cihetle İçişleri Bakanı Bay Şükrü Kaya, kendi-sine Maliye hizmetin» geçmesine muvafakat v.mişdir.
Yeni teşekkül edecek idare şehrimizin hem rıhtım hem liman işlerini tanzim vo idare edccekdir. Devamı 7 nci sahifede
Istanbat rıhtımları umum müdürlüğüne tayin edilen Vali muavini Bay Ali Rıza Ezfevik
abidesi
Bugün “Menemen» de inkılâb şehitlerinin abidesi açılıyor
23 kânunuevvel , 1930 sabahı “ Menemen . de mehdi-İlk tarlıyarak hslkı ayaklandırmak is-tiyen cahil mürte-cilrri dağıtmak üzere 26 askerle vaka mahalline koşan alay takım zabitlerinden Kubllây ile bskçl Haşan vo refikinin feci bir şekilde şehid edildikleri malûmdur.
Bir daha nüksetmemek üzere gömülen bu son irtica hâdisesi kurbanlarının namını ebedileştirmek maki» di yİ» heykeltıraş Bay Ratib Ağrının yaptığı abidmis açılma resmî bugüs . icra olunacaktır. Z
Abidenin küşsd resmini yapmak ; Üzere Halk Fırkan -,f'
umumi kâtibi Bay
Receb, Muş me- Bugün “Menemen., de açılacak olan fthid butu ve Halk Fır- “Kubilây,. abidesi
kası idare heyeti arasından Bay [ BsyBn |şfel Halim dûo »aat 11 de Hatan Reşid, Kütahya mebusu Bay I Karadeniz vapuriyle Izrnlre hare-Naşid Hakkı, Fırka vilâyet İdare I ket etmişlerdir. Heyet Ismlrden arasından B»v Gallb Bahtiyar vo Devamı 2 nci sahifede
“Ayıntab,, m kurtuluşu
Dün, Istanbuldaki “Gaziayıntab„h gençler, kurtuluşun 13 üncü yıl dönümünü kutlııladılar
"Gaz'ıayıntab,, Cmeterblrtiginm (J»nau ınnnsnnocız nr onıv»
İstanbul da Gaziayıntab Gençler birliği, Ayıntabın 13 ncû kurtuluş yılını dün akşam Halk evinde büyük merasimle kut-lulamıştır.
Merasime İstiklâl marşı ile başlanmış, ayakta dinlenen marşı müteakib ihtifali Gençler birliği âzasından Bay Ömer açmıştır.
Bay Ömer kısa bir bitabo söylemiş ve sözlerini derlerken
Ayıntab harbindo şehid olat kahraman askerlerimizin ruhların» taziz için bir dakika sükût edilmesini taleb,etmiş ve bir dakika sükût edilmiştir.
Bunu müteakib Bay Hüseyin Remzi Ayıntab harbim mufs»> salan anlatmıştır.
Bay Hüseyin Remziyi Bayan kimyaker Nedret takib ederek Ayintab harbinin kahramanhk-Dcvamı 7 inci sahifede
Hâdisaltn ilhamı
İngiliz parlâmentosunda “Yumurta» hâkim oldukça!
Dünya iktısad buhranının düzelmesi imkânsızdır!
İngiliz par.amentosunda çok Türkiye yumurtaları hayati
Türkiyeden gelen yumurta, ların Ingiliz parlâmentosu, “İrlanda ve Do Valera . , “ Hindistan ve Gandi» . 'Japonya ve donanma,, mesaili gibi, bayat! meselelerden ziyade alâkadar ve meşgul ettiğini bu defa hayretle görmüş ve bu hayretimizi de bir Ggün-
ağır basan mühim bir mesele I meselelere üstün tutuluyor f lük yazımırda» göstermiştik.
Türkiyeden Ingiltercye sevkcdl-len iki, üç yüz sandık yumurtanın dünya parlâmentolarının anası olan Ingiliz parlâmentosunu işgal etmeline bir türlü aklımız ermiyor. Eğer iktisadi himaye meselesi bu Lûtjen sahifeyi çeviriniz
Kânunuevel 26
- X A M A_N 7
~ ~ ~ T • ■ ■■
^SON=^=HABERLER^
Avrupa devletleri arasında toptan bir anlaşma çok güçtür
Eğer sulh İngiltere, Fransa, İtalya ve Almanya-nın anlaşmalarına bağlı ise vay halimize !
Birkaç gûo önce Fransa l>ıj Bakanı Bay "Lâva),, , bir söylevinde, Almanyayı U uslar Arası çerçimi içinde bir barıpklık Hntlıı?mıı«ına pratğe çaj’ırdı- Onun bu »öytevinden ronra AlmanyalIn Hava Bakanı vo Ruaya Bajbakaoı general *Göring„ de bir söylevinde bırıjıklıktao bahsetti ve uluslar arasında barıjıklık usulii dairelinde ballonulmıyacak bir mesele bulunmadığını anlattı.
Bu karfiklı söylerlerin düşlediği bir yo) var ki o da Arrupanıo dört devletini bir araya getirerek aralarındaki ayrılıkları kaldırmak ve böy-leee harb meselesine meydan vermemektedir.
Bu dört devlet Ingiltere, Fransa, İtalya ve Almanyadır.
Gûya bu dört devlet bir araya gelib de anlajok ve uzlaşacak olurlarsa Avrupa sulhu kurtulmuş ve böylece bugünkü nesil, barb tehlikelini atlatmış olur.
Fakat bu dört devletin hir araya gelerek anlatması ve uzlaşma,! kolay bir iş değildir. Bilâkis çok güç ve çok çetin bir İçtir. Çünkü bir kere Aloıanyamn müsavatını kabul etmek meselesi var ki Fransa da. İtalya da ondan çok ürküyor. Almanya ila dijer devletler arasında müsavat esası kabul olunduktan sonra »e Almanlar herçeyden fasla silâhlanma huturunda Veresay muahedesinin kayıtlerından kurtulunca bütün Orta Avrupanın en kuvvetli, en söıu dinlenir devleti olur.
Almanlardan ku|k«lananlsraa ijte bunu istemiyorlar,
Sonra İtalya ile Fransa arasındaki ontaçamnmssMk da ananevi tir mahiyet almı? gibidir. Arada bir bu iki devletin snlsftıgına dair bir takını tösler çıkıyorsa da sonra bu aıılaşmz içinin bütün güçlüklerle çarpılarak yerinde saydığını gösteren haberler geliyor.
Sözün kısası, Avrupa devletleri araunda toptan bir anlaşma ve ut-laçmıya dojru yürüyerek bu ülküyü gerçekieçtırmek çok çetin bir içtir.
Bu içteki çetinliğin kolay kolay yenileceğini gösteren bir emmare de yoktur.
____ Ö. R.
“Acunda karışıklık var!,,
Ingiliz Kralı Noel münasebetile söylediği nutkunda böyle diyor!
Bulgarlar dillerindeki yabancı kelimeleri nasıl atacaklar?
ifrata gitmemeli diyorlar - Bulgarcadaki Türkçe kelimeler-Kültür sahasında bizden yüksek imişlerl
Londra 25 (A. A.) — Kral noel yortuları münasebetile bütan İmparatorlukta radyo ile yapılan tebrik nutkunda diyor ki:
Acunda karışıldıklar sürüb gidiyer, ve gökte bulutlar yük-«eliyor. Bundan başka biz bir çok kendi kaygularıroızJa kar-
Bir suikasd teşebbüsü daha!
1 inci sahifeden devam General "Kondilû,, bu hâdisenin duruluğunu teyid eylemiştir.
Paketi gönderen hakkında tahkikata başlanmıştır.
Yunan kabinesinde müşkülât Atin» 25 (Humhİ) - Kabinede yapılacak tadilât için prk çok şayialar çıkmıştır. Gazateîer mütemadiyen muhtelif ilimlerden batı, ederek bunların kabineye gireceklerini yazmaktadırlar. Hakikat yalnız şudur: Bütün bakanlar Baş bakanın kabinede yapacağı tadilâtı kolaylaştırmak için istifalarını Saşvekilin reyine bırakmışlardır. Tadilâtın Çarşamba gılzû yapıla-■«i teeyjüd etmektedir. Herhalde iaşvekilin bu tadilât İçin büyük n Oçkütât içinde olduğu anlaşmak, t* dır.
kadar darlaştırılır, en zeng.u milletler bile en âdi menfaatlerinde bu kadar bade davranmakta devam ederse dünya iktıaad içleri elbet düzelemez elbet umumî buhran ortadan kalkamaz.
Vakıa İngilterede " hare,yan bareıyana, yiyen yiyene, içen içene,, diyorlardı vc b ze d» o yola gitmeği tavsiye ediyorlardı, amma, •ynı ramanda İngilterede bir «yu-murtayı bile alalını roı, alınıyalıın ■ı„ diye "düşünen düçüoene., de varmış.
Her halde bis İngiliz dostlan-mızın bu yumurta meaelejiodn biz,-karşı durub dururken çıkardıkları gûçlûiü hiç te b«ğtOB,odi|(.
Zaten bu mesele de Aukararfa çok fena tesirler bırakmıştır. Bu suite.irin derecesini Ankara muba-birimizin dün gece telefonla verdiği şu haber gösteriyor:
Ankara 2$ (Telefonla) — |ogi. *'* parlâmentosunda yumurtaları-mmn ithalinin „„•( hakkında yapılmış ol.n beyanat burada çok fen» tesirler uyandırmıştır.
Ingiltereya sevkettiğimiz yu-
şılaşmış bulunuyoruz ki, onlara göğüs germek gerektir. Bunu birleşik bir aile düşüncesile yaparsak kaygulardan Icurtulabi-kceğtmîze inanım vardır.
Çünkü fırka ve ferd menfaatleri yerlerini genel menfaatlere bırakacaklardır.
Kubilây abidesi , İtalya, Bulgarlar- Marsilya suikas-
1 nei sahlfeden devam Menemene geçecek ve Uı2ö„ enin küçarf resmini yapacaktır. Ab'fj® hakkında malûmat
Atad» baj.ıca iki parçadan tba-A0* bölüğü -taş k.unı 17-7-934 tarihinde bitirildi. Bu bölük üst üste iki çok ,0,1ü kaideden ve onların önlüne birbirine ya.lanauş, birbirini tutan 3-4 köşeli odeuzk biçiminde direkten olmadır. Alt sahanlıktan baçhyarak 15,66 metre yöksekligindedir.
ı 3 ^ifek bu yolda elbirliği edib ölen ûç kahramanın oranıdır. Alt kaide yüzlerinde de ölenlerin adları yazıhdlr.
Tunç bgJük direğin önüne döşen özekte sağ elinde ka.g. tut-mu, çıplak bir Türk gencidir. 3.9S metre boyundadır.
Bu heykel kaygı,ız, inanla k». Zanılır bir güvenci güvdes'.nlr» kamu ügeıinde belirten, okutan bir gençtir.
Tutumu "inandılar, dövüştüler, öldüler, bıraktıkları emanetin bekçileriyiz. kısa aöz Ündeki manayı cimidir. Bu kısa »öz kaide yözle-rındeo birinde yazılıdır.
Istanbuldaki taplantı ve merasim
Halkevinden : Inkılâb yolundu can veren Ülkücü Kubllâyın ismini vc manevi benliğini »onıus yaşat-mak için Menemende dikilen abidenin açılma maraalmi yapılacağı buğun ...t "15„ te Evinizde d.-bir toplantı düzeolenm.ştir.
Bu toplantıda Halkevi idare heyetinden Bayan Nakiye •Kubilây,, hakkında aöz söyliyecektlr, bundan sonra Bay Münir MÜSryet uekmen "Kubilây gününün doyu-
miirtal.ru mukabil onlar tarafın-dan memleketimize yapılan ithalât mubım bir yekûn tutmaktadır. Bu itibarla lngiiterenin biden daha çok mal »İman beklenirken böyle bir vaziyet ihdas edilmesi, buradaki tacirler ve alakadarlar üzerindi-çok menfi bir tetir yapmıştır.
Tacirler bu huıuıta alâkadar makamlara baş vurarak bu işin düzeltilmelini istemektedirler. Ik-tiıat Bakanlığı bu içle alâkadar olmaktadır.
“Zora,, gazetesi 21 Kânunu evvel tarihli nüshasında Dr. Pctır Miyatef irozasile yazıyor:
"Son zamanlarda bir çokları dil meselesine nazarlarını çevirmiş bulunuyorlar. Hükümette bu hususta ileri bir adım attı. Maksadımız, dilimizi yabancı kelimelerden temizlemek meselesini ortaya atmaktır. Fakat bu işde ifrata giderek bazı mefhum ve eşya isimleri için yeni kelimeler ihdas etmeğe lüzum yokdur. Bunun içiu eski ve unutulmuş asarı karıştırarak aradığımız kelimeleri bulmak mümkündür.
Bulgar dilinde, sair dillerde olduğu gibi muhtelif menşe-İcrdcn gelen kelimeler vardır.
Bunlardan bir kısmı dilimizde o derece göklcşmişdir. ki bunların bulgarca mukabilleri ya büsbütün onuntulmuşdur veya söylenişleri bize büsbütün tuhaf görünmektedir.
Bu meyanda ilk evvel dilimizdeki Türkçe kelimelerden bahsedelim: Bunlar yalnız konuşma dilimize değil, yazımıza bile girmeğe ve kendilerine bir vatandaşlık hakkı kazanmağa muvaffak olmuşlardır. Dilimizde mevcut bütün ecnebi kelimelerden en çoğunu Türkçe kelimeler teşkil eylemektedir. Soyadlarımızın mühim bir kısmı Türkçedir; Çolakof, Bas-maciycf, Boyacıyef, Çakırof, Torlakof, Yazıcıycf ve Düğme-ciyef ves. gibi..
Vaktile meskûn bulunan yer- • lerin milli isimlerini Türk ad-
la pek dost!
Musolini “ Bulgarların daima hakikî dostu olarak kalacağım,,diyor
"Sofya,, da çıkan " Slovo ., gazetesininin Milânodaki muhabirine M. "Musolini,, şunları şöylcmiştir:
" — Ticaret muahedesini imza ettiğim zaman Milâaodaki Bulgar konsolosuna söylediklerimi size de tekrar edebilirim :
Bu'garistaoa karşı olan duygularım hakikî dostluk ve samimi alâkadır. Kahraman ve çalışkanlığını takdir etliğim Bulgar milletinin hakiki bir dostu olarak kalmakta devam edeceğim.,, Italyanm Sofya sefiri değişti
Sofya 25 (A. A.) — kalyanın Sofya orta elçisi Bay Çora, Şili büyük elçiliğine vc yerine dışarı işleri bakanlığı basım ikinci müdürü Bay Sappuppo tayin edilmiştir.
nıu„ başlıklı şiirini okuyacaktır.
Halkevi idare heyeti, İnkılâp kurbanı Kubilây İçin yapılacak I u toplantıyı: tütün yurttaşların onur-Jamaıııu diler.
“ İzmir.. de hazırlık ■zmir 2$ (Hususi) — Bay Keceb rekerin utanbul heyetinin rın sabah (tm «abah) İzmir» gelmeleri beklenmektedir. Karşılama hazırlıkları bitmiştir. Menemende " Kubilây „ abiden yarın ( bugün ) açılacaktır.
"Çanakkale,, de merasim Çanakkale 25 ( A. A.) — Şe-hid Kubillyın yıldönümünü anmak dün gere Halkevinde kadınlı er. kekli büyült bir toplantı yapıldı. Toplantıda, Halkevi Başkanı ile iki Bayan hocanın değerti söylevleri dinlenmiş, devrimizin kurucularının adları rayınla anılroışdır.
Edirnede Kubilây ihtifali
Edime 25 (A.A) — Yarın Edirne Halkevinde Inkılâb şehidi Ku-bitây için büyük bir ihtifal yapılacak V© birçok hatipler Inkılâb mevzuunda söylevler vc konferans l#r vereceklerdir.
• larile değiştirmek bir mefha-. ret düşüncesi sayılırdı. Şu soy adları meselesinin halli için ı kal’i zaman bâlâ gelmemiş midir? Bu gibiler adlarını değiş-; tirmek için resmi makamlar i tarafından davet olunmalarını mı bekliyorlar?. Vatana karşı biraz sevgi bu işin hallini mümkün kılabilir.
Etrafımızdaki milletlerin yaptıkları inkılâplarla bunlardan elde edilen neticeleri görmek kâfidir. Macarisıanda bir kaç senedenberi soyadlarındaki ecnebi kelimelerin atılması işinde hummalı bir faaliyet vardır. Cumhuriyet Türkiycsi de kendi dilindeki ecnebi kelimeleri atmakda vc kendi dilini temiz-, İçmektedir.
Bütün tevazumuza rağmen söyleyebiliriz, ki biz Türkiye-den kültür sahasıuda- on sene zarfındaki kuvvetli tcrekkilcri-ne rağmen - daha yüksek bir «eviyede buluouyoıuz.
lstiklâlimizdenberi dilimizi yeni bir Garb tesiri altında görüyoruz. Bu tesir hergün dilimize yeni bir şey sokmaktadır. Ecnebiyi aramak vo kendi parlak ve .ahenktar kelimelerimizi benimsememek zaaflarımızdan haşltcasını teşkil etmektedir, ki bu yüzden kendi kelimelerimiz yerine ecnebi kelimeler kullanmaktayız.
Yeniliklere olan temayüllerimiz arasında dilimiz hakkında da birşey yapmayı hatırdan çıkarmamalıyız. Çünkü; dedelerinin dilini koruyabilen milletlerdir ki yaşarlar..,
di ve Macaristan
Muahedelerin tadiline çalışan Federasyonun işleri yolunda imiş
Budapeşte 25 (A. A.) — Marsilya suikasdi üzerine Yugoslav gazetelerinin hücum ettikleri “Tesz„ adındaki soysal kurumlar federasyonu hakkında yapılmakta olan tahkikat bitmiş ve muahedelerin tadiline çalışan bu federasyonun işlerinde göze batan hiç bir yolsuzluk bulunmamıştır.
Macar ekalliyetleri meselesi Budapeşte 25 (A. A. ) — Kont “Retten,, Ujsag gazetesine verdiği beyanatta demiştir ki:
“Azlıklar meselesi, anıtlaşmaların değiştirilmesi işinden önce gelmelidir.
Azlık îar durumunun düzeltilmesi bugün Macar dış siyasa-sınının başlıca amacı olmalıdır. Bu düzeltme ulusal varlığımız ve orta Avrupada barış için bir garanti olabilecektir.
Uzak Şarkta yine bir hâdise
Japon casusları Rusya dahiline girmişler Moskova 25 (A. A.) — Kaba-rovaktan bildirildiğine göre, bu »yın yirmi ikisinde "Turûrog. şah. rinin garbinde iki Çinli eaıu. ya-kala emiştir. Bunlardan biri Man-çuko üçüncü piyade livasının 15 nei alayına meaub bir müfrezenin kumandanı "Miofa, »e öteki de hu-dud üzerindeki Orenpaû köyünden bir adamdır.
Bunlar, Japon zabitinden aldıkları emri yerine getirmek için geldiklerini re bataklık araziyi ve bllhasıa yo'ları vo Sovyet kuvvetlerinin dprumunıı dğreıım-k istediklerini aöytemişkrdir. Bu iş özerinde derin tabklkat yapılmaktadır.
Posta vapurları
Toplu asker ve muhacir nakli talimatnamesi kabul edildi
Ankara 25 (Telefonla) — I Muntazam posta seferleri ya- I pan vnpuriarada toplu asker ve muhacir nakline dair olan talimatnamenin meriyet mevkiine konması İcra Vekilleri Heyetince kabul edilmiştir.
Bu talimatnameye göre, Deniz ticaret müdürlüğü askerî nakliyat komiserliğine muntazam posta seferleri yapan vapurların muayyen olan nizamî yolcu haddi istiabilerini gösteren bir cetvel verecekdir. Kurtarma vesait mikdarının değişmesi ile bu vapurların nizami haddi is-tiabilerinde ve vukua gelecek tebeddüller her defasında yine komıcrliğe bildireceklerdir.
Askeri nakliyat komserliği her vapur için kendisine bildirilmiş olan nizami yolcu is-
Atatürkün Ankaraya gittiği gün ve Halkevinde iki temsil
Ankara 25 (A. A.) — 27 İlk kânun akşamı saat 21 de Ankara Halkevinde Atatürkün Ankaraya ayak bastığı günün 15 inci yıldönümünü kutlulamak için bir muziksel festival anıklanın ıştır.
Bu gecede Denizli saylavı Bay Necib Ali bir söylev söy-liyerek festivali açacaktır.
Ondan sonra Bay Münir Hayrinin yazdığı Bay Nccib Kâzım ite Bay A. Adnanın müziklerini yaptığı “Bayânder. ite “Taşbebek, sahneye konacaktır.
Bu iki eserin hazırlanması için 60 orkestra, 75 korist 10 solist, 40 kişilik bale sanat amatörü iş almış bulunmaktadır. Sahne arkasında çalışan
Balkan kupasının ikinci maçı
Dün Atinada yapılan müsabakada Yugos-lavlar Bulgarları 4-3 yendiler
Atina 25 (A. A.) — Balkan kupasının ikinei müsabakası Yunanlı Asprogerakasın idaresi altında Yugoslavya - Bulgaristan milli takımları arasındu icra edilerek 4-3 Yugoslavlarla galebesiyle bitti- Oyunun «onuna doğru Yugoslavya kalecisi Çulis yaralanmış ve yerine diğer kaleci geçmiştir.
Gelecek turnua Hıziran son arında Sofvada yapılacaktır.
--------------E--------------
Nihayet açlığa dayanamadılar!
“ Selanik „ te açlık grevi yapan 400 işçi grevden vaz geçtiler
Selanik 25 (Hususi) — On iki gündenberi tütün imalâthanelerinin kapılarını kapayarak dışarı çıkmayan ve açlık grevi yaptıkları anlaşılan 400 kadın ve erkek işçi bu sabah teslim olmuşlardır. İçlerinde yaralı vc ölü olmayan bu grevcilerin ele başılan tevkif edilmiştir.
Prof. Mar’m ölümü münasebetiyle
Ankara 25 (A. A.) -— Sovyet bilginlerinden profesör Mar'ın ölümü dolayısiyle Dışarı işleri Bakauı Bay Araş ite Bay Litvinof arasında aşağıdaki telgraflar teati edilmiştir:
Dış İşleri Halk Komiseri S. E. Bay Litvinof Moskova
Çok sevdiğimiz büyük bilgin Mar'ın öldüğü haberini derin bir acı ite duydum. Bu münasebetle dost Sovyet Rusya hükümetine en samimi taziyetlcrimi sunarım.
T*vfik Rûftü Arat
Dışarı işleri Bakanı S. £ Bay Rüştü Ara»
Ankara
Mar’ın ölümüyle memleketimizin ve ilmin uğradığı acı ziya münasebetiy'c gönderdiğiniz taziyetlerc hükümetim namına candan teşekkür ederim.
__________ Litvinof
Yeni mecliste 395 Meb’usbulunacak Ankara 25 (Telefonla) — İntihap faaliy-ti her tarafta devam etmektedir.
Şimdiye kadar defterlerinin bitmesini bildirmemiş yalnız bir Ycni “ec,î*,c tan» mebus adedi 395 olacaktır. ...........................
Son Haberlerimizin devamı 7 nei sahifemisdedir
.............
tiabı mikdarına nazaran bundan fazla olarak her gemiye ayrıca bindirilecek toplu askerin azami mikdarını tesbit vc bilmukabele Deniz Ticaret Müdürlüğüne bildirilecektir.
Muntazam posta seferi yapan her vapur haddi istiabiri niı-betinde her zaman can kur* taran yeleği bulunduracaktır.
Karadeniz de 40ve daha fazla, Akdenizde 25 vc daha fazla, Marmarada 15 ve daha fazla toplu vc daha aşağı perakende nakliyat yapılabilecekdir.
Talimatname bükümleri, muhacirler hakkındaki umumî hükümler dairesinde toplu muhacir nakliyatına da şamil olacakbr. Bu takdirde askerî komiserliğin vazifelerini Istanbulda vilâyet vo diğer limanlarda en büyük mülkiye memuru yapacaktır.
larla birlikte bu işe el verenlerin tutarı 290' ı bulmaktadır. Eserlerin dekor plânlarını Bay Cevdet Ziya do Bay Mahmud teknik ve makine işlerini bay Ham? kostümleri de bayan F. Perihan seçmiş vc hazırlamışlardır.
Yurtta ilk olarak bu ölçüde bir muzika kımıldanışı, Ankara Halkevinde yapılmaktadır. Her iki eserin de rejisörlüğünü bay Münir Hayrı yapmaktadır.
"Bayönder. ile “Taşbebek. 27 ilk Kânunda verilecek ilk temsilden sonra daha iki defa oynıyacaktır.
Temsiller, İstanbul ve Ankara radyolariyle verilecektir
Kânuauevel 26
SÜTUNLAR ARASINDA
Bir kadının idamı
Birkaç gün evvel I.ondrada. kocalını öldüren bir kadın idam olundu.
Her ne »akit bir kadın idam olunu, bu yüzden bir münakaşa çıiar ve ‘'kadınlar idam olunmılı mı, olunmamak mı „ bakv tazelenir.
londrada infaz olunan son idam hükmünü hafifletmek için •e ileri sürülen yegâne sebep, hükmü [giyen yahşin cinsiyeti yani kadınlığı idi. Başka b*r »ey değildi ve başkıbir sebep yoktu. Bununla beraber bütün İngiltere, katil bir kadının dar ağacına çekilmelinden, tedeb-hüş ürpermeleri geçirdi.
Kadın masum mu idi? Yahut daha hafif bir cezaya mı lâyıktı?
Hayır I
Dava cinayet mahkemesinde görüldükten sonra hüküm temyiz mahkemesi tarafından tetkik olunmuş, hükmü tahfif için çare aranmış, bulunamamış, daha sonra hüküm Ingilterede âdet olduğu veçhile Dahiliye Nazırına arz olunmuş, o da hükmü tahfif edecek bir bahane aradığı halde bulamamış ve hükmü tasdika mecbur kalmış, i unun neticesi olakak hüküm infaz olunmuştu .
Hiç şüphe yok ki mahkûm, kadın olmıyarak erkek olsaydı, onun üzerinde bu idam hükmünün infazı hiç bir münakaşa mevzuu olmazdı.
Mahkûmun kadın olması türlü türlü münakaşalara sebeb oldu ve bu yüzden ileri geri bir çok sözler söylendi.
Bu münasebetle hukukçn ar bir çok şeyler söylediler. Bunların özü şudur:
“ Şayed , bir kadın , ceza» idam olan bir hükümden, kadın olduğu için kurtulacak olursa, kanun maskara olur.,,
Edib ve muharrirler de bu fikirden ayrılmadılar. Oolarda “Evet, dediler, herkese tatbik olunan kanun, kadınlara da tatbik olunmalıdır.,.
Fakat bütün bu makul ve özlü sözler, umumun geçirdiği ürpertiyi dindiremedi. Bu ‘özler akıllan tatmin etti, fakat hisleri teskin etmedi.
Bunun sebebini anlamak güç değildir.
Kadınlık sevgiyi ve şefkati tem:: •dar. Ana.'bemşire. zevce, evlâd, ser ne olursa Usun, kadın üzerinde ancak sevgi ve saygı toplanır.
Özerinde sevgi ve saygı toplanan bir mahlûğu darağacında görmek, aklı susturan sebepler kâfi oltada, hissi isyana •avkeder.
R.
BrHistMm"»»»*' •• •• ••••••••• «•»•»•••••«»•
Kabotaj taksimi
Şirketle idare şimdilik uyuştular
Deniz işletmesi idaresi ile Vapurculuk şuketi aratanda kabo aj hakkıma taksiminden çıksa ihtilâf şimdilik muvakkaten halledil-■İşar.
Deniz ticareti müdürü Bay Mü-fid Necdet Denizin tavassutuyla yapılan anlaşmaya göre bir kânunusaniden 31 kânunusaniye kadar Vapurculuk şirketi yüzde 32 ve Daniz işletmesi de yüzde 68 kabotaj hakkına malik olacaklar ve bu avretle çalışacaklardır.
Eğer bu müddet zarfında iki idare arasında yeni bir ihtilâf çıkmazsa bu bal şekli 11 ay daha temdid edilip 935 senesi nihayeti-ae kadarr uzatılacaktır.
Aksi taktirde tayin edilen müddetin hıtamıoda bakanlık müsteşarının riyasetinde bir komisyon loş-•' kil edilerak variyet tetkik edilecek ve kati karar verilecektir.
Sadakai Fıtır
İstanbul mOHölUğündan :
Ealyl Jyj_ Son
Buğday 19 1! 10
Arpa 20 16 0
Özüm 104 7« 65
Hurma 312 260 0
- ZAMAN-
Pis sularla yıkanan buğdaylar
Haliç değirmenlerinin tulumbaları mühürlendi
'* Haliç ,. sahilinde bulunan değirmenlerin buğdaylarını Haliçten motörle aldıkları su ile yıkadıkları anlaşılmıştır. Halbuki Halicin iki sahilindeki lâğımlar Halice aktığı gibi diğer birçok sebeplrke de Haliç »uyu pistir. Buğdayların bu su ile yıkanmalarının şehrin sıhhati umumiyetini haleldar edeceği tabiidir.
Belediye değirmenlere bu hususta tebligat yaptığı halde değirmen sahipleri tamamen Haliçten a'dıkları su ile yıkamadıklarını, kullansalar bile bu »uyun sıhhata muzır evsafı haiz olmadığını iddia eylemişlerdir:
Bunun üzerine belediye hu değirmenlerden buğday numuneleri almış belediye kimyaha-nesine göndermiştir.
Kimyahanede yapılan tahlil neticesinde buğdaylarda amonyak mahlününü buiuoduğu anlaşılmıştır. Buda değirmenlerin buğdayları lâğımların döküldüğü Haliç suyu ile yıkamakda olduğunu isbat etmiştir. Bunun üzerine Belediye Haliç sahillerinde bulunan değirmenlerden denizden »u almaya yarayan bütün makin» ve tulumbalarını mühürletraiştir. Bu hususta Belediye reisi muavinlerinden Bay Hamil demiştir ki:
“— Haliçteki değirmenlerin pis su ile buğdaylarını yıkadıkları sabit oldu. Bizde bunların Haliçten su almalarını menettik, makina ve tulumbalarını da mühürlettik. Buna rağmen başka şekillere müracaat suretile haliçten su almağa devam ederlerse kendileri cezalandırılacaklardır.
Bu itibarla makinaların mühürle ıımeaine rağmen değirmenler yine sık sık kontrol edilecektir. «
Mektepler tatil
Bayrım tatili ile yılbaşı tatiller beraber geldiği için bir kânunuıa-nidvn S kânunusaniye kadar bütün mekteplerin tatil edilmesi mek-teb idarelerine bildirilinindir.
Yunan talebesi gitti
Geçenlerde şehr.mize galen 24 Yunan Uleberi dÜa yılbaşı yortu larıaı geçirmek üzere avdet etmiştir.
300 kilo esrar
Yakalanan kaçakçı 300 bin lira ceza verecek
Muhafaza teşkilâtı İznik köylerinden birinde Boşoak Emin İsminde birioin evinde ihbar üzerine araştırma yapmış ve neticede 300 kilo earar bulmuşdur.
Boşnak Emin İhtiva» mahkemeline verdmişdir. Kanun mucibince earar kaçıranlardan ağır para cezaaı alınmaktadır. Bu cezada gram başına yüz kuruş olduğuna nazaran 300 kilo esrardan OçyOz bin Hra para cezaaı alınması iea-betmektedir. ,
Bay Ali Sami
Afyon inhisarı müdürü Bay Ali Sami bu akşamki trenle An-karaya gidecektir.
Bay Ali Sami, Belgradda Yugoslav hükümeti ile imzalanan yeni afyon mukavelenamesi hakkında (Bakanlığa izahat verecek ve cuma günü şehrimize dönecektir.
Yalovadaki otel
Akay idarerininln Yalovada yapdıracağı asri otel projesi ha. zırlanroışdır. B« mesele hakkında alâkadarlarla görüşmek üzere Akay müdürü Bay Cemil Aekaraya gitmiştir.
înkılâb dersleri
Bay Yusuf Kemal dünkü derste Osmanh öko-nom isinin vasıflarını ve yıkılışını anlattı
Dün saat 17,5 da Üniversite konferans salonunda Sinob saylavı Bay Yusuf Kemal tarafından inkı-lâb dersine devam edilmiştir.
Bay Yunul Kemal etcümle de-niştir ki :
1 — Geçen dersimizde Oımanh ulusal ökonomisindrkl unsurları araştırmağa haşladık. İşte bu unsurlardan biri de devletin şeklidir. Bugün ulusal Ekonomi denildiği zaman en evvel devlet göz önüne geliyor.
Ormanlı devletinde ökonoml İtibarda iki vasıf görülür.
Birinci vasıf: Osmank devletinde din işleri İle devlet işleri bir arada yürüdü.
Bunun ökooomi sahada ehemmiyetli neticeleri olmuştur. Devlet birbirinin aynı olacak bir millet yapmağa çalışmamıştır.
Ulusu teşkil etmesi Uzımgden zümrelere ayrı ayrı muamele etmişti. Devlet işlerinde raüriiman hukukunu tatbik ettiği için kendisinin tabaatı bulunub müaliman olmıyan kimselere müalimau hukukunu tatbik etmiyordu. "Bu fıkhın kaideleridir,,
• »••••»•• SİMİ
Bay Ş. Kaya
Dün Ankaradan şehrimize geldi
iç işler bakanı Bay Şükrü Kaya dün sabah Ankaradan şehrimize gelmiştir.
Vali Bay Mubiddin Üstündag ve Halk Fırkası reisi Bay doktor Cemal. İstanbul kumandan: General Halle, polis müdürü Bay Fehmi ve daha bir çok zevat dün iç işler bakanını karşılamışlardır.
Dey JUBru Kıp ılOlı TCacrao-yündeki evine giderek istirahat etmiştir. Öğleden sonra şehirde küçük bir gezinti yapan iç bakanı akşam üzeri de bazı hususi ziyaretler kabul etmiştir.
Bay Şükrü Kaya şehrimizde dört gün kalacak ve cuma günıl akşam tıen.y'.e Anaaraya dönecektir.
Oda meclisi seçiliyor
İstanbul Ticaret odası müntehi-bi sanilerl bugün öğleden sonra ticaret odasında toplanarak yeni od» meclisini seçeceklerdir.
Şerhler
Birçok insanlar, gevezelik etmiş olmak için söz söylerler. Söz, dili değil, dimağı biliyen ve işleten bir amil olmalıdır.
Şerh ve izah:
Birçok insanlar, söylemek istedikleri bir şey bulunduğundan değil, fakat gevezelik etmek için, gevezelikten hoşlandıkları için söylerler, söylerler, dururlar. Gevezelik, hayatta insanı muvaffakıyctsiz-liğe uğratan amillerden biridir. Neden mi?
Çünkü gevezeler, söylemek istediklerinden fazla, söz gelişi, ağızlarına gelen her şeyi söylerler, ve asıl söylemek istediklerini unuturlar, yahud söylenmemesi lâzım gelen birçok şeyleri söylerler ve bu yüzden zarara uğrarlar. Bunları böyle harekete sevke-den amil, dillerine iş bulmak, dillerini işletib durmak ihtiyacıdır.
Bu şekilde hareket edenler sayısız fenalıklara sebeb olurlar, yığın yığın | tatsızlıklara yol açarlar.
Fatih istanbulu aldığı vakit yaptığı muame'eterlr devleti bozacak kaideler koymuştu. Sonra fetihler çoğaldıkça yolsuzluklar artmış. ulus içinde ayrı zümreler olmuştur. Bu hareketler hiç şüphe yok,ki bir ulus ökonomisiede en ehemmiyetli nokta olarak milli şuuru ortada bırakmıyor, ulusalı birlik yok oluyor.
İşte bu siyasi tanzime! devrinin altından pek çok şeylerin ortaya çıkmasına sebeb olmuştur.
İkinci vasıf : Devletin daima fütuhat peşinde koşan bir devlet olmasıdır.
Bunun çok parlak vasıfları vardı. Bir İngiliz kitabı OsmanlI İmparatorluğunu şöyle anlatıyor: "Sultan Bosfonın kenarında saraylarda saltanat sürerken Beylerbeyi Şırkta divan kuruyor. Cenupta Çaprazpalaiılar Adenden Hindis-tana gidiyor. Iran Şahı mukaddes Koma imparatorluğu, uıağrur Çeneye re Venedik hükümdarları Osmanlılara vergiler veriyorlardı.,.
OsmanlI devleti neden yıkıldı ?
İşte GarHiierinl bil» methettikleri bu koca devlet yıkıldı. Bunun
nebebi törlü tur.û tehrir rdilir.
Devamı 7 ne i sahifede işıvşşaıasvataitaşaiMisitâiiâiaiMtlıaiftlâHUttvtontta'
İzinsiz sarık
Bir adam dün mahkemede tevkif edildi
Dûn, ikinci sulh hâkimi müsaadesiz sarık ve dini kıyafet giye* rek v'eza kalkışan hafız Ali isminde birin: tevkif ctmişdlr. Sarık sarmak ve dinî kisve tapmak müftıhğin raûsaadrsine tabidir. Dün o-.ahkemeye çıkarılan hafız Ali isminde suçla, bu roiivaadeyi almadan sarık ssrmışdır
*-.â-laM hak «Hara d (m İkinci snehkeye çıkarılmış hâkim kendini »orguya çekmiş »açma sapan sözlerle delilik alâimi gösler-mişdir.
Sulh hâkimi, hafız Ali hakkın-tevkif kararı vermiş ve kendisini tevkifhaneye göndermiş! İr.
Kızıl ve tifo
Bazı mekteblerde kızıl ve tifo hastalıkları görü meri üzerine kültür ve sıhhat müdürlükleri hemen lâzımgrien tedbirlerin alınmasını alâkadarlara bildirmişlerdir- Mekteplerde tabhir ameliyatına baş-lanmışdır.
Çünkü gevezenin geveze- I ligine hedef olanlar, kt- ‘ zarlar, sıkılırlar. Hele bu I gevezelik onların söylenmesini istemedikleri bir şeyini ifşa ediyorsa bunlar gevezeye karşı kin güderler.
Onun için La Bruyere der ki: “Sözlerini güzel söylemek için kendilerini alıştırmıyanlar, sözlerini ölçüb, tartıb söylemiyenler, \ ne kadar bedbahttırlar!,,
Sözün güzelini söylemek, sözün ölçülü ve tartılışını söylemek dimağ işidir ve oldukça büyük bir dimağ terbiyesine bağlıdır.
Meşhur Plutarch şu hikâyeyi nakleder:
Demaratus'a sormuşlar :
— Niye dilini tutuyorsun,ahmak mısın sen? Yoksa söyliyecek söz mü bulamıyorsun ?
Cevab vermişi
— Bir ahmak, dilini tu- | tamaz t
ZAMAN
Fakir çocuklara palto veriliyor Esirgeme kurumu bu gün tevziata başlıyor
Çocuk esirgeme kurumu, kış müoaaebvliytr, bütün mekteplerde bulunan ve çok fakir olan talebeye birer palto vermeğe karar ver- I mİştir.
Cemiyet mekteb müdürlerinden bu hususta bir liste İstemişti. Bu listeler dön Himaye! Etfale gönderilmiştir. Şimdilik W talebeye palto verilecektir.
Tevziata bugünden itibaren başlanılacaktır.
Japon sefiri
Bugün memleketine gidecek olan Japon sefiri dün Vali ve Vali muavinine arzı veda etmişdir.
Tercümanlar kursu
Tercümanlar kursu dün sabah sabah saat 9 da Şehir Meclisi salonunda açılmışdtr.
ilk ders Eroest Matnböri ver-ınişdir.
Mrvcud 60 tercümandan hepsinin bu kurta gelmediği görülmüş, gelmiyenlerin de gelecek kursa iştiraklerinin temini kararlaşdı-rıimışdır.
Helvalar
Belediye numuneler alıb tahlil ettiriyor
Şehnmizpa hası «emtlerde 60 kuruşa kadar satılan tahin helvalarının diğer bazı semtlerde 34 kuruşa kadar satılması belediyenin nazarı dikkatini celbetmiştir. Be-tediye dün bu hususta alâkadarlara verdiği bir emirde muhtelif yerlerden nümuneler alınarak tahlil ettirilmesini bildirmiştir.
Kerestecilerde yapılmakta olan yeni Hâl binası için bir nlzamna me hazırlandığını yazmıştık. Bu nizamname bu ay başı Valiye verilecektir. Vali nizamnameyi tetkik evliyecak badehu nizamname bereyi tasdik şehir meclisine verilecektir. Nizamnamenin meclisin şubat devresinde müzakere va kabulü muhtemeldir.
Seyyar et satıcıları
Belediye trrafından müteaddit defalar menedilmiş olmasına rağmen halâ bazı kimselerin bir tahta üzerinde asılı olarak sırtlarında et yattıkları görülmüştür. Dûn Şabana gönderilen bir tamimde bu gibi seyyar et satıcılarına tesadüf edildiği takdirde mallarının müsaderesi ve kendilerinin şiddetle cezalandırılmaları bildirilmiştir.
Mahkemelerde
Kitab hırsızları
5 ve 2 buçuk sene hapse mahkûm oldu
Ankara caddeı nde Sû ulet ki-tabhaneaine aıd kitablan. Vezir hanında bulunan deposundan çalmaktan suçlu sabıkalı hırslılardın Va bıd ile, bu sirkate iştirak eden kUfeci Alinin muhskrmrleri üçüne cer» mahkemesinde intaç rdıt-■n >ştir.
Hırtız Vahid beş sen» on ny Kûfeci A i de 2.5 srne habse mahkûm olmuştur.
Ev velev, bu davaya suçlu olarak ivmi karışan Înkılâb kütüphanesi sahibi Karabetin de. sirkatte hiç bir iştiraki görülmediğinden brraatioe karar verilmiştir.
Kulei zemin davası
Belediye, Dördüncü vakıf hanının kulei zemin olduğu iddiariyle «vkaf aleyhine bir dava açmıştı.
Dün bu davaya beşinci hukuk mahkemesinde bakıldı.
Tetkik edilmek üzere beyeti hâkimeye verilen haritadan Dördüncü vakıf banı »matının kule, semin olduğu anlaşılmakta idi. Ancak davada müruru zaman bu-lunçıb bulunmadığını tedkik atmak üzere muhakeme talik edildi.
3
5
öylesem tesiri yok assam gönül razı değil
Kazanç vergisinden istisna olunanlar
Dün Ankaradan verilen haberler arasında biri, kitab, risale, makale, tefrika, fıkra, forma, nota ve resim halinde telif ve tercüme yapanların bu işlerinden dolayı bir müessese-nin daimi memur ve müstah-dimi »ayılmadıkları için, kazanç vergisinden istisna edilmeleri lâzımgeldiğini Maliye vekâletinin alâkadarlara tamim ettiği bildiriliyordu.
Maliye vekâleti bu tamimi ile kazanç vergisi kanununun bir maddesini, alâkadarlara hatırlatmış oluyor Çünkü kazan; vergisi kanunu da yukarıda saydığımız meslek sahiplerini bu vergiden istisna etmişti.
Belki de okuyucularımız kendi kendilerine sorarlar:
Acaba bunlar kazanç vergisinden neden istisna ediliyorlar?
Sebebi gayet varihtir.
Çünkü kitab yazmak, risale çıkarmak, makale, tefrika, fıkra veya saire yazıcılığı yapmak, kazanç temin eden bir meslek haline gelmemiştir do ondan.
Her meslek sahibine az çok, iyi kötü, fakat müstakar bir kazanç temin eder. Halbuki kitab, risale, makale, tefrika, fıkra yazmak müstakar bir kazanç temin etmez.
Onun için az çok sevilen, yazısı en çok aranan muharrir bile, zaruret çeker, iki yakasım bir araya getiremez.
Yirmi, yirmi beş sene yazı yazan, binlerce okuyucu kazanan bir yazıcı, eğer başka bit iş!e meşgul değiise, eğer hocalık etmiyorsa, bir şirket veya bankada, yahııt bir devlet memuriyetinde muvazzaf değilse, muhakkak ki ıstırab ve ıztıra’ içindedir.
Halbuki insan yirmi, yirmi leğe verse, her haİdc eline birşey geçer. Bu bir ömürlük sayın mahsulü, onun iotiyarlık günlerini sefaletten koruyacak bir ekin verir.
Telif veya tercüme yazıcılığı ise, böyle değildir.
Bu meslek, hâlâ nankör meslekler arasındadır. Onun bir zaman daha böyle kalacağı anlaşılıyor.
Onun için kanun, bunların fikir mahsullerini kazanç vergisinden istisna etmiştir.
Gönül ister ki bu fikir mahsullerinin kazanç vergisine tabi olacağı gün uzak olmasın. Çünkü o zaman bu f.ktr mahsulleri, üzerioden vergi alınabilecek derecede değeri olan, değeri tanılan ve kazanç getiren bir mata haline gelmiş olacakıdır.
L. •..e»â>«»»M ••••»•••••••»••»••••»»• • I •! • • • • I • •»I • I • I • • I aâd Bir emlâk sahtekârlığı davası
Dün üçüncü ecza mahkemesi, I ir sahtekârlık davasının rûyctia* başlamıştır.
Suçtular, hukuk mezunlarındım Fikri emlâk komisyoncusu Celâl ve karısı Fcvzıye idi.
i(n»d edilen »uçlarda. Fikrinin .mneri Bsyen Bahive tahtı hacre alarak Nişantaşında 8 hîeaede 7 hiaaesine s-ıhih bulunduğu bir apartmanı satarak Ali Fuad ve doktor Reş.ıdı dolandırmaktır.
Dava evrakına nazaran. Beşiktaş Sulh hâkimi ObOlın* 28000 liralık sahte hlr ipotek bryanname-û de tanzim edilmiştir.
Saçlıılardan Fikri bütün bunları inkâr etmiş, Celâl ve Reş»dm müşterek hareket ettiklerini bildirmiştir.
Suçlulardan Celâl, İpotek be-yannamerini kendi yasdığını söyledi, ancak bunun kanuni bir kıymeti olmadığını dı ilâve etti.
Suçlulardan Behijrrnin tahtı hacre alınması işinde şahid olduğunun da doğru olmadığını anlattı.
Mahkeme, şahid celbi için muhakemeyi talik etti.
Kânunuevel 26 (_
ZAMAN-
Iraman Ansiklopedisi
Feminism
Okuyucularımızdan biri Frmi-niım kelimeıinin ne demek olduğunu soruyor.
Feminizm. Lâtince de icadın manasına gelen feminadan alınmadır. Manii» kadıncıhktır. Bu ceryonın hedefi, kadınların iktisadi, hukuki, ■iyaıi seviyesini yükseltmektir. Umumî harpten ünce bu ceryamn gayesi, kadınların mebu» seçilme »e seçme hakkını kabul ettirmekti. Bugün birçok memleketlerde kadınların bu hakkı tanıttığı için, feminizm dah-ı fazla hukuki ve içtimai Islâhları başarmak yolunu tutmuş bulunuyor..
Burada en mühim memleketlerde kadınlığın vaziyetini kıraca gürden geçirebiliriz.
İrkandinaeyada kadınların talim ve terbiye itibarile erkeklerle müsavatı çoktan teeraOa etmiştir. Kadınlar orada siya»! haklara da maliktirler. Bugiiokü gayeleri izdivaç ve aile hayatında istiklâllerini kazanmak, evlendikleri zaman
mesleklerini bırakmamaktır.
ingiiterede vaziyet aşağı yukarı buna yakındır. Yalnız Ingiliz feminizmi kadınlığın, tam kadınca tekâmülünü istihdaf eder.
Lüzumlu bir ezer
Medenî kanunumuz
Özü vc fihristi Muharriri: Ahmed Saki
Sabık Antalya meb’uıu muallim ve avukat Bay Ahraed Saki balâdaki unvan altında küçük ve fakat özlü bir eser çıkarmıştır.
Bu eter konunu medeninin esas ve hükümlerini terkibi iSynfActışruc bir surette telhis etmektedir. Kitaben sonuna ikinci bir kısım ilâve edilerek buna da (tahlilli, izah ı fihrist) Unvanı verileni} ve kanonu mrdeninlnin ihtiva ettiği bütün merail hurufu hece tertibi ile »aralanarak her m( e e ve bahsin gerek bizim kanunu medenide, gerek İsviçre kanunu medenisinde aid olduğu maddelerin numaraları kayded lmiştir.
Kitabın birinei kısmını güzden geçireoler, hukuk münteubindrn olmasa bile kanunu medeninin (faksın hakları, aile hakları, miras ve mirasçılar, aynî haklar) gibi eraslı meselelerini kavrıyacakları gibi, bu kıaım hukuk mensupları ve hâkimler için de güzel bir muhtıra vazifesini görebilir.
Bizdv kanunlarımızın hemen hepsi esasından değijtiği için yalnız hukuk mensubu olmıyanlar değil, doğrudan mahkeme ve hâkimlerimiz, avukatlarımız bile kanunları yeniden kavramak mecburiyetindedirler. Buna binzrndir ki bo yeni ka nunların tetkikini kolaylaş- I tıracak eserlere cidden büyük bir llılyac vardır. Bu ihtiyacı Bay Sakı takdir ederek bu küçük vn fakat I
— Şimdi hemen dışarı fırlayıp karanlıklar içinde kendiuiıi kaybetmeğe çalışın.. Çabuk koşun, çünkü hayatınızı ancak bu surette kurtarabilirsiniz.
Zavallı kızın birşey düşünecek ne hali nede vakti varda. Binaenaleyh kollarının ve ağamın çözülmelini i,temeği hatırına bile getirmedi. (Vertemil) kapıdan dön-n.ıdeıı evvel kaçmak lâzımgeldi-giui takdir ediyordu. Bir kere boh-çeyc daldıktan sonra karanlıkta ağaçların aralında takınacağından emin idi. (Adet) kendilini bırakınca talonuo kaplıma doğru kojhı, açık kapıdau bahçeye tır-ladı. Toprağa ayağını batar bas-
Almanya feminizmi de, İskandinavya feminizminin yolunda yûrû-mUfttlr.
Lâtin memleketlere gelince, bu-rndn aile hzyatı ve içtimai hayat haklımdaki telâkki apayrıdır. Onun için Fransız kadını, kuvvetlerini, ancak bilvasıta kullanabiliyor. Franaada Annenin, hattâ büyük annenin ailedeki nüfuzu çok kuvvetli olduğu, ortn ve a,ağı sınıfın kadınları kocalarının işlerini yoluna koymak hıısuıundn çok lıüyük muvaffakiyetler kozandıklnrı halde Fransa kadını bâlâ Nepolyoo kanununa tâbidir. Bu kanun ise kadınlara aneau tâli bir mevki vermekte, onlara kanun huzurunda hiçbir şahsî hürriyet tanımamaktadır.
Fakat Frnnrada da kadınlar o»-ha fazla haklor istemeğe başlamışlar, İtalyada bu yo'da başlıyaı, hareket ise, faşizm tarafından durdurulmuş, İspanyada yeni rejim kadınları ilerletmeyi kendine vazife bilmiştir.
Amerdin kadınları, Avrupauın en ileri memleketlerindeki kadınlar gibidirlerler.
Il>l()l«*«iai«iei»««(ia««l«««l«â««««e«i«*«i»ei«t««e«««««*e««*
özlü eseri meydana getirmiştir.
Eser, (Kanunlar klavuzu) unvanı altında neşredilecek silsilenin birincilini teşkil eder. İkincisini yakında çıkacak olan (borçlar kanunu) teşkil edecektir.
Bay Saki frenkçe tahsili kur, veili. ırûınuibukııkiye tahsil ve le-tebbuü do keza kuvvetli erbabı fikir ve kalem’.mizdeııdir. Mebusluk ettiği zamanlarda da vaktini boş gcç’rmiyerct mûsbet ve İlmî me-uil tetebbüü kendine meşgale ittihaz eden ve mecliste kanun tanzim ve müzakerelerinde müfid olan bir unsurdu. Gerek Fransızcoya, gerek Türkçeye vukufu sayesinde kanunu medeniyi-ki bazı maddelerinin tercümeleri çetin ve mualiâk-'ır-se ls ve tatlı bir ifade ile telhis etmiş, herkesin sıkılmadan, yorulmadan okuyub anhyacağı bir eser vücudr getirmiş», t.
Biz, hukuk işleriyle çokluk alâkadar olmadığımız halde, kitabı hakikaten lezzet ve istifade ile okuduk. Hukuk erbabı tarafından boy.e bir kıtab tabii daha değerli addedilir vo on’ara cidden ufak bir rehberlik vazifesini görür. Hukuk talebesi, de keza kitaptan çok isti-inde edebilirler.
Sonundaki (tohlilli fihrist), te konunu medeninin adeta ufak bir ansiklopedisi olub erbabı tetebbu için çok kıymetli bir »ercidir/
Bak Ahmed Sakiyi, "Kanunu
maz, elekleri ayağına dolaştı, bir az sendeledi, fakat çabuk kendini toplndı, tekrar bir adım atmak istedi, tam o anda kuvvetli iki kot kendisini yakalayıp kucakladı. Bu. (Vertemil) idi, gülerek dedi, ki :
— Tamam, bir bohça gibi kucağıma düştü, demir parmaklığı açtım. Hemen buradan hareket edebiliriz.
(Seli), böyle kaçacağını zan ederken yine bir tuzağa düştüğü-nü anlayınca artık zavallıda sinirlerine hakim olmağa İmkân kal. madı ve ufak bir sayha çıkararak derhal bayıldı.
t Adel ) salonun elektriklerini
I POLİSTE
Aksarayda kaçak et yakalandı
Polis, dün şayanı dikkat bir I kaçak et vakası meydana çıkarmıştır.
Yakalama hâdisesi şekil iti-barile çok garib olmuştur:
Akaarayda kasab Vahid isminde birinin dükkânı vardır.
Dün akşam üzerine doğru dükkânın önüne gelen bir merkep, zabıtanın nazarı dikkatim eâlbetmiştir.
Merkebin iki tarafında iki yüklü küfe vardır. Bu küfelerin üzeride lahana yaprak-lariyk örtülüdür.
Polisler, ansızın merkebin iki kiifcsinidc yere indirmişler, üzerlerindeki Inhna yaprakla rımda çekivermişlerdir.
Lahna yaprakları ortadan kalkınca ne meydana çıksa beğenirsiniz ?..
İki küfenin yekûnu 47 kilo olmak üzere kaçak [surette kesilmiş etler.
Polis, bittabi bunları müsadere elmiş kasap Vahidi de yakalamıştır. Kaçak etler, mezbahaya gönderilmiş, Vahit hakkında da tahkikat yapılmaktadır.
Kumarcılar takib ediliyor
Zabıta kumarcılar hakkm-daki takibatını arttırmaktadır.
G ilalarla Tophanede Bay Necati caddesinde 343 numaralı Yusufun kahvesinde araştırma yapılmış, zarla kumar oynayan Salih, Mustafa, Dursun ve Hüseyin cürınü meşhud halinde tutulmuşlardır.
Kumarbazların hepsi adliye-ye teslim edilmişler, haklarında tahkikat evrakı tanzim edilmiştir.
Yarın akşam
SARAY SİNEMASINDA
Gençarziı'.lsrın en eetimliti GUSTAV FROEHLICH OLCA TCHEKOVA es MAKİ A ANDERGAST ile birlikte çevirdikleri :
SAVAŞ ŞARKISI
■ ( Aşa Şatosu t
Aşk, heyecan ve şefkat filminde ilâveten: FOX JURNAL Yerlerinizi evciden aldırınız
mcdeniH yi -ıncak pek esaslı kavra nak sayesinde ve bir hayli emekle yazdığı bu eserden dolayı tebrik ederiz.
Ezerin f.ati 50 kuruştur. Bu fişti pahalı bulduğumuzu »akls-mıyacağız. Vakıa ilim eserleri dünyanın her yerinde pohalıdır, çünkü az satılır. Fakat böyle muhtıra ve rehber mahiyetinde olanların iiatinın daima ucuzca olmasına çalışılmalıdır. Bahusus, bj eseri, ucuz ollaydı, hukuk talebe» de çok alabilirdi. Bu ufak mütalâayı, sırf .eıerln fazla intişarını temin maksadiylo söylediğimiz için, sahibi eserin hüsnü talâkki edeceğini ûmid eylemek isteriz.
söndürdü, kolunda (Seli ) nin mantonu olduğu halde dışarı çıktı. (Vertemil) dedi ki:
— (Seli) bayılmıştır. Gerek onun ayaklarındaki, gerek kendi ayaklarınızdaki çamuru iyice te-mirleyio. Bu akşam otomobilin buradan çıkıp gittiği tamamen meç-bul kalmalıdır. Onun için biç bir iz bırakmamağa d.kkat edelim.
(Vertemil) cansız bir halde duran genç kızı otomobilin minderleri üzerine bıraktı. (Adel) do iği-tip onun kunduralarındaki çamurları iyiden iyiye temizledi bu sureti» otomobilin içinin çamur olman imaânı yoktu.
( Adel) bu işle meşgul iken (Vertemil) do toprak üstünde gerek kendi ayağının, gerek (Adıl) in ayaklarının bırakdığı İzleri gayet dikkatle nilmekde. karıştırmakta idi. Mamafi (Seli) nio salondan fırlar fırlamaz toprak üzerinde bırakdığı izlere dokunmadı, (Adel) e dedi, ki:
— (Seli) nin ayak izleri kâfi derecede derin. Onları görenlar kızın buradan zorla değil kendi
Şaşılacak bir hâdise
70 yaşında bir adam
45 lik bir kadım kaçırdı!
45lik oğulda babasına yardım etti
Maraş (Hususi) — burada, f "Boya ı„ köyünde çok garip vc hayrete değer bir kadın kaçırma hâdicesi olmuştur. Anlatayım :
Bu köyde, 70 yaşlarında olan ve “ Güzel ,, lâkabile anılan Ahmed isminde bir ihtiyar vardır. Fakat Güzel Ahmed için için yanıp tutuşan bir aşıktır ve aynı köyden cüce Hiiseyi-nin 45 yaşlarındaki karısı Falcı «yi sevmektedir. Fatma da bu yetmişlik aşıkına karşı çok hararetli hisler beslemekledir.
bjihayct geçen gün, yetmişlik aşıkın ateşi başına vurmuş olacak, ki Fatmayı kaçırmağa karar vermiş ve meseleyi 45 yaşındaki oğlu Veliye açmıştır. Veli, babasının bu arzusunu hiç gayri tabii bulmamış, bilâkis kendisine yardım etmeği bir vazife bilmiştir,
O akşam yetmişlik baba ve ktrk beşlik oğlu efeler gibi «ilâhlara bürünerek köyün dışındaki orcnancıkta kendilerini bekleyin 45 lik maşukayı almışlar, ata bindirerek, on sekizlik
(Bütün dünya matbuatının müttefikan
“İşte hakikî bir şaheser,, dediği Senenin en nefis, en hissi ve en güzel filmi Şopen ve Aşkları
Bu akşam büyük sinema müsameresi olarak
MSILO SİNEMASINDA
Biletlerinizi bu sabah saat 10 dan itibaren aldırabitirıioir. Telefon : 40SS8
> " ----------------------------------------(
8 Bugün matinelerde son defa olarak Çardaş Fûratln
" 1
Bu akşam SÜMER sinemasında
Muhterem müdavimlerine takdim edsceği pek sevimli
KAFESTE AŞK
Neşeli musikili ve Fransızca «özlü ve şarkılı komedinin ilk iraesi müuaıebetiyle verilecek GALA MÜSAMERESt için yerlerinizi aldırınız.
Baş rollerde:
Şen ve şuh sarışın yıldız ANNY ONDRA Diğer sahne arkadaşları -‘
____ RENE LEFEVRE ve ANDRE BERI.EY İlâveten: FOA’ JURNAL - Telefon: 42851
arzuaitn çıktığından şüphe ede-metler.
Bunu söyledikten sonra (Vertemil), şoför yerine oturdu. Otomobil sessizce hareket etti, bahçenin geniş yolunu geçerek kapıdan çıktı vo düz cadde üzerinde olanca hızıyla yol almağa başladı. Fakat birdenbire otomobil durdu. (Adel) endişe ile bapnı pencereden çıka-nb zordu, ki ı
— N» vur, neye durdunuz?
(Vertemil) pnrmağiyle köşkün yukarı katında bir pencere gösterdi. O pencerede ışık yanmakta idi. (Elen) (Vokiye) yi bayılttıktan sonra odadan çıkarken lâmbayı söndürmeyi untmuştu.
(Adel) bunu hiç beğenmedi, ki-tık ve korkmuş bir setle dedi, ki:
—Lâmbayı yanar bırakmak çok fena. Fakat artık geri dönmemize imkân yok. Ne yapalım, olan olmuş...
(Vertemil) otomobile tekrar yo) verdi. Bu üç »erik akşamdanberi hiçbir yanlışlık yapmamışlar, plânlarını harfi harfine tatbike muvaf
bir kız gibi, ihtiyatla ve süratle kaçırmışlardır.
Hâdise ertesi günü duyulmuş ve karısının kaçtığını fark eden cüce Hüseyin derhal vilâyet merkezine gelmiş ve hakkının muahafazası için alâkadarlara mürcaathrda bu’unmuştur.
işin tuhaf bir diğer tarafıda, Tatmanın on sene evvel, bir başkasının karısı iken cüce Hüseyin tarafından cebren kaçırılmış olmasıdır. Cüce Hüze-yinin on «ene evvel Fatmayı kaçırmak suretile başkasına layık gördüğü iş bu sefer kendi başına gelmiştir.
Hâdise burada dillere destan olmuştur.
Sivasın haritası vc nümerotaj
Sivas (Hususi) — Belediye tarafından şehrin bir haritası yaptırılmaktadır. Yakında ikmal edilecektir. Bundan başka, bclediye'cvlcrin numaralanması için de faaliyete geçmiştir, bu iş Şubata kadar tamamlanacaktır.
fak olmuşlardı. Yalnız lâmbayı ya nar bırakmaları İlk yaptıkları bata idi....
Altıncı Fasıl
(Cenevre) yolu
Otomobil lıviçre hududuna bir bayii yakınla,»., idijd (Seli) kendine gelmeğe başladı mamafi zavallı kızın kafa» o kadar karı,ık ve korkunç vukuatın tetiri altında idi.ki bir müddet aklını tımamiyle top-ıyaznadı. Yalnız kendieibio gayet hızlı g.den bir otomobil içinde olduğunu hissetmekte idi.
Gecenin serinliği yavaş yuva, kızın zihninin açı.masına yardım etti. Fakat elleri ve kolları hâlâ arkaıma sim sıkı bağlı idi. Oturduğu yerde biraz kımıldar kımıldamaz canı fena halde acıyordu. Hain (Adel) akşam ip]er| Urken o kadar sıkmıştı, ki etlerinin içine girmiş olan bu ip!er eo ufak bir hareket ürerine sanki bir iğne batıyormuş gibi ıtajr j.aj>_ makta idi.
Mamafi kızın ağzını açmışlar.
Maraşta kütüphane ihtiyacı
Maraş (Hususi) — Bağ vc yaylâ mevsimi olması hasebile yaz aylarının Ha.kevincdc sinen sükutu, kışın girmemle artık oradada yırtılmış bulunuyor.
Halkeviııin mütevaz'. salonu ıkı aydanberi hergün çoğalan gür ve genç seslerle çınlamakladır. Komitelerde göze çarpan ve tedricen artan çalışına esaslarının başlıcaları şunlardır:
İçtimai yardım şubesi tarafından şehirde bir "Trahomdan korunma, cemiyeti teşkil edilecektir. Cemiyet muhtelif vasıtalardan istifade ederek halkı dûpansere devama teşvik edecektir.
Güzel Sanatlar şubesi haftada öç gün istiyenlere parasız musiki dersleri vermektedir.
Ve yine haftada üç gün is-tiycolere parasız lisan dersleri verilmektedir. Şehrin altı yerinde millet mektepleri açıla-cakdır.
Müze ve sergiler şııbeside eski eserleri toplayarak; mllze-hane meydana getirmeğe çalışmaktadır.
Perşenbe geceleri ev salonunda aile toplantıları yap I-maktadır. Ve arasıza dahalkasa mimi İçtimaî, iktisadi mevzular üzerinde konferanslar verilmektedir.
Hülâsa, her komite bir varlık göstermek gayretile çalışıyor, çabalıyor. Fakat bilinmez neden "kütüphane ve neşriyat,, , “tarih,,, şubeleri, ehemmiyetlerine rağmen ağır davranıyorlar. Gönül çok arzu cder.ki Maraş halkcvininde bir gazetesi bir tarihi ve Maraşıo ihtiyacını kar. şılayabilecek bir hütüphanezi olsun.
Konya çiftçisi
Feyizli yağmurlardan sevinçle ekim yapıyor
Konya (Hususi) — Şehrimize ve civarına devamlı vc bol yağmurlar yağmaktadır. Kuraklıktan pek ağzı yanan Konya zür-rai buna çok sevinmiş, adeta bayram yapmaktadır. Lk fasılada ekincilerimiz, kışlık arpa, buğday, yulaf ve saire ekmeğe başlamışlardır. Ekim faaliyeti büyük bir sevinç içinde devam ediyor.
Sivas silosunun faaliyeti
Sivas (Hususi)] — Sivas silosu şimdiye kadar 3500 ton buğday «atın almış ve köylüye 125 bin lira tevzi etmiştir.
ayakları da tekrar bağlanmamı» idi. ( Seli ) ayaklarının eerbeet ol-duğundto bilistifade otomobilden kendisini atmak kabil olub olmayacağını tecrübe için ileriye doğru iğildı. Fakat| (Adel), gayet müteyakkız durmakda idi, derhal şiddetle dedi, ki:
— Yerinde rabıt dur, küçült Matmszel kezzeab »işeşl elimdeda. En ufak bir hareketto bplunuraan yûzüoû, gözünü kezzaba bu.arım.
Zavallı kız, kezzab sözünden o kadar korktu ki, derhal otomu, bilin küştaine büzülerek :
— Hayır, hayır, bana dokunmayın, yerimden kımıldamam.
Diye yalvarmağa bapadı.
Kısa bir zaman içinde zavallı-nın tapudan o kadar nıûthi, vukuat geçmiş idi ki arlık tahammül edecek hali kalmamıştı. Hüngür hüngür ağlamağa haşladı.
Otomobil ise yolda raatg-ld.ği küçük kalaba vc köylerden bir yıldırım g.bl grçmıkte idi.
Devamı var
KânunuevcI 26
Nasıl korunmalı ?
Hava hücumlarının çıkaracağı yangınları şimdiden düşünmelidir
• - g - —
Büyük şehirleri harpte düşman tayyarelerinin atacağı yangın bombalarından kurtarmak için neler yapmak lâzımdır ?
- 10 - [*
Bugûokil şehirlerin tarzı inşalarına jüre, havalardan yandırılacak belâların en büyüğü ve hatta »o korkuncu yangınlardır.
Londra müdafaasını yatan meşhur askeri muharrir diyor ki:
• Çatlara karp tam tedbirler alınabilir ve bu sayede tehlikeyi dar bir çerçeveye sokmak ve âdeta sıfıra iodirmek mümkündür. Fakat bugünkü cebirlerin asarlardan beri geniş bir emniyet altında gelişi güzel kuruluşlarımdan dolayı, yangınlara karşı olan variyetleri çok mûbliktir. Her halde açıkta bir gaz hücumuna maruz katmayı şakirde bir yangın tufanına marul bulunmağa tercih edebiliri»^.
Bu mülâhazalar çok yerinde ve hakikate tamamrn uygundur. Bir düjman hava filosunun atacağı yangın bombaları evvelce aagarl b.-ş kilodan aşağı olmadığından çıkarılacak yangınlarda nisbetrn az sayılabilirdi. Halbuki bugünkü bir kilohık 'Elektron-yangm,bombaları arzu edilen hizmeti tamamrn ifaya kabiliyetli bulunduğundan, saldıracak bir düşman bava filosuoun hamulesi de adeden artmakla, yangın çıkarmak kabiliyetleri ise çok fazlalaşmıştır.
Bir kiloluk yangın bomban; düşeceği yerde üç binden de yukarı bir derece! hararet neşredeceği cihetle isabet eyliyeceği yerde taş ve toprakların bile kül olacağını, yalnız bin derecei hararette demirin eridiği düşünülürse böyle b'.r bombanın önünde her türlü sert maddelerin eriyerek dar- I ma dağın olacağını tahmin eylemek güç değildir.
Binaenaleyh bugünkü şehirlerin inşaatı bu bakımdan çok zayıf oldukları bir hakikat bulunduğuna göre yangın tertiplerinin çok ciddi ve çok geniş esaslara dayanman ve bu vadide alınacak tedbirlerin derin ve kavrayışlı düşüncelerle ve bütün şehir sakinlerine ittihaz olunması elzemdir.
Vakti hazerde belediyelerce alelûsul ve o günkü ihtiyaca göre vücude getirilen itfaiye teşkilâtı, vakti harpte asta ve kal'a kâfi gelemez- Sulh zamanlarında şehrin iki noktasında birden çıkan bir yangında her türlü aerbeatiye malik bulunulduğu halde itfaiyenin uğrayacağı zorluk az değildir. Hele birazda rüzgâr kuvvetlice esmekte ise bu zorluğun kat kat artacağında tereddüd edilemez.
Sulh zamanında bütün bu tabii hâdiselerinden doğan zorluklardan maada, birfde şehrin otuz, kırk yerinde yangıular çıktığı bir zamanda ayrıca zehirli gaz hücumları yapıtıraa bu kadar ağır şerait altında mücadeleye alılacak olan itfaiyenin nasıl bir kuvvet olması lâzımg-ldiğini elbette çok kolaylıkla tahmin edebiliriz.
Bir düşman hava filosunun yüklü bulunduğu her cine bombalan göz önünde bulundurursak ve bunların bugünkü fenni atış tertiplerinin mükemmeliyetine rağmen onda ikisinin hedeflerine isabet eylediğini kabul edersek, değil böyle oluz, kırk, (aakat bu adetlerden çok fazla mikdarda yangınlara maruz kalınacağı gereği gibi aşikardır. Bu vasi tehlikeye karşı alınacak müstacel tedbirlerden birln-ela.; şehrin düşman gözlerinden saklanmasını veya bir kısmının örtülmesini temin etmek üzere sis tertibatı yapılmasıdır.
Bu sayede şehrin ya tamamı vaya mühim akşamı düşmam rüyetin-den saklanmakla atılacak bombalar tamamen tahmini surette fırla-tı mış bulunacaklarından sıhhati isabetleri mefkuttur.
Rüzgârlı havalarda sis tertibatının mühim bir rol ifa edeoıiye-ceğı hatıra gelirse de bu, o çarenin alınmasından hiçbir yeri asla müsteğni kılamaz. Nitekim bu vadide tedbirler alan diğer memleketler; ele tertibatına da ehemmiyetli yer vermekte ve bu tedbirleri sık sık tatbik etmekle tecrübe eylemektedirler.
(*) Bugüa amuavus-aaa neşrettiğimi! bu aılallel makalâtan evvsUllorı >1 ve 21 »»(•>. 3. 1 ve 10 Teşrialenel, 11 «e 21 Teşrınlıanl, IkI Kla'ia.ıctl tarihli ••abaları miada çakmıştır.
Bafka mtmliketltrdt halk tahirli taalerdtn korunmağa altfttrıhrkert
Şehrin yangınlara çok müsait olan kıaımlarıoı evvelden keşif ve teabit ederek, tehlike llâniyü beraber veya harb halinde derhal buraların tahliyelerini temine çatışmak ve yangın esnasında alınması iktiza eyüyen vaziyeti evvelden kavramak ta lâzımdır. Ancak bu sayede şehrin en zsif olan bir kısmında çıkacak yangınlarla tehdide duçar olacak bulunan balkın sokaklara fırlamalarına, ortalığı karma karışık etmelerine, umumi vazifeleri ehemmiyetle sekteye uğratmalarına meydan veril-miyebilir.
Aksi halde can havli ile later istemez ateşten kurtulmak için sokaklara atılacak olan çılgın bir halk kalabalığının gerek polis, gerek yangın ve gerek yardım hizmetlerini tamamen felce uğratacağı ve bu sebeple de şehrin her türlü nizam ve intizamının mühim bir panik şeklinde darma dağın olacağını hesaplıyabiliriz.
Binaenaleyh şehirlerin bugünkü kuruluşları dolayısile yangın bakımından çok ciddi surette gözden geçirilmesi ve birçok sebeplerle yangınlara fazla istidadı bulunan kısımlarının evvelden ve muntazam bir plân dahilinde teabit edilmesi ieab eylediğini ehemmiyetle zikrederiz.
Üçüncü bir çare de doğrudan doğruya yangın tertibatını almak-dan Ibaretdir. Vakti hazerde ki itfaiye teşkilâtını vakti habdekl ihtiyaçlara uydurmak için o şehir lerde bulunan “bava hücumlarından koruma cemiyeti — teşkilâtiyle ikmal etmek ve indelhacce mıntıka, lan yekdiğerine yardım ettirmek üzere münaıib zamanlarda filen talim ve terbiyelerine çalışmak lâzımdır.
Düşman hava hüeumları sıra, sinde; bir itfaiye neferinin miite-madiyen| açıkta durmaaı ve ha»a-dan atılan tahrıb. yangın, zehirlıgaz bombalan altında şehri müdafaa yolunda ateşle pençeleşmesi, şehirle alâkan kesilmiş ve yangına maruz kaldığını görmekten mahrum bulunanları tam vaktinde kur termale üzere gangın civarını boşaltmağa koşması, yangınlarda enkaz aitında kalanları ve yaralananlan çıkarıb ateşten uzaklaştırması, yangın enkazı ile kapanmış olan yolları açması şehrin zehirli gazlarla bulaşmış bu unan geçit yerlerini temizlemesi yaman bir vatan müdafaası vs eşsiz b«r kahramanlık timsalidir.
Görünüyor kl itfaiye teşkilâtı
umumi bir bakışla bile çok ciddi tedbirlere tertiple», dayanan bir varlıktır. Şehrin vakti bazerdeki itfaiye teşkilâb; haz.rlann.su istenilen büyük ve geniş teşekkb'üin çekirdeğidir. Bu çekirdek kıaa bir hesapla değil, muhakkak geniş bîr el ile vakti hazerde kurulmak ve bu vadideki harb hazırlıkları için her suretle mücehbez bulunmak zaruridir.
Kısa olarak söyliyelim ki, afc-atli vesait; itfaiyenin canını te|-ki! eder. Meselâ vaktinde yaogn mahalline yetişmek, vaktinde yaı-g.nı bastırabilmek, kurtarılması Istım galenleri barındıkları yerlsr-desı vaktinde çıkarmak ve şeKr haricine atabilmek ancak bol, sizi vasıtalara malik olmakla mün-küodûr.
Bu vasıtalar ; elbette »öyliye-biliriz ki harb sırasında değil, ancak ve oncak su'h zamanında takdir edilerek şehrin zaten mevcut olan yangın mıntakaların da hazırlanmış bulunmakla elde edilebilir
Bunlardan sonra mahallelerin ve hayati ehemmiyetteki müeste-satın yangın teşkilâtı gelir. Bunlar yine vaktj aulhte mahallelerce ve müeaseeatça ihzar edilerek yerli yerinde bulundurulur. Bu mahalle teşkilleri kendi mıntaka merkezlerine ve hep birlikte umumi merkeze bağlı bu'.unurlar.
Bu vadideki teşekküllerin teferruatını ileride müstakil yazılarla izah etmek üzere şimdilik yalnıı evlerde herkesin yapması icabede* hazırlıkları kısaca söyliyelio :
1 — Keskin bir balta.
2 — Uzuu saplı bir kürek.
3 — Uzun sap ı bir kazma.
4 — Müdafaa komisyonunca münaaib görülecek mikdarda kova veya gar tenekesi.
5 — Müdafaa komisyonunca müoasib görülecek mikdarda kum.
6 — Müdafaa komisyonunca münaıib mikdarda kireç kaymağı alınması elzem olan en basit tedbirlerdendir.
Balta, lüzumlu olan keameleı ve kırıb yıkmalar İçindir. Kazma kürek; kazılacak yeri hazırlamak veya mahalle yollarını açmak hizmetinde kullanılacaktır. Kova ve-yn gaz tenekeleri; küçük yangın-lan kendi mevzilerinde derhal söndürmek İçindir. Kum ile kireç bazı zehirli gaılarle gailenmiş şehrin veya hanenin gaçid yerlerine dökmek ve zehirlerin teı rfr-rınden tahaffuzu temin eylemek üzere lâzımdır. (İleride bu kısımla-üzerinde ayrıca ve müstakil mı-
ZAMAN
5
Kışa girdik, fakat...
Yatarken pencereleri açık bırakınız!
Son hafta içinde bir mevsim aşarak kışa girdik vc bu mevsime sonbahar kapısından gireceğimize yat ortasından atladık Havaların güneşli ve sıcak gitmesi bize yalnız paltolarımızı değil, yün fanilalarımızı dahi attırmıştı. Nerede ise beyaz iskarpin, keten ceket giyecektik. Fakat Kânun havalan birdenbire başladı, ha valar soğudu, yağışlı, esintili ve çok nemli oldu. Birdenbire görülen bu değişiklik çıkarılan fanilâları yine hatırlattı, herkes paltolarına sarıldı.
Hava değişikliğinin bazı alışkanlıklarımız üzerine de tesir ottiğini tahmin edebiliriz. Açılacak kapıların çabuk kapanmaması belki de bazı sinirlileri kızdırmağa başlamıştır. Sobalar arbk harıl hani yanıyor ve insanlar gündüz işleri haricinde sigara dumanı dolu kahvehanelerde, gccc-leridc soba mangal ile ısınmış vc havanın nüfuzuna karşı gelmek için her tarafı sımsıkı kapanmış olan odalarda vakit geçirmektedirler. Artık nezlelerin artacağı, öksürüklerin çoğalacağı beklenebilir.
Yazın vücudünü sertleştirmeğe başlayıb, yani her sabah soğuk su ile uğunup bu güne kadar devam elmiş olanlar için mesel» yokVsrr, onlar bm stiyl-larını hava ne kudar müsaadesiz giderse gitsin terk etmezlerse vücut sertliğini muhafaza ederler ve soğuk alma ihtimalleri o kadar azalır, kezalik yazın açık pençereli odalarda alışanlar, bu pençereleri birdenbire kapamazlar vc gündüz açık havada çalıştıkları gibi
İsveç Mekteplerinin on emri
İsveç, hıfzıssıba şartlannının en çok tekâmül ettiği mem-lektlerden birisidir vc orada her mektebe aşağıda yazdığımız on maddelik bir emir asılmıştır:
1 — Sıhhat için en lâzım olan şey, ciğer hasatalıklarına karşı en mükemmel korunma gece vc gündüz temiz hava teneffüs etmektir.
2 — Hareket hayattır. Daima açık havada çalış, çalışırken ve gezerken saf hava ara.
3 — Mutedil vc basit surette ye. iç. ’u ve 9üt^ alkole tercih et. Sebzeler sıhhatine kuvvet verir vc çalışma, saadet kabiliyetini artırır.
4 — Cild temizliğine dik-kalelerle izahat vereceğiz).
İşte bu «urelle bütün şehir halkı bir " yangın seferberliği „ yapmış olmakla şehrin umumi yangın tertibatına iştirak etmiş olurlar. Bol vesaitle ve tam zamooında yangınların önüne geçebilmek demek, yangınların büyümesine ve artmasına ve umumi bir felâket haline gelmeaioe mani olmak demektir.
Bugün Fraıuada, Almanyada, LehUtanda. hava tehlikelerine karşı tedbirler alınış bulunan diğer memleketlerde her ev bu suretle teçhiz edılrulşdir.
Hiç kimee bu malzemeyi başka bir maksatla kullanamaz ve şehir müdafaası komisyonu bu teçhizatı her zaman kontrol etmekle hazırlıkların eksilmesine asla meydan veremez.
A. Naci
gecede iyice havalandırılmış ve pençereleri açık kalmış odalarda yatarlarsa hastalanmak şansları çok azalmış olur. Fakat fena itiyatların eseri olarak sabahleyin yalnız yüzünü yıkamakla iktifa edüp kapalı pençereli odalarda yatanlar artık yaz gelinceye kadar kırıklıktan, nezleden, öksürükten şikâyet edeceklerdir-
Bu yazılarda bir sakatlık olduğu zannedilmesin, açık söylüyorum: Kışın dahi yatak odanızın pencerelerini kapamayınız. Yaz mevsiminde olduğu gibi açık pencereli odalarda yatınız. Üşümekten korkarsanız yatmazdan evvel yatak odasını biraz ısıtabilirsiniz, fakat yatarken pencerenizi yine açınız, iyice örtününüz, ayaklarınızın üşümemesi için yatağa bir şişe sıcak su alınız, göreceksiniz ki sabahleyin daha dinç bir halde uyanacaksınız, nezleniz varsa bile geçecektir.
Giyinmek bahisinde de ıfrada varmamalıdır. Çok giyinen değil, iyi giyinen ısınır. Çok giyinmek aksine olarak vücuttcn çıkan terleri hapsedeceği için daha çok üşümeyi mucib olur. Seyrek dokunmuş bir iç gömleğinin üstüne yine seyrek örülmüş bir yün fanili en soğuk havalarda hile kâfidir, Vücudunu usul dairesinde sertleştirmiş ve her sabah soğuk su ile uğunmayı âdet edinmiş olanlar için yün fanilâ giymek te icab etmez. Çünkü yün fenilâ hastalar için atılmasına kıyıla-rrıaz bir yüktür. Sağlam olanlar bu yükten kurtulmalıdırlar.
Dr. O. Ş. U.
kat et. Hergün soğuk su ile yıkanarak cildini temiz tat, haftada bir defada sıcak su ile yıkan. Sıhhat her mevsimde ancak böylelikle muhafaza olunur; soğuk almamak için en kuvvetli ilâç da budur.
5 — Elbisen ne çok ısıtıcı, ne de çok dar olsun.
G — Evin güneşli olmalıdır. Geniş, temiz, ziyadar, güzel, olmalı vc eşyası mümkün olduğu kadar işe yarar ve ihtiyaca tekabül eder bir tarzda tedarik edilmelidir.
7 — Havada, yemekte, suda, halta düşüncede temizliğe dikkat et. Bütün bulaşık hastalıklara karşı ancak bunlarla korunabilirsin.
8 — Kuvvetli fakat mun. tazam çalışmak fikir vc ruh hastalıklarına karşı en mlJketa-mel korunma vasıtalarıdır.
9 — İnsanlar eğlencelerim gürültülü bayramlarda aramamalıdır. Geceler uyumak içindir. Boş saatler ailelere hasre-dilmclidir.
10 — Güzel bir sıhhate malik olmanın ilk şartı çalışmağa alışmış ve çalışan hayattır, iyi çalışmak hayatı cilalar. Ailesinin iyi bir uzvu olmak arzusu, muhitinin çalışkan tanınmış bir parçası, vatana iyi bir hem-şeri olmak hayata takdir olunamaz bir kıymet verir.
Zehirden şifa!
Kobra yılanının zehiri kanser tedavisinde kullanılıyor
Herkes, doktorların baatalanoa daima zebir verdiklerini zannederler, ilâç onlarca zehirdir va zehir şifa getirir. B-j ioanış esassız d«-gildir. Çünkü eski insanlar eo kıymetli ilâçlarını zehirden yaparlarmış. Bin »ene evvel meşhur Mıtrı-dat'a atfedilen teryakıo icadına vebeb bu imparatorun herşeye mukavemet etmesi için zahir içmeyi udet edinmesidir, Teryak birçok zehirlerin karıştırılması ile yapmıyordu. Romalılar leryakı geniş öl-çü erde olarak kullandılar. Roma ve Venedik en meşhur teryakları hazır.ıyan yerler oduğu Içm bu şehirlerin kıymeti daha ziyade büyüdü.
Hükümdarlar arasında yalnız Mıtridat değil, imparator Ogınt va Ncron da Engerek yılanının etini ve zeh.rıni ilaç diye kullanırlar ve tavsiye ederlerdi.
Asırlar geçti, teryak yine kullanıldı, lormû.û çok değiştirildi, takud teryakıar ç.ktı ve bir asır evveline gelinciyi- kadar Türk hekimleri de bu tiryakları yaptıiar ve kulandılar. Mısır çarşısı esnafının yaptıkları teryaklar İse S* 10 sene önceye gelinceye kadar halk tarafından aranıyordu.

• •
Derin felsefe... Bütün kâinatın kendisi için yaratıldığına inanan insanlar lıvrşeyi daima kendi menfaat gözlüğü il» görürler. Buda mezhebi gibi öküzü mabud ve her türlü hayvan mahauıâtını yemeyi horom kılan mezhepler mûıteana olmak üzere insanlar, arz küresi üstünde yenen her otu ve onun üzerinde yürüyen her canlıyı kendileri ıçm halkolunmuş zanneden egoistlerdir İnsanlar başka mev-cırtlar için hayat hakkı tanımazlar. Kuzuyu severler. Çayırlar üstünde hoplayarak oynadıkları için değil »imin gevrek ve çeşni verici olduğundan dolayı. Aılam severlerr Fakat kafes içinde olmak şartıyla. Çünkü asiania kafese grmesı insanın gururunu okşar. Şu halde yerde sürünerek gezen, kuyruğuna basılmazsa musir ulmıyan hayvan-Itırın da insanlara bir hizmeti olmak gerekti, insanlar bu inanışla yılan «»birinden fayda umdular.

• •
Eskiden Avrupada engerek yılanının çok kıymeti vardı. Bunların zehirinden teryak yapıldığı gibi 14 üncü Lüi zammında zari» ve güzel madamların yüzlerine aür-.lükleri kremin ezası Engerek yılanının yağı idi ; bu yag buruşuklukların izale edı mest için kollamıyordu.
Engerekten başk-ı ç-ng raklı yı-.anın zehri de sar’a.ara Vır luuanmd nevraljilerde ku.lanı.dıgı gibi usun müddet kazıklı humma ve cüzam hastalıklarının tedavisinde de birinci derecede bir ilâç sayıldı
Ş.uıd. bile hayvanların zahirinden istifade etmek ihmal edilm--yor. Me.e.â romatizma tedavısıud» arıların ısırması vc zehirlerini Kırlıkları yere dökmesi çok faydalı olduğunu iki av evvel Freni zca bil ıb mecmuasında gördük. Karıncasın zebıri dr kuvvet ıer.ci ve idrar sökturücii olarak meşhuruur; karıacaiardan çıkarılan bamız, ne-mil intan! »e müzmin hastalıkların tedavisinde kullanılmıştır.
*
• ♦
Bu satırları yazmaktan maksa* imiz kanserli erin tedavisinde do n tehlikeli hır yılan olao Kobra tehirinin kullons ması nereden ha-ıra geldiğini an atmak içindir.
Bugün H.odistanda ve Br-zil-yada Koora yılanı beslemek çok kâr getiriri bir aaoat baLne girmiştir. Oralarda bu tehlikeli y»-aoları bulıyorlar, zehini alıyor ar ve Avrııpaya gönderiyorlar. Yı an zehlrinm kanserdo büyük bir foy-tlmumı vardır? Bunu henüz k>mıe .öyliyemiyor.Biıim memleketim zdo Kobra zehiri yalnız G»n«ral dok-,or Cemil tarafından kullanılınık-tadır, fakat tahinin ediyoruz kı o da Avrupnlılar gibi, bu zahirin kanser denilen urun tıaenuni küçültmekten v« onu urludan kaldırmaktan ziyade kanserlilerin ağrılarını dur ıur-makta faydalı olduğunu söylemekten başkn birgay yapamıyacaktır. Avrupada kobra zehrinin kanser i Üzerindeki tesiri harıl harıl aranı-I yor. Netice müsbet mi çıkacak ? Bunu henüz kinste söyliyem yor.
Netice insanlar hâlâ zehirden şifa umuyorlar ve bu umud bugünün bir keşfi değil, asırlarca rvvvl büküm süren düşüncelerin bize ka. dar eriştird.ği bir mirastan ibarettir.
Dr. O. Ş. Uludağ
Kânunuevel 26
6
gördüm.
Neler? geçirdim#
Neler
Zabıtaıhâyatımda
Meşhur bir Yunanlı dolandırıcıyı nasıl tevkif ettim ? “Gık,, dedirtmeden herifi bizim sandala attık. “Vasi!,, şaşırmış, “Bcyimu, bana kıyma, mahvoldum!,, diye yalvarıyordu...
f Madam “Lüpesko„nun maceraları ]
Yazan: Barbu Jonesko No. 21
İsmi dünya gazetelerine senelerce sermaye olan
RomanyalI meşhur kadının aşk maceraları
Tahminim** jibl kayık Atak-aandrot vapuruna yanaştı. Bombot merdivenden yukarı tırmandı. Şileplerde ekreriyrtle gemicilerin inip çıkmaları İçin aama merdiven kullanılır ekaeriya vapurların süvarileri bile bu merdivenden inip çıkar.
Bombot kayığının vapura yn-saçıp ta sandalcının vapura çıktı-fini görünce :
— Aman Hüseyin, dedim, çimdi götlerimiıi dört açalım ne olur-•a çimdi olacaktır. Çıkan adamı (ördila. Bu adam çimdi yamada başka kiriliyle inecektir. Aradığıma adam ikinci çıkacak adamdır. Bir buçuk saat kadar bekledik na Bombot göründü ne de baçka bir adam. Güvertede aratıra gemicilerin gelindiklerini farkedi-yorduk.
Acaba ne oluyor diye düçûn-mege başladım. Heyecandan ole-eektim. Ben bu üıüntüde iken Bombot güvertede göründü ve yukarıdan merdivenle ayağı aandala indi. Onu müteakib yukarıdan bir iple bir bavul sandala indirildi. Bunu görünce:
— Hüseyin dikkat et ve hazır ol herifin bavulu undala indirildi. Şimdi nerede i »e kendilide çıkacak iyi dikkat et,
— Merak etme Bayım. Benim gözlerim, karanlık gecede, kara tarlada, kara koyunu görecek kadar keskindir. Eğer »en iyi göremiyor lan biraz daha yanlayalım.
— Hayır olmaz, Bombot bani görürse herifi vapurdan çıkarmaz. O »man iç buaulur. Bitim bu kadar emeklerimizde boyuna gider. Adom yerine toru/
Tam bu sırada sandal Aleksan-droa vapurundan ayrıldı. İngiliz vapuruna doğru gitmeğe başladı. Kendi kendime acaba biz mi göremedik herif kayığa girdi mi? diye düçünmeğc ve merak etmeğe beyindim. Ve sandalcıya sordum. J
— Hüseyin kayık gidiyor, sakın biz görmeden herif sandal* inmiş olmasın?
— Hayır Bayım ben göllerimi sandaldan ayırmadım yalnız yukarıdan kayıkçı iodi bir de bavul indi. Bundan baçka aandala bir kuç bile girmedi. İştiraca üzerin* gidelim.
— Katiyen olmaz. Anlatılıyor ki. Vapurda kalan herif korkuyor. Evveli bavulunu gönderdi. Bavulu hariçten polis veyahud gümrük memurları soracak mı diye gözetliyor ve tecrübe ediyor. Eğer bavul salimen gideceği yare giderse ikinci defa sandalla da kendisi inecek zannederim.
İyi tahmin etmiçtlm. Bombot kayığı biraz ilerideki Ingiliz vapuruna gitti.| Bavulu yukarı çıkardı.
Derhal Aleksandros vapuruna doğru avdete başladı. Arlık İç U-mamiyle anlaşılmıştı ki Vasıl firariyi hemen bereket edecek olan İngiliz şilebine aktarma edecek. Bavul götürüldü. Şimdi de kendisi gidecek.
— Hüseyin iş tahminim gibi çıkıyor. Yarım »at sonra iç istediğimiz şekilde olacak. Sen de benliğindeki kuvveti göstermiş olacaksın.
— Nereden anladın ?
— Yunan vapuru limanda sakatlanmış gidemiyor. Herifi İngiliz vapuruna kaçıracaklar. Görmiyor-mıaın togiliz vapurunun bacasından siyah siyah dumanlar çıkmağa başladı. Kayıkçı evvelâ herifin bavulunu götürdü. Sonra kendisini alacak. Bavulu götürürken etrafda memur, filân var mı diye gözetledi-
— Benim de aklım ardi. Şimdide herifi almağa vapura geliyor.
— Vapurla aramızda hayli safe var. Biz ooun vapurdan bereket sttiğl saman .buradan hara-Ut «darsak kayığa yetişebilir asiyle?
— Aradaki mesafe pek uzak değilse de mademki Ingiliz vapuru daha yukarıdadır, biz buradan yavaş, yara» yukarıya doğru Herli-yelim-
— Bu fikir de doğru ise de kayık bir kero Yunan vapuruna ya-naçsıa, biz de ondan sora hareket edelim. Bu suretle hareket {etmemiz daha muvafık olur. Dadim.
Balık değil, intan avı
Bu suretle işi kararlaştırdık. Bu zamana kadar da »odal Yunan vapuruna yanaşmıştı. Biz de sahili takiben yukarıya doğru ilerlemeğe boyladık. Sandalımızı Yunan vapuru ile İngiliz vaporo arasında müna-alb bir yere getirdik oradan tarassuda başladık. Kayık vapurdan açılıb da Ingiliz vapuruna gelinciye kadar biz çoktan önüne geçebilecektik.
Vakit hayli ilerlemiş akçem yaklaşmıştı. Bizim gözlerimiz Yunan vapurunda idi. Bombot vapurun merdiveninden yukarı çıktı.
Biz heyecan içinde tarassuda devam ediyorduk. Kayıkçının vapura girmesinden on dakika sonra evvelâ bombot merdivenden İndi onu nsüteakıb ikinci bir sehiv da merdivenden inmeğo başladı ve o da kayığa girince kayık hareket etti,]
— Hüseyin haydi küreklere asıl, göreyim seni, kayığın geldiği ietikansete çek. Ben »odalın İçine yatacağım. Seni görseler bile yolcu vapurundan müşteri alacak zanederler. İçinde beni görürler» teUlsdrılrıJ K.,*jt ».kl.şt.f zaman öksür. Ben hemen kalkarım. Şakın yanlış bir hareket yap ma ?
Diyerek aandalıu İçine yattım. Hüseyin küreklere »ildi. Kuvvetli, kuvvetli çekmeğe başladı. Ben undalın içinde itidalimi muhafazaya çalışmakla beraber:
— Aman dikkat et, yanlış bir hareket yepme, eğer herifleri şüpheye düşürür isek tekrar vapuro dönerler, ozaman işimiz bozulur. Diyib duruyorum. Hüaeyin şu cevabı verdi:
Ben kurt gibi adamım
— Ben kurt gibi bir adamım, bana bir kere söyledin ya artık ötesini düşünme, ben, Rize dağlarında gezmiş bir adamım, böyle işleri bilirim. O adam benim el m-den kaçamaz.
D mrsiyle bana do "lulk. demesi bir oldu. Ben sandalda doğ-rulduğum zaman Bombot kayığ* ile aramızda üç kürek boyu kadar yer kalmıştı.
Hemen dümeni aandala çevirdim. Vasıl bani görünce rengi kireç gibi oldu. Şaşırdı. Elinden kürekleri bıraktı. Biz kayığa yanaştık kayığın tentenesi altında g*> inici kıyafetli, yüzü gözü kömür tozları içinde bir adam oturuyordu.Birdenbire tanıyamadım.O zaman, kadar Hüseyin kayığa atlamış herifin bileklerine sarılnuştı. Hüse-yine herifin başından koketini çıkarmasını söyledim. Hüseyin herifi bir kere sallayınca başından kasket düştü. Daz kafası teşhisin* yardım etti. Zira o kadar mahire-ne tebdili klyafet etmişti ki, birdenbire tanımakta müşkülât çektim
Hemen herifi gık dedirtmeden bizim »oda la attık. VaaU şaş r-mış.
"Beyimu ne var bu adam Yunan vapurunda tayıfadır, başka vapura gidiyor, dedi. Beo heyecandan va muvaffakiyetin verdiği neşe ve sevinç içinde bizim sau-dandalcıya şu emri verdim.
— Haşan çek »lona...
— Aman bcyimu bana kıyma mahvoldum. Benim çoluk çocuk var. Biz ahbabız. Bu kadar emedir konuşuruz. Ayağını öpeyim, yapma.
(Devamı var)
Nasıl muvaffak oluyorlar ?
Japon muvaffakiyatı-nın sırları nelerdir ?
Japonya, İktisadî sahada bütün milletleri nasıl yıldırabildi?
7 — Yamnto ırkına (yani Japonlarn) uyan yegâne yiyecekler: Japonyada yetişen mahsulâttır. Jüponlara mahsus yegâne içki de Japonyada yapılan "sake,, içkisidir.
8 — Japonyada yetişen çaydan hoşlanmadığınız takdirde. “ Formoz „ adalarından gelen siyah çayı kullauınız.
Formozdan pek yakında gayet nefia kahveler gelecektir, bunlar Japon kahveleridir. Çok rağbet eylemelisiniz.
9 — Elbise meselesinde Japonyada yapılmış kumaşlar kullanınız. Şapka meselesinde sırf Japon şapkaları kullanınız.
Japonyada imal edilmekte olan bütün malları iâyıkı veçhile takdir eylememek ve bilâkis ecnebi memleketlerden gelen mallara fazla rağbet göstermek gibi elycvm Japonyada baş gösteren ceyan. kargaşalığa ve iflâsa doğru giden vc ölümle nihayetlcnecek bir hastalığa tutulmuş bir milleti gösterir.
10 — İthalâtçıların ve
tan hissini taşımıyan vo "10 buyruğa,, riayet eylemiyen a-damların hoş sözlerine kapılmayınız.
Âlem ne derse desin; şundan katiyetle emin olunuz ki Yama-to milletine (Japon milletine) uyan ve yak*şan mallar, Japonyada Japonlar tarafından yaşatan mallardır.
va-
Evrensel bir tehlike mahiyetini alan Japon harici ticaretine karşı durabilmek için bütün Uluslar gümrük kapılarını sımsıkı kapamışlar veya kapamağa başlamışlardır.
Japon saltanat meclisi üyelerinden ve Japon ökonomcu-larından Bay Scnobi Egi, Ja-pooiara mahsus olmak üzere bir “10 buyruk, yapmıştır Vatan sever bütün Japonlar bu “10 buyruk.u ezberlemişlerdir. Bu 10 buyruğu aşağıya yazıyoruz :
1 — Alış verişte bulunacağınız vakit, bu alış veriş neticelerinin vatandaşlarınıza fayda vermişine dikkat ediniz.
2 — Ecnebi malı aldığınız vakit; Japonyanın, ecnebi istikrazları yükü altında inliyen fakir bir memleket olduğunu unutmayınız. Japonyada yapılmış malların iptidai maddeleri ecnebi memleketlerden geldiği takdirde, bu malların ecnebi emtiasından hemen hemen farksız olduğunu anlatmağa hacet yoktur.
3 — Paranız ancak Japon-lara yaramalıdtr.
4 — Hadden fazla ecnebi makineleri getirmek suretiyle Japon fabrikalarını geriletmeyiniz.
5 — Sofranızda, ecnebi memleketlerden gelmiş hiç bir yiyecek bulunmasın.
6 — Yazınızı Japonyada yapılmış kalemlerle, Japon mürekkepleriyle, Japonyada yapılmış kâğıtlara yazınız.
mlaSSelMSSieeaSMSSSSeineiSiaSMISSMIaiMMISSItlMâMMIMIM^*»***'
Yeni Soyadı alanlar
Okuyucularımızın aldıkları yeni adları hergün neşrediyoruz
Okuyucularımızın bize bildirdikleri yeni soyadlarını neşre devam ediyoruz :
Erdoğan — İstanbul Tahmis caddesi 81 numarada peynirci Refik, babası Yunus, annesi Kaside, kız kardeşi Melâhat ve kardeşleri Ahmed, Haydar, Cemal.
Açarı — Beyoğlu 35 nci ilk okulağ okutanı Bedriye, Haydarpaşa lisesi Başkalarından A. Dcyyan vc Senbcnova lisesi Başkutlarından M. Turhan
Özcan — Edremit te taksi yerinde posta şöföri İbrahim, ablası Naciye.
Türe — Kasımpaşa evkaf veznedarı Feridun tc zevcesi İstanbul evkaf müdürlüğü memurlarından S ta re ve kardeşi Cezmi.
Gürkan — İstanbul Deniz matbaası müdürü mûtekaid deniz kaymakamı Mustafa, kızı Sahavet, oğullan deniz doktoru yüzbaşı Ihsan, deniz güverte yüzbaşı Enver, Üsküdar orta-mekteb talebesinden Haydar.
İstanbul railerinden larımızdan Ayscn).
Ark— İstanbul ikinci Noteri
Bay Haşan.
Turhan — Ticaret vc Sana-yi Odası muhasebe memuru Zühdü.
Uraz — Emniyet Müdürlüğü santral memurlarından Fehmi.
Tolunay — Emniyet Müdürlüğü santral memurlarıodau Necmi.
üegan — Kapalı çarşıda kehribarcı M. Nuri.
Esgın — Emniyet müdürlü-
esbak müddeiumu-ve değerli avukat-Bay Rifat, (Rifat
ğü müfettişlik kaleminde mc-nur Nedime ve ağabeyisi Hü-sımettin.
Çetin Kaya — Küçükpazar mhiyeri Belediye zabıta me-tzurlanndan Muharrem.
l.ahsoy — Arnavut köy na. biyesi ikinci komiseri İsmail Hakkı ve biraderi Ali.
Y»vuz — Scnbenova lizesi sekizinci sınıf talebesinden Ni-had.
Özen — Emniyet Müdürlüğü ahlâk zabıtası üçüncü komser kriuden Mehmed ve kardeşi Nuri.
Yarış —- Beyoğlu polis aan-tıral memuru Hikmet.
Erol — Polis müteferrikası üçüncü Komiseri Halid.
Acor — Polis ikinci şube jçüncü kısım üçüncü komi sererinden Ziya.
Dursun — Polis Müfettişliğinden mûtekaid Naztni ve kardeşi Cebelilberekct hükümet Baytarı İsmail Hakkı.
Erkan — Emniyet Müdürlüğü dördüncü şubesinde Niyazi.
Duman — Emniyet Müdürlüğü ahlâk zabıtasından Ade.ıı Sabrı, kain biraderi Saitn vc Şefik.
Tunç — Dış hatlar idaresi telefon memurluğundan müte-kaid Hayrı.
Akışık — Gcdikpaşa Divanıâli mahallesinde Ihsa niye sokak 8 numarada İkbal, gelini Hüsniye,torunları Fethiye Ihsan.
öz Erolcn — Emniyet müdürlüğü telefon memurlarından Naci, gümrük komisyoncularından Ziya, Merzifonda esbabı emlâkden Vahid ve Mustafa.
Caner — Emniyet müdürlü-
Karol bütün seyahatlerinde Zilinin aşkıyle yanub yakılıyor, her yerde onu görüyor, her yerde onu hatırlıyordu. Onun karşılaştığı bütün manzaralar gözünün önünde Ziziyi canlandırıyordu.
Karol günlerini böyle riyorken. hayatını, varlığtıu kendine hasrettiği kadınla arasındaki bağın kırılmak üzere olduğunu aklına bile getirmiyordu. Halbuki Karo'.uo düşmanları Zizi ile birleşm.şlerdi.
Zizi, saray kadmlanyle düşe kalka değişiyor ve Karol hakkında bam başka bir vaziyet alıyordu. Öle taraftan Karol karısına:
— Senden mutlak itimad, mutlak sadakat bekliyorum. Çünkü sana karşı ancak bu şekilde hareket ediyorum, diye yazı
Halbuki Zilinin Kar ola karşı itimad ve sadakati mutlak olmaktan çıkmıştı. Onun yeni dostları, bu itimad ve sadakati her gün delik deşik ediyor, her gün za'fa uğratıyorlardı. Çünkü bunlar ona her gün Karol hakkında bir sürü malûmat veriyor, onun Karola karşı itimadını sarsıyorken istikbalini temin çarelerini de gösteriyorlardı.
Bratyanolar bu şekilde Zizi-ye hakem olmuşlar. Zizi de onlardan korkmaz olmuştu. Bunların Ziziye yaptıkları telkinlere göre bu kadının istikbali kendi dinde İdi. Kendisi elin-deki anahtarı kullanırsa, mesele kalmazdı. Fakat bunu ihmal eder ve Karol ile yaşamakta devam ederse vazivel karan'ıklaşır ve bozulurdu. Çünkü Karol bu izdivaç yüzünden Veliahtliğe devam cde-micck ve ömrünün gerisini fakı-ve sefil geçirecekti. Halbuki Zizi, alâkadar her taraft memnun edecek bir tesviyeyi kabule hazırlanacak olursa istikbali emniyet altına girer ve sağlam bir temele dayanırdı.
Zizi ilk önce korktu.
Zamanın takvimi
Bugünkü hava
Yeşilköy Rasııd Merkezinden aldığımız malûmata göre, dûn hava tazyiki 765,9 milimetre, vasati sıcaklık 8. azami 10 ve asgari 2 deeece idi.
Bugün hava bulutlu va yağışlı olarak geçecek, rüzgârlar umumiyetle şimalden ve Ege mıntakasınndan kuvvetli esecektir.
ğü depo dairesi odacuı Şerife.
Palabıyık — Emniyet müdürlüğü dcppoy dairesinde memur Naztni.
Taşköprü —Zabıtai ahlakiye memurlarından Şerif, ailesi Ha-nife, kutları Emine, Halime, Sa-liha, birader zadesi Eover-Gürael — Galata postaha-oeri veznedarlığından mütekait Rıfat ve oğlu Fuad.
Mesele ona o şekilde anlatılmıştı ki korkmamak ve kedini kaybetmemek imkânsızdı.
Gitgide Zizi bu fikirlere alıştı ve onun için ancak anlaşmanın teferruatını kararlaş-rırmak taraft kaldı. Fakat bunlar kararlaştırılmadan evvel bite kraliçe, oğluna bir haber göndererek karıs>nın kendisinden ayrılmayı düşündüğünü bildirdi.
Karol. bu sırada Japonyada bulunuyordu. Kendisine bu malûmat verildiği zaman, vaziyet telâfi edilemiyecck hale gelmişti. Karol, ilk aldığı haberlere inanmadı. Daba sonra bu haberlerin hakikate mutabık olduğunu öğrenince kızdı, köpürdü. Çünkü Zizi onun diiş-manlarile anlaşmıştı. Bunlar ona 50,000 Sterlin kadar tazminat temin ediyor, oda bu para ile istikbalinin teminini düşünüyordu.
Zizi bu şeraiti kabul etmemiş olsaydı, felâkete uğrıya-cağına kanidi. Onun için bu kadın, sarayın bütün telkinlerini dinledi ve hepsine kulak aidi. Yani kendisi, kendi elile, aşkını ebediyen gömdü.
Acaba Ziziyi bu şeraiti kabule sevkeden amil ne idi?
Büyük bir servete konmak ihtirası mı?
Yoksa düşmanların telkin ettikleri korku mu ?
Yoksa Zizi bu şekilde hareketle büyük bir fedakârlığı göze mi aldığına kanidi?
Bilmiyoruz. Bu ihtimallerin her hangisini diğerine üstün tutmak mes’uliyetini de kabul etmiyorum.
Fakat Zili, mukaveleyi imzalamakla Karolun ilk aşkını yıkmış ve kendi bahtiyarlığım da mahvetmişti.
Karol, memleketine döner ken kendisine vesikalar gönderildi. Bunların biri Zizinir aldığı parayı gösteren ve kendiri tarafından imzalanan vesika idi.
Karol bu vesikaları görünce, şaşırdı, köpürdü. Fakat sonunda mühim bir ihanet karşısında bulunduğunu anladı, ve kalbini korumak ihtiyacında olduğuna karar verdi. Fakat Karol derinden yaralanmış ve bu yara onun bütün ümitlerini karartmağa başlamıştı.
Karolun vesikaları aldığı sırada yanında bulunan bir arkadaş, onun bunları şu tözlerle karşıladığını nakletti:
— Aşkımı pek ucuza satın almamışlar ! Elli bin altın bir hayli paradır!
Fakat Karol, vesikaları istihza ile karşıladığı halde içi kanamıştı.
Karo), Ziziyi bir daha görmedi Çünkü kendiri Roman-yaya döndüğü zamao, Zizi Perise gitmişti
Bununla beraber Karolun Zizi ile aşkı kolay kolay ölmedi.
Bunun delili, Bûkreşe avdet üzerine ona yazdığı bir mektuptur. Karol bu mektubunda diyor ki:
“Beni tekrar görmek istemediğini söylediler... istediğiniz karan vermekte serbestsiniz... Bununla beraber bir kcrecik olsun görşmüş olsaydık hiç te fena olmazdı.
“ Bu mektubu size yenilmiş bir adam yazıyor.. Bunu elbet görüyorsunuz.
“Romanya’ya döndüğüm zaman, muvaffakiyet ihtimalinin çok olduğnu gördüm. Önümüz-deki yıllar, haDgi davanın doğru olduğunu göstemeğo yardım edecek.
Devamı var
Kânnnuevcl 26
—ZAMAN—
, 7
İnkılâb dersleri
Üçüncü sahifeden devam
Almanyada neler oluyor
7 inci sahifeden devam
Bir ökooomi cihetinden bakarsak yıkılma sebebinin " iatihlâk yapmamaeıdır _ diybiliriz.
Fütuhat peşinde koşanlar bir çok muvaffakiyetlere aabib olurlar. Fakat çok gedmeden bar şeyi kaybederler. Muvaffakiyet, şüphesiz bir ulusun kaniyle »• maliyle olur.
İşte Roma, İşte lıpanya. işte Ounanb İmparatorluğu bunlara bir misaldir.
Osmanlı İmparatorluğunun o zamanlar ne kadar rengin olduğuna şu misal fok kuvvetli bir delildir: Oımanlı İmparatorluğuna elçiler vantaaiyle tekli! edilen paraya, Sadrazamlar şu cevaba veriyorlar. “ Oamanlıların o kadar çok paraaı var ki parayı biz Yedi-kuJe (urlarına dolduruyoruz. Onun için para izlemeyiz.
Osmanlı imparatorluğunun ganimet yoliyle gelen bu kadar çok parası birçok vükelanın ve bazı kimselerin elinde kaldığından para teraküm ettirilemedi. Osmanlı devletinin parası, istihsal tumbalarının çoğalması Biçin serfedilmemiştir. Yapılan savaşlarda hem nüfusun git gide azalmaşına ve hrm de paranın mahvolmasına sebep olmuştur.
1520 yılı ile 1S70 yılları aratanda Süleyman zamanında Rume-lidc İki üç milyon nüfus vardı. Türk, çok artan bir millet olduğu halde bir müddet sonra ,bıı inik-darın bile azaldığını görürüz.
Ökooomik taraftan baktığımız zaman bu fütuhatın hazin taraflarını görmemek kabil değildir. Osmanlı ökonomisi ve diğer ökonomilerle münasebetleri
Şimdi başka bir sahaya geçelim. Biz şimdiye kadar ulusal ekonominin içindeki umurlarını aradık. Şimdi, Ormanlı ulusal ökono-mislnio başka ulusal ökonomilerle olan münasebetlerine geçiyorum.
On beş ve on altıncı aautardu diğer mem'eketlrrde görülen ûko-nomi saha, Osmanlı imparatorluğunda görülmüyordu.
Merkantilizm ulusal devletlerin kurulmasiyls meydana çıkmıştır. Merkentizm başka uluslardan para çekmek demektir.
Bu da biç şüphe yok ki ticaretle olur, yani memleketten çok mal çıkması ve. içeriye az mal girmesi ile memlekete altın doldurmak.
Bunun için hariçten gelen mala fazla gümrük koyuyorlar.!. İşte esas fikirler bu idi. Halbuki Osmanlılık bu şekli biç görmemiştir. Osmanlılık dışardan para getirmeği düşünmediği gibi ticarete de biç ehemmiyet vermiyordu.
ReUûlküttab Bay Feyzinin Is-
Tramvay şirketi ve halk
Birinci sahifeden devam bu iki hatta bizzat dolaşarak tetkikat yapmağa başlamıştır.
Bay lameli Haklu bu tatbikatına bir kaç gses davam 'ederek ve alacağı neticelere göre ieabederse tarifelerde tadilat yaptırılacaktır.
Belediye şirketler komiseri aynı zamanda balkın ve matbuatın şirketler aleyhine vaki her ihbarını bizzat ve mahallen kontrol etmeğe ve bunun neticesinde şalısan edineceği kanaate güre, haksızlıkları ve yolsuzlukları izale etmeğe karar vermiştir.
Bu cümleden olmak üzere kendisi günün muhtelif saatlerinde, bazan da geceleri muhtelif istasyonlarda bulunarak tramvay şir. ketinin bütün şebekelerinde fenni imkân nlsbrtinde olarak halkın ihtiyarına tekabül edebilecek derecede araba işletib işletmediğini ve bu arabalardan yanımın birinci vs diğer yansının ikinci mevki olub olmadığını tetkik eylrmekde-dir. Bu suratla tramvay şirketinin faaliyeti sıkı bir kontrol altına alıomışdır.
Yangınlar
Fatihte Şeyhreami mahallesinde Nisanca caddesinde 99 numaralı ratmanın evinde kiracı Mustafanın odasındaki sobanın kurumlan tutuşmuş etraftan yetişilerek derhal söndürülmüştür. Bir yanğm da Yemişte limon iskelesinde olmuştur.
Burada kabzımal Hadi ve şeriki Kadriye ait binanın üst katından ateş çıkmış, biraz sonra az bir yer yandığı halde söndürülmüştür.
psoya sefirile ticaret hakkında konuşması çok meşhurdur. İspanya sefiri: Ticaret muahedesini yaparsak arada iyi ticari muameleler olacağım söylediği zaman. Bay Feyzi: "Devletialiye ticaret işlerin» ehemmiyet vermez, diye eevab vermiştir. 1206 da garpte Merkan-tilist ccryanı kemale gelmiştir.
1771 de adam Smitin kitabi neşredilmiştir. Bizde de 1791 de çıkan Tatarcıklar Abdullah mollanın lâyıbaıında Merksntiliat fikirlere tesadüf ederiz.
Bu lâyihalarda) Avruprdan gelen mallann memlekete sokulmaması zikrediliyordu.
Daha ileri gidelim: 1S01 tarihinde verilmiş beratlar var. Tüccarlara verilmiş beratlar da ticaretten maksadın ne olduğu yazılıyordu.
Avrupada ise bu tarihlerde Fransız ihtilali olmuş ve Merkantilizme karşı fikirler serdediliyordu. Kapitülâsyonlar
Bundan sonra Bay Yusuf Kemal kapitülâsyonlara geçmiş ve demiştir ki:
“ — Kapitülâsyon, Bizanıtan kalma bir şeydir. Bizde kapitülâsyonlar verildiği raman hiç bir şey düşünülmüş değildir.
1673 de yap:lan 1034 muahedesi giimrûğû yüzde üçe İndirmişti.
Bu muahede ahkâtniyle, Fransız Merkantii.t nazır Kolbeoin Fran-sanın t tareti hakkında verdiği talimatname karşılaştırılacak olursa Osmanlı imparatorluğunun ne kadar geri kaldığı anlaşılır. Bundan sonra daha ileri gidelim, ikinci Mshmud zamanında Yeniçeriler ilga edilmiş. Bu zaman da ithalât için resim yüzde bete ve ihracat için resim yüzde onlkiye çakarılmış-tır. İşte ihracat için çıkarılad yüzde oniki resmin manası hiçbir zaman anlaşılmaz.
Frcderik List bu halden bahsederek diyor ki: “ Şimal hükümetlerinin kültür kabiliyeti Osmanlı. tarıo aynı idi „.
İşte ikinci Mabmud zamanında yaplan bu muahedelerlerle Oıman-lı imparatorluğu yıkılmağa başlamıştır.
Bilâhare Kırım muharebesi de yıkılmağı kolaylaştırmıştır.
Bilâhare ticaret muahedelerini düzeltmeğe çalıştılar. İthalât resmini yüzde sakise çıkararak ihracat resmini yüzde bire İndirdiler.
Kapitülâsyonları ortadan kaldırmağa çalışdılarsa da muvaffak o-lamadılar.
Meşrutiyet ilân edildiği zamanda kapitülâsyonların kaldırılmasına çalışıldı. Fakat o zaman da muvaffak olunamadı „.
Kapitülasyonların lağvını, Bay Yuıuf Kemal, gelecek dersinde anlatacakdır.
»«•Mieıtıtıtşıata ■laıaısııaıeııeınırşşesıef eısııeşııısiMH
Aymtabın kurtuluşu
7 inci sahifeden devam larını anlatmış ve söz sırasını Tıbbı adil muavir.i Bay Fahri Can a terk etmiştir.
Bay Fahri Can, Ayıntab harbi hatıraları mevzuu üzerinde bir müsahabede bulunmuş, sonra Bay Enver Sadık bir şiir okumuş ve harpte şehid olan Şahin ve Kara yılan oğullarından bahsetmiştir.
İhtifale nihayet verilmeden evvel Ayıntab mamulâtmdan fıstıklar paketlerle davetlilere dağıtılmıştır.
Bundan sonra, 13 üncü yıl Kurtuluş bayramı dolayısıyla Atatürke, General İsmete, Mareşal Fevziye, Ayıntab saylavı Bay Kılıç Aliye vc Ayıntab belediyesine tizim ve tebrik telgrafları çekilmesine karar verilerek ihtifale nihayet verilmiştir.
• V
Diln gece Bay Hüseyin Remzi radyoda, Gaziaymtab harplerinin tarihini anlatan bir konferans vermiştir.
ıesssı«çsşetışşc*te»sıssssıete4»a iiatesıs*ss»cs«a»sisae(m “Musolini,, Nobel mükâfatını kazanan “Tiran„ı tebrik etti Kuma 25 (A. A.) — Nobel mükâfatlarını kazanan akademi âzasından “Tiran,, t Bay Mitselini kabul ederek kendisini tebrik etmiştir.
gibi mühim şahıslar da bulunmak üzere 200 kişi ansızın kurşuna dizilivermişlerdi.
Şimdi tekrar idamlara başlanması, Almanyada bir huzursuzluk bulunduğunu göstermek tedir. Diğer taraftan bugünkü Alman Harbiye Nazın General “ Blumberg . in B. "Hitler,, ile arasında hiç bir ihtilâf bulunmadığını ilâna lüzum gör-meside şayanı dikkattir. Her halde Alman dahili ahvalinde bir gayri tabilik mevcud olduğu anlaşılıyor.
Tevkifler ve idamlar
Paris 25 (A. A. ) — “ Lc Jurnal „ gazetesi, bütün Almanya’da “ahlâk,, meselesi yüzünden bir çok adamlar yakalandığını ve bunların başında Silizya valisi “Brukner,, ile 50 kadar taraftarının bulunduğunu yazıyor.
■' Eko dö Pari „ gazetesinde. Çekoslovak mecmuası “Velt-babn „ dan alarak “geçen Haziran günlerinin tekrar başladığım bildiriyor,, ve diyor ki:
“30/6 tarihinden beri Sıkıya valisi "Brukner,, den başlı-yarak 230 kişi asılmış ve bir eski milis nazi ile hücum, kıtalarından üç bin kişinin silâhları alınmıştır.
Sar rcyiamındao 19 gün evvel yeni bir ihtilâlin bertaraf vc ne dc tehir edilmemesi için işlerin fena gitmekte olması lâzımdır.
Alman Harbiye Nazırının beyanatı
Berlin 25 (A. A.) — Alman Harbiye Nüzın General “Blumberg,, Asosyatcd Prcs'a şu beyanatta bulunmuştur:
" — 30/6 tarihînden beri hücum kıtalarında askerlik oyunu oynaması bitmiştir. “Hitler,, in sarsılmaz arzusu ve hücum kıtaları harbiye roisinin de fikri böyledir.
Almanya Rayşvcrle öğünmelı-le beraber, mecburî askerlik hizmetine taraftarım.
Eğer Almanya harb fütuhatım düşünürse. rocslcktcr yetişme ordu kısa hizmetli kurt cfradıodan daha müsaittir Bununla beraber orduyu seciye için bir okul telâkki ediyoruz. Bıınun içindir ki, bütür Almanların bu mektepten geçmesini diliyoruz. Hücum kıtaları vc iş .hizmeti teşkilâtı da birer mekteptirler.
Filhakika, bunlar orduyu tamamlama için başlıca depolardır, itaat inzibat ve arkadaşlığa alıştınlmaktadırlar. Fakat bunlar ancak orduda yetiştikten sonra askerdirler.,, "Hitler,, le aralarında ihtilâf var mı?
General, Bay “ Hitler ,,1e arasında anlaşamamazlık bulunduğunun doğru olamadığını ve teknik adamı olduğundan Al-manyanın silâhları hakkkındaki sorulanlara eevab vermek istemediğini söylemiştir.
Almanya silâhlanmı-yormuş I
Berlin 25 (A. A.) — Alman Sû bakam General Von "Blumberg,, bir Amerikan gazetecisine bildirimde bulunarak demiştir ki:
“ — Her gün süel birtakım anıklıklar ve işler yapmakta olduğumuza dair birtakim havadisler okuyoruz. Bunların yanlış olduklarım söylemeğe bile hacet yoktur. Meselâ Ame-rikadsn gizli olarak tayyare aldığımız havadisi tamamile asılsızdır.
Hücum kıtaatı, gönüllü çalışma kıtaatı, ordu ile bir güna alâkası olmayan kurum-lardır.
Bu kurumlar, mensuplarını
itaata, inzibata, intizama ve arkadaşlığa alıştırır. „ “Blumberg., istifa etmiyor
Bay " Blumberg ,, bundan sonra kendisinin istifasına dair olan şayiayı da tekzib etmiştir. M, “Hes„ in söyledikleri..
Münih 25 (A. A.) — Alman İstihbarat bürosu bildiriyor: Noel yortusu münasebetile nasyonal sosyalistlerin lider mua-avini Bay “Hcs„ radyo ile yapılan bir söylevinde kış münasebetile yoksullara yapılan yardımın, işsizliğe karşı olan mücadelenin ve gençliğin terbiyesi için olan çalışmanın yenmelerini Imuvaffakiyetlerini) anlatmıştır.
Bay *Hes„, bütün acunun, diğer ülkeler devlet adamlarının bay "Hitler„ in bu yıl içinde bir çok defalar tehlikeye düşmüş olan barışı kurtarmış olduğunu kabul ve teslim etmekte oldaklarını söylemiş ve demiştir ki:
“— Bay Hitler. Fransız-Alman münasebetlerindeki gerginliği ortadan kaldırmak için yaptığı çalışma ile kendisinin hakikî bir devlet adamı olduğunu isbat etmiştir..
ıttMMIMHHINMmMtMHIlINIMMniMIIIMIIIMMrilı Rıhtım şirketinin alınması işi
7 inci sahifeden devam
Bay Ali Rha Erçevik yakıo-4a Ankaraya giderek yeo. vazifesi haUında (nlâhiyetdar makamlarla :(mıı edib icabeden talimatı alacaktır:
Bay Aii Ruıdan ınhilâl edecek vali muavinliği için bir çok namzetlerden bahmd.lmskledir. Bu me-yanda poli» müdürü Bay Fehmi Vural, Beyoğlu kaymakamı Bay Sedad, İç işleri bakanlığı tıuıuıi kölem müdürü Bay Ekrem Seven Candan kuvvetle bahsedilmektedir.
Diğer taraftan rıhtım şirketinin taıviyesi etrafındaki hazırlıklara başlanmıştır. Tasfiye heyetine seçilen ve bilen Franaada bulunan Bay Viviyc il» Boioiyenn aebrimi-z« galmalcrl beklenmektedir Ş.m-dilik bunların her ikisioe de şirket direktörü Bay Kanoş vekâlet etmektedir. Gümrüklere devredilecek olan şirket antıepoları bir müdür.ük tarafından idare olunacaktır.
Antrepolar müdürlüğüne Gümrük müdürü Bay M.mduhun tayin edileceği söylenmektedir. Gümrüklerde eşya tealimi işi de bitmek illeredir.
Rıhtım şirketine aid olan eş-yadau Galata rıhtımında bulunanları tamamen teslim alının ışdır. Ger: kalan Beş.ktaş vc Kuruçeş-med-eki ontrepolarda bulunan eşya da bugünlerde alınacakdır
eıaıaıaeışııeıeaıaiMieıaııeışaıeı ■■aisıı«ıaıı«|eııaıeııaı>e İtalya-Habeş ihtilâfında kim haklı? İtalyan haritaları da“Ua-lual„ ı Haberlerin diye gösteriyormuş!
" Dcyli Hcrald „ gazetesinin yazdığına göre, geçenlerde Habeşlcrlc İtalya arasında kanlı hâdiselere sebeb olan “Ua-İnal,, mevkiinin - İtalyanların bizimdir demelerine rağmen -Habeşlere aid olduğu muhakkaktır. Çünkü kalyada basılmış olan vc Milletler Cemiyeti kâtibi umumiliği dairesinde asılı olun bir haritada, "Ualu-al„ mevkii Habeşistan dahilinde ve hudutta 125 mil içeride olarak göstermektedir.
Fransız yüksek kumanda heyetinde tadilât yok Paris 25 (A. A.)—Salâhiyat. tar kaynaklardan öğrcdildiğine gör» “yüksek harb meclisi, ikinci Başkanı General "Vey-gaud. ın yerine başka birisinin geleceğine ve dolayısile ordu yüksek kumanda heyetinde değişiklikler olacağına dair gazetelerin verdikleri haberler doğru değildir.
General "Vevgand,, ın leka-tid işi ancak 21 ikinci Kânuu 1935 de gelmektedir ve hükümet bu işi şimdiye kadar görüşmüş değildir. Vakit gelince bir karar ycrileccktir.
Son haberler
Eczacılar bir Tayyare alacaklar
Ankara 25 (AA.) —- İzmir ve İstanbul Eczacılar Cemiyetinin önayak olarak çalışması neticesinde, Türk Eczacıları, hor ay kazançlarından ayırdıkları parayı Tayyara Cemiyetine vererek bir "Türk Eczacıları Tayyaresi, aatın almağa karar vermişlerdir.
Bir tren bir arabayı parçaladı
İzmir 25 (Açma) — İzmir - Karşıyaka arasında gece seferi yapan makinist İsmail oğlu Süleymanın idare ettiği Havalı treni gece saat 24,45 de tren yolu üzerinden geçmek istiyen arabacı İbrahim oğlu Hftseyinin arabasına çarpmıştır. Araba parçalanmış, Hüseyin yaralanmıştır. Hüseyinin yaralan ağırdır.
Yeni kelimeleri seçecek komisyon
Ankara 25 (Telefonla) — Dilimize girecek kelimeleri seçtno ve kabul komisyonu âzaları bugün de “dün,, toplanarak geç vakte kadar çalışmışlardır.
------------IV-------—
Riyaseti Cumhur Kalemi Mahsus Müdürlüğü
Ankara 25 ( Telefonla ) — Açık bu unau Riyaseti Cumhur Kalemi Mahsus. Müdürlüğüne Hariciye Vekâleti birinci daire memurlarından Bay Süreyya tayin edilmiştir.
------------E-----------
Saylav seçilmek istiyenlerden Cumhuriyet Halk Fırkasının bir dileği
Ankara 25 (A A.) — Saylav seçilmek isteyip te Cumhuriyet Halk Fırkası yüksek Reisliğine veya Umumi Kâtipliğine bu isteklerini yazı ile bildireceklerin ikişer ufak fotoğraflarını da birlikte göndermeleri, daha önceden isteklerini bildirmiş olanlardan bu fotoğrafları göndermemişlerin de göndermeleri Cumhuriyet Halk Fırkası Umumî Kâtipliğiocc dilenmektedir.
Rıhtım Şirketi kanunu neşredildi
Ankara 25 (Telefonla) — Rıhtım Şirketinin satın alınmasına ■id kanun bugün Resmi gazete ile neşredilmiştir.
Teşkil edileo Rıhtımlar Umum müdürlüğünün Bayındırlık veya Ökonomi Bakanlıklarından birine bağlanacağı söylenmekledir.
Yardımcı Muallimler alınıyor
Ankara 25 (Hususi) — Maarif Vekâleti, yardımcı muallimler kanununun bu sene tatbiki için tertibat almaktadır. Alâkadar dairelere bugünlerde icabcden emirler verilecektir.
Kanuna göre, yardımcı muallim evsafını ve hakkını haiz olanların mahalli Maarif Müdürlüklerine verecekleri istidalar mekteplerdeki münhallerin kapatılması için derhal muameleye konacaktır.
îzmir valisi Ankaradan döndü
İzmir 25 ( A A ) — Bir müddelteo beri Ankarada bulunan vali General Kâzım Dirik bu akşam trenile kentimize gelmiş ve durakta vilâyet erkânı tarafından karşılanmıştır.
spor Barem tetkikatı
Balkan futbol şampiyonası
Atina 24 — Dün Balkan futbol şampiyons-.ının başlaması münasc-tetiyle Yunan ve Yugoslav milli takım'arı arasında yapılan iik maçın tafsilâtı şudur:
Maç Panatioalkos klûbüoün sabasında yapılmıştır. Saha, seyircilerle dolob taşmıştı. Maç seyircileri on beş bini geçmiştir.
Yugoıtav, Rumen ve Bulgar milli takımları önlerinde bayraklın olduğu halde sahada bir geçid reseli yapmışlardır. Muzika da Batkın milletlerinin marşlarını birer birer çalmış, soor* maç başlamıştır.
Hakem RomanyalI Radıılesko idi. Muıabaka çok çetin olmuştur. Her iki takını birer gol atarak birinci haftayımı beraberlikle bitirmişlerdir. İlk golü Yugoslevler atmışlar, az bir zaman sonra Yunanlılar da beraberliği temin eylemişlerdir.
İkinci baftayımda Yunan takımı. şiddetli a kınlara banlamış ve bu altınlardan birinde galibiyet golünü atmağa muvaffak olmuştur Yugoslavlar, beraberliği temin için bütün hatleriyle umumi bir buruma geçmişlerce dc akıllıca bir müdafaa tabiri kullanan Yunanlılar karşısında neticeyi değiştirmeğe muvaffak olamamışlar ve 2-1 yenilmişlerdir. Her iki takım da güzel bir oyun göstermiştir.
Yunan gazeteleri. Yenen milli takımının en knvvetli rakiblerin-den birine karşı kazandığı bu ilk muvaffakiyeti milli bir zafer gibi selâmlamaktadır.
İki gram esrar
F.renköyde oturan 64 yaşlarında Yusuf isminde biri, şüphe üzerine polisçe çevrilerek üzeri araçmış vc 2 gram esrar bulunarak müsadere edilmiş, kendisidc ihtisas mahkemesine teslim edilmiştir.
Alınan haberlere göre, Barem etrafında yapılmakta olan tedkikat bir iki güne kadar bitecekdir. Bu işle meşgul olan Müsteşarlar komisyonu raporunu Vekiller heyetine verecekdir.
Öğrenildiğine göre, baremdeki yeni esaslar şunlardır:
1 Memurların terfi derecelerinin değiştirilmesi,
2 — Kıdemlerin sınıflara göre tashihi.
Ücretli memurlar meselesi de , bu arada gözden geçirilmektedir.
D grubunun sergisi bir konferansla açılıyor Yarın saat tam 14,5 ta Saray sineması yanında "GalatasaraylIlar kulübü,, nde açılacak olan “D,, grubu resim sergisinde Bay Pey a mi Safa “ yeni resim „ hakkında bir konferans verecektir. "D,, grubu gerek konferansa, gerekse sergisine bütün lise ve orta rnektcb talebelerde Üniversite gençliğini sureti mahsusada davet etmektedir. Sergi ve konferans pa-raasızdtr.
I Huzur ve rahat içinde
100
defa traş olmak ancak bir det
jHAŞAN
İ‘ Traş btçağile mümkündür
Dünyanın hiç bir yerinde bu kadar mükemmel bir traş bıçağı yoktur. Haşan markasına dikkat taklitlerinden I sakınınız.
Kânunuevel 26
Far Macunu
Yılbaşı hediyeleriniz için
i
i
Ayvalık yolu
BANDIRMA Birinci Kânun günü saat 19 kadar.
Başağrtlan, diş ve sinir sızıları, Romatizma ve Grip rahatsızlıklarına karşı en faydalı ve teskin edici bir ilâçtır. 1—6—12 lik orijinal madeni kutularda bütün eczanelerden arayınız.
Karadeniz yolu
CUMHURİYET vapuru 27 Birincikânun PERŞEMBE günü saat 20 de Hopaya kadar. (8710)
vapuru 26
Çarşamba da Ayvalığa (8704)
İstanbul Gümrükleri İmtihan Komisyonu Reisliğinden:
Gümrük Komisyoncusu, maiyet mr nuru, Tüccar mOstabtimi imtihanları 2/1/935 Çarşamba günü yapılacaktır. Istiycnlerin Komisyona müracaatları bildirilir. “8733,,
Aile rotnanı çıktı
Herkesin zevk ile okuyacağ. bu çak kıymetli e.er çıkmıştı». Fliti yalnız beş kuruştur. Merkezi İstanbul Maarif kûtılpbaneııdir.
Saatli Maarif duvar Takvimleri
5±"
...■
vardır. Tüecara büyük l.konto- ve kolaylık ^1
Hardalı, oıvbtıralı
Hayat takvimi çıktı
B. aşuı r. em-taiz takvimi» UMM.fi de «rd.r /J*
içi. Hayat Takvimi im.4. M.arif kütüphane.. d.kk.t bu-
yurmalı flati 25 bez ciltli 3S k.rnşlur.
Adem ile Havva
AHARIADIS
.Beyoğlu İstiklâl caddesi 334 - 336 No.
BEYAZ EŞYA MAĞAZASINI Ziyaret ediniz Büyük Çeşit
UCUZ ve SAĞLAM MALLAR

İstanbul 4 üncü İcra Memurluğundan:
Büyük Lânga da Bostancıbaşı Abdullah efendi Mahallesinde tam sokağında eski mükerrer 4 No. Iı hanede mukim iken elyevm ikametgâhı meçhul Bay Cemale
Emniyet Sandığından 12-2-927 tarihinde 398 lıesab No. lı borç senedi mucibince 2-4-934 tarihine kadar 353 lira 99 kuruşa baliğ olan ve bu tarihten evvel 18-6-933 tarihine kadar % 9 v» ' A - -> ta.:. L. jrckduu uze-
rınden %2.5 muamele vergisi ve 18-6-933 tarihinden sonra %9 faiz ve %3 kumüsyon ve faiz kumüsyon masarif yekûnu üzerinden %2,5 muamele vergisi hesab vc ahzedilccck olan borcunuzu ödemediğinizden ipotek gösterdiğiniz Büyüle Lângada Bostocıbaşı Abdullah efendi mahallesinde İmam sokağında eski 4 mükerrer yen' 4 No. lı iki dükkân paraya çevrilmesi talcbile adrescuize gönderilen ödeme emrine mübaşirin verdiği tasdikli meşruhattan ikametgâhınızın meçhuliyeti anlaşılmıştır.
I.ân tarihinden itibaren 20 gün zarfında işbu borcun istenen faiz ve kumüsyon ve muamele vergisi vc masarifi setresiyle borcun tamamı veya bir kısmına itirazınız var ise bizzat VCyjj vck‘l* kanunî göndererek dermeyan etmeniz ve işbu müddetin mürurundan sonra on gün içinde de borcun tediyesine bir sureti tesviye göstermediğiniz takdirde ilân tarihi mebde olmak üzere 30 gün sonra icrai takib* başlanarak mezkûr gayri-menkulÜD satılacağına dair otan ödeme emri ile senet sureti tebliğ makamına kaim olmak üzere keyfiyet 934/2804 dosya nu-marasiyle tarafınıza ilânen tebliğ olunur. (8714)
| İnhisarlar U. Müdürlüğünden: |
Yaprak tütün imalâthanelerimizde mevcut numunelerinin aynı olmak üzere beş adet Çırgananın pazarlığı 5-1-935 Çıımar-tesi günü saat on beşte yapılacağından taliplerin % 7,5 muvakkat teminat paralariyle birlikte Cibalidc Levazım v. mubayaa! Şubesine müracaatları. “8731,,
Devlet Demiryolları İlânları
Deniz yolları işletmesi Acentelrriı K*r*köy - Köprübaşı Tel. 42562-Sirkeci M₺hür4*r«..(1e ■MM Han İri: 22740 XW
Mersin yolu
İNEBOLU vapuru 27 Birinci Kânun PERŞEMBE günü saat 11 de Payasa kadar, (8703)
Far Buğdayı
Farelerin bulunduğu mahalle (Far) Haşan fare tehirinden buğday nevileri serpilerek bütün fareler öldürülür. Buğday Derilerinin beher adedi bir adet fareyi muhakkak surette öldürür. Ve bu ölen fareler kokmaz vc kaskatı bir bale gelir. Ve isGmali gayet basittir.
Far macuniyle far buğday danelerı bir arada küliiyen roahvu perişan olacakları mııhakkabr.
Buğday nevileriyle macunlarının beher kutusu 25 ve büyükleri kırk kuruştur. İkisi bir arada 40 kuruştur. Deposu Haşan Ecza Deposudur.
Far macununun ince bir ekmek parçası üzerinde sürülerek ve ufak ufak kesilerek veya hamur, pastırma, ve her nevi yiyeceklere hafif surette sürülerek farelerin bulunduğu ınahallebırakılır. Fareler bunu kemaliiştiha ile yerler. Vederhal ölürler. Ve bir daha kokmazlar istimal edilirse farelerin ana baba ve ecdatları
ALGOPAN
--CEVAT™'

HR6m
Müteessir almayınız! KREM PERTEV Seksülin
Sizin d. ga- ADEMİ İKTİDAR
ip olmak üzere bulu- BEL GEVŞEKLİĞİ
nan güzel- DERMANSIZLIK
liginizi ihya edecektir- • Ç\ Vûcud ve Dmağ yorgunluğunda Pek müesur vc emin
b/r ilâçtır
Kutusu 200 kuruştur
Krem Per- BEŞİR KEMAL-
tev’io dünyayı sarao MAHMUT CEVAT
şöhreti esassız değildir. Eczanesi : Sirkeci
ŞİŞMAN YANkO
Mağazası
Yeni Postane caddesi No. 39
MANTOLUK ve ROPLUK
Şık ve sağlam yünlü ve ipekli kumaşlar
Her nevi pamuklu ve keten
Beyaz ve renkli kumaşlar
Tuhafîye dairemizde en zengin çeşit Hazır ve ölçü üzerine
GÖMLEK. PİJAMA ROPDÖŞAMBR. KUANDÖFÖ
CİHAZ TAKIMLARI
Kışlık ihtiyaçlarını temin için muhterem müşterilerin teşriflerini bzuaten rica ederlz.
■— NEFASET - METANET - UCUZLUK
İstanbul İthalât Gümrüğünden:
141 Lira 66 kuruş bedeli keşifti Sirkeci rıhtım üzerinde kâin
I numaralı anbar dahilinde bulunan nümunchaneniıı dahilinde numunelik eşyaların vaz’ı için olbabtaki keşfi mucibince sabit ahşab zaraf imali pazarlıkla münakaşaya konulduğundan talihlerin 27 Kânunuevvel 934 Perşembe giinü saat 15 de İstanbul İthalât Gümürûğûnde müteşeLkil Komisiyonu Mahsusa müracaatları ilân o'unur. (8482)
r
Tenzilâtlı gidiş - dönüş yolcu tarifesi aynı şartlarla 31- Mart •935 günü sonuna kadar uzatılmıştır. (8698)
Bulunmuş köpek
Bu Pazar sabalıı Okmeyda-nında bir yayında bir kurd köpeği bulunmuştur. Sahibinin Clsküdarda Bulgurlu mescid caddesinde 19 numaraya müracaatı.
ZAYİ: Seyri seferde namıma kayıtlı 141-147 ye kadar Bisiklet pitâkalarımı zayi ettiğimden hükümleri kalmadığım ilânederim-Kadıköyünde Nobar
Devrek İcra Memurluğundan:
Devrek kasabalı küçük Osman oğlu Bay Rifata borçlu Kesim Ali oğlu Kadir veresesinden oğlu İbrahim ve kızı Bayan Naciycnin 16 sehirn iti-barile altı sehimine mutasarrıf oldukları Devrek kasabasında kâin sağı Tatyosyan Utipan ve halen Haşan ağa hanesi, solu koca Mehmed oğlu Abtned vc Hacı Müyesser oğlu damadı Bican hanesi, arkası vc önü
umumi yo) ile mahdud fevkani üç tahtanı bir odalı hanedeki işbu lehimlerinin tamamı açık arttırmaya çıkarılarak 13-2-935 tarihine müsadif Çarşamba günü saat 14-16 ya kadar Devrek icra dairesinde satılacaktır. İş bu hanenin tamamına yeminli üç ehli vukuf tarafından 800 lira kıymet takdir edilmiştir.
Artırmaya iştirak edecekler gayri menkulün muhammen kıymetinin yüzde yedi buçuğu nisbetinde teminat akçesi veya millî bir Bankanın teminat mektubu vermeleri lâzımdır. Artırma bedeli muhammen kıymetin yüzde yetmiş beşini bulduğu takdirde ihale yapılacaktır. Aksi halde son artıranın taahhüdü baki kalmak üzere arttırma 15 gün daha temdit edilerek 28-2-935 tarihine müsadif Perşenbe günü yapılacak ihalede yukarıkı bedel ile alıcı çıkm zsa 2280 numaralı kanun hükmü tatbik edilecektir.
2004 No. Ju icra kanununun 126 inci maddesine tevfikan gayrimenkul üzerinde ipotek sahibi alacaklılarla diğer alâkadarların ve irtifak hakkı sahiplerinin gayrimenkul üzerindeki haklarını ve hususiyle faiz ve masarife dair olan iddialarını evrakı nıüsbitelcrile tarihi ilândan 20 gün içinde memuriyetimize müracaatları aksi takdirde hakları tapu sicilinde sabit olmayanlar satış bedelinden hariç kalacaktır. Müterakim vergi ve dellâliye resmi müşteriye ait olup işbu maddei kanuniye ahkâmına tevfikan daha fazla malûmat almak isleyenlerin j^^g numaralı dosyalarımıza müracaatları ilân olunur.
VAPURCULUK
TÜRK ANONİM ŞİRKETİ
İstanbul Acentalığı
Liman han, Telefon: 22925
Mersin yolu t n n n ıi vaPuru 30 inOnU Kânunuevvel
Po-yo». 10 d“ Sirkeci 1 CUdl n|lllmın(lao kaika. rdk (Çanakkale. İzmir, Kuşado-*ı, Küllük, Bodrum. Rados. Marmaris, Dalyan, Fethiye, Kalkan, Kaş, Finike. Antalya ve Mersin azimet ve avdette ayni iskelelerle Alanya, Çanakkale ve Gelibolu) ya uğrayarak avdet edecektir.
Karabiga yolu
Cumartesi, çarşamba'İüac ioP-hana rıhtımından bir vapur kalkar. Gidiş ve dönüşte mutat iskelelere uğrar.

İzmit Yolu
Cuma, Pazar, Sah, Çar-ç/jdjA/t lfü,,‘rri bir 'opM' şamua Mat 9 da Topun( rıhhmcndtu kn’kır.
Cingözün Esrarı
Cinai ve meraklı romanlar içinde en dehşetlisidir. Forma forma çıkıyor. Birinci forması çıktı. Bedavadır. Kitapçılarda arayınız ve okuyunuz. ı6236)
AKGÜN
KADIN TERZİHANESİ
Her ay Almanyadan yeni modeller getiriyor Şık ve ucuz elbise yapıyor Beşiktaş Dere Caddesi 131 numara
Mukaddem. Ortsköy Dereboyu Göltekin ıckajı 1 numaralı hanede mukim iken baten ikametgâhı meçhul bulunan Bay R»«im oğlu (otomobil tamircisi) Bay R-mziye t
İstanbul ikinci icra memurluğundan:
Emniyet saodığıoa rehnetınek suretiyle mezkûr sandık İdarelinden 12/3/332 tarih ve 51851 numaralı «enet mucibince istikraz eylediğiniz krk lirama tesviye edilnıeu-.en basebiylr ıp(*b mezkur borcunuzun yüzde dokuz faiz »e yürdc ûç kumıüyon ve fail ve kumsüyoo ve mı-•arif yekunundan yüzde iki buçuk muamele vergisi ve masarifi icraiye >le matn tahsili hususunun temini zımnında merhun bulunan on İki mıskal inci icra ve iflâs kanununun 1-15 inci maddesine tevfikan paraya çev-r Imesi için daireye müracaatta bulunan alacaklı mezkûr Sandık idaren ..■rafından ta'ep edılıumı Üzerine olbaptaki maddei kanuniye dairesinde '.•mim ve berayi teb.ij mübaşirine tevdian tarafınıza gönderilen ödemo •mri zahrına mübaşir nin vermiş olduğu meşruhatta mezkûr mahalde .kamet etmediğiniz bildirilmiş olmasına tnebni tebligatı nıuktasiycoin bir ay müddetle ilânen tebliği takarrür etmiş olmakla tarihi itandan itibaren 934/5582 dosya num-ırauylr müddeti muıyyeneı mezkûre zarfında icranın durraanm mııfazammın şifahi veya tahriri olarak bir itirazı kanimi serd veya borcunuzu eda eylemediğiniz takdirde müddeti nı.z-kûrenio hitamını motealı p berveçhi talep merhun mücevheratınızın para ya çevrilmesi hususundaki muamelatı ieraijenin gıyabınızda infazına ip-tıdar kılınacağı nıatüıumıus olmak v» bu husustaki ödeme emrinin teb-i.fti makamına kaim bu unmak üzere keyfiyet ilânen tebliğ olunur.
(8728)
Rus Antrasit ve Alman Koku
Ev sobaları ve salamandralarına mahsus
EN EHVEN FIAT - EN İYİ MAL
Antrasit 33 kiloluk mühürlü çuvallar içinde teslim ediyoruz. Siparişlerinizi yapmadan evvel bir kere müracaat ediniz “ATLAS,, MAHRUKAT İS. - S. KORHANİDİS veŞKİ.
Galata Rıhtım caddesi N. 25. Telefon 40019
İmtiyaz sahibi: Ali
Umumi Neşriyatı idare eden Yazı işleri Müdürü: G. Hikmet Matbaai Ebüzziya
Asipirol Necati; Salih Necati
eczanesi