Mussolini Tunus, Cibuti ve
ABONE ŞARTLAR!
Türkiye Ecnebi
900 Kr. Seneliği 2400 Kr.
500 Kr. 6 aylığı 1200 Kr.
200 Kr. 3 aylığı 600 Kr.
90 Kr. 1 aylığı 300 Kr.
Poıta ittihadına girmemif memleketler için 26, 14, 7.5 ve 4 lira
GÜNDELİK SİYASİ HALK GAZETESİ
Tehlikesi
YENİ SABAH

HER YERDE
3
KURUŞ
Almanyayı kimseye zarar veremez bir hale getirmek İçin cihan efkârıumumiyesinin tasvip edeceği haklı taleplerini kabul etmelidir.
Yazan : Hüseyin Cahid Yalçın
Harp tehlikesi geçmiş, çünkü
Almanya ile Romanya arasında İktisadî bir anlanma imzalan, mıştır. Çekoslovakya-”n istilâsı ü-zerine bütün dünyayı kaplıyan endişe ve telâşın çaresi bukadar kolay bulunacak idiyse lıer millet ve devlete mensup takım takım diplomat, lann ve gazetelerin bukadar bedbinlik eseri göstermiş ve ortalığı velveleye vermiş olmaları gerçekten hayret edilecek bir hâdise teşkil eder.
Eğer zail olduğu teinin edilen tehlike, Çekoslovakyanm arkası sıra Romanya topraklarının da istilâsına derhal geçilmesi korkusu idiyse bunun tahakkuk etmemiş olması Avrupanın endişeli, meşkûk ve tehlikeli veziyetini değişmiş addetmek için ciddî bir sebep teşkil et-
, mez.
Ortada bir hastalık vardır ve bu hastalığın zaman zaman tepen tezahürleri, ârâzı vardır. Bugün için bu ârâzın sükûn kesbetmiş olması hastalığın kökünden iyi olduğuna delâlet edeceğine inanmak için insanda pek fazla miktarda nikbinlik ve gaflet bulunmak lâzımdır.
Rusların başbaşa verip te bir çare aramak maksadile teklif ettikleri sohbet Lehistanın muhalif ceva • bı üzerine akim kalmış. Pek emin bir vaziyette bulunmıyan Lehista. nın bu müstağni cevabı birden bire hayret uyandırabilir. Fakat istinat ettiği esbabı mucibe derin derin düşünülmeğe lâyık mülâhazaları ihtiva ediyor.
Ajansların verdikleri malûmata .göre, Lehliler İngiliz tekliflerini gay-rikâfi bulmuşlardır; daha sarih si. yasî ve bilhassa askerî taahhütlerde bulunulmasını istemişlerdir. Polonya tecavüzlere karşı konulacağı yolundaki edebiyatlara pek güvene, mediğini açıktan açığa anlatmıştır. Bundan dolayıdır ki, son zamanlarda moda olan ve hiçbir şeye mâni olamadığı asarile meydana çıkan bloklara sürüklenmek te istemiyor, ve bilhassa, cephelerden birine iştirak etmekten çekiniyor.
Lehistanın böyle düşünmede haklı olduğunu teslim etmemek kabil değildir. Lehistan öyle bir vazi-
yettedir ki kendisini emniyet altında görebilmesi için lâftan ziyade taahhüde, siyasî ve askerî taahhüde
ihtiyacı vardır. Böyle kat’î bir taahhüt elde edip te kendisini emniyet altında hissetmedikçe nazarî anlaşmalarla Almanyaya karşı bir düş manlık nümayişi yapmış veziyete giremez. Çünkü bu açık hasmane hareketle beyhude yere Almanyanm mukabelesini, düşmanfığmı tahrik ve bilhassa tacil etmiş olur. Binaen-
1
aleyh, Almanyanm vaziyetini cihan eulhü için ve bilhassa kendileri için tehlikeli addeden büyük devletler
varsa onlar kat’î ve müessir taahhütlere girişmeden etraflarına $i. çük devletlerden yardımcı grupu tophyamazlar. *
Fakat mesele bu değildir. Avru-pada iki grup, iki cephe teşkili, Ber-lin-Roma mihverine karşı bir müt. tetikler heyeti ihdası ile derd izale edilemez. Almanya ve Italyaya düşmanlık etmek için hiçbir devlet gi-öip te garp dcmokrasilerile birleşmez. Bu ittifakı ancak yüksek bir ; ideal, meşru bir müdafaa uğrunda, geniş bir ruh ve telâkki dairesinde .vücude getirmek şartile ondan bir fayda beklenebilir. Sulh zamanında iken siperler arkasına çekilmiş, her an bir şüphe ve husumet hissiyatı İçinde birbirlerini tarassut eden iki -karargâha ayrılacak bir Avrupa içtinap edilen felâketi davet edecek yolu kendi ellle hazırlamış olur.
Eğer umumî*harpten çıkan dev-
letler hiç olmazsa Almanyanm canlanmasından ve askerî kuvvetini tek rar. iktisap, etmesinden sohra' Ver-say temeli üzerinde bir Avrupa siyaseti: yaşıyamıyâcağını idrak ederek mazi üzerinden bir sünger geçirmeyi ve 1919 da terkedilen dürüst hareketi şimdi tesis etmeyi dü. şünselerdi, Almanyanm haklı isteklerini kendileri rizalarîle tatmin e-derler ve bu sarsıntılara hiç mey. dan vermezlerdi. Dirilmiş bir AI-manyanın aşağı bir vaziyette, zaruret içinde yaşıyamıyacağmı takdir etmek lâzımdı.
Almanya bugün harp kıtlığı içindedir. Oraaar. gelen bitaraf kimselerin müşahedeleri gözden uzak tu-tulamıyacak kadar mühimdir. Alma nyada herkes gayrı memnundur. Çünkü sıkıntı, iztirap ve yokluk î-çin dedir. Herşey, her para askerlik masrafına gidiyor. Yemiyorlar, içmiyorlar, giymiyorlar, ağızlarını a-çıp serbest bir lâkırdı söylememeğe katlanıyorlar: Bir maksada erişmek için.
Almanyayı Avrupanın göbeğinde fitili yakılmış bir bomba vaziyetinden çıkarmak için, en birinci si. yaset, Almanyanm takip ettiği maksattaki meşruiyeti izale etmektir. Almanya şimdiye kadar Versay mu-ahedenamesini defalarla çiğnedi. Bu günkü kadar kuvvetli olmadığı halde bile ona karşı bir şey yapılamadı. Çünkü istedikleri şeyler haklı i-di. Çekoslovakyaya yaptığı suikas-dın bütün cihanda tevlit ettiği anti-pati isbat ediyor ki Almanyayı kimseye zarar veremez bir hale getirmek için cihan efkârı umumiyesinin tasvip edeceği haklı taleplerini kabul etmelidir ki haksız istilâlarına karşı kuvvetle karşı koyabilmek ve bu mukavemette bütün cihan efkârı u-mumiyesinin müzaheretinden istifade etmek kabil olsun.
işte Avrupada bir sulh bloku vücude getirmenin en birinci şartı Al-manyanın artık zorla istirdat etmemiş olduğu haklı talepleri varsa bun lan is’af ederek ondan ötesine kat’î bir hudut çizmektir. Bu yapılmadıkça bugünkü bazı alâmetlere baka, rak harp tehlikesi geçti diye uykuya yatmak kendi kendimizi aldatmaktan ve yarın daha titriyerek u. yanmağa mahkûm olmaktan başka bir mana ifade etmez.
____ Hüseyin Cahid YALÇIN ' " r ı ..^iTinıii^ı
Edirneyi Su Basıyor
Edirne 26 (Hususî) _ Tunca ve Arda nehirlerinin taşması üzerine Edirne su altında kalmak tehlikesine maruz bulunmaktadır. Gitgide kabaran nehirler saat 18 de Edir -nenin kenar mahallelerini su altında bırakmıştır. Bu semtteki halk evlerini boşaltmaktadır.
Atlnada Af
Atina: 26 (A. A.) _ Milli bayram münasebetiyle, temmuz 1938 de vukubulan Hanya isyan hareketi mahkûmlarının yarı cezaları affedil-m iştir.
Yeni Tefrikamız Sultan Aziz Devri Baş Pehlivanları Sami Karayelin bu güzel tefrikasına yakında başlıyoruz.
Süveyş! Resmen istedi
“Berlin - Roma Mihverini Kırmak Çocukca
Musoiini bir Faşist tezahüründe söz söylerken
Bir Teşebbüstür „
Faşizmin 20 inci Yıl Dönümünde Mussolini Mühim Bir Nutuk Söyledi
Roma: 26 (A. A.) — Stefani A-| j ansından:
B. Mussolini, Olimpiya stadyo-munda, Faşizmin ilk mücadelelerine iştirak etmiş olan 50 bin siyah gömleklinin önünde büyük tezahürat a-rasmda söylediği büyük bir nutukta Faşizmin yirmi senelik bilâuçq-sunu yaptıktan sonra İtalya sokak ve meydanlarında, Afrikada, İspanyada çarpışanları yadetmiş, “bu arkadaşların hatırası kalbimizde daima yaşamaktadır,, demiş ve sözlerine şu suretle devam eylemiştir:
— Faşizmin yirminci yılında, mesaimizin bilânçosunu yapmak va_ sifesini başkalarına bırakıyorum. Bu bilânço muazzamdır. Yaptığımız şey kalmak içindir ve asırlarca kalacaktır. Keza, münkesir, muzta -I rip, nizam ve intizamdan mahrum,! muzaffer fakat mağlûp 1919 Italya-sı ile mütekâsif. inzibattı, yaratıcı, muharip ve imparatorluğa malik o-lan 1939 îtalyası arasında mukayese yapmakla da meşgul olmıyacağım. Fakat, Afrikada kan kaybettiği ve şüphesiz İngiliz olması icabeden sermayeye acil ihtiyacı olduğu için Fa-
şist îtalyanm pek yakın ve katı olan harabisiııden bahseden şayiaları hatırlatmaklığım icabediyor. Hakikaten Faşist İtalya, bu radyo devrinde, sanki dünyanın en uzak ve bilinmiyen bir memleketi imiş gibi az tanınmaktadır. Yaptığımız şey mühimdir, fakat bizim için asıl mühim olan gelecekte yapacaklarımızda ve bunu yapacağız, zira benim azmim engel tanımamakta, sizin, şevk ve heyecanınız, fedakârlık ru -hıınuzda salim bulunmaktadır.
Bu yıldönümü toplantınız, Avrupa hayatının ciddî bir anında vu-kubulmaktadır. Biz, isteri ile korkunun halitası olan harp psikozu ile zehirlenmemize müsaade etmiyoruz ve etmiyeceğiz. Gemimizin yolu .tayin edilmiş ve prensibleri de sarihtir.
1. — Profesyonel müsalemetçi-lerin bilhassa nefret edilir şahıslar olmasına, barış sözünün bundan böyle azıcık eskimiş ve kalp para gibi çıkaran bir meta bulunmasına ve. daimî barışı medeniyet için bir felâket olarak telâkki etmekte oldu-(Sonu 3 üncü sayfamızda)
Hatay Anavatana ilhak Ediliyor
Ankara 26: (Hususî)— Hatay Bu karar, Hatayın Ana Vatana il-Meclisinin yarınki celsesiyle tarihî hak karan olacaktır, bir karar vereceği anlaşılmaktadır. (Sonu 3 üncü sayfada)
Hazin Bir Yıldönüm
Edirnenin işgalinin Yıldönümü Dün Edirnede Anddı
Edime: 26 (Telefonla) — Edirnenin Bu»garlar tarafından işgalinin yıldönümü olan 26 Mart bugün şehrimizde hazin bir şekilde anılmıştır.
Merasim, Halkevinde verilen konferansla başlamıştır. Bundan sonra bepbirlikte şehidliğe gidilerek aziz ölülerin ruhları taziz edilmiş ve mezarlara çelenkler konmuştur. Bu suretle merasime nihayet verilmiştir.
Ankaragücü Vefayı 3-1 Yendi Beşiktaş İzmirde 2-1 Yenildi
Mebus Seçimi Bitti
Cumhuriyet Halk Partisi Namzetleri İttifakla intihap Edildiler
Serbest Mebuslukları Kazananlar
Dün Rey veren ikinci müntehipler
Dün, sabah saat 9 dan itibaren İstanbul müntehibisanileri, Ü-niVersite konferans salonunda Büyük Millet Meclisi âzalarını seç-
mişlerdir.
Daha akşamdan Üniversite kon
ferans salonu bayraklarla süslen-(Sonu 3 üncü sayfamızda)
Dünkü millî küme maçından heyecanlı bir an
(Yazısı 4 üncü sayfamızda)
HER SABAH
İyi Amma Hilesiz Süt Nerede?
Bilmem siz de dikkat ettİDİz mi? | Sıhhiye vekâletinin resimli öğütlerinden bir dıvar ilâm var: Büyük bir şişe sütün etrafını, içlerinde gıda maddeleri dolu tabaklar çerçevelemiş ve bir kilo lıalis sütün şukadar yumurtaya, bııkadar gram ete, bütün bir somuna ilâ., muadil olduğu sayıp dökülmüş.
Vatandaşlara saf ve hilesiz sütün müstesna gıda hassalarını sayıp döken bu canlı ilân karşısında sütten hoşlanmıyanlarda bile, hilkatin bu şayanı lıayret derecede kuvvetli ve hafif nimetine karşı bir incizap hasıl oluyor ve insanın ilk tesadüf
edeceği sütçü dükkânına koşup:
— Aman baııa bir kilo halis siit ver. Zahmetsizce şukadar yumurta, ııın, bukadar gram etin, taze sebzenin kalorisini alayım! diyeceği geliyor.
Ancak oldu olacak, Sıhhiye Vekâleti Jûtfctso de, saf ve Iıilosiz sütün nerelerden tedarik edilebilece. ğini de ilânın bir köşesine sıkıştırsa. Çünkü hilesiz ve saf süt diye biı mesneııin mevcudiyetini bilen biı İstanbulluya biz henüz tesadüf e-demedik.
A. Couıaleddin SARAÇOĞLU
YENISAB AH
27 MART 1939
Tefrika No 42
A KA Mf
HATIRA v* İTİRAFLAR!
Top Kapsülleri Nasıl Gizlenmişti
İngilizler İki Köprü Arasındaki Bütün Mavnaları Aramışlardı
O günlerde, Muzaffer denüen düşman beslemesi verdiği çok ehem-mieytli bir haberle istihbaratçıları sevindirmişti. Eminönünde, nakliye işleri ile meşgul olan Himmet Zade Hüseyin Hüsnü Beyin anbannda tam (1600) sandık top mermi kapsülü bulunduğunu ve bunların İne-boluya kaçınlmak üzere olduğunu bildirmişti.
Fakat, istavropulos hanındaki teşkilâtın başlarından ve gizliden gizliye Anadolu fedakârlarına yardımdan sakınmıyan "Pantikyan,, e-fendi bu haberi hemen o gün gizli bir adamı ile Himmet zade Hüsnü beyin kulağına eriştirmişti. O gece, yapılan tertibat ve temin olunan vasıtalarla da top kapsülü sandıkları yerini değiştirmişti. Sabahleyin Hüseyin Hüsnü beyin anbarında araştırma yapanlar, her vakitki gibi yine başları öne doğru sarkık, yüzleri soluk ve hırslarından soluyarak çık. mışlardı. Hiç şüphe yok ki, bu mu-vaffakiyetsizlik onlara çok ağır gelmişti. Çünkü bir gün evvel, Hüseyin Hüsnü beyle anlaşmak, birkaç yüz liraya kavuşmak fikri ile anbara girmek fırsatını ele geçiren habislerden ikisi bu sandıkları gözleri ile de görmüşlerdi. O gün akşam üzeri teşkilâtın beslemelerinden Fettah da iyi bir haber getirmişti. Bu kap. sül sandıklarının, mavnacılar cemiyeti erkânından Abdullah ve Kahraman ile bekçi Çoban Recep tarafın, dan bulunan mavna ve amelelerle anbardan kaçırıldığını ve yüklü mav naların iki köprü arasındaki bekçi mahallinde bulunduğunu bildirmişti. Ve haberinin doğruluğuna da (Mar-ko) adında Lir sandalcı ile, köprü altında seyyar balıkçılık yapan meş hur esrarkeşlerden Haci adındaki serseriyi şahit göstermişti. Yalnız o sırada değil, bütün hayatı dalga içinde geçen Hacinin savurduğu yalanlar sandalcı Marko ile Fettah tarafından güzelce yaldızlanmış, düşman istihbaratçılarını da inandırmıştı.
Gizli teşkkilâtın kodamanları, ha ber verilen adamları hemen tevkif ettirmeyi muvafık bulmamışlardı. Sıkı bir takip ile suç Üstünde tutmak kapsül dolu mavnaları yakalamak gibi şanlı ve şerefli bir muzafferiyet teminini düşünmüşlerdi. Ve birbiri ardına sıralanan bunca muvaffaki-yetsizliklerle kararan yüzlerini, â-mirlerine karşı, aklaştırmak için böyle bir muzafferiyete gerçekten muhtaç bulunuyorlardı. Çünkü, yüksek makamlarda, kumandanlar aralında sızıltı başlamış, teşkilâtı idare edenlerin, çalışan elemanların bece. riksizlikleri anlaşılmıştı.
Mavnacılar cemiyeti hafiyelerle aarılnuştı. Abdullah, Kahraman reislerle bekçi Çoban Recebin arkalarına adamlar takılmıştı. Harice kartı balık tutuyormuş gibi vaziyet ta. kınan bir sürü serseri, bekçi mahallindeki mavnaların üzerinde oturmuşlar, akıllarınca etrafı gözlüyor, lardı. Fakat bütün yapılan tertibat, •arfedilen emekler boşuna idi. Çünkü top kapsülü sandıkları mavnalarda değildi. Galatada salon karşı-unda ardiyecilik eden ve ayni zamanda İstanbul limanı tahmil ve tehhye amele cemiyeti reisi bulunan Eminin anbarında yatıyordu. Bütün kuvvetlerüe yurd uğruna çalışan, silâh ve cephane nakliyatı içlen ile çok yakından ve candan alâkalan olan Abdullah ve Kahraman reislerle, bekçi Çoban Recebin bu iç İle hiç alâkaları ve hattâ haberleri bile yoktu. Fakat vaziyeti pek çabuk öğrenmişler, kapsüller Istanbuldan çıkın, caya kadar, düşmanın bütün gözlerini, kuvvetlerini üzerlerine çekmlç-
lerdi. Düşmanlarda hasıl olan şüp. heleri arttırmak ve onları peşlerinde dolaştırmak için bütün zekâ ve kudretlerini sarfetmişlerdi. Düşman lar, Yağkapanı taraflarında meşgul oladuısunlar, Emin efendi ile arkadaşları rıhtımda bağlı bulunan Loit Tiryestino kumpanyasının (Remo) vapuruna girmişler, üçüncü kaptan ile pazarlığa bile girişmişlerdi. Emin efendini ardiyesinde yazıcılık yapan Musevi vatandaşlardan (İlya) bu kaptanı, kumpanyanın İstanbul a. centesini yola getirmekte gerçekten çok çalışmış ve muvaffak olmuştu.
Düşman teşkilâtı, mavnacılar cemiyeti reislerinin hareketsizliğinden şüphelenmiş, alman tertibat ıu şayi olduğu zannını hasıl etmişi ı. Bu sebeple müteşebbisleri suç üstünde yakalamak fikrinden vaz geçmiş, top kapsüllerini ele geçirmek arzusuna düşmüştü. Bu sebeple o gece bekçi mahallindeki mavnalar, bir hafiye kordonu ile çevrilmiş, istihbaratın bütün açıkgöz kodamanları, elemanları mavnaların üzerlerine çökmüşlerdi. Mavnalardaki muşambalar kaldırılıyor, eşya altüst et tiriliyor, üzerlerinde, (Batum) kelimesi ile hırdavat eşyasına ait işaret, ler bulunduğunu haber aldıkları kap sül sandıkları araştırılıyordu. Kara yüzlü hafiyeler, soysuz beslemeler didiniyor, terliyor ve mavnalar içinde seğirtiyorlardı. Kahraman mavnacılar, mavnacılar cemiyetinin be. cerikli başları da bulundukları yerlerde kıs kıs gülüyor, bu soysuzlarla eğleniyorlardı.
Bu sırada ”Remo„ vapuruna iskeleler kurulmuş, deniz amelesi ile gümrük hammalları işe koyulmuştu. Vapurun iki başında gümrük muta, faza memurlarından (Arab Halı't) ve Yanyalı Raşit efendiler gözcülük e-diyorlardı. Emin efendinin ardiyesindeki sandıklar, sanki ayaklanmış gibi, birbiri ardınca sessizce rıhtıma gelmişler, kimseye görünmeden vapura girivermişlerdi. Hakikatte bu iş, okadar sükûnet ve süratle yapıl, mıştı ki, vapurun bulunduğu noktaya pek te uzak olmıyan Baznaval dairesinin gözü açık ve .kulağı delik zabitleri, memurları hiç bir şey se-zinlememişlerdi.
Böylece Türklük o gece yine bir harika göstermişti ve bu harika kar şısmda Remo vapurunun bütün mürettebatına pes dedirtmiş ve boyun eğdirtmişti. Vapur hareket etmiş, Karadeniz boğazım geçmişti.
Sabaha kadar bekçi mahallindeki mavnalar üzerinde didinmekten yorgun düşen istihbaratçılar, gün a-çılırken yine elleri boş, suratları a-sık, kaşları çatık olarak İstavropu-los hanına dönmüşlerdi. Hepsi de birer kanepeye düşmüşlerdi. İstihbarat dairesinin odalarından koridora taşan horultu sesleri, merdivenlerden akar gibi İniyor ve caddeden işitiliyordu. Bu sırada Tophane tarafından süratle gelen bir otomo-' bil hanın kapısında durmuştu. İçin, den birer ok gibi fırlıyan bir kapi-ten ile bir çavuş, etrafa hırs ve hı. şım saçarak merdivenlere atılmış-* lardı. Kapitenin acı acı haykırışı ko ridorda korkunç akisler yapmış, u-yuyanları ayaklandırmıştı.
Gelen kapiten ”Gordon„ du, Geceki muvaffakiyetsizliğin yorgunluğu ile kendilerinden geçen maiyetini koridorda toplamıştı. Azametli bir eda ile:
— Efendiler, demişti. Akşam hepinizi boş yere yordum. Fakat teb gir ederim size ki, sandıkları buldum. Geliniz benimle beraber.
(Devamı var)

Yeni inhisarlar U. Müdürü Kim Olacak?
Bir müddettenberi Londrada İn. hisarlar Umum Müdürü MitatYe-nel dün şehrimize dönmüştür. U mum müdürün birkaç gün şehrimiz, de kaldıktan sonra Londrada yaptığı temaslar etrafında vekâlete izahat vermek üzere Ankaraya gitmesi muhtemeldir.
Diğer taraftan İnhisarlar Ümum Müdürü Mitat ve müdür muavini Münirin mebusluğa seçilmeleri üze7 rine umum müdürlüğüne İnhisarlar jTütün işleri müdürü Adnan Halid Taşpınar ve müdür muavinliğine de İnhisarlar Muhasebat Umum müdürü Hurremin tayin edileceği söylenmektedir.
VİLAYETTE :
HUdal Karataban İzmir Valisi oluyor
İzmir Valisi Fazlı Gülecin Bursa mebusu olmasile inhilâl eden İz. mir valiliğine Vali muavini Hüdai Karatabanın tayin olunacağı haber verilmektedir.
Okuyucularımız Diyor kİ ı Ziraat Makinistlerinin derdi
Biz Adanada yüzü mütecaviz iyi sanatkâr, ziraat makineleri ustalarıyız. Yazın nihayet dört ay, tahammül edilmez şartlar dahilin, de iş bulabiliriz. Tahammül edilmez şartlara da razı olduğumuz halde senenin diğer aylarında işsiz ve sefalet içinde vaktimizi geçirmekte, yiz. Mahallî makamlarca bu halimiz senelerdenberi görüldüğü halde bir çare düşünülmedi. Birliğimiz de yoktur. Senenin sekiz ayını kahve köşelerinde tenbel ve sefalet i-çinde geçirmekten bizi kurtaracak bir merci bulamıyoruz. Muhterem Yeni Sabahtan sesimizin alâkadarlara duyurulması için bu yazımızın neşrini dileriz.
Adana sabık sanayi mektebi Makine hocası Ali Şahin
İNHİSARLARDA :
Tütün tohnmlan tespit ediliyor
İnhisarlar Umum Müdürlüğü memlekette yetişen tütünlerimizin kalitelerini yükseltmek gayesile yeniden bazı tedbirler almağa başlamıştır. Birçok mıntakalarda fazla tütün istihsal etmek gayesile o toprağın hoşlanmadığı tohumlar kullanılmakta ve neticede elde edilen mahsûl de çok düşük fiatle ve müstahsilin zararına satılmaktadır. Bunun önüne geçmek için İnhisarlar İdaresi muhtelif mıntakalardaki toprakların terkibine göre kullanılacak olan tohumları tesbit ederek köylüye tavsiye etmektedir.
MÜTEFERRİK ı
Yalova kaplıcaları açılıyor
idaresi tarafından itibaren açılması
Denizbank
Nisan ayından mukarrer olan Yalova kaplıcalarından bu sene daha geniş bir surette istifade edilebilmesi için Büyük otelde ve kaplıcalarda bazı tedbirler almağı lüzumlu görmüş ve bu arada fiatlerde de ehemmiyetli surette tenzilât icrası kararlaştırmıştır. Geçen sene memleketimize gelmiş yeni ve süratli vapurlardan sonra yarı yarıya kısalan Mudanya hattı yolculuğu yüzünden birçok kimseler Yalova yerine Bursayı tercih etmişler bu sebeple de Yalova kaplıcaları geçen sene umulduğu rağbeti bulamamış, idare de buradan hayli zarar etmişti.
Bu sene alınacak tedbirlerin o'a-Şinda Yalova hattı seyahatinin en kısa bir zamana indirilmesi düşünülmektedir. Ancak elde bulunan vapurların müddetin daha ziyade indi, rilmesi meşkûk görülmektedir. Yalova ve Adalar hattındaki seyahat müddeti yeni yapılmakta olan büyük ve süratli motğrlerin denize inmesi ni müteakip kabil olabilecektir.
Banka bu münasebetle Yalova, nın bu sene icabettiği rağbeti bulabilmesi için fiatlerde ehemmiyetli surette tenzilât icrası düşünülmektedir.
z*
TA K V İ M
27 Mart 1939 Pazartesi
Hicri : « Sefer 135»
Rrals 14 Mert 1355
Kııım: 140

Haşaratın hareketi
D»fu ..ati; 5,50 ö*i. ı 12,19 — İkindi : 15,50 Akfaaı 18,29 — Yatsı : 20,01 iaa.ak :4,8

Yıkılan Bina Ankazı Altından Sağ bir Çocuk Çıktı
Evvelki gün Yenişehirde vuku-bulan on bir kişinin yaralanması ve sekiz kişinin de ölümü ile neticelenen facianın polis ve adliyece iki koldan tahkikatı devam etmektedir. s
Adlî tahkikata el koyan Müddeiumumi muavinlerinden Rifat dün de vak’a mahallinde tetkikatta bulunmuştur. Yapılan tahkikatta binanın hakikaten çürük olduğu meydana çıkmıştır. Müessif hâdise vu-kubulduğu andanberi ortadan kaybolan apartman sahibi Yani Raka dün öğleden sonra yakalanmış ve i-fadesi alınmıştır.
Vakayımüteakip enkaz altından ölü veya diri olarak çıkarılanlar on dokuz kişidir. Bunlar arasından sekizi ölmüştür. Enkaz altından en son çıkarılanlar şunlarıdır:
Hâdise gecesi saat ikiyi kırk beş geçe Arab Yusufun kızı İhsan ve Da vutpaşadan onlara misafir gelen baldızı Ayşe, karısı Sultan üçü yanya-na ölü olarak çıkarılmışlardır. Pek az bir zaman sonra da diğer halıcı Yusufun karısı Makbule ölü olarak çıkarılmıştır. Kızı Fikriye büyük bir mûcize eseri- olarak beş katlı bir apartman enkazı altında on dört saat kaldıktan sonra yalnız burnu kanamış ve alt dudağı çatlamış olarak elleri ile başını kapamış bir vaziyette kurtarılmıştır. Küçük Fikriye enkaz altından çıkarılır çıkarılmaz su istemiştir. Kızcağız geçirdiği büyük korkunun tesiri ile şaşkın bir vaziyette etrafına bakınmakta
1 İdi.
İtfaiye dün akşama kadar da vaka mahallinde çalışmalarına devam etmiştir. Bu çalışma sırasında itfaiye efradından 153 Nuri 366 Kâmil, ' kollarından hafif surette yaralanmış j lardır.
İtfaiye dün enkazı araştırırken bir torba içinde 580 lira kadar bir para bulmuştur. Bu paranın Froso-. ya aid olduğu iddia edilmktedir. Paranın Frosoya aidiyeti tahakkuk e-derse para kendisine verilecektir.
Apartmanda oturan diğer kira -cılar da enkaz altında paralan olduğunu iddia etmişlerdir. Bunun i-çin çalışmalara hız verilmiştir.
Tabibi Adil Enver Karan ölü ve yaralıları hastanede muayene etmiş ölülerin gömülmesine müsaade etmiştir.
Tahkikata devam olunmakta -dır.
Karadenizde Fırtına Olmak İhtimali Var
Karadeniz, Marmara ve Ege denizlerinde fırtına olacağı hakkında Ankara rasat istasyonunun verdiği malûmat Deniz Ticaret Müdürlüğünce bütün alâkadarlara tebliğ e-dilmiştir. Hava dün akşama kadar müsait ve fırtınasiz bir şekilde geçmiş fakat saat beşten sonra değişmiş ve Karadeniz ile Ege denizinde fırtına başlamıştır. Can kurtaran istasyonları ve limanlardan henüz her hangi bir fırtına vukuuna dair şehrimize hiçbir malûmat gelmemiştir.
Devlet meteoroloji istasyonundan verilen hava raporunu aşağıya yazıyoruz.:
Hava yurtda doğu ve cenup bölgeleriyle Eğede kapalı ve mevziî yağışlı geçmiştir. Diğer bölgelerde rüzgârlar umumiyetle cenup istika, metinden orta kuvvette Trakya, Ko-. caeli, Ege ve Orta Anadolu bölge, lerinde yer yer kuvvetli. Karadenizde şimalden kuvvetli, Ege ve Marmara denizlerinde lodostan fırtına şeklinde esmiştir. istanbulda hava sabahleyin kapalı ve yağışlı sonra lan bulutlu geçmiştir.
Rüzgâr cenubu garbiden saniyede 7-9 metre hızla esmiştir. Saat 14 de hava tazyiki 756,2 milimetre suhunet en yüksek 14,4 ve en düşük 8,6 santigrad kaydedilmiştir.
DENİZLERDE :
Sadıkzade vapurunun vaziyeti
22/3/939 günü şiddetli lodos fırtınası yüzünden Fenike civarında karaya oturan Sadık zade vapurunun vaziyeti hakkında henüz de-nizbanka hiçbir malûmat gelmemiştir. Gemi karaya oturduktan son ra kaza mahalline ilk yetişen Mersin vapuru yolcuların bir kısmını alarak yola çıkmıştır. Bugün saat 11 de şehrimize gelmesi beklenmektedir. Yolcuların diğer bir kısmını a-lan Anafarta vapuru da İzmire uğradıktan sonra şehrimize gelecektir.
Vaka mahalline gönderilen Hora tahlisiyesi Fenikeye varmıştır. Va. purun vaziyetine göre tahlis amelı-yesine derhal başlanacaktır. Kaza, nın sebeblerini tahkik etmek üzere Denizbank, fen şubesinden iki memuru Fenikeye göndermiştir.
İKTİSAT İŞLERİ :
Yumurta ihracatı artıyor
Yunanistan ve ltalyaya yapılmakta olan yumurta ihracatı son günler zarfında yeniden artmıştır. İktisat Vekâleti ihracatı kontrol dairesi her gün külliyetli mıkdarda sandık muayeneden geçirmektedir. Geçen aylar zarfmda bir haftada yapılan ihracat son hafta zarfında bir günde yapılmağa başlanmıştır.
POLİSTE :
Avrupada siyasî fırtına
Avrupa, hattâ bütün dünya devletleri yeni bîr harp fırtınası daha atlattı. Münih anlaşmasından beri siyasi hava nisbeten sakın geçiyordu. Fakat ne de olsa Avrupa efkârı umumlyesi, bilhassa garp demokrasileri ispanya meselesinin ve İtalya miitaJebatı sırasında esen rüzgârın arada bir sağanak şekli almasından endişeye düşüyorlardı. Yalnız son Çek hâdisesi yaz günleri ânl surette çıkan ve ortalığı altüst eden bir fırtına gibi, bizzat İngiliz Başvekilinin itiraf ettiği veçhile, bir çok siyasetleri karıştırdı Başlıca menfaatlerinin yavaş yavaş tehlikeye düştüğünü, yıkılmağa yüz tuttuğunu gören garp devletleri, ilk sarsıntıdan kurtulunca yıkılan siyasî binaları daha kuvvetle inşayı derpiş ettiler. Bu hususta malzeme, merkezî Avrupadaki hâdiselerin a-lâkalaııdıracağı bazı devletler tara-’ fından verilecekti. Bu arada Sovyet Rusya, Polonya ve hattâ Türkiye Cumhuriyeti de mevzuu bahsoldu.
Tiirkîyenin hattı hareketi sarihti. Ve on beş senedenberi cümhuri. yetin takip ettiği siyaset malûmdu. Esas hedefi, komşularile dost geçinmek, iyi münasebetler temin etmek, komşu devletlerin arazisine göz dikmemek, devletlerin millî hudutlarr. içerisinde serbestçe inkişaf etmele. rıni, beynelmilel camianın bir ferdi olarak memnuniyetle müşahede etmekti. Ve bunu her devlet merkezi ve hükümet azalan biliyordu.
Garp demokrasilerinin müracaat ettikleri Sovyet Rusya ile Polonya* nm esasi bir maksada girişmedikleri bugünlerdeki vaziyetle kndisini gös termektedir. tngilizlerin beynelmilel bir konferans toplayıp harekete geç mek hakkındaki mesaileri de bu sebepten boşa çıkmıştır. Hele Ronıan-yanın Almanya ile İktisadî balamdan anlaşması, Macarların Romen-lerle anlaşmağa temayül etmeleri bu battı harekete müessir olmuştur.
Sovyet Rusya, tngilizlerin sualine bir konferans toplayıp müşterek bir karar alması şeklinde cevap verirken Polonya da nihayet kendisini bağlıyacak bir siyaset takibini arzu etmediğini bildirmiştir. Bu cihetten Polonya hükümetinin Almanlarla yalnız başına anlaşmayı tercih ettikleri ve Danzing koridoru meselesini suUü bir surette halletmeyi ve bu a. razi parçasını korumağı gaye edindikleri sarih bir mahiyet arzetmek-tedir. Almaııyanm da bu ciheti na. zarda tutarak ona göre bir hareket tarzı ittihaz edeceği ve Varşovayı kendi tarafına celbedecek bir vaziyet almak yoluna gideceği düşünülebilir.
Bu siyasî fırtınanın âni olarak patlayıp, yavaş yavaş tahrip mınta-kasından uzaklaşması ile merkezî Avrupadaki milletler, ve dolayısile bütün dünya devletleri vaziyetin daha ziyade inkişaf edeceğini ve böylt bir sarsıntının yeniden zuhur etme mesi için çalışılması Lâzım geldiği kanaatinde bulunmaktadırlar. Bu noktadan İngiltere ile Fransa mümkün mertebe umumî siyaseti lehlerine çevirmek ve bu arada Almanları, ideolojik bir mücadeleye girişmediklerini ikna etmek istiyerek, bîr anlaşma yoluna dahil olmayı arzu ettiklerini de beyan etmektedirler.
J
Yurdun muhtaç çocuklarını mesut görmek hususundaki aaîlâne, insanı düşünceleriniz Çocuk Esirgeme Kurumuna vereceğiniz Bir Lira ile tahakkuk edebilir!..
Gazdan zehirlendi
Dün Muharrir Ağaoğlu Ahmetin Nişantaşmdaki evinde kaloriferler bozulmuştur. Bozukluğu tamire ge-kaloriferci Arnavut Mehmed intişar den zehirli gazlerle zehirlenmiştir. Mehmedi kurtarmağa giden imdadı sıhhî memurlarından biri de zehirlenmişse de polis tarafından kurtarılmış ve Beyoğlu hastahanesine kaldırılmıştır.
Denizde esrarlı Bir öllim
Dün Şirketi hayriyenin 59 numaralı Kamer vapuru Boyacıköy ile Balta limanı arasında akıntının seyrine kapılmış boş bir sandala tesadüf etmiştir. İndirilen bir filika ile yanma gidilmiş ve içinde ölü bir a-danı olduğu görülmüştür. Sandal yedekte Rumeli hisarına götürülmüştür. Yapılan tahkikatta cesedin Paşabahçeye balık avlamağa giden Mina isminde birine ait olduğu anlaşılmıştır. Tahkikata devam olunmaktadır.
Şimdi, herkes fırtıuanıo ortada iras ettiği haşaratı ölçmek ve 6Ürat. le muhtemel yeni ve büyük sarsıntılara mukavemet edecek bir siyasî bina inşa etmek imkânınlarını a-ramakla meşguldür.
_________Dr, Reşad SAGAY
Yakacıkta Bir Heyelan
Haber aldığımıza göre Yakacıkta Ayazma mevkiinde Şeker suyunun bulunduğu semtte dört gün evvel bir heyelân hâdisesi başlamıştır ve hâlâ devam etmektedir. Şeker suyu depolarile bir miktar bağ ve birkaç tarla heyelân sahasında bulunmaktadır. Vilâyet Ziraat Vekâletine müracaat ederek hâdisenin tetkiki ve sebeplerinin araştırılması için bir heyet gönderilmesini istemiştir. Ayrıca hâdiseden İstanbul Üniversitesi de haberdar olmuıj doçent ve Profesörlerden mürekkep bir heyet hâdiseyi tetkike menıuc edilmiştir.

27 MART 1»3»
TKHİSABAH
S-W«' 3
SON HABERLER
Mebus
G. Kâzım Karabekir
Musolini Tunus, Cibuti ve Süveyşi İstedi
(Baştarafı 1 inci sayfamızda) gumuz malûm olmasına rağmen, insan medeniyetini inkişafını korumak için uzun bir barış devresinin lüzumuna kani bulunuyoruz. Fa -kat mukaddes haklarımız tanınmadan önce hiçbir teşebbüste bulunmı-yacağız.
2. — Berlin . Roma mihverini sarsmak teşebbüsleri çocukca hareketlerdir. — burada halk bağın -yor: Hitler, Hitler — mihver İki dev let arasında yalnız bir münasebet değil, muasır medeniyetin bütün diğer zihniyetlerine sarih bir surette muhalif olan iki inkılâbın mülâki olmasıdır.,,
Mussolini bunu müteakip sözü Ispanya harbine getirmiş ve gene, rai Franconun galebesine işaret e-derek: (Madrid faşizmin değil, ko-müıiizmin mezarı olmuştur.) dedikten sonra sözüne şöyle devam etmiştir :
( — Cenevrede söylediğim bir nutukta da işaret ettiğim gibi ltal-yanın evvelce müstemleke talebleri arasında Tunus, Cibuti ve Süveyş-ten bahsedilmişti. Fransızlar ise o zaman bu meseleyi görüşmeyi bile değerli bulmamışlardı.)
Mussolini, yukarıda ismi geçen bu yerlerin İtalya için büyük hayatî kıymeti olduğunda İsrar ve İtalya-nın bu taleplerinden asla nükûl et-miyeceğini ilâve ettikten sonra sözlerini şöyle bağlamıştır:
(— Akdenizin ve Adriyatik denizinin İtalyanlar için nekadar hayatî bir ehemmiyeti olduğunu bugün bütün dünya anlamıştır. Bunun için gayemiz her an için daha fazla top. daha fazla gemi yapmak ve hazır-lanmaktır. Emellerimizin tahakkukunu istiyorsak imanımızın temelini teşkil eden şu üç kelimeyi kendimize şiar edinmeliyiz:
İnanmak, itaat etmek ve mücadeleye hazır bulunmak.)
Fransız gazetelerinin tefsirleri
Paris: 26. (A.A.) — B. Mussoli-ninin bugünkü nutku hakkında tef-siratta bulunan Le Temps gazetesi
diyor ki: »
Fransa hiçbir beynelmilel müzakereden imtina etmemiş ve ancak millî topraklarının bütünlüğüne, bilhassa Tunusa zarar vermeğe matuf isteklere (asla) cevabını vermiştir.
Teslim etmek lâzımdır ki Mussolini tarafından bildirilen üç nokta (Tunus, Cibuti, Süveyş) faşist gazeteler tarafından büyük bir şiddetle ortaya atılanın yanında mütevazi bir program teşkil etmektedir. Bu matbuat Korsika, Nis, Savoisden de bahsetmekte idiler. Bundan başka Roma hükümetinin Tunus, Cibuti ve Süveyş meselelerini ne suretle ortaya koymak istediği de aydınlatmağa muhtaçtır. Fakat belki bu hususları Gaydanın beyanatı aydınlatacaktır. Bu istekler faydalı bir mü. zakereye esas teşkil edebilecek midir? Bu hususta bir hüküm verebilmek için İtalya isteklerinin münde-recatını beklemek lâzım gelecektir. Fakat bu isteklerden faşist matbuata Duçenin sanla 1 şüphesiz kolaylaştırılmış olacaktı.)
Paris soir gazetesi, nutkun muhteva itibarile ölçülü, fakat şekil iti-barile kesüp atıcı olduğunu kaydediyor.
Interansigent gazetesi, nutkun fazla endişe uyandıracak mahiyette olmadığını söyliyor.
Ayni gazete ilâve ediyor:
Yalnız Akdeniz hakkında bir mo-düs vivendi vücude getirilmesi mev-zuubahis ise, belki Fransa, şeref ve hâkimiyetinin tayin ettiği hadleri tespitten sonra bu meseleyi belki de tetkik edebilecektir.
Almanyada İntiba
Berlin: 26. (A.A.) — Yarı resmî bir surette tebliğ edildiğine göre, B. Mussolininin nutku Berlin siyasî mahfellerinde çok büyük bir intiba hasıl etmiştir. Duçenin mihver devletlerinin politikasındaki sarsılmaz birliği bütün dünyaya gösteren beyanatı burada kayıtsız ve şartsız olarak tasvip edilmektedir.
ve, bir dereceye kadar da, ı nutkuunda şiddetli bir li-bahsedilmese birçok şeyler
Macarlarla Slovaklar Arasında Çarpışmalar Devam Ediyor
Berlin: 26. (A.A.)— Macarlarla Slovaklar arasında vukubulan müsa demeler hakkmdaki haberlerin neşri
Almanyada menedilmiştir. Slo-• vak hududunun henüz tesbit edilmediğine ve hali hazırda Çekoslovak idaresi tarafından ırk farkları nazarı itibara alınmadan tesis edilen ve Slovakyayı Karpat Ukranyasından ayıran idari bir hattan başka bir şey mevcut olmadığına dair Macarlar tarafından ileri sürülen tezi siyasî Alman mahfelleri şimdiye kadar kabul etmiş görünmekte idiler. Macar tezinin henüz muteber olduğunu fakat Almanyanın himayesine a’dığı Slovaklan ümitsizliğe düşürmem^ ğe çalıştığı manâsını tazammun etmemektedir.
, Macar başvekilinin teftişi:
86 36
Kudüs tedhişçileri Filistinin şimalinde Toplanıyorlar
Kudüs: 26 (A. A.) — Tedhişçiler, Filistinin şimalinde toplanmaktadırlar. Tebriye’de iki kişi öldürüldüğü için ateş söndürme saati tatbik edilmektedir.
Hayfanın cenubunda yapılan a-raştırmalar neticesinde asîlerin adalet divanı âzasından altı kişi tevkif edilmiştir. Arab nasyonalistleri Fi-I listinde ve civar memleketlerde Yahudi muhaceretinin artmasına karşı mukavemet edilmesi lehindeki propagandalarına devam etmekte ve komşu Arap memleketlerinden Yahudi mallarına karşı boykotaj yapılmasını İstemektedirler.
Budapeşte: 26. (A.A.)— Başvekil Paul Teleki, refakatmda dahiliye nazırı François Keresztes ve eski Karpatlar Ukranyası başvekili An-dre Brody olduğu halde bugün iki günlük bir ziyarette bulunmak üzere Rutenyaya gitmiştir.
îleki, Ungvar hava meydanına giderek geçen cuma günkü hava muharebelerine iştirak eden tayyarecileri tebrik etmiştir. Başvekil bundan sonra muharebelerin cereyan ettiği mıntakalara gitmiş ve Ungvar ovasını geçtikten sonra iki saat evvel muharebenin vuku buldu, ğu meydanı görmüştür.
Başvekilin geçtiği bütün kasabalarda Macar bayrağı dalgalanmakta idi.
88 36 36
(Almanya Litvanyayı Silâhlandığı için Protesto Etti
Varşova: 26 (A. A.) — Eçpres
Poranny gazetesinin bildirdiğine gö. re Almanyanın Kaunas elçisi Litvan-yanın geniş mikyasta silâhlanmasını protesto etmiş ve Alman efkârıumumiyesinin bu hareketi Almanyaya karşı bir tehdit mahiyetinde telâkki ettiğini bildirmiştir. Litvanya-nın fazla miktarda silâhlanması alman - Litvanya ademi tecavüz itilâfına mugayir addedilmektdir.
Litvanya Almanyanın protestosunu kabul etmemiş ve millî müda -faa için yapılan bu masrafların “Lit-vanyanm hürriyetinin muhafazası” na tahsis edildiğini bildirmiştir.
Secimi Bitti
(Baş tarafı 1 inci sayfada) miş, 3eçim için icabeden bütün hazırlıklar yapılmıştı.
Beyazıddan konferans salonuna giden yolun önüne ve konferans salonunun kapısına müteaddit vecizeler asılmıştı.
Tarihî intihap sandığı Beledi -yeden getirilmiş ve salona yerleştirilmişti.
Muayyen saatte salon İstanbul müntehibisanileri ile dolmuştu. Salonda heyeti teftişiye âzası Vali ve Belediye reisi Doktor Lûtfi Kırdar Vali muavini Hüdai Karataban, Be lediye reisi muavinleri emniyet müdürü ve Parti tarafından namzed-likleri vazolunan müteaddit mebus namzedleri bulunuyordu.
Saat tam dokuzda şehir.bando-stınun çaldığı İstiklâl marşı ile rey atmaya başlanmıştır.
îlk reyi Kırşehir mebusu ve Bakırköy kazası
Yahya Galib atmıştır. Bundan sonra muhtelif kazaların müntehibisanileri huruf hece sırasiyle sandığın başına gelerek reylerni at -mışlardır.
Konferans salonuna konulan bir siyah tahtada Parti tarafından gösterilen 17 namzedin isimleri yazılmıştı. Ayrıca tahtanın arkasına da İstanbuldan müstakil olarak namzedliklerini koyan 9 zatın isimleri yazılmıştı. İstanbuldan müs-takilen namzedliklerini koyan bu 9 zatın isimleri şunlardır:
Haili Güden, Nikolaki Mavrooğ-lu, Doktor Nauman Numan, Rıza Ertüm, Kılıç Eromur, Eshabi emlak tan, Avukat Ali Sacid, Hüseyin Hüsnü Kartal, Fui Doğrali, Muharrem Feyzi Tugay’dır.
Reylerin atılması neticelendik -ten sonra heyeti teftişiye tasnifi yapmış ve bütün müntehibisani-lerin müttefikan Halk Partisi nam-zedlerine rey verdikleri görülmüştür.
Merkezde 1311 müntehibisani-den 1267 si reye iştirak etmiş ve 44 kişi rey atmamıştır. Bunların da birçoğu hasta olduğundan reye iştirak edememişlerdir.
Merkez kazasında 259 münte-hibisaniden 258 zi reylerini kullan mışlardır. Şile kazasında bir kişi hasta olduğundan gelememiştir.
Yapılan tasnif neticesinde alınan netice derhal Ankaraya bildirilmiştir.
Yurtda Seçim bitti
Ankara: 26 (A. A.) — Bugün “26—3—939” sabahı başlıyan mebus seçimi öğleye kadar yurdun her tarafında sona ermiş ve Cumhuriyet Halk Partisi namzedleri ittifakla seçilmişlerdir.
Müstakil mebusluk için boş bı -rakılan Afyonkarahisardan Berç Türker, Ankaradan Dr. Taptas, Es kişehirden îtemat özdamar, Niğde-den Dr. Abravaya MarmaralI intihap edilmiştir.
İki aydanberi Türk vatanında devam eden intihap işinde hükümet ve parti makanizmasınîn işlemesin -deki sürat ve intizam, büyük inkılâbımızın en mukaddes eseri olan millî hâkimiyet ruhuna, dikkatli bir kıskançlık ve mütekâmil bir olgunlukla bağlı bulunan her Türkün bu intihap ödevinde gösterdiği şuurlu alâka ve tehalük ve binnetice bugün 40979 ikinci müntehibin, Millî Şef İsmet İnönü’nün gösterdiği Cumhuriyet Halk Partisi namzedlerine, tam bir inanla reylerini vermesi, yeni Türkiye Cumhuriyetinin kuvvet ve kudretini dünya önüne bir daha koyan parlak bir eserdir.
ikinci müntehibi
Türkkuşunda
[ (
I
î '
| (23 Nisan Çocuk Bayramı) £
S Sinema sahihlerine; *
) Çocuk bayramı yaklaşıyor. ;
g Bayramda çocuklara öğretici, S terbiyevî filmlerle bayrama ■ hazırlanınız.. :
|

/ukandaki resimlerde dün yeniden İstanbul mebusluğuna seçilen muhterem General Kâzım Karabekiri ve Aakarada iken Türkkuşunu ziyareti intihalarını görüyorsunuz.
Halkçılığın bütün şartlarını nefsinde toplayabilmek için her fırsattan istifade etmeği bilen ve bunun içinde halkımızı yakından tanıyan ve seven General Kâzım Karabekirden halkçılık namına büyük hizmetler beklemek hakkımızdır.

Uğursuz Bir Günün Y ıldönümü
Dün, Türk tarihi için hazin ve uğursuz bir günün yıl dönümü idi.
Yine böyle 26 martta Ana yurdun en güzel ve en nazlı bir beldesi olan Edirne, Bulgar askerleri tarafından işgal edilivermiştii
Onun sükûtu nft kadar inanılmaz, nekadar akla sığmaz bir şeydi?
Edirne düşsün! Düşman bir anda, bozulan askerlerimizin arkasından siyah bir bulut gibi Edimeye girsin! her taşı altında heybetli ve kahraman bir Türk ölüsünün yattığı bu toprakları kara çizmeleriyle çiğnesin! Mağrur Selimiyenin önünde geçit resmileri yapsın!
Buna elbette inanılamazdı!
Nazlı Edimenin işgal altında kal dığı her gün, bize bir asır gibi uzun geliyordu. Nihayet Allahın vadetti-ği mukaddes gün geldi ve Edime yeniden ve bu sefer ebediyen Türke kavuştu.
Ben, her sene tes’it edilen Edir-nenin bu kurtuluş yıl dönümünde de zehir gibi acı bir teessür duyarım. Çünkü bu kurtuluş bayramı bana onun sukutunu hatırlatır.
Şüphe yok ki bu hâdise, her sa-hifesinden merdlik ve kahramanlığın türlü efsaneleri fışkıran tarihimize ebediyen derin bir yara olarak kalacaktır. Evet, Edime düşmemeli idi. pTarihin her devrinde insanlığa merdlik, büyüklük, âlicenaplık ve fedakârlığın en muhteşem örneklerini veren bu temiz ve yüksek ırka bu acı tattırılmamak idi. O yüksek ırkın evlâtları, kahpece arkalarından vu. rulmamalı ve haftalarca süren açlık ve hastalıkla mücadeleden sonra bitkin ve yaralı bir şekilde son müdafaa siperlerinde inlerken merhametsiz süngülere hedef olmamalı i. diler.
Ne yazık ki bütün bunlar oldu. Türk bu acıyı tattı. Kim bilir, belki de bu facia onun için ebedî bir ders olur. Türk çocukları tarihlerini o-kurken her zaman gaflet ve dalâlet uykusunun’ bir milleti nekadar büyük felâketlere sürükliyebileceğini görürler.
Biz bugün sadece kanları ve kemikleri çoktan Edimenin topraklarına karışmış olan son Edirne mü-dafilerinin manevî varlıkları önünde hürmetle eğilelim!
MURAD SERTOĞLU Hatay Anavatana İlhak Ediliyor
(Baş tarafı 1 inci sayfada)
Bu şayiayı kuvvetlendiren un. surlardan biri Hatay reisicumhuru Tayfur Sökmen ve ayni zamanda Hatay başvekili Abdurrahman Me-lek’in bu devrede Halk Partisi tarafından mebus gösterilmesidir.
Ankarada musırran dolaşan bu şayiayı alâkadarlar, resmî makamlar resmen teyid etmemekte iseler de bu nun tarih ve hâdisatm tabiî bir cereyanı olacağım kaydetmektedirler.
Bundan evvelki mecliste de Millet Mclisi âzası bulunan Tayfur Sökmen Hatay Reisicüm -huru olduktan sonra Büyük Millet Meclisinden istifa etmiş değildi. Yalnız her iki ayda bir meclisten mezuniyet almakta idi. Tayfur Sökmen ve Abdurrahman Melek meclisin açılış günü yeni mebusla •• tarafından yapılacak olan cümhuri-yet kanunlarına sadakat yeminine iştirak edeceklerdir.
Hatay meclisinin yarın vereceği karardan sonra ağlebi ihtimal Bay Tayfur Sökmen ve Abdurrahman Melek Ankaraya geleceklerdir. '
BÎR TEKZİP
Bükreş: 26 (A. A.) — Rador A-jansı bildiriyor:
Rador Ajansı, Almanya . Roman ya anlaşmalarının imzası münasebetiyle yapılan resmî beyanattan başka, hariciye nazırı B. Gafenko’nıın hiçbir mülâkat vermediğini ve hiçbir beyanatta bulunmadığını bildirmeğe mezundur.
S«rf». «
T ENI3ABAH
27 MART 1939
I SPOR
Ankara Gücü Vefayı 2-1 Mağlûp Etti
İstanbul ve İzmirde Beden Terbiyesi Kupa Maçlarına Devam edildi ikinci Küme Klüpleri Arasında Tertip Edilen Kupa Maçlarına da Dün Başlandı
Millî Küme maçlarının ikinci haftasının ikinci maçını bir gece evvel yağan yağmurdan kısmen çamurlu bir hal alan Taksim sahasında 3000 e yakın bir seyirci kala çalığı önünde Ankara İkincisi Ankara gücü İle Vefa arasında oynandı.
Hakem Şari Tezcandı.
Takımlar;
Ankara takımı: Natık. Salih, Enver- Abdul, Semih, İsmail, Fikret, Ali Rıza Muzaffer, Fahri, Hamdi
Vefa takımı: Azad - Vahid, Garo-Sefer, Lûtfi, Abduş, Muhteşem, Sulhi, Şükrü.
Vefalılar bidayette vaziyete hâkim gözüküyorlardı. Her iki cenahtan sürüklenen hücumlar Ankara ’ kalesini tazyik ediyor. Vefalı muhacimler acele yüzünden sayı ile neticelenebilecek fırsatları kaçırıyorlardı. Diğer taraftan AnkaralIların yavaş yavaş vaziyete hâkim olmağa başladığı görüyoruz.
Vefalıların en fazla enerjiye istinat eden çalışmalarına mukabil AnkaralIlar yerden kontrollü ve isabetli bir oyun çıkarıyorlar, tesadüfe fazla yer bırakmadıkları için mu -vaffak da oluyorlardı.
Vefa kelecisi gittikçe artan tazyiki meharetle karşılıyordu. Ali Rızanın ve Hamdinin iki sıkı sütü bu suretle Vefa kalecisinin elinde kaldı. Maamafih Muzaffer 19*ncu dakikada topu Vefa ağlarına takarak An. kara gücü 1—0 galip vaziyete girdi.
Oyun AnkaralIların baskısı altındaki şeklini muhafaza ederek sonuna kadar geldi ve birinci devre 1—0 AnkaralIların lehine bitti.
İkinci devre:
İkinci devreye AnkaralIların sıkı bir inişi ile başlandı. Daha birinci lakika tamamlanmadan Ali Rıza sıkı bir vuruşla takımının ikinci sayısını yaptı.
Bu sayıdan sonra Vefalılar can. landılar, ve Ankara kalesini sardılar. Dördüncü dakikada sol açık Mehmed Vefanın yegâne golünü yaptı. 2—1 vaziyete geldiler, Bu va ziyet her iki taraf için tehlike ifade eden bir vaziyet idi. Vefalıların mağlûbiyetten kurtulmak için AnkaralIların bir gün evvelki mağlûbi-yiyetini telâfi edecek bir zaferi kaçırmamak için var kuvvetlerde uğraştıklarını görüyoruz. Vefalıların sertleşmeğe başlıyan oyunu hakemin üstü ste ceza kararlarını davet etti.
AnkaralIlar yine üstünlüğü elde etmeğe muvaffak oldular. Vefa kalecisi ’akip muhacimlerin tehlikeli ziyaretlerine maruz kalıyor.
Vefa kalecisinin güzel bir kurtarışı
Vefa - Ank»raf ilcû maçından bir görünüş
27 inci dakikada Muzaffer nefis bir şütle üçüncü Ankara golünü kaydetmeğe muvaffak olduktan sonra Vefalılar gevşediler.
Maç bu şekilde nihayetlendi. Ve AnkaralIlar sahadan 3—1 galip çıktılar.
Oyun:
Ankara yorgun olmaları lâzımgelir-ken tam formünde bir takım man. zarası veren güzel bir oyun çıkardılar. Yerden deplasmanlı, kontrollü oynıyorlardı.
Mağlûbiyeti mükemmelen telâfi edecek bir oyun çıkaran AnkaralIları tebrik eder, gelecek oyunlarda açık şans dileriz. Ati ©t
Beden terbiyesi kupa maçları
Kasımpaşa - Galataspor: 2
Beykoz: Kurtuluş: 2
Dün Taksim stadyomunda beden terbiyesi kupası maçlarının ilk karşılaşması, Kasımpaşa- Galatasporla Beykoz- Kurtuluş muhtelitleri arasında yapıldı.
Takımlar: Kasımpaşa-Galataspor muhteliti: îzak, Murtaza, Rüştü, Cafer, Mümtaz Sabri, Papas, Hayri Minas, Hristo.
Beykoz Kurtuluş muhteliti: Kandilli Bahadır, Aleko, Cahit, Kemal Mustafa Turan, Polyo, Şahap, Oba-nidi Kâzım.
Oyunun devresi nıütevazin başladı. Beykozun akınlannı, Şahap çok güzel idare ediyordu. Her iki muhtelit birbirine tehlikeli anlar geçirtiyordu. Şahabın beslediği Bey. koz Kurtuluş muhteliti muhacimle
rinin ele geçirilen fırsatları kaçırmak değil de, karşı taraf müdafile. rinin oyunu neticesi yaptıkları a-kmlar neticesiz kalıyordu. Neticede mütevazin bir oyundan sonra tarafeyn 2—2 berabere kaldı.
Topkapı - Arnavutköy : 2 İstanbul spor ■ Pera : 1
B. Terbiyesi kupa maçlarının son oyunu Istanbulspor- Pera, (Topka-pı Anravutköy muhtelitleri arasında cereyan etti.
Hakem Halid Galip idi. Oyuna İstanbulspor Pera muhtelitinin bir akını ile başlandı. Oyunun ilk dakikalarında nisbî bir hâkimiyet teminine muvaffak olan muhtelit Arna-I vutköy müdafaasının sertliğine rağ-1 men hâkimiyetini devam ettiriyor) lâkin ele geçen fırsatlar kaçırıldığın ı dan devre 0—0 beraberlikle bitti.
İkinci devre başlar başlamaz canlı bir oyun oynamağa başlıyan Topkapu Arnavutköy muhteliti 5 inci dakikada yaptıkları bir akında sağ içleri vasıtasile bir gol yaptılar. Karşı tarafta tehlikeli hücumlar yapmağa başladı. Lâkin hücumlarına devam eden Topkapı — Arna vutköy muhteliti Etavronun ayağile ikinci sayılarını da kazandılar ve bu suretle devre 2—1 Topkapu Arnavutköy lehine bitti.
İkinci kUme kupa maçları
Anadolu hisarı: 2 Galata gençleri: 1
Taksim stadyomunda Millî küme ve beden terbiyesi umum müdürlüğü kupası maçlarından evvel oynanan günün ilk oyunu Anadolu hisarı ile Galata gençleri arasında idi. ' Baştan sona kadar mütevazin bir şekilde cereyan eden oyun Anadolu hisarının 2—1 galebesile neticelendi. Bozkurt hUkmen galip
Günün ikinci oyunu Bozkurt ilo Demirspor arasında yapıldı. Demir-spor hâkim bir oyundan sonra 5—1 galip olarak sahadan ayrıldı. Lâkin tiğini görüyoruz, gayri nizami oyuncu oynandığı için hükmen mağlûb addedildi. j
Ankaragücü Vefa maçından güzel bir enstantane
Kros Müsabakası
Beşiktaş Ateş Spora
2-1 Y enildi
İstanbul ve İzmir Şampiyonlarının Karşılaşmaları Zevkli Oldu
Beşiktaş klübü dahili Kros şampiyonasını
T. Andonyadis kazandı
Dört haftadanberi devam etmekte olan Beşiktaş jimnastik kulübü dahilî kros müsabakalarının sonuncusu dün 6000 metre üzerinde ve a-rızalı bir arazide yapılmıştır.
Sabah saat 10 da 14 atletin işti-rakile başlıyan koşu baştan nihayete kadar çetin bir mücadele halinde devam etmiş bilhassa Todori, Mah. mud, Yorgu, Haşan arasmdaki çekişme neticesinde geçen haftanın i-kincisi, Yıldız muhabere alayı önünde koşuyu bıraktı. Diğer üç koşucu birinci plânda diğerleri onları takip ederek yarışı muvaffakiyetle ve 5u sıra ile bitirdiler:
Todori Andonyadis 19,30 dakikada birinci, Yorgu ikinci, Yani ü-çüncü Haşan dördüncü, Hakkı beşinci, Salâhettin altıncı, Kemal yedinci olmuşlardır’
Dört haftadanberi yapılan koşularda alınan puvanlara göre T. Andonyadis 9 puvanla Beşiktaş dahilî kroslarının şampiyonu, Yorgu 11
Şampiyonluğu kazanan T. Andonyadis
puvanla ikinci, Haşan 12 puvanla ü-çüncüsü olmuştur.
Sporun her şubsinde birçok birinci sınıf klüplerimize örnek ciacak dere cede mükemmel çalışan Beşiktaşlıları müsabakaları tertip ve muvaffakiyetle idare eden atletizm kaptan lan Bay Ali Rızayı tebrik eder muvaffakiyetler dileriz.
Atlet Recep Beşlktaşa girdi
Millî atletlerimizden 800.1500 cü Güneşli Recep kulübünün faaliyetini tatil etmesi üzerine îstanbulda atletizm sahasında en iyi çalışan Be-şiktaşı kendisine yeni klüp olarak intihap etmiş Beşiktaşa girerek önümüzdeki mevsim için çalışmalara başlamıştır.
Esnaf ve tüccarlarımıza:
23 Nisan Çocuk Bayramı yaklaşıyor. Bayramda Vitrinleri -nizi çocukları alâkadar edecek eşyalarla süsleyiniz!
Çocuk Esirgeme Teşkilâtımızın köylerimize kadar yayılması için yılda bir Lira verip Üye olalım.
İzmir: 26 (Hususî) — Dün güzel bir oyunla Doğansporu 6—1 yenen İstanbul şampiyonu Beşiktaş takımı bugün ikinci maçını 5000 seyirci ö-nünde İzmir şampiyonu Ateş sporla yaptı. Ateş spor takımı İzmirlilerin çoktanberi seyretmedikleri derecede mükemmel ve serî bir oyun oynıya-rak Beşiktaşın birinci devrede yaptığı bir gole ikinci devrede iki gol atmakla mukabele etmiştir. Maç çok hararetli ve zevkli cereyan etmişi ve Ateş sporun 2—1 galebesiyle ne-|
Fenerbahçe İdare Heyeti istifa Etti
Yeni heyet seçildi Fener milli kümeye devam edecek
Feperbahçe Umumî Kâtipliğinden tebliğ edilmiştir.
Fenerbahçe müessesan heyeti, bugün saat 10 dan akşam 16,ya kadar vaziyeti etraflı bir surette tetkik etmiştir.
Bütün âzanın iştirâk ettiği bu müzakereler neticesinde mühim bir ekseriyetin iltihakile aşağıdaki kararlar ittihaz edilmiştir:
1. — Müessesan heyeti klüp disiplinine riayetin sporda muvaffakiyet için en esaslı bir lâzıme olduğunu bir kere daha teyıd ederek birinci futbol takımı tarafmdan karar hilâfına ittihaz edilen tavru hareketi şayanı mu ah aza görmüş ve bunu teessür ve taacüple karşılamıştır. Böyle bir hareket atiyen tekerrür ettiği takdirde müsebbipleri hakkında klüp nizamatı mucibince en şiddetli ceza takibi kukarrerdir.
2. — Müessesan heyeti bazı dileklerinin idare meclisi tarafından, diğer üç klüpler müşterek olarak, Ankaraya aksettirilmesi şeklinin bir sui tefehhüm tevlid ettiğini görmüş ve bunun derhal izalesi için Anka rada teşebbüsata geçilmesini yeni idare heyetine tevdî eylemiştir.
3. — Müessesan meclisi millî küme maçlarına devam etmeğe karar I
■■■■■■■■■i Büyük Muvaffakiyetleriyle “Martha Eggorth'l bile unutturan şarkı söyleyen, . Dans eden güzel ve şirin Macar Yıldızı
MARiKARÖKK Önümüzdeki Çarşamba akşamından İtibaren
Sû m er Sinemasında en parlak ve en fazla musikli
GASPARON
Operet filminde takdir-kârlarını Gaş edecektir.
Bir musiki ve şarkı
ticelenmiştir.
D. SPOR: 2 ÜÇOK: 4
Beşiktaş _ Ateş spor maçından evvel oynanan Demirspor — Üçok arasındaki Beden Terbiyesi Kupası maçı Üçokun 2—4 galebesiyle neticelenmiştir.
BİSİKLET MÜSABAKASI
75 kilometre üzerinde yapılan bisiklet seri müsabakalarının 5 incisi 2.25 saatte Bayram kazanmıştır. Süleyman ikinci, Cevad üçüncü gelmiştir.
vermiş ve bu hususta malî noktai nazardan uğranılacak müşkülâtın
beden terbiyesi genel direktörlüğü nezdinde yapılacak teşebbüsat ile i. zalesine çalışılmasını muvafık görülmüştür.
Diğer taraftan idare heyeti tarafından son neşredilmiş olan beyan namede mevzuubahis futbolculara masraf ve ücret kelimelerini şayanı dikkat görerek bu hususta idare heyetinden istizahda bulünmuş ve i-dare heyeti buradaki masraf kelimesi futbolcuların nakliye ve yemek gibi zarurî masraflarına karşılık olduğunu, ücret kelimesinin ise antrenörlere verilen parayı tazammuD ettiğini ifade etmiş olmakla bu nokta müessesan meclisince işbu izahat dairesinde kabul olunmuştur.
Bu mukarreratı müteakip idare heyeti yorgunluğunu ileri sürerek istifa etmiş ve bu istifa heyeti umu-miyece kabul edilmiştir.
Yeni idare heyeti şu suretle teşekkül etmiştir.
Umumî reis Şükrü Saraçoğ.u, ikinci reis Haşan Kâmil Sporel, u-munıî kâtip Muvaffak Menemenci-oğlu, umumî kaptan Nedim Kaleci muhasebeci Nizaraettin Diler, azalar Hamid Saraçoğlu ve Mahmud Bale r.

27 MART 193»
İKTİBAS VE TERCÜME HAKKİ MAHFUZDUR
Vehib Paşa ile Y a ptığım Mülakat
Su Şehrinde Ordu Kumandanı Bana Ne Talimat Vermişti?
“Manastırda Bulgar Ve Yunan Çetelerde Müsademeler Yaptın. Bunlardan Kazandığın Tecrübelerle Ermenderin Gerilla Harbini Karşılarsın,,
General Kâzım Karabekir Kafkas cephesinde topçuları teftiş ediyor. (3 Şubaf 334)
Hele Ortaköyden sonra Endires ovasında kar yerine baharın başlamış olduğunu görmek neşemi arttırdı. . _
Suşehri (Haritada Endires) nin dik yokuşunu çıkınca ordu karargâhının önünde Vehip Paşaya ve erkânı harbiyesine mülâki' oldum. Samimî mu-safahalar yaptık. Ve karargâhlarına girdik.
Vehib Paşa benim bir aylık zorlu seyahatimi günü gününe takip ettiğini söyledi ve beni bu kadar zahmetli bir yolculuğa sevketmesinin sebebini şöyle anlattı:
— Birinci Kafkas kolordusunun başına senden münasib bir arkadaş bulamadım. Bu da şu iki düşünceden ileri geldi:
1 — Manastırda Bulgar ve Yunan çetelenle hayli müsademeler yaptın; bunlardan kazandığın tecrübelerle Ermenilerin Gerilla harbini karşılarsın.
2 — Erzurumu Ruslar pek çok tahkim etmişlerdir: Kat kat siperleri ve kat kat tel örgüleri var. Edirnede, Çanakkalede, Kûtülamârede yaptığın kale muharebelerindeki dolgun tecrübelerinden istifade edersin.
îşte bu düşüncelerle asıl istilâ hattı ve ana caddesi boyunca hareket edecek ve Erzincan’la Erzurumu kurtaracak olan I. nci Kaskas kolordusunu senin kumandana verdim. Manastırda seni tanıdığım gibi Çanakkalede Kerevizderede de daha iyi gördüm. Haydi bakalım, işte meydan I
Kumandanın bu iltifatlarına ve teveccühlerine teşekkür ettim; birer hamlede Erzincan ve Erzurumu kurtaracağımızı ve Ermenilerin Gerilla yapmalarına imkân bırakmıyacağımı da anlattım. Bu kolordum şimdiye kadar kumanda ettiğim kolordum şimdiye kadar kumanda ettiğim kolordulardan daha bakımsızdı. Efradın kaput ve çamaşırları noksandı, zabitan bir yılda madenî para olarak iki def» 30 - 40 kuruş almıştı. Ayda bir kilo şeker kâfi gelmiyordu, her kıtanın hemen her şeyi eksikti. Halkın elinde de ordunun işine yarıyacak bir şey kalmamıştı. Bütün bunları da kumandana bildirdim ve bu suretle deppoylarda ne varsa derhal kıtalara tevzinl tamin ettim.
Erzincan’da Kuşların depolarını, tahrib etmelerine meydan bırakmadan elde edebilirsek hareketimizin pek kolay olacağını aksi halde ordunun menzil ambarlarının mümkün olduğu süratle kolordumu takibe çalışmasını rica ettim.
Yukarda bahsettiğim iki türlü hareket tarzından İkincisinde kurar kıldık. Yalnız (10) uncu fırka ordu ihtiyatı olarak yerinde kalacak. Ben 36 ncı fırka ve karargâhla Kemahı 9 uncu fırka da şose boyunca Erzincan üzerine yürüyeceğiz.
6 şubatta orduya gelen malûmattan: Cephedeki Rusların kamdan çekildiği, Ermeni mezaliminin gittikçe dehşetini arttıran bir şiddetle başladığı ve Rus başkumandanlığının bunun men’ine muktedir olama, d-ğı anlaşıldı.
Karargâhıma Avdet
7 şubat öğleye kadar ordu karargâhında muhte-
lif makamlarla olan işlerimi bitirdim, 1.45 de otomobil ile Sjşehrinden hareket ettim. (1.5) saatta Ortaköy’e vardık. Burada faytonum bekliyordu. Yolda beni iki çocuk önledi: Üstbaşlan dökülüyor, yüzleri sapsarı, titreşiyorlar ve açız diye ağlıyorlardı. Babaları kaçmış veya askere gitmiş; bilmiyo-lar. Anaları, üvey imiş, açlıktan bunları evden kovmuş, kız kardeşleri de kocaya varmış. Bu iki zavallı kardeş de köyden köye ekmek dileniyorlarmış. Hemen güzelce kadınlarını doyurdum. Ellerine biraz para da verdim ve ordunun otomobiline bindirdim. Bir gece yatılı mektep veya müesseseye kayırtmaları için bir rica mektubu da yazarak orduya gönderdim.
Faytonla Kindük’e kadar geldim. Burası Suşehri - Refahiyenin yarı yolu idi. Ortaköyden buraya kadar kar az olduğundan kızak işlemiyordu. Gelirken Çobanlıya kadar kızakla gelmiştim. Kindük’e kadar da kar yığılmış olduğundan dönüşte buradan kızağa bindim. Çobanlıya saat (6) da gelebildik. Karanlık artık çökmüştü.
Köroğlu deresi boyunca bir tarafı uçurum, bir tarafı sarp dağ, korkunç bir vadiyi bu sefer zifiri karanlıkta geçiyordum. Hava pek soğuktu. Ellerimde kuvvetli eldivenler bulunduğu, ayaklarımda kundura üstüne kalın postallar geçirilmiş olduğu halde bunlar, üşümeğe mani olamıyordu. Yürümek de imkânsızdı. Bu tehlikeli yolda karargâh kumandanım yüzbaşı Vahidin fenerlerle karşıma çıkıve-rişi, beni çok sevindirdi. Bu suretle tehlikesizce 8.30 da Refahiyeye gelebildim.
ERZİNCAN HAREKETİ BAŞLIYOR
Hareket edecek kıtaatın on günlük iaşe ihtiya-catını Koca Araplar ve îlgaz çayırında idharı lâ-zımgeliyordu. Kolordumun cephane ve nakliyye kol-larile ancak gündelik iaşe maddelerini, kolordu karargâhından 38 kilometre mesafede bulunan menzil tevzî ambarından pek büyük müşkilâtla celbedebilir idik. Bu yeni idhar işi için piyade, topçu ve makineli tüfenk kıtalarının koşumları da dahil olduğu halde bütün vasıtalardan istifade olunmasını münasib gördüm. Bu sayede İlgar çayırına oldukça mühim bir erzak yığını idhar olundu.
9 şubatda ordudan, hareket hakkında gelen emirde:
(Muhtelif kaynaklardan alınan malûmata göre Erzincan ve havalisinde Ermenilerin 100 ü süvari olmak üzere azamî 3500 kişilik kuvveti vardır.,, denildikten sonra (Garbî Dersim kıtaatının (Bir nizamiye taburu, bir makineli tüfenk bölüğü ve milis kıtaları) 12 şubattan itibaren Sultan Şeydi üzerinden şimale sarkarak Erzincanın işgalinden sonra emrime gireceği,
İlk kademe olarak hareket edecek kıtaat ile Erzincan — Sîpkür — Trabzonun işgal olunacağı,
(Devamı var)
TENİS AB A H
Alman müzesinde Japon eski San’at müzesi
B erlinde Kupfergraben’de vaki
Alman müzesinin en üst katır^® açılmış olan büyük bir sergi ön safı işgal eden hâdiselerden bin. dir. Orada Japon sanatının en kıymetli hâzinelerim bir arada bulmak kabildir. On yedinci asırdan on dokuzuncu aşıra kadar ilk defa olarak, Japonya haricinde, Japon ressamlık ve heykeltraşlığını tanımak fırsatı hasıl olmuştur. Bu öyle mühic bir hâdisedir ki ehemmiyeti inkâr edilemez.
Filvaki,-garp âleminde, Çin sa-nati, uzak şarkta orijinal ve yegâne sanat olmak üzere telâkki edilmek itiyadındadır. Japon sanati ise, Çin saııatinin taklidi bahanesile her zaman ikinci sınıfa ithal edilmiştir. Mevcut sergi, bu zehabın, bu itikadın nekadar yanlış olduğunu isbat ediyor’ Şüphesiz Japonlar, Çin sa-natinden pek çok şeyler öğrendiklerini katiyen inkâr etmiyorlarsa da bin yıldan fazla olan tarihleri zarfında millî kuvvetli kültürlerinin ma keşi olan ve kendilerine has olan i-fadeyi bulmuşlardır. Japon sanati, Çin sanatile mukayese edilmekten yılmaz bir vaziyettedir.
Sergi başka bir noktai nazardan da alâka uyandırıcı bir mahiyettedir. Japon meVku kanunları, Güzel sanat eserlerini himaye etmek hususunda, dünyanın hiç bir memleketinde tesadüf edilmiyen hükümleri ih. tivâ eder. En kıymetli eserler, "Ko-huho„ denilen "Devlet hâzinesi,, hu. susiyetini haizdir. Diğerleri de hükümet himayesinde bulunmaktadır. Ve hariç memleketlere sevkedilme-leri katiyen memnudur. Eşyanın, memleket haricindeki bir sergiye şevki müsaadesini istihsal etmek i-çin pek büyük bir müşkülât ile cenkleşmek icabetmişti. Bu mevaffakı-yet, Japon âlimlerinin cehd ve ikdamları, başta imparator olmak ü-zere koleksiyoncuların necabet ve âlicenaplıkları, hem de müzelerin, ve bu maksat için en kıymettar e-serleri intihap eden papaslarm sayelerinde elde edilmiştir. Bu eserler meyanında memlktin dinî tazim ve hürmetini haiz olanları da mevcuttur.
Alman hükümeti müzeler müdi-riyeti, bu sergiye, lâyık olduğu sahayı tahsis etmiştir. Müzenin üst katı, bilhassa kıymetli eserleri barındıracak bir surette tanzim edil, miştir. Eşya, camekânlar içine, evsafına kıymet verilebilecek bir şe. kilde konmuştur. Bölme kaplamaları, tesiri artırmağa yardım etmek tedir.
Serginin devamının pek kısa olması şayanı teessüftür. Yakında, zi yaretçilere kapılarını kapamak izti-rarında kalacaktır. Çünkü, bu eserler, ananeye göre, uzun müddet Japonya haricinde kalamazlar.
Bütün Alman halkının ve payitahtta oturan bir çok ecnebilerin gösterdikleri büyük alâka ve rağbete rağmen, serginin devamını temdit etmek mümkün olamıyacaktır. Sergi cidden görülmeğe lâyıktır.
B. Z.
Bir haftadâ yakalanan kaçakçılar
Ankara: Î.F. (A. A.) — Geçen bir hafta içinde gümrük muhafaza teşkilâtı, Suriye hududunda: On sekiz kaçakçı, üç yüz' otuz kilo 1 gümrük kaçak malı ile bir kilo yüz elli iki gram uyuşturucu madde, on kaçakçı hayvanı ele gçirmiştir.
Ege mıntakasında: kara sularımızda avlanan üç yabancı ile iki balıkçı kayığı ele geçirmiştir.
Yeni gelecek seyyahlar
Nisanda şehrimize gelecek seyyah vapurlarının miktarının beşi bu lacağı ve çok miktarda seyyah getireceği anlaşılmıştır.
Gelecek vapurlar şunlardır:
3 nisanda Milvoke
12 nisanda General Von Stöben
13 nisanda Kraliçe Marya
14 nisanda Kcrositi
18 nisanda Etisya.
Çanakkale Zaferinde
Türk Bahriyesi
Eğer Türk Bahriyesi Vesaiti İle Muharebeye iştirak Etmeseydi Düşmanlar İçeri Girerdi
18 Mart hücumunda batan Fransızların “Buve„ zırhlısı
Muhtelif mahafilde münakaşayı mucip olan bir nokta da şubat ve mart hücumlarının harekâtı berriye ile tevhit edilmiyerek münferit bırakılmasıdır. Halbuki karaya asker ihracı, (5-18 mart) taarruzundan sonra karargir olduğu yanlış işaa edilmiş bir meseledir. Üçüncü Sultan Selim devrinde cebren M arma, raya giren filolarının hiç bir muvaffakiyet kazanmaksızın haib ve haşir çekilip gitmesi İngilizlerce unutulmamış ve harekâtı bahriyenin bir ihraç hareketile takviyesine tam vaktinde karar verilerek General Hamilton mart hücumuna bizzat iştirak eylemiştir. Ademi nıuvaffaki. yeti mucip olan hata donanma ile ordunun müştereken hareket ettirilmemesinde değil, bilâkis bu iştirak esaslarının yanlış hazırlanmasında-dır. Tertip edilen taarruz pilânına göre donanma evvelâ methal gru-punu tahrip edecek, saniyen torpilleri tarayıp merkez grupu mıntaka-sına dahil olacak, salisen bu mınta-kaya hâkim olan istihkâmatı ateş altına alarak ayni zamanda istihkâmların kıtaatı askeriye tarafından işgal ye zaptedilmelcrini himaye edecekti. Yani karaya asker çıkarılacak ve boğaz istihkâmatı ele geçirilecek, lâkin bu hareket arka, dan değil donanmanın ateşi altında denizden, cepheden icra edilecekti. Eğer Türk bahriyesi, bütün vesaiti-le boğaz müdafaasına iştirak etmemiş ve mevkii müstahkem yalnız methal ve merkez gruplarının malik olduğu bataryalarla muharebeyi kabule mecbur olsaydı müttefikler plânlarını şüphesiz muvaffakiyetle tatbik ve intaç edeceklerdi. Onların hesabını ana istihkâmların merdane ve şcciane müdafaasile beraber Türk bahriyesinin bu müdafaaya iştiraki altüst etti. Akdeniz boğazı müdafaasında rahmeti rahmana ka. vuşan şühedanın ikinci kafilesi, mer kez grupu istihkâmatını takviye maksadile Sarı sığlar koyuna demir-' lendiğini yukarıda kaydettiğimiz Mesudiye zırhlısına mensup bahri, yeklerdir. Türk bahriyesi Çanakkale muzafferiyeti tarihine kendi .fedakârlığını bu şehitlerin al kaııile yazdı.
Mesudiye, 1874 tarihinde lngil-terede yapılmış bir firkateyn idi. 1912 de (Ansaldo - Armstrong) şirketi marifetile tecdid ettirilmiş ise de demir levhalardan ibaret olan zırhı da değiştirilmemişti. Binaenaleyh on altı mile çıkabilen süratine ve 2 tane 24 ve 12 tane 15 santimetrelik toptan müteşekkil eslehasma rağmen son sistem toplara ve bahusus torpitoya karşı mukavemetsiz bir sefine idi. Zırhının demir ol. masile beraber tecdidi esnasuıda yal nız on üç arzanî bölme yapılmış olduğundan su kesimi altında açılacak bir rahne ile derhal batacağı muhakkaktı. 1914 te Akdeniz boğazına getirildiği vakit, yukarıda zik-rolunduğu veçhile 24 santimetrelik topları yoktu ve iskele bataryasın, dan 3 tane 15 santimetrelik top çıkarılmış bulunuyordu. Sancak bor. dası açığına müteveccih olmak üzere Sarı sığlar koyuna baştan ve kıçtan demi rlenmişti. Bu noktada, tor-
Sayfa ı 8
pil hatlarının arasında gayri müteharrik duruyordu. 6 tane 15 lik topuna rağmen ilk top veya torpito i-sabetile beraber gark olacağı bahri-yelilerce şüphesizdi. Mesudiye böyle bir vaziyette mahva mahkûm edile, ceğine Naranın arkasında bulundurulsa ve düşman sefaini harbiyesi-nin methalden girmesi üzerine torpil tarlasından geçirilerek doğrudan doğruya ve canlı bir zırhh sıfatile mert ve kahraman bir harp gemisi olarak batacaktı. Mürettebatı için muhacimler üzerine atılmağa memur edilseydi, yine batacak, lâkin Sarı sığlarda âciz ve çaresiz batmağa bin kere müreccahtı. (B.ll) markalı bir tahtelbahir, bir zırhlının sa. bit kale halinde kullanılamıyacağını bu fikri terviç ve müdafaa edenlere pek çabuk isbat eyledi.
Mesudiye süvarisi korvet kaptanı Arif beydi. Lâkin son günlerde Fazıl bey ona halef olmuştu. Arif bey zırhlının Şıpka vasıtasile muhafaza altına alınmasına ehemmiyet vermiş, sallar yaptırmış, tersaneden köhne şıpka parçaları getirte. rek salların kenarına asarmış, tebdili tarihine kadar hiç olmazsa san. cak bordasını torpito tehlikesine kar şı mahfuz bulundurmak için uğraşmıştı. Şıpka, sefaini harbiyenin bor dalarında mürettep mataforalara a-sılır çelik bir ağ olup başta demirli harp gemileri rüzgâr veya akıntı tesirde muhtelif cihetlere saldıkça gemi ile birlikte hareket ettiğinden daima kıça doğru kaymağa mütemayil ve bıı meyle göre tertibatı mahsusa ile baştan ve kıçtan demirlenmişti ve hiç bir havaya salmıya-rak gayri müteharrik duruyordu. Şıpka mataforaları olmadığından biribirine eklenen ağ parçalan uydurma sallara asılmıştı. Ve muhtelif rüzgârlar ile muhtelif cereyanları tnaruz olan bu sallar yerinde duramıyor ve zincirler lâyenkati dolaşıp kopuyordu. Fazıl bey böyle bir tex‘-tibin gemiyi muhafaza edemiyece-ğini takdir ve onu ahlâhâlih terkede rek nazarı dikkati tarassut meşe, leşine çevirdi. Gece gündüz bu taraş sutlara riayet etmekle beraber geceleri Kepez burnunda bir müsellâh filika bekletmek usulünü muhafaza etti. Bu; Türkiye . İtalya harbinde bilânetice tetbik edilmiş basit bir u-suldü. Düşman mesudiyeye gece değil, gündüzün ortasında taarruz etti. B-ll markalı tahtelbahir, yüzbaşı (Normal Hol Brok) kumandasında bulunduğu halde 1914 kânunu evvelinin 13 üncü günü fecirle beraber Ertuğrul - Orhaniye hattının haricinde denize daldı-, Priskop göstermeksizin, yalnız puslasile dört saat seyretti, Sonra priskopunu çıkararak etrafını gözden geçirince sağ tarafında büyük bir Türk sefi-nei harbiyesinin yatmakta olduğunu "hayretle,, gördü. Bu tahtelbahir Mesudlyenin 600 yarda yakınma gelebilmek için üç, dört sıra torpil hattının altından geçmişti. Büyük sefaini harbiyenin çarpması için a. tılrnış olan bu torpiller karşıdan karşıya ve takriben sathı bahrin 3 . 5 metre kalınlığında gayri kabil nüfuz bir dıvar tenkil etm*k lâzım geli-yordu. (D.vm., var)

Fidan Boylum-
Yazan; Hüsamettin Nuri
Urfada Müntehibisani Seçiminden İntibalar
Aşkın Kuvveti
Tefrika No; 38
Nakleden: ORHAN S-
1
Somyesiz karyolasında kemikle, ri kırılırcasma çatırdıyan genç a-dam, içi saman dolu yastıklara ya. pişmiş hatıra yüklü yorgun kafasını kaldırdı yavaş yavaş...
Benliğini içinde yok etmek istediği genç kadının deniz renkli gözlerine baktı uzun uzun., ve sonra birdenbire:
— Beni sev fidan boylum., dedi.. Ben ki; senelerdir kendini sana en yakın gören fakat yine zavallı bir hayat parçasıyım. Söz ver bana., ba na söz ver ki:
"Sensiz hayatımda günlerim siyah bir tüle bürünmüş gibi kederli geçecek. En candan duygularım, ihtiraslarım küçücük kızıl dudaklarım da nankörleşmeden kuruyacak..
Deniz renkli gözlerim isteklerini
ancak yine gözlerim renkli engin denizlerde söndürecek., ve ben şimdiki kadar temiz, yıllarca senin en yakının olarak kalacağım..,,

Somyesiz karyolasında kemikleri kırılırcasma çatırdıyan genç adam bir ölüm yolcusu idi.
Yıllarca evvel kalbinde en nazlı duygularla büyüttüğü fidan boylusunu son olarak mı görüyordu bilmiyordu.
Belki de bilmek istemiyordu.. Yalnız gönlünün bahar bahçelerinden doğarak yaşayışına belirsiz bir baş dönmesi veren kendinin bir par çasıydı o..
Karyolasının baş ucunda gecelerini uykusuz geçiren genç kadın; için için alevlenen yaralı sevgisine hançer gibi batan bu sözleri dinledi dinledi..
Avuçları arasında bir iplik yumağı gibi evirip çevirdiği hastasının ellerini göğsünün üstünde uzun u-zun sıktı.
Ve sonra, gönül mabedinin kapılarını kırarak içindeki en mukad. des varlıklarını bile ayaklar altma atmaktan çekinmiyen bahtının nankör gösterişlerine diş biler gibi içini çekti. Gözlerinde incilenen iki damla yaş hararetten kurumuş göz pınarlarından yuvarlanamadı.
— Ah., dedi.. Şu anda ne korkunç düşüncelerle bulandırdın kafamı sana anlatamam. Halbuki ben şimdi; tıpkı bundan senelerce evvelki gibi koyu gölgeli mor zeytinlikler içerisinde açık yeşil renkli çimenler Üzerine uzanmış gibiyim.. Ve kaç günümüz böylece papatyalı tarlalar içinde toprak kokusunu içimize e-merken geçmişti kimbilir. Bahtımın ,1 tarihi ne kadar kısa dönümlü imiş.. Bu tatlı sarhoşluktan bir yıl sonra seni göremez oldum.
Karanlık geceler beyaz perdeli küçük penceremin önünde gönül ok-şıyan bir gölge dolaşmaz oldu.
Gözlerini kaybetmiş insanlar gi bi tam bir sene düşünce zindanında çile doldurdum..
kırılırcasma çatırdıyan genç adam içi saman dolu yastıklara yapışmış hatıra yüklü kafasını kaldırdı yavaş yavaş...
Benliğini içinde yok etmek istediği deniz gözlü fidan boylusuna u-zun uzun baktı ve:
— Dur,, dedi.. Vidan boylum.. Yılların hesabını sana ben vereyim. Daha sana bel bağladığım günün dönümünde idi. İçimde bir ateşin be-ni kıyarcasına yaktığını duydum.. Genç bir kalptin sen., güzeldin., istiyordun ki yarını düşünceyle bekle-miyen bir salon kadını olasın..
Her görüşünde hayatının bir par çasını canını yakarak senden zorla ayıran sarı, yeşil, mor renkli kübik otolardan biri hergün kapının önünde beklesin.
Senin istikbalin...
Bilmiyordun ki bu; benim istik, halimin bir parçasıydı., ben; fakirdim.. sana bütün bu modern istekle, rini tattıracak param yoktu.
Sana yalnız kanaatkârlığın en büyük zenginlik, saadet olduğunu söyliyebiliyordum. Tıpkı düşündüğün gibi yaşıyabilmen için kafamı, hislerimi, gözlerimi mektep sıralarında çürüterek feda etmekten çekinmedim. Didindim, çalıştım.
Ve bir gün yine ellerim boş döndüm sana., işte o zaman seni de ken dim gibi yaşayışında elleri göğsüne kavuşmuş; neşesiz, düşünceli görmemek istedim. İçimden her gün bir şey eksiliyordu. Bu eksilen şey her gün biraz daha artarken yeni bir sevginin hislerimi bağladığını sezdim. Bu sevgiyi, bu tatlı yorgunluğu tam bir inan dalgası içinde tattığım ilk gün, en çılgın bir âşıkı oldum kara toprakların..
Ah.. Toprak sevgisine gönül verdiğim ilk günüm.. Artık ikimizin ayni bir ülkü yolunda yürüyebileceğime inanım yoktu.. Sen...
Ah., sen; düşüncelerinde bulduğun renkli hayaller kadar yepyeni bir varlıktın., ve her yeni şey sana bir sevinç verirken beni de bir oyun cak gibi insafsızca hırpalayıp kırarak eskitiyordu, ve bu gün;..
îşte tamamile yıpranmış ve eski bir oyuncaktan başka bir şey değilim.. yıllar... ve yılların hesabı fidan boylum ne yazık ki senden ayrılış...
Durdu., gözleri ıslaktı., derin derin içini çekti:
— Görüyor musun., dedi., ne ka. dar derin sevgim var. Toprağa!.
Somyesiz karyolasında kemikleri
Yeni basılan
RİZA TEVFİK
Hayatı ve şiirleri
RAMAZAN G. MfKIN 220 sayfa ve 6 tablo Istanbulda Resimli Ay mat-baaaı Türk Limited şirketinde 60 kuruş fiatla satılmaktadır.
ve bu vesile ile yapılan
Urfa (Hususî) — Vilâyetimizde I seçimden müntehibi sanı seçimi nihayetten- bayramdan muhtelif intibaları gitmiştir. Yukarıdaki fotoğraflarda! rtiyorsunuz.
Askerlik İşleri
TİYATROLAR |
İLAN
Beyoğlu Yerli Askerlik şubesinden:
333 ve 334 Doğumlulardan nakdî bedel veren ve verecek olanların bu celpde askere sevkedilmiyecek-leri dünkü gazetelerle ilân edilmişti. Bunlar da bu celpde askere sevkolu-nacaklarından 30/Mart/939 sabahı şubede bulunmaları yeniden ilân o-lunur.
v ENİ NEŞRİYAT
Çocuk Dergis.
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezi tarafından çıkarılmakta olan (ÇOCUK) adlı derginin on üçüncü sayısı çıkmıştır. Yurt yavrularınınSağlık, Sosyal Kültürel durumlarının inkişafma hizmet eden bu kıymetli dergiyi çocuklara, çocuk lu Ana ve babalara tavsiye ederiz.
TURAN TİYATROSU
Bu akşam Halk gecesi
Ertugrul Sadi Tek ve arkadaşları KAPLICA DÖNÜŞÜ Vodvil 3 P. (se) Atila revüsü. Miçe Pençef varyetesi
Localar 100, her yer 20, Paradi 10 Kuruş.

Bü akşam 20,35 te İstanbul caddesinde komedi kısmında BÎR MUHASİP ARANIYOR

Kadıköy Süreyya Sinemasına:
20 - 30 da BİR MUHASİPr.i, liih
28—3—939 Salı günü akşamı saat 20,30 da
BİR MUHASİP ARANIYOR
4 P E'R D E
— Hayır, o vazifesi olarak te. lâkki ettiği hususlardan bir santim bile ileri gitmez. Fakat ne de olsa, önünde mesut olabilmesini temin e-decek her türlü imkânlar vardı Şimdi ise hayatı kırılmış, ümidi sönmüştür.
îki kadın lâkırdıyı değiştirerek başka şeyler konuşmağa başladılar. Ben de elimdeki romanı okumağa de vam ettim ve bu suretle kimlerden bahsettiklerini anlamağı aklımdan geçirmedim.
XIII
Ertesi gün hava çok ağır ve ve boğucu idi, akşama doğru bir fırtına kopacağa benziyordu. Bu sebepten sabah gezintisinden sonra öğle yemeği için toplanıldığı zaman yemekten sonra evden çıkılmaması k ararlaştınlm işti.
Biraz serince olan büyük salona yerleştik. Vâbimin annesi ile misafir kadın piyano çaldılar. Briç oynandı ve konuşuldu. Sonra da saat dörde doğru genç kadın havanın serinlediğini söyliyerek bahçede dolaşmak is tediğini söyledi.
Nail de:
— Bana gelince, ne yapacağımı şaşırdım, dedi. Fakat fikriniz de fena değil. Sizinle beraber gelebilir miyim?
— Hay hay- Semih bey bitkin bir halde, kendilerinden bana refakat etmelerini istiyemezdim.
Semih bey de:
— Rica ederim. Bilâkis bundan fevkalâde bir şeref ve saadet duyardım diyerek ayağa fırladı.
— Hayır, hayır, oturunuz! Nail Bey benimle beraber gelecek. Kendilerinden bazı tavsiyeler alacağım.
İkisinin de, uzakta, çiçekler arasında kaybolan yoldan yürüyüp git tiklerine baktım. Sacide hanım, başını vasime doğru kaldırıyor ve hararetle bir şeyler söylüyor gibi bir
tavır alıyordu. Genç kadınla vasimin yanma giderlerken her ikisinin do birbirlerine nekadar uyduklarını şık ve zarif bir çift teşkil ettiklerini düşünmekten kendimi alamadım.
Garip bir his kalbimi sıktı. Birdenbire sinirlerimin kopacak gibi bir hal aidığını görerek ayağa kalktım ve elimdeki işi masanın üzerine bıraktım.
Emine hanım şaşırarak:
— Nereye gidiyorsunuz yavrum diye sordu.
— Biraz dolaşacağım. Bütün gün oturmaktan bıktım. Sanki yol yürümüşüm gibi bacaklarım ağrıyor.
— Fakat çok uzaklaşmayın. Fır. tma nerede ise kopacak.
— Hayır, merak etmeyin.
Holde şapkamı başıma geçirerek evden dışarı çıktım ve sahil boyunca uzayıp giden dar yolu takibe baş. ladım.
Havanın serinlediğini ileri sürerek evden çıkmamak için Sacidenin gezmeğe çok hevesi olmalıydı. Bilâkis hava o derece yakıcı idi ki insan kendini âdeta bir fırında imiş gibi sanıyordu. Gök yüzünde bakır renkli koyu bulutlar toplanmağa başlamış, dalgalı denizin rengi koyu yeşil bir hal almıştı.
Uzaklara doğru açılmış bir iki balıkçı kayığı da sahile yaklaşmak için acele ediyorlardı.
Her halde kalbimi sıkan şey, bu yaklaşan fırtınanın alâmetleri olmalıydı. Niyetim kayalık burunun u-cundaki münzevi eve kadar gidip tekrar eve dönmekti.
Bir müddet yürüdükten sonra bazı yerleri çatlamış ve yosunla örtülmüş koyu renkli dıvara vardım. Dıvarın kenarında, üstü kısa çimenle örtülmüş tümsek gibi bir toprak yığını vardı. Beş dakika istirahat için düşünmeden kendimi bırakıver-
(Devamı var)
Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma Nevralji, kırıldık ve blltUn ağrılarınızı derhal keser ■i ■ İcabında günde 3 kaşe alınabilir, gg gg
Tefrika No 55
— Kendi topraklarında rastla, madıkları bu şartları, her hangi bir yerde, meselâ yolda giderken bulabilirlerdi. Rahip olan Hamand, ailenizi bir müddet için bu fikri sabitten kurtardı. Dua ve oruçlarla canavarı kovduğunu ve onu Tunderbarov tepesinde zincirlediğine inandırmağa muvaffak oldu. Hâdisat ta kendisine yardım etti. Bu ananeyi bilen herkes dahilî harpte öldüler. Şato işi bilmi-yen bir Hamandın eline geçti. O da, canavarın mezarda kapalı olduğu fikrine zahlpti. Artık bu hastalıktan kurtulmak birkaç nesü sonra muhakkaktı. Fakat araya sihirbaz Magnus çıktı. Mezarı açtığı vakit bulduğu gemi ankaaı karşısında, irsi
Çeviren : F? SAGAY
hatırası uyandı ve mumlar sönünce asabi haleti buhranın vukua gelmesini teshil etti. Otomatik olarak canavarın kurtulduğunu düşündü. Fakat fenerin ziyası bu buhranın önünü aldı. Fakat sihirbaz köpeği öldü, renin kendisi olduğunu anlamıştı. Fakat sonradan oğlunu tecrübelerinde yardımcı kullanırken bir buhran sırasında onu öldürdü ve karısı elinde lâmba ile, bu facia sırasında odaya girince, gördüğü manzaradan kalbi durarak öldü ve sihirbaz da ziyamn karşısında kendisini toplamağa başlamıştı. Her şeyi yerli ye-rine koymak hususunda soğuk kanlılık gösterdi. Bu işte hakikat ortaya çıkamazdı. Çünkü bu buhranların
yegâne şahidi, hemen daima öldürülüyordu.
Oliver: — Şimdi, zavallı köpeği, min beni neden haberdar etmediğini nalıyorum diye mırıldandı. Zavallı kaçmakla nekadar iyi etmiş olacaktı... Ah! Ne dehşetli şey- Fakat başımdaki şiş nereden geliyordu acaba
— Köpeğinizi ağaca çarparken düşmüş olmanız ihtimali kuvvetli, ve bu düşmeniz sizi bugün karşımızda görmemize âmil olmuştur diyebilirim. Fakat, bu sefer geldiğim zaman, vaziyeti anlamağa başlıyordunuz.
Godard : — Benim mükemmel makineli kolumu berbad ettiniz diye şaka etti. Dostum, doğrusunu söylemek lâzım gelirse, ne yapacağımı şaşırmıştım. Buhranın önüne geçmek için yapılan şeyi bilmiyordum. Şimdi Mis Barıendalm bu işleri nasıl keşfettiğini öğrenmemiz lâzım. Tabiî kendileri arzu ettiği takdirde.
— Bulduğum şeyleri sırasile size anlatacağım. Zira hepinizin, son tecrübemde yardım etmeniz zarurî.
XXXV
— Şatoya geldiğim vakit, derhal bir hayalet, bir hortlak faraziyesini bir kenara atmıştım. Zaten böyle bir faraziyenin tahlile asla mukavemet etmediğini biliyordum. Yegâ. ne anormal iz, uzatmış olduğunuz yerde bulunan kan lekeleri idi. Vücudunuzun iriliğini ve kuvvetini düşünerek ilk defa hakkınızda şüphe duymağa başladım Müsyü Hamand, Hele köpeğinizin cesedini gördükten sonra.
Oliver acı acı: — Benden pek te çabuk şüphe etmişsiniz dedi.
— Kiliseyi ziyaretimizde sihirba. zın mezarı üzerinde yazılı af talebi bana esas hareket noktasını verdirdi. Bu adam ne gibi müthiş bir günah işliyebilirdi. Tablo üzerinde son attığım bir nazar bana kat’î neticeyi verdi: Bir insan vücudu, bir köpek başı ve ayakları.... Bu tasviri bana Likantropi hastalığını hatırlattı. Zaten şarkının meali de bu noktada
(Devamı var)
RADYO PROGRAMI
10 — Tanburi Osman Beyin
Ferahfeza Saz semaisi.
21.00 Memleket saat ayarı. 21.00 Konuşma
21.15 Esham, tahvilat, kambiyo nukut borsası (fiyat)
21.25 Neşeli pilaklar - R. BETHOVEN GECESt
Ölümünün 112 inci senesi münasebetle
1 — Konuşma: Cevad memduh tarafından "Bethovenin hayatı ve eserleri”.
2 — Müzik: Sonata (Sonata pu. asi una fantasıa)
Mehtap (opus 27,N.2,Do minör' Piano için.
Adagio sostenuto
Allegretto (Tirio) -
Presto agitato
Çalan: Cemal reşit
3 — B.) Trio N.5,Opus 70.N.I, Re majör
(Ppiyano, Keman ve Violonsel için)
Allegro vivace e con brio
Largo assai ed espressivopresto Çalanlar: Ferhunde Erkin (Pî-yano, Necdet Atak (keman) Mesut Cemil (Violonsel)
4 — ) Senfoni N.9 Opus 125,Re minör (korolu) PL.
Allegro, ma mon troppo, un-poco maestos Molto vivace - seh-erzo 2
Adagio molto e cantabile - Andante moderato.
Finale (presto - Allegro assaj Andante moderato presto Allegro assai Alla marcia andante maestoso Allegro ma r.on tanto Prestissimo
Çaln: Berlin devlet operası Orkestrası
Söyleyenler: Notte Leonhard (Saprano jenny Sonnenberg (Kontralto Eugen Transky (Tenor) Wil-helm Guttman (Bas) veBruno Kit-tel Korusu
23.45-24 Son ajans haberlerive yarınki program.
___________________________________
Pazartesi — 27/3/39
12.30 Program
12.35 Türk müziği - PL.
13.00 Memleket saat ayarı,ajans metoroloji haberleri.
13.15 Müzik (Küçük Orkestra -Şef: Necip Aşkın)
— Ziehrer - Viyanalı küçük Kız (Vals)
2 — Gebhardt - Maskarade (Kon ser valsi)
3 — Stolz - Viyana geceleyin güzeldir...
4— Rubinstein . Kostümlü balo süitinden Napoli balıkçıları.
5— Heuberger - "Şarkda” süitinden - Rakseden kızlar.
6 — Ziehrer - Karnaval Çocuk-1 lan (Vals)
7 — Keler Bela - Kelebek avı
- Balet müziği
13.45-14 Müzik (Hafif müzik -PL.)
18.30 Program
19.00 Konuşma (Doktorun saati)
18.35 Müzik (Cazband - PI.)
19.15 Türk müziği (Halk türküleri - Sadi Yaver Ataman)
19.30 Türk miziği (karışık prog. ram: Saz eserleri)
Hakkı Derman, Eşref Kadri, Bas ri Üfler, Haşan gür, Hamdi Tokay.
20.00 Ajans meteorolojihaberleri Ziraat borsası (fiyat)
20.15 Türk müziği (Klasik program)
İdare eden: Mesut Cemil.
Ankara Radyosu Küme heyeti 1 - (Tanburi Zeki Mehmet Ağa ‘ - Ferahfeza perşevi.
, 2 - Hammami Zade İsmail Dede
ı - Ferahfeza - Birinci beste.
3 — Hamami Zade İsmail Dede
; Ferahfeza ağır semai.
4 — Reşat erer - Keman taksimi.
5 — Hamami Zade İsmail dede - Şehnaz şarkı - Sana ey canımın canı efendim.
6 — Kemani Rıza efendi - Şehnaz şarkı - Meramı Andelibin.
7— Dellal Zade - Şehnaz şarkı etmedin bir lahza ihya.
8 — Dede efendi - Şehnaz şakı Gönül durmaz çağlar.
9 — Hammamı zade İsmail Dede Ferahfeza Yürük semai.
Hakiki
D i
Markalı Cep - Pil • Fener ve ampullere DİKKAT

Tl MART
TKNİIABAM
İLAN
Her güzel kadının yegâne düşüncesi
OEM PERTEV dir O: Senelerdenberi cinsi lâtife verdiği vâdi tuttu ve tutmaktadır.
Ne mübalâğa ve ne de inkisarı hayaldir
KREM PERTEV in Cilde yapacağı tesir her hangi bir kremin işi değildir. Binbir isimle türlü mübalâğa ile size teklif edilen kremleri ihtiyatla karşılayınız.
KREM PERTEV in
Şöhreti beyhude değildir.
Berlinin en mutena bir mevkiinde, iki, üç, üç buçuk, dört, buçuk, sekiz ve dokuz odalı daireleri asansör, sıcak ve soğuk su, kalorifer tertibatı ve her türlü konforu havi senede 12 bin Mark safı varidat getirir bir mülk bedeli îstanbulda Türk lirasiyle ödenmek ve yahut mülke karşı, mülkümün değeriyle ayni değerde bir mülk ile mübadele edilmek şartiyle Türkiye ile alâkasını keserek vatanına avdet ■ etmek emelinde olan bir Almanla müzakereye hazırım.
Adres:
B. Z.
Postlagernd
Postamt Wilmersdorf
i
BERLİN
Lietzenburgerstasse
PASTİL ANTİSEPTİK

| Devlet Demiryolları ilânları
Eskişehir deposuna bir sene zarfında gelecek olan tahminen P0000 ton kömürün vagonlardan yere boşaltılması ve yerden makine ve vagonlara yükletilme işleri 20—4—939 tarihine müsadif perşem-₺e gunu saat 15 de H. Paşa gar binaS1 dahilinde 1 ci işletme korniş-yonu tarafından kapalı zarf usuliyle ihalesi yapılacaktır
15 ™ -
hammen bedel konmuştur.
tekJ 787 'İra 50 kUrU?'Uk IrtUVal“'at ma'kbuziyle
teklif mektuplarım muhtevi zarfları ihale günü saat 14 e kadar ko pnsyon reisliğine verilmesi lâzımdır.
Bu işe ait şartnameler Eskişehir deposiyle H. Paşada 1 ci istat-pıe komisyon reisliği tarafından parasız verilir. (2006)
Muhammen bedeli 6650 lira olan 200 metre kahve rengi musam Sa ile 1440 metre linoliy.m 11—4—,989 sah günü saat (15) on be,de Maydarpaşada gar binasındaki eatınalma komisyonu taraf,ndan k.pal, fart usuliyle satın alman.lrt.. Kapalı
)arf usuliyle satın alınacaktır.,
Bu işe girmek istiyenlerin kanunun tayin ettiği vesaikle fcuruşluk muvakat teminat ve tekliflerini muhtevi zarflarım ek nnü şaat (U) on dörde kadar komisyona vermeleri taz.mdır .................
«ar binasındaki komisyon (1938)
491 Jira 25
zarflarını eksiltme
Bu lşe aid şartnameler Haydarpaşada tarafından parasız alarak dağıtılma k ta d ır.
Muamele ve istihlâk Vergileri Merkez Tahakkuk ŞrfUgınden
Mesuliyeti: Adresi: Veryinin nevi Miktar:
Adı:
Hmr oJ,u faulle Balta?/
han No. 10 - 11
Muamele vergi- 15 64 985 Muamele vergisi
si zammı resen takdir
komisyonunun 3-3-938 tarih ve 1628 sayılı kararına göre.
namına 1/88 sayılı ihbarname tle tarh olunan 15 lira 64 kuruş-
Yukarıda isim y. »dr.si yMj]ı m
juk muamele vergisi misil «Avnm,..-. .. », .*... “• wıun“n lırn Kuruş-
rağmen bulunamamaaı dolayıefyta ? Sarıdaki adrsl terketml, olması ve yapılan araştırmalara
bince 10 gün zarfında itiraz hakk, tar^ata 24M 8ayÜ1 muan’ele ver«isl kanunun 14 üncü maddesi muci-— s,--—*■“——)•
İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğünden:
Evvelce Galata Kürkçübaşı han 1 No.lu odada icrai ticaret eden Bay Teodosyadis’e:
29364 No.lu beyanname ile gümrükten geçirdiğiniz eşyadan dolayı gümrük resmi, Befediye hissesi, rıhtım resmi ve muamele vergisi olarak sizden 87 lira 60 kuruş aranılmaktadır.
Sözü edilen paranın 1723 sayılı kanun hükmüne tevfikan ve tahsili emvâl yolu ile takip ve tahsili iktiza etmiş olduğundan istenilen parayı nihayet 10 gün içinde gümrük veznesine yatırmadığınız tak dirde hakkınızda icraî takibat yapılacağı bilinmek ve tebliğ makamın.' kaim olmak üzere keyfiyet ilân suretiyle bildirilir. (2017)
İstanbul Üniversitesi A. E. P. Komisyonundan:
Gureba hastahanesi 2 inci hariciye kliniğinde 729.1 İ lira keşifli elektrik tablosu konma işi Rektörlükte açık eksiltmeye konulmuştur. İsteklilerin 500 liralık bu gibi iş yaptıklarına dair ihaleden 8 gün evvel alınmış vesika ve Ticaret Odası kâğıdiyle 55 lira muvakat teminat makbuzlariyle 7—4—939 cuma günü saat 15 de Rektörlüğe gelmeleri.
Keşif ve ilişikleri hergün Rektörlükte görülür. “1937,,
Nafia Vekâletinden
Eksiltmeye konulan iş:
1 — Manyas gölü şeddeleri ve regülâtörü inşaatı keşif bedeli
“534.977” lira “22” kuruştur.
2 — Eksiltme 20—4—939 tarihine rastlıyan Perşembe günü saat
(15) de Nafia Vekâleti Sular Umum Müdürlüğü Su eksiltme komisyonu odasında kapalı zarf usuliyle yapılacaktır.
3 — İstekliler eksiltme şartnamesi, mukavele projesi, Bayındırlık
işleri genel şartnamesi, fennî şartname ve projeleri (26) lira (75) kuruş mukabilinde Sular Umum Müdürlüğünden alabilirler.
4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin (25.149) lira (09)
kuruşluk muvakkat teminat vermesi ve eksiltmenin yapılacağı gönden en az sekiz gön evvel ellerinde bulunan bütün vesikalarla birlikte bir istida ile Vekâlete müracaat ederek; bu işe mahsus olmak üzere vesika almaları ve bu vesikayı' ibraz etmeleri şarttır. Bu müddet içinde vesika talebinde bulunmayanlar eksiltmeye iştirak edemezler.
5 — İsteklilerin teklif mektuplarını ikinci maddede yazılı saat-
ten bir saat evveline kadar Sular Umum Müdürlüğüne makbuz mukabilinde vermeleri Lâzımdır.
Postada olan gecikmeler kabul edilmez. (1056) (1987)
İstanbul Beşinci icra Memurluğundan :
Emine’nin Hüseyin Avni zimmetinde alacağı olan mebaliğden dolayı mahcuz olup yeminli üç ehli vukuf tarafından tamamına 9&10 dokuz bin beş yüz on lira kıymet tak tir edilmiş olan Beşiktaşta Teşviki-yede Yeni Meşrutiyet mahallesinin eski dere yeni mektep sokağında eski 13 mükerrer, yeni 17 numaralı apartmanın tamamı açık artırma ile ■atılacağından evsafı aşağıya derç edilmiştir. Şöyle ki:
Bodrum kat: Zemini karosmeu döşeli bir koridor üzerinde dört kömürlük bir merdiven altı, bir oda bir helâ, sabit kazanlı tekneyi hâvi bir çamaşırhane vardır.
Bu kattaki dairede bir koridor üzerinde iki oda bir mutbah, bir helâ mevcuttur.
Zemin kat: Demir camlı kapıdan girilmdikte bir kaç ayak basa, maklı merdivenle bu kata çıkılır. Cemekânla bölünmüş sahanlık ü-zerinden birinci daireye girilir.
Birinci kat . Birinci daire: Gamlı kapı ile bölünmüş bir koridor ü-zerinde dört oda, bir mutbah, bir helâ, bir banyo mahallî mevcuttur.
Birinci kat - İkinci daire: Bir antre ve koridor üzerinde beş oda, bir helâ, bir banyo, bir mutbah var-
İkinci kat - Üçüncü daire: İkinci dairenin aynıdır
Lira K. Senesi: Müstenidi
Üçüncü kat - Dördüncü daire : Bu daire de İkincinin aynıdır.
Evsafı umumiyesi: Bina yenidir. Sahanlık karismen, merdivenler mozayık, korkuluklar demir parmaklıklı, küpeşteler ahşap, her katın arkasına zemini kmusmen, etrafı dıvar korkulnklu birer taraş vardır. Mutbahlar karısmen ve banyolar termo6ifonludur., Emaye küvetli olup etrafı foyans döşelidir. Zeminden itibaren cephede birer vardır.
Umum sahası 163 metre murah. baı olup bundan 116 metre murab-baı bina, 47 metre murabbaı bahçedir.
Hududu: Bir tarafı 3 ve bir ta. rafı 5 harita numaralı mahaller, bir tarafı arka dere sokağı, bir tarafı da Yartıjar aparmanı bahçesi ile mahduttur.
Yukarıda evsaf ve saha ve hududu gösterilen apartman açık arttırmaya konmuş olduğundan, 2 -mayıs - 939 tarihine müsadif Salı günü saat 14 ten 16 ya kadar dairede birinci arttırması icra edilecektir. Arttırma bedeli kıymeti mu-hammenenin % 15 ini bulduğu taktirde müşterisi üzerinde bırakılacaktır. Aksi taktirde en son arttırmanın taahhüdü baki kalmak üzere arttırma 15 gün müddetle temdit edilerek 17 mayıs 939 tarihine müsadif Çarşamba günü saat 14 ten 16 ya kadar keza dairemizde yapılacak ikinci açık arttırmasında art. tırma bedeli kıymeti muhammene-nin % 75 ni bulmadığı takdirde sa- ’ tış 2280 No.lı kanun ahkâmına tevfi. kan geri bırakılır. Satış peşindir. Arttırmaya iştirak etmek istiyenle-lerin kıymeti muhamnıanenin % 7,5 nisbetinde pey akçesi veya millî bir bankanın teminat mektubunu hâmil bulunmaları lâzımdır. Hakları Tapu sicili ile sabit olmıyan alacaklılarla diğer alâkadaranın ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını hususile faiz ve masarife dair olan
Mersin Salı Postası
28 Mart Sah günkü Mersin postası yapılmıyacaktır.
Buna mukabil 31 mart cuma günü Mersin postasına kalkacak (Tan) vapuru yalnız salı postasında olan iskelelere de ilâveten uğrıyacaktır.
Karadeniz Postaları
Yaz Tarifesi
1 — 1 Nisandan itibaren yaz tarifesi tatbik olunacaktır. Pos-
talar eskisi gibi îstanbuldan Pazar, Salı ve Perşembe günleri mutad saatlerinde kalkacaklardır. Salı günü kalkan postalar gidişte Zoguldağa uğramıyacak buna mukabil Perşembe günü kalkan postalar uğnyacâklardır.
2 — Dönüş seferlerinde postalar son iskelelerinden kış tarife-
sindeki kalkış günlerinden birer gün evvel kalkacaklar ve tekmil dönüş seferlerinde iskelelerden bu suretle ibir gün evvel kalkmış olacaklardır.
Bartın Hattı Birinci Postası
îstanbuldan Çarşamba günleri saat 18 de kalkan Bartın hattı birinci postaları 4 nisandan itibaren Salı günleri saat 18 de kalkacak ve Cuma günü saat 10 da İstanbula döneceklerdir.
Vapurların Haftalık Hareket Tarifesi
27 Marttan 3 nisana kadar muhtelif hatlara kalkacak vapurların isimlen kalkış gün ve saatleri ve kalkacakları rıhtımlar
Karadeniz hattına — Salı 12 de (Karadeniz), Perşembe 12 de (Ege), Pazar 16 da (Cumhuriyet). Galata rıhtımından.
— Çarşamba 18 de (Bursa), Cumartesi 18 de (Antalya). Sirkeci rıhtımından.
— Salı, Perşembe ve Pazar 9.30 da (Uğur) Tophane rıhtımından.
— Hergün saat 9 da (Sus) sistemi vapurlardan biri, aynca Cumartesi 13.30 da (Trak) Tophane rıhtımından.
— Pazartesi, Çarşamba ve Cuma 8.15 de (Trak), Çarşamba saat 20 de (Antalya), Cumartesi 20 de (Ülgen). Tophane rıhtımından.
— Sah ve Cuma 19 da (Seyyar). Tophane rıhtımından.
— Pazar 9 da (Tayyar). Tophane rıhtımından.
— Çarşamba 15 de (Saadet), Cumartesi 15 de (Bartın). Sirkeci rıhtımından.
— Pazar 11 de (Ankara). Galata rıhtımından
Bartın hattına
İzmit hattına
Mudanya hattına
Bandırma hattına
Karabiga hattına
İmroz hattına
Ayvalık hattına
İzmir sür’at
hattına
Mersin hattına
(Bu
Salı postasında olan iskelelere de uğrıyacaktır.)
NOT: Vapur seferleri hakkında her türlü malûmat aşağıda telefon numaraları yazılı acentelerden öğrenilir.
Karaköy acenteliği — Karaköy, Kyprübaşı Tel: 42362 Galata ” — Galata, Deniz Ticareti Md.
binası altında Tel: 40133
— Sirkeci. Yolcu Salonu Tel: 22740
— Cuma 10 da (Tarı). Sirkeci rıhtımından, hafta Salı postası yapılmıyacaktır. Tan yalnız

Divanı Muhasebat Reisliğinden :
Divnı Muhasebatta münhal bulunan 35 lira aslî maaşlı 2 mümeyyizlik için 7 nisan 939 cuma günü müsabaka imtihanı yapılacaktır.
İmtihana Ankarada Divanı Muhasebat binasında saat 9,30 da başlanacaktır.
isteklilerin 6 nisan 939 perşembe günü akşamına kadar sarih adreslerini havi arzuhal ile Divanı Muhasebat Riyasetine vesikalariy-le ve iki kıt’a fotoğraflariyle birlikte müracaat etmeleri lâzımdır.
İmtihana girebilmek için 30 lira maaşlı memuriyetlerde ‘bir terfi müddeti bulunmuş ve bu surtle 35 lira maaş almağa hak kazanmış olmak lâzımdır.
Âli tahsil görmüş bulunanların da 30 lira maaşlı bir memuriyette bulunmuş yine bir terfi müddeti istihdam edilmiş olmaları icabeder. Mümeyyizlik teselsülü, derece sırası takip eden memuriyetlerden olmak itibariyle 25 lira maaş almış ve o derecede bir terfi müddetini doldurmuş olmak kâfi değildir. İmtihan mevzuu tahriridir.
Tahrirde ifade kudret ve kabiliyetiyle birlikte sür’at de nazarı itibara alınacaktır. Ayni derecede muvaffak olanlar arasında memuriyetteki kıdem idaremizce tercih sebebi olarak kabul edilebilir.
ibrazı icabeden vesaik :
1 — Nüfus hüviyet cüzdanı
2 — Askerlik vesikası
8 — Tahsil vesikası
4 — Memuriyet sicil cüzdanı
Evvelce arzuhal ile müracaat etmiş ve fakat vesikalarını ve fo-toğrafiyelerini ibraz etmemiş bulunanların matlup vesikaları ibraz etmek bu vesaiki evvelce ibraz etmiş bulunanların da yeniden kayıtlarına işaret ettirmek üzere imtihan gününden evvel Zat İşleri Müdürlüğüne müracaatları muktazidir. “998” (1896)
iddialannı evrakı müsbitelerile birlikte ilân tarihinden itibaren nihayet 20 gün zarfında birlikte dairemize bildirmeleri lâzımdır. Aksi taktirdo haklan Tapu sicili ile sabit olmayanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Müterakim verği, tenviriye, tanzifiye ve dellâliye res-ve Vakıf icaresi bedeli müzayededen ve Vakıf idaresi bedeli müzayededen tenzil olunur. 20 senelik vakıf icaresi
tavizi alıcıya aittir. Daha fazla malû mat almak istiyenler 27/3/939ta. rihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık bulundurulacak arttırma şartnamesi ile 934/ 1317 No. lu dosyaya müracaatla mezkûr dosyada mevcut vesaiki görebilecekleri ilân olunr.
Sahibi: A. Cemaleddin Saraçoğlu Neşriyat müdürü: Macid ÇETİN Basıldığı yeti £&fcziy«


TINI» ABAN
27 MART 1#3»
Haşan Deposu Karaköy Şubesi Açıldı
Haşan Deposu ile Alâkadar Olanların Sirkeci Liman Hanın Altındaki Mağazaya Müracaatları
Yağmurdan, rüzgârdan, gripten nezleden, pervası yok. En fena havalarda bile:
ı çok □NEŞELİ »'ÇÜNKİ
NEOKÜRiN, baş diş romatizma || ağrıları için de birebirdir.
Tek kaşe 6, Altılık kutusu 30 kuruştur
En korkunç düşman ve
en mükemmel silâh
Soğuk algınlığı tehlikesine karşı kendinizi GRİPİN koruyunuz.
GRİPİN üşütmeden mütevellit hastalıklara mâni olur.
SOĞUK ALGINLIĞI:. ırıklık, neşesizlik tevlit eder.
GRİPİN: Kırıklığı geçirir neşenizi iade ede .

kaçelerlle
SOĞUK ALGINLIĞI. as, diş, bel, kulak ağrılarına sebep olur. GRİPİN bütün ağrıları dindirir. SOĞUK ALGINLIĞI, n«-le, Grip ve bir çok tehlikeli hastalıklar doğurur.
Aldanmayınız. Rağbet gören her şeyin taklidi ve benzeri vardır. GRİPİN yerine başka bir marka verirlerse şiddetle reddediniz.
s—ra;-
Herkesin Üzerinde İttifak Ettiği Bir Hakikat:
Sabah, öğle ve akşam her yemekten sonra
KULLANMAK
şartile
RADYOUN
Çişlerinizi tertemiz, bembeyaz ve sapasağlam yapar. Ona yirminci asır kimyasının harikalarından biridir, denilebilir. Kokusu güzel, lezzeti hoş, mikroplara karşı tesiri yüzde yüzdür.
Sabah,öğle ve akşam her yemekten sonra günde 3 defa muntazaman
RADYOUN
Kullananlar dişlerini en ucuz şeraitle sigorta ettirmiş sayılırlar.
En tatlı zevk havasını
_______._ ' - ’
Tane Kuruş
Sipahi 25 (Madeni Kulu) 50
Sipahi 20 35
Yaka 20 30
Çeşit 50 72,5
Tane Kuruş
Samsun 25 (Madeni kUtll) 45
Samsun 20 30
Salon 20 35
Çeşit 100 145
1@.@Ö©,NK,BAZI defeder, M
LERCE KİŞİ MEMNUNİTETIE BARSAKLARI kolaylıkla
PASTİL KATRAN HAKKI lceısr tecrübelidir. I
■k ■■ ^9

İDE ve vemülâ-yim bir şekilde boşaltarak rahatlık ve ferah.ık verir.
. , . ■ ■. .... ■ 'o ■ vnc ' ■
Hazımsızlık, şişkinlik, bulantı, gaz, sancı, mide bozukluğu, barsak ataleti, inkıbaz, sanlık, safra karaciğer, mide ekşilik ve yanmalarında ve bütün mide ve barsak bozukluklarında kullanınız.
Son derece teksif edilmiş bir toz clup yerini tutamıyan mümasil müstahzarlardan diba çabuk, daha kolay ve daha kat’î bir tesir icra eder.
Odeon No. 5 - Odeon No. 1 - Odeon No. 0
f» Asipin Kenan
Sizi soğuk algınlığından, nezleden, gripten, baş||. re diş ağrılarından koruyacak en iyi İlâç budur.9i
l"»)ne dikkat buyurulmau
LSKIŞL.HİRÖİİ
Ses - Işık Kitap Evi
Yeni Sabah Gazetesile diğer Jüaiük ve Ha. t ılık Gazetelerin Satış ...erkezidir