Sene: I Numara: 190
Abone Şeraiti
Türkiye için Hariç için
| ,C*riU 1X0 Kr.-----1500 K₺
( .riA it» .-------- iv» .
'• . . M5 . ■---------. TO* .
1 , 125 „ —
Aar.oaaranişe. Şeref Sekaiı. TELEFOH. 30SM
27 Kânunuevvel Perşembe 1934
Kitab okumak dimağı terbiye etmek için yetişmez. Okuduklarını düşünmek ve münakaşa etmek bunu temin eder.
Locke
(Şerhi 3 devi sahifedo)
Günün yazısı
(Yugoslavya) da Neler oluyor?
Yugoslavya Hariciye bakanı Bay (Yevtiç) in çekildiği. onun özerine Başbakan (Uzunoviç) in d* bütün kabinesinin İstifasını verdiği ve yerine (Yevtiç) in başvekil olduğunu biliyoruz.
Yalnız bu çekilmelerin oedeo ileri geldiğini ilk günleri anlayamamıştık. İılanbula Sırp gazsteJeri çokluk gelmiyor. Gelse de onlan okuyup ta içimizde - hele biz gazeteciler arasında - mâna çıkaracak kimse yok gibidir. Onun İçin siyasa itibariyle aon zamanlarda aramızda o kadar yakınlık olan Yugoslnvlarıo iç içlerini doğrudan doğruya kend. kaynaklarından öğrenemiyoruz. ister istemez Avrupa gazetelerini ve o gazvtelvr içinde de (Tan) ile (Taymit) i bekliyoruz ve ancak onları okuduktan sonra içlerin iç yüzüoe bir dereceye kadar nüfuz edebiliyoruz.
Bu bezde fiyle oldu, (Tan) ı ve (Taymic) i bekledik, onların yazdıklarını okuduk ve (Yovtiç) in çekilmesinin o* demek olduğunu ancak çimdi bişas antıyablldik.
Eski Başbakan (Uzunoviç) bor şeyden evvel Sup soyuna (ırk) dayanarak Yugoslavyayı idare etmek istiyen bir adam imiş. Halbuki filen Kral A’.ekssndır da üç dört sene bu siyasayı denedikten sonra yakın zamanlarda daha geniç ve diğer soylarla uyuşma esasına dayanan bir siyasa gütmeği daha muvafık görmekte imiş. Bu hususta (Yeytiç)ile de aralarında tam bir ülkü beraberliği varmış. Eğer Marsilyada kanlı facia olznaıa ımiç Kral Aleksandr. Cç dört senedir tatbik ettiği diktatörlüğü gevşeterek Hır vatlar,Şovenler ve hatta Bosnalı mûslûmanların da içinde bulunacağı bir (ulusal birlik) yaparak el* yaıetlnl büsbütün değiştirmek, ona yeni bir amaç vermek üzere imiş.
Marsilyada Kral öldürdükten sonra İster lıtenıez bu yeni siyasetin tatbiki geri kalmış. (Niyabet meclisi) de bir müddet içleri karıştırmağı, siyaset değiştirmeği doğru görmemiş. Fakat (Niyabet meclisi) nin başında bulunan Brene (Pol) dv amcan oğlu olan Kralın gütmek isted.ği yolu iyi bulmuş bu yolu takib de Mûsyü (Yevtiç) ile de İyice anlaşmış ve uyuşmuş. Halbuk. Mûsyü (Urunoviç) ınüta-arnıb bir milliyetçi olduğu Vc yatılır barb unsurunun hâkimiyetini , istediği için en sonra çekilmeğe mecbur olmuş, işte şimdi İç başına gelen MüsyO (Yevtiç), Prens (Pol) ün de yardımı ile böyle geniş, muhtelif bütün (Yugoslav) soylarını birleştirerek tam maneviyle ulusal bir biçimde memleket içlerini çevirecekmiş.
(Tan) gazetesi Mûsyü (Yevtiç)io bu yolda gitmek çartlyle, İç başına gelmesini çok iyi buluyor ve bununla (Yugoslavya) nın bar kat daha gücü artacağını söyliyor. Yal-aız (Tan) ın bu görüşüne nasıl ina-nalıiD.kl o, kral ( Alensandr ) öldükten sonra (Urunoviç) in iş başında kalması üzerine de ayni söz-leri söylemiş, (Urunoviç) in kralın miras bıraktığı siyaseti güdecek en iyi adam olduğuna birçok de. falar yatmıştı. İnsan, iki ay fasıla ile birbirine bu kadar zıd yazılan yazıları düşündükçe kendi kendine (iyi amma Uzuooviç'io iş başında kalman çok İyi idi, çünkü kralın siyasetini en iyi bilen o idi. şimdi gitmesi iyi oldu, çünkü kralın siyasetini en iyi bilen Mûsyü (Yev-tiçl tır, diyorsunuz, bunun hangisine inanalım ? ) Diye soruyor ve en muteber Fransız gazetesinin bu kadar zıd sözler söylemesine çaça kalıyor.
( Yugoslavya ) işlerinde düşüncesi en bitarafane olan gazete İse (Tayini*) tir. Bu İngiliz gazetesi Mûsyü (Yevtiç) in iş başıoa gelmesini daha serin kanlılıkla tetkik ediyor ve ( Yugoslavya ) da duy* guların böyle henüz yatışmaktan uzak olduğu bir sırada ( ulusal birlik) işinin başarılabUmeai ve bunun Mûsyü ( Yevtiç ) gibi ikinci derecede adamlar tarafından yapılabilmesi güç olduğunu açıkça sfiy-liyor.
Bize gelince Mûsyü (Yevtiç) in Başvekil olmasını tabii çok iyi görenlerdeniz. Çünkü bu adam bir kere Tük dostudur. ( Tûrkler Bal* kanlarda hürriyet ve sulhun bekçisidir ) sözünü tarihe geçirdiğin-denberl biz bu adamı seviyoruz, sonra ’lürkiyenio Balkan siyasetini kurmakta ( Yevtiç ) İn çok yardımı olmuştur. Başvekil olduktan sonra onunla daha iyi anlaşacağımız da besbellidir. Onun için biz, kendi bakımımızdan Mûsyü (Yevtiç) in U başına gelmesinden memnunuz. Bu adamın Başvekil olmasının, ( Yugoslavya) nın iç siyaseti Üzerinde ne tesir yapacağını ise ancak zaman gösterecektir. O zamanı bekiiyerek biz şimdilik müsterih olabiliriz.
ZAMAN
Yaşıyan ölüler
Şehid Kubilây abidesi dün merasimle açıldı
Dün istanbuida ve memleketin hemen her köşesinde inkılâb şehitleri hürmetle anıldılar
Dön fettmbal Haberindeyapılan şehid KebUdy ihtifalinden sMr förürınr
Cahil mürtecilev taralından bir sureti fedada şehid edilen Kubilây ilo iki bekçinin namlarını ebedileştirmek maksadlylo • Menemen „ de dikilen abidenin resmi küşadı dün Halk Fırkan umumi kâtibi Bsy Receb Peker tarafından icra edilmiştir.
Merasim tafsilâtı
Bu merasim hakkında gelen tafsilât şudur ;
İzmir 26 (A.A) — Menemende Yıldıztepede Kubilây Menkfl taşının açılışı bugiln yapılmıştır. Saat 13,S$do Basra a ne durağından kalkan özel bir tren mamurlan, muallimleri, tıkalıları ve pek çok gençleri Mene-mrss götürmüştür. Aynı zamanda Maniandan kalkan diğer özel bir tren de Menemene gelmiştir.
Tam saat 14,30 da herkes men-kti taşı çevresinde yarlerini almış-lardır. Açılış resmine İstiklal marşı çalınmak suretiyle başlanmıştır.
Devamı 2 nci sahifede Inhılib şehidi Kabiliy
İnsanlar kısırlaştırılmamalı!
Haremağası ordusu yaratmakta ne mana var?
Ahlâksız babadan doğanları, başkalarına zarar vermemesi için, küçükken öldürmek doğru mu?
Mühim bir kon fer ant veren pto-fezör Bay Mazhar Uzman
Dün Üniversite konferans salonunda profesör Bay Mazhar üşmen "ırkın iılâhında idiş ra kısır yapma,, mevzulu bir konferaos vermiştir.
Herkesi alâkadar eden bu konferansı dinlemek için İstanbul balkından bir kısmı ve bir çok üni* veraite talebesi büyük kenferaaa salonunu doldurmuşlardı ve yirmi kadar dinleyici de ayakta katmıştı.
İdiş ve kısırlık kanunu
Konferansa saat tam bey bo çukta başlanmıştır.
Bay Mazhar Uzman dinleyicilerin sürekli alkışları arasında kürsüye geldikten sonra, dinleyiciler
Devamı 7 inci sahifede
Ticaret odası intihabatı bitti
Yeni meclisi idareye kimler seçildi?
Dön ticaret odaunm yeni meclisi idare Utası seçti irken
İstanbul Ticaret Odan ioti-habatı dün bitmiştir.
Müotehibi »aniler dün sabah saat 10,S tan 12 ye kadar reylerini oda merkezinde hazırlanan sandığa atmışlardır.
12 den sonra reylerin tasnifine başlanmış, neticede Ticaret odası meclisi idaresine şuaların seçildikleri anlaşılmıştır s
İhracat tacirlerinden: Bay Devamı 7 inci sahifede
■■■ m 1
t---------------------------\
12 ada karşısında tahşidat yok Anadolu ajansının mühim bir tavzihi
Ankara H (A.A) — Ankara civarındaki bir alayın doneme seferberliği dolayıriyle Anadole ajansı tarafından gazetelere vo-rile® havadisin bir ecnebi ajansı tarifinden bizs atfen yanlış bir tarzda neşredildiği buraya gelen Avrupa gazsteleriodsa anlaşılmıştır.
O haberimizde. 12 ada korşs-anda asker tahşid edildiği şeklinde hiç bir fıkra naavcud olmadığı gibi esasen bu yoldaki havadis da hiç bir hakikate istioad etmlyen musanna bir iddia olduğundan keyfiyetin tavzihine lii-zum görülmüştür.
_______________________., General Kâzım Özalp geliyor
Ankara 26 (A. A.) rnltay Başkanı Kâzım Özalp bu akşamki trenle şehrimizden tsfanbula gitmiştir.
Kâzım Özalp, durakta Başbakan İsmet İnönü ile dışarı İşleri, adliye, sil Bakanlan ve mebuslar ve Bakanlıklar ileri gelenleri tarafından uğurlanın ıştır.
Bay Şükrü Kayanın tetkikleri
Belediye bütçesi ve yeni mebus seçi-işleri görüşüldü Dahiliye Vekili Bay Şükrü Kaya dün saat on beş boçuğa doğru Halk fırkasının vilâyet merkezine git -miş, binanın methalinde fırkanın İıtanbul vilâyet reisi Bay Cemal ilo vilâyet idare heyeti azası tarafından karşı-
Afrikada harb var!
Italyanlar Habeşistan da ilerliyorlar...
Bir taraftan Italyanlar tekzib ediyor, bir taraftan da Haberler Milletler Cemiyetine baş vuruyorlar!
Aşağıda okunacak olan telgraflardan anlaşılacağı veçhile bir taraftan İtalyanların tekzib etmelerine rağmen, İtalyan ordusunun Habeşistan içeririnde ilerllediği anlaşılmaktadır.
Zaten son bir, İki senedir ilânı barbetmeden muharebe etmek, Ur taraftan başka memleketlerin topraklarını yakıp yıkar veya alırkeo bunu tavll, yabut da tanuraeo tekzib etmek moda hükmüne girmiştir.
Hatırlardadır kİ Japoolar da Çloda ve Mançurlde aynı şekilde S roket eylemişlerdi. Şimdi da
Ayanların Habeşistana karşı aynı oyunu oynadıklarına hükzneylemek lâzımgeliyor.
Dün bu hususta alınan telgraflar şunlardır :
Londra 26 ( A. A. ) — Habe-şittandan gelen raaml bir tebliğe göre. Italyanlar “Padir,, den Habeş arazilinde batman “Ada., ya bir otomobil yola yapmaktadırlar. "Afdul„ a da işgal etmişlerdir. Italyan tayyareleri “Gurrlo-guli„ de Habeş kıtaattnın üzerinde dolaşmaktadırlar.
Habeş makamatı, yeni hâdi-setere sebebiyet ı ermemek için emir almışlardır.
Diğer taraftan bir Italyan tebliği, Habeş topraklarında Italyan kıtaatı bulunduğunu tekzibetmek-todir.
Paris 26 (A A.) — İtalya elçiliği, Italyan kıtaatının Hsbeş toprağında harekâtı hakkındakl haberlerin tamamen asılsız olduğunu bildirmektedir.
Paris 26 (A.A.) — “Maten,, ga-zetesins göre İtalyan kıtaları Habeş topraklarında ilerlemektedir. Habejiıtanıa bu hulusta Uluslar Arası Derneği ganel kâtttıfiğina
Italyan Somalımrun pen cengâeer verdiği nota bugün bütün hükü-atkerlerinden biri metlere yollanmıştır.
rırif rtiîıtrı a«U r~.—MâMtâfiaı >«•••••• ş »••••• ı !•((»•«»••• Ntııe(i(rvı»ınisnmıwı nsıetnınsıeı sm
Bay Şükrü Kaya lanmıştır.
Bay Şükrü Kaya kısa bir müddet fırkada kalarak doktor Cemal ile konuşmuş soara belediyeye gitmiştir.
Devamı 3 üncü sahifede
Türkiye-Yunanistan ve soyadı Atina 26 ( Hususi ) — Hükümet taraftarı " Tipoı . gazetesi Başbakan Bay ** Çaldsris „ ile yaptığı bir mûlükatı neşrediyor. Türk - Yunan münasebetinden de bahseden Başbakan, bu münasebetin pek samimi bir şekilde devam etmekte olduğunu görmrkle çok memnun olduğur. t ve soyadı meselesinin de arzu edilen veçhile - t . bal edileceğini söylemiştir.
»—■
Iranın hudud meseleleri

J
İran Hariciye Nazın bir heyetle “ Cenevre „ ye hareket etb Tahran 26 (A.
A.) — Dış işleri bakanı Kdziml Han ile Iran heyeti, Irak müracaatının müzakeresinde memleketlerini temsil etmek üzere Ccuevreyo bereket etmişlerdir.
- ZAMAN -Malûm olduğu üzere, bir hudud
ihlllâfındau doleyı Irak hükümeti Devamı 7 nici sahifede
Kâzı mi Han
Rum patrikhanesi Yu-nanistana gidiyor mu?
Selânikto çıkan "Volonte. ga-seteri, Yunan hükümeti eıas iti-barile bu şekle muhalif olmakla beraber Sen rinyod meclisi karar verdiği takdirde şehrimizdeki Koro patrikhanesinin Selânlk veya Ay-nnroza nakledileceğini hususi bir haberine atfen yazmakta, buna se-beb olmak üzere de yeni kıyafet kanununu göıtermektedir.
Şehrimizin alâkadar Rum m«-ttlMniŞ(HNIMMHIUUmNlUnillnillrilll'IIKŞini(
kamları nezdinde bu hususta tahkikat icra ettik. Aldığımız malûmata göre Ssnıiood meclisi henüz boyla bir karar vermemiştir. Yine bu makamlara göre pat« rlkhanenin buradan Yuosoistaoa nakledileceği hakkmdskl haberler henüz oabemevıimdir.
Fakat ihrimalki ileride Sonainod meclisi böyle bir karar verirse, bittabi bu karar tatbik edilecektir.
»soe»s»us»sMi4Ş04eşiâteıeıae»«»ot»ssae»ıe«saıoiM^se«va^
iğin sonu
Bir kadın, sarhoş kocasını tokmakla öldürdü
İyi geçinen bir aile reisi alkole başlayınca..—Çocuklarının gözü önünde kocasını nasıl öldürdü?
Son zamanlar da -Parla, gazeteleri salıifelerlnds her gûo bir kaç cinayete yer veriyorlar. Gün geçmiyor ki yeni ve tüyler ürpertici vakalar insanı dehşe-te satmana. Bu cümleden olarak, cinayetle neticelenen çok feci bir içtimai yaranın mahiyetini Fransız •"Parla • Soir. gazetesinden naklediyoruz.
•Polis ve mu-harririmizlo yaptığı tahkikata nazaran vaka şu suretle cereyan etmiştir. Bellevilb soka-
ğı ekseriyetle fakirlerin ve amelelerin oturduğu bir yerdir. Evler sık, dar ve loştur. Kerestik me.-
ı.tsa-a
Katil anne oe çocukları polis merkezinde [köşedeki yuvarlakta öldürülen koca görünmektedir) direnlerden bir iki odalı apartı-■nanlara geçilir. Oraları sinema-Devamı 7 nci rakifede
Kânunuevel 27
Harp tehlikesi hissolunur derecede azaldı, fakat uyanık bulunmalı
Çekoslovakya Hariciye Nazırı Bay “Benes„ mühim bir makale neşretti
^SÖNf^ HABERLER^
Kaç mebus çıkacak?
Her vilâyetten seçilecek mebusların adedi anlaşıldı
İtalya - Habeşistan ihtilâfının sonu nereye varacak?..
Anlaşılıyor ki ltalyanlar, Habeşler kuvvetlenmeden emellerine varmak istiyorlar
Habeşistan ile Italyanın arası açddıktao »onra, iki memleketin arasını bulmak bir hayli güçleşti. bu gidiyle işin büyüyeceği •nlajılıyor, çünkü Italyan askerleri Habeş içersinde yeniden ilerliyor ve Habeş askerleri bir hâdiseye sebebiyet vermemek için emir almış bulunuyor.
Anlayılan Habeşistanın son seneler içinde ordusunu asrileştirmek için vukubulan teşebbüsleri işin büyümesine yardım eden amiller arasındadır.
Habeş hükümeti 1930 da ordusunu islâh için büyük bir Belçika askeri heyeti getirdi. Bu heyet fmparatorun muhafız alayından başlayarak memleket içlerinde asıl Habeş ordusunu terbiyeye çalıştı. Daha sonra bu Belçikalı heyet biraz daha büyütüldü.
Sonra Habeş hükümeti ordusunu bu şekilde hazırladığı gibi ona göre Avrupadan bir çok asri silâhlar aldı- Bütün ordusunu bu ye ni silâhlarla teçhiz için bor Ha beşliyi ayrıca bir senede birer dolar vergiye tabi tuttu.
Habeş İmparatorunun bilhassa bu siyaseti, komşuları İtalya tarafından beğenilmiyordu. Çünkü Habeşistan bütün ordusunu asri bir surette terbiye ve teçhize muvaffak olduğu tak-dırde onuo ber hangi bir taraftan tehlikeye uğramasına imkân kalmıyacaktı.
Halbuki bugünkü gaileler Habeşistanın asrileşmek yolunda atacağı adımlara hiç şüphe yok ki engel olur, belki de bu mesaiyi felce uğratır.
Gerçi Habeş - İtalya ayrılığı Uluslar derneğine geçmiş bu. hmuyor.
Uluslar derneğinin iş silâba hindimi, elinden pekte iş gelmediği. tecrübe edilmiştir.
Nitekim Çin - Japonya ihtilâfında da öyle olmuştu
Bakalım bu son macerada nereye varacak I
ö. R.
Şehid Kubilây abidesi dün merasimle açıldı 1 inci tahifeden devam
Askeri nsersslm bittikten sonra C. H. F. Genel kâtibi Bey Receb Pe
kse alkışlarla k.rşılanan bir söylev söylemiş ve menkü taşını açmıştır. Bay Receb Pokerden sonr» yine bir zabit ile muallimler tarafından eöylesler söylenmiştir.
B»y Receb Peker ile bu sabah Istanbuldan gelen Bayan İffet ve İzmir acarlarından - muallimlerinden - Bayan Vedidenin söylevleri alkışlarla karşılanmıştır.
Söylerler bittikten sonra yüz. den fazla çelenk ve çiçekler m.nkS taşma konulmuş ve öç ol rilâb atılmak »uretlle merasime son verilmiştir.
Havanın pek çok yağmurlu olmasına rağmen merasimde onbin-den fazla halk kütleri bulunmuştur. Üniversite de
“Kubi'.ây, günü dûn, memleketimizin hemen hertarafında olduğu gibi, şehrimizde de büyük merasimle kut'.ulanınıştır. Saat 13 de üniversite konferaıı salonunda Üniversiteliler toplanmış, içtimai rektör Bay Cemil açmış, bazınca bir dakika «Okûte davet etmiş, ondan »onra "bugün bu toplantı da benim değil, silin siiz Eylemeniz Uzını-dır , demiş, bunun [özerine Bayan 1-âınia Şerif ıöı almış, Kubilâyın ruhunu taziz için herkesi bir dakika sükûta davet eylemiş, ondan sonra urun ber nutuk söylemiştir.
Bayan Limia ezcümle demiştir ki ı
— O büyük Inkıiib çocuğunu kaybedeli dört eene oluyor. Fakat dört caniye Ule gözlerimiz önünden kaybolmadı. Bu yurdun değ.rinl neler yapmağa güeü yettiğini tanıtmak için kadın, erkek «I ele çalışıyoruz.
Bizimle yaşamağa, çıhşnuy. ieteği olsuysalar geri çeki kinim, işi başaracağız yaşamak içinde çokluk değil, birlik lazımdır. Dö-nün ölçütü bugünün yeniliklerim kimyama z.„
Çok alkışlanan bu nutuktu ■onra da yine tal.baden Bay Mc. lib söz almış. Kubilâyın Menemende nesil öldörCIdÜğûoü, irti. enin nanl başlayıb, naşı bastırıldı-ğını aulatmıştır.
Halkevinde
Saat İS te de Helkesinde Ikr toplantı yapılmıştır. Burada da Bayan Naklya heyecanlı va uzun bir
nutuk Eylemiştir. Ve bühastn de
mıştirki:
“ — Hepicizi değişmek öneni için ayağa kalkmaya ve devrim şehidi Kubilây kanı İçin bir dakika susmaya davet ediyorum.
Ünlü şehitler, rizln kanımı, kaynakların yolu kestiği gibi ber kişi için o'.n ölüm anlamını da değiştirdi. ölenler yok olsulardır, fakat siz varsınız.
Bugün burada ve ber yerde ve ber çağın yüreğindeainlz.
Kanlarınızın yerini gösteren taş üzerindeki "inandılar, döğüş-tüler, öldfiier. Bıraktıkları emanetin bekçisiyit. yazısını a ala unutmayacak, bu yold.vı hepimiz asla dönmeyeceğiz..
Bundan sonra Bay Münir Mü-oyyet Kubilây için yazdığı bir şiiri okumuştur.
Bay Münir Müeyyedln bu şiirindeki ezcümle :
CUSnûn ,«y.tu sU an.
Clkiiy. can verenleri.
Tulüm, yM)
KubıUyın lı.psrU.o lüııı Bağırıyor san. kopan ben değilim Geriliği, yasası
Parçalan çok alkışlanmış ve merasime geç vakit nihayet veril-nıiştlr.
"Ankara,, da
Aokar 26 ( Telefonla ) — Inki-l*b kahramanı Kubilâyın şebade-tinln yıl dönömü münasebetiyle bugün Ankara Halkevinde bir ih-tif.l yapılmıştır.
“ Edime „ de
Edirne 26 (Husus!) — Edirne Halkevinde inkıUb şehidi Kubilây İçin büyük bir ihtifal yapılmış ve birçok hatipler iukılâb bakında konferans vermişlerdir.
Ispartada
İsparta 26 (A. A.» — Bugün halkevinde inkiiab kurbanı Kubi-lâyın angMi için bir toplantı yapıldı ve ateşli söylevler söylendi.
Ispartalılar yobazlığa karşı doy. duklan 6c duygularıyla eumurluğu korumak için yaptıkları antlarının Menemende dikilen BitikUşı önünde anılmasını hem şehrimiz Peker-den dllamişlerdir.
Okurlardan binlcroMİ oradan Cûmhuriyet alanına gelerek değişimci lâyık ulu., karşı derin bağıllıklarını göstermişlerdir.
Halkevinde akşam bu bakımdan bir toplantı yapılacaktır.
Bay Receb Pekerin abide önündeki söylevi
imnir 1f> (A. A.) — Menemende Yıldıztepeda Kubilây m.nku taşı.
Prag 26 (A. A.) — Bay "Pr.jf.r Prrı».,, garetesind» yazdığı bir m.lcatrd» 19.14 ■snSSÎnde-Iti haçlara hadİMnin, Avnıpadaki »ulh kuvvetlerinin tekrar toplan-mııı olduğunu «öyİrmekle ve Avrupa politakaıının yakın tekâmülünün büyük bir nikbinlikle karşıla nabileetği kanaatini izhar • tmrklrdlr.
M. ■Bence. , bu politikanın si-yasal v« ekonomi* bir iyiliğe doğru gidebileceğini aöyliyerek diyor kİ:
Batıda Franıay» ve doğuda Sovyet Rusyaya dayanmakta olan kiiçük Balkan ve Balcık anlaşmaları daha şimdiden bir ber-
20 Bin çocuğa oyuncak verildi
Paris 26 (A. A.) — Dün Paris civarı işsizlerinin 20,000 çocuğuna Reisicumhur Bay, "Lc-bruo „ ile Bay ** Flanden „ in önünde oyuncak dağıtılmıştır.
Çocuklar Gran Patenin büyük salonunda sirk, tiyatro, sinema gibi eğlencelerden istifade etmişler ve radyoda çocukça sözlerle sevinçlerini bildirmişlerdir.
İntizamı erkek ve kız işçiler temin etmiştir.
Çekoslovak-Ma-car münasebatı
Çekoslovaklar da “Roma,, misakına girebileceklerini söyliyorlar
Viyan. 26 ( A.A. ) — Çekoslo-rakyanıo Macaristan elçisi • Milos Jobr „ Pr.ger Tagebbat gazetarine verdiği beyanatta Macaristan, hitaben itiUfpervcr sözler söylemiştir.
Elçi diyorki ;
" — Aralıklar meşeleri göründüğü kadar karışık bir iş değildir. Bu işin anla,mimarlıklara sebeb olman, iki memleket arasında mevcud gergin münasebetlerden ileri gelmektedir.
Sükûnet elde edileceği muhakkak olursa bunun sınır mınlakala-rıaa da yapılacağı ve Çekoslovak-yadakı Macar azlıktan tarafından memnuniyetle karşılanacağı şüphesizdir. Şurası kayda değer ki iki millet arasında hiçbir sevimsizlik mevcud değildir.
Macaristandan siyasal amaçlarından vaz geçmelini istemiyoruz, çüokû böyle bir şart ökonomlk anlaşma şartı olamaz. Naili ki biz de bu anlaşmanın siyasal veya arazi şartlara bağlı bulundurulmasını kabul ecdmeyiz. Bu böyle olunca, ihtilâf anlaşılmaz bir şeydir.
Çokoslovakya, ökonomik anlaşma, siyasal şartlara bağlı bulundurulmamak şartiyle ve diğer bazı şartlarla Roma misakına iştirake hazırdır. "
»MMIMMMiaiMHiatBŞIIIBIMMŞMMŞMRimmâMŞettail nın açılışı merasiminde C. H. F. Genel kâtibi Receb Peker alkışlarla karşılanan şu aöylevi söy!«-miştir :
öz arkadaşlarım, bizim yayyiaimız için dünyalar değer kıymet olan ve başkalarının gözü llode üstün değerler ifade eden Türk İnkılâbının korunması yolunda başını vermiş olan koca yiğit Kubilâyın ve onun iki yüce arkadaşı bekçi Haşan ve Şevkinin isimlerini saygılarla anmak için burada toplanmış bulunuyoruz. İrtica, kör ta-assub. Türk inkılâbını yok etmek için ta başlanberi bütün vasıtalarını kullandı ve her çarpışta İnkılâbın yakıcı ve yaşatieı güneşi altında eridi ve geriledi..
Bay Recep Peker bundan sonra inkılâbı hazmedemeyen afyon ve esrarla sarhoş »dilmiş birkaç aer-serinio Kubllâyı boğazlamak cinayetini nasıl işlediklerini anlatmış ve söylevini şöyle bitirmiştir ;
"— Kubilây için sizi duyanla-
I kiştirmo amili olmuşlardır. Teşek-| kül etmekte olan bu blok ber hangi bir kimseye karşı düşmanlık beslemekten uzaktır ve kendi siyasa ve usullerine Polonya ve Alman-yayı da iltihak ettirmek istemekte ve Orta Avrupada İtalya ile bir teşriki mesai eaasını da aramaktadır.
Henüz tehlikeden uzak olduğumuz iddia edilemezse de, 1934 ee* nesinin son ayları içinde Avrupada sulh küvetlerinin esaslı bir surette teşekkülü temsyü'âh, ufukdan doğar gibi gözüken harp tehlikesinin hissolunur derecede azaldığını gösterir, buna rağmen hadiseleri gayet dikkatle takibetmek gerektir..
Fransız başbakanlığı binası değişiyor Paris 26 (A. A.) — Resmi gazete, Matinyon otelinin başbakanlık için satın alınması vo döşenmesi hakkındaki kanunu neşretmiştir.
“Vatikan,, da para çıkarıyor
Vatikan şehri 26 (A. A.) — Vatikan valisi bir milyon liret değerinde gümüş, ve bakır para darbına karar vermiştir.
Papaz kıyafetleri ve Bulgarlar
Papazların saçları, sakallan, kıyafetleri nasıl olmalı imiş ?
Sofya'da çıkan belli başlı gazetelerden "Mır., Bu'gar papazlarımda elbiseleri hakkında yazdığı makalede diyorki:
"Bulgar papazları için başka ve daha raha bir elbise lâzımdı-. Çünkü papazların bu günkü elbiselerini temiz olarak muhafaza gayet güçtür.
Papazların uzun saçlarını gizleyen serpuşları için de vaziyet aynidir. Saç ve sakallarının bir kısmını kesmekle ruhaniler nüfuzlarından hiç birşey kaybetmezler.
Kilise kanunları ne rahat elbise giymetneği, ne de hıfzı*, sıhhaya riayet etmemeği emreder. Şunu da unutmamalıdır ki Bulgar Papaz’arının ekserisi köylerde oturmaktadır, halbuki köylerin vaziyert, ruhanîlerin giydikleri elbiselerinin vo kılıklarının temiz tutulması için lâzımgelen şartlan haiz bu. lunmaktadır.
Diğer taraftan Papazların bugün giydikleri elbiseler ga-yet pahalıya mal olmaktadır ve bundan dolayı da Papazlar sık sık yenisini yapamamaktadırlar. Halbuki iyi, temiz ve rahat giyinmiş bir papaz herhalde çok mühim olao vazifesini dalıa mükemmel olarak ifa edebilir.,,
• isaıaıtaıeıssMnaınMSMŞMşasMsaşıaıasseiMieşıııgşşaşşf Sovyet elçisinin ziyafeti
Ankara 26 (A-A) — İrinli olarak memleketine gidecek olan Sovyet büyük elçiri Bay K.rahan elçilik binasında bu akşam bir ziyafet vermiştir.
Ziyafette Başbakan İsmet İnönü ile Cumhur Reisliği genel kâtibi Rııa Aksoy, Başyaver Celâl. B«-kantar, dışarı işleri genel kâtibi Bay Numan Rıfat ve saylavlardan bazıları bulunmuşlardır.
rın şu anda bütün arılar ile çarpan yüreğimle ve batiriliğini urun yOı yıllar yaşatacak olan e.eri birim acilimizin ve yala» çocuklarımızla ve uzak torunlarımızın ibret gözlerine açıyorum..
Ankara 26 (A. A.) — Vilayetlerden İçişleri Bakanlığına gelen malûmata göre saylav seçimi işinin bugünkü safhası şöyledir:
Nüfus defterlerinin teftiş hey-yctleriııce tetkikleri bitirilmiş ve cetveller ülkenin her bucağında 22 - 12 - 1934 gününden beri «sıkıya çıkarılmış bulunmaktadır.
Esas defterlerden elde edilen nüfus yekunlarına göre, Afyon vilâyeti eskisinden 1 fazlasiyle 7, Ankara dört fazlasiyle 13, Antalya 1 fazlasiyle 6, Aydın 1 fazlasiyle 6. Balıkesir 2 faz-lasiyle 12, Burdur 1 fazlasiyle 3. Bursa 2 fazlasiyle 11, Çanakkale 1 fazlasiyle 5, Çankırı 1 fazlasiyle 5, Çorum 1 fazlasiyle 7, Çoruh 2 fazlasyle 8, Denizli 2 fazlasiyle 8, Diyarı-bekir 3 fazlasiyle 7, Erzincan 1 fazlasiyle 4, Erzurum 2 fazlasiyle 9, Eskişehir 1 fazlasiyle S, G. Antep 3 fazlasiyle 7, Giresun 2 fazlasiyle 7, Gümüşhane 2 fazlasiyle 5, İçel 3 fazlasiyle 5, İzmir 2 fazlasiyle 13, Kars 2 fazlasiyle 7, Kastamonu 2 fazlasiyle 9, Kay seri 3 fazlasiyle 8, Kırşehir 1 fazlasiyle 4, Kocaeli 1
Bay Cemale verilen soyadı
Ankara 26 (A. A.) — Diin Atatürk Başbakan İsmet İnönü ile Türkçe özadlar üzerinde konuşurlarken C. H. Fırkası idare reisi Antalya saylan Bay Cemale “Tuoca„ adını verdikleri işi-dilmiştir.
Üç idam kararı
“Bilecik„de feci bir cinayet işleyenler idama mahkûm oldular
Bilecik 26 (A. A.) — Silâhlı ve maskeli üç kiş bir gece Ye-nişehirin Kozdere köyünden Şerif oğlu ihtiyar Halimin evini, ev aabipleri uykuda iken basarak Halime vc karısı Ayşeye işkence yapıp küp içerisinde yere gömülü paralarını almışlar ve bu mücadelede tethiş edildiklerini anlıyarak Halimi ağzından çifte kurşunu v«ı mu-teaddid yerlerinden kama ilo öldürmüşler, karısı Ayşenin de ayaklarına biçak saplayıp ve
Yeni ıstılahlar
Devlet teşkilâtının ve mektep ıstılahlarının yeni adlan
Ankara 26 (Telefonla) —JDil savaşı bütün bızile devam etmektedir.
Hükümet teşkilâtına aid adları hazırlama komisyonu şimdiye kadar Baş Vekâlet, Dahiliye, Hariciye, Gümrük ve İnhisarlar ve Nafıa Vekâletleri ile Devlet Şurasına aid adlan tesbit ederek bölük reislerinden mürekkeb bir kola vermiştir. Bu komisyon şimdi Ziraat Bakanlığı İstılahları üzerinde çalışmaktadır. Diğer taraftan mekteb İstılahları üze- I
----------------3------------------
Umumî Müfettiş Diyarbekirde
Diyarbekir 26 ( A. A. ) — Birinci genel müfettiş Bay Hilmi bugün Diyarbekire gelmiş, memurlar ve halk tarafından karşılanmıştır.
’ • • ••••',****(*,*a***l*,"a'*'l**”>*”««»”«*»*'MS»SMtaas»|Şs|şoi»«SaSV«SseMS«SMWSISlMIMMs»«lt
Son Haberlerimizin devamı 7 nci sahifemızdedir ............................ ...............................................
fazlasiyle 8, Konya 4 fazlasiyle 15, Kütahya 2 fazlasiyle 9, Malatya 3 fazlasiyle 9. Manisa 2 fazlasiyle 11, Maraş 1 fazlasiyle 5, Mardıo 4 fazlasıyla 7, Ordu 2 fazlasiyle 7, Seyhan 4 fazlasiyle 8, Samsun 2 fazlasiyle 8, Siirt 2 faz’a-sıyle 4 Sinop 1 fazlasiyle 5, Sivas 3 fazlasiyle lO.Tckirdağı 1 fazlasiyle 5, Tokat 2 fazlasiyle 7, Trabzon 2 fazlasiyle 9, Urfa 3 fazlasiyle 7, Van 1 fazlasiyle 3. Yozgat 1 fazlasiyle
6, Zonguldak 2 fazlasiyle 8. Muğla 1 fazlasiyle 5, Muş 1 fazlasiyle 4, Niğde 3 fazlasiyle
7, saylav çıkaracaklardır.
Yukarıda ismi geçmiyen vilâyetler geçen intihapta çıkar dıkları miktarda saylav çıkaracaklardır.
57 Vilâyetimiz 931 seçimindi 301 saylav çıkarmıştı. Ilga ed.1 an Artvin, Hakkâri, Ş. Ka-rahisar, Cebelibereket, Aksa ray, Mersin vilâyetlerinin 931 seçiminde çıkardıkları 16-saylavda ilâve edilince mevcut saylav adedi 317 oluyordu.
Bu seçimde 395 saylav seçileceğine nazaran saylav sayısı 78 artmıştır.
başındaki başörtüsü ile boğarak öldüğüne kani olduktan sonra savuşmuşlardır. Halbuki Ayşe ölmiyerek bayılmış vo katiller yakalanmıştı.
Bunların muhakemesi Bilecik ağırceza mahkemesinde görülerek nihayet bulmuş ve bu tüyler ürpertici cinayeti yapan Yenişehirin Cihadiye köyünden Hüseyin oğlu Mustafa. Haşan oğlu Halim vc Mchmcd oğlu Hüseyinin suçları belli olduğundan üçü de ölüm cezasına çarptırılmışlardır.
rindede büyük bir faaliyetle çalışılmaktadır.
Mekteb istıl&blarıoı tesbit eden komisyon gramlara aid istiUhları derlemiş vc riyaziye istilâhları üzerinde çalışmağa başlamıştır. Önümüzdeki mekteb yılı başlarken bütün mekteb istilâhlurının öz Türkçe karşılıkları tesbit edilmiş bu-nacaktır.
Tahmin edildiğine göre, altı aya kadar öz dil savaşından dahi bariz ve geniş semereler alınmış olacaktır.
KânunueveJ 27
ZAMAN —
3
SÜTUNLAR ARASINDA

.a
Ç öylesem tetiri yok ustam gönül razı değil
Gıbta!
Anadolu ajaam, Türk kadınlarına aayiav seçmek va seçilmek hakkı verilmesinin Franaas kadınlımı aralında derin itler ve duygular uyandırdığını haber veriyor.
Bir çok Fransız kadınları telefonla, mekubla Franaadaki büyük elçimizi bu yüzden kutlula-■nşlar, bir çoklan elçiliğimlre gi-durak Türk kadınlanma sevincine ortak olduklarını en iyi dilelderi-le anlatmışlar. Bu kolluUmalara iştirak edenler arasında büyük değeri olan kadınlar da vardır.
Fransız kadını. Türk kadınına karşı böyle özenç “gıbta. duymakta çok haklıdır.
Çünkü Fransız kadını hâlâ, kuvvetlerini doğrudan doğruya kullanamıyor. Fransa da. kadının alla hayatındaki marktı çok yüksektir. Onun aile içindeki nufuzu çok kasvetlidir. Fraoms kadını, kocamam yalnız hayat ortacı değil, çalışma ortağıdırda. Hele orta sınıfa yabud fakir eınıfa men-«ub otan kadınlar, kacalannın hem evlerini idare ederler. Kemde ço-lışmalazıaı paylaşırlar. Fransız kadınına İlim v» irfan mûesavssleri-nlo hemen hepsi açık olduğu için kendisi irfaa ve aydınlanma bakımından da ileri bir »eviyededir.
Bu böyle olduğu belde Fransız kadmı hâlâ Npo'yon kanuna bajlıdır.
Ba kanun İsa kadım erkekle bir saymaz. Ona erkek yanında çok geri bir mevki verir. Kadının şahsi hüriyetini ise hemrn hiç ta-
Fransız kadını, oeun için, er-kekle hukuki müsavatını kazanamamış bulunuyor.
Bunu kazanamadıktan siyasal haklarındandan da şey elde edememiştir.
Fransada ikide bir kadınlara siyasi haklar vermek için bir hareket başlar ve, hatta bu yolda mühim adı ular atılır, Fransız kadınların-, a siyasi kaklarını kazanmak üzere oldukları zannedilir.
Fakat çok geçmeden bu teşebbüs kuırİM-r.
Anlaşıldığına göra Fransıs kadınına siyasal baklana verilmesine engel olan en mühim sebeb, onun Cumhuriyet rejimine karşı »»bidatinden şüphe olunmasa imiş!
Fransada kmbnlar umumiyeti* Uerikal sınıfın tesiri altında oldukları ve bu tesiri üzerlerinden ailkemedikleri için onların siyasal haklara kavuştukları takdirde kle-rikal sınıfına alet olaoalarından ve bugünkü rejimi değiştirtmek isti* yen İrtica unsurlarına hizmet melerinden korkulayormuşl
Bunun ne derece hakikate guo olduğunu bitmiyoruz.
Fakat bir aralık Fransız
dıularıaın vaziyetini yolundan ted-kik eden bir muharrir. b« sebepleri aaymıjdı.
Görülüyor ki Fransız kadını ben-, hukuki, hem riyaai bakımdan bir hayli geridir.
Onun için Türk kadınlarına, kavuştukları hukuki ve alyaaî haklara gıbta ile baktıkları şüphe gö-türmrr.
Bize kalırta, Fransız kadınının kadınlarıma» karp doyduğa bu gıpta, Türk kadınlığının Verileme yolunda aldığı hızı, ■teğr âmil olacaktır.
ması lâzımdır.
Teller neden kopuyor ?
m
Kapanma saatleri
henüz
başlı» hiçbir
Belediye pek yerinde bir tetkik» girişti
Tramvaylara aid olan elektrik tellerinin sık sık kopması yüzünden tramvay seferlerinin arasıra inkıtaa uğradığı ve bu yüzden halkın müşkülât çektiği belediye Şirketler komiserinin nazarı dikkatini celbetmiştir. Bu vaziyet bilhassa kışın halkın sıkıntıya uğramasına sebeb olduğundan komiser Bey İsmail Hakkı tetkihata başlamıştır.
Bu tel kopma işinde elektrik şirketinin ihmali görülürse şirkete lâzım gelen ihtaratta bulunalacaktır.
Diğer taraftan tramvay şirketinin vatman mektebinden ehliyetoame almamış olan acemi vatmanların tramvay ser-vislcriode çalıştırılmam komiser Bay İsmail (Hakkı tarafından menedîlmiştir.
Belediyenin, senelerden beri başı boş bırakılan şirketleri yola getirmek ve balkı tnüş-kilâttan kurtarmak için mütemadi surette çalışmasından dolayı Belediye Reisi Bay Muhittin ve şirketler komiseri Bay İsmail hakkı citden tebrike şayandırlar.
Bazı dükkânlar Perşembe akşamlan bir saat fazla açık kalabilecekler
Yalnız umumî bir dilek daha var
Daimi encümen, dükkân ve mağazaların kapanma saatleri hakkında yeni ve mühim bir karar vermişdir, bu karara göre yalnız Perşe”^ K“nü şatoları (yani Cuma geceleri) gıda maddesi satmayan mağaza ve dükkânlar saat yirmiye kadar açık bulunabileceklerdir. Bandan başka Yılbaşı g*ce* sinde bir gece evvel ile yılbaşı gecesi ve Cumhuriyet bayramında üç gece olmak üzere seneden beş günde gıda maddesi satmayan dükkânlar saat yirmi bire kadar açık bulunabileceklerdir. Gıda maddesi satan dükkânlar eski ahkâma udidirler.
Bu karar dün bütün kazalara tamim edilmiştir. Bu itibarla bu akşam bu kabil dükkânlar birer saat geç kapatabileceklerdir.
— Zaman —
Daimi Encümenin bu kararı yerinde olmakla beraber eksiktir. Perşembe günleri bir saat ------------------------------s>-
fazla kalmak müsaadesinin gıda maddeleri satan dükkânlara da verilmesi lâzımdı, kanaatindeyiz.
Kapanma saatleri temdi de* dildiğindenberi bu hususta en çok müşkülât çekenler, perşembe akşamları haftalık ücretlerini alarak işlerinden geç çıkan işçi, amele ve alelûmum müstahdemlerdir. Her tarafın kapak bulunacağı cuma günkü yiyeçek ihtiyaçlarını pek az bir zaman içinde tedarik etmek zaruretinde kalan veya biraz daha geç kaldığı takdirde buna* da imkân bulamayan halkın bu yüzden karşılaştığı müşkülât pek büyüktür.
Vazifesi halkın karşılaşacağı müşkülleri isabetli tedbirlerle ortadan kaldırmağa çalışmak olduğuna hiç şüphe bulunmayan daimi encemenin bu haldi dileğide son kararına ekliyerek şehrin büyük bir ekseriyetini kaygu ve sıkıntıdan kurtaracağını ümid ediyoruz.
el-
uy-
ka-
Bir çocuk yandı
Dün Beşiktaşta ye kili itibarda pek feci bir kaza olmuş ve bir yarrocuk vOcudü yanıklar içinde, hayatı tehlikede olarak çocuk hastabanesinc yatırılmıştır.
Vaka şöyle olmuştur:
Beşik t aş t a Vişnezade mahallelinde İpek sokağında 30 numaralı evde oturan Emine ismindeki kadıncağız vefat etmiştir.
Bu evin iç teşkilâtı müsaid olmadığı için, cenaze yıkanacak olan suyun kaynatdacağı kazan kapıma önüne konmuştur, altında ateş yakılmış, kazanda kaynamağa başlamıştır.
Bu sırada, o civarda
6 yaşlarındaki Bülend deki çocuk, kazanın yaklaşmış ve ısınmağa muştur.
Bu sıra da alttaki odunlarla da oynamağa başlayan Büiend, nihayet kazanın devrilmesine sebeb olmuşlar.
Kazandaki kaynar su çocuğun üzerine dökülmüş, ve hemen ber tarafı haşlanmıştır.
Faciayı görenler, derhal zabıtayı haberdar etmiştir. Yavrucukta bir otomobile konarak doğru Şişlideki etfal hastaha-neaine kaldırılmıştır.
Sıhhi vaziyeti ağırcadır.
oturan ismin-yanına koyuh
şiddrtlemdir-Ve öyle ol-
R.
İmtihan
Ekalliyet ve ecnebi mektepleri talebesi
Bütün ecnebi ve akalüyet mekteplerindeki bilumum talebe bir heyeti mümeyyize hu-rnrunda evvelâ mekteplerinde imtihan edilecekler, sonra diploma almak isteyenlerle, diğer resmî bir mektebe girmek isteyenler ayrıca gireceği Türk mektebinde ikinci defa imtihana tabi tutulacaklardır. Bilhassa diploma alacak talebe hem mektebinde hem hükümetin göstereceği bir mektepte imtihan edilecekler, her ikizindc-de muvaffak olanlara diploma verilecektir.
Numarataj
Şehirde bir ay içinde bitirilecek
Esrarengiz bir cinayet işlendi
Yakalanan katil cinayetin sebebini söylemiyor
Evvelki akşam Erenköyünde henüz mahiyeti anlaşılamayan bir cinayet olmuş ve bir adam hemen hemen sebepsiz yere aldığı bıçak yarasının tesiriyle Ölmüştür.
Öldürülen adam Erenköyde İmam Haildin evinde oturan II-gazlı Hüaeyindir. Hüseyin, 11-gazın ileri gelenlerindendir.
Hüseyin, akşam oturduğu eve dönerken dörtyol ağzına geldiği bir sırada önüne bir adam çıkmış ve bıçağını çektiği gibi, omuz başından birkaç yarinden yaralamıştır.
O civarda bulunarak vakayı görenler, derhal koşarak duran adamı yakalamışlar, ligazlı Hû-sejrini de ilk tedavisi yapılmak üzere eczahancyo götürmüşlerdir. Hüseyin, eczahanede tedavi edildiği sırada vefat etmiştir.
Katil olarak yakalanan adam, o civarda amelelik etmekte olau Abdullah oğlu Mebmeddir.
Mehmet, vakayı yapmadan evvel temizce giyinmiş ve cinayeti bu şekilde ika eylemiştir.
Katil, sorulan savallere doğru dürüst cevap vermemektedir. Cinayetin sebebi henüz anlaşılmış değildir.
Noel nasıl geçmiş?
Avrupadan da, Amcrikadan da gelen haberlere göre bu yılın Noeli hiç darlık çekilmeden kutlulanmış! Amerikada bu nu oyuncak, yiyecek ve çikolata satışının fırlamasından anlamışlar I
"Nevyork,, Amerikanın en belli başlı merkezi ise “Paris» de Avrupanın merkezi sayılır.
Oradan da gelen haberler noelin çok eğlenceli geçtiğini bildiriyor.
AvrupalIlarla Amerikalıların ,.j yortusunu neşe ve içinde geçirmelerini, biz memnuniyetle karşıhya-
Bisiklet
Memnu dersler veriliyormuş Noterdamdosyonda, ecnebi tarihi okutulduğu gibi bu mek-teb muallimlerinden bazılarının talebeye memnu olan bazı dersler’ hususî olarak evlerinde okuttuk'arı anlaş.İmiş, bu hususta tanzim edilen rapor Kültür Bakanlığına gönderilmiştir.
Numrataj faaliyeti devam etmektedir. iki memur sokakları birer birer dolaşmakta, ellerinde mevcud olan ve her sokağa aid bulunan krokilerlerle o sokaktaki binaların umumî vaziyetini karşılaştırmakta ve badehu kroki üzerinde binalara birer numara vermektedirler.
Bu muamele şehir dahilinde biray zarfında ikmal cdilecetir.
Gümrüğe alınacak memurlar
Gümrükler baş müdürlüğüne yeni alınacak memurlar için açılan müsabaka imtihanına girenlerin imtihan evraklarının tetkiki bitmiş tasdik için bakanlığa gönderilmiştir.
Kaçak tütün
tznikde Çakıra köyünde Haşan Ali isminde birinin evinde araştırma yapılarak bir mik-dar kaçak tütün ile sigara kâ-ğıdı yakalanmıştır.
Haşan Ali ihtisas mahkemesine verilmiştir.
Kumbara müsa’ i baka sının neticesi
Beşinci tutum v» yerli malı günü dolapsiyle ulnıal ökonoıni ve tutana kurumu tarafından tertlb adilen bankalardaki kumbara boşalıma va kumbara alma yarışınd» Türkiye Ziraat Bankasında kumbarası olupta muhtevaMnı yedi gün İçinde Bankaya yatıranlar arasın, da Kasımpaşa bacı Hûsrev mahallesi tabla köprü sokak No 35 Bay İbrahim, Kadıköy topçu alayı 45 inci bö.ük kumandanı Eay Hilro ve Taksim Şehit Bay Muhtar caddesinde Zaman apartman No. 10 Bay TriyaodafUidia ve yeniden kumbara alanlar arasında da Hekim ofla AU paşa çavuş hemen No. 32 Bay Kemal ve Zeyrek Tu-mûrhan mahallesi Pirimebmed P. sokak No. 14 Bay Fuat ve Mah-routpaşa Abit efendi han Ferbat-radelorden AH Avni kazanmışlar, dır.
Bu yarışlarda kazananlara At» Türk büstü verilmektedir. Kapananlar bu değerli hediyeyi görün-ce çok kıvanç duyuyorlarki bu mükâfat va bu kıvanç cidden ye-rindedir.
Avrupa milâdı Isa sevinç ancak biliriz.
Bizim asıl gözümüze çarpan nokta, bu dinî bayramın neş'eli ve eğlenceli geçmesi için halk tarafından birbirine gösterilen yardımdır.
Nevyorktan bildirildiğine göre oradaki belediye 200,000 fakir aile çocuğunu, oyuncaklar dağıtarak sevindirmiş, bandan başka 300 bin çuval kömür ve 614 bin kutu da et dağıtmıştır.
Nevyorkta halkın bayramı sevinç içinde geçirmesine yardım eden en mühim amillerden biri de bu yardımlardır.
Bayramda çocuğunun sevindiğini, ateşinin yandığını, tenceresinde et piştiğini gören bir ailenin neş’esi elbet yerine gelir. Oda şöyle bir gayrctçikle ihtiyaçlarının gerisini tekmille-yiverir ve kutlulamak istediği günü vo geceyi sevinç içinde geçirir.
Bayram gibi neşe ve sevinç içinde geçirilecek günlerde fakir çocukları hatı.-lamak, fakiı ailelere yardım etmek, hiç şüphe yok ki büyük bir fazilettir
Bu fazilet, millet fertleri arasındaki sevgiyi kuvvetlendirir, aileler araaındaki münasebetleri sağlamlaştırır, içtimai io-bil&lin önüne geçer.
Biz de bir bayrama girmek üzere olduğumuz için şu güzel örneği göz önünde bulundurursak çok iyi ederiz.
L.

Şerhler-
imtihanlara ay başında başlanacak
Bisiklete binenlerin imtihana tabi tutulmaları kararlaştınlouş bu hususta hazırlanan talimatname gazetelerle ilân edilmişti. Bisiklet kullananların imtihanlarına Kânunusani birden itibaren başlanılacaktır. Kira ile bisiklet verenlerden de beyanname alınmaya başlanılmıştır.
Sokakta bir ölüm
Uda akşam saat İS sıralarında Çeoberlitaşta Aptullahın meyhanesi onunda bir adam birdenbire fenalaşarak yere düfmüş vo Kenara etrafta bulunsa bir tediye ile eczaneye kaldırılmış ve derhal bir morfin yapılmış ise de meçhul adem vefat etmiştir.
Yapılan tahkikat oaticaaioda bu adamın Samatyada oturmakta olan Ynrgi olduğu] ve aektel ka'.bten öldüğü anlaşılmıştır.
Kitab okumak dimağı terbiye etmek için yetişmez. Okuduklarını düşünmek ve münakaşa etmek bunu temin eder.
Locke

İrtihal
SeUnlkli merhum Bay Akif ofla mOlya düyunu umumiye mOdür-Ivrinden Bay Ata hastalıktan kur. tulamıyarak vefat etmiştir. Cena-seei cuma günü on bir buçukta Kadıköy Onda Sakız ağacında, Şekerci Bakkal sokağında 21 No. la evinden kaldırılarak namazı kalındıktan sonra Sahrayı cediddekl alla kabristanına dafnoluaaeaktır.
Yeni muhafaza memurları
Yirmi gün evvel muhafaza baş müdürlüğünde yeni alınan memurlara mesleki dersler vermek üzere açılan kurslar dün nihayetlenmiş ve bu kurslara devam eden 35 yeni mnhafaza memuru kursları muvaffakiyetle bitirerek her biri mahalli memuriyetlerine gönderilmişlerdir.
I
Şerh ve izah:
Büyük filezof John Loc-kain “Edacation„ adını taşıyan eterinden naklettiğimiz bu tözü, filezofan kendili şu fekilde izah eder:
"Kitab okumak, bana kalırta, tetebbuun en etaslı şartı değildir. Kitab okurken okuduğumuza düşünür, muhakeme ve münakaşa edersek irfanımızı yükselt-miş oluruz. Okumak, basbayağı malzeme toplamaktır. Bu malzemenin içinde bir sürü i^e yaramtyaeak şeyler de vardır. Düşünmek
ve muhakeme etmek saye-tinde bunları ayırmak, elde kalanla temel atmak, temelin üzerine bir bina yükseltmek mümkündür. Hele kitaptan öğrenilen şeyleri münakaşa, kurulan binayı teftiş etmek, odalarının içinde dolaşmok; tenasübünü, parçalarının birbirine uygunluğuna temin etmek gibidir. Bilhassa fikirleri münakaşa, hakikatleri keşfedib dimağımızda yerleştirmek için her şeyden fazla yardım eder.
ZAMAN
Afyon kaçakçıları
Mareşal Jofer izimli Fransız vapuruna üç bavul içinde 60 kilo afyon sokmak üzere iken yakalaoan kaçakçı hpiro, Filip ve Koçonun muhakemelerine dün de 8 numaralı ihtisas mahkemesinde bakılmıştır.
Dünkü celsede de bir kaç şahid dinlenmiş ve emniyet dördüncü şube müdürü Bay Danişin da şahit olarak dinlen-meşine karar verilmiştir.
Lokantalarda musluklar
Bazı lokantalarda el yıkama muslukları ile içme suyu musluklarının birbirine yakın olduğu vo alelumum muslukların meydanda bulunduğu Belediyenin nazar dikkatini celbctmiş-tir. Belediye şubelere gönderdiği bir tamimde su muslukların ayrılmaları ve bütün muslukların etrafının camekfinla çevirilerek yemek salonundan ayrılmalarını bildirmiştir.
Bay Şükrü Kayanın tetkikleri
1 inci sahifeden devam
Dahiliye bakanı burada Vali ve belediye reisi Bay Mubiddin ile reis muavinleri ve intibah teftiş heyeti azası tarafından karşılanmıştır.
Bay Şükrü Kaya beGdiye riyaset odasında bir mûddsl istirahat eylemiş ve İstaofulvo vilâyet va baledir» işleri hakkında Bay Mu-hiddinle görü|mCıştÜr.
Bandan sonra Bay Şükrü Kaya ve Bay Muhittin üst kata çıkarak içtima halinde bulunan ve aynı zamanda intibah teftiş heyeti vazifesini görmekte olan daimi encümenin müzakerelerine ip-lirâk etmişdir.
Bu içlimads belediyenin yeni vtne bütçesiyle lıtanbuldan yeni sneb'us (intihabı işleri görüşülmüştür. Bu mayanda yeni bütçelinin • ehire daha mûfid bir halde tanzimi meselesiyle intihap işlerinin cereyan şekli de gösdeo geçirilmiştir.
Bundan başka Bay Şükrü Kaya belediyede memurların mesai tarzlarını de teftiş eylemiştir.

Sadakai Fıtır
İstanbul mâftulöfünden:
tnîyj İyi Son
13 11 10
W 16 0
HM 7S 65
312 260 0
Buğday Arpa Özüm Hurma
— ZAMAN —
Kânunuevel 27
Zaman Ansiklopedisi
Mançular
Karilerimizden biri yazıyor : •'Gazetelerin birıode tanınmış bir ilim ademımır öz dil üzerinde araştırmalar yapıyor. Bu araştırmalar sıralında muhtelif Türk lehçelerinden bahsederken Mançu lehçesinden ve Msnçulardaıı ds bahsediyor. Bu Mnıçular kimlerdir ? İzah etmenizi rica ederim.
Cevabımız
Mançular, halis Tungur soyun-darıdırlar. Şarki Asyada ikamet ederler. Boyları usun, endamları ince, gözleri dür. kafaları ortadır. Bunların, tarihten önceki devirler, de Kafkaıyadan muhaceret etmiş oldukları anlaşılıyor.
Mançular esas itibarlle Sungrai havzasında göçebe bir hayat sürerlerdi. Bugün tamamilr birleşmiş ve çiftçilikle meşgul olmağa başlamışlardır. Ekserisi, Lamaların dini üzeredirler. Bugünkü Mançu-rlnin onda biri balkı onlardan sayılıyor. Mançular, yakın zamana kadar Çinlilerin yaptıkları gibi
Günde bir Kitap
Tarihte Ankara
İstiklâl ve Bursa hatıratı Hayreddin Abidin
Muharriri
Elimize çoktanberi bu kader zevkle, bayır zevkle değil iftibsr «r gururla, istifade ile okuyacağı-mız bir kitab geçmemişti. Sahibi eser vaktiyle memuren Ankarada bulunduğu cihetle evvela Ankara-nm. ta mebdeinden başlıyarak istiklâl’ horbine kadar muhtasar, fakat çok esaslı tetkike müstenid ve mildellet bir tarih ni yazmıştır.
Bay (Âbidln) in tetkikatına nazaran (Ankara) Milâttan sekiz sur evvel (Frljya) kralı (Midas) tarafından tesis edilmiştir. Ankara ismi de yine bir (Frijya) kelimeıi olup l' a ıkri) İsınında uçları nıCıı-hant çizgiye verilen (Ankaj) kelimesinden alınmıştır. Çünkü (Ankara) nin mahalli vaziyeti böyle bir teşbihe müsait bir vaziyette imiş.
Ankaranın tarihi tesirini ve isminin sebebi vatını bu suretle anlattıktan sonra Bay (Abidin) Anka-ranın tarihte geçirdiği safahatı hep muhtasar ve fakat gayet mjvaız h bir surette anlatmakta, ezcümle meşhur (Timur) vakası hakkında tarihin verdiği bütün tafsilât, kuvvetli ve makul bir tahlil vs tenkit çeoberinden geçirildikten sonra o vakanın hakikati, Timurun yaptığı işler ve netayici çok gürel anlattırıl maktadır.
Timur vakasından sonra Anka-raoın geçirmiş olduğu belli, başlı bir vakada Mısırlı mahud (Mahmed Ali) nin oğlu İbrahim Anadoluyo gön’e iliiği vakit,(t rın ) n Konya da galebesini mûteakıb bir kol göndererek Ankarayı da işgal at-r i. olmstıdır.
kadınlarının ayaklarını büyümemesi için demir ayakkabı içinde tutmazlardı. Monçuların konuştukları dil, Altay grutundandır. Moğulca-ya benziyen bir çeki de yasılır.
1644 yılından 1912 ye kadar bütün Çine hakim olan İmprator-lar, bu Mançulardandılar. Bunlardan Kong-Hsl 1662 de Çin ülkelerinin hepsini filetti. Hu Mançu İmprator, “Çin„ in lı çbir devirde eşini göremediği büyük ve »ûksek bie hükümdardı. Daha sonra gelen Mançu İmpratorlan İçinde Çinin hududunu genişleten ve nufuzunu ilerletenler vardır.
Mançoların saltanatı devrinde Çin ziraatınde çok ilerledi. Onun için Çın ba kı mütemadiyen arttı.
I9J2 de Çinde Cumhuriyet rejiminin ilânı üzerine Mançu hanedanı düştü. Ancak Japonyanın Man-çurlye girmesi üzerine vaziyet değişti ve Mançuiarın Çinde impe-ratorluk eden en aocı hükümdarı Mançuri imparatoru i!ân olundu. ııasesoıaıaıaıaiBiıtMistaıaı»ıııışşos«nıı«ııii IMItiNMiı
Ondan sonra Ankara İstiklâl harbine kadar alelâde bir vilâyet merkezi olarak kalmıştır.
Kitabın en kıymetli ve zevkli okunan kısmı İstiklâl harbine ve istiklâl harbinde de Bursa cephesine ait hatırattır. Bu hatıratta Bursanm geçirmiş olduğu birçok vakalar anlattırılmsktadır, ki bunların bir haylisi şimdiye kadar bilinmemekte idi. Çok kuvvetli ve özlü bir milliyetçi vs bir vatan evladı olduğu, yazılarının her Satırındı, bazan her kelimesindeki iç-den gelen heyecan ve samimiyetinden anlaşılan sahibi eser, bu hatıratı yer yer, notlarla, mütalea-lorla o kadar canlı bir surette nakletmektedir, ki okurken İnsan cidden büyük bir zevk ve İstiklâl harbinin kahramanlıklarından dolap büyük bir gurur ve iftihar duymakladır.
Kitab, bu muazzez Türk vatanının ne büyük mefahiri olduğunu o mûtevazi Türkün sırasında ne şayanı hayret tccellüt göıtermek kabiliyetinde bulunduğunu, bir ayna gibi İrse ettiği cihetle herkes tarafından, bilhassa gençler tarzından behemehal okunmalıdır.İstiklâl harbinin tarihi, ancak böyle hususi I abraların vereceği özlil tafsilât ile tam ve esaslı olarak yazılabilir. O cihetle Bay ( Abidin ) in eserini bu noktsi nazardan da kiymetli bulduk.;
Sade, selis ve bilhassa mahvi-yetkârane bir ifade lir yazılmış olan bu güzel eseri karilerimize çok hararetle tavsiye ederiz.
Suhulet kitaphanesi tarafından neşredilmiş olub fişti 50 kuruştur.
POLİSTE
î
180 koyun dıvar ı| altında kaldı
Gece bir civar çökmesi olmuş, ve bu çökme 180 koyunun hayatına maîotmuştıır.
Karaağaçta oturan tüccardan İhsan Kemal Anadoluds.-ı gelen 460 koyunu yağmurdan muhafaza etmek üzere kendi isticarındaki ol rfepoıuna koymuştur.
Gece, yağım yağmurların tesiriyle deponun büyük divan çök-muş ve 460 koyundan 180 i taşlar altındu kalarak ölmüştür.
Parlak Fuadde ne bulundu ?
Kumkapıda parlak Fuadin üzerinde polisçe arama yapılmış ve 20 aantlgıram eroin bulunarak aadrre edilmişdir.
Denize düştü
Sirkeci rıhtımında bağlı bulıs-oan Borsa vapuru telsiz memuru Kâtım, evvelki gece muvazenesini kaybederek denize dUşıntiş ise de kurtarılmıştır.
Saati çalarken
Kadıköy.ü Nurullah isminde biri, dün Tavukpararından geçrken yankesici Ahmed, yanına yaklaşmış saatini aşırmakda iken cilrmö-meşut halinde tutulmuştur.
Kamalı sarhoş
Bcş'ktaşta oturan Hakkı isminde biri, son derece sarhoş olarak Beyoğlu caddesinden geçmekte iken polisler tarafından çevrilmiş ve üzerinde bir kama bulunarak müsadere edilmiştir, hakkında takibata başlan mıştır.
Bir esrar tekkesi
Zabıta Fatihte bir esrar tekkesi meydana çıkarmıştır.
Burası. Fatihte Kırkçeşmede "Amao, isminde birinin işgali altındaki barakadır. Bu barakaya gelerek, doldurdukları esrar nargilesini içen ço'ak Kadri ile şoför Hüsamettin cûrmü meşhud halinde tutulmuşlardır.
H:r iki esrarcı Emniyet müdürlüğü Kaçakçılık bürosuna teslim edilmişlerdir.
Haklarında tahkikat yapılmaktadır.

Petrol kaçakçıları
Saf petrolü ham petrol ile karıştırarak kaçakçılık yapan Yeşova Behar ve hak Rchar biraderlerin muhakemelerine dün 8 numaralı ihtisas mahkemesinde devam edilmiş ve geçen celsede şahid olarak dinlenen Ömeriu ifadesi şehndctlerinc lüzum kahveci Ali Osman ve Mehmed dinlenmiştir,
dan evvel istihbarat memurlarından Bay Cevdet dinlenmiş ve müteakiben de Kasım isminde diğer bir şahıs istima edilmiştir.
Celbedildikleri halde gelmi-yen şahitlerden Osman, Cemi), Raifin tekrar celplerine ve mahkemenin 15 ikinci Kânun tarihine bırakılmasına karar verilmiştir.
üzerine görülen kardeşi Bunlar-
Erzincan binaları
Şehir haritası ve inşaat plânı yok - Yenicami tamir edilecek
Ertîncanın tarihî abidrlorindtn biri olan Ytnicami 930 samrtnrte oukabtılan ztlıtltdrn kabboıl yıkıldıktan tonra
Erzincan (Hususi*) — Arzın kürreviyeti, uzaktan evvelâ geminin direkleri görülür diye nasıl isbata çalışırlarsa Erzin-canı da uzaklardan tanıyabilmek için evvla Yenicamiin çifte minareleri göze çarpar. Şehre yaklaşıtkça cami olanca heybetiyle göründüğü halde şehir binaları itibariylo insanlar da bir tesir bırakamaz. Çünkü burada binaların dörtte üçünün üzerleri toprak ve azami ikişer katlıdır. Ve biç bir plân da-hiliude inşa edilmemiştir. Şehrin ne bir haritası ve ne de inşaat için bir plânı mevcuttur. Hatta 933 senesinde intişar eden belediye yapı ve yollar kanunuda henüz mevki tatbika vaz alunamamış gibidir. Şehrin tarihî bir abidesi olan Yenica-midel bugün kargalara güvercinlere mesken olmuştur.
Bu cami, Hacı İzzet Paşanın memlekete hediye ettiği ve 36 bin madeni lira sarfile 1288 de inşasına başlattırıb 1305 tarihinde ikmal ettirebildiği ve irad olarak senevi 1300 lira getiren ,76 dükkânıda vakıf eylediği tarihi bir mabettir. Fakat seneler geçtikçe bakımsızlığı .[yüzünden kubbesinin kurşunlarını rüzgârlar ^atmış, açıkta kalan kubbenin üzerine yağan yağmur ve karlar sıvaları yumuşatmış, güneş de sıvaları çat'atarak kubbe taşlarını yekdiğerinden ayırmıştı.
Nihayet 930 kânunuevvelinin onuncu günü vukua gelen şiddetli bir hareketiarzla kubbe bir lahzada yıkılmış 23 metre irtifadan düşen taşlar camiin

döşemesini bile çökertmiştir.
Kubbenin tamiri için bîr keşif yapılmış ve 8-9 bin lira sar-fedilmesi lâzım geldiği anlaşılmıştır. Vaktiyle ufak kurşun tamirlerinin ihmal edilmesinden açılan bu büyük masrafın gerek camiin kendi varidatından ve gerek banisinin Sivas, Elâ-ziz, İstanbul ve Edirne de vakıfa teberru ettiği akaretin getirdiği varidat ile temini düşünülmektedir.
Kubbenin-tamirinden vazgeçilerek yeniden inşanda muhtemeldir. Bu suretle ErzincanlIlar hem büyük bir mabet ve hem tarihi bir abideyi kaybetmemiş olacaklardır.
saaaaaa.
4 Genç artiatle-4 rin «n sevimlisi
4 GUSTAV
4 FROEHLICH’İ 4 Büyük bir aşk ve teessür
J filmi olan
45/IV45 ŞARKİSİ
4 ( Aşk Tangosu )
4 Şaheserinde görecek ve alkışlı-4 yaraktınız. Kadın artistler : , OLCA TC H EK OY A M ARİN A 1 ANDERCAST
4 Fov Jurnsl'de: Diğer manıara-
4 lar arasında Paris dikişçiliğinin 4 en son icadları. Yerlerinizi et-4 »elden aldırınız Telefon: 41656
Bu akşam TÜRK sinemasında
Bir muhteşem film daha :
Güzeller güzeli: ANN SÖTHERN ve sanatkâr artist: EDMUND L O W E .
Eşi bulunmaz bir aşk ve musiki filminde
BIRAKIN SEVİŞELİM
Fransızca sözlü
Dillerde dolaşan un rdve â deax raisinin nağmelerini ve güftesini bu filmde öğreneceksiniz.
Yerlerinizi evvelden tutunuz. TeL 40690
Edirnede fırka işleri
Edirne 25 ( A. A.) — Şehirdeki fırka, ocak, kongreleri başlamıştır. Her akşam bir semtin kongresi toplanıyor. Kadınları fırkaya âza yazmak için kadınlardan -mürekkep porpa-ganda heyeti çalışmasına devam etmekte ve bir çok kadınlarımız fırka ocaklarına baş vurarak âza yazılmaktadırlar.
6IHHIIIIMIMI1lll|t|)Ş||||||||||||NI>4IIIIMl*INMIISIHII
Tavuk kolerası kalmadı
Tekirdağ (Hususi) — Vilâyetimiz içinde birbuçuk eydan-beri devam eden (Tavuk kolerası) sönmüş ve harice tavuk ihracatı başlamıştır.
İçel Malmüdürlüğü
Tekirdağ (Hususi) —Tekirdağ merkez malmüdürü Bay Ali terfian İçel merkez malmü-dürlüğiine tayin edilmiştir. Tekirdağ İskân Müdürlüğü
Tekirdağ (Hususi) — Vilâyetimiz iskân müdürlüğüne tayin edilen Bursa iskân müdürü bay Halid vazifesine başlamıştır.
Aymtapta kurtuluş bayramı Gaziayıntap ( 26A. A. ) — Kentimizin kurtuluş bayramı candan coşkunluklarla kutlu-landı. Sabahleyin Cumhuriyet Halk Fırkasında vali, kumandan vc askeri okullar ve binlerce halk toplanarak söylev söylendi ve şehitliğe gidilerek çelenkler konuldu. Gece yapılalı toplantıda kurtuluş ve savaşın tarihçesi tekrarlandı.
Konyada sürekli yağmurlar
Konya 24 (Hususi) — iki hafta evvel başlıyan yağmurlar hâlâ, devam etmektedir. Bu yüzden köylümüz sevinç içindedir. Bu sene kuraklık ol-mıyacağı ve k şın da hafif geçeceği tabmin olunmaktadır.
••MlBNMMIMŞMtaiMIRiaemvit •Miesısısıısııâsaaısssssı
Bu akşam ► t SİNEMASINDA k
— PEMBE KÖŞKÜN DEFİNESİ
- 78 —
(Seli) hâlâ kendisinin korkunç bir kâbus içinde bulunduğunu zaonet-metae. daha altı saat evvel şimdi kendisine işkence yapan bu İcadın ile ve Madam (Dovre) de beraber bulunduğu halde karşı karşıya yemek yediklerine inanamsmakta idi. Halbuki şimdi Madara (Dorre) salım, da boğularak bırakılmış, kendisi de meçlıol bîr »kibete doğru aürükle-•ib götürülmekte bulunmuştu.
Kendilinden Madam (Dovre) nin mücevherlerini nereye sakladığını da aoracaklardı. Bundan salonda İken balısatraişlsrdı. Fakat kendisi bu mücevherlerin yerini kati re u bilmiyordu. Şimdi ihtimal ki blrşey bûmsdiğlno Inanm’yacıklar ve eöy.
letinck için kini bilir kendirine no müthiş işkenceler yapacaklardı.
(Şali) bunları düşündükçe vflcu-dünü yeniden yeniye raşeter istilâ ediyordu.
Bundan başka ertesi sabahdan ( Eke) de clnayst öğrenilince bu doayetden kendili mesul addedilecek, ismi herkesin ağzına düşecek ve herkes kendirini telin edecek, bu kadar iyiliğini gördüğü velinimetini boğub soydğundan dolayı dünyanın an canavar insanı addolunscakdı.
Bu sırada otomobil birdenbire durdu: Dışanda I()k TA,d||
hem de bir takım seılsr iridiil-yordu.
|S«II> bir bayını uzatınca (Ver-temill İn birisiyle konuştuğunu gördü. Zavallı kız kendini göstermek İyin biraz eğilmek istedi, fakat (Adel) derhal elindeki k.-zrab ,iyesin i tehditkâraoe sallamağa bağladığından (Seli) korkub geri çekilmeğe mecbur oldu. Biraz sonra otomobil tekrar bereket etti, (Ade-I) İn de geniş bir nefes aldığı iyi. dildi. Artık en tehlikeli noktayı atlatmışlardı. Burası Isviçrayi Fran-sadan ayıran (Lakay) köprüsü İdi. Köprü geçilince laviçreye giriliyor, ondan sonra korku kalmıyordu.
Otomobil bizim biraz azaltmışta Bu suretle bir hayli gidildikten sonra uzaktan bir beygir ayak sesi (yitildi. Karyı taraftan bir payton arabası gelmekte idi. Otomobil paytonun hizasına gelince ber İkisi de durdular. ((Vertemil) derhal yere indi, gidib paytonun kapısını açtı, sonra otomobile dönerek ( Adel) e dedi, kİ:
— Haziranısınız ? Hemen paytona geçiniz!
Eu.-ıu soyİiyerek (Vertemil) otomzU.io Lapcsıuı arkasına ka
dar açdı. ( Adel) genç kızı tutub kaldırdı, ondan sonra diyarı itti. (Seli) nin kolları arkasına sıkı sıkı bağlı olduğu gibi (Adel) in korkusuodan da ağzını açacak hali yokdu. (Vertemil) kendisini kucağına alarak paytona götürdü ve İçeriye yerleytirdi.
Uzaktan (Cenevre), ışıklara ut s'.ağrak olduğu halde görünüyordu, Sağdo, soldada tek tük köşkler ve ışıklar görünüyordu. (Seli) bunları görünce yine ümide düştü, yine bağırmak arzusuna kapıldı. Fakat (Adel) elindeki yiye ite gözlerini okadar halnane kendi üzerine dikmiş idi, kİ yine sosisi çıkarmağa cesaret edemedi. Zaten bütün bu işler birkaç saniyeden fazla sürmemişti.
(Adel) de arabaya (Seli) nin yanına binerek kapıyı kapadı. Araba ağır ağır Cenevre yolunu tuttu. Otomobilde dönerek ( Eka ) İstikametinde olanca süratiyle hareket etti.
(Seli) otomobilin gsri gittiğini görünce biraz ferahladı. Çünkü •sai^i'n ajanı asal katil idi.
şimdi paytonun İçinde (Adel) ile yalnız kalmış bulunuyordu. Ayakları serbest idi, ağzı da tıkalı değildi. Ellerini de çözebilae arabanın kapısını açarak diyarı fırlamak kabil olabilirdi. (Adel) araba hareket eder etmez pencerenin perdelerini iedirmiş İdi.
(Seli) hiç hisaetdlrmsden ellerinin bağlarını çözebilmek için uğranmağa başladı. Bu işlere alışmış olduğu cihetle en ufak bir hareket bile etmeksiıin bileklerindeki ipleri gevşetmeğe çalışıyordu. Fakat (Adel) ipleri o kadar sıkmış, düğümleri o kadar iyi bağlamış idi-ki kızın gürültüsüz, hareketsiz bütün çalışmaları boşa gidiyordu, Maa-mafib (Seli) nin bütün ihtiyatına rağmen (Adel) bunun farkına varmış olacak İdi, ki bırdenbireı
— Küçük Matmazel, rahat durmağa bak I
ihtarında bulundu.
Araba yavaş yavaş yoluna de-vsm ediyordu. (Adel) ara sıra perdeyi kaldırıp dışarı bakıyor, der-ha! perdeyi yine indirip içeri çe
kiliyordu. Yolda gelen geçenler azdı.
Lâmbaların hizasına geldikçe (Seli) beyaz perdelerin üzerinde yoldan geçenlerin gölgelerini görüyordu. Bir iki defa polis memurlarının gölgesi de perdeya aksetti. (Seli) hsğıracak oldu, fakat (Adel) elinde şişe, müthiş gözleriyle ken-dleine öyle tehdid amlz surette bakmakta idi, kl yine sesini çıkar-mağa cesaret edemedi.
Biraz sonra (Adel) dedi, ki:
— Biz biraz sonra bir evin ö-nünde duracağır. Araba durur durmaz evin kapısı açılacaktır. Sis evveli arabadan inib beni bckli-yeceksiniz. Ben de iner inmez, sis hemen kaldırımı bızle geçerek ve bir tarafa bakmıyarak açık kapıdan İçeri gireceksiniz. Sakın bağırayım , ses çıkarayım demeyin. Unutmayın, ki elimde şişe ben de aiziıı arkanızdan geleceğim.
Bu sözlerden boş on dakika sonra araba küçük bir sokağa saptı.
Devamı var
KtiMncvol 27
-ZAMAN —
5

i W


Oyuıı
Saatin suçu
Düğme kimde oyunu
Bu oyun kıy oyunudur. Evde bir mata bayında oynanır. Oyun için bir küçük düğme ister. Bir düğme ile bir kaç arkadaş buldunuzuıu iş tamamdır. Şimdi oyunu tarif edelim.
Dört, beş veya daha faıla arkadaş bir masanın etrafına diziliyorlar. İçlerinden birini (ebe) olur. Ebe olan ayakta durur. Diğer oyuncular malanın etrafına otururlar. Ellerim masanın altına sokarak düğmeyi birbirlerine verirler. Düğme böylece elden ele gezer. Ebe düğmenin kimde olduğunu anlamaması için oyuncular düğmenin nereye gittiğini ve kimde olduğunu belli etmemelidirler.
Düğme masanın altında bir müddet elden ele dolaştıktan sonra herkes yumrukları kapalı olduğu halde ellerini masanın üzerine koyar. Şimdi ebeye düğme kimde diye sorulur. Ebe düğmenin kimde olduğun zannediyorsa onu gösterir. Ebenin gösterdiği oyuncu derhal elini açar. Düğme onda çıkar ise ebe kurtulur ve onun yerine oturur. Elinde düğme bulunan oyuncu (ebe) olur. Ebe düğmeyi bulamaz ise, oyuncular ellerini masanın altına koyarak düğmeyi elden ele vermeğe baş* lorlar. İşte oyun böylece devam edip gider.
Büyük adamlar
“ Bethofen „
Dünyanın her ısrsfıada tanınmış büyük bir simin müziks-bsıtecisidir.
(Fidelio) vs daha bir çok meş-
hur nfiziks parçalarının sahibi olsn bu adam bayatını bin bir ih-liys çve yoksulluk İçinde geçirmiştir. Ihtiysrbgında sağır Mmsk felâketle» de uğramıştır. (1770) senesinde (Boa) şehrinde doğmuş (50) yaşında iken (1827) »ecelinde ölmüştür.
Ateş kendinden kesilmiş
Harbio en kızgın bir anında çavuş:
— Yüzbaşı fişenk kalmadı.
— Hiç mi kalmadı ?
— Hiç kalmadı efendim. Yüzbaşı dalgın :
— O halde ateşi kesin dedi.
Üç demezse havada mı kalacaklar
Bir tatil günü çocuklar sokak araaısdaki büyük arsada askerlik oyunu oynıyorlardı. Hepsinin tahta tüfekleri vardı. Küçük Yılmaz sabit olmuştu. Tahta kılıcı elinde o doğu halde sert bir şada ile şu kumandayı verdi:
— Dikkat Ben (bir) deyince hasır olunur, (iki) deyince havaya sıçrayınız, (üç) deyine» yere düşünür.
I I
Çocuklara faydalı bilgiler
v memvrv yjnı vezneo’Jrmın eHnolen Şimdiye btrâ Zo.OOO
r '( X 5 tır-
yer de^ŞCrr-»^ -S. %
o/rfn Uz pjrÇjj,.\ ■> J''k
«ı>
vv yo w x. Güle n____üâP’
(Mn/w/(»-vk»irlq.K Ameri, ol a . * z-rt hm* hırt» -
• /
; Çrn Kânun-’ ; lârı Şânff. ,hây jaflUKta-
' rın (iâ K ol Ko. gezmedi î-.yjsuK etmıftrr.
Aon» yan» erkenden Kalkacağım, fakat son Galipte uyandırma Hem söyleme babama..

• •
Birde açtım güzümü Tutmamışım sdıümü; Göklerdeki güneşe Bakıb şaştım bu iş»
Karşımda annem, babam Başım ucunda ablam Gülüşüyorlar bana Saat yaklaşmış ons..
Küçük Hikâye
Ayak izi
Yıldız dokuz yaşında bir ilkmekteb talebesi idi. Sınıfın her zaman birincisi olan küçük kızı muallimle-
ri, babası ve annesi çok severlerdi. Yıldız bu »ene üçüncü sınıfa gidiyordu. Kış geldiğinden küçük kız uzun geceleri kitapları dersleri ile büyük zevk içinde geçiriyordu. Bir akşam babası ile annesi bir ahbaba davetli idiler, 5okağa çıkmadan evvel babası kızını kucakladı. Tatlı bir sesle:
— Yavruıu biz annen ile bir ahbabımıza gidiyoruz. Sen halan ile evde kalacaksın. Derslerine çalıştıktan sonra yat. Biz biraz geç geleceğiz, dedi.
Onlar gittikten ihtiyar ve sağır bir halasıda sıcak sobanın uyuklamağa başlamıştı, kadın yarım saat sonra uykuya dayanamayarak Yıldıza :
— Kızım ben yatıyorum. Sen derslerine çalış dedi ve yatmağa gitti.
Halası yattıktan sonra Yıldız bir saat kadar daha dersleri ile meşgul oldu. Artık kendisinin de uykusu gelmiş olduğundan odasına çıkarak yatağına uzandı ve uyudu.
Uyuyalı henüz yarım saat olmamıştı ki koridor da duyduğu hafif bir kürültü üzerine gözlerini açtı. Dışarıda pıtırtı yavaş yavaş yürüyen bir ayak sesine benziyordu. Kendi kendine:
— Acaba halam mı ? Diye düşündü. Yatağın içinde doğrularak daha dikkatli dinlememeğe başladı. Tam bu esnada yattığı odanın kapısı yavaş yavaş açıldı. Kızın bir anda aklına fana şeyler geldi. Halası olsa idi, seslenmeden kapıyı açmazdı. Demek bu gelen başka birisi idî. Korkudan sap sarı oldu. Nefes almadan gözlerini açarak kapıya doğru bakmağa başladı. Bu esnada odadan içeri tanınmamak için yüzü bir mendil ile sarılmış ve
kolunun altında büyük bir tor- | ba bulunan bir adam girdi. Yıldız bu yabancı adamı görünce korkusundan avazı çıkdığı kadar.
— Htrsız var, imdad.
Diye haykırmağa başladı. Hırsız evde de bir adam bulunduğunu bilmediğinden Yıldızın bu feryadı üzerine çok şaşırdı. Korkusundan bütün hıziylc pencereye doğru koştu, camı açarak bahçeye atlayarak kaçtı.
Ertesi sabah erkenden polisler köşge gelerek tahkikata başladılar. Hırsız birçok gümüş çatal' kaşık ve bazı kıymetli şeyler çalmıştı. Polisin bütün araştırması boşa çıktı. Hırsız bulunamadı.
Gece çok korkmuş olan
"Yıldızın gizleri adamın kunduralarına ilifti.,,.
Yıldız adet* hasla gibi idi. O gün mektebe gitmedi. Bütün gününü odasında istirahat ile geçirdi. Bir aralık temiz hava almak için camı açtı. Gece hırsız bu pencereden atladığından yerdeki karlar üzerinde ayak izleri pek aşikâr belli oluyordu. Yıld'z bu izlere biraz daha dikkatli bakınca hırsızın sağ ayakkabısının topuğunda tohaf bir yama öldüğünü gördü I.
Aradan üç gün geçmiş her Işey unutulmuştu. Babasıda çalınan eşyanın bulunacağından ümüdini kesmişti. Bir akşam Yıldız iki larkadaşile mektepten eve dönüyordu. Sağ taraf-
Bilmece — 1
Küçük (Çetin) ve arkadaşları tatilde yakındaki ormanda bir kamp kurmuşlardı. Bir aabah erken kalkan Çetin çay pişirmek için ateş yaktı. Fakat arkadaşları meydanda yoktu. Çadırın dnünde oturarak saklanan arkadaşlarımı beklemeğe başladı. Nereye saklandıklarını merak ediyordu. Çetinin saklanmış sekiz arkadaşını siz de arayınız.
Bu bilmeceyi kesip saklayınız. Bundan sonraki haftalarda aırasiyle çıkacak üç bilmeceyi de kesin dördünü bir zarf içine koyarak İdaremize gönderiniz. Doğru halledenler» derecelerine göre muhtelif hediyeler vereceğiz.
arayıtuz.
haftalarda «ırariyl» _ koyarak İdaremize muhtelif hediyeler
• •
Suçum yok bunda benim Dogruıunu aöyliyeyim : Saat bir deli gibi Ko|lurn>eş akrebini..
_____________________M. Sefçu) Ne talisiz hayvanlarını iki çocuk konuşuyordu.
— Sen "gûvc„ bilir misin-
— Hani şu kumaştan yiye böceği değil mi?
— Evet, işte bunlar düny nın en talisiz hayvanlarıdır.
— Neden ?
— Üyle ya yazı kürkler, k şı da mayolar, ince ipeklilı içinde geçirirler,
— Nasıl.
— Nasıl olacak yaz vak herkes sıcaktan kürkleri dolı ba asar zavallılar bunlar içil de terlerler. Kış vakti işe mı yolar ile ipekliler dolaba gire Hayvancıklar bu seferde inet cik şeyler içinde titrerler.
Bu nasıl cevab ? 1
Küçük Demir Londrada yeni gelen arkadaşına sordu.
— İngilizceyi ilerle/^-bari ?
— Çok ilerlettim. Bir evvel İngiltereye ilk git?* zamanlar okadar fena ko şuyordum ki Londralıların söylediklerini anlamıyordum ha buki şimdi okadar iyi konu.jı yorumki İngilizler söyledikler, mi anlamıyorlar t
— ?...
, yüksekçe bir dağ vardı. Tam bu dağın dibinden geçerlerken, kızağa binmiş bir adamın tepeden aşağı bir kurşun gibi kaydığını gördüler. Bunu gören Çetin :
— Bu adam yaman bir sporcu olacak, bakın ne hızlı geliyor, dedi.
Kayan adam tam aşağı nice kızak karlar altında kalarak görünmiyen bir ağaç kütüğüne çarptı. Havada taklak atarak yuvarlandı. Kızak bir tarafa fırlamış, binicide tepe aşağı kara saplandığından ayakları havada kalmıştı. Çocuklar zavallı sporcuya acıdılar, diz bağırdı:
— Haydi arkadaşlar duna koşalım.
Bir hamlede sporcunun nına geldiler. Bu esnada
dizin gözleri ayakları yukarıda olan adamın kunduralarının altına ilişti. Kar üzerinde gördüğü izler bu ayakkabıların idi. Arkadaşlarına :
— Siz bu adamı kaçırmayın. Dedi. Koşarak bir polis ça-
Yık
yar-
y«-yıl-

Çiviyi mi çakıyor, arkadaşını mı?
Yılma ı — Vurdum 2
Çetin — Vurdum
girdi. Karakolda hırsız kabahatini söyledi. Polisin araştırması neticesinde çalınan eş- | ("aTmışU
yalarda hırsızın evinde bulun-
Yılmar — ö«a de vurdum!
*sıeıp**a*«ı»ıatt»ırwv»»»sts«»a»s»»»»ssı»»tss»sıs« du. Yıldız dikkat ve zek sayesinde hırsızı bulmuş bal sının kıymetli eşyalarını da k
Faruk Tahtaba)
YA
Z
4
6
Kâounucvel 27
^}Z a b I at ı m'da^:

Bugünkü siyasî anlaşmalar
jNeler gördüm.
Neierr
geçirdim?.
Harb olursa kimler muahedeleri dinliyecek?
[ Madam “Lüpesko„nun maceraları ]
Yazan: Barba Jonesko No. 22
İsmi dünya gazetelerine senelerce sermaye olan Romanyalı meşhur kadının aşk maceraları
Meşhur bir Yunanlı dolandı rıcıyı nasıl tevkif ettim ?
Türkiyenin vayiyeti — Romanya ve Yugoslavya hükümetleri Almanya tarafına mı geçecekler?
Gazetelerin anlatışına göre Karol Lozanda bulunduğu sırada Prenses Helen ile karşd.işmiş, o zaman Kral Kostantio ila Kraliçe Sofi bir sürgünlük devresi geçiriyorlardı. Gazeteler, Karo! ile Helen’in daha o zamandan nişanlanmış »anılacaklarını ileriye sürüyorlardı.
Karoidn Lozanda menfi Kral Kostantini ziyaret ettiği bir bakikatti. Kendisile âilesinin o sırada uğradığı felâket, onu çok müteessir etmişti. Bilhassa Karolun. Kraliçe Sofiye karşı çok derin hürmeti vardı.
Karol, Atinıda fevkalâde bir şekilde karşılandı. Bütün şehir donanmıştı. Bütün Atina halkı ayakta idi.
Bu güzel kabulün, bu hararetli ve heyecanlı tezahürlerin Karol üzarinda tesir yapmadığını söylemek yanlış olur. Bilâkis bu güzel, bu parlak kabul, Karolu son derece mütehassis etmişti. Belki bu kabul, onun aylarda nberi gün yüzü görmi-yen kalbine sıcaklık verdi va maneviyetini yükseltti.
Karol, tam bu tesir altında iken onun şerefine verilen bir baloda Prenses Helen ile tekrar karşılaştı.
Manzara muhteşemdi!
Musiki, güzellik, zenginlik hep bir araya gelmişti Her şey, Yunanistanın altın devrini hatırlatıyordu.
Bütün bunlar, Karolun hayat ufkunda yep yeni bir alem açtı!
Karol bütün gün alkışlanmış, bütün gün en parlak tezahürler içinde yaşamış, ve bütün bunlar onun içindeki şüpheleri eritmiş, bütün budar onu sıcak kalpli dostluklarla, âlica-nab hislerle çalkanan bir muhite kavuşturmuştur.
Derken bu muhite bir Prenses te girdi vc Karolu dile, gözlerde, gülümseyen dudak-larile seİâralâdt.
Prenses Helendi bu !
Çok geçmeden dostluk başladı. Fakat iki taraf, ilk bakışta birbirlerini sevmemişlerdi. Karolun kendisi bana vaziyeti şöyleca anlattı:
— Helen, iyi bir kadın olarak gözüme çarptı! Karol, onu güzel bir kadın da sayıyordu.
Prens Helenin güzel olduğu hiç şüphe götürmez, hem güzelliği şahane idi. Çizgi ve tenasüb güzelliği. Helen, klâsik Yunan güzelliğinin bir numunesi sa yılır.
(Devamı var)
Zamanın takvimi
“ Bununla beraber çok ve çok Dzücü olan mazi, hayatın yeni mihnetleri karşısında bize elbet kuvvet verecektir.
e
♦ ♦
Karolun, Yunanlı Prenses Helen ile münasebetlerini anlatmağa başlamadan evvel, maruz kaldığı ailevi tacirlerden bahsetmek isterim. Bu ailevî tesirler onun Zizi ile te-is ettiği yuvayı yıktı, fakat bu tesirler bu kadarla kalmadı. Karolun valdesi, bunları ihmal etmiyordu. Çünkü Kraliçe Mari, muhteşem bir düğün yapmayı kurmuştu.
Bütün emeli, büyük oğlunun bir Prense» ile resmeo evlenmesi, bu suretle hanedanın teselsül ve devam etmesi, devletin bundan yararlık görmesi idL
Kraliço Mari, siyasi bir deha idi. Bunu bir kimse inkâr edemez. Kendisi İngiliz sarayının bütün ananelerine vakif olduktan başka avrupa siyasetinin bütün tafsilâtını biliyordu.
Karol ilk karısından ayrıldığına göre Kraliço oğluna bir zevce aramağa başladı. Tabii bu zevce bir Prenses olacaktı.
Kıraliçe, bu işi başarmak için bir siirü müzakerele girişmiş, bu müzakereler™ sırasında bir sürü prensesler gözden geçirilmiş, fakat bunlar kabule değer görülmemişti, Kraliçeye göre bütün Avrupa prensesleri içinde oğlilc evlenmeğe en çok lâyık olanı. Yunanlı prenses Helendi.
Zaten Romen hanedanı ile Yunan hanedanı bağlanmak üzere idi. Çünkü Karolun ablası prenses Elızabet, Yunan prensi Corç ile evlenmek üzere idi. Prenses Helen ise, Corcun kızkardeşi idi.
Kraliçe bu iki izdivacı tasarlamış, hazırlamış, Yunan siyasileri ile Romen siyasileri bu izdivacı memnuniyetle karşılamışlardı. Yunan hanedanı tarafından hiçbir itiraz vukubul-madL Çünkü bu hanedan harpten önce de, harp sırasında da mühim sarsıntılara uğramıştı.
Onun için Atiuada iki şahane nikâhın birden kıyılması; kraliçeliğin istikbalini şüphe ile karşılayan Yunanlıları sevindirir ve şüphelerini bastırırdı.
Romanya tarafına gelince, oda bu evlenmeden bir hayli istifadeler temin edebilirdi. Onun için Romanya kabinesi bu izdivacı tasvib etti vc kral Fcrdinand, Kraliçenin tekliflerini kabul etti.
Bu suretle Kraliçe Marinin siyasî teşebbüsleri büyük bir muvaffakiyet kazanmıştı.
Yalnız bu muvaffakiyetin tamamlanmasına karşı gelen bir tek amil vardı. O da Ka-roldu.
Karolu arayıp soran yoktu.
Zizinir. Parisc gitmesinden-beri Karo) şüphe içinde yürüyordu. Fakat Kraliçe oğlunu herkesten iyi tanıyordu. Onun hislerine güvenebileceğine ka-nidi.
Onun için Kraliçe hemen harekete geçti.
Bunun neticesi olarak Karol için Atina d* resmî bir kabul hazırlandı. Bütün propaganda vasıtalarından istifade edildi. Siyasiler, Rotnanyadan son derece samimi bir surette bahseden nutuklar söylediler. Gazeteler Karol hakkında bir çok makaleler yazdılar ve onon Prenses Heleni tanıdığından bahsettiler.
bu işte menfaatini akai iatikonıet-le bulmaktadır.
Bulgaristan ve Rusyanın vaziyetleri nedir ?
2 — Balkan antlaşman ile Şark antlaşma», Buljarlalio ve Ruıyn-nın bitaraflıklarını da ancak muvakkat bir raman için emniyet altına almaktadır. Japon genişleyişi durur durma», yohod Bu'ga-rlatanın ökonoml şeraiti aağlamla-şır aaglamlaşmaı, bu nıerolekatlr-rin Baaarabyn ve Dobriça için olan »»tekleri yeniden doğacaktır.
Bu durum, en geç olarak, ^yeni bir Amıpa «ağında meydana çıkacak ve bu iki memleketi, Fraa-sanın bugOııkO menfaatlerine karşı yürütecektir. O zaman, bugünkü antlaşma veya mııahednter. umumî harbin bidayetinde ittifakı mûıelleain Romanya ve Italyaya aid bükümleri gibi kalacaktır.
Almanyanın müttefiki?
5 — Almanya ile LabiaUıı aracındaki roüaaadekarlık muahırdcai müddetinin bitmeli üzerine Berlin ile Motkova arasında bir uzlaşma muhakkak gibi görülmektedir.
4 — Almanyanın menfaati, merkezi Avrupadoki vazıyetlerin karışık girift kalmanodadır. Romanya ve Yugoslavya-
da Alman taraftarlığı
5 — Romanyanm dahili aiyazet durumu ile Yugoılavyanın birici aiyaıet durumu, bu iki devletin daba uzun bir müddet sözde bile ol»» Franıanıa müttefiki olarak kalamıyacaklarıoı göstermektedir.
Romanyada yalnız bir fırka. Liberal fırkan, Fransız dostluğuna mütemayildir, halbuki milli köylü fırkaaiyle ehemmiyeti gittikçe fazlalaşmakta olan demir muhafız teşkilâtı Alman taraftarıdır. Romanyada muhtemel olarak telâkki olunabilecek yakın bir rejim de-ğijmesi, Paris ite Bükreş aralındaki münasebetleri cezri ınrette değiştirmekten hali kalmıyacaktır.
D.ğer taraftan Yugoslavya, Kra. Alekıandrın «jümündon evvelki devrede aşağı yukarı raamen Alman taraftarı bir siyaset takibat-mrkta idi. YugoslavyalI gazetecilerin Berlin ziyaretleri ve Alman gazetecilerinin bu ziyareti iade etmeleri buna bir misaldir. Belgrad gazetelerinde Almanya lebine tezler gittikçe fazlalaşmaktadır. Yugoslavya ile Almanyanın, Heba-bourgların tahta dönmelerine mani olmak için çok çabuk bir surette uyuşabdmelerl do bu noktadan insanı düşündürecek alâmetlerdendir. H
Macarca "La Nouvella Revue de Hongrie. mecmuası Merkezi Avrupa vaziyeti hakkında neşrettiği b.r makalede Balkan antlaş, mazı hakkında şunları yazmaktadır!
"Kont Bethleo. Balkan antlaşmasının hakiki değerini, nazarı dikkati çekecek bir tarzda şöy-leee meydana koymuştu :
Balkan antlaşması, küçük itilâf için bir askeri kuvvet fazlalaşması teşkil etmez. Bu antlaşma, ancak. Yugoslavya ve Romanya-yı, başka taraftarda uğraşırken, Bulgaristan ve Arnavutluk tarafından gelecek muhtemel bir hücuma karşı korumakdır. Küçük Bulgaristan ve Arnavutluk, böyle bir durumda, Yunanistan ve Türkiyenin işe karışmazından korkacaklardır. Fakat ne Yugoslavya no de Romsnya, üçüncü bir memlekete karşı Balkan antlaşması dolnyısiylo Türkiyenin ve Yunaoia-tanın faal bir askeri müdahalesine güvenemezler.
Fransız bloku için bu antlaşmanın bJtün değeri şudur ki bir Fransız—Alman harbi halinde bu antlaşma Yugoslavya] vc Roman-yaya, Fransaya yardım için, hareket serbestliği vermektedir.
Fransız — Alman harbi olursa ?
Bu suretle Balkan antlaşması Romanya ve Yugoslavya ya hareket serbestliği veriyor, fakat ayni zamanda acaba bu hareketi garanti ediyor mu ?
Bir Fransız—Alman anlnşama-mazlığı, yeni Macar vc Avusturya topraklarını zabtetmek İhtimalini göstermediği takdirde, «caba küçük itilâfı bu işe karışmaya ıû-rükliyecek mi?
1 — Fransa, doğu Avrupa» daki ittifak ağını hassaten An»-ebluss, bir Almanya - Avusturya birleşmesine karşı kurmuştur. Halbuki, Aoschluss, ne Romanya-nıo nede Yugoslavyanın menfaatlerine karşıdır. Bıı, yalnız Macaristan ve Avustaryanın menfaatlerine karşıdır. Fakat bu son İlci memleket, bugünkü infirad vaziyetlerinde, ne bu tehlikenin önüne geçebilirler, nede küçük itilâfın muhalefetine rağmen ikilik bağlarıyla tahtı emniyette bulunan, krallığı yeniden tesis edebilirler.
Bu suretle, Anscblusa bakımından, Macariatanın menfaatleri Fransanın menfaatleri ile beraberdir, halbuki Küçük İtilâf bıı işle alâkadar görünmekte vo hatta
irarinin derdestinden haberi olmıyan Bay Murad kaşlarını çattı: kaydını sildik, dedi...
3 —
ediniz. Eğer bu defa da kaçarsa kendinizi kurtaramarmoız. diyerek merkumu nöbet odasındaki polislere teslim edib merkez memurunun odasına girdim.
Firarinin derdest edilememesinden mûtevellid hiddeti henüz eksilmemiş olan merkez memuru Bay Murad beni karşısında görünce kaşlarını çatarak hiddetle masasından •yağa kalktı. Sert bir lisenle :
— İki gündür nerede idin?
— Efendim firariyi yakalamağa gittim.
— Kimden iıio aldın? Sen kaç günlük polissin? Kimasya malûmat vermeden ve izin almadan vazifeni nasıl terlettin? Yalnız arkadaşın Bay Sabrlye birisinden alacağının tabiili için gittiğini söyliyerek ayrılmışsın bir daba da vazifene avdet etmedin bv nasıl iştir?
Emri vicdanımdan aldım
— Ben irui vicdanımdan aldım. Çünkü ben de bu mıırkerin polisi bulunuyordum. Merkezimizde bir firar vak'ası oldu. Brn do bu merkezin bir ferdi itibariyle merkezimizin felâketinde de, saadetinde de müşterek değil miyim ? Öç günlük polis olduğum için bana ehemmiyet verilmedi. Bütiln arkadaşlarım firarinin derdestine gönderildi. Bana bu huıu.ta bir vazife verilmediği gibi bana ehemmiyet affedilmemeli de izzeti nefsimi rencldo etti, gururumu kırdı. Halbuki derdestine gidenlerin hiçbirisi firariyi tanımıyorlardı. Merkezde firariyi ra çok ben tanıyordum.
Keoiriyla burada tam alb saat kadar konuşmuş vn bütün eşkâlini hıfzetmiştim. Bu adamın| takib ve derdesti için aizdvn izin İstersem bana izin vermiyecektiniz. Üç günlük memur ne bilir ve ne yapabilir diyecektiniz. Bea ise arkadaşımı kandırarak nöbetim bitmeden yarım naat evvel firariyi derdeste gitdim.
— Arlık çok Uf istemez. Senin vazifen nihayet bulmuştur. Dört günlük bir polisin amirlerine ma. lûmat vermeden merkezden savu-şub gitmesi kaydıuıo terkinin, icabettirir. Nizamname mucibine, b z de senin terkini kaydın için müdüriyete yazdık, haydi çık dışa...
—Üç günlük bir polisin, bulunduğu merkezinin yüzünz ağartma,ı-oın mükafatı burnu dur ? Ben iki gündür firarinin derdesti uğrunda birçok pareler oorfettiğim gib( bir çok da tehlikeler geçirdim. 0«-rimde on param kalmadı. Dah-s gözüme de uyku girmemiştir. Bu uğurda pek çok para sarfettiğim için firariyi getirdiğim arabanın da parasını verecek halde değilim. Lütfen aşağıda bckllyen arabac-nın parasını, firarinin dardestinde bana pekçok yardımı dokunan sandalcıya vadettiğim mükâfatı verinizde, zararı yok, bu uğurda kc-•emden aarfettiğim paralarda feda olsun. Yalnız buradan çıkarken yüzümün skiyle çıkayım.
Dedim. Bay Muradın firariyi derdestimden haberi olmadığı gibi beni de evvel* pek biddetli karşıladığından firariyi derdest ettiğimi söyllyecek vakit bırakmamıştı. Firariyi derdest vderek getirdiğimi arabanın ücretini ve sandalcının bahşişini isteyişim halikındaki son sözlerim, Bay Muradı, o sert adamı, birden bire yumuşatmıştı. Daha munis bir avale:
Firariyi yakaladım
— Sen firariyi tuttun ve merkeze rai getirdin?
— Evet Buradan ayrıldığım dakikadan beri firarinin peşinde idim. Bir dakika Iziai kaybetmeden tahkik vc takib ettim. Ancak şimdi derdestine muvaffak olarak buraya getirdim. Odanıza gelmekten maksadım da satirlinize bunu arzetmekti. Fakat bana söz söyletmeden kaydımın terkininden bahsettiniz. Firarı buradadır. Nöbet odasına teslim ettim. Emrederseniz getireyim.
Devam t var
beni görünce
- Nerede idin ? Senin
i Al şunları da bizi bırak I yerek İngiliz şilinleri dolu bir p 'ee çıkardı. Bir eliyle bizim aan-• la sarılmış, bir aliyle de para I ısealni elime sıkıştırmağa çalışı-L ırdu, Hüseyinio, Vasilin elinden t neyi almaslylo Vasilin kofasına [ rmosı bir oldu. Bir yumruk da I asilin göğsüne vurunca Varil ke-' ile birlikte sandalının içi no yıldı. Yunanlı şaşırmış kalmıştı.
- İşeyin onu yalnız bir eliyle tut-, ış vuruyordu.
■Cuııçet/ı hrrif bu mu ?
Hemen Yunanlının bir iple el--ini bağlamasını söyledim. Hûıc-l|* ba İŞİ iki dakikada bitirdi vc nada şu sözleri söyledi:
—Kuvvetli, cesur dediğin bu kel ı rlf mi idi ? Ben de büyük ve vvetii bir adamla oğroşacağunı jınedlyordum. Bunu bizim on ya-' idakl uşaklarımız bile bağlar. [ i Biz de muvaffakiyetle netlcele-u bu işteo sonra salona doğru taseğe başladık. Vasilin kayığını I I bizim sandala bağlıyarak onun fa vaitleri, yalvarmaları arasın-L, solona geldik.
, (Artık ben deki sevinç, neş’e ve kuru görmeli. Muvaffakiyetin »diği tesir ile dört günlük poli-I hissedeceği gururu elbette mub-(em okuyucularım da takdir eder ) bunu çok görmezler.
t Salona gelince polisler bizi hay-’ İla karşıladılar. Ben iskeleye çı-İşca Beyoğlu polis merkezi mü-ttebatından 1187 numaralı polis ,‘muru olduğumu ve sandalda
. tulunan şahsın de mtrkez-eden dolandırıcı bir Yu-
. jduğunu söyledim. Memur-••’ardımiyle merkumu sandil-'•^cardık. Vasili do merkeze ** ettim. Varil hakkında da \ot verdikten soor» sandalcı yine bir mecidiye vererek nu-aıı»ı aldım. Yarın mükâfatını zat getireceğimi de söyliyerek iz .merkez komiserine vaziyeti h ettiklro sonra refakatime bir mİ polis alıb bir arabaya bine» ( Galatasaray polis merkezine ımeaini arabacıya emrettim.
; Şimdi araba içinde kendimi İ İrlok Holmaı) gibi görüyordum.
I O an İçin kendimde büyük b.r »ur hissettim.
Deniz merkezinde polis olduğu, söylediğim uoıo benden bü-;'et varakası sormuş obalaıdı ne ;ab verecektim ? Öyleya. tize-ide polis olduğumu dair hiçbir lika olmadığı gibi o zaman tu. ' *ri memurlarının kullandıkları pirinç üzerine "taharri mrmuru, rkası da yoktu bundan başke tobaooam, nede belkayı;ım br.-i I potla, olduğuma delâlet edecek ‘ bir emarem yolctu. Bereket ver-benden deniz merkezinde hiçbir İka sormadılar.
Zaten bende merkezi şüpheye Örmemek Içlo, firarinin araba-kaçmak ihtimalini öne »üre ^refakatime resmi bir polis volesini istemiştim.
olandtrıcı kafettt
Araba Beyoğlu polis merke-n önüne, gelince ben hemen finin alinden tutarak resmi po-» haralar içeri girdik, riyl nöbet odasına götürdüm.
I keldeki memurlar bana hay-! ve biraz da esefle bakıyorlar-| Böyle kolumda yüzü gözü kö-[ • İçinde gemici kıyafetli bir
m ile içeri girdiğini görünce şazlar. Esasen Yunanlıyı evvel-
II tanımıyan memurlar, böyle
tfeti değişince hiç de tanıma-
• Firarinin derdest edildiğini I rlarıoa bile getirmediler. İçle-I Un Bay Zeki isminde birisi bn-, hitaben.
| “ Azizim, senin kaydln ter. edllmok üzere müdüriyete ya-doyioce ben de :
— Zararı yok varsın yarılsın '«« siz ?« adamı iyi muhafaza I

Yeni soyadı alanlar
Okuyucularımızın aldıkları yeni adları her gün neşrediyoruz
Okuyucularımızın aldıkları yeni Soyadlarını neşrediyoruz:
Girgin — Beyoğlu Hüseyin ağa mahallesi mümessili Bay Asri, oğlu irfan, biraderi Edirne Kavaklı tapo memuru Sadettin, oğlu Sabahattin, diğeri oğlu İzzettin,
Aydoğan — Erenköy'ünde sabık süvari müfettişi umumîsi General Mehmed Ali i'c oğulları İstanbul barosundan avukat Suad Örfi, The Ecypt National Film şirketi direktörü muharrirlerimizden Vcdad Örfi ve General Örfi ailesi erkânı.
Demirsoy — Merkez Bankası İstanbul veznedarı Hakkı. (Teıçil ettirmiştir.)
Altınbaşak — Biga Fen memuru Bekir
Özüak — Askerî Mektebi Dahiliye
Kaymakam Haydar ile kardeşi Sirkeci garında memur Ali Gal’b ve Hûlusi.
Ziraat
Tıbbiye Müdürü
Özcan — Arnavut köyünde mütekait Enver vc kardeşleri Ankara ve İstanbul Sümer Bank memurlarından Sıtdık ve Bchiç vc diğer kardeşi Ha-dımköy inhisarlar memuru Celâl.
Dcmirkay — Hadımköy İnhisarlar odacısı Haşim.
Çığırkan — Konya defterdarı Lûtfi.
Sirkeci — Konya Evkaf müdürü Tahir.
Özkut — Konya İkinci noteri Fuad.
Erdoğan — memurlarından
Koçak — memurlarından
Aslan — Konya Maliye veznedarı Emin.
Ergün — İstanbul Cumhuriyet Merkez Bankası memurlarından Hidayet Nazmi ve âileu.
Konya Maliye Hilmi.
Konya Maliyo Saim.
Bugünkü hava
Dün sıfır derecoi hararet vo deniz seviyesine indirilmiş barometre 764.5 ile 762.5 arasında mütehavvildi.
Dün yine dcrccei hararet asgarî 10, azamî 16,5 olarak ka-ytd edilmiş, Rüzgâr yıldızdan esmiştir. Azami sürati saniyede 11 metreye çıkmıştır.
Bugün havanın kapalı ve yağmurlu olması ihtimali fazladır.
Kânunuevel 27
-ZAMAN
7
Ayyaşlığın sonu
Birinci sahifeden devam
larda görüldüğOmüz »ofaht muhitlerinin ta kendisidir.
Bu eaahallalerdo ekseriya gürültü eksik olmaz, bununla beraber yorgun »mele muhiti olduğu İçin, ışıklarda «ekenden »onar.
İşte bu mahallede 53 numaralı evin ikinci katında ‘Molhe,, isminde bir aile otarmaktadır. Karı, koca vs öçte çocuk.
M. "Molhe. iyi kazançlı bir adamdır. Yalnız kazandığını evine harcana bütün ailesi rahat edecektir. Ameledir ve işinin de »İzlidir. Bu itibarla hiç te boş kaldığı vaki değildir. Bununla beraber kazananın hemen hemen yarısından fazlasını içkiye verir, dehşetli bir alkoliktir.
Bay ‘Molbe. evlendiği za. man içmiyordu, zamanla bu içkiye alıştı. 14 »«nedir beraber yaşadığı karın ile »on beş altı »enedir aran bu içki yüzünden [tanıamiyle bozuldu, kocasının »yaşlığı yüzüoden üç çocugiyle sefalet çeken, aç kalan bu kadın, erkeğine nefretle bakıyordu.
Bay "Molhe. içkiye başladı ğındanberi huyunu da değiştirmişti.
İçmediği zaman ne kadar sea-alı ve eûkûti iee içtiği zamanlarda da o kadar kaba ve münasebetsiz oluyordu. Eskiden ağzındsn küfür İşidilmezkcn içdikten sonra karısına dayak attığı bile eskidi. Ailenin içine alkol, nifak ve huzursuzluk sokmuştu.
Son günlerde Bayan “ Molhe. bu iş» bir nihayet vermek için ko-casiyle ciddi olarak konuşmak istedi. Ve birgûn koeasiyle başbaşa kalarak yana yakıla ooa derdini açtı.
Kendisinden, çocuklarından, onların istikballerinden bahsetti ve nihayet bu suretle yaşamağa imkân olmadığını söyliyerek kocasını gittiği yoldan çevirmeğe uğraştı. Bu sözleri Bay " Molhe _ evvelâ munis bir sureti» dinledi. Fakat sonra birdenDir» karısını tersllyerek evden dışarı çıkdı ve o akşam da bulut gibi aarhnş olarak kendisine gece yarısı kapıyı açan 16 yaşındaki kızını döğdü.
Ailenin İçine soğokluk tamamıyla girmişti. Çoeuklar ba batarından hem çekiniyorlar ve hem de korkuyorlardı, zavallı ana perişan bir vaziyette, aklını ve aile muhabbetini kaybetmiş bir adamla ne yapacağını şaşırmıştı, işte araları böyle fırtınalı iken yine B. "Molhe,, bir gece saat ikilere kadar içti ve evin yolunu »allanarak tuttu.
"Bellevilb,, mahallesi derin bir uykuya dalmıştı. Onun için bu adamın sürüyerek çektiği ayağının aaai uzaklardan işidilmeğe başlanmıştı.
Saltana (»ilana kapısının önüne geldi ve yine ağır adımlarla merdivenleri tırmandı, ikinci kata geldiği zaman alışıklık onu kapısının önünde durdurdu. Şiddetli bir tekme ile geldiğini baber verdi.
16 yaşındaki genç kızı‘Paulett«. kapıp araladı ve korkusundan kaçıverdi.
Buraya kadar vakada hiçbir garabet yok. Her gece tekerrür eden vaka, bir kore daha tekrarlanmış oldu.
Karıaı ise her gece gibi yine uykusuzdu, kocasının gelmesin bekliyordu, souk odasında iki yaşındaki evlâdını ısıtmak için koy-nuna almıştı.
Sarhoş gürültü ile içeri girinçe çocuk ağlayarak uyandı, ana onu bir taraftan göğsüne bastırırken diğer taraftan da kocasına yavaş hareket etmesini işaret eyliyordu.
Karı tarafından gelen bu ihtara •yjM sinirlendi ve içenlerde görülen sahte bir kudretle kamının üzerine yürüdü ve bağırarak küfür etmeğe başladı. Münakaşa uvadı, kavga İlerledi, döğüşmeğe başladılar.
Sarboş dehşetli küfür ediyordu. İşin beter olmamadan korkutabilirdi. Onûç yaşındaki ortanca evlad "Gübert. bemtn koştu, küçük kardeşini kavga edeo ana ile habisinin arasından aldı ve yandaki odada telaş ve heyecan içinde bekli-yen kül benizli ablasına götürdü.
Ayaş bir aralık kendine gelir gibi oldu. Gitti kuadu ve karımnıo yanıoa gelerek uzandı.
Çocuklar da fırtıoa geçti zannederek birbirine »okuldular ve uyumağa çalıştılar. Aradan ou dakika ya geçti, ya geçmedi, yatağında birdenbire doğrulan “ Molhe . kusmanın yorgunluğu geçtikten sonra karısmıo saçlarını kavradı ve :
— Karı aeni boğacağım, babasa
çıkmayacaksın I Diye kısık »asi» söylenmeğe başladı.
Aciz kadının hırıltılarını doyan * Pautatte . yanındaki odadan fırladı geldi v» annesini babasının elinden kurtarmağa muvaffak oldu. Çocuk kasığın» yediği teknrenin acısıyla bir kenarda kıvranırken bu kaba hareketlerden bıkan zavallı anne mutbaba koştu v« eline bir tokmak geçirerek, çocuğun üzerine doğru giden " Molhe . nin özerine yürüdü ve tokmağı kocasının kafasına vurdu.
Birinci darbede adam eeod«-ledi, fakat ikincilinde karyolanın »yak ucuna yığıldı, kaldı. Çatlayan kafa tasından hanlar akıyor, odada bulunan çocuklar da ağlıyorlardı. Karısı rap san kesilmişti, yüzünde büyük bir enerji vardı.
Birdenbire koştu, elektrik düğmesini çevirdi v» karanlıkta çocuktan tarafından görülmediğine emin olduktan lonra tokmağı kocasının kafasına var kuvveiile indirdi. bir daha... Bir daha-.. l;i ferahlayıncıya kadar vurdu.
Ayayı» kafa tası çatladı, kan ortalığa yayıldı, ufak ufak parçalanan kemikler döşemeye düştü ...
............Sükût sabahın saat dördüne kadar devam etti. Anne ve çocuklar bıoçkırıp ağlıyarak sofada beklediler.
Gelen komilere kadın :
— Canlan.b hepimizi boğacak diye hâlâ korkuyoruml diyordu. Soçunu da itiraf etti, hiç bir şey saklamadı. Her şeyi olduğu gibi söyledi....
Bu aileyi çok yakıadaa tanıyan bir komşu kadın:
— Alkolün tahribatı dedi... Ne iyi yaşıyortard l Nı.ıl oldu da bu adam bu içkiye alıştı!— Son zamanlarda bayattan cehennem olmuştu. Bir kere ustura ve bir kere dr bıçakla karısının üzerine giderek öldürmek istemişti... tş böyle feci bir surette tersine döndü. Ben çocuklara çok acıyorum.,,
ııtııiNiHHiıstıiMiaıaııtısuııaHMiaıaııiiiiMMrMHHi
Ticaret odası în-tihabatı bitti
Birinci sahifeden devam Nemlizade Nithat, Bay’Furtun-zadc Fuat, Bay Hüseyin Sabrı, Bay Haşan Vafi, Bay Refik Sâbri, Bay Bedri Nedim (İş Limitet)
İthalât tacirlerinden: Bay Sait Ömer, Bay Haşan Rıza, Bay Suat Kara Osman, Bay Ahmet Bicao, Bay Hilmi Naili.
Dahili Ticaretten: Bay Ha-bipzade Ziya, Bay Alemuarza-de Şerefettin, Bay Mustafaza-de Osman Nuri, Bay Serattar-zade Aptülkerim.
Mali müe»»e»elerden: Bay Absın (Ziraat BankaM ), Bay Yusuf Ziya ılş Bankası), Bay Said (Merkez Bankası).
Sanayi tnücMcaelerindcn: Bay Kara Mustafazade Ahmed, Bay Basmzcızadc İzzet. Bay Osman Nuri, Bay Mithat Recai (Sümer Bank.l, Bay Halil Sezai, Bay Fuat Fazlı.
Deniz ve kara inşaat müee-seselerinden: Fay Haşan Sadi, Bay Feyzuilah (Adapazarı bankası İstanbul müdürü).
Deniz ve kara nakliyatçılarından: Bay Sadettin (Daniz yollan müdürü). Bay Sadıkza-de Riza, Bay Sipahizade Ziya.
Sigortadan: Bay Refü Celâl.
ıatı«ıai(s»aıaiiaıauıi(iMM(a*a*«a«a«ma«MMta«*«ıarvu*
Deniz yolları
İŞLETMESİ Acenteleri- Karaköy • Köprübaşı Tel. 42362-Sirkeci Mühördarzade ■■H Han Tel: 22740 HM
Karadeniz yolu CUMHURİYET vapuru 27 Birincikânun PERŞEMBE günü saat 20 de Hopaya kadar. (8710)
Balık yağı
◄ ► (
4
«,«• VFgOl IOI 1|
den istihsal olunan baş t « mahsûl
► — ’ *

4 nı Haasn ecza depo- ► ( sun da bulursunuz. >
Norveçyanın halis Mori- ► na balığının ciğerlerin- (
Son haberler
Sivas - Erzurum dahilî istikraz tahvilleri yakında çıkıyor
Ankara 26 (Telefonla) — Siva» - Erzurum hattının dahilî istikraz tahvilleri ikinci Kânunun onuncu günü her tarafta satılığa çıkarılacak ve satış aynı ayın on beşine kadar beş gün devam edecektir. Bu tahviller iki milyon liralık ve bir tertiptir.
Yüzde 7 faizli olan bu tahviller emlâk satışlarında ve zaman için teminat olarak başa baş kabul edilecektir.
Tahvillerin ihraç fiatı yüzde doksan beş olacak, yani liralık tahvil 95 liraya alınabilecektir. Tahvillerin faizleri ayda bir tediye olunacaktır.
her
yüx altı
a-
Ankarada defterler dün asıldı
Ankara 26 ( Telefolâ ) — Saylav seçimi defterleri burada bugün atılmıştır. içişleri Bakanlığına gelen malûmata göre defterler her tarafta atılmıştır. Ankarada atılan defterler ikinci Kânunun beşinci günü akşamı saat on sekize kadar asılı kalacaktır.
Xl«lr>tl|HlM.ll.lHU|M|||l|U|M„lt|min,|Hr»l».HI».MI»«M
Holanda sefaretinin hü-Jkûmetimize teşekkürleri Ankara 26 (A. A.) — Londra - Mclburn hava yarışlarına iştirak etmiş olan Uitel adındaki Holanda tayyaresine memleketimizde iken hükümetimiz tarafından gösterilen yardımdan ve kolaylıklardan dolayı Hoilânda sefareti hükümetinin teşekkürlerini bildirmiştir.
.eMeaıeıealeıesıaeosısıaııeıSdelstşesMevıvıı nen Musul petrolleri
I
r
Beyrut 26 (A. A.) — İkinci Kânunun 14 ünde K ruk'da Musul petrolları hazarını Hayfa ve Trablus'a birleştiren hattın açılma merasimi yapılacaktır. Bu merasimde Irak Kralı ile Fransa namına Bay Hcryo »e İngiltere namına da Lord Stao-hop bulunacaklardır. Bu hattın boyu 1200 mildir. 10 milyon İngiliz lirasına mal olacaktır.
|
İstanbul Borsası kapanış liatleri 26 12 -1934 ÇEKLER
I
Açılış Kapanış
l.ondra 621. 623,
Mev-York 0.7957 0,7945
Paris 12.06 12,03
Milâoo 9.3034 9,2958
Brüksel 33975 3,3890
Atin» 83.68
C«n«vr» 2.4562 2,45
Sofya 66,$212 1,175« 66655
Anuterdanv 1.1728
Prag 193)2 18,9717
Stokbolm 3,1275 3,115
Viyana 4.2862 4,2755
M.dr.t 53125 5,7982
Barlia 1,9796 1,9747
Varşova 4,215 4.205
Budapeşte 4,1853 4.1825
Bükreş 78,8975 79.1544
Belgrat 35,1018 35,0138
Yukohama 2.76 2,7536
Mnvkova 1090.25 1C93,
ı
Nukut Ssbş 940 42 240
Alîm Maddiye Banknot Alış 939 41 23?
Tahvil ve Senetler
Açılış Kapanış
O'O S falıll IŞJJ 97. 97.
F«.ml,.il (Ertsol)
(VO J.S GlıU Türk
bareu tahvili. ou 28 |
AnsdoŞ» D.yolu | U 45.50 45.50 '
„ mUmaail 50,20 50.20
1 0.» 5.5 Türk « 11 26.65 26.65
| O.'O S Hazlar 69.50 69,50
Ergani
Merkez B. 58,50 58,50
R.hlım lf baak »mı Arılan çIimaii
Ab.d. D. Y. 0>-4 «9
2S
4
M
İstanbul Ziraat Bankası
Satış Komisyonundan:
Sıra Semti Mahallesi Sokağı Emlâk Cinsi Hissesi Hisseye göre mu-
No. 11 No. sı hammen kıymeti:
3647 Edirnekapı Hacı Muhittin Acı çeşme 40-6 Dükkân ve hane 1,50/48 79 T.L.
1583 Kadıköy Caferağa Sakızağacı 23 Ahşap hane ve bahçe 1/10 508 M
1636 Bebek Bebek Dere 27 Ahşap baraka ve arsa metresi 130 Tamamı 352 t*
1926 Biiyükada Nizam Kamino 9 Arsa metresi 8053 »9 322 a
4127 Üsküdar Rumi Mehtned paşa Doğancılar 66-68 Ahşap iki dükkân ve odalar „ 622
ıısı Yedikule Çırağı Haşan Çukur çeşme 25-27 „ hane ve bahçe 1/4 135 *
1302 Kadıköy Ziihtüpaşa Ümraniye 7 Arsa metresi 119 Tamamı 119
257 Büyükdere Büyükdere Çivici 51 .. „ 69 ,r 28
1255 Yedikule Hacı Hamza Mektcb 46 Ahşap hane 12*240 24 ..
376 Beyoğlu Kamer hatun Şirket 27-29 Arsa metresi 64 1/2 64 n
yukarıda evsafı yanlı
bonosile ödenmek üzere
gayrı.
Yüzde yedi buçuk pey akçelerde ihale bedelleri nakten veya gayrimübadil menkuller açık arttırma suretile »atışa çıkarılmıştır.
İhaleleri 2*1/935 Çarşamba günü saat on dörttedir. 2490 numaralı ihale kanunu veçhile alıcıların o işe ait teminatlarını
İhaleleri 2*1/935 Çarşamba günü saat on dörttedir. 2490 numaralı ihale kanunu veçhile alıcıların o işe ait teminatlarını arttırmanın başlıyacağı ilin olunan saata kadar yatırarak makbuzlarını almaları lâzımdır. Bu yolda hareket etmiyenler arttırmaya iştirak edemezler. (8519)
Iranın hudud meseleleri
7 inci sahifeden devam Iran aleyhinde Milletler Cemiyetine müracaat etmiş bulunmakladır. İran - Efgan hududundaki hâdise
Geçenlerde İran - Efgan hududunda bir hadise oimuş, ât. Efgan-Irar Iran hududunu geçerek birkaç isöyû yıkmışlar, iki bin Iraıılıyıda rehine olarak »lıb götürmüşlerdi. Dün ajans tu hâdise hakkında şu telgrafı vermiştir :
Tahran 26 (A.A.) — Efgan asilerinin " Zurabad „ a taarruzları üzerine olan biteni yerinde tetkik etlisek va öl.nlrrl» beraber zarar ve ziyanın bir bilançosunu yapmak üzere yüksek zevattan müteşekkil muhtelit bir komisyon teşkil edilmiştir.
Fransız - Arnavut dostluk cemiyeti İki taraf arasındaki dostluğu arttırmak için bir cemiyet kuruldu

Pariste eski Nazırlardan ve âyan âzasından olan MOsyO Justin Ccdvrt’ın Başkanlığı altında Amirdi—Fransız dostluğunu arttırmak ûlküıiylc bir kurum meydana getirilmiştir. Bu kuruma harbiumumi-de Arnavutluğu gören, bilen ve se-I van kimseler girecekler ve iki ulus nranndaki bağları prk'eştireccklerd*. Bu fikri ortaya »tan, Fransads okuyan "Alrupi, isminde bir Ar. navud gencidir.
Yapılacak işler meyanında Fa-riito Arnavut inallarını tanıtmak için »ergi açmak d.ı vardır. Bir takım vapur şirketlerinin Arnavutluğa ucuz seyahatler lertib etmelerini temin edecekler, bundan başka da Arnavut istiklâli için harbeden *Scanderbrg„ io Draçdn bir heykeli dikilecektir.

Bay Ali Rızanın tayini tasdik edildi
Ankara 26 ( Telefonla ) — İstanbul rıhtımları Umum Müdürlüğüne latanhul Vali Muavini Bay Ali Rızanın tayini âli tasdıka iktiran etmiştir.
İnsanlar kısırlaştırılmamalı!
1 inci sahifeden devam
Beyanında birçok ecnebiler de bulunduğu abatla konferansım hem Törkea ra hem d» Franınca olarak vereceğini söylemiştir. Bundan aooru konferanıına başlıysa pro-(»aör, kimlik meaeleaoin bir buçuk senedenberl hertarafta şiddetli alâka uyandırdığından bahsederek Almaoyada kabul adilen kısır yapma kanununu ele almış ve bunun İsviçre, Danimarka ve laire gibi yerlerde şiddetle alâka uyandırdığını söylemiş ve »özüne şöyle devam etmiştir :
Almaoyada bu kanun ah-laksız mücrimlere tatbik ediliyor. Verilen ceza cörme göre değişiyor ve büyük mücrimlerin tonaıül aletleri kesiliyor. Bu .uretle o adanı bir daha bu gibi şeyleri yap-mıyacak bir hale sokuluyor.
Yapılan iatathtiklere göre Şimali Amerikada da tatbik edilen bu kanun dolayıviyle kıta bir müddet zarfında 175 adam idiş edilmiştir. Evvelce muhtelif cürümlerden teczîyeıi lâzımgelenlera hapis vesaire cezan verilirdi. Şimdi boşa gitmîyan çapkınların husyeleri çıkarılıyor.
Harem ağaları
İdiş yapma» çok «ski bir âdettir.
Etki zamanlarda evlâtlar Afla-ha kurban ed I rdi. Bir müddet sonra bunun yarine »ün ne ti koymuşlardır.
Rıuyanın eenub taraftarında günahlarım affettirmek emeliyle buıyelern, çıkarttıranlar çok gÖ-rûlmûşıiir.
Ş»rk saraylarındaki, harem »faları malûmdur.
Aferikada iki kavim muharebe eder, galip gelen taraf mağlûbla-rın erkek çocuklarının tenaatil aletlerini keserler ve sonra bunları şark saraylarına hizmetçi olarak gönderirlerdi.
Aptallık ...
İdiş kanununun batı milletler tarafından kabulü, ahlâksızlığın önünü almak içindir. Çünkü bu git insanlar hastadır ve hastalıkları da İrsidir Başkalarına fenalık vermiye-cek intan yetiştirmek için mevzuu bahaolan hastalıkların yegâne amilim teşkil eden içki, frengi, verem ve emsali gibi Ulvilerin ortadan kaldırılması lizıoıgeliyor.
Diğer taraftan akıl v« sinir baltalıklarının da pederden evlâda geçtiği meydana çıkarılmıştır. Dimağ enalûliyrtl.rinln en mühimini aptallık teşkil ediyor.
“Kalilak,, ailesi
Bu hususta “Kslilak, ailesi tık edebiyatında niimun» utarak alınmıştır. İhtilâl zamanında bu aile Framunın temiz allelerlndendi. Fakat bu aıledrn biri, aptal bir kızla evlendi ve çıknn evlâd da apta' oldu. Yani çocuk babasının ismini, anasının aileden geldi.
da kafalını taşıdı ve bu tam 143 aptal meydana
Ahlâksızlar
Ahlâksızlığa alışmak küçükten başlıyor. Çocuk, fen» arkadaşların telkinlerine kapılıyor ve neticede bir ahlâksız oluyor. Yapılan be-sap'.nra göre hırsızlardan yüzd • yirmisinin zayıf fikirli ve dimağen malûl oldukları anlaşılmış kadın mücrimlerden yüzde yetmişinin ahlâksız, fahişe ve dimağca dr malul bulundukları görülmüştür. Bu cemiyeti beşeriye için eu mühim bir belâdır.
İtaatsizlik, serlıoşluk, tsnaaüı haetalıktan bunlarda hiç «kalk ol-mıy-ın şeylerdir.
Amerlkada yapılan Istatiatık-
lerde beşyûz elli bin aptal görülüyor. Yer yer teşekkül eden komi-teler-kl bunlar birçok âlimlerden müteşekkildir-aptallığa çareler düşünmüşler ve kısır yapmak, etlenme usulü kanunlarım değiştirmek, halka terbiye vermek ve saire gibi şeyler bulmuşlardır.
Bu çareler içind», ahlâksız babadan doğan bir evlâdı, başkalarına ziyan vermemek için küçük yaşta iztirap hissettirmeden öldürmek de vardır.
Kısırlık ameliyatı Kısırlık ameliyatı fıtık veya apandisit kadir ehemmiyetsiz, yani kolaydır ve bu ameliyat şehvet» zarar vermez. Yalnız çocuk doğumuna mani otar.
İdiş böyle değildir. Onda husyeler çıkar ve ne çocuk olur, na de şehvetten eser kalır. Birçok kadınların hastalık bahan» ederek doktoru kandırdıkları ve kııırlaş-lırılmsk arzuaunda bulunduktan görülmüştür. Akıllıların bu hareketi doğru değildir. Fakat aptal kızları on iki yaşında hemen kısar yapmalı. Zira bu zavallılar on üç» varmadan gebe kalırlar.
İdiş ameliyatı
İdiş ameliyatı kısırlık kadar kolay ve hastayı tartmadan geçmiyor. Hastaların ciltleri toluk oluyor, sakalları çıkmıyor va bunlar ralıın, korkak, hain oluyorlar.
İdiş ameliyatından sonra bazen kadınlarda tuhaf haller görülüyor ve bunlarda erkeklerin aksine sakal bıyık çıkıyor.
Netice...
İdiş kanununun kabul ve tatbiki doğru değildir. Bunu kabul edenler. memlekette bir baremağa-sı ordusu mu yaratacaklar I
İnsanları nalhanny» götürüh husyelerini çıkartmak değil, onlara çocuk yetiştirmenin usullerini öğretmek lazımdır.
Adalet ne kadar haklı otarsa olsun ona kimıe uzvunu vere-mrz!.„
Dinleyiciler tarafından şiddetle alkışlanan Bay Mazhar Uzmanın konferansı burada bitmiştir. Profesör bundan sonra kısırlaştırma ve husyeleri çıkarma ameliyatlarının yapılış şeklim filmlerle göstermiş ve tekrar tekrar alkışlara mazhar olmuştur.
Neden ve ne için!!
Herkes kullanır, çûnKO: Çıkmaz, bulaşmaz iyi ve ucuzdur.

7 A M A N
Kâooaocvel 27
Eğer evinizde bir
FRİGİDAİRE
Yoksa. bUtUn kış sıhhi gıdadan mahrum olacaksınız demektir.
FRİGİDAİRE
yalnız size buzlu içki temin eden lüks bir eşya değildir. O, bilhassa kışın sıhhatinizi koruyan sadık bir bekçidir. Eninde de sonunda da alacağınız FRIGIDAlRE'i şimdiden tedarik ediniz.
BOURLA BİRADERLER ve Şsv
İstanbul
Ankara
İzmir
TIRAŞ BIÇAĞI
çoktur
HAŞAN
şimdiye kadar icat olunan bütün tıraş bıçakları arasında en mükemmel ve en fevkalâ- n de olduğu tahakkuk etmiştir. Piyasada mevcut tıraş bıçaklarını şaşırtmıştır. Haşan tıraş bıçağının 1-2-3-4 numaralı gayet keskin ve bassan tarafları vardır ki her bir tarafdc lâal.al on defa tıraş olmak kabildir. Bu be-sapla bey kuruşluk bir adet Haşan tıraş bıçağı ile kırk defa ve ıslak bardak ile bilen-d kte yüz defa tıraş yapılmak mümkündürki dünyanın hiçbir bıçağında bu meziyet yoktur. Haşatı bıçağı istediğiniz halde başka marka verirlerse aldanmayınız Taklitlerinden sakınınız. Fiatı 1 adedi 5 kuruştur. 10 adedi 45 kuruştur. Haşan Ecza deposu :
İstanbul - Beyoğlu
j Zafiyeti umumiye, iştihaaızlık ve kuvvetsizlik halatında büyük faide re tesiri görülen
| FOSFATLI ŞARK MALT HÜLÂSASI I
I kullanınız. Her eczaneae satılır
VAPURCULUK
TÜRK ANONİM ŞİRKETİ İstanbul Acentalığı I-man han, Telefon: 22925



Mersin yolu
In n n ıi ’ *Puru 30
n O n U Kânunuevvel Pa7ar "** 10 d* Sirkeci 1 azal nhtun.nd.n k,|k,. rsk (Çanakkale. İzmir, Kuşada-«, Küllük, Bodrum, Radoa, Mar-tnaıiı, Dalyan, Fethiye, Kalkan, Kaş, Finike, Antalya ve Mersin aziront ve avdette ayni laka)»-Ivrlv Alanya. Çanakkale re Gelibolu) ya uğrayarak avdet «de-çektir.
Har.Ulı, nuhtıralı
Hayat takvimi çıktı
Bu eş.A ve emsalsiz takvimin taklitleri de »ardır aldanmamak için Hayat Takvim, itm.le Maarif kGtüpban->i imzaıına dikkat buyurulalı fiati 25 bez cildi 35 kuruştur.
Adem ile Havva
Herkeain zevk ile okuyacağı bu çok Inymetli ener çıkmıştır. Fiati yalnız beş kuruştur. Merkezi latnnbul Maarif kütûphaneıidir.
I
Trabzon yolu
Tari vapuru

50 Kânonurvvel Pazar günü saat 20 de Galata rıhtımından kalkarak. Gidişte Zonguldak, İnebolu, Ayan-cık.S.mı-jo, Ünye. Ordu, Gireıoo. Tirebolu, Gürele, Trabroo ve Ri-zrye. Dönüşte bunlum ilâveten Of ve Sörmeney* ugrayarakhr.


İmroz Yolu
Her Perşembe.günü Tophane rıhtımından saat 18 de bir vapur kalkar. Gidiş ve dönüşte Gelibolu, Lâpscki, Çanakkale iskelelerine uğrar.
AKGÜN
KADIN TERZİHANESİ Her ay Almanyadan yeni modeller getiriyor Şık ve ucuz elbise yapıyor
Beşiktaş Dere Caddesi 131 numara


Kadıköy sulh icra dairesinden :
Bay Audon ile Beyoğlunda Ka-merhatun Bostan mahallesi Şirket sokağında 37 No. lu hanede iken Yunanistanın semti meçhulüne gitmiş olduğu anlaşılan Vasi! kızı Bayan Marikanın şayian ve müştereken mutasarrıf oldukları ve 3316 lira kıymeti muhammendi bulunan Kadıköyündc Cafer ağa mahallesinde Hüsamettin efendi sokağında eski 41 ve yeni 8 ve harita 2 numaralı raaa bah-Ç« bir bap hanenin izalei şüyuu
hakkında Kadıköy 1 inci Sulh hukuk hâkimliğinin o baptaki ilâmı üzerine ve işbu tarihi ilândan itibaren dairede esbabı müracaata 20 gün müddette açık bulundurulan satış şartnamesinde muharrer şerait dairesinde ve peşin para ile 6-2-935 tarihine tesadüf eden Çarşamba günü saat 14 ten 16 ya kadar Kadıköy Sulh icra memurluğunda satılacağı ve yevmi mezkûrda kıymeti mu-bammenesinin °/, 75şini bulmadığı takdirde en son arttıranın taahhüdü baki kalmak üzere müzayedenin 15 gün daha temdidi ile 21-2-935 tarihi-ne tesadüf eden Perşembe günü saat 14 ten 16 ya kadar müzayedeye devamla en çok arttırana ihalei kafiyesinin icra kılınacağı ve satış tarihine ka-
dar sabıka ve batiye vergi borçlarının hissedarlarına ve rüsumu dellâliyesinin satıcısına ve ihale pulunun müşterisine aid olacağı ve taliplerin satışa girmeleri için % yedi buçuk teminat parası vermeleri ve mezkûr emlâk hakkında icra ve iflâs kanununun 126 inci maddesi mucibince ipotek sahibi alacaklılarla diğer alacak-lılann gayrimenkul üzerindeki haklarını ve hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını evrakı müspitelerile 20 gün içinde icra dairesine bildirmeleri aksi halde hakları tapu sicillerde sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalacakları ve fazla malûmat almak isteyenlerin dairemizin 934/1849 numaralı dosyasına müracaat eylemeleri iş u ilânın Harikaya tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur.
Turhal Şeker Fabrikası
1 ikinci kânun 1935 den itibaren
SATIŞA BAŞLIYOR
FİATİ A R •
FABRİKADA TESLİM
KÜP ŞEKERİ: 40
KRİSTAL ŞEKERİ: 37 Kuruştur En aşağı 1000 kilo sipariş kabul edilir ADRES : TURHAL ŞEKER FABRİKASI T. A. Ş. TURHAL
Telgraf Adresi; Fabrika Turhal
BELSOĞUKLUĞU
VE FRENGİYE YAKALANMAMAK İÇİN EN İYİ İLAÇ
PROTEJİN dir
50 KRS. HER ECZANEDE BULUNUR.
iştah eksiri
Her) cmcktCD evvel bir çorba kaşığı APERİTİN kullanın iştahla yemek yer, yediğini sindi-Îrir. Mide ve bardakları kuvvetlenir. Aperitin her ev için el-jzetn bir ilâçtır.
E M O R R O N
Basura karşı en iyi ilâçtır. Kanı keser, ağrıyı giderir, memeleri söndürür.
İMİ
İmtiyaz sahtbi: Ali
Umumi neşriyatı idare eden Yazı işleri Müdürü: C. Hikmet Matbaai Ebüzziya
İstanbul Belediyesi ilânları
İstanbul Belediyesinden :
Saat 19 da kapatılan dükkânların yalnız Perşembe giinü akşamlan saat 20 ye kadar ve Cumhuriyet B.ıyramı ile sencbaşla-rında Bayram ve senebaşlarından önce gelen günlerde beşer gün saat 21 e kadar açık bırakılmalanna Daimi Encümenin 17/12/934 günlemcçli toplantısında karar verilmiştir, ilân olunur.
(8737)
Kiralık Kagir Hane ve Dükkân
Beşiktaşta Akaretlerde 45, Sİ numaralı hanelerle 1, 7, 16. 20, 24, numaralı dükkânların açık artırma suretile kiraya verilmesi beş gün uzatılmıştır. İsteklilerin birinci Kânunun 29 uncu Cumartesi günü saat onüçe kadar mezkûr yerde 54 numaralı mütevelli dairesine ve o giinün saat on üçünden on beşine kadar İstanbul Evkaf Müdürlüğünde İdare Encümenine uoüracaıt etmeleri.
* | Devlet Demiryolları İlânları | *
31-12-934 gününden sonra yeni mesajeri tarifesi başlayacaktır. Yeni tarifede 30, 35 ve 45 kiloluk parçalar içinde ayrı ücret vardır. Ücretlerde kesirler beş kuruşa yuvarlatılmıştır. Fazla tafsilât için istasyonlara müracaat edilmelidir. “8749,,
* ♦ •
1-1-1935 gününaen başlamak Üzere; Devlet Demiryolları an», barlarında, rıhtım ve limanlarda çalışma saatleri dışında yapıl naşı istenilecek doldurma ve boşaltma işleri için artık çalışma ücreti olarak bir kişiden alınacak para 250 ku.-uştan aşağı olmamak şartile ton başına ayrıca 50 kuruş alınacaktır. Fazla malûmat için İstasyonlara müracaat edilmesi. “8750,.
İstanbul asliye mahkemeli 6 inci hukuk dairesinden : izzet Hulusi vekili avukat Hacı Hilmi tarafından Süley-maniye Mehmedpaşa yoku.ıı Tavanlı maslak sokak 9 No-da iken ikametgâhının meçhu-liyeti anlaşılan Şetıka namı diğer Şevket aleyhine açılan kat’ı nafaka davasının tahkikatı 20-1-935 Pazar günü saat 14 e bırakılmış ve davetiyenin bir nüshası da on beş giin müddetle mahkeme divanhanesine asılmış olduğundan ve saatte İstanbul kemesi altıncı hukul tahkikat hâkimliğine gelmediği takdırdo gıyabında tahkikata bakılacağı tebliğ olunur.
Dermojen
Deri hastalıklarından her nevi ekzema, yara, bere, yanık, çatak. ustura yaralan ve saireyc arşı mücerre en iyi ilâçtır.
yazılı gün asliye maiı-k dairesine