PAZAR
İDARE YEKİ
l.tAhbul Nuruo.rn.nly® No B4
OTelgrafı Yeai**b*h
• i- A M n I! I
- -1 tritotMİ ri ITAÜ» VB X
Telefin —(20795
ART .5 anine
Telefçn — 20795 -/9 39 ^Birinci yıl — JU). 320
YENİ SABAH
GÜ N DE Ll K 8/YASİ HALK GAZETESİ
ABONE ŞARTLARI Türkiye Ecnebi — ' HER YERDE
900 Kr. Seneliği 2400 Kr. 500 Kr. 0 aylığı 1200 Kr. 200 Kr. S aylığı 500 Kr. 90 Kr. 1 aylıfı 300 Kr. Poıta ittihadına girmemiş mem- leketler için 26, 14, 7.5 v. 4 lira 3 KURUŞ


Beyoğlunda Büyük bir inhidam
Faciası
5 Katlı Bir Apartıman, Yanındaki
2 Evi de Yıkarak Çöktü
Enkaz Altında Kalanlardan 5 i Öldü. 6 Kişi Ağır Ve 4 Kişi de Hafif Yaralandılar. Yığınlar arasında Daha 5Kişinin bulunduğu Zannile Arama yapılıyor
Cumburreisimiz ve Partimizin değişmez Genel Başkanı Millî Şef İsmet İnönü evvelki günkü Parti İçtim andan çıkarlarken...
MEBUS SEÇİMİ BUGÜN YURDUN HER TARAFINDI YAPILIYOR
inhidam sahasındanikl feçi manzara ve Enkaz altından çıkarılan bir yaralı
• ••
intihap Şehrimizde Öğleye Kadar Bitecek ve Netice Akşama Alınacak
Yazan: Hüseyin Cahid YALÇIN
Rumanya Hariciye Nazırı B. Garonko Cumhuriyet refikimizin başmuharriri Yunus NaJi ile konuştuğu sırada Balkan devletlinin kendi istikrar ve bekalarını te min için "OsmanlI imparatorluğu gibi bir şey,,, bir heyeti mecmua vü-cude getirmeleri lüzumuna işaret etmiştir. Bu sütunlarda yakın şark imparatorluğu gayesinden bahsettiğimiz günlere tesadüf eden bu temenni Balkanların siyasî havasında umumi suretle olgun bir hale gelmeğe başlamış bir "Fikir,, in mev. cudiyctini bize isbat eder.
O derecede ki bugün bu "Fikir,, in filân memleketten ve filân şehıstan çıkmış değil, bütün Balkanlıların şuurunda vücude gelmiş, vekavi ve vaziyetin icap ve zaruretlerinden kendi kendisine doğmuş olduğuna hükmedilebilir.
Bugünkü "Nasyonalizm,, cereya m beşeriyeti ufalamağa, parçalama ğa sebep oluyor gibidir. Bu ideal bir inhilâl mayası gibi, eski ve büyük sosyetelerin içine girdi? Asırlar ca bir arada yaşamış kavimler, yal nız kendilerini düşünür, yalnız kendilerine hayat hakkı tanır bir psikoloji ile kendi kendilerinin üzerine kapanarak etraflarını âdeta düşman ile çevrilmiş gibi telâkki etmeğe başladılar. Bu yoldaki tezahürler pek tabu olarak etrafta aksülâmcl-ler husule getirdi ve dünya küçük küçük bölmeler içinde birbiri aleyhinde bir vaziyet aldı.
"Millet,, kelimesi için en iyi tarif Olarak ayni tatlı ve acı hatıralarla bir . arada yaşamış, kendilerini birbirle-ı rine bağlı ve mütesanit görmüş, bun . dan böyle do ayni birlik hissi ve şu-l uru içinde yaşamayı gaye bilmiş bir heyeti mecmua telâkkisini kabul edi. ■yoruz. Kendilerini hep ”Bir„ hisse-' denler bir milletin fertleri sayılıyorlar. Eğer bir arada yaşabilmek i-çin daha evvel mutlaka böyle bir hissin nievcut olıhası lâzım gelseydi tarihte muhtelif kabilelerin büyük sentezler vücude getirmeleri hâdi.
Hüseyin Cahid YALÇIN (Sonu 3 tlnoü sayfamızda)
Mebus intihabatı şehrimizde bugün yapılacaktır. Saat 8 den itibaren başlıyacak olan intihabat ev. velce yazdığımız gibi Üniversite kon ferans salonunda yapılacaktır. Tarihî intihabat sandığı erkenden sa-
lona getirilecek ve salon bayraklarla tezyin olunacaktır. İntihabat öğleye kadar devam edecek ve öğleden sonra reyler tasnif edilerek netice gece Ankaraya bildirilecektir.
(Sonu 3 üncü sayfada)
Fenerbahçe A. Gücünü
Dün 4-1 Mağlûp Etti
B.T.G. Direktörü G. Cemil Tanerin Gazetemize Beyanatı
Millî küme karşılaşmalarının ye. gâne maçı güzel bir havada ve üç bine yakın seyirci önünde dün Fener bahçe ile Ankaragücü arasında yapıldı.
Hakem Halıt Galip.
Takımlar:
Fenerbahçe takımı: Hüsamettin (Sonu 4 üncü sayfamızda)
Beden terbiyesi genel direktörü General Gemii Taner
Belediye Kooperatifindeki yolsuzluklar
Mülkiye Müfettişleri Tahkikata Başlıyorlar
Kooperatif idare Heyeti işlerin Normal Olarak Yürüdüğü Kanaatinde!
İstanbul Belediyesi kooperatifinde yapıldığı söylenen bir çok yolsuzluklar ve suiistimaller hakkında dün »yaptığımız tetkikata nazaran vaziyet şu merkezdedir:
İstanbul belediyesi kooperatifi, İstanbul belediyesi memurları tara, fııtdan kurulmuş ve şahsiyeti hük-
nıiyeyi haiz bir teşekküldür. İstanbul belediyesi ile alâkası yalnız belediye memurları tarafından teşkil edilmiş olmasından ibarettir. Bütün azasının İstanbul belediyesi memur, larmdan müteşekkil olması hasebile belediye riyasetinin kooperatifte bir
(Sonu 3 üncü sayfada)
İnhidam mahalline bir bakış
Enkaz Altında Taharriyat bütün Gece Devam etti
Dün Beyoğlunda Yenişehirde çok fecî bir inhidam hâdisesi vuku bulmuş ve beş katlı bir apartman: etrafında bulunan üç evin üzerine ansızın çökerek onlan da yıkmuş -tır.
15 vatandaşın Ölümü ve ağır ya-ralanmasiyle nihayetlenen bu müessif kazayı tafsilâtiyle kaydediyoruz:
Yenişehirde Kopuzcu sokağın, da Raka isminde bir adama ait beş katlı bir apartman vardır ve bütün daireleri ayrı ayrı kiraya verilmiş-olan bu apartmanda oturan kiracılar şunlardır:
(Sonu 3 üncü sayfada)

faciada enkaz altında bir yaralı çıkarılırken
Slovakyada Macar larla Çarpışmalar
Macar Tayyarelerinin Bombalarile 6 Kişi Öldü.
Hudut Müzakereleri Yarın Başlıyor!
Prag: 25 (A. A.) — Slovakya’-da vaziyet dündenberi karışıktır. Alman - Slovak itilâfının imzasını müteakip Budapeştede, Macar kıtalarının Slovak topraklarından çe-k^eçeğine dair neşredilen beyan-
mal bir şekilde arazisinde çarpış -malar olduğunu ve Alman kıtalarının yardımını taleb etmek zarureti hasıl olabileceğini Berlin’e bildirmiştir.
Slovak makamları, gönüllü toplamaktadır. Askerlik şubeleri gönüllü kaydedilmek istiyen genç -lerle doludur. Bunların arasında
henüz 18 yaşını doldurmamış birçok mektebliler de bulunmakta -dır.
Askeri makamlar, süratle mü -dafaaya hazırlanmaktadır. Bu makamlar, her taraftan Çe kordn-su tarafından terkedilen harp malzemesini toplamaktadır. Elde mev (Sonu 3 üncü sayfamızda)
İnönü Ve Yeni Meclis
Slovak Başvekili Dr. Tiso namelere rağmen Macarlar yeniden taarruza geçmişlerdir.
Diplomatik mahfellerde söylen diğrne göre “Slovak'.ayı himayesi altına,, almış olan Almanyanın nor-
Millî Şefimiz İsmet İnönü yen." meb us namzetlerini yüce Türk milletine takdim ederken:‘‘Bu namzetleri inti hap ederken bize yalnız vazifemizin vicdani ilcası ile vatandaşlarımızın temayülü rehber olmuştur.,, dedikten sonra ilâve buyuruyorlar: "Kati namzetleri yüksek reyinize arzeder. ken vatanın mukadderatına dört sene müddetle hâkiın olacak mebuslar üzerinde milletimizin takdir ve itimadını azami derecede toplıyabil-miş olduğumuz kanaatindeyiz.»
Memlekette ismi gibi ismetli bir
fazilet devrinin açılmasında başlıca âmil bulunan aziz Milli Şefin sözleri, güttüğü siyaseti ne kadar açık ve berrak bir şekilde anlutıyor. Meınle ket menfaatini bu kadar geniş ölçüde gören bir şefin tasvip ettiği isimlerin, yurdun netine azami şekilde çalışacakları ve omuzlarına yülc leuen ağır vazifeyi tam bir imanla mücehhez oldukları halde başar a -caklarıudan şüphe edilemez. Bu iti barla kendilerine memleketin mukadderatını en büyük itimatla tevdi edebiliriz.
A. Cemaleddin SARAÇOĞLU
€)f?5A V HA f?A M t HMt DİN HATIRA v» İTİRAFLARI ■
Tefrika No 41
Sanki Ölüme Değil Düğüne Gidiyorduk!
Bütün Çehreleri Sevinç Bürümüş, Gözlerden İntikam Fışkırıyordu.
lâmet denizin derinliklerinde. Ateşle bombaları.
Hiç unutamam hayatımda bu anı. Sanki ölüme değil düğüne gidiyorduk. Bütün çehreleri bir sevinç kızartısı bürümüştü. Gözler, suları
Gerç pek yollan ü-zerinde sayılamazdık. Fakat, icabında bir ejder hızile, bayağı uçar gibi yol aldıklarını bildiğimiz ve çok defalar gördüğümüz bu gemilerin, bir an içinde yol değiştirerek, üzerimize çullanmaları ihtimali de içimizi ya. kıyordu. Biraz daha tedbirli davran mayı düşündüm. Motörlere sahile doğru dümen kırdırttım ve makinelere tam yol verdirdim. Maksadım, bir tehlike vukuunda, torpitolann bize yetişmelerinden evvel karayı tutmaktı.
Bir çeyrek saat kadar da bu vaziyette yol aldık. Torpitolar kara dumanlarını sevuruyor, yollarına devam ediyorlardı. Ve tabii aramızdaki mesafe biraz daha açılmış ve biz selâmete biraz daha yaklaşmıştık. Alaylılı Ali kaptan sokulduğu, muz sahili o esnada tanımış ve elile kara tarafını göstererek bize doğru dönmüş ve bağırmıştı:
— Ölen H«lü, selâmeti bulduk. Süğütlüsırt ile Pınarbaşı arasmda-yız. Ağıza iki saatçik yolumuz kaldı.
Düşman torpitolan, bu selâmet haberini sanki almış, sevincimizi an İnmişti. Ali kaptanın bağırıp karaya doğru başım çevirmesüe, torpitolar-dan birinin ansızın, geniş bir kavs çizerek üzerimize doğrulması bir ol. muştu. Hepimizde bet beniz atmıştı. Yüreklerimiz çarpınmağa başlamıştı. Makinistler motörlerine son sürati vermişlerdi. Tekneler de vücudumuz gibi sarsılıyordu. Sahil ile a-ramızda üç mil, torpito üe de ferah ferah beş mil vardı. Yüzbaşı Galip ve mülâzim İbrahim beyler yanıma gelmişler. Beraberlerinde götürdükleri dört makineli tüfekten ikisini hazırlayıp, torpitoya ateş açmayı teklif etmişlerdi. Ben bunu uygun bulmuyor, bizi top ateşi ile batırmaları ihtimalini ileri sürüyordum. Fakat mülâzim İbrahim bey bana kızıyor, bağırıyordu:
— Bu kadar silâh ve cephaneyi elimizle düşmana mı teslim edeceğiz. Atarsa atsın. Hep batalım, boğulalım, tek yükümüzü vermiyelim bunlara.
Bu arslan yürekli ve döğüşmeğe hevesli mülâzimi zorla yatıştırdım, yanımda duran el bombalarını gösterdim ve:
, — Evlât, tasalanma hele sen. Bun cağızlarla motörlerimizi batırmak, yükümüzle birlikte denize gömülmek her saniye elimizde. Marifet bunları denize batırmak değil, yerlerine yetiştirmek ve düşmanların bağrında patlatmaktır. Daha kurtu. luş ümidi var yüreğimde. Eğer icap ederse, ben sana danışmadan işimi görür ve hep birlikte gömülürüz bu kara ve kahpe sulara. Şaşırtma bizi ve güçleştirme işimizi.
dedim. Sözlerim ve yüzbaşı Galip beyin de kıymetli yardımı bu kük reyen arslanı susturmuştu. Fakat, yerinde duramıyor, kafeste kalmış bir arslan gibi atılmak için kıvranıyor ve homurdanıyordu. Torpitolar. la aramızda üç millik bir mesafe kalmıştı. Artık tehlike muhakkakta Kararımı vermiştim. Aramızda bir mil kalınca bombaları ateşliyecek, hep birlikte suya dalıp ebediyen sinecektik. Kahraman kaptanlar, hele o yılmaz makinistler sanki birer ateş kesilmişlerdi. Bir sahile, bir de torpitoya göz atıyor, hırslarından dudaklarını kemiriyorlardı. Artık bütün ümitler mahvolmuştu. Aramızdaki mesafe bir mile inmişti. Torpitonun canavar düdüğü Dur-... emrini bile vermişti. O anda, sağımda duran ufak bir mum sandığının içindeki bombalar ilişmişti gözlerime. Elimi uzatırken on metre kadar sağımda ilerliyen Alayhlıya bağırdım:
- Ah kaptan. Hadi oğlum. 8e-
Yazan ; M- SIFIR
yararak bir canavar hırs ve hışmı ile bize doğru ilerliyen torpitoya dikilmişti. Yaş, değil sevgili dinleyicilerim, istihzalı bir intikam ateşi fış. lanyordu gözlerden. Baştakileri kıça toplamış, kenar küpeştelere basarak motörün orta yerine geçmiş, tim. Sağ elimdeki bombayı ateşleyip bırakmak üzere cephane sandıkları arasında bir aralık araştırmak üzere eğilmiştim. Birden gözüm denize kaydı. Sanki dünyalar benim olmuştu. Yüreğim sevinçle dolmuştu. Doğ ruldum ve avazım çıktığı kadar haykırdım:
— Müjde arkadaşlar, kurtulduk. Ali, koy bombaları yerine.
ölüme hazırlanan yüzbaşı Galip ve mülâzim İbrahim beyler şaşırmışlardı. Belki de benim çıldırdığımı sanmışlar, kimbilir, o anda belki de bana acımışlardı. Fakat açıkgöz kap tanlar anlamışlardı. Bulunduğumuz noktada deniz birden sığlaşmıştı. bir metre bile derinlik yoktu. Motör-lerin verdiği son hızla ilerliyorduk. İlerledik, motörleri baştan kara ettik. Sevinç fışkıran gözlerimizi iki mil açıkta çabalıyan torpitoya dikmiştik.
Kimbilir saatte kaç mil süratle ilerliyen torpito, pek iyi bilemedikleri anlaşılan bu suda, ansızın baştan oturmuştu. Bütün hızile makineleri geri hareket için işletiyorlar, fakat bir türlü, kumluğa saplanan başı kurtarıp çekemiyorlardı. Ortalık kararmıştı. Biz de kolları, bacakları sıvamış, motörleri boşaltmağa başlamıştık. Tam gece yarısına kadar, düşman torpitosile karşılıklı çalışmıştık.
Baştan kara eder etmez, bir ok gibi fırlıyarak yola düşen Alaplılı Ali, gece yansı İpsiz Recebin adanılan, ve buldurduğu hayvanlarla bu. lunduğumuz yere varmıştı. Şimdi ı-şin zevkli ve eğlenceli tarafı başlamıştı. Bütün hayvanlar yüklenmiş ve çok uzun bir katar meydana gel. mişti. Kafile hareket ederken heyecanlanan köylüler hep bir ağızdan bağnşıyorlardı:
— Yaşasın Türklük, var olsun Mustafa Kemal.
Civarımızda hırçın ve uğultulu akisler yapan bu feryat, hâlâ kendini kurtarmağa uğraşan düşman tor-pitosundan da duyulmuştu. Kimbilir, belki de onları korkutmuştu. Ansızın yakıp üzerimize çevirdikleri projektörle bulunduğumuz yeri gün düze çevirmişlerdi. Yavuz Türklüğün, bir avuç Türkün oracıkta gösterdiği varlığı, yarattığı harikayı görmüşler ve fakat gözlerini kamaştıran bu gerçekten görülmeğe değer manzarayı uzun müddet seyretmeğe tahammül edememişler ve projektörlerini hemen söndürmüşlerdi.
Gece yarısından biraz sonra, ge. len diğer bir torpito arkadaşını kurtarmış, ikisi de o sularda durmıya-rak İstanbul tarafına yollanmışlardı. Biz de o gece sabaha karşı bulun duğumuz yerden ayrılmış, Ereğliye doğrulmuştuk. On iki gün sonra Is. tanbula dönmüştük. Hopalı, Mipav-rili ve diğer arkadaşlarla buluşmuş, düşmanları da çok telâşlı ve meşgul bulmuştuk.
Galatada îstavropulos hanındaki gizli düşman teşkilâtı yine ayaklanmıştı. Teşkilâtın Cemal, Ekrem, Fet tah gibi sıyınklan ve Fevzi, Muzaf. fer, Cemil gibi soysuzları ve Dirnat, Panayot gibi nankörleri Yağkapa-nında pusuya yatmışlar, Mavnacılar cemiyetine karşı cephe tutmuşlardı. Sebebi şu idi: (Devam, var)
Şehrin imarında
Evkaf idareside Yardım Edecek
Bu hususta esaslı bir program hazırlanması kararlaştırıldı
İstanbulun iman işinde; “Evkaf” idaresinin de Belediye ile teşriki mesai ederek bu hususta faaliyette bulunması muvafık görülmüştür.
Evkaf idaresi; bilhassa; Belediyenin istimlâk ettiği sahalarda geniş mikyasta arazi satın alacak ve buralarda bazı binalar yaptıracaktır.
Evkaf idaresi de bu hususta bir program yapacaktır.
Bu programın hazırlanmasına yakında başlanılacaktır.
Hapishanede de Rahat Durmuyorlar!
Galata postahanesl veznedarının katillerinin yeni bir marifeti I
Galata postahanesi veznedarı Hüseyin Hüsnüyü öldüren Abdullah ve Maksut hapishanede oturdukları höcrenin camlarını kırdıkları için dün asliye 2 inci cezada duruşmaları yapılmıştır. Mahkeme karar vermek üzere 29 nisana kaldı.
Muallim Mektebi
Şehrimizde yeni bir İlim yuvası kurulacak îstanbulda yeni bir muallim mektebi açılması Maarif Vekâletince kararlaştırılmıştır. Mektep Yıldızda Balmumcu çiftliğine ail bir binada açılacaktır. Nafia Fen heyeti, binada yapılacak tadilât için proje hazırlamaktadır. Gelecek ders yılı başında mektep açılmış olacaktır.
MÜTEFERRİK :
Yeni bir çocuk bahçesi yapılıyor
Şehir meclisinin son içtima devresinde yapılmasına karar verilen Beşiktaşta Vişnezade mahallesindeki yeni “çocuk bahçesi” nin bir an evvel inşası için harekete geçilmiştir.
□Ünde bazı mahkûmlar Teklrdağına gönderildiler
Hapishane binasının yıkılmasına yakında başlanacağı anlaşılmaktadır. Bu münasebetle 80 kadar mah. kûm iki posta halinde Tekirdağma gönderilmiştir.
Yünlü Dokuma Kumaş İmalâtımız Artıyor
Feshane, Hereke, Bünyan ve Merinos fabrikaları istihsali son yıllarda büyük bir inkişafla ilerliyor
Devlet işlerinin mürakabesi için kabul edilmiş olan kanun hükümlerine uygun olarak (Sümerbank birleşik yün ipliği ve dokuma fabrikaları müessesesi) firması altında birleş, tirilmiş olan Feshane, Hereke, Bünyan, ve Merinos yünlü fabrikala nmızın imalâtında, son yıllarda çok hızlı bir inkişaf kaydedilmiştir.
Bunlardan ilk üçü eskiden kurulmuş fabrikalardır. Sümerbank’. ın idaresine geçtikten sonra noksan lan ikmal edilerek modern usullerle işletilmiye başlıyan bu fabrikaların randmanlan seneden seneye aşikâr bir inkişafla yükselmekten geri durmamıştır.
Feshane fabrikasının 1935 senesindeki kumaş imalâtı yekûnu 766.651 metre idi. Bu imalât 1936 senesinde 843,118 metroya, 1937 de 944,442 metroya çıkmış ve 1938 senesinin yalnız ilk 11 ayında imalât yekûnu 1,041,017 metro olmuştur. Aynı fabrikanın yerli yapağı istihlâki imalât seyrine muvazi bir artış kaydederek 1936 da 532,160 kilodan 1937 de 779,347 kiloya çıkmış ve 1938 ilk 11 ayında 752,827 kiloyu bulmuştur. (
Hereke fabrikası imalâtının tâki, bettiği terakki seyri de daha az mem nuniyet vericiği değildir. 1936 da bu
fabrikamızın imalât yekûnu 420-431 metro iken 1937 de 517,587 metroya yükselmiştir. Aynı fabrikanın iptiklik imalâtı da 1936 da 5107, 1937 de 9259 kilo iken 1938 in ilk 11 ayında 55,526 kiloya çıkmıştır. Fabrikanın yerli yapağı istihlâki 1936 da41,569, 1937 de 19,406, 1938 de 81.747 kilodur. Yabancı yün istihlâki ise 1936 da 6000. 1937 de 26,796, 1938 de 39,361 kilodur. Yabancı yün (kamgam) istihlâkindeki bu artış fabrikanın daha iyi evsafta kumaş imâli hususundaki piyasanın talebini karşılamaya matuf mesai, sinin neticesi olmuştur.
Bünyan’daki küçük yünlü dokuma fabrikası. 1936 da 49,117 metro olan kumaş imalâtını 1937 de 72,842 metroya çıkarmıştır. 1938 in ilk 10 ayındaki imalât yekûnu 67,152 metro olduğuna göre 1938 de bu rakamın da aşılmış olduğu muhak. kak addedilebilir.
Sümerbank’ın idaresindeki yünlü fabrikalarının imalâtıida müşahede edilen bu dikkate değer artışlar fabrikalar mamûlâtının piyasada karşılaştığı rağbet kadar imalât teknik ve teşkilâtının devamlı surette terakkisi bakımından da takdirle karşılanması lâzım gelen bir ehemmiyet arzetmektedir.

Okuyucularımız
Bir vatandaşımızın teşekkürü
Bundan iki ay evvel Bulgaris-tandaki akrabalarımdan altı nüfuslu bir ailenin kendi arzulariy-le buraya yani Türkiyeye gelmek ve Türkiye Cumhuriyetinde tavattun etmek arzu ettiklerinden bendenizin buraca tavassutuma müracaatla rica etmişlerdi. Bendeniz de bu ailenin talelerini is’af için hemen re’sen ir istida ile hariciye Vekâletimize müracaat etmiştim. Pek yakın bir zamanda bazı izah ve istizahtan sonra dün mezkûr Vekâletten yine doğrudan doğruya namıâcizaneme bir mektupla mezkûr ailenin “Hariciye Vekâletince müsaade edildiği ve keyfiyetin Filibe konsolosumuza bildirildiği,, beyan ediliyordu. îşte hükümeti Cumhuriye-mizin kısa bir zamanda benim gibi âciz bir ferdin müracaatına muvafakat ile beraber ayrıca bir mektup ile bendenize bildirmesi gerek şahsım namına, gerekse hakikî mânasiyle bir Cumhuriyet prensib ve adaletine uygun ve bir vatandaşın da hakikî duygusuna tercüamn olan işbu âlicenabane ve müşfikâne muameleden dolayı unutulmaz minnettarlık ve ubudiyetimizin alenen arz ve iblâğını i muhterem gazetenizden rica eylerim.
lzmirın Turgudlu kasabr/sında Bulvar caddesinde kebapçı Kenan Tahir Göktürk
YENÎ SABAH — Refik Saydam hükümetinin; tekmil vatandaşlarımızın bütün dertleriyle nasıl büyük bir dikkat ve itina ile alâkadar olduğuna küçük bir misal teşkil eden yukarıki mektubu seve seve dercediyoruz.
Hapishane
Nihayet Yıkılacak!
Bahçekapıdaki Yangın Faciaları Tahkikatı
İki hâdiseye alt adil tahkikat ne safhada?
Bahçekapuda (Atabek) mağaza ve hanında vukua gelen birinci yangın faciası tahkikatını tekemmül etmek üzeredir. Bu hususta hazırlanan tahkikat evrakı yakında alâkadar makarna verilecektir.
Söylendiğine göre 'bu hâdisede katî bir mes’uliyet görülememiştir. Yangının kazaen vukua geldiği e-sas itibariyle kabul olunmakta -dır. ’/
Şimdi; bu kazanın bir “tedbirsizlik” yüzünden hadis olup olmadığı üzerinde durulmaktadır.
Diğer taraftan yine Bahçekapı-da "Haşan deposu” ndan çıkan i-kinci yangın faciası tahkikatı da henüz birinci safhasında bulun -maktadır.
Enkazı tamamiyle kaldırıldığı takdirde yarın hâdise mahallinde yeni bir keşif yapılacaktır.
Üniverste Rektörü
B. Cemil Bilse! başka bir vazifeye mİ tayin edilecek
Üniversite Rektörü Cemil Bil-selin yeni ve mühim bir vazifeye tayin edileceği rivayet olunmaktadır.
Bu takdirde İstanbul Üniversitesi Rektörlüğüne Sıhhiye Vekâleti sabık müsteşarı mebus Dr. Hüsamettin Acıyan olacağı da ayni kuvvetle söylenmektedir. Bu arada Edebiyat Fakültesi profesörlüklerinden birine Yüksek Mualllim mektebi müdürü ve Parti İstanbul idare a. zasından B. Hamidin tayin edileca. ği söylenmektedir.
VİLAYETTE :
Vilâyet konağının tamiri
Bir zamandanberi devam eden vilâyet konağının tamiri bitirilmek üzeredir. Binanın içinde yapılan ta. mirat tamamlanmıştır. Şimdi dış kısmının sıva ve boya işile uğraşılmaktadır.
Jandarmaların yeni kıyafeti
Jandarma Umum Kumandanlığı jandarma için yeni bir tip elbise kabul etmiştir. Yeni kıyafet polislerin-kine benziyecek, palaska ve tabancalı olacaktır.
Bu hususta alâkadarlara emir gelmiştir.
DENİZLERDE :
Almanlar tazminat vermeği kabul ettiler
Almanyada yaptırılan vapurlarımız halkından Almanlarla Deniz bank arasındaki müzakereler bitmiştir. îki tarafın menfaatlerine uygun olarak bir anlaşma hazır -lanmıştır. Almanlar vapurlardaki tadilâttan Ib-aşka, mukavelesi feshedilen üç büyük vapur için de tazminat vermeği kabul etmişlerdir.

TAKVİM
26 Mart 1939 PAZAR

Hiert: 5 Sefer 1358
Remi: 13 Mart 1355
Çaylak fırtınası
Doru saati: 5,52
Otla ) 12,20 — İkildi ı 15,50
Akşamı 18,28 — Yatan 19,59 İmsak :4,10

Almanyanm yeni iktisadi kazançları erkezî Avrupadaki vahim buhranın yavaş yavaş or
tadan kalktığını ve yakın bîr harp ihtimalinin azaldığım gösteren büyük bir emmare Romanya ile Alman ya arasındaki İktisadî konuşmaların bir neticeye bağlanmasıdır.
Müstemleke topraklarını bir türlü ellerine geçiremiyen Almanlar, şarka doğru harekete iptidan orta, ya çıkararak civarındaki memleketlerde ilk maddeler ihtiyacım, zahire hususundaki aramalarını tatmin e-decek bir siyaset takibine başlamışlardı.
Çekoslovakyayı ilhak ile bilhas. sa sanayi, yani ihracat sanayii, ormancılık ve madencilik bakmamdan mühim istifadeler temin eden Almanya, petrol ve hububat cihetinden de Romanya ile yaptığı anlaşmalar vasıtasile bu ihtiyaçlarını da kısmen de olsa karşılıyacak bir vaziyete girmek üzeredir.
Çekoslovakyalım Alınanlara ge. çen kısımlarının nüfus fazlalığı \e keşif bir sanayi merkezi olması ve hele bu sanayiin ihracat üzerine müesses bulunması, Romanya ile yapılan ticarî anlaşmaya dikkat nazarları celbetmektedir.
Anlaşmadaki hükümler tetkik e-dilince Romanyanın ziraat hususundaki faaliyetini teksif edeceğini, zirai inkişafı modern usullerle temin yoluna gideceği, makineleştirileceği ve bunların Alman piyasalarına karşılıklı mübadele hükümlerine tevfikan arzedileceği görülmektedir. Diğer taraftan da Almanya, gerek ken dişinin ve gerekse Çek toprakların, daki sanayi merkezlerinin mamulatından bir kısmını ezcümle harp mal zeme ve vasıtalarını Romanyaya vereceği de müşahede edilmektedir.
Romanyadaki sanayi meselesine gelince, bu sahada Almanların bilhassa petrol ve müştakautna ehem, miyet verdikleri, ve bunu teminen serbest mmtakalar ve limanlar vü cude getirilmesüe mütemmim bir iktisadi siyaset takibini karar altına aldıkları da kendini göstermektedir.
Merkezî Avrupa ve Tuna havzasındaki bu yeni vaziyetin tetkikinde Almanların büyük kazançlar elde ettikleri muhakkaktır. Daha geçen, lerde imzalanan müteveffa Çek-AI-ıııan ticarî anlaşması ”Büyük Almanya,, ya doğru senevi 35 milyon marklık hububat ihracatını tazam-mıın ediyordu. Buna Romanyadan da yapılacak muazzam ihracat inzimam ederse Almanların bu cihetten endişeleri kalmamış olacaktır.
Ayrıca Almanyaya civar Mtıca-ristandan da Berlin büyük istifade' ler temin etmektedir. Macaristanm ziraî ihracatının hemen yansını, büyük fiat farkları ile kendisi almaktadır. Bu sebepten Macaristanda 1938 eylülünde zeriedilen arazi %13 miktarında artmış ve 20 milyon ken. tal buğday 22,5 milyona baliğ olmuş tur.
Diğer taraftan Almanya, Yugoslavya ile de çok sıkı ticarî münasebette bulunmak yolunu tutmuştur. Yugoslavya ticaretinin ihracatından % 42 sini Almanya çekmekte, ılir ve bilhassa Yugoslavyadaki bakır, gümüş ve muhtelif madenlerde Almanlar sıkı bir rabıta tesisini istemektedir.
Bu hususta Alman . Yugoslav ticaretinin sıkı bir hal alması için de çalışılmaktadır. Bu münasebetle Almanlar, sanayideki kuvvetleri, ve birleşen ananelerinden istifade ederek civarındaki komşu milletlerle karşılıklı mübadele sistemine dayanarak ihtiyacı olduğu maddeleri a-larak, esas kuvvetini teşkil eden sanayi mamul âtını ihraç İmkânım bulacaklardır.
Dr. Re,ad SAGAY
MAARİFTE :
Hukuk ve İktisat fakülte, lerl talebelerinin tetkikleri
İstanbul Üniversitesi hukuk ve iktisat fakülteleri talebelerinden bir grup dün öğleden sonra Paşabahçe-ye giderek şişe ve cam fabrikasında tetkikat yapmışlardır.
TIK I KABAM
3
26 MART 1K3K
SON HABERLER
Slovakyada Macarlarla Çarpışmalar
(Baştarafı 1 inci sayfamızda) cut birçok silâh ve cephane vat -dır.
Dün akşam Macar tayyarelerinin Spiska - Novenes üzerine yaptıkları bir akın neticesinde 6 kişi ölmüştür. Macar tayyareleri bu sabah da Horny - Ozorovce’ı bombardıman etmişlerdir.
Duchantez. keyfiyeti, derhal Budapeşte nezdinde protesto etmiştir.
BUDAPEŞTEYE GÖRE.
Budapeşte: 25 (A. A.) —Resmen bildiriliyor:
Macar kıtaları, dün muntazam Slovak kıtalarının taarruzuna uğ-| ramışlarsa da 23 Martta işgal ettikleri mevzileri muhafaza etmişlerdir. Slovak tayyareleri Ungvar, Roesnyon ve Magybercua’yı bom -Ibardıman etmişlerdir.
Macar hava kuvvetleri, 7 Slo-ı vak tayyaresini düşürmüşlerdir. Mukabeleibilmisil olmak üzere Macar tayyareleri de îglo hava! meydanını bombardıman etmişler-j dir.
Macar hükümeti, Slovak mu -, rahhaslarını Budapeşte’ye davet etmiştir.
Resmî mahfeller, Slovakların Macaristanın bir uzlaşma zihniyeti ile yaptığı bu daveti kabul edece -ğini ve yakında Slovak muhtariyeti esaslarına müsteniden iki memle -ket arasında bir hudut tesbit edileceğini ümid etmektedirler.
BERN HÜKÜMETİ DE HUDUTTA TEDBİR ALIYOR.
Bern: 25 (A. A.) — Federal meclis, bir ihtiyat tedbiri olmak üzere hudutlardaki bütün lağam-
ların doldurulmasına ve bunların sıkı bir nezaret altına alınmasına karar vermiştir.
MUSSOLİNİN HİTLERE TELGRAFI
Prag: 25 (A. A.) — Emin bir membadan verilen, fakat kontrolü imk&ııı bulunmıyan bir habere göre Mussolini, Hitler’e bir telgraf göndererek Slovakya’yı işgal etmesi için Macaristan’a müsaade etmesini istemiştir.
romaNyada askerî TEDBİRLER DEVAMDA
Bükreş: 25 (A. A.) — Macar ordusunun seferber edilen kısmının terhisi için yapılmakta olan siyasî müzakerelere intizaren Ro -manyanın tevessül ettiği askerî ted birlere devam ediliyor.
Seferberlik münasebetiyle tran-silvanva halkının gösterdiği vatan perverlik ehemmiyetle kaydolunmaktadır.
MÜZAKERELERE BAŞLANIYOR
Londra: 25 (A. A.) —Bay de Valera bugün Shequers’de B. Cham berkini ziyaret ettikten sonra öğleyin Düblene hareket etmiştir. D. N. B. ka.
Budapeşte: 25 (A. A.) —Burada sanıldığına göre, Slovak hükümeti, Macaristanın Karpatlar Uk-ranyasiyle Slovakya arasındaki hududun katî olarak çizilmesi meselesini halletmek üzere Budapeşte-ye bir Slovak heyeti gönderilmesi hakkındaki teklifini kabul etmiştir.
Pek muhtemel olarak görüşmelere pazartesi günü Budapeştede başlanacaktır.
U. Müfettişlikler Lâğvedilmiyor Salâhıyettar zevat bu haberi katiyetle tekzip ettiler
Ankara: 25 (Hususî) —Umu-mî Müfettişliklerin lağvolunacağı hakkında bir İstanbul gazetesinde bu kere verilen haber; burada alâkadarlar tarafından kat’îyetle tekzip olunmaktadır. Görüştüğüm sa-lâhiyyettar kimseler; bu hususta alınmış hiç bir karar mevcut olm'a-dığını söylediler.
Amerika Ve Memel Memelden Amerlkaya gidecek mallardan da fazla gümrük alınacak
Vaşington, 15 (A.A.) — Maliye 25 marttan itibaren Memelden gelen mallar hakkında mukabele bilini sil tarifesinin tatbik edileceğini bildirmektedir.
Memel, Almanyaya ilhak edilmiş olduğu için burası hakkında tatbik edilecek tarife, Alnıan malları hakkında tatbik edilen tarifenin ayni . dır.
Almanya, Müstemleke Talebinden vazgeçmiyor
Paris, 25 (A.A.) — Berlinden bildiriliyor:
Nasyonal - Sosyalist partisi me murlarının bir toplantısı esnasında beyanatta bulunan von Epps, ecne. bi memleketlerde izhar edilen hoşnutsuzluğun Almanyayı müstemleke istemekten alıkoyamıyacağını söylemiştir.
Kiao - çeu Adası Almanyaya mı Veriliyor:
Londra, 25 (A.A.) — Daily He-rald gazetesinin bildirdiğine göre dün akşam Berlinde Kiao - çeu müs ^emlekealnin Almanyaya iadesinden bahsedilmekte idi. Bu hususta Da-
Madrit Bugün Teslim Olacak
Cumhuriyetçiler sulh teklifinde bulundular
Saint Jean de luz: 25 (A. A.) — Sözüne itimad edilir membalar -dan alınan haberlere göre, Madrid millî müdafaa komitesinin Bur gosdaki müzakerecileri general Francoya şartsız teslimi ve Cumhuriyetçi askerlerin çekilmesini teklif etmişlerdir. General Fran-co Madridin azamî altı günde bütün Cumhuriyetçi kıtalarından tecridi şartiyle teslimi kabul etmiştir.
Anlaşma haberi tekzip olunuyor
Burgos, 25 (A.A.) — Carillo ile Ortaganın Burgosa geldiklerine ve Franco ile cüınhuriyetçi İspanya liderleri arasmda bir itilâf hasıl olduğuna dair ecnebi memleketlerde neş redilen haberleri matbuat bürosu katî olarak tekzip etmektedir.
Belçikada askerî hazırlıklar
Brüksel: 25 (A. A.) - Bugün-kü resmî gazete, Belçikanın askerî hazırlıkları için iki emirname neşretm iştir.
Birinci emirnamede seferberlik işleriyle meşgul olmak üzere kabine âzasından mürekkeb daimî bir komite kurulmaktadır.
İkinci emirname, dahiliye, ik-tısad, ziraat, nafia ve sıhhiye nezaretlerinde “seferberlik işleri” na mı altında birer daire tesisi hakkındadır. Bu daireler, ordunun seferberliği için icalbeden tedbirleri 'alacaklardır.
Münhal Valilikler
Ankara: 25 (Telefonla) — Mebusluğa namzed gösterildikleri i-çin; İzmir, Manisa, Eskişehir, İsparta ve Sivas Valilikleri münhal bulunmaktadır.
Buralara yeni Vali tayini; yeni meclisin faaliyete geçmesinden son ra yapılacaktır.
ily Herald diyor ki:
"Kiao - çeu bir ticaret üssü olarak pek faydalı bir müstemleke teşkil etmekle beraber Almanya için İktisadî olmaktan ziyade sevktil-ceyşi bir kıymeti haiz olacaktır,,,
(BaştRrafı 1 inci sayfamızda) sesini hiç müşahede edemezdik. Hissiyatları, telâkkileri birbirinden ayrı insan kümeleri bir arada yaşamış oldukları içindir ki zaman onların a-rasında bir iştirak, bir yakınlık ve bir tesanüt vücude getirdi. Onu a için bugünkü milliyet telâkkileri tarihin siyasî ahval ve şeraitinin, coğrafî vaziyetinin, uzun bir mazi hatırasının birbirlerine yaklaşmağa namzet kıldığı milletler arasmda bir engel teşkil etmemelidirler.
Bu yeni milliyet telâkkileri nis-betle yakın bir mazinin mahsulüdürler. Balkan memleketlerinde bugün bunlara hürmet etmekle beraber bu hissi bütün Balkanlılar için açılan hakikî selâmet ve hürriyet yolu ü-zerinde bir mania teşkil etmekten kurtarmak lâzımdır.
Zaten bu noktada ciddî bir endîşeye mahal olmadığı yakın şark imparatorluğunun şu veya bu nam ile, şu veya bu şekilde ihyası hakkında, Balkanların havasında âdeta tenef. füs edilen bir temayülün mevcudiyeti ile meydana çıkmaktadır. Filhakika, biz Balkanlüar haricî bir tehlike karşısında müşterek bir tehdide maruz kalacağımız için, başba. şa vererek müşterek selâmetimizi en evvel kendi vasıtalarımızla, kendi kuvvetlerimizle temin etmeyi düşünmeliyiz. En kuvvetli görülen dev. letler bile yalnız kalamıyarak kendilerine yardımcı aramağa mecbur oldukları bir zamanda ufak milletler bu yardımı pek pahalı bir fiyat ile elde edebilirler.
Büyük komşuların yanlarına veya yolları üzerine tesadüf etmek talihsizliğine uğramış küçük kavimler için kurtuluş imkânları ancak tesadüfe bağlı kalmıştır gibi görünüyor. Balkanlılar bu temelsiz, çürük ve teh likeli vaziyetten, büyük bir talih e-seri olarak, kendilerini çekip çıkarabilecek bir imkâna malik bulunuyorlar. Ayn ayrı küçük ve zayıf te. lâkki olunabilecek Balkanlılar bir-leşince büyük bir heyetimecmua vücu de getirebilmek fırsatile karşılaşıyor lar. Bu fırsat neticesinde husule gelecek tophhıgun temin edeceği fay. da o kadar büyüktür ki bunun tahakkukuna mani olabilecek bir takım ikinci derecedeki mülâhazaların üzerinden atlıyamamak için gerçek, ten dar düşünüşlü, dar görüşlü ve gözleri bağlanmış olmak icap eder.
Balkanlılar müttehit ve hatırı sayılır bir kudret vücude getirdikleri gün, yakın şark imparatorluğunun sağlam temeli atılacaktır. Balkan Commonuvelthi’i büyük bir cazibe kuvvetini haiz olacak ve bütün yakın şarkı kendi sinesinin içine a. lacaktır. Bu yakın şarkın ayni tehlikeye maruz, büyüklere bir müstemleke olmak mevkiinde kalmış ka-vimleri için bir can kurtaran teşkilâtıdır. Böyle bir teşekkül daha ilk dakikalarında dostluğu aranır, var. lığına kıymet ve ehemmiyet verilir bir devlet sayılacak ve emperyalist akınlara karşı Avrupa ile Asya arasında aşılmaz bir sed gibi yükselecektir.
Yakın şark kavimlerinin hürriyeti, millî karakterleri dahilinde ser. best inkişafları için bir müdafaa mekanizması şeklinde tevellüt edecek bu birlik beşeriyetin umumî terakkisi ve medeniyeti hesabına da kuvvetli bir âmil olacaktır. Çünkü yakın şark imparatorluğu ancak bir müdafaa, bir sulh ve sükûn, bir anlaşma ve çalışma silâhıdır. Emperyalist devletler içinde bile dünyada devamlı bir siyasî düzen kurarak İktisadî münasebetleri normal şekle sokmak ve harp felâketine azamî derecede sed çekmek emelini besliyen ler için yakın şark imparatorluğunun teessüsü pek sempatik olmak icabe-deceğine kaniiz.
Hüseyin Cahid YALÇIN
Dost Yunanistanın bayramı
Atina: 25 (A. A.) —Yunanis-tanın istiklâli yıldönümü bugün burada ve bütün memlekette bü -yük törenle kutlanmıştır. Atmadaki merasimde kral ve başvekil Metaksas, hükümet erkânı ve kor diplomatik te hazır bulunmuş ve büyük bir askerî geçit resmi yapılmıştır.
Beyoğlunda Büyük inhidam Faciası
Yaralılardan üçü; Katina, P vli re Donma
Son Vaziyet
Geç vakit hastaneden öğrendiği mize göre tedavi altına alınan 8 ağır
(Baş tarafı 1 inci sayfada) Birinci katta şoför Niyazi ile ka nsı Fatma.
ikinci katta: Lonis ve karısı ile baldızı.
Üçüncü katta: Pavlos isminde bir marangoz ile karısı ve oğlu ile kızları.
Dördüncü katta halıcı Yusuf ve karısı ve diğer bir halıcı aüesi.
En üst katta da 73 yaşında bir ihtiyar olan Nikola ile Nevbar is. minde bir şoför nişanlısı olan kızı dün saat 13,40 da bu apartmanın ansızın ve ikinci kattan bel vererek geriye doğru yıkılmıştır.
Bu esnada apartmanın arka tarafında arazi münhat olduğu için ora daki bir evle yanındaki bir katlı ve 1 numaralı, Olga ile Nikoya ait e-ve yüklenerek bunları da kendi enkazı altında yıkmıştır.
Olga ve Niko tesadüfen karşı ev. de misafir bulunduklarından bu inhidamdan müteessir olmamışlardır. Fakat ev tamamiyle harap olmuştur.
Arkadaki ev ise tamamen apart manın enkazı altında kalmıştır.
Öğrendiğimize göre burası esasen metrûk ve harap bir binadır, in hidam esnasında asıl apartmanda bulunan kiracdar müteessir olmuştur.
Bunlardan birinci kat sakinlerin den olup enkaz altından yaralı ve bitkin bir halde çrkardan Fatma o vaziyetinde bile kocasını düşünmüş-kendi yaralarına ehemmiyet vermi-yerek yatırıldığı sedyeden doğrul-muş, etrafındakilere:
— Kocam da yanımda idi, aman onu da kurtarm demiştir. Bunun ü-zerine kadının bulunduğu saha aran mış ve zavallı şoför Niyazi kanla kerpiçin karışmasından yüzünde hasıl olmuş bir çamuş halitasiyle ölü olarak çıkarılmıştır.
Kazadan bir talih eseri olarak kurtulan bir aile
Üçüncü katta oturan Sonis, karısı Angeliki ve baldızı Eleni’ ile bu müessif hâdiseden burnu kanamadan çıkan tek ailedir.
Bu aile vaka sırasında dışarıda bulunuyorlardı. Vakayı müteakip kendileriyle konuşan bir arkadaşımıza:
— Verilmiş sadakamız varmış ki biz evde değildik, demişlerdir.
En talihsiz kiracılar
Müessif hâdisenin en bedbaht insanları üçüncü ve dördüncü katta oturanlardır. Üçüncü katta Mavlos isminde marangoz karısı Katina, 14 yaşında oğlu Todori, 12 yaşındaki kızı Stasa ve 9 yaşlarında kızı Ando liga ile oturmaktadır. Pavlos hâdise sırasında dükânında bulunmakta idi evde bulunan karısı Katina, Stasa, ve Andonika ağır yaralı Todori ölü olarak enkaz altından çıkarılmışlardır.
Enkaz altında kalanlar
Dördüncü katta halıcı Yusuf ka nsı Sultan, kızı iki yaşında İlhan baldızı Ayşe ve yine ayni katta oturan diğer halıcı M. Yusuf karısı Mak bule kızı Fikriye oturmaktadır. B’i iki aileden, 2 yaşındaki İlhan, Ayşe. Sultan, Makbule, Fikriye saat on bu çuğa kadar temizlik arneliyesi ve it. faiyenin devamlı çalışması olduğ ı halde enkaz altından çıkarılamamış lardır!...
En üst katta oturan Niko, inhidam hâdisesinde evin dışında bulunmaktaymış. Kendisi: bu suretle en. kaz altında kalmaktan kurtulmuşsa da birkaç saniye sonra binanın önünde başına düşen bir taşla yaralanmış ve ölmüştür’
Kızı ise Frseo enkaz altından iki bacağı kınk olarak çrkarılmış. tır.
Yeni Meclis
yaralıdan ikisi daha ölmüştür. Şu vaziyete göre ölü ve yaralıların ade di enkaz altmdakilerle beraber 15 e baliğ olmaktadır. Bunlardan beşi enkaz altında bulunmaktadır ki ölmüş nazariyle bakılabilir. Diğer dört ölüden ikisi enkaz altından ölü çıkarılmış ve ikisi de hastanede ölmüştür.
Kaka Ortada yok
İşittiğimize göre belediye mühen dislrei apartmanın çürük olduğuna ve bir gün yıkılacağına dair rapor veımişlerdir. Bunun üzerine kiracılar apartman sahibine müracaat etmişler ve vaziyeti anlatmak istemişlerdir. Bu müracaat üzerine kiracılarının apartmanı terkedeceklerrı den korkan Raka :
— -mühendisler daha üç sene mün let verdiler, şimdilik tehlike yok diyerek kiracıları başından savmıştı r.
Müessif hâdiseden kurtulanlar dün akşamı komşularının evlerinde geçirmişlerdir.
Apartman sahibi Raka ortadan kaybolmuştur. Kendisi polis tarafın dan şiddetle aranmaktadır.
Belediye Kooperatifindeki Y olsuzluklar
(Baştarafı 1 inci sayfamızda) mürakabe hakkı mevcuttur.
Belediye gazeteler tarafından yapılan ihbarlar üzerine bu hakkını istimal ederek kooperatifin muamelâtı üzerinde geniş mikyasta bir tali kikat icrasına karar vermiştir. Bu tahkikata memur edilecek olan kimseler bir kaç güne kadar faaliyete başlıyacaklardır.
Şehrimizde bulunan mülkiye mü fettişleri koperatifin hesabatı üzerinde henüz teftişlerine başlama, mışlardır. İstanbul belediyesi riyaseti mülkiye müfettişleri tahkikata başladıkları takdirde bizzat yapacağı tahkikattan sarfınazar edecek ve mülkiye müfettişlerinin tahkikatının neticesine intizar edecektir.
Kooperatifte yapıldığı söylenen imza taklidi ile para çekilmesi keyfiyetinin mesulleri ve bu işin failleri henüz belli olmamıştır. Maamafih bu işin bir veya bir kaç kişinin yaptığı ve mahiyetinin kooperatif idare heyetine mesuliyet yükliyecek kadar geniş olmadığı zannolunuyor.
Kooperatiften faizle para alan belediye memurları da normal olan vadelerinde borçlarını ödemektedirler. Borcun ödeme keyfiyetinde bazı gfeçikmeler olmuşsa bile bunlar, ko operatif müdürünün salâhiyetile ve o kimseler tarafından gösterilen mu hik sebeplerle muvakkat bir zaman için taksitin tehirinden ibarettir.
28 mart salı günü öğleden sonra kooperatif umumî heyetinin normal toplantısı yapılacaktır.
Bu toplantıda idare heyetinin senelik raporile takdim edeceği hesap cedveli azalar tarafından tetkik olu. nacaktır.
Bu toplantı kooperatifin faaliyet ve hesabatının idare heyeti tarafından uzun ve esaslı bir kontrol ve tetkikine imkân verecektir.
İdare heyeti, kooperatif işlerinin normal olarak yürüdüğünü ve hiç bir yolsuzluk olmadığını iddia etmek tedir. Kooperatife 25000 liralık bir paranın 2000 lirasını ödediği iddia olunan iktisat işleri müdürü Asını Süreyya bu havadisi şiddetle tekzip etmiştir.
Kendilerine dört sene için mukadderatımızı tevdi edeceğimiz yeni Büyük Millet Meclisi azalan bugün belli olacak. Dünyanın bulunduğu bugünkü karanlık ve sonu meşkûk vaziyet gözönüne almacak o-lursa, veoi Meclisin ne kadar büyük mesuliyetle ve ne kadar- ağtr yükler altında iş başma geldiği kolaylıkla anlaşılır.
Avrupada ve Akdenizde çarpı -şan İngiliz, Fransız — Alman, İtalyan menfaatleri her gün ortaya yeni bir harp havası çıkarıyor. Emrivakiler biribirini tamamlıyor. Bir gün zarfında memleketler ortodan kalkıyor. Bütün milletler silâhlanmak için deüce bir yanşa girişmiş buluuuyorlar. Her gün dünya için yepyeni ideolojiler doğup batıyor. Hâdiseler o kadar süratle inkişaf ediyor, o kadar çabuk değişiyor ki diplomatların faaliyeti, fikirlerin muhakemesi hâdisata yetişemiyor.
işte yeni meclis böyle bir zaman da iş başına geliyor. Denebilir ki İstiklâl harbindenberi tarihimizde hiç bir meclis dünyanın bu kadar karışık, bu kadar kritik bir zama. nında vazife görmemiştir. Bu itibar la yeni meclis ayni zamanda belki de memleketimizin istikbali üzerinde çok hayatî roller oynıyacaktır.
Şimdilik kendilerine hayırlı muvaffakiyetler dilerim.
MUKAD SERTOĞLU
Mebus Seçimi Bugün Yapılıyor
(Baçtaraf ı / inci sayfada )
İntihabat esnasında heyeti tefti-şiye hazır bulunacaktır.
Vali ve Belediye reisi doktor Lûtfi Kırdar müntehibisani olması hasebile bugün gelerek reyini kullanacaktır.
İstanbul İntihabı mebusan teftiş heyetinden:
26—3—939 pazar günü mebus intihabı yapılacaktır. O gün saat tam dokuzda rey alınmaya başlanacak ve 12 de bitecektir.
Müntehibisanilerin intihap maz -hataları Üniversite konferans salonunda dağıtılacağından saat 9 dan evvel salonda bulunarak mazbatalarını almaları rica olunur.
YENİ MECLİS 3 NİSANDA TOPLANIYOR
Ankara 25 (Telefonla) — Yarın (bugün) bütün memlekette olduğu gibi şehrimizde de mebus seçimi yapılacaktır.
Bu münasebetle icabeden bütün hazırlıklar tamamlanmıştır.
Yeni meclisin 3 nisan günü ilk celsesini aktedeceği ve haziranda da yaz tatili devresine başlıyaca-ğı anlaşılmaktadır.
Bazı yüksek memuriyetlerden ve diğer vazifelerden mebusluğa nam zet gösterilenlerin yerine yenilerinin tayini de meclis açılınca icra olunacaktır.
IIP- —...I II .1 mil | l|| ..
Matbuat Balosu
İstanbul Matbuat Cemiyetinin senelik balosu dün gece Maksim salonlarında verilmiştir.
Her sene tertib edilen baloların en güzelini ve en zevklisini teşkil eden Matbuat balosu dün gece de Maksim salonlarına güzide bir kalabalığı toplamıştır.
Saat 22 den itibaren gazeteciler ve davetlileri ile dolmıya baş-lıyan salonlardaki kesafet; saat 24 e doğru büsbütün artmıştır.
Şehrimizin en mutena aileleri ile birçok tanınmış şahsiyetlerin ve refikalarının teşkil ettiği bu güzide kalabalık arasında sabaha kadar coşkun bir neşe içinde eğlenilmiş, dansedilmiştir.
6 mevkuf birden İdam edildi
Columbia . South - Carolina, 25 (A.A.) — Dün akşam Columbia hapishanesinde bulunan altı mevkuf 48 dakikada idam edilmiştir. Bunlar, ilkkânun 1937 de hapislıanedeu kaçmağa teşebbüs ettikleri esnada yüzbaşı Sandera’i öldürmüşlerdi.
Sayfar*
TENtSABAH
26 MART 1939
Merasimde general AH Rııa nutkunu söylerken re mektepleri teftiş ederken
36 36 88 38 88
Çanakkaie Zaferi
Güzel İzmirden Notlar
ko-
Bu haftaki fazla gazete rahmin sırrı — Ankara - İzmir telefon nuşmaJarı — belediyenin yeni ve şık otobüsleri — inşa edilecek yeni kız enstitüsü — umumî meclis azalan na İzmir valisinin ziyefeti.
Kamyonlardan bozulup yapılan otobüslerden bıkanlar bunlara bindikleri zaman tramvaydan ziyade rahat ettiklerini görüyorlar ve rağbet ediyorlar. İşte bu rahat otobüslerden bir kısmı da Güzelyalı Karşı, yaka hatlarına tahsis edilecektir.
Belediye için büyük varidat temin eden bu vasıtai nakliyeler İzmirde tramvay ihtiyacını azalt, mıştır. Kordon boyundaki tramvay hattı büsbütün, sökülmüş ve kaldırılmıştır.
Gazi bulvarına yapılmış olan tramvay hatları boş duruyor. Üzerin den otobüsler o.lip geçiyor, o rayla, nn kaldırılacağı zannedilmektedir.
• Bu hafta yeni bir kız enstitüsü inşaatı başlıyor. Kordonda Italyan mektebinin arka tarafına tesadif eden vasî arsada büyük bir kız enstitüsü yapılmak üzere temel kısmı ihâle edilmiştir. Yirmibeşbin metro murabbamdan fazla bir yer işgâl edecek olan bu bina şimdiye kadar Türkiyede inşa edilmiş olan enstitülerin en moderni olacaktır. 200 bin liraya mal olacağı tahmin edilen I bu enstitünün temel kısmı (32,700) liraya ihale edilmiştir. 15 mayısa ka dar temel kısmı bitecektir. Ondan sonra diğer kısımları peyderpey ihâle olunacaktır. Bu enstitüsü 1500 niharî ve 200 leylî talebe alacaktır.
İzmirde büyük bir ihtiyacı kar şılıyacak olan bu enstitü İzmir için de bina itibariyle fevkalâde zarafeti haiz olacaktır. Geniş bahçeleriyle, parklariyle çalışma ve istirahat mahalleri çok modern tertibata malik olacağı söylenmektedir.
• Vilâyet meclisi pazartesi günü son celsesini vali Bay Fazlı Gülecin riyasetinde açmış ve bütçe müzakeresinde bulunmuştur.
Vali tarafından umumî meclis azalan şerefine Kordonda İzmir Palasta bir ziyafet verilmiş ve şehir meclisi azalan da bu ziyafette ha. zır bulunmuşlardır.
Bunlardan başka Ege havalisinde mebus intihabatına memur edilen mebuslar, kolordu kumandanı General Mustafa Muğlalı, müstah. kem mevki kumandanı General Ra-sim Aktuğ, erkânı askeriye ve de. vairi mülkiye ve adliye rüesası matbuat ve İktisadî müesseselerin mümessilleri davetliydiler.
Ziyafet ortasında vali Bay Fazlı Güleç bir nutuk irad ederek umumî meclis azalarının mesaisini takdirle yad etmiş ve bu sene için alınan kararlan, maarif, yol ve sağlık işlerini izah eylemiştir. Ulvi OLGAÇ
Bu hafta İzmirde gazeteler her zamankinden daha fazla bir gürültü ile satıldı kapışıldı. Gerçe İzmi-rin gazeteleri pazartesinden başka her gün çıkıyor ve İstanbul, Avrupa : havadislerini vaktinde veriyor ama 1 halk yine Istainbul gazetelerine da ha fazla bir rağbet göteriyor. Çek arazisinin Alman tarafından işgâli üzerine piyasada harp korkuları baş laması gazatelere fazla hücuma se. bep oldu. Haftada üç gün ekspres İstanbul gazetelerini günügününe buraya getiriyor. Akşamları saat dokuz buçukta mevezziler sokaklarda bagırmıya başlıyor. Kapılarını, pençerelerini açarak geceleri gazete alanlar pek çoktur. Diğer günlerin ikisinde gündüz ve pazartesikinin de Istanbuldan kalkan vapurla öğle, den evvel birgün evvelki gazeteler gelmiş bulunuyor. Bazı gün bur»a baş müvezzilerinin hesabı neticesi olacak, biraz gecikiyor.
Avrupa muvazenesindeki gerginlikler buradaki piyasa üzerine bir hayli tesirler yapmıştır. Bilhassa Avrupadan getirilecek mallar için siparişler daha ağırlaşmış bir vaziyettedir. Izmire en çok mal Almaıı-yadan gelmektedir. Bu cihetle Al-manyanın siyasî hareketleri ticarî endişeli davranmayı sevkediyor.
• Ankara ile İzmir arasındaki telefon muhavereleri şimdiye kadar İstanbul üzerinden yapılmakta ve bazı teknik zaruretlerde yüzünden her çift saatin ilk yarım saatinde görüşülebilmekte idi. Meselâ saat onu beş veya on geçe Ankara ile görüşmek arzu edildiği zaman on iki buçukta yol almak kabil olabiliyordu. Şimdi bu mahzur izale edilmiş ve yeni bir hat devresi ilâve edilerek doğrudan doğruya Ankara ile hiç İstanbulun tavassutuna hacet kalmaksızın, görüşmek mümkün bir hale gelmiştir. Bittâbi artık beklemek de kalmamıştır. Hangi saat istenirse görüşülebilmektedir. Her. kesin görüşülebilmesi için telefon merkezleri izmirde hemen yok gibidir. Bunu nazarı dikkate alan Nafıa Vekâleti muhtelif ve işlek yerlere telefon kulübeleri koydurmayı düşünmüş ve bu hususta tetkikat yap. masını İzmir telefon müdürlüğüne bildirmiştir. Bu tetkikattan sonra lzmirin işlek yerlerine telefon kulübeleri yapılacak ve bu kulübeler de telefon muhabereleri otomatik bir şekilde kabil olacaktır. Meselâ beş kuruş veya on kuruş makinenin de. liğinden atıp numarayı çevirmek ve üç dakika görüşmek mümküu olabilecektir. Kulübelerin etrafı camlı ve içerden kapanır bir şekilde yapılacaktır. Bunun fuar zamanına kadar yetiştirilmesi arzu edilmektedir.
• Belediyenin yeni ısmarladığı otobüslerin bir kısmı mayıs son-larrnda gelecektir. Hâttâ bunların içinde Çeşmeye işlemek üzere otokarlar da bulunmaktadır.
Belediyenin şimdi hükümet konağı saat kulesi meydanından kültür parka alsancağa Basmahaneye, tepeciğe ışliyen otobüsleri çok şık ve rahat birer vasıtai nakliyedir Kordon üzerinde kırmızı, bej renk-lerile mütemadiyen gelip gitmesi ve bu otobüslerin içerisine girilip otu-
24 ncü Yıldönümü Çanakkalede Büyük ve Coşkun Merasimle kutlulandı Ve Şenlikler Yapıldı
Çanakkale (Hususî) — Her tarafı büyük kahramanlıklarla dolu olan ve bütün dünya milletleri tarih lerinin çevrilen yapraklarına altun yaldızlarla yazılan 18 - mart -1915 Çanakkale boğazı tarihinin 24 cü yıldönümü töreni Cümhuriyet alanında kutlulanmıştır.
Törene saat 9 da İstiklal marşi-le başlanarak Vali ve müstahkem mevki komutanı kahraman erlerimizin bu zafer bayramlarını tebrik etmiştir.
Müstahkem mevki, Cümhuriyet partisi ve halkevi tarafından büyük Atamıza ve 18 . mart -1915 şehitleri adına Atatürk anıdma çelenkler konmuş, müstahkem mevki komutanı generâl Ali Rıza Artunkal, Deniz binbaşısı Rüştü Asal ve halkevi başkanı Halil Dilmaç nutuklar söyliye-rek aziz şehitlerimizin kahramanlık, lan anılmıştır.
Binlercce halk ile dolu olanCüm-
38 36 38 36 36

Fenerbahçe A. Gücünü Dün 4-1 Mağlûp Etti
huriyet alanında bütün askeri birliklerin ve mekteplilerin iştirakiyle muazzam bir geçit resmi yapılmış, köylerden gelen yüzlerce kadın er. kek köylü vatandaşlar da bu geçit resmine iştirak etmiştir.
Hamidıyc ve Haşan Mevsuf şe-hitleıile denizciler şehitlikleri ziya ret edilerek çelenkler konmuş, vatan için kahramanca çarpışarak canlarını feda eden kahraman şehitlerimizin baş uçlarında nutuklar söylenmiş ve ruhları taziz olunmuştur.
Bu büyük zafer gününün şerefine müstahkem mevki komutanlığınca Çanakkaledeki bütün emekli ve ihtiyat subaylara bir yemek ziyafeti verilmiştir.
Akşam da kahraman ordumuzun şerefine halkevi tarafından İstiklâl okulunda tertip olunan baloda geç vakte kadar halkevi ar kolunun kon seri de dinlenmiştir.
KADİR AYTAÇ
Bir Ceviz Ağacı Yüzünden Cinayet
Erbaanın Boraboy Köyünde Bir Adam Öldürüldü
Erbaa (Y. Sabah) — Kasabanın Destek nahiyesine bağlı Boraboy köyünde ölümle neticelenen bir vak’a olmuştur. Tafsilâtını yazıyorum:
Köyden bir şahsa ait bir, iki parça ceviz kütüğünü hazırlayıp mal sahipleri ile yarı, yarıya bölüşmek üzere Mustafa oğlu Kadir Karagöz ile üvey kardeşi Mustafa Mal sahiplerinin şosa kenarındaki kütük lerini hazırlamağa başlamışlardır o sırad vak’a mahalline gelen aynı köyden Himmet oğlu Nuri Şahin bu
hakkın kendisine ait olduğu iddiasında bulunur, ağız kavgası yaparlar takat iş sonradan kızışır iki kardeş bir olarak Nuri Şahini sopa ve balta ile vura, vura öldürerek kaçma, ğa muvaffak olurlar.
Hâdiseye derhal vaziyet eden C. M. Umumisi, Hükümet tabibi, jandarma komutanı mahallinde tahkikatlarını yapmışlar ve dört saat gibi kısa bir zamanda kahraman jandarmalarımız her iki katili de adaletin pençesine teslim etmişlerdir- Basri Ahmet Ünal
BUGÜN GÖRECEĞİNİZ BÜYÜK FRANSIZCA FİLM SEVEN-AŞKIN ZEVKİN »e ACILARIN YAŞAYAN BİR KADININ HARİKULÂ3E ve MÜESSİR ROMANI
MELEK
Sinemasında
DAMGALI KADIN
Baş Rollerde: GLAYDY GEOR3E -VAREEN VVİLLİAM JOHN - AL
Aync.: Memleket gazetesi ve Paramunt dünya havadisle, i
Bugün saat 13 de tenzilâtlı matine
«•SARAY ve PEK Sinemalarında BugBne kadar görülen Türkçe konuŞan filimler!» en güzeli Racanın Hâzineleri Baş rolde: Şeyh Ahmet ye Şeyhin Aşkı Alimlerini yaratan RAMON NOVARO
Musiki kısmı: m. c. ve üstad Cevdet kozan Şarkılar: nadIr-hamId d1kses-k. SAFİYE
1 Bursa Senfonisi - Türkçe sözlü ve musikili olarak
2 — Memleket gazetesi - Bulgar Başvekili An-karada Istanbulda seçim - Pera, Şişli maçı
oıpahı ocağında kahraman süvarilerimizin iştir (k ettikleri büyük yarışlar
Bugün saat İJ ve 13 de Tenzilâth matineler
Filme ilâve:

Fener - Ankara gücü maçından bir enstantane
SÜMER
VE
TÜRKÇE SÖZLÜ - ARABÇA ŞARKILI
T£!5.£İM YAŞASIN AŞK
Filmi
büyfflk muvaffakiyetle devam ediyor
ruldugu zaman fevkalâde rahat edilmesi .halına fazla rağbetini celbe», miştir. I
Filim taşraya gideceğinden son günlerinden İstifade ediniz,
Bugünja.t 10 da tenzilât!, halk matinesi. Diğer ŞtaD,|ar 12. 1/2 - 3 - 6 - 8,45
(Baş tarafı 1 inci sayfada) ! — Lebip, Muzaffer — Ali Rıza, Ay-tan, Reşat, Naci, Yaşar, Şaban, Bas ri.
Knkaragücü takımı: Kefer — Enver, Ali Rıza — Abdül, Semih, İs mail , Hamdi, Fahri, Muzaffer, Fikret, Hamdi. .
Oyuna Ankaıalılar başladılar. Soldan inen hücum Fenerbahçe müdafaasında kesildi. Ali Rızanın verdiği topu yakalıyan Esat Anka, ra geçmeğe başladı. Fakat topu kaptırdı. Ankaralı Ali Rızanın vuruşunu Hamdi kaptı, ve vole bir şütle topu birinci dakikada Fener bahçenin ağlarına taktı. AnkaralIlar daha birinci dakikada kazandıkları sayının şevkiyle canlı. Fenerli, ler idmansız olduklarını zannettirecek bir uyuşukluk içinde taraftarlarını yese düşürecek kadar cansız gö Tünüyorlardı.
Ankaragüçlüler yabancı sahada oynamalarına rağmen çok güzel, fal sosuz ve isabetli bir oyun oynuyorlardı. Fener kalesini müşkül vaziyetlere sokuyorlardı.
C ııuncu dakikadan sonra Fenerliler de açılmağa başladılar. 13 üncü dakikada Basrinin güzel bir orta-lıyışı Şabanın önüne düştü. Şaban isabetsiz bir vuruşla topu avuta atarak muhakkak bir fırsatı kaybetti. Esatla Şaban yerlerini değiştirdi . ler. Fenerliler daha ziyade sağdan inkişaf eden hücumlar yapmağa bağ ladılar.
Yirmi beşinci dakikadan sonra AnkaralIlar yeniden muvaffakiyetli oyun çıkarmağa başladılar. Bu dakikada seri ve canlı bir oyun seyrediyoruz. Vaziyete AnkaralIlar da ha hâkim. Birinci devre bu şekilde ve bir sıfır Ankara lehine bini, yor.
ikinci devre :
İkinci devre başlar başlamaz Fenerbahçeliler hücuma geçtiler. Şabanın 15 metreden çektiği şütü Ankara kalecisi iyi bloke edemedi. Yaşar yetişerek topu göğsiyle ağlara takmağa muvaffak oldu. Hemen ilk dakikada yapılan bu gol ve Fenerbahçelilerin gösterdiği gayret AnkaralIları bir hayli sarstı.
Birinci devredeki muvaffak.yet-li vaziyeti yavaş yavaş kaybetmeğe başladılar. Ankaragücünün canlı oynamasına rağmen Fenerbahçeliler 18 inci dakikada Naci ikinci sayıyı, on dokuzuncu dakikada Reşat An. kara kalecisinin sıkışık bir anında 20 metreden attığı bir şütle üçüncü sayıyı, yirmi birinci dakikada Bas-ri Nacinin bir şandelini vole bir şütle dördüncü defa Ankara kalesine soktu.
Ankara beklemedikleri ve bu kadar sayı farkına lâyık olmadıkları mağlûbiyeti kabul etmekle beraber gol yememeğe itina etmeğe başladılar ve maç bu şekilde 4-1 Fenerliler lehine bitti.
Oyun:
Oyunun umumî şekli birinci dev rede daha ziyade Ankaranm, ikinci devrede Fenerbahçenin lehinde cereyan etti. AnkaralIlar müsavi kabiliyette oyunculardan mürekkep ve futbolü anlamış bir takım intihamı bıraktılar. Atlet
Yüksek Ticaret Mektebi Galip Geldi
Tıp fakültesi ile yüksek iktisat ve ticaret mektebi arasında yapılan futbol maçını yüksek ticaretUler güzel bir oyundan sonra 2-1 kazan, mışlardır.
B. T. G. Direktörü G. Cemil Tanerin Gazetemize Mühim Beyanatı
Hasılat taksimi meselesinden do ğan hâdiseyi işitmedik kalmadı. Beşiktaş, Vefaı Galatasaray, Fenerbah çe klüpleri birlikte maçlara iştirak etmemeğe karar verdikleri halde sonradan Beşiktaş, Vefa maçlara iş tirak etti. Fener oyuncuları da idare heyeti kararını dinlemiyerek maç lara girdiler. Sözünde duran yalnız Galatasaray kaldı.
Fenerbahçe heyetinin iştirak etmeme kararma rağmen oynıyan fut bolculan klüpten çıkaracağı futbol şubesini muvakkaten kapıyaez’ğ’nı işittik. Herkes bir şey söylüyor, dedikodu umumileşiyor.
önceden millî küme maçlarına girmemeğe karar verdikleri halde sonradan iştirak eden Beşiktaş, Vefa ve hiç girmiyen Galatasaray ile idare heyeti kararına rağmen oynamak istiyen Fenerli futbolcuların Ankaragüciyle maçına müsaade edi lip edilmiyeceğini öğrenmek ve bu suretle dedikoduyu en salahiyetli makamın ağzından kesmek üzere beden terbiyesi umum müdürü Gene rai Cemil Taner’in fikir ve düşüncele rini öğrenmek istedik. Sayın General bu husustaki ricamıza atideki beyanatla mukabele buyurdular:
1 — Genel direktörlük millî küme maçlarına iştirak için klüplere mecburiyet tahmil etmemiştir. Ve hattâ bunu ihtiyara terkettiğini İstanbul bölgesine de bildirmiştir.
2 — 31 inci senei devriyesi münasebetiyle bir İngiliz takımını davet etmiş olan Fenerbahçe klübünün futbol şubesini anî olarak tatil ettiği hakkındaki sebepleri bu hususta salâhiyet sahibi olan müessesan heyetlerinin kararını bildiren bir ısrar yoktur. Binaenaleyh Vefa ile geçen hafta birinci maçlarını yapan Fenerbahçe oyuncuları bu hafta da An karagücü ile maçlarını yapabilir.
3 — Vefa ile Beşiktaş klüpleri bazı dileklerde bulunmakla beraber spor disiplinini esas gaye tutarak direktörlüğün çizdiği programa uy. muşlar, spor ve para işlerini biribi-rinden ayrı tutmak suretiyle güzel hareket etmişlerdir.
Bu klüplerin dileklerinin bir kısmı temin edilmiş olduğu gibi kabili temin olabilecek diğer dileklerini de tetkik ediyorum.
4 — Türk gençlerini sinesinde barındıran, onların vücut ve morallerini yükseltmek vazifesini üzerine alan klüplerin hepsi nazarımda mü. sari kıymet ve ehemmiyeti haizdir.,,
Yurdun her tarafındaki klüpler için seyyan muamele direktörlüğün prensip) ve kanunlara intibak ederek verilen emirlere İtaat eden klüplere miimkür» olan yardımı yapmak ta başlıca d üş ilncemiz d ir
Bu gün yapılacak maçlar
Taksim Stadı:
Aııadoluhisar . Galata Gençleri Saat 9,30 da.
Zozkurt - Demirspor. Saat 11, 15 te.
Kasımpaşa, Galataspor, Beykoz, Kurtuluş muhtelitleri. Saat 13 te.
latanbulspor, Beyoğluspor - Top kapı, Arnavutköy muhtelitleri. Saat 14,45 te.
Yaıı hakemleri: Feridun Kılıç ve Eşref Mutlu.
Anksragücü . Vefa Saat 16,30 da, Hakem: Şazi Tez can.
26 MART 193»
_ SS1 - İKTİBAS VE TERCÜME HAKKI MAHFUZDUR
Ordu Karargâhında
Ermenilerin mezalimi hakkında oralardan kaçıp gelen halk pek fecî şeyler anlatıyordu:
On gündür mezalim başlamış. (650) Türkü yol yaptıracağız diye götürmüşler. Bunlardan haber yokmuş. Kadınların ve çocukların ırzlarına geçiyorlar-mış. Cami ve evleri yakıyorlarmış.
1 Şubatta, hareketimize kadar bir tedbir olmak üzere Erzincan civarı halkından olan askerlerden 43 ve kaçıp gelen halkdan da 26 kişiyi çete olarak hazırlattım ve ordunun da muvafakatini alarak Erzincan civarına gönderdim. 3 şubatta 9 uncu ve 10 uncu fırkalarımı ve kolordu kıtalarını teftiş ettim. Efrad kaputlarını giymiş olduğu hhlde kumandan ve zabitlerin kaputlarını çıkarmış bulunduklarını hayretle gördüm. Soğuktan müteessir oldukları görülüyordu.
— Kaputlarınızı neden çıkardınız, diye 9 uncu fırka kumandanı Rüştü Beye sordum. Şu cevabı aldım:
— Ordu kumandanı Vehib paşa teftişlerde kaputlarımızı çıkarmaklığımızı emretmişlerdi.
Sordum:
— Üşümüyor musunuz? Ben çok üşüdüğünüzü görüyorum.
— Titreyoruz. Hastalananlarımız da oluyor. Fakat belki siz de ordu kumandanı gibi istersiniz diye kaputlarımızı çıkardık.
Sıhhatlarını, hayatlarını düşünmiyerek aldıkları emre itaati vazife bilen bu kahramanlara karşı kalbimdeki itimad ve şefkat arttı. Şu emri verdim:
— Hemen kaputlarınızı giyiniz. Çünkü benim de üzerinmde kaputum vardır.
Zabitlerim bu emrimden çok sevindiler ve derhal kaputlarını giydiler.
Kıtaların önünden geçerek askerlerimin sıhhati ve üstbaşlariyle alâkadar oldum. İyi beslenmediklerini görünce çok teessür duydum. Üstbaşiarı ve çamaşırları da iyi değildi. Lüzumu kadar kalori de alamamışlardı. Teftişimi bitirdikten sonra teessürümden o kadar sıkıldım ki kaputumu çıkarıp hafiflemeğe mecbur oldum ve bu vaziyette askerlerimin karşısına geçerek şu sözleri haykırdım:
— Sevgili evlâtlarım. Si-ze zaferler müjdelemiye geldim. Yakında zaferden zafere koşacağız. Memleketimizi tamamile kurtaracağız ve daha ötelerde bizi beklıyen kardeşlerimizin de imdadına koşacağız. Ben Çanakkalede ve Irakda da kumandanlık ettim. Oralarda gerçi çok üstün kuvvetlerin çok dehşetli ateşlerine askerlerim göğüs gerdi. Çok da kan verdik. Fakat onlar sizin gibi karlar buzlar içinde dağ başlarında açlıktan inlemediler. Çok açlık çektiğinizi, iyi beslenmediğinizi yüzlerinizden görüyorum. Düşman ateşinden şehid olanlar arasına dona-
rak, aç kalarak karışan arkadaşlarınız da olduğunu anlıyorum. Demek sîzler daha güç şartlar içinde çarpıştınız. Fakat, artık ıztırap günleriniz bitti. Size ilk ziyafeti pek yakında Erzincanda vereceğimi vaadediyorum. Ondan sonra da istihkakınız kadar değil, istediğiniz kadar yemek vereceğim. Ordudan, size elbise ve kaput, ne bulursam almak için, uzun kış yolculuğu yaptığımı düşünmiyerek hemen Suşehrinde ordu karargâhına da gideceğim. Sevgili zabitlerim, sevgili askerlerim, hepinizin yüksek alnınızdan öperim. Şehidlerimizin ruhu şâd olsun !
Sözlerimi bitirdikten sonra askerlerimin ağlaştıklarının farkına vardım. Bir şeyler söyleşiyorlardı. Sonradan öğrendim ki saf duygularını şöyle ifade ediyorlarmış:
“— Bu kumandanı bize Allah gönderdi. Hali-
mizi ve kalbimizi ilk görüşte anladı. Biz onun emrettiği yerde ölürüz.,,
• işte dünyanın en kudretli askeri: Türk askeri! (İki gün sonra Suşehrine hareket ettim ve as-
kerime ordu depolarında bulabildiğim 7000 kat el-
bise tedarik ettiğim gibi kolordu ambarından da bolca şeker vererek ve fazla iaşe temin ederek yü-
rüyüş kabiliyetlerini arttırdım.)
Harekette karargâhımla dan Erzincana varabilmek harekete karar verdiğimden
dıaha kısa yol. için Kemahdan 36 ncı fırkanın
teftişini şimdilik bıraktım. Bu fırkanın kumandanı olıaın Köprülü Kâzım Bey ordu emrine alındığından kumandanlık vekâletine erkânıharbi-ye reisim Cavid Beyi gönderdim. Ben de 5 şubat sabahleyin 7.15 de Suşehrine hareket ettim.
ORDU KARARGÂHINDA
Havalar soğuktu. Barometrelerimizin en aşağı derecesi (—6) olduğundan hakikî dereceyi anla-yamıyorduk. Fakat soğuk bundan herhalde daha şiddetli idi: Değirmenler buzlar içinde kalmıştı. Köroğlu boğazında soğuk müthişti. Burayı buzlar üzerinden kızakla kayarak geçtim. Çobanlı’ya kadar süren ve yorgunluk verniyen bu kızak yolculuğunun letafetini, bana cihan harbi arefesinde ls-viçrenin Alp dağlarında yaptığım seyahati hatırlattı. Buradan Ortaköy’e kadar faytonla gittim, sonra ordudan gönderilen otomobil ile yoluma devam ettim. 2.15 de Suşehrine vardım yani 7 saat süren ve yorgunluk vermeyen bir seyahat: Bir aydan fazla karlar içinde, atlı ve yaya olarak devam eden çetin yolculuktan sonra bu. bana pek eğlenceli geldi.
(Devamı var)
Teftiş Neticesinde Efrada İyi Bakılmadığını Müşahede Ettim
“İyi Beslenmediğinizi Görüyorum. Fakat Artık Iztırap Günleriniz Geçti. Size ilk Ziyafeti Pek Yakında Erzincan da Vereceğimi Vadediyorum,,
General 5 âzım Karabekir 3 Şubat 334 tari1' nde Kafkas cepnesınde Efrada söz söylerken ;
«Yakında Erzinca?.da sizi böyle toplıyacağım»
TKN13AB AK
Etilerle Meskûn Bir Nahiye “Kazanlı,, lar feallyet İçinde ve müreffehen yaşıyorlar
Mersin (Hususî) — İki sene evvel görülen lüzum üzerine nahiye haline ifrağ olunan ve Mersine on kilometre mesafede bulunan Hazan* 11 üç yüz senelik bir tarihe maliktir. Rivayete göre. Halaydan gelen Eti kafilesi o tarihte Mersinin bağlı bulunduğu Gökçeli köyü ağasına başvurarak kendilerini barındıracak bir yer isterler. O da şimdiki mevkii göstererek (Gidin kazanın, kaza, mn yiyin) der. Nahiye merkezi bu yüzden o ismi almış bulunuyor, derler.
Sahil boyunca veya sahile pek yakın bir mesafede sıralanmış olan dört Eti köyünün merkezi Kazanlı-dır. Nahiye teşkilâtı da Kazanlıda yapılmıştır. Çok çalışkan ve namuslu, faziletli kimselerden terekküp eyliyen halk en ziyade pamuk ziraa-tiyle iştigal eder. Kazanlıda bir de pamuk’ fabrikası açılmıştır. Hububat bereketli toprakta mebzulen yetişir. Meyve ve sebzecilik, bilhassa portakalcılık son zamanlarda ilerlemiştir.
Ganç kamunbay Salâhaddın Tun cali, Kazanlı ve köyler ine birer yeıJ çehre vermek azmile çallşrypr. Köy . kanununun tamamen tatbiki saye . sinde dört köyde de yeni ve güzel eserler -vüeut'bulmuştur. Kazanlıda hars komitesinin yardımı ile modern bir ilkokul kurağı, güzel bir park tesis edilmiş, yeni ve hususî binalar yükselmiş, köy yolları yapılmış, te. mizlik ve tenvirat işleri intizama sokulmuş, gece mektepleri açılmış, mektepsiz olan bir köy de irfan oca-( ğına kavuşmak üzere bulunmuştur.
Pancar fiatlarını tesbit lâzım
Pancarın kilosu (60) paradan aşağı köylüye idare etmivor
Dinar (Hususî) — (Dinar - San-diki. - Çivril) havalisi çok isabetli ve yerinde bir kararla Uşşak şeker fabrikası mıntakasına alınmış, bu mıntakaya memurlar yollanmış, pan car ekicileri çağırılmıştır.
Lâkin köylüye hiç bir memur kat’î olarak: (Pancarı sizden şu fiyata alacağız) diyemiyor. (Fiyatın bir kuruş olması muhtemeldir) diyor. (Teşkilât pek mükemmeldir Köylümüz tohum almakta, tarlası na saçmakta, yardım ve himaye gör mektedir. Tek endişesi mahsulünü kaça satacağını bilememesidir. Bu yüzden aboneman adedi yüzde elli azalmıştır diyebilirim. Diğer taraftan köylümüz dede yadigârı buğday ziraatine çok bağlıdır.
— Ofisçe himayeli buğdayı, ar pası dururken kat’î teminat veremi, yen pancarın ekilmesine aklım ermiyor, elim varmıyor. Demektedir.
Binaenaleyh bu gün rençberin ümidi fabrikanın vereceği kat’î ilmide bağlıdır. Mütereddit nazarlar ona dikilmiştir. Fiat meselesi köylü, müzün lehine halledilmedikçe şeker fabrikamızın pancarsız kalması tehlikesi vardır. Dinar başta gelmek ü-zere Sandıklı ve Çivrilin bu sene yarım milyon ton pancar istihsal edeceği kuvvetle ümit olunmaktadır.
Köylüler:
— Pancarın kilosunu istasyona (60) paradan teslim edersek kaza nırız. Bundan aşağısı masrafı korunuyor. Diyorlar ki bu iddialarında haksız değildirler. Binaenaleyh hükümetimizin önümüzdeki rekolteden evvel pancar fiatlarını kat’î bir neticeye bağlamasını köylü dört gözle beklemektedir.
Mesut Ali Atasagun
23 NİSAN - ÇOCUK BAYRAMI
Sinema sahiplerine:
Çocuk bayramı yaklaşıyor. Bayramda çocuklara terbiyevî filmler hazırlıyor musunuz?
YOKSUL yavruları kurtara. bilmek için yılda bir lira verip Çocuk Esirgeme Kurumuna üye olalım!
Çanakkale Zaferinde
Türk Bahriyesi
Türkiye Harbe Gireli E ir Ay Olmamışken Çürçili Telâşlan ıran Mısır Tehlikesi Ne İdi?
lö M/t hücumu ıa iştirak eden «goluva» zırhlısı
Karadeniz hâkimiyeti Türk ye Rus donanmaları arasuıda oynuyordu, her iki taraf birbirinin limanlarını topa tutuyor, nakliyelerini batı-riyoı-, arasıra kuvvei külliyelerile temasa gelerek top düellosuna girişi, yor, maamafih Amiral Souşon kat1' bir muharebeye tutuşmaktan müç-tenip görünüyordu.’ İstanbul - Trabzon deniz yolu bu emniyetsizlik içinde iken üç Türk nakliyesi kıymettar hamulesile beraber Ereğli önünde Ruslar tarafından batırılmış ve bu hâdiseden sonra Kafkas cephesi sev • kiyatı müşkülâta uğramıştı. Diğer taraftan Akdeniz boğazı önünde düşman tahaşşüdü endişebahş bir hal almış ve Ingiliz-Fransız filolarına tahtelbahirler de iltihaka başlamıştı. Bu sırada iki itilâf devleti gizliden gizliye Çanakkale seferine hazırlanıyordu.
“1914 snesi teşrinisanisinin 25 inde Mister Çörçil duçarı tehdit olan Mısırı müdafaa etmek için en iyi hareket olmak üzere Anadolu sahilinin bir noktasına hücum etmeyi teklif ederek bu meseleyi herkesten evvel mevzuu bahseyledi,, Türkiye! harbe gireli henüz bir ay olmamış, ken Mister Çörçili bu kadar telâşa düşüren Mısır tehlikesinin mahiyeti acaba neden ibaretti? Bu sualin en doğru cevabını merhum Cemal Paşanın hatıratında buluyoruz:
"Hali harbe duhulümüzden beş on gün sonra Enver Paşa bir gün beni konağma davet etmişti. O sırada ayağında çıkan bir çıbandan dolayı Paşa yatakta yatıyordu. Davetine hemen icabet ettim. Vaziyeti u. mumiye hakkında bir kaç kelime teatisinden sonra dedi ki:
— Azizim Cemal Paşa! Süveyş kanalı üzerine bir hareketi taarru. ziye tertibi suretile îngilizleri Mısırda işgal etmek ve bu sayede garp cephesine sevketmekte oldukları bir çok Hind fırkasını Mısırda alıkoymağa mecbur etmekle beraber Ça-nakkaleye bir kuvvei ihraciye şevklerine mani olmak istiyordum. Bunun için bir iki aydanberi Suriyede bazı istihzaratta bulunuyordum. Miralay Mersinli Cemal Bey kumandasındaki sekizinci kolorduyu bu vazifeye tahsis ettim. Almanlar böyle bir hareketin icrasına son derece e-hemmiyet atfettiklerinden heyeti ıs lahiyeye memur erkânı harbiye kay. makamı Fon Kreş beyi de münhasıran kanal seferi istihzaratile meşgul olmak üzere sekizinci kolordu erkânı harbiye riyasetine tayin ve Şama izam ettim. Bir taraftan da Bedevilerden kuvvei muavine vücu-dc getirmek vazifesile yaverim süvari binbaşısı Mümtaz beyi, Ayan, dan Abdlirrahman bey ve Tetkiki müellifatı şer’iye meclisi reisi şeyh Esat Şakir efendiyi, dalıa sair arap ekâbirini Suriyeye gönderdim. Dördüncü ordu kumandanı ferik Zeki Paşa hazretleri yalnız Suriye ve Fi. listinin müdafaasile ve sekizinci kolordu kumandanı miralay Cemal bey kendi kolordusunun seferberliğini itmam ve kanal seferini ihzar ile meşgul olacaktı. Fakat Zeki Paşa hazretleri değil bu seferi icra etmek,
Sayfa: S
Suriyenin bir muhtemel düşman ih -racına karşı temini müdafaası için buradan başka kuvvetler gönderilmesini talep etmeğe başladı. Sariye-den aldığımız haberler orada ahvalin pek karışık olduğunu ve arap ihtilâlcilerinin icrayı faaliyete başladığını gösteriyor. Binaenaleyh düşünüyordun? ki zatı âliniz bir fedakârlık ihtiyar buyursanız da dördüncü ordu kumandanlığını deruhde etse, niz. hem kanal seferini ihzar ve icra, hem de Suriyede asayiş ve emniyeti dâhiliyeyi temin buyursanız, bilemem, teklife cesaret edeyim mi?„ Cemal Paşa bu teklifi kabul ve alelacele hazırlanarak 1914 teşrinisaninin 21 inci günü Suriyeye müteveccihen Haydarpaşadan hareket et. misti. Şu halde Mister Çörçilin teklifini dermeyan ettiği esnada Mısır seferini deruhde edecek olan Türk kumandam yolda ve Ingiliz efkân umumiyesine vakitsiz bir heyecan veren tehlike henüz kuvvede bulunuyordu. Belki bu hakikatin derhal tezahür eylediği içindir ki Çörçilin teklifi başka bir zamana talik edildi. Maamafih Anadolu sahillerinde bir noktaya asker dökmek nazari-yesi, gittikçe nüfuz ve şümulünü artıran bir tasavvur şeklinde zihinlerde yerleşti.
Lord Kiçnerin riyasetinde icrayi faaliyet eden Şûrayi harp, biraz son ra üç yeni teklif karşısında bulundu. Birincisi, Sir Henri Morisin muh tıraşıydı. Bu muhtıra “Garp cephesinde o günlerde hüküm süren nisbî sükûn üzerine açıkta kalan kuvvayı askeriyenin acilen ve müessir bir surette diğer hizmetlerde istihdam edilebileceği imkânına âzanın dikkatini celbediyor ve eıı ziyade müstaidi mağlûbiyet olup Avrupa kıtasındaki Türkiyeyi ezmek,, nazariyesini i. leriye sürüyordu. (28 kânunuevvel 1914) tarihinde serdedilmiş olan bu teklifi 1915 kânunusanisinin birinde Mister Loid Corcun teklifi takip etti. Büyük Britanyanın tarihî Başvekili, muhtırasında "Şarkın hedefi hakikî olduğunu göstererek Yunan, Sırp ve Romanyanın sıkı iştirak faaliyeti ile bilhassa Avusturya ve Türkiyeyi vurmak siyasetini,, pren-sipini müdafaa eylemişti. Nihayet ertesi günü Petrograddaki Ingiliz elçisinin telgrafııamesi geldi ve Rus. yanın Kafkas cephesinde pek vahini bir vaziyete girdiği cihetle yükün tahfif edilmesi için Akdeniz boğazına karadan vc denizden bir hücum nümayişi icrasını talep ettiği anla, şildi. Birbirine inzimam eden bu üç saikten başka Şûrayi âlinin elinde bir çok sebep daha vardı. Mısır tehlikesi gittikçe büyüyor ve bertaraf edilmesi Türkiyeyi yeni bir cephede meşgul etmekle mümkün görünüyordu. îtalyanın itilâf manzumesine girmek ve Bulgaristamn merkezî devletlere iltihak emeline sureti kafiyede veda etmek hususunda karar vermelerini parlak bir nümayişle tacil etmek mecburiyeti baş göstermişti.
(Devamı var)
E N I S A B A H
26 MART 19»
Aşkın Kuvveti
Bigada Çifte Bayram
Nakleden, ORHAN S
Tefrik. No; 87
Medlh Egemen
Bu meyanda hayatım büsbütün değişti. Evime barlann artakalmış kadınlarından birini aldım. O da tam istediği gibi yolunacak bir kaa ılmuştu.... Evet! hatırlıyorum, o. na bir deli gibi tapardım. Beni bir an terkeder diye bütün ömrümü onun boyaları karıkmış yüzüne bakmakla geçirirdim.
Kendimi mazur görebilir miydim bilmiyorum. Fakat bir an salim bir kafa ile düşünebilen bir insan olduğumu hatırlamıyorum. Her an elimdeki kadeh dolup boşalır, kulaklarıma karımın yerini almış olan bu kadının kahkahalarını, beni saran kollarını ve bir sürü ricalarını hatırlıyorum... Oğlumu unutmuştum, hattâ diyebilirim ki benim oğlum olduğundan bile haberim yoktu. O da benim bu sukutum karşısında yegâne çare kaçmayı buldu. Ve onu o vimde bir daha hiç görmedim.
Bu serseri hayatımın ne kadar daha devam ettiğini bilmiyorum. Fakat elimde para namına son kalan kuruşu da harcamıştım. Halbuki ricaların arkası bir türlü gelmiyordu. Para bulmak ve isteklerini yeri, ne getirmek lâzımdı. Aksi takdirde bu kadını elimden kaçıracaktım. Ka. famda muhakeme kudreti yoktu. Alkolün bıraktığı mantıkla yola çıktım.
Bu esnada gözleri irileşti. Nefesi sıklaştı ve yine BÖzüne devam etti:
— Evet yola çıktım.. Yürüyordum. Elimde yalnız bir balta vardı. Bunu niçin taşıyordum; nereye gi diyordum. Karanlık dar sokaklarda İlerliyordum. Birdenbire kulağıma bir ses ilişti:
— Çantayı iyi tut küçük, içindeki paralan sakın kaptırma. Ve ondan sonra:
— Merak etmeyin efendim. Şimdi götürüp teslim ederim, diyen ince bir ses işittim.
Gözlerimi gayri ihtiyarî bu sesin geldiği tarafa döndü. Karşıdan elinde çanta taşıyan bir çocuğun bana doğru yaklaştığını gördüm. Gözlerim açıldı. Para bütün ihtiyaçlarımı ve kaçırmaktan korktuğum kadını bana bağışlıyan yegâne vasıta idi.. Sokak tenha.. İlerde yanan elektrik ziyası altında dolaşan bir kaç köpek ten başka hiç kiniBe yoktu... Derhal
ile SABAH, OGLE ve AKŞAM
Her yemekten sonra günde 3 defa muntazaman B ■ IH dişlerinizi fırçalayınız. HH

çocuğa yaklaştım, çantayı bana vor-mosini söyledim. Çocuk karşımda durdu. Hiç cevap vermedi. Ve tekrar yoluna devam etmek İBtedi... Sarhoştum. Bu şekilde karşılanmak beni sarsmıştı. Tekrar çantayı bana vermesini söyledim... Yine ayni soğuk tavır beni çıldırttı. O anda ne oldu bilmiyorum. Elim kalktı ve koca balta havada bir kavis yaptı...
Bir çığlıkla karışan bir bcs işittim... Fakat o ses bütün hırçmlığile ruhuma kadar İşledi:
— Baba... Baba... diye haykırmıştı.
O an gözlerim ayaklarımın altında cansız yatan cesede takıldı... Ben insan öldürmüştüm. Oğlumu öldürmüştüm.
Sözünü tamamlıyamadı. Gözle, rinde o günün bütün dehşeti canlan, dığını hissettim. Birdenbire hıçkıran bu insanın bir kahkaha tufanile sarsılarak kaçtığını gördüm. Uzakta yine onun kesik seslerini işitiyordum.
— Bırakın beni... Ben öldürdüm. Ben öldürdüm...
Medilı Egemen
Sarhoşluğun ve zabıtaya hakaretin cezası
Çay (Hususî) — Fazla içki düşkün lüğü ile meluf olan Aktaş mahallesin Abbanın Sarı Ahmet içkiyi fazla içerek bakkal ömere: Bana ağa deyiniz!... Demek suretile tecavüz et. meşinden hemen zabıta yakalamış, kendisi jandarmalara da karşı gelmiştir. Mumaileyh tahkikat evra-kile Adliyeye teslim edilmiş ve üç ay yirmi üç gün hapse ve altmış lira para cezasına mahkûm olmuştur!
M. KaraKae
KONFERANS
Eminönü Halkevinden:
1 — Cağaloğlundaki salonumuz, da 28/3/939 salı akşamı saat 20,30 da muharrirlerimizden Bay Peyanıi Safa tarafından ( Türk inkılâbı ) mevzulu bir konferans verilecektir.
2 — 29,'3/939 çarşamba günü akşamı saat (20,30) da Doçent Dr.
.Bay Orhan Alisbah tarafından da (İlim ve terbiye) mevzulu bir konferans verilecektir.
Her iki konferans için davetiye yoktur. Arzu edenler gelebilir.
Köycülük ve 18 Mart Zafer Bayramları Tezahüratla Tes’it Edildi
Harmandalı oynıyan
Biga (Husubî) — Köy kanununun neşri tarihi olan 18 mart günü geçen yıllarda olduğu gibi bu sene de parlak surette 18 mart Çanakkale zafer bayramile birleştirilmek su-retilo Biganın Çavuş. Çanpazar, Kp-cagür, Dimetoka köylerinde ve bu köylere civar diğer köylerin de iştiraki le büyük tezahüratla tesit edilmiştir. Bayramın daha parlak bir şekilde olması için sergiler açılmış, el ve ev sanayii (El ve tezgâh işlemeleri, halılar, kilimler, eski yeni peşkirler, havlular, mendiller ve diğer tezyinat) teşhir edilmiş ve Halkevi bandosunun da iştirakile millî, rakıslar, zeybek oyunları oynanmış, tır. Çavuş köydeki törene kazadan heyet gitmiş ve her tören merkezinde verilen nutuklarda Cümhuriyet idaresinin halka, köylüye verdiği o-lıemmiyet tebarüz ettirilmiş, köylü refahının Cümhuriyet devrinde ön
Bigada şiddetli yağmurlar
Biga (Hususî) — Bigada üç gün çok şiddetli yağmurlar yağmış çavuş Karaçayır, Savaştepe ovaları tamamen bir deniz haline gelmiştir. Mah. sulâta zarar gelmediği umuluyor. Yağmur ve şiddetli fırtınaların tesirinden Karabiga limanında demirli bulunan bir yelkenli kıyıya çarparak tamamen parçalanmıştır. Yine fırtınanın tesirinden Biga Cümhuriyet meydanında, Bakkal Ahmedin dükkânın önünde 30-40 yaşlarında bulunan iki kavak ağacı kaldırımı çatlatmak suretile dükkânı tehdit ettiğinden belediye tarafından derhal kestirilerek muhakkak ve elim bir kazanın önüne geçilmiştir.
Yurdun muhtaç çocukları-mesut görmek hususundaki İane, İnsanî düşünceleriniz Çocuk Esirgeme Kurumuna vereceğiniz Bir Lira ile tahakkuk edebiliri..
bir Biga köylüsü
safta yürüdüğünü, köy kanununun köylerimiz için temin ettiği sayısız faydalar, Cümhuriyet devrinin başardığı büyük davalar, inkılâbımızın karakteristik vasıfları ve 18 mart Çanakkale zaferinin şanlı menkıbesi anlatılmıştır.
İlkokul talebeleri tarafından şiir lor okunmuş ve bütün köylü büyük bir neşe içerisinde kendi öz bayram, larını kutlulamışlardır. Gece her tarafta meşaleler yakılarak bayram gece dahi canlı bir şekilde devam etmiştir. Çanpazar nahiyesinde bayram münasebetile gece müsamere tertip edilmiş ve bu müsamereye bütün civar köylüler halkı davet edilerek (Vatan ve Vazife) piyesi temsil edilerek muvaffak olunmuştur.
18 mart günü akşamı Halkevi salonunda "Kızılay,, tarafından tertip edilen balo samimî bir hava içinde geç vakte kadar devam etmiştir.
| TİYATROLAR
TURAN TİYATROSU
Bu gün saat 15 de gece 20,30da
umuma
Ertugrul Sadi Tek ve arkadaşları
Gündüz: Profösörün ölümü 3 P.
3 (Tablo
Gece: Saklaııbaç 3 P.
(se) Atila revüsü. Miçe Pençef varyetesi

Bu akşam
Tepebaşı dram kısmında KORKUNÇ GECE 3 P.
kıs-

Bu akşam 20,35 te İstanbul caddesinde komedi
mında BİR MUHASİP ARANIYOR
Gündüz saat 14 de
ÇOCUK TYATROSU
Artık benim İçin iyi günler bit. miştl. Ertesi gün vasim iskeleden o-tomobill ile annesini, hiç sevmediğim ve ismi Saoide olan muharrir kadını getirdi. Aynca son dakikada Süreyya hanımın davet ettiği Semih bey de gelmişti.
Nailin yüzünden bu ziyaretçinin de gelmesinden memnun olup olma, dığını öğrenemedim. Gayet ciddî ve ayni zamanda sakin duruyordu. Buna mukabil, gece, Emine hanım o-dasuıa çekilmeden evvel beni öpor-ken :
— Nailin annesinin misafirleri benim için çok modern. Nazarlarında ben muhakkak Nuh Nebiden kalma bir mahlûkum her halde.
Samimî bir heyecanla:
— Bilâkis siz onlarm yüz keı-3 fevkindesiniz diye cevap verdim. Ve gittikleri gün de bayram yapacağım.
Halbuki Sacide hanım bana karşı çok iyi hareket etmiş ve sempati göstermişti. Güzel dişlerini göstermek için gülerken vasime:
— Kızınız çok sevimli demişti. Semih beye gelince, o da oldukça nazik bir tavır göstermişti. Yalnız bir kaç kere, etrafında kimsenin dikkat etmediği bir zamanda, durma, dan bana bakmış ve gözlerini yüzümden ayırmamıştı. Bu iyi muamele ve tavırlara karşı ben de nankörlük ederek bir an evvel B.... den çekilip gitmelerini bütün kalbimle istemiyordum.
Tahmin ettiğim gibi gezintiler eri esi günden itibaren başladı. İlkin ben de iştirak ettim, fakat üçiincü-sünde .yorgunluğumu bahane ede. rek gitmedim. Hakikatte, Semih beyin etrafımda dönüp dolaşmasından yanımdan ayrılmamasından, soğuk tavırlarıma ve surat asarak verdiğim cevaplara rağmen mütemadiyen kopliman yapmasından sinirleniyor, dunu Zaten, ondan başkası da. benim bu hareketime aldırmadı. Hattâ Nailin, son günlerde düşünceli duran gözlerinde bir memnuniyet sezer gibi oldum. Ve o derece derin bir iztırap duydum ki derhal odama koşarak ağlamağa başladım. Vas .nin bu tavrından, artık benden bıktığı ve vücudumun misafirlerde serbest konuşmasına mani olduğu mat.asını çıkarmıştım. Çünkü ilû üç kere, annesinin veya Sacide hanımın, biraz açık gibi görünen muhaverelerini, benim yanlarında bulunmam sebe-bile, bir küçük kelime veya işaretle hu istikamete çevirmişti.
Eski kinim yeniden uyanmak ü-zere idi. Kendi kendime:
— Bundan sonra onu hiç rahatsız etmem, diye söylendim
Ve ertesi gün, plûjda dolaşmağa gittim ve daha ertesi gün de, Nail, annesi ve misafirleri otomobille, eski Yunanlılardan kalma bir harabe, yi gezmeğe giderlerken benden tanıdığını bir iki balıkçı ailesine gittim ve küçük çocuklarile meşgul oldum.
Eve döndükleri zaman, vasimle, misafirleri behi, Emine hanımın yanında sessiz, sadasız iş işlerken buldular. Semih bey, eğer yanlarında olsaydım gezintinin on misli daha
güzel ve iç açıcı olacağını ima etti. Buna karşı buı gibi soğuk bir tavır takındım. Hareketim kendisini biraz kızdırdı. Bundan da çok memnun oldum. Bu züppe genç gittikçe beni sinirlendiriyordu.
Akşam yemeğinden sonra her iki erkek, siğaralannı İçerek plajda gezmeğe koyuldular. Emine hanım, biraz yorgunluk bilettiğinden der. hal odasına çekilmişti. Vasimin an-nesile Sacide. hanım, beni alâkadar etmiyen bir takım havadislerden, son tstanbul dedikodularından bahsediyorlardı. Bir aralık alçak sesle konuşmağa başladılar. Sonra mu. harrir kadının söylediği bazı sözler kulağıma çalındı.
— Fakat böyle bir vaziyet karşısında ayrılmadan başka çare yoktur! Ve bu da muhakkak olacağa benziyor. Bu hareket bana tabiî bir hal çareei gibi geliyor.
— Zannetmiyorum! Ailesini lâkırdıya düşürmemek, aleyhinde söz söyletmemek hususunda çok titiz davranır. Bu fikrini bozmaktan ise bütün ömrünce bu ağır zinciri taşımayı tercih eder.
— Belli olmaz! Yolu üzerinde derin bir alâka görürse iş değişir: Belki de saadetten kaçmağa cesareti olmaz!
Genç kadının sesindeki değişiklik dikkatimi celbetti. Başımı kaldırarak baktım. Fakat ince profili ile, ondüleli kumral saçlarından başka bir şey göremedim.
(Devamı var)
_______ VIN! ________ g^SABAHiaTİ
Umumî kütüphanelerdeki kitaplar
(Çerkeş) den Bay Ali Polat yazı-*, yor: •
(Yeni Sabah) m devamlı okuyu-cularındanım. Muhterem gazetenizde okurlarınızın dertlerini neşrederek resmî makamların alâkalarını celbettiğinizi görüyorum.
Ben de bundan cesaret alarak bu mektubumu yazıyorum:
Çankırı vilâyetinin kazası olan Çerkeşimizde bir kütüpane vardır. Kütüpane memuru Bay Vahaptan kitap alır, okuyunca geri vererek başkasını alırdım. Bir müddet böyle devam ettim. Fakat son zamanlarda birkaç kitap istediğim halde verme, di. Bunun sebebini sonradan anladım. Kütüphaneden (20) kitap kaybolmuş. Bunun için kitap vermiyor-muş!
Yeni Sabah — Umumî kütüpane. lerde alınan kitaplar kütüpanenin içinde okunur. Sorduğunuz diğer suallere gelince sırasiyle cevap veriyoruz :
Bahsettiğiniz eser durdukça ne kıymetlenir ne kıymetini kaybeder, alelade bir ansiklopedidir ve her kitapçıda satılır. Son sualinize gelince: müracaat edeceğiniz herhangi bir kitapçıdan bir fihrist getirtirsiniz ve fiyat hakkında istediğiniz malûmatı elde etmiş olursunuz.
Luna, etrafındakilere bakarak:
— Evet diye halasının söylediklerini teyit etti. Köpeğinizin ağamda fularınızın bir parçası ve yaraları üzerinde de bıyık kıllarınız vardı. Hor hangi bir polİB hafiyesi buçIu olduğunuzu inkâr edemezdi. Bu delil, leri alarak vagonun penceresinden dışarı attım. Yüzü kıpkırmızı olmuş gözleri herkese meydan okuyormuş gibi parlıyordu,
— Bu meselede ortaya çıkacak rezaleti kapatamıyacak olursam rahat bir hayat süremiyeceğimi, sizi iyileştirmok yolunda muvaffak olabileceğimi gösteren bazı noktaları elden kaçırırsam aklımı oynatacağımı biliyordum. Son tecrübe için bir kaç saat mühlet bana kâfi gelecek.
— Son tecrübe nü?
— Evet, gizli odada yapacağun. Bu irsî hastalıkların bir başlangıcı ve sebebi vardır. Bazı hallerde, an. cak bir raueiae lâzımdır hastalığın iyi olması içlıı. Bazen da bu işi, tabiatın mÜBtesna kudretinin mücehhez kıldığı kimseler yapabilir. Sisi
canavardan kurtarmayı ümit ediyo. rum.
Oliver, bunun üzerine: — Allah aşkına şu tecrübeyi bir an evvel yapalım, dedi.
Luna sükûnetini ele almıştı. İcra edeceği iş dolayısile bütün soğukkanlılığını toplaması lâzımdı.
— Şimdi size umumî mahiyette bir malûmat voreyim ve bazı hazırlıklarda bulunayım, işte Hamandla-rin canavarının, bronz devrinden itibarenki tarihçesi;
Oliver, şöminenin yanında, genç kadının karşısında oturdu. Svanild de kardeşinin yanına çökerek elini tuttu. Madam York ile Godard da etraflarında oturdular.
Luna izahatına başladı: — Bronz devri nihayetine doğru Milâttan 700 sene evvel, îskandinavyada yaşıyaıı Sigmund namındaki ceddiniz büyük bir prensti. Bir kız kardeşi vardı. Bir kurt tarafından parçalandı. Kar deşiııi kurtarmak için ümitsizce bo-ğuştuğu halde bunda muvaffak olamadı. Mücadele esnasında keder ve
Tefrika No 54
iztıraptan deli gibi bir hale gelerek iradesini kaybetti ve allahına lâııet etti: Ve kabilesinin kahramanlarının dirileceği gün, fena ruhlarla mücadele için bir kurt şekline bürünerek düşman tarafına geçeceğine yemiu etti. Böyle bir sözün ne gösterdiği ni bilemeyiz. Fakat, Sigıııund bu fikirle mütemadiyen muazzep olarak etmiş olduğu bu lânetin altından kal kamadı. Dram, bir çam ormanında soğuk bir havada, yıldızların parıl, dadığı bir gecede vukua gelmişti. Seneleri müteakip oğullarından biri-le bir çam ormanında yalnız bulundu ve derhal bu lânct hatırına gelerek, Likantropi buhranı husule geldi. İrsiyet ve telkin birleşerek, oğlu
Çeviren : SAGAY
bu hastalığa kurban gitti ve birçok yeni aile efradı, şuurlarınnın tahtuı. da, cedleri tarafından duyulan şiddetli hislerin izlerini taşırdı. Hastalık buhranı hemen dainıa ayni şerait altında vücude geliyordu.
Svanild:
— Yanmış katran kokusu -nun hafızamızda uyandırdığı vakayı hatırlıyorsunuz ya, dedi.
— Evet, bu meseleyi duyduğum zaman doğru bir iz üzerinde bulunduğumu hissettim. Ceddinize her halde din adamları bunun, ailesi efradına ebediyen bir leke teşkil edeceğini ve bağlı olacağını söylemişlerdi. Oğullarından birinin, Ha-nıandın bronzdajn fevkalâde güzel
bir kılıcı vardı. Babadan oğula intikal ederek, nihayet îııgiltereye gelen aile efradından birine düştü. O zamanlarda demir silâh kullanılıyordu. Fakat Magnus kılıcı o derece seviyordu ki, kabzanın üzerine üzeri yazılmış altun varaklar yerleştirdi. İs. mini ve cedlerini ismini tabyan bir büyük taş parçasını mezarının üzerine kondu. Halbuki kurdun lâneti Magnus’un haleflerini takip etti gitti. Likaııtropi hastalığı, kurunu vüs-tada çok taammüm etmişti. Ve bu günkü kadar ayni dehşeti ifade etmiyordu.
— Fakat bu hastalık, ailenin dL ğer kollarında yoktur. Acaba sebebi neden?
— Canavarın bu malikâne sahiplerinden başkasına hücum etmi-yeceği söyleniyordu. Bu sebepten her biri, sakin ve aldırış etmeden Canavarın meydana çıkmasını istiyordu. Cedleriniz, canavarın görünmesi için zarurî şartları gösteren bir şarkı vücuda getirdiler. Danov şa
tosunun varisi istenilen yaşa gelince, ona şarkının meali anlatılıyor ve gizli odada bir tecrübe yapılıyordu.
Godard: — Gizli odada mı? diye sordu.
— Evet, pencerenin yanında çam ağaçlan vardır. Kapaklar açıldığı takdirde, içeriden semadaki yıldızlar da görünüyordu. Bu suretle bütün şartlar tamamdı. Ve zavallı a-dam, buhrandan kendisini kurtara. mıyordu. Bu sebepten, çocuklar yalnız irsî bir hastalıkla malûl olarak doğmakla kalmıyor, fakat onları bu işi yapmağa sevk için de çalışılıyordu. Bu nokta çok mühimdir Vaziyete vakıf olanlar, canavarın tezahü. ratma karşı İşık göstererek ortadan kaldırıyorlardı.
Oliver: — Öyle ise cedlerini neden malikânelerinden bütün çam a-ğaçlannı söküp sttu-r/ıamışlar. diye •öylendi.
Luna gülmeğe koyuldu.
(D-r&nıı var)
TIRISA I AH
Sayfa: 7 \
26 MART 1)39
SPOR
Süvarilerimizde Nişe Hareket Ettiler
Dün sabah Nişe hareket eden kahraman süvarilerimiz: sağdan sola doğru: Eyüp Öncü, Cevat kula, Albay Saim Cevat Gürkan ▼e Saim Pulatlı
tirak ediltikten sonra şehrimize dö ileceklerdir.
Geçen pazar son hazırlıklarını yapan binicilerimiz Avrupa beynelmilel atlı mani müsabakalarına iştirak etmek üzere dün Marsilyayı müteveccihen hareket etmişlerdir.
Binicilerimiz dün de yazdığımız gibi ilk müsabakalarını Nişte yapacaklar. Soma Romaya geçecekler, Istanbuldan gidecek genç ekiple birlikte Romanya müsabakalarına iş-,
Dün, giden ekipimiz süvan binicilik mektebi kumandanı kurmay al bay Saim kumandasında Cevat Kula, Cevat Gürkan, Eyüp öncü, Saim Polatkandan müteşekkil Musoli ni kupasını kazanan kıdemli ekipi. mizdir. Kendilerine muvaffakiyetler diler yeni zaferler bekleriz.
Milli küme Maçları Hasılatı
22 klübe Taksim Edilecek
Fenerli Futbolcuların Maçlara iştiraki Ankarada iyi Karşılandı
Ankara hususî muhabirimizden:
Beden Terbiyesi Genel Direktör! lüğü miIJîküme maçları hasılatının] 22 klüp arasında taksimini emret-; tiği halde bazı klüplerimiz buna itirazda bulanarak bu hasılatın ancak Millîkümeye iştirak eden takımlara verilmesini istemişler ve hattâ İstaubuldan bir iki klüp de, Millîküme maçlarına iştirak etmi-yecekleriııi bildrmişlerdi. Son vaziyete göre yalnız Galatasaray bu maçlara iştirak etmemişti.
Bu itirazların ne dereceye kadar yerinde olup olmadığını B. T. Genel Direktörlüğünden salâhiyet-tar bir zata müracaat ederek sordum, bana fikirlerini şöyle hülâsa ettiler:
B. T. kanunun A ve ya B fıkrasında Türkiye klüpleri amatördür der ve h ' • • ’ • paraya
taalluk eden işlerle alâkadar o mıyacaklarını emreder.
Onun için İstanbul klüplerinin bu husustaki itirazı yerinde değildir.
21—3—939 günlü İstanbul gazetelerinde okuduk:
Fenerbahçe klübü futbolcuları idare heyetini dinlemiyerek pazar günkü mutad maçlarını oynadıklarından, idare heyeti tarafından şiddetli cezalarla tecziye edileceklerini yazıyorlar.
Tecziyeleri şöyle dursun, biz Fenerli futbolcuları yapmış olduksan sportmence hareketten dolayı, i candan tebrik ettik.
j Futbolcular ve bütün sporcu-, lar idare heyetlerinin elinde oyuncak değildir. Ortada yapılması emredilmiş br iş vardır. Şayet idare heyeti B. T. G. D. Millîküme hasılatı hakkında verdi karara itirazları değil, anlıyamadıkları bir nokta varsa, evvelâ yapılması ge-rken işi yaparlar ve sonra anlıya-madıkları noktaları sorup, an itini ya çalışırlar. ***18%^'
Son süz: Millîküme maçları ha-•ılatı 22 klüp arasında taksim edilecektir.
İlhamı KILIÇATA K 88 M
Boğaiziçi Spor klübü kongresi:
Boğaziçi 19 mart 938 pazar güllü senelik umumî kongresini C. H. Partisinde Amavutköy binasında akdetmiştir.
Kongre çok samimî olmuş ve
| başlı başına ehmmiyeti haiz kararlar verilmiştir. Ezcümle heyeti umumiyece Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğüne bilâ kaydüşart bağlandıklarına ve Genel Direktör lüğün vereceği talimat ve emirleri harfiyen tatbik edeceklerine ittifakla karar vermişlerdir.
Kongrede idare heyeti 'başkanlığına Bay Asım Özden, ikinci reisliğe Bay Ekrem Değer genel kap tanlığa Bay Kerim Kanok ve U-mumî kâtipliğe Bayan Saliha Ar-tun, Muhasipliğe Bay Nuri Ertan, Veznedarlığa Bay Vecihi Sönmez ve idare memurluğuna Bay İhsan Uçaroğlu intihap olunmuşlardır.
Bu meyanda 8 kişilik haysiyet divanı ve iki hesap müfettişi seçilmiştir. Yeni heyete muvaffakiyetler diler ve kongrenin verdiği çok isabetli kararlarından dolayı tebrik ederiz.
Dünya Sulhu Tehdit Altında
Amerika Hariciye Nazırı; “barışı kurtarmak için müçadeleye devam edeceğiz,, diyor
Vaşington, 25 (A.A.) — Floride de iki haftalık bir istirahatten av. det eden Hull, matbuata aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
"Gaybubetim esnasında beynelmilel hâdiseleri yakından takip ettim. Ben de, halk gibi, dünya sulhunu ciddî bir şekilde tehdit ede. cek mahiyette bulunan son Avrupa hâdiselerinden dolayı son derecede müteessir oldum. Beynelmilel anarşinin bu yeni delilleri, hak ve nizamın idamesi ve sağlam İktisadî münasebetler temini için bütün memleketlerin bir an evvel birleşmesine her zamandan ziyade ihtiyaç olduğu nu gösteriyor. Tehdit altında bulunan dünya sulhunu kuvvetlendirmek için geçen seneler zarfında bay ladığımız mücadeleye devam edeceğiz. Sulhun idamesi için elzem olan hakkın galebesi ve sağlam iktisadi münasebetler temini için imk&n nis-betinde çalışacağız. Bu mühim ve müstacel vazifeyi yaparken bütün vatandaşlaarımızın sadakatle ve bü tün kalpleriyle bize yardım edeceklerinden eminiz.,,
Hull, dün öğleden sonra vaziyet hakkında Ruzvelt ile görüşmüştür.
Eski Çeşmelerin l Hepsine Birden Su Verilecek
Bu suretle şehrimizin bir çok semtleri bol suya kavuşmuş oluyor
Şehrimizin muhtelif semtlerinde bulunan tarihî kıymeti haiz çeşmelerin hepsine birden Belediyece su verilmesi kararlaştırılmıştır Belediye reisliğinden verilen emir u-,erine, sular Müdürlüğü memurları bu kabil eski ve metruk çeşmeleri ayrı ayrı tetkik etmektedirler.
Bunlardan tamire muhtaç bulunanlar süratle tamu- olunacak -lardır.
Şehrimizin her tarafında bu kabil yüksek mimari ve tarihi kıyme-« haiz çeşmeler mevcut olduğundan Belediyenin ıbu yem karan sayesinde; birçok semtler halkı yeniden suya kavuşacak ve su bol -laşmış olacaktır.
Sıhhat Vekâletinde Yeni Deliklikler
Ankara, 25 (Telefonla) — Sıhhiye vekâleti teşkilâtındaki doktorlar arasında bazı tahvil ve terfüer yapmıştır. Bu arada Hakkari eski merkez hükümet doktoru Muzaffer Kesin Hopa hükümet doktorluğuna, Mardin memleket hastanesi opera-türü Şerafettin Kesen Siirt memle. ket hastanesi operatörlüğüne, Soma hükümet doktoru Cemalettin Ay -gen Balıkesir merkez hükümet doktorluğuna, Maraş trahom hasnaseı mütehassısı doktor Fuat Elbe Nezıp trahom hastanesi doktorluğuna, Ne-zip trahom hastanesi doktoru Ke -mal Tolonay Maraş tradom hastanesi doktorluğuna, Ankara Nnmu-ne hastanesi hariciye asistanı Adıl Özkan Çorum memleket hastanesi operatörlüğüne. Ankara doğum evi mütehassıs muavini Hulûsi Gökten Kayseri memleket hastanesi nisaiye mütehassıslığına tayin olunmuşlardır. İkinci mıntaka sıhhat müfettişi Bifat Dedeoğlunun maaşı da 70 ^lil^^çrkarllnuştin^^^^^^
MAHKEMELERDE :
Bir kabadayı hakkında ceza istendi
Diin ağır ceza mahkemesinde I Aliyeyi göğsünden yaralıyan ve Fet-I hiye ismindeki bir kadım da öldürmek için kovalıyan fakat öldürmeğe muvaffak olamıyan Arnavutköy. İÜ Hüseyin Çengelin duruşması yapılmış, müddeiumumi iddianemesini okumuş ve maznunun tecziyesini istemiştir.
Mahkeme karar vermek üzere 4 nisana kaldı.
Mahmut Salmln muhakemesi
Dün asliye 4 üncil ceza mahkemesinde Niyazi isminde bir işçiyi dolandırdığı için 30 dan fazla sabı-| kası olan Mahmut Saimin duruşma. | sı yapıldı. Evrak tamamlanmadığı I için duruşma 30 marta kaldı.
İngiltere Müdafaa Komitesi toplandı Mecburi askerlik usulU İhdas edilecek
Londra. 25 (A.A.) — tmpara. torluk müdafaa komitesi toplanmıştır. Müzakereler esnasında millî hizmet plânının takviyesi için derpiş edilen tedbirlerin tetkik edildiği siyasî mahfellerde söylenmektedir.
Parlâmento koridorlarında be -yan edildiğine göre Ingilterenin as. kerlik hizmetini, gerek mecburî hiz met şeklinde, gerekse İngiliz anane lerine daka uygun, fakat birinci şekil kadar müessir olabilecek bir şekilde kabul etmeğe razı olup olmı . yacağı keyfiyeti suale şayan görülmektedir.
Londra, 25 (A.A.) — İyi haber
RADYO |
PAZAR: 26/3/939
12,30 Program.
12,35 Müzik (küçük orkestra -Şef: Necip Aşkın)
1 — Lehar - Çocuk prens operetinden potpuri.
13,00 Memleket saat ayan, a-jans, meteoroloji haberleri.
13,15 Müzik (küçük orkestra -Şef: Neoip Aşkın) devam
2 — Schrader - Akşam üzeri (Hazin parça)
3 — Paul Lincke - Yeşil vadilerde bir randevü ,
4 — Brahms - Macar dansı No.
3
5 — Gebhardt - Noktumo-Nin.
ni.
6 — J. Strauss - Ritter Pasman
Komik operasının balesi
13,50 Türk müziği
Çalanlar: Vecihe, Ruşen Kam, Cevdet Kozan.
Okuyan: Mustafa Çağlar.
1 — Rast peşrevi.
2 — Dedenin - Rast şarkısı.Senin aşkınla çâk oldum.
3 — Dedenin - Rast şarkısı.Yi-ne .bir gülnihal.
4 — Kemal Emin - Mahur şarkı - iki gözüm sensiz.
5 — Cevdet Kozan - Ud taksimi
6 — Rakımın - Uşşak şarkı -Silemem bir gün.
7 — Halk türküsü - Misket geliyor.
14.20.14.30 Konuşma (kadın saati - Çocuk terbiyesine dair)
17.30 Program.
17,35 Müzik (Pazar çayı - PI.)
18.15 Konuşma (Çocuk saati)
18,45 Müzik (Şen oda müziği -İbrahim özgür ve Ateş böcekleri)
19.15 Türk müziği (Fasıl heye. ti) Celâl Tokses ve arkadaşları.
20,00 Ajanse, meteoroloji haber leri?
20.15 Türk müziği.
Çalanlar: Vecihe, Reşad Erer, Ruşen Kam, Cevdet Kozan.
Okuyanlar: Necmi Riza Ahıskan Melek Tokgöz.
1 — Cemil Beyin - Muhayyer peşrevi.
2 — Hacı Arif bey - Muhayyer şarkı . Meyhane tarapgâhı mey.
3 — Tanburi Ali efendi - Muhay yer şarkı - Feryada ne hacet.
— Suphi Ziya - Hüseyni şarkı - Feryat ediyor bir gül için.
5 — Rc-.k Fersan - Hüseyni şarkı - Kimin meclubu hüsnü anısın.
6 — Şevki beyin - Hüseyni şarkı Hicran oku sinem deler.
7 — Nevresin - Muhayyer şar. kı - Gün kavuştu.
8 — Mahmut Celâlettin paşanın Muhayyer şarkısı - Niçin mahzun ba karsın.
9 — Muhlis Sabahattin - Hicaz, kâr şarkı - Bahar geldi gül açıldı.
10 — Halk türküsü - Yürü dilber yürü ömrümün van.
21,00 Memleket saat ayan 21,00 Neşeli plâklar . R.
21.10 Müzik (Riyaseticümhur Bandosu - Şef: İhsan Künçer)
1 A. Amoks - Dalgalansın Sancaklar (Marş)
2 — Leo Delibes - Kopelya balesinden (Vals)
3 — Mendelssohn - Bartholdy-Fingal mağarası (Uvertür)
4 — Gustave Chartentier - İtalya intibaları (Senfonik parçalar)
a) Serenad
b) Çeşmede
c) Küçük katırlar üzerinde bir gezinti.
ç) Dağlarda
22,00 Anadolu ajansı (spor ser. visi)
22.10 Müzik (Dans müziği-Pl.) 22,45-23 Son ajans haberleri ve
yarınki program.
Şanghayda Yangın Adedi Artıyor
Şanghay, 25 (A.A.) — Dün akşam büyük bir yangın, Miron Yusen Kaişa Japon firmasına ait büyük bir mağazayı ve japon konsolosluk polis dairesini tamamiyle tahrip etmiştir.
Son haftalar zarfında enternasyonal imtiyazlı mıntakanın Japon, lar taraf nidan işgal olunan mıntaka sında biribiri ardına birçok yangın-1 lar çıkmıştır.
Yangınların Çin fedaileri tarafından çıkarıldığı kuvvetle tahmin edilmektedir. Japon makamları, tahkikata başlamıştır.
Faşistlerin 20 nci yıldönümü şenlikleri
Roma, 25 (A.A.) — Alman iş
cephesi şefi Robert Ley, refakatinde birçok Alman ricali olduğu halde faşist hizmetlerinin yirminci yıldönümü münasebetiyle yapılacak şenliklerde hazır bulunmak üzere bu sabah Roa’ya gelmiştir. Bu münase betle yann bütün Italyada şenlikler yapılacaktır.
Romadaki merasim olimpiya sta dında yapılacak ve Museolini, faşizmin ilk hücuf kıtalarında hizmet etmiş olan 80 bin kişinin huzurunda bir nutuk söyliyecektir.
Bu nutuk, radyo ile bütün ItaL yaya yayılacaktır. Halk, Musolinı-nin şözlerini dinlemek için meydanlarda toplanacaktır.
| Askerlik İşleri |
Askere davet
Eminönü askerlik şubesinden:
938 yılt teşrin ve 939 yılı 2. kânun aylarında bedel vererek şevkle, ri geri bırakılan Islâm erat 1 nisan 939 da kıtaatta bulunmak üzere 30 mart 939 da sevkedileceklerinden şubeye müracaatları ilân olunur.
Pazar günleri hangi Eczaneler nöbetçi kalacak
Şehrimizdeki eczanelerin pazar günleri tatil edilmeleri hakkında ki son karar üzerine bir nöbet listesi hazırlanmıştır.
Karilerimiz bu aya aıd pazar günü her semtte açık kalacak eczaneleri kolayca (bulabileceklerdir:
26 Mart pazar:
Emilyadi (Fener), Ridvan (Koca M. paşa), Hamdi (Şehremini), Ziya Nuri (Aksaray), Arif (Edir-nekapı), İbrahim Halil (Saraçhane), Halk (Hamam), Feyzi (Maçka), Kemal Rebul (istiklâl cad.), Yenişehir (Yenişehir), Kınyalı (Te pebaşı), İttihat (Tophane), Kara-köy (Karaköy), Hayreddin (Ku-ledibi), Barbut. M. Kâzım (Emin önü), Abdülkadır (Cağaloğlu), Bensasan (Yemiş), Haydar (Lâleli), Asaf (Büyiikdere), Ahmedi-ye (îmrohor), İstanbul Arif Vidin Nejat (Moda), Namık Pazaryolu)’ Rifat Yarman (İskele),
İnhisarlar IJ. Müdürlüğünden:
Muhammen B. % 7,5 teminat
Cinsi: Miktarı. Lira K. Lira K. Eksiltme: Şekli
Baskül 5000 Kg. 1 adet sif 750.— 56 25 pazarlık
’’ 2000 ’ Haydarpaşa p ’ 2 adet
„ 1000 „ 1 „ Sif 5000.— 375 — Açık eksiltme
İstanbul
«aat
14
14.30
I — Şartnameleri mucibince yukarıda miktarları yazılı basküller hizalarında gösterilen usullerle satın alınacaktır.
II — Muhammen bedelleri, muvakkat teminatları eksiltme saatleri hizalarında gösterilmiştir.
III — Eksiltme 4—4—939 tarihine rastlıyan salı günü Kabataşta levazım ve mübayaat şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır.
IV—Şartnameler her gün sözü geçen şubeden parasız olarak alınabilir.
V — 5000 Kg. lık baskülün münakaşasına iştirak edecekler 7 gün evveline kadar fiatsız tekliflerini Tuz Fen şubesine ve 1000, 2000 Kg.lık baskül münakaşasına iştirak edecekler de fiatsız tekliflerini bir hafta evveline kadar müskirat fabrikalar şubesine vermeleri ve tekliflerinin kabulünü mutazammın vesika almaları lâzımdır.
VI — Eksiltmeye iştirak edecekler eksiltme günü kanunî vesaik ile 'birlikte yukanda adı geçen komisyona gelmeleri ilân olunur.
(1704)

% 7,5
Muh. Bedeli Muvakat Te. Eksiltmenin
Cinsi: Miktarı Lira Kr. Lira Kr. Şekli Saati
Teknik âleti 20 kalem 1258 10 94 35 Açık eksiltme 14
Sarı toz yaldız 300 Kgr. 345 — 25 87 ” ’’ 15
Çıralı tahta 18 M* 1426 74 107 -f 15,30
Çıralı kalas 14,426 M3
Uzun ve kısa konçla
lâstik çizme 840 çift 3540 — 265 50 ” ” 16
I — Şartname ve numuneleri mucibince yukarıda cins ve miktarı
yazılı 4 kalem malzeme ayrı ayrı eksiltmeye konmuştur.
II — Muhammen bedelleri, muvakkat teminatları ve eksiltme sa-
atleri hizalarında gösterilmiştir.
m — Eksiltme 11—4—939 salı günü hizalarında yazılı saatlerde Kabataşta Levazım ve Mübayaat komisyonunda yapılacaktır.
IV — Liste ve şartnameler parasız olarak her gün sözü geçen şubeden alınabileceği gi'bi yalnız nümunesi de görülebilir.
V — İsteklilerin eksiltme için tayin edilen gün ve saatlerde yüzde 7,5 güvenme paralariyle mezkûr komisyona gelmeleri.
(2023)
İstanbul Vakıflar Direktörlüğü İlânları
alan muhafazakâr mahfellerde söylendiğine göre, hükümet, halihazırda mecburî askerlik hizmetinin lüzu muna dair parlâmentodan katî bir karar istiksal etmek tasavvurunda• dır.
Bir Infllâkte 3 kişi öldü
Londra, 25 (A.A.) —Kent dukalığında kâin Favershauda taş o-caklan için patlayıcı maddeler imal eden bir fabrikada bu sabah infilâk olmuştur. İnfilâk neticesinde üç kişi ölmüş, birkaç kişi de yaralanmıştır. Fabrika binalarından biri tama-miyle harap olmuştur. Civardaki bü tün evlerin camları kırılmıştır.
Muhammen aylığı Lira Bahçekapıda Dördüncü Vakıf hanın birinci katında kahve . 100
ocağı ile han dahilinde kahvecilik .
Müddeti icar:
Teslimi tarihinden 941 senesi Mayıs sonuna kadar. Sultanahmette Akbıyık mahallesinin Cami sokağında 7
10 No. lu ev.
Müddeti icar:
Teslimi tarihinden 939 senesi Mayıs sonuna kadar.
Yukarıda yazılı mahaller kiraya verilmek üzere açık arttırmaya çıkarılmıştır. İstekliler 28 Mart 939 salı günü saat on beşe kadar Çenberlitaşta İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğünde Vakıf Akarlar Kalemine gelmeleri. (1797)
Haşan Deposu Karaköy Şubesi Açıldı
Haşan Deposu İle Alâkadar Olanların Sirkeci Liman Hanın Altındaki Mağazaya Müracaatları
Beyhude Iztırab Çekmeyiniz!
Bütün ağrıların panzehiridir
BİR TEKKAŞE
NEVROZİN
Bu muannid baş ve diş ağrılarını süratle izaleye kâfidir Romatizma evcaı, sinir, mafsal ve adale iztı-rapları NEVROZİN’le tedavi edilir
Nezle, Grip ve Bronşite karşı en müessir ilâç NEVROZİN’dir.
-KURTULUŞ
Doktorlar, Bankacılar, Kâtibler, Mektebliler velhasıl bütün mürekkepli halemle yazı yazanlar, mürekkebin ceplerine akmasından, kurumasından, ve ucun bozulmasından kurtaran yegâne TIKU DOLMA KALEMİ Avrupada dahi tasdik olunduğu gibi Almanyanın bu icadı mürekkebli kalemle yazı yazmak mecburiyetinde Olan halkı hakikaten bu eziyetten kurtarmıştır. TIKU ucu aşın-m»z, bol mürekkep alır kuvvetli basılırsa 3-4 köpy* çıkarı iabilir*
Açıkbırakıl-dığı halde her ne şekilde durursa dursun mürekkeb akmaz ve kurumaz. TIKU en sağlam ve en kullanışlı mürekkebli kalemdir. Siyahtan maada yeşil, njavi ve kırmızı renkleri de ayni fiatta satılmaktadır. Heryerde arayınız. Fiatı 3 liradır. Deposu : Rıkardo Levi halefi Filippo Levi, Havuzlu han No. 1, İstanbul.
Taklitlerinden sakınınız. Kırmızı halka üzerinde TIKU Markaya dikkat ediniz. Taşraya posta ile gönderilir. Siparişlerin bedeli olan 3 li a evvelde gönderilmelidir.
nevrozîn’İ tercih ediniz.
İcabında günde 3 kaşe alınabilir.
tsmine dikkat, taklidlerinden sakınınız ve Nevrozin yerine başka /.• marka verirlerse şiddetle reddediniz.
İLÂN
Berlinin en mutena bir mevkiinde, iki, üç, üç buçuk, dört, dört buçuk, sekiz ve dokuz odalı daireleri asansör, sıcak ve soğuk su, kalorifer tertibatı ve her türlü konforu havi senede 12 bin Mark safi varidat getirir bir mülk bedeli îstanbulda Türk lirasiyle ödenmek ve yahut mülke karşı, mülkümün değeriyle ayni değerde bir mülk ile mübadele edilmek şartiyle Türkiye ile alâkasını keserek vatanına avdet etmek emelinde olan bir Almanla müzakereye hazırım.
Adres:
B. Z.
Postlagernd
Postamt Wilmersdorf
BERLÎN
TÜRK HAVA KURUMU
Büyük Piyangosu
Altıncı Keşide; 11-Nisan-939 dadır.
Büyük İkramiye: 200.000 Liradır,
Bundan başka 40.000,25.000,20.000 15.000 10.000 liralık ikramiyelerle ( 200.000 ve 50.000 ) liralık iki adet mükâfat vardır
DİKKAT:
Bilet alan herkes 7 Nisan 939 günü akşc-mına kadar biletini değiştirmiş bulunmalıdır..
Grip, nezle, soğuk algınlığı, kırıklık
v« romatizmaya karşı çok müessirdir. Mideyi bozraz, kalbi ve böbrekleri yormaz.
Aldanmayınız. Rağbet gören her şeyin taklid benzeri vardır. CRİPİN yerine başka bir marka verirlerse şiddetle reddediniz.
SAĞLIĞINIZI

Sellüloz Sanayii müessesesinden
KÂĞIT ve KARTON SATIŞI
Müessesemiz 1939 Haziranının sonuna kadar teslim edilmek üzere sipariş kabul etmektedir. Bu müddet için, şimdilik, tesbit olunan cinslerle bunlara ait fiatlar aşağıya kaydolunmuştur. Hazirandan sonraki devreye ait olarak kabul edilecek siparişler için ayrıca ilân verilecektir.
Srenz Kâğıtları ( Bakkal Kâğıdı)
M2 Sıkletti
M2
M2

70 ve 110 Gr. beher tonu
130 ve 140 Gr. „
170 Gr. „
T. L. 231
T. L. 221
T. L. 216

Srenz Sergi Kağıtları
M2 Sıkleti 110 Gr. 220 Sm. genişliğinde beher tonu T. L. 206
M2 ------ ------ -- - -
M2
140 Gr. 220 Sm.
170 Gr. 220 Sm.
Kartonlar
Gri karton 50-140 numara beher tonu T. L. 226
Beyaz mukavva (Kaba) 45-140 numara beher tonu T. L. 246
1 — Mezkûr fıatlar beher 1000 kilo malın Fob İzmit veya Franko Vagon, İzmit, (fabrika) teslimi İçin muteberdir.
2 — Çift İstanbul teslimatta ton başına dört lira ilâve olunur.
3 — Her cinsten asgarî sipariş miktarı 10 tondur. 10 tonda 3 Gramaj ve 8 ebattan fazla kabul edilmez.
4 — Derhal yapılacak teslimat için siparişin kabulünü ve malın ihzarını müteakip gönderilecek ihbarname üzerine mal bedelinin bildirilecek bankaya hemen tediyesi lâzımdır. Malın şevki, bedelinin ödenmesine mütevakkıftır.
5 — Muayyen bir müddet hitamında teslim şartile kabul olunan siparişlerde mal bedelinin % 10 nu peşinen ödenir.
6 — ihbar tarihinden itibaren 15 gün zarfında mal bedeli ödenmediği takdirde 15 günden sonra geçecek beher gün için T. L. 5 (Ibeş) Türk lirası gecikme tazminatı alınır. Ancak bu müddet hiçbir suretle yeniden 15 günü tecavüz edemez. Tesbit olunan teslim tarihinden itibaren bir ay zarfında mal bedeli ödenmediği takdirde sipariş feshedilir. Ve peşin olarak alınan % 10 inat kaydolunur.
7 — Muayyen bir müddet hitamında yapılacak teslimat için, sipariş mektubu üzerine ve imalât vaziyetimize nazaran gerek siparişin kabul edilebilecek miktarı ve gerekse teslim tarihleri, müşterinin arzusu kabil olduğu kadar tatmin edilmek üzere, müessesemiz tarafından tesbit edilir.
8 — Müessesemize verilecek siparişler ancak yukarıda yazılı şerait tahtında kabul edilir.
9 — Her türlü müracaatın îzmitte müessese müdüriyetine yapılması rica olunur.
♦»

»»

„ T.L. 2ol
„ T. L. 197
Kuruyunuz
KANZUK
MEYVA TUZU
En hoş ve tabiî meyva usarelerinden yapılmıştır.
Taklid edilmesi kabil olmaya bir fen harikasıdır.
İNGİLİZ DANZUK Eczanesi
Beyoğlu . İstanbul
Devlet Demiryolları İlânları |
Muhammen bedeli (1597’ lira olan 6 kalem muhtelif cins lâstik malzeme 3—4—939 pazartesi günü saat (10.30) on buçukta Hay -darpaşada Gar binasındaki satın alma komisyonu tarafından açık eksiltme usuli ile satın alınacaktır.
Bu işe girmek istiyenlerin kanunun tayin ettiği vesaik ile (119) lira (78) kuruşluk muvakkat temiıjt tlarile birlikte eksiltme günü sa(a-tine kadar komisyona müracaatları lâzımdır.
Bu işe ait şartnameler Haydarı asada Gar binasındaki satınalma komisyonu tarafından parasız olarak dağıtılmaktadır. (1734)
""1 ...........
Mersin Salı Postası
28 Mart salı günkü Mersin postası yapılmayacaktır. Buna mukabil 31 Mart cuma günü Mersin postasına kalkacak ( Tarı ) vapuru yalınız sah postasında olan iskelelere de ilâveten uğrayacaktır.
İstanbul Belediyesi ilânları
Keşif bedeli 1228 lira 68 kuruş olarak Vilâyet Tavukçuluk mtles-sesesine yaptırılacak dört kümes için «lân olunan açık eksiltme 5. 4. 939 çarşamba gününe uzatılmıştır. Keşif evrakile şartnamesi levazım mü-dürlüğünde görülebilir. •
İstekliler 2490 sayılı kanunda yazılı vesikadan başka en az bin liralık bu işe benzer iş yaptığına dair ihaleden sekiz gün evvel Vilâyetten alacakları ehliyet ve 939 senesi Ticaret Odası vesikalarıyla 92 lira 15 kuruşluk ilk teminat makbuz veya mektubiyle beraber yukarıda yazılı günde saat 14 buçukta Daimî Encümende bulunmalıdırlar. (2025)
Zayi
238832 numaralı ve 26. Ağustos - 38 tarihli Ihe an riyasetinden aldığım cüzdanımı zayi olmuştur. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü olmadığını ilân ederim.
Kamarot Keramettin
Sahibi: A. Cemaleddin Saraçoğlu Neşriyat müdürü: Macid ÇETİN Basıldığı yer: Matbaai Ebüzziya
Gazete Kitabevi Sülayman Gezer ve Osman Sezjlner Aydın: Hükümet bulvarı No. 73 Her nevi gazete, mecmua kitab “Yeni Sabah,,m geçmiş nüshaları bulunur.
Adalar sulh hakimliğinden:
Büyükadada aydoğdu sokağında 7 no. lı hanede vefat eden Sotiri oğ. lu Savanın terekesine el konmuş ol-
Dr. Hafız Cemal 1
Lokman hekim
Dahiliye Mütehassısı j
Divanyolu 104
Muayene saatleri pazar hariç : her gün 2,5 - 6 sah, perşembe Ş ve cumartesi sabahlan 9 -12 Ş fukaraya T. 22398 â duğundan alacaklılarla borçluların bir ay zarfında vesaikile müracaatları ilân olunur.